Title
stringlengths
17
232
Abstract
stringlengths
327
3.62k
Text
stringlengths
590
6.6k
PaperTextLength
int64
303
818
PaperAbstractLength
int64
45
442
Sınırlı Fleckvieh Irkı Bir Sığır Popülasyonunda Saha Şartlarına Yönelik Dışkı Skorlaması
süt verimine yönelik yetiştirilen ineklerde dışkının karakteri ile kıvamı sindirim sağlığı ve beslenme programlarının etkinliğinin değerlendirilmesinin yanı sıra hastalıkların takibinde kullanılabilmektedir . sütçü işletmelerde yem değişiklikleri yapılırken dışkıda meydana gelen değişimleri rehber olarak kullanmaktadır . taze ve işlem görmeyen dışkı kümeleri beslenme ile ilişkili değerli ipuçları vermektedir . bu çalışmada izmir tire ilçesi damızlık birliğine ait özel başlık bir fleckvieh çiftliğinde bulunan laktasyonun farklı dönemlerindeki ineklerde dışkı skorlarına ait veriler değerlendirildi . bu amaçla önceden tanımlanmış ile puan arası dışkı skorlama skalası kullanıldı . dışkı skorlamaları aynı araştırmacı tarafından gerçekleştirildi . işletmede bulunan hayvanlar laktasyon dönemlerine göre farklı gruba ayrılarak belirtilen karşılaştırmalar yapıldı . farklı laktasyon dönemindeki fleckvieh popülasyonunda dışkı skorlarının dağılımı irdelendiğinde erken ve geç laktasyon dönemleri arasında ilaveten geç laktasyon dönemi ile yakın kuru dönemler arasında belirgin farklar belirlendi . sonuç olarak laktasyonun farklı dönemlerinde sağlık durumunun takibinde dışkı skorlarının belirlenmesinin önemli olduğu muhtemelen de bağırsak biyo çeşitliliğine yönelik araştırmalara yön verebileceği söylenebilir . dışkı skorlarındaki farklılıklara göre bağırsak mikrobiyatasındaki değişikliklerin değerlendirildiği ileride yapılacak olan araştırmalara ışık tutacak sonuçlara ulaşıldı .
ruminantlarda saha koşullarında özellikle de çiftliklerde dışkının değerlendirilmesi önem arz etmektedir . taze işlem görmemiş dışkı yığınları ineğin beslenme durumu hakkında değerli ipuçları sağlayabilir . rumenin seçici olarak parçacıkları tutmaması potansiyel olarak sindirilebilir yem parçacıklarının ince ve kalın bağırsağa geçmesine ve sonuç olarak dışkıda sulu ve köpüklü bir kıvama neden olabilir . anılan tez çalışmasında kaba partiküllerin oranının değişmesinin fekal skorlar üzerine etkinliği değerlendirilmiştir . arpa parçaları veya mısır tanesi ile beyaz nişasta bulunması bazı yemlerin yeterince sindirilemediğini gösterir . yüksek geçiş oranı rumende yemini düzgün bir şekilde sindirmek için gereken süreyi azaltır . köpüklü veya kabarcıklı görünen gübre laktik asidozu veya gaz üretimi ile sonuçlanan kalın bağırsaktaki aşırı fermantasyonu gösterebilir . dışkı skorlaması ruminantlarda dışkı skorlaması için michigan daki araştırmacılar tarafından puanlama sistemi geliştirilmiştir . inekler tmr tükettiğinde dışkı genellikle sarı zeytin rengindedir . bu renk tahıl ve yem kombinasyonundan kaynaklanır ve tane miktarına ve bu tanenin işlenmesine göre değişir . açık yeşil veya sarımsı dışkı sulu ishal ile birlikte salmonella gibi bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanabilir . bu çalışmada izmir tire ilçesi damızlık birliğine ait özel başlık fleikviech sürüsünü barındıran bir çiftlikte saha şartlarında multidisipliner bir bilimsel organizasyon dahilinde dışkı skorlarının değerlendirilmesi amaçlandı . fleikviech ırkı sığırlar iki ile dördüncü laktasyon sayısına sahip yaşlarında bulunan ve çalışma esnasında laktasyonda bulunan hayvanlardan seçildi . fekal skorları hayvanların kulak numaralarına göre laktasyon dönemleri öğrenilmeden kör olarak değerlendirildikten sonra işletmeden bulunan hayvan takip programı aracılığı ile hayvanlar laktasyon dönemlerine göre gruplar içerisine sahip oldukları fekal skorlar ile birlikte aktarıldı . laktasyonun farklı dönemlere ait hayvanlarda bulunan dışkılardan yapılan dışkı skorlarına ait veriler graphpad prism . programı kullanılarak grafik şeklinde tanımlandı . şekil de belirtildiği gibi sol baştan ilk olguda dışkı skorları iken en sağdaki olguda skor e yakın bulundu . bu çalışma kapsamına alınan fleikviech popülasyonunda doğum döneminde ile erken laktasyon döneminde . ile . geç laktasyon döneminde ile . ve yakın kuru dönemde ile arası skor değişimleri gözlemlendi . ilgili çalışmada ek olarak puanlama sistemi bir ön değerlendirme ile doğrulanmıştır . başka bir çalışmada aynı çiftlikte birkaç dışkı örneğini ayrı ayrı puanlayarak . den daha fazla olmayan puanların tutarlı bir şekilde eşleştirilmesi sağlamıştır . böylece dışkı skorlama ve parçacık boyutu değerlendirmesinde değişkenlik azalmaktadır . dışkı skorunda ve puan arzu edilmez ve rasyon kısıtlamalarının yanı sıra bir sağlık problemini de yansıtabilir . yapılan bir çalışmada vitamin mineral takviyesi yapılan rasyonla beslenen sürüde kuru dönemden erken laktasyon dönemine doğru dışkı skorlamasının kontrol grubuyla paralel ancak daha yüksek olarak azaldığı ifade edilmiştir . çalışmamızda rasyon içeriği dikkate alınmaksızın dışkı skorunda erken laktasyon dönemindeki azalmalar benzerlik göstermektedir . geliştirilmiş besin kullanımının bir göstergesi olan mısır silajı ile birlikte çim yonca silajı içeren diyetle beslenen ineklerde dışkı skoru artış göstermektedir . bu mısır silajı ya da tam tahıl gevreği silajı ile beslenen ineklerde sadece çimenlik yonca silajı ile beslenen ineklere ya da preslenmiş pancar posası ile kombinasyon halinde olanlara kıyasla daha yüksek bir dışkıda ndf konsantrasyonu ile ilişkilendirilmiştir .
480
170
İnşaat proje imalatlarında artırılmış gerçeklik teknolojisi uygulamaları
bilgi teknolojilerine yeni bir bakış açısı getiren artırılmış gerçeklik gerçek dünyanın sanal dünyadan gelen bilgi ile zenginleştirilmesidir . artırılmış gerçeklik gelecekte inşaat projeleri uygulamalarına önemli katkılar sağlayacak yenilikçi teknolojilerden biridir . bu çalışmada artırılmış gerçeklik teknolojisi kullanılarak inşaat projelerinde çalışan işçi ekipman operatörü mühendis ve yöneticilerin yapımını veya kontrolünü üstlendikleri imalat işlerinin baştan sona aşamalar halinde bilgilendirildiği bir sistem geliştirilmiştir . akıllı gözlük ile oluşturulan sistemde kullanıcılar yapımını ya da kontrolünü üstlendikleri işlerle ilgili eğitim ve yapım yöntemlerine şantiyede işin başındayken ulaşarak imalat ile ilgili gerekli bilgilere anında erişebilecektir . bu şekilde hatalı imalat yapmaktan ya da imalatın doğrusunu öğrenmek için zaman ve para harcamaktan sakınmış olacaktır . sistem tuğla duvar imalatının aşamaları kullanılarak test edilmiştir . sistemin inşaat proje imalatlarının kalitesini artırabileceği dolayısıyla sektöre önemli katkılar sağlayacağı öngörülmektedir .
inşaat projelerinde çalışan ve çoğunlukla yetersiz mesleki eğitime sahip işçilerin gerçekleştirdikleri imalatlarda yapılan hatalar yapım sürecini ve kalitesini olumsuz etkilemektedir . ayrıca uygulama hataları yapıların depremlerde zarar görmesine neden olan önemli faktörlerden biridir . böylece izlenen görüntünün içerisinde ve o an yaşanıyormuş gibi hissedilir . artırılmış gerçeklikte gerçek ortam sanal ortama göre daha baskın durumdadır . artırılmış gerçekliğin yakın bir gelecekte hemen hemen tüm sektörlerde kullanımı öngörülmektedir . dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden volkswagen tarafından geliştirilen ancak henüz test aşamasında olan marta adlı artırılmış gerçeklik sistemi bir otomobilin bakımını yapmak isteyen kişiye adım adım nasıl ilerleyeceğini hangi aletlerin nasıl monte edileceğini bunun için hangi araç gereçlerin kullanılması gerektiğini grafik ve görsel tabanlı olarak açıklamaktadır . inşaat sektöründe artırılmış gerçeklik teknolojisinden faydalanılarak şantiyelerdeki personelin kullanabileceği akıllı cihazlarla başarılı uygulamalar ortaya çıkarmak inşaat projelerinde yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır . artırılmış gerçeklik teknolojisini inşaat işlerindeki elektrik kazalarını önlemek için kullanmışlardır . tsai merıs adlı bir sistem geliştirmiştir . bu sistem açık havada çalışan işçilerin tehlikeli bir durumla veya iş kazası ile karşı karşıya kaldıklarında cep telefonları ile yardım istemelerini içermektedir . artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanarak yapı makinelerinin şantiyelerdeki olası optimum senaryolarının modellemesini yapmışlar ve bu modellerin inşaat planlama sürecinde potansiyel iyileştirmeler sağlayabileceğini öngörmüşlerdir . araştırmacılar artırılmış gerçeklik teknolojisi ile bu tip analizlerde daha efektif sonuçlar elde edildiğini göstermişlerdir . park ve kim artırılmış gerçeklik konum izleme yapı bilgi modellemesi ve oyun teknolojilerini entegre ederek bir güvenlik yönetimi ve görselleştirme sistemi geliştirmiştir . çalışmalarında artırılmış gerçeklik teknolojisini akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar ile birlikte gerçek zamanlı ve konum bazlı iş güvenliği yönetiminde kullanmışlardır . wang a göre bu uygulama alanlarından biri de artırılmış gerçeklik teknolojisinin inşaat projelerinin kalite kontrol yönetimindeki potansiyel kullanım alanlarından oluşmaktadır . sektörlerdeki kullanımı ve bahsedilen sektörlere katkıları ile ilgili çok sayıda araştırma olmasına karşın bu teknolojinin inşaat sektöründeki uygulamaları ile ilgili çalışmalar günümüzde nispeten sınırlıdır . bu çalışmada şantiyelerde en sık kullanılan uygulamalardan biri olan tuğla duvar yapımı örnek imalat kalemi olarak seçilmiştir . mobil ekipmanların güçlendirdiği artırılmış gerçeklik uygulamaları algoritma ve yazılım kodları ile geliştirilmektedir . artırılmış gerçeklik sistemi aşağıda belirtilen yöntemler kullanılarak tasarlanmıştır . görüntü izleme yönteminde olduğu gibi akıllı gözlüğe aktarılarak kurulumu gerçekleştirilmiştir . nesne izleme yönteminde resmi çekilmiş olan bir nesne veritabanına kaydedilmiş ve qr kodu artırılmış gerçeklik platform yazılımına aktarılmıştır . yüz izleme yönteminde artırılmış gerçeklik platformunda yüz modeli üzerine boyutlu modeller yerleştirilmiş ve kişinin yüzüne gelecek şekilde ayarlanmıştır . yazılım kodları kullanılarak diğer yöntemlerde olduğu gibi akıllı gözlüğe aktarılmıştır . bu mesafenin kullanılmasının ana nedeni bu tip malzemelerde m ve üzeri uzaklıklarda malzemeler yeterince görünmediği için eşleşmeler etkili olmamaktadır . tuğla duvar imalatı için gerçekleştirilen testlerde akıllı gözlükten alınan ekran görüntülerinden örnekler şekil de verilmiştir .
447
123
Susanna Tamaro’nun ‘Atla, Bart!’ İsimli Çeviri Çocuk Romanında Fantastik Kurgu
fantastik bünyesinde hayal gücünün düşün doğaüstünün var olduğu nesnel gerçeklikten tam olarak sıyrılmadan okura bir kaçış imkanı sunan sanat eserlerini niteleyen bir türdür . yazın türü olarak fantastik kurgunun kendine özgü birtakım özellikleri vardır . yazar fantastik kurguyu oluştururken dış dünyayı olağanüstülüğe varmak gerçek zaman ve mekandan kopmak için bir araç olarak kullanır . fantastik eserler okuyucuda merak heyecan ve gerilim temelli özel bir etki uyandırarak olay örgüsüyle arasında bağ kurmasını sağlar . dilin retoriğinin yazarın kabiliyetiyle en iyi şekilde ifade olanağı bulduğu fantastik yazın türünde akıl ve mantık arka plana itilir . yazarın gayesi dış dünyadan kurgusal olarak tamamen uzaklaşmadan okuru hayrete düşürmektir . çalışma kapsamında fantastik kavramının tanımından yola çıkılarak basit seçkisiz örneklem yoluyla seçilen susanna tamaro nun yaş grubu için yazdığı atla bart adlı telif eserinin çocuk edebiyatı ile olan ilişkisi fantastik kurguda bulunması gereken ölçütler bağlamında değerlendirilmiştir . araştırmada nitel araştırma yöntemi ve veri toplama aracı olarak ise doküman inceleme metodu kullanılmıştır . çalışmada susanna tamaro nun atla bart adlı eserinde fantastik kurgunun özelliklerinden olan düşsel unsurların varlığı yazarın olağanüstülükleri gerçekçi düzlemden kopmadan ele alması kurgudaki kahramanların yaşanan doğaüstü olaylara şaşırma ve kararsızlık durumu göstermeleri kahramanların bir amaç için macera dolu yolculuğa çıkmaları gibi unsurların yer aldığı tespit edilmiştir . fantastik kurgunun okura çeşitli eğitsel iletileri sezdirme ve toplumu bir probleme yönelik aydınlatma işlevi susanna tamaro nun atla bart adlı eserinde teknolojinin insan yaşamını esir alması sosyal ilişkileri olumsuz etkileyerek insanları yalnızlık ve mutsuzluğa itmesi durularının ele alınmasıyla sağlanmıştır . susana tamaro nun fantastik kurgusunun çevrimsel ilişki türüne uygun biçimde problemlerin yaşandığı gerçek dünya amaç uğruna mücadele verilen fantastik dünya sorunların çözüldüğü gerçek dünya geçişleri kullanılarak yapılandırıldığı görülmüştür . atla bart adlı fantastik türdeki eserin çocukların merak ve heyecan ihtiyaçlarını giderme düş ve hayal dünyalarına olumlu etki yaparak yaşamlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik yaratıcı düşünme becerilerini geliştirme açısından faydalı olacağına ulaşılmıştır .
insanlar yaşamlarında gizli sıra dışı olan durum ya da olaylara yönelik bir arayış içinde olmuşlardır . fantastik bir bakıma düşsel hayali olana yönelik okurun çelişki yaşama durumunu gösteren bir araç işlevini üstlenmektedir . fantastik kavramını berna moran şu şekilde tanımlar gerçekçiliğin zaman mekan karakter kavramlarını canlı cansız ayrımını tanımayan ve bildik dünyamızın ötesinde alternatif bir dünyayı işin içine katan anlatıları tümüne verilen addır . bu eserlerde yazar kurgusunu oluştururken dış dünyayı olağanüstülüğe varmak gerçek zaman ve mekandan kopmak için bir çıkış kapısı olarak kullanır . okurun hayal dünyasını geliştiren bir tür olan fantastik kişiyi karşılaştığı olayları gerçekte olmayan yasalarla yorumlamaya iter . bu durum kahramanda şaşkınlık uyandırsa da kurgudaki olayların bir parçası olur . fantastik yolculuğun bitişinden sonra kahraman sorunları çözmüş şekilde gerçek zaman ve mekana döner . kahramanın yolculuğu bitirmesi ile kurgunun tamamlanması paraleldir . gerçekliği büyülü gerçekçi eserle birlikte yeniden tanımlayan okuyucu fantastikte asıl olan gerçeklikten kopmaz ve okuduğu kurguyu gerçek dünya ile ilişkilendirerek şaşkınlığa uğrar . fantastik yazın biçiminde gerçek sıradan ve normal olan önce öylece kabul edilir . gerçek dünya ile büyülü dünyanın uyumunun sağlanması ya da sağlanmama durumu fantastik ile büyülü gerçekçi arasındaki en büyük fark olduğu ifade edilmiştir . yazar çocuk edebiyatında bu amacından sapmamalı ve didaktik olmaya çalışmamalıdır . susanna tamaro yılında italya nın trieste kentinde dünyaya gelmiştir . söz konusu eserde olağanüstülüklerin sağlanması eserin kahramanlarından olan bart ın öncelikle zoe adlı tavuk ile konuşmasıyla başlar . kitabın içindeki hikayeye devam eden bart ve zoe yalnızlık krallığı na ulaşınca yine tavşan yunus gibi hayvanlarla konuşmasını devam ettirmektedir . s . bart ın baba tavşan ile yolculukları esnasında bart tam nereye geldik birkaç saniye içinde kara bir kürke bürünmüştü ayakları ve bacakları korkunç pençeleri olan hayvan bacaklarına dönüşmüştü . üstat lu nun bart ın ailesi hakkında evlat edinmek değil . onlar gerçek anne baba yerine geçmek gerçek anne baba olmamak . savaşması gerektiğini bile bilmeyen bir düşmana zafer kazanmanın da ne tadı olabilir ki bu tarz iletilerin metin kurgusunda yer alması fantastik kurgunun eğitsel ve toplumu aydınlatma işlevini yerine getirmektedir . çocuk edebiyatı açısından bakıldığında fantastik türdeki eserlerin verdiği iletilerle çocuktaki düş ve hayal gücüne olumlu etki yapması ve sorunları çözmede yaratıcılık becerilerini geliştirmesi beklenmektedir .
374
292
SEYYİD MUSTAFA’NIN HAKÂ’IKU’L-BEYÂN FÎ-TERCEMETİ ŞAKÂ’İKU’N-NU’MÂN TERCÜMESİ VE ZAMÎME-İ ŞAKÂ’İKU’N-NU’MÂN ADLI ŞAKÂ’İK ZEYLİ
klasik türk edebiyatı tarihinin temel kaynaklarından olan tezkireler mühim bir başvuru kaynağı olmasından dolayı cumhuriyet dönemi edebiyat araştırmacısının ilgisini cezbetmiş ve üzerine birçok çalışma yapılmıştır . bunun yanında şaka iku n nu maniyye nin oldukça geniş hacme sahip olan zeyilleri tezkireler kadar ilgi çekmemiş ancak son dönemde doktora tezlerine konu olup tenkitli neşirleri yapılmıştır . şaka ik geleneği içerisinde zeyller kadar dikkat çekmeyen ama ehemmiyeti haiz olan tercümeler de mevcuttur . bunlardan birisi seyyid mustafa nın haka iku l beyan fi tercemeti şaka iku n nu man adlı tercümesi ve kendi dönemine kadar yaşayan alimleri ele aldığı zamime i şaka iku n nu man zeylidir . bu çalışma şu ana kadar kimi çalışmalarda varlığından şüphe ile bahsedilen eserin bilinen tek nüshası üzerinden tanıtmayı amaçlamaktadır . bu minvalde öncelikle şaka ik tercüme geleneğinden bahsedilmiş ve daha sonra seyyid mustafa nın bir zeyl niteliği de taşıyan eseri biyografilerin indeksi verilerek tanıtılmıştır . seyyid mustafa nın tercümesinin yapısından kısaca bahsedilmiştir . taşköprizade nin şaka ik adlı eserinin ve seyyid mustafa nın yazmış olduğu tercümenin biyografi sayıları tespit edilmiştir . daha sonra iki eserde de bulunan mevcut on tabaka göz önüne alınarak biyografi sayıları kıyaslanmıştır .
osmanlı nın bir beylik iken devlete dönüşmesi ve ardından asya afrika avrupa da üç kıtaya yayılarak imparatorluk kurması bir bilincin de zuhur etmesini beraberinde getirmiştir . devletin birçok kademesindeki defter tutma geleneğinin de yardımıyla da vakanüvistlik kurumsal bir yapı halini almıştır . alanlarda olmamış kültür sanat edebiyat ve ilim tarihi de çeşitli şekillerde tahrir edilmiştir . tam ismi şaka ıku n nu maniyye fi ulemai d devleti l osmaniyye olan eseri osmanlı daki bilgin mutasavvıf şair gibi birçok kesimi kapsayacak şekilde kaleme almıştır . amcasından da sarf ve nahive dair kitaplar okur ve bu esnada ahmed efendi henüz yaşında iken beraber eğitim gördüğü abisi mehmed vefat eder . burada da babasından mantık kelam akaid ve meşşai felsefe üzerine kitaplar okur . ayrıca halvetiyye tarikatına insitap ederek tasavvuf yoluna girmiştir . padişahlarla ayrılan tabakaların altında bu devrilerde yaşayan alim mutasavvıf devlet adamı şair hekim gibi devrin tanınmış simalarının biyografileri verilmiştir . bu sebeple taşköprizade nin yakın çevresi bu bilgilerin toplanması istenmiş o da bu isteği kırmayarak tarikat şeyhlerini de eserine eklemiş ve bazı yüksek makamları hak eden ancak bu makamlara ulaşamayan alimleri de eserine katmıştır . eser mukaddime on adet tabaka ve bir hatimeden müteşekkildir . hatimede müellif kendi hayatını anlatmıştır ve bu kendinden sonra şaka ik tercümesi yapan bazı mütercimlere örnek teşkil etmiş ve zamanla bir geleneğe dönüşmüştür . osmanlı yı merkeze alarak bir toplu ulema biyografisi telifi olması açısından ilktir . bu açıdan edebiyat ilahiyat ve tarih başta olmak üzere sosyoloji eğitim tarihi tıp tarihi psikoloji gibi alanlar için de kaynak teşkil etmektedir . ayrıca şaka ik tan dönemin entelektüel ağı rahatlıkla okunabilir . eserde kişinin biyografisinin bulunması ve on padişah dönemini ihtiva etmesi bu ağın değeri bir kat daha artacaktır . hadaiku r reyhan ve mecma ü l eşraf sırasıyla hicri ve yaptığı tercüme kütüphane kayıtlarına nazaran çok meşhur olmuş bir eserdir . mecdi nin tercümesi diğer tercümelere nazaran ağdalı bir dile sahiptir . başka bir tercüme ibrahim b . ahmed el amasi ye ait terceme i şaka ik i nu maniyye dir . bir satırlık hamdele salveleden sonra osmanlı tarihinden şaka iku n nu maniyye de yazılan şeyhler ve bilginlerin bazı uzun hikayeleri geçilerek her birinin münasibi rütbesi ve menakıbı mümkün olduğunca tercüme edildiği söylenmiştir . eserdeki son biyografi muslihüddin mustafa ya aittir . mehmed in tahta çıkarılması dönemin bürokratları hakkında bilgi zikredilmesi ve dönemin padişahına dua edilmesi bulunur . aynı hatla yazılan bu bölüm müstensihin eklemesi değil ise tercüme den sonra olmalıdır . behçet gönül burada ele alacağımız seyyid mustafa efendi nin hakai ku l beyan fi tercemeti şaka iku n nu man adlı tercümesinin davud zeki ve süheyl şemseddin in çalışmalarına dayanarak var olduğunu söyler ve kendisinin görmediği eserin nüshasının yıldız teracimahval nu . görüldüğü üzere zeylde elli bir adet biyografi bulunmaktadır . zeyl kısmındaki biyografiler de tercümedekiler gibi sade bir üslupla kaleme alınmıştır . zeyldeki biyografilerin kurulumu tercümedeki biyografi kurulumu gibidir . derkenardaki isimler büyük ihtimalle metinden sonra yazıldığından bazı hatalar görülmektedir ancak eserin kullanımının kolaylaşması açısından yukarıdaki indekste bunlara müdahele edilmemiştir . bu tercümenin neşrinin yapılması ve diğer tercümelerle kıyaslanması hem osmanlı entelektüel hayatına ışık tutacak hem de dönemin müterciminin dünyasını anlamaya katkı sağlayacaktır .
460
157
TÜRKÇE İÇİN DERİN ÖĞRENME TABANLI DOĞAL DİL İŞLEME MODELİ GELİŞTİRİLMESİ
doğal dil insanları diğer canlılardan ayıran ve insanların iletişim kurmasını sağlayan en temel özelliklerden biridir . dil insanın duygu ve düşüncelerini ifade etmede kullandığı ve kültürlerin nesiller boyunca aktarılmasını sağlayan bir araçtır . günlük hayatta karşılaşılan yazılar ve sesler birer doğal dil örneğidir . doğal dilde birçok kelime zamanla yok olurken diğer taraftan yeni kelimeler de türetilmektedir . bu yüzden doğal dil işleme süreci insan için bile karmaşık yapıya sahipken bilgisayar ortamında işlenmesi de zor olmaktadır . insanların dili nasıl kullandığını dil bilim alanı incelemektedir . dil bilimciler ve bilgisayar bilimcilerinin ortak çalışmasını gerektiren doğal dil işleme çalışmaları insan bilgisayar etkileşiminde önemli rol oynamaktadır . doğal dil işleme çalışmaları yapay zeka teknolojilerinin dil bilimi alanında kullanılması ile artmıştır . yapay zeka çalışma alanlarından olan derin öğrenme yöntemleri ile doğal dile yakın seviyede platformlar geliştirilmektedir . dili anlama makine çevirisi ve sözcük etiketleme için geliştirilen platformlar derin öğrenme yöntemlerinden faydalanmaktadır . derin öğrenme mimarilerinden olan özyinelemeli sinir ağları metin veya ses verileri gibi sıralı verileri işlemede tercih edilmektedir . bu çalışmada bir rnn türü olan iki yönlü uzun kısa vadeli bellek kullanılarak türkçe sözcük etiketleme modeli önerilmiştir . önerilen sözcük etiketleme modeli doğal dil araştırmacılarına kendi analizlerini gerçekleştirme ve kullanabilme imkanı verecek bir platform ile sunulmaktadır . iki yönlü lstm kullanılarak geliştirilen platformun geliştirilme aşamasında uzman görüşü ile geri bildirimler alınarak sözcük etiketleyicinin hata oranı azaltılmıştır .
doğal dil insanların kendilerini ifade etmeleri ve iletişim kurabilmeleri için kullanılan bir araçtır . chomsky dilin çocukluk yıllarında duyulandan doğal bir dile dönüşümünün insanın genetik yapısıyla ilişkili olduğunu ifade etmektedir . ancak dil kullanımının üreticiliği kurallara her zaman uymamaktadır . ddi insan dilinin otomatik analizi ve gösterimi için teorik olarak motive edilmiş hesaplama teknikleridir . insanlar tarafından doğal olarak oluşturulan veriler doğrudan işlenecek durumda değildir . ardından şekilbilim sözdizim anlambilim ve söylev işleme çalışmaları gerçekleştirilebilmektedir . bu çalışma alanları sözcük kökleri sözcük bağlamları ve anlambilim açısından bazı zorluklara sahiptir . fakat o yıllardaki basit bir ağın eğitiminin uzun sürmesi ve yüksek hesaplama maliyetlerinden dolayı destek vektör makinaları gibi el ile hazırlanmış özelliklere sahip modeller kabul görmüştür . basit bir derin öğrenme çerçevesinin adlandırılmış varlık tanıma anlamsal rol etiketleme ve sözcük etiketleme gibi birçok ddi görevinde en modern yaklaşımlardan daha iyi performans gösterdiği ortaya konulmuştur . örneğin yüz sözcüğü kullanıldığı bağlama göre isim veya fiil etiketini alabilmektedir . bölümde önerilen modelin geliştirilme süreçlerinden bahsedilmiştir . ddi problemlerini hedef alan makine öğrenme yaklaşımları çok yüksek boyutlu ve seyrek özellikler üzerine eğitilmiş sığ modellere dayanmaktadır . lstm ler tüm tekrarlayan sinir ağları gibi bir sinir ağının tekrar eden hücrelerine sahiptir fakat tekrar eden hücre tek bir sinir ağı kapısına sahip olmak yerine etkileşime giren adet kapıya sahiptir . standart lstm ağları dizileri geçici sırayla işler gelecekteki bağlamı görmezden gelirler . ve negatif zaman yönünden birbiriyle bağlantısı olmayan iki duruma bölmektedir . günümüzde ddi alanında çalışan araştırmacılar derin öğrenme yöntemlerinin kullanımına yönelmektedir . türkçe için derin öğrenme yöntemleri ile doğal dil işleme çalışmaları sınırlıdır . türkçe sözcük etiketleme için derin öğrenme ile eğitilmiş bir model henüz bulunmamaktadır . bu çalışmada rnn mimarisinde iki yönlü uzun kısa vadeli bellek kullanılarak türkçe sözcük etiketleme için bir ddi modelinin geliştirilmesi amaçlanmıştır . keras yalnızca sabit boyutlu dizilerle ilgilendiği için veri setindeki en uzun cümle hesaplanmıştır . ön işleme aşamasında yazılı belgelerden elde edilen verilerin işlenebilir hale getirilmesi için ddi normalleştirme süreci uygulanır . ön işlemeden geçen veri sözcük etiketleme aşamasında iki yönlü lstm ile analiz edilir . etiketli veri kısmında etiketi atanan sözcükler ve frekansları kullanıcıya sunulmaktadır . tahmin için iki yönlü uzun kısa vadeli bellek derin öğrenme mimarisi kullanılmıştır . derin öğrenme kullanarak doğal dil işlemeyi gerçekleştiren ve kullanıcıları da sürece dahil ederek doğal kavramının sürekliliğinin sağlayan türk dilinde ilk platform olduğu düşünülmektedir .
422
225
Yem Bezelyesinde Kışlık ve Yazlık Ekimin Bazı Tarımsal Özellikler Üzerine Etkisi
bu araştırma konya merkez ve konya altınekin ekolojik şartlarında ulubatlı kirazlı ve özkaynak tescilli çeşitleri ile b ve yem bezelyesi hatlarının kışlık ve yazlık ekimlerde bazı tarımsal özellikler üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır . tarla denemesi tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre lokasyonda ve tekerrürlü olarak kurulmuştur . araştırmada yem bezelyesinin çiçeklenme gün sayısı bitki boyu bakla sayısı baklada tohum sayısı hasat olum gün sayısı yeşil ot verimi kuru ot verimi biyolojik verim bin tane ağırlığı tohum verimi ve hasat indeksi belirlenmiştir . araştırma sonuçları değerlendirildiğinde çiçeklenme gün sayısı . . gün bitki boyu . . cm bakla sayısı . . adet baklada tohum sayısı . . adet hasat olum gün sayısı . . gün yeşil ot verimi . . kg da kuru ot verimi . . kg da biyolojik verim . . kg da bin tane ağırlığı . . g tohum verimi . . kg da hasat indeksi . . arasında tespit edilmiştir .
dünya da nüfusun hızla artış göstermesi beslenmeyi en büyük sorunlardan biri haline getirmiştir . geri kalmış toplumlarda doğal kaynakların başka ülkeler tarafından kullanılması o ülke insanlarının yarı aç yarı tok halde köle hayatı sürdürmelerine sebep olmaktadır . avrupa birliği ülkelerinin kişi başına yıllık kırmızı et tüketimi kg iken bu sayı ülkemizde kg kadardır . türkiye den yaklaşık kat fazla et tüketen ab tükettikleri proteinin ni hayvansal kökenli ürünlerden ini bitkisel kökenli ürünlerden karşılamaktadırlar . yem bitkileri tarımı hayvansal ve bitkisel üretimin sigortası olup aynı zamanda tarımsal üretimde çok önemli bir yere sahiptir . yem bezelyesi otu her türlü çiftlik hayvanları için lezzetli ve besleyicidir . kırılarak diğer kaba yemlerle birlikte yem rasyonlarına konulmaktadır . batı avrupa ülkelerinde soyanın yerine rasyonlarda yem bezelyesi taneleri kullanılmaktadır tespit edilmiş b bitki boyu bakla sayısı kuru ot verimi ve tohum verimi bakımından ikili interaksiyon belirlenmiştir . bununla birlikte üçlü interaksiyon ortaya çıkmıştır . çiçeklenme gün sayısı yazlık ya da kışlık ekim ve çeşitlere göre değişim göstermektedir . kışa zayıf halde giren bitkiler don kabarması ve dokuların dondan zarar görmesi nedeniyle beklenen bitki boyuna ulaşamamıştır . bakla sayısı çeşitler ortalaması olarak en fazla bakla sayısı yazlık ekimde . adet ile ulubatlı çeşidinden elde edilirken buna karşılık kışlık ekimden en fazla bakla sayısı özkaynak ve ulubatlı çeşitlerinden elde edilmiştir . şekil incelendiğinde görüldüğü gibi çeşitlerin ekim zamanına ve yere olan tepkisi aynı yönde olmamıştır . diyarbakır şartlarında yapılan bir çalışmada hasat olum gün sayısı arasında belirlenmiştir . bunun nedeni olarak genotip farklılıklar ve kışlık ekimlerde geç kalınması nedeniyle bitkilerin kışa zayıf girmesi şeklinde açıklanabilir .
485
140
BİLGİ TEKNOLOJİLERİNİN DEVLET ÜZERİNDEKİ DÖNÜŞÜMÜ, DİJİTAL DEVLET (ELEKTRONİK (E)-DEVLET): TÜRKİYE ÖRNEĞİ
bilgi teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler birçok alanda olduğu gibi kamusal hizmetlerin sunumunda da etkisini göstermiştir . devletler bilgi teknolojilerinin getirmiş olduğu yenilikler neticesinde dijitalleşme sürecine girmiştir . bu süreçte kamusal hizmetlerin sunumunda bilgi teknolojilerini kullanmak suretiyle vatandaşlara daha hızlı güvenilir ve etkin hizmet sunma olanağı veren e devlet modeline geçiş başlamıştır . yaşanan bu değişim neticesinde hizmet sunumunda bürokratik engeller kalkmış şeffaflık hesap verebilirlik ve verimlilik artmıştır . bu çalışmada bilgi teknolojilerinin devlet üzerindeki dönüşümü kapsamında hizmet sunumunda yaşanan dijital dönüşümün türkiye deki e devlet uygulamaları örneğinde açıklanması amaçlanmaktadır . bu bağlamda ilk önce e devleti ortaya çıkaran ve gelişimine etki eden faktörler ile amaçları yararları ve olumsuzlukları açıklanacaktır . ayrıca türkiye de e devlet uygulamalarının neler olduğu ve e devlet uygulamalarında karşılaşılan sorunlar üzerinde durulmuştur . son larak ise kamu yönetimine etkileri ve klasik devlet ile karşılaştırılması yapılacaktır . çalışma sonucunda e devlet uygulamaları neticesinde hizmet sunumunda verimliliğin şeffaflığın ve hesap verebilirliğin arttığı görülmüştür . ayrıca bürokratik engellerin kalktığı bilgi ve hizmetlere daha kolay erişebilme imkanı doğduğu tespit edilmiştir .
yüzyıl itibariyle dünyada birçok alanda teknolojik gelişmeler ışığında dönüşümler yaşanmaktadır . bilgisayar ve internet aracılığıyla vatandaşların istekleri göz önünde tutularak hızlı ve kolay bir şekilde bilgiler sunulmakta işlemler hızlandırılmakta ve yönetimsel katılım daha aktif olmaktadır . klasik devlet anlayışında var olan hantal yapı ve bürokratik işlemlerin çokluğu kamusal hizmetlerin sunumunda verimsizliğe neden olmaktadır . artık geleneksel kamu hizmeti sunumundaki sıra bekleme zaman kaybı ve kırtasiyecilik gibi bürokratik işlemler azalmakta ve kamu kesiminde internet ve bilgisayar kullanımı vazgeçilmez olmaktadır . bilgi teknolojilerinin kullanımıyla vatandaşın devletten beklediği hizmetlerin sunumunda önemli gelişmeler olmuştur . bilginin istenilen zamanda doğru ve güvenilir şekilde verilmesi erişilebilir ve paylaşılabilir olması göz önüne alındığında kamu yönetiminin bilgi teknolojilerini kullanarak etkin ve kaliteli hizmet sunması vatandaşlar açısından olumlu olmaktadır . bunun yanında e devleti e den daha çok devletle ilgili bir yaklaşım olarak görmek daha doğrudur . e hizmet vatandaşın ihtiyaç duyduğu ve talepte bulunduğu bilgilere ve belgelere elektronik ortamda hızlı ve güvenilir şekilde ulaşabilmesidir . böylelikle de devlet ekonomik anlamda rekabetçi konuma gelecektir . görüldüğü üzere bir ülkede güçlü ve etkin bir e devlet modelinin uygulamada olması o ülkede hem ekonomik anlamda hem devlet ve vatandaş ilişkilerinde hem de vatandaşların yönetime katılımını ifade eden katılımcı demokrasi bağlamında önemli yararlar sağlamaktadır . sunulan kamusal hizmetler herkese eşit ve etkin bir şekilde ulaşacak ve şeffaf devlet yapılanması sayesinde vatandaşın devlete olan güveni sağlanacaktır . bu durumda bireylerin farklı nitelikteki gereksinimleri dikkate alınmamış olacaktır . bu süreçte e devletle ilgili ilk büyük adım li yıllarda kişisel bilgisayarların yaygınlaşmasıyla atılmıştır . lı yıllarda ise internetin hızla yayılması ve bu sayede daha önce hiç olmadığı kadar bilginin üretilip dağıtılması yönetim bilgi sistemleri kavramını ortaya çıkarmış ve e devlet sürecinin en önemli adımları atılmaya başlamıştır . bu aşama bilgilerin işlevsel bir şekilde kullanıldığı aşamadır . bu aşamada halkın politika belirme sürecine katılımı için çalışmalar yapılmaktadır . vatandaşların e devlet hizmetlerini alabilmeleri için gerekli olan iki temel unsur bulunmaktadır . son olarak ise çevrimiçi hizmetler kapsamında e referandum e oylama ve e anketler bulunmaktadır . e devlet sisteminin finansmanını klasik bütçeleme yöntemi ile sağlamak bazı sorunlara neden olabilmektedir . bu e devlet sisteminin ayakta kalabilmesi bakımından önemli bir unsurdur . bu uygulamadaki temel amaç bilgi işlem kapasitesi yüksek kararları hızlıca alan ve ihtiyaçlara anında cevap veren bir devlet yapısı oluşturmaktır . e devlet elektronik devlet olarak tanımlansa da esas itibariyle devlet kavramı geleneksel tanımını korumaktadır . önemli olan e devletin işlevlerini yerine getirirken klasik devletten farklı olarak bunu hangi araçlarla nasıl yaptığıdır . yılında ise e dönüşüm türkiye projesi kapsamında bilgi toplumu stratejisi ve eylem planı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur . bu amaçlar ise şu şekilde belirtilmiştir e devlet ekosisteminin etkinliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması altyapı ve idari hizmetlere yönelik ortak sistemlerin hayata geçirilmesi kamu hizmetlerinde e dönüşümün sağlanması kullanım katılım ve şeffaflığın artırılması .
450
153
BİR GÜNLÜK NOKTA PREVALANS İLE BAKIŞ: CERRAHİ PROFİLAKSİ UYGUN MU?
cerrahi profilaksi sağlık bakımı ilişkili en sık enfeksiyon olan cerrahi alan enfeksiyonlarını önlemede önemli bir uygulamadır . bu çalışmada tüm hastane genelinde cerrahi klinik ve yoğun bakım ünitelerinde cerrahi profilaksinin uygunluğunun saptanması amaçlanmıştır . çukurova üniversitesi tıp fakültesi hastanesinde enfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından . . tarihinde günlük nokta prevalans çalışması yapıldı . cerrahi yapılan tüm hastalar çalışmaya dahil edildi . hastaların demografik verileri cerrahi özellikleri cerrahi profilaksi uygunluğu kaydedildi . cerrahi işlem yapılan hastanın yaş ortalaması . . olup . si yetişkin ve . u erkektir . cerrahi işlemlerin . sı temiz kontamine . ü kontamine iken . i temiz cerrahidir . cerrahi işlemlerin . si elektif ve . i açık cerrahidir ameliyattan önce yatış süresi ortalama . . gün idi . ameliyat öncesi tıraş olan . hastanın sadece dördü ameliyattan hemen önce ameliyathanede tıraşlanmıştı . banyo yapan hastaların tamamına yakını antiseptik kullanmamıştı . hastaların . inde cerrahi profilaksi uygunsuz bulundu . sefazolin cerrahi profilaksi için en sık kullanılan ajandı . uygunsuz antibiyotik profilaksi nedenlerinin . sını antibiyotiğin başlama zamanı . ünü antibiyotik seçimi . sını temiz cerrahide profilaksi verilmesi . sini profilaksi verilmemesi ini uzun süreli profilaksi ve . sini ise yanlış dozda profilaksi verilmesi oluşturmaktadır . çalışma sonuçları göz önüne alındığında profilaksi uygulamalarında ciddi uyumsuzluk tespit edildi . bu bağlamda güvenli hasta cerrahisi için uygun profilaksinin önemi hakkında farkındalığın attırılması gerekmektedir .
cerrahi alan enfeksiyonları sağlık bakımı ilişkili enfeksiyonların en sık görüleni ve en maliyetli olanıdır . cp uygun süre doz ve yolla uygulandığında olası enfeksiyonları engellemekte morbidite mortalite ve antibiyotik kullanımını azaltmakta hastanede yatış süresini kısaltmaktadır . toplam yataklı hastanemizde cerrahi klinik ve yoğun bakımlarda opere olan hastaların profilaktik amaçlı aldığı antibiyotik uygunluğu enfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından . . tarihinde günlük nokta prevalans yöntemiyle incelenmiştir . hastaların demografik verileri izlendiği klinikler cerrahi tipi kullanılan antibiyotik ameliyat öncesi hastaneye yatış tarihi altta yatan hastalıklar yapılan ameliyatlar ameliyat süresi cerrahi işlem tipi cerrahi öncesi tıraş durumu ve yapılma yeri tıraş zamanı banyo yapma durumu antibiyotik kullanımı ve amacı cerrahi profilaksi amacıyla başlanan antibiyotiğin doz süre ve uygulama yolu kaydedildi . profilaksinin değerlendirilmesi için hastalar en az saat takip edildi . cerrahi işlemlerin . si elektif ve . i açık cerrahidir . cerrahi öncesi antibiyotik alan hastanın sine profilaksi amacıyla hastaya ise pnömoni kan dolaşım enfeksiyonu yumuşak doku enfeksiyonuna yönelik tedavi amaçlı antibiyotik başlandığı saptandı . cerrahi profilaksinin yanlış uygulanması enfeksiyon kontrolünde zorlukların yanısıra gereksiz antibiyotik kullanımı ve antimikrobiyal dirence neden olur . hastanemizdeki cerrahi profilaksi uygunluğunun nokta prevalans yöntemi ile değerlendirildiği bu çalışmada da ciddi uyumsuzluklar tespit edilmiştir . kılavuzlarla birlikte gereksiz profilaksinin azaldığı uygun doz ve süreye uyumun arttığı gösterilmiştir . ancak ülkemizden yapılan nokta prevalans çalışmalarında antibiyotiklerin uygunsuz kullanımının en sık nedeni olarak profilaksi uygulamaları bildirilmiştir . cerrahi profilaksi temiz kontamine ve kontamine girişimlerde uygulanır . çalışmamızda da uygunsuzluğun . sını temiz cerrahi olmasına rağmen verilen profilaksi oluşturmuştu . literatürde gereksiz profilaksinin en sık uygunsuz antibiyotik kullanım nedenleri arasında olduğu bildirilmiştir . cerrahi alan enfeksiyonları çoğunlukla hastanın kendi florasından kaynaklandığından operasyon sonrası gelişebilecek enfeksiyonlarda olası etkenler göz önünde bulundurulmalıdır . çalışmamızda da cerrahi profilaksi amacıyla en sık sefazolin kullanıldığı görüldü . cerrahi profilaksiden maksimum yarar sağlanması için antibiyotiğin dokudaki düzeyinin cerrahi işlem boyunca minimal inhibitör konsantrasyonun üzerinde olması amaçlanır . çalışmamızda da hatalı profilaksi uygulamalarının yarısını antibiyotiğin başlanma zamanı konusundaki hatalar oluşturuyordu . ülkemizde pek çok çalışmada profilaksinin gereksiz yere uzatıldığı gösterilmiştir . yalçın ve arkadaşlarının cerrahi operasyonu kapsayan çalışmasında profilaksi süresinin hastaların sadece . sinde uygun olduğu bildirilmiştir . sonuçlarımızda da hastanemizde uzamış profilaksinin bir sorun olduğu görülmüştür . ameliyat bölgesinin tıraşlama işlemi mümkün olduğunca cerrahiden hemen önce yapılmalıdır . bir gece önce traş yapılması cerrahi alan enfeksiyon riskini ciddi oranda artırmaktadır . çalışmamızda da cerrahi öncesi uzun süreli yatışı olan hastalar mevcuttu . cerrahi öncesi bakım ve cerrahi profilakside yapılan yanlış uygulamalar hastaya gereksiz antibiyotik verilmesine direnç gelişimine neden olmakta ve ülke bütçesine ciddi mali yük getirmektedir .
404
196
İSKELETSEL SINIF III MALOKLUZYONA SAHİP HASTANIN HIZLI ÜST ÇENE GENİŞLETMESİ VE YÜZ MASKESİ SONRASI GÖMÜLÜ MAKSİLLER KANİN DİŞİ SÜRDÜRÜLEREK YAPILAN TEDAVİ
bu çalışmanın amacı iskeletsel sınıf ııı maloklüzyona sahip bir hastanın ortopedik tedavisini takiben gömülü maksiller kanin dişinin sürdürülmesi ile elde edilen tedavi sonuçlarını sunmaktır . alt çenesinin önde olması ve ön dişlerinin eğri olması şikayetiyle kliniğimize başvuran kadın hastanın kronolojik yaşı yıl ay olup hasta iskeletsel olarak cs dönemindeydi . yapılan ağız içi muayene sonrası hastada iki taraflı süper sınıf ı molar ilişki mm negatif overjet maksiller darlık üst çenede moderate alt çenede minimum düzeyde yer darlığı tespit edildi . hastanın ağız dışı muayenesinde konkav bir profile sahip olduğu görüldü . yapılan sefalometrik ve model analizleri sonucunda hastaya hızlı üst çene genişletmesini takiben yüz maskesi ile ortopedik tedavi yapılması planlandı . ortopedik tedaviyi takiben hastanın sabit ortodontik tedavisi esnasında gömülü olan üst sol kanin dişi sürdürülerek tedavisi ara dönemdeki dentisyon takibiyle birlikte ay sürdü . tedavi sonunda hastanın profilinde iyileşme ve kabul edilebilir bir oklüzyon elde edildi .
angle sınıf ııı maloklüzyonu maksillayı sabit kabul ederek alt çenenin protrüzyonu alt dişlerin meziyal oklüzyonu alt kesici dişlerin ise lingual inklinasyonu olarak tanımlamıştır . sınıf ııı maloklüzyonlar ortodontide tedavisi en zor anomalilerdendir . büyüme gelişim çağındaki çocuk veya yetişkin sınıf ııı anomalili hastaların ortodontik tedavisi sırasında dental ilişkiler kadar fasiyal komponentlerin anteroposterior ve vertikal pozisyonları da dikkate alınmalıdır cs iskeletsel dönemdeki hastaya yapılan sefalometrik ve model analizleri sonucunda hızlı üst çene genişletmesini takiben yüz maskesi ile ortopedik tedavi yapılması planlandı . genişletme esnasında vida günde kez olmak üzere bir hafta boyunca çevrildi . suturda kırılma görüldükten sonra vida çevirme protokolü günde kez olacak şekilde değiştirilerek genişletme gün daha devam etti . genişletme sonrası hasta ay süreyle petit tip yüz maskesi kullandı . protraksiyon kuvveti başlangıçta gr olarak belirlenmiş olup kuvvet gr a kadar çıkartıldı . sabit tedavi sırasında sol üst kanin dişin üzeri cerrahi olarak açılarak üzerine buton yapıştırıldı . ortopedik apareylerle elde edilen büyüme modifikasyonunun yöntemi ve etkisi hastanın yaşına ve iskeletsel paternine bağlıdır . biz de prepubertal dönemdeki hastamızda iskeletsel etkinin maksimum olduğu ortopedik tedaviyi uyguladık . hastamızda yüz maskesinden üst dentisyona elastik yardımıyla uygulanan kuvvet gr ile başlatılmış olup gr ağırlığa çıkarılmıştır . kuvvet uygulanmakta haftada mm veya daha fazla genişletme yapılmaktadır mm lik genişleme sonrasında gün boyunca günde kez çevirme yapılarak mm lik bir genişleme daha sağlanmıştır . gömülü maksiller kaninler in sürdürülmesi için çok sayıda cerrahi ve ortodontik teknik kullanılmaktadır . bu tedavide başarılı olabilmek için doğru cerrahi yöntemin yanı sıra uygun yönde ve miktarda ortodontik kuvvet iletimi de önem taşımaktadır . hastamızda gömülü üst sol kanin dişe yapıştırılan zincir butondan ark teline uzun ligatür yardımıyla kuvvet uygulanmış olup her seans aktivasyon yapılmıştır . hastanın sabit ortodontik tedavisi esnasında gömülü üst sol kanin dişi buton yardımıyla sürdürülerek tedavi sonucunda kabul edilebilir bir oklüzyon elde edilmiştir .
448
146
İnternetten Yapılan Alışverişlerin Veri Madenciliği Teknikleri ile Analizi ve Depo Süreçlerinin İyileştirilmesi
bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle verilerin toplandığı kaynaklar çeşitlilik kazanmış ve elde edilen verilerin çokluğu nedeniyle anlamlandırılması önem kazanmıştır . bu çalışmada e ticaret sektöründe faaliyet gösteren bir firmada en çok satılan ürünlerin analizinin yapılması beraber satılan ürünlerin tespit edilerek depo içi operasyonel iyileştirilmesi maliyetlerin azaltılması çıkış süreçlerinin hızlandırılması amaçlanmıştır . apriori algoritması birliktelik kurallarından en yaygın olanı olduğu frequent pattern growth algoritması yüksek performans gösterdiği ve carma algoritması da daha fazla iyileştirme olanağı sunduğu için tercih edilmiştir . söz konusu algoritmalar ile firmanın aylık verileri kullanılarak adet sipariş içindeki en çok satılan ürünler tespit edilmiştir . analiz sonuçları . ayın siparişinin satış verileri ile karşılaştırılmış . en iyi sonucu veren apriori algoritmasına göre belirlenen ilk ürün grubu olan x x kodlu ürünler tüm siparişlerin ini kapsamaktadır . siparişlerin ile aralığını kapsayan ilk ürün grubu için birlikte depo raflarına yerleşmesinin maliyete etkisi zaman etüdü yapılarak analiz edilmiştir . analiz sonuçları önerilen sistemin süreç iyileştirmeye olumlu etkisini doğrulamaktadır .
teknolojinin hızla değişmesi ve pazardaki rekabet ortamı firmaların süreçlerini değiştirmesine sebep olmaktadır . mayilvaganan ve arkadaşları yılında yaptıkları çalışmada apriori fp growth ve bulanık fp growth algoritmalarını karşılaştırmıştır . benzin tüketiminin doğalgaz toplu taşıma ve metro kullanımı ile ilişkili olduğu tanımlanmıştır . birinci veri seti ikinci veri setinde de aynı sonuçları gösterdiği için gerçeğe daha yakın olduğu sonucuna varılmıştır . bu çalışmada piyasanın önde gelen markalarının internet siparişlerini son kullanıcıya ulaştırmak için ilgili markaların ürünlerini depolayan bir lojistik firmasının depo süreçlerinin iyileştirmesi amaçlanmıştır . birliktelik kural yönteminin seçilmesinin sebebi ise mevcut olan durumun incelenmesidir . carma algoritması ise daha fazla iyileştirme olanağı sunduğu ve en iyi çevrimiçi algoritmalardan biri olduğu için seçilmiştir . çalışmada söz konusu algoritmaların gerçeği temsil kabiliyetleri analiz edilmiştir . birliktelik kurallarında önemli olan nokta belirli bir zamanda veriler arasındaki birlikteliklerin incelenmesidir . destek değerlerinin bulunmasında aşağıda listelenen denklemler kullanılır . yani x ürünün alındığında y ürünün de alınma olasılığıdır . ilgi değeri x ürünü alındığında y ürünün de alınma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir . bu şekilde fp growth algoritması böl ve yönet kuralını uygulayarak büyük bir nesne kümesini daha küçük nesne kümelerine bölmektedir . bu bölümde yukarıda bahsedilen birliktelik kuralları yönetimi algoritmalarına yönelik uygulama çalışmalarından bahsedilmiştir . bu sebeple de ürünler selected attributes olarak tanımlanmıştır . carma algoritmasının uygulanması için birinci aşamada veri seti makro ile tablo de ki gibi düzenlenmiştir . bunun yanında tekli olarak ürünleri incelediğimizde hem apriori hem fp growth algoritması oranında uymaktadır . bu yeni durumun incelenmesi için zaman etüdünde örneklem olarak toplamda ürün içeren siparişler için gözlem yapılmıştır . bulunan bu standart zamanlar maliyet tahminlenmesinde kullanılmıştır . her bir sürecin ortalama değeri hesaplanarak normal zaman normal zaman kullanılarak da maliyette kullanılmak üzere standart zaman hesaplanmıştır . operasyonel maliyet standart zamanı operasyonel maliyet gideri hedef verimlilik günlük çalışma süresi e ticaret firmalarının günlük olarak siparişlerinin depodan çıkması beklenen bir hedeftir . apriori fp growth ve carma algoritmaları sonuçlarının birbirlerine karşı üstünlükleri yerine hangisinin gerçeğe daha yakın sonuçlar verdiği karşılaştırılmıştır . örneğin market analizinde beraber satılan ürünlerin aynı raflara ya da yakın lokasyonlara konulması müşterilerin faydasına olabilecek iken bu çalışmada son kullanıcıyı etkileyen faktör konusunda kesinlik bulunmamaktadır . yapılan bu tahminler maliyet çalışmalarında kullanılmaktadır . personellerin ergonomik sorunlarının azalması için erişimi daha kolay olan raflara ürünler koyulabilir .
350
151
Çift Düzlemsel Yenilme Mekanizmalarının Limit Denge ve Sayısal Analiz Yöntemleri Kullanılarak Karşılaştırılması
eğim şevlerinde gözlenen yenilme mekanizmaların geleneksel kinematik analiz yöntemleri ile değerlendirilmesi mümkün olmamakta bu nedenle söz konusu yenilme mekanizmalarının gelişmiş şev duraylılığı analiz yöntemleri ile değerlendirilmesi gerekmektedir . bu çalışma kapsamında tamamen ve kısmi süreksizlik kontrollü çift düzlemsel yenilme mekanizmasının limit denge sonlu elemanlar ve ayrık elemanlar yöntemleri kullanılarak incelenmesi ve sonuçların karşılaştırılması amaçlanmıştır . şev ile aynı eğime sahip kireçtaşı tabakalar içeren bir eğim şevinde şev duraylılığı analizleri gerçekleştirilmiştir . gerçekleştirilen analiz sonuçlarına göre çift düzlemsel yenilme mekanizması analizlerinde limit denge esaslı yöntem sonlu elemanlar ve ayrık elemanlar esaslı yöntemlere kıyasla daha tutucu sonuçlar vermektedir .
eğim şevleri literatürde şev eğimi ile aynı veya yaklaşık aynı eğime sahip yüksek devamlılıklı süreksizler içeren şevler olarak tanımlanmıştır . yaygın olarak sedimanter birimlerle ilişkili olan açık ocak kömür madenlerinde şekil de gösterildiği gibi sedimanter birimlerin tabaka eğimleri ile paralel eğimli taban şevleri oluşmaktadır . fakat eğim şevlerinde gerçekleşmiş olan yenilmelerin incelendiği vaka çalışmaları yenilmeye neden olan farklı mekanizmaların varlığını ortaya koymuştur . bununla birlikte watters ve diğerleri ile watters ve diğerlerinin buzul yükünün zamanla kalkması ve eksfoliasyon süreci sonucunda oluşmuş ince granit katmanları içeren şevlerde yapmış oldukları incelemeler eğim şevlerinde gözlenen bu yenilme mekanizmalarının yalnızca sedimanter birimler içeren eğim şevlerinde değil metamorfik birimler içeren eğim şevlerinde de gerçekleşebileceğini ortaya çıkarmıştır . geleneksel kinematik analiz yöntemleri ile değerlendirilmesi olanaksız olan bu yenilme mekanizmalarının dünya çapında son derece yaygın olarak kabul gören limit denge esaslı yöntemler ile değerlendirilmesi mümkündür . bununla birlikte stead ve diğerlerinin açık ocak kömür işletmelerinde gözlenen taban şevi yenilmelerini etkileyen faktörleri ve yenilme mekanizmalarını inceledikleri çalışmaları söz konusu yenilme mekanizmalarının gelişmiş sayısal analiz yöntemleri ile de değerlendirilebileceğini ortaya koymuştur . bahsi geçen sonlu elemanlar veya ayrık elemanlar bazlı yöntemler ile sayısal şev duraylılığı analizlerinin gerçekleştirilebilmesi için makaslama mukavemeti azaltımı yöntemi adı verilen özel bir teknikten faydalanılmaktadır . şevin duraysızlığa neden olabilecek ikinci bir süreksizlik içermemesi durumunda ise yenilme mekanizmasında süreksizlik kontrolü kısmi olacak bu nedenle yenilme şev topuğundaki kaya kütlesi içerisindeki makaslanma ve veya parçalanma sonucu gerçekleşecektir . buna göre burkulma tipi yenilme mekanizması ince ve uzun bir kaya tabakasının öncelikle yüksek gerilmeler altında elastik deformasyona uğrayarak eğilmesi ardından ise kırılarak yenilmesi şeklinde oluşmaktadır . literatürde tanımlanmış olan çift düzlemsel yenilme vakaları uyarınca mekanizma pasif blokta gerçekleşecek topuk yenilme türüne bağlı olarak iki farklı tipte incelenmektedir . şevin topuk kısmında şev eğiminden daha düşük eğime sahip ve şev yüzeyinde günlenen bir süreksizlik bulunması halinde pasif blok söz konusu bu süreksizlik üzerinde hareket edecektir . tamamen süreksizlik kontrollü bir çift düzlemsel yenilme mekanizmasının gerçekleşebilmesi için nathanail ın önermiş olduğu şu üç koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir aktif bloğun alt kenarı pasif kamanın alt kenarından daha dik eğime sahip olmalıdır . kısmi süreksizlik kontrollü yenilme mekanizması görece daha yavaş bir şekilde meydana gelmektedir . belirli bir katsayı oranında düşürülerek sayısal analizler gerçekleştirilmektedir . bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen limit denge esaslı analizlerde morgenstern price spencer ve janbu nun önermiş olduğu limit denge yöntemleri kullanılmıştır . çift düzlemsel yenilme mekanizması analizlerinde kullanılacak şevin ve şeve paralel tabakaların eğimi dir . limit denge analizlerinde kullanılan analiz modeli şekil da spencer yöntemine göre elde edilen analiz sonucu ise temsili olarak şekil da sunulmuştur . tamamen süreksizlik kontrollü çift düzlemsel yenilme mekanizması için gerçekleştirilen sonlu elemanlar analizlerinde kullanılan sonlu elemanlar modeli ve ağı şekil de makaslama mukavemeti azaltımı tekniği kullanılarak gerçekleştirilen sonlu elemanlar esaslı şev duraylılığı analiz sonucuna göre elde edilen kritik dayanım azaltım faktörü güvenlik katsayısı ile yatay deplasman kontur ve vektörleri ise şekil de verilmiştir . sonlu elemanlar analiz sonuçlarına göre incelenen mekanizma için güvenlik katsayısı . olarak bulunmuştur . tamamen süreksizlik kontrollü çift düzlemsel yenilme mekanizmasının duraylılık analizi için kullanılan ayrık elemanlar esaslı sayısal analiz modeli şekil te analiz sonucunda elde edilen yenilme mekanizması ve deplasman vektörleri ise şekil te sunulmuştur . bununla birlikte şekil de numaralı eklem olarak tanımlanmış olan tabakaya dik yönelime sahip süreksizliğin güvenlik katsayısına etkisi araştırılmıştır . tüm limit denge yöntemleri sonucunda elde edilen güvenlik katsayıları ise tablo te verilmiştir . ilgili mekanizma için ayrık elemanlar analiz sonuçlarına göre güvenlik katsayısı . olarak belirlenmiştir . bununla birlikte şev topuğunda yer alan birimlerin makaslama dayanımlarının güvenlik katsayısına etkisinin belirlenmesi için gerçekleştirilen hassasiyet analiz sonuçlarına göre güvenlik katsayının kaya malzemesinin içsel sürtünme açısındaki artışa bağlı olarak doğrusal şekilde arttığı belirlenmiştir . farklı analiz yöntemleri kullanılarak elde edilen sonuçlar birbiri ile karşılaştırılmıştır .
597
93
Aydın ili Söke ilçesinde pamuk üreticilerinin tohum tercihlerini etkileyen faktörler
bu çalışmanın amacı aydın ili söke ilçesindeki pamuk üreticilerinin sosyo ekonomik özellikleri ile birlikte pamuk tohumu satın almada hangi özellikleri dikkate aldıklarını belirlemektir . bir başka ifade ile üreticilerin pamuk tohumu satın alırken fiyat verim çırçır randımanı lif kalitesi erkencilik ve hastalıklara dayanıklılık gibi özelliklerden hangilerini dikkate aldıklarını belirlemektir . son yıllarda yabancı menşeli pamuk tohumu çeşitlerinin yörede hızla yayılması nedeniyle ülkemizde bu çeşitlere alternatif yerli çeşitlerin geliştirilmesi için üreticilerin tercihlerinin belirlenmesi önemlidir . üreticilerin tohum tercihlerinin belirlenmesinde konjoint analiz yöntemi kullanılmıştır . konjoint analizi özellikle tüketicilerin tercih özelliklerini belirlemek için pazarlama araştırmalarında çok sık kullanılan yöntemlerden birisidir . araştırmanın materyalini söke ilçesinde pamuk üreten üreticilerden anket yolu ile elde edilen üretim yılına ait birincil veriler oluşturmaktadır . söke ilçesinde görüşülen üretici sayısının belirlenmesinde oransal örnek hacmi yönteminden yararlanılmıştır . oransal örnek hacmi formülüne göre güven aralığı ve hata payı ile örnek hacmi hesaplanmış ve üretici ile görüşülmüştür . görüşülen üreticilerin seçileceği köylerin belirlenmesinde çiftçi kayıt sisteminden yararlanılmış ve en çok pamuk üretilen köy belirlenmiştir . çalışma sonuçlarına göre üreticinin tercih kartları sıralaması sonucunda her bir özellik düzeyine ilişkin kısmi fayda skorları elde edilmiştir . buna göre üreticilerin pamuk tohum çeşit tercihlerinde en çok önemsedikleri ilk faktörün . lik bir oran ile çırçır randımanı olduğu belirlenmiştir . ikinci sırada önem verilen faktör . luk oranla tohum fiyatıdır . pamuk üreticilerinin tohum tercihinde önemli olan faktörler dikkate alındığında pamuk tohumu üreten ve çeşit geliştirme araştırmaları yapan kuruluşların özellikle çırçır randımanı üzerine yoğunlaşmaları önerilmektedir . bu kapsamda pamuk tohumuna yönelik sertifikalı tohum desteğinin de devam ettirilmesi üreticinin sertifikalı tohum kullanımı açısından önemlidir .
dünyada pamuk üretiminin yaklaşık olarak beş bin yıldır yapıldığı tahmin edilmektedir . sanayi devrimiyle pamuk tekstil hammaddesi olarak kullanılmaya başlamıştır . pamuk lifi kullanımı son yılda tüm kullanılan lifler içinde luk bir pay ile en yüksek olan liftir . geçtiğimiz yıl içerisinde toplam dünya pamuk tüketimi nin üzerinde artarak yaklaşık milyon tona ulaşmıştır . büyük millet meclisi nden de sayılı pamuk ıslah kanunu ve sayılı pamuk tohumluğu üretim yasası çıkarak yürürlüğe girmiştir . aydın iline bağlı söke ilçesi türkiye nin en önemli pamuk üretim alanlarından biridir . ilçenin ekonomisi yıllık gayrisafi hasılanın ini sağlayan tarımsal üretim ile tarıma dayalı sanayi malları üretimine dayanmaktadır . tarıma dayalı adet ayrı üretim dalında faaliyet gösteren sanayi tesisi ayrı dalda faaliyet gösteren adet tarım ürünleri işleme ve değerlendirme tesisleri ile ayrı konuda faaliyet gösteren adet kooperatif kuruluşu ile yüksek bir potansiyele sahip bulunmaktadır . konjoint analizi özellikle tüketicilerin tercih özelliklerini belirlemek için pazarlama araştırmalarında çok sık kullanılan yöntemlerden birisidir . literatür incelendiğinde pamuk tohumunu satın almayı çok sayıda faktörün etkilediği görülmektedir . bu veriye göre pamuk üretimin orta yaş üstü üreticiler tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır . üreticilerin ortalama tarımla uğraşan aile birey sayısı . dir . bu veriler yörede tarımsal üretimin ana gelir kaynağı olduğunu göstermektedir . incelenen işletmelerde ortalama . dekar alanda pamuk üretimi gerçekleştirilmektedir pamuk üretim alanı toplam işletme arazisinin . sını oluşturduğu belirlenmiştir . pamuk üretilen arazilerin ortalama . parsel olduğu hesaplanmıştır . gloria pamuk tohumunun verim potansiyeli çok yüksek ve erkenci bir çeşit olup geç ekimlerde ve ikinci ürün ekimlerinde kullanılabilmektedir . claudia pamuk tohumunun verim potansiyeli çok yüksektir ancak vejetasyon süresi orta geç olarak belirtilmektedir . anket yapılan üreticilerin tohum satın alma yeri tercih nedenleri çizelge de verilmiştir . tohum fiyatlarının yükseldikçe üreticilerin tercih olasılıklarının azalmaları beklendiğinden lineer less faktör tipiyle tanımlanmıştır . bu özelliklerin düzeylerinin kısmi fayda değerlerine bakıldığında ise çırçır randımanı düzeylerinden yüksek . fayda skoruyla diğer düzeylere göre daha faydalı bulunmuştur . dolayısıyla yüksek seçeneğinin toplam fafayda değeriyle yüksek düzeyi daha fazla tercih edilmiştir . erkencilik ana faktörünün en önemsiz alt faktörü erkenci değildir . benzer hesaplamalar diğer kartlar için de yapılmıştır ve her bir karta ilişkin oransal önem değerleri çizelge de verilmiştir . bu çalışmanın temel amacı aydın ın söke ilçesindeki pamuk üreticilerinin sosyo ekonomik özellikleri ile birlikte pamuk tohumu çeşitlerini satın alırken hangi özellikleri dikkate aldıklarını belirlemektir . son yıllarda araştırma yöresinde yabancı çeşitlerin yayılma eğiliminde olması nedeniyle yerli çeşitlerimizin bu çeşitlerle rekabet edebilmesi ve geliştirilmesi açısından pamuk tohumu araştırma kuruluşları ve pamuk tedarik eden kuruluşlar açısından bu bilgi son derece önemlidir .
