petition
stringlengths 136
32.8k
| petition_length
int64 17
4.44k
|
---|---|
esas sayısı karar sayısı i̇ti̇razin gerekçesi̇ başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir i̇stanbul i̇ş mahkemesine tarihli dava dilekçesiyle davacı sami topcu vekili tarafından davalı i̇stanbul büyükşehir belediyesi aleyhine açılan davada davacının tarihinde sümerbanka bağlı yıldız porselen de işe girdiği yılında yine aynı kuruma bağlı beykoz deri kundura sanayii i̇şletmesinin tüm hakları ile nakledildiği ve tarihinde de i̇stanbul büyükşehir belediyesine naklinin yapıldığı i̇stanbul büyükşehir belediyesinin hükümetin tasarruf genelgesi doğrultusunda çalışanlardan işçinin işine son verme kararı aldığını ve bu nedenle tarihinde i̇ş yasasının maddesi uyarınca davacının iş aktinin fesh edildiğinin ancak işverenin davacıya yanlızca belediye de çalıştığı süre için tazminat ödediğini borçlandığı askerlik süresi ve kamudaki hizmet sürelerinin birleştirmediğinden kıdem tazminatının yıl üzerinden değil yıl üzerinden ödenmesi gerektiğinden bahisle açılan davada yapılan yargılama sonunda mahkememizin esas karar sayılı tarihli kararı ile davacının sümerbank holding aş bünyesinde geçen yıl ay günlük hizmet süresi ile devresi yıl aylık borçlanılan muvazzaf askerlik süresi dahil toplam yıl günlük hizmet süresi itibariyle bakiye tl kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir kararın davalı i̇stanbul büyükşehir belediye başkanlığı vekili tarafından temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesinin sayılı tarihli ilamı ile bozularak mahkememize iade edilmiştir yargıtay bozma ilamında davacının hizmet aktinin davalı işveren tarafından sayılı i̇ş kanununun maddesi gereğince sona erdirildiği başka bir anlatımla davacı işçinin sayılı yasanın maddesinde düzenlenen koşulları gerçekleştirerek sosyal sigortalar kanununa göre yaşlılık veya malulluk aylığının ya da toptan ödemeye hak kazanarak hizmet aktini sona erdirmiş olmadığını bu nedenle davalıya ait işyerinde çalışmaya başlamadan önce değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile askerlik borçlanma süresinin kıdem tazminatı süresinin belirlenmesinde nazara alınması ve bu sürelerle ilgili kıdem tazminatından davalının sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı ayrıca işyeri devride söz konusu olmadığından somut olayda sayılı yasanın maddesindeki koşulların oluşmadığı belirlenmiştir usul veya yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir davacı vekili tarihli dilekçesi ile i̇ş yasasının maddesinin bendindeki sosyal sigortalar kanunu göre yaşlılık veya malulluk aylığının ya da toptan ödemeye hak kazanan ibaresinin anayasanın maddesindeki eşitlik ilkesi ile kıdem tazminatının amacına aykırı olduğunun anayasaya aykırılık iddiasının iyiniyetle yapılmış olması nedeniyle istemin ciddi olduğunun iddianın ciddiliğine karar verilerek dosyanın anayasa mahkemesi başkanlığına gönderilmesini talep etmiştir davacı vekilinin anayasaya aykırılık iddiasına ilişkin tarihli dilekçesi davalı i̇stanbul büyükşehir belediyesi vekiline tebliğiyle çıkartılmış ancak herhangi bir yazılı beyanda bulunmadıkları gibi tarihli oturuma da katılmamışlardıresas sayısı karar sayısı davacı tarihleri arasında sümerbank holding aş bünyesinde yıl ay gün çalışmış tarihleri arası yıl aylık muvazzaf askerlik süresini de borçlanarak toplam yıl günlük hizmet süresi de gözetilerek değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet süreleri birleştirilerek toplam çalışma süresi üzerinden yasal haklarının ödenmesi gerekirken sadece son çalıştığı i̇stanbul büyükşehir belediyesinde geçen hizmet süresine göre yasal hakları ödenmiştir davacının iş aktinin i̇ş yasasının maddesi uyarınca tarihinde fesh edildiği tarihte emekliliğe hak kazanmış durumda olduğu ancak sırf emeklilik için başvurusunun olmaması nedeniyle sayılı yasanın maddesi gereğince sümerbank holding aş bünyesinde geçen yıl ay günlük hizmetinin yok sayılmasının anayasanın maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğuna ilişkin iddia anayasaya aykırılık iddiası davacı tarafından ileri sürüldüğünden davayı uzatmak maksadı sözkonusu olmadığından iddia mahkememizce ciddi olarak kabul edildiğinden tarihli oturumda dosyamızın anayasa mahkemesi başkanlığına gönderilmesine ve anayasa mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar anayasanın maddesi gereğince davanın geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan dosyamızın tasdikli örneği ekte sunulmaktadır | 521 |
esas sayısı karar sayısı i̇ti̇razlarin gerekçeleri̇ mahkemelerin başvuru kararlarının gerekçe bölümü şöyledir sayılı kanunla değişik sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının rnaddesinde kamulaştırma bedeli ile ilgili kesin hükme bağlanan arttırım bedeli nakden ve peşin olarak ödeneceği açık bir şekilde belirtilmesine rağmen sayılı kanunun bendi ve son fıkralarına göre davanın açılma tarihinden itibaren değerlendirme yapılması halinde tesbit edilen bu bedelin sayılı kanunla değişik maddesinin düzenlendiği şekilde yargılama süreci sonunda aradan geçen zaman nedeniyle anayasanın maddesinde belirtilen gerçek değer olamayacağı ekonomik ve piyasa şartları gereği açıktır hadisemizde gerçekleştiği gibi davanın açıldığı yılının son günlerine gelen değerlendirme yapılması ayrıca mülkiyet hakkı sahibinin fazlasıyla mağduriyetine neden olacağı ayrıca taşınmazda mevcut yasal düzenlemelere göre belirlenen bedel gerçek değer olamayacağından taşınmazın bu durumda kamulaştırılması anayasamızın maddesine anayasamızın maddesi ile tanınan temel haklardan olan mülkiyet hakkının gerçek bedel ödenmeden el konulması suretiyle açık bir ihlal bulunduğu söz konusu maddede belirtilen hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma hakkının sağlanmasını isteme hakkına sahip olduğu belirtilmesine rağmen geciktirilmeden sözcüğüne aykırı olan asgari yargılama sürecinin sonunda tesbit edilen değerin dava tarihindeki değer olması nedeniyle uygun olmadığı maddesinde belirtilen temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasının anayasanın sözüne ve ruhuna aykırı olamayacağı ilkesine karşılık maddesi delaleti ile maddesindeki yasal düzenlemenin sosyal bir hukuk devletinde temel hak ve hürriyetlerinin kişilerin mağduriyetine yol açacak şekilde sınırlandırılarak hareket edilmeyeceği aksi halin sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı bu durumun mülkiyet hakkının gerçek değer ödenmemesi suretiyle anayasanın maddesinde belirtilen anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olan kanunla sınırlandırma cümlesine ve anayasanın maddesinde belirtilen sosyal bir hukuk devleti ilkesine uygun düşmediği kanaati hasıl olduğundan sayılı kamulaştırma kanununun sayılı kanunla değişik bendi ile son fıkrasının anayasamızın ve maddelerine aykırı olduğundan iptali için anayasa mahkemesine başvurulmasına anayasanın maddesi uyarınca dosyadaki belgelerin onaylı bir suretinin anayasa mahkemesine gönderilmesine karar verildi | 289 |
esas sayısı karar sayısı i̇ti̇razin gerekçesi̇ başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir sinop üniversitesi rektörlüğünün tarih sayılı lüzumu muhakeme kararı ile sanıklar ve nin mağduru a yönelik olarak görevlerini kötüye kullandıklarından bahisle sanıkların yargılamalarının mahkememizce yapılarak sanıkların sayılı türk ceza kanununun maddelerine göre cezalandırılmaları talep edilmiştir mahkememizce sayılı yükseköğretim kanununun maddesinin sayılı anayasasının maddelerine aykırı olduğuna kanaat getirilmiştir zira sayılı yükseköğretim kanununun maddesinde a yükseköğretim kurul başkanı yükseköğretim kurulu ile üniversite rektörlerinin rektör üniversitenin dekan fakültenin enstitü ve yüksekokul müdürleri enstitü ve yüksekokulların bu birimlerin genel sekreter veya sekreterleri de sekreterlik personelinin disiplin amirleridir üniversite ve bağlı birimlerinin yönetim kurulları aynı zamanda disiplin kurulu olarak görev yaparlar disiplin kurullarında profesörlerle ilgili hususların görüşülmesinde doçent ve yardımcı doçentler doçentlerle ilgili hususların görüşülmesinde de yardımcı doçentler disiplin kurullarına alınmazlar öğretim elemanları memur ve diğer personelin disiplin işlemleri disiplin amirlerinin yetkileri devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslara göre yükseköğretim kurulunca düzenlenir değişik bent md ceza soruşturması usulü yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların sayılı devlet memurları kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır ilk soruşturma yükseköğretim kurulu başkanı için kendisinin katılmadığı milli eğitim bakanının başkanlığındaki bir toplantıda yükseköğretim kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca diğerleri için yükseköğretim kurulu başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılır öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde bunların hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının akademik unvanına veya daha üst akademik unvana sahip olmaları şarttır son soruşturmanın açılıp açılmamasınaesas sayısı karar sayısı yükseköğretim kurulu başkan ve üyeleri ile yükseköğretim denetleme kurulu başkan ve üyeleri hakkında danıştayın nci dairesi üniversite rektörleri rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında yükseköğretim kurulu üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik kurul üniversite fakülte enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu üyeleri fakülte dekanları ve dekan yardımcıları enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul öğretim elemanları fakülte enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul sayılı devlet memurları kanununa tabi memurlar hakkında mahal itibariyle yetkili il idare kurulu karar verir yükseköğretim kurulu ile üniversite yönetim kurullarınca oluşturulacak kurullarda görevlendirilecek asıl ve yedek üyeler bir yıl için seçilirler süresi sona erenlerin tekrar seçilmeleri mümkündür son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar üye tamsayısı ile toplanır kurullara ilk soruşturmayı yapmış olan üyeler ile haklarında karar verilecek üyeler katılamazlar noksanlar yedek üyelerle tamamlanır diğer hususlarda bu kanunun inci maddesi hükümleri uygulanır yükseköğretim kurulu ve yükseköğretim denetleme kurulu başkan ve üyeleri hakkında danıştayın nci dairesinde verilen lüzumu muhakeme kararına itiraz ile meni muhakeme kararlarının kendiliğinden incelenmesi danıştayın idari işler kuruluna aittir diğer kurullarca verilen lüzumu muhakeme kararına ilgililerce yapılacak itiraz ile meni muhakeme kararları kendiliğinden danıştay nci dairesince incelenerek karara bağlanır lüzumu muhakemesi kesinleşen yükseköğretim kurulu ve yükseköğretim denetleme kurulu başkan ve üyelerinin yargılanması yargıtay ilgili ceza dairesine temyiz incelemesi ceza genel kuruluna diğer görevlilerin yargılanmaları suçun işlendiği yer adliye mahkemelerine aittir değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve yetkili yargılama mercii görev itibariyle üst dereceliye göre tayin olunur yükseköğretim kurulu başkanı ve rektörlerin sayılı bazı cürümlerden dolayı memurlar ve şerikleri hakkında takip ve muhakeme usulüne dair kanun kapsamına giren suçlarından dolayı yapılacak ceza soruşturmasında yukarıda belirtilen ceza kovuşturması usulü tatbik edilir bunlar dışında kalan tüm görevliler için sayılı bazı cürümlerden dolayı memurlar ve şerikleri hakkında takip ve muhakeme usulüne dair kanun hükümleri uygulanır sayılı bazı cürümlerden dolayı memurlar ve şerikleri hakkında takip ve muhakeme usulüne dair kanun kapsamına giren suçlarından dolayı kanuni kovuşturma içinesas sayısı karar sayısı gereken izin yükseköğretim kurulu üyeleri ile yükseköğretim denetleme kurulu başkan ve üyeleri ve bu kuruluşların memurları üniversitelerarası kurul memurları dahil hakkında yükseköğretim kurulu başkanından üniversite yöneticileri ve öğretim elemanları ile memurlar hakkında üniversite rektörlerinden alınır i̇deolojik amaçlarla anayasada yer alan temel hak ve hürriyetleri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil ırk sınıf din ve mezhep ayrılığına dayanılarak nitelikleri anayasada belirtilen cumhuriyeti ortadan kaldırmak maksadıyla işlenen suçlarla bunlara irtibatlı suçlar öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlayan kurumların sükun huzur ve çalışma düzenini bozan boykot işgal engelleme bunları teşvik ve tahrik anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar ile ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde yukarıda yazılı usuller uygulanmaz bu hallerde kovuşturmayı cumhuriyet savcısı doğrudan yapar bu kanunda yer almamış hususlarda şubat tarihli memurin muhakematı hakkında kanun hükümleri uygulanır denilmektedir sayılı anayasasının maddesinde türkiye cumhuriyeti toplumun huzuru milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir denilmekte maddesinde herkes dil ırk renk cinsiyet siyasi düşünce felsefi inanç din mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz çocuklar yaşlılar özürlüler harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz hiçbir kişiye aileye zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar denilmekte maddesinde anayasa hükümleri yasama yürütme ve yargı organlarını idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır kanunlar anayasaya aykırı olamaz denilmekte maddesinde hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev yaparlar bu görevler meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülür hakimler mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler hakim ve savcıların nitelikleri atanmaları hakları ve ödevleri aylık ve ödenekleri meslekte ilerlemeleri görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesiesas sayısı karar sayısı haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir hakimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler askeri hakimlerin yaş haddi yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir hakimler ve savcılar kanunda belirtilenlerden başka resmi ve özel hiçbir görev alamazlar hakimler ve savcılar idari görevleri yönünden adalet bakanlığına bağlıdırlar hakim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idari görevlerde çalışanlar hakimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tabidirler bunlar hakimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler hakimlere ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar denilmektedir sayılı ceza muhakemesi kanununun cmk maddeleri gereği kamu davasının kural olarak cumhuriyet savcısı tarafından tanzim edilen iddianamenin görevli ve yetkili mahkemeye verilmesi ve iddianamenin ilgili mahkemece kabul edilmesi ile gerçekleşir kural bu olmakla beraber bu durumun istisnasının düzenlendiği çeşitli mevzuatlarda cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen bir iddianame olmadan ilgili kurumca düzenlenen belgelerle kamu davası açılabilmektedir bu belgeler öğretide iddianame yerine geçen veya iddianame hükmünde olan belgeler olarak adlandırılmaktadır somut olayda da mahkememize bu türden bir belge ile kamu davası açılmıştır tarihli resmi gazetede sayı ile yayımlanan sayılı ceza muhakemesi kanunu ile idarenin soruşturma yaparak kamu davası açabilmesinin düzenlenmiş olduğu özel kanun düzenlemeleri birbiri ile çatışmaktadır sayılı maddesine göre kamu davası açma görevi cumhuriyet savcısı dışında bir kişiye ya da kuruma verilmemiştir dolayısıyla cumhuriyet savcısının dava açma görevi idari kurala devredilmemelidir aksi takdirde sayılı cmknın maddesinde düzenlenen iddianame düzenleme yetkisi maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık halinin mevcudiyeti ve şahsi cezasızlık halinin varlığı halinde cumhuriyet savcısının kamu davası açma takdir yetkisi idari kuralları devredilmiş olacaktır ayrıca sayılı cmknın maddesinde düzenlenen iddianamenin iadesi müessesesinin idarenin tanzim ettiği iddianame yerine geçen belgelere uygulamak mümkün değildir yine sayılı cmknın ve maddesinde kovuşturma evresinin iddianamenin kabulü ile başlayacağı belirtilmiştir ancak iddianame yerine geçen belgelerle kovuşturma aşamasına geçileceği yargılamaya başlanacağına dair sayılı cmkda açık bir düzenleme yoktur savcılık görevinin idari kurallara devredilmesi daha bir çok öngörülen ve öngörülemeyen sorunlara sebebiyet vermektedir örneğin sulh ceza mahkemelerinin temyiz incelemesine tabi kararlarının görüldüsünü kim yapacaktır sayılı cmknın maddesinin amir hükmüne göre duruşmada zorunlu olarak bulunması gereken cumhuriyet savcısının ağır ceza mahkemelerinin duruşmalarında bulunacak mıdır yoksa idarenin memuru mu bulunacaktır sayılı cmkda cumhuriyet savcısına soruşturmada tanınan yetkileri arama elkoyma tutuklamaya sevk etme vb idare de kullanabilecek midir sayılı türk ceza kanununun tck maddesine göre dava zaman aşımını kesen iddianamenin düzenlenmesi idarenin tanzim ettiği iddianame yerine geçenesas sayısı karar sayısı belgeler içinde geçerli olacak mıdır tüm bu sorunlar sayılı yükseköğretim kanununun maddesinin atfıyla sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanunun maddesi uyarınca sayılı ceza muhakemesi kanunu hükümleri uygulanarak mı çözülecektir bu bağlamda sayılı yükseköğretim kanununun maddesi sayılı anayasasının maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmektedir her ne kadar anayasa mahkemesi tarih esas karar sayılı tarih esas karar sayılı kararlarında anayasanın maddesinde yargı yetkisinin mahkemeler dışında başka bir organca kullanılamayacağı ve mahkemelerin bu yetkiyi diğer organlarla paylaşamayacağı açık ve her türlü tartışmadan uzak bir biçimde belirtilmiştir yönetsel organlar tarafından yürütülen soruşturma yargı yetkisine bağlanamaz adı ne olursa olsun salt soruşturma yargı yetkisini kullanma sayılamaz soruşturma ile ilgili kurallar yargı yetkisini kullanma biçiminde yorumlanamaz esasen memurin muhakematı hakkında kanunu muvakkatın yönetsel organlara verilen yargı yetkisini veya bu yetkiyi kullanma içeriğini taşıyan kuralları daha önce anayasa mahkemesi kararları ile iptal edilmiştir anayasada soruşturmanın hakimler ya da yalnızca cumhuriyet savcıları tarafından yapılacağı yolunda bir kural yoktur ayrıca soruşturma yetkisinin yönetim organlarına verilmesi genel bir anlamda olmayıp yasada gösterilen sınırlarla özel yöntemler içindedir bu nedenlerle soruşturmanın yönetim organlarınca yapılmasının anayasanın maddesindeki hakimlik ve savcılık görevinin meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülmesini öngören kurala da aykırı bir yönü yoktur demiş ise de iddia makamının ve savunma tarafının olmadığı bir yargı sistemi anayasanın maddesinde belirtilen bir hukuk devletinde olması gereken hakiki manada yargı olarak tanımlanamaz ehil mercilerce icra edilmeyen iddia ve savunma görevleri şeklen bir başka merci veya kişilerce yerine getirilmesi anayasanın maddelerine aykırılık teşkil etmez mi sayın anayasa mahkemesinin bahsi geçen kararında belirtildiği gibi anayasada soruşturmanın hâkimler ya da yalnızca cumhuriyet savcıları tarafından yapılacağı yolunda bir kural yoksa örneğin kasaplar odası başkanının savcılık görevini üstlenerek herhangi bir kişi hakkında soruşturma yapmasına gözaltına almasına iddianame tanzim etmesine izin veren bir yasal düzenleme anayasaya uygun mu olacaktır eğer anayasaya uygunsa bu durumun hukuk devleti ilkesine tezat olmadığı nasıl izah edilir anayasanın maddesinde hâkimlik ve savcılık görevinin meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülmesini öngören kural bulunmaktayken savcılık görevinin savcılık mesleğinden olamayan idari mercilerce yerine getirilmesi anayasaya aykırıdır her soruşturma işlemi şeklen yapana savcı her savunma vazifesini şeklen icra edene avukat her şeklen yargılama yapana hâkim denemez hâkim ve savcıların nitelikleri atanmaları hakları ve ödevleri anayasanın maddesinde belirtilmiştir i̇dari mercilerin bir kısım memurlar hakkında cumhuriyet savcısının yerine geçerek soruşturma işlemi icra etmeleri cumhuriyet savcısı gibi iddianame tanzim etmeleri cumhuriyet savcılarına anayasa ile tanınan yetkinin açık ihlalidir vakıf üniversiteleri mensuplarının sayılı yükseköğretim kanununun maddesinde öngörülen soruşturma usulüne mülga tarihli memurin muhakematı hakkında kanunu muvakkata veya sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanuna tâbi olacaklarına ilişkin herhangi bir hüküm yeresas sayısı karar sayısı almadığından vakıf üniversiteleri personelinin soruşturmalarının ve sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanunun maddesi uyarınca bir kısım memurların sayılı cmkya göre cumhuriyet savcısının düzenlemiş olduğu iddianame ile yargılanması ancak yüksek öğretim görevlilerinin sayılı yükseköğretim kanununun maddesine göre idarenin düzenlemiş olduğu bir belge ile yargılanması sayılı anayasasının maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir bu nedenlerle sayılı anayasasının maddelerine aykırı olan sayılı yükseköğretim kanununun maddesinin iptali için sayılı anayasasının maddesi gereğince anayasa mahkemesine başvurulmasina anayasaya aykırılığın değerlendirilmesi için dosya içeriği ve belgelerin onaylı birer suretinin anayasa mahkemesinin tarih ve cgns sayılı yazısı dikkate alınarak uyap doküman yönetim sistemi üzerinden anayasa mahkemesi̇ne gönderi̇lmesi̇ne sayılı anayasasının maddesinin amir hükmü gereği dosyanın anayasa mahkemesine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde karar verilmesinin beklenmesine bu süre içinde karar verilmezse davanın yürürlükte kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasına mahkememizce karar verilmekle anayasaya aykırılığın değerlendirilmesi yüksek mahkemenizden arz olunur | 1,919 |
