Title
stringlengths
17
232
Abstract
stringlengths
327
3.62k
Text
stringlengths
590
6.6k
PaperTextLength
int64
303
818
PaperAbstractLength
int64
45
442
Bazı firmalarca kültivatörler için üretilen dar uç demirlerinin farklı yüklenmeler altında deformasyon davranışının sonlu elemanlar analizi ile belirlenmesi
bu çalışmada a b c ve d firmalarının imal ettikleri kültivatör dar uç demirlerinin farklı yük altında gerilme ve deformasyonları sonlu elemanlar metodu ile solidworks simulation sonlu elemanlar kodu kullanılarak incelenmiştir . bu çalışmada farklı statik yüklenme senaryosu uygulanmış ve sırasıyla n n n n n ve n olarak dikkate alınmıştır . çalışma sonucunda s yükleme kuvveti altında kültivatör dar uç demirlerinde meydana gelen eşdeğer gerilme değerleri . mpa dan . mpa a kadar deformasyonlar ise . mm den . mm e kadar değişmiştir . minimum yüklenme durumu için sırasıyla b dar uç demirinde ve c dar uç demirinde diğer dar uç demirlerine göre daha yüksek ve daha düşük eşdeğer gerilme değerleri bulunmuştur . maksimum yüklenme durumu için ise sırasıyla b dar uç demirinde ve a dar uç demirinde diğer dar uç demirlerine göre daha yüksek ve daha düşük eşdeğer gerilme değerleri bulunmuştur . deformasyon açısından minimum yüklenme durumu için sırasıyla b dar uç demirinde ve c dar uç demirinde diğer dar uç demirlerine göre daha yüksek ve daha düşük deformasyon değerleri bulunurken maksimum yüklenme durumu için ise sırasıyla b dar uç demirinde ve c dar uç demirinde değerleri ile diğer dar uç demirlerine göre daha yüksek ve daha düşük deformasyon değerleri bulunmuştur . a b c d dar uç demirleri için maksimum yüklenme durumu için . . mpa aralığındaki eşdeğer gerilme değerleri uç demiri malzemelerinin akma gerilme değerleri olan . . mpa aralığındaki değerlerden daha düşük olduğu belirlenmiştir . tanımlanan yükleme koşullarında dar uç demirleri için plastik deformasyon hasarı görülmemiştir .
teknolojik bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma ve bu konudaki hızlı değişimler tarım makinaları imalat sektörünü de olumlu şekilde etkilemiştir . kültivatör uç demirleri çeki bası kesme eğilme burulma kuvvetlerine karşı dirençli olmalıdır . imal edilen farklı geometri ve malzemedeki tarımsal alet makinalarının mukavemet ve deformasyon davranışlarının bilgi teknolojisi ve ilgili yazılım programlarının kullanımları ile hesaplanabilmesi ve yorumlanabilmesi mümkündür . toprak işleme aletleri ve özellikle kültivatör çatı ayak uç demiri vb . imalatta sağlanan tasarım optimizasyonuyla ülke ekonomisine önemli katkılar sağlanabilecek ve imalattaki kayıpların önüne geçebilmesi de mümkün olabilecektir . tarafından sem ile mukavemet analizlerine yönelik çalışmalar da mevcuttur . çalışmada araştırma materyali olarak kullanılan dar uç demirlerine ait teknik ölçüler ve malzeme özellikleri sırasıyla çizelge ve şekil de verilmiştir . çalışmada kültivatör dar uç demirleri modellerinin sonlu elemanlara küçük elemanlara bölünmesi yani modelin en uygun olan küçük parçalara ayrılması dikkate alınmıştır . çalışmada standart meshleme yerine eğrilik tabanlı mesh yapısı kullanılmıştır . eğrilik tabanlı meshler yüksek eğrilik alanlarında otomatik olarak daha fazla eleman oluşturmaktadır . analiz sonuç resimlerinde bağlantı deliklerinde oluşan gerilmelerin görülebilmesi ve değerlendirilebilmelerin yapılması için civata gösterimleri gizlenmiştir . yatay bileşen ise uç demirinin ilerlemesini güçleştirir . s s ve s yüklenme koşullarında dar uç demirinin statik gerilme analiz sonucu maksimum değerler sırasıyla a dar uç demiri için sırasıyla . mpa . mpa ve . mpa b uç demiri için sırasıyla . mpa . mpa ve . mpa c uç demiri için sırasıyla . mpa . mpa ve . mpa d uç demiri için sırasıyla . mpa . mpa ve . mpa olarak belirlenmiştir . her bir firmaya ait dar uç demiri için yüklenmelerde maksimum gerilmelerin her üç yüklenme senaryo koşulları için uç demirinin a ve c dar uç demirinde iç bükey alt bölgelerinde olduğu görülmüştür . b ve d dar uç demirinde ise maksimum gerilmelerin olduğu bölgeler her üç yüklenme koşulu için uç demirinin iç bükey üst bölgelerdir . bu gerilme değerinin diğer uç demirlerine göre bakıldığında en yüksek gerilme değerinde olduğu görülmektedir . emniyet katsayısı sonuçlarına göre maksimum yüklenme senaryosunda bulunan değerler a b c ve d dar uç demirleri için sırasıyla . . . ve . olarak hesaplanmış ve çalışma şartlarına göre uç demiri malzemelerinin genel değişken ve değişken zorlamalara maruz kaldığı belirlenmiştir çapa makinası bıçağı üzerine uygulanan farklı yük ile meydana gelen gerilmeler arasındaki ilişkileri üstel olarak ifade etmişler sonuçların istatiksel olarak önemli olduğunu uygulanan kuvvet ve gerilme arasında belirtme katsayısı değerinin ise r² . olarak bulunduğunu açıklamışlardır . a b c ve d dar uç demirlerinin yük değerlerine göre gerilme değerlerinde artışlar gözlenmiştir . nın bulduğu sonuç bu çalışmada elde edilen . mpa . mpa gerilme değerleri aralığındadır . sonlu elemanlar metodu ile rototiller döner bıçaklarının gerçek çalışma şartlarının simülasyonuyla eş değer gerilme ve deformasyon analizleri incelenerek rototiller bıçaklarının gerilme ve yer değiştirme analizleri incelendiğinde maksimum gerilme ve deformasyonun bıçak ağzında meydana geldiği bg ve bg traktör güçleri için gerilmelerin sırasıyla . mpa ve . mpa olduğu shinde ve ark . arasındaki ilişkilere ait regresyon analizleri çizelge te verilmiş olup sonuçlar istatiksel olarak önemli çıkmıştır . bu genellemeye aykırı sonuçların oluşmasına neden olabilmektedir . kültivatörler değişik toprak koşullarında ve değişik çalışma hızlarında farklı yükler ile yüklendikleri için imalatlarında farklı malzemeler ve farklı geometrilerinden dolayı malzeme etüdü ve seçiminin yapılmasının önemi büyüktür . imalatçıların tasarımda sonlu elemanlar metodu ile elde edilen statik gerilme ve yer değiştirme analiz sonuçlarını kullanması çiftçilerin daha uygun özellikli makina kullanmasına katkı sağlayacaktır .
576
283
Organik atık uygulamalarının asit, nötr ve alkali toprakların üreaz enzim aktiviteleri üzerine etkisi
bu çalışma organik atıkların farklı ph değerlerindeki topraklara uygulanması sonucunda topraktaki üreaz enzim aktivitesindeki değişimleri ve üreaz enzim aktivitesi ile toprağın bazı özellikleri arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla yapılmıştır . deneme serada kontrollü koşullarda saksıda ve üç farklı ph değerine sahip toprakta üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür . organik düzenleyici olarak kullanılan tütün işleme atığı çeltik kavuzu kompostu ve çöp kompostu . . . ve . şeklinde doz olarak uygulanmıştır . bir aylık inkübasyon döneminden sonra hazırlanan saksılarda bitki yetiştirilmiştir . deneme sonrasında saksılardan alınan toprak örneklerinde üreaz enzim aktivitesi belirlenmiş ve asit ph ya sahip toprakta en yüksek enzim aktivitesi . ta uygulaması sonrasında nötr ph ya sahip toprakta . çk uygulaması sonrasında alkali ph ya sahip toprakta ise . ta uygulaması sonrasında belirlenmiştir . ayrıca deneme sonrasında topraktaki üreaz enzim aktivitesi ile toprağın ph ec organik madde ve kireç içerikleri ile istatistiksel açıdan önemli ilişkiler belirlenmiştir .
doğal kaynakların ve üretkenliğin sürdürülebilirliği konusundaki endişelerin artması toprak kaynaklarını koruyan ve geliştiren yönetim stratejilerinin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır . günümüzde geleneksel tarım sistemlerinde kimyasal gübre kullanımı oldukça yaygındır . bu kimyasal gübreler içerisinde azotlu gübreler hem dünyada hem de ülkemizde en çok kullanılan aynı zamanda bitkisel üretimde özel bir yeri bulunan gübrelerdir . . üreaz enzimi ürenin hidrolizini normal reaksiyonlara göre kat daha hızlı katalize etmektedir . enzimler toprak ekolojik sisteminin ve çevresel değişikliklerin hassas göstergeleridir tütün işleme atığı üzüm cibresi ve atık mantar kompostunu sawicka ve ark . ise mera ıslah çalışmalarının toprakta bazı biyolojik özellikler üzerine etkilerini belirlemek üzere yürüttükleri çalışmada mera ıslah uygulamalarının organik c c n oranı mikroorganizma sayısı katalaz ve üreaz enzim aktivitelerinde istatistiksel olarak önemli farklılıklar oluşturduğunu saptamışlardır . farklı organik materyal substrat konsantrasyonu ve toprak neminin üreaz enzim aktivitesi üzerine etkilerini araştırmışlardır . bu durum hem ekonomik açıdan hem de çevre sağlığı açısından tehdit oluşturabilmektedir . inkübasyon periyodunun sonunda her saksıya adet marul fidesi alınmış gölgede kurutularak mm lik elekten geçirilmiş ve analize hazır hale getirilmiştir . organik atık ve kompostların toplam n kapsamı kjeldahl yöntemi ile organik karbon kuru yakma yöntemi ile c n oranı ise karbon ve azot sonuçlarından hesaplama ile belirlenmiştir . çeltik kavuzu kompostu kuru ağırlık esasına göre . organik c ve . n ihtiva etmekte olup c n oranı . dır . de ve bu değerlere ilişkin varyans analiz sonuçları ise çizelge . de verilmiştir . bazı toprak özellikleri ile üreaz aktivitesi arasındaki ilişkiler ise çizelge . ayrıca . ta ve . çk uygulaması da benzer şekilde herhangi bir etki göstermemiştir . çalışma sonunda uygulama yapılmış topraklardaki üreaz enzim aktivitesindeki artışın kontrol toprağındaki üreaz enzim aktivitesine göre istatistiksel açıdan önemli olduğu ve çay atığı uygulanan toprakta üreaz enzim aktivitesinin . çeltik kavuzu kompostunun her üç dozu ve çöp kompostunun . dozu toprağa uygulandığında topraktaki üreaz enzim aktivitesinin kontrol toprağına göre azaldığı belirlenmiştir ancak bu fark istatistiksel açıdan önemsiz bulunmuştur . en yüksek üreaz enzim aktivitesi değeri ise ta . uygulaması sonrasında belirlenmiştir . araştırma sonunda organik madde ilavesi ile toprakta üreaz enzim aktivitesinin belirgin bir şekilde arttığını bildirmişlerdir . toprağa uygulanan organik materyaller toprak organik maddesinin kaynağını oluşturmaktadırlar ayrıca toprağın fiziksel yapısında meydana getirdikleri iyileşmelerden dolayı toprak düzenleyicisi olarak ta kullanılabilmektedirler . toprağa ilave olan organik madde toprak içerisindeki mikroorganizma faaliyetlerini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir . bu durumun çeltik kavuzu kompostunun düşük azot içeriğinden kaynaklı olabileceği düşünülmektedir .
447
145
MUNZUR BABA MİTOLOJİSİ VE TARİHSEL KAYNAKLARI ÜZERİNE BİR DENEME
munzur baba dersim alevileri için kutsal bir şahsiyettir . bu şahsa ait efsane yüzyıllardır nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır . ele alınan bu makalede munzur baba ve onun kerametiyle ortaya çıkan munzur nehri çeşitli dönemlere ait yazılı kaynaklar ışığında aydınlatılmaya çalışılmıştır . bu doğrultuda munzur ile ilgili ilk yazılı kaynağın . yüzyılın ilk yarısına kadar dayandığı tespit edilmiştir . bu kayıtlarda munzur un sadece bir efsanevi kişi olmadığı ayrıca gözelerin bulunduğu yerde munzur adında bir zaviyenin de varlığı ortaya çıkmıştır . osmanlı dönemindeki kaynakların haricinde cumhuriyet döneminde munzur baba ve munzur nehri ile ilgili yazılmış olan eserler de incelenerek munzur baba mitolojisi değerlendirilmeye çalışılmıştır .
tunceli sınırlarını kapsayan alan çaldıran savaşı akabinde çemişgezek sancağı adı altında senesinde yurtluk ocaklık statüsü ile osmanlı idari yapısına dahil edilmiş ve sancağın idaresi gösterdikleri yararlılıklardan ötürü çemişgezek beylerine verilmişti . dolayısıyla ovacık bölgesi de çemişgezek sancağının sınırları içerisinde yer almıştır . sami ovacık ın köyü ile . kişiden oluşan ahalisinin olduğunu belirterek bunlardan kadarının ermeni gerisinin ise kürt olduğunu ifade etmiştir . soldan merho sağdan nanikuşağı derelerini aldıktan sonra kalan deresi ile birleşinceye kadar güney doğu istikametinde akar . yüzyıllardır nesilden nesile aktarılan munzur baba efsanesi şu şekilde anlatıla gelmiştir genç bir çoban olan munzur bir ağanın yanında iş görmektedir . ağanın hacdan döndüğünü haber alan hanımı ve köylüler onu karşılarlar . buradan dağa doğru kaçamaya çalışan munzur kaçış esnasında elindeki sütün dökülmesiyle dökülen yerlerde kırk adet olduğu söylenen gözeden su fışkırır ve o günden bugüne dek orası kutsal bir mekan olarak yerini alır . munzur baba efsanesi kolektif bellek aracılığıyla nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir . munzur baba her ne kadar dersim özelinde kutsal bir kimliğe sahip olarak görünmüş olsa da anadolu coğrafyasında özellikle kürt alevileri arasında da tanınan ve saygı duyulan bir simadır . elbette ki dersim ve tunceli başlıklarını içeren eserlerde de munzur nehrine değinilmiştir . ecdadından bu görevi devralan seyid kasım dışarıdan ilgisiz kişilerin görevine müdahalede bulunmasını engellemek için elindeki beratının yeniler k ilgili makamca verilmesini talep etmiştir . görüldüğü üzere şeyh kasım ın merkeze sunduğu arzuhal sayesinde munzur zaviyesi nin tarihi . zaviyenin hangi tarihte ortadan kalktığı hususunda net bir tarih yoktur . yüzyılın sonlarından itibaren varlığının sona erdiğini göstermektedir . munzur baba hakkında bilgi veren ikinci kaynağımız ise . inanışa göre her yıl ağustos döneminde bu nehirden gün süt ve ayran akardı . yaklaşık yıl önce yukarıdaki bilgileri aktaran aşık mehmed munzur baba nehrinin kutsiyetini ileri süren düşünceleri ortaya koymaya çalışmıştır . . evliya çelebi munzur baba nehrini şöyle tasvir etmiştir ovacık nahiyesinde munzur baba adlı bir evliyanın dağından doğan küçük bir akarsu olup murat nehrine karışmaktadır . bu nehir her sene ağustos mevsiminde kırk gün acı ve kırk gün tatlı akar . her ne kadar telgraf aşiretleri yakından takip etmek için gönderilmiş olsa da munzur baba nın itikadi boyuttaki şahsiyetini ortaya koyması açısından mühimdir . munzur baba hakkında cumhuriyet döneminde devlet görevlileri tarafından kaleme alınan raporlar da mevcuttur . fakat hazırlanan bu raporda munzur baba için olumlu bir anlam yüklenilmemiştir . munzur baba hakkında bunları ifade eden kaymakam bölgede bu batıl inanca benzer nitelikte düzgün dağı ve hamik dağının varlığından da bahsetmiştir . yılında ovacık kaymakamı kamil efes tarafından tutulan raporda da munzur baba ile ilgili bilgiler hurafe batıl itikatlar ve telkinler başlığı altında işlenmiştir . raporda yöre halkının munzur gözelerinden çıkan ağaç kökünü evlerinde daima bulundurdukları belirtilmiştir . kişi bu suyu içtiği takdirde karşı tarafa masum olduğunu kesinkes ispat etmiş olurdu . şayet suçlu olduğu düşünülen kişi bu suyu içerse çarpılacağından ve öleceğinden korktuğu için işlediği suçu itiraf ediyordu . yüzyılda munzur baba hakkında bilgi veren ikinci kaynak ise aşık mehmed in menazırü l avalim adlı eseri olmuştur . yüzyılın başlarında da bu konuyla ilgili önemli bir kaynak yer almaktadır . l . molyneux seel yılında dersim e seyahat gerçekleştirerek araştırmalar yapmış ve a journey in dersim adlı bir eser meydana getirmiştir .
507
100
NEDEN KORUYUCU DİŞHEKİMLİĞİ?
temelde sınırları dar ve teknik bir meslek olarak görülen dişhekimliği . yüzyılda daha bilimsel ve geniş açılı bir biyomedikal disiplin olarak kabul edilmeye başlanmıştır . günümüzde dişhekimliği ağız ve diş sağlığının korunması şeklinde algılanmaktadır . genel dişhekiminin uygulama alanı genişlemiştir . dişhekimi tanı koyucu ve tedavi edici özellikleriyle beraber ağız ve diş sağlığını artıran yaşam tarzını destekleyicidir . ağız ve diş sağlığı genel sağlığın yaşamsal fonksiyonların ve yaşam kalitesinin önemli bir parçasıdır . düzeyi artırılmalı ve bu erişimi kolay ve kaliteli olacak şekilde en ekonomik yöntemle sağlanmalıdır .
dünya sağlık kurultayı nda yılına kadar dünya toplumlarının sosyal ve ekonomik yönden üretken bir yaşam sürmelerine izin verecek bir sağlık düzeyine getirilmesi ana hedef olarak saptanmış ve çalışmalar yılında herkes için sağlık ifadesiyle tanımlanmıştır . hedef te yılına kadar ağız ve diş sağlığına yönelik hizmetlerin temel sağlık hizmetlerine entegre olmasının sağlanması yılına kadar yaşındaki çocuklarda decayed missing filled teeth ındex değerinin veya daha düşük yaşındaki çocuklarda community periodontal ındex değerinin nüfusun ında en az bölümde düzeyine ulaşılması ifade edilmiştir . ileri yaş gruplarında diş çürüğü prevalansı düzeyine çıkmaktadır . günümüzde dişhekimliği ağız diş sağlığının korunması şeklinde algılanmaktadır . türkiye de sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi ve sunumuna bakıldığında ağız diş sağlığı hizmetlerine ait ayrı bir sistem olmadığı görülmektedir . hastaların istekleri doğrultusunda yapılanmış bir hizmet oluşmuştur . dişhekimleri tıbbi yaklaşımdan yoksun olduklarından hastalığın etiolojisine inmemektedirler . sağlık ocaklarının işleyişi kuruluş amacı ile uyumlu değildir . diş çürüğü ve dişeti hastalıklarının nedenlerini ve risk faktörlerini kontrol ederek başlangıç döneminde önlemeyi ve kontrolünü amaçlayan koruyucu yöntemler birincil koruma olarak adlandırılırlar . tarama programları ile toplumdaki yüksek riskli bireyler tespit edilerek spesifik önlemler alınabilir . tersiyer koruma aynı zamanda hastalığın tekrarını önlemeyi de amaçlar . uygun tedavilerin yapılması diş dolgu ve tedavileri diş yüzeyi temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesi tersiyer koruma diş eksikliklerinin protetik tedavilerle tamamlanmasıne yapılmalı türkiye de bu amaçla aile dişhekimliği birinci basamaktaki dişhekiminin görevinin yasalarla tarif edilmesi ve okullarda yardımcı dişhekimliği personelinin bulundurulması denenebilecek yöntemlerdir . ağız ve diş sağlığı ile ilgili bbsh nin kamu kesiminde yaygınlaştırılması ve buna uygun planlama yapılması gerekmektedir . bbsh birey aile ve topluma yaşadıkları ve çalıştıkları çevrede verilmesi esasına dayalı toplum katılımının sağlandığı acil tedavi ile sağlık düzeyini iyileştirici ve koruyucu tedavi edici ve rehabilitasyon sağlayıcı tıp uygulamalarını içeren hizmetlerdir . koruyucu hizmetlerin verildiği bbsh nin ihmal edilmesi durumunda hastalıkların düzeyi asla düşmeyecektir . sağlık ocağı dişhekimi ekipman ile birlikte düşünülmemeli koruyucu hizmetlerden sorumlu olmalıdır . dişhekimlerinin ülke dağılımı homojenize hale getirilmelidir . ağız ve diş sağlığı eğitiminin temel amacı günümüzde diş fırçalama diş ipi ile ara yüz temizliği florlu gargara kullanımı ve diş çürütmeyecek şekilde beslenme olarak belirlenmiştir . bu tip toplumsal farklılıkların ağız ve diş sağlığının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi hedefini subjektif hale getirmemesi için temel bir takım prensiplerin herkes tarafından kabul görmesi gerekmektedir ağız ve diş sağlığı genel sağlığın yaşamsal fonksiyonların ve yaşam kalitesinin önemli bir parçasıdır . tedavi etmek yerine korumak genel bir kural olarak kabul edilmelidir . diş çürüğü ve periodontal hastalıklar önlenmeli ve kontrol altında tutulmalıdır . ağız bölgesinde yapılacak tedaviler ve uygulanacak ilaçlar genel sağlık dikkate alınarak uygulanmalıdır . ağız ve diş bakımı genel sağlığı artırıcı şekilde olmalıdır . sağlık planlamaları uygulamaları ve eğitim programları toplumun ihtiyacına uygun ve sorunlara yanıt verecek şekilde olmalıdır .
431
82
Farklı sitokinin ve şeker türlerinin alev ağacı bitkisinin in vitro çoğaltımına olan etkileri
dünyada süs bitkilerine olan talep gün geçtikçe artmaktadır . ancak ticari bir süs bitkisi olan alev ağacının vejetatif yollar ile çoğaltılmasında kullanılan çeliklerde köklenme sorunlarına rastlanılmaktadır . vejetatif üretimde karşılaşılan bu zorlukların aşılmasında birçok türde bitki doku kültürü tekniklerinden yararlanılmaktadır . bu nedenle bu çalışmanın amacı ekonomik değere sahip olan alev ağacı bitkisinin mikroçoğaltımı için uygun bitki büyüme düzenleyicisi içeriğinin yarı katı kültür sisteminde belirlenmesidir . çalışmada farklı sitokinin tipleri ve miktarları ile birlikte çeşitli karbon kaynakları ve miktarları yarı katı besi ortamında denenmiştir . alev ağacına ait gövde uçlarından en yüksek çoğaltım ve eksplant başına en fazla gövde oluşumu mg l ba ve g l sukroz ile desteklenen yarı katı ms besi ortamında elde edilmiştir . oluşan gövdelerde n yüksek köklenme mg l ıba ile desteklenen yarı katı besi ortamında hafta kültürleme ve sonrasında oksin içermeyen besi ortamına aktarılma ile sağlanmıştır . köklenen gövdeler daha sonra in vivo koşullara başarıyla iklimlendirilmişlerdir .
her dem yeşil olan ve metreye kadar uzayabilen odunsu bir süs bitkisidir . türün in vivo köklenmesinde karşılaşılan sorunlar nedeniyle son zamanlarda daha çok in vitro çoğaltılan gövdelerin yüksek derişimde oksin kullanılarak uyarılması ve besi ortamına floroglukinol gibi fenolik bileşenler veya bitkilerin köklenmesini teşvik eden ve bitkinin rizosferinde kolonize olan rizobakterilerin eklenmesi ile köklenmenin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır . ms besi ortamı içerik olarak aynı şekilde hazırlanmıştır ancak sitokininlerden tdz ve ip hormonlarının yüksek sıcaklıklarda yapısı bozulduğu için bu bitki büyüme düzenleyicileri besi ortamı otoklav edildikten sonra filtre ile steril edilerek eklenmiştir . ın vitro koşullarda geliştirilen bitki kültürlerinin heterotrofik olması nedeniyle alev ağacına ait gövde uçlarının çoğaltımı için çeşitli karbon kaynakları farklı miktarlarda optimize edilen besi ortamına aktarılmış ve ilgili şekerlerin çoğaltımına olan etkileri belirlenmiştir . her bir deneme en az eksplant ile yapılmış ve kez tekrarlanmıştır . bunun yanı sıra gövde oluşturma kapasitesi lambardi et al . gövde eksplant oranının en yüksek olduğu mg l ba içeren besi ortamında elde edilmiştir . elde edilen sonuçlara göre çoğaltımı en iyi sağlayan bitki büyüme düzenleyicisi bir adenin türevi olan ba dır . gibi farklı süs bitkilerinde ve alev ağacı gibi odunsu bitkiler olan bupleurum kaoi . buna ek olarak tdz içeren ortamda oluşan gövdelerin yeterince uzayamadıkları da önceki çalışmalarda . iki karbon kaynağının besi ortamına eşit miktarda eklenmesi ise besi ortamının sadece sükroz ile desteklenmesine göre daha düşük gövde eksplant oranını sağlamıştır . karbonhidratlar enerji kaynağı olarak kullanılmalarının yanı sıra hücre duvarının özelliğini belirleyen ozmotik potansiyeli değiştirme yoluyla da morfogenezi etkilemektedir elde edilmiştir .
486
171
Fonksiyonel Bir Gıda: Lüpen (Termiye)
lüpen tohumları birkaç bin yıldır insan ve hayvan beslenmesinde tedavisinde son zamanlarda biyolojik pestisit bitki gelişim teşvik edicisi ve peyzajda süs bitkisi olarak kullanılmaktadır . gün geçtikçe fonksiyonel gıda özelliği artan lüpen yüksek ve benzersiz protein özelliği ve içeriği zengin mineral ve vitamin kapsamı zengin oleik asit miktarı antioksidan kapasitesi lif ve diğer özellikli bileşenleri bakımından dikkat çekmektedir . ülkemizde özellikle kısıtlı alanda üretimi yapılan lüpen çoğunlukla çerezlik olarak tüketilmektedir . ancak marjinal alanlarda yetişebilmesi yüksek protein düşük nişasta içeriği sayesinde son yıllarda alternatif ürün olarak kullanım imkanları oluşmuştur . bu çalışmamızda lüpen bitkisinin dünyadaki ve ülkemizdeki öneminden alternatif kullanım alanlarından bahsedilmiştir . gıda yem sağlık organik tarım ve süs bitkileri başlıkları altında lüpenin farklı kullanılma imkanlarına değinilmiştir .
lüpen tohumları birkaç bin yıldır insan beslenmesinde ve tedavisinde kullanılmaktadır . bununla birlikte son yılda lüpenin oldukça yeni özellikleri keşfedilmiş ve fonksiyonel gıda olarak çeşitli kullanım alanları oluşmaya başlamıştır . lüpen türkiye de toplam . da alanda ekilmekte olup üretimi tondur . bu üretimin yaklaşık lik kısmı konya ili doğanhisar ilçesi ve köylerinde yapılmaktadır . günümüzde üretilen lüpen çeşitleri daha önceki yıllarda üretilen lüpen çeşitlerine göre genetik olarak çok daha üstün kompozisyonda ve alkaloit içeriği de azaltılmıştır . lüpen tohumları çok az miktarda da nişasta içermektedir sarı lüpen ve mavi lüpen gibi orijinini akdeniz ülkelerinden alan türler önemli rol oynamaktadır . söz konusu alkaloitler hayvanlar tarafından yüksek seviyede tüketildiklerinde lupinose denilen bir hastalığa sebep olurlar . lüpen tohumları oldukça güçlü lif kaynağı olarak kabul edilmektedir . bu nedenle lupin hidrolizatların tip diyabette nutrasötik tedavi potansiyeli olabileceğini belirtmişlerdir . lif sadece sindirim sistemine destek olmakla kalmamakta aynı zamanda kandaki kötü kolesterol yağlarının oluşumunu engellemekte ve böylece de kolesterol seviyesinin düşmesine yardımcı olmaktadır . bu durum kalp krizi ve felç riskini azaltmak için etkili bir durumdur . buna karşılık doğal ve sağlıklı beslenme amacıyla kimyasal içeriklerden uzak durulmaktadır . bu amaçla yapılan organik tarım uygulamalarında biyo insektisit olarak kullanılacak lüpen l . luteus ekstraktının bakteri hücrelerinin canlılığı üzerindeki etkisini görmek için kullanılmıştır . anti bakteriyel konsantrasyonlarda test edilen ekstraktın sitotoksisite göstermediği belirlenmiştir olarak kullanımına olanak tanımaktadır . bitki genetik kaynaklarından önemli bir grubu oluşturan l . varius üzerinde yapılan çalışmalarla bu türün kısa ömürlü mevsimlik çiçek olarak kullanılmaya uygun olduğunu ve seralarda kesme çiçek olarak yetiştirilmek için ise potansiyel ürün niteliği taşıdığı saptanmıştır karagüzel ve ark . lüpen türü olan l . texsensis teksas ta eyalet çiçeği kraliyet bahçelerinde ve yol kenarlarında mavi menekşe pembe beyaz renkleri ile süs bitkisi olarak kullanılmıştır parsons ve davis parsons ve ark . bol yapraklı fazla miktarda ve nitelikli proteini ile önemli bir hayvan yemidir .
427
113
TORAKS TRAVMALI HASTALARDA YANDAŞ TRAVMALAR: MORTALİTE VE MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLERİ
toraks travmalı hastalar yandaş travmalar nedeniyle multidisipliner olarak değerlendirilmelidir . toraks travmalarına sırasıyla en sık ekstremite fraktürleri kranial travmalar abdominal travmalar ve spinal fraktürleri eşlik eder . toraks travmalarında genel mortalite olarak bildirilirken yandaş bir sistem yaralanması varsa daha fazla sistem yaralanması olduğunda ise bu oranın e kadar çıkar . bu çalışmada toraks travmalı hastalarda eşlik eden travmaların mortalite morbidite üzerindeki etkileri klinik tecrübelerimiz ve literatür bilgileri eşliğinde değerlendirilmiştir .
toraks travmaları travma nedeniyle hastaneye başvuran hastalarda kafa ve ekstremite travmalarından sonra . toraks travmalarında genel mortalite olarak bildirilmektedir . bu hastalarda bozulmuş olan solunum mekaniğinin yanında hemodinamik dengenin hızla negatife kayması klinik tabloyu ağırlaştırır kesitleri görülmektedir . yaşında erkek hasta yüksekten düşme a sağda multipl kot fraktürü yalken göğüs hemotoraks cilt altı amfizemi b karaciğerde grade laserasyon dalak etrafında serbest mayi . ayrıca mortalite yaralanan abdominal organ sayısı ile de yakından ilgilidir . kan miktarındaki artış travmanın şiddet ve büyüklüğünü yansıtması yanında hemostaz ve koagulasyon dengesinde bozulmalara yol açar . ünitenin üzerinde kan transfüzyonu yapılan yaralanma ile ameliyat arası süre saati aşan yaralanan organ sayısı ve üzeri olan torakotomi yapılan travma şiddet skoru un üzerinde olan hastalarda mortalite oranı belirgin olarak yüksektir . en önemli neden torasik bölümün spinal kordun en uzun bölümü olmasıdır . hastaların büyük kısmında kot fraktürleri ve pulmoner kontüzyon vardır ve bu durum hipoksiyi ve diğer pulmoner komplikasyonların gelişimini predispoze eder . toraks travmalarının yaklaşık sine ekstremite travmaları eşlik eder . otopsi çalışmalarında dvt oranlarının daha yüksek tespit edilmesi alt ekstremite ve vertebra kırıklarında dvt profilaksisi gerekliliğini göstermektedir . bunun yanı sıra özellikle ileri yaşta ve eşlik eden kronik pulmoner hastalığı olan hastalarda gelişen solunum sistemi komlikasyonları tedavi sürecini olumsuz yönde etkileyeceğinden bu hastaların takibinde pulmoner fizyoterapi yöntemlerinin yoğun ve etkin bir şekilde tedavi programının bir parçası olarak kullanılması çok önemlidir .
447
68
Turist Rehberlerinin Tur Cazibesini Artırmada Yararlanabilecekleri Bir Araç Olarak Efsaneler: Afyonkarahisar Efsaneleri Örneği
bu çalışmanın amacı turist rehberlerinin tur cazibesini artırmada yararlanabilecekleri araçlardan biri olan efsane anlatımının önemini ortaya koyarak geçmişten günümüze kadar gelen afyonkarahisar ili efsanelerinden örnekler derleyip sunmaktır . çalışma tur cazibesini artırmada efsane kullanımının öneminin ortaya konulması ve afyonkarahisar efsanelerinin turist rehberleri tarafından kullanımı amacıyla bir kaynak oluşturması açısından önemlidir . bu çalışmada literatür taraması yöntemi kullanılmış ve konuyla ilgili gerçekleştirilmiş çalışmalardan elde edilen bilgiler derlenerek ilgili çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda ilgili taraflara öneriler getirilmiştir . yapılan incelemede afyonkarahisar ili ile ilgili yaklaşık adet efsane olduğu bilgisine ulaşılmıştır . bu efsaneler türbeler cami ve mescitler kabirler dergahlar kaleler tabiat ve kırlar taşlar ve kayalar pınarlar çeşmeler kaplıcalar dağlar ve tepeler bağlar ve koruluklar evler ve insanların yaşadığı yerler ile ilgilidir . söz konusu literatür taramasında turist rehberlerine kaynak oluşturabilecek karahisar kalesi şifalı sular anıtkaya ve şahitler kayası efsanelerine yer verilmiş ve çalışmada açıklamalı metin olarak sunulmuştur .
rehberlerin taşıması gereken özellikler arasında yer alan liderlik ve sosyal beceriler kapsamında mesleklerine karşı istekli yani işini severek yapan cana yakın ve nazik kendine güveni olan kararlı ve iletişim konusunda başarılı bir kişi olmasının yanı sıra beden dilinin ve sesin doğru kullanımı hem gramer hem de kelime hazinesi anlamında rehberlik yapılan dile hakim olma dinlemeyi bilme gibi unsurlar sayılmaktadır . efsane belirli bir şahısla yani bir ad verilen tarihi bir şahsiyet ile birleştirilmiştir . bu konuya örnek verecek olursak peri masalları tabiatüstü hadiselerle iş görür fakat anlatıcıları ona inanmazlar . turist rehberleri bir ülkenin kültürünü hayatını yaşama biçimini gelenek ve göreneklerini yani bir ülkenin somut ve soyut özelliklerini iyi bir dil jest ve mimikleri ile turistlere aktarırken hitap ettiği kitleye yönelik anlatımlar yapmaktadırlar . bu anlatımlar sırasında aktardığı efsaneler rehberlerin birer aracı konumundadır . bu nedenle turist rehberi anlatım yaptığı bölgeyi çok iyi tanımalıdır . rehberin tanıttığı bölgenin sadece tarihini değil kültürünü coğrafyasını ve sosyal yapısını da her yönüyle bilmesi gerekmektedir . anlatılan konularda gerçeklerle hikaye ve efsaneler arasındaki ince çizginin iyi belirlenmesi grup turlarında doğa yaban hayatı tarihi mekanlar sit alanları yöre halkının gelenek ve görenekleri ile dini yönden duyarlı oldukları konulara dikkat etmeleri gerekir . doğal ve kültürel yönden zengin bir çeşitliliğe sahip olan türkiye nin hemen hemen her bir bölgesinde dilden dile anlatılan efsaneler tur programlarında kullanılırken efsanelerin içinde barındırdığı duyguyu bozmadan en doğru şekilde kullanılmalıdır . buna benzer bir köprü bir ev belki bir ulu ağaç da efsanelerin konusu olabilir . efsane kahramanları insan olsun hayvan olsun ya da bir doğa parçası olsun alışılan mantığa uygun ölçüler içinde değildir . afyonkarahisar kalesi volkanik kayaçlardan trakit özelliği göstermektedir ve afyonkarahisar şehrinin bu bölgede kurulması ve gelişmesinde etkili olmuştur . efsaneye göre battal gazi kaleyi alabilmek için her yolu kapamıştır . halk arasında horoz dede nin afyonkarahisar kalesinin fethi için savaşan türk yiğitlerinden efsaneleşmiş bir kahraman olduğu da anlatılır . yöre halkı her türlü sıkıntıları için bu türbeyi ziyaret etmektedir . efsaneye göre kral midas her şeye sahip olmasına rağmen hiç çocuğu olmayan bir kralmış . kralın güzel kızı afyonkarahisar toprakları içindeki gazlıgöl mevki yakınlarına kadar gelmiş . bu suyu da ömer dede bulduğu için kaplıcaya onun adı verilmiştir . frigler döneminde ve daha sonraları da afyonkarahisar iline kaplıcalarından dolayı şifalı frigya denilmiştir . ülkesinin bütün hekimlerini kahinlerini çağırmışsa da bir sonuç alamamış . işte bu kafile tam hüdai kaplıcalarından geçerken kızın atı çamura batmış ve dengesini kaybederek yıkılmış . kendilerine sorulan sorulara cevap verirler ve hakim davayı karara bağlar . rivayete göre türk askeri yunanlıların eğret köyünü işgal ettiklerini duyunca yunan askerini afyon dan çıkarmak için kocatepe den hareket eder . türk askeri köye vardığında ise köylüyü yunan askeri zanneder . efsaneler bir şehrin ülkenin bir gölün kayalıkların kutsal bir mekanın kısacası turistlerin gezileri sırasında yaşadıkları tüm alanların unutulmaz olmasında etkilidirler .
453
143
İlkokul öğrencilerinin özetleme becerilerinin incelenmesi
bir metni veya kitabı daha iyi anlamak anlama becerilerini geliştirmek için okuma sürecinde pek çok strateji ve yöntem kullanılmaktadır . bunlardan biri de okuma sonrasında kullanılan özetleme stratejisidir . özetleme bir metnin ana fikrini ve muhtevasını koruyarak daha az önemli olan bilgi ve ayrıntıların çıkarılması yoluyla asıl metinden daha kısa olan küçük ölçekte bir benzeri olan bir metnin oluşturulmasıdır . yapılan bu araştırmanın amacı ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin özetlemeye ilişkin becerilerin incelenmesidir . özetleme becerileri özetlenen metni kısaltma ve önemli bilgileri belirleme ile yazılan özete başlık yazma alt başlıklarına göre analiz edilmiştir . araştırma eğitim öğretim yılında kırıkkale il merkezinde öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir . araştırmada veri toplamak için ilkokul dördüncü sınıf öğrencileri için özetlemeye yönelik görüşme formu özetleme stratejileri puanlama ölçeği ve hikaye edici bir metin kullanılmıştır . araştırmaya katılan öğrencilerin ü em okumayı hem de yazı yazmayı sevdiğini ı kitap okumayı sı ise yazı yazmayı daha çok tercih ettiğini belirtmiştir . araştırma sonuçların göre bu öğrencilerden sının sınıf öğretmeni kadın unun sınıf öğretmeni ise erkektir . öğrencilerin hikaye edici metinlerin özetiniyazabilme özete başlık yazabilme önemli bilgileri seçebilme ve özet metinlerde kısaltma yapabilme değişkenlerine ait ortalama puanları düşük seviyededir . öğrencilerinin özet yazabilme becerileri cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir ve kızların erkeklere göre daha başarılı olduğu anlaşılmaktadır . öğretmen cinsiyeti değişkeni dikkate alındığında sınıf öğretmeni erkek olan öğrencilerin özet yazmada daha başarılı olduğu anlaşılmaktadır . ayrıca öğrencilerin özet yazabilme puanları ile öğrenci cinsiyeti ve öğretmen cinsiyeti arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur . öğrencilerin yazdıkları özet metne başlık yazabilme puanları incelendiğinde özet yazmayı anne babalarından veya arkadaşlarından öğrenen öğrencilerin başlık yazabilme ortalamalarının genel ortalamadan yüksek olduğu belirlenmiştir .
okuma insan hayatında önemli etkileri olan bir dil becerisidir . bunu gerçekleştirebilmek için okuyucunun metinle olan meşguliyeti bir takım teknik ve araçların kullanımını gerektirmektir . iyi okuyucuların okuma sürecinde okuduğunu anlama strateji ve tekniklerini kullandıkları bilinmektedir . iyi bir okuyucu okuma öncesinde bir amaca sahiptir metni gözden geçirir ana hatlarıyla tarar metinde nelerden söz edildiği hakkında hipotezler ileri sürer . hem öğretmene hem de öğrenciye olumlu katkılar sunan özetleme öğrenciye ana fikri fark etme kendi anlama düzeyini kontrol etme karar verme ve sıralama imkanı sağlamaktadır . aynı anlama gelen cümle gruplarının yerine eş anlamlı bir özet kelimesi kullanılabilir . verilerin çözümlenmesi verilerin çözümlenmesinde öncelikle toplanan form ve özetlerin sayımı ve tasnifi yapılmıştır . ayrıca dördüncü sınıf öğrencilerinin özet yazma becerilerinin incelenmesi amacıyla özet yazarken zorlanma durumları özet yazmayı kimden öğrendikleri özetlerinin kim tarafından kontrol edildiği ve özet yazma sıklıklarına ait bazı istatistikler sunulmuştur . bu farklılık öğrenci cinsiyetlerine göre ele alındığında kız öğrencilerin lehinedir . başka bir ifadeyle dördüncü sınıf öğrencilerinin özet yazabilme puanları sınıfını değişen ve değişmeyen öğrencilerde benzerlik gösterdiği ifade edilebilir . bu nedenle dördüncü sınıf öğrencilerinin başlık yazabilme puanlarının cinsiyet ve öğretmen cinsiyeti sınıf değişimi ve okuma yazma tercihi değişkenlerine göre farklılık gösterip göstermediği incelenirken nonparametrik testlere yer verilmiştir . tablo te bulunan mann whithney u testi ve kruskal wallis testi sonuçları incelendiğinde dördüncü sınıf öğrencilerinin başlık yazabilme puanlarının cinsiyet öğretmen cinsiyeti sınıf değişme durumu ve okuma yazma tercihlerine göre anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir . dördüncü sınıf öğrencilerinin kısaltma yapabilme puanlarına ait çarpıklık ve basıklık değerleri cinsiyet öğretmen cinsiyeti sınıf değişimi ve okuma yazma tercihi değişkenlerinin alt kategorilerinde ile arasında yer almamasından dolayı başlık yazabilme puanlarının bu değişkenlerin kategorilerinde normal dağılıma sahip olmadığı tespit edilmiştir . tablo incelendiğinde öğrencilerin başlık yazabilmeye yönelik genel ortalamasının olduğu ve özet yazmayı öğrendikleri kişiler farketmeksizin minimum puanlarının ve maximum puanlarının olup tüm gruplarda aynı olduğu tespit edilmiştir . özet yazabilmeye ait puanlar bakımından en yüksek ortalamaya özet yazmayı kendi başına öğrenen öğrencilerin sahip olduğu tespit edilmiştir . araştırmaya katılan öğrencilerin özet yazma sıklıkları ile ilgili bulgular tablo de yer almaktadır . tablo e göre ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin çoğunluğu ı öğretmen istediği zaman özet yazdığını ifade etmiştir . kaynak metindeki önemli bilgi yazabilme puanları incelendiğinde genel ortalamanın olduğu ve özetlerinin kim tarafından kontrol edildiğine göre minimum puanlarının olacak biçimde her grupta aynı olduğu ancak maximum puanların özeti kontrol eden kişi gruplarına göre ile arasında farklılaştığı anlaşılmaktadır . tablo incelendiğinde dördüncü sınıf öğrencilerinin kısaltma yapabilme puanlarına ait genel ortalamanın olduğu özetlerinin kim tarafından kontrol edildiğine göre minimum puanlarının olacak biçimde her grupta aynı olduğu ancak maximum puanların özeti kontrol eden kişi gruplarına göre ile arasında farklılaştığı görülmektedir . ayrıca özet yazarken zorlanma durumlarına göre kısaltma yapabilme ortalamaları incelendiğinde özet yazarken zorlanmayan öğrencilerin kısaltma yapabilme puanlarına ait ortalamaların özet yazarken zorlanan öğrencilere göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır . özetleme becerisi ile ilgili yapılan araştırmaların pek çoğunda metin türlerini esas alan incelemeler mevcuttur . aynı zamanda mümkün olduğunca az kelimeyle metnin ana ifadesinin ortaya konulma sürecidir . özetleme çalışmalarıyla beyin edinilmiş bilgileri daha etkili bir biçimde sınıflandırma ve bilgiye ulaşma kolaylığı sağlamaktadır . araştırmada ulaşılan sonuçlardan bir diğeri araştırmaya katılan öğrencilerin özet yazarken önemli bilgileri belirleme puanları cinsiyete ve okuma yazma tercihlerine göre anlamlı farklılık göstermiş olmasıdır . ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin sı öğretmeni istediği zaman sı ara sıra i her zaman özet yazmaktadır . genel özet yazma puanları mukayese edildiğinde özetleri öğretmenleri tarafından kontrol edilen veya hiç kimse tarafından kontrol edilmeyen öğrencilerin yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır .
569
254
null
kötü korku veren ve olumsuz etkileri olan çeşitli kavramları nitelemek için kullanılan bir sözcüktür . kötü sözlü gelenek içindeki bir anlatmada asıl kahramanın karşısında yer alan kahramanlar için de sıklıkla kullanılan sıfattır . kötüler asıl kahramanın engellerini aşarken yoluna çıkan herhangi bir engel olabildiği gibi anlatının temeli iyilik kötülük mantığına göre kurulmuş da olabilir . sözü edilen anlatı eğer bir destan ise destanların şahıs kadrolarında kötüler bazen düşman bazen de zalim bir rakiptir . her şeyin zıddıyla var olduğu ve aslında bu ikisinin de birbirini tamamladığı evrenselci dikotomi ilkesi gereği iyi kahramanın varlığı kötülere karşı verdiği mücadele ile kanıtlanmaktadır . herhangi bir kötü insanın veya varlığın tip haline gelmesi için bunların sabit karakterli ve kötülükte ısrarcı olması düşünülmektedir . uygur destanlarında kötü tipler kötü anne düşman rakip zalim ebeveyn hain hileci kurnaz tipler olmak üzere altı ana başlıkta ele alınmış ve düşman tipin daha yoğun işlendiği görülmüştür .
kötü kavramı istenilen beğenilen nitelikte olmayan fena zararlı tehlikeli korku endişe veren kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan gibi temel anlamlarla karşılanmaktadır . tasavvufta da bu dünyanın sonlu gelip geçici ölümlü dünya fani dünya olduğunu ifade etmek için kullanılır . dolayısıyla uygur sahasında destan ile halk hikayesi türü birbirinden ayrı tutulmamıştır . tip adı verilebilen bu yalın ve sabit karakterli kişiler küçük farklarla aynı devirde yazılan başka eserlerde de görülür . folklorda tipoloji kavramı bir ya da birçok halkın aynı veya benzer olan mirasının karşılaştırılıp araştırılmasıdır . padişaha kedi yavrusunu göstererek hanımının kedi doğurduğunu yüzlerini yere eğdiğini ve rezil olduklarını söyler . bu tip destanda senem i okuldan aldırtır sevgililerin kavuşmasını engeller onları ayırmak için padişahı gazaba getirip garip ve ailesinin sürgüne gönderilmesine neden olur . gün geçtikçe okula erken gidiyor bundan sonra okula göndersek iyi olmaz halk ı alem dedikodu çıkarır der . insanlığın dini sosyal ve kültürel alanları bu kavramlarla şekillenmiştir . incelediğimiz destanlarda kahramana kötülük eden hatta kimi destanlarda kahramanın ölümüne yol açan sevgilisine kavuşmasını engelleyen düşman tipler tespit edilmiştir . onun insanlığın eski dönemlerindeki basit tasavvurlarında canlandırılan tipi vahşi yırtıcı hayvan veya garip yaratıklar olmuştur . yalmavuz un dış görünüşü ile ilgili en önemli ayrıntı çok başlı olması ve uygur ve türkçe konuşan halklarda genellikle yedi başlı olmasıdır . senuber beni buraya kader getirdi demesine rağmen cadı bir avuç toprağa efsun okuyup senuber e serper . senuber konuşmaya devam edince cadı nine sinirlenip onu konuşamaz hale getirir . diğer bir olağanüstü düşman tipi ise mitolojik kaynaklı yaratık olan rudipalardır . bu kadın tipi için dede korkut solduran sop ifadesini kullanır . yedi kalender padişahın cömertliğinden faydalanarak kırk günlüğüne yerine geçerler . hazretleri şah olduktan sonra şehir halkına çok iyilik ettiniz . kamerşah başlık parası için şemsi canan dan izin isteyip nehir boyunda kırk gün allah a secde eder . uygur türkleri de destanlarında iyi tiplere olduğu kadar kötü tiplere de yer vermişlerdir . kötü tipler destanlarda anne tipi olağan ve olağanüstü düşman tipi rakip zalim ebeveyn tipi hain tipi ve hileci kurnaz tipleri olarak işlenmiştir . kahramanı zor durumlara düşüren mutluluğunu istemeyen aşık olduğunu kız veya erkek ile ayrılmalarına neden olan tipler olarak işlenmişlerdir . üvey anne kahramanı ailesinden uzaklaştırdığı gibi ailesini hiç tanımamasına da neden olmuştur . sevgilinin annesi ise kahramanı sevgiliden ayırmaya çalışıp iki sevgiliyi de acı çektirmiş sürgüne gönderilmesine ve buna bağlı olarak acılarına hasretliğin de eklenmesine yol açmıştır . kahramanın iyi niyetinden faydalanarak ona ihanet eden kin ve düşmanlık besleyen düşmanla işbirliği yaparak onu alt etmeye çalışan hain tiplerin özelliklerine ilaveten hileci kurnaz tipler de kendi çıkarları için kahramanı zor duruma düşürmüş güç ve kuvvetle zafer kazamayınca hile ve kurnazlığa başvurup onu aldatmış olan tiplerdir .
419
139
ÇEKİM ÖNGÖRÜLEN SINIF II MALOKLUZYONA SAHİP HASTANIN ÇEKİMSİZ TEDAVİSİ
bu çalışmanın amacı sınıf ıı malokluzyona sahip olan kombine headgear ve takiben alt üst sabit ortodontik apareyler ile tedavi edilen bir hastanın tedavi sonuçlarını sunmaktır . yıl ay kronolojik yaş ve cs iskeletsel dönemdeki erkek hasta çapraşıklık şikayetine bağlı ortodontik tedavi için kliniğimize başvurdu . hastanın ağız içi muayenesi hastanın mm overjet ve overbite ile birlikte sağda sınıf ıı ve solda başabaş molar kapanışına sahip olduğunu gösterdi . ark boyut sapması üst çenede mm alt çenede mm idi . ağız dışı muayenesi hastanın konveks profile sahip olduğunu ve asimetri olmadığını gösterdi . hem sınıf ı molar ve kanin ilişki elde edebilmek hem de çapraşıklığın giderilmesi için çift taraflı molar distalizasyonu planlandı . diş çekimi ve geçici ankraj aygıtları ile ya da onlar olmadan yapılabilecek üst molar distalizasyon tekniklerini içeren tedavi seçenekleri anlatıldıktan sonra hasta kesinlikle dişlerinin çektirmek istemediğini belirtti ve üst molar dişlerin distalizasyonu için kombine headgear kullanımını seçti . alt keser eğimlerinin düzeltilmesi ve alt çenede çapraşıklığın giderilmesi için stripping planlandı . ay süreyle her bir taraf için gr ortodontik kuvvet uygulandı . distalizasyon periyodu sonrası ay sabit apareyler uygulandı . toplam tedavi süresi aydı . tedavi sonunda ideal overjet ve overbite ile birlikte sınıf ı molar ve kanin ilişki elde edildi . çekim öngörülen hastanın tedavisi çekimsiz yapıldı ve daha bir dişsel kapanış ilişkisi sağlandı .
toplumda en sık rastlanan ortodontik anomaliler sınıf ıı malokluzyonlardır . türk popülasyonunda da lık görülme oranıyla ilk sırada yer alır . ortodontik anomalilerin dişsel olarak sagittal yönde sınıflamasında sıklıkla kullanılan angle sınıflamasına göre üst birinci azı dişine oranla alt birinci azı dişinin daha distalde kapanış ilişkisi göstermesi sınıf ıı anomali olarak kabul edilir . bu avantajların yanısıra ağız içi molar distalizasyonu yöntemlerinin ankraj alınan üst molar ve premolar dişlerde rotasyon üst molar dişlerde distale devrilme premolar dişlerde devrilme ile birlikte mezializasyon ve üst kesici dişlerde protrüzyon ve buna bağlı olarak overjet miktarında artma ve overbite miktarında azalma gibi dezavantajları da mevcuttur . alt arktan ankraj alan ağız içi molar distalizasyon yöntemlerinde ise ek olarak alt keserlerde protrüzyon alt molarlarda mezializasyon ve ekstrüzyon görülmektedir . geleneksel distalizasyon yöntemlerinin dezavantajları nedeniyle birçok araştırmacı zygoma plakları marka braket sistemi ile ay sabit tedavi uygulandı . sabit tedavi sırasında pekiştirme amaçlıyla kombine headgear kullanımına geceleri devam edildi . alt keser eğimlerinin düzeltilmesi ve alt çenede çapraşıklığın giderilmesi için stripping yapıldı . araştırıcılar büyük azı distalizasyonu için gr kuvvet uygulanmasını önermişlerdir . bu olguda da ay süreyle her bir taraf için gr ortodontik kuvvet uygulanmıştır . vakamızda kombine headgear kullanımına bağlı olarak kraniofasiyal yapılarda meydana gelen değişikliklerin belirlenebilmesi için sefalometrik filmler üzerinde ölçümler yapılmıştır . puberte öncesi ve pubertal büyüme atılımı dönemlerinde yapılan headgear uygulamalarında snb açısının büyüdüğü yani alt çenenin sagital gelişiminin devam ettiği bildirilmiştir kopekcy ve fishman tulloch ve ark . buna benzer olarak hastamızda da tedavi başında olan snb açısının tedavi sonunda ye ulaştığı görülmüştür . bizim vakamızda kombine headgear kullanımı sonrasında alt ve üst keserlerde retrüzyon görülmüştür . vakamızda çekimsiz tedaviyle başarılı bir sonuç elde edilmiş tedavi sonunda ideal overjet ve overbite ile birlikte sınıf ı molar ve kanin ilişkisi sağlanmıştır . sonuç olarak iskeletsel ve dişsel sınıf ıı ilişkiye sahip hastamızın tedavisi amaçlanan hedeflere ulaşılarak bitirilmiştir .
492
214
BARİATRİK CERRAHİ İLE KİLO KAYBININ KARDİYAK FONKSİYONLARA ETKİSİNİN EKOKARDİYOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
bariatrik cerrahi tedavi hızlı bir şekilde kilo kaybında çok etkili olmaktadır . bu çalışmamızda obezite cerrahisi öncesi ve sonrasında biyokimyasal ve ekokardiyografik olarak kardiyak fonksiyonları araştırmayı amaçladık . çalışmamıza prospektif olarak genel cerrahi polikliniğinde bariatrik cerrahiye uygun olarak değerlendirilen yaş arası vücut kitle indeksi olan hasta alınmıştır . hastaların fizik muayene ve biyokimyasal testleri yapıldı . bariatrik cerrahi öncesi ve ay sonrası konvensiyonal ve doku doppler ekokardiyografi parametreleri sol ve sağ ventrikül fonksiyonları miyokard performans indeksleri sol ve sağ atriyal volüm endeksleri ölçüldü . vki cerrahi öncesi . . kg m iken ay sonunda . . kg m ölçüldü . kalp hızı ve sistolik ve diyastolik kan basıncı ve plasma açlık glukoz değerleri iki grup arasında anlamlı düşük bulundu . sol ventrik l diyastol sonu çapı sol ventrikül kitlesi triküspit e a oranı ve sol atrium volüm indeksi anlamlı olarak farklı idi . sol ventrikül septal mpı ve sağ ventrikül mpı anlamlı şekilde düştüğü gözlendi . kilo kaybının morbid obez hastalarda kardiyak fonksiyonları iyileştirdiğini düşündürmektedir . bulgularımız hastaların sistolik ve diyastolik fonsiyonlarında olumsuz değişme olmadığını ayrıca myokard performans indeksinin iyileştiği sonucunu ortaya koymuştur .
obezite kardiyovasküler hastalıklar hipertansiyon diabetes mellitus ve çeşitli kanser türleri gibi pek çok kronik hastalık için önemli bir risk faktörüdür ve prevalansı hızla artmaktadır . vki olanlarda klasik yöntemlerle zayıflayamıyorsa bariatrik cerrahi yöntemleri tedavi seçeneği olarak kabul edilmektedir . obezitenin sol ventrikül duvar kalınlığı artışı sol kalp boşluklarında artış sol ventrikül kitlesinde artış diastolik ve sistolik fonksiyonlarda bozulma gibi kalpte yapısal değişikliklere yol açtığı gösterilmiştir . obezite prevelansında artış cerrahi tedavi dışındaki seçeneklerin başarı oranlarındaki yetersizlik cerrahi tedaviyi ön plana çıkarmıştır . bariatrik cerrahi tedavi hızlı bir şekilde kilo kaybında çok etkili olmaktadır . bu çalışmamızda obezite hastalarında obezite cerrahisi öncesi ve sonrasında kardiyak yapısal ve fonksiyonları değişiklikleri detaylı ekokardiyografi uygulayarak araştırdık . bariatrik cerrahi sonrası ortalama ay sonra ekokardiyografisi tekrarlanmıştır . sol atriyal hacim indeksi sol atriyal maksimal hacminin vücut yüzey alanına oranı olarak tanımlandı . sistolik pulmoner arter basıncı triküspit yetersizliği jetinin maksimum hızından bernoulli denklemi kullanılarak hesaplandı . optimal miyokardiyal hız kaydı için monitor hızı cm sn olarak ayarlandı . apikal dört boşluk pencereden lateral ve septal mitral anulus ve triküspit annulus bölgelerinden mm örneklem hacmi kullanılarak sistolik miyokardiyal hız erken diyastolik ve geç diyastolik miyokardiyal hızlar izovolumetrik kontraksiyon zamanı izovolumetrik relaksasyon zamanı ve ejeksiyon zamanı ölçümleri yapıldı . sistolik ve diyastolik fonksiyonları içeren global ventrikül fonksiyonunun bir göstergesi olan miyokard performans indeksi ez formülü ile her iki ventrikül için hesaplandı . her iki grubun sürekli değişkenleri ortalama standart sapma olarak kategorik değişkenler ise yüzde olarak ifade edildi . çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken istatiksel analizler için spss for windows . programı kullanıldı . istatiksel analizler yapılırken p değeri istatiksel olarak anlamlı kabul edildi . hastaların operasyon öncesi ve ay sonrası konvansiyonel ve doppler ekokardiyo grafi parametreleri tablo de gösterilmiştir . sv kitle artışı ve svdsç daki artış obezitenin yolaçtığı volüm yüküne karşı kompansatuvar olarak gelişen kardiyak yeniden yapılanmanın bir sonucudur . major kardiyovasküler olaylar mortalite ve ani kardiyak ölüm gibi sonlanımlar açısından artmış sol ventrikül kitlesi bağımsız prognostik bir faktördür . bu hastalarda ejeksiyon fraksiyonları lerden lere yükselmiştir . obez hastalarda sol ventrikül diastolik fonksiyonları üzerinde pasif mitral doluş maksimum dalga hızında azalma aktif mitral doluş dalga hızında bir etkilenme yoktu ve bunun sonunda da e a oranlarında bir düşüş görülmüştü . holly m . ıppisch ve arkadaşları adölesan yaş grubunda bariatrik cerrahi sonrası kilo kaybının sv kitle azalışı ve sol ventrikül geometrisinin düzelmesi yanında sol ventrikül diyastolik fonksiyonları göstergelerinden mitral e ea oranınında iyileştirdiğini göstermişlerdir . bizim çalışmamızda ise e a oranında bariatrik cerrahi sonrası anlamlı değişiklik izlenmemiştir . bu durum hasta grubumuzun cerrahi öncesi diyastolik fonksiyonlarında belirgin bozulma olmamasına bağlanmıştır . miyokard performans indeksinin ön ve art yük sample volümün yeri yaş ve ritimden önemli derecede etkilenmeyişi ve sol ventrikülün gerek sistolik gerekse diyastolik fonksiyonlarına işaret etmesi ve ayrıca ölçümün kolaylığı önemini artırmaktadır . kilo kaybıyla birlikte triküspit e a oranındaki artış obezite ile birlikte bozulan sağ ventrikül relaksasyonunun ve artmış pulmoner resistansın geri dönüşüne işaret etmektedir .
488
215
Denizli Vali Recep Yazıcıoğlu (İncilipınar) Parkının Evrensel Tasarım ve Planlama Bağlamında Değerlendirilmesi
kent parklarının planlama ve tasarımlarının evrenselliği büyük önem taşımaktadır . bu çalışma kent parklarının kullanımında insanların karşılaştığı sorunların altını çizmeyi ve bu sorunlara evrensel planlama ve tasarım bağlamında çözüm sunmayı hedeflemiştir . bu çalışmasının ana materyalini denizli ili incilipınar mahallesi sınırları içerisinde yer alan vali recep yazıcıoğlu parkı oluşturmaktadır . yapılan bu çalışmada vali recep yazıcıoğlu parkı ve konu ile ilgili literatürler araştırılmıştır . arazi gözlem ve ölçümler yapılarak dış mekan için düzenlenmiş unsurların ulusal ve uluslararası standartlara olan uygunlukları analiz edilmiştir .
kentsel yapılar tarihsel süreç içerisinde sürekli gelişen bir yaşam alanı olmuştur . mekan kişilerin karşılaştığı objelerle ve objeler ile arasındaki mesafelerinin ve münasebetlerinin üç boyutlu bir anlamı olarak aktarılır ve boş alanları hesaba katılarak kamusal açık alanlarda bir tamlık yaratmanın gerekliliği belirtilmektedir . kentsel açık ve yeşil alan kavramlarından öztan a göre yaşadığımız şehirler sadece insanların konut ihtiyaçlarını karşılayan yapılardan oluşmamaktadır . kentsel açık ve yeşil alanlar kent bünyesinde birçok işlevi bir arada gerçekleştirdiği için ve fonksiyonel olarak geniş bir yelpazeye sahip olduklarından dolayı bu kentsel açık ve yeşil alanlarla ilgili işlev ve fonksiyonlarına dayalı olarak sınıflandırmalar yapılabilmektedir . günümüzde yoğun bir kent hayatı içerisinde yaşayan insanlar yaşadıkları kentlerin onlara sundukları yaşamın çevresinde hayatlarını sürdürmek zorunda kalmaktadırlar . bu konuya birde çocukları kattığımızda nedenli geniş bir çeşitlilik ile tasarımcıların çalışmalarını yürütmeleri gerektiğini anlayabiliriz . başka bir deyişle bireylerin çevre ve mekandan bekledikleri özellikleri kullanıcı gereksinimleri olarak değerlendirmek ve bir alanda olması gereken nitelikleri belirlemek gerekir . bu ilkeler evrensel tasarım kavramını anlayabilmek için tasarımcılara yol göstermektedir . denizli kentinin büyükşehir belediyesine bağlı olan incilipınar mahallesinde yer alan vali recep yazıcıoğlu parkı zübeyde hanım caddesinde yer almaktadır . engelli bireyler için kabartmalı harflerle hazırlanması gereken alan kullanım rehberi de parkta yer almamaktadır . parkta bulunun yürüyüş parkurunun genişliği cm olarak ölçülmüştür . bu durum engelli bireylerin algılarını yanıltıp kazaya sebep olabilir . park içerisinde bulunan rampaların eğimleri genellikle dir . parkın ana girişlerinde kullanılan merdivenlerde zemin dış etkilere dayanıklı ve kaymayı önleyici şekilde yapılmıştır fakat merdivenlerde kaymaz şeritler bulunmamaktadır . park alanı engelli olmayan kullanıcılar tarafından kullanılmaktadır . vali recep yazıcıoğlu parkı nda oturma elemanı olarak banklar kamelyalar piknik masaları ve beton duvar üzerine ahşap latalar ile cepler kullanılmıştır . bu alanda alan kullanımına yönelik uyarı levhaları mevcuttur . vali recep yazıcıoğlu parkı nda iki farklı çöp kutusu kullanılmıştır . çocuk oyun alanlarında engellilere yönelik hiçbir şey bulunmamaktadır . park içinde yer alan köpek gezdirme alanının çevresi panel çit ile sınırlandırılmıştır . bu durumda da engelli bireylerin erişilebilirliği zorlaştıkça günlük yaşam aktiviteleri azalmış ve toplumsal alanda faaliyette bulunmaları kısıtlanmış olmaktadır . alanda yapılan çeşmeler ve telefon kulübeleri de engelli bireylerin kullanımına uygun yapılmalıdır . alandaki kullanımlar tüm bireylerin gereksinimlerini giderecek şekilde tasarlanmalı ve ortak kullanılabilir fiziksel alanlar oluşturulmalıdır . toplumda yaşayan tüm bireylerin hayata eşit katılımı ve ortamlara ayak uydurabilmesi için her türlü bireyin kullanımına standartlara uygun kullanım alanları oluşturulması gerekir . yapılacak olan çalışmalara sivil toplum örgütlerinin vakıfların gönüllü kuruluşların ve derneklerinde katkısı olmalıdır .