427
254
Türkiye’ye Yönelen Düzensiz Göç ve İşgücü Piyasalarına Bazı Yansımalar
özellikle son yıllarda türkiye nin de dahil olduğu bir çok ülke düzensiz bir göç olgusunun hedefi haline gelmiştir . bu yönü ile türkiye bulunduğu coğrafya içinde lardan itibaren göç alan ve batı ülkelerine göç veren ülke konumuna ek olarak düzensiz göçmenlerin transit geçiş ve kalış ülkesi konumuna girmiştir . hedef ülkelerin konumlarının ve göçü sınırlanmasında farklılıkları bulunmasına rağmen gelen göçmenlerin karşılaştıkları yaşamsal trajediler nerede ise birbirine benzer yapıdadır . ülkelerin sınırlarını koruyan güvenlik birimleri her yıl artış gösteren ve ülkeye girmeye çalışan göçmenlerle mücadele alanlarını bir yanı ile genişletirken bir yanı ile çeşitlendirmektedirler . alınan önlemler ve duvarların her yıl daha da yükseltilmesi ve göçün denetlemesine gayret edilmesine rağmen düzenli ve düzensiz göçün arttığı anlaşılmaktadır . türkiye lı yıllarda başlayan ve artan göçün hedef ülkelerinden biri olması yanı sıra bu göçmenlerin bir bölümünün yaşamsal nedenlerle iş piyasasına dahil olmaları ile farklı sorun alanlarını karşımıza çıkarmaktadır . özellikle yılından itibaren ülkeye gelen suriyeli ve ıraklı sığınmacılar sorunun insani boyutu ile daha fazla gözükmesine ve ağırlaşmasında etken olmuşlardır . bu bağlamda ele almayı planladığımız çerçeve bu düzensiz göçün artışı ile ortaya çıkan çalışma sağlık ve sosyal güvenlik ile ilgili sorunlarıdır .
göç olgusunun her zaman ve tarih içinde çok farklı nedenleri bulunmakla birlikte önemli bir nedeni de göçmenlerin daha iyi bir yaşam kalitesini kendileri ve ailelerine sağlamak için ülkelerini terk etme istekleri öne çıkabilmektedir . kasım itibari ile . bine ulaşmıştır . bu kadar yüksek sayıda sığınmacının türkiye de bulunuşu özellikle güneydoğu anadolu bölgesi gibi istihdam açısından oldukça sınırlı olanaklara sahip bir bölgede işgücü piyasalarını olumsuz etkilenmektedir . s . yorgun a . şenkal benzer bir sınıflama farklı yazarlar tarafından yapılmaktadır . türkiye ye giriş veya çıkış yaparken yakalanan kağıtsız göçmenlerin sayısı arasında azalmaya rağmen toplam da bine ulaşmıştır . aşağıdaki çizelge de çalışma izni alan yabancı göçmen sayılarında yıllara göre dağılımı görülmektedir . güvenlik güçleri tarafından yasadışı yollardan ülkeye girenler sınırdışı edilmesi kesinleşen göçmenler iltica veya sığınma başvurusu reddedilenler sayılı yasaya muhalefet edenlere ilişkin bilgiler düzensiz göçmenlere dair bazı sayısal bazı tahminleri sağlayabilmektedir . genel anlamda bu grupta kalan göçmenlerin üç gruba ayırmak mümkündür . türkiye de hizmet sektörü başta olmak üzere yaygın bir kayıtdışılığın bulunuşu düzensiz göçmenlerin ve transit göçmenlerin ve sonrası gelen geçici sığınma statüsünde olan suriye ve ırak vatandaşlarının iş bulma ve çalışmalarını için çeşitli olanaklar sağlamaktadır . emek yoğun olan sektörler genel olarak ortalama ücret düzeyleri düşüktür . bu tehdit kadın ve çocukların özelikle son dönemde daha fazla oranda iş piyasalarına dahil olmalarını getirmiştir . bu anlamda sosyal güvenlik sistemine dahil olmadan çalışan göçmenlerin herhangi bir sağlık ve sosyal güvenceleri bulunmamaktadır . ödemeleri gereken genel sağlık sigortası primi oranı dir . ayrıca sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası yasası nda yapılan değişiklik ile gss den yararlanan yabancıların gss li olmadan önceki kronik rahatsızlıkların tedavi bedelleri kurum tarafından karşılanmayacaktır . aksine sağlık hizmetlerinden yararlanmanın çok sınırlı ve hatta imkansız olduğuna dair farklı tanıklıklar bulunmaktadır . yasadışı göçmen statüsündekilerin içinde bulunduğu durum bir hayli karmaşıktır . göçmenlerin özellikle işgücü piyasasına yasadışı yollardan katılımı onlara yüklediği ciddi bir maliyeti bulunmaktadır . emek ve sermayenin hareketliliği sayesinde küçülen bir dünya içindeyiz .
450
182
Sulu Koşullarda Yetiştirilen Makarnalık Buğday Islah Materyalinin Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi
bu çalışma yıllarında konya merkez lokasyonunda sulu koşullarda ön verim verim ve bölge verim denemelerinde yer alan makarnalık buğday genotiplerinin kalite özelliklerinin belirlenmesi ve bu özelliklerin ıslahta seleksiyon kriteri olarak değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür . araştırmada bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı protein oranı sds sedimantasyon ve renk değeri incelenmiştir . yıllık dönemde denemelere ait toplam örneğin kalite analizleri yapılmış ve kalite özelliklerinin değerlendirilmesi ile genotipin ileri kademelere aktarılmasına katkı sağlanmıştır . ön verim verim ve bölge verim denemelerinde yıllık dönemde incelenen özelliklerin değişim aralığı bin tane ağırlığı . . g hektolitre ağırlığı . . kg protein oranı . . sds sedimantasyon değeri ml renk değeri . . olarak tespit edilmiştir . seçilen hatların ortalama bin tane ağırlığı . g hektolitre ağırlığı . kg protein oranı . sds sedimantasyon değeri . ml renk değeri . olmuştur . incelenen kalite özellikleri genotiplere ve yıllara bağlı olarak geniş varyasyon göstermiştir .
ülkemiz iklim ve coğrafya bakımından makarnalık buğday üretimine oldukça elverişli ülkelerden birisidir . türkiye makarnalık buğday üretiminde lik pay ile ilk sırayıgüneydoğu anadolu bölgesi almakta sırasıyla batı anadolu ege bölgesi akdeniz bölgesi orta anadolu bölgesi izlemekte ve üretimin ini bu beş bölge gerçekleştirmektedir . yüksek protein içeriği ve sert yapısı makarnalık buğdayı özel amaçlar için uygun hale getirmektedir . makarnalık buğday sadece makarna üretiminde değil kuskus irmik ve bulgur üretiminde de kullanılmaktadır . makarnalık buğdayın ve bu buğdaydan elde edilen irmiğin kalitesi makarna kalitesini belirleyen önemli parametrelerdir . bu araştırmada yetiştirme dönemlerinde sulu koşullarda konya merkez lokasyonunda tesadüf blokları deneme desenine göre yürütülen ön verim verim ve bölge verim denemelerindeki makarnalık buğday genotip sayısı adet olup iki tekerrürlü olarak toplam örnekte kalite özeliklerine ait çalışmalar yapılarak elde edinilen veriler genel ortalamalar üzerinden değerlendirilmiştir . yılları arasında yapılan analizlerde en düşük protein oranı . en yüksek oran . olmuş en fazla fark yetiştirme dönemindeki materyalden . olarak elde edilmiştir . protein oranı genotip ve çevre şartlarından etkilenmekte olup değişim göstermektedir . genotip ve çevre faktörleri protein oranı ve protein kalitesini etkilemekte olup sds sedimantasyon değerleri bu durumdan etkilenmiştir . yılında sulu makarnalık buğday ön verim kademesine ait materyal olmadığından bu kademeye ait kalite analizleri yapılmamıştır . yıl bazında yetiştirme dönemindeki protein oranlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir . makarnalık buğday genotiplerinin kalite özelliklerini inceledikleri bir çalışmada ortalama sedimantasyon değerini . ml olarak belirlemişlerdir . birçok araştırmada makarnalık buğday kalite özelliklerinde genotip ve çevrenin etkili olduğu belirtilmektedir farklı kalite parametrelerini inceledikleri bir çalışmada makarnalık buğdayda çevresel koşulların kalite özelliklerinin çoğunluğu üzerinde güçlü etkisinin olduğunu genotip etkisinin renk ve sds sedimantasyon üzerinde yüksek olduğunu belirlemişlerdir . hektolitre ağırlığı değeri . . kg arasında değişmiş en fazla fark . kg ile yılında elde edilmiştir . sds sedimantasyon değeri . . ml aralığında değişirken en fazla fark . ml ile döneminde elde edilmiştir . renk değeri aralığı ise . . arasında değişmiş yıl olarak değerlendirdiğimizde en fazla fark . ile yetiştirme döneminde elde edilmiştir . yetiştirme döneminde bin tane ağırlığı yüksek olup seçilen hatlar ortalaması deneme ortalaması ve standartlar ortalamasının üzerinde olmuştur . renk değeri ortalama değerinin . standartlar ortalamasının . ve seçilen hatlar ortalamasının ise . olduğu belirlenmiştir . hammadde kalitesi makarna kalitesi için temel oluşturmakta makarnalık buğdayın kalitesinin ıslah programları ile arttırılması hem üretici hem de tüketicilerin isteklerinin karşılanabilmesi yönünden büyük önem taşımaktadır . bu doğrultuda araştırma enstitülerinde yeni makarnalık buğday çeşitleri geliştirme çalışmaları süreklilik göstermektedir . denemelerde yer alan hat ve standart çeşitlerin bazı kalite özelliklerinin yıllara göre ortalama kalite değerleri seçilen hatlar standart çeşitler ve deneme ortalaması ile mukayese edildiğinde bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı protein oranı sds sedimantasyon renk değerleri bakımından standart çeşitlere yakın ya da yüksek değer verdiği tespit edilmiştir .
526
146
1992’DE KURULAN DEVLET ÜNİVERSİTELERİ ÜZERİNE BÖLGESEL VERİ ZARFLAMA ANALİZİ UYGULAMASI
ülkemizde yılı yükseköğretim gelişimi açısından çok önemli bir yere sahiptir . bu yılda ülkemizin her bölgesinden toplam tane devlet üniversitesi resmi olarak kurulmuştur . bu dönemde kurulan üniversiteler günümüzde aradan geçen yıllar içerisinde çok büyük ilerlemeler kaydetmiştir . bu ilerlemeleri kaydederken kamu tarafından verilen bütçelerle ve kendi öz gelirleriyle gelişme kaydetmiş binlerce öğrenci mezun etmiş akademik personel yetiştirmiştir . devlet üniversitesi olmaları nedeniyle idari ve akademik yapılanmaları ile bütçe yapıları aynı çerçevede oluşmaktadır . ancak faaliyetlerini yaparken kullanılan personel kaynakları öğrenci sayıları akademik birim sayıları bütçe miktarı öz gelir miktarı yapılan proje sayıları akademik yayın sayıları mezun öğrenci sayıları vb . girdi ve çıktı değerleri doğal olarak birbirinden farklılık arz etmektedir . birbirinden bağımsız özerk kuruluşlar olması bölgesel farklılıkların olması merkezi yönetimin vermiş olduğu destek üst yönetimin almış olduğu kararlar gibi nedenlerle farklılıklar zaman içerisinde oluşmuştur . hiçbir işlem yapmadan sayısal girdi ve çıktı değerlerine bakarak üniversitelerimizin verimliliklerini ölçmek mümkün değildir . bu nedenle yapılan bu çalışmada yılında ege bölgesinde kurulan devlet üniversitesini ele alarak aynı coğrafi bölgede ancak farklı şehirlerde kurulmuş bu üniversitelerimizin kullanmış oldukları girdi ve çıktı değerlerle birbirlerine kıyasla ne derece etkin ve verimli çalıştıkları tespit edilmeye çalışılmıştır . üst yönetimlere mevcut durum hakkında bilgi verebilmek ve geleceğe dair değişken faktörler hakkındaki alınacak kararlarda iç görü oluşturabilmek adına çalışma önemli bir noktadadır . çalışma kapsamında söz konusu bölgede de kurulan aydın adnan menderes afyon kocatepe kütahya dumlupınar manisa celal bayar muğla sıtkı koçman denizli pamukkale üniversiteleri ve izmir yüksek teknoloji enstitüsünün yılında kamuoyuna açıklanan resmi faaliyet raporlarındaki verilerden yararlanılmıştır . çalışma kapsamında benzer girdilerle benzer çıktılar elde ederken benzer süreçler kullanıldığından birbirleriyle kıyaslamayı mümkün kılmak için göreli etkinlik araştırması yapmayı amaçlayan ve doğrusal programlama prensiplerinden yararlanan yönetsel mekanizmalara iç görü kazandırabilecek parametresiz bir teknik olan veri zarflama analizi kullanılmıştır . veri zarflama analizi için kurulacak doğrusal programlama modeli için ise lindo paket programı kullanılmıştır . çalışmanın sonucunda bu üniversitelerin göreceli etkinlik analizleri gerçekleştirilmiş hangi girdi ve çıktı değerleri bağlamında etkin olmadığı etkin hale gelebilmek için izlenmesi gereken yollar ile ilgili değerlendirmeler yapılmıştır . etkin ise de mevcut etkinlik düzeyini koruyabilmek için atıl kapasite ortaya çıkmış ve atıl kapasiteye ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır .
gelişmişlik düzeylerine göre yapılan sınıflandırmada gelişmekte olan ülke kategorisine dahil olan ülkelerde eğitim toplum refahının artmasında ve ülke kalkınmasında en temel unsurlardan bir tanesidir . üniversitelerimizin kamu tüzel kişiliğine haiz olarak kurulmuş olup özerk kamu kurumlarıdır . birbirlerinin bağımsız ve dolayısıyla ilişkisiz olmalarına farklı hedefler belirlemelerine rağmen nihayetinde kendi gelirleri ve kamu kaynaklarını kullanarak büyük çoğunluğunun aynı organizasyon tipinde eğitim öğretim faaliyeti yürütmektedirler . çalışma kapsamında seçilen bu üniversitelerin girdilerini kullanarak ortaya çıkan çıktılarda ne kadar etkin oldukları bir başka deyişle bu süreç sonunda ilgili üniversitenin etkin mi olduğu atıl kapasitesinin mi olduğu yoksa eksik kapasitesinin mi olduğu tespit edilerek etkin olmayan üniversitenin etkin olabilmesi için girdi miktarlarında yapılması gereken pozitif veya negatif değişimlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır . bu çalışmada birimlerin etkinlik ölçümlerinde birbirleriyle kıyaslamayı mümkün kılmak için göreli etkinlik karşılaştırması yapmayı amaçlayan ve doğrusal programlama prensiplerinden yararlanan parametresiz bir teknik olan veri zarflama analizi tekniği ve bu analiz için kurulacak doğrusal programlama modeli lindo paket programı kullanılmıştır . bu tekniklerin kullanımı araştırmacılara veya yönetsel mekanizmalara çeşitli faydalar sağlamaktadır . ilk olarak benzer birimler düzeyinde göreli etkinlik analizi yapılarak karar vericilere karar vermede en uygun kararı verebilmeleri için kısmi etkinlik analizi yapılabilmektedir . benzer girdiler kullanarak benzer çıktılar üreten birimler için düşünürsek diğer birimlere nazaran sahip olunan girdilerle nasıl daha fazla çıktı elde edilebileceği yani performans düzeyinin nasıl daha da yükselebileceği ya da mevcut çıktı düzeyinde diğer birimlere nazaran etkin durumdaysa ve çıktıları arttırma imkanı yoksa aynı çıktı düzeyinde kalabilmek için ne kadar tasarrufta bulunulabileceğinin görülmesi açısından etkinlik ve etkinlik ölçümünün önemi açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır . göreli etkinlik ölçüm tekniklerinden veri zarflama analizine ilişkin eğitim alanında literatür incelendiğinde yapılan bazı çalışmalar aşağıda belirtilmiştir . çalışmalarında konya ilinde lise bazında etkinlik ölçümü gerçekleştirmiş etkin çıkmayan liselerle ilgili olarak etkinleştirme hedefine yönelik arttırılması ve azaltılması gereken girdi ve çıktı değerleriyle ilgili değerlendirmeler yapmıştır . çalışmasında de kurulan devlet üniversitesinin yılı verilerini kullanarak veri zarflama analizi tekniği kullanarak etkinlik analizini yapmıştır yapılan çalışma neticesinde etkin çıkmayan karar birimlerinin etkin olabilmeleri için önerilerde bulunmuştur . kvb ler girdileri çıktılara dönüştürmekten sorumlu birimlerdir . bu durumda ise hangisinin seçileceği hususu araştırmacının veya yönetsel mekanizmadakilerin yargısına ve tecrübesine kalmıştır . vza sadece etkinsizliği belirler ve etkililiği dikkate almaz bunun yanında veri zarflama analizi fiziksel girdi ve çıktılara dayalı olduğu için örneğin bir çıktı ölçüsü olarak kalite indeksi personel sicil notları ya da öğrenci anket puanlarının kullanılması yanıltıcı sonuçlara götürebilmektedir . yukarıda ifade edilen amaç fonksiyon ve kısıtlar çerçevesinde üniversiteye ait veriler modellenerek lindo paket programında çözümlenmiş tablo de ve tablo de belirtilen değerler ortaya çıkmıştır . dual modelde birincil model ek olarak λ ve q değişkenleri eklenmiştir . u değişkeni ccr vza modeline göre amaç fonksiyonunu maksimum eden ağırlıktır . u u ve u olmak üzere farklı değer alabilmektedir . çözümlenme sonucunda elde edilen etkinlik değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir . kurulan bu model lindo paket programında çözümlenmiş ve aşağıdaki tabloda belirtilen referans seti tablosu oluşturulmuştur . ccr vza modelinde tam etkinliğe ulaşamayan a a a a a ve a karar birimini etkin hale getirebilmek için dual ccr vza modelinde çözümleyerek yukarıdaki tablo te görüldüğü üzere referans setleri elde edilir . sonuçta negatif bir değer oluşmamakla birlikte negatif değerli yüzdelik değişimler var ise etkin olabilmek için girdi miktarının arttırılması anlamına gelmektedir . bcc vza modelinde ise etkinlik sınırları daha esnek olduğundan azalan artan getirili ölçek durumları hesaba katıldığından değerler farklı çıkabilmektedir . tüm karar birimlerinde u çıktığından tüm karar birimleri için ölçeğe göre sabit getiriden söz etmek mümkündür . bu değişiklikler gerçekleştirilebilirse elindeki kaynakların en verimli kullanılabilmesini niteleyen etkinlik değeri olarak çıkacaktır .
570
344
FEN BİLİMLERİNİN FIKHA KATKILARI1
yirminci yüzyıldan itibaren özellikle fen bilimlerine bağlı olarak gelişen bilimsel faaliyetler geçmiş dönemde belirsiz olan pek çok hususu aşikar kılmaya başlamıştır . bu süreçte ortaya çıkan çözüm problemlerinin bilim ile din arasındaki ilişkinin nasıl tesis edileceğine dair bazı soru işaretlerini beraberinde getirdiği de bilinen bir husustur . böylesi bir çatışkı halinde bilim ve din arasında bir uzlaşı ya da ihtilafın var olup olmadığı konusunun etraflıca ele alınması gerekmektedir . bu durumun çalışmamızın kapsamı dışında olduğu belirtilmelidir . buradan hareketle bu çalışmada fen bilimlerinin fıkıh ilmine katkıları örneklendirilerek bu iki disiplinin yollarının kesiştiği meseleler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır . bu amaçla fıkıh literatüründeki klasik başlıklandırma gözden geçirilerek bunlardan fen bilimlerinin alanına girebilecek olanlar belirlenmiş hangi konunun hangi bilim dalı ile ilgili olduğu dikkate alınarak fıkhın fen bilimleriyle ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır . fen bilimlerindeki gelişmelerin bazı fıkhi meselelerin ve hükümlerin hikmetlerinin daha iyi anlaşılmasını sağladığı görülmüştür . ayrıca bilimsel gelişmelerin yeni durumlar ortaya çıkartarak fıkıh ilminin dinamik yapısına ve gelişmesine katkıda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır .
ilimler insanın ihtiyaç ve merakının bir sonucu olarak gelişmektedir . fıkıh ilminin metodolojisinin usûl i fıkhın konu ve kapsam olarak fen bilimlerinin alanlarıyla bir ilişkisinden söz edilmesi mümkün görünmemektedir . bu sebeple bu alan araştırmamızın konusu dışında bırakılmıştır . bu açıdan çalışmamızda ele alınacak konular bu cümleden olacaktır . ilgili mesele eğer fen bilimlerinin alanına giren bir konu ise bu durumda da fen bilimlerinin fıkha katkısından söz etmek mümkün olabilir . fen kelimesi türk dil kurumu tarafından şu anlamlarla karşılanmaktadır . fıkıh ilmiyle fizik arasındaki ilişkiyi göstermek adına ölçü aletlerinin geliştirilmesi örnek verilebilir . bu nedenle fotoğraf ve filmin kendisinin meşruluğundan çok kullanım tarzı ve amacıyla ilgili şartlara bağlı olarak meşruluğunun tartışılması gerektiği değerlendirilmektedir . yine fizik ve fıkhın kesiştiği noktalardan biri de zamanın ölçülmesi meselesidir . bu da seferilik konusunun tekrar tartışmaya açılmasına sebep olmuştur . bu bağlamda bazı alimler seferilik hususunda mesafeyi esas alarak km üzerinde yapılacak yolculuklarda bu hükümden yararlanılabileceği görüşünü savunmuşlardır . buna karşı elmalılı hamdi yazır ın da içinde bulunduğu bazı alimler seferilik hükmünün dayandırıldığı seyri vasatla üç günlük yol prensibinin zamanında yaya veya deve ile yapılan mutad vasat yolculuğu ifade ettiğini bunun da saat karşılığı saatlik yol olduğunu öne sürerek saat yolculuk yapmaksızın seferiliğe bağlı ruhsatlardan yararlanılamayacağını savunmuşlardır . yukarıda fizik biliminin fıkha katkılarına örnek verildiği gibi fen bilimlerinin ikinci bir ana kolu olan kimya da fıkıh ilmine önemli katkılarda bulunmaktadır . yine benzer şekilde az olan necis maddenin çok olan temiz madde içerisinde renk koku ve tattan eser kalmayacak şekilde kaybolması manasına gelen istihlak kavramı ele alınırken bu azlık çokluk kavramının teknik imkanlar yardımıyla daha objektif ve net ölçütlere dayandırılması mümkün görünmektedir . sular çeşitli sınıflandırmalara ayrılarak incelenmiştir . son asırda biyoloji genetik sağlık alanlarında meydana gelen gelişmelerden birçoğu da fıkıh ilmini yakından ilgilendirmektedir . bu gruplandırmalar canlıların sınıflandırmasına yönelik çalışmalara benzerlik göstermektedir . bu bakımdan modern dönemde yetişmiş alimlerden birçoğu bugün artık sigara hakkında haram hükmünün verilmesi gerektiği görüşündedirler . bunun gibi hastalıkla mücadele ve tedavi esasen tıp biliminin konusu olmakla birlikte tedavide kullanılan maddelerin haram helal olması mahremiyet gibi açılardan fıkıh kitaplarında ele alınmıştır . böyle bir hayati tehlikenin bulunmadığı durumlarda ise bazı islam alimleri haram maddelerle tedaviyi caiz görmezken bir kısmı kural olarak caiz görürler . ayrıca ehliyetli bir doktorun önerisini de şart koşmaktadırlar . yine tıbbın bir sahası olan estetik ameliyat konusu da fıkhi açıdan değerlendirilmiş ve bu konuda hükümler ortaya konulmuştur . hanefi mezhebine göre adetin en az süresi en uzun süresi gündür . açmayı gerektirmedikçe kullanılmasında sakınca olmadığı belirtilmektedir . bununla bağlantılı bir konu olan çocuk düşürme kürtaj konusu tıp ve fıkhın ortak ilgi alanına giren bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır . bununla birlikte ceninin belirli bir cinsiyetten olması durumunda anormal olarak veya genetik hastalıklara maruz olarak doğacak olması zaruret durumu olarak değerlendirilmekte ve bu durumda ceninin cinsiyetinin seçiminin caiz olacağı kabul edilmektedir . tıp alanındaki bir başka mesele olan organ nakli konusu da özellikle son yüzyılda gelişme gösteren ve tedavi alanında başvurulan önemli bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır . prensip olarak böyle bir müessesenin varlığı kabul edilebilir görünmekle beraber ortaya çıkarabileceği mahzurlar dolayısıyla temkinli yaklaşılması gerektiği kanaati belirtilmektedir . bu konunun gündeme gelmesinde gıda saklama teknolojisindeki gelişmelerin etkili olduğu bu gelişmeler neticesinde fıkhi bir tartışma konusunun ortaya çıktığı görülmektedir . bu örnekler ışığında fıkıh ilminin fen bilimlerinden zaman zaman yararlandığı hatta fen bilimlerinin tarihsel gelişimine de katkıda bulunduğu görülmüştür . ayrıca fen bilimlerinin ve teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni gelişmelerin fakihlerin gündemine yeni konuların gelmesine sebep olarak fıkhın dinamik yapısına katkıda bulunduğu anlaşılmıştır . hükmü naslarda açıkça belirtilmemiş olan ve fakihlerin kendi bilgi tecrübe ve bulundukları yerin örfüne bağlı olarak ortaya koyduğu içtihad alanına giren meselelerin fıkhi hükmünün belirlenmesi için fen bilimleri ile ilgili yönlerinin de fıkıh bilginlerince dikkate alındığı fikrine ulaşılmıştır .
600
155
Potasyum Karbonat ve Bikarbonatın Sclerotium oryzae’nin Misel Gelişimi Üzerine Antifungal Etkisi
bu çalışmada potasyum karbonat ve potasyum bikarbonat ın sclerotium oryzae nin misel gelişimi üzerindeki antifungal etkinliği in vitro koşullarda araştırılmıştır . tuzların fungusun misel gelişimi üzerine antifungal etkisi . . . . . ve . konsantrasyonları kullanılarak belirlenmiştir . ın vitro testler artan pk ve pbk konsantrasyonlarının kontrol ile kıyasla fungusun misel gelişimi üzerindeki engelleyici etkileri arasında önemli farklılıklar olduğunu göstermiştir . her iki tuzun . konsantrasyonları miselyal gelişimi tamamen engellerken bunların diğer konsantrasyonlarda ise tam engelleme olmamıştır . ayrıca tuzların misel gelişmesini oranında azaltan konsantrasyon değerleri karşılaştırıldığında pk fungusa karşı daha güçlü bir engelleyici etki göstermiştir . diğer taraftan her iki tuzun misel gelişmesini tamamen engelleyen en küçük konsantrasyon değerlerinin . olduğu gözlenmiştir . sonuç olarak bu çalışmanın bulguları potasyum karbonat ve bikarbonat tuzlarının s . oryzae nin neden olduğu çeltikte sap çürüklüğü hastalığının mücadelesi için sentetik fungisitlere bir alternatif olarak kullanılabileceğini göstermektedir .
sıcak iklim tahılları arasında yer alan çeltik dünya nüfusunun yaklaşık yarıdan fazlasının besin kaynağı olarak yararlandığı önemli bir tahıl ürünüdür . çeltik su içinde çimlenebilen ve kökleri suda erimiş oksijenden yararlanabilen tek tahıl cinsidir . karadeniz bölgesi nin ortasında yer alan samsun ilinde toplam . da ekim alanında yıllık . ton çeltik üretimi gerçekleşmektedir . bu hastalıklardan en sık görülenler fungal hastalık etmenleri olup bunlar magnaporthe oryzae sclerotium oryzae cochliobolus myabeanus pythium spp . ustilaginoidea virens sarocladium oryzae ve tilletia barclayana dır . türkiye de çeltik üretim alanlarında hemen hemen her yıl görülebilen ve bazen çok büyük epidemilere neden olan hastalıkların başında m . oryzae nın neden olduğu çeltik yanıklık hastalığı gelmektedir . aynı hastalık etmeni çok daha sonra samsun ili çeltik üretim alanlarında erper ve ark . genellikle dünya çeltik üretim alanlarında yaygın olarak görülmektedir . bu yöntemlerden biri insan sağlığı ve çevre üzerine olumsuz bir etkisi olmayan genel olarak güvenli kabul edilen maddeler olan organik ve inorganik tuzların kullanımıdır . bu tuzlar geniş bir antifungal aktiviteye sahip olup önemli bir kısmı gıda sanayinde koruyucu ph düzenleyici tat ve yapı düzenleyici madde olarak kullanılmaktadır ve potasyum bikarbonat ın farklı konsantrasyonlarının çeltik sap çürüklüğü etmeni s . oryzae nin misel gelişimi üzerine antifungal etkinlikleri in vitro koşullarda araştırılmıştır . bu çalışmada samsun ili çeltik üretim alanlarında yapılan sörvey çalışmalarında sap çürüklüğü belirtisi gösteren hastalıklı çeltik örneklerinden izole edilen ve tek bir sklerotiumdan elde edilerek saf kültürü yapılan s . oryzae ait baf izolatı kullanılmıştır misel gelişiminin yüzde olarak engellemesini kpmg kontrol petri kaplarındaki misel gelişimini tpmg tuz eklenmiş petri kaplarındaki misel gelişimini ifade etmekt dir ları spss in probit analizi kullanılarak hesaplanmıştır . misel gelişmesini tamamen engelleyen en küçük konsantrasyon değerleri ise paralel denemeler ile belirlenmiştir . pk nın konsantrasyonu arttıkça misel gelişimi üzerinde engelleyici etkilerinin de kontrole kıyasla istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir . pbk nın fungus misel gelişimi üzerine etkilerinin pk ya benzer olmakla birlikte . ile . konsantrasyonları arasında bir fark olmadığı görülmüş ancak en yüksek konsantrasyon un diğer tüm konsantrasyonlardan ista istiksel olarak farklı olduğu belirlenmiştir . birçok çalışmada farklı bitki hastalıklarının mücadelesinde sentetik fungisitlere alternatif olarak kullanılabilecek farklı organik ve inorganik tuzların etkinliği in vitro ve in vivo koşullarda belirlenmiş ve bu tuzlardan karbonat bikarbonat fosfat klor silikat sülfit ve organik asit tuzlarından bazılarının önemli bitki patojenlerine karşı etkili oldukları tespit edilmiştir ının fungusun misel gelişimini önemli derecede engellediği ve mm pbk uygulamasında fungal gelişimin olmadığı tespit edilmişt r . ayrıca mm dan daha yüksek konsantrasyonlarda s . sclerotiorum un sklerot çimlenmesi önemli ölçüde azalmıştır ordóñez ve ark . yapılan farklı çalışmalarda bazı fungal etmenlere karşı bikarbonat ve karbonat tuzlarının fungistatik veya fungisidal etki gösterdiği bildirilmiştir . bu çalışmada kullanılan pk ve pbk tuzlarının çevre ve insan sağlığı üzerine genel olarak toksik bir etkisinin olmaması ve ayrıca şu ana kadar bunlara karşı patojenlerde henüz bir direnç tespit edilmemesinden dolayı mücadelesi oldukça zor olan kök çürüklüğü hastalıklarına karşı sentetik fungisitlere etkili bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır .
639
141
Profesyonel Turist Rehberlerine Yönelik Cinsel Taciz İle İlgili Bir Araştırma
bu çalışmada türkiye de turist rehberlerinin mesleğinde sosyolojik bir problem olarak ifade edilebilen cinsiyet temelli sorunlardan cinsel taciz deneyimlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır . tur yönetimini meslek aidiyetini ve turist rehberlerinin hizmet kalitesini etkileyebilen bir problem olması sebebiyle önem arz etmektedir . cinsel taciz gibi bir tutumun türkiye yi ziyaret eden misafirlerde söz konusu olup olmadığını ve bunun rehberlerin mesleğine etkisini ortaya çıkarmak amacıyla türkiye deki tüm profesyonel turist rehberlerine anket uygulanmış ve açık uçlu soru yöneltilmiştir . çalışmada karma yöntemlerden gömülü desen araştırma kullanılmıştır . bu kapsamda araştırma sonucunda misafirlerde erkek turist rehberlerine yönelik cinsel taciz eğiliminin daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır . açık uçlu soruda ise katılımcılar cinsiyet temelli sorunlar konusunda misafirlerden ziyade tur personelinin davranışlarında problemler olduğunu ve tur yönetimini olumsuz yönde etkilediğini ifade etmişlerdir . katkıs ilgili alan yazında bu konuda turizm işletme personelleri ile ilgili çalışmaların yapıldığı fakat turist rehberleri ile ilgili bir araştırmanın olmadığı tespit edilmiştir . bu çalışmada özellikle profesyonel turist rehberlerinin mesleki sorunlarından cinsel taciz konusuna değinilmiştir .
erkek ya da kadın fark etmeksizin iş hayatında cinsel taciz ile karşı karşıya kalma söz konusu olabilmektedir . cinsel taciz davranışın türüne tacizin seviyesine tacizcinin kim olduğuna ve taciz koşullarına göre farklı sınıflara ayrılmaktadır . cinsiyet ayrımı ve cinsel taciz ile iş tatmini arasında ilişki bulunmaktadır . çok farklı iş alanlarında çalışanlar cinsel taciz ile karşı karşıya kalmaktadır . turizm sektöründe çalışanlar da cinsel tacize maruz kalmaktadır . anket formunun sonuna açık uçlu bir soru eklenmiş ve katılımcıların kendi cümleleri ile görüşlerinin alınması amaçlanmıştır . profesyonel turist rehberleri tur sürecinde misafirlerden cinsel taciz yaklaşımı görmekte midir araştırmanın evrenini türkiye de profesyonel turist rehberi unvanına hak kazanmış ve aktif çalışmakta olan turist rehberleri oluşturmaktadır . veriler ocak mayıs tarihleri arasında toplanmıştır . anket formunda öncelikle demografik verilere ilişkin sorulara yer verilmiştir . analizler spss programı kullanılarak yapılırken anlamlılık düzeyi . olarak alınmıştır . ölçeğin alt faktörlerinin tamamında p . bulunmuş ve dağılımların normal dağılımdan anlamlı bir farklılık sergilediği görülmüştür . araştırmada nicel yöntemin yanı sıra sosyal gerçekliği öğrenmede iyi bir yol olan ve sosyal olguların keşfedilmesinde kişilerin durumlara ve olaylara yükledikleri anlamların ortaya çıkarılmasında ve yeni alanların keşfedilmesinde kullanılan nitel yöntemden de yararlanılmıştır . sonrasında elde edilen verilerin tamamı okunmuş ve veriler benzer gruplar altında düzenlenmiştir . temaların oluşturulmasında betimsel kodlamadan faydalanılmıştır . ikinci olarak oranla yıllık mesleki deneyimi olan rehberler katılımcı olarak araştırmaya katkı sunmuştur . katılımcıların ü ise yıllık mesleki deneyime sahiptir . katılımcıların ölçek maddelerine verdikleri puanların alt boyutlar düzeyinde ortalamalarına bakıldığında en yüksek puanın ilgili tavır ve eylemler alt boyutunda en düşük ortalamanın ise bir şey karşılığında bir şey isteme ve fiziksel saldırı alt boyutunda olduğu belirlenmiştir . ölçekten elde edilen puanların katılımcıların yaşına bağlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan kruskal wallis h testi sonunda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlemlenmemiştir . cinsel taciz ile ilgili caydırıcı cezalandırmaların gerekliliği k cinsiyet temelli sorunlar her meslek grubunu etkilediği gibi turist rehberliğini de oldukça etkilemektedir . k eğer cinsel taciz veya rahatsız edici bir durum varsa erkek veya bayan rehber acenta rehberler odası türsab turizm müdürlüklerine durumu iletmeli ve gerekli cezalar müşteriye verilmeli . profesyonel turist rehberlerinin tur süresince birlikte çalıştığı acenta personeli ve ziyaret noktalarındaki işletme çalışanlarından cinsel taciz içerikli yaklaşımlar görmesi mesleğini olumsuz etkileyen problemlerden biri olarak tespit edilmiştir ve rehberler bu konuyla ilgili araştırma yapılmasını talep etmektedir . hangi bölgelerde cinsel taciz sorunun var olduğunu tespit etmek amacıyla rehberlere anket soruları dahilinde çalışma bölgeleri sorulmuştur . cevapların betimsel analizi sonucunda araştırmaya katılan katılımcılardan turist rehberi marmara bölgesinde çalışmakta olduğu görülmüştür . tarafından yılında yapılan diğer bir araştırmaya göre kadın turist rehberlerinin cinsiyet ayrımı gibi bir sorun yaşamadığı erkek rehberlerle aynı mesleki sorunlarla karşılaştığı ve genel olarak mesleklerinden memnun oldukları tespiti söz konusudur .
441
154
Saanen x Kıl Keçi melezi (G1) çebiçlerin erken (7-8 aylık) yaşta damızlıkta kullanılabilme imkanları
bu çalışmada çebiçlerin doğdukları yıl damızlıkta kullanılmasının döl veriminde ve oğlakların büyüme özelliklerinde herhangi bir olumsuzluğa sebep olup olmadığının ortaya konulması amaçlanmıştır . saanen x kıl keçi melezi keçi ve çebiç gruplarının döl verimi gelişme özellikleri süt verimi canlı ağırlıkları ve vücut ölçüleri belirlenmiş ve elde edilen veriler karşılaştırılmıştır . araştırmada baş saanen x kıl keçi melezi çebiç ve baş saanen x kıl keçi melezi keçi kullanılmıştır . saanen ve kıl keçi melezi keçi ve çebiç gruplarında sırasıyla gebelik oranı . . doğum oranı . . tekiz ikiz üçüz doğum oranları . . . ve . . . oğlak verimi ise . ve . olarak bulunmuştur . oğlakların . gün ve . gün canlı ağırlıkları vücut ölçüleri . gün . gün ve . gün yaşama gücü değerleri benzerlik göstermiştir . keçi ve çebiç grupları döl verimi canlı ağırlık canlı ağırlık artışları vücut ölçüleri yaşama güçleri ve süt verimleri bakımından karşılaştırıldığında çebiçlerde keçilere göre bir gerilik görülse de çebiçlerin erken yaşta damızlıkta kullanılması hayvanların verimli ömür süresini uzatarak ekonomik açıdan yetiştiriciye daha faydalı olacağı sonucuna varılmıştır .
keçi eti sütü kılı tiftiği ve derisinden yararlanılabilen dünyanın farklı iklim koşullarına sahip tüm bölgelerinde yetiştiriciliği yapılan bir çiftlik hayvanıdır . ülkemizde kıl keçilerinin ıslahı amacıyla yürütülen melezleme çalışmalarının çoğunda dünyada süt verimi en yüksek ırk olarak tanınan saanen genotopinin ağırlıklı olarak kullanıldığı görülmektedir . oğlakların damızlıkta kullanılabilmeleri için ergin vücut ağırlığının ine . deneme kastamonu ili damızlık koyun keçi yetiştiricileri birliği ne üye merkeze bağlı işletmede yürütülmüştür . araştırmada teke katımı serbest aşım yöntemine göre ekim ayında yapılmıştır . doğan oğlakların ilk saat içinde doğum ağırlıkları kulak numaraları doğum tarihi doğum şekli ve cinsiyetleri kaydedilmiştir . gün canlı ağırlıkları ve canlı ağırlık artışları tespit edilmiştir . keçilerde sağım kontrolü doğumdan bir hafta sonra başlamış ve laktasyonun sonuna kadar aylık periyotlar şeklinde yapılmıştır . çalışmada elde edilen bulgulara göre grupların ortalama döl verim değerleri çizelge de verilmiştir . vatansever ve akçapınar benzerlik göstermektedir . gün canlı ağırlıkları ve bu dönemlerdeki canlı ağırlık artışları çizelge ve çizelge de verilmiştir . bu durum keçi grubunun süt veriminin çebiç grubundan daha yüksek olmasından kaynaklanmıştır . gün ağırlığı bakımından keçi ve çebiç gruplarının dişi ve erkek tekiz oğlaklarında farklılık istatistik olarak önemli bulunmuştur . gün ağırlığı bakımından elde edilen sonuçlar ulutaş ve ark . . araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre oğlakların . gün ağırlık ve canlı ağırlık artışı bakımından çebiç grubu oğlaklarının biraz düşük olduğu tespit edilmiştir . erkek oğlaklarda ise göğüs derinliği üzerinde doğum tipinin etkisi sadece üçüzlerde önemli bulunmuştur . tarafından yapılan çalışma sonucundaki değerlerle benzerlik göstermektedir . bu farklılık keçi grubu oğlaklarının çebiç grubu oğlaklarından . elde edilen bulgulara göre keçi ve çebiç gruplarında laktasyon süt verimi ve laktasyon süresi arasındaki farklar istatistik olarak önemli bulunmuştur . keçi grubunda laktasyon süt verimi ve laktasyon süresi çebiç grubundan daha yüksek bulunmuştur . enerji alımının artması vücut büyümesinde olduğu gibi üreme organlarının ve endokrin bezlerinin de gelişimini hızlandırmaktadır .
344
178
İnşaat sektöründe toplam kalite yönetimi ve Türkiye’deki uygulamalar
bu çalışmada inşaat sektöründe kalite kavramı ve ürüne yönelik özellikler tanımlanmış toplam kalite yönetiminin uygulanması kurum kültürü kavramı uygulamada karşılaşılan güçlükler ve elde edilen sonuçlar anlatılmıştır . türkiye de inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamalarını değerlendirmek amacı ile yapılan alan çalışması kapsamında elde edilen bulgular incelenerek değerlendirmeler yapılmış inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamalarının başarılı olmasında ana faktör olarak belirtilen kültürel değişimin sağlanıp kurum kültürünün oluşturulması için önerilen araştırma modeli ve araştırma kapsamında ileri sürülen diğer varsayımlar sınanmıştır . yapılan alan çalışması kapsamında inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamalarının çoğunun başarısız olduğu gözlenmiştir .
globalleşen dünya pazarlarında artan yoğun rekabet şartları firmaların önüne hayatta kalabil mek için gerekli en temel kriteri çıkartmıştır müşteri tatmini . ayrıca sektörde ürünün ve sürecin özelliklerinden dolayı toplam kalite yönetiminin uygulanamayacağına yönelik bir inanış hakimdir . inşaat sektörü ele alındığında kalite değişik boyutlarda karşımıza çıkmaktadır . bu özelliklerin insan ihtiyaçları doğrultu sunda beklenen seviyelerde veya üstünde sağlanması durumunda o binanın kaliteli olma koşullarından en önemlisi sağlanmıştır denebil mektedir . binanın yapımı için seçilen teknik kullanı lacak malzemelerin özellikleri bu malzemelerin birbirleri ile olan uyumu birleşme noktalarının çözümü vb . binanın öncelikle müşte ri beklentileri doğrultusunda içinde yer alacak işlevlere uygun tasarlanması ve binanın yer alacağı çevrenin de tasarımda etkin olması çok önemlidir . dayanıklılık binanın dayanıklılığı kalite kavramında önemli bir yer tutmaktadır . servis edilebilirlik servis edilebilirlik binada kullanım sırasında oluşabilecek sorunların çözü mü için gerekli özelliklerin varlığıdır . estetik kelimesi genellikle mimari ile birlikte anılan en önemli terimlerden biridir ve anlamı duyulara seslenebilme yeteneğidir . algılanan kalite binanın kalitesi için müşte rinin hissettiği memnuniyet derecesidir . göre celi bir kavramdır ve bunun nedeni insanların değer duygularının birbirinden farklı olmasıdır . proje bir yapma çevrenin oluşturulmasında birden fazla süreci kapsayan başlangıç ve bitimi belli olan bir olgudur bina yapma fikrinin doğmasından başlayarak tasarlama ihale yapım işletme hatta yıkımı içeren süreç olarak da tanımlanabilmektedir . bunların öncelikleri nitelik ve nicelikleri de birbirinden farklı olacaktır . inşaat sektöründe ürünün özellikleri diğer sek törlere göre farklılık göstermektedir . şekil de bu sonuçlar şematik olarak gösteril miştir . araştırma kapsamında ileri sürülen varsayım ların sınanması için kullanılan analizler ana kitle özelliklerini ortaya çıkarmayı veya bu özelliklerle ilgili genelleme yapmayı amaçlayan parametrik testlerden olan korelasyon analizi ana kitle dağılımı hakkında herhangi bir varsa yıma dayanmayan dolayısıyla ana kitle hakkın da hiç birşey bilinmediği zamanda güvenle kullanılabilen nonparametrik testlerden olan mann whitney u testi ve kruskal wallis h testidir . çalışanların memnuniyetinin ölçülmesi ko nusunda firmaların . sinde çalışanların memnuniyeti ölçülmemekte . ünde ise ölçülmektedir . çatışmaların yönetimi konusunda firmaların inde çatışma yönetimi yapılmamakta sinde ise yapılmaktadır . çalışanların eğitimi ile ilgili olarak firma ların sinde çalışanlara eğitim verilmek te sinde ise verilmemektedir . benchmarking uygulama alanları ile ilgili olarak ise firmaların . si iş geliştirme ve ihale . si kalite tekniklerinin kullanımı tasarım ve mühendislik servisleri . ü kalite tekniklerinin kullanımı karlılık ve iş geliştirme ve ihale . ü müşteri memnu niyeti tasarım pazar payının artışı ve iş geliştirme ve ihale konularında benchmarking uygulamaktadırlar . elde edilen bu değerler türkiye de inşaat sektö ründe faaliyet gösteren firmalara ve firmaların toplam kalite yönetimi uygulamalarına yönelik tanımlamalar yapmakla beraber bu değerlerdeki değişimin büyük olduğunu göstermektedir . araştırma kapsamında ileri sürülen ilk varsa yımda kurum kültürünün oluşturulması için öne rilen araştırma modelinin toplam kalite yöneti minin başarısına etkisi sınanmıştır . inşaat sektöründe firmalarda kültürel değişimin sağlanmasına yönelik uygulamalardan motivas yon yöntemleri çalışanların memnuniyetinin ölçülmesi çatışma yönetimi ve benchmarkingin mevcudiyetinin çalışanların katılımını arttıra cağı ve toplam kalite yönetimi uygulamalarının başarısını etkileyeceği düşünüldüğünden araştır ma kapsamındaki ikinci varsayımda inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamala rında kültürel değişimin sağlanmasına yönelik uygulamaların toplam kalite yönetiminin başarı sına etkisi sınanmıştır . yapılan analizler sonucunda firmalarda kalite ile ilgili bir birimin olması ile olmaması arasın da iç müşteri kavramının anlaşılması iletişim ve üst yönetimin liderliği açısından bir fark çıkmazken çalışanların katılımının sağlanması ve müşteri beklentilerinin belirlenmesi açısın dan bir fark çıkmış ve firmalarda kalite ile ilgili bir birim olması ile olmaması arasında toplam kalite yönetiminin uygulanması açısından bir fark olduğuna karar verilmiştir . oluşturulmadığı uygula malar gerçekleşmekte ve bu nedenle de inşaat sektöründe uygulamaların çoğu başarısız olmak tadır .
528
89
Aspir (Carthamus tinctorius L.)’de yaprak dikenliliği ve çiçek renginin genetiği
çiçek rengi ve dikensizlik özellikleri süs bitkisi olarak kuru ve taze kesme çiçekçilikte kullanılan aspir için önemli kalıtsal karakterlerdir . bu araştırmada çiçek rengi ve dikenlilik karakterlerinin kalıtımını belirlemek amacıyla her iki karakter bakımından farklı olan dinçer ve montola çeşitlerinin f ve f generasyonları ile geri melez populasyonları analiz edilmiştir . elde edilen veriler her iki karakterin de birbirlerinden bağımsız olarak monogenik kalıtım gösterdiğini dikenliliğin dikensizlik üzerine ve kırmızı çiçek renkliliğinin sarı çiçek renkliliği üzerine baskın olduğunu göstermiştir . f generasyonunun tamamı kırmızı çiçekli ve dikenli fenotipe sahip iken f generasyonunda oranına uygun dört farklı fenotip elde edilmiştir . bc p generasyonunda bütün bitkiler kırmızı çiçekli ancak dikenlilik için açılımına uygun bc p döllerinde ise bütün bitkiler dikenli ancak çiçek rengi için açılımına uygun olduğu belirlenmiştir .
aspir çok değerli eski bir kültür bitkisidir . aspir çiçekleri kırmızı turuncu sarı ve nadiren beyaz renklerde olabilmektedir . ancak aynı bitkinin farklı tabla pozisyonlarına ve hatta aynı tablanın farklı olgunlaşma evrelerine bağlı olarak renk tonlarında değişim gösterebilmektedir . bu amaçla özellikle dikensiz çeşitler tercih edilmektedir ve kartharmin gibi renk maddeleri doğal renklendirici gıdalara renk ve tat vermek tekstilde boya kaynağı olarak ve insülin seviyesini düzenlemede tıpta kullanılmaktadır . ancak yapılan araştırmalarda yoruma açık farklı sonuçlar elde edilmiştir . işte bu araştırmada aspirde dikenliliğin ve çiçek renginin kalıtımı hakkında ebeveynler f ve f ile geri melez populasyonlarından gidilerek daha kesin bilgilere ulaşmak amaçlanmıştır . dinçer çeşidi kırmızı çiçek rengine sahip dikensiz bir çeşit iken montola çeşidi sarı çiçek rengine sahip dikenli bir çeşittir . çiçeklenmenin başlamasıyla birlikte ana ebeveynin dişicik tepesi üzerine baba ebeveynin polenleri elle bulaştırılarak tozlaştırma işlemi gerçekleştirilmiştir . tozlaştırma işlemi yapılmayan tablalar ise bitkilerden uzaklaştırılmıştır . f bitkilerinin ü çiçeklenme başlangıcında tablaları izole edilerek kendine tozlaşması döllenmesi sağlanmış ve f bitkilerini oluşturacak tohumlar elde edilmiştir . aspirde melezleme sonrasında yeterince melez tohum üretmek için emaskülasyon yapmak yerine kimyasal veya sentetik erkek kısırlıktan yararlanılabilmektedir . bu araştırmada dikensiz bir çeşit olan dinçer ile dikenli bir çeşit olan montola yukarıda açıklanan gibberellik asit ile polen kısırlık uyarımı sayesinde emaskülasyon yapılmaksızın melezleme işlemi gerçekleştirilmiş ve elde edilen f bitkileri arasında adet dikenli bitki sayılmıştır . f bitkileri arasında melez olamayan dikensiz bitkiler çiçeklenme öncesi sökülerek atılmış ve geride tamamı melez olan bitkiler bırakılmıştır . çizelge de dinçer ve montola çeşitleri arasında yapılan melezleme ile elde edilen f generasyonunda çiçek rengi ve dikenlilik karakterleri yönüyle ortaya çıkan iki özellik bakımından fenotipik sınıflar ile gözlenen ve beklenen değerler gösterilmiştir . sonuç olarak çiçek rengi ve dikenlilik özelliklerinin birbirlerinden bağımsız kalıtsal karakterler olduğu her biri ayrı ayrı tek genli kalıtım gösterdiği tespit edilmiştir . aspirde dikenliliğin kalıtımı ile ilgili benzer bulgular diğer bazı araştırmalarda da rapor edilmiştir kalıtım gösterdiği ve koyu renk allel genin açık renk allel üzerine dominant olduğu tespit edilmiştir . turuncu beyaz melezlemesinde turuncu bireyler golkar ve ark . sarı beyaz melezlemesinde sarı bireyler elde ettiğini ve dominant özelliğin diğerine göre koyu renkli çiçek rengi olduğunu rapor etmişlerdir . ancak çiçek renginin kalıtımına çok daha fazla sayıda gen katıldığı ve hatta ilgili allel genler aralarında ve gibi epistatik gen interaksiyonları olduğuna dönük araştırma sonuçları da vardır . diğer yandan çiçek rengi kalıtımında kırmızı renklilik sarı renklilik üzerine dominant olup kalıtımında yine bir çift allel gen görev almaktadır .
546
146
NANO GÜMÜŞ KATKILI Moringa oleifera L. (Brassicales: Moringaceae) SU EKSTRAKTININ Meloidogyne incognita (Kofoid & White, 1919) Chitwood, 1949 (Nematoda: Meloidogynidae) KARŞI LABORATUVAR KOŞULLARINDA ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ
kök ur nematodları dünya genelinde tarımsal üretim yapılan yerlerde yaygın olarak bulunan ve geniş bir konukçu yelpazesine sahip önemli verim kayıplarına neden olan zararlılardandır . dünyada meloidogyne arenaria m . exigua m . graminicola m . hapla m . incognita m . javanica ve m . mayaguensis önemli türler arasında yer almaktadır . ülkemizde m . incognita m . arenaria m . javanica ve m . hapla türleri en yaygın bulunan türler olup m . incognita ve m . javanica ekonomik anlamda örtüaltı bitki yetiştiriciliğinde ciddi sorunlara neden olan türlerin başında gelmektedir . nematisitler kun leri uzun süreli baskılayamazlar çevresel ve insan sağlığı kaygıları kullanımları üzerinde artan kısıtlamalar ile sonuçlanmaktadır . bu çalışma da m . incognita nın ikinci dönem larvaları na karşı nano gümüş katkılı moringa oleifera l . nın su ekstraktı nematisidal etkinlik bakımından değerlendirilmiştir . nano gümüş katkılı m . oleifera su ekstraktı ppm ppm ve ppm konsantrasyonlarda ve tekerrürlü olarak in vitro koşullarda denenmiştir . denemede kullanılan her bir doz için petri kabına ml l ml saf su ml ekstrakt eklenmiştir . negatif kontrol olarak ise ekstrakt yerine saf su kullanılmıştır . tüm petri kapları de muhafaza edilmiştir . denemeden elde edilen sonuçlara göre bütün konsantrasyonlarda farklı oranlarda da olsa nematisidal aktivite gözlenmiştir . nano gümüş katkılı m . oleifera su ekstraktının ppm konsantrasyonu saat sonunda . ölümüne sebep olduğu belirlenmiştir . nano gümüş katkılı m . oleifera su ekstraktının tarımsal alanlardaki zararlı organizmalara karşı daha fazla sayıda deneme yapılarak elde edilen olumlu sonuçlar ışığı altında saksı ve sera koşullarındaki etkinliklerinin araştırılması önem arz etmektedir .
tıbbi ve aromatik bitkilerin tüm dünya çapında önemi bilinmektedir . ayrıca dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte bu bitkilere duyulan ihtiyaç arttığından bitki bilimcilere çok büyük görevler düşmektedir . yarı kurak tropik ve subtropik iklimlerde yetişebilen bir türdür . ağaç çok hızlı büyüme kabiliyetine sahiptir ilk yıl metre büyüyebilir . yaprakları kurutulup toz haline getirilerek de tüketilebilmektedir . ayrıca nanoteknolojinin tarım alanında sorun teşkil eden hastalıklarının ve zararlıların önlenmesinde mevcut hastalıkların hızlı bir şekilde yok edilmesinde bitkilerin topraktan ve yapraktan bitki besin elementlerini emme yeteneğini artırmada son yıllarda kullanılmaktadır . dünyada tarım alanı olarak kullanılan toprakların sinin kök ur nematodları ile bulaşık olduğu bilinmektedir . toprak üstü belirtileri birçok hastalık etmeni ve bitki besin maddesi eksikliklerine benzediği halde toprak altında sebep oldukları irili ufaklı urlar ile kolayca tanınırlar . bu açıdan diğer nematodlar içinde en fazla tanınan ve üzerinde çalışılan türlerdir . bulaşık bitkilerin toprak üstü aksamında şiddetli yaprak klorozları ile birlikte bitkide gelişme geriliği ve solgunluk da görülür . fakat nematisitlerin çevre doğal yaşam ve insan sağlığına olumsuz etkileri bulunmaktadır . bunun yanında bitkilerden elde edilen biyo pestisitlerin kullanımı ile ilgili de çalışmalar hız kazanmıştır bitki paraziti nematodlara karşı mücadelede birçok farklı bitkinin farklı kısımlarından elde edilen su ekstraktlarının yaygın şekilde kullanıldığı farklı araştırmacılar tarafından bildirilmiştir . a göre moringa oleifera bitkisi kullanılarak hazırlanan değişik konsantrasyonlardaki bitki su ekstraktlarının kök ur nematodu meloidogyne javanica türüne karşı patlıcan bitkisinde kök ur nematodunun ikinci dönem larva sayısına karşı etkili olduğunu ve nematodun üremesini baskıladığını bildirmişlerdir . nano gümüş katkılı bitki ekstraktı sentezlenmesinde ilk önce bitki su ekstraktı hazırlanmıştır . bu amaçla urlu kökler tazyikli olmayan musluk suyu altında iyice yıkanarak cm boyunda kesilmiş ve . yoğunlukta naocl çözeltisi içinde . . dakika çalkalanmıştır . nematod kültüründen m . incognita nın l leri her bir pedri içerisine ml içinde ortalama . nematod olacak şekilde aktarılmıştır . denemede negatif kontrol olarak ekstrakt miktarı kadar saf su eklenmiştir . deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre tekerrürlü olarak kurulmuştur . sonuçlar jmp . istatiksel paket programı yardımıyla varyans analizi uygulanmıştır . yapılan çalışmalar incelendiğinde bitki paraziti nematod gruplarına karşı nano gümüş partikülleri uygulamaları ile ilgili çalışmaların son yıllarda önem kazandığı görülmektedir . larının yürüttüğü başka bir çalışmada in vitro koşullarda lik lantana camara l . su ekstraktı katkılı nano gümüş uygulamasının farklı dozlarının ppm ppm ve ppm çeltiğin önemli bir zararlısı olan çeltik beyaz uç nematodu na etkisini belirlemişlerdir . gerçekleştirilen bu çalışma sonucunda elde edilen veriler yaptığımız çalışma sonucunda elde edilen verilere paralellik göstermektedir . kolloidal gümüş iyi bir bakterisit fungisit ve dezenfektan olarak eski çağlardan beri başarılı bir şekilde insanlar tarafından kullanılmıştır . günümüzde nano gümüş katkılı bitki ekstraktlarının tarımda bitki patojenlerine ve zararlılarına karşı mücadelede kullanımı giderek popüler olan çalışma konuları arasında yer almaya başlamıştır . bu konuyla ilgili gerek ülkemizde gerekse dünyada yapılan bilimsel araştırmaların sayısı gün geçtikçe artma eğilimindedir .
485
251
Çelikli Havzası arazisinin detaylı toprak etüt, haritalama ve sınıflandırılması
bu çalışmada tokat çelikli havzası topraklarının önemli fiziksel kimyasal ve morfolojik özellikleri incelenmiş cbs ve uzaktan algılama olanakları da kullanılarak detaylı toprak haritası oluşturulmuştur . toprak etüt el kitabında belirtilen tanımlayıcı kriterlerin yardımı ile yapılan arazi çalışmalarında seri kategorisinde göçyolu yedikır kurtlutepeönü yayla yelten uluyol kevenli akardere ve alıçlı serileri olmak üzere dokuz toprak serisi ayrımı yapılmıştır . havzada entisol mollisol ve alfisol toprak ordoları tanımlanmış ve ayrımı yapılmıştır .
toprak etüt ve haritalama çalışmaları doğal kaynakların korunumu ile ekonomik ve sosyal gelişimi desteklerken arazi kullanımı ve çevresel etkileri dengeleyecek en uygun arazi kullanımını sağlamada hayati öneme sahip bir araçtır . ve insanlara değerli katkılar sağlamaktadır öne çıkarılarak sınıflamada mümkün olduğu kadar kişisel algılara dayalı değerlendirmeler yerine evrensel kabuller ön plana çıkarılmıştır . güncel yaklaşımları ön planda tutan ülkesel düzeyde ve seri esaslı toprak etüt ve haritalama çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır . havzanın eğimli ve erozyona maruz oluşu ve oluşan sedimantasyonla göletin su depolama kapasitesinin gittikçe azalması sonucunu doğurmuştur . çelikli havzasının en fazla yüksekliği m en düşük yüksekliği ise m dir . havza topoğrafyası yukarı arazi fizyografik ünitesinde yer almaktadır . sulanır alanlarda patates ve şekerpancarı tarımı yapılmaktadır . bu amaçla . ölçekli topografik harita paftaları sayısallaştırılarak arazi yükseklik modeli oluşturulmuştur . havzanın toprak haritasını hazırlamak amacıyla geometrik düzeltmesi yapılmış olan . metre çözünürlüklü . . tarihli ve b çerçeve numaralı ırs c uydu görüntüsü ile m çözünürlükteki . . tarih ve çerçeve numaralı landsat tm uydu görüntülerinin birleşiminden oluşan kompozit uydu görüntüsü ve ölçekli kadastro paftalarından yararlanılmıştır . tasarlanan profil çukur yerleri arazide kontrol edilmiş ve uygun bulunan noktada profil çukuru açılmıştır . böylelikle toprak haritalama lejantı için gerekli ilk bilgiler elde edilmiştir . toprak sınırlarını kesinleştirmek ve haritalama üniteleri oluşturmak için arazide noktada burgu atılarak toprak derinliği horizonların dağılımı renk kireç ve tekstür gibi profil özelliklerindeki değişimler kontrol edilmiştir . belirlenen serileri simgeleyecek tipik profillerden horizon esasına göre alınan toprak örneklerinde gerekli analizler laboratuvarda yapılmıştır . arazide topraklar morfolojik olarak incelenirken renk belirlenmesinde munsell renk skalası caco kontrolünde luk hcl kullanılmıştır . alt grup düzeyinde yapılan sınıflamada ise ayırt edici özelliklerden akardere serisi vertic yayla ve yelten serileri ana kaya üzerinde a horizonu gelişimi göstermesi nedeniyle lithic diğer seriler ise typic olarak tanımlanmışlardır . çelikli havzasında ı ve v . sınıf arazi bulunmayıp ıı ııı ıv vı vıı ve vııı . sınıf araziler alan olarak ancak havzanın . ni kaplamaktadır . sınıf işlemeli tarım altındaki arazilerde ise arazi kullanım türü değişiklikleri gerekmektedir . sınıf arazilerde olmak üzere tüm havzada toprak koruma önlemleri içeren tarımsal uygulamalar gerekmektedir . havza toprakları orta dik ve çok dik meyilde olup ıı ııı ıv vı vıı ve vııı . havzada yi aşan eğime sahip ve erozyon riski taşıyan . lik kısmı oluşturan işlemeli tarım alanları bulunmaktadır . aktif fiziksel etkiler havzada derin profilli ve yaşça olgun toprak oluşumunu engellemektedir .
440
68
TOZALTI KAYNAK YÖNTEMİ İLE BİRLEŞTİRİLEN ALAŞIMSIZ VE HARDOKS ÇELİKLERİN MİKROYAPI VE SERTLİK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
bu çalışmada tozaltı kaynak yöntemi ile birleştirilen genel amaçlı yapı çeliği ve hardoks hituf çelik malzemeler kullanılarak üç farklı kaynaklı bağlantı yapılmıştır . bütün kaynaklı bağlantılarda aynı kaynak parametreleri kullanılmıştır . birleştirilen parçalara sertlik testi uygulanmıştır . birleştirme bölgesinde meydana gelen makro ve mikroyapı değişimi tespit edilmiştir . sonuçlarda hardoks hituf çelik malzeme kullanılarak yapılan kaynaklı bağlantıların daha yüksek sertlik gösterdiği tespit edilmiştir . ayrıca yapılan makro ve mikroyapı çalışmaları sonucunda ıtab bölgesinin genel amaçlı yapı çeliğinde daha geniş olduğu görülmüştür .
düşük karbonlu alaşımsız çelikler endüstriyel uygulamaların vazgeçilmez malzeme guruplarındandır . hardoks serisi çelikler de bu tür malzemelerden biri olup özellikle abrasif aşınma direnci oldukça yüksektir . hardoks tipi çelikler piyasada bulunan bazı yüksek dayanımlı çeliklere göre aşınmaya karşı en az beş kat daha uzun ömürlüdür . . ark bölgesi kaynak tozu tabakası ile kaynak metali ve kaynağa yakın ana metal de ergiyen kaynak tozu ve kaynak dikişi tarafından korunur . koruyucu görevi yapan kaynak tozu ayrıca kaynak banyosu ile reaksiyona girerek kaynak meta lini deokside eder . kaynaklı bağlantılara sertlik testleri uygulanıp makro ve mikroyapı incelemeleri yapılmıştır . deneysel malzemelerin kimyasal bileşimi tablo de verilmiştir . bu numunelere lik nital solüsyonu kullanılarak dağlama işlemi uygulanmıştır . mikroyapı incelemeleri nikon eclipse l marka optik mikroskop kullanılarak yapılm ştır . mikrosertlik ölçümleri qness gmbh marka q a model cihaz ile hv cinsinden gr yük altında gerçekleştirilmiştir . sertlik ölçümleri bir çizgi boyunca mm aralıklarla yapılmıştır . tozaltı kaynak yöntemi ile birleştirilen üç farklı kaynaklı bağlantının birleşme bölgesinde meydana gelen yapısal değişim bu bağlantılar üzerinden alınan ara yüzey makro ve mikroyapı görüntüleri analiz edilerek değerlendirilmiştir . aynı kaynak parametreleri kullanılarak uygulanan kaynak işlemleri sonrasında meydana gelen kaynak metaline ve ısı tesiri altında kalan bölgelere ait mikroyapılar şekil te görülmektedir . u durum hardoks çeliğin içerisinde v nb ve b gibi mikroalaşım elementlerinin bulunmasından kaynaklanmaktadır . çünkü v nb ve b östenit tane sınırlarında v nb ve b olarak çökelir ve östenit tanelerinin büyümesini önleyerek çeliğin ıtab bölgesinde küçük taneli olmasına neden olur . s nolu numunenin ana malzeme ıtab ve kaynak metalinin sertliği s ve s nolu numunelere göre daha yüksek olduğu görülmüştür . bu alaşım elementlerinin kaynak sırasında veya sonrasında karbonitrür olarak çökelmesi ve martenzitik yapının oluşmasına teşvik etmesi s nolu umunenin sertliğinin artmasına neden olmuştur . s nolu kaynaklı numunenin hardoks hituf çelik tarafındaki ana malzeme ve ıtab bölgesinin sertliği kaynak metalinden ve genel yapı çeliği tarafındaki ıtab bölgesinden daha yüksek bulunmuştur . s nolu numune ise bütün bölgelerde en düşük sertlik değerlerine sahip olmuştur . lord yapmış olduğu çalışmada kaynak metalinin sertliğinin yalnızca kimyasal bileşime bağlı olmadığını aynı zamanda pasolar arası geçiş sıcaklığından da etkilendiğini göstermiştir . kara ve korkut yapmış oldukları çalışmada iki pasoda kaynatılan zırh çeliklerinin tek pasoda kaynatılan çeliklere göre daha yavaş soğuduğunu ve bunun sonucunda sertliğin artmasına neden olan martenzit gibi fazların daha az meydana geldiğini göstermişlerdir . kaynaklı bağlantıların mikroyapı incelemeleri ve sertlik testleri yapılmıştır . makro ve mikroyapı incelemeleri sonucunda kaynaklı bağlantıların hardoks çelik tarafında elde edilen ıtab bölgesinin s jr genel yapı çeliğine göre daha dar bir bölgede olduğu görülmektedir .
