text
stringlengths
88
1M
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9799755331187 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/979-975-533-118-7" sayfasından alınmıştır
İsmail Hakkı Uzmay Türkiye Büyük Millet Meclisi4. ve 5. dönem milletvekili Görev süresi15 Haziran 1931 - 27 Ocak 1939 Seçim bölgesi 1931 – Bolu1935 – Bolu[1] Kişisel bilgiler Doğum 1881Şumnu[2] Ölüm 11 Temmuz 1950 (69 yaşında)[2] Defin yeri Karacaahmet Mezarlığı,[2] İstanbul Milliyeti Türk Evlilik(ler) Şehzane, Hacer, Nikbaht ve Ülfet Hanımlar[2] Çocuk(lar) Afet İnan (1907-1985)[2]Ahmet Reşat Uzmay (1910-1990)[2]Nezihe Var (1919)[2]Hikmet Mefharet Aylan Uzmay (1924)[2]Kutlu Oğuz Hakkı Uzmay (1931)[2] Ebeveyn(ler) Salmanlıoğlu Ahmet Efendi[1][2]Refika Hanım[1] Mesleği siyasetçi İsmail Hakkı Uzmay (d. 1881, Şumnu[2] - ö. 11 Temmuz 1950), Türk siyasetçidir. İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu mezunudur. Kesendire Orman Süvari Memurluğu, Orman Müfettiş Yardımcılığı, Adapazarı, Ankara, Mihalıççık Fen Memurlukları, Ankara Orman Müfettişliği, Ankara, Çanakkale, Alaiye, Elmalı, Aydın, Bursa, Bilecik, İnegöl, Sinop Orman Müfettişlikleri, İzmir Orman Kontrol Memurluğu, İzmir Orman Müdürlüğü, TBMM IV. Dönem (Ara Seçim) ve V. Dönem Bolu Milletvekilliği yapmıştır.[1] İsmail Hakkı Uzmay'ın Karacaahmet Mezarlığı'ndaki kabri Türk öğretmen, tarihçi ve sosyoloji profesörü, Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan'ın babasıdır. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d "TBMM Albümü 1. Cilt (1920-1950)" (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 6 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF).  a b c d e f g h i j k "Türk Parlamento Tarihi - TBMM - IV. Dönem - 1931 - 1935" (PDF). 21 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.  Türk siyasetçi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Wikimedia Commons'ta İsmail Hakkı Uzmay ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=İsmail_Hakkı_Uzmay&oldid=31708220" sayfasından alınmıştır
DoyranDoyranKasabaДојран Bayrak DoyranDoyran’ın Kuzey Makedonya'daki konumuÜlke Kuzey MakedonyaBölgeGüneydoğuBelediyeDoyranİdare • Belediye başkanıGrigor ČabulevYüzölçümü • Toplam129.16 km²Nüfus(2002)[1] • Toplam3.426Zaman dilimiUTC+01.00 (OAS) • Yaz (YSU)UTC+02.00 (OAYS)Alan kodu(+389) 034Plaka koduGEResmî siteDoyran Belediyesi Doyran veya Toyran (Makedonca: Дојран), Kuzey Makedonya'nın güneydoğusunda Yunanistan sınırına yakın bir konumda, aynı adlı gölün kıyısında bulunan bir kasabadır. Tarih[değiştir | kaynağı değiştir] Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor. 20. yüzyıla dair Doyran fotoğrafı Osmanlı dönemi sonunda Doyran’da Bulgar saldırısının izleri (1913) Doyran Gölü kıyısı Osmanlı zamanında Selanik Vilayeti’ne bağlı bir sancaktır. Ancak bu sancağın Yunanistan'ın Makedonya topraklarında kalan kısmı Kılkış vilayetine bağlıdır. Ve Yunanistan'dan Makedonya Cumhuriyeti'ne sınır kapısının olduğu köyün adı Doirani'dir. Ayrıca eski adı Akıncalı karyesi ve civar köyleri şimdiki Mouries dimos'u da Doyran kazasına bağlı idi. Mübadele kayıtlarında Yunanistan'da kalan Doyran köyleri bazı kayıtlarda Doyran bazı kayıtlarda Kılkış kazasına(nomos Kilkis) bağlı olarak kaydedilmiştir. Eski Doyran'da Osmanlı döneminden kalma saat kulesi, hamam, okul ve kilise yapıları günümüze kadar kalmıştır. Eski adı Polin[kaynak belirtilmeli] olan yer I. Murad döneminde Gazi Evrenos Paşa tarafından fethedilmiştir. Bir rivayete göre fethi sırasında soğuk kış sebebiyle göl donmuştur, Evrenoz paşa komutasındaki bölük, gece vakti karşı kıyıdan yürüyerek bugünkü Stare Dojran'ın tepelerine kamp kurmuşlardır. Sabah uyandıklarında gölü gören Evrenoz Paşa şaşırmış ve bu olay için bu bölgede bir ziyafet verilmesini kararlaştırmıştır. İşte Polin'nin adı bu ziyafetten sonra Doyran adını almıştır. Turizm[değiştir | kaynağı değiştir] Doyran Gölü plajlarıyla Kuzey Makedonya'nın en büyük turizm merkezlerinden biridir. Özellikle ülkenin doğu ve güneydoğu kesimi için iyi bir tatil bölgesidir. Sanayi[değiştir | kaynağı değiştir] Dojran Steel adında bir metalurji fabrikası bulunmaktadır. Ve hurdadan çelik üretimi yapmaktadır. Tarım[değiştir | kaynağı değiştir] Üzüm, zeytin, mısır tarımı yanında en büyük kaynağı da Doyran Gölü’nde balıkçılıktır. Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir] 2002 sayımlarına göre Doyran Belediyesi’nin toplam nüfusu 3.426 kişidir. Şehirdeki nüfusun etnik dağılımı şu şekildedir: Makedonlar 2.641; Türkler 402; Sırplar 277…[1] Etnik Yapı[değiştir | kaynağı değiştir] Özellikle Eski Doyran'da yoğunlaşan Türk nüfusu bulunmaktadır. Ayrıca civar köylerinde Sırp ve Türk köyleri bulunmaktadır. Gökçeli köyü en bilinen köylerindendir. Geri kalan nüfusu Ortodoks Makedon'dur. Kardeş Şehirler[değiştir | kaynağı değiştir] Pınarhisar, Türkiye[kaynak belirtilmeli] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b 2002 nüfus sayımı sonuçları 8 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Makedonya Cumhuriyeti Devlet İstatistik Enstitüsü (Makedonca) (İngilizce) Otorite kontrolü LCCN: n86092776 NLI: 987007562438205171 VIAF: 137290673 WorldCat (LCCN): n86-092776 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Doyran,_Kuzey_Makedonya&oldid=31077774" sayfasından alınmıştır
Ankara LisesiSloganMaziden Gelen GüçKuruluş11 Ekim 1923ÜlkeTürkiyeŞehirAnkaraİlçeAltındağTürüAnadolu lisesiMüdürİbrahim Ertürk[1]Müdür yardımcısıEmine ÇapkanErcan CoşgunarslanEğitim diliTürkçeYabancı dil(ler)İngilizceAlmancaFransızcaSınıflar21Öğrenci sayısı602Öğretmen sayısı46AdresiHacettepe Mahallesi Türkocağı Sokak No: 1Resmî sitesiResmî siteKoordinat39°55′56″K 32°51′22″D / 39.93222°K 32.85611°D / 39.93222; 32.85611 Ankara Lisesi veya eski adıyla Ankara Kız Lisesi; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir lisedir. 1923 yılında, Atatürk'ün emriyle faaliyete geçirilen okul; ülkenin en eski ve köklü eğitim kurumlarından biridir. Okulun marşını Osman Zeki Üngör bestelemiş ve sözleri Faruk Nafiz Çamlıbel tarafından yazılmıştır. Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] 2016 yılında Ankara Lisesi Kurtuluş Savaşı sırasında cephe gerisindeki faaliyetlerin tümüne aktif olarak katılan kadınların yeni kurulacak olan Cumhuriyet'in sosyal yaşantısında da etkin bir rol oynaması gerektiğini düşünen Mustafa Kemal Atatürk, kız çocuklarına eğitim vermek üzere bir okul kurulması talebinde bulundu. 11 Ekim 1923 tarihinde, Hacıbayram Mahallesi'ndeki eski bir evin dönüştürülmesiyle açılışı yapılan okul; "Ankara Kız Lisesi" adı altında öğretim faaliyetlerine başladı.[2] Başlangıçta yalnızca 79 öğrencisi olmasına karşın bu sayı ertesi sene 115'e yükselince mevcut bina yetersiz kaldı ve okulun başka bir yere taşınması gündeme geldi. İlk olarak Anafartalar Lisesi yakınlarındaki bir binaya nakledildiyse de, okulun sürekli artan öğrenci mevcudu farklı bir çözüm üretilmesini zorunlu kıldı. Bunun üzerine 1930 yılında, Namazgâh Tepesi mevkiinde yeni bir okul binasının inşaatına başlandı ve yapı 1935'te tamamlanarak Kız Lisesi'ne tahsis edildi. Artık kendine ait bir binası olan okulun öğrenci sayısı ise bu esnada 862'ye yükselmişti.[2] 1976 senesine dek kız lisesi olarak hizmet veren okulda, bu tarihten itibaren karma eğitim modeline geçiş yapıldı ve ismi "Ankara Lisesi" olarak değiştirildi. 2005 yılında, Anadolu lisesi statüsüne yükseltildi. Okul müdürleri[değiştir | kaynağı değiştir] 1923 yılından beri kesintisiz olarak eğitim-öğretim faaliyetlerine devam eden okulda müdürlük yapmış kişiler şunlardır: Müdür Göreve geliş yılı Görev bitiş yılı Ali Rıza Efendi 1923 1927 İsmail Hikmet Ertaylan 1927 1929 Cafer Erkılıç 1929 1930 Tezer Taşkıran 1930 1931 Tevfik Kuran 1931 1931 Avni Yukaruç 1931 1932 Kazım Tolun 1932 1933 Sami Argüden 1933 1938 Sabiha Emil 1938 1945 Perihan Tunç 1945 1949 Adnan Esen 1949 1950 Nilüfer Gün 1950 1977 Fikret Yetişer 1977 1978 Yurdanur Gürses 1978 1979 Melahat Karahan 1979 1985 Hüseyin Güler 1985 1995 Mustafa Bütüner 1995 2005 Rızaşah Ertem 2005 2010 A. Şenol Özcan 2010 2012 Eşref Sağlık 2012 2013 İbrahim Ertürk 2018 2023 Zeki Erdugan 2023 Görevde Mimari[değiştir | kaynağı değiştir] 1930 yılında temeli atılan ve 1935'te açılışı yapılan yeni okul binasının tasarımcısı Alman mimar Ernst Arnold Egli'dir. "U" planlı bir projeyle binanın "ana kucağı" hissiyatı vermesini hedefleyen mimar, doğru bir konumlandırmayla bütün sınıfların eşit oranda güneş ışığı almasını ve dolayısıyla benzer derecede ısınmasını da sağlamıştır. Ayrıca, her dersliğin kusursuz bir akustiğe sahip olması da binanın önemli özellikleri arasındadır.[2] Erken Cumhuriyet döneminin en önemli yapılarından biri olan Ankara Lisesi binası, 1992 yılında alınan bir kararla Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenerek koruma altına alınmıştır. Etkinlikler[değiştir | kaynağı değiştir] Okulda bazı öğretmenlerin desteğiyle etkinlikler düzenlenmektedir. Her sene yeni katılan öğrencilere Geleneksel Rozet Takma Töreni düzenlenir. Ayrıca 11 Ekim'de kuruluş yıl dönümü kutlanır. Önemli kişiler[değiştir | kaynağı değiştir] Öğretmenler[değiştir | kaynağı değiştir] Adile Ayda Afet İnan Faruk Nafiz Çamlıbel İsmail Hikmet Ertaylan Melahat Özgü Münir Hayri Egeli Nahit Fıratlı Nazlı Ecevit Rukiye Belkıs Baykan Tezer Taşkıran Veled Çelebi İzbudak Mezunlar[değiştir | kaynağı değiştir] Adalet Ağaoğlu Altan Karındaş Dilhan Eryurt Filiz Dinçmen Füsun Sayek Gülten Akın Gülten Savaşçı Güngör Gün Jülide Gülizar Mahiru Akdağ Müjgân Cunbur Mümtaz Turhan Nermin Arık Nevin Selen Nezihe Araz Özden Toker Özden Uzunalimoğlu Perihan Arıburun Saadet İkesus Selçuk Baran Sermin Hürmeriç Şiir Erkök Yılmaz Şirin Tekeli Tolga Şardan Tomris Çetinel Türkan Güven Ülker Köksal Ülkü Aydın Ülkü Uluırmak Üner Teoman Ulupınar Yıldız Kenter Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Arşivlenmiş kopya". 13 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Nisan 2021.  a b c Tarihî 100 Lise (PDF). Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları. 2017. ss. 122-123. ISBN 978-975-11-4473-7. 14 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Ekim 2022.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Lisesi Resmi Web Sitesi Ankara Lisesi Mezunlar Derneği Web Sitesi 28 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. gtdAnkaraTarih İsim Coğrafya Yerleşim yerleri Siyaset Büyükşehir belediyesi Belediye başkanları Valiler İlçeler Belediyeler Milletvekilleri Emniyet İtfaiye Ulaşım Havalimanları İl yolları Metro EGO Genel Müdürlüğü Altyapı Anıt ve heykeller Barajlar Parklar Kültür Din Camiler Müzeler Spor Tiyatrolar Eğitim Kütüphaneler Üniversiteler Diğer Flora Hastaneler Gökdelenler Turizm "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ankara_Lisesi&oldid=30953420" sayfasından alınmıştır
Türk Tarihinin Ana Hatları, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde hazırlanan ve 1930 yılı sonlarında yayımlanan tarih kitabıdır.[1] 1931-1941 yılları arasında liselerde ders kitabı olarak okutuldu.[2] 1939 yılında ise Şemsettin Günaltay'ın hazırladığı cilt okutuldu. 1942 yılında müfredattan kalktı ve yerine Mansel, Baysun ve Karal'ın hazırladığı üç ciltlik eser okutulmaya başlandı.[kaynak belirtilmeli] Hakkında[değiştir | kaynağı değiştir] Kitabın seçkin kimseler için basılan ilk baskısı 100 adet olarak belirlenmiştir. Bu yapıt genel olarak tarih öncesi ve Antik Dönem tarihi ile ilgilidir. Kitabın ikinci bölümü ise Türklerin ana yurdunun Orta Asya olduğunu belirten içerikler şeklindedir. Diğer bölümlerde ise Çin, Hindistan, Mısır, İtalya, Ege Havzası, İran ve Anadolu'da Antik Çağ tarihi ile Türklerin bu bölgelerdeki gelişimi ve katkıları ele alınmıştır. Kitabın 1931 baskısı ise 30 bin adet olmuştur.[3] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Tarih Tezi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Eyice, Semavi (1968). "Atatürk'ün Büyük Bir Tarih Yazdırma Teşebbüsü: Türk Tarihinin Ana Hatları". 32 (128). BELLETEN. s. 510. 28 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2024.  Doğan Avcıoğlu (1978). Türklerin tarihi, birinci cilt. Ankara.  Étienne Copeaux. Türk Tarih Tezinden Türk-İslâm Sentezine (İletişim Yayınları bas.). ss. 60-61. ISBN 9789750504518.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Vikikaynak'ta Türk Tarihinin Ana Hatları ile ilgili metin bulabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Türk_Tarihinin_Ana_Hatları&oldid=32361193" sayfasından alınmıştır
Başlığın diğer anlamları için Piri Reis (anlam ayrımı) sayfasına bakınız. Pîrî ReisPîrî Reis'in Mersin Deniz Müzesindeki büstü.DoğumAhmet Muhyiddin Pîrî1465-70GeliboluÖlüm1554KahireMilliyetTürkMeslekCoğrafyacı, Denizci Pîrî Reis[1] (Osmanlıca: پیری رئیس‎; 1465/70, Gelibolu – 1554, Kahire), Osmanlı Türkü denizci ve kartograf. Asıl adı Muhyiddin Pîrî Bey'dir.[1] Künyesi Ahmed ibn-i el-Hac Mehmed El Karamanî'dir. Amerika'yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır. Ayrıca Hadikat'ül Bahriye, Bilad-ül Aminat ve Eşkalname gibi eserleride bulunmaktadır.[2][sayfa belirt] Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] İlk yılları[değiştir | kaynağı değiştir] Pîrî Reis'in memleketiyle ilgili bazı görüşler bulunmaktadır. 19. yüzyıl Osmanlı bibliyografya ve biyografi yazarı Mehmed Tahir Bey'in Osmanlı Müellifleri adlı eserinde kullanılan "Ahmed İbn-i Ali El-Hac Mehmed Karamanî Lârendevî" künyesinden yola çıkarak Karamanlı bir ailenin çocuğu olarak belirtilmektedir. Pîrî Reis'in babası Karamanlı Hacı Mehmed, amcası ise ünlü denizci Kemal Reis'tir. Kemal Reis'le bizzat tanışmış olan Osmanlı tarihçisi Kemalpaşazâde onun Gelibolulu olduğunu belirtmiştir. Buradan yola çıkarak Ahmed Muhyiddin Pîrî'nin ailesinin Fatih Sultan Mehmed devrinde padişahın emri ile Karaman'dan İstanbul'a göç ettirilen ailelerden olduğu, ailenin bir süre İstanbul'da yaşadıktan sonra Gelibolu'ya göç ettiği kabul edilmektedir. 1500 yılında Modon civarında yaşanan deniz muharebesinde 30-35 yaşlarında bir gemi reisi olan Piri Reis, 1465-1470 yılları arasında bir tarihte doğmuştur.[3] Denizciliğe adım[değiştir | kaynağı değiştir] Pîrî Reis tarafından yazılan Kitâb-ı Bahriye adlı eserden yola çıkarak, onun amcası Kemal Reis'le birlikte Eğriboz dolaylarında birlikte bulunduğu ve Kemal Reis'in Eğriboz'dan ayrılmasıyla da onunla birlikte Cerbe Adası'na yerleşerek korsanlık yaptığı anlaşılmaktadır. Kemal Reis ile birlikte İspanya’daki Müslümanların yardımına gitti. Sicilya, Korsika, Sardinya ve Fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldılar. Endülüs'te Müslümanların hâkimiyetindeki son şehir olan Gırnata'da katliama uğrayan Müslümanlar Osmanlı Devleti'nden yardım isteyince o yıllarda denizaşırı sefere çıkacak donanması bulunmayan Osmanlı Devleti, Kemal Reis'i Osmanlı Bayrağı altında İspanya'ya gönderdi. Bu sefere katılan Pîrî Reis, amcası ile birlikte Müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşıdı. Osmanlı donanmasına katılması[değiştir | kaynağı değiştir] Venedik üzerine sefer hazırlığına girişen II. Beyazid'in Akdeniz'de korsanlık yapan denizcileri Osmanlı donanmasına katılmaya çağırması üzerine 1494'te amcası ile birlikte İstanbul'da padişahın huzuruna çıktı ve birlikte donanmanın resmî hizmetine girdiler. Daha sonra Osmanlı donanmasının Venedik donanmasına karşı sağlamaya çalıştığı deniz kontrolü mücadelesinde Osmanlı donanmasında gemi komutanı olarak yer aldı, böylece ilk kez savaş kaptanı oldu. Kendisinin de önemli katkı sağladığı savaşların sonucunda Venedikliler barış istediler ve iki devlet arasında bir barış anlaşması yapıldı. Pîrî Reis, 1495-1510 yıllarında İnebahtı Sancağı, Modon, Koron, Navarin, Midilli, Rodos gibi deniz seferlerinde görev aldı. Akdeniz'de yaptığı seyirler sırasında gördüğü yerleri ve yaşadığı olayları, daha sonra Kitab-ı Bahriye adıyla anılacak olan kitabının taslağı olarak kaydetti. Pîrî Reis'ten bir harita (16. yüzyıl). 1513'te çizdiği Dünya haritasının bir parçası Pîrî Reis'in Kitab-ı Bahriye'sinde Rodos Adası Pîrî Reis'in Gelibolu'daki büstü Pîrî Reis, 1511'de amcasının bir deniz kazasında ölümünden sonra Gelibolu'ya yerleşti. Barbaros Kardeşler'in idaresi altındaki donanmada Halaoğlu Muhiddin Reis ile Akdeniz'de bazı seferlere çıktıysa da daha çok Gelibolu'da kalıp haritaları ve kitabı üzerinde çalıştı. Bu haritalardan ve kendi gözlemlerinden yararlanarak 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizdi. Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika'nın batısı ile yeni dünya Amerika'nın doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, bu haritanın günümüzde elde bulunan bölümüdür. Bu haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan, günümüze kalmamış olan,[kaynak belirtilmeli] Kristof Kolomb'un Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olması rivayetidir. Barbaros Kardeşler, 1515 yılında dünyanın en büyük deniz güçlerinden birisini oluşturmuş ve Kuzey Afrika'da fetihler yapmışlardı. Pîrî Reis, Oruç Reis'in kaptanlarından birisi olarak hediye sunmak üzere yardımını bekledikleri Yavuz Sultan Selim'e gönderildiğinde Yavuz'un yardım olarak verdiği iki savaş gemisi ile geri döndü. Pîrî Reis, 1516-1517 yıllarında İstanbul'a geldiğinde tekrar Osmanlı donanmasının hizmetine girdi; Derya Beyi (Deniz Albayı) rütbesini aldı ve Mısır seferine gemi komutanı olarak katıldı. Donanmanın bir kısmı ile Kahire'ye geçip Nil Irmağı'nın haritasını çizme fırsatı buldu. Pîrî Reis, İskenderiye'nin ele geçirilmesinde gösterdiği başarılar ile padişahın övgüsünü kazandı ve sefer sırasında haritasını padişaha sundu. Günümüzde bu haritanın bir parçası mevcuttur, diğer parçası kayıptır. Bazı tarihçilere göre, Osmanlı padişahı dünya haritasına bakmış ve "Dünya ne kadar küçük..." demiştir. Sonra da, haritayı ikiye bölmüş ve "biz doğu tarafını elimizde tutacağız..." demiştir. Padişah, daha sonra 1929'da bulunacak olan diğer yarıyı atmıştır. Bazı kaynaklarca, günümüzde bulunamamış olan doğu yarısını, Hint Okyanusu'nun ve onun Baharat Yolu'nun kontrolünü ele geçirmek için padişahın yapacağı olası bir sefer için kullanmak istediği bile iddia edilmektedir. Pîrî Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan bahriye için bir kitap yapmak amacıyla Gelibolu'ya döndü. Derlediği denizcilik notlarını bir Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) olan Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi. Kanûnî Sultan Süleyman'ın dönemi, büyük fetihler dönemiydi. Pîrî Reis, 1523'teki Rodos seferi sırasında da Osmanlı donanmasına katıldı. 1524'te Mısır seyrinde kılavuzluğunu yaptığı sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa'nın takdiri ve desteğini kazanınca, 1525'te gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini İbrahim Paşa aracılığıyla Kanuni'ye sundu. Pîrî Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Pîrî Reis, 1528'de, ilkinden daha ayrıntılı ikinci dünya haritasını çizdi.[2][sayfa belirt] 1533 yılında Barbaros Hayreddin Paşa kaptan-ı derya olunca Pîrî Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) unvanı aldı. Pîrî Reis, sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün ardından Mısır Kaptanlığı (Hint Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi'ndeki deniz görevlerinde yaşlandı. Osmanlı donanmasında yaptığı son görev idamıyla sonuçlanan Mısır Kaptanlığı oldu. Ölümü[değiştir | kaynağı değiştir] Pîrî Reis, Kanûnî devrinde Portekiz ile sürekli savaş hâlindeydi.[4] 80 yaşındayken Aden şehrindeki Arap isyanını bastırmakta başarılı olduğu için kendisine yeni bir görev verildi. Süveyş'ten donanma ile Basra'ya gidip buradaki 15.000 askeri ve diğer gemileri de yanına alarak Hürmüz Adası'nı ele geçirmesi istendi.[1] Bu adaya mümkün olduğunca Portekizlilere bulaşmadan ulaşması isteniyordu. Hint Okyanusu'na otuz civarı gemi ile açılan Pîrî Reis, kendisinden sayıca iki kat fazla Portekiz gemisini burada yenmeyi başardı.[5] Savaştan kurtulup kaçan kimi Portekizliler Hürmüz Adası'ndaki kaleye sığındı. Kale kuşatıldı, ancak buradaki Portekiz garnizonu hazırlıklı olduğu için işgal edilemedi. Kuşatma kaldırıldı. Bazı tarihçiler bu kuşatmanın kaldırılma nedeninin Pîrî Reis'in Portekizlilerden rüşvet alması olduğunu iddia ederler.[5] Bölge halkının Portekizlilere yardımı üzerine kızan Pîrî Reis, burayı yağmaladı.[5] Bu yağma onu idam sürecine götüren olayı başlattı.[5] Basra valisi Ramazanoğlu Kubad Paşa'dan yardım istedi. Fakat vali onu bu yağmadan dolayı tutuklamak ve mallarına el koymak istedi. Portekiz donanmasının geniş bir kuvvetle Basra körfezini kapatmak üzere yola çıktığını haber aldı. Pîrî Reis'in donanması bakım ve onarım yaptırıyordu. Portekizlilerin ablukasına maruz kalmamak için askerlerini bırakarak 3 gemi ganimet ile Süveyş'teki donanma merkez tersanesine geri döndü.[5] Basra valisinin şikâyeti Mısır valisine ulaştı. Pîrî Reis tutuklandı. Mısır valisinden divana iletilen konuda Pîrî Reis kuşatmayı kaldırmak ve donanmayı bırakmak suçlarından yargılandı. Kendisi bakımsız donanma ile denize açılmasının sakıncalarını dile getirdiyse de suçlu bulunmasına engel olamadı.[5] Kanûnî Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te Kahire'de boynu vurularak îdam edildi.[1] İdam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Pîrî Reis'in terekesine devletçe el konuldu. Popüler kültürdeki yeri[değiştir | kaynağı değiştir] Ubisoft'un yapımcılığını üstlendiği Assassin's Creed: Revelations adlı oyunda Pîrî Reis, donanma için çalışan ve suikastçı birliğinin üyesi olan önemli bir karakter olarak oyuna eklenmişti. Ayrıca Pîrî Reis, bu oyunda bomba yapımında usta biri olarak dünyaya tanıtılmıştı. Ayrıca TRT 1'de yayımlanmış olan Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı dizisinde Emir Benderlioğlu tarafından "Piri" adıyla ve Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı dizisinde Erman Saban tarafından canlandırılmıştır. Başlıca eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Kitab-ı Bahriye Pîrî Reis Haritası Hadikat'ül Bahriye Bilad-ül Aminat Eşkalname Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] RV K. Piri Reis TCG Pirireis (S-343) Piri Reis Dünya Haritacısı belgeseli Pîrî Reis Üniversitesi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d Pîrî Reis’in Hürmüz Seferi ve İdamı Hakkındaki Türk ve Portekiz Tarihçilerinin Düşünceleri 2 Aralık 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Ertuğrul Önalp. Prof. Dr. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, İspanyol Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. a b Bayatli, Altay (1 Ocak 2022). "Osmanlı ve Kutup Stratejisinin Haritacılık Tarihi ve Coğrafi Keşifler Perspektifinden İncelenmesi / Examining of The Ottoman and Polar Strategy from The Perspective of The History of Cartopital and Geographical Discoveries". dergipark.org.tr. 3 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2022.  Piri Reis Kitabı Bahriye 2. Cilt (Önsöz: Fevzi Kurdoğlu-Haydar Alpogot, İndeks:Fehmi Pekol). Ankara: Türk Tarih Kurumu. 2002. s. I-X. ISBN 975-16-1544-5.  Öz, Aslı (3 Ocak 2010). "Pîrî Reis niçin idam edildi?". Timetürk. 23 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2015.  a b c d e f Çal, İsmail (21 Ekim 2010). "Pîrî Reis neden idam edildi?". Dünya Bülteni. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2015.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Vikipedi'nin kardeş projelerinden'hakkında daha fazla bilgi edinin Commons'ta dosyalar Vikisöz'de alıntılar Vikikaynak'ta belgeler Pîrî Reis Belgeseli 30 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Piri Reis’in Kitabı Amerika’ya mı Kaçırılmış? 27 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 1995 yılında anısına basılan hatıra para Muhyiddin Pîrî (Pîrî Reis) 1465 - 1470 'Piri Reis Dünya Haritacısı Belgeseli' ön gösterim / first preview 23 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Piri Reis Belgeseli - Tarihi Değiştiren Yüzler 11 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Denizleri Piri 1513 (Piri Reis Belgeseli) Hayatın İçinden 06.12.2016 (Piri Reis Belgesel Filmi Hayat Buluyor) Can Atilla / Piri Reis Film 23 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. gtdOrta Çağ İslam dünyasında coğrafyaCoğrafyacılar9. yüzyılHârizmî • Ebu Hanife Dinaveri • Yakubî • Süleyman el-Tacir10. yüzyılİbn Hurdâzbih • Ahmed bin Rustah • İbn Fadlan • Ahmed bin Sehl el-Belhî • Hasan el-Hamdani • El-Mesûdî • İstahrî • Said bin Esved • İbn Havkal • İbn Fakih el-Hamedani • El-Makdisi • Ramhürmüzi11. yüzyılBirûni • Ebu Said Gerdizî • El-Bekrî • Kâşgarlı Mahmud • Domiyat12. yüzyılZühri • Muhammed İdrisi • Ebu'l Abbas el-Hicazi13. yüzyılİbn-i Cübeyr • Sadi • Yâkût el-Hamavî • İbn Saîd • İbn Nefis14. yüzyılEl-Dimeşkî • Ebü'l-Fidâ • İbn'ul-Verdi • Hamdullah el-Müstevfî • İbn Battuta • Lin Nu15. yüzyılAbdurezzah Semerkandī • Giyaseddin Nakkaş • Ahmed bin Macid • Zheng He • Ma Huan• Fei Xin16. yüzyılSüleyman el-Mehri • Pîrî Reis • Mir Ahmed Nasrallah Thattvi • Amīn Rāzī17. yüzyılEvliya Çelebi • Seydi Ali ReisÇalışmalarİbn Battuta Seyahatnâmesi • Evliya Çelebi Seyahatnâmesi • Kitâb-ı Bahriye • Mir'atü'l-Memalik• Mucemü’l-Büldân• Rıhle • Altın Bozkırlar ve Cevher Madenleri • Pîrî Reis HaritasıEtkilerCoğrafya (Batlamyus) gtdDivan edebiyatında önemli müellifler13. YüzyılŞeyyad Hamza · Hoca Dehhâni · Ahmed Fakih · Mevlana· Sultan Veled14. YüzyılGülşehrî · Âşık Paşa · Ahmedî · Kadı Burhâneddin · Kul Mesud · Nesimi · Ahmed-i Dâ'i15. YüzyılŞeyhî · Süleyman Çelebi · Ali Şîr Nevaî · Hoca Sinan Paşa · Ahmed Paşa · Babür · Mercimek Ahmet · Necâtî · Hamdullah Hamdi · Mihrî Hatun · Âşıkpaşazâde · Hayâlî16. YüzyılFuzûlî · Babür . Sehi Bey · Latîfî · Baki · Bağdatlı Ruhi · Seydi Ali Reis · Zâtî · Pîrî Reis · Kara Fazlî · Lâmiî Çelebi · Hoca Sâdeddin Efendi · Gelibolulu Mustafa Âlî · Ahdî17. YüzyılNef'i · Zekeriyazade Yahya Efendi · Nâ'ilî · Neşati · Nâbi · Kâtip Çelebi · Evliya Çelebi · Azmizade Haleti · Naîmâ · Koçi Bey · Veysî · Nergisi · İbrahim Peçevî18. YüzyılNedim · Şeyh Galip · Yirmisekiz Mehmed Çelebi · Enderûnlu Fâzıl · Esrâr Dede · Mütercim Âsım19. YüzyılEnderunlu Vasıf · Yenişehirli Avni · Koca Mehmed Ragıp Paşa · Sünbülzade Vehbî · Keçecizade İzzet Molla · Akif Paşa · Leskofçalı Galip · Leyla Saz · Âdile SultanÖnemli KavramlarDivan· Divan edebiyatı · Divan şairi · Aruz ölçüsü · Nazım biçimleri · Münşeat · Kaside · Gazel · Tasavvuf edebiyatı · Türk edebiyatı Otorite kontrolü BIBSYS: 90406304 BNE: XX1072021 BNF: cb131661581 (data) GND: 119388405 ISNI: 0000 0004 4644 2939 LCCN: n50082435 NLA: 58569677 NLG: 61879 NLI: 987007516947805171 NSK: 000581687 NTA: 072678437 RERO: 02-A000131067 SELIBR: 319651 SUDOC: 170429520 TDVİA: piri-reis Trove: 1818382 ULAN: 500475834 VIAF: 173366743 WorldCat: lccn-n50082435 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Pîrî_Reis&oldid=31802298" sayfasından alınmıştır
"Harbiye" buraya yönlendirilmektedir. Diğer kullanımlar için Harbiye (anlam ayrımı) sayfasına bakınız. SloganYıldızların İrfan YuvasıKuruluş1834Eski isim(ler)iMekteb-i Harbiye-i ŞahaneBağlılıkMillî Savunma ÜniversitesiKonumÇankaya, AnkaraWeb sitesihttps://kho.msu.edu.trKomutanTümgeneral Gültekin YaralıDekanProf. Dr. İbrahim Ethem Atnur Kara Harp Okulu (KHO) ya da geleneksel adıyla Harbiye; Ankara'da bulunan ve Türk Kara Kuvvetlerinin muvazzaf subay kaynağı olan, lisans seviyesinde eğitim veren askerî okuldur. Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Mekteb-i Harbiye-i Şahane, Sultan II. Mahmud'un emriyle 1834 tarihinde kurulmuştur. Başlangıçta eğitimin bütün basamaklarında faaliyet gösteren Harbiye, ilk mezunlarını 1841 yılında verebilmiştir. 1845 yılında askeri idadi(lise)lerin kurulması ve aynı yıl yapılan program geliştirme çalışmaları sonucunda Harbiye, eğitim süresi dört yıl olan bir yüksekokul niteliği kazanmıştır. Harbiye, 1908 yılına kadar geçen süre içinde öncelikle piyade ve süvari subaylarını yetiştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, 1899 yılında '1283' yaka numarasıyla Kara Harp Okulu'nun piyade sınıfına yazılmıştır, 1902 yılında mezun olmuştur. 1905 yılında beş ordu merkezinde açılmış olan Edirne, Manastır, Erzincan, Şam ve Bağdat Harp Okulları kısa bir süre sonra kapatılmışlardır. Bundan sonra sadece İstanbul'daki "Harbiye Mektebi", eğitim ve öğretime devam etmiştir. Art arda gelen savaşlar döneminde hızlandırılmış bir eğitim programı uygulanarak cephelere subay yetiştiren Harbiye, Mütareke Dönemi'nde 1 Temmuz 1920 tarihinde Ankara'da Abidin Paşa Köşkü'nde eğitim ve öğretime başlamıştır. Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Çakmak, Refet Bele ve Kazım İnanç’ın da bulunduğu Abidin Paşa Köşkü’nde düzenlenen 1 Kasım 1920 tarihli mezuniyet töreni Harp Okulu, ilk mezunlarını 1 Kasım 1920 tarihinde vermiştir. Lozan Antlaşması'nın imzalanmasından sonra Harp Okulu, tekrar İstanbul'da öğretime başlamıştır.Kara Harp Okulu ve yerleşkesi 25 Eylül 1936 tarihinde Ankara'ya nakledilerek yeni yapılmış olan binasında eğitime başlamıştır. İki yıl olan eğitim süresi 1948 yılında üç yıl, 1963 yılında iki yıl ve 1971 yılında üç yıl olarak düzenlenmiştir. 1974 yılından itibaren 4 yıllık lisans eğitimi uygulamasına başlanmıştır. 2016 yılında Milli Savunma Üniversitesi çatısı altına giren okuldaki eğitim-öğretim süresi yabancı dil hazırlık sınıfı ile birlikte 5 yıldır.[1] Kar Eğitim-Öğretim Sistemi, Askeri Nazan-i Eğitim, Ortak Genel Konular, Askeri Uygulamalı Eğitim, Beden Eğitimi ve Spor ile Akademik Programlardan teşkil edilen bütüncül bir yapıya kavuşmuştur. Akademik program kapsamında; 1974-1991 yılları arasında makine, inşaat, elektrik-elektronik, yönetim-işletme bölümlerinde lisans düzeyinde eğitim verilmiş, 1991-1992 Eğitim-Öğretim Yılından itibaren sistem mühendisliği programına aşamalı olarak geçilmiştir. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı itibarıyla Kara Harp Okulunda çoklu lisans programında eğitim verilmeye başlanmıştır. Kara Harp Okulunun amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği ile harp okulları kanun ve yönetmeliklerinde belirtilen ve asker kişilerde bulunması gereken niteliklere sahip, liderlik özellikleri gelişmiş, askeri sevk ve idare edebilme yeteneği kazanmış ve yeterli fiziki yeteneğe sahip olmuş, Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacına göre belirlenen bilim dallarında lisans eğitim ve öğretimini görmüş, sınıf okulu ve eğitim merkezlerinde verilecek subay temel mesleki eğitim ve öğretimini takip edebilecek yeterliliğe ulaşmış muvazzaf subay yetiştirmek ve Kara Kuvvetlerinin ihtiyacı olan konularda lisansüstü eğitim ve öğretim sağlamaktadır. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaç duyduğu sınıf ve miktarda subay yetiştiren asker yükseköğretim kurumu olan Kara Harp Okulunda, subay diplomasının yanı sıra; endüstri ve sistem, elektronik, makine, inşaat, bilgisayar, strateji ve güvenlik, tarih, işletme ve uluslararası ilişkiler lisans programlarında ulusal ve uluslararası denkliği/geçerliliği olan lisans diploması da verilmektedir. Verilen akademik eğitimle, Harbiyelilerin, muharebe sahasının karmaşık problemlerini çözecek bilimsel bakış açısına ve donanıma sahip olması amaçlanmaktadır. Okulun eski logosu Kara Harp Okulunda; piyade, tank, topçu, hava savunma, kara havacılık, istihkam, muhabere, ulaştırma, ikmal, bakım, personel, maliye ve harita sınıflarından subay yetiştirilmektedir. Her tür hava ve arazi şartında görev yapma ihtimali olan subaylar, liderlik yaptıkları askerlerine örnek olacak seviyede üstün fiziksel yeteneklere ve dayanıklılığa sahip olmalıdırlar. Kara Harp Okulu beden eğitimi ve spor programı Harbiyelileri bu hedefe en iyi şekilde ulaştırmak üzere düzenlenmiştir. Yine Kara Harp Okulu mezunu subaylar, Kara Kuvvetleri Komutanlığının seviyesindeki birliklerinde komutanlık görevinden başlayarak sıralı üst birliklerin sevk ve idaresinde; karargâhlarda, askeri Kurumlarda görev yapmaktadırlar. Kıta görevinde başarılı subaylar ihtiyaç duyulan alanlarda Yüksek Lisans, Doktora programlarına devam edebilmekte, yurt dışı temsilciliklerimizde, NATO ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri birlik ve karargahlarında görev alabilmektedirler. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sosyal ve sağlık tesisleri tüm TSK mensuplarıyla beraber ve ailelerinin istifadesine sunulmaktadır. Kara Harp Okulu'na her yıl belirli kontenjanlarda kız öğrenci de alınmaktadır.[2] Bröve[değiştir | kaynağı değiştir] Kara Harp Okulu Öğrenci Alay Sancağı Şu an kullanılan Kara Harp Okulu brövesi 2017 yılında kabul edilmiştir. Bröve üzerindeki 1834 yılı Kara Harp Okulunun kuruluş tarihini, çapraz kılıç ve miğfer muharip subay olmayı, çelenk subaylığı, güneş ışınlı Atatürk portresi kendi de Kara Harp Okulu mezunu olan Atatürk'ün harp okulu öğrencilerine ve Türkiye'ye yaydığı çağdaş uygar fikirleri simgeler. Zemin renginin kırmızı olması ise Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını ve Kara Harp Okulunun verdiği şehitleri betimler. Akademik program[değiştir | kaynağı değiştir] Kara Kuvvetleri Komutanlığının en önemli subay kaynağı olan Kara Harp Okulu öğrencileri 2018-2019 eğitim öğretim yılından itibaren zorunlu olarak 2 dönem hazırlık sınıfı okur. Hazırlık eğitimi yabancı dil ve beden eğitimi üzerinedir. Harbiyeliler birinci sınıfta, Sayısal, Sözel ve Uluslararası İlişkiler tabanlı eğitimler ile ikinci sınıfta görecekleri lisans programlarına yönelik dersler almaktadır. 2’nci, 3’üncü ve 4’üncü sınıflarda ise; iktisadi ve idari bilimler ile teknik bölümler dallarında toplamda dokuz ayrı lisans programında modern laboratuvar, dershane ve amfilerde akademik unvana sahip öğretim üyeleri tarafından eğitim ve öğretim verilmektedir. Okulun eğitim süresi 5 yıldır. Okutulan programlar[3][değiştir | kaynağı değiştir] Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Makine Mühendisliği İnşaat Mühendisliği Bilgisayar Mühendisliği Savunma Yönetimi Uluslararası İlişkiler Tarih Askerî program[değiştir | kaynağı değiştir] Harbiyelilere sevk ve idare edebilme yeteneği kazandırmak, çeşitli sınıf ve silahların taktik kullanılması ile muharebe sahası sistemleri hakkında bilgi edinmelerini sağlamak maksadıyla, akademik program boyunca haftada bir gün öğleden sonra ve tam gün boyunca askerî eğitim icra edilmektedir. Yaz döneminde ise İzmir Menteş'te, 6 hafta süreli eğitim verilmekte, Afyon ve Çanakkale başta olmak üzere Harp Tarihi gezileri düzenlenerek donanımlı birer subay olmaları sağlanmaktadır.[4] Görev yapmış komutanlar[değiştir | kaynağı değiştir] № Fotoğraf Komutan Başlangıç Bitiş 1 Kaymakam K. Mustafa Mahzar Bey 1834 1836 41 Kurmay Albay Mustafa Eren 1941 1944 42 Tuğgeneral Vedat Garan 1944 1947 43 Tümgeneral Fazıl Bilge 1947 1950 44 Tuğgeneral Nizamettin Karacebe 1950 1951 45 Albay Remzi Hasdal 1951 1952 46 Tuğgeneral Kemal Yükelp 1952 1955 47 Tuğgeneral Muhittin Akyüz 1955 1957 48 Tümgeneral Selahattin Kaplan 1957 1958 49 Tümgeneral Kemal Tanca 1958 1959 50 Tuğgeneral Sıtkı Ulay 1959 1960 51 Tuğgeneral Faruk Gürler 1960 1960 52 Kurmay Albay Talat Aydemir 1960 1962 53 Tuğgeneral Kemalettin Eken 1962 1963 54 Tuğgeneral Burhan Ercan 1963 1963 55 Tümgeneral Namık Kemal Ersun 1963 1968 56 Tümgeneral Hamza Günalp 1968 1969 57 Tümgeneral Cemal Özkan 1969 1973 58 Korgeneral Kemal Gökçe 1973 1977 59 Korgeneral Ragıp Uluğbay 1977 1978 60 Tümgeneral İrfan Yay 1978 1982 61 Tümgeneral Fikret Küpeli 1982 1985 62 Tümgeneral Hikmet Köksal 1985 1988 63 Tümgeneral Doğu Aktulga 1988 1991 64 Tümgeneral Edip Başer 1991 1993 65 Tümgeneral Yaşar Büyükanıt 1993 1996 66 Tümgeneral Işık Koşaner 1996 2000 67 Tümgeneral Nejat Bek 2000 2002 68 Tümgeneral Hulusi Akar 2002 2005 69 Tümgeneral Reha Taşkesen 2005 2006 70 Tümgeneral Tevfik Özkılıç 2006 2008 71 Tümgeneral Kenan Hüsnüoğlu 2008 2010 72 Tümgeneral Ferit Güler 2010 2012 73 Tümgeneral Yılmaz Uyar 2012 2014[5] 74 Tümgeneral İzzet Çetingöz 2014 2016 75 Tuğgeneral İsmail Güzeller 2016 2019 76 Tümgeneral Gültekin Yaralı 2019 Görevde Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Arşivlenmiş kopya". 1 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2021.  "Bu yıl kadın adaylar sadece 'Kara Harp'e başvurabilecek". T24. 7 Ocak 2017. 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2017.  "Arşivlenmiş kopya". 17 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 1 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2020.  "GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KARA HARP OKULU KOMUTANLARI". Kara Harp Okulu. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Wikimedia Commons'ta Kara Harp Okulu ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Kara Harp Okulu Resmi Sitesi 21 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. gtdMilli Savunma Üniversitesi Türkiye'deki askerî eğitim kurumları listesi Enstitüler Müşterek Harp Enstitüsü Kara Harp Enstitüsü Deniz Harp Enstitüsü Hava Harp Enstitüsü Atatürk Stratejik Araştırmalar ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Alparslan Savunma Bilimleri ve Millî Güvenlik Enstitüsü Fatih Harp Tarihi Araştırmaları Enstitüsü Harp okulları Kara Harp Okulu Deniz Harp Okulu Hava Harp Okulu Astsubay meslek yüksekokulları Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Hava Astsubay Meslek Yüksekokulu Bando Astsubay Meslek Yüksekokulu Yabancı Diller Yüksekokulu Ayrıca bakınız Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Kapatılanlar* Harp Akademileri Kuleli Askerî Lisesi Maltepe Askerî Lisesi Deniz Lisesi Işıklar Askerî Hava Lisesi Astsubay hazırlama okulları *Bu okullar 31 Temmuz 2016 tarihli ve 669 sayılı KHK ile kapatıldı. gtdTürk Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Deniz Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komuta Cumhurbaşkanı Millî Savunma Bakanı Genelkurmay Başkanı Genel konular Tarihçe Askerî üsler Madalya ve nişanlar Bağlı komutanlık ve müdürlükler Özel Kuvvetler Komutanlığı Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı TSK Spor Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı TSK Mehteran Birliği Harita Genel Müdürlüğü İlaç Fabrikası Komutanlığı Anıtkabir Komutanlığı ATASE ve Denetleme Başkanlığı Arşivi Türk Tugayı Merkez birliklerKara 1. Ordu 2. Ordu 3. Ordu Ege Ordusu Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri 4. Kolordu Lojistik Komutanlığı Deniz Donanma Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Güney Deniz Saha Komutanlığı Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı Deniz Teknik Komutanlığı Su Altı Taarruz Komutanlığı Hava Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Hava Eğitim Komutanlığı Hava Lojistik Komutanlığı Keşif Uydu Komutanlığı Eğitim ve öğrenim Milli Savunma Üniversitesi (Kara Harp Okulu · Deniz Harp Okulu · Hava Harp Okulu · Astsubay meslek yüksekokulları) Tarihi yapılarKışlalar Selimiye Kışlası Rami Kışlası Davutpaşa Kışlası Taksim Kışlası Taşkışla Orhaniye Kışlası Sarıkışla Müzeler Anıtkabir (Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi) Selimiye Askerî Ortaokulu Müzesi Askeri Müze-İstanbul Florence Nightingale Müzesi Mersin Deniz Müzesi İstanbul Deniz Müzesi İstanbul Havacılık Müzesi Bağlı yapılar Harbiye Orduevi Eskişehir Subay Orduevi Sosyal faaliyetler Türk Yıldızları Türk Silahlı Kuvvetleri Armoni Mızıkası Mehmetçik Vakfı Yurt dışındaki askerî birlikler Azerbaycan Görev Grup Komutanlığı Libya Görev Grup Komutanlığı TURKSOM Askerî Eğitim Üssü Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığı Eski kuruluşlar Özel Harp Dairesi Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Türkiye'deki askerî lise ve okullar listesi gtdOsmanlı ordusuKlasik dönemKapıkuluPiyade Acemi Ocağı Bostancı Ocağı Cebeci Ocağı Humbaracı Ocağı Lağımcı Ocağı Saka Solaklar Top Arabacıları Ocağı Topçu Ocağı Yeniçeri Ocağı Süvari Altı Bölük Halkı Sağ Garipler Sağ Ulufeciler Silahtar Sipahi Sol Garipler Sol Ulufeciler Kapıkulu okulları Humbarahane Eyalet askerleriYerli kulu Azab Canbâzân Cerehor İcareli Müsellem Sekban Serhat kulu Akıncı Beşli Deliler Gönüllü Tımarlı sipahi Modernleşme Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye Eşkinci Ocağı Hamidiye Alayları Nizâm-ı Cedîd Sekbân-ı Cedîd Modern dönem Osmanlı ordusu (modern dönem) Donanma Forsa Haliç Tersaneleri Kaptan-ı derya Hava Osmanlı tayyare bölükleri EğitimKara Okulları Kara Harp Okulu Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn Donanma Okulları Deniz Harp Okulu Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun Havacılık Okulu Hava Harp Okulu Tayyare Mektebi Tıbbi Okullar Askeri Baytar Mektebi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Rütbeleri Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî rütbeleri gtdOsmanlı eğitim teşkilatıResmi Enderûn Acemi Ocağı Mülkiye Mektebi Darülmaarif Mekteb-i Osmani Lisan Mektebi AskeriKara Okulları Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn Kara Harp Okulu Donanma Okulları Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun Deniz Harp Okulu Havacılık OkuluTayyare MektebiTıbbi Okullar Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Askeri Baytar Mektebi Sivil Sıbyan mektebi Darülkurra Medrese İptidai İdadi Rüşdiye Darülfünun Dârülmuallimât Darüşşafaka Mekteb-i Aşîret-i Hümâyun gtdAnkara'daki üniversitelerDevlet Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Ankara Üniversitesi Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Gazi Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Vakıf Ankara Bilim Üniversitesi Ankara Medipol Üniversitesi Atılım Üniversitesi Başkent Üniversitesi İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Çankaya Üniversitesi Lokman Hekim Üniversitesi Ostim Teknik Üniversitesi TED Üniversitesi TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Türk Hava Kurumu Üniversitesi Ufuk Üniversitesi Yüksek İhtisas Üniversitesi Askerî Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kara Harp Okulu Polis Polis Akademisi gtdAnkaraTarih İsim Coğrafya Yerleşim yerleri Siyaset Büyükşehir belediyesi Belediye başkanları Valiler İlçeler Belediyeler Milletvekilleri Emniyet İtfaiye Ulaşım Havalimanları İl yolları Metro EGO Genel Müdürlüğü Altyapı Anıt ve heykeller Barajlar Parklar Kültür Din Camiler Müzeler Spor Tiyatrolar Eğitim Kütüphaneler Üniversiteler Diğer Flora Hastaneler Gökdelenler Turizm Otorite kontrolü GND: 4584308-9 ISNI: 0000 0000 9298 5222 LCCN: no2009199832 NLI: 987007393851405171 VIAF: 136444795 WorldCat: lccn-no2009199832 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kara_Harp_Okulu&oldid=31808543" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789759173418 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9789759173418" sayfasından alınmıştır
Duruşuyla avın istikametini gösteren (ferma) bir İngiliz puanteri Puanterler ya da pointerler, avın istikametini göstererek avcılara yardımcı olan köpeklerin oluşturduğu bir av köpeği grubudur. Bu grubun en çok bilinen üyesi, genellikle sadece "puanter" olarak bilinen İngiliz puanteridir. Bunun haricinde telsi tüylü Alman puanteri, kısa tüylü Alman puanteri, Portekiz puanteri, telsi tüylü Macar puanteri gibi pek çok puanter ırkı vardır.[1] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Group 7: Pointing dogs 27 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Fédération Cynologique Internationale. Erişim: 13 Ekim 2011 gtdKöpek gruplarıArama-kurtarma köpekleri  · Av köpekleri  · Bekçi ve koruma köpekleri  · Çoban köpekleri  · Faydalı köpekler  · Görerek iz süren tazılar (sight hounds)  · İşçi köpekler  · Koklayarak iz süren tazılar (scent hounds)  · Kurt-köpek kırmaları  · Kuzeyli ırklar  · Mastifler  · Polis köpekleri  · Puanterler  · Refakatçi ve süs köpekleri  · Spitzler  · Tazılar  · Tilki tazıları  · Teriyerler Köpek ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Otorite kontrolü BNF: cb12653346c (data) LCCN: sh97001613 NKC: ph323337 NLI: 987007554155005171 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Puanter&oldid=31010478" sayfasından alınmıştır
Aynı adlı film için Latife Hanım (film) sayfasına bakınız. Latife Uşşakî Latife Hanım, 1923 Türkiye Cumhurbaşkanı eşi Görev süresi29 Ekim 1923 - 5 Ağustos 1925 Yerine gelen Mevhibe İnönü Kişisel bilgiler Doğum 17 Haziran 1898(1898-06-17)İzmir, Aydın Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu Ölüm 12 Temmuz 1975 (77 yaşında)İstanbul, Türkiye Ölüm nedeni Meme kanseri Defin yeri Edirnekapı Şehitliği, İstanbul Vatandaşlığı  Osmanlı İmparatorluğu (1898-1922)  Türkiye (1923-1975) Milliyeti Türk Evlilik(ler) Mustafa Kemal Atatürk(e. 1923; b. 1925) Akraba(lar) Halid Ziya Uşaklıgil (kuzeni) Vedad Uşaklıgil (uzaktan yeğeni) Bitirdiği okul Sorbonne Üniversitesi Kâzım Karabekir, Latife Hanım ve Mustafa Kemal Paşa, Edremit yolu üzerindeki Ergama köyünde halk ile birlikte; 8 Şubat 1923. Latife Uşşakî ya da Latife Hanım, (d. 17 Haziran 1898, İzmir - ö. 12 Temmuz 1975, İstanbul), Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk ve tek evliliğinde eşiydi. 29 Ocak 1923 ile 5 Ağustos 1925 tarihleri arasında, iki buçuk yıl Atatürk ile evli kalmıştır. Atatürk ile evliliği ve bu evliliğin bitişi, Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından önemli ve popüler bir konudur.[1] Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] 17 Haziran 1898 tarihinde İzmir'de doğdu. İzmir’in tanınmış ailelerinden Uşaklıgil Sülâlesi'ne mensuptur ve yazar Hâlit Ziyâ Uşaklıgil'in kuzenidir.[2] Uşak kökenli sülâle, önce Helvacızâde, İzmir'e göçtükten sonra da Uşakîzâde olarak anılmıştır. Uşakîzâde Muammer Bey ile Adeviye Hanım'ın kızı olan Latife'nin, Vecihe (1907-1992), İsmail (1902-1973), Münci (1910-1932), Ömer (1903-1938) ve Rukiye (1908-1970) adlarında 5 kardeşi vardı. Uşakîzâde Köşkü'nün bahçesinde bulunan "camlı köşk"te ilkokulu, İstanbul Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde ortaokulu ve liseyi okudu. Paris'te Sorbonne Üniversitesi’nde siyâset ve hukuk eğitimi aldı, Londra'da dil öğrenimi gördü. İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Almanca biliyordu. Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılması üzerine, üçüncü sınıfta üniversite eğitimini yarıda bırakarak, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve ordusunu karşılamaya İzmir'e döndü. 9 Eylül 1922'de, Türk ordusunun İzmir'e girişinin ardından, başkumandana güvenli bir karargâh arayışındaki kurmayları, Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Göztepe'deki Uşakîzâde Ailesi'nin köşküne götürdüler. Ebeveynleri o sırada bir yurt dışı seyahatinde olduğu için köşkte babaannesiyle birlikte kalan Latîfe Uşakî, 14 Eylül'den itibaren Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı köşkte ağırladı. 16 gün süren ve 30 Eylül 1922 tarihinde sona eren bu misafirlikte köşk, Mudanya Ateşkes Antlaşması çalışmalarına sahne oldu. 17 Aralık 1922 tarihinde, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın annesi Zübeyde Hanım, sağlık sorunları nedeniyle ve Latife Hanım'ı da görmek arzusuyla İzmir'e gitti. Uşakîzâde Âilesi'ne ait köşkte (bugün Latîfe Hanım Müzesi) 28 gün Latîfe Hanım'ın konuğu olan Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde vefat etti. O sırada Batı Anadolu gezisinde olan Mustafa Kemal Paşa, 27 Ocak'ta İzmir'e varıp annesinin Karşıyaka'daki mezarını ziyaret etti.[3] Atatürk ile nikâhlanması[değiştir | kaynağı değiştir] Mustafa Kemal Atatürk ile Latîfe Hanım, 29 Ocak 1923 tarihinde, Muammer Bey’in Göztepe'deki Uşakîzâde Köşkü'nde dinî nikâhla evlendiler. Nikâh bazı yönlerden dönemin âdetlerine uymuyordu. Yaygın uygulamada kadınlar dinî nikâhta yer almazken, Latife Hanım dinî nikâhta bulundu. Mareşal Fevzi Çakmak ve Kâzım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’in, Mustafa Abdülhâlik Renda ile Salih Bozok ise Latîfe Hanım'ın nikâh şâhidi idi. Bu nikâhta yaşanan ilkler, sekiz ay sonra Merkez Kadısı Hüseyin oğlu Ömer Fevzi tarafından belge haline getirilmiş ve tasdik edilmiştir. Mustafa Kemal ve Latife Hanım Bursa ziyareti sırasında, 31 Ağustos 1924. Yeni devletin başkenti Ankara’ya gelerek Çankaya’da ilk cumhurbaşkanlığı konutu olarak kullanılan Pembe Köşk’te yaşadı. Eşinin isteği üzerine meclisteki oturumları izlemeye giden Latife Hanım, Türkiye Büyük Millet Meclisi binasına giren ilk kadın oldu. Pek çok yurt gezisinde eşine eşlik etti.[4] 1925'te Türk Ocakları'nın ikinci kurultayına Kars Türk Ocağı delegesi sıfatıyla katıldı.[5] Kurultayın 29 Nisan 1925 tarihinde yapılan oturumunda Türk Ocakları Merkez İdare Heyetine seçildi; idare heyeti 17 Mayıs 1925 tarihinde yaptığı toplantıda ocakların fahri başkanı seçildi.[6] Boşanması ve boşanmadan sonraki yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Latîfe Hanım’ın evliliği, 5 Ağustos 1925 tarihinde sona erdi. Boşanma haberi, 12 Ağustos 1925 tarihinde hükûmet bildirisi ile duyuruldu. Ölümüne kadar iki yıl yurt dışında ve 48 yıl zaman zaman İzmir’de, zaman zaman da İstanbul’da yaşadı. Yaşamı boyunca evliliği ve eşi hakkında konuşmayı da, yazmayı da kesinlikle kabul etmedi; ikinci kuşak yakınlarına da aynı yönde vasiyette bulundu.[7] 23 Şubat 1924 tarihli Resimli Gazete'de Latife Hanım, Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa ile bir arada. 12 Temmuz 1975 tarihinde İstanbul'da 76 yaşındayken meme kanserinden hayatını kaybetti.[8] Dönemin İstanbul Vâlisi Namık Kemal Şentürk'ün gayretiyle kara, hava ve deniz birliklerinden oluşan bir şeref kıtasının katıldığı cenazesi 13 Temmuz 1975 tarihinde Teşvikiye Camiî'nden kaldırıldı, Edirnekapı Mezarlığı'ndaki aile mezarlığına defnedildi. Cenaze için devlet töreni yapılmadı; naaşının üzerine bir Türk bayrağı örtülerek defnedildi.[9] Mirası[değiştir | kaynağı değiştir] Latife Uşakî'nin anıları ve sakladığı kıymetli belgeler Türk Tarih Kurumu'nda saklanmaktadır.[10] Gazi Mustafa Kemal Paşa, tarafından Latife Hanım'a yurt dışında rahatsız edilmemesi için, Fatma Zehra Latife Uşakî adıyla bir pasaport düzenlenmiştir. Latife Hanım "Uşakî" soyadını benimsemiş ve "Uşşaki" olarak bazı ithaf yazılarında da kullanmıştır. Anne ve babasının ve kardeşlerinin Edirnekapı'daki mezar taşlarında "Uşşaklı" yazarken, Latife Hanım'ın mezar taşında "Uşşakî" yazmaktadır. Latife Hanım'ın Edirnekapı Şehitliği'nde bulunan mezarı, İstanbul 1981 yılında Uşakîzâde Köşkü'nün İzmir Özel Türk Koleji'ne satışı sırasında alınan tapuda, Latîfe Hanım dâhil, beş mirasçının soyadı "Uşaklı"dır. Aynı âileye mensup Hâlid Ziyâ'nın baba tarafı, "Uşaklıgil" soyadını almıştır. Uşakîzâde Âilesi'nin Büyük İzmir Yangını'nda yok olan 70 parça mülkünün olduğu bilinmektedir. Günümüzde ise Uşakîzâdeler'den kalan İzmir'de üç köşk bulunmaktadır. Basmane Garı'nın karşısında yer alan ve Latîfe Hanım'ın da içinde doğduğu kışlık konak, 200 yaşındadır. Restorasyona gereksinimi bulunan bu köşk hâlen ailenin mülkiyetindedir. Bugün İzmir Özel Türk Koleji kampüsü içinde yer alan İzmir Göztepe'deki yazlık Uşakîzâde Köşkü ise, 15 Haziran 2001 tarihinden itibaren müzeye dönüştürüldü. Karşıyaka Belediyesi tarafından restore edilen İzmir Karşıyaka'daki bir ikinci köşk, Latife Hanım Köşkü Anı Evi (Zübeyde Hanım Müzesi) olarak 19 Mayıs 2008'den beri hizmet vermektedir. Latîfe Hanım hakkında yazılmış kitaplar[değiştir | kaynağı değiştir] Adana Türk Ocağı'nın hatıra defterinde Latîfe Uşakî'nin kendi el yazısıyla kaydedilmiş bir not:"Bu zengin topraklara, böyle münevver gençlere malik olan Türk Adana'nın Ocağı daima tütsün" , 1923, Vikisöz Gazi ve Latife, İsmet Bozdağ, Emre Yayınları, 1991. Mustafa Kemal'le 1000 Gün Latife Hanım'ın Atatürk'le Yaptığı Kısa Süren Evliliğin Öyküsü, Nezihe Araz, Dünya Yayıncılık, 2005. Latife Hanımın Sırları ve Türk Sosyetesi, Mehmet Barlas, Birey Yayıncılık, 2005. Latife Hanım, İpek Çalışlar, Doğan Kitap, 2006, ISBN 978-9750845147 Latife Hanım'ın Kağıtları, Fatih Bayhan, Pegasus Yayınları, 2007. Teyzem Latife, Fatih Bayhan, M. Sadık Öke, Pegasus Yayınları, 2011. Sen Latife Değil Latifsin, Nezihe Araz, Özgür Yayınları, 2002. Atatürk'ün Aşkı Latife, Fatih Bayhan, Paradoks Kitap, 2012. Uşakizade Köşkü ve Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ahmet Gürel, İzmir Özel Türk Koleji Yayını, 2007 Sizi Serbest Bırakmayı Muvafık Bularak Tatlik Ettim!, Murat Bardakçı, 2021, ISBN 978-6254052309 Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Fikriye Hanım Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Balkaya, İhsan Sabri (28 Mart 2014). "ATATÜRK'ÜN EŞİ LATİFE HANIM'DAN ALİ FETHİ OKYAR'IN EŞİ GALİBE HANIM'A MEKTUPLAR". Atatürk Yolu Dergisi. 14 (55): 0-0. doi:10.1501/Tite_0000000413. ISSN 1303-5290. 8 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2022.  Kolektif (1 Aralık 2011). Notos Öykü 31 - Latin Amerika Edebiyatı: Aralık 2011-Ocak 2012. Notos Kitap Yayıncılık Eğitim Danışmanlık ve Sanal Hizmetler Tic. Ltd. Şti.  Kiliç, Salemi (28 Şubat 2010). "MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK) PAŞA'NIN BATI ANADOLU GEZİSİ VE KARŞILAMA TÖRENLERİ". Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (8): -. ISSN 1300-9052.  Adana'yı ziyaretinde, "Latife Mustafa Kemal" imzası ile Türk Ocağı binasının açılışında Hatıra Defteri'ne "Bu zengin topraklara, böyle münevver gençlere mâlik olan Türk Adana’nın Ocağı daima tütsün." cümlesini yazmıştır. Hatıra Defterindeki notta 15 Mart 29 yazılıdır. Salep, Mustafa (1 Kasım 2021). "TÜRK OCAKLARI İKİNCİ KURULTAYI´NIN CUMHURİYET DÖNEMİ MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞINA ETKİLERİ". History Studies International Journal of History. 13 (5): 2110-2120. doi:10.9737/hist.2021.1050.  Füsün Üstel (2010). İmparatorluktan Ulus Devlete Türk Milliyetçiliği: Türk Ocakları. İstanbul: İletişim Yayınları. s. 175. ISBN 9-789754706123.  1927-1938 arasında Atatürk'ün uşaklığını yapmış olan Cemal Granda'ya göre Atatürk Latife Hanım'dan ayrıldıktan sonra bile yeri geldiği zaman ondan saygıyla söz etmeyi alışkanlık haline getirmiştir:-Bizim Latife Hanım kraliçe gibidir. Lisan bilir, sefir ağırlar, sosyetik misafirleri nasıl kabul edeceğini bilir, kültürlü, aydın kadındır.Ancak bir gün Atatürk'e Armstrong'un Bozkurt kitabı getirildiğinde özel hayatıyla ilgili bölümleri okuyunca kaşları çatılmıştır:-Bu İngiliz benim evime giremez. Hususi hayatıma nüfuz edemez. Bizim Latife Hanım Avrupa'da tahsil etmiştir. Ona bunları olsa olsa o yazdırtmıştır. İngiliz, hususi hayatımı bilir ama bir yere kadar bilir. demiştir. Bakınız Turhan Gürkan, Atatürk'ün Uşağının Gizli Defteri, Fer Yayınları, İstanbul, 1971 s.190 "13 Temmuz 1975, Cumhuriyet: Atatürk'ün eşi Lâtife Hanım öldü". 27 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "Latife Hanım, Mustafa Kemal'in başına gelmiş bir kaza değildi - Magazin Haberleri". web.archive.org. 16 Temmuz 2023. 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023.  "Bilgi". 5 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Uşakizade Köşkü'nün resmî web sitesi Wikimedia Commons'ta Latife Uşşakî ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons gtdTürkiye cumhurbaşkanları eşleri Latife Hanım Mevhibe İnönü Reşide Bayar Melahat Gürsel Atıfet Sunay Emel Korutürk Sekine Evren Semra Özal Nazmiye Demirel Semra Sezer Hayrünnisa Gül Emine Erdoğan Otorite kontrolü BNF: cb15774304p (data) GND: 124965245 ISNI: 0000 0000 7867 3863 LCCN: n80114467 NLG: 316829 NLI: 987007587781105171 SUDOC: 257273662 VIAF: 11151873 WorldCat: lccn-n80114467 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Latife_Uşşakî&oldid=32192131" sayfasından alınmıştır
İsmail Hakkı TekçeCumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı İsmail hakkı Tekçe'nin Gol spor mecmuasının hazırladığı derginin 1. Sayfasında görüldüğü fotoğrafıDoğum18 Haziran 1892(1892-06-18)İstanbulÖlüm5 Ekim 1975 (83 yaşında)İstanbulBağlılığı Osmanlı (1912-1920) Türkiye (1920-1951)Hizmet yılları1912-1951RütbesiTümgeneralKomutasıTBMM Muhafız Taburu Cumhurbaşkanlığı Muhafız AlayıÇatışma/savaşlarıBalkan Savaşları I. Dünya Savaşı Türk Kurtuluş SavaşıÖdülleri İsmail Hakkı Tekçe (18 Haziran 1892 - 5 Ekim 1975[1]), Türk asker. 1910 yılında Kuleli Askeri Lisesi’nden, 1912 yılında Kara Harp Okulu'ndan Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Erzincan'da bulunan 10. Kolordu'da görevlendirildi. Akabinde Balkan Savaşları'na katılmak üzere İstanbul'a döndü. Çeşitli birliklerde görev aldıktan sonra Ardahan'da bulunan 3. Kafkas Tümeni'ne bağlı 8. Alay'da görev yaparken Şubat 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın refakat subaylığına tayin edildi. TBMM'nin açılmasından 6 gün önce Ankara'ya gelerek Mustafa Kemal Paşa'nın emrine girdi. Refakat subayı olarak görev yaparken Mustafa Kemal Paşa'nın korumasının yetersizliğinden bahsederek Muhafız Takımı'nın kurulmasını teklif etti. 18 Temmuz 1920 tarihinde Muhafız Takımı kuruldu ve komutanlığına tayin edildi. 3 ay boyunca bu görevi yürüttü. Hemen sonra Muhafız Taburu komutan vekilliğine getirildi. Bu görevindeyken, birliğiyle beraber Sakarya Meydan Muharebesi'ne katıldı. Savaştaki başarılarından ötürü Yüzbaşı rütbesine terfi etti. Bu görevi 1.5 yıl yürüttükten sonra asaleten Muhafız Taburu Komutanlığı'na getirildi. Bu görevi 1922-1927 yılları arasında yerine getirdikten sonra, 1927 yılında kurulan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nın komutan vekilliğine getirildi ve Binbaşı rütbesine terfi etti. Daha sonra bu komutanlığa 1931 yılında asaleten getirildi. Önce Yarbay rütbesine, daha sonra da Albay rütbesine terfi etti. Bu görevlerde toplam 18 yıl görev yaptı. 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı ve İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra da bir süre görevini yürüttü. 1939 yılında görevinden alınarak çeşitli birliklerde görev yaptı. 1942 yılında tuğgeneral, 1943 yılında tümgeneral rütbesine terfi etti. 1951 yılında emekli oldu. 1975 yılında İstanbul'da öldü. İsmail Hakkı Tekçe emekli olduktan sonra anılarını kaleme almıştır. Bu anılar önce Günaydın Gazetesi'nde yayınlanmış daha sonra gazeteci Hasan Pulur tarafından kitaba dönüştürülmüştür. Bu anılarda Tekçe, Türkiye Komünist Partisi kurucularından Mustafa Suphi ve 14 arkadaşını 28 Ocak 1921'de Trabzon'dan denize açılırken öldüren Yahya Kahya adlı Trabzonlu kabadayıyı konuşmaması için infaz ettiğini yazar.[2][3][4][5] Aynı anılarda Yüzellikler listesinin 101. sırasında yer alan ve Nureddin İbrahim Konyar (Sakallı Nurettin Paşa) tarafından İzmit'te linç ettirilen, Bandırma Adalet gazetesi sahibi Bahriyeli Ali Kemal'e Tekçe tarafından da Eminönü'nde başarısız bir suikast girişiminde bulunulduğu yazılıdır.[2][5] Galeri[değiştir | kaynağı değiştir] İsmail Hakkı Tekçe'nin Zincirlikuyu Mezarlığı'nda bulunan kabri, İstanbul Tekçe Gazi Mustafa Kemal ile Tunceli bölgesindeTekçe (sağdan ikinci) Mustafa Kemal Paşa ile Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Akbal, İsmail (2011). "Komitacı Eylemlerin Son Temsilcisi İsmail Hakkı Tekçe ve Faaliyetleri" (PDF). Hacettepe Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Dergisi. 30 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 11 Ocak 2021.  a b Pulur, Hasan, Muhafızı Atatürk'ü Anlatıyor Emekli General İsmail Hakkı Tekçe'nin Anıları Kaynak Yayınları Haziran 2000 ISBN 978753432955 "Arşivlenmiş kopya". 7 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2018.  "Arşivlenmiş kopya". 13 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2018.  a b Günaydın Gazetesi, 4 Aralık 1977 Türk asker ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=İsmail_Hakkı_Tekçe&oldid=32367408" sayfasından alınmıştır
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. Lütfen güvenilir kaynaklar ekleyerek madde içeriğinin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir ve kaldırılabilir.Kaynak ara: "Kuvâ-yi Seyyâre" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR (Eylül 2016) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) Yozgat İsyanı’nı bastırmak üzere görevlendirilen Çerkez Ethem ve Çerkez adamları İstasyon’daki karargah binası önünde Mustafa Kemal Atatürk’le (Haziran 1920) Kuvâ-yi Seyyâre (Türkçe: Seyyar Kuvvetler, Gezici Kuvvetler; Osmanlıca: قواى سياره), Kurtuluş Savaşı yıllarında Çerkez Ethem önderliğinde gönüllü vatansever Çerkez ve Abhaz birliklerinden kurulan Kuvâ-yi Milliye'nin bir koludur. İzmir'in 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanistan işgaline uğramasının ardından, Çerkez Ethem ve ağabeyi Yüzbaşı Tevfik gibi komutanlar tarafından örgütlenmiştir. Çerkez Ethem aynı yıl Salihli Cephesi'ni kurmuş ve kendini cephe komutanı ilan etmiştir. Emrindeki kuvvetlere de Kuva-yi Seyyare adını vermiştir. İlk zamanlarda iç ayaklanmaları bastırma görevi de üstlenmiştir. Anzavur Ayaklanması, Düzce Ayaklanması, Adapazarı Ayaklanması, Yozgat Ayaklanması ve Kuva-yi İnzibatiye'ye karşı, Ali Fuat Paşa'nın Ankara'dan gönderdiği 20. Kolordu birlikleri ile takviye edilen Çerkez Ethem komutasındaki Kuva-yi Seyyare başarılı olmuş ve ayaklanmayı bastırmıştır. Bu arada Çerkez Ethem, çok sayıda kanunsuz uygulamaya kalkışmıştır. Bu kanunsuz ve keyfi uygulamalara, vatanın işgalden kurtarılması uğruna göz yumulmasını takdir edilememiştir. Çerkez Ethem düzenli ordu emrine girmeyi kabul etmeyerek TBMM Hükûmeti'ne isyan etmiştir. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kuvâ-yi_Seyyâre&oldid=31188528" sayfasından alınmıştır
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. Lütfen güvenilir kaynaklar ekleyerek madde içeriğinin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir ve kaldırılabilir.Kaynak ara: "TBMM 2. dönem milletvekilleri listesi" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR (Temmuz 2019) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) TBMM 2. dönem milletvekilleri listesi, 11 Ağustos 1923 - 26 Haziran 1927 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapmış milletvekillerinin listesidir. Bu dönemde bağımsız olarak seçilebilen birkaç vekil dışında hepsi Birinci Grup'tan seçildi. Seçim Bölgesi Mebus Adana İsmail Safa Özler Kemal Kusun Damar Arıkoğlu Afyonkarahisar Ali Çetinkaya İzzet Ulvi Aykurt Kâmil Miras Musa Kazım Tunç Ruşen Eşref Ünaydın Mehmet Sadık Aksaray Besim Atalay Vehbi Çorakçı Neşet Özercan Amasya Ali Rıza Özdarende Ahmet Esat Uras Mehmet Nafiz Aktin Osmanbey Selmen Ankara Mustafa Kemal Atatürk Ali Fuat Cebesoy Ali Kütükçüoğlu Mustafa Hilmi Çayırlıoğlu İhsan Pehlivanlı Ömer Mümtaz Tambi Şakir Kınacı Antalya Ahmet Saki Derin Hasan Pırıltı Mahmut Murat Şerefli Rasih Kaplan Ardahan Deli Halid Paşa Hasan Tahsin Uzer Talat Sönmez Artvin Hilmi Gür Aydın İzzettin Çalışlar Mazhar Germen Mithat Aydın Reşit Galip Hasan Tahsin San Zekai Apaydın Bayazıt (Doğubeyazıt) Süleyman Sudi Acarbay Şefik Baydar Biga Mehmet Dinç Sâmih Rifat Şükrü Yaşın Bitlis Muhittin Başay Sofrasur Asizade Resul Bey Bolu Cevat Abbas Gürer Emin Cemal Suda Falih Rıfkı Atay Mehmet Şükrü Gülez Mehmet Nuhoğlu Bozok (Yozgat) Ahmet Hamdi Altıok Mehmet Avni Doğan Salih Bozok Sırrı İçöz Burdur Hüseyin Çelikbaş Mustafa Şeref Özkan Bursa Ali Hikmet Ayerdem Mustafa Fehmi Gerçeker Necati Kurtuluş Sakallı Nureddin Paşa Osman Nuri Özpay Refet Canıtez Canik (Samsun) Cavid Paşa Süleyman Necmi Selmen Talat Özüdoğru Cebel-i Bereket (Osmaniye) Hüseyin Avni Zaimler İhsan Eryavuz Çatalca Şakir Kesebir Çorum Hüseyin Ferit Törümküney İsmail Kemal Alpsar İsmet Eker Münir Çağıl Ahmet Ziya Tonguç Mustafa Cantekin Denizli Kazım Samanlı Ali Haydar Öktem Mazhar Müfit Kansu Necip Ali Küçüka Yusuf Başkaya Dersim (Tunceli) Ahmet Şükrü Kulualp Feridun Fikri Düşünsel Diyarbekir Cavit Ekin Pirinççizade Feyzi Bey İbrahim Talî Öngören Mehmet Nuri Budak Şeref Uluğ Ziya Gökalp Zülfü Tigrel Edirne Cafer Tayyar Eğilmez Faik Kaltakkıran Hüseyin Rıfkı Bey Elaziz (Elazığ) Cevat Çobanlı Hüseyin Gökçelik Muhittin Çöteli Mustafa Solmaz Mehmet Naci Karaali Süleyman Karakaya Ergani İhsan Sağlam İhsan Hamit Tiğrel Kâzim Bey (Oral) Ertuğrul (Bilecik) Ahmet İffet Mercimekoğlu Fikret Onuralp Halil Işık İbrahim Çolak Rasim Celalettin Öztekin Erzincan Abdülhak Fırat Mehmet Hamdi Arpağ Mehmet Sabit Sağıroğlu Erzurum Bahri Sarıtepe Mehmet Cazım Duru Halet Sağıroğlu Münir Hüsrev Göle Raif Dinç Rüştü Paşa Ziyaeddin Gözübüyük Eskişehir Abdullah Azmi Torun Ali Ulvi Bayrakdar Mehmet Arif Bey Emin Sazak Gaziantep Remzi Güres Ali Cenani Mustafa Ferit Arsan Ali Kılıç Hafız Mehmet Şahin Gelibolu Celâl Nuri İleri Genç Ali Haydar Bey Muhittin Temoçin Giresun Hacim Çarıklı Hakkı Tarık Us Musa Kazım Okay Ali Şevket Çolak Tahir Karadeniz Gümüşhane Cemal Hüsnü Taray Hasan Fehmi Ataç Veysel Rıza Zarbun Zeki Kadirbeyoğlu Hakkâri Asaf Süleyman Doras Mehmet Nazmi Dilaveroğlu Isparta Hüseyin Hüsnü Özdamar Hafız İbrahim Demiralay Ahmed Mükerrem Karaağaç İçel (Silifke) Emin İnankur Tevfik Marlalı İstanbul Abdurrahman Şeref Abdülhak Adnan Adıvar Ahmet Hamdi Denizmen Muhtar Mollaoğlu Ali Rıza Bebek Behiç Erkin Edip Servet Tör Refet Bele Fevzi Çakmak Tevfik Kamil Koperler Fuat Ağralı Hakkı Şinasi Erel Hamdullah Suphi Tanrıöver Ali Haydar Yuluğ Rauf Orbay İhsan Sökmen İsmail Canbulat Kâzım Karabekir Fethi Okyar Refik Saydam Süleyman Sırrı Aral Yusuf Akçura Ziya Karamürsel İzmir Fahrettin Altay Mustafa Kamil Dursun Celâl Bayar Mahmut Esat Bozkurt Mustafa Necati Rahmi Köken Ahmet Münir Akkaya Hamdi Aksoy Şükrü Saracoğlu Tevfik Rüştü Aras Seyyid Bey Kangırı (Çankırı) Ahmet Talat Onay Yusuf Ziya İsfendiyaroğlu Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar) Binbaşızade Rıza Bey Ali Sururi Tönük İsmail Sabuncu Mehmet Emin Yurdakul Karesi (Balıkesir) Süreyya Örgeevren Şuuri Hoşafcı Haydar Adil Müsteçaplıoğlu Abdullah Hulusi Zarplı Kâzım Özalp Mehmet Emir Mehmet Vehbi Bolak Osman Niyazi Burcu Kars Ahmet Ağaoğlu Ömer Tarım Kastamonu Ahmet Mahir Efendi Ali Nazmi Özügür Ali Rıza Bey Halit Akmansü Hasan Fehmi Tümerkan Mehmet Mühto Necmettin Molla Kocataş Veled Çelebi İzbudak Kayseri Ahmet Hilmi Kalaç Halit Mazhar Karakaya Nuh Naci Yazgan Sabit Gözügeçgel Ahmet Zeki Karakimseliler Kırklareli Fuat Umay Şevket Ödül Şükrü Naili Gökberk Kırşehir Ali Rıza Benli Lütfi Müfit Özdeş Mahbub Erdoğru Refik İsmail Kakmacı Yahya Galip Kargı Kocaeli Ahmet Şükrü Bey İbrahim Hakkı Tolon İbrahim Süreyya Yiğit Mustafa Kerem Mehmet Ragıp Akça Saffet Arıkan Konya Eyüp Sabri Hayırlıoğlu Fuat Gökbudak Hacı Bekir Sümer Halil İbrahim Nakıpoğlu Musa Kazım Onar Mustafa Ulusan Mustafa Feyzi Karaağaç Mehmet Naim Onat Refik Koraltan Tevfik Fikret Sılay Kozan Ali Saip Ursavaş Ali Şadi Çelik Kütahya Ahmet Ferit Tek Cevdet Barlas Faik Soylu Nuri Conker Ragıp Soysal Recep Peker Mehmet Rıza Dinçay Seyfi Aydın Malatya İsmet İnönü Hilmi Oytaç Bedir Fırat Mahmut Nedim Zabcı Reşit Ağar Maraş Abdülkadir Emirmahmutoğlu Mehmet Erten Mitat Alam Mehmet Nurettin Akkın Mehmet Tahsin Hüdayioğlu Mardin Abdülgani Ensari Abdürrezzak Şatana Ali Rıza Erten Derviş Ural Mehmet Necip Güven Yakup Kadri Karaosmanoğlu Menteşe (Muğla) Esat İleri Şükrü Kaya Yunus Nadi Abalıoğlu Mersin Ahmet Besim Özek Mehmet Niyazi Ramazanoğlu Muş İlyas Sami Muş Osman Kadri Bingöl Rıza Kotan Niğde Ata Atalay Ebubekir Hâzım Tepeyran Ali Galip Yenen Halit Mengi Ordu Faik Günday Halil Sıtkı Kumru Ahmet Hamdi Yalman İsmail Çamaş Mehmet Recai Baykal Rize Ali Zırh Ekrem Rize Esat Özoğuz Fuat Bulca Hasan Cavit Belül Rauf Benli Saruhan (Manisa) Abidin Bey Ethem Büke Kemal Gürol Mehmet Sabri Toprak Mustafa Fevzi Sarhan Mehmet Nafiz Dumlu Reşat Kayalı Saim Uzel Vasıf Çınar Mehmet Yaşar Özey Siirt Halil Hulki Aydın Mahmut Soydan Sinop Kemalettin Sami Gökçen Recep Zühtü Soyak Rıza Nur Yusuf Kemal Tengirşenk Sivas Mehmet Halis Tarıkahya Muammer Bey Ömer Şevki Purut Rahmi Katoğlu Rasim Başara Şemsettin Günaltay Yusuf Ziya Başara Siverek Cudi Paşa Halil Fahri Gürmen Abdulkadir Kadri Kürkcü Mahmut Odabaşı Tekirdağ Faik Öztrak Cemil Uybadın Tokat Bekir Sami Kunduh Mehmet Emin Bayav Kamil Baştopçu Mustafa Vasfi Süsoy Trabzon Abdullah Okyay Ahmet Muhtar Cilli Hasan Saka Ahmet Hamdi Ülkümen Rahmi Eyüboğlu Süleyman Sırrı Gedik Şefik Başman Urfa Ali Fuat Bucak Hüsrev Gerede Refet Ülgen Refet Topçuoğlu Saffet Yetkin Yahya Kemal Beyatlı Van Hakkı Ungan İbrahim Arvas Münip Boya Zonguldak Halil Türkmen Ragıp Özdemiroğlu Tunalı Hilmi Yusuf Ziya Özenci Dipnotlar[değiştir | kaynağı değiştir] gtdTürkiye Büyük Millet Meclisi milletvekilleriYasama dönemleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 Cumhuriyet Senatosu Seçilmiş senatörler Kontenjan senatörleri Tabii senatörler Ara dönemler 1961 Kurucu Meclisi 12 Eylül Dönemi Danışma Meclisi İllerMevcut Adana Adıyaman Afyonkarahisar Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elâzığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkâri Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir Kahramanmaraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak Eski Batum Biga Doğubayazıt Ergani Çatalca Gelibolu Genç Kozan Oltu Silifke Siverek Şebinkarahisar Diğer listeler Azınlık milletvekilleri İlk Türk kadın milletvekilleri Cumhuriyet Senatosu başkanları Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanları "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=TBMM_2._dönem_milletvekilleri_listesi&oldid=32210193" sayfasından alınmıştır
Cebeci Askerî ŞehitliğiKonumÇankaya, Ankara, TürkiyeKoordinatlar39°56′02″K 32°53′22″D / 39.93389°K 32.88944°D / 39.93389; 32.88944TürŞehitlikDinMüslüman MezarlığıAçılış1936 (88 yıl önce) (1936)Yüzölçümü30.000 m2 (320.000 ft2)Mezar sayısı1453DurumKullanımda Cebeci Askerî Şehitliği, Ankara'nın Cebeci semtinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri için savaşarak ölen ya da Türk Silahlı Kuvvetleri'nde üstün hizmet yapan askerlerin ve özel izinle defnedilenlerin yer aldığı kamu mezarlığıdır. Tarihi[değiştir | kaynağı değiştir] Toplamda 30 dönüm arazi üzerine 1936 yılında kurulan 1453 mezar kapasiteli mezarlıkta, Türk Hava Kurumu, Devlet Hava Yolları ve Türkkuşu'nda görev yapanlardan ölenler, İstiklal Savaşı gazileri, Terörle Mücadele ve İç Güvenlik Harekâtları'nda ölenler ve görev başında hayatını kaybedenlerin mezarları yer almaktadır. Mamak, Cebeci'de aralarında Kâzım Karabekir (makam mezarı),[1] Sabiha Gökçen ve Yaşar Doğu'nun da bulunduğu 875'ten fazla kişi bulunmaktadır. Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir] Mezarlık, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne üç kilometre, Dikimevi Ankaray İstasyonuna beş dakika mesafededir. Definler[değiştir | kaynağı değiştir] Faruk Gürler (1908-1975), Türk asker ve siyasetçi Hüseyin Turgut (1900-1971), Türk asker Kemal Yaşınkılıç (1891-1975), Türk asker ve siyasetçi Kâzım Özalp (1882-1968), Türk siyasetçi Necip Torumtay (1926-2011), Türk asker Sabiha Gökçen (1913-2001), Türk pilot Salih Bozok (1881-1941), Türk asker ve siyasetçi Turan Emeksiz (1940-1960), Türk üniversite öğrencisi Ali İhsan Kalmaz (1938-1960), Türk asker Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Türkiye'deki mezarlıklar listesi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Dabağcı, Dabağcı (15 Aralık 2014). "Cebeci Şehitliği". Moment Journal. 1 (2). ss. 87-121.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Cebeci Şehitliği hakkında, Milli Savunma Bakanlığı gtdAnkaraTarih İsim Coğrafya Yerleşim yerleri Siyaset Büyükşehir belediyesi Belediye başkanları Valiler İlçeler Belediyeler Milletvekilleri Emniyet İtfaiye Ulaşım Havalimanları İl yolları Metro EGO Genel Müdürlüğü Altyapı Anıt ve heykeller Barajlar Parklar Kültür Din Camiler Müzeler Spor Tiyatrolar Eğitim Kütüphaneler Üniversiteler Diğer Flora Hastaneler Gökdelenler Turizm "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Cebeci_Askerî_Şehitliği&oldid=31132117" sayfasından alınmıştır
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. Lütfen güvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir ve kaldırılabilir.Kaynak ara: "Serhat Kılıç" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR (Ocak 2023) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) Serhat KılıçDoğumSerhat Mustafa Kılıç8 Temmuz 1975 (48 yaşında)Ankara, TürkiyeMilliyetTürkMeslekOyuncuEtkin yıllar1992-günümüz Serhat Mustafa Kılıç (8 Temmuz 1975, Ankara), Türk sinema-tiyatro oyuncusu, televizyoncu ve şarkıcı. İlk yılları ve kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir] Aslen Malatyalıdır. 1994'te Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümünü burslu olarak kazandı. 1998 yılında yüksek şeref öğrencisi olarak bu okuldan mezun oldu. İlk profesyonel oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu'nda Rutkay Aziz rejisiyle 1998 Ariel Doffman'ın Kayıplar (Dullar) adlı oyunudur. 1999 - 2000 sezonunda Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda çalıştı. Aynı yıllarda, Diyarbakır Şehir Tiyatroları'nda sahne ve oyunculuk dersleri verdi ve bu kurumda Barış Adası adlı oyunu yönetti. 2002 yılında mecburi hizmetini tamamlamak üzere Erzurum Devlet Tiyatrosu'na oyuncu olarak atandı. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Reji üzerine yüksek lisans eğitimini tamamlayıp Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümünde öğretim görevlisi olarak ders vermeye başladı. 2008 yılında Devlet Tiyatroları'ndaki görevinden istifa ederek çalışmalarına İstanbul'da devam etmeye başladı. İstanbul'da çalıştığı tiyatrolar arasında Tiyatro Dot, BKM gibi tiyatrolar yer almaktadır. 2009 - 2010 sezonunda “İntiharın Genel Provası” adlı oyun ile İstanbul Şehir Tiyatroları'na katıldı. “İntiharın Genel Provası” adlı oyun 3 sezon İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda kapalı gişe olarak sahnelendi. Serhat Kılıç, dört farklı karakteri canlandırdığı bu oyundaki performansı ile 14. Afife Tiyatro Ödülleri kapsamında, Yılın En Başarılı Müzikal ve Komedi Erkek Oyuncusu dalında adaylığa layık görüldü. 2012 yılında Cats&Dogs (Soho İstanbul) adlı bir prodüksiyon şirketi kurdu. 2014 yılında Cannes Film Festivali Altın Palmiye Ödülü'nü kazanan, yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan'ın yaptığı Kış Uykusu filminde İmam Hamdi karakterini canlandırdı. Bu filmdeki performansı ile 47. SİYAD Ödülleri, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı dalında adaylığa layık görüldü. Oyuncu, 2014 yılı Kasım ayında, oyunculuk, yazarlık, dans ve şan eğitimi veren Okul Serhat Kılıç'ı kurmuştur. 2014 yılında kurduğu tiyatro atölyesi olan Serhat Kılıç Okul'u hizmete açmıştır. Tiyatro oyunları[değiştir | kaynağı değiştir] Rol aldığı tiyatro oyunları[değiştir | kaynağı değiştir] Gece Sempozyumu - Eric De Volder - 2018 - Yöneten: Mesut Arslan Tek Kişilik Şehir - Behiç Ak - Serhat Kılıç Sahne Ankara - 2018 - Yöneten: Serhat Nalbantoğlu Terör - Ferdinand von Schirach - Serhat Kılıç Sahne Ankara - 2018 - Yöneten: Yücel Erten İntiharın Genel Provası : Duşan Kovacevic - İstanbul Şehir Tiyatrosu - 2009 - Yöneten: Nurullah Tuncer Vur Yağmala Yeniden : Mark Ravenhill - Tiyatro Dot - 2008 - Yöneten: Murat Daltaban Oyunun Oyunu : Michael Frayn - Beşiktaş Kültür Merkezi - 2007 - Yönetmen: Mehmet Ergen Böcek : Tracy Letts - Tiyatro Dot - 2006 - Yöneten: Murat Daltaban Karımla Evleniyorum (Nikah Kağıdı): Ephraim Kishon - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2005 - Yönetmen: Levent Ulukut Sevgili Doktor : Anton Çehov - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2005 - yönetmen: Emre Erçil Memurin Faslı : Coşkun Irmak - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2004 - Yöneten: Abdullah Indır Beğendiğiniz Gibi : William Shakespeare - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2004 - Yöneten: Zurab Siharulidze Morgan Dağından İniş : Arthur Miller - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2003 - Abdullah Ceran Scapin'in Dolapları : Molière - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2003 - Yöneten: Ahmet Mümtaz Taylan Taşrada Bir Gün : İvan Sergeyeviç Turgenyev - Ankara Devlet Tiyatrosu - 2002 - Yöneten: Zurab Siharulidze Azizname : Yücel Erten - Ankara Devlet Tiyatrosu (Öteki Tiyatro) - 2000 - Yöneten: Yücel Erten Getto : Joshua Sobol - Ankara Devlet Tiyatrosu - 2000 - Yöneten: Erhan Gökgücü Müfettiş : Nikolay Gogol - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu : 1999 - Yöneten: Zurab Siharulidze Bir Yaz Gecesi Rüyası : William Shakespeare - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu - 1999 - Yöneten: Semih Sergen Kayıplar : Ariel Dorfman - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1998 - Yöneten: Rutkay Aziz Barış Adası Korsanlara Karşı : Hakan Güven - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1998 - Yönetmen : Hakan Güven Yönettiği tiyatro oyunları[değiştir | kaynağı değiştir] Pıtlatan Bal : Aziz Nesin - Erzurum Devlet Tiyatrosu - 2004 Barış Adası : Hakan Güven - Diyarbakır Şehir Tiyatroları - 1999 Filmografisi[değiştir | kaynağı değiştir] Sinema Yıl Yapım Rol 2008 Nokta Selim 2010 Veda Salih Bozok (30- 57 yaş) 2014 Kış Uykusu İmam Hamdi 2015 Baskın Karabasan Polis Robinson ve Cuma: Gürcan Yurt Robinson 2019 Topal Şükran'ın Maceraları Selim 2020 Mavzer Veysi 2023 Cenazemize Hoş Geldiniz Necati Televizyon Yıl Yapım Rol 2000 Bizim Evin Halleri Karl Gurur 2006 Hatırla Sevgili Kamil Gündüz 2008-2009 Yol Arkadaşım İlker Elmastaş 2009 Benim Annem Bir Melek İbadullah- Azerbaycan asıllı iş adamı 2010-2011 Ezel Selim Uğurlu 2012-2016 Seksenler Ergun Plak, Ergun Sarı 2017 Çember Komiser Adem Karabay 2017-2018, 2019 Söz Çolak 2020 Öğretmen Taner Aslan 2021 Maraşlı Necati Türel 2021-2022 Kuruluş Osman Mihael Kosses 2023 Tetikçinin Oğlu Esat Uncular 2023- Kirli Sepeti Feyyaz İnternet Yıl Yapım Rol 2021 Şeref Bey Nejat 2023 Son Gün[1] Sadık Şencan 2023 Aktris Mazhar Televizyon programları Yıl Yapım Notlar Kanal 2004-2007 Mutluluğun Anahtarı\Küçük Şeyler Dramatizasyonların hazırlanması ve Canlandırılması TRT 1 2009-2010 Uyanık Bar Serji karakteri ile programın hazırlanması ve sunulması FOX 2011 Heberler Memet Ali Alabora, Levent Kazak, Mahir İpek ile birlikte Turkmax Paranoyak Tek kişilik show programı TV8 2013 İnan Bana Çocuk Programı Star TV 2014 Büyük Risk Yarışma Programı Show TV 2016 Görevimiz Komedi Yarışma programı FOX 2018 Çok Tatlı Çocuk Programı Kanal D 2021 O Ses Türkiye Yılbaşı Özel Şarkı Programı (Konuk) TV8 2022 Okan Bayülgen ile Uykusuzlar Kulübü Program TV100 Radyo programları[değiştir | kaynağı değiştir] Geceden Sabaha "Gaye Filiz Çele ile birlikte" Ankara TRT Fm - 2000-2001 Radio Night&Day Ankara - 1992-1994 Baykuş&Karga "Erdem Akakçe ile birlikte" Green Radio - 1994-1997 Ödülleri[değiştir | kaynağı değiştir] 20. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri Seçici Kurul Özel Ödülü (Kış Uykusu) Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] ""Ben Ölmeden Önce" dizisinin yeni adı ne oldu?". Birsen Altuntaş. 20 Haziran 2022. 20 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2022.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] https://web.archive.org/web/20140530095053/http://www.ibb.gov.tr/sites/sehirtiyatrolari/Pages/perdeler1.html http://www.sinematurk.com/kisi/33775/Serhat-K%FDl%FD%E7 12 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Otorite kontrolü BNF: cb16627092m (data) GND: 1062174488 LCCN: no2011191817 NLI: 987008681583305171 VIAF: 264331266 WorldCat: lccn-no2011191817 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Serhat_Kılıç&oldid=31029457" sayfasından alınmıştır
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. Lütfen güvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir ve kaldırılabilir.Kaynak ara: "Turgay Tanülkü" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR (Haziran 2020) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) Turgay TanülküDoğum18 Temmuz 1953 (70 yaşında)Uşak, TürkiyeMilliyetTürkMeslekOyuncuEtkin yıllar1977-günümüzEvlilikZehra Tanülkü Turgay Tanülkü (d. 18 Temmuz 1953, Uşak),[1] Türk sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu.[2][3] Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] 18 Temmuz 1953 tarihinde Uşak'ta doğdu. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Yüksek Bölümünden 1976'da mezun oldu. Aynı yıl Ankara Devlet Tiyatrosu'nda göreve başladı. 1970-71 döneminde Leningrad'da Tiyatro Akademisi'nin drama kurslarına katıldı ve Psikojimnastik eğitimi aldı. Turgay Tanülkü; körler okulu, çocuk ıslahevleri ve Türkiye'de 8 bölge cezaevinde tiyatro grupları kurdu. Hâlen kurduğu gruplarla çalışmalarını sürdürüyor. Tanülkü 1987-89 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Sahne ve Görüntü Sanatları Tiyatro Anasanat Dalı Oyunculuk Bölümünde rol ve sahne dersleri verdi. Sanatçı 1984'te Konya'da Uluslararası Reji Ödülü aldı. 1988-89 döneminde, Ankara Yarı Açık Cezaevi Oyuncuları'nın oynadığı Yasalar ve İnsanlar ve Misafir adlı oyunlarla, reji dalında Alman Yeşiller Partisi Barış Ödülü'nü aldı. Ayrıca meslek hayatı boyunca birçok sinema, televizyon ve seslendirme çalışması da yapmıştır. Hâlen Devlet Tiyatroları sanatçı kadrosunda yer almaktadır. Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı Şahin Ağa karakteri ile hafızalara kazınmıştır. 2015-2021 yılları arasında atv'de yayımlanan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde yine Şahin Ağa adlı karakteri canlandırdı. Tiyatro oyunları[değiştir | kaynağı değiştir] Yıl Oyun Oyun yazarı Yer xxxx Ah Şu Gençler Turgut Özakman xxxx Barut Fıçısı Dejan Dukovski xxxx Dolap Beygiri xxxx Yerma Federico Garcia Lorca 1977 III. Selim Celal Esat Arseven Salah Cimcoz Ankara Devlet Tiyatrosu 1978 Genç Werther'in Yeni Acıları Ulrich Plenzdorf Söz Veriyorum Aleksei Arbuzov 1980 Kral Lear William Shakespeare Seyis Başı Konağı Orhan Asena 1982 Gölge Ustası Yıldırım Türker Yeşim Müderrisoğlu 1988 Batakhane Güzeli Erman Canatan 1989 Bunu Yapan İki Kişi Refik Erduran Tülay Güngör 1991 Çamaşırhane D.Durvin H.Prevest 1992 Yedi Köyün Yargıcı Sönmez Atasoy 1993 Fehim Paşa Konağı Turgut Özakman 1996 Resimli Osmanlı Tarihi Turgut Özakman 1999 Üçüncü Selim Semih Sergen 2000 Kamyon Memet Baydur İstanbul Devlet Tiyatrosu Kaynak:[4] Filmografisi[değiştir | kaynağı değiştir] Yıl Yapım Rol Tür Kanal 1991 Kıssadan Hisseler Dizi TRT 1 1993 Ferhunde Hanımlar Belalı 1996 Kurtuluş Salih Bozok 1999 Küçük Besleme Cengiz Star TV 2000 Aşk Hırsızı Dar Alanda Kısa Paslaşmalar İkinci Bahar atv 2001 Aşkına Eşkıya TGRT 2002 Beşik Kertmesi Davulcu Yaşar Star TV 2003 Hayat Bilgisi Hazal'ın Babası Kanal D Hırçın Menekşe Himmet Kırık Ayna Hamza Kurtlar Vadisi Şahin Yüksel Show TV Kanal D 2004 Ayın Karanlık Yüzü TRT 1 Cennet Mahallesi Balyoz Muzaffer Show TV Halk Düşmanı Matbaacı atv Kayıp Cennet İnsanları Sinema filmi - Küçük Yolcu TV filmi Kanal 7 Şeytan Ayrıntıda Gizlidir Komiser Ercan Dizi TRT 1 Şubat Soğuğu Komiser Mesut 2005 Acı Hayat Sabri Yıldız Show TV Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar Ali Cem Datlı Film Kanal 7 O Şimdi Mahkum Lahanacı Sinema filmi - Radyo Tantana Turgut Savcının Karısı Mazlum Dizi atv The İmam İsmail Güneş Sinema filmi - 2006 Aloya Çerçici Dizi Kanal 7 Arka Sokaklar Şeyhmus Kanal D Büyük Buluşma Taş Kısa film Umut Adası Sinema filmi - 2007 Bayrampaşa: Ben Fazla Kalmayacağım Sivil polis Duvar Erol Dizi atv Fikrimin İnce Gülü Hüseyin Show TV Fırtına Kanal D Rıza Sinema filmi - Kuzey Rüzgârı Abdo Dizi Show TV Mavi Gözlü Dev Başgardiyan Sinema filmi - Yalan Dünya Kemal Dizi TRT 1 Yaşamın Kıyısında Cem Sinema filmi - Zincirbozan Simitçi 2008 Bir Varmış Bir Yokmuş Kara Ziya Dizi Star TV Devrim Arabaları Büfeci Sinema filmi - Dur Yolcu Şükrü Dizi TRT 1 Kırmızı Işık Ahmet Plajda Haydar Sinema filmi - Son Cellat Havhav Kazım Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Halil TV filmi 2009 Avrupa Yakası Urfalı Ağa Dizi atv Melekler ve Kumarbazlar Komiser Sinema filmi - 2010 Ayrılık Odhan Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi Dizi Star TV Çakal Fethi Sinema filmi - Eşrefpaşalılar Davut 2011 Günah Keçisi Belediye Başkanı 2012 Ve İnsan Aldandı Dizi 2013 Gelmeyen Bahar Sinan Sinema filmi - Karaoğlan Tokucar Noyan 2014 Güllerin Savaşı Recep Dizi Kanal D 2015-2021 Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Şahin Ağa atv 2015 Kanlı Postal Sofi Sinema filmi - Gül Ali Kod Adı: K.O.Z. Özkan Hoca Kısa film Ya Nasip, Ya Kısmet Sinema filmi 2016 İmkansız Olasılık 2017 Sirayet Haydar Dizi TV+ Çöpten Hikâyeler Sinema filmi - Seni Gidi Seni Tütün Kısa film 2021 Kağıttan Hayatlar Tahsin Sinema filmi 2022 Adanış: Kutsal Kavga Cemal Camdaki Kız Derviş Dizi Kanal D 2022-2023 Sıfırıncı Gün Aydemir TV8 2023 Dedemin Gözyaşları Sinema filmi - Hadi Hayırlısı Istakoz'un Haritası Zübeyde: Analar ve Oğullar Aybüke: Öğretmen Oldum Ben Dünya Malı -1 2023-2024 Dilek Taşı Aziz Baran Dizi Kanal D 2024 C Takımı Sinema filmi - Emanet İzzet Sarıca Kaynak:[5][6][7][8][9] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Arşivlenmiş kopya". 15 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2012.  "Turgay TANÜLKÜ Röportajı". hakanerdem.net. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü: Çocuğum olamadığı için her anneler gününde karımdan özür dilerim". CNN TÜRK. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü | tiyatrolar.com.tr". tiyatrolar.com.tr. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü | SinemaTürk". www.sinematurk.com. 11 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü | Actor, Soundtrack". IMDb. 14 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü Filmleri - Sinemalar.com - Sinemalar.com -". www.sinemalar.com. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü filmografi". Beyazperde. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024.  "Turgay Tanülkü oynadığı dizi filmler - Diziler.com". www.diziler.com. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] IMDb'de Turgay Tanülkü "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Turgay_Tanülkü&oldid=32315654" sayfasından alınmıştır
Ushan ÇakırDoğum29 Aralık 1984 (39 yaşında)Karşıyaka, İzmir, TürkiyeMeslekOyuncuEtkin yıllar2005-günümüzÖdüllerEn iyi erkek oyuncu / 5.Odessa Film Festivali 2014 Ushan Çakır (d. 29 Aralık 1984,[1] İzmir), Türk oyuncu. Bir İstanbul Masalı, Belalı Baldız, Kuzey Rüzgarı, Gece Gündüz, 20 Dakika ve Kurt Seyit ve Şura gibi dizilerde rol almıştır. 2011 yılında ise Leyla ile Mecnun'da canlandırdığı Arda karakteriyle ünlenmiştir. Dedemin İnsanları, Uzun Hikâye ve Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi filmlerinde rol almıştır. Çeşitli dizilerde seslendirmeler de yaptı. Tiyatro oyunları[değiştir | kaynağı değiştir] Iska : Fuat Mete - Krek - 2013 / 2014 Kurabiye Ev : Mark Schultz - Tiyatro Yan Etki - 2012 Korku Tüneli : Philip Ridley - Tiyatro Sıfır Nokta İki - 2010 Bazı Sesler : Joe Penhall - Tiyatro Sıfır Nokta İki - 2010 Açık Denizde : Slowomir Mrozek - Kent Oyuncuları - 2007 Kuyruk (oyun) : Israel Horowitz - Kent Oyuncuları - 2007 Anna Karenina : Lev Tolstoy/Helen Edmundson - Kent Oyuncuları - 2006 Filmografisi[değiştir | kaynağı değiştir] Yıl Yapım Rol 2005 Belalı Baldız Barış 2008-2009 Gece Gündüz Yavuz / Damat Ferit 2009 Başka Semtin Çocukları 2011 Leyla ile Mecnun Arda Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi Okan Dedemin İnsanları Büyük Ozan 2012 Uzun Hikâye Mustafa 2013 20 Dakika Özgür 2014 Kurt Seyit ve Şura Celil Kamilof 2015 Kara Ekmek Çetin 2016 Muhteşem Yüzyıl Kösem Hezârfen Ahmed Çelebi 2017 Kara Yazı Mehmet Cingöz Recai: Bir Efsanenin Dönüşü Arsen 2018 Masum Değiliz Volkan Ufak Tefek Cinayetler Emre Çelen 2019 Avlu Tolga Ferhat ile Şirin Sadık 2020/2022 Rise of Empires: Ottoman Zağanos Paşa 2020 Ya İstiklal Ya Ölüm Salih Bozok Menajerimi Ara Kendisi 2021 Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü? Hazım Kahraman Babam Cem İlk ve Son Beni Çok Sev Müfettiş 2022 Cezailer Nazif LCV Semih 2023 Aile Atilla Özyılmaz 2023-2024 Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Şirazi 2024 Kül Masalı Cemil Öz 2024 Romantik Hırsız Ozan Ödülleri[değiştir | kaynağı değiştir] 2015 - 20. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Tiyatro Oyuncusu (Dram) (Göl Kıyısı, Talimhane Tiyatrosu) 2016 - 20. Afife Tiyatro Ödülleri Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu (Göl Kıyısı, Talimhane Tiyatrosu)[2] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Renda Güner Menajerlik Ajans, Instagram: "İyi ki doğdun Ushan Çakır🎉 @ushanckr #ushançakır"". Instagram. 29 Aralık 2021. 30 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2022.  "Tiyatronun 'Oscar' gecesi". Yeni Yüzyıl. 27 Nisan 2016. 28 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2016.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] IMDb'de Ushan Çakır Türk oyuncu ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. gtdSadri Alışık Ödülleri En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu - Tiyatro Bilge Zobu (2005) Erol Keskin (2006) Eraslan Sağlam (2007) Burak Şentürk (2008) Kevork Türker (2009) Caner Candarlı (2010) Ali Mert Yavuzcan (2011) Barış Gönenen (2012) Faruk Barman (2013) Okan Urun (2014) Ushan Çakır (2015) İlker Yasin Keskin (2016) Deniz Hamzaoğlu (2017) Özgün Aydın (2018) Öner Erkan (2019) gtdAfife Tiyatro Ödülleri Yılın En Başarılı Yardımcı Erkek Oyuncusu Ödülü Selim Naşit Özcan (1997) Tuncel Kurtiz (1998) Şükran Güngör (1999) Bülent Emin Yarar (2000) İsmail İncekara (2001) Müşfik Kenter (2002) İsmail Hakkı Sunat (2003) Deniz Özmen (2004) Levent Öktem (2005) Selçuk Yöntem (2006) Atsız Karaduman (2007) Rıza Kocaoğlu (2008) Serdar Orçin (2009) Çağlar Yiğitoğulları (2010) Civan Canova (2011) Ali Sürmeli (2012) Süleyman Atanısev (2013) Taner Ölmez (2014) Yavuz Şeker (2015) Ushan Çakır (2016) Ozan Ayhan (2017) Ali Yoğurtçuoğlu (2018) Gökhan Azlağ (2019) Fatih Sönmez (2022) Tolga İskit (2023) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ushan_Çakır&oldid=32402743" sayfasından alınmıştır