esas sayısı karar sayısı i̇ptal i̇stemi̇ni̇n gerekçesi̇ i̇ptal istemini içeren dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir gerekçe tarihli ve sayılı yasayla dışişleri bakanlığının kuruluş ve görevleri yeniden düzenlenmiş ve tarihli ve sayılı yasa yürürlükten kaldırılmıştır sayılı yasada büyükelçi nezdinde görevli bulunduğu ülke veya ülkelerde türkiye cumhuriyeti devletini ve cumhurbaşkanını temsil ederken sayılı yasada türkiye cumhuriyeti devleti ve cumhurbaşkanı ile birlikte hükümeti de temsil eder durumu getirilmiştir anayasanın nci maddesinde türkiye cumhuriyetinin toplumun huzuru millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik lâik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu başlangıçın ikinci paragrafında da türkiye cumhuriyetinin dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olduğu belirtilmiştir anayasanın maddesinde cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren hukuk güvenliğini gerçekleştiren anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan yargı denetimine açık yasaların üstünde anayasanın ve yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir bu bağlamda hukuk devletinde yasakoyucu yasaların yalnız anayasaya değil evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür türkiye cumhuriyeti devletinin diğer ülkelerde temsili anayasanın bu temel ilkeleri doğrultusunda evrensel hukuk ilkelerine uygun olarak gerçekleşmek zorundadır anayasanın ncı maddesinde türk ulusunun egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanacağı belirtilirken egemenliğin kullanılmasının hiçbir surette hiçbir kişiye zümreye veya sınıfa bırakılamayacağı hiçbir kimse veya organın da kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağı vurgulanmıştır yetkili organlar anayasanın nci inci ve uncu maddelerinde sayılmıştır türkiye cumhuriyeti devleti bu yetkili organlarla birlikte anayasanın cumhuriyetin temel organları başlıklı üçüncü kısmında sayılan diğer anayasal kurumların bütününden oluşur anayasanın üncü maddesinde de cumhurbaşkanı devletin başı olarak tanımlanmış ve kendisine bu sıfatla türkiye cumhuriyetini ve türk milletinin birliğini temsil etme görev ve yetkisi verilmiştir yabancı devletlere türk devletinin temsilcilerini göndermek türkiye cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek görev ve yetkisi de yine üncü maddeye göre cumhurbaşkanına aittir türkiye cumhuriyeti devletini temsil ve doğal olarak diğer ülkelerde türkiye cumhuriyetini devletini temsil bu anayasal bütünlük içinde anlaşılması gerekir anayasada bunun istisnaları gösterilmedikçe bu temsil yetkisi başka organlar adına kullanılamaz kullanıldığı takdirde bu yetki kaynağını anayasadan almayan bir yetki oluresas sayısı karar sayısı başbakan ve bakanlardan oluşan hükümet ise dış ilişkilerle ilgili görev ve yetkileri bulunmasına karşın diğer ülkelerde türkiye cumhuriyeti devletini sürekli temsil gibi bir anayasal görev ve yetkiyle donanmamıştır kaldı ki türkiye cumhuriyeti devletini temsil devlet organlarının bütününü temsil anlamına gelir bu görev ve yetki anayasa ile cumhurbaşkanına verilmiştir türkiye cumhuriyeti devletini ve cumhurbaşkanını temsil aynı zamanda devlet politikalarını temsil anlamına gelir büyükelçilerin hükümeti de temsil etmesi halinde devlet politikalarını temsil eden büyükelçilerin hükümet politikaları ile sınırlandırılması ve bağlanması söz konusu olur uluslararası ilişkilerde hükümet politikaları her zaman devlet politikası haline gelmeyebilir ve sorumlulukları farklıdır büyükelçilerin hükümeti değil de türkiye cumhuriyeti devleti ve cumhurbaşkanını temsildeki temel amaç bu temsilde iç siyasi etkiden uzak kalınmasıdır anayasanın ıncı maddesinde de uluslararası sözleşmeler hükümetin kabulüne bırakılmamış türkiye cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla yapılacak sözleşmelerin onaylanması tbmmnin onaylamayı bir yasayla uygun bulmasına bağlı kılınmıştır yine aynı maddeye göre usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir burada artık hükümet politikası yerine devlet politikası söz konusudur uluslararası hukuk ve diplomatik gelenekler de büyükelçilerin devletlerini temsil etmesini öngörmektedir tbmm tarafından tarihli ve sayılı yasa ile uygun bulunan tarihli diplomatik i̇lişkiler hakkında viyana sözleşmesi büyükelçinin nezdinde bulunduğu ülkede kendisini gönderen devleti temsil ettiğini ve kabul eden devletin de büyükelçiyi bu sıfatla kabul ettiğini öngörmektedir madde ve sözleşmenin üncü maddesinde ise bir devletin göndereceği büyükelçi için kabul edecek devletten agreman istemesinin devlet adına yapılan bir işlem olması düzenlenmiştir gönderen devletin büyükelçisinin kabul eden devletin devlet başkanına tevdi etmesi için düzenlenen güven mektupları da gönderen devletin devlet başkanı adına düzenlenmektedir bu uluslararası kurallara uygun davranmanın anayasanın başlangıçında belirtilen dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olma ve hukuk devleti ilkesi bakımından gerekliliği de açıktır açıklanan nedenlerle tarihli ve sayılı dışişleri bakanlığının kuruluş ve görevleri hakkında kanunun nci maddesinin numaralı fıkrasının bendinde yer alan ve hükümeti sözcükleri anayasanın başlangıçının ikinci paragrafı ile nci ncı ve üncü maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir iii sonuç ve i̇stem yukarıda açıklanan gerekçelerle tarihli ve sayılı dışişleri bakanlığının kuruluş ve görevleri hakkında kanunun nci maddesinin numaralı fıkrasının bendinde yer alan ve hükümeti sözcükleri anayasanın başlangıçının ikinci paragrafı ile nci ncı ve üncü maddelerine aykırı olduklarından iptallerine karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz | 735 |
esas sayısı karar sayısı i̇ptal ve yürürlüğün durdurulmasi i̇stemi̇ni̇n gerekçesi̇ dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir gerekçe sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının birinci tümcesinin anayasaya aykırılığı üncü maddede ölçme seçme ve yerleştirme merkezinin ösym kuruluş görev ve yetkileri düzenlenmiştir maddenin numaralı fıkrasında ösym başkanlığı sayılı yasayla ve ilgili diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğine idari ve mali özerkliğe sahip yükseköğretim kurulu ile ilgili merkezi ankarada bulunan özel bütçeli bir kuruluş olarak tanımlanmıştır numaralı fıkrada da başkanlığın görev ve yetkileri sıralanmıştır yükseköğretim kurulu kararlarına veya ilgili mevzuat hükümlerine istinaden başta yükseköğretim kurumlarında ön lisans lisans veya lisansüstü öğrenim görecek adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere ulusal ve uluslararası her türlü bilim yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemlerini yapmak ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarında görev almaya veya görevde yükselmeye yönelik sınavları ve gerektiğinde yerleştirme işlemlerini ilgili kurumun talebine bağlı olarak yapmak başkanlığın temel görevleri olarak gösterilmiştir numaralı fıkrada ise başkanlık bu kanunla ve diğer mevzuatla verilen görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır denilmiştir üncü maddeden de anlaşılacağı gibi ösymnin görevlerini yükseköğretim kurumları ve diğer kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere ikiye ayırmak gerekmektedir yükseköğretim kurumları anayasada uncu ve inci maddelerde özel olarak düzenlenmiştir bilimsel özerkliğin esas alındığı bu kurumlar için uncu ve inci maddeler bütünlük içinde düzenlenmiş yükseköğretim kurumlarıyla ilgili planlama düzenleme yönetme ve denetleme görevi ise bu bütünlüğün ve eşgüdümün sağlanması amacıyla anayasal güvence altındaki yükseköğretim kuruluna yök verilmiştir yükseköğretime giriş dahil bu kurumların tüm sınavlarının seçme ve yerleştirmelerinin anayasanın uncu ve inci maddeleri kapsamında ve güvencesi altında olduğu açıktır anayasal durumun açıklığı karşısında ösymnin yükseköğretim kurumlarıyla ilgili görevlerini yerine getirirken anayasanın öngördüğü bütünlükten ve yöknin görev ve yetkilerinden ayrılması düşünülemez ösymnin yükseköğretim kurumları ve yök yönlerinden görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında ve yökden bağımsız olarak yerine getirip ve kullanması yökye ait görev ve yetkilerin ayrı bir karar organına devri niteliğindedir ve anayasaya aykırılık oluşturur üncü maddenin numaralı fıkrasında başkanlığın yükseköğretim kurulu ile ilgili olduğunun belirtilmesi bu aykırılığı ortadan kaldırmazesas sayısı karar sayısı açıklanan nedenlerle sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının birinci tümcesi yükseköğretim kurumları ve yök yönlerinden anayasanın uncu ve inci maddelerine aykırı olup yükseköğretim kurumları ve yök yönlerinden iptali gerekmektedir sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının son tümcesinin anayasaya aykırılığı numaralı fıkrada başkanlığın sınav ölçme değerlendirme ve yerleştirme hizmetlerini yerine getirirken ihtiyaç duyduğu aşamalarda soru hazırlama donanım ve yazılım olarak bilgisayar ve iletişim altyapısı baskı paketleme taşıma dağıtım güvenlik ve işgücü hizmetleri satın alabileceği sınav hizmetleriyle sınırlı kalmak üzere bu mal ve hizmetlerin temininde başkanlık tarafından gerçek kişiler kamu tüzel kişileri veya özel hukuk tüzel kişilerinden alınan mal ve hizmetlerle ilgili olarak tarihli ve sayılı kamu i̇hale kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir fıkranın son tümcesinde ise söz konusu mal ve hizmetlerin teminine ilişkin usul ve esaslar kamu i̇hale kurumunun görüşü alınarak yükseköğretim kurulu tarafından hazırlanacak yönetmelikle belirlenir denilmiştir fıkrada kamu i̇hale kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı belirtildikten sonra hiçbir çerçeve çizilmeden ölçüt esas ve usul getirilmeden mal ve hizmetlerin teminine ilişkin usul ve esaslar doğrudan yönetmeliğe bırakılmıştır yönetmelik hazırlanırken kamu i̇hale kurumunun görüşünün alınması yasa koyucu tarafından belirlenmesi gereken esas ve usullerin gereğinin yerine getirildiği anlamına gelmez anayasanın nci maddesinde yasama yetkisinin türk milleti adına türkiye büyük millet meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği öngörülmüştür buna göre anayasada yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir yürütmenin düzenleme yetkisi sınırlı tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir bu nedenle anayasada öngörülen ayrık durumlar dışında yasalarla düzenlenmemiş bir alanda yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez yasa koyucunun temel ilkeleri koymadan çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi sınırsız belirsiz bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir yasa ile yetkilendirme anayasanın öngördüğü biçimde yasa ile düzenleme anlamına gelmez bu durum anayasanın nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırılık oluşturur yasa koyucu gerektiğinde sınırlarını belirlemek koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini idareye bırakabilir açıklanan nedenlerle sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının son tümcesi anayasanın nci ve nci maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasında yer alan müşterek kararname sözcüklerinin anayasaya aykırılığı üncü maddenin numaralı fıkrasının birinci tümcesinde ösym başkanının devlet üniversitelerinde görev yapan profesör unvanına sahip öğretim üyelerinden yükseköğretim kurulunun önereceği üç aday arasından müşterek kararname ile dört yıllığına atanacağı öngörülmüştür anayasanın inci maddesinde yürütme yetkisi ve görevi cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir denilmekte üncü maddesinde de kararnameleri imzalamak cumhurbaşkanının yürütmeesas sayısı karar sayısı alanındaki görev ve yetkileri arasında sayılmaktadır anayasanın üncü maddesinde sözü edilen kararnameler kanun hükmünde kararnameler ile bakanlar kurulunun çeşitli kararnamelerinin yanında üst düzey yöneticilerin atanması ile ilgili müşterek kararnameleri de kapsamaktadır yürütme yetkisi ve görevi cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulunca yerine getirileceğinden ilgili bakan ve başbakanın imzalarını taşıyan ve geçerlilik kazanabilmesi için cumhurbaşkanı tarafından imzalanması gereken müşterek kararnamelerin hukuksal geçerliği bir yana yürütme organının idari nitelikte düzenlemesi olduğu açıktır ösym başkanlığı yükseköğretim kurumları ve yök ile bağlantılar ve yöknin ilgili kuruluşu olması göz önünde bulundurulduğunda anayasanın uncu ve inci maddeleri kapsamında anayasal güvence altında özerk yapı içindedir bu yönüyle ösym başkanının bir bakanlık ya da başbakan ile ilgisi ve bağlantısı bulunmadığından atamasının müşterek kararnameyle yapılması hukuk devleti ilkesine ve anayasanın uncu ve inci maddelerine aykırılık oluşturacaktır yükseköğretim kurumları ve yöknin anayasal konumları başbakan ya da bir bakanla hiyerarşik bağlantıya izin vermediği gibi yöknin ilgili kuruluşu olan ösymnin de bu tür bir bağlantıya girmesine izin vermez açıklanan nedenlerle sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının birinci tümcesinde yer alan müşterek kararname sözcükleri anayasanın nci uncu ve inci maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının bendinde yer alan bakanlar kuruluna inci maddesinin numaralı fıkrasında yer alan bakanlar kurulu uncu maddesinin numaralı fıkrasının son tümcesinde yer alan bakanlar kurulunun sözcüklerinin anayasaya aykırılığı üncü maddenin numaralı fıkrasında ösym yönetim kurulunun görevleri sayılmış bendinde de bakanlar kuruluna sunulmak üzere doğrudan merkeze bağlı olarak kurulacak temsilciliklerin yeri ve sayısı hakkında kararlar almak görevi sayılmıştır böylece yönetim kurulunun doğrudan merkeze bağlı olarak kurulacak temsilciliklerin yeri ve sayısı hakkında görev ve yetkisi karar alma ile sınırlı kalmış alınan kararın uygulanması bakanlar kuruluna bırakılmıştır inci maddenin numaralı fıkrasında ösym başkanlığının merkez teşkilatı ile doğrudan başkanlığa bağlı temsilciliklerden oluşacağı belirtilmiş temsilciliklerin açılacağı yer ve sayılarının yönetim kurulunun teklifi üzerine bakanlar kurulu kararıyla belirleneceği öngörülmüştür uncu maddenin numaralı fıkrasında sınav soruları ile bunları hazırlamakla görevlendirilmiş olan kişilerin kimliklerinin gizli tutulacağı başkanlığın gizliliğin sağlanması için gerekli bütün tedbirleri alacağı ve ilgili tüm kurumlarla işbirliği yapacağı soru havuzundaki soruların hiçbir koşul altında kısmen ya da tamamen üçüncü şahıslara verilmeyeceği belirtildikten sonra adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalarda soru havuzuna erişim için bakanlar kurulunun izni gereklidir denilmiştir ösym anayasanın uncu ve inci maddeleri kapsamında yükseköğretim kurumları ile bağlantılı olup yöknin ilgili kuruluşudur yök ise yine anayasanın uncu ve inci maddeleri kapsamında anayasal güvence altında özerk yapıya sahiptir yüksekesas sayısı karar sayısı öğretim kurumları için öngörülen bilimsel özerklik ilkesi yök için olduğu kadar yükseköğretime giriş ve yerleşme için de söz konusudur ösymnin yükseköğretim kurumlarıyla ilgili görev ve yetkileri göz önünde bulundurulduğunda aynı özerklik ilkesinin ösym için de geçerli olması gerektiği açıktır ösymnin yükseköğretim kurumları dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili görevler de yapması yök ile ilgili kurumun kimi görev ve yetkilerinin bakanlar kurulu bağlantılı yürütülmesini gerektirmez bu bağlantı anayasal güvence altındaki özerklik ilkesini zedeler anayasa mahkemesinin tarihli ve k sayılı kararında da belirtildiği gibi anayasanın uncu maddesi üniversitelerin bir hukuk devletinin üniversitesine yaraşır biçimde uygar ve evrensel karakterde öğretim eğitim araştırma ve yayın konularında bilimsel özerkliğe sahip bir kamu tüzelkişisi biçiminde kurulmasını ve cumhuriyetin temel organları içinde bu niteliği ile yer almasını istemiş ve buna göre düzenlemeler yapmıştır anayasanın uncu maddesinde üniversitelerin bilimsel özerkliğe sahip kamu tüzelkişileri olarak tanımlanması ve bunların ancak devlet tarafından yasayla kurulabileceklerinin saptanması ile güdülen ereğin siyasal çevrelerin özellikle iktidarların ve ayrıca çeşitli baskı gruplarının üniversite çalışmalarıyla öğretim ve eğitimini etki altında tutabilmeleri yolunu kapatmak ve bu faaliyetlerin bilimsel gerekler ve gereksinmelerden başka herhangi bir dış etkiden uzak kalacak bir ortamda sürdürülmesini sağlamak olduğunda kuşku yoktur anayasanın uncu maddesinin gerekçesinde de yasaya bırakılan konuların bilimsel özerklik ilkesi göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerektiği vurgulanmıştır bu gerekçede ve anayasa mahkemesinin söz konusu kararında açıkça vurgulandığı üzere anayasanın üniversiteler konusunda kabul ettiği temel ilke çağdaş öğretim ve eğitime uygun çalışmalarla belirgin bilimsel düzeyde insan gücü yetiştirmekle görevli üniversiteleri dışarıdan gelebilecek her çeşit baskı ve müdahaleden korumak üniversite eğitim ve öğretimini bilimsel gerekler ve gereksinmelerden başka herhangi bir dış etkiden uzak tutmaktır açıklanan nedenlerle sayılı yasanın üncü maddesinin numaralı fıkrasının bendinde yer alan bakanlar kuruluna inci maddesinin numaralı fıkrasında yer alan bakanlar kurulu uncu maddesinin numaralı fıkrasının son tümcesinde yer alan bakanlar kurulunun sözcükleri anayasanın uncu ve inci maddelerine aykırı olup iptalleri gerekmektedir sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının birinci tümcesinin anayasaya aykırılığı personel rejimi ve mali hükümlerin düzenlendiği ncı maddenin numaralı fıkrasında başkana yükseköğretim kurulu başkan vekiline ödenen aylık ve sosyal yardımları başkan yardımcılarına yükseköğretim yürütme kurulu üyelerine ödenen aylık ve sosyal yardımları geçmemek üzere bakanlar kurulu tarafından tespit edilecek tutarda ödeme yapılacağı belirtilmiştir tam zamanlı görev yapan ve görevleri süresince lisansüstü eğitim faaliyetleri hariç başka hiçbir kurum veya kuruluşta ücretli iş göremeyecek olan başkan ve başkan yardımcılarına yapılacak ödemelerin üst sınırları yasada belirtildiği halde alt sınırları belirtilmemiştiresas sayısı karar sayısı anayasanın nci maddesinde belirtilen hukuk devleti her türlü işlem ve eylemi hukuka uygun her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren devlettir öte yandan hukuk devleti ilkesi yürütme organının faaliyetlerinin yönetilenlerce belli ölçüde öngörülebilir olmasını herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesini ekonomik ve sosyal yaşamlarındaki tutum ve davranışlarını buna göre düzene sokabilmesini gerektirir zira hukuk devletinin gereği olan belirlilik ve hukuki güvenlik ilkesi idarenin keyfi hareket etmesini engeller bunu gerçekleştirmenin başlıca yolu ise kural konulmasını gerektiren durumlarda bunların genel soyut anlaşılabilir ve sınırlarının belirli olmasını sağlamaktır anayasanın çeşitli maddelerinde yer alan kanunla düzenlemeden neyin anlaşılması gerektiği anayasa mahkemesinin birçok kararında açıklanmıştır buna göre yasa ile düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına genel sınırsız esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi verilmesi yasama yetkisinin devri anlamına geleceğinden anayasanın nci maddesine aykırı düşer ancak yasada temel esasların ve çerçevenin belirlenmesi koşuluyla uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların düzenlenmesinin yürütmeye bırakılması anayasaya aykırılık oluşturmaz esasen anayasanın inci maddesinde yer alan yürütme yetkisi ve görevi anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir hükmünün anlamı da budur anayasanın inci maddesinin ikinci fıkrasına göre kamu personeline ilişkin statü esaslarının ve bu bağlamda hizmetten ayrılmaya ilişkin kuralların kanunla düzenlenmesi gerekmektedir yasayla düzenleme belirli konulardan kavram ad ve kurum olarak söz etmek anlamına gelmeyip düzenlenen alanda temel ilkelerin konularak çerçevesinin çizilmiş olmasını ifade eder ancak yasada temel esasların belirlenmiş olması koşuluyla uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntılar yürütme organının takdir yetkisine bırakılabilir yasa koyucu dava konusu kuralda ödeme yapılacak çalışanların niteliği ve statülerine göre bu kişilere yapılacak ödemelerin tavan oranlarını ayrıntılı olarak düzenlemiş ancak yürütmeye bırakılan yetkinin sınırlarının belirlenmesi açısından yapılacak ödemelerde herhangi bir taban oranı belirlememiştir yürütmeye bırakılan yetkinin üst sınırı ve çerçevesi belirlenirken alt sınırının belirlenmemiş olması kuralda belirtilen personele yapılacak ödemelerde asgari bir garanti içermemektedir bu nedenle dava konusu kural devletin tüm işlem ve eylemlerine bireylerin güven duymasını zedeleyici nitelik taşıdığından hukuk devletinin gereği olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır açıklanan nedenlerle sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının birinci tümcesi anayasanın nci nci ve inci maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının birinci ve son tümcelerinin anayasaya aykırılığı numaralı fıkranın birinci tümcesinde ösym başkanlığında daire başkanı ihukuk müşaviri basın ve halkla i̇lişkiler müşaviri hukuk müşaviri ölçme seçme ve yerleştirme merkezi uzmanı ve ölçme seçme ve yerleştirme merkezi uzman yardımcısı ile doğrudan başkanlığa bağlı temsilcilikleri yönetmekle görevlendirilen şube müdürü kadrolarınaesas sayısı karar sayısı atananların kadroları