452
80
Ortaokul Kompozisyon Yazma Çalışmalarının Metindilbilimin Metin Üretim Evreleri Açısından Değerlendirilmesi1
yazma çok yönlü bir edim olup bireyin duygu düşünce istek gözlem ve hayallerini etkili ve verimli bir şekilde ortaya koyma etkinliği olarak tanımlanabilir . bu yönüyle yaşamın her alanında ve döneminde işlevseldir . öğretim sistemimizde yazma becerisi kazandırmaya yönelik etkinliklerin çok önemli bir kısmını kompozisyon yazma çalışmaları oluşturmaktadır . öğrencilerin yazma becerilerinde iyi bir tutum ve davranış sergileyebilmeleri için belli bir akademik bilgi ve buna dayalı deneyimlerinin olması gerekir . bu bağlamda mevcut kompozisyon yazma çalışmalarına geleneksel yöntemlerin dışında metindilbilimin önerdiği metin üretim evrelerine dayalı olarak yeni bir boyut getirilmesinin uygun olacağı düşünülebilir . bu çalışmanın amacı ortaokul türkçe öğretmenlerinin metin üretim evreleri konusundaki farkındalıklarını ve kompozisyon yazma çalışmalarının bu evrelerle uyumlu olup olmadığını belirlemektir . çalışma nitel bir çalışmadır ve betimsel analiz yöntemine dayandırılmıştır . çalışma meb e bağlı devlet ve vakıf okullarının . . . ve . sınıflarında görev yapmakta olan öğretmen ile gerçekleştirilmiştir . çalışma kümesi rastgele seçimle belirlenmiştir . verilerin toplamasında esneklik ve sorulara alınan yanıt oranlarında tamlık sağlanabilmesi amacıyla yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi seçilmiştir . araştırmacı tarafından hazırlanan görüşme formu toplam sorudan oluşmaktadır . öğretmenlerin sorulara verdiği yanıtlar betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir . inceleme sonucunda öğretmenlerin metin üretim evrelerinin söylem tasarımı ve kavram ağı oluşturma maddesi dışında diğer maddeler konusunda bilgi sahibi oldukları ancak uygulama sırasında bu aşamaları dizgesel olarak uygulamadıkları belirlenmiştir .
yazmak bellekteki duygu düşünce ve isteklerin düzenlenip yazı ile alıcıya iletilme durumudur . bu beceri sayesinde zihinsel süreçler etkin kılınır ve bu süreçte üretilenler yazıya aktarılır . kirby ve liner da yazı yazmanın karmaşık ve üst düzey bir insan davranışı olduğundan bahseder . yazı yazmak belli bir süreçte gerçekleşen ve sabır gerektiren bir beceri olduğundan zor olarak algılanır . kompozisyon ayrı ayrı parçaları bir araya getirip bir bütünlük oluşturmadır . genel bir ifadeyle kompozisyonla ilgili şu üç temel öge ele alınır içeriği oluşturacak malzeme yani yazının konusu ve iletisi içeriğin sunulduğu düzen planlama içeriğin sunulduğu aracın niteliği ve özgünlüğü yani dil anlatım özelliği . bu bağlamda beaugrande ve dressler gibi dilbilimcilerin metin üretim evrelerine yönelik modelini içeren kompozisyon çalışmaları ders ortamına taşınabilir . aşamalarından oluşmaktadır . yazma süreci sadece yazı yazmaktan ibaret değildir aynı zamanda yazı yazarken dikkat edilmesi gereken birtakım kurallar vardır . yazmanın sistematik bir eylem olduğuna ise dolaylı olarak değinilmiştir . görüşme sorularından kompozisyon yazma çalışmalarınızda öğrencilerinizi anahtar kavramların ilişkilendirilmesi konusunda ne şekilde yönlendiriyorsunuz görüşme sorularından öğrencilerinize yazma aşamasında metnin içeriğine uygun sözcükleri seçmeleri konusunda nasıl bilgilendirme yapıyorsunuz beaugrande ve dressler in metindilbilimde yer alan metin üretim evreleri modeli türkçe öğretimi kapsamındaki yazma yaklaşım ve uygulamalarına yeni bir boyut kazandıracağı için önemlidir . bu çalışmanın bulgularında görüleceği üzere aslında türkçe öğretmenlerinin çoğunluğu sezgisel olarak da olsa metin üretim evreleri hakkındaki bilginin önemli bir kısmına sahip olmakla birlikte bu evreleri ortaokul kompozisyon yazma çalışmalarına dizgesel olarak ve yeterince yansıtmamaktadırlar . metin üretimi konusunda öğretmenlerin yetersizliği sorunun çok önemli bir boyutunu oluşturmaktadır . oysa üretenin niyeti sunulacak ortam söylem topluluğunun özelliği gibi unsurlar metnin düzenlenişini tümüyle biçimlendirmektedir . öğretmenler yazma çalışmaları sırasında öğrencilerde hazırbulunuşluğu artırmak ve kavram ağı oluşturmak amacıyla genellikle beyin fırtınası tekniğine başvurduklarını söylemişlerdir . öğretmenler metne uygun sözcük seçmeyi öğretme noktasında yeterli bilgiye sahiptir . buradan kavram ağı kurma ile ilgili de net ve doğru bilgiye sahip olmadıkları anlaşılmaktadır . metin üretim evrelerinin öğretimine dayalı bir kompozisyon yazma öğretimi çok boyutluluğu ile yazma sürecinin düşündürücü eğlenceli ve yaratıcı bir süreç haline gelmesine katkı sağlayacaktır .
436
206
OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ SÜT TÜKETME ALIŞKANLIKLARI VE ANNELERİNİN ÇOCUKLARINA SÜT TÜKETTİRME GEREKÇELERİ
çalışma okul öncesi dönem çocuklarının süt tüketme alışkanlıklarını ve annelerinin çocuklarına süt tükettirme gerekçelerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır . çalışma nisan tarihleri arasında bir il merkezinde devlete bağlı okul öncesi kurumlarda yürütülmüştür . araştırmanın örneklemini okul öncesi çocuğu olan anne oluşturmuştur . araştırmanın verileri sorudan oluşan anket formu ile toplanmıştır . elde edilen veriler bilgisayar destekli spss programında sayı ve yüzdelik ve ki kare testleri ile analiz edilmiştir . çocukların . ünün günlük süt tükettiği . inin sütü severek içtiği görülmüştür . annelerin ise çocuklarına kemikleri güçlendirmek büyümeyi desteklemek diş sağlığını korumak kasları güçlendirmek ve sinir sisteminin gelişimini desteklemek amacıyla süt verdiklerini ifade etmiştir . elde edilen bulgulara göre okul öncesi dönem çocuklarının ¼ ünün günlük süt tüketmediği saptanmıştır . çocukla çalışan meslek profesyoneller nin anneleri çocuklarına süt tükettirmenin önemi konusunda bilgilendirmeleri önerilmektedir .
süt içeriği bakımından zengin bileşime sahip olan bir besin kaynağıdır . yetersiz süt tüketiminin kemik gelişimi olumsuz etkileyerek kırık ve osteoporoz gibi sorunlarına yol açabileceğini bildirmektedir . yine okul çocuklarının meyve sebze ve süt gibi sağlıklı besinlerin yerine hazır meyve suyu gibi şekerli ve gazlı besinleri tükettiği bildirilmektedir . . bu gerekçelerle araştırma bir il merkezinde okul öncesi kurumlarda eğitim gören okul öncesi dönem çocuklarının süt tüketme alışkanlıklarını ve annelerinin çocuklarına süt tükettirme gerekçelerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır . araştırmanın evrenini okul öncesi kurumlarda eğitim gören okul öncesi dönem çocuklarının anneleri oluşturmuştur . araştırmacılar nisan tarihleri arasında okul öncesi kurum öğretmenlerinden okula geri gönderilen soru formlarını toplamıştır . elde edilen veriler spss veri tabanına aktarılarak sayı yüzdelikler ve ki kare önemlilik testi kullanılarak değerlendirilmiştir . çalışmanın yapılabilmesi için il milli eğitim müdürlüğü ne bağlı okul öncesi kurumlardan yazılı izin alındıktan sonra ailelere araştırmanın amacını açıklayan form gönderilerek ailelerin yazılı onayları alınmıştır . okul öncesi dönem çocuğu annelerin çocuklarının süt tüketme alışkanlıkları ve annelerin çocuklarına süt tükettirme gerekçelerini belirlemek amacıyla yapılan çalışmanın bulguları aşağıda verilmiştir . çocukların . ünün günlük süt tükettiği . inin sütü severek içtiği . inin sabah saatlerinde süt tükettiği . inin sütü ılık tükettiği . ünün süte tatlandırıcı bir madde koyarak tükettiği . inin marketten alınan pastörize sütü tükettiği belirlenmiştir . annelerin . u kemikleri güçlendirme . ü büyümeyi destekleme . i boyun uzamamasını sağlama . sı diş sağlığını koruma . si kasları güçlendirme . si sinir sistemini destekleme gerekçesiyle çocuklarına süt tükettirdiğini ifade etmiştir . lise ve üstü öğrenime sahip olan annelerin . i sütün kemik gelişimini desteklemede . ü de diş sağlığını korumada etkili olması gerekçesiyle çocuklarına süt tükettirdiğini ifade ederken orta okul ve altı öğrenime sahip annelerin . sı sütün kemik gelişimini destekleme ve . ı da diş sağlığını korumada etkili olması gerekçesiyle çocuklarına süt tükettirdiğini ifade etmektedir . annelerin öğrenim durumlarına göre çocuklarına süt tükettirme gerekçelerine bakıldığında lise ve üstü öğrenime sahip olan annelerin kemik gelişimini destekleme ve diş sağlığını koruma gerekçeleriyle çocuklarına süt tükettirme oranı orta öğretim ve altı öğrenime sahip olan annelere göre yüksek bulunmuş ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı görülmüştür . bu gerekçeyle çocuğa yeterli ve düzenli süt ve süt ürünlerini tükettirmek önemlidir . literatür sütün içerisine konulan kakao çikolata gibi tatlandırıcıların sütün tadını değiştirerek çocuk için cazip hale getirdiğini ve ayrıca çocuğun gazlı ve şekerli içeceklere yönelmesini engellemede iyi bir yöntem olabileceğini bildirilmektedir . ve okul performansını pozitif yönde etkilemektedir benzer olarak annelerin öğrenim düzeyleri yükseldikçe ve çalışma oranları arttıkça sütün yararları konusunda farkındalıklarının arttığını gösterirken nahçivan ın çalışmasından farklılık göstermektedir . bu farklılık ise nahçivan ında çalışmasında belirttiği gibi araştırma kapsamına alınan annelerin eğitim durumlarının benzer olmasından kaynaklanabilmektedir . dolayısıyla annelerin çocuklarına süt tükettirme ve sütün yararlarına ilişkin bilgi durumlarının öğrenim düzeyleri ve çalışma durumlarıyla ilişkili olduğu söylenebilir .
574
131
TÜRKİYE FLORASINDA DOĞAL OLARAK YETİŞEN VE İLKBAHARDA ÇİÇEKLENEN FARKLI ACI ÇİĞDEM (Colchicum spp.) TÜRLERİNE AİT TOPRAKLARIN BAZI FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
bu çalışma türkiye florasında doğal olarak bulunan ve ilkbaharda çiçek açan colchicum cinsine ait farklı türün yetiştiği toprakların bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır . bu amaçla yılları arasında ayrı ilden alınan adet toprak örneği materyal olarak kullanılmıştır . alınan toprak örneklerinde ph tuzluluk kireç organik madde alınabilir fosfor ve potasyum analizleri yapılmış ve sonuçları değerlendirilmiştir . araştırma sonuçlarına göre toprak örneklerinin tamamı tuzluluk açısından yapılan değerlendirmede tuzsuz ya da hafif tuzlu toprak sınıfına girmiştir . toprak reaksiyonu . . değerleri arasında değişmiştir . toprak örneklerinde caco₃ miktarı genel olarak orta ya da düşük düzeylerde olmasına karşın kirecin çok yüksek olduğu topraklara da rastlanmıştır . toprakların yarıdan fazlası çok yüksek düzeyde organik madde içerirken kalan toprakların farklı içeriklerde organik maddeye sahip oldukları görülmüştür . toplam örnek sayısının . ü orta seviyede alınabilir fosfor içerirken . sı düşük fosfor içeriğine sahip bulunmuştur . kalan örneklerin fosfor içerikleri düşük çıkmıştır . potasyum için bu değerler . düşük . orta ve . yüksek olarak belirlenmiştir .
acı çiğdem zambakgiller familyasına ait otsu ve kornlu yapıda olan çok yıllık bitkilerdir . son yıllarda yapılan çalışmalarda tüm dünyada civarında türün doğal yayılış gösterdiği ve bununla birlikte tür ile türkiye florasının ana gen merkezi olduğu kabul edilmektedir . colchicum türleri zehirli alkaloidler içermelerinden dolayı insan ve hayvan sağlığı açısından çok tehlikeli bitkilerdir . acı çiğdem türlerinin içerdiği en önemli alkaloid kolşisin dir ve ilk olarak yılında izole edilmiştir . acı çiğdem türlerinin doğal yayılış alanları açısından türkiye oldukça önemli bir konumda bulunmaktadır . bugün tüm dünyada birçok hastalığın tedavisinde acı çiğdemlerden yararlanılmaktadır ve farklı türler üzerinde de çalışmalara devam edilmektedir . kültürü yapılacak bitkilerin iklim ve toprak isteklerinin bilinmesi ise yetiştiricilik açısından büyük önem taşır . çalışmada materyal olarak türkiye florasında doğal olarak yayılış gösteren farklı acı çiğdem türüne ait ayrı ilden yetiştikleri ortamlardan alınan adet toprak örneği kullanılmıştır . toprak örnekleri yılları arasında bitkilerin doğal yetişme ortamlarından cm derinlikten genel kurallara uygun olarak paslanmaz çelik kürek ile alınmış ve polietilen torbalara konularak etiketlenmiştir . toprak örneklerinde ph . toprak su karışımında cam elektrotlu ph metre ile elektriksel iletkenlik aynı karışımda iletkenlik ölçer ile ölçülmüştür . toprakların organik madde içerikleri jackson tarafından bildirildiği şekilde değiştirilmiş walkley black yaş yakma yöntemine göre belirlenmiştir . incelenen topraklarda ph . . değerleri arasında değişim göstermiştir . farklı bazı geofit türleriyle yapılan benzer çalışmalarda da çoğunlukla toprakların nötr ve hafif alkalin reaksiyon gösterdikleri belirlenmiştir . türkiye nin önemli geofitlerinden olan bazı endemik iris türleri üzerinde yapılan bir çalışmada farklı lokasyonlardan örnekler alınmış ve örneklerin ph değerlerinin . . değerleri arasında değiştiği ve toprakların çoğunlukla nötr ve hafif alkalin karakterli olduğu ifade edilmiştir . araştırmaya konu alanlardan alınan toprak örneklerinde kireç miktarları belirlenemeyecek kadar düşük miktarlardan başlayıp e kadar çok geniş bir aralıkta değişim gösterdiği görülmüştür . burada önemli olan örneklerin . gibi yüksek bir oranında toprak kireç içeriği çok yüksek olmasına karşın bitkilerin yetişebiliyor olmasıdır . yapılan farklı çalışmalarda bazı geofitlerin yüksek kireç içeren topraklarda yetişebildiği görülmüştür . yüksek ve çok yüksek düzeyde organik madde içeren toprakların oranı . olarak belirlenmiştir . orta seviyede organik madde içeriğine sahip örneklerin oranı . olarak bulunurken düşük düzeyde organik madde içeren toprakların oranı . olarak belirlenmiştir . orkide için yapılmış bir çalışmada türkiye nin doğusunda bulunan illerden alınan adet toprak örneği incelenmiş ve incelenen toprakların organik madde içeriklerinin . . arasında değişim gösterdiği ve genel olarak yüksek ya da çok yüksek düzeyde organik madde içeren topraklar olduğu ifade edilmiştir . buna göre türkiye genelinden adet toprak örneği alınarak incelenmiş ve toprakların . inin az . inin orta ve . inin ise yüksek ve çok yüksek düzeylerde organik madde içerdiği belirlenmiştir . buna göre toprakların . u düşük veya çok düşük . ü orta veya iyi ve . inin ise yüksek ve çok yüksek düzeyde alınabilir k içeriğine sahip olduğu belirlenmiştir . türkiye florasında bulunan soğanlı iris türlerinin yetiştiği toprakların özelliklerini belirlemek amacıyla yapılan bir başka çalışma sonucuna göre toprakların alınabilir p içerikleri mg kg ¹ alınabilir k içerikleri ise mg kg ¹ değerleri arasında bulunurken çok azdan çok yükseğe kadar değişen aralıklarda sınıflandırılmışlardır . farklı çalışma sonuçlarının da gösterdiği üzere doğal ortamlarda toprakların alınabilir p ve k içerikleri geniş bir aralıkta değişim göstermektedir . bu çalışma ile elde edilmiş veriler kültürel üretim yapılması durumunda toprak seçiminde bize yol gösterici olabilecektir .
534
160
Okul çağındaki çocuklarda diş hekimi ziyaret sıklığının çürük deneyimi ve ağız sağlığı faktörleri üzerine etkisi
bu çalışmada okul çağındaki çocuklarda diş hekimi ziyaret sıklığının çürük deneyimi ve ağız sağlığı faktörleri üzerine etkisi incelenmiştir . bu çalışma selçuk üniversitesi diş hekimliği fakültesi ne başvuran okul çağındaki birey üzerinde gerçekleştirildi . her birey için dmft indeksi plak ve gingival indeks değerleri hesaplandı . dmft indeksi değerlendirmesinde klinik muayenede dünya sağlık örgütü kriterleri radyografik değerlendirme de bitewing radyograflari kullanıldı . bireylerden cinsiyet yaş diş hekimi ziyaret sıklığı ağız bakım alışkanlıkları anne baba eğitim düzeyi ve gelir düzeyi konularında sorular içeren anket formunu doldurmaları istendi . tüm kayıtların alınmasından sonra bireyler diş hekimi ziyaret sıklığına göre düzenli ve düzensiz olmak üzere iki gruba ayrıldı . istatistik analiz için chi square testi kullanıldı . sonuçlara göre düzenli diş hekimi ziyareti olan birey sayısı iken bireyin düzensiz gruba girdiği bulundu . diş hekimi ziyaret sıklığına göre oluşturulan gruplarda ilk diş hekimine gitme yaşı çürüklü ve dolgulu diş sayısı ortalaması plak indeksi diş fırçalama sıklığı ve yatmadan önce fırçalama açısından anlamlı derecede fark olduğu görüldü . diğer yandan cinsiyet eksik diş ortalaması dmft ortalaması gingival indeks diş ipi kullanımı ve gargara kullanımı anne ve babanın eğitim seviyesi ve gelir düzeyi açısından ilişki bulunmadı . düzenli diş hekimi ziyaretlerinin çocukların ağız bakımının desteklenmesi ve genel çürük risklerinin düşürülmesi açısından son derece önem arz ettiği düşünülmektedir .
diş çürüğü diş yüzeyine yerleşen ağız florası kökenli mikroorganizmaların besinlerle alınan şekerleri metabolize ederek asit üretmeleri sonucu diş sert dokularında meydana gelen biyokimyasal değişimlerdir . son yılda bu ülkelerde flor ve diğer koruyucu programların yaygınlaşması ve diş hekimi kontrol sıklığının küçük yaşlardan itibaren düzenli olarak sağlanması çürük görülme sıklığında ciddi azalmalara neden olmuştur . bağlı olarak diş çürüğü görülme sıklığının arttığı rapor edilmiştir . genel sağlık politikasının bir eksikliği olarak bireylerin sadece problem varlığında diş hekimliği hizmeti almaları düzenli diş hekimi kontrol sıklığının oldukça düşük olmasına toplumun genel çürük riskinin yükselmesine ve erken yaşlarda diş kayıplarının olmasına neden olmaktadır . bu çalışma için hastalardan yeni bir radyograf alınmamış olup son üç ay içerisinde rutin muayene esnasında çekilen panaromik ve bitewing radyografları kullanıldı . radyografik muayene amacıyla dijital bitewing radyograflar kullanıldı . klinik muayene esnasında bireylerin diş yüzeylerindeki plak seviyesi arası skorlar ile değerlendirildi . skorları arasında anlamlı fark olduğu ve gingival indeks skorları arasında anlamlı olmayan fakat dikkat çekici bir fark olduğu bulunmuştur . gelişmiş ülkelerde ağız ve diş sağlığı araştırmalarında bireylerin diş hekimi ziyaretleri çok önemli bir yer tutmaktadır . temel olarak bireylere en son ne zaman diş hekimine gittiği son ay ya da yıl içerisinde diş hekimine rutin kontrol için gidip gitmediği ağız ve diş sağlığı hizmeti sağlayan merkezlere son yıl içerisinde kaç kere gittiği belirli bir süreden beri kontrol ya da diş ağrısı sebebiyle diş hekimine gidip gitmediği yönünde sorular yöneltilmektedir . çalışmamızda fakülteye gelen genç hasta topluluğu için anket ve kayıt sistemi birlikte kullanılmıştır . diğer yandan çalışmamızda incelediğimiz hasta grubu içinde bugüne kadar diş hekimliğine temel başvuru sebeplerinin süt dişlenmede ki ağrı daimi birinci büyük azı dişlerde ki ağrı ön dişlere alınan darbe sonucu oluşan kırıklar ortodontik problemler ebeveyn tarafından gözle görülen çürükler ve estetik sorunlar olduğu tespit edilmiştir . genel olarak diğer yaş gruplarında da bayanların erkeklere göre ağız ve diş hizmetlerinden daha sık faydalandıkları bildirilmektedir . bayanların dişlerinin erkeklere nazaran biraz daha erken yaşlarda sürdüğü ayrıca bayanların yeme sıklığının ve süresinin daha uzun olmasının çürük riskini arttırmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir . diğer yandan kayıp diş ortalamaları ve toplam dmft skorları arasında fark bulunamamıştır . çalışma sonuçları incelendiğinde plak indeks skorlarının düzenli diş hekimi ziyareti olan grupta anlamlı derecede düşük olduğu gingival indeks skorlarının ise kısmen düşük olduğu tespit edilmiştir . okul öncesi çocuklarda yapılan bir araştırmada son bir yıl içerisinde diş hekimine gitmeyen bireylerin daha yüksek plak indeks skorları gösterdiği bildirilmiştir . aynı şekilde diğer bir çalışmada daha az diş hekimi kontrolü olan bireylerin muayene esnasında sondlamada kanama skorlarının daha yüksek olduğu rapor edilmiştir . ağız bakımı ile ilgili sonuçlar incelendiğinde günde iki veya daha fazla diş fırçalama işlemini gerçekleştiren bireylerin düzenli diş hekimi ziyareti olan grupta anlamlı derecede daha fazla olduğu aynı şekilde yatmadan önce fırçalama düzeyinin bu grupta daha yüksek olduğu bulunmuştur . yakın zamandaağız bakımı ile ilgili sonuçlar incelendiğinde günde iki veya daha fazla diş fırçalama işlemini gerçekleştiren bireylerin düzenli diş hekimi ziyareti olan grupta anlamlı derecede daha fazla olduğu aynı şekilde yatmadan önce fırçalama düzeyinin bu grupta daha yüksek olduğu bulunmuştur . genel olarak yüksek sosyoekonomik seviyeye ve iyi bir eğitime sahip anne babanın çocuğu olmanın daha sık diş hekimi ziyareti ile ilişkili olduğu bildirilmiştir . anne ve babanın eğitim düzeyleri ağız sağlığı ile ilgili bilgileri ve çocuklarının çürük durumu konusunu inceleyen çeşitli çalışmalar bulunmaktadır .
649
227
YÜKSEKÖĞRETİMDE NESNELERİN İNTERNETİ İLE İLİŞKİLİ UYGULAMALAR VE YAKLAŞIMLARIN İNCELENMESİ
nesnelerin interneti teknolojisi kavramı çeşitli haberleşme protokolleri vasıtasıyla birbirine bağlanıp iletişime geçen veri paylaşan elektronik cihazların oluşturdukları akıllı ağ sistemi olarak tanımlanmaktadır . özellikle endüstriyel faaliyet gösteren kuruluşlar üretimi ve verimi arttırmak zaman ve maliyet açısından kar sağlamak müşteri memnuniyetini gerçekleştirmek karar vermeyi geliştirmek için ıot teknolojisini kullanmaktadır . son zamanlarda birçok sektörde kullanımı yaygınlaşan ve sisteme entegre edilen ıot teknolojisinin yükseköğretimde kullanılması ve oluşabilecek olumlu ve olumsuz etkileri tartışılmaktadır . olumlu yönden yükseköğretimde karşılaşılan eğitim ve öğretime engel teşkil edebilecek fiziksel lokasyon ekonomik coğrafik ve eğitim dili kaynaklı sorunlara karşı ıot un çözümler getireceği düşünülmektedir . olumsuz olarak ise makineleşmenin diğer sektörlerde olduğu gibi güvenlik zafiyetleri ortaya çıkaracağı düşünülmektedir . bu çalışmada ıot teknolojisinin yükseköğretimde kullanım amaçları ve geliştirilen uygulamalar incelenmiştir . son olarak inceleme bulguları üzerinden tartışmalar yürütülmüş ve çeşitli senaryolar ile öneriler sunulmuştur .
nesnelerin interneti kavramı ilk olarak yılında kevin ashton tarafından ortaya atılmış ve olivetti research ltd . ve xerox parc laboratuvarı tarafından insan ve bilgisayar arasındaki etkileşimi geliştirmek ve fiziksel ortam boyunca kullanılabilir hale getirmek için tasarlanmıştır . ıot için alanyazında farklı tanımlar bulunsa da bu çalışmada nesnelerin iletişimi için fiziki bir varlığı olan canlı cansız her nesnenin veri ağlarıyla bağlantılı olduğu bir iletişim ağı olduğu tanımını verebiliriz . ıot un oluşturduğu sistemde insanlar makineler ve elektronik aygıtlar gibi nesneler bulunmaktadır . ıot temelli mimarilerde ise ıot iletişim modellerini dört grupta inceleyebiliriz nesneden nesneye iletişim modeli ıp ağları veya internet dahil olmak üzere birçok ağ türü üzerinden birbirleriyle veya ara uygulama sunucusu üzerinden doğrudan bağlanan ve iletişim kuran iki veya daha fazla cihazı temsil etmektedir . günümüzde nanoteknolojinin getirdiği imkanlar ile kısıtlı alanlara gömülü yazılımlar entegre edilebilmektedir . bu sayede nesnelerin neredeyse tamamı akıllı cihaz haline gelmiştir . akıllı saatler akıllı gözlükler akıllı telefonlar rfıd kartlar gibi cihazlar bilgiyi işleyip akabinde kendi başlarına karar alabilmektedir . proje ile ıot destekli teknolojiler kullanarak tarım alanlarının gözetlenmesi ve araştırılması sağlanmaktadır . tarafından yapılan çalışmada yeşil kampüs projesi altında bilgisayar laboratuvarlarında klima ve bilgisayarların gereksiz enerji tüketimini engellemek ve böylece daha yeşil bir kampüs oluşmasını sağlamak adına ıot teknolojisi destekli bir sistem geliştirilmiştir . çalışma sonucunda enerji tasarrufu açısından olumlu sonuçlar elde edilmiştir . yapılan uygulamalar deneysel bir desen altında yürütülmüş bir çalışma ile desteklenmiştir . çalışmadan elde edilen sonuçlar ıot un öğretimi desteklemek için bir araç olarak kullanılabileceği ve böyle uygulamaların öğrencinin akademik performansı üzerinde olumlu anlamda katkı sağlayabileceğini göstermektedir . bu açıdan ıot nin eğitim ortamında kullanılmasının bilgi ve iletişim teknolojileri temelli eğitim sistemleriyle aynı etkiye sahip olabileceği ayrıca öğrenme sürecini daha motive edici ve etkili hale getirebileceği söylenebilmektedir . yükseköğretimde nesnelerin interneti teknolojisi üzerine yürütülen uygulamaların ve yaklaşımların incelendiği bu çalışmada yapılan alanyazın incelemesi sonucunda ıot teknolojisinin eğitimin üzerinde engel teşkil eden fiziksel konum coğrafya dil ve ekonomik sebepleri ortadan kaldırmak için büyük bir potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir . dünyada üniversitelerin büyük bir potansiyele sahip olduğu bilinmektedir . ayrıca üniversiteler devletler için öncü ve lider bir konumdadır . üniversitelerin öğrencilere bu eğitim ortamını sağlayamaması altyapı ve teknoloji anlamında yeni projelerle öğrenciler için akıllı kampüslerin sınıfların laboratuvarların oluşmasından geçmektedir . lisans hayatını sadece bir projeksiyon cihazı bilgisayar ve powerpoint sunum programı ile gerçekleştirilen derslerle geçiren yeni teknolojilerle donatılmış başka bir teknoloji ortamı görmeyen z kuşağına mensup öğrencilerin üniversitelere olan güvenini umudunu zamanla kaybetmesine sebep olabilmektedir . çünkü geleneksel hali hazırda işleyen sistemin ıot teknolojisine geçiş yapacak özelliklere sahip olmadığı durumlar gözlenmektedir . ıot teknoloji sayesinde kurulan sistemlerde iletişim kanalları ve ıot katmanlarında nesnelerin birbirleri ile iletişiminde güvenlik zafiyetleri yaşanabilmektedir jing vd .
530
130
Ordu İli Kivi Üretim Alanlarındaki Toprak Kökenli Fungusların Tanımlanması ve Patojenisitesi
bu çalışma ordu ilindeki kivi bahçelerinde kök çürüklüğüne neden olan fungal hastalık etmenlerini tanımlamak ve onların patojenisitelerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür . bu amaçla ve yıllarında ordu ili ticari kivi yetiştiriciliğinin yaklaşık sini kapsayan altınordu perşembe gülyalı fatsa ünye ikizce ulubey kabadüz ve çaybaşı ilçelerinden toplam bahçede inceleme yapılmıştır . çalışmada kivi bahçelerindeki hastalıklı bitkilerden toplam fungal izolat elde edilmiştir . izolatların . inin fusarium oxysporum a . inin f . solani ye . sinin fusarium spp . ye . ünün bn rhizoctonia ya . ünün mn r . solani ye . inin pythium spp . ye . ünün macrophomina phaseolina ya . inin cylindrocarpon spp . ye . ünün verticillium spp . ye . ünün acremonium spp . ye . ünün clonostachys spp . ye . sinin rhizopus spp . ye ve . sinin trichoderma spp . ye ait olduğu belirlenmiştir . izolatların yaklaşık ü kullanılarak kivi fideleri ile yürütülen patojenisite testlerinde izolatların hastalık şiddeti skala değerleinin . . arasında değiştiği tespit edilmiştir . patojenisite testinde kullanılan izolatlardan cyb ikz ve ikz ao ve ao ile cyb ve üny en virülent izolatlar olarak belirlenmiştir . ao ulu ve prs izolatlarının hastalık şiddeti skala değerleri ve yukarıda belirtilen izolatların skala değerleri arasındaki farklılık istatistiksel olarak önemli olarak bulunmuştur . ayrıca f . solani r . solani pythium spp . m . phaseolina ve cylindrocarpon spp . nin tüm izolatları ve f . oxysporum fusarium spp . ve bn rhizoctonia nın bazı izolatları kök uzunluğunu kök yaş ve kuru ağırlıklarını kontrol bitkilerine kıyasla önemli ölçüde azaltmıştır .
çin ve güneydoğu asya da doğal olarak yetişen çalı formunda sarılıcı tırmanıcı yaprağını döken çok yıllık bir bitkidir kivi yetiştiriciliği yapılan alanların . unu kapsamakta olup toplam üretimdeki payı dir . nin abd de p . cryptogea ve p . citrophthora mn rhizoctonia solani ve bn rhizoctonia örnekleme metodu esas alınarak solgunluk ve kök çürüklüğü belirtisi gözlenen ağaçların kök kısımları incelenerek hastalıklı bitki örnekleri plastik torbalar içerisinde laboratuvara getirilerek oc de buzdolabında muhafaza edilmiştir . sna besin ortamına aşılanan izolatların miselleri cm gelişme gösterdikten sonra fialid ve konidi oluşumunu teşvik etmek amacıyla gelişme ucuna yakın bölgeye cm boyutlarındaki steril kurutma kağıtları agar üzerine bırakılmıştır . her izolat için makrokonidi ve varsa mikrokonidi ölçümü yapılmıştır . psa daki gelişme renkleri de dikkate alınarak literatüre göre teşhisleri yapılmıştır . daha sonra hassas terazide tartılarak bitkilerin kök kuru ağırlıkları da belirlenmiştir . ye inin r . solani ye inin macrophomina phaseolina ya sinin trichoderma spp . türkiye de cylindrocarpon liriodendri cylindrocarpon pauciseptatum cylindrocladiella parva ılyonectria europaea ı . liriodendri ı . robusta ve ı . torresensis phytopythium vexans ve iran da p . citrophthora a . mellea pythium ultimum var . ve f . solani nin diğer fungus türlerinden çok daha yaygın olarak hastalıklı kivi köklerinden izole edilmiş olup bu bulgu asan nin ülkemizde fusarium türü arasında f . oxysporum f . moniliforme ve f . solani nin en yaygın türler olduğu tespitiyle de uyumludur . çin de yapılan başka bir çalışmada f . commune nin kivilerde kök çürüklüğüne neden olduğunu belirlenmiştir ve bn rhizoctonia nın bazı izolatlarının bitki kök uzunluğunu kök yaş ve kuru ağırlıklarını kontrol bitkilerine kıyasla önemli ölçüde azalttığı belirlenmiştir . ordu ili kivi bahçelerinde kök çürüklüğü ve solgunluk ile ilgili fungusların f . oxysporum f . solani fusarium sp . ye ait izolatlar hariç diğer funguslara ait izolatların kivi fidelerinde orta ve yüksek şiddette kök çürüklüğüne neden olduğu ve genel olarak bitki gelişim parametrelerini kontrole kıyasla önemli oranda azalttıkları tespit edilmiştir .
481
253
AKILCI İLAÇ KULLANIMI
akılcı ilaç kullanımını doğru tanı ve tedavi yöntemi belirlenmesi şartıyla en etkili en güvenilir hastaya en uygun ve en düşük maliyeti olan ilacın belirlenmesi olarak tarif edebiliriz . akılcı olmayan ilaç kullanımı hem sağlığımızı hem de ekonomimizi ciddi şekilde tehdit etmektedir . bu sorunun üstesinden gelebilmenin tek yolunun altta yatan nedenlerin iyi bilinmesi ve bu nedenlerin ortadan kaldırmak için ciddi adımların atılması olduğunu söylemek mümkündür . bu nedenle hazırlamış olduğumuz bu çalışmada aik nın ne olduğu aik ilkeleri akılcı olmayan ilaç kullanımı aik nın önemi ve sonuçları bazı çalışmalar akılcı antibiyotik kullanımı polifarmasi ile sonuç ve önerileri kapsayan aik konusunu geniş bir kapsamda sunduk .
dünya sağlık örgütü ilacı hastalığa ait durumları veya biyolojik işlevleri alıcının yararına değiştirilmesi veya incelenmesi amacıyla kullanılan bir madde olarak tanımlar . yani ilaçların istenen etkilerinin yanında birçok yan etkilerinin de olduğu bir gerçektir . ülkeler sağlık politikalarını artık bu konu üzerinde ciddi durmak yeniden gözden geçirmek suretiyle sürekli yeni yasalar ve caydırıcı uygulamalar getirmektedir . bu açıdan aik nı doğru tanı ve tedavi yöntemi belirlenmesi şartıyla en etkili en güvenilir hastaya en uygun . hastanın maddi durumunun tedavi maliyetini karşılama açısından değerlendirilmesi . özellikle aile hekimleri ve diğer hekimlerin tekrarlanan reçetelerde dikkatli olmaları gerekli tetkiklerin yeniden yapılmadan hasta tarafından ısrar edilse bile ilaçların tekrar reçete edilmemesi gerekmektedir . yukarıda bildirilen hususlara dikkat edildiği takdirde aik konusundaki problemlerin çoğunun üstesinden gelinmesi mümkün olacaktır . sağlık bakanlığı ilaç ve eczacılık genel müdürlüğü tarafından da akılcı ilaç kullanımı şube müdürlüğü kurulmuştur . refik saydam hıfzıssıhha mektebi müdürlüğü tarafınca uzaktan eğitim yöntemi ile akılcı ilaç kullanımı eğitimine uygun avrupa birliği hayat boyu öğrenme programı projesiyle realizasyonlaştırılmıştır . ulusal temel ilaç listesi ve ulusal ilaç formülleri hazırlanması öneri olarak sunulmuş fakat yaşama henüz geçirilememiştir . ilaçların kullanımı gereksiz yere pahalı olan ilaçların kullanımı gibi durumlar hem hasta vücudunda istenmeyen etkilerin artışına ve hem de ekonomik kayıplara neden olmaktadır . bununla birlikte iktisadi sosyokültürel yönetimsel ve sistemsel durumlar da etkileyici rol oynamaktadır . grip nezle farenjit gibi durumlarda antibiyotik kullanılması ve fuzuli aşılama yapma vb . ancak sağlık bakanlığı nın antibiyotik kullanımı üzerinde caydırıcı ve kontrol edici faaliyetleri ile reçetesiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmiştir . eczanelerde reçete olmadan asla ilaçların verilmeyeceği halkımız tarafından iyice anlaşılmalıdır . bir üniversite hastanesinde akılcı olmayan ilaç kullanımının en çok profilaktik olan uygulamalardan en az ampirik tedaviden kaynaklandığı tespit edilmiştir . bu durum yaşlı bireylerde çoklu ilaç kullanımını sağlamaktadır . national service framework tarafından ya da daha fazla ilacın birlikte kullanımı . ya da daha fazla ilacın birlikte kullanımı gibi tanımlar mevcuttur . hastanın ve bakıcının hastalık konusunda eğitimsiz ya da yetersiz olma . polifarmasinin sonuçlarını ise şu şekilde özetlemek mümkündür . etkili ve maliyeti düşük üretim uygulamaları arttırılmalıdır . ve bitkisel ürünler ile gıda takviyelerinin ruhsatları sağlık bakanlığı tarafından verilmelidir .
414
118
ÇAĞATAYCA YAZILMIŞ YUSUF BEG-AHMED BEG DESTANI’NDA KÖROĞLU
türk boyları arasında destancılık geleneği ve destan metinlerinin zenginliği açısından dikkat çeken uygur türkleri bu köklü geleneği sözlü ve yazılı olarak yüzyıllardır devam ettirmektedir . son yıllarda sözlü destancılık geleneği siyasi baskılar ve sosyal yaşamdaki değişime bağlı olarak zayıflamıştır . diğer yandan çağatay türkçesiyle yazıya geçirilen ve misyoner seyyah ya da araştırıcılar tarafından dünyanın farklı ülkelerdeki kütüphanelere götürülen destan metinlerinin de henüz yeterince incelenmediği aşikardır . bu noktada özellikle isveç te bulunan gunnar jarring koleksiyonu başta olmak üzere almanya rusya japonya ve çin deki çeşitli kütüphanelerde ve şahısların elinde bulunan destan metinlerinin tespiti temini ve incelenmesi türkoloji çalışmaları açısından büyük önem taşımaktadır . lund üniversitesi gunnar jarring koleksiyonu nda bulunan ve prov . numara ile kayıtlı olan yusuf beg ahmed beg destanı başta uygurlar olmak üzere farklı türk boyları arasında anlatılan önemli destanlardan biridir . nüs a yarkent te gunnar jarring tarafından bulunmuş yılında gunnar jarring tarafından lund üniversitesi kütüphanesine bağışlanmıştır . mevcut nüsha üzerinde çalışma yapılan nüshalara göre daha hacimli ve farklı bir anlatıma sahiptir . ayrıca destanın şahıs kadrosunda köroğlu nun bulunması dikkat çekicidir . günümüze kadar yapılan çalışmalarda yusuf beg ahmed beg destanı köroğlu nun devamı olarak nitelendirilmiştir . destanın diğer nüshalarında köroğlu nun ölmüş olduğu ve köroğlu na göndermeler yapıldığı ifade edilmiştir . söz konusu nüsha ise köroğlu nun hayatta olması ve destanın şahıs kadrosunda aktif yer alması bakımından önem arz etmektedir . çalışmada yusuf beg ahmed beg destanı ndan kısaca bahsedilmiş köroğlu nun destandaki kimliği ve olaylara etkisi üzerinde durulmuştur .
türk halk anlatıları içinde destanların ayrı ve önemli bir yeri vardır . destan türk halk bilimi araştırma ve incelemelerinde de önemli yer tutan türlerdendir . bu çalışmalar arasında destancılık geleneği ve destan metinleri açısından oldukça zengin olan uygur destanları da bulunmaktadır . uygur sahasında oğuz kağan destanı alp er tunga destanı dede korkut destanı güroğlu destanı çın tömür batur destanı ferhat ile şirin destanı leyli ile mecnun destanı tahir ile zühre destanı aşık garip destanı senuber destanı hürilika ve hemracan destanı kamer şah ve şemsi canan destanı şehzade nizamettin ve melike rana destanı şah adilhan destanı nozugum destanı seyit noçı destanı gibi destanlar herkes tarafından bilinen ve uygur destan geleneğini temsil eden eserler olarak kabul edilmektedir . nüshanın başında ve sonunda eserin süleyman ahund tarafından h . m . yılında yazıldığı bildirilmektedir . bozoğlan destanı üzerine ilk çalışma vambery tarafından yapılmıştır . . güzel şah a karşı harbe çıkanlar arasında köroğlu nu görmüş otuz yaşında safa oğrı çağan isminde kahraman da vardır . boratav vambery nüshasındaki farkları ise şu şekilde ifade eder safa oğrı çağan ın yaşına mukabil gösterilmekte ve köroğlu nun vefatından sene geçtiğini söylemektedir . köroğlu destanı üzerine erşidin tatlik tarafından yapılan çalışmada destanın üç varyantının bulunduğu bazı yerleşim yerlerinde düzenlenen meşreplerde anlatıldığı ve bazı destancıların gor oğli ni yusup ehmet destanındaki kahramanların atası olarak gördükleri ifade edilmiştir . ayrıca güroğlu destanı ndaki zaman beg sapa oglı çakan gibi bazı şahıslar aynı zamanda yusup beg ahmet beg destanı nın kadrosunda da yer almıştır . . destanda köroğlu nun padişahlığı boyunca dini vecibelerini aksattığına dair bilgiler bulunmaktadır . köroğlu dini vazifelerini yerine getirmesi için olağanüstü güçler tarafından sürekli uyarılır . yüzyıldan itibaren yazıya geçirilmiş ve yazıya geçirilen eserler birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur . gunnar jarring tarafından yarkent te bulunan yusuf beg ahmed destanı yılında gunnar jarring tarafından lund üniversitesi kütüphanesine bağışlanmıştır . koleksiyonda bulunan nüsha üzerinde çalışma yapılan diğer nüshalara göre oldukça hacimli ve anlatım bakımından oldukça yoğundur . fakat çalışmamıza konu olan nüshada köroğlu yaşamaktadır ve nüshanın a a arasında yer alan sayfalarda olaylar genel olarak köroğlu üzerine kurgulanmıştır . destanda köroğlu nun yusuf ve ahmed bey in babaları agris han ve amcaları yunus han ile iletişim halinde olduğu belirtilmiştir .
474
221
Jeolojik Miras Niteliğindeki Doğal Taşların Peyzaj Tasarımında Kullanım Olanakları
türkiye doğal taş rezervi ve çeşitliliği bakımından zengin bir ülke olup jeolojik miras niteliğinde doğal taşların olduğu bir ülkedir . türkiye de jeolojik miras niteliği taşıyan doğal taşların ekonomik dayanıklı uzun ömürlü ve estetik olma özellikleri peyzaj mimarlığı alanında bu taşların yoğun biçimde kullanılmasını beraberinde getirmektedir . akdeniz bölgesindeki jeolojik miras niteliğindeki doğal taşların tespiti ve peyzaj mimarlığında kullanım alanlarının araştırılması bu çalışmanın çıktıları olarak belirlenmiştir . jeolojik miras niteliğindeki doğal taşların tespitine yönelik öncelikle kavramsal çerçevenin anlaşılması için literatür taramasına ihtiyaç duyulmuştur . sonrasında bu taşların miras niteliğine vurgu yapmak ve tespitine yönelik akdeniz bölgesinde antik kentlerde yerinde gözlem mevcut durum tespiti ve fotoğraflama yapılmıştır . akdeniz yöresindeki doğal taşların özellikleri genellikle kullanıldıkları yerler belirlenmiş ve elde edilen bulgulara göre jeolojik miras niteliği taşıyan doğal taşların peyzaj mimarlığı meslek disiplinine yönelik uygun kullanım alanlarına ilişkin öneriler getirilmiştir .
doğal taşlar geçmişten bugüne insan hayatında önemli bir yere sahip olmuştur . ilkçağlardan beri insanların yapıları konutları ve yaşadıkları diğer yerleri doğal taşlardan yapmaya özen göstermeleri bugün doğal taş kullanımını bir kültür haline getirmiştir . doğal taşların dünyadaki gelişmeler ve kültürün yansıması konumunda olması ve buna ilişkin pek çok farklı örneğin bulunması doğal taşların araştırılacağı çalışmanın odak noktalarından birisi konumundadır . bu noktada özellikle ege bölgesinin öne çıktığı görülmektedir . terimlerin bazıları şunlardır yapı taşları özel bir anlam yüklenmediği sürece binaların kaba iskeletlerinde kullanılan doğal taşları anlatır . peyzaj tasarımında kullanılan doğal taşlar granit bazalt andezit kumtaşı traverten kayrak kireç taşı mermer ve çakıl taşı şeklinde sıralanmaktadır . zarafeti dayanımı ve potansiyel zenginliği ile asırlardan beri insanoğlunun vazgeçilmez sanat kollarından birini ve yapı elemanlarını oluşturan doğal taşı hititler eski mısırlılar frigyalılar mezopotamya medeniyeti persler lidyalılar eski yunanlılar romalılar selçuklular osmanlılar ve diğer birçok medeniyet günümüze kadar gelen ve çağlarına ışık tutan heykellerinde ve yapılarında kullanmışlardır peyzaj tasarımında doğal taşların kullanımı açıklanırken taşların kullanımına örnek olarak fotoğraflara yer verilmiştir . şekil . da üç boyutlu duvar kaplaması örneği görülmektedir . peyzaj tasarımlarda sert zemin döşemesi merdiven basamakları heykel çeşme gibi birçok uygulama alanı vardır . literatür araştırması yanında akdeniz bölgesinde jeolojik miras niteliği taşıyan doğal taşların tespit edilmesine yönelik olarak materyal kapsamında antalya aspendos burdur sagalassos ısparta pisidia mersin olba hatay issos kahramanmaraş germanicia antik kentleri ve adana taşköprü değerlendirilmeye alınmıştır . sagalassos antik kentinin içinde büyük bir roma hamamı kütüphane günümüzde hala akan bir çeşme dokuz bin kişi kapasiteye sahip bir tiyatro gibi eserler yer almaktadır . sagalassos antik kentini tanıtan bu bilgiler aynı zamanda jeomiras açısından açıklayıcı bir yapıya sahiptir . da fransız gezgin paul lucas tarafından bulunan kentte kazı çalışmaları prof . dr . marc waelkens başkanlığında yılında başlamıştır . şekil . de sagalassos antik kentinde bulunan mimari yapısı ve jeolojik miras niteliğindeki doğal taş kullanımı ile dikkat çeken antoninler çeşmesinden bir görünüm verilmiştir . yararlılık sağlamlık ve estetiğin birleştiği bir mühendislik eseridir denebilir . hem malzemenin hem de iş gücünün uzaktan getirilmesi inşaat ekonomisine azami dikkat edilmesini şart kılmıştır . şekil . te adana ilinde bulunan mimari yapısı ve jeolojik miras niteliğindeki doğal taş kullanımı ile dikkat çeken taşköprü den bir görünüm verilmiştir . hatay ilinin erzin ilçesi gözeneler mevkiinde yer alan issos antik kenti nin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir . türkiye deki antik kentler hakkında verilen bilgiler akdeniz bölgesinin hem kültürel hem jeolojik miras anlamında ön plana çıktığını göstermesi bakımından önemlidir . tüm bu sonuçlar türkiye de doğal taşların jeolojik bir miras olarak değerlendirilmesi gerekliliğini beraberinde getirmektedir . mimarlık ve sanat tarihi aynı zamanda doğal taşların kullanım tarihidir . peyzaj tasarımlarında sıklıkla kullanılan yürüyüş yolları havuz kenarları meydanlar gibi sert zemin döşemelerinde genellikle traverten mermer bazalt ve geyran taşı öne çıkan doğal taşlar olarak görünmektedir . çalışmada ulaşılan sonuçlar göz önünde bulundurularak aşağıdaki öneriler getirilmektedir günümüzde maalesef yerel yönetimler kentsel alanlarda döşeme donatı ve dekoratif amaçlı yüzeylerde ve özellikle sirkülasyonların yenilenmesinde özgün doğal taşları bozup yöreye ait olmayan hatta doğal olmayan taşları kullanmaktadırlar . peyzaj tasarımında doğal taş kullanımında sürekliliğin sağlanması ve hataların minimum seviyeye indirgenmesine katkı sağlayacak olan teknik detaylara özen gösterilmesi önerilir . peyzaj tasarımında doğal taş kullanımına ilişkin fonksiyonelliğin dikkate alınması önerilmektedir .
516
132
ŞEHİR AĞAÇLARINDA KÖK SÜRGÜNÜ PROBLEMİ VE BAZI ÖNERİLER
kök sürgünleri bir bitkinin köklerinden gelişen sürgünlerdir . bu sürgünler ağaçlarda tabii olarak ya da çeşitli insan etkileri sonucunda meydana gelebilmektedir . kök kesimi toprağın sıkıştırılması kuvvetli budama kesme yakma vb . sebepler kök sürgünü oluşumunu teşvik etmektedir . ülkemizdeki birçok yerli veya yabancı geniş yapraklı ağaç türü kök sürgünü verebilmektedir . şehirlerde istenmeyen bu sürgünler ana ağaca ve çevreye çeşitli olumsuz etkilerde bulunmakta ve şehir ağaçlarının bakım masraflarını artırmaktadır . şehir ağaçlarında öncelikle kök sürgünü oluşumuna yönelik tedbirler alınmalı bunun için ağaçların toprak üstü kısımları ile kök sistemlerine zarar vermekten kaçınılmalı ve kuvvetli budama uygulanmamalıdır . kök sürgünleri ortaya çıktığında ise ana ağaca zarar verilmeden zamanında ve etkili bir mücadele yapılmalıdır . büyüme mevsimi boyunca kök sürgünü oluşumu takip edilmeli ve oluşan kök sürgünleri hemen kesilerek uzaklaştırılmalıdır . şehir içi ağaçlandırmalarda kök sürgünü verebilen bir türün kullanımı düşünülüyorsa karşılaşılabilecek kök sürgünü problemi ve bu problemi bertaraf edebilmek için gerekli emek ve masraflar göz önüne alınmalıdır .
bir bitkinin köklerinden çıkan sürgünlere kök sürgünü adı verilmektedir . çünkü şehir peyzajında oluşan kök sürgünlerinin hem ana ağaca hem de çevreye bir takım olumsuz etkileri bulunmakta ve haliyle bu sürgünler şehirlerde bir problem teşkil etmektedir . böylece şehir ormancılığında ağaç bakımına yönelik olarak bazı katkılarda bulunulması amaçlanmıştır . şehirlerde ağaçların kök sürgünü verme sebeplerinden başlıcası ağacın kök sisteminin zarar görmesidir . nitekim yalancı akasyada kesme halkalama ve yakma kök sürgünü vermeyi teşvik etmektedir . kök sürgünü oluşumunu etkileyen çevre şartları yanında bu oluşumu kontrol eden fizyolojik mekanizma üzerinde de durmak gerekir . ülkemizde bulunan birçok yerli veya yabancı geniş yapraklı ağaç türü kök sürgünü verebilme yeteneğine sahiptir . kök sürgünü verebilen başlıca yerli ağaç türleri ak kavak titrek kavak anadolu sığlası adi kızılağaç gaertn . kasnak meşesi doğu çınarı doğu kayını yalankoz ülkemizdeki yabancı ağaç türlerinden kokar ağaç bazı türler zayıf bazısı ise nispeten kuvvetli şekilde kök sürgünü verebilmektedir . bu türler içerisinde özellikle yalankoz kokar ağaç ve yalancı akasyanın bol miktarda kök sürgünü verebildiği tarafımızdan gözlemlenmiştir . kök sürgünleri şehirlerdeki park bahçe yol kenarı kaldırım vb . bu takdirde kök sürgünleri ile mücadele zorlaşmakta ve gerekli masraflar artmaktadır . hatta bazı ağaçlar öncekine göre daha fazla kök sürgünü bile oluşturabilirler . bu bakımdan oluşan kök sürgünleri ile mücadele önemli ise de esas olan bu sürgünlerin oluşmaması ya da asgariye inmesi için gayret etmektir . bunun için şehir ormancılığı kapsamında bazı tedbirlerin alınması gerekir . kök sürgünleri ile mücadelede kök sürgünlerinin geliştiği ana ağaca zarar vermemeye dikkat edilmesi gerekir . ağaçların tekrar kök sürgünü verme ihtimaline karşı büyüme mevsimi boyunca takibe devam edilmelidir . kök sürgünlerinin toprak seviyesinden veya mümkünse toprak seviyesinin biraz altından kesilmesi uygun olacaktır . ülkemizde bulunan birçok yerli veya yabancı geniş yapraklı ağaç türü kök sürgünü verebilmektedir . kök sürgünleri şehir ağaçlarının bakım masraflarını da artırmaktadır . bunun için ağaçların toprak üstü kısımları ve köklerine zarar vermekten kaçınılmalı ağaçların şehir ortamında mümkün mertebe sağlıklı ve stressiz büyümeleri için gerekli tedbirler alınmalıdır .
352
147
KAMU HİZMETLERİNİN SUNUMUNDA E-DEVLETLE İLGİLİ YENİ GELİŞMELER: TÜMLEŞİK E-DEVLET SİSTEMLERİNE DOĞRU
internet genişbant ve mobil teknolojilerindeki gelişmeler yoğunlaştıkça ve bir ağa bağlı bilgisayar kullanımı yaygınlaştıkça kamu hizmetlerinin elektronik iletişim araçlarıyla sunumu yönündeki eğilimler artmaktadır . bugünlerde birbirinden bağımsız kamu enformasyon sistemlerinin tek bir iletişim omurgası üzerinde birleştirilmesi gereği gelişmiş ülkelerde yaygın bir kanaat haline gelmektedir . tek noktadan e devlet birleştirilmiş e devlet gibi değişik modellerle ifade edilen tümleşik bir e devlet platformunun dağınık haldeki kamu hizmetlerinin elektronik ortamdan etkin sunumunda kaçınılmaz olduğu anlaşılmaktadır . bu çalışma genel olarak e devlet kavramı ve e devlet yapısı üzerine odaklanmaktadır . amaç türkiye de yürütülen e devlet projelerine özellikle türkiye nin avrupa birliği vizyonu ve kamu enformasyon sistemlerinin entegrasyonu çerçevesinde ışık tutmaktır .
iletişim ve bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ticari ilişkilerden kamu hizmetlerine kadar hemen hemen her türlü etkinliğin elektronik ortama taşınmasına yol açmaktadır . kağıtlı bürokrasinin hantallığını ortadan kaldırma yeteneğine sahip esnek veri tabanı sistemlerinin bilgi ağları üzerinden kitlesel kullanıma açılabilmesi e devlet sistemlerinin oluşturulmasına imkan veren en önemli etkenlerden birisidir . e devlete geçişle birlikte birbirlerinden az ya da çok farklı işlevleri yerine getiren ve çok çeşitli alanlarda hizmet sunan kamu kurumlarının görevleri sona ermemekte bu kurumlar sadece sunulan hizmetin kalitesinin artırılması güncelliğinin ve sürekliliğinin sağlanması amacıyla değişim göstermektedirler . vatandaşların bilgiye doğrudan erişiminin yanı sıra kamu kurumları arasındaki iletişimin artması ve kurumsal bilgi sistemlerinin bütünleşmesinin sağlanmasıyla tekrarlar aşırı bürokratik süreçler zaman kayıpları kağıda dayalı işlemler önemli ölçüde azalacaktır . iletişim bilgilendirilmiş vatandaşlığı oluşturmanın anahtar bileşenlerinden biridir . bu durumda kamu hizmetlerinin gereksinim duyduğu bilginin elektronik yöntemlerle işlenmesi iletilmesi ve elektronik veri tabanlarında saklanması alternatifsiz bir çözüm gibi görülmektedir . bütün bunlara rağmen devletin büyük karmaşık ve hantal yapısı işleyişinde bağlı kalmak zorunda olduğu yasalar ve kurallar ile yeniliklere göre reorganizasyon zorlukları e devlet yapılanmasının gözlenen düşük gelişim hızını açıklayan başlıca faktörlerdir . çoğunlukla devlet organizasyonu gibi büyük bir yapıda önemli dönüşümleri gerçekleştirebilmek ancak performans artışı sağlayacağına gerçekten kanaat getirildiği gerekli politik irade gösterildiği ve çeşitli çıkar gruplarının talepleri arasında dengeler kurulduğunda olabilmektedir . bireyler gelişen teknolojilerin de sayesinde devlete karşı daha talepkar olmaktadırlar . vatandaşların sürekli değişen ve çeşitlenen beklenti ve tercihleri devleti farklı kişi veya gruplara farklı nitelikte hizmet sunmaya yöneltmektedir . günümüzde kamu idarecilerinin e devlet yapılanmasına ilişkin kararları stratejik bir nitelik kazanmaktadır . e devlet devletin kamu personel rejiminde önemli değişikliklerin de yapılmasını gerekli kılmaktadır . ancak kamu kurumları ile ticari kuruluşlar arasında ortak organizasyon yöntemleri bulmak için genel örgüt teorilerine dayanan yapılar oluşturma girişimlerinin sınırlı ölçekte başarılı olduğu da unutulmamalıdır . enformasyon sistemi geliştirmeyi hedef alan tasarımcılar vatandaşlar çıkar grupları siyasi partiler karmaşık bir yapıya ve çatışan çoklu amaçlara sahip bir kamu kuruluşu ile yüz yüze gelebileceklerdir . başka bir deyişle e devlet yapılanması için tasarlanan özgün modeller kurumların özelliklerinden etkilendiği kadar onları da etkileyerek biçim değiştirmelerine ve bütünleşmelerine yol açacaktır . diğer taraftan da kamu kurumlarının e devlet hizmetleri verebilecek bir bilgi ve iletişim sisteminin gerektirdiği esnek davranış biçimine yaklaştırılmasını sağlayacak örgütsel düzenlemelerin yapılması gerekebilecektir . bugün iletişim ağları ve özellikle internet üzerinden yürütülen kamu otomasyon sistemleri e devlet projelerinin yazılım temellerini oluşturmaktadır . ancak birbirinden kopuk ve standartları olmayan çeşitli kamu otomasyon sistemleri birbiri ile ilişkilendirilmemiş bilgi ambarlarında saklı tutulan hizmet bilgileriyle e devlet işlemleri yürütülmeye çalışılmaktadır . dolayısıyla kamu kurumlarının iç ve dış hizmetleri ile birimler arasındaki sınırlar ötesi etkinliklerinin yeni teknolojilerin sunduğu olanaklara göre yeniden düzenlemeleri zorunludur . bu bağlamda hem internet üzerinden html xml ve benzeri programlama tasarım dilleri ile standartları hem de kurumsal alt ağların öne çıktığı başka tipteki veri tabanı yönetimi bilgi ve iletişim ağları için ulusal ölçekli planların oluşturulması ve bu planların öngördüğü standartlar çerçevesinde devlet birimlerinin kendi bilgi sistemlerini kurmaları gerekmektedir . ab ülkelerinde bu yapılanmanın üzerinde önemle durulmaktadır . sırada yer almakta her bin kişiye . bilgisayar düşmekte her bin kişiden . i internete erişebilmektedir . birbirinden kopuk farklı projeler kurumsal bazda yararlı olsa da türkiye nin tümleşik e devlet sistemini oluşturmada ciddi bir dağınıklığa yol açmaktadır . tümleşik e devlet girişimleri ve projeleri iyi yönetişim kişilerin yetkilendirilmesi insanların kabiliyetlerinin artırılması vatandaşların yeni yaşam seçenekleri ve fırsatlarına erişimi hükümetin faaliyetlerinde artırılmış verimlilik etkinlik şeffaflık ve hesap verebilirliği hedefleyen geniş kapsamlı reformlar ve değişim süreçleri kapsamında değerlendirilmelidir . www . turkiye . gov . tr domain adı ile hizmete açılan web portalı işin kullanıcı tarafındaki tasarımı için bir başlangıç teşkil etmektedir .
591
98
Üniversiteler süper ligindeki kadın basketbolcuların fiziksel uygunluk profillerinin belirlenerek vücut kompozisyonuyla ilişkilendirilmesi
bu çalışmanın amacı üniversite süper liginde oynayan kadın basketbolcuların fiziksel uygunluk profillerinin belirlenerek vücut kompozisyonuyla ilişkilendirilmesidir . çalışmaya basketbol branşıyla uğraşan gönüllü kadın sporcu katılmıştır . katılımcıların vücut kitle indeksi kilogram cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle belirlenirken fiziksel uygunluklarının belirlenmesi ise vücut kompozisyonu reaksiyon zamanı ve anaerobik performansları değerlendirilmiştir . vücut yağ yüzdesi zorba formülü ile hesaplanırken somatotip özellikler heath carter yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır . anaerobik performansta dikey sıçrama testi reaksiyonu belirlemek içinse la fayette çok seçenekli reaksiyon zaman ölçeği kullanılmıştır . bulgularda çalışmaya katılan kadın basketbolcuların endomorfik ektomorfi somatotip özelliğe normal vücut kitle indeksine normal vücut yağ yüzdesine ortalama anaerobik güce relatif anaerobik güce ortalama sol görsel reaksiyona sağ görsel reaksiyona sol işitsel reaksiyona sağ işitsel reaksiyona sahip oldukları görülmüştür . yapılan pearson çarpımlar moment korelasyonu sonucunda elde edilen yy ile sol görsel reaksiyon ve sol görsel reaksiyon ile endomorfi arasında anlamlı bir ilişki bulunurken vki ile ag arasında da anlamlı bir ilişki bulunmuştur . yağsız beden kitlesi ile ag arasında anlamlı bir ilişki belirlenirken mezomorf ile ag arasında da anlamlı bir ilişki belirlenmiştir . benzer bir ilişkide ektomorf ile ag arasında bulunmuştur . sonuç olarak çalışmadaki bulgular kadın basketbolculardaki vücut kitle indeksinin yağsız beden kitlesinin mezomorfik ve ektomorfik özelliklerin anaerobik performanslarında belirleyici rol ald ğı görülürken kadın basketbolcuların fiziksel uygunluk profilleriyle vücut kompozisyonları arasında ilişki olduğu belirlenmiştir .
performansı etkileyen faktörlerden biri de bedensel yapı başka bir deyişle fiziksel özelliklerdir . fiziksel yapı bir sporcunun yüksek düzeyde performans gösterebilmesinin göstergelerinden sadece bir tanesidir ve motorik özelliklerle birleşerek sporcunun performansını olumlu yönde etkilemektedir . oyuncuların anaerobik kuvveti basketbolda taktik verimliliği etkiler . bu nedenle antrenmanlarda oyuncuların anaerobik kapasitelerini ve kuvvetlerini geliştirmek gerekmektedir yağlılık incelik ilişkilerinin belirlenmesidir . vücut ağırlığı ölçümleri denekler standart spor kıyafeti içerisinde ayakkabısız olarak standart tekniklere göre ölçülmüştür . çevre ölçümleri el bileği fleksiyonda biceps ve baldır bölgelerinden deneklerin sağ tarafından alınmıştır . deneklerin somatotip değerleri heath carter somatotip yöntemiyle belirlenmiştir . analizde spss . paket programı kullanılmış ve anlamlılık düzeyi . ile . alınmıştır . çalışmaya katılan basketbolcuların fiziksel uygunluk ve somatotip özellikleri tablo ve te verilmiştir . bulgular çalışmaya katılan kadın basketbolcuların endomorfik ektomorfi somatotip özelliğe normal vücut kitle indeksine normal vücut yağ yüzdesine ortalama anaerobik güce relatif anaerobik güce ortalama sol görsel reaksiyona sağ görsel reaksiyona sol işitsel reaksiyona sağ işitsel reaksiyona sahip olduklarını göstermiştir . yapılan pearson çarpımlar moment korelasyonu sonucunda elde edilen yy ile sol görsel reaksiyon sol görsel reaksiyon ile endomorfi arasında ve vki ile ag arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur . bir sporun fizyolojik profili bir sporcunun fiziksel özelliklerini tanımlar . bunlar ise daha sonra yetenek belirlemek ve her spor dalı için özel antrenman programları geliştirmek için kullanılabilir . fakat bu azalmanın derecesi egzersizin tipine şiddetine ve sıklığına bağlıdır . vücudun yağsız vücut kitlesi ile kuvvet ve dayanıklılık arasında büyük ilişki vardır . araştırmalar basketbol oyunun inin yüksek şiddette gerçekleştiğini ve basketbolda başarının sporcuların aerobik güçlerinin gelişmişliğinden daha çok anaerobik güçlerinin gelişmişliğine bağlı olduğunu göstermektedir . bu durum sporcuların kondisyonel farklılıklarından kaynaklanabilir . bu farklılık sporcuların motorik özelliklerinin yanı sıra algı ve tepki gibi motorik özelliklerinin geliştirilmesi gerektiğini gözler önüne sermektedir . çalışmada oyun kurucularda pivotlara göre çok yüksek mezomorfi forvet ve pivotlara göre düşük ektomorfi tespit edilmiştir . bulguların sonucuna göre vücut kitle indeksinin yağsız beden kitlesinin mezomorfik ve ektomorfik özelliklerin kadın basketbolcuların anaerobik performanslarında belirleyici rol aldığı görülürken kadın basketbolcuların fiziksel uygunluk profilleriyle vücutmkompozisyonları arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir .
446
245
FÜZELERDE KULLANILAN KÜÇÜK BİR GAZ TÜRBİNLİ MOTORUN DENEY DÜZENEĞİ, TESTİ VE PERFORMANS ÖLÇÜMÜ
bu çalışmada deneysel küçük bir turbojet motor test edilerek motorun performans modellemesi elde edilmiştir . deneysel turbojet motor bir havaalığı santrafüj kompresör ters akışlı yanma odası eksenel akışlı türbin ve egzozdan oluşmaktadır . turbojet motor test hücresinde farklı devirlerde test edilerek itki özgül yakıt sarfiyatı yakıt debisi ve egzoz gaz sıcaklığı arasındaki değişimler incelenerek matematiksel bağıntılar elde edilmiştir . turbojet deneyleri . rpm . ve n . n arasında gerçekleştirilmiştir . performans parametreleri arasındaki ilişkiler güvenirlik değerleriyle verilmiştir . benzer füze tasarımı çalışmalarında enerji sağlayıcı olarak bir turbojet motoru seçilmesi durumunda bu çalışmanın model olarak alınabileceği öngörülmektedir .
dünya savaşına kadar olan süreçte havacılıkta yaygın olarak kullanılan pistonlu motorlar daha yükse güç ve hızlı manevra ihtiyacı nedeniyle yerini jet motorlarına bırakmak zorunda kalmıştır . iha lar son yıllarda askeri ve sivil alanda yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmış olup uçaklarda helikopterlerde orta uzun menzil irtifa ses hızı parametrelerine göre sınıflandırılmaktadır . bu şekilde yapılacak olan gerek araştırmalar gerekse uygulamalı eğitimler ülkemizin savunma alanına katkıda bulunacağı düşünülmektedir . trs turbojet motorları yılında geliştirilmiş mikroturbo tip motorlardır . merkezcil kompresörlerde akış eksene yakın ve merkezden dış yarıçapa doğrudur . dezavantajı büyük ön alana sahip olması ve veriminin düşük olmasıdır . zengin karışım yanma odası hattından gelen soğuk havayla karışır . türbin soğutması beraberinde motor performansında azalma meydana getirdiğinden yüksek sıcaklığa dayanıklı malzeme kullanılarak yüksek türbin giriş sıcaklığı elde edilmelidir . turbojet motorlara ait çevrim analizleriyle ilgili eşitlikleri çeşitli kaynaklarda bulmak mümkündür . bu eşitlikler yardımıyla gerek teorik gerek deneysel amaçlı motorlara ait ölçülmeyen ve bilinmesi gereken motor istasyonlarına ait basınç sıcaklık gibi değerleri bulmak mümkündür . motorun temel özellikleri tablo de deney odasındaki görünümü şekil de motorun ana elemanları şekil te gösterilmektedir . deneysel turbojet motorunun yağlama sistemine ait motor bloğunun altında bulunan bir yağ deposu bulunmaktadır . yağ içerisindeki istenmeyen hava santrifüj hava aratıcı tarafından yağdan alınarak atmosfere atılır . şekil da ise deneysel motorun yakıt sistemi gösterilmektedir . yakıt sisteminde yakıt pompası aksesuar grubu mikron yüksek basınç filtresi mikron spill yakıt filtresi tek yönlü valf pc test noktası pc test noktası yakıt bloğu on püskürtme delikli yakıt brülörü kaplama ve yakıt manifoldu boşaltma valfi ve yakıt borusu hattı yer almaktadır . kontrol kutusu yanma odasından ve sıcaklık sensöründen sinyal almakta bu bilgi fonksiyonların doğruluğunu denetlemede ve gaz potansiyometresinin kurulmasında kullanılmaktadır . bu değişken özellikler çalışma esnasında birbiri ile olan etkileşimleri sonucu belirli değerler arasında değişkenlik göstererek tekrar aynı özelliklerine geri dönerler . test odasında yakıt yönetim paneli motor sehpası elektrik güç ünitesi ve aksesuarlar bulunmaktadır . bu değer manometreden okunan renklendirilmiş suyun yükseklik değeri okunarak eşitliği yardımıyla bulunur . şekil de ise deneysel verilerle elde edilen turbojet motora ait performans eğrileri ve motor davranışı görülmektedir . n kuvvet aralığında özgül yakıt sarfiyatının azaldığı görülmüştür . şekil de ise motor devri ile motorun yanma odasına giden yakıt debisi arasındaki ilişki görülmektedir . şekil de ise motor devriyle egzoz gaz sıcaklığı arasındaki değişim görülmektedir . itki kuvveti ff yakıt debisi rpm motor devri egt egzoz gaz sıcaklığı sfc özgül yakıt sarfiyatı r güvenirlik katsayısı olmak üzere füzelerde kullanılabilecek bir turbojet motor için buradaki deneysel çalışmada elde edilen önemli diğer matematiksel bağıntılar aşağıdaki gibi bulunmuştur i . sfc . . . . . . . ii . sfc e rpm . rpm . v . e . rpm . rpm . vi .
