abstract
stringlengths
1
1.01k
author
stringclasses
118 values
content
stringlengths
1
55.8k
date
stringlengths
18
32
source
stringclasses
50 values
tags
stringlengths
2
284
title
stringlengths
6
166
topic
stringclasses
45 values
url
stringlengths
48
180
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, magazin dünyasında burçların efendisi olarak anılan ve ünlülerin astroloğu olarak da tanınan Egemen Töreli hayatını kaybetti. Kaza ile ilgili olarak başlatılan soruşturma sürdürülüyor
null
İHA'nın haberine göre, kaza sabah saatlerinde Çorlu Atatürk Bulvarı üzerinde meydana geldi. Cadde üzerinde bir süre yürüyüş yapan Töreli, yolun karşısına geçmek istediği sırada T.T. idaresindeki kapalı kasa kamyonet Egemen Töreli’ye çarptı. Kazanın etkisi ile savrulan kamyonet kaldırıma çıkarak yol kenarında elektrik direğine de çarparak durdu. Kazada Egemen Töreli ağır yaralanırken kamyonet sürücüsü T.T. de yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla Çorlu Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne sevk edildi. Durumu ağır olan ünlü astrolog Egemen Töreli yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. 1967 yılında dünyaya gelen Egemen Töreli, 23 Nisan doğumludur. Doğum tarihi nedeni ile resmi sayfasında belirttiği üzere, teyzesi ve babasının hastaneye giderken isminin 'Egemen', ya da 'Ulusal' olsun demeleri üzerine, annesinin 'Ulusal' alışık olmadığımız ancak 'Egemen' alışık olduğumuz bir isim demesiyle bu ismi almıştır. Aslen Tekirdağ, Çorlu doğumlu olan Egemen Töreli, İlköğretim, Ortaokul ve Lise tahsilini Tekirdağ’da tamamlamış, ardından Ankara Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri bölümünden mezun olmuştur. Yurt dışında astronomi ve parapsikoloji eğitimi de alan Egemen Töreli, 1995 yılında basın medya ile tanışmıştır. 1985 yılından bu yana burçlar ve astroloji ile iç içe olan Egemen Töreli, 2007 yılında Star TV ekranlarında yayınlanan, Orada Neler Oluyor isimli program ile gündeme girmiş ardından, Seda Sayan ile sabah programları ve evlilik programları ile medyada yer almaya devam etmiştir. Ayrıca farklı internet siteleri ve dergilerde yazıları da yayınlanan Töreli, bir ajans ve derginin de sahibidir.
19.11.2018 - 11:09
haberturk
['son dakika', 'son dakika haberler', 'haberler', 'egemen töreli', 'egemen töreli kimdir', 'egemen töreli kaç yaşında', 'egemen töreli hayatı', 'egemen töreli hayatını kaybetti', 'egemen töreli öldü', 'egemen töreli vefat etti']
Ünlülerin astroloğu Egemen Töreli trafik kazasında hayatını kaybetti
Magazin
https://www.haberturk.com/son-dakika-unlulerin-astrologu-egemen-toreli-trafik-kazasinda-hayatini-kaybetti-magazin-haberleri-2226109-magazin
WhatsApp son dönemde yaptığı devrim gibi yeniliklerle kullanıcısını şaşırtmaya devam ediyor. Neredeyse herkesin kullandığı mesajlaşma uygulaması WhatsApp, bu sefer kullanıcıları sevindirecek bir haberle geliyor.
null
Facebook'un milyonlarca kullınıcıya sahip uygulaması olan  , yeni özelliği ile kullanıcıların karşısına çıkmaya hazırlanıyor. WhatsApp'ta spam mesajlardan artık kurtulmak mümküm olacak. Özellikle hiç tanımadığınız kişilerden gelen mesajlardan kurtulma imkanınız olacak. Ortaya çıkan yeni bilgilere göre, WhatsApp, reklam ya da sahte haberlerin yayılmasına neden olan spam mesajların önüne geçebilmek için yeni bir özellik üzerinde çalışıyor.  WhatsApp, 25’ten fazla gönderilen mesajları spam olarak algılayacak ve bu mesajı yayan kişiyi otomatik olarak engelleyecek.
16.01.2018 - 15:14
haberturk
['whatsapp', 'whatsapp son dakika', 'whatsapp haberleri', 'whatsapp indir', 'whatsapp google play']
WhatsApp'dan büyük sürpriz! Herkes bu habere sevinecek
Gündem
https://www.haberturk.com/whatsapp-dan-buyuk-surpriz-herkes-bu-habere-sevinecek-1798977
Carrie Larissa olma fırsatını kaçıracak gibi durmuyor!
null
Eline Larissa’nın kimliğine bürünme fırsatı geçen Carrie bunu kaçırmaz fakat işler pek de umduğu gibi gitmez. Bu arada Waltz hisleriyle yüzleşmesi gerektiğini fark ederken Maggie ve Sebastian da Carrie’den bir sır saklamaya karar verirler.
23.04.2013 - 12:04
null
[]
Kimlik Karmaşası
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kimlik-karmasasi,t6FaPyA400-_v2t9dnPqrg
Charlie Hebdo'nun binasına düzenlenen saldırıyı protesto etmek için gerçekleştirlen yürüyüş ile ilgili konuaşan Diyanet İşler Başkanı, "12 insan hunharca katledildi. Ama 12 milyon insanın katledildiğine ses çıkarmayan insanlığın sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik" dedi.
null
Diyanet İşler Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Fransa'nın başkenti Paris'te, terörle mücadelede dayanışma için düzenlenen yürüyüşe ilişkin, 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın, sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izlediklerini söyledi. Margi Otel'de düzenlenen 30. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda konuşan Görmez, son yıllarda İslamafobi'nin artışına dikkati çekti. İslam'a göre her canın değerli olduğunu, her masum insanın yok edilmesinin tüm insanlığı yok etmeye eşdeğer olduğunu vurgulayan Görmez, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer dünya bu ölümlerin hepsine, katliamların tamamına bir mezhep, coğrafya ayrım yapmaksızın aynı tepkiyi vermiyorsa işte o zaman insanlık o tümüyle ölüme mahkumdur. Son günlerde bunu acı acı yaşıyoruz ibretle çağdaş dünyayı izliyoruz. Bir tarafta son 10 yılda İslam coğrafyasında acılarla kıvranan 12 milyon insan katledildi, yok edildi ama geçen hafta Paris'te yine hiçbir şekilde hiçbir müminin, hiçbir aklı selimin kabul etmeyeceği 12 insan hunharca katledildi. Ama 12 milyon insanın katledildiğine ses çıkarmayan insanlığın sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik." Dünya kamuoyunun teröre ve sadece öldürülenlerin kimliğine ve coğrafyasına göre tepki oluşturuluyorsa bu ölümlere çare bulmanın mümkün olmadığını dile getiren Görmez, yaşanan tüm ölümlerden insanlığın vicdani bir ders çıkarması gerektiğini belirtti. Terörü ve vahşeti kınayan bir tavır içinde olmanın, Müslüman'ın en önemli vazifelerinden olduğunu belirten Görmez, "Bir kez daha tüm insanlığın vicdanına seslenmek istiyorum, şiddet şiddetle ortadan kalkmaz, kan kanla temizlenmez, dünyanın güvenliği inançlar üzerinde baskıyla sağlanamaz. Güvenlik ve özgürlük asla birbirine alternatif şeyler değildir" diye konuştu. Görmez, İslamafobia'nın gelecek yıllarda daha çok konuşulacağını aktardı. İslamafobia kelimesini 11 Eylül'den sonra ilk kez Hollanda Başbakanı'nın telaffuz ettiğini ve daha sonra da sık duyulmaya başlandığını belirten görmez, "Zaman içerisinde İslamafobia, tüm dünyayı sararak korku olmaktan çıkarak, önce nefret ve düşmanlığa daha sonrada şiddete dönüştü" ifadelerini kullandu.
13.01.2015 - 15:23
Anadolu Ajansı
[]
Diyanet İşler Başkanı: 12 milyon Müslüman katledildi kimsenin sesi çıkmadı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/diyanet-isler-baskani12-milyon-musluman-katledildi-kimsenin-sesi-cikmadi,ifDWStce10C_WzLdJ8F6wA
İtalya Başbakanı Berlusconi ile eşi Veronica Lario boşanmak için anlaşmaya vardı. Anlaşma uyarınca Berlusconi eşine aylık 300 bin Euro nafaka ve bir malikane verecek.
null
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile eşi Veronica Lario arasındaki boşanma davasının cumartesi günkü ikinci duruşmasında, tarafların biraraya gelerek uzlaşmaya dayalı boşanma konusunda mutabakat sağladıkları ileri sürüldü. İtalyan haber ajansı Ansa, Berlusconi'nin 300 bin Euro nafaka vereceğini, Macherio'daki malikanesini de hayat boyu Lario'ya tahsis edeceğini iddia etti. Güvenilir kaynaklara dayandırılan habere göre, esas itibarıyla mutabakat sağlamış durumdaki tarafların avukatlarının, Machero beldesindeki Belvedere adlı malikanenin bakım masraflarının Berlusconi tarafından nasıl karşılanacağı gibi ayrıntıları da karara bağlamalarının ardından uzlaşmaya dayalı boşanma için imzaların atılmasına hiç bir engel kalmayacak. Haberde, söz konusu işlemin avukatlarca tamamlanabileceği, Milano 9. Aile Mahkemesi'nde önümüzdeki haftalarda yapılacak üçüncü duruşmaya Berlusconi ve Lario çiftinin katılmasına gerek olmayacağı iddiasına da yer verildi. Berlusconi ve Lario, 31 Ocak'ta Milano valiliğinde Yargıç Glorio Servetti'nin huzurunda yapılan ilk duruşmada, uzlaşmanın zor olacağı izlenimi uyandırmışlardı. Lario, Belvedere malikanesinin yanı sıra, aylık 3,5 milyon Euro nafaka istemişti. Berlusconi ise kendisine ait malikanenin tahliyesini talep edeceğinden belirterek, aylık nafakayı azami 300 bin Euro olarak düşündüğünü belirtmişti. Ancak basına sızan bilgiler, 9 Mayıs'taki ikinci duruşmada tarafların uzlaşmaya dayalı boşanma konusunda gerekli mutabakatı sağladıklarını gösteriyor. Haberlerde, Lario'nun, çocukları Barbara (25), Eleonora (23) ve Luigi (21) için de Berlusconi'den daha sıkı güvence istediği de ileri sürülüyor. Berlusconi, geçtiğimiz yıllarda, Lario'dan olan söz konusu çocuklarının her birine Fininvest grubundan yüzde 7,5 oranında hisse vermişti. Berlusconi-Lario arasında 1980'lerde yasak aşkla başlayan ve 1990'da belediye nikahıyla taçlandırılmış bir efsanevi evliliğin, artık resmen boşanmayla sonuçlanmak üzere olduğu belirtiliyor. İkili arasında yaşanan kriz akabinde yolların tümüyle ayrılması süreci, Lario'nun 3 Mayıs 2009'da Berlusconi'den boşanma talebinde bulunmasıyla başlamıştı.
11.05.2010 - 10:23
Anadolu Ajansı
[]
Aylık 300 bin Euro ve bir malikane
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/aylik-300-bin-euro-ve-bir-malikane,d5yyniYaZUWDQRyRJ4I5qw
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı sendikaların Diyarbakır Şubeler Platformu, ekonomik krizde eriyen ücretlerine dikkat çekmek için, bordrolarını yaktı.