karşılık gösterilmek suretiyle sayılı kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabileceği öngörülmüş son tümcesinde de bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile söz konusu personele yapılacak diğer ödemeler bakanlar kurulunca tespit edilir denilmiştir böylece bu suretle çalıştırılacak personele bu kanuna ekli sayılı cetvelde unvanları itibarıyla yer alan taban ve tavan ücretleri arasında kalmak üzere bakanlar kurulu kararıyla belirlenecek tutarda aylık brüt sözleşme ücreti çalıştıkları günlerle orantılı olarak hastalık ve yıllık izinler dâhil ocak nisan temmuz ekim aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye üstün gayret ve çalışmaları sonucu emsallerine göre başarılı çalışmalar yaptıkları tespit edilenlere başkanın onayı ile haziran ve aralık aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi dışında tüm konular sözleşmeye ve bakanlar kurulu kararına bırakılmıştır anayasanın nci maddesinde türkiye cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu nci maddesinde yasama yetkisinin türk milleti adına tbmmnin olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği belirtilmiş inci maddesinde de devletin kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri hakları ve yükümlülükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları kanunla özel olarak düzenlenir denilmiştir yükseköğretim kurulu kararlarına veya ilgili mevzuat hükümlerine istinaden başta yükseköğretim kurumlarında ön lisans lisans veya lisansüstü öğrenim görecek adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere ulusal ve uluslararası her türlü bilim yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemlerini ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarında görev almaya veya görevde yükselmeye yönelik sınavları ve gerektiğinde yerleştirme işlemlerini ilgili kurumun talebine bağlı olarak yapmak görevini üstlenen ösym idarenin bütünlüğü içersinde yer alan kamu tüzel kişiliğine idari ve mali özerkliğe sahip yükseköğretim kurulu ile ilgili kamu hukuku ilke ve düzenlemelerine bağlı kalarak kamu yararı amacıyla işlemler yapan genel idare esaslarına göre faaliyet gösteren bu nedenle icra ettiği hizmet sürekli ve asli nitelikte olan bir kurumdur ösym yasayla kendisine verilen kamu hizmeti niteliğindeki sürekli görev ve hizmetleri uzmanlık esasına göre çalışan hizmet birimlerince yerine getirir bu nedenle personel anayasanın inci maddesinde sözü edilen genel idare esaslarına göre asli ve sürekli nitelik taşıyan kamu hizmetlerini yerine getiren personeldir anayasanın inci maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki görevleri yürüten bütün personelin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri hakları ve yükümlülüklerinin yasayla düzenlenmesi gerekir açıklanan nedenlerle sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının birinci ve son tümceleri anayasanın nci nci ve inci maddelerine aykırı olup iptalleri gerekmektediresas sayısı karar sayısı sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının birinci tümcesinde yer alan hizmet bedeli sözcüklerinin anayasaya aykırılığı numaralı fıkrada ösym başkanlığı tarafından yapılan merkezi sistem sınavlarında millî eğitim bakanlığına bağlı okul ve kurum müdürlükleri ile koordinatörlüklerce her bir başvuru kaydı için adaylardan alınacak başvuru tercih şifre verme gibi hizmet bedelinin okulların ve koordinatörlüklerin sınav hizmetlerine yönelik ihtiyaçlarında kullanılmak üzere koordinatörlük ile okul ve kurum müdürlüklerinin bağlı olduğu il veya ilçe millî eğitim müdürlükleri nezdinde açılan hesaba aktarılacağı belirtilmiştir anayasanın nci maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirliliktir bu ilkeye göre yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık net anlaşılır uygulanabilir ve nesnel olması ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir belirlilik ilkesi hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey yasadan belirli bir kesinlik içinde hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar hukuk güvenliği normların öngörülebilir olmasını bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar yasa kuralı ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmelidir öngörülebilirlik şartı olarak nitelendirilen bu ilkeye göre yasanın uygulanmasında takdirin kapsamı ve uygulama yöntemi bireyleri keyfi ve öngöremeyecekleri müdahalelerden koruyacak düzeyde açıklıkla yazılmalıdır belirlilik kişilerin hukuk güvenliğini korumakla birlikte idarede istikrarı da sağlar numaralı fıkranın birinci tümcesinde hizmet bedelinin niteliği ölçütleri sınırı kimler tarafından nasıl belirleneceği gösterilmemiştir hizmet bedeli sözcükleri kuralda yer alış şekliyle belirsizdir açıklanan nedenlerle sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının birinci fıkrasında yer alan hizmet bedeli sözcükleri anayasanın nci maddesine aykırı olup iptali gerekmektedir sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının bendinin anayasaya aykırılığı ncı maddenin numaralı fıkrasında ösymnin gelirleri gösterilmiştir fıkranın bendinde yurt içi ve yurt dışı sınav ölçme değerlendirme ve yerleştirme hizmetleri karşılığında alınacak ücretler ösymnin gelirleri arasında sayılmıştır ancak yasa koyucu yurt içi ve yurt dışı sınav ölçme değerlendirme ve yerleştirme hizmetleri karşılığında alınacak ücretlerle ilgili hiçbir çerçeve çizmemiş belirleme yapmamıştır öte yandan bu ücretlerin anayasanın üncü maddesi kapsamında harç olup olmadığı da belli değildir yükseköğretim kurumlarıyla ilgili ayrım da yapılmamıştır ücretlerin niteliği ölçütleri sınırı kimler tarafından nasıl belirleneceği gösterilmemiştir bendi bu yönleriyle belirsizlik içermektediresas sayısı karar sayısı açıklanan nedenlerle ve yukarıda numaralı bölümde belirtilen gerekçeyle sayılı yasanın ncı maddesinin numaralı fıkrasının bendi anayasanın nci maddesine aykırı olup iptali gerekmektedir sayılı yasanın üncü maddesi ile değiştirilen tarihli ve sayılı polis yüksek öğretim kanununun uncu maddesinin i̇kinci fıkrasında ve inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan lise ve dengi okulları bitirenler i̇baresinin anayasaya aykırılığı sayılı yasayla değiştirilmeden önce tarihli ve sayılı polis yüksek öğretim kanununun uncu maddesinin ikinci fıkrası polis meslek yüksek okullarına öğrenci seçme ve yerleştirme merkezi tarafından yapılan öğrenci seçme sınavını kazanan ve bakanlıkça ihtiyaç duyulduğu kadar genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından yapılacak özel yetenek sınavında başarılı olanlar alınır inci maddesinin birinci fıkrası fakültenin esas öğrenci kaynağı polis kolejidir i̇htiyaç halinde genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından yönetmelikle belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler şeklindeydi sayılı yasanın üncü maddesiyle sayılı yasanın uncu maddesinin ikinci fıkrasında ve inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları ibareleri lise ve dengi okulları bitirenler şeklinde değiştirilmiştir sayılı yasanın uncu maddesinin ikinci fıkrasında ve inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları ibarelerinin anayasaya aykırılığı savıyla anayasa mahkemesine açılan iptal davasında iptali istenilen kurallarda polis meslek yüksekokullarına ve güvenlik bilimleri fakültesine genel lise erkek teknik kız teknik veya turizm ve ticaret lisesi mezunu olanların alınabileceği sayılan liseler arasında olmayan daha kaliteli eğitim ve öğretim veren liseleri bitirenlerin ise belirtilen okullara alınmamasının kamu yararı ve adalet ilkelerine aykırı düştüğü nispeten başarılı ve yetenekli vatandaşlar için hizmete giriş olanağı getirildiği halde çok daha başarılı ve yetenekli vatandaşlar için hiçbir haklı gerekçeye dayanmadan bu olanağın tanınmamasının adil olmayan sonuçları olduğu bu nitelikleriyle yapılan yasal düzenlemelerin hukuk devleti ve eşitlik ilkeleri ile anayasanın kamu hizmetlerine girme hakkı ile ilgili inci maddesine liyakat ilkesini düzenleyen inci maddesinin ikinci fıkrasına ve özellikle imam hatip lisesi mezunlarının bu okullara alınmamasının amaçlanması nedeniyle de laiklik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür anayasa mahkemesi yaptığı inceme sonunda tarihli ve k sayılı kararındaesas sayısı karar sayısı polis yükseköğretim kurumlarına alınacak öğrencilerin kaynağını düzenleyen günlü sayılı polis yükseköğretim kanununda yapılan değişiklikten önceki düzenlemede öğrenci kaynakları arasında lise ve dengi okul mezunları sayılarak herhangi bir sınırlama yapılmamış iken önce günlü sayılı kanun hükmünde kararname ile genel ve teknik lise mezunları daha sonra da açıklanan dava konusu günlü sayılı yasal düzenleme ile genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunlarına yer verilerek kapsam daha da daraltılmıştır günlü sayılı polis yüksek öğretim kanununun uncu maddesinde polis meslek yüksekokullarının kuruluşu ve öğrenci kaynakları ile öğretim süresi inci maddesinde de güvenlik bilimleri fakültesinin öğrenci kaynakları öğrencilerin istihkakları özlük işlemleri mecburi hizmet yükümlülüğü ve evlenme yasağı akademiye alınacak öğrencilerin nitelikleri ile giriş esas ve şartlarının yönetmelikle belirleneceği gibi kurallar düzenlenmiştir anayasanın nci maddesinde cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren hukuk güvenliğini gerçekleştiren anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan yargı denetimine açık yasaların üstünde anayasanın ve yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir bu bağlamda hukuk devletinde yasa koyucu yasaların yalnız anayasaya değil evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür anayasanın uncu maddesine göre herkes dil ırk renk cinsiyet siyasî düşünce felsefî inanç din mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir hiçbir kişiye aileye zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar yasa önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir eşitlik ilkesinin amacı aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir bu ilkeyle aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır yasa önünde eşitlik herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez durum ve konumlarındaki özellikler kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir aynı hukuksal durumlar aynı ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa anayasanın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz yasanın gerekçesinde de belirtildiği gibi iptali istenilen kuralların temelde türk toplumuna ve emniyet örgütünün ihtiyaç ve beklentilerine yanıt verebilecek nitelikte polislerin yetiştirilmeleri ve onların insan haklarına saygılı ancak devlet otoritesini de zaafa uğratmayacak bir yapıda eğitilmeleri için eğitim hizmetlerinin gelişen bilim ve teknolojiye paralel olarak yapılandırılmasını sağlamayı amaçladığı anlaşılmaktadır böylece adı geçen okullara genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından öğrenci alınmasının emniyet hizmetlerinin gereksinimlerine daha uygun olduğu düşünülmüştür belirli önemde bazı kamu hizmetlerinin özelliklerini gözeterek gerçekleştirdiği bu tür düzenlemeler anayasal ilkelere bağlı kalmak ve hizmetin gereklerini dikkate almak koşuluyla yasa koyucunun takdir yetkisi içinde olan bir yasamaesas sayısı karar sayısı işlemidir bu nedenle farklı liselerden mezun olanlar aynı nitelikleri taşımadıklarından eşitlik karşılaştırmasına esas alınamazlar açıklanan nedenlerle sayılı polis yükseköğretim kanununun uncu ve inci maddelerinin dava konusu kuralları anayasanın nci ve uncu maddelerine aykırı değildir gerekçesiyle iptal isteminin reddine karar vermiştir anayasa mahkemesi kararında da belirtildiği gibi sayılı yasada türk toplumuna ve emniyet örgütünün ihtiyaç ve beklentilerine yanıt verebilecek nitelikte polislerin yetiştirilmeleri ve onların insan haklarına saygılı ancak devlet otoritesini de zaafa uğratmayacak bir yapıda eğitilmeleri için eğitim hizmetlerinin gelişen bilim ve teknolojiye paralel olarak yapılandırılmasını sağlamak amacıyla polis okullarına genel lise erkek teknik öğretim kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından öğrenci alınmasının emniyet hizmetlerinin gereksinimlerine daha uygun olduğu düşünülmüştür belirli önemde bazı kamu hizmetlerinin özelliklerini gözeterek gerçekleştirilen bu tür düzenlemeler anayasal ilkelere bağlı kalmak ve hizmetin gereklerini dikkate almak koşuluyla yasa koyucunun takdir yetkisi içinde olan bir yasama işlemidir bu tür özellikli hizmetlere girişte farklı liselerden mezun olanlar aynı nitelikleri taşımadıklarından eşitlik karşılaştırmasına esas alınamazlar görevin niteliği ve hizmetin gereği emniyet örgütüne alınacakların belirli okullardan alınmasını gerektirir hiçbir sınırlama yapılmayarak lise ve dengi okulları bitirenlerin tercih edilmesi hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz öte yandan türkiyede lise ve dengi okullarda çeşitli mesleklere yönelik özel eğitimler yapılmakta söz konusu okullarda eğitim görenler bitirdikleri okulların özelliklerine göre meslek sahibi olmaktadır lise ve dengi okulları tercih edenler mezun olduklarında hangi mesleklerde çalışabileceklerini bilmekte ve ona göre okul tercih etmektedir eğitim ve öğretimleri de mesleklerin özelliğine göre şekillenmektedir okullar mesleğin eğitim ve öğretimin özelliğine göre ayrılırken mezunların hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın tüm mesleklere kabulü anayasanın eşitlik ilkesiyle bağdaşmaz yasa önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusu olduğundan hukuksal durumları farklı olanların aynı mesleğe alınması eşitlik ilkesini zedeler okullar arasındaki eğitim eşitliğini bozar açıklanan nedenlerle sayılı yasanın üncü maddesi ile değiştirilen tarihli ve sayılı polis yüksek öğretim kanununun uncu maddesinin ikinci fıkrasında ve inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan lise ve dengi okulları bitirenler ibaresi anayasanın nci ve uncu maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir sayılı yasanın geçici inci maddesinin numaralı fıkrasının i̇kinci tümcesinin anayasaya aykırılığı geçici inci madenin numaralı fıkrasıyla sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurulu öğrenci seçme ve yerleştirme merkezi kadrolarında bulunan genel sekreter ihukuk müşaviri hukuk müşaviri araştırma geliştirme değerlendirme müdürü bilgi i̇şlem müdürü kütüphane ve dokümantasyon müdürü planlama ve mali i̇şler müdürü sınav hizmetleri müdürü i̇dari i̇şler müdürü müdür ve müdür yardımcılarının görevleri sona ermiş ve kadroları iptal edilmiştir fıkranın ikinci tümcesinde de bunlaresas sayısı karar sayısı herhangi bir işlem veya tebligata gerek kalmaksızın yükseköğretim kuruluna ekli sayılı liste ile ihdas edilen araştırmacı kadrolarına atanmış sayılır denilmiştir yasa kuralıyla ösym teşkilat düzenlemesi adı altında bazı kadro görevleri sona erdirilerek araştırmacı unvanlı kadrolara atamaları yapılmıştır aslında ösymde yapılan değişikliklerin hiçbir ihtiyaç belirtilmeden gerekçe gösterilmeden yapı | 4,051 |
esas sayısı karar sayısı muratpaşa belediyesinin sayılı kanunun ve nci maddelerinin türkiye cumhuriyeti anayasasının ve ıncı maddelerine aykırı olduğu iddiası ciddi bulunmuştur mahkemece itiraz konusu kuralların aynı zamanda anayasanın uncu maddesine de aykırı olduğu düşünülmüştür a anayasanın cumhuriyetin nitelikleri başlıklı inci maddesi şöyledir türkiye cumhuriyeti toplumun huzuru milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir banayasa mahkemesi hukuk devleti bahsinde bu kavramın ne şekilde anlaşılması gerektiğine dair bir çok karar vermiştir anayasa mahkemesinin internet sitesi aracılığıyla erişilen bu kararlarla ortaya konulan görüşler kısaca şöyledir hukuk devleti eylem ve işlemleri hukuka uygun olan insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir hukuk devleti ilkesinin bir başka gereği ise kanunların kamu yararı amacını gerçekleştirmek üzere çıkarılmasıdır kanunların ilke olarak genel ve nesnel olmaları gereğini ifade eden kanunların genelliği ilkesi ise hukuk devleti ve kanun önünde eşitlik ilkelerinin bir sonucudur kanunların genelliğinden anlaşılan belli kişileri hedef almayan özel bir durumu gözetmeyen önceden saptanıp soyut biçimde herkese uygulanabilecek kurallar içermesidir buna göre yasa kurallarının her şeyden önce genel nitelikte olması herkes için objektif hukuki durumlar yaratması ve aynı hukuki durumda bulunan kişilere ayırım gözetilmeksizin uygulanabilir olması gerekir anayasa mahkemesince kamu yararı konusunda yapılacak inceleme kanunun kamu yararı amacıyla yapılıp yapılmadığının araştırılmasıyla sınırlıdır anayasanın çeşitli hükümlerinde yer alan kamu yararı kavramının anayasada bir tanımı yapılmamıştır ancak anayasa mahkemesinin kararlarında da belirtildiği gibi kamu yararı bireysel özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yarardır kamu yararı düşüncesi olmaksızın yalnız özel çıkarlar için veya yalnız belli kişilerin yararına olarak kanun hükmü konulamaz böyle bir durumun açık bir biçimde ve kesin olarak saptanması hâlinde söz konusu kanun hükmü anayasanın maddesine aykırı düşer açıklanan ayrık hâl dışında bir kanun hükmünün ülke gereksinimlerine uygun olup olmadığı hangi araç ve yöntemlerle kamu yararının sağlanabileceği bir siyasî tercih sorunu olarak kanun koyucunun takdirinde olduğundan bu kapsamda kamu yararı değerlendirmesi yapmak anayasa yargısıyla bağdaşmaz hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirliliktir belirlilik ilkesi yalnızca yasal belirliliği değil daha geniş anlamda hukuki belirliliği de ifade etmektedir yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdıresas sayısı karar sayısı hukuk devleti ilkesinin önkoşullarından biri kişilerin hukuki güvenliğinin sağlanmasıdır hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuk güvenliği ilkesi hukuk normlarının öngörülebilir olmasını bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılan ortak değerdir kural olarak hukuk güvenliği kanunların geriye yürütülmemesini zorunlu kılar kanunların geriye yürümezliği olarak adlandırılan bu ilke uyarınca kanunlar kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği kazanılmış hakların korunması mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak yürürlük tarihinden sonraki olay işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılır geçmiş yeni çıkarılan bir kanunun etki alanı dışında kalır bu nedenle sonradan yürürlüğe giren kanunların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir hizmet alımı sözleşmeleri ile kamu idarelerinde çalışan işçiler hizmeti sunan şirketlere bağlıdır bu işçilerin istihdamından asıl yararı karlılık amacıyla faaliyet gösteren bu şirketler elde etmektedir kamu idareleri istihdam edilen işçilerin sunduğu hizmetin karşılığını şirketlere ödemektedir şirketler kamu idarelerinden aldıkları hizmet bedeliyle istihdam ettikleri işçilerin ücretlerini kıdem tazminatlarını ve diğer kanuni haklarını ödemek ödevi altındadırlar sayılı kanunun inci maddesinde düzenlenen alt işveren üst işveren kurumları iş hukukunda egemen olan işçinin korunması işçi yararına yorum ilke ve amaçlarına matuftur ne ki itiraz konusu kurallarla işçi lehine yorum ve işçinin korunması ilke ve amaçlarından kar elde etmek amacıyla hareket eden çoğu tacir sıfatına haiz alt işverenler de yararlandırılmış olmaktadır den sonra kurulan hizmet alımı sözleşmelerinde kıdem tazminatının alt işverenlere rücu edileceğine dair bir düzenleme yoksa kıdem tazminatlarını ödeme yükü sadece kamu idarelerine geçecektir oysaki hizmet sunan şirketler birer tacirdirler ve her tacir gibi basiretli davranmak zorundadırlar kamu idareleri ile akdettikleri sözleşmelerde kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının kendilerince karşılanmasına olanak sağlayan düzenlemeleri en azından müteselsil borçluluk düzenlemesini kendi ticari politikalarına uygun bulmuyorlarsa sözleşmeleri imzalamayabilirler bu sözleşmeleri ve eklerindeki şartnameleri önceden görme imkanına da sahiptirler kıdem tazminatlarının kamu idarelerince ödenmesi işveren şirketlerin bu yasal ödevlerinin onların uhdesinden alınarak kamu idarelerinin uhdesine geçirilmesi sonucunu doğurur bu sonucun hukuk devletinin temelini oluşturan adalet düşüncesiyle keza kamu yararı amacıyla bağdaştığı söylenemez türk borçlar kanununun inci maddesi müteselsil borçlulukta iç ilişkinin öncelikle sözleşmeye göre belirleneceğini öngörmektedir müteselsil borçlular bu ilişkiyi diledikleri şekilde düzenleyebilirler eğer düzenlememişlerse takdirde yasa hükmü uygulanır ve müteselsil borçlular iç ilişkide yarı yarıya sorumlu olurlar i̇şte itiraz konusu kurallarla genel bir kanun olan türk borçlar kanununun inci maddesinin kamu idarelerine bahşettiği yarı yarıya rücu imkanı da ortadan kalkmaktadır ama bu imkan sadece kamu idareleri yönünden ortadan kalkmaktadır kamu idareleri dışındaki üst işverenler sözleşmeye ve yasaya göre önceden olduğu gibi alt işverenlere rücu edebileceklerdir i̇tiraz konusu kurallar bu nitelikleriyle kanunların genelliği ilkesine de aykırıdırlar i̇tiraz konusu kuralların geçmişe yürütülmeleri den sonra kurulan tüm sözleşmeleri etki alanına almaları kanunların geriye yürümezliği ve bağlantılı olarak hukuki güvenlik ilkelerine de aykırılık oluşturur belirlilik ilkesi de ihlal edilmiştir çünkü den itibaren kurulan hizmet alımı sözleşmelerinin kamu idarelerine bahşettiği en azından yasal yarı yarıya rücu hakkıesas sayısı karar sayısı yaklaşık beş yıl sonra kabul edilen bu kurallarla geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılmıştır halbuki geçmiş beş yılda kurulan bu sözleşmeler yasalara irade ve sözleşme özgürlüğüne kısaca hukuk düzenine uygun ve meşrudurlar anayasanın kanun önünde eşitlik başlıklı uncu maddesi şöyledir herkes dil ırk renk cinsiyet siyasi düşünce felsefi inanç din mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür ek cümle md bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz çocuklar yaşlılar özürlüler harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz hiçbir kişiye aileye zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar anayasa mahkemesi bir çok kararında kanun önünde eşitlik ilkesinin şu şekilde yorumlanması gerektiğine işaret etmektedir anayasanın maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir eşitlik ilkesinin amacı aynı durumda bulunan kişilerin kanunla aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanunlar karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir bu ilkeyle aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır kanun önünde eşitlik ilkesi herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez durum ve konumlardaki özellikler kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir aynı hukuksal durumlar aynı ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa anayasanın öngördüğü eşitlik ilkesi ihlâl edilmiş olmaz kamu idareleri dışındaki üst işverenler türk borçlar kanununun inci maddesiyle bahşedilen yarı yarıya rücu hakkından şartsız ve kısıtlamasız yararlanabilirken kamu idarelerinin bu haktan yoksun kalması kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olur çünkü örneğin alt işverenlerden temizlik hizmeti satın alan bir özel sağlık kuruluşu ile sağlık bakanlığına bağlı bir kamu sağlık kuruluşu arasında hukuki konum açısından hiçbir fark yoktur i̇kisi de bedelini ödeyerek hizmet satın almaktadırlar keza özel sağlık kuruluşlarının kıdem tazminatını alt işverenlere rücu için sözleşmede açık bir düzenlenme bulunması aranmazken kamu sağlık kuruluşları için aranması da aynı şekilde kanun önünde eşitlik ilkesini ihlal eder anayasanın hak arama hürriyeti başlıklı ncı maddesi ise şöyledir herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamazesas sayısı karar sayısı den itiraz konusu kuralların yürürlüğe girdiği kadar bakanlıklar üniversiteler belediyeler ve diğer birçok kamu kurum ve kuruluşu çeşitli şirketlerle hizmet alım sözleşmeleri akdetmişlerdir bu sözleşmelerin bazılarında kıdem tazminatının alt işverenlere rücu için özel bir düzenleme yer almasa da kamu idareleri yasa gereği yarı yarıya rücu hakkına sahiptir halihazırda ülkemizdeki asliye hukuk mahkemelerinde den sonra kurulan sözleşmeler sebebiyle kamu idarelerinin açtığı ve devam eden çok sayıda rücu davası bulunmaktadır i̇tiraz konusu geçici madde bu davalarda ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde kararlar verilmesini buyurmaktadır oysaki kamu idareleri bu davaları meşru yasal ve yargısal ilkelere dayanarak açmışlardır i̇tiraz konusu kural geçmişe yürütülmeyecek olsa bu davalar önceden olduğu gibi kamu idareleri lehine sonuçlanacak ve idareler alt işverenlerin yasal borcu olan kıdem tazminatını onların yerine ödemek yükünden kurtulacaklardır avrupa i̇nsan hakları mahkemesi yürürlükteki kurallara uygun olarak açılmış bir dava devam ederken yasamanın yeni düzenleme yaparak davayı etkisizleştirmesinin mahkemeye başvurma hakkını zedeleyebileceğini benimsemektedir i̇nsan hakları avrupa sözleşmesi ve anayasa mahkemesine bireysel başvuru kapsamında bir inceleme prof dr sibel i̇nceoğlu avrupa konseyi baskı i̇tiraz konusu kurallarla anayasanın ncı maddesinin de ihlal edildiği belirgindir iii sonuç ve i̇stek açıklanan nedenlerle şubat tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren şubat kabul tarihli ve sayılı sosyal hizmetler kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun ve nci maddelerinin tc anayasasının ıncı maddelerine aykırı olmaları nedeniyle iptalleri yüksek takdirlerinize saygıyla arz olunur | 1,487 |
esas sayısı karar sayısı i̇ptal ve yürürlüğün durdurulmasi i̇stemi̇ni̇n gerekçesi̇ türkiye büyük millet meclisi üyeleri kemal anadol ve kemal kiliçdaroğlu ile birlikte milletvekili tarafından verilen günlü dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir iii gerekçe anayasanın inci maddesine aykırılık sayılı kooperatifler kanununun gerekçesinde anayasa ilkelerinin ışığı altında ve demokratik düzen içinde kalkınma hamlelerinin ekonomik alandaki gelişmelerini birlikte çalışma yolu ile gerçekleştirmek tek başına yetersiz olan emek ve sermayenin birleştirilmesiyle büyük yatırımlara doğru yönelmeyi sağlamak teknik ilerleme ve düzenli pazarlama imkânları yaratmak ve böylece büyük vatandaş kütlelerinin refaha kavuşmasını mümkün kılmak için teşkilatlanmada kooperatifleşmenin önemi bugün bütün dünyaca kabul edilen bir hakikattir denilerek kooperatifleşmenin önemi vurgulanmış ve kooperatiflerin amacının bireyin ekonomisini geliştirmek olduğu belirtilmiştir ekonominin geliştirilmesi geniş kapsamlı ve çok yönlüdür bireyin günlük yaşamı içinde gerekli ve kıt olanaklarla tek başına elde edilmesi zor gereksinimlerini ucuza sağlayabilmesi rahat yaşam şartlarına uygun bir konuta sahip olabilmesi mesleği ile ilgili araçları kolaylıkla elde edip kullanabilmesi teknik ilerleme ve düzenli pazarlama imkânları yaratılması toplu atılımı ifade eden kooperatifleşmekle mümkün olabilmektedir sayılı kanunla yapılan düzenlemenin hiçbir sınır getirmeksizin özel hukuk tüzel kişilerinin kooperatiflere ortak olmalarını öngörmesi kooperatiflerin ticari bir ortama sokulmasına yol açabilmesi nedeniyle kooperatifleşmenin amacına ters düşmektedir şöyle ki ticaret ortaklıklarında kar elde etmek ve bunu paylaşmak amaç olmasına karşın kooperatiflerde ortaklarının ekonomik yarar ve gereksinmelerini sağlamak ve devam ettirmek ilkesinden hareket edilir toplumda bireyleri bir arada yaşamaya iten nedenler arasında kuşkusuz ekonomik gereksinimler başta gelmektedir bu gereksinimlerin karşılanmasında ve güvence altına alınmasında siyasal otorite belirli kişi veya grupları önde tutabileceği gibi toplumu oluşturan bireylerin tümünün çıkarlarını gözetmeyi de yeğleyebilmektedir korunması amaçlanan toplum kesimleri ve sağlanan ekonomik güvenceler ise siyasal otoritenin ve yönetimin niteliğini demokratik ilkelere bağlılığının derecesini ortaya koymaktadır ekonomik düzende devlet gereksinimleri karşılamak ve güvenceleri sağlamak bakımından beklentileri karşılamakta yetersiz kaldığında bireylerin kendi gereksinimlerini kendilerinin sağlaması ve karşılıklı yardımlaşma temeline dayalı büyük ekonomik güçleri oluşturması fikri ortaya atılmıştıresas sayısı karar sayısı demokratik düşünce kültürünün bir ürünü olarak geçen yüzyılların ortalarından beri varlığını kabul ettiren bu ekonomik sistem kooperatifçilik adı altında özellikle batı uygarlığının önderliğini yapan türkiyenin de girmek istediği avrupa birliğine dahil ülkelerde büyük önem kazanmıştır ticaret ortaklıklarında sermaye amaca ulaşmak için önde gelen bir araçtır oysa kooperatiflerde sermaye çok sonra gelen bir değer ve etken durumundadır kooperatiflerde sermayenin diğer ortaklıklardan farklı olarak ön planda görülmemesi kuşkusuz bunların kar paylaşmak amacı ile değil ortaklarının ekonomik gereksinmelerini karşılamak güçlendirmek ve korumak için kurulmuş olmalarının bir sonucudur kooperatiflerde mademki içe dönüklük ön planda tutulmuştur ve mademki kural olarak ortakları ve müşterileri aynı kişilerdir halde ortaklar için sağlanan ve devam ettirilmesi istenen ekonomik yarar yine ortakların kişisel çaba ve gayreti sayesinde gerçekleştirilmelidir kooperatiflere ticaret şirketlerinin hiçbir sınır olmaksızın ortak olmaları halinde yukarıda açıklanan nedenlerle ortakların kişisel çabaları yerine sermaye ve dolayısıyla dış ilişkilerinde ticari işletme ağırlık kazanacak ve bu durumda karın paylaştırılması gündeme gelecektir ki sonuçta amacın saptırılması ve dolaylı biçimde dahi olsa kooperatiflerin ticari bir ortama geçirilmeleri söz konusu olacaktır uygulamada da öncelikle tüketim ve konut kooperatiflerinin büyük ticaret şirketlerinin pazarlamacısı durumuna düştükleri görülecektir anayasamızın inci maddesinde devlet kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır denilmek suretiyle devlet özel teşebbüsün yalnız başına başaramayacağı girişimleri gerçekleştirmek amacı ile birleşen kişilerin yarattıkları bu kuruluşları geliştirmek ve gelişmelerini sağlayacak tedbirleri almakla yükümlü tutulmuştur hal böyle iken yukarıda etraflıca açıklanan nedenlerle ticari bir ortama sokulacak olan kooperatifçilik anayasada desteklenmesinin öngörülmesine karşın milli ekonominin ortam ve şartlarına bağlı olarak bireyin ekonomisini geliştirerek üretimin artırılması ve tüketicinin korunması amacından uzaklaştırılmış olacağından sayılı kanunun inci maddesiyle değiştirilen sayılı kooperatifler kanununun uncu maddesi anayasanın inci maddesine aykırı düşecektir bu nedenle söz konusu hükmün iptal edilmesi gerekmektedir anayasanın inci maddesine aykırılık anayasa mahkemesinin tarihli k sayılı kararında anayasanın inci maddesiyle devlete milli ekonominin yararları doğrultusunda üretimin artırılması ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alma görevi verilmiştir bu göreve uygun olarak kooperatifçiliğin geliştirilmesi desteklenip yönlendirilmesi küçük üreticilerin ve dar gelirlilerin korunması dengeli bir toplum oluşturulması sosyal hukuk devletinin önemli görevleri arasındadır bir yandan küçük üreticileri bir yandan da dar gelirlileri korumak dengeli bir toplum kurmak sosyal devletin görevlerinden biridir denilmiştir anayasa mahkemesinin bu kararında da açıklandığı üzere bireyleri kooperatif çatısı altında birleşmelerinin ve böylece anamal egemenliğine dayanan geleneksel ekonomik düzenin baskısından kurtulmalarının ve yeni bir demokratik ve sosyal adaletçi hukukesas sayısı karar sayısı düzeninin de temelini oluşturmalarının söz konusu olduğu bir ortamdan uzaklaştıracak olan sayılı kanunun nci maddesiyle değiştirilen sayılı kooperatifler kanununun uncu maddesi bu açıdan da sosyal devlet ilkesine ve dolayısıyla anayasanın nci maddesine aykırıdır ve iptali gerekir uluslararası hukuk normlarına ve dolayısıyla anayasaya aykırılık anayasanın ıncı maddesinde usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir denildikten sonra bunların anayasaya aykırılığının iddia edilemeyeceği bildirilmiştir anayasadaki bu düzenleme kurallar hiyerarşisinde antlaşmaların ulusal yasalardan daha üstün olduğu görüşüne dayanak oluşturmuştur anayasaya aykırılığı ileri sürülemediği için uluslararası antlaşmalar ulusal yasaların üstünde ve anayasal normlara yakın konumda görülmüştür bu düşünce uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlülüklere de anayasal bir üstünlük tanındığının öne sürülmesine yol açmış ve bu üstünlük ahde vefa ilkesinin bir gereği olarak tanımlanmıştır tarih ve sayılı resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı kanunla yapılmış olan anayasa değişikliğinde de usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla aynı konuyu düzenleyen kanunların farklı hükümler içermesi halinde uluslararası antlaşmanın esas alınacağı bir anayasa kuralı haline dönüştürülmüştür türkiyenin de üyesi olduğu uluslararası çalışma örgütü i̇lonün tarihli ve sayılı kooperatiflerin teşvikine i̇lişkin tavsiye kararında hükümetler kooperatiflere ilişkin mevzuatın politikaların ve düzenlemelerin hazırlanması ve gözden geçirilmesinde kooperatif örgütlerinin ve ilgili işçi ve işveren örgütlerinin görüşlerini almalıdırlar denilmiştir uluslararası çalışma örgütü i̇lo anayasasının uncu maddesinin tavsiye kararları açısından üye ülkelerin yükümlülükleri başlığını taşıyan ncı fıkrasının bendinde tavsiye kararı söz konusu olduğunda üye ülkelerden her biri konferans oturumunun kapanışından itibaren en fazla bir yıllık süre içerisinde veya istisnai koşullar nedeniyle bir yıllık süre içerisinde yapma olanağı olmadığı takdirde mümkün olan en yakın sürede ve konferans oturumunun kapanışından itibaren ayı geçmeyecek şekilde tavsiye kararını mevzuat haline getirmek veya başka türlü önlem almak üzere bu husustaki yetkili makam veya makamlara sunmayı üstlenir ifadesi yer almaktadır sayılı kanun ile kooperatiflere ilişkin düzenleme yapılırken uluslararası çalışma örgütünün söz konusu sayılı tavsiye kararı uyarınca işlem yapılarak türkiye milli kooperatifler birliğinin ve kooperatif merkez birliklerinin görüşlerine başvurulmadığı gibi kooperatifçilikle ilgili aksaklık ve sorunları saptamak çözüm yollarını belirlemekle görevli türkiye kooperatifleri danışma kurulunun görüşü de alınmamıştır diğer taraftan uluslararası kooperatifler birliği ica tarafından tespit edilen ve avrupa birliğine üye ülkelerce kabul edilen kooperatif i̇lkesine göre bir kooperatif yatırımcıları tarafından yönlendirilen biçime sokmadan ortaklık sermayesine dışarıdan yatırımesas sayısı karar sayısı yapılmasına eğer bu yatırımcılar kooperatifin karar verme mekanizmasına hakim olarak ortakların çıkarlarını zedelemeyeceklerse izin verilebilir sayılı kanun ile yapılan düzenlemede bu ilke de dikkate alınmamıştır zira özel hukuk tüzelkişilerinin kooperatiflere ortak olmasında amaçları bakımından ilgilenmek dışında sınırlayıcı bir hüküm getirilmediğinden özel hukuk tüzel kişilerinin kendileri ortak ve yönetim kurulu üyeleri kooperatiflerin karar verme mekanizmasına hakim olabilecek ve kooperatifleri yatırımcıları tarafından yönlendirilen bir biçime girmesine yol açacaktır söz konusu uncu maddede yer alan düzenleme ahde vefa ilkesine aykırı düştüğü ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüğün yerine getirilmesi ahde vefa ilkesinin bir gereği olduğu için söz konusu düzenleme anayasanın inci maddesine de aykırıdır ve iptali gerekmektedir anayasaya aykırı bir hükmün anayasanın nci maddesinde ifade edilen hukuk devleti ve inci maddesinde ifade edilen anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle bağdaşması da beklenemez yukarıda açıklanan nedenlerle sayılı kooperatifler kanununda değişiklik yapılması hakkında kanunun nci maddesi ile değiştirilen tarih ve sayılı kooperatifler kanununun uncu maddesi sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu için anayasanın nci maddesine ahde vefa ilkesine aykırı olduğu için anayasanın ıncı maddesine kooperatiflerin amacına aykırı olarak kooperatifleri ticari bir ortama soktuğu için anayasanın inci maddesine bu hükümlere aykırı olduğu için hukuk devleti ve anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle de bağdaşamayacağından anayasanın ve inci maddelerine aykırıdır ve iptali gerekmektedir iv yürürlüğü durdurma i̇stemi̇ni̇n gerekçesi̇ tarih ve sayılı kanunun nci maddesi ile değiştirilen tarih ve sayılı kooperatifler kanununun uncu maddesinin uygulanması halinde demokratik düşünce kültürünün bir ürünü olarak türkiyede tarih ve sayılı eski ticaret kanunundan beri varlığını yasal düzenlemelerle kabul ettiren kooperatifçilik adı altındaki ekonomik sistemin ticari bir ortama sokulmasıyla giderilmesi olanaksız zararlar oluşacağından iptal davası sonuçlanıncaya kadar bu maddenin yürürlüğünün durdurulması gerekmektedir sonuç ve i̇stem yukarıda açıklanan gerekçelerle sayılı kanunun nci maddesi ile değiştirilen tarih ve sayılı kooperatifler kanununun uncu maddesinin anayasanın nci inci ıncı ve inci maddelerine aykırı olduğu için iptaline sayılı kanunun nci maddesi ile değiştirilen tarih ve sayılı kooperatifler kanununun uncu maddesi açıkça anayasaya aykırı olduğu ve uygulanması halinde giderilmesi olanaksız zarar ve durumlar doğacağı için iptal davası sonuçlanıncaya kadar bu maddenin yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesini saygı ile arz ederiz | 1,384 |
esas sayısı karar sayısı i̇ti̇razin gerekçesi̇ başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir davacı vekili tarafından taşınmaz mal zilyetliğine yapılan tecavüzün sayılı yasa hükümleri uyarınca men edilmesi yönündeki başvurusunun reddine ilişkin küçükçekmece kaymakamlığının tarih ve sayılı kararının iptali istemiyle i̇stanbul i̇dare mahkemesinde açılan davanın reddine ilişkin günlü k sayılı kararın bozulması ve yürütmenin durdurulması istemiyle i̇stanbul bölge i̇dare mahkemesine itiraz edilmesi üzerine dosya incelenerek gereği görüşüldü sayılı i̇dari yargılama usulü kanununun temyiz veya i̇tiraz i̇stemlerinde yürütmenin durdurulması başlıklı maddesinin bendinde davanın reddine ilişkin kararların temyizi itirazı halinde dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi maddede öngörülen şartın varlığına bağlıdır hükmü getirilmiştir anılan yasanın maddesinin fıkrasında da danıştay veya idari mahkemeler i̇dari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler kuralı öngörülmüştür sayılı i̇dari yargılama usulü kanununun maddesinde idare mahkemelerinin sayılı taşınmaz mal zilyedliğine yapılan tecavüzlerin önlenmesi hakkında kanunun uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihai kararlara başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği hükmüne yer verilmiştir uyuşmazlık konusu olayda davacı vekili tarafından sayılı kanunun uygulanmasından kaynaklanan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin i̇stanbul i̇dare mahkemesinin gün ve k sayılı kararının bozulması istemiyle yapılan itirazın esası hakkında bölge i̇dare mahkemesince bir karar verilinceye kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuş ise de sayılı kanunun maddesinde bu kanuna göre verilmiş kararlar üzerine idarî yargıya başvurmalarda yürütmenin durdurulması kararı verilmez hükmü karşısında yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır yasaya göre tesis edilen idarî işlemler hakkında yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceğini öngören bu yasa hükmü mahkememizce aşağıda belirtilen gerekçelerle anayasanın ilgili maddelerine aykırı görülmüş olup bu yasa hükmünün iptali istemiyle daha önce edirne i̇dare mahkemesince anayasa mahkemesine yapılan itirazın reddine ilişkin günlü k sayılı anayasa mahkemesi kararının tarih ve sayılı resmi gazetede yayımlandığı tarihten itibaren on yıl geçmesi nedeniyle anayasanın maddesinin son fıkrası uyarınca tekrar anayasaya aykırılık iddiasında bulunmak için anayasal bir engel kalmadığından sözkonusu yasa hükmünün iptali için anayasa mahkemesine başvurulması gerekli görülmüştür anayasaya aykirilik gerekçeleri̇esas sayısı karar sayısı sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının yargı yolu başlığını taşıyan maddesinin ve fıkralarında i̇dari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir kanun olağanüstü hallerde sıkıyönetim seferberlik ve savaş halinde ayrıca milli güvenlik kamu düzeni genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir hükümlerine yer verilmiştir anılan anayasal hükümlerde hangi şartlarda yürütmenin durdurulmasına karar verileceği ve hangi durumlarda yürütmenin durdurulmasına karar verilmesinin kanunla sınırlanabileceği açıkça ortaya konulmuştur sayılı yasanın genel amacı gerçek veya tüzel kişilerin zilyed bulunduğu taşınmaz mallarla kamu idareleri kamu kurumları ve kuruluşları veya bunlar tarafından idare olunan veya devlete ait veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahaleler nedeniyle kamu düzeninin bozulmasını önlemek güvenlik ve asayişi sağlamak olup sayılı kanunun maddesinde bu kanuna göre verilmiş kararlar üzerine idarî yargıya başvurmalarda yürütmenin durdurulması kararı verilmez hükmü ile taşınmaz mal zilyedliğine yapılan tecavüzlerin önlenmesi hakkında idari makamlarca verilmiş kararlara karşı açılan iptal davalarında idari yargı mercilerince yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesinin kamu düzeni gerekçesiyle sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır i̇dari yargı mercilerince yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesini ortadan kaldıran bu yasa hükmünün öncelikle anayasanın ve maddelerindeki hukuk devleti hak arama hürriyeti idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu hükümleriyle bağdaşmamaktadır anayasanın maddesinde türkiye cumhuriyeti devletinin aynı zamanda bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir hukuk devleti idarenin tüm işlem ve eylemlerinin yargı denetimine tabi olduğu devlettir nitekim anayasanın maddesinde de i̇darenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır hükmüne yer verilerek kişilerin idari yargıya başvuru hakları anayasal güvenceye kavuşturulmuştur i̇dari yargının en önemli araçlarından biri kuşkusuz iptal davasıdır i̇dari yargı alanında iptal davaları birlikte en etkili kurum olan yürütmenin durdurulması müessesesine anayasanın maddesinde yer verilmiş olup idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceği hükme bağlanarak hukuk devleti ilkesine uygun bir düzenleme yapılmıştır oysa sayılı yasaya göre idari makamlarca tesis edilen işlemlere karşı idarî yargıya başvurmalarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceğini öngören madde hükmü anayasanın ve maddelerine aykırılık teşkil etmektedir öte yandan sayılı yasanın maddesi anayasanın maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğünü sınırlayan bir hüküm içerdiği gibi gayrimenkul zilyetliğine yapılan tecavüzler hakkında tesis edilen idari kararlar açıkça hukuka aykırı olsa ve telafisi güç veya imkânsız zararların meydana geleceği anlaşılsa bile yargı organınca yürütmenin durdurulması kararı verilmesinin kamu düzenini bozabileceği varsayımından hareket ederek yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceğine dair yasal düzenleme idari makamlarca tesis edilen kararları yargı kararlarına yeğlendiğinden böyle bir durumun hukuk devleti ilkesiyle ve hakesas sayısı karar sayısı arama özgürlüğü ile bağdaşması mümkün değildir aksine hukuka aykırı kararların hukuk aleminde yürürlüklerinin sürmesine izin vermenin kamu düzenini bozacağı açıktır anayasanın maddesinde hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar anayasaya kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verirler denilmektedir hak arama özgürlüğünün güvencesi olan bu kuralla hâkimlere tanınan yargı yetkisinin kullanılmasının ve idari yargı alanında iptal davaları ile birlikte en etkili kurum olan yürütmenin durdurulması müessesesinin sayılı yasanın maddesiyle ortadan kaldırılması anayasanın maddesine de aykırılık teşkil etmektedir sonuç olarak yasaya göre tesis edilen idarî işlemlerin diğer yasalara göre tesis edilen idari işlemlerden herhangi bir ayrıcalığı da yoktur zira genellikle her idarî işlemin kamu düzeni ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgisi vardır bu itibarla idarî işlemler aleyhine idari yargı mercilerinde açılacak iptal davalarında yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde kamu düzeninin bozulacağı gerekçesiyle yürütmenin durdurulması müessesesinin ortadan kaldırılması anayasanın yukarıda anılan hükümlerine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır açıklanan nedenlerle sayılı taşınmaz mal zilyedliğine yapılan tecavüzlerin önlenmesi hakkında kanunun maddesi anayasanın ve maddelerine aykırı bulunduğundan bu konuda karar verilmek üzere anayasanın maddesi ve sayılı anayasa mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri hakkında kanunun maddesi gereğince anayasa mahkemesi başkanlığına başvuruda bulunulmasına gününde oybirliğiyle karar verildi | 963 |