452
95
Yedi İklim B1 ve B2 Türkçe Öğretim Setlerindeki Serbest Okuma Metinlerinin Görseller ile Bütünlüğünün İncelenmesi
yabancılara türkçe öğretmek amacıyla hazırlanmış setlerde modern ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır . bu ölçütlerden bir tanesi de metinlerle birlikte kullanılan görsellerdir . dil öğretirken görseller önemli bir yere sahiptir ve öğrenmenin kalıcı hale gelmesine yardımcı olur . bu araştırmanın amacı yunus emre enstitüsü tarafından yabancılara türkçe öğretmek amacıyla hazırlanmış olan yedi iklim türkçe öğretim seti b b düzey ders kitaplarındaki görsellerle serbest okuma metinlerinin görsel bütünselliklerini incelemektir . çalışmada nitel araştırma modeli kullanılmıştır . araştırmada verilerin toplamasında doküman analizi yöntemi kullanılmıştır . toplanan veriler metnin içeriğini destekleyici görsel öğelerin kullanılması görsel öğelerle metnin içeriğinin tutarlı olması görsel öğelerin sayfa içerisine etkili biçimde yerleştirilmesi görsel öğelerin teknik özellikler yönünden etkili açısından analiz edilerek yorumlanmıştır . yunus emre enstitüsü yedi iklim türkçe öğretim seti b ve b düzeyi araştırma kapsamına alınmıştır . çalışmada söz konusu bu kitaptaki serbest okuma metinleriyle görsellerin ilişkileri incelenmek istenmiştir . diğer bir deyişle yedi iklim türkçe öğretim b b kitaplarındaki serbest okuma metinleriyle görsellerin bütünlük gösterip göstermedikleri incelenmiş ve birbirlerini ne oranda destekledikleri tespit edilmeye çalışılmıştır .
dil düşünme ve iletişim aracı olarak insanın iletişim yeteneğini belirleyen geçmişten bugüne her türlü bilgi kültür ve tecrübeyi aktarmayı sağlayan en temel unsurdur . e . mantıksal matematiksel matematiksel ilişkileri açıklamak için kullanılan şema diyagram ve çizim gibi nesneler . görsel ögelerde yer alan nesne ve figürlerin renkleri önemli bilgi ve ayrıntılara ışık tutacak benzerlik ve farklılıklara işaret edecek estetik duygu uyandıracak biçimde kullanılmalıdır . görsellerde konunun niteliğine ve özelliğine uygun olarak öge eksikliği bulunmamalıdır . araştırmada verilerin toplamasında doküman analizi yöntemi kullanılmıştır . tarama araştırmaları geniş kitlelerin görüşlerini özelliklerini betimlemeyi hedefleyen araştırmalardır . metnin zemininde eski orta kısmından iki yana açık bir defter kullanılmıştır . sayfa rengi olarak saman kağıdını andıran bir renk seçilmiştir . bu yönüyle algılanabilirlik açısından olumsuz bir durum yoktur . bu yönüyle algılanabilirlik ve okunabilirlik açısından olumsuz bir durum yoktur . bu durum da okuma esnasında metne ve metinde anlatılanlara verme odaklanmayı olumsuz etkileyebileceği düşünülmektedir . görselin bu şekilde olması anlamsal açıdan olumsuzluk meydana getirmektedir . ünitenin sonunda bulunan aşık veysel şatıroğlu adlı serbest okuma metni de bahsi geçen üniteyi destekler niteliktedir . görseller şekil itibariyle sayfaya asimetrik olarak yerleştirilmiştir . metinde geçen rüya soyut bir kavram olduğu için görseller kavramı somutlaştırmak ve zihinde kalıcılığı sağlamak için kullanılmıştır . metinle görsel bütünlüğü olarak birbiri ile uyumlu olduğu görülmektedir . bu hali ile simetrik veya asimetrik dengenin dışına çıkmıştır . metinde köylülerin köye ait bir iş hep birlikte yapma veya komşularına yardım etme olarak anlatılan imece kavramı görselde doğrudan örnek teşkil edecek şekilde verilmiştir . işlevi açısından bakıldığında görsel türü olarak tanımlayıcı görsel kullanıldığı söylenebilir . diğer sayfa görsel ile başlamış hemen altında metin yerilmiş metin sorunda yine görsel eklenmiş ve tekrardan metin verilmiştir . husuna göre görselin konumuna baktığımızda görselin sayfaya uygun bir şekilde konumlandırılmadığı görülmektedir . metnin geçtiği öğrendim çalıştım başardım adlı ünite samimi ortamlarda söylenen söz kalıplarını bilme türkiye de iş yeri açabilme ziyaretçi konuk iş yeri esnaf gibi konuları kapsamaktadır . kitaplarda verilen görsellerle metinler birbiri ile tutarlı olması içeriği destekler nitelikte olması öğrenicilerin dikkatini çekmesi okumayı ve öğrenilenlerin zihinde yapılandırılmasını kolaylaştırır . bu çalışma da serbest okuma metinleri ile ilgili yapılan ilk çalışmalardan biridir . bu ünitelerde görsellerin serbest okuma metinlerinin anlaşılmasına hizmet edecek şekilde oluşturulmadıkları öğrencilerin görselle metin arasında ilişki kurmalarının güç oldukları sonucuna ulaşılmıştır .
348
159
KARAİSALI ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKİ “YANAN ALANLARIN REHABİLİTASYONU VE YANGINA DİRENÇLİ ORMANLAR TESİSİ PROJELERİ (YARDOP)” ÜZERİNE İNCELEMELER
bu çalışmada karaisalı orman işletme müdürlüğü nde yürütülen yanan alanların rehabilitasyonu ve yangına dirençli ormanlar tesisi projesi üzerine yapılan çalışmalar incelenmiştir . orman ekosistemi üzerinde yangın davranışında farklılık oluşturarak yangın direncini arttırmayı amaçlayan projelerin arazide uygulanmasında çeşitli zorluklarla karşılaşılmıştır . bu amaçla proje alanlarında yapılan tesis şekli tesislerdeki tür seçimi ve bakım konusu irdelenmiştir . yardop alanlarında sıkça kullanılan yardop ile bağdaşlaşmış türler yerine bilimsel olarak araştırılmış güç yanan yangından sonra kendi kendini onarabilen yöreye özgü tür araştırmaları yardop bitkilendirmesine önemli katkılar sağlayacaktır . yardop bitkilendirmesinde türlerin dizilimi elde edilen tesisler tesis kenarlarındaki seyreltme çalışmaları ileride yapılacak bakım çalışmaları üzerine etkiler oluşturacak olup uzun yılları kapsaması gerekmektedir . bu çalışma karaisalı orman işletme müdürlüğü ndeki çatalan kızıldağ hacılı yardop sahalarına ait gözlem ve incelemelere dayanmaktadır .
ülkemiz ormanlarında ise özellikle akdeniz bölgesi iklim ve bitki örtüsü şekliyle orman yangınlarına karşı yüksek hassasiyete sahiptir . yanıcı maddelerden temizlenen bu alanlarda daha sonra diri örtü temizliği ve toprak işleme çalışmaları yapılarak ve yöreye uygun güç yanan türler dikilmesi şeklindedir . x . m aralıklı yalancı akasya x aralıklı incir kalan iç kısımlara ise x . m aralık mesafe ile adi servi x aralık mesafeli fıstıkçamı ile x aralık mesafeli sumak dikilmiştir . alanda hayvan baskısı olan yerler için km tel ihata yapılmıştır . çatalan yardop yapılan ydz çalışmaları yenilenen yılı orman amenajman planları veri tabanında herhangi bir alana karşılık gelmemekte olup sadece çizgi katmanı olarak belirtilmiştir . bu durumda yapılan çalışmaların orman amenajman planları veri tabanında değerlendirildiğinde projenin gerçekleştirildiği toplam ha lık orman alanının ha lık kısmında kapalılık düşürülerek aynı meşçereli kapalı ormanlar elde edilmiştir . yangın emniyet yol ve şeritleri yoat zoat ydz dere vejetasyonu gibi tesislerin gerçekleşecek bir yangının daha çok yayılmasını engelleyecek etki oluşturacak olup ayrıca söndürme çalışmalarında yardımcı olacaktır . bu durumda ise ormanın ekolojik yapısını da çok bozmadan orman yangınları ile mücadelede yardımcı olabilecek çok büyük alanları kaplamayan zon genişliklerine sahip tesisler nasıl oluşturabiliriz sorusu akla gelmelidir . sebeplerden dolayı verilemeyeceği belirtilmektedir . sonrasında yüksek eğim ve aşırı yağışların etkisiyle toprak taşınımı gözlenmektedir . proje boyunca bakımı planlanan sahalarda belirtilen süre tamamlanmış olsa da halen bakıma ihtiyaç duyulmaktadır . otsu ve odunsu türle kaplanan bu tesis zonlarının her yangın mevsimi öncesi temizlenmesi pahalı zor ve zaman alıcı olacaktır . zayıflatma alanındaki aralamalar sonucu oluşan kesim artıklarının temizlenmesi alandaki otların hayvanlar tarafından otlatmasına müsaade edilmesi ve düzenli aralıklarla alt tabakaya müsaade etmemek için diri örtü temizliği yapılması gerekmektedir . bu tesisler elde edilirken sürekli kullanılan kalıplaşmış türler yerine yangına karşı dirençli ve yangından sonra kendini çabuk toparlayan türler ile yöredeki halkın ihtiyaçları doğrultusunda dikim çalışmaları yapılmalıdır .
471
123
Karagöl'ün (Erzin-Hatay) Bazi Fiziko-Kimyasal Özellikleri
bu çalışmada hatay ili erzin ilçesi gökdere yaylasında bulunan yüzölçümü km deniz den yüksekliği m yağmur ve kar suları ile beslenen ayrıca doğal bir göl olan karagöl ün su kalitesi özelliklerini belirlemek amaçlanmıştır . çalışmaya mayıs te başlanmış olup su örneklerinde su kalitesi parametrelerinden ph çözünmüş oksijen sıcaklık tuzluluk kimyasal oksijen ihtiyacı toplam alkalinite ve sertlik amonyak nitrit nitrat fosfat sülfit sülfat klor potasyum sodyum silisyum ve askıda katı madde analizleri ay boyunca aylık olarak yapılmıştır . yapılan çalışma sonucunda karagöl ün mevcut su kalitesi durumu ve su kalitesi parametrelerinin aylara göre değişimleri belirlenmiş olup kış aylarında kar sularının göle karışmasıyla su sıcaklığının düştüğü ve aynı zamanda oksijen miktarının arttığı alkalinite ve sertliğin yıl boyunca yaklaşık olarak birbirine eşit olduğu görülmüştür . sonuç olarak gölün alabalık yetiştiriciliği için uygun olmadığı ancak sazan tilapya gibi ılım an su türleri için uygun olduğu belirlenmiştir .
hatay ili erzin ilçesi sınırlarında bulunan karagöl yüz ölçümü km denizden yüksekliği m olan doğal bir göldür . gölü besleyen su kaynakları yağmur ve kar suları olup yıl içerisinde su derinliği oldukça değişmektedir . bölgede bulunan iskenderun demir çelik fabrikası nın bacalarından çıkan zararlı gazlar yağışlar sonucunda göl ortamına karışarak göl biyolojisini olumsuz yönde etkileyen diğer bir önemli faktördür . karagöl hatay ili erzin ilçesi gökderi köyü yaylası içerisinde bulunmaktadır . klorit tayini hg ile titrasyon yöntemiyle yürütülmüştür . kimyasal oksijen ihtiyacı su içindeki tüm organik maddeleri co ve suya okside edecek toplam oksijen miktarının hesaplanmasına dayanan demir amonyum sülfat ile titrasyon yoluyla yapılmıştır . su analizleri boyd ve tucker de belirtilen standart analiz yöntemlerine göre yapılmıştır . su sıcaklıkları mevsimsel olarak önemli değişiklikler göstermiştir . tuzluluk beklendiği gibi yıl boyu çok fazla değişiklik göstermeyip ortalama ppt civarında ölçülmüştür . fosfat konsantrasyonları mevsimsel olarak farklılıklar görülmüştür . klor miktarın da yıl boyu çok büyük değişiklikler görülmeyip yaklaşık olarak birbirine eşit hesaplanmıştır . sülfit mayıs ayından ağustos ayına kadar . mg l den . mg l seviyelerine kadar gerilemiştir . yıl boyunca ph değerleri çok fazla değişiklik göstermemiş olup yaz aylarında çok az bir farkla kış aylarına göre yüksek çıkmıştır . göl suyundaki ph değeri suda bulunan co miktarındaki değişimle orantılı olarak değişim göstermiştir . doğal suların alkalinite değerleri ile mg l caco arasındadır ve su kaynağı ve gölün yapısı ile yakından ilişkilidir . yıl boyunca suya alkali ve kireçli girdiler kış aylarında daha fazla olduğundan bu aylarda az bir miktar artış gözlenmiştir . azot canlıların yapısını oluşturan temel elementlerden biridir . azot türevleri olan amonyak nitrit ve nitrat seviyelerinde yıl içinde oluşan dalgalanma birbirlerine paralel seyrederek yaz aylarında düşük kış aylarında ise yüksek olmuşlardır . suda amonyak birikimi sucul organizmalara toksik olduğundan istenmez ve ph arttıkça toksik etkisi azalır . mg l amonyak nitrata dönüştüğünde . mg l oksijeni tüketir . fosfordan kaynaklanan su kirlenmesinin temel kaynağı lük bir payla endüstri ve kanalizasyon atık suları olduğu bildirilmektedir . kentsel kökenli atık sulardaki fosfatların i deterjanlardan kaynaklanmaktadır . ayrıca bu aylarda gelişen köklü su bitkileri de topraktaki fosforun suya geçişine yardımcı olabilirler . potasyum doğal sularda mg l arasında değişim gösterir ve potasyum için çalışmamızda ortalama . mg l değeri hesaplanmıştır . bu çalışmada ölçülen sülfit değeri na so sodyumsülfit tir ve ortalama . mg l bulunmuştur .
366
140
İNSAN ISIRIĞI SONRASI NEKROTİZAN FASİİT: OLGU SUNUMU
insan ısırıkları köpek ve kedi ısırıklarından sonra en sık görülen üçüncü ısırık tipidir . insan ağız florasında yüksek miktarda bulunan bakteriler küçük bir ısırık yarasını tedavi etmesi güç ciddi infeksiyona dönüştürebilir ve komplikasyonlar gelişebilir . bu vaka sunumunda bir hafta önce kızı tarafından sol el sırtından ısırılma sonrası elde şiddetli ağrı ile hastanemize başvuran staphylococcus aureus un etken olduğu nekrotizan fasiit olgusu sunulmuştur .
insan ısırıkları kedi ve köpek ısırıklarından sonra en sık görülen ısırık tipidir . insan ısırık yaralanmalarında hastane başvuru oranlarının düşük olması bu sıralamayı değiştirmiş olabilir mm saat c reaktif protein . mg l kreatinin kinaz u l albümin . gr dl olarak tespit edildi . abse veya gaz lehine bulgu saptanmadı cilt altı ödem olduğu bildirildi . olası bakteriyemiyi tespit etmek amaçlı ateş yüksekliği de olan hastadan her iki koldan ml olmak üzere toplam ml kan kültürleri antibiyotik tedavisine başlanmadan önce alındı . günlük gaz ve krepitasyon varlığı kompartman sendromu varlığı açısından hasta değerlendirildi . alınan görüşler doğrultusunda hastaya tekrar yumuşak doku usg yapıldı . usg de deri altı enfektif süreç ile uyumlu septasyonlu sıvı koleksiyonları tespit edildi . bu yaralanmaların önemli bir kısmı infeksiyonla sonuçlanmakta ve yaralanmaların u hastaneye yatışa neden olmaktadır . bu yaralanmalarda infeksiyon gelişmesi için prognostik faktörler doku yaralanma düzeyi yaranın derinliği hangi kompartmanın etkilendiği ve inokule edilen ağız flora bakterisinin patojenitesidir alınmalı ve gram boyama yapılmalıdır . olgumuza başvuru anında tetanoz profilaksisi başlanılmıştır . yaşamı tehdit eden yumuşak doku infeksiyonu olan nf nadir görülen deri subkutan dokular ve fasyaların ilerleyici nekrozudur geçirilmiş cerrahi dm ve periferik vasküler hastalık varlığı predispozan faktörlerdir . nekrotizan fasiitin erken evresinde klinik bulgular erizipel ya da sellülit gibi diğer yumuşak doku infeksiyonlarından ayırt edilemeyebilir ancak sınırlarının belirsiz oluşu ve tutulan alanın dışında da hassasiyet olması nf lehine bulgulardır . biyokimyasal değişiklikleri ölçen bir skorlama sistemi olan lrınec skoru ağır sepsis varlığında nf varlığına işaret edebilir . gününde yapılan lrınec skoru olup hastada nf için daha dikkatli olunması sonucuna varılmıştır . günde çekilen usg de deri altı enfektif süreç ile uyumlu septasyonlu sıvı koleksiyonları tespit edilmiştir . nekrotizan yumuşak doku infeksiyonlarının tedavisi nekrotik dokuların cerrahi debridmanı uygun antibiyotik tedavisi ve destek tedavilerinden oluşmaktadır . sunulan hastaya başlanan ampirik antibiyotik tedavisi üreyen mikroorganizmaya karşı etkili saptanmasına rağmen hastanın alınan kültüründe etken mikroorganizma tespit edilmiştir . gününde şifa ile poliklinik kontrolleri önerilerek taburcu edilmiştir . yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çatışması olmadığını beyan etmişlerdir . yazarlar herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir .
408
60
Hibrit Mısır (Zea mays indentata Sturt.) Melezlerinde, Melez Gücü ve Tane Verimi Üzerine Ebeveyn Etkisinin Belirlenmesi
bu araştırma yıllarında konya ekolojik koşullarında iki yıl süre ile yürütülmüştür . araştırmada hibrit mısır melezlerinde melez gücü ve tane verimi üzerine ebeveyn etkisinin belirlenmesi amacı ile adet ebeveyn hattı bu hatlardan bazılarının resiproklu olarak melezlenmesinden elde edilen adet melez mısır genotipi ve ticari mısır çeşidi tesadüf blokları deneme desenine göre tekerrürlü olarak yetiştirilmiştir . araştırmada tane verimi yönünden resiproklu melezler arasında ikili karşılaştırmalar yapılmış heterosis ve heterobeltiosis oranları belirlenmiştir . araştırmada en yüksek tane verimi . kg da ile famoso çeşidinden elde edilirken en yüksek heterosis ve heterobeltiosis değerleri sırasıyla ve ile anaç x anaç melezinde saptanmıştır . ikili karşılaştırma sonucunda farklı melez kombinasyonu dane verimi yönünden resiproklu melez kombinasyonlarından istatistiki açıdan farklı ve önemli bulunmuştur . bu sonuçlar mısır ıslahında ana ve veya baba olarak kullanılacak ebeveynlerin belirlenmesinde resiproklu melezlemenin önemli olduğunu göstermektedir .
mısır ülkemizde ve dünyada ekim alanı ve üretim yönünden tarla bitkileri içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir . bu artışların başlıca nedenleri yetiştirme tekniklerinin gelişmesi ve yeni geliştirilen verim kabiliyeti yüksek hibrit çeşitlerin kullanılması diyebiliriz . hayvancılığın gelişmesi ile mısıra olan talep gün geçtikçe artarak devam etmektedir . bütün bölgelerin ekolojik şartlarına uygun ve verim gücü yüksek hibrit çeşitlerin geliştirilmesi ve ümitvar kaynak popülasyonların oluşturulması mısır ıslah çalışmalarında önemli önceliklerdir . bu çalışmamızda yerli hibrit mısır çeşitlerinin geliştirilmesi için ebeveyn hatların seçimine yardımcı olmak ve yerli hibrit mısır çeşit geliştirmeye katkı sağlamak hedeflenmiştir . araştırmada materyal olarak safgen tohumculuk tan sağlanan at dişi mısır grubundan adet ebeveyn hattı bunların resiproklu melezlenmesinden elde edilen adet melezlenmiş mısır genotipi ve adet kontrol çeşit materyal olarak kullanılmıştır . kullanılabilir fosfor oranı ise . kg da ile çok yüksek seviyede toplam potasyum oranı ise . kg da ile yüksek seviyededir . magnezyum miktarı fazla kalsiyum bakır ve mangan yeterli demir ve çinko oranı ise az seviyededir . denemede parseller m x . m m her parselde sıra olacak şekilde kurulmuştur . denemede bitkinin su ihtiyacına göre damla sulama yöntemi ile sulama yapılmıştır . denemenin hasadı melezlerin ve ebeveynlerin fizyolojik oluma ulaştıktan sonra kış öncesi kasım tarihinde elle yapılmıştır . melezlerin heterosis değerleri ht anaçlarda ortalama tane verimini kg da arasında melezlerin ise ortalama tane verimini kg da arasında bulmuştur . konuşkan nın yaptığı çalışmada ise anaçların tane verimi ortalamalarını kg da arasında ve ortalama . kg da melezlerin ortalama tane verimlerini ise kg da arasında ve ortalama kg da olarak bulmuştur . köse ve turgut yaptığı çalışmada anaçların ortalama tane verimini . kg da melezlerin ise . kg da olduğunu bildirmiştir . diğer ikili karşılaştırma sonuçlarında ise önemli bir fark bulunamamıştır . çizelge da görüldüğü üzere melezlere ait tane verimi değerlerinin heterosis oranı ortalaması . olmuş heterosis oranları ise . . arasında değişmiştir . melezlere ait tane verimi heterobeltiosis oranı ortalaması ise . olmuş heterobeltiosis oranları arasında değişmiştir . ortalama tane veriminde olduğu gibi heterosis ve heterobeltisis oranlarında da bazı melezler ve resiprokları arasındaki oransal farklılıklar dikkat çekmektedir . bunlar anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç melezleridir . heterosiste en fazla . ile anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç melezleridir . araştırmamızdaki tane verimindeki ortalama heterosis ve heterobeltiosis oranları tezel nın sonuçlarıyla benzerlik göstermekte aygün nin sonuçlarına kısmen yakın cengiz konuşkan ve şanlı ün sonuçlarından yüksek oranda bulunmuştur . çalışma sonucunda resiproklu melezlerin ortalama tane verimi karşılaştırmasında anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç anaç xanaç ile resiproku olan anaç xanaç melezleri arasında tane veriminde ikili karşılaştırma yönünden fark düzeyde önemli bulunmuştur . bunun sonucunda tane verimi yönünden ana ile babanın yer değiştirmesi durumunda bazı kombinasyonlarda tane verimi heterosis ve heterobeltiosis oranlarının değiştiğini görmekteyiz . daha kapsamlı sonuç ve farklılıkların bulunması için denemelerin farklı lokasyonlarda ve daha fazla kombinasyonla kurulmasının daha sağlıklı olacağı tahmin edilmektedir .
497
136
MOORA Optimizasyon Yaklaşımı ile İnşaat Proje Müdürü Seçimi: Çok Kriterli Bir Karar Verme Uygulaması
büyük yatırım bedelleri detaylandırılmış kalite şartları ve sürekli bir baskı oluşturan sınırlı yapım süreleri inşaat projelerinin detaylı bir şekilde planlanmasını organize edilmesini ve metodolojik kontrollerini gerektirmektedir . günümüz ekonomik şartlarında düşük karlarla yüklenilen yapım projeleri için gereken nitelikte proje müdürleri bulmak da başlı başına bir konu haline gelmiştir . bu çalışmada yabancı bir ülkede yapılacak büyük bir inşaat projesinin yönetiminde yer alacak bir proje müdürünün seçilmesi amaçlanmıştır . seçim çok kriterli karar verme yöntemlerinden moora yaklaşımı ile yapılmış hem oran analizi tabanlı hem de referans noktası teorisi esaslı hesaplamalar yapılarak elde edilen sıralamalar karşılaştırılmıştır . moora yönteminin temel alındığı böyle bir karar modelinin inşaat firmalarında proje müdürü seçimi ve değerlendirilmesi konularında kullanılabileceği anlaşılmıştır . uygulanan model kriterlerin değiştirilmesiyle benzer yapım firmalarında da kullanılabilir .
proje kavramı için yapılmış tanımlardan ikisi eşsiz bir ürün ya da hizmeti ortaya çıkartmak için ortaya konulan geçici çaba ve değişik alanlarda önceden plan ve prog rama alınmış maliyeti hesaplanmış kurum ve kuruluşla rın yönetim organları tarafından onaylanmış kısa ve uzun vadeye bağlanarak özel kurum veya devlet adına gerçekleştirilmesi kabul edilmiş bilimsel çalışma tasa rısı dır . kendisine bağlı olan proje veya projelerin mas ter plan bütçe ve iş programlarının hazırlanması gerektikçe revize edilmesi bunların gerçekleş melerinin takibi ve projenin bağlı olduğu gurup direktörüne raporlanması . geçici kabul kesin kabul gibi proje teslimine yönelik tüm çalışmalarının işveren işveren tem silcisi ve merkez birimlerle yürütülmesi koor dinasyonu ve sonuçlandırılması . ancak elemeler so nucunda kalan az sayıda nitelikli adaylardan birinin seçilmesi konusunda pek çok farklı özelliği olan adaylar dan o projeye has gerekli nitelikleri maksimize eden bi rinin seçilmesi daha projenin başında verilecek hayati bir karar mahiyetindedir . nicel değişkenlerin yanında nitel değişkenleri de ölçmek gerekliliğinden dolayı karar verilecek ortamın çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir . rasyonel karar almak için tecrübeler sezgiler ve sınırlı bilgilerin yanı sıra karar sürecinin ana litik olarak da değerlendirilmesi gerekmektedir . çok kriterli karar verme matematik yönetim enforma tik psikoloji sosyal bilimler ve ekonomi gibi birden çok disiplinin bir araya gelip karar alıcıya birden fazla bo yutla karar problemini değerlendirme ve karar alma im kanı sağlayan yöntemlerin bir araya getirildiği yapıdır . özbek kuruluşlarda en uygun adayın belirlenmesinin çok kriterli karar verme problemi olarak görüldüğünü ifade etmektedir . araştırmasında bulanık analitik hiye rarşi süreci yöntemini temel alan bir yönetici belirleme modeli geliştirmiştir . çalışmalarında personel seçiminde işletme için önemli olan nitel ve nicel kriterler belirlene rek niteliksel ve niceliksel değişkenlerin değerlendiril mesinde etkili bir yöntem olan analitik hiyerarşi prosesi kullanılmıştır . kriterlerin ve alternatiflerin değer lendirilmesinde dilsel değişkenler ve bulanık sayılar kul lanılmıştır . tepe ve görener in çalışmalarında türkiye deki kurumsal bir şirketin personel seçim süreci ele alınmış değerlendir mede dikkate alınacak ölçüt ağırlıkları analitik hiyerarşi süreci ile hesaplanmış sonrasında moora yön temini kullanarak personel seçimini gerçekleştirilmiştir . yönetici ölçüt ağırlıkları ahs ile belirlenmiş ve en uy gun yöneticinin seçimini ise moora multımoora yöntemine göre yapıştır . çalışma sonuçları moora yönteminin çeşitli sürümlerinde birbirine benzer sonuç lara ulaşıldığını göstermiştir . bu çalışmada yabancı bir ülkede yapılacak bü yük bir inşaat projesinin yönetiminde yer alacak bir proje müdürünün seçilmesi amaçlanmıştır . bu işlem xij ile gösterilen i . alternatifin j . ölçüt açısından performans ölçüm değerini verir . k tamamlanan proje sayısı inşaat sektöründe sık iş değiştirmelerin doğal olduğu ve bunların bir kısmının projeler tamamlanmadan önce gerçekleştiği göz önüne alınarak çalışılan işlerin tamamlanması aşamasına kadar görev yapmış olmak da başka bir tercih sebebi olarak firma yönetimince kriterler arasına alınmıştır . önce ingilizce ardından rusça bilmek beşli ricat ölçeği ile puanlandırılmış ve adayların yabancı dil kriter puanları oluşturulmuştur . k iletişim yeteneği gerek insan kaynakları elemanlarının gerek proje genel koordinatörünün yaptığı değerlendirmeler esas alınarak referansların ifadeleri de gözönünde bulundurularak puan üzerinden iletişim yeteneği değerlendirmesi yapılmıştır . puanı yüksek olan daha iyi iletişim yeteneğine sahip kabul edilmiştir . bu verilere göre adayların kriterlerin ve her adayın hangi kritere göre kaç puan aldığının değerleri çizelge . de verilmiştir . çizelge . de verilen değerler ifadesi kullanılarak normalize edilmiştir . bu işlemin sonucunda elde edilen değerler çizelge . deki gibidir . bu değerlerle ifadesi uygulanarak hesaplamalar yapılmıştır . farklı kuruluşlarda kriterlerin değerlendirilmesi farklı uzmanların değer yargılarına göre yapılacağından farklı sonuçların bulunması da olasıdır .
518
119
Engelliliğe Genel Bakış ve Engelli Çocukların Sağlık Davranışları
dünya sağlık örgütü engeli vücut fonksiyonu veya yapısındaki bozuklukları bireyin bir eylemi yerine getirmesinde karşılaşılan zorlukları ve yaşam gerekliliklerine katılımın kısıtlanmasını kapsayan şemsiye bir kavram olarak tanımlamaktadır . dünyada yaş altı çocukların i yani yaklaşık milyon çocuk orta veya ağır bir engele sahiptir . ülkemizde ise engelli bireylerin i yaşından küçüktür . engelli bireyler tıbbi bakım istihdam eğitim ulaşım ve barınma gibi pek çok hizmete ulaşmada ciddi engellerle karşılaşmaktadır . engellilerin haklarını belirlemek ve güvence altına almak için dünyada ve ülkemizde çeşitli yasal düzenlemeler mevcut olmasına rağmen konuyla ilgili kalıcı çözümlerin uygulanmasında pek çok güçlükle karşılaşılmaktadır . engelliler özellikle okul ve iş hayatı ekonomik kaynaklara ve kamusal hizmetlere erişim konularında ayrımcılık ve dışlanmaya maruz kalmaktadır . engellilerin engellerine göre tasarlanmamış olan fiziksel çevre koşulları da toplumdan dışlanma durumlarının artmasına neden olmaktadır . bu sebeplerle engelli çocuklar incinebilirliği en yüksek gruplardan birini oluşturmaktadır . sağlık sorunlarının hemen tamamında engelli çocuklara yönelik dezavantajlı durumlar öne çıkmaktadır . engelli çocukların sağlığının geliştirilmesi ve topluma kazandırılması çocuğun eğitimi ailelerin eğitimi ve engelli çocuğa sağlık ve bakım hizmetlerinin bir bütün şeklinde verilmesiyle mümkündür . engelli çocukların yaşama katılabilmeleri için sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik yapılması gereken müdahaleler tüm sektörler tarafından benimsenmeli ve uygulanmalıdır .
dünya sağlık örgütü engeli vücut fonksiyonu veya yapısındaki bozuklukları bireyin bir eylemi yerine getirmesinde karşılaşılan zorlukları ve yaşam gerekliliklerine katılımın kısıtlanmasını kapsayan şemsiye bir kavram olarak tanımlamaktadır . ayrıca engelli çocuklara bakım verenlere engelli çocuğun eğitimi tıbbi bakım ve rehabilitasyon hizmetleri mesleğe hazırlık programları ve dinlenme eğlenme olanaklarından etkin olarak yararlanmasını sağlamak üzere parasal yardım yapılmalı ve bu yardım çocuğun kültürel ve ruhsal yönü dahil bireysel gelişmesini gerçekleştirme amacı gütmelidir . bu kanuna göre bahsedilen uluslararası sözleşmelerle aynı doğrultuda engelli çocuklara yönelik hizmetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi esas olarak kabul edilmiştir . yoksulluk nedeniyle meydana gelen dezavantaj engelli gençler arasında oldukça belirgin olup gelişmiş ülkelerde dahi kendini göstermektedir . bm verilerine göre engelli gençler dünya gençliğinin en yoksul ve marjinal kısmını oluşturmaktadır . engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım fiziksel çevre ve konut sorunudur . ulaşım sıkıntısı çok sayıda engelli gencin eğitim olanağını elinden almakta hiç eğitim görememesine ya da eğitimini yarıda bırakmasına neden olmaktadır . örneğin hareket konusunda engeli olan bir kişinin kalp damar hastalıklarından korunma amacıyla egzersiz yapması zor olabilmektedir . öte yandan bazı engellilerin yaşam boyu kullanmak durumunda oldukları ortez veya tekerlekli sandalye gibi bazı yardımcı tıbbi malzemeler maddi bir külfet getirebilmektedir . sağlık sorunlarının oluşmadan önlenmesi sağlığın geliştirilmesi bakış açısıyla mümkündür . sağlığın geliştirilmesi insanların sağlığın belirleyicileri üzerindeki kontrollerini artırmalarını böylece kendi sağlıklarını iyileştirmelerini sağlama sürecidir . sağlığın geliştirilmesi çabasının sürdürülmesi için katılım esastır . bu durum engelliler için bir dezavantaj olarak gündeme gelmektedir . bazı engel gruplarında kalp damar hastalıkları oldukça yaygın olup fiziksel aktivite düzeyini etkileyerek yaşam tarzlarını etkilemektedir . aktif olarak sigara içenler ve sigarayı bırakmış olan engelli bireylerin arasında ilkokul yıllarında sigaraya başlama yüzdesi olarak saptanmıştır . cinsellik yaş cinsiyet veya gelişim düzeyi ne olursa olsun önemli bir insan hakkı olmakla birlikte sadece cinsel ilişkiden ibaret olarak düşünülmemelidir . engelli olma durumu genellikle menstruasyonu fertiliteyi ya da cinsel yanıtı etkilememekte fakat engelli bireyler engellerinin türüne göre cinsel birliktelik deneyimleri yaşama ve sürdürmede cinsel istek açısından ve sosyal nedenlerle evliliği ve ebeveynliği yürütmede önemli sorunlar yaşayabilmektedir . ancak sorunların en yoğun olarak yaşandığı dönem cinsel kimliğinin kazanıldığı adöolesan dönemdir . bunun sonucu olarak yaşıtlarından daha fazla cinsel içerikli davranışlar sergileyebilmekte ve bu da onları cinsel sömürüye açık hale getirebilmektedir . ayrıca bu çocukların kendilerini sözel olarak ifade etmekte yetersiz olmaları da herhangi bir istismar durumunun ortaya çıkmasında bir engel olarak rol oynamaktadır . konuyla ilgili yapılan bir çalışmada yılları arasında basına yansıyan engelli çocuklara yönelik istismar vakaları incelenmiştir . ulaşılan haberlerde istismara uğradığı saptanan istismar olgusunun u reşit olmayan bireylerden oluşmakta bu grubun ise si yaşında bulunmaktadır . büyük çoğunluğu zihinsel engelli olup saptanan en fazla istismar türü cinsel istismardır . aynı zamanda bu çocukların sayısal ve sözel derslerde yeterli başarıyı gösteremedikleri ve sınıf içi iletişim ve etkileşimlerinin yetersiz olduğu vurgulanmaktadır . konya il merkezinde ikamet eden yaş zihinsel ve bedensel engelli çocuk ile benzer sosyodemografik özelliklere sahip engelli olmayan çocuğun kontrol grubu olarak alındığı karşılaştırmalı bir çalışmada tam aşılı olma yüzdesinin engelli çocuklarda kontrol grubunda ise olduğu görülmüştür . annelerin daha çok motor beceri isteyen öz bakım davranışlarına daha az izin verdikleri görülmüştür . engelli çocukların sağlığının geliştirilmesi ve topluma kazandırılmasının temelinde çocuğun eğitimi ailelerin eğitimi ve engelli çocuğa sağlık ve bakım hizmetlerinin bütünlüklü bir şekilde verilmesi yatmaktadır . yapılan planlamaya göre özel eğitim gerektiren çocuklar ya eğitimlerini normal gelişim gösteren çocukların devam ettiği resmi veya özel okullara ya da özel eğitim sınıflarına alınmaktadır . sürecin her aşamasında bireysel performans değerlendirilerek sonraki aşamaların planlanmasında dikkate alınmalıdır . aile ve engelli çocuğun eğitim ve sağlık gereksinimleri tam olarak belirlenmeli ve onlara destek olmak amacıyla doğru yönlendirmeler yapılarak ailenin çocuğa yönelik eğitimin planlanmasından başlanarak tüm eğitim süreci boyunca aktif katılımı sağlanmalıdır . ayrıca rekreasyon alanları ve parklara engelli çocukların kolay fiziksel erişiminin sağlanması tiyatro konser sergi sinema ve alışveriş merkezleri gibi genel kullanıma açık binaların engellilerin ulaşımına uygun hale getirilmesi hedef olmalıdır .
624
192
Sürdürülebilir Kentsel Dönüşüm Çerçevesinde Isparta Kent Merkezinin İncelemesi
kentlerin planlanmasında değişim ve dönüşüm kavramları olmazsa olmazlardandır . süreç içerisinde kentsel mekanların dönüşümü değişimin ana araçlarından biri haline gelmiştir . bu çalışmanın amacı sürdürülebilirlik ve kentsel dönüşüm arasındaki sosyal çevresel ekonomik bağıntıların mekansal boyutta incelenmesidir . çalışmanın bir diğer amacı ise türkiye nin orta ölçekli kentlerinden olan ısparta da kent merkezinde uygulanan kentsel dönüşüm projelerinin kentsel sürdürülebilirliğin sağlanmasındaki rolünü ortaya koymak ve mekansal etkisini açıklamaktır . yapılan alansal inceleme ile çalışmada ortaya konan kavramsallaştırmaların büyük ölçekli kentlerde nasıl değerlendirileceğine dair ipuçları vermesi yönünden önem taşımaktadır .
kentler tarih boyunca dinamik yapıya sahip yerleşimler olmuşlardır . sürdürülebilir kentsel dönüşüm kavramı son yıllarda gelişen karmaşık bir kavram olup sürdürülebilir kentsel gelişimi sağlamanın bir aracı olarak görülmektedir . günümüze değin yapılan yerli yabancı yüksek lisans ve doktora tezleri ile yerli yabancı makaleler ilgili kurum ve kuruluşlardan edinilen raporlar ve gerekli belgeler incelenmiştir . sürdürülebilirlik başta çevre olmak üzere ekonomi ve sosyal bilimler disiplinlerince de kullanılan bir kavramdır . bu modelde ekonominin topluma ve çevreye toplumun da çevreye bağlı olduğu görülmektedir . linchfield e göre kentte meydana gelen bozulmaları anlama gereksiniminden ortaya çıkan kentsel dönüşüm uygulamaları sonrasında elde edilen sonuçlara ilişkin uzlaşma olarak roberts a göre dönüşüm alanının fiziksel toplumsal ve çevresel şartlarının kapsamlı ve bütünleşik planlarla iyileştirilmesi olarak thomas a göre ise kentsel sorunların ekonomik çevresel ve sosyal şartlar üzerinden kalıcı çözümlerini sağlayan kapsamlı vizyon ve eylem olarak açıklanmıştır . kentsel alanlardaki büyümeyi sınırlayacak müdahaleler oluşturması . polat ve dostoğlu ise kentsel dönüşümün amacını temelde ele alarak şöyle belirtmişlerdir fiziksel çöküşü durdurmak ve tarihi dokunun sürdürülebilirliğini sağlamak ekonomik yaşamı canlandırmak mimarlık ve kentsel yaşam kalitesini arttırmak ve kültüre dayalı dinamikleri harekete geçirmek şehirler büyüklükleri işlevleri ve rolleri değiştikçe benzeri görülmemiş sosyal kültürel ekonomik ve çevresel dönüşümler geçirmektedirler . bu yaklaşımın da sürdürülebilirlik kavramının kentsel dönüşüme uygulanmasıyla gerçekleştirilmesi mümkündür . böylece günümüz kentler için kaçınılmaz olan kentsel dönüşüm çevresel koruma ve kentsel kalkınmayı dengeleyerek sürdürülebilir kentsel gelişme kavramını elde etmiş olacaktır . sürdürülebilirlik kavramının halkın uzun vadede ekonomik çevresel ve sosyal refahını sağlayabilmesi için kentsel dönüşüme entegre olması sürdürülebilir kentsel dönüşüm olarak adlandırılmaktadır . sürdürülebilir kentsel dönüşüme ulaşabilmek için bu iki sisteminin birlikte çalışması gerekmektedir . sürdürülebilir kentsel dönüşümde bir diğer alt sistem ise planlama alt sistemine aittir . arazinin etkin ve verimli olarak yeniden kullanımı kentsel dönüşümde de bir strateji olarak kabul edilmektedir . altyapı unsuru sürdürülebilir kentsel dönüşüm için gerekli bir başka konudur . başarılı bir sürdürülebilir kentsel dönüşüm projesinin oluşturulabilmesi için kentsel tasarıma ihtiyaç duyulmaktadır . kentsel tasarım ise her iki disiplini de içermesine rağmen çevrenin fiziksel özellikleriyle de ilgilenmektedir . ısparta kent merkezine yönelik imar çalışmaları ilk olarak yılları arasında prof . dr . ölsner tarafından hazırlanan nazım imar planı ile başlatılmıştır . te ise kemal ahmet aru tarafından uygulama imar planı hazırlanmıştır . sayılı kanuna göre riskli yapılar tespit edilmiş yapılar özelinde ve parsel bazında kentsel dönüşüm uygulamaları başlamıştır . bu projede de tıpkı gülistan mahallesi nde olduğu gibi ısparta kent merkezinin . derece deprem bölgesi içinde yer alması köhnemiş yapıların yenilenmesi yetersiz ulaşım ve altyapı sistemi ile sosyal donatı alanlarının telafi edilmesi amaçlanmıştır . bununla birlikte sayılı kanun a göre kentsel dönüşümün ilgili bakanlığı olan çevre ve şehircilik bakanlığı nda ve çevre ve şehircilik il müdürlüğü nde projelere yönelik herhangi bir çalışma olmadığı görülmüştür . müteahhitler tarafından yapılan kentsel dönüşüm projelerinin gerçekleştiği alanlarda nüfus artmasına rağmen ulaşım kentsel altyapı ve sosyal altyapı sistemlerinde artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelişme olmadığı açıktır . sürdürülebilir kentleşmeye ulaşmanın yolu olarak görünen kentsel dönüşüm uygulamalarında sürdürülebilirliğin yer almadığı açıktır . kentsel dönüşüm uygulamasında kamusal araç olarak görülen toki nin ısparta daki uygulamalarda yer almaması düşündürücüdür .
497
80
Ekmeklik Buğday, Buğday Unu ve Kepek Protein Oranlarının Karşılaştırılması
bu çalışma uluslararası kışlık buğday projesi c fawwon ınt denemesinde yer alan adet ekmeklik buğday hattı ile yürütülmüştür . örnekler gg elekle öğütülmüştür . ortalama un verimi . olarak elde edilmiştir . buğday buğday unu ve kepekte protein oranı ile tanede sertlik değerleri belirlenmiştir . buğday tanesi protein oranı ortalaması buğday unu protein oranı ortalamasından . daha fazla olmuştur . buğday tanesi ortalama protein oranı buğday kepeği ortalama protein oranından . daha az olmuştur . buğday sertliği arttıkça un verimindeki artış istatistiki olarak p . un proteinindeki artış p . seviyesinde önemli bulunmuştur .
buğdayın yetiştirilmesinden itibaren tüketilmesine kadar olan işlemler zincirinde tanenin fiziksel özelliklerinin yanında bileşenlerin tanedeki dağılışını ve fonksiyonlarını bilmek önem taşımaktadır . buğday tanesi ve elde edilen unun bileşenlerinin dağılımının bilinmesi hammadde sınıflandırması seçiminde son ürüne işlenmesinde kullanıcılara katkı sağlamaktadır . bir un değirmeninde kapasitesine ve öğütme derecesine göre farklı un pasajları elde edilir . kalitatif özellikleri çok farklı olan bu pasajların istenilen un standardına uygun bir şekilde paçal edebilmek karıştırabilmek için teoride her bir pasajın bileşim ve kalitesini bilmek un özelliklerini optimize edecek şekilde bir araya getirmek icap etmektedir . öğütme sonucu kepek dokularına yapışık olan bazı nişasta molekülleri kepek ile birlikte ayrılmaktadır . un verimi buğday ıslah programlarında değerlendirilen önemli özelliklerden birisidir kapsamında c fawwon ınt denemesinde yetiştirme döneminde yetiştirilen adet ekmeklik buğday hattı materyal olarak kullanılmıştır . buğday tanesi perten model değirmende . mm elek kullanılarak kırma haline getirilmiştir . buğday kırması un ve kepekte rutubet analizi mettler toledo he marka halojen lambalı hızlı kurutucuda oc de kurutularak belirlenmiştir . jensen ve martinens e göre buğday tanesinin katmanlarından pericarp . testa . aleuron tabakası . endospermin . embriyonun ise . protein içeriğine sahip olduğunu belirtmişlerdir . yine aynı araştırmacılar buğday tanesindeki proteinin oransal dağılımını ise olarak pericarp . testa . aleuron tabakası . endospermin . olduğunu belirtmişlerdir . tane protein oranı ile kepek protein oranı arasındaki farkın . olduğu belirlenmiştir . buğday tanesinin analizi sonucu tespit edilen ortalama km de protein oranı . olarak bulunmuştur . aralarındaki doğrusal regrasyon ilişkisi şekil ve de verilmiştir . yumuşak olan buğday tanesinde öğütme esnasında endosperm ve aleuron tabakasında yumuşaklıktan dolayı kırılgan bir yapı oluşturmadığından parçalanmanın az kepekle ayrılan kısmın çok olduğu bundan dolayı un veriminin düşük kepek verimin yüksek olduğu söylenebilir . sert tanelerdeki endosperm ve aleuron tabakası kırılgan olduğundan parçalanma çok olmakta ve una geçen kısmın fazla olması sebebiyle kepekle kaybın az olduğu açıklanabilir . istatistiki olarak sertlik ile un ve kepek ağırlığı arasındaki regresyon denklemlerinin p . seviyesinde önemli olduğu belirlenmiştir . sert buğdayların protein miktarları yüksek ve gluten kalitesi de ekmek yapımına elverişlidir . tane sertliği azaldıkça un protein oranında azalma gözlenmiştir . benzer durum kepek protein oranında da gözlemlenmiş fakat istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur . tane sertliği ile un km de protein arasındaki regresyonel ilişki denklemi şekil te verilmiş olup p . seviyesinde önemli bulunmuştur . buğday tanesi sertliğinin artması ile un protein oranının yükselmesi istatistiki olarak önemli bulunmuştur .
450
87
Geçiş Dönemindeki Esmer Irkı İneklerin Yavru Cinsiyetine Bağlı olarak Bazı Mineral, Hormonal ve Metabolik Parametrelerinin Karşılaştırılması
sığırlarda geçiş dönemi doğum öncesindeki hafta ile doğum sonrası haftayı kapsayan bir dönem olarak tanımlanmaktadır . bu çalışma erkek ve dişi yavru taşıyan esmer ırkı sığırların periparturient dönemdeki bazı mineral hormonal ve metabolik kan parametrelerinin karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır . çalışmada gebe esmer ırkı inek kullanılmıştır . ineklerden tahmin edilen doğum öncesi . günde kan örneği alınmıştır . doğum sonrasındaki . günde bu ineklerden rasgele seçilen ineğin kan numunesi kontrol grubu olarak kullanılmıştır . kan serumlarında glikoz üre kolesterol kreatinin bazı mineral maddeler ve fsh lh ve progesteron hormon düzeyleri incelenmiştir . ineğin erkek yavru ineğin de dişi yavru doğurduğu doğumla teyit edilmiştir . doğum öncesi . gündeki üre seviyesi erkek yavru taşıyan annelerde dişi yavru taşıyan anneler ve doğum sonrası . günde kan örneği alınan k grubundakilere göre önemli derecede yüksek bulunmuştur . eya grubundaki kalsiyum düzeyi k grubuna göre önemli derecede yüksek bulunmuştur . diğer taraftan eya ve dya gruplarındaki glikoz sodyum klor ve p seviyesi k grubundan önemli derecede yüksek tespit edilmesine rağmen kolesterol seviyesi ise önemli derece düşük bulunmuştur . bununla birlikte kreatinin potasyum fosfor magnezyum demir fsh ve lh düzeyleri açısında her grup arasında da anlamlı bir fark gözlenmemiştir .
sığırlarda geçiş dönemi doğum öncesindeki hafta ile doğum sonrası haftayı kapsayan bir dönem olarak tanımlanmaktadır . geçiş dönemi ile ilgili bilgiler diğer dönemlere oranla daha kısıtlı seviyededir . özellikle gebelikten laktasyona geçişin sağlandığı bu dönemde birtakım fizyolojik değişiklikler meydana gelmektedir . bu dönemde kandaki bazı biyokimyasal değerlerin ölçülmesi ile hormonal ve metabolik profil hakkında bilgi sahibi olunmaktadır . kandaki mineral madde düzeyleri ve bazı biyokimyasal parametreler hayvanlarda bağışıklık sistemi ile de yakından alakalıdır ve subklinik bazı problemlerin ortaya çıkarılabilmesi besleme hataları ve gebeliğin durumu hakkında da bilgi verebilir . sığırlarda yavrunun anne karnında gelişimi erkek veya dişi olmasına göre değişmektedir . ayrıca gebelik süresinin de yavrunun cinsiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterdiği de bildirilmiştir . erkek buzağıların dişi buzağılara göre daha geç doğdukları bildirilmiştir . tüm hayvanlarda gerçekleşen sağlıklı doğum sonrasında doğan yavrunun cinsiyetine göre hayvanlar erkek yavru taşıyan ve dişi yavru taşıyan anneler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır . çalışmaya başlamadan önce atatürk üniversitesi hayvan deneyleri yerel etik kurulundan onay alınmıştır . elde edilen veriler spss programında tek yönlü varyans analizi ve post hoc duncan testi kullanılarak analiz edildi . diğer taraftan eya ve dya gruplarındaki glikoz sodyum klor ve p seviyesi k grubundan önemli derecede yüksek tespit edilmesine rağmen kolesterol seviyesi ise önemli derece düşük bulunmuştur . sığırlarda gebelikten laktasyona geçiş dönemi olarak adlandırılan ve hakkında sınırlı bilgi bulunan geçiş dönemi pek çok metabolik ve hormonal değişimi de içine alan bir süreçtir . sığırlarda yapılan çalışmalarda gebelikte kan glikozunun prepartum dönemde çok az arttığını ve doğumdan sonra kandaki glikoz seviyesinin hızlı bir şekilde düştüğünü bildirmişlerdir . çalışmamızda elde edilen glikoz düzeylerinin gebelerde kontrol grubundakine oranla yüksek olması yukarıdaki verilerle uyumludur . gebeliğin son dönemlerinde yem tüketiminde azalma gözlenmektedir . bilindiği üzere erkek yavrularda testosteron seviyesi dişi yavrulara göre daha yüksektir . testosteron seviyesinin düşmesi protein metabolizmasının yavaşlamasına neden olabilir . ancak bununla ilgili bilimsel bir veri olmadığından bu konuda daha fazla bilimsel çalışma yapılmasına ve bu verilerin desteklenmesine ihtiyaç duyulmaktadır . özellikle doğuma yakın zamanlarda anne vücudunda ödem şekillenmektedir . özellikle vücudun su tutmasında kilit role sahip olan element ise na ve cl dur . bu durum vücutta dolaşım için artan sıvı miktarını karşılamak amacıyla daha fazla na ve cl tutulması gerektiği hipotezine uymaktadır . bu çalışmada eya grubundaki ca oranı istatistiksel olarak k grubuna göre yüksek bulunmuştur . diğer taraftan çalışmadaki bütün parametreler fizyolojik sınırlar içerisinde bulunmuştur . k grubu ile kıyaslandığında ise her iki grubun söz konusu parametreleri arasında önemli fark bulunduğu tespit edilmiştir .
412
209
MENKUL KIYMETLEŞTİRME BANKA KREDİLERİNE KIYASLA FİRMALAR İÇİN ALTERNATİF FONLAMA KAYNAĞI OLABİLİR Mİ? TÜRKİYE’DE HİZMET SAĞLAYAN ŞİRKETLERE UYGULANABİLİRLİĞİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ
menkul kıymetleştirme kavramı belirli bir alacak hakkını temsil eden varlıkların gelecekteki nakit akışlarını menkul kıymet haline dönüştürme yoluyla bugüne getirilmesidir . böylelikle şirket alacaklarını tahsil etme hususunda sermaye piyasası kuralları çerçevesinde oluşturulan özel amaçlı bir kurum tarafından likidite yönetimini kolaylaştırmış olur . bu araştırmada bu temel fikir ele alınarak türkiye de faaliyet gösteren ve aylık belli süreler için taahhüt edilmiş aboneliklerle yoğun bir tahsilat trafiği olan çeşitli kamu ve özel kuruluşların bu sistemi uygulayabilmesi halinde sağlayabilecekleri gelecekteki nakit akımlarının bugüne getirilmesinin şirketlerin bilançolarındaki aktif büyüklüğüne ne derecede etki ettiği incelenmektedir . türkiye de sadece bankacılık sisteminin alacakları açısından incelenen ve mevzuatı bu doğrultuda düzenlenmiş bu konunun nakit akımlarına dayalı bir finansman yöntemi olarak türkiye nin önemli büyük firmalarında da uygulanabilirliği açısından incelemesi yapılmaktadır .
son zamanlarda finansal sektörde yeni bir finansman tekniği olarak kullanılan kavram olan menkul kıymetleştirme kurumların gelecekteki nakit akımlarını bugüne getirerek bilanço yapısını düzenlemesi ve onu daha likit hale getirmesi açısından kullanılan önemli bir araç niteliğindedir . bu nakit girişlerinin hemen elde olmaması paranın zaman değeri açısından bir ekonomik kayıp olarak bilançolarına yansımaktadır . bu ilk işlemin başarısından sonra menkul kıymetleştirme konuları giderek çeşitlenen ve giderek genişleyen varlıklarla gelişimini sürdürmeye devam etmiştir . menkul kıymetleştirmede farklı işlemleri yerine getiren farklı kuruluşların ortaya çıktığı görülmektedir . li yıllarda ortaya çıkan menkul kıymetleştirme sistemi yılı ikinci çeyrek itibariyle trilyon abd doları ve avrupa da ise yaklaşık olarak trilyon abd doları tutarları ile önemli bir büyümeyi gerçekleştirdiği görülmüştür . şirketlerin alacaklarını önceden tahsil edebilmesine ve kendisine nakit akımı konusunda destek sağlayan bu sistem gelecekteki nakit akımlarına dayalı olarak gerçekleştirilen menkul kıymetleştirmedir . çalışmanın amacı menkul kıymetleştirme ile alacaklarını önceden tahsil edecek kuruluşların nakit akışlarına ve böylece bilançolarına pozitif yönde katkı sağlamalarının incelenmesidir . bu şirketlerin bilançolarındaki fonlama maliyetleri incelenerek taahhüde dayalı garantili olan alacakları böylesi bir uygulama yapıldığı takdirde menkul kıymetleştirmenin şirket finansman maliyeti üzerinde oluşturacağı etki incelenecektir . burada yer alan bu kuruluşların banka kredilerine başvurmak yerine alacaklarını menkul kıymetleştirme sistemini uyguladıklarında elde edecekleri kazanç gösterilmek istenmiştir . çalışmanın önemi menkul kıymetleştirmenin şirketlerin bilançolarında yaptığı olumlu etkinin görülmesi ile birlikte bundan sonraki süreçte büyük firmaların işlemlerini gerçekleştirirken ve kredi kullanımı yaparken menkul kıymetleştirme sistemini de kullanmalarını sağlamaktır . türkiye deki varlığa dayalı menkul kıymet uygulamaları gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığı zaman ihraçların daha çok bankacılık sektörü tarafından yapıldığı buna karşılık büyük şirketlerin söz konusu ihraçlarda etkin olmadıkları görülmektedir . ayrıca özel sektörün büyümesi ve finansmana erişebilmesi için hükümetler açısından da önemli bir seçenek olduğunu belirtmiştir . hizmet veren firma kaynak kuruluş olabileceği gibi tamamen bağımsız bir kuruluş da olabilmektedir . bu kuruluşlar faiz geliri yerine hizmet geliri sağlamış olurlar . varlıkların niteliğine nakit akımlarının uyumuna faiz oranına ve likidite durumuna bakarak menkul kıymete bir derece verilmektedir . yatırımcılar ise varlığa dayalı menkul kıymeti satın alan bireysel ve kurumsal yatırımcılardır . buna örnek olarak bankalar sigorta şirketleri ve bunun gibi menkul kıymeti satın alan diğer kuruluşlardır . türk bankaları ise bu işlemlerini ya direkt olarak ya da finansman şirketleri aracılığıyla gerçekleştirmişlerdir . bu şirketlerin öncelikle bilanço yapısına bakıldığı zaman incelenmesi gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır . yukarıdaki oranlara bakıldığı zaman a ve c şirketinin verileri genel kabul görmüş sınır olan in üzerindedir . fakat b şirketinde sadece yılında değerine yaklaştığı diğer yıllarda ise değerine çok yakın seyrettiği ve kimi zaman altında yer aldığı için kısa vadeli yükümlülükleri karşılamakta sorun yaşayacağı saptanmıştır . yukarıda incelenmiş olan şirketlerin genel durumlarından sonra menkul kıymetleştirme konusu incelendiğinde şu şekilde bir işlem gerçekleştirilir ise şirketler açısından daha yararlı olacaktır örnek olarak şirketlerin ortalama ticari alacaklarını oranında menkul kıymetleştirdiğimiz zaman ortaya çıkan sonuçlar aşağıdaki tablolarda yer almaktadır . aşağıda ise ticari alacakların inin menkul kıymetleştirilmesi düşünce yapısı ile oluşturulmuş tablo bulunmaktadır . çünkü şirketlerin finansal yapısında çoğu zaman kullanmış oldukları krediler ile bilançolarındaki yapı değişir iken menkul kıymetleştirme krediye oranla şirketlerin fonlama maliyetinde de azalma meydana gelecektir . amerika da başlamış ve gelişmiş olan sürecin türkiye de henüz yeni yeni varlığını gösterdiği ve geliştiği görülmektedir .
508
117
Elektronik Nikotin İletim Sistemleri-Elektronik Sigaralar: Hayatımıza Giren Yeni Bir Halk Sağlığı Tehlikesi
elektronik sigara nikotin dolgulu kartuş içeren ve içindeki sıvıyı batarya ile buharlaştıran bir mekanizmaya sahip olup sigara içmeye benzer bir kullanım gerektirmektedir . elektronik sigara ile yanıcı sigara arasında hem tasarım hem nikotin salınımı açısından benzerlik vardır . elde edilen buhar aromatik maddeleri ve çeşitli seviyelerde nikotin ve diğer toksik elementleri içeren bir buhar olarak teneffüs edilir . e sigaralar yanıcı tütün ürünlerinden daha az toksik olsa da e sigaranın sigara bırakma cihazı olarak etkinliğini destekleyen kanıtlar bulunmamaktadır . e sigaranın sağlık üzerine olumsuz etkiler yapmasına ve sigara bırakma açısından anlamlı bir başarı sağlamamasına rağmen bu ürünlerin zaman içerisinde kullanım sıklığı artmakta ve dahası bu ürünler bir tür sigara bırakma yöntemi olarak ön plana çıkarılmaktadır . e sigaraların sigara bıraktırmada yardımcı olarak ve zarar azaltma yöntemi de dahil olmak üzere potansiyel yararı kanıta dayalı olarak net bir şekilde gösterilememiştir . bunun ötesinde mevcut veriler e sigaraların öncelikle ergenler ve genç yetişkinler tarafından kullanıldığını ve e sigaraların lise öğrencileri arasında en çok kullanılan tütün ürünü olduğunu ve yanıcı sigaraların kullanımını aştığını göstermektedir . bir diğer önemli nokta e sigara kullanımının halk arasında diğer yanıcı tütün ürünlerinin kullanımını da normalleştirme gibi bir algıya neden olabileceğidir . birinci basamak sağlık çalışanları sigaranın bırakılması ve danışmanlık hizmetlerinin sunumu açısından kilit noktada yer almaktadırlar . e sigara tütün endüstrisinin pazardaki yeni stratejileri arasında yer almaktadır . başta birinci basamak çalışanları olmak üzere tüm sağlık hizmet sunucularının konuya ilişkin bilgi ve tutumunun iyileştirilmesi bu yeni pazarlama stratejisine karşı mücadelede önemli olacaktır . bu iyileştirme sayesinde toplumun bu konudaki farkındalığının artırılması ve yanlışların düzeltilmesinde önemli yol kat edilebilir .
batı avrupa nın diğer pek çok ülkesinde olduğu gibi türkiye de de son on yılda tütün kontrolünde duraklama dönemine girilmiştir . sağlık bakanlığı adına yılında yapılan küresel yetişkin tütün araştırmasına göre türkiye de yaş üzerinde sigara içen milyon kişi vardır . düzenli sigara içme sıklığı erkeklerde iken kadınlarda olarak bulunmuştur . ülkemizde tütünle mücadele çalışmaları kapsamında kapalı alanlarda sigara içme yasağına istinaden saha denetimleri yapılmakta alo sigara bırakma danışma hattı hizmetleri ve hekimlere tubatis eğitimleri verilmekte sigara bırakma poliklinikleri sigarayı bırakmak isteyen kişilere hizmet sunmaktadır . tütünle mücadelede oldukça önemli yol kat edilmesine rağmen mevcut literatür sigaranın türkiye de önlenebilir en önemli mortalite nedeni olduğunu göstermektedir . birçok sigara içen kişi bırakma niyetinde olduğunu ve çoğunun da bırakma girişimlerinde bulunduğu ifade edilmekte ancak bu girişimlerin büyük çoğunluğu başarısızlıkla sonuçlanmaktadır . herhangi bir yardım almadan sigara bırakmayı seçenlerin yaklaşık inin tipik olarak ay sonra sigara içmeye devam ettiği bulunmuştur . sigarayı bıraktırmak için abd gıda ve ilaç dairesi tarafından onaylanmış ilaç bulunmaktadır bunların arasında beş nikotin replasman ürünü yanı sıra bupropion ve vareniklin de yer almaktadır . diğer bazı ajanların da sigara bırakılmasında etkinlikleri gösterilmiştir ancak sigara bıraktırma ajanı olarak fda onayı almamışlardır bunlar da nortriptilin klonidin ve cytisine dir . bu şekilde davranış danışmanlığı da dahil olmak üzere tıbbi olarak onaylanmış sigara bıraktırma yardımcılarını seçen sigara içenler uzun süreli başarı şanslarını iki kat ve hatta üç katına çıkartabilmektedirler . sigara kullanımı ya da tütün bağımlılığı dsö nün sınıflandırmasında kronik bir hastalık olarak tanımlanmıştır . cihazın piyasada ilk yer alışı ise tarihinde ve çin de eczacı ve kendisi de sigara kullanan han lik tarafından olmuştur ki bu dönemde sigara bırakmaya yardımcı bir yöntem olarak pazarlamaya sunulmuştur . yılları itibariyle cihazın çin den ihracatı başlamış ve farklı ülke pazarlarında da yerini almıştır . e sigaradan çeşitli seviyelerde nikotin aromatik madde ve diğer toksik elementleri içeren bir buhar elde edilir . e sigaraların sigara bıraktırmada yardımcı olarak ve zarar azaltma yöntemi de dahil olmak üzere potansiyel yararı kanıta dayalı olarak net bir şekilde gösterilememiştir . bunun ötesinde mevcut veriler e sigaraların öncelikle ergenler ve genç yetişkinler tarafından kullanıldığını ve e sigaraların lise öğrencileri arasında en çok kullanılan tütün ürünü olduğunu ve yanıcı sigaraların kullanımını aştığını göstermektedir . dumansız tütün ürünlerinin sigaraya başlama üzerine etkisinin olup olmadığı da yanıtlanması gereken bir başka sorundur . çünkü dumansız tütün ürünleri gelecekte sigaraya başlamak için bir geçiş kapısı olabilir . diğer bir deyişle dumansız tütün ürünü kullanımı kullanıcıları sigara bırakma yönünde motive etmemiştir . e sigaranın sağlık üzerine olumsuz etkiler yapmasına ve sigara bırakma açısından anlamlı bir başarı sağlamamasına rağmen bu ürünlerin zaman içerisinde kullanım sıklığı artmakta ve dahası bu ürünler bir tür sigara bırakma yöntemi olarak ön plana çıkarılmaktadır . nikotinin bağımlılık yapıcı gücü ve istenmeyen etkileri hafife alınmamalıdır . e sigaralara ilişkin sağlık ve güvenlik iddiaları kanıta dayalı incelemeye tabi olmalıdır . e sigaraların güvenliği hakkında daha fazla bilgi edinilinceye kadar en azından sınırlandırılması veya yasaklanması gerekmektedir . e sigaralar ilaç olarak düzenlenmediği takdirde tütün ürünleri olarak düzenlenmelidir . e sigaraların toplum düzeyinde kullanım alışkanlıkları ve sonuçları izlenmelidir . bu araştırmalardan türetilen tüm bilgilerin halka net bir şekilde ulaştırılması gerekmektedir . mevcut veriler e sigaraların öncelikle ergenler ve genç yetişkinler tarafından kullanıldığını ve a . b . d de yapılan araştırmaların e sigaraların lise öğrencileri arasında en çok kullanılan tütün ürünü olduğunu ve yanıcı sigaraların kullanımını aştığını göstermektedir . burada sorulması gereken soru bu ın e sigara kullanarak nikotine ömür boyu bağımlılık geliştirip geliştirmeyeceğidir . nikotinin gelişmekte olan fetus üzerindeki etkileri ile ilgili çalışmalar dikkat çekicidir . nikotin fetüs beyninde ve aynı zamanda ergenlerde gelişimsel değişikliklere neden olmaktadır . birinci basamak sağlık çalışanları sigaranın bırakılması ve danışmanlık hizmetlerinin sunumu açısından kilit noktada yer almaktadırlar . e sigara tütün endüstrisinin pazardaki yeni stratejileri arasında olup başta birinci basamak çalışanları olmak üzere tüm sağlık hizmet sunucularının konuya ilişkin bilgi ve tutumunun iyileştirilmesi bu yeni pazarlama stratejisine karşı mücadelede önemli olacaktır . e sigaraların sigara bıraktırmada yardımcı olarak ve zarar azaltma yöntemi de dahil olmak üzere potansiyel yararı kanıta dayalı olarak net bir şekilde gösterilememiştir . sağlık profesyonellerinin hastalara nasıl danışmanlık yapılacağı ve daha genel olarak e sigaralar hakkında doğru ve anlamlı bir şekilde nasıl iletişim kurulacağı konusunda tartışmalar sürmektedir .
