Unnamed: 0
int64 0
4.73M
| en
stringlengths 1
5.14k
⌀ | tr
stringlengths 1
5.13k
|
---|---|---|
300 | A tri-partite working group recently met in Burgas, Bulgaria and finalised the initial interstate agreement on construction of the pipeline. | Kısa bir süre önce Bulgaristan'ın Burgaz kentinde toplanan üç taraflı bir çalışma grubu, boru hattının inşasına yönelik ilk devletlerarası anlaşmayı sonuçlandırdı. |
301 | Still, I'm gonna cut you guys some slack this time. | Yine de bu defalık sizi affetmeye hazırım. |
302 | Just take a magnifying glass. You see what I have here? | Sadece bir büyüteç alın. Bakın bende ne var? |
303 | Mark, I wasn't implying anything. | Mark, ben hiçbir şey ima etmiyordum. |
304 | What is wrong with you? | Nasıl bir insansın sen ya? |
305 | While the event that brought us all here together is nothing less than tragic, part of what makes life so invigorating is its finite nature. | Hepimizi burada toplayan olay, trajik olmasının ötesinde hayatı böylesine canlı kılan, onun sınırlı doğasının bir parçası da aynı zamanda. |
306 | Do you know what that is? | Ne işe yarar, bilir misin? |
307 | Well, I'm sorry, honey. | Şey, üzgünüm, hayatım. |
308 | Good to see you, my friend. | SENi GORDUGUME SEViNDiM, DOSTUM. |
309 | Out. | Dışarı. |
310 | Would you lie to me? | -Sen bana söyler misin? |
311 | Damn it. Come on! | Kahretsin, hadi. |
312 | We're moving out A.S.A.P. | Mümkün olan en kısa sürede gidiyoruz. |
313 | Even hide work is not entirely without risks. | Zulanın bile tamamen tehlikesiz olduğu söylenemez. |
314 | Daddy. | Baba. |
315 | - Yes! - I only wish that my mother... were more like her... hot and totally non-judgmental. | Keşke benim annem de... aynen onun gibi... ateşli ve önyargısız olabilseydi. |
316 | Dixie, Trixie, you know what to do. | Dixie, Trixie, ne yapacağınızı biliyorsunuz. |
317 | -The court date is on the back. | - Mahkeme tarihi arkada yazıyor. |
318 | He's down here, look! | Aşağıda, bak! |
319 | - I certainly agree. Boy, I tell you. | Dostum sana söylüyorum. |
320 | Rorish. | Rorish. |
321 | I need a GPS track. | GPS takibine ihtiyacım var. |
322 | And she may have been murdered for it. | Ve bu yüzden öldürülmüş olabilir. |
323 | I'm broke. | Meteliğe kurşun atıyorum. |
324 | Yeah. | Evet. |
325 | Let's go. | Gidelim. |
326 | Sam, hey, it's Ryan. | Sam, selam ben Ryan. |
327 | Really? | Gerçekten? |
328 | I don't know what's happening to me. | bana ne olduğunu blmiyorum. |
329 | Watch out! | Önüne bak! |
330 | How'd he die, ma'am? | Nasıl öldü? |
331 | Very inconspicuous. | Hiç göze batmıyor. |
332 | It's time to grow up, okay? | Büyümenin zamanı geldi, tamam mı ? |
333 | We just ... | O da neydi? |
334 | Do you remember your name? | Adını hatırlıyor musun? |
335 | What's wrong? | Bir sorun mu var? |
336 | Which means Fredo could know we have Maria and Luis there. | Yani Fredo, Maria ve Luis'i oraya yerleştirdiğimizi öğrenmiş. |
337 | You were taking us to the Land of Milk and Cookies, remember? | Bizi Süt ve Kurabiye Diyarı'na götürecektin, hatırladın mı? |
338 | We gotta get to your aunt's soon. | Teyzenlere gideceğiz daha. |
339 | Just continue. | Sadece devam et. |
340 | To fuck his sister? Dude! | Kardeşini becermeyi mi denedin? |
341 | Then we gotta get it on. | - Sonra da onları becermemiz lâzım gelir. |
342 | Do you live round here? | Bu civarda mı oturuyorsun? |
343 | Wasn't I? | Değil miydim? |
344 | it's-- it's okay, Eddie. | Önemli değil, Eddie. |
345 | It's all burnt! | Bu tamamen yanmış! |
346 | None of your business. | Seni ilgilendirmez. |
347 | See you inside. - Hey! | İçeride görüşürüz. |
348 | Look, 14p. | Bak, 14 peni. |
349 | You used my spring to wash your horse. | Atını yıkamak için benim suyumu kullandın. |
350 | Help me. | Yardım edin. |