İttihat ve Terakki Fırkasıإتحاد و ترقى فرقه‌‌ سیBirlik ve İlerleme PartisiKısaltmaİ-T veya İTCGenel sekreterDoktor Nâzım Bey (1908-1910)Mithat Şükrü Bleda (1911-1917)1913'ten önce liderlerAhmed Rıza BeyMizancı Murad1913'ten sonra liderlerSaid Halim Paşa"Üç Paşalar" (Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa)Slogan(lar)Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet, AdaletKuruluş tarihi21 Mayıs 1889Kapanış tarihi1 Kasım 1918BirleşmeOsmanlı Hürriyet Cemiyeti (27 Eylül 1907) Vatan ve Hürriyet Cemiyeti (13 Ekim 1907)Önceliİttihad-ı Osmanî CemiyetiArdılıTeceddüt Fırkası (5 Kasım 1918)Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası (19 Ekim 1918)[1][2]Merkezİstanbul Selanik (kuruluşta)Gazete(ler)Meşveret (1895-1898)Şura-yı Ümmet (1902-1929)Tanin (1908-1947)[3]İdeolojiMeşrutiyetçilikOsmanlıcılık (1913 öncesi)Cemiyet içi düşünceler: İlericilik Sekülerizm Türk milliyetçiliği Pan-Türkizm Pan-İslamizm Otoriteryanizm Millî İktisat İttihatçılık[4] Siyasi pozisyonSenkretikMeclis-i Mebûsan 3. Dönem (1908)60 / 288 Meclis-i Mebûsan 4. Dönem (1912)106 / 275 Meclis-i Mebûsan 5. Dönem (1914)103 / 343 Parti bayrağı 1908-1918 arasında İttihat ve Terakki'nin merkezi olan Pembe Konak Üzerinde "adalet, hürriyet (özgürlük), uhuvvet (kardeşlik), müsavat (eşitlik) ve ittihâd (birlik)" yazılı İttihat ve Terakki bayrağı Enver Paşa Talat Paşa Cemal Paşa Selanikli Nazım Resneli Niyazi II. Meşrutiyet'in ilanını gösteren posta kartı II. Abdülhamid, Meşrutiyet'in ilanından sonra, 1908 yılı Sultan Abdülhamid'i tahttan indirildikten sonra gösteren karikatür, Kalem dergisi (1909, No 34) İttihat ve Terakki Cemiyeti (Osmanlıca: اتحاد و ترقى جمعيتی, romanize: İttiḥād ve Teraḳḳī Cemʿiyeti; güncel Türkçe: Birlik ve İlerleme Derneği), sonraları İttihat ve Terakki Fırkası (Osmanlıca: اتحاد و ترقى فرقه‌‌ سی, romanize: İttiḥād ve Teraḳḳī Fırḳası; güncel Türkçe: Birlik ve İlerleme Partisi), Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilanına önayak olup 1908-1918 yılları arasında faaliyet gösteren, 21 Mayıs 1889 tarihinde[5] kurulmuş bir siyasal hareket ve siyasi partidir. Triumvira sistemi ile yönetilen bir meclis yapısında egemenlik sürmüştür.[3] Başlangıçta devletin anayasal düzene tekrar kavuşmasını ve Meclis-i Mebûsan'ın tekrar açılmasını amaçlayan gizli bir dernek olarak kurulan örgüt; anayasanın kabul edilip İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra iktidarı denetleyen bir siyasî parti (İttihat ve Terakki Fırkası) halini almış; 1913 yılında Bâb-ı Âli Baskını'ndan sonra ise yönetimde hakim olmuştur. Üyeleri İttihatçılar olarak anılır. Cemiyetin 1918 yılında kendini feshetmesinden sonra üyelerinin önemli bir kısmı Millî Mücadele'de yer almıştır. İttihat ve Terakki, bir siyasî hareket olduğu kadar bir devrin ve bir kuşağın adı olarak kabul edilir.[6] İttihatçılar, kendilerinden önce gelen Yeni Osmanlılar kuşağının devamıdır; kendilerinden "Jön Türkler" diye de bahsedilir. Ancak "Jön Türkler" ifadesi yalnızca İttihatçılar'ı değil dönemin diğer muhalif kesimlerini de kapsamak için kullanılmıştır. Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] İttihad-ı Osmanî Cemiyeti'nin kuruluşu[değiştir | kaynağı değiştir] İttihat ve Terakki, 19. yüzyıl sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu bunalımdan kurtulması için Kanun-ı Esasî'nin yeniden yürürlüğe konmasını isteyen öğrenciler tarafından 21 Mayıs 1889'da[7] Askeri Tıbbiye Mektebi'nde İttihad-ı Osmanî Cemiyeti adlı gizli bir örgüt olarak kuruldu. Daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti adını alacak örgüt, aynı devirde kurulmuş irili ufaklı diğer pek çok örgütle birleşerek Osmanlı coğrafyasında dönemin en güçlü teşkilatı haline geldi. İttihad-ı Osmanî Cemiyeti, 21 Mayıs 1889 tarihinde Askeri Tıbbiye'nin bahçesinde toplanan İshak Sükûti, İbrahim Temo, Abdullah Cevdet, Çerkez Mehmed Reşid Bey adındaki dört talebe ile ve sonradan onlara katılan Hüseyinzade Ali Bey, Konyalı Hikmet Emin Bey, Cevdet Osman, Kerim Sebatî, Mekkeli Sabri Bey, Selanikli Doktor Nâzım Bey, Şerafettin Mağmumi ve Giritli Şefik tarafından kurulmuştu. Genç öğrencileri bir araya getiren, devletin içinde bulunduğu bunalım ve II. Abdülhamid yönetimine duyulan hoşnutsuzluktu. Kurtuluş için acilen Meşrutiyet yönetiminin kurulması, Abdülhamid yönetiminin yıkılması gerektiği düşüncesindeki gençler, bu konuda propaganda yapmak üzere örgütlendiler. Cemiyetin, Haziran 1889'da Edirnekapı dışındaki bir bağda, bağ bekçisi Aluş Ağa'nın başkanlığında 12 kişinin katılımı ile gerçekleşen bir toplantıda alınan kararlar doğrultusunda başkanlığa en yaşlı üye olan Ali Rüşdî, sekreterliğe Şerefeddîn Mağmûmî, saymanlığa Âsaf Derviş getirildi. Bir piknik görüntüsü verilerek gerçekleştirilen bu toplantıya, "İnciraltı Toplantısı" veya "On İkiler Toplantısı" da denilir. Cemiyetin İtalyan Karbonari Mason Teşkilatı'nı örnek alarak hücreler halinde yapılanması ve her üyeye bir sıra numarası verilmesi bu toplantıda kararlaştırıldı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Doğu Masası yetkililerinden George Kidston'un 21 Aralık 1918 tarihli raporunda "...bu gizli yapının Masonluğu İtalya'dan getiren ve Selanik Locasının başlıca kurucusu bulunan Carrasco (Karasu) ile çok sıkı ilişkisi olduğunu" bildiriyordu.[8] Birinci hücrenin birinci üyesi İbrahim Temo oldu.[9] Cemiyet toplantılarını her Cuma farklı yerlerde sürdürdü. Öte yandan cemiyet, 1890’da hazırladığı nizamnamesinde ise kuruluş amacını şu şekilde açıklamaktadır[10]:"Hükûmet-i hâzıranın adalet, müsavat, hürriyet gibi hukuk-i beşeriyeyi ihlal eden ve bütün Osmanlıları terakkiden men’ ile vatanı ecnebi yedd-i tasallut itizabına düşüren usul-i idaresini İslâm ve Hristiyan vatandaşlarımızı ikaz maksadıyla kadın ve erkek bilcümle Osmanlılardan mürekkep, Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti teşekkül etmiştir."Tıbbiyelilerin kurduğu İttihad-ı Osmanî, İstanbul'daki sivil ve askeri diğer yüksekokul öğrencileri arasında taraftar kazanarak hızla büyüdü. Ancak propagandaya geçmek için acele etmeyen örgüt, 1895 yılına kadar daha çok iç eğitim sayılabilecek toplantıları yapmakla yetindi.[11] Toplantılarda Namık Kemal, Ziya Paşa gibi Genç Osmanlılar’ın yapıtlarını; İranlı hürriyetperverlerin ve Ali Şefkati’nin yapıtlarını okudular.[11] Sultan II. Abdülhamid, cemiyetin varlığından ve faaliyetlerinden 1892 yılında haberdar oldu. Bu tarihten itibaren cemiyet üyeleri hafiyeler tarafından takip edildiler. Tıbbiye Mektebi komutanlığına Mehmed Zeki Paşa atandı ve disiplinli bir idare sağladı. Yeni disiplinli idarenin uygulamaları sonucu Cemiyetin önde gelen üyeleri çeşitli defalar tutuklandılarsa da kısa sürede serbest bırakılıyorlardı. Başkentte Ermeni eylemlerinin gerçekleştiği 1895 yılı, İttihatçıların daha sert eylemlere yöneldiği yıl oldu. 30 Eylül 1895 tarihinde başkentte düzenlenen büyük Ermeni yürüyüşünde Müslüman halkın Ermenilerin karşısına çıkmasıyla 3 gün kanlı çatışmalar yaşanmıştı. Bu gelişme karşısında eyleme geçen cemiyet üyeleri olanların yönetimin basiretsizliğinden kaynaklandığına, halkın yönetime karşı harekete geçmesi gerektiğine dair bildirgeleri dağıttılar, duvarlara yapıştırdılar. Cemiyetin eylemleri, pek çok tıbbiyeli üyenin hapse düşmesine veya sürgüne gönderilmesine neden oldu. Kimi cemiyet üyeleri karşılaştıkları sert uygulamalar nedeniyle cemiyetin yardımı ile Avrupa ülkeleri veya Mısır'a kaçtılar; kimileri cemiyet tarafından Avrupa'ya gönderilip eğitimlerini orada tamamladılar. Yurt dışına giden üyeler, gittikleri yerlerde cemiyetin eylem merkezlerini oluşturdular. Ahmet Rıza Bey ve Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurulması[değiştir | kaynağı değiştir] II. Meşrûtiyet’in ilanı sonrası bir grup Jön Türk’ün bulunduğu fotoğraf (1909) Dr. Nâzım Bey, Ahmed Rıza, Prens Mustafa Fazıl Paşa, Ahmed Saib, Samipaşazade Sezai Tıbbiye'nin üçüncü sınıfındaki Selanikli Nâzım, öğrenimini tamamlaması ve bir yandan da örgüt için faaliyet göstermesi için 1894 yılında cemiyet tarafından Paris'e gönderildi, Paris Tıp Fakültesi'ne kaydoldu. Kendisinden, o sırada Paris'te bulunan ve Jön Türkler arasında etkin bir isim olan Ahmed Rıza Bey’i cemiyete üye yapması istenmişti. Ahmet Rıza Bey, 1889 yılında Bursa Maarif Müdürü iken bir görevle Paris’e gitmiş ancak geri dönmeyip Paris'e yerleşmiş bir Osmanlı aydını idi. Ülkeyi ve halkı kurtarmanın ancak pozitif bilimleri ve eğitimi yaymakla mümkün olacağını düşünüyor; düşüncelerini padişaha layihalar halinde sunmanın yanı sıra bastırıp dağıtıyor ve Le Jeune Turque gazetesinde siyasi yazılar yazıyordu.[12] Yazıları Paris’e kaçan öğrenciler arasında yankı uyandıran Ahmet Rıza, Selanikli Nazım’ın teklifini kabul etti ve cemiyetin Avrupa teşkilatı kuruldu. Avrupa’da faaliyet gösteren muhalifler Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti adı altında birleşti. Avrupa teşkilatının başkanı Ahmet Rıza, üyeleri Selanikli Nazım, Şerafettin Mağmumi ve Milaslı Halil Bey (Menteşe) idi.[13] Terakki ve İttihat, Aralık 1895’ten itibaren Türkçe “Meşveret" gazetesini ve onun eki olan Fransızca "Mechevéret Supplément" adlı yayınları çıkardı.[12] Mizancı Murat Bey[değiştir | kaynağı değiştir] Mekteb-î Mülkiye'de tarih hocası olarak ünlenmiş Murat Bey de 1895 sonunda İstanbul'dan kaçarak Paris'e gitti. İstanbul'da çıkardığı Mizan gazetesinde yönetime yönelttiği eleştiriler sonucu gazetesi 1890'da kapatılmış; hazırladığı reform teklifi padişahtan ilgi görmemişti. İstanbul'dan kaçıp geldiği Paris'te Ahmet Rıza Bey'den beklediği ilgiyi göremeyince Londra'ya ve ardından Kahire'ye giden Mizancı Murat Bey, düşüncelerini yaymak üzere Ocak 1896’dan itibaren gazetesi Mizan'ı Kahire'de yayımladı. Anayasanın yürürlüğe konulmasını, İslam dünyasını birleştiren bir meşruti yönetim kurulmasını istiyordu. Yazıları nedeniyle idama mahkûm edildi; İngiliz yönetimi tarafından Mısır'dan çıkarıldı ve tekrar Paris'e geldi. Faaliyetleri ile Jön Türk düşüncesinde ve gruplaşmasında önemli rol oynadı.[13] II. Abdülhamid'e darbe girişimi ve "Şeref Kurbanları"[değiştir | kaynağı değiştir] 1895 yılından itibaren tıbbiyelilerin hapis ve sürgün gibi nedenlerle dağılmasından sonra cemiyetin içinde memur, subay, ulema gibi başka çevrelerden üyeler etkin oldular. 1896 yılında cemiyetin yurt içindeki örgütlenmesinin başında Harbiye Nezareti Levazımatı muhasebe müdürlerinden Hacı Ahmet Bey vardı.[11] Kendisi, darbe yanlısı bir kimseydi. Onun önderliğinde yurt içindeki üyeler, II. Abdülhamid'i devirip yerine V. Murad'ı tahta geçirmeyi planladılar ancak bu plan uygulanamadan ortaya çıktı. Cemiyetin ileri gelenleri Fizan, Trablus, Akka, Bingazi gibi uzak yerlere sürgün edildiler. Bu olaydan sonra Harp Mektebi cemiyetin yeni merkezi olarak ortaya çıktı. Mekteb-î Harbiye öğrencileri, Askeri Mektepler Nazırı Zeki Paşa'ya bir suikast planlamışken aralarından Giritli Halim'in kendilerini ele vermesi sonucu yakalandılar. Sultan II. Abdülhamid, bir sene önceki darbe girişiminden sonra kendisini garanti altına almak istiyordu. Bu nedenle büyük bir tutuklama operasyonu yapıldı. 630 kişi tutuklandı; içlerinden 78 kişi Şeref Vapuru'na bindirilip Fizan'a gönderildi. 15 Eylül 1897 tarihinde Trablusgarp'a indiklerinde valinin de yardımıyla Fizan'a gitmek yerine orada hapsedildiler. Bu sürgün olayı, tarihe "Şeref Kurbanları" olarak geçmiştir ve II. Abdülhamid'in saltanatındaki en büyük sürgün olayıdır.[14] Avrupa'daki gelişmeler[değiştir | kaynağı değiştir] II. Abdülhamid'e darbe girişiminden sonra cemiyetin İstanbul merkez teşkilatı çalışamaz hale geldiğinden dolayı İttihatçılar Avrupa'da toplandılar. Merkezleri Paris idi; ancak Osmanlı sarayının baskısıyla cemiyet Paris'ten çıkarıldı ve yayın organları olan Meşveret kapatıldı. Cemiyet önce Brüksel'e taşındı ancak oradan da çıkarıldı. 1896 yılında Paris'te gerçekleşen olağanüstü toplantısında Mizancı Murat Bey cemiyet başkanlığına getirildi. Ahmet Rıza, Paris şubesinin başkanı olarak siyasi faaliyetlerini Dr. Nazım Bey ile birlikte Paris'te sürdürdü. Cemiyetin merkezi ise Cenevre'ye taşındı; Mizancı Murat, Mizan dergisini Cenevre'de çıkarmaya başladı. Abdullah Cevdet ve İshak Sükûti de Cenevre'ye gelerek Osmanlı gazetesini çıkardılar. Padişah, Avrupa'daki İttihatçıları mücadeleden vazgeçirmek için Serhafiye Ahmed Celaleddin Paşa'yı görevlendirdi. Paşa, 1897 yılı Haziran ayında Paris'e gitti. 10-22 Temmuz 1897 tarihinde Paris'te yayımlanan bir hükûmet bildirisi ile İttihatçılara yurda dönmeleri halinde affedilecekleri, memuriyet verileceği, Avrupa’da eğitimlerine devam etmek isterlerse maaş bağlanacağı ancak yayınlarına devam ederlerse vatandaşlıktan çıkarılacakları, yurda dönmelerine izin verilmeyeceği bildirildi. İlk olarak Mizancı Murad, Ahmed Celaleddin Paşa ile anlaştı ve yurda döndü. Onu diğer bazı İttihatçılar izledi. Bir kısmı öğrenimlerini sürdürdüler; bir kısmı ise elçiliklerde görev kabul ettiler. Cemiyetin Cenevre merkez komitesi dağıldı. Ahmed Rıza, Dr. Nazım ve Halil Ganem ise Ahmed Paşa ile hiçbir teması kabul etmedi.[11] Onların tutumundan etkilenen Dr. Bahattin Şakir, Samipaşazade Sezai gibi gençler cemiyete katıldı. 1899 yılında II. Abdülhamid'in eniştesi ve eski adliye nazırı olan Damat Mahmud Celaleddin Paşa'nın oğulları Lütfullah ve Sabahattin'in birlikte Avrupa'daki İttihatçılara katılması cemiyete güç verdi. Paşa, Osmanlı gazetesini İshak Sükûti'den devralıp Londra'da çıkarmaya başladı.[11] I. Jön Türk Kongresi[değiştir | kaynağı değiştir] Prens Sabahattin'in başkanlığında, Paris'te 4-9 Şubat 1902 tarihleri arasında düzenlenen Osmanlı Hürriyetperveran Kongresi'ne katılan Jön Türkler Cemiyetin Cenevre şubesinin kurucusu Tunalı Hilmi, 1898 yılında Mısır'a giderek Kahire merkezini yeniden kurmuştu. Bir kongre düzenleme düşüncesini öne atarak 20 Ekim 1899’da gerçekleşmesini düşündüğü kongreye İttihatçıları davet etti ama olumlu tepkilere rağmen bu planı zamanında gerçekleşmedi. Damat Mahmut Paşa ve oğulları da İstanbul hükûmetinin baskıları sonucu Londra'dan ayrılmak zorunda kalınca Mısır'a gitmişlerdi. Mısır'da Prens Lütfullah ve Sabahattin, "Umum Osmanlı Vatandaşlara" hitaplı iki beyanname ile Jön Türkler'in bir kongre düzenlemesini önerdiler. Bu çağrı sonucu 4-9 Şubat 1902 tarihleri arasında Paris'te "Birinci Osmanlı Liberaller Kongresi" adıyla bir kongre toplandı. Sonradan I. Jön Türk Kongresi diye anılan kongre, Fransız senatosu üyesi Lefévre-Pontalis'in evinde 47 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi.[15] Bu kongrede cemiyet, adem-i merkeziyet fikrini savunan Prens Sabahaddin öncülüğündeki grupla, merkeziyetçi Ahmet Rıza öncülüğündeki grup arasında ikiye bölündü. Düzenlenecek bir ihtilal için başka devletler ile işbirliği yapmak düşüncesine Ahmet Rıza grubunun katılmaması üzerine kongre bir karar alamadan dağıldı. Kongreden sonra Ahmet Rıza Bey'in temsilcisi olduğu grup, Terakki ve İttihat Cemiyeti adı altında faaliyetlerini sürdürdü; Mısır’da Şura-yı Ümmet dergisi çıkarıldı.[11] Prens Sabahattin’in temsil ettiği görüşleri savunanlar ise onun liderliğinde kurulan Teşebbüs-i Şahsî ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti çatısı altında faaliyetlerini sürdürdü;[15] yeni cemiyetin yayın organı olarak Terakki gazetesini çıkardılar.[11] "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti" ile birleşme[değiştir | kaynağı değiştir] 1906 yılının Eylül ayında Selanik'te istibdat yönetimini yıkmayı amaçlayan ihtilalci bir cemiyet olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kuruldu.[13] Yönetimi Mehmed Talat Paşa, İsmail Canbulat ve Rahmi Bey üstlenmişti. Aynı günlerde Mustafa Kemal, Şam'da Beşinci Ordu subayları arasında Vatan ve Hürriyet Cemiyeti adlı örgütü kurmuş ve hemen ardından kısa bir süre için Selanik'e gidip orada bir şube açmıştı. Osmanlı Hürriyet Cemiyeti önce Vatan ve Hürriyet ile birleşti. Makedonya’da hızlı yayılıp genç subaylar arasında taraftar bulan dernek, gizlice Selanik'e gidip görüşmeler yapan Doktor Nazım’ın çabaları sonucu merkezi Paris’te bulunan Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti ile 27 Eylül 1907 tarihinde resmen birleşti.[16] Birleşme sırasında cemiyetin adı da değişti ve Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) oldu.[13] Paris, cemiyetin dış merkezi; Selanik ise iç merkezi olarak kabul edildi. Bu birleşme ile İttihat ve Terakki siyasi niteliğinin yanı sıra askeri bir nitelik de kazandı. 29 Ekim 1907 tarihinde Mustafa Kemal de arkadaşı Ali Fethi Okyar'in ısrarı ile 322 numaralı üye olarak derneğe girdi.[17] II. Jön Türk Kongresi[değiştir | kaynağı değiştir] 1907 yılı sonunda Paris'te tüm muhalif gruplar ve Ermeni Devrimci Federasyonu'nun (Taşnaksutyun) katılımı ile Ahmet Rıza, Prens Sabahaddin ve Malumyan'ın ortak başkanlığında II. Jön Türk Kongresi düzenlendi. Bu sefer dış müdahale konusu ortaya atılmadı ve üç gün süren kongre çalışmalarını 29 Aralık’ta tamamlayarak bir bildirge yayımladı. Bu beyanname ile katılımcıların II. Abdülhamid’i tahttan inmeye zorlamak ve parlamenter bir yönetimin kurulması etrafında birleştikleri duyuruldu.[15] 1908 Devrimi[değiştir | kaynağı değiştir] Merkezi Selanik'te bulunan 3. Ordu'nun gerçekleştirdiği İkinci Meşrutiyet'i Selanik'te bulunan İttihat ve Terakki merkez komitesi organize etti. Bir iddiaya göre ihtilalin, Abdülhamid’in tahta çıkış günü olan 1 Eylül’de yapılması planlanmıştı. 3 Mart 1908’de İngiltere’nin Makedonya sorunu hakkında yayımladığı genelge, yöreye olası bir müdahaleyi engellemek isteyen cemiyet üyesi subayları harekete geçirdi. 3 Temmuz 1908 tarihinde Resne'de Kolağası Resneli Niyazi Bey'in 200 asker ve 200 sivilden oluşan bir çete ile dağa çıkması ile ihtilal fiilen başladı. II. Abdülhamid'in dağa çıkanlara karşı aldığı tedbirler, subayların genellikle cemiyet üyesi olması nedeniyle işe yaramadı. Cemiyetin Manastır merkezi, padişaha, Kanun-ı Esasî'yi yürürlüğe koymasını ve 26 Temmuz'a kadar Meclis-i Mebûsan'ın açılmasına izin vermesini isteyen bir telgraf çekti. Eyüp Sabri kumandasındaki Ohri Taburu ile Niyazi Bey komutasındaki Resne taburu 22 Temmuz gecesi Manastır'da birleşti ve Manastır Fevkalade Kumandanı olarak görevli bulunan Müşir Fevzi Paşa'yı dağa kaldırdılar. 23 Temmuz günü atılan 21 pare top atışı ile Manastır'da Meşrutiyet yönetimi İttihat ve Terakki tarafından ilan edildi. Durum, Yıldız Sarayı'na telgraflarla bildirildi. 23 Temmuz'u 24 Temmuz'a bağlayan gece Kanun-ı Esasî'nin yürürlüğe konmasına karar verildi ve resmi ilan ertesi sabah gazetelerde yayımlandı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin hareketi, çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren ilk hareket olarak tarihe geçti.[18] II. Meşrutiyet dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] 24 Temmuz 1908 tarihinde Meşrutiyet'in ilanından sonra İTC doğrudan hükûmet kurmaya kalkışmadı, hükûmetleri dışarıdan kontrol etmeyi tercih etti. 1908 yılında Selanik'te toplanan gizli kongrede cemiyetin siyasi fırkaya dönüşmesine karar verildi. Bir süre hem cemiyet, hem fırka olarak anıldı.[19] Aralık 1908'de seçilen Mebusan Meclisi'nde üyelerin büyük çoğunluğu İTC tarafından desteklenen kişilerdi. Şubat 1909'da Kamil Paşa hükûmeti mecliste İTC grubunun verdiği güvensizlik oyuyla düşürüldü. Bu, Osmanlı Devleti tarihinde mecliste güvensizlik oyuyla düşürülen ilk ve son hükûmet olmuştu. Hüseyin Hilmi Paşa hükûmeti, cemiyetin izni ile kuruldu. İktidar, 1909 başlarından itibaren sert eleştirilerle karşılaştı. Kongrelerini gizli yapması ve Merkez Komite üyelerini kamuya açıklamaması nedeniyle "Rical-i gayb" (görünmez kişiler) deyimi siyasi hiciv diline girdi. 1909 Kongresi ve Mustafa Kemal[değiştir | kaynağı değiştir] Cemiyet 22 Eylül 1909 tarihinde Selanik'te bir gizli kongre daha düzenledi. Mustafa Kemal kongreye Trablus delegesi olarak katıldı. Kongrede yaptığı konuşmasında partiyi tenkit etti. Cemiyet içinde zabitlerin (subayların) bulunmaması gerektiğini, siyasetle uğraşanların ise askerlik görevini bırakması gerektiğini söyledi. Aksi halde askerî emir-komuta zincirinin, cemiyetin hiyerarşisi ile karışacağını ve askerî disiplinin sekteye uğrayacağını öne sürdü. Ona göre cemiyet, komita hüviyetinden çıkmalı ve partileşmeliydi.[20] Birçok parti yöneticisi Mustafa Kemal'in görüşlerine katılmadı. Sadece daha önceki kongrede aynı fikri savunmuş olan Kâzım Karabekir destekledi. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal siyaseti 1919 yılına kadar bırakmış, sadece askerlikle ilgilenmeye başlamıştır. 31 Mart Vakası[değiştir | kaynağı değiştir] Nisan 1909'da cemiyete muhalif gazeteci Hasan Fehmi Bey'in Galata Köprüsü üzerinde kimliği belirsiz bir kişi tarafından öldürülmesi üzerine çıkan olaylar, İTC iktidarına karşı 31 Mart Vakası adıyla bilinen ayaklanmaya yol açtı. Bu ayaklanma Selanik'ten gelen askerî birlikler tarafından bastırıldı ve cemiyet eskisinden daha güçlü bir şekilde iktidara yerleşti. 31 Mart'ın sorumlusu olarak gösterilen II. Abdülhamid tahttan indirildi. Yerine getirilen V. Mehmed Reşad, iktidarın elinde bir kukla olmaktan ileri gidemedi. Ağustos 1909'da yapılan Kanun-ı Esasi değişikliğiyle siyasi güç, meclisin tekeline alındı. Sopalı Seçimler ve Bâb-ı Âli Baskını[değiştir | kaynağı değiştir] Cemiyet zamanla içinde birliği sağlamakta güçlük çekmeye başladı ve 1911 yılında meclis içinde yeni muhalif partiler ortaya çıktı. Eylül 1911’deki kongreden sonra kurulan Hürriyet ve İtilaf Fırkası, en büyük rakipti. Şubat 1912'de yapılan meclis seçimleri, yaşanan şiddet olayları ve yolsuzluklar nedeniyle tarihe Sopalı seçim olarak geçti ve hemen her yerde İTC adayları kazandı. Bunun üzerine muhalefet seçim sonuçlarını gayrimeşru ilan ederken; ordu içinde Halâskâr Zâbitân adıyla, İTC iktidarına son vermeyi hedefleyen bir örgüt ortaya çıktı. 16 Temmuz 1912'de, Halâskâr Zâbitân grubunun muhtırası üzerine Said Paşa başkanlığındaki İTC kabinesi istifa etmek zorunda kaldı. Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın kurduğu Büyük Kabine, İTC egemenliğine son vermeyi hedefliyordu. Bu amaçla öncelikle Şubat 1912'de yapılan seçim iptal edilerek meclis feshedildi. 1913 Bâb-ı Âli Baskını hemen sonrası, Enver Paşa (ortada) İngiliz ataşesi ile. Ekim 1912'de çıkan Birinci Balkan Savaşı'nın kısa zamanda hezimete dönüşmesi üzerine şiddetli bir milliyetçilik politikası benimseyen cemiyet; yenilginin suçunu hükûmete yükledi. 23 Ocak 1913 tarihinde Enver Bey öncülüğünde silahlı bir grubun Bâb-ı Âli'de toplantı halindeki hükûmeti basması, Harbiye Nazırı Nâzım Paşa'yı öldürmesi ve sadrazam Kâmil Paşa'nın kafasına silah dayayarak istifaya zorlaması ile İttihat ve Terakki, askerî darbe ile iktidarı ele geçirdi. Cemiyet iktidarı ele geçirdikten sonra yine kendi hükûmetini kurmadı ve Mahmud Şevket Paşa'yı sadrazamlığa getirdi. Ancak 11 Haziran 1913 tarihinde Mahmut Şevket Paşa'nın bir suikasta kurban gitmesi üzerine cemiyet, iktidarda ağırlığını koydu. Düzenlenen kongrede artık hükûmeti denetleyen bir örgüt değil, iktidar partisine dönüşmeye karar verildi. Fırka reisi Said Halim Paşa sadrazamlığında kapsamlı bir diktatörlük yönetimi kuruldu. Mahmud Şevket Paşa suikastı ile ilgili görülen 24 kişi idam edildi, cemiyete muhalif 250 dolayında kişi Sinop'a sürüldü; muhalif gazeteler kapatıldı. Cemiyetin ileri gelenlerinden Enver Bey'in I. Balkan Savaşı'nda kaybedilen Edirne'yi geri alması ile cemiyetin saygınlığı yeniden arttı. Harbiye Nazırı olarak atanan Enver Paşa, Talat ve Cemal Paşa ile birlikte partinin önderi oldu. İktidar partisi olarak İttihat ve Terakki Fırkası[değiştir | kaynağı değiştir] İttihat ve Terakki Fırkası bir iktidar partisi olarak yönetimde bulunduğu dönemde milliyetçi ve Batı yanlısı bir siyaset izledi. Eğitimin çağdaşlaşması, hukukun laikleşmesi için çalışıldı. Türk Ocağı gibi milliyetçi kültür derneklerinin kurulmasını, girişimciliği ve kooperatifçiliği destekledi. 1914 seçimlerini ezici bir şekilde kazanan parti, Almanya ile askeri bir yakınlaşma başlattı. Enver Paşa'nın Alman yanlı siyaseti fırkanın siyasetini de doğrudan etkiledi. I. Dünya Savaşı Yılları[değiştir | kaynağı değiştir] Cemiyetin üst yönetimi ile Almanya arasında 2 Ağustos 1914 tarihinde hükûmete ve padişaha haber vermeden imzalanan ittifak antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'na Almanya safında katıldı. Bu olay cemiyet içinde eleştirilere ve bölünmeye yol açtı. Cavid Bey, Ahmed İzzet Paşa, Çürüksulu Mahmud Paşa gibi önemli İttihatçılar hükûmetten ve askeri görevlerinden ayrıldılar. Fethi Bey, Rauf Bey, Mustafa Kemal gibi bazıları da görevde kalmakla birlikte Enver Paşa başkanlığındaki cemiyet yönetimine karşı çeşitli derecelerde tavır aldılar. Savaş sırasında Talat Paşa sadrazamlığa getirildi. Harbiye nazırı ve başkomutan Enver Paşa'nın komutasındaki ordunun savaşın ilk aylarında Sarıkamış'ta, daha sonra ise Filistin'de ve Irak'ta ağır yenilgiler alması ve Enver Paşa'ya yakınlığıyla tanınan İaşe Nazırı Topal İsmail Hakkı Paşa'ya atfedilen büyük yolsuzluklar rejimi yıprattı. Meclis-i Mebûsan Seçimleri[değiştir | kaynağı değiştir] Ayrıca bakınız: Osmanlı Mebusan Meclisi Ayrıca bakınız: Osmanlı İmparatorluğu'nda seçimler Seçim Senesi Kazanılan Koltuk Sayısı +/– Hükûmette mi? 1908 60 / 288[21] +60 Hükümet 1912 106 / 275[22] +46 Hükümet 1914 103 / 343[23] -3 Hükümet İttihat ve Terakki'nin sonu[değiştir | kaynağı değiştir] I. Dünya Savaşı'ndaki yenilginin kesinleşmesinden sonra Talat Paşa hükûmeti 8 Ekim 1918 tarihinde istifa etti. 1 Kasım'da yapılan olağanüstü kongrede İttihat ve Terakkî kendini feshederek Teceddüd Fırkası adıyla yeni bir parti kurulmasına karar verdi. Enver, Talat ve Cemal Paşa, 1 Kasım'ı 2 Kasım 1918 tarihine bağlayan gece Alman torpidobotu R-1 ile İstanbul'dan ayrılarak 3 Kasım 1918 tarihinde Sivastopol'a ulaştı.[24] İttihat ve Terakki ve Millî Mücadele[değiştir | kaynağı değiştir] İttihat ve Terakki’nin on yıl süren bir etkinliği vardı (1908-1918). Cemiyet bu süreçte yaklaşan yenilginin farkında olduğu için ulusal bir direniş cephesi yaratmak istedi. Kimi İttihatçı millî mücadelenin İttihatçı rolünü savunurken ve bu yönde bir algı yaratılırken Milliyetçiler bu vurgulamaları 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi’nde reddetti. Böylesi bir yön milliyetçiler için handikap yaratabilirdi. 5 Kasım 1918’de İttihat ve Terakkî Cemiyeti kapatıldı, lakin hâlâ etkisini yitirmemişti.[25] Mete Tunçay ve Doğan Avcıoğlu millî mücadeledeki İttihat ve Terakkî etkisine değinen bazı tarihçilerdir.[26] İttihat ve Terakkî’nin direniş reçetesi gizli ve aleni olmak üzere iki şekildeydi ancak resmi bir programın varlığına ilişkin kanıt henüz yoktur. İşgal tehlikesi olan yerlerde Müdâfaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerinin kurulmasına öncülük etti. Hilal-i Ahmer, Millî Talim ve Terbiye Cemiyeti ve Türk Ocakları millî mücadelede katkı sağlayacak kurumlar olacaktı. Bu cemiyetler halkın maneviyatını yükseltmek isteyen İttihatçılar için ulusal bir bilincin yaratılmasına sınırlı bir etki ediyordu. Ahmet Rıza gibi isimler de şahsi bir ulusal blok yaratma peşindeydiler. Meclisteki Felah-ı Vatan grubu da millî mücadeleyi destekleyecekti. Ancak eylemsel olarak en büyük etkinin Karakol Cemiyeti ve Teşkilat-ı Mahsusa’dan geldiği söylenebilir. Karakolun kurucuları arasında Kara Kemal, Kara Vasıf, Talat Paşa gibi isimler bulunuyordu. Karakol millî mücadelede silah ve insan temini konularında yararlılıklar gösterdi ve Atatürk’le de ilişki kurmuştu. Karakol ile Milliyetçiler arasında ayrılıkların da olduğu bilinmektedir. Celal Bayar da Karakol’un bir üyesiydi. Millî mücadeleyi destekleyen İttihatçı subaylar vardı ancak hiçbiri belirli bir İttihat ve Terakkî programının uygulayıcısı değildi. Milliyetçi subaylar ordunun terhisini erteleme, Anadolu’ya yoğunlaşma, silahların korunması ve direniş çevrelerinin oluşturulması için çabalıyordu.[27] Milli Mücadele kadrolarının büyük bölümü eski İttihatçılardan oluştu. Başta Mustafa Kemal olmak üzere Rauf, Fethi, Kâzım Karabekir, İsmet (İnönü), Celal (Bayar), Adnan (Adıvar), Şükrü, Rahmi, Çerkes Reşit, Çerkez Ethem, Bekir Sami, Yusuf Kemal, Celaleddin Arif, Ağaoğlu Ahmet, Recep (Peker), Şemsettin (Günaltay), Hüseyin Avni, Ziya Hurşit Beyler gibi milliyetçi liderlerin tümü eski İttihat ve Terakkî kadroları ve hatta Teşkilat-ı Mahsusa görevlileri idiler. İttihatçı hareketin basın ve propaganda sözcülerinden Ziya Gökalp, Mehmet Emin (Yurdakul), Mehmet Akif (Ersoy), Celal Nuri (İleri), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Falih Rıfkı (Atay), Velid Ebüzziya ve diğerleri Milli Mücadele'nin de savunuculuğunu üstlendiler.[kaynak belirtilmeli] Karakol Cemiyeti’nin başının Mustafa Kemal’e “bizim başkumandanımız sizsiniz” dediği rivayet edilir. Karakol’un yerini bir süre sonra belirli bir programı olmadığından Ankara’ya bağlanan Mim Mim alır. 1920’lerde bile Enver için bazı vilayetlerde mitingler düzenlenir. İstanbul’un işgali de gizli/yeraltı İttihatçılar'ın daha itaatkar hale gelmesine neden oldu ve bu Milliyetçiler için önemliydi. Millî mücadele içinde olasılıkla İttihatçılardan oluşan ve antiemperyalist, İslamcı-radikalist, korporatist özellikle taşıyan bir sol kanat vardı. Mustafa Kemal de Mayıs 1921’de taraftarlarını Müdâfaa-i Hukuk grubu etrafında topladı. Muhalifler de Mustafa Kemal’in salahiyetlerinin sınırlandırılması için İkinci Grubu kurarak yanıt verdi. Bir yandan da Enver Paşa Anadolu’ya gelmek için uğraşıyordu ancak Karadeniz’de Milliyetçilerce engellendi. Yunan zaferi 5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal’e olağanüstü yetkiler tanıyan sürece kaynaklık etti. 23 Ağustos – 15 Eylül arasında Sakarya Meydan Muharebesi Mustafa Kemal’in liderliğini teyit ettirdi. Zafer Mustafa Kemal’in liderliğini sağlamlaştırsa da siyasal muhalefet devam etti. Askeri kriz sonrasında Mustafa Kemal ve bazı komutanların siyasal mevkilerini korumaları, Trakya ve İstanbul henüz geri alınmamışken Mudanya’nın imzalanmasında acele edilmesi, Cumhuriyetin ilan edileceği düşüncesi, Ankara’nın sürekli başkent olacağı gibi konular gericileri ve birçok kesimi rahatsız ediyordu. Daha sonra Atatürk yurt içinde seyahate çıktı ve kamuoyunu etkilemeye çalıştı. Birinci Meclis’in son toplantısında, 15 Nisan 1923’te, Hıyanet-i Vataniye Kanunu kabul edilerek Dokuz Umde dışında siyaset yapmak fiilen yasaklandı. Bu kapsamda İzmir Suikastı yargılamalarının İttihat ve Terakkî'ye uzanan siyasi yönü vurgulanır.[27] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "FIRKALAR - Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi". ehlisunnetbuyukleri.com. 5 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2022.  "Osmanlı Hürriyet Perver Avam Fırkası". Tarihsel Bilgi. 18 Temmuz 2017. 18 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2022.  a b "İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin Yayın Organları Geçmişi" (PDF). Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi. 13 Eylül 2007. Erişim tarihi: 13 Eylül 2007.  Bozkurt, Serhat (2014). "The Kurds and Settlement Policies from the Late Ottoman Empire to Early Republican Turkey: Continuities and Discontinuities (1916–34)". Iranian Studies. 47 (5): 823-837. doi:10.1080/00210862.2014.934152.  "SİYASİ PARTİLER". www.tbmm.gov.tr. 27 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2015.  "Meşrutiyet Döneminde Milliyetçilik ve İttihat Terakki". 6 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  "Kuruluşundan Birinci Dünya Savaşına Kadar İttihat ve Terakki Cemiyeti". Orhan Örs. Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Atatürk Yolu Dergisi S.51, Bahar 2013, s. 679-716. 29 Ocak 2014. 13 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2014.  Salâhi R. Sonyel, Kurtuluş Savaşı Günlerinde İngiliz İstihbarat Servisi'nin Türkiye'deki Eylemleri S. 4 http://www.zafersen.com/ittihat-ve-terakki-cemiyeti.htm 10 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Zafersen.com sitesi İttihat ve Teraki Cemiyeti sayfası, Erişim tarihi:01.08.2011 Lewis, a.g.e., s.195-196. a b c d e f g "Sina Akşin, 100 Soruda Jön Türkler ve İttihat Terakki, Erişim tarihi:01.08.2011". 12 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  a b "Eminalp Malkoç, Doğu-Batı Ekseninde Bir Osmanlı Aydını: Ahmet Rıza Yaşamı ve Düşünce Dünyası, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, Sayı 11, 2007". 6 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  a b c d "Taner Aslan, İttihâd-ı Osmanî'den Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne" (PDF). 25 Kasım 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  "Abdullah A Cehan, Osmanlı Devleti'nin Sürgün Politikası ve Sürgün Yerleri, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 1, Sayı 5, 2008" (PDF). 19 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  a b c Cenk Reyhan, Jön Türk Hareketi Üzerine Kavramsal Bir Çerçeve, Gazi Akademik Bakış Dergisi, Sayı 2,[ölü/kırık bağlantı] [1]Utkan Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Erişim tarihi: 02.08.2011 "Fethi Tevetoğlu, Atatürk- İttihat ve Terakki, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 15, Cilt 5, Temmuz 1989". 10 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  "Ali Erdem, İttihat ve Terakki, Eylül 2008". 13 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  "Genelbilge.com sitesi İttihat ve Terakki Cemiyeti maddesi, Erişim tarihi:02.08.2011". 11 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  Mütercimler, Erol (2008). Fikrimizin Rehberi. İstanbul: Alfa Basım Yayım. 978-605-106-045-3.  "1908 Osmanlı Mebusan Meclisi". 31 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "1912 Osmanlı Mebusan Meclisi". 22 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "1914-5 Osmanlı Mebusan Meclisi". 29 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "Gürsel Köksal, Enver, Talat ve Cemal Paşalar Nasıl Kaçtı, Bianet, 7 Mayıs 2005". 19 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2007.  "Emine Kısıklı, Milli Mücadele Başlangıcında Mustafa Kemal Paşa'nın Milli Hareketi İttihat ve Terakki Faaliyetlerinden Uzak Tutma Teşebbüsleri, Atatürk Yolu Dergisi, Cilt 2, Sayı5, 1990" (PDF). 17 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011.  Zürcher, Eric Jan (1987). Milli Mücadelede İttihatçılık. İstanbul: Bağlam. s. 87-300.  a b Zürcher & 87-300. Wikimedia Commons'ta İttihat ve Terakki ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Vikisöz'de İttihat ve Terakki ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. gtdOsmanlı İmparatorluğu'ndaki siyasi partilerMeclis-i Mebûsan partileri Osmanlı Ahrar Fırkası İttihat ve Terakki Hürriyet ve İtilaf Fırkası Hürriyetperver Avam Fırkası Mutedil Hürriyetperveran Fırkası Milli Meşrutiyet Fırkası Milli Türk Fırkası Teceddüt Fırkası Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu Etnik Ermeni Ermeni Devrimci Federasyonu Armenakan (Demokrat Liberal Parti olarak yeniden yapılandı) Sosyal Demokrat Hınçak Partisi Etnik Bulgar Federal Halk Partisi Bulgar Anayasa Kulüpleri Birliği Diğer partiler Osmanlı Sosyalist Fırkası Sosyal Demokrat Fırkası Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası Türkiye Komünist Fırkası Türkiye Sosyalist Fırkası Ülkelere göre siyasi partiler listesigtdTürk milliyetçiliğiİdeoloji Atatürk kişi kültü Anadoluculuk Irkçılık Kıbrıs Türk milliyetçiliği Turancılık Türkçülük Güneş-Dil Teorisi Türkleştirme Türk-İslam sentezi Ulusalcılık Ülkücülük İttihatçılık Atatürkçülük Altı Ok Taksim Oluşumlar Türk Ocakları Ülkü Ocakları Kuvâ-yi Milliye Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri Türkiye Gençlik Birliği 9 Eylül Cephesi Türk İntikam Tugayı Türk Mukavemet Teşkilatı Kara Çete Rüzgâr Birliği Düşünürler Namık Kemal Ziya Gökalp Yusuf Akçura Ömer Seyfettin Mehmet Emin Yurdakul Orhan Seyfi Orhon Ahmet Ağaoğlu Zeki Velidi Togan Mustafa Kemal Atatürk Necip Asım Yazıksız Nihal Atsız Munis Tekinalp Reha Oğuz Türkkan Alparslan Türkeş Oktay Sinanoğlu Muhsin Yazıcıoğlu Şükrü Saracoğlu Yusuf Halaçoğlu Talat Paşa Enver Paşa Ali Suavi Numan Çelebicihan Rıza Nur I. Eftim Nejdet Sançar Peyami Safa Mahmut Esat Bozkurt Attilâ İlhan Gökçe Fırat Olaylar Ermeni mallarına el konması Bâb-ı Âli Baskını Adana Katliamı Yerleşim isimlerinin değiştirilmesi Başka dillerden alınan sözcüklerin değiştirilmesi Rum Kırımı Samsun tehcirleri Ermeni Kırımı ve Reddi Süryani Katliamı Türk Kurtuluş Savaşı Elza Niyego Olayı Vatandaş Türkçe konuş! Vagon-Li Olayı Öğrenci andı 1934 Trakya Olayları 1934 İskân Kanunu Soyadı Kanunu Zilan Katliamı Dersim Katliamı Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri Varlık Vergisi Irkçılık-Turancılık Davası Sabahattin Ali suikastı 6-7 Eylül Olayları Erenköy Direnişi Kıbrıs Harekâtı Sağ-sol çatışması Kanlı 1 Mayıs 16 Mart Katliamı Malatya Katliamı Piyangotepe Katliamı Bahçelievler Katliamı Maraş Katliamı Çorum Olayları Balgat Katliamı Kemal Türkler suikastı 1995 Azerbaycan darbe girişimi Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi Hayvan isimlerinin değiştirilmesi Hrant Dink suikastı Mottolar "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" "Her Türk asker doğar" "Ne mutlu Türk'üm diyene" "Türkiye Türklerindir" "Şehitler ölmez vatan bölünmez" "Ya istiklâl ya ölüm" "Ya Taksim Ya Ölüm" "Vatandaş Türkçe konuş!" Diğer Atatürk Devrimleri Öz Türkçe Soyadı Kanunu Türk Tarih Tezi Otorite kontrolü GND: 4462602-2 LCCN: n84014452 NLI: 987007263267105171 TDVİA: ittihat-ve-terakki-cemiyeti VIAF: 312555081 WorldCat: lccn-n84014452 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=İttihat_ve_Terakki&oldid=32435103" sayfasından alınmıştır
Yahya Kaptaninsancinsiyetierkek ön adıYahya  İzmit'te kendi adının verilmiş olduğu Yahya Kaptan Mahallesinde bulunan Yahya Kaptan Heykeli Heykelin altında bulunan yazıt Yahya Kaptan (? - 8 Ocak 1920), Türk Kuvâ-yi Milliye komutanlarından ve Karakol Cemiyeti üyesi, gizli teşkilatlanma konusunda uzman bir Kurtuluş mücadelesine katılan biridir. Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonraki dönemde İttihat ve Terakki'nin kuvvetlerinden olup, Mustafa Kemal Atatürk'ün Sivas Kongresi'ndeki tüm birliklerin tek çatı altında birleşmesi kararına uyarak kendi askerî kuvvetleriyle birlikte Kuvâ-yi Milliye'ye geçti. Bunun üzerine çok mutlu olan Atatürk, Yahya Kaptan'ı onurlandırdı ve onu halka tanıttı. O dönemde, bu olay Kuvâ-yi Milliye için büyük bir kazanım oldu. Bu sırada durumdan memnun olmayan İttihatçılar kendi saflarındaki bu çözülmenin önüne geçmek için İstanbul'daki dönemin gazetelerinde, "Kuvâ-yi Milliye'de böyle bir eşkıyanın var olmasının yanlış olduğu; bu durumun Kuvâ-yi Milliye için bir kara leke olduğu" gibi karalayıcı yazılar çıkardı. Bu haberlerden bir süre sonra da Yahya Kaptan, İstanbul Hükümeti tarafından ele geçirildi[1] ve ensesinden yediği kurşunla 8 Ocak 1920'de öldürüldü. Fakat bu durum çarpıtıldı; Yahya Kaptan kaçarken kahramanca onu kovaladıkları ve onun bu sırada çıkan çatışmada öldüğü yalanı öne sürüldü. Bu olaydan haberdar olan Atatürk, duyunca çok öfkelendi ve Cumhuriyet'in ilanından sonra da bu olayın peşini bırakmayarak bu işten kimlerin sorumlu olduğunu ve kimin bu işte parmağının olduğunun bulunmasını istedi. Ayrıca bu olayla ilgili olarak diğer bir anekdot ise, o dönemde halkın Atatürk'e olan sevgisini temsil eden heykelleri yaptırılıyordu. Bu dönemde Yahya Kaptan'ın katledildiği bölgenin dönemin belediye başkanı "bir heykel yaptıracaklarını ve böylece Atatürk'ün o bölgeyi de ziyaret edeceğini" duyurdu. Bunun üzerine Atatürk, yapmış olduğu açıklamada bölgenin insanlarına bir sitem olarak "siz daha Yahya Kaptan'a dahi sahip çıkamadınız. Şimdi kalkmış benim heykelimi yapmaktan söz ediyorsunuz; siz öncelikle Yahya Kaptan'ın heykelini yaptırın." dedi. Atatürk yazmış olduğu eseri Nutuk'ta Yahya Kaptan'a 12-20 sayfa ayırdı; en çok yer sahibi olan kişi de dolayısıyla Yahya Kaptan oldu. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Yahya Kaptan (1891-1920)". Atatürk Ansiklopedisi. 2 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2023.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Kemalist Devrimin İlk Şehidi Yahya Kaptan[ölü/kırık bağlantı] "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Yahya_Kaptan&oldid=32166798" sayfasından alınmıştır
Türk Hava KurumuKuruluş16 Şubat 1925 (1925-02-16) (99 yıl, 49 gün önce)[1]KurucuCevat Abbas GürerTürHavacılıkMerkezAltındağ, Ankara, TürkiyeKayyum Heyeti BaşkanıKemal YURTNAÇResmî sitethk.org.tr 25 Mayıs 1935 Cumhuriyet gazetesinde Tayyare Cemiyeti'ne dair çizim. Türk Hava Kurumu Türk Hava Kurumu veya kısaca THK, Türkiye'de havacılık sanayisini kurmak; askerî, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak için 16 Şubat 1925'te Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle kurulmuş bir dernektir. Atatürk'ün işareti ile kurulduğunda Cevat Abbas Gürer kurucu ve başkan idi ve dernek "Türk Tayyare Cemiyeti" adını taşımaktaydı, 1935 yılında "Türk Hava Kurumu" adını aldı. THK, Türkiye'nin "Havacılık Federasyonu" yetkisini taşır. 5 Ağustos 1925 tarihinden itibaren "kamu yararına çalışan dernek" statüsündedir. Merkezi Ankara’dadır. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu THK’nın manevi koruyucularındandır. Cumhurbaşkanı, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi doğal üyeleri arasında bulunmaktadır. Kurum; üye aidatları, kurban derisi, fitre, zekat toplama faaliyetleri; pul satışı, kurum işletmelerinin etkinlikleri gibi kaynaklardan gelir elde eder. Türk Hava Kurumu, 1954’ten bu yana kesintisiz olarak Uçan Türk adlı kurum dergisini iki ayda bir ücretsiz olarak yayımlamaktadır. Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Türkkuşu öğretmenlerinden pilot Emrullah Ali Yıldız, 12 Haziran 1938 günü 14 saat, 20 dakika süren bir planör uçuşuyla dünya rekorunu kırdı. Öğrencisi Ziya Aydoğan, THK İnönü Eğitim Merkezi'nden Kayseri'ye kadar 466 km'lik bir mesafeyi planörle uçtu. THK'nin planör eğitimleri için gerekli olan planörler, Kurum'un Ankara'daki Akköprü atölyesinden sağlanıyordu. Bu atölyede 1940 yılına kadar yüzlerce planör üretimi, motor ve planör onarımları yapıldı. 1940 yılı sonlarında ise Akköprü'de sınırlı bir kadroyla çalışan atölye fabrika haline getirildi ve burada İngiliz Miles Magister eğitim uçaklarının seri montajına başlandı. 1939-1941 yılları arasında II. Dünya Savaşı öncesinde Genelkurmay Başkanlığının da isteğiyle Etimesgut Uçak Fabrikası kuruldu. 1944 yılında üretime Etimesgut Uçak Fabrikası'nda, Magister uçaklarının yanı sıra THK-1, 3, 4, 7, 9, 13 planörleri ile THK-2, 5 ve 10 tiplerinde eğitim, sağlık ve nakliye uçakları üretildi. Türkiye’deki ilk motor fabrikası THK tarafından Gazi Orman Çiftliği'nde kuruldu. Bu fabrikanın çalışmaları 1951 yılına kadar sürdü ve dönemin getirdiği koşullar nedeniyle aynı yıl Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna devredildi. Bu fabrika 1952'de tamamen kapatıldı, hâlen Türk Traktör Fabrikası olarak işletilmekte ve traktör üretimiyle ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır. THK'nin yetiştirdiği havacı gençler, 1974 Kıbrıs Harekâtı sırasında gerçekleşen Hava İndirme Harekatına paraşütçü olarak katıldı. Harekât sırasında kurumun uçak ve pilotlarına da önemli görevler verildi. Özellikle 1980'li yıllardan sonra THK, sportif havacılık konusunda 1990 yılından sonra da uluslararası ilişkilerinde büyük gelişmeler kaydetti. FAI, Genel Kurul ve Komisyon toplantılarında etkili bir politika izlenerek THK ve Türkiye ön plana çıkarıldı. Mevcut olan planör, paraşüt, uçuş okulu ve model uçak okuluna ilave olarak 1996 yılında bünyesinde balon, yelkenkanat ve yamaç paraşütünün bulunduğu Çok Hafif Hava Araçları Okulu kuruldu. 1995'te Dünya Paraşüt Şampiyonası, 1996'da 1. Dünya Hava Oyunları Test Yarışmaları, 1997'de 1. Dünya Hava Oyunları, Türk Hava Kurumunun ev sahipliğinde gerçekleşti. Haziran 2000'de 6 dalda 1. Türkiye Hava Oyunları, Temmuz 2002'de ise 2. Türkiye Hava Oyunları, Haziran 2004'te 3. Türkiye Hava Oyunları gerçekleştirildi. 19 Mayıs 2002 tarihinde Ankara’da Türk Hava Kurumu Müzesi açıldı. Türk Hava Kurumu Üniversitesi[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Türk Hava Kurumu Üniversitesi Türk Hava Kurumu, Türkiye'de nitelikli eleman açığı olan sektörlerden biri olan havacılık sektöründeki eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla[2] 3 Mart 2011 tarihinde 27863 sayılı Resmî Gazete'deki 6114 sayılı Kanun ile Ankara ilinde bir üniversite kurmuştur. 2011-2012 döneminde ilk öğrencilerini kabul eden üniversite 4 fakülte, 2 yüksekokul ve 3 enstitü ile eğitim faaliyetlerine başlamıştır. Başkanlar[değiştir | kaynağı değiştir] Cevat Abbas Gürer (1925) Ahmet Fuat Bulca (1925-1939) Şükrü Koçak (1939-1947) Seyfi Düzgören (1947-1949) Şükrü Sökmen Süer (1949-1950) Mustafa Zeren (1950-1961) Adnan Özsoy (1961-1962) Nuri Aslantaş (1962-1967) Cemal Engin (1967-1969) Lemi Tüzün (1969-1970) Kani Madasoğlu (1970-1975) Mehmet Bilir (1975) Şefik Aktuğlu (1975-1977) Abdullah Orakçılar (1979-1981) Yılmaz Oral (1981-1985) Baki Aydın (1985-1986) İnanç Ayas (1986-1990) Attila Taçoy (1990-1999) İbrahim Büyükyumukoğlu (1999-2000) Erdoğan Karakuş (2000-2002) Rasim Arslan (2002-2004) Yusuf Güngör (2004-2009) Osman Yıldırım (2009-2014) Vacit Öktem (2014[3]-2015) Kürşat Atılgan (2015[4]-2018) Ahmet Bertan Nogaylaroğlu (2018-2019) Cenap Aşcı (2019-2021) H. Abdullah Kaya (2021-2023) Ali Yüksel (2023) Kemal Yurtnaç (2023 -)[5] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] THK-16 Gazi Büstü Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Hava Kurumu Resmî Sitesi 23 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. THK Yangın Uçağı Kampanyası Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Türk Hava Kurumu". Sabah. 9 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2016.  "Bu okuldan mezun olanın işi hazır, en düşük maaş üç bin lira". hurriyet.com.tr. 28 Mayıs 2012. 15 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2012.  "THK'nın yeni başkanı Vacit Öktem". NTV.com.tr. 28 Aralık 2014. 29 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2014.  "THK'nın yeni başkanı Kürşat Atılgan oldu". 15 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2016.  "Türk Hava Kurumu yeni yönetimi belli oldu". Aydın Denge Gazetesi. 6 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2023.  gtdTürk Hava KurumuBaşkanlar Cevat Abbas Gürer Fuat Bulca (1925-1939) Şükrü Koçak (1939-1947) Seyfi Düzgören (1947-1949) Şükrü Sökmen Süer (1949-1950) Mustafa Zeren (1950-1961) Adnan Özsoy (1961-1962) Nuri Aslantaş (1962-1967) Cemal Engin (1967-1969) Lemi Tüzün (1969-1970) Kani Madasoğlu (1970-1975) Mehmet Bilir (1975) Şefik Aktuğlu (1975-1977) Abdullah Orakçılar (1979-1981) Yılmaz Oral (1981-1985) Baki Aydın (1985-1986) İnanç Ayas (1986-1990) Attila Taçoy (1990-1999) İbrahim Büyükyumukoğlu (1999-2000) Erdoğan Karakuş (2000-2002) Rasim Arslan (2002-2004) Yusuf Güngör (2004-2009) Osman Yıldırım (2009-2014) Vacit Öktem (2014-) Kuruluşları Türk Hava Kurumu Üniversitesi Türk Hava Kurumu Müzesi Türkkuşu Diğer Gazi Büstü gtdHavacılıkHava araçlarıAskerî uçak  • Balon  • Cayrokopter  • Hafif hava aracı  • Helikopter  • Paraşüt  • Paramotor  • Planör  • Uçak  • Yamaç paraşütü  • Yelken kanat  • Yolcu uçağı  • ZeplinUçuş türleri ve safhalarıAlet uçuşu  • Aerobasi  • Bekleme  • Gece uçuşu  • Görerek uçuş  • İniş  • Kalkış  • Kol uçuşu  • Meydan turu  • Rule  • SFVR  • YaklaşmaKurum ve kuruluşlarIATA  • ICAO  • EASA  • EUROCONTROL  • JAAMürettebatHostes  • Kaptan pilot  • Kontrol pilotu  • Loadmaster  • Pilot  • Seyrüseferci  • Silah sistem subayı  • Sorumlu pilot • Uçak komutanı  • Uçuş öğretmeni  • Uçuş teknisyeniLisans ve derecelendirmelerATPL  • JAR-FCL  • NR  • Pilot lisansı  • CPL  • PPLHavacılık tıbbıBarotravma  • Dekompresyon hastalığı  • g kuvveti  • Hipoksi/Anoksi  • İrtifâ rahatsızlığı  • Jet lag  • Kinetozis  • Uçuş muayenesiHava sahalarıKontrollü  • Kontrolsüz  • ATZ  • CTA  • CTR  • Uçuşa yasak bölge  • FIR  • Havayolu  • MATZ  • Sınıflar  • TMA/TCAHizmetler ve birimlerACC  • AFIS  • A/G radio  • ALRS  • AMS  • ATAS  • ATC  • ATIS  • ATS  • ATSOCAS  • FIS  • LARSBelge ve yayınlarAIP  • NOTAM  • Uçuş planı  • Uçuşa Elverişlilik YönergesiSüratCAS  • EAS  • IAS  • Mach sayısı  • RAS  • TAS  • V süratleri  • GSYükseklikAAL  • AGL  • AMSL  • DA  • Geçiş irtifası  • Geçiş katmanı  • Geçiş seviyesi  • İrtifâ  • Maximum elevation figure  • Minimum Safe Altitude  • Minimum Sector Altitude  • Rakım  • Uçuş seviyesi (FL)AtmosferDA  • ISA  • PA  • QFE  • QNE  • QNHSeyrüsefer yardımcılarıACAS/TCAS  • ADF  • DF  • DME  • EGPWS  • GPS  • IFF  • ILS  • NDB  • Nirengi  • Radar  • RNAV  • TACAN  • Transponder  • VDF  • VORHava tahmin ve raporlarıMeteoroloji kodları  • AIRMET  • ATIS  • METAR  • SIGMET  • SPECI  • TAF  • TREND  • VOLMETAcil durum ve kazalarCFIT  • Ditching  • Mayday  • Pan-pan  • SOS  • Tehlike sinyali  • Zorunlu iniş Kategori  • Commons  • Vikiproje Otorite kontrolü GND: 10165727-4 ISNI: 0000 0000 9465 8954 LCCN: no2003050621 VIAF: 139401707 WorldCat: lccn-no2003050621 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Türk_Hava_Kurumu&oldid=31055278" sayfasından alınmıştır
Bağlantı bakımı gtdTürk Hava KurumuBaşkanlar Cevat Abbas Gürer Fuat Bulca (1925-1939) Şükrü Koçak (1939-1947) Seyfi Düzgören (1947-1949) Şükrü Sökmen Süer (1949-1950) Mustafa Zeren (1950-1961) Adnan Özsoy (1961-1962) Nuri Aslantaş (1962-1967) Cemal Engin (1967-1969) Lemi Tüzün (1969-1970) Kani Madasoğlu (1970-1975) Mehmet Bilir (1975) Şefik Aktuğlu (1975-1977) Abdullah Orakçılar (1979-1981) Yılmaz Oral (1981-1985) Baki Aydın (1985-1986) İnanç Ayas (1986-1990) Attila Taçoy (1990-1999) İbrahim Büyükyumukoğlu (1999-2000) Erdoğan Karakuş (2000-2002) Rasim Arslan (2002-2004) Yusuf Güngör (2004-2009) Osman Yıldırım (2009-2014) Vacit Öktem (2014-) Kuruluşları Türk Hava Kurumu Üniversitesi Türk Hava Kurumu Müzesi Türkkuşu Diğer Gazi Büstü "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Şablon:Türk_Hava_Kurumu&oldid=17856018" sayfasından alınmıştır
Burası Türk Hava Kurumu adlı şablon üzerindeki değişikliklerin konuşulduğu tartışma sayfasıdır. Bu sayfa şu Vikiprojelerin kapsamında yer almaktadır: Vikiproje Şablonlar (Şablon-sınıf, NA-önem) ŞablonlarVikiproje:ŞablonlarŞablon:VikiprojeŞablonlar gtdBu şablon, Vikipedi'deki Şablonlar maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Şablonlar kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.  Şablon  Bu şablon için herhangi bir değerlendirme yapmaya gerek yoktur.   "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Şablon_tartışma:Türk_Hava_Kurumu&oldid=31852584" sayfasından alınmıştır
Mustafa Zeren (d. 1895, Pasinler) - (ö. 20 Kasım 1971), Türk siyasetçidir. Harp Okulu ve İstanbul Hukuk Fakültesi mezunudur. Muhafız Alayı Yaverliği, 7. Tümen Yaverliği, Haydarpaşa Sevk Memurluğu, Topçu Alayı Levâzım Müdürlüğü, Gülhane Hastanesi, Kuleli Mektebi, Yedek Subay Okulu Levâzım Müdürlükleri ve Hocalıkları, Askerî Adli Yargıçlığı, Askerî Yargıtay Savcı Yardımcılığı, Yargıtay Aza Mülazımlığı, Askerî Adli Subaylığı, Milli Savunma Bakanlığı İdari Teftiş Heyeti Üyeliği, Askerî Yargıtay Adli Üyeliği, Serbest Avukatlık, TBMM IX. Dönem Erzurum, X. Dönem Amasya, XI. Dönem Erzurum Milletvekilliği ile IX. Dönem TBMM Başkanvekilliği yapmıştır. Evli ve üç çocuk babasıdır.[1] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "TBMM Albümü". tbmm.gov.tr. 31 Ekim 2012. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2013.  gtdTürk Hava KurumuBaşkanlar Cevat Abbas Gürer Fuat Bulca (1925-1939) Şükrü Koçak (1939-1947) Seyfi Düzgören (1947-1949) Şükrü Sökmen Süer (1949-1950) Mustafa Zeren (1950-1961) Adnan Özsoy (1961-1962) Nuri Aslantaş (1962-1967) Cemal Engin (1967-1969) Lemi Tüzün (1969-1970) Kani Madasoğlu (1970-1975) Mehmet Bilir (1975) Şefik Aktuğlu (1975-1977) Abdullah Orakçılar (1979-1981) Yılmaz Oral (1981-1985) Baki Aydın (1985-1986) İnanç Ayas (1986-1990) Attila Taçoy (1990-1999) İbrahim Büyükyumukoğlu (1999-2000) Erdoğan Karakuş (2000-2002) Rasim Arslan (2002-2004) Yusuf Güngör (2004-2009) Osman Yıldırım (2009-2014) Vacit Öktem (2014-) Kuruluşları Türk Hava Kurumu Üniversitesi Türk Hava Kurumu Müzesi Türkkuşu Diğer Gazi Büstü Türk siyasetçi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Mustafa_Zeren&oldid=31104893" sayfasından alınmıştır
Cemal EnginHV.PLT.1941-B-67Doğum1919İstanbul, Osmanlı İmparatorluğuÖlüm1 Aralık 1985 (66 yaşında)İstanbulBağlılığı TürkiyeBranşı Türk Hava KuvvetleriHizmet yılları1941-1976RütbesiKorgeneralKomutası193. Filo, Hava Atış Bombardıman Destek Grubu, 15. Füze Üssü, 6. Ana Jet Üssü, Hava Kuvvetleri Eğitim Daire Başkanlığı, Türk Hava Kurumu Genel Müdürlüğü, Hava Kuvvetleri Personel Başkanlığı, Eskişehir HİBM Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı, Hava Eğitim Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetleri Cemal Engin (1919, İstanbul - 1 Aralık 1985), Türk asker. Türk Hava Kuvvetleri eski komutanı. 1941 yılında asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'ndan mezun oldu. Ankara Türkkuşu'nda 6 aylık intibak uçuş eğitimini tamamladıktan sonra İngiltere Hava Okulu'nda 22 ay pilotaj eğitimine tabi tutuldu. Uçuş brövesini aldıktan sonra 1944'te Merzifon 4. Tayyare Alayı'na atandı. 1947 yılında 7. Tayyare Alayı 1. Bölük Uçuş Heyetinde, 1950 yılında 10. Tayyare Alayı Komutanlığı emrinde pilot olarak görev yaptı. 1954 yılında girdiği Hava Harp Akademisi'nden 1956 yılında mezun oldu. 1956-1958 yılları arasında 9. Hava Üs 192. Filo Harekât Subaylığı ile 193. Filo Komutanı olarak görev yaptı. 1958 yılında Hava Harp Akademisi'nde öğretmenlik, 1962 yılında Hava Atış Bombardıman Destek Grup Komutanlığı görevlerini yaptı. 1964 yılında tuğgeneral rütbesine terfi etti. Bu rütbede 15. Füze Üs Komutanlığı, 6. Ana Jet Üs Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Eğitim Daire Başkanlığı, Türk Hava Kurumu Genel Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1968 yılında tümgeneral rütbesine terfi ederek Hava Kuvvetleri Personel Başkanlığı, Eskişehir HİBM Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı görevlerini yürüttü. 1972 yılında korgeneral rütbesine terfi ederek Genelkurmay Personel Başkanlığına görevine getirildi, 1974 yılında Hava Eğitim Komutanlığı'na atandı. 24 Nisan 1976 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutan Vekilliğine, 24 Mayıs 1976 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığına atandı. 23 Temmuz 1976 tarihinde Genelkurmay II. Başkan Hava Yardımcılığı'na atandı. 30 Ağustos 1976 tarihinde emekliye ayrıldı. 1 Aralık 1985 tarihinde öldü. İngilizce bilmekteydi. Evli olup 2 çocuk babasıydı. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Türk asker ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Askerî görevi Önce gelen:Emin Alpkaya Türk Hava Kuvvetleri Komutanı24 Nisan 1976 - 23 Temmuz 1976 Sonra gelen:Ethem Ayan gtdTürk Hava Kuvvetleri komutanları Zeki Doğan Muzaffer Göksenin Fevzi Uçaner Suphi Göker Tekin Arıburun İhsan Orgun İrfan Tansel Süleyman Tulgan İrfan Tansel Reşat Mater Muhsin Batur Emin Alpkaya Cemal Engin Ethem Ayan Tahsin Şahinkaya Halil Sözer Cemil Çuha Saftar Necioğlu Siyami Taştan Halis Burhan Ahmet Çörekçi İlhan Kılıç Ergin Celasin Cumhur Asparuk İbrahim Fırtına Faruk Cömert Aydoğan Babaoğlu Hasan Aksay Mehmet Erten Akın Öztürk Abidin Ünal Hasan Küçükakyüz Atilla Gülan Ziya Cemal Kadıoğlu "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Cemal_Engin&oldid=31111994" sayfasından alınmıştır
Mehmet Bilir (d. 4 Şubat 1960, Filibe, Bulgaristan) Türk büyükelçi. Eğitimi[değiştir | kaynağı değiştir] Marsilya École de Provence Lisesi ve Napoli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi mezunudur. Yüksek Lisansını Bruges'deki Avrupa Kolejinde yapmıştır. Mesleki Kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir] 1985 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girmiştir. Pekin (1995-1997), Helsinki (1997-1999), Tunus (2001-2003) büyükelçiliklerinde müsteşar olarak görev yapmış, Dışişleri Bakanlığında NATO (1999-2001), İkili Ekonomik İşler (2005-2007) ve Konsolosluk İşleri (2011-2012) Dairesi Başkanı olmuştur. 2003-2005 yılları arasında Brüksel Büyükelçiliği 1. Müsteşarı, 2007-2009 yıllarında Nahçıvan ve 2009-2011 yılları arasında Lyon Başkonsolosu olarak görev yürütmüştür. 2012-2014 yılları arasında İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Avrupa Birliği nezdindeki Ofisi'nde (Brüksel) Daimi Temsilci Vekili olmuştur. 30 Haziran 2014 - 15 Eylül 2019 tarihlerinde Türkiye'nin Moritanya Büyükelçisi olmuştur.[1] Fransızca, İngilizce ve İtalyanca bilmektedir. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] gtd Türkiye'nin Moritanya Büyükelçileri Musa Kulaklıkaya (2011-2014) Mehmet Bilir (2014-2019) Cem Kahyaoğlu (2019-) "Arşivlenmiş kopya". 8 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2023.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Mehmet_Bilir&oldid=30302140" sayfasından alınmıştır
Bağlantı bakımı gtd Türkiye'nin Bulgaristan Büyükelçileri Cevat Abbas Bey (1921) Enver Bey (1923-1924) Server Cemal Bey (1924-1925) Ali Türkgeldi (1926) Hüsrev Gerede (1926-1930) Tevfik Kamil Koperler (1931-1934) Ali Şevki Berker (1934-1942) Hasan Vasfi Menteş (1942-1945) Faik Zihni Akdur (1945-1946) Şefkati Nuri İstinyeli (1947-1949) Basri Rızan (1949-1951) Tevfik Kazım Kemahlı (1956-1957) Necmettin Tuncel (1960-1966) Nejat Ertüzün (1966-1971) Nihat Dinç (1971-1976) Ecmel Barutçu (1976-1979) Yıldırım Keskin (1979-1983) Ömer Engin Lütem (1983-1989) Yalçın Oral (1989-1995) Mehmet Ali İrtemçelik (1995-1997) Tahsin Burcuoğlu (1997-2001) Haydar Berk (2001-2005) Mehmet Tuğrul Gücük (2005-2010) İsmail Aramaz (2010-2013) Süleyman Gökçe (2013-2017) Hasan Ulusoy (2017-2019) Aylin Sekizkök (2020-) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Şablon:Türkiye%27nin_Bulgaristan_büyükelçileri&oldid=29745195" sayfasından alınmıştır
Burası Türkiye'nin Bulgaristan büyükelçileri adlı şablon üzerindeki değişikliklerin konuşulduğu tartışma sayfasıdır. Bu sayfa şu Vikiprojelerin kapsamında yer almaktadır: Vikiproje Şablonlar (Şablon-sınıf, NA-önem) ŞablonlarVikiproje:ŞablonlarŞablon:VikiprojeŞablonlar gtdBu şablon, Vikipedi'deki Şablonlar maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Şablonlar kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.  Şablon  Bu şablon için herhangi bir değerlendirme yapmaya gerek yoktur.   "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Şablon_tartışma:Türkiye%27nin_Bulgaristan_büyükelçileri&oldid=31859961" sayfasından alınmıştır
Hürriyet Kahramanı · Edirne FatihiEnver Paşa 1315 (1899) P.-4[1] Enver Paşa'nın Nicola Perscheid tarafından çekilen fotoğrafı, 8 Ocak 1915. Harbiye Nazırı Görev süresi3 Ocak 1914 - 14 Ekim 1918 Yerine geldiği Ahmed İzzet Paşa Yerine gelen Ahmed İzzet Paşa Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Reisi Görev süresi8 Ocak 1914 - 14 Ekim 1918 Yerine geldiği Mehmed Hadi Paşa Yerine gelen Ahmed İzzet Paşa Osmanlı Orduları Başkomutan Vekili Görev süresi8 Ocak 1914 - 3 Temmuz 1918 Hükümdar V. Mehmed Osmanlı Orduları BaşkomutanlıkKurmay Başkanı Görev süresi3 Temmuz 1918 - 14 Ekim 1918 Hükümdar VI. Mehmed Kişisel bilgiler Doğum İsmail Enver23 Kasım 1881(1881-11-23) veya 6 Aralık 1882[a]İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu Ölüm 4 Ağustos 1922 (40 yaşında)Çeğen köyü, Türkistan, Rusya SFSC (bugünkü Tacikistan) Defin yeri Abide-i Hürriyet, İstanbul41°04′05″N 28°58′55″E / 41.06814°K 28.982041°D / 41.06814; 28.982041 Milliyeti Türk Partisi İttihat ve Terakki Evlilik(ler) Naciye Sultan(e. 1914; ö. 1922) Çocuk(lar) Türkân MayatepekAli EnverMahpeyker Enver Bitirdiği okul Mekteb-i Erkân-ı Harbiye Mesleği Asker, siyasetçi Dini İslam Ödülleri İmzası Askerî hizmeti Takma adı Edirne FatihiGazi-i NamdarŞehid-i Âla Hürriyet Kahramanı Bağlılığı  Osmanlı İmparatorluğu Branşı  Osmanlı ordusu Hizmet yılları 1899-1918 Rütbesi Ferîk-i evvel Birimi Berlin Askeri Ataşesi, 10. Kolordu Kurmay Başkanı Komutası Bingazi Bölgesi Genel Komutanlığı, 3. Ordu Çatışma/savaşları 31 Mart Vakası Trablusgarp Savaşı Derne Muharebeleri Tobruk Muharebeleri Beyrut Muharebesi Birinci Balkan Savaşı Bâb-ı Âli Baskını İkinci Balkan Savaşı Edirne'nin Kurtuluşu I. Dünya Savaşı Kafkasya Cephesi Köprüköy muharebeleri Sarıkamış Harekâtı Trabzon Harekâtı Göyçay Muharebesi Binegedi Savaşı Bakü Muharebesi İran Cephesi Tebriz'in işgali Çanakkale Cephesi Suriye-Filistin Cephesi Birinci Ürdün Saldırısı Birinci Amman Muharebesi İkinci Ürdün Saldırısı Basmacı Hareketi  (ölü) Karşı Muharebesi Duşanbe Muharebesi Enver Paşa (Osmanlıca: انور پاشا, doğum adı: İsmail Enver, اسماعيل انور‎; d. 23 Kasım 1881[3] veya 6 Aralık 1882[a] – ö. 4 Ağustos 1922), Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı askeri ve siyasetçisi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli önderleri arasında bulunmuş, 1913'te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askerî darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askerî ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askerî politikayı yönetmiştir. Bu savaş sırasında meydana gelen Ermeni Tehciri‘ni hazırlayanlardan biridir.[4] I. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine Almanya ve Rusya'da Türk halklarının bir araya getirilmesi amacıyla pek çok mücadelede bulunmuştur. Orta Asya’da Basmacı Hareketi'nin başına geçerek Bolşeviklere karşı savaşmıştır. 4 Ağustos 1922'de bir çatışma esnasında Bolşevikler tarafından öldürülmüştür. 1914'te Padişah Abdülmecid'in torunu (Şehzade Süleyman'ın kızı) Naciye Sultan'la evlenerek Osmanlı Hanedanı'na damat olmuştur. İlk yılları ve eğitimi[değiştir | kaynağı değiştir] Ailesi[değiştir | kaynağı değiştir] Enver Paşa, Babası Hacı Ahmet Paşa ve kardeşi Nuri Paşa (Killigil) 23 Kasım 1881'de İstanbul Divanyolu'nda dünyaya geldi.[5][6][7] Ancak doğum tarihi kimi kaynaklarda tartışma konusudur.[6] Babası bayındırlık teşkilatında inşaat teknisyeni Hacı Ahmet Paşa (kendi aynı zamanda Malta sürgünlerindendir),[8] annesi Ayşe Dilara Hanım'dır.[9] Annesi Kırımlı bir Tatar'dır,[10] baba tarafından soyu Tosk Arnavutlar'a veya Gagavuz Türklerine dayanmaktadır.[11][12][13] Ailenin 5 çocuğundan en büyüğüdür.[14] Kendi deyimine göre ailesi pek varlıklı olmasa da eğitimi için çok emek vermiştir.[15] Önce Nafia Nezareti'nde fen memurluğu yapan daha sonra Surre Emini (Surre-i Hümâyûn Alayı Emini) görevine getirilen ve sivil paşalığa yükselen Hacı Ahmet Paşa'nın tayinleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlerde geçti. Kardeşleri Nuri (Nuri Paşa-Killigil), Kâmil (Killigil-Hariciyeci), Mediha (General Kazım Orbay ile evlenecektir) ve Hasene'ydi (Selanik Merkez Kumandanı Nazım Bey ile evlenecektir). Enver Paşa, Genelkurmay eski başkanlarından Kazım Orbay'ın da kayınbiraderiydi. Ayrıca "Kût'ül-Amâre Kahramanı" olarak anılan Halil Kut, Enver Paşa'nın amcasıdır.[16] Eğitimi[değiştir | kaynağı değiştir] Harp Akademisi 2. sınıf öğrencisi Enver Bey, arkadaşlarıyla birlikte süvari stajı sırasında (1901) Üç yaşında evlerinin yakınındaki İbtidaî Okulu'na (ilkokul) gitti. Daha sonra Fatih Mekteb-i İbtidaîsi'ne girdi ve ikinci sınıftayken babasının Manastır'a tayin olması nedeniyle bırakmak zorunda kaldı. Yaşı küçük olmasına karşın 1889'da Manastır Askeri Rüştiyesi'ne (ortaokul) kabul edilmeyi başardı ve oradan 1893'te mezun oldu. Eğitimine 15. sırada girdiği Manastır Askerî İdadisi'nde devam etti ve 1896 yılında 6. sırada mezun oldu. Harp Okulu'na geçti ve bu okulu 1899'da 4. sırada piyade teğmeni olarak bitirdi. Harp Okulu'nda okurken kendi gibi henüz öğrenci olan amcası Halil Paşa ile birlikte tutuklandı ve Yıldız mahkemelerinde yargılanıp serbest bırakıldı. Harp Akademisini 2. olarak bitirdi ve Osmanlı Ordusu’na kurmay subay yetiştiren Mekteb-i Erkân-ı Harbiye’nin 45 kişilik kontenjanına girmeyi başarmıştır. Buradaki eğitiminden sonra, 23 Kasım 1902'de Kurmay Yüzbaşı olarak Üçüncü Ordu'nun emrinde Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ne verildi.[13] Askerlik yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] İlk dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kolağası Enver Bey Taksim Topçu Kışlası önünde, 15 Mayıs 1909 Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ndeyken, Bulgar çetelerinin izlenmesi ve cezalandırılması için yapılan harekât görevlerine katıldı. 1903 yılı Eylül’ünde Koçana’da bulunan 20. Piyade Alayı’nın birinci bölüğüne, bir ay sonra da 19. Piyade Alayı’nın birinci taburunun birinci bölüğüne nakledildi. Nisan 1904'te Üsküp’teki 16. Süvari Alayı’nda görevlendirildi. Ekim 1904 tarihinde ise İştip’teki alaya giden Enver Bey, iki ay sonra “sunûf-ı muhtelife” hizmetini tamamlayarak Manastır’daki karargâha geri döndü. Burada kurmaylık dairesinin birinci ve ikinci şubelerinde yirmi sekiz gün çalıştı, ardından Manastır Mıntıka-i Askeriyesi’nin Ohri ve Kırçova mıntıkaları müfettişliğine tayin edildi. 7 Mart 1905’te kolağası oldu. Bu görevi sırasında Bulgar, Rum ve Arnavut çetelerine karşı girişilen askerî harekâtta üstün başarılar gösterdiğinden üçüncü ve dördüncü Mecidiye Nişanı, dördüncü Osmaniye Nişanı ve altın Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi; 13 Eylül 1906 tarihinde binbaşılığa yükseltildi. Bulgar çetelerine karşı yürüttüğü faaliyet onun üzerinde milliyetçilik fikirlerinin etkili olmasında rol oynadı. Çatışmalarda bacağından yaralanarak bir ay hastanede kaldı. Eylül 1906 dönemi içinde Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne on ikinci üye olarak katıldı. Manastır’a dönüşünde cemiyetin, buradaki örgütlenmesini kurma eylemlerinde bulundu. Bu eylemleri, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile merkezi Paris’te olan Osmanlı Terakkî ve İttihat Cemiyeti’nin birleşmesi ve ilk örgütün Osmanlı Terakkî ve İttihat Cemiyeti Dahilî Merkez-i Umûmisi adını almasından sonra daha yoğun olarak sürdürdü. Terakkî ve İttihat Cemiyeti tarafından başlatılan ihtilal girişimlerine katıldı. Eylemlerinin ihbar edilmesi üzerine İstanbul’a davet edildi. Ancak 24 Haziran 1908 akşamı dağa çıkarak ihtilâlde öncü rol oynadı.[9] Hürriyet kahramanı[değiştir | kaynağı değiştir] Amcası Yüzbaşı Halil Bey ile konuşarak[17] merkezi Paris'te bulunan Jön Türk Hareketi'nin Selanik'teki bir kolu olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ne (sonraki adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti) katılmayı kabul etti. (Tahminen Mayıs 1906)[18] Bursalı Mehmet Tahir Bey'in rehberliği[17] ile cemiyete, on ikinci üye olarak kabul edildi. Kendisine cemiyetin Manastır şubesini kurma görevi verildi.[14] İttihat ve Terakki'nin başlattığı ihtilal hareketleri içinde yer alan Binbaşı Enver Bey, kız kardeşi Hasene Hanım'ın eşi olan ve sarayın adamı olarak bilinen Selanik Merkez Kumandanı Kurmay Albay Nazım Bey'i öldürme planı içinde yer aldı.[19] 11 Haziran 1908 günü gerçekleşen suikast girişimi Nazım Bey'in ve onu öldürmekle görevli fedai Mustafa Necip Bey'in yaralanması ile sonuçlanırken Enver Bey, Divan-ı Harb'e sevk edildi. Ancak İstanbul'a gitmek yerine 12 Haziran 1908 gecesi dağa çıkıp ihtilal başlatmak üzere Manastır'a doğru yola çıktı. Resne'de, Resneli Niyazi Bey'in dağa çıktığını öğrenince Manastır yerine Tikveş'e yöneldi ve cemiyeti orada yaymaya çalıştı.[17] Ohrili Eyüp Sabri Bey de onu izledi. Bu hareket padişah tarafından II. Meşrutiyet'in ilan edilmesinde önemli rol oynadı. Dağa çıkan subaylar arasında en kıdemlisi olduğu ve önemli faaliyetler gerçekleştirdiği için Enver Bey, bir anda “hürriyet kahramanı” olarak kabul edildi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin askeri kanadının en önemli isimlerinden birisi oldu. Gittiği her yerde anayasanın yeniden yürürlüğe girmesi konusunda ateşli konuşmalar yaptı, söylevlerinde Meşrutiyet çağrısı yaptı, bunu yeterli görmeyen Enver Bey, görkemli törenler düzenletti.[15] Meşrutiyet‘in sonrasında 23 Ağustos 1908’de Rumeli Vilâyâtı Müfettişliği başkanlığı görevine verilen Enver Bey, 5 Mart 1909’da 5000 kuruş maaşla Berlin askerî ataşesi olarak görevlendirildi. Çeşitli aralıklarla iki yılı aşkın bir süre devam eden bu görev, Almanya’nın askerî durumuna ve sosyal yapısına büyük hayranlık duymasına yol açtı ve onu Alman sempatizanı haline getirdi. Berlin askeri ataşeliği[değiştir | kaynağı değiştir] Enver Bey ve Resneli Niyazi Bey (1908) Enver Bey, Hareket Ordusu komutanları ve kurmaylarıyla (1909) 5 Mart 1909'da Berlin Askeri Ataşesi olarak görevlendirilen Enver Bey, bu görev sırasında Alman kültürü ile tanıştı ve çok etkilendi.[14] Enver Bey bu görev sırasında, 1910 yılında Londra’da onuruna verilen bir yemeğe, çağrı üzerine Britanya'ya gitmiştir. Bu gezide "Türk Devrimcisi" olarak karşılanmış, İngilizler "İttihatçıların" yanında olduklarını belirtmiştir.[20] İstanbul'da 31 Mart Olayı'nın patlak vermesi üzerine geçici olarak yurda döndü. İsyanı bastırmak üzere Selanik'ten İstanbul'a giden ve komutanlığını Mahmut Şevket Paşa'nın üstlendiği Hareket Ordusu'na katıldı; hareketin kurmay başkanlığını Kolağası Mustafa Kemal Bey'den devraldı. Bu başkaldırı bastırıldıktan sonra II. Abdülhamit tahttan indirilmiş, yerine Mehmet Reşat geçmişti. Kurulan İbrahim Hakkı Paşa kabinesinde Harbiye Nazırlığı görevi beklenildiği gibi Enver Bey'e değil, Mahmut Şevket Paşa'ya verildi. 12 Ekim 1910 tarihinde Birinci ve İkinci Ordu manevralarında yönetici olarak görev yapmak üzere yeniden İstanbul’a geldi ve kısa bir süre sonra geri döndü. Mart 1911’de İstanbul’a çağrılan Enver Bey, 19 Mart 1911’de görüştüğü Mahmud Şevket Paşa tarafından Makedonya’daki çete faaliyetlerine karşı alınacak tedbirleri denetlemek ve bu alanda bir yazanak hazırlamak üzere bölgeye gönderildi. Enver Bey dolaştığı Selanik, Üsküp, Manastır, Köprülü ve Tikveş’te bir yandan çetelere karşı alınacak önlem üzerinde çalışırken öte yandan İttihat ve Terakki‘nin ileri gelenleriyle görüştü. 11 Mayıs 1911 tarihinde İstanbul’a döndü. 15 Mayıs 1911’de Sultan Mehmed Reşad’ın yeğenlerinden Nâciye Sultan ile nişanlandı. 27 Temmuz 1911’de Malisör isyanı sebebiyle İşkodra’da toplanan İkinci Kolordu’nun kurmay dairesi başkanı (erkânıharp) olarak Trieste üzerinden İşkodra’ya gitmek üzere İstanbul’dan ayrıldı. 29 Temmuz 1911’de ulaştığı İşkodra’da, Malisör isyanının bastırılması İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Arnavut üyeleriyle olan sorunlarının çözümünde önemli rol oynadı. Bu gelişmelerden sonra Enver Paşa, görev yeri Berlin’e geçtiyse de İtalyanlar’ın, Trablusgarp’a saldırmaları üzerine yurda döndü. Orada "Enveriye" denen asker şapkasını yaptı. Bu şapka, Osmanlı Ordusu'nun gözdesi oldu. Trablusgarp Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Trablusgarp Savaşı Enver Bey Trablusgarp'ta (1911) Enver Bey, İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı yürütülmesi fikrini İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerine kabul ettirdikten sonra Kolağası Mustafa Kemal Bey ve Paris Ataşemiliteri Binbaşı Fethi (Okyar) Bey gibi isimlerle bölgeye gitmeye koyuldu. 8 Ekim 1911’de padişah ve hükûmet yetkilileriyle bu durumu görüştükten sonra İskenderiye’ye gitmek üzere 10 Ekim 1911’de İstanbul’dan ayrıldı. Mısır’da ileri gelen Arap liderleriyle çeşitli temaslar kurup 22 Ekim’de Bingazi’ye hareket etti. Çölü geçerek, 8 Kasım’da Tobruk’a ulaştı. 1 Aralık 1911’de Aynülmansûr’da askerî karargâhını kurdu. İtalyanlar’a karşı yapılan muharebe ve gerilla harekâtında büyük başarılar elde etti. 24 Ocak 1912’de resmen Umum Bingazi Mıntıkası kumandanlığına getirildi. 17 Mart 1912 tarihinde bu görevine ek olarak Bingazi mutasarrıflığına atandı. 10 Haziran 1912’de kaymakam oldu. Kasım 1912 sonlarında Balkan Savaşı’na katılmak üzere Bingazi’yi terkederek tedbili kıyafetle İskenderiye’ye, oradan da bir İtalyan gemisiyle Brindisi’ye gitti. Viyana üzerinden İstanbul’a dönen Enver Bey, 1 Ocak 1913 tarihinde Onuncu Kolordu Kurmay Komutanlığı başkanlığına tayin edildi. Kâmil Paşa hükûmetinin barış antlaşması imzalanması yolundaki çabaları aleyhindeki İttihat ve Terakki eylemlerinde öncü rol oynadı. 10 Ocak 1913’te Nâzım Paşa ile görüşen Enver Bey, Harbiye nâzırı ile Kâmil Paşa’nın istifaya zorlanması ve yerine savaşa devam edecek bir hükûmetin kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Daha sonra bu fikri, Kâmil Paşa’nın görevde kalmasını isteyen Sultan Mehmed Reşad’a da kabul ettirmeye çalıştı.[21] Bingazi ve Derne'deki kuvvetlerin başına geçti; Hanedan damadı olmasının da kazandırdığı saygınlıkla 20 bin kişiyi seferber etmeyi başardı ve adına para bastırarak bölgeye hakim oldu.[22] Bir yıl süren mücadele sonunda, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine diğer Türk subaylarla birlikte İstanbul'a çağrıldığı için bölgeyi 25 Kasım 1912'de terk etti.[23] İtalyan kuvvetlerine karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle 1912'de yarbaylığa yükseldi.[24] Balkan Savaşı ve Bâb-ı Âli Baskını[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Bâb-ı Âli Baskını Balkan Savaşı'na katılmak üzere diğer gönüllü subaylarla birlikte Bingazi'den ayrılan Yarbay Enver Bey, düşman kuvvetlerinin Çatalca'da durdurulmasında önemli rol oynadı.[24] I. Balkan Savaşı yenilgi ile sonuçlanmıştı. Kamil Paşa hükûmeti, kendilerine Londra Konferansı'nda önerilen Midye-Enez sınırını kabule yanaşıyordu. İttihatçıların kendi aralarında yaptığı ve Enver Bey'in de katıldığı toplantıdan zor kullanarak hükûmeti devirme kararı çıktı. 23 Ocak 1913 günü Enver Bey'in öncü rolü oynadığı Bâb-ı Âli Baskını gerçekleşti. Baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa, Yakup Cemil tarafından öldürüldü; Enver Bey, Mehmet Kamil Paşa'ya istifasını imzalattı ve padişahı ziyaret ederek Mahmut Şevket Paşa'nın sadrazam olmasını sağladı. Böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti askerî darbe ile iktidarı ele geçirmiş oldu. Bâb-ı Âli Baskını'ndan sonra, Enver Bey, Bulgar ordusu başka cephelerde savaşmakta olduğundan, direnişle karşılaşmadan, 22 Temmuz 1913'te Edirne'ye girdi. Bu gelişme üzerine saygınlığı artan Enver Bey, “Edirne Fatihi” unvanını aldı.[24] Rütbesi albaylığa (18 Aralık 1913), kısa bir süre sonra da generalliğe (5 Ocak 1914) yükseltildi.[24] Hemen ardından istifa ettirilen Harbiye Nazırı Ahmet İzzet Paşa'nın yerine Harbiye Nazırı oldu. Bu arada, Sultan Mehmet Reşat'ın yeğeni Emine Naciye Sultan ile Baltalimanı'ndaki Damat Ferit Paşa Konağı'nda yapılan düğünle evlenerek “Damad-ı Şehriyari” oldu (5 Mart 1914). Harbiye Nazırlığı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Harbiye Nezâreti Harbiye Nazırı olduktan sonra orduda bazı düzenlemeler yapan Enver Paşa, binden fazla sayıda yaşlı subayı ordudan tasfiye etti, genç subayları önemli görevlere getirdi.[17] Orduda Fransız modeli yerine Alman stilini uyguladı, birçok Alman subayı Türk ordusunda danışman olarak görevlendirildi. Alaylı subayların çoğunun işine son verdi, ordunun gençleşmesini sağladı.[24] Üniformalar değiştirildi; orduda okur yazarlığın artmasına çalıştı ve bunun için “enveriye yazısı” denilen bir alfabe uygulamaya kondu.[24] Mahmut Şevket Paşa'nın suikast sonucu öldürülmesinden sonra kurulan Said Halim Paşa kabinesinde ve onun görevden çekilmesi üzerine 1917'de kurulan Talat Paşa kabinesinde de devam ettiği Harbiye Nazırlığı, 14 Ekim 1918'e kadar sürdü. I. Dünya Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: I. Dünya Savaşı Harbiye Nazırı Enver Paşa, 2 Ağustos 1914'te Rusya'ya karşı gizli bir Türk-Alman ittifak anlaşması imzalanmasında önemli rol oynadı.[24] 10 Ağustos'ta Boğazlar'dan girmesine izin verilen iki Alman kruvazörünün 29 Ekim'de Rus Çarlığı liman ve gemilerine saldırması için gerekli onayı verdi. 14 Kasım'da Fatih Camii'nde okunan Cihad-ı Ekber ilanı ile devlet, resmen I. Dünya Savaşı'na katılmış oldu. Enver Paşa Kubbetü's-Sahre'yi ziyaret ederken (1916) Sarıkamış Harekâtı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Sarıkamış Harekâtı Enver Paşa, ülke I. Dünya Savaşı'na girdikten sonra Harbiye Nazırı olarak askerî harekâtın yönetimini eline aldı. 3. Ordu'nun Doğu Cephesi'nde Rus kuvvetlerine karşı giriştiği Sarıkamış Kış Harekâtı'nın komutanlığını üstlendi. Enver Paşa, ordunun komutasını Hakkı Hafız Paşa'ya bırakıp İstanbul'a döndü ve savaş boyunca başka hiçbir cephede komutanlık üstlenmedi.[24] Uzun bir süre İstanbul basınında Sarıkamış hakkında herhangi bir haber veya yayın yapılmasına izin vermedi.[25] 26 Nisan 1915'te Harbiye Nazırlığı'nın yanı sıra Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Eylül ayında korgeneralliğe yükseldi.[24] Ermeni Tehciri[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Ermeni Kırımı 1877-1878'deki 93 Harbi sırasında da bazı yerli Ermenilerin, Osmanlı'ya karşı yayılmacı Rus ordularının yanında çarpıştığını ve cephe gerisinde isyanlar çıkarttığını bilen Enver Paşa, 2 Mayıs 1915'te Dahiliye Nazırı Talat Paşa'ya gönderdiği gizli telgraf ile isyancı Ermenilerin bölgeden uzaklaştırılmasını istedi.[26] Uygulama, Talat Paşa tarafından başlatıldı ve 27 Mayıs 1915’te Tehcir Kanunu çıkartılarak yürürlüğe konuldu.[27] 1917'de Kut ül-Amare'de İngiliz general Townshend'in tutsak alınması ve Kafkasya cephesinde Ruslara karşı elde edilen başarılar üzerine Enver Paşa'nın rütbesi orgeneralliğe yükseltildi.[24] Yurt dışına kaçışı[değiştir | kaynağı değiştir] İkdam'ın Talat, Enver ve Cemal Paşaların yurt dışına kaçışını duyuran ilk sayfası, 4 Kasım 1918. Filistin, Irak ve Suriye'de Osmanlı ordusunun İngilizler karşısında sürekli yenilgiye uğraması üzerine Osmanlı Devleti'nin savaştaki yenilgisi kesinleşti. 14 Ekim 1918'de Talat Paşa kabinesi, ateşkes anlaşmalarını kolaylaştırmak için istifa ettiğinde Enver Paşa'nın harbiye nazırlığı görevi de sona erdi. İngilizlerin İttihat ve Terakki üyeleri hakkında yakalatma emri çıkarmasından sonra partili arkadaşlarıyla birlikte bir Alman torpidosuyla[28] yurt dışına kaçtı. Ardından Kafkasya, İngiliz denetimine alındı; İngilizler Enver Paşa'nın Kafkasya'da bir hareket başlatacağından kuşkulansa da bu olasılık gerçekleşmedi.[29] Önce Odessa'ya, oradan da Berlin'e gitti; burada ziraatçi kimliğiyle bir yıl boyunca saklandı.[30] Daha sonra Rusya'ya geçti. İstanbul'da Divan-ı Harp, rütbelerini geri aldı ve gıyabında ölüm cezasına çarptırdı. 1 Ocak 1919'da hükûmetçe askerlikten ihraç edildi.[17] İttihat ve Terakki'yi örgütleme çalışmaları[değiştir | kaynağı değiştir] 1918-19 kışlarını kimliğini gizleyerek Berlin'de geçiren Enver Paşa, İttihat ve Terakki'yi yeniden örgütleme çalışmalarına girdi. Almanya'daki devrimci ayaklanmalara katılmak için Berlin'de bulunan Sovyet siyaset adamı ve gazeteci Karl Radek ile görüştü ve onun davetiyle Moskova'ya gitmek üzere yola çıktı. Ancak üçüncü denemesinde, 1920'de Moskova'ya gitmeyi başardı ve orada Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin ve Sovyetler Birliği kurucu önderi Lenin'le görüştü. 1-8 Eylül 1920 tarihinde Bakü'de gerçekleşen Birinci Doğu Halkları Kurultayı'na Libya, Tunus, Cezayir ve Fas'ı temsilen katıldı. Ancak kongre önemli sonuçlar getirmedi. Sovyetlerin, Türkiye ve başka Müslüman ülkelerdeki milliyetçi hareketleri gerçekten desteklemediği izlenimi alarak Ekim 1920'de Berlin'e döndü. 15 Mart 1921'de Talat Paşa'nın öldürülmesinden sonra İttihat ve Terakki'nin başlıca önderi durumuna geldi. 1921'de tekrar Moskova'ya giden Enver Paşa, Ankara Hükûmeti'nin Moskova'ya gönderdiği Bekir Sami Bey başkanlığındaki Türk delegeleriyle görüştü. Anadolu'daki Millî Mücadele hareketine katılmak istediyse de kabul edilmedi. TBMM'de bulunan bazı eski İttihatçılar, onun Mustafa Kemal Paşa'nın yerini almasını istiyorlardı. Temmuz 1921'de Batum'da bir İttihat ve Terakki kongresi topladı. 30 Temmuz'da Ankara'ya Yunan saldırısı başlayınca bir kurtarıcı gibi Anadolu'ya girmeyi umut eden Enver Paşa'nın bu umudu 13 Eylül 1921 günü kazanılan Sakarya Meydan Muharebesi ile boşa çıktı. Basmacı Hareketi ve ölümü[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Basmacı Hareketi Enver Paşa, bu aşamadan sonra hem Anadolu’da ikilik çıkarmamak hem de kendi için bir başarı şansı görmediğinden, yanında Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın eski liderlerinden Kuşcubaşı Hacı Sami Bey ve bir takım eski İttihatçılarla birlikte Bolşevik Ruslara karşı Türkistan bağımsızlık hareketini yürüten Basmacılara destek vermek amacıyla Orta Asya'ya gitme kararı aldı.[31] Bakü’yü terk eden Enver Paşa, Aşkābâd ve Merv’e uğradıktan sonra Ekim 1921 tarihinde Buhara’ya gitti.[32] 8 Kasım’da Türk subaylarla birlikte tekrar yola çıktı ve 19 Kasım’da Akbulağ, 21 Kasım’da Başçardak kışlağına ve 24 Kasım’da Korgantepe’ye ulaştı. Burada Basmacı reislerinden İbrahim Lakay tarafından bir Cedidçi ve Rus casusu olabileceğinden şüphelenildiği[33] için 1 Aralık 1921’de İbrahim Lakay tarafından belli bir süre esir alındı.[34] Şubat 1922 sonunda buradan kurtulan Enver Paşa Basmacılar’ı örgütlemek için tekrar Duşanbe ilerisindeki kışlaklara gitti. 24 Temmuz’da Ruslar’ın, Duşanbe’yi alması üzerine geri çekilerek Satılmış kışlağına vardı. Buradan Belcuvan bölgesindeki Abı-Derya mevkiine geçti ve son karargâhını burada kurdu. 4 Ağustos 1922’de karargâhta düzenlenen kurban bayramı töreninde maiyetinde kalan askerlerle bayramlaşırken Yakov Melkumov komutasındaki bir Rus müfrezesinin baskınına uğradı; yanındaki otuza yakın atlı ile giriştiği çarpışmada Abı-Derya mevkiinde öldürüldü. Cenazesi Cegan Tepesi'ne getirilerek orada defnedildi.[35] Naaşının Türkiye'ye getirilmesi[değiştir | kaynağı değiştir] Naaşının taşınması, dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Eylül 1995'te yaptığı Tacikistan gezisi sırasında gündeme geldi. Yetkililerin temaslarından sonra, başkent Duşanbe'nin yaklaşık 200 km doğusundaki Belcivan kentine bağlı Obtar köyünde bulunan Enver Paşa'nın mezarı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Münif İslamoğlu başkanlığındaki uzmanlar ve bilim adamlarından oluşan sekiz kişilik bir kurul tarafından 30 Temmuz 1996'da açıldı. Dış yapısından Enver Paşa'ya ait olduğu anlaşılan cenaze, Tacikistan'daki siyasi karışıklıklar nedeniyle zorlukla başkent Duşanbe'ye getirilebildi. Burada Türk bayrağına sarılı tabuta konularak İstanbul'daki resmî tören için hazırlandı.[36] 3 Ağustos 1996'da İstanbul'a getirilen naaşı bir gece Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde tutuldu. Ölüm yıl dönümü olan 4 Ağustos 1996 tarihinde, Şişli Camii'nde sekiz imamın kıldırdığı cenaze namazının ardından Şişli’deki Abide-i Hürriyet Tepesi'nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı'nca ortak olarak hazırlanan, Talat Paşa'nın yanındaki mezara defnedildi.[37] Törene dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Millî Savunma Bakanı Turhan Tayan, Devlet Bakanı Abdullah Gül, Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Kültür Bakanı İsmail Kahraman, ANAP Milletvekili İlhan Kesici ve İstanbul Valisi Rıdvan Yenişen'le Enver Paşa'nın torunu Osman Mayatepek'le diğer yakınları katıldı. Özel yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] Kendisi Farsça, Rusça, Almanca ve Fransızca olmak üzere 4 yabancı dil bilmekteydi.[7] Ayrıca kendi portre resimle uğraşırdı. Sıkıldığı zaman eşi Naciye Sultan’ın portresini çiziyordu.[38] Alman askerî çevrelerince kendi şık, kibar ve iyi bir kurmay olarak tanınıyordu.[39] Enver Paşa, Türk izciliğine özellikle önem vermiş, keşşaf ocakları açıp, baş izci seçilmiştir. Enver Paşa'nın da içinde bulunduğu İttihat ve Terakki hükûmeti döneminde Türk izciliğinde gelişmeler kaydedilmiştir.[40] Enver Paşa, İkinci Meşrutiyet sonrası dönemde kadınların, Osmanlı'nın toplumsal ve ekonomik yaşantısına uyum sağlaması ve katılması amacıyla "Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti"ni kurmuştur. Bu cemiyet sayesinde kadınlar, gönüllü olarak savaşa katılmaya başlamış, Türk feminizmi gelişme kaydetmiş, kadın taburları kurulmuştur.[41] Etkileri ve anısı[değiştir | kaynağı değiştir] Enver Paşa, Türk halk yazınında kimileyin Ruslara karşı direnişiyle, kimileyin Sarıkamış Harekâtı'nda gerçekleşmiş başarısızlıklar ile anılagelmiştir.[42] Suat Yalaz'ın "Enver Paşa Efsanesi" adlı romanında yaşamının bir kısmı anlatılmıştır.[43] Enver Paşa'nın anılarını kendi ağzından anlattığı Enver Paşa'nın Anıları (1881-1908) adlı bir kitap bulunmaktadır. Hakkında yazılan kitaplar[değiştir | kaynağı değiştir] Şevket Süreyya Aydemir - Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Paşa Murat Bardakçı - Enver Suat Yalaz - Enver Paşa Efsanesi Nevzat Kösoğlu - Şehit Enver Paşa Popüler kültürdeki yeri[değiştir | kaynağı değiştir] 20 Eylül 2007'de başlayan Elveda Rumeli adlı Türk dizisinde Binbaşı Enver Bey karakterini Deniz Özmen canlandırmıştır. 2012'de başlayan Kurt Kanunu adlı Türk dizisinde Enver Paşa karakterini Necati Şaşmaz canlandırmıştır. 18 Ocak 2018'de başlayan Mehmetçik Kut'ül Amare adlı Türk dizisinde Enver Paşa karakterini Serkan Ercan canlandırmıştır. 2023 yapımı Atatürk adlı filmde Sarp Akkaya tarafından canlandırılacaktır. Galeri[değiştir | kaynağı değiştir] Enver Paşa'nın Şişli Abide-i Hürriyet'teki mezarı Enver Bey, 1908 Devrimi'nden sonra al bayrak ve yeşil sancaklı kartpostalda Enver Bey ve Resneli Niyazi Bey, 1908 Devrimi'nden sonra bir kartpostalda Soldan sağa: II. Wilhelm, V. Mehmed, Enver Paşa Enver Paşa Batum'da (1918) Enver Paşa, Şehzade Ömer Faruk Efendi ve prensler Gelibolu'da bir geminin güvertesinde İsmail Enver Savaş Bakanı Enver Paşa İsmail Enver Enver Paşa (1911) "Hürriyet Kahramanı Enver Paşa" "Çeğen'de Son Hücum" Enver Paşa Wikimedia Commons'ta Enver Paşa ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Hurûf-ı munfasıla Enver Paşa Köprüsü Enver Bey sigara fabrikası Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Vikisöz'de Enver Paşa ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. Enver Paşa'nın kişisel eşyaları 7 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Harp Akademileri Komutanlığı, Harp Akademilerinin 120 Yılı, İstanbul, 1968, s. 27. "ENVER PAŞA - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 23 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2022.  Civgin, Senem (28 Aralık 2023). "Enver Paşa ve Askeri Alandaki Reform Faaliyetleri (1914-1918)". Hazine-i Evrak Arşiv ve Tarih Araştırmaları Dergisi. 5 (5): 129-176. doi:10.59054/hed.1386081. ISSN 2687-6515.  Halaçoğlu, Yusuf (Haziran 2021). Osmanlı Devleti Neden Tehcir Uyguladı? (PDF). TBMM Yayınları. ss. 4-5.  Halil Erdoğan Cengiz, Enver Paşanın Anıları, İletişim Yayınları, İstanbul, 1991. s. 30. a b "ENVER PAŞA - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 23 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2022.  a b Ortaylı, İlber (Ağustos 2018). "Doğrusuyla yanlışıyla Enver Paşa". Hürriyet. 5 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2022.  Şimşir, Bilal N. (2009). Malta sürgünleri. Ankara: Bilgi Yayınevi. ISBN 9789752202610.  a b Kösoğlu, Nevzat (2013). Şehit Enver Paşa. İstanbul: Ötüken Neşriyat. ISBN 9789754376814.  The Young Turk Legacy and Nation Building, Erik J. Zürcher, 2014 Collective Trauma and the Armenian Genocide, Pamela Steiner s;125 Thessaloniki: A City in Transition, 1912–2012 Dimitris Keridis, ‎John Brady Kiesling · 2020 a b Aydemir, Şevket Süreyya (1992). Makedonyaʼdan Ortaasyaʼya Enver Paşa. İstanbul: Remzi Kitabevi. ISBN 9789751403322.  a b c İlyas Kara, Basmacılık Hareketi'nde Enver Paşa'nın Rolü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Ortaçağ Tarihi Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2009] a b Bardakçı, Murat (2015). Enver. Birinci basım. İstanbul. ISBN 978-605-332-603-8. OCLC 934632318.  "Halil Paşa'nın Hatıralarının Tarihî Kıymeti". s. s.70. 7 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi.  a b c d e "Durdu Mehmet Burak, Enver Paşa'nın Hayatı ve İngiliz Belgelerindeki Düğün Raporu, Kastamonu Eğitim Dergisi Cilt 13 No:1 Mart 2005" (PDF). 3 Eylül 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2011.  İnan, yayıma hazırlayan, Arı (1997). Enver Paşa'nın özel mektupları. Ankara: İmge Kitabevi. ISBN 9789755331874.  M. Galip Baysan, Enver Paşa’yı Dağa Çıkaran Nedenler, Enverpasadergisi.net 21.11.2008[ölü/kırık bağlantı] Akcan, Erol (25 Aralık 2020). "Enver Paşa'nın Londra Ziyareti (1910)". Atatürk Yolu Dergisi. – (67): 25-39. doi:10.46955/ankuayd.850272. ISSN 1303-5290.  Aydemir, Şevket Süreyya (2013). Enver Paşa. II. İstanbul: Remzi Kitabevi.  Hakyemezoğlu, Serdar. "Buhara Cumhuriyeti ve Enver Paşa". Ezberbozanbilgiler.com. 7 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2011.  Enver Paşa'nın Trablusgarp Günlüğü. İstanbul: Tarih&Kuram Yayınları. 2015. s. 124.  a b c d e f g h i j "Enver Paşa". Osmanlı Araştırmaları. 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2010.  Bardakçı, Murat (26 Aralık 2004). "Mezarlarını Arayan Sarıkamış Şehitlerinin Gizli Kalmış Günlüğü". Hürriyet. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2011.  Altıntaş, Ahmet (Haziran 2005). "Osmanlı İmparatorluğu'nun Tehcir Kararı Alması ve Uygulaması" (PDF). Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 7 (1). 11 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2011.  "Before the Holocaust, Ottoman Jews supported the Armenian genocide's 'architect'". The ideologically motivated genocide took place under the supervision of the Committee of Union and Progress (CUP), led by three de facto leaders of the Ottoman Empire at the time: Ismail Enver, Ahmed Djemal, and Talaat. Collectively all three were known by their military titles as the “Three Pashas.”. The Times of Israel. 7 Eylül 2018. 7 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2020.  Hermann-Baltzer (7 Mayıs 2005). "Talat Enver ve Cemal Paşa'nın Romantik Sonu". Bianet. 20 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2010.  "Dünya Savaşı Sonunda Enver Paşa'nın Kafkasya'daki Planları Ve İngiltere". 26 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2023.  Kara, İlyas (6 Ağustos 2018). "Basmacılık hareketinde Enver Paşa`nın rolü". 3 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2023.  Çolak, Mustafa. "Enver Paşa (1882-1922)". Atatürk Ansiklopedisi. 15 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2022.  "Enver Paşa". TDV İslam Ansiklopedisi. 23 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2022.  Oğuz, Esedullah. "Türkistan'da bir Osmanlı Paşası: Enver Paşa". Independent Türkçe. 16 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2022.  Kara, İlyas (Haziran 2008). Basmacılık Hareketinde Enver Paşa'nın Rolü (PDF). İstanbul: T.C. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Ortaçağ Tarihi Programı. s. 100. 15 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Aralık 2022.  Türk, Fahri (Kış 2015). "Enver Paşa'nın Naaşının Tacikistan'dan Türkiye'ye Getirilişinin Türk Basınında Yansımaları". Akademik Bakış. 9 (17). ss. 15-16. Erişim tarihi: 15 Aralık 2022.  "Enver Paşa'nın naaşı bugün İstanbul'da". Milliyet. 3 Ağustos 1996.  Yalçın, Soner (29 Nisan 2007). "Osmanlı'nın Anıtkabiri Abide-i Hürriyet'di". Hürriyet.  Ortaylı, İlber. "Rumeli'den Asya'ya Enver Paşa". Hürriyet. 7 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2023.  "Enver Paşa (1882-1922)". Atatürk Ansiklopedisi. 29 Mart 2021. 15 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2023.  Güven, İsmail (1 Mayıs 2003). "Osmanlı'dan günümüze izciliğin gelişimi ve Türk eğitim tarihindeki yeri". Ankara University Journal of Faculty of Educational Sciences (JFES). 36 (1): 65-73. doi:10.1501/Egifak_0000000077. ISSN 1301-3718. 28 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2023.  Kartal, Cemile (22 Kasım 2011). "II. Meşrutiyet'in Cumhuriyet'e Mirası: "Makbul Kadınlar"". İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi (38): 0. ISSN 1303-1260. 28 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2023.  Alptekin, Prof Dr Ali Berat (1 Eylül 2009). "TÜRK HALK ŞİİRİNDE ENVER PAŞA". Türklük Bilimi Araştırmaları (26): 29-44. ISSN 1300-7874. 28 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2023.  "GENÇLERE TARİH BİLİNCİNİN AKTARILMASINDA TARİHİ ÇİZGİ ROMANLARIN ÖNEMİ: SUAT YALAZ'IN ENVER PAŞA EFSANESİ ADLI ÇİZGİ ROMANI ÖRNEĞİ". 26 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2023.  Notlar[değiştir | kaynağı değiştir] a b Doğumu ile ilgili olarak Türkçe ve Almanca otobiyografilerinde farklı tarihler verilmektedir.[2] gtdHarbiye nâzırları Ömer Rüşdü Paşa (1908) Recep Paşa (1908) Ali Rıza Paşa (1908-1909) Hulusi Salih Paşa (1909-1910) Mahmud Şevket Paşa (1910-1912) Nâzım Paşa (1912-1913) Mahmud Şevket Paşa (1913) Ahmed İzzet Paşa (1913-1914) Enver Paşa (1914-1918) Ahmed İzzet Paşa (1918) Kölemen Abdullah Paşa (1918) İsmail Cevad Paşa (1918-1919) Ömer Yaver Paşa (1919) Ali Ferid Paşa (1919) Abuk Ahmed Paşa (1919) Mehmed Şakir Paşa (1919) Şevket Turgut Paşa (1919) Ali Ferid Paşa (1919) Mustafa Nazım Paşa (1919) Süleyman Şefik Paşa (1919) Mersinli Cemal Paşa (1919-1920) Hulusi Salih Paşa (1920) Mustafa Fevzi Paşa (1920) Damad Ferid Paşa (1920) Hüseyin Hüsnü Paşa (1920) Çürüksulu Ziya Paşa (1920-1922) gtdErmeni SorunuArkaplan Partiler Taşnak Hınçak Armenakan Hamidiye Katliamları Adana Katliamı 1914 Osmanlı İmparatorluğu nüfus sayımı I. Dünya Savaşı (1914-1918)İsyanlar Örgütler Ermeni çeteleri Ermeni Gönüllü Tugayları Ermeni Lejyonu Yakın Doğu Amerikan Yardım Heyeti Liderler Andranik Ozanyan Drastamat Kanayan Ermeni Kırımı Kızıl Pazar Tehcir Kanunu İttihat ve Terakki Teşkilât-ı Mahsusa Talat Paşa Enver Paşa Cemal Paşa Doktor Nâzım Bahattin Şakir Cemal Azmi Mehmed Kemal Nusret Bey Mehmed Reşid Divan-ı Harb Malta Mahkemeleri Deyrizor Kampları Rasüleyn Kampları Tarihyazımı Anma 1965 Erivan gösterileri Ermeni Soykırımı anıtları Ermeni Soykırımı'nı tanıyan ülkeler ve kuruluşlar Soykırımların İnkârının Cezalandırılmasına İlişkin Yasa Özür Diliyorum kampanyası Ermeni Soykırımı'nın reddi Dava 1919-1920 İstanbul yargılamaları Perinçek-İsviçre Davası gtdTürk milliyetçiliğiİdeoloji Atatürk kişi kültü Anadoluculuk Irkçılık Kıbrıs Türk milliyetçiliği Turancılık Türkçülük Güneş-Dil Teorisi Türkleştirme Türk-İslam sentezi Ulusalcılık Ülkücülük İttihatçılık Atatürkçülük Altı Ok Taksim Oluşumlar Türk Ocakları Ülkü Ocakları Kuvâ-yi Milliye Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri Türkiye Gençlik Birliği 9 Eylül Cephesi Türk İntikam Tugayı Türk Mukavemet Teşkilatı Kara Çete Rüzgâr Birliği Düşünürler Namık Kemal Ziya Gökalp Yusuf Akçura Ömer Seyfettin Mehmet Emin Yurdakul Orhan Seyfi Orhon Ahmet Ağaoğlu Zeki Velidi Togan Mustafa Kemal Atatürk Necip Asım Yazıksız Nihal Atsız Munis Tekinalp Reha Oğuz Türkkan Alparslan Türkeş Oktay Sinanoğlu Muhsin Yazıcıoğlu Şükrü Saracoğlu Yusuf Halaçoğlu Talat Paşa Enver Paşa Ali Suavi Numan Çelebicihan Rıza Nur I. Eftim Nejdet Sançar Peyami Safa Mahmut Esat Bozkurt Attilâ İlhan Gökçe Fırat Olaylar Ermeni mallarına el konması Bâb-ı Âli Baskını Adana Katliamı Yerleşim isimlerinin değiştirilmesi Başka dillerden alınan sözcüklerin değiştirilmesi Rum Kırımı Samsun tehcirleri Ermeni Kırımı ve Reddi Süryani Katliamı Türk Kurtuluş Savaşı Elza Niyego Olayı Vatandaş Türkçe konuş! Vagon-Li Olayı Öğrenci andı 1934 Trakya Olayları 1934 İskân Kanunu Soyadı Kanunu Zilan Katliamı Dersim Katliamı Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri Varlık Vergisi Irkçılık-Turancılık Davası Sabahattin Ali suikastı 6-7 Eylül Olayları Erenköy Direnişi Kıbrıs Harekâtı Sağ-sol çatışması Kanlı 1 Mayıs 16 Mart Katliamı Malatya Katliamı Piyangotepe Katliamı Bahçelievler Katliamı Maraş Katliamı Çorum Olayları Balgat Katliamı Kemal Türkler suikastı 1995 Azerbaycan darbe girişimi Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi Hayvan isimlerinin değiştirilmesi Hrant Dink suikastı Mottolar "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" "Her Türk asker doğar" "Ne mutlu Türk'üm diyene" "Türkiye Türklerindir" "Şehitler ölmez vatan bölünmez" "Ya istiklâl ya ölüm" "Ya Taksim Ya Ölüm" "Vatandaş Türkçe konuş!" Diğer Atatürk Devrimleri Öz Türkçe Soyadı Kanunu Türk Tarih Tezi Otorite kontrolü BIBSYS: 90874852 BNF: cb119636594 (data) CiNii: DA09733532 GND: 118935577 ISNI: 0000 0001 1827 3486 LCCN: n83205813 NLI: 987007260846605171 NTA: 149153597 RERO: 02-A010079416 SNAC: w60h692w SUDOC: 027637980 TDVİA: enver-pasa VIAF: 25010194 WorldCat: lccn-n83205813 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Enver_Paşa&oldid=32458158" sayfasından alınmıştır
Şevki BerkerDoğum1883Divriği, Sivas,  TürkiyeÖlüm2 Ekim 1961 (78 yaşında)İstanbul,  Türkiye[1]MeslekDiplomat ve Milletvekili Ali Şevki Berker[2] (1883, Divriği, Sivas - 2 Ekim 1961, İstanbul), Türk siyasetçi. Babası Hariciye Bakanlığı Hademe Müdürü Mehmet Müştak Efendi, annesi, Hatice Hanım'dır.[1] Ragıp Paşa-Fatma Kâmile kızı Fatma Fethiye ile evli; Fatma Şermin ve Hatice Güzin'in babasıdır.[1] Hukuk Mektebi mezunudur. Hariciye Nezâreti Tahriratlığı, Hariciye Kalemi Mülazımlığı ve Hulefâslığı, Hariciye Vekâleti Şifre Kalemi Hulefâslığı, Şehbenderlık Müsevvidliği, Husûsî Kalem Hulefâslığı, Mümeyyizliği, Husûsî Kalem Müdürlüğü, Umûru İdare Umûm Müdürlüğü, Stockholm, Karadağ Sefirlikleri, Hariciye Vekâleti Müsteşarlığı, Şehbenderlik ve Ticaret Umûm Müdürlüğü, Mühürdar Muavinliği, TBMM III. Dönem Tokat Milletvekilliği yapmıştır.[2] 1934-1942 tarihleri arasında Türkiye'nin Bulgaristan Büyükelçiliği yapmıştır. 2 Ekim 1961'de İstanbul'da öldü.[1] Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.[1] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d e "Türk Parlamento Tarihi" (PDF). Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) [ölü/kırık bağlantı] a b "TBMM Albümü 1. Cilt (1920-1950)" (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 6 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 3 Temmuz 2022.  Hükûmet görevi Önce gelen:Ahmet Hikmet Müftüoğlu Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı22 Ağustos 1926 - 26 Ekim 1927 Sonra gelen:Numan Menemencioğlu gtd Osmanlı İmparatorluğu Stokholm Büyükelçileri Aslan Ağa (1669 ve 1673) Közbekçi Mustafa Ağa (1727-1728) Yirmisekiz Mehmed Çelebi (1733) Franz von Werner (Murad Efendi) (1880-1881) Yanko Karaca Paşa (1882-1891) Mehmed Şerif Paşa (1898-1908) Mustafa Asım Bey (1908-1909) Mustafa Şekib Bey (1909-1915) Hüseyin Cevad Bey (1915-1917) İsmail Canbulat (1917-1918) Hüseyin Cevad Bey (1918-1919) Nusret Sadullah Bey (1919-1921) Ali Şevki Bey (1921) Galip Kemali Bey (1921-1923) gtd Türkiye'nin Bulgaristan Büyükelçileri Cevat Abbas Bey (1921) Enver Bey (1923-1924) Server Cemal Bey (1924-1925) Ali Türkgeldi (1926) Hüsrev Gerede (1926-1930) Tevfik Kamil Koperler (1931-1934) Ali Şevki Berker (1934-1942) Hasan Vasfi Menteş (1942-1945) Faik Zihni Akdur (1945-1946) Şefkati Nuri İstinyeli (1947-1949) Basri Rızan (1949-1951) Tevfik Kazım Kemahlı (1956-1957) Necmettin Tuncel (1960-1966) Nejat Ertüzün (1966-1971) Nihat Dinç (1971-1976) Ecmel Barutçu (1976-1979) Yıldırım Keskin (1979-1983) Ömer Engin Lütem (1983-1989) Yalçın Oral (1989-1995) Mehmet Ali İrtemçelik (1995-1997) Tahsin Burcuoğlu (1997-2001) Haydar Berk (2001-2005) Mehmet Tuğrul Gücük (2005-2010) İsmail Aramaz (2010-2013) Süleyman Gökçe (2013-2017) Hasan Ulusoy (2017-2019) Aylin Sekizkök (2020-) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Şevki_Berker&oldid=31135549" sayfasından alınmıştır
Ecmel Barutçu (d. 1927, Trabzon - ö. 18 Eylül 2003) Türk büyükelçi. Galatasaray Lisesi'ni bitirmiş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. 1957 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girmiş, çeşitli görevlerde bulunmuştur. 1974'te Kıbrıs Yunanistan Dairesi Başkanı olmuş, 1976'da Bulgaristan Büyükelçisi, 1979'da ise Avusturya Büyükelçisi olmuştur. 1984-1986 yıllarında Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden sorumlu müsteşar yardımcısı ve 1986-1991 yıllarında Belçika Büyükelçisi olarak görev yapmış, 1991 yılında Dış Politika Danışma Kurulu üyeliğine atanmış, 1992 yılında yaş haddinden emekliye ayrılmıştır. Emekli olduktan sonra Karadeniz Ekonomik İşbirliği Uluslararası Daimi Sekreteryasını İstanbul'da kurmakla görevlendirilmiştir.[1] Ayrıca eski Başbakan yardımcısı Faik Ahmet Barutçu'nun oğludur. Cumhuriyet gazetesi'nde 1992-1993 yıllarında haftalık yazılar yazmıştır. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Ecmel Barutçu". 9 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2016.  gtd Türkiye'nin Bulgaristan Büyükelçileri Cevat Abbas Bey (1921) Enver Bey (1923-1924) Server Cemal Bey (1924-1925) Ali Türkgeldi (1926) Hüsrev Gerede (1926-1930) Tevfik Kamil Koperler (1931-1934) Ali Şevki Berker (1934-1942) Hasan Vasfi Menteş (1942-1945) Faik Zihni Akdur (1945-1946) Şefkati Nuri İstinyeli (1947-1949) Basri Rızan (1949-1951) Tevfik Kazım Kemahlı (1956-1957) Necmettin Tuncel (1960-1966) Nejat Ertüzün (1966-1971) Nihat Dinç (1971-1976) Ecmel Barutçu (1976-1979) Yıldırım Keskin (1979-1983) Ömer Engin Lütem (1983-1989) Yalçın Oral (1989-1995) Mehmet Ali İrtemçelik (1995-1997) Tahsin Burcuoğlu (1997-2001) Haydar Berk (2001-2005) Mehmet Tuğrul Gücük (2005-2010) İsmail Aramaz (2010-2013) Süleyman Gökçe (2013-2017) Hasan Ulusoy (2017-2019) Aylin Sekizkök (2020-) gtd Türkiye'nin Avusturya büyükelçileri Hamdi Bey (1925-1934) Ahmet Cevdet Üstün (1934-1938) 1938-1947 arası Almanya'nın Avusturya'yı ilhakı nedeniyle ilişkiler kesildi Numan Tahir Seymen (1947-1950) Faik Hüseyin Hozar (1950-1952) Seyfullah Esin (1952-1954) Samim İzzet Yemişçibaşı (1954-1961) Baha Vefa Karatay (1961-1964) Seyfi Turagay (1964-1967) Hasan İstinyeli (1967-1970) Nureddin Vergin (1970-1971) Hüveyda Mayatepek (1971-1973) Daniş Tunalıgil (1973-1975) Asaf İnhan (1976-1979) Ecmel Barutçu (1979-1983) Erdem Erner (1983-1989) Ayhan Kamel (1989-1993) Filiz Dinçmen (1993-1997) Ömer Akbel (1997-2002) Mithat Balkan (2002-2005) Selim Yenel (2006-2009) Kadri Ecvet Tezcan (2009-2011) Ayşe Sezgin (2011-2013) Hasan Göğüş (2013-2016) Mehmet Ferden Çarıkçı (2017-2019) Ümit Yardım (2019) Ozan Ceyhun (2020-) gtd Türkiye'nin Belçika büyükelçileri Enver Bey (1924-1925) Mehmet Kamil İrdelp (1925-1933) Hilmi Kamil Bayur (1933) Emin Âli Sipahi (1933-1938) Cemal Hüsnü Taray (1938-1939) Nebil Batı (1939-1940) Hasan Basri Lostar (1945-1946) Şevket Fuad Keçeci (1947-1949) Nizamettin Ayaşlı (1949-1950) Nedim Veysel İlkin (1950-1952) Hasan İstinyeli (1952-1954) Bedri Tahir Saman (1954-1956) Doğan Türkmen (1956-1957) Rıfkı Rüştü Zorlu (1957-1961) Tevfik Dündar Saraçoğlu (1961-1962) Hasan Esat Işık (1962-1964) Fuat Bayramoğlu (1964-1967) Faruk Berkol (1967-1972) Sulhi Dişlioğlu (1972-1978) Haluk Kura (1978-1982) Faik Melek (1982-1985) Ecmel Barutçu (1986-1991) Yıldırım Keskin (1991-1995) Güner Öztek (1995-1999) Temel İskit (1999-2002) Rasih Erkan Gezer (2002-2005) Fuat Tanlay (2005-2009) Nazif Murat Ersavcı (2009-2011) İsmail Hakkı Musa (2011-2013) Mehmet Hakan Olcay (2013-2017) Zeki Levent Gümrükçü (2017-2020) Hasan Ulusoy (2020-2022) Bekir Uysal (2022-) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ecmel_Barutçu&oldid=31268675" sayfasından alınmıştır
Ömer Engin Lütem, (17 Ekim 1933; İstanbul - 6 Ocak 2018),[1] Türk diplomat. Emekli Büyükelçi, AVİM 13 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Avrasya İncelemeleri Merkezi Onursal Başkanı'dır. Galatasaray Lisesi'nden ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1957 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl Dışişleri Bakanlığına meslek memuru olarak girdi. Fransa, Almanya, İtalya ve Libya'daki Türk misyonlarında çeşitli görevlerden sonra 1975 yılında Köln Başkonsolosu oldu. 1979 yılında Dışişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü, 1981 yılında ise İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürü olarak görev yaptı. 1983 yılında Sofya Büyükelçisi olarak atanan Lütem bu görevde altı yıl kaldı. 1989-1992 yılları arasında Dışişleri Bakanlığında Müsteşar Yardımcılığı yapan Lütem, 1992 –1995 yıllarında Vatikan nezdinde Büyükelçi ve 1995-1997 yıllarında ise UNESCO nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi olarak görev yaptı. 1998 yılında emekli oldu. Lütem Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (ASAM) 11 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 2001 yılında Ermeni Araştırmaları Enstitüsü 16 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ile 2006 yılında İnsanlığa Karşı Suçlar Araştırma Enstitüsü 26 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 'nü kurdu ve başkanlığını yürüttü. Lütem ayrıca bu Enstitünün yayınları olan Ermeni Araştırmaları Dergisi 23 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Review Of Armenian Studies 23 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ve Uluslararası Suçlar ve Tarih 23 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. dergilerinin editörlüğünü de yaptı (Hâlen bu Dergiler Terazi Yayıncılık tarafından Lütem'in editörlüğünde yayınlanmaktadır). Bu faaliyetlerin yanı sıra 2006-2007 eğitim-öğretim yılının birinci döneminden itibaren ODTÜ Tarih bölümünde Emergence and Evolution of the Armenian Question başlıklı yüksek lisans dersini vermektedir. 6 Ocak 2018'de vefat eden Lütem'in naaşı Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda defnedilmiştir.[2] Eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Türk-Bulgar İlişkileri 1983-1989 (2000) Türk-Bulgar İlişkileri 1986-1987 (2006) Ortak yazar olarak Balkan Diplomasisi (2001) Ermeni Sorunu El Kitabı (2003) 8 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Armenian Terror (2007) Ermeni Terörü (2007) Ermeni Sorunu:Temel Bilgi ve Belgeler (2007) 16 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Armenian Question: Basic Knowledge and Documentation Ayrıca Ermeni sorunu hakkında birçok makalesi 11 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. bulunmaktadır. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Büyükşehir Belediyesi Mezarlık Bilgi Sistemi, Karşıyaka Mezarlığı, Ada: D9B, Parsel: 1331 "Arşivlenmiş kopya". 5 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2018.  Türk bürokrat ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Bir Türk diplomat ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. gtd Türkiye'nin Bulgaristan Büyükelçileri Cevat Abbas Bey (1921) Enver Bey (1923-1924) Server Cemal Bey (1924-1925) Ali Türkgeldi (1926) Hüsrev Gerede (1926-1930) Tevfik Kamil Koperler (1931-1934) Ali Şevki Berker (1934-1942) Hasan Vasfi Menteş (1942-1945) Faik Zihni Akdur (1945-1946) Şefkati Nuri İstinyeli (1947-1949) Basri Rızan (1949-1951) Tevfik Kazım Kemahlı (1956-1957) Necmettin Tuncel (1960-1966) Nejat Ertüzün (1966-1971) Nihat Dinç (1971-1976) Ecmel Barutçu (1976-1979) Yıldırım Keskin (1979-1983) Ömer Engin Lütem (1983-1989) Yalçın Oral (1989-1995) Mehmet Ali İrtemçelik (1995-1997) Tahsin Burcuoğlu (1997-2001) Haydar Berk (2001-2005) Mehmet Tuğrul Gücük (2005-2010) İsmail Aramaz (2010-2013) Süleyman Gökçe (2013-2017) Hasan Ulusoy (2017-2019) Aylin Sekizkök (2020-) gtd Türkiye'nin Vatikan büyükelçileri Nureddin Vergin (1960-1961) Muharrem İhsan Kızıloğlu (1961-1966) Hüveyda Mayatepek (1966-1968) Necdet Uran (1968-1973) Taha Carım (1973-1977) Aydın Alacakaptan (1977-1978) Vecdi Türel (1978-1982) Sulhi Dişlioğlu (1982-1988) Selçuk Korkud (1988-1992) Ömer Engin Lütem (1992-1995) Semih Belen (1995-1997) Altan Güven (1997-2001) Filiz Dinçmen (2001-2004) Osman Durak (2004-2006) Doğan Akdur (2006-2009) Kenan Gürsoy (2009-2014) Mehmet Paçacı (2014-2019) Lütfullah Göktaş (2019-2023) Ufuk Ulutaş (2023-) gtd Türkiye'nin UNESCO daimi temsilcileri Munis Faik Ozansoy (1971-1975) Veysel Versan (1976-1978) Pertev Subaşı (1978-1981) Haluk Sayınsoy (1981-1984) Nazif Cuhruk (1984) Yalçın Kurtbay (1985-1989) Pulat Yüksel Tacar (1989-1995) Ömer Engin Lütem (1995-1997) Turhan Fırat (1997-2002) Bozkurt Aran (2002-2004) Numan Hazar (2004-2006) Ali Tuygan (2006-2009) Gürcan Türkoğlu (2009-2012) Gürcan Balık (2013) Hüseyin Avni Botsalı (2014-2016) Altay Cengizer (2016-2021) Gülnur Aybet (2021-) Otorite kontrolü NKC: jcu2013772023 SUDOC: 098553720 VIAF: 34110642 WorldCat: lccn-no2001070158 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ömer_Engin_Lütem&oldid=31442970" sayfasından alınmıştır