664
242
ŞARAPLIK ÜZÜMLERDE VE ŞARAPLARDA TANIMLAYICI DUYUSAL ANALİZLER
duyusal değerlendirme uyarıcıları algılayabilmek için analiz eden ölçen ve tepkileri yorumlayan bilimsel bir disiplindir . duyusal analiz teknikleri ürünlerin kalite kontrolünde ve ürün farklılıklarının karakterizasyonunda büyük ölçüde kullanılmış bir yöntemdir . tanımlayıcı duyusal analizler gıdaların duyusal değerlendirilmesinde büyük ölçüde kullanılmaktadır . farklı şekillerde tanımlayıcı analizler mevcuttur . bunlar lezzet profil metodu tektür profil metodu kantitatif tanımlayıcı analiz kantitatif lezzet profili spektrum metodu serbest seçim profilli zamansal baskın duyumsama şeklinde sıralanabilmektedir . şarabın duyusal tanımlayıcılarının spesifik terimler şeklinde gruplandırılmasıyla standardize edilmiş bir terminoloji oluşturulmuştur . bu terminoloji bir iletişim aracı olarak şarabın aroma yada lezzet tekerleği adı ile duyusal analizlerde kullanır . şarap üreticileri için üzümün tadına bakarak olgunluğa karar vermek yaygın bir uygulamadır . fakat optimum olgunluğu algılayabilmek damak eğitimi tecrübe deneyim ve ölçülebilen parametreler gerektirir . çekirdeğe kabuğa ve sapçığa bağlı üzümün görsel ve dokunsal incelenmesini içeren ve bunu tane pulpunun kabuğunun ve çekirdeğinin tadılmasının takip ettiği duyusal bir tanımlayıcı metot kullanılmaktadır . bu çalışmada üzümlerde ve şaraplarda kullanılan farklı tanımlayıcı analiz metotları duyusal tanımlayıcıları tanıtılacak ve uygulamalarından örnekler verilecektir .
duyusal değerlendirme uyarıcıları algılayabilmek için analiz eden ölçen ve tepkileri yorumlayan bilimsel bir disiplindir . bu nedenlerle panelist performansının takip edilmesi çok önemli bir rutin olmalıdır . tanımlayıcı duyusal metotlar ürünlerin duyusal değerlendirilmesinde eğitimli panelistler tarafından duyusal tanımlayıcıların hem kalitatif hem kantitatif olarak belirlenmesinde kullanılan en gelişmiş yöntemdir . aynı zamanda tanımlayıcı duyusal analizler ürünlerin kalite kontrolünde tüketici tepkilerinin anlaşılmasında ve ürünlerin eşleşmesinde kullanılabilir . bu derlemede tanımlayıcı duyusal analiz teknikleri ve bu tekniklerin şaraplık üzümlerde ve şaraplarda kullanımı üzerine durulmuştur . yöntemin ismi de profil özellik analizi olarak değiştirilmiştir . bu teknik sadece lezzet bileşimi için kullanılmıştır . genel tanımlayıcı analiz yöntemi ise birçok metodun birleştirilmesi ile ortaya çıkmıştır . tüketici hedefli tanımlayıcı analizlerde ise serbest seçim profil tekniği kullanılmaktadır . ayrıca her bir tanımlayıcı için en düşük ve en yüksek olmak üzere dayanak noktaları belirlenir . çalışmalar göstermektedir ki şarap üreticilerinin ından fazlası ve üzüm yetiştiricileri üzümün duyusal özelliklerine bakarak bağbozumuna karar verirler . bu kısımda üzümün duyusal değerlendirilmesinde kullanılabilecek tanımlayıcı duyusal teknikler özetlenmeye çalışılmıştır . bu metotta ilk aşamada çekirdeğe kabuğa ve sapçığa bağlı üzümün görsel ve dokunsal incelenmesi yapılır ve bunu tane pulpunun kabuğunun ve çekirdeğinin tadılması takip eder . bu metoda kantitatif tanımlayıcı duyusal analiz denilmiş ve üzüm tanesi için ıso standardına göre lezzet aroma ve ağız hissi özelliklerini tanımlayabilecek terimler geliştirilmiştir . çizelge de üzüm tanesinin olgunluğunun değerlendirilmesine kullanılan tanımlayıcılar görülmektedir . üçüncü aşamada pulpun aroması değerlendirilir örneğin pulp meyvemsi ya da otsu özellikler gösterebilir . çekirdeğin acılığı burukluğu ve ya yanık karakterdeki lezzeti değerlendirilir . bağbozumunda her bir parametreden düşük puan alan üzümler için kullanılan bağ yetiştirme metodunun ya da çeşidin gelişiminin incelenmesi gerekir . panelist eğitimi ile ilgili ıso standartları bu tekniğin gerçekleştirilmesinde yardımcı olmaktadır . örneğin insan popülasyonun si acı tadı algılayamamaktadır . şaraplarda tanımlayıcı analizler gerçekleştirirken belli bir derece eğitime ihtiyaç vardır . bu skalalar az yoğundan çok yoğuna doğru artış göstermektedir . aroma çemberi aynı zamanda şarap üreticileri için standardize edilmiş bir terminoloji oluşturmuştur . birçok ürünün karakterizasyon çalışmasında verilerin daha kolay bir şekilde yorumlanabilmesi için kemometrik metotlara güvenilir . bu analizler fransa italya ispanya avustralya ve amerika gibi büyük şarap üreticisi ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır .
363
165
Yemlik Arpa Genotiplerinin Kalite Özellikleri Açısından Islah Programı Kapsamında Değerlendirilmesi
bu çalışma yılları arasında farklı lokasyonlarda yağışa dayalı şartlarda ön verim verim ve bölge verim kademelerindeki yemlik arpa genotiplerinin kalite özelliklerinin belirlenmesi ve seleksiyon kriteri olarak değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür . çalışmada toplam örneğin bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı protein oranı selüloz ve elek analizleri yapılmıştır . verim hastalıklara tolerans ve kalite özellikleri yönüyle iyi performans gösteren ıslah materyali bir üst kademeye aktarılmıştır . ayrıca yıl ve çevre faktörlerinin kalite parametreleri üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir . kalite özellikleri içerisinde protein oranı bin tane ağırlığı ve selüloz oranının seleksiyonda etkin bir şekilde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır .
arpa dünyada en fazla üretimi yapılan tahıllar içinde buğday çeltik ve mısırdan sonra dördüncü sırada yer alan bir tahıl cinsidir . arpa daha çok hayvan yemi olarak malt sanayinin hammaddesi ve azda olsa insan beslenmesinde kullanılmaktadır . konya ilinde arpa ekilişi . . da üretimi . ton ve dekara verimi ise kg da civarındadır . dünyada üretilen arpanın i başta hayvan yemi olmak üzere değişik alanlarda değerlendirilirken i malt endüstrisinde hammadde olarak değerlendirilmektedir . verim belirli bir seviyeye ulaşınca verimin yanında diğer unsurlarda aranmaya başlar . yapılan bu ıslah çalışmalarının amacı üreticiye verimi ve kalitesi yüksek hastalık ve zararlılara dayanıklı yeni çeşitlerin sağlanmasıdır . çalışmamızın amacı arpa ıslah programının değişik kademelerindeki materyalin fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemek seleksiyonda kalite özelliklerini etkin şekilde değerlendirmek kalite yönünden ümit var olan hatların standartlarla karşılaştırılarak üstün performans gösteren genotipleri tespit etmek bir üst kademeye aktarmak ve kaliteli yeni arpa çeşidi ve genotipi geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmaktır . kuru koşullarda ekimle birlikte her parsele . kg da n ve . kg da p o üst gübre olarak da kg da n verilmiştir . elek analizi gram numune dk elenerek elde edilmiştir . genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme döneminde materyalin protein oranının yüksek olduğu ve seçilen genotiplerin standart çeşitlerden yüksek değerler verdikleri tespit edilmiştir . seçilen hatların deneme ortalaması ve standartlar altında selüloz değerleri verdiği tespit edilmiş olup yemlik arpalar için isabetli seçim yapılmıştır . kuru arpa ön verim denemesinde yılları arasında yer alan materyalde fiziksel ve kimyasal kalite analizleri yapılmış olup genotip ileri kademelere aktarılmıştır . elek üstü ortalama değerinin . denemede yer alan standart çeşitlerin ortalama değerinin . ve seçilen hatların ortalama değerinin ise . olduğu tespit edilmiştir . kuru arpa bölge verim denemelerindeki genotiplerin uzun yıllar deneme aralıklarını incelediğimizde bin tane ağırlığının . . g arasında değiştiği en fazla farkın yetiştirme dönemindeki materyalden sağlandığı belirlenmiştir . elek üstü . . arasında değişmiş en fazla fark yetiştirme dönemindeki materyalden elde edilmiştir . protein oranı . . arasında değişmiş en yüksek fark yetiştirme döneminde incelenen materyalde elde edilmiştir . kalite analizleri ortalama değerlerini incelediğimizde bin tane ağırlığı ortalama değerinin . g denemede yer alan standart çeşitlerin ortalama değerinin . g ve seçilen hatların ortalama değerinin ise . g olduğu belirlenmiştir . genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme dönemindeki materyalin bin tane ağırlığının yüksek olduğu tespit edilmiştir . seçilen hatların deneme ve standart ortalaması altında değer verdiği genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme dönemindeki materyalin selüloz oranının düşük olduğu tespit edilmiştir . hektolitre ağırlığı ortalama değerinin . kg hl denemede yer alan standart çeşitlerin ortalama değerinin . kg hl ve seçilen hatların ortalama değerinin ise . kg hl olduğu tespit edilmiş genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme dönemindeki materyalin hektolitre ağırlığının yüksek olduğu tespit edilmiştir . genel olarak bütün bitkilerde olduğu gibi arpa bitkisinde de çeşitlerin farklı çevrelerdeki performansları değişiklik göstermektedir . kısa mesafeler arasında bile büyük çevre farklılığı bulunan ülkemizde değişebilen ortamlarda aynı performansı sürdürebilen çeşitler arzu edilmekte ve bunlar stabil çeşit olarak adlandırılmaktadır değerlerinin standart çeşitlere göre daha yüksek olduğu selüloz oranı bakımından ise standart çeşitlere göre daha düşük olduğu bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlıkları bakımından seçilen hatların deneme ortalamasına göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir .
559
93
Samsun ili ıspanak üretim alanlarında enfeksiyon oluşturan virüslerin belirlenmesi
samsun ilinde ıspanakta enfeksiyon oluşturan virüsleri ve bunların yayılışlarını belirlemek amacıyla kasım ocak tarihleri arasında bafra ve çarşamba ilçelerine bağlı köylerden yapraklarında bükülme kıvrılma klorotik lezyon mozayik ve cüceleşme belirtisi gösteren adet bitki örneği toplanmıştır . bu sürveyler sonucunda enzyme linked ımmunosorbent assay yöntemi ile örneklerin inin cucumber mosaic virus ve ünün turnip mosaic virus ile bulaşık olduğu belirlenmiştir . bu sonuç samsun ilinde ıspanakta cmv ve tumv enfeksiyonunun ilk kayıtı niteliğindedir . bölgeden toplanan örneklerin hiçbirinde tomato spotted wilt virus ve tobacco mosaic virus enfeksiyonuna rastlanmamıştır .
ıspanak amaranthaceae familyası içerisinde yer alan ve yaprağı yenen en önemli kışlık sebze türlerinden biridir . dünya çapında yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan ıspanağın yıllık üretimi milyon tondan fazladır . ülkemizde ise samsun ili . ton üretim ve lük bir pay ile izmir ilinden sonra . samsun ilinde ticari olarak ıspanak yetiştiriciliği daha çok bafra ve çarşamba ilçelerinde yoğunlaşmıştır . ıspanak bitkilerinde çok sayıda viral etmen rapor edilmesine rağmen ekonomik öneme sahip bazı virüsler arasında cucumber mosaic cucumovirus turnip mosaic potyvirus tobacco mosaic tobamovirus tomato spotted wilt tospovirus beet curly top geminivirus beet mosaic potyvirus beet western yellow luteovirus beet necrotic yellow vein benyvirus lettuce mosaic potyvirus yer almaktadır . bu çalışmada das elısa yöntemi ile örneklerin inin cmv ünün ise tumv ile bulaşık olduğu belirlenmiştir . tarafından yunanistan da ıspanak üretim alanlarından toplanan ve analiz edilen örneklerin benzer oranlarda cmv ve tumv ile bulaşık olduğu belirlenmiştir . ilçeler bazında incelendiğinde cmv ile enfekteli örnekler bafra ilçesinde tumv ile enfekteli olanlar ise çarşamba ilçesi örneklerinde tespit edilmiştir . elde edilen bu sonuç samsun ilinde ıspanakta cmv ve tumv enfeksiyonu için ilk kayıt niteliğindedir . ülkemizde ıspanak bitkilerinde cmv çok sayıda yaprak biti türü ile non persistent olarak taşınabilmektedir . ıspanak bitkilerinde virüslerin bulunma durumları ve dağılımları farklı bölgelere göre değişkenlik gösterebilmektedir gümüş ve ark . bu araştırmada bafra ovası ndan toplanan örneklerin cmv çarşamba ovası ndan toplanan örneklerin tumv ile bulaşık olduğu belirlenmiştir . çarşamba ilçesinde oranında saptanan tumv yaprak biti türleri ile taşınabilirken bafra ilçesinde oranında tespit edilen cmv hem yaprak bitleri hem de tohum ile taşınabilmektedir . bölgede daha kapsamlı bir sürvey çalışması ve örnekleme ile ileride hem bu virüslerin hem de diğer ıspanak virüslerinin araştırılması gerekmektedir . çalışma sonucunda samsun ilinde yetiştirilen ıspanak bitkilerinde cmv ve tumv nin varlığı tespit edilmiştir .
452
98
VİRAL ENFEKSİYONLARIN PATOGENEZİNDE UZUN KODLAMA YAPMAYAN RNA’LAR
viral enfeksiyonlar hücrenin tüm gen ifade profilinde önemli modifikasyonlara sebep olurlar . virüsler enfekte ettikleri konağın bağışıklık sistem ile savaşmak ve replikasyonlarını artırmak için birkaç yol geliştirmiştir . enfekte hücrelerde virüs replikasyonunu artırmaya konak ise savunmaya yönelik stratejiler geliştirmektedir . son yıllarda enfekte hücrelerde virüs konak ilişkisinde uzun kodlama yapmayan rna ların önemli rolü olduğu ortaya çıkmıştır . insan genomunun büyük bir kısmı protein kodlamayan rna lardan oluşmaktadır . kodlama yapmayan rna lar ise içerdikleri nükleotid sayısına göre sınıflandırılırlar . uzun kodlama yapmayan rna lar genellikle nükleotitten daha uzun ve protein kodlama kapasitesine sahip olmayan fonksiyonel rna molekülleridir . bazı uzun kodlama yapmayan rna ların transkripsiyondan sonra düzenleyici fonksiyonlarını yerine getirmek üzere proteinlerle dna ya da diğer rna larla etkileştiği bilinmektedir . birçok uzun kodlama yapmayan rna nın viral enfeksiyonda ve antiviral cevapta rol oynadığı görülmektedir . virüsle enfekte olmuş bir hücrede uzun kodlama yapmayan rna ifadesi virüs tarafından uyarılır ve bu rna lar replikasyonunu artırmak üzere virüs tarafından kullanılır . benzer bir şekilde enfekte edilmiş hücre viral enfeksiyona karşı hücreyi koruyan uzun kodlama yapmayan rna ların ifade olmasına sebep olur . bu çalışmada son yıllarda viral enfeksiyonların hastalık seyri tanısı ve tedavisinde önemli rol oynadığı düşünülen lncrna ların viral enfeksiyonlarla ilişkisi derlenmiştir . uzun kodlama yapmayan rna ların hastalığın seyrine tanısına ve tedavisine yönelik etkileri değerlendirilmiştir . son yıllarda viral enfeksiyonlarla mücadele etmede hastalığın prognozunda etkili olabileceği düşünülen uzun kodlama yapmayan rna ların belirlenmesi ile tedaviye yönelik biyobelirteç olabilecekleri düşünülmektedir .
ülkemizdeki bugüne kadar birçok araştırma genomun sadece lik kısmının transkribe olup sonrasında proteine dönüştüğü üzerine yoğunlaşmıştır . kodlama yapmayan genom içinde uzun kodlama yapmayan rna lar özellikle zengin bir kategoridir . virüsler konak hücredeki fonksiyonlara benzer moleküler mekanizmaları benimsemişlerdir . bu yolla virüs konak hücre mekanizmalarını kullanabilmektedir . konak hücrelerde ifade olan birçok lncrna virüsler tarafından da ifade edilmektedir . bunun nedeni ise lncrna ların kodlama yapan genlere göre mutasyonları daha iyi tolere etmesidir aktivasyonu ya da interferon tedavisi vasıtasıyla transkripsiyonu indükleyen mekanizmalar pek çok lncrna nın ifadesinde değişikliklere sebep olmaktadır . hıv ile enfeksiyon sonrası geç evrede benzersiz viral proteinin ifadesi nron ekspresyonunu artırmaktadır . bundan dolayı hıv enfeksiyonu boyunca değişen nron düzeyi transkripsiyonun düzenlenmesine aracılık etmektedir . bu sonuç enfekte hücrelerde lncrna düzeylerinin doğru değerlendirilmesinin enfeksiyon sonrası farklı zamanlarda yapılması gerektiğini göstermektedir . diğer taraftan pkr bir ıfn indüklü kinazdır . aktivasyondan sonra pkr nin anahtar fonksiyonlarından bir tanesi ökaryotik translasyon başlangıç faktör a nın fosforilasyonudur . hücresel lncrna nın çoğunun birkaç mekanizma ile inflamasyonu ve antiviral gen ekspresyonunu düzenlediği görülmektedir . bu yolakta rolü olan viral lncrna lardan sfrna pr b nin trım oluşumunu virüsle ilişkili rna nın ve epstein barr virüsünün kodladığı rna nın ise pkr yolağını inhibe ettiği belirtilmiştir . hücresel cevapta inflamatuar yanıt molekülleri ve bunları etkileyen lncrna lar önemli yer tutar . enfekte hücrelerde lncrna transkriptomunun nasıl değiştiğinin ve bu değişikliklerin de viral ve hücresel döngüyü nasıl etkilediğinin iyi bir şekilde anlaşılması için çeşitli çalışmaların yapılması gerektiği vurgulanmıştır . bu çalışmaların yeni hücresel yolakların belirlenmesine yardım edeceği üzerinde durulmuştur . bunlara ek olarak enfekte hücrelerde lncrna çalışmalarının bu rna lar ve terapötik etkileri arasındaki ilişkinin gelişmesine ön ayak oluşturması beklenmektedir . son olarak bazı lncrna lar tedaviye ait hedefler olarak kullanılabilir . bu durum özellikle latent enfeksiyonlarda ifade olan lncrna larla ilişkili olabilir . viral enfeksiyonlarla mücadele etmek için çeşitli terapötiklerin geliştirilmesine odaklanılması gerektiğini belirterek gelecekte araştırma öncelikleri için bir yol haritası oluşturmuşlardır .
361
218
ÂMİLOĞLU’NUN ARŞ-NÂME TERCÜMESİNDE AŞK TASAVVURU Mehmet Yunus YAZICI
hurûfilik fazlullah ı esterabadi tarafından . yüzyılda bugünkü iran topraklarında kurulmuştur . sayı ilahiyatı yapması açısından mistik batıni bir yapıya sahip olan hurûfilik varlığı kavramak ve hakikate ulaşmak için harflere dolayısıyla sayılara çeşitli remiz ve manalar atfederek değerler üretmiş bu yöntem ile allah ı tanımayı ve ona ulaşmayı amaç edinmiştir . hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz amiloğlu fazlullah ın aslı farsça olan arş name adlı manzum eserini yine manzum olarak türkçe ye çevirmiştir . makalenin giriş kısmında islam medeniyetindeki temel bilme biçimlerine genel olarak değinilmiş ve hurûfilik ile ilgili kısa bir değerlendirme sunulmuştur . ardından bu perspektiflerin aşka ait görüşlerine bazı atıflar yapılarak aşk tasavvurları betimlenmeye çalışılmıştır . ardından klasik türk edebiyatında aşk kavramının önemine yer verilerek aşkın muhatabı olan sevgilinin ele alınış biçimlerine vurgu yapılmıştır . daha sonra arş name deki aşk ile ilgili beyitlerden hareket ile eserdeki aşk tasavvuru işlenmiş ve sonuçta hurûfilik in aşk mefhumunu işleyişindeki orijinallik belirtilmeye klasik edebiyatımız ile örtüşen ve ondan ayrılan yönleri tespit edilmeye çalışılmıştır .
insanoğlu hakikate ulaşmak adına farklı yollar arayıp çeşitli yöntemler geliştirmiş ve bu yöntemler neticesinde çeşitli bilme biçimleri ve bilgi türleri elde etmiştir . bu etkileşimden doğan zenginleşme özellikle gazali sonrası düşünce geleneğinin bilme biçimlerini çeşitlendirmiştir . hurûfilik fazlullah ı esterabadi tarafından kurulmuş kuruluşunun ardından anadolu dan balkanlara kadar osmanlı coğrafyasının büyük bir kısmına yayılarak etkili olmuştur . kur an alfabesinin harfi de harfi içinde barındırmaktadır . hurûfi felsefesi arap ve fars alfabesinin işte bu ve harfi üzerine kuruludur . işte bu literatür zenginliği aşkı tanımlarken dahi büyük farklılıkların olması sonucunu doğurmuştur . ibn hazm aşkın tanımı yapılmayacak kadar inceliklerle dolu olduğunu söyler ve bu inceliklerin ancak aşık olunca anlaşılabileceğini belirtir . yani hem kaşani hem ibn arabi hem de ibn hazm aşkın tanımlanabilirlik açısından tecrübi ve dolayısıyla öznel yönünden doğan müşkilatı dile getirmiştir . hatta aşkı ve sırlarını bilmenin zorlukları üzerine abdurrahman el askeri risale i müşkilat ı esrar ı ışk adında müstakil bir eser yazmıştır . göksel kütleler de nurdan olup aşk sayesinde hareket sahibi olmuşlardır . hem tekke edebiyatı hem de divan edebiyatı şairleri aşk konusunu çokça işlemiş bu sebeple de ilahi aşk mecazi aşk hakiki aşk beşeri aşk vasûht aşk gibi birçok türevi ortaya çıkmıştır . şiirlerin tamamında ise beşeri aşk muhakkak ifade edilmiştir . beytinde geçmektedir . hurûfiler aşk kavramı ile birlikte genellikle vech yüz kavramını birlikte kullanmışlardır . yalnız bir üst ilke olarak hurûfiler yaratılışta hattı nûru kabul ederler . yani güzellik soyut olarak yüzün kendisinde değil harfin anlamlarının onda okunup bilinmesindedir güzele aşık olma allah ın hattına aşık olmaktır . ve dahı hakkın fazlı ile nefsini bile ve rabbini bile ve hazret i ehadiyyete aşık ola ve hem abdal ola . hattın aşıkāre olması sırrın faş olması vücuddan mevcuda geçilmesidir allah ın kendi vechine aşık olması adem in havva da cemali görmesi ile anılır . havva nın hatları sayesinde bunların ayrı hatlar olduğunu anlıyoruz . ibrahim ateşe atılmasından hareketle aşk ateşinde yanan bir sadık olarak nitelenmiştir . ikinci olarak onun yüzünden başka her şeyin helak oluşu her şeyin kün emriyle yaratılmış olmasından dolayıdır . bu anlamda hurûfilerin aşk tasavvuru ve güzellik unsurları klasik türk edebiyatının genel görünümüne göre bir farklılık dolayısı ile orijinallik taşıyor denilebilir .
405
150
AFRİKA TOPLULUKLARINDA TABİAT KÜLTÜ VE TABİİ UNSURLARA ATFEDİLEN GÜÇLER
tabiat canlı ve cansız varlıkların hepsini ihtiva eder . insanlık tarihinde hemen hemen her dinde ve kültürde tabii unsurlara büyük önem atfedildiği dikkati çekmektedir . onların bir takım yüce güçlere sahip olduğuna inanılmıştır . bu durum bir takım tabiat kültlerinin oluşmasına neden olmuştur . afrika topluluklarında da tabiat kültlerine rastlanmaktadır . afrika topluluklarında gök güneş ay toprak su dağ taş ağaç hayvan gibi varlıklara bir takım güçler atfedilmiştir . dolayısıyla bu tabii unsurlar bir kült haline gelmiştir . bu çalışmamızda afrika kıtasında yaygın olan tabiat kültlerini ve tabii unsurlara atfedilen güçleri ele alınmaktadır .
bu çalışmada ele alacağımız biçimiyle tabiat için kullanılan bir diğer sözcük doğa dır . genel olarak tabiat beşeri kontrolün ötesinde bütün varlıkları kapsayan fiziki dünyadır . bu durum tabiattaki varlıkların birtakım güçlere sahip olduklarını ve bunların sahip oldukları güce göre hiyerarşik bir yapı içerisinde yer aldıklarını göstermektedir . bundan farklı bir yaklaşımı benimseyen bantu kabileleri kendi bölgelerine mahsus müphem ve gölge karakterler şeklindeki tabiat ruhlarına inanırlar . bu durum tabii unsurlara atfedilen önemin bölgeden bölgeye değiştiğinin göstergesi kabul edilebilir . afrika toplulukları arasında yağmur yağmasında katkısı bulunduğuna inanılan sayısız hayvan ruhları vardır . zulu halkı ürünlerin yetişmesine yardım eden ınkosazana isminde dişi bir ruhtan söz ederler . göktaşları genellikle gökyüzü tanrılarıyla ilişkili bir kültün merkezidir . bu anlayış gök kültünün daha da zengin bir hal almasını sağlamıştır . etiyopya daki kaffalar yüce varlığa güneş anlamına gelen abo derler . bu kişi eline bir boynuz alır ve ay hilal şeklinde göründüğü zaman anneye çocuğunu emzirmesini söyler . ıgbo ıbo kabilesinde her köyün ala ya tahsis edilmiş bir tapınağı vardır ve orada görevli olan din adamı diğer tapınaktaki görevli din adamlarından üstün konumdadır . tanrılar panteonunun başı varsayılan tano nun birçok hanımı oğlu ve erkek kardeşi vardır . afrika da göllerle ve denizlerle ilgili olarak önemli inanç ve kültler dikkati çekmektedir . güçlü ruhların göllerin yerini değiştirdiği şeklindeki benzer bir anlatıma kamerun da da rastlanmaktadır . dağ ve taş kültü dini inanışlarda mekanın kutsallığına büyük önem atfedilir . bu şehirde ticari aktivitelere bir günlüğüne ara verilir o gün ateş yakılmaz . buna bağlı olarak da ağaca aşırı saygı gösterilerek kutsallık atfedilmiştir . ağaçla ilgili dini inançlar ağacın gövdesi dalları yaprakları çiçeği kökleri gibi bütün parçalarını kapsar . ayrıca bunlar yaşama tekrar dönmek isteyen ölülerin ruhlarının etrafında dolaştığı ağaçlardır . afrika toplulukları ağaçları kutsal kabul eder ve birçok köyün kendine ait kutsal ağacı vardır . bu ağacın kesilmesini gerektirecek zorunlu bir durum ortaya çıkarsa çokça tövbe edilmelidir . tarihsel süreç içerisinde kuşlar balıklar yılanlar hatta böcekler gibi çeşitli hayvanlar bütün kültürlerde önemsenmiştir . demirci nin ifade ettiği üzere bazı ilkel topluluklarda hayvanlar kehanette bulunma veya fal bakmak için kullanılmaktadır . hayvanların kehanette kullanılma biçimlerinden ilki hayvanın hareketlerini gözlemektir . bu organlar ayrıca kötü güçleri uzaklaştırmak için de kullanılmıştır . o yüzük olarak sunulabilir tepside oyma şeklinde yapılır kumaşlara desenleri basılır ve ev duvarlarına resmedilir . tabiattaki her varlığın arkasında manevi güçlerin olduğu varsayılır .
356
86
Erişkinlerin Erişkin Aşıları Hakkındaki Bilgi, Tutum ve Davranışları
giriş ve amaç yenidoğan ve çocukluk dönemi aşıları hakkında tüm dünyada farkındalık ve uygulamalar varken erişkin aşılamaları yaygın uygulama alanına sahip değildir . bundan dolayı erişkin dönemde aşıyla önlenebilen hastalıklardan dolayı ölümler dünya çapında yılda . kişiyi bulmaktadır . ülkemizde de erişkinlerin rutin bağışıklaması eksik kabul edilmektedir . bu araştırmanın amacı maltepe ilçesindeki erişkinlerin erişkin aşıları hakkındaki bilgi tutum ve davranışlarını değerlendirmektir . gereç ve yöntem araştırma istanbul maltepe ilçesinde . . . tarihlerinde gözlemsel ve tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi . maltepe ilçesinin mahallesinin her birinden randomizasyonla belirlenen toplam aile sağlık merkezi nde yürütüldü . sosyodemografik özellikleri ve erişkin aşıları hakkında bilgi tutum ve davranışları sorgulayan bir anket formu belirlenen tarihler arasında başvuran yaş üzerindeki bireylere yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulandı . bulgular araştırmaya toplam kişi dahil edildi . katılımcıların si kadın sı erkekti . katılımcıların yaş ortalaması yıl inin eğitim düzeyi lise ve üzeriydi . en çok bilinen aşı grip aşısı en az bilinen aşı zona aşısıydı . erişkin dönemde katılımcıların en çok yaptırdığı aşı tetanoz grip hepatit b aşısı iken en az yaptırılan aşıysa hpv aşısı olarak saptandı . aşıların koruyuculuğuna güvenme oranı en yüksek sıklıkta hepatit b aşısında en düşük oranda grip aşısı için belirtildi . erişkin aşıları hakkında en çok bilgi edinilen kaynak medyaydı . kronik hastalığı olan olmayan ve düzenli ilaç kullanan ya da kullanmayanlar arasında grip tetanoz ve pnömokok aşılarını yaptırma açısından anlamlı düzeyde fark saptanmadı . aşıları yaptırmayanların en çok belirttiği gerekçeler aşı hakkında bilgilendirilmemiş olma ve aşıyı kişisel olarak gerekli görmemiş olmalarıydı . sonuçlar araştırma katılımcıların erişkin aşıları hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi olmadıklarını ve aşılanma oranlarının düşük olduğunu ortaya koymuştur . buna göre halkın erişkin aşıları hakkında bilgi düzeyinin arttırılması hedeflenebilir . bu amaçla etkili bilgi kaynağı olarak medya ve birinci basamak sağlık kurumları kullanabilir .
aşı yoluyla bağışıklık kazanımı enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkan sağlık sorunlarını azaltmak ve ortadan kaldırmaya yönelik en etkili ve başarılı halk sağlığı stratejisidir . buna bir örnek olarak yılına gelindiğinde çiçek aşısı sayesinde çiçek hastalığı yeryüzünden tamamen yok edilmiş olması gösterilebilir . polio aşısı ile dünyadaki polio insidansı oranında azalmış milyonlarca çocuğun ölümü aşılar sayesinde önlenmiştir . aşı ile bağışıklama yaşam boyu devam eden bir süreçtir . önümüzdeki yılda yaşın üzerindeki insan sayısının günümüzün katına çıkacağı toplam dünya popülasyonunun sinin yaş ve üzerindeki bireylerden oluşması beklenmektedir . yaşam süresinin artmasıyla kişilerin immün sistemleri de zayıflamakta çocukluk çağında yapılan aşıların etkinliği giderek azalmaktadır . bu sayede erişkinlerin aşılanmasına yönelik çeşitli stratejiler belirlenebilir . bu çalışma maltepe ilçesinde yaş ve üzeri bireylerin erişkin aşıları hakkındaki bilgi tutum ve davranışlarını araştırmak amacıyla gözleme dayalı tanımlayıcı bir araştırma olarak tasarlandı . araştırmanın örneklemi güvenilirlik düzeyi erişkin aşıları hakkında bilgi düzeyi sıklık öngörüsü ve . kabul edilebilir hata oranı ile maltepe ilçesinin erişkin nüfusu olan . toplam popülasyonda katılımcıya ulaşılması gerektiği hesaplandı kişiye ulaşıldı . izinler alındıktan sonra veri toplanmasına mart ayında başlandı . sorular arasında da katılımcılara aşılar hakkında bilgi soruları yöneltildi . katılımcıların aşıyla korunulan hastalıklar açısından kendilerini risk altında görme durumlarıyla aşıları yaptırma oranları karşılaştırıldığında aşılar arasında farklılık gözlenmektedir . katılımcılara eğer yaptırmadığınız aşı varsa neden yaptırmadınız hpv aşısının erkeklere de uygulanabileceğini düşünenler katılımcıların sini oluştururken . bütün bu verilere bakıldığında ülkemizde en çok bilinen ve yaptırılan aşılar açısından uygulamada bir yetersizlik durumu söz konusu olduğu söylenebilir . tetanoz aşısı araştırmamızda en çok bilgi sahibi olunan ikinci aşı olup en yüksek yaptırılma oranına sahipti . burada katılımcıların kendilerine yapılan aşının sadece tetanoz toksoidi mi yoksa difteri tetanozu birlikte mi içerdiğini bilmediği varsayıldığından katılımcıların beyanı kabul edilmiştir . erişkin dönemde bu hastalıklardan korunmak için bağışık olmayan erişkinlerin yıl arayla rapel yaptırmaları önerilir . erişkinlerde risk gruplarına yapılması önerilen hepatit b aşısı araştırmamızda en çok duyulan ikinci ve en çok yaptırılan üçüncü aşıydı . aşının yaptırılmama nedeni ise muhtemelen bireyin kendini risk grubunda görmemesi ya da kendilerine sağlık çalışanları tarafından aşının önerilmemesi olabilir . ülkemiz nüfusunun yaklaşık sini yaş ve üzeri popülasyon oluşturmaktadır . bu durumlarda invaziv pnömoni görülme riski yükseldiğinden aşılama morbidite ve mortalitenin azaltılması açısından önemlidir . pnömokok aşısı bu gruplarda öncelikli olarak önerildiğinden toplumda farkındalık oluşturulması ve sağlık çalışanlarına yönelik bu gruplara pnömokok aşısı danışmanlığı ve hizmet sunumu yapmaları açısından hizmet içi eğitimler verilmesi önerilir . hpv aşısı bir kişi ile yaptırılma oranı en düşük aşı olarak belirlendi ve katılımcıların si hpv aşısının erkeklerde uygulanmadığını belirtti . iki araştırma arasındaki bu farklılık katılımcıların eğitim ve yaş ortalaması farklılığından kaynaklanıyor olabilir . zona aşısı yaş ve üzerindeki her erişkine risk faktörü aranmaksızın önerilmektedir . de amerika da hastalık kontrol ve önleme merkezi tarafından yapılan araştırmalarda yaş ve üzeri popülasyonun sının grip aşısını ının pnömokok aşısını sinin de zona aşısını yaptırdığı ancak bu oranların amerika nın hedeflerini karşılamadığı ve düşük olduğu bildirilmektedir . erişkin aşıları hakkında bilgi edinilen kaynaklara bakıldığında araştırmamızda ve aşık ve ark . nın yaptığı araştırmada benzer şekilde katılımcılar sadece belirli aşıların devlet tarafından karşılandığını belirtmişlerdir . araştırmada mevsimsel grip aşısını yaptıran yaş arası erişkinlerin bu aşıyı yaptırmasında en önemli kurumun birinci basamak sağlık merkezleri olduğu ortaya konulmuştur . araştırmamızda kronik hastalığı olanlarla olmayanlar arasında erişkin aşılarını yaptırma açısından anlamlı bir fark saptanmadı . erişkin aşılama oranlarının yükseltilmesi için sağlık çalışanlarının güncel bilgilerle desteklenmesi hizmet içi eğitimler ve varsa engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılması halkın konuyla ilgili farkındalığının artırılmasına katkıda bulunacaktır .
573
295
İş Yaşamında Kabul ve Eylem Formu: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması
bu çalışmanın amacı iş yaşamında kabul ve eylem formu nin türkçeye uyarlanarak geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılmasıdır . iş yaşamında psikolojik esnekliğin ölçülmesi amacıyla geliştirilen waaq li likert tipi yedi madde ve tek boyuttan oluşmaktadır . çeviri için gerekli süreçlerin tamamlanmasının ardından açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır . çalışmaya afa için kamu ya da özel sektörde çalışan dfa için kişi katılmıştır . ölçeğin türkçe formunun afa sonuçları tek boyutlu bir yapıyı göstermiş dfa sonuçları da mükemmel uyuma işaret ederek ölçeğin orijinalindeki tek faktörlü yapıyı doğrulamıştır . cronbach alfa . olarak bulunmuştur .
hedef ve performans odaklı bir dünyada insanların psikolojik sağlıklarını koruyup güçlendirebilmeleri için farklı bir bakış açısı ortaya koyan ve bundan yaklaşık yıl önce ortaya çıkarak geleneksel bilişsel davranışçı yaklaşımın bakış açısını genişleten kabul ve kararlılık terapisi bireylerin ancak değerleri yönünde bir yaşam sürdüklerinde daha sağlıklı olabileceklerini iddia etmektedir . aynı zamanda üçüncü dalga psikoterapi kuramlarından birisi olan act geleneksel bilişsel davranışçı yaklaşımların aksine bireylerin acı keder üzüntü ve diğer psikolojik sorunlarına bir takım belirtiler üzerinden tanı koymaya dayalı bir yaklaşım göstermez . act yaklaşımı psikolojik esnekliği artırmak için kabul ve bilinçli farkındalık gibi becerileri kullanarak kişinin kendi değerleri doğrultusunda kararlı adımlar atmasını önemli bulmaktadır . görüldüğü üzere psikolojik esneklik kavramı insan davranışının açıklamasını çok geniş bir bakış açısıyla yapmaktadır . yy ile gelen küreselleşme ekonomi bilgi ve teknolojideki ilerlemeler iş dünyasında belirsizlikler sınırları olmayan organizasyon yapıları iş değiştirme ve kaybında yaşanan sıklıklar iş garantisinin ortadan kalkması gibi durumları da beraberinde getirmiştir . aksi takdirde işle ilgili stresin işe gelmeme ve veya işte etkililiğin düşmesi gibi sonuçlar doğurduğu ve kişilerin genel olarak iyilik hallerini olumsuz etkilediği rapor edilmiştir . önleme arasındaki ilişkide psikolojik esnekliğin aracı rolüne işaret etmişlerdir bireylerin psikolojik esnekliğini ölçmek için kullanılıyor olsa da bireylerin özellikle iş ortamlarındaki psikolojik esneklik düzeylerini ölçmeye yönelik bir ölçme aracına gereksinim duyulmuştur . tarafından geliştirilen iş yaşamında kabul ve eylem formu nun türkçeye kazandırılması ve ölçeğin psikometrik özelliklerinin test edilmesi amaçlanmıştır . çalışmaya katılan kişilerin u kamu sektöründe si ise özel sektörde çalışmaktadır . alınan yüksek bir puan iş yaşamında psikolojik esnekliği sağlayabildiğini göstermektedir . ölçekten alınan yüksek puanlar kişinin psikolojik esnekliğe sahip olmadığını göstermektedir . ölçeğin iç tutarlılık katsayısının yüksek olmaması bond vd . yaptıkları incelemede iş yaşamı gibi psikolojik esnekliğin ihtiyaç duyulabileceği yaşamın önemli bir alanında kabul ve eylem formu ıı nin yetersiz olabileceğini ortaya koymuşlardır . robertson cooper sarkar ve curran sarkar ve fletcher vanhove herian perez harms ve lester iş ortamında psikolojik esnekliğin de etkili sonuçlar ortaya koyacağı varsayılabilir . ayrıca iş gücünün proaktif bir şekilde iş yaşamına hazırlanmaya yönelik elde edilen bulgular ışığında okullardaki mesleki rehberlik çalışmaları gözden geçirilebilir ve okul psikolojik danışma ve rehberlik programlarına bu bağlamda beceri geliştirmeye yönelik çalışmalar eklenebilir . bu maddelere bakıldığında kişisel endişelerime rağmen etkili bir şekilde çalışabilirim . benzer şekilde bu araştırma da kabul ve eylem formu ıı ve iş yaşamında kabul ve eylem formu arasındaki ilişki r . olarak hesaplanmıştır . yani iş yaşamında kabul ve eylem formu nun kabul ve eylem formu ıı den farklı bir değişken ölçtüğü iş yaşamındaki psikolojik esnekliğin yalnızca psikolojik esnekliği ölçen bir ölçme aracıyla ölçülmemesi gerektiğine işaret etmektedir . ancak türkçe versiyonu için daha sonra yapılacak çalışmalarda bu durum göz önünde bulundurulmalıdır .
517
102
ÖĞRENCİLERİN ÜNİVERSİTE TERCİHLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN ANALİTİK HİYERARŞİ SÜRECİYLE (AHS) BELİRLENMESİ: EĞİTİM HİZMETLERİ PAZARLAMASI BAKIMINDAN BİR DEĞERLENDİRME
üniversiteler değişen küresel bilgi koşullarına ayak uydurmaya çalışırken güncel olmayı hedeflemektedir . bu güncel olma hedefine ulaşma yolunda stratejik planlama yapma marka algısını oluşturma ve bu algıyı doğru pazarlayabilmelidirler . eğitim hizmetlerinin doğru bir şekilde pazarlanması doğru yerlere ulaşması üniversiteler açısından tercih edilebilirlik yönüyle önemli olmakta ve algılanan hizmetler öğrencilerin tercihlerini etkileyebilmektedir . bu çalışma ile eğitim gibi önemi yüksek ülkeye katma değer sağlayan konunun belirlenen paydaşlara göre nasıl değerlendirildiği araştırılmıştır . bu amaçla uzmanların konu ile ilgili görüşleri çok ölçütlü karar verme tekniklerinden analitik hiyerarşi süreci ile değerlendirilmeye çalışılmıştır . yapılan literatür çalışması ve elde edilen bulgular ışığında eğitim hizmetlerinin pazarlanmasında etki eden ölçüt ve öncelikle hareket edilmesi gereken alanın bulunması amacıyla da seçenek hizmet alanı belirlenmiştir . hiyerarşik yapının çözümü ikili karşılaştırmaları temel almaktadır . uzman görüşlerinin ortalamaları alınarak ölçüt ve seçenek karşılaştırmaları yapılmıştır sosyal faaliyetler ekonomik faaliyetler eğitim faaliyetleri başlıkları altında oluşturulmuştur . analiz sonucunda eğitim hizmetleri ile en çok ağırlık kazanan seçenek olurken ile sosyal faaliyetler ikinci ve ile ekonomik faaliyetler olarak bulunmuştur . elde edilen ağırlıklar sonucunda eğitim hizmetleri alanında yapılacak çalışmaların sosyal ve ekonomik hizmetler alanlarından daha etkili sonuç vereceği kanısına ulaşılmıştır . eğitim hizmetleri pazarlaması akademik boyutta sıklıkla araştırılmış bir konu değildir . yapılan bu çalışmanın alana katkı sağlayacağı ve günden güne rekabetin arttığı eğitim hizmetleri konusunda yeni stratejiler için yol gösterici olacağı düşünülmektedir .
bireylerin eğitimlerine devam edeceği mesleki bilgiler edineceği ve sosyal edinimler kazanacağı üniversite seçim kararı öğrenciler ve veliler için seçenekler arasından en iyi olanı bulma çabası içerisinde geçmektedir . günümüzde eğitim hizmetlerinin kaliteli olması kendi başına yeterli olmamaktadır . öğrencinin ve velilerinin ne beklediğini bilen bir kurum bu beklentiyi karşılamak için gerekli stratejileri geliştirip uygulayabildiği takdirde başarılı olabilmektedir . eğitim hizmetleri pazarlamasına yönelik yapılan literatür çalışmasında konunun akademik anlamda sık araştırılan bir konu olmaması nedeniyle literatüre sağlanacak katkıya ek olarak üniversitelerin pazarlama stratejileri için kaynak oluşturması hedeflenmektedir . literatürdeki çalışmalara bakıldığında genel olarak eğtim pazarlaması sorun çözmede yeni bir yaratıcılık boyutu sağlar pazar potansiyelini arttırmak için gerekli becerileri sağlar planlama konusunda tam bir odaklanma sağlamaktadır . yükseköğretimden sağlanan faydalar ekonomik ve ekonomik olmayan veya kişisel ve sosyal olmak üzere farklı şekillerde kendini gösterir . pazarlama özellikle eğitim çatısı altında kurum çalışanlarına eğitimcilere öğrenci programlarına uygun gerçekçi ve doğru kararlar almada yardımcı olacaktır . türk mevzuatında üniversite sözü ilk kez bu kanun ile yer aldı . her yeni açılan üniversite bulunduğu bölgenin kültürel sosyal ekonomik açılardan zamanla gelişim sağlamasına katkı sağlamıştır . bir seçenek bir ölçütte diğer bir seçeneğe üstünlük sağlarken başka bir ölçütte diğer seçenek karşısında üstün olmaması ortaya çıkan durumlardır . bu basamakta amaç ölçütleri bir öncelik sırasına sokmak yani ölçütlerin karar verici için önem derecelerini belirlemektir . hiyerarşi oluşturulduktan sonra ölçütlerin birbirine karşı kaç kat daha önemli olduğunun değer hesaplamaları yapılmaktadır . bu açıklamalar doğrultusunda ölçütler şehir yaşanılabilirliği ulaşım olanakları kariyer staj olanakları sosyal medya araçlarının kullanımı yurt yemekhane kampüs imkanları ve festival konser seminer vb . seçeneklerin ölçütler düzeyinde karşılaştırmaları da program üzerinden yapılmıştır . etkinlikler ölçütüne göre seçeneklerin karşılaştırılma matrisi tablo da verilmiştir . yurt yemekhane kampüs imkanları ölçütüne göre seçeneklerin karşılaştırılma matrisi tablo de verilmiştir . bu durumda yurt yemekhane kampüs imkanları ölçütü düşünüldüğünde en çok ağırlık verilmesi gereken alan eğitim faaliyetleri olacaktır . seçeneklerin şehir yaşanılabilirliği ölçütüne göre değerlendirilmesinde önem dereceleri eğitim faaliyetleri sosyal faaliyetler ekonomik faaliyetler olarak sıralandığı tablo te görülmektedir . ahs ile sıralama alındığında da üniversite tercihlerinde en etkili olacak alan belirlenmiş olacaktır . devlet veya vakıf üniversitelerinin tanıtım amaçlı yaptığı faaliyetler hakkında doğru ve yeterli bilginin doğru kişilere ulaşabilmesi eğitim hizmetlerinin pazarlanması konusuna girmektedir . hiyerarşik yapının çözümü ikili karşılaştırmaları temel alınmaktadır . bu nedenle sonuçlar karar vericilerin öngörüleriyle örtüşmüştür . eğitim konusunda tam donanımlı mezun olan öğrencilerin başarılı olması kariyer yapması ideallerine ulaşması üniversiteye de tercih sıralamalarında olumlu olarak geri dönecek bir etkendir . bu alanlarda hizmet pazarlaması stratejilerinin yürütülmesi daha etkili sonuç verecektir . ekonomik faaliyetler söz konusu olduğunda ülkemizin her kesiminden öğrencinin geldiği düşünülürse ekonomik açıdan sağlanan olanaklar önemlidir .
412
219
2019 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde Başlıca Yenilikler
türkiye dan beri resmi olarak bir deprem yönetmeliği ne sahiptir ve yönetmelik gerek deprem mühendisliğindeki gelişmeler gerekse toplumsal gereksinimler doğrultusunda belirli aralıklarla yenilenmektedir . türkiye bina deprem yönetmeliği deprem yönetmeliğini geliştirmiş ve kapsamını genişletmiştir . en önemli gelişmeler sahaya özel deprem tehlikesi tanımı ile yüksek binalar deprem yalıtımlı binalar ve kazıklı temellerin deprem tasarımıdır . doğrusal olmayan hesap yöntemleri bazı özel durumlar için performans değerlendirmesi amacıyla zorunlu olarak kullanılmaktadır . ayrıca standart olmayan ve uzmanlık gerektiren özel uygulamalar için bir tasarım gözetmenliği sistemi oluşturulmuştur .
türkiye bina deprem yönetmeliği yasal olarak ocak tarihinde yürürlüğe girmiştir . yönetmeliğindeki yeni gelişmeler bu makalede yönetmelik içerisindeki sırasına uygun olarak sunulmaktadır . bu gelişmeler ve eklemeler dünyadaki başlıca ülke ve kıta deprem yönetmelikleri ile uyumlu olarak yapılmıştır . haritasındaki deprem bölgeleri çok geniş coğrafi bantlardan oluşmakta genişliği km yi aşan bu bantlardaki deprem tehlikesini tek bir pga değeri ile tanımlamak yetersiz kalmaktaydı . deprem tehlikesi pga ile değil spektral ivmeler cinsinden tanımlanmaktadır . pga . g bölgesinin toplam alanı haritasında görünür şekilde azalmaktadır . spektral ivme katsayıları ss ve s t . ve . saniye periyotlarda referans zemin koşulları için ilgili deprem tehlike haritasından elde edilmektedir . bu düzeyler deprem yer hareketi tekrar süreleri ve bunlara tekabül eden aşılma olasılıkları cinsinden ifade edilmiştir . bu tehlike seviyesi sık deprem yer hareketi düzeyi olarak tanımlanır . yıl tekrar süresine tekabül eden yılda aşılma olasılığına sahip deprem tehlikesi . bu sınıflamalar binanın önemiyle ilgili olarak bina kullanım sınıfı sahanın deprem tehlikesi ile ilişkili olarak deprem tasarım sınıfı ve binanın serbest yüksekliği ile ilgili olarak bina yükseklik sınıfıdır . yüksek bina olarak sınıflanan binalar haricindeki tüm binalar için normal performans hedefi geçerlidir . tasarım dd yer hareketi altında yapılır ve kontrollü hasar hedeflenir . şekil değiştirme esaslı hesap yöntemleri dd ve dd yer hareketleri altında bina performansını değerlendirmek için kullanılır . dayanım esaslı hesap yöntemleri ise dd tasarım depremi altında kullanılır . dolayısıyla tablo b deki dd altında kh hedefi pratik olarak pek geçerli değildir . ayrıca yüksek binalar için r faktörlerinin kullanımı da uygun değildir . yönetmeliğinde şekil değiştirme esaslı bir doğrusal elastik hesap yöntemi verilmektedir . bu katsayılar tablo de yerinde dökme betonarme binalar için verilmektedir . tasarımda dikkate alınan r katsayısı esasında süneklik azaltma katsayısı rμ ile dayanım fazlalığı katsayısının çarpımından oluşur . bu durum çerçevelerin düşük ötelenmeleri sağlamak için daha rijit yapılmasına yol açacaktır . deprem yönetmeliğinde doğrusal olmayan hesap yöntemleri en kapsamlı olarak yüksek binaların performans değerlendirmesinde kullanılmaktadır . performans değerlendirmesinde karakteristik dayanımlar yerine mevcut malzeme dayanımları kullanılmaktadır . türkiye bina deprem yönetmeliği hacim olarak yönetmeliğinin iki katına ulaşmıştır . bina deprem yönetmeliği ile uygulamacılar gelecekteki gelişmelere daha erken hazırlanabileceklerdir .
344
81
Üniversite Öğrencilerinin Bilimsel ve Sosyal Etkinliklere Katılma İhtiyaçlarını Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi
bu çalışma üniversite öğrencilerinin bilimsel ve sosyal etkinliklere katılma ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı . çalışma tanımlayıcı nitelikte tasarlandı . nisan tarihleri arasında bir vakıf üniversitesinde gönüllü ebelik bölümü öğrencisiyle yapıldı . veri toplamada öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini bilimsel sosyal etkinliklere katılma ihtiyaçlarını sorgulayan sorudan oluşan bir anket formu kullanıldı . verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel analizler kullanıldı . çalışmaya katılan öğrencilerin çoğunun bilimsel etkinliklere yönelik ilgisini çeken bilgi alma kanallarının daha etkili olduğu sosyal etkinliklerle ilgili bilgi alma kanallarının yetersiz kaldığı ve her iki etkinlikte de arkadaş kanalının bilgiyi ulaştırmada etkili olduğu ve okulda düzenlenen etkinliklerden haberdar olduğu saptanmıştır . tercih ettiği ve katıldığı etkinliklerin çoğunlukla mesleki alanları ile ilgili olduğu onun dışındaki kendini geliştirici et inliklere çok az yöneldikleri öğrenci kulüplerini bildiklerini ama üye olmadıkları bilimsel ve sosyal etkinliklerin düzenlenmesinde yer almayı istedikleri ancak öğrenci kulüplerinde çalışmadıkları kulüplerin düzenlediği bilimsel sosyal etkinliklere katılmada isteksiz oldukları daha çok bölüm hocalarının içinde bulunduğu etkinliklere hocalarının yönlendirmesi ile katıldıkları belirlenmiştir . bilimsel ve sosyal etkinliklere boş zamanının olmaması ilgi alanının dışında olması ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle katılmadıkları saptanmıştır . bu sonuca rağmen çoğunun okul dışında ayda en az bir sosyal etkinliğe katıldığı belirlenmiştir . öğrencilerin bilimsel sosyal aktivitelerekatılımını arttırmada öğrenci kulüplerinin hocalar tarafından desteklenmesi kulüplerle ilgili periyodik bilgilendirme toplantılarının yapılması ders programının öğrenciye boş zaman yaratacak şekilde oluşturulması periyodik olarak bilimsel sosyal ihtiyaçların belirlenmesi mesleki alanı dışındaki etkinliklere katılmasında rehberlik yapılması önerilmektedir .
üniversiteler bu değerli kaynakların güce dönüştürüldüğü kurumlardır . günümüzde özellikle bilimsel düşünme becerisine sahip üretken yaratıcı ve karşılaştığı problemleri çözme becerisi kazanmış bireylere gereksinim duyulmaktadır . bu amaç doğrultusunda öğrencilerin başarı düzeylerinin yükseltilmesi ve nitelikli bireyler olarak yetiştirilmesi için eğitim sistemlerinin sürekli olarak izlenmesi günün koşullarına ve öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde gerekli olan düzenlemelerin yapılması gerekmektedir . üniversitelerde ders programı kadar ders programı dışındaki etkinlikler de çok önemli olup kurum imajının önemli bir parçasını oluşturmakta ve kurumun itibarına katkıda bulunmaktadır . ancak birçok üniversitenin de bu konuda hala yeterli olmadığı görülmektedir . üniversitelerin hazırladıkları ders programı dışındaki bilimsel sosyal programlar ve buna ilişkin altyapı olanakları gençlerin aralarındaki iletişimi artırırken sosyal destek gibi diğer katılım nedenlerini de tatmin etmektedir . bu amaç doğrultusunda çalışmadan elde edilecek sonuçların akademisyenlere ve öğrencilere ders programı dışındaki bilimsel ve sosyal aktivitelere katılımın gerekliliği konusunda farkındalık sağlayacağı katılımı etkileyen olumsuzlukları belirlemede ve bunlara yönelik önlemler almada yol gösterici olacağı düşünülmektedir . öğrencilerin ders programı dışındaki bilimsel etkinliklere yönelik özellikleri nelerdir öğrencilerin ders programı dışındaki bilimsel ve sosyal aktivitelere katılmama nedenleri nelerdir çalışma tanımlayıcı nitelikte tasarlanmış olup nisan tarihleri arasında bir vakıf üniversitesinde gönüllü ebelik bölümü öğrencisiyle yapılmıştır . birinci bölümde öğrencilerin sosyodemografik ve eğitim özelliklerini sorgulayan soru ikinci bölümde sosyal etkinlikleri sorgulayan soru ve üçüncü bölümde bilimsel etkinlikleri sorgulayan soru bulunmaktadır . verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel analizler kullanıldı . bu öğrencilerin çoğununun bekar olduğu çalışmadığı okuldaki öğrenci kulüpleriyle ilgili bilgisi olduğu öğrenci kulüplerine üye olmadığı öğrenci kulüplerinde aktif olarak çalışmadığı belirlendi . okuldaki sosyal etkinliklere yönelik özelliklerin dağılımı incelendiğinde öğrencilerin çoğunun ebelik bölümünün düzenlediği sosyal etkinliklere katıldığı öğrenci kulüpleri tarafından düzenlenen sosyal etkinliklere katılamadığı ve sosyal etkinlik düzenlenmesinde aktif olarak katılmayı istediği saptandı . bilimsel etkinliklerin düzenlenmesine aktif olarak katılma isteğinin olduğu bilimsel etkinliklere bazen dinleyici olarak katılmak istedikleri ebelik bölümünün düzenlediği bilimsel aktiviteleri kısmen ve öğrenci kulüplerinin düzenlediği bilimsel aktiviteleri de kısmen yeterli buldukları belirlendi . çalışmadaki ebe öğrencilerin çoğunun öğrenci kulüpleriyle ilgili bilgisi olduğu çeşitli nedenlerle zaman ayıramadığı ilgi alanına girmediği hoşlanmadığı iletişim kurmakta grup çalışmalarına katılmakta zorlandığı için üye olmadığı ve kulüplerde aktif olarak çalışmadığı belirlendi . ayrıca öğrenci kulüpleri yüksek öğretim kurumu nun belirlemiş olduğu esaslar doğrultusunda faaliyet göstermektedirler . öğrencilerin bilimsel etkinliklerle ilgili bilgi almalarında arkadaşlarının hocalarının sınıf temsilcisinin ve web duyurularının daha etkin olduğu sosyal etkinliklerle ilgili bilgi almalarında ise arkadaşlarının ve duvar panolarının daha etkin olduğu görülmektedir . gültekin ve irgin in çalışmasında ingilizcelerini yetersiz buldukları halde geliştirmek adına bir şey yapmadıkları ve satranç oynamayı bilmelerine rağmen boş zamanlarında oynamadıkları saptanmıştır . balcı ve ilhan ın yaptığı diğer bir çalışmada ise kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre aktif katılımlı etkinliklere daha az yöneldikleri katıldıkları etkinliklere ayırdıkları sürelerin ise daha az olduğu belirlenmiştir . aybek ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada öğrencilerin ders dışı etkinliklere katılımını yönlendiren faktörler arasında sosyal çevre ve ders öğretmenleri olduğu belirtilmiştir . çalışmadaki ebe öğrencilerin çoğunun ebelik bölümü ve öğrenci kulüpleri tarafından düzenlenen bilimsel ve sosyal etkinlikleri kısmen yeterli buldukları ve ebelik bölümü tarafından düzenlenen etkinlikleri daha fazla yeterli gördükleri saptanmıştır . çalışmadaki öğrencilerden bilimsel ve sosyal etkinlik olarak kendi mesleki alanlarıyla ilgili gelişimini destekleyecek konuşmacıların getirilmesini ve gezi düzenlenmesini isteyenlerin sayısının yüksek olduğu sanat spor kültür gezi gibi sosyal etkinlik isteyenlerin sayısının da çok az olduğu belirlendi . sonuç olarak çalışmaya katılan öğrencilerin bilimsel etkinliklere yönelik ilgisini çeken bilgi alma kanallarının daha etkili olduğu sosyal etkinliklerle ilgili bilgi alma kanallarının yetersiz kaldığı ve her iki etkinlikte de arkadaş kanalının bilgiyi ulaştırmada etkili olduğu ve okulda düzenlenen etkinliklerden haberdar olduğu saptanmıştır . bu çalışmada öğrencilerin boş zamanının olmaması ilgi alanının dışında olması ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle bilimsel ve sosyal etkinliklere katılamadıkl rı görüldüğü saptanmıştır .
598
224
Başpınar Tabiat Parkı’nın Rekreasyonel Planlama Açısından İrdelenmesi
ısparta ili aksu ilçesine bağlı başpınar tabiat parkı yöre halkı tarafından iyi bilinen ve mesire alanı olarak kullanılan bir alan olup yılında tabiat parkı olarak ilan edilmiştir . btp sahip olduğu kaynak değerleri ile yörenin doğa turizminin ve alternatif turizminin geliştirilmesinde önemli rol oynayabileceği gibi yöre ekonomisine de önemli katkılar sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir . bu çalışmada btp nın mevcut rekreasyon kaynak değerlerinin ve potansiyelinin belirlenmesi alana yönelik ziyaretçi talep ve tercihlerinin belirlenmesi ve alanın rekreasyonel planlama konseptinin geliştirilmesi amaçlanmıştır . bu amaç doğrultusunda kişi ile anket çalışması yürütülmüş spss statistics programı kullanılarak veriler olarak değerlendirilmiştir . elde edilen bulguların değerlendirilmesi sonucu btp rekreasyonel tesis ve etkinliklerinin yetersizliği yönetim organizasyonu eksikliği alan tanıtım yetersizliği güvenlik ulaşım vb . konularında eksiklikler belirlenmiştir . sonuçta btp koruma kullanma dengesi gözetilerek rekreasyonel planlama ilkeleri ve öneriler getirilmiştir .
günümüzde gelişen teknoloji yaygınlaşan dikey ve yatay binalar açık ve yeşil alanların yetersizliği giderek artan monoton ve yapaylaşan kentsel mekanlar insanları doğadan uzaklaştırmakta ve çok yönlü olumsuzluklara yol açmaktadır . rekreasyonel planlama alanın mevcut kaynak potansiyeli ve kapasitesi ile kullanıcı talep ve eğilimlerinin dengeli bir şekilde optimize edilmesi ve akılcı bir şekilde kullanılmasını gerektirmektedir . bu çalışmanın amacı başpınar tabiat parkının rekreasyon alanı olarak mevcut kaynak değerleri ile kullanıcı talep ve eğilimlerini belirlemek mevcut sorunları tespit etmek ve rekreasyon planlama konseptini oluşturmaktır . mülga çevre ve orman bakanlığı doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü milli parklar dairesi başkanlığı nın . . tarihli oluru ile alan başpınar mesire yeri olarak tescil edilmiştir . bu veri tabanı kullanılarak alana ait paftalar hazırlanmıştır . alan içerisinde sucul ekosistem akarsu dere ekosistemi olarak temsil edilmektedir . aksu çayının yaklaşık olarak km lik bölümü tabiat parkı içerisinde yer almaktadır . bu bölgelerde sucul ekosistem öğeleri olan flora ve fauna değerleri yer almakta olup çeşitli dış etkiler nedeni ile bozulmamıştır ekosistemleri olarak temsil edilmektedir ki bu bölgede dağ bozkırı kayalık habitatlar yer almaktadır . başpınar tabiat parkı nda yer alan aksu çayı ve su kaynakları bitki çeşitliliği çadırlı kamp potansiyeli varlığı yayla turizminin olması doğal güzellikleri ve dört mevsim turizm yapılabilmesi açısından yüksek rekreasyonel potansiyele sahiptir . btp nda yapılan anket çalışmaları kapsamında ankete katılanların demografik ve sosyo ekonomik durumlarına ilişkin veriler rekreatif etkinliklere katılım sıklıkları hangi rekreatif etkinlikleri tercihettikleri ve rekreatif etkinliklere katılmalarını etkileyen faktörlerin neler olduğunu belirleyen veriler yüzde değerleri ile değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır . katılımcıların yaş oranları incelendiğinde ise gençlerin ve orta yaş gruplarının alana daha fazla gelmiş olduğu görülmüştür . btp nda ankete katılanların alanı tercih etme sebeplerine verdikleri cevaba göre dağılımları manzaranın güzel olması sıkıcı şehir yaşamından uzaklaştırması su kenarı olması bakımlı ve temiz olması güvenli olması ulaşımın kolay olması çocukların oyun ihtiyacının karşılanması piknik için uygun alan olması ekonomik olması ve diğer seçeneğini oranında kişi tercih etmiştir . btp nda ankete katılan kullanıcılardan si haftada bir kez geldiğini u on beş günde bir kez i ayda bir ü üç ayda bir ve ü altı ayda bir diğer kısmın ve i yılda bir kez geldiklerini belirtmiştir . verilen cevapların sonucunda ise gelen ziyaretçilerin çoğunluğu arasında gelmeyi tercih etmektedir . alana gelen kullanıcılardan saatten az vakit geçirdiğini söyleyen olmamıştır . akten tarafından piknik yapmanın ısparta halkı tarafından en çok tercih edilen rekreatif faaliyet olduğu belirtilmiştir . kullanıcıların lik oranı alana gelmek için öğleden sonrayı tercih etmişlerdir . tabiat parkına gelen yolların dar ve kıvrımlı olması aynı zamanda toplu taşımanın yetersizliği yine alan için ciddi bir eksikliği oluşturmaktadır . btp rekreasyonel planlama konsept yaklaşım önerisiısparta ilinin önemli tabiat parklarından biri olan btp aksu çayı nın kaynağı ve bozulmamış orman dokusu olması dolayısıyla akarsu ve ormanı bir arada barındıran doğal peyzaj güzellikleri ile açık hava rekreasyon faaliyetlerine imkan sunmaktadır . ayrıca ziyaretçiler akşam saatlerinde alanda daha fazla kalmak istediklerini belirtip yeterli aydınlatma elemanı olmadığından kalamadıklarını söylemişlerdir . yürüyüş yolları üzerinde çeşme ve oturma birimleri planlanmıştır . btp ile ilgili tüm paydaşların ulusal ve uluslararası tanıtım ve bilgilendirme yapılmalıdır . tabiat parkı kullanımı planlanırken tüm yaş eğitim meslek ve gelir dağılımı gruplarına hizmet edecek şekilde doğa koruma odaklı mekansal planlanması ve tasarım organizasyonun yapılması gerekmektedir .
