Datasets:

gorkemozkaya

/

blended_en_tr

like 0

When he tried to lift 180 pounds, it killed him.

Öyle mi? Evet. Umarım, araya girmiyorumdur.

I knocked it out of his hand.

Eline vurup telefonu düşürdüm.

Not every night.

Her gece değil.

In accordance with our law, you will be burned at the stake.

Yasalarımız gereğince, kazıkta yakılacaksın.

Good, people don't revolt when they're scared.

Güzel, insanlar korktuğunda başkaldırmazlar.

Say hello to my little friend.

Dur bakalım orada. Seni küçük fırlama.

I need you to pack a bag for you and John.

John ve kendin için bir çanta hazırlamanı istiyorum.

You hungry?

Karnın aç mı?

Boom, boom, you know what I mean?

Anladın mı?

Checking!

38. Birim Kontrol edin!

- Hi guys.

- Merhaba çocuklar.

Hello?

Merhaba?

- ( rock music playing ) - ( chattering )

Bakın kim dönmüş. Daha önce için çok özür dilerim, Alex. Acil durum kontrol altına alındı.

Sydney Briar is alive

Sydney Briar hayatta.

And what we've done is use the word "water" to tag that moment, that bit of activity.

Bizim yaptığımız "su" kelimesi ile o anı, o aktiviteyi etiketlemek.

I think you know exactly how you feel.

Bence ne hissettiğini kesinlikle biliyorsun.

Shannon's lungs went to a young dad who got cancer even though he never smoked.

Shannon'ın akciğeri, sigara içmemesine rağmen kanser olan genç bir babaya gitti.

Shit.

Siktir.

A fact came out of MIT, couple of years ago. Ken Hale, who's a linguist, said that of the 6,000 languages spoken on Earth right now, 3,000 aren't spoken by the children.

Bir gerçek bir kaç yıl önce MIT'de ortaya çıktı. Bir dilbilimci olan Ken Hale şu anda dünyada 6.000 dilin konuşulduğunu söylüyor, 3.000 dil artık çocuklar tarafından konuşulmuyor.

No.

Hayır.

Your majesty

Majesteleri!

It's okay.

Sorun yok.

Uh, thanks, uh... but i-I'm just on my way up north.

Teşekkürler. Kuzeye doğru gidiyorum.

That is a very nice suit.

Çok güzel bir takım.

That's it, Tony? Only one word?

Sadece tek bir kelime mi söyleyeceksin?

All right, let's get serious.

- Etmediğimi kim söyledi? - Pekala, biraz ciddileşelim.

A boat's a boat, but the mystery box could be anything.

-Bot bottur ama burada herhangi birşey çıkabilir

Griffin, it's me. It's Lena.

- Benim Griffin, Lena.

It's right there!

Orada biliyorum!

Glory, come on.

Glory hadi.

So are you.

Sen de öyle.

Nice to believe that.

Buna inanmak güzel.

It's not even that high.

O kadar yüksek bile değil.

Turkey's Erdogan holds talks with Armenia's president in Washington.

Türk lider Erdoğan Ermenistan cumhurbaşkanıyla Washington'da bir araya geldi.

See, whenever I come back here, I'm a trustee, which means I get to move around a lot.

Buraya geri döndüğümde, güvenilir biriydim, yani çok dolaşmam gerekiyordu.

Charlie!

Charlie!

That's not the road I thought you were gonna take here, but okay. (STUTTERS)

Böyle bir seçim yapacağın aklıma gelmezdi ama, ne yapalım.

- Me too, meat bag.

-Ben de, et kafa.

I'm sorry about that.

- Çok üzgünüm.

I will go and see Mr. Sutter again, see if he can't shed some more light on the situation. You pay a visit to Mrs. Sutter.

Ben, Bay Sutter mevzuyu biraz daha aydınlatabilir mi, onu öğrenmeye giderken, sen de git Bayan Sutter'la konuş.

Maybe not:

Belki de geçiremeyebiliriz.

How do you feel?

Daha iyiyim.

Not food, obviously.

Yemek olmadığı çok açık.

Baluken was discharged on January 30, 2017.

Son olarak dün de HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken tahliye edildi.

Here is your brother.

Burada sana kardeş.

I tried.

Denedim.

Nathan!

Nathan!

Turn out your pockets and handbags and give your names and addresses, then you will be formally charged.

Cepler ve çantalar aranacak isim ve adres tesbiti yapılacak. daha sonra resmi işlem yapılacaktır..