384
91
Domates Yaprak Galeri Güvesi Tuta absoluta ( Meyrick ) ( Lepidoptera: Gelechiidae) ’nın Batı Akdeniz Bölgesi Domates Üretim Alanlarında Popülasyon Değişiminin Saptanması
kökeni güney amerika olarak bilinen domates yaprak galeri güvesi tuta absoluta yılında ispanya da görüldükten sonra avrupa da birçok ülkeye yayılmış ve yılında antalya da saptanmıştır . antalya nın da içinde olduğu batı akdeniz bölgesinde t . absoluta nın bulaşma alanlarını ve popülasyon gelişimini tespit etmek amacıyla yapılan bu çalışma antalya nın merkez kaş kumluca manavgat ve gazipaşa ilçelerinde yürütülmüştür . bu amaçla yılı mart ayından itibaren örtü altı domates üretim alanlarında ve ayrıca antalya merkez ilçede açık alanda feromon tuzaklarıyla ergin popülasyon takibi yapılmıştır . örneklemeler iki haftalık aralıklarla gerçekleştirilmiştir . örneklemelerin başladığı yılı mart ayından itibaren tüm tuzaklarda erginlere rastlanmıştır . tuzak başına en fazla ergin antalya da açık alanda mayıs tarihinde örtü altında kaş ta nisan tarihinde saptanmıştır . seralarda genel olarak ocak ayı sonu ile şubat ayı başında ergin aktivitesi görülmez iken açık alanda ise aralık ve ocak aylarında ergin faaliyeti gözlenmemiştir . yapılan çalışma sonucu t . absoluta nın tüm batı akdeniz bölgesinde yaygın olduğu yıl boyunca aktif olduğu ancak ergin popülasyonun genel olarak ilkbahar ve sonbahar aylarında yükseldiği yaz ve kış aylarında ise oldukça düştüğü ortaya konulmuştur .
anavatanı güney amerika olan ve ekonomik kayıplara sebep olabilen domates galeri güvesi tuta absoluta kök bölgesi hariç domates bitkisinin tüm organlarında beslenebilmekte ve e varan oranda ürün kaybına neden olabilmektedir . zararlı avrupa da ilk olarak yılında ispanya da yılından itibaren ise italya cezayir fas ve tunus fransa ingiltere hollanda ve yunanistan gibi birçok avrupa ve afrika ülkesinde varlığı rapor edilmiştir . bunlara ilaveten antalya da açık domates yetiştiriciliği yapılan alanlarda da ergin popülasyonu tüm yıl boyunca takip edilirmiştir . örnekleme yapılan diğer yerlerde sera sezonunun bittiği temmuz ağustos aylarında örneklemelere sera dışında açık alanda devam edilmiştir . feromon tuzakları her örnekleme yerinde bir adet ve bitki boyunun üst seviyesinde yerden en fazla . m . yükseklikte olacak şekilde yerleştirilmiştir . batı akdeniz bölgesi domates üretim alanlarında yılı mart ayı sonundan itibaren başlayan popülasyon takibine yılı nisan ayı sonuna kadar devam edilmiştir . kumluca ilçesinde yapılan örneklemelerde de benzer popülasyon gelişmesi görülmüştür . ekim ayından itibaren tekrar yükselmeye başlayan popülasyon aralık ayından itibaren tekrar düşmeye başlamış ve ocak şubat aylarında kaş ilçesindeki gibi oldukça düşük seviyelerde seyretmiştir . popülasyon kumluca ilçesinde yılı mart ayından itibaren hızla yükselmeye başlamış ve son örnekleme tarihi olan nisan de sezonun en yüksek seviyesine ulaşmıştır . haziran ayı ortasından eylül ayı sonuna kadar düşük seviyede kalan popülasyon ekim ayından itibaren tekrar yükselmeye başlamıştır . daha sonra ergin popülasyonu düşüş trendine girmiş ve kasım ayı sonunda en düşük seviyeye ulaşmıştır . aralık ve ocak aylarında açık alanda hiç ergine rastlanılmamıştır . birbirine yakın olmasına rağmen örtü altı ile açık alandaki popülasyon seviyeleri arasında dikkat çekici bir farklılık görülmüştür . yılı şubat ayı sonuna doğru popülasyon tekrar yükselmeye başlamış ve nisan ayı başında sezonun en yüksek popülasyon seviyesine ulaşmıştır . haziran ayı sonuna kadar yüksek seviyelerde devam eden popülasyon daha sonra düşüş eğilimine girmiştir . örneklemelerin başladığı yılı mart ayından itibaren hemen hemen tüm tuzaklarda erginlere rastlanmıştır . açık alanda ise farklı olarak örtü altına göre daha uzun süre ergine rastlanılmaması ancak ergin görüldükten sonra örtü altına göre popülasyonun daha hızlı bir şekilde yükselmiş olması dikkat çekicidir . zira sera içerisine dışarıdan zararlı girişi veya sera içerisinden dışarıya zararlı çıkışının havalandırma açıklıklarındaki tül ve benzeri materyallerden dolayı çok daha zordur . bu da örneklemelerin ergin öncesi dönemi hedef almasından olabilir . zira yapılan yapılan gözlemlerde ergin aktivitesinden bir süre sonra yapraklarda zarara rastlanmıştır . ünlü konya ilinde serada aralık ayı ortasında bitkiler üzerinde zarara feromon tuzaklarda ise ergine rastlandığını bildirmiştir . diğer çalışmalarda da konya diyarbakır ve orta anadolu bölgesinde zararlının açık alanda yetiştirme sezonu başında popülasyon düzeyinin düşük seyrettiği ve hasat dönemine doğru popülasyonun arttığı rapor edilmiştir . zararlının aktif olduğu dönemlerde zararlının konukçusu olamayan alternatif bitkilerin devreye sokulması ve domates fidelerinin seralara dikilmesiyle birlikte feromon tuzakları yardımıyla ergin popülasyonunun tespit edilerek mücadeleye karar verilmesi entegre mücadele açısından tavsiye edilebilir . ayrıca ileriki çalışmalarda ergin aktivitesi ile bitkideki zarar arasındaki ilişkilerin ortaya konulmasının zararlı ile mücadelede önemli fayda sağlayacağı kanaatindeyiz .
494
181
DIŞHEKİMLİĞİ ÖĞRENCILERI ARASINDA DİŞHEKİMLİGİ EĞITIMI STRESININ BELIRLENMESI
anket çalışmamızın amacı diş hekimliği öğrencileri arasında diş hekimliği eğitimi stresini belirlemektir . diş hekimliği fakültesi dahilinde sı kız ü erkek olmak üzere toplam öğrenciye anket yapılmış öğrencilerin soruları stressiz ve aşırı stresli arasında skorlaması istenmiş sonuçlar yüzde olarak hesaplanmıştır . yapılan araştırmada klinik faktörlerin öğrenciler tarafından daha stresli yaşam koşullarının ve kişisel faktörlerin ise daha az stresli bulunduğu tespit edilmiştir .
üniversite öğrenciliği yılları en çalkantılı gelişim dönemlerinden biri olan ve hem sosyal hem de biyolojik olarak bir geçiş dönemi kabul edilen ergenliğin son evresine rastlar . diş hekimliğinde yüksek seviyedeki mesleki stres bir çok çalışmada gösterilmiştir . diş hekimliği fakülteleri oldukça dikkat gerektiren ve stresli bir eğitime sahiptir . . artan stres öğrencinin performansının azalması ile sonuçlanmakla beraber yüksek seviyelerde stres çeşitli fiziksel ve psikolojik şikayetlere yol açmaktadır . . bu araştırmada diş hekimliği fakültesi öğrencilerinin sosyal ve psikolojik özelliklerinin eğitim süreciyle ilişkisini değerlendirmek ve bu özelliklerin öğrenciler üzerine yarattığı stresi incelemek amaçlanmıştır . soruluk anket diş hekimliği öğrencileri tarafından algılanan hissedilen stresi araştırmak amacı ile yapılmıştır . tablo şekil kaldığı yeri çalışmak için uygun bulan ve bulmayan öğrencilerin stres seviyesinin dağılımı istatistiksel olarak incelendiğinde aşırı stresli ve son derece stresli gruplar ile stressiz gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanırken diğer gruplar arasında bir farklılık bulunmamıştır . kişisel faktörleri incelediğimizde öğrencilerin . ü azalan tatilleri stressiz . ü biraz stresli . ü orta stresli . ü çok stresli . sison derece stresli ve . si aşırı stresli bulmaktadır . azalan tatillerin öğrencilere göre stres dağılımı dağılımları istatistiksel olarak incelendiğinde aşırı stresli ile stressiz gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanırken diğer gruplar öğrencilerin . si rahatlama için yeterli zaman bulabilmeyi stressiz . i biraz stresli . ü orta stresli . sı çok stresli sı son derece stresli ve i aşırı stresli bulmaktadır . rahatlama için zamanı yetersiz bulan öğrencilerin stres seviyesinin dağılımı istatistiksel olarak incelendiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak bir farklılık bulunmamıştır . öğrencilerin ü derste ve klinikteki geç bitiş saatlerini stressiz si biraz stresli . i orta stresli . si çok stresli . i son derece stresli ve . si aşırı stresli bulmaktadır . . bu da ülkenin sıcakkanlı ilişkilere sahip olduğunun bir göstergesidir . ankette eğitim öğretim programının doluluğu ve klinik çalışma yoğunluğu tatillerin azalmasına neden olmaktadır ve fakültemiz öğrencilerinden . sinin de azalan tatilleri aşırı stresli bulduğu saptanmıştır . anket sonuçlarına baktığımız zaman ailesi ile kalanların oranı kalmayanların oranı ise dir . bu bölümde çalışma grupları içinde öğretim üye ve yardımcıları ile aynı eğitim ortamının paylaşılmasını öğrencilerin çok stresli olarak değerlendirmiştir . buna ek olarak . si de derslerde ve klinikteki geç bitiş saatlerini aşırı stresli olarak değerlendirmiştir . sınavlar bilgimizi değerlendiren en önemli kriterdir ve yaptığımız ankette öğrencilerimizin unun sınavları ünün not için rekabeti ve . ininde bir derste veya eğitim yılında başarısız olmayı aşırı stresli bulduğunu görmekteyiz . sınıflar arasında da sınavlar stresli olarak değerlendirilmiş ve en yüksek skorları almışlardır . sınıf öğrencilerinin . ünün klinik gözlemi stressiz bulduğunu görmekteyiz . bunda bir takım şeyleri görerek ve izleyerek öğrenmenin öneminin payı büyüktür .
522
63
Avrupa Birliği Eğitim Programlarından Erasmus Programına Katılan Akademisyenlerin İzlenimleri
bu çalışmanın amacı cumhuriyet üniversitesinde avrupa birliği eğitim programlarından erasmus a katılan öğretim elemanlarının izlenimlerini ortaya koymaktır . bu çalışmayla öğretim elemanlarının bu programlara katılma nedenleri katılım sürecinde yaşadıkları sorunlar kendi algılarına göre elde ettikleri kazanımlar ve ülkemiz ile ev sahibi ülkelerin eğitim sistemleri arasındaki farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır . çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır . veriler araştırmacı tarafından hazırlanan görüşme formları aracılığıyla yılları arasında erasmus programına katılan öğretim elemanıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla ve cumhuriyet üniversitesi dış ilişkiler biriminin sağladığı dokümanların analizinden elde edilmiştir . veriler içerik analizi tekniği ile analiz edilerek yorumlanmıştır . elde edilen bulgular katılımcıların erasmus programında yer alma nedenleri bu süreçte yaşadıkları güçlükler kendi algılarına göre elde ettikleri kazanımlar ve bulundukları ülke ile ülkemiz yükseköğrenim sistemi arasında yaptıkları karşılaştırmalar çerçevesinde analiz edilerek alt başlıklar altında sunulmuştur . çalışmanın bulguları erasmus programının tüm katılımcılar için yararlı olduğunu ve avrupa birliği eğitim programlarının amaçlarına uygun olarak ileri düzeyde sonuçlar elde edildiğini ortaya koymuştur .
türkiye nin avrupa birliğine girme sürecine ilişkin tartışmalar ve adaylık süreci devam ederken türkiye bir süredir avrupa birliğinin düzenlediği birçok etkinlikte yer almaktadır . ayrıca birliğin en önemli hedeflerinden olan avrupalılık bilincinin ve ortak vatandaşlık duygusunun üye ülkelerin bireylerine kazandırılması eğitim yoluyla daha etkili gerçekleştirilebilir . bununla birlikte eğitim sisteminin yapısı ve uygulamaları birliğe üye ve aday olan ülkelerde farklılıklar göstermektedir . ab adaylığının onaylanmasının ardından türkiye söz konusu üç programa katılımı adaylık perspektifinde değerlendirerek ulusal program da kısa vadeli öncelikler kapsamına almıştır . türkiye eğitim programlarına katılım için öngörülen hazırlık süreci kapsamında yürütülecek çalışmalar ve finansmana ilişkin dört anlaşmayı aralık tarihinde ab komisyonu ile imzalamıştır . yılının mayıs ayında türkiye nin üç topluluk programına katılımı doğrultusundaki çalışmalar tamamlanmıştır . türkiye haziran ayının başından itibaren her üç programa dahil olmuştur . pilot uygulama yılı olan te türk üniversitesi giden ve gelen öğrenci ile ilk değişim deneyimini yaşamıştır . araştırmada nitel çalışmalar için uygun olan amaçlı örneklem yöntemi kullanılmıştır . doküman incelemesine alınan belgeler arasında programa katılan bireylerle ilgili hazırlanan dosyalar ev sahibi ülkenin ilgili birimlerince hazırlanmış raporlar ve cumhuriyet üniversitesi dış ilişkiler birimi tarafından uygulanan değerlendirme formları bulunmaktadır . bu çalışma bir nitel durum çalışması olduğundan genelleme amacı taşımamaktadır . kat ılımcıların bazıları kendi g irişimleri ile bazıları ise arkadaş yönlendirmesi ile programa katıldıkla rını ifade etmişlerdir . katılımcıların çoğunluğu erasmus programına katılma amaç larını diğer ülkele rin eğ itim sistemle rin i görme k yeni ü lke ler görme k yeni kültürleri tanıma k yurt dışındaki üniversitelerin teknik donanımlarını görme k ola rak ifade et mişlerdir . erasmus programına katılan akademisyenlerin katılım amaç larını ve ka zanımların ı gösteren grafikler karşılaştırıldığ ında kazanımların daha fazla ifade edildiğ i açıkça görüleb ilir . bu nedenle farklı kü ltürle ri tanıd ıkla rına vurgu yapmış olab ilirler . onları burada uygulamaya çalışıyoruz . . eğ itim fakültesinden seçilen katılımc ılar ev sahibi ülkenin eğ itim ve öğretmen yetiştirme sistemle rin i görme olanağı buldukla rın ı belirt mişle rdir . oradaki akademik hayatı gördü m ço k da faydası oldu iyi oldu . ingiltere almanya ve fransa gibi gelişmiş gruba giren ülkeler bir yana bırakıldığında bizim eğitim sistemimiz daha iyi diyen katılımcıların çoğunluğu oluşturduğu görülmektedir . değişik zamanlarda birden fazla ülkede bulunmuş olan katılımcılar ülkemizin ve eğitim sistemimizin diğer birçok avrupa birliği üyesi ülkelerden daha iyi olduğunu vurgulamışlardır . ama oralarda öğrenci sayısı az olduğu için ve tabi avrupa birliğinden destek aldıkları için teknoloji ve fiziki bakımdan bazı üyeler daha iyi durumdalar görsellik ve uygulama ön planda orada . temel amacı avrupa düzeyinde ortak bir yükseköğretim alanı yaratmak olan bu programlar katılımcılara birçok bakımdan önemli kazanımlar sağlamaktadır . bu duruma yol açan en önemli neden öğrenci sayılarındaki fark olabilir .
522
151
DOĞRUSAL PROGRAMLAMA YÖNTEMLERİ KULLANILARAK KÜÇÜK İŞLETMELERDEKİ KAR PAYLARININ ARTIRILMASI: MERT CAM ÖRNEĞİ
doğrusal programlama yöntemleri endüstrideki üretim modellerinin gelişmesiyle birlikte oluşan yüksek veri kümelerinin anlamlandırılması amacıyla kullanılmaktadır . özellikle otomasyon sistemlerine sahip olan büyük firmaların temel amaçlarından biri bu devasa veri havuzundan en anlamlı sonuçları çıkartarak karar verme süreçlerinde etkin bir şekilde kullanabilmektir . bununla birlikte özellikle imalat yapmayan sadece hazır malzeme kullanarak üretim yapan küçük ölçekli firmaların temel amacı üretimdeki maliyetleri asgari seviyeye indirmek ve buna karşılık kar payını en üst seviyeye çekmektir . günümüz ekonomik şartlarından dolayı fire oranını azaltmayı amaçlayan bu işlem bu tür firmaların mali açıdan ayakta durmaları için hayati önem taşımaktadır . bu kapsamda yapılan çalışma ile cam kesim işletmesi olan mert cam firmasına ait veriler kullanılarak işletmenin cam kesimi sırasında oluşan fire oranları doğrusal programlama yöntemleri kullanılarak en aza indirgenmesi hedeflenmektedir .
. yüzyılda başlayan endüstri devrimi ile birlikte üretim sektöründe hızlı bir makineleşme sürecine girilmiştir . günümüz işletmelerine bakıldığında sadece üretim yapan şirketler yer almamaktadır . bu doğrusal probleme en uygun bilimsel çözüm tekniklerinin başında doğrusal programlama yöntemi gelmektedir . doğrusal programlama işletmelere ait girdilerin çıktılara olana etkisini doğrusal bir matematiksel modelle ifade edilmesidir . yöneylem araştırması işletmelerin yönetimi esnasında kullanılan bilimsel bir karar verme yöntemidir . yöneylem araştırması işletmelerde karşılaşılan problemleri oluşturduğu sistem dahilinde bir bütün olarak ele alır . george dantzig in geliştirmiş olduğu simpleks algoritmasını işletmedeki problemlere uygulaması bu alandaki ilk gerçek uygulama olmuştur . bilgisayar yazılımlarını gelişmesiyle birlikte simpleks algoritması işletmelerde sadece dağıtım problemlerinde değil işletmenin her aşamasındaki karar verme mekanizmalarında kullanılmaya başlanmıştır . doğrusal programlamanın asıl konusu eldeki mevcut olan kısıtlı kaynakların en yüksek verimle nasıl kullanılacağını belirlemektir . kaynakların kısıtlı olması üretim aşamasında hangi oranda kullanılacaklarını önemli hale getirmektedir . kısıtlı kaynakları optimal şekilde dağıtarak elde edilecek karı maksimum yapmak yada oluşacak maliyeti minumum düzeyde tutmak için doğrusal programlama yöntemlerinden faydalanılmaktadır . bir işletmenin karşılaştığı problemlere doğrusal programla yöntemleri ile çözüm bulabilmek için öncelikle probleme ait matematiksel bir denklem oluşturmak gerekir . bu matematiksel modeller oluşturulurken aşağıda belirtilen dört unsuru içerisinde bulundurmalıdır karar değişkenleri amaç fonksiyonu kısıtlayıcılar parametreler doğrusal programlama modellerinin çözümünde yaygın olarak iki metot kullanılmaktadır . değişken sayısı ikiden fazla olduğunda çözüm için simpleks metot kullanılmaktadır . bu özelliğinden dolayı simpleks algoritması olarak da adlandırılmaktır . duyarlılık analizi probleme ait en uygun çözümdeki parametrelerde değişiklik yapılıp yapılamayacağını belirlemek için uygulanır . bu çalışmada elazığ sanayi bölgesinde bulunan pimapen cam üreten firmanın verileri kullanılarak oluşturulmuştur . firma cam kesimi için cm boyutunda kalıp cam tabakası kullanmaktadır . bu cam kalıp ile boyutlarında kesim yapılmaktadır . oluşturulan doğrusal programlama modeli lingo . programında çözümlenerek tablo deki sonuçlar elde edilmiştir . işletmenin üretim politikası gelen siparişlere göre belirlenmektedir . bu kapsamda oluşturulan model lingo . programı kullanılarak çözüldüğünde en uygun sonuçlar bulunmuştur . işletme açısından bakıldığında en az kayıpla üretim yapabilmesi için x bileşeni içerisinde yer alan ürün çeşitlerinden adet x bileşeni içerisindeki ürün çeşitlerinden ve x dan adet üretim yapması gerekmektedir . elde edilen sonuçlara bakıldığında fire oranını düşürebilmek için ürünlere ait alt limit değerlerinde üretilmesi gerekmektedir . eğer alt limit değerleri kullanılmasaydı bazı ürünlerden hiç üretilmemesi gerekirdi .
369
120
İBN HALDÛN VE TOPLUM SÖZLEŞMESİ TEORİSYENLERİNİN TOPLUM VARLIĞINA DAİR MÜLÂHAZALARININ MUKÂYESESİ
modernliğin başında batı dünyası insanın ilk olarak doğal durum da bulunduğunu varsaymıştır . doğal durumda bulunan insan doğal hak ka sahiptir . insanların çıkarlarından dolayı kendi iradeleri ile doğal durumdayken sözleşme yapıp toplum haline geçtikleri varsayılmıştır . bu durumu savunan teoriler toplum sözleşmesi kuramları olarak adlandırılmışlardır . toplum sözleşmesi teorisyenleri doğal durumda bulunan insanın toplumsal bir düzene niçin geçtiğine yönelik birbirinden farklı izahlarda bulunmuşlardır . klasik islam düşünürleri ise genelde insanın allah tarafından yaratılışı fıtratı gereği tüm ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacağından insanların toplum halinde yaşamak zorunda olduklarını ifade etmişlerdir . bu manada insan belli bir toplum içerisinde hayata gelir ve yine toplum içinde hayatını idame ettirir . tarihi toplumsal varlık alanını inceleme konusu yapan klasik islam düşünürlerinden ibn haldûn mukaddime isimli eserinde klasik metafizikten hareketle toplum metafiziği ni kendine mevzu edinir . ilm i umran diye yeni bir disiplin meydana getiren ibn haldûn söz konusu ilim çerçevesinde toplumun zorunluluğuna dair açıklamalarda bulunur . ideolojik sınıflar cemaat din aile ve aşiret gibi birliktelikleri ibn haldûn asabiyet kavramıyla açıklar ve akabinde asabiyetin mülke matuf olduğunu vurgular . buradan hareketle de mülk teorisi ni geliştirir . bu makalede kısaca doğal hak toplum sözleşmesi umran asabiyet ve mülk teorilerine değinildikten sonra ibn haldûn ve toplum sözleşmesi teorisyenlerinin toplum varlığına dair teorilerinin farklı ve müşterek noktaları üzerinden söz konusu nazariyeler mukayese edilmiştir .
batı dünyasında fertlerin nasıl olup da bir araya gelip toplumu oluşturdukları ile ilgili göze çarpan en önemli rasyonel cevaplardan biri toplum sözleşmesi kuramı olmuştur . doğal hukuk düşüncesinde doğa ve hukuk kavramlarına evrensel bir anlam yüklenir . rousseau nun tanımladığı doğal insan toplumsal olmadığından yalnız yaşar ve hemcinsleri ile herhangi bir ilişkiye girmez . fakat bu şartlarda insanların sahip olduğu hakların ve ödevlerin nerede başlayıp nerede bittiği muğlak kalmaktadır . eğer iki adam her ikisinin bir anda elde edemeyecekleri aynı şeyi istiyorlarsa birbirine düşman olur ve birbirini yok etmeye çalışırlar . devletin doğuşunun zayıflara yeni bağlar zenginlere ise yeni güçler kattığını düşünür . çünkü o zamana kadar güvenlik içinde yasadıysa bu koşulun gölgesinde yaşamıştır ve artık yasamı yalnız doğanın bir nimeti değil devletin koşullu bir armağanıdır . bu nedenle aidiyet veya kimlik kabaca bir veya birden fazla kişinin bir araya gelerek bir veya birçok konuda gerçekten veya fiktif uzlaşması değil fertlerin fertleri aşan daha üst bir şey ile müşterek bir cihetten irtibat kurmaları dır . abbasi halifesi me mun döneminde kindi koordinatörlüğünde yapılan çevirilerle islam dünyasına intikal eden ve yaygınlaşan felsefi ilimler eflatun dan itibaren teorik ve pratik olmak üzere iki gruba ayrılmıştır . varlığı vasıtasız bir şekilde varlık olarak değil var olması bakımından söz konusu etmesi cihetinden metafizik de mevlana celaleddin ve molla fenari gibi birçok büyük düşünür de metafiziği nihailik açısından yeterince şümullü ve esaslı olarak kabul etmemelerine rağmen insan bilgisinin kendisi cihetten ari olamayacağı için soracağı bütün soruların ve dolayısı ile cevaplarının da mutlak olamayacağı dikkate alındığında nihai olmamakla birlikte düşüncenin zorunlu bir aşaması olarak önemli ve değerli görmüşlerdir . tahkik tek tek görüşlerin aslının ve dayanaklarının araştırılması anlamında yaygın şekilde kullanılmasına rağmen özellikle de maveraünnehir bölgesinde yaşamış olan bir grup alimin eserlerinde bir düşünme tarzının metodik hususiyeti haline gelmiştir . bu ontolojinin bir varlık alanını tarihi toplumsal varlık alanını inceleme mevzusu yapmasıyla var olmak bakımından var olan ı ele alan ontolojiden ayrılır . insan tabiatı gereği insanlarla karışmak işlerinin yürümesinde bazılarına yardım etmek ve bazılarından yardım görmek ihtiyacını duyar . bedeviler sürekli göçebe halinde yaşadıkları için kendilerini ancak kendileri koruyabilirler . hadari toplumlarda nesep asabiyetin zayıflarken sebep asabiyeti kuvvetlenir . tanrı nın hüküm ve kanunlarını amelde uygulayan ve tanrı nın yeryüzündeki naibidir . her varlık gibi mülk de kendi tabiatında olanı gerçekleştirir . mülkü elinde bulunduran iktidar sahipleri var olan istikrarı korumak isterler . bu durumda sözleşmelerin kendileri kalıcı ve evrensel olurken sözleşme metninin içeriği bulunulan bağlama göre değişebileceği vurgulamaktadır . ibn haldûn un topluma dair görüşleri ile toplum sözleşmesi teorisyenlerinin fikirleri arasında birçok farklılıklar olduğu görülmektedir . ibn haldûn topluma dair açıklamalarda bulunurken hem inancı gereği dini göz önünde bulundurur hem de insanı mutlak manada şehvetten veya mükemmellikten ibaret görmez . ibn haldûn a göre insan hem nefsi hem de vicdani duygulara sahip bir varlıktır . batılı düşünürler doğal durumdan söz ederken ferdi tek başına ele almaktadırlar . bu yüzden adada kendisine toplumda aldığı tecrübelerin yansıması da görülmektedir . ama ibn haldûn u bu gibi düşünürlerden ayıran temel özellik toplumun niçin zorunlu olduğuna dair yaptığı sistematik ve metodolojik açıklamalardır . bu anlamda ibn haldûn islam dinin temel öğretilerinden olan diğer teolojik anlayışlardan farklı kısmı olan tanrı nın müdahalesini görmezlikten gelmez . ibn haldûn ve toplum sözleşmesi teorisyenlerinin ileri sürdükleri iddialar sosyal bilimlerde tartışılmaya devam edilmektedir . ayrıca sosyoloji ekonomi siyaset gibi birçok disiplinin toplum ile olan ilişkisidüşünüldüğünde topluma yönelik açıklamaların ehemmiyeti daha fazla anlaşılabilmektedir .
524
200
Farklı sulama suyu tuzluluk seviyelerinin keten (Linum usitatissimum L.)‟inçimlenme ve erken fide gelişimi üzerine etkisi
bu çalışmada farklı sulama suyu tuzluluk düzeylerinin ds m keten tohumlarının çimlenme hızı çimlenme oranı sürgün ve kök uzunlukları sürgün yaş ve kuru ağırlığı kök yaş ve kuru ağırlığı üzerine etkileri incelenmiştir . araştırma sonuçlarından tohum çimlenme hızı çimlenme oranı ve tuz toleransı indeksi değerlerinin sırasıyla . . . . . . arasında değiştiği tespit edilmiştir . tuzluluğu ds m olan çimlenme ortamında incelenen tüm gelişim parametrelerinin en iyi değere ulaştığı ve tuzluluk düzeyinin ds m den yüksek olduğu koşullarda ise tohum çimlenmesi ve erken fide gelişim parametrelerinin olumsuz yönde etkilendiği belirlenmiştir . bununla birlikte araştırma sonucu incelenen bütün parametreler dikkate alındığında kurak ve yarı kurak bölgelerde ds m tuzluluk düzeyine kadar olan suların ketenin çimlenme ve erken fide gelişim dönemlerinde kullanılabileceği tespit edilmiştir .
son yıllarda dünyamızın karşı karşıya olduğu küresel ısınma sorununun en belirgin etkisi yağış miktarlarındaki düzensizlikler ile kendini göstermektedir . dünya genelinde milyon hektar alanda tuzluluk sorunu bulunmaktadır . ülkemizde sulanan alanların yaklaşık . i tuzluluktan etkilenmektedir tuzluluk düzeyinin dsm den daha fazla artması yemlik sorgum çeşitlerinin çimlenme oranlarında önemli derecede azalmaların gerçekleştiğini ve tuzluluğun artmasıyla birlikte bazı sorgum çeşitlerinin kök ve gövde uzunluklarının da azaldığını belirlemişlerdir . farklı nacı dozlarının farklı kışlık kolza çeşitlerinin çimlenmesi üzerine etkilerini belirlemek için yaptıkları çalışmada kışlık kolza çeşitlerinin çimlenme oranı bakımından mm nacı dozuna kadar tolerans gösterebilmiş bu düzeyden sonra tuz stresi arttıkça çimlenme oranında önemli azalmalarının meydana geldiğini egc çeşidinin tuz stresine diğer kışlık kolza çeşitlerine göre daha toleranslı olduğunu belirtmişlerdir . bütün teşvik unsurlarına rağmen arzu edilen üretim hedefine ulaşılamamaktadır . sürgün ve kök kuru ağırlıklarını belirlemek için sürgün ve kökler kurutma dolabında c de saat kurutulduktan sonra hassas terazide tartılmış ve ağırlıkları mg olarak kaydedilmiştir . farklı tuzluluk düzeylerine göre keten tohumlarının tuz toleransı indeksi nin belirlenmesinde aşağıdaki eşitlik kullanılmıştır dsm ile ds m tuzluluk düzeyleri arasında çimlenme oranı bakımından . lik fark olmasına karşın kontrol ile dsm tuzluluk düzeyi arasında . luk bir farklılığın olduğu belirlenmiştir . çimlenme ortamında düşük düzeyde bulunan na cl ve diğer çözülebilir tuz iyonları toksik etki oluşturmadan çimlenmeyi teşvik etmektedir de yapmış oldukları çalışmada tritikalede tuz konsantrasyonunun artmasıyla tuz toleransı indekslerinin azaldığını belirlenmişlerdir . farklı sulama suyu tuzluluğunda sürgün uzunluklarındaki değişimin . ile . cm arasında olduğu belirlenmiştir . ketende yaptıkları araştırmalarda kök uzunluğunun tuz stresine bağlı olarak azaldığını belirlemişlerdir . çizelge te farklı tuz seviyelerindeki keten fide gelişim parametreleri arasındaki ilişkiler verilmiştir . farklı sulama suyu tuzluluk seviyesine sahip ortamların ketenin çimlenme ve fide gelişim parametreleri üzerine olan etkilerinin incelendiği bu araştırmada en yüksek çimlenme oranı ve tuz toleransı indeksi değerleri sırasıyla . ve . ile ds m tuzluluk seviyesinden elde edilmiştir . tuz içeriğinin ds m düzeyine kadar arttırılmasının çimlenme hızında istatistiksel olarak önemli farklılık oluşturmadığı bununla birlikte en yüksek fide gelişim parametrelerinin dsm tuzluluk düzeyinde olduğu belirlenmiştir . kontrollü şartlar altında elde edilen bu sonuçların daha uzun süreli ve kapsamlı tarla denemeleri ile desteklenmesi ayrıca farklı sulama suyu tuzluluk seviyelerinin ülkemizin bitkisel yağ açığını azaltma bakımından potansiyel öneme sahip olan keten bitkisinin verim ve verim unsurları ile yağ içeriği ve diğer teknolojik parametreleri üzerindeki etkilerinin de araştırılması gerekmektedir .
568
133
UYGUR TÜRKLERİNİN İNANÇ VE UYGULAMALARINDA TOPRAK
hun ve köktürklerin kültür mirasını devam ettiren uygurlar tam olarak yerleşik hayata geçmiş ilk türk boyudur . orta asya türk tarihi bakımından devlet olarak gerek yaşadıkları dönemde gerekse de yıkılışlarından sonra çok uzun süre kültürlerini yaşatabilmişlerdir . özellikle bıraktıkları yazılı belgeler eski türk kültürünü anlama noktasında oldukça önemlidir . uzun bir kültürel geçmişe sahip olan uygurların inanç ve uygulamalarındaki zengin çeşitliliği görmek mümkündür . tabiata ilişkin önemli bir unsur olan toprak diğer türk boylarında olduğu gibi uygurlar arasında da kültleşmiş durumdadır . toprak uygurların köken ve türeyiş mitlerinde destan efsane halk hikayesi atasözü gibi sözlü edebiyat ürünlerinde halk hekimliği gibi sağaltma uygulamalarında yer almıştır . bu durum uygurların yaşamında toprağın konumunu ve üstlendiği işlevleri tespit etmeyi gerekli kılmaktadır . uygur türklerinde toprak kültünün ele aldığı bu çalışmada yapısal ve işlevsel yaklaşım çerçevesinde bir değerlendirme yapılmıştır . bu kapsamda ilk olarak uygur türklerinin yaratılış ve türeyiş mitleri ile inanç ve uygulamalarında yer alan toprak yapı ve işlevleri bağlamında değerlendirilip sözlü edebiyat ürünlerine yansımaları tespit edilmiştir . böylece uygurlarda toprağa ilişkin inançlar ile toprağın uygurların sosyal ve kültürel yaşamındaki işlevleri ortaya konulmuştur .
türk kültüründe toprak genellikle ana kavramıyla özdeşleşmiştir . türk kültür tarihinde tarımın ilk gelişimi uygurlar ile başlatılmaktadır . türk kültüründe ve daha özelde uygurlarda toprağa ilişkin inanç ve uygulamaları değerlendirebilmek için toprağın türk mitlerindeki yerine değinmek gerekmektedir . eski türk dinini tabiat kuvvetlerine inanma gök tanrı ve atalar kültü olmak üzere üç noktada toplayan kafesoğlu na göre eski türkler tabiatta birtakım gizli güçlerin olduğuna inanıyordu . uygur türkçesinde yer kelimesinin toprak ve vatan anlamları vardır . umay ilahe ile ilgili bir efsanede yer ve gök arasındaki orta dünyada yaşayan umay ın toprak ve su veren baht ilahı olduğu anlatılır . bununla birlikte vatanla ilişkili yer suya dahil olan dağların birinci ve ikinci köktürk dönemlerinde kağanlara kut vermesi muhtemelen uygurlar arasında umay ın toprak ve su veren baht ilahı olarak kabul edilmesinin en arkaik biçimidir . uygurların türeyiş ve göçleri ile ilgili çin kaynaklarında yer alan bir efsanede iki kutsal dağdan bahsedilmektedir . hanları ölen ve yerine gelen yöneticileri de ölen uygur halkı fakirleşmeye başlar . evrenin yaratılış düşüncesinde toprak yer almakla birlikte maden unsurunun olmaması zaman ve mekan değişimi ile birlikte güçlü unsurların hayatta kalması zayıf olanlarının ise unutulması veya şekil değiştirmesi olarak açıklanabilir . bu bileşenlerden biri olup araştırmamıza konu olan toprak ise tüm canlıların temel geçim kaynağı olduğu için başlangıçtan beri insan zihnini meşgul etmiş kozmogoni ve antropogoni mitlerine konu olmuştur . bu tabulaşmalarda görülen en net biçimlerden birisi insan ile özdeşleşmedir . benzer şekilde altay halkları arasında da yeryüzünün otları yolunduğunda onun saç veya sakalı yolunan bir insan gibi acı çekeceğine inanılması ve bu yüzden söz konusu davranışın günah sayılması aynı mitik düşüncelerin bir sonucu olarak değerlendirilebilir . çinlilerce she olarak adlandırılan bu festivalde toprağa kurban sunulurdu . ancak bu değişim ve dönüşümler toprağa ilişkin eski inanç kalıntılarını ortadan kaldırmamış şekil değiştirerek yaşamalarını beraberinde getirmiştir . gerek uygurlarda gerekse diğer kültürlerde neredeyse evrensel bir niteliğe sahip olan toprak zaman zaman şifa nesnesine dönüşmüştür . bu davranışın arka planında büyük ihtimalle yer ve su inancı ile birleşen ata ruhlarının mekanı vatan ve vatan toprağı düşüncesi bulunmaktadır . doğum evlenme ve ölüm olarak adlandırılan her bir eşiğin geçilmesi için belli bazı uygulamaların yapılması gerekmektedir . verilen örneklerde görülebileceği gibi uygurlar arasında velilere dua edip onların kabrinden toprak yeme oldukça yaygın bir uygulamadır . günümüzde tibet budizm ine inanan türk tibet ve çinli ilişkilerini günümüze kadar devam ettiren tek türk boyu olan sarı uygur türklerinin evlenme adetlerinde eski türk inanç sistemine ait bazı inanç ve uygulamaların yaşatıldığı görülmektedir . ölüyü ziyaret eden akrabalar ise bunun üzerine su dökerler . toprağa ilişkin kültleşen inançların yöre halkı arasında değerli olarak kabul edilen kültürel kahramanlara veya atalara atfedildiği görülmektedir . kayseri de yaşayan uygurlar arasında ölüyü mezara koyduktan sonra kefenin üzerine cemaat tarafından toplanarak üç ihlas okunan toprak serpilir . insanoğlunun sosyal hayatına ilişkin maddi unsurların işlevlerinin yanı sıra bunlar etrafından şekillenen inançlar söz konusudur . uygurların yerleşik hayata geçişi konar göçer atalardan miras kalan toprakla ilgili inançlarda bir dizi değişimi beraberinde getirmiştir .
486
171
Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi tarım topraklarının temel verimlilik düzeyleri ve alansal dağılımları
bu araştırma orta ve doğu karadeniz bölgesi tarım topraklarının temel verimlilik özelliklerinibelirlemek ve coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak toprak dağılım haritalarını oluşturmak amacıylayürütülmüştür . araştırma kapsamında tarım alanlarını temsil edecek şekilde . x . km gridaralıklarla cm toprak derinliğinden toplam adet toprak örneği alınmıştır . alınan toprakörneklerinde bünye ph elektriksel iletkenlik kireç organik madde alınabilir fosfor ve ekstrakte edilebilir potasyum analizleri yapılmıştır . toprak analiz sonuçları belli kriterlere göresınıflandırılarak besin maddelerinin eksiklik yeterlilik veya fazlalık seviyeleri belirlenmiştir . toprak parametrelerinin sınıflandırılmasından sonra coğrafi bilgi sistemleri kapsamında veritabanı oluşturularak toprak verimlilik haritaları üretilmiştir . araştırma sonucuna göre orta ve doğukaradeniz bölgesi tarım arazileri toprakları genel gruplamaya göre büyük çoğunluğu tınlı topraklar olup ph değerleri çok değişkenlik göstermektedir . toprakların organik madde bakımından büyük bir çoğunluğu orta iyi yüksek düzeyde tuzsuz ve . i az kireçli olduğu tespit edilmiştir . bölge topraklarının . ünde fosfor noksanlığı görülürken toprakların . inde ekstrakte edilebilir potasyumun yeterli olduğu belirlenmiştir .
oluşumu binlerce yıl süren tarım toprakları üretilemeyen ve yenilenmesi nerdeyse mümkün olmayan tek kaynaktır . günümüzde bir çok kurum ve kuruluşların hala daha başvurduğu temel kaynak niteliğindeki tovep çalışmalarından itibaren bugüne dek türkiye topraklarının taranması ve tanımlanması kapsamında gerek ülkesel ölçekte ve gerekse bölgesel bazda geniş ölçekli ve yeni teknolojilerin kullanıldığı bir çalışma bulunmamaktadır . ülke genelinde yapılan diğer bir çok araştırmalarla kullanılmış ve istenilen değişkenlere ait haritalar üretilebileceği belirlenmiştir . toprak örneklerinin kum kil ve silt yüzdeleri bouyoucos hidrometre yöntemiyle toprak reaksiyonu hazırlanan saturasyon çamurunda cam elektrotlu ph metre ile ölçülerek asit karakterli topraklardan alınan örneklerin ph analizi ise . luk toprak su çözeltisi kullanılarak tayin edilmiştir . toprakların elektriksel iletkenlik değerleri saturasyon çamurundan çıkartılan ekstrakta kondaktivite cihazı ile ölçülmesiyle kireç içerikleri scheibler kalsimetresi ile volümetrik metotla organik madde modifiye walkley black yaş yakma yöntemiyle tespit edilmiştir . alkalin ve nötr karakterli toprakların alınabilir p içerikleri olsen yöntemine göre dağılım haritaları ise şekil de sunulmuştur . wilding ve mulla ve mc bratney toprak özelliklerindeki değişimlerin açıklanmasında önemli bir gösterge olarak kabul edilen değişkenlik katsayısını aldığı değerlere göre düşük orta ve yüksek olarak sınıflandırmaktadırlar . . . . . . . . . . . . . . ve . . olduğu belirlenmiştir . yılları arasında yürütülen tovep çalışması raporlarına göre giresun trabzon rize ve artvin illerinde kuvvetli asit ile hafif asit arasında değişen toprakların toplam oranı sırasıyla ve iken bu araştırma sonuçlarında adı geçen ph aralığındaki toprak örneklerinin oranı sırasıyla ve olarak tespit edilmiştir . ordu yöresinde fındık alanlarında yapılan bir çalışmada e göre yapılan sınıflandırma sonucunda toprakların . sinin çok az ve az . sinin orta ve . inin ise iyi ve yüksek düzeyde organik madde içerdiği görülmüştür . bu durum her ne kadar fosforlu gübre uygulaması yapılsa bile büyük çoğunluğunu eğimli arazilerin oluşturduğu fındık bahçelerinde eğim ve buna bağlı olarak toprak derinliğinin az oluşu nedeniyle uygulanan gübrenin toprak altına verilememesi toprağa karıştırılmadan yüzeye verilen fosforlu gübrelerin de yüzeyden kolayca akıp gitmesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır . nitekim bu araştırma bulguları incelendiğinde özellikle giresun ve rize illeri tarım topraklarının sırasıyla ve oranlarında hafif ve orta bünyeli oldukları görülmüştür . incelenen toprakların . inde organik madde iyi ve yüksek düzeyde . ünde alınabilir fosforun yetersiz olduğu saptanmıştır . toprakların ekstrakte edilebilir potasyum değerlerinin ise çok düşük ile çok yüksek düzeyler arasında dağılım gösterdiği belirlenmiştir . bu araştırma sonucunda elde edilen veriler bölgede yetiştirilen bitki gruplarına göre üretim sistemlerinin düzenlenmesine ve dolayısıyla tarımsal sistemlerin planlanmasına katkı sağlayacaktır . bu bağlamda bu araştırma sonuçları mevcut bilgilerin geliştirilmesine katkı sağlayacak önemli bir ar ge niteliği taşımaktadır .
608
144
Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinde Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi
bu araştırma ile yıllarında siirt ekolojik koşullarında yürütülmüştür . araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre tekerrürlü olarak kurulmuştur . bu araştırmada arpa çeşidi kullanılmıştır . araştırmada başaklanma süresi bitki boyu yatma oranı m de başak sayısı başak uzunluğu bin tane ağırlığı başakta tohum sayısı tane verimi hektolitre ağırlığı ve ham protein oranı değerleri belirlenmiştir . çalışmanın sonunda elde edilen iki yıllık sonuçlara göre arpa çeşitlerinin tane verimi . . kg da arasında değişirken protein oranı . ile . arasında değişmiştir . en yüksek tane verimi tarm ve samyeli çeşitlerinden elde edilmiştir .
arpa önemli bir endüstriyel ham madde ve hayvancılık acısından değerli bir yem kaynağıdır . özellikle tanede bulunan ve besin lif olarak kullanılan yüksek β glukan içeriğine sahiptir ise önder arpa çeşidinde tespit edilmiştir . araştırma sonunda arpa çeşitlerine ait bitki boyu değerleri çizelge te verilmiştir . en yüksek yatma oranı boylarının uzun olmasından dolayı altıkat ve samyeli çeşitlerinde görülmüştür . benzer bir çalışmada trakya bölgesi nde arpa için bitki boyu özelliğinin çok önemli olduğu ve özellikle cm den sonra yatma oranın artığı görülmüştür . yıllar itibari ile fazla yağışın görüldüğü yıllarda yatmaya dayanıklı çeşitlerde bir verim artışı görülmüştür birinci yıla göre daha yüksek olmuştur . yıllar itibari ile en yüksek ortalama m de başak sayısı samyeli ve tarm çeşitlerinden elde edilmiştir . buna neden olarak da yetişme periyodunun kısalması metrekarede başak sayısının azalmasına neden olmuştur . ülker ve sönmez çevresel faktörlerin etkisi altındadır . başakta tane sayısı bakımından çeşitler arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak düzeyinde önemli bulunmuştur . araştırma sonuçlarına göre başaktaki tane sayısı yıllar itibari ile istatistiksel olarak önemli olmamıştır . arpa çeşitleri arasında en yüksek bin tane ağırlığı tarm ve önder çeşitlerinden elde edilmiştir . yıllar itibari ile tane verimleri incelendiğinde araştırmanın ikinci yılında elde edilen tane verimi . kg da ilk yıl ise daha düşük . kg da olarak elde edilmiştir . araştırmada elde edilen tane verimleri sonuçlarına göre en yüksek verimin elde edildiği tarm ve samyeli çeşitlerinin bölgede başarılı bir şekilde yetiştirilebileceği görülmüştür . araştırma sonunda elde edilen verilere göre hektolitre ağırlığı bakımından çeşitler yıl ve çeşit x yıl interaksiyonları arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur . yıllar itibari ile protein oranı ise ilk yıl . ikinci yıl ise . oranında gerçekleşmiştir . bu araştırmada yetiştiricilik açısından en belirleyici karakter tane verimi olup en yüksek ortalamyüksek ortalamalar tarmalar tarm ve samyeli çeşitlerinden elde edilmiştir . böylece üstün genotiplerin de bölgede denenmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur .
403
94
Çocuk Nöroloji Hastalarının Aşılanma Durumu ve Etkileyen Faktörler
çalışmanın amacı çocuk nöroloji hastalarının aşılanma durumlarını ve etkileyen faktörleri belirlemektir . erciyes üniversitesi çocuk hastanesi çocuk nörolojisi kliniğinde izlenen ocak ocak tarihleri arasındaki takiplerinde çalışmaya katılmayı kabul eden hastalar ve aileleri çalışmaya dahil edildi . ailelere çocuklarının yaşı tanı yaşı cinsiyeti anne yaşı ve anne eğitim düzeyleri aşılarının tam olup olmadığı eksik aşılı olma nedenleri aşı sonrası istenmeyen etki nedeniyle acil servis başvuruları olup olmadığı ve mevsimsel influenza aşısı ile aşılanma durumlarını araştıran bir anket formu uygulandı . çalışmaya yaş ortalaması . yıl olan si erkek hasta dahil edildi . annelerin yaş ortalaması yıldı ve sinin ilkokul mezunu olduğu tespit edildi . çalışmaya dahil edilen hastaların i epilepsi tanısı ile izleniyordu . hastaların sinin nörolojik hastalığı nedeniyle aşılarına ara verildiği ve inin halen eksik aşılı olduğu tespit edildi . aşıları eksik olan nöroloji ha talarının yaş ve tanı yaşı ortancası anne yaşı ortalamasının aşıları tam olanlara göre daha küçük olduğu tespit edildi . aşılarına ara verilen grupta asie nedeniyle acil servise başvuru oranı aşıları tam olan gruba göre daha yüksek bulundu . nörolojik hastalık nedeniyle aşılara ara verilmesinin en sık nedeni olarak hastanede çok sık veya uzun süreli yatışlar tespit edildi . çocuk nöroloji hastalarının sinin aynı yıl influenza aşısı ile aşılandığı saptandı . nörolojik problemlerin varlığı aşılamada aksamalara yol açan nedenlerden birisidir . bu nedenle gerek birinci basamakta gerekse de hastaların takip ve tedavilerinin yapıldığı merkezlerde her fırsatta hastaların aşılamalarının sorgulanması ve kaçırılmış fırsatların yerine getirilmesi gerçek dışı kontrendikasyonların önüne geçilmesi ve ailelerin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır . özellikle hastanede sık veya uzun süreli yatışları olan küçük yaşta olan ve asie ile karşılaşan hastaların değerlendirmelerine zen gösterilmelidir . ayrıca nöroloji hastalarında mevsimsel influenza aşısının kullanımı yaygınlaştırılmalıdır .
dünya genelinde yaklaşık olarak her beş çocuktan birinin aşısız ya da eksik aşılı olduğu tahmin edilmektedir . ülkemizde türkiye nüfus ve sağlık araştırması sonuçlarına göre aylık çocukların ünün tam aşılı olduğu kadarının hiç aşı olmadığı tespit edilmiştir . klinik takiplerinde çalışmaya katılmayı kabul eden hasta ve ailesine onamları alınarak bir anket formu uygulandı . çalışma erciyes üniversitesi tıp fakültesi klinik araştırmalar etik kurulu tarafından onaylandı . verilerin normal dağılıma uygunluğu kolmogorov smirnov testi ile değerlendirildi . hastaların bazı sosyodemografik özellikleri ve tanı grupları tablo ı de belirtilmiştir . ailelere aşı kartı sorulduğunda inin gösterebildiği saptandı ve aşılama bilgileri kartlarından kontrol edildi . aşılanma durumu bilinmeyen bir hasta dışında diğer olguların aşılarının nörolojik hastalık öncesi döneme kadar tam olduğu öğrenildi . hastaların sinin nörolojik hastalığı nedeniyle aşılarına ara verildiği ve inin çalışmaya dahil edildiğinde halen eksik aşılı olduğu tespit edildi . altı aydan büyük çocuklara mevsimsel influenza aşısı uygulanıp uygulanmadığı sorulduğunda aynı yıl hastaya mevsimsel influenza aşısı yapıldığı hastanın ise ailesinde en az bir kişiye mevsimsel influenza aşısı yapıldığı öğrenildi . türkiye de genişletilmiş bağışıklama programının hedefleri arasında her bir antijen için etkinliği korunmuş aşı ile ülke genelinde aşılama oranına ulaşmak ve devamlılığını sağlamak aylık bebeklerin ını tam aşılı hale getirmek beş yaş altı aşısız ya da eksik aşılı çocukları tespit edip aşılamak yer almaktadır . bu hedeflere ulaşmak için çocuk sağlığı ve hastalıkları ile uğraşan tüm sağlık çalışanlarının her fırsatta çocukların aşılanma durumunu sorgulamaları aşıların düzenli olarak zamanında uygulanmasını sağlamaları eksik ve kaçırılmış fırsatları yerine getirmeleri ve yanlış kontrendikasyonların önüne geçmeleri gerekmektedir . akut ya da kronik bir hastalık nedeni ile çoğunluklada gerçek dışı kontrendikasyon konulması eksik aşılı olmanın nedenlerinden birisidir . bu yazıda hastanemizde çocuk nöroloji bölümünde izlenmekte olan nöroloji hasta arının aşılanma durumu ve bu durumu etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır . ülkemizde özellikle çocuk nöroloji hastalarının dahil edildiği ve aşılanma durumlarının araştırıldığı başka bir çalışmaya rastlanmamıştır . kronik hastalığı olan çocuklarda hastalığın tanı ve tedavisi süresince koruyucu sağlık hizmetlerinin aksatılmamasına özen gösterilmelidir . eksik aşılı olma nedenlerinden ikincisi de hastayı izleyen doktorun aşılamayı ertelemiş olması olarak saptanmıştır . ilerleyici ya da akut ağır nörolojik hastalık veya şüphesi immünsüpresif tedaviler veya intravenöz immünoglobulin kullanımı gibi bazı aşıların ertelenmesini gerektiren durumlar sözkonusu ise aileye ayrıntılı bilgi verilmeli uygulanabilecek diğer aşılar aksatılmadan uygulanmalı ve ertelenmesi gereken aşılar uygun şartlar sağlandığında uygulanmalıdır . bu çalışmada nörolojik hastalığı nedeniyle aşılaması aksayan hastadan sinin hastalığın takibi ve tedavisi süresince eksik aşılarının tamamland ğı anlaşılmaktadır . her basamakta sağlık çalışanları bu konuyu öncelikle ele alırsa ve her fırsatta sorgularsa aşılanma oranları artacak ve kaçırılmış aşı fırsatlarının hemen tamamı yerine getirilecektir . eksik aşılı olan hastaların anne yaşlarının aşıları tam olan nöroloji hastalarına göre daha küçük olduğu ancak annelerin eğitim durumu açısından fark olmadığı tespit edilmiştir . acil servise başvuran hastanın sının karma aşı ve konjüge pnömokok aşılarının yapıldığı aylarda konvülziyon nedeniyle acile başvurduğu öğrenildi . bu hastalarda konvülziyon ateş ve aşının boğmaca bileşeni gibi nedenlere bağlı olabileceği gibi enfeksiyon gibi aşı dışı nedenlere de bağlı olabilir . bu hastalarda aşı dışında başka bir uyaranda ateş ya da enfeksiyon gibi kronik nörolojik disfonksiyonu tetikleyebilir . bu çalışmaya dahil edilen hastalarda influenza aşısı sonrası istenmeyen bir etkiye rastlanmamıştır ve gbs lu olgularda aşı ile ilişki saptanmamıştır .
523
272
UYGUR BASIN TARİHİ
ilk insandan günümüze kadar insanoğlu hep iletişim halindedir . hayatta kalabilmek için doğayla ailesiyle çevresiyle ve düşmanlarıyla sürekli iletişim kurmak zorundadır . bilgi çağı olarak adlandırdığımız günümüzde ise iletişimin ve kitle iletişim araçlarının önemi birçok alanda daha çok hissedilmektedir . dünyanın politik ekonomik ve sosyal değişimlerini kavramak ve takip edebilmek de iletişim sistemlerini kitle iletişim araçlarını ve bu araçların işlevini ve önemini anlamaktan geçmektedir . bu çalışmamızda türk topluluğunun ve coğrafyasının önemli bir parçası olan uygurlarda basımevi gazete dergi görsel medya işitsel medya ve internet yayıncılığının doğuşu ve gelişim süreci üzerinde durulmuştur . bu bağlamda doğu türkistan kitle iletişim araçlarının günümüzdeki mevcut durumu öz ve az ifadelerle anlatılmaya çalışılmıştır .
kadim türk tarihinin önemli parçalarından biri olan uygurlar şehir hayatına geçen ve islam dinini kabul eden ilk türk devleti olmasının yanı sıra türk tarihine sayısız kitabe yazıt ve kültürel eserler bırakmıştır . ilk basımevi yılında doktor unvanıyla gelen hanter ismindeki ingiliz papaz urumçi de bir kilise kurmuş ve bu kilisede ilk basımevini açmıştır . hatta hükümetin isteği üzerine kağıt para basma görevini de üstlenmiştir . hüseyniye basımevi temmuz tarihinde gulca ilinde hüseyin noruz yunusof tarafından hüseyniye basımevi kurulmuştur . bu basımevi özel sermaye ile kurulmuş olmasına rağmen hükümetle iş birliği yaparak yılına kadar bölgedeki ilkokul ders kitaplarını basmıştır . ilk gazete yılında kurulan kaşgar hanlığının lideri yakup beg in ekim de osmanlı padişahlarından sultan abdülaziz e biat etmesinden ta yılına kadar uygur bölgesinde ingiliz misyonerleri ve ruslar tarafından birçok kiliseler açılmış ve yarı resmi ya da gayri resmi basın yayım faaliyetleri yürütülmüştür gerçek anlamdaki gazete niteliğini taşıyan ilk gazete ise mart yılında gulca ilinde yayım hayatına başlayan ili baihua gazetesidir . mevcut hükümetin sözcüsü olarak bilinen gazete yurt içinde uygurca moğolca mançuca ve çince olmak üzere dört dilde yayımlanan ilk gazetedir . yılından yılının ekim ayına kadar ülkede farklı destekçiler tarafından farklı ideolojideki gazeteler sürekli başkaldırmış ve zaman zaman türlü sebeplerden dolayı kapatılmıştır . yılında urumçi de xinjiang hanımlar derneği tarafından hanımlar dergisi çıkarılmıştır . bu dergi bayan okurlara yönelik yayımlanan ilk süreli yayın niteliğini taşımaktadır . yılında çıkarılan devir dergisi ise ilk mizahi dergi niteliğine sahiptir . yılında urumçi de kazak kırgız medeniyet derneği tarafından nur dergisi çıkarılmıştır . bu dergi ülkedeki ilk kazakça dergi olarak bilinmektedir . böylelikle yılından yılına kadar olan yıl içerisinde hükümet özel kuruluş ya da şahıslar tarafından toplam den fazla dergi yayım hayatına geçmiştir ve zamanla birçoğu kapatılmıştır . ekim tarihinden sonra tüm radyo istasyonları çin hükümetinin tekeline geçmiş her bir il her bir ilçe hatta bazı kasabalara kadar farklı dillerde radyo istasyonları kurulmuştur . günümüzde bölgede toplam un üzerinde radyo istasyonu farklı dillerde hizmet sunmaktadır . yılında bu televizyon istasyonunun adı xinjiang televizyon istasyonu olarak değiştirilmiştir . renkli televizyon yayınları yılında başlamıştır . xihhua xinjiang haberleri sitesibu haber sitesi de xinhua ajansı tarafından kurulmuş ve içeriği uygur bölgesindeki haberlere yoğunlaşmıştır . bu website siyasi haberler başta olmak üzere magazinden teknolojiye kültür sanattan modaya kadar birçok konuda içerik sağlamanın yanında vatandaşın en çok tercih ettiği ya da ihtiyaç duyduğu en önemli resmi ya da gayri resmi sitelerin linklerini de ziyaretçilerine sunmaktadır . anlaşılacağı üzere kimi doğu ya da çin kaynaklarında garbi yurt olarak anılsa da şimdiki adıyla doğu türkistan ya da uygur özerk bölgesi olarak bilinen uygur topraklarında basın yayın faaliyetlerinin doğuşu ve gelişimi bahsettiğimiz ve bahsedemediğimiz sebeplerden ötürü çok geç başlamıştır . ekim da doğu türkistan ın çin nin özerk otonomi bölgesi olarak ilan edilmesiyle bölgedeki tüm iletişim araçları bu totaliter rejimin tekeli altına alınmıştır . bu maceraların büyük çoğunluğu uygurca ve çince olarak az bir kısmı ise kazakça kırgızca rusça moğolca vb dillerde hizmet sunmaktadır . böylelikle devlet ya da hükümet toplumu daha kolay takip etme yönlendirme ve yönetme imkanlarına sahip olmuştur . elbette bu çalışma uygur bölgesindeki kitle iletişim araçlarının ekonomik yapısını medya iktidar ilişkilerini ve siyasal rejimin kitle iletişim araçları üzerindeki baskılarını açıklayabilecek nitelikte değildir . bu topraklarla ve bu topraklarda yaşayan uygur toplumu ile ilgili daha söylenecek nice söz ve yapılacak nice araştırma bizi beklemektedir .
546
104
Artan NaCl stres şartlarında besin çözeltisine ilave edilen humik asidin domates bitkisinin verim ve bazı meyve kalite özellikleri üzerine etkileri
bu çalışmanın amacı nacl stres şartlarında domates bitkisinin verim gövede yaprak kök kuru madde miktarı meyvede bazı kalitesi özelliklerine besin çözeltisine ilave edilen hümik asidin etkilerini belirlemektir . deneme x faktöriyel deseninde üç tekerrürlü planlanmıştır . katı ortam olarak torf ve perlit kullanılmıştır . besin çözeltisine sodyum klorürün . ve . mm dozlarında ve ppm hümik asit uygulanmıştır . farklı besin çözeltisi her saksıya çiçeklenme dönemine kadar ml gün çiçeklenme döneminden hasada kadar ml gün olarak verilmiştir . meyve verimi nacl ün etkisiyle önemli derecede azalmış fakat hümik asit uygulamasıyla etkilenmemiştir . hümik asit gövde yaprak kuru madde miktarını önemli derecede artırmış fakat nacl azaltmıştır . hümik asit . ve . mm nacl seviyelerinde gövde yaprak kuru madde miktarını sırasıyla ortalama . . ve . oranlarında artırmış ve . mm nacl e tolerans sağlamıştır . hümik asit düşük dozda kök kuru madde m ktarında önemli artış sağlamış fakat yüksek dozlarda azalmaya neden olmuştur . nacl kök kuru madde miktarını önemli derecede azaltmıştır . . mm nacl dozunda hümik asit kök kuru madde miktarında ortalama . artış sağlayarak nacl e tolerans sağlamıştır . hümik asit meyvede çözünebilir katı kapsamını ve meyve suyu ph sını önemli derecede artırmıştır . nacl çözünebilir katı kapsamını önemli derecede artırmış fakat meyve suyu ph sını azaltmıştır . hümik asit çiçek burnu çürüklüğü görülen meyve sayısını önemli derecede azaltmış fakat nacl artırmıştır . hümik asit . ve . mm nacl seviyelerinde çiçek burnu çürüklüğü görülen meyve sayısını azaltarak nacl e tolerans sağlamıştır .
çeşitli çözünebilir tuzların çok yüksek konsantrasyonlarını içeren ortamlarda bitkilerin büyüme ve hayat döngülerini tamamlayabilme yeteneklerine tuz toleransı denir . çilekte pilanali ve kaplan mısır bitkisinde ve türkmen ve ark . topraksız tarımda hıyarda yaptıkları bir çalışmada hümik asidin yaprak kök ve meyve kuru madde miktarını etkilemediğini besin element alınımını önemli derecede etkilediğini ve hümik asidin pozitif etkisinden dolayı besin çözeltisinin element konsantrasyonunun azaltılabileceğini bildirmişlerdir . son yıllarda yapılan birçok çalışmada hümik maddelerin tohum çimlenmesinde kök gelişiminde makro ve mikro besin elementlerinin alımında etkili olduğu bildirilmiştir miktarı meyvede bazı kalitesi özelliklerine besin çözeltisine ilave edilen hümik asidin etkilerinidenemede katı ortam olarak torf ve perlit oranında karıştırılarak hazırlanan harç kullanılmıştır . deneme x faktöriyel desene göre tekrarlamalı olarak kurulmuştur . bu besin çözeltisini hazırlamak için kalsiyum nitrat tetrahidrat . h o potasyum dihidrojen fosfat potasyum nitrat magnezyum sülfat heptahidrat mangan klorür dihidrat borik asit çinko sülfat heptahidrat bakır sülfat pentahidrat cuso . h o amonyum molibdat tetrahidrat mo o . h o ethylene diamine di hydroxyphenyl acetate kullanılmıştır . denemede saksılardaki substrat ortamını tarla kapasitesinde tutacak şekilde besin çözeltisine ilaveten sulama yapılmıştır . çizelge in incelenmesinden de anlaşılacağı üzere besin çözeltisinin ph sı ilave edilen hümik asit dozu arttıkça artmıştır . buna karşın hümik asit dozları birlikte değerlendirildiğinde besin çözeltisne artan dozlarda uygulanan nacl meyve verimini önemli derecede azaltmıştır . en yüksek artışın elde elde edildiği humik asidin ppm dozu önemli bulunurken ve ppm ha dozları arasında istatistiki bakımıdan önemli bir fark görülmemiştir . bununla birlikte . mm nacl seviyesinde uygulanan ppm hümik asit uygulaması gövde yaprak kuru madde miktarını . artırarak domates bitkisinde nacl e tolerans sağlamıştır . besin çözeltisine . mm nacl dozunda uygulanan hümik asit gövde yaprak kuru madde miktarını kontrolde . g bitki iken ppm hümik asit dozunda . g bitki ye ppm hümik asit dozunda . g bitki ye ve ppm hümik asit dozunda ise . g bitki ye artırmıştır . diğer bir ifadeyle . mm nacl dozunda ppm hümik asit uygulaması gövde yaprak kuru madde miktarını . artırarak bitkinin nacl e toleransını artırmıştır . hümik asit dozları birlikte değerlendirildiğinde besin çözeltisine artan dozlarda uygulanan nacl kök kuru madde miktarını önemli derecede azaltmıştır . yapılan çalışmada naclxhümik asit interaksiyonunun kök kuru madde miktarına etkisi istatistiki olarak düzeyinde önemli bulunmuştur . buna karşın hümik asit dozları birlikte değerlendirildiğinde besin çözeltisine artan dozlarda ilave edilen nacl meyve suyu ph sını azaltmıştır . hümik asitxnacl interaksiyonunun meyve suyu ph sına etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır . artan nacl tuzu stresi altında domateste hümik asidin çiçek burnu çürüklüğü görülen meyve sayısına ilişkin sonuçlar çizelge te verilmiştir . yapılan çalışmada naclxhümik asit interaksiyonunun çiçek burnu çürüklüğü görülen meyve sayısına etkisi istatistiki olarak düzeyinde önemli bulunmuştur . çiçek burnu çürüklüğü görülen meyve sayısı bakımından hümik asit dozları arasında fark bulunmamış bu nedenle besin çözeltisine ppm hümik asiti lave edilmesi uygun bulunmuştur . bu koşullar altında uygulanan humik asit meyve verimi üzerine etkisiz bulunurken gövde yaprak kuru madde miktarını artırdığı bulunmuştur . nacl kök kuru madde miktarını önemli derecede azaltılmış özellikle . mm nacl dozunda uygulanan ppm hümik asit kök kuru madde miktarını arttırarak nacl ün yüksek dozuna tolerans sağlamıştır . ayrıca yüksek dozlarda nacl ilave edildiğinde çiçek burnu çürüklüğü görülen meyve sayısını azaltmak için besin çözeltisine ppm hümik asit ilave edilmesi tavsiye edilmiştir .
564
229
Farklı Sütten Kesme Metotlarının Besi Sığırlarının Performansı Üzerine Etkisi
besicilikte farklı sütten kesme metotlarının hangisinin daha etkili olduğunu ve bu metotların danalar üzerinde nasıl bir etki bıraktığını tespit etmek için farklı zamanlarda birçok çalışma yapılmış ve farklı sütten kesme metotları uygulanmıştır . derlememizde farklı sütten kesme metotlarının hangisinin daha rantabl olduğu ve neden tercih edildiği irdelenmiştir .
günümüzde müşteri temelli pazarlama sistemleri besi sığırcılığı sektörünün rekabet içinde olmasını ve bundan dolayı sektörde daha kaliteli ve bir örneklilik sağlanarak üretim yapılmasını zorunlu hale getirmiştir . günümüze kadar bu oran düşmüş olsa da neredeyse aynı seviyeyi korumaktadır . nke ve nk danaları arasında ise besi süresi açısından herhangi bir fark bulunamamıştır . neville ve mccormick de çalışmalarında normal sütten kesim zamanında ek danalarının diğer gruplara göre daha hızlı kilo aldıkları ve ağırlık kazançlarının daha fazla olduğunu tespit etmişlerdir . haftada erken sütten kesilmiş ve normal sütten kesilmiş buzağıların benzer canlı ağırlıkta olduklarını gözlemlemişlerdir . anneleri ile beraber kalan buzağılar ile karşılaştırıldığında buzağıların sütten erken kesildiklerinde yaklaşık olarak kg gün caa sağladıklarını tespit etmişlerdir . müteakiben iki grup kesime kadar aynı rasyonu tüketmeleri için karıştırılmıştır . mera periyodu boyunca ek bir yem verilmeyen gruplar günlük yaşta calan gates de açık besiye alınmışlar ve ad libitum şekilde gün içinde km esasına göre den e doğru artacak şekilde mısır silajlı rasyona geçilmiştir . konsantre yemden kaba yeme dayalı rasyona geçiş döneminin ilk gününde ise . grup danalarının ani yem değişikliklerine ruminal floradan kaynaklanan sebeplerden dolayı kolayca adapte olamadıklarından dolayı olduğu ortaya konulmuştur ın yapmış olduğu çalışma sonuçları ile de paralellik göstermektedir günlük yaşta sütten kesilip barınaklarda bakılan buzağılar günlük yaşta sütten kesilen buzağılara nispeten daha ağır bulunmuşlardır . ıowa üniversitesi nin yılında hazırladığı rapora göre erken . ek danaları nke ve nk danalarının ortalamalarına göre kg daha ağır karkasları olduğu gözlemlenmiştir . deki çalışmasında da danalar besiye alındığında aralarında caa ve yyo konusunda fark bulanamamasına rağmen . ek danalarının nke ve nk danalarının ortalamasına göre böbrek pelvis ve kalp yağında daha fazla yağ bulunmuştur ve nke danalarının yağ oranı nk danalarınınkine oranla daha az yağ bulunmuştur . buna rağmen nke ve nk danaları arasında ise herhangi bir fark bulunamamıştır . bu yüzden besinin sonlandırıldığı günde kesim yapıldığında j . m . scheffler ve ark . nın yapmış olduğu çalışmada nke buzağılarının faulkner ile ark . . günlük yaşta erken sütten kesmenin günlük yaşta sütten kesmeye göre karkas kalitesini arttırdığını ortaya çıkarmıştır .
450
46
SİYASİ PARTİ YÖNETİCİLERİNİN KARAR VERME DAVRANIŞLARI: GENEL MERKEZ VE ANKARA İL/İLÇE YÖNETİMLERİ ÖRNEĞİ
genel olarak karar bir sorunun çözümünde uygulanması düşünülen bir etkinliktir . karar vermek tercihlerin içerisinde en büyük değeri sağlayacak olanı seçmektir . kısaca seçenekler arasından en uygun olanının seçilmesi aşaması karar verme aşamasıdır . yönetimde verilen kararların birbirleriyle ters düşmeyecek şekilde olması tercih edilmelidir . siyasi partiler verdikleri kararlarla siyaseti yönlendiren yapılanmalardır . siyasal kararlar tüm toplum için bağlayıcı kararlardır . siyasal katılımlarda demokratik kuralların uygulanması kolektif kararı ve parti içi demokrasiyi de getirir . dolayısıyla siyasi partilerde lider bağlılığı yerine demokrasinin yerleşmesi siyasi kararları olumlu yönde etkileyecektir . bu bağlamda gerçekleştirilen çalışmada siyasi parti yöneticilerinin karar verme davranışları incelenmiştir . araştırmanın amacı ankara ilinde yer alan genel merkez il ve ilçe teşkilatlarında yer alan siyasi parti yöneticilerinin karar alma davranışlarının incelenmesidir . araştırma neticesinde öne çıkan sonuçlar irdelendiğinde kadın yöneticilerin erkeklere göre daha içtepkisel bağımlı ve mantıklı yükseköğrenime sahip yöneticilerin diğer eğitim seviyesindekilere göre daha kararsız oldukları ilçe teşkilatlarında görev yapan yöneticilerin içtepkisel il teşkilatında görev yapan yöneticilerin diğer yönetim kademelerindeki yöneticilere göre daha fazla bağımlı karar stratejileri kullandıkları ve büyük yaştaki yöneticilerin kendilerinden genç yöneticilere nispetle daha yüksek düzeyde kararsızlık yaşadıkları bulgularına erişilmiştir .