Bu maddenin konusu biyografiler için kayda değerlik yönergelerini sağlamayabilir. Konudan bağımsız ve güvenilir kaynaklar kullanarak maddeyi geliştirebilir ve kayda değer olduğunu ispat edebilirsiniz. Maddenin kayda değerliği kanıtlanamazsa Vikipedi'nin silme politikası gereğince hızlı silinmesi, kayda değerliği tartışmalı ise silinmeye aday gösterilmesi yerinde olacaktır.Kaynak ara: "Yalçın Oral" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR Bu madde Aralık 2023 tarihinden bu yana işaretli olarak durmaktadır. Yalçın Oralinsancinsiyetierkek doğum tarihi1939 doğum yeriİstanbul ölüm tarihi28 Haziran 2005 ölüm yeriAnkara mesleğidiplomat öğrenim gördüğü okulAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi  Yalçın Oral (15 Temmuz 1939, İstanbul - 28 Haziran 2005, Ankara) Türk büyükelçi. 1960 yılında Saint Joseph Fransız Lisesi'ni bitirmiş, 1964 yılında ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuş, aynı yıl Dışişleri Bakanlığı'na girmiştir. Urumiye Başkonsolosu (1979-1980), Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanı (1986-1989), Bulgaristan Büyükelçisi (1989-1995), Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve İstihbarat Genel Müdürü (1995-1998) ve Lüksemburg Büyükelçisi (1998-2003) olarak görev yapmış, 2004 yılında yaş haddinden emekliye ayrılmıştır.[1] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Emekli büyükelçi Oral öldü". 29 Haziran 2005. 6 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2016.  gtd Türkiye'nin Bulgaristan Büyükelçileri Cevat Abbas Bey (1921) Enver Bey (1923-1924) Server Cemal Bey (1924-1925) Ali Türkgeldi (1926) Hüsrev Gerede (1926-1930) Tevfik Kamil Koperler (1931-1934) Ali Şevki Berker (1934-1942) Hasan Vasfi Menteş (1942-1945) Faik Zihni Akdur (1945-1946) Şefkati Nuri İstinyeli (1947-1949) Basri Rızan (1949-1951) Tevfik Kazım Kemahlı (1956-1957) Necmettin Tuncel (1960-1966) Nejat Ertüzün (1966-1971) Nihat Dinç (1971-1976) Ecmel Barutçu (1976-1979) Yıldırım Keskin (1979-1983) Ömer Engin Lütem (1983-1989) Yalçın Oral (1989-1995) Mehmet Ali İrtemçelik (1995-1997) Tahsin Burcuoğlu (1997-2001) Haydar Berk (2001-2005) Mehmet Tuğrul Gücük (2005-2010) İsmail Aramaz (2010-2013) Süleyman Gökçe (2013-2017) Hasan Ulusoy (2017-2019) Aylin Sekizkök (2020-) gtd Türkiye'nin Lüksemburg büyükelçileri Üstün Dinçmen (1972-1976) Suat Tuygan (1976-1978) Tahsin Özer (1978-1982) Erkut Onart (1982-1987) Cem Çetin (1987) Erdoğan Sanalan (1987-1993) Aydın Yeğen (1993-1994) Erhan Tuncel (1994-1998) Yalçın Oral (1998-2002) Erdal Tümer (2003-2004) Burhan Ant (2004-2008) Ayşe Ayhan Asya (2008-2009) Celalettin Kart (2010-2013) Salim Levent Şahinkaya (2013-2016) Mehmet Haluk Ilıcak (2016-2018) Fazilet Dağcı Çığlık (2019-2023) Engin Yürür (2023-) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Yalçın_Oral&oldid=31101628" sayfasından alınmıştır
Topçu ve Füze OkuluEtkin1795–günümüzÜlke TürkiyeBağlılıkTürk Silahlı KuvvetleriSınıfıTopçu sınıfıTipiSınıf okuluGöreviTopçu sınıfı asker yetiştirmekBüyüklükTümenKarargâhPolatlı, AnkaraMarşTopçu MarşıKomutanlarKomutanTümgeneral Ahmet İbiş Türk Kara Kuvvetleri'ne ait top Topçu ve Füze Okulu, Ankara'nın Polatlı ilçesinde konumlanmış Eğitim ve Doktrin Komutanlığına bağlı bir askeri birliktir. Türk Kara Kuvvetleri'ne "topçu" sınıfı subay, astsubay ve uzman erbaş yetiştirmekle sorumludur.[1] Okulda öncelikle teorik eğitim alınır.Coğrafi analiz sistemleri ile detaylı bir eğitim uygulanır. İleri gözetleyici simülatörü ile sahaya çıkılmadan önce pratik yapılır. Ardından Fırtına Obüsleri ile savaş senaryoları uygulanarak hedeflere atışlar yapılır. Derslerden geriye kalan zamanlarda zorlu arazi şartlarına alışmak için spor faaliyetleri yapılır.[2] Okulun komutanlığını Tümgeneral Ahmet İbiş yapmaktadır. Tarihi[değiştir | kaynağı değiştir] Topçu ve Füze Okulu'nun temeli I. Mahmud döneminde Üsküdar'da kurulan Humbaracı Ocağı'na dayanmaktadır. III. Selim tarafından önce Mühendishane-i Sultani adıyla Eyüp’te açılan ve faaliyete devam eden okul, 1795'te Mühendishane-i Berr-i Hümâyun adıyla Halıcıoğlu'na taşındı. Türk Kurtuluş Savaşı esnasında kısa zamanda topçu subayları yetiştirmek için Konya'da Topçu Talimgâhı olarak görevine devam etti. 1923 yılında İstanbul Metris’te, Topçu Atış Okulu adı altında tekrar faaliyetlerine devam eden okul, 1941'de Topçu ve Topçu Atış Okulu adıyla Polatlı’ya nakledildi. 1962 yılında ise bugünkü adı olan Topçu ve Füze Okulu adını aldı.[3] Birimler[değiştir | kaynağı değiştir] İnönü Kışlası Sakarya Kışlası Öğretim Başkanlığı Gösteri ve Tatbikat Alay Komutanlığı Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanlığı Muharebe Laboratuvarı Destek Grup Başkanlığı Lojistik Destek Komutanlığı Topçu ve Füze Okulu komutanları[değiştir | kaynağı değiştir] Tümgeneral İhsan Uyar (2009–2011) Tümgeneral Ergüder Toptaş (2011–2013) Tümgeneral Avni Angun (2013–2015) Tümgeneral Osman Ünlü (2015–2016) Tuğgeneral Hurşit Ağırcan (2016–2019) Tuğgeneral Sebahattin Türker (2019-2022) Tümgeneral Ahmet İbiş (2022–) Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Arşivlenmiş kopya". 12 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 11 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Kasım 2021.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Topçu ve Füze Okulu Komutanlığı 15 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. gtdTürk Kara Kuvvetleri1. Ordu2. Kolordu 4. Mekanize Piyade Tugayı 8. Mekanize Piyade Tugayı 18. Mekanize Piyade Tugayı 95. Zırhlı Tugay 5. Komando Alayı 102. Topçu Alayı 3. Kolordu 52. Motorlu Piyade Tümeni 7. Komando Tugayı 23. Komando Tugayı 47. Komando Tugayı 66. Mekanize Piyade Tugayı 2. Zırhlı Tugay 5. Kolordu 41. Komando Tugayı 54. Mekanize Piyade Tugayı 55. Mekanize Piyade Tugayı 65. Mekanize Piyade Tugayı 1. Zırhlı Tugay 3. Zırhlı Tugay 105. Topçu Alayı 2. Ordu6. Kolordu 8. Komando Tugayı 12. Komando Tugayı 39. Mekanize Piyade Tugayı 5. Zırhlı Tugay 20. Zırhlı Tugay 106. Topçu Alayı 7. Kolordu 3. Piyade Tümeni 23. Piyade Tümeni 3. Komando Tugayı Dağ ve Komando Tugayı 6. Komando Tugayı 14. Komando Tugayı 1. Hudut Tugayı 2. Hudut Tugayı 6. Hudut Tugayı 34. Hudut Tugayı 48. Hudut Tugayı 16. Mekanize Piyade Tugayı 70. Mekanize Piyade Tugayı 172. Zırhlı Tugay 107. Topçu Alayı 4. Kolordu 1. Komando Tugayı 2. Komando Tugayı 28. Mekanize Piyade Tugayı 56. Motorize Piyade Tugayı 58. Topçu Tugayı Hava Savunma Tugayı 3. Ordu8. Kolordu 4. Komando Tugayı 10. Komando Tugayı 49. Komando Tugayı 51. Komando Tugayı 1. Mekanize Piyade Tugayı 12. Mekanize Piyade Tugayı 17. Motorlu Piyade Alayı 108. Topçu Alayı 9. Kolordu 5. Hudut Tugayı 9. Komando Tugayı 17. Komando Tugayı 25. Hudut Tugayı 14. Mekanize Piyade Tugayı 48. Motorize Piyade Tugayı 4. Zırhlı Tugay 109. Topçu Alayı Ege Ordusu 11. Komando Tugayı 19. Komando Tugayı 57. Topçu Tugayı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Piyade Okulu Tank Okulu Topçu ve Füze Okulu MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi İstihkâm Okulu ve Eğitim Merkezi Hava Savunma Okulu ve Eğitim Merkezi Bakım, Mühimmat Okulu ve Eğitim Merkezi Ulaştırma, Personel Okulu ve Eğitim Merkezi İkmal, Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkezi Kara Havacılık Okulu Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi 1. Komando Eğitim Tugayı 3. Piyade Eğitim Tugayı 5. Piyade Eğitim Tugayı 15. Piyade Eğitim Tugayı 59. Havan ve Topçu Eğitim Tugayı TSK KBRN Okulu ve Eğitim Merkezi Askerî Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Atıcılık ve Uzman Nişancı Eğitim Birliği Derin Kar ve Şiddetli Soğuklarda Muharebe Eğitim Merkezi Okullar Komutanlığı Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okulu TSK Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitim Merkezi Lisan Okulu Kara Kuvvetleri Tatbikat Merkezi Kurmay BaşkanlığıBaşkanlıklar KKK Personel Başkanlığı KKK İstihbarat Başkanlığı KKK Harekât Başkanlığı KKK Lojistik Başkanlığı KKK Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı KKK MEBS Başkanlığı Kara Havacılık Komutanlığı İHAS Tugayı Hava Ulaştırma Grup Komutanlığı 1. Kara Havacılık Alayı 2. Kara Havacılık Alayı 3. Kara Havacılık Alayı 4. Kara Havacılık Alayı 7. Kara Havacılık Alayı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri 28. Mekanize Piyade Tümeni 39. Mekanize Piyade Tümeni 14. Zırhlı Tugay Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı 49. Özel Kuvvet Alayı 109. Topçu Alayı 190. Deniz Piyade Taburu Lojistik Komutanlığı İkmal Komutanlığı Mühimmat Komutanlığı 1. Ana Bakım Merkezi 2. Ana Bakım Merkezi 5. Ana Bakım Merkezi 6. Ana Bakım Merkezi 8. Ana Bakım Merkezi 45. Bakım Merkezi 53. Bakım Merkezi Mühimmat Ana Depo Komutanlığı 14. İkmal Merkezi 31. İkmal Merkezi Doğal Afetler Arama Kurtarma Tabur Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı 1. Başkan Yardımcılığı 2. Başkan Yardımcılığı "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Topçu_ve_Füze_Okulu&oldid=31794469" sayfasından alınmıştır
7. OrduEtkin1877–191112 Ağustos 1917 – 7 Kasım 1918Ülke Osmanlı İmparatorluğuBağlılık Osmanlı ordusuSınıfıPiyadeTipiOrduParçasıYıldırım Ordular GrubuSavaşlarıI. Dünya Savaşı Sina ve Filistin Cephesi KomutanlarÜnlükomutanlarıMustafa Kemal Paşa (5 Temmuz – 9 Ekim 1917)Fevzi Paşa (9 Ekim 1917 – Ağustos 1918)Mustafa Kemal Paşa (7 Ağustos – 7 Kasım 1918) 7. Ordu, I. Dünya Savaşı sırasında Sina ve Filistin Cephesi'nde savaşan bir Osmanlı ordusuydu. 19. yüzyılın sonlarında veya 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun bir ordusu olarak kuruldu. Bir ordu olarak belirlenmiş olsa da, 1918 yılında en fazla kolordu gücünde olmuştur. 7. Ordu Arabistan ve Yemen'de görev yapması için 1877 yılında kuruldu. 1908 yılında 13. ve 14. piyade tümeni, bir süvari alayı ve bir topçu alayından oluşan birlik, Yemen'deki isyancı aşiretlerle mücadeleye dahil edildi. 1908 Savaş Düzeni[1][değiştir | kaynağı değiştir] 7. Orduyu Hümayun (Kumandan: Müşir Ahmed Feyzi Paşa, Kuvva-yı Umumiye Kumandanı)[1] 13. Tümen (On Üçüncü Fırka-i Hümayun[1] 25nci Nizamiye Livası[1] 26ncı Nizamiye Livası[1] 14. Tümen (On Dördüncü Fırka-i Hümayun)[1] 27nci Nizamiye Livası[1] 28nci Nizamiye Livası (Kumandan: Mirliva Yusuf Cemil Paşa)[1] 15. Tümen (On Beşinci Nizamiye Fırka-i Hümayunu) (Kumandan: Müşir Recep Paşa)[1] 29ncu Nizamiye Livası (Kumandan: Mirliva Münir Paşa)[1] 30ncu Nizamiye Livası (Kumandan: Mirliva İbrahim Ethem Paşa)[1] 16. Tümen (On Altıncı Nizamiye Fırka-i Hümayunu) (Kumandan: Müşir Ahmed Ratıb Paşa)[1] 31nci Nizamiye Livası (Kumandan: Ferik Ahmed Hikmet Paşa)[1] 32nci Nizamiye Livası[1] I. Dünya Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Ağustos 1917 Savaş Düzeni[değiştir | kaynağı değiştir] Ağustos 1917'de ordu, aşağıdaki şekilde yapılandırıldı:[2] 7. Ordu, Suriye (Mirliva Mustafa Kemal Paşa) 3. Kolordu 24. Tümen, 50. Tümen 20. Kolordu 19. Tümen, 20. Tümen Alman Asya Kolordusu Ocak 1918 Savaş Düzeni[değiştir | kaynağı değiştir] Ocak 1918'de ordu, aşağıdaki şekilde yapılandırıldı:[3] 7. Ordu (Mirliva Mustafa Fevzi Paşa) 3. Kolordu 1. Tümen, 19. Tümen, 24. Tümen 20. Kolordu 26. Tümen, 53. Tümen 3. Süvari Tümeni Alman Asya Kolordusu Haziran 1918 Savaş Düzeni[değiştir | kaynağı değiştir] Haziran 1918'de ordu, aşağıdaki şekilde yapılandırıldı:[4] 7. Ordu (Mirliva Mustafa Fevzi Paşa) 3. Kolordu 1. Tümen, 24. Tümen, 3. Süvari Tümeni 20. Kolordu 26. Tümen, 53. Tümen, 19. Tümen Alman Asya Kolordusu Eylül 1918 Savaş Düzeni[değiştir | kaynağı değiştir] Eylül 1918'de ordu, aşağıdaki şekilde yapılandırıldı:[5] 7. Ordu (Mirliva Mustafa Kemal Paşa) 3. Kolordu (Miralay İsmet Bey) 1. Tümen, 11. Tümen 20. Kolordu (Miralay Ali Fuat Bey) 26. Tümen, 53. Tümen Mondros Sonrası[değiştir | kaynağı değiştir] Kasım 1918 Savaş Düzeni[değiştir | kaynağı değiştir] Kasım 1918'de ordu, aşağıdaki şekilde yapılandırıldı:[6] 7. Ordu (Mirliva Ali Fuad Paşa, vekil) 3. Kolordu 11. Tümen, 24. Tümen 20. Kolordu 1. Tümen, 43. Tümen Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d e f g h i j k l m n Salname-i Askeriye-1326H (1908-1909). Matbaa-i Askeriye.  Edward J. Erickson, Order to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War, Greenwood Press, 2001, ISBN 0-313-31516-7, p. 170. Edward J. Erickson, Order to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War, Greenwood Press, 2001, ISBN 0-313-31516-7, p. 181. Edward J. Erickson, Order to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War, Greenwood Press, 2001, ISBN 0-313-31516-7, p. 188. Edward J. Erickson, Order to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War, Greenwood Press, 2001, ISBN 0-313-31516-7, p. 197. Edward J. Erickson, Order to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War, Greenwood Press, 2001, ISBN 0-313-31516-7, p. 202. gtdI. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı OrdusuOrdular Grupları Şark Ordular Grubu Kafkas Ordular Grubu Yıldırım Ordular Grubu Ordular 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Kolordular 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. Irak ve Havalisi 1. Kafkas 2. Kafkas Hicaz Müstahkem Mevkiileri Çanakkale İstanbul Boğazı Çatalca Edirne İzmir Erzurum Kars Piyade Tümenleri 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. 33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48. 49. 50. 51. 52. 53. 54. 55. 56. 57. 58. 59. 61. 1. Kafkas 2. Kafkas 3. Kafkas 5. Kafkas 9. Kafkas 11. Kafkas 36. Kafkas 37. Kafkas Diğer Tümenler 1. Süvari 2. Süvari 3. Süvari Van Jandarma Diğer 1. Kuvve-i Seferiye 5. Kuvve-i Seferiye Alman Asya Afrika Hicaz Kafkas İslam 57. 177. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=7._Ordu_(Osmanlı_İmparatorluğu)&oldid=31013174" sayfasından alınmıştır
Başlığın diğer anlamları için Türkiye İş Bankası (anlam ayrımı) sayfasına bakınız. Türkiye İş Bankası A.Ş.İş Bankası Genel Müdürlüğü, Levent, BeşiktaşSloganTürkiye'nin BankasıTipAnonim şirketMenkul değer sembolüBIST: ISATR BIST: ISBTR BIST: ISCTR LSE: TIBDEndüstriFinansal hizmetlerKuruluş26 Ağustos 1924 (1924-08-26)KurucuMustafa Kemal AtatürkGenel merkeziİş Kuleleri, 34330 Levent İstanbulHizmet alanlarıDünya çapındaÖnemli kişilerAdnan Bali(Yön. Kurulu Bşk.)[1]Hakan Aran(Genel Müdür)[1]ÜrünBankacılık ve sigortaNet gelir₺13,5 milyar (2021)[2]Toplam varlık₺926,6 milyar (2021)[2]Öz sermaye₺86,8 milyar (2021)[2]Alt kuruluş(lar)İşbank AG (Almanya)İşbank Georgia A.Ş. (Gürcistan)İşbank A.Ş. (Rusya)[2] ProemtiaSahibiİş Bankası Munzam Sandık Vakfı: %37,26Cumhuriyet Halk Partisi: %28,09Halka açık: %34,65Çalışan sayısı22.802 (2021)[2]Web sitesii̇sbank.com.tr Türkiye İş Bankası A.Ş., kısaca İş Bankası, Türkiye'de bireysel ve ticari bankacılık hizmeti sunan en büyük özel bankadır.[2] 1924'te Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle kurulan İş Bankası, cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankasıdır.[3] 2021'de 926,6 milyar Türk lirası aktif büyüklüğe[2] ulaşan banka, The Banker dergisinin açıkladığı sıralamaya göre ana sermaye bazında dünyanın en büyük 181. bankasıdır. Aralık 2021 itibarıyla 21'i yurt dışında olmak üzere 1.195 şube, 6.476 bankamatik ve 22 bini aşkın personeli bulunan İş Bankası'nın ayrıca Almanya'da İşbank AG, Gürcistan'da İşbank Georgia A.Ş. ve Rusya'da İşbank A.Ş. adıyla üç iştiraki vardır.[2] Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürk, 22 Ekim 1929'da İş Bankası merkez ofisinde. "Vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında olarak halkın doğrudan itibar ve itimadından doğup meydana gelen tam manasıyla modern ve milli bir banka kurulması…" 1924 yılının Temmuz ayında Bakanlar Kurulunu toplayan Mustafa Kemal, milli bir banka kurulması konusundaki arzusunu böyle dile getirmiştir.[4] Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan İş Bankası, Atatürk'ün direktifleriyle İzmir Birinci İktisat Kongresi'nde alınan “büyük sermayeli milli bir tedavül bankası teşkil edilerek sermayesinin yalnız ahali tarafından temini kabil olmadığı takdirde bir kısmının hükûmet tarafından hisse senedi satın alınmak suretiyle temini ve mütebaki sermayenin münhasıran Türklere aidiyeti” kararı doğrultusunda[5][6] Celal Bayar'ın liderliğinde Ankara'da 10 personel ile hizmete başlamıştır. 1924 yılının sonlarında İstanbul Şubesi, 1925 yılında ise İzmir ve Bursa Şubeleri açılmıştır.[7] Bankanın eski logosu 250.000 lirası ödenmiş 1 milyon lira sermaye ile 26 Ağustos 1924'te tek şube olarak kurulan İş Bankası, 8 kişilik bir kadro ile işe koyulmuştur.[8] Bankanın kurucuları arasında Mustafa Kemal Atatürk'ün yanı sıra taahhüt ettikleri sermayenin en az %10'unu ödeyen 36 kişi bulunuyordu.[9] Tüm Hindistan Müslüman Birliği tarafından Türk Kurtuluş Savaşı'na destek amacıyla gönderilen paradan geriye kalan 250.000 lira, Atatürk'ün bankaya sağladığı sermayeyi oluşturdu.[10][11] Kuruluşundan itibaren bankacılığın yanı sıra ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda yatırımlara da girişen İş Bankası, şeker, cam, dokuma sektörlerinde yer almış, maden, liman, kömür işletmeleri gibi çok çeşitli alanlarda iştiraklere girişmiştir.[12] 1927 yılında İtibar-ı Milli Bankası ile birleşmiş ve sermayesini 4 milyona yükseltmiştir.[13] En küçük tasarrufu değerlendirmek ve kalkınmaya aktarmak üzere kurulan İş Bankası, Türk toplumunda tasarruf bilincinin yerleşmesi ve gelişmesinde büyük rol oynamış, 1928 yılında Türkiye'ye ilk kumbaraları getirmiştir.[14] Takip eden yıllarda İş Bankası ülke genelinde şubeler açarak büyümeye başlamıştır. 1932 yılında Hamburg-Almanya ve İskenderiye-Mısır şubelerini açarak yurt dışında şube açan ilk Türk bankası olmuştur.[15] 1950'lerde İş Bankası iştirak portföyünü genişletmiştir. Bankanın iştirakleri Türk sanayinin itici gücü olurken, imalat sektörleri başta olmak üzere pek çok iş koluna yatırım yapılmış ve finansman sağlanmıştır. 1960'lı ve 1970'li yıllarda şubeleşmeye hız veren İş Bankası 1980'li yıllarda yurt dışındaki şube ağının gelişmesine özel önem vermiştir. 1980'li yıllarla birlikte, İş Bankası çok kanallı bankacılık vizyonu doğrultusunda geniş bir yelpazede müşterilerine hizmet sunmaya başlamıştır. 1982 yılında ilk ATM'leri Türkiye'ye getiren İş Bankası aynı zamanda "bankamatik" adının bir marka hâline gelmesini de sağlamıştır. 1991'de[16] hizmete sunulan “Mavi Hat” ve 1997 yılında ilk internet şubesinin kullanıma açılmasıyla, İş Bankası bu alanda öncü bir rol üstlenmiştir. O yıllardan itibaren İş Bankası, sunulan hizmetlerin kalitesi ve çeşitliliğini müşterilerinin istekleri ve beklentileri doğrultusunda arttırmak için gerek AR-GE faaliyetleri gerekse yeni teknolojilerin kullanılması ile ilgili çalışmaları yürütmektedir. Oldukça teknolojik bir bankadır. Yapı[değiştir | kaynağı değiştir] Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla İş Bankası'nın ortaklık yapısı aşağıdaki gibidir:[17] Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı: %37,26 Halka açık pay: %34,65 Atatürk Hisseleri (Cumhuriyet Halk Partisi): %28,09 Atatürk'ün vasiyeti çerçevesinde mülkiyeti Cumhuriyet Halk Partisi'ne ait olan hisselere ilişkin temettü geliri, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumuna bırakılmıştır.[11][18] Bugüne kadar Atatürk hisseleri iki kez CHP'den alınıp hazineye devredildi, ancak daha sonra tekrar CHP'ye geçti. 14 Aralık 1953'te Demokrat Parti döneminde çıkarılan 6195 sayılı yasa ile CHP'nin mallarına el kondu ve bankadaki hisseleri hazineye verildi. CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, 11 Ekim 1963 tarihli ve 963/124 sayılı kararıyla söz konusu kanunu iptal etti.[11][19] 12 Eylül Darbesi'nden sonra 16 Ekim 1981'de kabul edilen 2533 sayılı yasayla CHP dahil tüm siyasi partiler kapatıldı. Bu nedenle banka hisseleri bir kez daha hazineye devredildi. 1992'de kapatılan siyasi partilerin yeniden kurulmasının önü açılınca CHP de yeniden açıldı.[11] 1992-1997 yılları arasında banka hisseleri CHP ve hazine tarafından birlikte temsil edildi, bu tarihten sonra Yargıtay kararıyla yeniden tamamen CHP'ye geçti.[20][21] İştirakler[değiştir | kaynağı değiştir] Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor. İş Yatırım[değiştir | kaynağı değiştir] İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.TipAnonim şirketMenkul değer sembolüBİST:İSMENEndüstriFinansal piyasalarTürYatırım kurumuKuruluş18 Aralık 1996 (27 yıl önce) (1996-12-18)KurucuMustafa Kemal Atatürk Genel merkeziİş Kuleleri, Levent, Beşiktaş, İstanbul,  TürkiyeÖnemli kişiler Hasan Cahit Çınar (Yönetim Kurulu Başkanı) Rıza İhsan Kutlusoy (Genel Müdür) GelirÖzkaynak Büyüklüğü: 2,4 Milyar ₺ (2021 3.Ç.)Net gelirKonsolide Net Kâr: 882,1 Milyon ₺ (2021 3.Ç.)Alt kuruluş(lar) Maxis Investments Efes Varlık Yönetimi (%85,14) İş Portföy Yönetimi (%70) İş Girişim Sermayesi (%29) İş Yatırım Ortaklığı (%29,83) Sahibi İş Bankası: %65,74 Halka Açık: %34,26 Çalışan sayısı538 (Eylül 2023)Web sitesiisyatirim.com.tr İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yatırım danışmanlığı, kurumsal finansman, portföy yönetimi, girişim sermayesi alanları ve hisse senedi piyasası, vadeli işlem ve opsiyon piyasası ile ayrıca varant piyasasında faaliyet gösteren bir şirkettir. Türkiye'de 30 şubesi bulunan şirket, 2000 yılından itibaren toplam 13 milyar ABD dolarının üzerinde büyüklüğe sahip 160 adet birleşme ve devralma işlemi gerçekleştirmiştir.[22] İş Yatırım’ın hisselerinin;[kaynak belirtilmeli] %66,65'i İş Bankası’na %2,43’ü İş Factoring Finansman Hizmetleri A.Ş’ye %2,43’ü İş Finansal Kiralama A.Ş’ye %0,17’si Camiş Yatırım Holding’e aittir. %29,32’si Borsa İstanbul'da işlem görmektedir. Farklı yıllarda farklı kuruluşlar tarafından "Türkiye'nin En Beğenilen Aracı Kurumu", "En İyi Aracı Kurum", "Türkiye'nin En Beğenilen Yatırım Bankası", "Hisse Senetlerinde En Çok İşlem Hacmine Sahip Kuruluş" gibi ödüller almıştır.[23][24][25] Sosyal sorumluluk[değiştir | kaynağı değiştir] İş Bankası'nın kurumsal sosyal sorumluluk politikasının temeli, kurucusu Atatürk tarafından öngörülen görev çizgisinde, toplumsal değerleri kalıcı ve süreklilik gösterecek şekilde koruyan ve geliştiren bir şekilde ülkeye katkıda bulunmaktır.[26] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b "Yönetim Kurulu Üyeleri". Türkiye İş Bankası. 16 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2021.  a b c d e f g h "Türkiye İş Bankası 2021 Entegre Faaliyet Raporu" (PDF). 8 Nisan 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2022.  "O Günlerden Bugünlere". Türkiye İş Bankası A.Ş. 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  Cemal Kutay, "Celal Bayar", I. Cilt, İstanbul, 1939, s. 25; Cemal Kutay, "Celal Bayar: Bir Türk'ün Biyografisi", İstanbul, Onan Matbaası, t.y., s. 82 A. Gündüz Ökçün, Türkiye İktisat Kongresi, 1923-İzmir Haberler-Belgeler-Yorumlar, Ankara, Sermaye Piyasası Kurulu Yayınları, s. 131 "Arşivlenmiş kopya". 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  Uygur Kocabaşoğlu ve diğerleri (Tarih Vakfı Projesi), Türkiye İş Bankası Tarihi, Kültür Yayınları, İstanbul, 2001, s. 75. Kocabaşoğlu, s. 74. Kocabaşoğlu, s. 51-52. "İş Bankası'nın temelinde Pakistan yardımı var". Hürriyet. 23 Ekim 2005. 22 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  a b c d Meydan, Sinan (17 Şubat 2020). "Atatürk'ün Vasiyeti ve İş Bankası'ndaki CHP Hisseleri". Sözcü. 22 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  Kocabaşoğlu, s. 698-700. Kocabaşoğlu, s. 114. Milliyet, 18 Eylül 1928. "Türkiye İş Bankası 95 yaşında". Türkiye İş Bankası A.Ş. 26 Ağustos 2019. 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  Kocabaşoğlu, s. 541. A.Ş, Türkiye İş Bankası. "Ortaklık Yapısı | Türkiye İş Bankası A.Ş." www.isbank.com.tr. 1 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ekim 2021.  "Bankamız Açıklaması". Türkiye İş Bankası A.Ş. 17 Eylül 2018. 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  Anayasa Mahkemesi Kararı - Esas No.: 1963/124 Karar No.: 1963/243 Karar tarihi: 11/10/1963[ölü/kırık bağlantı] "İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali'den CHP hisseleri açıklaması!". Haberturk.com. 18 Şubat 2020. 22 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  Sağlam, Erdal (14 Şubat 2020). "İş Bankası'nın Hazine'ye devri mümkün mü?". Deutsche Welle. 22 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020.  "Kısaca İş Yatırım | İş Yatırım". www.isyatirim.com.tr. 6 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2015.  "Arşivlenmiş kopya". 9 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2015.  "2010 Central and Eastern Europe Awards for excellence: By country". Euromoney. 7 Tem 2010. 13 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2024.  "Kurumsal Sosyal Sorumluluk". 7 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2013.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Wikimedia Commons'ta Türkiye İş Bankası ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Resmî site gtd Türkiye'deki bankalarMevduat bankalarıKamu sermayeli Halkbank VakıfBank Ziraat Bankası Özel sermayeli Akbank Anadolubank Fibabanka Şekerbank Turkish Bank Türk Ekonomi Bankası Türkiye İş Bankası Türk Ticaret Bankası Yapı Kredi Bankası Yabancı sermayeli Alternatif Bank Arap Türk Bankası Burgan Bank Citibank DenizBank Deutsche Bank Garanti BBVA HSBC ICBC Turkey Bank ING Odeabank QNB Finansbank T-Bank Katılım bankalarıKamu sermayeli Emlak Katılım Bankası Vakıf Katılım Bankası Ziraat Katılım Özel sermayeli Albaraka Türk Dünya Katılım Hayat Finans İhlas Finans Kuveyt Türk Türkiye Finans Katılım Bankası Tom Bank Kalkınma ve yatırım bankalarıKamu sermayeli İller Bankası Türk Eximbank Türkiye Kalkınma Bankası Takasbank Özel sermayeli Aktif Bank D Yatırım Bankası Diler Yatırım Bankası Golden Global Bank GSD Yatırım Bankası Nurol Yatırım Bankası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Yabancı sermayeli Bankpozitif Merrill Lynch PASHA Bank Standard Chartered Yatırım Bankası Türk Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Birleşik Fon Bankası Şube açan yabancı bankalar Bank Mellat Habib Bank Intesa Sanpaolo JPMorgan Chase Société Générale Royal Bank of Scotland İlgili kurumlar Merkez Bankası Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü Bankalararası Kart Merkezi Türkiye Bankalar Birliği Türkiye Katılım Bankaları Birliği gtd Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki bankalarBankalarKamu Sermayeli Kıbrıs Vakıflar Bankası Özel Sermayeli Akfinans Bank Albank Asbank CapitalBank Creditwest Bank Kıbrıs Faisal İslam Bankası Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Limasol Türk Kooperatif Bankası Near East Bank Nova Bank Türk Bankası Universal Bank İktisatbank Şekerbank Şube Açan Yabancı BankalarKamu Sermayeli Halkbank Ziraat Bankası Özel Sermayeli Garanti BBVA Türkiye İş Bankası Türk Ekonomi Bankası İlgili kurumlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği gtdBorsa İstanbul'da işlem gören kayda değer şirketler Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık (3) Tarım ve Hayvancılık Avcılık ve İlgili Hizmet Faaliyetleri İz Yatırım Holding Yaprak Çiftliği Balıkçılık ve Su Ürünleri Özsu Balık Üretim Madencilik ve Taş Ocakçılığı (6) Kömür ve Linyit Madenciliği Altınyağ Madencilik Park Elektrik Ham Petrol ve Doğal Gaz Çıkartılması İpek Doğal Enerji Metal Cevheri Madenciliği CVK Maden İşletmeleri Koza Altın İşletmeleri Koza Anadolu Metal İmalat (215) Gıda, İçecek ve Tütün Anadolu Efes Atakey Gıda Avod Banvit Coca Cola İçecek Dardanel Ekiz Kimya Eksun Gıda Elite Naturel Ersu Fade Gıda Frigopak Gıda Göknur Gıda Kayseri Şeker Kent Gıda Kerevitaş Gıda Kervan Gıda Konfrut Gıda Kristal Kola Kütahya Şeker Merko Gıda Orçay Ofis Yem Gıda Oylum Sınai Yatırımlar Penguen Gıda Pınar Entegre Et ve Un Pınar Su ve İçecek Pınar Süt Mamulleri Selçuk Gıda Selva Gıda Söke Değirmencilik Tat Gıda Tetamat Gıda Tukaş Gıda Türk Tuborg Ulusoy Un Ülker Bisküvi Vanet Gıda Yayla Agro Gıda Tekstil, Giyim Eşyası ve Deri Akın Tekstil Arsan Tekstil Bilici Yatırım Birko Mensucat Birlik Mensucat Bossa Ticaret Dagi Giyim Derimod Desa Deri Diriteks Ensari Deri Hateks İşbir Sentetik Karsu Tekstil Kordsa Teknik Lüks Kadife Mega Polietilen Menderes Tekstil Rodrigo Tekstil Royal Halı Rubenis İplik Söktaş Tektstil Sönmez Pamuklu Sun Tekstil Yataş Yünsa Orman Ürünleri ve Mobilya Doğanlar Mobilya Gentaş Koleksiyon Mobilya Orman Mahsulleri Sumaş Yonga Mobilya Kağıt ve Kağıt Ürünleri, Basım Alkim Kağıt Bak Ambalaj Barem Ambalaj Duran Doğan Basım Europap Tezol Kağıt Gıpta Ofis Kırtasiye Kaplamin Ambalaj Kartonsan Konya Kağıt Mondi Grup Prizma Press Saray Matbaa Viking Kağıt Kimya İlaç Petrol Lastik ve Plastik Ürünler Acıselsan Aksa Akrilik Alkim Kimya Anatolia Geneworks Aygaz BAGFAŞ Bayrak EBT Taban Berkosan Yalıtım Brisa Deva Holding Dinamik Isı Makina Yalıtım DYO Ege Gübre Ege Profil Egeplast Eminiş Ambalaj Europen Endüstri Gediz Ambalaj Good-Year Gübretaş Hektaş Işık Plastik İzmir Fırça Kimteks Poliüretan Koroplast Koza Polyester Marshall Meditera Tıbbi Malzeme Mercan Kimya Oncosem Özerden Plastik PETKİM Politeknik Metal Rainbow Polikarbonat RTA Laboratuvarları Sanifoam Endüstri Sasa Polyester Sekuro Plastik Seyitler Kimya SODAŞ Tarkim Bitki Koruma Temapol Polimer Plastik TURK İlaç ve Serum TÜPRAŞ Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi Afyon Çimento Akçansa Baştaş Başkent Çimento Batı Çimento Batısöke Çimento Bien Yapı Boğaziçi Beton Bursa Çimento Çimbeton Çimentaş Çimsa Doğusan Ege Seramik Göltaş Çimento Kalekim Kaleseramik Konya Çimento Kütahya Porselen Niğbaş Nuh Çimento OYAK Çimento Qua Granite Uşak Seramik Yibitaş Yozgat Ana Metal Sanayi Ayes Çelik BMS Tel Borusan Mannesmann Burçelik Burçelik Vana Componenta Dökümcülük Çelik Halat Çemaş Döküm Çemtaş Çuhadaroğlu Metal Demisaş Döküm Döktaş Dökümcülük Erbosan Erciyas Çelik Ereğli Demir Çelik İskenderun Demir ve Çelik İzmir Demir Çelik Kardemir Kocaer Çelik Panelsan Çatı Sarkuysan Tuğçelik Alüminyum Yükselen Çelik Metal Eşya Makine Elektrikli Cihazlar ve Ulaşım Araçları Alarko Carrier Anadolu Isuzu Arçelik Astor Enerji Balatacılar Balatacılık Bantaş Bandırma Bosch Fren Sistemleri Bülbüloğlu Vinç Ditaş Doğan Ege Endüstri Emek Elektrik Europower Enerji F-M İzmit Piston Ford Otosan Formet Metal Gersan Elektrik HAT-SAN Gemi İnşaa Hidropar Hareket İhlas Ev Aletleri İmaş Makina Jantsa Jant Karsan Otomotiv Katmerciler Ekipman Klimasan Klima Makim Makina Makina Takım Otokar Parsan Safkar Ege Soğutmacılık Sanica Isı Say Yenilenebilir Enerji Silverline Endüstri TOFAŞ TÜMOSAN Türk Prysmian Kablo Türk Traktör Ulusoy Elektrik Vestel Beyaz Eşya Vestel Elektronik Diğer İmalat Sanayi Adel Kalemcilik Elektrik Gaz ve Su (29) Elektrik Gaz ve Buhar Ahlatcı Doğal Gaz Ak Enerji Akfen Yenilenebilir Enerji Aksa Enerji Aksu Enerji Alfa Solar Enerji Aydem Enerji Ayen Enerji Biotrend Enerji Consus Enerji CW Enerji Çan2 Termik Doğu Aras Enerji Enerjisa Enerya Enerji Esenboğa Elektrik Galata Wind Enerji Hun Yenilenebilir Enerji İzdemir Enerji Kartal Enerji Margün Enerji Naturel Enerji Naturelgaz Odaş Enerji Pamel Yenilenebilir Elektrik Smart Güneş Enerji Tatlıpınar Enerji Zedur Enerji Zorlu Enerji İnşaat ve Bayındırlık (12) İnşaat ve Bayındırlık İşleri Anel Elektrik Birleşim Mühendislik DAP Gayrimenkul Edip Gayrimenkul Enka İnşaat Girişim Elektrik Kuyaş Yatırım Orge Enerji San-el Mühendislik Türker Proje Gayrimenkul Yayla Enerji Yeşil Yapı Toptan ve Perakende Ticaret (26) Toptan Ticaret Arzum Doğuş Otomotiv Gen İlaç Grainturk Tarım İntema Kuvva Gıda Pergamon Status Sanko Pazarlama Selçuk Ecza Deposu TGS Dış Ticaret Uzertaş Boya Perakende Ticaret BİM Bizim Mağazaları CarrefourSA Casa Emtia Ebebek Mağazacılık Ersan Alışveriş Hizmetleri Gimat Mağazacılık Mavi Giyim Metro Petrol ve Tesisleri Migros Ticaret Milpa Şok Market Suwen Tekstil Teknosa Vakko Tekstil Ulaştırma ve Depolama (10) Ulaştırma ve Depolama Beyaz Filo Çelebi GSD Denizcilik Gür-sel Turizm Pasifik Eurasia Lojistik Pegasus Hava Yolları Reysaş Lojistik Trabzon Liman İşletmeciliği Tureks Turizm Türk Hava Yolları Mali Kuruluşlar (145) Finansman Şirketleri Katılımevim Varlık Yönetim Şirketleri Birikim Varlık Gelecek Varlık Bankalar Akbank Albaraka Türk ICBC Turkey Bank Garanti BBVA Halkbank QNB Finansbank Şekerbank Türkiye İş Bankası Türkiye Kalkınma Bankası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası VakıfBank Yapı Kredi Bankası Sigorta Şirketleri AgeSA Aksigorta Anadolu Hayat Emeklilik Anadolu Sigorta Ray Sigorta Türkiye Sigorta Finansal Kiralama ve Faktoring Şirketleri Creditwest Faktoring Finans Finansal Kiralama Garanti Faktoring İş Finansal Kiralama Şeker Finansal Kiralama Ulusal Faktoring Vakıf Finansal Kiralama Yapı Kredi Finansal Kiralama Holdingler ve Yatırım Şirketleri Anadolu Grubu Akdeniz Yatırım Holding Alarko Holding Anadolu Grubu Atlantis Holding Avrupa Yatırım Holding Bera Holding Borusan Yatırım Pazarlama Cosmos Yatırım Dagi Yatırım Denge Yatırım Derlüks Yatırım Doğan Holding Eczacıbaşı Yatırım Eczacıbaşı İlaç Euro Yatırım Holding Global Yatırım Holding GSD Holding Güler Yatırım Holding Hacı Ömer Sabancı Holding Hedef Holding Inveo Yatırım Holding Investco Holding Işıklar Enerji Yapı Holding İhlas Holding İhlas Yayın Holding İşbir Holding İttifak Holding Kapital Yatırım Holding Kervansaray Yatırım Holding Kiler Holding Koç Holding Marka Yatırım Holding Mazhar Zorlu Holding Metemtur Yatırım Enerji Metro Holding MMC Yatırım Net Holding Ostim Endüstriyel Yatırımlar Otto Holding Polisan Holding RAL Yatırım Holding TAV Havalimanları Holding Tekfen Holding Turcas Petrol Şişe Cam Ufuk Yatırım UMPAŞ Holding Ünlü Yatırım Holding Verusa Holding Yeşil Yatırım Holding Aracı Kurumlar A1 Capital Yatırım Menkul Değerler Gedik Yatırım Menkul Değerler Global Yatırım Menkul Değerler İnfo Yatırım İş Yatırım Menkul Değerler Osmanlı Yatırım Menkul Değerler OYAK Yatırım Menkul Değerler Tera Yatırım Menkul Değerler Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Adra GYO Akfen GYO Akiş GYO Akmerkez GYO Alarko GYO Asce GYO Ata GYO Atakule GYO Avrasya GYO Başkent Doğalgaz Dağıtım GYO Deniz GYO Doğuş GYO Emlak Konut GYO EYG GYO Fuzul GYO Halk GYO İdealist GYO İş GYO Kızılbük GYO Kiler GYO Koray GYO Körfez GYO Kuzugrup GYO Martı GYO Mistral GYO Nurol GYO Özak GYO Özderici GYO Panora GYO Pasifik GYO Peker GYO Pera GYO Reysaş GYO Servet GYO Sinpaş GYO Şeker GYO Torunlar GYO Trend GYO TSKB GYO Vakıf GYO Yeni Gimat GYO Yeşil GYO Ziraat GYO Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıkları Atlas Menkul Kıymetler Euro Kapital Yatırım Ortaklığı Euro Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı Euro Trend Yatırım Ortaklığı Garanti Yatırım Ortaklığı İş Yatırım Ortaklığı Metro Yatırım Ortaklığı OYAK Yatırım Ortaklığı Vakıf Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları Gözde GSYO Hedef GSYO HUB GSYO ICU GSYO İş GSYO Pardus GSYO Verusaturk GSYO Eğitim, Sağlık, Spor ve Diğer Sosyal Hizmetler (9) Spor Eğlence Boş Zamanları Değerlendirme Hizmetleri Mackolik İnsan Sağlığı ve Sosyal Hizmetler Lokman Hekim MLP Sağlık Nasmed Özel Sağlık Tapdi Oksijen Spor Faaliyetleri Eğlence ve Oyun Faaliyetleri Beşiktaş Futbol A.Ş. Fenerbahçe Sportif A.Ş. Galatasaray Sportif A.Ş. Trabzon Sportif A.Ş. Teknoloji (33) Bilişim Alcatel Lucent Teletaş Ard Grup Arena Bilgisayar ATP Yazılım Aztek Teknoloji Datagate Bilgisayar Despec Bilgisayar E-Data Teknoloji Escort Teknoloji Fonet Bilgi Teknolojileri Forte Bilgi İletişim Hitit Bilgisayar Ingram Micro Bilişim İndeks Bilgisayar Kafein Yazılım Karel Elektronik Kron Teknoloji Link Bilgisayar Logo Yazılım Manas Enerji Matriks Bilgi İletişim Mia Teknoloji Mobiltel İletişim Netaş Telekom Obase Bilgisayar Papilon Savunma Penta Teknoloji Plastikkart Reeder Teknoloji Smartiks Yazılım VBT Yazılım Savunma ASELSAN SDT Uzay ve Savunma Mesleki, Bilimsel ve Teknik Faaliyetler (4)Hukuk ve Muhasebe Hizmetleri İdeal Finansal Teknolojiler Mimarlık ve Mühendislik Faaliyetleri; Teknik Muayene ve Analiz Kontrolmatik Teknoloji Yeo Teknoloji Reklamcılık ve Pazar Araştırması PC İletişim İdari ve Destek Hizmetleri (7)Kiralama ve Leasing Faaliyetleri Escar Filo Kiralama LDR Turizm Platform Turizm Seyahat Acentesi, Tur Operatörü Diğer Rezervasyon Hizmetleri ile İlgili Faaliyetler Gezinomi Seyahat Güvenlik ve Soruşturma Faaliyetleri Senkron Siber Güvenlik Büro Yönetimi, Büro Desteği ve Diğer Şirket Destek Faaliyetleri CEO Event Medya Flap Kongre Toplantı Gayrimenkul Faaliyetleri (3)Gayrimenkul Faaliyetleri Adese Gayrimenkul İhlas Gayrimenkul Sönmez Filament Oteller ve Lokantalar (13)Konaklama Altın Yunus Çeşme Turistik Tesisler Avrasya Petrol ve Turistik Tesisler Kuştur Kuşadası Turizm Marmaris Altınyunus Turistik Tesisler Martı Otel İşletmeleri Merit Turizm Petrokent Turizm Tek-Art İnşaat Ticaret Ulaşlar Turizm Yiyecek ve İçecek Hizmetleri Baydöner Restoranları Büyük Şefler Gıda DO & CO Etiler Gıda Bilgi ve İletişim (6) Bilgi Hizmet Faaliyetleri İhlas Haber Ajansı Yayımcılık Doğan Burda Dergi Hürriyet Gazetecilik İhlas Gazetecilik Telekomünikasyon Turkcell İletişim Hizmetleri Türk Telekomünikasyon gtdTürkiye ekonomi tarihiKongreler İzmir İktisat Kongresi 1948 Türkiye İktisat Kongresi Birinci Türkiye Ziraat Kongresi Antlaşmalar Lozan Antlaşması Bretton Woods Anlaşması Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği Kanunlar Sanayi Teşvik Kanunu (1927) Gümrük Tarife Kanunu (1929) TPKKHK (1930) TTMİMHK (1930) Ticaret Mukavelesi ve Modus Vivendi Akdetmeyen Devletlerden Türkiye'ye Yapılacak İthalata Memnuiyetler veya Tahdit veyahut Takyitler Tatbikine Dair Kanun (1931) Hükümetçe Ziraat Bankası'na Mubayaa Ettirilecek Buğday Hakkında Kanun (1932) Çay, Şeker ve Kahve İthalatının Bir Elden İdaresi Hakkında Kanun (1932) Ödünç Para Verme İşleri Kanunu (1933) Buğdayı Koruma Karşılığı Vergisi Kanunu (1934) Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun (1934) Endüstriyel Mamulatın Maliyet ve Satış Fiyatlarının Kontrolü ve Tespiti Hakkında Kanun (1934) Millî Korunma Kanunu (1940) Varlık Vergisi (1942) Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (1945) Merkez Bankası Kanunu (1970) Planlar Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı 24 Ocak kararları Kalkınma planı (1963 sonrası) Endüstri ve ticaret Suni ipek Gülyağı Kibrit asidi Seramik Demir Çelik İşletmeleri Kükürt Süngercilik Bankalar Ziraat Bankası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiye İş Bankası Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası Emlâk ve Eytam Bankası Sümerbank Halkbank İller Bankası Diğer Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye'de ekonomik krizler Türk lirası Türk vergi sistemi Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti Otorite kontrolü BNF: cb120608226 (data) GND: 1003620-9 ISNI: 0000 0001 0831 3448 LCCN: n82010580 NLI: 987007449148205171 SUDOC: 028860292 VIAF: 143916312 WorldCat: lccn-n82010580 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Türkiye_İş_Bankası&oldid=31790451" sayfasından alınmıştır
Nakkaş Baba MezarlığıDiğer ad(lar)Nakkaştepe MezarlığıBahri Baba MezarlığıKonumÜsküdar, İstanbul, TürkiyeKoordinatlar41°02′14″K 29°02′06″D / 41.03722°K 29.03500°D / 41.03722; 29.03500TürSivil MezarlıkDinİslamAçılış19. yüzyılSorumluİstanbul Büyükşehir BelediyesiDurumKullanımda Nakkaş Baba Mezarlığı diğer bilinen isimleri ile Bahri Baba Mezarlığı veya Nakkaştepe Mezarlığı, İstanbul'un Üsküdar ilçesi Kuzguncuk mahallesinde bulunan bir Müslüman mezarlığı.[1][2] Mezarlığın bakımı ve işletmesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaktadır. Mezarlık Kuzguncuk'un kuzeybatısında, Nakkaş Baba Vadisinin Beylerbeyi yamacına bakan tarafta konumlanmıştır.[3] Adını buradaki açık kafesli bir kabirde medfun olduğu rivayet edilen, Yavuz Sultan Selim’in Tebriz’den getirttiği sanatkârlardan biri olan Baba Nakkaş’tan almıştır.[4] Yazar Mehmet Nermi Haskan'a göre ise mezarlık ismini Sultan I. Ahmed sadrazamlarından Nakkaş Hasan Paşa'dan almaktadır.[5] Boğaziçine hâkim bir mevkide bulunan Nakkaştepe’de 19. yüzyılda topçu ve piyade askerleri için yapılan cülus merasimleri ile bayramlarda beş pare top atışı yapılan bir karakol inşa edilmiştir. Nakkaştepe Mezarlığındaki en eski mezar taşı 1810 tarihine tekabül etmektedir. II. Abdülhamid döneminde Şeyhülislamlık görevinde bulunan Uryanîzade Ahmed Esad Efendi’nin aile sofası burada yer almaktadır. Beylerbeyi Bedevî Settariye Tekkesi ilk postnişini Şeyh Muhammed Hamil Efendi'nin naaşı (ö. 1906), 1943’te bu mezarlığa nakledildi. Günümüzde mezarlık, aralarında bestekâr Şevki Bey (ö. 1890), Rauf Yekta Bey (ö. 1935) ve şair Orhan Şaik Gökyay'ın da olduğu çok sayıda müzisyen, oyuncu, siyasetçi ve gazetecinin kabrine ev sahipliği yapmaktadır. Mezarlıkta bulunan tanınmış kişiler[değiştir | kaynağı değiştir] Adnan Ataman (1926-2014), Türk sanatçı Ali Teoman Germaner (1934-2018), Türk heykeltıraş Aykut Edibali (1942-2022), Türk siyasetçi ve yazar Celal Ertuğ (1913-2001), Türk siyasetçi Cemil Çalgüner (1907-1996), Türk siyasetçi Cemil Taşcıoğlu (1952-2020), Türk hekim Cevdet Tolgay (1902-1993), Türk asker Ercan Aktuna (1940-2013), Türk futbolcu Ertuğrul Bilda (1915-1993), Türk oyuncu Hakkı Kurmel (1923-2021), Türk siyasetçi Haluk Tezonar (1942-1994), Türk heykeltıraş Haydar Olcaynoyan (1910-1992), Türk asker İnci Çayırlı (1935-2021), Türk şarkıcı Mehmet Ercan Vuralhan (1943-2018), Türk siyasetçi Melih Kibar (1951-2005), Türk besteci Okay Gönensin (1950-2017), Türk gazeteci ve yazar Orhan Saka (1949-2013) Türk mimar, yönetici Orhan Şaik Gökyay (1902-1994), Türk araştırmacı, şair ve öğretmen Rauf Yekta (1871-1935), Türk besteci ve müzikolog Sevim Burak (1931-1983), Türk yazar Şevki Bey (1860-1891), Osmanlı müzisyen Tomur Bayer (1949-2022), Türk diplomat Tuğrul Şavkay (1951-2003), Türk gazeteci Zihni Küçümen (1929-1996), Türk sanatçı Galeri[değiştir | kaynağı değiştir] Nakkaş Baba'nın kafesli türbesi Şevki Bey'in mezarı İnci Çayırlı'ın kabri Tomur Bayer'in aile kabristanlığındaki mezarı Rauf Yekta Bey'in mezar taşı Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Türkiye'deki mezarlıklar listesi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Nakkaş Baba Türbesi". www.uskudar.bel.tr. 12 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2024.  "Nakkaş Baba Mezarlığı (Bahri Baba Mezarlığı)". www.uskudar.bel.tr. 14 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.  Dünden bugüne İstanbul ansiklopedisi. Kültür ve Turizm Bakanlığı. 1993. s. 31. ISBN 978-975-7306-06-1. 14 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.  Hürel, Haldun (2005). İstanbul'u geziyorum gözlerim açık: bir İstanbul kültürü kitabı. Dharma. ISBN 978-975-8729-64-7. 14 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.  Sadi. S. Kucur. "İstanbul'un Tarihî Müslüman Mezarlıkları" (PDF). Marmara Üniversitesi. ss. 431-432. 29 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Nakkaş_Baba_Mezarlığı&oldid=32223441" sayfasından alınmıştır
Ramin Matin (d. 1977; Ankara), Türk sinema yönetmeni.[1] Filmografisi[2][değiştir | kaynağı değiştir] Son Çıkış (2018) Kıyıdakiler (Coastliners) (2016) Kusursuzlar (2013) Canavarlar Sofrası (2011) Ödülleri[değiştir | kaynağı değiştir] 50. Altın Portakal Film Festivali[3] En İyi Film Ödülü (Kusursuzlar) En İyi Yönetmen Ödülü (Kusursuzlar) Film Yönetmenleri Derneği En İyi Yönetmen Ödülü (Kusursuzlar) Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Ramin'in dedesi Atatürk'ün yaveri" 19 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. En son 18 Eylül 2016 tarihinde erişildi. https://www.imdb.com/name/nm3601988/?ref_=fn_nm_nm_14[yalın URL] 50. Altın Portakal Film Festivali Ödülleri 18 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. altinportakal.org.tr. En son 18 Eylül 2016 tarihinde erişildi. gtdAltın Portakal En İyi Yönetmen Ödülü1964-1979 Halit Refiğ (1964) Atıf Yılmaz (1965) Memduh Ün (1966) Yılmaz Duru (1967) Yılmaz Duru (1968) Ertem Eğilmez (1970) Muzaffer Arslan (1971) Atıf Yılmaz (1972) Nejat Saydam (1973) Lütfi Ömer Akad (1974) Şerif Gören (1975) Atıf Yılmaz (1976) Zeki Ökten (1977) Atıf Yılmaz (1978) Yavuz Özkan (1979) 1980–1999 Zeki Ökten (1980) Erden Kıral (1981) Ömer Kavur (1982) Zeki Ökten (1983) Atıf Yılmaz (1984) Sinan Çetin (1985) Atıf Yılmaz (1986) Ömer Kavur (1987) Ömer Kavur (1988) Halit Refiğ (1989) Halit Refiğ, Yusuf Kurçenli (1990) Yavuz Özkan (1991) Tunç Okan (1992) Erden Kıral (1993) Yavuz Özkan (1994) Canan Gerede (1995) Tunç Başaran (1996) Ferzan Özpetek (1997) Serdar Akar (1998) Nuri Bilge Ceylan (1999) 2000-2019 Derviş Zaim (2000) Zeki Demirkubuz (2001) Nuri Bilge Ceylan (2002) Ömer Kavur (2003) Uğur Yücel (2004) Kutluğ Ataman (2005) Nuri Bilge Ceylan (2006) Fatih Akın (2007) Derviş Zaim (2008) Reha Erdem (2009) Seren Yüce (2010) Çiğdem Vitrinel (2011) Erdem Tepegöz (2012) Ramin Matin (2013) Onur Ünlü (2014) Tolga Karaçelik (2015) Ümit Köreken (2016) Ali Özel (2019) 2020-günümüz Azra Deniz Okyay (2020) Tayfun Pirselimoğlu (2021) Emin Alper (2022) Altın Portakal ** En İyi Film • En İyi Erkek • En İyi Kadın • En İyi Yönetmen • En İyi Kurgu • En İyi Müzik • En İyi Sanat Yönetmeni • En İyi Senaryo • En İyi Görüntü Yönetmeni Film yönetmeni ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ramin_Matin&oldid=31154508" sayfasından alınmıştır
SloganCumhuriyet'in MüeyyidesiKuruluş5 Kasım 1925Eski isim(ler)iAnkara Adliye Hukuk Mektebi (1925-1927) Ankara Hukuk Fakültesi (1927- 1946) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1946-)Eğitim dil(ler)iTürkçe ve İngilizceBağlılıkAnkara Üniversitesi Yükseköğretim KuruluDekanProf. Dr. Muharrem ÖzenDekan yardımcılarıProf. Dr. Cenker Göker Dr. Vehbi Umut ErkanWeb sitesiAnkara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk hukuk okulu olarak 1925 yılında Ankara’da “Ankara Adliye Hukuk Mektebi” adıyla kurulan, 1946 yılından itibaren Ankara Üniversitesine bağlı bir fakülte olarak hizmet veren hukuk okuludur. 5 Kasım 1925'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılan okul, cumhuriyet dönemi Türkiye'sinde sıfırdan kurulan ilk yükseköğrenim kurumudur.[1] İlk TBMM binasında öğretime başlayan Ankara Adliye Hukuk Mektebi, 1928 yılında ilk mezunlarını vermiştir. Daha sonra adı Ankara Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak değişen kurum, eğitim hizmetini günümüzde Ankara Üniversitesi’nin Cebeci kampüsünde sürdürür. Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] 1925 Öncesi Dönem[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara’da bir hukuk mektebi açılması konusu Millet Meclisinde Kastamonu Milletvekili Abdülkadir Kemali Bey tarafından dile getirilmiştir. 16 Mart 1921’de Abdülkadir Kemali Bey, I. Dünya Savaşı’nda askere gönderildikleri için eğitimleri yarım kalan öğrenciler için Ankara’da Adalet Bakanlığı’na bağlı bir hukuk mektebi açılmasını öngören üç maddelik bir kanun teklifi vermiş; ancak, teklif Maarif Encümeni (Meclis Millî Eğitim Komisyonu) tarafından bina, malzeme ve öğretmen bulunamadığı gerekçesi ile reddedilmiştir.[2] Osmanlı Devleti'nde hakim-savcı yetiştiren Mekteb-i Kuzzat'ın varlığına son verilmesinin ardından, hakim, savcı, icra memuru, zabıt katibi, müstantik gibi adliye memurunun yetiştirilmesi için bir hukuk mektebinin kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu bağlamda 1925 yılında Ankara’da bir hukuk okulu kurma isteği dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bey’in girişimi ile gerçekleştirildi. Mahmut Esat Bey 1925 yılı Bütçe Kanunu tasarısına, hakim azlığı gerekçesi ile bir yatılı hukuk okulu açılması için ödenek koydurmuştu. 23 Şubat 1925 günü Bütçe Kanunu Meclis Genel Kurulu’nda, uzun tartışmalardan sonra dört oyluk farkla Ankara Leylî (yatılı) Hukuk Mektebi’nin açılması kabul edilmiştir.[3] Hakim kadrolarındaki açıkları kapatmak üzere kurulan kurum bir fakülte değil, Adalet Bakanlığı bünyesinde yatılı bir meslek okulu niteliğindeydi ve öğretim kadrosu adliye erkânından oluşuyordu.[4] Mahmut Esat Bey’in olağanüstü çabaları olmasaydı böyle bir karar alınamazdı. Adliye Vekili, Ankara’ya hukuk mektebi açılmasına itiraz eden milletvekillerini ikna edebilmek için bütün enerjisini, beceri ve kudretini, tatlı dil ve güler yüzünü kullanmış ve mektebin kurulmasını kişisel çabalarıyla sağlamıştı. Bu nedenle Ankara Hukuk Mektebi’nin kurucusunun Mahmut Esat Bozkurt olduğunu söylemek yanlış olmaz.[5] Bu tartışmalar sırasında Cemil Bilsel, Ankara'da bir hukuk okulu kurulması fikrini şu şekilde ifade etmiştir:[4]“Merkez-i Cumhuriyette bulunuyoruz. Buranın bir Mekteb-i Hukuka behemehâl ihtiyacı vardır. Yapılacak tedrisâttan bu muhit de istifâde edecektir, yalnız talebe değil. Dünyanın en güzel inkılâbını yapmış bir memlekette asrın hukukiyâtı okunmaz olur mu, efendiler? Biraz da İstanbul’un ettiği istifâde kadar Anadolumuz da maariften hissemend olsun...” 1925-1927 Dönemi (Ankara Adliye Hukuk Mektebi)[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nin ilk öğrencileri. Henüz binası, müdürü ve öğretim kadrosu bulunmadığı halde 1925 yılı yaz aylarında okula kayıt için başvuru alınmaya başlandı.[6] Lise, yedi senelik idadi veya bir yükseköğrenim kurumu mezunları veya bir yükseköğrenim kurumunda kayıtlı olanlar sınavsız, lise öğrencisi olanlar veya lise muadili başka kurumlardan mezun olanlar ise oldukça zor bir sınavla okula kabul edildiler. Okula ilk olarak 301 öğrenci kayıt yaptırdı, içlerinden 75 öğrenci yatılıydı. 15 Eylül 1925 tarihinde Mahmut Esat Bozkurt Adalet Bakanlığı’nda okul müfredatının ve yönetiminin belirlenmesi amacıyla Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura, Şevket Memadali Bilgişin, Cemil Bilsel, Tevfik Kamil Koperler, Yusuf Kemal Tengirşenk, Süheyp Nizami Derbil, Hasan Saka, Refik Sayfdam, Sadri Maksudi Arsal ve Şükrü Kaya gibi dönemin önemli hukukçularından oluşan bir komisyon oluşturmuştur.[7][8] Ankara Hukuk Mektebi'nde ilk dersi 5 Kasım 1925'te Hukuk-ı Esasiye profesörü Ağaoğlu Ahmet Bey vermiştir.[8] Yapısı ve ilk müfredatı[değiştir | kaynağı değiştir] Okul kurulduğu sırada henüz Ankara’da bir üniversite bulunmadığından herhangi bir üniversiteye bağlı değildi bu yüzden “fakülte” adıyla değil “Ankara Adliye Hukuk Mektebi” adıyla kurulmasına karar verildi. 3 yıllık olarak belirlenen okul müfredatında Mecelle’nin okutulmamasına karar verildi. İlk kez Türk Hukuk Tarihi kürsüsü kuruldu, “Usûl-i Fıkıh” dersi ise kaldırıldı.[7] Komisyon toplantısında en önem verilen konulardan biri de okulda izlenecek metottu. Gerek bilimsel araştırmada ve gerekse öğretimde tetkik ve tenkit (araştırma ve eleştirme) metodu seçildi.[9] Okulun ilk yıllarında Medeni Hukuk, Cezaiyât, İktisat, İlm-i Mâli, Ticaret-i Beriyye, Ticaret-i Bahriye, Devletler Umumi Hukuku, Devletler Hususi Hukuku, İdare Hukuku, Hukuk-ı Esasiye, Roma Hukuku ve Mukayeseli Kavanin, Siyasi Tarih ve Hukuk Tarihi kürsüleri bulunuyordu. "Profesör" unvanının kullanılması[değiştir | kaynağı değiştir] Okulda ders verecek hocaların akademik unvanlarının ne olacağı konusu da komisyonda uzunca tartışılmıştır. O dönemde üniversite hocalarına "müderris" deniyordu. Ancak müderris unvanının medreseyi çağrıştırdığını düşünen Ankara Hukuk Mektebi kurucuları kendilerine bu unvan ile hitap edilmesini istemiyorlardı. Akla gelen bir diğer sıfat "muallim" idi. Ancak İstanbul Hukuk Fakültesi’nde "muallim" unvanının doçentliğe karşılık kullanılmasından dolayı, İstanbul’dan gelen Müderris Cemil Bilsel’in unvanının sanki doçentliğe düşürülmüş gibi algılanabileceği kaygısıyla bu unvan da kabul görmedi. Bu sebeplerle, Ankara Hukuk Mektebi’nin kurucuları ders verilecek kişilere “müderris” yerine “profesör” denmesine karar verdi. Böylece Ankara Hukuk Mektebi’nde öğretimin başlaması ile birlikte "profesör" unvanı Türk yükseköğretim tarihinde ilk defa kullanılmış ve kelime Türkçeye girmiş oldu.[10] İlk eğitim kadrosu ve açılış[değiştir | kaynağı değiştir] Mustafa Kemal Paşa, “Profesörler Meclisi” adını alan komisyonun fahri başkanlığına, başvekil İsmet Paşa ise “Türk Hukuk Tarihi fahri profesörlüğüne” getirildi. Mahmut Esat Bey, Meclis Reisi görevini üstlendi ve “İhtilaller Tarihi” dersinin profesörlüğünü üstüne aldı. İstanbul Darülfünun müderrislerinden Cemil Bey, "Reis Vekili" yani fakülte dekan oldu. 11 profesörle eğitim-öğretim hayatına başlayan Ankara Adliye Hukuk Mektebi’nin öğretim elemanı sayısı zamanla yirmilere çıkmıştır. Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nin ilk yıllardaki kadrosu şu şekildedir:[8] Ankara Hukuk Mektebi ilk eğitim kadrosu.[11] Ağaoğlu Ahmet Bey (Kars Mebusu) - Hukuku Esasiye Profesörü Akçuraaoğlu Yusuf Bey (İstanbul Mebusu) - Tarihî Siyasi Profesörü Bahaeddin Bey (Darülfünun Müderrislerinden) - Hukuku Ceza ve Usulü Cezaiye Profesörü Cemal Hüsnü Bey (Gümüşhane Mebusu) - İktisat Profesörü Cemil Bey (Darülfünun Müderrisi) - Hukuku Düvel Profesörü Fahri Ecevit - Tıbb-ı Adlî Profesörü Refik Bey (Sıhhiye Vekili) - Tıbb-ı Adlî Profesörü Saraçoğlu Şükrü Bey (İzmir Mebusu) - İktisat-ı Nazarî Profesörü Şükrü Kaya Bey (Menteşe Mebusu) - İktisat Mezhepleri Profesörü Şevket Memedali Bey (İş Bankası Hukuk Müşaviri) - Hukuku Ticaret Profesörü Sadri Maksudi Bey - Türk Hukuk Tarihi ve Hukuk Tarihi Profesörü Süheyp Nizami Bey (Ziraat Bankası Umum Muamelât Müdürü) - Hukuku İdare Profesörü Tevfik Kâmil Bey (İstanbul Mebusu) - Roma Hukuku Profesörü Mahmut Esat Bey (Adliye Vekili) - İhtilâller Tarihi Profesörü Mazhar Nedim Bey - Deniz Ticareti Profesörü, Mustafa Fevzi Bey (Saruhan Mebusu) - Fıkıh Tarihi Profesörü Mustafa Şeref Bey (Burdur Meb’usu) - Hukuku İdare ve Hukuku Âmme Profesörü Nusret Bey (Devlet Şûrası Reisi) - Hukuku Hususiyeyi Düvel Profesörü, Veli Bey (Hariciye Hukuk Müşaviri) - Hukuku Medeniye Profesörü Yusuf Kemal Bey (Sinop Mebusu) - İktisat Profesörü Sabri Şakir Bey (Hukuk işleri Müdürü) - Usul-i Muhakeme-i Hukukiye Profesörü 5 Kasım 1925 Atatürk Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nin açılış töreninde öğretim üyeleri ve öğrencilerle. Bu fotoğrafı daha sonra kendisi de Hukuk Mektebi'nde okuyan ve ardından Atatürk'ün özel fotoğrafçılığını yapan Cemal Işıksel çekmiştir. Ankara Hukuk Mektebi 5 Kasım 1925 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (1. Meclis Binası) Genel Kurul Salonu'nda Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nin açılışına atfettiği anlamı şu sözlerle dile getirmiştir:[8][12]"Cumhuriyetin merkez-i idaresinde bir Hukuk Mektebi açmak vesilesi bugünkü içtimaımızı ihzar etmiş bulunuyor. Bugün şahit olduğumuz, hâdise, yüksek memur ve mütehassıs âlimler yetiştirmek teşebbüsünden daha büyük bir ehemmiyeti hâizdir. Senelerden beri devam eden Türk İnkılâbı, mevcudiyetini ve zihniyetini, hayat-ı içtimaiyenin menbâsı olan yeni esasat-i hukukiyede tespit ve teyit etmek çaresine tevessül etmiştir... Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşâdında hissettiğim saadeti hiçbir teşebbüste duymadım ve bunu izhar ve ifade etmekle memnunum."Açılış konuşmalarından sonra Ankara Adliye Hukuk Mektebi’nin ilk dersini vermek üzere Hukuku Esasiye Profesörü Ağaoğlu Ahmet Bey Anayasa Hukukuna genel bir giriş yaparak okulun ilk dersini vermiş oldu. Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı 5 Kasım 1925 tarihini hukuk eğitimimizde bir dönüm noktası olarak kabul etmektedir.[13]Ankara Adliye Hukuk Mektebi olarak kullanılan ilk bina olan Ankara'daki Telgrafhane Binası . Ankara Hukuk Mektebi eski bir kuruluş geleneğini takip etti, Tanzimat döneminde kurulan yüksekokullar ya Maarif-i Umumiye Nezareti’nin, ya da İstanbul Ticaret mektebi örneğinde olduğu gibi Ticaret ve Meadin Nezareti’nin bir-iki odasında kurulur, birkaç sene nezaretin içinde idare ederler, sonra ayrı bir binaya taşınırlardı.[14] Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nin ilk binası iki katlı ahşap bir bina olan ve telgrafhane olarak Kurtuluş Savaşı boyunca önemli görevler üstlenen binadır. Yatılı öğrencileri de barındıran bu binanın, fakülte müdürüne ve diğer fakülte üyelerine ait iki de eklentisi vardır. 5 Kasım 1925 tarihinde okul açıldıktan sonra, telgraf binasının boşaltılması geciktiği için dersler bir ay kadar Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapıldı. Yatılı öğrenciler ise, okulun tadilat hazırlıkları yapılırken bir süre Yahudi Mahallesi’ndeki eski Müstantik Mektebi’nde kaldılar. Tadilatlar tamamlanınca, eğitim Meclis binasından telgrafhane binasına; yurtlar da Müstantik Mektebinden, telgrafhanenin arka sokağında bulunan bir binaya taşındı. Yeni yurdun üst katındaki odalardan biri müdüre, birisi ise kalacak yer bulamayan hocalara ayrılmıştı. Medeni Hukuk Profesörü Veli Saltıkgil Bey ve Ceza Hukuku Profesörü Baha Kaya Bey ev bulana kadar bu yurtta kalmışlardır. Yeni alınan yurt binası da yatılı 75 öğrenciyi barındırmakta yetersizdi. Bu nedenle binanın avlusuna 2 tane daha kerpiç bina yapıldı. Ankara Adliye Hukuk Mektebi’nin ilk yılındaki yatılı öğrencilerden biri olan ve sonradan 1948-1950 yıllarında Fakülte dekanı ve Ankara Üniversitesi Rektörü olarak görev yapacak olan Hüseyin Cahit Oğuzoğlu, yurt binasına yaptırılan bu 2 kerpiç bina ile ilgili olarak şu anısını paylaşır:[15] “Binalar kışlayı andırıyordu. Yağmur yağdığı zaman yatakların başına şemsiyeler açılır, herkes ıslanmamak için gerekli tedbirlere başvururdu. Burada kalan arkadaşların odalar içerisinde şemsiye açması nedeniyle son derece eğlenceli olaylar yaşanmıştı”.1928 yılında ilk mezunlar öğretim elemanlarıyla birlikte. Önde oturan öğretim üyeleri soldan sağa: (3) Süheyb Nizami Derbil; (4) Veli Saltık; (5) Nusret Metya; (6)Cemil Bilsel; (7) Mahmut Esad Bozkurt; (8) Ahmed Ağaoğlu; (9) Mustafa Şeref Özkan; (10) Tevfik Kamil Koperler; (11) Sadri Maksudi Arsal; (12) Şevket Memedali Bilgişin; (13) Fahri Ecevit; (14) Mazhar Nedim Göknil.[16]Ankara Adliye Hukuk Mektebi’nin ilk öğrencileri birçok yönden tarihe tanıklık etmiştir. TBMM, toplantı salonunu, kütüphanesini, zabıt kâtiplerini, matbaasını bir fakültenin kullanımına tahsis etmiştir.[17] Öğrenciler, gerek eski meclis binasında, gerekse eski Telgrafhane Müdürlüğü binasında öğrenim görürken, TBMM’nin bazı oturumlarını (örneğin 17 Şubat 1926 tarih ve 743 sayılı Türk Kanun-ı Medenisi ile 1 Mart 1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun görüşmelerini) dinleyici sıralarından izlemişlerdi. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu da TBMM’de kabul edilmeden Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nde ders olarak okutulmaya başlanmıştır.[18] 1925 yılı öğrencileri, Atatürk’ün Nutuk adlı eserinin 15-20 Ekim 1927 tarihinde okunduğu sırada TBMM’de hazır bulunmuş ve 6 gün boyunca bu eseri canlı olarak dinlemişlerdi. Mustafa Kemal Paşa da, kuruluşundan itibaren Ankara Hukuk Mektebi’ne son derece önem vermiş, dersleri ve sınavları sık sık izlemiştir. Nitekim Mustafa Kemal Paşa, Sadri Maksudi’nin bir sınavına girmiş, bu sırada sınavdaki öğrencilerden çok sınıfta bulunan hocalar ter dökmüşlerdi. Ankara Hukuk Mektebi’nin ilk öğrencilerinin tanıklık ettiği başka bir tarihî olay da İstiklâl Mahkemeleri’ydi. Yurtta kalan öğrenciler sabah okula giderken Ulus meydanında ve Karaoğlan’da göğüslerinde yaftaları, sehpada geceden asılmış kimseleri görüyorlardı.[5] 1927-1946 Dönemi (Ankara Hukuk Fakültesi)[değiştir | kaynağı değiştir] 1927 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara Adliye Hukuk Mektebi, "fakülte" adını almış ve Ankara Hukuk Fakültesi olarak isimlendirilmiştir. Okula “fakülte” adının verilmesi ile Ankara Üniversitesi’nin temeli de atılmış kabul edilir.[19] İlk kız öğrenciler 1927 yılından itibaren kabul edildi.[6] 1925-1926 öğretim yılında kayıt yaptıran 300 öğrenciden 143’ü, 1927-1928 yılında derslerini tamamlayarak fakültenin ilk mezunları oldular. Ankara Adliye Hukuk Mektebi’nin ilk öğrencilerinden olan Hüseyin Cahit Oğuzoğlu, 1928 yılında 1 numaralı diplomayı alarak mezun olmuştur. Oğuzoğlu daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde dekanlık ve Ankara Üniversitesi’nde rektörlük yapmıştır.[20] Ankara Hukuk Fakültesi’nin Hüseyin Cahit Bey adına düzenlenmiş 1 numaralı ilk diploması (1928).1928 yılına ait Ankara Hukuk Fakültesi kayıt kabul şartları. 1929-1941 yılları arasında Ankara Hukuk Fakültesi olarak kullanılan bina.1928 yılından sonra okul kapıları lise mezunu olmayanlara kapatıldı ve sınavlar kaldırıldı. Bu durum öğrenci sayısını ve dershane ve yatakhane ihtiyacını giderek artırır. Nitekim üçüncü yıl bir dershaneye daha gerek duyulur. Maliye vekaletinden Çankırı Caddesi'ne doğru inilen küçük sokakta sol kolda bulunan Mescit binası dershane olarak kullanılmaya başlanır. Üçüncü yıl telgrafhane binasındaki yemekhane, ikinci sınıf olarak kullanılır. Birinci sınıf ise mescitte kalır. Yemekhane ise bir ara Anafartalar Karakolu olan ve Adliye Vekaleti olarak kullanılan binaya yerleşir. Böylece okul iyice dağınık bir hale gelmiştir. Bu dağınıklık eğitimi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple Dekan Cemil Bilsel'in girişimleriyle 1927 yılında yapımına başlanan ve ilkokul binası olarak tasarlanan (Ankara Opera Binası'nın karşısında İller Bankası binasının arkasında bululmaktadır) bina, 1929 yılında hukuk eğitimine devam etmek üzere Ankara Hukuk Fakültesine verilir. Binanın müteahhiti ise Vehbi Koç'tur.[21] Yeni inşa edilen binanın Ankara Hukuk Fakültesi'ne tahsis edilmesinden sonra üç dershaneden ikisi yeni binanın en üst katında, biri orta katında yer alacak şekilde düzenleme yapılır. Dekan ve müdür odaları ile kitaplık, tek dershanenin bulunduğu orta katta yer alır. En alt kat ise büro ve diğer ihtiyaçları karşılanmasına ayrılmıştır. Eski telgrafhane binası ile yeni kiralanan evkaf apartmanlarının üst katı yatılı öğrenciler için yatakhane olarak kullanılır.[2] 1928-1941 yılları arasında Ankara Hukuk Fakültesi olarak kullanılan bu bina, bir süre Ankara Kız Sanat Mektebi ve Ankara Yükseköğrenim Vakıf Kız Öğrenci Yurdu olarak hizmet görmüş daha sonra üst katları Ankara Müftülüğü tarafından kiralanmış, bodrum katı ise, Vakıflar Genel Müdürlüğünce halka hizmet veren Aşevi olarak kullanılmıştır. Şu an Ankara Vakıf Eserleri Müzesi olarak hizmet vermektedir.[22] 1941-1946 yılları arasında inşa edilen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin altı sütunlu binası. 1940 yılında Ankara Hukuk Fakültesi Adalet Bakanlığı’ndan Millî Eğitim Bakanlığı'na devrolmuş ve 3 yıllık olan eğitim süresi 4 yıla çıkarılmıştır. Ankara Hukuk Fakültesi 1941 yılında mimarlığını Recai Akçay'ın,[23] müteahhitliğini Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun yaptığı Cebeci yerleşkesindeki binasına taşınmıştır. Ankara Hukuk Fakültesi'nin bugünkü binasının tamamlanması 1946 yılına kadar sürmüştür. 1945 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde doktora eğitimi başlamıştır. Ankara Hukuk Fakültesi'nin Cebeci yerleşkesine taşınmasından İki yıl sonra da yanı başında Cebeci ortaokulu olarak düşünülen binaya İstanbul’daki Mekteb-i Mülkiye nakledildi. İki okulun hocaları ekseriyetle müşterekti. Fakat talebesi bir arada ders görmemiştir. Ernst Hirsch 1943’te Ankara Hukuk Fakültesi'nde hocalığa başlamış 1952’ye kadar hoca olarak faaliyette bulunmuştur. Bu dönemde fakültede, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve Ticaret Hukuku derslerini vermiştir.[24] 1945 sonrası (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi)[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Üniversitesi'nin 18 Haziran 1946 tarihinde kurulması ile birlikte Ankara Hukuk Fakültesi Ankara Üniversitesi'ne hukuk fakültesi olarak bağlanmıştır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde 1 Aralık 1954 tarihinde Türkiye İş Bankası tarafından Türkiye'de banka, sigorta ve ticaret hukuku alanındaki bilimsel araştırma, inceleme ve yayınları geliştirmek ve Türk banka ve ticaret hukukunu, çağdaş hukuk sistemleri arasında ileri bir seviyeye ulaştırmak amacıyla Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü kurulmuştur.[25] 31.03.1979 yılında, Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Adalet Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine bağlı olarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu kurulmuştur.[26] 2015 yılında kontenjanı 820'den 650'ye düşürülmüştür.[27] Günümüzde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde bulunan Anabilim Dalları şunlardır: Avrupa Birliği Hukuku Anabilim Dalı, Deniz Hukuku Anabilim Dalı, İş ve Sosyal Güvenlik, Hukuku Anabilim Dalı, Karşılaştırmalı Hukuk Anabilim Dalı, Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı, Medeni Hukuk Anabilim Dalı, Roma Hukuku Anabilim Dalı, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı, Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı , Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı, Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı, Hukuk Tarihi Anabilim Dalı, İdare Hukuku Anabilim Dalı, Mali Hukuk Anabilim Dalı, Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı. Kütüphane ve Yayınlar[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi 1925'te kurulmuştur.[8] 1950 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi'ne 24.000 ciltlik kitap koleksiyonu ile ülkenin en büyük hukuk ihtisas kütüphanesine sahip olduğu görülür.[kaynak belirtilmeli] Günümüzde, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi 150.000'den fazla kitap ile hukuk alanında Türkiye'nin en büyük ihtisas kütüphanesidir.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca kütüphane bünyesinde nadir eserler koleksiyonundan oluşan bir müze de mevcuttur. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde 3 adet kütüphane bulunmaktadır: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Kütüphanesi Adalet Meslek Yüksek Okulu Kütüphanesi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından yayımlanan bilimsel dergiler şunlardır: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Ankara Law Review Dekanlar[değiştir | kaynağı değiştir] Prof. Cemil Bilsel - 1925-1934 Ord. Prof. Baha Kantar - 1934-1941 Ord. Prof. Esat Arsebük - 1941-1944 Ord. Prof. Sabri Şakir Ansay - 1944-1946 Prof. Dr. Mesut Alsan - 1946-1948 Prof. Dr. Hüseyin Cahit Oğuzoğlu - 1948-1950 Prof. Dr. Faruk Erem - 1950-1952 Prof. Dr. Muvaffak Akbay - 1952-1954 Prof. Dr. Hikmet Belbez - 1954-1956 Prof. Dr. Osman F. Berki - 1956-1958 Prof. Dr. Coşkun Üçok - 1958-1960 Prof. Dr. Necip Bilge - 1960-1961 Prof. Dr. Akif Erginay - 1961-1962 Prof. Dr. Hicri Fişek - 1962-1964 Prof. Dr. Kudret Ayiter - 1964 - 1966 Prof. Dr. Yaşar Karayalçin - 1966-1968 Prof. Dr. Uğur Alacakaptan - 1968-1970 Prof. Dr. Adnan Güriz - 1970-1970 Prof. Dr. Erol Cansel - 1970-1972 Prof. Dr. Ö. İlhan Akipek - 1972-1974 Prof. Dr. Tuğrul Ansay - 1974-1977 Prof. Dr. Turgut Akintürk - 1977-1980 Prof. Dr. Ali Naim İnan - 1980-1982 Prof. Dr. Turgut Akintürk - 1982-1985 Prof. Dr. Fırat Öztan - 1985-1988 Prof. Dr. Özcan Çelebican - 1988-1994 Prof. Dr. Ramazan Arslan - 1994-2000 Prof. Dr. Lale Sirmen - 2000-2007 Prof. Dr. Metin Feyzioğlu - 2007-2008 Prof. Dr. Mustafa Akkaya - 2008-2011 Prof. Dr. Hüseyin Altaş - 2011-2013 Prof. Dr. Arzu Oğuz - 2013-2015 Prof. Dr. Muharrem Özen - 2016- Tanınmış Mezunlar[değiştir | kaynağı değiştir] Ahmet Necdet Sezer Uğur Mumcu Bülent Arınç Deniz Baykal Selahattin Demirtaş Tülay Tuğcu Adnan Menderes Sadullah Ergin Ece Temelkuran Abdurrahman Yalçınkaya Beşir Atalay Emine Ülker Tarhan Doğu Perinçek Tanju Özcan Kamil Tolon Ali Dursun Ulusoy Abdülhamit Gül Tansel Çölaşan Recep Yazıcıoğlu Çiğdem Toker Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Resmi İnternet Sitesi 6 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları Hukukla.Net: Ankara Hukuk İnternet Medyası 16 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara Hukuk Mektebi açılışında yaptığı konuşma metni Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Terlemez, Vedat. "Tarihçe". Hukuk Fakültesi. 3 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2022.  a b "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 30 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  Ahmet Mumcu, Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri ve Gelişimi, İkinci Baskı, Ankara 1973, s. 35-58. a b "Cemal Bilsel, 5 İkinciteşrin ve Mahmut Esat Bozkurt, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 1, Sayı 3, 1944" (PDF). 3 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 5 Mart 2012.  a b "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 1 Ocak 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2020.  a b Ankara Hukuk Fakültesi ve Mezunları, A. Ü. Hukuk Fakültesi, Hukuk Eğitim-Öğretim, Araştırma, Uygulama ve Geliştirme Enstitüsü Vakfı; Yayın No : 1[ölü/kırık bağlantı] a b "Ertuğrul Akçaoğlu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin Kuruluşu ve İlk Günleri, Türk Barolar Birliği Dergisi, Sayı 80, 2009". Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) a b c d e Aydın, Tugay (1 Ocak 2022). "Ankara Hukuk Mektebi'nin İlk Talebe Rehberi (1926) - haz.: Tugay Aydın". Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları (Journal Of Turkish Legal History).  Süheyp Derbil, “Fakültenin En Kıdemli Profesörünün Konuşması”, AÜHFD, Yıl 1950 Cilt 7, Sayı 3-4, s. 68. H. Cahit Oğuzoğlu, “Fakülte Mezunları Adına Yapılan Konuşma”, AÜHFD, Yıl 1950, Cilt 7, Sayı 3-4, s. 22 http://ankaralawcongress90.com/fakulte/galeri/#prettyphoto& 5 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.#x5B;group]/3/ Atatürk'ün Ankara Hukuk Mektebi'nin açılışında yaptığı konuşmanın tam metni. http://www.law.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/238/2013/07/Ataturkunkonusmasi.pdf 4 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Arşivlenmiş kopya". 28 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  İlber Ortaylı, Hukuk eğitiminde kilit tarih, Milliyet Gazetesi 13.11.2010 http://www.milliyet.com.tr/hukuk-egitiminde-kilit-tarih/ilber-ortayli/pazar/yazardetay/14.11.2010/1314074/default.htm 28 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. OĞUZOĞLU, Hüseyin Cahit, (1966), Ankara Hukuk Fakültesi’nin Kuruluşu ve İlk Yılları, Ankara Hukuk Fakültesi 40. Yıl Armağanı, AÜHF Yayınları: 210, Ajans Türk Matbaası, Ankara, s. 8. "Arşivlenmiş kopya". 7 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  DERBİL, Süheyp (1950). “Fakültenin En Kıdemli Profesörü Süheyp Derbil’in Konuşması”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C: 7, S: 3, s. 10-20. AYİTER, Kudret (1966), 40’ıncı Yıl Merasimini Açış Nutku, Ankara Hukuk Fakültesi 40. Yıl Armağanı s. XV-XXI, AÜHF Yayınları: 210, Ajans Türk Matbaası, Ankara. "Lale Sirmen, 2010-2011 Öğretim Yılı Açılış Dersi". 23 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2012.  "Arşivlenmiş kopya". 2 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  Ali Cengizkan – Ankara Hukuk Mektebi, Vekam Yay, 2004, İstanbul. "Arşivlenmiş kopya". 15 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  Alpagut, Leyla (Haziran 2009). "1930'larda Bir Mimar: İzzet Baysal". Edebiyat Fakültesi Dergisi. 26 (1). ss. 18-19. 12 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2020.  "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 30 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  Yenertürk, Ahmet. "Enstitü Hakkında". Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) "Arşivlenmiş kopya". 4 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  "Arşivlenmiş kopya". 2 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.  gtdAnkara ÜniversitesiYerleşkeler Cebeci Yerleşkesi Gölbaşı Yerleşkesi Tandoğan Yerleşkesi Fakülteler Dil ve Tarih-Coğrafya Diş Eczacılık Eğitim Bilimleri Fen Güzel Sanatlar Hukuk İlahiyat İletişim Mühendislik Sağlık Bilimleri Siyasal Bilgiler (Mülkiye) Spor Bilimleri Tıp Uygulamalı Bilimler Veteriner Ziraat Yüksekokullar Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Gölbaşı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Yabancı Diller Yüksekokulu Meslek Yüksekokulları Ayaş MYO Başkent MYO Beypazarı MYO Elmadağ MYO GAMA MYO Haymana MYO Hukuk Fakültesi Adalet MYO Kalecik MYO Nallıhan MYO Sağlık Hizmetleri MYO Sosyal hayat Ankara Cats Ankara Üniversitesi Radyosu Ankara Üniversitesi SK Ilgaz Örsem Kış Sporları Kampı İnek Bayramı Manavgat Örsem Öğrenci Kampı Mülkiye (basketbol takımı) Olimpik Yüzme Havuzu Ziraat Fakültesi (basketbol takımı) Müzeler Oyuncak Müzesi Veteriner Anatomi Müzesi Ziraat Fakültesi Müzesi Diğer Cebeci Hastanesi İbni Sina Hastanesi Gözlemevi Hidroket Kategori  • Commons gtdTürkiye'deki hukuk fakülteleri listesiDevlet üniversiteleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sakarya Üniversitesi Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vakıf üniversiteleri Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Otorite kontrolü ISNI: 0000 0001 0659 9438 kulturenvanteri.com: 17044 LCCN: n83174931 VIAF: 129578376 WorldCat: lccn-n83174931 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ankara_Üniversitesi_Hukuk_Fakültesi&oldid=32034138" sayfasından alınmıştır
Burası geçmiş tartışmaların arşividir. Lütfen sayfa içeriğinde değişiklik yapmayınız. Eğer yeni bir tartışma başlatmak ya da eski bir konuyu yeniden tartışmaya açmak istiyorsanız bunu güncel tartışma sayfasında yapınız. bu ansiklopedik olmaktan cok gazete makalesi ya da sohbet gibi. Buyuk harflerle yazilmis KEMALİZM makalesi biraz daha uygun gozuktu gozume teknik anlamda. Siz ne dersiniz? --Özgürmesaj 18:41, 3 Haziran 2005 (UTC) Untitled Bence ansiklopedilerine bir daha bakmalisin. Cunku bu makale devletin kendi desteklidigi yayindan. Buyuk Harflerle yazmak imla kurallarina aykiri.--nafiz 14:10, 11 Ekim 2005 (UTC) Benim o zaman yazdığım yorum o anki halineydi. Hatırlamıyorum ne vardı içeriğinde. Lafım bu anki haline değil. ----Dbl2010 16:13, 11 Ekim 2005 (UTC) Benim bildigim Kemalizm Namık Kemal'den gelmektedir! Onun vatanseverliği ve hürriyet aşkı Halide Edip'lerden Atatürk'e ve oradan bizlere taşınmıştır. Lütfen bu sayfayı geliştirip güzelleştirin. --84.169.215.76 18:22, 22 Aralık 2005 (UTC) Kemalizm kelimesi ve icerdigi anlamı herkes kendi kafasina gore tanımlayabilir ama biraz bilimsel ahlaka sahip biri bir tanım yapacaksa belgelere dayanmalıdır. İki kere el yazısı ile Kemalizm yazmis Mustafa Kemal hayatında Kemalizmi kullanmadi demek ya cehallettir ya da art niyet. Ayrica basbakan Ataturk'le Cankaya'da beraber gozden gecirdigi bir metinde meclis basbakan Kemalist rejim diyip duruyorsa bunun Ataturk bilgisi disinda olmasi imkansizdir. Üstelik Ataturk'un konusmasi ile basbakanın konusmasi birbirine acikca parelel ise. Ne yazık hala bilgiye degil edinilmis yanılsamalara onem veriyoruz. Bu baslikta yorum degil belgeden soz edilmedigi surece tarafimdan baslik yenilenecektir. Eger bu sitede fikir ozgurlugu var ise buna tahammul edilmelidir. Asker ve bürokratların zorunlu ideolojisi midir: Laiklikten başka bir yöntemi yok mudur: Antiemperyalizme ne oldu: Kesin bir doktrin midir: Din düşmanı, dinsiz mi,yoksa din istismarcısı, irtica düşmanı mıdır: Atatürk'ün konuşmalarından birkaç kelime seçerek onu liberal, hatta islamcı, hatta sosyalist yapmak doğru mudur: Teokrasiyle mücadele illa totaliterliğı gerektirir mi: Ebedi şef, milli şef nedir: Gericilikle mücadelede ikide bir darbe yapmak şart mıdır: Kemalizm, milliyetçi bir programdır. Tamamen Türk milletinin içinden çıkan bir yönetim şeklidir. Temel ilkesi Türk için, Türk tarafındandır. Ulu Önder'in gerçekleştiği Türkçü Devrim bunun göstergesidir. Boş yere Kemalizmi, liberal, sosyalist gibi gerek tanımlamaların içine sokmaya gereksavunması ve Cumhuriyet Devrimlerine tavır almasıdır. Bundan dolayı sürgün edilmiştir. Konu ile ilgili Nutuk'tan faydalanabilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel doktrini şeklinde geçen ifadeyi doğru bulmuyorum. Zira Kemalizm'in doktrini yoktur. Kemalizm'i ilk kullananlar Kurtuluş Savaşı dönemi itiliaf cephesidir diye hatırlıyorum. Anadolu'daki harekete destek verenlere KEMALİST denirmiş o zamanlar. Daha sonra Atatürk'ün yaptığı devrimler ve oluşturulan ideolojiye ad olmuş. Bu konuda gerekli araştırmalar yapılsa iyi olur... -Ostique- 14:09, 10 Şubat 2007 (UTC) BENCE O İFADE KABUL EDİLMELİ ÇÜNKÜ KEMALİZM BİR İDEEOLOJİ DEĞİL BİR DOKTRİNDİR. Kemalizm bir ideolojidir. Devrimcilik ilkesi ile doktrin olmadığı açık bir sistemdir. O yüzden ne kendimizi kandıralım ne de başkalarını. -Ostique- 16:12, 10 Haziran 2007 (UTC) Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Çünkü, insanların yaşayış tarzlarını düzenlemekte, etkilemekte, uygulayıcıları tarafından ceza ve mükafat vaadetmektedir. Örneğin Kemalizm'de şapka giymeyi reddettiği için cezalandırılan insanlar Devletin bir dine taraf olması nasıl o devleti o dinin ileri gelenlerinin emrine sokuyorsa, devletin bir ideolojiye sahip olması da aynı şekilde devleti belirli bir zümrenin hakimiyeti altına sokar. Bu ise, o ülkenin halkına haksızlıktır. Adaletsizliktir. Devletlerin ideolojileri olamaz. Olursa, ortaya çıkan sonuca devlet denemez. İdeolojisiz devlet düşünülemez.Devlet kurumları ve düşünce sistemiyle var olabilir.Atatürkçü düşüncenin temeli, özgür ve bağımsız bireyler, herkese eşit mesafede duran devlet, aklın ve bilimin esas alındığı yönetim biçiminin egemen kılınmasıdır.--78.178.216.116 10:17, 19 Ocak 2009 (UTC) Kemalizm Kemalizm bir öğreti değil; bir etkinliktir. kızılsungur®©iletikatkılar 15:18, 21 Şubat 2007 (UTC) Kemalizm ve Atatürk Devrimleri Kemalizm bir devrim falan değildir. Maddede devrim diye tanımlanmış,lütfen tanımlamaları doğru yapalım arkadaşlar.Atatürk devrimleri (reformları) kılık kıyafet devrimi, şapka devrimi vb. olarak sayılabilir. Adından da anlaşılacağı üzere devrim olan bunlardır. Ancak milliyetçilik, cumhuriyetçilik vb. kavramlar birer ilkedir. Hepsinin açıklaması vardır, kendi içlerinde,aralarında ve bütün olarak mantıklıdır ve birbirlerine bağlıdırlar. Kemalizm Atatürk' ün bir öğretisidir. Bu ilkeler başka ideolojilerde de kullanılıyor olabilir fakat Atatürk ilkeleri diğer ideolojilerdeki ilkelerden farklıdır. Nedeni ise Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuş olmasıdır. --88.230.228.2 13:17, 17 Eylül 2010 (UTC) Kemalizm Sola Meğillidir mi acaba ? Makalede böyle bir ifade var. Bunun neden olduğunu açıklayacak varsa buyursun açıklasın. Aksi takdirde silinsin. Çünkü Kemalizm ne sağa ne de sola meğillidir. Türk milletinin kendi ihtiyaçlarından oluştuğu için Batı menşeili sağ-sol gibi kavramlarla ifade edilemez. Bunun ivedilikle düzeltilmesi şarttır. -Ostique- 16:12, 10 Haziran 2007 (UTC) Bahsettiğim ifadeyi silmiş bulunmaktayım. Saygılar -Ostique- 10:01, 20 Haziran 2007 (UTC) Kesinlikle katılıyorum. Bir anlamda Kemalizm başlı başına sağ yada sol gibi bir kavramdır. Ortada değildir. İkisinden farklıdır ve yenidir. Ayrıca ülkemize özgüdür. Bookman 22:47, 27 Kasım 2007 (UTC) Bir ideolojinin sağa ya da sola meyilli olması görecelidir. Ancak ülkemizdeki sol-sağ anlayışına göre Kemalizmin sola daha yakın olduğu inkar edilemez. Artık bunu kabul etmek gerekir. Lütfen gerçekleri inkar etmeyelim arkadaşlar. Mesela Kemalizm birçok Güney Amerika ülkesinde uygulanan yönetim şekline göre sağ bir ideolojidir. Bir Venezuelalı ya da Kübalı Kemalizmi faşizm olarak bile algılayabilir. Ancak günümüz Türkiye'sinin genel düşünce yapısı itibariyle Kemalizm "açıkça" sol bir düşünce sistemidir. BackOfRiverAras Kemalizm ve Kritiği Zülfü Livaneliden yapılan alınıtyı sildim. Çünkü mevzubahis olan yazının Kemalizm'in ideolojisiyle alakası yok. -Ostique- 21:14, 12 Ağustos 2007 (UTC) Kemalizmin Marksist Yorumu ile ilgili makalenin neden silindigine anlam veremedim. Özgür Ansiklopedi gibi bir sitenin Kemalizm gibi Türkiye Cumhuriyetinde tabulasmista olsa düsünceleri farkli acidan vede bilimsel olarak ele alan makalelere yer vermemesi anlasilmazdir. Ve sitenin icerigi ile nede kendisi ile alakali bir davranis bicimidir. Bahsi gecen yazinin tekrar dis kaynaklar olarak eklenmesini talep ediyorum. Ideolojiler doga bilimlerine degil toplum bilimlerine aittir ve formüllerle cözümlenemezler. Farkli görüslerinde burdan yer almasi dilegi ile. Simdiden tesekkürler. Dis Baglanti diye ekledigim link: Kemalizmin Marksist Yorumu : Kemalizm Üzerine http://www.okul.gencliginsesi.net/okul/kemalizm.htm Yukarıda belirtilen linkten ne ölçüde alıntı yapıldığı şüpheli. Alıntı yapılan kısımların belirtilmesi halinde link geri eklenebilir. -Ostique- 12:48, 6 Ekim 2007 (UTC) Ne tür bir belirti istendigini anlamadim. Ilgili makalede yapilan tüm alintilarin kaynaklari belirtilmistir. Tekrar eklenmesini talep ediyorum. Kemalizm ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isim değildir. Bu yazının düzeltilmesine. Kemalizm, Atatürk'ün ortaya koyduğu eylemler ve belirttiği düşüncelere bir ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isimdir. Kaynak: Anıl ÇEÇEN KEMALİZM: sy19 bölüm 4 Kemalizm nedir? Kemalizm kavramı ilk kez, Avrupa basını tarafından kullanılmıştır. Anadolu'da Muslafa Kemalin önderliğinde gerçekleşen ulusal kurtuluş savaşını batılı basın organları anlatırken sürekli olarak "Kemalist hareket" adını takmışlardır. Batı basınından kaynaklanan bu kavran daha sonra hem ulusal kurtuluş eyleminin adı olmuş hem de Mustafa Kemal'in izlediği yolun ve de kendine özgü bir yöntemle geliştirdiği düşüncelerinin genel adı haline gelmiştir. Taraflılık konusunda yorum Bu linklerle verilmiş Livaneli ve A.Altan eleştirleri aslında Kemalizm eleştrisinden çok sol parti ve sistem eleştirlerileri üzerine makaleler.Benim görüşüme göre madde ile direk ilgili değiller. Ama Kemalizme eleştirel görüşler, ilgili olduğu takdrde tabi ki eklenebilir. Bu bağlamda mesela Ahmet Altan'ın yazısına link verileblir. Çünkü çok geniş alıntı yapılmış yazısında “Atatürk, Kemalizm” gibi tabulaştırıldığı" yolunda eleştirisi mevcut. Ama bunun için koskoca paragrafın, bu konuyla ilgili olmayan geri kalanı kısmının da eklenmesi anlamsız olur. Geri kalan kısım zira sistemin eleştirisi.--Atacameñoileti 07:19, 4 Ekim 2007 (UTC) KEMALIZMIN EKONOMI POLITIGIKEMALIZMIN EKONOMI POLITIGI Kemalizmde duraksama Kemalizm adi altinda topladigimiz Ataturkculuk bir idoloji olarak duraksama icinde. Cumhuriyet mitingleri gosterdi ki salt demokratik laik ulusalci soylem olarak Kemalizm, genis halk kitlelerini alanlara getirmekten ote iktidara tasimamaktadir. Ataturk ilke ve devrimleri, laiklik, demokrasi uzerine hemen hepimizim yeterli bilgisi var. Bu ilke ve devrimlerle ilgili ulasabilecegimiz bircok yazili bilimsel kaynakca da mevcut. Ata'nin kendi urunu “Nutuk” mevcut. Bir ideolajinin yasayabilmesi icin ekonomi-politigi'nin olmasi gerekli. Ideoloji halk ve ekomomi politik sac ayaginin “biri” eksIk. Kemalizmin kendi icsel ekonomi poligitinin halka guncel dille anlatilmasi eksIk ! Mustafa Kemal yeni Cumhuriyeti kurarken dusundugu ekonomi politik ne idi? Cagdasi siyasal rejimlerden etkilendigi, marksizm dahil olmak uzere tum ideolojileri ve siyasal sistemler inceledigi muhakkak. Ornegin tarim toplumundan sanayi toplumuna gecme cabasi icinde, once tarimsal utetim kollektif olarak artirilmasi, cifcinin egitilmesi projesinde "devlet uretme ciflikleri"nin olusumu, sovyet rusyada cifcilerin kollektif tarimsal uretim modeli olan kolhoz'larin (Kollektivnoye Kozyaystvo ) Turkiye versiyonudur. Kollektif tarimin gelismesinde ilerleyen donemler tarim-kredi kooperatiflerinin olusmasina basmaktir. O gunki bati ulkelerinde ve Sovyet Rusyada TC nin kurulusundan once tamamlanan sanayi devrimine kosut gelismis emperyal sanayi ile bas edebilmek ve ithal sanayi urunlerinin onunu kesebilmek, ulusal sanayii yaratabilmek uzere, planli ve karma ekonomi modeli benimsemistir. Sanayini tesvik kanunu, 1. ve 2. kalkinma planlari kalkinma modelleri, yerli sermaye birikimini olmayisina paralel sanayi uretim erkinin devlet elinde toplanmasi, hem yerel ihtiyacdan hem de sosyalizmden izler tasir. Kemalizmin guncel ekonomi politigi Kemalizmin ekonomi politigi nedir? Ne olmalidir ? Bu ekonomi politik guncel olarak nasil yorumlanacaktir? Cumhuriyetin ilk partisi CHP nin kurulusundaki ekonomi politik nedir? Cok partili doneme gecis ile birlikte bu ekonomi politikte ne gibi degisIklikler olmustur? Bunlari tartismak ve kemalist ideolojiyi, yurttaslarin beslenme barinma ve ortunme hakkinna iliskin ve bu haklarina paralel, egitim saglik is ve is guvencesi ile ilgili ekonomi politigi ile aciklamak gereklidir. Beslenme barinma ve ortunme hakkini yitirmis kitlelerinin tarikatlarin kucagina itilmesi ve careyi Turkiye Cumhuriyeti Devleti yerine tarikat vakifleri, dernekleri, cemmatlerde aralamalari kacilmaz olmustur. Bu surec hizla devam etmektedir. Uretmeyen sadece oturdugu yerde tuketen, yardim ile yasayan asalak topluluklar kasten olusturulmaktadir. Devlete olan guvenini yitirmis kitleler kimliksizlesmekte aidiyet duygusunu yitirmekte, din potasinda eritilmis ummet topllulugu haline gelmektedir. Bu gun Turkiye orneginde oldugu gibi kimliksiz ve omurgasiz bir toplulugu "tek bir imam"in yakin cevresindeki mureritleri ile -kendi cikarlari dogrulturunda yonetmesi ve ulke kaynaklarini emeperyal guclere pazarlamasi mumkundur. Ve bu surec "babalar gibi yekten ve alenen satilarak inanilmaz bir hizla devam etmektedir.uc temel yasam hakki olan beslenme barinma ortunme hakkinin ve buna kosut, egitim saglik ve isliligin sosyal devlet tarafindan nasil saglanacagini, yani savunulacak ideolojinin ekonomi politigini olusturmadikca, tarikatlarin eline dusen kitlelere ulasmadikca Turkiye Cumhuriyetini ve Ataturk ilkelerini yasatma imkani kalmayacaktir. buyukakin Eylul 2007 Ankara Yazınızın bir kısmına katılmakla birlikte Kemalizmin ekonomi politiğinin varlığını söylemekle işe başlayacağım. Karma ekonomik sistem kullanılmıştır. Bu sistemde kaynaşmış, sınıfsız bir kitleden bahsedilmektedir. Bu bile tek başına zaten sosyalizmden uzak bir sistemin varlığını bize bildirmektedir. Bununla birlikte zaten karma ekonomik sistem sosyalizmde var olan bazı olguları almıştır. Sistemli olarak büyümek ve ekonomide planlı olmaktan yanadır. Bu gerçekler sistemi bir miktar sosyalizme benzetebilir. Ancak bireylerde sermayenin varlığı, sınıf olgusunun olmayışı, devletin ekonominin her alanında belirleyen değil düzenleyen olarak varlığı gibi nedenlerle sosyalizmden ayrılır.Kısaca bahsettiğim bu nedenlerden ötürü zaten şu anda devlet yönetiminde Kemalizmden bahsetmek mümkün değildir. Buna neden olanda ağzından Atatürkçülüğü hiç düşürmeyen 80 darbesinin babası Kenan Evren'dir. Kenan Evren'den sonra Kemalizm, Atatürkçülük olarak adlandırılmış ve olduğundan başka bir hale getirilmiştir. Onun ardından gelen oğlu Turgut Özal ise zayıflamış Kemalizme son darbeyi vurarak ülkeye kapitalizmi, sermayeyi, vurgunculuğu ve dinciliği kazandırdı. Şimdi ekilenlerin meyvesi biçiliyor. Amerikan güdümünde yarı dinci sermaye grupları oluşturuluyor. Bir ülke sermayesi ele geçirildikten sonra o ülkede istediğiniz gibi yönetebilirsiniz. Boşuna değil Amerika bazı ülkelere silahıyla bazı ülkelere Saros'uyla giriyor. Bir de çok gözümü tırmaladı, okumakta çok zorluk çektim yazınızı mutlaka Türkçe yazın, ama lütfen İngiliz Türkçesi olmasın Türkiye Türkçesi kullanın.En son olarak yazınızı dört tilda "Bookman 23:08, 27 Kasım 2007 (UTC)" koyarak imzalayın.Bookman 23:08, 27 Kasım 2007 (UTC)Sorması ayıp daKim hazırlamış bu yazıyı, Türkiye Birleşmiş milletlerin kurucu üyesidir ki ayrıca bu örgüt Atatürkün vefatından 8 yıl sonra kurulmuştur. Peki Atatürk'e Birleşmiş milletlere girmeme yaftasını yapıştıran kimdir niye yapmştır, Vikipedinin tarafsız olmadığını biliyoruz ancak buradan yararlanacak gençlerin kafalarını bulandırmamak adına tarihi gerçekliği sabit olan konuları en azından onaylama mekanizmasına tabi tutmak gerekmiyor mu? üstelik eline fare alanın değişiklik yapabilmesi de cabası üyelik tabanlı bir sistemle bunların çözümü daha doğru olmaz mı? CEVAP VERİYORUM: Birleşmiş Milletler'in temeli sayılabilecek bu organizasyon, I. Dünya Savaşı'nın ardından İsviçre’de 10 Ocak 1920'de Cemiyet-i Akvam adıyla kuruldu. Amacı, ülkeler arasında yaşanabilecek sorunları barışçı yollarla çözmek idi. Bir süre çalıştı fakat fazla bir varlık gösteremedi. II. Dünya Savaşı'nın ardından dağıldı. 6 Temmuz 1932'de Cemiyet-i Akvam, Türkiye'yi üyeliğe davet etmiş, 9 Temmuz'da TBMM Türkiye’nin Milletler Cemiyeti'ne giriş davetini onaylamış ve 18 Temmuz 1932'de Türkiye, Cemiyet-i Akvam'a resmen üye olmuştur. İlk davetli ülke olma onurunu taşımaktadır aynı zamanda. Paris Barış Konferansının 25 Ocak 1919'da yapılan toplantısında; uluslararası barışı ve güveni sağlayacak ve devam ettirecek bir Milletler Cemiyeti kurulmasına karar verildi. Bu kararı yerine getirmek için bir komisyon kuruldu. VE daha fazlasını öğrenmek için milletler cemiyeti ine bak sevgili kardeşim. eleştirilereleştiriler başlığı altındaki aşırı yorum dolu ve taraflı girişleri kaldırdım. alıntılar bu girişleri desteklemek amacıyla seçilmiş olduğuna göre onları da kaldırmak gerekebilir. maddeyle ilgilenenlerin dikkatine. --kibelemesaj 22:12, 14 Ocak 2008 (UTC)Sevgili Kibele eleştiri dediğin içerisinde eleştiri olduğundan taraftır. Zaten wikimesia vakfının kurucusu da taraflı girişleri ancak eleşririler başlığında vermeyi kabul etmektedir. "eleştirideki aşırı yorum dolu ve taraflı girişleri" kaldırdım dmeneiz eleştirileri yok saymak olur ki bu da hiç nesnel değildir. Vikipedi de ancak ve sadece hoşumuza gitmesede nesnel bilgileri barındırır. Bende beğenmiyorum . Bu tarz bana göre değil. Yakışıksız. Hatta "aşırı eleştiri olduğunu ve fikir kaynağını" falan da belirtiyorum. Kolay gelsin. --Babababa 23:30, 14 Ocak 2008 (UTC)yorumlar, "güya", "abartılı anlamsız", "Garip bir mantıkla sevgi insanı olan kemalistleri sevgisizlikle suçlamaktadır.", "koroya dahil olmak üzere alaycı uslupla akıllarınca" gibi hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak cümlelerle, "yerli", "yabancı", "sağcı", "solcu" gibi nesnel olmayan tanımlamalarla dolu. yazarların eleştirilerinin burada yer almasında bence bir sakınca yok, yazarlardan yapılan alıntıları da bu yüzden bıraktım, ancak sizin bu alıntılara yaptığınız yorumların sizin hoşunuza gitse de gitmese de burada kalmasına imkan yok. --kibelemesaj 08:44, 15 Ocak 2008 (UTC)Kemalizim türk solunu temsil eder.Bunu namık kemal le bir alakası yoktur. Mustafa Kemal yaptığı devrimleri simgeler — Bu imzasız yazı 81.214.85.179 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. Öncelikle saygılar,yazınızın bir kısmına katılıyor, bir kısmına katılmıyorum.Katıldığım kısmı: Bir arkadaş Namık Kemali Kemalizm ile ilişkilendirmişti fakat Namık Kemalin Kemalizmle bir alakası yoktur. Katılmadığım kısmı: Kemalizm sol değildir, sağ değildir, Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretisidir. Sol ve sağdan farklı bir görüştür. --88.230.228.2 14:01, 17 Eylül 2010 (UTC) Kemalizm terimiyle ilgili verilen sorunlu bağlantılar."Kemalizm (ya da Atatürkçülük), Atatürk'ün ortaya koyduğu eylemler ve belirttiği düşüncelere bir ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isimdir. Mustafa Kemal Atatürk, 1935'te kendi el yazısıyla yazdığı CHP programında Kemalizm sözcüğünü kullanmış ve 1937'de kurulan yeni hükümetin programında Kemalizm sözcüğü önce Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı konuşmada sözünü ettiği memleket davalarının ideolojisine[1] atıfla defalarca Kemalizm olarak geçmiştir[2]." Maddede böyle deniyor, fakat verilen linklere baktım ve Kemalizm sözcüğü değil defalarca bir defa bile geçmiyor. Eğer CHP programına ayrıca yazdıysa ve bu programda ne yazdığı internette bulunamıyorsa, bu programda geçtiğini söyleyen güvenilir bir kitaba referans verilmeli. Aksi takdirde kaldıracağım. Ayrıca Atatürkçülük ve Kemalizm aynı şey değildir, bu da ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber öncelikle diğer sorun halledilmeli. -- 16 04:41, 7 Şubat 2008 (UTC) Resmi ideoloji ?"Kemalizm, Türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisi ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin değişmez resmi ideolojisidir." Kemalizm, Türkiye Cumhuriyeti`nin resmi ideolojisi değildir. Bahsedilen Atatürk milliyetçiliği yahut anayasada geçen başka bir cümle ya da kelime ise buraya aktarılmalıdır Bu cümle yorumdan öte yanlış bilgi veriyor. Değiştirilmeli, eğer itiraz gelmezse kaldıracağım. -- 16 04:56, 7 Şubat 2008 (UTC) Kemalizm üzerine eleştirilerZülfü Livaneli'nin eleştirisi CHP'li milletvekillerine yönelik, Bir ideoloji olarak Atatürkçülüğe değil. Ahmet Altan'ın eleştirisi ise cumhuriyet döneminde devlet politikalarını eleştiriyor. İçlerimde Atatürkçülük kelkimesi geçiyor diye buraya eklenen bu makalelerin yeri bu madde değil, bu nedenle çıkarıldı. --Abuk SABUK 21:19, 10 Şubat 2008 (UTC) Selam. Bence şimdilik kalsın. Uygun şekilde düzenlensin. İyi çalışmalar. Takabeg 21:23, 10 Şubat 2008 (UTC)İlgili eleştiriler Atatürkçülüğe değil, CHP'ye ve türkiyedeki yönetimlere yönelik. Konuyla alakası yok. Eleştiri kısmı maddede olmalı tabi ama uygun içerikle.--Abuk SABUK 21:56, 10 Şubat 2008 (UTC) Başlığında Kemalizm var. 'Kemalizm'i kullanan kesmine yönelik eleştiridir. Ancak önce topluluğunun fikirlerini alarsak daha iyi olur. Bu maddede acelemiz yoktur. İyi çalışmalar. Takabeg 22:05, 10 Şubat 2008 (UTC) Köye çeşimesine not bıraktım. Umarım arkadaşların da fikirlerini alabiliriz. İyi çalışmalar.Takabeg 22:12, 10 Şubat 2008 (UTC)bu alıntılar, başına eklenen taraflı yorumlarla birlikte eklenmişti. yorumları çıkartırken, alıntıların da kaldırılabileceğini söyleyip kullanıcıların yorumuna bırakmıştım. (yukarıda görülebilir) kişisel fikrim,, bu gazete yazıları yerine, kemalizme ideolojik olarak yaklaşan eleştirilerin burada yer almasının daha bilgilendirici ve ansiklopediye yakışır olduğudur. --kibelemesaj 22:29, 10 Şubat 2008 (UTC)Kibele'nin de dediği gibi bu yazılar şu an havada kalmıştır. Kemalizmin hangi noktalarda hatalı veya uygulanamaz vs. olduğunu ileri süren akademik yazılar eklenmelidir, CHP'yi eleştiren köşe yazıları değil. İlgili makalelerin Kemalizmle tek alakası, içerisinde "Atatürkçü olduğunu iddia eden" ifadesinin geçmesidir. İyi çalışmalar.--Abuk SABUK 23:17, 10 Şubat 2008 (UTC)Merhaba, defalarca eklememe ragmen sürekli silinmesini anlamsiz buldugumu belirteyim öncelikle. Bahsini ettigim Kemalizmin marksist bir bakis acisi ile yorumu. Konu direk olarak kemalizm ile alakali iken neden silindigini, tarafsizlik ilkesini göz önünde tutarak aciklamanizi rica ediyorum. Linki burdan da veriyorum tartismada incelenmesi icin: www.okul.gencliginsesi.net/okul/kemalizm.htm Kemalizm Türkiye'nin ideolijisidirŞu anki anayasayı okusun arkadaşlar...Yani Kemalizmin Türkiye'nin ideolojosi olmadığını ifade edenler...Kemalizm Türkiye'nin resmi ideolojisidir.Çünkü,anayasada yer alan ilkeler bunu belirtiyor.Atatürk milliyetçiliği,laiklik,cumhuriyetçilik,devletçilik,halkçılık,devrimcilik.Bunlar anayasada mevcutsa Kemalizmin Türkiye'nin resmi ideolojisi olmadığını sananlar yanılıyorlardır(ki mevcut)! Zülfü Livaneli ve Ahmet Altan'ın yazılarıMadde içerisinde geçen Zülfü Livaneli'nin CHP'yi eleştiren ve Ahmet Altan'ın Cumhuriyeti eleştiren yazıları anonim IPler tarafından sık sık siliniyor ancak gördüğüm kadarıyla kayıtlı kullanıcılar tarafından tekrar ekleniyor. Maddede kemalizme yönelik ilgili eleştiriler elbette bulunmalı ancak bu yazıların kemalizmle ne alakası olduğunu çözebilmiş değilim. Saygılar.--Abuk SABUK 20:26, 10 Nisan 2008 (UTC) Sevgili Abuk, o yazılar benim tarafımdan siliniyor. Hatta biraz önce yine sildim. Kemalizm'in Eleştirisi olarak değiştirdiğim başlıktaki Ahmet Altan yazısını da bıraktım. Esasında o yazı da bulunmaması gerekir ancak sağlam bir eleştiri olmaması sebebiyle şu anda durmasında fayda var. CHP'nin eleştirisini ise tekrar yazılsa yine silerim. Çünkü Kemalizm ile bugünkü CHP yönetimi arasında bir alaka yok. Bunun eleştirisini, onu ekleyen arkadaş CHP maddesine eklese daha hayırlı bir iş yapmış olur kanısındayım. -Ostique- 09:15, 20 Nisan 2008 (UTC)Aslına bakarsanız, kemalizm eleştirisi dediğiniz kısım da kemalizm eleştirisi değil. Cumhuriyet dönemi boyunca iktidarların hatalı uygulamalarını, kemalizmi ele alışlarını eleştiriyor. İyi çalışmalar.--Abuk SABUK 10:37, 20 Nisan 2008 (UTC) Ahmet Altan'ın yazısının da çıkması gerektiği düşüncesindeyim; çünkü, burada yapılan eleştiri doğrudan Kemalizm'e değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlere vb. yönelmiş. Ayrıca, maddeyle doğrudan bir ilişkisinin bulunmaması nedeniyle, adil kullanım içinde değerlendiremeyeceğimizi düşünüyorum ve maddeden o kısmı çıkarıyorum. İyi çalışmalar... -- Dsmuratileti 12:43, 20 Nisan 2008 (UTC)İki yazının da Atatürkçülük ile alakası yok, biri CHP diğeri eğitim sistemi eleştirisi. Siliyorum. Khutuckmsj 14:34, 23 Kasım 2008 (UTC)ÇelişkilerHer din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Bu felsefi bir gerçektir. Bir ideolojinin laiklik ilkesine sahip olması da sahip olabileceği en büyük çelişkidir. Demokratik sistemler bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta olacaklarını beyan ederler. Bu demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Oysa ideolojik devletler ideolojileri sebebiyle vatandaşlarına eşit uzaklıkta olamazlar. Dolayısıyla ideoloji ve demokrasi bir arada bulunamaz. --Isparta 22:30, 2 Mayıs 2008 (UTC) İnsan Hakları Bildirgesi'ndeki hümanizm ideolojisi devletlerin vatandaşlarına eşit uzaklıkta olmasını engeller mi?--darkhorn ileti 22:34, 2 Mayıs 2008 (UTC)Hümanizm'i bir ideoloji olarak algılamak yanlış bence.--Isparta 22:42, 2 Mayıs 2008 (UTC) Milliyetçilik hümanizmin zıttıdır, milliyetçilik ideoloji olarak algılanıyorsa(ki ideolojidir), hümanizmde algılanabilir.--88.230.228.2 14:01, 17 Eylül 2010 (UTC) İdeolojinin Metaryalist tanımı insan nasıl yaşıyorsa o onun ideolojisidir. Kemalizm de öyledir türk devrimi atatürk ile nasıl yaşadıysa kemalizm de odur. Yani türk devriminin yaptıklarıdır. --Denereri 12:06, 23 Temmuz 2008 (UTC)Hangisi doğru?Selam, Atatürkçülük maddesinde ve bu maddedeki Atatürk resmi altında "Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalizm'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk" ifadesi geçmektedir. Ancak, Dr. Eren Akçiçek'in "Mustafa Kemal Olmak" adlı eserinin (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1.b., Temmuz 2004, ISBN 975-6448-56-3) 85-86. sayfalarında Atatürk'ün özetle "Ulus, Kemalizmden zarar görür. Ben arkamda kalıplaşmış doktrinler bırakmıyorum." dediği söylenmektedir. Şayet doğruysa -ki yanlış olabileceğine ihtimal vermiyorum-, Atatürkçülük maddesinde değişiklik yapılması gerekecektir. Zira iki görüşten biri doğru olabilir. Bilginize sunmak istedim. Saygılarımla.-- M. Yalçın Yalhı ileti 13:40, 27 Temmuz 2008 (UTC) Kemalizm ideoloji değildirMustafa Kemal'in mesleği bildiğiniz gibi askerliktir, ayrıca devlet adamıdır.Bir düşünür değildir.Kurulmasına öncülük ettiği ülkenin nasıl kalkınacağı üzerine pek çok fikir belirtmiş olabilir, bunların izinden gitme düşüncesine kemalizm diyorsunuz değil mi? Yani, liberalizmin veya sosyalizmin alternatifi olarak görmek mümkün mü? Hayır. Bazı maddelerde verilen bağlantılarda kemalizmin geçmesi oldukça anlamsız. Kemalizm türkiye cumhuriyetinin devrim politikasıdır. İdeoloji demek de doğru bir tabirdir. Ama devrim planıdır demek daha doğrudur tabii ki. Ancak Sosyalizm ideoloji değildir bir bilimsel olgudur sosyalizm Kemalizm de Sosyalizm'i de kısıtlı olsa da barındıran bir devrim planıdır.