Mahmut Oral
Giderek derinreşen ekonomik krizde ücretleri her geçen gün enflasyon karşısında eriyen emekçiler, krizin faturasının kendilerine ciro edilmesine tepki gösteriyor. Bu kapsamda KESK'e bağlı Diyarbakır Şubeler Platformu, bugün Diyarbakır Defterdarlığı önünde bordrolarını yakıp, basına taleplerini bildirdi. Emekçiler, "Krizin faturasını emekçiler değil, krizi yaratanlar ödesin" pankartı açtı. Açıklamayı KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü, BTS Diyarbakır Şubesi Kadın Sekreteri Bahar Uluğ okudu. Ülke olarak zor bir süreçten geçildiğini, yıllardır uygulanan, ülkeyi enerjiden sanayiye tarımdan gıda ürünlerine kadar her alanda dışa bağımlı hale getiren yeni liberal politikaların sonucunda, yaşanan ekonomik krizin de gittikçe derinleştiğini vurgulayan Uluğ "Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor. Ama her gün yaşanan işten çıkarmalar sonucu işsizler ordusu gittikçe büyüyor. Borçlarını ödeyemez hale geldiği için iflas eden, konkordato ilan eden firmalara-şirketlere her gün yenileri ekleniyor. Bugün maaşlarını alan 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi olarak elimize geçen bordrolarımız öyle demiyor. Artan hayat pahalılığı karşısında gittikçe eriyen, daha cebimize girmeden borçlarımıza, kabaran faturalara giden maaşlarımızla ayın sonunu getiremiyoruz. Ama geçmiyor. Zam kasırgası gittikçe şiddetleniyor. Bebek maması ve bezinden tutun meyve ve sebzeye kadar iğneden ipliğe her şeye ardı ardına yapılan zamlar sürmektedir. Tam da okulların açıldığı dönemde kâğıtta, defterde, kırtasiye ürünlerinde, servis ücretlerinde yapılan artışlar cep yakmaktadır. doğalgaz ve elektrik zamları otomatiğe bağlanmıştır. Kış aylarına girmeye hazırlandığımız bir dönemde, hem de döviz kuru kısmen düşmesine rağmen elektriğe ve doğalgaza tekrar zam yapılmıştır. Son zamlarla birlikte konutlarda kullanılan elektrik yılın başından bugüne yüzde 41, doğalgaz ise yüzde 44 zamlanmıştır. Bu fahiş artış oranlarına rağmen Hazine ve Maliye Bakanı “küresel olarak bir değişim süreci olmazsa yılsonuna kadar elektriğe ve doğalgaza zam yapmayacağız “ diyerek halka adeta dalga geçmektedir" dedi. TÜİK verilerine göre yıllık enflasyonun, yüzde 24.52 olarak gerçekleştiğini vurgulayan Uluğ "Emekçiler için satın alma gücünü, refah durumunu gösteren en önemli ölçüt yaşanan gerçek enflasyonun üzerini örten TÜİK verileri değil, açlık ve yoksulluk sınırı verileridir. Konfederasyonumuz Araştırma Birimi KESK-AR’ın 2018 Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı çalışmasına göre; dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2.214 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 6.237 TL’ye ulaşmıştır. Sene başında maaşı 3.250 TL olan bir kamu emekçisi, dolar kurundaki artıştan kaynaklı olarak 9 aylık dönem içinde 2 maaş kayıp yaşamıştır. Geçtiğimiz hafta açıklanan 'Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı' ise günlerdir kamuoyunda yaratılan beklentiyi karşılamanın çok uzağındadır. Söz konusu program paketinden patronlara yeni vergi iadeleri, krediler, KDV iadesinin kolaylaştırılması gibi müjdeler çıkarken vatandaşlara ise çıka çıka yaşanan gerçek enflasyonun yüzde 50’yi aştığı koşullarda, 80 gün sürecek yüzde 10 indirim kampanyasının yapıldığı firmalardan alış veriş yapma tavsiyesi çıkmıştır. Kısacası siyasi iktidar halkı oyalamaya, yaşanan krizin faturasını emekçilere yıkmaya çalışmaktadır" dedi. Krizin emekçilere yüklediği kayıpların giderilmesine dair taleplerini de sıralayan Uluğ "İşçilerin, emekçilerin bu krizi yaratanlara bir borcu yoktur. Tam tersine yıllardır yaşadığı kayıplardan kaynaklı alacağı vardır. Bunun için Sadece bu yıl değil, yıllardır yandaş konfederasyonun altına imza attığı satış sözleşmeleri ile sonucunda yaşadığımız kayıpların telafi edilmesini, maaşlarımızda Ocak ayı beklenmeden, hemen şimdi yaşanan gerçek enflasyon temel alınarak artış yapılmasını, elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ekmek gibi temel ihtiyaç mallarına yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılara son verilmesini, sadece yaşadığımız gerçek enflasyon değil, bir ay önce açıklanan Yeni Ekonomi Programında (YEP) yer verilen 2018 yılı için yüzde 20.8, 2019 yılı için yüzde 15.9 enflasyon hedefleri bile yandaş konfederasyon yönetiminin altına imza attığı son satış sözleşmesinin çoktan hükmünü yitirdiğini ispatlamaktadır. Bu nedenle kamu emekçilerinin temel sorunlarının çözülmesi için bütçe döneminden önce gerçek bir toplu sözleşme yapılmasını istiyoruz. Tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve güvenceli çalışma için bu taleplerine sahip çıkmaya, omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
15 Ekim 2018 Pazartesi, 13:23
cumhuriyet
null
KESK'ten ekonomiz krize karşı bordro yakma eylemi
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1111902/KESK_ten_ekonomiz_krize_karsi_bordro_yakma_eylemi.html
UEFA Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcimiz Beşiktaş, play - off ilk maçında İngiliz temsilcisi Arsenal ile Atatürk Olimpiyat Stadı'nda golsüz berabere kaldı.
cumhuriyet.com.tr
Devler Ligi'ndeki temsilcimiz Beşiktaş, play - off ilk maçında Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Arsenal ile golsüz berabere kaldı. Sırp hakem 'in yönettiği mücadelenin hemen başında siyah beyazlılar Demba Ba'nın santradan çektiği şut ile gol şansı yakalarken kaleci yaptığı kurtarışla skor tabelasının değişmesini önledi. İlk yarısının sonunda da Beşiktaş'ta Demba Ba büyük bir fırsattan yararlanamadı. Kara Kartallar ikinci yarının ilk dakikalarında Olcay Şahan ile mutlak gol fırsatından yararlanamazken konuk Arsenal'de Alex Ox-Chamberlain 89. dakikada direğe takıldı. Bu arada Arsenal'de Ramsey, 80. dakikada gördüğü ikinci sarı kartla takımını 10 kişi bıraktı. Mücadelede golsüz sona ererken Beşiktaş tur şansını Londra'da oynanacak ikinci maça taşıdı. Beşiktaş, 27 Ağustos'ta Türkiye saati ile 21.45'te Emirates Stadı'nda Arsenal ile rövanş karşılaşmasında kozlarını paylaşacak.
19 Ağustos 2014 Salı, 20:29
cumhuriyet
null
Beşiktaş turu Londra'ya bıraktı
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/107693/Besiktas_turu_Londra_ya_birakti.html
Okmeydanı’nda polisin gaz fişeğiyle öldürülen 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın annesinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yuhalatılmasını ‘insani bir şey’ diye değerlendirmesi sonrası tepki çeken şarkıcı Yavuz Bingöl ile meslektaşı Öykü Gürman’ın boşanacakları ileri sürüldü.
cumhuriyet.com.tr
Uçankuş TV’nin “İki Kadın Arasında” programında yer alan iddiaya göre, ünlü çiftin mutluluğu uzun sürmedi. Evlendiklerinden beri Cihangir’de yaşayan ünlü çiftin bir süredir aynı evde fazla vakit geçirmediği ve anlaşamadıkları için farklı hayatlar yaşadığı öne sürüldü. Evlilikleriyle ilgili karar aşamasında olan çiftten Öykü Gürman’ın bir süredir, eşiyle sosyal medyadan paylaşım yapmaması da dikkat çekiyor. Öykü Gürman, geçen yıl eşinin doğum gününde duygusal bir paylaşım yapmış ve altına “Doğmuş, iyi ki var olmuş, korumuş, kol kanat germiş, birçoklarının babası, ağabeyi, dostu, yoldaşı, kardeşi olmuş. Değerini hep bildik, bilmeye de devam edeceğiz. Bilemeyenler ya da kasıtlı bilmek istemeyenler utansın!” yazmıştı. Zamanının çoğunu eşi yerine arkadaşlarıyla geçirmeyi tercih eden Yavuz Bingöl’ün Cihangir’de oturdukları evi eşine bırakacağı ve sessiz sedasız boşanmaya hazırlandığı öne sürüldü. Çift iddialar karşısında sessizliğini koruyor.
24 Mart 2016 Perşembe, 14:33
cumhuriyet
null
Yavuz Bingöl ile Öykü Gürman boşanıyor mu?
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/503856/Yavuz_Bingol_ile_Oyku_Gurman_bosaniyor_mu_.html
Bursa'nın İnegöl ilçesinde ilköğretim okulu 4. sınıf öğrencisi 10 yaşındaki çocuk kendini asarak yaşamına son verdi.
null
Alınan bilgiye göre, kömür almak için oturduğu binanın bahçesindeki kömürlüğe giden bir kadın, apartman komşusu olan Mehtap ve Zabit A'nın oğulları 10 yaşındaki E.A'yı iple tavana asılı halde görünce diğer komşularından yardım istedi. Kadınların, çocuğu, ''yaşadığını düşünerek'' asılı olduğu yerden kurtarmaya çalıştıkları, ancak öldüğünü anlayınca durumu evde bulunan anne Mehtap A'ya ve mobilya atölyesinde çalışan baba Zabit A'ya bildirdikleri öğrenildi. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, E.A'nın iple intihar ettiğini belirledi. Beldedeki bir ilköğretim okulunda öğrenim gören çocuğun sabah okula gitmek için evden çıktığı, ancak okuluna gitmediği tespit edildi. Okul yetkilileri, E.A'nın çalışkan, terbiyeli bir çocuk olduğunu, dikkat çekici bir davranış bozukluğu ya da psikolojik sorununun bulunmadığını söylediler. Bu arada, ilk yarıyılda 5 gün, ikinci yarıyılda ise 4 gün okula gitmediği bildirilen çocuğun, okulla ilgili bir sorunu olmamasına rağmen, yakınlarına sürekli ''Okula gitmek istemediğini söylediği'' öne sürüldü. Küçük çocuğun cesedi, Bursa Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
25.03.2009 - 13:28
Anadolu Ajansı
[]
10 yaşındaki çocuk intihar etti
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/10-yasindaki-cocuk-intihar-etti,_xE1saH3X0OLixulIEQIIQ
Çorum'da mezarlıkta ağlayan gizemli kızı gördüğünü iddia eden mezarlık görevlisi Fikret Yumutkan, "Onu ilk gören benim. 'Kızım ben mezarlık görevlisiyim, gel kaçma sana yardımcı olayım' dedim. Ama o kaçıp gözden kayboldu" dedi. 7 yıldır mezarlıkta görev yaptığını belirten Yumutkan, Fatma Ç.'nin mezarı başında ağlarken gördüğü gizemli kızın, kendisinden korkup ağaçlık alana doğru kaçtığını ve gözden kaybolduğunu iddia etti
İHA
'daki mezarlıkta ağlayan gizemli kız esrarı hala çözülemedi. Kent merkezinde bulunan Ulu Mezarlığı'nda yaşanan gizemli olayları çözmeye çalışan vatandaşlar ve ekipler, gece gündüz nöbete devam ediyor.  Mezar başında ağlayan gizemli kız ile konuştuğunu iddia eden mezarlık görevlisi Fikret Yumutkan, "Onu ilk gören benim. 'Kızım ben mezarlık görevlisiyim, gel kaçma sana yardımcı olayım' dedim. Ama o kaçıp gözden kayboldu" dedi. İHA'nın haberine göre, Çorum'un Çepni Mahallesi'ndeki Ulu Mezarlık görevlileri, 26 Nisan gecesi, bir genç kızın mezarlığa gelerek, Fatma Ç.'ye ait mezarın başında konuşup, ağladığını fark etti. Görevliler, 27, 28 ve 29 Nisan geceleri de genç kızı aynı mezarın başında ağlarken gördü. Daha sonra mezarının üzerine, "Her gece oraya gelip neden ağlıyorsun, derdin ne Yardımcı olalım, bize not bırak" yazılı bir not kağıdı bırakan mezarlık görevlisi Fikret Yumutkan yaşadığı olayı anlattı. Yumutkan "7 yıldır burada görev yapıyorum. O gece saat 21.00’da beni aradılar. Onu ilk gören benim. 'Kızım ben mezarlık görevlisiyim, gel kaçma sana yardımcı olayım' dedim. Ama o kaçıp gözden kayboldu. Oradan dedim ki, 'Siz kimsiniz neden ağlıyorsunuz orada'. Yüzünü tam net olarak hatırlayamıyorum. Aslında yakalardım diye düşünüyorum. Gece karanlık ve ağaçlık olması sebebiyle mezarlıkların arasına yattı mı, kaçtı mı o anda bulamadım. Belki bulurum diye birkaç mezara baktım. Fakat aramama rağmen bulamadım. Ben takibimi sürdürdüm. İlerde yol bitiyor. Ağaçlık alanda kayboldu. Kaybolunca geri döndüm ve 'Ben mezarlık görevlisiyim. Benim görevim vatandaşlara yardımcı olmak. Vatandaşa yardımcı olmak istediğim gibi size de yardımcı olmak istiyorum. Bir derdiniz bir sıkıntınız var ise ben size yardımcı olmak istiyorum' yazılı not bıraktım. Belki geri gelirse benim bıraktığım notu da okur, o da bir şeyler yazar diye düşünerek kağıt ve kalem bile bıraktım" dedi.
07.05.2018 - 10:51
haberturk
['çorum', 'gizemli kız', 'çorumda ağlayan gizemli kız', 'mezarlıktaki gelin', 'mezarlıkta ağlayan kız bulundu mu', 'mezarlıkta ağlayan gizemli kız', 'çorumda mezarlık']
"Çorum'daki mezarlıkta ağlayan gizemli kızı ilk gören benim" dedi ve tek tek anlattı
Gündem
https://www.haberturk.com/mezarliktaki-gizemli-kizla-konustugunu-iddia-eden-gorevli-konustu-1952865
Jean Baudrillard'ın çağdaş sanatın varlık nedeninin kalmadığını ilan ettiği tartışmalı kitabı 'Sanat Komplosu' İletişim Yayınları tarafından yayımlandı.
null
''Jean Baudrillard, 1996’da Sanat Komplosu’nu yayınladığında, artık çağdaş sanatın varlık nedeni kalmadığını ilan ederek sanat çevrelerinde büyük bir skandala yol açtı. “Sanat, bayağılığa, atıklara, vasatlığa, değer ve ideoloji diye el koyuyor,” diye yazmış, çağdaş sanatın hükümsüz olduğunu, bir hiç olduğunu belirtmişti. Bu “saldırı” karşısında bazı eleştirmen ve küratörler Baudrillard ismini defterlerinden sildiler; işi bilenlerse, yankılar uyandıran bu parlak “skandalın” şehvetli ürpertisini hissettiler yalnızca. Sanat hakkında ne söylendiği önemli değildi – yeter ki sanattan söz edilsin. Dünya çapındaki “Yeni Sanat Düzeni,” öylesine güçlü ve göz kamaştırıcıydı ki, kendisine yönelik her türlü tehdidi kışkırtmaya da, bu tehditleri sindirip massetmeye de muktedirdi. Sanat Komplosu’nda Baudrillard da tam olarak bunu iddia ediyordu: Eleştiri bir eleştiri yanılsamasına, tüketim düzenine içkin bir karşı-söyleme dönüşmüştü. Günümüzde sanat, tıpkı herhangi bir ticarî işletme gibi, kariyer fırsatları, kârlı yatırımlar ve yüceltilmiş tüketim nesneleri sunuyor. Sanatla ilgisi olmayan her şey sanata dönüşmekte. Roland Barthes, “Amerika’da cinsel ilişki dışında her yerde cinsellikle karşılaşabilirsiniz,” derdi. Şimdi her yerde sanat var, sanatta bile.'' (Sylvère Lotringer, Kitabın arka kapağından) Jean Baudrillard, 1968 devrimi ertesinde düşünce dünyasında yaşanan Paris merkezli radikal dönüşümün avangardıdır. Onun geliştirdiği “simülasyon”, “hiper gerçeklik” gibi kavramlar bugün kültürel eleştirinin anahtarlarını oluşturur. Baudrillard’ın çağdaş sanat ve estetik üzerine incelemeleri, çağdaş sanat üzerine düşünenlerin temel referansları sayılır. 'Sanat Komplosu-Yeni Sanat Düzeni ve Çağdaş Estetik' Elçin Gen–Işık Ergüden çevirisyle İletişim Yayınları'ndan çıktı.