özgür olarak yapılan her eylemin altında karar verme davranışı yatmaktadır . hür olarak alınan her karar kişiye sorumluluk yüklemektedir . siyasi partiler demokratik siyasal düzenlerin vazgeçilmez unsurlarıdır . yöneticileri ve üyeleri olduğu gibi bunlardan çok daha fazla sayıda yandaşları izleyenleri bulunmaktadır . bununla beraber siyasal partilerin temel işlevlerinde benzerlikler görülür . siyasi partiler demokratik siyasi sistemlerde vazgeçilmez konumda bulunan kurumlardır . burada dikkati çeken husus örgütün ülke düzeyinde yaygın olmasıdır . bu nedenle siyasi partilerin başarılı bir organizasyon içerisinde olması başarılı lider takipçi ilişkisiyle doğru politikaların saptanması ve uygulanması sosyal ve siyasal anlamda oldukça önemlidir . siyasal katılım ve bununla birlikte siyasal karar alma bir yandan siyasi iktidarı kapsayan ve devlet yönetimine katılımı içeren bir boyut taşımalı ancak aynı zamanda yerel yönetimlerden kamusal yaşamın diğer alanlarına kadar siyasal alanın bütün unsurlarını içeren bir nitelikte olmalıdır . çıkarlara dayalı siyasal katılımın yol açtığı çatışma ve gerilimlerin de nasıl sonuçlar verdiğinin örnekleri görülmüştür . bu bağlamda en yaygın iki örgüt yapısına sahip siyasi partiler olan kadro ve kitle partilerinden bahsedilecektir . düzenden yana olan bu partilerde ideolojiye verilen önem azdır . siyasi parti yapılarının sınıflandırılmasında kullanılan bir başka kriter de örgütü oluşturan birimler arasındaki ilişkilerin ve bağlantının kuvvetli olup olmamasıdır . kuvvetli bağlantı özellikli siyasi partilerde genellikle dikey bağlar kurulduğundan parti içi demokrasinin gerçekleşmesi zayıf bağlantılı partilere oranla daha zordur . partiye verilen destek kitlelerin liderin kişiliğine duymuş oldukları sevgi ve yakınlıktan kaynaklandığı takdirde gücün lidere dayanmasından dolayı yerel birimler merkez yönetim eğilimlerini ve kararlarını da benimsemeye eğilimli olmaktadır . dolayısıyla türk demokrasisinin bir liderler demokrasisi olduğunu belirtmek abartılmış bir saptama olmaz . siyasal katılımın yoğunlaştığı ortamlarda parti içi demokrasinin karara katılım yoluyla gelişmesi umulurken uygulamada durumun böyle olmadığı izlenebilmektedir . çalışma gözlemlerin ve ölçme yöntemlerinin tekrarlanabildiği ve sayısal araştırmalar vasıtasıyla gerçekleştirildiği araştırma yöntemi olan nicel araştırma yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir . araştırma nicel araştırma tekniklerinden olan tarama yöntemi ile gerçekleştirilmiştir . araştırmada kullanılan ölçeğin alt boyutlarının geçerlilik ve güvenilirliklerinin tespit edilmesi için cronbach s alpha istatistiği uygulanmış istatistik sonucunda alt boyutlar arası korelasyonun güvenilir olduğu tespit edilmiş ve sonuçlar aşağıda belirtilmiştir . sonuç üzerine yoğunlaşan yaklaşımda karar verme sürecinin sonucu olarak verilen kararın ortaya çıkartacağı sonuçların değerlendirilmesinin karar verme sürecinin anlaşılabilmesini sağlayacağı görüşü yer almaktadır . kadın yöneticilerin erkek yöneticilere göre daha fazla iç tepkisel mantıklı ve bağımlı kararlar aldıkları görülmektedir . literatürde karar verme davranışları konusunda yapılan çalışmalar incelendiğinde siyasetçileri konu alan herhangi bir çalışma yapılmadığı görülmektedir . araştırma neticesi elde edilen bulgular bağlamında siyasi partilerin karar alma süreçlerinin iyileştirilebilmesine yönelik aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir gençler ve kadınların siyasi partilerde karara katılan pozisyonlarda daha yüksek oranda temsil edilebilmesi siyasi parti örgütlerine yarar sağlayacaktır . bu bağlamda düzenlenecek karar verme eğitimleri siyasal partiler açısından pozitif değerler üretebilecektir .
422
175
null
paul henle ye göre metafor üstüne söylenecek fazla yeni bir şey yoktur . metafor teorileri hala temel prensiplere göre ayrılmaktadır . yani geçici ikame ve mukayese teorileri temel kabul edilip bunlara göre istikamet bulmaları sağlanmaktadır . daha muteber ve yol gösterici olan ise etkileşim teorisidir . tasnifteki zorluğun temeli olan bu sınırlandırılamazlık metaforun temel özelliklerindendir . dolayısı ile yeni bir teorinin yahut bakışın temel tavrı tamirat ve tadilat yahut muhalefet ve tamirat şeklinde olacaktır . paul henle nin metafor idraki çok fazla öne çıkmasa da ciddi anlamda sağlam ve yorumlanmaya müsait bir kavramsal temele sahiptir . bilhassa benzetme esaslı kullanımların metaforik yapısının tetkikindeki poetik kıymetin mikyas olarak öne çıkarılması bu bakışın temellerindendir . konuyu teorik bakımdan mukayese etmek yerine gibi edatını merkeze alarak misaller üzerinden derinleştirmeye çalıştık . böylece belirlenen misaller geçici ikame ve mukayese teorilerine göre etkileşim teorisi nin konumunu anlamaya da yardımcı olacaktır .
paul henle nin metafor idraki izah edilirken aynı zamanda metafor teorilerinin temel sorunları da dile getirilmiş olacağı için çalışmaya temel teşkil etmesi bakımından gibi edatı çevresinde bol örnekli bir tahlil yapmaya gayret edilmiştir . bu ikilik metaforik anlam için karakteristiktir terminolojik izahat şüphesiz bunu anlaşılır kılmakta faydalı olacaktır . henle nin gerçek anlam ı daha ziyade empson un bir kelimenin ana anlam ı olarak adlandırdığıdır . mesela ve bu çok derinlerdeki düşünceler toprak altındaki kökler gibi birbirlerine benziyor bu benzerlikle birbirlerine karışıyorlardı . bu karşılık yerleştirme ile maksat metaforun aynı değerdeki hakiki anlamı ile mutabakatından ziyade tartışma için gerekli bir terminolojik ihtiyacı gidermektir . sorunun ilerleyen kısımlarda cevaplanacağını vadeder . bir benzetmeye dayalı olarak metafor diğer trope lerden farklı idi ki metafor bir tarafındaki analoji ile diğerinin tasavvurunu sağlar . bu tür bir yapı kurulması için dikkat çekici bariz belirgin bir benzerlik gerekmektedir . iki şey kafamın içinde bir kurt gibi kıpırdanmaya başlamıştı . fakat bu aktarım ın belli bir kuralının olmaması ve bilhassa şiir kapsamında son suz alternatife sahip olması denetimi imkansız kılar . metaforik eşikte duygu henle nin bu anlattıklarına bakarak şu olmalıdır hakiki anlamın kullanımındaki uyumsuzluk bizi bağlam içinde ama sözlük dışında bir istikamete yönlendirmelidir . bir kişinin gemiyi velum olarak adlandırması doğrudan anlaşılabilirdir . metaforun kavramlar arası bir muhalefet ortaya koyması gerekir . metaforik genişleme çerçevesinde ordunun sınıfları yahut iç rütbe sistemi ile ilgili kullanılır . soyut kavramların gelişimi için metaforun anlamlılığı üstüne aynı şekilde sadece çıkarımlarda bulunulabilir ve her bir doğru tespit de devamen tetkik edilmelidir . bir toplumda yaşlılık gerçekten onur duyulacak yahut atfedilecek ise misal biraz farklı algılanabilir . başka bir deyişle metafor iki durumu kapsar hakiki anlam sembolize edilir ve taşınan anlam içinde sembolize edilir . bunun için yani metaforun mümkün olması için başlangıçta bir benzerlik verilmesi zorunludur . bunlar gelişmiş dillerde metaforun kaybolduğu kullanımlarla bağlantılı olarak önemli addedilebilir . buradaki perspektif kullanımı şüphesiz kendi başına metaforiktir duygu değerine sahip durumun bir diğeri tarafından idraki dışında ne anlama gelebileceğini kestirmek elbette ki zordur . genel anlamda şiirin kavramsal içeriği izahın hususi duygusal değer ihtiyacını izaha yeterlidir . metaforun dili geliştirici fonksiyonu kendi hususi parafizi hususunda temel ifadenin verilmesi açısından şüphe içerir . buna mukabil anlamın farklı türlerini elde ederiz katıksız anlam etkileri ile birlikte anlam duygular belli bir kesime yönelik konuşmanın ayarlanması kendine güven ve daha birçok husus . metaforun dilin genişletilmesinden istifade ettiği yerde hakiki bir anlam gösteren anlamın orijinal çelişkisi ortadan kalkar . ilgili ifadelerin tespitinde ise yegane yol gösterici tatbikine çalıştığımız üzere gibi ifadesi yahut bunun türevleri olacaktır .
433
137
DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTENDE BAZI BÖLÜMLERE KAYITLI ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN TÜKETİCİLİKLE İLGİLİ KAVRAMLARA YÖNELİK BİLGİ DÜZEYLERİNİN VE DAVRANIŞ ALIŞKANLIKLARININ İNCELENMESİ
bu araştırmada turizm işletmeciliği ve ingiliz dili eğitim bölümüne kayıtlı üniversite öğrencilerinin bilgi düzeyleri ve davranış özelliklerinin tüketicilik kavramı ile ilişkilendirilerek incelenmesi amaçlanmıştır . bu araştırma ile doğu akdeniz üniversitesinde turizm işletmeciliği ve ingiliz dili eğitim bölümüne kayıtlı olan toplam öğrenci ile spss . programında analiz yapılarak nicel araştırma stratejilerinden anket yönteminin kullanılması benimsenmiştir . üniversite öğrencilerinin tüketicilik bilgi düzeylerinin ve davranışsal özelliklerinin üzerinde etkili olabilecek cinsiyet farklılıkları bir işte çalışıp çalışmadığı ile okuduğu fakülte bu araştırmanın bağımsız değişkenleridir . bağımlı değişkenler ise bütün bunlardan etkilenilmesi muhtemel olan üniversite öğrencilerinin tüketicilikle ilgili bilgi düzeyi ve davranış özelliklerinin neler olduğudur . bu çalışma turizm işletmeciliği ve ingiliz dili eğitim bölümüne kayıtlı üniversite öğrencilerinin tüketim ve davranış konuları hakkında bilgi sahibi olunması açısından gelecekte yapılması amaçlanan başka çalışmalara öncülük edeceği varsayılmaktadır .
tüketici üretilen bir malı satın alan veya satın alma eğiliminde bulunan kişi olarak tanımlanmaktadır . yaşamını devam ettirebilmesi için tüketebileceği mal ve hizmetlere sahip olmaya çalışmaktadır . bu faktörler tüketicinin alışkanlıklarına göre değişiklik gösterebilmektedir . günümüzde aile bireyler internet kullanımı reklamlar vb gibi faktörler öğrencilerin tüketim tercihlerini etkileyen süreç olabilmektedir . . bu açıdan bakıldığında tüketim bireylerin düşünsel ve duygusal etkileşimlerinin korunmasını sağlayan bir oluşum halini almaktadır . bu önemli unsurlar bireyin bir ürünü nasıl kullanması gerektiğini kullanılan markaların hakkında haberdar olmasını ürün hakkında detaylı bilgi sahibi olması gerektiğini ve seçtiği veya seçeceği ürünlerinin hangi markayı tercih etmesi gerektiğini hakkında bireylerin bir rol model alması gerektiğini göstermektedir . h üniversite öğrencilerinin tüketim alışkanlıkları ve davranışları kazanmasında ailenin pozitif bir etkisi vardır . araştırmanın alt problemleri ise üniversite öğrencilerinin bilgi düzeyleri ve davranış özellikleri üzerinde etkili olabilecek cinsiyet farklılıkları ailelerin eğitim durumu ailenin ekonomik gelir kaynaklarının durumu ve tüketim alışkanlıklarının kazanmasını etkileyen çevresel faktörlerdir . anket ölçeği daha önce yapılan çalışmalardan derlenerek oluşturulmuştur . puanlı likert benzeri bir ölçek kullanılmıştır . faktör analizi çok sayıda değişkenin daha az sayıda faktöre indirgenmesi için kullanılan bir tekniktir . belirlenen analizde ankete katılanların çoğunluğunu erkek katılımcılar oluşturmaktadır . son olarak ingiliz dili edebiyatı ve turizm işletmeciliği bölümüne kayıtlı katılımcıların bir işte çalışma oranı iken çalışmama oranı ise olduğu görülmektedir . ayrıca çalışanların çoğunluğunu turizm işletmeciliği bölümüne kayıtlı üniversite öğrencileri oluşturmaktadır . üniversite öğrencilerinin tüketimle ilgili davranış ve bilgi düzeyleri üzerinde ailenin büyük etkiye sahip olduğunu görülmektedir . tablo de görüldüğü üzere ölçüm modelinin uyum değerinin iyi düzeyde olduğu görülmektedir . kmo değeri p olarak belirlenmiş ve bu sonuçlar örneklem yeterliliği sağlaması yönünden ve faktör analizine uygunluğu açısından yeterli olarak kabul edilmektedir . bu öğelerin bireyin tüketim alışkanlıkları arasında pozitif bir ilişki içerisinde olduğu yapılan analizler neticesinde anlaşılmaktadır . bunun yanında üniversite öğrencilerinin ailelerinin ekonomik gelir düzeyi ve sosyal medya organı ile öğrencilerin tüketim davranışları ve alışkanlıkları arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır . bu öneriler ebeveynler çocuklara büyüdükçe tasarrufun ve gelecek için plan yapmanın önemini açıklayarak onları geciktirilen memnuniyetin önemine özendirilmelidir . ebeveynler parayı ceza yada tüketim aracı olarak kullanmamalıdır . çocuğuyla orantılı olarak her yıl düzenli olarak artırılmalıdır . alışveriş esnasında kendi parasını kullanmaya özendirilmelidir .
387
126
YİYECEK İÇECEK İŞLETMELERİNDE ALGILANAN KURUMSAL İTİBARIN DAVRANIŞSAL NİYETE ETKİSİ
günümüzde yiyecek içecek işletmelerinin sahip olduğu itibar işletmelerin geleceğini ve başarısını önemli derecede etkileyebilmektedir . yiyecek içecek işletmelerinde tüketiciler satın aldıkları ürün ve hizmetleri önceden göremedikleri için işletmeye duydukları güven duygusu ile birlikte işletmenin itibarı satın alma kararlarına etki eden önemli bir faktördür . tüketicilerin gözünde iyi bir itibara sahip olmayı başarabilen yiyecek içecek işletmeleri tüketicilerin memnuniyetini arttırarak tüketici sadakatini sağlayabilmek gibi ileriye dönük davranışsal niyet üzerinde etkili olabilmektedirler . bu bağlamda izmir de yiyecek içecek işletmesi müşterilerinin kurumsal itibar algılarının davranışsal niyete etkisinin olup olmadığını belirlemek bu araştırmanın temel amacını oluşturmuştur . yapılan analizler sonucunda yiyecek içecek işletmelerinde algılanan kurumsal itibar tüketicilerin davranışsal niyetini olumlu yönde etkilemektedir . davranışsal niyet alt boyutlarından müşteri sadakatini pozitif yönde en yüksek düzeyde etkileyen algılanan kurumsal itibar alt boyutu müşteri odaklılık iken şikayet niyetini anlamlı düzeyde etkiliyen kurumsal itibar alt boyutu ise güvenilir ve finansal açıdan güçlü şirket olmadır .
günümüzde çalışma ve sosyal yaşamdaki değişimlere paralel olarak dışarıda yemek yeme insanların günlük hayatlarındaki alışkanlıklarının artık merkezinde yer almaya başlamıştır . aynı zamanda kurumsal itibarın tüketici davranışsal niyeti üzerinde etkisi olduğu ifade edilmektedir . kurumsal itibar bileşenlerini üç boyutta tanımlamışlardır . bunlar yönetim kalitesi finansal itibar ve ürün kalitesidir . müşteri odaklı bir yönetim anlayışının olumlu sonuçlarından en önemlileri algılan hizmet kalitesinin yüksekliği ve müşteri memnuniyetidir . sonuç olarak yiyecek içecek işletmelerinin sahip olduğu olumlu veya olumsuz bir itibar işletmelerin geleceğini ve başarısını önemli derecede etkilemektedir . sadakat niyeti tüketicilerin gelecekte işletmelerin ürün ve hizmetlerini tekrar satın alma o işletmeyi tekrar ziyaret etme gibi niyetinin davranışsal göstergesi olarak ele alınmaktadır . davranışsal niyetin diğer bir boyutu olan işletmeden ayrılma niyeti tüketicinin bir işletmeyi diğer bir işletme için terk etmesi anlamına gelmektedir . tüketicinin şikayetini problemi yaşadığı işletmeye bildirmesi içsel cevap olarak tanımlarken şikayetin diğer müşteriler ile veya işletme dışı kurumlarla paylaşılması işletmenin değiştirilmesi dışsal cevap olarak ifade edilmektedir . araştırmanın ana hipotezi ışığında algılanan kurumsal itibar ve davranışsal niyetin boyutları belirlendikten sonra buboyutlar arasındaki ilişkileri öne süren alt hipotezler oluşturulmuştur . araştırmanın evrenini izmir il merkezinde bulunan alakart servis veren yiyecek içecek işletmelerinden hizmet satın alan müşteriler oluşturmaktadır . boyutlara maddelerin içerikleri dikkate alınarak isimlendirme yapılmaya çalışılmıştır . h e güvenilir ve finansal açıdan güçlü şirket olmanın müşteri sadakati üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisi vardır . güvenilir ve finansal açıdan güçlü şirket olma boyutunun en güçlü göstergesi olarak lik değer ile . madde finansal olarak başarılı gibi gözükmektedir belirlenmiştir . önerilen model ve hipotezleri test etmek için yapısal eşitlik modeli kullanılmıştır . tablodaki r² değerleri modelde yer alan değişkenler arasındaki etkilerin açıklanma gücünü ifade etmektedir . müşteri odaklılık iyi işveren olma güvenilir ve finansal açıdan güçlü şirket olma sosyal ve çevresel sorumluluk müşteri sadakati üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkiye sahiptir . müşteri sadakatinin inin ve şikayet niyetinin ünün müşteri odaklı iyi işveren olma güvenilir ve finansal açıdan güçlü şirket olma ile sosyal ve çevresel sorumluluk alt boyutlarıyla açıklandığı görülmektedir . iyi işveren olmasının sadece çalışanlar üzerinde yaratacağı fonksiyonel ve psikolojik olumlu etkinin yanı sıra müşterilerin gözünde de işletmeye yönelik sadakat geliştirmede etkili olduğu göz önüne alınmalıdır . çalışma süresinin azaltılması daha fazla servis elemanı kullanımı çalışanlara keyifli çalışacakları ortam hazırlama gibi uygulamalarla çalışan tatmininin yanında müşteri sadakatinin geliştirilmesi de desteklenebilir .
503
140
Ağır Metaller ile Kirlenmiş Toprağın İyileştirilmesinde Vetiver Grass (Vetiveria zizanioides (Linn.) Nash) ve Solucanların Kullanılması
dünya üzerindeki yaşamın kalitesi çevrenin kalitesi ile ayrılmaz bir bütündür . günümüzde organik ve inorganik kirlenme çevre ve insan sağlığı üzerinde önemli sorunlar meydana getirmektedir . kentleşmenin artması ve sanayinin gelişmesi ile insan odaklı ağır metal kullanımı giderek artmıştır . ağır metaller toprak ve suya karışarak besin zincirini üzerinde olumsuz etkilere sahiptir . son yıllarda kirlenmiş toprak ve suyun iyileştirilmesi için güçlü ve etkili teknikler geliştirilmiştir . ayrıca bu tekniklerin yerinde etkili ekonomik ve çevre dostu olması önemlidir . bu nedenle fitoremediasyon ve biyoremediasyon teknikleri ile yapılan çalışmalar ve literatürlerde önemli yer tutmuştur . bu çalışma ile su toprak ve çevre üzerinde ağır metallerin uzaklaştırılması faaliyeti olarak kullanılan fitoremediasyon ve biyoremediasyon konuları hakkında bilgi verilecektir . ayrıca dünyaca bilinen ve fitoremediasyon bitkisi olan vetiver çimi nash ağır metal kirlenmesini gidermesi için kullanımından ve biyoremediasyon organizması olan bazı solucanların ağır metal kirleniminin temizlenmesinde kullanılabilirliği tartışılmıştır .
yüzyılda başta gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere bir yandan dünya nüfusu diğer yandan şehirli nüfusu hızlı bir şekilde artmaktadır . ülkemizde de dünyadakine paralel bir durum söz oranın yi aştığı belirtilmektedir . bu yöntemler genel olarak çok pahalı ve bazen de uygulanamayabilir . özay ve mammadov kocaer ve başkaya hamutoğlu vd . dünya genelinde . kirletici kaynakların en önemlisi insan faaliyetleri sonucu meydana gelen kirliliktir . insan faaliyetleri sonucu meydana gelen kirlilikte evsel zirai ve endüstriyel nitelikli olarak üç kategoriye ayrılabilir . bu teknoloji çevresel kirleticilerin kaldırılmasını ele alan herkes tarafından kabul edilebilir müdahalesiz maliyeti ekonomik bir yol olarak ortaya çıkmıştır . birçok geleneksel iyileştirme mühendisliği teknikleri ile karşılaştırıldığında fitoremediasyon çeşitli yüzeysel kirletici maddelerin etkilerini gidermeyi amaçlayan yeni gelişen bir teknolojidir . bu karakteristik özelliği ile fitoremediasyon bitkisi olarak kullanılır . biyoremediasyon kirlenmenin yerinde kullanılması ya da kirlenmenin özgün alandan kaldırılması şeklinde kullanılabilir . ileri seviyede bozulmuş toprakların iyileştirilmesinde mühendislik ve ekolojik olmak üzere iki genel yaklaşım vardır . son yıllarda toprakta bulunan ağır metallerin uzaklaştırılmasında solucanlardan faydalanılmaktadır . solucanlar daha önceleri toprak yapısı ve verimliliğinin sağlanmasına yardımcı olmak için arazi iyileşmesi veya optimal altı toprakların rehabilitasyonunun sağlanması kapsamında kullanılmıştır iran da yaptıkları bir araştırmada solucan gübresi uygulaması sonucunda toprak gözenek yapısı su tutma kapasitesi katyon değiştirme kapasitesi organik karbon miktarı alınabilir azot fosfor potasyum mikrobiyal biyomass aktivitesi artarken hacim ağırlığı tane yoğunluğu ph ve elektriksel iletkenlik değerlerinin ise azaldığı tespit edilmiştir . munroe hickman and reid ıordache and borza . bu çalışmaların çoğunda topraktaki ağır metallerin temizlenmesinde ve toprak kalitesinin iyileştirilmesinde solucanların kullanılabileceği belirtilmektedir . öncelikli çalışmalar yapılırken envanter çalışması ile alanlar kullanılacak türler belirlenmeli ve uygulanacak yöntemler ortaya konulmalıdır . gelişmekte olan ülkelerde su ve toprağın ağır metaller tarafından kirlenmesini önlenmek ve azaltmak için yeni stratejilerin ortaya konulması son derece önemlidir . türkiye de vetiver çimi bitkisinin bu yeteneğini doğrulamak için vetiver köklerinden ayrıntılı çeşitli ve daha çok deney alanları oluşturulmalıdır .
423
139
BAZI ÜMİTVAR SOFRALIK ZEYTİN TİPLERİNİN POMOLOJİK ÖZELLİKLERİ
sofralık zeytin yetiştiriciliği yağlık zeytin yetiştiriciliğinden daha karlı olmaktadır ancak üretilen sofralık zeytinlerin bir kısmı tanelerinin küçüklüğü nedeniyle sofralık olarak değerlendirilememekte ve üretici kayba uğramaktadır . gemlik zeytin çeşidi özellikle ürünün bol olduğu yıllarda geç olgunlaşmakta ve olgunlaşma homojen olmamaktadır . kış mevsiminin bastırmasıyla şartlar ağırlaşmakta hasat iyice zorlaşmaktadır . siyah sofralık kalitesi tartışılmaz olan gemlik zeytin çeşidinin bazı olumsuz özelliklerinden yola çıkılarak yılında başlatılan melezleme yolu ile yeni zeytin çeşitlerinin geliştirilmesi projesinin ilk aşaması yılları arasında tamamlanmış ve ön elemeye tabi tutulduktan sonra fı bitkisi ile gözlem bahçesi oluşturulmuştur . yılında gözlem parselinin dikimi gerçekleştirilmiş olup yılında ilk meyveler görülmeye başlamıştır . yılında amaca uygun tipler seçilerek ön seleksiyon işlemi tamamlanmıştır . bu çalışmanın amacı ön seleksiyonla seçilen fı bitkileri içinde üstün özelliklere sahip olan tipleri belirlemektir . ayrıca ön seleksiyonla seçilmiş olan adet siyah sofralık ve adet de yeşil sofralık olarak değerlendirilebilecek toplam melez tip arasından farklı işleme şekillerine uygun olanlar belirlenmeye çalışılacaktır .
zeytin yetiştiriciliğinin büyük bir kısmı akdeniz havzasındaki ülkelerde yapılmaktadır . bu çeşitlerden frantoio yağlık diğerleri ise çift amaçlı veya sofralık olarak yetiştirilmektedir . meyvenin iriliği çeşidin sofralık yağlık veya çift amaçlı olarak kullanım imkanını belirleyen en önemli özelliklerden birisidir . erken ve homojen olgunlaşan bir çeşidin yetiştiriciliğinin yaygınlaşması ile üreticilerin bu konudaki sorunlarına çözüm getirilebileceği üreticiye hasatta hem işgücünden tasarruf hem de çalışma kolaylığı açısından avantaj sağlanabileceği ve zeytin gibi stratejik öneme sahip bir türün ülke ekonomisine katkısının artırılabileceği düşünülmektedir . çalışmada yerli ve yabancı olmak üzere ana ebeveyn ve yerli çeşit baba ebeveyn olarak kullanılmıştır . tavşan yüreği somak uzunlukları mm somaktaki çiçek sayısı arasındadır . karamürselsu meyveleri çok iri somak uzunluğu mm arasında değişmektedir . yukardaki ebeveynlerle yapılan melezlemeler sonucu elde edilen melez birey bu çalışmanın materyalini oluşturmuştur . bu çalışmada gözlem parselinde meyve veren tiplerde ön seleksiyon amaçları doğrultusunda yapılan gözlemler şunlardır . meyve rengi hasat kriteri olarak olgunluk indeksi baz alınmıştır . meyve şekli yuvarlak oval uzun oval yuvarlak oval olarak gözlemle belirlenmiştir . çekirdek boyu hassas terazi ile meyvenin çekirdek boyu ortalaması olarak belirlenmiştir . çekirdeğin etten ayrılma durumu çekirdekler meyveden çıkarılarak kolay orta zor şeklinde duyusal olarak belirlenmiştir . etli kısmın ağırlığı ile çekirdek ağırlığı birbirine oranlanıp olarak belirlenmiştir . yapılan pomolojik ölçümlerde meyve ağırlığı g ın üzerinde olan genotipler değerlendirmeye alınmıştır . bu kombinasyonda ön seleksiyon kriterleri doğrultusunda yapılan değerlendirmelerde adet tip siyah sofralık olarak seçilmiştir . bu tiplere ait pomolojik özellikler çizelge ve çizelge de verilmiştir . çevre şartlarının ve agronomik faktörlerin morfolojik karakterler üzerindeki farklılıklar açısından etkileri pek çok çalışmada olduğu gibi bu ıslah çalışmasında da önemli görülmemiştir . tarafından . seyran tarafından . ve şahin ve ark . . araştırıcılar ayrıca sofralık zeytin yetiştiriciliğinin yağlık zeytin yetiştiriciliğinden daha karlı olduğunu ancak üretilen sofralık zeytinlerin unun tanelerinin küçüklüğü nedeniyle sofralık olarak değerlendirilemediğini ve üreticinin kayba uğradığını vurgulamıştır . çekirdek ucu şekli olarak seçilen tiplerin büyük bir çoğunluğu ge ge ve gk nolu melezler yuvarlak uçlu diğerleri ise sivri çekirdek ucuna sahip tipler olarak belirlenmişlerdir . bu çalışmanın amaçlarından biri de farklı işleme teknikleri ile iyi sonuç veren siyah ve yeşil sofralık çeşit geliştirmektir . daha önce tanımlandığı gibi edincik su ve manzanilla çeşitleri de yuvarlak meyve şekline sahip çeşitlerdir .
405
157
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ALLAH’IN ZATI VE SIFATLARI ÂLEM VE İNSAN GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
islam düşüncesinde allah ın zatı alem ve insan konuları sürekli beraber irdelenmiştir . bu bağlamda ilgili mevzuların birbiriyle ilintili oldukları söylenebilir . burada da bu konularla ilgili görüşlerin bir arada incelenmesi hedeflenmiştir . islam düşüncesinde allah ın zatı ve sıfatları konusu müşebbihe mücessime mutezile şia ve ehli sünnet çerçevesinde değerlendirilmiştir . alem tasavvuru konusu ise cafer sadık kindi ebubekir zekeriya razi farabi gazali ve ibn rüşd ün düşüncesi çerçevesinde ele alınmıştır . makalede değinilen bir diğer husus insana atfedilen değer meselesidir . bu noktada insanın değeri insanın insani vasfını koruması ve felsefi düşüncenin önemi üzerinde durulmaya çalışılmıştır .
islam düşüncesinde allah ın zatı ve sıfatları üzerinde yoğun tartışma ve fikir ayrılıklarının olduğu bir konudur . insan var olduğunda kendini içinde bulunduğumuz alemde bulmuştur . islam düşünce tarihinde allah ın zatı ve sıfatları arasındaki ilişki meselesinde dört farklı görüş ortaya çıkmıştır . bu ekol kur an ve sünnete aykırı görülerek islam dışı sayılmıştır . allah varlığı kendinden olan var olmak için bir sebebe ihtiyaç duymayandır . bu sıfatlar zati veya fiili olarak ayrılamaz hepsi bir bütün olarak değerlendirilmelidir . onun sıfatları yaratılmışların sıfatlarından hiçbirine benzemez . razi nin bu fikirleri ilkçağ yunan filozoflarından mülhemdir . ilk varlıktan sudur eden ilk varlık ve kendini idrak eden ilk akıldır . sonrasında onuncu akla kadar sudur silsilesi devam eder . filozoflar ise allah ı kainatın var oluşunda adeta yardımcı bir rol ile tavsif etmişlerdir . bununla birlikte ibn rüşd varlığın oluşunu açıklamada islam filozoflarını eleştirerek bu hususta gazali ile mutabık kalır . ibn rüşd öncelikle kur an da sudur nazariyesine işaret eden bir karine olmadığı için bu nazariyeyi kabul etmez . dolayısıyla ibn rüşd alemin allah tarafından yoktan yaratıldığı görüşünü benimser . yine ibn rüşd e göre alemde silsile halinde mekanik güçler yoktur . islam dininin en temel kaynağı olan kur an ı kerim e baktığımızda insanla ilgili oldukça yüceltici ifadeler görmekteyiz . celaleddin rumi insanı ruh ve bedenden müteşekkil bir varlık olarak görmektedir . hani o bahçe sahipleri sabah erkenden bahçenin ürünlerinin devşirmeye yemin etmişlerdi . . bu genel kabulden bazı noktalarda ayrışan düşünürler de vardır .
319
87
Sentiment Analizinde Öznitelik Düşürme Yöntemlerinin Oto Kodlayıcılı Derin Öğrenme Makinaları ile Karşılaştırılması
günümüz teknolojisinde internetin her kesim tarafından çok yoğun olarak kullanılmasından dolayı insanlar artık görüş fikir ve hislerini sosyal paylaşım siteleri forum blog benzeri birçok ortam aracılığı ile paylaşmaya başlamıştır . ancak her geçen gün artan veri sayısı ve boyutu bu verilerden manuel olarak anlamlı bilgiler çıkartılmasını çok zahmetli ve pahalı bir iş haline getirmektedir . otomatik olarak verinin duygu içerip içermediğinin saptanması ve bu duygunun olumlu olumsuz veya tarafsız olma durumunun belirlenmesi duygu analizi yardımıyla gerçekleştirilmektedir . duygu düşünce analizinde konuşma dilinin karmaşıklığı değerlendirilen metin sayısının fazlalığı ve uzunluğu çok sayıda gereksiz ve gürültü içeren öznitelik vektörüne neden olmaktadır . boyut problemi olarak adlandırılan bu durum hesaplama zamanın artmasına ve sınıflama hatalarına yol açmaktadır . bu çalışmada ise bahsedilen problemlere çözüm olarak önerilen derin öğrenme tabanlı oto kodlayıcı modeli ile gürültü giderici oto kodlayıcı modeli boyut düşürme tekniği olarak kullanılmış ve literatürde yaygın olarak kullanılan diğer boyut düşürme teknikleri ile kıyaslanmıştır . elde edilen tüm veri setleri için sınıflama algoritması olarak destek vektör makinaları ve yapay sinir ağları kullanan farklı modeller geliştirilmiştir . yapılan analizlerin sonucunda boyut düşürme tekniklerinin duygu analizi için elde edilen sonuçları iyileştirdiği önerilen oto kodlayıcı modellerinin ise var olan tekniklere benzer ya da onlardan daha iyi sonuçlar aldığı gözlemlenmiştir .
günümüzde teknoloji alanındaki gelişmeler ile birlikte internet sağlık bilim eğlence spor sanat gibi insan hayatının hemen hemen her alanına girmeyi başarmıştır . bu paylaşımlar ile birlikte internet devasa büyüklükte bir metin deposu haline dönüşmüştür . duygu analizi sözlüğe dayalı modeller ve makine öğrenmesine dayalı modeller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır . sözlüğe dayalı modellerde ilk olarak metinlerde hangi duygu durumlarının aranmak istendiği belirlenir . son adımda ise istatistiksel yöntemler ile metnin hangi duygu durumunu ifade ettiği tahmin edilir . makine öğrenmesi yöntemleri denetimli ve denetimsiz öğrenme olarak iki ana başlık altında toplanmaktadır . nb dvm ve maksimum entropi yöntemlerini kullanan üç farklı modeli twitter verisi kullanarak eğitmiş ve başarı oranı elde etmişlerdir . nizam ve akın dengeli ve dengesiz veri seti kullanmanın başarı oranına etkisini göstermek için twitter verileri ile iki farklı set oluşturmuş oluşturulan bu veri setlerini nb rastgele orman sıralı minimum optimizasyonu j ve k en yakın komşu algoritmalarını kullanarak sınıflamış ve dengeli veri seti için lara varan daha iyi başarı oranı elde etmişlerdir . sınıflama yöntemlerini tek başına kullanarak bir model geliştirmek mümkün olduğu gibi yöntemin kendine has dezavantajlarından kaynaklanan hatalarını gidermek amacı ile başka yöntemler ile birlikte kullanılması da mümkündür . bu analizin sonucunda bayes tabanlı yöntemin başarı oranını artırdığı ve zaman kazandırdığı görülmüştür . tan ve zhang veri seti üzerinde doküman frekansı ki kare bilgi kazancı ve karşılıklı bilgilendirme öznitelik seçim yöntemlerini uygulamış elde edilen yeni veri setleri ile beş farklı sınıflama algoritmasını kullanarak eğitmiş oldukları modellerde e varan başarı oranı elde etmişlerdir . svm nb me algoritmaları ve bunların ensemble yönteminden oluşan dört farklı modeli iki farklı boyut düşürme algoritması ile birlikte kullanarak yapmış oldukları uygulamalarda başarı oranı elde etmişlerdir . sınıflama algoritmasından doğacak farklıkların boyut düşürme tekniklerine etki etmemesi için bu teknikler iki sınıflama algoritması için de ayrı ayrı değerlendirilmiştir . boyut düşürme yöntemi olarak da kullanılabilen tekil değer ayrışımı bir matrisi çarpanlarına ayıran önemli bir lineer cebir yöntemidir . en büyük varyans ile en az kaybı hedefleyen bu yöntemin ilk aşamasında her bir değişken için diğer değişkenlerle olan kovaryans değeri eşitlik de formülize edildiği gibi hesaplanır . korelasyon matrisi veri setinin fa için uygun olup olmadığını gösteren önemli bir etkendir . oto kodlayıcı girdi katmanı gizli katman ve çıktı katmanı olmak üzere üç katmandan meydana gelen tam bağlı bir yapay sinir ağıdır . oto kodlayıcı modelindeki çıktı katmanında girdi katmanındaki verinin aynısını elde etmeye çalışmak bazı sistemler için o verinin ezberlenmesine ve test verisi için kötü sonuçlar elde edilmesine neden olmaktadır . destek vektör makinaları doğru düzlem ya da hiper düzlem yardımı ile verilerin iki sınıfa ayrıldığı bir makine öğrenmesi yöntemidir . durumu verinin birinci sınıfa durumu ise verinin ikinci sınıfa ait olduğunu temsil etmektedir . çkysa da eğitim oto kodlayıcı modeline benzer bir şekilde eşitlik ve kullanılarak ileri doğru ve geri besleme olmak üzere iki aşamada ağırlıklar belirlenerek yapılır . terim olarak da isimlendirilen birbirinden farklı kelimeler öznitelik olarak ele alınmış ardından terim frekansları ve ters doküman frekansları yardımıyla vektör uzay modelleri oluşturulmuştur . bu veri seti dvm ve ysa sınıflama algoritmaları kullanılarak ilk önce orijinal boyutta eğitilmiş daha sonra tba çtba tda fa oto kodlayıcı ve denoising oto kodlayıcı olmak üzere farklı boyut düşürme yöntemi uygulanarak yeni veri setleri elde edilmiştir . bu tabloda yöntem sütundaki her bir satır geliştirilmiş modelleri temsil etmektedir . performans ölçütlerinden görüleceği üzere boyut düşürme tekniklerinin istisnai bir durum olan çtba ile dvm yöntemlerini birlikte kullanan model haricinde daha iyi bir başarı oranı elde ettiği gözlemlenmiştir .
566
199
Bazı Herbisitlerin Mısır ve Yabancı Ot Biyomasına Etkisi
bu çalışma bazı herbisitlerin mısırın ve yabancı otların biyomasına etkilerini incelemek amacıyla yürütülmüştür . araştırma yılında tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme desenine göre tekerrürlü olarak tam kontrollü sera şartlarında glpyhosate glufosinate imazamox ve isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide etken maddeli herbisitlerin saksılara ekilen mısır hattına uygulanmasıyla gerçekleştirilmiştir . mısır biyoması en az glpyhosate en fazla isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide etken maddeli herbisit uygulanan mısır hatlarında elde edilmiştir . yetiştirme ortamında bulunan yabancı ot tohumlarının çimlenmesi ve büyümesi ise en az isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide en fazla glpyhosate uygulanan saksılarda ortaya çıkmıştır . isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide etken maddeli herbisitle sonradan çimlenme potansiyeli bulunan yabancı otlara karşı kontrol sağlandığı düşünülmektedir .
mısır üretiminde yabancı otlar ile mücadele yapılmazsa verimde önemli kayıplar ortaya çıkmaktadır . yabancı otlarla etkili ve yaygın mücadele herbisitler kullanılarak yapılmaktadır . herbisit uygulamasıyla istenen sonuçlara ulaşılabilmesi için uygun herbisitin uygun zamanda ve uygun dozda kullanılması gerekmektedir . diğer taraftan yeni tarım tekniklerinin hızlı değişimiyle birlikte iş gücü maliyetinin yükselmesi herbisit kullanımının artmasına neden olmuştur . avrupa da bulunan mısır ekim alanlarının iyi yağış alması ve uygun hava koşullarına sahip olmasından dolayı birçok yabancı ot tohumunun çimlenmesine olanak sağladığını avrupa mısır ekim alanlarında problem olan yabancı otların zararını durdurmak için oranında herbisit uygulandığını belirtmişlerdir . mısırda tarla denemelerinde birinci hafta glyphosate ın . ml da dozunda boyda kısalma yapraklarda sarılık ve beyazlık ml da dozda boyda kısalma yapraklarda sarı ve beyazlık bitkide kuraklık ve solgunluk ml da ve daha yüksek dozlarda bitkide kuruma görüldüğünü ikinci hafta ise glyphosate ın . ml da ve ml da dozlarında boyda kısalma yapraklarda sarı ve beyazlık ml da ve daha yüksek dozlarında ise bitkide kuruma ve ölüm görüldüğünü saptamışlardır . kritik periyot döneminde mısırı yabancı ot rekabetinden korumak amacıyla en etkin ve en uygun sonuca çıkış öncesi ve çıkış sonrası herbisit uygulaması ile ulaşılabileceğini mekanik mücadele yöntemlerinin ise maliyeti artırmasından dolayı net gelirde azalmalara sebebiyet verdiğini belirlemişlerdir . araştırma sakarya mısır araştırma enstitüsü merkez işletmesinde bulunan tam kontrollü serada yılında gerçekleştirilmiştir . sakarya mısır araştırma enstitüsüne ait mısır hattı viyollere ekilerek herbisit toleransı ile ilgili bir ön çalışma yapılmıştır . ön çalışma sonucu mısır araştırma enstitüsü tarafından geliştirilen ve toleranslı olabileceği düşünülen mısır hattı ile glpyhosate glufosinate imazamox ve isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide etken maddeli herbisitler araştırmanın materyali olarak kullanılmıştır . saksıda yetiştirme ortamı olarak torf ve perlit karışımı kullanılmıştır . mısırın yapraklı yabancı otların yapraklı olduğu mayıs tarihinde herbisitler pülvarizatörle uygulanmıştır . işlemler arasındaki farkı değerlendirmek için ortalama değerler kullanılmıştır . denemelerden elde edilen veriler spss paket programından yararlanılarak istatistik analizleri yapılmıştır . tarla denemelerinde glyphosate etken maddeli herbisitin . hafta . ml da dozunda boyda gerileme yapraklarda beyazlık ve sarılık ml da dozda boyda kısalma yapraklarda sarı ve beyazlık bitkide kuraklık belirtisi ml da ve daha yüksek dozlarda bitkide kuruma ve ölüm görüldüğünü bildirmişlerdir . bu çalışmada glyphosate etken maddeli herbisitin ml da normal dozu kullanılmış doğal tolerant hatların var olup olmadığı test edilmiş çıkış sonrası uygulanan glpyhosate etken maddeli herbisite karşı tolerant olmadığı ortaya çıkan mısır hatlarının olumsuz etkilendiği belirlenmiştir . bu sonuçlar daha önce torun ve uygur ile boz ve ark . tarafından elde edilen sonuçlarla benzerlik göstermektedir . mısırda ruhsatlı isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide etken maddeli herbisit uygulamasının mısır bitkisinin büyümesini olumsuz etkilememesinden kaynaklanan avantajla yabancı ot çıkışını kısıtlaması ayrıca saksıda bulunan yabancı ot tohumlarının çıkışını kontrol etmesi ile etkili bir yabancı ot kontrolü sağladığı gözlenmiştir . kontrol parselinde yabancı ot mücadelesi yapılmaması nedeniyle yabancı otların etkili olduğu gözlenmiştir . glyphosate glufosinate ve imazamox etken maddeli herbisitlere tolerant mısır hatları olsaydı büyümelerine devam edecek ve biyomaslarıyla yabancı ot kontrolüne katkı sağlayacaktı ancak bu herbisitler mısır büyümesini olumsuz etkilemelerinden dolayı toprakta bulunan yabancı ot tohumlarının çimlenmesi için açık ortam oluşturmuş ve yabancı ot mücadelesi yapılmayan kontrol parseline göre daha az olmak üzere yabancı ot çıkışına uygun ortam oluşturduğu gözlenmiştir . büyümesini durdurduğu yabancı otlar ise mısırla birlikte saksı ortamında bulunmaya devam etmiştir . sonuç isoxaflutole thiencarbazone methyl cyprosulfamide etken maddeli herbisitle sonradan çimlenme potansiyeli bulunan yabancı otlara karşı kontrol sağlandığı ve bu kontrolde mısırın toprağı kapatma özelliğini de avantaj olarak değerlendirdiği belirlenmiştir . elde edilen sonuçlar göz önünde bulundurularak tarla denemelerinin yapılması gerektiği düşünülmektedir .
570
111
Yarı kurak iklim koşullarında yazlık olarak yetiştirilen bazı koca fiğ (Vicia narbonensis L.) çeşitlerinin ot verimi ve kalitesinin belirlenmesi
bu araştırma siirt üniversitesi ziraat fakültesi araştırma ve uygulama arazisi nde yıllarında yazlık olarak yetiştirilen bazı koca fiğ çeşitlerinin ot verimi ve kalitesinin belirlenmesi ve incelenen tarımsal özellikler yönünden adaptasyon kabiliyeti yüksek olan çeşit ya da çeşitlerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür . araştırmada karakaya özgen tarman ve balkan çeşitleri ile halilbey popülasyonu çalışmanın bitkisel materyalini oluşturmuştur . deneme tesadüf blokları deneme desenine göre tekerrürlü olarak kurulmuştur . iki yıllık verilere göre çeşitlerin doğal bitki boylarının . . cm kuru ot verimlerinin . . kg da ham protein oranlarının . . ham protein verimlerinin . . kg da adf oranlarının . . ndf oranlarının . . ve nispi yem değerlerinin . . arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir . incelenen özellikler birlikte değerlendirildiğinde siirt ilinin ekolojik koşullarında yazlık olarak yetiştirilen koca fiğ çeşitleri nden balkan çeşidinin verim ve kalite değerleri açısından daha üstün olduğu sonucuna varılmıştır .
çayır mera alanları ve yem bitkileri tarımı hayvansal üretimde kaliteli kaba yemin karşılandığı ana kaynaklar olarak bilinmektedir . aksu ve dellal bu oran türkiye genelinde arasında tarla tarımına ayrılan alanın sınırlı olduğu siirt ilinde ise yaklaşık . genotiplerinin güneydoğu anadolu bölgesi ekolojik koşullarındaki performanslarının araştırıldığı ve kontrol çeşidi olarak tarman karakaya ve görkem çeşitleri ile halilbey yerel popülasyonunun kullanıldığı çalışmalarda bazı koca fiğ hatlarının yeşil ot verimi kuru madde verimi ve tohum verimi bakımından kontrol çeşitlerine göre daha üstün olduğu ve bu amaçla çeşide aday ümitvar genotiplerin belirlendiği e göre yapılmıştır . yeşil ot verimi yönünden yıllar ve çeşitler arasında p . düzeyinde çok önemli farklılıklar belirlenmiştir . özellikle araştırmanın ilk yılında düşen toplam yağış miktarının ikinci yıla göre daha yüksek olması çeşitlerin iklim ve çevre şartlarına göre performanslarının farklı olmasına neden olduğu söylenebilir . çeşitlerin ve yıllarına ait ortalama yeşil ot verimleri ise sırasıyla . kg da ve . kg da olarak gerçekleşmiştir . ayrıca sonbahar ekimlerde daha fazla derine inen kökler bitki besin maddelerinden kış ve ilkbahar yağışlarından daha fazla faydalanabilmektedir . çeşit x yıl interaksiyonunun önemli çıkması ise çeşitlerin yıllara göre farklı performans gösterdiğini ortaya koymaktadır . . . kg da arasında değişen miktarlarda kışlık ekimlerden elde ettikleri kuru ot verimlerinden ise daha düşük olduğu belirlenmiştir . çeşitler arasında en yüksek ortalama hp oranı balkan çeşidinde en düşük ise halilbey popülasyonunda belirlenmiştir . koca fiğ çeşitlerinde belirlenen hp oranı ve hp verimlerine ilişkin değerler genotipler ham protein oranı ham protein verimi ortalama ortalama balkan . . . . bc . a . a tarman . . . . d . c . bc halilbey . . . . e . d . d özgen . . . . de . ab . b karakaya . . . . d . d . cd ortalama . b . a . b . a lsd değerleri çeşit öd . yıl . çeşit x yıl öd . aynı sütunda ve satırda farklı harfle gösterilen ortalamalar arasında fark vardır . çeşitlerin ortalamaları arasındaki bu farklılık bitkilerin sahip oldukları yaprak sap oranı toprak ve iklim özellikleri gelişme durumları ve genetik yapıları ile alakalı olabilir . toplam sindirilebilir besin maddelerinin bir göstergesi olan adf bakımından çeşitler arasında farklılık görülmemiş ve değerleri . ile . arasında değişmiştir . göre en üstün kaliteli ve çok iyi kaliteli sınıfında yem elde edildiği görülmektedir . farklı ekolojilerde yapılan çalışmalarda koca fiğ çeşit ve hatlarının nispi yem değerlerinin . . arasında değiştiği adaptasyon kabiliyetlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmada koca fiğ çeşitlerinin yazlık olarak yetiştirilebileceği ve tatmin edici verim ve kalite değerlerinin elde edilebileceği anlaşılmıştır .
612
141
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN FATİH PROJESİNE İLİŞKİN BİLGİSAYAR KULLANIMINA YÖNELIK TUTUMLARININ İNCELENMESİ
yükseköğretim kurulu tarafından fen edebiyat fakültesi öğrencilerine verilen pedagojik formasyon eğitimi bu fakültedeki öğrencilerin milli eğitim bakanlığı na öğretmen olarak atanabilmelerini sağlamaktadır . bu çalışmanın amacı fen edebiyat fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin eğitimde bilgisayar kullanımına ilişkin ilgi düzeylerini incelemektir . araştırmanın çalışma grubunu eğitim öğretim yılı güz döneminde kilis aralık üniversitesi fen edebiyat fakültesi felsefe türk dili ve edebiyatı tarih ve coğrafya bölümlerinde öğrenim gören toplam öğrenci oluşturmuştur . araştırmada veri toplama aracı olarak bilgisayar tutum ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır . veriler gönüllülük esasına göre yüz yüze anket yoluyla toplanmıştır . elde edilen verileri analiz etmede frekans yüzde t testi anova ve tukey hsd testi kullanılmıştır . araştırma sonucuna göre kullanıcıların bilgisayar kullanımına yönelik tutumlarında cinsiyet grubuna göre anlamlı bir fark bulunmazken bilgisayara sahiplik durumunda bilgisayar sahibi olanlar lehine anlamlı bir fark bulunmuştur . sınıf düzeyinde yapılan analiz sonucunda bilgisayara ilgi duyma alt ölçeğinde anlamlı fark bulunmazken bilgisayara karşı kaygı duyma ve bilgisayarı eğitimde kullanma alt ölçeklerinde anlamlı farklar bulunmuştur .
baş döndürücü hızla gelişen teknoloji insanlığın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir . bilgi iletişim teknolojilerinin getirdiği çoklu ortamlar eğitim öğretim faaliyetlerinde geleneksel öğretim materyaline göre bireylerin daha fazla duyu organlarına hitap etmektedir . eğitim faaliyetlerine kattığı bu yararlar öğrenme faaliyetlerini daha zevkli hale getirmektedir . günümüzde eğitim faaliyetlerinin her alanında yer alan bilgisayar destekli eğitim in başarılı olabilmesinin en önemli faktörlerinin başında öğretmen ve öğretmen adaylarının bde ye yönelik tutumları gelmektedir . yılına kadar milyon bin adet tablet öğretmen ve öğrencilere dağıtılmış bin okulun bin dersliğine birer etkileşimli tahta kurulumu tamamlanmış yaklaşık bin çok fonksiyonlu fotokopi cihazı verilmiş internet alt yapısı sağlanmıştır . günümüze kadar yapılan eğitim teknolojilerindeki araştırmalar incelendiğinde yapılan çalışmaların genellikle eğitim fakültesi öğrencilerine veya öğretmenlere yönelik olduğu görülmüştür . ayrıca eğitim teknolojilerinde yapılacak yeniliklerin başarıya ulaşmasını da etkileyecektir . katılımcıların btö m ve alt ölçeklerinde bölüm düzeylerine ilişkin tutumları nasıldır ölçeğin cronbach alpha güvenirlik katsayısı . olarak ifade edilmiştir . yürütülen bu çalışmada ölçeğe ilişkin elde edilen cronbach alpha değeri ise . olarak hesaplanmıştır . bu kapsamda uygulama sonuçlarından elde edilen verilerin çözümlenmesinde frekans ve yüzde dağılımı bağımsız gruplar t testi ve varyans analizi teknikleri kullanılmıştır . gruplar arasındaki anlamlı farkın hangi gruplar arasında olduğunun bulunması için çoklu karşılaştırma testlerinden tukey hsd testi kullanılmıştır . veriler yorumlanırken önce btö m den elde edilen toplam puanlar dikkate alınmıştır . bu bölümde katılımcıların cinsiyet bilgisayar sahiplik durumu öğrenim gördükleri sınıf düzeyi ve bölüm düzeylerine bağlı olarak bilgisayar kullanımına yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı incelenmiş ve bu değerlerden elde edilen bulgulara ilişkin yorumlara yer verilmiştir . elde edilen bulgulara dayanılarak bilgisayarı olan katılımcıların olmayanlara oranla bilgisayara yönelik genel tutumlarının bilgisayara ilgi duymaya yönelik tutumlarının bilgisayara karşı kaygı duyma ve bilgisayarların eğitimde kullanılmasına yönelik tutumlarının daha olumlu olduğu söylenebilirtablo de katılımcıların btö m ve alt ölçeklerden aldıkları puanlarının sınıf düzeylerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan anova testi sonuçları görülmektedir . sınıfların . sınıflar lehine anlamlı farklılık ortaya çıkmıştır . ve . sınıfların . sınıflar lehine anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır . bilgisayarın eğitimde kullanılması alt ölçeğinde ise . sınıfların . sınıflara oranla daha olumlu tutum içinde olduğu ortaya çıkmıştır . alanyazın incelendiğinde genel puan ortalamalarının benzer düzeyde olduğu görülmüştür . çobanoğlu kutluca ve ekici şahin ve akçay belirtilmektedir . bu sonuç eğitim düzeyinin arttıkça bilgisayara karşı olan kaygı düzeyinin düştüğünü göstermektedir . yapılan benzer çalışmalar incelendiğinde sınıf düzeyi arttıkça ilgi düzeylerinin arttığı görülmüştür . bu araştırmanın önemli sonuçlarından bir diğeri ise bölümler arasında yapılan analiz sonucunda bilgisayara ilgi duyma ve bilgisayara karşı kaygı duyma alt ölçeklerinde anlamlı bir farklılık ortaya çıkmamıştır . kutluca ve ekici nin de yapmış oldukları çalışmalar bunu destekler niteliktedir . ülkemizdeki eğitim politikalarının getirdiği öğretmen atama sonuçlarından biri de farklı bölümlerden mezun olan bireylerin pedagojik formasyon eğitimi alarak öğretmen olarak atanmalarıdır .
483
152
Ignacz Kunos’un Derleyip Yayımladığı Masallarda Yer Alan Grotesk Ögeler
türk halk edebiyatı çalışmalarının öncülerinden sayılan macar asıllı türkolog ıgnacz kunos un derleyip yayımladığı masalda yer alan grotesk ögeleri belirlemeyi amaçlayan bu araştırma nitel ve betimsel bir çalışmadır . araştırmada verilerin toplanması için doküman analizine verilerin çözümlemesinde ise içerik analizine başvurulmuştur . çalışma kapsamında incelenen masalda herhangi bir grotesk ögeyle karşılaşılmamıştır masalda ise farklı dağılım göstermekle birlikte çeşitli grotesk ögeler belirlenmiştir . incelenen masallarda farklı grotesk görünümlü eylem belirlenmiştir . farklı bir bedene bürünmek dışındaki grotesk eylemlerin tümü şiddet yönelimlidir . ayrıca kunos un derleyip yayımladığı masallarda alkol tuzağı canavar cin delilik cinnet eti dökülmek şişleme ya da şişlenme gibi grotesk ögelerin hiçbiriyle karşılaşılmamıştır . incelenen masallarda grotesk varlık grotesk mekan grotesk nesne ve farklı grotesk figür belirlenmiştir . şiddet eylemi açısından kunos un derleyip yayımladığı masalların çocuk açısından ürkü yaratabilecek ögeler içerdiği söylenebilir . bazı masallarda şiddet eyleminin yoğunluğu çocuk okur açısından sakıncalı olabilir . bu nedenle çocuğa okutulacak masalların seçiminde bu çalışmaların verilerinden yararlanılabilir . çocuğun kendi korkularının üstesinden gelmesi için bu masallardaki grotesk ögeler işlevsel rol üstlenebilir . grotesk ögelere sahip masallar çocuklarla buluşturularak onlarla tartışılarak bu tür ögelerin simgesel anlamları üzerinde durulabilir . ileriki dönemlerde farklı araştırmacılar tarafından derlenip yayımlanmış türk masalları grotesk ögeler ve bunların eğitsel işlevleri açısından incelenebilir .
çocuklar için üretilmemelerine karşın masallar genelde bu hedef kitlenin ilgilendiği yazınsal bir tür olarak düşünülmüştür . tüm bu tartışmalara karşın çocuğun gelişimindeki olumlu etkisi imgelemi zenginleştirme değerler edinmesine yardım etme bilişsel gelişimi destekleme gibi bu türü çocuklara seslenen yazınsal türler arasında vazgeçilmez kılmıştır . alanyazını incelendiğinde çeşitli kaynaklarda ya da farklı araştırmacılar tarafından masalın farklı yönleri ele alınarak tanımlandığı görülmektedir . etimolojik yönden gotik kavramı bir germen halkı olan gotlara dayanır . bu edebiyat türünün gotik olarak adlandırılmasının temelinde gotların tarihsel süreç içinde gerçekleştirdikleri vandalistik eylem tutum ve yaklaşımlar vardır . grotesk yazma biçiminde gerçek yaşam dezenformasyona uğratılır insan ve bitki hayvan gibi canlılar karikatürize edilerek yeni gerçeğimsi bir form oluşturulur konu ya da biçem yönünden abartı olağandışılık tuhaflık ve biçimsizlik dünyasal gerçeklikle olağanüstü durumların olanakları arasında salınımlar görülür . grotesk gerçeklik insan yaşamının ve bedenin tamamlanmamış ve döngüsel bir özellik sergileyen yönüne göndermede bulunur . klasik ya da sosyalist gerçekliğin tersine bu gerçeklik modeli tamamlanmamış ve idealleştirilmemiş bir gerçekliktir . grotesk insanı dünyaya ait egemen kavrayışı yöneten tüm insanlık dışı gereklilik biçimlerinden özgürleştirir . bunun temelinde grotesk görme biçimiyle dış dünyanın tamamen ters yüz edilmesi yabancılaştırılması ve biçimsizleştirilmesi yatar . bu gerçeklik özellikle henüz yaşam deneyimleri yeterli düzeyde olmayan çocuğun duygusal dünyasında daha belirgindir . bu kapsamda çalışma materyallerini oluşturan masal doküman incelemesiyle değerlendirilmiştir . bu kod listesi hem temalar hem de temalar altında yer alabilecek kavramlar düzeyinde olabilir . özellikle analizler için önceden belirlenmiş kategorilerin bir sınırlandırması olmaksızın gerçekleştirilen bir alan çalışması nitel araştırmanın derinliğini açıklığını ve detaycılığını desteklemektedir . bu çalışmada da masalların çözümlenmesi için daha önceden belirlenmiş bir kod listesinden yararlanılmıştır . bu nedenle analizin güvenirlik ve nesnelliğinin artması için ilk aşamada kategoriler belirlenmeli ve açık seçik bir biçimde tanımlanmalıdır . çalışma kapsamında incelenen masallarda iki farklı olağandışı varlık belirlenmiştir . buna göre dağılım açısından dev devanası birinci ejderha ikinci sırada yer almaktadır . oğlan da anam beni bir kere doğurdu deyince dev ölüp gider . çalışma kapsamında incelenen masallarda yer alan grotesk mekanlara ilişkin şu örnekler verilebilir m gide gide başka bir ormana gelmiş orada tutuşan bir ağacın alev alev yanmakta olduğunu görmüş . elde edilen verilere göre dağılım açısından kocakarı ilk sırada bulunmaktadır . bu nedenle çocuklarla buluşturulacak masalların tüm yönleriyle ayrıntılı ve titiz bir yaklaşımla incelenmesi gerekir . herhangi bir masalda bilindik bir yere gönderme yapılsa bile bunlar yalnızca adlarıyla var olurlar gerçeklikle bir ilgileri yoktur . elde edilen verilere göre canavar cin gibi grotesk figürler ise hiçbir masalda yer almamasına karşın masalda dev ve ejderha birlikte görülmektedir . çünkü masalda bile olsa kadını erkek dünyasının karşısına etkili bir özne olarak çıkarmak toplumun kültürel değerlerine ters düşmek anlamna gelmektedir .
480
257
Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) Genotiplerinde Çevre Koşullarının Agronomik Karakterler ve Biyotik Stres Faktörlerine Etkisi
araştırma bazı ekmeklik buğday genotiplerinde trakya bölgesinde farklı lokasyonlarda agronomik karakterler ve bazı yaprak hastalıklarına çevre koşullarının etkisinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür . çalışma trakya bölgesi nde lokasyonda yılında genotip ile tesadüf blokları deneme desenine göre tekrarlamalı olarak kurulmuştur . araştırmada tane verimi bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı kahverengi pas sarı pas septoriya yaprak leke ve külleme hastalıkları ile bu karakterlerin lokasyonlara göre arasındaki ikili ilişkiler incelenmiştir . araştırmada incelenen karakterlere göre genotipler ve lokasyonlar arasında önemli farklılık bulunmuştur . araştırma sonucunda ortalama verim . kg da olurken en yüksek verim . kg da ile tcı hattında belirlenmiştir . araştırmada üç lokasyonda da kahverengi pasa ve sarı pasa genotip dayanıklılık seviyesinde reaksiyon göstermiştir . külleme ve septoria yaprak hastalıkları lokasyonlar arasında farklı oranlarda epidemi yapmıştır . aldane kahverengi ve sarı pas hastalıklarına üç lokasyonda da dayanıklı seviyede reaksiyon gösteren çeşit olmuştur . tane verimi ile hektolitre ağırlığı arasında edirne lüleburgaz ve tekirdağ lokasyonlarında farklı oranlarda pozitif ilişki saptanmıştır . kahverengi pas hastalığı tüm genotiplerde tane verimini olumsuz yönde etkilemiş ve edirne lüleburgaz ve tekirdağ lokasyonlarında olumsuz ilişki belirlenmiştir . külleme yüksek seviyede enfeksiyonun oluştuğu tekirdağ da verim ile negatif ilişkili olduğu belirlenmiştir . sarı pas enfeksiyonun başaklanma dönemi ile birlikte olmasından dolayı hassas çeşitlerde farklı oranlarda verim düşüklüğü yapmıştır . bu nedenle sarı pas ile tane verimi arasında edirne lüleburgaz ve tekirdağ lokasyonlarında olumsuz ilişki belirlenmiştir .
ekmeklik buğday trakya bölgesinde yaklaşık bin hektar ekiliş alanı ile en önemli kültür bitkisi olup çevre koşullarındaki değişiklikler bu bitkinin tane verimi ve ürün kalitesinde düşüklüğe neden olmaktadır . bu durum buğday çeşitlerinde verim ve kaliteyi farklı oranlarda etkilemektedir . bu da kahverengi pasa karşı çevresel koşulların yanında genetik dayanıklılığın da önemli olduğunu ortaya koymuştur . önceki dönemlerde yapılan çalışmalar tahıllarda en zararlı yaprak hastalıklarının pas hastalıkları külleme yaprak leke ve septoria olduğunu göstermiştir . sarı pas hastalığı salgını çok önemli verim kayıplarına yol açmaktadır testi ile karşılaştırılmıştır . en yüksek verim tane verimi . kg da ile edirne lokasyonunda en düşük tane verimi ise . kg da ile lüleburgaz lokasyonunda tespit edilmiştir . bölgede başaklanma dönemi ve tane dolum dönemi arasında aralıklı seyreden yağışlar ve süreklilik gösteren nem özellikle bazı yaprak hastalıklarının çeşitlerin hassasiyetine göre farklı oranlarda epidemi yapmasına neden olmaktadır . araştırmada aldane çeşidi ile adet genotip kahverengi pasa karşı her üç lokasyonda da tarla koşullarında iz seviyesinde dayanıklılık reaksiyonu göstermiştir . septoria yaprak leke hastalığındaki enfeksiyona özellikle mart ayındaki yağışların önemli etkisi olmuştur . trakya bölgesinde özellikle taban arazilerde yağışlı ve nemli yıllarda epidemi yapan diğer biyotik stres faktörlerden biri de külleme hastalığıdır . araştırmada te ve bbvd numaralı genotip üç lokasyonda da küllemeye karşı yüksek seviyede toleranslı olduğu görülmüştür . bu nedenle sarı pas ile tane verimi arasında edirne lüleburgaz ve tekirdağ lokasyonlarında olumsuz ilişki belirlenmiştir . bu farklılığa yağış ve sıcaklığın etkisinin önemli olduğu görülmüştür . trakya bölgesinin en önemli biyotik stres faktörü olan kahverengi pas hastalığı tane verimini lüleburgaz ve tekirdağ lokasyonlarında düşük oranda olumsuz yönde etkilemiştir . trakya bölgesinde ekmeklik buğdayda önemli sorunların başında kalite gelmektedir . bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığ protein oranı tane sertliği gluten ve sedimantasyon gibi bazı kalite özelliklerinin yağış ve sıcaklık gibi bazı iklim koşulları ile çok fazla ilişkili olduğu bilinmektedir . sonuç araştırmada kahverengi pas sarı pas septoria yaprak lekesi ve külleme hastalıklarına göre genotipler ve lokasyonlar arasında önemli farklılıklar belirlenmiştir . külleme edirne lokasyonunda çok düşük oranda görülürken yüksek seviyede enfeksiyonun oluştuğu tekirdağ lokasyonunda tane verimi ile külleme arasında negatif ilişki belirlenmiştir . sarı pas enfeksiyonun başaklanma dönemi ile birlikte olmasından dolayı hassas çeşitlerde farklı oranlarda verim düşüklüğü yapmıştır . bu nedenle sarı pas ile tane verimi arasında edirne lüleburgaz ve tekirdağ lokasyonlarında olumsuz bir ilişki belirlenmiştir .