--Denereri 19:59, 17 Ağustos 2008 (UTC)Mustafa Kemal Atatürk'ün mesleği askerliktir diyen birine cevap vermek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama yinede rahatsız olduğum için bildiğim kadarıyla birşeyler söyleyeceğim.Sizin de belirttiğiniz gibi ülkenin nasıl kalkınacağı üzerine pek çok fikir belirtmiştir ve hatta bu fikirlerin vücut bulmasını sağlamıştır. Örnek verecek olursak:Birçok üretim mekanizmasını Türkleştirmek, yeni fabrikalar kurmak, demir yollarını Türkleştirmek, iletişimi Türkleştirmek, bankacılığı başlatmak, (Halk Bankası Mustafa Kemal Atatürk tarafından küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayiciye, kolay ve ucuz kredi vermesi amacıyla kurulmuş bir ihtisas bankasıdır) vs vs... biraz ciddi bir araştırmayla elinizin altındaki bilgisayardan daha fazlasını ayrıntılı bir şekilde bulabilirsiniz... Diyeceğim o dur ki sizin liberalizm dediğiniz yani Adam Smith'in temelini oluşturduğu serbest piyasa ekonomisine dayanan ekonomik teori veya sosyalizm dediğiniz Karl Marx'ın das kapital adlı eserinde temelini oluşturduğu ekonomik teori bizim ülkemizin coğrafyasında gerek konumu gerek sosyal yapısı itibarı ile birebir uygulanması halinde zararlı çıkılacaktır. Bugün bunun sancısını çekiyoruz gerek ekonomik krizle gerekse sürekli artan enflasyonla. Kemalizmin ekonomik politikasına gelince benim yorumum bir denge politikasıdır. Yani ne sosyalizm ne de liberalizm dir. Ama bu demek değildir ki bu iki ekonomik teoriyi külliyen redder. Eğitim, sağlık ve savunma dışında tekellerin devlet eliyle yönetilmesini ve geri kalan piyasayı serbest bırakıp yinede denetleme konusunda devletin sorumluluğunun olmasını kabaca kemalizm diye adlandırabilirim. ben bir ekonomist değilim ayrıntılara da hakim değilim ama görünen o ki biz bu liberalizmi kökten uygulamaya devam edersek daha çok sıkıntılar çekeceğiz... Tarafsız bir şekilde incelenen KemalizmKemalizm ya da bir diğer adıyla Atatürkçülük tamamıyla tarafsız bir biçimde ele alınması gereken bir konudur. Titizlikle araştırmak ve olaya yorum katmadan bilgileri ağa sunmak gerekir. Pek çok araştırmacının düştüğü hata Kemalizm hakkında bilgi verirken kendi yorumlarını da katarak bazı şeyleri dikte ettirme istekleridir. Ve bir şeyin daha farkına varmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Kemalist bir Cumhuriyet değil, aksine bir ideoloji veya bahsettiğiniz şekilde bir etkinliğe bağlı kalmayan demokratik bir Cumhuriyettir. Bu yüzden Kemalizm-Atatürkçülük hakkında bilgi verirken sanki devletin resmi ideolojisiymiş gibi Mustafa Kemal'i merkeze koymamalıyız. Sanıyorum bu maddede de aynı şekilde bir Kemalist dil kullanılmış ve bu yüzden Vikipedi yöneticileri maddenin başına "Bu maddenin tarafsızlığı hakkında kuşkular vardır." diye not düşmüşler. Saygılarımla — Bu imzasız yazı 85.108.62.238 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. ÜslupÜslup kabul edilemez. Vandallık ölçülerine varan üslup kuralsızlıkları var. en:Kemalist ideology ne kadar temiz ve öz anlatımlı. bir bakın. Ansiklopedide Kemalist ideolojinin yılmaz savunucularından olan Zülfi Livaneli diye bir ifade olamaz.--Bruno ileti 07:40, 16 Ocak 2009 (UTC) vikisözMadde vikisöze dönmüş.--Bruno ileti 07:42, 16 Ocak 2009 (UTC) Vikikaynak veya VikisözMaddenin büyük çoğunluğu Vikisöz veya Vikikaynağa taşınmalıdır. Şu anki maddenin hali Kur'an maddesinin ayetleriyle doldurulması gibi bir şey. Takabeg ileti 01:13, 11 Aralık 2009 (UTC) Atatürkçülük Sağ yada Sol değildirAtatürkçülük Sağ yada Sol değildir tamamen farklıdır hiç bir görüşe benzemez. okanorgun 00:18, 04 Nisan 2010 (UTC)Kemalizm sözcüğünün oluşmasında Namık Kemal'in de bir rolü olduğu gerçektir. Mustafa Kemal'in gençlik döneminde o da dahil pek çok devrim yanlısı, yenilikçi, vatansever insan Namık Kemal şiirlerini ezbere ve gizli gizli okurlardı.Hatta Mustafa Kemal'e Kemal ismini ekleyen öğretmeninin de bu şairin etkisinde kalmış olabileceği ihtimal dahilindedir.Belirli tevatürler bu yöndedir.Ancak tevatürün dışında gerçek olan şudur:Jön Türk hareketinin çok geniş bir kesiminde Kemal adı, Namık Kemal dolayısıyla zaten yeniliğin ve bir anlamda devrim arzusunun, değiştirme çoşkusunun bir diğer adı haline gelmiştir. — Bu imzasız yazı 88.246.247.16 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. Kemalizm ismi, Kemal adı, Namık Kemal, Mustafa KemalKemalizm sözcüğünün oluşmasında Namık Kemal'in de bir rolü olduğu gerçektir. Mustafa Kemal'in gençlik döneminde o da dahil pek çok devrim yanlısı, yenilikçi, vatansever insan Namık Kemal şiirlerini ezbere ve gizli gizli okurlardı.Hatta Mustafa Kemal'e Kemal ismini ekleyen öğretmeninin de bu şairin etkisinde kalmış olabileceği ihtimal dahilindedir.Belirli tevatürler bu yöndedir.Ancak tevatürün dışında gerçek olan şudur:Jön Türk hareketinin çok geniş bir kesiminde Kemal adı, Namık Kemal dolayısıyla zaten yeniliğin ve bir anlamda devrim arzusunun, değiştirme çoşkusunun bir diğer adı haline gelmiştir. — Bu imzasız yazı 88.246.247.16 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. Sol Sağ KemalizmKemalizm sola ya da sağa mı meyleder yahut doğru soru bu mudur? Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir:Sol Kemalizm ve Sağ Kemalizm halihazırda mevcut iki kavramdır.Dolayısıyla Kemalizmin sağı solu olur.Ancak soruda geçen "meyletme" sözcüğü önemli bir tartışmanın zeminini oluşturabilir, ufak bir düzeltmeyle.Bu sorudan evvel şu önemle hatırlatılmalı: Kimine göre ideoloji, kimine göre akım, kimine göre nevi şahsına münhasır bir düşünce yapısı; kimine göre doktrin; kimine göre evrensel anlamda doğunun kurtuluş yol ve yöntemi, kimine göre fazlasıyla eklektik ve pragmatik bir siyasal duruş olan Kemalizm genelde, "Türkiye'de Cumhuriyet'i kuran bir devrimci hareket" olarak anılır.Dünya ansiklopedilerinin pek çoğunda, bu yukarıda sayılan farklı yaklaşımlarla birlikte, son olarak ifade edilen Türkiye'deki "Cumhuriyet kurucu bir tür devrimci düşünce"nin adı olarak yer alır.Peki "meyletme" sorusunun cevabı nedir?Aslında burada solun ve sağın göreliliği vurgulanmalı.Elbette; öncelikle sol ya da sağ muz değildir.İlkeleri ve belirleyenleri var, ancak bir şey, bir şeyin daha sağında; buna karşın daha farklı bir şeyin daha solunda yer alabilir.(ŞEY yerine düşünce, durum, konum, eylem, politika, akım, tavır, çizgi, parti vs kullanılabilir.Çok seçenek olduğundan bu şekilde bırakmak zorunda kaldım, özür)Şimdi "meyletme" meselesini açıklıkla ele almak kolaylaşır.Kemalizm tümden sol ya da sağ olarak adlandırılabilir mi?Yoksa sola meylediyor diyen arkadaşımızı bu düşünceye sevk eden az önce söz ettiğim göreli konum mudur? Kemalizm belki günümüz siyasal konjonktüründe, arkadaşımızın silinen ifadesinde belirttiği gibi daha "sola meylediyor" yahut daha doğru bir ifadeyle; pek çok akım ve hakim olan/hakim kılınmaya çalışılan politik düşünce açısından daha solda yer alabilir veya insanlara daha sol görünebilir.Tartışmaya açıktır ve ciddiyet sınırları içinde tartışılmalıdır.Yukarıda verdiğim ve burada tekrarlamak durumunda olduğum Cumhuriyetin kuruluşu bahsi ve ek olarak Türkiye'de aydınlanma süreci ve meselesi; Türkiye'deki devrimci gelenek, birikim ve yönelimler/ayrışmalar/ittifaklar/çatışmalar/kopuşlar/sahiplenmeler açısından, hiçbir mistifikasyona ve küçümsemeye tabi tutulmadan incelenmelidir.İnceleme, kuşkusuz 1919'dan değil 1908'den, hatta öncesinden ve belki de Tanzimat'tan yahut Üçüncü Selim'den bile başlatılabilir.Bu inceleme hiç kuşkusuz, hem günümüzü kapsayacaktır; hem de günümüzde karşılaştığımız pek çok soruya aranan cevap ya da cevapları bulma ihtiyacını karşılamaya yönelik olacaktır, olmalıdır. — Bu imzasız yazı 88.246.247.16 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. Kemalizm sol meselesine bir ekBu arada "Bir Kübalı" 'nın Kemalizmi Faşizm olarak algılayabileceğini sanmam.Tabi "Bir Kübalı" çok geniş bir ifade, herhalde burada "Sola meğillidir mi" başlığının altına yazan kişi bir genelleme yahut Kübalıların bu konuda fikirlerinin genel eğilim ve ortalamasına dair bir olasılıktan söz ediyor ("olabilir" cinsinden bir ifade kullanmış kendisi), ancak bu olasılığın gerçekleşeceği durumlar; Küba'da yahut bizim coğrafyamızda; "Adolf Hitler'i ve rejimini kimileri sosyalist olarak algılayabilir." ifadesindeki ihtimalin gerçekleşmesinden biraz daha fazladır o kadar.(Bu fazlalık da pek önemsenmeyecek düzey ve ciddiyet de olmasına rağmen, bilimsel ölçütler ve analizlerden ziyade yaratılmak istenen yeni ideolojik egemen resmi görüş ve tarih anlayışının kitlelerde yaratabileceği muhtemel etki dolasıyladır.Bakınız Bilim ve Gelecek sayı 61 liberal-muhafazakar sentez.) Elbette uygulanan pek çok politikayı faşizan olarak nitelendiren Kübalıların da çıkması ihtimal dahilindedir ancak sanırım onların pek çoğunun da genel kanısı; "sol sağ Kemalizm" başlığının altında belirttiğim üzere; Kemalizm'i doğrudan sosyalizm olarak nitelemese de aydınlanmacı, devrimci, bağımsızlık mücadelesinde önderlik etmiş, Cumhuriyet'i kurmuş bir hareket olarak görmekten yanadır.(Burada Kübalılıarın kuşkusuz bu devrimi yeterli ölçüde radikal yahut sosyalizme dönük bulmamaları ihtimal dahilindedir.) Bu durumda bu arkadaşımızın bir Kübalı ifadesi ya yanlış bir genelleme ve ortalama olmaktadır ya da zaten bir Kübalı,bir Meksikalı, bir profesör, bir bakkal, bir manav, bir tarikat önderi, bir cumhuriyet düşmanı, bir monarşist, bir muzlu puding türünden hiçbir bilimsel kıstasla sınanamayacak "herhangi" ve "anlamsız" yahut "belirsiz" bir ibaredir.Muhtemelen Bir Kübalı ifadesi benim de sol sağ Kemalizm başlığında kullandığım görelilik meselesine bir örnek yahut katkı niteliğindedir ki zaten bu görelilik kısmına katılmamak ve Latin Amerika'nın bahsi geçen ülkelerinin solda yeraldığına kani olmamak mümkün değildir.Ancak buradan devam eden ifadenin Bir Kübalı ve Kemalizm kısmı ve örneği bilimin ihmal edeceği küçüklükte bir durum olmaktadır.Saygılarımla. Çelişkiler bölümünde yer alan bir çelişki yahut kafa karışıklığı"Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Bu felsefi bir gerçektir. Bir ideolojinin laiklik ilkesine sahip olması da sahip olabileceği en büyük çelişkidir. Demokratik sistemler bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta olacaklarını beyan ederler. Bu demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Oysa ideolojik devletler ideolojileri sebebiyle vatandaşlarına eşit uzaklıkta olamazlar. Dolayısıyla ideoloji ve demokrasi bir arada bulunamaz." Burada çok ciddi bir bağlam hatası var.(Ancak bahsedeceğim çelişki demokrasi ideoloji uyuşmazlığı hakkında değil.Yazının yazarının kendi görüşleri benim bu kafa karışıklığı hakkında yapacağım tespitlere uygun olsun ya da olmasın; önemli olan bu durumun açıklığa kavuşturulmasıdır.) Bu hata özelikle ikinci ve üçüncü cümlelerden itibaren başlıyor ve bir kafa karışıklığından kaynaklanıyor.Her şeyden önce karışıklığın temelinde "demokrasi=laiklik" ve "demokratik yönetim=bir ideolojide alsa yer alamayacak olan, bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta kalarak sağlanabileceği vurgulanan lasizm" kalıpları yatıyor.Eşitliğin bir tarafı diğeri için olmazsa olmaz sayılıyor hatta ilk tarafı ikincisinin de sağlayıcısı,dayanağı ve devamlılığının kaynağı görülüyor.Bunlar tarihsel açıdan doğru olmayan formülasyonlardır.Gerçi ikinci formülasyon doğrudan bu şekilde yapılmamış.Ancak; önce lasizm bir ideolojiye ait değildir, olamaz denmiş.Sonra vatandaşlara eşit uzaklıktan bahsedilmiş.Ardından demokrasiye geçilmiş, sonuçta da demokrasi ve laiklik; ideoloji kavramının ortak düşmanı ve eşit uzaklık masalının ortak paydasında iki iyi dost gibi sunulmuş.Alakası yok.İdeoloji-demokrasi kısmına değinmeyeceğim; ancak laisizme gelince, tarih bize bu insanlık atılımın demokrasi yöntemiyle değil devrimler yoluyla gerçekleştirildiğini yazar.Pek çok ciddi düşünür demokrasiyi laiklik ya da başka bir değerin garantörü olarak görmekten ziyade kendi kendisinin bile garantörü olamama riski barındıran, frajil bir sistem olarak görür: Kimi buradan yola çıkıp yöntemi güçlendirmeye ve yeni dayanaklar yaratmaya; kimi demokrasi kavramının kendisini tartışmaya açar.Ama yok efendim demokrasi laikliğin güvencesi olsun diyenler; eşit mesafe masalıyla demokrasi ve laikliği muzlu puding haline getirenler, öncelikle laisizmin hatta demokrasinin bile sadece ülkemize değil Fransa'ya da demokrasi yoluyla değil; (Bu durum özellikle demokrasinin gelişi sözkonusuysa bırakın tarihsel imkansızlığı fizik kurallarının bile imkan vermeyeceği bir durumdur.) devrimler yoluyla geldiği ve demokratik adı verilen yönetimin her durumda bunu ileri götürme gücünü bırakın, bundan geriye düşülmesini bile önlemekten aciz kaldığı gerçeğini görmek durumundalar.(Bakınız: Robespierre,Fransız Devrimi, Jakobenler, Rus Devrimi, Leninistler ve bu iki toplumun bu devrimlerden vazgeçmesiyle beraber laisizmden geriye doğru atılan adımlar.Bunlar pek uzak coğrafyalarsa daha yakına da bakılabilir.)Demokrasinin frajilitesini ise bütün dünya Adolf Hitler örneğiyle öğrenmiştir.Tartışmayı bilimsel ve felsefi yapacaksak tarih ve mantığın dışladığı birliktelikler kurmamalıyız.Saygılarımla... İlk ifadede yer alan bazı yazım yanlışları ikinci ifadede düzeltilmiştir. "Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Bu felsefi bir gerçektir. Bir ideolojinin laiklik ilkesine sahip olması da sahip olabileceği en büyük çelişkidir. Demokratik sistemler bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta olacaklarını beyan ederler. Bu demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Oysa ideolojik devletler ideolojileri sebebiyle vatandaşlarına eşit uzaklıkta olamazlar. Dolayısıyla ideoloji ve demokrasi bir arada bulunamaz." Burada çok ciddi bir bağlam hatası var.(Ancak bahsedeceğim çelişki demokrasi ideoloji uyuşmazlığı hakkında değil.Yazının yazarının kendi görüşleri benim bu kafa karışıklığı hakkında yapacağım tespitlere uygun olsun ya da olmasın; önemli olan bu durumun açıklığa kavuşturulmasıdır.) Bu hata özelikle ikinci ve üçüncü cümlelerden itibaren başlıyor ve bir kafa karışıklığından kaynaklanıyor.Her şeyden önce karışıklığın temelinde "demokrasi=laiklik" ve "demokratik yönetim=bir ideolojide asla yer alamayacak olan, bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta kalarak sağlanabileceği vurgulanan laisizm" kalıpları yatıyor.Eşitliğin bir tarafı diğeri için olmazsa olmaz sayılıyor hatta ilk tarafı ikincisinin de sağlayıcısı,dayanağı ve devamlılığının kaynağı görülüyor.Bunlar tarihsel açıdan doğru olmayan formülasyonlardır.Gerçi ikinci formülasyon doğrudan bu şekilde yapılmamış.Ancak; önce laisizm bir ideolojiye ait değildir, olamaz denmiş.Sonra vatandaşlara eşit uzaklıktan bahsedilmiş.Ardından demokrasiye geçilmiş, sonuçta da demokrasi ve laiklik; ideoloji kavramının ortak düşmanı ve eşit uzaklık masalının ortak paydasında iki iyi dost gibi sunulmuş.Alakası yok.İdeoloji-demokrasi kısmına değinmeyeceğim; ancak laisizme gelince, tarih bize bu insanlık atılımın demokrasi yöntemiyle değil devrimler yoluyla gerçekleştirildiğini yazar.Pek çok ciddi düşünür demokrasiyi laiklik ya da başka bir değerin garantörü olarak görmekten ziyade kendi kendisinin bile garantörü olamama riski barındıran, frajil bir sistem olarak görür: Kimi buradan yola çıkıp yöntemi güçlendirmeye ve yeni dayanaklar yaratmaya çalışır; kimi demokrasi kavramının kendisini tartışmaya açar.Ama yok efendim demokrasi laikliğin güvencesi olsun diyenler; eşit mesafe masalıyla demokrasi ve laikliği muzlu puding haline getirenler; öncelikle laisizmin hatta demokrasinin bile, sadece ülkemize değil, Fransa'ya da demokrasi yoluyla değil; (Bu durum özellikle demokrasinin gelişi söz konusuysa bırakın tarihsel imkansızlığı fizik kurallarının bile imkan vermeyeceği bir durumdur.) devrimler yoluyla geldiğini ve demokratik adı verilen yönetimin, her durumda bunu ileri götürme gücünü bırakın, bundan geriye düşülmesini bile önlemekten aciz kaldığı gerçeğini görmek durumundalar.(Bakınız: Robespierre,Fransız Devrimi, Jakobenler, Rus Devrimi, Leninistler ve bu iki toplumun bu devrimlerden vazgeçmesiyle beraber laisizmden geriye doğru atılan adımlar.Bunlar pek uzak coğrafyalarsa daha yakına da bakılabilir.)Demokrasinin frajilitesini ise bütün dünya Adolf Hitler örneğiyle öğrenmiştir.Tartışmayı bilimsel ve felsefi yapacaksak tarih ve mantığın dışladığı birliktelikler kurmamalıyız.Saygılarımla... — Bu imzasız yazı 78.171.152.106 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. Kemalizm ismi, Kemal adı, Namık Kemal, Mustafa KemalKemalizm sözcüğünün oluşmasında Namık Kemal'in de bir rolü olduğu gerçektir. Mustafa Kemal'in gençlik döneminde o da dahil pek çok devrim yanlısı, yenilikçi, vatansever insan Namık Kemal şiirlerini ezbere ve gizli gizli okurlardı.Hatta Mustafa Kemal'e Kemal ismini ekleyen öğretmeninin de bu şairin etkisinde kalmış olabileceği ihtimal dahilindedir.Belirli tevatürler bu yöndedir.Ancak tevatürün dışında gerçek olan şudur:Jön Türk hareketinin çok geniş bir kesiminde Kemal adı, Namık Kemal dolayısıyla zaten yeniliğin ve bir anlamda devrim arzusunun, değiştirme coşkusunun bir diğer adı haline gelmiştir.— Bu imzasız yazı 88.246.250.180 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. Şablon{{Düzenle}} Bu şablonun niye hala olduğunu anlamadım, madde yeterli değil mi? Eksik olan bir yer varsa düzelteceğim ama ben göremedim. ~ The Queen Bee Maddenin "İdeoloji olarak Kemalizm" adlı bölümünden sonrası için iç bağlantı sayısı artırılmalı. --Superyetkinileti 23:08, 26 Kasım 2010 (UTC)kemalizm ve sosyalizm.."Mustafa Kemal'le görüşmek üzere 1919 Samsun'a gelen bir Sovyet Albayı, Havza'da Mustafa Kemal ile görüşür "Ne yapmak istiyorsunuz?" sorusunu Mustafa Kemal Bizim hedefimiz Devlet Sosyalizmidir. yanıtını verir."Mustafa Kemal'in savunduğu "devlet sosyalizmi" denen şey, aslen "devlet kapitalizmi"nin nasyonalizm ile karışık bir türü olup, faşist rejimlerde rastlanan (2. dünya savaşı sırasında italya- almanya- ispanya) korporatizm yada falanjizm denen şeydir. burada ekonomik organizma faşist devlet tarafından merkezileştirilir ama niteliği açısından sosyalizmle -gerek sınıf karakteri gereksede işleyiş- hiç bir alakası yoktur. Gerekli bilgi almak için, http://tr.wikipedia.org/wiki/Korporatizm okunabilir. marksist tahlilini uzun uzadıya yapma gereksinimi duymuyorum.. ayrıca faşizmde görülen parti-lider kültü-doktrin üçlemesine bire bir uymaktadır. buda bilindiği gibi, CHP-ATA-KEMALİZM(altı ok) şeklinde cisimleşmiştir. diğer örnekleri hitler için; NSDAP-FÜHRER-NAZİZM, alparslan türkeş için; MHP-BAŞBUĞ-DOKUZ IŞIK şeklinde kendisini bulmuştur. 78.166.176.193 23:11, 1 Nisan 2011 (UTC) ayrıca bir de eklemek gerekir ki, faşizmde görülen "sınıflar üstü ve bütün ulusa dayanan bir rejim olduğu" savı yine kemalist diktatörlük döneminde de görülmüştür. siyaset alanında falanjizm, ekonomide korporatizm ve sloganda bağımsızlık tamamen türk usulü faşizmin çekirdeğini oluşturmuştur. 60 lardan sonra ortaya çıkan MHP temelli faşizm ise, bundan farklı olarak resmi olmanın dışında yarı-resmi ve sivil faşizmin yükselen sol harekete karşı paramiliter kuvveti rolü oynamıştır. iki faşizm, her zaman birbirine destek olmuştur, sola karşı. 78.166.169.234 13:34, 6 Nisan 2011 (UTC)Programında Milliyetçilik ve Devletçilik bulunan tüm Burjuva Partiler Faşist kapsamı altında ele alınmalıdır. CHP, MHP, BBP, BTP.. hepsi Faşist partilerdir. Bunun dışında Liberal gibi görünen AKP'de Faşist parti kapsamına alınabilir. Çünkü kökleri, MSP, RP, FP .. kısacası Türk-İslam sentezcisi partilere dayalı. Diğerlerinden farkı, daha muhafazakar ağırlıklı olmasında yatmaktadır.78.168.125.60 10:06, 28 Temmuz 2011 (UTC)Her sosyalist komünist değildir. Anti komünist ve milliyetçi sosyalistlerde var. Bunlara örnek nasyonal sosyalizm, kemalizm, atsızcılık ve ülkücülük.88.231.232.45 14:47, 1 Aralık 2012 (UTC) Atatürk ve dinMerhabalar. Atatürk'ün şöyle bir sözü var: Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir; adeta halkı bir kapana kıstırırlar. benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu manyıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.Türkçe vikisöz Atatürk/Din Alındığı yer: Atatürk-1926 Andrew Mango, Atatürk Syf.447 Ayrıca: Evet, Karabekir; Araboğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur`ân`ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım. Tâ ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler...Alındığı yer: Paşaların Kavgası, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, s. 159 Meclis konuşması: Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.Konuşmayı dinlemek için Vikikaynakta 5. dönem 3. yasama yılı konuşma metni Atatürk'ün el yazması: Türk’ler Arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah'a kendi lisanında değil Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.(Dil Tarih Yüksek Kurumu-Atatürk'ün El yazmaları 1998/ Prof Afet İnan) Son olarak: Bu Arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdurlar. Bununla beraber, Allah'a kendi milli lisanlarında değil, Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa'da Allah kelimesinin ilâhî parolası altında Hıristiyan milliyetleriylerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar ne de onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısır'da, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi, hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, cenuba, gâh garb veya her tarafa birden saldıra saldıra, Türk milletinin Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlarını, benliğini unutturacak Allah'la mutevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet vermeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını va't ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden dini hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal, Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle, büyük heyecanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk'ün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük Türk cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milliyetinde bıraktığı hatıra.Türkçe vikisöz Atatürk/Din Maddede bunlara hiç yer verilmemiş. Sizce bunlara da yer verilmesi gerekmez mi? Tarafsız bir ansiklopedi yapacaksak (Vikipedi:Tarafsız_bakış_açısı), Mustafa Kemal'i inançlı olarak gösteren sözleri gibi inançsız olduğunu gösteren sözleri de eklememiz gerekmez mi? Sonuçta belli kaynaklarda geçiyor ve kaynaklar güvensiz değil. Zaten "Medeni Bilgiler" Atatürk'ün yazdığı bir kitap ki en güçlü kaynak bu. Buradan niçin söz almamışız? Bu maddenin kalitesini arttırmaz mı ve böyle durması çok taraflı göstermiyor mu? Düşüncenizi belirtirseniz çok sevinirim. Kolay gelsin, iyi vikiler ➫Yâ bolum ✉ 18:55, 19 Nisan 2011 (UTC) Tamamen katılıyorum, bu madde çok ama çok taraflı olmuş. Ben vikipedi'yi tarafsız sanırdım ama bu madde beni hayal kırıklığına uğrattı. 78.160.3.96 06:28, 10 Mayıs 2011 (UTC) Neo-kemalizm'den bahs etmek mûmkünmü?Kemalizmin hep yedeğinde tutarak zihniyet genleriyle oynadığı; iğdiş ederek gelecek tasavvurunu, algı menzilini ve amaç bütünlüğünü kötürümleştirdiği 'Türk sağı'nın, tıpkı senkronize vaziyetteki 'sol' ikizi gibi daha kesif bir mecradan dişlerini gıcırdattığını görüyoruz. Unutmayalım ki, ne Teşkilat-ı Mahsusa ne de İttihat ve Terakki, homojen değildi; sonrasında farklı gibi görünen sürüsüne lanet yapılanmaların tümünün anavatanıydı. Üstelik seceredeki anıların tazeliğiyle hemhaldiler... --Alsace38 13:35, 29 Mayıs 2011 (UTC) Kemalizm ve Sol,Kemalizm ve Faşizm,Kemalizm ideoloji midir?Kemalizm ile sosyalizm arasında hiçbir şekilde ilişki kurulamaz.Milliyetçilik,Devletçilik ve İnkılapçılık özünde Sosyalizmin düşmanıdır.Kemalist Devletçilikte ekonomi devletin elindedir ve halk devlet için çalışır.Ancak sosyalizmde durum tam tersidir.Kemalist Devletçilik Faşist korporatizmden başka bir şey değildir.İnkılapçılığın ise Türkiye devrimcilerinin yıllardır zannettiği gibi sosyalizm deki proleter devrim ile ilgisi yoktur.Kemalist "devrimcilik" halkı zorla "modernite" denen yozlaşmış yaşam tarzına sokmaya çalışmaktır.Bu da gelenek ve değer düşmanlığını beraberinde getirir.Alman Nazileri de buna benzer şeyler yapmıştır.Şapka kanunu vs. Kemalizm hem doğduğu dönem hem de uygulamaları ele Alman Nasyonalizminin Türk versiyonundan başka bir şey değildir.Temel öğeler ırkçı-milliyetçilik,korporatif,halkı devletin kölesi yapan devletçi ekonomi ve gelenek ve değer düşmanlığıdir. Ayrıca Kemalizm bir ideoloji değildir.İdeoloji başka bir şeydir.Birisinin takipçisi olmak başka bir şeydir.Kemalizm ideoloji olarak Faşizm'e ve sağcılığa bağlıdır.Kemalizm'e ideoloji denilirse Apoculuk gibi şeylere de ideoloji dememiz gerekir.Stêrka Sor (Kızıl Yıldız) 15:50, 20 Ağustos 2011 (UTC) taraflı ve uzman şablonlarıMaddenin tamamını incelemedim ancak din kısmında Atatürk'ün sadece din karşıtı sözlerine yer verilmiş. Ayrıca o bölümün giriş cümlesi kalın yazı ile yazılmıştı. İlgili bölümün düzenlenmesi ve tarafsız hale getirilmesi gerekiyor.--Abuk SABUK msj 22:40, 26 Aralık 2011 (UTC) Sadece alıntılardan oluşan başlıktı, kaldırdım. Alıntıların yeri VikiSöz'dür. Burada bir-iki tanesine yer verilebilir ancak bu kadarı fazla.--RapsarEfendim? 05:56, 27 Aralık 2011 (UTC) Yer verilebilecek sözler noktasında; sözleri çok uzaklarda aramaya gerek yok derim. --Vitruvian 12:53, 6 Mart 2012 (UTC) Dine yaklaşımıyla ilgili olarak hiçbir bilgi yok maddede. Yukarıda Nutuk'u örnek göstererek bir sözünden bahsetmiştim, buraya da yazmış olayım. Söz şudur:"Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz." Bu sözü madde de kullanılmak istenebilir. İyi çalışmalar. --Vitruvian 17:24, 13 Haziran 2012 (UTC) Kemalizm faşist mi sosyalist miKemalizme faşist bir ideoloji demek düpedüz cehalettir.Faşizm,ırkçı bir hiyerarşiye dayanır ama Kemalizm kültürel milliyetçi ve vatanseverdir.Faşizm kadını 3K'ya(Kuche,Kirche,Kinder yani Mutfak,Kilise,Çocuk) hapsederken Kemalizm kadını erkekle eşit görür ve kadın haklarını savunur.Faşizmin ekonomik modeli olan Korportarizm her ne kadar Devletçiliğe(Atatürk'ün ifadesiyle Devlet Sosyalizmi) benzer görünse de aralarında büyük farklar vardır.Korportarizm,devletin kapitalizmi yönetmesidir ama Ferdinand Lasalle'nin Devlet Sosyalizmi,ağır sanayii başta olmak üzere belli başlı sanayii kollarının devlete ait olmasını,daha az kârlı olan diğer sektörlerin ise zayıf bir özel sektöre bırakılmasını savunur.Atatürk komünist veya marksist olmayabilir ama sosyalist olduğu ve sol çizgide yer aldığı kesin. Bu arada Kemalizm her ne kadar Marksist,Leninist ve Stalinist Sovyet tipine benzemese de,Baas,Bolivarcılık ve Titoizm'e benzer yönleri çoktur.--Deniz Tegin 16:45, 7 Şubat 2012 (UTC) Kemalizmi gelenek düşmanı görmek ise bir başka büyük hatadır.O "kültür ve gelenek düşmanı" cumhuriyet,TDK ve TTK'yı kurarak,etnografik araştırmaları başlatarak Türk kültürüne en büyük katkıda bulunmuştur.--Deniz Tegin 19:18, 7 Şubat 2012 (UTC) "Marksist,Leninist ve Stalinist Sovyet tipine benzemese de" yok bir de benzeseydi bari :)88.231.26.236 21:23, 15 Ocak 2013 (UTC) Atatürk ve KomünizmBir cümle içinde çelişen iki kavram buldum ; "...ideolojik olarak emperyalist devletlerin fakir ve geri kalmış bir millete karşı giriştiği paylaşma hareketine tepki olarak doğan; Türk milliyetçisi, anti-komünist ve popülist yapılı..." Komünizm zaten paylaşma hareketidir.Atatürk Türkiyesi'nde tek fark özel sektörün varlığıdır.O şartlarda özel sektörü yok etmek imkansızdı.Fakir bir ülkenin girişimci iş adamlarına ihtiyacı vardı.Bu yüzden devletçi politika izlenmişti.İlerleyen zamanlarda önce sosyalist sistem sonra da komünist sisteme geçilecekti.Ama 1938 Atatürk'ün vefatı ve 1950 DP iktidarı bu planı bozdu.1938-1950'de devletçi politika izlenirken 1950'den itibaren günümüze kadar kapitalist ekonomi izlenmektedir.Türk insanı arasındaki refah farkı da bundan kaynaklanmaktadır. ManüplasyonBir kişinin hangi dinin mensubu olduğuna dikkat çekmek, o kişiyi bundan ötürü yargılamak Atatürkçülük'te Laiklik ilkesi ile engellenmeye çalışılmıştır. Atatürkçülük herhangi bir din ile ilgili görüş bildirmez. Aşağıda belirtilen değişiklikte kaldırılan linkin Atatürkçülük ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bu noktada belirtilen link manüplasyondan ibarettir. "Atatürkçülük" sayfasının sürümleri arasındaki fark VikipediBilgini (mesaj) UTC 14:11, 10 Kasım 2012 Manüplasyon -2-Lütfen artık yormayın beni, üstte belirtmiş olmama rağmen; 3 kez kaldırdığım link başka kullanıcılar tarafından 3 kez yeniden eklendi ve kontrol edildi. Vikipedi özgür kürsü değildir. VikipediBilgini (mesaj), UTC 20:01 14 Kasım 2012 Ortada kasıtlı olarak Atatürk'ün dini inancına ilişkin bir fikri yönlendirme çabası bulunmamaktadır. Zira böyle bir şeye gerek dahi yoktur. Nedenine gelince, tarih bilimi ile hakiki manada ilgilenen ya da daha doğru bir ifade ile Ata'nın yaşamına dair eserler okuyan, söylediği sözleri tarihsel sıralamasını yaparak değerlendirebilen, okuduğu yazarları ve etkilendiği isimleri bilen herkes, onun inanç bakımından Müslüman olma olasılığının pek bir düşük olduğu gerçeğini kabul eder.Etkilendiği isimlerden biri olan Tevfik Fikret'in dini yerden yere vuran Tarih-i Kadim şiiri Mustafa Kemal'e göre, yapılması gereken bütün devrimlerin kaynağını gösterir. Bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, *Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması gerektiğini ifade eden kendisidir. Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed'in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. diyen de gene kendisi idi. 1925 yılında Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, 1928 yılında "Devletin dini islamdır." hükmünün anayasadan çıkarılmasında etkin rolü oynanın kim olduğunu izin verin de ben söylemeyeyim. 1928 yılında Atatürk'ün emri ile çevirilen ve önemli bir din eleştirisi örneği olan Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali kitabı okunmaya değer. 1937'deki bir konuşmasında gökten indiği sanılan kitaplar derken neyi kastettiğini de size bırakıyorum. Gelgelim 1937, laiklik ilkesine yer verildiği yıldır. Yukarıda örneğini verdiğim gelişmelerin tümü 1924 sonrası gelişmelere temas ediyor.Şimdi, karşı bir argüman olarak günün şartlarına göre yapılan bir konuşma olan, Atatürk tarafından İslam dininin övüldüğü 1923teki Balıkesir Hutbesi gibi basit bir örnek ile gelmemeli. 1920'lerin başındaki alınmış bazı kararları iyi analiz edebilmeniz gerekir. 1924 Anayasası'nda dönemsel açıdan gücü istediği gibi elinde bulunduramdığı aşamada, Atatürk kadına seçme seçilme hakkı dahi verememişti. Geçici konsensüslerin mecburi olduğu bir dönemi geride bıraktığındaki büyük değişimi görebilmek, iyi analiz edebilmek ve her şeyden önce -ki bu en önemlisi- gerçeği kabul edebilmek gerekir. --Vitruvian 21:17, 14 Kasım 2012 (UTC)Cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Her şeyden evvel belirtmek isterim ki; yazdığınız satırların hiçbiri halen beni tatmin edebilmiş değil; çünkü siz cevabınızda Atatürk'ün Müslüman olmayışına vurgu yapınca, acaba ben bu maddede hiç İslam'dan bahsetmiş miyim diye önceki yazılarımı okudum. Ama ne İslam'dan bahsetmişim, ne İslam'a dikkat çekmişim. Ben Atatürk Müslümandır ya da değildir demiyorum. Sadece koskoca maddede iki yerde İslam'a dikkat çekilmiş, birisi mevzu bahis link, öbürü ise "Biz ne bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız." sözü. Aynı başlık içerisinde birbiriyle çelişen iki bilgi dikkatimi çekti, burada doğrulanabilirlik sorunu var demek ki. Hele hele biyografi gibi hassas bir konuda neden tartışmalı bir bilgi her kaldırıldığında itinayla eski yerine geri yerleştirilir hala anlam verebilmiş değilim. Her ne kadar yazdıklarınızın konumuzla ilgili olmadığını düşünsem de fikrim üzerine yorum yapma nezaketinde bulunduğunuz için yazdıklarınıza cevaben şunları eklemek istiyorum: Laikliğin İslam karşıtlığı olduğunu düşünmeniz çok şaşırtıcı. Laiklik İslam karşıtlığı değil, aksine insanların dinlerini özgürce yaşayabilmelerini sağlayan bir sistemdir. Tekke, zaviyelerin kapatılmasıyla ve laiklik ile ilgili olarak ayrıca şunları da dikkate almak gerekir; Dinin asıl görevi insanların kişiler olarak tek tek ulu bir varlık olan Allah’a bağlanmalarını sağlamaktır. Din bu görevini yaparken en büyük yardımı laiklikten alır. Çünkü Atatürk ilkelerinden Lâiklik, dini ve dinî duyguları, din adına gerçekleştirilen sömürüden, kişisel çıkar için alet olmaktan kurtarır, vicdanlardaki kutsal yerinde en temiz haliyle korur. O zamanlar; tekke ve zaviyelerin ruhbanlar misali, dini meslek edinmiş "derviş"lerle dolup taştığını, muskacıların türediğini, tekke ve zaviyelerin İslam'ın kutsallığına gölge düşürmeye başladığını hatırlatırım. İyi çalışmalar. --VikipediBilgini (mesaj) 14:29, 17 Kasım 2012 (UTC)"Atatürkçüler Budist olurlar" gibi bir çıkarım yapamayacağımıza ve bu ülkede hem dindar, hem deist, hem agnostik hem de ateist Atatürkçüler olduğuna göre "Atatürk'ün dini" mevzuu "Atatürkçülük" maddesinde değil, Atatürk maddesinde verilmelidir.--Abuk SABUK msj 18:36, 15 Kasım 2012 (UTC)Bu konuda fikri olan başka bir arkadaş yoksa linki tekrar kaldıracağım. 3 gün daha beklerim diye düşünüyorum. - VikipediBilginimesaj tarafından 18:13, 23 Kasım 2012 (UTC)Bir dış bağlantının tahammül edilemeyip kaldırılmasını çok da önemli görmediğimden ötürü ikinci kez yazma gereği duymamıştım. Ancak yaptığınız taraflı bir davranış örneğidir ve bunu da belirtmemek olmaz(dı). Gerçi dediğim gibi değişen bir şey yok. Atatürk ile ilgili net olarak söylenebilecek birtakım şeyler varsa eğer, o da şudur ki; kendisinin milliyetçi ve seküler bir lider portresine uyduğudur. Bunun aksini söylemek, iddia etmek ve bu maddeye yansıtmak boşa çabadır. Laikliği ise, İslam karşıtlığıymış gibi ele almadım. Elbette, meseleyi bu kadar basite indirgeyecek de değilim. İyi çalışmalar. --Vitruvian 01:26, 14 Ocak 2013 (UTC)ArşivBeş yıl önce (2009) kapanmış tartışmalar var.Arşivleme işini bilen biri lutfedip ilgilense de sayfa daha düzgün görünse... --E4024 (mesaj) 12:30, 30 Haziran 2014 (UTC) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Tartışma:Kemalizm/Arşiv_1&oldid=30358432" sayfasından alınmıştır
Değişiklikleriniz, sürüm kontrol yetkisine sahip bir kullanıcı kabul ettikten sonra okuyucular tarafından görüntülenecektir. (yardım) Oturum açmadınız. Değişiklik yaparsanız IP adresiniz herkes tarafından sayfa geçmişinde görünür. Lütfen, oturum açın ya da yeni hesap oluşturarak kullanıcı adı ile değişiklik yapmaktan yararlanın.Anti spam denetimi. Bunu doldurmayın!{{Uzman|vikiproje=Türkiye|vikiproje2=siyaset|başka sayfada tartışma=Tartışma:Kemalizm/Arşiv 1|tartışma=taraflı ve uzman şablonları|tarih=Aralık 2011}} {{Çoklu resim |align =right |direction=vertical |width =200 |image1=19370520 Tan 1.jpg |caption1= |image2=19370520 Tan 2.jpg |caption2= |image3=19370520 Cumhuriyet 1.jpg |altlık=[[Türkiye'de tek partili dönem|Kemalist Türkiye]]'de "[[19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı|Gençlik ve İdman Bayramı]]" kutlamaları }} '''Kemalizm''', '''Kamâlizm''' veya [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk'ün]] ölümü sonrası yaygınlaşan bir diğer adıyla '''Atatürkçülük'''; [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]'nin, [[Atatürk İlkeleri]]'ni<ref name=kemal>{{Gazete kaynağı| url = https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/kemalizm-5563892/ | başlık = Kemalizm | erişimtarihi = 21 Ağustos 2021 | dil = Türkçe | çalışma = [[Sözcü (gazete)|Sözcü]]| arşivurl = https://web.archive.org/web/20200113074033/https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/kemalizm-5563892/ | arşivtarihi = 13 Ocak 2020|tarih=13 Ocak 2020|yazarlar=Meydan, Sinan}}</ref> esas alan kurucu [[ideoloji]]sidir.<ref>Anıl Çeçen, Atatürk ve İdeoloji, Türk Dili, TDK Yayını, Sayı 359, Kasım 1981, s. 299</ref><ref>Attilâ İlhan, Üç Atatürkçülük!, Milliyet, 22.06.1982</ref><ref>Bedia Akarsu, Atatürk'ün Özgün Görüşleri, Cumhuriyet, 10.11.1982</ref><ref>Avcıoğlu, Devrim ve "Demokrasi" Üzerine, s. 365</ref><ref>İbrahim Karaca, Atayol Dergisi, Sayı 4. İzmir 1982, s. 4</ref><ref>İlhan Selçuk, Bir Anı'dan Bir Anıt'a, s. 51</ref><ref>Mümtaz Soysal, Bez Resimler, Milliyet, 10.11.1979</ref><ref>Atatürk'e ve Atatürkçülük'e Yaklaşım, Cumhuriyet, 10.11.1981</ref> Kemalizm, [[Mustafa Kemal Atatürk]] tarafından uygulandığı şekliyle [[Türkiye'de laiklik|laikliğe]] ve [[Liberal demokrasi|Batı demokrasisine]] dayanan<ref>{{Kitap kaynağı |soyadı=İlhan |ad=Atilla |başlık=Hangi Atatürk |sayfalar=111|dil=Türkçe}}</ref><ref>{{Kitap kaynağı |soyadı=Kili |ad=Suna |başlık=Türk Devrim Tarihi |sayfalar=240|dil=Türkçe}}</ref> yeni bir [[Türkiye'de cumhuriyetin ilanı|cumhuriyet]] rejiminin kurulması, ekonomik kalkınma ve [[sanayileşme]], yüksek öğrenime ve bilimsel faaliyetlere devlet desteği, spora ve sanata teşvik, ücretsiz ve zorunlu eğitim gibi kapsamlı siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî [[Atatürk Devrimleri|reformları]] içermektedir.<ref>Mastering Modern World History by Norman Lowe, second edition</ref> Reformların amacı Atatürk'ün ifadesiyle "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak", [[Çağdaşlık (Atatürk İlkesi)|çağdaş]] bir hayat tarzını benimsemektir.<ref name=cleveland13>Cleveland, William L., and Martin P. Bunton. A History of the Modern Middle East. Boulder: Westview, 2013. Print.</ref> Kemalizm'in kökeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun yaklaşan çöküşünü önlemek için yapılmış olan çeşitli reformlara, özellikle 19. yüzyılın başlarındaki [[Tanzimat]] reformlarına dayanmaktadır.<ref>{{Kitap kaynağı |soyadı=Cleveland |ad=William L |ad2=Martin |soyadı2=Bunton |başlık=A History of the Modern Middle East |url=https://archive.org/details/historymodernmid00clev |basım=4.|yayıncı=Westview Press |yıl=2009 |sayfalar=[https://archive.org/details/historymodernmid00clev/page/82 82]}}</ref> 19. yüzyılın ortalarında [[Genç Osmanlılar]], imparatorlukta yükselen [[etnik milliyetçilik|etnik milliyetçiliği]] bastırmak, bir vatan bilinci oluşturmak ve [[meşrutiyet]] rejimi kurmak için [[Osmanlıcılık]] ideolojisini ileri sürdü. 20. yüzyılın başlarında ise, [[Jön Türkler]] içerisinden [[laiklik]] ve [[Türk milliyetçiliği]] düşünceleri ortaya çıktı ve özellikle [[İttihat ve Terakki]] yönetiminde çokça taraftar buldu. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından, hem Genç Osmanlılar'ın hem de Jön Türkler'in<ref name="ÁgostonMasters2009">{{Ansiklopedi kaynağı |soyadı=Cuthell Jr. |ad=David Cameron |yıl=2009 |editör1-soyadı=Ágoston |editör1-ad=Gábor |editör2-ad=Bruce |editör2-soyadı=Masters |ansiklopedi=Encyclopedia of the Ottoman Empire |bölüm=Atatürk, Kemal (Mustafa Kemal) |bölümurl=https://books.google.com/books?id=QjzYdCxumFcC&pg=PA56 |yer=[[New York]] |yayıncı=[[Facts On File]] |sayfalar=56-60|isbn=978-0-8160-6259-1 |lccn=2008020716 |erişimtarihi=23 Ocak 2021}}</ref> fikir ve deneyimlerinden etkilenen Atatürk, laiklik ve Türk milliyetçiliği akımlarından esinlenerek 1923'te [[Türkiye'de cumhuriyetin ilanı|Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanına]] öncülük etti ve çok sayıda reform gerçekleştirdi. Kemalizm, [[Altı Ok]]'un ([[Atatürk İlkeleri|Altı İlke]]) bütünleyici adı olarak [[Cumhuriyet Halk Partisi]]'nin 9 Mayıs 1935'te toplanan IV. Kurultayı'nda kabul edilen 1935 Programı'na (Atatürk'ün [[Dil Devrimi]]'nden sonra Kemal adını Kamâl olarak değiştirmesini takiben) "Kamâlizm" olarak geçmiştir.<ref>Prof. Dr. İsmet Giritli. ''Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi'', Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 37, Cilt: XIII, Mart 1997. [http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=691] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20080317103301/http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=691|tarih=17 Mart 2008}}</ref> 1953'teki 10. Kurultay'a kadar Kemalizm, parti programındaki yerini korumuş, bu tarihte kaldırılarak "Atatürk Yolu" kavramı getirilmiştir.<ref>Büyük Larousse, Gelişim Yay., 4. Cilt, s. 2507; Aktaran: Metin Aydoğan, Cumhuriyet Halk Partisi – 4 (1945-1980 Dönemi)</ref> == Tarihçe == İlkin [[Türk Kurtuluş Savaşı]] zamanında İstanbul'daki rejim ve rejimin taraftarları, Mustafa Kemal'in önderlik ettiği [[Türk Ulusal Hareketi|hareketi]] destekleyen herkesi, küçümser bir yaklaşımla, "Kemalistler", "Kemalîler" ve "Kemalciler" olarak adlandırdı.<ref name="kemal"/> "Kemalîler" adlandırması [[Celali isyanları|Celalîlere]] bir atıftı.<ref name="kemal"/> Dış basın "Kemalistler" adlandırmasını Ankara merkezli hareketi ve o hareketin silahlı gücünü belirtmek için "milliyetçiler" adlandırması ile eş anlamlı olarak kullandı.<ref name="kemal"/> Bir ideolojiye işaret eden ''Kemalizm'' ve ''Kamâlizm'' kavramları Türkiye'de 1930'larda kullanılmaya başladı.<ref name="kemal"/> Kemalizm kavramı 1931'de [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|Devletçilik]] ve İnkılâpçılık ilkelerinin diğer dört ilkeye eklenmesinden sonra ortaya atıldı ve ders kitaplarına girdi.<ref name="kemal"/> Aynı yıldan itibaren çeşitli yazarlar Kemalizm'i tanımladılar ve halka benimsetmek için yazılar yayımladılar.<ref name="kemal"/> Kemalizm'in kuramsal çerçevesinin belirlenmesi için [[Halkevleri]]'nin yayın organı ''[[Ülkü (dergi)|Ülkü]]'' dergisi ve 1932-1934 yılları arasında bir grup yazar tarafından ''[[Kadro (dergi)|Kadro]]'' dergisi yayımlandı. 1934'te [[Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı]], [[Türkiye]]'yi yabancı ülkelere tanıtmak için ''[[La Turquie Kemaliste]]'' ("Kemalist Türkiye") dergisini yayımlamaya başladı.<ref>Dr. François Georgeon. (Çev: Prof. Dr. Niyazi Öktem) ''Kemalist Dönemde Türkiye'de Fransızca Yayın Yapan Basına Toplu Bir Bakış (1919-1938)'', Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 17, Cilt: VI, Mart 1990. [http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=853] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20080317103352/http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=853|tarih=17 Mart 2008}}</ref> Kamâlizm kavramı 1935'te ortaya atıldı, o yılki kurultayda parti programına konuldu ve Atatürk'ün 1939 kurultayı için 1937'de kaleme aldığı program çalışmasında yer aldı.<ref name="kemal"/> Kemalizm günümüzde, bazı kesimler tarafından [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]'nin temel öğretisi ve ideolojisi olarak kabul edilmektedir. Sıklıkla, Kemalist ideolojinin bir düşünce sistemini temsil etmekten çok ülkeyi tümüyle [[pragmatizm|pragmatist]] bir yöntemle modernleştirmeye çalışan politik bir uygulama olduğu vurgulanır, bunun nedeni de Atatürk'ün, "Paşam, bu partinin doktrini yok!" diyen Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na verdiği "Elbette yok çocuğum, eğer doktrine gidersek hareketi dondururuz." cevabıdır.<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt 3|dil=Türkçe|sayfa=498|yayıncı=Remzi Kitabevi}}</ref> Bununla birlikte, Kemalistlerin yaptığı devrime rehberlik eden belli düşüncelerin var olduğu ve bunların esnek bir biçimde de olsa [[Cumhuriyet Halk Partisi|CHP]] ideologları tarafından sistemleştirildiği söylenir.<ref>Paul Dumont (1999). ''Kemalist İdeolojinin Kökenleri'' Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). ''Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi'', İstanbul: Sarmal, ISBN 975-8304-18-6 (s. 49-50).</ref> <center> <gallery widths="350" heights="350" perrow="2"> Dosya:The Angora Government and its Claims.jpg|''[[The Sphere]]'' gazetesinin 1-5 Mart 1921'de "Ankara Hükûmeti ve Talepleri" başlığıyla yayımladığı harita. Başlığın altında verilen bilgi: "Kemalistler ya da milliyetçiler, gölgeli alanı etkin biçimde kontrol ediyorlar. Onlar, Yunanlar tarafından Ege'den sürüldüler fakat [[Trakya]]'yı, [[İzmir]]'i, [[Ermenistan]]'ı ve [[Basra Körfezi]] altındaki bütün [[Mezopotamya]]'yı talep ediyorlar". Dosya:Kamâlizm.pdf|[[Mehmet Şeref Aykut]]'un ''Kamâlizm'' kitabı (1936) </gallery> </center> == Ekonomi politikası == Kemalizm'in ekonomi politikası olan [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|Atatürk'ün devletçilik ilkesi]], Türk toplumunun ulaşmak istediği çağdaş ve modern bir düzen için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve millî bir burjuva yaratılmasıdır. Devletçilik ilkesi, Atatürk'ün adlandırdığı üzere "ılımlı devletçilik"tir.<ref name="ReferenceA2">{{Kitap kaynağı|başlık=Medeni Bilgiler|sayfa=212}}</ref> Ilımlı devletçiliğe göre Kemalist ekonomi [[serbest piyasa]] ve [[birey]] esaslı olmasına rağmen, serbest piyasanın giremeyeceği veya girmek istemediği yerlere devlet el atabilmektedir fakat devlet hiçbir zaman bireyin önüne geçmemelidir,<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Medeni Bilgiler|sayfa=209}}</ref> bu sebeple [[Sosyal liberalizm|sosyal liberal ekonomiye]] benzer yapıdadır. Atatürk, Kemalizm'in Devletçilik ilkesini "[[sosyalizm]] ilkesine dayanan [[kolektivizm]] ve [[komünizm]]"den farklıdır diyerek [[Devletçilik|sosyalist devletçilikten]] ayırmıştır<ref name="ReferenceA2"/> ve kendi ekonomi anlayışını şu sözlerle açıklamıştır:<blockquote>"''Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya millî çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. (...) Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. (...) Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır."''<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları|tarih=1930|dil=Türkçe|sayfalar=46-47}}</ref></blockquote>Üstelik Atatürk, 1 Kasım 1937'deki meclis açılış konuşmasında şunu da eklemiştir:<blockquote>"''Kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışılmaz; bununla birlikte hiçbir piyasa da başı boş değildir.''"<ref>{{Web kaynağı | url = https://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d3yy.htm | başlık = Atatürk'ün Meclis Açılış Konuşması | tarih = 1 Kasım 1937 | çalışma = Türkiye Büyük Millet Meclisi | arşivurl = https://web.archive.org/web/20060113042205/https://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d3yy.htm | arşivtarihi = 13 Ocak 2006}}</ref></blockquote> == Siyasi yelpaze == Kemalizm'in siyasi yelpazedeki yeri günümüzde bile birçok kişi tarafından tartışılır olmuştur. Kemalist ideolojiyi resmî olarak benimseyen [[Cumhuriyet Halk Partisi|CHP]], siyasi yelpazede zaman içinde farklı konumlarda bulunmuştur. CHP'nin siyasi yelpazedeki yeri İsmet İnönü tarafından 1960'larda, siyasi paradigmanın yavaş yavaş oturması sonrası "[[Ortanın solu|Ortanın Solu]]" yani [[Merkez sol|merkez-sol]] olarak tanımlanmıştır. İlk başta, [[Metin Toker]]'in aktardığına göre 1960 yılının Ağustos ayında [[İsmet İnönü]] ile dönemin CHP Genel Sekreteri [[İsmail Rüştü Aksal]]'ın Heybeliada'da yaptığı CHP'nin kimliği ve geleceğine ilişkin istişarede bulunmuştu. Metin Toker, [[Akis (dergi)|Akis]]'te kaleme aldığı yazılarında CHP'nin [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|Devletçilik]] ilkesini ABD'nin [[Demokrat Parti (Amerika Birleşik Devletleri)|Demokrat Parti]]sini [[Sosyal liberalizm|sosyal liberal]] bir çizgiye iten [[New Deal]] ile bağdaştırmış ve CHP'nin ortanın sola yöneleceğini şu şekilde aktarmıştı:<blockquote>"''CHP'nin geniş halk kütlelerinin refahını en ziyade göz önünde tutan, sermayenin belirli ellerde terakümünün aleyhinde bulunan parti olduğunda zerrece tereddüt bahis mevzuu değildi. Şimdi, o istikamet biraz daha belirli şekilde tutulacak, memleket davalarının halli daha sosyalizan bir görüşle mütalea olunacaktı. Bu, eski partinin sosyalistliğe heves ettiği manasını taşımıyordu. Sadece, i'lerin üzerine noktaları konacaktı. CHP ortanın solunda Amerika'daki [[Demokrat Parti (Amerika Birleşik Devletleri)|Demokrat Parti]] derecesinde yer alacaktı.''"<ref>{{Kitap kaynağı|url=http://www.inonuvakfi.com/akis/1960_315.pdf|başlık=Akis Dergisi|tarih=31 Ağustos 1960|sayfa=26|erişimtarihi=26 Mart 2022|arşivurl=https://web.archive.org/web/20220328181105/http://www.inonuvakfi.com/akis/1960_315.pdf|arşivtarihi=28 Mart 2022|ölüurl=hayır}}</ref></blockquote>İsmet İnönü, 10 Ekim 1965 tarihinde gerçekleşen [[1965 Türkiye genel seçimleri|1965 genel seçimleri]] öncesinde 29 Temmuz 1965 tarihinde [[Abdi İpekçi]]'yle yaptığı bir söyleşi sırasında CHP'nin çizgisinin "ortanın solu" olduğunu, Metin Toker'in yazdığını kanıtlar nitelikte şöyle ifade etmiştir: "''CHP bünyesi itibarı ile [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|devletçi]] bir partidir ve bu sıfatla elbette ortanın solunda bir anlayıştadır. 1923'teki harap ülkede bir kalkınma çaresiyse, bugün de ekonomik hayatımızın temel bir unsurudur.''" 13 Ağustos 1966 tarihinde Kim dergisinde yayınlanan demecinde ise İsmet İnönü, "ortanın solu" ile kavramını biraz daha açmıştı:<blockquote>"''Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak, ancak devletçilik ile mümkündür. Kalkınmamızı yaparken, ekonomik bakımdan, sosyal bakımdan bugünkü uygarlıkta kullanılan solcu, sağcı deyimlerinin son ölçüsünü verelim istedik. '40' yıldır devletçiyiz derken ayni şeyi söylüyoruz. Bunun için 'Ortanın Solundayız!' dedim. Aslında 'Laikiz!' dediğimiz günden beri ortanın solundayız. Halkçı isen ortanın solunda olursun."''<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Kim Dergisi|tarih=13 Ağustos 1966}}</ref></blockquote>İnönü'yle aynı şekilde [[Nihat Erim]] de CHP'nin "ortanın solu" söylemini ABD'yle ve ABD Başkanı [[Franklin D. Roosevelt|Roosevelt]]'in "New Deal" politikasıyla ilişkilendiriyordu. Erim'e göre Roosevelt, [[Keynesyen ekonomi|Keynesyen]] tam istihdam politikalarını uygulayan ilk kişiydi. Erim, CHP'nin ortanın solu söyleminden sonra muhafazakârlarca yapılan "komünist" suçlamalarının aynısını Cumhuriyetçilerin de Roosevelt'a yaptığını vurguluyordu.<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Yunus Emre, CHP, Sosyal Demokrasi ve Sol|dil=Türkçe|sayfa=87|yayıncı=İletişim Yayınları}}</ref> == Paradigmalar == === Atatürkçülük === Atatürkçülük kavramı Türkiye'nin siyasi tarihinde tartışmalı kavram olarak yer edinmiştir.<ref name=":aksin2002">Akşin, S. (2002). <nowiki>''</nowiki>[https://acikerisim.uludag.edu.tr/handle/11452/20045 Atatürk devrimleri ve yeni Türkiye’nin kuruluşu]<nowiki>''</nowiki>. Atatürkçü Bakış, 1(2), 105-116.</ref> Bazı yazarlara göre Kemalizm politik alanda, Atatürkçülük ise özel bir alanda kullanılmaktadır.<ref name=":alkan2023" /> Genel hatlarıyla Atatürkçülük sözcüğü [[12 Eylül Darbesi|12 Eylül 1980 Darbesi]] sonrası işlenen resmî ideolojiyle içeriği doldurulmuş ve yaygınlaşmıştır. 1960'larda [[Kadro (dergi)|Kadro]], [[Yön (dergi)|Yön]], [[Millî Demokratik Devrim]] gibi kavramlarla süregelen Kemalizm'in sol yorumları dolaşımdaydı.<ref name=":alkan2023">{{Kitap kaynağı|başlık=Cumhuriyet: asırlık bir muhasebe|tarih=2023|sayfa=251-252|yer=İstanbul|yayıncı=İletişim Yayınları|seri=1. baskı|ad=Tanıl|soyadı=Bora|editör-ad=Mehmet Ö.|editör-soyadı=Alkan|isbn=978-975-05-3504-8}}</ref> Bazı sol kesimlerde ve [[İslamcılık|İslamcı]] literatürde Kemalizm olumsuz bir çağrışım amacıyla da kullanılırken, sol ve [[Sosyalizm|sosyalist]] çevrelerde Kemalizm adı benimsenmiştir. [[Sol Kemalizm|Sol-Kemalizm]] ile mesafelenmek isteyenler Atatürkçülük adını tercih etmişlerdir. [[27 Mayıs Darbesi|27 Mayıs 1960 Darbesi]] ve arkasından gelen darbelerde resmî ideoloji Atatürkçülük ismi etrafında tanımlanmıştır.<ref name=":cereyanlar2017">{{Kitap kaynağı|başlık=Cereyanlar: Türkiye'de siyasî ideolojiler|tarih=2017|yer=Fatih, İstanbul|yayıncı=İletişim Yayınları|seri=1. baskı|ad=Tanıl|soyadı=Bora|isbn=978-975-05-2118-8|editör-ad=|editör-soyadı=}}</ref><sup>:169</sup> 1963 yılında basılan ''Atatürkçülük nedir?'' başlıklı kitaba [[Falih Rıfkı Atay]], [[Melih Cevdet Anday]], [[İsmet Giritli]], [[Şevket Süreyya Aydemir]], [[Nihat Erim]], [[Çetin Altan]], [[Attilâ İlhan]] gibi dönemin entelektüelleri katkı vermiştir.<ref>{{Web kaynağı|url=http://www.tpkitapevi.com/kitap/ataturkculuk-nedir---yasar-nabi-varlik-yayinlari-1965-basim-cep-boy|başlık=Atatürkçülük Nedir? Yaşar Nabi Varlık Yayınları 1965 Basım Cep Boy|erişimtarihi=14 Ekim 2023|dil=Türkçe|çalışma=T&P Kitap Evi|arşivurl=https://web.archive.org/web/20231014200352/https://www.tpkitapevi.com/kitap/ataturkculuk-nedir---yasar-nabi-varlik-yayinlari-1965-basim-cep-boy|arşivtarihi=14 Ekim 2023|ölüurl=hayır}}</ref> Emekli olduktan sonra [[Cumhuriyetçi Güven Partisi]]nde siyasete girecek olan Tümgeneral [[Faruk Güventürk]] de 1964 yılında ''Gerçek Kemalizm'' kitabını yazmıştır.<ref name=":cereyanlar2017" /><sup>:173</sup> 1960'lı yıllara kadar [[Türk Silahlı Kuvvetleri]] (TSK) içinde Atatürkçülük veya Kemalizm ile ilgili bir herhangi bir ders mevcut değildi. [[12 Mart Muhtırası|12 Mart 1971 Muhtırası]] öncesinde Kemalizm teriminin sol tarafından istismar edildiği Kemalizm yerine "''Atatürk İlkeciliği''" sözcüklerinin kullanılmasını öneren orgeneraller olmuştur. Gerçek Atatürkçülüğün belirsizliği dolayısıyla çeşitli tartışmalar olsa da 1960'larda TSK tarafından belirli bir doktrin haline getirilememişti. Atatürkçülüğü ilk defa sistematik öğretmek için TSK tarafından 1977'de "''Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihimiz''" kitabı hazırlandı.<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Kemalizm|tarih=2009|sayfa=|yer=İstanbul|yayıncı=İletişim Yayınları|seri=6. baskı|isbn=978-975-05-0005-3|editör-ad=Tanıl|editör2-ad=Murat|editör-soyadı=Bora|editör2-soyadı=Gültekin}}</ref><sup>:182-183</sup> [[Sina Akşin]]'e göre Atatürkçülüğün bir ideoloji haline gelmesi 12 Eylül sonrası yaşanan bir gelişmedir.<ref name=":aksin2002" /> 12 Eylül Darbesinin lideri [[Kenan Evren]] tarafından [[Türk Tarih Kurumu]] (TTK) ve [[Türk Dil Kurumu]] (TDK) kapatılmadan önce Atatürkçülük tanımının yeniden yapılacağına işaret eden bir konuşma yapılmıştır:<blockquote>''"Cumhuriyetin temel taşlarından Atatürkçülük adına tahrifat ve tahribat yapmış olanların yozlaştırmış oldukları Cumhuriyet kuruluşlarını yeniden düzenleyeceğiz, gerekirse bu düzenlemeyi o kuruluşu kapatıp yeniden açmak suretiyle gerçekleştireceğiz."<ref name=":yilmaz2022">{{Akademik dergi kaynağı|url=https://dergipark.org.tr/tr/pub/ankuayd/issue/69393/1070347|başlık=SOL-KEMALİZMİN TASFİYESİ: 12 EYLÜL’ÜN ATATÜRKÇÜLÜĞÜ VE KÖKENLERİ|tarih=1 Mayıs 2022|sayı=70|dil=Türkçe|sayfalar=473-485|çalışma=Atatürk Yolu Dergisi|ad=Onur Alp|soyadı=Yilmaz|issn=1303-5290|doi=10.46955/ankuayd.1070347|erişim-tarihi=14 Ekim 2023|arşivurl=https://web.archive.org/web/20220618104921/https://dergipark.org.tr/tr/pub/ankuayd/issue/69393/1070347|arşivtarihi=18 Haziran 2022|ölüurl=hayır}}</ref>''<sup>:481</sup></blockquote>İlerleyen süreçte TDK ve TTK kapatılmış, [[Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu]] (AKDTYK) kurulmuştur. 12 Eylül Darbesinin ardından yeniden tanımlanan Kemalizm, resmî Atatürkçülük tarifi olarak İsmet Giritli gibi sağ-Kemalistlerin çerçevelediği şekliyle [[pragmatizm]]-[[pozitivizm]]-[[Realizm (uluslararası ilişkiler)|realizm]] üzerine kurulmuştur. Atatürkçülük açısından Kemalizm bir ideoloji değil, “-izm” değil, bütün sistemlerin “iyi yanlarını” alan “düşünce tarzı”dır.<ref name=":alkan2023" /> Ayrıca, sağ-Kemalizme göre Atatürkçülüğün taşıyıcısı milliyetçiliktir. 12 Eylül Darbesinin ardından Atatürkçülüğün resmî doktrinini çıkarması istenen [[Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu|Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun]] ilk yayını olan ''Atatürk ve Milliyetçilik'' kitabında [[Turhan Feyzioğlu]] bu fikri işlemiştir.<ref name=":cereyanlar2017" /><sup>:169</sup> Bazı kaynaklar bu nedenlerle 12 Eylül sonrası oluşan Atatürkçülüğün kökenini [[Aydınlar Ocağı]] gibi kurumlardan aldığını iddia etmiştir.<ref name=":yilmaz2022" /><sup>:475</sup> [[27 Mayıs Darbesi]] sonrası yazılan [[Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1961)|1961 Anayasasıyla]] devletin özerkliğe sahip olduğu, evrensel içerikli ideolojilerin kendisine yer edinebildiği sistem hem Aydınlar Ocağı hem de 12 Eylül taraftarları tarafından bir kusur olarak bahsedilmiş, "''topluma bol geldiği''" iddia edilmiştir.''<ref name=":yilmaz2022" />''<sup>:481</sup> 12 Eylül sonrası Atatürkçülüğün kullanımındaki belirgin fark çeşitli yollarla topluma yansımıştır. 1981'de Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı dolayısıyla heykeller, resimler, vecizeler her kamusal faaliyetinin şartı haline geldi. [[Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1961)|1961 Anayasasında]] bir kere Atatürk ismi geçerken, [[Türkiye Cumhuriyeti Anayasası|1982 Anayasasında]] çeşitli şekillerde on üç kere bahsedilmiş ve bütün öğretim kurumlarında ''Atatürkçülük ve İnkılap Tarihi'' dersleri zorunlu hale getirilmiştir.<ref name=":cereyanlar2017" /><sup>:173-174</sup> Anayasada sol-Kemalistler tarafından kullanılan ''özgürlük'' kavramının yerine ''hürriyet'' kavramı, zorunlu dersin ismi sol-Kemalizmin tercih ettiği ''Devrim Tarihi'' kalıbı yerine ''İnkılap Tarihi'' tercih edilmiştir.<ref name=":yilmaz2022" /><sup>:481</sup> 1982 yılında [[Kara Kuvvetleri Komutanlığı]] tarafından ''Atatürkçü Düşünce Tarzı'' hazırlanmış, kitapta [[liberalizm]] ve [[Marksizm]] ile kıyaslanırken Atatürkçülüğün temel üstünlüğü "''birtakım teorik kayıtlara bağlı olmaması''" ile belirtilmiştir. 1983 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından üç cilt ''Atatürkçülük'' kitapları yayımlanmıştır.<ref name=":cereyanlar2017" /><sup>:173-174</sup> Yaşanan gelişmeler çeşitli çevreler tarafından farklı eleştirilere maruz kalmıştır. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun ilga edilmesi bazı yazarların tepkisine neden olmuş, dönemin yazarlarından [[Yaşar Kemal]] "''Ben Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nu kapatmış olanların elini sıkmam''" demiştir.<ref name=":yilmaz2022" /><sup>:481</sup>Atatürkçülük kavramının değişimine olan tepkisini dile getirmek için [[Nadir Nadi]] geçmişteki yazılarından derlediği "''Ben Atatürkçü Değilim''" başlıklı kitabını 12 Eylül Darbesi sonrası 1982 yılında yayımladı. Kitabın eleştirisi "''bu Atatürkçülükse, ben Atatürkçü değilim''" bağlamında kullanılmıştır.<ref name=":aksin2002" /> Bazı yazarlar Kemalizm'de oluşturulan yeni çerçeveye tepki olarak 12 Eylül Darbesinin lideri Kenan Evren'in ismine atıfla Kenanizm kavramını kullanmıştır.<ref>{{Web kaynağı|url=https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/kenanizmin-kemalizme-ve-cumhuriyete-saldirisi-1702140|başlık=Kenanizmin Kemalizme ve Cumhuriyete saldırısı|erişimtarihi=15 Ekim 2023|tarih=15 Kasım 2019|dil=Türkçe|çalışma=Cumhuriyet Gazetesi|ad=Emre|soyadı=Kongar|arşivurl=https://web.archive.org/web/20231015085842/https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/kenanizmin-kemalizme-ve-cumhuriyete-saldirisi-1702140|arşivtarihi=15 Ekim 2023|ölüurl=hayır}}</ref> Radikal sol örgütlerden [[Devrimci Sol]], 12 Eylül Darbesinin ardından yayımladığı bildiride cuntanın "''Kemalist kesimleri kendi yanına çekebilmek için Atatürkçülük maskesi''" taktığını iddia ederek, Kemalist olmadığını ortaya çıkarmak gerektiğini söylemiştir.<ref>{{Kitap kaynağı|başlık=1970'lerde Türkiye solu|tarih=2013|sayfa=382|yer=İstanbul|yayıncı=İletişim|seri=1. baskı|ad=Vehbi|soyadı=Ersan|isbn=978-975-05-1241-4}}</ref><ref>{{Kitap kaynağı|başlık=Haklıyız Kazanacağız|tarih=1989|sayfa=137|yayıncı=Haziran Yayınevi|ad=Dursun|soyadı=Karataş}}</ref> [[Ahmet Taner Kışlalı]] da 12 Eylül Darbesi sonrası gelişen Atatürkçülüğün [[Atatürk İlkeleri]]ni eksik bıraktığını, [[Ekim Devrimi|Sovyet Devrimi]]'nden mülhem devrimcilik, halkçılık, devletçilik ilkelerini ihmal ederek sadece [[Fransız Devrimi]]'nden esinlenilen cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve laiklik ilkelerine daraltıldığını belirterek eleştirmiştir. Gelişmekte olan [[İslamcılık]] ve Kürt muhalefetinin 12 Eylül'e olan tepki üzerinden büyüttüğü [[anti-Kemalizm]] tezleri, bir tür karşı tepki doğurarak Atatürkçülüğü yaygınlaştırdığı için sivil ve demokratik bir Kemalizm arayışları akamete uğramıştır.<ref name=":alkan2023" /> Ayrıyeten Kışlalı, terminolojik olarak ''Kemalizm'' ve ''Atatürkçülük'' kelimelerinin arasında bir fark olmaması gerektiğini ancak [[Kenan Evren]] tarafından kavramın yıpratıldığını, öte yandan kendisinin "Kemalizm"i kullanmayı tercih ettiğini ve bunun sebebinin "Kemalizm" sözcüğünün evrenselleşmiş olması olduğunu söylemiştir.<ref>{{Web kaynağı|url=https://www.ahmettanerkislali.com/neden-kemalistiz-2/|başlık=Ahmet Taner Kışlalı – "Neden Kemalistiz?"|erişimtarihi=17 Aralık 2023|tarih=7 Kasım 1999|dil=Türkçe|çalışma=Ahmet Taner Kışlalı|ad=Ahmet Taner|soyadı=Kışlalı|arşivurl=https://web.archive.org/web/20210731013042/https://www.ahmettanerkislali.com/neden-kemalistiz-2/|arşivtarihi=31 Temmuz 2021|ölüurl=hayır}}</ref> ===Ulusalcılık=== {{Ana|Ulusalcılık}} Ulusalcılık, ortak bir tanımı olmayıp çoğunlukla [[Solculuk|sol]] pozisyonda yer alan [[otarşi]]st<ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://dergipark.org.tr/tr/pub/diclesosbed/issue/61891/926244|başlık=ULUSALCILIĞIN ONTOLOJİSİNİ ANLAMAK: SİVİL VE ETNİK MİLLİYETÇİLİKLER BAĞLAMINDA BİR ANALİZ|tarih=25 Şubat 2021|sayı=26|dil=Türkçe|sayfalar=29-45|çalışma=Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi|ad=Süleyman Çağrı|soyadı=Güzel|issn=1308-6219|erişim-tarihi=10 Mart 2023|arşivurl=https://web.archive.org/web/20230310213813/https://dergipark.org.tr/tr/pub/diclesosbed/issue/61891/926244|arşivtarihi=10 Mart 2023|ölüurl=hayır}}</ref> ve milliyetçi görüşe sahip Atatürkçüleri tanımlamakta kullanılmıştır. [[Türk Dil Kurumu]] tarafından ise "milliyetçilik" kelimesiyle eş anlamlı olarak tanımlanmıştır<ref>{{Web kaynağı | url = https://www.haberturk.com/ne-demek/ulusalci-ne-anlama-gelir | başlık = Ulusalcı Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Ulusalcı Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir? | erişimtarihi = 1 Ekim 2022 | arşivtarihi = 1 Ekim 2022 | arşivurl = https://web.archive.org/web/20221001083844/https://www.haberturk.com/ne-demek/ulusalci-ne-anlama-gelir | tarih = | ölüurl = hayır | website = haberturk.com }}</ref> ve zaman zaman [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] döneminde izlenen milliyetçi politikaları ve tutumları niteleme amacıyla<ref name="ulusalcı-kemalist">{{Web kaynağı|url=http://www.msydergi.com/uploads/dergi/86.pdf|başlık=Kemalizm'in Ulusalcılık Anlayışı ve Günümüz Türkiye'sinde Ulusalcılık - Milliyetçilik Algılamaları|erişimtarihi=4 Kasım 2022|arşivtarihi=5 Aralık 2022|arşivurl=https://web.archive.org/web/20221205084706/http://www.msydergi.com/uploads/dergi/86.pdf|tarih=|ölüurl=hayır|website=msydergi.com}}</ref> [[Atatürk milliyetçiliği]]nin bir diğer ismi olarak kullanılmıştır.<ref>{{Web kaynağı|url=https://drive.google.com/file/d/0B7liBn5XLsAfU0tMZjVaMTVOTlk/view?usp=sharing&resourcekey=0-0xKMFPdgVEhePx-yT1Wr_g&usp=embed_facebook|başlık=22-gürbüz d. tüfekçi.pdf|erişimtarihi=10 Mart 2023|çalışma=Google Docs|arşivurl=https://web.archive.org/web/20230310222941/https://drive.google.com/file/d/0B7liBn5XLsAfU0tMZjVaMTVOTlk/view?usp=sharing&resourcekey=0-0xKMFPdgVEhePx-yT1Wr_g&usp=embed_facebook|arşivtarihi=10 Mart 2023|ölüurl=hayır}}</ref> Ulusalcılığın günümüzde yaygın tanım biçimlerinden biri olan sol Kemalist ideoloji, "ulusal sol" olarak da adlandırılır.<ref>{{kitap kaynağı |başlık= Ulusal Sol |soyadı= Çeçen |ad= Anıl |yıl= 2013|yayıncı= Toplumsal Dönüşüm Yayınları}}</ref> Ulusal sol çizgiye göre ulusalcılık; [[Bağımsızlık|tam bağımsızlık]], [[Türkiye'de sanayi|ulusal sanayi]]nin gelişimi, dışa bağımlılıktan kurtulma, tam yerli üretim gibi hedefleri savunur, [[Türkiye'de cumhuriyetin ilanı|cumhuriyet]]in [[Atatürk İlkeleri|temel kuruluş ilkeleri]]nin muhafazası, devletin [[Üniter devlet|üniter]] [[ulus devlet]] yapısının muhafazası, [[Türkiye'de laiklik|laiklik]] ve "ulusal çıkarlar"ın ön planda tutulması gerekliliklerine inanır. Bunlarla birlikte [[enternasyonalizm]]i reddeder ve [[sosyalizm]] ile Kemalizm'i sentezleyerek, [[27 Mayıs Darbesi|27 Mayıs İhtilali]] sonrası [[Millî Demokratik Devrim]] ile birlikte çıkan<ref name="Tempo20052">{{Web kaynağı|url=|başlık=Kim bu ulusalcılar?|erişimtarihi=7 Ekim 2008|arşivengelli=evet|tarih=21 Ekim 2005|yayımcı=Tempo}}</ref><ref name="hulkiceviz-bütünkaleler2">{{Kitap kaynağı|başlık=Attilâ İlhan ile birkaç saat, Bütün Kaleler Zaptedilmedi|id=ISBN 9756613173|yayımcı=Ceviz Kabuğu|yıl=2004|son=Cevizoğlu|ilk=Hulki}}</ref><ref name="hulkiceviz-işgalvedireniş2">{{Kitap kaynağı|başlık=İşgal ve Direniş, 1919 ve Bugün|id=ISBN 9789756613221|yayımcı=Ceviz Kabuğu|yıl=2007|son=Cevizoğlu|ilk=Hulki}}</ref> [[solculuk|sol]] Kemalist bir siyasi görüşü ifade eder.<ref>{{Web kaynağı|url=https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1727983|başlık=ULUSALCILIĞIN ONTOLOJİSİNİ ANLAMAK:|erişimtarihi=11 Mart 2022|sayfa=5|çalışma=Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Çağrı GÜZEL|yayıncı=DİCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ|arşivurl=https://web.archive.org/web/20220623155639/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1727983|arşivtarihi=23 Haziran 2022|ölüurl=hayır}}</ref><ref>Güler, 2015: 31</ref><ref>Güler, Birgül Ayman, (2015) s. 53, Ulusalcılık ve Karşıtları, Pozitif Yayınları, İstanbul</ref> Ulusalcılığın sol kanadı olan "ulusal sol" hareket içerisinde [[Şevket Süreyya Aydemir]]'in başını çektiği [[Kadrocular|Kadro Hareketi]] ve [[Doğan Avcıoğlu]]'nun kurduğu, Kadro Dergisi'nin devamı niteliğindeki [[Yön Dergisi]], daha devletçi ve daha halkçı olan Atatürkçülüğün ve sosyalizmin sentezini savunmaktalardı. ===Liberal Kemalizm=== {{Ana|Liberal Kemalizm}} Liberal Kemalizm veya liberal Atatürkçülük,<ref>{{Web kaynağı | url = https://acikerisim.sakarya.edu.tr/bitstream/handle/20.500.12619/90274/T08710.pdf?sequence=1 | başlık = Ülkü Dergisinde Kemalizm | tarih = Haziran 2019 | yayıncı = Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi | arşivurl = https://web.archive.org/web/20210624211549/https://acikerisim.sakarya.edu.tr/bitstream/handle/20.500.12619/90274/T08710.pdf?sequence=1 | arşivtarihi = 24 Haziran 2021}}</ref> [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]'nin kurucu ideolojisi olan Kemalizm ile [[özgürlük]] üzerine kurulu olan [[liberalizm]] düşüncesinin birleştirilmiş hâlidir.<ref name=":0">{{Web kaynağı | url = https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/31809/tez2222.pdf?sequence=1 | başlık = Atatürk Dönemi Düşünürlerinin Gözüyle Kemalizm ve Türk İnkılabı | tarih = 2014 | yayıncı = T.C Ankara Üniversitesi | arşivurl = https://web.archive.org/web/20210705225814/https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/31809/tez2222.pdf?sequence=1 | arşivtarihi = 5 Temmuz 2021}}</ref><ref name=":1">{{Web kaynağı | url = https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/382956 | başlık = Tek Partili Türkiye'de Liberal Gelişmeler | arşivurl = https://web.archive.org/web/20200325110830/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/382956 | arşivtarihi = 25 Mart 2020}}</ref> Türkiye'de cumhuriyetin henüz ilk dönemlerinde, Kemalist düşünceyi liberal bir açıdan [[Ahmet Ağaoğlu (siyasetçi)|Ahmet Ağaoğlu]] tarafından yorumlanması sonucu ortaya çıkmıştır. Ağaoğlu kendisini bir yandan "inkılapçı ve Kemalist" olarak tanımlarken, diğer yandan bir "liberal Kemalizm" düşüncesi geliştirmeye çalıştı. [[Cumhuriyet Halk Partisi|Cumhuriyet Halk Fırkası]]'nın içinde bireysel özgürlüklerin savunucusu olan Ağaoğlu, fırkanın bazı politikalarına eleştiriler de getirdi.<ref name=":0" /><ref name=":1" /> Liberal Kemalizm'in ekonomik görüşü, [[Atatürk İlkeleri|Atatürk'ün altı ilkesinden]] farklı olarak [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|devletçilik]] yerine [[Serbest piyasa|serbest piyasa ekonomisini]] savunur. Liberal Kemalizm, toplumsal alanda [[Atatürk milliyetçiliği|Atatürk'ün milliyetçilik anlayışını]] savunur. 1924 Anayasası'nın 66. maddesinde ve Atatürk ilkelerinde de belirtilmiş olan ve din, ırk ayrımı gözetmeksizin, millet tanımını siyasal birlikteliğe dayandıran milliyetçilik anlayışıdır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/avci.pdf | başlık = Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı | arşivurl = https://web.archive.org/web/20210630095205/https://web.archive.org/web/20200722104726/http://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/avci.pdf | arşivtarihi = 30 Haziran 2021 | erişimtarihi = 23 Temmuz 2021 | ölüurl = }}</ref> == Kemalist partiler == {{Ana|Kategori:Kemalist partiler}} == Ayrıca bakınız == {{Kardeş proje bağlantıları|wikt=Atatürkçülük|q=Atatürkçülük}} * [[Atatürk İlkeleri]] * [[Atatürk Devrimleri]] * [[Atatürk milliyetçiliği]] * [[Kemalizm ve Marksizm]] * [[Post-Kemalizm]] * [[Anti-Kemalizm]] == Kaynakça == '''Özel'''{{Kaynakça|2}}'''Genel''' * [[Ahmet Taner Kışlalı]], ''[[Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi]]'', 1999, İmge Kitabevi Yayıncılık, ISBN 975-533-086-0 {{Türk milliyetçiliği}} {{Mustafa Kemal Atatürk}} {{Türkiye konuları}} {{Türk konuları}} {{Otorite kontrolü}} [[Kategori:Kemalizm|*]] [[Kategori:Mustafa Kemal Atatürk]] [[Kategori:Siyasi ideolojiler]] [[Kategori:Türkiye'deki siyasi hareketler]] [[Kategori:Türk milliyetçiliği]] [[Kategori:Türkiye'de laiklik]] [[Kategori:Türkiye'de antikomünizm]] [[Kategori:Cumhuriyet Halk Partisi]] [[Kategori:Devlet ideolojileri]] Lütfen kısa bir değişiklik özeti yazınız. Bu, diğer kullanıcıların değişikliği yapma amacınızı anlamalarına yardımcı olur. Telif hakları saklı eserlerin kopyalanması yasaktır! Bu sayfayı kaydederek eklediğiniz içeriği kendiniz yazdığınızı, başka kişilerin haklarını ihlal etmediğinizi ve katkılarınızı Creative Commons Attribution/Share-Alike Lisansı 4.0 ve GNU Özgür Belgeleme Lisansı ile yayımlamayı kabul ediyorsunuz. Köprü ya da URL kullanımları, Creative Commons lisansı uyarınca yeterli atıf olarak kabul edilir. Lütfen eklediğiniz bilgileriçin kaynak gösterin! Vikipedi maddeleri, yalnızca güvenilir kaynaklardan alınan doğrulanabilir bilgiler içermelidir. İptal Değişiklik yardımı (yeni pencerede açılır) Kopyala/yapıştır: – — ‘ ’ “ ” ° ″ ′ ≈ ≠ ≤ ≥ ± − × ÷ ← → · §   Kaynak belirtin: <ref> </ref> nbsp; Tartışma sayfalarında yazılarınızı imzalayın: ~~~~ {{}}   {{{}}}   |   []   [[]]   [[Kategori:]]   #YÖNLENDİRME [[]]       <s></s>   <sup></sup>   <sub></sub>   <code></code>   <pre></pre>   <blockquote></blockquote>   <ref></ref>   {{Kaynakça}}   <references/>   <includeonly></includeonly>   <noinclude></noinclude>   <nowiki></nowiki>   <!-- -->   <span class="plainlinks"></span> Sembol: ~ | ¡ ¿ † ‡ ↔ ↑ ↓ • ¶   # ½ ⅓ ⅔ ¼ ¾ ⅛ ⅜ ⅝ ⅞ ∞   ‘ ’ “ ” «»   ¤ ₳ ฿ ₵ ¢ ₡ ₢ $ ₫ ₯ € ₠ ₣ ƒ ₴ ₭ ₤ ℳ ₥ ₦ № ₧ ₰ £ ៛ ₨ ₪ ৳ ₮ ₩ ¥   ♠ ♣ ♥ ♦   m² m³   ♭ ♯ ♮   © ® ™ Karakter: Á á Ć ć É é Í í Ĺ ĺ Ń ń Ó ó Ŕ ŕ Ś ś Ú ú Ý ý Ź ź   À à È è Ì ì Ò ò Ù ù    â Ĉ ĉ Ê ê Ĝ ĝ Ĥ ĥ Î î Ĵ ĵ Ô ô Ŝ ŝ Û û Ŵ ŵ Ŷ ŷ   Ä ä Ë ë Ï ï Ö ö Ü ü Ÿ ÿ   ß   à ã Ẽ ẽ Ĩ ĩ Ñ ñ Õ õ Ũ ũ Ỹ ỹ   Ç ç Ģ ģ Ķ ķ Ļ ļ Ņ ņ Ŗ ŗ Ş ş Ţ ţ   Đ đ   Ů ů   Ǎ ǎ Č č Ď ď Ě ě Ǐ ǐ Ľ ľ Ň ň Ǒ ǒ Ř ř Š š Ť ť Ǔ ǔ Ž ž   Ā ā Ē ē Ī ī Ō ō Ū ū Ȳ ȳ Ǣ ǣ   ǖ ǘ ǚ ǜ Ă ă Ĕ ĕ Ğ ğ Ĭ ĭ Ŏ ŏ Ŭ ŭ   Ċ ċ Ė ė Ġ ġ İ ı Ż ż   Ą ą Ę ę Į į Ǫ ǫ Ų ų   Ḍ ḍ Ḥ ḥ Ḷ ḷ Ḹ ḹ Ṃ ṃ Ṇ ṇ Ṛ ṛ Ṝ ṝ Ṣ ṣ Ṭ ṭ   Ł ł   Ő ő Ű ű   Ŀ ŀ   Ħ ħ   Ð ð Þ þ   Œ œ   Æ æ Ø ø Å å   Ə ə   {{Unicode|}} Yunan: Ά ά Έ έ Ή ή Ί ί Ό ό Ύ ύ Ώ ώ   Α α Β β Γ γ Δ δ   Ε ε Ζ ζ Η η Θ θ   Ι ι Κ κ Λ λ Μ μ   Ν ν Ξ ξ Ο ο Π π   Ρ ρ Σ σ ς Τ τ Υ υ   Φ φ Χ χ Ψ ψ Ω ω   {{Polytonic|}} Kiril: А а Б б В в Г г   Ґ ґ Ѓ ѓ Д д Ђ ђ   Е е Ё ё Є є Ж ж   З з Ѕ ѕ И и І і   Ї ї Й й Ј ј К к   Ќ ќ Л л Љ љ М м   Н н Њ њ О о П п   Р р С с Т т Ћ ћ   У у Ў ў Ф ф Х х   Ц ц Ч ч Џ џ Ш ш   Щ щ Ъ ъ Ы ы Ь ь   Э э Ю ю Я я   ́ IPA: t̪ d̪ ʈ ɖ ɟ ɡ ɢ ʡ ʔ   ɸ ʃ ʒ ɕ ʑ ʂ ʐ ʝ ɣ ʁ ʕ ʜ ʢ ɦ   ɱ ɳ ɲ ŋ ɴ   ʋ ɹ ɻ ɰ   ʙ ʀ ɾ ɽ   ɫ ɬ ɮ ɺ ɭ ʎ ʟ   ɥ ʍ ɧ   ɓ ɗ ʄ ɠ ʛ   ʘ ǀ ǃ ǂ ǁ   ɨ ʉ ɯ   ɪ ʏ ʊ   ɘ ɵ ɤ   ə ɚ   ɛ ɜ ɝ ɞ ʌ ɔ   ɐ ɶ ɑ ɒ   ʰ ʷ ʲ ˠ ˤ ⁿ ˡ   ˈ ˌ ː ˑ ̪   {{IPA|}} Bu sayfada kullanılan Vikiveri varlıkları Kemalizm: Başlık, Bazı ifadeler, Çeşitli (ör. takma adlar, varlık varlığı), Site bağlantısı, Açıklama: tr Bu sayfada kullanılan şablonlar: Şablon:Akademik dergi kaynağı (değiştir) Şablon:Ambox (kaynağı gör) (yarı koruma)Şablon:Ana (kaynağı gör) (yarı koruma)Şablon:Ana diğer (değiştir) Şablon:Ansiklopedi kaynağı (değiştir) Şablon:Bayraksimge (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Bayraksimge/core (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Bağlantı bakımı (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Dolaşım (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Gazete kaynağı (değiştir) Şablon:Haber kaynağı (değiştir) Şablon:Kalın değil (değiştir) Şablon:Kardeş proje bağlantıları (değiştir) Şablon:Kaynakça (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Kaynakça/styles.css (değiştir) Şablon:Kitap kaynağı (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Küçük (değiştir) Şablon:Küçük üst metin (değiştir) Şablon:Mikutu (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Mustafa Kemal Atatürk (değiştir) Şablon:Otorite kontrolü (değiştir) Şablon:Simge (değiştir) Şablon:Smallsup (değiştir) Şablon:Türk konuları (değiştir) Şablon:Türk milliyetçiliği (değiştir) Şablon:Türkiye konuları (değiştir) Şablon:Uzman (değiştir) Şablon:Vikiveri'de düzenle (değiştir) Şablon:Web kaynağı (kaynağı gör) (koruma)Şablon:Webarşiv (değiştir) Şablon:\ (değiştir) Şablon:Çoklu resim (değiştir) Şablon:Çoklu resim/biçim.css (değiştir) Şablon:Ülke veri Türkiye (kaynağı gör) (yarı koruma)Modül:Ana (değiştir) Modül:Arguments (kaynağı gör) (koruma)Modül:Bağımsız değişkenler (kaynağı gör) (koruma)Modül:Check for unknown parameters (değiştir) Modül:Dolaşım (kaynağı gör) (yarı koruma)Modül:Dolaşım/styles.css (değiştir) Modül:Dolaşım/yapılandırma (değiştir) Modül:Dolçub (kaynağı gör) (koruma)Modül:Dolçub/styles.css (değiştir) Modül:Evethayır (kaynağı gör) (koruma)Modül:GirdiIdsiniÇöz (değiştir) Modül:Kaynak/KB1 (kaynağı gör) (koruma)Modül:Kaynak/KB1/Araçlar (kaynağı gör) (koruma)Modül:Kaynak/KB1/Beyazliste (kaynağı gör) (koruma)Modül:Kaynak/KB1/COinS (kaynağı gör) (koruma)Modül:Kaynak/KB1/Tanımlayıcılar (kaynağı gör) (koruma)Modül:Kaynak/KB1/Tarih doğrulama (kaynağı gör) (koruma)Modül:Kaynak/KB1/Yapılandırma (kaynağı gör) (koruma)Modül:Küresel değil (kaynağı gör) (yarı koruma)Modül:Otorite kontrolü (kaynağı gör) (yarı koruma)Modül:Tanımlanmayan parametre denetimi (değiştir) Modül:Vikiveri'de düzenle (değiştir) Modül:Webarşiv (değiştir) Modül:Çoklu resim (değiştir) Modül:İleti kutusu (değiştir) Modül:İleti kutusu/yapılandırma (değiştir) Modül:İlknot (değiştir) Modül:İlknot liste (değiştir) Bu sayfa 11 gizli kategoriye mensuptur: Kategori:GND tanımlayıcısı olan Vikipedi maddeleri Kategori:ISBN sihirli bağlantısını kullanan sayfalar Kategori:KB1 hataları: URL gerekli Kategori:KB1 hataları: erişimtarihi varken URL yok Kategori:LCCN tanımlayıcısı olan Vikipedi maddeleri Kategori:NKC tanımlayıcısı olan Vikipedi maddeleri Kategori:NLI tanımlayıcısı olan Vikipedi maddeleri Kategori:Siyaset konusunda uzman ilgisi gerektiren maddeler Kategori:Türkiye konusunda uzman ilgisi gerektiren maddeler Kategori:Uzman ilgisi gerektiren maddeler Aralık 2011 Kategori:Webarşiv şablonu wayback bağlantıları "https://tr.wikipedia.org/wiki/Kemalizm" sayfasından alınmıştır
Altı Ok Atatürk'ün ilkelerini simgeler. Atatürk İlkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün yürürlüğe koyduğu, döneminin pragmatik politikalarını belirlemiş altı ilkedir.[1] "Altı Ok" denilen altı ilkeye ilk olarak 1931'de "Kemalizm" adı verildi[2] ve 13 Mayıs 1935'te "Kamâlizm" adıyla ülkenin kurucu ve tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin program ilkeleri olarak benimsendi.[2] Daha sonra, 1937'de çıkarılan bir kanunla 1924 Anayasası'na eklenen ilkeler, anayasal olarak Türkiye'nin ulusal ideolojisi hâline geldi.[2] Ahmet Taner Kışlalı'ya göre bu ilkelerden laiklik, milliyetçilik ve cumhuriyetçilik, Fransız Devrimi'nin etkisinde, diğer üç ilke olan halkçılık, devrimcilik ve devletçilik ise Sovyet Devrimi'nin etkisinde oluşmuştur.[3] Temel ilkeler[değiştir | kaynağı değiştir] Cumhuriyetçilik[değiştir | kaynağı değiştir] Vikisöz'de Mustafa Kemal Atatürk/Cumhuriyetçilik ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. Cumhuriyet; egemenliğin halkta olduğu devlet yönetimi demektir. Cumhuriyet, demokrasinin bir uygulama şekli olup halkın kendi kendini yöneterek yönetimde söz sahibi olduğu rejim demektir. Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunması demektir. Arapçada halk demek olan "cumhur" kelimesinden gelir. Bu bakımdan, halk ve yönetim kelimelerinin bir araya geldiği "demos" ve "kratos", yani demokrasi sözcüğünün eş anlamlısı kabul edilebilir. Atatürk, demokrasi ve cumhuriyetin birbirinden ayrı olmadığını “Demokrasinin tam ve en belirgin şekli cumhuriyettir” sözüyle ifade etmiştir. Cumhuriyet yönetimi 1923 yılından itibaren anayasaya eklenmiştir ve anayasanın birinci maddesidir. Anayasanın ikinci maddesinde de cumhuriyetin nitelikleri belirtilmiştir. Buna göre Türkiye, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Atatürk, liberal demokrat[4][5] bir cumhuriyet rejimini benimsemiştir ve kurmak istediği rejim hakkında şunları söylemiştir: “Biz öyle bir rejim, öyle bir düzen istiyoruz ki; ileride padişah yanlıları da parti kursunlar”.[6] Aynı zamanda Atatürk, cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiş ve cumhuriyet için “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare” ifadesini kullanmıştır. Kavramın gelişimi[değiştir | kaynağı değiştir] Ali Suavi, Namık Kemal ve başka Genç Osmanlılar özellikle Amerikan ve Fransız devrimlerinin de etkisiyle sultanın otoritesini kısıtlayacak bir rejim talep ediyorlardı. Özellikle Sultan II. Abdülhamit döneminde Fransız filozofların görüşleri Jön Türkler arasında geniş ölçüde yayıldı. Atatürk de bu oluşumun bir parçasıydı. Bununla birlikte, Atatürk'e kadar reform düşüncesi meşrutiyet fikrinin ötesine geçmemişti. Cumhuriyet düşüncesinin gelişme fırsatı bulması özellikle I. Dünya Savaşı'nı izleyen dönemde mümkün oldu. Savaştan sonra Rusya, Almanya ve Avusturya gibi imparatorluklar yerlerini cumhuriyet rejimlerine bıraktı. 1918'de Azerbaycan ilk Müslüman cumhuriyet olarak kuruldu. Rusya'daki diğer Müslüman halklar da kendilerini cumhuriyet olarak ilan etti. Cumhuriyet fikri böylece bütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya yayıldı. Atatürk'ün cumhuriyet kurma projesini ne zaman planlamaya başladığı tam olarak bilinmemektedir. Buna karşın, daha 1919'daki milliyetçi toplantıların raporlarına bakarak bağımsızlık mücadelesinin başından itibaren Atatürk'ün cumhuriyetçi fikirlerinden etkilenmiş olduğu söylenebilir.[7] Ancak sultanlığa ve halifeliğe bağlılığın kuvvetli olması nedeniyle Atatürk ve onun gibi düşünenler fikirlerini gerçekleştirmek için beklemek zorunda kaldılar. Cumhuriyet, saltanatın kaldırılmasından neredeyse bir yıl sonra ilan edilmiştir. Milliyetçilik[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Atatürk milliyetçiliği Atatürk'e göre millet, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve siyasi birlik olan insanlar topluluğudur. Atatürk'ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran sivil milliyetçi[8][9][10] bir vatanperverlik anlayışıdır.[11][12][13] Afet İnan'ın Medeni Bilgiler isimli kitabında Atatürk kendi millet tanımını açıklamış bu tanımın içine ırk, etnik köken ve din gibi hususları katmamıştır. Atatürk, milleti “Türkiye halkı, ırken[14] veya dinen veya harsen birleşik ve yekdiğerine karşı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey’ettir” diyerek tarif etmektedir.[15] Ayrıca Atatürk, Ziya Gökalp gibi Türkçülerin hars-medeniyet ayrımına katılmamış ve "medeniyet, harstan başka bir şey değildir" yorumunu yapmıştır.[16] Atatürk milliyetçiliğini yansıtan 1982 Anayasası'nın 66. maddesinde "Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." denmektedir.[17] Atatürk, Vatandaş İçin Medenî Bilgiler kitabında millet tanımını "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir."[18] şeklinde yapmıştır. Halkçılık[değiştir | kaynağı değiştir] Ayrıca bakınız: Halkçılık Halkçılık ilkesi, her şeyden önce “Halkın halk tarafından halk için idaresi” anlamına gelen ilerici, batılı gerçek bir demokrasinin gerçekleşip yerleşmesi amacına yönelmiştir.[19] Aynı zamanda ulusal egemenliği ön planda tutar. Devlet, vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar. Vatandaşlar arasında iş bölümü ve dayanışmayı öngörür. Ulusun devlet hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanmasını sağlar. Atatürk’ün halkçılık ilkesinden anlaşılan; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Herkes kanun önünde eşittir. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı dinsel, dilsel, ırksal veya mezhepsel açıdan üstünlük sağlayamaz. Halkçılık, Mustafa Kemal tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi'nin programında şu şekilde tanımlanmıştır: "Bizim için insanlar yasa önünde tamamen eşit muamele görmek zorundadır. Sınıf, aile, fert arasında bir ayrım yapılamaz. Biz, Türkiye halkını çeşitli sınıflardan oluşan bir bütün olarak değil, sosyal yaşamın gereksinimlerine göre çeşitli mesleklere sahip olan bir toplum olarak görmekteyiz." Fakat kolektivizm ile karıştırılmamalıdır, Atatürk'ün burada bahsettiği "halkçılık", sol ülkelerin kullandığı toplumcu bir ideoloji değildir ve bireycilik ile ters değildir. Atatürk'ün halkçılığı, 1935 CHP programında ve Atatürk'ün Medeni Bilgiler kitabında bahsedildiği üzere sınıfların ortak dayanışması üzerine kurulu solidarizmi[20] ve toplumsal ayrımcılığın (din, dil, ırk vb.) bitirildiği egaliteryenizmi savunur.[21] Kadın-erkek eşitliği konusunda gerekli önlemlerin alınmış olması; öğretim birliğinin gerçekleştirilmiş olması; her yurttaşın öğrenebileceği yeni bir Türk alfabesinin hazırlanması ve her yurttaşın devlet organları önünde eşit muamele görmesi konusunda alınan önlemler halkçılık ilkesini destekler niteliktedir. Ahmet Taner Kışlalı'ya göre Kemalist halkçılık, toplumun en yoksul ve en eğitimsiz kesimini güçlendirmek, toplumsal dayanışmayı sağlamak istiyordu.[22] Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Sultan Abdülaziz döneminde başta Ali Suavi olmak üzere kimi Osmanlı aydınları Rusya'daki Narodnik hareketinden etkilenerek halkın sorunlarıyla ilgilenmeye başladılar. 19. yüzyılın sonlarında başta Mehmet Emin Yurdakul olmak üzere birçok edebiyatçı halkçılıktan etkilenmişti. 1908 Devrimi'nden sonra halk sözcüğü geniş bir kullanım alanı buldu. Halkçılık, uzun bir süre iyiliksever aydınların kitlelerin yararına harekete geçmesi olarak düşünülmüştü. Bu anlayış I. Dünya Savaşı sonrasında değişmeye başladı. Ziya Gökalp 1918'de Sovyet Devrimi'nden kısa bir süre sonra, Durkheim'in etkisiyle sınıf çatışmasının kötü olduğu sonucuna varıyor, karşı çıkıyor ve buna karşı halkçılığı savunuyordu. Gökalp halkçılığı şöyle tanımlıyordu: "Eğer bir toplum birkaç katman veya sınıftan oluşuyorsa, o zaman eşitlikçi bir toplum değildir. Halkçılığın amacı katman veya sınıf farklılıklarını bastırmak ve bunların yerine, birbirleriyle dayanışma içinde olan meslek gruplarından bir sosyal yapı oluşturmaktır. Başka bir deyişle, halkçılığı şöyle özetleyebiliriz: sosyal sınıflar yoktur, meslekler vardır!"[23] Bu yaklaşım büyük oranda solidarizme[24] işaret ediyordu. Yusuf Akçura da kendi görüşlerindeki 2 esas fikri şöyle açıklamıştı: "İki esâsi (esaslı) fikir vardır ki onların doğruluğuna tâ gençliğimden beri, kâni ve mümin (ikna olmuş ve inanmış) idim; ve elimden geldiği kadar da o iki fikrin hizmetçisi olmaya çalıştım. Bu iki fikirden birisi milliyetçilik (nasyonalizm), diğeri halkçılık (demokratizm)’dır."[25] Bu anlayış Türk Kurtuluş Savaşı boyunca milliyetçileri, özellikle de Kemalistleri büyük oranda etkiledi. Her ne kadar Gökalp'in önerdiği korporasyonlar gerçekleştirilmediyse de, halkçılık ilkesi, sınıf dayanışması fikriyle Kemalist liderler tarafından kabul edildi. Başta Atatürk olmak üzere Kemalist liderler Türkiye'de henüz sınıfların gelişmemiş olduğunu vurguladılar. Dayanışma fikrini de olası bir komünist devrimle ve sınıf çatışması düşüncesiyle mücadele edebilmek üzere benimsediler. Ayrıca bunu tek parti sisteminin gerekçesi olarak gördüler.[26] Laiklik[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Türkiye'de laiklik Vikisöz'de Mustafa Kemal Atatürk/Laiklik ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. Laiklik, devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Diğer bir tanımlamayla da devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir ki devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasını amaçlar. Ayrıca, din işlerini kişinin vicdanına bırakarak bireyin din özgürlüğünü koruyabilmesini sağlar. Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü tasarruf, dine (kutsal kitaba) göre değil, anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Mustafa Kemal 1924 yılında yaptığı bir konuşmada "Dünyada her şey için; medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir." demiştir.[27] Laiklik, devletçilik dışındaki diğer ilkelerin hepsinin de ön koşulları içinde yer alır: Demokrasinin ön koşuludur; çünkü laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü de olamaz. Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü laikliği kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışması bile genellikle yapılamaz. Halkçılığın ön koşuludur; çünkü bir din devletinde halkın istekleri değil, dinsel "seçkin"lerin düşünceleri önemlidir. Atatürk, laiklik anlayışını, kendi el yazısı ile kaleme aldığı "Medeni Bilgiler" kitabında, sadece din ve devlet işlerinin değil, dinin de siyasetten ayrılması ve yasaların dine göre değil, toplumun gereksinmelerine göre yapılması ilkelerine bağlamaktadır. Türkiye'de laikleşme aşamaları şunlardır: Saltanatın kaldırılması (1922) Halifeliğin kaldırılması (1924) Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu'nun (Öğretim Birliği Yasası) çıkarılması (1924) Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (1925) Medenî Kanun'un kabulü (1926) “Devletin dini İslam’dır.” ibaresinin anayasadan çıkarılması (1928) Atatürk İlkeleri'nin anayasaya girmesi (1937) Devletçilik[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Sosyal piyasa ekonomisi Vikisöz'de Devletçilik (Atatürk İlkesi) ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. Atatürk’ün devletçilik ilkesi, Türk toplumunu çağdaş ve modern bir düzene ulaştırabilmek için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve millî bir burjuva sınıfının oluşturulmasıdır. Devletçilik ilkesi, Atatürk'ün adlandırdığı üzere "ılımlı devletçilik"tir.[28] Ilımlı devletçiliğe göre Kemalist ekonomi serbest piyasa ve birey esaslı olmasına rağmen, serbest piyasanın giremeyeceği veya girmek istemediği yerlere devlet el atabilmektedir fakat devlet hiçbir zaman bireyin önüne geçmemelidir,[29] bu sebeple sosyal liberal ekonomiye benzer yapıdadır. Atatürk, Kemalizm'in Devletçilik ilkesini "sosyalizm ilkesine dayanan kolektivizm ve komünizm"den farklıdır diyerek sosyalist devletçilikten ayırmıştır[28] ve kendi ekonomi anlayışını şu sözlerle açıklamıştır:"Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya milli çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. (...) Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. (...) Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır."[30]Devletin sosyal adaleti sosyal yardımlarla yerine getirmesini savunan Atatürk, sosyal devlet modelini benimsediğinden şöyle bahsetmektedir: "Demokrasi, vatandaşa hayatını gerçekleştirmek ve her türlü bireysel ve sosyal görevlerinin yerine getirilmesi hürriyetini ve imkânını bırakır. Ancak, diğer taraftan, hastalar, zayıflar, sakatlar gibi hürriyetlerinden tamamen yararlanamayan bazı vatandaşlara da bir hayat sağlamak zorundadır. Bu gibi görevleri, sosyal yardım kurumu görür. (...) Devlet tarafından hastaneler açılması ve bunlara, yerel yönetimin kararıyla bazılarının parasız olarak kabulü sosyal yardım kurumunun gördüğü hizmetlerdendir. Bundan başka, memur ve hizmetlilerin işçi ve köylülerin emekli sandıkları ve kaza ve ölüm halleri için sigorta kasaları gibi sosyal bakımdan kurumlan da vardır. Birçok devletlerde, yaşlılık, işsizlik ve ölüm gibi durumlara karşı, herkes için “sosyal sigorta” uygulanmaktadır."[31] Üstelik Atatürk, 1 Kasım 1937'deki meclis açılış konuşmasında şunu da eklemiştir: "Kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışılmaz; bununla birlikte hiçbir piyasa da başı boş değildir."[32] İçeriği ve gelişmesi[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürk, Devletçilik ilkesini, Halkçılık ilkesi ile bağlantılı olarak değerlendirmektedir.[33] Yoksul, yüzyıllardır ihmal edilmiş olan halkın kalkınması ve çağdaş yaşam düzeyine ulaşması için 1923-1930 yılları arasında, kalkınma için gerekli yatırımları yapması özel girişimcilerden beklendi. Ama bu işlevi yerine getirmeye özel kişilerin yeterli parası, yeterli deneyimleri ve yeterli teknolojik birikimi yoktu. Atatürk ülkeyi kalkındırmak, halkı çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için "Devletçilik" ilkesini benimsedi. Böylece hem üretim artırılacak, sanayi gerçekleştirilecek ve ülke içindeki serbest piyasa toparlanana kadar devlet ekonomiye müdahale edecekti. Atatürk tüm bu ulusal ekonomiyi inşa etme döneminde yabancı sermayeye hiç de düşmancıl yaklaşmamış, aksine "ülkesi üzerinde emelleri olmayan bütün sermayedarlarla ve ülkelerle" işbirliği yapıldığını ve yapılacağını söylemiştir.[34] Bu ilke Atatürk'ün ulusal ekonomiyi, sağlam temeller üzerine oturtma amacına yönelik olarak "İktisaden zayıf bir ulus, fakirlik ve sefaletten kurtulamaz. Toplumsal ve siyasi felaketten yakasını kurtaramaz." felsefesine dayalı şekilde yerini almıştır. Atatürk bu ilkenin amacını "Özetle, bizim izlediğimiz devletçilik, bireysel emek ve çalışmayı esas tutmakla birlikte, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti zenginliğe ve ülkeyi bayındırlığa ulaştırmak için milletin genel ve yüksek menfaatlerinin gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik alanda devleti bizzat ilgili tutmaktır."[35] diyerek açıklamaktadır. Devrimcilik (İnkılapçılık)[değiştir | kaynağı değiştir] Ayrıca bakınız: Atatürk Devrimleri Devrimcilik (inkılapçılık), Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk Devrimleri'nin benimsenmesi, geliştirilmesi ve her türlü tehlikelere karşı korunmasıdır.[36] Bu ilke, seçkinciliği açıkça yadsıyan, halkla bütünleşmeye ve dolayısıyla demokratik yöntemlere büyük önem veren Türk milliyetçisi bir devrimcilik anlayışıdır. Kemalist Devrimcilik anlayışının iki yanı bulunur. Birinci yanı, eski düzenin geçerliliğini yitirmiş kurumlarını yıkıp, yerlerine çağın gereksinimlerini karşılayacak kurumları koymakla ilgilidir. Ama Kemalizm, bununla yetinmemekte, devrimciliği aynı zamanda sürekli olarak yeniliklere, değişimlere açıklık biçiminde anlatmakta ve kalıplaşmaya karşı çıkmaktadır. Atatürk, yaptığı devrimin ülkeye kazandırdıklarının korunmasını devrimcilik ilkesinin bir gereği sayıyordu. Ama onun açısından sorun o noktada bitmiyordu. Koşulların değişeceğinin, değişen koşulların yeni kurumları, yeni atılımları gerektireceğinin bilincindeydi. Bu nedenledir ki, Atatürkçülüğün kalıplaşmasına, bir anlamda devrimin dondurulmasına karşıydı. Koşullara koşut olarak sadece kurumların değil, düşüncelerin de değişmesinin gerekliliğini biliyordu. İşte bu nedenledir ki, Kemalizm'in Devrimcilik ilkesi, aynı zamanda bir "Sürekli Devrimcilik" anlayışını da yansıtmaktadır. En ilerici kurumlar bile, koşullar içinde eskir. En ileri bir devrimin bekçiliği ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar. Kemalizm'in sürekli devrimcilik anlayışının temel sebebi budur. Bütünleyici ilkeler[değiştir | kaynağı değiştir] Ulusal bağımsızlık[değiştir | kaynağı değiştir] Vikisöz'de Atatürkçülük#Ulusal bağımsızlık ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk, modern Türkiye'nin kuruluşunda bu düşüncesinden güç almıştır. Bağımsız olmak, başkaca güçlerin güdümüne girmemek, diğer devletlerle birlikte oluşan topluluklarda Türkiye'nin millî çıkarlarının gerektirdiği biçimde davranabilmektir. Atatürk için tam bağımsızlık "siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta" gerçekleşmelidir.[37] Bunun için birçok devrim gerçekleştirmiştir. Bu doğrultuda Atatürk, başlattığı Türk Kurtuluş Savaşı'nın parolasını ise "Ya istiklâl ya ölüm!" olarak belirlemiştir.[38] Ulusal egemenlik[değiştir | kaynağı değiştir] Ulusal egemenlik; devleti kurup yöneten en üstün güç olan egemenliğin kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasıdır. Atatürk, TBMM'nin toplanmaya başladığı ilk günden başlayarak sırası geldikçe bütün gücün millette olduğunu belirtmiştir. Ona göre, Millet her türlü isteğini yerine getirme gücüne sahiptir. Millet girişimlerinin önüne geçebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı gün olan 23 Nisan Türkiye'de her yıl Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır. Ulusal birlik[değiştir | kaynağı değiştir] Ulusal birlik ve beraberlik ilkesi, Atatürk milliyetçiliğinin zorunlu bir sonucudur. Bu görüş ve anlayışa göre, millet ülkesiyle birlikte bölünmez bir bütündür. Atatürk, Türk milleti bir bütün haline gelmeden Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatmamıştı. Ancak bölücü, zedeleyici akımları ve ayaklanmaları bastırdıktan sonra başarı yolları kendisine açılmıştır. Atatürk konuşmalarında, sırası geldikçe, hem zaferin hem de devrimlerin ulusal birlikle gerçekleştiğini belirtmiştir. O, hiçbir zaman vatanı milletten ayrı düşünmemiştir. Atatürk, bu görüşünü "Biz esasen milli mevcudiyetin temelini milli şuurda ve milli birlikte görmekteyiz." sözüyle ifade etmiştir. Ulusal birlik ilkesi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3. maddesi "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir." şeklinde düzenlenmiştir.[17] Çağdaşlık[değiştir | kaynağı değiştir] Çağdaşlık, siyasal bilimler açısından sanayileşmeye eşlik eden siyasal ve toplumsal değişiklikler olarak tanımlanır. Atatürk, uygarlığı bir milletin devlet hayatında, fikir hayatında ve ekonomik hayatta gösterdiği ilerlemenin bileşkesi olarak tanımlamaktadır. Atatürk önderliğinde başlatılan Türk çağdaşlaşması, herhangi bir dış baskıdan kaynaklanmamaktadır. Atatürkçü çağdaşlaşmanın temelinde devlet olarak tam bağımsızlık, millet olarak egemenlik, birey olarak hak ve hürriyetler söz konusudur. Çağdaşlaşma ilkesi de Ulusal Egemenlik ve Halkçılık anlayışının zorunlu bir sonucudur. Akılcılık[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Akılcılık Atatürk, "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma ve hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır." sözüyle bilime ve akla verdiği önemi açıkça ortaya koymaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'de bilimin gelişmesi hususunda, yüksek okulları da içine alan 2252 sayılı yasanın 31 Mayıs 1933'te kabul edilmesi önemli bir adım olmuştur. Bu yasa gereğince İstanbul Dârülfünun'u 31 Haziran 1933 günü kapatılarak, onun yerine 1 Ağustos 1933 tarihinde Batı Avrupa örneğine uygun İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Bu üniversiteyi, Türkiye’de birçok yeni okulun veya bölümün açılması ya da modernize edilmesi takip etmiştir. Mesela, İstanbul Yüksek Teknik Okulu'nda Mimarlık Bölümü, Ankara’da Tarım ve Veterinerlik Okulu, Devlet Konservatuvarı ve diğer bazı okullar sayılabilir. Atatürk’ün gerçekleştirdiği Üniversite Reformu, gerek fen bilimleri ve gerekse sosyal bilimler alanlarında üniversitelerin batı örneklerine uygun araştırma geleneklerine ayak uydurmalarını birinci planda olmak üzere öngörmekte idi. Tarih ve dil alanlarında Atatürk, canlandırmak istediği bu akımı Tarih ve Dil Kurumlarını kurmak suretiyle güçlü biçimde destekledi.[39] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Altı Ok Üç Halk İlkesi Pancasila Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "TTK". 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.  a b c Meydan, Sinan. "Kemalizm". Sözcü Gazetesi. 13 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2021.  Kışlalı, Ahmet Taner (31 Aralık 1999). "İdeolojisi ve Kemalizm…". Ahmet Taner Kışlalı. Cumhuriyet Gazetesi. 11 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2022.  İlhan, Atilla. Hangi Atatürk. s. 111.  Kili, Suna. Türk Devrim Tarihi. s. 240.  Soyak, Hasan Rıza. Atatürk'ten Hatıralar. s. 58.  Paul Dumont (1999). Kemalist İdeolojinin Kökenleri. Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, İstanbul: Sarmal, ISBN 975-8304-18-6 (s. 49-72) içinde. s.53. Medeni Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 48.  Kısa Türkiye Tarihi. Sina Akşin. s. 117.  Gazi Mustafa Kemal. İlber Ortaylı. s. 295.  "Cemal Avcı, Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı, Çukurova Üniversitesi, Türkoloji Araştırmaları Merkezi" (PDF). 22 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2016.  "Atatürkçü Düşünce Sisteminde Milliyetçilik" (PDF). Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları. 11 Kasım 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2021.  "Atatürk İlkeleri". Türk Tarih Kurumu. 22 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Irk kelimesi cumhuriyetin ilk yıllarında "ulus" ile aynı anlamda kullanılmıştır. (Zafer Toprak, Cumhuriyet ve Antropoloji, 2021, sf. 276) "Milliyetçilik". Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı. 20 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2022.  M. Kemal Atatürk'ten yazdıklarım. Afet İnan. s. 43.  a b "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası". www.mevzuat.gov.tr. 23 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2021.  Medenî Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. s. 40.  "Atatürk ilkeleri". Türk Tarih Kurumu. 22 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Medeni Bilgiler PDF. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 107.  Medeni Bilgiler PDF. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. ss. 101-102.  Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi. İmge Kitabevi. s. 49.  |erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım) Zafer Toprak (1977). Meşrutiyette Solidarist Düşünce: Halkçılık. Toplum ve Bilim, 1, s. 92. "Ziya Gökalp'te "Solidarizm" ve "Milli İktisat"". Dergipark. 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Siyaset ve İktisat. Yusuf Akçura. s. 173.  Paul Dumont (1999). Kemalist İdeolojinin Kökenleri. Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, İstanbul: Sarmal, ISBN 975-8304-18-6 (s. 49-72) içinde. s.60. "Bilim Teknoloji". www.ktb.gov.tr. 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2021.  a b Medeni Bilgiler. s. 212.  Medeni Bilgiler. s. 209.  Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları. 1930. ss. 46-47.  Medeni Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. ss. 102-103.  "Atatürk'ün Meclis Açılış Konuşması". Türkiye Büyük Millet Meclisi. 1 Kasım 1937. 13 Ocak 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Büyük LAROUSSE Ansiklopedisi Cilt 10 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk. Kaynak Yayınları. s. 107.  Medeni Bilgiler PDF. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 78.  CHP'nin 4. Büyük Kurultayı'nda onaylanmış 1935 tarihli parti programı (PDF). 1 Mayıs 1935. s. 12. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2022.  "Bağımsızlık". www.ktb.gov.tr. 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2021.  Kemal., Atatürk, Mustafa. Nutuk. s. 13. ISBN 978-975-445-157-3. OCLC 1081172824.  "Arşivlenmiş kopya". 10 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2011.  gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Atatürk_İlkeleri&oldid=32360929#Çağdaşlık" sayfasından alınmıştır