22.09.2010 - 13:07
null
[]
Tartışmalı kitap nihayet Türkçede
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/tartismali-kitap-nihayet-turkcede,Io7ByZIH7kCBb_J9MvMX-Q
Rüzgar Çetin’in İstanbul Beşiktaş’ta lüks otomobiliyle çarparak ölümüne neden olduğu şehit polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün eşi Özlem Alagöz,şikâyetinden vazgeçti. 22.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan ve 8 aydır tutuklu bulunan Rüzgar Çetin’e, 4 Ekim’deki duruşmada tahliye umudu doğdu
null
Ünlü yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in, lüks otomobiliyle çarparak ölümüne neden olduğu şehit polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün eşi Özlem Alagöz, şikâyetinden vazgeçti. Adana’da oturan Özlem Alagöz’ün avukatı Yılmaz Aboşoğlu ve Gökay Gültekin, ailenin isteği doğrultusunda bu talebin yer aldığı dilekçeyi UYAP üzerinden davanın görüldüğü İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dilekçede, şehit polisin 2 çocuğu, eşi Özlem Alagöz, babası Ahmet Çetin Alagöz, annesi Ayşe Alagöz, kardeşleri Mehmet Akif ve Zafer Mustafa Alagöz’ün isimleri yer aldı. Dilekçede, “İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki sanık hakkındaki şikâyetimizden ve davaya katılma talebimizden feragat ediyoruz. Şikâyetimizden ve davaya feragatimiz doğrultusunda gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz” taleplerine yer verildi. Daha önce de kazada ağır yaralanan ve Rüzgar Çetin’e 250 bin TL’lik tazminat davası açan polis memuru Emre Tetik şikâyetinden vazgeçmişti. O duruşmaya katılan şehit polis memurunun ailesinin avukatı, Çetin Ailesi’nin müvekkilinin çocuklarının geleceği için yardım teklifinde bulunduğunu belirtmişti. Rüzgar Çetin, şehit polis memurunun ailesiyle görüşmek için daha önce de 2 ayrı mektup göndermişti. Bu girişimler sonuçsuz kalmış, aile teklifleri reddetmişti. Şehit polisin babası Ahmet Çetin Alagöz, sanık Çetin’in en ağır cezayı almasını istediklerini belirterek, “Gönderdiği mektubu iade ettik. Herhangi bir yakınıyla da görüşmedik. Hayatımız perişan oldu, düzenimiz bozuldu” demişti. Şehit polis memurunun eşi Özlem Alagöz ise mayıs ayında yaptığı açıklamada, “Ben şikâyetimi sonuna kadar sürdüreceğim” diyerek tepki göstermişti. Rüzgar Çetin, son olarak 4 Ağustos’ta tutuklu olarak hâkim önüne çıktı. 4 Ekim’de bir kez daha yargılaması yapılacak olan sanık Çetin, bu duruşmada tahliye olabilir. Çetin’in avukatı Mehmet Uysal, son duruşmada şunları söylemişti: “Müvekkilimin artık daha fazla tutuklu kalması hak ihlalidir. Olayın basit taksire dönüşmesi ihtimali kuvvetlidir. Suç değişirse alt sınırı 2 yıldır. Kaçma şüphesi yoktur. Tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz.” Rüzgar Çetin, aileye cezaevinden mektup göndermişti. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu, olayda yaralanan ile hayatını kaybeden polis memurlarının Rüzgar Çetin hakkında şikâyetçi olmaktan vazgeçmelerinin Çetin’in alacağı cezayı ciddi derecede indireceğini söyledi. Yazıcıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Suç, ‘taksirle adam öldürme’ suçu. Şikâyetler geri çekildiği için de hâkim cezayı alt sınırdan verecektir. Bu da cezanın 5 yıldan başlaması demektir. Olayda kırmızı ışık ihlali, alkol durumu nedeniyle hâkim cezayı yüzde 50 artırabilir. Bu da 7.5 yıldır. Tutukluluk süresi de cezadan düşürülecektir. Erken tahliyeleri sağlayan kanun hükmünde kararname ile de Rüzgar Çetin 1 yıl daha hapis yatıp çıkar diye düşünüyorum.” VELİ SARIBOĞA / GAZETE HABERTÜRK
01.10.2016 - 05:57
haberturk
['rüzgar çetin', 'özlem alagöz', 'ismet fatih alagöz', 'polis']
Şehit eşi şikâyetini çekti, Çetin 3 gün sonra tahliye olabilir
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1304188-sehit-esi-sikyetini-cekti-cetin-3-gun-sonra-tahliye-olabilir
Hollanda'da bilim insanları verileri atom düzeyinde depolamayı sağlayan bir yöntem geliştirdi. Bu teknolojiyle dünyanın bütün bilgisini bir kibrit kutusuna sığdırmak mümkün.
null
Verileri küçük yerlere depoloma teknolojisi kendi sınırlarını aşarak gelişmeye devam ediyor. Hollanda'da bilim insanları atomları yeniden dizerek çok büyük verilerin atom düzeyinde küçük alanlara depolanmasını sağlayacak bir teknoloji geliştirerek depolama alanında çığır açtı. Bakır levha üzerindeki klor atomlarının dizilmesi sayesinde muazzam veriler oldukça küçük alanlara depolanabiliyor. Henüz gelişme aşamasında olan teknolojinin şimdiki haliyle bile hard-disk ve flash belleklerden en az üç kat daha yararlı olduğu belirtiliyor. Araştırma ekibinden Dr. Sander Otte, "Teoride, bu depoloma teknolojisi dünyanın bütün kitaplarının bir posta pulu kadar bir alana depolanmasını sağlayacak" dedi. Araştırmacılar ve teknolojiyi değerlendiren uzmanlar yeni yöntemin gelecek vaad ettiğini kabul etmesine rağmen henüz yaygın kullanıma hazır olmadığı konusunda hemfikir. Üretilen cihazların kullanılabilmesi için -196 derece bir ortama ihtiyaç var. Ayrıca yüksek depolama alanına rağmen depolama hızı ise günümüz teknolojilerinde çok daha yavaş. Dr. Otte, "Bütün bu eksikliklerine rağmen bu çalışma gelecekte çok daha büyük teknolojilerin var olacağını gösteriyor" ifadelerini kullandı. Washington'da bulunan Denizcilik Araştırma Labaruarın'dan Steven Erwin teknolojinin henüz hazır olmadığını kabul etse de, "Bu araştırmanın önemini kavramamız oldukça önemli. Atom düzeyinde yüksek yoğunluklu bir veri depolama aracı en azından gelecekle ilgili hayallerimizi geliştirecektir" diye ekledi.
19.07.2016 - 12:47
ntv.com.tr
['Teknoloji', 'Bilim', 'Hollanda']
Veri depoloma teknolojisinde yeni gelişme
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/veridepoloma-teknolojisinde-yeni-gelisme,4kbcJuNyoUy5jet6XQy5uw
Konya'da Suriye uyruklu iki kardeş arasında çıkan kavga sırasında bıçakla yaralanan 8 aylık hamile kadın hayatını kaybetti. Gözaltına alınan şüphelinin ilk ifadesinde, yengesini kendisine tokat attığı için öldürdüğünü söylediği öğrenildi.
null
Konya'da Suriye uyruklu bir kişi, ağabeyiyle tartışması sırasında kendisine tokat attığını iddia ettiği 8 aylık hamile yengesini bıçaklayarak öldürdü.  Alınan bilgiye göre, merkez Karatay ilçesi Hacı Yusuf Mescit Mahallesi Hatay Sokak'taki müstakil evde kağıt toplayarak geçimlerini sağlayan Suriye uyruklu Ahmed El M. (35) ile kardeşi Abdülbasid El M. (25) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Abdülbasid El M, 8 aylık hamile yengesi Amıra Alyassouf'u (38) bıçakla yaraladı. 112 Acil Servis ekiplerince Konya Numune Hastanesi'ne kaldırılan Alyassouf ve bebeği, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Annelerinin öldüğünden habersiz olan Amıra Alyassouf'un 4 çocuğunun polisin olay yerindeki incelemelerini birbirlerine sarılarak izledikleri görüldü. Kaçan şüpheli Abdülbasid El M, polis ekiplerince kısa sürede yakalandı. Zanlının emniyetteki ilk ifadesinde bir süredir evinde hırsızlık olayı yaşandığını, bunu ağabeyinin gerçekleştirdiğini düşünerek konuşmak için evine gittiğini, yaşanan tartışma sırasında kendisine tokat atan yengesini bıçakla yaraladıktan sonra kaçtığını söylediği öğrenildi.
20.07.2018 - 10:24
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Konya', 'Genel']
Tokat attığı için 8 aylık hamile yengesini öldürdü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/tokat-attigi-icin-8-aylik-hamile-yengesini-oldurdu,vIaLpVAEFUWYqgwAjaR1BQ
İsveç, nükleer silahlar konusundaki BM konvansiyonunu imzalamayacağını açıkladı.
null
İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallstrom, düzenlediği basın toplantısında, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması'nın mevcut haliyle hazır olmadığı görüşünü taşıdıklarını belirterek, İsveç parlamentosunda çoğunluğun konvansiyonun imzalanmasını desteklemediğini söyledi. Wallstrom, anlaşma metninde "nükleer silahların açık bir tanımının bulunmadığını ve cevaplanması gereken çok sayıda konu olduğunu", dolayısıyla anlaşmayı imzalamaktan kaçınacaklarını kaydetti. İsveç hükümetinin, gözlemci statüsünde "nükleer silahsızlanma çabalarını ve nükleer silahların yasaklanması için çalışmayı sürdüreceğini" vurgulayarak, "İsveç, nükleersiz bir dünya için güçlü bir sestir." ifadesini kullandı. Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması, Temmuz 2017'de BM'de nükleer silah sahibi ülkelerin boykotuna rağmen, 122 ülkenin desteğiyle kabul edilmişti. ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, Çin gibi BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ve diğer nükleer silah sahibi ülkelerin boykot ettiği müzakereler sonucu ortaya çıkan anlaşma, 20 maddeden oluşuyor. Anlaşma tüm üyelerin her türlü nükleer silah geliştirme ve edinme faaliyetlerini yasaklıyor. Önceden bu silahlara sahip olanlardan da bunları uluslararası gözlemciler kontrolünde geri dönüşü olmayacak şekilde imha etmesi isteniyor.
12.07.2019 - 17:32
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'İsveç', 'haber']
İsveç, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması'nı imzalamayacak
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/isvec-nukleer-silahlarin-yasaklanmasi-anlasmasini-imzalamayacak,0cz61VQ5fUOajNe5Tzy6ew
Boğaziçi Lectures serisinin 2017’deki son konuğu, NASA bünyesindeki çalışmalarıyla tanınan Dr. Jonathan Trent oldu. Dr. Trent, iklim değişikliği ve hızla azalan doğal kaynaklar nedeniyle 2060 yılında Dünya’nın çok önemli sorunlarla karşılaşacağına dikkat çekti. İnsanoğlunun Mars gibi farklı gezegenlerde yeni bir hayat kurma çabası içinde olduğunu ancak Mars’ın insan türünün yaşayabileceği bir gezegen olmadığını belirten Dr. Trent, konuşmasında tamamen geri dönüştürülebilir kaynakları kullanarak tasarladığı OMEGA projesi hakkında bilgiler verdi.
null
Sürdürülebilirlik, deniz mikrobiyolojisi, astrobiyoloji, tarım ve biyoteknoloji gibi alanlarda çok disiplinli çalışmalarıyla dünyada ses getiren, bir dönem NASA’nın Astrobiyoloji Kürsüsü Başkanlığını yapan Dr. Jonathan Trent, Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘’Dünya, Mars ve OMEGA’’ başlıklı bir konuşma yaptı.  NASA’da Protein Nano Teknoloji Grubu ile Küresel Enerji ve Çevre Araştırmaları alanında çalışan Green Team’in de kurucusu olan Dr. Trent, aynı zamanda hem UC Santa Cruz'da, hem de Tokyo Üniversitesi Tarım ve Teknoloji Biyoteknoloji ve Yaşam Bilimleri Bölümü'nde Biyomoleküler Mühendislik Bölümü'nde Yardımcı Profesör olarak görev yapıyor.  Dr. Trent, 19 Aralık tarihinde Boğaziçi Lectures kapsamında verdiği konuşmada 7.4 milyarın insanın yaşadığı gezegenimizin iklim değişikliği, artan nüfus ve hızlı şehirleşme ile birlikte Su-Enerji-Gıda döngüsünün bozulduğuna ve kaynakların hızla tükendiğine dikkat çekti.  4.5 milyar yıl önce hayatın başladığı gezegenimizde,   olarak adlandırılan insanoğlu türünün 200.000 bin yıldır var olduğunu anlatan Trent, insanoğlunun ömrünün 180.000 yıllık kısmında çoğunlukla avcılık ve toplayıcılıkla uğraştığını; insanoğlunun bilgisayar çağına henüz 70-80 yıl önce geçtiğini aktardı.  Jonathan Trent, endüstriyel çağa geçişle birlikte iklim değişikliği, nüfus artışı, köylerden şehirlere olan yoğun göçle yaşanan hızlı şehirleşme, yaşam biçimlerimiz gibi faktörlerin su, enerji ve gıda kaynaklarımızı yok etmekte olduğunun altını çizdi ve iklim değişikliğinin özellikle Tibet gibi dünyanın en verimli, sulak, gıda ve enerji açısından en zengin bölgelerini tehdit ettiğine işaret ederek göstergelere göre yaklaşık 200 sene içinde Tibet Platosu’nun yok olacağını söyledi.  2060 yılında çok daha kötümser bir tabloyla karşılaşacağımızı belirten Dr.Trent, bu süreçte NASA’nın çalışmaları başta olmak üzere insanoğlunun farklı gezegenlerde yeni bir hayat kurma arayışına girdiğini anlattı. Mars’ta yaşamı merak eden insanoğlu için bugün son derece astronomik geziler düzenlediğine işaret eden Jonathan Trent, NASA’nın Mars gezegeninde incelemelerde bulunan kaşif robotu Curiosity ‘den gelen bulgulara bakıldığında Mars’ın -60 derecelere varan soğuk iklimi, kaya ve tozdan oluşan dış yüzeyiyle insan türünün yaşaması açısından uygun bir seçenek olmadığını belirtti. Mars yolculuklarına harcanan astronomik rakamlarla dünyanın artan sorunlarına farklı çözümler bulunabileceğine dikkat çeken Dr. Trent, bu kapsamda geliştirmiş olduğu OMEGA Küresel İnisiyatifi ve Eco-nomic Çiftlik adlı projelerinden bahsetti.  Dr. Trent, Türkiye’nin bereketli toprakları ve üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak OMEGA projesi için ideal bir konumda olduğundan da bahsederek, önümüzdeki süreçte Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü ile bu çerçevede ortak çalışmalar yapmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.  Dr. Jonathan Trent’in yürütücüsü olduğu OMEGA projesi, mikro algler’den (yosunlardan) bioyakıt ve gıda ürünü üretimi, karbondioksit yakalama ve atık su arıtımı çalışmalarını kapsıyor. OMEGA teknolojisi, kıyı şehirlerinde denizlere aktarılan atık suların bu teknoloji ile tekrar kullanımını sağlamayı amaçlıyor. Etanol elde etmek için yapılan mısır üretiminin tersine, OMEGA projesi doğal besin arzını tehdit etmiyor.  Alg üretimi, atık suyun temizlenmesi, karbon dioksitin depolanması ve bu yolla biyo yakıt üretimini hedefleyen OMEGA projesinde denizde foto-biyoreaktör adı verilen büyük boyutlardaki plastik tüpler kullanılıyor. Taze su depolanmış olan bu fotobiyo reaktörler atık su ortamında alg üretilmesini sağlıyor. Dünyada en hızlı üreyen bitki türleri arasında yer alan algler, güneş enerjisi, karbondioksit ve atık sudan birtakım besleyici maddeleri kullanarak biyoyakıta veya hayvan gıdasına dönüştürüyor. Algler atık suyu temizleyerek deniz suyu temizliğine de önemli katkı sağlıyor.