439
224
Bilişim Sektöründen Pazarlamaya Aktarılan Yeni Bir Kavram: Çevik Pazarlama
şirketler günümüz dünyasının yoğun rekabet ortamında kendilerine yer bulabilmek için oldukça hızlı değişim ve gelişim göstermek durumundadırlar . bu değişimi hızlı ve sistematik bir şekilde gerçekleştirebilmek önemli bir ayrıcalıktır ve başarının anahtarıdır . öncelikle ıt sektöründeki hızlı değişimden kaynaklı olarak ortaya çıkan çevik gelişim kavramı kabul görmüş ve bu kavram pazarlama alanının içerisine de dahil olmuştur . çevik gelişim bir işletmenin faaliyet gösterdiği sektörde meydana gelen değişim ve gelişimlere ani şekilde cevap verebilmek için geliştirilmiş sistematik bir bakış açısıdır . sektörde meydana gelen değişimlere eğer pazarlama ani tepkiler veremiyorsa işletmenin faaliyetleri sekteye uğrar ve bu durum da başarısızlığı beraberinde getirir . bu nedenle hızlı değişim rüzgarına uyum sağlayan sistematik bakış açısı pazarlama alanına da sıçramıştır . pazarlama literatüründe oldukça yeni bir kavram olan çevik pazarlama kavramının açıklanması bu çalışmanın temel amacıdır . pazarlama literatüründe henüz çok az çalışmanın bulunması sebebiyle gelecekte yapılacak çevik pazarlama çalışmalarına ilham verici kavramsal bir çalışma olması hedeflenmektedir . çalışmanın literatüre yapacağı katkının yanında işletmeler için de yeni bir bakış açısı kazandıracağı varsayılmaktadır .
kolayca ve çabucak hareket etmek anlamına gelen çevik yazılım geliştirme metotlarının hızlı ve çabuk bir şekilde sunulması için iş dünyasının arzu ettiği cevapları veren faaliyetlerdir . çevik uygulamalar geleneksel yöntemlerin farklılaşmasına odaklanmaktadır . pazarlarda meydana gelen hızlı değişim pazarlamacıların da çevik olmasını zorunlu hale getirmiştir . pazarlama alanında henüz yeni bir kavram olmasından dolayı genel kabul görmüş bir tanımı olmamakla birlikte çevik pazarlama rekabet ortamında meydana gelen hızlı değişim durumlarında rakiplerini geride bırakabilmek için kaynakları hızlı ve faydalı bir şekilde yeniden tahsis edebilme yeteneğidir . çevik pazarlama belirsiz ve sürekli değişen pazar ve tüketici taleplerine karşı işletmelerin bir dizi esnek yaklaşımıdır . çevik pazarlama dinamik bir yapı oluşturulmasına yardımcı ve hatta zorlayıcı bir kavramdır . uygunluk ve geçerlilik pazarlama yöneticilerinin faaliyetlerini düzenlerken oldukça aktif bir alanda çalıştıklarının farkında olarak planladıkları ve uygulamaya çalıştıkları pazarlama faaliyetlerinde hızın yanında pazara uygunluk ve geçerliliğine de dikkat etmeleri gerekmektedir . günümüzde olaylar öyle hızlı gelişiyor ve değişiyor ki bu değişimleri takip etmek zorlaşmaktadır . çevik pazarlamanın bakış açısına göre değişikliklere ani ve doğru cevap verebilmek önemli bir rekabet avantajını da beraberinde getirdiğinden değişiklikleri hoş karşılamak ve bu değişimleri planlamak gerekir . süreç içerisinde oluşabilecek değişikliklere geçişi kolaylaştırmak için pazarlama programları kısa vadeli olarak gerçekleştirilir . argan ve argan a göre kampanyadan etkili bir yayılım elde edilmek isteniyorsa güvenilir ve üst düzey profil özelliklerini taşıyan kişilerden oluşan gruba yönelik uygulamalar yürütülmelidir . çünkü bu grup yeniliklerin ilk olarak benimsenmesinde ve yayılmasında büyük katkı sağlayacaktır . bu şekilde sponsorlar veya diğer finansal kaynaklar ile temasa geçilmelidir . çevik pazarlamada ekip kurulurken adanmışlar ve etkileyiciler şeklinde nitelendirilen iki tür çalışan profili vardır . böylece sürat planlaması olarak türkçe ye çevirebileceğimiz sprint planning aşaması başlar . bu çerçevede ortaya çıkabilecek engeller ve fırsatlara hızlı bir şekilde uyum sağlayabilecek proaktif yaklaşımlar geliştirmek de önem taşımaktadır . pazarlama faaliyet planının yapılabilirliğinin ele alındığı ilk gözden geçirme basamağında işletmenin var olan fırsatlarının belirlenen pazarlama faaliyetleri ile ne derece değerlendirebileceği anlaşılmaya çalışılmaktadır . bu şekilde uzun ve verimsiz geçen toplantı kavramı da ortadan kalkmaktadır . başarısızlık nedenlerinin rakiplerin veya başkalarının fark etmesinden önce işletmenin kendisinin fark etmesi en az zararla eksikliğin giderilmesi anlamına da gelmektedir . bu prensipler çerçevesinde faaliyetlerini gerçekleştiren pazarlama süreci sorunları çözmeye katma değer yaratmaya ve yeniliklere hızlı bir şekilde uyum sağlamaya ve hatta yenilikçi olmaya katkı sağlamaktadır . bu noktadan hareketle türkiye de çevik pazarlama kavramı ilgili tartışmalar için başlangıç oluşturulmuş ve uygulayıcılara katkı sağlanmıştır .
452
161
Kız çocuklarda sağlık ilişkili fiziksel uygunluk ve fiziksel aktivite yoğunluğu ilişkisinin araştırılması
bu çalışma ile yaş arasında değişen kız çocukların sağlık ilişkili fiziksel uygunluk özellikleri ve fiziksel aktivite arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır . araştırmaya kız ilköğretim öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır . sağlık ilişkili fiziksel uygunluk özellikleri olarak aerobik uygunluk beden kompozisyonu kas kuvveti ve dayanıklılığı ile esnek alınmıştır . fiziksel aktivite düzeyini belirlemek için bouchard three day physical activity record anketi uygulanmıştır . fiziksel aktiviteler enerji tüketimine göre met aktiviteler orta şiddetli aktiviteler olarak sınıfa ayrılarak değerlendirilmiştir . değişkenler arası ilişkiyi incelemek için pearson korelasyon testi kullanılmıştır . p değerinin ten küçük olduğu durumlarda değişkenler arası ilişki anlamlı kabul edilmiştir . araştırmaya katılan kız çocukların fiziksel aktivite ile fiziksel uygunluk özellikleri arasındaki ilişki incelendiğinde orta şiddette aktiviteler ile vücut yağ yüzdesi arasında negatif yönde ve maksvo arasında pozitif yönde p düzeyinde anlamlı ilişki bulunmuştur . fiziksel aktiviete ile fiziksel uygunluk arasındaki ilişkinin incelenmesi ile ilgili araştırmaların devam ettirilmesi sonuçların daha net ve anlaşılır hale gelmesini sağlayabilir .
modern yaşam tarzı ve sosyo kültürel yapıdaki değişim insanlığı fiziksel aktiviteye daha az gereksinim duyar hale getirmiştir . çocuk sağlığı da yetişkin nüfusun geleceği ve sağlık durumu hakkında bir anahtar görevi görmektedir . yetiş kinlerde görülen obezitenin ve kronik hastalıkların kökenlerinin yaşamın ilk yıllarına dayandığı dikkate alınacak olursa çocukların fiziksel aktivite sağlık ve fiziksel uygunluk durumları daha da büyük önem kazanmaktadır . bu çalışmanın amacı yaş kız çocuklarda fiziksel aktivite ve sağlık ilişkili fiziksel uygunluk özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemektir . araştırmaya yaş arası kız ilköğretim öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır . çalışmaya bir kulüpte lisanslı olarak sporcu olmayan ve beden eğitimi derslerine katılmalarında sağlık açısından herhangi bir sakıncaları bulunmayan öğrenciler alınmıştır . koşu hızını belirlemek için protokole uygun bir teyp bandı ve teyp kullanılmıştır . esneklik ölçümünde otur eriş testi kullanılmıştır . test sehpasının uzunluğu cm genişliği cm yükseklik cm dir . üst yüzey ayakların dayandığı yüzeyden cm daha dışarıdadır . takkei marka el dinamometresi ile ölçüm gerçekleştirilmiştir . fiziksel aktivite düzeyini belirlemek için çocuklar üzerinde güvenirlik ve geçerlik çalışması yapılmış bouchard three day physical activity record anketi uygulanmıştır . bazal metabolizma oranını bulmak için harris benedict formülü kullanılmıştır . çocuklarda kavramsal olarak yağ oranı ve aktivite seviyesi arasında ters bir ilişki olduğu zannedilir . diğer taraftan orta şiddette aktiviteler ile vücut yağ yüzdesi arasında negatif yönde ve maks . maks vo beden yağ oranı ve m . sürat koşusu değerleri fiziksel aktivite düzeyini olarak açıklamaktadır . olarak değerlendirildi . enerji tüketimi ile orta şiddetli aktivite yoğunluğu arasında pozitif ve tv izleme ile zayıf oranda negatif ilişki bulundu . fiziksel aktivite ile fiziksel uygunluk arasında zayıftan ortaya doğru bir ilişki bu çalışmada bildirilmektedir . durarak uzun atlama bükülü kol ile asılma ve dayanıklılık mekik koşusunda p . düzeyinde anlamlı ilişki bildirilmektedir . ayrıca orta şiddetli fiziksel aktivite ve aerobik uygunluk ergenlik öncesi kızlarda yağlılık değişkenini oranında açıklamaktadır . boreham ve arkadaşları yaş kız ve erkek toplam çocuk üzerinde yaptığı çalışmada kızlarda anket metodu ile belirlenen fiziksel aktivite ve yağ seviyesi arasında anlamlı düzeyde ilişki bulmuşlardır .
388
166
Basınçlı hava kullanılan infrared ısıtıcılı kurutucuda kabuklu fındık kurutulması
bu çalışmada yılında fındık kurutma için tasarlanan infrared kurutucunun tasarımı geliştirilmiş ve hasat sezonunda tekrar deneyleri giresun da yapılmıştır . fındığın yetiştiği bütün bölgeler gibi burası da aşırı nemlidir . dış ortam havasının bağıl nemi deneyler sırasında olarak kaydedilmiştir . kompresör ve kurutucu setinden alınan kurutma havası ile fındığın nemli dış ortam havasından yalıtılarak kurutulması sağlanmıştır . ürün kalitesini bozmadan en hızlı kurutmayı yapabilmek için fındıklar deney boyunca izin verilen en yüksek sıcaklıkta tutulmuştur . kullanılan havanın kuru olması sayesinde hızlı nem alması sebebiyle c üzerindeki sıcaklıklardaki bile ürünün aşırı ısınmasına yol açmadığı görülmüştür . basınçlı kuru hava kullanmanın psikrometrik analizleri yapılmış ve dış ortam havası ile karşılaştırılmıştır . ikinci serisi yılında yapılan deneyler yılındaki deneyleri doğrular nitelikte olup özgül enerji tüketimi . . kwh kg su olarak kaydedilmiştir . kurutma sürelerinin saat arasında değiştiği tespit edilmiş olup aynı sıcaklıklarda daha çok hava kullanılması ile daha kısa sürede kurutmanın mümkün olacağı fakat enerji tüketiminin daha yüksek olacağı görülmüştür .
anavatanı türkiye olan fındık bütün ılıman iklim kuşaklarında yetişebilen geniş bir coğrafyaya yayılmış yağlı tohumlu sert kabuklu bir yemiştir . gıda olarak doğrudan tüketilmesinin yanı sıra çikolata başta olmak üzere çeşitli gıda sanayi dallarında önemli bir girdi olan fındık yağı posası kabuğu ve hatta yeşil kabuğu ile çok farklı sanayi dallarında değerlendirilen önemli bir üründür . önemli bir ihraç ürünü olan fındığın ticaretinde karşılaşılan en önemli sorunlardan birisi de aflatoksindir fındığın kontrolsüz şartlarda kurutulması sırasında aflatoksin oluşması veya mevcut miktarın da artması gibi sakıncalar vardır . ekonomik ve teknik olarak eskiden ulaşılamayan modifiye atmosfer ortamı artık mümkün olduğunca tercih edilmektedir . fındık kurutmadaki genel uygulama birçok tarım ürününde olduğu gibi sergi ile güneşe sererek kurutmaktır . ancak karadeniz bölgesi nemli bir havaya sahip olduğundan iklim koşulları buna fazla imkan vermemekte kurutma işlemi günlerce sürebilmekte veya sağlıksız sonuçlar çıkabilmektedir . fındık hasadının yapıldığı yörede sahilde öğle vakitlerinde genellikle c sıcaklıkta civarında nem görülmektedir . yüksek kesimlerde ise daha serin ve daha nemli bir hava vardır . fındık tarımının yapıldığı yöreleri temsilen seçili merkezlerde ve ankara da fındık hasat zamanı kaydedilen meteorolojik veriler çizelge de verilmiştir . denize yakın bölgelerde kurutmanın karasal iklime göre daha zor ve yavaş olacağı bu verilerden anlaşılmaktadır . bu çalışmada yılında test edilmiş makina prototipi kullanılmıştır . prosesin sonunda dışarı atılan nemli havanın sıcaklık ve bağıl nemi otomatik olarak sürekli kaydedilmiştir . fabrika verisi . kw olan motorun deneysel olarak belirlenen gücü w olmuştur . testin yapıldığı ile aralığı dikkate alındığında elektrik sayacı ölçümleri arasındaki fark . kwh olmuştur . enerji ve verimlilik gibi hesaplamalarda somut ölçüme dayandığı için elektrik sayacının verileri esas alınmıştır . dışarı atılan havanın ortam sıcaklığına göre fazla yüksek olması enerji israfı anlamına da gelmektedir . psikrometrik hesap yapılabilmesi için aynı debideki havanın yeni sıcaklık ve bağıl mutlak nem ölçümü yapılmalıdır . ideal sıcaklık fındığın kalitesini olumsuz etkilemeden en hızlı kurutmayı sağlayan değer olarak tanımlanabilir . hasat edilmiş biyolojik bir madde olan fındık hiç sıcaklık uygulanmasa bile yarı canlı halde iken içerdiği kimyasalların değerleri zamanla değişecektir . bu etkenleri dikkate alan bir çalışmaya göre iç fındığa uygulanabilecek güvenli en yüksek sıcaklık c dir . kurutma havasının sıcaklığı fındığın sıcaklığına eşit değildir . saatin sonunda kuruma hala devam ederken giriş sıcaklığı c ye ayarlanmış çıkan hava sıcaklığı . c ve kabukta görülen sıcaklık yine c olarak kaydedilmiştir . aynı anda dış ortam havasında ise yaklaşık g kg hava kadar nem bulunmaktadır . kurutma havasının bu sıradaki değişimi şekil de psikrometrik şema üzerinde gösterilmiştir . longan meyvesine yapısal olarak benzeyen fejoya meyvesi farklı tip infrared ısıtıcılarla kurutulmuş yaklaşık aynı nem değerleri arasında yapılan kurutma sonucu özgül enerji . . mj kg su aralığında gerçekleşmiştir .
437
169
İki farklı olgunlaşma döneminde farklı parçalama boyutu ve sıkıştırma basıncının mısır silajının kalitesi üzerine etkileri
bu çalışma farklı olgunlaşma döneminde farklı parçalama boyutu ve sıkıştırma basıncının mısır silajının kalitesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır . bu amaçla ve süt çizgisi olgunluk dönemlerinde tek sıralı silaj makinesi ile hasat edilen silajlık mısır hasat anında ortalama ve mm boyutlarında kıyılmıştır . elde edilen mısır hasılı litrelik pvc tüpler içerisine ve mpa basınç değerlerinde sıkıştırılarak tam dolu halde ağızları kapatılıp fermantasyona bırakılmıştır . doksan günlük fermantasyon sürecinden sonra mısır silajlarının fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmış ve silaj kaliteleri belirlenmiştir . hasat döneminin ilerlemesi ile ph kuru madde ham kül ham yağ nötral deterjanda çözünmeyen lif asit deterjanda çözünmeyen lif ve metabolik enerji değerleri km de olarak sırasıyla . . . . . . . . . . . . ve . . mcal kg olarak belirlenmiştir . ayrıca hasat döneminin ilerl mesine bağlı olarak flieg puanı . den . değerine yükselmiştir . sıkıştırma basıncının arttırılması ph hy ve ham protein seviyelerini sırasıyla . . . . ve . . değerleri arasında değiştirmiştir . kıyma boyutunun arttırılması lignin değerini . den . değerine yükseltmiştir . çalışmada elde edilen silajların tümü flieg eşitliğine göre puanın üzerinde puan almış pekiyi silaj kalite sınıfında silajlardır . çalışmaya göre veya süt çizgisinde hasat edilen mısırın mm boyutlarında kıyılması ve mpa basınç ile sıkıştırılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır .
süt sığırlarının beslenmesinde kullanılan en önemli kaba yem türü mısır silajıdır . mısır silajı nötral çözücülerde çözünmeyen lif kaynağıdır . çalışmada silajlık mısır hibritlerinde km verimi ve besin değerinin optimizasyonunun danedeki süt çizgisinin olduğu dönemde gerçekleştiği hedef bir mısır silajının arasında km içermesi metabolik enerji değerinin kuru madde bazında . mcalkg den daha fazla olması ve . . ph değerine sahip olması gerektiğini ifade etmişlerdir . bu çalışmanın amacı farklı olgunluk dönemlerinde yapılan hasatla farklı kıyma boyutu ve sıkıştırma basınç değerleri altında elde edilen mısır silajının fermantasyon niteliğini belirlemek hasat dönemi kıyma boyutu ve sıkıştırma basıncının mısır silajının yem niteliği üzerindeki etkisini ortaya koymaktır . silaj materyali olarak normal yetiştirme koşullarında üretilen ikinci ürün kws doge çeşidi silajlık mısır kullanılmıştır . yem hammaddelerinin km düzeyleri c de en az saat süre ile etüvde kurutularak belirlenmiştir . kurutulmuş materyal öğütüldükten sonra kimyasal analizlere tabi tutulmuştur . tarafından bildirilen yöntemlere göre ankom fiber analyzer cihazı kullanılarak belirlenmiştir . silajların ph sı g silaj numunesinin ml saf su ile dakika süre ile laboratuvar tipi blenderde homojenizasyonundan elde edilen silaj süzüntüsünden belirlenmiştir . silaj kalite sınıfının belirlenmesinde alman tarım örgütü tarafından oluşturulmuş flieg puanlama yöntemi esas alınmış ve silaj kalite sınıfı bir regresyon eşitliği yardımı ile belirlenmiştir . flieg puanlama sistemine göre yapılan fiziksel değerlendirme ve silaj örneklerinin kimyasal analizlerinden elde edilen veriler varyans analizine tabi tutulmuştur . çalışmaya göre kıyma boyutu ve sıkıştırma basıncı fp nı etkilememiştir . hasat zamanının gecikmesine bağlı olarak km değerinde olan artış çok önemli bulunmuştur . silajın fermantasyon düzeyinin önemli göstergelerinden olan ph değeri pekiyi kalite sınıfında bir silajda . ile . arasında olmaktadır ve sıkıştırma basıncına bağlı olarak değiştiği kıyma boyutunun ise hy oranı üzerine etkisinin olmadığı belirlenmiştir . hasat dönemi x kıyma boyu interaksiyonu çok önemli diğer interaksiyonlar ise önemsiz bulunmuştur . nin bulduğu hp değerleri ve konca ve ark . nin mısır silajlarında bulduklarıhp değerleri ile uyumludur . bu çalışmada hasat döneminin ilerlemesine bağlı olarak ndf oranının arttığı gözlemlenmiştir . her üç koşulda tespit edilen ndf değerleri hasat döneminin ilerlemesi basınç artışı ve kıyma boyutunun azalmasına bağlı olarak ndf değerlerinin arttığını ortaya koyan yıldız ve ark . ın çalışmasında bildirdiği lignin değerleri ile uyumludur . sıkıştırma basıncı ve kıyma boyutunun me üzerinde etkisi önemli bulunmamıştır . mısır bitkisi veya süt çizgisi olgunluk dönemlerinde hasat edilerek içerisine hiçbir katkı maddesi ilave etmeden kaliteli ve yem niteliği yüksek mısır silajı yapılabilir .
452
219
null
bu makalede islam düşünce tarihinde derin izler bırakan farklı fıkhi geleneklerden gelen ve farklı havzalarda yetişen iki önemli şahsiyetin hüküm istinbatında izledikleri metodlar ile bu metodların izlenmesinde etkili olan temel tasavvurlar ele alınacaktır . bu isimlerden birincisi olan gazali hicri v . yüzyıl da bağdat ta yaşamış ve şafii ekole mensuptur . ibn rüşd ise hicri vı . asırda endülüs te yaşamış ve maliki gelenekten gelmiştir . zikredilen bu farklılıklarla birlikte her iki isim de belirli bir ekolün sınırları içine hapsedilemeyecek ve geniş bir yelpazede ele alınabilecek fikirler ileri sürmüşlerdir . görüşlerindeki bu esnekliğin sahip oldukları bilgi birikimiyle ilgisini kurmak elbette mümkündür . nitekim her iki müellif de kelam felsefe tasavvuf fıkıh gibi pek çok disiplini bir araya getirmeyi başarmasıyla tanınır özellikle islami ilimlerde dil ve mantığa dair görüşleriyle dikkat çekerler . makalemizde her iki müellifin bu bağlamdaki görüşlerine genişçe yer verilecektir .
ebu hamid gazali nin yaşadığı dönem doğrudan kur an ve sünnete dayalı ictihaddan uzaklaşılmaya ve taklid ruhunun yerleşmeye başladığı bir dönemdir . ibn rüşd usûl i fıkhı doğru bilgiye ulaştıracak bir yöntem olarak tanımlarken amacını da zihni doğru bilgiye yönlendirecek ilkeleri belirlemek şeklinde belirtir . bir filozof bir fıkıhçı ve kadı olan ibn rüşd e göre din temelde hukuktur ve din gibi hukuk da insanlar için zorunludur . mantık ilminden farklı olarak fıkıh usûlünde ise emir ve nehiy biçimindeki ifadeler ile haber şeklinde olsa da emir ve nehiy manası taşıyan inşai ifadeler hüküm kapsamında yer almıştır . ebu l hüseyin el basri ise fakihlerin şer i delillerle ya da şeriatın bir nakilde bulunmaması halinde istidlal ile kendisini bilmek için şeriata başvurdukları her şeyin hüküm olduğunu ifade etmiştir . böylece o şeriattan herhangi bir nakil bulunmaması halinde hükmün fukahanın istidlal faaliyeti ile ortaya çıktığını ifade ederek akıl vasıtasıyla ulaşılan hükmü de şer i hüküm kabul etmiştir . şer i hükme ulaşmada aklın işlevini kabul etmeyen eş ariler şeriatın vürûdundan önce fiillerin bir hükmünün bulunmadığını savunurlar . fıkıh usûlünde bizzat fıkıh kavramı bir şeyi derin olarak anlama ve kavrama manasını içermesi nedeniyle ictihad sonunda elde edilen hüküm ve netice anlamında bu çabayı ifade etmek için kullanılmıştır . bunun yanında re y ictihad te vil istinbat istihrac istismar istidlal kıyas istihsan ıstıslah nazar haml gibi kavramlarla da zaman zaman benzer bir mana kastedilmiştir . sistematik akıl yürütmeyi ifade eden kıyas hükmün uygulama alanının genişletilmesini sağlaması sebebiyle vahyin bildirdiği ile hükmetmek olarak düşünülür . belirli bir ayet veya hadis lafzı üzerinden yapılmakla birlikte kıyas işleminde hükmün konulmasına uygun düşen anlamın veya hükmün illetinin esas alınması onun anlamla ilgili yönüdür . gazali lafzın hükme delaletinin manzumu mefhûmu ve ma kûlu yoluyla olacağını savunur . gazali mecazların yol açabileceği anlam karmaşasını önlemek için yorumda dikkate alınması gereken kuralların belirlenmesi konusunda oldukça titizdir . hiç kimse her hususta akıl ile nakli cem edecek derecede akli ve nakli bilgilere sahip olduğunu zannetmemeli ve peşin hükümlü davranmamalıdır . ayrıca nassların çatışması halinde kendisine göre nassların ya konusunu ya da hükmünü yeniden yorumlayarak nass ile gerçekliğin çatışması halinde nassın gerçekliğe uygun olması halinde onu delil sayarak ve uygun olmaması halinde ise nassı akla başvurarak te vil etmektedir . bu hususlar da ibn rüşd ün fıkıhtaki te vil uygulamalarını arap dili ve akıl kurallarına göre gerçekleştirdiğini göstermektedir . ibn rüşd ün te vil konusunu bu şekilde belli esaslara bağlaması bazı çağdaş yazarlar tarafından hermenötiğin kurucusu olarak kabul edilmesini sağlamıştır . bu anlamda gramer dildeki lafızların ve cümlelerin yapısıyla ilgilenirken mantık da düşüncenin yapısıyla ilgilenir . ayrıca tanımın mümkün olduğu kadar kısa ve özlü olmasına ve kavrama doğrudan delalet eden temel terimi bulmaya çalışmak doğru bir tanımda önemlidir . gazali tanımın nasıl yapılması gerektiği ile ilgili vacib üzerinden bir uygulama yapar . bu yargı gücü soyut düşünmeyi bir kıyasın öncüllerini zihinde hazırlamayı sağlar . bu öncüllerden zorunlu bir sonuca varmaksa akıl yürütme olarak adlandırılır . gazali bu üç türe benzeyen ve ne kati ne zanni konularda uygun olup gerçeğin üstünü örtmek ve mugalata yapmaktan başka bir işe yaramayan bir türden daha bahseder ki bunlar vehim maznûnata benzeyenler ve mugalatadır . gazali mugalata kısmında lafız ya da mana bakımından yapılan yanlışlara değinir . gazali mana bakımından yapılan yanlışlara mananın tersinin tahayyül edilmesinden doğan hataları örnek verir . bu bakımdan isim ve kelime de doğrulanamayan ve yanlışlanamayan müfred manalara benzemektedir . c . nassın zahiri anlamını ifade eden misalin kastedilen anlam olmadığı kolay bir şekilde anlaşıldığı halde bu misalin ve sebebinin ne maksatla tercih edildiği bu kadar kolay bilinemediği anlamdır . hafıza gücü saklama ve hatırlama işleviyle bu süreci yürütür . diğer yandan illetin nassın umûmi manasından doğrudan elde edilmesi yapılan işlemin kıyas olarak isimlendirilmesinde tartışma olmakla birlikte ayrı bir değer taşır . ona göre fıkıh usûlünde kıyas tabiriyle çoğunlukla lafızların mefhûmlarıyla gerektirdiği şeyler kastedilmektedir . gazali akli konularda yakıni bilgiye ulaşmak için çabalamamak kadar fıkhi konularda zanla yetinmeyip yakıni bilgiyi elde etme isteğinin de cehalet olduğunu belirtir . ibn rüşd ün amacı da felsefenin önünde en büyük engel olarak gördüğü fukahanın tesirini azaltmak ve ellerinde durağanlaşmaya yüz tutan fıkıh usûlünü yeniden canlandırarak daha dinamik bir yapıya kavuşturmaktır . sonuçislam düşüncesi içerisinde fıkıh usûlü bir anlam ve hüküm teorisi usûlü sunarak din ile ilgili ilkelerin tespiti ve ortaya çıkan yeni durumlara uygulanması görevini üstlenmiştir . bununla beraber ibn rüşd ez zarûri de gazali nin el mustasfa nın başına mantık mukaddimesi şeklinde bir bölüm koymasına aynı anda her şeyi öğrenmek isteyenin hiçbir şey öğrenemeyeceğini söyleyerek karşı çıkar .
702
131
Çocuklarda fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluk unsurlarının araştırılması
bu çalışma çocuklarda fiziksel aktivite düzeylerinin ve fiziksel uygunluklarının ne durumda olduğunu araştırmak ve fiziksel uygunluk ile fiziksel aktivite ilişkisini yaşa ve cinsiyetlerine göre incelemek amacıyla yapılmıştır . çalışmaya yaşları ve arasındaki erkek ve kız olmak üzere toplam çocuk katılmıştır . fiziksel uygunluk özellikleri olarak boy beden ağırlığı vücut kompozisyonu vücut yağ oranı maks . vo kuvvet esneklik ve anaerobik güç değerleri ölçüm ve testleri yapılmıştır . fiziksel aktivite düzeyini belirlemek için ise bouchard three day physical activity record uygulanmıştır . istatiksel hesaplamalar spss programında yapılmıştır . erkek ve kızlar arasındaki farkları hesaplamak için independent t testi değişkenler arası ilişkiyi incelemek için korelasyon testleri kullanılmıştır . p değerinin ten küçük olması durumunda gruplar arası fark ve değişkenler arası ilişki anlamlı kabul edilmiştir . sonuç olarak erkek çocukların maks . vo el kavrama kuvveti ve anaerobik güç performanslarının kızlardan daha yüksek esneklik ve vücut yağ oranında ise kızların değerinin erkeklerden daha yüksek olduğu bulunmuştur . erkek ve kız çocuklarda boy vücut ağırlığı maks . vo el kavrama kuvveti ve anaerobik güç değerlerinde yaşla birlikte artış gözlenmektedir .
fiziksel aktivite iskelet kaslarının kasılması sonucunda üretilen bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren bedensel hareketler olarak tanımlanabilir . günümüzde birçok ülkede çocuk ve gençlerin fiziksel aktivite sınırlılığı sebebiyle fiziksel kapasitelerinin belirlenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır . araştırmaya öğretim yılında emirdağ ilköğretim okullarının . emirdağ ilçe milli eğitim müdürlüğünden izin alınarak fiziksel aktivite düzeyini belirlemek için bouchard three dayphysical activity record uygulanmış . bazal metabolizma oranını bulmak için harris benedict formülü kullanılmıştır . araştırmamızda kızların boy ve vücut ağırlığı değerleri erkeklerden yüksek bulunmuştur . çalışmamızda vücut yağ oranı değerleri erkek çocuklara oranla tüm yaş gruplarında anlamlı düzeyde yüksektir . . pınar ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada araştırmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin metre mekik koşusu testi sonuçlarına göre erkeklerin değerleri kızların değerlerine oranla daha yüksek bulunmuştur . bunc ve psotta nın çalışması da araştırmamızla paralellik göstermektedir . çalışmamızda erkek çocukların el kavrama kuvveti değerleri her yaş grubunda kızlardan yüksek bulunmuştur . kız ve erkek çocukların el kavrama kuvveti değerleri yaş ilerledikçe anlamlı düzeyde artış göstermektedir . çalışmamızda yaş kız çocukları ile erkek çocukları arasında kızların esneklik değeri yüksek olmasına rağmen anlamlı fark yoktur . yüzdeliğe denk gelen esneklik değerinin cm olduğu bildirilmiştir . bu çalışmalar haricinde literatürde yer alan ziyagil ve arkadaşlarının coşan ve demir in rowe ın mechelen ve arkadaşlarının çalışmalarıda araştırmamızla paralellik göstermektedir . çalışmamızda ve yaş gruplarında erkek çocukların anaerobik güç değerleri kızlardan anlamlı düzeyde daha iyi bulunmuştur . aynı çalışmada erkek ve kız çocukların dikey sıçrama değerlerinin yaşla birlikte anlamlı düzeyde arttığı bildirilmektedir . sonuç olarak yaşla birlikte boy vücut ağırlığı değerleri gelişime paralel olarak artmaktadır . fiziksel aktivite incelendiğinde erkeklerin daha çok orta şiddetli aktivitelere yöneldiği kızların ise hafif şiddetli aktivitelere yöneldiği bulunmuştur . fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluk arasındaki ilişki kompleks yapıda olduğu öngörülmektedir .
364
171
Profesyonel Turist Rehberlerinin Kişisel Gelişimi ve Mesleki Donanımı Üzerine Bir Araştırma
bu çalışmada turist rehberlerinin kişisel ve mesleki yetkinliklerine ait görüşlerinin kişisel gelişim çabalarının ve performans yeterliliklerine verdikleri önemin belirlenmesi amaçlanmaktadır . turistleri gittikleri ülke veya bölgede genellikle ilk karşılayan ve onlara tatilleri boyunca eşlik eden yol gösteren yardımcı olan bilgi veren kısacası tatili daha değerli hale getiren turist rehberlerinin performansları turizm sektörünün başarısına etki eden önemli faktörlerden biridir . hizmet verdiği turistler birlikte iş yaptığı işletmeler ve temsilcisi ve tanıtıcısı olduğu ülkesi açısından mesleğin taşıdığı önem dikkate alındığında bu mesleği icra eden bireylerin birtakım kişisel ve mesleki özelliklere sahip olmaları ve bunları sürekli geliştirmeleri gerekmektedir . verilerin elde edilmesinde nitel araştırma yöntemlerinden biri olan görüşme tekniği kullanılmıştır . görüşmeler sonucunda toplanan bilgiler betimsel ve içerik analiziyle değerlendirilmiştir . verilerin analizi sonucunda dört ana tema oluşturulmuştur . bu temalar sırasıyla turist rehberliği mesleğine ilişkin görüşler turist rehberinin kişisel ve mesleki özellikleri turist rehberinin kişisel ve mesleki gelişim çabası ve turist rehberinin mesleki sorunlarla mücadelesidir . oluşturulan temalar ve temalara ait kodlar listesi tablolar halinde ayrıntılı olarak incelenmiştir . çalışma sonucunda turist rehberlerinin kişisel ve mesleki özelliklerini geliştiren kişisel ve mesleki gelişimi için çaba gösteren ve yetkinlik düzeyleri yüksek bireyler oldukları belirlenmiştir . çalışma turist rehberlerinin kişisel ve mesleki gelişim süreçlerine verdikleri önemin genel bir profilini çizmektedir . daha önce yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde turist rehberlerinin kişisel gelişimiyle ilgili yapılan çalışmaların kısıtlı olduğu ve bu nedenle ilgili alanyazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir . ayrıca lider pozisyonda çalışan farklı meslek mensuplarına yapılabilecek araştırmalar için örnek teşkil edeceği düşünülmektedir .
turizm basit bir olgudan küresel bir sanayiye doğru en hızlı büyüyen sektörlerden biridir . kişinin hedeflerine daha kolay ulaşmasına başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilmesine olaylara farklı veya gerçekçi bakış açılarıyla bakabilmesine yardımcı olur . çünkü sürekli öğrenme hevesi duyan kendini geliştiren ve sorumluluklarını yerine getiren çalışanlar her zaman işverenler tarafından daha değerlidir . bu noktada rehberler sorumluluk düzeyi yüksek ve öz denetimli bireyler olmaları gerekmektedir . yönettiği turlarda çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalabilen rehberler en yetkili ve sorumlu kişiler olarak en doğru ve hızlı bir şekilde çözüm üretebilmelidirler . mesleki donanım bireyin mesleğini yerine getirebilmesini sağlayan niteliklerdir . beceri sadece bilmek ve bilineni uygulamakla sınırlı değildir . karşılaşılan bazı karmaşık durumların ya da sorunların üstesinden gelmek de beceri gerektirmektedir . ayrıca rehberlerden görevini zamanında yerine getirme disiplinli ve sorumluluk sahibi olma kişisel bakımına dikkat etme mesleki bilgisini geliştirme ve bunun için istekli olma gibi tutum ve etkili ve güzel konuşma herhangi bir konuda ayrımcılık yapmama gruba uygun davranışlar sergileme oluşabilecek bir problem karşısında soğukkanlı davranabilme gibi davranışlar sergilemeleri beklenmektedir . sorular şu şekildedir turist rehberleri için kişisel ve mesleki gelişim önemli mi turist rehberleri kişisel ve mesleki gelişimleri için çaba gösteriyorlar mı bu teknikte hazırlanmış olan sorular sırasıyla katılımcıya sorulur ve soruların katılımcı tarafından istenilen genişlikte yanıtlanmasına müsaade edilir . kişisel olarak zor zamanlar geçirdiğiniz bir dönemde grubuna karşı davranışlarınız nasıl olur içerik analizinde tema oluşturma ve veriyi kavramsallaştırma çabası vardır . örneğin katılımcı r tatmin edici gelir ve sosyal imkanlar sağlıyor . herhangi bir mesleğin sunamayacağı deneyimler edinme şansı veriyor . turist rehberlerinin mesleklerine olumlu duygularla bağlanmaları kendilerini mesleklerinde geliştirmeye daha istekli olmalarını sağlamaktadır . ayrıca çok yönlü olmayı gerektiren bu meslekte rehberlerin sürekli okuma ve öğrenme çabası içerisinde oldukları ve mesleklerini severek ve ilgi duyarak icra ettikleri görülmektedir . turist rehberlerinin kişisel ve mesleki gelişim çabasına ilişkin görüşlerine bakıldığında meslektaşlarının bilgi ve tecrübesine başvurma kendini sürekli yenileme mesleki toplantılara katılma çabası en fazla vurgulanan noktalar olduğu görülmüştür . belli zamanlarda belli bölgelerde daha çok o bölgeye tur yapılabileceğini tahmin ettiklerinde denetimler oluyor . mesleklerini seven birtakım kişisel ve mesleki özelliklere sahip kişisel ve mesleki gelişimleri için çaba gösteren ve meslekte yaşanan sorunlarla mücadele eden bireyler oldukları belirlenmiştir . türkiye nin bu çalışma turist rehberlerinin kişisel ve mesleki gelişimlerine verdikleri önemi meslekleri ve sahip oldukları kişisel ve mesleki özellikleri hakkındaki görüşleri ve performanslarına verdikleri önemi ortaya koymaktadır . daha sonra turist rehberleriyle görüşmeler yapılmış ve birtakım veriler elde edilmiştir . ayrıca son olarak aşağıda eğitim kurumlarına turist rehberliği meslek kuruluşlarına turist rehberleri birliği ne seyahat acentelerine ve diğer araştırmacılara öneriler sunulmuştur . bu noktada farklı pazarlarla çalışan seyahat acentaları birlikte çalıştıkları turist rehberlerinin ilgili pazara yönelik daha iyi bir hizmet sunabilmesi için rehberleri desteklemelidir .
447
233
Yeşil pazarlamada tüketici algısı: Kahramanmaraş kent merkezi örneği
yeşil pazarlama fiziksel çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmek veya çevre kalitesiniarttırmak için tasarlanan ürün geliştirme ve pazarlama faaliyetleridir . bu çalışmanın amacıkahramanmaraş kent merkezindeki tüketicilerin yeşil pazarlama yöntemiyle sunulan ürünlere ilişkin tüketici tercihlerinde etkili olan faktörleri belirlemektir . araştırmanın ana materyalini kahramanmaraşkent merkezinde tüketici ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır . veriler tanımlayıcı istatistikler ve ki kare testi yardımıyla analiz edilmiştir . araştırma sonuçlarına göretüketicilerin . inin yeşil ürün hakkında bilgiye sahip olmadığı yeşil ürün anlatıldıktan sonratüketicilerin . inin yeşil ürün satın aldığı tespit edilmiştir . tüketiciler en çok gıda ürünlerinin yeşil ürün olmasına dikkat ederken en az otomotiv sektöründeki ürünlerin yeşil ürün olmasına dikkatetmektedirler . tüketiciler en çok sağlığını korumak en az ise prestij için yeşil ürün tükettiklerini ifadeetmektedirler . ürünlerin içinde kimyasal katkı maddeleri olup olmadığı çevreye zararlı birürünü fiyatı düşük olduğu için tercih etmedikleri çevreye zarar vermeyen ürünlerindağıtımında ürünlerin en kısa yoldan ulaşmasını tercih ettikleri organik ürün satın alma davranışı üzerinde reklamın etkisi olduğu tüketicilerin en çok önemverdikleri yeşil pazarlama karması önermeleridir . bu çalışmanın sonuçları karar vericilere tüketicitercihlerini belirleyerek çalışmalarına yön verebilmelerinde önemli bilgiler sağlayacaktır .
insanoğlu varlığından bu yana çeşitli canlılarla birlikte yaşamını sürdürmektedir . insan eli ile ortaya çıkan sorunlar yine başta insan olmakla üzere pek çok canlı türünü tehdit eder hale gelmiştir . tüketiciler ürünlerin daha az kirlilik yaratan atıkları azaltan daha fazla geri dönüşüm sağlayan yenilenebilir kaynakların üretimde daha fazla kullanımını ürünlerin ekosistem için daha güvenilebilir olmasını istemektedirler . yeşil pazarlama fiziksel çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmek veya çevre kalitesini artırmak için tasarlanan ürün geliştirme ve pazarlama faaliyetleridir . ancak yeşil pazarlama stratejisi yalnızca ürünle sınırlı kalmayıp tüm pazarlama bileşenlerinin yeşil olmasını gerektirir . bir ürünü yeşil ürün olarak nitelendirebilmek için insan ya da hayvan sağlığına tehlikeli olmaması imalat kullanım ya da ortadan kaldırma boyunca çevreye zarar vermemesi imalat kullanım ya da ortadan kaldırma boyunca aşırı miktarda enerji ve diğer kaynakları tüketmemesi fazla ambalaj ya da kısa yaşam süresi nedeni ile gereksiz çöpe neden olmaması gereksiz kullanımı gerektirmemeli ya da hayvanlara işkence yapılmamalı çevreye ya da evrene zararlı materyaller kullanılmaması gerekmektedir . bu çalışma ile kahramanmaraş kent merkezinde tüketicilerin yeşil pazarlama karmasına ilişkin yaklaşımı belirlenmiştir . yeşil pazarlamada son durumun ortaya konması karar alıcılarda farkındalık ve gündem oluşturulması açısından önemlidir . tüketicilerin medeni durumları incelendiğinde . sinin evli olduğu . ünün bekar olduğu sonucuna ulaşılmıştır . kahramanmaraş kent merkezinde yeşil ürün satın alan tüketici sayısı düşük bulunmuştur . bu kararsızlığın en büyük sebeplerinden birinin de yeşil ürünlerin alternatiflerine kıyasla daha pahalı olduğunu saptamıştır . yeşil ürün tüketen tüketicilere hangi ürün gruplarının çevre dostu olmasına dikkat edersiniz sorusu sorulduğunda tüketiciler en çok sırasıyla gıda ürünleri ve beyaz eşyanın çevre dostu olmasına dikkat ettiklerini en az ise kozmetik ve otomotiv sektöründeki ürünlerin çevre dostu olmasına dikkat ettiklerini belirtmişlerdir . yine diğer bir araştırmaya göre tüketicilerin sinin temizlik ürünleri . nin gıda . inin otomotiv sinin elektrik elektronik . sinin giyim ve . kozmetik alışverişlerinde ürünlerin çevreci olmalarına dikkat ettiklerini tespit etmişlerdir . işlenen ve paketlenen ürünlere daha fazla ödeme yapmayı kabul eder misiniz sorusu sorulduğunda tüketicilerin . sı kabul edeceğini . ü kabul etmeyeceğini belirtmiştir . tüketiciler ürünlerin dağıtımında aracı sayısı arttığında çevreye verilen zararın arttığını aracı sayısı azaltıldığında ise ürünlerin kendilerine ulaşmasında daha az dağıtım kirliği olacağını düşünmektedirler . yeşil tutundurmada tüketiciler en çok organik ürün satın alma davranışı üzerinde reklamın etkisi vardır firmaların çevreci aktivitelerini anlatan mesajları onların çevrenin korunmasına katkıda bulunduklarının göstergesidir önermelerine katıldıkları en az ise yeşil ürünün televizyonda reklamının yapılması o ürünün güvenilir olduğunun göstergesidir önermesine katıldıkları tespit edilmiştir . firmaların çevreci hareketlerinin ve bunun yanı sıra televizyonda yapılan yeşil ürün reklamlarının tüketiciler nezdinde yeterli inandırıcılığı olmadığı sonucuna ulaşılabilir . tüketicilerin yeşil ürün tercih etmesindeki en önemli neden sağlıktır . yapılacak yeşil ürün pazarlama stratejilerinde sağlık faktörünün ön plana çıkarılması gerekmektedir . tüketicilerin en önemli yeşil ürün tüketmeme nedeni ise bulma sorunudur . satış merkezlerinde yeşil ürün stantları açılarak tüketicinin isteklerine yanıt verilebilir . yeşil ürün satın alma ile cinsiyet hane halkı gelir grubu eğitim grupları ve hane halkı birey sayısı grubu arasında istatistiki olarak anlamlı bir bağıntı olduğu gözlemlenmektedir . böylece hangi ürünlerin tüm işlemlerinin çevreye dost şekilde üretildiği bilinmemektedir . oluşturulacak yeşil renk ambalajlar veya yeşil ürün olduğuna dair belgeler ürün ambalajları üzerine yerleştirilerek tüketicilerin yanılmaması sağlanmalıdır . bu çalışma ilgili paydaşların yeşil pazarlama konusunda tüketici tercihlerini belirleyerek çalışmalarına yön verebilmeleri için bir kaynak oluşturabilir .
540
183
Türkiye’de E-Devlet Hizmetleri İçin Mobil Telefonların Kullanımı
türkiye de e dönüşüm nisan ayı itibarı ile hız kazanmıştır . eylem planı nda e devlet bölümü eylemle en çok sayıda eylemi barındıran bölüm olmuştur . güncel projeler arasında e devlet kapısı vedop mernis kimlik paylaşım sistemi e imza seçsis bilgisayar destekli merkezi seçmen kütüğü sistemi türkiye yatırım portalı dmo e satın alma türkiye ulusal coğrafi bilgi sistemi yer almaktadır . türkiye istatistik kurumunun yılı verilerine göre türkiye de internet erişimi olan haneler firmalar seviyesindedir . verilere göre internet erişimi firmalar açısından avrupa daki gelişmiş benzer örnekler ile paralellik gösterirken bireylerin internet kullanım oranları oldukça düşüktür . örneğin geniş bant erişimine sahip firmalar seviyesinde iken bu oran hanelerde seviyesindedir . diğer yandan tuik verilerine göre türkiye nüfusunun sının cep telefonuna erişimi bulunmaktadır . e devlet hizmetleri için mobil teknolojilerinin barındırdığı potansiyel büyüktür . araştırmamız türkiye deki e devlet uygulamalarının mobil telefonların kullanımında güncel durumu ve olası fırsatları analiz edebilmek için literatürü taramış uygulamaya yönelik öneriler geliştirmiştir . ayrıca çalışmamız e bilgi toplumu na giden süreçte mobil teknolojilerin adaptasyonuna ışık tutmaktadır .
e devlet üzerine pek çok araştırma yapılmış ve rapor yazılmıştır . bu çalışma türkiye de gelişmekte olan e devlet e yönetişim gibi teknolojinin toplum faydasına kullanılmasını olanaklı kılan kavramlar ile mobil teknolojilerin bağlamlaştırılmasını konu alır . öncelikli kamu hizmeti temel hizmetler olarak belirlenmiş bu hizmetlerin sinin çevirimiçi sağlanır olması bir gösterge olarak kabul görmüştür . yaklaşımımızın altında öncelikle yeni bir ürünün ya da yapılan bir yeniliğin başarılı olması için arzu edilecek nisbi avantaj uyumluluk karmaşıklık iletilebilirlik gözlemlenebilirlik denenebilirlik gibi etkenleri tanımlayan yenilik çerçevesi kabulu düşüncesini ortaya atan rogers gibi araştırmacıların kuramları yatmaktadır . bu modeller insan davranışını anlamak için gereken kuramsal çerçeveyi sunmaktadır . günümüz modern cep telefonları lı yılların ortalarındaki bir kişisel bilgisayarın kapasitesine sahiptir . çok amaçlı cep telefonları tek amaçlı aygıtlara göre daha yaygın kullanılmaya başlandı . mobil iletişim açısından türkiye nin dünya daki konumu oldukça ilginçtir . yılı enformasyon toplumu dünya zirvesi tarafından hazırlanan istatistiklere göre mobil telefon kullanımı açısından türkiye gelişmiş ülkeler arasında yer almaktadır . yılı ocak ayı itibariyle büyük girişimlerin bilgisayar kullanımı ve internet e bağlanma oranı den fazla çalışanı olan şirketler arasında . iken kişinin çalıştığı işletmelerde bu oran . dir . kullanıcı kabulü konusunda muhtelif meseleleri inceleyen pek çok araştırmacı da bu kuramdan yaygın olarak faydalanmıştır . bu çalışma literatürde bahsedilen bu boşluğun doldurulması açısından çok büyük önem arzetmektedir . bu platformlarda içerik kullanım değeri ve gelir olmak üzere üç kritik değerlendirme faktörü belirlenmiştir . elektronik ticaret alanında araştırma yapan akademisyenler işletme modelleri ile süreç modellerini ve organizasyonel ve teknik altyapıları sistemin farklı katmanlarına yerleştirerek aralarındaki farklılığı vurgulamaktadırlar . şekil teknolojinin baz ihtiyaçlar ile fazla gelişmiş hizmetler arasındaki geçiş noktasını vermektedir . ekonomi biliminde difüzyon daha ziyade teknolojik değişiklik anlamında kullanılmaktadır . teknolojik değişiklik toplumdaki bireyler tarafından kabul görüp kullanılmaktadır . literatürde yeni ürün ve teknolojilerin difüzyonu için en sık kullanılan model bass modelidir . bu çerçevede hazırlanan eavrupa eylem planı yeni ve daha rafine hedefler içeren eavrupa eylem planı ile devam etmiştir . adalet ve emniyet hizmetleri ulusal yargı ağının geliştirilmesi ile adalet sisteminin etkinliği artırılacak vatandaşların adalet hizmetlerine kolay erişimi sağlanacaktır . temel kimlik bilgileri ile tıbbi müdahale hallerinde zorunlu asgari sağlık bilgilerini de içeren elektronik vatandaşlık kartı uygulamasına geçilecektir . bu kart temel kimlik doğrulama aracı olarak kullanılacak vatandaşın günlük yaşamdaki iş ve işlemleri kolaylaştırılacak ve etkinleştirilecektir . ulaştırma sistemlerinde elektronik ödeme yapıları standartlaştırılacak ve geliştirilecektir . yerel hizmetlerin çevrimiçi sunumunda başarılı uygulamalar yaygınlaştırılacaktır . çalışmamızın ilerleyen safhalarında e devlet uygulamaları için kavramsal bir model geliştirilecek ve olası tüm alternatif yaklaşımlar değerlendirilecektir .
436
157
Karacadağ’ın farklı yükseltilerindeki meraların durumu ve ot kalitesinin belirlenmesi
bu araştırma diyarbakır şanlıurfa illeri arasındaki karacadağ ın sekiz farklı yükseltisinde yer alan meraların kalite derecesi ve ot kalitesini belirlemek amacıyla yürütülmüştür . araştırma sonucunda meraların ortalama kalite derecesi . yıl . . yıl . ve iki yılın ortalaması ise . olarak bulunmuştur . çalışmanın ilk yılı m m ve m yüksekliğindeki meralar çok zayıf diğer meraların durumu ise zayıf ikinci yıl ise m m m ve m yüksekliğindeki meraların durumu orta m yüksekliğindeki meranın durumu iyi m m ve m meraların durumu ise zayıf olduğu tespit edilmiştir . çalışılan tüm mera kesimlerinin ortalama kuru ottaki ham protein oranları . asit deterjan lif oranı . nötr deterjan lif oranı . sindirilebilir kuru madde oranı . kuru maddenin tüketimi oranı . nispi yem değeri değeri . fosfor oranı . potasyum oranı . kalsiyum oranı . ve magnezyum oranı . olarak tespit edilmiştir .
çok sayıda türden meydana gelen doğal çayır ve meralar zengin bir bitki örtüsüne sahiptir . yapılan birçok çalışmada yükseltinin artması ile bitki ile kaplı alan oranında ve bitki kompozisyonlarında değişmelerin meydana geldiği bildirilmektedir . vejetasyonun canlanmaya başladığı ilkbahar döneminde çalışmanın ilk yılı . mm toplam yağış ikinci yılı ise . mm toplam yağış gerçekleşmiştir . araştırma konusu mera alanlarında şeritmetre ile çekilen her m lik hat için cm derinlikten bir örnek olmak üzere her mera kesimi için sekiz örnek alınıp karıştırılarak her lokasyon için bir çalışma örneği elde edilmiştir . alınan toprak örneklerinin analizi bingöl üniversitesi ziraat fakültesi toprak bilimi ve bitki besleme bölümü ne ait toprak bitki analiz laboratuvarı nda analiz ettirilmiştir . herbaryum örneklerinin teşhisi dicle üniversitesi fen fakültesi biyoloji bölümünde yaptırılmıştır . incelenen meraların durumlarının saptanmasında de vries ve ark . tarafından ortaya konan kalite derecesine göre mera durumunun sınıflandırılması metodu kullanılmış her bir merada rastlanan bitki türlerinin botanik kompozisyondaki oranları ve kalite puanları kullanılarak gökkuş ve ark . tarafından verilen kalite puanı listeleri dikkate alınmıştır . tespit edilen adf ve ndf yardımıyla skm kmt ve nyd morrison belirttiği formül kullanılarak bulunmuştur . . çalışmanın yürütüldüğü ilk yıl vejetasyon döneminde düşen yağış miktarının uzun yıllar ortalamasının çok altında olması vejetasyon üzerinde hayvan baskısının artmasına ve bu sebeple meraların kalite değerlerinin düşük olmasına neden olduğu söylenebilir . yıl x yükselti interaksiyonuna baktığımızda en yüksek ham protein oranı . ile ikinci yıl m yükseltideki meradan elde edilirken en düşük ham protein oranı . ile birinci yıl m yükseltideki meradan elde edilmiştir . yıl x yükselti interaksiyonuna baktığımızda en yüksek adf oranı . ile ikinci yıl m yükseltideki meradan elde edilirken en düşük adf oranı ise ikinci yıl istatistiki olarak aynı grupta yer alan m m ve m yükseltilerdeki meralardan elde edilmiştir . ve . . ile budaklı çarpıcı tarafından elde edilen bulgulardan farklılık göstermiştir . ndf oranı bakımından meralar incelendiğinde tüm mera kesimlerinin ortalama ndf oranları . olarak bulunurken en düşük ndf oranı istatistiki olarak aynı grupta yer alan m m ve m yükseltideki meralardan en yüksek ise m yükseltideki meradan elde edilmiştir . skm değeri bakımından en iyi değer m yükseltideki meradan elde edilmiştir . yükseltilerin ortalamalarına baktığımızda araştırmanın birinci yılında kmt değeri ikinci yılın kmt değerinden istatistiki olarak düşük bulunmuştur . kmt değeri bakımından en iyi değer istatistiki olarak aynı grupta yer alan m m ve m yükseltideki meralardan elde edilmiştir . genel olarak kaliteli bir yem bitkisinden bulunması gereken mineral madde miktarları çizelge de verilmiştir . yıl x yükseklik interaksiyonuna baktığımızda en yüksek p değeri . ile ikinci yıl m yükseltideki meradan elde edilirken en düşük p değeri . ile birinci yıl m yükseltideki meradan elde edilmiştir . ortalama mg değeri . olarak bulunurken en yüksek mg değeri istatistiki olarak aynı grupta yer alan m ve m yükseltideki meralardan en düşük mg oranı ise diğer yükseltideki meralardan elde edilmiştir . ve . . ile şahinoğlu tarafından elde edilen bulgular ile benzerlik gösterirken . ile bakoğlu ve koç tarafından elde edilen bulgulardan farklılık göstermiştir . sağlıklı ve dengeli bir besleme için otun bileşiminde bulunan mineral maddeler arasındaki oranlar önemlidir . geviş getiren hayvanlarda tetani hastalığı riskini artıran k oranının . den düşük olması istenir . en düşük ise ilk yıl m yükseltideki meradan elde edilmiştir .
605
157
Çal (Denizli) yöresinden selekte edilmiş bazı ceviz genotiplerinin fiziksel ve biyokimyasal özellikleri
araştırma seleksiyon yolu ile elde edilmiş farklı ümitvar ceviz genotipinin bazı fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini belirlemek amacı ile yürütülmüştür . incelenen genotiplerin meyveağırlığı iç ağırlığı iç oranı ve geometrik ortalama çap gibi fiziksel özellikleri sırasıyla . . g . . g . . ve . . mm arasında tespit edilmiştir . bunun yanında seçilengenotiplerin kül oranları . . protein oranları . . ve yağ oranları . . arasında bulunmuştur . ayrıca doymuş yağ asitlerinden palmitik asit . . stearik asit . . aralığında doymamış yağ asitlerinden oleik asit . . linoleik asit . . ve linolenik asit . . aralığında değiştiği tespit edilmiştir .
ceviz sahip olduğu yüksek besin içeriğinden dolayı insanlar tarafından sevilerek tüketilen ve tüm dünyada yaygın olarak yetiştirilen bir meyve türüdür . dünya ceviz üretiminde söz sahibi olan ülkelerin başında çin abd ve iran gelmektedir . ülkemizde ceviz yetiştiriciliğinin çok uzun zamandan beri tohumla yapılıyor olması birbirinden farklı milyonlarca ceviz genotipinin ortaya çıkmasına neden olmuştur . ülkemizin sahip olduğu bu genetik zenginlik halen birçok araştırıcı tarafından araştırılmaya devam etmektedir . nitekim ceviz meyvesi yüksek oranda içerdiği doymamış yağ asitleri ile insan sağlığı açısından oldukça önemlidir . bu çalışmada denizli ili çal ilçesinden ümitvar görülen ceviz genotipinin bazı fiziksel kimyasal ve biyokimyasal özellikleri belirlenmiştir . araştırma kapsamında çal merkez köy ve kasabaları incelenmiş ve genotipten meyve örneği alınmıştır . kurutulan meyve örneklerinde aşağıda belirtilen özellikler incelenmiştir . mohsenin nin tarafından belirtilen yöntemde dg eşitliği kullanılarak geometrik ortalama çap tespit edilmiştir . distilasyon işlemi bitince örneklere . n luk hcl eklenerek renk başlangıçtaki yeşil renginden eflatun rengine dönene kadar titrasyon işlemine devam edilmiştir . her örnekten . g tartılıp kartuşların içerisine yerleştirilmiştir . yağ asitlerine ilişkin kromatogramlar elde edilerek yağı meydana getiren oleik asit ve linoleik asit oranları olarak tespit edilmiştir . her bir genotipe ait ağacın bulunduğu yerin toprak yapısı ve sulama gübreleme budama gibi bakım durumu aynı olmadığı için elde edilen bulguların yorumlanmasında ortalama maksimum ve minimum değerler kullanılmıştır . selekte edilen ceviz genotiplerinde ortalama en düşük ve en yüksek meyve ağırlığı sırasıyla . g . g ve . g olarak tespit edilmiştir . ümitvar genotiplerde bazı meyve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarda balta ve ark . diyarbakır ın bazı ilçelerinde yürütmüş olduğu çalışmada meyve ağırlığını . . g iç ağırlığını . . g ve iç oranını . . arasında bir diğer çalışmada şimşek meyve ağırlığını . . g iç ağırlığını . . g ve iç oranını . . arasında tespit etmiştir . şebinkarahisar yöresinden seleksiyon ile elde ettiği genotip ve standart ceviz çeşidinde yürüttüğü çalışmada kül protein ve yağ oranının sırasıyla . . . . ve . . aralığında değiştiğini bildirmişlerdir . ümitvar genotiplerin en düşük ve en yüksek protein oranı sırasıyla . ve . ortalama protein oranı ise . olarak ölçülmüştür . ümitvar ceviz genotiplerinin ortalama yağ oranı . iken en düşük ve en yüksek yağ oranı sırasıyla . ve . olarak belirlenmiştir . derg . anadolu j agr sci oranının sırasıyla . . . . ve . . arasında değiştiğini bildirmişlerdir . yine kül protein ve yağ oranını özkan ve koyuncu sırasıyla . . . . ve . . tespit etmiştir . hizan yöresinde yürütmüş oldukları çalışmada kül oranını . . protein oranını . . ve yağ oranını . . arasında değiştiğini bildirmişlerdir . tarbzon yöresinde yaptığı çalışmada palmitik asidin . . stearik asidin . . oleik asidin . . linoleik asidin . . ve linolenik asidin . . arasında değiştiğini bildirmişlerdir . incelediğimiz özelliklerdeki farklılıklar hem genetik hem de çevresel ve bakım koşullarından kaynaklanabilir . çal genotipinden den daha yüksek protein çal den daha yüksek yağ içeriği elde edilmiştir .
478
89
Enerji dengesine dayalı evapotranspirasyon haritalamada içsel kalibrasyon için temel hücrelerin görüntü filtreleme yaklaşımı ile seçilmesi
evapotranspirasyon haritalama çalışmaları su kaynakları yönetiminde hidrolojik su bütçelerinin hazırlanması ve sulu tarım alanlarında kullanılan su miktarlarının tahmin edilmesi gibi konularda büyük öneme sahiptir . son yıllarda gelişen uydu teknolojileri sayesinde et haritalama olanakları giderek artmaktadır . et haritalarının hazırlanması amacıyla geliştirilmiş modellerin hemen hepsi temel bileşenleri gizli ısı akısı hissedilebilir ısı akısı net radyasyon ve toprak ısı akısı olan enerji dengesine dayanmaktadır . uydu görüntülerinden elde edilen veriler ve meteorolojik verilerin bir arada kullanıldığı bu modellerde en önemli aşamalardan birisi hissedilebilir ısı akısı hesaplamasıdır . metrıc ve sebal modellerinde h nin hesabı bir içsel kalibrasyon işlemi içermektedir . bu kalibrasyon çalışma alanından seçilen soğuk ve sıcak hücre olarak adlandırılan iki uç koşula dayanmaktadır . soğuk hücre et nin potansiyel düzeyde olduğu ve sıcak hücre et nin en az düzeyde olduğu koşulları temsil etmektedir . bu nedenle soğuk ve sıcak hücrenin seçilmesi elde edilen et haritasının doğruluğu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir . söz konusu hücrelerin tarım alanlarından seçilmesi gerekmektedir ve çalışma sahası büyük olduğunda çeşitli filtreleme eşitliklerine ihtiyaç duyulmaktadır . bu çalışmanın amacı güncel bir yaklaşım olan metrıc modelinde soğuk ve sıcak hücrelerin seçimini kolaylaştıracak ve böylece et haritalarının doğruluğunu arttıracak filtreleme yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasıdır . çalışma yarı nemli ve yarı kurak iklim özelliklerine sahip iki ayrı bölge için yürütülmüştür . hesaplamalar için landsat uydu görüntüleri kullanılmıştır . filtreleme amacıyla geliştirilen eşitlikler normalize edilmiş vejetatif değişim indeksi ve yüzey sıcaklığına dayandırılmıştır . geliştirilen filtreleme yöntemi ile soğuk ve sıcak hücre seçimi başarılı ve kolay bir biçimde gerçekleştirilmiştir . filtreleme uygulanması bir kişinden diğerine değiş bilecek soğuk ve sıcak hücre seçimine belli bir standart getirmiştir . filtreleme uygulaması ile soğuk ve sıcak hücre seçimi et haritalamada doğruluğu arttırmış ve önemli düzeyde zaman kazandırmıştır .
evapotranspirasyonun hidrosfer atmosfer ve biyosferin enerji ve kütle değişimlerinde önemli rol oynadığı uzun zamandır bilinmektedir ve yarı nemli iklim özelliklerine sahip iki ayrı bölge için yürütülmüştür . filtreleme işlemlerinde çeşitli yüzey sıcaklığı ve normalize edilmiş vejetatif değişim indeksi sınır değerleri test edilmiştir . orta karadeniz bölgesi nin kıyı kesiminde bulunan bafra samsun merkezine yaklaşık . km uzaklıktadır . kızılırmak bafra nın en önemli su kaynağıdır ve bölgede çoğunlukla sulu tarım yapılmaktadır . metrıc modelinde dt hesabında et nin potansiyel düzeyde gerçekleşebildiği ve hemen hemen hiç gerçekleşmediği koşulları dikkate alan bir içsel kalibrasyon işlemi geliştirilmiştir . çalışmada filtreleme eşitliklerinde vejetasyon göstergesi olarak ndvı ve et göstergesi olarak ts haritaları kullanılmıştır . aşama tssoğuk ve tssıcak isimli dosyalarda tarım arazilerine ait olan en soğuk ve en sıcak hücrelerin seçimi yapılmıştır ve sıcak hücre için ts . bu iklim özelliklerine göre uydu görüntüsünün çekildiği günde ve saatte çalışmada ele alınan iki farklı bölgede atmosferin buhar talebi oldukça farklıdır . bu durumun her iki bölgede tarım arazilerinin et özellikleri üzerinde etkili olacağı değerlendirilebilir . çalışma kapsamında amasya ve samsun merkezli haziran tarihli uydu görüntüleri işlenerek tüm uydu görüntüsü için ndvı haritaları oluşturulmuştur . bunun nedeni bu bölgelerde bulunan parsellerin barajdan sulama amacıyla su kullanmasıdır . heriki şekilde de su yüzeylerindeki ts değerlerinin tarım arazileri ve diğer alanlara göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir . ovada sağ sahil ve sol sahilde kalan tarım arazileri incelendiğinde ortalama ts değerlerinin hemen hemen aynı olduğu gözlemlenmiştir . düşük ta yüksek rh ve bafra ovası nda görülen yarı nemli iklim tipi ts değerlerinin suluova ya göre neden daha düşük olduğunun göstergesi olarak sayılabilir . şekil de ise ts haritaları ndvı . k koşulu ile filtrelenmiştir . bunun temel nedeninin bu tür iklimlerde bazı dönemlerde et nin sıfır olduğu sıcak hücrenin bulunamamasıdırsuluova ve bafra tarım arazilerini kapsayan uydu görüntülerinden elde edilen ve soğuk hücre seçimi amacıyla kullanılan filtrelenmiş ts haritaları sırasıyla şekil ve da verilmiştir . yaklaşık . x adet hücreye sahip landsat uydu görüntüsünün hücre sayısı azaltılarak suluova için soğuk hücrenin ndvı ve ts değerleri sırasıyla . ve . k olarak tespit edilmiştir . ıdso pinter ve reginato ve howell ve ark . uydu görüntüsünün çekim saati sırasında iki bölgedeki ta ve rh farklılığı ts ta lar arasındaki farklılığın bir sonucu olarak sayılabilse de yarı nemli bölgelerde et nin sıfır olduğu bir alanın belirlenmesi yılın her döneminde olanaklı değildir . çalışmada haziran tarihli landsat uydu görüntülerinden elde edilen et haritalarından çalışma alanları olan suluova ve bafra ovası işaretlenerek kesilmiş ve sırasıyla şekil ve de verilmiştir . bu nedenle konuyla ilgili gelecekte daha fazla çalışma yapılması önerilmektedir .
491
282
II. MURÂD’IN LUGAZINA HAKÎKÎ’NİN VERDİĞİ CEVAPLAR: MA’RİFET-NÂME
bu çalışma temel olarak hakiki nin kimliği üzerine yapılan tartışmaları özetleyip açıklık getirmeyi eserlerini tanıtmayı ve daha önce yayınlanmamış olan ma rifet name adlı eseri neşretmeyi amaçlamaktadır . bu minval üzre giriş bölümünde edebiyatın ilişki ve kültür üretme biçimleri üzerine kısaca durulmuştur . ardından kaynaklardaki hakiki bey ve hakiki zade osman arasındaki kimlik kargaşası üzerindeki tartışma özetlenmiş ve hakiki nin kimliği tespit edilmeye çalışılmıştır . bu tespitten sonra hakiki ye ait olabilecek eserler tanıtılmış ve ma rifet name adlı eser üzerine umûmi bir incelemede bulunulmuştur . son olarak ise ma rifet name nin bilinen iki nüshası üzerinden yapılan tenkitli metin verilmiştir .
klasik kültür diye adlandırabileceğimiz kozmopolit şehir hayatından neşet eden kültür osmanlı da çeşitli müesseseler ve gelenekler vasıtasıyla imparatorluğun kılcal damarlarına kadar işleyerek ortak bir dil üretmiştir . telif edilen bir kitap bu entelektüel dolaşım sayesinde kısa sürede farklı şehirlere ulaşıp muhatabı ile karşılaşmış bestelenen bir ilahi ayin kuşaklar arası meşk edilerek ortak bir hafızada terennüm etmiştir . edebiyat özelinde tahmis nazire şerh gibi yazım gelenekleri bu ilişkiyi gösteren somut örneklerdir . incelemeye çalıştığımız ma rifet name adlı eser padişah mutasavvıf ilişkisinin edebiyat üzerinden oluşmasının değişik bir örneğidir . zira şebüsteri nin gülşen i raz adlı eseri horasanlı emir hüseyni i herevi nin manzum sorularına mesnevi nazım biçimiyle verilen cevapları içermektedir . bu ikilemi gösterecek olan kaynaklara kronolojik olarak bakmak söz konusu tartışmaya katkı sağlayıp ikilemi açığa kavuşturmak adına faydalı olacaktır . müstakim zade nin verdiği bilgileri teyit doğrultusunda hakiki nin mezarını tespit amacı ile cerrahpaşa tıp fakültesi kampüsü içinde kalan şah sultan camii ne yaptığımız ziyarette hakiki nin mezarına rastlayamadık . hakiki bey in ismindeki ile osman ali karışıklığı büyük ihtimalle bundan sonraki tartışmaların zeminini oluşturmuştur . buna karşılık hakiki zade osman ın mezarının yeri bellidir ve mezar taşı hala mevcuttur . yani vassaf bir sinani bir de bayrami hakiki olmak üzere bir kişiyi iki ayrı biyografi bölümünde birbiriyle paralel bilgiler vererek anlatmıştır . oysa divan içinde hem hakiki hem derviş osman isimlerine tesadüf edilen özellikle şu satırlar şüpheye yer bırakmayacak deliller olarak kabul edilebilir . oğlanlar şeyhi de la mekani hüseyin efendi ile hamzaviliğe bağlanmış ve halveti şeyhi hakiki zade osman efendi ile de sülûkunu tamamlamıştır . yani abdurrezzak tek de osman hakiki adında bir melami şeyhi olduğunu hakiki zade osman adında bir halveti şeyhi olduğunu ve bu iki şeyhin de oğlanlar şeyhi ibrahim efendi ile münasebeti bulunduğunu söylemiştir . oğlanlar şeyhi ibrahim efendi tabtab ali şah ile bayrami silsileye hakiki zade osman efendi ile de halveti silsileye bağlanmıştır . la mekani nin zayivesi ders ve zikir yapılan bir mekandır ve ölümünden sonra da bir ziyaretgah yeridir . oğlanlar şeyhi bayramiyyeden la mekani nin sohbetlerinde bulunarak vahdet name adlı eserini kaleme almıştır ve bu etki sunullah gaybi ye de tesir etmiştir . ancak oğlanlar şeyhi dil i dana da kaside i devriyye sinde ve yine melami kutublarını sıraladığı bir gazelinde la mekani nin adını zikretmez . silsilesi halvetiyenin sinaniye şubesinden seyfullah efendi üzerinden gelmektedir . gölpınarlı nın tespit ettiği üzre iktibas edilen kısım sarı abdullah ın semaratü l fuad adlı eserinde de bulunmakla birlikte idris i muhtefi ye ait gösterilmiştir . ayrıca yine bir melami metni olan la li zade nin sergüzeşt inde de bu alıntının yanında irşad name den cümle cümle alıntılar da vardır ancak la li zade irşad name ve hakiki den bahsetmez . kanaatimizce hakiki zade osman ve hakiki bey veya hakiki ali ayrı kişilerdir . şuhûd name ak ze da irşad name ve ma rifet name ile birlikte kayıtlıdır . hakikati muhammediye hakikati insaniye ismi cemal ve celale mazhar olmak suretile kainatın zahiri iki muhalif veçh üzere devri cahil ve kamil mürşit melametin adabı talibin gönülden düşmesi tekrar yola gelmesi için verilen cezalar kutup irşadın kutbun hakkı olduğu ve rehberlerin kutuptan müstefit oldukları mümkün olduğu kadar tafsilen ve selis sade bir lisanla yazılmıştır . ilk olarak ali çavuşoğlu tarafından neşredilen eser carullah bl ve mihrişah sultan nr . yukarıda da alıntıladığımız notda yirminin üzerinde kaside ve ilahisinin olduğu söylenmiştir . tespit edebildiğimiz kadarıyla eserin iki nüshası mevcuttur . lugazdan sonra hakiki cevab ı evvel ala tariki l mecaz bala cemal başlığı altında . cevap ağızlara düşmüştür ve saray halkından birisi cevabı kendinin bulduğunu iddia ederek sultana cevabı iletmiştir . hakiki bunu yapmanın hırsızlık ve taklitçilik olduğunu söyler . hakiki nin daha önce neşredilmemiş olan ma rifet name adlı eseri muhtevası üzerine bir inceleme ile verilmiş ve kaynaklarda zikredilmemiş olan şuhûd name adlı eseri de kısaca tanıtılmıştır . ayrıca mecmualarda şiirleri bulunan hakiki nin kaynaklara göre var olan ancak yazma nüshalarına rastlayamadığımız tarikat name ve silsile name adında eserleri de mevcuttur . ma rifet name klasik türk edebiyatı türlerinden biri olan lugaz üzerinden padişah mutasavvıf arasında edebi ilişki kurması açısından orijinaldir .
