siir
dict | siir_uzunlugu
int64 31
9.7k
|
---|---|
{
"siir": "KEŞKE ÇOCUK YAŞTA KALABİLSEYDİk... \n\n\nKEŞKE ÇOCUK YAŞTA KALABİLSEYDİK...***** ÇOCUK KALSAK *****Zaman aşımına uğruyor beden,\nBu hayali kurar her gelen giden,\nBedelini öder isyankar eden,\nKeşke çocuk yaşta kalabilseydik.Elinden tutardı anne ve baba,\nHiç kimse yüzüne konuşmaz kaba,\nSahip de çıkardı hısım, akraba,\nKeşke çocuk yaşta kalabilseydik.Atatürk en güzel müjdeyi vermiş,\nBüyüğün, küçüğün aklı da ermiş,\nFarklı bölgelere salıncak kurmuş,\nKeşke çocuk yaşta kalabilseydik.Sıfıra inerdi bazı dertlerin,\nArtardı rengarenk kıyafetlerin,\nKarşılık bulurdu tüm isteklerin,\nKeşke çocuk yaşta kalabilseydik.Gençlik geçiverir verilmez önem,\nOlgunluk, yaşlılık sorumlu dönem,\nZekiye de derdi bu sözü nenem,\nKeşke çocuk yaşta kalabilseydik.***** BAŞARSIN *****Kimi çalışkandır, kimi yatıyor,\nKimi çok konuşup hava atıyor,\nİmtihan zamanı gelip çatıyor,\nBaşarı göstersin tüm öğrenciler.Ülkemin ileri umudu onlar,\nHayırla anılsın başlangıç. sonlar,\nÇocuklarına çok düşkün insanlar,\nBaşarı göstersin tüm öğrenciler.Oğlanı, kızı da ayırım yapmam,\nOnlara harcayın servete tapman,\nYürekten bağlının sevgiden kopman,\nBaşarı göstersin tüm öğrenciler.İmtihana tabi bazı okullar,\nOrtaya çıkacak fikir, akıllar,\nHesaplanır elbet çoğul, tekiller,\nBaşarı göstersin tüm öğrenciler.İlkokulun başta vardır önemi,\nOrtaokul, lise geçiş dönemi,\nZeki de oynatır bugün kalemi,\nBaşarı göstersin tüm öğrenciler.***** ANNELERİ *****Cennete girmeyi arzu edersen,\nGönlünü alırsın her gün gidersen,\nİçiniz rahatlar hakkı ödersen,\nMemnun etmeliyiz tüm anneleri.Yardıma muhtaçsa eli uzatın,\nSohbeti dinleyin stresi atın,\nOnlara bağlıdır senin hayatın,\nMemnun etmeliyiz tüm anneleri.Gününü beklenme erkenden davran,\nGüvenini sarsma emrinde kıvran,\nOnlarla güzeldir Kainat, Evren,\nMemnun etmeliyiz tüm anneleri.Hakaret yağdırıp dalma maziye,\nBeraber çıkınız bazı geziye,\nGönlünü hoş tutar bakar çiziye,\nMemnun etmeliyiz tüm anneleri.Ekerken, dikerken yanında olun,\nDuasını alın huzuru bulun,\nZekiyi dinleyin vicdana gelin,\nMemnun etmeliyiz tüm anneleri.***** SATAR MI? *****Müge Anlıya da aklım takıldı,\nProgramlarına her gün bakıldı,\nGüncel olaylara canım sıkıldı,\nİnsan evladını pula satar mı? .Muğla'nın yüz kiri oluyor ata,\nEşiyle birlikte yapmışlar hata,\nTükürmek gerekir vahşi surata,\nİnsan evladını pula satar mı? .Kızına nişanı yapıp bozuyor,\nDolandırıcıdır berduş geziyor,\nToplumu aldatıp bizi üzüyor,\nİnsan evladını pula satar mı? .Yedi damat olmuş, kızı da kaçmış,\nAnnede duygusuz, yaralar açmış,\nAblası boşanma yolunu seçmiş,\nİnsan evladını pula satar mı? .İnancı zayıftır şeytana uyar,\nYaşam sürer diye yapıyor ayar,\nŞairde hatayı Zekice yayar,\nİnsan evladını pula satar mı? .Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.\n\n",
"siir_uzunlugu": 350
} | 350 |
{
"siir": "Mavi Deniz \n\n\nÇalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nSil. süpür pislikleri.\nYığıldıkça yığıldı. taşınmaz oldu.\nOkyanuslara at gitsinler sonsuza doğru…Çalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nSılaya doğru çevir akıntını.\nLeş kargaları yığıldı başıma,\nDertlerimi belki sen dağıtırsın…Çalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nHaksızlıkların üzerine doğru.\nÇok uğraştım. çok yalvardım dönmedi,\nAldı başını gidiyor. sen geri çevirirsin.Çalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nŞımardı. çok uzun gitti,\nGurbete giden yolları dağıt. parçala.\nParçalanan yürekleri sen onarırsın…Çalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nDurdur zorbaların çarkını dönmesin.\nÇarkların arasından acı sesler gelmesin.\nÇarkı döndürenlerin acısı dinmesin…Çalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nKöşeye sıkışmışlar zayıf balıklar,\nAv arıyor kolu kuvvetli canavarlar.\nOnlara yem olmaktan kurtar…Çalkalan ey mavi deniz çalkalan,\nAyıkla iyilerle kötüleri. ayır,\nSuyun üzerine çıkar her şeyi,\nAklar karalar görünsün…\n\n",
"siir_uzunlugu": 113
} | 113 |
{
"siir": "Yirmi Yediye \n\n\nBugün oğlumun doğum günü\nDaha nice yıllara deriz\nYine kutluyoruz bu günü\nDoğum günü pastası yerizHayırlı bir evlat istedik\nDualar ederek bekledik\nDuada hayırlısı dedik\nYaşa bir yıl daha ekledikAllah sağlık afiyet versin\nSıkıntılarını gidersin\nNimet verene şükredersin\nDaha nice yıla erersinGözümün önünden hiç gitmez\nBisikletine gücün yetmez\nBinmene de düşmen kar etmez\nAnlatsam hikâyen hiç bitmezKoca bir orgu sana aldım\nHem de ne hayallere daldım\nKomşu görünce baka kaldım\nGeri verip çok küçük aldımEnstrüman çalmanı istedim\nMerakla çalmanı bekledim\nGitarı satmanı dinledim\nSabrıma sabırlar ekledimİşte hayat böyledir evlat\nHatıraları sende anlat\nYirmi yediye taktın kanat\nAllah’tan dile mutlu hayat15.04.2016\n\n",
"siir_uzunlugu": 102
} | 102 |
{
"siir": "Yenilen yutulan günler \n\n\nGördüm ki\nYakınınızdan bile geçmiyor incelikler\nYaralanmış sevgilerimiz hep sizin yüzünüzden\nSesinizde ne bir dostluk ne bir çiçekNe kadar anlamsız yerleriniz varmış meğer sizin\nNerenizden baksak uçurum\nUsandık yıllardır o bozuk yerlerinizdenSalt kendinize dönüksünüz siz\nSıralanmış bakışlarınızda yalanlar\nKöşeleriniz bozuk, açılarınız dar\nBir uzun çölsünüz hangi yanınızdan baksakGörüntünüz bulutlara benziyor, ama kısır\nBahçeniz bahçe değil, bal vermiyor kovanınız\nSahi siz kimsiniz, neredesiniz\nHem çok yüzlüsünüz, hem çok değişken\nYaz gününde buz tutuyor sözcükleriniz\n\n",
"siir_uzunlugu": 76
} | 76 |
{
"siir": "- 0001-fada de l'amor-051- - Catalan-38 \n\n\n- 0001-fada de l'amor-051- - Catalan-38 Sap vostè..\n Fada de l'amor.. Un poema que vaig escriure per a tu...\n Dins de, les nits..\n Dins de, soledats..\n Dins, vostè em té... Vostè m'entén...\n Fada de l'amor.. Mersin-12.30.1982-Bilal Genis\n\n",
"siir_uzunlugu": 43
} | 43 |
{
"siir": "Bakmayan Sevgili! 83 \n\n\nVe Az Önce Bardaktan Boşalırcasına \nYağıyordu Yağmur\nSenin Evinin Oralara Da Yağdı Mı? \nSeninde Pencerenden İçeri Yağmur Damlaları Sızdı Mı? \nHadi Elleri Uzat O Güzel Ellerini \nPencereden Uzat Tut Yağmur Damlarını \nBiraz Hisset \nGör Yağmur Damlarını \nGözyaşlarımla Bir Tut \nHa Gözyaşlarım Ha Yağmur Damlaları Ne Fark Var \nAynı…\nGözlerim Gibi Islandıktan Sonra Ellerin\nVe Sana Pencereden Gönderdiğim Gülleri Al\nBiraz Buruk Biraz Keder Ve Fazlasıyla Aşk Kokacaktır\nO Güller…\nVe Yağmur Durdu Bugün\nDemin Güneş Battı \nÖnce Belediyeler Sokak Lambalarını Yaktı\nGökyüzü Baktı Ki Olmuyor\nBir Dolunay Doğdu \nKaranlıkları Aydınlatmak İçin\nVe Baktılar Ki Bu Sefer De Olmadı \nDolunay İnceldi \nBir Hilal Oldu…\nGece Tam Rengini Şimdi Yakalamıştı \nHadi Bak Pencerenden \nBu Senli Gökyüzüne…\nHer Bakışında \nBen Düşeyim Aklına\nCümleler Anlamını Yitirsin\nBu Gece \nNe Söylediklerim Ne Söylediklerinin \nÖnemi Yok Bu Gece\nAnlamını Kaybetti Cümleler Çünkü…\nVe Beni Hep Gökyüzündeki Hilal’e Âşık \nBir Yıldız Gibi Hatırla \nMilyarlarca Yıldız Âşıktır Belki Sana \nAma Yıldızlardan En Çok Seni Seven Beni Hatırla…\n\n",
"siir_uzunlugu": 162
} | 162 |
{
"siir": "Ay Düşünce \n\n\nay düşünce denize \nseni hatırlarım\nince ince yağan yağmur, \niskeleye yanaşan vapur\nhaydarpaşa garı\nseni hatırlarım\nay düşünce denize\nkalbim çarpar, telaşlı\nbir kuş olur, siyahlar içinde bir kadın\nve yakasında ipiri kırmızı bir gül\nseni hatırlarım\nay düşünce denize\nsöylenmemiş sessiz\nbir şarkıydım, tozup\ngiden bir ilk kar\nsolgun begonya\nkalkmak üzere bir tren\nseni hatırlarım\n\n",
"siir_uzunlugu": 59
} | 59 |
{
"siir": "Yaşama Sitem \n\n\n Yaşamak denen hayat buysa,\n Böyle yaşamaya........neyse,\n Kimine kavun, kimine kelek verirse,\n Derdi başını yesin Dünya buysa.Yaşadığımız dünyayı gören göz,\nKimine yemyeşil, dağı eder düz,\nKimine düz bile, yanar dağda köz,\nDerdi başını yesin Dünya buysa.Tat almadım yaşamdan Dünya gözüyle,\nYurt tutmadım mekândan zevki özüyle,\nİtildim-kakıldım onun, bunun sözüyle,\nDerdi başını yesin Dünya bu ise.Dostlar, bu sözler bir dilden döküldü,\nİçimdeki hislerin dikişi söküldü,\nŞahlanan kalem eğildi büküldü, ise de;\nO da kahretti yaşanan Dünya bu ise\n\n",
"siir_uzunlugu": 78
} | 78 |
{
"siir": "Sen geldiğin zaman gökyüzü maviydi \n\n\nSen geldiğin zaman gökyüzü maviydi\nEsen rüzgârınla Anadolu kokuyordun.\nGökyüzü maviydi, mendilin mavi\nAy düşmüştü gözlerine biliyor musun ?Gözlerin gözlerime değmişti yüreğin yüreğime\nGülüşlerin ruhuma bulaşmıştı \nsaklımdaki kuş dağları aşmıştı.\nNerelerdeydin sen şimdiye kadar?\nAsırları mı övütür kınalı ellerin!\nGözlerinde hangi şafağın ıssızlığı var\nMendilin hasret kokardı, saçların kar.\nSeninle hangi şarkıları söylerdi yıldızlar?Çölün ruhundan kopan bir gurbetin yazıydı\nBir özlemin kavuran ayazıydı\nAh mah yüzlüm gece karanlıktı alnın ak\nKuşlarda dinlemişti bizi bir şafak \nGökyüzü maviydi, mendilin ıslak. Hasret kokuyordun günün sonunda\nAra sıra duyardım sesini telefonda\nkulaklarımda ılık sesin, gözlerim ıslak\nBellide etmezdim hani sana bunu da\nSaçlarıma aklar düştü demiştin, unutmadım\nİçime akardın su gibi berrak\nGülüşlerin bulaşmıştı ruhuma\nGökyüzü maviydi, mendilin ıslak.\n\n",
"siir_uzunlugu": 121
} | 121 |
{
"siir": "Dayanırsan günah işle \n\n\nGel kardeşim ateş sıcak\nKorunmazsan bil yakacak\nBulamazsın yer kaçacak\nDayanırsan günah işle.Cehennemin kapıları\nAteştendir yapıları\nFeryat. figan şarkıları\nDayanırsan günah işle.Ölüm yokki ölebilsen\nDönülmezki dönebilsen\nArtık o yurt sana mezken\nDayanırsan günah işle.Pişmanlıktan ağlamalar\nVermez fayda yakarmalar\nAlır ateşe taşırlar\nDayanırsan günah işle.Yakıtın san toparlarsın\nTaşır orada yakarsın\nKimseye suç bulamazsın\nDayanırsan günah işle.Ey ahmet sen kedine bak\nNefsine eyle nasihat\nAramadan köşe bucak\nDayanırsan günah işle.\n\n",
"siir_uzunlugu": 70
} | 70 |
{
"siir": "Siyah Beyaz Anılar \n\n\nAlbümü karıştırdım efkarlanıp dün gece\nGeçmişim siyah beyaz anılarla doluymuş\nHer resmin arkasını okudum hece hece\nGeçmişim siyah beyaz anılarla doluymuş\n***\nKırkyıl geriye gittim başımda kavak yeli\nGözüm ne dağı görmüş ne de azgın bir seli\nDelikanlılık çağım aklım başımdan deli\nGeçmişim siyah beyaz anılarla doluymuş\n***\nHer resim bir anıyı canlandırdı gözümde\nO günlerin ateşi korlaşır hep közümde\nBeden yaşım ilerde gençlik çağım özümde\nGeçmişim siyah beyaz anılarla doluymuş\n***\nGördüğüm her güzele ne mısralar yazmışım\nHer mısranın sonunda adlarını anmışım\nKimi gün ağlamışım kimi günse yanmışım\nGeçmişim siyah beyaz anılarla doluymuş\n***\nRuhi gençlik çağında ne anılar yaşamış\nUslanmayan gönlünü nerelere kaptırmış\nHayatı adım adım yıllarca adımlamış\nİsmide siyah beyaz anılarla doluymuş\n 03.06.2009/OLTU\n\n",
"siir_uzunlugu": 119
} | 119 |
{
"siir": "Dağ \n\n\nİki dağ sırt sırta karşı yamaçta; \nBir bulut gerilir üstüne simsiyah,\nUzanıp da gözlerin erişemeyeceği kırlara; \nKarlar yağar tüğ gibi hafif bembeyaz.Dağ üstüne dağ koymuş gibi,\nSemayı yırtıp açacakmış gibi,\nKafa tutmuş yıldızlara koparacakmış gibi,\nSisler giyinmiş üstüne gizlenecekmiş gibi.Dağın başında bulut,\nBenim başımda bela,\nCeylanın başında can derdi,\nKurdun başında açlık derdi.Sende bir alım, bir çalım, bir süs.\nBende ise acizlik, düşkünlük hakim.\nVarıpta sırtımı dayadığımda yamacına; \nBenim derdimi çekemez, devrilir heybetin.\n\n",
"siir_uzunlugu": 74
} | 74 |
{
"siir": "...Aşk Her Zaman Masumdu \n\n\nGüneş uyudu\nKadın\n..kızıl geceye gözlerini yumdu\nAdam \nusulca yatağından sıyrıldı\nKadın\nbüyüttükçe büyüttü içindeki kuşkuyu\nAşk her zaman masumduGüneş\ntutmadı hiç saçlarından kadının\nHiç kanatmadı parmaklarını\nUnutmadı kalbini okşamayı\nUnutmadı doğmayı\nAdam\nçekip gitti gözyaşının bir yerinde\nKadın uyudu\nKadın yumdu gözlerini sevgiye\nAşk her zaman masumduGüneş uyandı\nKadın aldandı\n...zamansız sevdalara attı kendini\nkaybedilmiş yıllara\nAdam\nsoyundu siyah elbisesini\n bir nokta koydu\nKadın\nsonsuza dek uyudu\nAma aşk\n''AŞK''\nHer zaman masumdu...(yazılalı belki de bin yıl oldu....)\n\n",
"siir_uzunlugu": 83
} | 83 |
{
"siir": "Çanakkale \n\n\nNe mutlu bizlere Çanakkale,\nTürk ordusu. Çanakkale'yi vermedi ele\nAç susuz savaşılır mı hiç, deme,\nAç da savaştı susuz da savaştı bu Çanakkale.Kapıldı çoğu asker bomba seline,\nAyrılmadı hiç, ordumuz savaşta hep el ele,\nGencecik asker hiç olur mu deme,\nNe gençler gördü bu Çanakkale.Yenik düştü Mehmetçikler savaş yeline,\nAcımadan sıkıldı o kurşunlar askerimizin beline,\nBu vatan nasıl kurtuldu anlamıyorum deme,\nNe şehitler vererek kurtuldu bu Çanakkale.Çanakkale savaşını ben bilirim deme,\nYaşamadın ki bilesin. yalan söyleme,\nGeciktin arkadaş savaşanlar şehit oldu bile,\nHer şeyi unut şunu unutma; \nHEPİMİZİNDİR BU ÇANAKKALE!\n\n",