19.12.2017 - 16:08
null
[]
"İnsanoğlunu Mars kurtarmayacak; çözüm yeşil ekonomi ve çevreci girişimlerde"
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/insanoglunu-mars-kurtarmayacak-cozum-yesil-ekonomi-ve-cevreci-girisimlerde,q5xhLeELrkSsrhEeX-K4kQ
İngiliz polisi, bilincini yitirmiş şekilde bulunan çiftin, eski Rus ajanı Sergey Skripal ile kızının zehirlendiği Novichok maddesine maruz kaldığını duyurdu.
null
Terörle Mücadele Birimi Ulusal Koordinatörü Neil Basu, son gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, çiftten alınan ve incelenmek üzere Porton Down Savunma Bilimi ve Teknoloji Laboratuvarına gönderilen örneklerde, askeri nitelikte ve sinir sistemini tahrip eden " " adlı kimyasala rastlandığını bildirdi. Soruşturmayı terörle mücadele biriminin yürüttüğünü anımsatan Basu, Salisbury Bölge Hastanesinde tedavileri devam eden çiftin durumunun halen kritik olduğunu söyledi. Basu, kadının 44, erkeğin de 45 yaşında olduğunu aktarırken, çiftin İngiltere vatandaşı olduklarını açıkladı. Çiftin kimlik bilgilerine ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi. Çift, geçen cumartesi ülkenin güneybatısındaki Amesbury kasabasındaki evlerinde bilinçlerini yitirmiş şekilde bulunmuştu. Çiftin yaşadığı kasabanın, eski Rus ajanı Sergey Skripal ile kızı Yulia Skripal'in zehirlendiği Salisbury kentine 12 kilometre uzaklıkta olması akıllara yeni bir zehirlenme olayının yaşanmış olabileceğini getirmişti. İngiliz dış istihbarat servisi MI6 için çalıştığı ortaya çıktığında ülkesinde mahkum edilen ve daha sonra casus takasıyla İngiltere'ye gelen ajan ile kızı , 4 Mart'ta Salisbury'de bir bankta bilinçlerini yitirmiş vaziyette bulunmuştu. Hastaneden taburcu edilen baba kızın tedavilerine evde devam edileceği duyurulmuştu. İngiltere, Skripal ile kızının zehirlenmesinde, Rusya tarafından imal edildiği ileri sürülen, askeri nitelikte ve sinir sistemi üzerinde etkili bir kimyasal maddenin kullanıldığının kesinlik kazandığını duyurmuştu. Bu maddenin Sovyetler Birliği tarafından 1970 ve 1980'lerde geliştirilen "Novichok" adlı kimyasal grubunun üyesi olduğu belirtilmişti.
05.07.2018 - 01:55
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Dış Politika', 'Rusya', 'İngiltere']
İngiltere'de, ikinci kez sinir gazıyla zehirlenme vakası
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ingilterede-ikinci-kez-sinir-gaziyla-zehirlenme-vakasi,bhdLufzxZkmX2JziVQi1-A
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, Amerikan Washington Post gazetesine yazdığı makalede, "Şu bir gerçek ki Cemal o binaya girdi ve çıktığına dair hiçbir delil yok." değerlendirmesini yaptı.
AA
Cengiz, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna giden ve bir daha kendisinden haber alınamayan nişanlısı Cemal Kaşıkçı'nın akıbetiyle ilgili Washington Post gazetesine bir makale yazdı. Kaşıkçı ile evlenmek üzere olduklarını ve son evrak işlemleri için İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğuna gittiklerini belirten Cengiz, daha sonra nişanlısından haber alamadığını ifade etti. Cengiz yazısında, "Cemal, bir diplomatik misyonda insanlara zarar vermenin, onları gözaltına almanın veya tutuklamanın uluslararası hukuku ihlal etmek olacağını söyledi ve Türkiye tarihinde bugüne kadar böyle bir şeyin hiç yaşanmadığını belirtti. Bu yüzden ana vatanı olan Suudi Arabistan konsolosluğuna, içeride güvende olacağından şüphe etmeden girdi." ifadelerini kullandı. Hatice Cengiz, dışarıda üç saat bekledikten sonra korku ve endişe duymaya başladığını vurguladı. Konsolosluk binasındaki görevlilere nişanlısını sorduğunu aktaran Cengiz, "Aldığım cevap beni daha da endişelendirdi çünkü Cemal'in binadan zaten ayrıldığını söylediler. Şu bir gerçek ki Cemal o binaya girdi ve çıktığına dair hiçbir delil yok." değerlendirmesinde bulundu. Cengiz, şöyle devam etti: "Türk yetkililerin durumu yakından takip ederken yaptıkları çalışmalara tanıklık ettim. Türk hükümet yetkililerinin (bu konuyu çözme anlamında) yeteneklerinden eminim. Şu anda da Başkan Trump ve eşi Melania Trump'tan, Cemal'in ortadan kaybolması konusunu aydınlatmaya yardımcı olmalarını rica ediyorum." Suudi gazetecinin ortadan kaybolmasıyla ilgili Riyad yönetimine de çağrıda bulunan Hatice Cengiz makalesinde, "Ayrıca Suudi Arabistan'ı ve özellikle Kral Selman ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı aynı hassasiyeti göstermeye ve konsolosluktaki kamera kayıtlarını yayımlamaya çağırıyorum." ifadesine yer verdi. Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine büyük katkıda bulunan ve Ortadoğu'nun en etkin gazetecilerinden biri olarak bilinen Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna gitmiş ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı.
10 Ekim 2018 Çarşamba, 08:26
cumhuriyet
null
Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Washington Post'a yazdı
Dünya
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1107116/Cemal_Kasikci_nin_nisanlisi_Washington_Post_a_yazdi.html
Asar-ı Atika Müzayede’nin İstanbul Conrad Oteli’nde düzenlediği ‘Osmanlı Eserleri, Klasik ve Çağdaş Tablo Müzayedesi’ düzenlendi
null
Can Önen’in sahip olduğu Asar-ı Atika Müzayede’nin düzenlediği müzayedeye çok sayıda koleksiyoner katılırken bazı eserleri satın almak için telefon aracılığıyla yarışanlar da oldu. Aralarında Osmanlı dönemine ait bibloların, süs eşyalarının, giyim ve ev aksesuvarlarının, tabloların, saatlerin, hat sanatı örneklerinin, gümüş ve porselen eşyaların bulunduğu müzayedede 402 parça eser satışa sunuldu. Müzayedenin gözde eserleri arasında yer alan, Sultan II. Mahmud’un hat levhası 450 bin TL’den açık artırmaya sunuldu. Salonda bulunanlar hat levhayla ilgili herhangi bir artırmada bulunmayınca hat levha 450 bin TL’ye müzayedeye telefonla katılan bir koleksiyonere satıldı. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa eski koleksiyonunda yer alan ve Fransa Kraliyet Sarayı piyanocusu Alexandre Debain tarafından Sultan Abdülmecid Han için özel yapılmış olan “Harmonium Piano” müzayedeye yine telefonla katılan bir meraklısı tarafından satışa sunulduğu 125 bin TL’den satın alındı. Müzayedenin rekor satışı ise Türk resminde “Asker Ressamlar” olarak bilinen kuşağın son dönem temsilcilerinden Sami Yetik’in, 1930 tarihli ahşap üzeri yağlı boya tekniğiyle yapılmış “Kasımpatılı Natürmort” olarak bilinen tablosuyla yapıldı. 95x 66 santimetre ebatlarındaki tablo 450 bin TL’den satışa sunulduktan sonra telefonla katılan bir koleksiyonerle aralarında geçen kıyasıya yarışın ardından Bilfen Okulları sahibi Osman Öztürk’ün oldu. Öztürk, tablo için 700 bin TL rekor teklif verdi. Osmanlı şaheserlerinin koleksiyonerlerin ilgisine sunulduğu müzayede salonunda Osmanlı Hanedanı üyeleri de vardı. Müzayedeye annesi Hanzade Özbaş’la birlikte katılan Sultan Vahdeddin’in beşinci kuşaktan torunu Neslişah Evliyazade, Sultan II. Mahmud’un Mekke-i Mükerreme’ye görevli atamasıyla ilgili 7 satır divani hatla yazılmış orijinal Ferman-ı Şerifi satın aldı. Evliyazade, 4 bin 750 TL’den satışa sunulan ferman için açık artırma sonunda 9 bin TL verdi. Fermanı satın almasının ardından mutluluğunu annesi ve yakınlarıyla paylaşan Evliyazade, “Kendi aileme ait olan şeyleri topluyorum. Sultan II. Mahmud da Sultan Vahdeddin’in dedesi. Elimde olsa piyanoyu da almak isterdim. O da Sultan Vahdeddin’in babası Sultan Abdülmecid’e ait. Ama çok pahalıydı o yüzden fermanı aldım” dedi. Sultan Vahdeddin’in yurt dışına çıkarken yanına hiçbir şey almadığını hatırlatan Evliyazade, “Bizde sadece şahsi eşyaları var. Dolayısıyla böyle bir şey olunca ben de ‘fırsat bu fırsat’ diye satın aldım. Çok mutluyum” diye konuştu.
24.10.2010 - 09:52
haberturk
['ferman', 'hanedan', 'müzayede', 'osmanlı']
700 bin TL'lik 'Kasımpatılar'
Sanat
https://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/564396-700-bin-tllik-kasimpatilar
Kalp hastalıkları mevsim farkı gözetmese de yazın daha dikkatli olmak gerekiyor. Sıcak havalarda kalp hastalığı olanlar kadar olmayanların da önlem alması öneriliyor.
null
Susuz kalan vücutta kan akışının yavaşladığını belirten Kalp ve Damar Cerrahi Prof. Dr. Azmi Özler, sıcak havalarda kalp sağlığını korumanın yolları hakkında bilgi verdi. Kanın damarlardan yavaş akmasının, bazı kalp- damar problemlerine yol açabildiğini vurgulayan Özler, özellikle bilinen bir kalp damar hastalığı olan, bypass ya da kalp kapak değişimi ameliyatı geçirmiş, kalp damarlarına stent takılmış olan hastaların yaz aylarında su tüketimlerine çok dikkat etmeleri gerektiğinin altını çizdi. Özler, “Bu kişiler, yeterli su tüketimini sağlamalıdırlar, aksi takdirde kanın koyulaşması sonucu akımın yavaşlamasına bağlı olarak kalp damarlarında tıkanma riski oluşabilir. Kalp kapak ameliyatı geçirmiş kişilerde de kan da pıhtılaşma sonucunda istenmeyen inmeler gözlenebilir. Kan sulandırıcı ilaçları kullanan kişilerin de yaz sıcakları nedeniyle bol su tüketimlerine dikkat etmelidirler” dedi. Yaz aylarında kalp sağlığını korumak için nem oranı daha düşük olan tatil mekanlarının tercih edilmesini öneren Dr. Özler’in, kalp sağlığını korumak için sıcak havalarda alınacak diğer önlemler hakkındaki tavsiyeleri ise şöyle: “Sıcak havalarda 11:00 ve 16:00 arası dışarı çıkılması kesinlikle uygun değildir. Özellikle kalp-damar hastaları kendilerini bunaltmayacak kadar serin yerlerde oturmalıdır. Dışarı çıkılması gerekiyorsa geniş kenarlı bir şapka takılabilir. Önemli olan baş bölgesine direkt güneş ışığı alınmamasıdır. Denize girmek herkes gibi kalp-damar hastalarının da en doğal hakkıdır. Ancak denize girerken ilk dikkat edilmesi gereken kişinin herhangi bir kalp-damar problemi olmasa da, kalbin bulunduğu bölgenin direkt su ile temas etmemesidir. Denize balıklama atlamak, bu konuda yapılan en büyük hatadır. Çünkü bazı kesimlerde deniz ısısı oldukça düşüktür. Soğuk suyu doğrudan kalbe temas ettirmek, ani bir şok ile damarlarda büzülmesine sebep olabilmektedir. Bu da beklenmeyen bir kalp krizi riski ile karşı karşıya kalınmasına sebep olabilir. Denize sırt üstü girmek daha doğru olacaktır. Kalp krizi riskini tetiklememek için vücudun ani sıcak-soğuk değişiminden uzak tutulması gerekmektedir. Serinlemek için elbette klima kullanılabilir; ancak direkt olarak klima karşısına geçmek doğru değildir. Klima ısısını 22 derecede tutmak, iç ve dış ısı arasında büyük farklar yaratmamak, klimanın nem giderici özelliğinden faydalanmak gerekir. Evde klima kullanılacaksa filtre temizliğine özen göstermelidir. Unutulmamalıdır ki; klimalardan yayılan bazı mikroplar kalp kasını da tutan enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Özellikle aşırı sıcaktan aşırı soğuğa ani geçişler kalp spazmı ve kalp krizi tehlikesi yaratabilir. Örneğin 38-40 derece sıcaklık olan bir ortamdan birden klimanın çalıştığı 18 derecelik bir ortama ani geçişler kalp krizine davetiye çıkarabilmektedir. Serinlemek amacı ile vantilatörler de kullanılabilir. Dıştan gelen bir hava olmadığı için de mikrop tutucu özelliği yoktur. Tansiyon ilaçlarının birçoğunun idrar söktürücü özellikleri vardır. Vücuttaki fazla tuzu, kalbi yoran suyu dışarı atarlar. Böylelikle vücutta bol miktarda sodyum, potasyum kaybı olmaktadır. Yazın ise bu durum daha önemli bir hal almaktadır. Zaten ilaç ile olan kayıp terleme ile daha fazla olacağından iki kat daha fazla olacaktır. Vücudun fazlaca su kaybı yaşaması, şuur kaybı ve ritim bozukluğu yaratabilmektedir. Bunun için tansiyon ilacı kullanan kişilerin doktorlarına danışarak idrar söktürücü olmayan ilaçları kullanmaları gerekmektedir. Yaz aylarında tüm öğünlerde hafif ve besin değeri yüksek gıdalar alınması çok önemlidir. Akşam yemeklerinin saat 19:00, en fazla 20:00’ye kadar yenilmesi önemlidir. Asitli içecekler yerine limonata, soda ve ayran tercih edilebilir. Su ve elektrolit kaybına karşı yeterli miktarda su tüketilmesi gerekmektedir. Aşırı sıcaklarda yüksek dereceli alkollü içeceklerden uzak durulmalıdır. Ameliyat olanların ilk 1 ay doktor kontrolünde olması şarttır. Bu sürecin sonunda doktora danışılarak tatil planı yapılabilir. Önemli olan tatilde yapılacak aktivitelerdir. Ameliyat esnasında açılan kemiklerin kaynaması 2 ayı bulacağından, yapılacak sporlar için mutlaka doktora danışılmalıdır.”