553
131
İlişki Pazarlaması ve Turizm Sektöründe Bir Saha Araştırması
bu araştırmada pazarlamada yeni bir paradigma değişikliği olarak ortaya çıkan ilişki pazarlaması teorisi ve uygulanabilirliği irdelenmiştir . araştırmada ilişki pazar lamasının teorik ve felsefi temelleri amaçları yapısı araçları özellikleri ve önemi üzerinde durulmuş karakteristik boyutları ayrıntılı olarak ele alınmıştır . öte yandan ilişki pazarlamasının merkezinde yer alan bağlılığı olumlu ve olumsuz yönde etkileyen ilişki pazarlaması karakteristiklerinin etkinliği araştırılmıştır . buna göre araştırma ile ilgili olarak oluşturulan hipotezler türkiye de dağıtım kanalında yer alan aracı iş letmeler olarak faaliyet gösteren a grubu seyahat acentesi yöneticilerine uygu lanan anket çalışması ile test edilmiş ve sonuçlar tartışılmıştır .
pazarlama bir toplumun gereksinimleri ile o toplumun bu gereksinimlere verdiği veya vereceği tepkiler arasında bir köprü rolü üstlenir . bu yeni anlayış da ilişki pazarlaması olarak karşımıza çıkmaktadır . ilişki pazarlaması endüstriler ve pazarlar arasında sınırlardaki değişime gittikçe artan pazar bölünmelerine kısalaşan ürün hayat eğrilerine tüketici satın alma tarzındaki hızlı değişmeye daha bilgili ve sofis tike müşterileri içeren çevrenin yeni iddialarına karşılık ortaya çıkmıştır . ilişki pazarlaması ilişkiler ağlar ve etkileşimler olarak görülen bir pazarlama an layışıdır . farklı endüstri sektörlerinde yer alan pek çok firma en iyi müşte rileriyle aralarında güçlü ilişkiler yerleştirme amacını güden sadakat strateji ve prog ramlarını etkin kılmak değerlendirmek ve yürütmek için çaba sarf etmektedir . bir çok yönetici ver mek istedikleri pazarlama mesajlarına müşterilerin tepki vermede daha az zaman a yırmasının nedenlerini bulmaya çalışmaktadırlar . ilişki pazarlamasında asıl amaç uzun dönemli ilişkiler oluşturmak suretiyle müş teri bağlılığı yaratmaktır . bu araştırmada şekil deki araştırmanın kavramsal modelinde de görüleceği üzere güven iletişim tatmin işbirliği karşılıklılık empati ve bağımlılık adlı olumlu değişkenler ile fırsatçı davranışlar çatışma ve risk adlı olumsuz değişkenlerin bağlılık üzerindeki etkileri incelenmiş ve bu çerçe vede araştırma hipotezleri oluşturulmuştur . ayrıca gü ven pazarla ilgili belirsizliği azaltıcı yönde bir etkiye sahiptir . bu ilişki hem eko nomik hem de ekonomik olmayan değişimleri içerir . işbirliği değişkeni nin etkinliği ile ilgili aşağıdaki hipotez geliştirilmiştir . ilişki pazarlamasında dağıtım kanalındaki bağımlılık ilişkisi uzun süreli müşteri ilişki lerinin oluşmasında ve bağlılık yaratmada olumlu bir faktör olarak görülmektedir . bağımlılık bir ilişkide taraflardan birinin amaç ve hedeflerine ulaşmadaki gerek sinimlerini karşılamak için diğer tarafla olan ilişkiye dayalı istek olarak tanımlana bilir . bucklin ve sengupta bir ilişkideki aşırı güç dengesizliğinin söz konusu birlikteliğin etkinliğini de azaltacağını ortaya çı karmışlardır . empatinin alıcı ve satıcı arasında uzun vadeli ilişkiler geliştirmede önemli bir rol oynadığı ileri sü rülmektedir . firmanın kendi çıkarla rı ile müşterilerin çıkarları arasında ortaya çıkabilecek dengesizlikleri gidermek için telafi edici düzenlemeler yapması gerekecektir . geleceğin belirsizliklerle dolu olduğu bir ortamda uzun dönemli ve sağlam ilişkiler geliştirmenin olanağı yoktur . risk değişkeninin etkinliği ile ilgili aşağıdaki hipotez geliştirilmiştir . öte yandan ilişki pazarlamasının turizm sektöründeki uygulanabilirliğinin a grubu seyahat acentaları ile bu acentalara hizmet sunan otel işletmeleri arasındaki müşteri bağlılığı yaratmada etkili olan faktörlerin geçerliliğinin ortaya konulması amacı güdülmüştür . mektupla uygulanan yöntemde hazırlanan anket formlarının acente yöneticileri ta rafından doldurulması istenmiştir . daha sonra araştırma değişkenleri korelasyon analizine tabi tutulmak su retiyle aralarındaki birebir ilişkiler ortaya çıkarılmıştır . tablo de ise müşteri bağlılığı adlı değişken ile diğer tüm değişkenlere ait bire bir korelasyon ilişkileri yer almaktadır . regresyon analiz sonuçlarına göre beta katsayıları ve anlamlılık düzeyleri tablo de olduğu gibi tespit edilmiştir . bu veriler ışığında müşteriye sağlanan tatmin düzeyinin müşteri bağlılığı yaratmada olumlu etkisi vardır şeklinde oluşturulan araştırma hipotezinin kabul edildiğini söylemek mümkündür . yapılan analizler sonunda işbirliği ile müşte ri bağlılığı arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanamamıştır .
443
88
GEÇMİŞTEN BUGÜNE SAFRANBOLU’DA BATIL İNANÇLAR (Hamile Kadınlar, Gelinler ve Çocuklar Örneğinde)
insanoğlu için hayatın her devresinde kendi üzerinde tesirli olacağına inandığı çeşitli düşünce ve inançlar var olmuştur . bugün hala başvurulan birçok inancın temelinde geçmiş inanışların izleri vardır . bu geçmiş inançların temelinde ise insanoğlunun kendini çağın gereklerine uygun olarak korumak istemesi ve anlamlandıramadığı birçok doğa olayına kutsal anlamlar yüklemesi sonucu oluşmuş davranış ve benimsemeler mevcuttur . dünyada özellikle çok geniş bir coğrafya ve derin bir tarihin sahibi olan türkler geçmiş inanç ve yaşantılarının hepsini dini ve coğrafi değişimlerle terk etmeyip bir kısmını veya tamamını yaşatmışlardır . bunların en güzel örneklerinin yaşandığı bölgelerden biri de çok eski bir yerleşim merkezi olan karabük ilinin safranbolu ilçesidir . bakıldığında çocuğun sarılık olmaması için doğumdan sonra koluna bir parça sarı yün ip bağlanması konuşma çağı geldiği halde konuşamayan çocuklar için dil çözme adeti uygulanması evlerden elma erik şeker gibi yiyecekler toplanması toplanan bu yiyeceklerin çocuklara yedirilmesi yürüyemeyen sürekli düşen çocuklar için köstek kesme işlemi uygulanması gibi birçok inanış geçmiş türk kültürünün izlerini taşır .
her toplumu etkileyen önemli olaylar ve bu olayların konu olduğu anlatı ve inanışlar vardır . hurafe dine sonradan girmiş yanlış inanç . temelde bakıldığında da bu tanımların her birisi farklı bir muhtevaya sahip olsa da öz itibarı ile hepsinin ortak noktaları bilimsellikten uzak tamamen kişisel yoruma dayalı düşüncelerin ürünü olmalarıdır . çünkü her ne kadar bunlar hafızalarda birbirine yakın kavramlar gibi dursalar da diğerlerinden farklı olarak mitler çağın gereklerine uygun olarak insan hayatını kolaylaştırmak adına insan aklını ve bilimi aşan konularda korku ve endişelerin önüne geçebilmek için başvurulan yorumlamaları içerir . bu yüzden mitleri ortaya çıktıkları dönemlerin değer yargılarını ve hayat şartlarını göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir . bunlardan bazıları dünyanın birçok toplumunda benzer anlamlar taşırken bazıları ise toplumdan topluma değişiklik gösterebilir . buna rağmen her toplumlar bu tür inanışların batıl veya gerçek dışı olduğunu kabul etse de yaşatmaya devam ederler . bireyin şanslı bir sayısının ya da şapkasının olması gibi gruplandırılabilir . . yine bu zengin kültürel inanışlara göre eşikte oturanın er ya da geç iftiraya uğranılacağına inanılır . elden ele makas verilirse verildiği yerde kavga çıkacağına inanılır . makas bıçak ve benzeri aletleri boş yere açıp kapatan kişinin annesi ile babasının birbiri ile veya başkaları ile kavga edeceğine inanılır . görüldüğü üzere anadolu nun her yöresinde olduğu gibi safranbolu da hemen her konuda zengin batıl inançlar ile karşılaşmak mümkündür . hamile kadın aynaya bakarsa çocuğun güzel olacağına inanılır . çünkü kırk gün boyunca lohusa kadının mezarının açık kaldığına inanılır . bebek kırkı çıkmadan odada yalnız bırakılırsa kırk basacağına inanılır . bunun dışında safranbolu da kırk basmış sürekli hastalanan çelimsiz salya sümük ağlayan çocuklar eski hamamda erkekler bölümündeki mühürlü kurnadan alınan su ile yıkanır . çocuğun hangi işte başarılı olması isteniyorsa ve hangi mesleğe yönelmesi isteniyorsa göbek bağı ona uygun bir yere gömülür ya da saklanır . gelin erkek tarafının evine gittiğinde az ya da çok bir bardak su dahi olsa bir şeyler yiyip içer bu sayede evi benimsemesi kolay olur .
435
154
EKSANTRİK, KONSANTRİK VE UZAMA KISALMA DÖNGÜLÜ KAS ÇALIŞMALARI İLE YAPILAN KUVVET ANTRENMANLARININ DİKEY SIÇRAMA PERFORMANSINA ETKİSİ
çalışmanın amacı izotonik kas çalışmalarıyla yapılan patlayıcı kuvvet antrenmanlarından hangi antrenman yönteminin aynı zaman sürecinde daha fazla gelişim sağladığının incelenmesidir . ayrıca patlayıcı kuvvetin sıçrama performansı üzerine etkisi de değerlendirilmiştir . çalışmaya antalya ilinde yaşayan yaşlarında toplam erkek lise öğrencisi katıldı . deneklerin hiçbiri daha önce herhangi bir antrenman programına katılmamıştır . performanslarının belirlenebilmesi için deneklere çalışmalar öncesi bazı motor testler uygulanmıştır . denekler üçü çalışma biri de kontrol grubu olmak üzere dört gruba ayrılmıştır . çalışma programı hafta sürdü ve şu şekilde düzenlendi . grup eksantrik kas çalışma yöntemiyle . grup konsantrik kas çalışma yöntemiyle . grup uzama kısalma döngülü kas çalışma yöntemiyle çalıştırıldı . özel süratin göstergesi olarak m sprint testi seçildi . bu testte zaman bakımından tüm gruplarda anlamlılık seviyesinde kötüleşme görüldü . en fazla kötüleşme ukd grubunda görüldü . sonuç olarak sporda patlayıcı kuvvetin göstergesi olan dikey sıçrama yüksekliği değerlerinde en iyi artışı ukd yöntemi ile çalışan grup göstermiştir . aynı zamanda çabuk kuvvet göstergesi olarak kabul edilen sn lik çoklu dikey sıçrama testinde her üç grubun da performansında yükselme meydana geldi . ancak en büyük gelişim ukd yöntemi ile çalışma yapan grupta belirlendi . ayrıca dikey sıçrama değerleri esas alınarak lewis protokolü yardımı ile elde edilen deneklerin anaerobik güç kapasiteleri nin hesaplanması sonrası her üç grupta da gelişim belirlendi . ancak ukd grubunda hesaplanan değerler eksantrik ve konsantrik gruplarda hesaplanan değerlerin yaklaşık iki katı olarak hesaplandı .
sporda patlayıcı kuvvetin büyüklüğü sıçrama performansını belirler . her ikisi ya da üçü birden kombine olarak sıra ile kullanılırlar . bu sorunun cevabı ancak amaca yönelik kurgulanmış araştırmalarla verilebilir . tekli dikey sıçrama testinde bosco nun new test bataryasında bulunan tekli dikey sıçrama protokolü kullanıldı . konsantrik kas çalışması için kettler marka squat sehpası bar dambıllar ve tek parçalı kasa kullanıldı . motor testlerin uygulamasına geçilmeden önce deneklere dakikalık ısınma yaptırıldı . m sprint testinin uygulanması için fotosell ler metre aralıklı olarak düz bir hat üzerine yerleştirildi . elde edilen değerlerin güvenilir olması için denekler dinlendirildikten sonra ikinci kez koşturuldu . ölçümlerin güvenilir olması için denek testi iki kez uyguladı . p x ağırlık x sıçrama yüksekliği çalışmamızda farklı kas çalışmaları ile kuvvet antrenmanı yapan çalışma ve de kontrol grubu kullanılmıştır . tüm çalışma toplam hafta haftada gün ve günde . saat sürecek şekilde uygulandı . çalışma gruplarındaki tüm deneklere çalışmalarının başında dakikalık oyun ve cimnastik karakterli ısınma yaptırıldı . tüm gruplarda her denek aşağıda belirtilen kendi grubundaki çalışmaları gerçekleştirdi . bu çalışmada maksimalleri tespit edilen denekler maksimallerinin u yük ile çalışma yaptılar . şekilde gösterilen araç ile tekrar set olacak şekilde toplam set yaparak çalışma uygulandı . her bacak için tekrar bir set olmak üzere toplam set yapıldı . ölçüm sonuçlarından elde edilen farklar ve bu farkların gruplar arasındaki karşılaştırılması aşağıdaki tabloda gösterilmiştir . bosco protokolüne göre sn lik çoklu dikey sıçrama parametresinde . haftalık bir antrenman sonunda kas içi koordinasyonun öne çıktığı kuvvet çalışmalarında m sprint performansı yüzde olarak daha büyük bir değerde kötüleşmektedir . şayet bu çalışmalarla birlikte kaslar arası koordinasyon gerektiren büyük ölçüde tekno motorik beceriye yönelik bir çalışma yapılabilseydi kuşkusuz m sprint derecelerinde kötüleşme görülmeyebilecekti . kontrol grubunda doğal gelişim sonucu . lük bir gelişim meydana gelmiştir . sn lik çoklu dikey sıçrama performansı sonuçları yüzde olarak değerlendirilecek olursa en yüksek gelişim yine . lük bir gelişme ile ukd yöntemiyle çalışma yapan grupta oluşmuştur . kontrol grubunda ize doğal gelişim sonucu . lik bir gelişim oluşmuştur . deneklerin anaerobik güç performans sonuçları olarak değerlendirilecek olursa en yüksek gelişim . olarak ukd yöntemi çalışan grupta meydana gelmiştir . sonuç olarak ukd kas çalışma yöntemiyle yapılan patlayıcı kuvvet çalışmalarında haftalık bir antrenman sonrası yapılan ölçümde tekli dikey sıçrama durarak uzun atlama sn lik çoklu dikey sıçrama ve anaerobik güç testlerinde eksantrik ve konsantrik kas çalışma yöntemiyle yapılan çalışmalara oranla daha iyi ve anlamlı sonuçlar elde edilmiştir .
411
229
Arazi toplulaştırma projelerinde başarının değişik göstergelere göre değerlendirilmesi
bu çalışma tarım reformu genel müdürlüğü tarafından projesi yürütülen samsun ili bafra ilçesine bağlı mahallede amasya ili merkez ilçeye bağlı göynücek ilçesinde gümüşhacıköy ilçesinde köyde sinop ili boyabat ilçesinde durağan ilçe merkezi ve köyde olmak üzere toplam proje sahasında yapılan toplulaştırma projelerinde başarının değişik kriterlere göre değerlendirilmesi ve bunda yeni bir bakış açısı ortaya konulması amacıyla yapılmıştır . başta parsel sayısı üzerinden toplulaştırma oranı olmak üzere toplam parametre bakımından projelerin öncesi ve sonrası durumları ortaya çıkarılmıştır . bu çalışma kapsamında toplulaştırmadan tam anlamıyla başarı elde etmek için farklı kriterler incelenmiş ve bazı yeni kriterler ile performans değerlendirilmesi yapılmıştır . bunun için samsun sinop ve amasya illerindeki ilçede köy mahalleyi kapsayan arazi toplulaştırma projelerindeki bilgiler kullanılmıştır . çalışma sonucunda to ile ortalama parsel büyüklüğünün toplulaştırma öncesi ve sonrasına oranı arasında to . x opb . şeklinde bir ilişki bulunurken bir biri ile en yüksek korelasyon sırasıyla malike düşen ortalama parsel adedi parsellerin köy merkezine uzaklığı toplamı toplulaştırma oranı birim alan kaybı parsel çevreleri toplamı tam parsel sayısı birim çevre ortalama parsel büyüklüğü parsel büyüklüğü sayısı tam parseldeki malik sayısı parseldeki maliklerin köy merkezine uzaklığı toplamı malike düşen ortalama hisse sayısı maliklerin parsel durumu tam parsel alanı parsellerin nokta sayısı toplamı parametrelerinde ortaya çıkarken en az ilişki ise hisse sayısı üzerinden toplulaştırma oranı parametresinde ortaya çıkmıştır .
artan nüfus ve beslenme ihtiyacı daha fazla tarımsal ürün elde etme gereği doğurmuştur . bu çalışma kapsamında toplulaştırma projelerin performansını değerlendirmek için analiz ve değerlendirme yönteminde belirtilen kriter incelenmiş ve bu yeni kriterler doğrultusunda performans değerlendirilmesi yapılmıştır . bunun için samsun sinop ve amasya illerinde ilçede köy mahalleyi kapsayan arazi toplulaştırma projesindeki bilgiler kullanılmıştır . amasya ilinde ise merkez ilçeye bağlı akyazı aydoğdu bağlıca doğantepe gözlek kayabaşı ovasaray toklucak tuzsuz ve kutu köyleri ve göynücek ilçesindeki bektemur ve konuralan köyleri olmak üzere toplam kırsal yerleşimde arazi toplulaştırması yapılan da alan parsel ve maliki kapsamaktadır . proje sahasındaki verilerin hesaplanmasında yada elde edilmesinde toplulaştırma öncesindeki ile toplulaştırma sonrasındaki veriler kullanılmıştır . proje sahasındaki parsel sayısının malik sayısına bölünmesiyle elde edilir . pbs ise toplulaştırma öncesinin ve değerlerinin toplulaştırma sonrası değerine bölünerek oluşan değerler toplanarak bulunan oran ile hesaplanmıştır . proje alanında performansı değerlendirebilmek için to hsto tps tpa tpms pçt pkmut mkmut nst mpd opb mdopa mdohs pbs ve bç değerlerinin toplulaştırma öncesi ile toplulaştırma sonrası dikkate alınarak olumlu veya olumsuz oluşuna göre değerlendirilmiştir . köy mahallede toplulaştırma oranı eksi değer alırken köy mahallede ise artı değerler almıştır . proje alanında köy mahalleye ait tam parsel sayısı tam parsel alanları toplamı ve tam parseldeki malik sayısı çizelge de incelenmiştir . bu ise bir kısım alanın boş kalmasına veya ürün kaybına neden olur . incelenen köy mahalledeki yol kazancı yalnızca bir malikin parsele ulaşması sonucunda km olmaktadır . toplulaştırma sonrasında ise parsellerdeki bir maliklerin parsellerine köy merkezinden kuş uçuşu olarak yalnızca bir defa gitmek için km yol kat etmesi gerekmektedir . opb azalma olan köy mahallenin ünde parsel sayısına göre toplulaştırma oranı eksi çıkan köy mahallelerden tanesi artı çıkan köy mahallelerdendir . emenli mahallesi işleme katılmazsa mdohs sayısı toplulaştırmadan önce . toplulaştırmadan sonra . olarak gerçekleşeceği hesaplanmıştır . adedi da aralığında adedi da aralığında adedi da aralığında adedi da aralığında adedi da aralığında adedi da aralığındadır . benzer şekilde ve da üstü parsel sayıları sırasıyla toplulaştırmadan önce . . . . ve . iken toplulaştırmadan sonra ise bu rakamlar sırasıyla . . . . ve . olarak gerçekleşmiştir . çizelge de incelenen parametreler arasındaki korelasyon değerlerine bakıldığında . ile mdopa ile pkmut arasında çok kuvvetli ilişki mevcuttur . korelasyon değerleri ile arasındaki değerlere bakıldığında ise to ile obp bç pçt mdopa ve mdohs arasında tps ile tpm pçt pkmut mdopa ve mdohs arasında pçt ile bç pkmut mdopa ve bak arasında bç ile opb ve bak arasında pkmut ile mdopa ve bak arasında pkmut ile mdohs arasında opb ile bak arasında ve mdopa ile bak arasında p . seviyesinde kuvvetli ilişki mevcuttur . projedeki parametrelerin korelasyon değerlerinin mutlak değerleri alındığında . ile mdopa en çok değer alan parametredir . çizelge nin ilk denklemi to . x opb . için bir projede opb oranı belirlenerek denklemde yerine konulduğunda to bulunabilir . çizelge incelendiğinde çalışma yapılan köy mahallenin performansı ortalama olarak . olarak ortaya çıkmıştır . arazi toplulaştırması yapılan sahalarda sınır kayıplarının en az olması açısından en elverişli parsel şekli kare işleme kolaylığı ve zaman kaybının önlenmesi açısından ise dikdörtgen parsellerdir . şekilleri düzgün olan tarlalarda insan ve makinelerin veriminde önemli artışlar sağlanmaktadır . çalışılan proje sahasında parsel bazında ve parsellerdeki malik bazında köy merkezine uzaklıklarda yoldan oranında azalması nedeniyle zaman ve yakıttan kazanım sağlanmıştır .
564
242
MODERN UYGUR ŞAİRİ AHMETCAN OSMAN ŞİİRLERİ VE ONUN ÖNDERLİĞİNDE GUÑGA ŞİİR HAREKETİ
aruz ve hece vezninin kullanılmaya devam ettiği çağdaş uygur şiirinde li yıllarda guñga şiir hareketi başlamıştır . guñga şiir serbest tarzda yazılan anlamı doğrudan belli olmayan şiir türüdür onun oluşması ve meydana gelmesi uygur edebiyatında özel bir olgu gibi tespit ediliyor . ahmetcan osman bu hareketin yaratıcısıdır dolaysıyla uygur edebiyatında ahmetcan osmanın ismi guñga şiir yerinde geçer . maalesef guñga şiirler her ne kadar şaşırtıcı bir şekilde ortaya çıkmasına rağmen çok kısa bir süre sonra sona ermiştir . dolaysıyla ahmetcan osmanın yurt dışına gitmek zorunda kalması nedeniyle uygur edebiyatı sahnesi den çekinmesinden hemen sonra söz konusu hareket sona ermiştir . bu makale de guñga şiirin meydana gelmesi ahmetcan osmanın hayatı ve şiirleri hakkında bilge verilmiş daha sonrada onun şiirlerin özelliği incelenmiştir .
çağdaş uygur edebiyatı hem uygur klasik edebiyatının zenginliklerini içine almış hem de çağdaş zamanda ortaya çıkan şekil dil üslup yapı türlerde varlığını sürdürmüştür . ilk dönem şiirlerinin konusu marifet ve halkı cehalette karşı uyandırmak olmuştur . bu dönemde uygur şiirinde hece vezni ile serbest tarzda şiirler kaleme alınmıştır . abdurehim ötkür lutpulla mutellip nimşéhit ahmet ziyai enver nasiri tiyipjan eliyup qurban barat ruzi sayit abduşükür mehmetemin osmanjan savut memetjan raşidin buğda abdulla abdurehim abdulla mehmetjan sadiq bu dönemin önemli temsilcileridir . bu dönemde aruz vezniyle şiir yazan şairlerin gittikçe azalması yabancı edebiyat akımlarının etkisi okuyucuların estetik zevkinin yükselmesi gibi faktörlerin etkisiyle slogan politik görüşler gibi ana konular yerini sevgi güzellik gibi konulara bırakarak insanın zengin iç dünyasını anlatmaya başlamıştır . guñga şiir modern uygur edebiyatına özellikle şiire ait özel bir terim olup lerin ortalarından itibaren uygur şiirinde görülmeye başlayan serbest tarz şiirlerdir . kültür devrimi çin de yılları arasında yaşanan sosyo politik bir harekettir . bu arada tarihi eserler tahrip edildi ve edebiyat kendi fonksiyonunu kaybederek tam anlamıyla propaganda amacı için kullanıldı yaklaşık yıl süren devrim sonucunda ülke her açıdan ciddi zararlar gördü . bu yeni akım çağdaş uygur şiirinde ilk görülmeye başladığı zaman gelenekçi şairler bu akıma anlaşılmaz diye karşı çıkarken bu akımı destekleyenler geleneksel şiir tarzını arap fars şiirinin kalıntısı diye inkar etme eğilimi göstermişlerdir guñga şiirlerin özelliği yukarıda belirttiğimiz araştırmacılara göre şiirin başlığının içerek ile direk bağlam taşımaması konusunun istiare tezat ve sembol ile ifade edilmesidir . şairin duygu ve fikirlerinin esas anlatılmak istenen konu olmasıdır . ancak guñga şiirler modern uygur şiirinde önemli bir yere sahip olsa da bugüne kadar bu sahada yapılan araştırmalar çok az sayıdadır . kültür devrimi sırasında kömür ocağında müdürlük yapan babası osman bey burjuvazi kapitalist suçlamasıyla sene hapse atılmış hapiste ağır durumlarla karşılaşan babası ciddi sağlık sorunları yaşayarak hapisten çıkarılmış ve çok geçmeden vefat etmiştir . edebiyat teorisi sanat felsefe ve psikoloji alanlarında birçok kitapları okuyarak kendi ufkunu genişletmiştir . dolayısıyla şairin erken dönem yaratıcılığı çocuk şiirleriyle başlanmıştır . klasik şiirlerdeki biz düşüncesi ben şeklinde değişmiş halka kendini tanıtmak kendi hakkında düşünmeyi yaratıcılığının esas sorumluluğu olarak görmüştür . şairin getirdiği büyük bir yenilik ise geleneksel şiirin formundan çıkmasıdır . ahmetcan osman ın birçok şiiri çağdaş uygur edebiyatında önemli bir konu olan vatan konusunu içerir . ancak vatan konusunu işlediği şiirlerinde çağdaş uygur edebiyatındaki diğer yazar ve şairlere göre farklı bir üslup ve şekil benimsemiştir . şairin yılında kaleme aldığı vatan şiiri şöyledir özüñ ézitqu . şair milletine olan derin sevgisini bazı şairler gibi gerçekleşmeyecek slogan suni ve sahte şekilde ifade etmek yerine milli kültür efsane ve geleneklerden yararlanarak derin bir sevgi ile ifade etmiştir . şiir sahasındaki öncülüğünün yanında eserlerinde halkın dilini de çok başarılı biçimde kullanmıştır . bununla ilgili dr . mehmetim ala ahmetcan osman bir dil sihirbazıdır . böylece okuyucuların şiir okuma adetine ciddi değişiklik getirmiştir demektedir . ancak ahmetcan osman her ne kadar yetenekli ve kaleme aldığı şiirler de ne kadar şaşırtıcı etkileyici olsa da onun şiirleri üzerinde yeterli çalışma yaılmamıştır . bugüne kadar bazı şairler bu tür özgün şiirler yazmaya devam etseler de guñga şiirin li yılların sonu ve lı yılların ortalarında yarattığı etki kendini göstememiştir .
509
116
MİNİK TEYZE ÖYKÜSÜNDE İŞLENEN EĞİTSEL DEĞERLERİN DUYGUSAL YÖN ANALİZİ İLE BELİRLENMESİ
bu çalışmanın temel amacı ahmet tezcan ın minik teyze adlı öyküsünün öğrencilere ilettiği eğitsel değerleri içerik analiz yöntemlerinden duygusal yön analizine göre incelemektir . bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır . ahmet tezcan ın hırsız kedi balığımı yedi kitabındaki minik teyze adlı hikayedeki tüm cümleler incelenmiş ve cümlelerin eğitsel açıdan tahlilleri yapılmıştır . metinler çözümlenirken içerik analizi tekniklerinden duygusal yön analizi kullanılmıştır . öyküde incelenen cümlelerin ilettiği mesajların olumlu olumsuz karışık ve müphem yönleri belirlenmiştir . olumlu ifade karışık olumsuz müphem de rakamı ile belirtilmiştir . daha sonra belirtilen bu cümleler beş uzmana gönderilmiştir uzmanlardan gelen dönütler doğrultusunda çalışmanın güvenirlik testi yapılmıştır . araştırma sonucunda minik teyze adlı öyküde cümlelerin inin olumlu sinin olumsuz unun de müphem olduğu tespit edilmiştir . öyküdeki cümlelerin sinin yaratıcılık inin sevgi inin dayanışma sinin vatanseverlik ünün saygı inin bilimsel bilgi ile ilgili olumlu yargı taşıdığı tespit edilirken cümlelerin inin sevgi ünün de saygı ifadesiyle ilgili olumsuz yargılar taşıdığı tespit edilmiştir . tüm bu verilerden hareketle minik teyze öyküsünün öğrencilere kazandırılması gereken birçok eğitsel değeri barındırdığı çocukların bilişsel duyuşsal özelliklerine katkı sağlayacağı sonucuna varılmıştır .
türk milli eğitiminin temel amacı topluma beden zihin ahlak ruh ve duygu bakımından sağlıklı bireyler yetiştirmektir . bu amaçla gerek yaygın gerekse örgün eğitim kurumlarında programlar dahilinde çeşitli eğitim öğretim faaliyetleri yapılır . çocuk edebiyatı çocukları konu edinen çocuklar tarafından yazılan bir edebiyat değil çocuğun dil anlama ve kavrama düzeyini esas alan bir edebiyattır . yani çocuğa görelik ilkesi üzerine kurulu bir edebiyattır denilebilir . çocuk edebiyatı ürünlerinden masallarla beslenen öğrenciler belli bir süre sonra gerçek hayatla bağlantılı olan eserlere yönelirler . edebi bir anlatım türü olarak hikayeyi olmuş veya olması mümkün olayları anlatan masala göre daha gerçekçi romana göre daha kısa anlatıma sahip yazılar olarak tanımlamak mümkündür . sever e göre insan kişiliğinin biçimlendiği bu dönemde öykünme en etkili ve hızlı öğrenme yoludur . kahramanların fiziksel ve ruhsal özelliklerinden onların davranış ve eylemlerinden etkilenirler . çocuk sekiz on yaşlarında sona eren masal çağının ardından gerçeklik duygusu uyandıran metinlere yönelir . hikaye adını verdiğimiz bu ürünler anlatmaya dayalıdır . bu tür yapıtlar çocukların yaşantılarına açıklık kazandırır bunları geliştirir . oğuzkan a göre çocuk hikayelerinde bulunması gereken başlıca nitelikler şöyle sıralanabilir . küçük şeylere karşı sürekli bir ilginin uyandırılmış olması . ancak bu çalışmaların hepsinde veri analizi olarak içerik analizi veya betimsel analiz kullanılmıştır . bu araştırmanın amacı ahmet tezcan ın minik teyze adlı hikayesinin öğrencilere ilettiği eğitsel değerleri içerik analiz yöntemlerinden duygusal yön analizine göre incelemektir . tespit edilen eğitsel değerler tablo halinde gösterilmiş olup tablo altında örnek cümleler verilmiştir . çalışmanın materyalini oluşturan öykü metinlerindeki cümlelerin duygusal karşılıkları beş ayrı uzmana bulduruldu . duygusal yön analiz sonuçlarına ve cümlelerin analiziyle ortaya çıkarılan değerler temel alındığında minik teyze adlı hikayenin çocukların gelişim özelliklerine uygun olduğu görülmektedir . genel itibariyle olumlu mesajlar içeren eğitsel açıdan olumlu mesajların verildiği bu öykünün çocuğun duygusal zihinsel ahlaki gelişimine katkı sağlayabilecek nitelikte olduğu söylenebilir . değerler içinde en çok yaratıcılık değeriyle ilgili cümle bulunmaktadır . ifadeleriyle saygı değeri olumlu yönde aktarılmasına rağmen aysel beni oyunlarına almadı . bu amaç kapsamında minik teyze adlı hikayedeki cümleler incelenmiştir . cesur ve baş çalışmanın sonucunda incelenen eserlerde tespit edilen iletinin inin kişisel gelişimi sının toplumsal gelişimi inin ulusal gelişim ünün ise evrensel düşüncenin gelişimini destekler nitelikte olduğunu tespit etmiştir . gökçe incelediği çalışmada en çok duyarlılık dürüstlük yardımseverlik arkadaşlık ve paylaşma çalışkanlık doğa ve hayvan sevgisi yaşama sevinci aile sevgisi özveri komşuluk ve hoşgörü değerlerine yer verildiğini tespit etmiştir . bundan dolayı türkçe ders kitaplarına hikaye metinleri seçerken genel itibariyle olumlu mesajların ağırlıkta olduğu metinler seçilmelidir .
435
174
Saanen x Kıl Keçi melezi (G1) çebiçlerin erken (7-8 aylık) yaşta damızlıkta kullanılabilme imkanları
bu çalışmada çebiçlerin doğdukları yıl damızlıkta kullanılmasının döl veriminde ve oğlakların büyüme özelliklerinde herhangi bir olumsuzluğa sebep olup olmadığının ortaya konulması amaçlanmıştır . saanen x kıl keçi melezi keçi ve çebiç gruplarının döl verimi gelişme özellikleri süt verimi canlı ağırlıkları ve vücut ölçüleri belirlenmiş ve elde edilen veriler karşılaştırılmıştır . araştırmada baş saanen x kıl keçi melezi çebiç ve baş saanen x kıl keçi melezi keçi kullanılmıştır . saanen ve kıl keçi melezi keçi ve çebiç gruplarında sırasıyla gebelik oranı . . doğum oranı . . tekiz ikiz üçüz doğum oranları . . . ve . . . oğlak verimi ise . ve . olarak bulunmuştur . oğlakların . gün ve . gün canlı ağırlıkları vücut ölçüleri . gün . gün ve . gün yaşama gücü değerleri benzerlik göstermiştir . keçi ve çebiç grupları döl verimi canlı ağırlık canlı ağırlık artışları vücut ölçüleri yaşama güçleri ve süt erimleri bakımından karşılaştırıldığında çebiçlerde keçilere göre bir gerilik görülse de çebiçlerin erken yaşta damızlıkta kullanılması hayvanların verimli ömür süresini uzatarak ekonomik açıdan yetiştiriciye daha faydalı olacağı sonucuna varılmıştır .
keçi eti sütü kılı tiftiği ve derisinden yararlanılabilen dünyanın farklı iklim koşullarına sahip tüm bölgelerinde yetiştiriciliği yapılan bir çiftlik hayvanıdır . ancak ülkemizde keçi yetiştiriciliği için kıl keçilerinin genetik potansiyeli önemli bir sorundur . oğlakların damızlıkta kullanılabilmeleri için ergin vücut ağırlığının ine . bu çalışmada saanen x kıl keçi melezi keçi ve çebiçlerin gelişme özellikleri aşım döl verimi süt verimi canlı ağırlıkları ve vücut ölçüleri belirlenerek elde edilen veriler karşılaştırılıp değerlendirilmiştir . araştırmada hayvanlar günlük saat meradan faydalandırılmıştır . oğlaklar . aylık olduklarında sütten kesilmişlerdir ve bu dönemden sonra anneleriyle beraber meraya çıkarılmıştır . canlı ağırlık ölçümleri annelerde teke katımı öncesi ve doğum sonrasında oğlaklarda ise doğumdan ilk saat içinde g a kadar hassas dijital terazi ile tartılarak alınmıştır . keçilerde sağım kontrolü doğumdan bir hafta sonra başlamış ve laktasyonun sonuna kadar aylık periyotlar şeklinde yapılmıştır . süt veriminin belirlenmesi doğumu takiben ayda bir günde tek sağım olacak şekilde gerçekleştirilmiştir . keçilerin günlük süt verimi g ın altına düştüğünde sağıma son verilmiştir . çalışmada elde edilen bulgulara göre grupların ortalama döl verim değerleri çizelge de verilmiştir . vatansever ve akçapınar benzerlik göstermektedir . doğum ağırlığı üzerine doğum tipi ve cinsiyetin etkisi bakımından şengonca ve ark . nın yaptıkları çalışma sonuçları ile benzerlik göstermesine rağmen şimşek ve bayraktar tarafından yapılan çalışmada elde edilen değerlerden düşük bulunmuştur . bu farklılık keçi grubu oğlaklarının çebiç grubu oğlaklarınkinden daha fazla canlı ağırlık kazancı göstermelerinden kaynaklanmıştır . gün canlı ağırlık artışlarına bakıldığında keçi grubunun oğlaklarının çebiç grubundan ve erkek oğlakların dişilerden daha ağır oldukları görülmektedir . gün canlı ağırlık artışlarında dişi üçüz oğlaklar arasındaki fark istatistik olarak önemli bulunmuştur . gün canlı ağırlık artışları dişi oğlaklarda erkeklerden ve çebiçlerde keçilerden daha azdır . tarafından yapılan çalışma sonucundaki değerlerle benzerlik göstermektedir . bu farklılık keçi grubu oğlaklarının çebiç grubu oğlaklarından . elde edilen bulgulara göre keçi ve çebiç gruplarında laktasyon süt verimi ve laktasyon süresi arasındaki farklar istatistik olarak önemli bulunmuştur .
359
178
Konya İli Kuru Şartlarında Arpa (Hordeum vulgare L.) Genotiplerinin Verim ve Bazı Tarımsal Özelliklerinin Araştırılması
bu çalışma arpa hat ve çeşitlerinin verim ve bazı tarımsal özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır . çalışmada materyal olarak bahri dağdaş uluslararası tarımsal araştırma enstitüsü arpa ıslah programındaki hat ve standart çeşit kullanılmıştır . deneme yetiştirme sezonunda kısmen dengeli latis deneme deseninde tekerrürlü tarla denemesi olarak konya da yürütülmüştür . denemede tane verimi bitki boyu başaklanma gün sayısı olgunlaşma gün sayısı ve kış zararı özellikleri incelenmiştir . araştırma sonuçlarına göre genotiplerin tane verimi kg da arasında değişirken deneme ortalaması kg da olmuştur . en yüksek verim numaralı hattan elde edilmiştir . denemede bitki boyu . ile . cm arasında başaklanma gün sayısı ile gün arasında olgunlaşma gün sayısı ile gün arasında ve kış zararının ise . ile . arasında değiştiği belirlenmiştir . incelenen tane verimi başaklanma ve olgunlaşma gün sayısı ve kış zararı özellikleri yönünden istatistiki olarak seviyesinde genotipler arasında önemli farklar bulunurken bitki boyu özelliği önemsiz bulunmuştur . bu çalışmada özellikle tane verimi ve bazı özellikler bakımından melez hatların standart çeşitleri geride bıraktığı görülmüştür . ileri çıkan bu hatların ıslah programlarında kullanılmaya devam edilmesi gerektiği düşünülmektedir .
arpa dünya da buğday çeltik ve mısırdan sonra en fazla tarımı yapılan tahıl türüdür . türkiye de ise yıldan yıla değişmekle birlikte yaklaşık . milyon hektar ekim alanı . milyon ton üretim ve kg da verim ile buğdaydan sonra en çok ekimi yapılan tahıl türüdür . türkiye arpa üretimindeki en önemli pay iç anadolu bölgesinindir . iller bazında bakıldığında ise gerek ekim alanı gerekse üretim miktarı yönünden ilk sırayı konya almaktadır . arpa üretiminin büyük çoğunluğu ülkemizde yağmura dayalı şartlarda yapılmaktadır . deneme yetiştirme sezonunda x kısmen dengeli latis deneme deseninde tekerrürlü tarla denemesi olarak konya da yürütülmüştür . deneme ekimi mibzerle parsel sıra arası cm sıra ve m uzunluğunda olacak şekilde yapılmıştır . tane verimi bitkiler hasat olgunluğuna geldiğinde parsellerden elde edilen ürün dekara verim şeklinde çevrilerek bulunmuştur . bitki boyu hasattan önce her parselden adet olmak üzere bitki toprak seviyesinden uç kısmına kadar ölçülüp ortalaması alınarak bulunmuştur . başaklanma gün sayısı ocak tan başlayarak parselin sinin başaklandığı güne kadar geçen günler sayılarak bulunmuştur . olgunlaşma gün sayısı ocak tan başlayarak bitkilerin hasat olgunluğuna geldiği güne kadar sayılarak bulunmuştur . kış zararı kıştan sonra bitkilerin zarar görme oranları skalasına göre belirlenerek bulunmuştur . bu skalaya göre zarar görmemiş parsel tamamen zarar görmüş olarak değerlendirilmiştir . en yüksek verim numaralı hattan elde edilirken en düşük verim numaralı hattan elde edilmiştir . standart çeşitlerden ise kg da ile en yüksek verime çıldır ulaşırken bunu kg da ile karatay çeşidi izlemiştir . denemede tane verimi değerleri genel olarak düşük gerçekleşmiştir . bunun nedeni olarak da yağış miktarının düşük seyretmesi olarak açıklanabilir . genotipler arasında verim farklılıklarının oluşması çevre etkisinden ziyade genotip etkisinden olduğu düşünülmektedir . standart çeşitlerden ise en erken başaklanan . gün ile karatay çeşidi olmuştur . çalışmada olgunlaşma gün sayısına göre genotipler incelendiğinde genotipler arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur . denemede en erken olgunlaşma . gün ile numaralı hatta olurken en geç olgunlaşma gün ile numaralı hatta olmuştur deneme ortalaması ise . gün olarak tespit edilmiştir . standart çeşitlerde ise en erken olgunlaşma . gün ile tokak çeşidinde olmuştur . bazı arpa çeşitlerinin verim ve tarımsal özelliklerini inceledikleri çalışmada arpa çeşitlerinin olgunlaşma gün sayılarını ortalama . gün olarak bildirmişlerdir . denemede genotipler tane verimi kış zararı başaklanma gün sayısı olgunlaşma gün sayısı ve bitki boyu özellikleri yönünden incelenmiş yapılan analizler sonucunda incelenen özelliklere göre genotipler arasında önemli farklılıklar belirlenmiştir . buradan hareketle verim ve diğer özellikler yönünden ön plana çıkan hatların arpa ıslah programında kullanılmaya devam edilmesi gerektiği ayrıca bu hatların melez bahçesine ilave edilerek melezlemelerde kullanılması gerektiği kanaatine varılmıştır .
433
192
YÜCEL FEYZİOĞLU İLE MASAL VE DEĞERLER ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ
dil öğreniminde konuşma en önemli unsurlardandır . sosyal ve kültürel yapıda konuşma becerisine diğer becerilere oranla daha fazla yer verildiği için konuşmanın nerede ve nasıl yapılması gerektiği konuşmayı yapan kişilerin nitelikleri ve dinleyenlerin üzerinde nasıl etki bıraktıkları sorgulanan bir meseledir . konuşmada her ne şekilde olursa olsun bireyler belirli teknikler ve stratejiler kullanmaktadır . bu çalışmada yabancı dil olarak türkçe öğrenen öğrencilerin türkçe hazırlıklı konuşmada kullandıkları konuşma stratejilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır . araştırma betimsel bir çalışma olup var olan bir durumu ortaya koymaya yöneliktir . çalışmanın örneklemi çomü tömer de yabancı dil olarak türkçe öğrenen yabancı uyruklu öğrenciden oluşmaktadır . çomü tömer de yabancı dil olarak türkçe öğrenen yabancı uyruklu öğrenciler hazırlıklı konuşma yaparken hangi stratejileri kullanmaktadır sorusu araştırmanın problemini oluşturmaktadır . veriler yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmış toplanan veriler araştırmacılar tarafından içerik ve madde analizi yöntemiyle analiz edilerek benzerlik ve farklılıklar yönünden tartışılmıştır . sonuçlar tablolar halinde sunularak yorumlanmıştır . sonuç olarak konuşma öncesinde konuşma sırasında konuşma sonrasında ise stratejiye başvurdukları tespit edilmiştir . tespit edilen bu stratejilerin bir kısmı literatürdeki stratejilerden farklılık göstermektedir .
dil bilgi çağı olan günümüz dünyasının en önemli anahtarlarındandır . son dönemlerde türkiye de türkçenin yabancı dil olarak öğretimi için önemli çalışmalar yürütülmektedir . bu çalışmalar yurt içi ve yurt dışında yabancı dil olarak türkçenin öğretimi konusunda çalışmalar üstlenen çeşitli kurum kuruluş ve merkezler aracılığıyla yürütülmektedir . bu çalışmalar kapsamında hem dünyada hem de türkiye içinde yabancı dil olarak türkçenin öğretimi gün geçtikçe daha sistematik hale gelmektedir . türkçenin hak ettiği değeri görmesi daha zaman alacak olsa da gelişmelerin olumlu yönde olduğu gözlemlenebilmektedir . yabancı dil öğrenmenin ilk amaçlarından birinin iletişim olduğu göz önünde bulundurulduğunda en önemli dil becerisi sayılabilir . aksan a göre konuşma yeteneği insanı insan yapan en belirgin özelliktir . türk tarihinde de konuşmanın önemi kaşgarlı mahmut gibi birçok düşünür tarafından vurgulanmıştır . vücûdun nasibi hep ağızdan girer rûhun nasibi ise doğru sözdür ve kulaktan girer . öğrenme anlama kendini geliştirme ve geleceğine yön verme gibi önemli konular konuşmayla daha kolay olmaktadır . konuşmadan yoksun olarak öğrenilen yabancı dil öğrenmenin hızını ve etkisini azaltmakta hatta belirli bir seviyeden sonra gelişimi asgari düzeye düşürmektedir . bu da konuşmanın zihinsel süreçlerini keşfetme yeni öğretim yöntemleri geliştirme gibi çalışmaları zorlaştırmaktadır . tarih boyunca insanın ne zaman ve nasıl konuştuğu hep merak konusu olmuştur . güneş e göre etkili ve güzel konuşmak için çeşitli teknikler gerekmektedir . dil öğrenme stratejileri birçok araştırmacı tarafından sınıflandırılmıştır . bu teknikler çeşitli araştırmalarla belirlenmiş tekniklerdir ve öğretmenlerin bu teknikleri öğreterek öğrencilerde teknik kullanma alışkanlığı oluşturmalarını önermektedir . bunun yanı sıra arkadaşları ile deneme yapma maddesi de frekans değeri ve yüzdelik oranıyla oldukça kullanılan bir hazırlıktır . tablo de yer alan diğer stratejiler kendi kendine deneme yapma heyecanını bastırmak için kendini telkin etme hazırlanan konuşmayı tekrar etme sorulacak soruları tahmin etmeye çalışma ve jest ve mimiklere dikkat etme şeklindedir . bu stratejilerin frekans değerleri ve yüzdelik oranları da tür . son olarak tablo de sadece frekans değeri ve yüzdelik orana sahip maddeler de yer almaktadır . bunlar tekrarlardan kaçınmaya çalışma muhtemel yapacağı hatalar için özür dileme çok sayıda örnek vermeye çalışma dinleyicileri tanıdığı kişiler olarak hayal etme kişilere göre hitap etme rahat olmaya çalışma etkileyici kelimeleri seçmeye çalışma konuya farklı şekilde girme kafasındaki plan dışına çıkmama kendinden önce çıkan kişiler varsa onları izlemekten kaçınma sessizliği sağlama ve konuşma sırasında soru kabul etme şeklindedir . bu çalışmada yabancı dil olarak türkçeyi öğrenen öğrencilerin türkçe hazırlıklı konuşmada kullandıkları konuşma stratejilerinin tespiti amaçlanmış ve tespit edilen bu stratejiler güneş in çalışmasında belirtilen konuşma stratejileriyle karşılaştırılmıştır . karşılaştırma sonucunda konuşma öncesi konuşma sırası ve konuşma sonrasında çeşitli benzerlikler ve farklılıklar belirlenmiştir . konuşma sırasındaki benzerlikler incelendiğinde sunu slayt fotoğraf vb . tespit edilen soru almama kendi kafasında konuşmayı değerlendirme eleştirileri alma ve dinleyicilerle bir hatıra fotoğrafı çekilme gibi konuşma stratejilerinin ise farklılık gösteren stratejiler arasında yer aldığı söylenebilir .
465
167
Kullanım Tercihleri ve Metin Dil Bilimsel Bir Özetleme Çalışması
özetleme edinilen bilgilerin sınıflandırılmasını sağma işlemi ve mümkün olduğunca az kelimeyle metnin ana ifadesinin ortaya konulma sürecidir . özetleme çalışmalarıyla beyin sınıflandırma analiz açıklama değerlendirme ve sonuç gibi bir dizi bilişsel işlem gerçekleştirmektedir . özetlemede metnin eksiksiz olarak anlaşılması çok önemlidir . metnin tam olarak anlaşılmasında ise metin dil bilim çalışmaları önemli bir yere sahiptir . bu çalışmada türk dili ve edebiyatı öğretmen adaylarının özetleme stratejilerini kullanım tercihleri incelenmiştir . araştırma tarama deseninde modellenmiştir . çalışmadaki veriler deneme tarafından geliştirilen maddelik özetleme stratejileri ölçeği kullanılarak elde edilmiş ve ölçeğin crohach alfa değeri . olarak tespit edilmiştir . araştırma eğitim öğretim yılı güz döneminde gazi üniversitesi türk dili ve edebiyatı öğretmenliği bölümünde öğrenim görmekte olan ü kız si erkek olmak üzere toplam öğrenciden alınan verilerden yararlanılarak oluşturulmuştur . anket aracılığıyla toplanan veriler istatistiki olarak bağımsız örneklem t testi ve tek faktörlü varyans analizi ile anlamlandırılmış ve sonuçlar tablolaştırılmıştır . sonuç olarak öğretmen adaylarının özellikle kaynak metinde yer alan imge ve düşüncelerin özet metinde yer bulmasını sağlayacak bağlantı ve atıf stratejileri ile eş zamanlı özetleme gibi stratejileri yeterli düzeyde kullanmadığı tespit edilmiştir . bu sonuçlar doğrultusunda edebiyat öğretmeni adaylarına özetleme eğitimi verilmesi ve bu eğitimin metin dil bilim verileri doğrultusunda gerçekleştirilmesi önerilmektedir .
özetleme bireyin ne öğrendiğini düşünmesi mantıksal ve anlaşılabilir tarzda yazması ve kendi kelimeleriyle ne öğrendiğini açıklaması metnin önemli içeriksel yapısını kısaltılmış olarak geri vermek metnin anlatımını bozmadan öz bir yapıya dönüştürebilmek olarak tanımlanmaktadır . aynı zamanda mümkün olduğunca az kelimeyle metnin ana ifadesinin ortaya konulma sürecidir . bununla birlikte özetlemenin öğrenim hayatının ilk yıllarından itibaren sıkça kullanılması bireyde bilimsel metotlu düşünme becerisinin geliştirilmesine de katkı sunacaktır . bu bağlamda küçük yaşlarda özetleme çalışmalarına başlayan öğrencilere özetleme stratejilerini içeren bir eğitimin verilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır . öğrencilerce üretilmiş olan özet metinlerin niteliğine yönelik yapılan bir araştırmanın bulgularına dayanarak belirtilebilecek en genel sonuç öğrencilerin bir kaynak metni yazılı bir özet metne dönüştürme sürecinde ne yapacaklarına ilişkin bilgi ve beceri eksikliği gösterdikleridir . barnet ve stubbs da doğru ve eksiksiz özet yazabilme becerisinin akademik çalışmanın merkezinde olduğu belirtilmektedir . . birincisi metinde yazarın önemli tanımlamalar yoluyla vurgulamak istediği bölümlerdir ki bunlar genellikle ipuçları yoluyla işaretlenir . ikincisi ise okuyucunun ilgisini çeken bölümlerdir iyi ve kötü okuyucularda çeşitli kuralları uygulama yeteneğinin farklı olduğu tespit edilmiştir . temel yapı taşları cümleler olan bu kompozisyonun sağlanmasında bağlaçlar önemli bir yere sahiptir . akıcı okuyucuların bağlamsal ve metinsel kısıtlamaları yargıları ve esas önemi saptayabildiklerini ifade etmektedir . madde ortalaması ve yüzde değerlendirildiğinde maddeye konu olan edimin öğrenciler tarafından uygulanmadığı tespit edilmektedir . maddesine öğrencilerin u katıldıklarını ifade etmiştir . özet yazarken özgün metindeki ayrıntıları da özetlemeye gayret ederim . özgün metni okumaya başlar başlamaz özet metni yazmaya başlarım . maddesine öğrencilerin i katıldıklarını ifade etmiştir . özet yazarken özgün metindeki cümlelerin altını çizip bu cümleleri aynen özet metinde yazarım maddesine öğrencilerin si katıldıklarını ifade etmiştir . aynı zamanda eş zamanlı özetleme stratejisi ile ortak özellikler taşıyan bu stratejinin de az kullanılması katılıcıların bu stratejilere yaklaşımı noktasında bir tutarlılığı da ortaya koymaktadır . bunun sağlanabilmesi için de özetlenecek metinde yer alan önemli bilgilerin belirlenip alımlanması gerekir . edebiyat öğretmeni adaylarının üniversitede yazılı ve sözlü anlatım becerilerini geliştirmeye yönelik dersler almalarına rağmen pasif kopyalama stratejileri dışında kaynak metni ifade edecek özgün bir metin oluşturmada temel stratejileri yeterli düzeyde kullanamadıkları görülmektedir .
411
196
İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
iran ve türkistan coğrafyası ondokuzuncu asrın son yarısında ingiltere ve rusya nın nüfuz mücadelesi sahasına dönüşmüştür . kırım savaşında rusya nın yenilmesi ve iran ın aynı tarihte herat ı muhasara etmesi bu mücadeleyi hızlandırmıştır . rusya bu mücadelede ingiltere yi doğrudan karşısına almamıştır . ingiltere ise hem rusya nın kırım da yenilmesi ve hem de topraklarını güneyde işgal ettiği iran ın herat tan çekilmesiyle rahatlamıştır . bu rahatlama fazla uzun sürmemiş rusya nın türkistan ve iran da işgallere başlamasıyla bozulmuştur . türkistan daki rus işgallerinin hindistan a yakın olması ingiltere nin endişelerini arttırmıştır .
asrın ikinci yarısında safevi devleti nin siyasi iktisadi ve askeri olarak zayıflaması ve bölgede etkili bir güç olmaktan çıkması ingiltere ve rusya nın iran kafkasya ve türkistan üzerindeki rekabetini arttırmıştır . ingiltere bu coğrafyanın tamamıyla rus nüfuzuna girmesini engellemek için bütün imkanlarını kullanmıştır . bu coğrafyanın sömürgeleştirilmesi için girişilen harekette merkez rolünü üstlenmiştir . kraliçe elizabet in ingiliz tüccarlarına imtiyaz verilmesini içeren mektubu şah ahmasb a sunulmuştur . şah abbas döneminde siyasi girişimlerin arttırılması ve de shirley başkanlığında başka bir heyetin iran a gönderilmesi de aynı hedefler doğrultusunda olmuştur . rusya ingiltere nin siyasi manevralarına sessiz kalmayarak doğu ve güney yönünde yayılmak istemiştir . napolyon iran ile olan siyasetinde hasımı gibi sabırlı ve tecrübeli davranmamış anlaşmanın mürekkebi kurumadan aynı yıl rus çarı ile tilsit te iran ve osmanlı devleti topraklarının paylaşılmasını içeren anlaşmayı imzalamıştır . tilsit anlaşmasının ortaya çıkması üzerine endişeye kapılan ingiltere malcom idaresinde basra körfezine savaş donanması göndererek iran a gözdağı vermiştir . iran rusların sıcak denizlere inme siyasetinde hindistan güzergahında bulunduğu için işgal ve sömürüye maruz kalmış türkistan ise rusya nın yayılarak ingiliz menfaatlerine yaklaşmak istediği bir alan olmuştur . ancak doğuda afganistan ve hindistan yönündeki yayılmada ingiliz siyasetinin hemen devreye girerek rusya nın dikkatini başka taraflara çektirdiği görülmüştür . ingiltere nin rusların dikkatini türkistan dan iran a çevirmeyi başarmasıyla işgaller başlamıştır . de türkmençay antlaşması imzalanmış iran topraklarındaki rus işgalleri resmen kabul ettirilmiştir . bu şekilde rusya nın den ye kadar oyalanması sağlanarak hindistan üzerindeki tehdit ortadan kaldırılmıştır . ingiltere feth ali şah dönemi nin başlarında napolyon un avrupa daki askeri yayılmasıyla uğraşmıştır . ı . koalisyon savaşlarıyla dikkatler avrupa ya yönelmiş bu dönemde fransız saint genie rus çariçesi ıı . bu hususta gortchakov un borunov a yazdığı mektupta rusya nın iran ile görüşmeleri başlatmayı düşündüğünü ve ingiltere nin de anlaşma imzalamak istidadında olduğunu söylemiş ingiltere nin iran a saldırması halinde büyük bir hata işleyeceğini belirtmiştir . rusya nın gayretleri sonuç vermemiş herat ın alınması sebebiyle başlayan iraningiltere savaşı rus menfaatlerini tehdit etmiştir . başbakan nesselrode simonovitch e gönderdiği mektupta rusya nın türkmen bölgesindeki iran hakimiyetini tanımaya hazır olduğunu bildirmiştir . bu sırada hindistan da meydana gelen iç isyanlar işleri biraz daha kolaylaştırdı . hindistan da başlayan ingiliz karşıtı isyanlar gortchakov un siyasetini değiştirmeye başlamış de hükümete yazdığı mektupta rusya nın mevcut durumunu muhafaza etmeye ve ingiltere lehine değişmemesine dikkat edilmesini istemiştir . ayrıca rusya nın hazar ın güneyine olan saldırıları şikayet edilmiştir . iran afganistan ve iran sistan sınırları meselesindeki menfi davranışları da eklenince durum daha da ciddileşmiştir . ancak bu vaadler oyalama amaçlı olup ingiliz siyasetinin bölgede sürekli yaptığı ikiyüzlülük tekrarlanmış verilen bu sözler yerine getirilmemiştir . rusya ise ingiltere nin bu ani siyaset değişikliğine şaşırmış bunu asya daki yayılma için bir fırsat olarak görmüştür . ancak çok geçmeden ingiltere nin beklentileri tersine harekete geçen rusya taşkent i işgal etmiştir . eğer rus yayılması hindistan a yaklaşsaydı tehlike çanları çalacaktı . ingiltere deki idarecilerin dikkatsizlikleri bu tehlikeye arttırmış oldu . ancak hindistan daki ingiliz idarecileri iran ın hindistan için önemli bir kapı olduğunu ve dolayısıyla siyasetin buraya yoğunlaştırılması gerektiğini istemişlerdir . afgan istilası sırasında siyasi otoritenin hakimiyeti sağlamada güçlük çekmesi bölge üzerinde sömürgeci emelleri olan rusya ve ingiltere nin işine yaramıştır . ağa muhammed han dan sonra tahta geçen feth ali şah döneminde sadece gürcistan kaybedilmemiş iran rus savaşlarından sonra imzalanan gülistan ve türkmençay anlaşmalarıyla kuzeydeki bir kısım topraklar elden çıkmıştır . napolyon un hindistan a sefer açmak için iran ile finkestein anlaşması yapması karşısında devreye giren ingiliz siyaseti rusya nın napolyon ile tilsit te görüşüp osmanlı ve iran üzerine anlaşmalarına ses çıkarmamıştır . ayrıca hazar kıyılarına yakın iran şehirlerinde konsolosluklar açmak suretiyle siyasi manevralara girişmiştir .
528
74
Şırnak İli İdil İlçesinde Yetiştirilen Mahalli Üzüm Çeşitlerinin Değerlendirilme Şekilleri
asma diğer meyve türleri karşılaştırıldığında en fazla çeşide sahip olan türlerden biri olup dünyada ülkemizde ise den fazla üzüm çeşidi tipi bulunurken şırnak ili idil ilçesinde yetiştiriciliği yapılan üzüm çeşidi tespit edilmiştir . sağlıklı ve dengeli beslenmede önemli bir yeri olan üzüm genellikle sofralık şaraplık şıralık ve kurutmalık olarak değerlendirilmekle beraber yörelerimize has pekmez pestil sucuk kesme salamura sarmalık yaprak gibi değerlendirme şekilleri de vardır . özellikle son yıllarda söz konusu geleneksel ürünlere karşı ilginin arttığını söylemek mümkündür . şırnak ili genelinde bağ alanı da üretim miktarı ise ton iken idil ilçesinde bu değerler sırayla da ve tondur . idil de bağcılığın il genelinde yapılan bağcılık içerisinde önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir .
dünyada bağcılık ekonomik olarak genellikle kuzey yarım kürede güney yarım kürede ise enlem dereceleri arasında yapılmaktadır . ülkemiz ise kuzey enlemleri arasında yer alıp bağcılık açısından oldukça uygun bir konumda bulunmaktadır . çalışma yıllarında idil ilçesine bağlı köylerde yürütülmüş olup yörede yetiştirilen yöresel üzüm çeşitleri ve değerlendirme şekilleri araştırmanın konusunu oluşturmaktadır . yılı dinlenme döneminde tarım ve orman ilçe müdürlüğü nden idil ilçesinde bağcılığın yaygın olarak yapıldığı köyler belirlenmiştir . öncelikle aile ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yetiştirilen bu üzümlerin ihtiyaç fazlası ilçenin mahalli pazarında tl ye satışa sunulmakta ya da diğer şekillerde değerlendirilmektedir . idil de sofralık olarak tercih edilen mahalli üzüm çeşitleri mazrone zeynebi bahdo bakari bilbizeki ve raşe kewnar dır . üzüm kurutmada amaç tanenin su içeriğini azaltmak suretiyle dayanıklılığı artırmak böylece daha uzun süre değerlendirmek ve alternatif bir ürün ortaya çıkarmaktır . ülkemizde kuru üzüm denildiğinde daha ziyade çekirdeksiz kuru üzüm akla gelmekle beraber çekirdekli üzümlerde oldukça yaygın olarak kurutulmaktadır . yörede kurutulan mahalli üzüm çeşitleri genellikle zeynebi kerküş bilbizeki bakari şikari hasani raşe kewnar dır . küllü suya daldırarak kurutma dane rengini korumak ve urumayı hızlandırmak için başvurulan daha eski ancak halen az da olsa kullanılan bir yöntemdir . sergi yerleri olarak yörelere göre ev damları ev önünde hazırlanan beton zeminler ya da bağ içi tercih edilebilmektedir . üzüm kurutma hem çerezlik tüketim için hem de satış için yapılmaktadır . omca üzerinde kurutma bölgede nadiren başvurulan bir yöntemdir . ancak bu amaçla bazı yörelerde karbonat veya odun külü kullanılmaktadır . pekmez kokusu gelene kadar kaynayan şıra birkaç saat dinlenmeye alınır . meyveleri uzun süre saklamanın ve dengeli beslenmede değerlendirmenin en eski yöntemlerinden biri de pestil yapılmasıdır didin ve ark . ilk kaynama ve dinlenmeden sonra şıranın alınmasına kadar pekmez yapımıyla aynı işlem uygulanır . pestil için yörede daha çok mazrone üzüm çeşidi kullanılmaktadır . yapımı pestil ile aynıdır ancak oran olarak katılan un miktarı biraz daha fazla olup yaklaşık yani dir . yörede yetiştirilen üzüm çeşitlerinde bu ürünlerin haricinde cevizli sucuk ve muska gibi ürünlerde yapılmaktadır . hasattan sonra salkımlar tanelenerek bir kap içerisinde beklemeye alınır . yörede en fazla yetiştirilen mazrone mahalli üzüm çeşidi ise şeker oranı düşük su oranı çok yüksek olduğu için şarap yapımında fazla tercih edilmemektedir . bu çalışmanın sonuçlarına göre idil bölgesinin asma genetik kaynakları bakımından zengin ve araştırıcılar tarafından incelenmeye değer mahalli üzüm çeşitlerine sahip olduğu görülmektedir .
417
116
Kripto Para Birimleri, Bitcoin ve Muhasebesi
kripto para birimleri internet ve e ticaretin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkmış merkezi bir otoriteye bağlı olmayan ve kriptografik sistemler ile güvenliği sağlanan dünya çapında kullanılan para birimleridir . en çok bilineni bitcoin olmakla beraber çok çeşitli kriptografik para birimi mevcuttur . bu para birimlerine olan ilginin artışı ve kullanımının yaygınlaşması vergi hukuk ve muhasebe boyutunun da incelenmesini gerektirmektedir . çalışmada genel itibariyle kriptografi kripto para birimleri ve bu para birimlerinin muhasebe kayıtlarında ne şekilde yer alması gerektiği ele alınmıştır .
internet teknolojisi ve sonrasında e ticaret uygulamalarının gelişmesiyle birlikte çeşitli elektronik para birimi oluşturma girişimleri olmuş fakat ilk zamanlar başarısızlıkla sonuçlanmıştır . bu para birimleri kripto para birimleri olarak adlandırılmaktadır . günümüzde ise paranın yeni bir şekli olan kripto para birimleri üretilmiştir ve şimdilerde işleyişi anlaşılmaya çalışılmaktadır . eski çağlardan bu yana bilginin korunmasıyla ilgili olarak pek çok çözüm geliştirilmiştir . kriptoloji ise bunlardan günümüze kadar en kabul görmüş çözüm yolu olmuştur ve bilgiye sahibi dışındaki ulaşımları engelleyebilmiştir . kriptoloji kriptografi ve kripto analiz şeklinde iki unsur içerir . bireysel kullanıcıların bu paraları sıklıkla kullanmaları ve kurumların bu paralarla işlem yapmaları hatta kripto para üretimine yatırım yapmaları tüm kesimlerin dikkatini çekmektedir . bu tür yazılımlar kullanıcıya yazılımın kodlarını görme denetleme ve istendiğinde değiştirme özgürlüğü sağlamanın yanısıra güvenli ve de hızlıdır . bitcoin ihracı ve güvencesi bir kurum tarafından gerçekleştirilmeyen bir kripto para birimidir . bitcoin kasım de satoshi nakamoto tarafından kapalı bir mail grubuna yollanmış bir e mail ile tanıtılmıştır . para arzının yaratılması süreci herkesin gözü önünde ve açık kurallarla gerçekleşmektedir . bitcoin cüzdanının en iyi saklanma şeklinin kağıt ortamı olduğu belirtilmektedir . bitcoin alınıp satılırken kimin elinde ne kadarlık bir bitcoin olduğunu kaydeden ve her işlemden önce tarafların bitcoin adreslerine dayalı olarak kayıtlarını tutan ve blockchain denen sanal bir tür defter vardır . bu yayınlama sebebi yapılan işlemin bütün kullanıcılar tarafından kayıt altına alınması ve işlemler üzerinde değişiklikler yapılmasının önlenmesi içindir . her işlemin ağa duyurulumu yapılır ve blok zincirinde yerini alır . bitcoinin emisyon hacminin üst sınırı milyondur . japonya kanada amerika birleşik devletleri almanya fransa ingiltere gibi gelişmiş ülkelerde bitcoin ın kullanımı oldukça yaygındır . finlandiya merkez bankası bitcoinin bir para birimi hatta elektronik bir ödeme aracı bile olmadığını açıklamıştır . çin merkez bankası ise bitcoinin gerçek bir para olmadığını ve yasal statüsünün bulunmadığını belirtmiştir ve yılında çin de bitcoin yasaklanmıştır . bu altcoinlerin çok büyük bir kısmının halihazırdaki kripto para birimi sistemlerinden hiç bir farkı olmadığından kripto para ekosistemi tarafından benimsenmemekte ve altcoin mezarlığına gitmektedirler . alternatif ödeme araçlarının yaygınlaşması sebebiyle ülkemizde de hukuki altyapının oluşturulması gerektiği fark edilmiş ve bu kapsamda nolu . . tarihinde kabul edilen ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemleri ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşları hakkında kanun haziran de resmi gazetede sayı numarasıyla yayımlanmıştır . kripto paralar bazı yazarlar ve internet siteleri tarafından elektronik para olarak adlandırılmaktadır . bitcoin gibi kripto paraların özelliklerinin ve kullanımının karmaşık olması kanunlarca benimsenmemiş olması muhasebe açısından da bu paraların görmezden gelinmesi sonucunu doğurmamalıdır . genel kabul görmüş muhasebe kavramları ve türkiye muhasebe standartları uyarınca bitcoinin kayda alınması konusunda bazı çıkarımlar yapılabilir . dönem sonunda mevcut bitcoinler diğer yabancı paralar gibi değerlemeye tabi tutulmalıdır .