"siir_uzunlugu": 89
} | 89 |
{
"siir": "**Kırık hayatlar 2 ** \n\n\nTaşlıtarla'da tahta ev. yağmur yağıyor çılgınca\nAlların. pulların kadını. yatıyor boylu boyunca\nKare çantası başında. yok başka yastık\nHer yer buz gibi. rüzgar çalıyor gönlünce ıslık\nHastalanmış pek fena. yok sigortası\nKenarda komşunun azıcık yenmiş sefertası\nTüm benliğini sarmış acı sefalet\nBelliydi. yaşam zaten kötüye delalet\nGözünden akan damla. yanağını ısıttı\nÜniversiteli bir genç kızla yaşıttı\nHani iltifatlar. meyvalar içkiler\nPosa kalınca bırakıp gittiler\nTaşlıtarla'da tahta ev. rüzgar ıslık çalıyordu\nO. boylu boyunca geçmişiyle hesaplaşıyordu.\n\n",
"siir_uzunlugu": 68
} | 68 |
{
"siir": "Dinsiz toplum olmaz \n\n\nDin her zaman vardır,\nDinsiz toplum olmaz.\nDinsiz hayat zordur,\nDinsiz toplum olmaz.Din Ademle başlar,\nKötülüğü dışlar.\nHayat dinle işler,\nDinsiz toplum olmaz.Din kulu donatır,\nHalk bunu denetir.\nDin halkı yönetir,\nDinsiz toplum olmaz.Din kula haz verir,\nAşk ona hız verir.\nKul Hakka söz verir,\nDinsiz toplum olmaz.Kötüler yarışır,\nFikirler ayrışır.\nYoksa iş karışır,\nDinsiz toplum olmaz.\n\n",
"siir_uzunlugu": 60
} | 60 |
{
"siir": "Laf Anlamaz \n\n\nLAF ANLAMAZSeni isteyip de bana vermeyen\nKaçıncı şehir bilmem bu\nKaçıncı kez gözlerim tavanla buluşup\nYokluğunu anlattım pencereye\nŞimdi gelip bir taş atsan cama\nSonra dolanıp usulca vursan kapıya\nBaşaklar arasından koşarcasına bana\nBiliyorum imkânsızı istemek bu\nDenizleri yürüyerek geçmek gibi\nYangınları çırayla söndürmek gibi yani\nAma hasretinin ağına düşmüş sevdam\nBir türlü laf anlamaz ki… 06.10.2004\n www.akdeniz.orgfree.com\n\n",
"siir_uzunlugu": 60
} | 60 |
{
"siir": "Gece Demek Seni Sevmek \n\n\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse kayan yıldız gözlemek.\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse falına yıldız adak etmek.\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse matemsiz siyah giymek.\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse ayı duana mum dikmek.\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse dilsiz sükûtu dinlemek.\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse bitmez huzura erişmek.\nSeni sevmek gece demek\nGeceyse şahitsiz sevdana ölmek...S.Güler-21.6.2014\n\n",
"siir_uzunlugu": 62
} | 62 |
{
"siir": "Abaküs \n\n\no sabah\nçoban yıldızı yoldaşlı geceden\napaydın bir umuda uyandımo gün\nalık balık sanısı bir düşe\nçimen irisli tek taş aldımo akşam\nebruli gökkuşağını takıp koluma\nağustos böceği çalgılı düğün yaptım\n\n",
"siir_uzunlugu": 32
} | 32 |
{
"siir": "Cesaretin Kalmamış \n\nBirde sana “cesur” diyorlardı\nCesaretin, yüreğinin derinliklerinde saklı\nOysa korkuların gün yüzüne çıkmış\nSevdiğini bile söylemeye korkmuştun.Korkuların belki utancında saklı\nYüreğinde ayıp diye bir şey mi kaplı\nCesaretin olsaydı söylerdin korkusuzca\nHaykırırdın sevdiğine, ölümsüz aşkına.Bir bir anlatılabilirdi oysa içindekileri\nBir mahkum edasıyla haykırır dı sevgiler\nYavaş yavaş kaybolup gider di korkular\nBir cesaret belirirdi yüreğinde olgular.Yok artık sende bir ümit yok cesaret adına\nKendini hapsetmişin sevgileri ruhuna\nŞimdi ben senin adını değiştirdim cesur yerine\nBir korkaktan farkın kalmadı iyi bak kendine.\n\n",
"siir_uzunlugu": 83
} | 83 |
{
"siir": "ALTI AY SENSiZLiK ÖLDÜRÜR BENİ \n\n\nSensiz bir kaç günde hasta olurum\nAltı ay sensizlik öldürür beni\nHasretinle soluk deste olurum\nAltı ay sensizlik öldürür beniHep kapıya pencereye çıkarım\nAkşam sabah yollarına bakarım\nDeli olur etrafımı yıkarım\nAltı ay sensizlik öldürür beniSenden başkasını bilmez dillerim\nSeni çalar, seni söyler tellerim\nÇöllerde Mecnun'a döner hallerim\nAltı ay sensizlik öldürür beniAşığın en çetin sorusu demek\nKalır bir kemik bir derisi demek\nAltı ay bir ömrün yarısı demek\nAltı ay sensizlik öldürür beniBana zor gelmezdi dağları delmek\nMümkünü olsaydı yanına gelmek\nAltı ay hasretin, eşittir ölmek\nAltı ay sensizlik öldürür beniBinali; Hasretin içimde sızı\nYürek yarasının silinmez izi\nNe yazık ki kader ayırdı bizi\nAltı ay sensizlik öldürür beni.....26.07.2008\n\n",
"siir_uzunlugu": 115
} | 115 |
{
"siir": "Babama Mektup... \n\n\nSevgi doymak için ekmek bulamaz\nSaygı kaldırımda sızıyor baba! \nHakikat diline sahip olamaz\nZorbalık sokağı süzüyor baba! Eksik değil, telefonu belinde\nIslık dudağında şarkı dilinde\nMarlbora cebinde, tespih elinde\nBakkallarsa ağıt yazıyor baba! “Höt” değince aklı kısa karısı\nYüzü sarar renklerin en sarısı\nUçuverir yarım aklın yarısı\nYine de kraldır kızıyor baba! Arı ballık bağı elde tutuyor\nRefah atın kuyruğunda yatıyor\nGüvercin keyfinden takla atıyor\nKurtlarsa perişan geziyor baba! Güvendiğin dağa karlar yağıyor\nHuzuru “hak” diye zulmet boğuyor\nArılar emiyor, kuşlar sağıyor\nİşkence günbegün uzuyor baba! Hukukun uzaya gittiği yerde\nÇakalların koyun güttüğü yerde\nSevginin eriyip bittiği yerde\nSaygı da kendini bozuyor baba! El pençe divanda neye bu diyet\nHaksızı haklamak değil mi niyet? \nBu kafa, bu izan ve bu zihniyet \nGeleceğe kuyu kazıyor baba!\n\n",
"siir_uzunlugu": 127
} | 127 |
{
"siir": "MEÇHULE GİDEN MEKTUp -5- \n\n\nBu gece hüzün dolu yine gönlüm. Gecelerim gözyaşı dolu, gündüzlerim içime akıttığım gözyaşı. Ağlamak tek devası oldu hasta gönlümün, aşinayım artık ıslaklığına kalbimin. Gündüzlerim seni düşünerek geçerken geceleri unutmak isterim. Ne zaman bir yaprak görsem dalından düşen gidişin canlanır aklımda, bir kuru çicek görsem yeşersin isterim geleceğini hayal ederek. Ama ne sonbahar kaldı ey meçhul ne de kurumuş bir çiçek. İyisiyle kötüsüyle her şey seni hatırlatırken bana, gündüz güneş, gece ay ve yıldızlar. hazan olmuş ağaçla kimsesiz sokaklar ve lambalar seni hatırlatırken ey yar gidişini kabullenmemi mi beklersin habersiz bırakarak. Hepsi seni hatırlatırken hepsi senden haber getirirken nasıl olurda unuturum seni. Bir an yumsam gözlerimi gözlerin gelir hayalime, uzatsam boşluğa ellerimi ellerini tutar gibiyim her an. Bu gece yine hüzün dolu gönlüm. Buğulu gözlerim. Ellerim titrek. Ey meçhul işte bir mektup daha sana sensiz benden. Kirpiğim kalem, gözyaşım mürekkeptir, yanağım kağıttır bu nameye. Aşk kokuludur, vuslat hasretiyle ucu yanık ve ıslak. Okur musun bilmem ama gönderiyorum yine bir güvercinle sana. Sen meçhuliyetinle varsın ve meçhuliyetinle güzelsin, meçhuliyetinle yoksun…Elimle değil gözlerimle yazdım ey meçhul\nDilinle değil yüreğinle oku anlarsın ne yazar…\n\n",
"siir_uzunlugu": 183
} | 183 |
{
"siir": "Ey Cancağızım! \n\n\nHiç ölmeyeceksin sandın değil mi? Kabullen(e) medin hiç...\nUmursamadın ölümü, hatta aklına dahi getirmedin. \nVe kurduğun “böylece bana gelmez” toteminden ne kadarda emindin.\nHem sen ölüm gelse bile, kendini cennetlik atfederdin.\nHaşa! Allah (cc) senden daha layıkını mı bulacak bu dünyada (diye) zannederdin.\nGüç, para, şöhret, makam, kadın, eğlence(vur patlasın çal oynasın) ...\nYaşamak dibine kadar, hayattan her an zevk almak oldu gayretin.\nHem neydi hayat, dünyaya bir kere gelmiyor muydu insan de(r) din.Çok sevmek, ama daha ziyade çok sevilmek iste(r) din. \nAsıl’ı hissetmekten mahrum (hasta) kalbini, aşkla dolu göster(ir) din.\nVe o yapmacık duygularını da ne safiyane sergile(r) din.\nHerkese bir değer biçip ederi kadar mualemele göster(ir) din.\nHep vazgeçilmez sandın kendini, sence sen ne kadarda eşsizdin.\nSana mecburdu diğerleri, köleydi adeta, sen ne asil bir efendiydin.\nAynalarda bakıp kendine hiç de az yüceltme(z) din.\nÖnemli işlerin adamı varsa işte o (sadece) benim derdin.\nÜstelik çok tembeldin ama aksi görünmek için de çok gayretler ederdin.\nNe büyüktü planların ve ne de çoktu beklentilerin (hayallerin) ...\nÇok akıllıydın çok Sinsi! Dünyayı avucunun içinde bil(ir) din.\nİşine geleni hoş tutup, karşına çıkan güçsüzü de umarsızca ez(er) din.\nSana gelip yardım isteyeni, haketmiyor deyip, elinin tersiyle itiver(ir) din.\nYardım ettin mi de dillere destan gösterişler içerisine girerdin.\nVeren el olmadın hiç bir zaman, sen hep almayı bekle(r) din.\nSorsalar kendini de çok iyi bir insan olarak nitelendir(ir) din.\nEleştirilsen, hoşuna gitmeyen şeyler söylense çekemiyorlar ki derdin.\nVe de elimden geleni yapıyorum daha ne olsun diye eklerdin.\nZayıftın, acizdin, bilirdin bunları ama hep kendine birşekilde gaz ver(ir) din.\nKorkudan ölmene rağmen korkusuzca kahramanlıktan bahsederdin.\nİki yüzlülük, yalan-dolan, hor görme, aşağılama, kıskanma, kin, nefret...\nKötü olan ne varsa sendeydi bilirdin hem çok iyi bilirdin.\nLakin, yine de hiç kaçmazdı uykuların, ve hatta normalden daha derin. \nVe kurtcukların kemireceği zerre vicdanı yoktu kalbinin. \nNe zaman ölümü hissetsen, daha da şiddetlenirdi düzene (Allah’a) isyan etmelerin...Sen Ey Can! Hiç ölmeyeceksin sandın değil mi? Kabullen(e) medin hiç...\nİşte şimdi (bir aciz) ölüsün ve geri dönüşü yok bu anın.\nVe de artık senin için anlamı kalmadı (hayat denen) zamanın.\nÖyle çok korkuyorsun ki, ne takatin var ne dermanın.\nİnanamıyor(sun) hala, çırpınıyor, bağırıyor, çağırıyorsun(da) ...\nSesini duyurmak ve sonuna gelmek istiyorsun bu korkunç rüyanın.\nAma nafile! Dedim ya (geri dönüş yok!) boşuna bütün bu çabaların.\nSorgulanmak (hesap verme) vakti yaklaşıyor Ey Can! \nMalesef yok çaresi son pişmanlıkların.Ve sen hala hiç ölmeyeceksin sanıyorsun değil mi?\n\n",
"siir_uzunlugu": 396
} | 396 |
{
"siir": "Gurbet eli \n\n\nGURBET ELİ\n\nGurbet eli sanki bana bir mezar\nAnadan babadan ayrı kalanlar\nHele birde yardan ayrı olanlar\nBatsın gurbet eli batsın ah anamGözümün yaşı da ne zaman kurur\nAttığım mektup da belki de varır\nAnadan babadan haber mi gelir\t\t\nSizleri bir daha görür mü anamVatanın hasreti tak etti bana\nToprağı güneşi suyu da var ya\nÖzlemin çekerim bunca zamanda\nGurbet eli bizler mesken mi tuttuk\nGurbet eli bizler yuvamı yaptık.İLYAS ŞENER. 1980-11-02\n\n",
"siir_uzunlugu": 74
} | 74 |
{
"siir": "Düş yakamızdan \n\n\nyıllardır karşımıza dikildin haydut gibi \nbe hey zalim ayrılık. yeter düş yakamızdan! \nvuslatla aramıza ateşten hudut gibi \nçizildin ey ayrılık yeter düş yakamızdan ayaz istasyonlarda mahzun bıraktın bizi \naraya engel koydun onca dağı denizi \nkim bilir kaç sevginin kaç sevdanın dehlizi \noldun kahpe ayrılık yeter düş yakamızdan hançer gibi ok gibi saplandın bağrımıza \nyollarda kervan olduk sen güldün ağrımıza \nyettin gayrı cürretin gidiyor ağrımıza \nde git zorba ayrılık yeter düş yakamızdan...\n\n",
"siir_uzunlugu": 72
} | 72 |
{
"siir": "Dünden Bügüne \n\n\nzaman su gibi akıp gidiyor \ngençlik elden yavaş yavaş gidiyor \nyaşanmış aşklar mazi oluyor \nyaşamak çok güzel unutmak zor neler geldi geçti dünden bugune \ntek hatıra kaldı eski resimler \nonlarda saklı tozlu albümde \nyaşamak çok güzel unutmak zor ne zaman akla gelse eski günler \nyüreğimi bir alev sarar derinden \nyaşım ne kadar ihtiyar gözükse bile \nyaşamak çok güzel unutmak zor gidiyor neler geldi geçti dünden bugune \ntek hatıra kaldı eski resimler \nonlarda saklı tozlu albümde \nyaşamak çok güzel unutmak zor\n\n",
"siir_uzunlugu": 82
} | 82 |
{
"siir": "Ayrildik \n\n\nayrilidik \nbana derdi seni ben adam edecegim\nsinemalara giderdik\nalti parmakta burc sinemasi \ndile olsada konussa\ntophane \nve tabiki 38 numara\non yedi yasinda kocaman bir kadindi\ncocukca bir gulumsemesi vardi\nagladigini gordum icim ezildi? \naglamasini istemedim\nama agladi\nbende uzdum\nhatalar yaptim\ncok kirilgandi\nben de \ngurur onda iyimserlik var di? \nbenimde cok hatalarim oldu? \nuzdum\nsimdi inaniyorum\nbeni terkettiginden beri \nanladim ki\nben adam oldum\ndedigini yapti\nben nerden anlayayim gidecegini\ngittikten sonra adam oldun\neger sevecekseniz\nhatalar yapmayin\nunutmayin\nben adam oldum...\n\n",
"siir_uzunlugu": 86
} | 86 |
{
"siir": "5---ayrılık \n\n\nKendimi gurbetin yoluna vurdum\nHasret, ateş oldu yaktı ayrılık\nNe rüyalar gördüm hayaller kurdum\nBırakmaz yakamı takti ayrılıkBir lokma peşinde koşturdu durdu\nAşılmaz dağları aştırdı durdu\nHa gayret diyerek koşturdu durdu\nTüm umutlarımı yıktı ayrılıkArzularım vardı dileğim vardı\nKöyde tarla bahçe ineğim vardı \nBükülmez sandığım bileğim vardı\nMeğer bükülürmüş büktü ayrılıkNeşeliydim gülerdim ben eskiden\nMutluluklar dilerdim ben eskiden\nCesareti biler idim eskiden\nRuhuma endişe ekti ayrılık\n\n",