esas sayısı karar sayısı i̇ti̇razin gerekçesi̇ i̇tiraz yoluna başvuran mahkemenin kararının gerekçe bölümü kişi adları çıkarıldıktan sonra aynen şöyledir kadastro çalışmaları sırasında söğüt ilçesi kayhan mahallesi çaybaşı çınar mevkiinde ada parsel sayılı taşınmaz günlü kadastro komisyonu kararıyla kadastro tesbiti sırasında ada parsel numarasıyla hazine adına tesbit edilen parselde ayrılarak tarihli sıra numaralı tapu kaydı kapsamında olduğu gerekçesiyle davalı taraf adına tesciline karar verilmiş parselin cinsi hanesine bağyeri beyanları hanesine çamlık kaydının yazılması öngörülmüş bilecik orman işletmesi müdürlüğününparselin orman olduğuna ilişkin hazine lehine yapılan tespit aleyhine yaptığı itiraz reddedilmiş komisyon kararının tebliği üzerine davacı orman idaresi süresi içinde mahkememize verdiği dilekçe ile kadastro komisyonu kararının iptali ile dava konusu parselin orman olarak tapulama harici bırakılmasını istemiştir kanıtlar toplandıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde söğüt ilçesinde orman kadastrosu yapılmadığından teknik bilirkişiler kadastro mühendisi t ve serbest orman yüksek mühendisi a ile birlikte ölçekli memleket haritası aynı ölçekli orman amenajman haritası ve bu haritanın dayanağı amenajman planı saha döküm cetveli uygulanarak ayrıca kadastro komisyonunca parseli kapsadığı öne sürülen tapu kaydı yerel bilirkişiler aracılığıyla uygulanarak keşif yapılmış bilirkişilerden uzmanlıkları ile ilgili konularda gerekçeli ve krokili raporlar alınmıştır yerel bilirkişiler dava konusu parselin tapu kaydı kapsamında olduğunu eski rum bağlarının bölgede selanikten gelen mübadil göçmenlere verildiğini yılına kadar göçmenlerin bu arada davalıların murisinin bağları işlediklerini yılından itibaren bağların söğüte uzak olması ürünün para etmemesi ve hayvan sürülerinin zarar vermesi nedenleriyle bağların terkedildiğini çevre şartlarından yetişen çam ağaçlarının gerek sahipleri gerekse çiftçi malları koruma bekçileri tarafından korunması ve kesilmemesi nedeniyle çam ormanı oluştuğunu belirtmişlerdir teknik bilirkişiler amenajman haritasına parselin bulunduğu yeri kırmızı renkle işaretleyip belirtmişler teknik bilirkişi şat raporunda parselin orman niteliğinde ve orman sayılan yerlerden olduğunu belirtmiştir dava konusu taşınmazın iskân suretiyle verilen yerlerden olduğu ve orman niteliğinde olduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir mahkememiz bu davada sayılı yasanın maddesini uygulamak durumundadır bu fıkradaki tapulu yerlerle deyimi resmi gazetenin günlü sayısında yayımlanan anayasa mahkemesinin günlü esas karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir mahkememiz iptal dışında kalan fıkra hükmünü uygulamak durumundadır anılan fıkra hükmüne göre parselin iskan tapusu kapsamında kalması karşısında başka bir şart aranmadan orman niteliği dikkate alınmadan hak sahibi lehine tescili gerekmektedir mahkememiz sayılı yasanın yürürlükte olan maddesinin anayasamızın ve maddelerine aykırı olduğu görüşündediresas sayısı karar sayısı mahkememizin anayasaya aykırılık konusundaki itirazının gerekçesi anayasanın maddesinde devletin toprağın erozyonla kaybedilmesini önlemek amacıyla gerekli tedbirleri alacağı ormanların küçülmesi sonucunu doğuracak şekilde topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanacağı maddesinde devlet ormanlarının mülkiyetinin devrolunamayacağı ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceği son fıkrada belirtilen durumlar dışında orman sınırlarında daraltma yapılamayacağı maddesinde ise orman köylülerinin korunmasına ilişkin önlemler alınacağı öngörülmüştür bilindiği gibi hukukumuzda orman tanımı ilk kez yılında sayılı yasa ile ikinci kez tarihinde sayılı yasanın maddesi ile üçüncü kez tarihinde sayıl yasanın maddesiyle dördüncü kez tarihinde sayılı yasanın maddesiyle yapılmıştır orman tanımı kapsamına giren tümüyle orman örtüsüyle kaplı orman olarak sayıl yasa ile yılında devletleştirilen ve devletleştirildiği halde iade yasalarından yararlanmayan bir yerin geçersiz hale düşen iskan tapusunu geçerli kılmak anayasanın maddesinin son fıkrasının olanaklı kıldığı durumlar dışında orman sınırlarında daraltma yapılması anayasaya aykırıdır kime olursa olsun orman içindeki tapulu yerlerin verilmesi bir tür daraltmadır tarihi itibariyle sayılı yasa hükümleriyle devletleştirilen taşınmazın hak sahibinin anılan yasaya göre bedelini almamış olması ya da koşulları var ise daha sonra çıkarılan iade yasalarından yararlanmamış olması karşısında yılı öncesinde orman niteliğini kazanan bir yerin iskan tapusunun geçerliliği sözkonusu olamaz i̇skan tapularının özellikle mübadil göçmenlerin tapularının bir bedele dayanması sonucu değiştirmez mübadil göçmenlere iskan mevzuatı gereğince selanik bölgesindeki yerlerine karşılık türkiyede mübadil rumların yerleri verilmiş bir bakıma mübadil türk göçmeni kendi yerini trampa etmiş ise de taşınmazını ormana terketmekle ve orman bitki örtüsünün oluşması ile artık tapulu yeri kendiliğinden devletleştirilmiştir sayılı yasaya göre bedel talep etme hakkı anılan yasaya göre belli süre içinde kullanılmak üzere doğmuştur esasen sayılı yasa yerli ve iskan tapuları bakımından bir ayrımda getirmiş değildir yaklaşık yılından itibaren iskanen tevzi edilen lu yıllarda tapuları verilen mübadil göçmenlerin tapulu yerlerinin yılındaki yasa ile orman olarak devletleştirilmesinde bir mantıksızlık da yoktur devletleştirilen yerler her nasılsa orman haline gelen yerlerdir kültür arazileri için işlenen yerler için böyle bir durum sözkonusu değildir devletin bedelli olarak veya göç ettikleri ülkedeki yerlerine karşılık iskanen tevzi edip tapuya bağladığı ve bilahare orman haline geldiği için orman saydığı yerlerin orman olarak geri almasının hukuka aykırı olacağı şeklindeki görüşlere katılmak mümkün değildir devlet yerli olsun göçmen olsun hak sahibinin kimliğine bakmaksızın orman tanımına giren yerleri devletleştirerek ve bedelinide ödeyeceğini öngörerek orman kapsamına alınmıştır sayılı yasanın maddesi özellikle başka bir şart aranmadan ibaresiyle oluşan istikrar kazanan durumu bozmak suretiyle ve daha önce fıkradaki tapulu yerlerle ibaresininde iptal edilmiş olması karşısında hukuk devleti ilkesine ve eşitlik ilkesine aykırı sonuçları öngörür niteliktedir sonuç olarak sayılı yasanın maddesinin anayasanın ve maddelerine hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu kanaatinde olan mahkememiz anayasanın maddesi uyarınca anayasa mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir | 788 |
esas sayısı karar sayısı i̇ptal ve yürürlüğün durdurulmasi i̇stemleri̇ni̇n gerekçesi̇ yürürlüğün durdurulması istemini de içeren dava dilekçesinin gerekçesi şöyledir iii gerekçe tarih ve sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun nci maddesinin tarihli ve sayılı kanuna eklediği ek madde nin anayasaya aykırılığı sayılı kanunun nci maddesinin tarihli ve sayılı kanuna eklediği ek madde ile devletin zimmetinde gerçekleşip bütçe tertibi bulunmakla birlikte masrafın oluştuğu yer ve zamanda ödeneği bulunmayan harcama tutarlarının dayanağını oluşturan harcama belgeleri de eklenmek suretiyle usulüne göre tahakkuk ettirileceği hükme bağlanmıştır yapılan bu düzenlemeyle geçmiş dönemlerden bugüne kadar bütçede tertibi bulunmakla birlikte mal ve hizmet teslim alınmak suretiyle bütçe harcaması gerçekleştiği halde yeterli ödeneği olmadığı için tahakkuk ettirilmeyen harcamaları tahakkuk ettirmek suretiyle ödeme yapılması öngörülmektedir bunun anlamı aslında geçmiş dönemlerde mal ve hizmetin teslimi kamuya yapılmış ya da hukuki durumun gerçekleşmesi ile birlikte kamunun yükümlülüğü doğmuş olan ancak ilgili hak sahiplerine ödeme yapılamayan durumlarda devletin belirtilen şekilde ödeme yapabilmesine imkan sağlanmasıdır anayasanın inci maddesinin ikinci fıkrası mali yıl başlangıcı ile genel ve katma bütçelerin nasıl hazırlanacağı ve uygulanacağı kanunla belirlenir hükmüne amirdir bu hüküm çerçevesinde sayılı muhasebei umumiye kanununun inci maddesinin ilk cümlesinde meclis genel bütçe kanununun metnini madde madde gelir ve gider cetvellerini bölüm bölüm görüşür hükmüne yer verilmiştir bu madde bütçe kanunu tasarısı ile gelir cetveli ve gider cetveli cetvellerinin meclis genel kurulunda görüşülmesinde ve onaylanmasında kanun tasarısı metninin maddeler itibariyle ve cetvellerinin bölümler itibariyle ele alınacağını hükme bağlamaktadır yine anayasanın bütçenin görüşülmesi başlığını taşıyan nci maddesinin dördüncü fıkrasında genel kurulda bölümler üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunup oylanacağı belirtilmiştir anayasanın üncü maddesinde ise bütçe ödeneklerinin harcanabilecek miktarın sınırını gösterdiği ve bunun aşılamayacağı hükme bağlanmıştırbu hükümler harcamaların yılı bütçesinde gösterilen tutarı aşamayacağını eğer yıl içinde bütçe ödeneklerinin yetmeyeceği ortaya çıkarsa bunun ancak ek bütçe kanunu çıkarılmak suretiyle karşılanabileceğine amirdir yine üncü madde de cari ve ileriki yıl bütçelerine mali yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde belirtilen giderleri karşılayabilecek mali kaynak gösterilmesi zorunludur denmektedir nitekim sayılı genel muhasebe kanunun ilgili inci maddesi harcama yetkisinin sınırının bütçe ödeneği olduğunu ve bir kanunla emrolunan hizmetlerin karşılığının kesinlikle ilgili yılın bütçesine alınması gerektiğini açıkça düzenlemektedir bu kanunun nci maddesinde de başlangıç bütçe ödeneklerinin değiştirilmesine yönelik yapılan bütçe ödenek aktarmalarına kısıtlamalar getirilmiştir bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde belli kısıtlar dahilinde yapılan iç ödenek aktarmaları hariç olmak üzere bütçede ödenek aşılması suretiyle bir harcama yapılmış olmasıesas sayısı karar sayısı halinde bu işlemin tahakkuk ettirilmesinin ilgili yıl bütçe kanunu çerçevesinde olması ve zorunlu yasal değişikliğin de bütçe kanunun tabi olduğu usul ve esaslara göre yapılması gerektiği anlaşılmaktadır yürütmenin idarenin yıl bütçe ödeneklerinin üstünde bir yükümlülük altına girmesi durumunda bunun gerektirdiği harcamanın anayasanın nci ve üncü maddeleri uyarınca tbmmce çıkarılacak ek bütçe kanunu ile karşılanması anayasal bir zorunluluktur yapılan bu düzenlemenin gerçek amacının hem ilgili mali kanunların getirdiği ödenek üstü harcama yasaklarının aşılması hem de uygulanan ekonomik program nedeniyle çeşitli ikincil düzenlemelerle veya alınan kararlarla ödenek üstü ve tertip dışı harcama yapılmayacak alanlara yönelik olarak yapılan üstü örtülü harcamaların bu şekilde hukuki alt yapısının tesis edilmesi olduğu anlaşılmaktadır ancak bu düzenlemeyi getiren sayılı kanunun nci maddesi ile bir anlamda parlamentonun bütçe yapma ve bütçe denetim hakkı elinden alınmış olmaktadır sonuç olarak kamu maliyesinde saydamlık hesap verme sorumluluğu gibi kavramlar ve bunların uygulanması bu tür düzenlemelerle uygulanma şansını kaybetmektedir yürütme ödenek üstü harcamalar için parlamentoya gelip ilgili yıl bütçesi için ek ödenek alması gerekirken ilgili yılda bu harcamayı tahakkuk ettirmeyip gizlemekte ve getirilen bu düzenleme ile istediği zaman harcamayı tahakkuk ettirmek imkanını ele geçirmektedir bu uygulamanın doğal sonucu bütçe harcamalarının tahakkuk ettirilen tutar kadar ilgili yılda eksik raporlanmasıdır bu çerçevede yapılan hesaplamada sosyal güvenlik kurumları dahil kamu kurumlarının sağlık bakanlığı ve üniversite döner sermayelerine olan birikmiş borçları yeşil kart ödemesinden dolayı yine döner sermayelerine ödenmeyen ertelenen tutarlar eczanelere kamu kurumlarının birikmiş borç tutarları ile diğer ödenek üstü olup tahakkuk ettirilmeyen harcamalar yolluklar ilama bağlı borçlar gibi ilgili yıl bütçesi içinde değil tahakkuk ettirilen yıl bütçesine bütçe gideri olarak yazılmak suretiyle muhasebeleştirilebilecektir bunun da anayasanın inci nci ve üncü maddelerinde yer alan ilkelere aykırı olduğu ortadadır anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenlemenin anayasanın nci ve inci maddelerindeki hukuk devleti anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle bağdaşmayacağı da açıktır açıklanan nedenlerle sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun nci maddesinin sayılı kanuna eklediği ek madde anayasanın nci inci inci nci ve üncü maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir tarih ve sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun üncü maddesinin bendinin değiştirdiği sayılı kanunun ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki hizmet süreleri ne olursa olsun yaşını dolduranlar hakkında da hizmetin gereğinin ve niteliğinin zorunlu kıldığı durumlarda kurumlarınca yaş haddi uygulanabilir i̇baresinin anayasaya aykırılığı sayılı kanunun üncü maddesinin bendi hükmü ile sayılı türkiye cumhuriyeti emekli sandığı kanununun ıncı maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek iştirakçilerin görevleri ile ilişkilerinin kesilmesini gerektiren yaş sınırı olarak belirlenmekte ancak hizmet süreleri ne olursa olsun yaşını dolduranlar hakkında üncü maddede yazılıesas sayısı karar sayısı olanlar dışında hizmetin gereğinin ve niteliğinin zorunlu kıldığı durumlarda kurumlarınca yaş haddi uygulanabileceği hükme bağlanmaktadır günlü sayılı türkiye cumhuriyeti emekli sandığı kanununun emeklilik yaş hadlerini düzenleyen ıncı maddesinin birinci fıkrasında iştirakçilerin görevleriyle ilgilerinin kesilmesini gerektiren yaş sınırının yaşını doldurdukları tarih olduğu belirtilmiş diğer fıkralarında da hizmetlerin nitelik ve özelliklerine göre genel yaş sınırının üstünde ya da altında olan özel yaş sınırları öngörülmüştür ıncı maddede sayılı kanunun yürürlüğe girdiği yılından bu yana çeşitli değişiklikler yapılmasına karşın maddenin ilk şeklinde yer alan iştirakçilerin görevleri ile ilişkilerinin kesilmesini gerektiren yaş sınırı hep korunmuş ancak ilk kez günlü sayılı kanunun nci maddesi ile değiştirilerek indirilmiştir yapılan değişikliğin cumhurbaşkanı tarafından veto edilerek türkiye büyük millet meclisine geri gönderilmesi üzerine çıkarılan günlü sayılı kanunun nci maddesiyle yaş sınırı yeniden indirilmiştir anayasa mahkemesinin günlü yürürlüğü durdurma sayılı kararıyla bu kanunun yaş sınırını indiren kuralını da içeren kimi maddelerinin yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmiştir bu karardan sonra çıkarılan günlü sayılı kanunun inci maddesiyle değiştirilen sayılı yasanın ıncı maddesiyle iştirakçilerin görevleri ile ilişkilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddinin yaşını doldurdukları tarih olduğu belirlenmiş nci maddesiyle aynı kanuna eklenen geçici inci maddeyle de bu kanunun yayımı tarihinde ve daha yukarı yaşları doldurmuş olanlar ile yaşını doldurmasına kısa bir süre kalanlar için ilâ ay arasında değişen süreleri kapsayan geçiş dönemi öngörülmüştür yapılan bu son düzenleme de anayasa mahkemesinin günlü sayılı kararıyla dava konusu kuralın getirilmesindeki amaç gerekçesinde belirtildiği gibi gerçekten genç ve yetenekli kişilere yükselme olanağı sağlanması ve kamu yönetiminde etkinliğin artırılması ise bu amaca hukuk güvenliği ilkesini zedelemeden ve finansman sorunu ile karşı karşıya olduğu bilinen ilgili sosyal güvenlik kurumunun aktüeryal dengelerini bozmadan ulaşılması gerektiğinde duraksanamaz öte yandan ilâ yaş arasında olup devlet bürokrasisinin üst kademelerinde yer alan ve kamu hizmetinin başarı ile sürdürülebilmesi için gerekli bilgi birikim ve deneyime sahip çok sayıdaki kişinin görevine hukuk güvenliğini sarsmayacak biçimde makûl ve ölçülü bir geçiş süreci öngörülmeksizin yasa ile son verilmesinin kamu hizmetinin görülmesini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır geçici inci maddenin birinci fıkrasıyla yeni uygulamaya intibak için basamaklar saptanırken daha uzun bir zaman dilimi yerine ilâ ay arasında değişen kısa bir geçiş sürecinin benimsenmesi kişilerin yarınlarından kaygı duymamaları bu bağlamda istikrarlı bir çalışma yaşamı sürdürebilmeleri için gerekli olan hukuk güvenliği ilkesini sarsıcı niteliktedir açıklanan nedenlerle dava konusu kurallar hukuk güvenliği ile sosyal ve ekonomik hakları yaşama geçirmekle yükümlü sosyal hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığından anayasanın nci ve inci maddelerine aykırıdır i̇ptalleri gerekir gerekçeleri ile iptal edilmiştiresas sayısı karar sayısı sayılı kanunun üncü maddesinin birinci fıkrasının bendindeki iptali istenen düzenlemeyle yaşını dolduranların görevlerine hukuk güvenliğini sarsmayacak biçimde makûl ve ölçülü bir geçiş süreci öngörülmeksizin kurumlarınca son verilmesi imkanının tanınması aşağıda açıklanan nedenlerle ve anayasa mahkemesinin yukarıda açıklanan kararında da belirtildiği üzere hukuk güvenliği ile sosyal ve ekonomik hakları yaşama geçirmekle yükümlü sosyal hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamakta ve anayasanın nci ve inci maddelerine aykırı düşmektedir anayasanın nci maddesinde cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren hukuk güvenliğini gerçekleştiren anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan yargı denetimine açık yasaların üstünde anayasanın ve yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir bu bağlamda hukuk devletinde yasakoyucu yasaların yalnız anayasaya değil evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür hukuk devletinin temel öğelerinden biri de güvenilirliliktir hukuk devleti tüm eylem ve işlemlerinde yönetilenlere en güçlü en kapsamlı şekilde hukuksal güvence sağlayan devlettir hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlette hukuk güvenliğinin sağlanması hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz koşuludur hukuk güvenliği belirlilik ve öngörülebilirlik gerektirir hukuk güvenliğinin sağlanmasında kazanılmış hakların korunması da temel bir unsurdur kişiler sayılı kanun kapsamında bir göreve atandıklarında kanunun açıkça sıraladığı ve herkes için geçerli genel ve nesnel ayrık haller dışında yine kanunun gösterdiği zorunlu emeklilik yaş sınırına gelinceye kadar çalışabileceklerini bilir ve yaşam düzenlerini bu durum üzerine kurarlar kişilere kurumlarındaki yetkililerin tamamen öznel olarak belirleyecekleri hizmetin gereğinin ve niteliğinin zorunlu kıldığı durumlar da yaşında yani zorunlu emeklilik yaş sınırına gelmeden önce yaş haddi uygulanabilmesine imkan tanınması onların zorunlu emeklilik yaş sınırına kadar çalışabilecekleri konusundaki belirlilik ve öngörülebilirliği dolayısı ile hukuka güven duygularını kökünden zedeleyecek memuriyete girerken kazandıkları zorunlu yaş sınırına kadar çalışabilme haklarını yok edecektir kuşkusuz görevin gereklerinin kamu yararına uygun biçimde yerine getirilebilmesi için zorunlu emeklilik yaş sınırına gelmeden memura yaş haddi uygulanması bazı durumlarda bir gereklilik olabilir ne var ki yaş haddi uygulanabilecek bu gibi haller ancak yasada kamu yararı amacı çerçevesinde herkes için geçerli genel ve nesnel bir biçimde tadadi olarak gösterilmeleri halinde hukuk güvenliğine hukuk düzeninden beklenen belirlilik ve öngörülebilirliğe kazanılmış haklara ve sosyal hukuk devleti anlayışına aykırı düşmeyecek ayrık durumlar niteliğini kazanabilirler çünkü bir hukuk devletinde belirlilik ve öngörülebilirliği sağlamak için kişilerin haklarının yanı sıra yönetimin görev ve yetkilerinin sınırının ve içeriğinin de yasalarda açıkça gösterilmesi bir zorunluluktur bu aynı zamanda idarenin yargısal denetiminin gerçekleştirilmesi bakımından da büyük önem taşıresas sayısı karar sayısı i̇ptali istenen ibarede ise yürütme organına kurumlara yaşını dolduranlar hakkında verilen yaş haddi uygulama yetkisinin sınırı hizmetin gereğinin ve niteliğinin zorunlu kıldığı durumlar olarak gösterilmiş