Datasets:

gorkemozkaya

/

blended_en_tr

like 0

The Bosnia and Herzegovina (BiH) subsidiary of Volksbank signed a credit line of 2m euros in support of job creation programmes run by the employment agency in the BiH municipality of Tuzla.

Volksbank'ın Bosna-Hersek şubesi, BH'nin Tuzla belediyesindeki iş bulma kurumu tarafından yürütülen iş yaratma programlarına destek olmak amacıyla, 2 milyon euroluk bir kredi anlaşması imzaladı.

You ever fly in an airplane?

Uçağa bindin mi hiç?

Control elements: bungee cord, three-to-one elasticity ratio, fifty-pound ballast.

Nesnelerin kontrolü: bangi ipi elastisite oranı 3, 22 kilo ağırlık.

I'm not even going to ask how you know.

Nereden bildiğinizi sormayacağım.

And Clark's kiss is lust.

Clark ile öpüşmek şehvet.

You went to the cordon bleu?

Sen de mi Cordon Bleu'ye gittin?

Why on earth do you want to hold on to me?

Neden bana tutunmak istiyorsun?

Ice World?

Buz Dünyası mı?

This isn't for the demolition derby, uh, sequence?

Bu çarpışma sahneleri için değil mi?

That sounded really great, Nancy.

Çok iyi çalıyorsun Nancy.

No.

Hayır.

- What a hostess. - She's not here.

- Ne misafirperver ama.

Danger is the game he plays

# Danger is the game he plays

The kind I'm gonna make right now.

Şimdi yapacağım türden bir seçim.

He got all weird with Dawson, and they're not gonna do anything about it over at O.E.M.C.

Dawson ile tuhaf bir münasebete girdi A.Y.H.O.'de bu konuda bir şey yapacak gibi durmuyor.

No consecutive serial numbers, no new bills.

Ardışık seri numarası ve yeni para olmayacak.

I mean, all this ddr shit, all these dreams...

Şu Alman Demokratik Cumhuriyeti rüyası işte...

I'll go left - to park the truck.

Sola gideceğim, kamyonu park etmek için.

- For the Triceraton Empire.

Triceraton İmparatorluğu için.

He didn't see his little girl.

Kendi küçük kızını göremedi.

You did nothing of any worth whatsoever.

Sen de dişe dokunur bir şey yapmadın.

Give me penance, but make that guy go away.

Beni cezalandır, yeter ki o gitsin.

I couldn't.

Uyuyamadım.

Letter of resignation

İstifa mektubu.

Well, that cheered us all up.

Eh, bu hepimizi neşelendirdi.

And the reason that that's relevant is that very soon I will be walking into what we call a Stage Two tribe, which looks like this.

Neden bundan bahsediyorum? Çünkü çok yakında İkinci Aşama kabilesi olarak adlandırdığımız bir kabileye gireceğim. Böyle bir şey.

This is nothing compared to what I threw at Jane.

Bu, benim Jane'ye yaptığımın yanında hiçbir şey.

- Come on, Pete.

- Haydi Pete.

I thought I had.

Öyle yaptığımı sanmıştım.

Here.

İşte.

What's up?

- Hayırdır?

Where were you when Kate went off the roof?

Kate çatıdan düştüğünde neredeydiniz?

Yeah, but you never get good gas mileage in the city.

Evet ama artık buralarda iyi yakıt bulamıyorsun.

But everything, all the cameras, and the microphones, and the sensors in cars and everything is connected to this machine.

Ama her şey, bütün kameralar ve mikrofonlar, ve arabalardaki sensörler bu makineyle bağlantılı oluyor.

That wasn't me yesterday.

Dünkü Sally ben değildim.

You can't ask me to do that.

Benden bunu isteyemezsin.

He'd be suspicious if it was a man.

Erkek olursa şüphelenir.

In Croatia, parliament determines and passes the legal framework for the energy sector, and receives reports directly from the Croatian Energy Regulatory Council, which is a particularly important factor in the energy system.

Hırvatistan'da parlamento, enerji sektörüne ilişkin yasal çerçeveyi belirleyerek yasalaştırıyor. Enerji sisteminin en önemli unsurlarından biri olan Hırvatistan Enerji Sektörünü Düzenleme Konseyi, doğrudan parlamentoya rapor veriyor.

If it's true, why not saying perfect?

Eğer öyleyse neden mükemmel demedin?

In 1986, I had the presence of mind to stick a music hall on the north end of the building while I was building it.

1986'da hala binanın inşaati devam ederken binanın kuzey ucunda bir müzikhol açmayı kafama takmıştım.

Rosie? She's...

Rosie?

-To the people of Paris.

Dur bakalım.

Get out.

Defol.

You know, like a Power demolishes a school. All the kids get out.

Sanki Güçler, bir okulu tahrip ediyor ve tüm çocukları kovuyorlar.

Officials have stressed Bucharest's support for the UN's "standards before status" approach.

Yetkililer, Bükreş'in BM'nin "statüden önce standartlar" tutumuna verdiği desteğin altını çizdi.

Hey.

-Merhaba!

I would never have left you, no matter what you were going through.

Ben olsam, sen ne yaparsan yap, seni terk etmezdim.

Bradley?

Bradley?

He did a great job.

- Harika bir iş çıkarttı.