"siir_uzunlugu": 67
} | 67 |
{
"siir": "Biri ay, biri yıldız \n\n\nSabahtan bir dertli uğramış bu çimenlere\nGözyaşlarını saçmış da her yere\nGitmiş olmalı bir meçhule, kim bilir...\nBense sabahladığım bu akşamın seherinde,\nGiden aya baktım geceler boyu.\nNe kadar küçüğüm, ne kadar aşağıdayım böyle...\nBen bu kadar küçük, göz yaşlarım daha da küçük.\nBir mendil bile sallayamadım sana.\nAy dede hicranla baktı bana.\nGiden ay tutulur mu, giden ay tutulur mu? \nPeşimden koştu geldi akrep ile yelkovan...\nGiden ay benim olsa, giden ay benim olsa...\nBenim de iki kardeşim olsa,\nBiri ay, biri yıldız.\n\n",
"siir_uzunlugu": 88
} | 88 |
{
"siir": "Halk Mı, Millet Mi? Sevgi Mi, Saygı Mı? Adlı Kitap Çalışmamdan! . 002 \n\n\nDost ilişkiler kurmaya ve dost ilişkileri korumaya dair çocuğuna örnek ol ki; çocuğun dost ilişkiler kurmada ve dost ilişkileri muhafazada etkili bir insan olabilsin! . Sen kendin gereğince dost olabilirsen eğer ki; kainat da sana dostluğunu gösterecektir! . Kainat içerisinde dostluğa büyük önem ver ki; çocuğunun da kainata açılan samimi dostluklara sahip olabilsin! . Dostluk; insanlığın hazinesidir! . Hazinelerine sahip olmada, hazinelerine sahip çıkmada çocuğuna örnek ol ki; kendi çocuğun, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilen ve bildiğini uygulayan azimli bir dost olabilsin şu kainatımıza! . { Kemal KABCIK / 07.09.2011 14:25:27 }******\nÇocuğuna, başarıda hedef seçmeye örnek ol ki; çocu-ğun başarı hedefi tayininde bulunurken örnek alabil-diği, insani bir değerin varlığı ile daha da azimli ola-bilsin! . Gideceği yeri, varacağı hedefi, ulaşacağın noktayı bil ki; kainatımız sana ve çocuklarına yol veri-versin! Varacağı noktayı bilen olmada çocuğuna örnek ol ki; çocuklarının yolu daimiliklerde başarılar için her zaman açık olabilsin! Bir noktaya varmak ile yol bitmez, bir noktaya varınca, diğer ileri ki noktaya yol uzar! . Ne hayatının bitivereceğini, ne de yolunun bir gün tükenivereceğini düşün; azmin yolu daima açık! { Kemal KABCIK / 07.09.2011 11:19:40 }\n\n",
"siir_uzunlugu": 199
} | 199 |
{
"siir": "Bu gün bayram \n\n\nBu gün bayram\nyaşasın bu gün bayram...\nkimine göre bayram\nkimine göre katliam\npembe akıyor bu gün şehrin suları,\nsoframda,\nçocukların dün doya doya oynadığı\nbenimde başını geçerken okşadığım\nsevimli hayvanın eti...\nBu gün bayram\nyaşasın bu gün bayram...\ntek sevindirici yanı\ntatilin uzun olması...\nbir de\nyolların sonunda ki kavuşma sevinci...\ntelevizyonlarda yine kurban görüntüleri\ncanını kurtarmaya çalışan bir hayvan\npeşinden belediyeninde seferber olduğu\nyakalama harekatı...\nanne bu kesilen hayvanların aileleri yok mu? \nbekleyen yavruları,\neşi akrabaları, yavuklusu...\npeki kesmek mangal yapılmak için\nhayvandan izin aldılar mı...\nhayvanın rızası var mı yenilmeye? \nBu gün bayram\nyaşasın bu gün bayram...\nbakalım kaç kişi kurban olacak bayrama bu gün...\nkaç kişi tatil dönüşü, dönemeyecek...\numarım olmaz kazalar...\numarım olmaz dünyada katliamlar...\nçocukların oyuncakları elinden alınmaz umarım....\n\n",
"siir_uzunlugu": 128
} | 128 |
{
"siir": "Dünyalarım \n\n\nİki farklı dünya yaşadım ben. Birincisi hesapsızca, pervasızca, bencil bir ‘gitme dünyası’. Öğretmenim çok güçlüydü, öyle ki benim ‘gitme dünya’mın kurucusu oydu. Kurdu ve gitti. Yalnızlık ağır geldi bana, kalamadım bu dünyada. Sonradan öğrendim, gitme dünyası birisinin hep gittiği bir dünyaymış ve kurucusu da benim zannettiğim gibi o değilmiş, ‘gitme dünyası’nın kuranı, içinde kalanıymış, gün gelip çıkmadıkça bunun bir kapan olduğunu göremezmiş.Sonra bir başka dünyayı yaşıyormuş insan, ‘unutamayanların dünyası’. İlk bu dünyayı ben kurdum sanmıştım, onda da yanılmışım. Bu dünya zaten hep varmış ve ‘gitme dünyası’nın mülteci kampıymış. Paramparça hayallerin toplanıp yakıldığı bir meydan varmış. Tüm düş kırıntılarını alabiliyorlarmış, ufak bir operasyonla. Tüm düş kırıntıları ise duygularına karışırmış meğer, alınan duygularınmış. Onların yerine uyanlar ise yalnızca sitem, yalnızlık ve kırgınlıkmış, sana uyacak yeni bir his topluluğu bulunana kadar. Çoğu zaman da uygun bir donör bulunamazmış. Öğrendim, yaşayarak.Kırgınlık ekletmedim, düş kırıntılarımın yerine. Sitem de yok, bünyem kabul etmedi. Yeni dünyada bana yalnızca ‘yalnızlık’ yetti. İçimdeki umutsuzluk yan etkisiymiş, kanayan yaralarıma sürdüğüm ilaçların. En garibi de kimseye rastlamıyorsun bu yeni dünyada, içine girince ise hiç garipsemiyorsun bunu. Saklambaç oynarken bir köşeye saklanıp, kurt olmadan çıkmak istemeyen bir çocuk gibi saklanıyorsun, yeni hislerden, hayallerden. Ben bir aynanın içine sakladım kendimi. Sonra da kırdım aynayı içerden, bakmak kimsenin aklına gelmesin diye.Soğukmuş saklambaç oyununun köşeleri, evet köşeliymiş saklambaç, her köşede biraz daha soğuyormuş insan hayattan. Küçük, kapaksız bir soba buldum bir duvar dibinde. Isınırım diye yaklaştım, soba kıvılcımlar saçarken çevresine. Gördüm ki ateşi ısıtmaz, yalnızca yakarmış. Her köşeden acaba sobelenir miyim diye gizli gizli bakarken, kırdığım aynaya geri döndüm ve ebe ortalıklarda yoktu. Gittim sobe dedim, cam kırıkları elime batarken. Canım acıdı, kızdım, çıkmak istedim aynanın içinden, daha çok kanadım, daha çok kızdım. Kendime kızdım, aynaya kızdım, ‘unutamayanların dünyası’na kızdım. Çıkmak istedim bu yeni sandığım, eski dünyadan. Verdiklerimizi alırız dedi, boşluktaki o ses. Al dedim istemiyorum, bir çocuk gibi ağlarken yaralarımın acısından. Çıktım dışarı, üşüdüm yeniden. İçimde derin bir boşlukla ama içim soğuk çıktım o dünyadan. Alınanların yeri asla dolmaz dediler çıkarken. Gözlerim ağlamaklı, burnum kızarmış, olsun dedim, omuzlarımı kaldırarak. Hayallerimi aradım ceplerimde, hiç biri yoktu yerinde. Ya düşürdüm, ya çaldırdım dedim kendime, sonra hatırladım kendi ellerimle ateşe attığımı onları. İki farklı dünya yaşadım, hayatımdan çalarak. Şimdi kendi dünyamı kurmaya karar verdim ve bekliyorum kanmamak için hiçbir şeye. İlk önce hayallerimi kurdum, gördüm ki içi dolmuyor, içimde boşluk oldukça. Dedim ya ben iki dünya yaşadım, yaralarım o günlerden kalma. Yine de ölmedim acılarımdan, arta kalanlar ise en büyük yan etki umutsuzluk ve içimdeki derin boşluk.\n\n",
"siir_uzunlugu": 411
} | 411 |
{
"siir": " Sen Gel Hele \n\n\nYazılanların adı oluyorsa övünç diye\nKalemimi kırarım, küser susarım\nFeryad ederim, yüreğimi döktüm diye\nDarılmam yine kimseye. yırtar atarım\nKızarım, kendi kendimi ele verdim diye\nYazmam, söz derim kendime içimde yaşarımBak, soluğum susadı ezgine gene\nGönlüm doydu, kahırlara çile\nAnnem dayanamadı ağladı yine\nYapraklar soldu. yazlar dile gele\nDeğilim dilrüba, aşkımı diyemem yüzüne\nEndişe kalmasın içinde sen gel hele...\n\n",
"siir_uzunlugu": 60
} | 60 |
{
"siir": "GöKyÜzÜn De YıRTıK VaR, \n\n\nbeni yataktan iterken yastıklar\n............................sen\n............................susuyorsun\nbükülüyor aynalar\ngöremediklerimiz kadar.usulca süzülerek\ngeceye damlayanlar ve\nİçlerine hapsolmuş\nsancılar\ntortulaşıp\ntuza karışıyorlarduvarda yosun tutuyor fısıldamalar\n..........................ben\n..........................susuyorum\nanlatılamayanlar\nher şeyin farkındalar.üstelik\ndahası vardolunay dan kaçıp\numacının bohçasına\nsaklandıysa yıldızlar\nanlayın ki; \nbüyümüştür\ngökyüzün de yırtıklarMine Özdemirtaş\n24/08/2004 çamlıca 01.30\n\n",
"siir_uzunlugu": 51
} | 51 |
{
"siir": "M İ S A F İ r \n\n\nAynaya bakıp ta aldanma sakın,\nBozulma şeklimiz oldukça yakın,\nGereksiz makyajı artık bırakın,\nGüzellik sende de, bende misafir. Gözler güzel ama bir gün solacak,\nSorunlar arttıkça saçı yolacak,\nMercan dişli ağzın bom boş kalacak,\nGüzellik sende de, bende misafir. Elma gibi tatlı tombul yanaklar,\nŞeftali misali, kiraz dudaklar,\nFısıltıyı bırak duymaz kulaklar,\nGüzellik sende de, bende misafir. Çocukluk çağında modellik olun,\nGençliği yaşarken iyi eş bulun,\nYüzlerin buruşur, kırışır alın,\nGüzellik sende de, bende misafir. Boyu, endamına diyecek yoktur,\nZekiyi, Cennet'i kıskanan çoktur,\nBence arzulanan dürüst ahlaktır,\nGüzellik sende de, bende misafir. 21-5-2013\n\n",
"siir_uzunlugu": 100
} | 100 |
{
"siir": "Anjio Günleri \n\n\nKoridorlar hasta dolu, ezilip, büzülen,\nBeklerler şifa yolu, endişeyle, gezinen,\nDoktorların çoğu nazik, alakalı, güler yüzlü,\nBazıları dağ yaratmış, sert tavırlı, katı sözlü.Günlerce dolaştım suskun ve kararsız,\nDüşündüm ki ANJİYO, değil yararsız.\nBekledim sıramı, sessiz ve sabırsız,\nZor geçerdi dakikalar, sevgisiz ve yarsız.Bir neşter acısı, bir de endişe,\nKulak ver kâlbimden gelen bu sese! \nDostlarım düşmeyin sakın yeise! \nŞifalar dilerim RAB tan hasta herkese.Tevekkül içinde yattım masaya,\nŞartladım kendimi, türlü tasaya,\nGeçmiyor dakikalar, sanki duruyor,\nGördüm ekranda kâlbimi, tıp, tıp vuruyor.Aferin kâlbim, işte böyle, hiç durma çalış! \nZaman ile inatlaş da, onunla, hep yarış! \nKendinle, çevrenle, dünyanla, hemen barış! \nBenden TANRIYA oluyor, bin - bir yakarış.Birlikte ağladık, birlikte güldük,\nBirlikte yaşadık, birlikte öldük,\nSensiz nefes almak ne kadar abes,\nSensiz bu âlem bana kapkara kafes.MUZO benden, ben ONDAN beter,\nNeşeyi kaybettik, gözlerde keder.\nBu acılı hayata desek ki yeter! \nÇoğu kez şükür, bazen de ah çeker.Yusuf Cantürk (E.Hv.Kur.Alb.) ocak 1991 kadıköy\n\n",
"siir_uzunlugu": 153
} | 153 |
{
"siir": "Dinim Din-i İslam Temiz İmanım\t \n\n\nDinim din-i İslam temiz imanım\nİkrarı dilimde sözümde buldum\nAllah bir Resul hak yoktur gümanım\nİmanın nurunu özümde buldumRabbim mamur eyle gönlüm harabın\nAkıbet bulacak tenim türabın \nEzelden içmiştim aşkın şarabın\nSanma kim çubuklu üzümde buldumGönlümü bir yârdan ayıramadım\nHakkın fermanını buyuramadım\nSağır kulak imiş duyuramadım\nİnişim yokuşum düzümde buldumRabbim bu Seyranî yoldan azmasın\nİblis düşürmeye kuyu kazmasın\nKiramen kâtibin yazsın yazmasın\nBen yüzüm karasın yüzümde buldum\n\n",
"siir_uzunlugu": 72
} | 72 |
{
"siir": "Gençlik... \n\n\nBalonlar uçardı gökyüzünde.\nPamuk şeker her çocuğun elinde.\tGüneş gibi parlak,\nBulut gibi bembeyazdı kalpler.Bilmezdik kötülük,\nBilmezdik yalan ne demek.O bulutların ardında,\nSiyah kuşlar görene dek.Gençlik bir su gibi,\nHızlı akan fakat doyum olmayan.Gençlik bir nefes gibi,\nAldığımız gibi de geri verilen.\n\n",
"siir_uzunlugu": 43
} | 43 |
{
"siir": "Ikına Sıkına Zorlu Güzellik \n\n\nGüzellik belki çakıra çalan gözleriyle\nİki kaşın arası\nGüzellik durgun bir ırmak seyri\nKimine göre kimi yerde esmer\nGüzellik dudu dillik ballı badem\nNoktacık benlik\nZülfü siyaha dökülsün dökülmesin\nGüzellik zorla değil demişler\nHah..! \nİşte ben de onu der dururum hep....\nGöz..kaş..dil..\nHepsi insan gibi değerlere kullanmayadır\nHerkesin kaşı \nEli ayağı ayrı ama arzusu bir...\nSeverek yaşamasından diye bir hayat..\nZorla olmaz evet bu iş\nZorla güzel etmeye çalışan\nDara düşmek... sakat ki ne sakat\nNe sınırı var bu intiharın.. ne püfü efi..\nZorlan insan sürte parlata elini yüzünü\nGüzel olamaz kiSeyfi Karaca.....Kasım / 10\n\n",
"siir_uzunlugu": 99
} | 99 |
{
"siir": "DoLuNaY ve İzMiR \n\n\nDenizi mavi biliriz \nDün akşam deniz pembeydi\nDoğarken dağların ardından ay\nPembelik sardı körfezi\nPuslar içindeydi önce\nBeyaz ve donuktu rengi\nHer saniye biraz ısındı\nDenizse pembeydi şimdi\nSanki doğa aşka geldi\nAyna gibi oldu körfez\nHiçbir kıpırtısı yoktu\nAy doğarken doğa sustu\nKeşke görseydiniz sizde\nGün batımı dolunay’ı\nBu kentte yaşamak gerek \nAnlamak için doğayı\nFarklı işte birçok şeyi\nTürkiyenin en batısı\nOlmamışsanız da aşık \nYaşarsınız burda aşkı\nMehtap-deniz. gün batımı\nOlunur doğa aşığı\nDilinizde türkülerle\nSevda yaşanır bu kentte.\n22.01.2008\n\n",
"siir_uzunlugu": 84
} | 84 |
{
"siir": "Aktörler Sanatçılar \n\n\nSesi fiziği güzel.\nGiyim kuşamı özel\nYanlışı bırak düzel\nAktörler, sanatçılarÇok paraları gördün\nDavet gezmede hürdün\nkeyfi sefayı sürdün\nAktörler, sanatçılarNe aç ne işsiz dedin\nDüşünce sade kedin\nLüks yerde yemek yedin\nAktörler, sanatçılarEğitim yok demedi\nSokakları görmedi\nÇevre kıyım bilmedi\nAktörler, sanatçılar\n.\nKötü kent demediler,\nErken ölüm bilmediler\nEziyet görmediler\nAktörler, sanatçılarHalkın için susmazsan\nYanında saf tutmazsan\nSon kötü hap yutmazsan\nAktörler, sanatçılarMurat söyler bunları.\nGör, duy bil olanları.\nİyi değil sonları\nAktörler, sanatçılar\n\n",