581
86
GELİŞİMSEL MİNE DEFEKTLERİNİN TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÇEŞİTLİ MATERYALLERİN RENK MASKELEME ETKİNLİĞİNİN GÖRSEL VE CİHAZ YÖNTEMİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
çalışmamızda gelişimsel mine defekti bulunan kesici dişlere sahip bireylerin estetik kaygıları değerlendirilmiştir . ayrıca rezin infiltrant tedavisi ve mikroabrazyon ile birlikte uygulanan farklı trikalsiyum fosfat ve kazeinfosfopeptid amorf kalsiyum fosfat remineralizasyon ajanlarının renk maskeleme etkinliğinin görsel ve cihaz yöntemi ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır . çalışmaya yaş arası çalışma için belirlenen kriterlere uygun . grup florozis diş yüzey indeksi skor aralığındaki florozis ve . grup modifiye gelişimsel mine defekti indeksi skor aralığındaki hipomineralizasyon görülen kesici dişe sahip hastalar dahil edilmiştir . hastaların dişleri ile ilgili estetik kaygılarını değerlendirmek için modifiye çocuk ağız ve diş sağlığı etki profili anketi uygulanmıştır . tedavi uygulamasını kabul eden . ve . gruplara sırasıyla grup a ıcon grup b opalustre clinpro white varnish ve grup c opalustre tooth mousse tedavileri uygulanmıştır . çalışmaya katılan dişlerin renk değerlendirmeleri için görsel analog skalası ve spektrofotometre kullanılmıştır . sonuçlar istatistik olarak değerlendirilmiştir . estetik kaygı ile ilgili yapılan değerlendirmede florozis grupları arasında estetik kaygı ile ilişkinin olmadığı belirlenmiştir . gelişimsel mine defekti görülen ön kesici dişlerde tüm tedavi uygulamalarının sonucunda klinik olarak fark edilebilir değişiklik elde edildiği tespit edilmiştir . her grupta görsel analog skor değerleri en yüksek a grubunda elde edilmiştir . δe değerleri ise florozis grubunda en yüksek a grubunda hipomineralizasyon grubunda en düşük c grubunda bulunmuştur . hipomineralizasyon grubunda estetik kaygı ön plana çıkmıştır . gelişimsel mine defekti görülen dişlerde rezin infiltrant ve mikroabrazyon uygulamalarının sonucunda hem görsel analog skalası hem de spektrofotometre kullanılarak klinik olarak fark edilebilir değişiklik olduğu belirlenmiştir . çalışmalarda görsel ve cihaz ile değerlendirmelerin sağlıklı yapılabilmesi için standardizasyonun sağlanması gerekmektedir .
gelişimsel mine defektlerini en sık oluşturan nedenler florozis ve hipomineralizasyondur . hipomineralizasyon ise dokunun translüsensisi ile ilgili bir anomalidir . bu gelişimsel mine defektlerinin özellikle üst çene ön dişlerinde ve gülme hattında bulunması nedeni ile oluşan estetik kaygının tedavi uygulamaları ile çözümlenmesi önem kazanmaktadır . cihaz ile renk değerlendirmeleri daha güvenilir ve tekrarlanabilir bir yöntem olup nesneden yansıyan ışığın optik aletlerle değerlendirilmesi esasına dayanmaktadır . çalışma öncesinde ilgili etik kurul onayları alınmıştır ve power analizi yapılmıştır . gelişimsel mine defekti görülen hastalar florozis ve hipomineralizasyon olarak gruba ayrılmıştır . florozis grubu için florozis diş yüzey indeksi sınıflaması . reflektör aydınlatması yapılmayan odada kayıt alınan ünitin koltuğun ve başın yerleştirildiği yer sabitlenmiştir . hipomineralizasyon grubunda sorulara verilen cevapların ortalamaları alınarak bu ortalama değerler üzerinden mdmgi karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi uygulanmış ve yapılan varyans analizi sonucunda mdmgi gruplarının ortalamaları arasındaki fark istatistik olarak önemli bulunmuştur . gelişimsel mine defektlerinin etiyolojisi açısından kaydedilen formlar değerlendirildiğinde hipomineralizasyon grubunun unda büyük azı keser hipomineralizasyonu olduğu ve sında ise süt dişi enfeksiyonu ya da travması bulunduğu belirlenmiştir . a grubunda en yüksek değer elde edilmiştir diğer gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır . en yüksek değer sırasıyla a grubunda elde edilmiş olup bunu c ve b grupları takip etmektedir . florozis grubunda δe değerleri bakımından elde edilen verilere yapılan varyans analizi sonucunda zaman ve materyal etkileşimi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur . çalışmamız dişlerinde florozis ve hipomineralizasyon görülen hastalar üzerinde yürütülmüştür . anket soruları hafızaya dayalı olup her ebeveyn doğru hatırlayamamaktadır . çalışmamızda tedavi uygulamaları sonrasında renk maskeleme etkinliğinin işlem sonrası değerlendirilmesi için hem görsel hem de cihaz ile değerlendirme yapılmıştır . çalışmamızda tedavi gruplarının renk maskeleme özelliklerinin değerlendirilmesinde birbirlerini tamamlayan ve öngörülebilir estetik sonuca yol açan görsel değerlendirme ve spektrofotometre ile renk değerlendirme yöntemleri beraber kullanılmıştır . görsel değerlendirmenin yanı sıra kullanılan in vivo ve in vitro şartlarda güvenilir olarak belirtilen spektrofotometreler ile daha tutarlı objektif renk değerlendirmesi sağlanmakta ve kesin nicel veriler elde edilmektedir . çalışmamızda cihaz ile renk ölçümü için in vivo şartlarda hassas olduğu belirtilen easyshade spektrofotometresi kullanılmıştır dozić ve ark . rezin infiltrant ve özellikle mikroabrazyon tedavisi sonrası uygulamanın değerlendirilmesinde hem klinik olarak hem de fotoğraf kaydı alınarak bu skorlamanın kullanıldığı benzer çalışmalar mevcuttur price ve ark . çalışmamız sonucunda vas ile yapılan değerlendirmede her grupta en başarılı tedavi rezin infiltrant olmuştur . vestibül diş yüzeyi orta eksen boyunca lokalizasyonlara ayrılarak l a ve b değerlerinin ölçüldüğü bir çalışmada servikal ve insizal bölgede ölçüm değerlerinin değiştiği ve orta üçlüde yapılan ölçümlerin en tutarlı sonuçlar verdiği bildirilmiştir hasegawa ve ark . bu sonuç ile işlem sonrası her materyalin renk maskelemesi sağladığı düşünülmüştür .
464
250
İzmir İli Soğukkuyu Mezarlığının Planlama Kriterleri ve Peyzaj Tasarımı Açısından İrdelenmesi
bu çalışma kent mezarlıklarının işlevlerini kente kattığı değerleri ve potansiyellerini planlanması ve tasarlanması aşamalarında göz önünde bulundurulması gereken planlama kriterlerini ve kentin yeşil dokusu içerisindeki mezarlık alanlarının yerini ve önemini anlatmayı amaçlamıştır . bu bağlamda mezarlık kavramı oluşumu ve genel olarak tarihsel gelişimi açık ve yeşil alan kavramı mezarlıkların kent için değeri ve önemi literatür taramalarından elde edilen mezarlık planlama kriterleri etüt analiz ve sentez aşamaları üzerinden değerlendirilerek planlama ve tasarıma yönelik öneriler getirilmiştir .
mezarlığın temel işlevi kentsel yerleşim alanlarında git gide artan ölüm olaylarına karşın halkın sağlığını tehlikeye atmadan ölü bedeni ortadan kaldırmaktır . birçok meslek disiplini mezarlıklarla ilgili çalışma yapmaktadır . böylece kentin gelişmesi ve yayılmasıyla beraber kent yaşam alanı içinde kalan mezarlıklar kıymetsiz alan olmaktan çıkarılmıştır . bu çalışma kent mezarlıklarının işlevlerini kente kattığı değerleri ve potansiyellerini planlanması ve tasarlanması aşamalarında göz önünde bulundurulması gereken kriterleri ve kentin yeşil dokusu içerisindeki mezarlık alanlarının yerini ve önemini anlatmayı amaçlamıştır . bu biçimlenme süreci incelenirken toplumların sosyo kültürel durumları inanışları yaşadıkları çevre ve şartları buna bağlı olarak da ölü gömme ve mezar gelenekleri tanımlanmaktadır . kimileri ise sadelikten yana belirleyici elemanlarla mezarlarını ve mezarlık alanlarını belirlemişler ve gelecek nesillere bırakmışlardır . islam öncesi türk devletlerinde mezarlar anıt niteliğinde kubbeli ve büyük yapılardır . bugün mezarlıklar kent halkının çok az sıklıkla ziyaret ettiği ve genel olarak defin sahalarının bulunduğu yerler biçiminde algılanır . mezarlık planlama kentin peyzajına ve ekosistemine direk katkıda bulunabileceği gibi kültürel ve tarihi mirasına mal olmuş mezar ve mezarlıkların korunması ve gelecek nesillere aktarılmasını da sağlayacaktır . bu aşamada kentin gelecek yıllardaki fiziksel gelişimi ve nüfus projeksiyonu dikkate alınmalıdır . alan planlama prensipleri yapılacak olan planlama ya da tasarımın doğa ile uyumlu olması tasarım çizgileri ve öğelerinin doğaya kolayca adapte olabilmesi gerekmektedir . doğal güzelliğin güvence altına alınması için orijinal parçalar simetriye sahip olmalı ve eklenecek parçalarda buna uygun şekilde alana konumlandırılmalıdır . ilçede belediye teşkilatı ve mahalle bulunmaktadır . mezarlık alanında cbs kare kod sistemi oluşturulmuş ve izmir büyükşehir belediyesinin sitesi üzerinden mezarlık alanına cbs sistemi üzerinden ulaşım sağlanabilmektedir . adalarının tamamına yakın bölümünde mezar içi yollar bulunmamasından dolayı sirkülasyon ada etrafındaki araç yollarından sağlanmaktadır . ana aks olarak değerlendirebileceğimiz bu yol yer yer m . gibi değişiklik göstermektedir . giriş kapısının içerisinde ve dışarısında cenaze nakil araçları park halinde bulundurulmaktadırlar . alan yeşil alan açısından irdelendiğinde nispeten yoğun bir yeşil dokuya sahip olduğu gözlenmektedir . kentsel yeşil dokunun bir parçası olan kent mezarlıklarının planlamasına verilmesi gereken önemin vurgulanması amacıyla hazırlanan bu çalışmada örnek alan olarak seçilen bayraklı ilçesi soğukkuyu mezarlığının peyzaj planlama ve tasarımı ilkeleri açısından değerlendirilerek mevcut durumu ortaya konmuş yeni mezarlık alanları için öneriler getirilmiştir . maddesine göre soğukkuyu mezarlığında bu maddeye uygun meydan mekan diğer yapısal elemanlar bulunmamaktadır . açık alanlar hemen hemen hiçbir yerde sirkülasyon sisteminin belirgin parçaları olarak tasarlanmamıştır .
436
73
Konya’nın Akşehir, Ilgın ve Kadınhanı ilçelerinde buzağı perinatal mortalite prevalansı
perinatal mortalite doğum öncesinde esnasında veya doğumu takiben saat içerisinde oluşan buzağı ölümleridir . perinatal mortalitenin nedenleri respiratorik ve metabolik asidozis parturient travma hipoglobulinemi ve kongenitaldir . bu araştırmada yılları arasında konya akşehir ılgın ve kadınhanı ilçelerinde bulunan adet işletmede yeni doğan buzağının perinatal mortalite prevalansı değerlendirildi . elde edilen verilere spss . paket programı kullanılarak pearson chi square testi uygulandı . işletme tipine göre yapılan değerlendirmede yarı açık işletmelerdeki pm oranının açık ve kapalı işletmelere göre önemli oranda düşük olduğu tespit edildi . işletme kapasitesine göre yapılan değerlendirmede ve baş üzeri işletmelerdeki pm oranının ve baş işletmelerden önemli oranda düşük olduğu tespit edilmiştir . doğum ve buzağı bölümü olan işletmelerdeki pm oranının olmayanlara göre önemli oranda düşük olduğu belirlenmiştir . ırklara göre pm oranları holsteinlerde montofonlarda ve diğer ırklarda olduğu belirlendi . annenin doğum sayısı ile pm ilişkisi değerlendirildiğinde ilk doğumlarda ikinci doğumlarda üçüncü doğumlarda dördüncü ve üzeri doğumlarda olarak tespit edildi . sonuç olarak konya nın kuzeybatı bölgesinde pm oranı olarak tespit edilmiştir . pm oranın yüksek olmasının en önemli nedenleri işletmelerde düve sayısının fazla olması işletmelerdeki hayvan sayısının az ve geleneksel metotların uygulamasını gösterebiliriz .
perinatal mortalite doğum öncesinde esnasında veya doğumu takiben saat içersin de veya gebeliğin . son yılda dünya genelinde özellikle holstein friesian sığırlarda perinatal mortalite oranında artış olduğu belirtilmektedir . perinatal mortalite olgularının nin doğum anında veya doğum sonrası ilk bir saatlik sürede olduğu nun doğum öncesi meydana geldiği nin ise doğum sonrası saat içerisinde olduğu belirtilmektedir . işletmelerinde basit ama doğru protokollerin uygulanmasıyla yeni doğan buzağı kayıpları önemli oranda azaltılabilir . bu protokoller peripartum dönemdeki sığırların yönetimi doğumun gözlenmesi gerekli durumlarda hızlıca müdahale etmek ve yeni doğan buzağının bakımını kapsar . gözlem yapan kişinin annede stres oluşturmaması gerekmektedir . ancak bazı olgularda dışarıdan yardım gerekebilir . yeni doğan buzağının durumu buzağının başını kaldırması sternal pozisyona gelmesi ayağa kalkmaya çabalaması ve ayakta durma süreleriyle değerlendirilmelidir . yeni doğan buzağı yüzeysel abdominal solunuma veya zayıf reflekse sahipse veya dakikadan daha uzun süre sternal pozisyonda yatıyorsa prognoz zayıftır . kolostrumun kalitesi annenin laktasyon sayısı ile doğru orantılıdır . ideal bir holstein kolostrumunun iki litresi yaklaşık gr ıgg içermelidir . araştırmanın materyalini konya da faaliyet gösteren adet işletmedeki yeni doğan buzağının perinatal mortalite prevalansı çiftlik sorumluları ve serbest veteriner hekimler aracılığıyla uygulanan anket çalışmasıyla belirlenmiştir . elde edilen verilere spss . paket programı kullanılarak pearson chi square testi uygulandı ve değişkenler arasındaki farklılıklar harflendirme ile gösterildi . işletme tipine göre yapılan değerlendirmede pm oranı açık işletmelerde yarı açık işletmelerde kapalı işletmelerde olduğu tespit edilmiştir . bu sonuçlara göre yarı açık işletmelerdeki pm oranının açık ve kapalı sisteme göre önemli oranda düşük olduğu görülmüştür . perinatal periyod tüm hayvanların yaşamlarında en hassas dönemdir . perinatal ölümler ülkeler arasında ciddi farklılıklar gösterdiği gibi aynı ülkede sürüler arasında da farklılıklar göstermektedir . dünya genelinde son yılda pm oranının önemli oranda artış gösterdiği ve perinatal mortalite prevalansının arasında olduğu belirtilmiştir . annenin doğum sayısı buzağının cinsiyeti mevsim ikizlik gebelik süresinin kısa olması güç doğum doğan buzağıya yeterince özenin gösterilmemesi hipoglobulunemi ve omfaloflebitis gibi faktörler perinatal mortalite ile ilişkili olabilmektedir . buzağı hastalıkları ve ölümleri işletmenin geleceği için çok önemidir . bu sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde sütçü işletme tipinin işletmedeki hayvan sayısının ve işletme yönetimin perinatal buzağı kayıp oranını etkilediği ve iyi yönetilen sütçü işletmelerde perinatal buzağı kayıp oranının düşük seviyede olabileceği tespit edilmiştir . lombard ve ark güç doğumun pm üzerinde etkili olduğunu belirtmektedirler . bu çalışmada normal doğuma kıyasla doğuma müdahale edilen hayvanlarda pm nin önemli oranda yüksek olması bahsedilen araştırmalarla paralellik arz etmektedir . sonuç olarak ülkemizde pm ile ilgili ilk kez yapılan araştırmada konya bölgesinde pm oranı olarak tespit edilmiştir . pm oranın yüksek olmasının en önemli nedenleri işletmelerde düve sayısının fazla olması işletmelerdeki hayvan sayısının az ve geleneksel metotların uygulamasını gösterebiliriz .
453
214
Kentsel saçaklanmanın tarım alanlarına yayılımının uydu görüntüleri yardımıyla belirlenmesi: Samsun örneği
eski çağlara kadar dayanan bir kentleşme kültürünün var olmasına karşılık dünyada modern kentleşme . ve . yy da gelişmiştir . başlangıçta genellikle tarıma elverişsiz alanlarda kurulan kentler zamanla nüfusun artması sanayinin gelişmesi gibi etkenler sonucunda genişlemiş ve genellikle çevresindeki verimli toprakları işgal etmeye başlamıştır . bunun sonucunda daha kolay ve ucuz kentleşmenin kurulabildiği tarım arazilerinin kentleşme amacıyla kullanılması yaygınlaşmıştır . bu çalışmada uydu görüntülerinden yararlanarak samsun ilinde kentsel saçaklanmanın tarım alanlarına yayılımı incelenmiş ila yılları arasında ortalama beşer yıllık aralarla çekilmiş landsat uydu görüntüleri yardımıyla samsun daki yıllara göre artan kentsel alan ve azalan tarım alanları hesaplanmıştır . çalışmadan elde edilen sonuçlara göre samsun da yılları arasında kentsel yerleşim alanı . oranında artarak yaklaşık . ha büyümüş bu büyüme genellikle tarım alanlarına doğru gelişmiştir . çalışma sonunda samsun da kentsel saçaklanmanın kırsal alanları işgalinin önlenebilmesi için arazi kabiliyet sınıflarına dayanan bir arazi kullanım planlaması yapılarak alınması gereken önlemler tartışılmıştır .
kentler yoğun nüfusun yaşadığı kırsal yerleşim birimlerine göre daha gelişmiş belirli kuralları olan tarımsal üretimin olmadığı genellikle tarımsal üretim ekonomisinin planlandığı koordine edildiği sanayi ve endüstriyel tesisler ile genellikle tarım dışı üretimin yapıldığı yerleşim yerleridir . buna göre kentleşme belli ve somut bir tarihle belirlenecek bir başlangıca sahip değildir . kentsel büyüme sürecindeki saçaklanma tarım arazilerinin doğal ve çevresel olarak hassas bölgelerin yok oluşunu ve bölgesel açık alanların azalmasını beraberinde getirmektedir . bu saçaklanma sürecinin gerekli önlemler alınmadığı takdirde çevre açısından ciddi sorunlar yaratacağı açıktır . kentsel saçaklanma araştırmacıların dikkatini çeken ve üzerinde birçok ilde farklı çalışmaların yapıldığı bir konudur . yaptıkları çalışmada yılları arasında samsun ilinde tarım arazisinin . ha azaldığını ifade etmiştir . uzuneminoğlu samsun un yılları arasında ha alan üzerinde kurulu olduğunu yılında yerleşim alanının yaklaşık . ha ulaştığını belirtmiştir . güney ve ölgen bornova ilçesinin te ünün tarım arazisi olduğunu ancak ilerleyen kentleşme neticesinde yılına geldiğinde tarım arazisi varlığının ye düştüğünü ifade etmiştir . çalışmada uydu görüntülerinden faydalanılarak samsun büyükşehir belediyesinin hizmet sınırları içerisindeki kentsel saçaklanmayı saptamak amacıyla ve yılları arasındaki landsat tm ve landsat tm uydu görüntülerinden yararlanılarak kent sınırları belirlenmeye çalışılmıştır . uydu görüntüleri ondokuz mayıs üniversitesi ziraat fakültesi tarımsal yapılar ve sulama bölümü ne ait uzaktan algılama ve gıs laboratuvarındaki erdas ımagıne programı yardımı ile işlenmiş global mapper programı üzerinde alan kayıpları hesaplanmıştır . resmi gazetenin . . tarih ve sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı kanun hükmünde kararname ile samsun belediyesinin büyükşehir statüsü kazanması ve aynı tarihte atakum belediyesi nin kurulması kentleşmenin hızla atakum canik ve tekkeköy gibi genelde tarımsal faaliyet yürütülen kırsal alanların yoğunlukta olduğu alanlara doğru yayılmasına neden olmuştur . bu durum kentleşme ve kentsel büyümeyle ilgili yapılan yasal düzenlemelerin özellikle kente sınır veya yakın olan tarımsal üretim alanlarının kentleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olduğunu göstermektedir . ikibinaltı yılına ait landsat tm uydu görüntüsü üzerinden yerleşim alanı atakum ilçesinde . ha ilkadım ilçesinde . ha canik ilçesinde ha ve tekkeköy ilçesinde ha olmak üzere toplam . ha olarak hesaplanmıştır . yirmiiki mart tarihinde kabul edilen sayılı kanun ile atakum ilkadım ve canik isminde üç yeni ilçe kurulmuştur . uydu görüntülerinden de görüldüğü üzere şehir alanları genişlerken büyük oranda tarım alanlarını işgal etmiştir . samsun il merkezi ve ilçelerinin kentsel saçaklanması çizelge . de verilmiştir . tarımsal faaliyet yürütülen araziler zaman içerisinde yapılaşma ve sanayileşmenin etkisinde kalarak tarım arazisi vasfını kaybetmiştir . ancak gerek tarım politikalarının ve yasal düzenlemelerin yetersizliği gerekse tarımdan elde edilen gelirin diğer iş sektörlerine oranla düşük olması tarım topraklarının amacı dışında kullanımının hız kazanmasına sebep olmaktadır . bindokuzyüzdoksandört yılında belde olan atakum da şekil . de görülen yerleşim alanının hemen hemen tamamında tarımsal faaliyet yürütülmekteyken günümüzde tarımsal faaliyet yürütülen araziler genelde toprak işlemenin zahmetli ve maliyetli olduğu daha az verime sahip olan alanlarda kalmıştır . böylelikle tarımsal açıdan daha verimli olan geniş tarım toprakları kentleşme ile amacı dışında kullanılmış hem tarım toprağı kaybedilmiş hem de deprem sel vb . bu çalışmada samsun ilinde kentsel saçaklanma yoluyla tarım arazilerinin yerleşim alanına dönüşümü uydu görüntüleri yardımıyla belirlenmeye çalışılmış kentleşmeye doğru itilen kırsal alanların yapısal değişimi incelenmiştir . uydu görüntülerinin işlenmesi sonucunda samsun ilinde yılından yılına kadar meydana gelen kentleşme ve kentsel saçaklanma uydu görüntüleri yardımıyla tespit edilmiş amaç dışı kullanılan alan toplamda . ha olarak belirlenmiştir . samsun ili kentsl yerleşim alanı yılında toplam yüz ölçümünün sini oluştururken yılında bu oran e yılında ise e yükselmiştir . bunun mümkün olmadığı durumlarda amacı dışında kullanılan alanların mevcut sınırları belirlenerek bu sınırların dışına çıkılması engellenmeli mevcut toprakların korunması için toprak koruma projeleri hazırlanmalı ve uygulanmalıdır . gthb taşra teşkilatları tarafından yürütülen bu görev oluşturulacak bağımsız kuruluşa aktarılmalıdır .
633
144
Bazı ekmeklik buğday (Triticum aestivum L.) çeşitlerinin tane verimi ve kalite özelliklerinin belirlenmesi
günümüzde kullanım amacına göre buğdayın tane verimi yanında bazı kalite özelliklerinin de belirlenmesi gerekmektedir . bu çalışma yozgat ekolojik koşullarında farklı ekmeklik buğday çeşidinin verim ve kalite yönünden durumlarını belirlemek amacıyla yılları arasında yürütülmüştür . deneme tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak gerçekleştirilmiştir . araştırmada çeşitlerin bitki boyu tane verimi bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı kül oranı yağ oranı protein içeriği nişasta içeriği yaş gluten içeriği zeleny sedimentasyon değeri asit deterjanda çözünmeyen lif ve nötr deterjanda çözünmeyen lif değerleri incelenmiştir . üç yılın ortalamasına göre çeşitlerin bitki boyları . . cm tane verimleri . . kg da bin tane ağırlıkları . . g hektolitre ağırlıkları . . kg arasında değişim göstermiştir . kül oranları . . yağ oranları . . protein oranları . . nişasta içeriği . . yaş gluten içeriği . . sedimentasyon değerleri . . ml adf ve ndf değerleri ise sırasıyla . . ile . . arasında değişmiştir . en yüksek tane verimi tosunbey flamura syrena odes ka çeşitlerinden elde edilmiştir . bununla birlikte biplot analiz grafiğine göre de tosunbey ve syrena odes ka çeşitleri hektolitre ağırlığı bin tane ağırlığı nişasta ve yağ oranı ile bitki boyu bakımından öne çıkmışlardır .
geniş adaptasyon yeteneğine sahip olan buğday kuzey ve güney enlemlerine kadar yetiştirilen bir kültür bitkisidir . dünyada . milyon ha ekim alanı . milyon ton üretimi yapılan buğday . milyon ha ekim alanı . milyon ton üretimi ile ülkemiz için tahıllar içerisinde ekiliş ve üretimi bakımından ilk sırada yer almaktadır . bu nedenle buğday üretimimizin artırılması birim alandan alınan verimin yükseltilmesine bu da buğdayın yüksek verimli üstün kaliteli biyotik ve abiyotik stres şartlarına dayanıklı çeşitlerinin ıslahı ve uygun kültürel teknikler kullanılarak yetiştirilmesine bağlıdır . hektolitre ağırlığı türe çeşide iklim koşullarına yazlık kışlık olma durumuna tane şekli iriliği ve yoğunluğuna bağlı olarak değişmekte buğdayın nakil ve depolanmalarında yararlanılan önemli bir ölçüttür . ayrıca yemin sindirilebilirliği ve hayvanın enerji alımı hakkında da bilgi veren iyi bir göstergedir . denemeler tesadüf blokları deneme deseninde tekerrürlü olarak kurulmuştur . denemede parsel ve blok aralarında yoğun olarak çıkan yabancı otlar gerekgörüldükçe el çapası ile temizlenmiştir . hektolitre ağırlığı bin tane ağırlığı protein oranı zeleny sedimentasyon değeri yaş gluten kül ve yağ oranı ölçüm ve analizleri elgün ve ark . na göre nişasta ise ewers polarimetrik metoda göre belirlenmiştir . çalışmada bitki boyu bakımından çeşitler arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır . araştırmada elde edilen tane verimine ait ortalama değerler çizelge de verilmiştir . her üç yılda da tane verimi bakımından çeşitler arasında istatistiki olarak önemli farklar belirlenmiştir . bin tane ağırlığı ortalaması birinci yıl . g ikinci yıl . g ve üçüncü yıl . g olmuştur . bin tane ağırlığının kalite ile ilgisi yanında verimle de ilişkili bir özellik olduğu bilinmektedir . hektolitre ağırlığı çeşitlerde her üç yılda da p . düzeyinde farklılıklar göstermiştir . yılların ortalamasına göre çeşitlerin ortalama hektolitre ağırlığı . . kg arasında değişmiş en yüksek hektolitre ağırlığı tosunbey ve bezostaya çeşitlerinde ölçülmüştür . yılların ortalamasına göre çeşitlerin kül oranı . . arasında değişmiştir . farklı araştırıcılar yaptıkları çalışmalarda kül oranının çeşitlere göre farklılık gösterdiğini bildirmişlerdir . ekmeklik buğday kalitesinde sedimentasyon değerinin yüksek olması istenmektedir çünkü sedimentasyon değeri arttıkça ekmek hacmi de artmaktadır altında adf değerine sahip olmuşlardır . özellikle yüksek sıcaklıklar ve yetersiz yağış nedeni ile kuru tarım yapılan bölgelerde buğdaykalite unsurlarında önemli değişimler olabilmektedir karnoven ve ark . çalışmada renan çeşidi tane verimi bakımından genel ortalamanın altında bir verim göstermesine rağmen protein oranı yaş gluten ve zeleny sedimentasyon değeri bakımından üstünlük göstermiştir .
469
196
HİSAM KURBAN NÜKTELERİ İLE KARADENİZ FIKRALARININ KARŞILAŞTIRILMASI
hisam kurban uygur toplumunun olumlu değer yargılarını ince bir zeka ile vurgulayan içinde bulunduğu dönemin olumsuz sosyal meselelerine nükteli eleştirilerde bulunan hazırcevap bilgin ve muzip kişiliği bir arada barındıran öğretici ve eğlendirici mizah ustasıdır . doğu türkistan da nasreddin hoca lakabıyla tanınan çağdaş düşünür hisam kurban ın nükteleri doğu türkistan çin den uzak doğu ya kadar uzanmaktadır . bu çalışmada karadeniz fıkraları ile hisam kurban nükteleri yapısal özellikleri bakımından karşılaştırılmıştır . fıkralarda tespit edilen ortak değer yargıları örf ve adetler gibi kültürel yapılar incelenmiştir . uygur toplumunun kültürünü yansıtan hisam nüktelerinde ve karadeniz fıkralarında yer alan ortak unsurlardan türk aile yapısı evlilik yapısı kadın ve erkeğin aile içindeki görevleri evlilikte uyum aile büyüklerine saygı misafirperverlik açısından kültürel konular incelenmiş ve bu metinlerin işlevsel özellikleri vurgulanmıştır . fıkralarda yer alan karadeniz şivesi ile uygur türkçesindeki bazı benzer kelimelere değinilmiştir . her iki toplumdaki bu ortak değerler kültürel miras unsurları itibariyle karşılaştırılmıştır .
mizah sadece güldürmek amaçlı değil aynı zamanda yaşanan olaylar hakkında etraflı düşünmek ve eleştirel bir bakış açısı kazandırmak için yapılmaktadır . bilindiği üzere halk edebiyatında şakacılık üzerine ilk özgün biçim nasreddin hoca ile başlamıştır . hem türk ve hem de uygur toplumunda değişik şakalaşma biçimleri ortaya çıkmış ve halkbilim kültürünün önemli bir dalı olmuştur . nasreddin hoca ile başlayan şakacılık geleneği uygur halk edebiyatında devam etmiştir . zamanımızın hoca nasreddini adıyla anılan hisam kurban kendine özgü biçimde şakacılık gelişimini sürdürmüştür . aynı nasreddin hoca gibi kurban da hakikatin pesinde koşarak haksızlığı eleştiren nükteler yapmaktadır . karadeniz fıkralarının söz komiği hareket komiği durum komiği hazırcevaplık pratiklik çözüm üreticilik açısından hisam kurban nükteleriyle benzer oldukları görülmektedir . yüzyıl uygur toplumunun yaşam biçimlerini özelliklerini ve sosyal ilişkilerini anlatırken karadeniz bölgeleri fıkraları da her dönem türk toplumunun yapısını anlatmaktadır . hisam kurban nüktelerinin günümüzde yaşayan karadeniz bölgesi fıkraları gibi sürdürülmesi geleneklerimizin ortak özelliklerini yansıtması bakımından önemlidir . karadeniz bölgesi fıkraları üzerine çok sayıda çalışma mevcuttur . karadeniz fıkraları günlük yaşamda kullanılan alet ve eşyalardan sosyal hayatta karşılaşılan durumlara kadar kültürümüzün izlerini taşımaktadır . karadeniz fıkraları milli ve manevi değerlerimizi ve bu konuda bölgenin muhafazakarlığını yansıtmaktadır . acaba bu fıkralar aracılığı ile aile büyüklerine saygılı davranış misafirperverlik sofra adabı meslek ahlakı hasta ziyareti vefat etmiş ataların mezar ziyareti vs . gibi ortak kültür öğeleri hem doğu türkistan uygur sahası hem de kuzey anadolu karadeniz bölgesinden yayılarak türkiye de yaşatılmakta mıdır bu ortak kültür değerleri karadeniz fıkralarında da mevcuttur . tablo de karadeniz bölgesi fıkraları ve hisam kurban nükteleri ortak konularına göre gelenek görenek toplumun değer yargılarıyla ilgili çakçaklar askerlik ile ilgili çakçaklar nükteler dine ve inanca dayalı motiflerin işlendiği çakçaklar nükteler düzenbazlıkla ilgili çakçaklar nükteler ayyaşlık sarhoşlukla ilgili çakçaklar nükteler eşkıyalık ile ilgili çakçaklar nükteler siyasetin konu edildiği çakçaklar nükteler sosyal hayatla günlük olaylarla ilgili çakçaklar nükteler hayvanların konu edildiği çakçaklar nükteler şeklinde gruplanmaktadır . hisam mesai sonrası evine dönerken ağzından allah kelimesini eksik etmeyen bir komşusunun sarhoş halde yolda yattığını görür . tablo te çalışkanlık ve sorumluluk bilinci halk hekimliği ilaç yapımı doğaya saygı toplumsal eğlence eğitim ve muhabbet toplantısı düğün ve evlilik yapısı ile ilgili kültürel unsurlar gösterilmektedir . bu unsurların yer aldıkları çakçaklardan çeşitli örnekler şöyledir öyle kazana böyle kepçe undak kazanğa mundak çömüç adlı nüktede hisam tiplemesi görülür . delikanlılık erkek çocuğun rolü boğazımı böyle sıkarsan muşu boğuşunda nüktesinde memuriyet görevi başkan yardımcısı ikkinçi kol başkan müdür yönetici adaletin ölçüsü hekiketnin ölçimi imam hoca efendi tipi mezarlığı taşımak zaratgahlikni yötkeş adlı nüktede görülür . zongzayof zonzayuf adlı nükte ise ayyaşlık sarhoşluk ile ilgili nükteye örnek gösterilebilir . anlaşılmaktadır ki karadenizlilerin hazırcevaplıkları pratik çözümleri çalışkanlıkları girişkenleri kolay sivrilmeleri gibi özelleri fıkralara yansımaktadır . karadeniz fıkraları geleneksel türk toplumunun yapısı hakkında bilgi verirken hisam kurban nükteleri . yüzyıl uygur toplumunun yaşam biçimlerini özelliklerini ve sosyal ilişkilerini anlatmaktadır . ayrıca hisam nüktelerinin dil ve üslûbu işlevleri teşekkülü yayılması tasnifleri üzerinde daha ayrıntılı olarak durulabilir . sonuç olarak karadeniz bölgesinde kültür mirası olarak günümüze kadar gelen fıkra anlatma geleneğinin aynı şekilde hisam kurban nükteleri ile birlikte devam ettirilmesinin türk dünyasında ortak kültürel miras değerlerinin yaşatılması açısından önemli rolü olduğu düşünülmelidir .
515
140
Kayısının (Prunus armeniaca L.) konvektif, mikrodalga ve mikrodalga-konvektif yöntemleriyle kurutulması ve matematiksel modellenmesi
bu çalışmada kayısı örneklerinin kurutma parametreleri üzerine konvektif mikrodalga ve mikrodalga konvektif kurutma yöntemlerinin etkisi incelenmiştir . kurutma işlemlerinde en iyi ince tabaka kurutma modelini seçmek için matematiksel model deneysel verilere uygulanmış ve bu modellerin performansları kikare hataların karelerinin karekök ortalaması ve belirtme katsayısı na göre karşılaştırılmıştır . incelenen kurutma modelleri arasında midilli ve ark . modeli kayısı örneklerinin kurutma davranışlarının tanımlanması için en iyi model olarak bulunmuştur . artan kurutma hava sıcaklığı ve mikrodalga güç seviyelerinin daha kısa kurutma süresine neden olduğunu deneysel sonuçlar göstermiş ve mikrodalga konvektif birleşimi yöntem diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında en büyük zaman kazanımını sağlamıştır .
kayısı rosales takımının rosaceae familyasının prunus cinsi altında sınıflandırılmıştır . ülkemiz ekonomisinde çok önemli bir yeri olan kayısının ana vatanı çin olup iyi bir a vitamini demir ve şeker kaynağıdır . dünyada en yaygın yetiştirilen meyvelerden biri olan kayısının verilerine göre dünya da toplam üretimi yaklaşık . milyon ton olarak gerçekleşmiştir . türkiye de üretilen kayısıların yaklaşık sı taze ü ise kuru kayısı şeklinde değerlendirilmektedir . konvektif kurutma gıdalarda nemin uzaklaştırılmasında kullanılan en yaygın yöntemdir sıcak hava püskürtmeli vakum ve dondurarak kurutma gibi var olan kurutma yöntemlerine eklenerek denenmektedir . gıdaların mikrodalga konvektif kurutulması pek çok araştırmacı tarafından son yıllarda araştırılmaktadır . literatürde bulunan kayısı kurutma çalışmaları incelendiğinde toğrul ve pehlivan ve akpinar ve ark . belirlenirken e m değeri t m ya da o m değerleriyle karşılaştırıldığında çok küçük olduğu için eşitlik sadeleştirilerek eşitlik elde edilmiş ve hesaplamalar bu eşitliğe göre yapılmıştır yapmış olduğu domates dilimlerini kurutma çalışmasında mikrodalga ve sıcak hava yöntemlerinin birlikte kullanılmasının yalnızca sıcak hava uygulamasına göre yaklaşık kuruma süresini azalttığını belirlemiştir . modelinden elde edilen tahmini nem oranı değerleri ile deneysel olarak elde edilen nem oranı değerlerinin karşılaştırılması görülmekte olup verilerin açıyla çizilmiş bir çizginin etrafında toplandığı görülmektedir . sonuç olarak kayısının konvektif kurutma yöntemiyle farklı sıcaklıklarla kurutulmasında elde edilen bu değerler midilli ve ark . modeline göre w uygulaması için r . rmse . ve χ . x değerleri elde edilirken w sıcaklık uygulaması için r . rmse . ve χ . x değerleri elde edilmiştir . daha önce yapılan mikrodalga kurutma çalışmaları incelendiğinde darvishi ve w g mikrodalga gücü yoğunluklarıyla patates dilimlerini kurutarak elde ettiği deneysel sonuçları uygulamış olduğu farklı model arasında en iyi açıklayan modelin midilli ve ark . bununla birlikte şekil c de deneysel olarak elde edilen sonuçlarla midilli ve ark . ayrıca artan sıcaklık ve mikrodalga güçlerinin kuruma sürelerinin azalmasında en önemli etken oldukları saptanmıştır . modeli kayısı örneklerinden deneysel olarak elde edilen nem oranı değerlerine en yakın sonuçları sağlamıştır .
529
110
AKİFİYE ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ ALANLARININ 1991-2014 YILLARI ARASINDAKİ KONUMSAL VE ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN İNCELENEREK KARBON STOĞUNUN EKONOMİK DEĞERİNİN TAHMİN EDİLMESİ
ormanlar küresel iklim değişikliğine karşı mücadelede önemli fonksiyona sahip ekosistemlerdir . ormanlar karasal ekosistemdeki yer yüzeyi organik karbonunun ini topraktaki organik karbonun ise ini bünyelerinde tutarak bulundukları bölgelerde önemli karbon yutak alanları oluştururlar . türkiye nin çeşitli uluslararası platformlarda imzalamış olduğu sözleşmeler gereği orman ekosisteminin karbon depolama düzeyi ve miktarını belirleme ve bildirme gibi yükümlülükleri bulunmaktadır . bu bağlamda orman yapısındaki dinamiğin araştırılması orman ekosistemlerindeki değişimlerin nedenlerinin ortaya konulması ve orman ekosistemlerinin karbon depolama kapasitelerinin doğru ve tutarlı bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir . bu araştırmada kahramanmaraş orman bölge müdürlüğü ne bağlı andırın orman işletme müdürlüğü akifiye orman işletme şefliği çalışma alanı olarak seçilmiştir . çalışma alanına ilişkin meşcere haritasından türetilen arazi kullanım sınıfları incelendiğinde toplam ormanlık alanın arttığı ormansız alanların ise azaldığı tespit edilmiştir . ormanlık alan miktarı ile verimli ormanlık alanların artması baltalık ormanların koruya dönüştürülmesi ve meşcere tiplerinin hektardaki servet ve artım değerlerinin artması çalışma alanlarındaki toplam servet ve artımdaki artışın nedenleri olarak belirlenmiştir . elde edilen bulgular çerçevesinde yılları arasında işletme şefliği bünyesindeki toplam servet miktarı değişimi baz alınarak ormanların karbon depolama işlevi ekseninde bazı ekonomik değerlendirmelerde bulunulmuştur .
sanayi devrimiyle birlikte atmosferde yoğunluğu giderek artan co gazı küresel iklim değişikliğini tetiklemeye başlamıştır . iklim değişikliği ile mücadele sözleşmesine imza atan ülkeler düzenli olarak iklim değişikliği ulusal bildirimleri ve her yıl ulusal sera gazı envanterleri hazırlamakla yükümlüdür . atmosferdeki co miktarının indirgenmesinde önemli bir role sahip olan ormanlar karbon yutak alanı ve karbon havuzu oluşturmanın yanında erozyon ve sel kontrolü iklim ve su rejimini düzenleme gibi daha birçok ekosistem hizmetleri sunmaktadır . bu kapsamda planlama birimleri için düzenlenmiş orman amenajman planı araştırmaya temel altlık oluşturmuştur . bu meşcere haritalarına ilişkin meşcere tiplerinin servet ve artım değerleri ise ilgili amenajman planındaki meşcere tipleri tanıtım tablosu esas alınarak veri tabanına aktarılmıştır . akifiye orman işletme müdürlüğü ne ait tarihli meşcere haritaları ilgili bölge müdürlüklerinden ozalit olarak temin edilmiştir . farklı dönemlerde yapılmış amenajman planları cbs yazılımı olan arcinfo da sayısallaştırılıp konumsal veri tabanı kurulmak suretiyle planlama birimindeki orman ekosisteminin yapı ve kuruluşu zamansal değişim sürecine bağlı olarak ortaya konulmuştur . yer şekilleri oldukça engebeli olup ortalama rakım m dir . yıllık süreçteki zamansal ve konumsal değişim detaylı olarak incelendiğinde bozuk koru orman alanlarının ha yapraklı orman alanının ha ve ibreli orman alanının da ha arttığı saptanmıştır . artım değerleri incelendiğinde servet ile benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir . bir başka ifadeyle yıllık süreçte toplam orman servetinde m lük artış olmuştur . genel olarak ağaçlarda tepe tacı gövde hacminin yaklaşık sini oluşturur ve karbon hesaplamalarında da bu lik tepe tacı hacminin dikili gövde servetine eklenmesi gerekmektedir . gene kök odun miktarı dikili ağaç servetinin yaklaşık sini oluşturduğundan toplam yeşil servet ile çarpılarak bu şekilde toplam ağaç hacmi elde edilir . toplam biyokütle hesaplamalarında ortalama fırın kurusu ağırlığın belirlenmesine yönelik asan toprak üstü biyokütle hesaplamalarında yapraklılar için ibreliler için değerlerinin alınmasını önermiştir . formülde qco ağaç biyokütlesi tarafından soğurulan co in ton cinsinden değerini qc toplam biyokütle içinde tutulan karbon miktarını co c ise karbondioksit karbon çevirim oranını göstermektedir . yıllık süreçte artan servete bağlı kalarak akifiye orman işletme şefliği bünyesinde atmosferden tutulan yıllık ortalama co miktarı yaklaşık olarak ton olarak belirlenmiştir . günümüzde karbonun uluslararası ölçekte fiyatlandırılmasına yönelik belirli bir ortak paydada buluşulan ve ülkeler içerisinde tüm sektörleri kapsayıcı genel bir karbon yönetim mekanizması ve mevzuatının varlığından söz etmek mümkün değildir . öngörülen bu hedef küresel ölçekte ortalama sıcaklık artışının c yi aşmaması yönünde düşünülmüştür karbon fiyatlandırmasında araç olarak kullanılan karbon vergisi ve emisyon ticaret sistemi vasıtasıyla son dönemlerde birçok ülkede farklı sektörlerde çeşitli uygulamalara rastlamak mümkündür . örneğin ısıtma yakıtlarında ton co emisyonuna eşdeğer isveç karbon vergisi isviçre karbon vergisi norveç karbon vergisi finlandiya karbon vergisi ingiltere karbon vergisi danimarka karbon vergisi irlanda karbon vergisi fransa karbon vergisi izlanda karbon vergisi portekiz karbon vergisi letonya karbon vergisi meksika karbon vergisi arasındayken polonya karbon vergisi ın altındadır . vaka çalışmasıyla ilgili orman biyokütlesinde depolanan karbonun ekonomik değeri belirlenirken yukarıdaki sayısal değerler göz önünde bulundurularak karbon fiyatlandırmasında aralığı baz alınmıştır . bu araştırma kapsamında akifiye orman işletme şefliği bünyesinde yıllarındaki arazi kullanımına bağlı olarak artım ve servet miktarlarında zamansal ve konumsal olarak nasıl bir değişimin meydana geldiği belirlenmiştir . arazi kullanım durumu açısından planlama biriminde ibreli orman alanlarının hakim olduğu görülmektedir . planlama birimi servet miktarının yıllık süreçte toplam m arttığı belirlenmiştir . servet artımından kaynaklanan biyokütle atmosferden ton co soğurmuştur . dolayısıyla yıllık süreçte atmosferden tutulan yıllık ortalama co miktarı yaklaşık olarak ton olarak belirlenmiştir .
605
180
SOSYAL MEDYA KULLANIMI EĞİTİMİ VE BİR EĞİTİM ARACI OLARAK SOSYAL MEDYA KULLANIMI
yirmibirinci yüzyılın çok belirgin bir şekilde ortaya koyduğu iletişim ve teknoloji çağı olarak adlandırılmasındaki en temel etkenlerin başında hiç kuşkusuz internet ve internetin temel altyapısını oluşturan sosyal medya gelmektedir . bilgi ve teknoloji çağı olarak isimlendirilen yirmi birinci yüzyılda bilişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler kişilerarası etkileşimi ve sosyal ekonomik ve kültürel yaşamı yeniden biçimlendirmektedir . yeni iletişim teknolojileri insanlara duygu ve düşüncelerini paylaştıkları fırsatları ortaya koyan bir medya imkanı sunmaktadır . sosyal medya olarak isimlendirilen bu imkan günümüzde hızla yükselen bir etki alanına sahiptir . bu yönüyle aynı zamanda toplumda yükselen değerler arasında yerini hızla almaktadır . bu çalışmada en genel yaklaşımla sosyal medyanın eğitim ile ilişkisine değinilmiştir . böyle bir konunun geniş bir yelpazeden oluştuğu söylenebilir . ancak bu çalışmada sosyal medya ve eğitim sosyal medya kullanımı açısından medya okur yazarlığı eğitim yöntemlerine eklenen bir araç olarak sosyal medya olmak üzere iki eksen üzerinden mevcut kaynaklar doğrultusunda ele alınmıştır .
içinde bulunduğumuz teknoloji çağı olarak adlandırılan yüzyıl gündelik yaşamımızda birtakım değişiklikleri de beraberinde getirmiştir . işbirliğine dayalı öğrenme ve çalışma sürecini de içine alan sosyal medya esnek ve kullanılabilir olması ile farklı öğretim yönetim tekniklerine kıyasla kullanım açısından daha kolay gözükmektedir . bu çalışmada eğitim başlığı altında tartışılan tüm konular eğitimin öğretim boyutunu da kapsamaktadır . aynı zamanda bir olgu olarak da ifade edilmek istenirse eğitim bireyin kendi yaşantısıyla ve bir amaç doğrultusunda istendik yönde birtakım değişimlerin söz konusu olması şeklinde ifade edilir . tüm alışkanlıklarımızın kısıtlı bir zaman diliminde her türlü beklenti hayal dışında geleneksel olarak ifade edilen ve günümüzde eski medya olarak belirttiğimiz çeşitli dergi gazete radyo ve televizyon vb . aynı zamanda uygulamalı olarak sosyal medya eğitimin temel süreçleri ile bütünlük göstermektedir . yetişkinlerin ve öğrencilerin basitçe adımlar atarak belirli grupları oluşturması birbirileri ile aralarında geçen diyaloglar ve geri bildirimler adına önemlidir . bu gelişmeler eğitimin klasik tarzdan yeni gelişmelerle buluşulan eğitim tarzlarına yönelimin işaretlerini taşır . ilk zamanlar yalnızca araştırma inceleme kaynaklara ulaşım ve taramaya fayda sağlarken şu an gelinen nokta eğitimin özellikle verilebildiği alan halini almıştır . yapılandırmacı öğrenmenin yanında sosyal medya işbirlikli öğrenme ve informal öğrenmeye dayalı ortam oluşturma imkanı da sunmaktadır . araçları kullanarak işe koşmak bu bağlamda önemli faydalar getirebilmektedir . mikroblog aracı olan twitter çevrimiçi öğrenme süreçlerinde ve geleneksel çevrimiçi sınıf ortamlarında mobil teknolojileri kullanır . öğrencilerin okumalarını geliştirmek adına kitap klüplerinin kurulmasını okunan kitapların tahlillerinin yapılmasını ve edindiği bilgileri paylaşma adına sosyal ağlar büyük yarar sağlar . özet olarak sosyal medyanın eğitim açısından etkin kullanımında teknolojiyi kullanmayı yaşam tarzı haline getirmeye başlayan bir neslin oluşması eğitime yeni bir bakış getirilmesini zorunlu kılmaktadır sosyal medya kullanıcıların sadece izleyici olarak kalmadıkları aynı zamanda bilgi üretebildikleri bir ortam olması sebebiyle iş birliğine dayalı ve etkileşimi güçlü kılan bir eğitim fırsatı sunmaktadır . bu sebeple sosyal medya kullanımında medya okur yazarlığı önem arz etmektedir . medya okuryazarlığı ile medya mesajlarını doğru okuyan bu mesajları bilinçli bir şekilde çözümleyen ve bu çözümleme sonuçlarını dikkate alarak değerlendiren bilinçli bir kamuoyu oluşturmak amaçlanmaktadır . ülkemizde li yıllardan sonra medya okuryazarlığı eğitimi alanı akademik ilginin giderek arttığı bir disiplin olmuştur . genç neslin etkin bir şekilde kullanması ve bundan sonra neslin daha da aktif olacağı sosyal medya bireysel farklılıkların ve duyarlılıkları da göz önünde bulundurarak yeni ve çağdaş eğitim programlarının öğrenciler tarafından benimsenmesi amaçlanmaktadır . günümüzde toplumları en derinden etkileyen güç unsurlarından biri sosyal medya olarak görülmektedir . çocuklar belirli olgunluk düzeylerine gelemedikleri için gerçek ile kurguyu ayırt edebilmesi güç olmaktadır . dolayısıyla çocukların ve gençlerin ilgilendiği bildiği ve öğrenmek istediği şeyler büyük oranda ailelerin ve okulların kazandırmak istediği tutum ve davranışlar ile bağdaşmıyor belirlenemiyor ya da bir yasak getirilemiyor . ancak çocukların ve ergenlerin olumsuz her türlü içeriğe yine bu önlemler aracılığıyla el atılması sağlanacaktır . bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu ise cinsel ve şiddet içerikli suçların internet ortamında işlenmesi durumda tarih sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun ile bu tür ihlallerin söz konusu olduğunda internet sitelerine erişim yasaklanmaktdır . sosyal medya dahil tüm dijital erişimlerle eğitim yolculuğu olarak tanımladığımız süreçte ise birey neredeyse tüm eğitim müfredatını kendisi oluşturabileceği her türlü bilgiye erişmeyi eğitimin bir parçası olarak düşünme yanılgısına kapılabilecektir . her kullanıcının sosyal medyanın eğitim sürecine ne kadar katkısı olabileceğini biliyor olması bilinçli ve eğitim basamaklarına uygun adımlarla gelişim sürecini tamamlama gayreti içinde olması bir gerekliliktir .
549
142
Mehmet Nuri KARDAŞ* Veysel ÇETİNKAYA** Mustafa KAYA
bu çalışmanın amacı yılları arasında dinleme izleme beceri alanı ile ilgili yazılmış makale yüksek lisans ve doktora tezlerini tasnif edip bu alanla ilgili çalışmaların eğilimlerini belirlemektir . araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır . araştırma verilerinin toplanması sürecinde nitel araştırma tekniklerinden doküman taraması incelemesi modeli kullanılmıştır . çalışma kapsamında eser incelenmiştir . incelenen eserlerin ünü makale ini yüksek lisans tezi sini ise doktora tezi oluşturmaktadır . form aracılığıyla incelenen eserler içerik analizine tabi tutulmuştur . veriler tablolaştırılarak frekans ve yüzdelerle sunulup yorumlanmıştır . araştırmada ulaşılan sonuçlara göre dinleme becerisi üzerine yapılan araştırma sayılarında yılları arasında sürekli artış yaşanmış son iki yılda ise düşüş olduğu belirlenmiştir . incelenen çalışmaların sı nitel si nicel i ise karma araştırma yöntemine uygun yapılmıştır . araştırmaların ünün ilkokul öğrencileri unun ortaokul öğrencileri ünün lise öğrencileri unun üniversite öğrencileri sının öğretmenler sinin kursiyerler ve inin diğer gruplarla yapıldığı belirlenmiştir . incelenen eserlerde işlenen başlıca konular dinlemeye yönelik tutum dinlediğini anlama dinleme öğretimi dinleme strateji yöntem teknikleri türleri dinleme etkinlikleri dinleme sorunları dinlemeye yönelik görüşler . . . şeklinde sıralanmaktadır .
günümüz dünyasında yeme içme barınma ve güvenlik gibi temel fizyolojik ihtiyaçlar karşılandıktan sonra insanların duyduğu en önemli ihtiyaç yakın ve uzak çevreyle iletişim kurmaktır . türkçe sözlük te iletişim duygu düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yola başkalarına aktarılması bildirişim haberleşme komünikasyon olarak tanımlanmaktadır . iletişim süreci kaynağın alıcıya iletiyi göndermesi ile başlar . dinleme kişinin yalnızca sessel ve sözsüz uyaranları algılaması ile ilgili bir süreç değildir onları anlaması anlamlandırması ve tepki vermesiyle tümlenmektedir . bu durum dinleme becerisinin doğal iletişim ortamında kendiliğinden gelişen bir beceri olduğu inancından ileri gelmektedir . dinleme iletişim ve eğitimde çok önemli bir yere sahiptir . işte bu yüzden tüm eğitim kademelerinde dinleme becerisinin eğitimi üzerinde önemle ve titizlikle durulmalıdır . dinleme izleme becerisi üzerine yapılan çalışmaların konularına göre dağılımları nasıldır nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan içerik analizi yazılı metinlerin bazı özelliklerini sayısal olarak belirten bir analiz yöntemi olup materyalin nitel analizi ve istatistiksel sonuçları arasında köprü görevi görmektedir . yapılan analizler sonunda ulaşılan bulgular araştırmanın problem sorularına bağlı kalınarak ayrı başlıklar halinde çalışmanın bulgular bölümünde sunulmuş ve yorumlanmıştır . bu bölümde dinleme ile ilgili yapılan çalışmaların çeşitli açılardan eğilimleriyle ilgili bulgular tablolar halinde verilmiş ve bu tabloların açıklamaları yapılmıştır . nitekim dinleme becerisi üzerine yapılan çalışmalar yılından yılına kadar sürekli bir artış göstermektedir . da çalışma de çalışma tespit edilebilmiştir . dinleme becerisi öğrenme alanında yapılan araştırmaların doyuma ulaştığı bu yüzden çalışma sayısının düşen çizgi izlediği söylenebilir . iki yorumdan ikincisi gerçeğe daha yakındır çünkü ülkemizde dinleme becerisi alanında yapılan çalışmaların nitelik ve nicelik bakımından yeterli olduğunu söylemek daha yanıltıcı olabilir . karma yöntem özellikle son yıllarda araştırmacılar tarafından uygulanan ve nicel verilerin nitel verilerle desteklendiği bir araştırma desenidir . yazılan makalelerin inde nitel unda nicel ve unda karma araştırma yöntemi kullanılmıştır . alan araştırmacılarının bu yöndeki açığı kapatmak üzere karma ve nicel yöntemli araştırmalar yapmaya yönelmesi alana katkı sağlayacaktır . tablo de dinleme eğitimi üzerine yapılan çalışmaların konulara göre dağılımı incelendiğinde yılarında yayımlanan çalışmaların temel konuda toplandığı görülmektedir . çalışmaların i dinleme tutumu başlığı altında toplanmıştır . bu araştırmada yılları arasında dinleme becerisi öğrenme alanında yazılan makaleler yüksek lisans tezleri ve doktora tezleri araştırma soruları çerçevesinde analiz edilmiştir . anlama ve anlaşılma insanoğlu için en önemli ihtiyaçlar arasındadır . kişioğlunun anlama amacıyla gerçekleştirdiği en önemli etkinliklerden biri dinlemedir . dinleme becerisi üzerine daha fazla nitelikli akademik çalışma yapılabilir . öğretmen adaylarının dinleme becerilerine dikkat çekmek adına bu yöndeki araştırma sayısı ve niteliği geliştirilebilir .
399
157
Alıç Anaçlarına Yapılan Yenidünya Aşılarında Aşı Başarısının Saptanması
bu çalışma mkü . ziraat fakültesi bahçe bitkileri bölümünde ve yıllarında yürütülmüştür . araştırmanın amacı yenidünyanın alıç anaçlarına aşılanmasındaki başarı durumunu saptamak ve bodur ağaçlar elde ederek yapılan çeşitli kültürel işlemleri kolaylaştırmaktır . deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre ilk yıl yinelemeli ve her yinelemede bitki ikinci yıl yinelemeli ve her yinelemede bitki olacak şekilde kurulmuştur . ilk yıl sayda yenidünya çeşidi yaşlı alıç anaçlarına yonga aşı metodu ile mart tarihinde aşılanmıştır . yapılan aşılarda aşı başarısı sağlanamamıştır . bu nedenle haziran tarihinde aynı çeşit ve aynı aşı metodu ile aşı denemesi tekrarlanmıştır . bu aşıların gözlemleri haziran tarihinde yapılmış ve tutan ve süren aşı olmadığı belirlenmiştir . denemenin ikinci yılında hafif çukurgöbek yenidünya çeşidi yaşlı alıç anaçlarına yonga aşı metodu ile şubat tarihinde aşılanmıştır . aşılamadan hafta sonra aşı tutma oranları belirlenmiştir . aşı başarısı çok düşük bulunduğundan mayıs tarihinde aynı çeşit t aşı metodu ile tekrar aşılanarak deneme tekrarlanmıştır . bu aşıların tutma ve sürme oranlarına ilişkin gözlemler temmuz tarihinde yapılmıştır . bu dönemde yapılan aşılarda aşı başarısı sağlanamamıştır . farklı dönemlerde değişik aşı yöntemleri ile denemelerin sürdürülmesi gerekmektedir .
yenidünya subtropik iklim kuşağında yetiştiriciliği yapılan bir meyve türü olup türkiye nin akdeniz bölgesi bu meyvenin yetiştiriciliğine oldukça elverişli bir ekolojiye sahiptir . genellikle aynı meyve çeşidi zayıf büyüyen anaçlar üzerine aşılandığı zaman daha kuvvetli büyüyen anaçlar üzerine aşılı olanlara oranla daha zayıf bir gelişme göstermekte ve böylece bodur ağaçlar elde edilmektedir . böyle anaçlarla kurulan bahçelerde kültürel işlemler daha kolay ve sağlıklı yapılabildiği gibi bu işler için gereken maliyet de düşmektedir . modern yenidünya yetiştiriciliğinde de bodur anaç kullanımının büyük önemi vardır . yenidünya yetiştiriciliğinde mevcut durumda daha çok çöğür anaçları kullanılmaktadır . nın yaptığı bir çalışmada sık dikimden standart dikime göre ila misli daha fazla ürün alınabildiği belirlenmiştir . aynı araştırıcılar yenidünyalarda yapılacak sık dikim denemelerinde quince ayva anaçlarının özellikle de ba anacının denenmesinin uygun olacağını belirtmişlerdir . ayrıca alıçların da yenidünyalarda anaç olarak kullanılabilme imkanlarının araştırılması büyük önem taşımaktadır . bahçe kültürleri dikkate alındığında alıcın önemli bazı yumuşak çekirdekli meyve türleri için anaç olarak kullanma potansiyeline sahip olduğu ancak bu potansiyelin henüz yeterince değerlendirilmediği görülmektedir . alıç ayrıca elma için de anaç olarak kullanılma potansiyeline sahiptir . diğer taraftan pek yaygın olmamakla beraber alıcın ayva için de anaç olarak kullanıldığı bildirilmektedir . bu aşı kalemleri bahçe bitkileri bölümüne getirilerek aşı yapılacağı zamana kadar buzdolabının sebzelik bölümünde muhafaza edilmiştir . denemenin ilk yılında ilk aşıların yapılmasından hafta sonra . . tarihinde aşı bağları çözülerek gerekli gözlemler yapılmıştır . yapılan aşıların tutmadığı belirlenince aynı aşılama yöntemi ve çeşit kullanılarak deneme . . tarihinde tekrarlanmıştır . yapılan aşıların tutma oranın çok düşük olduğu belirlenince t aşı yöntemi kullanılarak deneme . . tarihinde tekrarlanmıştır . bu aşıların tutma ve sürme oranlarına ilişkin gözlemler . . tarihinde yapılmıştır . ancak bu yöntemle yapılan aşılarda aşı başarısı elde edilememiştir . literatürde alıç anaçları üzerine yenidünya aşılamalarına ilişkin çalışmalara ulaşılamadığı için araştırma sonuçlarımızı karşılaştırmak mümkün olmamıştır . yenidünya ağaçlarının oldukça yüksek boylu ve geniş taç yapısına sahip olmaları nedeniyle gerek teknik ve kültürel bakım işlemlerinde yaşanan zorluklar gerek meyve deriminde karşılaşılan sorunlar yenidünya yetiştiriciliğinde bodur anaç üzerine aşılı yenidünya fidanına olan talebi arttırmıştır . bazı araştırıcılar alıcın yenidünyalar için anaç olarak kullanılabileceğini belirtmektedir . yapılan çalışmada alıçların yenidünyalara göre çok daha yavaş gelişen bir tür olması ve anaç kalem çaplarının farklılığından dolayı aşı tekniği açısından da yaşanan zorluklar nedeniyle aşıların tutmadığı veya tutma oranının oldukça düşük olduğu düşünülmektedir . ancak yenidünya alıç kombinasyonunda aşı başarısı ile ilgili daha sağlıklı yorumların yapılabilmesi için farklı aşı zamanları ve yöntemlerinin denenmesi gerekmektedir . bunun yanı sıra çalışmanın devam ettirilerek aşı tutma sürme ve fidan randımanının belirlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır . bu bakış açısıyla yenidünya alıç kombinasyonundaki aşı başarısını yükseltmek ve daha efektif sonuçlar elde etmek için çalışmaların devam ettirilmesi yararlı görülmüştür .
424
189
Türkiye’de Turist Rehberliği Öğretiminin Değerlendirilmesi
bu araştırmanın amacı türkiye de turist rehberliği öğretiminin değerlendirilmesidir . bu amaçla türkiye de turist rehberliği öğretimi veren kurumlar ve kontenjanları incelenmiştir . turist rehberliği öğretimi veren kurumların ve kontenjanların incelenmesi türkiye de bu kurumların ihtiyacı karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi açısından önemlidir . araştırma nitel bir literatür incelemesidir . veri toplama yöntemi olarak doküman incelemesi kullanılmıştır . ön lisans ve lisans düzeyinde turist rehberliği öğretimi verileri için ölçme seçme ve yerleştirme merkezi nin yayınladığı tercih kılavuzları yüksek lisans düzeyinde turist rehberliği öğretimi verileri için ise ilgili üniversitelerin internet siteleri kullanılmıştır . yapılan araştırma sonucu türkiye de turist rehberliği öğretiminin bakanlık kursları üniversitelerde önlisans lisans ve yüksek lisans düzeylerinde verildiği belirlenmiştir . açılan kontenjanların yüksek olduğu gözlemlenmiştir ve bu konuda bir planlama yapılması gerekmektedir . ayrıca turist rehberliği öğretiminin bakanlık kursları üniversitelerdeki önlisans lisans yüksek lisans olarak dört farklı şekilde verilmektedir . bu durumun turist rehberliği mesleki öğretiminde standart oluşturulmasında engel teşkil ettiği söylenebilir . türkiye deki turist rehberliği öğretiminin değerlendirilmesi turist rehberi ihtiyacının ne düzeyde karşılandığının tespiti açısından önemlidir . literatür incelendiğinde turist rehberliği öğretiminin kontenjanlarla birlikte incelendiği bir çalışmaya rastlanılmamıştır .
turizm dünyadaki en büyük sektörlerden birisidir ve hızla büyümektedir . bu bağlamda turist rehberlerinin iyi bir öğrenim görmüş olmaları gerekmektedir . rehberler turistlerle bire bir iletişim halinde oldukları için turistlerin memnuniyetleri direk onların elinde olmaktadır . bu nedenle turist rehberi yetiştiren kurumların öğretim kalitelerinin arttırılması direk turistlerin memnuniyetlerini bir turun başarılı geçmesini dolayısıyla turizm endüstrisinin kalitesinin yükseltilmesi ve daha çok ve paralı turistlerin ülkemize gelmesi açısından önemlidir . turistleri bu deneyimlerle buluşturacak kişilere ihtiyaç duyulmaktadır . turist rehberlerinin dahil olmadığı bir süreçte uluslararası turizmden bahsetmek mümkün değildir . onların kaliteli bir hizmet sunmaları turizm kalitesini de doğrudan etkilemektedir . türkiye bulunduğu coğrafya dolayısıyla çok sayıda doğal güzelliklere sahiptir . üç tarafı denizlerle çevirili olması akdeniz çanağında olması ve dört mevsim yaşanması yılın her sezonunda farklı türde tatil isteyen turistlere cevap verebilmektedir . bu nedenlerden dolayı türkiye uluslararası düzeyde çok sayıda turist için bir cazibe merkezidir . türkiye rehberler birliği istatistiklerine bakıldığında türkiye de ruhsatname sahibi turist rehberlerinin sayısının olduğu görülmektedir . özellikle üniversitelerin ana görevi sektörü memnun edebilecek düzeyde kaliteli öğretim almış kalifiye eleman sağlamaktır . kasım tarihinde ise çıkarılan yönetmelik ile bölgesel rehberlik kalkmıştır . toplam kontenjanı bulunan bu bölümlerin tanesi uzaktan eğitim vermektedir ve kontenjanları dir . türkiye de yüksek lisans düzeyinde turist rehberliği öğretimi veren programlara bakıldığında bu programların afyon kocatepe üniversitesi ve eskişehir osmangazi üniversitesi tarafından verildiği görülmektedir . bu bağlamda turist rehberleri bir ülkenin turizminde en ön safta yer alan kişilerdir . türkiye de turist rehberliğinin öneminin anlaşıldığı ve turist rehberi öğretimine önem verilmeye başlandığı görülmektedir . bulgular incelendiğinde türkiye de turist rehberliği öğretimi bakanlığın açtığı kurslarla önlisans lisans ve yüksek lisans düzeylerindeki programlarla verilmektedir . kontenjanlar incelendiğinde türkiye nin ihtiyacından fazla turist rehberi yetiştirildiği söylenebilir . bu durumun turist rehberliği mesleki öğretiminde standart oluşturulmasında engel teşkil ettiği söylenebilir ve bu durum diğer yazarlar tarafından da çalışmalardan bahsedilmiştir temizkan vd . rehberlik öğretiminde bir standartlaşma sağlanamamış ve bu nedenle de belirli standartlara sahip rehberler yetiştirilememiştir temizkan vd . bu bağlamda mevcut turizm rehberliği bölümleri ve kontenjanları düzenlenmeli ve yeni açılacak bölümler bu ihtiyaca göre belirlenmelidir .