351 | Half me men are drug addicts. | Adamlarımın yarısı uyuşturucu bağımlısı. |
352 | The whole launch depends on you. | Bütün kalkış sana bağlı olacak. |
353 | And then I saw a guy I was dating. | Sonra o sıralar çıktığım bir çocuğu gördüm. |
354 | In the publication is issued by Germanwatch and Climate Action Network (CAN) Europe, the Climate Change Performance Index evaluates and compares the "climate protection performance of 58 countries that together are responsible for about 90% of global energy-related CO2 emissions". | Germanwatch ile Küresel İklim Ağı-Avrupa’nın (Can Europe) birlikte hazırladığı İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde karbon emisyonlarının yüzde 90’ından sorumlu 58 ülkenin iklim değişikliği ile ilgili son performanslarını değerlendirildi. |
355 | Where are you going in the middle of war? | Savaşın ortasında nereye gidiyorsunuz? |
356 | Almost as if Sarah's poem had given Death the idea, suddenly a lot of villagers died. | Sanki Sarah'nın Deedee için yazdığı şiir, ölüme ilham vermiş gibi... köyde peşpeşe çok sayıda insan öldü. |
357 | Everything's signed. | Ama öyle. |
358 | Have a wash. | Temizlen. |
359 | Because that's where your husband and his buds are about to shuffle off to. | Leavenworth, kocanın ve arkadaşlarının hapsi boylamak üzere oldukları yer. |
360 | The man in the shed. | Barakadaki o adam yüzünden. |
361 | Give me that water. | Suyu ver. |
362 | One more rule, Billy. | Bir tavsiye daha Billy. Tanrım. |
363 | Local cops just rolled up. | Yerel polisler ortaya çıktı. |
364 | He's a fine soldier and an excellent leader of men. | Harika bir asker ve mükemmel bir liderdir. |
365 | These are not hard rules to follow. | Bunlar uyulması zor kurallar değildi. |
366 | These are not mere cracks. | Öylesine oluşan çatlaklar değiller. |
367 | Little while now. | Biraz oldu işte. |
368 | Fellows, we have to do this now. | Baylar, iş konuşmamız gerek. |
369 | Oh, at least. '96, I think. | - En az. 96'daydı galiba. |
370 | Haymitch! | Haymitch! |
371 | We need to speak to him. | Onunla konuşmamız gerek. |
372 | Foxtail is secure. | "Tilki Kuyruğu" koruma altında. |
373 | She's gonna be fine. | İyileşecek. |
374 | I will go there... then do it in the court before her father! | oraya gidip kral sarayında babasının önünde yapıcam bunu! |
375 | The answer is downstairs in a cage. Sic Angelus on him. | Cevap aşağıda kafeste duruyor, Angelus ona gıcık oluyor. |
376 | One of her professors fell in love with her. | Evet, çünkü profesörlerinden biri ona aşık olmuştu. |
377 | Dax! | Dax! |
378 | No, sir. | - Hayır efendim. |
379 | Google's shitting their pants right now. | Google bu aralar altına sıçıyor. |
380 | What? | Neymiş? |
381 | - This is he. | - Benim. |
382 | And he was arrested. | Ve tutuklandi. |
383 | Bacon, toast, coffee, and American fries. You got American fries? | Domuz pastırması, tost, kahve, ...ve kızarmış patates. |
384 | What? | Ne? |
385 | That was all about land, cash and cell phones. | Bütün mesele toprak, para ve telefon. |
386 | Bullshit. | Saçmalık. |
387 | You outsmart Father? | Pederi bastıracağını mı sanıyorsun? |
388 | According to Trivan, there is still a lack of women in decision-making positions. | Trivian'a göre karar verme mevkilerindeki kadınların oranı hâlâ az. |
389 | I'm ready. | Hazırım. |
390 | I was loyal to you. | Sana daima sadıktım. |
391 | -Excuse me! | - Affedersiniz. |
392 | She's not very attractive. | - O kadar da çekici değil. |
393 | Now what? | Bu da ne? |
394 | This is the girl I'm asking you about. | Sana sorduğum kız bu. |
395 | Are you OK, Dermot? | - İyi misin, Dermot? |
396 | My hourly rate's $200. | Saati 200 Dolara. |
397 | - Yes, you did. | - Evet verdin. |
398 | - Yeah. | - Evet. |
399 | No, I wanted to say that I'm sorry | Hayır, özür dilemeye geldim. |