"siir_uzunlugu": 78
} | 78 |
{
"siir": "Batan güneş \n\n\nBir gün benim için doğacak \nO an çektiklerim son bulacak \nSaniyeler dakikalar saatler \nBenim için geçecek \nBenim için doğacak BATAN GÜNEŞ Her akşam oluşunda \nGüneşin doğuşu aklımda \nGeçen günleri saya, saya \nBenim için doğacak BATAN GÜNEŞ Umutla bekliyorum güneşin doğuşunu \nBir gün bitireceğim vatan borcunu \nGöreceğim o zaman eşim dostumu \nBir gün benim için doğacak BATAN GÜNEŞ\n\n",
"siir_uzunlugu": 59
} | 59 |
{
"siir": "Hasret limanına demir atmışım... \n\n\nSen bana bir ışık yakmasan bile\nBir daha yüzüme bakmasan bile\nNazlanıp karşıma çıkmasan bile\n…Hasret limanına demir atmışım.Acımasız demişlerdi görmezse\nDönüşü zor olur tava gelmezse\nBoşuna üzülme kıymet bilmezse\n…Hasret limanına demir atmışım.Tamam deyip bırakırsan tedbiri\nBir adım gidersin üç adım geri\nKusurun gözüne saymanın yeri\n…Hasret limanına demir atmışım.Bünye alışıyor hasret çekmeye\nİnan bana çok az kaldı bitmeye\nZaten niyeti yok çekip gitmeye\n… Hasret limanına demir atmışım.Yelkenler yırtılmış pruva kırık\nBoğazımda düğümlenir hıçkırık\nÖmrümüz tükendi bitmez ayrılık\n…Hasret limanına demir atmışım.Başa dönüp suçlu aramıyorum\nDoğru bir karara varamıyorum\nBen yalnız bir işe yaramıyorum\n…Hasret limanına demir atmışım.Zulmün sillesini önceden tattım\nHuzurum istendi bedava sattım\nOzan’ı arama ben çoktan battım\n…Hasret limanına demir atmışım.İst/2013Değerli dostumdan; 'Konmuşum dalına, açar mı diye \nKuş olup benimle, uçar mı diye \nİçimde bir kuşku, kaçar mı diye \n.....Hasret limanına demir atmışım...' Mustafa Bay, 'ZEYBEK HOCA'\n\n",
"siir_uzunlugu": 146
} | 146 |
{
"siir": "Güneş Yanığı \n\n\nyüzümdeki leke arzu güneşinden hatıra \nsesimdeki girdap \niçimden sökülen kökdalauzun geceler bazen böyle \ngövdeme vura vura içerden \nuyandırıyorum ya kendimi Necati! \nrüyada bana görünenler olmasa \nbeni uykuya götürenler olmasa \ntekrar nasıl dönerim ben kendime Necati! suçluluk izin vermiyor özgürlük duygusuna \ngünışığına çıkınca kamaşıyor göz \nbakarken güneşin utkusunaakın var akın, içimden akın \nbeni güneşe götürüp yakın \ngüneşe varamayanlar \ngüneşin uykusuna yakınsökülerek gidiyor insan \nboşluk halinde her durak düşerken benzine \nkökleri iç açılarının toplamında \nbiriken bir krizle gidiyor \nöyle akarak dipten dalın benzine \nbaksalar alevalır, ağır alev \nbaksalar güneşini yitirmişin benzinedoluluk yok bizim gecemizde \niçimizde büyürdü güneş \nsayrılık hatırlamadı uykusunu sesimizde \nçok seneler geçti, geçmedi \nöyle memnun ki yerinden \nsadece keşkelerdi beliren gönümüzdeböyle çıktıkça dünyadaki yerimden \ngölgeler neden kısalıyor içimde \nbilen yok ne yapacağımı kaygı belirdiğinde \nkefilim yok! yok kelimelerden başka \nyok olan bu güneş tutulmasında \nşimdi tekrar nasıl dönerim ben kendimeBu cıvayı kim koydu kalbimize Necati? Varlık, Ocak 2004\n\n",
"siir_uzunlugu": 150
} | 150 |
{
"siir": "Ayrılık-1 \n\n\nbağla bahçe bitişti\ntezden buldun ayrılık\nçağla gökçe yetişti\nözden doldun ayrılıkkereme su vermemiş\nyarama em sürmemiş\nşurama el vurmamış\nbizlen deldin ayrılıkkapısına vınladın\nküpesine çınladın\ntepesine tınladın\ndüzden yoldun ayrılıktortop olup doğrulma\nçör çöp kalıp yoğrulma\nzirzop bulup çağrılma\nsazdan çaldın ayrılıkozan efe ne desin\nkara güne gelesin\nkara yere gidesin\nsizden oldun ayrılık\n110204 denizli\n\n",
"siir_uzunlugu": 58
} | 58 |
{
"siir": "Anı \n\n\nHayal meyal bi yol vardı karanlıklardan geçerek\nÇocukluktan mıdır bilinmez bi cesaret ile,\nMutlulukları yerlere sererek\nHiç gitmeyecekmiş gibi, donan anıların arasına sıkışmış\nBi çocukluğu daha harcadım\nKolları bol kazağıma, burnumu silerek\n\n",
"siir_uzunlugu": 33
} | 33 |
{
"siir": "Denizimsin \n\n\nDeniz şiir gibidir ruhumda taşar\nDalgaların sesi yüreğimde fısıldar\nGözlerine bakamayacak kadar\nSesinle içimi titretecek kadar\nDalgalar gibi gel-git ruhum\nAynı deniz gibi yani sen gibi\nÇıplak ayaklarınla inadına dokunursun ya\nDalgalar kaçar sen kovalarsın\nÖyledir bakışlarımdaki kaçamaklarım\nKokusunu içine çekmeye doyamazsın\nÇocuksu bir sevinç çığlığı atar yüreğin\nHem korkutur hem de kopamazsın\nAyrılamazsın işte kıyısından\nAynı deniz gibi yani sen gibi\nHele o serinliği esince dalgalarla\nSanki gülüşünle gelen heyecan\nBen susayım deniz essin\nSeni dinlesin yüreğim sen anlat\nSen benim denizimsin vazgeçemediğim\nSen söyle ne kadar çok sevgin\nBenim sevgim deniz gibi uçsuz bucaksız\nDeniz, bizim aşk hikayemiz\nSen denizimsin ben de senin martınGönül Bağ-------Antoloji Dostlarından-------Kıyısı dalga dalga, melül melül esiyor, \nKokusu yelden gelir. nefesimi kesiyor \nSevda hanceri gibi. yüreğimi teşiyor \nO masmavi denizin, martısıyız ikimiz................İbrahim Kurt***************************************************************************\n\n",
"siir_uzunlugu": 128
} | 128 |
{
"siir": "Eskiden Kalma Bir Düş \n\n\nBir düş büyüttüm bu gece yüreğimde\nÖyle eskiden kalma bir düş işte\nYıldız kayardı görürdük tüm sevgimizleBu gece bir düş büyüttüm işte\nYarım kalmış ne varsa\nAktı gözlerimden, yüreğimeÖyle bir düştü işte\nEskiden kalma bir aşk, bir sevda\nTamamlanmamış tiyatro gibi\nSenin gibi, yitip giden zaman gibi\nBir düş işteYarım kalmış ne varsa\nCanlanı verdi benliğim de\nO an eskiden kalma bir söz \nDüşüverdi dudağımdan CANIM diyeYitirmiştik işte tüm sevdaları\nÖksüz, yetim aşklar kaldı geride\nBir düşten ibaret...Bu gece bir düş büyüttüm yüreğimde\nGeçmesini istemediğimiz zamana inat\nYürüdüğümüz yollara\nVe her gün baktığımız mehtaba inat\nBir düş işteİstemezdik böyle bir dünyada\nBöyle bir zaman da ayrı düşmek\nZamana yenilmekti işteBu gece \nGeçmişte hapsolduğum gözlerini düşleyerek\nGecenin sessizliğine inat haykırmaktı\nSeni sevmekBu eskiden kalma bir düştü işte\nBu gece dökülüverdi\nYüreğimden kalemime... 01.05.2010\n\n",
"siir_uzunlugu": 136
} | 136 |
{
"siir": "Mavi Kolye 38 \n\n\nŞerif susmuş sıra Orhana gelmişti.Kendi problemlerinden bahsetmeden önce. Şerifinyaralarına biraz olsun merhem olma gayretiyle konuşmaya başladı Orhan\n--Kardeş senin problemin ciddi. hemde çok ciddi.Anladığım kadarıyla yenge biraz sıkılmış. yada ne bileyim flört döneminizdeki heyecanı göremeyince hayal kırıklığı yaşamışki bu yeni evli çiftlerin genelinde olur.Bu yüzden ikide bir annesine gitmek istiyor olabilir.Çünkü sen evlendikten sonra değiştin. ama ailesi hala aynı.\n--Nasıl yani\n--Şöyleki; O, seniboş vakitlerinde tenis oynayan. doğum gününde fransız şarabı alıp tekne kiralayan. bilerek yağmurda dolaşıp seksi görünüyor diye saçlarını dağıtan. hiç anlamadığı halde o seviyor diye satranç oynamay çalışan bir adam olduğun için sevdi.Yoksa senin şu tostoparlak suratına. yada engin bilgisayarlı muhasebe bilgine hasta olmadı.Kaldıki diyelim görüntünede vuruldu. hep aynı görünüşte. fizikte kalma şansın varmı? yok, O halde ruhunu canlı ve diri tutacaksın.\n--Yahu birader ne yaptın sen.Sana kalsa iki günde boşarsın bizi\n--Boşarım tabi yaa! Hahahaha.Evlenmek kolaymı. tutturmuşsun bi çocuk diye. daha yirmidört yaşında genç insanlarsınız.Belliki çocuktan önce genç kadınlığını yaşamak istiyor. sadece o değil kadınların geneli böyle.Ama çok bezgin gördüm seni yahuu\nŞerif gülüyordu\n--Orhan varya Kubi gibi oldun ha! \n---Kubi? \n--Hani Avrupa Yakasında varya\n-- Al işte.Oğlum oturup dizilerimi seyrediyosun evde.Bikere kadınları etki alanına almak istiyorsan az televizyon seyredicen. ve kesinlikle herkesin seyrettiği şeyleri seyretmiyeceksin.Takım tutmayacaksın. futbol. konuşmayacaksın. Kadınların aslında erkeklerden daha zeki ve güçlü olduklarını söyleyeceksin.(ki doğrudur) ona sanki varlığının sıtratejik önemi varmış gibi davranacaksın.Örneğin ''geçen gün bizim müdüre senin bayan şöförler. ve çektiklri sıkıntılar hakkındaki düşüncelerinden bahsettim. eşiniz mükemmel bir gözlemci. harika analiz etmiş. toplumun kanayan yarasına böyle aydın kadınlarımız sayesinde dur diyeceğiz dedi'' filan diyeceksin.Tabi gerçekte asla böyle acayip şeylerden patronuna sözetmeyeceksin.\n--Eee \n--E siarasıra sanki çok önemli bişey olmuşta buna o sebep olmuş gibi. alıp yemeğe çıkaracaksın. ufak ama değerli hediyeler alacaksın.Asla '' ben senin yüreğini sevdim'' falan gibi arebesk söylemlerle yetinmiyceksin. çünkü kadın senin yüreğini değil. dudaklarını. saçlarını. gözlerini sevmeni ister.Çok güzel olduğunu. kırmızının bir insana ancak bukadar yakışabileceğini. çekicilikte son nokta olduğunu söyleyeceksin.Hiç umrunda olmadığı halde saçlarını küt yaptırmasını. yada daha açık tonlarda ruj kullanırsa dişiliğinin öne çıkacağını filan idda edeceksin.\nEve girer girmez picamalarını giyip koltuğa kurulmayacaksın. mutfakta sanki harika birşeyler vrmış gibi girip yaptığı iğreçliği beğeneceksin. diyelim birşey yapmamış işte ozaman aslında elleriyle yaptığı bir mantıyı hiçbir yemeğe değişmeyeceğini ama o akşamlık dışarda başbaşa bir yemek yeseniz fena olmayacağın söyleyeceksin. ve söylemekle kalmayıp yemeğe çıkaracaksın.(bunu çok sık yapma. hem paran yetmez. hemde eşini fazlasıyla şimartırsın, oda bir tehlikedir)\n--Başka başka\n--Başkaaa.meselaara sıra bokunu çıkarmadan onu kıskandır.Kıskançlık aşkı diri tutar.Zaten eğer günün birinde seni kıskanmadığını hissedersen ozaman olay bitmiş demektir.\n--Nasıl kıskandırıcam\n--Tak koluna bir hatun eve getir. üniversiteden arkadaşım bu akşam bizde kalıcak de\n--Hadiiyaa\n--Şaka lan şaka olurmu hiç. anında yersin oklavayı. Ya ne bileyim işte. kendine önem ver. bak ve bunu ona hissettir.Yani kendinle ilgilendiğini farketsin.Parfüm al mesela,\n--Parfüm? \n--Şimdi sen'' ben kolonyadan başka koku sürmem'' dersin ama sür\n--Bilirim Kenzo\n--Hah oldu canım kenzo. hanzo. hem uyduda. ama daha egzotik. daha kışkırtıcı bişeyler. frst klass gibi. jagler gbi. ne bileyim işte kışkırtıcı bişeyler\n--SLAZENCIR\n---O ayakkabı be oğlum. neyse markalara takılmayalım. dişlerini fırçala. zaten fırçalıyorum deme. evden çık iki dakka sonra dişlerimi fırçalamayı unuttum diye geri gel. uyuz olsun.Ayakkabılarını boya. gravatla gömleğin uyup uymadığını ona sor.Bukadar ayrıntıya müdür için girmediğini sansın\n--Yahu kardeş sen güzel konuşuyonda. bizimki bu sefer onu aldatıyorum sanmasın\n--Bırak sansın be arkadaş. araştırsın. bişeybulamayınca herşeyi kendisi için yaptığını anlar. ikna olur.\n--Ya çocuk\n--Ne çocuğu\n--Yahu ben bir oğlum olsun istiyorum,\n--Ne olacak oğlun olunca. adını Seyfullah koyup komşulara pipisinimi göstericen. bırak ne zaman isterse ozaman olsun. zaten yaş otuzu bulunca sıkılır evde. ses ister. ozaman yaparsınız.Hem illede oğlan diye tutturup kadını kırma. Dünyada masmavi bakan bir kız çocuğunun gözlerinden daha güzel ne olabilir,\n--Simsiyah bakan bir erkek çocuğunun gözleri,\n--Hahahahaha! ya Şerif varya sen hiç adam olmazsın oğlum.seni nasıl aldı okız bilmiyorum ama Allah yardımcısı olsun.\n--Hadi be okadarda yabana atma bizi. bizimde kendimize göre bir karizmamız var. az koşturmadık peşimizden\n--Tabii bilirim. bursadan uşağa çiçek yollayan kimdi? \n-Ya karıştırma orasını. ozamanlar saf aşıktık,\n--Hala safsın ama aşkını kaybetmemeye çalış. her köşe başında bir aşk denk gelmez insana bulduğunu heba etmeDevam edecek...\n\n",
"siir_uzunlugu": 608
} | 608 |
{
"siir": "Hayatım Rehin \n\n\nYüreğimi yüreğinin yanına bıraktım.\nBelki zamanla seversin.\nZamanlar senin..\nSevemezsen eğer,\nEndişe etme,\nSenin mutluluğun için,\nAlır yüreğimi giderim.Kendimi avuçlarına bıraktım senin.\nHayatımı ise rehin.\nAma..,kabul etmezsen,\nBir pula sat istersen bu canımı,\nİtiraz edersem..,namertdim...Gözlerim gözlerinde,\nBir mıh gibi çakılı kaldı.\nRuhum bile artık esirin.\nİstemezsen eğer sevdamı,\nÜzülürüm diye çekinme... Söyle,\nBen; Öbür dünyada,\nBir kez daha şansımı denerim...Kemal KÜÇÜKTEKİN\n15.05.2008\nİZMİR\n\n",
"siir_uzunlugu": 65
} | 65 |
{
"siir": "Bu gece kandil \n\n\nBu gece inancının yeşerdiği bir gece\nBu gece Mevlaya yalvarma günü \nBu gece rüyalara dalma günü\nBu gece alemlere çıkma günü\nBu gece anaları babaları görme günü\nBu gece bedenini temizleme günü\nBu gece gönül alma günü\nBu gece dua etme günü \nBu gece kandil günü\n\n",
"siir_uzunlugu": 49
} | 49 |
{