435
165
TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DİNLEDİĞİNİ ÖZETLEME BECERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
özetleme durumları ele alınmıştır . çalışma eğitim ve öğretim yılında gazi ve mustafa kemal üniversitesi türkçe eğitimi bölümü nde öğrenim gören dördüncü sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir . öğrenci özetleri başlık yazma bakış açısını doğru kullanma anlatım kipini doğru kullanma önemli bilgiyi seçme önemsiz bilgiyi silme metin dışı bilgiye yer vermeme tutarlı yazma ve kısaltma açısından değerlendirilmiştir . ayrıca özetler metin türü cinsiyet üniversite ve öğretim türü değişkenleri açısından da ele alınmıştır . bu amaçla bilgilendirici öyküleyici ve tartışmacı metinlerin her biri için ölçüt özet oluşturulmuş analizler araştırmacı tarafından geliştirilen özetleme stratejileri puanlama ölçeği kullanılarak gerçekleştirilmiştir . yapılan analizler sonucunda öğrencilerin genel olarak vasatın üstünde bir başarı gösterdikleri belirlenmiştir . öğretmen adaylarının başlık yazma metin dışı bilgiye yer vermeme tutarlı yazma ve kısaltma stratejilerini başarılı bir şekilde kullanabildikleri bakış açısını doğru kullanma anlatım kipini doğru kullanma önemli bilgiyi seçme ve önemsiz bilgiyi silme stratejileri konusunda yeterince başarılı olamadıkları anlaşılmıştır . öğrencilerin tartışmacı metni özetleme konusunda bilgilendirici ve öyküleyici metinlere göre daha başarılı oldukları tespit edilmiştir . çalışmada cinsiyet değişkeni açısından kızların üniversite değişkeni açısından ise gazi üniversitesi öğrencilerinin daha başarılı oldukları belirlenmiştir . öğretim türü bakımından ise birinci ve ikinci öğretim öğrencileri arasında anlamlı bir farka rastlanmamıştır .
özetleme türkçe sözlük te bir yazı veya sözü daha öz sözle anlatmak özünü vermek kısaltmak hülasa etmek şeklinde tanımlanmıştır . ona göre doğrudan alıntı kaynak metindeki önermelerin hiçbir değişikliğe uğramadan özet metne kopyalanması alıntı kaynak metindeki önerme gruplarının kimi birimlerinin silinmesi yoluyla daraltılarak özet metne aktarılmasıdır . özetlemede kullanılacak kip konusunda herhangi bir zorunluluk yoktur . geniş zaman özetleyen kişinin metne daha geniş bir açı ile bakmasına imkan tanıyarak ona kolaylık sağlamaktadır . aksi takdirde ortaya çıkan metnin özet olarak ifade edilmesi mümkün olmayacaktır . bu şekilde yapılan bir eylem özet değil de seçme sözler biçiminde adlandırılabilir . bu yönüyle ele alındığında özet metinde önemli görülen bilgilerin belli kurallar çerçevesinde düzenlenmesini kapsamaktadır . literatürde dinlediğini özetleme konusunda herhangi bir çalışmaya rastlanmaması bir eksiklik olarak görülmüş çalışmamız bu alandaki eksikliğin giderilmesine bir katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir . çalışmada nitel araştırma tekniklerinden doküman inceleme tekniği kullanılmıştır . bu aşamada öğrencilere sarı renkli a kağıtlar verilerek onlardan aldıkları notlardan hareketle metni özetlemeleri istenmiştir . başlık ölçüt özetlerin hepsinde başlık bulunmaktadır . tutarlı yazma ölçüt özetlerde konu bütünlüğü çelişkisiz olma cümle ve paragraflar arası uyum gibi niteliklerin bulunduğu belirlenmiştir . uzmanlardan gelen görüş ve öneriler doğrultusunda düzenlenerek ölçeğe son hali verilmiştir . böyle yapılmasında araştırmacının ilgili konuya daha hakim olması ve stratejilerin nasıl puanlanacağını başka bir araştırmacıya anlatmanın zaman alması etkili olmuştur . tablo te görüldüğü üzere üniversite öğrencileri en yüksek başarıyı metin dışı bilgiye yer vermeme ve başlık yazma da en az başarıyı ise önemsiz bilgiyi silme stratejisini kullanmada göstermişlerdir . bu konuda yapılan çeşitli çalışmaların bulgularıyla çalışmamızın bulguları örtüşmektedir . çalışmada öğrencilerin bilgilendirici öyküleyici ve tartışmacı metinlerde önemsiz bilgiyi silme konusunda oldukça başarısız oldukları tespit edilmiştir . bu konuda garner tarafından gerçekleştirilen çalışmadan elde edilen bulgular da çalışmamızı desteklemektedir . bu durum öğrencilerin orijinal metin dışında yer alan bilgilere özette yer vermeme konusunda bilinçli olmalarına bağlanabilir . yapılan analizler sonucunda bilgilendirici ve tartışmacı metin özetleme konusunda iki üniversite arasında herhangi bir farka rastlanmadığı ancak öyküleyici metin özetleme bakımından gazi üniversitesi öğrencilerinin mustafa kemal üniversitesi öğrencilerinden daha başarılı olduğu belirlenmiştir . diğer taraftan birinci ve ikinci öğretim öğrencileri arasında herhangi bir farkın oluşmaması üniversiteye giriş aşamasında var olan başarı farkının dört yıl boyunca verilen eğitimle giderilmesine ve öğrenci seviyelerinin denkleşmesine de bağlanabilir . öğrencilerin tartışmacı metin özetleme konusunda bilgilendirici ve öyküleyici metinlere göre daha başarılı oldukları çalışmadan elde edilen bir diğer sonuçtur . farklı bakış açılarıyla oluşturulmuş metinlerin öğrenciler tarafından nasıl özetlendiği konusu araştırılabilir . derslerde öğrencilere not alma ve özetleme becerilerini kavratacak etkinliklere ağırlık vermelidirler . not alma ve özetleme kişisel becerilerdir ve herkesin bilişsel farklılığına göre değişen kodlama biçimi vardır .
436
188
EDEBİYAT TARİHÇİSİ OLARAK TANPINAR
ahmet hamdi tanpınar ın xıx . asır türk edebiyatı tarihi diyalojik bir anlayışla yazılmış edebi türlerin değişimine odaklı karşılaştırmalı bir edebiyat tarihidir . bundan başka dünyada çok ender olarak yazılan bir edebi türler tarihidir . çalışma genelden özele çevreden zamandan yazara yapıta doğru ilerler ve . yüzyılın değişim dinamiklerini izlemeye yönelir . irdelediği yazarlarda ve şairlerde şöyle bir görüntü vardır . yazarlar şairler eskiye bağlı kalıp eskinin gölgesinde kalma endişesi içerisinde bir de yeni olanın cazibesi arasında yazmaktadırlar . tanpınar yazarların ve edebiyatın eski ile yeni batı ile doğu arasında kalmışlık durumunu çözümleyici eleştiriyle yapar . edebiyatta asıl değişim doğanın yeniden keşfi sayesinde başlar . doğayı başka bir biçimde keşfeden insan bireyleşmeye başlamış insanın iç dünyasını yansıtmaya yönelmiştir .
bilindiği gibi ahmet hamdi tanpınar son asır türk edebiyatı tarihi dersini vermek üzere yılında istanbul üniversitesinde görevlendirilir . edebiyat tarihlerinin çoğunluğu ulusal kimlik oluşturma işlevinin bir parçasıydı . asır türk edebiyatı tarihi böyle bir işlevi amaçlayan veya üstlenen bir çalışma değildir . bunda tanpınar ın entelektüel bir kültür insanı olma özelliğinin yanı sıra edebiyat tarihi yazımı konusunda beslendiği kaynakların da rolü vardır . edebiyat tarihi yazımı konusunda beslendiği kaynaklar dönemin önde gelen karşılaştırmalı edebiyat alanında etkinleşmiş ve tanınmış düşünürler ve edebiyat kuramcılarıdır . karşılaştırmalı edebiyat bilimi tarihinde önemli bir yeri olan ferdinand brunetieré edebiyat tarihi ve eleştirinin birleştirilmesi fikrini savunmuştur deterministtir evrimcidir . buna ilaveten dünyada çok ender olarak yazılan bir edebi türler tarihidir . onda kuramsal ve yöntemsel çok iyi bir alt yapı ve bilgi birikimi vardır . edebi türler devingen olduğundan türlerin tarihini yazmak zordur . babı ali üslubunun gazetelerde kullanılması düzyazının doğuşunu hazırlar . yılında batı hikayesinin denemesinin şiir ve tiyatrosunun dilimizde göründüğünü belirtir . gücünü sadece yeniden almaz yenilikçi düşüncelerden olduğu kadar kökleşmiş gelenekselleşmiş biçimlerden de alır . bunların yanı sıra makale tenkit ve deneme gibi az çok gazetenin bünyesine dahil türler de girer . tanpınar a göre bu devirde yeni bir nesil çok acemice ve acele olsa bile ilk defa olarak kendi adlarına konuşurlar . gazete haberleri ve gazete içerisinde yer alan çeşitli düzyazı türleri düşüncenin kamuoyuna mal edilmesi kamuoyunda tartışma geleneğinin başlamasına kısacası düşüncenin evrimleşmesine en büyük katkıyı yapar . tiyatro yapıtlarını içerikleri bağlamında çözümler karşılaştırır ve son aşamada kültürel açıdan eleştirel değerlendirir . garp karşısında şinasi nin eseri hariç şuurlu bir taklit fikrine rastlanmaz bütün kazançlar adeta tesadüfidir . o garptan filan ve falan muharririn değil bir medeniyetin ve düşünce sisteminin dersini almıştır . batı ile kurulan düşünsel ve edebi ilişkiler zenginleştiricidir . şiirde değişimin asıl nedenini tanpınar yeni insanda yeni insanın muhayyilesinin değişmesinde görür . bu ise yeni bireyin doğmasını lirik şiirin değişmesini sağlamıştır . gözün ve hatta bütün duyuların ruhi hayata doğrudan doğruya iştiraki insanın zihni oyunların bilmecelerinin dışında kendini çok yeni ve bütün olarak idrakiydi . bütün halleri ve unsurlarıyla ana tabiatla insan ruhunun birleşmesi asırlarca süren cebri bir standarttan insanın kendi sonsuzluğuna doğru genişlemesiydi . onun şiirleri eskinin devamıdır eskinin çerçevesinden hiç ayrılmaz . çalışmasında örneğin tanzimat romanını batı nın roman türü açısından değil tanzimat romanı olarak değerlendirebilirdi .
359
109
null
türkiye kuru soğan üretimi bakımından dünyada önemli ülkelerden birisidir . pazarlanabilir soğan üretiminde yüksek verim ve homojen baş büyüklüğü en önemli kriterler olup gübreleme ile arttırılabilmektedirler . bu çalışma soğanda artan dozlarda azot ve kükürdün birlikte uygulamalarının verim ve bazı kalite kriterleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla ve yıllarında yalova da atatürk bahçe kültürleri merkez araştırma enstitüsü deneme alanlarında yürütülmüştür . yapılan değerlendirmeler sonucunda azotun verim üzerine etkisi önemli bulunmuştur . dekara kg verim için kg n da ¹ dozunun ekonomik doz olabileceği saptanmıştır . azot dozu ile verim arasında yüksek oranda ilişki belirlenmiştir . soğan başlarının çapı da azot artışıyla artmış ilk yıl . cm ikinci yıl . cm olan en büyük çap kg n da ¹ dozunda elde edilmiştir . gübre uygulamalarının soğan başlarının yüksekliği ve ikiz baş oluşumu üzerine etkisi ise önemsiz bulunmuştur . soğan başlarında ikiz baş oluşum oranları ilk yılda . . ikinci yılda ise . . arasında belirlenmiştir . soğan başlarının yükseklikleri ise yıllara göre sırasıyla . . ve . . cm arasında değişmiştir .
soğan dünyanın farklı bölgelerinde yetiştirilebilen ve çok farklı şekillerde tüketilebilen yıldan daha uzun bir süredir yetiştiriciliği yapılan bir sebzedir . fao verilerine göre dünyadaki toplam üretim miktarı yılında . milyon tondur . aynı yıl türkiye kuru soğan verimi dünya ortalamasının üzerinde . kg da ¹ olmuştur . pazarlanabilir soğan üretiminde yüksek verim ve homojen baş büyüklüğü en önemli iki kriterdir . çevre faktörleri içerisinde kükürt ve azot en önemli role sahip olan etmenlerdir . kükürt bir makro element olup soğan ve diğer ürünler üzerinde önemli etkilere sahiptir . azot bitkiler için yaşamsal öneme sahip bir besin elementidir . azot verimin yanında başların kalitesi olgunluğu dayanımı ve depolanması üzerine etkindir . kore de yapılan bir çalışmada en yüksek verim olan . ton da ¹ a ulaşmak için kg n da ¹ kullanılması gerektiği bildirilmiştir . bir diğer çalışmada artan azot ve kükürt gübrelemesin soğanın bitki boyu yeşil yaprak sayısı bitki ve baş ağırlığı toplam verim pazarlanabilir verim ve toplam çözünebilir madde birikiminde artışlar yaptığı ve ekonomik azot dozunun kg ha ¹ olarak kükürt dozunun da kg ha ¹ olduğu bildirilmiştir . besin elementlerinden potasyum az diğerleri yeterli düzeydedirler . soğan tohumları iklim ve toprak şartları dikkate alınarak mart ayında küçük el mibzeriyle ekilmiştir . denemede gözlem ölçüm ve analizler ortadaki sırada yapılmış kenarda kalan sıralar kullanılmamıştır . hasat edilen başlar kuruması için tarlada gün bırakılmış sonra depoya alınan başlarda kurutma işlemine gölgede devam edilmiştir . depoda günde kuruyan soğanların kökleri ve sapları temizlenerek toplam verim ikiz baş oluşumu baş çapı ve baş yüksekliği ölçüm sayım ve değerlendirmeleri yapılmıştır . bunun yanı sıra azot ve kükürt uygulamalarının verim üzerine birlikte etkileri de istatistiksel anlamda önemsizdir . kuru soğanın ekonomik azot dozu ile optimum azot dozu miktarı birbirine yakın olarak bulunmuştur . azotlu gübre uygulanmayan kontrol uygulaması en düşük sınıfta belirlenmiştir . verim değerlerinin azotlu gübre ile ilişkisini belirlemek amacıyla iki yıllık değerler üzerinden yapılan toplu regresyon analizinde kg da ¹ saf azot uygulamasıyla optimum verim olan kg da ¹ a ulaşılacağı belirlenmiştir . bu çalışma neticesinde optimum verim için belirlenen kg da ¹ n diğer araştırıcıların bulgularıyla paralellik göstermektedir . bu verim denklemine göre dekara kg azot uygulandığında elde edilecek verim ise verim . . azotdozu . azotdozu² kg da ¹ olacaktır . azotlu gübre uygulaması verimi arttırırken kükürt uygulamalarının verim üzerinde önemli bir etkisi olmadığı görülmüştür . gibi pek çok araştırıcı ekolojik faktörlerin etkisini azaltmak amacıyla kükürt ile ilgili çalışmaları örtü altında yapmayı tercih etmişlerdir . önerilen kg da ¹ saf azot gübrelemesinde verimin kg da ¹ olduğu unutulmamalıdır . bu tür çalışmalarda kükürdün etkisini gözlemleyebilmek için sınırlandırıcı faktör yok ise deneme çakılı olarak yürütülmelidir .
434
185
İnfrared ısıtmalı fındık kurutma makinası tasarımı
bu çalışmada infrared ısıtıcı ve hava kurutucu destekli bir fındık kurutma makina tasarlanmıştır . bu amaçla ve yıllarında iki ayrı prototip imal edilerek kurutma denemeleri yapılmıştır . yılındaki prototipte kurutma sistemi bir fan havasıyla beslenmiş ve bu havanın nemi bir hava kurutucu makine ile düşürülmüştür . yılındaki prototipte ise hava kaynağı olarak içerisinde hava kurutucu içeren bir kompresör sistemi kullanılmıştır . kurutma makinasının kabini infrared karbon film ısıtıcılarla ısıtılmakta olup dış kısmı hava ve ısı yalıtımlı olacak şekilde tasarlanmıştır . makina nemi alınmış fan veya kompresör havasını hareket halindeki fındık yığınına basmakta ve ürünün nemini alan bu havayı kanallarından dışarı atmaktadır . birinci prototip denemesi ankara da atölye ortamında yapılırken ikinci prototip denemeleri giresun da yapılmıştır . ilk prototip kg fındık kapasiteli olarak tasarlanmıştır . ikinci prototipte ise kazan kapasitesi kg a düşürülmüş ve yılında deneme yapılmıştır . deneme sonuçlarına göre hasat edilmiş nemli fındığın saat içinde iç nem seviyesine kurutulabileceği ve enerji tüketiminin tl ton fındık olduğu görülmüştür .
dünya fındık üretiminin yaklaşık i ülkemizde yapılmaktadır . önemli bir ihraç ürünü olan fındığın ticaretinde karşılaşılan en önemli sorunlardan birisi de aflotoksindir . yüksek kesimlerde ise daha serin ve daha nemli bir hava vardır . fındığın diğer tarım ürünlerine göre düşük sıcaklıkta kurutulması da bu konuda makina ve metod geliştirilmesini zorlaştırmıştır . bir başka çalışmada ise elektrik ısıtmalı sandıklar kullanılarak fındık kurutma denenmiş daha kısa bir kurutma süresi elde edilememiştir . bu hava fındıkla temas etmeden önce kabinin üst kısmında dolaşan borulardan geçirilmektedir . ikincisi de test sürecinde kabin içinde üst kısımda sıcak hava birikmemesidir . fan tarafından sağlanıp kurutucudangeçirilen havanın aynı zamanda soğutucu özelliği de vardır . basınçlı havanın kurutma kazanı içindeki hareketi daha güçlü olup daha geniş çap dolayısıyla daha fazla fındık alan kazan kullanılmasını mümkün kılmaktadır . bu aşamada borulardan geçen hava bir yandan kabini de soğutmakta ve sıcak fındığa soğuk olarak değil ılık olarak temas ettirilmektedir . testlerde fındıkla hava arasındaki sıcaklık farklarının mümkün olduğu kadar azaltılması yolu ile kabuklanmanın önlenmesi amaçlanmıştır . ikinci tasarımda düşük debili sıcak hava kullanılarak infrared filmlerle beraber hava da ısıtıcı olarak kullanılabilir olmuştur . yaklaşık yedi saat sonunda ısıtma durdurulmuş ve dış ortamdan yaklaşık c soğuk olan kurutucu havası verilerek fındık kazanı dönmeye devam etmiş fındık sıcaklığı yaklaşık dakikada c kadar düşürülmüş ortam sıcaklığına yaklaştırılmıştır . ancak mutlak nem değeri test boyunca en çok . gkg hava olmuştur . kurutma işlemi ana hatlarıyla birinci prototip testiyle aynı şekilde uygulanmıştır . kurutucudan geçirilen hava c ye kadar ısıtıldıktan sonra doyma noktasına kadar nemlenirse şekil de gösterilen sırasını takip edecektir . ancak ağırlık dikkate alınarak yapılan ölçümün hassasiyeti çok iyi değildir . esas fark fındığın kurumaya yakın evresinde ortaya çıkmaktadır . bu grafik dış ortam havası ile fındığın kısa sürede kurutulamayacağını göstermektedir . dört testin verisine bakarak her bir kg suyun fındıktan alınması için yaklaşık . kwh enerji tüketileceği görülmektedir . hasat edilen fındığın uygun olması halinde kurutma süresinin saatin altına düşebileceği görülmüştür . yine de bu sistemle günde iki defa kurutma yapılabilmesi mümkün görünmektedir .
377
159
İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNDEN KAYNAKLANAN GELİR VE MALİYET FARKLILIKLARININ TÜRK VERGİ MEVZUATI VE TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI(TMS)AÇISINDAN İNCELENMESİ VE MUHASEBEYE YANSIMASI ÜZERİNE ÖRNEK BİR UYGULAMA
bu çalışmanın amacı ülkemizde özel vergilendirme düzenine tabi tutulan yıllara yaygın inşaat ve onarım faaliyetlerine ilişkin gelir ve giderlerin vergilendirilmesinde türk vergi mevzuatı ve türkiye muhasebe standartları açısından ortaya çıkan farklılıkların ortaya konulmasıdır . bu bağlamda çalışmamızda inşaat faaliyetleri karşılığında düzenlenen inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan gelir ve maliyetlerdeki benzerlik ve farklılıklar türk vergi mevzuatı ve türkiye muhasebe standartları kapsamında incelenmiştir . türk vergi mevzuatı ile türkiye muhasebe standartları uygulamaları arasındaki en önemli başkalıklar inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan gelir ve maliyetlerin muhasebeleştirmesinde muhasebenin temel ilkelerinden olan dönemsellik ilkesi gereği ortaya çıkan tutar farklılıklarından kaynaklanmaktadır . tms uygulamaları muhasebenin dönemsellik ilkesine uygun olarak raporlama sağladığından dolayı finansal tablo kullanıcılarına işletmenin mali durumu hakkında daha gerçekçi bilgiler sunmaktadır . bu nedenle türk vergi mevzuatı ile tms arasındaki uygulama başkalıkların giderilmesinin sektöre ait bilgilerin daha güvenilir ve istismara izin vermeyecek şekilde olmasını sağlayacaktır .
inşaat sektörü diğer sektörlere göre başkalaşımlar göstermesinden dolayı muhasebe uygulamalarında değişikliklere yol açmaktadır . bilhassa yıllara yaygın inşaat ve taahhüt işlerinde işin başlaması ve tamamlanması değişen dönemlere dağıldığından muhasebeleştirilmesi hususiyet oluşturmaktadır . yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde ise işin tamamlandığı seneye kadar ara yıllarda finansal tablolarda kar ve zarar raporlaması yapılmamaktadır . muhasebe standartları bir ülkenin kurum ve işletmelerinin ülke içinde uymakla yükümlü olduğu kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır . hem de tms ye göre borç yazılır . gelir vergisi kanunu madde inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir . bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her nam ile olursa olsun elde edilen hasılat bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kar veya zararının tespitinde dikkate alınır diyerek bu tür işlerde vergilendirmenin iş bitim tarihinde olacağına dikkat çekmektedir . ayrıca söz konusu standardın maddesinde ise finansal tablolara yansıtılacak gelir ve giderlerin belirlenmesinde sözleşmenin tamamlanma aşamasının baz alınması tamamlanma yüzdesi yöntemi olarak adlandırılır . bu yöntemde sözleşme geliri ulaşılan tamamlanma aşamasına kadar katlanılan inşaat maliyetiyle eşleştirilerek bitirilen işle orantılı gelir gider ve karın raporlanması sağlanır . tms ler uluslararası antlaşma niteliğinde olup taraf olduğumuz milletlerarası antlaşmaların hukukumuzdaki yeri ile ilgili en önemli iç hukuk kaynağımız hiç şüphesiz t . c . anayasasının . tms ler ortaya çıkan bu durum aşağıdaki örnek uygulamada ortaya konulmuştur . sözleşmenin detayları aşağıdaki gibidir başlangıç tarihi mayıs bitiş bitiş tarihi haziran tahmini sözleşme geliri . . . tahmini sözleşme maliyeti . . tlinşaat işi haziran tarihinde teslim edilecektir . yılında hakediş yapılmadığından gelir kaydı yapılmayacaktır . bu nedenle iş tamamlanmadan önce vergileme yapıldığında firmalar kazanmadığı bir kazancın vergisini ödemek zorunda kalabilir . vergi hukuku açısından da inşaat bitene kadar herhangi bir vergi söz konusu olmamaktadır . uluslararası antlaşmalar usulüne göre kabul edildiğinde yürürlüğe girdiğinden dolayı bu tür düzenlemeler aleyhinde kanuna aykırılık ileri sürülemeyeceğinden dolayı uygulanması mecburidir .
448
133
Psödotümör Serebri Kliniği ile Gelen Spinal Kitle Olgusu
medulla spinalis tümörleri kafa içi basınç artış sendromunun nadir nedenleri arasındadır ve kafa içi basınç artışı spinal tümörlü hastalarda nadiren görülmektedir . hastamız olan erkek çocuk baş ağrısı şikayetiyle başvurmuş ve hastamıza papil ödemi bulgularıyla psödotümör serebri ön tanısı konulmuştur . ancak hastanın beyin omurilik sıvısında protein artışının saptanması üzerine çekilen spinal manyetik rezonans görüntüleme ile spinal tümör tanısı konmuştur . bu olgu ile artmış intrakranial basınç bulguları ile başvuran ve nörolojik defisiti olmayan hasta grubunda da medulla spinaliste kitle tespit edilebileceğine dikkat çekmek istedik .
santral sinir sistemi tümörleri çocuklarda lösemilerden sonra ikinci en yaygın görülen tümördür . derin tendon reflekslerinde değişiklik ve motor defisiti gibi bulgular hastaların başvurusu esnasında genellikle tespit edilmektedir . on bir yaşında erkek hasta kliniğimize aydır olan kusma ve baş ağrısı şikayetleri ile başvurdu . prenatal natal postanatal dönem özgeçmiş ve soy geçmişinde özellik yoktu . boy cm kilo kg tansiyon mm hg ölçüldü . kraniyal sinir muayenesinde pupiller izokorikti ve ışık refleksi alınıyordu . dtr üst ekstremitelerde normoaktif alt ekstremitelerde hipoaktif olarak alındı . kas tonusu doğal ve kas gücü tam olup serebellar testleri normaldi . laboratuar tetkiklerinde hemogram ve biyokimya sonuçları normaldi . akut faz reaktanları serolojik testleri hıv ve antinükleer antikorlar negatifti . psödotümör serebri tanısıyla diazomid mg kg gün dozda oral başlandı . kranial mrg de serebellumda vermiş seviyesinde ventrikül t a da hiperintens t da izointens çevresinde simetrik milimetrik lezyonlar görüldü . hastanın tanı aldıktan iki gün sonra kusma şikayetleri tekrar arttı . yatışının uncu gününde patolojik olarak primitif nöroektodermal tümör grade tanısı kondu . pnet grade tanısı alan hastaya yatışının uncu gününde vinkiristin ve steroid tedavisi başlandı . hasta yatışının nci gününde bir kez kardiyak arrest olduktan sonra entübe izlendi . takibinde nıncı gününde hastanın çekilen kranial mrg de büyük venlerde tromboz olduğu ve kan akımının olmadığı görüldü . medulla spinalis tümörleri genellikle nonspesifik bulgularla başvururlar . çocuklarda intramedüller tümör tanısı bulgular yavaş ilerlediğinden genellikle gecikir . tanı klinik belirtiler ve bulgular normal görüntüleme lomber ponksiyonda yükselmiş açılış basıncı normal laboratuvar bulguları ve sistemik benzer semptomları yapabilecek hastalıkların dışlanması ile konulur . psödotümör serebri çocukluk çağında özellikle kız ve obez hastalarda görülme sıklığı daha yüksek olan klinik bir durumdur . olgumuz ise erkek olmasına ve obez olmamasına rağmen semptomları tanıyı desteklemekte idi . kliniğimize baş ağrısı ve kusma şikayetleri ile gelen ve muayenesinde papil ödemi ve alt ekstremitede dtr alınmayan hasta yatışının üçüncü haftasında spinal tümör tanısı almıştır . spinal tümörlerin çeşitli tipleri özellikle ependimomalar intrakranial basıncı artırmaktadırlar . olgumuzda kafa içi basınç artışı ve papilödem bulguları alt ekstremitede azalmış dtr bulunmakla birlikte diğer spinal semptom ve bulgular olmaksızın spinal kitle görülebileceğini gördük .
330
85
Ot toplama tırmığı montaj işleminde çalışma duruşlarının anybody modelleme sistemi ile analizi
firmaların ürün kalitelerini arttırmaları ve aynı zamanda ürün maliyetlerini düşürebilmeleri için imalat süreçlerinde sürekli iyileştirme çalışmaları yapmaları gerekmektedir . ürünün kalitesini ve üretim maliyetini etkileyen unsurlardan en önemlisi çalışanlardır . çalışanları etkileyen çalışma koşullarının incelenmesi analiz edilmesi ve değerlendirilmesi üretim süreçlerinde yapılacak iyileştirmelerde önemli rol oynamaktadır . çalışma sırasında tekrarlanan ve uzun süreli çalışma duruşları çalışanın vücudunda çeşitli şiddetlerde zorlanmalara ve zamanla kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına neden olabilmektedir . kisr çalışanın performansını ve iş verimini olumsuz etkilemektedir . çalışma pozisyonları rula reba nıosh owas vb . gözlemsel yöntemler ile analiz edilebilmektedir . bunların yanı sıra insan vücudunu biyomekanik esaslara göre inceleyerek eklem reaksiyon kuvvetlerine göre değerlendirme yapılmasına olanak sağlayan yazılımlarla da analiz yapılabilmektedir . bu çalışmada tarım aletleri üreten bir işletmede ot toplama tırmığı montajında görülen duruş bozuklukları insan vücudunun biyomekanik esaslara göre analizini sağlayan bilgisayar destekli ergonomi yazılımı anybody modelleme sistemi ile incelenmiştir . yapılan değerlendirme sonucunda çalışma esnasında oluşan duruş bozukluklarını gidermek amacıyla yeni bir montaj ünitesi tasarımı önerilmiştir .
montaj işlemleri esnasında çalışanlar uzun süre ayakta kalmakta uzanarak çömelerek veya eğilerek çalışmaktadırlar . insan makine sistemlerinde insanın kas iskelet sisteminin analizini gerçekleştirerek insana hasar vermeden uygun bir çalışma ortamı sağlamak amacıyla bilgisayar destekli ergonomi yazılımları da kullanılmaktadır . montaj tekniği ve ergonomik duruşlar arasındaki ilişkiyi değerlendirmişlerdir . geliştirilen sanal insan modeli sanal prototipleme ve sanal ürün geliştirmede uygulanmıştır . bakım işlerinde kas iskelet sistemi rahatsızlıklarının çalışan ile makine arasındaki uyumsuzluktan kaynaklandığını belirtmişlerdir . ams de modeller kas kuvvetlerinin eklem reaksiyonlarının mekanik işin ve verimliliğin kullanıcı tarafından belirtilen ölçüler ve tanımlanan hareketler için hesaplanmasını sağlamaktadır . oturup kalkma ayakta durma sürecindeki kas kuvvetlerinin belirlenmesi için bir ters dinamik yaklaşımı geliştirmişlerdir . detaylı bir kas iskelet modeli kullanarak vinç çalıştıran bir denizcinin üst gövdesinin hareketlerini hesaplamak için ters ters dinamik tekniğini uygulamışlardır . montaj işleminde bir çalışan çömelerek somunları anahtar ile tutmakta diğer çalışan hava tabancası ile altı köşe başlı cıvataları sıkmaktadır . bu çalışmada tarım aletleri üreten bir işletmenin ürün gamı içerisinde yer alan yuvarlak başlı kasa cıvatası ile birleştirilen ot toplama tırmığının yıldız çarkı montaj sürecindeki uygun olmayan duruş duruşlarının iyileştirilmesi amaçlanmıştır . çalışmanın gerçekleştirildiği işletmede ot toplama tırmığı yıldız çarkının yuvarlak başlı kasa cıvatası ile montajı esnasında işgörenin çalışma pozisyonları incelenmiştir . tellerin disk üzerine ön yerleştirilmesi yapıldıktan sonra kasa cıvatalarının üzerine kg ağırlık konularak somunlar hava tabancasıyla sıkılmaktadır . cıvata sıkma işlemi için çalışan montaj sehpasının altına çömelerek işlem yapmaktadır . yıldız çarkının oluşturulması sırasında uygun olmayan iki çalışma duruşu görülmektedir . bu işlem nedeniyle çalışan özellikle bel ve bacak ağrılarından şikayet etmektedir . yıldız çarkı montajı esnasında işgörenin çalışma duruşları ams ile analiz edilmiştir . görülen zorlanmaların azaltılması amacıyla ağırlığın kasa cıvatalarının üzerine yerleştirilmesini kolaylaştıracak bir çözüm önerilmiştir . şekil de önerilen durum için oluşturulan sanal insan ve montaj işlemi modeli verilmiştir . kas aktivasyon seviyeleri yorulma ile direkt ilişkilendirilebilen bir veri olduğu için çalışanın yorulması ve verimi hakkında bilgi edinilmesi amacı ile kullanılabilmektedir . basınçlı hava tabancasıyla somun sıkma işleminde tabancadan gelen moment yükü sanal insan modelinin sağ eli üzerine uygulanmıştır . bu çalışma durumunda uzun süre çalışılması halinde çalışanın bacak bel boyun ve kol kaslarında zorlanmalar oluşmaktadır . çalışmada montaj sisteminin çevrilerek baş üstü çalışmadan kaçınmaya yönelik değerlendirmeler yapılmıştır . bu çalışma durumunun iyileştirilmesi için tellerin disk üzerine yerleştirilmesini takiben montaj sehpasının şekil de görüldüğü gibi çalışanın boyuna göre yükseltilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir . bu zorlanmalar çalışanın erken yorulmasına neden olmakta ve çalışma performansını olumsuz etkilemektedir . çalışmanın devamında el ve kol postür tanımlamalarının hassasiyetinin hareket yakalama sistemi veya gonyometre ölçümleri ile iyileştirilebileceği düşünüldüğünden insan modeline ait çalışma duruşunun hareket yakalama sistemiyle elde edilmesine yönelik çalışmalar yapılması önerilmektedir .
428
155
Sosyal Hizmet Uzmanlarının Mesleki Bağlılık Düzeylerinin Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi
bu araştırma sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bağlılıklarını çeşitli değişkenler açısından incelemek amacıyla yapılmıştır . yöntem ilişkisel tarama modelinde planlanan çalışma sosyal hizmet uzmanı ile gerçekleştirilmiştir . çalışmada kişisel bilgi formu ve meyer allen ve smith tarafından geliştirilmiş olan mesleki bağlılık ölçeği kullanılmıştır . bulgular araştırma sonucunda sosyal hizmet uzmanlarının gelirleri ile mesleki bağlılık ölçeğinin duygusal mesleki bağlılık ve mesleki devamlılık bağlılığı alt boyutunda anlamlı farklılık bulunmuştur . geliri tl nin altında olan sosyal hizmet uzmanlarının duygusal mesleki bağlılığı ve mesleki devamlılık bağlılığı daha düşüktür . bir başka deyişle sosyal hizmet uzmanlarının aylık geliri arttıkça duygusal mesleki bağlılıkları ve mesleki devamlılık bağlılığı artmaktadır . sosyal hizmet uzmanlarının çalıştıkları kuruluş değişkenine göre mesleki devamlılık bağlılığında anlamlı bir farklılaşma bulunmuştur . buna göre araştırma kapsamındaki sosyal hizmet uzmanlarından sağlık bakanlığında çalışanların mesleki devamlılık bağlılığı diğer kuruluşlarda çalışanlara göre daha düşüktür . sonuç çalışmanın sonuçlarına göre sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bağlılıklarının gelir durumu çalıştıkları kurum değişkenine göre farklılaştığı görülmüştür . cinsiyet yaş medeni durum eğitim durumu çalıştıkları hizmet yılı değişkenleri ile sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bağlılığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır .
bireyi uygulamaya bağlayan bir güç olarak tanımlanan bağlılık son elli yıldır literatürde ve iş çevrelerinde önem kazanmış bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır . literatür incelendiğinde mesleki bağlılığı tek boyutlu ele alan yazarlarla çok boyutlu ele alan yazarlar olduğu görülmektedir . duygusal bağlılık çalışanların kendilerini çalıştıkları kuruma ne kadar özdeşleştirdikleri ile ilgili duyguları ve bireylerin çalıştıkları işyerine olan ilgilerini göstermektedir . çünkü sosyal hizmet ötekine ilgi ya da ötekine yardım etme arzusu etrafında şekillenmektedir . bu çerçevede bağlılık eğitim ve uygulama süreciyle başlamaktadır . mesleki bağlılık mesleki değerleri yansıtan etik kodlara bağlılık ve bunların yürütülmesi mesleki kimlik taşıyan ve paylaşan topluluk içindeki bireylerle birlikte mesleki kariyer ve kimliğin sürdürülmesi bunun yanı sıra ise kısmi otonomi veya özerklik vurgusu taşımaktadır . karasar ilişkisel tarama modelini iki ya da daha fazla değişken arasında birlikte değişim varlığını ve veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modeli olarak tanımlamaktadır . araştırmada sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bağlılık düzeylerinin cinsiyet yaş gelir durumu gibi bazı değişkenlere göre incelenmesi amaçlandığından ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır . araştırmanın evrenini türkiye genelinde çeşitli kurumlarda çalışan sosyal hizmet uzmanları oluşturmaktadır . sosyal hizmet uzmanları derneği tarafından yılında derlenen verilere göre türkiye genelinde dört yıllık sosyal hizmet bölümlerinden mezun olan sayısı dir . veriler olasılıksız örnekleme türlerinden kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi ile toplanmıştır . kolay ulaşılabilir örnekleme örneklemi oluşturmak için en uygun en ulaşılabilir öğeleri seçmektir . ölçek mesleki bağlılığı duygusal mesleki bağlılık mesleki devamlılık bağlılığı ve normatif mesleki bağlılık olarak üç boyutlu olarak ele almıştır . yapılan varyans analizi sonucunda farklı olan grupların kaynağını bulmak için de tukey testi yapılmıştır . araştırma kapsamındaki katılımcıların çeşitli demografik özellikleri tablo de verilmiştir . buna göre sosyal hizmet uzmanlarının i kadın i evli inin lisans mezunu olduğu görülmektedir . bir başka deyişle aylık gelir arttıkça duygusal mesleki bağlılık alt boyutu ve mesleki devamlılık bağlılığı alt boyutu artmaktadır . farklılaşmanın kaynağını bulmak için tukey testi yapılmış ve sonuçlar tablo te verilmiştir . bir başka deyişle sağlık bakanlığında çalışan sosyal hizmet uzmanlarının mesleki devamlılık bağlılığı diğer kuruluşlarda çalışanlara göre daha düşüktür . sosyal hizmet uzmanlarının yaş değişkenine göre mesleki bağlılık ölçeği puanları arasında anlamlı farklılık olup olmadığı t testi ile sınanmış ve yapılan istatistiksel analizler sonucunda yaş altı olan sosyal hizmet uzmanları ile yaş ve üzeri olan sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bağlılık puanları arasında anlamlı düzeyde farklılaşma saptanmamıştır . yapılan çalışmada sosyal hizmet uzmanlarının çalıştıkları süre ile mesleki bağlılık ölçeği alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki yoktur . mesleki eğitim sürecinin önemli bir parçası olan süpervizyon da mesleki bağlılığın gelişmesinde rol oynayan önemli aktörlerden biridir . bu çalışmayı yazarlar ingiltere de üç sosyal hizmet akademisyeni ve yedi sosyal hizmet öğrencisi ile gerçekleştirmiştir . bu çalışmada da katılımcıların mesleki bağlılığının yüksek olduğu gözlenmiştir . duygusal bağlılık daha önce tanımlandığı gibi çalışanların kendilerini çalıştıkları kuruma ne kadar özdeşleştirdikleri ile ilgili duyguları ve bireylerin çalıştıkları işyerine olan ilgilerini göstermektedir . sağlık bakanlığı ile diğer kurumlar özellikle de aile ve sosyal politikalar bakanlığı sydv gibi kurumlar hizmet verme öncelikleri açısından değerlendirildiğinde sağlık bakanlığına bağlı kurumların birincil amacının sosyal hizmetten ziyade teşhis ve tedavi olduğu dikkat çekmektedir . bu çerçevede meslek yasasının çıkarılması ve sosyal hizmet mesleğinin örgütlenme düzeyinin dernek faaliyetlerinden meslek odası oluşumuna doğru değişimini sağlayacak çalışmaların hızlandırılması önerilmektedir . sağlığın ön planda olduğu bir alan olan ve sosyal hizmet uzmanlarının sağlık lisansiyerleri kapsamında görev yaptıkları bir kurum olan sağlık bakanlığında görev yapan yöneticiler ve müracaatçı gruplar tarafından tanınırlığını ve saygınlığını arttırıcı çalışmalara ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır .
540
184
GAVSÎ AHMED DEDE VE ŞİİRLERİ
galata mevlevihanesi fatih sultan mehmet ile ıı . bayezid in tahtta oldukları dönemde yanlarında olan iskender paşa nın yoğun çabaları neticesinde yılında kurulan bir külliyedir . tarihi süreç içerisinde pek çok tadilata maruz kalan ve günümüzde divan edebiyatı müzesi olarak faaliyet gösteren bu mevlevihane ismail rüsuhi dede nayi osman dede şeyh galib dede gibi önemli şairleri edebiyatımıza kazandırmış önemli bir eğitim kurumudur . gavsi ahmed dede de galata mevlevihanesi nden yetişmiş bir şeyh şair ve mesnevihandır . ne zaman doğduğu konusunda elimizde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır . kaynakların verdiği bilgiler doğrultusunda soyunun meşhur yazıcıoğlu sülalesinden geldiği görülmektedir . çelebi efendi den sonra de galata mevlevihanesi şeyhliğine geçmiştir . yirmi beş sene bu görevi yürütmüş ve de vefat etmiştir . mezarı galata mevlevi hanesindedir . bu makalede gavsi ahmed dede nin hayatı hakkındaki bilgilere mecmua ve biyografi kaynaklarında ulaşabildiğimiz şiirlerinin metnine tahkikli olarak yer verilecektir . amacımız gavsi dede nin şiirlerini bir araya getirerek mevlevi şiiri üzerinde çalışma yapan araştırmacıların istifadesine sunmaktır .
mevlevihaneler dervişlerin gönül dünyalarının geliştiği bir mana alemi neyzen hattat semazen şair vb . konya daki asitane başta olmak üzere birçok mevlevihane kurulmuştur . bayezid döneminin önemli isimlerinden iskender paşa tarafından tarihinde inşa edilmiştir . galata mevlevihanesi nden safai dede rüsûhi ismail dede adem dede gavsi ahmed dede nayi osman dede şeyh galib ahmed celaleddin dede gibi önemli isimler yetişmiştir . gavsi dede nin soyu hakkında kaynaklar farklı bilgiler aktarmaktadır . esrar dede de ismi geçen müellifin torunlarından olduğu yazar fakat babasının ismini yuha olarak kaydeder . bursalı mehmed tahir de herhangi bir isim zikretmeden yazıcı zade ailesinden olduğunu yazar ardından galata mevlevihanesi nin şeyhliğinin kendisine verildiği haberi gelmiştir . gavsi dede nin görev süresi konusunda kaynaklarda farklı bilgiler bulunmaktadır . ismail ünver galata mevlevihanesinde görev yapan şeyhler hakkında hazırladığı çalışmada gavsi dede nin hizmet süresini kaynakları mukayese ederek başlangıcı bitişi olarak belirlemiştir . fasih dede sakıb dede sami dede ta ib dede ve hemdemi dede gibi mevlevi şairler gavsi dede nin sohbetlerine devam etmiş ve ondan feyzalmışlardır . mezarı galata mevlevihanesi nin semahane giriş kapısının hemen sol tarafında olup mezar tarşında şunlar yazmaktadır . ekinci s . gavsi ahmed dede nin vefatından sonra damadı olan nayi osman dede ve daha sonra torunu abdülbaki sırri dede posta oturmuştur . bu nedenle kaynaklar gavsi dede ile birlikte şeyh aileleri dönemi başladığını kaydetmektedir . gavsi dede hakkında bilgiler veren hüseyin ayvansarayi hüseyin vassaf ve bursalı mehmed tahir müretteb bir divanı olduğunu belirtmektedir . günümüzde de gavsi dede ye ait bir divana henüz rastlanılamamıştır . şairliği hakkında salim şunları söyler ulûm ı batına ve zahirede ma mûr bir zat ı ma arif mevfûr olduğundan ma ada şi r ü inşası gayet latif bir vücûd ı şerif idi . adlı çalışmadaki manzûm parçalar bir araya getirildiğinde ulaştığımız rakam dir . esrar dede eşrefoğlu neşati şeyh galib şahidi kuddûsi gibi şairlere ait şiirler bulunmaktadır . nakşi dede nesib dede şahidi birri gibi şairlerin manzûmeleri bulunmaktadır . adli birri cevri ıtri eşrefoğlu rûmi kemal paşa zade fehim i kadim fuzûli mezaki gibi şairlerin şiirlerinin yer aldığı mecmua üzerine bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır . bu mecmuada gavsi ye ait üç gazel bulunmaktadır . gavsi dede nin ulaşabildiğimiz şiirleri genellikle mevlevilik ve övgüsüne dair yazılmıştır . galata mevlevihanesi nin önemli simalarından biri olmakla birlikte mevlevi edebiyatının başarılı isimlerinden biri olan gavsi dede nin ulaşılabilen mecmua ve kaynaklardaki şiirleri bu makale ile bir araya getirilmiştir . bu çalışma ile mevlevilik mevlevi edebiyatı galata mevlevihanesi gibi konularda çalışma yapacak araştırmacılar için bir kaynak oluşturulmaya çalışılmıştır .
466
151
HAVZALARDA BAZI HİDROLOJİK KARAKTERİSTİKLERİN ARCHDYRO YAZILIMI KULLANILARAK BELİRLENMESİ
su kaynaklarının doğal sınırları içerisinde hareketine olanak sağlayan havzalar sürdürülebilir su yönetiminde de aktif rol oynarlar . mevcut su potansiyelinin etkin kullanımı havza özelliklerinin belirlenmesine ve planlanmasına bağlıdır . coğrafi bilgi sistemleri ve bağlantılı yazılımlar birçok alanda olduğu gibi havzaların planlanmasında da etkin bir şekilde kullanılmaktadır . bu çalışma doğu akdeniz bölgesinde yer alan kahramanmaraş ili bertiz çayı yağış havzasında cbs programlarından biri olan arcgıs ile entegre olarak çalışan archydro yazılımı kullanılarak havzadaki bazı hidrolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür . araştırma bulgularına göre havzada farklı akış yönü belirlenmiş ve birikimli akışlar doğu batı hattında akan ana akış yoluna doğru olduğu belirlenmiştir . araştırma alanının alt havza sınırları oluşturulmuş ve toplamda adet alt mikro havza tespit edilmiştir . ölçekli memleket haritaların sayısallaştırılması ile havzada tane drenaj ağ kolu ve toplam . km drenaj ağ uzunluğu tespit edilmiştir . archydro kullanılarak oluşturulan modelde ise elde edilen potansiyel drenaj ağları adet ve uzunluğu ise . km olarak bulunmuştur . drenaj ağlarının mekansal dağılımı üzerinde yapılan validasyon işlemi sonucunda doğruluk oranı olarak belirlenmiştir . sonuç olarak gıs yazılımları gerçeğe yakın hidrolojik modellemelerle hız doğruluk ve maliyet açısından önemli kazanımlar sağlama potansiyeline sahiptir .
dünyada hızla artan nüfus ve sanayileşme ile birlikte hızlı kentleşme özellikle su kaynakları üzerindeki baskıyı arttırmıştır . bununla beraber hidrolojik olarak bağımsız şekilde mevcut alanların sınırlarını da belirlemektedir . tükenmekte olan su kaynaklarının verimli kullanılması ve yeniden revize edilmesi bu konuya ilişkin çalışmaların yapılmasını zorunlu hale getirmektedir . havza çalışmalarında kullanılan bilgisayar programlar ve modellemeler sayısal atlık olarak üretimde ve kullanım imkanlarına göre oldukça rağbet görülmektedir . kahramanmaraş meteoroloji istasyonunun yılları arasında ölçülen aylık iklim değerlerine göre araştırma alanının maksimum sıcaklık değeri . c minimum sıcaklık değeri . c ve ortalama yıllık sıcaklık değeri . c olmakla birlikte yıllık yağış miktarı mm nin üzerine çıkmaktadır . giriş akışı biriktirme ızgarasında eşik değerden büyük bir değere sahip hücreler akış ızgarasında değerini atar . su yollarının eşik değerleri için varsayılan bir değer görüntülenir . bu akım modelinde gridin akış yönünü göstermek için yönlere bağlı bir şekilde geliştirilen rakamsal değerler kullanılmaktadır . bir grid hücrenin suyun toplandığı yerlerdeki hücre sayısı hesaplanarak nehir kolları belirlenmektedir . yükseklik değeri en düşük i hücresi olduğu için hücreden gelen akış bu hücrede toplanmaktadır . d modeli herhangi bir hücredeki akımın aralarında eğimi en fazla olan düşük kottaki komşusuna doğru olduğunu varsayan tek akım yönlü bir algoritmadır . grid değeri sıfır olan hücreler siyah renk alırken grid değerinin yükselmesi ile hücrelerin rengi daha açık olmuştur . tanımlanan akış toplanma modeli üzerinde alt sınır değer ve sıfır üstü aktif değerlere sahip noktalar kullanılarak çalışma alanına yönelik drenaj ağı belirlenmiştir . maksimum akış toplanma noktasını beslemekte olan drenaj ağı ve alanı bu noktalara ait değerler dikkate alınarak tespit edilmiştir . havzanın drenaj ağlarını potansiyel olarak yansıtmakta olan üzerinde çalıştığımız hücre sayısı önemlidir . böylelikle havzanın akış bölümleme haritası elde edilmiştir . araştırma alanında toplamda adet alt mikro havza belirlenmiştir . bu alt havzaların her biri farklı renk tonlarında verilmiştir . bu kapsamda en temel veriler havza sınırlarının belirlenmesi ve suyun havza içerisindeki hareketi ile elde edilmektedir .
430
199
İngilizce Öğretmen Adaylarının Özetleme Stratejilerini Kullanım Tercihleri
bu araştırma ingilizce öğretmen adaylarının özetleme stratejilerini ne şekilde kullandıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır . araştırma tarama modeli kapsamında yer alan literatür tarama ve anket tekniği kullanılarak yürütülmüştür . araştırmada gazi üniversitesi gazi eğitim fakültesi ingilizce öğretmenliği bölümü nci sınıfta öğrenim gören öğrenci araştırma kapsamına alınmıştır . araştırmanın sonucuna göre katılımcıların özetleme stratejilerine yönelik tercihleri belirlenmiş eksikleri ve zayıf noktaları tespit edilmiş ve gerekli önerilerde bulunulmuştur .
özetleme bir eseri ya da konuşmayı özünü amacını ve yapısını bozmadan ana hatlarıyla kısaltmaktır . bunun yanında özetlerken ana fikirleri belirleme çabası öğrencilerin bu fikirleri hatırlamasına yardımcı olur . senemoğlu na göre öğrencinin yazılabilir metni özetlemesi etkili çalışma ya da öğrenme stratejilerinden biridir . farklı öğrenme stratejileri üzerinde yapılan çalışmaları gözden geçiren presley ve arkadaşları özetlemenin kavramaya yardım ettiğini gösteren birçok kanıt bulmuşlardır . barnet ve stubbs ın da belirttiği gibi doğru ve eksiksiz özet yazabilme becerisi akademik çalışmanın merkezindedir okunan materyalden not alma kompozisyon yazma sınavları laboratuar raporları kitap eleştirileri ve diğer bilgilendirici ve analitik ödevler . yazılı bir materyalin özetlenmesi etkili bir öğrenme yoludur . bunlar anlamlı okuma önemli düşünceleri belirleme kendi sözcükleriyle içeriği oluşturmadır . ancak özetleme yapmayı öğrenmek zaman alır ve bir takım stratejilerin uygulanmasını gerektirir . araştırmada veri toplama aracı olarak katılımcıların demografik bilgilerini de sorgulayan konuyla ilgili sorunun bulunduğu iki bölümden oluşan bir anket uygulanmıştır . kullanılan ölçeğin kr güvenirlik katsayısı oldukça yüksektir . gerekli alan taraması yapıldıktan sonra veri toplama aracı öğrenciye uygulanmıştır . araştırmanın amacı ingilizce öğretmen adaylarının özet yazma stratejilerini kullanma tercihlerini belirlemektir . ingilizce öğretmen adayları özet yazmak için gerekli olan bütün stratejileri verimli ve başarılı bir şekilde uygulamakta mıdırlar sonuçların analizine göre katılımcıların hiçbirinin özetleme teknikleriyle ilgili herhangi bir eğitim almadığı saptanmıştır . tablo de görüldüğü gibi katılımcıların büyük çoğunluğunu kız öğrenciler oluşturmaktadır . tablo de ki verilere göre öğrencilerin tamamı özgün metindeki önemsiz bilgiyi eleyerek bu bilgiye özet metinde yer vermediklerini ve özet yazarken özet metnin bütünlüğünü ve yapışıklığını sağlamak için cümleler arasında uygun bağlaçları kullanmaya gayret ettiklerini belirtmişlerdir . öğrencilerin sı özgün metindeki ayrıntıları da özetlemeye gayret ettiklerini ü ise özet metni özgün metni okumaya başlar başlamaz yazdıklarını ifade etmişlerdir bunun yanında i özgün metinde verilmiş olan tüm örneklere değindiğini sı herhangi bir şey özetlemeden önce özgün metni tamamen okuduklarını belirtmişlerdir . sonuçlara göre katılımcıların ü özet metni uygun uzunlukta yazmaya dikkat etmekte ve u özgün metnin ana fikrini özet metnin ilk cümlesinde ifade etmektedirler . katılımcıların i özet yazmadan önce özgün metinden notlar alıp özet metni bu notları kullanarak yazmaktadırlar . ingilizce öğretmen adayları yazma derslerinde özetleme tekniğiyle ilgili herhangi bir eğitim almadıkları için özet yazarken kullandıkları stratejiler bakımından oldukça zayıf oldukları görülmektedir . öğrencilerin tamamının özet yazarken özgün metindeki önemli bilgiyi seçip özet metne dahil etme ve özet metindeki cümleler arasında gerekli bağlaçları kullanarak fikir bütünlüğü sağlama gibi gerekli bazı stratejileri uyguladıkları tespit edilmiştir . yapılan çalışma sonucunda elde edilen veriler ışığında aşağıdaki öneriler de bulunulabilir araştırmacı yaptığı inceleme sonucunda gazi üniversitesi ingilizce öğretmenliği bölümü öğrencilerinin yazma derslerinde özet yazma tekniğini öğrenmediklerini ve ders kitaplarında bu konuyla ilgili her hangi bir bölümün bulunmadığını saptamıştır . özetleme tekniğinin etkin bir şekilde öğretilmesi için uygun öğretim yöntemleri ve teknikleri geliştirilebilir . bu araştırma sınırlı sayıdaki bir grup ingilizce öğretmen adayıyla gerçekleştirilmiş olup erkek öğrenci sayısı istatistiksel değerlendirmeye alınamayacak kadar az olduğu için cinsiyetin özet yazma etkinlik tercihine olan olası etkileri incelenememiştir . benzer çalışmalar daha farklı alanlarda çalışma yapan daha kalabalık katılımcı gruplarla gerçekleştirilerek konuyla ilgili daha detaylı bilgi toplanabilir .
507
63
Olmak ya da Olmamak; İtalya’da Stratejik Halkla İlişkilerdeki Paradokslar
italya da halkla ilişkilerin ampirik çalışmalarında eksiklik vardır . bu çalışma italya daki halka ilişkiler departmanlarının stratejik bir şekilde yönetilip yönetilmediğini ve halkla ilişkilerin kurumlara katkı yapıp yapmadığını incelemektedir . stratejik yönetimle ilgili dört ana prensibi kullanan bu çalışmada özel şirketler kamu kurumları ve kar amacı gütmeyen kurumlarda çalışan halkla ilişkiler uzmanlarından bilgi toplandı . kurumların çeşitlerine bakılmaksızın üst düzey yönetimlerde çok az halkla ilişkiler uzmanı çalıştığı görülmektedir . kar amacı gütmeyen kurumların üst düzey yöneticileri halkla ilişkiler faaliyetlerine diğer iki tür kurumdan daha fazla değer vermeye eğilimlidirler . iki yönlü simetrik iletişimin tekrar normatif olduğu kanıtlandı . literatür taramayı ve dünyanın diğer taraflarında yürütülen bilimsel araştırma yöntemlerini kullanan bu çalışma stratejik halkla ilişkilerin farklı sosyo kültürel çevrelerde kullanabileceğini gösteren bir bilgi üretti böylece hakla ilişkilerin global teorisinin yapılanmasına katkıda bulunmaktadır .
halkla ilişkilerin gelişimi ve uygulamalarını açıklamaya çalışan araştırmaların sayısı özellikle anglo sakson olmayan içeriklerde sınırlıdır fakat gelişmektedir . halkla ilişkiler biliminin özellikle şirket kesimine odaklandığından kurumsal hırsın kiralık katilleri olarak suçlandığına inanmaktayız . halkla ilişkilerin kamu kurumlarında da kar amacı gütmeyen kuruluşlarda ve sivil toplum örgütlerinde kullanıldığı kadar kullanıldığını düşünmekteyiz . propaganda kelimesi propagare kelimesinden ilk ortaya çıktığında bugün çağrıştırdığı hiçbir negatif anlamla ilişkisi olmayan soylu aktiviteleri belirtiyordu . bugün stratejik halkla ilişkilerin merkezi olan halktan ve çevresinden bilgi toplamak ve gözlemleme kilise tarafından dini mesajları hazırlama ve geliştirme amacıyla üstlenilmişti . bu yüzden yıldan daha uzun bir sürede halkla ilişkiler uzmanları gazetecilik ekonomi ve siyasal bilimler gibi farklı alanlardan geliyordu . ama bugün bile hükümet politikalarının sergilenmesi ve uygulanması yerel bölgesel ve ulusal derecelerde büyük ve planlanmış bir kamu yönetimi sistemi tarafından üstlenilmiştir . reformlarından önce italya halk yönetiminin iletişimi kitle iletişim araçları gibi tek tük dış haberleşmesi olan bir iç haberleşme ile sınırlıydı halkla ilişkiler ofisi kurulduğu yılına kadar italya da kamu kuruluşları arasında halkla ilişkilere adanmış bir iletişim departmanı yoktu . ama bunların çok azının stratejik halkla ilişkiler yöntemlerini kullandığı bilinmektedir . aşağıdaki dört ana prensip halkla ilişkilerin stratejik yönetimiyle ilgili ve bu çalışmada kullanılmıştır . tepe yönetimindeki halkla ilişkileri güçlendirmek ya da tepe yönetimi ile direkt iletişim . soru halkla ilişkiler departmanlarının üst düzey yöneticilerle ne tür bir rapor verme ilişkisi vardır pearson un korelasyon testi göstergeler ve deneyim süresi arasındaki korelasyonu kontrol etmek için yürütüldü . katılımcılar kamu özel ve kar amacı gütmeyen sektörlerin halkla ilişkilercilerini kapsar . ferpı nin ve bünyesinde halkla ilişkilerci bulunduran italya kamu yönetimi nin ağlantıları aracıyla ankete katılım için halkla ilişkilercilere mailler gönderildi . tamamlanmamış formları çıkardığımızda tane kullanılabilir cevap vardı ki bunların sı özel kurum içi çalışanlarından ü özel halkla ilişkiler ajanslarından u kamu kuruluşlarından ve ü de kar amacı gütmeyen kurumlardandır . çabalarımıza rağmen kar amacı gütmeyen kuruluşlardan daha yüksek sayıda cevap alamadık . den azı lisans diplomasına sahip ki özel ajanslarda ve kamuda kar amacı gütmeyen sektörde . aynı zamanda öncelikli işlerinin bir ayrılık durumunda yönetimin ya da paydaşların fikirlerini değiştirmek olduğunu düşünürler . pearson un korelasyon testi deneyim süresi ile yönetici rolü arasında bir bağ olup olmadığını kontrol etmek için yapıldı . dört grup arasında bu uygulamaların en yüksek ortalamalara ulaştığı görüldüğünde halkla ilişkilercilerin günlük işlerle uğraşmaya devam ettiği görülmektedir . bu çalışmanın asıl amacı birtakım italyan kurumlarda halkla ilişkilerin stratejik şekilde yürütülüp yürütülmediğini ve bunun kurumların stratejik yönetimine katkıda bulunup bulunmadığını araştırmaktı . anket yöntemini kullanarak italya daki stratejik halkla ilişkilere dair bakış açıları kazandık . kar amacı gütmeyen sektörün üst düzey yöneticileri halkla ilişkilere daha çok değer vermeye eğilimlidir ve sonuçlarımız çok az halkla ilişkilercilerin üst düzey yönetici olduğunu destekler . özellikle kültürün halkla ilişkileri nasıl etkilediğine dair bir araştırmanın yapılmasını da umuyoruz .
454
122
Ruhsal Hastalıklarda Agresyon
agresyon ve şiddet son yıllarda sıklıkla tartışılan birey ve toplumun ruh sağlığını tehdit eden önemli kavramlardır . agresyon dünya çapında psikiyatri klinikleri ve acil servisler başta olmak üzere sağlık hizmeti sunan tüm merkezlerde karşılaşılan bir sorundur . psikiyatri hastalarının agresif davranış gösterme eğilimleri birbirinden farklı olmakla birlikte çalışmalarda saldırganlık eğiliminin küçümsenemeyecek oranda olduğu belirtilmiştir . psikiyatri hastalarında agresyon eğilimi etiyolojisi ve risk faktörlerinin belirlenmesi hastanın kendisi ve çevresine zarar verme riskini azaltmak ve zarar verme davranışlarını önlemek açısından önemlidir . bu derleme agresyon potansiyeli bulunan hastaların tedavisi ve bakımı sürecinde etkin roller üstlenen hemşirelere yol gösterici olması amacıyla yazılmıştır .
agresyon ve şiddet son yıllarda sıklıkla tartışılan birey ve toplumun ruh sağlığını tehdit eden önemli kavramlardır . agresyon dünya çapında psikiyatri klinikleri ve acil servisler başta olmak üzere sağlık hizmeti sunan bütün merkezlerde karşılaşılan bir sorundur . agresif davranışların ortaya çıkışında rol oynayan etmenlerden bir diğeri de ruhsal hastalıklardır . bunun yanı sıra hipoglisemi ile agresyon arasında ilişki olduğu gösterilmiştir . freud öfke ve düşmanca duyguların tıpkı cinsel isteklerin ortaya çıkardığı çatışma ve bilinç dışı suçluluk duyguları gibi olumsuz duygulara neden olduğunu ve bu duyguların da savunmacı aktiviteyi başlattığını ileri sürmüştür . ikili dürtü kuramı nda agresif uyaranların sevgiyle yeterince kaynaşamaması durumunda agresyon düzeyinde artış olacağı görüşü ileri sürülmektedir . bu teori bireyin başka biriyle hem duygusal hem davranışsal ilişki kurabilmesine odaklanmaktadır . literatürde güvensiz bağlanan bireylerin başkalarına güven duymada zorlandığı kendini yalnız ve dışlanmış hissedebildiği ve başkaları ile yakın ilişki kurmaktan kaçındığı belirtilmektedir . kohut un kendilik psikolojisi ve klein in agresyon teorisi nde agresyonun aslında içsel bir neden ile ilişkili olmadığı geçmiş yaşantılar ve deneyimlerin sonucu ortaya çıktığı savunulmaktadır . anksiyete bozuklukları içerisinde yer alan fobiler ayrılma endişesi ve panik bozukluklar da sözel saldırganlık oranlarında artışa yol açmaktadır . lise öğrencilerinde yapılan bir çalışmada kız öğrencilerde içe dönük öfke ve düşmanca agresif davranışlar erkek öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur . anksiyete bozukluğu yaşayan bireylere yönelik tedavi yaklaşımları semptomların hafifletilmesi dışında kişilerarası iletişim becerilerinin geliştirilmesi öfke kontrolü ve gevşeme egzersizlerinin uygulanmasında daha yararlı olacağı düşünülmektedir . saldırganlık madde kullanım bozuklukları ve antisosyal kişilik bozukluğu veya mevcut stres gibi faktörlerle ilişkilendirilir . adli psikiyatrik süreç içindeki şizofreni hastaları ile şizofreni tanısı bulunmayan suçlular üzerinde yapılan bir çalışmada iki grup arasında hayat boyu agresyon durumları arasında anlamlı fark bulunmazken şizofreni hastalarında kendine karşı agresyon düzeyleri anlamlı olarak ileri derecede daha yüksek bulunmuştur . yine aynı çalışmada demans hastalarında bilişsel işlevlerde bozulma düzeyi arttıkça ajitasyon ve saldırganlığın arttığı belirlenmiştir altunöz ve ark . alkol madde kullanımına bağlı agresyon ile şiddet eylemleri arasında ilişki olduğu bilinmektedir . amfetaminler kokain ve hallüsinojenler kimyasal etkilerle saldırgan davranışların ortaya çıkışını doğrudan etkilemektedir . sınırda kişilik bozukluğu antisosyal kişilik bozukluğu ve madde kullanım bozuklukları gibi eşlik eden faktörler de şiddet davranışları riskini artırmaktadır pompili et al . uygun hemşirelik girişimlerinin planlanabilmesi ve agresyonu etkin bir şekilde yönetilebilmesi için ilk ve en önemli adım olarak bireyin kapsamlı şekilde tanılanması gerekmektedir .
493
95
VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ KAMPÜS ALANINDA DOĞAL OLARAK YETİŞEN Brassicaceae ÇEŞİTLİLİĞİNİN BELİRLENMESİ
bu çalışmada van yüzüncü yıl üniversitesi kampüsü nde bitki çeşitliliği açısından türkiye nin en büyük familyalarından brassicaceae familyasına ait doğal yayılış gösteren taksonların çeşitliliği araştırılmıştır . arazi çalışmaları yılında gerçekleştirilmiştir . belirlenen lokasyon sınırları içerisinde brassicaceae familyasına ait örnek incelenmiş ve toplam olarak cinse ait takson tespit edilmiştir . bu taksonlardan hirschfeldia moench lag . foss . cinsi ve sinapis alba l . türü doğu anadolu bölgesi nde brassica rapa l . ve b . oleacea l . türleri iseb karesinde ilk kez belirlenmiştir . insan etkisinin oldukça yoğun olarak çevreyi etkilediği sınırları belirlenmiş kampüs alanında çeşitliliğin zaman içerisindeki değişimi değerlendirilmiştir . yapılan bu çalışmada insan etkisiyle değiştirilmiş bir alandaki taksonların yayılışlarının ve dolayısıyla familyanın çeşitliliğinin nasıl değişikliğe uğradığı incelenmiştir .
canlılardaki genetik morfolojik ve çevresel farklılıklar biyolojik çeşitliliğe katkı sağlamaktadır . biyolojik çeşitlilik ekosistem çeşitliliği türler çeşitliliği ve genetik çeşitlilik olarak üç kısma ayrılmaktadır . bu çeşitlilikler içerisinde genetik çeşitlilik tüm çeşitliliğin çıkış noktasıdır . özellikle aynı türe ait bireylerde görülen varyasyonlar dikkat çekicidir . polimorfizm olarak adlandırılan bu durumun görüldüğü türler ise tür içi çeşitlenmeler veren bir varyasyon örneğidir . insan faaliyetlerinin başında tarım alanlarını genişletmek şehirlere ve endüstri bölgelerine yollar açmak bahçe ve çim alan yapmak gibi birçok etki gelmektedir . istilacı hayvan ve bitki türlerinin dünyamızda hızla yayıldığı bir gerçektir . bu özelliklere sahip olan türlerin dağılımlarının yoğunluklarının ve baskınlıklarının bilinmesi onlarla yapılacak mücadelelerde veya ekosistemdeki rollerini anlamada oldukça önemlidir . dolayısıyla bir alandaki istilacı türleri belirlemenin ne denli önemli olduğu görülmektedir . türkiye floristik açıdan . takson bitkinin yetiştiği zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir . çalışmada insan faaliyetlerinin yoğun olarak görüldüğü van yüzüncü yıl üniversitesi kampüsünde yayılış gösteren brassicaceae familyası çeşitliliğinin belirlenmesi izlenmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır . araştırma alanı doğu anadolu bölgesi nde yer alan van ili sınırları içerisinde doğu boylamları ile kuzey enlemleri arasında yer almaktadır . türkiye florası nın yetersiz kaldığı durumlarda flora ıranica flora europaea flora of ıraq flora palaestina flora of ussr gibi flora kitaplarından da yararlanılmıştır . başta vanf herbaryumu olmak üzere gazı ank hub ıste herbaryumlarından da faydalanılmıştır . varyete ve işareti ise b karesi için yeni kayıt olarak simgelenmiştir . bu iki çalışmada bitkilerin nasıl değiştiğini ölçebilmek için sorensen s c benzerlik oranı kullanılmıştır . benzer bir şekilde çalışma alanının yer aldığı havza içerisinde yapılmış diğer flora çalışmalarında tespit edilen brassicaceae üyelerinin tek yıllık ve çok yıllık takson sayılarına ve toplam takson sayılarına karşılaştırmalı olarak bakılmıştır . bu çalışmada van ili içerisinde yer alan ve floristik listelerin kıyaslandığı alanın harita üzerindeki konumlarına şekil de yer verilmiştir . klimaksın ilk aşaması haline gelen alanlarda tek yıllık bitkiler baskın olmakta . antropojenik etkilerle vejetasyon gelişimi sürekli baskı altında olan alanlarda oranlardan da anlaşılacağı gibi tek yıllık bitkiler artışa geçerek yaklaşık üç katı sayıya ulaşmıştır . çalışma alanında tespit edilmiş olan hirscfeldia incana ve sinapis alba b karesi için yeni kayıt olarak verilmiştir . kampüs alanının insan etkisiyle sürekli değişiyor olması istilacı bitkiler için cazip hale gelmektedir . bu durum alanın bitki florasının kararlı olmadığı ve istilacı bitkilere açık olduğu anlamına gelebilir . bu sonuç bize alandaki brassicaceae çeşitliliğinin antropojenik etkilerle kararlılığını kaybettiğini göstermektedir . bu kanıyı güçlendiren bir diğer bulgu ise çalışma alanına yakın flora çalışmalarının kıyaslanması olabilir .