442
75
GENİŞ OROANTRAL FİSTÜLÜN DÖRT KATMANLI DOKUYLA KAPATILMASI: VAKA RAPORU
oroantral ilişki maksiller sinüs ve ağız boşluğu arasında bulunan açıklıktır . sinüs tabanı perforasyonu posterior dişlerin çekilmesi travma ortognatik cerrahi osteomiyelit periapikal cerrahi kist ve neoplazm çıkarılması ve implantların yerleştirilmesi gibi prosedürlere bağlı olarak ortaya çıkar . maksilla posterior dişlerin çekilmesi oroantral fistül oluşumunun en sık görülen etiyolojisidir . bu makalede yaşında erkek hastanın sol maksilla ikinci molar dişin çekiminden sonra oluşan oroantral fistül vakası sunulacaktır . defekt kolajen membran palatinal bağ dokusu bukkal yağ ve bukkal ilerletme flebi ile kombine edilen dört katmanlı teknikle kapatılmıştır . ay sonra operasyon sahasının tam epitelizasyonu gözlenilmiştir .
oroantral ilişki ağız boşluğu ile maksiller sinüs arasında olan patalojik birleşimdir . bu ilişkinin ölçülerine göre tedavi yöntemleride değişmektedir . tedavi edilemeyen ve ya farkında olunmadığı zaman geniş oroantral defektler nadiren iyileşir ve daha sonra oroantral fistül oluşumu kaçınılmaz hale gelir . oroantral fistüllerin kapatılması için birçok cerrahi teknikler tanımlanmıştır . bu dezavantajların karşısını almak için rotasyonel bağ dokusu tekniği kullanılmaktadır . bu olguda oroantral fistülü başarıyla tedavi etmek için dört katmanlı teknik kullanılmıştır . dikildikten sonra yanakdan yağ dokusu flebi bağ dokusu üzerinden palatal mukozaya dikilerek bukkalilerletme flebi ile oroantral fistül kapatıldı . yapılan klinik ve radyografik değerlendirme sonucu sol üst no lu dişin yerinde x cm çapında açıklık izlendi . hastaya şikayetlerinin azalması ve enfeksiyonun önlenmesi amacıyla operasyondan gün önce oral antibiyotik antihistamin ve sistemik dekonjestan reçete edilmiştir . anestezi sağlandıktan sonra alveolar kret tepesinden horizontal insizyona takiben fistül ağzından mm uzakta vertikal insizyonlar yapılıp mukoperiostal lambo kaldırılarak fistül ağzı tamamen açığa çıkarıldı . sinüs boşluğu temizlenip hemostaz sağlandıktan sonra sert dokuyu yumuşak dokulardan ayırmak için fistül ağzına kollajen membran koyulup pinlerle kemiğe fikse edildi . oral cerrahide rekonstrüksiyon için bukkal yağ dokusu greftinin kullanılması ilk olarak egyedi tarafından tanımlanmıştır . oroantral fistül kapatılması ve oral defektlerin onarımı için bukkal yağ dokusu greftinin kullanılması yüksek başarı oranına sahiptir ve birçok cerrah tarafından kullanılmıştır abuabara ve ark . bukkal yağ dokusu kan desteğini maksiller arter yüzeysel temporal arter ve fasiyal arterin dallarından alıyor . zengin kan akımı bu flebin yüksek başarı oranını ve yağın hızlı epitelizasyonunu açıklayabilir singh ve ark . bukkal yağ dokusu greftinin yüksek başarı oranına rağmen ila arasında bazı komplikasyonlar olduğu bildirilmiştir . mevcut vakada büyük oroantral fistül kapatılmasında tek bukkal yağ dokusu kullanılmamış bağ dokusu kollojen membran ve bukkal ilerletme flebi ile desteklenmiştir . bukkal yağ dokusu greftinin bukkal ilerletme flebi ile birlikte kullanılması ile ilgili çalışmalar azdır . vestibülün obliterasyonunu önlemek için palatal dokuya dikilecek bukkal flepten kaçınılmalıdır . anterior bölgede yumuşak doku defektlerini düzeltmek için çeşitli yumuşak doku büyütme prosedürleri mevcuttur . estetikle beraber oroantral fistül kapatmalarında da guhan ve ark . yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çatışması olmadığını beyan etmişlerdir .
411
91
İSLAM HUKUKU AÇISINDAN BİR PRENSİP OLARAK ŞÛRÂ ve İSTİŞÂRE1
islam dini genel itibariyle müslümanlar için bir takım prensipler belirlemiştir . bu prensiplerin kur an ı kerim den bağımsız bir şekilde ortaya çıkmadığı bilinen bir husustur . buna göre kimi prensiplerin uygulanması açık kesin ve bağlayıcı hükümlerle bildirilmişken kiminin uygulanması hususunda ise esneklik söz konusudur . kesin ve esnek hükümler açısından konuya yaklaşıldığında bu hükümlerin genel ve özel bir hususu işaret edip etmediğine dair bazı problemlerin ortaya çıktığı görülür . bu çalışmamızda yukarıda var olduğu ifade edilen problemlerin açıklanmasından ziyade peygamberimizin muhatap kaldığı ki bu husus özel bir yönü ifade eder emir ve yasakların müslümanların tamamını genel yönü ifade eder kapsayıp kapsamadığı üzerinde durulacaktır . bilindiği üzere şûra ve istişare prensibi olarak kabul edilen bu husus islam ın bizzat peygamber nezdinde tüm müslümanlara bir emir ve tavsiyesini içermektedir . bu emir bizzat peygambere hitap gibi görünmüş olsa da aslen tüm müminlere bir hitap ve tavsiyedir . makalemizde şûra ve istişarenin genel olarak anlam ve önemi islam dinindeki yeri islam hukukunun kaynakları olan asli ve feri delillerdeki konumu vb . hususlara değinilerek konularla ilgili görüşler sunulmuş çözüm yollarıyla ilgili öneriler ortaya konulmaya gayret gösterilmiştir .
şûra ve istişare müslümanların hayatında önemli bir prensiptir . şevere bir şeyi açığa çıkartmak belirtmek göstermek gibi anlamlara gelmektedir . harf i cer kullanımı arap dilinde önemlidir . bu konularda farklı görüşler ortaya atılmış ve alimler görüş ayrılığına düşmüştür . bir ayet i kerime de kendilerine güvenlik veya korku ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar . ayette de belirtildiği üzere iblis kıyasa başvurmuş ve kendisini meleklerden üstün görerek emrin dışına çıkmıştı . allahu teala nın insanlığa göndermiş olduğu son ilahi kitap kur an ı kerim dir . peygamber de cevap olarak ilim erbabı olan fakihlerle ve ibadet ehli olan müslümanlarla müşavere edin diyerek onlara bir yol göstermiştir . allah u teala kur an ı kerim de şûra ve istişareyi açık olarak emretmiştir . ayet i kerime bizzat peygambere hitaben indirilmiştir . bedir uhud ve hendek savaşlarında yaptığı istişarelerde peygamber sahabelerin oylarını benimsemiş ve uygulamıştır . peygamber uhud savaşı öncesinde sahabeleriyle istişare ederken kendisi medine den çıkmama görüşünde olmasına rağmen sahabeleri medine dışında savaşma yönünde görüş bildirmişlerdi . peygamber de sahabelerinin görüşüne uymuş ancak medine dışında yapılan bu savaş sonucunda islam ordusu mağlup olmuştur . bu mükafat inananlar ve rablerine tevekkül edenler büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar öfkelendikleri zaman bağışlayanlar rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar işleri aralarında şûra ile olanlar kendilerine verdiğimiz rızıktan allah yolunda harcayanlar bir saldırıya uğradıkları zaman aralarında yardımlaşanlar içindir . eşlerden biri dahi farklı görüşte olursa bu karar geçerli olamaz . evlatlar bu kararları almadan önce anne babalarının görüşlerini öğrenmeli onlarla istişare etmeli ve en doğru karar ne ise onu almalıdırlar . bu fikirlerden biri namaz vakti geldiğinde bayrak dikilmesi ve insanların bayrağı görünce namaza gelmesi yönündeydi . bir diğer fikir namaz vakti geldiğinde boru çalınması şeklindeydi . sonrasında da bu rüyanın hayra işaret ettiğine karar verilerek günümüzdeki ezan belirlenmiştir . islam hukukçuları icmayı yapacak kimselerin belirli niteliklere sahip olması gerektiğinde hem fikirdir . çünkü farklı ictihadlar değerlendirilerek kıyas aşamasında doğru bir yol izlenip izlenmediği ortak illetin bulunup bulunmadığı asıldaki hükmün fer için de geçerli olup olmadığı gibi hususlar istişare edilerek nihai bir sonuca ulaşılır . fıkıh literatüründe mesalih i mürsele terim olarak hükmün kendisine bağlanması ve üzerine hüküm bina edilmesi insanlara bir fayda sağlayan veya onlardan bir zararı gideren fakat muteber veya geçersiz sayıldığına dair belirli bir delil bulunmayan manalardır şeklinde tanımlanmaktadır . dolayısıyla şarap gibi sarhoş edici diğer içkilerin de haram olması maslahat gereğidir . örneğin talak yani boşanmak örf olarak boş ol sözüyle karşılık bulup kendiliğinden oluşmuştur . örneğin kamuya ait bir yola ya da karanlık bir kapı arkasına kuyu kazmak başkalarının hayatını tehlikeye atacağından tüm mezheplerce bu yasak görülmüş ve kötülüğe yol açan kesin fiillerin engellenmesi gerektiği konusunda görüş birliği oluşmuştur . hanefiler ise yasaklanan sonuca ulaşma amacının açıklanması ya da bu sonuca ulaşma iradesine kuvvetli bir şekilde delalet eden karinelerin olması durumunda bu sonuca ulaşmaya vasıta olan fiillerin engellenmesi görüşündedirler . şer u men kablena sözlükte bizden öncekilerin dini demektir . bu ilmi istişareler neticesinde de bazı noktalarda görüş birliği oluşmuşken bazı noktalarda da farklı düşünceler ortaya çıkmıştır . mesela kur an tevrat ta israiloğulları hakkında konulan kısas hükmünü onda üzerlerine şunu da yazdık cana can göze göz buruna burun kulağa kulak dişe diş kısas edilir ayetiyle bildirmekte ancak bu hükmün müslümanlar için geçerli olup olmadığı konusunda bir izahta bulunmamaktadır .
506
171
Türkiye Cumhuriyetinin Latin Harfleriyle Çıkan İlk Çocuk Dergisi Üzerine Bir Değerlendirme
bu araştırmada türkiye cumhuriyetinin latin harfleri ile çıkan ilk çocuk dergisinin ilk sayısında yer alan yazıların yazım kurallarına uygunluğu ve derginin okuyucularına karşı yaklaşımını tespit etmek amaçlanmaktadır . türk çocuk edebiyatı süreli yayın taramasında cumhuriyet döneminin latin harfleri ile basılan ilk çocuk dergisinin çocuk sesi olduğu tespit edilmiştir . araştırmada nitel araştırma yönteminden biri olan doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır . yılında basılmaya devam eden derginin erişilen . sayısının geniş bir evreni temsil etmesinden dolayı çocuk sesi dergisinin yalnızca ilk sayısı örneklem olarak seçilmiştir . araştırma verileri tümevarım yaklaşımı doğrultusunda incelenmiştir . araştırma kapsamında yazım ve tutum kategorileri tespit edilmiştir . elde edilen veriler ses bilgisi yazım yanlışı ve güncelliğini yitiren veya yazımı değişen kelimeler olmak üzere üç farklı sözcük analiz birimine ayrılarak incelenmiştir . derginin okuyucuya karşı yaklaşımı açısından ise cümle analiz birimine ayrılarak incelenmiştir . araştırmanın sonucunda ilk sayının tamamında da bazı kelime eklerinin yazımında ses bilgisi açısından geniş ünlü yerine dar ünlü kullanımının tercih edildiği görülmüştür . yine ilk sayının tamamı incelendiğinde derginin baskı sonrası bazı kelimelerinde yazım yanlışı yapıldığı tespit edilmiştir . ayrıca günümüzde kullanılmayan güncelliğini yitiren veya yazımı değişen kelimelerin hangi kelimeler olduğu da saptanmıştır . çocuk sesi dergisinin okuyucuya yaklaşımı ise samimi bir üslup kullanarak okuyucu ile konuşuyormuş gibi okur merkezli bir yaklaşım benimsediği tespit edilmiştir .
yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmış ve o yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır . döneminden itibaren süreli çocuk dergilerinin çıkarıldığı tespit edilmiştir . ilgili literatür taramasında çocuk edebiyatı süreli dergileri üzerine tarama çalışmalarının da yapıldığı saptanmıştır . den sonra çıkan çocuk dergileri arasında çocuk sesi mektepli arkadaģ ve çocuk dergilerinin ayrı bir önemi vardır . sayısının tespiti üzerine cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu dergilerinden birisi olduğunu söylememiz mümkündür . sayısında kaleme alınan şu ifade dikkat çekmektedir çocuk sesinin bütün yazıları güzeldir . cümlesinde ise latin harfleri ile basılan ilk çocuk dergisi olması hasebiyle her yaştaki insanın okuyabileceği belirtilmektedir . çocuk sesi dergisinin kronolojik olarak düzenlenmiş ilk sayısı tablo de yer almaktadır . eğer istenilen dokümanlar gizlilik taşımıyorsa doğrudan araştırmacının kişi ve kurumlara başvurması düşünülebilir . her kategori altında yapılacak analize konu olan veri sadece ilgili o kategori altında yer alır ve böylece aynı veri birden fazla kategori altında verilmez . araştırmada elde edilen veriler ses bilgisi yazım yanlıģı ve güncelliğini yitiren veya yazımı değiģen kelimeler olmak üzere üç farklı sözcük analiz birimine ayrılarak incelenmiştir . derginin okuyucuya karģı yaklaģımı açısından ise cümle analiz birimine ayrılarak incelenmiştir . çocuk sesi dergisinin ilk sayısı incelendiğinde bazı kelimelerin günümüzde kullanılmadığı ya da güncelliğini yitirdiği bazı kelimelerin ise yazımının değiştiği tespit edilmiştir . güncelliğini yitiren veya yazımı değişen kelimeler tablo te yer almaktadır . bu bölümde çocuk sesi dergisinin okurlarına olan yaklaşımı derginin farklı sayılarında tespit edilen ifadeler doğrultusunda sunulacaktır . hiç zannetmiyoruz ki siz çocuk sesini mükafatı için alıyorsunuz . fakat taģradaki sevgili okuyucularımızdan birçok ģikayet mektupları aldık . çocuk sesi dergisi metinler üzerinde yapılan bir hata fark edilerek düzeltmeye gittikleri ve bunu okuyucu ile de paylaştıkları görülmektedir geçen sayımızda romanımızın birinci satırında bizim için en büyük zevk küçük bir türk çocuğunun her hafta büyük bir sabırsızlıkla mecmuasını beklemesidir karilerimize müjdeleyelim ki çocuk sesi maarif vekaletinin himayesini kazanmıģtır . güzel bir cilt içinde çocuk sesini kütüphanelerinde bulundurmak isteyen dostlarımıza kuruģ mukabilinde altı aylık çocuk sesini mücellet olarak veriyoruz . siz tatilinizi yaparken bütün sene içinde yorulan muharrir ağabeyleriniz de biraz dinlenmek istediklerinden çocuk sesini yalnız tatil aylarına mahsus olmak üzere ayda bir çıkaracağız . mecmuamız yaz günleri bittikten sonra yine her zamanki gibi muntazaman çıkacaktır . çocuk sesi dergisinin okurlarına derginin gelecek sayısında yayımlanacak olan konular hakkında da bilgi verdiği görülmektedir yerde gökte suda sergüzeģt spor seyahat hikayeleri beyazlar siyahlar kırmızılar ve sarılar memleketinde geçen en heyecanlı maceraları gelecek sene çocuk sesi sahifelerinde bulacaksınız . çocuk sesi dergisi dönemin içinde bulunduğu ahval değerlendirildiğinde baskı kalitesinin ve renklendirmenin değerli bulunduğu süreçte okurlarına dergi sayfalarının her türlü renkte çıkarıldığını da belirtmektedir size altı aydan beri çocuk sesi yalnız kendi tanıtmakla kalmadı . bu sonuç doğrultusunda türkçe bazı eklerin yılları arasında farklı yazıldığını söylememiz mümkündür . çocuk sesi dergisinin ilk sayısı incelendiğinde bazı kelimelerin yazımında baskı hatası veya baskıya verildikten sonra gözden geçirilmediği saptanmıştır .
471
212
İLK MATBAANIN MUCİDİ
matbaanın kullanılmaya başlamasıyla önce gazeteler sonra kitap ve dergiler ortaya çıkmış basılan bu yazılı basın ürünleri halk kitlelerini derinden etkilemiştir . avrupa yı ortaçağ karanlığından aydınlığa çıkaran en önemli etken de matbaa olmuştur . matbaanın insanlık için yaptıkları sadece bunlarla kalmamış matbaa sayesinde siyasetten askeriye ye kütlüden edebiyata dinden bilime kadar olan birçok alanda reformlar gerçekleştirilmiştir . şüphesiz ki aydınlanmanın rönesans ın modernleşmenin ve hatta şu an geldiğimiz noktadaki yüksek teknolojinin de gelişmesinde matbaanın rolü gerçekten büyüktür . günümüze kadar bu kadar bilginin kaydedilmesi korunması yayılması ve kuşaktan kuşağa aktarılması hem matbaa aracılığıyla mümkün olmuştur . bu çalışmamızda çok eski dönemlerden günümüze kadar insanlığın en önemli iletişim araçlarından biri olan matbaanın ilk olarak uygurlar tarafından icat edildiği tarihi ve arkeolojik kanıtlarla ispat edilmiştir .
insanoğlunun iletişime ve iletişim araçlarına olan ihtiyacı insanlık tarihi kadar eskidir . ama sanayinin en önemli iş alanlarından birisi olan matbaacılığın toplumumuz tarafından öğrenilmeye başladığı dönemlerde bu teknolojinin kabul görmesi epey zaman almış ve bu kabullenme farklı toplumlarda farklı sorunları da beraberinde getirmiştir . bunun sebeplerinden biri matbaa aracılığıyla çoğalan kitapların kilise kürsülerinin önemini azaltmış olması bir diğer sebep ise işsiz olan hıristiyan rahipleri kitap kopya ederek geçimini saklıyorlardı matbaanın kullanımı ile bu karlı işinin sona ermesiydi . bu sayede birçok kitap basılıp dağıtıldı ve bu teknoloji sürekli geliştirilerek fark biçimlerde günümüze dek kullanılmaktadır . çünkü yazı milattan önce lı yıllarda bulunmasına rağmen toplum tarafından öğrenilmesi ve benimsenmesi yıl sonra ancak gerçekleşebilmiştir . çünkü batı toplumu çoğu doğu toplumunun hiç deneyimlime imkanı bulamadığı yazılı kültürü yaşamıştır ve bu aşamadan geçmiştir . şöyle ki de gutenberg in matbaa makinesini icat etmesinden lerde resmi gazetenin ortaya çıkmasına kadar batıda yıla yakın bir süreçte çeşitli konularda milyonlarca kitap basılmıştır . edebiyattan bilime eğlenceden yemek kültürüne mizahtan modaya dek farklı düşüncelerin toplumun birçok sınıfı arasında paylaşılmasına matbaanın rolü hiç küçümsenemeyecektir . bu dört buluş insanlığın uygarlık tarihinin dönüm noktası olarak kabul edilmektedir . hatta birçok ders kitapları ve akademik çalışmalarda da bu yanlışlık yerleşiklik kazanmıştır . yine aynı şekilde türkiye de iletişim tarihinde en önemli kitaplardan biri olan prof . dr . atilla girgin in türkiye de yerel basın adlı kitabında da matbaanın ilk kullanılması uzak doğu da başlamıştır . bu yöntemle metni oluşturan şekil ve harf kalıpları yaparak bu kalıpları birden fazla işte kullanmayı amaçladılar . çinlilerin geliştirdiği bu baskı teknolojisini kıtalar arası milletleri de topyekün etkileyen kavimler göçü ile beraber türkler ve moğollar üzerinden avrupa ya kadar taşındı . buna benzer birçok örneğe hem yabancı kaynaklardan hem de yerel kaynaklardan ulaşmak mümkündür . ancak bu baskı tekniği tek harflerin bir araya getirilerek dizilmesi şeklinde değil tek parça blok olarak yapıldığı için matbaanın başlangıcı sayılmamaktadır . bunların m . s . yıllarında yapıldığı anlaşılmıştır . örneğin moğolların uygurlardan ilk olarak öğrendikleri şey uygur yazısıdır . konumuza daha objektif bakabilmemiz bu savımızın geçerliliğini güçlendirmek vekonumuza ışık tutabilmek açısından uygur bölgesine farklı ülkelerden gelen farklıaraştırmacı ve arkeologların görüşlerine bakmamızda fayda vardır . basma kitaplarda ise sayfanın sol alt köşesinde bu kayda rastlanır . en lü yıllarına kadar alman ingiliz fransız rus etnolog ve arkeologları tarafından bir kez turfan beşbalık bezeklik kara hoço ve hoço idikut yarkent ve hotan gibi uygur şehirlerinde yapılan kazı ve araştırmalarda türk uygur medeniyetinin kesin varlığını ispatlayıcı sayısız belgeler bulunmuştur . harfleri güzel yazılışları mükemmel olan bu kitapların renklerinde türlü renkler kullanmışlardır . günlük gazetemiz dergimiz reklam tabelaları gibi aynı zamanda tekstil sektörüne baktığımızda kazak t shirt sweet gömlek üzerine yazılan yazılar basılan resimler amblemler her biri matbaanın ürünüdür . günümüze kadar bu kadar bilginin kaydedilmesi korunması yayılması ve kuşaktan kuşağa aktarılması da matbaa aracılığıyla mümkün olmuştur . diğer bir kısım araştırmacılarsa matbaacılığın japonlar ve koreliler tarafından geliştirildiği savını öne sürmüştür . demek çalışmamızdan çıkan nihai sonucu özetlemek gerekirse gerçi matbaanın icadıyla ilgili çin de japonya da ve kore de ortaya çıktığına yönelik bir kısım görüş ve savlar mevcut olsa bile japonya almanya ingiltere abd fransa vb ülkelerden gelerek uygur bölgesinde araştırma ve incelemelerde bulanan tarihçi ve arkeologların ortaya çıkardığı delil ve kanıtlar ilk matbaanın uygurlar tarafından geliştirildiği görüşünü ispatlar niteliğindedir .
516
115
FARKLI EKİM ZAMANI VE UÇ KESME UYGULAMASININ BRÜKSEL LAHANASINDA (Brassica olareceae L. var. gemmifera) VERİM ÜZERİNE ETKİSİ
bu çalışmanın amacı marmara bölgesinde brüksel lahanası yetiştiriciliği için homojen ve sıkı baş oluşumunu teşvik eden ve makinalı hasada uygun uç kesme zamanının belirlenmesidir . atatürk bahçe kültürleri merkez araştırma enstitüsü nde gerçekleştirilen araştırmada iki brüksel lahanası çeşidi kullanılmış ve uç kesme uygulamaları farklı zamanda yapılmıştır . kontrol olarak herhangi bir uygulama yapılmayan brüksel lahanaları kullanılmıştır . deneme iki yıl tekrarlanmış ve farklı dönemde tohum ekimi yapılmıştır . elde edilen sonuçlara göre oliver f₁ daha verimli iken maximus f₁ sıcak dönemlere göre serin havalarda daha iyi bir performans göstermiştir . ekim zamanları bakımından da çeşitler arasında farklılıklar olmakla beraber erken ekimlerin daha verimli olduğu görülmektedir . oliver f₁ çeşidinde mayıs ekim zamanı daha verimli olurken maximus f₁ çeşidinde haziran daha iyi sonuç vermiştir . uç kesme zamanı olarak en iyi zamanın alttaki başların cm olduğunda yapılan . ukz tespit edilmiştir . bu dönemde yapılan uç kesme toplam verim ve erkenci verimi arttırıcı dolayısıyla makinalı hasadı kolaylaştırıcı ve işçiliği azaltıcı bir uygulama olacaktır .
gemmifera cruciferae familyasından serin iklim sebzesi olup lahana karnabahar brokoli alabaş şalgam ile aynı familyada yer almaktadır . belçika da ideal baş büyüklüğü . cm çapındaki başlar iken kuzey amerika da bu değer . . cm ye ulaşmaktadır . bu işlem genellikle elle tepenin kesilmesi veya kimyasallar ile yapılmaktadır . uç kesme brüksel lahanası bitkisinin büyümesini engeller ve bitkinin enerjisini başların gelişiminde kullanmasını sağlamaktadır . gemmifera verim ve erkencilik üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır . ekim sıklığı olarak cm kullanılmış damlama sulama ile sulanmıştır . ukz alttaki başların çapları cm olduğunda uç kesme zamanı tohum ekim yapılmıştır . bu çalışmada brüksel lahanasının ilk iki hasattan elde edilen verim değerleri erkenci verim ve tüm hasatların toplamı dekara verim olarak belirlenmiştir . çeşitlerin genel performanslarına bakıldığında oliver f₁ çeşidinin ortalama verim olarak maximus çeşidinden daha verimli olduğu görülmektedir . oliver f₁ çeşidinde ortalama verim . kg da ¹ maximus f₁ de ise . kg da ¹ olarak tespit edilmiştir . bu sonuçlara göre oliver f₁ çeşidi maximus f₁ çeşidine göre daha verimli bir çeşittir . ancak maximus f₁ çeşidinde ise bu durumun etkili olmadığı erken ekim yerine . ekim zamanı olan haziran tarihinin daha etkili olduğu görülmüştür . farklı dikim zamanları üzerine yapılan bir çalışmada temmuz ve ağustos ayında dikim yapılmış herhangi bir farklılık elde edilmemiştir . ukz incelendiğinde ise ekim zamanlarına yıla ve çeşitlere göre farlılıklar gözlemlenmiştir . ukz uygulaması en yüksek verimin elde edilmesini sağlamıştır . en iyi verimin elde edildiği uç kesme uygulaması ile kontrol arasındaki fark dekarda kg a kadar ulaşmıştır . bu nedenle periyodik hasat edilen ürünlerde bir ya da en fazla iki seferde hasat edilmesi önem kazanmaktadır . bu çalışmada uç kesme uygulaması ile buna uygun hasat tarihi geliştirilmesi amaçlanmıştır . bu amaçla ilk iki hasat dönemindeki verim değerlerinin toplanması ile elde edilen erkenci hesaplanmış ve sonuçlar çizelge te verilmiştir . uç kesme ortalamalarında her iki çeşitte de önemli bir farkla . bu verim oliver f₁ çeşidinde daha bariz ortaya çıkarken maximus f₁ çeşidinde sadece . ekim zamanının da erkenci verim üzerinde de etkili olduğu görülmektedir . çalışmamızın makinalı hasada yönelik kısmı olan uç kesme zamanı en iyi .
349
192
EKOSİSTEM HİZMET ÖDEMELERİNİN ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜN VE HİZMETLERİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ: SU VE SU KAYNAKLARI YÖNETİMİ
ormanlar ve sulak alanların sağladığı ekolojik hizmetlerin önemi her geçen gün daha fazla artmaktadır . literatürde bu hizmetlerin ekonomik kalkınmaya olan pozitif etkilerinin ne denli önemli olduğuna vurgu yapılırken ekonomik değerini belirlemeye yönelik çalışmaların henüz yeterli düzeyde olmadığı dikkat çekmektedir . söz konusu ekolojik hizmetlerin sağlandığı alanların büyük bir bölümü sürdürülebilirlik anlayışından uzak bir yönetim çerçevesi kapsamında başta antropojenik etkenler olmak üzere birçok faktörlerin ciddi tehdidi altındadır . kümülatif olarak hızı giderek artan bu etkenler orta ve uzun vadede çevre bozulmalarına arazi kullanımında değişimlere yaşam alanlarının daralmasına ve en önemlisi de yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır . ekosistemlerin düzenleyici tedarik edici destekleyici ve kültürel bağlamda sağlamış olduğu faydalar bu kaynakların sürdürülebilirlik prensibi kapsamında kullanılmasını gerektirmektedir . bu çalışmada bazı ülkelerdeki su kaynakları ormancılık ve ekosistem hizmetleri arasındaki ilişkiler ele alınmış yönetsel ve sosyo ekonomik kapsamda incelemelerde bulunulmuş kaynağın değerini koruma ve kullanma dengesini göz önünde bulunduran uygulamalar ve yaklaşımlar literatür taraması kapsamında örneklendirilmiştir .
her geçen gün artan nüfusa gelişen endüstriyel ve tarımsal faaliyetlere paralel olarak suya olan talep de hızla artmaktadır . yüzyıla geçişte nüfus kat artarken su kaynaklarının kullanımına yönelik talep ise kat artmıştır . bu şekilde çeşitli ülkelerdeki farklı ekosistem hizmetleri ortaya çıkarılırken bu hizmetlerin parasal olarak hizmeti sunan kişi ya da kurumlara geri ödenmesine yönelik yönetimsel mekanizmalar literatüre dayalı olarak incelenmiştir . dünya genelinde ekosistem hizmetleri kapsamında suyun ekonomik değerini ortaya çıkaran ülke örnekleri fazla olmamasına rağmen bu mekanizmanın genelde devletlerin ulusal kamu kaynaklarını kullanarak yaptıkları finansal teşvikler sivil toplum örgütleri aracılığıyla oluşturulan proje ve programlar ya da özel sektördeki girişimci şirketlerin fayda sağlanılan ekosistem hizmetlerini güvence altına almaya yönelik sözleşmelerle hayata geçirildiği görülmektedir . nüfus artışının ikiye katlanması sonucu yaklaşık yıldır havza bünyesinde arazi kullanımında hızlı değişimler yaşanmakta genişleyen tarım alanları orman varlığı ve su havzasındaki flora ve fauna üzerinde baskılar oluşturmaktadır . cidanau havzasındaki su kullanıcılarının yaşadığı temel sorunlar çevresel kirlenmeyle ortaya çıkan su kalitesinin bozulması yüksek sedimantasyon ve su akışındaki düzensizlikler olarak sıralanabilir . alıcı grup ise aşağı su havzasında yer alan ve sudan faydalanan çiftçiler ve yerel endüstri kollarıdır . cidanau havzası örneğinde olduğu gibi bu program kapsamında da özel orman sahipleriyle yapılan sözleşmeler çerçevesinde hidrolojik hizmetlerin korunması hedeflenmiştir . programın başlıca hedefleri su kirlenmesini önlemek orman varlığını korumak ve geliştirmektir . bu yolla new york belediyesi kendi sorumluluğu altındaki su kaynaklarının kirlenmesini önlemek üzere koruma amaçlı orman ekosistem hizmetlerine yıl boyunca . milyar dolar yatırım yapmış ve böylece milyar dolara varan su arıtma masrafından kurtulmuştur . belediye payının i her belediyenin kayda geçmiş ekonomik katma değeriyle orantılı olarak dağıtılmaktadır . kalan ise her belediyenin belirlediği kriterlere göre ıcms ecologico nun temel amaçları bir yandan sınırları dahilinde ka lar bulunan belediyelerin bu alanlar yüzünden uğradıkları vergi geliri kaybını telafi etmek bir yandan da yeni ka lar oluşturulmasını özendirmektir . o tarihten bu yana brezilya nın eyaletinden unda ülke belediyelerinin undan fazlasını kapsayan benzer düzenlemeler getirilmiştir . yılı itibarıyla eyaletteki belediyelerin kabaca yarısı biyolojik çeşitliliğin veya doğal su kaynaklarının korunması için yapılan ödemelerden yararlanmıştır . türkiye ormanları göz önünde bulundurulduğunda ormanların u devlete ait olup devlet eliyle işletilmektedir . daha tutarlı ve kapsamlı bir ormancılık ve çevre muhasebesine gereksinim olduğu açıktır .
571
147
null
aşılı fide üretiminde anaç seçimi oldukça önemlidir . anaç olarak istenilen özelliklere sahip tür içindeki genotipler kullanılabildiği gibi tür içi veya türler arası melez anaçlar da kullanılabilmektedir . bu çalışmada yerel patlıcan genotipleri ile yabani patlıcan genotiplerinin türler arası melezlenebilirlik durumları ile bu kombinasyonlara ait meyvelerden elde edilen hibrit tohum özellikleri incelenmiştir . araştırmada genetik materyal olarak ülkemizin farklı lokasyonlarından toplanarak karakterizasyonları yapılmış ve uzun süre kendilemeler yapılarak saflaştırılmış durumda bulunan adet yerel patlıcan genotipi ana ebeveyn ve adet yabani patlıcan genotipi ise baba ebeveyn olarak kullanılmıştır . ilkbahar ve sonbahar dönemi olmak üzere iki yetiştirme döneminde de türler arası melez kombinasyonları için ar adet melezleme yapılmıştır . bu melez kombinasyonlarında tutan meyve sayısı ve meyve tutum or nları belirlenmiştir . çalışmada ilkbahar döneminde yapılan melez kombinasyonlarına ait hasat edilen meyvelerin tohumlarında tohum eni boyu ve kalınlığı tohum şekil indeksi tane ağırlığı abortif tohum sayısı meyve abortif tohum oranı ve tohum sayısı meyve özellikleri incelenmiştir . iki farklı dönemde yapılan melezlemeler sonucunda ebeveynlere bağlı olarak ortalama meyve tutum oranı . olarak belirlenmiştir . ana ebeveynlerden sm ve sm ile baba ebeveynlerden sa sa sa ve sa genotipleri melez uyuşumu en yüksek genotipler olarak tespit edilmiştir . meyve başına hibrit tohum sayısı yönünden sm x sa kombinasyonunda adet ile en yüksek tohum verimi elde edilmiştir . bu kombinasyonu sm x sa sm x sa ve sm x sa kombinasyonları takip etmiştir . araştırma sonuçları hem türler arası melez meyve tutum oranı ve hem de meyve başına elde edilen tohum sayısı yön nden sm x sa sm x sa sm x sa ve sm x sa kombinasyonlarının aşılı patlıcan fidesi üretiminde anaçlık olarak kullanılma potansiyeli bakımından öne çıktığını göstermiştir .
aşı çoğaltım tekniği her ne kadar meyvecilikle özdeşleştirilmiş olsa da günümüzde sebze fidesi üretiminde de yoğun bir kullanım alanı bulmuştur . ülkemizde aşılı fide üretimi yılında . adet ile domatesle başlamıştır . aşılı sebze fidesi üretiminde kullanılacak anaçların tohumları homojen fide çıkışı sağlamalı hipokotil özellikleri iyi olmalı ve anaç kalem arasında iyi bir uyuşma göstermelidir ve büyümeyi düzenleyici maddelerin kullanımı . b s . melongena x s . aethiopicum melezlemesi ile geliştirilmiş türler arası melez anaçlarda yüksek çimlenme ve aşı başarısının elde edildiğini belirlemişlerdir . bitkilerin yetiştirilerek melezleme çalışmalarının yapılacağı kayaburnu fide işletmesinde bulunan patlıcan anaç ıslah serasında toprak işlendikten sonra toprak analiz sonuçlarına göre patlıcan yetiştiriciliği için uygun bir gübreleme ve sulama programı takip edilmiştir . her genotipten adet olacak şekilde gerçek yapraklı fideler seraya dikilmiştir . ilkbahar dönemi yapılan melezlemeler sonucunda elde edilen melez meyvelerin tohum özellikleri incelenmiştir . araştırma sonucunda altı adet anne ve on adet baba ebeveyn arasında yapılan diallel melezlemeler sonucunda adet kombinasyonda değişen oranlarda meyve tutumu gerçekleşmiştir . ilkbahar döneminde yapılan melezlemelerde ortalama sonbahar döneminde ise oranında başarı sağlanmıştır . türler arası melezlemede başarılı meyve tutum oranları yönünden her iki melezleme döneminde de kombinasyonlar incelenmiştir . bunun nedeni dönemsel klimatik farklılıklar ve melezleme hatalarından kaynaklanabilir . sm genotipinin kullanıldığı kombinasyonun sinde her iki dönem ortalaması olarak in üzerinde meyve tutum oranı sağlanmıştır . s . melongena x s . aethiopicum kombinasyonlarında meyve başına hibrit tohum sayıları çizelge de verilmiştir . ortalama meyve başına hibrit tohum sayısı yönünden sm x sa kombinasyonunda adet ile en yüksek tohum verimi elde edilmiştir . meyve tutumunun sağlandığı s . melongena x s . aethiopicum kombinasyonlarında meyve başına adet arasında değişen sayılarda tohum elde etmişlerdir . ve s . melongena x s . elaeagnifolium kombinasyonunda ise ortalama . adet sm x sa sm x sa ve sm x sa kombinasyonlarının tane ağırlıkları sırasıyla . g . g . g ve . g olarak tespit edilmiştir . ayrıca abortif tohum oranı yüksek olan kombinasyonların tamamına yakınında tohum sayısı değerlerinin de düşük sayılarda olduğu bulunmuştur . s . melongena x s . aethiopicum kombinasyonlarında ve prohens ve ark . ile adet baba ebeveyn kullanılarak oluşturulan kombinasyonlarda ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde er adet olmak üzere toplam melezleme yapılmıştır .
507
309
Atık su arıtma çamurunun süs lahanası yetiştiriciliğinde kullanılabilirliği
dünya nüfusundaki hızlı artış kırsaldan kentlere göç ve sanayileşme atık su miktarını günden güne arttırmaktadır . atık sularla birlikte atık su arıtma çamuru miktarında da hızlı bir artış meydana gelmektedir . atık su arıtma çamuru tarım orman maden ocakları ve peyzaj alanlarında tekrar kullanılabilmektedir . bu araştırma süs lahanası bitkisinin atık su arıtma çamurunda yetiştirme olanağını belirlemek için açık alanda kasım ile şubat ayları arasında gerçekleştirilmiştir . yetiştirme ortamı olarak arıtma çamuru toprak arıtma çamuru toprak arıtma çamuru toprak arıtma çamuru toprak ve arıtma çamuru toprak karışımları kullanılmış bitkiler açık alanda plastik saksılar içinde yetiştirilmiştir . denemeden ec ph gövde çapı kök ağırlığı kök uzunluğu bitki boyu bitki çapı baş ağırlığı değerlendirilemez yaprak sayısı ve toplam yaprak sayısı gibi parametreler elde edilmiştir . en yüksek baş ağırlığı ve toplam yaprak sayısı s ve s ortamlarından elde edilmiştir . bu yetiştirme ortamları süs lahanası yetiştiriliğinde kullanılabilir .
dünya üzerinde yaşayan canlılar ekosistem içerisinde birbiriyle doğrudan ya da dolaylı etkileşim içindedir . canlıların canlı veya cansız çevresel etmenlerden uzak yaşaması oldukça zordur . dünya üzerinde temiz içilebilir su kaynakları gün geçtikçe azalmaktadır . su kaynakları endüstriyel kentsel ve tarımsal kirleticilerle veya doğal etmenlerle kirletilmektedir . kirlenmiş su kaynaklarını kullanan bitki ve hayvanların büyüme ve gelişmesi olumsuz yönde etkilenmektedir . temiz su kaynaklarına deşarj edilen atık sular ağır metal veya toksik madde içeriyorsa bu maddeler bitkilerin toleransına göre gelişimlerinde yavaşlama gerilemeye boyda kısalmaya hatta bitki ölümlerine neden olabilmektedir . atık su arıtma çamuru kötü koku ve çevreye zararlı maddelerden arındırılmadan . s . p . . h n o c içermektedir . türkiye de yıllık evsel atık çamur miktarı yaklaşık ton dur . uzun ve bilgili bozdoğan bozdoğan ve ark . adana topağı ocimum bacilicum cynodon dactylon alyssum maritimum bitki yer almıştır . dört hafta bir yetiştirme ortamlarından drene olan sular alınıp ph ve ec değerleri ölçülmüştür . hafta ec değerleri üzerine etkisi önem düzeyinde olmuştur . ve atık su arıtma çamuru kullanılan yetiştirme ortamlarında . hafta sonunda ise bu değerler . . ms cm kadar düşüş göstermiştir . . gövde çapı değerleri . mm ile . mm arasında değişmiştir . kök ağırlığı bakımından bu çalışmada elde edilen değerler akat ve ark . aksine farklı atık su arıtma çamuru uygulamaları süs lahanası yetiştiriciliğinde kök uzunluluğu üzerinde herhangi bir fark oluşturmamıştır . bitki çapı ile bitki boyu ve baş ağırlığı arasındaki ilişki güvenle pozitif ilişki tespit edilmiştir . genel olarak toplam yaprak sayısındaki artış diğer parametrelerde artışa neden olmuştur . kış aylarında kullanılan süs lahanası bitkilerinin peyzaj alanlarında kullanıldıktan sonra diğer mevsimlerde aynı alanda kullanılabilecek diğer süs bitkilerinin belirlenmesi atık su arıtma çamurunun peyzaj alanlarında kullanım şansını arttıracaktır .
384
178
Tavuk Eti Üretiminde Et Kalitesini Etkileyen Faktörler
etlik piliç üretimi hayvanların kısa dönemde yetiştirilmeleri yemden yararlanmalarının daha iyi olması ve insanların değişen tüketim alışkanlıklarını etkin bir şekilde karşılaması nedeniyle yaygın bir şekilde yapılmaktadır . fakat tüketici isteğine uygun ve istenilen kalitede kanatlı eti üretimi ancak kanatlı etinde kaliteyi etkileyen faktörleri bilerek ve bu faktörleri dikkate alarak üretim yapmakla mümkündür . etlik piliçlerin et üretimi amacıyla besiye alınmasından kesime tüy yolma işleminden pazarlamaya kadar yapılan işlemlerin tamamı et kalitesini etkilemektedir . bu çalışmada etlik piliçlerde et kalitesini etkileyen faktörler genetik cinsiyet yaş yem besleme kesim ve ete ilişkin kimyasal ve fiziksel özellikler depolama paketleme ve pazarlama başlıkları altında incelenmiştir .
çünkü kalite sübjektif bir parametre olarak kişiye göre değişir ve farklı kalite tanımları söz konusudur . et kalitesi üzerine çok çeşitli faktörler etkili olduğundan analiz edilen etin özelliklerini bilmek önem arz eder . kanatlı hayvanların diğer çiftlik hayvanlarına nazaran daha küçük daha uysal oluşları fazla sayıda hayvanın bir arada yetiştirilebilmesi hızlı üremeleri ve daha az bir yerde yoğun üretim yapılabilmesi nedenleriyle genetiğin uygulanması konusunda diğer hayvanlara nazaran daha başarılı olunmaktadır . yüksek enerjili yemde protein de yüksek düşük enerjili yemde protein de düşük olmalıdır . düşük enerjili yemle beslenen civcivlerde büyüme durur vücutta az miktarda depo edilen glikojen kullanılır onu takiben yağlar ve son olarak vücut proteinleri kullanılır ve hayvan ölür . tavuklar hayatlarının her döneminde belirli miktarlarda mineral maddelere ihtiyaç duyarlar . kanatlı hayvanlar normal şartlar altında böbreklerinde vitamin c sentezini gerçekleştirdiğinden yeme vitamin c katkısına gereksinim duyulmamaktadır . düşük akımlı elektrik şoku uygulanan ette yumuşaklığı sağlamada önemli bir etkisinin olduğu belirtilmiştir . elektrikle bayıltıldıktan sonra kesilen hayvanlardan kısa sürede daha yüksek düzeyde kan aktığı buna bağlı olarak post mortem safhada rigor mortisin kısa sürede oluşup ph ın daha çabuk düştüğü belirtilmiştir . aksi halde haşlama suyuna daldırılan gövdelerde su dolaşım sistemine girerek etin kontaminasyonuna sebep olur . tüylerin yolunma süresi ıslatma suyu sıcaklığına yaşa karkasın büyüklüğüne tüy yolma makinesinin özelliklerine göre değişir . tüyler büyük kapasiteli kesimhanelerde kesimhanedeki diğer artıklarla beraber veya yalnız başına işlenerek tüy unu veya kesimhane artıkları unu şeklinde işlenmektedir . haşlama basamağında olduğu gibi ters akım uygulaması önerilmektedir . tavukların bağırsaklarında salmonella ve campylobacter gibi enterik patojenler yüksek sayıda bulunabilmektedir . hava ile soğutmada buzlu suyla soğutmaya nazaran karkas su kaybeder dolayısıyla ağırlık kaybına uğrar . yüksek protein ve düşük yağ içeriğine sahip olması ve uygun bir doymamış yağ asidi kompozisyonu sergilemesi tavuk etinin beslenme değerini artırmaktadır yetişir ve ark . çok düşük ph bakteriyel büyümeyi azaltarak et kalitesinin sürekliliğini sağlamaktadır . bacak etinin kalitesini muhafaza etmede zayıf olduğu bilinmektedir . kesilen ette ph . ün üzerine çıkabilmekte ve et koyu renkte katı ve kuru olmaktadır kutlu ve ark . örneğin soğuk hava depolarında korunan karkasların çeşitli bölgelerinde açık renkli yuvarlak bölgeler görülmektedir . tavuk eti kırmızı et gibi renk değişimlerine hassas değildir ve o geçirgenli çok kritik değildir . etlerin değişik teknikler kullanılarak ürün haline dönüştürülmesiyle önemli bir mikrobiyel azalma sağlanacağından pazarlama avantajları yanında tüketicilerde de sağlık riskleri en aza indirilmektedir . ambalajlama işlemi sırasında gıdaların üretimi tüketimi ve denetlenmesine dair kanun hükmümde kararname ve türk gıda kodeksi yönetmeliği hükümlerine uyulur . tavuk gövde etleri teker teker olmak üzere içindeki malın özelliklerini bozmayan ve insan sağlığına zarar vermeyen malın dışarıdan görülmesini engellemeyen nitelikte polietilen ve benzeri malzemeden yapılmış ambalajlara konularak bunlar ağırlıklarına göre uygun malzemelerden yapılmış büyük ambalajlara yerleştirilir .
442
97
Susanna Tamaro’nun Tobia ve Melek Kitabındaki Kahramanların Carl Gustav Jung’ın Psikanalitik Bakış Açısıyla İncelenmesi
insanın eylemlerinin arkasındaki itici güç olarak bilinçaltını gören psikanaliz edebiyattaki karakter tahlilleri açısından da oldukça önemlidir . sıgmund freud un kurucusu olduğu psikanaliz adler jung lacan gibi isimlerle yayılmış ve sanat eserlerine uygulanır hale gelmiştir . bu çalışmada da susanna tamaro nun tobia ve melek adlı çocuk romanı jung ın psikanalitik bakış açısıyla incelenmiştir . bu çalışmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmış veri toplama aracı olarak ise doküman inceleme metodu kullanılmıştır . çalışma konusunu oluşturan bulgular saptanmış jung ın psikanalitik bakış açısıyla kitap arasında ilişki kurulmuştur . çalışma çerçevesinde susanna tamaro nun tobia ve melek adlı romanının içerisinde barındırdığı psikanalitik ögeler nelerdir sorusu cevaplanmaya çalışılmıştır . jung a göre insan kişiliğini anlamlandırmak için birtakım sorulara cevap vermek gerekmektedir . bunların başında kişiliğin bölümlerinin neler olduğu kişiliği harekete geçiren enerji kaynaklarının neler olduğu kişiliğin nasıl oluştuğu gibi sorular gelmektedir . jung ın kuramında ego arketipler persona anima animus gölge psişenin dinamiği değerler ruhsal enerjinin gelişmesi ve gerilemesi kişiliğin gelişimi psikolojik tipler gibi kavramlar yer almaktadır . jung a göre yazma sürecinde yazar tam olarak kendini ortaya koyamamaktadır . itici bir güç yazarı ele geçirir ve eser kendi kendini ortaya koyar . bu durum bazen yazarın yazmak istediği cümleleri eserin bünyesine dahil etmemesi şeklinde de ifade edilebilir . tobia ve melek isimli kitapta başkahramanı martina jung ın sunduğu ben kavramı içerisinde ele alındığında küçük bir çocuk olması nedeniyle kişilik gelişimini henüz tamamlamamıştır . diğer bir kavram olan psişenin dinamiği enerjinin dağılımını ve yer değiştirmesini ifade eder . psişenin mutlak bir dengeye ulaşması mümkün değildir . martina nın tüm çabası da bu dengeyi kurmaktır . yapılan çalışma ile alan yazına katkı sağlamak psikoloji ve edebiyatı kapsayan bu disiplinler arası çalışma ile farkındalık oluşturmak amaçlanmıştır .
edebiyat insanların yeni bakış açıları kazanmalarına katkı sağlar . sanatçının psikolojisini bilinçaltını anlamak eserleri ya da eserdeki kişilerin davranışlarını açıklamak için freud un bilinçaltına dayanan psikanaliz yöntemine başvurmuşlardır . freud ve jung ın çalışmaları bazı noktalarda farklılık göstermektedir . burada da arzular korkular unutulmuş yaşantılar yer almaktadır . burada yer alan duyguları bazı zamanlar bilinç düzeyine getirmek kolayken bazı zamanlar neredeyse imkansızdır . farklı zamanlarda farklı toplumlarda ortaya çıkmış ve kolektif bilinçdışını anlamamızda en önemli kaynaklardan mit masal destan gibi türlerde insanların korku ve arzuları gibi ortak birçok yönünü görürüz . bilinç öze dönerken bilinçsiz ruh da daha derin katmanlara sızacaktır . kitap boyunca verilen iletilerden bunu söyleyebiliriz martina okula gitmekten nefret ediyordu . bilinçlenme arttıkça bireyleşme de artacak ve kişinin gelişimine katkı sağlayacaktır . kitapta bireyleşme çabası gösteren başka bir kahraman yoktur ancak kitaptan hareketle martina nın dedesinin bireyleşme sürecini tamamladığını düşünülebilir . tüm bu olumsuzluklar içinde dedesi martina için güzel şeylere açılan bir pencere olur . duygusal yanı baskın bir çocuk olan martina bireyleşme çabası içindedir . s . ego bütünlüğü sağlıklı kararlar alabilmek için ön koşul niteliğindedir . tüm bunlar onun gerçekle bağlarını kopararak kendi ve çevresi adına tehlike oluşturmaktadır . şişme yaşayan bir kişi otorite olduğunda diğer insanları baskısı altına alacak kişilerden yapabileceklerinin üstünde şeyler bekleyerek onların ruh sağlığını olumsuz etkileyecektir . martina annesi margherita ve babası ugo ile birlikte yaşıyordu . gölgenin ısrarcı olması onu tamamiyle personanın etkisi altında kalmaktan kurtarır . kitapta martina nın dedesi hakkında yazılanlar bu duruma örnek verilebilir dedesi annesinin babasıydı ama annesi ona karşı hiç de nazik davranmıyordu . martina nın düşük not aldığını öğrenen ugo eşi margherita ya söyledikleri de örnek verilebilir bunca yıldır onun kafasını saçmalıklarla dolduran babanda kabahat . uyarılmalar ve değişim nedeniyle psişe hiçbir zaman dengeyi sağlayamaz . ilginin sürekli olmaması onları bir sonuca ulaşmaktan alıkoyar . martina nın babası ugo kitap boyunca duygusuz ve uzak bir insan izlenimi vermektedir . bu nedenle ona o hayallerini hatırlatan o hayalleri kurduğu zamanlardaki gibi hissettiren birkaç arkadaşıyla içmeye gitmektedir . çevrelerince sessiz kişiler olarak algılandıklarından bu duygusal patlamalar çevresindeki insanları şaşırtabilir . tobia ve melek kitabında ana konuyu oluşturan etmenlerden biri de martina nın anne ve babası arasındaki şiddetli geçimsizliktir .
333
254
Kentsel Çevrenin Algısı: Muratpaşa İlçesi Örneği
geçmişten günümüze doğa içerisinde fiziksel çevreler kentler oluşturulurken insanların tercihleri topoğrafik yapı iklim özellikleri erişim kolaylığı doğal kaynaklar doğa ve çevre ilişkisi gibi yer oluşturma ilkeleri etrafında temellenmektedir . fiziksel öğelerin niteliklerinin yanı sıra taşıdıkları anlamları ve nasıl algılandıkları da oldukça önemlidir . bu bağlamda çevrenin yalnızca insanın biyolojik gereksinmelerini karşılayan işlevsellik değil aynı zamanda psikolojik entelektüel gereksinmelerini de karşılayan estetik nitelikler de taşıması gerekmektedir . bu çalışma ile estetik niteliği kazanmış kentlerin kent bilincinin geliştiği daha huzurlu daha sağlıklı kentsel yaşam alanları oluşturacağı hipotezinden yola çıkılmıştır . kullanıcıları tarafından çevresel algı ve kent estetiğine yönelik görüşlerin araştırılması amacıyla antalya kentinde aktif olarak kullanılan güllük caddesi ve devamında yer alan cumhuriyet meydanı kapalı yol mevkileri çalışma alanı olarak belirlenmiştir . çıkan sonuçlarla kentsel çevre algısı ve estetiğine yönelik düzenlemeler ve önlemler alınarak kentin çağdaş yaşamın gereklilikleri ile uyumlu ve yaşanabilir alanlar olarak gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlanacaktır .
endüstri devrimi beraberinde kentleşmeyi de getirmiş kentte bulunan iş imkanları sosyal ve kültürel olanaklar insanlara cazip gelerek kırdan kente göçü her geçen gün hızlandırmıştır . modernizm döneminde çözüm olarak en çok üzerinde durulan ise planlama kavramı olmuştur . bu yaklaşımlara rağmen mimarlık ve kent planın pozitivist kimlik kazanması ve güzellik kavramının ikinci planda kalması mimari ve kent planlarının yeniden sorgulanmasına neden olmuştur . fakat bütüncül anlamda estetik kentleri oluşturmak oldukça güç olmuştur . kent estetiğini etkileyen olumsuz biçimlenmeler kentin bir bütün olarak düşünülmemesinden veya bütünlüğün bilincine varılmadan sorunlara çözümler aranmasından kaynaklanmaktadır . estetik kentler aynı zamanda bir kimliğe sahip kent imajı oluşmuş kentlerdir . bu çalışma ile estetik niteliği kazanmış kentlerin kent bilincinin geliştiği daha huzurlu daha sağlıklı kentsel yaşam alanları oluşturacağı hipotezinden yola çıkılmıştır . yılında kurulmuş meydanda ulusal yükseliş anıtı yer almaktadır . sağlı sollu ticaret merkezlerini barındıran mevki birçok yerli ve yabancı turistin uğrak noktasıdır . ilin yüzölçümü . km² dir ve ilde km² ye kişi düşmektedir . çalışma alanı olan muratpaşa ilçesi nin nüfusu ise . dir . kentlerde estetik boyut değerlendirilirken genellikle iki farklı yöntem kullanılmaktadır . bu rakamın hesaplanmasında aşağıdaki formül kullanılmıştır . katılımcıların sının yaş aralığında olduğu görülmektedir . sorusu sorulduğunda ünün . . saat dilimlerinde kullanmayı tercih ettiği görülmektedir . çizelge . te alanların uyandırdığı psikolojik etki fonksiyonel memnuniyet durumu en beğenilen karakteristik özellikler kişi sayıları ve yüzde dağılımları ile birlikte gösterilmektedir . dolayısıyla her üç alan kullanıcıları da alanlarda bulunan fonksiyonlardan memnunum yanıtını vermiştir ve alanların beklentileri karşıladığı görülmektedir . katılımcılara kapalı yolda en beğendiğiniz karakteristik özellik nedir anket katılımcılarının alanlara yönelik istekleri ve gerekli gördüğü düzenlemeler saptanmıştır . sorusu sorulduğunda katılımcıların ünün daha renkli yanıtı verdiği görülmektedir . nitekim görme duyusu duyularımız arasında algının en hızlı gerçekleştiği duyudur . yanı sıra estetik anlamda levha kirliliği ve düzensizlik oldukça fazladır . aynı zamanda binaların dış cephesinin genel görünümlerinin kent estetiğine katkıda bulunabilmesi için restorasyon iyileştirme gibi düzenlemeler yapılması gerekmektedir . alanlarda katılımcılara göre genellikle bitki düzenlemelerine yer verilmelidir . kapalı yolun dar kalabalık yetersiz olduğu anket katılımcıları tarafından düşünülmektedir .
327
142
Bazı Anı Bahçelerinin Peyzaj Tasarım İlkeleri Açısından İrdelenmesi
savaşların ve terör saldırılarının sanat ve kültür üzerinde önemli etkisi olduğu ve özellikle birinci ve ikinci dünya savaşları dünya mimarisini ve kent kimliğini olumsuz yönde etkilediği görülmüştür . son zamanlarda gerçekleşen terör saldırıları toplumda bazı sosyal ve kültürel değerlerin ortaya çıkmasına neden olmuş ve bu değerlerin vurgulanmasına yönelik olarak da anı bahçeleri tasarlanmaya başlanmıştır . anı bahçeleri savaş ya da saldırılarda ölenlerin hatıralarını canlı tutmak arda kalan savaş ve saldırı izi taşıyan yapıları ve eserleri korumak kayıp verme duygusundan kaçınarak yaşananları kayıt altına tutmak ve barışı yaymayı amaçlamaktadır . bu bağlamda ele alınan bu çalışmada savaşların ve saldırıların etkisi ile ortaya çıkan dünyada bilinen anı bahçeleri örnekleri ile bunların tasarım ilkeleri incelenmiştir .
toplumlar tarihi süreçlerinde gerçekleşmiş olan önemli olayları ve kırılmaları kayıt altında tutmuşlar ve bu bağlamada sosyal olaylara ve inanca yönelik konulara ilgi duymuşlardır . savaşların toplumun sosyo kültürel değerleri üzerinde bırakmış olduğu bu etkiden yola çıkılarak bu değerlerin sürekliliğinin simgelenmesi ve hatırlanması amacıyla memorial garden olarak dünyada bilinen anı bahçeleri planlanmış ve tasarlanmıştır . insanlık tarihinin eski geleneklerinden biri olan anı bahçelerinin eski çağlarda özel ve önemli kişiler öldükten sonra saygı amacıyla yapılırken günümüzde ise daha çok olayların önemli kırılmaların felaketlerin ve toplum için önem arz eden bireylerin hatıralarını ebedi tutmak ve sürekliliğini sağlamak amacıyla yapılmaktadır . bu kapsamda almanya daki öldürülen avrupalı yahudiler için hatıra orman sütunları anı bahçesi amerika birleşik devletleri nin new york eyaleti ndeki yokluğun yansımasında ulusal eylül anı meydanı oklohama eyaleti ndeki oklahoma ulusal anı parkı kaliforniya eyaleti ndeki ulusal aıds koruluğu ve washington dc deki martin luther king anı bahçesi irlanda daki ışık bahçesi ve omagh bomba anıtı ile ulusal savaş anı bahçesi ve ingiltere berkshire deki john f . kennedy anı bahçesi incelenmiştir . bu projenin diğer amacı ise anıt ve ziyaret eden insanlar arasındaki manevi duygunun sürekliliğini sağlamaktır . bu anıtsal kare biçimlerin farklı yükseklikte tasarlanması alana dalga görünümü kazandırmıştır . bu anıtsal yapılarda herhangi bir levha veya dini sembol işareti bulunmamaktadır . her dikdörtgen beton blok avrupa da öldürülen yahudi ye ait olup ve farklı yükseklik ve özel boyuta sahiptir . alan merkezine doğru eğimli olup yerin derinliği ve blokların yüksekliği artmaktadır . anı bahçesinin merkezinde şehir merkezindeki gürültü ve karmaşıklığın aksine sessizlik kayıplık ve yokluk hissi oluşturulmuştur . havuzların üst kenarlarında saldırı sırasında hayatını kaybedenlerin isimlerinin kazıldığı bronz paneller bulunmaktadır böylece cenazeleri hiç bulunmayan insanlar için burası bir mezarlık sayılmıştır . ziyaretçiler duvarlarda özel yapılan bölmelere mum koyup yakmakta ya da bazı eşyalar asmaktadırlar . boş sandalyeler alanı adet el yapımı cam bronz ve taş ile yapılan sandalyelerle kaplı yeşil alandan oluşmuş ve hayatlarını yitirenleri hatırlatmak için tasarlanmıştır . dolayısı ile birçok kamu ve özel mekanların bahçelerinde patlamadan kutulan bu karaağacın nesli büyümektedir . oklahoma nın yerel ağaçlarından olan elma ağacı karaağaç çam fıstığından oluşan meyve ağaçlarından oluşan ve patlamadan kurtulan bir grup ağaç kurtulan karaağacın etrafında dikildi ve oluşan bahçeye kurtulan meyve bahçesi adı verilmiştir . amerika birleşmiş devletleri ve kanada daki çocuklar tarafından yapılan ve oklahoma ya gönderilen beş binden fazla elle yapılan resimlerin olduğu fayanslar çocuklar alanı olarak adlandırılan bölüme konulmuştur . bu projenin konsept cümlesi olan karanlık olsa bile güneş yeniden doğacaktır cümlesi yapılan hain saldırı karşısında insan özgürlüğünün önemini kötü günlerin sonunda iyi günlerin doğacağını ve yaşama iyimser şekilde bakılması gerektiği vurgulamaktadır . anı bahçesinde havuzun olduğu dairesel alanda ölen kişiyi temsil eden adet küçük aynalar kullanılmıştır . bu kapsamda savaşların geçtiği muharebe alanları koruma altına alınmış ve anıtlar ile mezarlıkların olduğu anı bahçeleri yapılmıştır . hellespoint anıtı bahçesi ingiltere adına savaşan ve hayatını kaybeden bine yakın ingiliz avustralyalı ve hintli asker adına inşa edilmiştir . tarihi savaş ve terör olaylarının ardından hayatını yitirenleri anmak için yapılan bu anı bahçeleri ziyaretçilerin alanda kaybettiklerinin anılarını yaşatmaları ve duygusal anlamda ölen kişilerin ölümsüzlüklerini hissetmeleri adına tasarlanmış mekanlardan olayı anlatan ve bir konsepti olan simgesel tasarımlardan oluşmaktadır . bu sebeple tasarım sembolleri ve simgelerle kaygılar gösterilmekte sınırlı alanda huzur dolu dışarıdaki kötülükten uzak bir bahçede hissettiren bir tasarım yapılmaktadır . bu bahçelerde kullanılan anıtsal yapılar gerek inşaat malzemeleri strüktürü rengi performansı boyutları gibi fiziksel özellikleri gerekse duygusal olmaya ve düşünmeye sevk eden yönü ve insanlarla empati kurabilen duygusal anlamlılığı ile tüm ziyaretçileri etkilemektedir . anı bahçelerinde kullanılan anıtlar ve diğer simgesel tasarımlar ile birlikte yaşanan kötü olay ve felaketin hatırlatılmasının yanı sıra düşünmeye sevk eden teselli eden ve huzur uyandıran mekanlardır . anıtların aksine hatıra bahçeleri ziyaretçilerinin üzerindeki etkileri oldukça fazladır .
600
109
Hypericum aviculariifolium subsp. depilatum var. depilatum ve H. pruinatum da In Vitro Tohum Çimlenmesi
bu çalışmada h . aviculariifolium subsp . depilatum var . depilatum ve h . pruinatum da etkili bir çimlenme protokolü geliştirmek ve müteakip bitki gelişimini izlemek amaçlanmıştır . bu amaçla yüzey sterilizasyonu yapılmış tohumlar farklı oranlarda benzil adenin giberellik asit ve indol asetik asit içeren temel ms ortamlarında magenta kutuları içerisinde kültüre alınmışlardır . . günün sonunda kökçük geliştirmiş ve yaprakçık oluşturmuş fideler sayılmış ve her deneysel ortam için çimlenme oranları olarak belirlenmiştir . ortamlarının çimlenme üzerine etkileri her iki türde de önemli olarak tespit edilmiş en yüksek çimlenme oranına mg l ba . mg l ıaa ve . mg l ga ile desteklenmiş ms tuzları içeren g ortamında ulaşılmıştır . bu ortamda alt kültüre alınan çimlenmesini tamamlamış genç bitkicikler hafta sonra ortalama cm uzunluğa ulaşmış ve başarılı bir şekilde sera şartlarına adapte edilmişlerdir .
hypericum cinsi dünyanın çöl ve kutup bölgeleri hariç hemen her yerinde yayılış gösteren türe sahip olup kapalı tohumlular alt bölümünün sini oluşturan en kalabalık taksondan biridir . bu türler içerisinde hypericum perforatum l . en bilinen ve hafif orta derecede depresyon tedavisinde yaygın bir şekilde kullanılan birçok farmakopyaya dahil edilmiş olan türdür doğal olarak yetişen bitkilerden yılı eylül ayında toplanmış ve ay buzdolabında muhafaza edilmiştir . iki hafta boyunca laboratuar ortamında dış şartlara göreceli olarak alıştırılan bitkiler altı hafta boyunca kontrollü sera şartlarında aynı saksılar içerisinde yetiştirilmiş ve çiçeklenme evresine ulaşmışlardır . çimlenmeye müteakip aynı g ortamında alt kültüre alınan ve cm boya ulaştıktan sonra sera şartlarında saksılarda kültüre alınan bitkiler oranında hayatta kalmış ve tohumların alındığı kaynak bitkilere benzer bir gelişme göstererek hafta sonunda çiçeklenmişlerdir . morfolojik dormansi tohum çimlenme öncesi biraz daha gelişmeye ihtiyaç duyan tam gelişmemiş bir embriyoya sahiptir . morfo fizyolojik dormansi embriyo hem gelişmemiştir hem de fizyolojik olarak dormanttır . bileşik dormansi tohumun tam olarak gelişmiş bir embriyosu vardır ancak hem bu embriyo fizyolojik olarak dormanttır ve çimlenme için mutlak ışığa ihtiyaç duyar hem de tohum yahut meyve kabuğu sugeçirmezdir . hypericum türlerinde çimlenme oranları genellikle düşük olup tohumlar genetik kökenleri h . androsaemum h . scabrum h . lydium h . tetrapterum h . orientale h . origanifolium h . triquetrifolium h . heterophyllum ancak h . aviculariifolium subsp . daha başarılı bu güncel sonuçlar in vitro ortamda mevcut besin içeriğine ve bilhassa bitki büyüme düzenleyicilerin farklı fizyolojik etkilerine atfedilebilir . zira absisik asit etilen giberellinler oksinler sitokininler gibi bitki büyüme düzenleyicileri ya da yaygın olan isimleriyle hormonlar tohum çimlenmesi ve dormansisini etkileyen önemli unsurlarıdır . gibi birçok hypericum türünde çimlenmeyi artırdığı bildirilmiştir . ıaa gibi oksinler hücre büyümesi ve gelişmesi vasküler dokular ve polen oluşumu gibi hayati fizyolojik olaylarda anahtar rol oynayan hormonlar olup embriyo büyümesi ve gelişiminin dokular arası oksin nakli tarafından kontrol edildiği bildirilmektedir popko ve ark . çimlenme gereksinimlerinin tespit edilmesi yabani türlerin korunması ve kültüre alınmasında ilk adımdır . depilatum ve nadir rastlanan bir tür olan h . pruinatum kanıtlanmış biyoaktif kimyasal madde içerikleriyle umut vadeden tıbbi bitkilerdir .