"siir": "Asi ve Özgür Kadın \n\n\nsavur saçlarını dağılsın rüzgarda,\naldırış etme geçen zamana,\nsaniyeler çıldırsın. saatler şaşırsın,\nşımar. şımart. kaşlarını çat. sonra gülümse,\npapatyalardan gerdanlık yap boynuna,\nsarı sarı. güneş gibi parla. ışık saç etrafına,\nkıskan. kıskandır. hayretle baksınlar. imrensinler sana...\nyağmuru yakala avuçlarında boncuk boncuk,\nteninde erit buz dağlarını. dalgalar çıksın okyanuslarında,\nkıyılarında boğulsun tüm hüzünlerin,\nçünkü sen doğum günü çocuğusun bu gün......17:00\n19.03.2007\n\n",
"siir_uzunlugu": 54
} | 54 |
{
"siir": "Aradım Seni \n\n\nGözümü açtığımda aradım seni kapadığımda buldum\nBen bu dünya çark hanesinde acizane bir kuldumAldığım nefeste aradım seni verdiğimde buldum\nBen bu dünya çark hanesinde acizane bir kuldum.Namaza durduğumda aradım seni secdede buldum\nBen bu dünya çark hanesinde acizane bir kuldum.\n\n",
"siir_uzunlugu": 42
} | 42 |
{
"siir": "Hasret \n\n\nne mutlu akdeniz'e, kucakladı seni günlerce\ndalgalar okşadı tenini, saçlarını köpükler sardı\nkumlar dokundu vücuduna, sen sere serpe\ngüneş seyretti seni, gökyüzünden saatlerceben sensiz gecelerde ancak seni düşledim\nseni hayal ederken, seni bekledim ümitle \nneler vermezdimki olmak için akdeniz'in yerinde\nya da kum tanecikleri olsaydım sahillerindeakdeniz; eyy akdeniz; akdeniz oldun olalı\nkucakladınmı hiç böyle şahane sevgili\nseviştimi dalgaların, okşadımı başka teni\nahh akdeniz, öyle kıskandımki bu yaz seni\n\n",
"siir_uzunlugu": 69
} | 69 |
{
"siir": "Ay yüzlüm \n\n\nSenle su gibi akardı zaman\nŞimdi vakit geçmiyor ay yüzlüm\nÖzlemim dağları aştı inan\nGünlerim yıla döndü ay yüzlümDalga dalga yayılır hasretin\nYüreğimde kor oldu ay yüzlüm\nHiç gitmiyor gözümden suletin\nDuman duman tütersin ay yüzlümYürek seninle öğrendi aşkı\nAyrılığı bilmiyor ay yüzlüm\nYokluğuna alışmak çok acı\nÖlmekten beter gelir ay yüzlüm.\n\n",
"siir_uzunlugu": 54
} | 54 |
{
"siir": "Mezarım olacak şehitlikte \n\n\nGidiyorum anacığım babacığım \nYurdumda düşmanı kovacağım\nBizi bölmek parçalamak isteyene \nKahpeye asla fırsat vermıyeceğımNiçin doğurdun beni ana söyle sene\nFeda olmak için değil mi bu vatana\nBorcum değil mi bu vatani korumak\nDüşmanı perişan edip yurdumdan kovmakİşte gidişim onunu için ana meraklanma\nBana destek ol sende yardim et duanla\nYa şehidim ya gazi olmam başka şeye razı \nMezarım olacak şehitlikte unutma ana gel bana bazıBak söylüyorum anam sevgili babam ve de akrabam\nAğlamak yok arkamdan ben şehidim sağ olsun vatan\nAhdim var vatan hainlerine mezar olacak bu topraklar\nHür ve özgür olacak bizden sonraki kuşaklar\n\n",
"siir_uzunlugu": 98
} | 98 |
{
"siir": "Yazı 019 Feminist Kadınlar İle İlgili \n\n\nEŞLİK Mİ - EŞİTLİK Mİ?BİR DOSTUMA ADINI YENİ DUYDUĞUM ANARŞİST FEMİNİSTLER ADINA GÖNDERİLMİŞ OLAN DELİ SAÇMALARINA KARŞI YAZDIĞIM BİR YAZIDIR, Güncel olması hasebiyle faydası olur düşüncesi ile dostlarım ile paylaşıyorum. Biraz uzun olmasına rağmen az sabır göstererek okuyan kardeşlerim inşallah istifade edeceklerdir.Necdet EREMSevgili Arkadaşım. \nGönderdiğin yazıyı okudum. \nFakat belki senin anlamamı istediğin bir şekilde anladığımı söyleyemem. Amma zannediyorum bu yazı size ait değil. \nBirilerinin yazıp size göndermiş olduğu bu yazıyı, sizinde bana göndermiş olduğunuzu düşünüyorum. Böyle önemli ve güncel bir konuyu benimle paylaşmayı düşündüğünüzden dolayı teşekkür ederim. Size de bir dost olarak, anarşinin ve anarşistliğin her çeşidinden uzak durmanızı âcizane tavsiye ederim. Sonra insanlık ailesinin vazgeçilmez iki ana temel unsuru olan kadın ve erkeğin hiç bir şekilde birbirleri ile rakibane mukayese edilmesinden yana değilim. Bende herkes gibi, kadın ile erkek arasında ruhsal ve biyolojik farklılığın var olduğunu görür ve kabul ederim. Ancak dengesizlik olduğunu ise kesinlikle kabul etmem. Çünkü ben kadın ve erkeğe eşitlik açısından bakmıyorum. Farklı cinslere eşit muamelenin adaletten çok zulme sebebiyet vereceğine inanmaktayım. Güçlü bir kimse ile zayıf bir kimseye aynı yükü yüklemenin adaletten çok zulüm olacağını anlatmamın gereği yok sanıyorum.Biyoloji ve fizyolojimizden kaynaklanan farklılığın düşünce ve davranış farklılıklarını beraber getirdiği inkâr edilemez bir gerçektir. Aynı zamanda toplumsal sosyal yapıda kadın ve erkeğin, doğalarına uygun yeteneksel vazifeleri bir birlerini bütünleyen eş olup, eşit olmamalarını gerekli kılıyor. Eşitlik kavramında, eşitlik dengesini korumanın kavgalı mücadelesi! Eşlikte ise bir birinin noksanını tamamlamanın mutluluk dolu yarışı vardır. Çünkü onlar birbirinin bütünleyicisi manasına gelen eşitlikten çok öte birbirlerinin eşi vazgeçilemez olmazsa olmaz tabii parçasıdır. Eşler arasında eşitlik olursa hayatın ailenin dengeleri yok olur. Tabi eşitlik sosyal yapı içindeki cinslerin farklılıklarından kaynaklanan bütünleyici bir özellik adınadır, yoksa elbette ki hukuksal açıdan herkesin eşit olması gerekir. Bence eski amazon kadınlarının erkek düşmanlığından kaynaklanan intikam duygularını asrımıza taşıyarak toplumsal huzur ve barışı tehlikeye sokarak tehdit etmenin bir manası ve mantığı da yoktur. Erkek ile kadın arasında sevgi ve birlik bağlarının güçlendirilerek aile müessesesinin yeniden aktif bir şekilde hayata kazandırılması gerekmesine rağmen;Cinsiyetini ve cinsiyetinden kaynaklanan farklılıkları kaybetmiş, ne idüğü belirsiz birilerinin gerçekten ruh anarşisi hastalığına yakalanmış hasta ruhların insanlık ailesine ihanet eden bir kanser virüsünden farklarının olmadığına inanıyorum. Sevgili kardeşim. \nBelki tepkimin dozu biraz kaçmış olabilir. Sizden ricam! \nBu konularda eğer bir tereddüt yaşıyor veya paylaşmak istediğiniz fikir ve düşünceniz varsa her zaman sizinle görüşmek konuşmak ve beraberce bazı konulardaki yanlışlarımızı düzeltmeye çalışmalıyız. Yoksa, söylediklerine kendilerinin de inanmadığı bazı lafazan ve şarlatanların temelsiz dayanaksız insan doğasından uzak iddiaları ile hareket edecek olursak, yüreğinden bir parça olarak dünyaya doğduğumuz Annelerimizi, veya hayatını bizi yaşatma adına unutan babalarımızı düşman ilan ederek, dünyanın gidişatının değiştiremeyeceğimiz halde, kendimize ve türümüze zindan eder sıkıntı, depresyon ve streslerden kurtulamayız. Sevgili kardeşim şunu bil ki sana o yazıları gönderenler senin ve mensubu bulunduğun İnsanlık ailesinin dostu değiller ve asla da olamazlar. En azından üreme adına bile olsa, \nerkeksiz kadın, kadınsız erkek olmayacağı gibi \nbirbirini bütünleyen bu iki temel unsurun uyumlu birlikteliği, birilerinin kaprisleri yüzünden anlamsız eşitlik iddiaları ile sabote edilip medeni hayatın embiryosu niteliğini taşıyan aile hayatı deforme edilemez. Aile disiplinin dışında medeni bir hayat düşünülemez. Sevgilerimle.\n\n",
"siir_uzunlugu": 510
} | 510 |
{
"siir": "Şüphe \n\n\nŞüphenin gölgesi serinlik vermez\nGüneş altında ten dönmüşse bakıra\nHangi söz kandırdı beni\nHangi hırs kabarttı damarlarımı\nYola getiren, yola gelen cevaplar karşısındaŞüphenin gölgesi serinlik vermez\nGüneş altında ten dönmüşse bakıra\nMadem gel diyen ses senindi\nSureti kaçırmak kimin fikriydi\nVe el değmedik ne kaldı\nEl değdiren kimdi\nİpeklere saplanan tırnaklar kimin\nYusuf kim? Züleyha kim? Şüphenin gölgesi serinlik vermez\nGüneş altında ten dönmüşse bakıra\nYüzüne yansıyanın aydınlığın\nMusa’nın ayası olduğunu itiraf et\nVe dua et ki o eller kapanmasın.\n\n",
"siir_uzunlugu": 81
} | 81 |
{
"siir": "Bebeğim (Kardeşim Buket'e) \n\n\nBu gün senin doğum günü bebeğim\nnice mutlu yıllara meleğim\nsonsuza dek hep benimle ol\nmasmavi gülüşlerle çiçeklensin dudakların\ngözlerin en görkemli güneşleri kıskandırsın\nyüreğin gibi güzel bir yaşam sür\ntutunduğun umut dalları yemyeşil kalsın\nnasıl da çok seviyorum seni\nırmak ırmak akıyor sana kalbim\ndoğduğun günü ve eve gelişini hiç unutmuyorum\nannem al bu bebek senin demişti\ngecenin bir yarısı ağlamıştın\nöylesine küçük ve çaresiz gelmiştin ki bana\niçim sızlamış ben de ağlamya başlamıştım\nsus dedi anneannem bebekler ağlar\nanladım ki sen öyle konuşuyordun\nkuşlar gibi sözcüksüz cıvıl cıvıl\nkucağımda öğrettim sana kelimeleri\noyunlarla şarkılarla çarpım tablosunu\nsu buharını yağmurun neden yağdığını\nyeraltı ırmaklarını dağları denizleri\nyüreğin güneşini yani sevgiyi tanrıyı\nüretmeyi gerçek insan olmayı\nacıları mutlulukları gülüp ağlamayı\ntakılıp düşsen de yeniden ayağa kalkmayı\ndirenmeyi hayatı ve kendini bağışlamayı\nbildiğim herşeyi öğrettim sana\nseninle ben de yeniden öğrenerek\nbirlikte büyüdük küçük annendim senin\narkadaşımdın canyoldaşım sevgilim\ngüzelliğim emeğim armağanım\nbir gülüşüne dünyaları feda ederim\nşu gel-geç yabancıların içinde\nyüreğimi ısıtan insan sıcaklığım\nyüzüne gözlerine bakmaya doyamadığım\nhayatımın anlamı en güzel müjdesi\nbin renkli gökkuşağım sevginin sesi\nkutlu olsun mutlu olsun doğum günün\nbilmem ki sana neler hediye edeyim\nhiçbir şey bir öpücüğün değerinde değil\nrüzgara yağmur damlalarına yüklüyorum sevgimi\nyüzünü güneş ısıttığında ellerimdir okşayan seni\ngece gündüz dualarımla Allaha emanet ediyorum\nsana asla kötülük umtsuzluk değmesin\nkaranlıklar yokolsun gözlerinin ışığında\nhep böyle kal meleklerin kanatlarında\n 29. 04. 2005\n\n",
"siir_uzunlugu": 233
} | 233 |
{
"siir": "Vazgeç Güzel Dost \n\n\nHayatın ilkbahar çağındasın sen\nHazandan hüzünden vazgeç güzel dost\nÇiğdemlerin sevda çağındasın sen\nHazandan hüzünden vazgeç güzel dostMayısın gürünmez nisanın nerde\nMart henüz gülümser durduğun yerde\nGöremezsin sevda gözünde perde\nHazandan hüzünden vazgeç güzel dostElbet sert esecek bahar rüzgarı\nEritecek kıştan kalan o karı\nDaha senin ömrün olmamış yarı\nHazandan hüzünden vazgeç güzel dostKardelenler çıkar iken dağında\nLale sümbül biter gönül bağında\nBir bakarsın yeni bir gül sağında\nHazandan hüzünden vazgeç güzel dost\n\n",
"siir_uzunlugu": 76
} | 76 |
{
"siir": "^^^^^^^^^^ Su ^^^^^^^^^^^^^^^^^^ \n\n\nbulut. şimşek gök gürültüsü olarak bildirir\nrabbım gökten yağmur olarak indirir\nbaraj doldurur. elektrik olarak sevindirir\naydınlık dünyamızın baş kaynağı. SUmetrelerce kazarız bulmak için kaynağı\nnasip eder hak. güldürür kara toprağı\ncanlandırır bitkileri çiçekleri yaprağı\nyer yüzünün hayat kaynağı berrak SUsu yaratmış hak. dünyanın üçte ikisini\ngemiler yüzsün diye var etmiş derini\nşifa olsun diye sıcagını. içmek için serini\nher türlü canlının hayat kaynağı SUbazen dövünür. hırçınlaşır. bazen sessiz\nırmak olur denize ulaşır. sanma kimsesiz\natar kendini okyanusa karışır emsalsiz\ndenizlerin hayat kaynağı berrak SUtoprak çatlar kalırsa yüzüne hasret\nhayat olmuş nasip etmiş yüce kudret\niçimizi bastığı zaman ateşli hararet\nbir damlacık da olsa ararız. berrak SUbazen tutulmaz. coşturur hoyratca akar\nbazen de taşımak için canımız çıkar\nçamaşır. bulaşık her şeyimizi onunla yıkar\nvarlık seninle güzel. eçsiz. benzersiz SU\n\n",
"siir_uzunlugu": 118
} | 118 |
{
"siir": "Barış Zamanı 37 \n\n\nDünyamızda gelişmiş uluslar, yaşayan halkını, vatanını güvende huzurlu ve mutlu olabilmesi için yasalar düzenler;her alanda sanayisini, doğal zenginliklerini işler, hizmete koyar.İnsan ömrünün kısalığını gözönüne aldığımızda, her saat sırf açlıktan ölen insan kitlesise toprağa gömülmektedir.Dünya hiçbir şey olmamış gibi sessiz kalmaktadır.Bunun aksini savunanlarsa boş durmamaktadır. Akla sapa sığmayan salgınları, kirli oyunlarını sahneye koyuyor, kapital düzene yağ sürmektedir.Sözde barış adına yaptıkları her söylemse, ancak gerçeklerden uzak, komik, trajeden öte gitmemektedir.\n\n\n",
"siir_uzunlugu": 71
} | 71 |
{
"siir": "(Baba) \n\n\nGönüller talan oldu duygular çalındı\nKimseler hesabını sormuyor baba\nDoğrular yalan oldu gerçekler alındı\nZalime bir dur diyen olmuyor babaSenden kötü görmedimki kötü bileyim \nDürüstlük hanesinde esir köleyim\nAlnımın yazısını nasıl sileyim\nİyilere dünya dar geliyor babaKaderim bedenime vurmuş yükünü\nGönül dert ırgatıdır ömrüm kış günü\nBize ne bayram gerek nede yaş günü\nKem gözler ölümüde görmüyor babaÖmür kervanında nalsız atımız \nNamert dergahında kara bahtımız\nTemelden yıkılmış gönül tahtımız\nKimseler dönüpte bakmıyor babaHocası ayrı konuşur berduşu ayrı\nKim yanlış kim doğru bilinmez gayrı\nİnsan oğlun kalmamış kendine hayrı\nKimse kimsenin elinden tutmuyor babaNamertlik kol gezerken dürüstlük saklanır\nDoğruluk degahında namert paklanır \nVicdanım el vermiyor yürek şahlanır\nNamerde benim gücüm yetmiyor babaNamert'lik kol geziyor insanlık köşede\nDürüst hizmetkar olmuş namert baş köşede\nKarnı doysa bile gözü açtır yinede\nHiç kimse ondan hesap sormuyor babaOkumuşun dergahında olan dürüstlük \nNe alt tabaka var ne büyüklük ne üstlük\nBize göre değil kavga dargınlık küslük \nZalim kabir hesabını bilmiyor baba\n\n",