Listen, I'm not quite ready to raise the alarms, but...

Dinle, ortalığı velveleye vermek istemem ancak...

I can only stay a moment.

Çok az kalabilirim.

THE BODY WILL BE RELEASED BY THE AUTHORITIES SOMETIME THIS WEEK.

Cenazesi bu hafta bir ara yetkili kişiler tarafından toprağa verilecektir.

Besides, I'm gonna be soaking' up deals and showing off my medals.

Ayrıca bunun üstesinden geleceğim ve madalyalarımı gösteriyor olacağım.

What?

- Neyi?

First things first, we should find the guy.

İlk önce resimdeki adamı bulmamız gerek.

- Yeah.

- Evet.

How d-- Yes.

Nasıl.. Evet.

Keller's not an easy one to con.

Keller, oyuna getirilmesi kolay olmayan kimselerden.

After the meeting, the two met with US Defence Secretary Donald Rumsfeld.

Toplantıdan sonra ikili, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ile bir araya geldi.

Don't even think about it, Charlie.

Aklından bile geçirme, Charlie.

- Who the hell is "He"?

- Kimden bahsediyorsun?

Interpol contacted us.

Interpol bizimle bağlantıya geçti.

We're on it.

Tamam, tamam biz halledeceğiz.

It really was a very nice restaurant, wasn't it?

Gerçekten çok güzel bir restorandı, değil mi?

I'm ice- skating with one and going to a staged reading of Godspell with the other.

Bir tanesiyle buz patenine gideceğim ve diğeriyle de Godspell'in piyes okumasına gideceğim.

Give me 20 cc's of morphine.

Bana 20 cc morfin ver.

You almost died, damn cow.

Neredeyse ölmüştün, dişi domuz.

That...

Bu...

It was a noble initiative, sergeant Mueller.

Asil bir girişimdi, çavuş Mueller.

For you to grant us your mercy?

Ne yapmamız gerekiyor Lütfunu haketmemiz için

I'm sorry it's taken so long.

Çok sürdü, pardon.

He said everyone he gets close to commits suicide.

Yakınlaştığı herkesin intihar ettiğini söyledi.

Yes.

Evet.

Yes.

- Evet.

Soon the sun will kill us.

Yakında güneş bizi öldürecek.

Thank you, joe.

Teşekkür ederim, Joe.

"Currently it´s susceptible to high levels of moisture and humidity."

Mevcut sistem yüksek derecedeki nem ve rutubete karşı hassas durumdadır.

And this is what happened.

O an hissettiklerim şöyleydi:

That guy was acting so strange, like he knew you or something.

Oradaki eleman çok garip davranıyordu. Sanki seni tanıyor gibiydi.

That one stands for royalty in this part of Egypt.

Oradaki Mısır'ın bu tarafındaki kraliyet anlamına geliyor.

License and registration, please.

Ehliyet ve ruhsat, lütfen.

Are you nuts?

Sen kaçık mısın?

Heroes in the half-shell. - Okay.

- Yarıkabuklu kahramanlar.

Sure.

Elbette.

Hey, hombre.

Baksana, hacı.

Yeah. / You, uh, evacuated me.

-Evet? Beni siz tahliye etmiştiniz.

Uh, yeah.

Evet.

Come on, I know you can do it.

Yapabilirsin. Haydi, yapabileceğini biliyorum. Borcumuz ne kadar, 1000 mi?

Help me!

Jim, lütfen.

I wantyou to check Darcet's accounts.

Darcet'in hesaplarına bakmanı istiyorum.

Okay, um...

Pekâlâ...

In the car.

Arabayla.

How do we know that these dinosaurs are hundreds of millions of years old?

Bu dinazorların yüzlerce milyon yaşında olduklarını nasıl bilebiliyoruz?

Because this good will is unconsciously picked up by other people, and it creates trust, and trust creates a lot of good working relationships.

Bu iyi niyetiniz farkında olmadan diğer insanlar tarafından anlaşılacaktır ve güven yaratacaktır, ve güven iyi çalışma ilişkileri oluşturur.

Look, my time's almost up here.

Bakın, burada zamanım tükenmek üzere.

I don't know.

Bilmiyorum.

I should have seen you earlier, shouldn't I?

Seninle daha önce görüşmüş olmalıydım, değil mi?

Yeah.

Tamam.

You know what? It's not worth it.

Baksana, buna değmez.

- It has been said.

Görünüşe göre öyle.

culture,global issues,language

culture,global issues,language