ancak bu durumların neler olabileceği sıralanmamıştır bu nedenle bu yetkinin takdire bağlı olarak kullanılacağı anlaşılmaktadır söz konusu yetkinin esasları yasa ile gösterilmediği için bu yetkinin keyfi ve öznel kullanımlara yol açabileceği açıktır bir kurumun hizmetin gereği ve niteliği bakımından yaş haddi uygulamasını uygun bulduğu bir durumu bir başka kurum böyle bir uygulama için geçerli bir neden olarak görmeyebilecek aynı kurum içinde veya birbirinden farklı kurumlarda aynı durumdaki kişilere farklı uygulamalar yapılabilecektir böyle bir durumun hukuk düzeninden beklenen belirlilik ve öngörülebilirlik sağlayamayacağı açıktır bu bakımlardan anayasanın nci maddesinde belirtilen sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı düşen söz konusu ibarenin aynı durumdaki kimselere farklı hükümler uygulanmasına yol açabileceği için anayasanın uncu maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesiyle çelişeceği de ortadadır diğer yandan idareye esasları yasa ile gösterilmeden iptali istenen ibarede belirtilen türden bir yetki tanınması bu konuda asli düzenleme yetkisinin idareye bırakılması anlamını taşımaktadır çünkü yasada hangi durumların hizmetin gerekleri ve niteliği bakımından yaşını dolduranlar için yaş haddi uygulamasını zorunlu kılacağı tadadi biçimde genel ve nesnel olarak gösterilmemiştir halbuki anayasanın inci maddesi yürütme yetki ve görevinin anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağını ve yerine getirileceğini üncü maddesi ise idarenin görevlerinin kanunla düzenleneceğini ifade etmektedir bu hükümler yürütmenin idarenin anayasada gösterilen ayrık haller dışında asli düzenleme yetkisi olmadığını ve tüm yetkilerini kanundan ve anayasadan aldığını ortaya koymaktadır asli düzenleme yetkisi anayasanın nci maddesine göre yasamanındır ve devredilemez devredildiği takdirde kökenini anayasadan almadığı için anayasanın ncı maddesine aykırı bir nitelik taşır bu nedenle söz konusu iptali istenen ibare ile hangi durumların hizmetin gerekleri ve niteliği bakımından yaşını dolduranlar için yaş haddi uygulamasını zorunlu kılacağını belirleme yetkisinin asli bir düzenleme yetkisi görünümünde idareye bırakılması anayasanın ncı nci ve inci maddelerine aykırı düşmektedir i̇ptali istenen ibare kurumlara yaş haddi uygulama yetkisini verirken bunun esaslarını belirtmediği için aynı zamanda idarenin kanunla düzenleneceğini ifade eden anayasanın üncü maddesi ile de çelişmektedir anayasanın inci maddesi memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin atanmalarının görev ve yetkilerinin hakları ve yükümlülüklerinin aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla gösterileceğini belirtmektedir i̇ptali istenen ibare kurumlara yaş haddi uygulama yetkisini verirken bunun esaslarını belirtmediği için kanunla gösterme gereğini yerine getirmemiş olması bakımından anayasanın inci maddesine de aykırı bir görünüm taşımaktadıresas sayısı karar sayısı anayasanın nci maddesinin ilk fıkrasında herkesin yaşama maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiş anayasanın inci maddesinde de kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya insanın maddi ve manevi varlığını gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştırdevletin bu yükümlülüğünü eşitlik ilkesini gözeterek hiçbir ayırım yapmadan herkes için geçerli olacak biçimde yerine getirmesi gerekmektedir i̇ptali istenen düzenleme ise devletin bu yükümlülüğünü gözardı ettiği ve gerçekleştirmesine imkan bırakmadığı için anayasanın inci maddesine de aykırıdır sayılı kanunun üncü maddesinin bendinin değiştirdiği sayılı kanunun ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki iptali istenen düzenlemenin anayasanın çeşitli hükümlerine aykırı olması anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerinin ve dolayısı ile anayasanın inci maddesinin de ihlâli sonucuna yol açmaktadır açıklanan nedenlerle tarih ve sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun üncü maddesinin bendinin değiştirdiği sayılı kanunun ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki hizmet süreleri ne olursa olsun yaşını dolduranlar hakkında da hizmetin gereğinin ve niteliğinin zorunlu kıldığı durumlarda kurumlarınca yaş haddi uygulanabilir ibaresi anayasanın nci inci ncı nci inci uncu inci üncü ve inci maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir tarih ve sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun inci maddesinin birinci fıkrasının bendinin değiştirdiği sayılı kanunun üncü maddesinin birinci fıkrasının ve bentlerinin anayasaya aykırılığı sayılı kanunun inci maddesinin birinci fıkrasının bendi ile değiştirilen sayılı kanunun üncü maddesinin birinci fıkrasının iptali istenen ve bentleri ile koruyucu sağlık hizmetlerinin verildiği birinci basamak da dahil olmak üzere sağlık bakanlığına bağlı tüm kuruluşlarda tüm hizmetler paralı hale getirilmektedir sayılı kanunda yapılan bu değişiklik sonucu birinci basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşlar da dahil olmak üzere sağlık bakanlığı kurum ve kuruluşları ile bağlı kuruluşlarındaki muayene teşhis tedavi laboratuvar tetkik ve tahlil işleri aşı ilaç serum vb tüm hizmet ve uygulamalar için yurttaşlar para ödeyeceklerdir yasa söz konusu hizmetler için halktan alınacak paraların sağlık kuruluşlarının döner sermayesine eklenerek sağlık kuruluşlarının ihtiyaçlarının karşılanacağını hükme bağlamaktadır anayasanın ncı maddesinde devlete herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi verilmiştir anayasanın inci maddesinde devletin sosyal ve ekonomik alanlarda anayasa ile belirlenen görevlerini mali kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yerine getireceği belirtilmiş olduğundan sağlık hizmetlerinin de devletçe saptanan bir bedeli olması tabiidir ancak yine anayasanın inci maddesine göre bu bedelin tespitinde devlete verilen görevlerin amaçlarına uygun önceliklerinin de gözetilmesi gerekir i̇ptali istenen düzenleme sağlığın kamusal bir hizmet olmaktan çıkartıldığının ve halkın sağlığının piyasa koşullarına devredildiğinin belgesidir çünkü bu ülkenin yurttaşları para vermeden bir kızamık aşısı bir verem aşısı bile olamayacaklardır yoksul halk sağlık ocaklarından ve hastanelerden adeta dışlanmaktadır bu düzenleme ile toplumumuzunesas sayısı karar sayısı bugünün de ve yarının da sağlığı elinden alınmakta paran kadar sağlık anlayışı kurallaştırılmaktadır bu nedenle söz konusu düzenleme anayasanın ncı ve inci maddeleri ile aykırı düşmektedir böyle bir düzenlemenin sağlık hizmetlerinden yararlanma bakımından mali olanakları elverişli olanlarla olmayanlar arasında anayasanın uncu maddesine aykırı bir eşitsizlik yaratacağı da ortadadır diğer taraftan anayasa mahkemesinin tarihli sayılı kararında açıklandığı üzere anayasanın nci maddesinde sözü edilen sosyal hukuk devleti insan haklarına saygılı kişilerin huzur refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan kişi ile toplum arasında denge kuran çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal iktisadi ve mali tedbirler alarak çalışanları koruyan ve insanca yaşamalarını sağlayan işsizliği önleyen milli gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken önlemleri alan güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi kuran devlettir çağdaş devlet anlayışı sosyal hukuk devletinin tüm kurumlarıyla anayasanın özüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını ve işlemesini gerekli kılar sosyal hukuk devletinde kişinin korunması toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla olanaklıdır bu bağlamda sosyal hukuk devletinin gerçekleştirilebilmesi için zaman zaman farklı ekonomik ve sosyal politikalar uygulaması gerekebilir ancak bunların sınırı kuşkusuz ki temel hukuk kuralları ve anayasadır paran kadar sağlık anlayışını kurallaştıran güçsüz yoksul halkı sağlık ocaklarından ve hastanelerden dışlayan bir düzenlemenin anayasanın nci maddesinde ifade edilen sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaştırılmasının da mümkün olamayacağı açıktır anayasanın çeşitli hükümlerine aykırı bir düzenleme anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerinin ve dolayısı ile anayasanın inci maddesinin de ihlâli sonucuna yol açmaktadır açıklanan nedenlerle sayılı kanunun inci maddesinin birinci fıkrasının bendi ile değiştirilen sayılı kanunun üncü maddesinin birinci fıkrasının ve bentleri anayasanın nci uncu inci ncı ve inci maddelerine aykırı olup iptalleri gerekmektedir tarih ve sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun uncu maddesinin birinci fıkrasının bendinin tarihli ve sayılı kanunun ncı maddesinin i̇kinci ve üçüncü fıkralarının sonlarına eklediği cümlelerin anayasaya aykırılığı sayılı kanunun uncu maddesinin birinci fıkrasının bendinde sayılı kanunun ncı maddesinin ikinci fıkrasının sonuna getirilen düzenleme ile sayılı tarım satış kooperatifleri birlikleri hakkındaki kanunun ek geçici nci maddesi çerçevesinde ortaya çıkan ve görev zararı niteliğindeki borçlar hakkında özel tertip devlet iç borçlanma senetlerine ilişkin sınırlayıcı hükümlerin uygulanmayacağı öngörülmektedir sayılı kanunun geçici nci maddesinin bendi şu öylediresas sayısı karar sayısı tarım satış kooperatif ve birliklerinin tarihinden önce mevcut özel bünye faaliyetleri ile ilgili banka borçları birliklerin yeniden yapılandırma sürecinde yeniden yapılandırma kurulunun önerileri dikkate alınarak hazine tarafından söz konusu borçların hangi miktar ve koşullarda üstlenileceğine ve tarihli ve sayılı kanun ve ilgili yıl bütçe kanunu hükümleri çerçevesinde üstlenilecek borçların tasfiye edilmesine ilişkin esas ve usuller bakanlar kurulunca belirlenir bugün toplam adet birlik ve ün üzerinde kooperatif faaliyetini sürdürmektedir getirilen söz konusu düzenleme ile sayılı kanun çerçevesinde yeniden yapılandırılması öngörülen birliklerin tarihinden önceki banka borçları hazine tarafından bakanlar kurulunca belirlenen usul ve esaslar dahilinde silinecek ve bu silinme karşılığında hazinenin üstüne kalan mali yükümlülük ilgili yıl bütçesinde gösterilmeyecektir sayılı kanunun ncı maddesinin ikinci fıkrası esas olarak ikrazen özel tertip iç borçlanma senetlerinin çıkarılmasını bütçede yeterli ödeneğinin olması şartına bağlamıştır bunun nedeni de hangi amaç için başta görev zararları olmak üzere çıkarılacak olursa olsun çıkarılan özel tertip borçlanma senetlerinin harcamayla ilişkisinin kurulmasıdır yani kamunun üstlendiği her türlü yükümlülük bütçenin harcama kanadı ile ilişkilendirilerek şeffaf bir şekilde kamuoyunun ve parlamentonun bilgisine sunulmakta ve bu yolla kamu harcamalarının gizlenmesinin de önüne geçilmiş olmaktadır i̇ptali istenen bu düzenleme ile geçmiş dönemlerin kötü ve kamu yararı bulunmayan uygulamalarına dönüş yapılmaktadır tarım satış kooperatifleri adına hazinenin üstlendiği görev zararı niteliğindeki ödemeler bütçe harcamaları arasında gösterilmemek suretiyle gizlenmekte böylece bütçe açığı düşük gösterilmektedir bilgi alınan iki kurumun kayıtlarından bu nitelikteki borcun trilyonun üzerinde olduğu tespit edilmiştir yıl sonu itibariyle bu kurumlar borçlarının bugüne kadar ancak yüzde ünü ödeyebilmişler ve sürekli artan bir faiz yükü ile karşı karşıya kalmışlardır konuya ilişkin olarak yapılan başka çalışmalar incelendiğinde birliğin toplam borcunun katrilyona yaklaştığı ifade edilmektedir borsavizyon dergisi ankara ticaret borsası faik yavuz mayıs getirilen bu düzenlemede hazinenin ne düzeyde ve hangi birliklerin banka borçlarını üstleneceği açık değildir halbuki yürütme yetki ve görevinin anayasa ve kanunlar çerçevesinde kullanılıp yerine getirileceği ve idarenin kuruluş ve görevlerinin kanunla gösterileceği anayasanın inci ve üncü maddelerinde ifade edilmektedir hazinenin ne düzeyde ve hangi birliklerin banka borçlarını üstleneceğinin yasada açıkça gösterilmemesi anayasanın inci ve üncü maddelerinde belirtilen kanunilik ilkesine aykırıdır böyle bir düzenleme hangi birliklerin banka borçlarını üstleneceğine idarenin takdire bağlı olarak karar vermesine imkan tanır bu da idarenin hangi birliklerin banka borçlarını üstleneceğine ilişkin asli düzenlemeyi kendi kendisine yapması anlamına gelir halbuki anayasanın inci maddesi yürütmenin anayasada gösterilen ayrık haller dışında asli düzenleme yetkisi olmadığını anayasanın nci maddesi bu yetkinin yasamaya ait olduğunu ve devredilemeyeceğini devredildiği takdirde kökenini anayasadan almayan bir yetki görünümüne gireceğini ortaya koymaktadıresas sayısı karar sayısı bu nedenle iptali istenen düzenleme anayasanın ncı nci ve inci maddelerine aykırı bir yetki devri yapmaktadır yapılan hesaplamada normal senaryoda bu kuruluşların silinecek banka alacağının en az katrilyon olumsuz senaryoda ise en az katrilyonun üzerinde olduğu tahmin edilmiştir bunun anlamı bu tutarda mali yükün hazine tarafından özel tertip tahvil çıkarılmak suretiyle kamu borcunu artıracak şekilde finanse edilmesidir yine sayılı kanunun uncu maddesinin birinci fıkrasının bendiyle yapılan diğer bir düzeleme ile tasarruf mevduat sigortası fonundan olan alacaklar içinde sayılı kanunun ncı maddesinin üçüncü fıkrasının hükmünün uygulanmayacağı öngörülmektedir bunun anlamı tmsfden olan hazine alacaklarının silinmesi durumunda silinen tutarın bütçede harcama olarak yazılmamasıdır halbuki sayılı kanunun değinilen hükmünün amacı bu şekilde alınacak olan politik bir kararın maliyetinin açıkça ortaya konması ve hesap verebilirliğin işlemesidir tmsf kapsam dışına çıkarılmak suretiyle üstlenilen alacak silinen tutarı kadar olan harcama uluslararası uygulamalara da aykırı bir şekilde bütçede gösterilmemek suretiyle bir anlamda gizlenmiş olmaktadır eylül sonu itibarıyla tmsfnin bilançosunda hazinenin toplam alacağı katrilyon lira tutarındadır bu tutarın katrilyon lirası nakit olarak kullanılmış gözükmektedir geri kalan katrilyon lira ise henüz tmsf tarafından kullanılmamıştır biriken faiz giderleri tahakkuku ise katrilyon liraya ulaşmıştır i̇ptali istenen söz konusu düzenlemelerin açıkça mali disiplini bozacak nitelikte olduklarından kamu yararı amacı güdülerek yapılmadıkları anlaşılmaktadır anayasa mahkemesinin gün ve sayılı kararında anayasanın nci maddesinde türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir denilmektedir yasaların kamu yararına dayanması gereği kuşkusuz hukuk devletinin önde gelen koşullarından birisini oluşturmaktadır bu konuda anayasa mahkemesinin yerleşmiş anlayışını yansıtan kararlarında belirtildiği gibi anayasanın nci maddesinde tanımlandığı üzere devletimiz bir hukuk devletidir hukuk devleti ilkesinin öğeleri arasında yasaların kamu yararına dayanması ilkesi vardır bu ilkenin anlamı kamu yararı düşüncesi olmaksızın başka deyimle yalnızca özel çıkarlar veya yalnızca belli kişilerin yararına olarak herhangi bir yasa kuralının konulamayacağıdır buna göre çıkarılması için kamu yararı bulunmayan bir yasa kuralı anayasanın nci maddesine aykırı nitelikte olur ve dava açıldığında iptali gerekir çıkarıldığı zaman kamu yarârına dayanan kuralın koşulların değişmesi sonucunda kamu yararını karşılayamaz duruma geldiğinde dahi iptali gerekir buna göre yasaların amaç ögesindeki sakatlık başlıbaşına bir aykırılık nedeni oluşturabilecektir denilmiştiresas sayısı karar sayısı kamunun üstlendiği her türlü yükümlülüğün bütçenin harcama kanadı ile ilişkilendirilerek şeffaf bir şekilde kamuoyunun ve parlamentonun bilgisine sunulmasında ve bu yolla kamu harcamalarının bilinmesinde kamu yararı bulunduğu kuşkusuzdur i̇ptali istenen düzenlemeler böyle bir bilgi edinmeyi ve hesap verebilirliğin işlemesini engellediğinden kamu yararı amacını gütmemekte ve başka bir amaca yönelmiş bulunmaktadır kamu yararı amacına yönelik olmayan yasama işlemleri ise anayasa mahkemesinin yukarıda değinilen kararında açıklandığı üzere amaç öğesi bakımından sakattırlar ve bu durum başlıbaşına anayasaya aykırılık nedenidir diğer taraftan bir yasa kuralının anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden anayasanın nci ve inci maddelerinde ifade edilen hukuk devleti anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır anayasa mahkemesinin tarih ve sayılı kararı amkd sa shf sayılı kanunun uncu maddesinin birinci fıkrasının bendinin sayılı kanunun ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının sonlarına eklediği ve açıklanan gerekçelerle anayasanın nci ve inci maddelerine aykırı cümlelerin iptal edilmeleri gerekmektedir tarih ve sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun uncu maddesinin birinci fıkrasının bendinin yeniden düzenlediği tarihli ve sayılı kanunun nci maddesinin fıkrasının numaralı bendindeki ile bu kanunun uncu maddesi uyarınca imzalanan hibe anlaşmaları ve uncu maddesi uyarınca imzalanan borç verme ve yeniden yapılandırmaya ilişkin anlaşmalar i̇baresi ile ve numaralı bentlerinin anayasaya aykırılığı sayılı kanunun uncu maddesinin birinci fıkrasının bendinin iptali istenen hükümleri ile tarihli ve sayılı kamu finansmanı ve borç yönetiminin düzenlenmesi hakkında kanunun anayasa mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile iptal edilen nci maddesi fıkrası yeniden düzenlenmiş ekonomik ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendirenlerin andlaşmaların yayımlanmadan yürürlüğe konulmaları kabul edilmiştir anayasa mahkemesinin söz konusu iptal kararında aynen şöyle denilmiştir sayılı kanunun uncu maddesinin fıkrasıyla sayılı kanunun nci maddesine eklenen fıkrası ile sayılı yasa çerçevesinde imzalanan andlaşmaların tarihli ve sayılı kanunların ve nizamnamelerin sureti neşir ve i̇lanı ve meriyet tarihi hakkında kanun uygulamasının dışında olacağı ve bu nedenle resmi gazetede yayımlanmayacağı hükmü getirilmiştir anayasanın ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz bu hükme koşut düzenleme getiren sayılı yasanın üncü maddesinin nolu bendinde milletlerarası bir andlaşmaya dayanılarak bakanlar kurulunca yapılan teknik veya idari nitelikteki uygulama andlaşmalarından ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak bakanlar kurulunca yapılıp millet meclisinin bilgisine sunulanların dışında kalan teknik veya idarî andlaşmalardan iktisadî veya ticarî nitelikte olmayan özel kişilerin haklarını ilgilendirmeyenesas sayısı karar sayısı ve türk kanunlarına değişiklik getirmeyenlerin yayınlanması zorunlu değildir bu fıkra gereğince yayınlanması zorunlu olmayan andlaşmalar hakkında çıkarılan kararnamelerin yayınlanması da zorunlu değildir denilmektedir bu düzenlemelere göre anayasanın ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tbmmnce uygun bulunması zorunluluğu olmayan andlaşmalardan ekonomik ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendirenlerin yayımlanmadan yürürlüğe konulmaları olanaksızdır sayılı kanunun tahvil ihracı ile ilgili andlaşmalar dışında türkiye cumhuriyetinin borçlu sıfatıyla taraf olduğu madde hazine garantilerine ilişkin madde avrupa birliğinden sağlanacak hibeler hariç olmak üzere ayni ve nakdi hibe alınması madde yabancı ülkelere yabancı ülkelerin kuruluşlarına uluslararası kuruluşlar ve oluşturulacak uluslararası yardım konsorsiyumlarına nakdi hibe vermeye yönelik madde yabancı ülke ve kuruluşlara yapılacak savunma ve güvenlik amaçlı hibe ve yardımlarla ilgili madde yabancı ülkeler yabancı ülkelerin kuruluşları uluslararası kuruluşlar ve oluşturulacak uluslararası yardım konsorsiyumlarına borç vermeye yönelik madde türkiye i̇hracat kredi bankas | 4,040 |