17.07.2013 - 11:44
null
[]
Kalbinizi aşırı sıcaktan koruyun
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/kalbinizi-asiri-sicaktan-koruyun,3y7oZbX8gku2kPuGCcUesA
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hukuk Müşavirliği, Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav'ı Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk etti.
cumhuriyet.com.tr
TFF'den yapılan açıklamaya göre, Cavcav, medyada yer alan sportmenliğe aykırı açıklamaları nedeniyle tedbirli olarak PFDK'ya gönderildi . Trabzonspor, Bursaspor, Torku Konyaspor, Balıkesirspor, Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyespor, Torku Konyasporlu idareci Seyit İçgül, Gençlerbirliği idarecisi Emrah Atasoy, Kayseri Erciyesspor kalecisi Gökhan Değirmenci, İstanbul Başakşehirli futbolcu Sedat Ağçay, Çaykur Rizesporlu futbolcular Koray Altınay ve Kıvanç Karakaş da tedbirli olarak PFDK'ya sevk edildi. PTT 1. Lig ekiplerinden Şanlıurfaspor, Karşıyaka, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ve Bucaspor'un da PFDK'ya sevkine karar verildi.
10 Şubat 2015 Salı, 12:19
cumhuriyet
null
İlhan Cavcav PFDK'ya sevk edildi
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spor/210745/ilhan_Cavcav_PFDK_ya_sevk_edildi.html
Erzincan’da 3 gündür kayıp olarak aranan yüzbaşı rütbesindeki askerin cesedi gece saatlerinde kazan dairesinde bulundu.
null
Olay bugün gece saatlerinde Erzincan merkezde yaşandı. Alınan bilgiye göre, 3 gündür kayıp olarak güvenlik güçleri tarafından drone destekli olarak ta aranan Yüzbaşı Mehmet Derviş Alaş’ın cesedi bir apartmana ait kazan dairesinde bulundu. Apartman görevlisinin durumu haber vermesi üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Ceset otopsi için ambulansla hastane morguna kaldırılarak kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Erzurum Adli Tıp Kurumuna gönderilecek. Cesedi bulunan evli Yüzbaşı Mehmet Derviş Alaş’ın bir süre önce geçici görevle Amerika Birleşik Devletlerine görevlendirildiği belirtildi. Bir süredir Erzincan'da görevli olan evli ve 2 çocuk babası Mehmet Derviş A.'nın daha önce psikolojik tedavi gördüğü, askeri bir görev için iki hafta sonra Amerika'ya gideceği belirtildi. İki gün önce evinden ayrılan ve haber alınamayan Yüzbaşı Mehmet Derviş A. için eşinin kayıp ihbarında bulunduğu kaydedildi.
22.06.2019 - 08:57
İHA
['Türkiye', 'Erzincan', 'polis ']
Erzincan’da 3 gündür kayıp olarak aranan yüzbaşının cesedi kazan dairesinde bulundu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erzincanda-3-gundur-kayip-olarak-aranan-yuzbasinin-cesedi-kazan-dairesinde-bulun,GFoINoDYgkGG94I97Wrm3A
Mısır'da Hüsnü Mübarek'in iktidardan uzaklaşmasına neden olan gösterilerin başlamasının birinci yıldönümünde Mısırlılar Tahrir Meydanı'nda toplanmaya başladı. Müslüman Kardeşler ise gösterilere mesafeli yaklaşıyor.
null
'25 Ocak Devrimi'ni organize eden protestocuların bugün Tahrir Meydanı'nda Yüksek Askeri Konsey Başkanı Tantavi'ye çağrıda bulunarak Hüsnü Mübarek'in sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açmasını talep edecekler. Ancak parlamento seçimlerinden başarıyla çıkan Müslüman Kardeşler gibi iyi organize olmuş örgütler, "Yeni bir Arap Baharı" istemediği için Tahrir'deki gösterilere mesafeli yaklaşıyor. Protestocular dün akşam saatlerinden itibaren kışlık çadırlarını ve ulusal bayraklarını alarak Tahrir Meydanı'nda kamp kurmaya başlamıştı. Tahrir'de bir milyondan fazla kişinin toplanması bekleniyor. Mısırlıların bir bölümü devrimi kutlarken, bazıları ise reformlarla sivil yönetime geçiş sürecinin yavaş ilerlemesini eleştiriyor. Tahrir'deki kutlama öncesi Yüksek Askeri Konsey Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi, tekpileri dindirmek için önemli bir adım attı. Tantavi, 1981'de Enver Sedat'ın öldürülmesinin ardından uygulamaya konan olağanüstü halin kısmen kaldırıldığını duyurdu. Geçtiğimiz yıl Tunus'taki halk ayaklanması sonrasında Mısır'da 25 Ocak'ta başlayan yönetim karşıtı gösteriler 18 gün sürmüş ve 11 Şubat'ta dönemin cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek görevi bırakmak zorunda kalmıştı.
25.01.2012 - 13:40
null
[]
Bir milyon Mısırlı yeniden sokağa çıkıyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/bir-milyon-misirli-yeniden-sokaga-cikiyor,iA6RT0FPLUeCZfumf5irVw
Trabzonspor'da transfer çalışmaları devam ediyor. Teknik direktör Ersun Yanal ve yönetim transferleri kampa yetiştirmeye çalışıyor.
null
Yeni sezon hazırlıkları kapsamında ilk etap kampı için 3 Temmuz'da Slovakya'ya gidecek olan Trabzonspor, çalışmalara yeni kadroyla başlamak istiyor. Bordo mavililerde iç transferde bu haftadan itibaren önemli gelişmelerin yaşanması beklenirken, dış transferde de yoğun bir operasyon yürütülüyor. Trabzonspor Yönetimi ve teknik direktör Ersun Yanal'ın ortak düşüncesi yeni transferleri mümkün olabildiğince Slovakya kampına yetiştirmeye çalışmak olunca planlama da bu yönde ilerliyor. Trabzonspor, 28 Temmuz'da Macaristan'da başlayacak olan ikinci etap kampına ise yapılacak tüm transferlerin de katılımıyla nihai kadro ile gitmeyi hedefliyor. Trabzonspor'un yeni sezonda kadroda düşünmediği sol bek oyucusu İshak Doğan için kulübe teklifler gelirken ve yönetim bu teklifleri değerlendirmeye başladı. Geride kalan sezonu Eskişehirspor'da kiralık olarak geçiren İshak Doğan için Süper Lig'in yeni ekibi Karabükspor da devreye girerken transferin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor. Bordo mavililerde kadro dışı bırakıldıktan sonra affedilen Erkan Zengin için gelen teklifler de yönetimin belirlediği düzeye ulaşması durumunda deneyimli oyuncu Trabzonspor'dan ayrılabilir.
20.06.2016 - 17:19
Ntvspor
['Spor', 'Futbol', 'Trabzonspor']
Trabzonspor'da hareketlilik başlıyor!
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/trabzonsporda-hareketlilik-basliyor,tc4BJLTo8kWEB91pUxE6_A
Mısırlı yönetmen Amr Beyyumi, Arap dünyasında bir ilke imza atarak, "Cinsel Konuşmalar" adlı bir belgesel film çekti.
null
Şu ana kadar çeşitli sinema ve kültür merkezlerinde gösterime giren filmde, Mısırlıların konuşamadıkları ve tabu olarak gördükleri cinsel yaşamları psikolojik ve sosyolojik yönleriyle irdeleniyor.  Gazete kupürleriyle başlayan belgeselde, Kahire sokaklarında sorular yöneltilen Mısırlılar, en çok cinsellikle ilgili soruları şaşkınlıkla karşılıyor ve sorulara "ne, nasıl" gibi karşılıklar veriyor.  5 bölümden oluşan belgeselde, cinsellik konusunda uzman görüşlerine yer veriliyor ve halkın bu konudaki anlayışı ele alınıyor. Belgeselde Mısır halkının bir bölümü cinselliği "doğal" görürken, bazıları "bu konuyu konuşmanın bile haram olduğunu" savunuyor.  Yönetmen Amr Beyyumi, belgeselinin Arap dünyasında ve Mısır'da bir ilk olduğunu belirtti ve "Önemli bir konuya dikkat çekerek, ülkede tabu olarak görülen cinsellikle ilgili halkın korkularının önemsiz olduğunu göstermeye çalıştım" dedi.  Çalışmasının olumlu yankıları olduğunu kaydeden Beyyumi, halkın belgesele ilgi gösterdiğini, çünkü filmde halkın ilgisini çeken bir konunun işlendiğini ifade etti.
16.10.2010 - 15:49
Anadolu Ajansı
[]
Mısırlıların cinsel yaşamı belgesel oldu
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/misirlilarin-cinsel-yasami-belgesel-oldu,ikH128LYl0WeYuBJVibQ1A
Turgut Özakman’ın yazdığı 'Fehim Paşa Konağı', 'bürokrasinin genetiği' hakkında bir müzikli komedi.
null
Fehim Paşa Konağı; II. Abdülhamit’in hâkim olduğu zamanlardan bu zamanlara birbirinden renkli ve aslında çok tanıdık karakterlerle dolu, “bürokrasinin genetiği” hakkında bir müzikli komedi. Turgut Özakman’ın kaleminden çıkan ve Özcan Alpar’ın yönettiği oyunun dekorları Vedat Oyuryüz, oyun müzikleri Volkan Kirpik imzası taşıyor. Fehim Paşa Konağı, Özakman'ın 1967'de Sarıpınar 1914'le başlattığı, tarihsel bakış açısından, "göstermeci" anlatımla yazılmış, Özakman'ın olan ikinci dönem oyunlarından biridir. 'Fehim Paşa konağı' 7 Aralık Cumartesi akşamı saat 20.00'de Maltepe Sanat Tiyatrosu'nda sahnelenecek.
06.01.2012 - 18:09
null
[]
Bürokrasinin değişmez genetiği
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/burokrasinin-degismez-genetigi,Z8qtu4QTpEupKNZ5C0XfYg
Nezle, grip, orta kulak ve bademcik iltihabı, bronşiolit, akut sinüzit… Soğuk hava, özellikle çocuklarda bu tür üst solunum yolu enfeksiyonlarına davetiye çıkarıyor. Öyle ki 5 yaş altındaki çocuklar yılda 6-8 kez üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanıyor. Peki çocukları bu enfeksiyonlardan korumak için neler yapılmalı?