But before you get to despair, Jackie, allow me to ease your mind. (CLEARS THROAT)

Umudunu kesmeden önce Jackie aklını temizlememe izin ver.

Okay.

Pekala.

And get this -- you'll have an eight-week vacation of doing absolutely nothing.

Ve bu olsun, Sekiz haftalık bir tatiliniz olacak ki kesinlikle hiç birşey yapmadan.

We've got an incoming wormhole.

Solucan tüneli geliyor.

Copy that, Ed.

Anlaşıldı Ed.

But why does it hurt so much?

Fakat neden bu kadar acıtıyor?

I haven't felt like it. Not even before, when he was living upstairs?

Üstümüzde otururken de mi?

That's embarrassing!

Bu çok utanç verici!

Finland assumes the rotating EU presidency on 1 July.

Finlandiya 1 Temmuz'da AB dönem başkanlığını devralacak.

BiH Presidency Chairman Sulejman Tihic, who also heads the Party of Democratic Action, and Haris Silajdzic, the chairman of Party for BiH, have both called on High Representative Christian Schwarz-Schilling to prevent the signing of the deal.

Aynı zamanda Demokratik Hareket Partisi'ne başkanlık eden BH Cumhurbaşkanlığı Reisi Süleyman Tihiç ve BH Partisi genel başkanı Haris Silaydiç, Yüksek Temsilci Christian Schwartz-Schilling'i anlaşmanın imzalanmasını önlemeye çağırdılar.

Serbian Defence Minister Dragan Sutanovac talks with SETimes about the modernisation plans for the country's defence sector and the possibility of joining NATO.

Sırbistan Savunma Bakanı Dragan Sutanovac SETimes'a ülkenin savunma sektörüne ilişkin modernizasyon planları ve NATO'ya katılma olasılığı hakkında konuştu.

Okay.

Tamam.

Hello.

Selam.

- At least she isn't drinking.

- En azından içmiyor, farkettiniz mi?

I know, it won't suit me. But it does.

- Bana uygun değil, biliyorum.

Do you prefer glass or Tetrapak?

Tetrapak mı, cam mı tercih edersiniz?

To swim across the pool.

Havuzun sonuna kadar yüzmek.

So, the prospect of fungi existing on other planets elsewhere, I think, is a forgone conclusion, at least in my own mind.

Bu nedenle, mantarların başka gezegenlerde bulunma olasılığı, bence son derece yüksektir. En azından benim kendi görüşüm bu.

Meet me halfway on this, Martin.

- Orta yolu bulalım Martin.

We're glad you're back, but where did you go?

Geri döndüğüne sevindik ama nerelerdeydin?

There is no authorship. Architects are obsessed with authorship.

Bir müellif yoktur. Mimarlar müellif olmayla ilgili takıntılıdırlar.

-You know your scotch.

- Viskini biliyorsun.

And you might want to cuddle this one, until you change the functions and look at this.

Ama fonksiyonları değiştirip de öyle bakarsanız onu artık pek yumoş bulmayabilirsiniz.

His account of what happened and what actually happened... are the difference between night and day.

Onun anlattıkları ve gerçekte yaşananlar gece ve gündüz kadar birbirinden farklı. - Efendim?

I'm leaving now.

Gidiyorum.

Come on, boy.

Hadisene, oğlum.

Hey, Tobe.

Seni bir daha görür müyüm diye merak ediyordum.

I love you, ladybug.

Hem de çok uğur böceğim.

Your cherished sexy lips of ardent lust and desire.

Karşında arzuyla çıldırıyorum.

To foster a marriage alliance.

Kraliçe Elizabeth'i çok memnun etti.

I don't follow.

Kabul edemem.

You're gonna get yourself killed!

Kendini öldürteceksin!

- Good night.

- İyi geceler.

The centre will be situated on 42,000 square metres near the city of Banja Luka.

Banja Luka şehri yakınlarında açılacak merkez, 42.000 metrekare alana sahip olacak.

-Besides, it's a karma thing.

-Bununla birlikte, bu kaderin cilvesi.

-Talk to me, Augie.

-Konuş benimle Augie.

They also believe that he is at the bottom of Lake Windermere, drowned like a rat.

Ayrıca, fare gibi boğularak Windermere gölünün dibinde yattığına inanıyorlar.

For God's sake, open your eyes!

Tanrı aşkına, aç şu gözlerini!

Come back when you're ready to play nice. Give me a dollar and I will.

- Bana para ver de gideyim.

I've read your "Mysteries of Chaos."

Kaos'un esrarı kitabınızı okudum.

Get Back!

Çekilin!

Um, I went to see her at the lab around 11:00.

11: 00'da onu laboratuarda görmeye gittim.

Mr. Baker.

Bay Baker.

That's never going to happen, because he does not exist.

Endişelenme. Bu olmayacak. Çünkü o gerçek değil.

Should we shoot them?

Şunları vursak mı?

- Kim... whatever you do, don't go to my office on the campus.

- Kim... ne yaparsan yap ama ofisime gitme.

Because Dalí said, "Yeah, and Amanda must play the princess."

Dali, "Amanda prensesi oynamalı!" diyordu.

This picture will move, isn't that enough?

Resim canlanır, yetmez mi?

Something, anything.

Herhangi bir şey işte.

But the metal is strong.

Ama metal güçlüdür.

Okay, deal.

Kabul ettim gitti.