449
117
3-6 Yaş Grubu Çocuklara Yönelik Yayımlanan Resimli Hikâye Kitaplarının Temel Fen Kavramları Açısından İncelenmesi
okul öncesi dönem çocuğun gelişimsel açıdan hızlı olduğu bir dönemi içine alır . bu dönemde çocuklar yaşadıkları dünyayı keşfetmeye öğrenmeye ve anlamlandırmaya meraklı olarak çevresindeki olayları durumları ve diğer öğeleri sürekli sorgulamaya isteklidirler . bu süreçte öğrenmeye açık olan çocuğun bilişsel gelişimlerinde büyük bir ilerleme gerçekleşir . çocuğun zihinsel olarak gelişimi erken çocukluk döneminde sürekli çevresindeki varlıkları öğrenmeye onları anlamlandırmaya ve zihninde bir şema oluşturmaya çalışarak başlar . erken çocukluk dönemi temel kavramların kazanıldığı bir periyottur . okul öncesi dönemde kazanılmaya başlanan temel kavramlar çocukların yaşamlarının ileriki dönemlerinde fen ve matematik gibi birçok alanın kolaylıkla öğrenilmesine yardımcı olur . erken çocukluk döneminde fen ve matematik gibi soyut kavramları içinde barındıran alanların çocuklar tarafından sevilerek öğrenilmesinde kullanılan materyal yöntem ve teknikler büyük bir öneme sahiptir . küçük yaşlardan itibaren bu kavramların sağlam temellere atılması yaşamlarının ileriki dönemlerinde çocuklarda fen ve matematiğe karşı bir korku oluşmasını engelleyeceği düşünülebilir . masal ve hikaye gibi resimli çocuk kitapları çocukların hayal dünyalarını ve yaratıcılıklarını destekleyici bir niteliğe sahip olan içinde çeşitli değer ve kavramlara yer veren materyallerdir . bu kitapların içeriği ve kitapta geçen karakterler çocukların dikkatini çekerek farkına varmadan temel değer ve kavramları öğrenmelerine katkı sağlar . özellikle çocukların yaşadığı dünyadaki canlıların özelliklerini öğrenmeleri çocuklarda çevre bilinci oluşması mevsim ve iklim özellikleri ve uzay bilimleri gibi çeşitli fen kavramlarının öğreniminde resimli çocuk kitaplarının önemi büyüktür . bu araştırmanın amacı yaş grubu çocuklara yönelik olarak hazırlanmış yerli ve yabancı resimli çocuk kitaplarının içinde geçen fen kavramalarını tespit etmek ve ağırlıklı olarak kullanılan kavramların neler olduğunu ortaya koymaktır . araştırma nitel bir çalışma olup içerik analizinden faydalanılacaktır . araştırmanın evrenini türkiye de basılmış resimli hikaye kitapları oluştururken araştırmanın örneklemini mersin ilinin silifke ilçesindeki kitabevlerinden toplanan kitap oluşturmaktadır . çalışmanın sonucunda resimli hikaye kitaplarında fen kavramlarının ne sıklıkla kullanıldığı ve ağırlıklı olarak hangi fen konu ve kavramlarına yer verildiği sonucuna ulaşılmaya çalışılmıştır .
bu dönem bireyin duygusal sosyal bilişsel dil ve motor yönden ilerleme kaydettiği ve insan yaşamında önem arz eden bir süreci içine alır . okul öncesi dönem çocuklarının somut nesnelerle kuracakları çeşitli etkileşimler yoluyla kavramsal gelişimlerinin de güçleneceği söylenebilir . kavramlar çocukların çevreleri ile etkileşimleri sonucu kazanılmaktadır . bu beceriler matematik ve fendeki gelecek çalışmalar kadar günlük yaşamı sürdürebilmek için de gerekli olan becerilerdir . çocuk doğası gereği araştırıcı sorgulayıcı ve keşfetmeye açıktır . okul öncesi eğitim programında yer alan fen ve doğa etkinlikleri çocukların meraklarından yararlanılarak çevrelerini tanımalarına gözlem ve araştırma yapmalarına sorular sorup düşüncelerini açıklığa kavuşturmalarına yardım eden çalışmalar olarak tanımlanabilir . erken çocukluk yıllarında çocuk dış dünyayı dokunarak görerek koklayarak ve duyarak algılar ve anlamlandırmaya çalışır . özelikle erken çocukluk döneminde renkli sayfaların içinde çocuk faklı bir dünyanın kapılarını aralar . masallar insana başka bir alemin kapısını aralayıp bu büyülü dünyada insanların yeni şeyler keşfetmesine ve öğrenmesine yardımcı olur . çocuklar masal kitaplarıyla hayvan ve bitkilerin olduğu büyülü dünyadan içeri girer . resimli çocuk kitapları çocukların kitapları tanımasına vesile olan ilk araçlardandır . resimli çocuk kitaplarının ayrıca vazgeçilmez özelliklerinden birisi de kavram öğrenmeye yardımcı olmasıdır . resimli kitaplarla kurulan iletişim çocukları sanatsal ve estetik öğrenme sürecinin bir öznesi olarak görsel okur yazarlığa hazırlar nesne ve kavramları tanıtarak onların söz varlığının gelişimini desteklemektedir . yağmurun yağması gökkuşağının oluşumu ışığın kırılması yanardağın patlaması deprem gibi bilimsel olaylar resimli çocuk kitapları yoluyla çocuğa aktarılarak çocuğun bu kavramlar hakkında bilgi sahibi olması sağlanır . nitel araştırma deseninin kullanıldığı bu araştırmada doküman analizi yönteminden yararlanılmıştır . bu araştırmanın evrenini türkiye de basılmış yerli ve yabancı resimli çocuk kitapları oluşturmaktadır . veri toplama sürecine başlamadan önce kitaplar araştırmacı tarafından okunmuş ve kitapta yer alan kavramlar kitap değerlendirme formuna işlenmiştir . içerisinde fen kavramı geçen resimli çocuk kitaplarındaki metinler incelenerek fen ve bilim ile ilgili kelimeler kategorilere ayrılmıştır . yaşam bilimiyle ilgili geçen kavramlar ise bitki hayvan döngü kavramlarıdır . çalışma bulgularına göre kez yaşam bilimi ile alakalı kavramların kullanıldığı kez dünya ve uzay bilimleri ile ilgili ve son olarak kez fiziksel bilimle ilgili kavramların kullanıldığı tespit edilmiştir . kez kullanılan hayvanlar alemiyle ilgili kavramların daha çok hayvanların adları ve fiziksel özelikleriyle ilgili olduğu sonucuna ulaşılmıştır . böylece çocukların hayvan karakterlerle özdeşim kurabilmesi amaçlanmaktadır . çalışma sonuçlarına göre incelenen çocuk kitaplarında en çok ele alınan kavramlarının yaşam bilimi kategorisi altında toplandığı ve bu kategoride hayvan ve bitkilerle ilgili kavramların sıklıkla kullanıldığı tespit edilmiştir . okul öncesi eğitim programında kazandırılması amaçlanan kavramlardan olan ısı sıcaklık maddenin halleri gibi fiziksel bilimlerle ilgili kavramlar okul öncesi eğitim programında ağırlıklı olarak verilirken resimli hikaye kitaplarında daha az kullanıldığı görülmüştür . fiziksel bilimin resimli hikaye kitaplarında yeteri kadar kavramsal açıdan desteklenmediği görülmüştür .
440
291
Hatay’ın Arsuz İlçesinde Yapılan Muz Üretiminin Sosyo-Ekonomik ve Yetiştiricilik Durumunun Belirlenmesi
bu çalışma muz yetiştiriciliğinde yeni bir üretim alanı olma özelliğine sahip hatay ın arsuz ilçesinde yılında yürütülmüştür . çalışmada bu ilçedeki muz yetiştiriciliğinin mevcut durumu ve yapısal sorunlarının belirlenmesi ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır . araştırmada muz üreticilerinden anket yolu ile elde edilen veriler kullanılmıştır . anketler yapılırken yüz yüze görüşme yöntemi ile toplam sorudan oluşan bir anket formu kullanılmıştır . incelenen işletmelerin sinin . . da sinin da ünün da sera alanına sahip oldukları belirlenmiştir . incelenen işletmelerde üreticilerin ünün bahçe tesisinde kullanılan fidanları özel kuruluştan satın aldığı belirlenmiştir . üreticilerin sinin toprak analizi yaptırdığı ve tümünün gübrelemeyi fertigasyon yöntemiyle yaptığı belirlenmiştir . üreticilerin ının . x . m dikim mesafesini tercih ettiği saptanmıştır . seralarda yetiştirilen çeşitlerin grant nain azman olduğu tespit edilmiştir . ortalama verim kg da ve kg bitki olarak belirlenmiştir . muz fiyatındaki dalgalanmalar girdi maliyetlerinin yüksek olması tarımsal kredilerin yetersizliği ve kooperatif eksikliği başlıca sorunlar olarak görülmektedir . ancak araştırmadan elde edilen bulgular muz yetiştiriciliğinin hatay ın arsuz ilçesinde büyük bir büyüme potansiyeli taşıdığını göstermektedir .
dünyada en fazla yetiştirilen ve tüketilen meyvelerden biridir . türkiye de muz yetiştiriciliği akdeniz bölgesi nde mersin in anamur bozyazı ve silifke antalya nın alanya ve gazipaşa ilçelerinde yoğun olarak yapılmaktadır . hatay ili arsuz ilçesi türkiye de muz yetiştiriciliğinin nadiren yapılabildiği mikroklima yörelerinden biridir . yılında ise üretim alanı da üretim tona çıkmıştır . çalışmanın materyalini arsuz ilçesinde muz yetiştiriciliği yapılan seralar ile muz üreticileri oluşturmaktadır . üçüncü olarak üreticilerin muz pazarlama yapısı ortaya konulmuştur . son olarak muz üretici sorunları tüm yönleriyle ele alınmıştır . yapılan araştırmada muz üreticilerinin . nün sadece muz yetiştirdiği ve başka tarım ürünü yetiştirmediği belirlenmiştir . araştırma kapsamında incelenen muz seralarının boyutsal özelliklerinden a . sera genişliğinin m arasında değiştiği ortalama m olduğu b . sera uzunluğunun m arasında değiştiği ortalama m olduğu c . sera yan duvar yüksekliğinin . . m arasında değiştiği ortalama . m olduğu d . sera mahya yüksekliğinin . . m arasında değiştiği ortalama m olduğu saptanmıştır . seraların ünde taban gübresinin uygulandığı ve taban gübresi olarak da dap ın kullanıldığı tespit edilmiştir . işletmelerin ünde npk sinde k so gübrelerinin kullanıldığı tespit edilmiştir . muz üreticilerinin tümünün meyvenin rengine meyve kenar çizgilerinin kaybolmasına meyvenin dolgunluğuna tadına ve iriliğine bakarak hasat kararını verdikleri belirlenmiştir . pazarlama sorunlarına ilişkin olarak üreticilerin ü aracıların fazla olduğunu ı muz fiyatlarının düşük olduğunu belirtmiş si ise muz pazarlamasında sorun olmadığını beyan etmiştir . araştırma sonuçlarına göre üreticilerin ü ı si ise yıldır muz üretimi yapmaktadır . işletme sahiplerinin eğitim durumun diğer bulgular ile paralellik gösterdiği ilkokul mezunu üreticileri geçiminin tamamını tarımdan sağlayan çiftçilerin oluşturduğu üniversite mezunu üreticilerin genellikle memur lise ve ortaokul mezunu üreticilerin de esnaf ve emeklilerden oluştuğu saptanmıştır . lise ve üniversite mezunu üreticilerin ise genellikle kamu personelinden oluştuğu ve söz konusu üreticilerin muz yetiştiriciliğini ek bir gelir sağlamak amacıyla yaptıkları belirtilmiştir . araştırma alanında görüşme yapılan işletmecilerin ortalama yaşı . olarak belirlenmiştir . muz üreticilerinin muz üretimi dışındaki gelir getirici uğraşılarını inceleyen araştırıcılar araştırma bölgesindeki üreticilerin . inin sadece muz üretiminden gelir sağlarken . inin tarım dışı alanlarda çalıştığını ve bölgedeki muz üreticilerinin . ünün emekli olduğunu belirlemiştir . düzenli olmasını engelleyebileceğini ısıtmanın homojen sağlanamayacağını ayrıca uzun seralarda açık kapılardan giren doğal hava akımının bitkilere zarar verebilecek bir hıza ulaşabileceğini kısa seralarda ise tarım işçiliğinin kolay yapılamayacağını bildirmişlerdir . anamur yöresindeki beşik çatılı blok plastik muz seralarında sera boylarının yetersiz olduğu saptanmıştır . araştırmacılar bitkisel üretim için en uygun çevre koşullarının havalandırma kapaklarının hem yan hem de çatıda olduğu seralarda izlendiğini bildirmişlerdir . da mersin ve antalya illerindeki muz üretim alanlarında en fazla görülen muz çeşidinin grand nain olduğunu ve toplam muz üretim alanının . inin bu çeşitten oluştuğunu muz üretiminde kullanılan diğer çeşitlerin ise sırasıyla yerli azman gross michel ve şimşek olduğunu belirlemiştir . emekli ve büyüktaş ın yaptığı bir çalışmada mersin ili anamur ilçesindeki muz seralarının mevcut durumu yapısal özellikleri yapısal sorunları ısıtma havalandırma soğutma sistemlerinin özelliklerinin belirlenmesi ve yörenin ekolojik koşullarına uygun bir sera projesinin geliştirilmesi amaçlanmıştır . araştırmada özel işletmelere ait fide üretim seraları dışındaki diğer tüm sebze üretim seralarının boyutlandırma ve planlama kriterleri açısından yörenin ekolojik koşullarına uygun olmadığı saptanmıştır . yöredeki muz üretiminin dikiminden hasadına kadarki her aşamasında üreticilerin çeşitli yetersizlikleri ve bilgi eksiklikleri olduğu gözlenmiştir .
545
172
STAJYER DİŞ HEKİMLERİNİN İLETİŞİM BECERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
bu araştırmanın amacı stajyer diş hekimlerinin iletişim becerilerini değerlendirmektir . araştırmanın evrenini süleyman demirel üniversitesi diş hekimliği fakültesinde eğitim gören ve . sınıf öğrencileri ve tedavi ettikleri hastalar oluşturmaktadır . araştırma kapsamında kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak stajyer diş hekimine ve tedavi ettikleri hastaya ulaşılmıştır . araştırmada veri toplama aracı olarak literatür taraması sonucunda likert tipi sorudan oluşan ersanlı ve balcı tarafından geliştirilen iletişim becerileri envanteri kullanılmıştır . çalışma sonucunda stajyer diş hekimlerinin iletişim becerileri bilişsel boyutta . . duygusal boyutta . . ve davranışsal boyutta . . puan almıştır . davranışsal boyutta kadınlarda . . puan elde edilirken erkeklerde . . puan elde edilmiş ve aradaki fark istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur . stajyer diş hekimlerinde iletişim becerilerinin bilişsel boyutta sınıf ilerledikçe arttığı duygusal boyutta ise sınıf ilerledikçe azaldığı görülmüştür . orta gelir durumuna sahip hastaların stajyer diş hekimlerinin iletişim becerilerini duygusal boyutta daha yüksek gelir durumu yüksek hastaların ise daha düşük bulduğu saptanmıştır . araştırma sonuçları stajyer diş hekimlerinin iletişim becerilerinin yüksek olduğunu göstermektedir .
iletişim insanların aralarında ilişki kurmalarını sağlayan insan etkileşimlerinin ana öğesidir . insanlar arasında doğru iletişim kurulamadığında iletişim problemleri ortaya çıkabilmektedir . uygun iletişim teknikleri olmadan diğer bütün klinik çabalar başarısız kalabilmektedir . sağlık personelinin hastaya iyi davranmanın anlayışlı olmanın hastayı dinlemenin de görev ve sorumlulukları arasında olduğu bilincinde olması gerekmektedir . oysa elde edilen veriler bu değişim sürecinde olan birçok öğrencinin ahlak gelişiminde çok az bir değişim gösterdiğini ileri sürmektedir . öğrencilerin klinik ortamında etik değerlerden feragat etme baskısını hissedebilecekleri tahmin edilmektedir . yaşanan bu örneklerle eğitimine idealist olarak başlayan öğrencilerin zamanla hastalarından uzak soğuk birer hekim haline gelmeleri tehlikesi vardır . bu bağlamda diş hekimlerinin hasta hekim ilişkisine yönelik tutumlarının incelenmesinde ve bu inceleme sonuçlarının hekimlerin eğitimindeki olası etkileri üzerinde tartışılmasında fayda vardır . bilişsel boyutta ve numaralı ifadeler yer almaktadır . katılımcıların i kadınlardan oluşurken ü erkeklerden oluşmaktadır . araştırmaya katılan stajyer diş hekimlerinin hiçbiri daha önce iletişim becerileri ile ilgili herhangi bir programa katılmamıştır . olumlu ifadelerin çoğu ün üzerinde puan alırken olumsuz ifadeler ün altında puan almıştır . yukarıdaki tabloya bakıldığında farklı yaş gruplarında ifadelere verilen puanların ortalamalarının hepsi ün üzerindedir . grupları arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlıdır . yaş grubunda . . yaş grubunda . . yaş grubunda ise . . puan elde edilmiştir . cinsiyet grupları arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı değildir . stajyer diş hekimlerinin diş hekimliğini isteyerek tercih edip etmemeleri durumuna bakıldığında diş hekimliğini isteyerek tercih edenlerde . . puan istemeyerek tercih edenlerde ise . . puan alınmıştır . iletişim becerileri envanterinin farklı boyutlardaki ifadelerin güvenirliğini gösteren cronbach alfa değerlerine bakıldığında bilişsel boyutta . duygusal boyutta . ve davranışsal boyutta ise . dir . cinsiyete bakıldığında kadınlarda . . puan elde edilirken erkeklerde . . puan elde edilmiştir . gelir durumuna bakıldığında tl ve altında geliri olan hastalar grubunda . . puan ile tl arası geliri olan hastalar grubunda . . puan tl den fazla geliri olan hastalar grubunda . . puan elde edilmiştir . bu sonuçlar her iki medeni durum grubundaki hastaların duygusal boyuttaki ifadelere katılım düzeylerinin orta noktanın üzerinde olduğunu göstermektedir . gelir durumu grupları arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlıdır . araştırmaya katılan hastaların davranışsal boyut ile ilgili ifadelere ilişkin bulguları tablo de gösterilmektedir . sınıf öğretmenleriyle yapılan bir çalışmada iletişim becerisinin etkililik ve yeterlilik alt boyutlarında kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlerden daha yüksek puanlar aldıkları belirtilmiştir . çalışmaya katılan stajyer diş hekimleri iletişim becerileri ile ilgili herhangi bir eğitime katılmamıştır .
400
157
Van Koşullarında Yem Bezelyesi (Pisum arvense L.) ve Arpa (Hordeum vulgare L.) Karışımların Ot Verimi ve Silaj Kalitesine Etkisi
bu çalışma yetiştirme döneminde van yüzüncü yıl üniversitesi ziraat fakültesi tarla arazisinde yürütülmüştür . kışlık olarak ekilen yem bezelyesi arpa karışımlarında en uygun karışım oranlarının çeşitli verim ve silaj kalitesi unsurlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır . tesadüf blokları deneme desenine göre tekerrürlü olarak kurulan bu araştırmada kışlık yem bezelyesi hattı ve tokak arpa çeşidi kullanılmıştır . bu bitki türlerinin saf ve ve lik karışım oranları olmak üzere varyant deneme konusu olarak ele alınmıştır . ekim . . tarihinde ot hasadı ise . . tarihinde yapılmıştır . farklı yem bezelyesi arpa kombinasyonlarında karışımdaki yem bezelyesi oranı artıkça yeşil ot ve ham protein oranı da o nispette artmıştır . maksimum yeşil ot verimi ve ham protein oranı saf yem bezelyesi ekilen parsellerden elde edilmiştir . karışımlarda elde edilen silajlar fleig puanlamasına göre orta kalitede silajlardır . karışımdaki baklagil miktarı arttıkça artan protein miktarı fermantasyonu olumsuz yönde etkileyerek silajların kalitesini düşürmüş buğdaygil miktarı arttıkça da kolay parçalanabilir karbonhidrat miktarının artmasından dolayı silaj kalitesi artmıştır . sonuç olarak otun verimi ve kalitesi açısından yem bezelyesi arpa oranında ikili karışım şeklinde yetiştirilmesi önerilebilir .
insanoğlunun sağlıklı ve dengeli beslenmesinde protein önemli bir yere sahiptir . bitkisel üretimde birim alandan verim ve kaliteyi artırmak amacıyla farklı bir çok yöntemle tahıl baklagil karışımları farklı bir çok yöntemler kullanılmaktadır artan nüfusumuzun protein ihtiyacının karşılanması hayvansal üretimin artırılmasına bağlıdır . hayvan beslenmede ise kaba yem açığını kapatmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir . bu sebeple özellikle yem bezelyesi tüylü fiğ ve adi fiğ gibi bazı baklagil yem bitkilerini yıllık bir tahılla karışım halinde yetiştirilmesiyle bu güçlükleri ortadan kaldırmak mümkün olacaktır . arpa buğdaya göre daha erkenci olması nedeniyle düşük ve düzensiz yağış alan yerler için iyi bir bitkidir . silaj yapımında son yıllarda belli illerde artma eğilimi görülmektedir . ancak kışlık yem bezelyesinin yalnız ekildiğinde sapları yatıcı özellikte olduğundan biçimi zor olmaktadır . yem bezelyesi doğadan toplanan yabani bezelyelerle beyaz çiçekli bezelye popülasyonundan hat haline getirilen bezelyelerin melezlenmesiyle elde edilmiştir . parsel boyutları ekimde m x . m . m olarak alınmış üç tekrarlamalı olarak yürütülen denemede bloklar arasında m parsel aralarında m mesafe bırakılmıştır . deneme süresince ihtiyaç duyuldukça yabancı ot kontrolü için çapalama gibi bakım işlemleri uygulanmıştır . değişik materyallerden yapılan silajlar açıldıktan sonra fiziksel değerlendirmeye tabi tutulmuştur . flieg puanlaması silaj kalitesini pratik olarak belirlemek için sıkça kullanılan yöntemlerden birisi de fleig puanıdır . bu değer biçer ve şakar ın bursa ekolojik koşullarında yaptıkları çalışmada buldukları . . cm arasındaki bitki boyunun değişebileceğini bildirmişlerdir . gençkan bitki türlerinin karışım halinde yetiştirildiklerinde davranış biçimlerinin çevre koşullarının da etkisi altında olduğunu ve türün bu karmaşık faktörlerin etkisi altında oluşturduğu ürün miktarı aynı ortamda birlikte ve beraberce yetiştiği türlere göre de varyasyonlar gösterdiğini belirtmektedir . tahıllarda tespit ettiğimiz bitki boyu değerlerinin diğer araştırmacıların belirttiği değerlerden farklı olmasının sebebi yetişme dönemlerinin farklı olması ve araştırmanın kıraç şartlarda yapılmasından kaynaklanmaktadır . nitekim saf arpa parsellerinden ortalama . kg da yeşil ot verimi elde edilmişken karışıma oranında yem bezelyesinin girmesiyle yeşil ot verimi ortalama kg da olmuş karışıma yem bezelyesinin girmesiyle de yeşil ot verimi ortalama kg da a yükselmiştir . en yüksek değer ise ortalama . kg da ile saf yem bezelyesi parsellerinden elde edilmiştir . menemen koşullarında yem bezelyesinden ortalama olarak kg da ot verimi elde etmişlerdir . oğan yaptığı çalışmada en yüksek protein oranını . la saf yem bezelyesinde en düşük ham protein oranını ise . la çok yıllık çimden elde etmiştir . konumuzla yakın yapılan baklagil tahıl karışımları çalışmalarında karışımdaki baklagil oranı arttıkça karışımın ham protein oranının da o nispette arttığını tespit edilerek çalışmamıza benzer sonuçlar elde etmişlerdir . k k k karışım silajlarında tereyağ asidi kokusuna rastlanmamış hafif asidik kokuya rastlanmıştır . buğdaygillerin fiziksel değerlendirmede baklagillere oranla daha iyi olmalarının sebepleri kuru madde oranları ve eriyebilir karbonhidratların daha yüksek olmasından kaynaklanabilir . benzer çalışmalarda buğdaygil gibi kolay fermente olabilen yemlerin protein eksikliğini gidermek hem de zor fermente olabilen baklagillerin fermantasyon riskini azaltmak amacıyla sudan otu yem bitkisine ve oranında macar fiği ilavesiyle memnuniyet verici silajlar elde edilebileceği bildirilmiştir demirel ve ark . bu karışımlarla yapılacak olan daha kapsamlı silaj çalışmaları ile silaj kaliteleri ve hayvanlar üzerindeki etkileri net olarak ortaya konulmalıdır .
506
174
KATILIMCI KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA FACEBOOK’TAKİ ANTİ FENERBAHÇE VE ANTİ GALATASARAY TARAFTAR GRUPLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
web . teknolojisi internet teknolojilerinin gelişmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur . içeriğe müdahale etme karşılıklı etkileşim içerik yaratma gibi özellikleriyle kullanıcı odaklı bir teknoloji olan web . aynı zamanda katılımcı kültürü de mümkün kılmıştır . katılımcı kültür bireysel internet kullanıcılarının ağ üzerinden buluşması kolektifler oluşturması içerik yaratması ve bu içerikleri paylaşmasını ifade etmektedir . facebooktaki anti taraftar grupları da bu kültürün geliştiği ve sürdürüldüğü ortamlardır . bu bağlamda bu çalışmada sosyal medya üzerinden oluşturulan taraftar ve anti taraftar gruplarının katılımcı kültür kapsamında değerlendirilmesi amaçlanmıştır . nitel metin çözümlemesinin temel alındığı çalışmada facebooktaki anti fenerbahçe ve anti galatasaray taraftar gruplarındaki . . . . tarihleri arasında paylaşılan içerikler değerlendirilmiş elde edilen veriler rakip takım ile alay ve kendi takımına yergi olmak üzere iki kategoride çözümlenmiştir . taraftar gruplarının etkileşim içinde içerik üretmelerine olanak sağlayan sosyal medya ortamlarının stadyum dışında da taraftarlık kültürünün devamlılığını sağlayan önemli mecralar olduğu görülmüştür . katılımcı kültürün gerçekleştiği bu mecralarda spor müsabakalarının dışında da içerikler paylaşılarak farklı kültürel ögeler üretilmektedir .
internet teknolojilerinin gelişiminde web . teknolojisi bir devrim niteliğindedir . ancak bu sanal topluluklar içerisinde hakaret dalga geçme yergi ve küçük düşürmeye çalışma gibi davranışlara da rastlanmaktadır . bu bağlamda facebooktaki anti fenerbahçe ve anti galatasaray taraftar grupları dikkat çekmektedir . çünkü gruplarda hakaret küçük düşürmeye çalışma ve alay etme gibi özellikler de görülmektedir . ayrıca internet pek çok eğlence platformuna erişimi de mümkün kılmaktadır . web . teknolojisi kullanıcı katılımının ön planda olduğu işbirliğine dayalı ikinci nesil internet sistemini tanımlamaktadır . burada ekonomi politik ilişkiler ve anlamların yozlaşması üzerinde de durulmalıdır . ayrıca taraftarlık kendi içerisinde bir direniş unsuru da taşımaktadır . dolayısıyla siyasal ekonomi politik ve kültürel boyutlara sahip bir kavram olan katılımcı demokrasi kavramını görmezden gelmektedir . bu anlamda içerisinde direniş ve başkaldırı taşıyan taraftarlık sosyal medya aracılığıyla farklı amaçlara hizmet etmektedir . bu noktada katılımcı kültürün hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin olduğunu söylemek gerekmektedir . ikinci anlam ise sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere kulübe veya bayrağa bağlı kimsedir . bu çalışmada taraftarlık tdk deki ikinci anlamıyla kullanılmıştır . taraftarlıkta sürekli olarak bir farklılık ve karşıtlık inşa edilmektedir . taraftar olan kişi belli bir noktadan sonra mantığı ile değil duyguları ile hareket etmeye başlayabilir . özellikle futbolda zaman zaman sevinç ve hüzünler üst noktalara çıkabilmektedir . kazanılan bir maç sonrası silahla havaya ateş açma veya kaybedilen bir maç sonrası takım otobüsünün taraftarlar tarafından taşlanması medyada sıklıkla rastlanan haberlerdendir . spor zaman zaman bazı güzellikleri getirse de spor müsabakalarının düşmanlıkları doğurduğu veya körüklediği zamanları da vurgulamak gerekmektedir . bu anlamda sosyal medya fanatizmin sürdürüldüğü bir ortam haline de gelmiştir . facebook üzerindeki sanal taraftar gruplarının siteleri üzerinden de sıklıkla paylaşımlar yapılarak spor müsabakası dışında farklı kültürel ögeler üretilmektedir . kız tarafı fatoş kocanız gibi sözcükler eril sözcüklerdir . fenerbahçe taraftarları olmasaydı neyi öne sürecektik derken galatasaray taraftarı . . tarihinde oynanan ve fenerbahçe yi yendikleri türkiye kupası maçını hatırlatmakta ve fenerbahçe taraftarının galatasaray ın özellikle avrupa kupalarındaki başarılarını hazmedemedikleri için sürekli ı öne sürdüğüne vurgu yapmaktadır . tokaçtı filminin afişi kullanılarak jailson da tokaçtı olarak nitelendirilmekte ayrıca belhanda nın bu tokadı hak ettiğine vurgu yapılmaktadır . bu durum taraftarlık kültüründe her ne olursa olsun takımını desteklemenin değil yeri geldiğinde eleştirebilmenin de olduğunu göstermektedir . taraftarlar yalnızca rakip takıma yönelik değil kendi takımlarına karşı da ortak bir dil geliştirebilmekte ve davranış sergileyebilmektedirler . takımın ya da bireysel olarak futbolcuların başarısızlıkları kimi zaman hakaret boyutlarında eleştirilirken taraftarların birbirlerini de benzer söylemlerle eleştirdikleri görülmektedir .
377
154
İstanbul ilinde tıbbi, aromatik ve baharat bitkileri satışı yapan aktarların yapısal özellikleri ve mevzuat hakkındaki görüşleri
bu araştırmada istanbul ilindeki aktarların yapısal özellikleri ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat hükümleri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır . veriler yılının ocak ayında ildeki aktardananket yoluyla sağlanmıştır . metot olarak yüzde dağılım ve ortalamaların yanında denetimleri yeterli veetkin bulma durumu ile aktarların bazı özellikleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için khi kare testi ve aktarların mevzuat hükümlerine ilişkin görüşlerini tespit etmek amacıyla faktör analizi kullanılmıştır . aktarların . si erkektir ve ortalama . yaşındadırlar . öğrenim durumları çoğunlukla lise mezunu olup mesleki deneyimleri ortalama . yıldır . aktarların . ının mesleğiaktarlarda çalışarak öğrendiği belirlenmiştir . işletmeler ortalama . yıldır faaliyettedir ve . üçoğunlukla şahıs işletmesidir . işletmelerde satılan ürünlerin . si toptancıdan ve . siüreticiden temin edilmektedir . aktarların . ü tüketicilerin ürünleri karışım olarak talep ettiğini ve . si ürünün kullanımında tüketiciye bilgi verdiğini bildirmiştir . khi kare testi sonucunda aktarların denetimleri yeterli ve etkin bulma durumu ile aktarlığın aile mesleği olması hukuki yapı ürün bilgisiverme gıda güvenliği sistemlerinden haberdar olma ve denetim sıklığı arasında anlamlı ilişkilerin olduğubelirlenmiştir . faktör analizi sonucunda aktarların mevzuat hükümlerine ilişkin değerlendirmelerinin sayılı genelge için faktör takviye edici gıda yönetmelik ve tebliği ile baharat tebliği için faktöraltında toplandığı ve bu faktörlerin toplam varyansın sırasıyla . unu . ünü ve . ini açıkladığı bulunmuştur .
ilk çağlardan kalan arkeolojik bulgulara göre insanlar besin elde etmek ve sağlık sorunlarını gidermek için öncelikle bitkilerden faydalanmışlardır . bitki türleri içerisinde hastalıkları önlemek sağlığı sürdürmek veya hastalıkları iyileştirmek için kullanılan bitkiler olarak tanımlanan tıbbi ve aromatik bitkilerden aynı zamanda besin takviyeleri bitkisel çay tat çeşni olarak beslenmede faydalanılmaktadır . daha sonra yılında çıkarılan sayılı kanun ile tıbbi eczalar ve kimyevi maddelerin toptan satışlarını yapacak meslek grubu ve şartları düzenlenmiştir . örnek hacmi ilçelerde bulunan aktar sayılarına göre oransal olarak dağıtılmış olup anket uygulaması tesadüfi olarak seçilen aktarların işletme ziyareti ile gerçekleştirilmiştir . araştırmada aktarların bir takım özellikleri ile denetimlerin yeterli ve etkin bulunup bulunmama durumu arasındaki ilişkinin varlığı yapılan khi kare testi ile analiz edilmiştir . aktarların öğrenim durumları incelendiğinde . ü en yüksek oranla lise mezunu olup bunu sırasıyla yüksekokul ilkokul ortaokul lisans ve lisansüstü mezunu kişiler takip etmektedir . lisans ve lisansüstü öğrenim görmüş olan kişilerin branşlarının ise yapılan iş ile ilgisi bulunmamaktadır . işletmesinde daimi işçi çalıştıranların oranı . ile yüksek düzeyde olup işletmelerde ortalama . daimi işçinin çalıştığı tespit edilmiştir . işletmesinde sadece geçici işçi çalıştıranların . inin işçi çalıştırdığı . inin ise işçi çalıştırdığı tespit edilmiştir . işçi çalıştıran aktarların . i ise çalışanlar ile ilgili herhangi bir probleminin olmadığını söylemiştir . işletmelerin ortalama olarak . yıldır faaliyette oldukları tespit edilmiştir . bu durum işletmelerin faaliyette oldukları süre dikkate alındığında bazı işletmelerin yer değişikliğine gittiklerini göstermektedir . benzer çalışmada satışların mevsimsel dağılımı incelendiğinde ürünlerin sırasıyla kış sonbahar ilkbahar ve yaz aylarında satıldığı belirlenmiştir . yapılan bir çalışmada aktarların . sinin sağlıkla ilgili bitkileri toptan satan depolardan . i bitkinin yetiştiği bölgelerde bu işi yapan insanlardan ve . i ise her iki kaynaktan temin ettiği saptanmıştır çalışmasında aktarların müşterilerinin çoğunlukla serbest meslek sahibi kişiler ve ev hanımları olduğunu bulmuştur . benzer çalışmada aktarların . ı sağlıkla ilgili karışımların formüllerini kaynak kitaplarına başvurarak kendisi . inin deneyimlerle kendisinin hazırladığı belirlenirken . ının bu konuda herhangi bir görüş beyan etmediği bulunmuştur . işletmelerin denetim sıklığına ilişkin gruplar ile aktarların yeterli ve etkin bir denetim yapılıp yapılmadığı konusundaki düşünceleri arasında p . önem düzeyinde bir ilişkinin varlığı söz konusudur . aktarların özel ambalajlı ve satışı izinli ilaç hammaddelerinin ambalajında farmakolojik etkisi ile ilgili bilgi bulunmaması hükmüne de benzer şekilde . ile kesinlikle katılmadıkları . ile katılmadıkları ve . ile kararsız oldukları belirlenmiştir . aktarların . ünün doğrudan satıcının yaptığı satışlarda doğacak sorumluluktan kendisi ve sözleşme yapan işletmecisinin ortak sorumlu olması hükmüne . sinin ürünlerin her türlü tanıtımında hastalığı önleme tedavi etme veya iyileştirme ile ilgili ifadelerin yer almaması hükmüne . ının ürünlerin tanıtımında besin öğelerinin yeterli ve dengeli beslenme ile karşılanamayacağını belirten ifadelerin olmaması hükmüne ve . sının yaşın altındakiler için takviye edici gıda üretilememesi piyasaya arz edilememesi hükmüne olumlu görüşlerinin olmadığı tespit edilmiştir . ancak aktarlar içerisinde az sayıda da olsa tıbbi ve aromatik bitkiler bölümü mezunu kişilerin de olması ve dörtte birinden fazlasının meslek ile ilgilieğitim aldığını belirtmesi olumlu bir durumdur . işletmede aktarlık mesleğine ek faaliyet kollarının bulunması ticari kaygıların varlığının ve mesleğin daha çok aile geçimini sağlamak amacıyla yapılması ile başka bir işle uğraşılmaması mesleği öğrenme şekillerinin bir sonucudur . böylelikle aktarlarda ve tüketicilerde bu tür ürünlerin kullanımı ile ilgili bilinç düzeyi artırılabilecektir .
590
188
OBEZ BAYANLARDA AEROBİK VE KUVVET ÇALIŞMASININ OKSİJEN KULLANIMINA VE KALP DEBİSİNE ETKİLERİ
obez bayanlarda aerobik egzersiz ve kuvvet antrenmanının antropometrik ölçümlere oksijen kullanımına kalp debisine ve solunum fonksiyonlarına etkilerini incelemek amacı ile yapılan bu çalışmaya obez denek . . kg bki . . kg m² gönüllü olarak katıldı . a grubu hafta haftada gün ve günde dk aerobik egzersiz ve diyet yaparken ak grubu bunlara ilave olarak dambıl ve kendi vücut ağırlığı ile kuvvet çalışması yaptı . deneklerin çalışma öncesi ve hafta sonra çeşitli antropometrik ölçümleri gaz analizleri indirekt kalp debisi ölçümü ve spirometrik ölçümleri yapıldı . dataların analizi için spss paket programında aritmetik ortalama standart sapma tek yönlü anova kullanıldı . tek yönlü anova sonucuna göre k grubunun antropometrik ölçümlerin bir değişiklik olmazken özellikle a grubunun bazı antropometrik parametrelerinde anlamlı değişiklikler oldu . maxvo ölçümünde her iki deney grubundaki artış anlamlı bulunmazken dayanıklılığın göstergesi olan r de . değerine ulaşma süresinde a grubu lehine anlamlı artış bulunmuştur . kalp debisi ölçümlerinde haftanın sonunda meydana gelen artış anlamlı bulunmazken spirometrik ölçümlerden fvc ve mvv değerlerindeki artış aerobik egzersize ilave kuvvet çalışması da yapan ak grubu lehine anlamlı bulunmuştur . sonuç olarak obez bayanların va larını azaltmak için uygulanan diyet aerobik egzersizle hem bazı antropometrik ölçümlerinde azalma oldu hem de aerobik kapasiteleri arttığı için daha geç yorulmaları sağlandı . yardımcı solunum kaslarını kuvvetlendirmek için yapılan kuvvet çalışmasının antropometrik ölçümlere ve dayanıklılık ile ilgili parametrelere ekstra bir katkısı olmazken yardımcı solunum kaslarının kuvvetlenmesi ile mvv ve fvc gibi solunum parametreleri artmasını sağladı .
obesite diyabet arteriyosklerotik kalp hastalığı hipertansiyon gibi sağlık sorunlarına neden olan trigliseridlerin aşırı miktarda depolandığı bir hastalıktır . bki ye göre kişiyi obez olarak nitelendirmek için yetişkin erkeklerde bki . kg m² bayanlarda ise . kg m² nin üzerinde olmalıdır . obesite hem aerobik egzersize hem de kuvvet egzersizine olumlu yanıt veren bir hastalıktır . aerobik egzersizlerle daha fazla kalori harcanarak yağ depolarının azalması sağlanırken kuvvet antrenmanı ile dinlenik metabolik hız daha fazla artar ve artan kuvvet artışına paralel olarak solunum kaslarının kuvvetindede artış meydana gelir . etkili bir antrenman sonunda maksimal egzersizde kalp debisi artar . solunum olayı aerobik kapasitenin sadece bir parçası iken genellikle kalp debisi aerobik egzersizin en büyük sınırlayıcısı olmaktadır . obez kişilerde bir işi yapmak için obez olmayanlara nazaran metabolik hızın artması gerekir . ventriküllerin hipertrofisi özellikle sol ventriküldeki hipertrofi obesitenin derecesi ile orantılı olarak artmaktadır . solunum bozuklukları da ve nin azalması ve alveoler kapiller zar arasındaki gaz transferinin bozulması şekilde egzersizi sınırlar . verilerin toplanması bki si kg m² den fazla olan denekler gönüllü katılım formunu imzaladıktan sonra random olarak gruba ayrılmışlardır grubu aerobik grubu ve aerobik kuvvet grubu kişi . vücut yağ yüzdesi ölçümü deneklerin kaliper ile suprailiak triceps ve uyluk bölgesindeki deri kıvrımları üç kez ölçülüp ortalamaları alınmıştır . bruce protokolü uygulanan denekler koşu bandında yürürken ve koşarken her saniyede bir gaz analizi otomatik olarak yapılmıştır . boyunca kalp debisi balonundan ekspirasyon ve inspirasyon yapmış ve sonra test sonlandırılmıştır . spirometrik ölçümler zorlu vital kapasite ayakta duran deneğin burnu hava kaçışını önlemek amacıyla mandalla sıkıştırılmıştır . ikinci hafta için bisikletteki egzersiz süresi dk ya çıkarılmıştır . anlamlı bulunan değişkenlerde farklılığı yaratan grubu saptamak amacı ile de scheffe testi uygulanmıştır . obez bayanların solunum fonksiyon testlerinin aritmetik ortalama standart sapma ve değişim yüzdeleri tablo de verilmiştir . özellikle triseps dk ve göğüs dk da diğer iki gruba nazaran belirgin değişiklikler gözlenmiştir . tek yönlü anova testi ile grup karşılaştırıldığında maxvo ölçümünde anlamlı farklılığı yapan grubun a grubu olduğu görülmektedir . çünkü solunum kaslarının çabuk yorulması hiperventilasyona neden olmakta bu da anaerobik eşiğe daha çabuk girilmesini sağlayarak performansı sınırlamaktadır . bu bize yaş arası obez kadınlarda hafta süresince uygulanan diyet aerobik egzersiz ve diyet aerobik kuvvet egzersizinin kalp debisinde azda olsa artış meydana getirdiğini fakat bunun istatistiksel olarak anlamlı olmadığını göstermektedir . literatürde obez bayanlarda vücut ağırlığının çeşitli şekillerde azalmasına bağlı olarak kalp debisinde meydana gelebilecek değişim ile ilgili çalışmaya rastlanmamıştır . bu sonuçlar doğrultusunda aerobik egzersiz ile birlikte yapılan kuvvet çalışmasının antropometrik ölçümlerin çok azında değişiklik yapmasına ve gaz analizinde anlamlı değişik yapmamasına rağmen özellikle solunum kaslarının en fazla devrede olduğu solunum parametrelerinde etkili olduğunu ve anlamlı artışlar yaptığını söyleyebiliriz . fakat va larını azaltmak için uygulanan diyet ve aerobik egzersizlerle yaş arası obez bayanların hem morfolojik yapılarında düzelme olurken hem de aerobik kapasiteleri artmakta ve daha geç yorulmaları sağlanmaktadır . bu bulgular doğrultusunda kişinin kilo vermesi için sadece diyet yerine diyet ile birlikte aerobik egzersiz yapması kas kaybı olmaksızın daha etkili kilo vermesini sağlayacaktır .
489
259
Türkiye’de kenevir yetiştiriciliğinin ekonomik olarak yapılabilirliği: Samsun ili Vezirköprü ilçesi örneği
bu çalışma endüstriyel kenevir yetiştiriciliğinin ekonomik olarak yapılabilirliğini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır . araştırmanın ana materyalini vezirköprü ilçesinde gayeli olarak seçilen kenevir işletmesinden anket ve mülakat yoluyla elde edilen veriler oluşturmaktadır . analizlerde kullanılan veriler üretim sezonunu kapsamaktadır . kenevir işletmeleri kenevir üretim amaçlarına göre gruplara ayrılmış ve birim alandan elde ettikleri kar açısından karşılaştırılmıştır . dünya ve türkiye kenevir ekim alanları ile ithalatındaki gelecek dönemli öngörülerin yapılmasında çift üstel düzeltme yönteminden yararlanılmıştır . araştırmada vezirköprü ilçesinde kenevir tarımının aynı bitkiden hem tohum hem de lif elde etmek amacıyla yapılması ve liflerin bitkiden ayrıştırılmadan pazarlanması halinde bölgede yapılan buğday şekerpancarı ayçiçeği ve silajlık mısır tarımına göre daha karlı olduğu tespit edilmiştir . araştırmada kg soyulmamış sap maliyeti ortalama . tl kg tohum maliyeti . tl ve kg lif maliyeti ise . tl olarak hesaplanmıştır . kenevir üretim masraflarının . sı değişken masraflardan . ü ise sabit masraflardan oluşmaktadır . hasat sonrası lif elde etme işlemlerinin bu amaca yönelik geliştirilmiş makineler ile yapılması durumunda kg lif maliyeti . daha az maliyetle . olarak hesaplanmıştır . türkiye de kenevir tarımının temel sorunları arasında üretimin insan gücüne dayalı geleneksel yöntemlerle yapılması ve tedarik zincirinin gelişmemesi ilk sırada yer almaktadır . türkiye de lif amaçlı tarımı yapılacak kenevirin organik tarım kapsamında yapılması durumunda organik tekstil ürünleri pazarında niş pazar oluşturma potansiyeli yüksektir . kenevir sapları barındırdığı yüksek enerji değeri ile türkiye de alternatif bir temiz enerji kaynağı olarak değerlendirilebilir niteliktedir . kenevir bünyesinde bulunan kannabinoidler kozmetik ve eczacılık alanlarında ve liflerden üretilecek biyokompozitler ise otomotiv sektörleri için gelişmeye açık alanlardır .
kenevir yüzyıllardan beri başta endüstriyel ve tekstil ürünleri olmak üzere hammadde olarak kullanılan lif ve yağlı tohum kaynağı bir bitkidir . kenevir bitkisi endüstriyel olarak değerlendirildiğinde yaklaşık bin alternatif ürünün hammaddesi olarak kullanılma potansiyeline sahip olmakla birlikte yapraklarından esrar elde edilmesi nedeniyle üzerinde sıkça tartışmalar yapılmaktadır . bu gerekçeyle dünya genelinde birçok ülkede kenevir tarımı yasaklanmış ve bu durum keneviri zaman içerisinde diğer lif bitkilerine karşı dezavantajlı duruma getirmiştir . kuzey amerika da ve avrupa birliğine üye ülkelerde kenevir talebine olan ilginin artması kenevir üzerine yapılan araştırmaların ve tartışmaların artmasına neden olmuştur . osmanlı imparatorluğu nda donanma için ihtiyaç duyulan urgan halat vb . kenevir lifinin çeşitli alanlarda kullanımı . endüstriyel kenevirin politik ve sosyal yönden kabul edilmemesinde bireylerin eğitim seviyelerine bağlı algılama sorunu çıkar gruplarının güçlü direnişi ve yasal boşluklar sayılabilir . dünya üzerinde üretilen tekstil ürünlerinin sı pamuk lifinden üretilmektedir . sokolchik kenevir tarımı adlı çalışmasında kenevirin mevcut kağıt üretim yöntemlerine çevresel olarak sağlam bir alternatif olabileceğini ve ormansızlaşma sürecini önemli ölçüde azaltabileceğini vurgulamaktadır . ayrıca endüstriyel kenevirin sentetik lifler plastik ve petrol gibi fosil yakıtlardan ve orman ürünlerinden elde edilen liflere karşı önemli bir ikame ürün olduğu savunulmaktadır . çalışmada ayrıca diğer ürünlerin yıllık verim ve fiyat ortalamaları ele alındığında kenevir lifi üretmek kenevir lifinin her fiyat seviyesinde daha karlı bulunmuştur . araştırma sonucunda kenevirden etanol üretiminin ekonomik anlamda karlı olduğu belirtilmiştir . bu düşüşten tohum amaçlı üretilen kenevir de nasibini almış olup yılında . bin hektar olan üretim alanları yılında . bin hektar olarak gerçekleşmiştir . çalışmada ayrıca tarım ve orman bakanlığı vezirköprü ilçe müdürlüğü kayıtlarından türkiye istatistik kurumu ve birleşmiş milletler gıda ve tarım örgütünün ilgili verilerden yararlanılmıştır . araştırma kapsamında gayeli olarak seçilen üretici ile anket çalışması yapılmıştır . döner sermaye faizi değişken bir masraf olup üretim faaliyetine yatırılan sermayenin fırsat maliyetini ifade etmektedir . yapılan arazi çalışması ile vezirköprü ilçesi narlısaray köyünde yetiştirilen kenevirden lif tohum ve soyulmuş sap olmak üzere üç farklı ürün elde edilebildiği saptanmıştır . araştırmada sap tohum ve lif maliyetleri formül e göre hesaplanmıştır . yapılan bu tahminler bugünkü şartlarda geçerli olup politika teknoloji vb . kenevir ekim alanlarının artması veya azalmasında kenevirden elde edilen ürünlere olan talep doğrudan etkilidir . bir ürüne olan talebin belirlenmesinde iç tüketim verileri ve dış ticaret verileri belirleyici rol oynamaktadır . türkiye de kenevir ekim alanlarındaki artışa paralel olarak kenevir lifi ithalatının önümüzdeki yıllarda azalacağı öngörülmektedir . otomotiv endüstrisinde üretilen araçların ağırlıklarının azaltılması yakıt tüketimi ve dolayısıyla karbonmonoksit salınımını doğrudan etkilemektedir . dolayısıyla hem kenevirden katma değer yaratılırken aynı zamanda üretilecek otomobillerde milli kaynak kullanım oranı da artırılabilecektir .
437
245
ARAP YARIMADASI’NDAKİ EKONOMİK ŞARTLARIN HZ. PEYGAMBER’İN (S.A.S.) HAYATINA VE HADİSLERE YANSIMASI
arap yarımadası nın coğrafi konumu şartları ve iklim yapısı bölgenin ekonomik yapısı üzerinde önemli rol sahibidir . yarımada nın sıcak iklim kuşağında bulunmasının bir sonucu olarak tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin sınırlı kalması bölge halkını mecburen daha başka geçim kaynakları sağlamaya itmiştir . yağma ve savaşlardan elde edilen ganimetler ile ticari etkinlikler bu kazanç yollarından ikisidir . bölgenin söz konusu ekonomik kaynakları ve buna dayalı etkinliklerin halk kültürünü ve yaşamını yönlendiren önemli amillerden biri olduğu açıktır . dolayısıyla söz konusu kültür ve yaşamın bir bölge insanı olan hz . peygamber in yaşamına tutum davranış ve ifadelerine de aksettiği görülmektedir . bu çalışma ile arap toplumunun ekonomiye dayalı bazı uygulamaları ve düşünme biçimlerinin hz . peygamber ve hadisler üzerindeki yansımalarına işaret etmek amaçlanmıştır . dolayısıyla ilk olarak kısaca bölgedeki ekonomiye dayalı kültür hakkında bilgilere yer verilmiş daha sonra hz . peygamber in bu kültürle ilişkili bazı uygulamaları ve hadislerinden örnekler sunulmuştur .
peygamber olmakla beraber tarihi kimliği sabit bir beşer olması o nun içinde bulunduğu zaman ve zeminle ilişkisini zorunlu kılar . aşağıda bölgedeki bazı ekonomik kaynaklara ve bu kaynaklara bağlı olarak ortaya çıkan ekonomi kültürüne yer verilerek bu kültürel yapının hadislerdeki izdüşümüne dair örnekler sunulacaktır . peygamber zübeyr b . avvam ın daha yukarıda olan hurmalığını sulayarak su miktarı topuk seviyesine çıkıncaya kadar suyu tutmasını daha sonra ise suyu aşağıdaki arazi sahibi için salmasını buyurur . bütün elverişsizliğine rağmen bölgede biraz su olan her yerde sebzeler ve hurma ağaçları bitmektedir . mesela hurma güzel bir sahur yemeği olarak hadislerde zikredilirken iftarı hurmayla açmanın ise bereket sebebi olduğu ifade edilir . hurma cennettendir . dolayısıyla bu hususta bir ilaç kültürünün oluştuğunu söylemek mümkündür . hz . bal şerbeti içmenin şifa kaynağı olduğu her ay üç kere bal yiyen kimseye bela uğramayacağı ifade edilerek bölgenin bu değerli ürünü hz . mekkeliler bizans iran habeşistan yemen ve diğer bölge hükümdarları ile ticari antlaşmalar imzaladıkları için her yıl adetleri olduğu veçhile suriye mısır ırak yemen ve habeşistan a kervanlarla gitmektedirler . islam öncesi dönem tüm bu faaliyetlerin merkezinde olan mekkelilerin ticarette en parlak ve aktif oldukları dönemdir . bu yoğun ticari mekke ortamında dünyaya gelen hz . seferler sırasında kabile ve yerleşim birimlerini pazarlarda karşılaşılan muhtelif kabilelerden insanları pazardaki mal çeşitlerini ve pazarlık esnasında anlaşmayı sağlayan hitap tarzlarını göz önüne aldığımızda hz . peygamber in buralardan bazı kelimeler öğrendiği açıktır . zira hz . zaman zaman bazı yabancı kelimeler kullandığı da nakledilmektedir . hac mevsimi özel olarak mekke genel olarak arap yarımadası için en ehemmiyetli ticaret mevsimidir . arapların ekonomik kaynaklarından biri de yağma ve savaşların sonucunda elde ettikleri ganimetlerdir . ganimetin yanı sıra yarımadadaki verimli bölgelere su kaynaklarına sahip olma veya liderlik tutkusu da onların savaşmaları için birer sebeptir . bununla beraber onlar savaş silahlarını hep kendilerine doğrultmuşlardır . ficar savaşları ve eyyamu l arab bunu açıkça ortaya koymaktadır . onların bu savaş tutkuları şiirlerine de yansıdığı için kabileler arası savaşlar cahiliye şiirinin en önemli konusu kabul edilir . watt sürüleri yağmalamanın araplar için milli bir spor olduğunu ifade eder . onlar bununla da kalmaz baskın verdikleri kabilelerin kadın ve çocuklarını bile esir ederler . peygamber in ifadelerinde de barış halinin esas olduğu vurgulanır . peygamber düşmanla karşılaşınca da sabır ve cihadı emrederek cennetin kılıçların gölgesi altında olduğuna işaret eder . o nun kendisini rahmet peygamberi şeklinde vasıflandırmasının yanı sıra harb peygamberi olarak tanımlamış olmasını da bu doğrultuda anlamak mümkündür . arapların cahiliye savaşlarında öldürmekle yetinmeyip insanlık onurunu zedeleyici bazı davranışlar sergiledikleri kaynaklarda yer almaktadır . peygamber in amcasının cansız bedenini bazı parçaları kesilmiş bir halde görünce kureyş e karşı zafer kazandıklarında onlardan otuz kişiye hamza ya karşılık müsle yapmaya ant içtiğini haber verir . eğer sabrederseniz bilin ki sabrınız sizin için çok daha hayırlıdır . inkarcıların sana yaptıklarına üzülme kurdukları tuzakları dert edinme . ayet bir peygamberin ganimet malına ihanet etmesi asla düşünülemez . zira iyi bir savaşçı olmak için küçüklüğünden beri gayret sarf eden bir arabın gayretinin ve maharetinin karşılığını almasından daha tabii bir şey olmadığı gibi cihada koşan müslümanlar ın sadece uhrevi bir ödülle müjdelenmelerinin tatmin edici olduğunu söylemek de zordur . kendi paylarına düşen ganimetleri gönül rahatlığıyla yiyebilecekleri müslüman mücahitlere müjdelenir . ganimet bir teşvik unsuru olarak özellikle kullanılır . zira huneyn gazvesi nin ardından ganimet ve esirler cirane de toplanır . esirleri azat etmek türlü bahanelerle teşvik edilir . bu davranışta bulunanlar allah katında birçok mükafatla müjdelenir . peygamber en azından bu konumda olan insanlara daha iyi şartlar sağlama amaçlı hükümler de koyar . onun hayvancılıkla ilgili ayrıntılı hükümleri sanayileşmiş şehirlerde hayat sürenlerin işine yaramasa da o gün ve toplum için elzem bir ihtiyaçtır .
554
137
Öğretmen Adaylarının Kariyer Planları, Yaşadıkları Kariyer Kararsızlıkları ve Bununla Baş Etme Stratejileri
bu araştırmanın amacı beliren yetişkinlik dönemindeki öğretmen adaylarının kariyer planlarının neler olduğunu hangi konularda kariyer kararsızlığı yaşadıklarını ve bununla nasıl baş ettiklerini incelemektir . araştırmaya toplam öğretmen adayı katılmıştır . katılımcıların si dördüncü yedisi ise üçüncü sınıf öğrencisidir . nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseni kullanılarak yapılan çalışmada açık uçlu sorularla veri toplanmıştır . veriler içerik analizi aracılığı ile değerlendirilmiştir . katılımcıların kariyer planlarının başında atanmanın geldiği bunu yüksek lisans yapma özel kurumda çalışma ve kendi iş yeri açmanın izlediği anlaşılmıştır . kariyer kararsızlığı yaşanan konuların başında seçenekler arasında ikilem yaşamak gelmekte onu atanamamaları halinde ne yapacaklarını bilememeleri öğretmenliğin kendilerine ve kariyer planlarına uygunluğuna ilişkin kararsızlıkları izlemektedir . katılımcıların kariyer kararsızlığı ile baş etmede en fazla hazırlık yapma bilgi araştırma ve kendini yönetme gibi etkili yolları kullandıkları ayrıca tanıdıklara ya da uzmanlara danışma bilgi ve duygu desteği aramayı denedikleri anlaşılmaktadır . bulgular alan yazın ışığında tartışılmış ve öneriler sunulmuştur .
kariyer gelişimi yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve bu süreç içinde kariyer kararlarının alındığı ve kariyer gelişiminde ilerlemelerin olduğu farklı dönemler bulunmaktadır . hirschi saka gati ve kelly walker ve peterson xu hou ve tracey . bu araştırmaların sonuçlarına göre bireyler stres yaratan kariyer kararsızlığı durumuyla karşılaştıklarında farklı tepkiler verebilmekte ve bunun sonucu olarak etkili ya da etkisiz yollar kullanmaktadır . bu grup içinde kaçma çaresiz hissetme izolasyon teslim olma ve karşı çıkma olmak üzere toplam beş farklı başa çıkma yöntemi bulunmaktadır . ve ayrıntılı bir şekilde incelenmesine odaklanmaktadır . bu sorular aşağıdaki gibidir kariyerinizle ilgili gelecekte yapabileceklerinize ilişkin kararlarınız nelerdir daha sonra kaliteli bir öğretmen olarak hayatıma devam etmek istiyorum . amaçlardan da sözetmektedirler . aslında ilerde öğrencilerim arasında bizim türkçe öğretmenimiz çok iyiydi düşüncesi oluşturmak istiyorum . şu anki hedefim istediğim yere ataranak orada görev yapmaktır . katılımcılardan üçü atansalar da atanmasalar da yüksek lisans yapmak istediğinden sözetmiştir . eğer atama olmaz ise üçretli öğretmenlik yapıp ekstaradan hobi evi açmayı düşünüyorum . alanlarının kendilerine uygunluğu ve alanda yeterli olup olmayacakları ile öğretmenliğin kariyer planlarına uygunluğu ve mesleği hakkıyla uzun yıllar yapıp yapamayacaklarıyla ilgili olduğu görülmektedir . ayrıca kariyer kararsızlığı yaşadıklarını belirten katılımcıların üçte birinden fazlasının atanamama kaygısını dile getirdikleri görülmektedir . hangisi beni daha daha çok geliştirir bana hedeflerii gerekçekleştirebilmem için yeterli imkanları sunabilir bu konuda kararsızlık yaşıyorum . alanlarının kendilerine uygunluğu ve alanda yeterli olup olmayacaklarına ilişkin kararsızlık yaşadıklarını belirten katılımcılara ait örnek cümleler şunlardır . bu meslekteki tanıdıklarımla ya da bu mesleği yapanlarla konuşup tartışmaya çalışıyorum . meslekteki deneyimli kişilerle konuşup mesleği araştırıp daha iyi öğrenmeye çalışıyorum . çevremden fikirlerine inandığım insanların görüşlerini alıyorum . bu bulgu ertem engin demir ve gökalp tarafından elde edilen öğretmen adaylarının üçte birinin kamuda çalışmak istediklerine ilişkin bulguya yakınlık göstermektedir . gündoğdu çimen ve turan da öğretmen adaylarının kpss ye girmenin ve geleceklerini etkileyeceği için sınavın sonuçlarının çok önemli olduğunu sınava hazırlanma sürecinin kendilerini ruhen ekonomik ve sosyal olarak yıprattığını ve sınavın iyi öğretmen seçen bir sistem olmadığını belirttiklerini bulmuşlardır . üniversite öğrencilerinin kariyer kararsızlığının yüksek çıkması hem kendileri hem de çevresel faktörler hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları kişilik özelliği olarak kararsız olmaları kariyerlerine ilişkin karar almada kendi yeteneklerine ilişkin inançlarının düşük olması gibi birden fazla faktörden kaynaklanıyor olabilir . ikinci soruda dile gelen ifadelerde atanmaları halinde yeterli bir öğretmen olup olamayacaklarını sorgulamalarının var olması idealist görüşler taşıyan öğretmen adaylarının olduğunu göstermektedir . araştırma sonucunda elde edilen bulgular beliren yetişkinlik döneminde olan öğretmen adaylarının kariyer planlarına kariyer kararsızlığı yaşadığı konulara ve kariyer kararsızlığıyla baş etme stratejilerine ilişkin detaylı bilgilerin elde edildiğine işaret etmektedir .
556
142
Edward Said’in ‘Yertsiz Yurtsuz’luğu Temelinde Şarkiyatçılık ve Tarihyazımı
bu çalışma akademik dünyanın uzun süre gündemini meşgul eden şarkiyatçılık kavramının çıkış noktasını edward said in yertsiz yurtsuz isimli otobiyografi kitabı üzerinden incelemeyi ve bu doğrultuda elde edilen yorumlarla şarkiyatçılık ın özellikle post kolonyal tarih yazımına ne gibi etkilerde bulunduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır . literatürde şarkiyatçılık kavramı ve edward said in bir çeşit sürgünlük olarak tanımladığı hayatındaki kimlik karmaşası ve post kolonyalizm yazınındaki yeri dile getirilmiştir . bunun yanında eser üzerinden elde edilen yorumlarla doğu batı ikilemindeki duruşunun kökenlerine inilmesi şarkiyatçılık kavramının daha iyi anlaşılması ve bireysel deneyimlerinin akademik yansımasını daha anlamak ve anlamlandırmak adına zaruridir . özellikle post kolonyal tarihyazımı açısından geriye baktığında kendini öteki konumunda görerek geçirdiği çocukluğu farklı eğitim kurumu tarzlarını görmüş olması ve diğerlerinden farklı ve dışarda bırakılan bir kimliğe sahip olmasının getirdiği bakış açısı sömüren ve sömürülen farkı üzerinden bir perspektif geliştirmesini sağlamıştır . bir anlamda said in madurun yanında yer almasına yol açmıştır . otobiyografisi üzerinden okunduğunda edward said in hem sürgünlüğü ifade etme hem de susturulan kesime dair bir sözcü olma arzusu net bir şekilde okunabilmektedir . bu doğrultuda hayatı boyunca geçirdiği tecrübeler hem siyasi hem tarihi hem de edebi açıdan zenginleşmesini sağlamış ve akademik yazına pek çok noktadan katkı sağlama olanağı bulmuştur .
şarkiyatçılık etkilediği bilim dalları dışında kendi yazarının da metinden bağımsız okunmamasını gerektiren ve yazarın şahsi arka planının metinden kopamayacağı orijinal kavramlardan biri olmakla beraber farklı bağlamlarda hala çokça tartışılan kavramlarından biri olmuştur . otobiyografi dikkatli bir gözle bakıldığında kişinin aslında kendi geçmiş çatışmalarından gözlemlerinden gelen birikimin tecrübe süzgecinden damıtılmasıyla ortaya çıkan bir kendilik hesaplaşmasıdır yaptığı iş ya da ortaya koyduğu yapıt ne olursa olsun hele ki o kişi metin ve yazıyla haşır neşir oluyorsa eğer kendi iç çatışmalarının örüntüsü üzerinden yükselen bir yapı inşa eder . tam da bu nedenle farklı karşılaştırmalar yapmaya çok daha açık oldukları için incelenen döneme dair çok daha ciddi bir analitik gözden geçirme işlemi yapmayı gerekli kılarlar . örnek olarak ali birinci otobiyografik bir tür olarak görülen hatıratların incelemesinde farklı metinlerin yanında aynı eserin farklı baskılarının da incelenmesi ve varsa diğer türevleriyle karşılaştırmalar yapılmasının gerektiğini çünkü bu sayede yazarın değişen saiklerinin de peşine düşülebileceğini belirtir . daha sonrasında ise princeton ve harvard üniversiteleri nde eğitim gördü ve farklı üniversitelerde konuk öğretim üyesi olarak görev almıştır . çocukluğundan beri annesinin günlük yaşamda hem ingilizce hem de arapça kelimeleri kullanması dil karmaşası altında kalan bir çocuk imgesini ortaya koyar . bu yersiz yurtsuzluk içindeki sürgün hali said in bakış açısından determinist bir hale gelmiş isminin geleceğini taşıyan bir haberci konuma oturmuştur . ilerde de görüleceği üzere bu uçurumu doldurma teşebbüslerinin hayatındaki yansıması onun düşün yapısını şekillendirecektir . bunun yanında kimliğinden uzaklaşmaktan ziyade daha derinden incelendiğinde kendinden uzaklaşmanın bir iç rahatlatıcı bir algıdan öteye geçemediğini ve hatta kendi kimlik oluşum temelinin bir kavram üzerinden ifade etmiş olduğunu görmek yerinde bir çıkarım olacaktır . hayatımın geri kalanında onu pekiştirmek şo yle dursun asıl denemek istediğim kimliğimden uzaklaşmak . ikilemlerinin ortaya çıkmasında yukarda bahsettiğimiz ailevi yaşantısının biçimi kadar geçtiği farklı eğitim süreçleri karşılaştırmalı bir hayat analizine kendisini ister istemez itmiş gözükmektedir . edward said in annesinin üzerinden yaşadığı bir durumda lübnanlı olmayı şu şekilde açıklamıştır lu bnanlı olmak birdenbire potansiyel tero rist olmakla eş tutulur olmuş bo yle şeyleri oldum olası gururuna yediremeyen annemin hesapları ters teperek onu eskisini hiç mi hiç aratmayan bir sabıkalı uyruk sorunuyla baş başa bırakmıştı . temsil durumu yine said in hayatındaki temel kimlik problemi üzerinden kendi hayatının her noktasında bir kimlik temsili üzerinde görülebilir hem asker tıraşlı amerikalı bir u niversite o g rencisi hem de filistinli yoksulların durumuyla ilgilenen ingiliz so mu rge okullarından yetişme u st sınıftan bir kent soylu arap gibi go ru nmeyi başardıg ım artık nasıl oluyorsa on sekiz yaşlarımda princeton a devam eden bir birinci sınıf o g rencisiyken . bu anlamda dışarıdan bakan göz dışlanmıştır ve belli bir etkileşimden uzaktır . buradaki ayna da akademik ve teorik bir temsil yanında siyasi bir seçimdir de bunun yanında belirttiği çoklu anlam çağrışımları ile çeşitli şekillerde yorumlanma gerektirir . doğu daki yaşam ve kültür sessiz kalmış ve avrupa merkezli tutumların ağırlığı altında suskunlaşmıştır . bu yüzden edward said in tarihyazımına etkisini post kolonyal tarihyazımı ve şarkiyatçılık içinde birbiriyle paralel bir yönde incelemek otobiyografisindeki kimlik sancılarını zihnindeki doğu batı kavramlarını ve sömürge altında kalmış insanların tarihini gün yüzüne çıkarma isteğini daha iyi kavramamızı sağlar . kavramın önündeki post kavramı kronolojik bir ayrımı işaret eder ve sömürgelerin bağımsızlığını kazandığı dönemi niteler . bu bağlamda kolonizatörün sömürgeleştirdiği toplum üzerinde bir hakkaniyet ve otorite elde etme durumu söz konusudur . metinlerine bakıldığında said tarihin iki önemli işlevini ortaya koyar . bu da tarihin politikanın meşruluk aracı haline gelerek suiistimaline yol açmaktadır . gezgin için doğu oluşturulmuş bir figürdür gerçekten doğu nun kendisi değildir . post kolonyal dönem foucauldiyen anlatı düzleminde halkın kendisini sömürgecisinden kurtarmaya çalıştığı bir özgürleşme eylemi üzerinden kurgulanabilir . dolayısıyla foucault özgürleşme pratiğinin bazen siyasi ve tarihsel koşul olduğu gerçeğine de değinir . o ana kadar kendimi arap olarak du şu nmediysem o anda bu fişlenmenin ne anlama geldig ini insanın elini kolunu nasıl da bag ladıg ını kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde anlamıştım .