null
ların kış aylarında sıkça hastalanmalarının birkaç nedeni var. Hava sıcaklığı ile nem oranının düşmesi virüslerin daha da güçlenmelerine neden olurken, havada uzun süre canlı kalmalarını ve çoğalmalarını da kolaylaştırıyor. Kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen zamanın artması, bu mekanlarda havalandırmaların genellikle yetersiz kalması nedeniyle çocuklar mikroplara maruz kalıyor. Bunların yanı sıra soğuk havada bağışıklık sisteminin zayıflaması da na yol açan bir başka önemli etken. Üst solunum yolu hastalıklarının çoğu antibiyotik tedavisi gerektirmeden, şikayetlere yönelik uygulanan tedavilerle geçseler de, bazen hastane yatışını gerektirecek kadar ciddi sorunlar oluşturabiliyor. Dolayısıyla kış aylarında çocukları mikroplardan korumak büyük önem taşıyor. Çocukları kış aylarında tehdit eden hastalıklardan korumanın yollarını anlatan Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı , şu öneri ve uyarılarda bulunuyor:   Kalın bir kıyafet giydirmeyin: Hastalıklardan korumak için terletmeyen, çok kalın olmayan, aynı zamanda üşütmeyen kıyafetler tercih edin. Soğuk havalarda tek kalın bir kıyafet yerine, ince özellikli kıyafetlerin bir iki kat şeklinde giydirilmesi, ısı dengesinin sağlanması açısından daha iyi bir koruma sağlıyor.  Ayakların ısısının da iyi korunması çok önemli. Pamuklu, terletmeyen ve çok ağır olmayan çoraplar ile ısı yalıtımını iyi sağlayan ve ayağına büyük olmayan ayakkabı tercih etmelisiniz. Baş bölgesinden ısı kaybı fazla olabileceği için şapka veya bere takmayı ihmal etmeyin. Ayrıca ısı regülasyonu için atkı sararak boyun bölgesinin soğukla temasını önlemelisiniz. Ancak ağız bölgesine temasını dikkate alarak atkıyı sık sık yıkayın, çünkü mikroplar vücudumuza en çok ağız ve burun yoluyla giriyorlar. Anne sütü bağışıklık sistemini güçlendirmek için bebeğin ihtiyacı olan tüm besin öğelerinin kaynağı olan mucizevi bir besin. Dünya Sağlık Örgütü; sayısız faydaları nedeniyle bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmelerini, 6. aydan sonra da ek gıdalarla birlikte 2 yaşına kadar anne sütüyle beslenmeye devam etmelerini öneriyor. Bebeğinizin bağışıklık sisteminin güçlü olması için gribe yakalandığınızda bile emzirmeye devam edin.  Sağlıklı beslenme vücut direncini artırmada son derece önemli bir rol üstlenir. Çocuklar vücudumuz için yapı taşı olan proteinlerden zengin beslenmeli. Bunun için haftada en az 2 kez balık, 2-3 kez kırmızı et, 2-3 kez bakliyat (kuru fasulye, nohut mercimek vb.) tüketmeli. Her sabah yumurta, peynir ve zeytin yemeleri de çok önemli.  Bol vitamin içeren sebze ve meyveler, kış aylarında özellikle de C vitamin deposu olan portakal, mandalina ile nar sofrada mutlaka bulunmalı. Kalsiyum ve proteinden zengin süt, bağışıklık sistemimizi güçlendiren ev yapımı yoğurt, kefir gibi probiyotikler, muz gibi prebiyotikler temel besinler olmalı. Hastalık solunum yoluyla bulaşsa da, kirli eller de mikropların bulaşması açısından büyük bir risk taşıyor. Ağız ve burun salgılarının bulaştığı ellerle başka kişilere veya eşyalara temas sonucu mikroplar kolayca bulaşıyor. Çocuklar da kirlenmiş ellerini, ağız veya buruna götürerek virüsleri alıyorlar. Bu nedenle çocuğunuzun ellerini yemekten önce ve sonrasında, dışarıya çıktıktan sonra bol su ve sabunla en az 10-15 saniye yıkamasını sağlayın. Zencefilin doğal antialerjik (antihistaminik) özelliği, öksürük üzerinde doğal tedavi edici bir etki sağlıyor. İçerdiği C, E vitamini, kalsiyum, fosfor ve demir ile de hem bağışıklık sistemini uyarıyor, hem de antioksidan özellik sağlıyor. Zerdeçal da içerdiği antioksidanlar, C ve E vitamini ile bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı koruyucu etki ve direnç sağlıyor. Eğer çocuğunuzun alerjisi yoksa zencefil ve zerdeçal gibi gıdaları bal ile birlikte tüketmesini sağlayın. Günde bir defa, 1 bardak sütün içine 1 çay kaşığı zencefil veya zerdeçal katabilir veya 1 tatlı kaşığı bal (eğer bala alerji yok ise) ile 1 çay kaşığı toz ya da taze zencefili karıştırıp macun kıvamına getirebilirsiniz. Bunların yanı sıra 1 çay bardağı ıhlamur içine 1 tatlı kaşığı bal ve 1 çay kaşığı toz zencefili ekleyebilirsiniz. Ancak dikkat! Bu gıdaların 1 yaş altındaki çocuklara verilmesi uygun değildir. Kapalı mekanlarda, öksürük ve hapşırık yoluyla ortama saçılan damlacıklar aracılığıyla, mikroplar çevreye hızla yayılıyor. Okul gibi kalabalık ve kapalı mekanlarda bu mikropların bulaşma riskleri çok yüksek oluyor. Dolayısıyla kapalı mekanların saat başı en az 5 dakika havalandırılmaları, enfeksiyonlarla mücadele etmede son derece önem taşıyor. Enfeksiyonlardan korunmak için evinizde de odaları düzenli olarak havalandırmaya özen gösterin. Ayrıca evin ısısını iyi ayarlamalı ve havanın aşırı kuru olmasını engellemelisiniz. Fazla şeker tüketimi bağışıklık sistemini zayıflatan önemli bir etken. Ayrıca yol açtığı obezite de başka sağlık sorunlarına neden olarak vücut direncini düşürüyor. Bu yüzden çocuğunuzu şeker gibi zararlı karbonhidratlardan uzak tutmanız çok önemli. Ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişler içerdikleri E vitamini, çinko ve omega 3 yağ asitleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Çocuğunuzun her gün bir avuç (2-3 ceviz, 5-10 badem, 5-8 tane kaju veya antep fıstığı, 8-10 fındık, 7-8 kuru üzüm, yaban mersini gibi) çeşitli kuruyemişleri yemesini sağlayın. Kış aylarında kaloriferlerin etkisiyle kuruyan oda havası solunum yollarının kurumasına ve tahriş olmasına zemin hazırlıyor. Bunun sonucunda üst solunum yolu enfeksiyonları riski artıyor. Çocuğunuzun bol bol su içmesini sağlayarak duruma da engel olabilirsiniz. En önemlisi yeterli miktarda su tüketilmesi bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kan dolaşımını düzenliyor, metabolizmanın artışını sağlıyor, zararlı maddelerin ve toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Ciddi sonuçlara yol açabilen çocukluk çağı hastalıklarına karşı aşıların doğru zamanda ve eksiksiz yapılması çok önemli. Astım, romatizmal kalp hastalığı ve kan hastalığı gibi kronik hastalığı olan riskli çocuklarda, 6 aydan büyük bebeklerde de grip aşısının yapılması sağlanmalı. Çocuklar yorgun ve uykusuz olduklarında vücut dirençleri düşer ve çok kolay hastalığa yakalanırlar. Hastalıklara karşı savaşma gücünü artırmak için çocuğunuzun yeterli süre uyumasını sağlayın. Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücut direncini artıran spor alışkanlığını kazandırın. Yaşına uygun olarak seçilen spor, çocuğun gelişimine çok yönlü bir fayda sağlayacaktır. Çocuğunuzu 4-5 yaşlarında yüzme ve jimnastiğe, 7-8 yaşlarında tenis veya futbola, 9-10 yaşlarından sonra da basketbol, voleybol veya su topu gibi çeşitli sporlara yönlendirebilirsiniz.
08.01.2019 - 11:44
ntv.com.tr
['Beslenme', 'Bebek ve Çocuk Sağlığı', 'İstanbul', 'Enfeksiyon', 'Bulaşıcı hastalık', 'kış', 'grip']
Çocukları kış enfeksiyonlarından korumada etkili 12 adım
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/cocuklari-kis-enfeksiyonlarindan-korumada-etkili-12-adim,4gXVmPTUJkyVUT2DdRMZcQ
İngiltere'de parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nın Başkanı John Bercow, mahkemenin aldığı kararın ardından parlamentonun yarın toplanması için talimat verdi. Bercow, "Parlamento idarecilerine, parlamentonun yarın 11.30'da işbaşı yapması için gereken hazırlıkları tamamlaması talimatı verdim" dedi.
null
İngiltere'de parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nın Başkanı John Bercow, Anayasa Mahkemesi'nin hükümetin parlamentoyu tatil kararının yok hükmünde olduğuna karar vermesinin ardından, parlamento binası önünde basına açıklamalarda bulundu. Mahkemenin oy birliğiyle aldığı kararı memnuniyetle karşıladığını belirten Bercow, "Parlamento idarecilerine, parlamentonun yarın 11.30'da işbaşı yapması için gereken hazırlıkları tamamlaması talimatı verdim" dedi. Bercow, kararını parlamentoda grubu bulunan partilerin liderleri ve üst düzey yetkilileriyle de paylaştığını kaydetti. İngiltere'de muhalefetteki partilerin liderleri, Anayasa Mahkemesinin Başbakan Boris Johnson'ın parlamentoyu tatil etme kararını hukuka aykırı bulmasını memnuniyetle karşıladı. Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn, Johnson'ı pozisyonunu gözden geçirmeye çağırdı. Kararın, Başbakan'ın parlamentoyu kapatmada yanlış yaptığını gösterdiğini belirten Corbyn, hükmün aynı zamanda demokrasinin Johnson tarafından aşağılandığını ve görevin kötüye kullanıldığını da ortaya koyduğunu savundu. Liberal Demokrat Parti lideri Jo Swinson, kararın, Johnson'ın başbakanlık için uygun olmadığını teyit ettiğini vurgulayarak, "(Johnson) Kraliçe'yi ve ülkeyi yanılttı, halkın temsilcilerini yasa dışı şekilde susturdu." dedi. İskoçya Ulusal Partisinin İngiltere Parlamentosundaki grubunun lideri Ian Blackford, Johnson'ın karar sonrası istifa etmesi gerektiğini kaydetti. Aşırı sağcı Brexit Partisi lideri Nigel Farage, "Kraliçe'nin konuşmasını iptal etme ve tatil kararı şimdiye kadarki en kötü siyasi karardı. Dominic Cummings (Johnson'ın danışmanı) gitmeli." ifadesini kullandı. Avam Kamarası Başkanı John Bercow, kararı memnuniyetle karşıladığını ifade ederek, "Parlamenter demokrasimizin bir simgesi olarak Avam Kamarasının gecikmeksizin toplanması gerekiyor. Bu amaçla acil olarak parti liderleriyle görüşeceğim." dedi. Boris Johnson, hükümet programını hazırlayabilmek için parlamentoyu tatil etme talebini Kraliçe 2. Elizabeth'e sunmuş, Kraliçe'nin onanıyla parlamento 9 Eylül-14 Ekim için tatil edilmişti. Ancak Johnson'ın kararını, Brexit sürecinde parlamentoyu devre dışı bırakmaya yönelik bir "anayasal darbe" diye nitelendiren muhalefet partileri, konuyu yargıya taşımıştı. Johnson'ın tatil kararı, İskoçya'nın başkenti Edinburg'da ve Londra'da Yüksek Mahkemede dava edilmiş, her iki mahkeme de bunun siyasi nitelikte bir karar olduğuna ve yargının alanına girmediğine hükmetmişti. Ancak Edinburg'daki karar temyiz edilmiş, temyiz duruşmasında İngiliz hükümetinin parlamentoyu tatil kararının arkasındaki niyetle, Kraliçe 2. Elizabeth'e beyan edilen gerekçe arasında farklılık olduğuna hükmedilmişti. İngiliz hükümeti, temyiz kararını Londra'daki üst mahkemeye taşımıştı. 17 Eylül'de başlayan davada karar, bugün açıklanmış ve Johnson'ın parlamentoyu tatil etme konusunda Kraliçe'ye sunduğu gerekçenin yasa dışı olduğu ifade edilerek tatil kararı yok hükmünde sayılmıştı. Hükümde, "Tatil kararı, meşru bir sebep olmadan parlamentonun yasama organı olarak anayasal görevini yerine getirmesini engelleyecek bir etkiye sahip olması durumunda yasa dışıdır. Parlamentonun 5 hafta tatil edilmesinin niçin gerekli olduğu konusunda mahkemeye gerekçe sunulmadı. (Bu durumda) Kararın yasa dışı olduğu sonucuna varmak zorundayız" ifadelerine yer verilmişti. Parlamento, tatile girmeden önce Johnson'ın 31 Ekim'de ülkeyi anlaşmasız biçimde Avrupa Birliği'nden (AB) ayırmasını önlemeye dönük bir yasa da çıkarmış, Johnson bu yasaya uymayabileceğinin sinyalini vermişti.
24.09.2019 - 14:59
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Avrupa', 'İngiltere', 'Boris Johnson']
İngiliz parlamentosu yarın toplanacak
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ingiliz-parlamentosu-yarin-toplanacak,rxOFhZGGWUujkxa7yiHseA
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, genel kurulda Florya projesinin kabul edilmemesi durumunda istifa edeceği yönünde çıkan haberlere, “Yokum derken kulüpten yok olmayı kast etmedim. ‘Florya'yı imar etme projesinde yokum’ dedim. Takımın daha iyi şartlara kavuşması lazım. Söylemimin amacı buydu. Cımbızla kelime seçerseniz, farklı manalar çıkarabilirsiniz” dedi.
cumhuriyet.com.tr
Galatasaray’ın 111. Yılı etkinlikleri kapsamında kulübün kurucusu Ali Sami Yen, kabri başında anıldı. Sarı-kırmızılıların Başkanı Dursun Özbek, ziyaretten sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 111. yılı etkinlikleri yarın başlayacağını belirten Özbek, “Bugünde kurucumuz Ali Sami Yen Bey'in mezarını ziyaret ettik. Ruhuna bir Fatiha göndermek ve onu hatırlamak üzere buradayız. Buraya gelmişken değerli spor adamı, Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba'yı da unutmadık. Her ikisinin de mekanı cennet olsun” şeklinde konuştu. Beşiktaş ile oynadıkları derbide iki kulüp olarak iyi bir örnek verdiklerini söyleyen Başkan Özbek, “Ülkemizin en büyük ihtiyaç duyduğu konu; birlikte, beraber ve kardeşçe olmak. Spor, Türkiye ve dünyada ilgiyle izlenen bir olay. Sporda verilen mesajlar büyük kitlelere ulaşıyor. Fikret Başkan ile oturup konuşup deplasman yasağının kalkmasına karar verdik. Dostça bir maç oldu. Maç 90 dakika; fakat öncesi ve sonrasında büyük şov oluyor. İki taraftar aynı sahada maçı seyrettiğinde şov daha zevkli oluyor. Derbi yasağının tamamen kalkması en büyük arzum” ifadelerini kullandı. Genel kurulda Florya projesinin kabul edilmemesi durumunda istifa edeceği yönünde çıkan haberler konusunda ise Özbek, şöyle konuştu: “Gazetelerde söylediğim ifadeler çarpıtılıyor. ‘Galatasaray Futbol Takımı'nın Florya'dan çıkabilmesi için kulübün stada daha yakın, daha mükemmel, daha konforlu bir yere taşınması lazım. Bunu sağlayamazsak ‘ben yokum’ dedim. ‘Yokum’ derken kulüpten yok olmayı kast etmedim. ‘Florya'yı imar etme projesinde yokum’ dedim. Takımın daha iyi şartlara kavuşması lazım. Söylemimin amacı buydu. Cımbızla kelime seçerseniz, farklı manalar çıkarabilirsiniz.” Genel kurulun Gatasararay’ın sahibi olduğunu vurgulayan Özbek, “Bizler emanetçiyiz. Biz, çalışmalarımız neticesinde Galatasaray'ı daha ileriye taşımanın yollarını arıyoruz. Genel kurul işin sahibi. Nasıl istenirse öyle yaparız. Bir zıtlaşma yok. Genel kurul bu işin patronu, o ne derse öyle olur. Galatasaray Spor Kulübü bana 3 yıllık yönetme hakkı verdi. Bizim yapmamız gereken aldığımız görevi süre sonuna kadar layıkıyla götürmek. Galatasaray’ın mali bağımsızlığa kavuşması ise bizim görevlerimizden bir tanesi. Dolayısıyla görevimizin her zaman başındayız” diye konuştu.