esas sayısı karar sayısı davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkili şirketin sahip olduğu doğalgaz çevrim santralleri aracılığı ile çorlu bölgesinde elektrik üretimi yaptığını ve ürettiği elektriği enterkonnekte sistem üzerinden sağlayan bir kuruluş olarak faaliyet gösterdiğini bunun dışında kanun ve yönetmeliklerin kendisine tanıdığı yetkiye dayalı olarak bu elektriği ve buna ilaveten günlük piyasadan aldığı elektriği kendisinin elektik satış anlaşmaları yaptığını büyük tüketicilere anlaşma fiyatları üzerinden satışını yapmakta ve elektrik kullanma faturalarının aylık olarak müşterilerine sunmakta olduğunu üretilen ve dışarıdan sağlanan bu elektriğin müşterilere ulaştırılması tüketim miktarının tespiti ise dağıtım bölgesinde tekel konumunda olan elektrik dağıtım şirketleri tarafından yapılmakta olduğu ve müvekkili şirkete her ay muhtelif isimler altında fatura edildiği müvekkili şirket tarafından dağıtım şirketine ödemelerin yapıldığı her ayın faturasına yansıtılmakta olan kayıp kaçak bedelinin müvekkili şirket tarafından davalıya ödendiğini söz konusu kayıp kaçak vs kalemlerle ilgili ödemelerin müvekkili şirket açısından telafisi çok zor durumlar yarattığını tedbiren dava konusu bedellerin davalıdan tahsil edilen bu bedellerin davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesini yargıtay hukuk dairesinin esas karar sayılı ilamda elektrik şirketlerinin epdk kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları kayıp kaçak perakende satış hizmeti iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlarasanayi ticari ve mesken abonelerine aktif tüketim bedeli dışında ek bir mali yük ve külfet getirdiğini anayasanın maddesi gereği vergi resim harç vb mali yükümlülüklerin kanunla koyulacağı değiştirileceği veya kaldırılacağının düzenlendiğini elektrik faturalarına yansıtılan trt payının da kanunla getirildiği ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmediğini epdk kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan bu bedellerin kanunla konulup değiştirilebileceği kaldırılacağı ayrıca elektrik piyasası kanununun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmediğini bu hususun yargıtay hukuk genel kurulunun esas karar sayılı tarihli kararında tereddüte yer bırakmayacak şekilde hükme bağlandığını faturalar incelendiğinde sözleşme ceza bedeli adı altında olağan dışı bir kalemin yer aldığının görüldüğünü hukuk dışı tahsil edilen bu miktarların faturalandırılarak kdv matrahına dahil edilmesinin kabul edilemez olduğunu enerji şirketlerinin müşterilerine ait müşteri numaralarını bilgisi dışında değiştirdiklerinin bilindiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafından dava tarihinden geriye doğru müvekkilinden doğmuş ve haksız olarak tahsil edilen tl kayıp kaçak bedeli kısmının davalılardan tahsili ile alacağın müvekkili şirketten tahsil edildiği günden itibaren işleyecek avans faiz oranları ile davalıdan müştereken ve müteselsilen müvekkiline ödenmesine bakiye kısmının alacağının müvekkili şirketten tahsil edildiği günden itibaren işleyecek avans faiz oranları ile davalıdan müştereken ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir davalı akdeniz elektrik dağıtım aş vekili cevap dilekçesi ile özetle müvekkili şirket aleyhine açılan davaların türkiye elektrik i̇letim aş maliye bakanlığı ve enerji piyasası düzenleme kurumuna ihbar edilmesinin gerektiğini davacının dilekçesinde kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak psh dağıtım iletim ve sayaç okuma ve sair bedeller diyerek talep kısmında ne istediğini net şekilde ortaya koymadığını öncelikle bu hali ile vs i̇baresini kabul edilebilir olmadığını davacının faize ilişkin taleplerini kabul etmediklerini zaman aşımı yönünden sebepsiz zenginleşme için öngörülen yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini müvekkili şirket ile davacı şirket arasında elektrik alım satımına ilişin bir ilişki bulunmadığını bu nedenle de davacı şirketten kayıp kaçar bedeli tahsil edilmediğini davacı şirketin toptan satış yapan tedarikçi bir şirket olduğunu elektrik satmış olduğu tüketicilerden kayıp kaçak psh dağıtım iletim ve sayaç okuma ve sair bedeller tahsil eden deesas sayısı karar sayısı davacı şirketin kendisi olduğunu müvekkili şirketin sözleşmesel alacak olarak talep edilen bu bedelin bakımından sözleşmenin tarafı dahi olmadığında hiçbir şekilde sorumluluğunun bulunmadığını belirterek hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir davacı vekili tarihli dilekçesi ile sayılı elektrik piyasası kanununun muhtelif maddelerinde değişik ve bu kanuna getirilen sayılı elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanununun maddesi ile sayılı kanunun maddesine fıkra olarak eklenen maddesi ile sayılı kanuna geçici maddenin eklenmesine ilişkin maddelerinin anayasaya aykırılığı iddiasında bulunmuştur dava taraflar arasındaki varlığı uyuşmazlık konusu olmayan elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşme nedeniyle davalının davacıya temin ettiği elektrik enerjisi tüketim bedeli ile ilgili faturalarda davacı aboneye tahakkuk ettirilip fatura içeriği ile kayıp kaçak bedeli adı altında yapılan tahsilatların iadesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık konusu tahsil edilen bu bedellerin yasal dayanağının bulunup bulunmadığı ve davalı dağıtım şirketinden iadesinjn istenip istenemeyeceği konusundadır davalı taraf kayıp kaçak bedellerinin epdknun kararlarına dayalı olarak tahsil edildiğini epdknun kararı iptal edilmedikçe kayıp kaçak bedeli tahsilinin haklı olduğunu savunmuştur elektrik dağıtım hizmetlerinin tekel niteliğinde yürütülen hizmet olduğu yargı kararları ile de kabul edilmiş olup tacir olsa dahi tüketicilerin alternatif elektrik aboneliği sağlama ve hizmet alma olanağı bulunmamaktadır yargıtay hukuk genel kurulu ve yargıtay hukuk dairesinin istikrar kazanmış kararlarında sayılı yasanın verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan epdk karar ve tebliğlerine göre alınan kayıp kaçak bedeli sayaç okuma bedeli perakende satış hizmet bedeli iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin birer mali yükümlülük olduğu bu yükümlülüklerin yasa ile konulmaları gerektiği ayrıca hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödenmesinin bilinmesi gerektiği başka kişiler tarafından kaçak kullanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uygun davranan abonelerden tahsil yoluna gidilmesinin hukuk devleti ve adalet düşüncesi ile bağdaşmadığı tespitinde bulunmuştur konuya ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde tarih ve sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren sayılı elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun maddesi ile sayılı kanunun maddesine fıkra olarak kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır maddesi ile de sayılı elektrik piyasası kanuna geçici madde eklenmiş sayılı yasaya eklenen geçici maddeye göre kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım sayaç okuma perakende satış hizmeti iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında nci madde hükümleri uygulanır hükümlerinin eklendiği görülmüştür geçici maddedeki düzenleme sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce enerji piyasası düzenleme kurulunca alınan kararlara göre tahakkuk ve tahsil edilen faturalardan dolayı bu tahakkuk ve tahsillerin enerji piyasası düzenleme kurulununesas sayısı karar sayısı kararlarına uygun olduğu kabul edilerek yasanın uygulamasını devam eden dava ve bundan sonra açılacak davalar içinde uygulama yolunu açmıştır mahkememize göre bu düzenlemeler tc anayasasının ve maddelerine açıkça aykırıdır anayasamızın maddesine göre türkiye cumhuriyeti laik demokratik hukuk devletidir hukuk devleti insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan her alanda bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren konulan kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçülerini göz önünde tutan hakların elde edilmesini kolaylaştıran hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan anayasa ve yasalar ile kendini bağlı sayan yargı denetimine açık ve hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıran devlettir adil yargılanma hakkı anayasalarda açıkça tanınsın veya tanınmasın anayasamızın maddesinde yer alan hukuk devleti kavramı bu temel hakkın içeriğini dolduran haklar ve ilkeleri hukuk sistemlerinin bir parçası haline getirmeyi zorunlu kılmaktadır anayasamızın maddesine göre devletin temel amaç ve görevleri türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü ülkenin bölünmezliğini cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak kişilerin ve toplumun refah huzur ve mutluluğunu sağlamak kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır anayasamızın maddesinde yargı yetkisi türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır anayasamızın maddesinde anayasa hükümleri yasama yürütme ve yargı organlarını idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır anayasamızın maddesinde değişik mdherkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz anayasanın maddesine göre anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir tc anayasasının maddesinde herkes kamu giderlerini karşılamak üzere malî gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır vergi resim harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur değiştirilir veya kaldırılır anayasanın değişik maddesine göre yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup hiçbir suretle yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz yürütme görevinin kanunlarda gösteren şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilemezesas sayısı karar sayısı bu hükümlerle güvence altına alınan dava yolu ile hak arama özgürlüğü bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karsı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama ve işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur kendisinden haksız bir tahsilat yapılmasından dolayı açılmış bir davanın çıkarılan bir yasa ile engellenmesi hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşımaktadır sayılı yasanın maddesi yürürlüğe girdiği tarihinden sonrası ve geçici maddeyi ön gören maddesi de tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır mahkememize göre her iki düzenleme de hukuka ve anayasaya aykırıdır kanunun maddesi yargının hukukilik denetimi yetkisini kısıtlamakta ve yargı yetkisini sadece enerji piyasası denetleme kurumunun düzenleyici işlemleri ile tüketiciden alınacak bedellerin uygunluğunu bir anlamda yerindeliğini denetlemekle sınırlandırmaktadır kanun bu yönü ile yargının tüketiciye yüklenen elektrik enerjisi bedellerinde yer alan hukukun evrensel ilke ve esasları ile bunları koruyan anayasaya aykırılık taleplerini yani elektrik faturasında yer alan unsurları denetleyip hukuka aykırı olanları iptal etmesi varsa tüketiciden haksız alınanların iadesini engellemeyi amaçlamıştır yasa bu nedenle anayasanın maddesine aykırıdır sayılı kanunun ve maddeleri ile anayasanın maddesinde güvence altına alınan hak arama hürriyeti de engellenmektedir bu durum hukuk devleti ilkesini güvence altına alan anayasanın maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetini koruyan maddesine de aykırıdır yargı yetkisinin bu şekilde kısıtlanması kuvvetler ayrılığı ilkesine müdahale niteliği taşıdığından anayasanın yargı yetkisi başlıklı maddesine de aykırıdır kanunun maddesi ile geriye dönük olarak açılan icra takipleri davalar ve başvuruları da kapsayan geçici maddede aleyhe geriye yürümezlik ilkesini ihlal ettiği için hukuka ve anayasaya aykırıdır sonuç olarak sayılı yasanın maddesi ile sayılı elektrik piyasası kanununa eklenen geçici maddenin kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım sayaç okuma perakende satış hizmeti i̇letim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü i̇lamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında ncı madde hükümleri uygulanır ve sayılı kanununun maddesinin değiştirilmesi ve ek fıkraları düzenleyen maddelerinin tc anayasasının ve maddelerine açıkça aykırıdır açıklanan nedenlerle ve bir davaya bakmakta olanı mahkemenin uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararname hükümlerini anayasaya aykırı görmesi durumunda gerekçeli kararı ile anayasa mahkemesine başvurması gerektiğini öngören anayasanın maddesi ve sayılı anayasa mahkemesinin kuruluş ve yargılama usulleri hakkında kanunun maddesi gereğince sayılı elektrik piyasası kanununa sayılı yasa ile eklenen geçici maddenin kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım sayaç okuma perakende satış hizmeti iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında nci madde hükümleri uygulanır düzenlemesi ile bu maddenin yollaması ile sayılı kanunun maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının c f bentlerinin değiştirilmesiesas sayısı karar sayısı ve aynı maddeye fıkra eklenmesi hakkındaki maddesinin fıkrasındaki kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır şeklindeki fıkrasının tc anayasasının ve maddelerine aykırı olduğu görüşü ile yasa maddesinin iptali için anayasa mahkemesi̇ne başvurulmasına dosyanın onaylı bir örneğinin anayasa mahkemesine gönderilmesine yargılamanın anayasa mahkemesince yapılan yargılamada verilecek karara kadar bekletilmesine anayasa mahkemesince dosyanın eksiksiz olarak ulaşmasından itibaren ay içerisinde karar vermemesi halinde yargılamaya devam edilip yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılama yapılıp karar verilmesine karar verilmiştir sonuç ve i̇stem yukarıda açıklanan nedenlerle sayılı yasanın maddesi ile sayılı elektrik piyasası kanununa eklenen geçici maddenin kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım sayaç okuma perakende satış hizmeti i̇letim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü i̇lamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında ncı madde hükümleri uygulanır ve sayılı kanununun maddesinin değiştirilmesi ve ek fıkraları düzenleyen maddesi ile sayılı yasanın maddesine eklenen fıkrasındaki kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemelerinin anayasanın ve maddelerine aykırı olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesi arz olunur | 1,980 |
esas sayısı karar sayısı i̇ptal ve yürürlüğün durdurulmasi i̇stemleri̇ni̇n gerekçeleri̇ i̇ptal ve yürürlüğün durdurulması istemlerini içeren dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir tarih ve sayılı eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli sağlık personeli çalıştırılması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun sağlık hizmetleri temel kanunu ve sağlık bakanlığının teşkilât ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkında kanunun nci maddesinin tarihli ve sayılı kanunun inci maddesine eklediği fıkranın birinci cümlesinin anayasaya aykırılığı anayasanın inci maddesine göre devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri hakları ve yükümlükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir anayasa mahkemesi sağlık hizmetleri temel yasasının iptali istemi dolayısı ile verdiği kararda hiçbir yasaya hiçbir kurala bağlı olmadan sözleşmeli personel çalıştırılmasının hukuksal yönden olanaksız olduğuna karar vermiş ancak sözleşmeli personelin göreve alınma görevden çıkarılma nedenleri ve çalıştırma koşulları yasada gösterildiği takdirde bu tür sözleşmeli personelin diğer kamu görevlisi sayılabileceğine karar vermiştir sağlık bakanlığının memur statüsündeki personeli yanında sözleşmeli statüsündeki personelinin de asli ve sürekli kamu hizmeti yürütmelerini temin etmek amacıyla sözleşmeli personel statüsünün yasayla oluşturulması gerekir bu anayasal zorunluluğun gereği olarak eleman temininde güçlük çekilen yerlerde çalıştırılacak sözleşmeli sağlık personelinin statüsü ve sayılı kanun ile düzenlenmiştir sağlık bakanlığının eleman temininde güçlük çekilen yerlerde çalıştıracağı sözleşmeli personelin aylıkları ve diğer özlük hakları sayılı yasadan farklı bir şekilde ancak yine yasa ile belirlenmektedir sayılı yasada izin çalışma saatleri sözleşmenin feshi sosyal güvenlik ve atanma ya ilişkin düzenlemelerle sözleşmeli personele güvence sağlayan özlük hakları ile ilgili düzenlemeler vardır ayrıca sayılı kanunun inci maddesi ile kanunda hüküm bulunmayan hallerde bu kanuna tabi personel hakkında diğer kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadıkça sayılı devlet memurları kanunu hükümleri uygulanması kabul edilmiştir sayılı kanunun üncü maddesinde sözleşmeli personel pozisyonlarına atama yapılacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir anayasa mahkemesinin sayılı khknin iptali için açılan davada verdiği k sayılı kararda aynen şöyle denilmektedir atama gerek öğretide gerek yargısal içtihatlarda birbiriyle uyumlu ve tutarlı biçimde bir şart işlem olarak nitelendirilmektedir şart işlemlerin temel karakteristiğini objektif hukuktan gelen bir güç ve yetkinin kullanılması oluşturmaktadır i̇şlemin konusunu objektif hukuk kuralları düzenlediği için taraflarınesas sayısı karar sayısı iradesinin belirleme yetkisi yoktur atama işleminde memur ya da diğer kamu görevlilerinin rolü karşılıklı hak ve yükümlülüklerin yetki ve sorumlulukların kural işlemleri önceden saptandığı varolan ve doğmuş bir statüye intisap etmekten ibarettir sayılı kanunun inci maddesinde istihdam edilecek sözleşmeli personel unvanları ve bunlarda aranılacak nitelikler ekli sayılı cetvelde gösterilmiştir cetvelde baştabip baştabip yardımcısı ve başhemşire unvanları yoktur sayılı cetvelde gösterilen tabip uzman tabip hemşire gibi sözleşmeli personel atama yoluyla istihdam edilirken söz konusu sözleşmeli personel sayılı kanunla sayılı kanunun inci maddesine eklenen fıkranın ilk cümlesinde yer alan sözleşmeli personel istihdam edildiği hizmet biriminde gereği halinde başhekim başhekim yardımcısı ve başhemşire olarak görevlendirilebilir cümlesi uyarınca baştabip baştabip yardımcısı ve başhemşire olarak görevlendirilebilecektir yani daha üst görevler olduğunda şüphe olmayan baştabip baştabip yardımcısı ve başhemşire görevlerine atama değil görevlendirme yapılacaktır sayılı kanunun uncu maddesinde idari görevlere atama ncı maddesinde vekalet görevi inci maddesinde ikinci görev ek madde de geçici süreli görevlendirme düzenlenmiştir görevlendirme sayılı kanunda yer almayan bir ifadedir görevlendirme ile ilgili ve sayılı yasalarda da herhangi bir düzenleme yoktur bu anlamda görevlendirme ibaresi memur veya diğer kamu görevlilerine güvence sağlayan bir ifade değildir buna karşılık atama ibaresi memur veya diğer kamu görevlilerine güvence sağlayan unsurlardan biridir sayılı khknin iptaline ilişkin anayasa mahkemesi kararının gerekçesinde halde devlet genel idare esasları dışındaki hizmetlerde birer çalıştırılan konumunda bulunan ki̇tlerdeki sözleşmeli personelin hukuksal statüsünü belirlemek ve istihdam güvencesini sağlamak için yapılacak idari sözleşmelere esas olmak üzere anayasanın inci maddesinin ikinci fıkrasında memur ya da diğer kamu görevlilerine uncu inci maddelerde işçilere ilişkin güvencelerin benzerlerini ki̇tlerin hizmet özelliklerine uygun öğeleri içeren bir çerçeve ile kurallara bağlamak zorundadır şeklinde yer alan anlatım sözleşmeli personel için güvence getirilmesi gerektiğini belirtmekte bunun yanında getirilecek güvencenin ki̇tlerin hizmet özelliklerine uygunluğunu da öngörmektedir sözleşmeli personelin atama veya görevlendirmesine ilişkin kurallarının yasa ile düzenlenmesi ve memurlara olduğu gibi diğer kamu görevlilerine de yasal güvence oluşturulması anayasal zorunluluktur görevlendirme atama işleminden tamamen farklı olan ve memurlar veya diğer kamu görevlilerine güvence sağlamayan bir idari işlemdir bu nedenle sayılı kanunla sayılı kanunun inci maddesine eklenen fıkranın ilk cümlesinde yer alan sözleşmeli personel istihdam edildiği hizmet biriminde gereği halinde başhekim başhekim yardımcısı ve başhemşire olarak görevlendirilebilir cümlesi anayasanın inci maddesinde yer alan memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri hakları ve yükümlülükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir kuralına aykırıdıresas sayısı karar sayısı öte yandan sözleşmeli personelin istihdam edildiği hizmet biriminde gereği halinde başhekim başhekim yardımcısı ve başhemşire olarak görevlendirilebilmesi yürütmenin kanuniliği ilkesine de aykırı bir düzenlemedir yasama organı gerektiği hallerde ibaresini kullanarak yürütme organına gerektiği halleri asli olarak belirleme yetkisini yani asli düzenleme yapma yetkisini vermiştir anayasada yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir yürütmenin düzenleme yetkisi sınırlı tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir bu nedenle anayasada öngörülen ayrık durumlar dışında yasalarla düzenlenmemiş bir alanda yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının anayasanın nci maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması çerçeveyi çizmesi sınırsız belirsiz geniş bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir anayasanın ncı maddesine göre hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı için söz konusu düzenleme anayasanın ncı maddesine de aykırıdır devlet organlarının düzenli çalışması yönetimde istikrarın sağlanmasıyla olanaklıdır yönetimde istikrar ise kamu hizmetinin değişken öğesi olan iktidardaki siyasal partilerle değil kamu hizmetinin değişmez öğesi olan kamu görevlilerine sağlanacak görev güvencesiyle gerçekleştirebilecektir kamu hizmetinin sürekliliğinin sağlanması için kamu görevlilerinin atama güvencesine kavuşturulmasında kamu yararı bulunmaktadır anayasanın inci ncı ve nci maddelerine açıkça aykırı olan bu düzenlemenin hukuk devleti ilkesiyle bağdaştığı söylenemez çünkü hukuk devletinin işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olması hukukun üstünlüğü ilkesini içtenlikle benimsemesi yasa koyucunun çalışmalarında kendisini her zaman anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla bağlı tutması yasa koyucu da dahil devletin tüm organları üstünde hukukun mutlak bir egemenliğe sahip olması adil bir hukuk düzeni kurarak geliştirmeyi zorunlu sayması gerekir hukuk devleti olmak yönetilenlere hukuk güvencesi sağlayan bir düzen kurmaktır böyle bir düzenin kurulması yasama ve yargı yetkileriyle yürütme alanına giren tüm işlemlerin hukuk kuralları içinde kalması ile gerçekleşebilir bu bağlamda hukuk devleti her dilediğini yapamayan kendini hukukla bağlı sayan ve tüm yetkilerinin sınırının hukuksal kurallarla belirlendiği devlettir ayrıca anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenlemenin anayasanın inci maddesindeki anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle uyum halinde olması da düşünülemez yukarıda açıklanan nedenlerle sayılı kanunlun nci maddesiyle sayılı kanunun inci maddesine eklenen fıkranın ilk cümlesinde yer alan sözleşmeli personel istihdam edildiği hizmet biriminde gereği halinde başhekim başhekim yardımcısı ve başhemşire olarak görevlendirilebilir cümlesi anayasanın ve inci maddelerine aykırı olup iptali gerekiresas sayısı karar sayısı tarih ve sayılı eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli sağlık personeli çalıştırılması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun sağlık hizmetleri temel kanunu ve sağlık bakanlığının teşkilât ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkında kanunun üncü maddesinin değiştirdiği tarihli ve sayılı kanunun nci maddesinin birinci fıkrasının i̇kinci cümlesinde yer alan hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil ve disiplin amirleri tarafından belirtilen yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu koşullara uyma