"siir_uzunlugu": 156
} | 156 |
{
"siir": "İçtiğimde Bile Sana Gebe Kalıyorum \n\n\niçtiğim zaman seni bile bir başka adam gibi görüyor gözlerim..ve kalbim beynimle bir olup seni kovuyor dilimden..sana küfretmiyorum, senin için ağlamıyorum ve düş kırıklıklarımın arasına seni düşünerek bir yenisini eklemiyorum..evet kafam güzelken sen benim oluyorsun, ben tüm çıplaklığımla başka sevişmelerin..ve gebe kalıyorum, milyonlarca sen doğuyor benden..\n\n",
"siir_uzunlugu": 51
} | 51 |
{
"siir": "Yafta \n\n\nNâr üstüne nâr tavlandık,\nÇıktık sevgi ocağından.\nÂşk örsünde gül çekiçle,\nDövülürüz din dan! Din dan! Baht başka biz başka sâfta,\nAnkamız var kuh-i kafta. \nHem âşk sevap yazar yafta,\nHem yatarız zindan zindan! ..\n\n",
"siir_uzunlugu": 36
} | 36 |
{
"siir": "Burda \n\n\nBilirim unutmak üç kısa hece\nOysa yaşananlar uzun bilmece\nYolların sonu da karanlık gece\nBurda çok çile var tüketilecek.Gitmek mi gerekir, kalmak mı asıl\nYokluğun değil, dost, varlığın asıl\nPes etme, davaya asıl da asıl\nBurda çok hain var sindirilecekDiren eteğinden düşmesin sakın\nZafere az kaldı yakından yakın\nSoysuzlar gitsin tutmayın bırakın\nBurda tek bayrak var yüceltilecekVarmak mı nereye ve dahi nasıl\nHedef ne, ne için, neden ve nasıl\nYiğit şahlanmalı acaba nasıl\nBurda mefkûre var yaşatılacakBu bayrak inemez, susamaz ezan\nBelasını bulur bu yoldan azan\nKaynasın kaynasın kaynasın kazan\nBurda çok pislik var temizlenecek\n\n",
"siir_uzunlugu": 96
} | 96 |
{
"siir": "Hayat \n\n\nHayat..\nYaşanılacak zamandır\nHayat..\nYüreğine söz geçiremediğinde..\nOnu yadırgamamaktır\nHayat..\nSevilmemenin de bir değer olduğunu kabüllendiğinde..\nMutlu olmaktır\nHayat..\nCismin. yazdırılmamış halidir\nHayat..\nBir tebessümün konduğu an..ın\nHikayesidirVe..Hayat..\nAynaya her baktığında..\nKendine çıkmaktır\n\n",
"siir_uzunlugu": 33
} | 33 |
{
"siir": "On Altı \n\n\nHiç bir sayı yakmaz içimi,\nOn altıdan başka...\nVesaire bir akşam üstü iner gökten bir nur; \nVe vakti gelene bir selam verir.\nDağın başındaki feryat kalmaz ülkemde,\nÇünkü herkes insanlık denkleminin dışında kalır çoğu zaman...DAĞLICA'YA...07.09.2015-ankara\n\n",
"siir_uzunlugu": 37
} | 37 |
{
"siir": "Sevda Bağlarım \n\n\nSevda BağlarımBir zamanlar çiçek açan sevda bağlarım vardı,\nŞimdiyse solmuş tüm çiçekleri. kurumuş dalları\nNe kadar sulasamda yeşermiyor,\nTükenmiş benim gibi bütün umutları.\nÇiçekler su istermiş. sevgi istermiş\nEmek harcanmassa. o sevgi yok olup gidermiş\nBu sevdadan tek hatıra kalan bana,\nBiliyorum ki, adım artık gurbetmiş...11.7.2005 Gönül Özdemir - Bergkamengoenuel.oezdemir@gmx.de\n\n",
"siir_uzunlugu": 49
} | 49 |
{
"siir": "Benim Evim \n\n\nPencereleri hiç silinmesede\nOdalarına eşyadan girilmesede\nGenellikle ardiyeye benzesede\nBu ev benim evimÖzlemişim tozuyla toprağıyla\nHatta içinde ki kalabalığıyla\nÇoğu zaman bunaltan kavgalarıyla\nBu ev benim evimOdama kapanıp hiç çıkmasamda\nİyice sanala dalıp kaybolsamda\nBazen kaçıp kurtulmaya çalışsamda\nGenede seviyorum ve dönüp geliyorum\nÇünkü bu ev benim evim30.03.2005 (11:30)\n\n",
"siir_uzunlugu": 51
} | 51 |
{
"siir": "Huy Ettin \n\n\nİzin versen canan görsem yüzünü\nGittiğin yerlerde sürsem izini\nGenç ömrümün baharını, yazını\nŞenlendirdin, düğün ettin, toy ettin...Sana ermek için dağları deldim\nUzak diyarlardan koşup da geldim\nKalbimde kederden ne varsa sildim\nBeni peşine takmayı huy ettin...28.10.2006\nSaat: 23:23\nİstanbul\n\n",
"siir_uzunlugu": 42
} | 42 |
{
"siir": "Her günümüz bayram olsun \n\n\nHer günümüz böyle olsun\nYüzler asılmasın gülsün\nDostluklar hep baki kalsın\nHer günümüz bayram olsunBakışlar güzellik dolsun\nDüşmanlıklar uzak dursun\nKin nefret kalp te olmasın\nHer günümüz bayram olsunSevgimiz açığa çıksın\nKibirler yıkılsın gitsin\nGönüllerde çiçek açsın\nHer günümüz bayram olsunEl uzatılsın herkese\nÖte kilen me sin kimse\nMuhabbet kurulsun hele\nHer günümüz bayram olsunKarakılıç böyle gördü\nGeleneklere saygı duydu\nSatırları aşk la yazdı\nHer günümüz bayram olsun19-8-2012 pazar\nRamazan bayramında yazdım\n\n",
"siir_uzunlugu": 76
} | 76 |
{
"siir": "Ana Baba Olmak Zor Imiş Kuzum \n\n\nUykum kaçtı bugün uyuyamadım, \nAna baba olmak zor imiş yavrum \nYalnız bıraktınız bizi burada, \nAna baba olmak zor imiş yavrum. Lokmalar göğsüme dizilir durur, \nBu ayrılık vallah bize zor verir, \nSofrada lokmalar ağızım da büyür, \nAna baba olmak zor imiş yavrum. Yeter artık gelin bekletmen bizi, \nAyrılığınız yordu etmeyin nazı, \nEZGİNİ;yim gönlüm arıyor sizi, \nAna baba olmak zor imiş yavrum. Ankara\n\n",
"siir_uzunlugu": 67
} | 67 |
{
"siir": "Top Yuvarlak Kazanan Dört Köşe Kaybeden Ters Köşe \n\n\nFutbol günümüz dünyasında en popüler spor dalı olmayı açık ara sürdürüyor. Başka başka sporlar, boks gibi, basketbol gibi, atletizm gibi, zaman zaman tahtını zorlasa bile, onun seyirci potansiyeline ve insanları çekiciliğine çok da fazla yaklaşamıyorlar... Kazanmak her zaman gurur veriyor tabi ki sporda da başka başka şeylerde de... Son zamanlarda fanatiklik aldı başını yürüdü... Bu sadece bize özgü değil, bütün dünya da fanatizm futbolu, futbolcuyu ve seyirciyi avucunun içine aldı... Rakip takımın futbolcuları ve seyircileri adeta düşman bir ülkenin askerleri gibi gözüküyor öbür takımın taraftarlarının gözüne... Oysa böyle mi olmalı? Hani spor dostluk ve kardeşlikti... Hani sağlık ve zindelik için yapılıyordu bu spor ve onun bir şubesi olan futbol...Bu gün futbol piyasası dev bir endüstri artık. Ülkeler ve o ülkelerin öne çıkan takımları hem bu işten milyarlarca dolar para kazanıyorlar hem de ülkelerinin reklamını, tanıtımını yapıyorlar... Biz Türkler ise yıllardır başarıya aç olduğumuz için, kazandığımız her başarı gözümüzde büyüyor ve adeta efsaneleştiriliyor, hem basın hem de halkımız tarafından... Hatırlarsınız mutlaka, Puşkaşlı Macaristan'ı elli sene önce 3-1 lik skor ile yendiğimiz galibiyet yıllarca kutlandı, basında ve her yerde konuşuldu durdu...Eski zamanlarda maçlara giden büyüklerimiz anlatırdı, seyirciler karışık oturduğu halde hiç kimse de birbirine yan gözle bakmaz, kötü söz de söylemezmiş... Şimdi öyle mi? Maç bittikten sonra, cadde de bile rakip takım taraftarlarını görseler hemen paça kasnak dalıyor, dövmeye kalkıyor arkadaşlar. Neymiş, efendim üstünde Galatasaray forması ya da Beşiktaş forması varmış... Yapmayın arkadaşlar, hepimizi bu ülkenin vatandaşıyız. Milli maçlarda, var mı Galatasaray ya da Beşiktaş ayırımı?Maç kaybeden takım ve yöneticileri neredeyse yemeden içmeden kesiliyor, bunalıma giriyor. Kazanan takım dört köşe hatta beş köşe... Kaybeden takım ters köşe... Maçlar ile hiç ilgisi olmayan insanlara hiç birisi dert değil... Kaybedenler, zannedersiniz ki anaları, babaları ölmüş, zannedersiniz ki memleket düşman işgaline uğramış... Öğrenci ise fanatik arkadaş, ertesi gün derslerine bile odaklanamıyor, sınıfta yüzünden düşen bin parça... Spor yazarları bile takım takım ayrılmış durumda... Tabi bir çoğu bunların eski büyük takımların futbolcusu, haliyle kendi takımları lehine yazılar yazıyorlar, oysa ki tarafsız yazmaları, tarafsız olmaları gerekir...Fanatizm konusunda alınabilecek önlemleri ve dikkat edilmesi gerekenleri Reem Nöropsikiyatri Merkezinden Uzman Dr. Mehmet Yavuz şöyle açıklıyor. ''Fanatizm kontrolsüz bir heyecan eşliğinde, bir konuya sosyal normları hiçe sayacak derecede aşırı bağlanma halidir. Ülkemizde özellikle spor alanında karşılaştığımız fanatizm genellikle anti sosyal kişilik bozukluğu yaşayan bireylerde görülüyor.'' Devem ediyor Dr. Yavuz ''Fanatik kişinin, farklılıkların zenginlik olduğunu bilmeden sabit fikrinden asla ödün vermediğini belirten Dr. Yavuz, ‘Fanatik kişide hiç bir esnekliği olmayan sabit fikirlilik söz konusudur. Doğru olduğunu düşündüğü her şeye tüm ruhuyla sıkı sıkıya bağlıdır, kendini o olguyla özdeşleştirmiştir. Takımı kötü sonuç aldığında fanatik kişi, hayatın bir anlamı kalmadığını düşünebilir'' şeklinde konuştu.'' Geçmişte döner bıçağı ile maça giden taraftar gurupları bile vardı hatırlarsınız... Hepimizi bu memleketin çocuğuyuz, uzaydan ya da başka bir gezegenden gelmedik. Nedir bu kin, bu nefret bir futbol karşılaşması için? Geçenlerde izlediğim İnternet de ki bir video da adam bizim ülkeden büyük bir takımın maçını izlerken üç beş kere yayın gitti diye üç bin liralık plazma televizyonu parçaladı... Bu kadarı da fazla, yazık çok yazık. Takımlar, tamam bizim takımlarımız ama uğruna ölünecek bir olay değil futbol, daha kutsal olgu ve olaylar var can feda edilebilecek vatan gibi, bayrak gibi, İslam Dini gibi... Bir takım şampiyon olmuşsa rakip takımlar onu her zaman saygı ile karşılamalı ve alkışlamalı, centilmenliğin, sportmenliğin gereği de budur... Hakemlere ağza alınmayacak küfürler etmek, sahaya yabancı maddeler atmak, stadın koltuklarını sökmek aklı selim sahibi insanların yapacağı işler değil kesinlikle... Şimdilerde paso lig uygulaması ile büyük cezalar ve yaptırımlarda fanatik seyircileri bekliyor... Saygı ve sevgi çerçevesinde takip edilen spor karşılaşmaları hepimizin en büyük özlemi, inşallah bunu da başaracağız... Hepinize saygı ve sevgiler... \n\n",
"siir_uzunlugu": 601
} | 601 |
{
"siir": "Ananas ile Evine Gelmiş \n\n\nAnladım çok mutlusun, ananas getirmişsin,\nAnormal bir şey değil, evvelden de bilirsin…Manav hesaplı vermiş, sen yine de abartma,\nKoy bahçe kapısına, tepene de çıkarma…Ananas iyi meyve, şımartmaya hiç gelmez,\nMaması ve suyu var, fazla da yüz verilmez…Çıkar masana kadar, senden peynir dilenir,\nEğer önüne atsan, bu sefer de sevinir…Sokakların neşesi, merhamet etmek gerek,\nAmaç hepsini sevmek, Rab rızasını gütmek…(2011)\n\n",
"siir_uzunlugu": 63
} | 63 |
{
"siir": "Sözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı \n\n\nSÖZDE AYDIN TÜREDİ-TÜRK ÇEKİYOR ACIYI\nERMENİLER KATLETTİ-ANNE BABA BACIYISiz kim oluyorsunuz-isminiz cisminiz ne\nAbdest alın konuşun-hiç bulmayın bahane\nÖzde değil sözdedir-size denemez aydın\nSöyle neredeydiniz-bir söyleyip beş caydınSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıYurtta derin üzüntü-bilin oluşturdunuz\nYıkıcı bölücüyü-toplu buluşturdunuz\nİçinizde leke var- çıkmaz bu leke asla\nTürk Milleti bakıyor-size kederle hırslaSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıKöklü muhteşem tarih-geçmişten geleceğe\nHer an görev düşüyor-yukardaki bileğe\nBu vatan coğrafyası-iç hain ve dış düşman\nİhanetten çok çekti-olacaksınız pişmanSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıGeriye dönün bakın-milletim neler yapmış\nDostlara güven vermiş-puştları yere çarpmış\nOrta Asya Avrupa-kurmuş medeniyeti\nEl birliği içinde-kaldırmıştır illetiSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıKaranlık çağ kapanmış-koşmuşlar aydınığa\nEnerjiyi vermişler-yaşayan bütün sağa\nİmparatorluk kurmuş-farklı toplulukları\nİçinde barındırmış-kazanmış itibarıSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıDoksan dokuz çeşitten-oluşan bütün halka\nHürriyeti sunmuştur-hepsi düzeltmiş yaka\nSaygı sevgi göstermiş-ezmemiş ezdirmemiş\nGüneş gibi parlatmış-sağlamlaşmış bu kirişSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıBundan çekinen korkan-bir Haçlı Ruhu daim\nSaldırmış ve saldırtmış-işimiz olmuş vahim\nSiyasi ekonomik-askeri sosyal dini\nEtnik psikolojik-solmuş gitmiş çok faniSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıKahpece öldürülen-ayırım gözetmeden\nYüz binler topraktadır-başlar biri bitmeden\nTam yok edeceklerdi-doğdu vatanda Güneş\nİstiklale kavuştu-amca dayı ve kardeşSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıHiçbir şart altında da-Türk’e kefen biçenler\nCevabını aldılar-kanımızı içenler\nMücadele sürüyor-Cumhuriyet Dönemi\nHedefte Atatürk var-bizce çoktur önemiSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıÖnce alttan başladı-yanlarında ABD\nAB ile İsrail-yurtta kısalttı vade\nDevşirme işbirlikçi-aldı hepsinden destek\nDünkünün artıkları-millete oldu köstekSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıSaldırılar dört koldan-Dolarlar deste deste\nHepsi onurdan mahrum-ne demeli şu