14 Ekim 2016 Cuma, 13:56
cumhuriyet
null
Dursun Özbek: Yokum derken kulüpten yok olmayı kast etmedim”
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/615790/Dursun_Ozbek__Yokum_derken_kulupten_yok_olmayi_kast_etmedim_.html
Rus hackerların ABD seçimlerine müdahalesini araştıran istihbarat raporunun gizliliği kaldırıldı ve kamuoyuyla paylaşıldı. Rapora göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, seçimi Donald Trump’ın kazanabilmesi için direkt olarak müdahil olduğu bir siber kampanya yürüttü.
null
ABD istihbarat yetkililerinin hazırladığı rapora göre, seçimlerde işleyen demokratik süreci baltalamak ve Demokrat Parti adayı ’ın seçim şansına zarar vermek için bir nüfuz kampanyası yürüttü. Raporda, Putin ve Rus hükümetinin ABD seçimlerinde lehine net bir tercih geliştirdiği, ABD’de demokratik seçim süreci konusunda kamuoyu inancını zayıflatmayı hedeflediği ve Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton’ın seçilebirliğini engellemeyi planladığı açıklanıyor. Hazırlanan rapor, ABD istihbarat yetkilileri tarafından, 2016 seçim kampanyaları sırasında tartışılan Rus siber hack faaliyetlerinin değerlendirildiği ilk resmi belge niteliğini taşıyor. Raporla birlikte, yetkililer iddialarını kanıtlamak için çok sayıda yeni bilgiyi kamuoyuyla paylaşmış oldu. ABD’li istihbarat kaynakları, raporda seçimlerde yaşanan Rus etkisinin hack faaliyetleriyle sınırlı olmadığını iddia ediyor. İddia edilen kampanyaya göre, kamuya açık medya organları ve ücretli sosyal medya kullanıcılarının açık propaganda faaliyetlerinin de saptandığı belirtiliyor. ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitelerinde yer alan üst düzey Demokrat Parti yetkilileri, rapora ciddi bir cevap verilmesi gerektiğini ve tekrarının yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması ihtiyacını açıklıyorlar. İstihbarat yetkilileri ile de bir görüşme gerçekleştirdi ve yeni başkanı konu hakkında bilgilendirdi. Trump seçim sonuçlarında Rusya’nın etkili olduğunu reddetse de, toplantının “yapıcı” geçtiğini açıkladı. Trump, yaptığı açıklamada Rusya'nın saldırıların arkasında olabileceği ihtimalini kabul etti, ancak Çin'i daha kalıcı ve ciddi bir siber tehlike olarak niteledi.  ABD'de Seçici Kurul üyelerinin 19 Aralık'ta kullandıkları oyların sayımı için toplanan ABD Kongresi, 8 Kasım'daki seçimlerden galibiyetle çıkan Cumhuriyetçi Donald Trump'ın başkan olduğunu ilan ederek resmileştirdi.
07.01.2017 - 04:17
ntv.com.tr
['Dünya', 'Rusya', 'Donald Trump', 'Vladimir Putin', 'Hillary Clinton', 'ABD']
ABD İstihbarat Raporu: Putin Trump’ın seçilmesi için siber müdahalede bulundu
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/abd-istihbarat-raporu-putin-trumpin-secilmesi-icin-sibermudahalede-bulundu,JvDg6lDqM06wh03qfC9AHA
OK Google özelliği Chrome'un masaüstü sürümlerinden kaldırıldı
null
Chrome'un kullanıcıları dinlediği iddia edilen OK Google özelliği masaüstü sürümlerinden kaldırıldı. Özelliğin kaldırılma sebebi ise web tarayıcısının güvenlik simgelerinin yenilendiği ve bazı geliştirici özelliklerinin geldiği Chrome 46 sürümü ile birlikte Windows, OSX ve Linux işletim sistemleri... Son sürümle yine kullanıcıların kendi sesleriyle Google araması başlatmaları mümkün olacak. Bunun için google.com web adresini açıp sesli aramayı etkinleştirmek için mikrofon simgesine tıklamaları yeterli olacak. Google kullanıcıların çoğunun bu fonksiyonu kullanmaması nedeniyle özelliğin kaldırdığını söylüyor. Chrome, Google'ın diğer ürünleri ile entegrasyon sağlayan ve aynı zamanda zengin özellikleriyle şu anda en popüler web tarayıcısı konumunda. Ancak tarayıcı sitem kaynaklarını tüketen pek çok özellik sunuyordu. Google'ın bu hamlesi dizüstü bilgisayarlarda çok fazla RAM ve batarya kullanımı şikayetlerine bir cevap da taşıyor. Ayrıca eleştirmenler geçtiğimiz Haziran ayında sesli arama özelliği ile Google'ın herkesi dinlediğini iddia etmiş, Chrome bu konuda ateş altına girmişti. Bu özelliği sağlayan kod Chromium adlı açık kaynak tarayıcıya dahil edilmişti. Google şikayetlerden sonra ilgili kodu çıkarsa da özellik Chrome tarayıcısında şimdiye kadar korunmaya devam etmişti.
20.10.2015 - 17:35
haberturk
[]
Chrome OK Google özelliğini kaldırdı
Teknoloji
https://www.haberturk.com/ekonomi/teknoloji/haber/1142622-chrome-ok-google-ozelligini-kaldirdi
Başbakan Erdoğan, PKK'nın eylemlerine hız verdiğini belirterek muhalefeti bu tür olaylardan fırsat çıkarmakla suçladı. Başbakan "Eğer terör bizim iktidardan çekilmemizle bitecekse biz çekiliriz" dedi.
null
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum gezilerinde bugünkü durağı Balıkesir'di. Kuvayi Milliye Meydanı'nı dolduran kalabalığa seslenen Erdoğan, muhalefete yüklendi. Alandakilere ''Darbe Anayasası mı, milletin Anayasası mı?'' diye soran Erdoğan, ''Evet'' yanıtını alınca, ''Bu milletin neden AK Parti'yi tercih ettiğini anlamak istiyorsa, CHP gidip başka yerlerde işbirlikçiler aramasın, kendisine baksın, kendisine'' dedi. CHP'nin yaptığı muhalefeti 'dostlar başına' olarak nitelendiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bunlar bu kafayla devam etikleri sürece asla ve asla tek başına iktidar olamazlar. Şimdi çıkmış diyor ki, 'Oylarımda anlamlı bir artış olmazsa genel başkanlıktan çekilirim'. Peki anlamlı ne demek, ölçüsü ne, birimi ne? Bunun cevabı yok. Tek başına iktidar olmak gibi bir hedef ortaya koyamıyorsun. Birinci parti olma gibi bir hedefi önüne koyamıyorsun. Neymiş, oylarında artış olursa başarılı sayılırmış. Balıkesir'in tirit yemeği meşhurdur. Ben Balıkesirli hanım kardeşlerime soruyorum. Bunlar sade suya tirit doğramaya çalışıyorlar. Ben bugüne kadar çok kesin konuştum, 'Eğer partim genel seçimlerde ikinci olursa genel başkanlığı bırakırım' dedim. 'Yüreğiniz yetiyorsa, cesaretiniz varsa, siz de açıklayın' dedim onlara. Hiçbirisi açıklamadı. Çünkü bunlara koltuk rahat geliyor, rahat. Bırakamazlar, bırakamıyorlar.'' Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bakın ben buradan, AK Parti'nin nasıl iktidara geldiğini söyleyeyim. AK Parti'yi, millet iktidara getirdi millet! Onlar statükocularla işbirliği yaparken, onlar çetelere avukatlık yaparken, onlar darbecilere çanak tutarken, onlar mafyayla el ele dolaşırken, AK Parti, gücünü milletten aldı. CHP'nin genel başkanı her gün gelip kuyuya bir taş atıyor ve bizim girip çıkarmamızı istiyor! Öyle iddialar ortaya atıyor ki, kargalar bile gülmeye tenezzül etmez!" Bursa İnegöl'de ve Hatay Dörtyol'da son günlerde bazı üzücü olaylar yaşandığını, İnegöl'de küçük bir kıvılcımın sokak olaylarına neden olduğunu, Dörtyol'da 4 polisi şehit eden terörist saldırının bu ilçede tatsız olayların çıkmasına zemin hazırladığını anlattı. Bu olayları her bir Balıkesirlinin iyi değerlendirmesini ve iyi analiz etmesini isteyen Erdoğan, şunları söyledi: ''Gerek terör örgütünün bu saldırıları, gerek ilçelerimizde sahnelenen bu provokasyonlar, sinsi bir planın devreye konulmaya çalışıldığını gösteriyor. Terör örgütü, tam da 12 Eylül'de, Türkiye'nin demokrasi adına, geleceği adına çok önemli bir karar vereceği halk oylamasının hemen öncesinde eylemlerine hız vermeye çalışıyor. Taşeron terör örgütü Şemdinli'de, Çukurca'da, Reşadiye'de, Samsun'da, Hatay'da güvenlik güçlerimize saldırırken, muhalefet partileri maalesef bunu bir fırsat gibi değerlendiriyor. Onlar da eş zamanlı olarak hükümete saldırmaya... Ya bu terörle mücadele sadece AK Parti'nin işi mi? Bunu hep beraber yapacağız. Medyasıyla, sivil toplumu ile hep beraber yapacağız. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür mücadeleler iktidar mücadelesi olarak gerçekleşmedi. İktidarı ile muhalefeti ile... Ama biz de bu iş çirkin gidiyor; 'AK Parti yıkılsın da ne olursa olsun'. Her zaman benim bir sözüm var, yine aynı şeyi söylüyorum. Eğer, bu ülkede, benim vatanımda eğer terör bizim iktidardan çekilmemizle bitiyorsa çekiliriz. Ama biz bunları gördük. Terör bu ülkede 84'te başladı. 84'ten bu yana her yıl teröre verdiğimiz şehidimizin sayısı belli ve şu ana kadar yaklaşık teröre verdiğimiz sayı 7 bin ve bunu şöyle diğerleriyle ortaya koyduğumuzda terörle mücadelede teröristlerin bu noktadaki sayısını da ele aldığımızda bu kadar şehit verdik, bu mücadele bu şekilde devam etti ve şu son 7, 7.5 yılda da bu mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Ama şimdi ne yapıyorlar. Sesi yükseltiyorlar. Yükselten kim, medyası, muhalefeti hep beraber iş birliği halinde bunu sürdürüyorlar.''
30.07.2010 - 18:17
null
[]
'İktidardan çekilmemizle terör bitecekse...'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/iktidardan-cekilmemizle-teror-bitecekse,gq6XQjzWNku1HiuWSIrpWA
Medyasoft, IBM Yazılım Grubu Türkiye distribütörü oldu.
null
Medyasoft'un IBM ile gerçekleştirdiği işbirliğinin tanıtım toplantısında konuşan Medyasoft Genel Müdürü Doğu Pabuçcuoğlu, dünyanın önde gelen yazılım ve eğitim markalarını bir araya getirmeye devam ettiklerini söyledi. Doğu Pabuçcuoğlu, Medyasoft'un son dönemde 2 ve 3 boyutlu yazılımlar konusunda ''uzman'' Autodesk ve tüm dünyada 75 dilde online ve elektronik sözlük sunan Babylon ile işbirliği gerçekleştirdiğini hatırlattı. Pabuçcuoğlu, IBM ile işbirliği kapsamında, ''işletmelerin iletişim kurmalarına, işbirliği yapmalarına ve verimliliklerini artırmalarına yardımcı, güvenlik açısından zengin bir yazılım olan Lotus, gereksinimlerin istenilen zamanda, planlanan bütçeyle ve hedeflenen kalitede karşılanabildiği yazılım geliştirme platform olan Rational, kaliteli hizmetlerin sağlanması, risk ve uyumluluk standartlarının yönetilmesi, yatırım getirilerinin en üst düzeye çıkarılması ve iş büyümesinin hızlandırılması açılarından gerekli olan görünürlük, denetim ve otomasyon olanaklarını sağlayan Tivoli, bütünleştirme ve uygulama altyapısı yazılımı olan Websphere ve veri yönetimi çözümü DB2'' ürünlerini kullanıcılara sunacaklarını bildirdi. IBM ile işbirliğine gidilmesinin en önemli nedeni olarak IBM'in alanında çok güçlü bir marka olmasını gösteren Pabuçcuoğlu, ''Medyasoft olarak IBM ile evimizi tamamladık. Bundan sonra evimizin bahçesini yapacağız'' dedi. IBM Yazılım Bölümü Müdürü Gülsün Emüler de, IBM'nin, dünyanın ''en büyük'' 3 yazılım firması arasında yer aldığını yazılımın, bilişim sektöründe farklı dinamiklere sahip, kendine özgü iş yapma şekli bulunan bir uzmanlık alanı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Bütün işi yazılım ve yazılımı çevreleyen çözümler üretmek olan Medyasoft ile yaptığımız işbirliği, birbirimizi anlamamız açısından önem taşıyor. Medyasoft'un Türkiye genelinde pazar oluşturmaya yönelik çalışmalarını ve Anadolu'ya açılımını ilgiyle izliyoruz. IBM Yazılım Grubu'nun büyüme stratejileriyle örtüşen bu çalışmaların, ürünlerimizin yeni pazarlara erişmesini hızlandıracağını düşünüyoruz. Medyasoft'un, dağıtım kanalına katma değerli destek sunarak IBM'in kurumsal müşteri segmentindeki uzmanlığını orta büyüklükteki pazarlara aktarmakta başarılı olacağına gönülden inanıyoruz.''