La Turquie KemalisteDerginin 49. sayısının kapağıSıklıkÜç ayda birİlk sayı1934Son sayı1949ÜlkeTürkiyeDilFransızca La Turquie Kemaliste (Kemalist Türkiye), 1934-1949 arasında Türkiye Cumhuriyeti Matbuat Umum Müdürlüğü tarafından 49 sayı çıkarılan propaganda dergisi. Türkiye'de gerçekleşen Kemalist devrimleri dünya kamuoyuna tanıtmak amacıyla dönemin matbuat müdürü Vedat Nedim Tör öncülüğünde üç ayda bir yayınlandı. Fransızca olarak yayınlanan, az sayıda Almanca ve İngilizce makale de içeren dergi, Devlet Matbaası'nda basılmaktaydı. Dergideki Türkiye fotoğrafları kadrolu fotoğrafçısı Avusturyalı fotoğrafçı Othmar Pferschy tarafından çekildi.[1] “La Turquie Kemaliste” adıyla yayına başlayan dergi; altıncı sayıdan yirminci sayıya “La Turquie Kamâliste” biçimini almıştır. Aralık 1937 tarihli 21-22. sayıdan başlayarak, yeniden “La Turquie Kemaliste”e dönüldü ve Mart 1948 tarihli kırk dokuzuncu sayı dahil bu isim muhafaza edildi.[2] Dergi, Vedat Nedim Tör'ün 1937'de Matbuat Umum Müdürlüğü'nden ayrılmasından sonra eski gücünü yitirdi.[3] Giderek artan aralıklarla 1949'a kadar yayımı devam etti. Bu yayının koleksiyonu, bugün Millî Kütüphane'de, "1968 SB 5" yer numarasıyla muhafaza edilmektedir.[2] Yazarları[değiştir | kaynağı değiştir] Derginin yazar kadrosunda Falih Rıfkı Atay, Burhan Belge, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi devamlı yazarların yanı sıra Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün kurucu rektörü Friedrich Falke'den Necip Fazıl Kısakürek'e, Dolmabahçe'deki BJK İnönü Stadyumu'nun mimarı Paolo Vietti-Violi'den, Türkiye'de ilk haşere ilacı fabrikasının kuruluşunu sağlayan ziraatçı Nihat İyriboz'a, çok farklı alanlardan yerli ve yabancı kişiler yer almıştır.[2] Avusturyalı diplomat Norbert von Bischoff, uluslararası pazar ekonomileri uzmanı Fransız tüccar Charles Gruére, Pierre Devambez ya da Albert Gabriel gibi mimar ve arkeologlar, Amerika Bizans Enstitüsü'nün kurucu başkanı Thomas Wittemore dergide yazıları yayımlanan yabancı yazarlardandır.[2] Kapakları[değiştir | kaynağı değiştir] Kemal Atatürk'ün Dil Devrimi'nden sonra Kemal ismini Kamâl olarak değiştirmesini takiben dergi de Haziran 1935 tarihli 7. sayısından itibaren 1937 sonuna kadar La Turquie Kamâliste adıyla yayımlanmıştır. La Turquie Kémaliste'in birinci sayısından altıncı sayısına, kapak görüntüsü olarak, fabrika bacalarının stilizasyonu yoluyla sanayiyi simgeleyen bir illüstrasyon kullanılmıştır. Yedinci sayıdan on ikinci sayıya, büyük sanayi tesislerini tarımla birlikte, figüratif bir biçimde temsil eden yeni bir illüstrasyon kullanılmış; 13.-18. sayılar arasında, stilize “fabrika bacaları” insan unsuru öne çıkartılarak kapaklaştırılmıştır.[2] On dokuz ve yirminci sayılarla, 23-24 ve 25-26 numaralı çift sayıların kapaklarında, tarımsal üretimi "toplumcu gerçekçi" bir tarzda ifade eden bir desen vardır. Aradaki 21-22 çift numaralı özel sayının kapağındaki grafik düzenlemede II. Türk Tarih Kongresi öne çıkartılmıştır. Ekim 1939 tarihli yirmi yedinci sayıdan sonra ise kapaklarda Atatürk'ün bir büstünün fotoğrafı yer almıştır.[2] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Çınar, Erol. "Othmar Pferschy'yi Tanır mısınız?". Anafilya.org edebiyat, kütür, sanat sitesi. 23 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2016.  a b c d e f Tınç, Lütfü. "Kemalizmi dünyaya bu dergiyle anlattık". Milliyet gazetesi 28 Ekim 2012. 3 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2016.  "La Turquie Kemaliste Dergisi". 27 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürk Ansiklopedisi'nde La Turquie Kemaliste 15 Ağustos 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=La_Turquie_Kemaliste&oldid=31058685" sayfasından alınmıştır
Şeref Aykut Kişisel bilgiler Doğum Mehmed Şerafeddin1874Edirne Ölüm 17 Mayıs 1939İstanbul Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Evlilik(ler) Türkan Hanım Çocuk(lar) Fatma Sevinç Leman Koman Bitirdiği okul Mekteb-i Hukuk Mesleği Avukat Mehmet Şerafettin Aykut[1] (1874, Edirne - 17 Mayıs 1939, İstanbul), Türk siyasetçi. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan Edirne mebusu ve İstanbul'un İşgali üzerine işgal kuvvetleri tarafından tutuklanıp sürülen Malta sürgünlerindendir. Sürgünden kurtulduktan sonra Edirne milletvekili olarak TBMM'ye katılmış; I., IV., V., VI. dönem TBMM'de milletvekili olarak görev yapmıştır. Yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] 1874 yılında Edirne'de doğdu.[2][3] Aykut Alp-Oruç Paşa soyundan, Miralay Arif Bey ile Fatma Hanım'ın oğlu olan Şeref Aykut, ilkokula Edirne'de başladı ancak 93 Rus Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı nedeni ile ailesi ile birlikte İstanbul'a göç etti. Önce Galatasaray Lisesi'ne devam etti, sonra "Yeni Osmanlılar"ın yapıtlarını ve Servet-i Fünun yazın akımını izleyebilmek için Mercan İdadisi'ne geçti. 1891 yılında Mercan İdadisi'ni bitirerek İstanbul Hukuk Mektebi'ne yazıldı. 1895 yılında İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirerek avukatlığa başladı ve askerliğini yapmak için Edirne'ye döndü.[4][5] Türkçülük, Türk dilini Osmanlıcadan arındırma ve Abdülhamit dönemi baskılarına karşı çıkma görüşleri nedeni ile 1896 yılında bir jurnal sonucu sekiz kişilik bir arkadaş grubu ile birlikte gizli cemiyet kurma suçundan tutuklandı. Önce Edirne hapishanesine sonra da yargılanmak üzere Yıldız'daki Kabasakal Mehmet Paşa Divan-ı Harbi'ne gönderildi. Arkadaşlarının savunmasını üstlenen Aykut, rejime hakaretten sekiz yıl sürgün cezasına mahkûm edildi ve 1897'de siyasi tutuklu olarak Trablusgarp'a sürüldü. Yirmi dokuz ay süren sürgün ve hapis yaşamından kaçarak 15 Nisan 1899'da İzmir'e geldi ve gazetecilik yaşamına başladı.[4][5] 1900 yılında İzmir'de "Ahenk", 1901-1902 yıllarında yine İzmir'de "Hizmet" gazetelerinde tefrika, makale ve Fransızcadan çeviri romanlar yayımladı. Bu dönemde Türk dili üzerine yazdığı makalelerin yarattığı tartışma ortamı nedeniyle gazeteleri Maarif Müdürü tarafından kapatılmıştır.[4] Daha sonra Manisa'ya geçerek ilk eşi Kıymet Hanım'la burada evlendi. 1903 yılında Edirne'deki Bulgar ayaklanması üzerine Edirne'ye döndü.[4][5] 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanıyla Şevket Dağdeviren'in Edirne'de çıkardığı Yeni Edirne gazetesinde baş yazar olarak çalışmaya başladı. Türk dili konusundaki tartışmalarını burada da sürdürdü.1909 yılında "Hukuk-u Esasiye" adıyla hukuk konularını irdeleyen yetmiş tefrikalık bir yazı dizisi yayımladı.[4][5][6][7] 1910 yılında "Bu Devlet Nasıl İdare Olunur" ve 1911 yılında "Cemiyet ve Muhalifleri" kitaplarını yayımladı. 1912'de başlayan Balkan Savaşı nedeniyle Bursa'ya göç etti. Bu dönemde "Mektuplarımın Silsilesinden" başlığıyla beş bölümden oluşan açık mektuplarını yayımladı. 1913 yılında savaşın bitmesiyle Edirne'ye dönen Aykut, 1918 yılının Ekim ayında Bulgar cephesinin çökmesi ve Mondros Mütarekesi'nin imzalanması üzerine arkadaşları Faik Kaltakkıran, Şevket Dağdeviren ve Kasım Yolageldili ile beraber Edirne'de Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdu. Cemiyetin nizamnamesinin hazırlanması ve resmi yayın organı olan "Trakya-Paşaeli" gazetesinin[8] imtiyaz sahibi başyazarı olarak çıkarılmasında etkin rol aldı.[4][5][9] 12 Ocak 1920'de toplanarak Misak-ı Milli'yi hazırlayan Son Osmanlı Meclis-i Mebusan'a Edirne milletvekili ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyesi olarak katıldı. 28 Ocak'ta yapılan bir kapalı oturumda Aykut'un da içinde bulunduğu Felâh-ı Vatan grubu tarafından hazırlanmış olan “Ahd-ı Millî Beyannamesi” kabul edildi. 17 Şubat'ta Şeref Aykut'un önergesinin oybirliğiyle kabulünden sonra, beyannamenin bütün dünya parlamentolarına ve basına açıklanması kararlaştırıldı ve Mebusan Meclisi kürsüsünde kendisi tarafından okundu.[4][5][10][11] 16 Mart 1920'de İngiliz askerlerinin resmen İstanbul'u işgal etmelerinden iki gün sonra yapılan Meclis-i Mebûsan baskınında içinde Şeref Aykut ve Faik Kaltakkıran'ın da bulunduğu milletvekilleri Malta'ya sürgüne gönderildi. 2779 tutukluluk numaralı Aykut, 25 Nisan 1921 tarihinde Malta'dan kurtularak Ankara'ya geldi ve Edirne milletvekili olarak TBMM'e katıldı. Seydibeşir Olayı'nı gündeme getiren ilk kişi oldu. Ankara'da çıkmakta olan Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde Mustafa Kemal Paşa'nın isteğiyle kaleme aldığı "Malta Hatıratı ve Malta'da Türkler" başlıklı yazısını bir ay süreyle yayımladı.[4][5][6] TBMM I. Dönem milletvekilliği sırasında 1. Şube Başkanlığı yaptı, meclis kürsüsünden uzun konuşma ve eleştiriler yaptı.[12] Lozan Barış Görüşmeleri sırasında Batı Trakya'nın Yunanlara bırakılmasına karşı çıkarak Misak-ı Milli'yi savundu ve İsmet İnönü'ye muhalefet yaptı.[4][5][11] 1923 yılında Malta'da sürgündeyken kaleme aldığı "Hanedan ve Millet" kitabını yayımladı. 24 Nisan 1931 tarihinde IV. Dönem, 9 Şubat 1935'te V. Dönem ve 26 Mart 1939'da VI. Dönem milletvekilliği yaptı.[4][5][12][13] 1934 yılında "Bulgarlar ve Bulgar Devleti" ile "İsmet Paşa"; 1936 yılında ise "Kamâlizm" adlı son kitabını yayımladı.[4] 18 Mayıs 1939'da tedavi gördüğü İstanbul Yakacık Senatoryumu'nda öldü, 21 Mayıs 1939'da Edirne'de toprağa verildi.[4][5] Ailesi[değiştir | kaynağı değiştir] Türkan Hanım'la evli olan Şeref Aykut'un Fatma Sevinç Leman isimli bir kızı vardır. Sevinç Leman, Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin aktif üyesi olan Dr. Fuat Koman ile evlendi. Bu evlilikten İlhan Koman, Korhan Koman ve Gönül Koman isimli 3 çocukları oldu. İsveç'te uzun yıllar yaşamını sürdürmüş olan ünlü heykeltıraş İlhan Koman Şeref Aykut'un torunudur.[2][11][14] Dedesi Oruç Aykut Paşa soyundan bala rütbesi sahibi Mustafa Paşa'dır.[4] Kamâlizm kitabı[değiştir | kaynağı değiştir] CHP Programının İzahı başlığıyla 1936 yılında basıldı. Kitap yayımlandığı tarihten itibaren birçok eleştiri aldı. Kitabın en fazla eleştirilen yanı ise kitaba göre Kamâlizm'in ekonomik temeller üzerine kurulmuş bir din olduğu tanımıdır. Kitabın PDF dosyasını Çankaya Üniversitesi yayınlamıştır.[15][16] Yapıtları[değiştir | kaynağı değiştir] Bu Devlet Nasıl İdare Olunur / (Dersaadet Matbaası, 1910) Cemiyet ve Muhalifleri / (Yakolevi Matbaası Edirne, 1911) Hüdavendigar Valisi Daniş Beyefendi'ye, Birinci Mektup / (Bursa Hilal Matbaası, 1912) Arnavutluğun Hayatı Osmanlı Kalmaktır, İkinci Mektup / (Bursa Hilal Matbaası, 1912) Türkler Yaşayacaktır, Üçüncü Mektup / (Bursa Hilal Matbaası, 1912) Anadolu'da Türk, Mektuplarım Silsilesinden: 4 / (Bursa Hilal Matbaası, 1913) Anadolu'da Bir Müslüman Türk'ün Şeyhülislam Efendi Hazretleri'ne En Son Sözü Mektuplarım Silsilesinden: 5 / (Bursa Hilal Matbaası, 1913) Edirne Vilayetinden Rumlar Niçin Gitmek İstiyorlar, Mektuplarım Silsilesinden: 6 / (Edirne, 1914) Hanedan ve Millet / (Orhaniye Matbaası, İstanbul, 1923) Bulgar ve Bulgar Devleti / (Hakimiyeti Milliye Matbaası, Ankara, 1934) İsmet Paşa (Edirne, 1934) Kamâlizm (CHP Programının İzahı) / (Muallim Ahmet Halit Kitabevi, 1936) (Kaynak Yayınları, 2008) Trakya Milli Mücadele Tarihi - Malta Hatıratı ve Malta'da Türkler / (Yayına hazırlayan: Hasan Berke Dilan. Alfa Yayınları, 2010) Mehmet Şeref Aykut hakkında yazılan kitaplar[değiştir | kaynağı değiştir] Üç Devirde İrfan ve Vicdanın Hasreti Millet ve Devletini Arayan Adam Mehmed Şeref Aykut 1874-1939, Cemal Kutay (Teknografik Matbaacılık, İstanbul, 1985) Mehmet Şeref Aykut ve İzmir'de İlk Fikir Hareketleri, Hasan Dilan (Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No: 23, Edirne, 1996) İttihat Terakki - Trakya Paşaeli - Misak-ı Milli Edirne Milletvekili Mehmet Şeref Aykut, Ayhan Tunca (Edirne, 2017) Görseller[değiştir | kaynağı değiştir] Mehmet Şeref Bey 30 Aralık 1918 tarihli "Trakya-Paşaeli" gazetesi Trakya Paşaeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin Ankara heyeti ile birlikte Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Mehmet Şeref Aykut'un Kamâlizm kitabı (1936) 25 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "TBMM Albümü 1. Cilt (1920-1950)" (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 6 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Şubat 2022.  a b Kutay, Cemal, Üç Devirde İrfan ve Vicdanın Hasreti Millet ve Devletini Arayan Adam Mehmed Şeref Aykut 1874-1939, Teknografik Matbaacılık, İstanbul, 1985 Morack, Ellinor. "The Dowry of the State?: The Politics of Abandoned Property and the Population Exchange in Turkey". Google Books. University of Bamberg Press. Erişim tarihi: 25 Kasım 2017.  a b c d e f g h i j k l m Dilan, Hasan Berke, Bir Siyaset Adamı olarak Mehmet Şeref Aykut, XV. Türk Tarih Kongresi, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, 5. Cilt, 11-15 Kasım 2006, Ankara a b c d e f g h i j Dilan, Hasan, Mehmet Şeref Aykut ve İzmir'de İlk Fikir Hareketleri Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No: 23 1996 Edirne a b Aykut, Mehmet Şeref, Trakya Millî Mücadele Tarihi Malta Hatıratı ve Malta'da Türkler, Yayına hazırlayan: Hasan Berke Dilan, Alfa Yayınları s. 7-124, İstanbul, 2010 "Yeni Edirne" 7 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Osmanlicagazeler.org sitesi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2017. "Arşivlenmiş kopya". 1 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2017.  Bıyıklıoğlu Tevfik, Trakya'da Milli Mücadele Cilt 1 Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları Sayfa 124-280 1992 Ankara Nejat Kaymaz, “Misak-ı Millî Üzerinde Yapılan Tartışmalar Hakkında”, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 1977, s. 2. a b c Altınel B. Cem, Kuruluşunun 100. Yılında Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Derneği Yöneticilerinin Yaşam Öyküleri, Edirne Belediye Başkanlığı Yayınları, No: 30, Edirne 2018, ISBN 978-605-67594-4-4 a b "TBMM Albümü". tbmm.gov.tr. 31 Ekim 2012. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012.  "Arşivlenmiş kopya". 29 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2017.  Çantay, Deniz. "Edirne’nin Leonardo Da Vinci’si; İlhan Koman…" 19 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Ankaraantikacilik.com sitesi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2017. "Kamâlizm Kitabı" (PDF). Çankaya Üniversitesi. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.  "atatürk imzası el yazısı font". 27 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Otorite kontrolü BNF: cb13557788b (data) GND: 12066139X ISNI: 0000 0000 8130 6060 LCCN: n84228625 NLI: 987012411576705171 VIAF: 51855778 WorldCat (LCCN): n84-228625 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Şeref_Aykut&oldid=32175805" sayfasından alınmıştır
AkisDergi 25 Ocak 1964 tarihli sayısının kapağına Bedri Baykam'ın fotoğrafını koymuş.EditörMetin TokerSıklıkHaftalıkİlk sayı15 Mayıs 1954Son sayı31 Aralık 1967ÜlkeTürkiye DilTürkçe Akis, Metin Toker'in yönetiminde, Batı'da yayınlanan haftalık siyasal dergilerden Time dergisinden örnek alınarak haftalık yayınlanan dergi. 15 Mayıs 1954 - 31 Aralık 1967 arasında 706 sayı çıkan dergi, Türk basınındaki haftalık haber-siyaset dergilerinin ilkidir. İlk çıkışında dergi tarafsızdı, zamanla giderek Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) destekledi ve Demokrat Parti'ye (DP) karşı sert bir muhalefete girişti. Bu nedenle yazar ve yöneticileri tutuklanarak mahkûm edilen Akis, ana muhalefet partisi CHP'nin etkinliklerini soruşturmakla görevlendirilen Tahkikat Komisyonu tarafından kapatıldı (Nisan 1960). Tahkikat Komisyonu'nun basına baskısı ve dergi yöneticilerini tutuklamasından sonra dergi 27 Mayıs Darbesi'ni (1960) destekledi. 27 Mayıs'tan sonra yeniden yayına başlayarak büyük ölçüde tiraj artışı sağladıysa da çok geçmeden okur desteğini yitirdi.[1] Metin Toker, Cüneyt Arcayürek, Kurtul Altuğ, Süleyman Ege dergi yöneticileriydi. Yöneticisinin deyimiyle vurduğu yerden ses getiren bir haftalık dergiydi. Mümtaz Soysal, Doğan Avcıoğlu ve İlhami Soysal gibi yazarlar derginin kadrosunda yer almıştır. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Encyclopædia Britannica Fifteenth Edition Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Akis sayıları 19 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - İnönü Vakfı Dergi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Akis_(dergi)&oldid=31021022" sayfasından alınmıştır
Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün gelişebilmesi için Türkiye veya siyaset konusunda uzman kişilere gereksinim duyulmaktadır. Ayrıntılar için lütfen ilgili tartışmaya bakınız.Konu hakkında uzman birini bulmaya yardımcı olarak ya da maddeye gerekli bilgileri ekleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. (Aralık 2011) Kemalist Türkiye'de "Gençlik ve İdman Bayramı" kutlamaları Kemalizm, Kamâlizm veya Atatürk'ün ölümü sonrası yaygınlaşan bir diğer adıyla Atatürkçülük; Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk İlkeleri'ni[1] esas alan kurucu ideolojisidir.[2][3][4][5][6][7][8][9] Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk tarafından uygulandığı şekliyle laikliğe ve Batı demokrasisine dayanan[10][11] yeni bir cumhuriyet rejiminin kurulması, ekonomik kalkınma ve sanayileşme, yüksek öğrenime ve bilimsel faaliyetlere devlet desteği, spora ve sanata teşvik, ücretsiz ve zorunlu eğitim gibi kapsamlı siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî reformları içermektedir.[12] Reformların amacı Atatürk'ün ifadesiyle "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak", çağdaş bir hayat tarzını benimsemektir.[13] Kemalizm'in kökeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun yaklaşan çöküşünü önlemek için yapılmış olan çeşitli reformlara, özellikle 19. yüzyılın başlarındaki Tanzimat reformlarına dayanmaktadır.[14] 19. yüzyılın ortalarında Genç Osmanlılar, imparatorlukta yükselen etnik milliyetçiliği bastırmak, bir vatan bilinci oluşturmak ve meşrutiyet rejimi kurmak için Osmanlıcılık ideolojisini ileri sürdü. 20. yüzyılın başlarında ise, Jön Türkler içerisinden laiklik ve Türk milliyetçiliği düşünceleri ortaya çıktı ve özellikle İttihat ve Terakki yönetiminde çokça taraftar buldu. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından, hem Genç Osmanlılar'ın hem de Jön Türkler'in[15] fikir ve deneyimlerinden etkilenen Atatürk, laiklik ve Türk milliyetçiliği akımlarından esinlenerek 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanına öncülük etti ve çok sayıda reform gerçekleştirdi. Kemalizm, Altı Ok'un (Altı İlke) bütünleyici adı olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin 9 Mayıs 1935'te toplanan IV. Kurultayı'nda kabul edilen 1935 Programı'na (Atatürk'ün Dil Devrimi'nden sonra Kemal adını Kamâl olarak değiştirmesini takiben) "Kamâlizm" olarak geçmiştir.[16] 1953'teki 10. Kurultay'a kadar Kemalizm, parti programındaki yerini korumuş, bu tarihte kaldırılarak "Atatürk Yolu" kavramı getirilmiştir.[17] Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] İlkin Türk Kurtuluş Savaşı zamanında İstanbul'daki rejim ve rejimin taraftarları, Mustafa Kemal'in önderlik ettiği hareketi destekleyen herkesi, küçümser bir yaklaşımla, "Kemalistler", "Kemalîler" ve "Kemalciler" olarak adlandırdı.[1] "Kemalîler" adlandırması Celalîlere bir atıftı.[1] Dış basın "Kemalistler" adlandırmasını Ankara merkezli hareketi ve o hareketin silahlı gücünü belirtmek için "milliyetçiler" adlandırması ile eş anlamlı olarak kullandı.[1] Bir ideolojiye işaret eden Kemalizm ve Kamâlizm kavramları Türkiye'de 1930'larda kullanılmaya başladı.[1] Kemalizm kavramı 1931'de Devletçilik ve İnkılâpçılık ilkelerinin diğer dört ilkeye eklenmesinden sonra ortaya atıldı ve ders kitaplarına girdi.[1] Aynı yıldan itibaren çeşitli yazarlar Kemalizm'i tanımladılar ve halka benimsetmek için yazılar yayımladılar.[1] Kemalizm'in kuramsal çerçevesinin belirlenmesi için Halkevleri'nin yayın organı Ülkü dergisi ve 1932-1934 yılları arasında bir grup yazar tarafından Kadro dergisi yayımlandı. 1934'te Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, Türkiye'yi yabancı ülkelere tanıtmak için La Turquie Kemaliste ("Kemalist Türkiye") dergisini yayımlamaya başladı.[18] Kamâlizm kavramı 1935'te ortaya atıldı, o yılki kurultayda parti programına konuldu ve Atatürk'ün 1939 kurultayı için 1937'de kaleme aldığı program çalışmasında yer aldı.[1] Kemalizm günümüzde, bazı kesimler tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin temel öğretisi ve ideolojisi olarak kabul edilmektedir. Sıklıkla, Kemalist ideolojinin bir düşünce sistemini temsil etmekten çok ülkeyi tümüyle pragmatist bir yöntemle modernleştirmeye çalışan politik bir uygulama olduğu vurgulanır, bunun nedeni de Atatürk'ün, "Paşam, bu partinin doktrini yok!" diyen Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na verdiği "Elbette yok çocuğum, eğer doktrine gidersek hareketi dondururuz." cevabıdır.[19] Bununla birlikte, Kemalistlerin yaptığı devrime rehberlik eden belli düşüncelerin var olduğu ve bunların esnek bir biçimde de olsa CHP ideologları tarafından sistemleştirildiği söylenir.[20] The Sphere gazetesinin 1-5 Mart 1921'de "Ankara Hükûmeti ve Talepleri" başlığıyla yayımladığı harita. Başlığın altında verilen bilgi: "Kemalistler ya da milliyetçiler, gölgeli alanı etkin biçimde kontrol ediyorlar. Onlar, Yunanlar tarafından Ege'den sürüldüler fakat Trakya'yı, İzmir'i, Ermenistan'ı ve Basra Körfezi altındaki bütün Mezopotamya'yı talep ediyorlar". Mehmet Şeref Aykut'un Kamâlizm kitabı (1936) Ekonomi politikası[değiştir | kaynağı değiştir] Kemalizm'in ekonomi politikası olan Atatürk'ün devletçilik ilkesi, Türk toplumunun ulaşmak istediği çağdaş ve modern bir düzen için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve millî bir burjuva yaratılmasıdır. Devletçilik ilkesi, Atatürk'ün adlandırdığı üzere "ılımlı devletçilik"tir.[21] Ilımlı devletçiliğe göre Kemalist ekonomi serbest piyasa ve birey esaslı olmasına rağmen, serbest piyasanın giremeyeceği veya girmek istemediği yerlere devlet el atabilmektedir fakat devlet hiçbir zaman bireyin önüne geçmemelidir,[22] bu sebeple sosyal liberal ekonomiye benzer yapıdadır. Atatürk, Kemalizm'in Devletçilik ilkesini "sosyalizm ilkesine dayanan kolektivizm ve komünizm"den farklıdır diyerek sosyalist devletçilikten ayırmıştır[21] ve kendi ekonomi anlayışını şu sözlerle açıklamıştır:"Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya millî çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. (...) Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. (...) Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır."[23]Üstelik Atatürk, 1 Kasım 1937'deki meclis açılış konuşmasında şunu da eklemiştir:"Kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışılmaz; bununla birlikte hiçbir piyasa da başı boş değildir."[24] Siyasi yelpaze[değiştir | kaynağı değiştir] Kemalizm'in siyasi yelpazedeki yeri günümüzde bile birçok kişi tarafından tartışılır olmuştur. Kemalist ideolojiyi resmî olarak benimseyen CHP, siyasi yelpazede zaman içinde farklı konumlarda bulunmuştur. CHP'nin siyasi yelpazedeki yeri İsmet İnönü tarafından 1960'larda, siyasi paradigmanın yavaş yavaş oturması sonrası "Ortanın Solu" yani merkez-sol olarak tanımlanmıştır. İlk başta, Metin Toker'in aktardığına göre 1960 yılının Ağustos ayında İsmet İnönü ile dönemin CHP Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksal'ın Heybeliada'da yaptığı CHP'nin kimliği ve geleceğine ilişkin istişarede bulunmuştu. Metin Toker, Akis'te kaleme aldığı yazılarında CHP'nin Devletçilik ilkesini ABD'nin Demokrat Partisini sosyal liberal bir çizgiye iten New Deal ile bağdaştırmış ve CHP'nin ortanın sola yöneleceğini şu şekilde aktarmıştı:"CHP'nin geniş halk kütlelerinin refahını en ziyade göz önünde tutan, sermayenin belirli ellerde terakümünün aleyhinde bulunan parti olduğunda zerrece tereddüt bahis mevzuu değildi. Şimdi, o istikamet biraz daha belirli şekilde tutulacak, memleket davalarının halli daha sosyalizan bir görüşle mütalea olunacaktı. Bu, eski partinin sosyalistliğe heves ettiği manasını taşımıyordu. Sadece, i'lerin üzerine noktaları konacaktı. CHP ortanın solunda Amerika'daki Demokrat Parti derecesinde yer alacaktı."[25]İsmet İnönü, 10 Ekim 1965 tarihinde gerçekleşen 1965 genel seçimleri öncesinde 29 Temmuz 1965 tarihinde Abdi İpekçi'yle yaptığı bir söyleşi sırasında CHP'nin çizgisinin "ortanın solu" olduğunu, Metin Toker'in yazdığını kanıtlar nitelikte şöyle ifade etmiştir: "CHP bünyesi itibarı ile devletçi bir partidir ve bu sıfatla elbette ortanın solunda bir anlayıştadır. 1923'teki harap ülkede bir kalkınma çaresiyse, bugün de ekonomik hayatımızın temel bir unsurudur." 13 Ağustos 1966 tarihinde Kim dergisinde yayınlanan demecinde ise İsmet İnönü, "ortanın solu" ile kavramını biraz daha açmıştı:"Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak, ancak devletçilik ile mümkündür. Kalkınmamızı yaparken, ekonomik bakımdan, sosyal bakımdan bugünkü uygarlıkta kullanılan solcu, sağcı deyimlerinin son ölçüsünü verelim istedik. '40' yıldır devletçiyiz derken ayni şeyi söylüyoruz. Bunun için 'Ortanın Solundayız!' dedim. Aslında 'Laikiz!' dediğimiz günden beri ortanın solundayız. Halkçı isen ortanın solunda olursun."[26]İnönü'yle aynı şekilde Nihat Erim de CHP'nin "ortanın solu" söylemini ABD'yle ve ABD Başkanı Roosevelt'in "New Deal" politikasıyla ilişkilendiriyordu. Erim'e göre Roosevelt, Keynesyen tam istihdam politikalarını uygulayan ilk kişiydi. Erim, CHP'nin ortanın solu söyleminden sonra muhafazakârlarca yapılan "komünist" suçlamalarının aynısını Cumhuriyetçilerin de Roosevelt'a yaptığını vurguluyordu.[27] Paradigmalar[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürkçülük[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürkçülük kavramı Türkiye'nin siyasi tarihinde tartışmalı kavram olarak yer edinmiştir.[28] Bazı yazarlara göre Kemalizm politik alanda, Atatürkçülük ise özel bir alanda kullanılmaktadır.[29] Genel hatlarıyla Atatürkçülük sözcüğü 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası işlenen resmî ideolojiyle içeriği doldurulmuş ve yaygınlaşmıştır. 1960'larda Kadro, Yön, Millî Demokratik Devrim gibi kavramlarla süregelen Kemalizm'in sol yorumları dolaşımdaydı.[29] Bazı sol kesimlerde ve İslamcı literatürde Kemalizm olumsuz bir çağrışım amacıyla da kullanılırken, sol ve sosyalist çevrelerde Kemalizm adı benimsenmiştir. Sol-Kemalizm ile mesafelenmek isteyenler Atatürkçülük adını tercih etmişlerdir. 27 Mayıs 1960 Darbesi ve arkasından gelen darbelerde resmî ideoloji Atatürkçülük ismi etrafında tanımlanmıştır.[30]:169 1963 yılında basılan Atatürkçülük nedir? başlıklı kitaba Falih Rıfkı Atay, Melih Cevdet Anday, İsmet Giritli, Şevket Süreyya Aydemir, Nihat Erim, Çetin Altan, Attilâ İlhan gibi dönemin entelektüelleri katkı vermiştir.[31] Emekli olduktan sonra Cumhuriyetçi Güven Partisinde siyasete girecek olan Tümgeneral Faruk Güventürk de 1964 yılında Gerçek Kemalizm kitabını yazmıştır.[30]:173 1960'lı yıllara kadar Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde Atatürkçülük veya Kemalizm ile ilgili bir herhangi bir ders mevcut değildi. 12 Mart 1971 Muhtırası öncesinde Kemalizm teriminin sol tarafından istismar edildiği Kemalizm yerine "Atatürk İlkeciliği" sözcüklerinin kullanılmasını öneren orgeneraller olmuştur. Gerçek Atatürkçülüğün belirsizliği dolayısıyla çeşitli tartışmalar olsa da 1960'larda TSK tarafından belirli bir doktrin haline getirilememişti. Atatürkçülüğü ilk defa sistematik öğretmek için TSK tarafından 1977'de "Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihimiz" kitabı hazırlandı.[32]:182-183 Sina Akşin'e göre Atatürkçülüğün bir ideoloji haline gelmesi 12 Eylül sonrası yaşanan bir gelişmedir.[28] 12 Eylül Darbesinin lideri Kenan Evren tarafından Türk Tarih Kurumu (TTK) ve Türk Dil Kurumu (TDK) kapatılmadan önce Atatürkçülük tanımının yeniden yapılacağına işaret eden bir konuşma yapılmıştır:"Cumhuriyetin temel taşlarından Atatürkçülük adına tahrifat ve tahribat yapmış olanların yozlaştırmış oldukları Cumhuriyet kuruluşlarını yeniden düzenleyeceğiz, gerekirse bu düzenlemeyi o kuruluşu kapatıp yeniden açmak suretiyle gerçekleştireceğiz."[33]:481İlerleyen süreçte TDK ve TTK kapatılmış, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AKDTYK) kurulmuştur. 12 Eylül Darbesinin ardından yeniden tanımlanan Kemalizm, resmî Atatürkçülük tarifi olarak İsmet Giritli gibi sağ-Kemalistlerin çerçevelediği şekliyle pragmatizm-pozitivizm-realizm üzerine kurulmuştur. Atatürkçülük açısından Kemalizm bir ideoloji değil, “-izm” değil, bütün sistemlerin “iyi yanlarını” alan “düşünce tarzı”dır.[29] Ayrıca, sağ-Kemalizme göre Atatürkçülüğün taşıyıcısı milliyetçiliktir. 12 Eylül Darbesinin ardından Atatürkçülüğün resmî doktrinini çıkarması istenen Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun ilk yayını olan Atatürk ve Milliyetçilik kitabında Turhan Feyzioğlu bu fikri işlemiştir.[30]:169 Bazı kaynaklar bu nedenlerle 12 Eylül sonrası oluşan Atatürkçülüğün kökenini Aydınlar Ocağı gibi kurumlardan aldığını iddia etmiştir.[33]:475 27 Mayıs Darbesi sonrası yazılan 1961 Anayasasıyla devletin özerkliğe sahip olduğu, evrensel içerikli ideolojilerin kendisine yer edinebildiği sistem hem Aydınlar Ocağı hem de 12 Eylül taraftarları tarafından bir kusur olarak bahsedilmiş, "topluma bol geldiği" iddia edilmiştir.[33]:481 12 Eylül sonrası Atatürkçülüğün kullanımındaki belirgin fark çeşitli yollarla topluma yansımıştır. 1981'de Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı dolayısıyla heykeller, resimler, vecizeler her kamusal faaliyetinin şartı haline geldi. 1961 Anayasasında bir kere Atatürk ismi geçerken, 1982 Anayasasında çeşitli şekillerde on üç kere bahsedilmiş ve bütün öğretim kurumlarında Atatürkçülük ve İnkılap Tarihi dersleri zorunlu hale getirilmiştir.[30]:173-174 Anayasada sol-Kemalistler tarafından kullanılan özgürlük kavramının yerine hürriyet kavramı, zorunlu dersin ismi sol-Kemalizmin tercih ettiği Devrim Tarihi kalıbı yerine İnkılap Tarihi tercih edilmiştir.[33]:481 1982 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Atatürkçü Düşünce Tarzı hazırlanmış, kitapta liberalizm ve Marksizm ile kıyaslanırken Atatürkçülüğün temel üstünlüğü "birtakım teorik kayıtlara bağlı olmaması" ile belirtilmiştir. 1983 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından üç cilt Atatürkçülük kitapları yayımlanmıştır.[30]:173-174 Yaşanan gelişmeler çeşitli çevreler tarafından farklı eleştirilere maruz kalmıştır. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun ilga edilmesi bazı yazarların tepkisine neden olmuş, dönemin yazarlarından Yaşar Kemal "Ben Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nu kapatmış olanların elini sıkmam" demiştir.[33]:481Atatürkçülük kavramının değişimine olan tepkisini dile getirmek için Nadir Nadi geçmişteki yazılarından derlediği "Ben Atatürkçü Değilim" başlıklı kitabını 12 Eylül Darbesi sonrası 1982 yılında yayımladı. Kitabın eleştirisi "bu Atatürkçülükse, ben Atatürkçü değilim" bağlamında kullanılmıştır.[28] Bazı yazarlar Kemalizm'de oluşturulan yeni çerçeveye tepki olarak 12 Eylül Darbesinin lideri Kenan Evren'in ismine atıfla Kenanizm kavramını kullanmıştır.[34] Radikal sol örgütlerden Devrimci Sol, 12 Eylül Darbesinin ardından yayımladığı bildiride cuntanın "Kemalist kesimleri kendi yanına çekebilmek için Atatürkçülük maskesi" taktığını iddia ederek, Kemalist olmadığını ortaya çıkarmak gerektiğini söylemiştir.[35][36] Ahmet Taner Kışlalı da 12 Eylül Darbesi sonrası gelişen Atatürkçülüğün Atatürk İlkelerini eksik bıraktığını, Sovyet Devrimi'nden mülhem devrimcilik, halkçılık, devletçilik ilkelerini ihmal ederek sadece Fransız Devrimi'nden esinlenilen cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve laiklik ilkelerine daraltıldığını belirterek eleştirmiştir. Gelişmekte olan İslamcılık ve Kürt muhalefetinin 12 Eylül'e olan tepki üzerinden büyüttüğü anti-Kemalizm tezleri, bir tür karşı tepki doğurarak Atatürkçülüğü yaygınlaştırdığı için sivil ve demokratik bir Kemalizm arayışları akamete uğramıştır.[29] Ayrıyeten Kışlalı, terminolojik olarak Kemalizm ve Atatürkçülük kelimelerinin arasında bir fark olmaması gerektiğini ancak Kenan Evren tarafından kavramın yıpratıldığını, öte yandan kendisinin "Kemalizm"i kullanmayı tercih ettiğini ve bunun sebebinin "Kemalizm" sözcüğünün evrenselleşmiş olması olduğunu söylemiştir.[37] Ulusalcılık[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Ulusalcılık Ulusalcılık, ortak bir tanımı olmayıp çoğunlukla sol pozisyonda yer alan otarşist[38] ve milliyetçi görüşe sahip Atatürkçüleri tanımlamakta kullanılmıştır. Türk Dil Kurumu tarafından ise "milliyetçilik" kelimesiyle eş anlamlı olarak tanımlanmıştır[39] ve zaman zaman Atatürk döneminde izlenen milliyetçi politikaları ve tutumları niteleme amacıyla[40] Atatürk milliyetçiliğinin bir diğer ismi olarak kullanılmıştır.[41] Ulusalcılığın günümüzde yaygın tanım biçimlerinden biri olan sol Kemalist ideoloji, "ulusal sol" olarak da adlandırılır.[42] Ulusal sol çizgiye göre ulusalcılık; tam bağımsızlık, ulusal sanayinin gelişimi, dışa bağımlılıktan kurtulma, tam yerli üretim gibi hedefleri savunur, cumhuriyetin temel kuruluş ilkelerinin muhafazası, devletin üniter ulus devlet yapısının muhafazası, laiklik ve "ulusal çıkarlar"ın ön planda tutulması gerekliliklerine inanır. Bunlarla birlikte enternasyonalizmi reddeder ve sosyalizm ile Kemalizm'i sentezleyerek, 27 Mayıs İhtilali sonrası Millî Demokratik Devrim ile birlikte çıkan[43][44][45] sol Kemalist bir siyasi görüşü ifade eder.[46][47][48] Ulusalcılığın sol kanadı olan "ulusal sol" hareket içerisinde Şevket Süreyya Aydemir'in başını çektiği Kadro Hareketi ve Doğan Avcıoğlu'nun kurduğu, Kadro Dergisi'nin devamı niteliğindeki Yön Dergisi, daha devletçi ve daha halkçı olan Atatürkçülüğün ve sosyalizmin sentezini savunmaktalardı. Liberal Kemalizm[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Liberal Kemalizm Liberal Kemalizm veya liberal Atatürkçülük,[49] Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi olan Kemalizm ile özgürlük üzerine kurulu olan liberalizm düşüncesinin birleştirilmiş hâlidir.[50][51] Türkiye'de cumhuriyetin henüz ilk dönemlerinde, Kemalist düşünceyi liberal bir açıdan Ahmet Ağaoğlu tarafından yorumlanması sonucu ortaya çıkmıştır. Ağaoğlu kendisini bir yandan "inkılapçı ve Kemalist" olarak tanımlarken, diğer yandan bir "liberal Kemalizm" düşüncesi geliştirmeye çalıştı. Cumhuriyet Halk Fırkası'nın içinde bireysel özgürlüklerin savunucusu olan Ağaoğlu, fırkanın bazı politikalarına eleştiriler de getirdi.[50][51] Liberal Kemalizm'in ekonomik görüşü, Atatürk'ün altı ilkesinden farklı olarak devletçilik yerine serbest piyasa ekonomisini savunur. Liberal Kemalizm, toplumsal alanda Atatürk'ün milliyetçilik anlayışını savunur. 1924 Anayasası'nın 66. maddesinde ve Atatürk ilkelerinde de belirtilmiş olan ve din, ırk ayrımı gözetmeksizin, millet tanımını siyasal birlikteliğe dayandıran milliyetçilik anlayışıdır.[52] Kemalist partiler[değiştir | kaynağı değiştir] Ana sayfa: Kategori:Kemalist partiler Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Vikipedi'nin kardeş projelerindenKemalizmhakkında daha fazla bilgi edinin Vikisözlük'te tanımlar Vikisöz'de alıntılar Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Kemalizm ve Marksizm Post-Kemalizm Anti-Kemalizm Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Özel a b c d e f g h Meydan, Sinan (13 Ocak 2020). "Kemalizm". Sözcü. 13 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2021.  Anıl Çeçen, Atatürk ve İdeoloji, Türk Dili, TDK Yayını, Sayı 359, Kasım 1981, s. 299 Attilâ İlhan, Üç Atatürkçülük!, Milliyet, 22.06.1982 Bedia Akarsu, Atatürk'ün Özgün Görüşleri, Cumhuriyet, 10.11.1982 Avcıoğlu, Devrim ve "Demokrasi" Üzerine, s. 365 İbrahim Karaca, Atayol Dergisi, Sayı 4. İzmir 1982, s. 4 İlhan Selçuk, Bir Anı'dan Bir Anıt'a, s. 51 Mümtaz Soysal, Bez Resimler, Milliyet, 10.11.1979 Atatürk'e ve Atatürkçülük'e Yaklaşım, Cumhuriyet, 10.11.1981 İlhan, Atilla. Hangi Atatürk. s. 111.  Kili, Suna. Türk Devrim Tarihi. s. 240.  Mastering Modern World History by Norman Lowe, second edition Cleveland, William L., and Martin P. Bunton. A History of the Modern Middle East. Boulder: Westview, 2013. Print. Cleveland, William L; Bunton, Martin (2009). A History of the Modern Middle East (4. bas.). Westview Press. ss. 82.  Cuthell Jr., David Cameron (2009). "Atatürk, Kemal (Mustafa Kemal)". Ágoston, Gábor; Masters, Bruce (Ed.). Encyclopedia of the Ottoman Empire. New York: Facts On File. ss. 56-60. ISBN 978-0-8160-6259-1. LCCN 2008020716. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.  Prof. Dr. İsmet Giritli. Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 37, Cilt: XIII, Mart 1997. [1] 17 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Büyük Larousse, Gelişim Yay., 4. Cilt, s. 2507; Aktaran: Metin Aydoğan, Cumhuriyet Halk Partisi – 4 (1945-1980 Dönemi) Dr. François Georgeon. (Çev: Prof. Dr. Niyazi Öktem) Kemalist Dönemde Türkiye'de Fransızca Yayın Yapan Basına Toplu Bir Bakış (1919-1938), Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 17, Cilt: VI, Mart 1990. [2] 17 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt 3. Remzi Kitabevi. s. 498.  Paul Dumont (1999). Kemalist İdeolojinin Kökenleri Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, İstanbul: Sarmal, ISBN 975-8304-18-6 (s. 49-50). a b Medeni Bilgiler. s. 212.  Medeni Bilgiler. s. 209.  Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları. 1930. ss. 46-47.  "Atatürk'ün Meclis Açılış Konuşması". Türkiye Büyük Millet Meclisi. 1 Kasım 1937. 13 Ocak 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Akis Dergisi (PDF). 31 Ağustos 1960. s. 26. 28 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Mart 2022.  Kim Dergisi. 13 Ağustos 1966.  Yunus Emre, CHP, Sosyal Demokrasi ve Sol. İletişim Yayınları. s. 87.  a b c Akşin, S. (2002). ''Atatürk devrimleri ve yeni Türkiye’nin kuruluşu''. Atatürkçü Bakış, 1(2), 105-116. a b c d Bora, Tanıl (2023). Alkan, Mehmet Ö. (Ed.). Cumhuriyet: asırlık bir muhasebe. 1. baskı. İstanbul: İletişim Yayınları. s. 251-252. ISBN 978-975-05-3504-8.  a b c d e Bora, Tanıl (2017). Cereyanlar: Türkiye'de siyasî ideolojiler. 1. baskı. Fatih, İstanbul: İletişim Yayınları. ISBN 978-975-05-2118-8.  "Atatürkçülük Nedir? Yaşar Nabi Varlık Yayınları 1965 Basım Cep Boy". T&P Kitap Evi. 14 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2023.  Bora, Tanıl; Gültekin, Murat, (Ed.) (2009). Kemalizm. 6. baskı. İstanbul: İletişim Yayınları. ISBN 978-975-05-0005-3.  a b c d e Yilmaz, Onur Alp (1 Mayıs 2022). "SOL-KEMALİZMİN TASFİYESİ: 12 EYLÜL'ÜN ATATÜRKÇÜLÜĞÜ VE KÖKENLERİ". Atatürk Yolu Dergisi (70): 473-485. doi:10.46955/ankuayd.1070347. ISSN 1303-5290. 18 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2023.  Kongar, Emre (15 Kasım 2019). "Kenanizmin Kemalizme ve Cumhuriyete saldırısı". Cumhuriyet Gazetesi. 15 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2023.  Ersan, Vehbi (2013). 1970'lerde Türkiye solu. 1. baskı. İstanbul: İletişim. s. 382. ISBN 978-975-05-1241-4.  Karataş, Dursun (1989). Haklıyız Kazanacağız. Haziran Yayınevi. s. 137.  Kışlalı, Ahmet Taner (7 Kasım 1999). "Ahmet Taner Kışlalı – "Neden Kemalistiz?"". Ahmet Taner Kışlalı. 31 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2023.  Güzel, Süleyman Çağrı (25 Şubat 2021). "ULUSALCILIĞIN ONTOLOJİSİNİ ANLAMAK: SİVİL VE ETNİK MİLLİYETÇİLİKLER BAĞLAMINDA BİR ANALİZ". Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (26): 29-45. ISSN 1308-6219. 10 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2023.  "Ulusalcı Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Ulusalcı Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?". haberturk.com. 1 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ekim 2022.  "Kemalizm'in Ulusalcılık Anlayışı ve Günümüz Türkiye'sinde Ulusalcılık - Milliyetçilik Algılamaları" (PDF). msydergi.com. 5 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Kasım 2022.  "22-gürbüz d. tüfekçi.pdf". Google Docs. 10 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2023.  Çeçen, Anıl (2013). Ulusal Sol. Toplumsal Dönüşüm Yayınları.  "Kim bu ulusalcılar?". Tempo. 21 Ekim 2005.  Eksik ya da boş |url= (yardım); |erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım) Cevizoğlu, Hulki (2004). Attilâ İlhan ile birkaç saat, Bütün Kaleler Zaptedilmedi. Ceviz Kabuğu. ISBN 9756613173.  Cevizoğlu, Hulki (2007). İşgal ve Direniş, 1919 ve Bugün. Ceviz Kabuğu. ISBN 9789756613221.  "ULUSALCILIĞIN ONTOLOJİSİNİ ANLAMAK:". Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Çağrı GÜZEL. DİCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ. s. 5. 23 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2022.  Güler, 2015: 31 Güler, Birgül Ayman, (2015) s. 53, Ulusalcılık ve Karşıtları, Pozitif Yayınları, İstanbul "Ülkü Dergisinde Kemalizm" (PDF). Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi. Haziran 2019. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.  a b "Atatürk Dönemi Düşünürlerinin Gözüyle Kemalizm ve Türk İnkılabı" (PDF). T.C Ankara Üniversitesi. 2014. 5 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.  a b "Tek Partili Türkiye'de Liberal Gelişmeler". 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı" (PDF). 30 Haziran 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2021.  Genel Ahmet Taner Kışlalı, Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi, 1999, İmge Kitabevi Yayıncılık, ISBN 975-533-086-0 gtdTürk milliyetçiliğiİdeoloji Atatürk kişi kültü Anadoluculuk Irkçılık Kıbrıs Türk milliyetçiliği Turancılık Türkçülük Güneş-Dil Teorisi Türkleştirme Türk-İslam sentezi Ulusalcılık Ülkücülük İttihatçılık Atatürkçülük Altı Ok Taksim Oluşumlar Türk Ocakları Ülkü Ocakları Kuvâ-yi Milliye Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri Türkiye Gençlik Birliği 9 Eylül Cephesi Türk İntikam Tugayı Türk Mukavemet Teşkilatı Kara Çete Rüzgâr Birliği Düşünürler Namık Kemal Ziya Gökalp Yusuf Akçura Ömer Seyfettin Mehmet Emin Yurdakul Orhan Seyfi Orhon Ahmet Ağaoğlu Zeki Velidi Togan Mustafa Kemal Atatürk Necip Asım Yazıksız Nihal Atsız Munis Tekinalp Reha Oğuz Türkkan Alparslan Türkeş Oktay Sinanoğlu Muhsin Yazıcıoğlu Şükrü Saracoğlu Yusuf Halaçoğlu Talat Paşa Enver Paşa Ali Suavi Numan Çelebicihan Rıza Nur I. Eftim Nejdet Sançar Peyami Safa Mahmut Esat Bozkurt Attilâ İlhan Gökçe Fırat Olaylar Ermeni mallarına el konması Bâb-ı Âli Baskını Adana Katliamı Yerleşim isimlerinin değiştirilmesi Başka dillerden alınan sözcüklerin değiştirilmesi Rum Kırımı Samsun tehcirleri Ermeni Kırımı ve Reddi Süryani Katliamı Türk Kurtuluş Savaşı Elza Niyego Olayı Vatandaş Türkçe konuş! Vagon-Li Olayı Öğrenci andı 1934 Trakya Olayları 1934 İskân Kanunu Soyadı Kanunu Zilan Katliamı Dersim Katliamı Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri Varlık Vergisi Irkçılık-Turancılık Davası Sabahattin Ali suikastı 6-7 Eylül Olayları Erenköy Direnişi Kıbrıs Harekâtı Sağ-sol çatışması Kanlı 1 Mayıs 16 Mart Katliamı Malatya Katliamı Piyangotepe Katliamı Bahçelievler Katliamı Maraş Katliamı Çorum Olayları Balgat Katliamı Kemal Türkler suikastı 1995 Azerbaycan darbe girişimi Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi Hayvan isimlerinin değiştirilmesi Hrant Dink suikastı Mottolar "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" "Her Türk asker doğar" "Ne mutlu Türk'üm diyene" "Türkiye Türklerindir" "Şehitler ölmez vatan bölünmez" "Ya istiklâl ya ölüm" "Ya Taksim Ya Ölüm" "Vatandaş Türkçe konuş!" Diğer Atatürk Devrimleri Öz Türkçe Soyadı Kanunu Türk Tarih Tezi gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons gtd Türkiye konularıTürkiye tarihi (Zaman çizelgesi)Erken tarih Anadolu Selçuklu Devleti Anadolu beylikleri Osmanlı Kuruluş dönemi Fetret Devri Yükselme dönemi Duraklama dönemi (1683-1827) Reform dönemi (1828-1908) Dağılma dönemi (1908-1922) Cumhuriyet Kurtuluş Savaşı Türkiye siyasi tarihi Tek partili dönem Çok partili dönem Konusuna göre Anayasal Askerî (Savaşları) Ekonomi Siyaset ve yönetim Cumhurbaşkanı Kararname Cumhurbaşkanı yardımcısı Kabine Bakanlıklar Dış ilişkiler İnsan hakları Kürtler LGBT Meclis Seçimler Vicdani ret Yargı teşkilatı Anayasa Anayasa Mahkemesi Kolluk kuvvetleri Resmî Gazete Siyaset Atatürkçülük Üniter devlet Kuvvetler ayrılığı AB süreci Derin devlet Laiklik Liberalizm Muhafazakârlık Anarşizm Komünizm Antikomünizm Yeni Osmanlıcılık Türk modeli Siyasi partiler Eski Yasa dışı Demokratik açılım Enerji politikası Yolsuzluk Ordu Kara Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Deniz Kuvvetleri Savunma sanayi Coğrafya Adalar Akarsular Burunlar Büyükşehirler Kardeş şehirler Coğrafi bölgeler Çevre sorunları Hava kirliliği İklim değişikliği Dağlar Göller İlçeler İller Körfezler Yarımadalar Yerleşim yerleri Koruma alanları Dünya Mirasları Millî parklar Ramsar alanları Tabiat anıtları Tabiat parkları Yerler Anadolu Trakya Türk Rivierası Ekonomi AB Gümrük Birliği Bankalar Merkez Bankası Borsa Güneydoğu Anadolu Projesi Mevduatı Koruma Para birimi Enflasyon Sanayi Şirketler Tarım Turizm Ulaşım Demiryolları Havayolları Liste Toplum Eğitim Atanamayan öğretmenler Diller Türkçe Irkçılık Yahudiler Araplar Suriyeliler Suç Kadın cinayeti Linç Terörizm İntihar saldırıları Protestolar Kültür Resmi tatiller Adlar Basın Müzik Sansür Edebiyat Türk folkloru Festivaller Yasaklar Halk oyunları Mutfak Sanat Sinema Mimari Erken dönem Anadolu Osmanlı Türkiye Üniversiteler Liste Din Diyanet İşleri Başkanlığı İslam Hristiyanlık Yahudilik Dinsizlik Medya Televizyon (Liste) Radyo (Liste) Gazeteler (Liste) Sigara Spor Tiyatro Kumar Demografi Türkler Türk bilim insanları Azınlıklar Diaspora Avrupa Göç Muhacir Semboller Arma Bayrak (Liste) Cumhurbaşkanlığı Forsu Kuruluş ilkesi Ulusal marş Hilal ve yıldız Kimlik kartı Pasaport Vikiproje Kategori gtdTürk konularıDiller Afşarca Altayca Azerice Başkurtça Bulgarca Çağatayca Çulımca Çuvaşça Dolganca Eski Kıpçakça Eski Türkçe Eynuca Fuyü Gırgısca Gagavuzca Hakasça Halaçça Hazarca Horasan Türkçesi Hunca İli Türkçesi Karaçay-Balkarca Karakalpakça Karamanlıca Karayca Kaşkayca Kazakça Kıpçak grubu Kırım Tatarcası Kırımçakça Kumukça Kırgızca Kumanca Nogayca Osmanlı Türkçesi Özbekçe Peçenekçe Salarca Sıbırca Şorca Tatarca Tofaca Tuvaca Türkçe Türkmence Urumca Uygurca Yakutça Halklar Ahıska Türkleri Altaylar Azeriler Balkarlar Baraba Başkurtlar Çiğiller Çulımlar Çuvaşlar Dolganlar Gagavuzlar Hakaslar Halaçlar Hemedan Türkleri Hazarlar Horasan Türkleri Karaçaylar Karakalpaklar Karaylar Karluklar Kaşkaylar Kazaklar Kırgızlar Kıpçaklar Kırımçaklar Kırım Tatarları Kimekler Kumanlar Kumuklar Nogaylar Oğuzlar Ön Bulgarlar Özbekler Peçenekler Sabirler Salarlar Sibirler Şorlar Tatarlar Telengitler Teleütler Tofalar Tubalar Türkler Türkmenler Tuvalar Uygurlar Yağmalar Yakutlar Yenisey Kırgızları Yugurlar Siyasetler Atatürkçülük Türkçülük Turancılık Ülkücülük Burhancılık Cedidcilik Ülkü Ocakları Kökenleri Türkistan Tarih Zaman çizelgesi (500-1300) Göçler Bozkır imparatorluğu Tanrı Dağları / Altay Dağları Ötüken Oğuz YerEgemen devletler Azerbaycan Kazakistan Kırgızistan Kuzey Kıbrıs1 Özbekistan Türkiye Türkmenistan Özerk bölgeler Altay Cumhuriyeti Başkurdistan Çuvaşistan Gagavuzya Hakasya Kabardino-Balkarya Karaçay-Çerkesya Karakalpakistan Nahçıvan Sincan Uygur Tataristan Tuva Yakutistan Araştırmalar Eski Türk alfabesi Ana Türkçe Türkoloji Dinler Türk mitolojisi Tengricilik Şamanizm İslam Alevilik Bâtınîlik/Hurûfilik-Bektaşilik Melamilik/Kalenderilik-Bektaşiler Kadirîlik/Rüfailik-Halvetilik/Bayramiler Zahidilik/Safevilik-Kızılbaşlar Eski sporlar Cirit Kökpar Ciğit Kız Kovalamaca Çevgan Kurumlar Türk Devletleri Teşkilatı Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatı (TAKM) Dünya Türkler Kurultayı 1 Tanınmayan veya sınırlı şekilde tanınan devlet. Otorite kontrolü GND: 4030214-3 LCCN: sh85071904 NKC: ph381204 NLI: 987007541058905171 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kemalizm&oldid=32379980#Alt_türler" sayfasından alınmıştır
İsmet GiritliTürk hukuk profesörü ve yazarDoğum17 Nisan 1924(1924-04-17)Sivastopol,[1] KırımÖlüm3 Şubat 2007 (82 yaşında)İstanbul, TürkiyeEğitimÜniversiteMeslekHukuk profesörü, yazarEvlilikSuna GiritliÇocuk(lar)Ahmet Rıza GiritliYasemin İnceoğlu İsmet Giritli (d. 17 Nisan 1924, Sivastopol[1] - ö. 3 Şubat 2007, İstanbul), Türk hukuk profesörü ve yazar. İlk yılları[değiştir | kaynağı değiştir] 1924 yılında Rize, Çayelili bir babanın çocuğu olarak[2] Kırım'da doğdu. İlköğrenimini burada gördükten sonra liseyi Kabataş Erkek Lisesi'nde okudu. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu ve aynı fakültenin idare hukuku kürsüsünde 1964 yılında profesör oldu.[3] Kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir] 1961 Anayasasını hazırlayan bilimadamlarından birisi olan Giritli, Barolar Temsilcisi olarak Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Giritli, Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı (TMGT) Genel Başkanlığı ve Birleşmiş Milletlerde de Türk Delegasyonu danışmanlığı yaptı. 1964-1968 yılları arasında ilk TRT Yönetim Kurulu üyeliği ve başkanlığında da bulunan Prof. Dr. Giritli, 1968 yılının ocak ayında ilk televizyon yayınını gerçekleştiren ekibin başında yer aldı. İsmet Giritli, 1958-1959 yılları arasında New York Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, 1968-1969'da Columbia Üniversitesi Orta Doğu Enstitüsünde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. Ders takrirleri (Fifty-Years of Turkish Political Development 1919-1969) adı ile yayınlandı. 1971-1972 yılları arasında Washington D.C'deki Georgetown Üniversitesi' nde Orta Doğu'da Amerikalı-Sovyet rekabeti konusunda ders verdi ve Woodrow Wilson International Centers For Scholars da İngilizce olarak yazdığı Super-Powers in the Middle East adlı kitap İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi yayınları arasında yer aldı. 1978-1979 yılları arasında Glasgow Üniversitesi' nde Senior Research Fellow sıfatı ile Petrol politikaları konusunda seminer sundu. 1982-1991 yılları arasında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Müdürlüğü ve Radyo Televizyon Yüksek Kurulu üyeliği yapan ve Atatürk Yüksek Kurumu asli üyeliği bulunan Giritli, 1976 yılında Meksika Milletlerarası Hukuk Akademisi'ne seçildi. 1985 yılında Fransızların Palmes Academiques' ' nişanı ve Chevalier' ' unvanını alan Giritli, İngilizce, Rusça ve Fransızca biliyordu. Sayısı 50'yi aşan kitabı bulunan ve çok sayıda makalesi yayımlanan Giritli, 1999 yılından beri İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeliği yapıyordu. Ölümü[değiştir | kaynağı değiştir] 2006 yılında pankreas başında kanser teşhisi konulan Giritli, uzun süredir Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi'nde tedavi görüyordu. Son 15 gününü yoğun bakımda geçiren Giritli 3 Şubat 2007 tarihinde sabaha karşı öldü. Eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Anayasa Hukuku, Der Yayınları Günümüzde Atatürkçülük, Der Yayınları Günümüzde Haberleşme (Olaylar, Sorunlar-Gözlemler), Der Yayınları Günümüzde İnsan Hakları, Der Yayınları İdare Hukuku 1, Der Yayınları İdare Hukuku 2, Der Yayınları Kara Altın Kavgası Petrol ve Politika, Toker Yayınları Solculuk Milliyetçilik ve Türkiye, Toker Yayınları Yıldönümleriyle Türk Devrim Tarihi, Der Yayınları Çeşitli Yönleri ile Atatürk ve Atatürkçülük, Der Yayınları Türkiye'nin İdari Yapısı Kamu Yönetimi Teşkilatı, Der Yayınları Kara Altın Kavgası Petrol ve Politika, Toker Yayınları Atatürk ve Atatürkçülük, Der Yayınları 1990'lara Girerken Bazı Olaylar ve Sorunlar, Der Yayınları Kısa Türk Devrim Tarihi (Kurtuluş ve Kuruluş), Beta Basım Yayın Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b "TBMM Albümü 4. Cilt (1960-1983)" (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 21 Ocak 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2021.  Abdurrahman Akın (2 Mart 2024). "Türkiye'nin İtici Gücü: Rize ve Rizeliler!". kackar53.com. Erişim tarihi: 7 Mart 2024. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) "Arşivlenmiş kopya". 23 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2018.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] İsmet Giritli'nin biyografisi (hukuk.iku.edu.tr) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=İsmet_Giritli&oldid=31978508" sayfasından alınmıştır
Faruk GüventürkTOP.1933-23Doğum1912Niğde, Osmanlı İmparatorluğuÖlüm16 Ağustos 1992 (89-90 yaşında)İstanbul, TürkiyeBağlılığı TürkiyeBranşı Türk Kara KuvvetleriHizmet yılları1933-1969Rütbesi KorgeneralKomutası66. Tümen, Doğu Menzil Komutanı, 8. Kolordu, 2. Kolordu, 7. KolorduÇatışma/savaşlarıKore Savaşı Ömer Faruk Güventürk (1912 Niğde, Osmanlı İmparatorluğu – 16 Ağustos 1992 İstanbul, Türkiye) Türk asker. 1933 yılında Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1940'lı yıllarda ilk görev yaptığı yerlerden biri olan Polos'u, yazdığı Sarmaşık kitabında anlattı. 1952 yılında binbaşı rütbesine terfi etti. Kore Savaşı'na katıldı. 1957 yılında Harp Akademisini bitirdi. Demokrat Parti iktidarına karşı darbe yapmak amacıyla ordu içinde gizli bir örgüt kurduğu iddiasıyla 26 Aralık 1957 tarihinde tutuklandı. 66. Tümen Komutanı Tümgeneral Cemal Tural başkanlığında 26 Mayıs 1958 tarihinde başlayan ve altı ay süren yargılamalar sonrası beraat edip yeniden orduya döndü. Bu, Dokuz Subay Olayı olarak tarihe geçti. 27 Mayıs Darbesi'nden sonra Kayseri'deki Doğu Menzil Komutanlığına getirildi. 21 Ekim Protokolü'nün imzacılarından biri oldu. 1960'ta tuğgeneral, 1963'te tümgeneral, 1966'da korgeneral rütbesine terfi etti. 2. Kolordu ve 7. Kolordu Komutanlığı yaptı. 1969 yılında kadrosuzluk nedeniyle emekli oldu. Cumhuriyetçi Güven Partisi'nden İstanbul senatör adayı olduysa da seçilemedi. Yirmiden fazla kitabı bulunmaktadır. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Dokuz Subay Olayı Türk asker ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Faruk_Güventürk&oldid=31079122" sayfasından alınmıştır
Aydınlar Ocağı, daha çok seçkin insanlara yönelik olarak etkinlikler düzenleyen sağ görüşlü dernek. 1970 yılında kurulmuştur. Temelleri 1969 yılında İstanbul’da gerçekleşen “Milliyetçiler İlmi Semineri”ne dayanır. Bu seminere Kültür Ocağı, Milliyetçiler Derneği, Muallimler Birliği ve Aydınlar Kulübü üyeleri katılmıştı. Derneğin kuruluşu bu seminerde kararlaştırıldı ve Aydınlar Ocağı 14 Mayıs 1970 tarihinde İstanbul’da faaliyetlerine başladı. İlk genel başkanı Türk-İslam sentezinin kurucu ideologlarından İbrahim Kafesoğlu’ydu. Ondan sonra sırasıyla Süleyman Yalçın (1974-79; 1984-1988), Salih Tuğ (1979-1982), Ayhan Songar (1982-1984), Nevzat Yalçıntaş (1988-1998), ve Mustafa E. Erkal (1998) bu görevde bulundular. Dernek kendisini Batı emperyalizmi ve Batılılaşmaya karşı olarak görmektedir. Siyasi pozisyonu merkez sağdır. Materyalist anlayışın aksine Türk-İslam sentezini savunmaktadırlar ve devletçilerdir. Derneğin kuruluşunda birçok öğretim görevlisi, yazar ve iş insanı katkıda bulundu. Üye sayısını artırma hedefiyle alanında bilinen etkin kişileri bünyesinde bulundurdu. Çeşitli konular üzerinde seminerler düzenleyip yayınlar yaptı. Böylelikle bir kamuoyu oluşturmaya çalıştı. İstanbul sonrasında Ankara ve Kocaeli gibi şehirlerde de merkezler açtılar. 2004 yılı itibarıyla 33 adet merkezleri bulunmaktadır.[1] Konuyla ilgili yayınlar[değiştir | kaynağı değiştir] Özcanbaz, Mustafa, “Çağdaş Türk düşünce tarihinin oluşumunda Aydınlar Ocağı'nın yeri”, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Hitit Üniversitesi, 2013 Özcan, Fatma Yurttaş, “Bir aydın hareketi olarak Aydınlar Ocağı ve Türk siyasetine etkileri”, Yayımlanmış Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, 2011 Basmacı, Sema, “Aydınlar Ocağı ve Türk-İslam sentezi: 1980'lerden 2000'li yıllara devreden milliyetçi-muhafazakâr bakiye”, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, 2009 Copeaux, Etienne, Tarih Ders Kitaplarında (1931-1993)Türk Tarih Tezinden Türk-İslâm Sentezine, Berktay, Ali çev., İletişim Yayınları İsrafil Karataş, "Milliyetçi Muhafazakar Aydınların 12 Mart'a Bakışına Bir Örnek: Türk Aydınlar Ocağının Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a Sunduğu Rapor", Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 20/40, Eylül 2020. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Aydınlar Ocağı (Ohan Matbaacılık bas.). Beyoğlu, İstanbul: AnaBritannica c.3. s. 149. ISBN 975-7760-54-4.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Resmî site "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Aydınlar_Ocağı&oldid=31042258" sayfasından alınmıştır
Türk Kara KuvvetleriTürk Kara Kuvvetleri armasıKuruluşMÖ 209 (sembolik, ilk Türk Kara Ordusu)[1]1363 (Yeniçeri Ocağı)3 Mayıs 1920 (TBMM Orduları)1 Temmuz 1949 (K.K.K.lığı)Ülke TürkiyeBağlılıkMillî Savunma Bakanlığı[2]TipiKara KuvvetleriGöreviKara savaşıBüyüklük401.500 personel[3] 2.229 tank 112.476 zırhlı savaş aracı 1.038 kundağı motorlu topçu sistemi 2.107 çekili topçu 516 çok namlulu roketatar[4]ParçasıTürk Silahlı KuvvetleriKarargâhKara Kuvvetleri Komutanlığı Yücetepe, AnkaraTakma AdıMehmetçikSloganEtkin. Caydırıcı. Saygın.ÖncülAsâkir-i Mansûre-i MuhammediyyeRenkleriÜniforma: Hâki     Forslar: Kırmızı, Beyaz         MarşHarbiye MarşıTeçhizatTürk Kara Kuvvetlerinin askerî teçhizat listesiSavaşlarıTürkiye'nin katıldığı savaşlar listesi Türk Kurtuluş Savaşı Şeyh Said İsyanı Ağrı İsyanı Dersim İsyanı Kore Savaşı Kıbrıs Harekâtı Müttefik Güç Harekâtı Afganistan Savaşı Güneş Harekâtı Irak Sınır Ötesi Harekâtı Şah Fırat Operasyonu Hendek Operasyonu 2015-16 Şırnak çatışmaları Fırat Kalkanı Harekâtı Zeytin Dalı Harekâtı Barış Pınarı Harekâtı Bahar Kalkanı Harekâtı Pençe Kilit Operasyonu Websitekkk.tsk.trKomutanlarKomutanOrgeneral Selçuk BayraktaroğluKurmay BaşkanıKorgeneral Levent ErgünNişanlarForsKara Havacılık MadalyonuHava AraçlarıSaldırı helikopteri TUSAŞ T-129 ATAK AH-1W Super Cobra AH-1P Cobra NakliyeCASA-TAI CN-235 Türk Kara Kuvvetleri, Türkiye'yi karadan gelebilecek her türlü saldırıya karşı korumakla görevlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri komutası altındaki en büyük kuvvettir. Ayrıca asker sayısı bakımından NATO'nun ikinci ve dünyanın yedinci büyük kara kuvveti ordusudur.[5] Tarihi[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Osmanlı ordusu Büyük Hun Devleti'ne ait ilk organize ordunun kuruluş tarihi olan MÖ 209 yılı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın da kuruluş yılı olarak kabul edilir.[6]. 1980 dönemine kadar Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluş yıldönümü olarak Avrupada Roma Lejyonları'ndan sonra kurulan ilk profesyonel ordu olan Yeniçeri Ocağı'nın kuruluş yılı olan 1363 yılı, Türk Ordusunun kuruluş yılı olarak kabul edilirdi. Yeniçeriler başlangıçta devşirme sistemine dayalı olarak gayrimüslimlerden teşekkül eden bir yapı olarak oluşturulmuşsa da 17. yüzyıldan itibaren Türkler de ocağa girmeye başlamış ve temelde devşirme sistemine dayalı olarak kurulmuş olan Ocak, bu devirden itibaren Türklerin baskın unsur olduğu bir askeri yapıya dönüşmüştür.[7] Modern Türk Ordusunun temelleri Sultan II. Mahmud devrinde atılmıştır. Köhnemiş ve zamana uyum sağlayamayanYeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye'nin kurulması ile ordu, Avrupadaki askeri ve teknik gelişmeleri örnek alan hızlı bir modernleşme çalışmasının içine girmiştir. 1826 yılında yüksek ordu komutanlığı olan Seraskerlik kurumu oluşturulmuş, 1834 yılında Avrupalı hocaların da ders verdiği modern askeri okul Harbiye , 1848 yılında Erkan-ı Harbiye Mektebi açılmıştır. 1880 yılında günümüz Genelkurmay Başkanlığına denk olan Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyaseti kurulmuştur. 1908 yılında Seraskerlik kurumunun adı Harbiye Nazırlığı olarak değiştirilmiştir. 9 Kasım 2016 tarihinde değiştirilerek kabul edilen Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile bu tarihe dek Genelkurmay Başkanlığı kuruluş ve kadrolarında bulunan Komutanlık, Millî Savunma Bakanlığı kadro ve kuruluşuna geçirilmiştir.[8] Ayrıca aynı Kararname, cumhurbaşkanı ve başbakanın kuvvet komutanı ve astlarına emir verebilmesini ve bu emirlerin hiçbir kurum, kuruluş veya kişinin onayı olmaksızın yerine getirilmesini de hükme bağlamaktadır.[8] 28 Haziran 1963'te Türk Ordusu 600. kuruluş yıl dönümünü kutladı. O tarihlerde, Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihi, yeniçeri ordusunun kurulduğu 1363 yılı olarak kabul ediliyordu. Aynı yıl, Turancılık fikrini savunan Nihal Atsız, bunu eleştirerek Hiung-nu hükümdarı Mete'nin onluk sisteme dayalı bir ordu kurduğu düşünülen tarih olan MÖ 209 yılının "Türk Ordusu"nun da gerçek kuruluş tarihi olduğunu iddia etti.[9] 1968'te Yılmaz Öztuna ise, genelkurmay başkanı Cemal Tural'a bu öneriyi sundu.[10] 1973'te ordunun kuruluşunun 610. yıldönümü kutlanırken Atsız bu iddiayı yeniden öne sürdü.[11] 12 Eylül Darbesi'nden sonra bu iddia benimsendi. Hâlen, MÖ 209, Kara Kuvvetleri Komutanlığının kuruluş yılı olarak kabul edilmektedir.[12] Mütareke dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti 7 cephede savaşa 2.850.000 kişiyi silah altına alarak girdi. Bu ordu 70 piyade, 2 süvari tümeninden oluşan 24 kolordulu 9 ordu birliğiydi. Mondros Mütarekesi'nden sonra zorunlu terhislerle 50.000 kişiye inmişti. Osmanlı Ordusu'nun kalan iki kolordusundan biri Suriye-Filistin Cephesi'nden Ankara'ya nakledilen Ali Fuat (Cebesoy) komutasındaki 20. Kolordu, diğeri ise Kafkasya Cephesi'nde Erzurum'da konuşlandırılmış Kâzım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu'ydu. Kurtuluş Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Balıkesir, 1923. Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuva-yi Milliye, Türk Ordusu'nun temelidir. Düzenli Ordu birliklerinin Yunanlarla yapılan ilk savaşta -I. İnönü Muharebesi'nde- mevcudu 6.000 kişiydi. Bu savaşta Türk Ordusu kendisinden 3 kat üstün olan Yunan Ordusu'nu geri çekilmeye mecbur etti. Çerkez Ethem İsyanı'nın bastırılmasından sonra Çerkez Ethem birliklerinin bir kısmının düzenli orduya katılması ile birlikte mevcudu 10.000 kişiye yükseldi. I. İnönü Muharebesi'nin zaferle sonuçlanması Düzenli Türk Ordusu'na katılımı hızlandırdı. 2 ay sonra II. İnönü Muharebesi'nde ordunun mevcudu 15.000 kişiye yükseldi.[kaynak belirtilmeli] Bu savaşın da zaferle sonuçlanması sonucu ordunun mevcudu hızla artmaya devam etti. 3 ay sonra yapılan Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nde ordunun mevcudu 55.000 kişiye ulaştı. Bu muharebelerin kaybedilmesi sonucu kaçak sayısı 30.000'e ulaştı, ordu mevcudu 25.000 kişiye düştü. TBMM, asker kaçaklarının "vatan haini" sayılarak İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanması kararı aldı. Ayrıca Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'ndeki başarısızlıktan sonra TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa'yı Türk Ordusu Başkomutanlığına getirdi. Mustafa Kemal Paşa ilk iş olarak Tekalif-i Milliye Emirleri'ni yayınlayarak halka, savaşa katılma çağrısı yaptı. Bir dizi emirler yayınladı ve emirlerin uygulanması için Tekalif-i Milliye Komisyonları kuruldu. Mustafa Kemal Paşa'nın çağrısı sonuç verdi ve Türk Ordusu'nun mevcudu, Sakarya Meydan Muharebesi öncesi 101.727 kişiye ulaştı. Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılmasıyla birlikte Yunanların kesin olarak mağlup edilebilmesi için Genel Seferberlik ilan edildi. 1901 ve 1902 doğumlular asker altına alındı. Ordunun mevcudu Büyük Taarruz öncesi 186.000 kişiye ulaştı. Büyük Taarruz sırasında yapılan Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde Yunan Ordusu'nun büyük bir bölümünün imha edilmesi ile birlikte ordu, İzmir'e doğru ilerlemeye başladı. İzmir'in kurtarılması ve Batı Anadolu'nun tamamen Yunanlardan temizlenmesi sonucu Kurtuluş Savaşı'nda çatışma dönemi fiili olarak sona erdi. Türk Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Mareşal Mustafa Kemal Atatürk 1922'de Atatürk ile birlikte Büyük Taarruz'u komuta eden Mareşal Fevzi Çakmak XV. Kolordu Komutanı General Kâzım Karabekir. Orgeneral Fahrettin Altay, V. Süvari Kolordusu Komutanıydı. Kara Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşu[değiştir | kaynağı değiştir] Bolu 2. Komando Tugayı'na bağlı askerler, 2020 Bakü Zafer Geçidi'nde Kurtuluş Savaşı sonrasında 9 kolordu ve 3 süvari tümeninden oluşan 1., 2. ve 3. Ordu müfettişliği kuruldu. Ordu Komutanlıkları 1 Temmuz 1949'da[13] kurulan Kara Kuvvetleri komutanlığına bağlandılar. Kore Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Kore Savaşı'nda Türkiye 1950'de Türkiye'nin Kore Savaşı'na katılmasıyla kara kuvvetlerinden 5090 kişilik bir tugay Kore Türk Tugayı adıyla Kore'ye gitti. Türk Tugayı 8 nci ABD Ordusu'na bağlandı. Tugaya "North Star- Kutup Yıldızı" kod adı verildi. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 259 subay, 18 askerî memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5090 kişilik 1. Türk tugayı, 17 Eylül 1950'de İskenderun limanından hareket ederek 12 Ekim 1950'de öncü takım Pusan limanına ulaştı ve 17 Ekim'de ana birliği de Pusan'dan karaya çıktı. Aynı gün Pusan'dan hareket ederek 20 Ekim'de Taeg'a varıp, süratle kuzeye doğru ilerleyen Birleşmiş Milletler ordularına iştirak etti. 10 Kasım'da Taeg'dan hareket ederek 21 Kasım'da Kunuri'ye vararak Amerikan 9. Kolordusu'nun sağ kanadında konuşlandırıldı. 24 Kasım 1950 sabahı kuzeye Çin sınırına doğru ilerleme emrini alan tugay Kunuri'den hareket ederek Kaechon, Sinnimni, Wawon boyunca Tokchon'a doğru yola çıktı. Ancak Çin Halk Gönüllü birlikleri cephenin arkasına sızmaya başladı. Durumu fark eden Amerika ve Güney Kore birlikleri ricat etmeye başladılar. Ancak Türk tugayına ricat emri geç ulaştı. 1. taburun etrafı kuşatılıp süngülü çatışmaya girmek zorunda kaldı. "Ricat harekâtı"nı sağlamak için sonuna kadar direnen 3. Tabur 9. Bölük imha edildi. Geri kalan Türk birlikleri ise Chongchon nehri boyunca geri çekildi. Savaş 3 yıl sürdü, savaşın başından itibaren stratejik noktalarda görev alan Türk tugayları kendisine verilen görevleri mümkün olan en iyi şekilde yerine getirmiş ve katıldığı muharebelerde; 37 subay, 26 astsubay, 658 er olmak üzere toplam 721 şehit,. 2147 yaralı, 346 hasta, 234 esir ve 175 kayıp vermiştir. 462 Türk şehidi Güney Kore'de Seul-Pusan Kasabası yakınlarındaki Tanggok mezarlığı içerisinde bulunan Pusan Şehitliği'nde bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu savaştaki personel kaybı bölgeye giden ABD ve Birleşik Krallık'tan sonra 3. sıradadır.[14] Türk Kara Kuvvetlerinin kurucusu olan Mete Han NATO ile Türk Kara Kuvvetleri[değiştir | kaynağı değiştir] 1952'de NATO'ya giren Türkiye, ordusunu modern silahlarla donattı. Kara Kuvvetleri son olarak 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Harekâtı'nı yaptı. Türk Kara Kuvvetleri tarihi[değiştir | kaynağı değiştir] Türkiye'de "Türk Kara Ordusu"nun kuruluş tarihi, Yeniçeri Ocağının kurulduğu 1363 yılı olarak kabul edilmekteydi. Hüseyin Nihal Atsız 1963 ve 1973'te Kara ordusunun kuruluş tarihinin Mete Han'ın tahta geçtiği MÖ 209 olması gerektiğini yazmıştır.[9][11] Atsız, MÖ 200 yıllarından beri tarihi belgelerde bahsi geçen bir milletin, 16 yüzyıl süresince ordusu olmadan yaşadığını söylemenin, Doğu Roma İmparatorluğu'na karşı galibiyet kazanılan Malazgirt Savaşı gibi ve benzeri büyük savaşları düzenli Türk Ordularının değil gayri muntazam çetelerin yapmış olacağını kabul etmenin hatalı olduğunu yazdı. Atsız ayrıca, MÖ 209 yılında Mete tarafından orduların 10, 100, 1000 kişilk birimlere ayrıldığını bu birliklerin komutanlarının buyruklarının kayıtsız şartsız uygulandığını yazdı. Atsız'ın görüşlerini benimseyen Yılmaz Öztuna da 1968'de dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural'a Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihinin MÖ 209 olması teklifini yaptı.[10] Sonraları, K.K.K kuruluş tarihini MÖ 209 olarak değiştirdi. Birimler[değiştir | kaynağı değiştir] 1. Ordu 2. Kolordu (1) 3. Kolordu (1) 5. Kolordu (1) 2. Ordu 4. Kolordu (2) 6. Kolordu (2) 7. Kolordu (2) 3. Ordu 8. Kolordu (3) 9. Kolordu (3) Ege Ordusu Türk Kara Kuvvetleri'nin ordu ve kolordularının mevcut konumları (2015) Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) - Ankara 1. Ordu (İstanbul) 2. Kolordu (Gelibolu, Çanakkale) 4. Mekanize Piyade Tugayı (Keşan) 8. Mekanize Piyade Tugayı (Tekirdağ) 18. Mekanize Piyade Tugayı (Ortaköy, Gelibolu) 41. Komando Tugayı (Vize) 95. Zırhlı Tugay (Malkara) 5. Komando Alayı (Gökçeada) 102. Topçu Alayı (Uzunköprü) Kolordu İstihkam Savaş Alayı (Gelibolu) 3. Kolordu (Şişli, İstanbul) 23. Motorlu Piyade Taktik Tümeni (Hasdal, İstanbul) 52. Zırhlı Taktik Tümeni (Hadımköy, İstanbul) 66. Mekanize Piyade Tugayı (Bağcılar) 5. Kolordu (Çorlu, Tekirdağ) 13. Mekanize Piyade Tümeni (Edirne) 1. Zırhlı Tugay (Babaeski) 54. Mekanize Piyade Tugayı (Edirne) 55. Mekanize Piyade Tugayı (Kırklareli) 3. Zırhlı Tugay (Çerkezköy) 33. Mekanize Piyade Tugayı (Kırklareli) 61. Mekanize Piyade Tugayı (Lüleburgaz) 65. Mekanize Piyade Tugayı (Lüleburgaz) 105. Topçu Alayı (Çorlu) Kolordu İstihkam Savaş Alayı (Pınarhisar) 2. Ordu (Malatya) 4. Kolordu (Mamak) 1. Komando Tugayı (Talas) 2. Komando Tugayı (Bolu) 28. Mekanize Piyade Tugayı (BM Barış Gücü) (Mamak) 56. Motorize Piyade Tugayı (Samsun) 58. Topçu Tugayı (Polatlı) 6. Kolordu (Yüreğir, Adana) 2. Zırhlı Tugay (Kahramanmaraş) 77. Mekanize Piyade Tugayı (Kahramanmaraş) 125. Mekanize Piyade Tugayı (Kahramanmaraş) 5. Zırhlı Tugay (Gaziantep) 20. Zırhlı Tugay (Şanlıurfa) 39. Mekanize Piyade Tugayı (İskenderun) 106. Topçu Tugayı (Islahiye) 7. Kolordu (Yenişehir) 3. Piyade Tümeni (Yüksekova)[15] Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı 34. Hudut Tugayı (Şemdinli) 1. Hudut Tugayı (Çukurca) 2. Hudut Tugayı (Çukurca) 7. Hudut Alayı (Hakkari) 23. Piyade Tümeni (Şırnak) 172. Zırhlı Tugay (Silopi) 48. Hudut Tugayı (Şenoba, Uludere) 3. Komando Tugayı (Siirt) 6. Komando Tugayı (Akçay) 8. Hudut Alayı (Cizre) 6. Hudut Tugayı (Van) 2. Motorize Piyade Tugayı (Lice) 16. Mekanize Piyade Tugayı (Diyarbakır) 70. Mekanize Piyade Tugayı (Mardin)[16] 107. Topçu Alayı (Siverek) 3. Ordu (Erzincan) 8. Kolordu (Elazığ) 1. Mekanize Piyade Tugayı (Doğubayazıt) 4. Komando Tugayı (Tunceli) 10. Komando Tugayı (Tatvan) 12. Mekanize Piyade Tugayı (Ağrı) 34. Motorize Piyade Tugayı (Patnos) 51. Motorize Piyade Tugayı (Hozat) 49. Komando Tugayı (Bingöl) 108. Topçu Alayı (Erciş) 17. Motorize Piyade Alayı (Kiğı) 9. Kolordu (Yakutiye, Erzurum) 5. Hudut Tugayı (Iğdır) 4. Zırhlı Tugay (Palandöken) 9. Komando Tugayı (Sarıkamış)[17] 14. Mekanize Piyade Tugayı (Kars) 25. Hudut Piyade Tugayı (Ardahan) 48. Motorize Piyade Tugayı (Trabzon) 109. Topçu Alayı (Erzurum) Ege Ordusu (İzmir) Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri 28. Mekanize Piyade Tümeni (Paşaköy, Gazimağusa) 39. Mekanize Piyade Tümeni (Çamlıbel, Güzelyurt) 14. Zırhlı Tugayı (Değirmenlik, Lefkoşa) 1. Motorlu Piyade Tugayı (Sakarya) 7. Komando Tugayı (Sakarya) 11. Komando Tugayı (Denizli) 19. Motorize Piyade Tugayı (Edremit) 57. Topçu Tugayı (İzmir) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (Ankara) Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen komutanlığı (Etimesgut) Topçu ve Füze Okulu Komutanlığı (Polatlı) Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Samsun) Bakım Mühimmat Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Balıkesir) Hava Savunma Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Konya) İkmal Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Küçükyalı) Ulaştırma Personel Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Gaziemir) Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı (Mamak) Piyade Okulu Komutanlığı (Tuzla) Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı – (Eğirdir) İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Narlıdere) KBRN Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Konya) Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okul Komutanlığı Kara Lisan Okulu Askerî Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (Gemlik)[18] Kara Havacılık Okulu (Isparta)[19] 1. Piyade Eğitim Tugayı (Manisa) 3. Piyade Eğitim Tugayı (Antalya) 5. Piyade Eğitim Tugayı (Sivas) 15. Piyade Eğitim Tugayı (Amasya) 59. Havan ve Topçu Eğitim Tugayı (Erzincan) Kara Lojistik Komutanlığı (Ankara) Doğal Afetler Arama Kurtarma Tabur Komutanlığı 1. Anabakım Merkezi Komutanlığı (Sakarya) 2. Anabakım Merkezi Komutanlığı(Kayseri) 5. Anabakım Merkezi Komutanlığı (Güvercinlik Havalimanı) 6. Anabakım Merkezi Komutanlığı (Balıkesir) 8. Anabakım Merkezi Komutanlığı (Afyonkarahisar) 45. Bakım Merkez Komutanlığı (Etimesgut) 53. Bakım Merkezi Komutanlığı(Erzincan) Mühimmat Ana Depo Komutanlığı (Kırıkkale) 14. İkmal Merkezi Komutanlığı (Adapazarı) 31. İkmal Merkezi Komutanlığı (Konya) Kara Havacılık Komutanlığı 1. Kara Havacılık Alayı (Güvercinlik Havalimanı) 2. Kara Havacılık Alayı (Erhaç Havalimanı, Malatya) 3. Kara Havacılık Alayı (Gaziemir Hava Üssü, İzmir) 4. Kara Havacılık Alayı (Samandıra Hava Üssü, İstanbul) 7. Kara Hava Grup Komutanlığı (Diyarbakır Hava Üssü) Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Havacılık Birimi Komutanlığı (İlker Karter Hava Üssü, Pınarbaşı, Kuzey Kıbrıs)[20] Envanter[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Türk Kara Kuvvetleri'nin askerî teçhizat listesi Rütbeler[değiştir | kaynağı değiştir] NATO Kodu OF-10 OF-9 OF-8 OF-7 OF-6 OF-5 OF-4 OF-3 OF-2 OF-1 Subay Öğrencisi Kara Kuvvetleri Mareşal Genelkurmay Başkanı Orgeneral Korgeneral Tümgeneral Tuğgeneral Albay Yarbay Binbaşı Yüzbaşı Üsteğmen Teğmen Asteğmen Harbiyeli NATO Kodu OR-9 OR-8 OR-7 OR-6 OR-5 OR-4 OR-3 OR-2 OR-1 Kara Kuvvetleri Astsubay Kıdemli Başçavuş Astsubay Başçavuş Astsubay Kıdemli Üstçavuş Astsubay Üstçavuş Astsubay Kıdemli Çavuş Astsubay Çavuş Astsubay Astçavuş Uzman Çavuş Uzman Onbaşı Sözleşmeli Çavuş Sözleşmeli Onbaşı Dengi yok Sözleşmeli Er Er Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Bağlı olduğu birim (sonra) Millî Savunma Bakanlığı (önce) Türk Silahlı Kuvvetleri Diğer kuvvetler Türk Deniz Kuvvetleri Türk Hava Kuvvetleri Daha fazlası Türk Kara Kuvvetleri Komutanları listesi Türk Silahlı Kuvvetlerinde Zırhlı Birlikler Türk Kara Kuvvetlerindeki Askeri Birliklerin Listesi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Silahlı Kuvvetleri - Tarihçe 26 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (TSK.tr) "6756 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Millî Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hakkında Kanun". T.C. Resmî Gazete, 29898. 24 Kasım 2016. 26 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Aralık 2016. MADDE 36- 1325 sayılı Kanuna 1 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 1/A maddesi eklenmiştir. “Kuvvet komutanlıklarının bağlılığı MADDE 1/A- Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Millî Savunma Bakanına bağlıdır.  "Türkiye'deki asker sayısı: TSK'de kaç asker görev yapıyor? | Güncel". birgun.net. 3 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2023.  "2023 Turkiye Military Strength". www.globalfirepower.com (İngilizce). 12 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2023.  "NATO Üye Devletleri Askeri Gücüne Göre". Global Fire Power. 16 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2018.  Kara Kuvvetleri Komutanlığının tarihi http://www.kkk.tsk.tr/KKKHakkinda/KKKtarihce.aspx 12 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İslam Ansiklopedisi "Yeniçeri Ocağı tarihi". Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) a b "6756 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Millî Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hakkında Kanun". T.C. Resmî Gazete, 29898. 24 Kasım 2016. 22 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2022.  a b Nihal Atsız, "Türk Kara Ordusu Ne Zaman Kuruldu?", Orkun, Sayı: 18 (15 Temmuz 1963) a b Yılmaz Öztuna, "Türk Ordusu 605 yıl önce kurulmadı", Hayat Tarih Mecmuası, Sayı: 8 (Ekim 1968) a b Nihal Atsız, "Türk Karaordusunun Kuruluşu Meselesi", Ötüken, Sayı: 4 (1973) Kara Kuvvetleri Komutanlığının tarihi: http://www.kkk.tsk.tr/KKKHakkinda/KKKtarihce.aspx 12 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Millî Savunma Bakanlığı". 11 Eylül 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2010.  "Arşivlenmiş kopya". 12 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2015.  President calls for national unity 16 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Turkish Daily News, Thursday, September 13, 2007 Unification of Culture and Tourism Ministries constitutional One soldier killed, three injured in terrorist attack Minister Cicek says Turkey's credit 21 Aralık 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi, Turkish Daily News, October 17, 2003. "Arşivlenmiş kopya". 3 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2017.  "Arşivlenmiş kopya". 5 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2017.  "Arşivlenmiş kopya". 28 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2017.  "Turkish Army". Ole Nikolajsen. 12 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2009.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Resmî site gtdTürk Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Deniz Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komuta Cumhurbaşkanı Millî Savunma Bakanı Genelkurmay Başkanı Genel konular Tarihçe Askerî üsler Madalya ve nişanlar Bağlı komutanlık ve müdürlükler Özel Kuvvetler Komutanlığı Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı TSK Spor Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı TSK Mehteran Birliği Harita Genel Müdürlüğü İlaç Fabrikası Komutanlığı Anıtkabir Komutanlığı ATASE ve Denetleme Başkanlığı Arşivi Türk Tugayı Merkez birliklerKara 1. Ordu 2. Ordu 3. Ordu Ege Ordusu Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri 4. Kolordu Lojistik Komutanlığı Deniz Donanma Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Güney Deniz Saha Komutanlığı Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı Deniz Teknik Komutanlığı Su Altı Taarruz Komutanlığı Hava Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Hava Eğitim Komutanlığı Hava Lojistik Komutanlığı Keşif Uydu Komutanlığı Eğitim ve öğrenim Milli Savunma Üniversitesi (Kara Harp Okulu · Deniz Harp Okulu · Hava Harp Okulu · Astsubay meslek yüksekokulları) Tarihi yapılarKışlalar Selimiye Kışlası Rami Kışlası Davutpaşa Kışlası Taksim Kışlası Taşkışla Orhaniye Kışlası Sarıkışla Müzeler Anıtkabir (Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi) Selimiye Askerî Ortaokulu Müzesi Askeri Müze-İstanbul Florence Nightingale Müzesi Mersin Deniz Müzesi İstanbul Deniz Müzesi İstanbul Havacılık Müzesi Bağlı yapılar Harbiye Orduevi Eskişehir Subay Orduevi Sosyal faaliyetler Türk Yıldızları Türk Silahlı Kuvvetleri Armoni Mızıkası Mehmetçik Vakfı Yurt dışındaki askerî birlikler Azerbaycan Görev Grup Komutanlığı Libya Görev Grup Komutanlığı TURKSOM Askerî Eğitim Üssü Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığı Eski kuruluşlar Özel Harp Dairesi Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Türkiye'deki askerî lise ve okullar listesi gtdTürk Kara Kuvvetleri1. Ordu2. Kolordu 4. Mekanize Piyade Tugayı 8. Mekanize Piyade Tugayı 18. Mekanize Piyade Tugayı 95. Zırhlı Tugay 5. Komando Alayı 102. Topçu Alayı 3. Kolordu 52. Motorlu Piyade Tümeni 7. Komando Tugayı 23. Komando Tugayı 47. Komando Tugayı 66. Mekanize Piyade Tugayı 2. Zırhlı Tugay 5. Kolordu 41. Komando Tugayı 54. Mekanize Piyade Tugayı 55. Mekanize Piyade Tugayı 65. Mekanize Piyade Tugayı 1. Zırhlı Tugay 3. Zırhlı Tugay 105. Topçu Alayı 2. Ordu6. Kolordu 8. Komando Tugayı 12. Komando Tugayı 39. Mekanize Piyade Tugayı 5. Zırhlı Tugay 20. Zırhlı Tugay 106. Topçu Alayı 7. Kolordu 3. Piyade Tümeni 23. Piyade Tümeni 3. Komando Tugayı Dağ ve Komando Tugayı 6. Komando Tugayı 14. Komando Tugayı 1. Hudut Tugayı 2. Hudut Tugayı 6. Hudut Tugayı 34. Hudut Tugayı 48. Hudut Tugayı 16. Mekanize Piyade Tugayı 70. Mekanize Piyade Tugayı 172. Zırhlı Tugay 107. Topçu Alayı 4. Kolordu 1. Komando Tugayı 2. Komando Tugayı 28. Mekanize Piyade Tugayı 56. Motorize Piyade Tugayı 58. Topçu Tugayı Hava Savunma Tugayı 3. Ordu8. Kolordu 4. Komando Tugayı 10. Komando Tugayı 49. Komando Tugayı 51. Komando Tugayı 1. Mekanize Piyade Tugayı 12. Mekanize Piyade Tugayı 17. Motorlu Piyade Alayı 108. Topçu Alayı 9. Kolordu 5. Hudut Tugayı 9. Komando Tugayı 17. Komando Tugayı 25. Hudut Tugayı 14. Mekanize Piyade Tugayı 48. Motorize Piyade Tugayı 4. Zırhlı Tugay 109. Topçu Alayı Ege Ordusu 11. Komando Tugayı 19. Komando Tugayı 57. Topçu Tugayı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Piyade Okulu Tank Okulu Topçu ve Füze Okulu MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi İstihkâm Okulu ve Eğitim Merkezi Hava Savunma Okulu ve Eğitim Merkezi Bakım, Mühimmat Okulu ve Eğitim Merkezi Ulaştırma, Personel Okulu ve Eğitim Merkezi İkmal, Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkezi Kara Havacılık Okulu Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi 1. Komando Eğitim Tugayı 3. Piyade Eğitim Tugayı 5. Piyade Eğitim Tugayı 15. Piyade Eğitim Tugayı 59. Havan ve Topçu Eğitim Tugayı TSK KBRN Okulu ve Eğitim Merkezi Askerî Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Atıcılık ve Uzman Nişancı Eğitim Birliği Derin Kar ve Şiddetli Soğuklarda Muharebe Eğitim Merkezi Okullar Komutanlığı Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okulu TSK Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitim Merkezi Lisan Okulu Kara Kuvvetleri Tatbikat Merkezi Kurmay BaşkanlığıBaşkanlıklar KKK Personel Başkanlığı KKK İstihbarat Başkanlığı KKK Harekât Başkanlığı KKK Lojistik Başkanlığı KKK Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı KKK MEBS Başkanlığı Kara Havacılık Komutanlığı İHAS Tugayı Hava Ulaştırma Grup Komutanlığı 1. Kara Havacılık Alayı 2. Kara Havacılık Alayı 3. Kara Havacılık Alayı 4. Kara Havacılık Alayı 7. Kara Havacılık Alayı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri 28. Mekanize Piyade Tümeni 39. Mekanize Piyade Tümeni 14. Zırhlı Tugay Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı 49. Özel Kuvvet Alayı 109. Topçu Alayı 190. Deniz Piyade Taburu Lojistik Komutanlığı İkmal Komutanlığı Mühimmat Komutanlığı 1. Ana Bakım Merkezi 2. Ana Bakım Merkezi 5. Ana Bakım Merkezi 6. Ana Bakım Merkezi 8. Ana Bakım Merkezi 45. Bakım Merkezi 53. Bakım Merkezi Mühimmat Ana Depo Komutanlığı 14. İkmal Merkezi 31. İkmal Merkezi Doğal Afetler Arama Kurtarma Tabur Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı 1. Başkan Yardımcılığı 2. Başkan Yardımcılığı gtdTürk Kara Kuvvetleri piyade silahlarıTabancalar Kılınç 2000 Glock (tabanca) P226 Yavuz 16 Av Tüfekleri M204 M212 MKA 1919 Makineli Tabancalar IMI Uzi MP5 P90 Saldırı Tüfekleri MPT-76 SAR 223 KCR-556 SAR 56 AK-47 AKM G3A7 HK33E HK416 IWI Tavor CAR-15 M4A1 M16A2 SCAR HK G36 Keskin Nişancı Tüfekleri Arctic Warfare JNG-90 KNT-308 MSG-90 SR-25 SVD PSL (tüfek) MK14 EBR TRG M2010 CheyTac Intervention Arctic Warfare Magnum Anti-materyal Tüfekler İstiglal M82 HS .50 Gépard Tac-50 Makineli Tüfekler M2 M60 MAG MG3 MINIMI PKM RPK Roketler ve Bombaatarlar AG36 AT-14 BGM-71 TOW ERYX FIM-92 Stinger M72 LAW M79 M203 MGL MILAN Mk 19 T-40 RPG-7 El bombaları ve Mayınlar AN/M14 M18 Claymore M14 M15 M19 M21 M67 Mk 2 Havan topları HY-12 K6 M19 M29 M30 M65 Geri tepmesiz tüfekler Carl Gustav M18 M20 M40 Otorite kontrolü VIAF: 173392314 WorldCat: viaf-173392314 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Türk_Kara_Kuvvetleri&oldid=32393436" sayfasından alınmıştır
Kemalist dönemin eleştirel incelemesi olan Post-Kemalizm ile ile karıştırılmamalıdır. Anti-Kemalizm ya da Kemalizm karşıtlığı, ilkelerden oluşan Türk milliyetçisi bir ideoloji olan Kemalizm'i reddetme ve bu ideolojinin lehine olan çalışmaların yaygınlığını azaltmaya çalışmadır. Bazı anti-Kemalistler Kemalizm'i laiklik ilkesi sebebiyle reddederken bazıları da Kemalizm'i bir burjuva ideolojisi olarak gördüğünden[1][2] reddeder. Bazıları da Kemalizm'in fazla milliyetçilik ve hatta asimilasyon politikası içerdiğini düşündüklerinden[1] Kemalizm'i reddetmektedir. Kemalizm'in uygulandığı tek parti dönemi ise baskıcı ve yasakçı olması gerekçesiyle[3] veya bu dönemde tek tip insan yetiştirildiği ve halktan kopuk olduğu[4] iddiasıyla bazı anti-Kemalistlerce eleştirildi. 1980 ve sonrası; sivil toplum, anti-Kemalizm tartışmalarının da yoğunlaşmaya başladığı bir dönemdir.[5] Anti-Kemalizm, Atatürk düşmanlığı ile karıştırılmamalıdır. Dikkate değer bazı anti-Kemalistler[değiştir | kaynağı değiştir] Abdurrahman Dilipak[6] Ahmet Altan[7][8] Ali Bulaç[9][10] Atilla Yayla[11][12] Ayşe Hür[13] Bülent Uluer[14] Cemalettin Kaplan[15][16][17] Cemil Koçak[18][19][20] Etyen Mahçupyan[21] Fethullah Gülen[22][23][24][25][26] Fikret Başkaya[2] İbrahim Kaypakkaya[27] İdris Küçükömer[4] Kadir Mısıroğlu[28][29][30][31][32] Mehmet Altan[33][34] Metin Kaplan[35][36][37] Murat Belge[38] Mustafa Armağan[39] Mümtaz'er Türköne[40] Nazlı Ilıcak[41] Nihal Atsız[42][43] Roni Margulies[44] Selahattin Demirtaş[45] Sevan Nişanyan[46] Şahin Alpay[47] Şevki Yılmaz[48][49] Taner Akçam[50][51] Yavuz Bahadıroğlu[52] Yusuf Kaplan[53] Konuyla ilgili eserler[değiştir | kaynağı değiştir] Ertuğrul Meşe (2023). Mukaddesatçı Anti-Kemalizm: İslâmcıların Atatürk ve Cumhuriyet Algılarının Sosyolojisi. İletişim Yayınları. İhsan Tayhani (2007). İÇERİDE – DIŞARIDA KEMALİZM TARTIŞMALARI VE DIŞ DÜNYANIN KEMALİZM ÇÖZÜMLEMESİ. 21 Mart 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sevan Nişanyan (2020). Yanlış Cumhuriyet. Liberus Yayınları. Barış Ünlü (2018). Türklük Sözleşmesi Oluşumu, İşleyişi ve Krizi. Dipnot Yayınları. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b "Bir sosyalistin gözüyle M. Kemal ve Kemalizm". www.gazeteduvar.com.tr. 11 Ekim 2018. 4 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2022.  a b "FİKRET BAŞKAYA: Kemalizm bir burjuva ideolojisidir ve burjuva ideolojisinin çapı ne kadarsa Kemalizm'in çapı da o kadardır. – Derin Tarih". 20 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2022.  Murat Belge, Taraf Gazetesi, 23 Şubat 2013 tarihli "CHP’den ‘sol’ çıkarmak" başlıklı köşe yazısı a b Kalkandelen, Zülâl (2011). "İdris Küçükömer'in Tezleri, İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri" 1.Baskı. Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık. s. 63, 44.  "ŞERİF MARDİN VE AYDIN MESELESİ: DÖNEMSEL VE DÜŞÜNSEL BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE BAZI SORU(N)LAR". 13 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2022.  "Dilipak: Kaç yaşında, kaç hanımla evleneceğinize Kemalist laiklik niye karışıyor!". 8 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Ahmet Altan: Atatürk öldü hastalığı yaşıyor". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Ahmet Altan : 'Atatürk diktatörlük kurdu'". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Kemalistler neden misyonerleri sevmez?". 11 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Sümela'da ayin ve Kemalizm'in din karşıtlığı". 16 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "AK Parti panelinde 'Kemalizm' tartışması". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "BU DA OLDU: 'KEMALİSTLER FAŞİSTTİR'". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Ayşe Hür: CHP için halk sadece figüran". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Bülent Uluer: "Ulusalcı sol ile gerçek solun ayrışması hayırlıdır"". 21 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Dünyanın En Güçlü Devleti - Federe İslam Devleti". 29 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Federe İslam Devleti - Lideri Cemaleddin Kaplan Anayasası Kuran Düzeni Şeriat". 26 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Kemalistler Gelin Kapışalım - Cemaleddin Kaplan Hocaefendi Hazretleri". 21 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Cemil Koçak: Kemalizm ham ve tutarsız bir ideoloji". t24.com.tr. 12 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2023.  "Cemil Koçak: Atatürkçülük Demokrasiye İzin Vermez". yeniasya.com.tr. 2 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2023.  Koçak, Cemil (2015). Geçmişiniz İtinayla Temizlenir. İletişim Yayınları.  "Yine mi makbul genç üretimi?". 2 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "TSK olmasaydı, şeriat devleti kuracaklardı". GENELKURMAY'dan sonra Jandarma Genel Komutanlığı'nın da Fethullah Gülen raporu hazırladığı ortaya çıktı. ‘Eylül 1999’ tarihli raporda Gülen ve cemaatinin, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, yerine şeriat devleti kurmak için faaliyet gösterdiği' belirtildi. Raporda, ‘Silahlı Kuvvetler olmasaydı bugün hayalini kurdukları İslam devletini tesis etmiş olacaklardı’’ denildi. Milliyet. 11 Nisan 2000. 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2020.  "'Paralel Yapı' Ana İddianamesi: 'Dikey hiyerarşi, 7 katlı piramit'". 9 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2021.  ""Fethullah Şoku", Hürriyet gazetesi, 19.06.1999". 2 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2014.  "Ruşen Çakır, "Vaaz kasetleriyle gelen güç, bir kasetle sarsıldı", NTV Mag, Ekim 2000". 29 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2014.  "AKP'li Osman Can FT'ye yazdı: Türkiye demokrasisini Gülencilere karşı korumalı". AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi, hukukçu Osman Can, makalesinde Gülen Hareketini “laiklik karşıtı, muhafazakâr milliyetçilik zemininde bir hareket” olarak tanımlıyor ve Gülen Hareketi’nin “ülkede, devleti içeriden işgal ederek hâkimiyet kurmayı amaçladığı için demokratik siyasetle her zaman sorunları olduğunu” söylüyor. BBC Türkçe. 16 Ocak 2014. 20 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2020.  "Kaypakkaya'nın Kemalizm Eleştirisi". 13 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2022.  "Kadir Mısıroğlu: Keşke Yunan galip gelseydi, ne hilafet yıkılırdı, ne şeriat". Mynet.com (12 Ekim 2016). 14 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018.  "Kadir Mısıroğlu: Keşke Yunan galip gelseydi". 27 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2019.  ""Şeriat gelsin de isterse Türkiye batsın"". 8 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2019.  YouTube'da Anadan doğma anti-Kemalistim! "Saray tarihçisi Mısıroğlu: Kemalist kelimeler lağım kokuyor". 12 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2023.  "ALTAN: TRAVMA YOKSA ATATÜRK'Ü NEDEN KANUNLA KORUYORLAR?". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Atatürk başka, Kemalizm başka, demokrasi bambaşka". 17 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Halifeyi sevsinler". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Metin Kaplan'a müebbet hapis". 6 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "İhanetin karargahı". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Murat Belge ile Söyleşi: Atatürk İlerici Değildi". 2 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Mustafa Armağan: Kemalizm'in kökü kurutulmalı". 12 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Mümtaz'er Türköne: Atatürkçülük darbecilerin ideolojisi". 4 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Türkiye'de Kemalist uygulamalar". 24 Aralık 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Millî Birlik - Hüseyin Nihal Atsız". huseyinnihalatsiz.com. 4 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2023.  23 Şubat 1951 tarihli yazısında Nihal Atsız'ın ifadesi: "Hatta Kemalizm denilen muazzam safsata... diğerlerden daha çok ve karmakarışık bir şekilde dışarıya bağlı bulunan bir ucubedir." "Kurucular Meclisi - Hüseyin Nihal Atsız". huseyinnihalatsiz.com. 11 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2023.  Kaynaktan alıntı Nihal Atsız'ın ifadeleri: Türkiye cumhuriyeti 1950 Mayısında kurulmuştur. Ondan önceki 1923-1950 çağı gayrı meşru ve müstebit bir diktatörlük zamanıdır." "...maskaralıklarla milletin ve dünyanın gözünü boyamaya kalkan ve boyadık zannedecek kadar da zekâdan mahrum olan bu partinin (CHP) yaptığı kanunlar kanun olmak vasfına haiz değildir." "Kemalizm düşman ilan ettiği için Nurculuk ilgimi çekti". 24 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  "Demirtaş Kemalizmi hedef aldı". 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2023.  ""Kişi putlaştırması yıkım getirdi" (Sevan Nişanyan)". Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!. 27 Haziran 2008. 19 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2022.  Alpay, Şahin (20 Eylül 2012). "Kemalizmin zincirlerinden kurtulmadan olmaz - Şahin Alpay". Haksöz Haber. 28 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2023.  "Şevki yine sahnede: Kemalizm şeytani tuzak". VeryansınTV. 1 Kasım 2019. 19 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2023.  YouTube'da Şevki Yılmaz Arafat 1992 Büyük Yemin "Erdoğan'ın İkinci Cumhuriyet'i ve Atatürk'ün Birinci Cumhuriyet'i: Kuvvetler Birliği, Suriye Politik - Taner Akçam". birikimdergisi.com. 19 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2023.  "Taner Akçam ile Söyleşi: Türkiye'de Apartheid Sistemi Varlığını Sürdürüyor - Aras Yayıncılık". Taner Akçam ile Söyleşi: Türkiye’de Apartheid Sistemi Varlığını Sürdürüyor - Aras Yayıncılık. 13 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2023.  Bahadıroğlu, Yavuz (22 Haziran 2015). Kemalist Yalanlar. Nesil Basım Yayın Gıda Ticaret ve Sanayi A.Ş. ISBN 978-605-162-879-0. 13 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2023.  "Yusuf Kaplan: Kemalizm topluma dayatılan kaskatı, taşlaşmış, donmuş bir ideoloji". 25 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 25 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Anti-Kemalizm&oldid=32403620" sayfasından alınmıştır
Yön DergisiEditörDoğan Avcıoğlu Çizerler: Tonguç Yaşar[1] Turhan Selçuk[2] KategorilerDergiSıklıkHaftalıkİlk sayı20 Aralık 1961Son sayı30 Haziran 1967ÜlkeTürkiyeDilTürkçe Yön, Ankara'da 20 Aralık 1961'de yayına başlayan ve 27 Mayıs Darbesi sonrası sol muhalif hareketin sözcülüğünü yapan eski haftalık dergi. İmtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü Doğan Avcıoğlu'ydu (1926-1983); Kurucuları arasında Mümtaz Soysal, Cemal Reşit Eyüboğlu vardı. Dergi, 24 sayfa büyük boy halinde 222 sayı çıktı, 30 Haziran 1967'de son sayısı yayımlandı. Yön’ün ilk sayısı 20.000 nüsha basıldı ve tamamı ilk gün satıldı. İkinci sayısı 50.000 nüsha basıldı. Kapanmadan önceki tirajının 15.000 olduğu tahmin ediliyor.[3] Yön Manifestosu[değiştir | kaynağı değiştir] Manifesto'da yer alan görüşlerden bazıları: "Ağırlık merkezi özel teşebbüs olan bir iktisadi sistemin, bugünkü yapısıyla Türkiye’yi hızla ve sosyal adalet içinde çağdaş uygarlık seviyesine eriştirebileceğini sanmıyoruz. İktisat ilminin ve tarihin ışığında inanıyoruz ki, özel teşebbüse dayalı kalkınma yavaştır, ıstıraplıdır, israflıdır, ve sosyal adaletle bağdaşması, az gelişmiş bir memlekette imkansızdır. Böyle bir kalkınma, siyasi gücün geniş ölçüde iktisadi güce tabi kılınması yüzünden demokratik de değildir." Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi C.3, s. 27 Yön dergisinin ilk sayısında 531 kişinin imzası bulunan ünlü "Aydınların Ortak Bildirisi" yayımlandı. Bildirideki imza sayısı sonradan 1042'ye yükseldi.[4] "Yön manifestosu" olarak da bilinen batılılaşmak, kalkınmak ve aydınlanmak taleplerini içeren bildiriye imza atanlar arasında Doğan Avcıoğlu (Derginin imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü), İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Mümtaz Soysal, Niyazi Berkes, Şevket Süreyya Aydemir, Sadun Aren, İdris Küçükömer, Fethi Naci, Çetin Altan, Selahattin Hilav, Sami Şekeroğlu, Mete Akyol, Korkut Boratav, Altan Öymen gibi isimler vardı.[4] Kadro Dergisi ve Kadrocular'ın devamı niteliğindeydiler. Derginin yazar kadrosunda eski TKP'liler, sosyal demokratlar, TİP yöneticileri, Kemalistler gibi farklı siyasi kesimlerden Türkiye'nin "ilerici aydınları" oldu. Yön Dergisi bu durumu şöyle dile getirmiştir:[5]Belirtmek istediğimiz bir başka nokta da, Yön'de yayımlanan bütün yazıların Yön'ün görüşü sayılmaması gereğidir. Yön, statükoya karşı çıkan bütün ilerici aydınların serbestçe yazabilecekleri bir yayın organıdır. Yön'ü ancak imzasız, başyazılar ve kurucularının yazıları bağlar.[6] İçeriği[değiştir | kaynağı değiştir] İlk sayısındaki bildiriyle siyasal ve entelektüel hayatta etkili bir yer edinen Yön dergisi, Kemalizmin "Halkçılık" ve "Devletçilik" ilkeleri doğrultusunda kapitalist olmayan bir kalkınmayı öne çıkaran bir kalkınma felsefesinin oluşturulması için radikal soldan devletçi aydınlara kadar geniş tabanlı bir uzlaşma zemini arayan bir kurucu fikir platformuydu. Dergi, demokrasi anlayışını, "Halkın dışında kurtarıcılar beklemenin yanlış ve zararlı bir tutum olduğuna inanıyoruz" diye açıklıyordu.[7] Haftalık olarak yayınlanan ve her sayısında özel bir konuya ve bu konuyla ilgili pek çok yoruma yer veren Yön dergisi gündemi tayin ediyordu.[7] Dergide ekonomi, toplum, politika, çalışma yaşamı, kültür ve sanat konulu eleştirel değerlendirmeler yapılıyordu. Doğan Avcıoğlu 194 yazı, İlhan Selçuk 129 yazı ve Fethi Naci 78 yazı ile derginin en üretken yazarlarıydılar.[8] Yön dergisi, daha iyi sosyal ve ekonomik şartların yerleşmesi için yön belirleyici bazı kavramların öncüsü olarak Türkiye’nin siyasi tarihinde ayrıcalıklı bir yere sahipti. Yön’ün 20 Kasım 1964 tarihli 86. sayısında, ilk kez bir Türk aydınının, Gazeteci-Yazar İlhami Sosyal'ın Moskova’da Nazım Hikmet‘in mezarının başında fotoğrafı yayımlanır, fotoğrafa eşlik eden “Bir Türk şairinin ölümü” başlıklı yazısı, tıpkı Doğan Avcıoğlu'nun birinci sayıya yazdığı başyazıyı "Türkiye'nin kurtuluşu sosyalizmle olur" sözüyle bitirmesi gibi bir dönüm noktasıydı[8] Yön dergisi kuruluş amacına uygun bir şekilde tabuları yıkıyordu. İçeriği ve etkisi nedeniyle dergi siyasal baskılara uğradı ve hakkında çok sayıda dava açıldı. Yayın hayatına başladıktan bir yıl sonra sağcı gençlerin dergiye yönelik protestosu arttı. 6 Ocak 1963'te Taksim Anıtı önünde sağcı gençler dergi aleyhine gösteri yaptılar.[9] 8 Haziran 1963'te Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Yön dergisini kapattı.[10] 1964'te yeniden çıkmaya başlayan dergi, yayımına son verdiği 30 Haziran 1967'ye kadar 222 sayı çıktı. Son sayısında haftalık yayına son verildiği ve bundan böyle günlük yayınlanacağı ilan edildi,[11] ancak tekrar yayınlanmadı. Kapanış nedeni okur sayısının azalmasına ve sol hareketin bölünmesine bağlandı. Etkileri[değiştir | kaynağı değiştir] Yön dergisi, özellikle askeri-bürokratik elit ve üniversite gençliğiyle entelektüel kesim üzerinde etkili olmuştur.[12] Gençler dergiyi otobüslerde taşır, halka açık yerlerde okumayı tercih eder ya da konuşmalarında dergideki yazılara atıfta bulunurlardı. İçeriği ve tayin ettiği "yön" ile Yön dergisi, sola bir ses ve bir ortam vermek suretiyle Türkiye’nin daha açık bir topluma dönüşmesine giden yolda katkıda bulundu.[13] Kadro dergisi deneyi gibi Yön dergisi de içinden "Yön Hareketi" olarak adlandırılan aydın hareketini doğurdu. Yön Hareketi, Sola ve sol partilere, CHP ve TİP'e yakındı. Hareket bürokrat aydınların, asker ve sivil karışımından oluşuyordu.[4] İlhan Selçuk kapandığı gün dergiyi "yeni kavramları topluma sokmuş ve fazlasıyla eskimiş tabuların itibarını yok eden geçmişe ait bir yaratık" olarak tarif etmiştir.[14] Doğan Avcıoğlu, Yön'den sonra 21 Ekim 1969'da Devrim dergisini çıkardı. Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Yön Dergisi Online Arşivi 1 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Yön Dergisi Bütün Sayıları 20 Eylül 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı tarafından yayınlandı. Yön bildirisi ve imzalayanların listesi 13 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Amerikan Millî Arşiv Belgelerine Göre Altmışlı Yıllarda Türk Basını" 24 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Özel "Ölümünün 4. yıl dönümünde sevgi ve saygıyla anıyoruz..." Karikatürcüler Derneği. 14 Aralık 2022. 14 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.  "KARİKATÜR-Turhan Selçuk'un 1962'de Yön Dergisinden Yayımlanmış Karikatürü". www.modamuzayede.com. 14 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.  NARA, RG 59 General Records of the Department of State-General Foreign Policy Files 1967-1969 Box 394, 12 Temmuz 1967 tarih PPB 9 POL 12 TUR sayılı belge Amerikan Büyükelçiliğinin 12 Temmuz 1967 tarihli raporunu içermektedir. Rapor, Rıfat N. Bali'nin "Tarih ve Toplum" dergisinde çıkan makalesinde yayınlanmıştır. Makale için bakınız: "Amerikan Millî Arşiv Belgelerine Göre Altmışlı Yıllarda Türk Basını" 24 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. a b c Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi C.3, s. 27 Atılgan, Gökhan (2008). Yön - Devrim Hareketi; Kemalizm İle Marksizm Arasında Geleneksel Aydınlar. Yordam Kitap. s. 252.  "Yön Dergisi" (PDF), 78. Sayı. 25 Eylül 1964. s. 2. 10 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Kasım 2023.  a b Durukan, M. Yaşar (5 Temmuz 2004). "1960'lara dergiler 'Yön' verdi". Aksiyon. 13 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2014.  a b Çiçek, Hikmet. "Yön Dergisi 50 Yaşında". Aydınlık. 13 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2014.  Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi C.3, s. 58 Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi C.3, s. 87 "Bir derginin hikayesi". Yön. 30 Haziran 1967. ss. 8-9.  Örmeci, Ozan. "Doğan Avcıoğlu ve Yön Hareketi". 16 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2014.  NARA, RG 59 General Records of the Department of State-General Foreign Policy Files 1967-1969 Box 394, 12 Temmuz 1967 tarih PPB 9 POL 12 TUR sayılı belge Amerikan Büyükelçiliğinin 12 Temmuz 1967 tarihli raporunu içermektedir. Rapor, Rıfat N. Bali'nin "Tarih ve Toplum" dergisinde çıkan makalesinde yayınlanmıştır. Makale için bakınız:"Amerikan Millî Arşiv Belgelerine Göre Altmışlı Yıllarda Türk Basını" 24 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Selçuk, İlhan (1 Temmuz 1967). "YÖN için". Cumhuriyet.  Genel Bedirhan Toprak, (Ed.) (Ocak 2003). "Yön'ün ilk sayısı çıktı". Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi 1923-2000. 3 (4. bas.). Yapı Kredi Yayınları. s. 27. ISBN 975-08-04-11-2.  Bali, Rıfat N. (Aralık 2003). "Amerikan Millî Arşiv Belgelerine Göre Altmışlı Yıllarda Türk Basını". Tarih ve Toplum, 240.  NARA, RG 59 General Records of the Department of State-General Foreign Policy Files 1967-1969 Box 394, 12 Temmuz 1967 tarih PPB 9 POL 12 TUR sayılı belge: Amerikan Büyükelçiliğinin 12 Temmuz 1967 tarihli raporu. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Yön_(dergi)&oldid=31498029" sayfasından alınmıştır