ite\nHazırlıkları tamam-fakat yalnız değiller\nHarekete geçiyor-mahlûklarla gafillerSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıKahpece hakaretler-duy kabul edilemez\nBöyle şerefsizlikle-ileri gidilemez\nBunlar zenginleştiler-ihanete karşılık\nMadalyalar verilir-verilecek karşılıkSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıDünün peydahladığı-puştlar duyun bir kere\nYaptığınız kancıklık-başlar vurulur yere\nEkmeği ye suyu iç-havayı teneffüs et\nSonunda da ihanet-sizi affetmez milletSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıKararı alır iken-sor anne ve babana\nGerçekten çok da yazık-verdiğin o çabana\nYetiştir besle büyüt-meslek şöhret sahibi\nSonunda da uşaklık-olamazsın galibiSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıHakka ve gerçeklere-insanlık onuruna\nTamamıyla aykırı-çıkamazsın yarına\nToprağa insanlara-yakışmayan bu durum\nİnan size olacak-devamlı benim sorumSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıBunlar şereften yoksun-soykırıma tutulan\nMezarları gördün mü-bebek çocuk yutulan\nKarabağ Hocalı’da-katledilen on binler\nİmzaları görünce-vatan sızıdan inlerSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyı1.5 milyon kaçkın-aç sefil ve çaresiz\nKahpelerin yüzünden-daim çekerler kriz\nİnim inim inlerler- ilgilendirmez mi hiç\nDipçikle susturdular-imzaladığın o piçSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıAzerbaycan toprağı-hâlâ işgal altında\nAcı ve sıkıntısı-bulunmaktadır canda\nKerkük Batı Trakya-duymuyorsun feryadı\nİlgilendirmiyor mu-Bakın silindi adıSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıDemokrasi adına-neler neler oluyor\nOynanan oyunlarla-üzüntüler doluyor\nToprak kimlik ve kültür-tarih şeref diliyle\nBatı dalga geçiyor-köy beldesi iliyleSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıVatan sahipsiz değil-bunu bir kere anla\nAlay geçemezsiniz-bu milletle imanla\nSabır bir yere kadar-o sabrı taşırmayın\nBölücülük yaparak-vurup döküp kırmayınSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıŞaşıran yolda kalır- alır bela başına\nFazla da yaşayamaz-beddua eder ana\nTarihi bir kez oku-ihanet kim ettiyse\nSonlarını okuyun-dikkat edin bu seseSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıMemleket dualıdır-yüz binlerce şehit var\nManalı bakar isen-yol caddede lahit var\nAsla çiğnetmeyeceğiz- bayraklar meydanlarda \nEllerde sallanacak-kalacaksınız dardaSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıYapılan hainliği-unutmayız yazarız\nVakit geldiği zaman-toprakları kazarız\nEmaneti koruruz-canımız pahasına\nErkekseniz buyurun-Türk’ümün sahasınaSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıKötülük düşünenler-diplomalı kerizler\nYollarını şaşırır-birden bire tökezler\nHasan Sancak söylüyor-yetmiş milyon birliği\nHiç kimseler bozamaz-ülkemizde dirliğiSözde aydın türedi-Türk çekiyor acıyı\nErmeniler katletti-anne baba bacıyıHasan Sancak\nAlaçamlı Halk Şairi\nReklâm Yazarı\n(Eğitimci-Gazeteci)\n\n",
"siir_uzunlugu": 618
} | 618 |
{
"siir": "Tek Dilek \n\n\nBir mevsim daha geçti\nSeninle rüya misali bir yazdan\nBuruk ve acılı bir güze\nVe nihayetinde soğuk ve bomboş bir kışa geldik...Yine bir Aralık ayındayım; \nHayatımı değiştiren iki aydan birinde...\nBeni benden alan aşkının,\nVe yorgun ömrümün başladığı ayda.Bir doğum günü kutlamaktan çok\nAşkımın başladığı,\nDizimin titrediği,\nVe gözlerimden bu aşk için dökülen\nİlk buruk yaşların aktığı ay...Seneler sonra bile; \nSeni senden uzakta. belki yine senelerce\nBelki sadece günlerce. görmeyerek ama severek\nBin ömür daha geçirmeyi isterken\nBir tek mum ve tek bir dileğim var bugün:\nAşkın. hayallerim ve sen benim; \nÖmrüm. kalbim ve ümitlerim senin olsun...\nSevgi ve 'mutlu'luk benim; \nBenim herşeyim senin olsun...\n\n",
"siir_uzunlugu": 103
} | 103 |
{
"siir": "Minik Dünya'da \n\n\nO akşam Minik'in canı çok sıkılıyordu.Yatağına uzanıp pencereden dışarıyı seyrederken düşünmeye başladı.Acaba başka gezegenlerdeki yaşıtları neler yapıyordu? Onların da canları sıkılıyor muydu? Bu soru günlerdir kafasını meşgul ediyordu.Bir ara gökyüzüne baktı.Çok uzakta 'Dünya' adlı masmavi bir gezegen vardı.Bu gezegeni seyretmek onu mutlu ediyordu.Rengi de diğer gezegenlere hiç benzemiyordu.\n 'Benim gezegenim kırmızı.Acaba o niçin mavi? ' diye düşündü.İyice meraklanmıştı.Bu bulmacayı çözmek istiyordu.\n Ve bu gezegen hakkında araştırma yapmaya başladı.Araştırma sonrasında, bu gezegende yaşam olduğunu, orada da su, toprak ve hava olduğunu arıca bu gezegenin adı da 'Dünya' olduğunu bulmuştu.Artık Dünya'ya gitmek orayı daha yakından görmek orada arkadaşlıklar edinmek istiyordu.Bir gün eline bir fırsat geçmişti.Artık istediği gezegene gidebilirdi.Çünkü, ona özel bir araç yapılmıştı.Artık Dünya 'ya gidebilirdi.Çok mutluydu.Hemen aracına binip Dünya 'ya doğru yol almaya başladı.Uzun yolculuktan sonra Dünya 'ya varmıştı.Ailesiyle birlikte çok mutlu bir hayat kurmuşlardı.Minik orada arkadaşlıklar kurdu.Sonsuza kadar Dünya 'da mutlu mutlu yaşadılar.\n Minik birden bir ses duydu 'Minik yavrum kalkarmısın okula geç kalacaksın' bu ses ona hiçte yabancı gelmiyordu.Gözlerini açtığında karşısında annesini gördü.Bunların birer rüya olduğunu anlamıştı.Rüya bile olsa çok mutluydu.Ve bu rüyasını sonsuza dek unutmayacaktı.\n\n",
"siir_uzunlugu": 179
} | 179 |
{
"siir": "hasret \n\n\nMevsim kara bahar günlerden HASRET\nEy Aşık ömrünü sevdaya HASR et\nVuslatın olmadan gönlüm şad değil\nTut ki elerimi tükensin HASRETSevenler ölmüyor. ayrılık acı\nHasretten kurudu sevda ağacı\nAsırlardır seven kalpler duacı\nSeven gönüllerde açmasın HASRETElveda diyorsun kastın ne bana\nGitme ki sevgilim bahtın uyana\nBeni terk ettiğin günden bu yana\nBaşımdan rüzgarın almadı HASRET\n\n",
"siir_uzunlugu": 55
} | 55 |
{
"siir": "Kardelen \n\n\nGeride kalan sadece vedâ’ n mı olacaktı sevdiğim\nKardelen misali zalimlerin soğuğuna direnmiştik oysa\nVe en çok senin için mücadele etmiştim\nBöyle mi olacaktı sevdiğim umutluydum oysaGeceler sadece birer hatıra mı kalacak ömrümüzde\nHüznümü kimler alacak bilmem sensiz bu şehirde\nSonumu bilmem ama kız kulesi şahit olacak\nSeni seve seve, ciğerimi sökercesine bir son olacak\n\n",
"siir_uzunlugu": 56
} | 56 |
{
"siir": "Nerden Çıkarıyorsun, Asker \n\n\nNerden çıkarıyorsun, asker \nseni sevmediğimi,\naynı değil miyiz ikimiz de,\nsen de,\nben de. Sen yoksulsan ben de yoksulum işte;\nsen halktansan ben de halktan gelmeyim;\nnerden çıkarıyorsun öyleyse, asker,\nseni sevmediğimi? Ama unutuyorsun bazen,\nbenim kim olduğumu;\nsen değil miyim ben, söylesene,\nsen nasıl bensen, ben de senim. Kin tutacak değilim ya\nbu yüzden sana, asker;\naynı kişiysek ikimiz eğer\nsen de,\nben de,\nnerden çıkarıyorsun, asker,\nseni sevmediğimi öyleyse. Karşılaşıyoruz birbirimizle\naynı sokakta, aynı yolda,\nomuz omuza, seninle ben!\nAramızda kin yok, düşmanlık yok,\nbiliyoruz nereye gittiğimizi,\nikimiz de, sen de ben de... Nerden çıkarıyorsun asker,\nseni sevmediğimi öyleyse!\n\n",
"siir_uzunlugu": 104
} | 104 |
{
"siir": "Deli \n\n\nDünya sadece kötülerin değilmiş.\nBu dünyada iyiler de yaşarmış.\nHerkes kötü kalpli değilmiş. Kötü günde iyilerde varmış.\nYardımına koşarmış. \nKoşmasa da seni boğmazmış.Güzel dünyada iyilerde yaşarmış. \nHızır olur yetişirmiş. \nGörmek istediğinde görünürmüş. \nİstemediğinde görünmezmiş.Delilikte pek hoşmuş. \nGaliba sende deliymişsin.\nHerkes öyle diyormuş. \nHasta o ruhen hasta, delirmiş.Akıllıyken de o akıllı deliymiş.\nŞimdi komple delirmiş.\nDünyanın gidişatı akıllı iken de değişmemiş \nDeğiştirememiş…\nYani hiçbir şey değişmemiş.Ülker Karademir\n\n",
"siir_uzunlugu": 67
} | 67 |
{
"siir": "Ayın on dördü... \n\n\nGüneş batınca hava kararmaya başlar.\nÇevremize hafiften bir karanlık çöker.\nGünün canlılığı biter. her yer yavaşlar.\nGecenin karanlığını acaba ne söker? İnsanlar her geceyi karanlık ile atlatır.\nEvlerde karanlığı lambalar aydınlatır,\nDolunay altında güzel anılarını anlatır.\nGecenin karanlığını bu dolunay söker…Her gece büyüyerek bu hale geldin.\nOn dört gün önce hilal, incecik eldin.\nDolunay olunca gece karanlığı deldin.\nGecenin karanlığını söken dolunaydın. Bir aydır gökte yoktun nerede kaldın? \nBu güzelliği parlaklığı nereden aldın.\nNe oldu birden güzel hayallere daldın.\nGecenin karanlığını söken dolunaydın.Her akşam başka bir şekle giriyorsun,\nEn güzel şekle on dördünde eriyorsun.\nBiliyorum sen de aydınlığı seviyorsun.\nGecenin karanlığını söken dolunaysın.Bu akşam erkenden gelir evimize,\nParlaklığın güzelliğin vurur her yüze.\nSanki karanlık gece çevrilir gündüze.\nDolunay parlaklığından verir bize…Geceyi aydınlatmak için dolunay var,\nTam olmasa da gece karanlığı kovar.\nGecenin karanlığını bu dolunay savar. \nDolunay ile aydınlanır tüm semalar… Yıldızlar bile senin yanında sönük kalır.\nSana bakan sevgililer doyasıya zevk alır.\nSeven insan, aşkına senin altında açılır.\nDolunayın aydınlığından her yere saçılır.Ne olur karanlık gecelerimi aydınlat.\nGökte gördüğün güzelliklerden anlat.\nGece bana bak. laf et kulağımı çınlat.\nKaranlık gecelerini dolunay ile atlat.Hep böyle ayın ön dördünde parlak kal,\nGüzelliğinden aydınlığından bizlere sal.\nSeni görünce iyice parıldar ağaçtaki dal.\nGece dolunayın güzelliğinden zevk al…Sevdiğimin gözleri de senin gibi parlar.\nGüzelliği senin güzelliğinden kaparlar.\nGüzel gözler ayın on dördü gibi yaparlar.\nDolunay gibi gözlerin, ışıl ışıl parıldar…Dolunaya baktığında kim gelir aklına? \nAydınlığından vurur, parlayan balına.\nAşkın. sevgilin kalp olup konar dalına.\nDolunay olunca güzellik gelir her yana.İşte bu gece de güzellik gelecek dalıma.\nDolunayın ışığı vuracak odama, halıma.\nTabi ki sevdiğim sen geleceksin aklıma.\nDolunayın ışığında bakar mısın falıma? 11.07.2014\n Hasan Kaya\nEğitimci-Şair-yazar\n\n",
"siir_uzunlugu": 273
} | 273 |
{
"siir": "Beyyenice \n\n\nÇarşambanın beyyenice köyü var\nYenice içinde gezer nazlı yar\nYar tumbaya çıkmış tütünü kırar\nFerecesi siyah kara yasta yar\nSevdalanmış benzi solmuş hasta yar\nHer halinden belli çok telaşta yar.Yenicenin güzelleri hoş olur\nBenim yârim hepsine baş olur\nKim ağlatmış iki gözü yaş olur\nFerecesi siyah kara yasta yar\nSevdalanmış benzi solmuş hasta yar\nHer halinden belli çok telaşta yar.Yeşil ırmak yenicede dallanır\nSel olunca adaları çullanır\nYar yüzünü yıkar suyu ballanır\nFerecesi siyah kara yasta yar\nSevdalanmış benzi solmuş hasta yar\nHer halinden belli çok telaşta yar.Yenice köyünde yeşil tekke var\nTürbeye git dileğini dile yar\nFerhat (senem) için canına kıyar\nFerecesi siyah kara yasta yar\nSevdalanmış benzi solmuş hasta yar\nHer halinden belli çok telaşta yar.\n\n",
"siir_uzunlugu": 119
} | 119 |
{
"siir": "Bu şehre gel dost \n\n\nBak burda aşkın sanatı\nİstersen hakla yöneti\nEğlenmeden tak kanatı\nBu şehre gel dost bu şehreAğıtların var sezilmez\nSoğuk yerlerde gezilmez\nYürekler burda üzülmez\nBu şehre gel dost bu şehreGönlün kalmazsın arada\nSaygı ararsan burada\nErdirir bizi murada\nBu şehre gel dost bu şehreKötünün ismi anılmaz\nSana dost diyen yanılmaz\nTadın güzeldir kanılmaz\nBu şehre gel dost bu şehreYerimi bilmek elinde\nUçta gel seher yelinde\nHuzur bulursun gönlünde\nBu şehre gel dost bu şehreBeş para etmez canıdım\nBurada dostlar tanıdım\nŞimdi ballara banıdım\nBu şehre gel dost bu şehreAsla sevmedim serveti\nDedim yeter dost hörmeti\nOndan görmedim mürveti\nBu şehre gel dost bu şehreŞahin acısın dindirdi\nAşkı gönlüne sindirdi\nDarısın sana gönderdi\nBu köye gel can bu köyeAlmanyaAli Şahin (Elbistanlı)\n\n",
"siir_uzunlugu": 124
} | 124 |
{
"siir": "Kutsal Görüntü \n\n\nİnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk için\nDua eder insan başı dardayken,\nVerdiği bu güzel nimetler için\nTanrıya teşekkürlerini sunar.\nİnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk\nTanrımızın, babamızın adıdır.\nİnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk\nİnsandır, O'nun çocuğu, tasasıdır.\nİnsaf insanın yüreğindedir,\nMerhamet ise kişinin yüzüdür,\nAşk insanın kutsal suretidir,\nBarış ise giydiği giysidir.\nYani insan nerde olursa olsun,\nDua eder başı derde girince,\nDua eder kutsal suretine insanın\nİnsafa, Merhamete, Barışa ve Aşka.\nBu kutsal sureti sevmeli herkes,\nDinsiz de olsa, Yahudi de, Türk de\nİnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk vardır\nTanrının olduğu her yerde.\n\n",