halinin tekerrürü durumu ile i̇baresinin anayasaya aykırılığı sayılı yasanın üncü maddesi sayılı kanunun nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile dördüncü fıkrasının son cümlesini değiştirmiştir sayılı kanun ile yapılan değişikliklerle sözleşmenin çeşitli nedenlerle feshi halinde personele güvenceler sağlanmıştır sayılı kanunda ise bu tür güvenceler yoktu örneğin norm pozisyon sayısında değişiklik olması sözleşmeli personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin kapatılması veya bu hizmet birimlerinde sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi veya söz konusu birimlerde bazı unvanlarda sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi sebebiyle sözleşmenin feshedilmesi halinde söz konusu personelin başka pozisyonlarda çalıştırılmasına ilişkin hükümler sayılı kanun ile yapılan değişikliklerle getirilmiştir ancak sağlık bakanlığının eleman temininde güçlük çekilen yerlerde çalıştıracağı sözleşmeli personele sözleşmenin feshi halinde sağlanan güvencelerle ilgili sayılı kanun ile getirilen bu olumlu ve anayasayla uyumlu değişiklikler sözleşmenin feshi ile ilgili tüm durumları kapsamamaktadır sayılı kanun sayılı kanunda yer alan nci maddenin birinci fıkrasını hiç değiştirmemiştir yani sayılı kanunda tekrar aynı biçimde düzenlenen sayılı kanunun nci maddesinin birinci fıkrası sayılı kanunun üncü maddesinin birinci fıkrasında da aynı şekilde yer almıştır her iki yasada da aynı şekilde yer alan söz konusu fıkra aynen aşağıdaki gibidir sözleşmeli personel iki ay önceden yazılı ihbarda bulunmak şartıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak her zaman feshedebilir bakanlık hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile norm pozisyon sayısında değişiklik olması sözleşmeli personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin kapatılması veya bu birimlerde sözleşmeli personel istihdam edilmesinden vazgeçilmesi veya söz konusu birimlerde bazı unvanlarda sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi hallerinde sözleşmeli personelin sözleşmesini bir ay önceden yazılı ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir bakanlık sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde gerekçesini karşı tarafa bildirmek zorundadır sayılı kanunun üncü maddesinin ikinci fıkrasında idarenin sözleşmeyi feshedebileceği durumlardan biri hariç diğer durumlar için sözleşmeli personele güvenceler sağlanmıştır güvence sağlanmayan durum yukarıdaki paragrafta koyu harflerle yazılı olan ve sözleşmeli personelin sicil ve disiplin amirlerinin hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle yazılı olarak ikazının tekerrür etmesi halidiresas sayısı karar sayısı yani hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenler söz konusu koşullara uymama halinin tekerrürü durumunda tamamen güvencesizdirler bunların sözleşmesi bakanlık tarafından feshedildiğinde norm pozisyon sayısında değişiklik olması sözleşmeli personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin kapatılması veya bu birimlerde sözleşmeli personel istihdam edilmesinden vazgeçilmesi hallerinde sözleşmelerin feshinde olduğu gibi başka sözleşmeli pozisyonlara yerleştirilmeyeceklerdir sözleşmeli personelin sözleşmesinin feshini yani işine son verilmeyi gerektirir bir davranışta bulunup bulunmadığı soruşturma konusu bile yapılmadan yani işine son verilmeyi gerektirir bir davranışta bulunup bulunmadığı tarafsız bir heyet tarafından araştırılıp soruşturulup suçlanan kişinin savunması alınarak bir kanaate ulaşılmadan sadece sicil veya disiplin amirlerinin subjektif değerlendirmelere açık olma olasılığı yüksek yazılı ikazı ile sözleşmesinin feshedilebilmesi bu personeli tamamen güvencesiz kılar ve sağlanmış olan diğer güvenceleri de anlamsız hale getirir sağlık bakanlığının memur statüsündeki personeli yanında sözleşmeli statüsündeki personelinin de asli ve sürekli kamu hizmeti yürütmelerini temin etmek amacıyla sözleşmeli personel statüsünün yasayla oluşturulması gerekir bu anayasal zorunluluğun gereği olarak eleman temininde güçlük çekilen yerlerde çalıştırılacak sözleşmeli sağlık personelinin statüsü ve sayılı kanun ile düzenlenmiştir anayasanın inci maddesine göre devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri hakları ve yükümlükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir anayasa mahkemesi sağlık hizmetleri temel yasasının iptali istemi dolayısı ile verdiği kararda hiçbir yasaya hiçbir kurala bağlı olmadan sözleşmeli personel çalıştırılmasının hukuksal yönden olanaksız olduğuna karar vermiş ancak sözleşmeli personelin göreve alınma görevden çıkarılma nedenleri ve çalıştırma koşulları yasada gösterildiği takdirde bu tür sözleşmeli personelin diğer kamu görevlisi sayılabileceğine karar vermiştir sayılı khknin iptaline ilişkin anayasa mahkemesi kararının gerekçesinde halde devlet genel idare esasları dışındaki hizmetlerde birer çalıştırılan konumunda bulunan ki̇tlerdeki sözleşmeli personelin hukuksal statüsünü belirlemek ve istihdam güvencesini sağlamak için yapılacak idari sözleşmelere esas olmak üzere anayasanın inci maddesinin ikinci fıkrasında memur ya da diğer kamu görevlilerine uncu inci maddelerde işçilere ilişkin güvencelerin benzerlerini ki̇tlerin hizmet özelliklerine uygun öğeleri içeren bir çerçeve ile kurallara bağlamak zorundadır şeklinde yer alan anlatım sözleşmeli personel için güvence getirilmesi gerektiğini belirtmekte bunun yanında getirilecek güvencenin ki̇tlerin hizmet özelliklerine uygunluğunu da öngörmektedir sözleşmeli personelin atama veya görevlendirmesine ilişkin kurallarının yasa ile düzenlenmesi ve memurlara olduğu gibi diğer kamu görevlilerine de yasal güvence oluşturulması ve bu güvencelerin hizmet özelliklerine uygun olması anayasal zorunluluktur bu nedenle sayılı kanunun üncü maddesiyle değiştirilen tarihli ve sayılı kanunun nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan hizmet sözleşmesindeesas sayısı karar sayısı belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile ibaresi anayasanın inci maddesinde yer alan memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri hakları ve yükümlülükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir kuralına aykırıdır öte yandan devlet organlarının düzenli çalışması yönetimde istikrarın sağlanmasıyla olanaklıdır yönetimde istikrar ise kamu hizmetinin değişken öğesi olan iktidardaki siyasal partilerle değil kamu hizmetinin değişmez öğesi olan kamu görevlilerine sağlanacak görev güvencesiyle gerçekleştirebilecektir kamu hizmetinin sürekliliğinin sağlanması için kamu görevlilerinin atama güvencesine kavuşturulmasında kamu yararı bulunmaktadır anayasanın inci maddesine açıkça aykırı olan bu düzenlemenin hukuk devleti ilkesiyle bağdaştığı söylenemez çünkü hukuk devletinin işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olması hukukun üstünlüğü ilkesini içtenlikle benimsemesi yasa koyucunun çalışmalarında kendisini her zaman anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla bağlı tutması yasa koyucu da dahil devletin tüm organları üstünde hukukun mutlak bir egemenliğe sahip olması adil bir hukuk düzeni kurarak geliştirmeyi zorunlu sayması gerekir hukuk devleti olmak yönetilenlere hukuk güvencesi sağlayan bir düzen kurmaktır böyle bir düzenin kurulması yasama ve yargı yetkileriyle yürütme alanına giren tüm işlemlerin hukuk kuralları içinde kalması ile gerçekleşebilir bu bağlamda hukuk devleti her dilediğini yapamayan kendini hukukla bağlı sayan ve tüm yetkilerinin sınırının hukuksal kurallarla belirlendiği devlettir ayrıca anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenlemenin anayasanın inci maddesindeki anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle uyum halinde olması da düşünülemez yukarıda açıklanan nedenlerle sayılı kanunun üncü maddesiyle değiştirilen tarihli ve sayılı kanunun nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile ibaresi anayasanın ve inci maddelerine aykırı olup iptali gerekir tarih ve sayılı eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli sağlık personeli çalıştırılması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun sağlık hizmetleri temel kanunu ve sağlık bakanlığının teşkilât ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkında kanunun ncı maddesinin tarihli ve sayılı sağlık hizmetleri temel kanunun ek inci maddesinin i̇kinci fıkrasının sonuna eklediği cümlelerin anayasaya aykırılığı tarih ve sayılı kanunun ncı maddesi ile günlü sayılı sağlık hizmetleri temel kanununun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklenen birinci cümlede sağlık bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına ilgili dalda uzman olan profesör veya doçentler ile ilgili dal tabipleriesas sayısı karar sayısı arasından bakanlıkça atama yapılacağı bildirilmiş ikinci cümlede ise profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman tabiplerin klinik şefi ve yardımcılığı kadrolarına atanmalarında yapılacak sınavda başarılı olma koşulu aranırken profesör ve doçentler için böyle bir koşul getirilmemiş ve her iki cümlede de profesör ve doçentlerin klinik şefi ve şef yardımcısı olarak atanmalarında seçimin nasıl ve hangi ölçülere yapılacağı konusunda herhangi bir düzenleme yer almadığı için profesör ve doçentlerin atanması konusunda bakanlığa verilen yetki tamamen takdiri ve bu nedenle de keyfiliğe açık bir nitelik almıştır anayasamızın inci maddesi yürütmenin anayasa ve kanunlar çerçevesinde yerine getirilecek ve kullanılacak bir yetki ve görev olduğunu ifade etmiştir yürütmenin yasa ile düzenlenmemiş bir alanda anayasanın gösterdiği ayrık haller dışında asli düzenleme yetkisi yoktur bu yetki yasamanındır ve devredilemez söz konusu iki cümle ile sağlık bakanlığına profesör ve doçentler arasından klinik şefliği ve şef yardımcılığı için atama yapmak konusunda tanınan yetki atama ile ilgili herhangi bir ölçüt kural getirmediği ve atamayı tamamen takdire bıraktığı için bu hususlarda asli düzenlemeyi yapma yetkisini de yürütmeye vermiş olmaktadır böyle bir yetkilendirmenin anayasanın inci maddesinde ifade edilmiş olan yürütmenin kanuniliği ilkesi ile bağdaşmayacağı ve anayasanın nci maddesine aykırı bir yetki devri niteliği taşıyacağı kökenini anayasadan almadığı için anayasanın ncı maddesi ile de çelişeceği açıktır kaldı ki anayasanın inci maddesi kamu görevlilerinin yükseltilmelerine statülerine ilişkin hususların yasa ile düzenlenmesini öngörmektedir anayasanın yasa ile düzenlenmesini öngördüğü bir hususta yürütmeye asli düzenleme yetkisinin bırakılması anayasanın inci maddesi ile de uyumsuz olacaktır diğer yanda uzman profesör ve doçentlere sağlık bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerindeki klinik şefi ve şef yardımcılığı kadrolarına sınavsız atama olanağı getiren tababet uzmanlık yönetmeliği kurallarının danıştay dairesinin ve tarihli kararlarıyla iptal edildiği hususu da göz ardı edilmemelidir sayılı kanunun ncı maddesinin sayılı kanunun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklediği ve uzman profesör ve doçentler için sınavsız atama olanağı getiren söz konusu birinci ve ikinci tümcelerin bu açıdan bakıldığında danıştayın vermiş olduğu iptal kararının yasa ile etkisizleştirilmesi işlevini yerine getirdiği de ortadadır devlet erklerinin yürütmenin eyleminin yasa sınırları içinde kalması yerine yasanın yürütmenin eylemine uydurulması şeklinde kullanılmasının kuvvetler ayrılığı ve anayasanın nci maddesinde ifade edilmiş bulunan hukuk devleti ve inci maddesinde ifade edilmiş yürütmenin kanuniliği ilkesi ile bağdaştırılması mümkün olamaz i̇ptali istenen söz konusu cümlelerde klinik şefliği ve şef yardımcılığı için uzman profesör ve doçentler bakımından sınav koşulu aranmazken uzman tabipler bakımından sınav esasının getirilmiş olması kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı düşmektedir kuşkusuz doçent ve profesör sıfatını taşıyanlarla yalnız uzman tabip olanlar bir ve aynı konum ve nitelikte değildir ancak bir statüye geliş için sınav esası getirilmiş ise bu esas farklıesas sayısı karar sayısı konumdakiler bakımından da kendi grupları açısından korunmalıdır yani klinik şefliği ve şef yardımcılığı için doçent ve profesör sıfatını taşıyanlar da kendi aralarında sınava veya ayırıma elverişli bir yönteme tabi tutulmalıdır bu özellikle söz konusu görevlere aday birden fazla profesör veya doçentin bulunması halinde gereklidir aksi takdirde uygulama açıkça keyfileşecektir anayasasının ncı maddesinde sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlığı altında devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler devlet bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak onları denetleyerek yerine getirir denilmiştir bu düzenlemede sağlık hakkının niteliği açısından iki temel unsur göze çarpmaktadır birincisi sağlık hakkının bir bileşeni olarak sağlıklı olma hakkı diğeri de sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkıdır sağlıklı olma hakkı daha çok diğer bireylere olumsuz bir edimde bulunma yükümlülüğü yükleyen içeriğe sahiptir bu anlamda kişilerin sağlıklı olma hakkı bir kamusal korumaya tabidir sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı bir ekonomik ve sosyal haktır bu yönüyle kamuya ya da anayasada geçen biçimiyle devlete belli yükümlülükler öngörür devlet herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için gerekli tedbirleri almalı kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamalıdır bireyler için sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı devlet için bir sorumluluk anlamına gelir devlet bu yükümlülüğünü bir yandan bireylerin sağlığına engel olan etmenleri ortadan kaldırarak diğer yandan da kaybolan sağlığın kazanılmasını sağlayarak gerçekleştirir bu görev ve hizmetlerin yerine getirilebilmesi için yetişmiş elemana ihtiyaç vardır bu elemanların üst düzeyini de yönetici sınıf oluşturmaktadır eğitim ve araştırma hastanelerindeki klinik şefliği ve şef yardımcılıkları görevinin belirtilen işlevinden kaynaklanan önemine binaen bu görevlere profesör ya da doçentler arasından atama yapılırken en uygununun seçilmesi yerine siyasal kimliği önde gelen ve çeşitli baskılar altında bulunan bakanın öznel değerlendirmelerine ve mutlak takdirine bırakan böyle bir düzenlemenin işyeri huzurunu ve çalışma barışını bozacağı hizmet kalitesini ve verimini düşüreceği için kamu yararı ile bağdaşmayacağı için hukuka uygun bulunmadığı sayın cumhurbaşkanının geri gönderme tezkeresinde de ifade edilmiştir bir hukuk devletinde devlet erki kullanılarak yapılan tüm kamu işlemlerinin nihaî amacının kamu yararı olması gerekir bu gereklilik kamu yararını yasama organının takdir yetkisi için de bir sınır konumuna getirir hiçbir kamu erki kamu yararının gerçekleşmesini engelleyici biçimde kullanılamaz bir kamu hukuku tasarrufu olan kanunların partizan ve özel maksatlarla değil kamu yararı amacı ile çıkarılması gerektiği anayasa mahkemesinin yerleşmiş kararlarının da bir gereğidir bu bakımdan da sayılı sağlık hizmetleri temel kanunun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklenen birinci ve ikinci cümleler anayasanın nci maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine aykırıdır anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenleme anayasanın inci maddesinde ifade edilmiş olan anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleri ile de bağdaşmazesas sayısı karar sayısı sayılı kanunun ncı maddesi ile sayılı kanunun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklenen ve yukarıda açıklanan nedenlerle anayasanın nci ncı nci inci uncu inci ve inci maddelerine aykırı olan söz konusu birinci ve ikinci cümlelerin iptal edilmesi gerekir diğer taraftan ikinci tümcede yer alan ancak profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman tabiplerin klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına atanmalarında yapılan sınavlarda başarılı olma şartı aranır ilkesinin gereği olarak sınavların usul ve esasları bakanlık tarafından hazırlanan ve bu kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir şeklinde üçüncü cümlede yapılan düzenleme de anayasaya aykırı düşmektedir şöyle ki profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman tabiplerin anayasanın inci maddesi bağlamında kamu görevlisi olduğunda kuşku bulunmamaktadır kamu hizmetine girişin ve hizmet içinde yükselmenin koşulları statü hukukunun gereği olarak kanunlarla belirlenmektedir bu durum anayasanın kamu hizmetine girme hakkının düzenlendiği inci maddesi ile kamu hizmeti görevlileriyle ilgili genel ilkelerin düzenlendiği inci maddesinden kaynaklanan bir zorunluluktur anayasanın inci maddesinin ikinci fıkrasına göre kamu personeline ilişkin statü esaslarının ve bu bağlamda hizmet içinde yükselmenin koşullarına ilişkin kuralların kanunla düzenlenmesi gerekmektedir yasayla düzenleme belirli konulardan kavram ad ve kurum olarak söz etmek anlamına gelmeyip düzenlenen alanda temel ilkelerin konularak çerçevesinin çizilmiş olmasını ifade eder ancak yasada temel esasların belirlenmiş olması koşuluyla uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntılar yürütme organının takdir yetkisine bırakılabilir yürütme organına genel sınırsız esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi verilmesi yasama yetkisinin devri anlamına geleceğinden anayasanın nci maddesine aykırı düşer ancak yasada temel esasların ve çerçevenin belirlenmesi koşuluyla uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların düzenlenmesinin yürütmeye bırakılması anayasaya aykırılık oluşturmaz esasen anayasanın inci maddesinde yer alan yürütme yetkisi ve görevi anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir hükmünün anlamı da budur anayasanın nci maddesinde belirtilen hukuk devletinin unsurlarından biri de vatandaşlarına hukuk güvenliği sağlamasıdır hukuk güvenliği kurallarda belirlilik ve öngörülebilirlik gerektirir hukuk devletinde yargı denetiminin sağlanabilmesi için yönetimin görev ve yetkilerinin sınırının yasalarda açıkça gösterilmesi bir zorunluluktur sayılı kanunun ncı maddesi ile sayılı sağlık hizmetleri temel kanununun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklenen ikinci ve son cümlede profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman tabiplerin klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına atanmalarında yapılan sınavlarda başarılı olma şartı dışında bir koşul getirilmeyip yapılacak sınavların usul ve esaslarının belirlenmesi yönetmeliğe bırakılarak idareye sınırları belirsiz bir takdir yetkisi tanınmıştır böylece klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı sınavına alınacakların belirlenmesinde başarı sicil yeterlik gibi hizmet gereklerine ve mesleki niteliklere yönelik hiç bir objektif ölçü öngörülmemiştir bu nedenle ancak profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman tabiplerin klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına atanmalarında yapılan sınavlarda başarılı olma şartı aranır sınavların usul ve esasları bakanlık tarafından hazırlanan ve bu kanunun yayımıesas sayısı karar sayısı tarihinden itibaren altı ay içerisinde yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir biçimindeki kural da anayasanın nci nci inci ve inci maddelerine aykırıdır diğer taraftan bir yasa kuralının anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden anayasanın inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır anayasa mahkemesinin tarih ve k sayılı kararı amkd sa shf açıklanan nedenlerle tarih ve sayılı kanunun ncı maddesinin tarihli ve sayılı sağlık hizmetleri temel kanunun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklediği söz konusu üçüncü cümlede anayasanın nci nci inci inci ve inci maddelerine aykırı olup iptali gerekir yürürlüğü durdurma i̇stemi̇ni̇n gerekçesi̇ tarih ve sayılı kanunun nci maddesinin tarihli ve sayılı kanunun inci maddesine eklediği fıkranın birinci cümlesi üncü maddesiyle değiştirilen tarihli ve sayılı kanunun nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile ibaresi ile ncı maddesinin tarihli ve sayılı sağlık hizmetleri temel kanunun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklediği cümleler anayasanın gerekçede belirtilen hükümlerine açıkça aykırı olduğu ve uygulanmaları halinde sonradan giderilmesi güç yada olanaksız zararlar doğabileceği için iptali istenen hükümlerin iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerin de durdurulması gerekmektedir sonuç ve i̇stem yukarıda açıklanan gerekçelerle tarihli ve sayılı eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli sağlık personeli çalıştırılması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun sağlık hizmetleri temel kanunu ve sağlık bakanlığının teşkilât ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkında kanunun nci maddesinin tarihli ve sayılı kanunun inci maddesine eklediği fıkranın birinci cümlesinin anayasanın ve inci maddelerine aykırı olduğundan üncü maddesiyle değiştirilen tarihli ve sayılı kanunun nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile ibaresinin anayasanın ve inci maddelerine aykırı olduğundan ncı maddesinin tarihli ve sayılı sağlık hizmetleri temel kanunun ek inci maddesinin ikinci fıkrasının sonuna eklediği birinci ve ikinci cümlelerin anayasanın nci ncı nci inci uncu inci ve inci maddelerine ve üçüncü cümlenin de anayasanın nci nci inci inci ve inci maddelerine aykırı olduğundan iptallerine ve iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederizesas sayısı karar sayısı | 3,992 |
End of preview. Expand
in Dataset Viewer.
- Downloads last month
- 53