617
185
Çocukluk Çağı Akut Lenfoblastik Lösemisinde Mth fr Polimorfizmlerinin Sağkalım Üzerine Etkisi
folat ilişkili genlerin polimorfizminin akut lenfoblastik lösemiye yatkınlığı etkilediği bildirilmiştir . mthfr geninde tanımlanmış tek nükleotid polimorfizmlerinden t t veya c c allelleri vahşi tip allelere göre enzim aktivitesinde azalmaya yol açar . mthfr gen polimorfizmlerinin ayrıca all tedavisinde sıklıkla kullanılan antifolat etkili ilaçların metabolizmasını etkileyerek toksisiteyi artırdığı ve böylece sağkalımı etkilediği bildirilmiştir . çalışmada kliniğimizde izlediğimiz all tanılı hastalarımızda mthfr nin her iki polimorfizmlerinin sağkalım üzerinde etkisini inceledik . b hücreli all tanısıyla bfm trall protokolü alan hastaları geriye dönük olarak incelendi . sekizinci gün mutlak blast sayısı ve . gün kemik iliği verileri yanı sıra mthfr polimorfizmleri kaydedildi . çalışmaya erkek kız tanı yaşı ortalama . yıl olan toplam hasta alındı . bu hastaların prognozu incelendiğinde hastanın relaps olduğunu gördük . alışmamızda c t veya a c allelinin farklı kombinasyonlarını taşıyan bireylerin sağkalım ve olaysız sağkalımları arasında ilişki bulunamadı . çalışmamızda mthfr polimorfizmlerinin all li çocuklarda sağkalım üzerine etkisi gösterilememiştir . daha çok olguyla yapılacak bir çalışmanın daha kesin sonuçlara varmamızı sağlayacağına inanıyoruz .
son yıldır tedavi ve destek bakımındaki ilerlemelerle çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde sağ kalım oranları dramatik olarak artmıştır . kemoterapötiklerin metabolizmasını etkileyen enzimlerin genetik farklılıklarının relaps ve toksisite riskinin belirlenmesinde rol oynayabileceği ileri sürülmektedir . ek olarak dna hipometilasyonunun protoonkogenlerin aktivasyonunu ve ekspresyonunu artırdığı ve bunun sonucunda kanser riskinin arttığı bazı çalışmalarda gösterilmiştir . metilen tetrahidrofolat redüktaz tanımlanmıştır c t ve a c . bu genin . bu durumun all tedavisinde sıklıkla kullanılan metotreksat gibi antifolat etkili kemoterapotik ilaçların metabolizmasını etkileyerek kemoterapi toksisitesini ve relaps riskini artırdığı ve böylece sağkalımı etkilediği bildirilmiştir . hastanemizde tarihlerinde b hücreli all tanısıyla izlenmiş ve bfm trall tedavi protokolü almış hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi . hastalar bfmtrall tedavi protokolünde belirlenen kriterlere göre risk gruplarına ayrıldı . bfm trall tedavisi uyarınca konsolidasyon tedavisinde hastalara hafta aralıklarla toplam doz metotreksat tedavisi verildi . metotreksat dozu standart risk grubundaki hastalara g m orta risk grubundaki hastalara g m olarak verildi . gün remisyon durumları kaydedildikten sonra mthfr polimorfizminin sağkalıma etkisi araştırıldı . çalışma için . . tarihinde protokol numarası ile etik kurul onayı alınmıştır . tüm hastaların yasal sorumlularından hasta onam formu alınmıştır . hastalarımız en kısa ay en uzun ay median ay izlendi . pozisyonuna bakıldığında hastaların . ünün a a ünün a c ve . inin c c alleli taşıdığı izlendi . metilen tetrahidrofolat redüktaz a c ve mthfr c t allelleriyle sağkalım arasında ilişki bulunmadı . bu hastaların prognozu incelendiğinde hiçbirisinin relaps olmadığı izlendi . relaps olan hastalarımızın allelik dağılımı incelendiğinde ise hastamızın normal allel hastamızın . metilen tetrafolat redüktaz polimorfizmleri all tedavisinde sıklıkla kullanılan metotreksat gibi antifolat etkili kemoterapotik ilaçların metabolizmasını etkileyebilmektedir . bu enzim ayrıca metotreksat klirensinde önemli rol oynamaktadır . metotrexat all tedavisinin konsolidasyon ve özellikle idame tedavisinde sık kullanılan standart bir ilaçtır . yaptıkları çalışmada mthfr pozisyonunda c t olmasıyla metotrexate toksisitesi arasında ilişki bulunmamıştır . yaptığı bir çalışmada ise c t polimorfizminin metotreksat toksisitesi ile ilişkisi gösterilememiştir . metotreksatın terapotik etkinliğinin azalması diğer taraftan relaps riskini de artırmaktadır . metilen tetrahidrofolat redüktaz c t polimorfizminin relaps riskini artırdığı children s cancer group nun all hastasında yaptığı bir çalışmada gösterilmiştir .
360
165
İbadet Mekânlarında Mevcut Akustik Durum Analizleri: Rize Büyük Gülbahar Camii Örneği
sesin işitsel algısı açısından büyük önem taşıyan ibadet yapılarının ana mekanları akustik açıdan optimum koşulların sağlanabileceği yaklaşımla tasarlanmalıdır . uygulanmış mekanların akustik açıdan optimum düzeye getirilebilmesi için ise öncelikle mevcut akustik koşullarının belirlenmesi gerekmektedir . mevcut mekanların akustik nitelikleri yerinde ölçüm fiziksel model üzerinden ölçüm yada sayısal model üzerinden simülasyon yöntemleri ile tespit edilebilmektedir . bu çalışma kapsamında rize büyük gülbahar camii nin mevcut akustik özellikleri bilgisayar simülasyonu yöntemi ile belirlenip sesin nesnel parametreleri üzerinden değerlendirilmiştir . mevcut akustik koşulların belirlenmesinde odeon version . simülasyon programı kullanılmış olup üç boyutlu modeller sketchup de hazırlanmıştır . değerlendirmelerde reverberasyon süresi erken gecikme süresi belirginlik netlik konuşmanın anlaşılabilirlik indeksi nesnel parametreleri kullanılmıştır . namaz ve vaaz faaliyetleri sırasında caminin farklı doluluk oranları değerlendirmelerde dikkate alınmıştır .
gibi bir çok yaklaşımın değerlendirildiği mekanların tasarımlarında en önemli parametrelerden biri de fiziksel çevre koşullarının ergonomik açıdan optimum sınırlar içerisinde sağlanmasıdır . bu kapsamda mekanların özellikle ısı ışık ve ses açısından fonksiyonel özelliklerine de bağlı olarak standartlarda yönetmeliklerde vb . belirtilen koşullara uygun şekilde tasarlanmaları gerekmektedir . bunlar mekanların fonksiyonel özelliklerine de bağlı olarak . mekanlardaki gürültü düzeyinin azaltılması için yapılan tasarım yaklaşımları . mekanlardaki sesin anlaşılabilirliğine ilişkin tasarım yaklaşımıdır . benzer şekilde ibadet yapılarının özellikle ibadet mekanları da fonksiyonel hacimsel ve kişi kapasitesi açısından akustik tasarımın önem taşıdığı yapılardır . carvalho yılında yapmış olduğu çalışmada lizbon merkez camii nin akustik karakteristiğini araştırmıştır . çalışma kapsamında geometri ve malzeme ile ilgili parametrik bir analiz yapılmıştır . çalışma kapsamında catt iç mekan akustik programı kullanılmış olup değerlendirmeler reverberasyon süresi ve netlik parametreleri üzerinden gerçekleştirilmiştir . çalışma sonucuna göre daha dik açılı bir piramidal kubbenin zayıf akustik netliğe katkıda bulunduğu ortaya çıkmıştır . çeşitli dönemlerde yapılan onarımlar sırasında giriş kapısı üzerine h . tarihli bir kitabe yerleştirilmiştir . toplam hacmi m olan caminin en büyük iç yüksekliği m dir . dikdörtgen plana sahip olan cami nin duvarları taş üzeri sıva ile kaplanmıştır . çalışmada öncelikle caminin iç mekan ibadet bölümünün sketchup de üç boyutlu modeli hazırlanmıştır . literatürde çınlama süresi ve diğer nesnel parametreler için önerilen optimum düzeylerde nesnel parametrelerin orta frekanslardaki değerleri belirtilmektedir . rize büyük gülbahar camii nin akustik koşullarının değerlendirildiği çalışma kapsamında odeon version . ile yapılan simülasyon işlemleri sonucunda t edt d ve c değerleri elde edilmiştir . sesin belirtilen nesnel parametrelerine ait değerler önceki bölümde belirtilen farklı faaliyetlere ve doluluk oranlarına göre oluşturulan senaryo durumları için birbirleriyle ve optimum sonuçlarla karşılaştırılmıştır . orta frekanslarda en yüksek edt değeri sn ile caminin boş olduğu vaaz modunda en düşük edt değeri ise sn ile caminin dolulukta olduğu ve ibadet edenlerin oturma pozisyonunda olduğu vaaz modunda elde edilmiştir . doluluk oranının artmasıyla d parametresi değerleri de yükselmiştir . rize büyük gülbahar camii için elde edilen ortalama c değerlerinin doluluk oranlarına göre grafikleri şekil de yer almaktadır . c parametresi ise optimum sınırın yer yer üzerinde elde edilmiştir . bu durum caminin içerisinde konuşmanın anlaşılması ile ilgili bir sorun olmadığı fakat sesin özellikle kur an kerim okumalarında yeterli dolgunlukta algılanamadığını göstermektedir . geç yansımaların sönümlenme sürecinde yoğun olması durumunda d ve stı değerleri düşük düzeylerde elde edilmektedir . hatta c değerinin optimum aralığın üst sınırının bile üzerine çıkması erken sönümlenme sürecinde erken yansımaların oranının yine de yüksek olduğunu göstermektedir .
397
119
ADIYAMAN KAHTA YÖRESİNDEKİ MEŞE REHABİLİTASYON SAHALARININ SİLVİKÜLTÜREL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
ülkemizin gerek ekonomik ve gerekse sosyal yapısında meydana gelen iyileşmeler ile kırsal alanlardan kentlere gerçekleşen göçler neticesinde ormanlarımızın üzerindeki baskı hafiflemiş ve ormanların yapılarında iyileşmeler başlamıştır . sürdürülebilir ormancılığın gelişimine bir katkı olarak orman genel müdürlüğü bozuk ve baltalık olarak işletilen meşe alanlarının verimli hale dönüştürülmesi amacıyla uygulamaya koyduğu meşe ormanlarının rehabilitasyonu eylem planı çerçevesinde koruya dönüştürme çalışmaları hız kazanmıştır . bozuk ve baltalık meşe meşcerelerinin rehabilitasyonunda kullanılan en yaygın yöntem dip kütük kesimi ile gençleştirmedir . mevcut çalışmada adıyaman kahta ilçesinde adet meşe rehabilitasyon alanı seçilmiş ve dip kütük kesiminden sonraki sürgün sayısı sürgün boyları ve dip kütük çapları arasındaki ilişkiler incelenmiştir . arazideki meşe ağaçlarının ortalama yaşının yıl arasında olduğu belirlenmiştir . ölçülen kütük çapları cm arasında değişmiştir . kütük başına düşen sürgün sayısı arasında değişim göstermiş sürgün boyları ise cm arasında değişmiştir . yapılan korelasyon analizleri sonuçlarında rehabilitasyon alanlarına göre farklılıkların olduğu belirlenmiştir . ayrıca rehabilitasyon sahalarında uygulanabilecek silvikültürel müdahaleler de tartışılmıştır .
nüfus artışı doğal kaynakların aşırı derecede kullanımını gündeme getirmiştir . ormanlar işletme şekilleri bakımından koru ve baltalık olarak ikiye ayrılırlar . türkiye ormanlık alanın ü koru ormanı si ise baltalık ormanıdır . ormanlarda yapılan müdahaleler veya silvikültürel işlemlerin uygulanması koru bozuk baltalık ve korulu baltalık ormanlarının meydana gelmesine neden olmaktadır . türkiye de en geniş yayılış alanına sahip ormanlar meşe ormanları olup yaklaşık . milyon hektar alanda yayılış göstermektedir . ülkemizin pek çok yerinde pelit ağacı diye de adlandırılan meşe nin kuzey yarıküre nin çeşitli bölgelerinde dağılmış olan yaklaşık türü bulunmaktadır . bu haliyle türkiye en fazla meşe türünü içeren avrupa ülkesidir . yapraklar değişik boyutta kenarları loplu dişli ender olarak tamdır kısa ya da uzun saplıdır . araştırma alanlarınının toprak yapısını temsil edecek şekilde bölgeden m x . m boyutlarında ve . m derinliğinde adet toprak profili açılmış ve her profilden cm cm ve cm arasından adet örnek alınarak toprakların fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmıştır . analiz sonuçlarına göre topraklar killi balçıklı olarak sınıflanmıştır . adıyaman orman işletme sahalarında mazı meşesi . ayrıca her bir örnek alanda m m m büyüklüğüne sahip şer adet örnek alan belirlenmiştir . rehabilitasyon sahası içinde örnek alanlar alınırken arazi yapısına bakılmaksızın alınan her bir örnek alan içinde homojen olarak dağılmış aralarında en az m ve en fazla m olacak şekilde adet meşe ağacı dip kütüğü seçilmiştir . elde edilen sonuçlar varyans analizine tabi tutulmuştur . korelasyon analizleri spearman korelasyon analizi yöntemine göre yapılmış ve analizler için spss . paketi kullanılmıştır . kahta orman işletme müdürlüğü sahasında rehabilitasyon için seçilen alanlarda ki hakim meşe türlerinin iran palamut meşesi ve mazı meşesi q . infectiforia subsp . en yüksek ortalama dip kütük çapı çamyurdu ve küçükkırıklı mevkilerinde gözlenirken en düşük ortalama dip kütük çapı karaağaç mevkinde bulunmuştur . en yüksek ortalama sürgün boyu ise . cm ile küçükkırıklı mevkiinde gözlenmiştir . geri kalan mevkilerdeki ilişkiler önemsiz olarak bulunmuştur . sürgün seyreltme kesimleri özellikle ilk yıllarda sürgün boyuna ve çapına olumlu etki yapmaktadır . hayvan otlatılan meşe alanlarında sürgün boyları otlatılmayan alanlara göre oranında azalabilmektedir pyttel et al . rehabilitasyon çalışmaların gerçekleştirildiği alanlarda meşe sürgünlerinin kontrolsüz ve aşırı otlatma nedenleriyle tahrip edildiği kış ayları için hayvanlara verilmek üzere amacıyla yapılan kesimler ve yakacak temini için kesildikleri gözlenmiştir . ayrıca araştırma alanlarındaki kütük sayısının da oldukça az olduğu gözlenmiştir . bundan dolayı gençleştirme çalışmalarından istenilen sonuçların alınamayacağı düşünülmektedir .
414
153
HİDROLOJİK FONKSİYONLU HAVZALARDA FİZYOĞRAFİK KARAKTERİSTİKLERE VE ARAZİ KULLANIMINA BAĞLI OLARAK TOPRAK ÖZELLİKLERİNDEKİ DEĞİŞİMİN ARAŞTIRILMASI
toprağın açık ve dinamik bir yapıda olması farklı ekolojik koşullarda değişik karakteristiklere sahip olmasına neden olmaktadır . bu koşulların başında yükseklik eğim ve bakı gibi fizyoğrafik özellikler gelmektedir . bu özellikler toprakların bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyerek topraklara karakter kazandırırlar . bu araştırma fizyoğrafik karakteristiklerin toprağın bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerine etkilerini ortaya koymak amacıyla erzurum ili kuzgun baraj gölü çevresinde yürütülmüştür . araştırma alanında cbs ortamında belirlenen fizyoğrafik karakteristikler ve arazi kullanım durumuna göre adet bozulmuş yüzey toprak örneği alınmış ve bu topraklar üzerinde fiziksel ve kimyasal analizler yapılmıştır . elde edilen sonuçlar istatistik analizlere tabi tutularak değerlendirilmiştir . arazinin ortalama yüksekliği m arasında değişmektedir . yükseklik grupları ile toprak özellikleri arasında rakım arttıkça kil içeriği organik madde içeriği ve agregat stabilitesi oranında azalış kum ph fosfor ve toprak aşınım faktörü değerlerinde ise artışlar meydana gelmiştir . alanın genel olarak dik eğimli bir yapıya sahip olması mevcut bitki çeşitliliğinde kısıtlamalara neden olduğu gibi toprak aşınım riskini de artırmaktadır . eğimin yüksek olduğu alanlar genelde güney bakılı alanlardır . bu alanlarda yükselti ve eğimin olumsuz etkileri kombine bir şekilde toprak özelliklerine de yansımıştır . eğim oranı arttıkça kil miktarı organik madde içeriği ve agregat stabilitesi oranında azalma kum miktarı ve k faktöründe ise artma eğilimi tespit edilmiştir . güney bakılarda ise kum miktarı ve k faktöründe istatistiksel anlamda önemli bir artış tespit edilmiştir . arazi kullanımına bağlı olarak organik madde içeriği k faktörü agregat stabilitesi kum silt ve kil miktarlarındaki farklılıklar özellikle fizyoğrafik faktörlerinde etkisiyle daha belirleyici olmuştur . k faktörü en düşük orman alanlarında tespit edilmiş sıralama ise orman mera çayır olarak belirlenmiştir . sonuç olarak fizyoğrafik karakteristikler toprak özellikleri üzerinde önemli rol oynamaktadır . bu nedenle özellikle hidrolojik fonksiyona sahip havzalarda sürdürülebilir su potansiyeli ve kalitesi için toprak koruma ve arazi ıslah projeleri fizyoğrafik faktörlerin olumsuz etkilerini minimize edecek şekilde planlanmalıdır .
yeryüzündeki yaşam kaynaklarının başında gelen toprağın oluşumu uzun yıllar sonucu meydana gelmektedir . özellikle eğim ve bakı toprak özellikleri üzerinde önemli etkilere sahiptir . arazinin bakısı o yerin özellikle sıcaklık ve yağış rejimini etkiler . toprakların fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki değişim toprakların aşınmaya karşı olan mukavemetlerini de yakından etkilemektedir . temmuz ağustos ve eylül aylarında sıcaklık ve buharlaşmanın en yüksek yağış değerlerinin ise en düşüktür . derece arasında kuzey doğu güney batı olarak atanmıştır . araştırmada eğim ve bakı durumuna göre cm derinliğinde farklı yükseklik eğim ve bakı gruplarından toplam adet bozulmuş toprak örnekleri alınmıştır . her bir toprak örneği için toprak aşınım faktörü değerleri örneklerin tekstürel ve strüktürel özellikleri ile organik madde içeriği ve su geçirgenliği değerleri kullanılarak nolu ampirik eşitlikten yararlanılarak belirlenmiştir . çalışmada dikkate alınan toprak özellikleri ile fizyoğrafik karakteristiklerinin değerlendirilmesinde spss paket programında tanımlayıcı istatistik duncan ve korelasyon analizleri yapılmıştır . düz araziler ise lük bir alana sahip olup en küçük alanı meydana getirmektedir . kum ph fosfor ve k faktörü değerlerinde ise artış meydana gelmiştir . bakı gruplarına göre yapılan çoklu karşılaştırma test sonuçları incelendiğinde gölgeli bakılar güneşli bakılara göre organik madde içeriği bakımından daha yüksek ph kum içeriği ve k faktörü bakımından daha düşük olduğu tespit edilmiştir . ayrıca fizyoğrafik faktörler yıkanma ve toprak taşınmasını da yakından etkilemektedir . yükseklik ile diğer fizyoğrafik karakteristikler ve bazı toprak özellikleri arasında duncan karşılaştırma testi uygulanamamıştır . yükseklik arttıkça kil içeriğinde . önem seviyesinde organik madde içeriğinde ise önem seviyesinde bir azalış meydana gelmiştir . eğimin yüksek olduğu alanlar genelde güney bakılı alanlardır . agregat stabilitesi oranı toprakların erozyona uğrama eğilimlerini ortaya koyan önemli bir özelliktir toprak özelliklerini etkileyen diğer önemli bir etken olan arazi kullanımına bağlı olarak organik madde içeriği k faktörü agregat stabilitesi kum silt ve kil miktarlarındaki farklılıklar özellikle fizyoğrafik faktörlerinde etkisiyle daha belirleyici olmuştur . fizyoğrafik faktörlerin olumsuzluğundan kaynaklanan kırılgan ya da hassas ekosistemlerde toprak korumaya yönelik projeler teşvik edilmelidir . doğaya yapılacak her müdahale için ekolojik etki değerlendirme analizleri yapılarak kısa orta ve uzun vadede etkileri tahmin edilmeli ve izlenmelidir .
423
295
Turist Rehberliğinde Hikâyeleştirme ve Mekânların Tüketimi
bu çalışmada turist rehberinin hikayeleştirme teknikleri incelenmiş ve hikayeleştirme yoluyla turistik deneyim sürecinde mekanların tüketilmesine yönelik turist bakışını nasıl oluşturulduğu analiz edilmiştir . bu amaçla profesyonel turist rehber ile yarı yapılandırılmış görüşme tekniği yoluyla veri toplanmıştır . elde edilen verilere içerik analizi ve betimsel analiz uygulanmıştır . araştırmada elde edilen bulgular rehberlerin hikayeleştirme temel düzeyde bilgi verme farklı anlatım teknikleri kullanma anlatım dışı faaliyetler ve yardımcı kaynak kullanımı tekniklerinden yararlandıklarını göstermektedir . rehberlerin mekan veya nesnenin hikayeleştirmesinde anlatımı güçlendirme tur grubunu hikayeye katma ve beden dilini kullanmaya çok dikkat ettikleri bulgulanmıştır . ek olarak rehberlerin hikayeleştirme tekniğiyle anlatımında tur grubunda mekana ve nesneye yönelik merakın uyanması tur grubunun mekan ve nesne ile ilişki kurması ve tur sonrası için anı ve kaynak biriktirmesi mekanların tüketilmesine yönelik inşa edilen bakışın bazı özelliklerini ortaya koymaktadır . araştırma öncellikle turist rehberlerinin hikayeleştirme tekniklerini inceleyerek mesleğin pratik alanına yönelik olarak katkı sunmaktadır . ayrıca mekanların tüketilmesi kuramını ampirik olarak inceleyerek turist bakışının deneyim anında ve yerinde nasıl oluşturulduğunu araştırarak turizm ve turist rehberliği literatürünü zenginleştirmektedir .
postmodern çağda değer ölçütlerinde yaşanan dönüşümler ile birlikte günün tüketicilerinin satın aldığı birçok ürün ve hizmetin tüketim alışkanlıkları tarzları da değişim göstermiştir . post modern çağın turistlerinin tüketim alışkanlıkları ise temel olarak şu şekilde ifade edilmektedir turistik ürünlerin markalaşma ve imaj oluşturma çabaları tek tipleşmeden uzak konsept otellerin oluşturulması logo ve sembollerle akılda kalıcı farklı desenlerin oluşturulması gerçek üstü deneyimlerin yaşatılmaya çalışılması şeklindedir . urry bu durumu turist bakışı ifadesi ile açıklayarak turizmin yerleri ve mekanları dönüştürerek bu alanları turizmin bir tüketim nesnesi haline getirdiğini belirtmektedir . turistlerin farklı mekanları gezmesi ve gezdikleri noktalara dair bilgi almak istemesi noktasında turist rehberlerine önemli bir rol düşmektedir . bu bağlamda rehberlerin anlatımlarında sıklıkla başvurduğu anlatım yollarından tekniklerinden birisi de hikayeleştirmedir . ziyaret noktalarına ilişkin efsaneler masallar dini söylenceler yaşanmış olaylar turistlerin ilgisini çekmektedir . bireylerin evinden uzakta farklı destinasyonlara doğru seyahate çıkmaları modern tüketici kültürünün temel özelliğidir . diğer tüketim alanlarında olduğu gibi turizmde de insanlar tüketerek veya tüketmeyerek belirli şekillerde kendilerini inşa ederler . bir turist rehberi ziyaret edilen bir alan ile ilgili bilgileri alan ile ilgilenen bilim dalının kendi terminolojisi ve bilimsel bilgisi yoluyla ziyaretçi grubuna aktarmaz . yorumlama beceresi yoluyla turist rehberi ziyaretçilerin düşünmesini ve hissetmesinin önünü açar ziyaretçileri düşünmeye ve hissetmeye teşvik ederek ziyaretçilerin anlamasına yardımcı olur . ziyaretçilerin anlamasına yardımcı olarak ziyaretçinin bir nesnenin değerini anlamasını etkileme şansına sahip olur . hikayeleştirme de turist rehberinin yorumlama becerisinin bir parçası olarak ele alınmaktadır . endüstri ve diğer toplumsal yetkeler tarafından oluşturulan mekan temsiliyetinin ve turist bakışının gerçekleştiği alanda da sürebilmesi ve fiziksel gerçeklikler tarafından tahrip edilmemesi için bir temsilciye ihtiyaç vardır bu temsilci ise profesyonel turist rehberidir . avustralya nın bir miras alanı olarak değerlendirilen rocks semtine gelen turistlerin bölgenin geçmişini tecrübe etmek isteyenlerin çok olduğu gibi aynı zamanda bölgenin turistlere eğlence rahatlama veya alışveriş ortamı sağladığı belirtilmiştir . görüşme katılımcılara araştırmanın amacı doğrultusunda çeşitli sorular yöneltilerek belirli bir konuyla ilgili düşünce deneyim ya da gözlemleri hakkında veri toplanması olarak tanımlanmaktadır . bu araştırma açısından da görüşme tekniğinin turistlerin mekan tüketiminde rehberlerin ne tür teknikler kullandığının ve özelinde ise rehberlerin ne tür hikayeleştirme tekniklerine başvurduğunun ortaya çıkarılması konusunda kullanışlı olacağı değerlendirilmektedir . bir nesne veya yer ile ilgili hikaye hikayeleştirmenizde nelere dikkat ediyorsunuz frekans analizi sayılabilecek nitelikte birimlerin sayısal ve yüzdesel şekilde görünme sıklığını ortaya koymaktadır . tablo turist rehberlerinin mekan veya nesneye yönelik hikayeleştirmede en çok dikkat ettikleri hususlar ve bunların kategorilendirilmesini içermektedir . bu başlıkta rehberin dikkat ettiklerini belirtikleri hususlar farklı maddede toplanabilmektedir . turist rehberlerinin anlatımı güçlendirmede sırasıyla canlandırma karşılaştırma yapma benzetmeler kullanma ve tur grubu için anlama ve anlamlandırmayı sağlama hususlarına dikkat ettikleri ve bunlara önem verdikleri görülmektedir . bunu grubu anlatımlara dahil etme hususun takip ettiği görülmektedir . diğer taraftan bu araştırmanın bulgularına göre turist rehberleri hikayeleştirme süreçlerinde anlatımın kurgusunu değiştirebilmekte veya tamamen kurgu bir anlatımı kullanabilmektedirler . burada bahsedilen temel bilgi verme düzeyleri ana unsur olarak önceden turist bakışını oluşturmuş öğelerdir bunlar arasında tarih mitoloji güncel durum ve halk yerel hikayelerin sıklıkla kullanılması şaşırtıcı değildir . mekana veya nesneye yönelik olarak inşa edilmiş turist bakışını muhafaza etmeye çalışan turist rehberi hikayeleştirmeyi farklı anlatım teknikleri üzerinden geliştirerek de yapmaya çalışmaktadırlar .
521
164
Turizm Rehberliğinde Alan Uzmanlığı Önerisi: Sağlık Turizmi Rehberliği
bu çalışma sağlık turizmi için turist rehberliği mesleğinde uzmanlaşma konusuna odaklanmaktadır . bu kapsamda giderek gelişen ve ileride daha da yaygınlaşacağı düşünülen sağlık turizmi için sağlık turizmi rehberliğini tartışmaya açmayı amaçlamaktadır . sağlık turizmi kapsamında uzman sağlık turizmi rehberlerinin istihdam edilmesinin ülke ve sektör açısından konuya verilen önemi ve hizmet kalitesinin arttırılma çabasını destekleyen önemli bir konu olduğu düşünülmektedir . yöntem araştırmanın amacı ve temel soruları için uygun olduğu düşünülen betimsel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır . bulgular araştırma sonucunda sağlık turizmi rehberliği ile uyumlu olduğu düşünülen derslerin kısıtlı olduğu mevcut derslerin ilkyardım ve temel sağlık bilgisi kapsamlı olduğu görülmektedir . sağlık turizmi adındaki ders ise sadece üç üniversitenin turizm rehberliği müfredatında yer almaktadır . özgünlük bilimsel katkı profesyonel turist rehberliği eğitiminde uzmanlaşma konusu gündeme yeni gelen bir konudur . literatürde konuyla ilgili yapılan çalışmaların kısıtlı olduğu özellikle sağlık atıf için akdu u . karakaş d . zurnacı j . ve tabu ö . . turizm rehberliğinde alan uzmanlığı önerisi sağlık turizmi rehberliği turist rehberliği dergisi . turizmi rehberliği hakkında herhangi bir çalışmaya ulaşılamamıştır . bu çalışmanın konuyla ilgili farkındalık oluşturacağı ve literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir .
günümüz turizm anlayışı geleneksel deniz güneş kum üçlemesi dışında farklı ve yeni turizm türlerine doğru gelişim göstermektedir . mevcut turist rehberlerinin eğitim müfredatları incelendiğinde eğitimin daha çok kültür turizmi odaklı olduğu güncel konularda ise müfredatın kısıtlı olduğu bu gelişim seyrinde eksik yönlerin tamamlanmasının daha çok profesyonel turist rehberinin bireysel çabaları ve bakış açıları doğrultusunda şekillendiği söylenebilir . ülkeye gelen turist grupları ülkeye geldikleri andan itibaren karşılaştıkları kişiler genellikle rehberlerdir . diğer rehberlerle araç sürücüsü ile müze otel mağaza çalışanları ile doğru iletişim kurabilmelidir . birçok ülkede profesyonel turist eğitimini sonrasında bir yazılı değerlendirme ile ölçme ve değerlendirme yapılmaktadır . yoluyla sözlü değerlendirme de yapılmakta ve alınan eğitim neticesindeki mesleki kazanımlar ölçülmektedir . turist rehberliği mesleğini yapabilmek için ruhsatname şartı bulunmaktadır . ek olarak üniversite diploması ya da eş değer bir belgeye sahip olmak turistik şirket veya kuruluşlarda teknik yeterlilik turistik ve ticari konularla ilgili bilgilerde yeterlilik sahibi olması ilgili yeterliliklerin idari kurul tarafından kabul edilmesi gerekmektedir . ileri yaş ve engelli turizmi yaşlı ve engelli turistlerin bakım ve rehabilitasyonunu yapılması amacı ile konuk evleri tedavi merkezleri ve bakım evlerinde sertifikalı personel tarafından yapılan uygulamalar için bu insanların bakım ihtiyaçlarını karşılayabilmek vasıtası ile başka şehir veya ülkelere seyahat etmeleridir . birleşmiş milletler raporuna göre dünya nüfusunun yaklaşık ini yaş ve üstü bireylerin oluşturduğu yılı itibari ile bu oranın ya çıkacağı öngörülmektedir . her geçen gün sağlık turizmi imkanları ve pazarı genişlemekte ve yatırımcılar tarafından ilgi görmektedir . dünya genelinde turizm eğilimleri giderek değişmekte ve çeşitlenmektedir . bu kapsamda turizm sektörünün farklı meslek gurupları için alternatif uzmanlık alanları önerilmektedir . sağlık turizmi kapsamında uzman sağlık turisti rehberlerinin istihdam edilmesinin ülke ve sektör açısından hizmet kalitesinin arttırılma çabasını destekleyen önemli bir konu olduğu düşünülmektedir . varsa derslerin içeriği sağlık turizmi ve sağlık turizmi rehberliği için yeterli midir bu kapsamda özel ve kamu üniversiteleri olarak toplam üniversite ve sayılı turist rehberliği meslek kanunu na istinaden hazırlanan turist rehberliği meslek yönetmeliği nde yer alan sertifika programında okutulan dersler incelenmiştir . tablo incelendiğinde müfredatlar da sağlık turizmi rehberliği ile uyumlu olduğu düşünülen derslerin kısıtlı olduğu mevcut derslerin ilkyardım ve temel sağlık bilgisi kapsamlı olduğu görülmektedir . bunun dışında ankara hacı bayram veli üniversitesi turizm fakültesi seyahat işletmeciliği ve turizm rehberliği bölümünün müfredatına hastane hizmetleri ve sağlık otelciliği dersi eklenmiştir . tarama sonucunda ortaya çıkarılan dersler aşağıda gerekçeleriyle birlikte sunulmuştur . sağlık kurumları iletişim dersinde iletişim sürecini anlayabilmek kendini iyi tanımanın önemini kavrayarak toplumu kendini anlatabilmek amaçlanmaktadır . turist rehberi sağlık hizmetler hakkında donanımlı bir bilgiye sahip olması gerekmektedir . ilk ve acil yardım turist rehberleri acil durumlarda turistlere ilk yardım müdahalesinde bulunması gerekir ve bunun içinde ilk ve acil yardım eğitimini alması gerekmektedir . sağlık turizmi rehberlerinin afete karşı risk azaltma bilgi ve becerilerine sahip olması gerekmektedir . araştırmanın temel soruları doğrultusunda yapılan analizlerin sonuçları değerlendirildiğinde türkiye de bulunan lisans düzeyindeki turist turizm rehberliği bölümleri ve t . c . kültür ve turizm bakanlığı ile tureb işbirliğinde tasarlanan sertifika programı müfredatlarında sağlık turizmi sağlık bilgisi vb . doğrudan sağlık turizmi içeren dersin sadece üç üniversitenin turizm rehberliği bölümünde okutulduğu görülmektedir .
545
178
Lilyum zambaklarında (lilium sp.) farklı yetiştirme ortamlarının yavru soğan oluşumu ve gelişimi üzerine etkisi
lilium sp . yetiştiriciliğinde soğan üretimi çoğunlukla toprakta yapılmakla birlikte toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri hastalık ve zararlılar nedeni ile üretimde sorunlar yaşanmaktadır . bununla birlikte toprak özellikleri bir lilyum soğanının çiçek oluşturacak iriliğe ulaşma süresini de olumsuz etkileyebilmektedir . söz konusu sorunların çözümü amacı ile bu araştırmada toprağa alternatif farklı yetiştirme ortamlarının yavru soğan oluşumu ve gelişimi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır . deneme yılı ilkbahar döneminde yürütülmüş ve lilium la hybrids ceb dazzle çeşidi kullanılmıştır . çalışmada kestane kabuğu perlit yerfıstığı kabuğu perlit kum yerfıstığı kabuğu perlit kestane kabuğu kum bahçe toprağı ahır gübresi torf torf kum hindistan cevizi kabuğu volkanik curuf olmak üzere farklı yetiştirme ortamları deneme konularını oluşturmuştur . lilyum bitkileri l hacimli plastik kasalar içerisine doldurulan yetiştirme ortamlarında yetiştirilmiştir . denemede soğan gelişme özelliklerinin belirlenmesi amacıyla ana soğanda ve bitki gövdesi üzerinde oluşan köklerin özellikleri incelenmiş yavru soğan oluşumu ve gelişimine ilişkin özelliklerin belirlenmesi amacıyla ise ana soğanda ve bitki gövdesi üzerinde gelişen yavru soğan sayısı ağırlığı en ve boy değerleri belirlenmiştir . araştırma sonucunda ana soğanlar üzerinde yavru soğan oluşumu görülmezken gövde üzerinde yavru soğan oluşumu gözlenmiş ve incelenmiştir . en fazla yavru soğan oluşumu . adet soğan ile yer fıstığı kabuğu kum yetiştirme ortamında yetiştirilen soğanlarda elde edilmiştir . yavru soğan ortalama ağırlığı en ve boy değerleri açısından en iyi gelişimlerin yerfıstığı kabuğu kum ve torf kum yetiştirme ortamından elde edildiği belirlenmiştir .
kesme çiçek yetiştiriciliği verilerine göre . . m üretim alanıyla hızlı büyüme ve gelişme gösteren ihracat potansiyeli yüksek olan önemli sektörlerden birisidir . hollanda dünya çiçek soğanı üretim alanlarının ini karşılayan en önemli çiçek soğanı üreticisi ve ihracatçısıdır . toprak kaynaklı sorunların çözümü için dezenfeksiyon solarizasyon yıkama gibi bir takım kültürel fiziksel ve kimyasal yöntemler kullanılabilmektedir . bu nedenle topraksız tarımında en önemli faktörlerden biri bitki için en uygun yetiştirme ortamının seçilmesidir . lilyum ile ilgili yapılmış çalışmalara bakıldığında yetiştirme ortamı olarak hindistan cevizi kabuğu vermikülit çakıl kum volkanik curuf torf perlit pirinç kavuzları tek başına veya karışımlar halinde kullanılmış olup çoğunlukla bitki verim ve kalite parametreleri incelenmiştir kullanılmıştır . besin solüsyonu uygulama süresi ve sıklığı ekolojik koşullara bağlı olarak değişkenlik göstermiş fakat tüm uygulamalarda aynı olarak gerçekleştirilmiştir . araştırmada kullanılan farklı yetiştirme ortamının bitki gelişimi soğan ve yavru soğan gelişimi üzerine etkilerini belirlemek amacı ile incelemeler yapılmıştır . denemede dikilen ana soğanlar üzerinde yavru soğan oluşmadığı için herhangi bir inceleme yapılamamıştır . çiçek dalı uzunluk değerleri . cm ile . cm arasında belirlenmiştir . maloupa ve gerasopoulos da çalışmalarında en yüksek verimi perlit ortamında gerçekleştirdikleri yetiştiricilikten elde ettiklerini bildirmişlerdir . oluşan soğanların boy değerleri incelendiğinde en yüksek boya sahip soğanlar . mm ile kestane kabuğu perlit ortamında elde edilmiştir . ana soğan ve gövde üzerinde oluşan köklerin kuru ağırlıkları hariç ana soğan üzerinde oluşan kök sayısı kök uzunluğu kök yaş ağırlığı ile gövde üzerinde oluşan köklerin yaş ağırlığı üzerine yetiştirme ortamlarının önemli etkisi olduğu belirlenmiştir . . nitekim treder de yaptığı çalışmada kök sistemlerinin yetiştirme ortamı olarak hindistan cevizi kabuğu kullanılan lilyum yetiştiriciliğinde daha iyi gelişim gösterdiğini saptamıştır . yavru soğan eni açısından . mm ile en düşük değer volkanik cüruf ortamından saptanmıştır . yavru soğan sayısı ile bitki gelişimi arasındaki ilişki incelendiğinde yavru soğan sayısının çiçek dalı uzunluğu ve çiçek dalı yaş ağırlığı ile ilişkisinin olmadığı fakat çiçek dalı uzunluğu ile çiçek dalı yaş ağırlığı arasındaki ilişkinin önemli olup çiçek dalı uzunluğu arttıkça çiçek dalı yaş ağırlığında artış gösterdiği belirlenmiştir .
518
241
YILLARA YAYGIN İNŞAAT TAAHHÜT İŞLERİ ÜSTLENEN İŞLETMELERİN FİNANSAL TABLOLARININ TFRS 15 - MÜŞTERİ SÖZLEŞMELERİNDEN HASILAT STANDARDI ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ VE BİR ÖRNEK UYGULAMA
gerek ülkemizde gerekse de dünyada önemli bir yere sahip olan inşaat sektörü oldukça geniş kapsamlı bir sektördür . sektörün finansal tabloları da diğer sektörlere kıyasla daha farklı ve karmaşık bir yapıda olup özellikle yıllara yaygın inşaat taahhüt işleri üstlenen işletmelerin finansal tablolarının değerlendirilmesinde göz önüne alınması gereken farklı ölçütler bulunmaktadır . diğer yandan işletmeler finansal tablolarını farklı finansal raporlama esaslarına göre düzenleyebilmekte olup bu da kullanılan yönteme göre muhasebe uygulamalarında ve finansal tabloların yorumlanmasında farklı yaklaşımları beraberinde getirmektedir . bu çalışmada yıllara yaygın inşaat taahhüt işlerinin muhasebeleştirilmesinde kullanılan rapor düzenleme esasları hakkında bilgi verilmiş olup ayrıca türkiye finansal raporlama standartları çerçevesinde hasılat konusunda yenilikler getiren tfrs e geçiş sürecine değinilmiştir . son olarak yıllara yaygın inşaat taahhüt işleri tfrs açısından değerlendirilmiş ve örnek uygulama çalışması yapılmıştır .
inşaat sektörü gerek ülkemizde gerekse dünyada oldukça önemli bir yere sahip olup küresel ekonomiye katkısı hayli önemli düzeylerdedir . ayrıca inşaat sektörü yarattığı iş istihdamı ve diğer sektörlerle olan ilişkileri itibariyle de ekonomi içerisinde sürükleyici bir etkiye sahiptir . işler devam ettiği müddetçe ve nolu hesaplarda kümülatif halde izlenen gelir ve gider tutarları gvk nin . vuk a göre düzenlenen finansal tablolarda yıllara yaygın inşaat taahhüt işleri üstlenen işletmeler için yıllara yaygın nitelikli işlerde yapılan harcamalar ve elde edilen gelirler mali verilere kümülatif olarak yansıdığından her yıl gerçekleşen reel maliyet ve gelir durumları dolayısı ile her yıl oluşan karveya zararlar açık bir şekilde görülememektedir . vuk a göre yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde nihai kar zarar hesaplamalarında işlerin tamamlandığı yılı dikkate alan tamamlanmış sözleşme yöntemi kullanılırken tms de ise işlerin başlangıcından tamamlanmasına kadarki süreçte her yıla ait kar veya zararın ayrı ayrı hesaplandığı tamamlanma yüzdesi yöntemi benimsenmiştir . neticenin güvenilir şekilde öngörülememesi durumunda ise yalnızca katlanılmış sözleşme maliyetlerinin geri kazanılma olasılığı olan kısmı kadar gelir kaydedilmesi ve sözleşme maliyetlerinin oluştukları dönemin gideri olarak yansıtılması gerekmektedir . bir işletme bir sözleşmeyi ancak aşağıdaki şartların tamamını sağlaması halinde tfrs kapsamında muhasebeleştirilebilmektedir . sözleşmenin yalnızca bir ticari amaca yönelik yapılması bir sözleşmede ödenecek bedelin diğer sözleşmeye bağlanması sözleşme çerçevesinde taahhüt edilen mal hizmetlerin veya sözleşmelerin her birinde taahhüt edilen bazı mal hizmetlerin tek bir edim yükümlülüğü oluşturması . işletmenin bu aşamada sözleşmede yer alan bir mal veya hizmetin bağımsız olup olmadığını belirlemesi gerekli ise ayrı edim yükümlülüklerine dağıtması gerekmektedir . yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri zamana yayılı edim yükümlülüklerinin yerine getirilmesine verilebilecek en iyi örneklerdendir . nitekim yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinin süreleri bir yıldan fazla olup bu tür işler müşterilerin talepleri doğrultusunda hazırlanan ve yerine getirilen yani edim yükümlülüklerinin zamana yaygın olarak gerçekleştirildiği işlemlerdir . hasılatın muhasebeleştirilmesinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise ne zaman muhasebeleştirileceği konusudur . ancak koşullardan hiçbirini sağlamıyor ve sözleşmedeki edim yükümlülüğü belirli bir anda yerine getirilen bir edim yükümlülüğü ise hasılat da belirli bir anda yani işin tamamlanarak müşteriye teslim edildiği anda muhasebeleştirilmelidir . edim yükümlülüğünün zamana yayılı olması halinde ise işlerle ilgili hasılatlar da kısmi bitim yöntemine göre zamana yaygın olarak muhasebeleştirilmektedir . kullanılan yönteme göre belirlenen tamamlanma oranına göre de hasılat kayda alınmaktadır . yeni standartla birlikte bu gibi durumlarla karşılaşıldığında sözleşmelerin birleştirilip birleştirilmeyeceği veya sözleşmedeki değişikliklerin ayrı bir sözleşme olarak ele alınıp alınmayacağına ilişkin de açıklık getirilmiştir . ancak klm ticaret a . ş . nin henüz yeni kurulan bir işletme olması nedeniyle müteahhit tarafından bu işletme ile yapılan sözleşmeye tedbir amaçlı farklı bir madde ilave edilmiştir . glg ticaret a . ş . nin ise köklü ve piyasa istihbaratı oldukça olumlu bir işletme olması nedeniyle sözleşmesinde ödeme alınamamasına yönelik tedbir amaçlı herhangi bir madde bulunmazken müşterinin sözleşmeyi mücbir sebepler olmaksızın feshetmesi halinde müteahhidin sözleşme bedelinin tamamını talep etme hakkının olduğu hükmü yer almaktadır . ilk etapta yapılması gereken müteahhidin sözleşmelerdeki edim yükümlülüklerinin zamana yayılı bir edim yükümlülüğü mü yoksa belirli bir anda gerçekleşen bir edim yükümlülüğü mü olduğunun tespiti olmalıdır . işletme edim yükümlülüğünü yerine getirdikçe müşterinin de eş zamanlı olarak edimin sağladığı faydayı kullanabiliyor olması edimin işletme tarafından yerine getirildikçe kontrolü müşteriye geçen bir varlık oluşturması işletme ediminin işletme için alternatif kullanımı olan bir varlık oluşturmaması ve işletmenin o güne değin gerçekleştirdiği edime karşılık yapılacak ödeme üzerinde hukuken icra edilebilir bir tahsil hakkının bulunması . buna göre hiçbir koşulu sağlamayan sözleşme belirli bir anda yerine getirilen diğeri ise zamana yayılı edim yükümlülüğüne sahiptir . işe ilişkin müteahhidin yapacağı muhasebe kaydı ise aşağıdaki şekilde olacaktır glg ticaret a . ş . ile yapılan sözleşmede ise hasılat zamana yayılı olarak muhasebeleştirilecek olup bunun için ilk önce uygun ilerleme ölçütü ile inşaatın tamamlanma seviyesi hesaplanmalıdır . müteahhit tamamıyla aynı niteliklere sahip inşaat işini iki farklı edim yükümlülüğü altında gerçekleştirdiğinde zamana yayılı olarak üstlenilen inşaat işi kapsamında her yılın kendi içerisindeki hasılat maliyet ve karı o yılın gelir tablosu hesaplarına yansımaktadır . ancak belirli bir anda yerine getirilen edim yükümlülüğü özelliği taşıyan inşaat işinde ise hasılat maliyet ve kar tutarlarının gelir tablosu hesaplarına intikali ancak iş bitiminde gerçekleşmektedir . gerek ülkemizde gerekse de dünyada oldukça önemli bir yere sahip olan inşaat sektörü muhasebe uygulamaları açısından da bir takım farklılıklara sahiptir .
672
123
MOBİL TİP UNİKONDİLER DİZ ARTROPLASTİSİ UYGULANAN HASTALARDA PATELLOFEMORAL AĞRI
çalışmamızın amacı kliniğimizde mobil tip unikondiler diz artroplastisi uyguladığımız hastaların ameliyat öncesi dönemdeki patellofemoral ağrı durumlarını ameliyat sonrası dönemle kıyaslamak ve sonuçlarını değerlendirmektir . unikondiler diz artroplastisi uyguladığımız yirmi iki hastayı çalışmamıza dahil ettik . ameliyat öncesi tüm hastalar ayakta ön arka lateral diz radyografileri ve bacak uzunluk radyografileri ile değerlendirildi . tüm hastalara aynı cerrahi yöntem uygulandı ve aynı tip mobil unikondiler protez kullanıldı . hastaların ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrası altıncı ay değerlendirmelerinde womac diz skoru kujala patellofemoral skoru ve vas skoru kullanıldı . hastaların ameliyat öncesi ortalama womac vas ve kujala patellofemoral skorlarında ameliyat sonrası ile kıyaslandığında istatistiksel olarak belirgin düzelme saptandı . üç hastada takiplerde komplikasyon gelişti . komplikasyonlar mobil insert çıkığı ve metallozis artan patellofemoral ağrı ve diğer kompartmanlarda gelişen artroz ve minör travma sonrası gelişen diz iç yan bağ rüptürü idi . unikondiler diz artroplastisi sonrası başarıyı etkileyen en önemli faktörler cerrahi teknikte ameliyat sırasında kinematik değerlendirmenin iyi yapılması ve uygun hasta seçimidir . özellikle patellofemoral kompartımanın etkilenme derecesi sadece radyografilerle değil ayrıntılı klinik muayene ile değerlendirilmelidir . çalışmamızda ameliyat öncesi patellofemoral semptomları alan hastalarda bile ameliyat sonrası altıncı ayda istatistiksel olarak anlamlı düzelme tespit ettik . patellofemoral semptomlar ve ağrı ameliyat sonrası erken dönemde artabilir kesin değerlendirmeler için en az ay beklenmeli erken revizyon kararı verilmemelidir . unikondiler diz artroplastisi cerrahisi uygulanan hastaların iç yan bağ rüptürüne karşı hassas olduğu ve minör yaralanmalarla bile rüptür gelişebileceğini akılda tutmalıyız .
dizde osteoartrit orta ileri yaşlarda sıklıkla medial kompartmandan başlar ancak değişik derecelerde patellofemoral kompartmanıda etkileyebilir . cerrahi karar vermede hastanın yaşı aktivite düzeyi sistemik hastalıkları olup olmaması deformitenin olup olmaması varsa eklem içi ya da eklem dışı olup olmadığı eklem tahribatının yeri ve derecesi gibi birçok faktör rol oynar . ukda yeni bir cerrahi yöntem olmamasına karşın son yıllarda popülaritesi artmıştır çalışmamızın amacı kliniğimizde mobil unikondiler artroplastisi uyguladığımız hastaların ameliyat sonrası dönemdeki patellofemoral semptomlarını ameliyat öncesi dönemle kıyaslamaktır . ön çapraz bağ ve lateral femoral kondil ameliyat sırasında değerlendirilip sağlam oldukları görüldükten sonra femoral ve tibial kesiler yapıldı . ay kontrollerinde womac diz skoru kujala patellofemoral skoru ve vas skorları hesaplandı . the western ontario and mcmaster universities osteoarthritis indeksi ağrı sertlik ve fiziksel fonksiyonun sorgulandığı üç kısım ve toplam sorudan oluşmaktadır . her kısım skorları kendi içinde toplanarak o kısıma ait toplam skor bulunur . aksama yük verme yürüme merdiven çömelme koşma zıplama dizler bükülü uzun süre oturma ağrı şişme anormal ve ağrılı diz kapağı hareketi uyluk kaslarının erimesi diz bükmede yetersizlik değişik derecelerde değerlendirilir . hastaların ameliyat sonrası ortalama ağrı vas skorları . idi . unikondiler diz artroplastisi ameliyatının ilk tanımladığı yıllarda yüksek oranda implant yetmezliği ve komplikasyon oranları görülmüş . ve bu nedenle uzun süre gözden düşmüştür protez tasarımlarında gelişme ve ultra yüksek molekül ağırlıklı polietilen gelişimleri ile daha ufak polietilen insert kullanma imkanı bu ameliyatları tekrar popülerize etmiştir . ukda ameliyatlarında karar verme sürecinde tartışmalı konulardan biride patellofemoral kompartmanı etkilenen hastalardır . güncelkaynaklar özellikle patellanın medial tarafında olan patellofemoral kompartman tutulmasını artık bir kontrendikasyon olarak değerlendirmemektedir . zira patellofemoral artrozu ukda için kontrendikasyon olarak gösteren yazıların çoğu bu değerlendirmeye radyografi ve mrg ile yapmıştır . artritin progresyonu ve polietilende yıpranma en sık görülen iki yetmezlik nedenidir . ameliyat sırasında tibia ve femur kesileri iyi dengelenmeli bağlar gevşetilmeden korunmaya çalışılmalıdır medial kompartmana sıkı yerleştirilmiş bir unikondiler diz protezinin kaçınılmaz geleceği lateral kompartmanal artrit ve ağrının artmasıdır . uygunsa burada tercih medial unikompartmantal artroplasti olmalıdır . tam tersine aks tibia proksimalinde bozuluyor ise burada tercih proksimal femoral osteotomi yönünde olması daha uygun olacaktır . sonuçlarımıza göre hastanın preoperatif kuaja skorları ameliyat sonrasında belirgin gerileme gösterdi ki bu literatürde belirtilen yeni yazılarla paralel bir durumdur . aşırı kemik yada yumuşak doku hasarı vermeden çoğu zaman revizyon implantları kullanılmaya gerek olmadan primer total diz protezine revizyon yapılabilir . özellikle ameliyat öncesi hem patellofemoral hemde medial kompartmanda ağrısı olan hastalar ameliyat sonrası erken dönemde diğer hastalara göre daha fazla ağrılı olacaktır turnike etkisi ya da cerrahinin direk etkisi ile kuadriseps inhibisyonu olan hastalarda patellofemoral eklem şikayetleri erken döndemde artış bile gösterebilir bu hastalara karar vermeden önce makül bir süre beklenmeli ve cerrahinin sonuçları hakkında erken değerlendirilmelerle yoruma varılmamalıdır . ancak önemli bir nokta ukda sonrası iyb rüptürü diğer hastalarada görülen iyb rüptüründen daha minör travmalarla meydana geliyor gibi görülmektedir . çalışmamızın limitasyonları hasta sayısısının kısıtlı olması farklı iki cerrah tarafından yapılan ameliyatlarukda başarıyı etkileyen en önemli faktörler cerrahi teknik özellikle ameliyat sırasında kinematik değerlendirmenin iyi yapılması ve hasta seçimidir . özellikle patellofemoral kompartman durumu hem grafiler hemde klinik bulgular eşliğinde değerlendirilmelidir .
500
227
Gerçek Zamanda Bir Deprem Olayında Binaların Kullanılabilirlik Kararı İçin Sürekli Ötelenme
ölçüm aletleri yerleştirilmiş olan yapıların seçilen yerlerinde gerçek zamanlı yer değiştirme ya ivme ölçer zaman serisi verilerinin çift entegrasyonu ya da yüksek binaların çatılarına yerleştirilen yüksek örnekleme oranlarına sahip diferansiyel küresel konumlama sistemi ile elde edilir . bu nedenle sensör verileri bir binanın performans seviyesi ve sağlığı ile ilgilidir . ötelenme oranları bir yapının hasar durumunun parametrik göstergesi olarak hesaplanır . tetkik ve veya kullanılabilirlik kararı almak için çeşitli seviyelerde eşik ötelenme oranları tahmin edilebilir . ötelenme oranı arka arkaya seçilen kat çiftlerine konuşlandırılan ivme ölçerlerden iki kat arasındaki göreceli yer değiştirme kullanılarak hesaplanır . bununla birlikte kks ile ölçülen göreceli yer değiştirmeler zemindeki referansa göre sadece çatıdan elde edilecek şekilde sınırlıdır . bu nedenle bir bina için sadece ortalama ötelenme oranı elde edilir . yakın zamana kadar mevcut kks sistemlerinin saniyede kayıt aldığı ve kullanımın sadece uzun periyotlu yapılarla sınırlı olduğu bilinmekteydi . son zamanlarda ise saniyede örnekle kayıt yapan diferansiyel kks sistemleri başarıyla kullanılmaktadır ve bu kks yaklaşımının tüm yapı tipleri için gelecekteki faydasını mümkün kılmaktadır . hem ivme ölçerlerden hem de kks kurulumlarından elde edilen verilerle kazanılan deneyim sistemlerin güvenilir olduklarını mal sahiplerini ve diğer ilgilileri bilinçli karar almaları noktasında uyarma önemli sarsıntılar sonrası önceden tanımlanmış eylemleri seçmede pratik alternatifler sağladığını göstermektedir . ayrıca bu tür yöntemlerin işletmeler tarafından kabul görmesi uygulanabilirliklerinin kanıtıdır .
bir depremin ardından bir binanın hasar durumunun veya performansının hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirilmesi söz konusu yapıdaki komşu binadaki ve altyapılardan etkilenebilecek tüm binalardaki mal sahipleri ve kiracıların yanı sıra yerel yönetimler ve kurtarma ekipleri dahil olmak üzere tüm ilgililer için büyük önem taşımaktadır . etiketleme genelde yalnızca görsel incelemeyi içerir ve bina sakinleri için potansiyel tehlikenin göstergesi olan farklı renkli etiketler kullanılır yeşil renk binanın iskana uygun olduğunu yani binanın can ve mal emniyeti açısından tehdit oluşturmadığını belirtir . kırmızı renk ise hayati tehlikenin olduğunu yani binaya girişin yasak olduğunu gösterir . binanın yaşadığı gerçek deformasyonlarla ilgili veri eksikliğinin olması tipik olarak bir denetleyici tarafından katı eğilimli olacak şekilde bir etiketlemeye yol açabilir . bu gibi durumlarda denetleyiciler bina sahiplerine pahalı ve zaman alıcı müdahaleler içeren tedbirler önerilebilir . bu makale yapı sağlığı izleme cihazları ile donatılan bir binanın gerçek zamanlı tepkisini ele alarak mal sahipleri ve denetleme mühendisleri için alternatif bir etiketleme yöntemi açıklamaktadır . bu tür uygulamalarda yüksek örnekleme oranlarına sahip diferansiyel küresel konumlama sistemi ve klasik ivme ölçer sensörleri konuşlandırılmış yapılarda kks kullanımı sınırlıydı . çünkü saniyede örnekleme aralığı olan ayrımsal kks sistemleri kullanılmaktaydı . bu çalışmada binalarda konuşlu kks ler ile yer değiştirmenin ölçümünün yalnızca çatıda yapılabileceğinin mümkün olduğu vurgulanmaktadır . kks antenleri ile aynı konuma kks in ölçtüğü yer değiştirmeler ile karşılaştırmak amacıyla üç eksenli ivme ölçer cihazlar konmuştur . hem hız hem de yer değiştirme verileri şekil de de gösterildiği gibi izleme sistemine kaydedilmektedir . ancak mevcut kurulan sistemlerde günümüze kadar herhangi bir kuvvetli sarsıntı verisi kaydedilmemiştir . aynı işlem kks lerden elde edilen ayrımsal yer değiştirme kayıtları için de tekrarlanmıştır . . hz frekansta gözlenen ikinci yüksek genlik burulma moduna aittir . ivme ölçerlerin dağılımı kayma hesaplamalarını kolaylaştırmak için birkaç komşu kattan veri sağlar . buradaki sistem sunucusu a sürekli analog verileri sayısallaştırır b saniyede örnek alacak şekilde veriyi alçak geçişli kenar yumuşatma süzgeciyle ön işlemden geçirir c veri örnekleme aralığını saniyede e düşürür ve yayınlar d belirlenen eşik seviyesi değerleri aşıldığında sunucunun tetikleyici eşik seviyesi kriterlerini izler ve yerel olarak kayıt yapar e verileri yüksek hızda internet üzerinden uzaktaki kullanıcılara sürekli olarak yayınlar . ötelenme oranları belirlenen üç eşiği aştığında her biri farklı renkte olan ek göstergeler etkinleştirilir . aralık tarihinde abd kaliforniya eyaleti san simeon da meydana gelen depremde binanın bir tarafında kaydedilen düşük genlikli ivme veri seti şekil de gösterilmiştir . sadece bir binanın izlenmesinden ziyade bazı mülk sahiplerinin endüstriyel çoklu yapılarda olduğu gibi birkaç binayı aynı anda izlemek istedikleri durumlar olabilir . kks hesaplama yeteneklerinin yöntemlerinin ve veri aktarma teknolojilerinin en iyi duruma getirilmesi noktasında bir binanın sağlığı ve doluluğu ile ilgili bilinçli kararlar verilmesine yardımcı olmak için güçlü bir sarsıntı sırasında tepki verilerinin hızlıca elde edilmesi ve değerlendirilmesi amacıyla belirli bir bina için sismik izleme sistemi kurulumu ve uygulaması artık mümkün hale gelmiştir . bu nedenle gözlemsel ötelenme oranları bir kere gerçek zamanlı hesaplandığında bir binanın hasar durumunun teknik değerlendirmesi gözlemsel ve önceden belirlenmiş eşik seviyesi aşamalarının karşılaştırılmasıyla yapılabilir .
574
207
ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE HARCAMALARININ ANALİZİ: KAHRAMANMARAŞ ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ÖRNEĞİ
bu çalışmanın amacı kahramanmaraş orman bölge müdürlüğü nde yıllarında orman yangınları ile mücadele kapsamında gerçekleştirilen harcamaları irdelemektir . bu amaç doğrultusunda ilk olarak orman yangınları ile mücadeleye ilişkin harcama çeşitleri belirlenmiş ve grupta kategorize edilmiştir i yangın işçilerine ait harcamalar ii yangın söndürme iş makinelerine ait harcamalar iii yangın söndürme helikopterine ait harcamalar iv yangından zarar gören orman alanlarının yeniden ağaçlandırılmasına ait harcamalar . ardından bu harcama grubunun yıllar itibariyle düzeyleri ve yıllık orman yangınları ile mücadele toplam harcamaları içindeki payları belirlenmiştir . son olarak araştırma dönemi bir bütün olarak göz önüne alınmış ve yılı itibariyle orman yangınları ile mücadelenin kahramanmaraş orman bölge müdürlüğü ne mal oluş değeri hesaplanmıştır . araştırmada materyal olarak orman amenajman planları ve haritaları yangın sicil fişleri ve işletme muhasebe kayıtları gibi bölgesel kapsamlı veriler ile konuyla ilgili bilimsel çalışmalardan yararlanılmıştır . belirlenen harcama grupları yüzde grafik ve tablolaştırma teknikleri ile betimlenmiş bugünkü değerlerini belirlemek için ise yurt içi üretici fiyat endeksi ve ormancılık cüzi faizi temel alınmıştır . sonuç olarak yıllık süreçte orman yangınları ile mücadelenin kahramanmaraş orman bölge müdürlüğü ne maliyeti . . tl olarak tahmin edilmiş bu harcamanın si yangın söndürme helikopterine u yangınla mücadele eden personele i yangından zarar gören orman arazilerinin ağaçlandırılmasına ve i yangın söndürme iş makinelerine ayrıldığı belirlenmiştir .
ormanlar hava kirliliğini önleme su rejimini düzenleme karbon ve oksijen döngüsüne katkı iklimi düzenleme erozyon ve heyelanı önleme gibi birçok ekonomik ekolojik ve sosyo kültürel faydalar sağlayan önemli doğal kaynaklardır . ülkemizin özellikle kahramanmaraş tan başlayıp akdeniz ve ege sahil bölgelerini takiben istanbul a kadar uzanan kıyı şeridi orman yangınları bakımından en riskli bölgeleri oluşturmaktadır . birleşmiş milletler gıda ve tarım örgütü nün yılında türkiye için düzenlediği raporda yılları arasındaki yangın harcamalarının sırasıyla ve milyon olarak gerçekleştiği bu yangınlar neticesinde oluşan maddi zararın ise ve milyon gibi yüksek miktarlarda olduğu tespit edilmiştir . bu nedenle ekolojik düşüncelerin yanı sıra ekonomik kaygıların da dikkate alınarak yangınla mücadele için yapılan harcamalar ve bunların düzeylerinin incelenmesi kaçınılmazdır . bu çalışmanın temel amacı son beş yıllık dönemde kahramanmaraş obm kapsamında yangınla mücadele harcamalarının incelenmesi ve buna bağlı olarak elde edilen bulguların değerlendirilmesini kapsamaktadır . akdeniz bölgesi doğu anadolu ve güney doğu anadolu bölgeleri arasında geçiş teşkil etmektedir . bölge müdürlüğünün kuzeyinde amasya ve kayseri obm leri doğusunda şanlıurfa ve elazığ obm leri güneyinde ve batısında adana obm bulunmaktadır . kahramanmaraş obm antakya kahramanmaraş merkez kilis gaziantep andırın dörtyol ve göksun orman işletme müdürlüklerinden oluşmaktadır . yardımcı materyal olarak konuyla ilgili çeşitli bilimsel çalışmalardan yararlanılmıştır . bu verilerden yararlanılarak ve yılları için ağaçlandırma harcamaları hesaplanmıştır . kahramanmaraş obm yangın riskinin en fazla ve yangın sezonunun en uzun olduğu bölgeler arasında yer almaktadır . çalışma alanında yangın sezonu mayıs ile ekim arasındaki aylık dönemi kapsamaktadır . işçiler arasındaki ücret farklılıkları göz ardı edilerek ortalama bir işçiye ödenen ücret esas alınmıştır . yılı itibariyle yangınla mücadelede çalışan bir işçinin ortalama aylık ücreti . tl olarak dikkate alınmıştır . yılı itibariyle kahramanmaraş obm nde yangınla mücadele kapsamında işçiler için yapılan toplam harcama . . tl dir . beş yıllık dönem değerlendirildiğinde toplam işçi harcamalarının yi üfe ye göre yılı reel değeri . . tl olarak hesaplanırken bu harcamaların yılına faiz oranıyla iblağ edilmesiyle obm ne maliyeti . . tl dir . yıllar itibariyle işletme müdürlüğü bazında yangın söndürme iş makinelerine yangınla mücadele aşamasında yapılan harcamalar belirlenmiştir . kahramanmaraş obm bünyesinde yangınla mücadele kapsamında antakya orman işletme müdürlüğü uluçınar orman işletme şefliği ve dörtyol orman işletme müdürlüğü dörtyol orman işletme şefliklerinde iki adet helikopter konuşlanmaktadır . ve yılları için helikopter ihale bilgileri kahramanmaraş obm nden temin edilememiştir . yılı için hektardaki ağaçlandırma bedeli . tl ve yanan orman alanı hektardır . bunu . . tl ile işçi . . ile ağaçlandırma ve . . tl ile iş makinesine yönelik maliyetler takip etmektedir . yapılan harcamaların si yangın söndürme helikopterine u yangınla mücadele eden personele i yangından zarar gören orman arazilerinin ağaçlandırılmasına ve i yangın söndürme iş makinelerine ayrıldığı belirlenmiştir . yine yılında yanan alan başına maliyet iken yılında yanan alan başına maliyet a yükselmiştir özden ve ark . yılı dikkate alındığında kahramanmaraş obm nün hektarlık yanan orman alanlarını yeniden ağaçlandırmaya yönelik yapmış olduğu yüksek düzeyde harcamalar ormanı korumaya yönelik önlemlerin yangına hassas mıntıkalarda daha da arttırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır . bu nedenle daha maliyet etkin opsiyonlar araştırılarak yerli hava araçlarının geliştirilmesine ivme kazandırılmalıdır .
524
205