"siir_uzunlugu": 97
} | 97 |
{
"siir": "Ölün ile oruç tutacaksın dost \n\n\nOrucun hikmeti nefsi terbiye\nElin ile oruç tutacaksın dost\nDilini kilitle gezme haybeye\nDilin ile oruç tutacaksın dostİçinde aşk yoksa boştur o kalıp\nKanın öz suyundan abdestin alıp\nGirip gönüllerde namazın kılıp\nBelin ile oruç tutacaksın dostKör şeytanı besmeleyle ipleyip\nPis nefsini vicdanına kitleyip\nİnsanlığa sevgi gülü toplayıp\nGülün ile oruç tutacaksın dostGece gündüz yaratanı anarak\nÖzünden özüne sevgi salarak\nAllahın aşkıyla nara yanarak\nKülün ile oruç tutacaksın dostBorani orucu özünde bulur\nHikmetin bilmeyen arada kalır\nYarın mahşer günü davacı olur\nÖlün ile oruç tutacaksın dostHALİL ÇİMEN AŞIK BORANİ 2007-09-20\n\n",
"siir_uzunlugu": 95
} | 95 |
{
"siir": "İkinci tekil şiiri \n\n\nRuhum göklere kanat çırparken,\nSayıklar ölümü, dil yavaş yavaş. \nBenliğim senden bir an ararken,\nBu koca özlemimi, bil yavaş yavaşBu zaman ki; gönlümü yakan bir ateş,\nBu zaman ki; geceye düşman, güne eş.\nGecenin ardından doğmazken güneş,\nBu öksüz gözyaşımı, sil yavaş yavaş\n\n",
"siir_uzunlugu": 46
} | 46 |
{
"siir": "Dalgalan Bayrağım \n\n\nGönlümde yaşarsın. Asyalı' m görsün\nBir sevgi yolunda Avrupa'm görsün\nSende Ay_yıldızım Kıtalar görsün\nDalgalan Bayrağım! dağlar süslensin.Bayrak yüreğimdir, yürekle yaşan\nKırmızı rengidir sonsuza koşan\nAy-Yıldızı ile gökte yarışan\nBayrağım dalgalan! Bağlar süslensin.Yâr dediğim sevdam, hürriyet aşkım\nSensiz Türkiye'm yok, bu millet aşkım\nAl Bayrak övüncüm, fazilet aşkım\nDalgalan Bayrağım! Ağlar süslensin.Gelinin sevgisi saygımda sonsuz\nGelinin duvağı çiğnenmez soysuz,\nEmanet bizlere yaşanmaz ONSUZ\nDalgalan Bayrağım! canlar süslensin.Savaşta barışta göğsümde varsın\nManevi değerim süsüm de varsın\nBaha biçilmeyen gönlümde varsın\nBayrağım dalgalan çağlar süslensin.Aileden kopar, ocak beğenmez\nBayrağımı yakar, toprak beğenmez\nÇöpten ekmek toplar BAYRAK beğenmez\nBayrağım dalgalan sular süslensin.Nazır'ım bu BAYRAK Devlet sembolü\nDüşmanın korkusu, hürriyet gülü.\nKahraman milletim millet gömülü\nDalgalan bayrağım, uzlar süslensin.Nazır Çiftçi\n12.05.2015 // Ankara\n\n",
"siir_uzunlugu": 121
} | 121 |
{
"siir": "Dök Şımdı Sessizce Gözyaşı \n\n\nSessiz sedasız geldi gün batımı \nKuşlar. çiçekler el etek çekti aniden\nKaranlık ablukaya aldı yer yüzünü \nYıldızlar düğün evine çevirdi gökyüzünü \nSaklandı birden bütün çiçek kokuları \nBoy sırasında çıkarken hayaller ortaya\nBen ve gün gönül dağına kavuştu an an\nBütün hüzünle savruldu geçmişten atan beyan\nSen bir kenarda düşersin düşlerin tavına\nYa saçların abartmış dolunay gibi\nYa gözlerin buğulanmış sisler gibi\nDüştüğüm yere bakarsın sanki yerin dibi\nKaranlık ablukaya almış hayatı sessizce\nNe umutlar kalmış saf akla gelen\nNe insanlık kalmış töreyle kalan \nHer şey giderken gecenin koynunda sonsuzluğa \nBir hoş seda kalmış geçmiş anılardan \nBaktığın gece karanlığını derinlerde\nDok şimdi bir kenarda göz yaşlarını sessizceI.TÜRKMEN \n\n",
"siir_uzunlugu": 109
} | 109 |
{
"siir": "Deniz \n\n\nDeniz mavi bir balık yazıyor,\n\tsiliyor gri bir balığı.\nDeniz alev alan bir kruvazör yazıyor,\n\tsiliyor kötü yazılmış bir kruvazörü.\nŞairlerden daha şair\n\tmüzisyenlerden daha müzisyen\nbenim yorumcumdur,\n\teski deniz,\ngeleceğin denizi,\n\ttaçyaprak taşıyıcısı\nkürk taşıyıcısı.\n\tYerleşiyor içimin derinliğine:\nyeşil bir güneş yazıyor,\n\tsiliyor eflatun bir denizi.\nYarı açık bir güneşi yazıyor deniz\n\tkaçıp giden bin köpekbalığı üzerine.\n\n",
"siir_uzunlugu": 59
} | 59 |
{
"siir": "Evlilik \n\n\nNikâhlar kıyılır ezelden beri,\nKıyamet gününü görür evlilik.\nKavga evliliğin tuzu, biberi,\nDozunu bilirsen yürür evlilik.Birini seversin, yanıp tütersin,\nCanım, cicim, tatlım, sevgilim dersin,\nNikâh masasında ayvayı yersin,\nBazen süründürür, sürür evlilik.Aşk ne yağmur dinler, ne kar, ne tipi,\nNişan yap, düğün yap, göğüsle ipi.\nBazen de mutluluk ilacı gibi,\nHer türlü marazdan korur evlilik.İki başı bir yastığa koyunca,\nYaşamak güzeldir sevip sayınca,\nDünyalar senindir bebek doğunca,\nYürekten sevene gurur evlilik.\n\n",
"siir_uzunlugu": 72
} | 72 |
{
"siir": "Jülide Dünyalar Venüsle Parlıyor \n\n\nCoşkun bir arzu günden güne çoğalır\nBenliğim şu ruhum, peşine takılır kalır\nBaktığım her yer bağ, bahçe ve şelale\nDoluyor içime hazdan sınırsız sevinç.Çoğalır umutlar, zümrüt, yakut renkler\nAksolan bir sevgili en sonunda bekler\nSunulu bu yaşam, gümüşten tepside\nİçiyorum meyi şerefine altından tasla.Yaşadığım dünya hayal değil, gerçek\nİnsanın her günü, böyle olması gerek\nParlıyor venüs ruhta, yıldızlar saçılıp\nAkıyor şevk, ince kılcal damarlarda.Gün olur eş - dost toplantı bir bahçede\nBir bir anlatılıyor, güzelliklerde sohbet\nDağılıyor, gam, keder bütün bu dertler\nYarına mutlu bakıyor seven, sevilenler.Gecesi gündüzü olmayan bir sevinç\nSazlarda demleniyor o güzel sözler\nBir ortam ki şu gök - kubbe altında\nVazgeçilmez yaşamlar sağlanıyor.\n\n",
"siir_uzunlugu": 111
} | 111 |
{
"siir": "Ayrı Düştük Biz \n\n\n-kızıma, sen gurbete yazıldın küçüğüm\nben \nyalnızlığagidenin hesabı tutulmuyor \nhepsi gidecek olduktan sonrabıktım sancılı baharlardan \ngüz içimdeydi zaten\nanlatamamak koyuyor en çok\ndüşlerimi anlatmadım sanaayrı düştük bebek \nayrı düştük biz\nyürek desen \nRumeli türküsü en acıklısından\naçılmadı yelken \nen âlâ gönül atlasındaniyi bakıyorum kumrulara\nçiçeklere de \nmeraklanma sen\nçocuk ediniyorum sağdan soldan\nbütün sokak köpekleri benim\nmayam sevgidendir bilirsinheyhat iskana açılmıyor köşen! \norada ancak sen büyürsünburalı mısın değil misin bilmem\noralı da değilsin\nikimize birer hapishane dünya\nyaşamayı susmaktı gurbeti susmak\nayazda tipide yaprak dökümünde\nne içerideyim ne dışarıda\ngörevim kapı aralığında dikilip durmakayrı düştük bebek\nayrı düştük biz\nayrılığın tarifi tek! (28 Mayıs 2003)\n\n",
"siir_uzunlugu": 108
} | 108 |
{
"siir": "Beni De Askere Alsana Abii \n\n\nHey! \nAsker abii.\nBeni de askere alsana.\nSenin gibi selam verebiliyorum baksana.\nAnam üzülür, ağlar.\nŞehit olurum diye korkar.\nAma babam izin verir.\nOnun da haberi yok.\nŞehitler mezarlığına gidip izin alabilirim.\nHem babam asker olmamı çok istiyordu.\nŞu pkk’lı itleri.\nSen öldüreceksin a oğul diyordu.\nBen de babamın sözünü tutacağım.\nAsker olacağım.\nHadi be asker abii.\nBeni de askere alsana.\nVatanımıza göz koyanlara sapanla taş atacağım.\nBayrağımızı indirenleri kulaklarından tavana asacağım.\nBabamı şehit eden hani o pkk’lılar var ya.\nOnları bir yumrukla yere sereceğim.\nOnları öldüreceğim asker abii.\nGüçlüyüm tabii.\nYumurtamı yedim.\nSütümü de içtim.\nAnam az sonra ninni de söyler.\nUyuyup büyürüm.\nSenin kadar olurum.\nDüşmanların üzerine yürürüm.\nBeni askere alacaksın dimi abii.\nŞehit babamın kanını yerde koymayacağım.\nBayrak için, vatan için.\nBinlerce şehit yatan için.\nBen de asker olacağım.\nBen de şehit olacağım.\n\n",
"siir_uzunlugu": 141
} | 141 |
{
"siir": "Yasımız Var Yürekten \n\n\nSavaş uçakları sisli havada\nFiğan feryat Malatya alanda\nÇakılıyor yere kıyamet burada\nYedi kara toprak dört canıda...***\nNe umutlarla süzüldüler göklerden\nCesetler tanınmaz toplanıyor yerlerden\nDERBEDER gizli ağlar. yanıyor yürekten\nYedi kara toprak dört canıda...DERBEDERALLAH RAHMET ETSİN. MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN\n\n",
"siir_uzunlugu": 41
} | 41 |
{
"siir": "Birgün Olsun Dünya Sevmedim Seni \n\n\nBİR GÜN OLSUN DÜNYA SEVEMEDİM SENİ Çözemedim dünya bilmem suçumu\nYürüttün dikenle güller içinde\nHep boynum büküldü eller içinde\nBir gün olsun dünya sevmedin beniDoğuştan yetim bıraktın beni\nSevemedin dünya nedense seni\nYükledin sırtıma bir de gurbeti\nBir gün olsun dünya sevmedim seniÖzledim yavrumun inga sesini\nAhire sakladım ben hevesimi\nYaşadım feleğinhe tüm cilvesini\nBir gün olsun dünya sevmedim seniİsyansa bu sözler günahım ağır\nKadermiş deyipte etmedim kahır\nVer de kurtulayım bir kadeh zehir\nBir gün olsun dünya sevmedim seniHangi yola girsem yollar ayrıldı\n Kahırlı sözüme felek darıldı\nGülsem de gülemem gönlüm kırıldı\nBir gün olsun dünya sevmedim seniBelli derdivara dargınsın dünya\nBu kadar dertleri yükledin bana\nÜmidi bağladım ahir zamana\nBir gün olsun dünya sevmedim seni\n\n21.03.1997…İsrail/FİLİSTİN/KUDUS\n MUSTAFA TAŞKANAT\n\n",
"siir_uzunlugu": 125
} | 125 |
{
"siir": " Dünya \n\n\nEy Düny, sen boşlukta nasıl duruyorsun? \nKendi kendine. Nasılgidip yürüyorsun? \nHem gidip. hemde etrafında dönüyorsun,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya.! O seni döndüren, ne kadar büyük bir güç,\nSeni çözmeye yetmiyor akıl, beyin hiç,\nErdim aşkına ama, zamanım oldu geç,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya.! Seni severim ben Yaradan dan dolayı,\nDüşünürüm hep. seni. o Güneşi, Ayı,\nZikrederim o an, o Yaradan Mevla yı,\nSeni Yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! Ey Dü, bilmem sende de bir sorun varmı,? \nO kalbinle. o ruhun Mevlayı anarmı? \nOnun aşkı ile o gözlerin ağlarm? \nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya.! Ne kadar ibret alırım, senden bir bilsen,\nİbret dolusun, onun ta kendisisin sen,\nNe yazık kullara anlatamam seni ben,\nSeni Yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Bir başkadır hep. ilkbaharın, son baharın,\nKokusu bir nurdur. toprakların, dağların,\nÖldürür beni, senin işlerin, halların,\nSeni yaradan. ne güzel yaratmış Dünya! Saymakla bitmez hiç hikmetinle, nimetin,\nAşıklarca bilinir. nurunla, kıymetin,\nSen elbet kendisisin, söylenen Cennetin,\nSeni Yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! Şu kötüler, senide benide öldürür,\nYüce Mevlam seni insan için döndürür,\nSeni bilmeyeni cehenneme doldurur,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! Boşa yaratmadı elbet seni yaradan,\nSorar hesabı bin yıl geçsede aradan,\nElbet çeker, senide kuluda ağlatan,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Elbet Mevla mdır o zalimlerin düşmanı,\nBir gün gelipte olacak hesap zamanı,\nDinlenmez o gün o kötülerin amanı,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Sen üzülme ey Dünya, bu kötüler için,\nBunu düşünmek bile olmasın hiç işin,\nBak altında, ne kadar güzelsin Güneşin,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Boydan boya bürünmüşsün. mavi yeşile,\nKaç litre su koydun üstündeki Denize? \nAnlatamam ben bu ilmi. ahmak densize,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Kaçtır sayısı. üstündeki bitkilerin? \nOnu saymaya gücü yetmez beyinlerin,\nElbet sonu acı olacak kötülerin,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya? O kötüler senide. Kuluda maffeder,\nOnların elinden iyiler acı çeker,\nGüneşle yıldızlar Gökte, yol alır gider,\nSeni yaradan ne güzel, yaratmış Dünya! Sana bakmak bile, ibadettir Mevla ma,\nMühim olan, sendeki o aşkı anlama,\nMevlam verir onu her sevdiği insana,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! Sen üzülme, kötüler beni sevmezdiye,\nİhtiyacınmı var onlarda ki sevgiye? \nHak sevdirir seni. Peygambere, Veliye,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! En iyi bilen, elbetteki Hakk ı bilen,\nOnun haricinde, her şey boş, her şey yalan,\nElbet iyiler olacak, sonunda gülen\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! Senin bir yanın siysh, bir yanın da beyaz,\nBir yanın kıştır, bir yanında ilkbahar, yaz,\nBen seni ne kadar anlatsam. yazsam da az,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Ey Dünya. yine oldu bak akşam zamanı,\nKapladı üstünü son baharın dumanı,\nCoşturursun sen hep insandaki imanı,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya! Ben senin her şeyine aşık oldum kaldım,\nSende gereken ne varsa, hepsini aldım,\nBen sana baka baka Mevla mı buldum,\nSeni yaradan ne güzel yaratmış Dünya! Baksana senin her tarafın ibret dolu,\nNeden bunları görmüyor, bu insan oğlu\nDüşünmezmi hiç, bu yaşamın var bir sonu,\nSeni yaradan, ne güzel yaratmış Dünya!\n\n",
"siir_uzunlugu": 482
} | 482 |
{
"siir": "Yalan Dünya \n\n\nİşte geldik gidiyoruz\nYalan dünya yalan dünya\nNeler umduk neler bulduk\nYalan dünya yalan dünyaSevdikte hiç sevilmedik\nAşkımızı diyemedik\nKahkahayla gülemedik\nYalan dünya yalan dünyaParan var mı kimse sormaz\nKarnın açtır bilen olmaz\nÇalışırsın kesen dolmaz\nYalan dünya yalan dünya\n\n",
"siir_uzunlugu": 42
} | 42 |
Subsets and Splits