Liberal Kemalizm veya liberal Atatürkçülük, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi olan Kemalizm[1] ile liberal sosyal tutumun bir arada savunulması görüşünü ifade eder.[2][3] Ahmet Ağaoğlu'nun liberal perspektiften Kemalizm yorumu olarak tanımlanabilir. Liberal Kemalistler laiklik, cumhuriyetçilik, inkılapçılık gibi Altı Ok düşüncelerini benimsemeye devam eder.[kaynak belirtilmeli] Oluşum[değiştir | kaynağı değiştir] Liberal Kemalizm görüşünü ortaya atan Ahmet Ağaoğlu Ahmet Ağaoğlu'nun ayrışması[değiştir | kaynağı değiştir] Liberal Kemalizm, Türkiye'de cumhuriyetin henüz ilk dönemlerinde, Kemalist düşünceyi liberal bir açıdan Ahmet Ağaoğlu tarafından yorumlanması sonucu ortaya çıkmıştır. Ağaoğlu kendisini bir yandan "inkılapçı ve Kemalist" olarak tanımlarken, diğer yandan bir "liberal Kemalizm" düşüncesi geliştirmeye çalıştı. Cumhuriyet Halk Fırkası’nın içinde bireysel özgürlüklerin savunucusu olan Ağaoğlu, fırkanın bazı politikalarına eleştiriler getirdi. II. ve III. dönemde de Kars milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Daha sonra Ağaoğlu, liberal temelli düşünceleri ile CHF'den uzaklaşarak Atatürk'ün isteği üzerine Serbest Cumhuriyet Fırkası'na katıldı ve SCF'nin önemli isimlerinden, hatta partinin ideoloğu olarak tanımlandı. Serbest Cumhuriyet Fırkası kapandıktan sonra CHF'ye tekrar dönmemiştir.[2][3] Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında çokça görülen aydın siyasetçi modelinin önemli temsilcilerinden birisi olan Ahmet Ağaoğlu’nun düşünce ve siyasî hayatında bireycilik anlayışının önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Modernleşme, toplum, demokrasi, özgürlük ve iktisatla ilgili görüşlerini bireycilik düşüncesi çerçevesinde değerlendirmektedir. Gerek ülkedeki gerekse dünyadaki genel siyasî havaya bakıldığında Ağaoğlu’nun bu yaklaşımın oldukça istisnai bir nitelik taşıdığı açıktır. Liberalizmin entelektüel ve siyasi camialarda itibarını hızla kaybettiği bu yıllarda Ağaoğlu, yeni devletin güçlü ve sağlıklı şekilde varlığını sürdürebilmesi ve gelişebilmesi için siyasi, iktisadi ve içtimai manada liberal ilkelerin esas alınması gerektiğini ısrarla savunmaktadır.[4] Liberal Kemalizm ve demokrasi[değiştir | kaynağı değiştir] Liberal Kemalizm'in kurucusu Ahmet Ağaoğlu’nun, demokratik yönetim anlayışını en uygun sistem olarak görmesinde demokrasi ve liberalizm arasında güçlü bir bağ olduğuna inanmasının önemli bir yeri olduğu aşikârdır. Ağaoğlu'na göre demokrasi, her türlü kabiliyetin gelişimine engelsiz sahalar açan bireysel özgürlük temeli üzerine kurulmuştur.[5] Ağaoğlu, bireysel özgürlükler kadar serbest piyasa sistemi ve demokrasi arasında da doğrusal bir ilişkinin varlığını belirtmiştir. Bu düşüncesini doğrulaştırmak amacıyla, Sovyet Maarif Komiseri Lunatcharsky’nin Bolşevikler’e hitap ederek söylediği; “Unutmayalım ki siz henüz hiçbir şey yaratmadınız. Bugün kullandığımız aletler, faydalandığımız cihazlar ve ilimler burjuva kültürünün mahsulüdür!” sözlerini göstererek, demokrasiye karşı çıkanların demokrasi ve ekonomik gelişim arasındaki olumlu ilişkiyi görmesinin gerektiğini ifade etmiştir.[4] Demokratik yönetim şeklini doğrudan demokrasi ile temsili demokrasi şeklinde tasnif eden Ahmet Ağaoğlu’nun demokrasi anlayışı, temsili demokrasi anlayışına dayanmaktadır. Onun bu tercihine ilişkin gerekçesi, doğrudan demokrasinin uygulanmasının teknik imkansızlığı kadar, Türk halkının demokratik yeterliliği konusunda duyduğu şüpheleri de içerir niteliktedir. Ağaoğlu, bir milletin veya topluluğun yönetme gücünü doğrudan doğruya eline almasının mümkün olmadığını belirterek, döneminin dünya üzerinde kabul gören demokrasi anlayışının da bu ilkeyi temel aldığını söylemektedir.[6] 18 Temmuz 1922'de Hakimiyeti Milliye gazetesindeki yazısında da toplumun demokratik anlayışının gelişimi için yapılması gerekenlere değinmektedir.[4] Ağaoğlu, demokrasinin iyi şekilde gelişebilmesi için öncelikle toplum ile yeterli derecede irtibat kuramayan aydınları eleştirerek, onların üstlenmesi gereken rolü şu sözleriyle ifade etmektedir: “Köylü ne libasımızdan, ne kıyafetimizden, ne dinimizden, ne âdetimizden, ne kitabımızdan, ne yazımızdan anlar, biz ve onlar tamamen başka insanlarız”.[4] Bu farklılığın giderilememesine aydın kesimi ile halkın arasındaki kapatılamayan derin uçurumun sebep olduğunu ve bunun da suçlusunun yine Türk aydınları olduğunu belirtmektedir. Ona göre, eğer Türkiye’de halkın temsiliyetine dayalı demokratik bir sistem var olacaksa aydın kesiminin de düşünce, söz ve davranışında toplumun çoğunluk kesimini teşkil eden köylü ve çiftçiyi esas alan bir yaklaşım göstermesi gerektiğini söylemektedir. Halkın iradesinin tercümanı olmaktan uzaklaşmış bir sistemin ise demokrasi olarak değil, tam tersine baskı, zorbalık ve gasp idaresi olarak görüleceğini ifade etmektedir.[4] Ağaoğlu bu elitist düşüncesine rağmen demokrasinin belli bazı kıstaslara sahip olmasının önemli olduğunu söylemektedir. Demokrasinin tanımını yaparken bile onun hangi şekli şartlara tabi olduğunu dile getirmektedir. Ağaoğlu’nun saydığı şekli şartlar göz önüne alındığında, aydın kesime biçilen role rağmen, yine de bireyi baz alan bir demokrasi anlayışına sahip olduğu görülmektedir. Bu anlayıştan hareketle, demokraside çoğunluğun hâkim olması, bu çoğunluğun taşıdığı zihniyet ve düşünme tarzının itibar görmesi, çoğunluğun ihtiyacının tatmin edilmesi ile çoğunluğun beklentilerinin ve arzularının millet hayatının üzerinde etkili olması şeklinde tanımlamaktadır. Bununla birlikte yönetici azınlığın belirlenmesi sürecinde örgütlenme ve yarışma özgürlüğü yani çok partili siyasi yapı öngörmektedir. Ona göre, yaşadığı yıllarda Türk toplumunun geri kalmasının sebeplerinden bir diğeri de rekabet ortamının yokluğudur. Siyasi partiler ne kadar artar ve çeşitlenirse, o kadar görevlere layık olan kişilerin yetişeceğini ve memleketin hayatının gelişeceğini ifade etmektedir.[4] Liberal Kemalizm ve bireycilik[değiştir | kaynağı değiştir] Ahmet Ağaoğlu’nun yazmış olduğu eserlere bakıldığında benimsediği bu bireycilik modelinin liberal bir içeriğe sahip olduğu görülmektedir. Bireyi diğer kolektif bütünlerden zihnî ve ahlâkî anlamda yukarıda kabul eden liberalizme göre aklın sahibi ve bunu kullanma beceresine sahip olan birey, kendi varlığı ve geleceğiyle ilgili kesin kararı verecek olan özgür bir varlığa karşılık gelmektedir. Bireyin sahip olduğu bu hususun insanların kendi hayatlarına olduğu gibi sosyal hayata da olumlu etkileri olmaktadır. Böylelikle birey davranışlarının ahlâkî sorumluluğunu üstlenmesi sonucunda sorumluluk sahibi bir varlık olmakla birlikte kendi iradesi doğrultusunda davranışlarını tatbik etmesi sonucunda sosyal hayatta bedensel ilişkilerin daha sağlıklı bir şekilde oluşmasını ve bu duruma güvenerek sosyal yapının sağlamlığını ve gelişmesini kuvvetlendirmektedir.[7] Bireyin kişisel ve sosyal alanlardaki gelişimine yapılan bu liberal vurgudan hareketle Ahmet Ağaoğlu da Türk siyasetinin sosyal yapısının yeniden kurulmaya çalışıldığı bir dönemde yeni yönetici kadronun pratik edeceği politika ve metotları liberal bireycilikten istifade etmek suretiyle belirlemesi gerektiğine inanmaktadır.[8] Ahmet Ağaoğlu, siyasetçi olmasının da etkisiyle, liberal bireyciliğe ait bu kabullerini detaylı teorik tartışmalardan çok sosyal hayatta ve siyasette sorun olarak saydığı pratik meseleler üzerinden ele almaktadır. Kendi yaşadığı dönemden yüz yıl önce tartışılmaya başlanan “Türkiye neden Batı’nın gerisinde kaldı?” ve “Türkiye’nin ilerlemesi için neler yapması gerekiyor?” şeklindeki sorulara yanıtlar aradığı ve çözümler sunduğu görülmektedir. Böylelikle yeni bir siyasî ve sosyal düzen kurmayı hedefleyen Türk modernleşmesinin ancak liberal bir anlayışı esas alması durumunda başarıya ulaşacağına inanmaktadır. Ahmet Ağaoğlu, liberal bireycilik hakkındaki görüşlerini izah etmeden önce Türk ve Batı toplumlarının zihniyetleri ve yaşayış tarzlarını karşılaştırma olarak ele almaktadır. Türkiye’nin siyasî ve ekonomik yapısının dönüştürülmesi gerektiğine inanmasının da etkisiyle, döneminin birçok modernist düşünürü gibi, Osmanlı’nın toplumsal yapısıyla hesaplaşarak kendi fikirlerinin altyapısını oluşturmaktadır. Ona göre kuvvetli toplumlar yalnızca kuvvetli bireylerin olduğu sosyal yapılara karşılık gelmektedir.[9] Bu sebeple Batı’nın modern dönemde gösterdiği siyasî ve ekonomik gelişimin temelinde bireyin başlı başına bir değer olarak korunmasının yer aldığını düşünmektedir. Ağaoğlu’na göre Batı dünyası siyasî, sosyal, estetik ve fikrî gücünü bireyi kuvvetlendirmesi sayesinde sürdürmektedir. Bu gelişmenin oluşmasında ise birey ile bireyin içinde yaşadığı toplum arasında kurulan olumlu irtibat bulunmaktadır. Toplumun genel yapısı bireye belirli bir ilham vermenin karşılığında bireyin üretkenliği neticesinde çok daha fazlasını ondan geri almaktadır.[10] Bireyin böyle bir siyasî ve hukukî koruma altına alınması sayesinde Batılı ülkeler kendi insanlarının becerilerinden azami ölçüde istifade etmektedir. Bireye yüklenen anlamı ve değeri Batı ve Doğu toplumlarının ayırt edici hususu olarak değerlendiren Ağaoğlu, Batı toplumlarının baş döndürücü bir gelişim yaşarken Doğu toplumlarının güçlerini yitirmesinin esas sebebini de bireye verilen bu değer farklılığına dayandırmaktadır. Batı’da bireycilik ve özgürlük düşüncelerine dayalı bir sistem inşa edilirken, Doğu’da ise tam tersine bireyin hem maddî hem de manevî bakımdan gelişmesine müsaade edilmediğini belirtmektedir.[11] Ağaoğlu, bütün Doğu toplumlarında olduğu gibi, Osmanlı toplumunun geleneksel düşünme ve yaşama şeklini bireyin gelişimi önündeki en büyük engel olarak tanımlamaktadır. Osmanlı’nın bu geleneksel yapısını Batı karşısında geri kalmasının en önemli nedenleri arasında görmektedir. Bu anlayış ve davranış şekli değişmeden Türkiye’nin siyasî, ekonomik ve sosyal yapısının tam manasıyla değişmeyeceğini ifade etmektedir. Ahmet Ağaoğlu, bireyciliğin önemini sıklıkla vurgulamasının yanı sıra, Osmanlı toplumunda bireyciliğin ortaya çıkmamasının nedenlerini detaylı şekilde değerlendirmektedir. Ağaoğlu'nun Türkiye’nin gelişmesi ve kalkınması konusunda kilit role verdiği bireyciliğin Türk toplumunda neden ortaya çıkmadığına ilişkin durum tespiti ve değişiklik teklifi bu sözleriyle belli olmaktadır: Cahil, kendisinin köle olduğunu bilen ve bu köleliğe tevekkül ve rıza ile kendisini teslim eden bir kadının etrafında büyüyen, ailesi içinde maddî kuvvetin timsali olan babasının -haklı olsun olmasın- her hususta üstün, galip ve hakim olduğunu devamlı olarak seyreden, dışarıdan insanların evinin duvarları, pencerelerinin kafesi, perdeleri, annesinin çarşafı ve peçesi, babasının selamlığı ile ayrılmış olan bir çocuğun ruhunda ferdiyet denilen olayın en menfi tarafları ta çocukluğundan ziyadesiyle gelişmeye başlamaz mı? Bizdeki ruhî kusurların kaynağını işte şu geçirdiğimiz çocukluk günlerinde ve o devrin aile etkilerinde aramalıdır. Hayatın en önemli kısmı olan bu devrede alınmış olan etkiler, hayatımızın sonuna kadar bizi takip eder.[10] Ağaoğlu, Türkiye’nin toplumsal yapısının neredeyse bütün ana unsurlarını bu sözleriyle eleştirir durumdadır. Aile içinde kadın ve erkek arasındaki ilişki biçimi, bu ilişkiden çocukların zihnî ve ahlâkî gelişimine etkisi, Türk evinin dış ve iç mimarî özellikleri ve de kadınların giyim ve kuşamları bu sert eleştirilerden nasibini almaktadır. Elbette bu eleştiriler sadece aile hayatıyla sınırlı kalmamaktadır. Ona göre mevcut eğitim anlayışı, eski hükümet sistemi, dinî anlayış ve edebî ürünler de Türk toplumundaki bireysel erdemlerin yok olmasının ana sorumluları olarak sayılmaktadır.[4] Ahmet Ağaoğlu, Türkiye’nin gelişmesi ve kalkınmasının bireyi koruyan ve ona özgür hareket alanı sağlayan siyasî ve sosyal bir yapının kurulmasıyla mümkün olacağını ifade etmektedir. Bu yapının kurulması ise bireye ait özgürlüklerin kabul edilmesiyle mümkün olacaktır. Ağaoğlu, birçok yazısında, bir siyasi sistemin hayat hakkı, fikir ve eylem özgürlüğü ile bireylerin kişiliklerini geliştirme hakkı başta olmak üzere bireysel özgürlükleri garanti alan bir yapıda oluşması gerektiğine işaret etmektedir.[4] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Anıl Çeçen (Kasım 1981). Atatürk ve İdeoloji. Türk dili. TDK Yayını. s. 299.  a b "Atatürk Dönemi Düşünürlerinin Gözüyle Kemalizm ve Türk İnkılabı" (PDF). Ankara Üniversitesi. 2014. 5 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.  a b "Tek Partili Türkiye'de Liberal Gelişmeler". 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.  a b c d e f g h "Erken Dönem Cumhuriyet'te Ahmet Ağaoğlu'nun Kemalizm'i Liberal Perspektiften Yorumlama Çalışmaları – Salih Zeki Haklı". Liberal Düşünce Dergisi. 4 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2021.  Devlet ve Fert. Ağaoğlu. s. 21.  Ahmet Ağaoğlu ve Liberalizm Anlayışı, Sayı 23. Murat Yılmaz. s. 66.  Özgür Toplumda Birey ve Cemaat. Salih Zeki Haklı. Liberte Yayınevi. ss. 40-61.  “Azerbaycanlı Bir Entelektüelin Ortaya Çıkışı: Ahmed Ağaoğlu’nun Fransa Yılları 1888-1894” Sayı 1. François Georgeos. Toplumsal Tarih. 1994. s. 6.  Devlet ve Fert. Ahmet Ağaoğlu. Sanayiinefise Matbaas. 1933. s. 74.  a b Üç Medeniyet. Ahmet Ağaoğlu. s. 39.  Üç Medeniyet. Ahmet Ağaoğlu. s. 63.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Liberal_Kemalizm&oldid=32304569" sayfasından alınmıştır
Alt kategoriler Toplam 2 alt kategoriden 2 tanesi burada bulunmaktadır. Kemalist partiler‎ (2 K, 15 M)C Cumhuriyet Halk Partisi‎ (2 K, 22 M) Cumhuriyetçi Güven Partisi‎ (1 K, 1 M) "Kemalist partiler" kategorisindeki sayfalar Bu kategoride toplam 15 sayfa bulunmaktadır ve şu anda bunların 15 tanesi görülmektedir. B Bağımsız Türkiye PartisiC Cumhuriyet Halk PartisiD Demokratik Sol PartiH Hak ve Adalet Partisi Hak ve Eşitlik Partisi Halkın Yükselişi Partisiİ İYİ PartiM Memleket PartisiS Sosyal Demokrat Parti (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)T Türkiye Değişim PartisiU Ulusal Parti (Türkiye)V Vatan Partisi (2015)Y Yeni Parti (2008) Yenilik PartisiZ Zafer Partisi "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kategori:Kemalist_partiler&oldid=30460098" sayfasından alınmıştır
Kemalizm ve Marksizm veya Atatürkçülük ve Marksizm, Marksizm ve Kemalizm akımlarının karşılıklı ilişkileri, koşutlukları ve karşıtlıkları ile ilgilenir. İki akım arasındaki tarihsel koşutluk ve ayrılıklar[değiştir | kaynağı değiştir] Marksist hareketler karşısında Kemalist kadronun tutumu hakkında 1923-1960 yılları arasında, sırasıyla 1925, 1927, 1929, 1938, 1951-52'de gerçekleşen tutuklama ve takibatın, Tan Matbaası baskınının ve içlerinde en etki bırakanı Mustafa Suphi olayının dahil olduğu çok sayıda tarihsel ayrılık şunu göstermektedir: Marksist Komünizm, Cumhuriyet bürokrasisinin şimşeğini üzerine çekmiş, Şerif Mardin’in deyişi[1] ile aforoz edilmiştir. Baskı ve şiddet görerek varoluş mücadelesi veren az sayıda Marksist, mahkûm veya sürgün edilmiş, siyasi yasaklı durumuna düşmüş ya da selameti yurt dışına kaçmakta bulmuştur. Türk Marksizminin bir kesimi, Kemalizm'e eklemlenebilmek adına, bir tür popülizm ile sınıf kavramının önüne halk kavramını almış, böylece daha geniş, kapsayıcı bir ortak unsur elde edilmeye çalışılmıştır. Diğer deyişle, bir toplumsal sınıfın haklarının hamisi olmaktan, politik mücadelesini 'halk'laştırılmış toplumsal sınıfların çoğunluğuna dayandırmaya talip olmuştur. Türk Marksistleri aktivizm söz konusu olduğunda, bir politik tavırda -büyük çoğunlukla- birleşirler: Kemalizmi, millî burjuvazi yaratmaya çalıştığı için kapitalist, emekçi kitlelerin sendika ve parti teşkilatlanmasını engellediği için korporatist, Mustafa Suphi’nin yurda girmesini engellediği için anti-komünist diye alelade bir diktatörlükmüş gibi üstünkörü mahkûm etmekten vazgeçip, onun, irtica kuvvetlerinin saldırılarına rağmen bir cumhuriyet kuran, emperyalist ulusları Kurtuluş Savaşı'nda dize getiren, inkılâpçı olan geçmişiyle barışmaktır. Politik kimlikler her ne kadar yalıtık olmak iddiasında iseler de, bir yandan yakınlaşmaya da eğilimlidirler. Ortak bir düşman karşısında politik talep ve kimlik grupları bir hedef etrafında birleşmek eğilimindedirler. Dolayısıyla 'devrimci Kemalistler' ile Marksistler, hatta komünistler, "Faşist, baskıcı, sömürücü, dışa bağımlı" olduğunu düşündükleri hükûmetlere karşı bir eşdeğerlik çizgisi yaratabildiler. Bu yakınlaşma 1940'lı yıllarda inşa olmaya başladı ve artarak devam etti.[2] Kadro hareketi[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Kadrocular Bir dönem Kadrocular olarak anılan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin gibi cumhuriyetin ilk dönem aydınları, Ankara'da 1932 ve 1935 yılları arasında yayınladıkları Kadro dergisi etrafında faaliyet gösteriyorlardı. Derginin yayın hayatına başlaması bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün isteğiyle oldu. Kadrocular, Kemalizmi bir sistem haline getirmek için çalıştılar. İlk sayıda Şevket Süreyya Aydemir derginin yayınlanma amacını açıklarken, desteklemekte oldukları inkılâpların ideolojik temellerini oturtmayı amaçladıklarını belirtmiştir.[3] İdeolojik temellerini oturttuktan sonra Kemalizmi Üçüncü dünya ülkelerine ihraç etmeyi tasarladıkları iddia edilir. Kadrocuların temel ideoloğu Şevket Süreyya Aydemir idi. Yakup Kadri ile Şevki Yazman dışında kalanlar sosyalist dünya görüşüne sahiptiler. Mevcut karma ekonomiden ziyade devlet ağırlıklı ekonomi ve tam bağımsızlıkçılık üzerinde yoğunlaşan Kadro hareketi, kapitalizm ve sosyalizm dışında bir üçüncü yol arayışında bulunmuş olsalar ve kısmen özgün unsurlar eklemlendirseler de, kapsamlı bir temellendirme gerçekleştiremediler. Her yönden gelen eleştirilere Atatürk'ün de katılması sonucunda üyeleri çeşitli devlet görevlerine yerleştirilip dergi kapattırılır. Çok uzun sürmeyen bu süreç içinde Türkiye'nin sisteminin, bir tür devlet sosyalizmine dönüştürülmesine çalışılmıştır. Yön dergisi[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Yön (dergi) Yön dergisi, Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal ve Cemal Reşit Eyüboğlu tarafından kurulup 1961 ve 1967 yılları arasında sol muhalif hareketin öncülüğünü yapan bir haftalık dergi olmuştur. Bu derginin içinde yer alan ve kapandıktan sonra da anıldığı biçimiyle Yön hareketi, Kemalizmi reddetmeden onu sosyalist devrimle tamamlamayı tasarlıyordu. Özellikle Doğan Avcıoğlu açıkça "Kemalist Sosyalizm" anlayışını savundu. Kemalist devrimlerin kazanımlarının savunulmasını ve bunu bir ileri aşama olarak sosyalizme taşımak gerektiğini ileri sürüyordu. Bu yönüyle Yön hareketi, kısmen Kadro hareketinin devamı niteliğindeydi. Avcıoğlu bu görüşlerini 1969 yılında yayınlamaya başladığı Devrim gazetesinde görüşlerini daha da keskinleştirdi. Millî Demokratik Devrim[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Millî Demokratik Devrim Millî Demokratik Devrim tezinin önemli ideologlarından Muzaffer İlhan Erdost Kemalist Devrimi ve başarılarını şöyle değerlendirir: "1) Ülkeyi sömürgeleştirmek için işgal etmiş bulunan düşman, silahlı mücadele ile Mîsâk-ı Millî sınırları dışına atılmış, 2) feodal devlet yıkılmış, Cumhuriyet kurulmuş, 3) feodal devletin ideolojik kaynağı olan tarikat, tekke vb. kapatılmış, yobaz sindirilmiş, 4) yabancı sermaye sahibi işletmeler millîleştirilmiştir."[4] Yine Millî Demokratik Devrim ideologlarından Mihri Belli Kemalizm methiyesini şu şekilde yapmıştır: "Üretim tarzı Kemalist Türkiye’de kapitalizm idi, bugün de kapitalizmdir. Yalnız bir nitelik farkı vardır. Komprador teşvik görmüyordu Kemalist Türkiye’de. Yabancının mülkiyeti olan müesseseler, demiryolları, madenler vb. devletleştiriliyordu. Bir millî burjuvazi yaratma çabasında idiler. Bu çaba pek başarılı olmadı. Devrimi yöneten aydın zümre bunu görecek durumda değildi. Niyeti hiç şüphesiz ki, iyi idi.[5] Bu sözler, Mihri Belli’nin sıklıkla dile getirdiği “Kemalizm ile Marksizm arasında aşılmaz duvarlar yoktur” ifadesinde tezahür eden vurgusunun nedenini daha anlaşılır bir hale getirmektedir.[6] Doğan Avcıoğlu'nun kurup muhalefet odağı haline getirdiği Devrim gazetesi etrafında toplanan ve içlerinde 27 Mayıs Darbesini yapan Millî Birlik Komitesi'nin liderlerinden Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun da bulunduğu Millî Demokratik Devrim yanlıları, o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek ulusçu-devrimci yöntem olarak ifade ettikleri ilkeler doğrultusunda parlamento dışı bir muhalefeti savunuyorlardı. Bu dönemde Devrim gazetesi içinde, Türk Ordusunu tahrik ederek sol-sosyalist, bir çeşit Baasçı yönetim kurdurmak için Doğan Avcıoğlu ve İlhan Selçuk'un başını çektiği çok ciddi faaliyetler olduğu iddia edildi. Devrim gazetesinin genel yayın yönetmeni Hasan Cemal çok sonraları anılarını anlattığı Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) adlı kitabında o zamanki maksatlarının "ulusalcı" subayları ikna ederek onlarla birlikte bir "Millî Demokratik Devrim" yapmak olduğunu açıkça itiraf etti.[7] Daha sonra Millî Demokratik Devrim çizgisi, sırasıyla Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (1969 - 1977), Türkiye İşçi Köylü Partisi (1978 - 1981), Sosyalist Parti (1988 - 1992), İşçi Partisi (1992 - 2015) ve bu partinin 15 Şubat 2015 tarihindeki isim değişikliğiyle günümüzde Vatan Partisi ile sürdürülmekte ve mensupları kendilerini hem Kemalist hem sosyalist olarak tanımlamaktadırlar. Sürekli devrim kavramı[değiştir | kaynağı değiştir] Sosyalist bir aydın olan Attilâ İlhan'ın Kemalizme karşı duruşu daha tarihsel, dolayısıyla entelektüel bir derinliğe sahiptir: Ona göre "[...] Mustafa Kemal Paşa'nın devrimciliğini [...] inceleseler göreceklerdi ki, [...] bir yandan toprak reformu ile, bir yandan endüstri devrimi ile, Osmanlının feodal yapısı değiştirilecek, bir burjuva demokrasisinden liberal düzeni gerçekleştirilecekti, bu arada milletleşecek Osmanlı toplumundan, geçmiş köklerini bilen, tarihine ve diline sahip, kendi kendisiyle mutabık bir Türk milleti çıkarılacak, bir ulusal bileşim yapılacaktı. Bu girişimin amacı çağdaş uygarlığa ulaşmak oluyordu, çağdaş uygarlık diyalektik bir kavram olduğu için, Atatürk Türk toplumuna değişen ve gelişen bir amaç veriyor, böylelikle kendi içinde bulunduğu aşamada bu amaç bir liberal burjuva düzeni olabildiği gibi, daha ilerideki aşamalarda pekâlâ bir sosyalist düzen olabiliyordu. Diğer bir söyleyişle, Mustafa Kemal Paşa'nın diyalektiği, sosyalizmi öngörmüyor, ama içinde bir 'çağdaş uygarlık tohumu' olarak taşıyordu."[8] Bu bakımdan Attilâ İlhan, Atatürk’e ve devrimlerine daha geniş bir ilkeden yaklaşmayı denemektedir: Bu ilke Lev Troçki'nin ortaya attığı sürekli devrim kavramıdır ve bir yanıyla Kemalist projenin tarihin burjuva demokratik devrim aşamasını sağlıklı süreçlere oturtan milliyetçiliğine/modernleşmeciliğine işaret eder. Attilâ İlhan'ın "Kemalizm, sürekli devrimciliktir."[9] derken kastettiği diğer anlamı ise Atatürk'ün 'ekonomik ve sosyal diyalektiğin' özünü kavramış olmasına vurgu yapmaktır.[2] Karşıt uygulamalar[değiştir | kaynağı değiştir] Bazı kaynaklar Türkiye'de antikomünizm faaliyetlerinin Mustafa Kemal döneminde başladığını belirtmektedir. Bu kaynaklara göre Anadolu'da antikomünist faaliyetler 20. yüzyılın başlarından itibaren gelişmiş, 1920'li yıllarda kapsamlı bir hal almıştır. Bu kapsamda Üçüncü Enternasyonal delegesi ve Türkiye Komünist Partisi kurucusu Mustafa Suphi, 28 Ocak 1921 tarihinde 14 yoldaşı ile birlikte katledilmiştir.[10] Bu gelişmeyi izleyen yıllarda Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarılarak bütün partiler baskı altına alınmış[11] ve ardından 1927 Tevkifatı olarak bilinen tutuklama süreci başlatılarak Türkiye Komünist Partisi üyelerine karşı yaygın tutuklama politikası devreye konmuştur.[12][13] Hikmet Kıvılcımlı, Nâzım Hikmet, Şefik Hüsnü gibi isimler yargılanarak hapis cezalarına çarptırılmışlardır. Nitekim, 1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk başkanlığındaki heyet, Hikmet Kıvılcımlı'nın yazılarını zararlı ilan ederek sansürleme kararı buna örnek gösterilmektedir.[14] Kararda "Hikmet Kıvılcımlı tarafından yazılarak İstanbul'da Gütenberg matbaasında basılan "Demokrasi, Türkiye, Ekonomi Politikası" adlı broşürün zararlı yazıları taşıdığı anlaşıldığından, Matbuat kanununun 51. Maddesi mucibince satışının yasak edilmesi; Dahiliye vekilliğinin 18.11.937 tarih ve 7478/33, 7969/3 sayılı tezkereleri ile yapılan teklifleri üzerine İcra Vekilleri Heyeti'nce 15.12.937 tarihinde onanmıştır" ifadeleri geçmektedir.[15] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Kurtuluş Savaşı'nda Sovyetler Birliği-Türkiye ilişkileri Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Mardin, Şerif (1997). Siyaset ve Sosyal Bilimler. İstanbul: İletişim Yayınları. s. 167.  a b "Cephe Hareketi"nin Türk Marksizmine ve Kemalizm ile İlişkisinin Niteliğine Etkisi Üzerine Post-Marksist Bir Tartışma 11 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Gökhan Karsan, Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt XXXI, Sayı 2, 2012, s. 39-57. "Kadro". Kadro, 1. Ocak 1932. s. 3.  Türkiye Üzerine Notlar, Muzaffer İlhan Erdost, s.15, Sol Yay., Ankara, 1971. “Türkiye’de Karşı Devrim”, Mihri Belli, Türk Solu, 64, 4 Şubat 1969. İnsanlar Tanıdım: Mihri Belli’nin Anıları, Mihri Belli, Doğan Kitap, İstanbul. Cemal, Hasan (25 Mart 2008). "Darbecilikten, cuntacılıktan demokrasi kahramanlığına..." Milliyet. 4 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2016.  Hangi Sol, Attilâ İlhan, Bilgi Yayınları, Ankara, 1996, s.175. “Cumhuriyet” söyleşileri 2, Attilâ İlhan, Bilgi Yayınları, 1999, s.14. Kılıç, Ecevit TKP'nin liderleri denizde öldürüldü 6 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Sabah gazetesi, 14 Eylül 2008, Erişim tarihi: 19 Kasım 2015. TBMM Zabıt Ceridesi, cilt 30, 19. İçtima, 2 Mart 1927 Çarşamba. Demirci, Fatih Kadro Hareketi ve Kadrocular, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2006, sayı 15. Ergüder, J. 1927 Komünist Tevkifatı, "İstanbul Ağır Ceza Mahkemesindeki Duruşma", Birikim Yayınları, İstanbul, 1978 Başvekalet Kararlar Dairesi Müdürlüğü 15 Aralık 1937 tarih, 7829 nolu kararname., Erişim tarihi: 7 Haziran 2016. Demokrasi, Türkiye, Ekonomi Politikası 24 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (orijinal başlık Demokrasi, Türkiye Ekonumi Polkitikası), Erişim tarihi: 7 Haziran 2016. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kemalizm_ve_Marksizm&oldid=30530271" sayfasından alınmıştır
Kemalizm aleyhtarlığı olan Anti-Kemalizm ile ile karıştırılmamalıdır. Post-Kemalizm, özellikle Türk akademisinde ve siyasi tartışmasında; Türkiye'nin, başta demokratikleşme olmak üzere yaşadığı siyasi ve kültürel sorunların kaynağının askeri-bürokratik İttihatçı-Kemalist ideolojide yattığını savunan ve temelinde Türk resmi tarihçiliğini sorgulama olan bir akımdır. 12 Eylül sonrası ortaya çıkan post-Kemalist akım, 2000'li yıllarda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesi ile Türk tarihyazımının merkezine oturmuş, 2010'lu yıllardan sonra ise gerilemeye başlamıştır.[1] Post-Kemalistlerin temel görüşleri[değiştir | kaynağı değiştir] Post-Kemalistler, genel olarak bir siyasi akıma bağlı değillerdir. Sosyalizmden, liberalizme ve muhafazakârlığa kadar geniş bir çerçevedeki yazarlar post-Kemalist olarak nitelendirilmiştir. Ancak genel olarak postmodern bir tarih anlayışına sahip olan bu akım, Türk tarihyazıcılığına ve Türk devletinin kuruluşuna eleştirel bir açıdan bakmaktadır.[2] Post-Kemalist düşüncenin temelinde, Şerif Mardin'in Türkiye koşullarına uyarladığı merkez-çevre kuramı yatar. Mardin'e göre asker-bürokrat sınıftan oluşan 'merkez', liberaller, sosyalistler, başta Kürtler olmak üzere azınlıklar ve özellikle muhafazakarlardan oluşan 'çevreyi' dışlamış ve Türk siyasetinin dışına itmiştir. Siyasi 'merkez', iktidarını korumak ve modernleşme misyonunu gerçekleştirmek için 'çevre' ile çatışmaya girmiştir ve onu kendisine bir tehdit olarak görmüş ve bu hareketi bastırmaya çalışmıştır.[3] Türkiye'de yaşanan askeri müdahalelerin, parti kapatmalarının temel sebebi de bu olarak görülmüştür. Bununla beraber post-Kemalistler, Atatürk döneminde yapılan devrimlerin 'tepeden inmeci' karakterine dikkat çekmişlerdir. Çeşitli yazarlar, devrimlerin şekilci yapısını ve topluma yayılamamasını eleştirmiş ve bu devrimlerin baskıcı bir modernleşmenin ürünü oldukları şeklinde eleştirilerde bulunmuşlardır.[4] Örneğin kadın devrimlerinin paternalistik yapısı, Kemalist rejimin Türk milliyetçiliği gibi konular, ilgili yazarların eleştiri odağı olmuştur. Post-Kemalistler, Türkiye'nin yaşadığı demokratikleşme ve kültür savaşı gibi sorunların çözümünün ise geç Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin yanlışlarının ortaya konması ve bundan sonra da 'çevrenin' iktidara gelmesi ile olacağını savunmaktadırlar. Liberallerden, muhafazakârlardan ve diğerlerinden oluşan çevre, asker-bürokratlardan oluşan vesayetçi merkezi tasfiye edecek ve Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde adımlar atacaktır.[1] Fikret Başkaya'ya göre 1940'larda resmi ideoloji olan Kemalizm'e sağcı-dinci kesimden yöneltilen eleştiri iktidar mücadelesi amaçlı olduğu için Kemalizm'in temel problemlerini ele almayı ihmal etti. Sol hareket 1960'lı yıllarda yükselişteyken resmi ideoloji ve resmi tarihle bir hesaplaşmaya girişmedi. Bu nedenle o dönemde de Kemalizm eleştirisi marjinal düzeyde yapıldı. 1990'larda ise postmodernizmin yükselişi ile birlikte dinci-sağcı ideoloji ile ortak bir Kemalizm eleştirisi yapılmaya başlandı. 2002'de İslamcılık iktidar olduktan sonra yeni bir resmi ideoloji dayattığı için, devletin resmi ideolojisi yeniden canlandı. Başkaya'ya göre bu yükseliş etki-tepki diyalektiği içinde meydana geldiğinden kalıcı bir yükseliş değil.[5] Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Post-Kemalist tabiri, 1980'ler öncesinde kimi tarihçiler tarafından çeşitli anlamlarda kullanılmış olsa da 2015'te İlker Aytürk tarafından tanımı yapılmıştır. 12 Eylül Darbesi sonrasında Şerif Mardin, Mete Tunçay, Erik Jan Zürcher gibi araştırmacılar, resmi tarih anlayışının dışına çıkarak Kemalizm'i ve İttihatçılığı sorgulamaya başlamışlardır. Bu eleştirel anlayışları sonucu birçok akademisyen 1980'li ve 90'lı yıllarda çeşitli kadrolardan dışlanmıştır. 28 Şubat sürecinden sonra ise post-Kemalist eleştiriler artmıştır.[6] Post-Kemalizm açısından bir dönüm noktası 2002'de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesi olmuştur. AK Parti iktidarı ile beraber 'askeri-bürokratik' düzenin iktidardan düşmesi, post-Kemalizmin Türk tarihyazımının merkezine yerleşmesini sağlamıştır. Yürürlüğe konulan Avrupa Birliği ile uyum yasaları, 12 Eylül ve 28 Şubat döneminin izlerinin silinmesi, 2007 anayasa değişiklikleri, Ergenekon ve Balyoz davaları ve Çözüm Süreci gibi olaylar post-Kemalist anlayışın uygulamaya konulması olarak nitelendirilmiştir.[6] Ancak 2008 sonrası AKP iktidarının giderek otoriterleşmesi, sivil Anayasa tekliflerinin uygulamaya sokulmaması, Gezi Parkı olayları ve Çözüm Süreci'nin tekrar silahlı çatışmaya dönmesi sonucunda Türk entelektüel çevrelerinde AK Parti'yeye olan bakış değişmiştir. Bununla beraber AK Parti iktidarına yakın olan bazı post-Kemalist yazarlar AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan ile olan bağlarını koparmışlardır. Bu süreçten sonra Türk tarihyazımı post-Kemalizmden uzaklaşmaya başlamıştır.[6] Bazı post-Kemalistler[değiştir | kaynağı değiştir] Mete Tunçay[7] Erik Jan Zürcher[8] Şerif Mardin[9] Nilüfer Göle[10] Büşra Ersanlı-Behar[11] Taha Parla[12] Levent Köker[13] Eleştiriler[değiştir | kaynağı değiştir] Post-Kemalizm, 1980'lerden beri çeşitli yazarlarca eleştirilmektedir. Bu eleştiriler ilk olarak kendini Kemalist olarak tanımlayan yazarlar sonrasında Marksist yazarlar tarafından gelmiştir.[14] Muhafazâkar ve İslamcı cenaha olan ılımlı görüşleri nedeniyle anti-kemalizm ve karşı-devrimcilikle itham edilmişlerdir. Ancak 2012 sonrası post-Kemalistler farklı görüşlerden eleştiriye tutulmuşlardır. İlker Aytürk'e göre Post-Kemalizm'in muhalefet olmaktan çıkıp, 2002'de AKP'nin iktidara gelmesiyle başlayan süreçte Kemalizm'in taşıyıcısı olan sembollerin ve kurumların zayıflamasıyla birlikte Türkiye'nin demokratikleşmesinin Kemalist asker ve Kemalist sivil bürokrasi tarafından sekteye uğratıldığı iddiası geçerliliğini yitirdi.[15] Post-Kemalistlere yapılan eleştirilerin temel hatları şunlardır: Resmi tarih yazımını sorgulayıp onun yanlışlarını ortaya çıkarmasına rağmen Post-Kemalizm eleştirdiği resmi tarih yazıcılığının yerine tarafsız bir anlayış sunamayarak aynı hataya düşmüş, sadece Kemalist tarihin yergisi üzerine bir tarih yazımı oluşturmuşlardır.[16] Anakronizm yapılarak Kemalist otoriteye karşı çıkan isimler siyah-beyaz bir şekilde yüceltilmiştir.[2][17] Türkiye'deki demokratikleşme ve çoğulculuk sorunundan sadece İttihatçı-Kemalist anlayış sorumlu tutulmuş, 1908-1950 arası dışındaki olaylar ve daha geniş etmenler değerlendirilmemiş, farklı ülkelerdeki durumlar ile karşılaştırma yapılmamıştır.[18] 'Çevrenin' iktidara gelmesi Türkiye'nin daha çok demokratikleşmesiyle sonuçlanmamış, AK Parti iktidarı ile çevre merkeze dönüşmüştür.[3] Post-Kemalist olarak tanımlanan birçok isim, AKP iktidarı döneminde edindikleri mevkiler dolayısıyla ve yaşanan otoriterleşmeye sessiz kalmaları konusunda eleştirilmişlerdir.[19] Post-post-Kemalizm[değiştir | kaynağı değiştir] Aytürk, post-Kemalist paradigmanın Türkiye'yi anlamakta ve sorunlara teşhis koymaktaki yetersizliği ortaya çıktığı için post-post-Kemalizm terimini önerdi. 1908-1938 arası dönem yoğun bir şekilde çalışılmış olmasına rağmen, 1950-1980 arası dönemdeki sol yaklaşımların, Türk sağının, Soğuk Savaş'ın detaylı çalışmadığını belirtti. Türkiye tarihini yorumlamakta yetersizliğin bir bölümünün milliyetçi-mukaddesatçı iktidarların baskın olduğu dönemdeki milli güvenlik devletinin kuruluş sürecinin atlanmasından ileri geldiğini iddia etti.[15] Konuyla ilgili eserler[değiştir | kaynağı değiştir] Aytürk, İlker; Esen, Berk (2022). Post-Post-Kemalizm: Türkiye Çalışmalarında Yeni Arayışlar. İletişim Yayınları. Lamprou, Alexandros; Adak, Sevgi (2022). Tek Parti Dönemini Yeniden Düşünmek: Devlet, Toplum ve Siyaset. Tarih Vakfı. Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Post-Siyonizm[20] Eleştirel teori Tarihsel revizyonizm Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Özel[değiştir | kaynağı değiştir] a b Aytürk, İlker (1 Ocak 2019). "Post-Kemalizm Nedir? Post-Kemalist Kimdir? Bir Tanım Denemesi". Varlık. 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  a b "Türk Kulturkampf'ında Post-Kemalizm parantezi III". PolitikYol Haber Sitesi. 6 Eylül 2021. 7 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  a b "'Çevre'den 'Merkez'e Yönelim Bağlamında Türkiye'de Muhafazakârlığın Dönüşümü: Siyasal İslâmcılıktan Muhafazakâr Demokratlığa AK Parti Örneği". 11 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  Aytürk, İlker. "Post-post-Kemalizm: Yeni Bir Paradigmayı Beklerken". 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  KAYNAR, METE KAAN (2021). Türkiye’nin Lanetlisi: Bir Muhalif "Fikret Başkaya ile Sohbetler". İletişim Yayınları. ss. 222-226. ISBN 978-975-05-3022-7. 13 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2023.  a b c Aytürk, İlker. "Post-post-Kemalizm: Yeni Bir Paradigmayı Beklerken". 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  Tunçay, Mete (1999). Türkiye Cumhuriyeti'nde tek-parti yönetimi'nin kurulması, 1923-1931. 3. basım. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. ISBN 975-333-114-2. OCLC 44912509.  Zürcher, Erik Jan (1984). The Unionist factor : the rôle of the Committee of Union and Progress in the Turkish National Movement, 1905-1926. Leiden: Brill. ISBN 90-04-07262-4. OCLC 11871220.  Mardin, Şerif (1989). Religion and social change in modern Turkey : the case of Bediüzzaman Said Nursi. Albany. ISBN 0-585-07525-5. OCLC 42855848.  Göle, Nilüfer (2004). Modern mahrem : medeniyet ve örtünme. 8. basım. Beyoğlu, İstanbul: Metis. ISBN 975-342-194-X. OCLC 76880161.  Ersanlı, Büşra (2009). İktidar ve tarih : Türkiyeʼde "resmî tarih" tezinin oluşumu : (1929-1937). 3. baskı. İstanbul: İletişim. ISBN 978-975-05-0120-3. OCLC 762137767.  Parla, Taha (1993). Türkiye'nin siyasal rejimi, 1980-1989. 2. baskı. Cağaloğlu, İstanbul: İletişim Yayınları. ISBN 975-470-318-3. OCLC 29796212.  Köker, Levent (1990). Modernleşme, Kemalizm ve demokrasi. 1. baskı. İstanbul: İletişim Yayınları. ISBN 975-470-026-5. OCLC 23171350.  Timur, Taner. Türk Devrimi ve Sonrası. İmge Yayınları. ss. s.307-308,312.  a b Post-post-Kemalizm : Türkiye çalışmalarında yeni arayışlar. İlker Aytürk, Berk Esen. İstanbul. 2022. ss. 23-50. ISBN 978-975-05-3351-8. OCLC 1357496130.  "Kemalizm ve 'Eleştirinin Eleştirisi' - Tanıl Bora". birikimdergisi.com. 14 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  Zürcher, Erik Jan, Cumhuriyetin İlk Yıllarında Siyasal Muhalefet:Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası.  "Demokrasimizin önündeki engel gerçekten Kemalizm mi?". PolitikYol Haber Sitesi. 2 Ağustos 2021. 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  "Orhan Pamuk'a 'Yetmez ama evet' sorusu: Yanıtlamaktan kaçınıyorum". T24. 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.  Post-post-Kemalizm : Türkiye çalışmalarında yeni arayışlar. İlker Aytürk, Berk Esen. İstanbul. 2022. s. 32. ISBN 978-975-05-3351-8. OCLC 1357496130.  Genel[değiştir | kaynağı değiştir] Burak Gümüş (2020/21), "De-Kemalisation from above in 'New Turkey'", Lutz Berger & Tamer Düzyol (Ed.), Kemalism as a Fixed Variable in the Republic of Turkey. History, Society, Politics, Ergon, Baden-Baden, S. 143-174 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Post-Kemalizm&oldid=31165909" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789750535048 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/978-975-05-3504-8" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789750521188 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/978-975-05-2118-8" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789750500053 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/978-975-05-0005-3" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789750512414 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/978-975-05-1241-4" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9755330860 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9755330860" sayfasından alınmıştır
Gazi Mustafa Kemal, Türk Tarih Kurumunun kuruluşunda (1931) Atatürk milliyetçiliği, Atatürk'ün millet tanımından yola çıkarak Kemalizm'in milliyetçilik ilkesini oluşturur. Atatürk'e göre millet, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve siyasi birlik olan insanlar topluluğudur. Atatürk'ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran sivil milliyetçi[1][2][3] bir vatanperverlik anlayışıdır.[4][5][6] Afet İnan'ın Medeni Bilgiler isimli kitabında Atatürk kendi millet tanımını açıklamış ve bu tanımın içine ırk, etnik köken ve din gibi hususları katmamıştır. Atatürk, milleti “Türkiye halkı, ırken[7] veya dinen veya harsen birleşik ve yekdiğerine karşı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey’ettir” diyerek tarif etmektedir.[8] Ayrıca Atatürk, Ziya Gökalp gibi Türkçülerin hars-medeniyet ayrımına katılmamış ve "medeniyet, harstan başka bir şey değildir" yorumunu yapmıştır.[9] Remzi Oğuz Arık ise, “Millet, soy aslına dayanan kültür birliğini benimsemiş insan kitlesidir. Türk Milleti, Türk soyundan gelenlerle birlikte bu soyun yarattığı kültürü benimsemiş, bu kültür hayatını benimsemiş, bu kadere katılmayı benimsemiş olanlardan meydana gelir” diyerek Kemalist milliyetçiliği tanımlar.[10] Fransız İhtilali'ni takip eden yüzyıl boyunca Avrupa'da imparatorluklar bir bir bölünmüş ya da yıkılmış yerlerine ardı sıra millî devletler kurulmuştu. Osmanlı Devleti de bundan nasibini almış, Balkan halkları isyanlar çıkararak kendi bağımsız millî devletlerini kurmuştu. Batılı devletlerin baskısıyla Osmanlı Devleti karşısında savaşta mağlup olduğu zamanlarda bile topraklarını genişleten Yunanistan, Sevr Antlaşması eğilimleri çerçevesinde bu sefer 1919 yılında Anadolu'nun işgaline başlamıştı. Osmanlı aydınları Tanzimat'tan sonra Osmanlı milliyetçiliğini savundular, bazıları ümmetçiliğe yöneldi ancak aynı ümmetten olan Arap kavimleri de dış kışkırtmaların da etkisiyle Osmanlı Devleti'nden ve birbirlerinden bağımsız devletlere bölündüler. Dünya üzerindeki tüm Türk halklarını birleştirmeyi savunan Türkçülük fikri de İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarınca benimsenmiş milliyetçilik akımlarından biriydi. I. Dünya Savaşı sırasındaki Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa, bu hayal ile Tacikistan'da çatışma sırasında öldü. Atatürk bu akımlardan hiçbirini desteklemeyerek, daha sonra 1982 Anayasası'nda Atatürk Milliyetçiliği olarak isimlendirilen görüşü ortaya koydu.[11] Afet İnan, öğrenim gördüğü Fransız Lisesindeki tarih kitabını Mustafa Kemal Atatürk'e gösterir. Kitapta Türklerden "ikinci dereceden sarı ırktan, istilacı barbar kavim" olarak söz edilmekteydi. 19. Yüzyıl Avrupa'sında geliştirilen ırkçılık ve beyaz ırkın üstünlüğü tezleri Avrupa milletlerini üstün görüyor ve kendi tarihine kaynak olarak özgün uygarlığın beşiğinin Yunanistan olduğu efsanesini ortaya atıyordu. Batılı ırkçı akımların tesirinde yazılan tarih kitaplarının Türklere yaklaşımı göçebe, istilacı barbarlar şeklindeydi. Batılı tarihçiler M.Ö. 5000 yıllarında Anadolu, Mezopotamya ve Asya'da ortaya çıkan medeniyet izlerinin keşfinden önce, Antik Yunan Medeniyetini kendi medeniyetlerinin odağına oturtuyordu.[12][13][14] Irklar arasında bugün görülen farkların tarih açısından önemi pek azdır. Kafatası biçimi ırkların sınıflandırılmasında kullanılırsa da toplumsal hiçbir anlamı yoktur... Türk Tarihinin Ana Hatları, 1930 Çok kitap okuyan ve tarihe ilgisi olan Mustafa Kemal Atatürk, bilimsellikten uzak ve ırkçı yaklaşımla yazılmış batılı tarih kitaplarından rahatsız olmuştu. 1929 ve 1930 yıllarında iki gece hiç uyumadan üzerine notlar alarak ciltler dolusu kitap okuduğu oluyordu. Yeni çıkan yabancı kitapları veya bunların özetlerini uzmanlara çıkarttırıp okuyordu.[15] Atatürk, H. G. Wells'in "Dünya tarihinin Ana Hatları" eserini[16] bitirince hemen Türkçeye çevrilmesini istedi.[17] Tarihteki Türk uygarlıklarının, medeniyetlerin kaynağı olduğu anlatılan liselerde 1931-1939 yıllarında ders kitabı olarak okutulan 4 ciltlik Türk Tarihinin Ana Hatları adlı eserin yazılması için Türk Tarihini Tetkik Cemiyetini görevlendirdi. Atatürk’e göre Avrupa uluslar topluluğunun fiziki sınırlar dışında, bu sistemin üstünlüğüne karşı mücadeleler mutlaka ulusçu nitelikte olmalıydı.[18] Atatürk’ün amacı ulusal ve savunulabilir sınırlar dahilinde, bir Türk ulus-devletini kurmak için Türk milliyetçiliğini öne çıkarmaktı. Atatürk milliyetçiliği din ve ırk ayrımından uzak, ortak yurttaşlık temelindedir. Ortak mazi, lisan, ahlak, kültür ve hukuk Türk Milletini oluşturan temellerdir. Atatürk'e göre, millî hudutlar içindeki "Türk Milleti'ni, etnik kökenlerine göre ayrıştırmak birkaç düşman aleti beyinsiz, mürteciden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir bırakmamıştır".[11][19] Yazar Paul Dumaont'a göre Kemalistlerin anlayışına göre milliyetçilik, temelde Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğünü korumayı ve ülkenin birliğini tehdit edebilecek ayrılıkçı akımları engellemeyi amaçlıyordu.[20] Recep Peker 1931 yılında bu sorunu şöyle anlatıyordu: "Bizim aramızda yaşayan, politik ve sosyal bağlarla Türk milletine ait olan tüm vatandaşlarımızı biz kendi insanlarımız olarak düşünürüz: aralarında 'Kürtçülük', 'Çerkezlik' ve hatta 'Lazlık' gibi fikirler ve duygular yerleşmiş olsa bile, onlar bize aittir. Mevcut yanlış anlayışlar ancak mutlakiyet yönetimlerinin ve uzun süren tarihsel baskıların ürünüdür ve biz en içten çabalarımızla bunları ortadan kaldırmayı görev sayıyoruz."[21] Paul Dumont'a göre Kemalistler böylece teorik düzlemde ırk, din ve etnik köken konularını vurgulamaktan çok, dil ve kültür üzerinde durarak bir ulus tanımı yapmaya çalıştılar ve o zamana kadar Türk ulusu içinde asimile olmamış etnik grupların böylesi bir Türkleştirme politikası ile kaynaşacaklarını umdular. Ulus tanımı yapılırken dil birliği üzerine bu vurgu, daha önceleri Ali Suavi, Şinasi, İsmail Gaspıralı, sonraları Ziya Gökalp, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura, Fuad Köprülü ve Mehmet Emin Yurdakul tarafından ön plana çıkartılmıştı. Bu anlamda tümüyle özgün değildi. Atatürk, çevresinde ateşli Türkçülük taraftarı bilim adamları olmasına rağmen millet tanımını ırk temeline dayandırmadı. Afet İnan'ın 1930 senesinde hazırladığı Medeni Bilgiler kitabında yer alan ırkçı ulus tanımını bizzat kendisi[22] Dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların siyasal ve toplumsal kuruluşu şeklinde düzeltmişti. Dört ciltlik Türk Tarihinin Ana Hatları'ndaki ulus tarifinde ırkçılık dışlanır ve ulusların ırkların bir karışımı olduğu, önemli olanın akıl ve ülkü birliğinin olduğunu vurgulanır: Irklar arasında bugün görülen farkların tarih açısından önemi pek azdır. Kafatası biçimi ırkların sınıflandırılmasında kullanılırsa da toplumsal hiçbir anlamı yoktur.[23] Atatürk'e göre Türk milletini etnik unsurlara ayrıştırma çabaları, milletin toplumsal düzenini bozmaya yönelik, bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emellerdir.[24] Atatürk'e göre, Türkler bir ırk ve etnik grup olmaktan ziyade siyasi ve içtimai bir camiadır. Daha önceki devirlerden kalma Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri gibi propagandalar milletin bütünlüğünü bozan kasıtlı yanlış adlandırmalardır ve birkaç düşman aleti mürteci, beyinsizden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır[25] İslam'ı imparatorluğu bir arada tutmanın bir aracı olarak gören Jön Türkler'den farklı olarak Kemalistler laiktir. Ancak yine de uygulamada dine belirli oranda önem veriyorlardı. Türkleştirilmiş bir İslam üzerinde durarak, bunun millî Türkiye fikrinin oluşmasında pekiştirici bir etkisi olacağını düşünüyorlardı.[26] Yine Jön Türkler'in tersine Kemalistler hem Enver Paşa'nın temsil ettiği Turancılığın askeri-siyasi sonuçlarını görmüş olduklarından, hem de SSCB ile ilişkilerini bozmak istemediklerinden ırk kavramını kendi ulus tanımlamasında ön plana çıkartmıyorlardı. Ancak dönemin yayın organları gibi ders kitapları da ırk düşüncesi üzerinde duruyordu. Ayrıca Turancılık 1944 yılına kadar yasaklanmamıştı. Atatürk'e göre Mîsâk-ı Millî sınırlarındaki etnik ayrılığı öne çıkarmak birkaç düşman aleti beyinsiz, mürteciden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir bırakmamıştır ve bunlar geçmişteki baskı devirlerinin kalıntısı yanlış adlandırmalardır. Ortak mazi, tarih, ahlak ve hukuk Türk milletini bir araya getiren değerlerdir.[19] Atatürk milliyetçiliği bir etnik şoven milliyetçilik değildir. Osmanlı aydınlarının ümmetçilik fikirlerini öne çıkarması ve milliyetçiliği dışlaması Türk ulusunun zararına sonuçlar vermişti. Atatürk millî benliği bulunmayan milletlerin diğer milletlerin avı olduğunu belirtmiştir. Avrupa menşeli "üstün ırk, aşağı ırk" nazariyeleri 19. yüzyıl Avrupa'sında yaygındı. Atatürkçü görüşe göre Türk milleti 1924 anayasasında tanımlıdır. Bu tanımda ırk ve din reddedilir. Bu tanımda "Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı gözetilmeksizin vatandaşlık itibarıyla Türk denilir" denmektedir. 1931 ve 1941 yılları arasında liselerde okutulan dört ciltlik Türk Tarih Tezi kitabında Türk toplumunun ırkçı, dinci, etnik ayrımcı ve benzeri farklılıkların öne çıkarılarak tanımlanmasına karşı çıkar. Onun yerine Ne mutlu Türküm diyene anlayışını ortaya koyar.[27] Sömürgeci devletlerin etkisi altındaki Asya ve Afrika ülkelerindeki milliyetçilik özellikle batı ve değerlerine karşı bir tepki olarak kendini ifade etmişti. Atatürk milliyetçiliğinde batı kökenli çağdaş ilkeler, milliyetçilikten ayrı olarak yararlanılması gereken değerlerdir. Sadri Maksudi Arsal, toplumların geçmişte yaşadığı felaketlere ve sevinçlere olan bağlılıklarının milleti oluşturan en önemli değerlerden biri olarak görür. Turhan Feyzioğlu çağdaşlaşmak, ışığa, aydınlığa, uygarlığa doğru ilerlemek millî benliğimizden uzaklaşmak değildir. şeklinde bu görüşü ifade etmiştir. Paul Dumont Kemalist milliyetçiliği şöyle özetlemektedir: "Kemalizm dil ve kültür birliği kartlarını oynamaya karar vermişti; henüz toplumla kaynaşmamış azınlıkların sorunlarını çözmek için dil ve kültürleri fethetme ilkesine dayanıyordu. Ancak bu arada, gerekli olduğu zaman kullanabilmek amacıyla bazı belirsiz kartları da koz olarak saklamaktaydılar." Kemal Atatürk, Türk devriminin amacını anlatırken devrimin temelini oluşturan Türkçülüğün ne anlama geldiğini şu ifadelerle açıklamaktadır:"Bizim devrimimiz, bir ihtilal olmaktan öte, bir milli yenilenmedir. Türk devriminin amacı, bir taraftan Türk ırkının hayat ve bekasını tehlikeye atan sebepleri ve Türk'ün refah ve mutluluğuna engel olan unsurları ortadan kaldırmak; diğer taraftan, eskimiş, yaşam gücü sönmüş temellere dayanan Doğu milletleri sınıfından çıkarak, hayatını çağdaş esaslar üzerine kuran, medeni bir Batı milleti olmanın gereklerini yerine getirmektir. Eski hukukumuzun kaynağı Arap İslam hukuku idi. Dini bakış açısı bu hukukun ölçüsü idi. Dini görüş sadece medeni hukukta değil, anayasalarda bile hükmünü yürütüyordu. Yeni hukukumuzun esin kaynağı, bir taraftan Türkçülük, diğer taraftan Batıcılıktır."[28]Atatürk, bu konuşmasında Türkçülüğü, Türk milliyetçiliği ile eş anlamlı kullanmış ve "Türk'ün refah ve mutluluğuna engel olan unsurları ortadan kaldırmak" olarak açıklamıştır.[28] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürkçülük Türk milliyetçiliği Türk Tarih Tezi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Özel Medeni Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 48.  Kısa Türkiye Tarihi. Sina Akşin. s. 117.  Gazi Mustafa Kemal. İlber Ortaylı. s. 295.  "Cemal Avcı, Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı, Çukurova Üniversitesi, Türkoloji Araştırmaları Merkezi" (PDF). 22 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2016.  "Atatürkçü Düşünce Sisteminde Milliyetçilik" (PDF). Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları. 11 Kasım 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2021.  "Atatürk İlkeleri". Türk Tarih Kurumu. 22 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Irk kelimesi cumhuriyetin ilk yıllarında "ulus" ile aynı anlamda kullanılmıştır. (Zafer Toprak, Cumhuriyet ve Antropoloji, 2021, sf. 276) "Milliyetçilik". Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı. 20 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2022.  M. Kemal Atatürk'ten yazdıklarım. Afet İnan. s. 43.  Türk inkılâbı ve Milliyetçiliğimiz, Ankara, 1958, s. 29 a b Dr. Serab Sezer, Türk Devrim Tarihi-"çöküşten dirilişe", 2006 Çığ, Muazzez İlmiye (2002). Ortadoğu Uygarlık Mirası-1. İstanbul, Türkiye: Kaynak. ISBN 978-975-343-352-5. Osmanlı devleti zamanında eski Türk tarihi ve dilleri ile ilgili ülkemizde hiçbir araştırma yoktu. Batı'da yazılmış tarih kitaplarında Türkleri küçük düşürücü sözler vardı. Bir taraftan bunları çürütmek, diğer taraftan da Türk gençliğine atalarının ve bugün üstünde yaşadıkları toprağın tarihini ve kültürünü öğreterek, araştırtarak Türk ruhunu canlandırmak istedi. Fakat bu çalışmalar için kaynak gerekti. Bunlardan en eskisi olan Sümer ve Hitit dillerine ait belgeler müzelerimizde ve arşivlerimizde vardı. Fakat asıl kaynaklar Türklerle ilişkileri olan Çin, Hint, Arap, Rus, Macar, Latin, Yunan dillerinde yazılmış kitaplar ve belgelerdi. Onlardan yaralanmak için o dilleri ve kültürleri bilen uzmanlar yetiştirilmeliydi. Ayrıca bu araştırmalara arkeoloji, antropoloji, tarih ve coğrafya da yardımcı olacaktı  An Essay on the Inequality of the Human Races (1855), Arthur de Gobineau Bernal, Martin. Kara Atena Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi? 1785-1985. Kaynak. ISBN 975-343-228-3. Tarihçi Martin Bernal, 1987 yılında yazdığı Kara Athena isimli kitabında, Yunan Uygarlığının dünya medeniyetlerinin başlangıcı olarak anlatıldığı batılı tarih tezini eleştirdi ve medeniyetin başlangıcına yerleştirilen Yunan medeniyetinin, 17. asır ırkçı Avrupalı tarihçilerin bir uydurmacası olduğunu yazar Aydoğan, Metin (2006). Türk Uygarlığı. Umay. ISBN 975-8913-17-4.  "Dünya tarihinin Ana Hatları, H. G. Welles". 28 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2015.  Lord Kinross, Atatürk, ISBN 978-975-405-035-6 Oral Sander, ‘’Siyasi Tarih’’, İmge Yayınevi, Nisan 2002, s:416 a b "İsmet Giritli , Atatürk Araştırma dergisi, Sayı 38, Cilt: XIII, Temmuz 1997". 10 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2009.  Paul Dumont (1999). Kemalist İdeolojinin Kökenleri. Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, İstanbul: Sarmal, ISBN 975-8304-18-6 (s. 49-72) içinde. s.55. Paul Dumont, a.g.e., s. 55. Avcıoğlu, Doğan (1978). Türklerin tarihi, birinci cilt. Ankara: Tekin.  Türk Tarihinin Ana Hatları, 1931, Tıpkıbasım 2008, ISBN 975-343-310-7 Kemal Solak, Gazi Ünv. 4 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi."Türk Milleti, kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu alçak, vatansız, milliyetsiz, beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara müsamaha edecek bir heyet değildir. Türk Milletinin sosyal düzenini bozmaya yönelen didinmeler boğulmaya mahkûmdur" (1929) İsmet Giritli tarafından 10 Ekim 1996 günü Antalya’da, Akdeniz Koleji Konferans Paul Dumont, a.g.e., s. 57. Atatürk Düşüncesi, Reşat Kaynar, Necdet Sakaoğlu, Millî Eğitim, 1996, İstanbul, ISBN 975-11-0977-9 a b Atatürk'ün Not Defterleri. Cilt: 12. Genelkurmay ATASE Yayınları. ss. 17-18.  Genel Tanıl Bora, Türk Sağının Üç hali Mİlliyetçilik, Muhafazakarlık, Birikim, İstanbul, 1999 Tanıl Bora, Kemal Can, Devlet ve Kuzgun 1990'lardan 2000'lere MHP, İletişim Suavi Aydın, Modernleşme ve Milliyetçilik, Gündoğan Yayınları Masami Arai, Modernleşme ve Milliyetçilik, İletişim, İstanbul Günay Göksu Özdoğan, "Turan"dan "Bozkurt"a Tek Parti Döneminde Türkçülük (1931-1946), İletişim, İstanbul G. Gürkan Öztan,“Milliyetçilik”, Resmi İdeoloji Sözlüğü, Özgür Üniversite Kitaplığı, 2007 G. Gürkan Öztan, “Türk Milliyetçiliğinde Taşra Fetişizmi ve Toplumsal Cinsiyet”, Doğu-Batı, no: 38, 2006 G. Gürkan Öztan, “Türk Milliyetçiliğinde Vazgeçilmez Bir Atıf Noktası: Japon Öykünmesi” Türkiye’de Neoliberalizm, Demokrasi ve Ulus Devlet, Yordam Kitap, İstanbul, 2009 Mustafa Keskin, Atatürk'ün Millet ve Milliyetçilik Anlayışı, Atatürk Araştırma Merkezi Ankara Jean Leca, Uluslar ve Milliyetçilikleri, Metis, İstanbul Umut Özkırımlı, Milliyetçilik Kuramları, Doğu-Batı, Ankara Hugh Poulton, Silindir Şapka, Bozkurt ve Hilal, Sarmal Yayınları Ahmet Yıldız, Ne Mutlu Türküm Diyebilenene, İletişim, İstanbul Hikmet Tanyu, Atatürk ve Türk Milliyetçiliği, Elips İstanbul Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Vikisöz'de Mustafa Kemal Atatürk/Milliyetçilik ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, Cemal Avcı, Çukurova Üniversitesi (pdf dosyası)22 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı, Millî Değerleri Koruma Vakfı internet sitesi 28 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Atatürk_milliyetçiliği&oldid=30987362" sayfasından alınmıştır
Sınıf işbirliği, toplumun sosyal sınıflar hiyerarşisine bölünmesinin medeniyetin olumlu ve temel bir yönü olduğu inancına dayanan bir sosyal organizasyon ilkesidir. Faşist destek[değiştir | kaynağı değiştir] Sınıf işbirliği, faşizmin sosyal mimarisinin temel direklerinden biridir. Benito Mussolini'nin sözleriyle, faşizm "insanlar arasındaki onarılamaz, verimli ve yararlı eşitsizliği onaylar".[1] Bu öncül göz önüne alındığında, faşistler, sosyal hiyerarşinin korunmasının tüm sınıfların çıkarına olduğu ve bu nedenle tüm sınıfların onun savunmasında işbirliği yapması gerektiği sonucuna varırlar. Hem alt hem de üst sınıflar rollerini kabul etmeli ve görevlerini yerine getirmelidir. Faşist düşüncede sınıf işbirliği ilkesi aşırı milliyetçilikle birleştirilir. Ulusun istikrarı ve refahı, sınıflar arasındaki işbirliğinin nihai amacı olarak görülüyordu. Komünist muhalefet[değiştir | kaynağı değiştir] Komünistler sınıf işbirliğine ideolojik ve temel olarak karşıdırlar, sınıf mücadelesini savunurlar ve genel olarak sınıfsız bir toplumdan yanadırlar. Sınıf mücadelesi doktrini alt sınıfları eşitlik sağlamak amacıyla egemen sınıfı ve mevcut toplumsal düzeni devirmeye teşvik ederken, sınıf işbirliği doktrini onları eşitsizliği doğal durumun bir parçası olarak kabul etmeye ve toplumsal düzeni korumaya teşvik eder. Ayrıca, toplumdaki sınıf düşmanlığını tek başına devletin uzlaştırdığını ve komünizme yol açan çekişmenin ehlileştirileceğini düşünmektedirler. Bazı Marksistler, sınıf işbirliğini, sınıf mücadelesi izlemeyen işçi sınıfı örgütlerini betimleyen aşağılayıcı bir terim olarak kullanırlar. Bu anlamda terim, işbirlikçiliğin çağrışımlarını yansıtır. Aynı zamanda, komünistler sınıflar arasındaki tüm ittifakları zorunlu olarak reddetmezler. Bazı komünistler, köylü nüfusun yoğun olduğu bir ülkede komünizme geçişin, burjuva sınıfına karşı birleşen iki sınıf, yani köylülük ve proletarya arasındaki ittifakla sağlanabileceğini iddia ederler.[2] Mao Zedong'un Yeni Demokrasi kavramı, "köylülük, proletarya, küçük burjuvazi ve burjuvaziden ulusal ve yurtsever unsurların sosyalist bir toplumun inşası için topluca faaliyet göstermesi" çağrısında bulunuyor. Diğerleri[değiştir | kaynağı değiştir] Modern sosyal demokrasi (Üçüncü Yol) ve tek millet muhafazakârlığı (Tory) da sınıf işbirliğini savunur.[3] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "The Doctrine of Fascism". Enciclopedia Italiana. Roma: Istituto Giovanni Treccani. 1932.  V. I. Lenin (23 Ocak 1923). "How We Should Reorganise the Workers' and Peasants' Inspection". 27 Ağustos 1999 tarihinde kaynağından arşivlendi.  R. J. Barry Jones, (Ed.) (2002). Routledge Encyclopedia of International Political Economy. Routledge.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Sınıf_işbirliği&oldid=28545386" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789754451573 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/978-975-445-157-3" sayfasından alınmıştır
Remzi Oğuz ArıkDoğum15 Temmuz 1899(1899-07-15)KozanÖlüm3 Nisan 1954 (54 yaşında)Ankara, TürkiyeDefin yeriAnkara Asrî Mezarlık ŞehitliğiMeslekArkeolog, yazar, politikacıSiyasi partiDemokrat Parti (1950-1952), Türkiye Köylü Partisi (1952-1954)Suçlama1944 yılında başlayan Irkçılık-Turancılık Davası sırasında kısa bir süre gözaltına alınmıştırEvlilikTürkan Hanım (e.1933)Çocuk(lar)2 Remzi Oğuz Arık (15 Temmuz 1899 - 3 Nisan 1954), Türk arkeolog, yazar ve politikacı. 1930'lu yıllarda Anadolu'nun birçok yerinde arkeolojik kazılarda yer aldı, 1939 yılında arkeoloji profesörü unvanını aldı. Anadolu'yu Türk vatanı olarak kabul eden Anadolu milliyetçiliğinin öncülerindendi.[1] Türkiye'de 1940'ların milliyetçi yayın organları arasında bulunan Millet Dergisi’ni 23 sayı yayımladı. 1950'de Demokrat Parti'den Seyhan milletvekili seçildi. 1952'de Türkiye Köylü Partisi'ni kurdu. Seçim çalışmaları sırasında Adana-Ankara yolculuğu için bindiği uçağın havada infilak etmesi sonucu hayatını kaybetti. Yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] Adana'nın Kozan ilçesinin Kabaktepe orman köyünde 15 Temmuz 1899 tarihinde ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Babası, Feke Sandık Emini (veznedar) olan baba Mehmet Ferit Bey, annesi Zekiye Hanım'dır.[2] Kozan mahalle mektebinde başladığı eğitimini devam ettirmek için annesi ile önce Selanik’teki ablasının yanına gitti. Selanik'te Yâdigâr-ı Terakki Rüştiyesi’ni bitirdi ve Ticaret Lisesi'ne kaydoldu.[3] Ablasının ölümü üzerine İşkodra'da subay olan ağabeyinin yanına gitti.[1] Balkan Savaşı’nda İşkodra'nın işgali üzerine İstanbul'a geldi; İstanbul Mercan İdadisi, İzmit Sultanisi ve İstanbul Muallim Mektebi'nde okudu.[4] Bu yıllarda dönemin milliyetçilerinin toplandığı Türk Ocakları’nı düzenli olarak ziyaret etti, Turancılık fikrinden etkilendi. Türk Ocakları’nın yayın organı olan Türk Yurdu’nun 26 Eylül 1917 tarihli sayısında ilk eseri olan "Sancağım" başlıklı bir şiiri yayımlandı.[1] I. Dünya Savaşı sırasına gönüllü olarak İhtiyat Zabitleri Talimgâhı’na katıldı. Burada geçirdiği bir kaza sonucu yaralandı ve cepheye gidemedi.[5] Savaştan sonra İstanbul’da Kadıköy ve Yedikule darüleytamlarında (yetimler evinde) öğretmenlik ve idarecilik, Adana’da Zafer-i Millî İlkokulu'nda öğretmenlik, Numune Okulu'nda öğretmen ve müdürlük yaptı. İlkokul seviyesindeki çocuklara ders materyali teşkil etmesi için Fransızcadan hikâyeler çevirdi. İlk kitabı Adana'da öğretmenlik yaptığı sırada Türkçe ve Fransızca olarak hazırlayıp yayımladığı Adana Ticaret Rehberi (1924) idi. İlkokul çocukları için Jean Meret’den çevirdiği hikâyeleri Küçük Borçlu adıyla 1926'da yayımladı.[6] Adana'dan sonra İstanbul'a tayin oldu ve Galatasaray Lisesi’nin ilkokul kısmında Türkçe öğretmenliği yaptı. Galatasaray Lisesi'nde öğretmenliği sırasında bir yandan da Edebiyat Fakültesi'nde felsefe öğrenimi gördü. Bu yıllarda gerçekleşen Kurtuluş Savaşı, Anadoluculuk fikrinin temellerini atmasında etkili oldu.[1] 1926'da Maarif Vekâletinin açtığı sınavı kazarak Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışına göndereceği öğrenciler arasında girdi. Kimi kaynaklara göre arkeoloji ve sanat tarihi dalında Avrupa’ya gönderilen ilk Türk öğrenci idi.[2] 1926-1931 yılları arasında Sorbonne Üniversitesi'nde sanat tarihi, Louvre Arkeoloji Enstitüsü'nde arkeoloji öğrenimi gördü. Paris'teki öğrencilik yıllarında Avrupa’da eğitim gören yaklaşık 200 Türk öğrenciyi 1929 yılında Paris’te bir araya getirerek Türk Talebe Cemiyetini kurdu.[2][3] Bu cemiyet, Avrupa'daki ilk Türk öğrenci birliği idi.[1] 1931'de yurda döndükten sonra İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde arkeoloji uzman yardımcısı oldu ve ilk kazısını Yalova'da yaptı. Ertesi yıl Alişar kazısında devlet komiseri olarak bulundu. 1933'te Maarif Vekaleti arkeoloğu olarak Ankara'da görevlendirildi ve Kazan ilçesinin Karalar köyündeki kazıya başkanlık etti. Cumhuriyet döneminde Türk bilim insanlarının yaptığı ikinci kazı olmasından dolayı da önem taşıyan bu kazıda[7] Galatlar’ın antik bir şehrini ortaya çıkardı ve II. Dieotauros’un kitabesini dünyaya tanıttı. 1933 yılında Türkan Hanım ile evlendi. Mehmet Oluş ve İsmail Alev adını verdikleri iki çocukları oldu. 1934’te Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Sanat Tarihi dersleri vermeye başladı. 1942 yılına kadar Göllü Dağ, Alacahöyük, Çankırıkapı, Karaoğlan Höyüğü, Hacılar Höyüğü, Alâeddin Tepesi ve Bitik Höyüğü kazılarına katıldı. Troya'da ABD'li arkeolog Carl W. Blegen başkanlığında devam eden kazılara bir süre devlet komiseri olarak katıldı (1935). Alacahöyük kazısı sırasında daha sonra Ankara'nın ve Ankara Üniversitesi'nin amblemi olan Hitit Güneşi çıkarıldı. 1935 yılında Türk Tarih Kurumu üyesi oldu. 1937'de açılan Manisa Müzesi'ni kurdu. Bir süre Ankara Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji bölümünde akademisyenlik yaptı ve 1939 yılına profesör unvanını aldı. Dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve Şevket Aziz Kansu ile arasında çıkan tartışma sonucu üniversitedeki görevinden istifa etti.[1] 1942’nin Mayıs ayından itibaren Hüseyin Avni Göktürk ile birlikte Millet Mecmuası'nı çıkardı. Bu dergi, Anadolucu milliyetçiliğin temel dergisi idi. Dönüm, Çığır, Millet, Hareket gibi dönemin milliyetçi dergilerinde yazılar yayımladı. Yazılarını sağlığında "Köy Kadını" (1943) ve "İdeal ve İdeoloji" (1947) adlı kitaplarda toplamıştır. 1944 yılında başlayan Irkçılık-Turancılık Davası sırasında kısa bir süre gözaltına alındı.[1][6] 1945 yılında Ankara Etnografya Müzesi müdürü olarak atandı. Akademik çalışmalarına 1947'de Ankara İlâhiyat Fakültesi İslam Sanatları Tarih kürsüsünü kurarak devam etti. Ancak 1950 genel seçimlerine milletvekili adayı olarak katılmak için bu görevi bıraktı. 1950'de Demokrat Parti'den Seyhan milletvekili seçildi. Kırsala dair politikalarını yetersiz gördüğü[1] Demokrat Parti'den 1952'de ayrılıp Türkiye Köylü Partisi'ni kurdu ve genel başkanı seçildi. Adana'dan Ankara'ya gitmek için bindiği uçağın havada infilak etmesiyle 3 Nisan 1954'te öldü. Kabri Ankara’da Asrî Mezarlık’taki şehitliktedir. Remzi Oğuz Arık'ın adı; Adana'nın Sarıçam, Ceyhan ve Kozan ilçelerinde, İzmir'de ilköğretim okullarına ve Ankara'nın Çankaya ilçesindeki bir mahalleye verilmiştir. Eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Adana Ticaret Rehberi, 1924 Küçük Borçlu, ilkokul çocukları için Jeanne Meret'den çeviri öyküler, 1926 Alacahöyük Hafriyatı, 1937 Karaoğlan Kazıları, 1938 Köy kadını - Memleket Parçaları, 1944 Halkevlerimizde Müze, Tarih ve Folklor Çalışmaları Kılavuzu (1947) İdeal ve İdeoloji, 1947. Les Fouilles Archeologiques En Turquie (1950) L’Organisation des Musees en Turquie (1950) Türk Müzeciliğine Bakış (İki ayrı cilt, Türkçe ve Fransızca,1953) Truva Klavuzu, 1953 Coğrafyadan Vatana, 1956. Veraset ve Cemiyet, 1957 Türk İnkılabı ve Milliyetçiliğimiz, 1958 Türk Gençliğine, 1968 Gurbet-İnmeyen Bayrak, 1968 Meseleler, 1974 Türk Sanatı, 1976 Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Turan'dan Anadolu'ya: Remzi Oğuz Arık Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d e f g h Özlem, Bülbül. "Remzi Oğuz Arık ve Anadolucu milliyetçilik". Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 7 (2): 73-94. ISSN 2148-3434. 19 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021.  a b c Cansız, Songül (Haziran 2020). "Remzi Oğuz Arık'ın Fikir ve Hayat Coğrafyası". Hars Akademi Uluslararası Hakemli Kültür-Sanat-Mimarlık Dergisi. 19 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.  a b Çınar, Metin (2007). "Anadoluculuk Hareketi'nin Gelişimi ve Anadolucular ile Cumhuriyet Halk Partisi Arasındaki ilişkiler" (PDF). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi. 21 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2021.  Sezer, H. Emin (1991). "ARIK, Remzi Oğuz". TDV İslâm Ansiklopedisi. 3 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021.  Polat, Nazım H. (Ağustos 2012). "Millî Muzdarip Remzi Oğuz Arık". Türk Yurdu Dergisi. 24 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021.  a b Sözlüğü, Türk Edebiyatı İsimler. "Remzi Oğuz Arık". teis.yesevi.edu.tr. 15 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021.  Ünar, Şükrü (29 Şubat 2020). "ATATÜRK DÖNEMİ'NDE TÜRK ARKEOLOJİSİ". ANASAY. doi:10.33404/anasay.649449. ISSN 2587-2001.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Remzi_Oğuz_Arık&oldid=32317783" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789753433525 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9789753433525" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9753432283 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9753432283" sayfasından alınmıştır
Kara Atena Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi? 1785-1985 Kara Athena kitap kapağıYazarMartin BernalÇevirmenÖzcan BuzeDilİngilizceKonu19. Yüzyıl Avrupa ırkçılığının kendi tarihine kaynak olarak özgün uygarlığın beşiğinin Yunanistan olduğu efsanesini ortaya atıldığı ve sahiplendiği[1]Yayım1987YayımcıKaynak YayınlarıSayfa699 sayfa (Türkçe)ISBN978-975-343-228-3Seri Kara Atena Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi? 1785-1985 Bölüm II, Arkeolojik ve Belgesel Kanıtlar (1991) Kara Athena: Klasik Medeniyet'in Afro-Asyatik Kökleri (İngilizce: Black Athena: The Afroasiatic Roots of Classical Civilization), Martin Bernal'in bir çalışmasıdır. Antik Yunan ve dolayısıyla Batı Medeniyetinin kültürel kökeninin Afro-Asyatik Antik Mısır ve Finike kültürlerine dayandığı faraziyesini ortaya koyar. Batı medeniyetinin kökeninin Avrupa'daki 18. ve 19. yüzyıl ideolojik akımlarının etkisinde, bilimsel nesnellikten uzak olarak imal edildiğini ve özgün Avrupa medeniyetinin beşiği Yunanistan sloganının lanse edildiğini savunur. İdeolojik ve ırkçı öğelere sahip tarih yazımına göre Avrupa, Yunanistan ve Ariler dışında kalan Afrika ve Asya köklerin Yunan kültüründeki büyük etkisinin Batılı akademisyenler tarafından bilinçli bir şekilde tekrar tekrar görmezden gelinip inkâr edildiğini ve zamanla silindiğini savunur.[2][3] Yayımlanmış bölümler[değiştir | kaynağı değiştir] Bölüm I, Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi, 1785-1985 (1987) Bölüm II, Arkeolojik ve Belgesel Kanıtlar (1991) Bölüm III, Dilbilimsel Kanıtlar (2006) Martin Bernal[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Martin Bernal Bernal'in çalışmalarının ilk konusu Çin Dili üzerine oldu. Cambridge Üniversitesi'nde Doğu çalışmalarında birincilik payeleri aldı. Sonra modern Çin tarihinde uzmanlaştı. Çinliler üzerine erken araştırmaları, "Kara Athena"'da neden kültürlerin tesirlerinin anlaşılmasındaki çalışmalarının dil-merkezli yaklaşımları temel aldığını, ve bazı dereceden arkeolojik delilleri ve tarihi notları reddettiğini açıklayabilir.[4] İhtilâflı görüş[değiştir | kaynağı değiştir] Bernal'e göre Yunan medeniyetinin menşeinin iki esas kuramı vardır: "Arî model" ve "antik model". Arî model, daha sonra "zayıf" ve "kuvvetli" diye ayırdığı, Yunanların ilk yerleşimlerinin kuzey doğuda (yani merkezi Avrupa'da) olduğudur. "Kuvvetli kuram" Yunanistan'ın bulunduğu bölgeyi Arî'lerin gelmesinden önce meskûn olmamış kabul eder. "Zayıf kuram" ise bu bölgenin Arî'lerin gelmesinden önce yerlilerine ait olduğunu kabul eder. Bernal kanıtları eksik olan sömürgeleştirme temelli Arî kuramı reddeder. Socrates, Plato and Aristo gibi dönemin Yunan tarihçilerinin Finike medeniyetinin Yunanistanı kolonileştirdiğine inanamalarını ispatlamalarına değinir. Bunu temel alarak, Yunanistan'ın kuzeyli istilacıların karışımı (Akalar, Danoalar, Argoslar vb.) ile bir Finike kolonisi tarafından kolonileştirildiğini açıkladığı bir yeni kuramı ortaya koyar. Araştırmanın menşei[değiştir | kaynağı değiştir] Bernal, Antik Mısır ve Kuzey Afrika'nın tarihini açıklamak için kitabında okuyucuya, önde gelen Avrupalı liderlerin Mısır ve Kuzey Afrika hususunda ilgi ve hayranlık içeren ifadelerinin birçok örneklerini gösterir. 18nci ve 19ncu yüzyıl Avrupalı ırkçıları için, kendi medeniyetlerinin kökenlerinin Afrika'lıların ve Sami'lerin kolonileştirdiği Mora'lı barbarlar olması, tahammül edilebilir değildi. Bu yüzden arkeolojik ve dilbilimsel bütün kanıtları bir tarafa bırakıp kendi tarih tezlerini yazdılar. Barthold Georg Niebuhr ve Karl Ottfried Müller gibi 19ncu yüzyıl tarihçileri bilimsel disiplin ve kanıtları da bir tarafa bırakarak Arî modeli kurdular. Buna tarihi teze göre, Kuzeyden Mora'ya gelen saf Hint-Avrupa ırkından Dorlar ve Helenler buradaki vahşileri medenileştirip Avrupa medeniyetinin temellerini atmışlardı. Anadolu, Sümer, Finike ve Mısır medeniyetleri inkâr ediliyordu. Arî modeli savunanlara göre Yunan medeniyetinden önce kayda değer bir medeniyet yoktu; varsa bile bunlar Yunan kültürünün alt kültürleri veya barbarlardı. Klasik Yunanca'nın yakınında konuşulan, Anadolu Dillerinin etkisiyle proto-Yunan dilinden çıktığının birçok kişi tarafından kabul görmesine ve kültürün karşılaştırılabilir öğelerin kaynaşması olarak geliştiğinin kabul edilmesine karşın Bernal, yakın doğu kültürlerinin Afrikalı öğelerinin altını çizer. Kitap, klasik batı merkezcil görüşe karşıt imajı nedeniyle Afro-Amerikan veya Afrikamerkezli hareketlere muazzam tesir etti. Bernal, Yunan dilinin, Hint-Avrupa dilinin, kültürel olarak tesiri altında kaldığı Mısır dili ve Sami dilleri ile temasından tekamül ettiğini faraziyesini ortaya koydu. Bazı Hint-Avrupa etimolojilerinde şu sıralarda kabul edilen bazı kelimeler de dahil, Yunanca kelimelerin birçok Mısır ve Sami kökenli örneklerine değindi. Bernal, M.Ö. 750 yılından önce onaylanmamış M.Ö. 1800 ve M.Ö. 1400 yıllarına ait Yunan Alfabesine ve M.Ö. 10 yüzyıl şairi Hesiod'a yer verdi. Tepkiler[değiştir | kaynağı değiştir] Kara Athena, akademik toplumda öfkeli bir münakaşayı ateşledi. Çoğu eleştirmenler, Yunan medeniyetinin menşeinin 19ncu yüzyıl ırkçılığı tarafından lekelenmiş olduğunu ifade eden Bernal'in çalışmasını kabul ederken, birçoğu Bernal'i hipotezinin spekülatif tabiatta olması ve uzmanlık alanının çok dışında çalışma yapmış olması nedeniyle şiddetle eleştirdi. Sonradan gelen bazı yazarlar, Bernal'in kültür, etnisite ve ırk hususlarında kafa karışıklığında olduğu, dilbilimsel olarak yetersiz ve sistematiklikten uzak olararak etimolojiyi ele aldığı hususlarında ağır bir şekilde eleştiride bulundular. Bernal yeri geldikçe, akademik camiayı, 19ncu yüzyıldan beri Afrika ve Sami uygarlığının önemini sürekli ve kasıtlı olarak kararmakla itham etti. Diğer taraftan İtalyan filolojist Giovanni Semerano'nun kuramlarında ise Bernal'in tezlerinin desteklendiği görülmektedir Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Prof. Dr. Ahmet İNAM, Türkiye'de Felsefeyi değerlendirme konuşmalarından". 15 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2008.  Bilim ve Ütopya dergisi, 21. Sayı, Mart 1996 *"Eski Yunan mucizesi" yalanı üzerine, Martin Bernal’la Mülakat 15 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Martin Bernal, kısa özgeçmiş" (PDF). 9 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 17 Mayıs 2008.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Ancient Histories and Modern Humanities by John R. Lenz (Drew University) With Black Athena into the third millennium CE? by Wim van Binsbergen The Black Athena Debate 21 Eylül 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from The World Ages Archive 20 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., a website operated by Meres J. Weche, who says "The aim of the World Ages Archive is to provide an extensive web-based reference for the study of ancient chronological revisionist, catastrophist..." "Eski Yunan mucizesi" yalanı üzerine, Martin Bernal’la Mülakat Martin Bernal ile mülakat, Walter Cohen (İngilizce, PDF) 4 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kara_Athena&oldid=31037625" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9758913174 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9758913174" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9789754050356 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9789754050356" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9753433107 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9753433107" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9751109779 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9751109779" sayfasından alınmıştır
Kıbrıs'taki Beşparmak Dağları'nda bulunan Ne mutlu Türküm diyene yazısı ve Kuzey Kıbrıs bayrağı Sirkeci Garı'ndaki Atatürk büstü ve "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü "Ne mutlu Türk'üm diyene", Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1933 yılındaki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında verdiği Onuncu Yıl Nutku'nun son cümlesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilk yıllarında, bağımsızlığa kavuşmak ve ülkenin gelişimini sağlamak için gerekli olan kimlik duygusu vermek üzere söylenmiş bir sözdür.[1][2] Ülkede yaşayan farklı etnik kökenden gelen insanların "Türk" adıyla milletleşmesine vurgu yapar;[3] tarihte "Türk" adının bazen küçümsenmiş olması sebebiyle, yeni bir devlet kurulurken vatandaşlara özgüven aşılama amacı taşır.[4] Söz, 1972 yılında Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı tarafından öğrenci andına eklenmiştir.[5][6][7] Kimi siyasi miting ve eylemlerde bir slogan olarak kullanılagelmiştir. Özellikle 1980 darbesinin ardından Türkiye'deki ve KKTC'deki kimi dağ ve tepelere; ayrıca kalıp modeller yoluyla hızla çoğaltılarak yaptırılmış Atatürk büstlerinin kaidelerine yerel yönetimler ya da emniyet ve jandarma personeli tarafından sıklıkla bu söz yazılmıştır.[8][9][10] "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü, zaman zaman etnik ayrımcılığa yol açtığı iddiasıyla eleştirilmiştir.[11] Bu eleştiriye karşı "Türk” kelimesinin bir etnik, dil veya din kökene dayanmadığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade ettiği belirtilir.[11] Medeni Bilgiler (1930) kitabında Türk milletini "Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” şeklinde tanımlayan[12] Atatürk'ün, "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü ile, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, mensup olduğu köken fark etmeksizin Türkiye coğrafyası üzerinde yaşamaktan ve ortak bir ideal uğruna verilen mücadeleyi kutlamaktan duydukları mutluluğu ifade ettiği vurgulanır. Onuncu Yıl Nutku metni[değiştir | kaynağı değiştir] Büyük Türk milleti! On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin, büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını, daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene![13]— Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal, 29 Birinci Teşrin 1933 Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Onuncu Yıl Nutku "Türkiye Türklerindir" "Her Türk asker doğar" Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Kuşat, Ali (1 Aralık 2003). "Bir Değerler Sistemi Olarak "Kimlik" Duygusu ve ATATÜRK". Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 1 (15): 45-61. ISSN 1300-1582. 22 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  Demirhan, Yılmaz; Öztürk, Musa (15 Haziran 2020). "15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrasında Demokratik Bilincin Kutsal Bileşenleri". Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (43): 405-420. doi:10.21497/sefad.756101. ISSN 2458-908X. 30 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  Kodal, Tahir (3 Mart 2021). "Onuncu Yıl Nutku". Atatürk Ansiklopedisi. 23 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  Akseki, Cengiz (1 Temmuz 2016). "ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜNÜN TÜRK ULUSAL BASININA YANSIMASI (1938-1939)*". Belgi Dergisi (12): 202-236. ISSN 2146-4456.  Necati Polat (1 Ekim 2011). "A Tradition in Delivering Injustice: Judiciary and Rights in Turkey". Insight Turkey. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2015.  "Nationalists stage protests against package across Turkey". Hürriyet. 2 Ekim 2013. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2015.  "Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü". www.resmigazete.gov.tr. 18 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2018.  "'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazısı yeniden dağlarda..." Elbistan Pusula. 7 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  "'Ne Mutlu Türküm Diyene' levhası kaldırıldı". NTV. 25 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  Öz, Işık (2010). "Atatürk Heykelleri". Turkish Journal. 6 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  a b ""Ne Mutlu Türk'üm diyene" demek, etnik ayrımcılık"". Sol Haber gazetesi. 1 Ekim 2009. 2 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Çelik, Hacer (1 Aralık 2008). "Çokkültürlülük ve Türkiye'deki Görünümü". Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 9 (15): 319-332. ISSN 2564-6834. 26 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023.  Onuncu Yıl Nutku gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons gtdTürk milliyetçiliğiİdeoloji Atatürk kişi kültü Anadoluculuk Irkçılık Kıbrıs Türk milliyetçiliği Turancılık Türkçülük Güneş-Dil Teorisi Türkleştirme Türk-İslam sentezi Ulusalcılık Ülkücülük İttihatçılık Atatürkçülük Altı Ok Taksim Oluşumlar Türk Ocakları Ülkü Ocakları Kuvâ-yi Milliye Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri Türkiye Gençlik Birliği 9 Eylül Cephesi Türk İntikam Tugayı Türk Mukavemet Teşkilatı Kara Çete Rüzgâr Birliği Düşünürler Namık Kemal Ziya Gökalp Yusuf Akçura Ömer Seyfettin Mehmet Emin Yurdakul Orhan Seyfi Orhon Ahmet Ağaoğlu Zeki Velidi Togan Mustafa Kemal Atatürk Necip Asım Yazıksız Nihal Atsız Munis Tekinalp Reha Oğuz Türkkan Alparslan Türkeş Oktay Sinanoğlu Muhsin Yazıcıoğlu Şükrü Saracoğlu Yusuf Halaçoğlu Talat Paşa Enver Paşa Ali Suavi Numan Çelebicihan Rıza Nur I. Eftim Nejdet Sançar Peyami Safa Mahmut Esat Bozkurt Attilâ İlhan Gökçe Fırat Olaylar Ermeni mallarına el konması Bâb-ı Âli Baskını Adana Katliamı Yerleşim isimlerinin değiştirilmesi Başka dillerden alınan sözcüklerin değiştirilmesi Rum Kırımı Samsun tehcirleri Ermeni Kırımı ve Reddi Süryani Katliamı Türk Kurtuluş Savaşı Elza Niyego Olayı Vatandaş Türkçe konuş! Vagon-Li Olayı Öğrenci andı 1934 Trakya Olayları 1934 İskân Kanunu Soyadı Kanunu Zilan Katliamı Dersim Katliamı Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri Varlık Vergisi Irkçılık-Turancılık Davası Sabahattin Ali suikastı 6-7 Eylül Olayları Erenköy Direnişi Kıbrıs Harekâtı Sağ-sol çatışması Kanlı 1 Mayıs 16 Mart Katliamı Malatya Katliamı Piyangotepe Katliamı Bahçelievler Katliamı Maraş Katliamı Çorum Olayları Balgat Katliamı Kemal Türkler suikastı 1995 Azerbaycan darbe girişimi Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi Hayvan isimlerinin değiştirilmesi Hrant Dink suikastı Mottolar "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" "Her Türk asker doğar" "Ne mutlu Türk'üm diyene" "Türkiye Türklerindir" "Şehitler ölmez vatan bölünmez" "Ya istiklâl ya ölüm" "Ya Taksim Ya Ölüm" "Vatandaş Türkçe konuş!" Diğer Atatürk Devrimleri Öz Türkçe Soyadı Kanunu Türk Tarih Tezi "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ne_mutlu_Türk%27üm_diyene&oldid=32458643" sayfasından alınmıştır
Akdeniz OyunlarıÜlkeUluslararasıİlk sezon1951 Akdeniz OyunlarıResmî siteUluslararası Akdeniz Oyunları Komitesi 2022 Akdeniz Oyunları İlki 1951'de Mısır'ın İskenderiye kentinde düzenlenen "Akdeniz Oyunları"nın Arapça ve Fransızca hazırlanmış tanıtım afişi. Akdeniz Oyunları, Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler arasında, dört yılda bir düzenlenen spor yarışmalarıdır. Bu yarışmalar, Akdeniz ülkeleri arasında toplumsal ve kültürel yakınlaşmayı sağlamak amacıyla düzenlenmektedir. Akdeniz Oyunları’nda Olimpiyat kuralları geçerlidir ve yarışmalar 15 günde tamamlanır. Akdeniz Oyunları ilk kez, 1948 Londra Olimpiyatları sırasında, Uluslararası Olimpiyat Komitesi asbaşkanı ve Mısır Olimpiyat Komitesi başkanı Muhammed Tahir Paşa’nın önerisiyle gündeme geldi. Türkiye ile birlikte dokuz Akdeniz ülkesi Olimpiyat komiteleri bu öneriyi olumlu karşılayınca, Uluslararası Akdeniz Oyunları Komitesi kuruldu. Merkezi Atina'da bulunan bu komite, oyunların dört yılda bir, Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin amatör sporcuları arasında ve gene Akdeniz kıyısındaki bir kentte yapılmasına karar verdi. Akdeniz Oyunları'nın ilki, 5-12 Ekim 1951 tarihleri arasında Mısır'ın İskenderiye kentinde düzenlendi. Bütün Akdeniz Oyunları'na katılan Türkiye, 1971'de düzenlenen 6. Akdeniz Oyunları'na İzmir’de ve 17. Akdeniz Oyunları'na Mersin'de ev sahipliği yaptı. Eylül 2005’te İspanya'nın Almería kentinde Akdeniz Oyunları’nın on beşincisi yapıldı. Atletizm, basketbol, boks, jimnastik, futbol, güreş, eskrim, sutopu ve yüzme, bütün Akdeniz Oyunları'nın programında yer alan değişmez spor dallarıdır. Bugüne kadar düzenlenen Akdeniz Oyunları'nın en başarılı ülkesi, kazandığı toplam madalya sayısıyla İtalya’dır. Oyunlara Katılan Ülkeler[değiştir | kaynağı değiştir] Oyunlara Katılan Ülkeler Şu anda Akdeniz Oyunları'na üye olan 24 ülke bulunmaktadır:[1] Afrika: Cezayir, Mısır, Libya, Fas, Tunus Asya: Lübnan ve Suriye Avrupa: Andorra, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Fransa, Hırvatistan, İspanya, İtalya, Karadağ, Kıbrıs Cumhuriyeti, Kuzey Makedonya, Malta, Monako, San Marino, Sırbistan, Slovenya, Türkiye, Yunanistan Akdeniz'e kıyısı olup oyunlara katılmayan ülkeler İsrail ve Filistin'dir. Ayrıca Akdeniz kıyısında yer alan Cebelitarık ve Kıbrıs'taki üs bölgeleri, Birleşik Krallık'a bağlı olmasına karşın bu ülke de oyunlara üye değildir. Akdeniz'e kıyısı olmayıp oyunlara katılan ülkeler Andorra, Sırbistan ve San Marino'dur. 25 Haziran 2009'da yapılan toplantıda üyeliği kabul edilen Kuzey Makedonya, 2013 Akdeniz Oyunları'nda ilk defa katılmıştır.[2] Daha önceki oyunlara katılmış olup da şimdi mevcut olmayan ülkeler Yugoslavya ve Birleşik Arap Cumhuriyeti'dir. Bayrak[değiştir | kaynağı değiştir] Akdeniz Oyunları'nın sembolü oyunlara katılan ülkelerin yer aldığı üç kıtayı, Asya, Afrika ve Avrupa'yı temsil eden 3 halkadan oluşmaktadır.[3] Halkaların aşağı kısmı Akdeniz'e gömülüyormuşcasına dalgalı bir çizgi oluşturmaktadır. Oyunların kapanış töreninde bayrak bir sonraki Akdeniz Oyunları'na ev sahipliği yapacak ülkeye teslim edilmektedir.[3] Ev Sahibi Ülkeler[değiştir | kaynağı değiştir] Atlantik kıyısında yer alan Kazablanka dışında, şu ana dek ev sahipliği yapan tüm şehirler Akdeniz kıyısındadır. Ev Sahibi Ülkeler Turnuvalar[değiştir | kaynağı değiştir] No Yıl Ev sahibi şehir Resmî açılışı yapan Katılan ülke Katılan sporcu Sporlar Etkinlikler Madalya tablosundakien iyi ülke Erkekler Kadınlar Toplam 1 1951 İskenderiye I. Faruk 10 734 --- 734 14 91  İtalya 2 1955 Barselona Francisco Franco 10 1135 --- 1135 20 102  Fransa 3 1959 Beyrut Fouad Chehab 11 792 --- 792 17 106  Fransa 4 1963 Napoli Antonio Segni 13 1057 --- 1057 17 93  İtalya 5 1967 Tunus Habib Burgiba 12 1211 38 1249 14 93  İtalya 6 1971 İzmir Cevdet Sunay 14 1235 127 1362 18 137  İtalya 7 1975 Cezayir Huari Bumedyen 15 2095 349 2444 19 160  İtalya 8 1979 Split Josip Broz Tito 14 2009 399 2408 26 192  Yugoslavya 9 1983 Kazablanka II. Hasan 16 1845 335 2180 20 162  İtalya 10 1987 Lazkiye Hafız Esad 18 1529 467 1996 19 162  İtalya 11 1991 Atina Konstandinos Karamanlis 18 2176 586 2762 24 217  İtalya 12 1993 Languedoc-Roussillon François Mitterrand 19 1994 604 2598 24 217  Fransa 13 1997 Bari Oscar Luigi Scalfaro 21 2166 790 2956 27 234  İtalya 14 2001 Tunus Zeynel Abidin Bin Ali 23 1972 1019 2991 23 230  Fransa 15 2005 Almería I. Juan Carlos 21 2126 1077 3203 27 258  İtalya 16 2009 Pescara Renato Schifani 23 2183 1185 3368 28 244  İtalya 17 2013 Mersin Recep Tayyip Erdoğan 24 1994 1070 3064 27 264  İtalya 18 2018 Tarragona VI. Felipe 26 2180 1468 3648 28 246  İtalya 19 2022 Vahran Abdülmecid Tebbun 26 2014 1284 3298 24 244  İtalya 20 2026 Taranto İtalya Devlet Başkanı (beklenen) Gelecekteki etkinlik 21 2030 TBD TBD Gelecekteki etkinlik Madalya sıralaması 1951-2022[değiştir | kaynağı değiştir] Rank Team Altın Gümüş Bronz Total 1  İtalya 924 791 747 2462[4] 2  Fransa 652 600 569 1821[4] 3  Türkiye 386 269 315 970[4] 4  İspanya 345 474 569 1388[4] 5  Yugoslavya* 199 177 182 558[4] 6  Yunanistan 200 257 349 806[4] 7  Mısır 156 209 255 620[4] 8  Tunus 89 101 159 349[4] 9  Cezayir 86 76 131 293[4] 10  Fas 72 90 116 278[4] 11  Hırvatistan 57 69 79 205[4] 12  Slovenya 55 64 99 218[4] 13  Sırbistan* 54 51 58 163[4] 14  Suriye 32 44 76 150[4] 15  Birleşik Arap Cumhuriyeti 23 21 30 74[4] 16  Kıbrıs Cumhuriyeti 19 21 25 65[4] 17  Arnavutluk 11 19 18 48[4] 18  Lübnan 10 23 42 75[4] 19  Portekiz 10 18 21 49[4] 20  Bosna-Hersek 6 8 25 39[4] 21  Kosova 6 1 3 10[4] 22  San Marino 5 10 8 23[4] 23  Karadağ 4 8 10 22[4] 24  Makedonya 3 2 9 14[4] 25  Libya 2 1 14 17[4] 26  Malta 1 4 4 9[4] 27  Monako 1 3 1 5[4] Toplam 3408 3409 3914 10731 Yugoslavya 1997 ve 2001'de Yugoslavya FR olarak yarıştı.[5] Sırbistan 2005'te Sırbistan Karadağ olarak tamamlandı. Branşlar[değiştir | kaynağı değiştir] Akdeniz Oyunları tarihi boyunca 33 farklı spor yarışması düzenlendi. Spor Başlangıç Okçuluk 1971'den beri Atletizm 1951'den beri Badminton 2013'ten beri Basketbol 1951'den beri Plaj voleybolu 2005'ten beri Bocce 1997'den beri Boks 1951'den beri Kano 1979'dan beri Bisiklet 1955'ten beri Dalma 1951'den beri Binicilik 1955'ten beri Spor Başlangıç Eskrim 1951'den beri Çim hokeyi 1955'ten beri Futbol 1951'den beri Golf 1983'ten beri Jimnastik 1951'den beri Hentbol 1967'den beri Judo 1971'den beri Karate 1993'ten beri Paten hokeyi 1955'ten beri Kürek 1951'den beri Ragbi birliği 1955'ten beri Spor Başlangıç Yelken 1955'ten beri Atıcılık 1951'den beri Yüzme 1951'den beri Masa tenisi 1971'den beri Tekvando 2013'ten beri Tenis 1963'ten beri Voleybol 1959'dan beri Sutopu 1951'den beri Su kayağı 2009'dan beri Halter 1951'den beri Güreş 1951'den beri Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Uluslararası Akdeniz Oyunları Komitesi Akdeniz ülkeleri listesi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Oyunlara Katılan Ülkeler". 23 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2010.  Makedonya Oyunlarda a b "Akdeniz Oyunları Tarihi". Akdeniz Oyunları Sitesi. 2008. 10 Mart 2016 tarihinde kaynağından (HTML) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2008.  a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z aa "Medals table per country and per Games". 8 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.  "International Committee of the Mediterranean Games". 28 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Uluslararası Akdeniz Oyunları Komitesi gtdAkdeniz Oyunları İskenderiye 1951 Barselona 1955 Beyrut 1959 Napoli 1963 Tunus 1967 İzmir 1971 Cezayir 1975 Split 1979 Kasablanka 1983 Lazkiye 1987 Atina 1991 Languedoc-Roussillon 1993 Bari 1997 Tunus 2001 Almería 2005 Pescara 2009 Mersin 2013 Tarragona 2018 Vahran 2022 Taranto 2026 gtdAkdeniz Oyunları'nda sporlarGünümüzde Atıcılık Atletizm Badminton Basketbol Binicilik Bisiklet Bocce Boks Eskrim Futbol Golf Güreş Halter Hentbol Jimnastik Judo Kano Karate Kürek Okçuluk Plaj voleybolu Masa tenisi Tekvando Triatlon Tenis Su kayağı Sutopu Voleybol Yelken Yüzme Eski Atlama Çim hokeyi Ragbi birliği Tekerlekli paten hokeyi gtdAkdeniz Oyunları'nda ülkelerMevcut Andorra Arnavutluk Bosna-Hersek Cezayir Fas Fransa Hırvatistan İspanya İtalya Karadağ Kıbrıs Cumhuriyeti Kosova Libya Lübnan Makedonya Malta Mısır Monako Portekiz San Marino Sırbistan Slovenya Suriye Tunus Türkiye Yunanistan Eski Sırbistan-Karadağ Yugoslavya "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Akdeniz_Oyunları&oldid=31020767" sayfasından alınmıştır
UlusSemtTakma ad: İsmetpaşa Ulus, Ankara ilinin Altındağ ilçesine bağlı Hacı Bayram mahallesinin bir kısmını kapsayan şehirdeki en eski ve Çankaya-Esenboğa yolunun (protokol yolu) güzergâhında yer alan tarihî bir semttir. Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara Zafer Anıtı, Ankara Palas Otel, Ankara Kalesi, Ulus çarşısı[1] ve Ankara hali semtte yer alan bazı önemli yerlerdir. Ulus tarihi kent merkezi projesi kapsamında yapılan çalışmalarla sosyal ve kültürel doku yeniden canlanmıştır. Ulus'taki kültürel değerler[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Kalesi Hamamönü Hacı Bayram Camii Arslanhane Camii Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ankara Etnografya Müzesi Kurtuluş Savaşı Müzesi Cumhuriyet Müzesi Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi Türk Hava Kurumu Müzesi Mehmet Akif Ersoy Müze Evi Ziraat Bankası Müzesi Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ankara Zafer Anıtı Karacabey Hamamı Şengül Hamamı Çengel Han Suluhan Taşhan Ankara Palas Monumentum Ancyranum Jülian Sütunu Ankara Roma Hamamı Ankara Roma Tiyatrosu Ankara Roma Yolu Aziz Clement Kilisesi II. Evkaf Apartmanı Ankara Devlet Tiyatrosu Gençlik Parkı Resimler[değiştir | kaynağı değiştir] Tarihî Ulus semtinden bir panorama, Gençlik Parkı (sağda) Temmuz 2006. Ulus çarşıları Ulus ana göbek Çankırı Caddesi Meydanda Atatürk Zafer Anıtı heykeli Ulus Çarşısı duraklar ve trafik lambaları Ulus'ta bir yumurta satıcısı, Mayıs 2014 Ulus'ta bir pazar. Çıkrıkçılar Yokuşu. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara, Ulus Meydanı Çarşı ve Büro Binası Proje Yarışması 24 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Haziran 2013. gtdAltındağ mahalleleri ve semtleriMahalleler Atıfbey Aydıncık Aydınlıkevler Baraj Başpınar Battalgazi Beşikkaya Doğantepe Feridun Çelik Gicik Gültepe Güneşevler Hacettepe Hacı Bayram Kale Karacaören Karapürçek Kavaklı Önder Örnek Peçenek Solfasol Tatlar Ulubey Yıldıztepe Zübeyde Hanım Semtler Aydınlıkevler Dışkapı Çinçin Bağları Hamamönü İskitler İsmetpaşa Samanpazarı Siteler Ulus Yenidoğan "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ulus,_Altındağ&oldid=31420430" sayfasından alınmıştır