557
148
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK YILLARINDA YAYINLANAN ÇOCUK DERGİLERİNDEKİ “AKIL OYUNLARI” ÖRNEKLERİ
çalışmanın amacı türkiye cumhuriyeti devleti nin kurulduğu li yıllarda yayınlanan çocuk dergilerinde gelecek kuşakların zihinsel becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan bazı akıl oyunlarını günümüzde üstün yetenekli çocukların yetiştirilmesi bağlamında incelemektir . çünkü dönemin çocuk dergileri okul çağındaki tüm çocukları hedef alsa da günümüzdeki üstün yetenekli çocukların eğitiminde kullanılan yöntem ve programlara uygunluk arz etmektedir . bu kapsamda dergilerdeki çeşitli bilmece bulmaca muamma ve çizim sorularının çocuğun bilişsel ve duyuşsal gelişim ve yeteneklerine katkı sağlayabilen birçok akıl oyunları barındırdığı görülmüştür . bu akıl oyunlarının üstün yetenekli çocukların merak ve öğrenme duygusunu arttıran problem çözme biliş ve buluş yeteneği kazandıran dil ve bellek gelişimini hızlandıran gözlem akıl yürütme soru sorma eleştiri yaratıcılık ve icat yapabilme gibi belirgin özelliklerini geliştiren niteliklere sahip olduğu anlaşılmıştır . çalışmada li yıllarda yayınlanan sevimli mecmua bizim mecmua gürbüz türk çocuğu yeni yol çocuk dünyası musavver çocuk postası mektepliler alemi haftalık resimli gazetemiz ve resimli dünya incelenmiştir . tespit edilen akıl oyunları osmanlıcadan çevrilerek analiz edilmiş ve günümüzdeki üstün yetenekli çocukların eğitiminde kullanılan ilkelere göre değerlendirilmiştir . çalışma günümüzden yaklaşık bir asır önce çocukların bilişsel ve duyuşsal gelişimini sağlayacak örneklerin tespit edildiği bir tür literatür incelemesidir . aynı zamanda tarih ve eğitim bilimleri alanındaki disiplinler arası bir çalışma olarak günümüzdeki üstün yetenekliler eğitiminde kullanılabilecek örnekleri barındırmaktadır .
türkiye cumhuriyeti devleti nin ilk yıllarından itibaren eğitim konusu önemli görüldüğünden özellikle çocuklara yönelik yayınlanan çocuk dergilerinde gelecek kuşakların zihinsel becerilerini geliştirmeye yönelik içeriklere yer verildiği bilinmektedir . akıl oyunlarının tespitinde li yıllarda yayınlanan sevimli mecmua bizim mecmua gürbüz türk çocuğu yeni yol çocuk dünyası çocuk yıldızı musavver çocuk postası mektepliler alemi haftalık resimli gazetemiz ve resimli dünya dergilerinin tüm sayıları incelenmiştir . süreli yayınlar yayınlandığı dönemin sosyal kültürel edebi politik ve ekonomik özelliklerini sorunlarını ve ideallerini yansıtan günlük haftalık aylık ve yıllık çıkan yazılı kaynaklardır . ancak birinci dünya savaşı ve sonrasında yaşanan sıkıntılar yine dergiciliğin merkezi istanbul un arasında işgal altında olması çocuk dergilerini kalite ve içerik yönünden olumsuz yönde etkilemiştir . üstün yeteneklilik bireyin zeka yaratıcılık liderlik kapasitesi sanat spor veya özel akademik alanlarda yaşıtlarına göre gösterdiği yüksek beceri düzeyi olarak tanımlanır . bu bağlamda görsel uzaysal zeka görsel uyaranlar arasındaki ilişkileri görebilme farklı açılardan göründüğünde nesneyi tanıyabilme nesnelerin uzayda hareketini zihinde canlandırabilme ve üç boyutlu halini hayal edebilme gibi görsel dünyayı doğru biçimde algılama görseller üzerinde değişim ve dönüşüm yapabilme belirtilen faaliyetleri fiziksel uyarıcının yokluğunda dahi yapabilme gibi becerileri içermektedir . sayısal zeka çocukta ilk nesneler dünyasına ilişkin düzenlemeyle başlar ve hızla insanın nesneler üzerinde yapabilecekleri eylemlere eylemler arası ilişkilerin keşfine çeşitli önermeler ortaya koymaya ve önermeler arasındaki bağı değerlendirmeye doğru dönüşerek gelişir . dergilerden alınan çizim yapmaya verilen materyallerle bir ürün geliştirmeye yönelik etkinliklerin bedensel knestetik zekanın gelişimine katkı sağlayacağı söylenebilir . bu bağlamda lerde çocuklara yönelik dergiler incelenmiştir . çalışmada nitel veri toplama yöntemlerinden doküman incelemesi tekniğine yer verilmiştir . basın aracılığıyla genç kuşakların istenilen niteliklerle yetiştirilmesine yönelik toplumsal ve eğitsel amaç cumhuriyet in ilk yıllarından itibaren çocuk dergilerinde kendini göstermiştir . derginin yazarları nedim tuğrul bey tahsin kemal ibrahim zihni reşit süleyman bey ler idi . sonraki yıllarda haftalık çıkan ve sayıya ulaşan dergi son sayfasını bilmecelere ayırmıştır . cevapların sonraki sayıda yayınlandığı bilmecelerin yanında farklı konulara değinen dergi nın sonlarına kadar yayımlanmıştır . . sonraki sayıda cevabının verildiği yandaki resimde çözüm detaylı olarak gösterilmektedir . günde bir çıkan dergi çocuklara faydalı bir içerik hedefiyle haber öğretici yazı oyun hikaye resim piyes ve karikatürlere yer vermiştir . bu oyunlar çocuklarda yaratıcı ve üretken düşünme becerisinin gelişimini sağlayan sözel yeteneklerini güçlendiren unsurlar içermektedir . ilk dönemi kasım de sayı ile biten çocuk dünyası mayıs den ocak a kadar sayı yayınlanmıştır . şekil daki resimde verilen kutuların incelenerek toplam kaç kutu olduğunun bulunması istenen soruyla uzay şekil algısının geliştirilmesi amaçlanmıştır . hataların bulunmasının istendiği oyunda çocuğun görsel ve matematiksel zekasının geliştirilmesi yanında dikkat ve akıl yürütme kabiliyetinin de arttırılmak istendiği anlaşılmaktadır . burada sözel yaratıcılığı geliştirilmek istenen çocuğun aynı zamanda sosyalleşme ortamı kazanması da hedeflenmiştir . bu bağlamda dergilerde millet olmanın önemi bağımsızlık duygusu mücadele yeteneği yurttaşlık ve görev bilinci yurt ve vatan sevgisi sağlıklı zihinsel ve bedensel gelişim toplumsal ve ahlaki değerlerin benimsenmesi geçmişi ve günceli anlayarak geleceği tasarlama ve öngörülü olma gibi özellikler çocuklara kazandırılmak istenmiştir .
537
199
ALEVİLİK İNANCINDA ÇEVRECİ TÜKETİM ÖĞRETİLERİ VE ALEVİ TÜKETİCİLERDE ÇEVRECİ TÜKETİM EĞİLİMİ: TUNCELİ ÖRNEĞİ
alevilik bazı kaynaklarda bir doğa dini olarak anılan ve mensuplarının doğa ve çevreyi kutsal olarak gördüğü bir inanç sistemidir . aleviliğin rol model olarak sunduğu ve tarif ettiği insan ı kamil profili günlük hayatının bütün süreçlerinde ve tüketim davranışlarında çevresine karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmekte çevreye zarar vermekten kaçınmanın ötesinde faydalı olmaya çalışmaktadır . ayrım yapmaksızın doğadaki bütün canlıları incitecek davranışlardan kaçınmak ve bunu tüketim davranışlarına da yansıtmak alevilikteki dördüncü kapı olan hakikat makamının bir gereğidir . bu bağlamda alevi tüketicilerin satın alma kararlarını verirken bu kararların çevreye etkilerini göz önünde bulunduran ve satın alma güçlerini kullanarak çevreyi dolaylı olarak koruyan birer yeşil tüketici olmaları gerektiği öngörülebilir . bu çalışma alevi tüketicilerin pratikteki çevreci ürün tercih eğilimlerini demografik özellikler ve in nç hassasiyeti değişkenleri ışığında incelemeyi amaçlamaktadır . araştırma aşamasında tunceli il merkezinde yaşayan ve alevilik inancına sahip kişilik bir örneklem grubuna anket uygulanmıştır . katılımcıların çevreci ürün tercihi kim ve choi tarafından geliştirilen ölçek kullanılarak inanç hassasiyetleri ise taşğın tarafından geliştirilen ölçek tunceli özeline uyarlanarak ölçülmeye çalışılmıştır . elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edilmiş ve araştırma hipotezleri test edilmiştir . sonuç kısmında araştırmanın bulguları değerlendirilmiş ve çevreci tüketimin teşvik edilmesine yönelik öneriler sunulmuştur .
çevreyi oluşturan en önemli unsurlardan biri olan insan ekosistemdeki diğer canlılarla birlikte yaşantısını bazen onlara hükmederek bazen de onlara uyum sağlayarak devam ettirmektedir . böylece çevreci tüketimin teşvik edilmesi ve bu konuda bilincin arttırılmasına katkı sağlamak amaçlanmaktadır . bu amaçla ileri sürülen en önemli çözüm önerilerinden biri de üretim ve tüketim süreçlerini yeşil yani çevre dostu hale getirmektir . son dönemde çevre hassasiyetine ve bilincine sahip tüketicilerin sayısı giderek artmaktadır . yeşil tüketici sayısı arttıkça işletmeler de bu kişilerin büyük ve karlı bir pazar sınıfı oluşturabilecek kadar sadık tüketiciler olabileceğini kavramakta ve böylelikle çevreci pazarlama stratejilerini karlı buldukları için böyle stratejiler geliştirme yoluna gitmektedirler . çevreci pazarlamada önemli bir yere sahip olan tüketicilerin davranışları üç farklı perspektiften incelenmiştir . birinci grup demografik ve sosyoekonomik değişkenleri ikinci grup tüketicilerin çevre problemleri ve konularındaki bilgi miktarını ve üçüncü grup ise değerler yaşam biçimi kişilik özellikleri ve tutumları içeren psikografik değişkenleri dikkate alan çalışmalardır . tutumun çevreci davranışla pek çok defa ilişkisi ölçülmüş olup hem tutumun çevreci satın almaya etkisi olduğu hem de çevreci tutuma sahip olunmasına rağmen bunun satın almaya yansımadığı yönünde tespitler elde edilmiştir . benzer bir başka çalışmada amerika da hıristiyanlar üzerinde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre inançla ilgili kurumların bireylerin çevre hassasiyetleri üzerinde teşvik edici veya vazgeçirici etki etme potansiyeli olduğu belirlenmiştir . h . katılımcıların çevreci ürün tercihleri katılımcıların medeni durumlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir . bu açıdan tunceli aleviliği genel alevilik içinde önemli bir yere sahiptir . dağıtılan anket formu geri toplanmış ve hatalı veya eksik doldurulduğu belirlenen form değerlendirme dışı tutulmuştur . ayrıca araştırma tunceli ilinde yaşayan farklı sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeyleri temsil ettiği varsayılan bir grup tüketici üzerinde uygulanmıştır diğer iller araştırma kapsamı dışında tutulmuştur . bu değerin ile arasında olması ölçeğin güvenilir olduğu anlamına gelmektedir . bu veriler örnek kitlenin inançlarının gereklerini yerine getirme konusundaki hassasiyetlerini ortaya koymaktadır . tablo de katılımcıların çevreci ürün tercihi ölçeğine verdikleri cevapların ortalama ve standart sapma değerleri yer almaktadır . yukarıdaki korelasyon ve regresyon analizleriyle ilgili verileri özetlemek gerekirse incelenen kitlenin çevreci ürün tercihiyle ilgili tutumları alevilik inançlarını yaşamak konusundaki hassasiyetleriyle aynı yönde değişmekte ayrıca inanç hassasiyeti yükseldikçe çevreci ürün tercih tutumunda da istatistiksel olarak anlamlı bir yükselme görülmektedir . benzer şekilde kadın katılımcıların çevreci ürün tercihlerinin erkeklere nazaran daha yüksek seviyede olduğu sonucu ortaya çıkmıştır . dolayısıyla katılımcıların çevreci ürün tercihleri katılımcıların mesleğine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir şeklindeki h . hipotezi kabul edilmiştir . araştırmaya katılanların inanç hassasiyeti ve çevreci ürün tercihi değişke lerinin katılımcıların ikamet ettikleri mahalle değişkeni açısından farklılıklarını tablo da görmek mümkündür . araştırmanın ilgi çekici bulgularından bir diğeri de bireylerin inanç hassasiyetlerinin ve çevreci ürün tercihlerinin ikamet ettikleri mahalleye göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılığın ortaya çıkmış olmasıdır . bu doğrultuda nüfusunun büyük çoğunluğu alevilerden oluşan tunceli il merkezindeki alevi tüketiciler üzerinde bir anket çalışması yapılmış katılımcıların çevreci ürün tercihi konusundaki eğilimleri inanç hassasiyetleri ve demografik bilgileri ışığında irdelenmiştir . ancak katılımcıların çevreci ürün tercih durumlarında yaş kişisel gelir seviyesi ve hanede yaşayan birey sayısı değişkenlerine göre istatistiksel anlamlılık seviyesinde bir farklılık olmadığı tespit edildiği için ilgili hipotezler reddedilmiştir . bunun yanı sıra tunceli il merkezindeki tek cemevinin bulunduğu inönü mahallesinde yaşayan katılımcıların farklı mahallelerde yaşayan katılımcılara nazaran inanç hassasiyeti ve çevreci ürün tercihi konularında daha yüksek ortalamalara sahip olduğu görülmüştür .
580
202
Diyarbakır Yöresinde Çeltik Tarımının Yapısal Durumu
bu çalışmada diyarbakır yöresinde çeltik tarımı yapan çiftçilerin üretimden hasada kadar geçen sürede yaptıkları tarımsal faaliyetleri ve çiftçilerin organik tarıma bakış açılarını belirlemek amacıyla yılında çeltik tarımı yapan çiftçiden tesadüfi olarak seçilen çiftçiye uygulanan anket çalışmasının sonuçları değerlendirilmiştir . yapılan anket çalışması çerçevesinde bölgedeki çeltik üretim şekli üretim miktarı kimyasal gübre ve ilaç kullanımı karşılaştığı önemli sorunlar ürünlerin pazarlanması organik tarım hakkındaki düşünceleri gibi konularda sorular sorulmuş ve alınan cevaplar üzerinde değerlendirme yapılmıştır . anket formuna verilen cevaplar doğrultusunda çiftçilerin . sinin organik tarım yapmaya istekli olduklarını ifade etmişlerdir . bölgedeki çiftçilerin . si toprağı işlemediklerini i taşlı arazide . i eğimli arazilerde çeltik yetiştirdiklerini ve . çeşit olarak karacadağ çeşidini kullandıklarını ifade etmişlerdir .
çeltik sıcak bölgelerde yetişen ve bu bölgelerde medeniyetin sembolü olarak değerlendirilen bir kültür bitkisidir . bu bitkinin ana vatanının güneydoğu asya muhtemelen de hindistan olduğu belirtilmektedir . çeltik insan beslenmesinde besin kaynağı olarak kullanılan önemli bir tahıl cinsidir . türkiye de en çok üretim edirne de ton samsun da ton balıkesir de ton çanakkale de ton ve çorum da tondur . güneydoğu anadolu bölgesi çeltik ekim alanı da çeltik üretimi ton verim ise kg da civarındadır . bölgemizde çeltik üretiminin tamamı diyarbakır ve şanlıurfa illerinde gerçekleşmektedir . ülkemizde yılında çiftçi ile hektar alanda ton organik tarımsal üretim gerçekleşmiştir . güneydoğu anadolu bölgesi çeltik yetiştiriciliği için elverişli koşullara sahiptir . güneydoğu anadolu projesi ile bölgede çeltik tarımında en büyük darboğaz olan sulama suyu yetersizliği büyük ölçüde giderilmiş olacaktır . karacadağ çeltik çeşidi çevresel koşullar bakımından kritik yılları başarıyla atlatabilmeleri ayrıca yerel tüketici isteklerini karşılayan kalite özellikleri çeşidin vazgeçilmezliğinin temel nedenidir . pirincin dünyada ve ülkemizde temel besin maddesi olması özellikle pirinç unu ve bebek mamalarında kullanılması organik pirinç üretiminin önemini daha da arttırmaktadır . çeltik tohumları direk yüzeye serpme ile toprağa gömülmeden çıkış yapmakta iken diğer bitkilerde üretimi ekonomik olarak yapmanın zorluğundan kaynaklanmaktadır . katyon değişim kapasitesi mikrobiyal aktivite ve agregatlaşmayı artırmaktadır . ayrıca tarlada anız yakmanın önüne geçmekte ve toprakta karbon birikimini hızlandırmaktadır ve mardin bölgeleri dışında kalan yerlerde çeltik üretimi tarlada yetişme süresi boyunca cm yükseklikte sürekli birikmiş su verilerek yapılmaktadır . diyarbakır ilinde çeltik üreticilerinin üretim şeklini belirlemek amacıyla düzenlenen bu anket çalışmasında her bir ilçede tesadüfi olarak seçilen ve ili temsil edecek şekilde çiftçi ile yüz yüze görüşme tekniği uygulanarak yapılmıştır . diyarbakır da yılında ilçede çiftçi dekar alanda ton çeltik üretimi gerçekleştirmiştir . anket ise ilçede köyde ve çiftçi ile yapılmıştır . tesadüfen seçilen ve kendileriyle anket yapılan çiftçilerin çeltik ekim alanı yılındaki çeltik ekim alanının sını oluşturmaktadır . anket formlarında çeltik ekim alanları ekim şekli arazinin durumu aynı araziye kaç yıl arayla çeltik ekildiği toprak işlemesi kullanılan tohum miktarı kullanılan tohum çeşidi toprak analizi kullanılan tohumların ilaçlanma durumları kimyasal gübre ve ilaç kullanımları sulama şekli sulama kaynağı hasat şekli çeltik verimi karşılaştığı önemli sorunlar ürünlerini pazarlama ve organik tarım hakkındaki düşüncelerine yönelik sorulan sorulara cevaplar aranmıştır . şekilde de görüldüğü gibi ankete katılan çiftçiden . si toprak analizi yaptıklarını . ü ise yapmadıklarını . sı sulama suyunu göletten i çay ve nehirden . sı gölet ve sondajdan . i sadece sondajdan . i kaynaktan sağladıklarını ve çiftçilerin tamamı gün arayla kesintili salma sulama yaptıklarını belirtmişlerdir . anket çalışmasına katılan çiftçilerin . i ürettikleri ürünleri fabrika ve piyasaya . si fabrikalara . sı toptancılara ve piyasaya sattıklarını . si ise evde tüketim amacıyla kullandıklarını ifade etmişlerdir . bu sonuçlar göstermiştir ki çeltik üreticileri organik yetiştiricilik yapmamakta olup ancak yapmaya istekli oldukları anlaşılmaktadır .
536
111
Sağlık Sektöründe Proje Finansman Modelleri:
tüm devletlerin sağlık eğitim ulaşım ve altyapı yatırımları başta olmak üzere birçok kamu hizmetini kaliteli ve düşük bir fiyat ile sunması beklenir . ancak tüm bu hizmetlerin devletler tarafından vatandaşlarına sunulabilmesi için kamunun çok büyük maliyetlere katlanması gerekir . kamunun hizmet üretmesine bir diğer alternatif olan özelleştirme li yılardan beri dünyada yaygın olarak uygulanmaktadır . özelleştirmenin avantaj ve dezavantajlarının yoğun olarak tartışıldığı son yıllarda bu soruna verimli bir çözüm önerisi olarak alternatif proje finansman modelleri ortaya atılmıştır . kamu ve özel sektör ortaklığı köso olarak da bilinen bu proje finansman yöntemi altında bir çok türev model tanımlanmıştır . bu modellerden birçoğu özellikle abd avusturalya ve avrupa ülkelerinde sağlık eğitim ulaşım ve altyapı hizmetlerinde son yıllarda artan bir hızla kullanılmaya başlamıştır . bu çalışmada yatak kapasiteli bir hastane projesinin köso modeli ile hayata geçirilmesi ile ilgili bir fizibilite çalışması yapılmıştır . hastanenin tasarım inşaat ve operasyon sürecinde hem özel sektör ortağın hem de devletin tüm nakit giriş ve çıkışları tahmin edilerek net nakit akışlarına ulaşılmış ve bu nakit akışlarının özel sektör ortağı ve devlet için net bugünkü değerleri ve iç verim oranları hesaplanmıştır . ayrıca hastane projesinin köso modeli ile değil de devlet tarafından finanse edilmesi ve işletilmesi durumunda projenin devlete sağlayacağı net bugünkü değer hesaplanarak köso modeli çıktıları ile karşılaştırılmış ve ortaklık modelinin her iki taraf için de önemli avantajlar sağladığı ortaya konmuştur .
bir projenin yeni baştan inşa edilerek yapılması veya mevcut bir projenin gelişti rilmesi için gerekli yeterli ve uygun koşul larda kaynak sağlanması proje finansmanı olarak tanımlanabilir . ancak fi nansal kaldıraç oranı bazı projelerde e yaklaşabilir . finanslama yapısının ortaya konması kamu diğer ortaklar ve kontraktörlerle yapılan pazar lıklar ve tüm bu işlerin belgelendirilmesi çok zaman alırken yasal harçlar ve diğer ilgili giderler de büyük maliyetlere neden olabilir . her süreç kendi içinde yüksek miktarlı bir yatırım ve hizmet kalitesini denetleyecek ayrı bir uzmanlık gerektirir . bu çalışmanın ilk bölümünde devlet tekeli özelleştirme ve kamu özel sektör ortaklığı modellerinin avantaj ve dezavantajları karşılaştırılmaktadır . bu hizmetler arasında hastane okul köprü yol altyapı çalışmaları hapishaneler gibi çeşitli kamu faaliyetleri yer almaktadır . özelleştirmenin görünen tüm bu avan tajlarının yanında risklerin ve maliyetlerin tamamıyla özel sektöre devri kamunun üretilen mal ve hizmetler üzerindeki kontrolünü kaybetmesine istihdam soru nuna özel sektörün yüksek maliyetlerle borçlanmasına hizmet fiyatını arttırma sına ve sonuçta işletme maliyetlerini azalt mak için de ürettiği hizmetin kalitesinin düşürülmesine neden olabilmektedir . sıra lanan tüm bu olumsuzluklar özelleştirme nin kamu hizmeti sunulması için gerçekte çok etkin bir yol olmadığı savunmasını da beraberinde getirmektedir . her bir farklı projede tarafların üstleneceği roller farklı olabilir . bazı ortaklıklarda özel sektör firması hizmetin verilmesinde ha kim rol oynarken bazen sadece inşaatın yapılması ve finansman sağlanmasında öne çıkabilir . sonuçta uzmanlık eksikliği nedeniyle devletin ürettiği hizmetlerde genellikle daha düşük kaliteye ulaşılır . kamu özel sektör ortaklığının oluştu rulması ile devlet özel sektör uzmanlı ğından faydalanarak hizmette kaliteyi ve verimliliği arttırırken inşaat ve işletim faaliyetlerinin özel sektöre ait olması nedeniyle maliyet avantajını da yakalaya bilmektedir . yap devret işlet modelinde kamu fi nanslama ve inşaat için bir ortak bulur . kamu tüm gelir ve giderleri denetleyebilme hakkına sa hiptir . ingiltere de yılında geliştirilen bir köso türev modeline göre özel sektör ha zine garantisi olmaksızın projenin tasa rımı finansmanı ve inşaatını proje anlaş ması uyarınca yürütmektedir . devlet proje nin inşaatı tamamlandığında özel sektör ortağına yapacağı düzenli ödemeleri belir lerken proje yürütücüsünün tüm maliyet lerini de değerlendirir . özel ortak için sermaye maliyeti aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilir . proje finansmanı için açılan ihaleye katılan her şirket proje finansman modelini ve model detaylarını da sunmak zorundadır . inşaat proje anlaşmasında beyan edilen süre içinde tamamlanmak zorun dadır . ingilere de kullanılan söz konusu mo delin hem devlet hem de özel sektör ortak açısından avantajlarının sayılarla ortaya konulabilmesi için çalışmanın bundan sonraki bölümünde yatak kapasiteli bir hastane için hipotetik bir fizibilite analizi yapılmış ve köso modelinin hem kamu sektörü hem özel sektör ortağı hem de hizmeti kullanan bireyler için avantajlı olduğu ortaya konmuştur . bu hipotetik analizde hastane inşaatının iki yılda tamamlanacağı ve inşaatın tamamlanma sının ardından yıl süreyle özel sektör ortağı tarafından işletileceği varsayılmıştır . özel sektör ortağının projenin başladığı yılı takiben iki yıl boyunca inşaat maliyetleri ve personel maaşları için banka kredisi kullanması öngörülmüştür . hastanenin hasta hizmet ücreti olarak ortalama tahsil edeceği ve bu tutarın sinin hastadan ve kalanının devletten alınacağı kabul edilmiştir . projenin nakit akışlarının doğru olarak hesaplanabilmesi projenin kabul veya ret kararı açısından çok önemlidir . hastane projesinin nakit akışlarının finansal çıktıları tablo da özetlenmiştir .
483
222
Arazi Toplulaştırmasının Toplu Yağmurlama Şebekesi Proje ve İşletme Maliyetlerine Etkisi
bu çalışma arazi toplulaştırmasının toplu yağmurlama şebekesi proje ve işletme maliyetlerine etkisini araştırmak amacıyla yürütülmüştür . araştırma konya çumra ilçesi yenisu köyü toplulaştırma projesi uygulanmış sahada yürütülmüştür . çalışma sahasında pilot bir bölge seçilerek toplu yağmurlama sistemi planlamaları bu saha üzerinde yapılmış ve maliyetleri istek ve nöbet su dağıtım yöntemlerine göre belirlenerek karşılaştırmaları yapılmıştır . elde edilen sonuçlara göre arazi toplulaştırması ile proje maliyeti istek sisteminde . nöbet sisteminde düşmüş işletme enerji maliyetleri ise sırasıyla . ve . daha az gerçekleşmiştir . istek ve nöbet yöntemi masraflar açısından karşılaştırıldığında istek sistemi toplulaştırma ile birlikte uygulanan toplu yağmurlama şebekesi hem proje ve hem de işletme masraflarında sırasıyla . ve . tasarruf sağlamaktadır . sonuç olarak istek yöntemine göre planlanan toplu yağmurlama sistemi projesinin arazi toplulaştırması ile birlikte uygulanması önemli ölçüde tasarruf sağlamaktadır .
konya havzası yaklaşık milyon ha yüz ölçüme sahip olup bunun . milyon hektarı tarım arazilerinden oluşmaktadır . havza tarım alanlarının tümünün sulanabilmesi için gerekli yıllık su miktarı yaklaşık milyar m civarındadır . verilen bu rakamlardan da görüleceği üzere havzada önemli miktarda su açığı vardır . sulamada su tasarrufu sağlayan sulama metotları basınçlı sulama metotları olan yağmurlama ve damla sulamadır . çok sayıda tarımsal işletme arazisini kapsayan büyük alanlara hizmet götüren sistemlere toplu yağmurlama sistemi denir . sistemdeki suyun çiftçilere dağıtılmasında istek ve nöbet sistemlerinden biri uygulanmaktadır . arazide homojen bir ıslatma deseni elde etmek için bu gereklidir . bu husus göz önüne alınarak türkiye deki arazi toplulaştırma projeleri çok yönlü olarak uygulanmaktadır . toplulaştırma ile her parsele su ulaşımı sağlandığı için sulama oranı artmaktadır . örneğin çelebi nin yapmış olduğu bir çalışmada toplulaştırmasız koşulda yaklaşık km kanalet sulama şebekesine ihtiyaç gösteren bir sulama alanında toplulaştırma ile bu şebeke uzunluğu km ye azalarak kanalet boyunda . oranında azalma göstermiştir . uçar ve kara nın çumra küçükköy de yapmış oldukları bir araştırmada arazi toplulaştırması ile çokgen ve şekilsiz parsel oranı den ya düşürüldüğünü bildirmişlerdir . bu kapsamda konya çumra yenisuköyü nde arazi toplulaştırması ile birlikte uygulanan toplu yağmurlama sulama projesi yer altı sulama işletmesi analiz edilmiştir . sahada ağırlıklı olarak hububat tarımı yapılmakta olup ekiliş oranı tir . bu kapsamda araştırma sahasında sahayı temsil edecek özellikte pilot bir bölge seçilmiş olup çalışma bu alanda yürütülmüştür . pilot saha debisi l s olan nolu kuyunun ha lık sulama alanından oluşmuştur . bu bağlamda pilot sahada toplulaştırma öncesi durum için toplu yağmurlama sistemi planlamak için küçük parselleri temsilen . da ve diğer parselleri temsilen ise . da büyüklüğündeki parseller örnek olarak seçilmiştir . toplulaştırma sonrası durumda ise küçük parselleri temsilen . da ve diğer grup parseller için ise . da büyüklüğündeki parsellerde yağmurlama sistemi planlamaları yapılmıştır . kuyunun işletilmesi için gerekli enerjinin yıllık masrafı yıllık tüketilen elektrik enerjisi miktarının elektrik birim fiyatı ile çarpılması yoluyla hesaplanmış ve dolara dönüştürülmüştür . toplulaştırmanın sağladığı teknik ve ekonomik yararları ortaya koyabilmek için araştırma sahası için hem toplulaştırma öncesi ve hem de toplulaştırma ile birlikte yağmurlama sulama şebekesi proje ve işletme maliyetleri ayrı analiz edilmiştir . maliyet analizinde borulu sulama şebekelerinin işletilmesinde uygulanan istek ve nöbet sistemi su yönetim uygulamaları esas alınmıştır . bu sonuçlar istek yöntemi sulama işletmeciliğinin masraflarının daha düşük olduğunu göstermektedir . pilot alanda toplu yağmurlama sisteminin toplulaştırma projesi ile birlikte uygulanması durumunda toplu yağmurlama şebekesinin proje ve işletme masrafları çizelge ve çizelge de verildiği gibidir . ayrıca yine diğer malzemelerde de önemli sevide azalmalar söz konusudur . nöbet sisteminde bu değerler ve . olarak gerçekleşmiştir . uygulamada da toplu yağmurlama şebekeleri işletme kolaylığı nedeniyle istek sistemine göre projelendirilmektedir .
427
126
Klasik Dönem Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserlerine Kısa Bir Bakış
osmanlı devleti nin kuruluş yıllarındaki tarihçiliğe ilişkin bilgiler yetersiz olsa da sonraki dönemler hakkında oldukça geniş bir bilgi birikimi mevcuttur . başlangıçta sade bir üslubun gözlemlendiği osmanlı tarih yazımı giderek sanatsal amaçlarla kaleme alınan eserlerin yoğun olduğu iran tarihçiliğinden etki lenmiştir . osmanlı tarih yazımında farsça ve arapça kullanımı yaygınlaşmış ancak türkçe den bir kopuş da yaşanmamıştır . osmanlı tarih yazıcılığında osmanlı hanedanını konu alan tevarih i ali osman lar fetihleri konu alan fetihnameler gazavatnameler ve zafernameler bir hayli yaygındır . mehmet neşri enveri şehdi aşıkpaşazade tursun bey idris i bitlisi kemal paşazade lütfi paşa hoca sadeddin selaniki ve gelibolulu mustafa ali klasik dönem in önde gelen tarih yazarlarıdır . her toplum ve uygar lıkta olduğu gibi osmanlı devleti nde de tarihçilik anlayışı kendine özgü dinamiklere sahipti . osman lı nın kuruluşundan yıkılışına kadar çeşitli dönemlerde kaleme alınan tarihi eserler devlet anlayışının ve mevcut koşulların niteliği hakkında ipuçları vermektedir . osmanlı devleti nin en güçlü dönemi olarak bilinen ve türk tarih anlatımında yükselme dönemi adıyla tanımlanan dönemdeki tarih yazımı da bu güce yaraşır bir hal almıştır . yükselme dönemi nde kaleme alınan tarihi kronikler incelendiğinde bu eserlerin devlet anlayışı ekseninde kaleme alındığını tespit edebilmek mümkündür .
yüzyılın sonuna kadar olan ve klasik dönem denilen üç asırlık zamana ait bilgiler o dönemlerde yazılan tarihi kaynaklardan elde edilmektedir . yüzyılda vakanüvislik kurumunun oluşturulması ile osmanlı tarih yazıcılığı resmi bir görev halini almıştır . günümüze ulaşan tarih kaynaklarından anlaşıldığına göre osmanlı tarih yazıcılığı devletin kuruluşundan yaklaşık yüzyıl sonra başlamıştır . osmanlı tarihçileri eserlerini yöneticilerin başarılarının gelecekte hatırlanması amacıyla arapça ya da farsça yazıyorlardı . birbiriyle ilgisi olmayan olaylar destan ya da tarihi bir olgu olduğu göz önüne alınmadan birbirlerinden etkilenir . yerle şik yaşama tam olarak geçilip devlet kurumlarının oluşturulduğu dönemde ise yavaş yavaş tarih anlayışı ve anlatışı da değişecektir . osmanlı tarihçiliğinde çok önemli bir yer tutan gazavatname türünün ilk örneği de ıı . iran etkisinin yanı sıra ulemanın da katkılarıyla arap tarihçiliği giderek etkili olmaya başlamıştır . arap tarihçilik anlayışının osmanlı tarihçiliğindeki öncüleri arasında taşköprülüzade müneccimbaşı ve katip çelebi sayılabilir . yüzyılda olayları doğrudan aktaran düz tarih yazma geleneği de devam etmiştir . bu padişahların aydınları korumaları ve eser vermeleri için teşvik etmeleri tarihçiye uygun bir ortam hazırlamış ve osmanlı tarih yazıcılığının gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır . buna karşılık dini bilimler selçuklu larda olduğu gibi aynen okutulmaktaydı . evrensel bir tarih olarak yazılmış olan cihannüma da neşri nin diğer önemli bir eseridir . neşri tarih yazma işine hevesle ve gücünün yettiği ölçüde girdiğini osmanlı devleti nin kuruluşundan kendi zamanına kadar gelen olayları topladığını ifade etmektedir . fatih sultan mehmet döneminin önemli tarihçilerinden olan enveri de padişah adına teferrücname adında tarihi bir eser kaleme almıştır . enveri eserini kaleme alırken islami eserlerde takip edilen geleneklere de bağlı kalmıştır . yüzyılda vakanüvisliğin ortaya çıkmasına kadar devam etmiştir . ona göre padişah bütün tebaayı becerilerine göre hakkına razı etmek ve başkalarının haklarına gasp etmesini engellemek için vardır ve bunu yaparken de tanrının iznine tabiidir . kanuni nin kemal paşazade yi eserinin ikinci bölümlerini yazması için görevlendirmesiyle yazar ıı . kaleme aldığı eserleri ve verdiği fetvalarıyla kemal paşazade iran da yükselen ve osmanlı devleti ne zarar vermeye başlayan şiilik propagandasının etkisiyle sarsıntı geçiren osmanlı toplumunun bu durumunda ehl i sünnet düşüncesini bütün gücüyle savunmuş ve bu yönde çalışmalar yapmıştır . beyazıt döneminde osmanlı tarih yazıcılığı önceki dönemin tarih yazıcılığı birikiminin de sağladığı olanaklarla çok daha parlak bir dönem yaşamıştır . beşinci cilt ise yukarıda da değinildiği gibi hatime bölümünden oluşmaktadır . osmanlı devleti nin kuruluşundan ı . selim in ölümüne kadar geçen olayları süslü bir şekilde anlatan eser eski eserlerden birçok alıntıyı da içermektedir . beyazıt ın padişahlık yaptığı dönemlerde osmanlı tarih yazıcılığı en önemli eserlerini vermiştir . fakat klasik dönem de resmi nitelikte olmayan tarih yazıcılığı yine de devlet anlayışı ekseninde gelişmiş siyasi iradeden bağımsız olmamıştır .
416
174
Dijital Yeterlilikler Bağlamında Dijital Çağda İletişim Adlı Eser Üzerine Bir İnceleme
bu çalışma dijital çağda iletişim adlı eseri dijital yeterlilikler bağlamında incelemeyi ve tanıtmayı amaçlamaktadır . eserin incelemesinde kitabın amacı ve dijital iletişim ortamlarına yaklaşımı dikkate alınmış ve içerdiği bölümlere göre hareket edilmiştir . dijital çağda iletişim adlı kitap kolektif bir emeğin ürünüdür . kitap farklı yazarlar tarafından kaleme alınmış bölüm içermektedir . kitapta yer alan bölümlerde dijital yeterliliklere dayalı olarak farklı medya ortamlarının özellikleri ve buralarda gerçekleştirilecek iletişim durumları değerlendirilmektedir . kitapta genel itibarıyla dijital medya ürünleri farklı bakış açılarıyla irdelenmiş sosyal medya tüketim kültürünün bir aracı olarak tanımlanmış twitter ınstagram internet haberciliği interaktif belgeseller emojiler ve diğer medya unsurları üzerinden konumlandırılmaya çalışılmıştır .
teknoloji ile harmanlanmış olan günümüzde bireyler haber almak araştırmak eğlenmek bilgi edinmek kendini geliştirmek böylece yaşam boyu öğrenmeyi sürdürmek için bilgisayar tablet cep telefonu ekranlarına ve internete yönelmektedir . bu durum doğal olarak insanların dijital araç ve ortamlardan yararlanmaya yönelik yeterliliklere sahip olmasını zorunlu hale getirmiştir . dijital yeterlilik bu süreçlerde işe koşulduğunda bireyin sosyalleşmesine öğrendiklerini etkili verimli yaratıcı ve yansıtıcı biçimde kullanmasına da imkan tanır . dijital yeterlilikler sosyal medya internet ve bilgisayar teknolojisindeki ilerlemelerden dolayı insan yaşamının vazgeçilemez bir parçası olmuştur . bahsedilen hususlar dijital yeterliliği eğitim sisteminin de dikkat ettiği bir konuya dönüştürmüştür . milli eğitim bakanlığı nın eğitim vizyon belgesi nde öğrenme sürecinde dijital araçlardan ne şekilde yararlanılması ve öğrencilere dijital yeterlilik kazandırma konusunda izlenecek yol işaret edilmiştir . yapılan planlama ile eğitim sistemi öğrencileri dijital araçlarla donatılmış olan bir yaşama hazırlamak için hedefler koymakta ve öğrenme öğretme ortamlarını düzenlemektedir . değişen iletişim teknolojileri artık yaşamın her alanında yer almakta ve kullanılmaktadır kişilerarası iletişim ticaret siyaset sağlık kariyer ve oyun bu alanlara örnek verilebilir . diğer taraftan bugün dijital iletişim kişilerarası iletişimin temelini teşkil etmektedir . dijital iletişim kavramı ve bu süreçte gerekli olacak yeterlilikler farklı yönleri ile irdelenmelidir . kitap yılında ilk baskısı yapılarak okuyucularıyla buluşmuştur . kitap yazarlarının akademik kimlikleri dijital iletişim ve medya kavramlarına bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşımlarını da beraberinde getirmiştir . internet gazeteciliği kavramı ve tarihçesi açıklanmış bu tür gazetecilikte yaşanan güven soruna değinilmiştir . gazetecilerin toplumun en az güven duyulan kesimlerinden olmasına dikkat çekilmiş ve bu durum tartışılmıştır . tek ebeveynli ailelerin çocuklarında sosyal medya kullanımı ve yalnızlık duygusu adını taşıyan yedinci bölümde tek ebeveynli ailelerde yetişen çocukların yalnızlık duygusu ve sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkiye dair araştırma sonuçları paylaşılmıştır . konuyla ilgili literatür özetlenmiş sosyal medyanın bu tip ailelerdeki çocuklar üzerindeki etkilerinden olan yalnızlık duygusu yapılan görüşme verileri ile desteklenmiştir . insanların sanal bir dünyada arkadaşlık grup ve ticari bağ kurmalarının sosyal medyayı oluşturduğu savunulmaktadır . yeni medyanın yeni dili emojiler adını taşıyan onuncu bölümde dijital iletişim araçlarının hayatımıza soktuğu iletişim ipuçları olduğundan bahsedilmektedir . emojilerin özelliklerine kullanım alanının genişlemesine ve iletişime kattıklarına değinilmiştir . diğer taraftan sosyal medya ile bireyin yeni bir dil ve kültür oluşturup gerçek kimliğinden koparak içerisinde yaşadığı kültüre karşı yabancılaşması bunun günümüzde kimliksizleşmeye sebep olduğu detaylı biçimde ifade edilmiştir . interaktif belgeseller üzerinden enformasyon ve kitle iletişim araçlarının incelenmesi adını taşıyan son bölümde enformasyon çağında kitle iletişim araçlarının kullanım alanlarının ve şekillerinin değiştiği açıklanmıştır . son dönemlerde interaktif medya ürünlerinin kullanımı artmaktadır . bu bölümde de interaktif belgeseller aracılığıyla kitle iletişim araçlarının gelişimiyle birlikte enformasyonun etkisi ve yaşanan değişimler örneklendirilmeye çalışılmıştır . sonuç olarak dijital çağda iletişim adlı kitap dijital iletişim araçlarının insanların iletişim alışkanlıklarına nasıl etki ettiğini bilimsel araştırma verileriyle ve literatüre dayanarak paylaşmaktadır . tüm bu özellikleri ile kitap dijital iletişim ya da dijital medya konusunda temel bilgilere ulaşmak isteyenler için bir başvuru kaynağı medya kullanımında doğru kararlar vermek isteyenler için ise bir rehber olabilecek niteliktedir .
467
99
KAYIN KAPLAMALARIN YÜZEY PÜRÜZLÜLÜĞÜ ÜZERİNE YAŞLANDIRMANIN ETKİSİ
bu çalışmada kayın odunu kaplamaları üzerinde yaşlandırma işlemi uygulanarak yaşlandırmanın yüzey pürüzlülüğü üzerine etkileri araştırılmıştır . kayın kaplamalardan hazırlanan numuneler öncelikle iklimlendirme kabininde klimatize edildikten sonra yaşlandırma işlemine maruz bırakılmıştır . yaşlandırma işlemi uygulanan numunelerin yüzey pürüzlülük değerleri ıso standartlarına göre marsurf m cihazı ile ölçülmüştür . test örneklerinin ra rz ve rmax değerleri belirlenmiştir . elde edilen verilere göre yaşlandırma işlem süresinin artması ile yüzey pürüzlülük değerlerinin arttığı belirlenmiştir .
son yıllarda dünya nüfusunun hızla artması ve teknolojinin de gelişmesi ile birlikte doğal kaynakların kullanımı artmıştır . bu yüzden kaynakların daha etkili ve verimli kullanılması zorunluluğu artmıştır . odun hammaddesi teminindeki açığın giderilmesi için özellikle mobilya sektöründe kaplama malzeme kullanım miktarı artmıştır . ahşap kaplamalar biçme soyma ve kesme kaplama gibi üç farklı yöntemle elde edilmektedir . bu yöntemle elde edilen levhalarda oluşan iç gerilimi çatlamaya neden olmamaktadır . biçme kaplama günümüzde kalitenin yüksek olduğu işlerde malzeme gider maliyetlerinin çok düşük olduğu üretimlerde tolerans oranı yüksek otomatik üretimde soyma ve kesme gibi yöntemler için uygun olmayan değerli kaplamalar elde edilebilen ağaç cinslerinden kaplama elde etmek için kullanılmaktadır . kaplama kalitesi üzerine soyma yönteminde uygulanan sıcaklığın önemli olduğu ve bu sıcaklığın ağaç türlerine göre farklılık arz ettiği bildirilmiştir . kaplama levhaların yüzey özellikleri üzerine kullanım alanları da etkili olmaktadır . ayrıca levha yüzeyleri için doğal sebeplerin yanı sıra kimyasal etkiler gibi yapay nedenlerde etkili olmaktadır . bu etkiler neticesinde ağaç malzemenin direnç özelliklerini ile birlikte anatomik yapısında da değişiklikler olmaktadır . bu etkiler hücre içi ve hücreler arası gerilmelere ağırlık kayıplarına yarılma çatlama yüzey pürüzlülüğü renk değişiklikleri gibi birçok özellik üzerine etkili olmaktadırlar . kaplama levhaların yüzey pürüzlülüğü hem mobilyanın kullanılacağı yerdeki amaca uygun olması hem de kaplamaların bağlanacağı yüzey açısından önemli olmaktadır . kaba yüzeyli levha ve yapıştırılacak yüzey arasındaki temas alanının azalması yapışma özelliğini azaltır ve tutkalın etkisi düşer değerleri ölçülmüştür . ölçümler ölçme hızı . mm sn tarama uzunluğu . mm oda sıcaklığında ve sınır dalga boyu λc . mm alınarak yapılmıştır . kayın kaplama için kontrol numunesinin ortalama ra değeri μm rz . μm ve rmax ise μm olarak tespit edilmiştir . kayın kaplamaların kontrol numunesine kıyasla yüzde pürüzlülük değerlerindeki değişimler çizelge de verilmiştir . yaşlandırma süresi arttıkça yüzey pürüzlülüğü olumsuz etkilenmiştir .
434
67
Medya Çağında Çocuk ve Çocuk Kültürü: Şiddet ve Tüketim Kültürünün Yansımaları
bu çalışmada medya çocuk ve çocuk kültürü kavramları üzerinde durulmakta medyanın ne olduğu medya çağının ne gibi özelliklere sahip olduğu medyanın çocuk kültürünün üretilmesinde ne gibi bir role sahip olduğu üretilen bu çocuk kültüründe şiddet ve tüketim kültürünün yeri konusunda bir tartışma yürütülmektedir . bu doğrultuda bu çalışmada şu sorulara yanıt verilmeye çalışılmaktadır medya kurumu hangi amaçları açısından okul ve aile gibi toplumsal kurumlardan farklılaşmaktadır medyanın çocuk kültürünü şekillendirmedeki payı nedir medya çocukların yaşamında nasıl bir yere sahiptir medya çocukların sosyalleşme ve iletişim becerilerini nasıl etkilemektedir medyadaki televizyon ve internet program içeriklerinin özellikleri nasıldır ve nasıl bir çocuk kültürü üretmektedir medya içeriklerinin çocuklar tarafından tüketilmesi düşünsel bedensel ve duygusal gelişimleri açısından ne gibi sorunlar ve riskleri barındırmaktadır modern toplumda tüketici çocuk imgesinin ortaya çıkmasında medyanın rolü nedir reklamlar çizgi filmler dizi filmler bilgisayar oyunları gibi medya program içeriklerinin çocuk kültürüne yansımaları nelerdir
medya çağı iletişim teknolojilerinin gelişmiş olduğu bir enformasyon çağı dijital bir çağ sanayi sonrası post modern bir çağdır . medya kitle iletişimi olgusunu gerçekleştiren teknolojik araçları kapsamakla birlikte medya denilince öncelikle televizyon internet cep telefonları gazeteler radyolar ve dergiler gibi iletişimi gerçekleştiren araçlar akla gelmektedir . medya çocuk kültürünü şekillendiren çocukların duygu ve düşüncelerinin şekillenmesinde rol oynayan önemli toplumsal güçlerden biri olarak ön plana çıkmaktadır . çizgi filmler dizi filmler ve sanal oyun karakterleri aracılığıyla çocuğun tüketim alışkanlığı ve ürünlere sahip olma isteği değişebilmekte çocuğun tüketim beklentileri artabilmekte çocuğun oyuncaklara olan bağımlılığı ve tutkusu artabilmektedir . medya kar elde etme amacıyla çocuklara yönelik programlar başta olmak üzere pek çok program içeriğinde yoğun bir şekilde şiddete yer verir . bu programların başında çizgi filmler ve dizi filmler gelmektedir . yine bir başka tanıma göre çocuk bebeklik çağı ile ergenlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan olarak tanımlanmaktadır . günümüzde ruhen ve zihnen sağlıklı bir çocuğun yaratılmasında ailenin devletin eğitim kurumlarının rolü ve önemi büyüktür . günümüzde kitle iletişim alanında faaliyet yürüten kuruluşların ana hedef kitlesinde çocuklar da yer almaktadır . aşar evin dışında sosyalleşme ortamlarının azalıyor olmasının çocuğun kendini tanımasını da imkansız hale getirdiğini artık ne ebeveynlerin çocuklarına eskisi kadar zaman ayırabildiğini ne de çocukların yetişkinlerin deneyimlerine bilgilerine ilgi duyduklarını söylemektedir . şirin ise medya çağı ile çocuğun iletişim araçları ile sarmalandığı bu dönemle birlikte çocukla yetişkinliğin bir taraftan yakınlaşırken diğer taraftan çocuğun kendi dünyasından uzaklaştığını söyler . ilkokul öğrencileri için ortalama izleme süresi haftada saat lise öğrencileri içinse haftada saat . bir çocuk beş yaşına geldiğinde artık saat televizyon seyretmiş olacaktır . esslin e göre televizyon karşısında belki en savunmasız kesimi çocuklar oluşturmaktadır . modern toplumun oluşturmaya çalış tığı üretici yurttaş çocuk yerini post modern toplumda tüketici küresel çocuk a bı rakmıştır . tüketim toplumunda çocuklar tüketim ile ilgili kararlarda belirleyici bir rol oynamaktadır . bu yüzdendir ki yeni tüketim araçlarının çoğu doğrudan ya da dolaylı çocuk ve gençlere yönelik pazar faaliyetleri yürütmektedirler . türkiye de yapılan bir araştırma annelerin inin çocuklarına televizyonda reklam edilen çerez yiyecek ve içecekleri aldıklarını ortaya koymaktadır . kanner çocuklara ve ergenlere pazarlanan ürünlerin büyük çoğunluğu zararlı olduğunu bunların abur cubur gıda ürünleri içerdiğini çocukların isyankar dürtülerine ve hazcı taraflarına hitap eden ürünler olduğundan bunları satmanın nispeten daha kolay olduğunu belirtir . çizgi filmdeki figürler endüstriyel firmalar tarafından çocuklara pazarlanabilmektedir . film karakterlerinin oyuncakları piyasaya sürülerek bunlar üzerinden önemli karlar elde edilebilmektedir . oyuncaklarıyla oynadıkları oyuna programlanmış kuralları kabul edeceklerine dair endüstriyel bir kuruluşla sessiz bir anlaşma yapmış bulunmaktadırlar . yıllık oyun geliriyle tüm dünya ülkeleri arasında ncı sırada yer alan türkiye de ortalama milyon kişi aktif olarak oyun oynuyor ve tek bir dijital oyunda eş zamanlı olarak bin ile bin kişi online oluyor . konuyla ilgili çalışma yapan araştırmacılar televizyon ve internet içeriklerinin çocukların kitap okuma alışkanlığı ve kültürünün kaybolmasına neden olduğu çocukların ekran karşısında hazırlanmış paketlenmiş imgeler ve hayallerle uzun zaman geçirmelerinin onları kendi hayallerinden uzaklaştırarak körelttiği şiddet ve tüketim kültürünü yaygınlaştırdığına dikkat çekmektedirler . konular ile ilgili belgeseller türk toplumunun ahlaki yapısına daha uygun yapımlar daha fazla bilimsel bilgi içeren yarışmaların teşvik edilip ön plana çıkarılması önem kazanmaktadır .
506
141
İNŞAAT PROJELERİNDE RİSKLERİN BULANIK MANTIK MODELİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
inşaat sektöründen ve kendi yapısından kaynaklanan riskleri bünyesinde bulunduran inşaat projelerinde risklerin sistematik olarak değerlendirilebilmesi ve etkilerinin tahmin edilebilmesi oldukça güçtür . ayrıca projelerde ortaya çıkan risklerin sayısal büyüklük yerine kişisel görüş ve değer yargılarına göre sözel olarak ifade edilmesi risk büyüklüğünü bir belirsizlik haline dönüştürmektedir . bu çalışmada inşaat projelerinde risklerin değerlendirilmesi ve risk büyüklüğünün belirlenebilmesi için bir bulanık mantık modeli geliştirilmiştir . geliştirilen model üç farklı projeye uygulanmış ve modelin performansı değerlendirilmiştir . modelden elde edilen sonuçların uzman görüşleri ile uyumluluk gösterdiği tespit edilmiştir .
yeni teknolojilerin inşaat endüstrisine uygulanması ile yapım tekniklerinin geliştirilmesi daha nitelikli projelerin gerçekleştirilebilmesine imkan sağlamaktadır . hedefleri üzerindeki etkileri için sektörün bu konudaki yaklaşımları incelenmektedir . proje üçgeni olarak tanımlanan zaman kalite ve maliyet ilişkisi bu değişkenlerden birindeki artma ya da azalmanın diğerlerinden en az birinde artma ya da azalma doğrultusunda bir değişiklik yaratacağını ifade etmektedir . tarafından gerçekleştirilen çalışmada uluslararası inşaat projelerinde maliyet aşılması riskinin değerlendirilmesi için bulanık mantık kullanılarak geliştirilen bir model sunulmaktadır . inşaat projelerinin projenin kendi yapısından yer aldığı sektörün yapısından ve projenin gerçekleştirildiği ülke veya bölgenin yapısından kaynaklanan birçok riski bünyesinde bulundurması risklerin sistematik olarak değerlendirilebilmesini ve etkilerinin tahmin edilmesini zorlaştırmaktadır . ayrıca bir sistemi kontrol etmek için karar vermeleri kolaylaştırmakta da yine bulanık mantık kullanılmaktadır . genel bir bulanık sonuç çıkarma sistemi şekil deki gibi temel olarak bileşene sahiptir bunlar bulanıklaştırma bulanık kural tabanı bulanık çıkarım motoru ve durulaştırmadır . bulanık kural tabanı girdiler ve çıktılar arasındaki bulanık ilişkilerin tüm olasılıklarını kapsayan kuralları içermektedir . bulanık çıkarım motoru transfer edilen kümedeki girdilerden doğru sonucu çıkarmak için bulanık kural tabanı ve öğrenmelerdeki tüm bulanık kuralları hesaba katmaktadır . inşaat sektöründe yer alan firmalara yönelik bir anket uygulaması yapılmış ve uzmanların deneyimlerine bağlı olarak tanımlanan proje risk faktörlerinin önem dereceleri belirlenmiştir . yapılan çalışmalar incelenerek bulanık alt küme aralıkları ve üyelik fonksiyonları belirlenmiştir . ikinci aşamada sözleşme alt grupların risk büyüklüğü ve sonrasında sözleşme risk büyüklüğü belirlenmektedir . iç risklerinin birinci grubunu oluşturan üretim riskleri için tasarlanan kullanıcı ara yüzü şekil de verilmiştir . model için tanımlanan risk faktörleri proje şartları göz önünde bulundurularak projede yer alan uzmanlar tarafından şekil de verilen gösterge çizelgesi kullanılarak derecelendirilmiştir . brdm kullanılarak proje risk büyüklüğünün değerlendirildiği ilk proje yurt içinde uygulanmaktadır . uygulama projesinde yer alan uzmanlar tarafından proje ve gerçekleştirildiği ülke bölge şartlarına göre yapılan risk derecelendirmeleri kullanılarak brdm ile proje risk büyüklüğü belirlenmiştir . uygulamanın gerçekleştirildiği proje için modelden elde edilen sonucun uzman görüşleri ile uyumluluk gösterdiği tespit edilmiştir . iki sonuç arasındaki karşılaştırma tablo de gösterilmiştir . ikinci uygulama yine yurt içinde gerçekleştirilen bir projede gerçekleştirilmiştir . proje yöneticileri tarafından yapılan değerlendirmede de proje riski olarak ifade edilmiştir . bu çalışmada projenin değişik aşamaları için öngörülen risk kaynakları ile risk faktörlerinin bir arada ele alınarak risk sınıflandırılmasının yapıldığı ve projenin risk düzeyinin belirlenebildiği bulanık risk değerlendirme modeli önerilmektedir . bu karmaşıklığı ortadan kaldırmak ve uzmanların risk derecelerini ifade edebilmeleri için bir gösterge çizelgesi verilmiştir . kullanıcılar tanımlanan risk faktörlerini bu gösterge çizelgesine göre derecelendirebilecektir . modelin uygulanması sonucunda belirlenecek sayısal risk büyüklüğünü yine bu gösterge çizelgesine göre sözel ifadelerle tanımlanabilecektir . hangi aşama ya da risk grubuna risk azaltıcı önlemlerin uygulanması gerektiğine karar verilirken kullanıcılara kolaylık sağlayabilecektir .
422
82
TUNCELİ-ÇEMİŞGEZEK- PAYAMDÜZÜ KÖYÜ HALI DOKUMA ÖRNEKLERİ
geleneksel el sanatları içerisinde önemli bir yeri olan dokuma sanatı daha çok karasal iklime sahip soğuk yörelerde karşımıza çıkmaktadır . başlangıçta dış etkenlerden korunma amaçlı olarak dokunan örnekler yüzyıllar içinde estetik değerlere bürünerek günümüze kadar gelmeyi başarmışlardır . karasal iklime sahip tunceli yöresinde de yarı göçer ve hayvancılığa dayalı yaşam tarzı dokumanın gelişmesine olanak sağlamıştır . özellikle yaylak kışlak kültüründeki şavak aşiretinin yoğun olarak yaşadığı köylerde halı ve diğer dokuma türleri teknik ve estetik açıdan hayli gelişkindir . bu köylerden biri olan çemişgezek ilçesi ne bağlı payamdüzü köyünde yapmış olduğumuz incelemeler sonrasında elde edilen halı örneklerinin ihtiyaçlar neticesinde sedir yan taban ve yastık yüzü gibi değişik formlarda dokunduğu görülmüştür . halıların genelinde kompozisyon olarak gôllü göllü halı olarak düzenleme yapılmış ve bu gôller çok kollu yıldız sekizgen madalyon akrep ve ejder motifleriyle zenginleştirilmiştir . ayamdüzü köyü nd görülen bu örnekler konar göçer kültürünün önemli örnekleri olarak değerlendirilebilinir . yöredeki halkın kültürünü yansıtan bu örnekler gelişen sanayi ile birlikte yok olmayla yüz yüze kalmıştır . buraya ait ürünlerin incelenmesi belgelenmesi kültürel yok oluşun engellenmesi adına önemlidir .
insanlar geçmişten günümüze kadar ihtiyaçlarını gidermek yaşamını kolaylaştırabilmek ve hayatına estetik değer katabilmek için doğadaki malzemelerden yararlanarak çeşitli ürünler yapmıştır . anadolu daki bu dokuma kültürünün yaygın olarak görüldüğü yörelerden biri de tunceli ili dir . yün yayla döneminde koyun ve kuzuların kırkılması ile elde edilir . kırkım sonunda elde edilen yünler çeşitli işlemlerden geçirilerek dokumada kullanılacak hale getirilir . yöredeki halı örneklerinin büyük bir kısmı birbiriyle benzerlik gösteren motif ve kompozisyonlara sahiptir . bölgede tespit edilen halıların yaygı dışında heybe sedir örtüsü yastık yüzü gibi amaçlarla da kullanıldığı görülmektedir . x cm ölçülerindeki halı gördes düğüm tekniği ile dokunmuştur . bordürün dış hatları sıçandişi denilen motif ile çevrelenmiştir . x cm boyutlarındaki halı yün malzemeden yapılmış olup dokumasında gördes düğümü kullanılmıştır . bu kompozisyonun içerisinde ve halının tam orta kısmında bir göbek göl madalyon yer almaktadır . göbeğin dört köşesinde dört tane çömelmiş vaziyette geyik figürlerine yer verilmiştir . halı bordo zemini üzerine lacivert renginden oluşan iki sekizgen gölden oluşmaktadır . ön yüzü halı tekniği arka yüzü ise bez ayağı tekniği ile dokunmuştur . dokumanın kısa kenarlarında iki uzun kenarlarında ise tek bordür yer almaktadır . dağlık bir araziye ve karasal bir iklime sahip olan tunceli de temel geçim kaynağı hayvancılık olduğu için yörede diğer el sanatlarında olduğu gibi dokuma sanatı da gelişme imkanı bulabilmiştir . yörede yüzlerce yıldır geleneksel olarak devam ettirilen halı ve kilim cacım zuli ve sumak gibi ihtiyaç için basit yer tezgahlarında dokunan örnekler karşımıza çıkmaktadır . örneklerin iki tanesi yolluk biri taban halısı iki tanesi de yastık yüzü olarak kullanılmıştır . çözgü iplikleri daha çok doğal rengiyle natürel olarak kullanılmıştır . ölçüleri kullanım yerleri ve ihtiyaca göre değişiklik göstermektedir . daha çok koyu ana renklerin tercih edildiği halılarda genel olarak zemin yörede gôl olarak adlandırılan madalyonlu bir kompozisyon düzenine sahiptir . örneklerin ölçülerine göre madalyonların sayıları değişebilmektedir . . yine bergama yöresine ait . tip holbein halısı olarak adlandırılan örnekle de benzer bir kompozisyona sahiptir . yörenin halıları arasında çok sayıda gôllü örneklerinin yanı sıra tek gôllü ve örnek te olduğu gibi zemini kartuşlara bölünmüş olanları da mevcuttur .
345
161
Fındık zurufu atığından yakıt briketi elde edilmesi ve brikete ait bazı özelliklerin belirlenmesi
ülkemizin kalkınmasında önemli bir sorun olan artan enerji ihtiyacının özellikle petrol ve doğal gaz gibi dışa bağımlı kaynaklarca karşılanmaya çalışılması ülke ekonomisi üzerinde önemli bir yük oluşturmaktadır . türkiye fosil kaynaklar açısından fakir bir ülke olmasına karşın yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli bakımından zengin kaynaklara sahiptir . karadeniz bölgesi fındık yetiştiriciliği ve buna bağlı olarak hasat ve harman işlemlerinden sonra geriye kalan atık artıklarından dolayı önemli bir potansiyele sahiptir . bu çalışmada samsun da tarımsal faaliyetler sonucu açığa çıkan fındık zurufu atığı yakıt briketi üretimi amacıyla kullanılmıştır . kurutma işleminden sonra nem aralığına sahip tarımsal atıklar mm öğütme inceliği altında küçültülüp mpa sıkıştırma basıncında briketler elde edilmiştir . fındık zurufu tarımsal atığı için elde edilen briketlerin ortalama alt ısıl değeri cal g olarak elde edilmiştir . briketlerin kül içeriği değeri . tumbler indeksi . shatter indeksi . ve birinci dakika sonunda su alma direnci . olarak tespit edilmiştir .
enerjinin yeterli düzeyde sağlanması ekonomik ve sosyal kalkınmanın temelidir . biyokütle tanım olarak yeşil bitkilerin güneş enerjisini fotosentez yolu ile kimyasal enerjiye dönüştürerek depolaması sonucu meydana gelen biyolojik kütle ve buna bağlı organik madde kaynakları olarak tanımlanmaktadır . fosil yakıtlar bittiğinde türkiye enerji kıtlığı ve önemli enerji fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalacaktır . arz güvenliğini artırmak ve çevre kirliliğine sebep olan sera gazlarını azaltmak amacıyla türkiye yenilenebilir enerji politikalarına önem vermektedir . tarımsal atıklar genelde tarlalarda bırakılmakta veya hasat ertesi yakılmaktadır . fındık endüstrisi atıklarından fındığın sert kabuğunu saran fındık zurufunun bir miktarı köy yerlerinde hayvanlara altlık olarak kullanılmaktadır ancak önemli bir kısmı herhangi bir şekilde değerlendirilmeyip çoğunlukla rastgele yakılıp bertaraf edilmektedir . araştırmada materyal olarak karadeniz bölgesinde tarımı yapılan fındık zurufu tarımsal atığı kullanılmıştır . elde edilen briketlerin yoğunlukları stereometrik yöntem ile belirlenerek kg m arasında değişmiştir . materyallerin kül içerikleri ise en standardına göre tespit edilmiştir . ölçülen değerlerin varyans analizine uygunluğunu test etmek amacıyla normallik analizi kolmogorov smirnov tek örnek testi ile yapılmış olup verinin normal dağılıma sahip olduğu ve varyans homojenliği levene testi ile değerlendirilmiş olup varyansların homojen olduğu belirlenmiştir . yapılan denemeler sonucunda karadeniz bölgesinde yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan ve materyal olarak kullanılan fındık zurufu tarımsal atığının nem aralığında kurutulup mm öğütme inceliği parçalandıktan sonra hidrolik tip briketleme makinasında mpa basınç altında briketlenmesi sonucu elde edilen briketlerin belirlenen alt ısıl enerji değerleri kül içerikleri tumbler ve shatter indeksi değerleri belirlenmiştir . yapılan bu çalışmada elde edilen sonuçlar bazı fosil yakıtlara ait alt ısıl değerlerle ve kül içerikleriyle karşılaştırılmıştır . fındık zurufundan elde edilen briketlerin ortalama alt ısıl değeri cal g ve kül içeriği değeri . olarak belirlenmiştir . yüksek kül oranına sahip olan düşük kaliteli soma kömürüne ait ısıl değerin fındık zurufu briketlerinin ısıl değerinden bile düşük olduğu görülmektedir . çizelge de elde edilen değerler incelendiğinde fındık zurufu tarımsal atığından mpa sıkıştırma basıncı altında elde edilen briketlerin kırılma direnci testleri sonucunda parçaya ayrılmış fakat tamamen dağılmadığı gözlemlenmiştir . ve akman yılında yapmış olduğu çalışmalarla benzerlik göstermektedir . briketlerin su alma dirençleri incelendiğinde su alma sonucunda briketlerde .
520
148
ŞİNASİ ÖZDENOĞLU’NUN ŞİİRLERİNDE “ÖZGÜRLÜK” KAVRAMI THE THEME OF FREEDOM IN THE POETRY OF ŞINASI ÖZDENOĞLU
türk edebiyatında larda ortaya çıkan toplumcu şiir uzun yıllar bu dönemde varlığını sürdürür . halkın ve yurdun sesi olan kuşağı toplumcu şairler şiirlerinde yurttaşlık bağımsızlık adalet siyasi baskılar gibi olgular üzerinde yoğunlaşırlar . bununla birlikte kısaca insanoğlunun bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarının kısıtlanmadan karşılanması durumu olarak tanımlanabilecek özgürlük de toplumcu şairlerin duyarlı olduğu konuların başında gelir . özgürlük olgusunu şiirlerinde başarılı bir şekilde işleyen şairlerden biri de şinasi özdenoğlu dur . de gümüşhane de doğan şairin yetiştiği aile ortamı ve öğrenim gördüğü okullardaki öğretmenlerinin onun kişiliği ve şiirini oluşturmasındaki etkileri büyüktür . çevresinde yer alanların idealistliği doğrultusunda dönemin siyasi fikirlerini özümseyerek siyasal hayattaki çarpıklıkları eleştiren özdenoğlu nun tek sevgilim dediği ve uğrunda ölünecek bir dava olarak gördüğü özgürlük şiirinin fikri boyutunu ortaya koyar . özgürlük mücadelesi veren her toplum onun şiirlerinin öznesidir . onun şiirleri ezilen ve sömürülen ulusların bilinçlendirilmesi amacını taşıyan bildiriler niteliğindedir . bu çalışmada şinasi özdenoğlu nun hayatı kısaca anlatılacaktır . daha sonra şairin milletlerin özgürlük mücadelesini temele alan şiirleri verilen örnekler üzerinden değerlendirilecektir .
politikacı ve hukukçu kimliğiyle kuşağı şairlerinden olan şinasi özdenoğlu de gümüşhane de doğdu . o dönemlerin önemli kültür mecraları olan halkevleri nin de şair üzerindeki etkisi büyüktür . şair aynı zamanda bu yıllarda ankara halkevi faaliyetlerini de takip eder . ankara polis akademisi nde idarecilik yapmaya başladığı yıllarda aynı zamanda hukuk fakültesi fark derslerini vererek avukat olur . kurucu meclis üyesi iken anayasası na zulme karşı direnme hakkı önergesini sunar . m . ö . yıllarında alkidamas ın kimsenin esir yaratılmadığı ilkesinden doğal hukuk doktrinine ve nihayet bugüne değin yıllık özgürlük ve eşitlik kavgaları boyunca insanlık hep zulme karşı direnme hakkını kullanmış ve bu uğurda durmadan ölmüş ama tükenmemiştir . aşk duygusunu dönemin il veteriner müdürünün kızı olan meşkûre ile tadan özdenoğlu için bu durum şairlikteki ilk deneyimini oluşturur . şairin kişiliğinin oluşmasında ilkokul ve ortaokul yıllarındaki öğretmenlerinin payı büyüktür . aynı zamanda şairin sanat hayatı boyunca bu anlayış şiirlerine yansır . fakat bunların yanında özgürlük olgusunu şiirlerinin genelinde işleyerek hürriyetini kaybeden ve hürriyet arayışında olan dünya milletlerinin destekçisi olur . şinasi özdenoğlu da şiirinde özne olarak kendine yani boyun eğmeyen bir şairin duygu dünyasındaki devinimlerine yer verir . onun şiirleri öğretici umuda yönelten sevgi barış ve özgürlük niteliklerini barındırır . aynı zamanda şair toplumun hassasiyetlerine hiçbir zaman kayıtsız kalmayan şiirler yazdığını belirtir . şiirlerim tüm insanlığa seslenir oku onları türkiye acısı adlı bir başka şiirinde ise şair şeyh galib in yaşadığı devrin şiirinde aşk şeyhülislam yahya nın yaşadığı devrin şiirinde eğlence meclisleri söz konusu edilirken özdenoğlu kendi yaşadığı devir olan . ne kadar isterdim yazmak şeyh galip gibi aşk üstüne ve yalnız aşk için onun özgürlük anlayışı bireye yönelik değil bir ulusun bir vatanın bağımsızlık mücadelesi ve özgürlüğüdür . öyle ki baskı ve zulüm altında bütün milletlerin özgürlüğünü ve bağımsızlığını isteyecek kadar . ancak bu durumda dahi özgürlüğün sesinin hiçbir güç tarafından dindirilemeyeceğini ifade eder . nerde kaldı çigan havaları o çılgın kemanlar nerde dudak dudağa sevgililer yazında güneş ve denizler güzeldir yazında bağımsızlık için bir daha ölmelidir . en güzel bir dünyayı yaratmak özgürlüğü namuslu özgürlüktür benim özgürlüğüm . özdenoğlu te rum çetelerinin kıbrıs ta bulunan türklere karşı soykırım yapmalarını konu alan kıbrıs ı unutmamak şiirinde şairin kıbrıs demiyorum sana kıbrıs ım diyorum çocuğuma senin adını ezberletiyorum özgürlüğünün temelinde senin harç olsun istiyorum mısralarım zerrelerimde seni yaşıyorum mısralarından yola çıkarak kıbrıs ı ne denli benimsediği görülmektedir . şair kıbrıs ın bağımsızlık mücadelesini her zerresinde hissettiğini dile getirir . bu şiirinde de karabağ soykırımına kayıtsız kalamayacağını belirtir . tarihsel gerçekler ve bu gerçeklerin getirdiği siyasal ve sosyal sonuçlar mısralarının arasında rahatlıkla sezilebilir .
404
154