Zafer AnıtıAnıtın önden görünümü (2021)Eski ad(lar)Yeni Gün AnıtıGenel bilgilerDurumTamamlandıTürAnıtKonumUlus Meydanı, Altındağ, AnkaraKoordinatlar39°56′30″K 32°51′17″D / 39.94167°K 32.85472°D / 39.94167; 32.85472Başlama1925Tamamlanma1927Açılış24 Kasım 1927Teknik ayrıntılarMalzemeBronz, andezit ve mermerTasarım ve inşaatMimar(lar)Heinrich Krippel Zafer Anıtı, Ankara'nın Altındağ ilçesindeki Ulus Meydanı'nda bulunan, Anadolu’daki Millî Mücadele’nin hatırasını yaşatmak üzere 1927'de yapılmış anıttır. Yeni Gün gazetesi öncülüğünde 1925 yılında açılan uluslararası yarışma sonucu yaptırılan anıt, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından tasarlanmıştır. Açılışı 24 Kasım 1927 tarihinde yapılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Sakarya adlı atı üzerinde tasvir eden, mermer bir kaide üzerine yerleştirilmiş bir heykel, sırtında top mermisi taşıyan bir kadın ile iki asker heykeli ve betimleyici rölyeflerden oluşur. Zafer Anıtı, çevresindeki yapılarla bütünleşerek hem mekânın hem de Cumhuriyet'in simgelerinden biri haline gelmiştir.[1] Cumhuriyet tarihiyle ilgili akademik araştırmalara en çok konu edilen eserlerdendir.[2] Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Anıt fikrinin doğuşu ve yarışma[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara'da Kurtuluş Savaşı ve sonrasında kazanılan zaferleri anlatan bir anıt inşa edilmesine yönelik ilk düşünce, dönemin Yeni Gün gazetesinin sahibi Yunus Nadi Bey tarafından ortaya atıldı. Yunus Nadi Bey'e göre Cumhuriyet'in ilanıyla sonuçlanan bu ulusal mücadele ruhunun somutlaştırılarak gelecek nesillere aktarılması elzemdi. Bu motivasyonla işe başlayan gazeteci, halkın da desteğini alarak hükûmet yetkililerini bu işe ikna etme yoluna girişti. Söz konusu anıtın Ankaralılardan toplanan yardım paralarıyla finanse edilmesi planlanırken, nasıl bir eserin inşa edileceğine karar vermek adına uluslararası bir yarışma düzenlenmesi kararlaştırıldı. Akabinde ise ortaya çıkacak eserin hangi özellikleri taşıması gerektiğiyle ilgili olarak bir şartname hazırlanarak Yeni Gün gazetesinde yayımlandı. İlân edilen hususlarda anıtın esas olarak bu mücadeleye önderlik etmiş olan Mustafa Kemal Atatürk'ü tasvir etmesi ve eserde kullanılacak olan her bir detayın ulusal mücadele ruhunu başarıyla yansıtması gerektiği yazıyordu. Savaşın nasıl seyrettiğinin yanı sıra Atatürk'ün fiziksel özelliklerinin ve karakterinin de detaylı bir şekilde anlatıldığı metindeki Anadolu köylüsünün, Türkiye’nin gerçek sahibi olduğuna ilişkin ifade ise Türk halkının savaş süresince yaptığı fedakârlıkların görmezden gelinmemesi gerektiğini vurgulamaktaydı. Yani belirtilen koşullar doğrultusunda, Türk Kurtuluş Savaşı'nın altında yatan ideolojinin Atatürk'ün bedeni üzerinden sembolize edilmesine yönelik bir beklenti söz konusuydu.[3] 1924 yılında açılan yarışmayı, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel kazandı. 1925 yılında özel bir davet üzerine Türkiye'ye gelen sanatçı, Çankaya Köşkü'nde bir hafta kadar misafir edilerek yapacağı çalışmada kullanmak üzere Atatürk'ün portre çizimlerini tamamladı.[4] Anıtın yapımı ve açılış töreni[değiştir | kaynağı değiştir] Yapımına 1925 yılında başlanan anıtın bronz heykelleri, Viyana merkezli VDM Metals (Vereinigte Deutsche Metallwerke) tesislerinde üretildi. Anıt, başlangıçta Taşhan'nın (sonradan yerine Sümerbank Genel Müdürlük Binası inşa edilmiştir) önündeki alana yerleştiridi ve kampanyanın başlamasına vesile olan gazeteyi onurlandırmak adına "Yeni Gün Anıtı" olarak isimlendirildi. Açılışı ise 24 Kasım 1927 tarihinde düzenlenen törenle yapıldı.[5] Başbakan İsmet Bey ve mülki erkânın yanı sıra dönemin Avusturya büyükelçisinin de katıldığı törende,[6] Yunus Nadi'nin konuşmasının ardından Türk şair Mehmet Emin Bey, bu anıt için yazdığı "Kavminin Bir İdam Günündeydi Ki..." isimli şiirini okudu. Etkinlik sonunda dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kâzım Bey, Türk bayrağı ile sarılı anıtın kurdelesini keserek eseri katılımcıların takdirine sundu.[7][8] Resmî tören noktası olarak kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir] Açılışı yapıldığı tarihten Anıtkabir'in inşasına kadar geçen süreçte bütün önemli sayılan anma ve kutlama etkinliklerine ev sahipliği yapacak olan Zafer Anıtı, Atatürk'ün ölümünün ardından resmî tören düzenlenen noktalardan biri oldu. 16 Kasım 1938 tarihinde, başbakan Celâl Bayar ve milletvekillerinin katılım gösterdiği törene Ankara Üniversitesi'nin öğretim üyeleri ile öğrenciler de eşlik ederek anıta çelenk bıraktılar.[9] Detayları[değiştir | kaynağı değiştir] Polatlı yönünden gelmekte olan düşmanı gözetleyen Mehmetçik Zafer Anıtı, bir kaidenin üstünde yükselen Atatürk heykeli ile bunun etrafına üçgen planlı olarak yerleştirilmiş üç heykelden oluşur. Bronzdan imal edilen heykeller, Ankara taşı kullanılarak tasarlanmış bir platformun üzerinde yer alır. Atatürk heykelinin bulunduğu ana kaide ise mermerdir.[10] Türk askerini temsil eden iki adet Mehmetçik heykeli anıtın sağ ve sol önünde bulunurken, Milli Mücadele ruhunun sivil kahramanlarından biri olarak kabul edilen Kara Fatma'dan öykünerek tasarlanan "Türk kadını" figürü ise Anadolu kadınlarının cephe gerisindeki fedakârlıklarına atıfta bulunarak anıtın arkasına konumlandırılmıştır. Bu karakterler, Türk halkının Kurtuluş Savaşı sırasındaki milli birliğini ve dayanışmasını temsil etmektedir.[11] Etrafındaki diğer çağdaş yapılarla sıkı bir etkileşimde bulunan anıtın konumlandırılması, modern bir başkent inşası düşüncesinin somutlaştırılmasında da kayda değer bir rol oynamıştır.[12] Anıtın ilk meclis binası ve Ankara Garı'na bakacak şekilde yerleştirilmesiyle Ankara'ya gelen sivillerin veya yabancı devlet adamlarının söz konusu yapılardan dışarı çıktıktan sonra şehirde ilk gördükleri şeyin bu anıt olması hedeflenmiştir. Bu durum ayrıca Türkiye’nin yüzünü batıya döndüğünün bir nişanesi olarak yorumlanır.[13] Öte yandan; anıt için Osmanlı döneminden beri şehrin merkezi durumunda olan Ulus Meydanı'nın (eski adıyla Taşhan Meydanı) tercih edilmesi de tesadüf değildir. Her gün binlerce insanın çeşitli sebeplerle uğradığı bu meydanda insanların anıt ve çevresinde zaman geçirmesini sağlayacak peyzaj düzenlemeleri yapılarak vatandaşların Cumhuriyet ideolojisini içselleştirmesi ve milli mücadele ruhunun belleklerde taze tutulması amaçlanmıştır.[14] Sakarya isimli atının üzerinde betimlenmiş olan Atatürk heykeli Atatürk heykeli[değiştir | kaynağı değiştir] Tek partili dönemde dikilen Atatürk heykellerinin ortak özelliği, Mustafa Kemal'in ekseriyetle askeri üniforması içinde tasvir edilmesidir. Zafer Anıtı için açılmış olan yarışmanın şartnamesinde Atatürk'ün sivil vaziyette betimlenmesi istenmiş olmasına rağmen anıtın Kurtuluş Savaşı sürecini ve sonrasında kazanılan zaferi anlatıyor oluşu, Gazi Paşa figürünün bu eserde de asker kıyafetleri içinde ve Sakarya isimli atının üzerinde kurgulanmasına yol açmıştır. Sanatçı Heinrich Krippel ise 7 Aralık 1927 tarihinde Cumhuriyet gazetesine verdiği bir röportajda "Gazi Hazretleri’nin bu heykelde bilhassa sivil olarak tasvir edilmeleri arzusu izhar edilmişti. Binaenaleyh sivil elbise giymiş olmalarına rağmen kendilerini, uzak bir istikbalde bile, bir fatih şeklinde gösterebilecek olan bir vaziyet intihab ettim." diyerek Atatürk'ü savaş meydanında mücadele veren bir askerden ziyade ufka ve geleceğe bakarken resmettiğini ifade etmiştir.[15] Sakarya'nın burun deliklerinin açık, kuyruğunun dik ve dizginlerinin gergin oluşu ise cesaret ve atılganlığa yapılmış bir göndermedir.[13] Ayrıca bu heykel, Mustafa Kemal henüz hayattayken yapılmış olan benzerleri arasındaki en büyük Atatürk heykelidir.[16] Kaide[değiştir | kaynağı değiştir] Silah arkadaşlarını cepheye yönlendiren Mehmetçik Türkiye'deki Atatürk heykellerinin sınıflandırılması adına Nutuk dikkate değer bir kriterdir. Zira Nutuk'un Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde okunmasından önce dikilen heykel ve anıtlarda kitabeye sık rastlanmaz. Zafer Anıtı'yla birlikte ise Nutuk'un yazılı veya metaforik olarak kompozisyonlara dahil edilmesi geleneği başlamıştır.[17][18] Anıtın farklı cephelerine işlenen rölyeflerde Türk halkının kökeni, Kurtuluş Savaşı'nın tarihçesi ve Atatürk'ün Ankara'ya gelişi gibi konular anlatılırken; daralarak yükselen kaidenin etrafını çevreleyen kuşağa "Türk milleti, muzaffer istihlas ve istiklal cidalini ve muazzam asri inkılaplarını, en manidar bir remz ile, en iyi ifade edebilecek şekli, yukarki hakiki timsalde buldu." sözü işlenmiştir.[19] Kullanılan figürler halka aktarılmak istenen fikirlerin görsellik aracılığıyla somutlaştırılmasına hizmet ederken kaidenin etrafında bulunan yazılar ise aktarılmak istenen mesajların metinleştirilerek ve bir nevi afiş görevi üstlenerek pekiştirilmesine olanak sağlamıştır. Zafer Anıtı'nda yazılı anlatıma da yer verilmesi, önceki dönem heykelleriyle kıyas yapıldığında bir ilk niteliği taşır.[10] Ön yüz[değiştir | kaynağı değiştir] Mermer kaidenin daralarak yükselen ön yüzünde dört adet doğmakta olan güneş motifi ve bunları kuşatan bir çelenk bulunur. Hemen altındaki çerçevede ise Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'da millî mücadele faaliyetlerine devam ederken İstanbul'daki yönetime çektiği bir telgraf vasıtasıyla askerlik mesleğinden istifa ettiğini bildiren "Artık badema, sine-i millete bir ferdi mücahit olarak çalışacağım." sözü yer almaktadır.[19][20] Kaidenin arka yüzündeki rölyef Arka yüz[değiştir | kaynağı değiştir] Kaidenin arka yüzünde, devrilmiş bir çınar ağacı ile onun gövdesinden filizlenen bir hayat ağacı motifi bulunur. Bu çınar çökmüş olan Osmanlı İmparatorluğu'nu temsil ederken, yeşeren taze dallar ise genç Türkiye Cumhuriyeti'ni simgelemektedir.[21] Erken Cumhuriyet dönemi eserlerinde, Türk Tarih Tezine referansla, Osmanlı'yı anımsatacak figürlerden kaçınıp Türklükle daha çok özdeşleştirilen bozkurt temasının kullanımı yaygın olsa da Zafer Anıtı'nda böylesi bir gönderme yapılması dikkat çekicidir.[22] Arka yüzün altındaki çerçevede; Namık Kemal‘in Vatan Mersiyesi'nde her kıtada tekrarlanan "Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini" ifadesine yanıt olarak Atatürk’ün 13 Ocak 1921 tarihli şu sözü yer alır; "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."[23] Sağ yüz[değiştir | kaynağı değiştir] Mermer kaidenin güneyinde kalan sağ yüzünde iki adet rölyef bulunur. Üst taraftaki kabartmada Sakarya’da düşmanı yenen Türk askeri betimlenirken, alttaki sahnede Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ndeki Atatürk ve silah arkadaşlarına yer verilmiştir. İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak da bu kabartmada yer alan isimlerdendir. "Düşman ordusunu vatanın harimi ismetinde boğarak, behemahal naili halas ve istiklal olacağız. 6 Ağustos 1919" ifadesi bu cepheye işlenmiştir.[19] Sol yüz[değiştir | kaynağı değiştir] Cepheye mermi taşırken tasvir edilen Türk kadını Anıtın kuzeyinde kalan sol yüzünde de iki kabartma yer alır. Bunlardan ilki bir zafer kompozisyonudur. Türk askerinin yaptığı bir resmi geçit esnasında Türk Bayrağı karşısında selam veren işgalci ordular resmedilmiştir. Alttaki rölyefte ise kucağında çocuğu olan bir kadının cephane yüklü bir kağnıyı çektiği görülür. Sahnedeki kadını, arabanın arkasından yürüyüp ellerinde tüfek taşıyan ihtiyarlar ve bir çocuk takip eder.[24] Cinsiyet ve yaş fark etmeksizin millî mücadeleye destek veren Türk köylüsünün anlatıldığı bu yüzde Atatürk'ün Dumlupınar'da kazanılan zaferin ardından dile getirdiği "Düşmanın ana sıra asliyesi imha edilmiştir. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri." sözü de yer alır.[19] Türk kadını heykeli[değiştir | kaynağı değiştir] Zafer Anıtı kompozisyonunu oluşturan yardımcı figürlerden birisi de mermer kaidenin arkasında kalan ve diğer heykellerin tersi istikamette konumlandırılmış olan 'Türk kadını' heykelidir. Başında yemenisi, üzerinde şalvarı, ayağında yün çorapları ve çarığıyla tasvir edilen bu figür; dönemin Anadolu kadınına dair kıyafet kodunu başarıyla yansıtır. Kayalıkların üzerinde ve omzunda bir sahra obüs mermisi taşırken betimlenmiş olan heykel, Türk kadının Kurtuluş Savaşı yıllarında cephe gerisinde gösterdiği kahramanlık anılarına gönderme niteliği taşır. Pek çok kaynak bu Türk kadını stereotipinin savaşın sivil kahramanlarından biri olan Fatma Seher Erden'den esinlenerek oluşturulduğunu yazsa da Afet İnan'ın hatıralarında heykele ilham olan asıl kişinin Dumlupınar'da yaşayan ve savaş sırasında bizzat bu olayı deneyimleyen bir köylü kadın olduğu yazılıdır. Nihayetinde o dönemden günümüze ulaşan savaş anıları göz önünde bulundurulduğunda kadınların cepheye silah ve cephane taşınmasında aktif olarak rol aldığı bilinen bir gerçektir. Zafer Anıtı'ndaki Türk kadını heykeli ise bu zaferin kazanılmasında başta kadınlar olmak üzere bütün sivillerin üstlendiği role vurgu yapmaktadır.[24] Kaidenin solundaki rölyefKaidenin önündeki güneş motifleri ve Atatürk'ün 1919 tarihli sözüKaidenin sağındaki rölyef Simgeleşmesi[değiştir | kaynağı değiştir] Kent merkezindeki en eski meydanda konumlanmış olmasının yanı sıra etrafındaki diğer erken Cumhuriyet dönemi yapılarıyla kurduğu mekânsal ilişki sayesinde Zafer Anıtı, zaman içerisinde Ankara'nın en önemli simgelerinden biri haline gelmiştir. Kartpostallara, posta pullarına ve film sahnelerine konu olan anıtın popülerleşme serüvenindeki ilk adım; 1939-1952 yılları arasında Türk lirasının üzerinde resminin yer almış olmasıdır.E2 grubu banknotlardan 2.5 ₺ değerindeki ve arka yüzünde Zafer Anıtı'nı bulunduran para İkinci Emisyon Grubunun bir parçası olarak ilk defa 25 Nisan 1939 tarihinde tedavüle giren ve arka yüzünde Zafer Anıtı'nı barındıran 2.5 ₺ değerindeki bu banknotlar 15 Temmuz 1952 tarihinde sürümden kaldırılmıştır.[25] İlk defa Sovyet yönetmen Sergey Yutkeviç'in 1934 tarihli Türkiye'nin Kalbi Ankara isimli filminde kayda alınan Zafer Anıtı; Mehmetçik figürlerinin ve atının üzerindeki Mustafa Kemal Atatürk'ün ayrıntılı bir şekilde seyirciye aktarıldığı önemli yapımlardan biridir. Filmde havadan ve Ulus Meydanı'nın çeşitli noktalarından çekim yapılmış, hepsinde de Zafer Anıtı merkeze konumlandırılmıştır. Anıtın görüntülendiği ikinci önemli yapım, 1952 tarihli Five Finger filmidir. İlyas Bazna'nın İkinci Dünya Savaşı sırasındaki casusluk faaliyetlerinden esinlenerek çekilen filmde Zafer Anıtı daha önce görüntülenmiş olduğundan farklı bir konumda yer alır ki bunun sebebi açıldığı tarihten sonra meydana gelen yer değişiklidir. Dolayısıyla Yutkeviç'in çekimleri, anıtın eski konumuna dair eldeki tek veridir. Öte yandan Five Finger'da anıtın gece saatlerinde ışıklandırılmış görüntülerine de rastlamak mümkündür. 1966 tarihli Meydan Köpeği ise Zafer Anıtı'nın kayda alındığı ilk yerli Türk filmi olma özelliği taşır. 1969 yılında yayımlanan Aşk Mabudesi ise anıtın dekor ve arka plan olarak kullanıldığı ikinci Yeşilçam filmidir. Darül Muallim Mektebi’nin yanması, Taşhan'ın yıkılması ve anıtın yerinin değiştirilmesi gibi durumları belgeleyen bu filmler; anıt ile içinde ve etkileşimde bulunduğu mekanın gözlemlenmesi adına dikkate değer kanıtlar sunar. Hepsinde de şehir merkezi olarak Ulus Meydanı ve meydanın simge yapısı olarak Zafer Anıtı kullanılmıştır. Söz konusu filmlerde anıt çevresinde yapılan resmi törenlere de rastlamak mümkündür.[26] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Bayraktar, Nuray (Haziran 2013). Ayaokur, Alev; Kırcı, Arzu Beril; Türkyılmaz, Mehtap (Ed.). "Tarihe Eş Zamanlı Tanıklık: Ulus ve Kızılay Meydanlarının Değişim Süreci" (PDF). Ankara Araştırmaları Dergisi. 1 (1). Ankara: Koç Üniversitesi VEKAM. ss. 20-35. ISSN 2147-8724. 1 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Ocak 2023.  Yurttadur, Oğuz (2013). "Kamusal Alanda Sergilenen Heykellerin Sanat Alt Kültürünün Oluşumundaki Rolü" (PDF). Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. s. 40. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023.  Çetin, Fatma Gökçen (Nisan 2021). Görmez, Kemal (Ed.). "Tek Parti Döneminde Başkent Ankara'nın Sembolik İnşası" (PDF). Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi. 30 (2). Ankara: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi. ss. 71-95. ISSN 1300-1825. 6 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Ocak 2023.  Korur, Aslı (2008). "Cumhuriyet'in İlk On Beş Yılında Resim ve Heykel Sanatı (1923-1938)" (PDF). Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. s. 123. 28 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 17 Ocak 2023.  "Zafer Anıtı". Ankara Enstitüsü Vakfı. 20 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Haziran 2012.  Doğramacı, Burcu (2010). "Ankara Zafer Anıtı". Bir Başkentin Oluşumu - Avusturyalı, Alman ve İsviçreli Mimarların Ankara’daki İzleri. Ankara: Goethe-Institut Ankara. 18 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2023.  Benli, Hasan Tahsin (2000). Emiroğlu, Kudret (Ed.). "Ulus Heykeli" (PDF). Kebikeç. 5 (9). ss. 131-138. ISSN 1300-2864. 2 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  "Bir Başkentin Oluşumu: Avusturyalı, Alman ve İsviçreli Mimarların İzleri - Yeni Başkente Doğru - Heykeller ve Anıtlar - Goethe-Institut ". www.goethe.de. 28 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2023.  Boran, Tunç (2011). "Mekan ve Siyaset İlişkisi Bağlamında Anıtkabir (1928-1973)" (PDF). Ankara: Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsüü. s. 39. 2 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  a b Ünal, Fulya (2010). "İdeoloji Sanat İlişkisi Çerçevesinde Cumhuriyet Dönemi Heykel Sanatının İncelenmesi (1923-1950)" (PDF). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü. ss. 68-69. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023.  Yasa Yaman, Zeynep (2011). ""Siyasi/Estetik Gösterge" Olarak Kamusal Alanda Anıt ve Heykel" (PDF). ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi, 1. Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi. ss. 69-98. doi:10.4305/METU.JFA.2011.1.5. ISSN 0258-5316. 6 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Çınar, Alev (2007). Urban Imaginaries: Locating the Modern City (PDF) (İngilizce). Minneapolis: University of Minnesota Press. ss. 151-181. ISBN 978-0-8166-5423-9. Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  a b Yazıcı, Ferit (2021). ""Cumhuriyet Tarihi Düzenlemesi" projesi özelinde anıt heykelde konumlandırma sorunsalı". Journal of Arts. 4 (2). ss. 105-117. doi:10.31566/arts.4.2.05. ISSN 2636-7718. Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Kesici, Deniz (Eylül 2017). "A Contemporary Approach to Memorial Design in the light of Collective Memory Theory: Guidelines" (PDF) (İngilizce). Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. ss. 37-39. 2 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Dere, Umut (2020). Bulut, Sedef (Ed.). "Cumhuriyet'in İlk Yıllarında Eski Başkentte Yeni Rejimin İlk Sembolü: Sarayburnu Atatürk Anıtı". Atatürk Yolu Dergisi, 67. Ankara: Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü. s. 132. ISSN 1303-5290. 17 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023.  Gür, Faik (2015). Talimciler, Ahmet (Ed.). "Erken Cumhuriyette Siyaset, Propaganda, Sanat ve Ulusun İnşası". Sosyoloji Dergisi, 31. İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. ss. 135-173. ISSN 1300-5642. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023.  Aktaş, Elif (2017). Canatan, Kadir (Ed.). "Atatürk Heykelleri" (PDF). Çekmece Sosyal Bilimler Dergisi. 5 (10-11). İstanbul: İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi. ss. 259-264. 2 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Sönmez, Begüm (2015). "1980'lerin Kamusal Alan Heykelleri: Ankara ve İstanbul". Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. s. 37. 2 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  a b c d Okumuş, Gürkan (2021). "Kentsel Arayüz-Heykel Kurgusu: Atatürk Anıtları" (PDF). Bursa: Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. ss. 215-224. 28 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Özüçetin, Yaşar (2009). "Mustafa Kemal Atatürk'ün İleri Görüşlülüğü". 10 Kasım Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, 36. ss. 117-132. 2 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Ankara Kitabı (PDF) (2. bas.). Ankara: Ankara Kalkınma Ajansı. 2022. s. 147. ISBN 978-605-63547-7-9. 8 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Tekiner, Ü. Aylin (2010). Güzel, Begüm (Ed.). Atatürk Heykelleri: Kült, Estetik, Siyaset (PDF) (1. bas.). İstanbul: İletişim Yayınları. ss. 87-97. ISBN 978-975-05-0790-8. 3 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  Isteataturk.com. "Ulus Atatürk Anıtı, Ankara". İşte Atatürk. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2023.  a b Osma, Kıvanç (Mayıs 2006). "Cumhuriyet Dönemi Anıt Heykellerinde Kadın İmgesi". Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 30 (1). Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi. ss. 89-107. ISSN 1305-5143. 18 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2023.  "E2 - İki Buçuk Türk Lirası (I. Tertip)". Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. 1 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2023.  Satur, Göknur (30 Ekim 2018). Çırak, Mustafa Tolga (Ed.). "Sinemada Ankara Kentinin İzdüşümü: Bir Kenti Sinema Üzerinden Okuma Deneyimi". Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 11 (2). Çorum: Hitit Üniversitesi. ss. 1607-1630. doi:10.17218/hititsosbil.460122. ISSN 1308-5107. 1 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2023.  gtdAnkara'daki açık hava heykelleriAltındağ Atlı Atatürk Anıtı Kore'de Savaşan Türk Askerleri Anıtı Miras Su Perileri Zafer Anıtı Çankaya Barış Bilim Ağacı Eller Güvenlik Anıtı Hitit Güneş Kursu Anıtı İnsan Hakları Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı TaşAnkara TESK Anıtı Listeler Anıtkabir'deki heykeller Hacettepe Üniversitesi'ndeki heykeller gtdAtatürk anıtlarıHeinrich Krippel Büyük Utku Anıtı (Afyonkarahisar, 1936) Konya Atatürk Anıtı (Konya, 1926) Onur Anıtı (Samsun, 1931) Sarayburnu Atatürk Anıtı (İstanbul, 1926) Zafer Anıtı (Ankara, 1927) Pietro Canonica Atlı Atatürk Anıtı (Ankara, 1927) İzmir Atatürk Anıtı (İzmir, 1932) Mareşal Atatürk Anıtı (Ankara, 1927) Taksim Cumhuriyet Anıtı (İstanbul, 1928) Kenan Yontunç Edirne Atatürk Anıtı (Edirne, 1931) Gazi Mustafa Kemal Anıtı (Mersin, 1934) Mersin Atatürk Anıtı (Mersin, 1944) Nijat Sirel Bursa Atatürk Anıtı (Bursa, 1931) Tankut Öktem Zafer Anıtı (Gazimağusa) (Gazimağusa, 1979) Atatürk ve Şerife Bacı Anıtı (Kastamonu, 1990) Tamer Başoğlu Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı (İzmir, 1973) Harun Atalayman Atatürk Maskı (İzmir, 2009) Remzi Savaş Atatürk ve Gençlik Anıtı (Ankara, 1991) Yavuz Görey İstanbul Üniversitesi Atatürk ve Gençlik Anıtı (İstanbul, 1955) Şadi Çalık ODTÜ Atatürk Anıtı (Ankara, 1966) Gürdal Duyar Uşak Atatürk Anıtı (Uşak, 1965) Burhaniye Atatürk Anıtı (Burhaniye, 1967) Kayseri Atatürk Anıtı (Kayseri, 1974) Hüseyin Gezer Antalya Ulusal Yükseliş Anıtı (Antalya, 1964) Anton HanakJoseph Thorak Güvenlik Anıtı (Ankara, 1935) Diğerleri Artvin Atatürk Heykeli Atatürk Anıtı (Canberra) Atatürk Maskı (Antalya) Girne Atatürk Anıtı Mustafa Kemal Atatürk Anıtı (Beerşeba) Mustafa Kemal Atatürk Anıtı (Yehud) Mustafa Kemal Atatürk Heykeli (Bakü) Mustafa Kemal Atatürk Heykeli (Meksiko) Rize Atatürk Anıtı Eskişehir ulus anıtı Atatürk Anıtı (Kadıköy) Atatürk Heykeli (Gülhane Parkı) Atatürk Heykeli (Washington, DC) Atatürk Heykeli (Türkiye Büyükelçiliği, Washington) Atatürk Anıtı (Almatı) Atatürk Anıtı (Astana) Atatürk Ormanı (İsrail) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Zafer_Anıtı_(Ankara)&oldid=32228109" sayfasından alınmıştır
TESK'in logosu Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK), Ankara'da yerleşik olan bir sivil toplum kuruluşudur. 1964 yılında yürürlüğe giren 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar yasası ile bugünkü yapısında etkinlik göstermeye başlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Türkiye'de bulunan esnaf ve sanatkârların örgütlendiği dernek ve mesleki birliklerin bir çatı altında toplanabileceği bir kuruluştur. Metin Yurdanur tarafından yapılan TESK anıtı Amacı[değiştir | kaynağı değiştir] Konfederasyon amaçlarını, Esnaf ve sanatkâr oda, birlik ve federasyonları arasında koordinasyon Esnaf ve sanatkârların mesleki çalışmalarında kamu yararı gözetilmesi için girişimlerde bulunmak Esnaf ve sanatkârların Türkiye ve dünyada temsil edilmesi Mesleki eğitimlerinin gelişimi, sorunlarının çözümü Üyelerinin resmî kurumlar ve bakanlıklarla iletişimini sağlamak gibi ana başlıklar altında toplamaktadır. Etkinlikleri[değiştir | kaynağı değiştir] Esnaf ve sanatkârların sicil işlemleri Meslekî eğitim ve çıraklık eğitimleri düzenlemek Bankalar ve finans kuruluşlarından üyelerine finans desteği sağlamak İş sağlığı ve güvenliği konularında çalışmalar Çocuk İşçiliği Konusunda TESK'in Duyarlılığının Artırılması Projesi Halıcılık Sektöründe Çocuk Emeğinin Rolü Projesi Çeşitli yayınlarla üyelerine yönelik etkinliklerde bulunmak İş Yeri Denetleme ve Danışmanlık Gruplarının Profillerinin Tespiti Projesi TESK Bünyesindeki İDDG'lerin Eğitimi Programı Projesi (Eğitici El Kitabı Hazırlanması) Ailenin Gelirine Destek Sağlayarak Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Projesi Samsun Sağlık Ocağı Projesi Kadın Girişimciliğin Desteklenmesi Projesi TESK ve Bağlı Kuruluşlarının Avrupa Birliği Uygulamalarını Yerinde Değerlendirmesi, Deneyimlerin Paylaşımı ve İş Birliği İmkânlarının Yaratılması Projesi AB'nin Eğitim-Öğretim Politikaları Ve Mevzuatı Konusunda Esnaf Ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşlarının Ekspertizinin Arttırılması Projesi Meslekî Eğitimde Deneyim Değişimi Projesi Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Resmî site Türkiye'deki bir kuruluş ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Türkiye_Esnaf_ve_Sanatkârları_Konfederasyonu&oldid=27676954" sayfasından alınmıştır
Varşova'daki Piłsudski Meydanı'nda Piłsudski heykeli Józef Piłsudski kişi kültü, Polonyalı komutan ve politikacı Józef Piłsudski'nin şahsında, iki savaş arası dönemden başlayarak ve 1935'te ölümünden sonra günümüze kadar devam eden bir kişi kültüdür. İlk başta Polonya devletinin propagandasıyla yayıldı ve Piłsudski'yi usta bir stratejist ve politik vizyoner olarak nitelendirdi. Polonya'daki komünist dönem sırasında onlarca yıl süren baskılardan kurtuldu. Modern Polonya'da Piłsudski, Polonya tarihinde önemli ve büyük ölçüde olumlu bir figür olarak kabul edilmektedir. Kökenleri[değiştir | kaynağı değiştir] Piłsudski'nin büstünün önünde şiir okuyan bir kız Piłsudski'nin kişi kültü olarak tanımlanan popülaritesi,[1] I. Dünya Savaşı'ndan sonra Polonya'nın bağımsızlığını kazanmasındaki rolü[2][3] ve sonraki Sovyet-Polonya Savaşı'ndaki liderliğiyle bağlantılıydı.[1] Bununla birlikte, I. Dünya Savaşı başlamadan önce bile popüler bir figürdü.[4] Piłsudski, Mayıs Darbesi'nin ardından 1926'da tekrar Polonya'da iktidarı ele geçirdi.[5] Kendisi için bir kült yaratmakla ilgilenmedi, Piłsudski kültü özellikle onun ölümünden sonra başkaları tarafından bina edildi.[2][6][7] 1935'teki cenaze töreni büyük bir devlet töreni haline geldi ve Piłsudski'nin Piłsudskiites[3][6] ("Piłsudskiciler") olarak bilinen takipçileri, onun anısını Polonya devletindeki iktidarı meşrulaştırmak için bir temele dönüştürmeye çalıştıkça, gelecek şeylerin bir işareti haline geldi.[4][7] Piłsudski'nin ismini onurlandıran çok sayıda girişimde bulunuldu; Mareşal Józef Piłsudski'nin Hatırasını Anma Merkez Komitesi'nin daha tuhaf girişimleri dizginlemesi gerekti (O zamanlar Polonya sınırları içerisindeki Wilno'yu Piłsudski'nin çocukluğundaki takma adı Ziuk olarak yeniden adlandırmak gibi).[4] 1938'de Polonya Parlamentosu Piłsudski'nin hatırasına alenen hakareti suç sayan bir kanunu kabul etti.[8] Piłsudski kültü Polonya Bağımsızlık Günü ile ilgilidir çünkü 11 Kasım tarihi Piłsudski'nin yeni bağımsız Polonya'da ilk kez iktidarı ele geçirme tarihidir.[2] 1937'de Polonya Parlamentosu resmi olarak 11 Kasım'ı bağımsızlığın kazanıldığı günü kutlayan ulusal bir bayram ilan etti ve "her zaman Józef Piłsudski'nin ulu adıyla ilişkili olması gerektiğini" belirtti.[9] Başlangıçta Polonya'nın bağımsız bir devlet olması sebebiyle kutlanan bu bayram Piłsudski ve Polonya ordusuyla ilişkiliydi, zamanın ilerlemesiyle gücünü yitirdi.[3][10] Kültün gücü 1937 gibi erken bir tarihte azalmaya başladı.[9] Piłsudski kültü evrensel değildi ve ortaya çıkışının ilk günlerinden itibaren birkaç kesim tarafından karşı çıkıldı; ilk muhalifleri arasında en dikkat çekici olanı, Piłsudski yanlısı Sanacja'nın rakibi olan Endecja siyasi hizbiydi. Piłsudski'yi eleştirenler devletten ve destekçilerinden zulüm gördü.[11] Piłsudski'ye olan özel sempatisine rağmen Hitler, Piłsudski'nin cenaze törenine katılmak yerine Ribbentrop'u Reich'ı temsil etmesi için gönderdi. Hitler, Kraków'u aldıktan sonra Piłsudski'nin mezarına Wehrmacht personeli bir onur bekçisi koydurdu. Bilahare, Polonya'ya saldırdıktan sonra, yaşlı Piłsudski'nin hâlâ hayatta olması durumunda bunların yaşanmayacağını söyleyecekti. Daha önce, 1933 seçimlerini kazandığı için Piłsudski tarafından tebrik edildi.[12] Kült özellikle Polonya ordusunda güçlüydü. Sürgündeki Polonya Hükûmeti'nin Władysław Sikorski gibi liderlerinin karşı çıkmasına rağmen,[13] II. Dünya Savaşı sırasında, Batı'daki Polonya Silahlı Kuvvetleri bu geleneği sürdürdü, Piłsudski'nin hatırası büyük bir şekilde kutlandı.[14] Józef Piłsudski'nin adı Polonya Donanması'nın gambotu ORP "Komendant Piłsudski"ye ve İtalya'da yapılıp Aralık 1934'te denize indirilen ve Eylül 1935'te hizmete giren, Polonya tarihinin ilk modern transatlantik gemisi "Piłsudski"ye verildi. Sonraki yıllar[değiştir | kaynağı değiştir] Piłsudski kültü, yetkililerin onu bir sahtekâr, egoist ve hatta Polonya'nın sorunlarının çoğundan sorumlu bir faşist olarak göstermeye çalıştıkları Komünist Polonya döneminde bastırıldı.[13][15] Piłsudski'nin kötülenmiş hatırası yine de Polonya halkı arasında sürdü ve Lech Wałęsa da dahil olmak üzere birçok Solidarność aktivisti için önemli bir figür oldu.[16] Piłsudski'ye yurt dışında da saygı duyuldu.[13] 1980'lerin sonunda Polonyalı komünistler siyasalarını değiştirdiler ve Piłsudski'nin popülaritesini kendi propagandalarına dahil etmeye çalıştılar ancak çok az etkiye sahip oldular.[13] 1989'da Polonya'da komünizmin çöküşü sırasında, o yıl şubat ayında Polonya Parlamentosu 11 Kasım'ı Polonya bayramı olarak restore etti (komünist dönemde kaldırılmıştı).[13] Modern Polonya'da Piłsudski, Polonya tarihindeki önemli ve büyük ölçüde olumlu bir figür olarak kabul edilmektedir, çok sayıda sokak ve kurumun hamisidir.[17] 1980'lerden bu yana Polonya kamuoyu tarafından ulusal anketlerde sıklıkla en etkili Polonya tarihi figürlerinden biri olarak kabul edildi (komünist dönemden önceki veriler temsili değildir), 1990'ların sonlarından bu yana Papa II. Ioannes Paulus tarafından gölgede bırakıldı.[18] Paweł Kusiak, 1990'ların Piłsudski'nin popülerliğinin altın çağı olduğunu savunuyor.[19] Piłsudski'nin kült ve hatırası hâlâ Polonya siyasi ve kültürel söyleminde var; örneğin Piłsudski, 2005 Polonya cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Donald Tusk ve Lech Kaczyński tarafından en etkili politikacı olarak ilan edildi[20][21] ve 2010'daki seçim kampanyasında eski Polonya cumhurbaşkanı Bronisław Komorowski tarafından olumlu bir şekilde atıfta bulunuldu.[22] Buna rağmen, modern Polonya toplumunda Piłsudski'yi ve mirasını sertçe eleştiren gruplar var.[23] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Wikimedia Commons'ta Józef Piłsudski kişi kültü ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Atatürk kişi kültü Stalin kişi kültü Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b Lee 2012, s. 313. a b c Wróbel 2010, s. 118. a b c Biskupski 2012, ss. 33–34. a b c Kusiak 2010, s. 243. Hahn 2002, s. 64. a b Plach 2006, ss. 73–74. a b Kusiak 2010, s. 254. Kusiak 2010, s. 244. a b Biskupski 2012, s. 93. Biskupski 2012, s. 40. Kusiak 2010, ss. 244–246. "Adolf Hitler attending memorial service of the Polish First Marshall Jozef Pilsudski in Berlin, 1935". 1 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2020.  a b c d e Kusiak 2010, s. 247. Biskupski 2012, ss. 114, 117. Biskupski 2012, s. 123. Biskupski 2012, s. 141. Kusiak 2010, s. 241. Kusiak 2010, ss. 252–253. Kusiak 2010, s. 255. Kusiak 2010, s. 249. Pankowski 2010, s. 20. Kusiak 2010, s. 250. Kusiak 2010, ss. 251–252. Bibliyografya[değiştir | kaynağı değiştir] Biskupski, M. B. B. (2012). Independence Day: Myth, Symbol, and the Creation of Modern Poland. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-965881-7.  Hahn, Paul N. (2002). A Low, Dishonest Decade: The Great Powers, Eastern Europe, and the Economic Origins of World War II, 1930–1941. Continuum. ISBN 978-0-8264-1449-6.  Kusiak, Paweł (2010). "Legenda i kult J. Piłsudskiego. Jak w Polsce doby integracji europejskiej interpretować postać Marszałka?" [The legend and cult of J. Piłsudski: How to interpret the figure of Marshal in the day of European integration] (PDF). Colloquium Wydziału Nauk Humanistycznych i Społecznych AMW (Lehçe). 2: 241-258. 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2020.  Lee, Stephen J. (2012). European Dictatorships, 1918–1945. Routledge. ISBN 978-1-135-69011-3.  Pankowski, Rafal (2010). The Populist Radical Right in Poland: The Patriots. Abingdon and New York, NY: Routledge. ISBN 978-0-415-47353-8.  Plach, Eva (2006). The Clash of Moral Nations: Cultural Politics in Piłsudski's Poland, 1926–1935. Ohio University Press. ISBN 978-0-8214-1695-2.  Wróbel, Piotr J. (2010). "The Rise and Fall of Partliamentary Democracy in Interwar Poland". In M. B. B. Biskupski, James S. Pula and Piotr J. Wróbel, eds., The Origins of Modern Polish Democracy, pp. 110–164. Ohio University Press. ISBN 978-0-8214-4309-5.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Józef_Piłsudski_kişi_kültü&oldid=29801907" sayfasından alınmıştır
Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Müzesi'nde yer alan bir tablo Nazarbayev kişi kültü, politik ve medya ortamında Kazakistan'ın kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in siyasi ve sosyolojik imajını dünyadaki diğer liderlerin kişilik kültüyle ilgili fikirlerle benzer şekilde oluşturulmuş bir kişilik kültüdür. Ortaya çıkması[değiştir | kaynağı değiştir] Popüler kültürde[değiştir | kaynağı değiştir] Kazakistan'ın kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in hayatını anlatan pek çok belgesel ve film çekilmiştir. Onlardan birisi de 2011 yapımı Çocukluk Çağımın Gökyüzü'dür. Filmde Nazarbayev'in çocukluğu anlatılmaktadır. Ayrıca aynı yılın Aralık ayında Kazakistan Parlamentosu Senato Genel Kurulu tarafından resmi tatil günleriyle ilgili değişiklikler yapıldı. Bunun sonucunda Nazarbayev'in ülkenin gelişmesi için bulunduğu girişimlerin anlatılması ve üstün başarıların kutlanması amacıyla 1 Aralık Kurucu Devlet Başkanı Günü ilan edildi.[1] Nursultan Nazarbayev'in Ankara'da bulunan heykeli Anıtlar[değiştir | kaynağı değiştir] Astana'da bulunan bir kitap mağazası Kazakistan'ın Almatı,[2] Astana[3] gibi şehirlerinde; Ukrayna,[4] Türkiye ve Kırgızistan gibi ülkelerde de çeşitli anıt heykeller yer almaktadır. Ancak Taldıkorgan'daki anıt[5] 2022 Kazakistan protestoları sırasında yıkılmıştır.[6] Türkiye'deki heykel, Nursultan Nazarbayev'in Kazakistan'ın başkenti Nur-Sultan'da 8 Ekim 2009'da Mustafa Kemal Atatürk heykelinin açılışını yapmasına karşılık olarak 2010'da Ankara'da açıldı.[7][8] Adının verilmesi[değiştir | kaynağı değiştir] Nazarbayev'in adı Kazakistan'da ve diğer ülkelerde çeşitli yerlere adı verilmiştir. Genel başkanı olduğu Nur Otan partisi, Nurbank, internet portalı nur.kz kurumlara, Türkiye'nin Gebze, Ürdün, Tataristan, Çeçenistan ve İnguşetya'da bulunan bazı sokaklara ve Çeçenistan'da bir liseye,[9] Kırgızistan ve Kazakistan'da bazı parklara Nursultan Nazarbayev adı verilmiştir.[10] 28 Ağustos 2004'teki cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Kazakistan Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Müzesi açıldı. Bu müzede bağımsız Kazakistan devletinin inşası sürecinde Nazarbayev'in yaşamını ve rolünü anlatmaktadır. Ayrıca ilk başkanın onuruna Astana'da Nazarbayev Merkezi, yirmi okula ve ülkenin ana üniversitesine (Nazarbayev Üniversitesi) adı verildi. 20 Mart 2019'da cumhurbaşkanlığı görevinden istifa eden Nazarbayev'in yerine Kasım Cömert Tokayev geçti. Yemin töreninde Tokayev, Kazakistan Cumhuriyeti Parlamentosu Meclisi'ne başkent Astana'nın adının Nur-Sultan olarak değiştirilmesini önermesi sonucu şehrin adı Nur-Sultan olarak değiştirildi.[11] Ayrıca Astana Uluslararası Havalimanı'nın günümüzdeki adı Nursultan Nazarbayev Uluslararası Havalimanı'dır. Ulusun lideri[değiştir | kaynağı değiştir] Genel kurul toplantısında konuşan Amzibek Zholshibekov, cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e yaşam boyu ulus lideri statüsü verilmesini önerdi. 12 Mayıs 2010'da, Kazakistan Parlamentosu'nun alt meclisi olan Meclis milletvekilleri oy birliğiyle, Cumhurbaşkanı Nazarbayev'e ulus lideri statüsü veren yasayı kabul etti. Ayrıca bu yasa ilk cumhurbaşkanına hakaret cezasını da içermektedir.[12][13] 13 Mayıs 2010'da, Parlamento Senatosu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e “ulusun lideri” statüsü veren yasal değişiklikleri onayladı.[14] Aynı yılın 3 Haziran günü ise Nazarbayev bu yasa taslağını imzalamayı reddetti, ancak yine de veto etmedi.[15] Kazakistan mevzuatına göre, cumhurbaşkanı tarafından imzalanmayan ancak meclise iade edilmeyen bir yasa, cumhurbaşkanının imzasını aldıktan 30 gün sonra çalışmaya başlar. Böylece, 14 Haziran 2010'dan itibaren Nursultan Nazarbayev, Ulusun Lideri ilan edildi.[16] Kişilik kültüne karşı protestolar[değiştir | kaynağı değiştir] 2007'den 2008'e kadar sokak mitinglerinde konuşan bir parodi monarşist hareketi "Nur-Otar" ortaya çıktı. Bu hareket Nazarbayev’in kişilik kültüyle alay etti. Hareketin adı iktidar partisi Nur Otan ile uyumludur ve Kazakça'ya “Kutsal Sürü” olarak çevrilmiştir.[17] 3 Şubat 2009'da Almatı'daki Nur Otan partisinin ofisinin önünde bir grup genç Nazarbayev kültünün yayılmasını protesto etti.[18] Ukrayna Komünist Partisi temsilcileri 16 Aralık 2013'te Dneprodzerzhinsk'teki Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in büstünün kaldırılması için imza kampanyası başlattı. 2022 Kazakistan protestoları sırasında Nazarbayev'in Taldıkorgan'daki heykeli "İhtiyar git!" sloganı atan göstericiler tarafından yıkıldı.[19][20] Aynı yılın Eylül ayı içerisinde de Nur-Sultan olan başkentin adı yeniden Astana oldu.[21] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Kişilik kültü Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Arşivlenmiş kopya". 28 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 23 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 5 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 3 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Protesters tear down monument to Kazakhstan's first president — report". TASS. 5 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2022.  https://www.turksoy.org/tr/news/2010/06/10/nursultan_nazarbayev_aniti_turkiyenin_kalbi_ankarada_acildi [yalın URL] "Arşivlenmiş kopya". 3 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 15 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 5 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2013.  "Arşivlenmiş kopya". 7 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 27 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 23 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 23 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 14 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  "Arşivlenmiş kopya". 20 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.  O'Connor, Tom (5 Ocak 2022). "Kazakhstan president asks Russia-led military alliance for help amid protests". Newsweek (İngilizce). 5 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2022.  Hopkins, Valerie; Nechepurenko, Ivan (5 Ocak 2022). "Kazakh Protesters Burn Government Offices as Unrest Sweeps Country". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 5 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2022.  "Kazakistan'ın başkentinin adı yeniden Astana oldu". Anadolu Ajansı. 17 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Nazarbayev_kişi_kültü&oldid=31397137" sayfasından alınmıştır
Kitap kaynaklarını araISBN: Ara Bu sayfa, Uluslararası Standart Kitap Numarasına (ISBN) göre kitap arayabileceğiniz kütüphanelerin ve diğer kitap kaynaklarının kataloglarına bağlanır. Bu sayfaya herhangi bir Vikipedi sayfasındaki bir ISBN bağlantısını tıklayarak geldiyseniz, aşağıdaki ara bağlantılarına giderek söz konusu kitap için tüm alakalı arama bağlantılarına ulaşabilirsiniz. Arama yaparken ISBN numarasındaki boşluklar ve çizgiler önemsizdir. ISBN, bir kitabın belirli bir basımını tanımlar. Bu nedenle aynı kitabın farklı baskıları var ise farklı ISBN numarası olabilir. Aranacak ISBN numarası: 9781742203867 Veritabanları Google Kitaplar ara Goodreads ara 1000Kitap ara KIBO Elektronik Yayın Kataloğu ara Türkiye'deki kütüphaneler Tübitak Ulusal Toplu Katalog ara Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi ara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ara Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi ara Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ara Gazi Üniversitesi Kütüphanesi ara Hacettepe Üniversitesi Kütüphanesi ara İTÜ Kütüphane hizmetleri ara İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi ara Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ara ODTÜ Kütüphanesi ara Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi ara Türkiye dışı kütüphaneler Türkiye dışındaki kütüphanelerin kataloglarını taramak için İngilizce Wikipedia'ye bakınız. Vikipedi Kütüphanesi Ortaklar Kaynaklar Açık kaynaklar Bibliyografyalar Kaynak istekleri Kullanıcı arşivleri "https://tr.wikipedia.org/wiki/Özel:KitapKaynakları/9-781-74220-386-7" sayfasından alınmıştır
“Mehmed Hulusi Yazgan”, “İstanbullu Hulusi Efendi” (d. 1868, İstanbul – ö. 1940, İstanbul), Türk hattat. Osmanlı Devleti’nin son dönemi ile Türkiye’nin ilk dönemlerinin en önemli hattatıdır. Özellikle ta'lik yazıda usta olan sanatçının Sultanahmet Camii, Sultan Selim Türbesi, Bâyezid ve Merkez Efendi Camii’lerinde levhaları bulunur. Ankara' da Eski TBMM binasındaki "Hakimiyet Milletindir" levhasını da Mehmet Hulusi yazmıştır. Asıl adı “Mehmet”’tir; “Hulusi” ismi mahlasıdır. Yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] 1868’de İstanbul’un Çarşamba semtinde dünyaya geldi.[1] Babası Darüşşafaka muallimi ve Fatih Camii dersiam (camide ders veren müderris) Hafız Mustafa Efendi’dir. İlk öğrenimi Sultanselim Mektebi’nde gördü. İlkokulda iken Osman Nuri Efendi’den ilk yazı derslerini aldı.[2] İlköğrenimden sonra babasının cami derslerine devam etti. 1898’de ilmiye icazeti aldı. Bu arada yazı derslerine Muhsinzade Abdullah Hamdi Efendi’den sülüs ve nesih, Karinabadlı Hasan Hüsnî Efendi’den ve sonra Çarşambalı Arif Bey’den ta'lik yazı dersleri aldı. Ancak ta'lik yazının inceliklerini öğreten asıl ustası Hattat Sami Efendi’dir. Darüşşafaka’da yazı hocası olarak başladığı öğretmenliği 1914’te yazı sanatlarını öğretmek üzere kurulan Medresetül Hattatin’de Ta'lik ve celî ta'lik dersleri vererek sürdürdü. Harf Devrimi sonrasında Müze Müdürü[1] Halil Ethem Bey’in yardımıyla Türbeler Başbekçiliği görevine getirildi ve Darüşşafaka’da yeni yazı dersleri verdi. Bir yandan da Yavuz Selim Camii’nde müezzinliği ölümüne kadar sürdürdü. Bu camide celî ta'lik ve celî sülüs levhası bulunur. 1902-1927 arasında sanatının en parlak devrini yaşadı.[2] Hilye, mezartaşı kitabesi ve levha olarak pek çok eser verdi. Sultanahmet Camii, Sultan Selim Türbesi, Bâyezid ve Merkez Efendi Camii’lerinde levhaları bulunur. Ankara' da İkinci Meclis Binası’na 30 Kasım 1925'te asılan "Hakimiyet Milletindir" levhasını da Mehmet Hulusi yazmıştır. Vakıf Gureba Hastanesi’ndeki “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” celî ta'lik levhası ünlü eserlerindendir.[1] Halim Özyazıcı, Macit Ayral, Kemal Batanay[1] yetiştirdiği hattatlardandır. Hayatının son dönemlerinde felç geçirdi. 8 Ocak 1940'ta hayatını yitirdi. Edirnekapı Mezarlığı’nda kitabesiz bir mezara defnedildi. Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Sanatçının bazı eserleri Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d "Zeliha Ulusal, Hat Sanatı Tarihi ve Medreset'ul Hattain (1914-1936), Rize Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Rize, 2008". 21 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2011.  a b "Kalemguzeli.org sitesi Mehmed Hulusi Yazgan Sayfası". 10 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2011.  Kategori[değiştir | kaynağı değiştir] "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Hulusi_Yazgan&oldid=31026247" sayfasından alınmıştır
Mîsâk-ı MillîMillî YeminSavunan  Osmanlı İmparatorluğu Meclis-i Mebûsan Ankara Hükûmeti,  Türkiye Türkiye Büyük Millet Meclisi KonumAnadolu, Trakya, Irak, Suriye, Kafkasya, KıbrısTürBildiriEtkin yıllar1920-1923/1939/1974 Beyannamenin orijinal metni. Mîsâk-ı Millî (Osmanlı Türkçesi: ميثاق ملى) veya Millî Misak (Günümüz Türkçesi ile Millî Yemin veya Ulusal Ant), Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan altı maddelik bildiri.[1] İstanbul'da toplanan son Meclis-i Mebûsan tarafından 28 Ocak 1920'de oy birliği ile kabul edilmiş ve 17 Şubat'ta kamuoyuna açıklanmıştır. Bildiri, I. Dünya Savaşı'nı sona erdirecek olan barış antlaşmasında Türkiye'nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içerir. Bildiri mecliste Ahd-i Millî Beyannâmesi adıyla kabul edilmiş, ancak daha sonra "Mîsâk-ı Millî" olarak anılmıştır. Her iki deyim de Ulusal Yemin anlamına da gelir. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları, büyük ölçüde, Mîsâk-ı Millî ilkeleri doğrultusunda oluşmuştur. Genelgeler için yapılan görüşmeler[değiştir | kaynağı değiştir] Misak-ı Millî'nin ana hatları Erzurum Kongresi (22 Temmuz - 7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongresi'nde (4-11 Eylül 1919) biçimlendi. Sivas Kongresi'nin talepleri doğrultusunda Osmanlı Hükûmeti 11 Eylül'de genel seçim kararı aldı. Kasım ayında yapılan seçimlerde, Anadolu'nun her ilinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin gösterdiği adaylar kazandı. Seçilen adaylar Aralık ayı ve 1920 Ocak ayının ilk günleri boyunca ikişer üçer kişilik gruplar halinde Ankara'ya gelerek Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye (Temsil Heyeti) üyeleriyle görüştüler. Bildiri metni bu görüşmelerde son halini aldı. Heyet-i Temsiliye üyelerince imzalanan metin, Trabzon mebusu Hüsrev Sami Bey (Gerede) aracılığıyla İstanbul'a gönderildi.[2] 12 Ocak 1920’de İstanbul’da çalışmalarına başlayan Meclis, yönetim organlarını seçtikten hemen sonra bildiri konusunu ele aldı. 28 Ocak'ta yapılan bir kapalı oturumda “Ahd-ı Millî Beyannamesi” kabul edildi. 12 Şubat'ta Edirne mebusu Şeref Bey’in önerisi üzerine, beyannamenin bütün dünya parlamentolarına ve basına açıklanması kararlaştırıldı. Beyannamenin kabulü ve yayımlanma biçimiyle ilgili henüz açıklığa kavuşturulmamış bazı noktalar mevcuttur. Her şeyden önce beyannameye ilişkin görüşmeler ve özgün metin Meclis-i Mebusan zabıtlarında yoktur. Bu durumda beyannamenin resmi bir oturumda değil, (Meclis üyelerinin tümüne yakınını kapsayan) Felah-ı Vatan grubunda kabul edilmiş olduğu ihtimali dile getirilmiştir. Birleşik Krallık Büyükelçisi Sir Horace Rumbold, "yayınlanmış hiçbir imza listesi yoktur" diyerek, izlenen prosedürün “misakın geçerliliğini kuşkulu kıldığını” iddia eder.[3] Bunun yanı sıra Ankara'da hazırlanan 8 maddelik metinle İstanbul'da kabul edilen 6 maddelik metin arasında da farklar vardır. Ankara metninde bulunan, savaş suçlularının cezalandırılmasına ilişkin madde son metinden çıkarılmıştır. Ankara metninde iki ayrı maddede yazılan “mütareke sınırı” ve “Müslüman halkın bölünmezliği” konuları İstanbul’da birleştirilmiştir. Son maddede Milletler Cemiyeti’ni savunan bir ibare İstanbul’da ilan edilen metinden çıkarılmıştır. En önemli belirsizlik, birinci maddededir. Ankara'da düzenlenen metinde, Mondros Mütarekesi’yle belirlenen sınırların “içinde” yaşayan Osmanlı İslam çoğunluğunun “bölünmez bir bütün” olduğu vurgulanırken, İstanbul’da bu ifade –bazı kaynaklara göre– “mütareke çizgisinin içinde ve dışında” yaşayan Osmanlı İslam çoğunluğu olarak değiştirilmiştir. Yayımlanmış olan Misak-ı Millî metinlerinin bir bölümünde "ve dışında" deyimi vardır, bir kısmında ise yoktur. Misak-ı Millî'nin can damarını oluşturan sınırlar meselesindeki bu belirsizlik dikkat çekicidir.[4] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Wilson İlkeleri Lozan Antlaşması Mondros Mütarekesi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Ulusal Ant (Misak-ı Millî)". ttk.gov.tr. 28 Ocak 1920. 13 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2014.  Nejat Kaymaz, “Misak-ı Millî Üzerinde Yapılan Tartışmalar Hakkında”, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 1977, s. 2. Nejat Kaymaz, a.g.e. s. 8. Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, 2. Kitap, Ankara, 1992, s. 89-90. Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Misak-ı Millî'ye Göre Lozan, Fırat Üniversitesi Vikikaynak'ta Misak-ı millî ile ilgili metin bulabilirsiniz. gtdTürk Kurtuluş SavaşıKavramlar Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması Hint Hilâfet Hareketi King-Crane Komisyonu Millî uyanış Anadolu Hareketi Kuvâ-yi Milliye Ankara Hükûmeti Trakya-Paşaeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Vilâyât-ı Şarkiye Müdâfaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Karakol Cemiyeti Kilikyalılar Cemiyeti İzmir Müdâfaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti Zabitân Grubu Mim Mim Grubu Hamza Grupları Kozan Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti İstihlası Vatan Cemiyeti İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti Samsun Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Sultanahmet Mitingleri Balıkesir Redd-i İlhak Cemiyeti Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı Şarkî Anadolu Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Amasya Genelgesi Erzurum Kongresi Heyet-i Temsiliye Balıkesir Kongresi Alaşehir Kongresi Sivas Kongresi Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Amasya Protokolü Büyük Millet Meclisi Konular 1922 İzmir Yangını Başkumandanlık Kanunu Çanakkale Krizi Kaç Kaç Olayı Kurtuluş Savaşı'nda SSCB-Türkiye ilişkileri Malta sürgünleri Saltanatın kaldırılması Samsun Bombardımanı Tekâlif-i Milliye Türk Kurtuluş Savaşı ve Amerika Birleşik Devletleri Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi Mübadele sözleşmesi Yüzellilikler CephelerTrakya ve Boğazlar İstanbul'un İşgali Şehzadebaşı Baskını Trakya'nın İşgali Çanakkale Krizi İstanbul'un Kurtuluşu İç Cephe Ali Galip Olayı Kuvâ-yi İnzibâtiye Ahmet Anzavur Hart Olayı Düzce Aynacıoğulları Geyve Çerkez Ethem Çopur Musa Demirci Mehmet Efe Milli Aşireti Yozgat Konya Koçgiri İntikam Alayı Pontus Doğu Cephesi 2. Artvin Oltu Sarıkamış Kars Gümrü Batum Güney Cephesi Maraş Urfa Antep Çukurova Karboğazı 1. Kavaklıhan 2. Kavaklıhan Kovanbaşı Kanlıgeçit Fadıl Karabucak Kamberhöyüğü Kargapazarı Yüreğir Ovası Batı Cephesi İzmir'in İşgali Urla Malgaç Bergama Erbeyli Erikli Eskişehir Tellidede Aydın Akbaş Yaz Taarruzu (1920) Gediz 1. İnönü 2. İnönü Kütahya-Eskişehir Sakarya Büyük Taarruz Dumlupınar Balıkesir'in Kurtuluşu İzmir'in Kurtuluşu El-Cezire Cephesi I. Süleymaniye Taarruzu Taşlıca Muharebesi II. Süleymaniye Taarruzu Telafer Ayaklanması Revanduz Ayaklanması Babaçiçek Boğazı Muharebesi III. Süleymaniye Taarruzu Derbent Muharebesi KatliamlarAnadolu Hareketi tarafından Samsun tehcirleri İzmit katliamları İtilaf Devletleri tarafından Menemen Katliamı Erbeyli Katliamı Kahyaoğlu Katliamı Kozan Katliamı Yalova Katliamı İzmit Katliamı Karatepe Katliamı Alaşehir Yangını Manisa Yangını Konferanslarve antlaşmalarİtilaf Londra Paktı San Remo Konferansı Paris Barış Konferansı İstanbul Mîsâk-ı Millî Sevr Antlaşması Ankara Gümrü Antlaşması Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması Moskova Antlaşması Londra Konferansı Ankara Antlaşması Kars Antlaşması Londra Konferansı Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması Mudanya Mütarekesi Lozan Barış Konferansı Lozan Antlaşması Tarihyazımı Kemalist tarihyazımı 50-50 Teorisi Küçük Asya Felaketi Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı Reddi Kronoloji gtdİrredantizmAfrika Komorlar Madagaskar Moritanya Mauritius Fas Özgür Bölge Somali Güney Afrika Asya Ermenistan Artsah Asurya Azerbaycan Kamboçya Çin Dokuz çizgi hattı Keşmir Kuzey Kazakistan Kürdistan Irak Kürdistanı İran Kürdistanı Suriye Kürdistanı Kore Tsushima Hindistan Endonezya İran İrani halklar Irak Kuveyt İsrail Japonya Lübnan Moğolistan Nepal Filistin Filipinler Sabah Suriye Timor Türkiye Kıbrıs Türki halklar Vietnam Yemen Avrupa Arnavutluk Kosova Kuzey Makedonya Avusturya Bask Ülkesi Fransa İspanya Belarus Bulgaristan Hırvatistan Bosna Çekoslovakya Danimarka Finlandiya Fransa Valon Bölgesi Almanya Yunanistan Kıbrıs Macaristan İzlanda İrlanda İtalya Korsika Dalmaçya İstriya Malta Nice Savoy İsviçre Letonya Litvanya Hollanda Kuzey Makedonya Norveç Osetya Rus Osetyası Gürcistan Osetyası Polonya Portekiz Romanya Moldova Rusya Sırbistan Kosova Sırp Cumhuriyeti Slovenya İspanya İsveç İsviçre Ukrayna Yugoslavya Güney Amerika Arjantin Bolivya Surinam Venezuela Kuzey Amerika Guatemala Meksika Amerika Birleşik Devletleri 51. eyalet Kanada'da 51. eyalet hareketi Okyanusya Avustralya Papua Yeni Gine Samoa Vanuatu İlgili kavramlar Sınır değişiklikleri Ayrılıkçılık Yeniden birleşme Rövanşizm Rump state Otorite kontrolü TDVİA: misak-i-milli "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Mîsâk-ı_Millî&oldid=32038426" sayfasından alınmıştır
Gündüz VassafDoğum1946Boston, Amerika Birleşik DevletleriMeslekYazar, PsikologMilliyet TürkDönem1977-günümüzTürTarih ve Psikoloji Gündüz Vassaf (d. 1946, Boston),[1] Türk yazar ve psikolog.[2] Liseyi İstanbul Robert Koleji'nde tamamladıktan sonra aldığı futbol bursuyla 1968'de George Washington Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi gördü. ABD’de akıl hastanesi gardiyanlığından TRT’de radyo spikerliğine kadar farklı işlerde çalıştı. 1977'de Ankara Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden doktorasını alan Vassaf, uzun bir süre Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi'nde öğrencilere psikolojik danışmanlık yaptı. Uluslararası Psikologlar Konseyi yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Union of Psychological Science Barış Komitesi kurucu üyesidir. American Psychological Association’ın toplum psikolojisi bölümünün Avrupa ve Ortadoğu koordinatörlüğünde görev aldı. 12 Eylül askeri darbesinden sonra öğretim üyeliği yaptığı Boğaziçi Üniversitesi'nden istifa etti. Türkiye’de Psikologlar Derneği’nin kurucu üyelerinden olmasının yanı sıra 12 Eylül’e kadar Uluslararası Af Örgütü’nün İstanbul Şubesi başkanlığında, Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) yönetim kurulunda yer aldı. O tarihten sonra Kassel, Marburg ve Bremen üniversitelerinde öğretim üyesi, Kanada McGill Üniversitesi Center for Developing Area Studies’de “konuk” akademisyen, Amsterdam’da Averroes Stichting’de klinik psikolog, Viyana’da Institute für Höhere Studium ve Avrupa Bilim Vakfı’nda da konuk araştırmacı olarak çalıştı.[3] Halen çalışmalarını, Amerika Birleşik Devletleri'nde, doğduğu şehir olan Boston, Massachusetts'de sürdürmektedir. Yazar, psikoloji alanındaki eserlerinden çok, tarihe farklı bir bakış açısıyla yaklaştığı çalışmalarıyla tanınmaktadır. 1996-2016 arası Radikal gazetesinde Uçmakdere başlığıyla köşe yazıları kaleme almıştır. İnsan, tarih, sosyoloji, popüler kültür konularında her Pazar yayınlanan "Gerçek Orada Bir Yerde" adlı programda Murat Belge ve Şerif Mardin ile birlikte yer aldı. Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir] Zekâ ve Zekâ Testleri Nedir Ne Değildir?, Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi Yayınları, Ankara, 1977 Temel Zihin Yetenekleri Testi, Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi Yayınları, Ankara, 1977 Introduction to Psychology (Editör), Bogaziçi Üniversitesi, İstanbul, 1978 Daha Sesimizi Duyurmadık: Avrupa’da Türk İşçi Çocukları Belge Yayınları, 1983; İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2002 Wir haben unsere Stimme noch nicht laut gemacht; Türkische Arbeiterkinder in Europa, Res Publicae, Felsberg, 1985 Cehenneme Övgü, Gündelik Hayatta Totalitarizm, Ayrıntı, 1992; İletişim, 1999 Cennetin Dibi, Modern Zamanda Eğlencelik Hayat, Ayrıntı, 1996; İletişim, 1999 Annem Belkıs, İletişim Yayınları, 2000 40 Yıl Önce 40 Yıl Sonra, Amerika Rusya, İletişim, 2006 Tarihi Yargılıyorum, İletişim Yayınları, 2007 Türkiye Sen Kimsin? - Uçmakdere Yazıları 1, İletişim Yayınları, 2008 Leventname, Heyamola Yayınları, 2009 Dümezil'in Sosyoloji Dersi Notları (Belkıs Halim Vassaf'ın Defterinden), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2009 Kimliğimi Kaybettim Hükümsüzdür! - Uçmakdere Yazıları 2, İletişim Yayınları, 2010 Mostari - Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü, Yapı Kredi Yayınları, 2013; İletişim, 2021 Medeniyet, Kültür, Sanat - Uçmakdere Yazıları 3, İletişim Yayınları, 2014 İstanbul'da Kedi, Yapı Kredi Yayınları, 2014 Boğaziçi'nde Balık, Yapı Kredi Yayınları, 2015 Nâzım, Aylak Adam, 2015 Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar, İletişim Yayınları, 2016 Yol Arkadaşım: Havaalanı Yazıları, Karakarga, 2017 Sınırsız, İletişim, 2018 Ressamın İsyanı, Everest Yayınları, 2023 Vikisöz'de Gündüz Vassaf ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Vassaf, Gündüz (21 Şubat 2021). "Gündüz Vassaf: Çivisi çıkmış bir dünyada yaşıyoruz". DW Türkçe. 27 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2021.  https://www.pwf.cz/archivy/autori/gunduz-vassaf/en/[yalın URL] "Gündüz Vassaf". 19 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2023.  "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Gündüz_Vassaf&oldid=31013082" sayfasından alınmıştır
Yalçın KüçükDoğum1 Temmuz 1938 (85 yaşında)İskenderun, Hatay, İskenderun Sancağı, Fransız Suriye ve Lübnan MandasıMilliyetTürkEğitimAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler FakültesiMeslekAraştırmacı yazar Yalçın Küçük (d. 1 Temmuz 1938, İskenderun); Türk araştırmacı yazar, düşünür, ekonomist, isim-bilimci, medya ve edebiyat eleştirmeni, Kürdolog,[1] Sovyetolog,[2] siyaset bilimci, teorisyen ve gençlik önderidir.[3] Biyografi[değiştir | kaynağı değiştir] Yalçın Küçük, İskenderun'a Halep'ten gelip yerleşmiş bir ailenin çocuğudur. Baba tarafından Türkmen, anne tarafından ise Kafkasyalı bir aileye mensuptur.[4] Kabataş Lisesinden mezun olmasının[5] ardından, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesindeki öğrencilik hayatı boyunca; Fikir Kulüpleri Birliği Federasyonu, ardından Sosyalist Fikir Kulüpleri Federasyonu, Dev-Genç ve Türkiye Halk Kurtuluş Partisi olan Fikir Kulübü başkanlığını yaptı. Siyasal Bilgiler’i 1960 senesinde birincilikle bitiren Küçük, 27 Mayıs Darbesi'nde, büyük öğrenci eylemlerinin başında yer aldı.[4] 27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı'nda görev aldı. Bir süre sonra Uzun Vadeli Planlar Dairesi Müdürlüğüne getirildi, ardından istifa etti. Yalçın Küçük, buradan ayrılınca Amerika'ya gitti, Yale Üniversitesinde lisans eğitimi aldı. Ardından mülakatı kazanarak dört ay boyunca da Dünya Bankası'nda staj yaptı.[2] 1966'da Orta Doğu Teknik Üniversitesinde öğretim üyeliğine başladı. Yön, Emek, Ant dergilerinde, sosyalist devrim yanlısı yazılar yazdı.[6] 1968-70 yılları arasında Birmingham Üniversitesi Rus ve Doğu Avrupa Araştırmaları Merkezinde bulundu. Sovyetoloji araştırmalarını kitaplaştırdı. Bu kitaptan dolayı sekiz yıla mahkûm edildi.[2][7] 1971'de doçent oldu. 12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra görevden alındı. 1973-76 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinin ekonomi servisini yönetti. 1970'lerde, Türkiye İşçi Partisi'nin ikinci kez kuruluşu için çalışmalara katıldı,[5] 1973 yılı sonlarında askere alındı. Kıbrıs Harekâtı'na asteğmen olarak katıldı.[5] Burada Attila Olgaç ile aynı bölükteydi.[8] Bu savaşta yaşadıklarını anlattığı bir anı-söyleşi kitabı bulunmaktadır. 1975'ten itibaren yayınlanan ve partiye yakınlığıyla bilinen Yürüyüş gazetesinin editörlüğünü yaptı. 1978'de partiden ihraç edildi. 1979'da kendisiyle beraber TİP'ten ihraç edilenlerle birlikte Sosyalist İktidar dergisini çıkarmaya başladı. Aynı yıl Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde öğretim üyesi oldu.[5] 12 Eylül Darbesi'nden sonra üniversiteden uzaklaştırıldı. 1983'te Bir Yeni Cumhuriyet İçin adlı yapıtından ötürü tutuklanarak cezaevine girdi; daha sonra aklandı. 1987'de Gazi Üniversitesinde profesör oldu ve 1994'te emekli oldu.[6] 12 Eylül 1980 Darbesi'nden sonra aydınların yönetime karşı örgütlenmesinde büyük çaba gösterdi. Aziz Nesin ile birlikte "Aydınlar Dilekçesi Hareketi"ni örgütledi.[9] 1987-1992 yılları arasında Toplumsal Kurtuluş adlı sosyalist bir aylık dergi çıkardı. Daha sonra bu dergi kapanarak yerine Hep İleri adlı bir dergi çıkmıştır. "Özgür Üniversite" adıyla bilinen "Özgür Ekin Derneği"nin kurucusudur. 1993'te Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasını ve Matild Manukyan'ın vergi rekortmeni olmasını öne sürerek Fransa'ya gitti. Küçük, burada İranoloji ve Kürdoloji okur; Kırmançi, Sorani, Farisi öğrenir. Onomastik üzerine çalışmalarına yoğunlaşır.[1][10] Daha sonra gene 1993 yılında Suriye'de Bekaa Vadisi'ne giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Bu görüşmeyi "sözleşi" adıyla kitaplaştırdı. Çeşitli sol dergiler çıkarttı. 28 Şubat sürecinde, 16 Eylül 1996'da yurt dışından Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na Refah Partisi'nin kapatılması için harekete geçmenin zorunluluğunu ifade eden bir dilekçe sundu.[11] 29 Ekim 1998'de Türkiye'ye geri döndü ve "Kürtçülük Propagandası" yapmaktan suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2000 yılında tahliye oldu.[6] 2000'li yılların başından itibaren Türkiye'nin yakın tarihiyle ilgili iddialar ve eserler sunarak isimbilim araştırmalarına yöneldi. "Avdeti" kültürü, Sabetayizm, İbraniyet, kripto Yahudilik, gizli din taşıma, çift dinlilik konuları ile ilgilendi.[12][13] 7 Ocak 2009 tarihinde, Ergenekon soruşturması kapsamında Ankara'da gözaltına alındı.[14] Mahkemeye çıkarılmak üzere İstanbul'a sevk edilen Yalçın Küçük, 11 Ocak 2009 tarihinde tutuklandı. 12 gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.[15] 3 Mart 2011 tarihinde aynı soruşturma kapsamında evi arandıktan sonra yeniden gözaltına alındı. 6 Mart 2011'de çıkarıldığı nöbetçi mahkemede tutuklandı. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.[16] 10 Mart 2014 akşam saatlerin 5 yıllık tutukluluk süresinin dolması üzerine tahliye edildi. Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir] 100 Soruda Planlama Kalkınma ve Türkiye (1971) (yeni basım: Planlama Kalkınma ve Türkiye, 1975, 1978) Endüstrileşmenin Temel Sorunları: Sovyet Deneyimi, 1925-1940 (1975) Türkiye Üzerine Tezler I (1978) Türkiye Üzerine Tezler II (1979) Bir Yeni Cumhuriyet İçin (1980) Seçme Teknik Çalışmalar (1981) Aydın Üzerine Tezler, 1830-1980 (1984-1987) (5 cilt) Bilim ve Edebiyat (1985) Quo Vadimus-Nereye Gidiyoruz? (1985) Türkiye Üzerine Tezler III (1986) Küfür Romanları (1986) Estetik Hesaplaşma (1987) Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuruluşu (1987) İtirafçıların İtirafları: TKP Pişmanları (1988) Bir Soran Olursa (1987) Yirmi Bir Yaşında Bir Çocuk: Fatih Sultan Mehmet (1987) Kurtuluş Yazısı (1988) (Çelik Bilgin ile birlikte) Türkiye Üzerine Tezler IV (1989) Davalarım (1989) Ermeni Rahiple Mektuplaşmalar (1989) Kürtler Üzerine Tezler (1990) Türkiye Üzerine Tezler V (1991) Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Çözülüşü (1991) Emperyalist Türkiye (1992) Marksist Damar (1992) Kürt Bahçesinde Sözleşi (1993), (Abdullah Öcalan ile söyleşi) Bir Dikine Ülke (1993) Dirilişin Öyküsü (1993) (Abdullah Öcalan ile söyleşi) Yürüyüş (1996) Bakış (1996) Tarihçe (1997) Sicil (1997) El Kitabı (1997) Sol Marksizm (1998) Aydınlık Zindan (2000), (Bilgesu Erenus ile birlikte) Tekelistan (2000) Sırlar (2001) (ikinci cilt: 2002) Şebeke: Network (2002) (genişletilmiş basım: Şebeke-Network 1, 2004) İsimlerin İbranileştirilmesi/Tekelistan 1 (2003) (2 cilt) Tekeliyet 1 (2003) Tekeliyet 2 (2003) Putları Yıkıyorum – Önsözler 1 (2004) İsyan 1 (2005) İsyan 2 (2005) Türkiye Büyülü Hapishanem (2005) Gizli Tarih 1 (2006) Ders 1: Küçülme Savaş (2006) Devlet ve Hürriyet (2006) Caligula: Saralı Cumhur (2007) Sol Müdahale (2007) Aforizmalar (2008) Epilepsi ile Orgazm: Mediko-Politik (2008) Çöküş (2010) Haberci (2010) Fitne (2010) Hasta Despot (2010) Cumhuriyet'e Karşı Küfür Romanları (2011) Atamanoğlu Fatih (2012) Çıkış - Ansiklopedi 1 (2015) Çıkış - Ansiklopedi 2 (2015) Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b Kalyoncu, Cemal A. (14 Temmuz 2003). "Babadan işbirlikçi anneden ihtilalci". Aksiyon. Cilt 449. 17 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2010.  a b c "Prof. Dr. Yalçın Küçük kimdir". Hürriyet. 7 Ocak 2009. 22 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2010.  Yalçın, Soner. Bay Pipo. Doğan Kitap. s. 53.  a b "Yalçın Küçük". kulturtv.com.tr. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2010.  a b c d Hacır, Gürkan (11 Ocak 2009). "Bir Yalçın Küçük Portresi". Akşam. 21 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2010.  a b c "Yön'den Ergenekon'a Yalçın Küçük". Radikal. 7 Ocak 2009. Erişim tarihi: 3 Şubat 2010.  "Yalçın Küçük". biyografi.net. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2010.  "Yalçın Hoca da oradaymış!". T24. Erişim tarihi: 4 Nisan 2024. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) Yalçın, Soner. Oradaydım, 22 Nisan 2009, CNN Türk. Küçük, Yalçın. Türkiye Büyülü Hapishanem (Eylül 2005 bas.). Duvar Yayınları. ss. 197-210.  Küçük, Yalçın. Bakış. Akış Yayıncılık. ss. 213-224.  Küçük, Yalçın. Şebeke 1 (2005 bas.). İthaki Yayınları. ss. 79-196, 421-493.  Küçük, Yalçın. Tekelistan (Ağustos 2005 bas.). İthaki Yayınları. ss. 34, 37, 50, 85, 108, 221-422, 645-723.  "Bedrettin Dalan'ın vakfında, Yalçın Küçük'ün evinde arama". Star. 7 Ocak 2009. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2010.  "Yalçın Küçük'e tahliye". Sabah. 23 Ocak 2009. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2010.  "İşte Ergenekon kararları" 30 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Radikal. 5 Ağustos 2013. En son 5 Ağustos 2013 tarihinde erişildi. Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Vikisöz'de Yalçın Küçük ile ilgili sözler mevcuttur. Otorite kontrolü BNF: cb12055264g (data) GND: 118864793 ISNI: 0000 0000 8403 2296 LCCN: n79028284 NLI: 987007299878505171 NTA: 072368101 SUDOC: 028789695 VIAF: 98483317 WorldCat: lccn-n79028284 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Yalçın_Küçük&oldid=32455361" sayfasından alınmıştır
Attila Durak (d. 1967, Gümüşhane), Türk fotoğrafçı ve kürator. İlk yılları ve öğrenim hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] Attila Durak, 1967'de Gümüşhane'de doğdu.[1] Ortadoğu Teknik Üniversitesi ekonomi bölümünden mezun oldu.[2][3] Daha sonra Leo Burnett İstanbul ve NCR'de çalıştı.[1] 1997 yılında New York'taki Uluslararası Fotoğraf Merkezi'nin Görsel Sanatlar departmanının fotoğraf bölümünde ve New York'taki Hunter College'in güzel sanatlar bölümünde eğitim gördü.[4][5] Sergileri[değiştir | kaynağı değiştir] Bireysel sergileri[değiştir | kaynağı değiştir] Sergi Mekan İlçe/Şehir Tarih Kaynak Geçmişte Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ankara 1990 [6] Echoes of the Street Duggal Underground Gallery New York 2000 [7] Galeri Artist İstanbul 2003 [8] Siyah Beyaz Sanat Merkezi Ankara 2005 [6] Galeri Orkun & Ozan Antalya 2005 [6] Jazz Now Sanat Galerisi Bodrum, Muğla 2006 [9][10] Balıkesir Ulusal Fotoğraf Müzesi Karesi, Balıkesir 2013 [11] Nâzım Hikmet Kültürevi Nilüfer, Bursa 2014 [12] Hata-ograf Dallas 2000 [6] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b "Attila Durak". Metis Yayınları. 26 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2021.  Yerlikaya, Simla (7 Ocak 2008). "Bizi mozaik değil ebru anlatır". Hürriyet. 10 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2021.  "Anadolu mozaik değil ebru gibi". Milli Gazete. 23 Eylül 2008. 10 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2021.  Women Mobilizing Memory. Columbia University Press. 2019. doi:10.7312/alti19184. ISBN 978-0-231-19184-5. 3 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  Kutvan, Ali B. "KENT VATANDAŞLIĞI VE "NEW YORKER" SERGİSİ ÜZERİNE" (İngilizce).  a b c d Akter, Erdem (11 Mart 2017). "attila durak: "fotoğraf gercekte bir araçtır. nasıl kullanıldığıyla ilgili olarak -bıçak sırtı misâli, sanat da olabilir, zanaat da"". design in istanbul. 10 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2017.  "5 dakikada, 1 eser veriyor". Milliyet. 10 Ekim 2003. 11 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  "Echoes of the Street". D&R. 7 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  "Attila Durak : Echoes of the Street". Serteli. 11 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  "'Echoes Of The Street' Fotoğraf Sergisi". Kanalben. 11 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  "New Yorklu sanatçılar Balıkesir'e taşınıyor". Milliyet. 1 Haziran 2013. 11 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  ""Echoes of The Street" Attila Durak Resim Sergisi". Nilüfer Belediyesi. 11 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2021.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Duisburg Kültür ve Şehir Tarihi Müzesi'nin [de] sitesinde yer alan sanatçının biyografisi Fotoğrafçılık ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Attila_Durak&oldid=30808979" sayfasından alınmıştır
Faruk Bildirici (d. 1956, Gaziantep), Türk gazeteci ve yazardır. Yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe, Haziran 1980'de Cumhuriyet'te başladı. 12 Eylül döneminde sıkıyönetim ve eğitim muhabirliği, 1983 seçimlerinden sonra da Başbakanlık, ANAP ve parlamento muhabirliği yaptı. Bir süre Haber Müdürlüğü görevinde bulunduğu Cumhuriyet'ten, Nisan 1992'de ayrıldı. Sabah gazetesi'nde beş ay süren parlamento muhabirliğinden sonra Ekim 1992'de Hürriyet'e geçti. Yaklaşık beş yıl Hürriyet Ankara Büro Şefi olarak görev yaptı. Bir süre yine Hürriyet'te araştırmacı-yazar olarak çalıştı. 1998'de çıkan Gizli Kulaklar Ülkesi adlı ilk kitabı öncesinde Hürriyet gazetesinde Telekulak dosyası adlı bir yazı dizisi hazırladı. Bu dizide ilk kez kullandığı telekulak sözcüğü, daha sonraki yıllarda Türkiye'de gizli telefon dinlemelerini anlatan popüler bir kavram haline geldi. 2002'de Hürriyet gazetesi Ankarara Temsilci Yardımcılığı görevine getirildi. Aynı yıl Tempo dergisinde Kırlangıç Yuvası adlı köşede yazdı. Ağustos 2004 - 14 Mart 2005 tarihleri arasında “Anlatsam Roman Olur” başlığıyla Hürriyet gazetesinde gerçek yaşam öyküleri kaleme aldı. Bu dizide kaleme alınan öykülerden hareketle hazırlanan aynı adlı televizyon programı Kanal D’de yayınlandı. TV 8'de 1999-2001 yılları arasında Doğan Tılıç ile birlikte medya eleştiri programı olan Çuvaldız programını hazırladı. TV8'de "Nerede Kalmıştı" (1999) ve Cine5’te de “Üç artı Bir” adlı söyleşi programları yaptı. 2009-2012 yılları arasında Hürriyet Pazar’da “Puzzle portreler” başlığıyla yayınlanan portre söyleşileri hazırladı. 19 Nisan 2010 tarihinde Hürriyet gazetesinin Okur Temsilciliği (ombudsman) görevini üstlendi. 3 Mart 2019'da Hürriyet gazetesindeki görevine son verildi.[1] Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nda, üç dönem "Araştırmacı gazetecilik" dersleri verdi. 2014-2015 yıllarında da Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde "Parlamento muhabirliği" dersleri verdi. RTÜK Üyeliği[değiştir | kaynağı değiştir] 11 Temmuz 2019 tarihinde TBMM Genel Kurulu tarafından CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçildi. Kurulun 31 Ekim 2019 tarihli toplantısında Bildirici'nin üyeliği "ortaya koyduğu eylem ve söylemler" gerekçe gösterilerek ikiye karşı altı oyla düşürüldü.[2] Bildirici, CHP tarafından 27 Kasım 2019 tarihinde yeniden RTÜK üyeliğine aday gösterildi.[3] Özel hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] 18 Ağustos 2023'te sunucu Semra Topçu ile evlenmiştir.[4] Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir] Gizli Kulaklar Ülkesi (1998) Maskeli Leydi (1998) - Tansu Çiller'in yaşam öyküsü Üniforma Slogan Biber (1999) Kuzum Bülent (2000) - Bülent Ecevit'e aileden mektuplar Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi (2000) Anıtkabir Racon Zambak (2001) Hanedanın Son Prensi (2007) - Mesut Yılmaz'ın yaşam öyküsü Yemin Gecesi (2008) - Leyla Zana'nın yaşam öyküsü Serkis Bu Toprakları Sevmişti (2008) Günahlarımızda Yıkandık Örneklerle Gazetecilik Meslek Etiği (2018) Ödülleri[değiştir | kaynağı değiştir] 1998 - Çağdaş Gazeteciler Derneği Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü (Maskeli Lady kitabı ile)[5] 2002 - Çağdaş Gazeteciler Derneği Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü (Hanedanın Son Prensi kitabı ile)[6] 2018 - İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) Hıfzı Topuz İletişim Onur Ödülü[7] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Bu kadarı ayıp; Hürriyet'ten atılmamın üzerinden 4 ay geçti ama hâlâ internet sitesinde 'okur temsilcisi' görünüyorum 9 Temmuz 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., t24, 4 Temmuz 2019. 9 Temmuz 2019 tarihinde erişildi. "Faruk Bildirici'nin RTÜK üyeliği düşürüldü: AKP ve CHP kontenjanından seçilen üyeler ne diyor?". BBC Türkçe. 31 Ekim 2019. 3 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2019.  "CHP, RTÜK üyeliği için yeniden Faruk Bildirici'yi aday gösterdi". Diken. 27 Kasım 2019. 27 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2019.  "Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ile gazeteci Semra Topçu evlendi". Cumhuriyet. 19 Ağustos 2023. 20 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2023.  "ÇGD Uğur Mumcu Ödülü, Maskeli Leydi'ye". Hürriyet. 4 Nisan 1999. 2 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2024.  "YILIN BAŞARILI GAZETECİLERİ – 2002 - ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ". 30 Aralık 2002. 2 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2024.  "Bildirici'ye Hıfzı Topuz Onur ödülü". Hürriyet. 11 Mayıs 2018. 2 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2024.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Faruk Bildirici resmi websitesi Türk yazar ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Faruk_Bildirici&oldid=32458187" sayfasından alınmıştır
Bursa Nutku, Bursa'da Türkçe ezan okunmasına karşı bir protesto gerçekleşmesi üzerine şehre giden Mustafa Kemal Atatürk'ün, kendisi ve heyeti için 6 Şubat 1933 akşamı verilen yemek sırasında yaptığı iddia edilen konuşmadır.[1] Mustafa Kemal'in olay karşısında yeterince duyarlı davranmadığını düşündüğü yetkililere ve gençlere kızgınlıkla akşam yemeğinde böyle bir konuşma yaptığı, ilk defa olaydan 14 yıl sonra Rıza Ruşen (Yücer) adlı genç bir gazetecinin yazdığı "Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra" kitabında anlatılmıştır.[1] Metin, 20 Haziran 1949'da İzmir'de yapılan Demokrat Parti (DP) İkinci İl Kongresi'nde Celal Bayar tarafından Şeref Balkanlı'ya verilip onun tarafından okunmuş[2] ve bu kongrede okunduktan sonra kamuoyunun ilgisini çekerek daha sonraki yıllarda da sık sık gündeme gelmiştir.[1] Söz konusu konuşmanın gerçekten yapılmadığı konusunda öne sürülen iddialar vardır.[1] Metnin Mustafa Kemal tarafından söylenip söylenmediği de çeşitli dönemlerde kamuoyunca tartışılmış; bu sözlerin anarşiyi teşvik ettiği öne sürülmüş; hatta Bursa Nutku adlı metni okuyan, bastıran ve dağıtanlar hakkında, halkı kanunlara karşı gelmeye teşvik iddiası ile dava açılmıştır. Konu hakkında mahkeme tarafında Türk Tarih Kurumu'na yapılan başvuru sonucunda nutkun gerçek olduğu anlaşılmıştır. Konuşma yapıldıktan hemen sonra çeşitli gazetelerde de yayınlanmıştır. Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir] Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde başlayan ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi tartışmaları ve denemelerine sahip çıkan Cumhuriyet kadroları, 1932 yılının Ramazan ayında başlattıkları dinde reform girişimlerinin bir sonucu olarak Türkiye'de ezan Türkçe okunmaya başlanmıştı.[3] Türkçe ezan-kamet uygulaması, halkın devrimlere ve devrim yasalarına karşı fiili tavır gösterdikleri konularından birisi oldu. Uygulama, 1933 yılında çeşitli kentlerde protesto edildi. İlk ciddi tepki ise Bursa'da görüldü. Protesto yürüyüşü[değiştir | kaynağı değiştir] 1 Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okumak istemeyen ve göreve gelmeyen müezzinin yerine cemaattten Topal Halil adlı kişi Arapça ezan okumuş ve Kazanlı Tatar İbrahim adlı şahıs tarafından Arapça kamet getirmişti.[3] Cemaat içinde bulunan bir sivil polisin müdahalesinden sonra cemaatten bir grup sloganlar ve tekbir sesleri ile yürüyüşe geçti; Evkaf Müdürlüğü önüne giderek İstanbul ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa'da da Arapça ezan okunmasını istedi. Ardından eylemlerine Vilayet önünde devam eden ve o sırada binada bulunmayan valiyi bekleyen grup, polis müdahalesi ile dağıtıldı ve birçok kişi gözaltına alındı.[3] Gözaltına alınan kişiler ertesi gün serbest bırakıldı ancak bu kararı veren hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı; ayrıca Müftü işten el çektirildi. Daha önce serbest bırakılan kişiler yeniden tutuklandı. Ulu Cami hatibi İstanbul'da tutuklanarak Bursa'ya gönderildi.[3] Mustafa Kemal'in Bursa'ya gidişi[değiştir | kaynağı değiştir] O sırada yurt gezisinde olan Mustafa Kemal, olayı 3 Şubat'ta İzmir'de öğrenmiştir. Dönemin belediye başkanı Ali Muhiddin Dinçsoy, Mustafa Kemal'e telgraf çekerek yaşananları "Bursa'da irticai ayaklanma oldu" şeklinde bildirmişti. Derhal Bursa'ya gitmek üzere hazırlanan Mustafa Kemal, 4 Şubat'ta Afyonkarahisar'a vardı ve İsmet Paşa ile buluşarak 5 Şubat'ta sabaha karşı otomobille Bursa'ya ulaştı.[3] Ertesi gün Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı da Bursa'ya gelerek incelemeler yaptı. Olayın düşünüldüğü kadar büyük olmadığı anlaşıldı. Bakanlar aynı gün Ankara'ya dönerek Bakanlar Kurulu'na konu ile ilgili bilgi verdiler.[3] O akşam, Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte verilen akşam yemeğinde cemaatin yürüyüşü ile ilgili olarak "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü..." şeklinde bir söz sarfedilmesi üzerine sinirlenen Mustafa Kemal'in konuşmakta olan kişinin sözünü keserek "Bursa Nutku" diye anılan konuşmayı yaptığı ifade edilmiştir. Sert ifadelerin yer aldığı konuşmanın ardından geçen sürede yumuşayan Mustafa Kemal, 6 Şubat'ta Bursa'dan ayrılmadan önce Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte olayın çok da önemli olmadığı şeklinde kanaatini açıklamış; Bursa olayı ile ilgili soruşturma 13-14 Şubat'ta sona ermiştir. Olayla ilgili beş kişi ikişer yıl, yedi kişi birer yıl, yedi kişi de beş ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.[3] Nutkun yayınlanması[değiştir | kaynağı değiştir] 1947 yılında "Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra" adlı kitabı yayımlayan Rıza Ruşen Yücer, on dört sene önce genç bir gazeteci iken yemeğe katıldığını, Mustafa Kemal’in bir çırpıda söylediği sözleri not ettiğini ifade etmiş ve yıllardır sakladığını söylediği bu nota kitabında yer vermiştir. Nutuk; I. Cildi 1945'te Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü tarafından yayımlanan Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri adlı kaynakta yer almamıştır[1] Nutukla ilgili tartışmalar[değiştir | kaynağı değiştir] İlk kez 1947'de Rıza Ruşen Yücer'in kitabında yer alan ve "Bursa nutku" olarak adlandırılan konuşma metni, 1 Temmuz 1949 günü Demokrat Partili Şeref Balkanlı tarafından partinin İzmir İl Kongresi'nde Celal Bayar'ın isteği üzerine okundu. Ertesi gün Demokrat İzmir gazetesinin birinci sayfasında yayımlandı. Bu kongreden sonra kamuoyunun dikkatini çeken nutkun ilk cümlesi 1954'te Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin cephesine yazılmıştır.[4] Bursa Nutku, 10 Kasım 1957'de Dünya; 1958 yılında 19 Mayıs günü Ulus gazetesinde yayımlandı. Ulus gazetesinde yayımlanmasının ardından şaibeli bir metin olduğu öne sürüldü ve Ulus Gazetesi hakkında soruşturma başlatıldı;[5] Başbakan Adnan Menderes'in baskısı ile soruşturmaya son verildi.[1] Böyle bir nutkun mevcut olup olmadığı 1963 yılında Senatör Özel Şahingiray tarafından ve Millî Eğitim Bakanı İbrahim Öktem'in yanıtlaması talebiyle Senato'ya getirildi. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Afet İnan "dönemin tanık ifadeleri dikkate alınarak, bu sözlerin mealen Atatürk tarafından söylendiği anlaşılmaktadır" şeklinde yanıt verdi.[4] Böyle bir nutkun var olup olmadığı konusu Ege Üniversitesi Fikir ve Sanat Kulübü'nün yayımladığı bir broşürde Bursa Nutkuna yer verilmesi üzerine 1966'da yeniden gündeme geldi. Bornova Cumhuriyet Başsavcılığı, Nutku kullanarak halkı kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği iddiasıyla kulübün kapatılması için dava açmıştı. Adalet Partisi genel başkanı Süleyman Demirel metnin Atatürk'e aidiyetinin ispatlanması gerektiğini ifade etmiş ve Cumhuriyet Senatosu'nda oluşturulan bilirkişi heyeti, böyle bir nutkun var olup olmadığının tespiti için Türk Tarih Kurumu'ndan görüş istemiştir.[1] Türk Tarih Kurumu "bu sözlerin Atatürk'ün 1933 Şubat'ında Bursa'da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliğiyle varılmıştır" şeklinde görüş bildirmiştir.[4] 1975 yılında Cafer Tanrıverdi adlı kişinin yazılı metin olarak nutku Kayseri'de halka dağıtması konuyu tekrar gündeme getirdi. Bursa Nutku’nu kullanarak halkı kanunlara itaatsizlik etmeye teşvik ettiği gerekçesiyle açılan ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen davada, bilirkişiye başvuruldu. Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Sami N. Özerdim mahkemeye Bursa Nutku metninin Atatürk'e ait olduğuna dair görüş ve belge sundular. Mahkeme, sadece bu bilirkişilerin görüşü paralelinde karar aldı.[6] Bursa Nutku bu karardan sonra serbestçe okunur, basılıp dağıtılır oldu. Bursa Nutku Anıtı[değiştir | kaynağı değiştir] Bursa Nutku Sonsuzluk Anıtı. Bursa Nutku'nun 77. yılı olan 2010'da Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki Gençlik Parkı'na (Üç Fidan Parkı) "Bursa Nutku Sonsuzluk Anıtı" adlı anıt yapılmıştır. Rengin Solmaz Sönmez'in eseri olan anıt,[7] ay ve yıldızla bütünleşmiş sonsuzluk sembolünü içerir; Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyet değerlerinin Türk gençliği tarafından sonsuza kadar yaşatılacağını ifade eder.[8] Vikikaynak'ta Bursa Nutku ile ilgili metin bulabilirsiniz. Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürk İlkeleri Mustafa Kemal Atatürk kronolojisi Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d e f g Hür, Ayşe. "Türkçe Ezan, Bursa Olayı ve Bursa Nutku". http://www.radikal.com.tr. Radikal gazetesi, 8 Şubat 2015. 11 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım) Ecevit, Rahşan. "Atatürk Rejim ve Devrimlerinin Gereğinde Nasıl Korunacağının Yolunu Göstermiştir". http://www.milliyet.com.tr. Milliyet gazetesi, 18 Nisan 2008. 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım) a b c d e f g Dikici, Alil. "İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi Bağlamında Türkçe Ezan Denemesi ve Buna Gösterilen Tepkiler" (PDF). http://ataturkilkeleri.istanbul.edu.tr. Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, Sayı 10, Yıl 2006. 15 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım) a b c Gobi, Serhat. "Bugün de Bu: Bursa Nutku". http://www.egemeclisi.com. Ege Meclisi, 6 Şubat 2016. 13 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım) Kahramanoğlu, İnan. "Tayyip Bursa Nutku'ndan neden korktu?". http://www.turksolu.com.tr. 7 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım) "Atatürk'ün Bursa Nutku (Tanık ve Belgelerle), Reşit Ülker, Cumhuriyet Gazetesi Kitapları" "Rengin Solmaz Sönmez / Resim ve heykel sanatçısı". Bursa.com. 6 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2022.  "Bursa Nutku Anıtı - Nilüfer". www.gidilmeli.com. 5 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2022.  gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Bursa_Nutku&oldid=31669986" sayfasından alınmıştır
Atatürk nutku okurken. Onuncu Yıl Nutku, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. yılı kutlamalarında 29 Ekim 1933 tarihinde Ankara Hipodromu'nda verilen nutuktur. Millî Mücadelenin beş yılı ile Cumhuriyetin ilk on yılının öz anlatımını içerir; okunması altı dakika kadar süren bir buçuk sayfalık bir konuşma metnidir.[1] Onuncu Yıl Nutku'nda hem millî mücadelenin kimlere karşı, niçin ve nasıl verildiğini anlatılır, hem de bu mücadelenin Cumhuriyet kurulduktan sonraki safhasında yapılması gerekenler ve yapılacak olanlar konusunda önemli bilgiler verilir. Metin, "Türk milleti" hitabı ile başlar, "Ne mutlu Türküm diyene!" cümlesi ile son bulur. Gazi Mustafa Kemal, 10. Yıl Nutku’nu Ekim ayının ortalarında bir gece geç saatlerde kendi el yazısı ve kurşun kalemle yazmıştı.[2] Bu konuşma daha sonra daktilo edildi. Gazi, ulusal bayrama birkaç gün kala en yakın çalışma arkadaşlarına okumuş ve onların fikirlerini sormuş; Atatürk tarafından mürekkepli kalemle üzerinde düzeletme ve ilaveler yapıldıktan sonra son şeklini almıştır. Gazi Mustafa Kemal, 29 Ekim 1923 günü konuşmasını elinde tuttuğu bu metin üzerinden yaptı.[3] Tarihî konuşma, Ankara’da TBMM’deki törenden sonra, geçit töreni için yüz binlerce kişinin geldiği Cumhuriyet meydanında yapıldı. Törende Gazi'nin kıtaları teftişi ve İstiklâl Marşı’nın söylenmesinden sonra Gazi, radyolardan tüm yurda naklen yayımlanan konuşmasını yaptı. Konuşma, törene Sovyetler Birliği'nden davet edilmiş yönetmen Sergey Yutkeviç tarafından filme alnmış; günümüze onun bu kaydı gelebilmiştir.[4] Film, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Film arşivinde yer alır. Ses[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku Dinlerken sorun mu yaşıyorsunuz? Medya yardımı alın. Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Onuncu Yıl Marşı Ne mutlu Türk'üm diyene Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Nutku, Uluğ (1 Aralık 2006). "Atatürk'ün Onuncu Yıl Söylevinin Felsefi Önemi". Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi: 11-16. ISSN 1302-7824. 17 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2023.  Zülfüoğlu, Şevket (2006). "1933 yılı Türk basınında Gazi Mustafa Kemal ve Türk İnkılabı" (PDF). İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü yüksek lisans tezi. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link) "Atatürk'ün Onuncu Yıl Konuşmasının Son Şekli" (PDF). Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi,. 1985. 12 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Ekim 2023.  "Atatürk'ün 10. Yıl Nutku Konuşması Bugünlere Nasıl Geldi?". Webtekno. 29 Ekim 2022. 19 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2023.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Vikikaynak'ta Onuncu Yıl Nutku ile ilgili metin bulabilirsiniz. Onuncu Yıl Nutku videosu Atatürk'ün 29 Ekim 1923'te okuduğu 10. Yıl Nutku'nun tıpkıbasımı gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Onuncu_Yıl_Nutku&oldid=31025051" sayfasından alınmıştır
Vikikaynak'ta Atatürk'ün Türk Gençliğine Hitabesi ile ilgili metin bulabilirsiniz. Mustafa Kemal, CHP II. Kongresi'nde Nutuk'u okurken (15 Ekim 1927) Gençliğe Hitabe, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet Halk Fırkasının II. Büyük Kongresi'nde, Nutuk adlı eserini meydana getiren konuşmasının sonunda 20 Ekim 1927 günü Türk gençliğine hitap etme amacıyla söylenen metindir. Nutuk'un sonuç bölümünü meydana getirir.[1] Hitabe, Nutuk'un "Türk Gençliğine Bıraktığım Emanet" başlıklı bölümünde yer alır. "Türk istiklâli" ve "Türk Cumhuriyeti" kavramları üzerine kurulmuş bir metindir.[2] On üçü tam ve ikisi eksiltili hitap cümlesi olmak üzere toplam 15 cümleden oluşur.[3] “Ey Türk gençliği!” ile başlayıp “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!” diye biter. Mustafa Kemal, bu hitabıyla geçmişte yaşanılan sıkıntıların bir daha tekrar etmemesi için Türk milletinin istikbali olan gençlere hayati öğütlerde bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisiyle birlikte ortaya çıkan karanlık manzaranın tasviri ile başlar. Bu karanlık şartlarda dahi Türk gençliğinin ödevinin Türk istiklal ve cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmak olduğu ifade edilir. Mustafa Kemal, bir nevi siyasi vasiyetnamesi niteliğinde olan gençliğe hitabeyi okurken çok etkilenmiş ve gözyaşlarını tutamamıştır.[4] Atatürk'ün Nutuk'u, özellikle de Gençliğe Hitabe kısmını okurken çok duygulanması kamuoyu ve özellikle gençler üzerinde büyük bir heyecan yaratmış ve Maarif Vekaleti 26 Ekim 1927'de aldığı bir karar ile "Gençliğe Hitabe"'nin okullardaki bütün sınıflara asılmasına karar vermiştir.[4] 13 Ocak 1928 tarihinde alınan bir kararla Türkiye'de sınıflara, okutulan kitaplara ve önemli eğitim kurumlarına konulmuştur.[2] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Acar, İsmail. "Atatürk'ün Büyük Eseri:Nutuk". 27 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2016.  a b İsik, Hasan. "Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Üzerine". 6 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2016.  Varisoglu, Behice; Oguzhan, Sevim. "Türkçe Öğretmeni Adaylarının Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi' ne Yönelik Algılarının Olgusal Ve Metaforik Bağlamda İncelenmesi". Cumhuriyet International Journal of Education 2014-1606. Erişim tarihi: 27 Ekim 2016.  a b Çanaklı, Oktay. "Atatürk'ün Büyük Nutku" (PDF). 3 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2016.  Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Atatürk İlkeleri gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Gençliğe_Hitabe&oldid=31360996" sayfasından alınmıştır
Ankara HipodromuGenel bilgilerDurumYıkıldıTürHipodromAdresHipodrom Caddesi No:85, Emniyet/YenimahalleŞehirAnkaraÜlkeTürkiyeKoordinatlar39°56′40″K 32°50′18″D / 39.94444°K 32.83833°D / 39.94444; 32.83833Başlama1934[1]Tamamlanma1936[1]Açılış1937[2]Kapanma1979Yıkılma2019[3]Tasarım ve inşaatMimar(lar)Viotti Violli Ankara Hipodromu, Ankara'da millî bayramlarda geçit törenlerinin yapıldığı bir hipodrom alanıydı. Bu alan 1936-1938 yılları arasında inşa edilmiştir. Milli bayram törenleri başka yerlerde yapılınca bu alan değerini yitirmiştir. Tören pisti 2019 yılında yıkılmıştır ve tören pistinin bulunduğu alana Başkent Millet Bahçesi inşa edilmiştir.[3] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b Özdemir, Diler (Eylül 2004). "Ankara Hippodrome: The National Celebrations of Early Republican Turkey, 1923-1938" [Ankara Hipodromu: Erken Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde Milli Bayram Kutlamaları, 1923-1938] (PDF) (İngilizce). Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi. 1 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Ağustos 2021.  Bayraktar, Adile Nuray (Haziran 2016). "Başkent Ankara'da Cumhuriyet Sonrası Yaşanan Büyük Değişim: Modern Yaşam Kurgusu ve Modern Mekânlar" (PDF). Ankara Araştırmaları Dergisi. 1 (4). Ankara. ss. 67-80. 1 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Ağustos 2021.  a b "Atatürk Kültür Merkezi alanlarında, Millet Bahçesi ile Cumhuriyet değerleri yıkımı". 14 Eylül 2019. 25 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2020.  Ankara ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ankara_Hipodromu&oldid=31206960" sayfasından alınmıştır
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. Lütfen güvenilir kaynaklar ekleyerek madde içeriğinin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir ve kaldırılabilir.Kaynak ara: "Çekirge, Osmangazi" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR (Şubat 2006) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) Bu maddedeki üslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir. Maddeyi geliştirerek ya da konuyla ilgili tartışmaya katılarak Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. Bursa Çekirge Armutlu Meydanı Çekirge semtinin 1880-1893 yılları arasındaki görünümü Kaplıca'nın 1880-1893 yılları arasındaki görünümü Çekirge, Bursa'nın Osmangazi ilçesine bağlı bir mahalledir. Bursa'nın en eski semtlerinden biri olmakla beraber, ismini Osmanlı döneminde yaşamış olan Çekirge Han adlı bir kişiden aldığı rivayet edilir, ayrıca Osmanlı döneminde o bölgede yaşanan bir çekirge istilası sonucu da bu bölgeye bu ismin verildiği de bir rivayettir. Günümüz Çekirgesi[değiştir | kaynağı değiştir] Çekirge bugün Bursa'nın modern, nezih ve elit yerlerinden biridir. Bursa denince akla gelen, Karagöz ve Hacivat'ın da mezarları bu semtte yer almaktadır. Armutlu Meydanı diye adlandırılan küçük de bir meydanı vardır. Bursa'da yeşili bol bir semttir. Ayrıca Sultan I. Murat Hüdavendigar'ın türbesi ve camisi bu semtte yer almaktadır. Bursa Osmangazi ilçesine bağlı bir semttir. Bursa'nın en eski semtlerinden biri olmakla beraber, ismini Osmanlı döneminde yaşamış olan Çekirge Han adlı bir kişiden aldığı rivayet edilir, ayrıca Osmanlı döneminde o bölgede yaşanan bir çekirge istilası sonucu da bu bölgeye bu ismin verildiği bir rivayettir. Semtte pek çok kaplıca bulunur. Uludağ'ın eteklerindedir. Şehir merkezine yakındır. Merkeze yakın olduğu için merkez olmayan yerlere uzaktır ve bilmeyenler için gerçek bir tuzaktır. Bazı yerleri çorak bazı yerleri ise gerçekten sulaktır. Şifalı sularla iyileştirilebilecek hastalıklara gerçek bir kaynaktır. Çekirge’deki termal sular içme ve banyo kürlerinde kullanılıyor. Banyo kürleri; romatizmal hastalıklar, hareket sisteminin ağrılı hastalıkları, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıkları, damar tıkanıklarıkları, İçme-banyo kürleri; karaciğer, safra yolları, diyabet (hafif), gut hastalığı (kriz devrelerinin dışında), kandaki fazla yağ oranı olan obezite vakalarında uygulanıyor. Çekirge’de su sıcaklığı 45 derecenin üstünde olan termal sular, Çekirge’nin en yukarı bölümünde, Vakıfbahçe isimli bir yerden kaynamakta. Bu sularda çeşitli maden eriyikleri ile zengin kimyasal madenler, gazlar ve yüksek radyoaktivite bulunuyor. Bursa Çekirge Kaplıcaları[değiştir | kaynağı değiştir] Çekirge Kaplıcaları Vakıfbahçe kaynağına bağlıdır. Bu kaplıcalar Bursa Merkezinde, Çekirge semtinde bulunmaktadır. Çekirge’deki Çelik Palas ve askerî Hastane dahil tüm oteller bu kaplıcalara bağlıdır. Toprak kalevi acı bikarbonatlı olan bu kaplıcanın suları şifa dağıtmaktadır, banyo olarak romatizmal sendromlar, hareket sistemlerinin ağrılı hastalıkları, damar tıkanıklıkları, diyabet, gut ve metabolizma bozuklukları, içme olarak karaciğer ve safra yolları hastalıklarına iyi gelmektedir. Bursa’daki şifalı suların büyük bir bölümü, deniz yüzeyinden 220 m yüksekte kurulu Çekirge bölgesinde bulunmaktadır. Çekirge’nin asıl su sıcaklığı 45 °C’yi aşmaktadır. Halk arasında Çelikli adıyla da anılan bu sular, Çekirge’nin en yüksek bölgesinde bulunan Vakıfbahçe adlı bir yerden kaynar. Bu sularda çeşitli madenler eriyikleriyle zengin kimyasal maddeler, gazlar ve yüksek radyoaktivite bulunmaktadır. Eski Kaplıca: Sıcaklık 45 °C Çekirge’de, Türk hamamının bütün özelliklerini taşır. Bizans dönemi yapıtlarından, 1450 yıllık anıt eserlerdendir. Hüdavendigar döneminde onarım görüp genişletilmiştir. İki kubbeli soyunma yeri, kubbeli banyo yeri ve soğukluğu vardır. Çelikpalas: Sıcaklık 45 °C Çekirge sularının bir bölümü, cam borular içinde, değerleri bozulmadan Bademlibahçe mevkiinde yapılan Çelikpalas oteline getirilmiştir. Çelikpalas, Atatürk’ün talimat vermesi ile yapılmış, adı da O’nun tarafından verilmiştir. Odalarından çelikli su akan Çelikpalas’ın yüzme havuzunun dünyada eşi benzeri yoktur. Bursa hamamlarının en büyüğü Çelikpalas'tır. Fizik tedavi bölümleri, sauna ve jimnastik salonu ile devamlı açık bulunur. Çekirge sularında demir az ölçüde bulunur. Aktığı yerleri kırmızı pas rengine boyadığından, bu sulara “Çelikli” adı verilmiştir. Çekirgedeki kaplıca suları, romatizma, nevrit, cilt, idrar yolları ve kadın hastalıklarına iyi gelir. gtdOsmangazi mahalleleri Adalet Ahmetbey Ahmetpaşa Akpınar Aksungur Aktarhüssam Alaaddin Alacahırka Alacamescit Alaşarköy Alemdar Alipaşa Altınova Altıparmak Armutköy Atıcılar Avdancık Bağlarbaşı Bağlı Bahar Başaran Büyükdeliller Çağlayan Çaybaşı Çekirge Çeltikköy Çırpan Çiftehavuzlar Çirişhane Çukurcaköy Dağakça Demirkapı Demirtaş Barbaros Demirtaş Cumhuriyet Demirtaş Dumlupınar Demirtaş Sakarya Demirtaşpaşa Dereçavuşköy Dikkaldırım Doburca Doğanbey Doğancı Doğanevler Dürdane Ebu İshak Elmasbahçeler Emek Adnan Menderes Emek Fatih Sultan Mehmet Emek Zekai Gümüşdiş Fatih Gaziakdemir Geçit Gökçeören Gülbahçe Gündoğdu Güneştepe Güneybayırı Güneybudaklar Hacı İlyas Hamitler Hamzabey Hocaalizade Hocahasan Hüdavendigar Hürriyet Hüseyinalanı İbrahimpaşa İnkaya İntizam İsmetiye İstiklal İvazpaşa Karabalçık Karaislah Kavaklı Kayıhan Kemerçeşme Kırcaali Kirazlı Kiremitçi Kocanaip Koğukçınar Kuruçeşme Küçükbalıklı Küçükdeliller Kükürtlü Küplüpınar Maksem Mehmet Akif Mollafenari Mollagürani Muradiye Mürseller Nalbantoğlu Namık Kemal Nilüferköy Orhanbey Osmangazi Ovaakça Çeşmebaşı Ovaakça Eğitim Ovaakça Merkez Ovaakça Santral Panayır Pınarbaşı Reyhan Sakarya Santral Garaj Seç Seferışıklar Selamet Selçukgazi Selimiye Sırameşeler Soğanlı Soğukkuyu Soğukpınar Süleymaniye Şehabettinpaşa Şehreküstü Tahtakale Tayakadın Tuna Tuzaklı Tuzpazarı Ulu Uluçam Veysel Karani Yahşibey Yenibağlar Yeniceabat Yenikaraman Yenikent Yeşilova Yiğitali Yunuseli Zafer "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Çekirge,_Osmangazi&oldid=32106874" sayfasından alınmıştır
Anafartalar CephesiÇanakkale SavaşıSuvla KoyuTarih6 Ağustos - 20 Aralık, 1915BölgeSuvla Koyu civarıSonuç Osmanlı zaferiTaraflar Britanya İmparatorluğu Birleşik Krallık Britanya Hindistanı Newfoundland Dominyonu Avustralya Topluluğu Osmanlı İmparatorluğu Komutanlar ve liderler Frederick Stopford Miralay Mustafa KemalGüçler 9. İngiliz Kolordusu 7. ve 12. Tümenler, iki tabur Çanakkale Savaşı'nın üçüncü cephesi olan Anafartalar Cephesi, 6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerce yapılan çıkarma harekâtıyla başlamış ve hemen ertesinde Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşmiştir. Çıkarma amacı ve planı[değiştir | kaynağı değiştir] Gelibolu Yarımadası’na yapılan Müttefik çıkarmalarının başladığı 25 Nisan 1915 tarihinden itibaren Ağustos ayına kadarki dört aylık süre içinde Seddülbahir ve Arıburnu Cepheleri’nde ilerleme sağlayamayan Hamilton, üçüncü bir cephe açma yolunu seçmiştir. Burada amaç, sert direnme gösteren her iki cephedeki Osmanlı kuvvetlerinin geri hattına çıkarak kuşatmaktır. Hamilton, üçüncü cepheyi küçük ve büyük Kemikli burunları arasındaki Suvla kumsalına İngiliz 9. Kolordusu’nu çıkartarak açmıştır. İngiliz 9. Kolordusu, 1915 yılının Mayıs ayı sonlarında Avrupa’daki cephelerden çekilerek gönderilen takviye kuvvetleridir. O tarihe kadar Limni ve Gökçeada’da toplanmaktaydı. 6-7 Ağustos gecesi gerçekleştirilen çıkarma ile bu birlikler Kocaçimentepe – Conkbayırı hattından Çanakkale Boğazı’na ulaşacak ve savunmadaki Osmanlı kuvvetlerini çembere almış olacaktır. Esasen bu plan Mayıs 1915 ayında Anzak Kolordusu kurmay heyetinin öne sürdüğü plandır. Arıburnu’na 25 Nisan 1915 sabahı çıkartılan Anzak kuvvetleri, gün sonuna dek, sert Osmanlı direnişi sonucu belirlenen hedeflere ulaşamamıştı. Dahası, çıkarmanın hemen ardından başlayan Osmanlı karşı taarruzları, Anzak birliklerinin sahilde dar bir alanda sıkışmalarına neden olmuştu. Çıkarma günü akşamı, Anzak Kolordusu’nun iki tümen komutanı da çıkarmanın başarısız olduğu, sahilde tutunmanın olanağının kalmadığı gerekçesiyle, birliklerinin tahliyesinden yanadırlar. Aynı gece Anzak Kolordusu komutanı General William Birdwood bu görüşü Müttefik Kuvvetleri genel komutanı General Sır Ian Hamilton’a iletmiştir. General Hamilton, sahilde kalınarak mevzilerin savunulması emrini vermiştir. Tüm bu gelişmelerin sonucunda Anzak Kolordusu kurmay heyeti, çıkarma bölgelerinin hemen kuzeyinde, takviye kuvvetlerce bir çıkarma yapılması planını gündeme getirmişlerdir. Çanakkale Savaşı'nın başladığı tarihlerden itibaren Müttefik komutanlar, Osmanlı'nın, İç Hatlar Avantajından da yararlanarak yedek kuvvetlerini hızla harekât bölgesine taşıyabildiklerini ve Müttefik ileri harekâtını durdurabildiklerini gözlemlemişlerdi. Bu kez, Osmanlı'nın dikkatini, dolayısıyla yedek kuvvetlerini çıkarma bölgesi dışında bölgelere kaydırmalarını sağlayacak operasyonlar planladılar. Bunlardan ilki Seddülbahir Cephesi'nde girişilen göstermelik bir taarruzdur. Bölgedeki İngiliz kuvvetleri 6 Ağustos 1915 günü, saat 15:50 dolaylarında Osmanlı mevzilerine karşı taarruza geçmişlerdir. Kirte Bağları Muharebesi olarak bilinen bu operasyon, Osmanlı ihtiyat kuvvetlerini, yarımadanın güneyine çekmeyi amaçlamaktaydı. Aynı amaçla ortaya konulan bir başka operasyon ise Anzak çıkarma bölgesinin kuzey bölümünden yapılması planlanan ileri harekâttır. Aslında bu taarruz planı, sadece Osmanlı'nın dikkatini başka yöne çekme amacını içermemekteydi. Esasen operasyon fikri, Gelibolu Yarımadasının en yüksek arazisi olan Conkbayırı – Kocaçimentepe – Besimtepe hattında Osmanlı savunmasının zayıf olduğu tespitine dayanmaktadır. Gece saatlerinde derin vadilerden yapılacak bir yürüyüşle bu tepelerin ele geçirilmesinin, Gelibolu Yarımadasındaki Osmanlı savunmasının çökmesi sonucu doğuracağı hesaplanmaktadır. Gerçekten de derin kuru dere yataklarının ve sarp kayalıkların araziyi böldüğü, yer yer sık fundalıklarla kaplı bu arazi, askeri bir harekât için uygun olmadığı gerekçesiyle zayıf kuvvetlerle tutulmuştu. Bu operasyonla hem Osmanlı'nın ihtiyatların asıl çıkartma bölgesi dışına çekmek, hem de bu kilit bölgede stratejik bir pozisyon elde etmek amaçlanmaktadır. Bu harekât devamında yaşanan çatışmalar, Conk Bayırı Muharebesi olarak bilinir. Çıkarma[değiştir | kaynağı değiştir] İngiltere’den gönderilen üç takviye tümeni 10., 11., 13. ve 53. tümenlerdir. Bu tümenlerden 53. Tümen, ihtiyat olarak Mondros’ta kalacak, diğer üç tümen sahile çıkacaktır. 13. Tümen ve 10. Tümen’in bir tugayı, 3 Ağustos 1915 akşamı Anzak sahillerine çıkartılacak, 11. Tümen ise 6 Ağustos 1915 akşamı Suvla kumsalına çıkartılacaktır. 10. Tümen’in diğer iki taburu da hemen ardından sahile indirilecektir. Suvla Çıkarmasına İngiltere’den intikal eden 9. Kolordu komutanı General Fredirck Stophord’un komuta etmesine karar verilmiştir. Çıkarma 6 Ağustos 1915 gecesi saat 21:30’da başlamıştır. Saat 22:00 olduğunda kumsala dört tabur gücünde asker, hiç kayıp vermeden çıkartılmıştır. Her ne kadar çıkarma bölgesinin güney ve kuzey bölgelerinde Osmanlı gözetleme postaları ateş açmışlarsa da yoğun karşı ateşle geri çekilmişlerdi. Bölgedeki Osmanlı savunması Alman Yarbay Wilmer komutasındaki toplam üçbin mevcutlu üç taburdur ve kıyıdan 1,5 km. kadar içeride mevzilenmiştir. Karaya ilk indirilen tümen, General Hammersley komutasındaki 11. Tümen’dir. General Hamilton’un planına göre 10. Tümen’in karaya çıkmasına üç saat sonra, yani saat 00:30’da başlanacaktır. Ancak General Hammersley’in askerlerinin sahilde siper kazmaya başlamaları, ileri harekâta girişmemeleri sonucu 10. Tümen’in kıyıya çıkartılması gecikmiş, ancak gün ağarırken başlanabilmişti. Çıkarmanın daha ilk saatlerinde General Hamilton’un harekât planı aksamaktadır. Oysa generallerine, harekâtın başarı şansının hıza bağlı olduğunu, Osmanlı takviyeleri cepheye ulaşmadan önce ilk gün hedeflerinin ele geçirilmesinin zorunlu olduğunu anlatmıştı. İngiliz 10. Tümen’inin kumsala çıkması başladıktan sonra, saat 06:00 dolaylarında General Hammersley, güneydeki Mestantepe ve kuzeydeki Kireçtepe yönünde ikişer taburu taarruza kaldırmıştır. Mestantepe’yi, Binbaşı Tahsin Bey emrindeki Bursa Jandarma Taburu ile Yüzbaşı Şevki (Doğan) Bey emrindeki 2. Tabur savunmaktaydı. Akşam üstü saatlerinde, yaklaşık 12 saat boyunca Mestantepe’yi savunan ve toplam savaşçı mevcudu ikibin olan bu iki birlik, ortaya çıkan kuşatılma tehlikesi karşısında geri çekilmişlerdir. Aynı saatlerde Suvla kumsalındaki İngiliz birliklerinin toplam mevcudu 27.000’i bulmuştu. Çıkartmanın ilk gününde, her iki tepe eteklerindeki çatışmalarda İngiliz kayıpları 100 subay ve 1.600 erattır ve kazanç, Mestantepe’nin ele geçirilmesidir. Bu bölgeyi savunan Osmanlı birliklerinin mevcudu da zaten İngiliz kayıpları kadardır. Yarbay Wilmer’in makineli tüfeği ve seri atışlı topları yoktur, savunmayı ağır silahlarla destekleyememiştir. Varolan toplar da ele geçmemesi için geri alınmak zorunda kalınmıştır ve etkin olarak kullanılamamıştır. 7 Ağustos’da Osmanlı savunması, Yarbay Wilmer komutasındaki birliklere herhangi bir takviye göndermemişlerdir. Osmanlı kuvvetlerinin bölgedeki tüm ihtiyatları, Conk Bayırı, Kocaçimentepe ve Kanlısırt çatışmalarına sevk etmek durumunda kalmışlardı. 7 Ağustos[değiştir | kaynağı değiştir] Müttefikler tarafından yapılan bu çıkarma operasyonu, Gelibolu Yarımadası’ndaki (Seddülbahir ve Arıburnu) üçüncü çıkarma olduğu halde pek çok düzensizlik yaşanmıştır. Sahile topların çıkarılamaması, çıkarılan birliklerin düzenli bir şekilde ilerleyerek sahide yer açamamaları, bu yüzden pek çok gerekli malzemenin indirilememesi, çıkartma operasyonunu önemli ölçüde zorlaştırmıştır. Sahil, daha önceki iki deneyimde olduğu gibi yine sıkışık hale gelmiş, gerekli malzemenin çıkarılacağı alan sağlanamamıştır. Özellikle su sorunu ciddi bir problem oluşturmaktadır. Bazı su tankerlerinin Osmanlı tarafından açıkan topçu ateşiyle batırılmasıyla, sahildeki müttefik askerine yeterince içme suyu çıkarılamamaktadır. Yaşanan su sıkıntısının en belirgin nedeni ise, ileri çıkmış kıtaların malzeme yönünden sürekli olarak ikmal edilememeleri idi. Bu iş için kullanılacak katırların büyük bir bölümü 7 Ağustos gecesine kadar sahile atılamamıştır. Oysa her üç çıkarma öncesinde de Mısır pazarlarında, su taşımaya elverişli ne varsa toplanmış, gemilere yüklenmişti. Özellikle kıtaların su gereksiniminin sağlanması konusunda çıkarma operasyonu oldukça başarısızdır. Çıkarma bölgesinin kuzey kesiminde pek çok asker, Ağustos güneşi altında susuzluktan çıldıracak dereceye gelmişlerdi. Buna karşın çıkarma bölgesinin güney kesiminde, kuyular bulunması sayesinde fazlaca sorun yaşanmadı. 8 Ağustos[değiştir | kaynağı değiştir] Sabahın erken saatlerinde iki İngiliz, bir Yeni Zelanda taburunun giriştiği taarruzla Conk Bayırı'nın batı yamaçları Müttefikler tarafından işgal edilmiştir. Ancak bu ileri hâreket, doğuya bakan sırta ve zirveye ulaşamamıştır. Kocaçimen Tepesi - Düztepe hattındaki Osmanlı birliklerinin komutanı Yarbay Cemil (Conk) Bey'in kıt'a kaydırmalarıyla giriştiği karşı taarruzlar Müttefikleri mevzilerinden sökememiştir. Güney Grup Komutanı (Seddül Bahir Cephesi) Vehip Paşa'nın gönderdiği 8. Tümen Komutanı Kurmay Albay Ali Rıza (Sedes) Bey komutasında gece saatlerinde karşı taarruzda bulunmuş ancak Müttefikler yine mevzilerinde tutunabilmişlerdir. I. Anafartalar Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Birinci Anafartalar Savaşı Arıburnu Cephesi'nden 6 Ağustos 1915 gecesi Anzak Kolordusu'nun başlattığı (Sarı Bayır Harekâtı) taarruz ve Suvla Koyu'na yapılan çıkartmaların ardından Osmanlı 5. Ordusu komutanı Mareşal Liman von Sanders, Saros Grup Komutanı Albay Fevzi Bey’e, emrindeki 7. ve 12. tümenlerle Anafartalar bölgesine hareket etme emri vermiştir. Albay Fevzi Bey, Kocaçimen Tepesi – Düztepe hattındaki Osmanlı kuvvetleri komutanı Yarbay Cemil (Conk) Bey’i ve Yarbay Wilmer’i onun komutası altına alacak ve 8 Ağustos günü taarruza geçecektir. Ancak söz konusu tümenlerin bölgeye ulaşması 8 Ağustos akşam saatlerinde ancak gerçekleşebilmişti. Albay Fevzi Bey, her iki tümen komutanının görüşlerini aldıktan sonra 9 Ağustos sabahı taarruz etmeye karar vermiştir. Her üç Osmanlı komutanı da daha önceki çarpışmalarda uzun bir yürüyüşün hemen ardından, dinlenmeden, hele hele gece karanlığında girişilen taarruzların hem sonuç getirmediğini hem de askerin kırılmasına yol açtığını bilmektedirler. Mareşal Sanders, emrine uymadığını öğrenir öğrenmez 8 Ağustos akşamı Albay Fevzi Bey’i görevden almıştır. Aynı gece saat 21:45'te Kuzey Grup Komutanı Esat Paşa’ya telefonla, emrindeki 19. Tümen Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey’in Anafartalar Grup Komutanlığı’na atandığı bildirilmiştir. Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey'e verilen emir, bölgeye ulaşır ulaşmaz taarruz etmektir. Ertesi sabah şafak vaktinde Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey taarruza başladığında İngiliz 9. Kolordusu'nun iki tümeni de aynı sıralarda taarruz için ilerlemekteydi. Osmanlı taarruzu, önlerindeki İngiliz kollarını atarak ilerlemiş, öğleden hemen sonra İngiliz 9. Kolordusu komutanı General Stopford, ihtiyatta tuttuğu tümeni ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmişti. 10 Ağustos[değiştir | kaynağı değiştir] Kocaçimen Tepesi – Conk Bayırı[değiştir | kaynağı değiştir] Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey, Anafartalar Grup Komutanlığı’na atandığında bir harekât planı yapmıştır. Buna göre 9 Ağustos günü Kocaçimen Tepesi – Conk Bayırı hattında savunmada kalacak, Anafartalar kesiminde taarruz edecektir. İzleyen 10 Ağustos günü ise Anafartalar kesiminde savunmada kalarak Kocaçimen Tepesi – Conk Bayırı hattında taarruz edecektir. I. Anafartalar Savaşı muharebelerinin sonlanmasından hemen sonra ikinci günkü planını yürütmek üzere karargâhıyla birlikte Conk Bayırı’na hareket etmiştir. Hava karardıktan sonra bölgeye ulaşıp, 8. Tümen komutanı Albay Ali Rıza (Sedes) Bey ve 9. Tümen komutanı Yarbay Cemil (Conk) Bey’e, sabah erken saatlerde taarruz emri vermiştir. Conk Bayırı’nda 10 Ağustos sabahı saat 04:30’da Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey, 8. Tümen’in ilk hat siperlerinden ileri yürümüş, kırbacıyla taarruz emrini vermiştir. Bu işaret üzerine başlayan süngü taarruzu bir anda İngiliz siperlerine girmiştir. Kısa süreli bir boğuşmanın ardından iki İngiliz taburundan sağ kalanlar düzensiz bir biçimde geri çekilmişlerdir. Çekilen İngiliz eratı izleyen Osmanlı 23. Alayı, Ağıl kesiminde General Baldwin’in tugayı ile çarpışmıştır. Çanakkale Savaşının en kanlı çatışmalarından biri olan bu boğuşmalar saatlerce sürmüş, General Baldwin ve kurmay başkanı bu çatışmalarda ölmüştür. Seddülbahir Cephesi komutanı Vehip Paşa’nın, kendi cephesini zayıflatmak riskine karşın gönderdiği iki alaydan 28. Alay, Şahin Sırtı yamaçlarına kadar ilerlemiş, Müttefik deniz ve kara topçusunun yaylım ateşi nedeniyle daha ileri çıkamamıştır. Besim Tepe bölgesinde taarruz eden Osmanlı 9. Tümeni Müttefik kuvvetleri geri atmıştır. Her iki taarruzda Müttefik cephe hattı 500 – 1.000 metre geri atılmıştır. Müttefik kuvvetler başkomutanı General Sır Ian Hamilton, İngiliz Genelkurmayı’na gönderdiği bir raporda bu Osmanlı taarruzu hakkında “ilahi bir hücum” diye söz etmektedir. Time gazetesi muhabirlerinden Ashmead Barlette, bir makalesinde “Bu savaş, devler ülkesinde bir devler savaşıydı” demektedir. 10 Ağustos muharebelerinde 14. Alay komutanı Binbaşı İ. Hakkı Bey şehit olmuş, 23. Alay komutanı Yarbay Recai Bey ve 24. Alay komutanı Binbaşı Nuri Bey yaralanmıştır. Aynı gün bir şarapnel parçası Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey’in sol göğsüne çarpmıştır. Sol göğüs cebindeki saat, şarapneli karşılamış ve Kurmay Albayı mutlak bir ölümden kurtarmıştır. Anzak 2. Tümeni, 6 Ağustos 1915 sabahı, Sarı Bayır Harekâtı olarak bilinen taarruzlarıyla Conk Bayırı ve Besim Tepe’ye taarruz etmişlerdi. Takviye İngiliz kıt’alarıyla sürdürülen bu taarruzlar 10 Ağustos’taki bu Osmanlı taarruzu ile tümüyle geri atılmış olmaktadır. Anafartalar[değiştir | kaynağı değiştir] Conk Bayırı’nda Osmanlı taarruzunun başlamasında yarım saat önce, saat 04:00’de Müttefik kara ve deniz topçusunun yoğun ateşi Anafartalar bölgesindeki Osmanlı 7. ve 12. Tümenlerin mevzilerini hedef almıştır. Bir saat devam eden bombardımanın ardından İngiliz kuvvetleri taarruza geçmiştir. Taarruz, 8-9 Ağustos gecesi sahile çıkan, General Linley komutasındaki 53. Tümen tarafından gerçekleştirilmiştir. Taarruz, Yusufçuk Tepe ve daha kuzeydeki Küçük Anafartalar Tepesi yönündedir. Her iki mevzii iki Osmanlı taburu savunmaktadır. Yoğun topçu ateşleri ardından dört kez yenilenen taarruzlar gün boyu sürmüş olup Osmanlı savunması mevzilerini korumayı başarmıştır. Akşam saatlerine doğru General Hamilton, taarruzun durdurulmasını ve birliklerin bulundukları hatlarda mevzi almasını emretmiştir. Muharebeleri sahilden izleyen General Hamilton, Conk Bayırı’ndaki Osmanlı taarruzunu, akşam saatlerinde Gökçeada’daki karargâhına döndükten sonra öğrenebilmiştir. Daha sonraki yıllarda yayımlanan anılarında General Hamilton 10 Ağustos muharebeleri hakkında şunları yazmıştır. “Savaşta Türk askerleri İngilizler için o gün bir afet oldular. Önlerinde durmaya yeltenenleri öldürüp yere serdiler. Conk Bayırı Tepesini temizledikten sonra, kovanından çıkan arı sürüleri gibi, güç halde yakalarını kesin bir ölümden sıyırabilen öteki kollar üzerine saldırdılar… Osmanlı, birbiri ardınca Allah Allah haykırışlarıyla, gerçekten pek yiğitçe saldırdılar ve savaştılar. Birim erlerimiz de ırkımıza has olan sebat ve metanet ile dövüştüler ve oldukları yerde canlarını verdiler.” 10 Ağustos - 21 Ağustos[değiştir | kaynağı değiştir] Tekketepe Muharebesi[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Tekketepe Muharebesi Son muharebeler sonunda Arıburnu Cephesi'nde Anzak kuvvetleri eski hatlarına çekilmiş, Anafartalar Cephesi'nde ise Suvla Ovası'nın sahil bandından kalmışlardı. Özellikle bu bölgede, hakim sırtlardaki Osmanlı mevzilerinin ateşi altında kalmakta idiler. Müttefik kuvvetler üst komutanı General Sır Ian Hamilton, bu sırtların en azından kuzey kesimini oluşturan Tekketepe yükseltilerinin bir an önce ele geçirilmesinin gerekliliğini bilmektedir. Bu amaçla sahile yeni çıkartılmış olan 54. Tümen ile bu sırtlara taarruz kararı vermiştir. Bu tümenin bir taburunca 12 Ağustos 1915 tarihinde girişilen, Tekketepe Muharebesi olarak bilinen taarruz, Osmanlı savunması önünde ağır kayba uğrayarak geri çekilmiştir. Kireçtepe İngiliz taarruzu[değiştir | kaynağı değiştir] Anafartalar Cephesi'nin kuzey yarısını tutan Osmanlı 12. Tümen mevzilerine yönelen Tekketepe taarruzunun başarısızlığı üzerine General Hamilton, taarruzu daha kuzeye kaydırarak 12. Tümen'i sağ yandan çevirmeyi amaçlayan bir taarruz planlamıştır. Bu taarruz Kireçtepe ve Kireçtepe sırtlarının işgal edilmesini amaçlamaktadır. Böylece 12. Tümen kanat kırarak Tekketepe'den çekilmek zorunda kalacak, savaşarak alınamayan bu yükselti, İngiliz kuvvetlerinin eline düşecektir. Kireçtepe sırtları, Suvla Koyu'na çıkarma yapıldığı 6 Ağustos 1915 tarihinden itibaren Yüzbaşı Kadri Bey komutasındaki Gelibolu Jandarma Taburu tarafından tutulmaktadır. Arazi kayalık olduğu için siper kazılamamakta, asker doğal çıkıntıları siper alarak döğüşmektedir. Çıkartmanın ilk iki günü içinde Yüzbaşı Kadri Bey, İngiliz 10. Tümeni'nin donanma topçusu desteğinde giriştiği saldırılar sonucu, Karakol Dağı ve Sivritepe'yi boşaltarak daha gerideki bir hatta çekilmişti. Üç tugaydan oluşan İngiliz birlikleri 15 Ağustos 1915 günü öğle saatlerinde donanma ve kara topçusunun kayalık araziye düşen bombardımanı ardından taarruza geçmiştir. Ağır kayıplara Yüzbaşı Kadri Bey'in ağır şekilde yaralanması da eklenince tabur geri çekilmiş, Kanlıtepe - Havantepe hattında yeniden mevzi almıştır. Akşam saat 20:30'da, yeniden düzenlenen 5. Tümen komutanı Yarbay Wilmer'le birlikte bir taburluk takviye kuvveti gelince Osmanlı tarafı Arslantepe'ye taarruza geçmişlerdir. Sabaha kadar süren çatışmaların ardından saat 08:00'da bölgeye ulaşan bir Osmanlı taburu ile taarruzlar yenilenmiş, İngiliz birlikleri Arslantepe'den çekilmişlerdir. Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey, 16 Ağustos sabahı 5. Tümen karargâhına gelerek harekâtı bizzat yönetmiştir. Mustafa Kemal, telefonla 9. Tümen'in ön hatlarda görevli olmayan tüm unsurlarıyla Kireçtepe'ye hareket etmeleri emri vermiştir. 16 Ağustos sabah saatlerinde tüm müttefik kuvvetleri eski hatlarına çekilmiştir. Müttefik kayıpları ölü ve yaralı olarak 2.000 kadardır. Osmanlı tarafının kayıpları ise 1.696'dır. General Hamilton, İngiliz 9. Kolordusu komutanı General F. Stopford'u ve iki tabur komutanını görevden almıştır. General Stopford'un yerine Seddülbahir Cephesi'ndeki İngiliz 29. Tümen komutanı De Lisle atanmıştır. Bir tümen komutanı istifa etmiş, bir tümen komutanı ise 23 Ağustos'ta Kitchener tarafından görevden alınmıştır. II. Anafartalar Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: İkinci Anafartalar Savaşı Gelibolu Yarımadası’na asker çıkartıldığı 25 Nisan tarihinden itibaren beş aya yakın bir zaman geçmesine karşın müttefik kuvvetler Osmanlı kuvvetleri karşısında kesin bir sonuç elde edememişlerdi. General Hamilton, artık Gelibolu’daki müttefik kuvvetleri cephe komutanı durumundaki General F. Stopford’dan sonuç getirecek bir girişimde bulunmasını istemektedir. Ancak Stopford, birliklerin dağınık olduğu, muharebe güçlerinin kalmadığı gerekçeleriyle bir girişimde bulunmaktan kaçınıyor ve zaman istiyordu. Bunun üzerine General Hamilton, İngiliz Savaş bakanı Lord Kitchener’in onayını aldıktan sonra General Stopford’u görevden almıştır. Hemen ardından Seddülbahir Cephesi’ndeki İngiliz 29. Tümeni Anafartalar Cephesi’ne aktarıldı. Mısır’da bulunan 5.000 kişilik bir tümen de aynı cepheye getirildi. Bu şekilde içerden ve dışarıdan takviye edilen Anafartalar Cephesi’ndeki kuvvetlerle genel bir taarruz planlandı. Müttefik taarruzu, Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal’in sorumluluk bölgesinde, 12. ve 7. Tümenlerin mevzilerine yönelmiştir. Bu kuvvetler 21 Ağustos 1915 sabahı İsmailoğlu ve Yusufçuk Tepelerine genel bir taarruza geçtiler. Aynı anda Anzak Kolordusu’na bağlı bir tugay da Bomba Tepe’ye taarruz etmiştir. İsmailoğlu ve Yusufçuk Tepeleri’ne yönelik taarruz aynı gün, kesin bir başarısızlıkla son bulmuştur. Bomba Tepe’deki çatışmalar ise 29 Ağustos tarihine kadar sürmüş tepe, Osmanlı savunmasının elinde kalmıştır. Tahliye[değiştir | kaynağı değiştir] İkinci Anafartalar Savaşı’ndan sonraki aylar Gelibolu’da siper savaşları şeklinde sürmüştür. İki tarafın da taarruz gücü kalmamıştı. Müttefikler açısından bu dönem bir kararsızlık dönemidir. Onca kayıptan sonra Gelibolu’yu tahliye etmek kolay verilecek bir karar değildir. Taarruz için de General Ian Hamilton’un değerlendirmelerine göre en az ellibin askerlik bir takviye gerekmektedir. Ancak 14 Ekim 1915 günü Bulgaristan, İttifak Devletleri safında savaşa girerek Sırbistan’a saldırmıştır. Bu gelişme müttefiklerin Çanakkale seferinin varoluş nedenlerinden birinin ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Çünkü bu sefere kalkışılmasının nedenlerinden biri de Balkan ülkelerinin İtilaf Devletleri safında savaşa girmesini teşvik etmekti. Üstelik Bulgaristan’ın Osmanlı İmparatorluğu ile Müttefik olması, Almanya ile Osmanlı Devleti arasında kara bağlantısını, dolayısıyla savaş malzemesi nakliyatını büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Nitekim 29 Ekim 1915'te İstanbul’la Almanya arasındaki demiryolu hattı İttifak Devletleri’nin kontrolüne geçmiştir. Bu demiryolu bağlantısının ilk en acı belirtisi de Avusturya’dan gönderilen ve cephede 15 Kasım 1915 tarihinde ateşe başlayan 240 mm.lik top bataryasıdır. Bu tarihten üç gün sonra General Ian Hamilton görevden alınarak yerine General Charles Monro atanmıştır. Monro cephede yaptığı incelemelerin ardından 3 Kasım 1915'te İngiliz Yüksek Savunma Konseyi’ne cephe hakkındaki görüşünü, “Gelibolu tahliye edilmelidir” şeklinde bildirmiştir. Bu kolay alınacak bir karar değildir. 6 Kasım 1915 günü İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener Gelibolu’ya gelmiştir. 15 Kasım’da Lord Kitchener’in kararı Seddülbahir Cephesi dışındaki diğer iki cephedeki askerlerin tahliye edilmesi yönündedir. Ertesi gün 16 Kasım’da Müttefiklerin Selanik Cephesi de General Monro’ya bağlanmıştır. General Birdwood, General Monro’ya bağlı olmak üzere Çanakkale Müttefik Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmıştır. Kesin karar 7 Aralık 1915 tarihinde verilmiştir. Arıburnu ve Anafartalar Cepheleri’ndeki Müttefik kuvvetler, Selanik Cephesi’ne kaydırılmış, Seddülbahir Cephesi’ndeki kuvvetler ise yerlerinde kalmışlardır. Tahliye işlemleri 10 Aralık 1915 tarihinde başladı. Gizlilik sağlanması amacıyla tahliye sadece geceleri yapılmıştır. Bir grup asker gündüzleri sahile çıkarılıyor, cepheye doğru yürüyüşe geçiyorlardı, bu askerler geceleyin tahliye ediliyor ertesi gün yine sahile çıkarılıyordu. Sahile indirilen boş cephane sandıkları katırlarla siperlere taşınıyordu. Son birlikler, postallarının üstüne çorap giyerek siperlerinden ayrılıp sahile yürüdüler, iskeleye battaniyeler serilmişti. 19 Aralık 1915 akşamı son asker de cepheden ayrılmıştır. 20 Aralık 1915 sabahı götürülemeyen malzeme sahilde ateşe verilmiş, Osmanlı siperleri altına kadar uzanan tünellerde toplam bir ton kadar dinamit ateşlenmişti. Anafartalar ve Arıburnu Cephelerinin tahliyesinin hemen ardından Lord Kitchener’in, Seddülbahir Cephesi’ndeki birliklerin yerinde kalması yönündeki kararı, “ne amaçla kalması” açısından sorgulanmaya başlanacaktır. Sonuçta, 27 Aralık 1915 tarihinde bu bölgenin de boşaltılmasına karar verilir. Kuşkusuz bu hatalı bir gecikmeydi. 20 Aralık’tan itibaren Osmanlı tarafı, hiç olmazsa Seddülbahir Cephesi’ndeki Müttefik askeri varlığını elden kaçırmamak için mevcut kuvvetleri güney hattına kaydırmaya başlamıştır. Özellikle 240 mm.lik ve daha sonra gelen 150 mm.lik top bataryaları Seddülbahir Cephesi’nde konuşlanıp ateşe başlamışlardı. Yine de büyük bir ustalıkla sürdürülen tahliye işlemleri 9 Ocak 1916 sabahı, saat 03:20’de tamamlanmıştır. Otuzaltıbin asker, dörtbin nakliye hayvanı –gemilere alınamayan yüzlerce at, kuzeyde olduğu gibi, öldürülmüştü- 127 top ve ikibin ton ikmal malzemesinden taşınabilenler, gemilere yüklenmişti. Taşınamayan malzeme ise yine kuzeyde olduğu gibi sahilde büyük yığınlar halinde ateşe verilmişti. Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihinin ertesinde, 6 Kasım 1918’de İngilizler Gelibolu’yu işgal ederek Merkez Tahkimatı’na el koymuşlardır. Mareşal Liman Von Sanders, 25 Nisan akşamından itibaren diğer bölgelerdeki Osmanlı birliklerini Arıburnu ve Seddülbahir Cephelerine kaydırmaya başlamıştı. 28 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir Cephesi’nde de tüm Müttefik askeri karaya çıkartılmıştı ve ileri hareketleri Osmanlı birlikleri tarafından durdurulmuştu. General Sir Ian Hamilton’un elindeki tüm kuvvet budur ve ihtiyatı da yoktur. Osmanlı ise diğer bölgelerden kaydırdıkları kuvvetlerce takviye edilmektedirler. Her geçen gün, Hamilton’un harekâtı başarıyla sonuçlandırma olanağını sınırlamaktadır. Gerek İngiliz gerek Fransız üst rütbeli subayları, Batı cephesinden kuvvet aktarılmasına karşı çıkmaktadırlar. Gelibolu harekât alanına, ikinci öncelik verilmektedir. Ancak Lord Kitchener Gelibolu’daki birlikleri takviye etmeye karar vermiştir. Mısır’daki 42. Tümen 28 Nisan da gemilere bindirilmeye başlandı. Fransızlar da 30 Nisan da General Bailloud komutasındaki 156. Tümen’i, Doğu Sefer Kolordusu’nun 2. Tümen’i olarak Gelibolu’ya gönderme kararı almıştır. Oysa Alman Amiral Von Tripitz daha gerçekçi değerlendirmelerde bulunmakta, “Çanakkale Boğazı düşecek olursa savaş aleyhimize sonuçlanmış olacaktır” demektedir. Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] http://www.canakkale.gen.tr/anafartalar.html5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. http://www.geliboluyuanlamak.com/makale_detay.php?haber_id=159&baslik=Anafartalar%20Muharebeleri%20-%20Kenan%20%C3%87elik%20ile%20s%C3%B6yle%C5%9Fi%20-1%20(%20Ahmet%20Yurttakal%20)4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. http://canakkalesavaslari.comu.edu.tr/data2/13.pdf20 Kasım 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Uzaydan Anafartalar ve Suvla koyu27 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] 1915 Çanakkale Savaşı - İbrahim Artuç Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekâtı - General C.F.Aspinall - Oglander (General Ian Hamilton'un karargâh subaylarından) Türk Kurmay Subaylarının Gözüyle Çanakkale Savaşı - Burhan Sayılır Alçıtepe'den Anafartalar'a Çanakkale Kara Muharebeleri - Tuncay Yılmazer Çanakkale Savaşı Üzerine Bir İnceleme - Emekli Korgeneral, eski içişleri bakanı Selahattin Çetiner Mustafa Kemal - Anafartalar Muhaberatı'na Ait Tarihçe - Uluğ İğdemir - Türk Tarih Kurumu Yayınları Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi - 5. Cilt, Çanakkale Cephesi. - Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı, Harp Tarihi Yayınları gtdÇanakkale SavaşıKronolojiÖncesi 57. Piyade Alayı Birleşik Filo Taraflarİtilaf Devletleri Birleşik Krallık Fransa Yeni Zelanda İttifak Devletleri Osmanlı İmparatorluğu Alman İmparatorluğu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Komutanlarİtilaf Devletleri Ian Hamilton John de Robeck Horatio Herbert Kitchener Winston Churchill İttifak Devletleri Otto Liman von Sanders Enver Paşa Esat Paşa Vehip Paşa Cevat Paşa Mustafa Kemal Selahaddin Adil Muharebeler Birinci Anafartalar Muharebesi İkinci Anafartalar Muharebesi Conk Bayırı Muharebesi Kanlısırt Muharebesi Birinci Kerevizdere Muharebesi İkinci Kerevizdere Muharebesi Kılıçbayır Muharebesi Kirte Bağları Muharebesi Birinci Kirte Muharebesi İkinci Kirte Muharebesi Üçüncü Kirte Muharebesi Kocaçimen Tepe Muharebesi Kumkale Muharebeleri Sarı Bayır Harekâtı Tekketepe Muharebesi Zığındere Muharebesi Zığındere Çıkarması Kara harekâtlarıSeddülbahir Cephesi 1. Kirte 2. Kirte 3. Kirte 1. Kerevizdere Zığındere 2. Kerevizdere Kirte Bağları Arıburnu Cephesi Kanlısırt Sarı Bayır Kılıçbayır Kocaçimen Tepe Conk Bayırı Anafartalar Cephesi 1. Anafartalar Tekketepe 2. Anafartalar Diğer cephelerKumkaleDeniz harekâtları Çanakkale Savaşı deniz harekâtları Çanakkale Savaşı denizaltı harekâtları Olaylar Ahmed Saffet Bey Seyit Onbaşı Müstecip Onbaşı Bigalı Mehmet Çavuş Sonrası Türk Kurtuluş Savaşı Ekim Devrimi İstanbul'un İşgali İlgili eserlerFilmlerÇanakkale Savaşı ile ilgili film listesiKitaplarDiriliş - Çanakkale 1915 · Çanakkale MahşeriDiğerleriHey Onbeşli · Çanakkale Türküsü · Çanakkale Geçilmez · Gelibolu MarşıDiğerleri Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı şehitlikleri ve eserleri Çanakkale Şehitleri Anıtı Anzak Koyu Anzak Günü Çanakkale Deniz Müzesi Kategori Portal "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Anafartalar_Cephesi&oldid=31524677" sayfasından alınmıştır
Celalettin ArifCelâlettin Arif BeyDoğum1875ErzurumÖlüm1928 (52-53 yaşlarında)ParisMilliyetTürkMeslekHukukçu, siyasetçi Celalettin Arif (1875, Erzurum - 1928, Paris), İstanbul Barosu'nun eski başkanlarından olan Celalettin Arif, TBMM'nin kurulması ile birlikte yürütme görevi verilen I. İcra Vekilleri Heyeti ve (ismen) II. İcra Vekilleri Heyeti'nde Adliye Vekilliği ve TBMM 1. Dönemde Erzurum milletvekilliği yapmış hukukçu ve siyasetçidir. Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] Erzurumlu Mehmet Arif Bey'in oğludur. Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi ve Mekteb-i Sultani'yi bitirdikten sonra, Fransa'da hukuk ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü. 1901 yılından 1908 yılına kadar Kahire’de avukatlık yaptı. 1908 yılında İstanbul'a dönerek Hukuk ve Mülkiye mekteplerinde anayasa hukuku dersleri okuttu. 1914-1920 yılları arasında İstanbul Dava Vekilleri Cemiyeti Reisi (İstanbul Barosu başkanı) olarak görev yaptı. Osmanlı Ahrar Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na İstanbul mebusu olarak seçildi. Reşat Hikmet Bey'in ölümü üzerine, 4 Mart 1920'de, Meclis-i Mebûsân Reisliğine seçildi. 4 Mart 1920 tarihinde başkanlığına seçildiği Meclis-i Mebusan'ı, İstanbul'un bundan 12 gün sonra, 16 Mart 1920’de işgal edilmesi üzerine terk ederek Anadolu'ya geçti ve Erzurum milletvekili sıfatıyla Millî Mücadele saflarında yer aldı. 23 Nisan 1920 tarihinde açılan TBMM'nin 24 Nisan'da yapılan Meclis Başkanlığı seçimine tek aday olarak giren Mustafa Kemal Paşa 120 mebustan 110'unun oyuyla birinci başkan (reis-i evvel) seçilmiş, Celalettin Arif Bey ise 109 oyla ikinci başkan (reis-i sani) seçilmiştir.[1] Daha sonra Adliye Vekilliği, Muvakkat İcra Encümenliği, Roma Büyükelçiliği görevlerinde de bulundu. TBMM'yi Mustafa Kemal'in aksine, Kurtuluş Savaşı'nın nüvesi olarak görmeyip başkanı olduğu Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın geçici bir dairesi olarak algıladığından Mustafa Kemal ile aralarında kısa zamanda görüş ayrılıkları oluştu. Eylül 1920 tarihinde Ermenistan üzerine taarruz hazırlıklarının yapıldığı bir sırada olağanüstü yetkilerle Doğu illeri Genel Valiliği'ne (Rize, Trabzon, Erzurum, Erzincan, Van, Beyazıt illeri TBMM tarafından uygun görülecek başka bölgeleri de içine almak üzere) atanmasını önermesi ve Mustafa Kemal'e çektiği ültimatom içerikli telgraflar kötü bir etki yarattı. 1921 yılı başında Roma Büyükelçiliği'ne atanarak Adliye Vekilliğine vekaleten Zekai Apaydın getirildi. Ocak 1921 tarihinde teşkil edilen II. İcra Vekilleri Heyeti'nde de Adliye Vekili sıfatını muhafaza etmekle birlikte, bu görevi vekaleten Hafız Mehmet yürüttü. 1928 yılında Paris'te öldü.[2] Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] "Mustafa Kemal Atatürk'ün meclis başkanlığına bir oy farkla seçildiği iddiası". 12 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2017.  "TBMM zabıt cerideleri" (PDF). 26 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 11 Eylül 2017.  Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Ünlü Erzurumlular Nutuk 11 Aralık 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Siyasi görevi Önce gelen:Yeni makam TBMM Adliye Vekili3 Mayıs 1920 - 30 Mart 1921 Sonra gelen:Yusuf Kemal Tengirşenk gtdİstanbul Barosu başkanları Aleksandr Meryem Kuli Fransuva Rosolato Mehmet Reşit Manyasizade Refik Bey Yusuf Kemal Tengirşenk Mahmut Mahir Avanos Fuat Kavaslıoğlu Celalettin Arif Lütfi Fikri Sadettin Ferit Talay Halil Hilmi Uyguner Hasan Hayri Tan Mekki Hikmet Gelenbeğ Haşim Refet Hakarar Abdülhak Kemal Yörük Haşim Rafet Hakarar Abdurrahman Yola Orhan Nurullah Arsal Cahit Arif Tunger Muvaffak Benderli Cahit Ari Tunger Ferruh Dereli Burhan Güngör Mehmet Ali İkizer Orhan Adli Apaydın Selahattin Sulhi Tekinay Turgut Kazan Yücel Sayman Kazım Kolcuoğlu Muammer Aydın Ümit Kocasakal Mehmet Durakoğlu Filiz Saraç gtdTürkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanları (liste)TBMM Adliye Vekilleri(1920-1923) Celalettin Arif Yusuf Kemal Tengirşenk Refik Şevket İnce Ahmet Rifat Çalık Mehmet Seyit Bey TC Adalet Bakanları(1923-günümüz) Mehmet Seyit Bey Mustafa Necati Mahmut Esat Bozkurt Yusuf Kemal Tengirşenk Şükrü Saracoğlu Hilmi Uran Tevfik Fikret Sılay Fethi Okyar Hasan Safyettin Menemencioğlu Ali Rıza Türel Mümtaz Ökmen Şinasi Devrin Fuat Sirmen Halil Özyörük Rükneddin Nasuhioğlu Osman Şevki Çiçekdağ Hüseyin Avni Göktürk Esat Budakoğlu Celal Yardımcı Abdullah Pulat Gözübüyük Âmil Artus Ekrem Tüzemen Kemal Türkoğlu Sahir Kurutluoğlu Abdülhak Kemal Yörük Mehmet Sedat Çumralı Sırrı Atalay İrfan Baran İhsan Köknel Hasan Dinçer Hidayet Aydıner Yusuf Ziya Önder İsmail Arar Suat Bilge Hasan Fehmi Alpaslan Hayri Mumcuoğlu Şevket Kazan Hayri Mumcuoğlu İsmail Müftüoğlu Zeyyat Baykara Selçuk Erverdi Necmettin Cevheri Mehmet Can Ömer Ucuzal Cevdet Menteş Rıfat Bayazıt Mustafa Kazım Akdoğan Mehmet Necat Eldem Mahmut Oltan Sungurlu Halil Ertem Mahmut Oltan Sungurlu Mehmet Topaç Mahmut Oltan Sungurlu Şakir Şeker Suat Bilge Seyfi Oktay Mehmet Moğultay Bekir Sami Daçe Firuz Çilingiroğlu Mehmet Ağar Şevket Kazan Mahmut Oltan Sungurlu Hasan Denizkurdu Selçuk Öztek Hikmet Sami Türk Aysel Çelikel Cemil Çiçek Fahri Kasırga Mehmet Ali Şahin Sadullah Ergin Ahmet Kahraman Sadullah Ergin Bekir Bozdağ Kenan İpek Bekir Bozdağ Abdulhamit Gül Bekir Bozdağ Yılmaz Tunç gtd Türkiye'nin İtalya Büyükelçileri Cami Baykut (1920-1922) Osman Nizami Paşa (1921-1922) Celalettin Arif (1922-1923) Hilmi Bey (1923) Suat Davaz (1923-1932) Hüseyin Vasıf Çınar (1932-1934) Zeki Nebil Bey (1934) Hüseyin Ragıp Baydur (1934-1943) Ruşen Eşref Ünaydın (1943-1944) Cemal Hüsnü Taray (1945-1946) Selim Rauf Sarper (1946-1947) Feridun Cemal Erkin (1947-1948) Hüseyin Ragıp Baydur (1948-1952) Faik Zihni Akdur (1952-1954) Cevat Açıkalın (1954-1961) Bedii Karaburçak (1961-1962) Fuat Bayramoğlu (1962-1963) Namık Kemal Yolga (1963-1965) Adnan Kural (1965-1967) Fuat Bayramoğlu (1967-1969) Turan Tuluy (1969-1970) İsmail Erez (1970-1972) Pertev Subaşı (1972-1976) Semih Akbil (1976-1978) Ali Binkaya (1978-1980) Hamit Batu (1980-1984) Fahir Alaçam (1984-1987) Necdet Tezel (1987-1991) Ömer Akbel (1991-1995) Ünal Ünsal (1995-1996) Umut Arık (1996-1998) İnal Batu (1998-1999) Necati Utkan (1999-2004) Sıtkı Uğur Ziyal (2004-2009) Ali Yakıtal (2009-2010) Hakkı Akil (2011-2014) Aydın Adnan Sezgin (2014-2016) Murat Salim Esenli (2016-2021) Ömer Gücük (2021-) gtdI. TBMM İcra Vekilleri Heyeti3 Mayıs 1920 - 24 Ocak 1921Vekiller Heyeti ReisiMustafa Kemal AtatürkUmuru Şer'iye ve Evkaf (Diyanet ve Vakıflar) VekiliMustafa Fehmi GerçekerAdliye (Adalet) VekiliCelalettin Arif → Zekai ApaydınErkân-ı Harbiye-i Umumiye (Genelkurmay) Vekiliİsmet İnönüMüdafaa-i Millîye (Millî Savunma) VekiliFevzi ÇakmakDahiliye Umuru (İçişleri) VekiliCami Baykut → Hakkı Behiç Bayiç → Nazım Resmor → Refet BeleHariciye (Dışişleri) VekiliBekir Sami Kunduhİktisat (Ekonomi) VekiliYusuf Kemal TengirşenkMaliye VekiliHakkı Behiç Bayiç → Ahmet Ferit TekMaarif (Eğitim) VekiliRıza Nur → Hamdullah Suphi TanrıöverNafia (Bayındırlık) Vekiliİsmail Fazıl Paşa → Ömer Lütfi ArgeşoSıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye (Sağlık ve Sosyal Yardım) VekiliAbdülhak Adnan Adıvar gtdII. TBMM İcra Vekilleri Heyeti24 Ocak 1921 - 19 Mayıs 1921Vekiller Heyeti Reisi Müdafaa-i Millîye (Millî Savunma) VekiliFevzi ÇakmakUmuru Şer'iye ve Evkaf (Diyanet ve Vakıflar) VekiliMustafa Fehmi GerçekerAdliye (Adalet) VekiliCelalettin Arif → Hafız MehmetErkân-ı Harbiye-i Umumiye (Genelkurmay) Vekiliİsmet İnönüDahiliye Umuru (İçişleri) VekiliRefet Bele → Ata AtalayHariciye (Dışişleri) VekiliBekir Sami Kunduh → Ahmet Muhtar Mollaoğluİktisat (Ekonomi) VekiliYusuf Kemal Tengirşenk → Celâl BayarMaliye VekiliAhmet Ferit TekMaarif (Eğitim) VekiliHamdullah Suphi TanrıöverNafia (Bayındırlık) VekiliÖmer Lütfi ArgeşoSıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye (Sağlık ve Sosyal Yardım) VekiliAbdülhak Adnan Adıvar gtdIV. TBMM İcra Vekilleri Heyeti12 Temmuz 1922 - 4 Ağustos 1923Vekiller Heyeti ReisiRauf OrbayUmuru Şer'iye ve Evkaf (Diyanet ve Vakıflar) VekiliAbdullah Azmi Torun → Mehmet Vehbi ÇelikAdliye (Adalet) VekiliAhmet Rifat ÇalıkErkân-ı Harbiye-i Umumiye (Genelkurmay) VekiliFevzi ÇakmakMüdafaa-i Millîye (Millî Savunma) VekiliKâzım ÖzalpDahiliye Umuru (İçişleri) Vekiliİsmail Safa Özler → Fethi OkyarHariciye (Dışişleri) VekiliYusuf Kemal Tengirşenk → İsmet İnönüİktisat (Ekonomi) VekiliMahmut Esat BozkurtMaliye VekiliHasan Fehmi AtaçMaarif (Eğitim) VekiliMehmet Vehbi Bolak → İsmail Safa ÖzlerNafia (Bayındırlık) VekiliFeyzi PirinççioğluSıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye (Sağlık ve Sosyal Yardım) VekiliFuat Umay → Rıza Nur "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Celalettin_Arif&oldid=32044710" sayfasından alınmıştır
HalaskârCafer Tayyar Eğilmez1316-Sv. 4[1]DoğumCafer Tayyar1877Priştine, Osmanlı DevletiÖlüm3 Ocak 1958 (81 yaşında)İstanbul, TürkiyeBağlılığı Osmanlı (1901-1920)  Türkiye (1920-1928)Hizmet yılları1901-1928RütbesiMirlivaKomutası1. Tümen, 2. Kolordu, 1. Kolordu, 2. Kolordu, 1. KolorduTrakya Kuvâ-yi Milliye Komutanı, 7. KolorduÇatışma/savaşlarıBalkan SavaşlarıI. Dünya SavaşıTürk Kurtuluş SavaşıÖdülleri Sonraki işiTBMM Edirne Milletvekili Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Lüleburgaz Kongresi İdare Heyeti, 31 Mart 1920. Oturanlar soldan sağa: Şakir Kesebir, Cafer Tayyar Paşa, Şevket Bey, Hilmi Ergene Ayaktakiler soldan Salih Cevdet, Cemal Bey, Nazmi beyzade İsmail, Salih Cemal, Şevket Ödül[2][3][4][5] Türk Kurtuluş Savaşı'nda görev yapan üst düzey komutanlar, sağdan ikinci Cafer Tayyar Paşa. Cafer Tayyar Eğilmez (1877, Priştine - 3 Ocak 1958, İstanbul), Türk asker ve siyasetçi. Balkan ve I. Dünya savaşlarında önemli görevler üstlenmiş ve Millî Mücadele döneminde “Trakya Millî Kumandanı” olarak tanınmıştır. Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası sahibidir. Millî Mücadele sonrasında TBMM'de II. dönem Edirne Milletvekili olarak yer aldı. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na katıldı. Fırka kapatıldıktan sonra bağımsız olarak Milletvekilliğini 1 Kasım 1928'e kadar sürdürdü ve sonra aktif siyasetten çekildi. Yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir] 1877’de Osmanlı Devleti'nin Kosova Vilayeti’ne bağlı olan Priştine Sancağı’nda dünyaya geldi. Babası Plevne Savunması'nda hayatını kaybeden Yüzbaşı Emin Bey'dir. 1 Ocak 1901 tarihinde Harp Okulu'ndan Teğmen, 4 Ocak 1904 tarihinde de Harp Akademisi'nden Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. İlk görev yeri olan Makedonya'dayken İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. Rumeli'de çeşitli çatışmalara katıldı. 24 Ocak 1904 tarihinde 3. Ordu emrinde Kumanova bölgesinde eşkıya takibinde görevlendirildi. 27 Eylül 1909 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı 3. Şubeye atandı. 3 Ekim 1909 tarihinde eşkıya takibiyle görevli Sait Paşa'nın refakatine atandı. 27 Nisan 1910 tarihinde Binbaşı rütbesine terfi etti. 3 Ağustos 1910 tarihinde İpek Sancağı Mutasarrıflığı'na atandı. 21 Eylül 1911 tarihinde Mutasarrıflıktan istifa ederek Genelkurmay Başkanlığı 4. Şubeye tayin edildi. 14 Kasım 1911 tarihinde Rumeli Müstahfız birliklerinin teşkiliyle görevlendirilerek Selanik ve Kosova bölgesine gönderildi. 29 Aralık 1911 tarihinde tekrar İpek Sancağı Mutasarrıflığı'na tayin edildi. 2 Ağustos 1912 tarihinde Mutasarrıflık görevinden istifa ederek Genelkurmay 4. Şubeye atandı. Balkan Savaşları sırasında 29 Eylül 1912 tarihinde Mürettep 2. Kolordu Kurmaylığı'na, 29 Ocak 1913 tarihinde Garp Ordusu'na tayin edildi. Savaştan sonra İstanbul'a geri döndü. 14 Haziran 1913 tarihinde Üsküdar Bölge Komutanı, 10 Aralık 1913 tarihinde Askerî Mahkeme Üyesi, 8 Ocak 1914 tarihinde 4. Kolordu Kurmay Başkanı olarak görevlendirildi. 29 Kasım 1914 tarihinde Kaymakam rütbesine terfi etti. I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 3 Aralık 1914 tarihinde Çanakkale Cephesi'nde 1. Tümen Komutanlığı görevine atandı. 14 Aralık 1915 tarihinde Miralay rütbesine terfi etti. 5 Eylül 1916 tarihinde 2. Kolordu Komutanı, Nisan 1917 tarihinde 18. Kolordu Komutanı olarak görevlendirildi. Daha sonra Kuzey Kafkas Ordu Komutanlığı'na tayin edildi. Ancak 20 Temmuz 1918 tarihinde bu görevinden vazgeçilerek 1. Kolordu Komutanı olarak atandı. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasından itibaren kendisiyle temas kurması sonucu Trakya'da Müdafaa-i Hukuk teşkilatına katıldı. 12 Kasım 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'ya çektiği telgrafla bağlılığını bildirdi. 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'un işgalini protesto eden bir beyanname yayımlayarak Edirne'de sıkıyönetim ilan etti. 20 Nisan 1920 tarihinde İstanbul Hükümeti'nin kendisini görevden alması üzerine kuruculuğunu Edirne Milletvekili Faik Kaltakkıran, Edirne Belediye Başkanı Şevket Dağdeviren, Avukat Şeref Aykut ve Tüccar Kasım Yolageldili'nin yaptığı Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyeti'nin kararıyla "Trakya Millî Komutanı" olarak görevine devam etti.[6] TBMM I. dönem Edirne Milletvekili seçildi. Ancak görevi dolayısıyla Edirne'den ayrılamadı. Yunan ordusunun 20 Temmuz 1920 tarihinde başlayan taarruzunun beşinci gününde Havsa-Bostanlı arasında Yunan kuvvetlerine esir düşerek Atina'ya gönderildi. Esaretin mahiyetini şöyle tasvir eder; "Rumeli'nin bütün münevverleri (aydınları), eşrafı (şanı şerefi olanları), muteberanı (itibarlı kişileri), ağzı düzgün lakırdı yapanları, hemen kâmilen geceleri evlerinden gecelikleriyle kaldırılarak, parasız, pulsuz, sevk edilerek; yollarda her türlü işkence ve hakarete maruz bırakılmış, pek çokları vapurda pek çok işkenceler yüzünden vefat etmiş veya suveri mahsusa da öldürülmüşlerdir." Mart 1923 sonuna kadar esarette kaldı. Serbest bırakılınca 11 Nisan 1923 tarihinde Ankara'ya gelerek TBMM'ye katıldı. 12 Ağustos 1923 tarihinde 7. Kolordu Komutanı olarak atandı. 24 Eylül 1923 tarihinde Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. 1924 yılında Güneydoğu Anadolu’da çıkan Nasturi Ayaklanması’nı bastırmakla görevlendirildi. İsyan 26 Eylül'de bastırıldı. Cafer Tayyar Paşa, hareket sırasında Musul’a yönelmek için Ankara’yla görüştüğünü ancak bu sırada yeni bir savaşı göze alamayan Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’nin kendisine izin vermediğini zaman zaman dile getirmiştir.[7] II. dönem TBMM'de tekrar Edirne Milletvekili seçildi. Ancak görevi sebebiyle izinli sayıldı. 31 Ekim 1923 tarihinde Kolordu Komutanlığı görevine son verildi. Savaştaki hizmetlerinden ötürü 21 Kasım 1923 tarihinde Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. 17 Kasım 1924 tarihinde kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı. 1926 yılında Mustafa Kemal Paşa'ya karşı düzenlenen İzmir Suikastı olayına adı karıştığından İstiklal Mahkemesi'ndeki yargılama sonucu aklandı. 1 Kasım 1927 tarihinde Milletvekilliği görevi sona erince orduya döndüyse de tekrar ordu açığına alındı. 9 Ocak 1928 tarihinde askerlikten emekliye ayrıldı. Cafer Tayyar Eğilmez'in mezarı 3 Ocak 1958 tarihinde İstanbul'da öldü. Cenazesi Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.[8] Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] NUTUK'tan, Trakya'da Cafer Tayyar Bey'in Tuttuğu Yanlış Yol 26 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Wikimedia Commons'ta Cafer Tayyar Eğilmez ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. T.C. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Yayınları, Türk İstiklâl Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Genelkurmay Başkanlığı Basımevi, Ankara, 1972, s. 129. Güner Zekai ,Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Kuruluşu ve Faaliyetleri (1 Aralık 1918 - 13 Mayıs 1920) Atatürk Araştırma Merkezi Ankara 1998 s: 203 Bıyıklıoğlu Tevfik, Trakya'da Millî Mücadele Cilt 2, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları Resim: 32 1992 Ankara Altınel B. Cem 1863 - 1931 Şevket Dağdeviren ve Edirne'si Edirne Belediyesi Yayınları No: 27 sayfa: 62 Nisan 2017 İstanbul Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi Tevfik Bıyıklıoğlu Arşivi Belge No: 32 TB D: 151 N: 76 Bıyıklıoğlu Tevfik, Trakya'da Millî Mücadele Cilt I, Sayfa 121 - 125 Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları 1992 Ankara Keleş, Zülal. "Cafer Tayyar Paşa". Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt 15, Sayı 44, Temmuz 1999. 26 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2016.  Altınel B. Cem Kuruluşunun 100. Yılında Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Derneği Yöneticilerinin Yaşam Öyküleri Edirne Belediye Başkanlığı Yayınları No:30 Edirne 2018 ISBN 978-605-67594-4-4 gtd Türk Kurtuluş Savaşı'na katılan üst düzey subaylar listesi Mustafa Kemal Atatürk Abdurrahman Nafiz Gürman Abdüllâtif Nacî Eldeniz Ahmet Derviş Ahmet Fuat Bulca Ahmet Naci Tınaz Ahmet Nuri Öztekin Ahmet Zeki Soydemir Akif Erdemgil Alaâddin Koval Ali Fuat Cebesoy Ali Hikmet Ayerdem Ali İhsan Sabis Ali Sait Akbaytogan Ali Sami Sabit Karaman Asım Gündüz Aşir Atlı Bekir Sami Günsav Cafer Tayyar Eğilmez Cavit Erdel Cemil Cahit Toydemir Cemil Conk Cevat Çobanlı Ethem Necdet Karabudak Ethem Servet Boral Fahrettin Altay Hacı Mehmet Arif Örgüç Halil İbrahim Çolak Halit Akmansü Halit Karsıalan Hasan Mümtaz Çeçen Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet Hüseyin Nurettin Özsu İbrahim Refet Bele İsmail Hakkı İzzettin Çalışlar Kâzım Fikri Özalp Kâzım İnanç Kâzım Orbay Kâzım Sevüktekin Kemalettin Sami Gökçen Mahmut Nedim Hendek Mehmet Ali Mehmet Arif Mehmet Atıf Ateşdağlı Mehmet Emin Çolakoğlu Mehmet Emin Koral Mehmet Emin Yazgan Mehmet Hayri Mehmet Hayri Tarhan Mehmet Hulusi Conk Mehmet Kâzım Dirik Mehmet Kenan Dalbaşar Mehmet Muhittin Kurtiş Mehmet Nâzım Yücel Sakallı Nureddin Mehmet Nuri Conker Mehmet Rüştü Sakarya Mehmet Sabit Noyan Mehmet Sabri Erçetin Mehmet Salih Omurtak Mehmet Selahattin Adil Mehmet Sıtkı Üke Mehmet Suphi Kula Mehmet Şefik Aker Mehmet Vehbi Kıpçak Muhittin Akyüz Musa Kâzım Karabekir Mustafa Fevzi Çakmak Mustafa İsmet İnönü Mustafa Muğlalı Mustafa Münip Uzsoy Mürsel Bakü Nazif Kayacık Nazmi Solok Necip Okaner Nihat Anılmış Osman Nuri Koptagel Osman Zati Korol Ömer Halis Bıyıktay Ömer Lütfi Argeşo Reşat Çiğiltepe Rüştü Paşa Sadullah Güney Süleyman Sabri Şefik Avni Özüdoğru Şerif Yaçağaz Şevket Seyfi Düzgören Şükrü Naili Gökberk Veysel Özgür Yakup Şevki Subaşı Yusuf İzzet Met Otorite kontrolü GND: 1180767047 VIAF: 78155286663187180005 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Cafer_Tayyar_Eğilmez&oldid=32038139" sayfasından alınmıştır
Hüseyin Selâhattin Köseoğlu 1314 P.-9[1] Doğum1882İstanbul, Osmanlı DevletiÖlüm6 Ekim 1949 (67 yaşında)İstanbul, TürkiyeBağlılığı Osmanlı (1896-1919)  Türkiye (1919-1923)Hizmet yılları1896-1923Rütbesi MiralayKomutasıSerez 121. Redif Alayı, Havran Mürettep Kuvvetleri, 1. Ordu Menzil Müfettişliği Kurmay Başkanı, 2. Kolordu ve Güney Grubu Kurmay Başkanı, 2. Kafkas Kolordusu, 4. Kolordu, 3. KolorduÇatışma/savaşlarıBalkan Savaşları I. Dünya Savaşı Türk Kurtuluş SavaşıÖdülleri Hüseyin Selâhattin Köseoğlu (1882, İstanbul - 6 Ekim 1949, İstanbul), Türk asker ve siyasetçidir. İlk yılları ve eğitimi[değiştir | kaynağı değiştir] 1882 yılında, Ahmet Vehbi Bey'in oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Nûr-u Osmaniye Mektebi, Numune-i Terakki İbtidai Mektebi ve Kuleli Askerî İdadisi'nde okuduktan sonra Mart 1896'da Harbiye Mektebi'ne girdi. Ocak 1898'de, piyade teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1902 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'yi bitirdi. Kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir] Askerî kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir] Eğitimini tamamlamasının ardından Şam'da bulunan 5. Ordu emrine verildi. Beyrut'ta 28. Süvari, Mersin'de 38. Piyade ve Halep'te 30. Sahra Topçu alaylarında görev aldıktan sonra, Mart 1904 tarihinde Kolağası rütbesine terfi etti. 1904 yılında 5. Kolordu Karargâhı, Aydın Redif Fırkası kurmaylığı ve Harbiye Mektebinde öğretmen yardımcılığına atandı. 1907 yılında Binbaşı rütbesine terfi ederek Serez 121. Redif Alayı Komutanı oldu. 1908 yılında Atina Askerî Ataşesi, 1909 yılında Genelkurmay 3. Şube, 1910 yılında Havran Mürettep Kuvvetler Komutanı oldu. 1910 yılında Osmanlı Devleti, Köseoğlu'nu Picardie Manevraları'nı gözlemlemesi için Mustafa Kemal ile beraber Fransa'ya göndermiştir. Balkan Savaşı'nda Şark (Doğu) Ordusu kurmayı, 3. Kolordu kurmayı oldu ve Çatalca'nın savunmasında yaralanarak iki yıl kıdem zammı aldı. 1914 yılında Mekteb-i Harbiye Müdür Muavini olarak atandı. I. Dünya Savaşı'nda 1. Ordu Menzil Müfettişliği Kurmay Başkanlığına atandı ve Kaymakam rütbesine terfi etti. Ardından Vehip Paşa komutasındaki 2. Kolordu ve Güney Grubu'nun Kurmay Başkanı ve 10. Tümen Komutanı olarak Çanakkale Savaşı'nda savaştı. Aralık 1915'te Miralay rütbesine terfi etti. 2. Kafkas Kolordusu ve 4. Kolordu komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde görev yaptı. İstanbul'un İşgalinin ertesi günü Menzil Genel Müfettişi, Ocak 1919'da Harbiye Dairesi Başkanı, 13 Temmuz 1919 tarihinde Sivas'ta bulunan 3. Kolordu Komutanı oldu ve Sivas Kongresi'ne katıldı. Siyasî kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir] TBMM 1. Dönem'de Mersin'den milletvekili seçildi ve İstanbul'daki Divan-ı Harb tarafından gıyaben ölüm cezasına mahkûm edildi. Mecliste 25 Kasım 1922 tarihinde Emin Bey (Gevelioğlu) ve Süleyman Necati Bey (Güneri) ile birlikte TBMM'nin üyesi seçilme hakkının Türkiye'nin bugünkü sınırları içinde doğmak veya seçileceği yerde 5 yıldan fazla ikamet etmesi şartlarını koyan teklifte bulunduğu için Mustafa Kemal Paşa'yı meclis dışında bırakmayı amaçladığı söylendiyse de 23 Kasım 1923 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat yazdığı takrirle Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilen 25 kişi arasında yer aldı. Askerliğe dönüşü ve sonraki yılları[değiştir | kaynağı değiştir] TBMM 1. dönemin sona ermesiyle orduya döndü. Ancak Kolordu Komutanlığına tayinin ihtimali olmadığı anlaşılınca 20 Eylül 1923 tarihinde Miralay rütbesindeyken askerlikten emekliye ayrıldı. 1926 yılında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya suikast girişimi olayı ile ilişkisi olduğu iddiasıyla yargılandıysa da beraat etti. 1928 yılında İstanbul Elektrik Şirketi'ne, 1930 yılında İETT Baş Puantör, 1934 yılında İETT İşletme Kontrol Dairesi Kalem Âmiri oldu. 1939 yılında Teftiş ve Murakabe Dairesi Başkanı olduktan sonra 1946 yılında yaş haddiyle emekliye ayrıldı. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Harp Akademileri Komutanlığı, Harp Akademilerinin 120 Yılı, İstanbul, 1968, s. 196. "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Selâhattin_Köseoğlu&oldid=31028064" sayfasından alınmıştır
Mehmed Şerif Paşa Stockholm ortaelçiliği Görev süresi1898-1908 Kişisel bilgiler Doğum 13 Ocak 1865(1865-01-13)İstanbul,  Osmanlı İmparatorluğu Ölüm 22 Aralık 1951 (86 yaşında) İtalya Defin yeri  Mısır Evlilik(ler) Emine Halim HanımEduvige Pairani Mehmet Şerif Paşa, Kürt Şerif Paşa adıyla da bilinir, (13 Ocak 1865, İstanbul-22 Aralık 1951, İtalya) Osmanlı siyaset adamı. Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir] Babası Hariciye Nâzırı ve Şûrâ-yı Devlet Reisi Kürt Said Paşa'dır Kardeşi ise Kürt Fuad Paşa'dır. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra girdiği Galatasaray Lisesi’ni bitirmeden ayrıldı. Ardından Fransa’ya giderek Paris Saint-Cyr Harp Okulu’ndan 1884'te mezun oldu. Burada okurken 1882'de Paris Sefâreti ikinci kâtipliğinde memuriyete başladı. 1888’de Brüksel Sefâreti ataşemiliterliğine getirildi. İstanbul’a dönünce Sadrazam Said Halim Paşa’nın kız kardeşi Emine Halim Hanım’la 1890'da evlendi. 1896'da ferikliğe yükseltilip, 1898'de Stockholm ortaelçiliğine tayin edildi. Avrupa’daki Jön Türkler’e yardımda bulundu. 1908'de II. Meşrutiyet’in ilânı üzerine İstanbul’a döndü. İttihâd ve Terakkî tarafından iyi karşılandığı halde kendisine önemli bir görev verilmedi; teklif edilen ıstabl-ı âmire müdürlüğü görevini de kendisi kabul etmedi. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin Pangaltı Kulübü reisliğini yaptı. Kürt Teâvün ve Terakkî Cemiyeti kurucuları arasında yer aldı. Londra’ya veya Paris’e büyükelçi olma arzusu gerçekleşmeyince İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nden ayrılarak 1909'da Paris’e gitti.[1] Paris’te İttihâd ve Terakkî'ye karşı neşriyata başladı. Mevlânzâde Rifat’ın çıkardığı Serbestî gazetesinde ve Paris’in ünlü dergilerinden La Revue’de yazılar yazdı. Bu arada aylık Meşrutiyet mecmuasını yayımladı. İslahat-ı Esasiye-i Osmaniye Fırkası’nı Aralık 1909'da kurup; neşriyatını bu fırka adına yaptı. Paşanın muhalifleri, yakışıklılığından dolayı kendisine takılan Fransızca “Beau Şerif” (güzel şerif) lakabını “boş herif”e çevirerek onu yermek için kullandılar. Süleyman Nazif, Boş Herif adıyla 1910'da İstanbul'da basılan kitap yazdı. 11 Haziran 1913'te Mahmud Şevket Paşa’nın öldürülmesinden sonra gıyabında idama mahkûm edildi ve iki defa öldürülmek istendi. Yayımladığı bütün dergi, risâle ve kitapların Türkiye’ye sokulması yasaklandı. I. Dünya Savaşı başlayınca siyasî faaliyetine ve yayınlarına son verdiği halde İttihatçılar tarafından sürekli izlendi.[1] The New York Times gazetesinde Şerif Paşa'nın I. Dünya Savaşı sırasında Ermenilere yönelik katliamları kınadığı makale başlığı. Mehmed Şerif Paşa, The New York Times'da 10 Ekim 1915 tarihli bir yazısında Ermenilere yönelik katliamları kınamış ve Jön Türk hükümetinin uzun bir süre Ermenileri "yok etme" niyetinde olduğunu açıklamıştır.[2] I. Dünya Savaşı’nın son yılında İttihat ve Terakkî önderleriyle arasının düzeldiği anlaşılmaktadır. Bilhassa Cavid Bey ile haberleşen paşa Cenevre’de Prens Sabahaddin, Ahmet Reşit (Rey), Cemil Paşa (Topuzlu), bazı Türk subay, gazeteci, memur ve talebelerin de aralarında bulunduğu kongreye katıldı. Kongre, 12 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’na sunulmak üzere bazı kararlar aldı ve bu konuda teşebbüste bulunması için Şerif Paşa’ya tam yetki verdi. Bu kararlarda Türkiye’nin bağımsızlığının ve hukukunun korunması, Türkiye’deki azınlıkların hukukuyla birlikte başka ülkelerde kalan Türk azınlıklarının hukukunun da gözetilmesi, Türk esirlerinin iadesi ve yabancı ülkelerde yaşamak zorunda kalan Türkler’in ülkelerine dönmesine izin verilmesi isteniyordu. Paris’e dönen Şerif Paşa, Kürt Halkının Talepleri Üzerine Muhtıra (Mémorandum sur les revendications du peuple kurde, Paris, 22 Mart 1919) adıyla on dört sayfadan oluşan bir metin yayınladı. Bu muhtırada nüfus istatistiklerine dayanılarak Kürtlerin yoğun biçimde yaşadıkları bölgelerin sınırları çiziliyordu. Şerif Paşa Urfa’nın bir kısmı, Diyarbakır ve Tunceli’nin doğusu, Van Gölü'nün doğusu ve güneyi ile Kirmanşah’tan daha kuzeydeki Irak topraklarına Kürdistan adını veriyordu. Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından konferansta Kürtlerin hukukunu savunmak için delege seçilen paşa, aynı bölgede kurulmak istenen Ermenistan ile sınırlarının ayrılması için Ermeni temsilcisi Bogos Nubar Paşa ile de anlaşmıştı.[1] Mehmed Şerif Paşa, Kürtler’in yaşadığı vilâyetlerin Osmanlı idaresinde kalması halinde hiçbir iddiada bulunmayacaklarını, kendisinin de bu konuda bir teşebbüsünün olmayacağını, fakat bu vilâyetler Ermenistan’a verilecek olursa Kürtler’in de bağımsız bir Kürdistan kurmalarının lâzım geleceğini Avrupa siyasî çevrelerine anlatmaya çalıştığını söylüyordu. Yunan isteklerine karşı Türkler ve Yunan Talepleri (Les turcs et les revendications grecques, Paris 1919) adıyla on altı sayfalık bir muhtıra yayımladı. Burada Yunanlılar’ın hak iddia ettikleri İstanbul, Doğu Trakya, İzmir, Ege adaları, Trabzon ve Adana’nın Türklere ait olduğunu çeşitli tarihî delillere dayanarak ileri sürüyordu. Yine Pierre Loti’ye yazdığı mektuplarda Türk haklarını savunmaktaydı. Şerif Paşa, Paris Konferansı’na sunduğu Kürt muhtırasını sadece kendisi imzaladığı halde Türk muhtırasını kendisiyle birlikte Nihat Reşat (Belger), Refik Nevzat, Ali Galib, Diran Edouard, Albert Fua, Süleyman Midhat, Mehmed Galib ve Abdurrahman Pohh da (Polar) imzaladı. Onun Kürt delegeliğine soyunması ve kendi imzasıyla konferansa muhtıra vermesi Kürtler arasında da tepkiyle karşılandı. Kürdistan Teali Cemiyeti ile Vilâyât-ı Şarkiye Müdâfaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin şubeleri paşanın Kürt delegeliğini kabul etmediler. Halk tarafından protesto edilen Kürdistan Teali Cemiyeti dar bir Kürt aydın hareketi durumuna düştü. İstanbul gazetelerinde her gün Şerif Paşa ve Kürdistan Teali Cemiyeti aleyhinde yazılar çıkıyor, Kürt ileri gelenleri gazeteler aracılığıyla Osmanlı Devleti’ne olan bağlılıklarını bildiriyordu. Babanzâdeler gibi en meşhur Kürt hânedanları da Şerif Paşa’ya delege yetkisi veren Kürdistan Teali Cemiyeti ile ilişkilerini kesmişlerdi. Kürdistan Teali Cemiyeti ise aleyhinde yapılan neşriyatı samimiyetsizlikle suçluyordu. Şerif Paşa, tartışmaların yoğunlaştığı bir sırada 21 Nisan 1920'de Monte Carlo’dan Türk gazetelerine kısa bir telgraf gönderdi. Paşa telgrafında, hilâfet ve saltanata olan bağlılığından dolayı zararlı fikirleri ve ayrılıkçı düşünceleri reddederek barış konferansı nezdindeki Kürt delegesi başkanlığından istifa ettiğini, bir müslüman olarak hiçbir siyasî fırkanın tesir ve nüfuzuna kapılmadan bütün gayret ve mesaisini hilâfet hukukunun korunmasına harcayacağını bildiriyordu. İstanbul gazetelerinde 24 Nisan 1920'de yayınlanan bu telgraf paşanın siyasî mücadelesinin sonu oldu. Böylece Şerif Paşa’nın İttihat ve Terakkî ile başlayan siyasî hayatı bir yıl bile dolmadan muhalefete dönüşmüş, özel şartlarda muhalefetten ayrılıkçılığa geçmiş, bu da ancak iki yıl sürmüştür. Bundan sonra ölünceye kadar ciddi bir siyasî faaliyette bulunmamıştır.[1] Eduvige Pairani ile 1921'de ikinci evliliğini yapan Şerif Paşa, ömrünün son yıllarını bu evliliğinden olan ve İtalyan asilzadesi Kont Pelorini Manzoni ile evlenen kızı Melek Hanım’ın İtalya’daki evinde geçirdi ve burada 22 Aralık 1951'de öldü. Naaşı bir müddet aile anlaşmazlıklarından dolayı gömülemedi; daha sonra Kahire’de Şübra’daki aile kabristanına defnedildi.[1] Eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Mehmed Şerif Paşa’nın yayımladığı Meşrutiyet mecmuasının birkaç sayısı İngilizce, otuz altı sayısı Türkçe (Şubat 1910 - Temmuz 1912) ve elli beş sayısı Fransızca (Ekim 1909 - Nisan 1914) basılmıştır. Paşa bazı fikirlerini ve polemiklerini şu kitaplarda toplamıştır: Şûrâ-yı Ümmet yahut Numûne-i Denâet (Paris 1909, 16 sayfa); İttihat ve Terakkî’nin Sahtekârlıklarına, Denâetlerine Bülent Bir Sadâ-yı La‘netimiz (Paris 1910, 51 sayfa); Meşrutiyete Doğru-Ben ... ve Hayatım (İstanbul 1911, 62 sayfa; Paris 1912, 63 sayfa); Ahvâl-i Hâzıra (İstanbul 1330/1912, 15 sayfa); Tehlike Daima Tehlike (İstanbul 1330/1912, 15 sayfa); Bir Hasbihal (İstanbul 1330/1912, 15 sayfa); Quelques réflexions sur la guerre turco-balkanique (Paris 1913, 73 sayfa); Îkaz: Millet-i Osmâniyye’ye Bir Hitabe (Paris 1914, 28 sayfa). Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d e Birinci, Ali (2010). "ŞERİF PAŞA, Mehmed". TDV İslâm Ansiklopedisi. 39. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. ss. 1-2. 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2023.  "TURKISH STATESMAN DENOUNCES ATROCITIES: Cherif Pasha Says Young Turks Long Planned to Exterminate the Armenian" (PDF). The New York Times. 10 Ekim 1915. 1 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Mart 2023. II-19:3,4  Konuyla ilgili yayınlar[değiştir | kaynağı değiştir] Alakom, Rohat (1995). Şerif Paşa - Bir Kürt Diplomatının Fırtınalı Yılları. Avesta Yayınları - İnceleme Dizisi. ISBN 9789757112563.  gtd Osmanlı İmparatorluğu Stokholm Büyükelçileri Aslan Ağa (1669 ve 1673) Közbekçi Mustafa Ağa (1727-1728) Yirmisekiz Mehmed Çelebi (1733) Franz von Werner (Murad Efendi) (1880-1881) Yanko Karaca Paşa (1882-1891) Mehmed Şerif Paşa (1898-1908) Mustafa Asım Bey (1908-1909) Mustafa Şekib Bey (1909-1915) Hüseyin Cevad Bey (1915-1917) İsmail Canbulat (1917-1918) Hüseyin Cevad Bey (1918-1919) Nusret Sadullah Bey (1919-1921) Ali Şevki Bey (1921) Galip Kemali Bey (1921-1923) Otorite kontrolü BNF: cb13303195m (data) GND: 119236567 ISNI: 0000 0003 7418 3869 SUDOC: 150659253 TDVİA: serif-pasa-mehmed VIAF: 22285629 WorldCat: viaf-22285629 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Mehmed_Şerif_Paşa&oldid=32005570" sayfasından alınmıştır
Çürüksulu Mahmud Paşa 1302 (1806) Top.-1[1] Doğum1865Kobuleti, AcaraÖlüm31 Temmuz 1931 (66 yaşında)İstanbul, TürkiyeBağlılığı Osmanlı İmparatorluğuHizmet yılları1885-1918RütbesiFerikÇatışma/savaşlarıBalkan Savaşları Çürüksulu Mahmud Paşa (1865 - 31 Temmuz 1931), Gürcü kökenli Osmanlı asker ve devlet adamı. Acara'nın Kobuleti (Türkçe adıyla Çürüksu) kentinde doğdu. 1909 yılından sonra Osmanlı Ordusu'nun Alman Genelkurmayı nezaretindeki modernizasyonunda görev aldı. Balkan Savaşı'na Ferik rütbesiyle katıldı. 1913 yılında kurulan, Sait Halim Paşa liderliğindeki İttihat ve Terakki hükûmetinde Harbiye Nazırı vekili ve Nafia Nazırı[2] olarak görev aldı. 1914 yılında Osmanlı Devleti'nin hazırlıksız olarak I. Dünya Savaşı'na katılmasına karşı çıktı. İttihat ve Terakki merkez komitesinden bağımsız, sözü dinlenen bir devlet adamı olarak tanındı. Talat Paşa kabinesinde Bahriye Nazırı oldu. 1918 yılında padişah tarafından Meclis-i Ayan azası olarak atandı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan barış hazırlıkları komisyonunu yönetti. Bu görevdeyken Ermeni Kırımı'nı insanlık suçu olarak değerlendiren görüşler ileri sürdü. Ermenilerle barışa dair sözleri Mustafa Kemal Atatürk tarafından Nutuk'ta eleştirildi.[3] 22 Mart 1920 tarihinde İngiliz işgal gücü tarafından "İttihatçı" olarak tanınan diğer siyasilerle birlikte Malta'ya sürgüne gönderildi. 1921 yılında serbest bırakıldı ve İstanbul'a döndü. Fransızca ve Almanca ile birlikte ileri derecede matematik bilgisine sahipti. 31 Temmuz 1931 tarihinde öldü. Son Harbiye nazırı Ziya Kutnak'ın kayınbiraderidir. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Harp Akademileri Komutanlığı, Harp Akademilerinin 120 Yılı, İstanbul, 1968, s. 86. ÖZGİŞİ, Dr. Tunca. "MÜTAREKE DÖNEMİ'NDE AYAN MECLİSİ'NİN ÇALIŞMALARI" (PDF). Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 9 Ocak 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2019.  "Osmanlı'da hazin bir son ve yaşanmış bir tuhaflık". haberhurriyeti.com. 26 Şubat 2018. 6 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2019.  gtdBahriye nâzırları İsmail Hakkı Paşa (1867-1868) Mahmud Nedim Paşa (1868-1871) Abdülhamid Ferid Paşa (1871) Fosfor Mustafa Paşa (1871-1872) Hasan Samih Paşa (1872) Moralı İbrahim Paşa (1872) Ahmed Esad Paşa (1872) Fosfor Mustafa Paşa (1872) Mehmed Namık Paşa (1872-1873) Hüseyin Avni Paşa (1873) Hasan Rıza Paşa (1873) Kayserili Ahmed Paşa (1873-1875) Ahmed Esad Paşa (1875) Mehmed Rauf Paşa (1875) Hasan Rıza Paşa (1875) Mehmed Namık Paşa (1875) Hasan Rıza Paşa (1875) Derviş İbrahim Paşa (1876) Abdülkerim Nadir Paşa (1876) Kayserili Ahmed Paşa (1876-1877) Mehmed Rauf Paşa (1877) İngiliz (Eğinli, Büyük) Said Paşa (1877-1878) Moralı İbrahim Paşa (1878) Ahmed Vesim Paşa (1878-1879) Rasim Paşa (1879-1881) Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa (1881-1882) Ahmed Ratip Paşa (1882) Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa (1882-1903) Mehmed Celaleddin Paşa (1903-1907) Hasan Rami Paşa (1907-1908) Alizoti İbrahim Halil Paşa (1908) Arif Hikmet Paşa (1908-1909) Hüseyin Hüsnü Paşa (1909) Ali Rıza Paşa (1909) Emin Paşa (1909) Arif Hikmet Paşa (1909-1910) Alizoti İbrahim Halil Paşa (1910) Salih Hulusi Paşa (1910) Mahmud Muhtar Paşa (1910-1911) Hurşid Paşa (1911-1912) Mahmud Muhtar Paşa (1912) Çürüksulu Mahmud Paşa (1913-1914) Cemal Paşa (1914-1918) Rauf Bey (1918) Ali Rıza Paşa (1918-1919) Mehmed Şakir Paşa (1919) Ahmed Avni Paşa (1919) Salih Hulusi Paşa (1919-1920) Mehmet Esat Paşa (1920) Kara Mehmed Said Paşa (1920) Çakacı Ahmed Hamdi Paşa (1920) Salih Hulusi Paşa (1920-1921) Çürüksulu Ziya Paşa (vekil) (1921) Salih Hulusi Paşa (1921-1922) gtdUmûr-ı Nâfia nâzırları Hekim İsmail Paşa (1848-1849) İbrahim Edhem Paşa (1863) İbrahim Halil Paşa (1866-1867) Ağaton Efendi (1867-1868) Davud Garabet Paşa (1868-1871) Şirvanizade Mehmed Rüşdi Paşa (1871) İbrahim Edhem Paşa (1871-1873) İsmail Paşa (1873) Mehmed Raşid Paşa (1873) Ahmed Muhtar Paşa (1873) Mehmed Kâni Paşa (1873) Server Paşa (1875) Ahmed Esad Paşa (1875) Cenanizade Mehmed Kadri Paşa (1875) Mehmed Halet Paşa (1876) Server Paşa (1876-1877) Mehmed Esad Safvet Paşa (1877) Ohannes Çamiç Efendi (1877-1878) Karatodori Paşa (1878) Ohannes Çamiç Efendi (1878) Sava Paşa (1878-1879) Hasan Fehmi Paşa (1879-1884) Köse Mehmed Raif Paşa (1884-1885) Ahmed Zühdü Paşa (1885-1886) Naum Nimetullah Paşa (1908) Gabriyel Efendi Noradonkyan (1908-1910) Mehmet Hulusi Bey (1911-1912) Kirkor Sinapyan Efendi (1912) Ziya Bey (1912-1913) Nikola Konstantin Basarya (1913) Osman Nizami Paşa (1913) Cemal Paşa (1913-1914) Çürüksulu Mahmud Paşa (1914) Abbas Halim Paşa (1914-1917) Ali Münif Bey (1917-1918) Çürüksulu Ziya Paşa (1918) Mehmed Ziya Paşa (1918-1919) Şevket Turgut Paşa (1919) Ahmed Avni Paşa (1919) Şevket Turgut Paşa (1919) Ahmed Ferid Bey (1919) Abuk Ahmed Paşa (1919-1920) Mehmed Tevfik Bey (1920) Cemil Paşa (1920) Zeki Paşa (1920) Abdullah Lami Bey (1920-1921) Ali Rıza Paşa (1921-1922) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Çürüksulu_Mahmud_Paşa&oldid=31081000" sayfasından alınmıştır
Türk Tarih KurumuSlogan"Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir hal alır."Kuruluş15 Nisan 1931 (92 yıl önce) (1931-04-15)TürBilim kuruluşuHizmet bölgesiUlusalResmî dillerTürkçeKurucuMustafa Kemal AtatürkBaşkanYüksel Özgen[1]Ana organYönetim KuruluBilim KuruluAna kurumAtatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek KurumuBütçe₺16.360.000 (2020)[2]Resmî sitettk.gov.trEski adıTürk Tarihi Tedkik Cemiyeti (1931-1935) Makale serilerindenAtatürk Devrimleri Siyaset Saltanatın Kaldırılması Cumhuriyetin İlanı Halifeliğin Kaldırılması Laikliğin Anayasa'ya girmesi Kadınlara Siyasal Hakların Tanınması Toplumsal Şapka Devrimi Tekke, Zâviye ve Türbelerin Kapatılması Soyadı Kanunu Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Uluslararası Ölçülerin Kabulü Kıyafet İnkılâbı Eğitim ve kültür Öğretimin Birleştirilmesi Harf Devrimi Millet Mektepleri Türk Dil ve Türk Tarih Kurumlarının Kurulması Üniversite Reformu Güzel Sanatlarda Yenilikler Ekonomi İzmir İktisat Kongresi Aşarın Kaldırılması Çiftçinin Özendirilmesi Toprak reformu Örnek Çiftliklerin Kurulması Sanayi Teşvik Kanunu Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı Tarım Kredi Kooperatifleri'nin kurulması Kabotaj Kanunu Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün kurulması Hukuk Mecellenin Kaldırılması Medeni Kanunun Kabulü Türk Ceza Kanunu gtd Türk Tarih Kurumu (kısaca TTK), Türk tarihinin ilk kaynaklardan araştırılması amacı ile Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifi sonucu 15 Nisan 1931'de kurulmuş bir araştırma kurumudur. 664 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türk Tarih Kurumu ayrı bir kamu tüzel kişiliğe sahip olup 1983 yılında kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun denetim ve gözetimine bağlanmıştır.[3] Kurum tarihçesi[değiştir | kaynağı değiştir] 28 Nisan 1930 tarihinde Türk Ocakları'nın VI. Kurultayı'nın son oturumunda Gazi Mustafa Kemal’in direktifi üzerine Afet İnan, 40 imzalı bir önerge sunmuş ve bu önergede Türk tarihini bilimsel olarak araştırmak üzere bir heyet kurulması istenmişti. Aynı gün Türk Ocakları Kanunu da bu konuda bir madde ekledi. Oluşturulan 16 kişilik heyet ilk toplantısını 4 Haziran 1930 tarihinde yaparak yönetim kurulu ve üyelerini belirledi. Bu heyet, Türk Tarih Kurumunun temelini oluşturur. Heyet, "Türk Tarihinin Ana Hatları" adlı bir çalışma yayımlamıştır. Kitap, Orta Asya'da bir Türk uygarlığı ve bu merkezden başlayan göçlerle Türklerin Çin, Hindistan, Mezopotamya, Mısır, İran, Anadolu'ya giderek o bölgelerin halklarını uygarlaştırdıkları tezini işlemekteydi ve hedef, bu kitabın ana fikrine uygun okul kitapları hazırlanmasıydı.[4] Türk Ocakları 29 Mart 1931 tarihinde kapanma kararı alınca Türk Tarih Heyeti, 15 Nisan 1931 tarihinde "Türk Tarih Tedkik Cemiyeti" adıyla yeniden örgütlenip çalışmalarına devam etti. Kurumun adı 1935 yılında "Türk Tarihi Araştırma Kurumu", daha sonra "Türk Tarih Kurumu" olarak değişti. Kurum, Türk Tarih Kurumu adıyla faaliyet gösterdiği dönemde dört ciltlik lise tarih kitabını, İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın "Anadolu Beylikleri"ni, bazı kazı raporlarını, Piri Reis'in "Kitab-ı Bahriye" ve haritasını basmış, 1937 yılından itibaren ise Belleten dergisini yayınlamıştır. 2-11 Temmuz 1932 tarihleri arasında "Türk Tarih Kongresi" adıyla düzenlediği ilk kongrenin ardından düzenli olarak kongre düzenlemeyi sürdürdü. Uluslararası nitelikte İkinci Türk Tarih Kongresi 20-25 Eylül 1937 tarihleri arasında gerçekleşti. 1935 yılında Kurumun kendi olanakları ve çalışanı ile Alacahöyük Kazısı başlatıldı. Kurumun çalışmaları ile cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk bizzat ilgilenmekte ve toplantılarına katılmaktaydı. Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra gelen tüm cumhurbaşkanları da bir gelenek olarak Kurumun "koruyucu başkanı" oldular.[5] Mustafa Kemal Atatürk, 5 Eylül 1938 tarihindeki vasiyetnamesi ile, Türkiye İş Bankası'ndaki hisselerinin gelirinin yarısını Türk Tarih Kurumuna bağışladı.[5] Kurum, 21 Eylül 1940 gün ve 2/14556 sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle kamu yararına çalışan dernekler arasına alındı. Kurum, çalışmalarına Ankara'daki Türk Ocağı Halk Evleri binasında başlamıştı. 1940 yılı sonunda Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi binasına taşınmış, 12 Kasım 1967 tarihinde Turgut Cansever ve Ertur Yener tarafından tasarlanmış kendi binasına geçmiştir. Türk Tarih Kurumu, tüzel kişiliğe sahip olarak 7 Kasım 1982 tarihinde kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 134. maddesi ile kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine dâhil edildi. Kurum teşkilat yapısı[değiştir | kaynağı değiştir] Kurum başı, Cumhurbaşkanlığı kararı ile atanan Kurum Başkanıdır.[6] Görev süresi 3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kaldırılmıştır.[7] Kültür ve Turizm Bakanı oluru ile görevlendirilen başkan yardımcısı doğrudan Türk Tarih Kurumu Başkanı'na bağlıdır. 664 Sayılı KHK'ya göre; Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu; TTK Başkanı, Başkan yardımcı ve üyelerden oluşmaktadır.[6] Kurumun asli, şeref ve haberleşme olmak üzere üç türlü üyesi vardır.[6] Türk Tarih Kongresi[değiştir | kaynağı değiştir] Başbakan İsmet Bey ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Bey, 1932'deki I. Türk Tarih Kongresi sırasında. Türk Tarih Kurumu, ilmî araştırma ve yayınları yanı sıra, birincisi 2-11 Temmuz 1932 tarihleri arasında toplanan ve belli aralıklarla günümüze kadar XVI. kez gerçekleştirdiği milletlerarası nitelikte "Türk Tarih Kongreleri" yapmaktadır. 20-25 Eylül 1937 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan II. Kongre, uluslararası nitelik kazanmış, yabancı bilim adamları da bu kongreye katılmışlardır. Bu Kongre, Türk tarihinin açıklanması ve belgelenmesi amacını gütmüştür. Ayrıca Kongre dolayısıyla, tarih öncesinden Cumhuriyet dönemine dek yurtta ve Ortadoğu'da gelişen büyük uygarlıkları, maketler, mülajlar, resimler ve grafiklerle canlandıran bir sergi düzenlenmiş ve bu sergi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne dek Dolmabahçe Sarayı'nda kalmıştır. Türk Tarih Kurumunun düzenlemiş olduğu Türk Tarih Kongrelerinin listesi şu şekildedir; Ad Kapsam Tarih I. Türk Tarih Kongresi Ulusal 2-11 Temmuz 1932 II. Türk Tarih Kongresi Ulusal 20-25 Eylül 1937 III. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 15-20 Kasım 1943 IV. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 10-14 Kasım 1948 V. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 12-17 Nisan 1956 VI. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 20-26 Ekim 1961 VII. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 25-29 Eylül 1970 VIII. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 11-15 Ekim 1976 IX. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 21-25 Eylül 1981 X. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 22-26 Eylül 1986 XI. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 5-9 Eylül 1990 XII. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 12-16 Eylül 1994 XIII. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 4-8 Ekim 1999 XIV. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 9-13 Eylül 2002 XV. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 11-15 Eylül 2006 XVI. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 20-24 Eylül 2010 XVII. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 15-17 Eylül 2014 XVIII. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 1-5 Ekim 2018 XIX. Türk Tarih Kongresi Uluslararası 3-7 Ekim 2022 Uluslararası XVIII. Türk Tarih Kongresi 1-5 Ekim 2018 tarihinde Ankara'da düzenlenmiştir.[8] Dört gün boyunca, 22 başlıkta 164 oturumun gerçekleştirildiği kongrede, 29 ülkeden yaklaşık 800 bilim insanının katılımıyla 750’nin üzerinde bildiri sunulmuştur.[9] 2018'de düzenlenen Türk Tarih Kongresi Türk Tarih Kurumunun, tarihindeki en çok katılımcının olduğu ve bildiri sunulduğu kongre olmuştur.[kaynak belirtilmeli] Bina[değiştir | kaynağı değiştir] Turgut Cansever ve Ertur Yener tarafından tasarlanmış ve 1951 ile 1967 yılları arasında inşa edilmiş Türk Tarih Kurumu Binası 1980 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü kazanmıştır.[10] Turgut Cansever ve Ertur Yener'in 1951 yılında tasarlamaya başladığı Türk Tarih Kurumu Binası'nın projelendirme çalışmaları 1961 yılında sonuçlandırılmış, 1962 yılında binanın inşaatına başlanmıştır. İnşaat 1966 yılında tamamlanmış ve yapı 1967 yılından itibaren tam teşekküllü olarak kullanıma açılmıştır. 1980 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü kazanan bu yapı Türkiye mimarlık tarihinin en önemli modern tasarımlarından birisi olarak kabul edilmektedir.[10][11] Zemin katta konferans salonu, kitap depoları, üst katlarda kütüphane, okuma salonları ve ofisler yer almaktadır.[12] Misyonu[değiştir | kaynağı değiştir] Türk ve Türkiye tarihini çağdaş sosyal bilim anlayışıyla araştırmak ve yaymak; bu alandaki araştırmaları desteklemek ve toplumdaki tarih bilincini geliştirmektir. Vizyonu[değiştir | kaynağı değiştir] Türk ve Türkiye tarihi araştırmalarını dünya tarih yazıcılığıyla bütünleştirmek; Türk tarihçiliğini evrensel ölçekte en üst düzeye ulaştırmaktır. Etkinlikleri[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Tarih Kurumu, Türk tarihi ve Türkiye tarihini incelemek ve sonuçları yaymak için konferanslar, seminerler, kongreler, anma törenleri, sergiler düzenler; kazılar yaptırır, kitaplar yayınlar; kurumun üyeleri uluslararası kongreler düzenler. Süreli yayınlar[değiştir | kaynağı değiştir] 1937 yılından beri yayınlanan Belleten adlı yayın, dört ayda bir yayınlanır. Kurum tarafından 1964'ten beri çıkarılan Belgeler adlı bir başka yayın ise Türk arşivindeki belgeleri açıklamalı olarak yayınlar. 1991 yılından sonra sadece raporlarını yayınlamaktadır. Kazılar[değiştir | kaynağı değiştir] 22 Ağustos 1935 tarihinde kurumun kendi parası ve kendi elemanlarıyla başlattığı ilk kazı Alacahöyük Kazısı'dır. Bunu Trakya ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde yapılan kazı ve arkeolojik araştırmalar izlemiştir. Bu kazılardan çıkan eserler pek çok müzede sergilenmektedir. Uluslararası bilim kurumlarında üyelik[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Tarih Kurumu, Uluslararası Akademiler Birliği'nin (International Union of Academies-IUA) Türkiye'deki tek üyesidir. Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi[değiştir | kaynağı değiştir] Tarih ve arkeoloji alanında ülkenin en büyük kütüphanesi, Türk Tarih Kurumu kütüphanesidir. Kurum, Türkiye'nin son çağlar tarihi için de zengin bir belgeliğe sahiptir. Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi’nde, yaklaşık 250.000 cilt kitap bulunmaktadır ve bunlar değişim, satın alma yoluyla sağlanmıştır. Ayrıca yurt dışında 220, yurt içinde 60 kurum ve kuruluş ile değişim yapılmaya devam edilmiştir. Osmanlıca, Arapça ve Farsça kaynak eserler başta olmak üzere, Batı dillerindeki eserlerden telif bakımından yasal süresi dolmuş nadir eserler dijitalleştirilmiştir ve çevrimiçi kataloğundaki detaylı arama kısmından eserlerin metinlerine ulaşım imkânı bulunmaktadır. Nadir eserlerin ve el yazması eserlerin 7500’ü dijitalleştirilmiştir ve katalog tarama bölümünden araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. Ayrıca görme engelli akademisyenlerin kütüphaneden faydalanması için çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Kütüphanenin içerisinde; kitaplar, süreli yayınlar (dergi, gazete), haritalar, el yazması eserler, basılmamış telif ve çeviri eserler, fotokopiler, mikrofilm, mikrofiş, CD-ROM, video kaset mevcuttur.[13] Türk Tarih Kurumu gerek bağış gerekse satın alma yoluyla birçok arşiv malzemesini bünyesinde toplamıştır. Aynı zamanda tarih, arkeoloji ve antropoloji alanlarında oldukça zengin bir kaynak içeriğine sahip olan arşivde, 20 bin kadar nadir eser, farklı dillerde yazılan 1800 kadar eser de yer almıştır. Arşiv, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerini ve Türkiye Cumhuriyeti dönemini kapsamasıyla beraber, belgelerin büyük bölümü Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmıştır. Yeni Türk harfleriyle kaleme alınanların yanında İngilizce, Fransızca, Almanca belgeler de yer almıştır. Arşivde; Atatürk fotoğraf koleksiyonu, fotoğraf ve belge koleksiyonu, İzmir’in Kurtuluşu, Ayasofya Sergisi, Atatürk Fotoğrafları Sergisi’nin yanı sıra, Kıbrıs’ta Hala Sultan Sergisi ve 100. Yılında Kudüs Sergisi düzenlenerek sergi katalogları basılmış, Enver Paşa ve Fahir İz Arşivinin analitik tasnifi tamamlanmıştır.[13] TTK TV[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Tarih Kurumu'nun YouTube üzerinden yayın yapan TV kanalıdır. Kanalda Türk Tarih Kurumunun hazırlatmış olduğu bilimsel belgeseller yer almaktadır. Özellikle Prof. Dr. Refik Turan'ın başkanlığı döneminde belgesellerin sayısında oldukça artış olmuştur. Türk Tarih Kurumu tarafından hazırlanan başlıca belgeseller şunlardır: Türk Tarih Kurumu Tarihçe Filmi 1 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2018 Ayasofya: Vakfa Vefa Belgeseli 31 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2018 Misak-ı Milli'den Lozan'a 95. Yıl İstiklal Harbi Şehitlerimize Vefa, 2018 Sarıkamış'a Vefa İstiklal Belgeseli 27 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Çaka Bey Belgeseli, 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 1. Bölüm Terör ve İsyan 3 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 2. Bölüm Techir ve İskan 3 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 3. Bölüm Diaspora, Diplomasi ve Propaganda, 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 4. Bölüm Asala: Ateş ve Kan 24 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 5. Bölüm Sahte Belgeler ve Gerçekler, 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 6. Bölüm Tarihsiz Diplomasi, 2019 Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne İsyanı Terör ve Propaganda - 7. Bölüm İlk Ateş: 1915 Müslüman Ahaliye Mezalim, 2019 Kıbrıs'ın İlk Fethi: Hala Sultanın İzinde 28 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Kıbrıs'ın Fethinin 448. Yılı 23 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 101. Yılında Kudüs: Kahraman Şehitlerimizin Anısına, 2019 102. Yılında Kudüs: Kahraman Şehitlerimizin Anısına, 2019 Kapalı Maraş 18 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Anadolu Kadınları: Bacıyan-ı Rum 7 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2019 Fatih Sultan Mehmed Han Belgeseli 13 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2020 100. Yılında Misak-ı Milli Belgeseli 19 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2020 Türk Tarih Kurumu Başkanları[değiştir | kaynağı değiştir] Yusuf Akçura - Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı 1932-1936 Türk Tarih Kurumunun günümüzdeki asli başkanı Prof. Dr. Yüksel Özgen olup[1] kurumun asli ve vekil başkanları sırasıyla aşağıdaki gibidir.[14] Adı Görev Başlangıcı Görev Bitişi Mustafa Kemal Atatürk(Kurucu ve Koruyucu Genel Başkan) 14 Nisan 1931 10 Kasım 1938 Tevfik Bıyıklıoğlu 14 Nisan 1931 8 Nisan 1932 Prof. Dr. Yusuf Akçura 8 Nisan 1932 11 Mart 1935 Hasan Cemil Çambel 23 Mart 1935 17 Aralık 1941 Ord. Prof. Dr. Şemsettin Günaltay 17 Aralık 1941 19 Ekim 1961 Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu 28 Nisan 1962 21 Nisan 1973 Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karal 21 Nisan 1973 18 Ocak 1982 Ord. Prof. Dr. Sedat Alp 16 Nisan 1982 17 Ekim 1983 Prof. Dr. Yaşar Yücel 17 Ekim 1983 16 Mart 1992 Prof. Dr. Neşet Çağatay (vekil) 16 Mart 1992 21 Ocak 1993 Prof. Dr. İbrahim Agah Çubukçu (vekil) 21 Ocak 1993 23 Eylül 1993 Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu 27 Eylül 1993 23 Temmuz 2008 Prof. Dr. Ali Birinci 1 Ağustos 2008 13 Eylül 2011 Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız (vekil) 14 Eylül 2011 25 Haziran 2012 Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü 26 Haziran 2012 23 Haziran 2014 Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan (vekil) 24 Haziran 2014 5 Mart 2015 Prof. Dr. Refik Turan 6 Mart 2015 20 Nisan 2020 Prof. Dr. Ahmet Yaramış 20 Nisan 2020 22 Temmuz 2020 Prof. Dr. Birol Çetin 23 Temmuz 2020 3 Ağustos 2023 Prof. Dr. Yüksel Özgen 3 Ağustos 2023 Görevde Kurumun en uzun süre başkanlığını yapan kişi Şemsettin Günaltay[15] olup Kurumun kuruluşundan günümüze sadece 13 farklı isim Türk Tarih Kurumu başkanlığı yapmıştır. 1982 Anayasası'nın 104. maddesine[16] ve 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2. maddesine[17] göre Türk Tarih Kurumu Başkanı'nı Cumhurbaşkanı göreve atar ve görevine son verir. Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu[değiştir | kaynağı değiştir] 664 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin[18] 13. maddesine ve Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Bilim Kurulu Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğe[19] 2018 yılında Bilim Kurulu oluşturulmuştur.[20] Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Dil Kurumu Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b "Türk Tarih Kurumu Başkanlığına, Prof. Dr. Yüksel ÖZGEN'in Atanması Hakkında Karar (Karar: 2023/370)" (PDF). resmigazete.gov.tr. 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2023.  "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 16 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ekim 2020.  "664 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname". Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu. 28 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2011.  Copeaux, Etienne (2000). Tarih Ders Kitaplarında (1931-1993) Türk Tarih Tezinden Türk-İslam Sentezine (İkinci bas.). İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. ss. 39-40. ISBN 975-333-078-2.  a b "Tarihçe, Türk Tarih Kurumu web sitesi, Erişim tarihi:10.10.2012". 15 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2015.  a b c "Arşivlenmiş kopya". 28 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2020.  "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2020.  "XVIII. Türk Tarih Kongresi / XVIIIth Turkish Congress of History, 1-5 Ekim, 1-5 October 2018". Türk Tarih Kurumu. 10 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  "2018 Faaliyet Raporu" (PDF). Türk Tarih Kurumu. 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  a b "Turkish Historical Society, Aga Khan Award for Architecture". Ağa Han Mimarlık Ödülü resmi web sitesi (İngilizce). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2011.  "Mimarlıkta Modernite ve Süreklilik, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2006". Burçin Yıldırım. 18 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2011.  "Türk Tarih Kurumu, Turgut Cansever, Ertur Yener, Ankara". Arkitera.com. 16 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2011.  a b Kocatepe, Hüseyin. "Türk Tarih Kurumu Arşivi - Çanakkale Harbi". Çanakkale Harbi. 16 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2019.  "Önceki Başkanlarımız". Türk Tarih Kurumu. 17 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2016.  "Ord. Prof. Şemseddin GÜNALTAY (17.12.1941 – 19.10.1961)". Türk Tarih Kurumu. 10 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  "1.5.2709" (PDF). Mevzuat. 7 Ocak 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  "19.5.3" (PDF). Mevzuat. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  "Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü". Resmî Gazete. 22 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2011.  "Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü". Resmî Gazete. 28 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  "2018 Faaliyet Raporu" (PDF). Türk Tarih Kurumu. 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Şubat 2020.  Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir] Türk Tarih Kurumu genel ağ sayfası 27 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türk Tarih Kurumu E-Mağaza ağ sayfası 14 Şubat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türk Tarih Kurumu 100. Yılında I. Dünya Savaşı ağ sayfası 10 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türk Tarih Kurumu Araştırmacı Bilgi Sistemi (AVES) ağ sayfası gtdMustafa Kemal AtatürkHayatı Askerî hayatı İzmir Suikastı Ölümü ve devlet cenaze töreni Anma Ödülleri Ailesi ve yakınları Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Atadan Latife Hanım Mecdi Boysan Ülkü Adatepe Sabiha Gökçen Zehra Aylin Rukiye Erkin Nebile İrdelp Abdurrahim Tuncak Fikriye Afet İnan Mustafa Demir Dişçibaşı Sami Bey Foks (köpek) Yaverleri Salih Bozok Cevat Abbas Gürer Muzaffer Kılıç Şükrü Tezer Rüsuhi Savaşçı Sami Yanardağ Mahmut Celalettin Üner Cevdet Tolgay Ahmet Naşit Mengü Şükrü Özer Düşünsel Atatürkçülük Atatürk İlkeleri Atatürk Devrimleri Atatürk milliyetçiliği Atatürk kişi kültü Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ne mutlu Türk'üm diyene Türkiye Türklerindir Ya istiklâl ya ölüm Yurtta sulh, cihanda sulh Söylevleri Gençliğe Hitabe Onuncu Yıl Nutku Bursa Nutku Yapıtları Nutuk Geometri Yurttaşlık Bilgileri Cumalı Ordugâhı Taktik Tatbikat ve Seyahati Takımın Muharebe Talimi Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kurumsal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Cumhuriyet Halk Partisi Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Anıt ve müzeler Anıtkabir Tarihi Artvin Atatürk Heykeli Atlı Atatürk Anıtı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi İzmir Atatürk Anıtı Konya Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı ODTÜ Atatürk Anıtı Samsun Onur Anıtı Sarayburnu Atatürk Anıtı Taksim Cumhuriyet Anıtı Canberra'daki anıtı Bakü'deki heykeli Meksiko'daki heykeli Diğer Popüler kültürdeki yeri Adını taşıyan şeyler Dinî inancı Damal'daki Atatürk silüeti Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Atatürk Yılı Güneş-Dil Teorisi Kategori Commons Otorite kontrolü ISNI: 0000 0001 2159 6868 LCCN: n80145671 NLI: 987007268998305171 TDVİA: turk-tarih-kurumu VIAF: 146332637 WorldCat: lccn-n90710908 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Türk_Tarih_Kurumu&oldid=32368291#Yayınlar" sayfasından alınmıştır
Agop DilâçarDoğumAgop Martayan22 Mayıs 1895(1895-05-22)İstanbul, Osmanlı İmparatorluğuÖlüm12 Eylül 1979 (84 yaşında)İstanbul, TürkiyeEğitimGedikpaşa Amerikan Okulu,Robert KolejKariyeriDalıDilbilimÇalıştığı kurumlarSvaboden Üniversitesi,Sofya Üniversitesi,Gazi Lisesi,Ankara Üniversitesi DTCF Agop Dilâçar[1] (asıl adı Hagop Martayan, Ermenice: Յակոբ Մարթաեան, 22 Mayıs 1895, İstanbul – 12 Eylül 1979, İstanbul), Türk dilleri üzerine uzmanlaşmış Ermeni asıllı Türk dilbilimcidir. Türk dilinin eski dönemleri ile ilgili yaptığı çalışmalarından ötürü 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine "Dilâçar" soyadı verildi. Ermenice ve Türkçenin yanı sıra İngilizce, Fransızca, Yunanca, İspanyolca, Latince, Almanca, Rusça ve Bulgarca bilmekteydi. Çalışmaları[değiştir | kaynağı değiştir] Vahan isimli Kayserili bir babadan ve Eugenie isimli Yozgatlı bir anneden dünyaya geldi. İlk ve ortaöğrenimini İngilizce eğitim veren bir Amerikan okulunda tamamladı. 1915 yılında Robert Koleji'nden “New York Bilim Ödülü” alarak mezun oldu.[2] I. Dünya Savaşı'nda Diyarbakır’daki 2. Orduya yedek subay olarak askere alındı, Kafkasya ve Sina ve Filistin cephesinde görev aldı. Sina ve Filistin cephesinde görevli iken Şam’da bulunan Yıldırım Orduları Grubu 7. ordu kumandanı Mustafa Kemal ile tanıştı. Savaştan sonra Beyrut'ta bir Ermeni okulunun müdürlüğünü yaptı. Beyrut'ta Ermenice yayımlanan ilk gazete olan Luys'un (լույս; Türkçe: Işık) genel yayın yönetmenliğini üstlendi.[1] 1919 yılında İstanbul’a dönen Dilâçar, Robert Koleji'nde İngilizce öğretmenliği yapmaya başladı. 1922 yılında Méliné Martayan ile evlendi. Eşi ile birlikte gittiği Sofya'da Eski Türkçe ve Eski Uygur Türkçesi dersleri veren Dilâçar, ilk kitabını da burada yayımladı. 26 Eylül - 5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda, Mustafa Kemal Atatürk'ün başkanlığında gerçekleştirilen I. Türk Dil Kurultayı'na davet edildi ve kurultayda "Türk, Sümer ve Hint-Avrupa Dilleri Arasındaki Rabıtalar" isimli bildirisini sundu.[3] 1933'te Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin Lengüistik-Filoloji ve Etimoloji kollarında üye olarak yer aldı.[4] 18 - 23 Ağustos 1934 tarihleri arasında gerçekleştirilen II. Türk Dil Kurultayı'nda "Türk Paleo Etimolojisi" bildirisini sundu.[5] Türk dilinin Hint-Avrupa, Sami ve Ural-Altay dilleriyle olan kök ilişkisinin araştırılması için oluşturulan Dil Karşılaştırmaları komisyonunda yer aldı.[6] 1934'te kabul edilen Soyadı Kanunu'na dek kullandığı Martayan soyadının yerine, Türk dilinin eski dönemleri üzerine yaptığı araştırmalardan dolayı Atatürk'ün önerdiği "Dilâçar" soyadını kullandı. 1936-1938 yılları arasında yürütülen Güneş Dil Teorisi çalışmalarında uzman üye olarak yer aldı.[7] 1936-1951 yılları arasında Ankara Üniversitesinde dil-tarih ve Türkoloji dersleri verdi ve Türkçe üzerine önemli çalışmalar yaptı. 1938'de Türk Dil Kurumu garp dilleri başuzmanı oldu.[8][9] 1942 yılında Türk Ansiklopedisi’nin danışmanlığını yapmaya başladı, 1958 yılından sonra da ansiklopedinin başredaktörü oldu.[2] Çalışmalarını Türkçenin ve Türk lehçelerinin tarihsel gelişmesi üzerinde yoğunlaştıran Dilâçar, 1972 yılında Kutadgu Bilig İncelemesi adlı eserini yayımladı. Türk Dil Kurumu'ndaki görevini ve dil çalışmalarını 1979'daki ölümüne değin sürdürdü.[1] Tartışmalar[değiştir | kaynağı değiştir] 1979 yılında TRT’de yayımlanan Atatürk’ten Anılar adlı programın 31. bölümüne konuk olan Dilâçar, Mustafa Kemal Paşa’ya Atatürk soyadı verilmesi teklifinin Konya milletvekili Naim Onat’tan geldiğini söylemiş ve sağlığında Atatürk soyadı ile ilgili kendisine dair bir iddiada bulunmamıştır.[10] Fakat Dilâçar'ın ölümünden iki yıl sonra Aytunç Altındal 1981 tarihli Süreç dergisinin beşinci sayısında Dilâçar için "Mustafa Kemal'e, Türklerin Babası anlamında kullanılması kaydıyla Atatürk adının verilmesini öneren üç kişiden biri, hatta birincisi olarak tanınır." ifadelerini kullanarak Mustafa Kemal'e Atatürk soyadı verilmesi önerisinin Agop Dilâçar'dan geldiğini iddia etmiştir. Altındal'ın bu iddiası daha sonra 1994'te Dzadur Ağayan'ın Türkiye'de Ermeniler ve 1998'de Türkiye Ermenileri Cemaati tarafından yayımlanan 75. Yılda Türkiye Ermenileri kitaplarında, 26 Eylül 2005 tarihli Aksiyon ve Ekim 2006 sayılı Esquire dergilerinde, 3 Nisan 2011 tarihli İrfan Özfatura'ın Türkiye gazetesi, 27 Ocak 2012 tarihli Yalçın Bayer'in Hürriyet gazetesi ve 21 Eylül 2012 tarihli Levent Özata'nın Agos gazetesindeki köşe yazılarında tekrarlanmıştır.[11][12][13] Araştırmacı Cengiz Özakıncı Atatürk soyadının Agop Dilâçar tarafından önerildiği iddiasının hiçbir kaynağa dayanmadığını ve gerçek dışı olduğunu söylemiş; Atatürk soyadının ilk defa dönemin Türk Dili Tetkik Cemiyeti Başkanı Saffet Arıkan'ın 26 Eylül 1934 tarihinde 2. Dil Bayramı açılış konuşmasında dile getirdiği "Ulu Önderimiz Ata Türk Mustafa Kemal" hitabının Atatürk soyadına esin kaynağı olduğunu belirtmiştir.[14] İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Mehmet Alkan Atatürk soyadını Dilâçar'ın yanı sıra, Konya Milletvekilli Naim Onat'ın bulduğu iddialarına da karşı çıkmıştır.[15] Naim Onat da 3 Aralık 1949 tarihili Ulus gazetesindeki yazısında Atatürk soyadının Saffet Arıkan'ın armağanı olduğunu yazmıştır.[16] Ölümü[değiştir | kaynağı değiştir] 1979 yılının yaz ayında dinlenmek için gittiği Büyükdere'de rahatsızlanarak Cerrahpaşa Hastanesine kaldırılan Dilâçar, 12 Eylül 1979'da 84 yaşındayken ölmüştür.[1][17] Yapıtları[değiştir | kaynağı değiştir] Les bases Bio-Psychologiques de la Théorie Güneş Dil (Güneş Dil Teorisi'nin Biyopsikolojik Kökenleri) (1936) Azeri Türkçesi (1950) Batı Türkçesi (1953) Lehçelerin Yazılma Tarzı Türk Dil ve Lehçelerinin Tasnifi Meselesi (1954) Devlet Dili Olarak Türkçe (1962) Wilhelm Thomsen ve Orhon Yazıtlarının Çözülüşü (1963) Türk Diline Genel Bir Bakış (1964) Türkiye'de Dil Özleşmesi (1965) Dil, Diller ve Dilcilik (1968) Kutadgu Bilig İncelemesi (1972) Anadili İlkeleri ve Türkiye Dışındaki Uygulamalar (1978) Hakkında yazılan eser[değiştir | kaynağı değiştir] Kaya Türkay, A.Dilâçar, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1982, 266s. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] a b c d Öztürk, Yaşar ; Dilâçar, Vahe (Nisan 2002). "AGOP DİLÂÇAR" (PDF). Bütün Dünya. 17 Nisan 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2019. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link) a b Beyaz, Ekrem (Ocak 2019). Agop Dilâçar ve Dil Yazıları"TÜRK DİLİ - Dil ve Edebiyat Dergisi" (PDF). CXVI (805). Türk Dil Kurumu. 22 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2023.  Birinci Türk Dil Kurultayı - Tezler Müzakere Zabıtları. Devlet Matbaası - İstanbul: Türk Dil Kurumu. 1933. ss. 94-104.  Türk Dili Tetkik Cemiyeti Bülteni. Ankara: Türk Dil Kurumu. Nisan 1933. ss. 24-25.  İkinci Türk Dil Kurultayı. Türk Dil Kurumu. Eylül 1934. s. 68.  "İKİNCİ TÜRK DİLİ KURULTAYI ZABITLARI". Türk Dili Tetkik Cemiyeti Bülteni. İstanbul - Devlet Matbaası: Türk Dil Kurumu. Eylül 1934. s. 15.  "Üçüncü Türk Dil Kurultayı Gündemi". ÜÇÜNCÜ TURK DİL KURULTAYI - TEZLER MÜZAKERE ZABITLAR. Güneş-Dil Teorisi. Devlet Basımevi - İstanbul: Türk Dil Kurumu (1937 tarihinde yayınlandı). 1936. s. 30.  Tan, Nail (2001). "Türk Dil Kurumu Çalışanları (1932-2001)". Kuruluşunun 70. Yıl Dönümünde Türk Dil Kurumu. Türk Tarih Kurumu Basımevi. s. 157. ISBN 978-975-16-1482-7. 29 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2023. Garp Dilleri Başuzmanı: Agop DİLÂÇAR  Dördüncü Türk Dil Kurultayı. Alâeddin Kıral Basımevi, İstanbul, Ankara: Türk Dil Kurumu (1943 tarihinde yayınlandı). 1942. s. 32. Bay A. DİLAÇAR - Türk Dil Kurumu Başuzmanlarından  "Agop Dilaçar". Atatürk’ten Anılar. TRT. 1979. 17 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Özfatura, İrfan (3 Nisan 2011). "Dilimizi dilim dilim... Agop Dilaçar". Türkiye. 17 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012.  Bayer, Yalçın (27 Ocak 2012). "Agop Martayan'ı biliyor musunuz?". Hürriyet. 30 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012.  "Cumhuriyet'in iyi çocuğu Hagop Martayan ya da A. Dilaçar". Agos. 21 Eylül 2012. 12 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2023.  Özakıncı, Cengiz (Mart 2017). "Atatürk Soyadı Konusunda Uydurmalar ve Gerçekler". Bütün Dünya, 192297. s. 15-20. 16 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2017.  Karadaş, Düzgün (17 Ocak 2011). "Gazi, önerilen 14. soyadını kabul etmiş!". Habertürk. 1 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2017.  Naim Hâzım Onat (3 Aralık 1949). ""Atatürk" Soyadı Üzerine Bir Kaç Hatıra". Ulus Gazetesi. 26 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2023.  "A. Dilâçar". Dil Derneği. 1 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2019.  Otorite kontrolü BIBSYS: 1056788 BNF: cb124072142 (data) GND: 118859900 ISNI: 0000 0001 2006 5643 LCCN: no92009658 NLK: KAC201106817 NTA: 069542732 SUDOC: 079854605 VIAF: 119254940 WorldCat: lccn-no92009658 "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Agop_Dilâçar&oldid=31018222" sayfasından alınmıştır
Süreyya Anderiman (1902, Taif - 28 Eylül 1959, Tokyo, Japonya), Türk bürokrat. Münir Paşa'nın oğludur. Uzun yıllar Atatürk'ün özel kalem müdürlüğünü yapmıştır. 1945 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün özel sekreteridir. Araştırmacı yazar Yalçın Küçük Türkiye Üzerine Tezler 1908-1998 2. Cilt adlı eserinde kendisinin ABD'nin adamı olduğunu ileri sürmüştür.[1] 30 Mayıs 1957 ile 28 Eylül 1959 tarihleri arasında Tokyo büyükelçiliği yapmıştır. Bu görevi sırasında, dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan'ın başkanlığındaki Türk Parlamento Heyeti'nin Japonya’yı ziyaretinin hemen ardından 28 Eylül 1959 tarihinde Tokyo'da eşi ile intihar etmiştir. Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Özel sekreterlikten sonra Tokyo Büyükelçiliği'ne terfi etmiştir. Karısıyla beraber intihar etmiştir ancak ne sebeple intihar ettiği bilinmiyor. Karısının ruh hastası olduğundan ve o sırada Tokyo'yu ziyaret eden kadınlara aşırı düşkün Refik Koraltan ile ilgili bazı söylentilerin dışında hiçbir bilgi yok. Türkiye Üzerine Tezler 1908-1998 2. Cilt s.293 dipnot Türk bürokrat ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Bir Türk diplomat ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. gtd Türkiye'nin Norveç büyükelçileri Ali Haydar Aktay (1926-1928) Ragıp Raif Köseraif (1929-1938) Süreyya Anderiman (1946-1957) Fuat Bayramoğlu (1957-1959) Behçet Türkmen (1959-1960) Beşir Balcıoğlu (1960-1964) Osman Derinsu (1964-1968) Cihat Rüştü Veyselli (1968-1971) Cahit Hayta (1972-1976) Erdem Erner (1976-1980) Haluk Özgül (1980-1984) Şefik Fenmen (1984-1986) Üstün Dinçmen (1986-1988) Erol Celasun (1988-1990) Ömür Orhun (1990-1995) Burhan Ant (1995-1998) Osman Korutürk (1998-2000) Berhan Ekinci (2000-2004) Mehmet Görkay (2004-2008) Hayati Güven (2008-2011) Ayşe Zeybek (müsteşar) (2012) Şanıvar Olgun (2012-2014) Esat Şafak Göktürk (2014-2018) Fazlı Çorman (2018-2023) Gülin Dinç (2023-) gtd Türkiye'nin Japonya büyükelçileri Hulusi Fuad Tugay (1925-1929) Cevat Ezine (1929-1931) Nebil Batı (1931-1936) Hüsrev Gerede (1936-1939) Ahmet Ferit Tek (1939-1943) Ali Muzaffer Göker (1944-1945) İzzettin Aksalur (1952-1955) Semih Baran (1955-1957) Süreyya Anderiman (1957-1959) Nejad Kemal Kavur (1960-1962) Melih Esenbel (1963-1966) Turgut Aytuğ (1967-1970) Mustafa Şükrü Elekdağ (1970-1974) Celal Eyiceoğlu (1974-1979) Nazif Cuhruk (1979-1983) Nurver Nureş (1983-1987) Umut Arık (1987-1992) Necati Utkan (1992-1996) Gündüz Suphi Aktan (1996-1998) Yaman Başkut (1998-2002) Solmaz Ünaydın (2003-2007) Selim Sermet Atacanlı (2007-2011) Abdurrahman Bilgiç (2011) Serdar Kılıç (2012-2014) Ahmet Bülent Meriç (2014-2017) Hasan Murat Mercan (2017-2021) Korkut Güngen (2021-) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Süreyya_Anderiman&oldid=31042368" sayfasından alınmıştır
Matematikte çarpmada kullanılan işaret için çarpma işareti sayfasına bakınız. × Çarpı işareti Çarpı işareti, olumsuzluk veya onay bildirmek için kullanılan bir işarettir. Olumsuz olarak "buna katılmıyorum" veya "hayır, bu bilgi doğrulanmadı" anlamında kullanılabilir. Onay olarak ise kullanımının bir örneği oy pusulalarıdır. Sıkça tik işaretinin karşıtı olarak kullanılır. Unicode[değiştir | kaynağı değiştir] Unicode çarpı işareti için pek çok kod sağlar. Bunların arasında şunlar vardır: Sembol Unicode Kodu (Hex) Adı ✗ U+2717 BALLOT X (çarpı) ✘ U+2718 HEAVY BALLOT X (kalın çarpı) ☐ U+2610 BALLOT BOX (kare) ☒ U+2612 BALLOT BOX WITH X (kare içinde çarpı) "https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Çarpı_işareti&oldid=31259877" sayfasından alınmıştır