01.07.2009 - 16:23
Anadolu Ajansı
[]
Medyasoft IBM yazılım Türkiye distribütörü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/medyasoft-ibm-yazilim-turkiye-distributoru,lpcPCQU9ekO0AyXCW923xQ
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "Kendi adaylarımızla seçime gireceğiz, hiçbir parti ile ittifak yapmayacağız" dedi.
null
Partisince Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde partilerine en az oy desteğinin CHP'den geldiğini söyledi. CHP'nin oylarının büyük oranının HDP'ye gittiğini iddia eden Türkkan, şunları kaydetti: "Yaptığımız bütün çalışmalarda en az oyu CHP'den aldık. Biz Muharrem İnce'nin asla ikinci tura seçilemeyeceğini ortaya koymuştuk. Türkiye'de solun gerçekten oy oranı belli. Bu durum 1944'ten beri devam ediyor. Bunu anlatamadık. 'HDP barajı geçsin' diye CHP seçmeninin oyları HDP'ye gitti. CHP ile ittifak çok istediğimiz bir şey değildi. 15 vekili bize vermediler, demokrasiye verdiler. Biz onları ne grubumuza aldık ne de görev verdik. Demokrasinin arızasını giderdiler. O da bir siyasi partinin üzerine düşen bir vazifedir. İttifakımız bundan sonra bir kişi ile olacak; o da milletle. Onun dışında ittifak söz konusu değil. İYİ Parti kendi adaylarıyla seçime girip hiçbir parti ile ittifak yapmayacaktır."
19.09.2018 - 13:56
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'İYİ Parti']
İYİ Parti’den açıklama: Hiçbir partiyle ittifak yapmayacağız
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/iyi-partiden-aciklama-hicbir-partiyle-ittifak-yapmayacagiz,VWkSUzAHDkegCfBqkbOULg
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin yaptırımlarına rağmen petrol üretimine ve ihracatına devam edeceklerini belirtti.
null
Ülkenin güneybatısındaki Buşehr eyaletine bağlı Aseluye kentinde 3 petrokimya projesinin açılış törenlerine katılan Ruhani, devlet televizyonundan yayınlanan açıklamasında, düşmanlar tarafından hazırlanan komplolarda yeni bir aşamaya girildiği uyarısında bulundu. Yaptırımlara karşın petrokimya projelerinin hayata geçirildiğini aktaran Ruhani, İran'ın ekonomik ve psikolojik savaşla karşı karşıya olduğunu belirterek şunları söyledi: "Bu savaşın ön cephesinde ekonominin yükünü omuzlayan petrol, gaz ve petrokimya sektörleri var. Düşman bize yaptırım uygulamak istediğinde bu sektörlere el uzatıyor." ABD'nin yeni yaptırımlarla ülkenin bağımsızlığını hedef aldığını ancak yaptırımların kendilerini durduramayacağını vurgulayan Ruhani, "Biz bütün gücümüzle hem petrol üretimine hem de ihracata devam edeceğiz" ifadesini kullandı. İran Enerji Haber Ajansı SHANA Cumhurbaşkanı Ruhani'nin Aseluye'de Mercan Petrokimya Metanol Projesi, Perdis Petrokimya 3'üncü Ünitesi ve Demavend Petrokimya Santrali'nin 1'inci ünitesinin açılışını yaptığını duyurdu. Yıllık yaklaşık 62 milyon 150 bin ton petrokimya ve polimer ürünleri üreten İran'ın, yeni projelerin hizmete açılmasıyla bu alandaki üretiminin 65 milyon 550 tonu aşacağı belirtildi. Projelerin toplam maliyetinin 1,85 milyar dolar olduğu kaydedildi. ABD yönetimi kasım ayında devreye sokacağı tek taraflı yaptırımların ikinci paketiyle İran'ın petrol ihracatını sıfırlamayı hedefliyor.
04.09.2018 - 15:47
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Ortadoğu', 'İran']
Ruhani: Petrol üretimi ve ihracatı devam edecek
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ruhani-petrol-uretimi-ve-ihracati-devam-edecek,3oFCpGK7-UCZgVERyjyAdw
BAŞAKŞEHİR'de 21 katlı binanın 9'uncu katından düşen kadın pilot, hayatını kaybetti.
DHA
Olay saat 12.00 sıralarında 2. Kısım Mahallesi, Okyanus Caddesi üzerinde bir sitede meydana geldi. İddiaya göre, 21 katlı binanın 9'uncu katında oturan 35 yaşındaki pilot Gökselin Türkel, dairenin camından bilinmeyen nedenden dolayı aşağıya düştü. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri kadın pilotun olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Polis olayın kadının düştüğü yere şerit çekerek, inceleme yaptı. Türkel'in cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Gökselin Türkel'in özel bir havayolu şirketinde 2. pilot olarak çalıştığı öğrenildi.
30 Nisan 2019 Salı, 15:46
cumhuriyet
null
9'uncu kattan düşen kadın pilotun şüpheli ölümü
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1370566/9_uncu_kattan_dusen_kadin_pilotun_supheli_olumu.html
Tokat'ta 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
null
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 22.45'te Tokat merkezde 4 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Depremin yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirlendi.
06.01.2018 - 23:09
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Tokat', 'Deprem', 'Son depremler']
Tokat'ta 4 büyüklüğünde deprem
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/tokatta-4-buyuklugunde-deprem,zizMJZ7Mx0CSqYhm9Rg2ew
'Şeytan Tüyü' filminin başrol oyuncusu Mustafa Üstündağ, filme ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu
null
Yönetmenliğini Murat Şenöy’ün üstlendiği, Mustafa Üstündağ, Şükran Ovalı, Güven Kıraç, Beyti Engin, Derya Karadaş, Erdal Tosun, Selen Uçer ve Haldun Dormen gibi isimlerin rol aldığı ‘Şeytan Tüyü’ adlı komedi filmi cuma günü vizyona giriyor.
15.03.2016 - 09:43
haberturk
['mustafa üstündağ']
Mustafa Üstündağ: ‘Rabbim barış içinde yaşamayı nasip etsin’
Fiskos
https://www.haberturk.com/magazin/fiskos/haber/1209917-mustafa-ustundag-rabbim-baris-icinde-yasamayi-nasip-etsin
Fransa basınında yer alan haberlere göre Lille, Başakşehirli Cengiz Ünder'i transfer listesine aldı.
null
'de bu sezon 31 maçta 7 gol ve 5 asist üreten için 9 Milyon euro teklife hazırlanıldığı belirtilen haberlerde saldırgan bir profile sahip olan ve agresif futbol oynatan Marcelo Bielsa'nın 19 yaşındaki Cengiz Ünder'i ısrarla istediği yazıldı. football365.fr'deki habere göre Tottenham'ın da bu oyuncuyu istediğinin Türk basınındaki kaynaklardan öğrenildiğine dikkat çekildi.
31.05.2017 - 14:42
DHA
['Futbol', 'Spor', 'Transfer']
Bielsa, Cengiz Ünder'i istiyor (Transfer haberleri)
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/bielsa-cengiz-underi-istiyor-transfer-haberleri,Ekyal4Fe3EyMSnKAl_j1Qw
Emel Sayın ve Şener Şen Taksim'de bir restoranda görüntülendi
null
Şener Şen ile , önceki akşam Taksim’de bir restoranda yemek yedi. Yemek çıkışı Şen, “Her şey yolunda”, Sayın ise “Bir proje için buluşmadık. Biz geleneksel olarak 15 günde bir eski dostlar olarak toplanırız” dedi.
09.11.2015 - 10:28
haberturk
['şener şen', 'emel sayın']
Şener Şen ile Emel Sayın yemekte buluştu
Gündem
https://www.haberturk.com/magazin/herkes-bunu-konusuyor/haber/1150807-sener-sen-ile-emel-sayin-yemekte-bulustu
Nijerye'daki menenjit salgını, son 3 ayda 333 kişinin ölümüne yol açtı.
null
Nijerya Sağlık Bakanı Babatunde Osotimehin, konuya ilişkin açıklamasında, salgınla ilgili ilk vakaların geçen aralık ayında görülmeye başlandığını, geçen süre içinde 22 bölgede toplam 5 bin 323 vakanın kaydedildiğini söyledi. Beyni saran zarların virüs veya bakteriler nedeniyle iltihaplanması olarak bilinen menenjit, kalıcı sakatlık veya ölümle de sonuçlanabiliyor.
05.03.2009 - 11:13
Anadolu Ajansı
[]
Nijerya'da menenjit salgını:3 ayda 333 can aldı
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/nijeryada-menenjit-salgini3-ayda-333-can-aldi,dGjXBb1YrU6zwzU41LleJw
Bel fıtığı tedavisini belirleyen en önemli noktanın hastanın şikayetleri olduğunu belirten Girişimsel Nöroradyolog Doç. Dr. Eren Erdem, ameliyatın, ciddi kuvvet kaybı ve idrar/dışkılama sorunu yaşayan hastalar için kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bel fıtığının yaklaşık %70 olguda kendiliğinden gerilediğini söyleyen Erdem, “Vücudumuzun savunma sistemi fıtığı 3 ila 6 ay içinde öğütebilmektedir” dedi.
null
Omurların bir gökdelen gibi dik durmasını sağlayan üç yapı bulunduğunu söyleyen Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı , “Bunların en önemli ve en naziği her iki omurun arasında bulununan diskler, faset eklemleri ve ön, orta ve arkada olmak üzere toplam üç taneden oluşan bulunan özel bir ince kas dokusu olan uzun ligamanlardır. Diskler diğer büyük eklemlerde olduğu gibi omurların arasında yastık görevi görmekte, hem hareketi sağlamakta hem de aşınmayı önlemektedir” dedi. İnsan ömrünün uzaması ve aktif hayat koşullarının disklerin daha çabuk ve sıklıkla yıpranmasına neden olduğunu vurgulayan Erdem, “Disklerimizin bir yastıkcık görevi gören kollajen yapılardır. Bu yapılar omurların arasında, ağırlığı ve her türlü stresi absorbe eder. Zamanla yıpranma ve içindeki sıvının azalması ile sertleşir ve görevini yapmakta zorlanır. Üzerindeki yükü taşıyamaz hale gelir ve bu yükün altında ezilir. Bu yükten bir şekilde kurtulmaya çalışır ve bunu da herhangi bir yöne genişleyerek yapar. En zayıf ve en fazla yük binen arka tarafı olduğu için arkaya omurga kanalına doğru taşar. Bazen bu uzun zaman içinde olur, bazen ise ani bir yük artışı (ağır kaldırma, ters bir hareket) ile bir anda olur” diye konuştu. Bel fığının 4 farklı derecesi olduğunu belirten Uzman, bu derecelendirmeyi; Hafif bir şişlik (bulge), yeni olusan sivilce gibi (protruzyon), iyice büyümüş olgun sivilce başı gibi (ekstruzyon), patlamış sivilce gibi parçası omurga kanalı içinde (sekuestre) şeklinde açıklayarak, “Kolayca anlaşılacağı gibi 1 ve 2. evre fıtıklar ufak olduklarından çoğunlukla sinirlere baskı yapmaz ve hastanın hiçbir şikayeti olmayabilir. Buna sessiz fıtık denir. Genelde 3. ve 4. evrede sorun yaratabilir. Ancak bunların bile bir çoğu ameliyatsız tedavi edilebilir” ifadesini kullandı. Diğer bir önemli noktanın bel fıtığının ne yönde geliştiği konusu olduğunu, fıtığın gelişme yerine göre etki alanının değiştiğini ileten Erdem, “Değişik tip ve lokasyonlarda oluşabilen bel fıtığının birçok çeşidinin tedavisinde ameliyata ihtiyaç duyulmaz, hatta hastalarda ağrıya bile neden olmayabilir” dedi. Bel fıtığı tedavisinde birkaç değişik yöntemin kullanılabildiğine dikkat çeken Dr. Erdem, “Tedavi noktasında en önemli konu hastanın şikayetleridir. Eğer sorun sadece ağrı ise, istirahat ve ağrı kesiciler bile yeterli olabilir. Ağrısı kısıtlı olan kişilerde, akupunktur, proloterapi, traksiyon denenebilir” diye konuştu. ABD’nin Arkansas Üniversitesi’nde Endovasküler Nöroradyoloji kürsüsünü kuran ve Arkansas eyaletindeki ilk Anevrizma ve AVM Endovasküler tedavilerini gerçekleştiren Doç. Eren Erdem, bel fıtığında ameliyat zorunluluğunun ne zaman doğduğu konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Çoğu zaman, hem hızlı ve uzun süreli ağrı kontrolü hem de inflamosyonu yok etmek için omurga içine yapılan steroid ya da ozon enjeksiyonları gerekir. Bu şekilde hastalar hızlıca normal hayatlarına dönebilirler. Epidural ya da selektif sinir bloğu denilen bu yöntemlerde, görüntüleme (skopi) altında hedef fıtığın baskı yaptığı sinirlere çok ince iğnelerle ulaşılıp ilaç enjekte edilir. Ayrıca gerekirse fıtığı küçültmek için lazer ya da koblasyon gibi disk hacmini azaltan yöntemler de beraberinde yapılabilir. Başarı şansı yüksektir, ancak tecrübeli hekimler tarafında doğru hedefe yapıldığında sonuç elde edilebilir. Sadece ciddi kuvvet kaybı ve idrar/dışkılama sorunu olan hastalarda açık ameliyat önerilir. Bunun nedeni ise bel fıtığının, %70’e kadar varan olguda kendi kendine gerilemesidir. Vücudumuzun savunma sistemi, fıtığı 3 ila 6 ay içinde öğütebilmektedir. Açık cerrahide de son yıllarda gelişme kaydedilmiştir, mikrocerrahi denilen yöntemle çok ufak kesilerden fıtığın çıkartılması mümkündür.”
25.10.2018 - 09:21
ntv.com.tr
['Genel Sağlık', 'İstanbul', 'Bel ağrısı', 'Ameliyat', 'bel fıtığı']
Bel fıtığı ameliyatı ne zaman kaçınılmaz olur?
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/bel-fitigi-ameliyati-ne-zaman-kacinilmaz-olur,nIxYyHPMCkKjrxK2uaeRig
İstanbul'da yeni yılda yağan kar dolayısıyla şehrin su ihtiyacını karşılayan barajların doluluk oranı son 10 yıllık ortalamanın üzerine çıkarak yüzde 77'ye yükseldi.
null
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden (İSKİ) yapılan yazılı açıklamaya göre, kentte 7 Ocak'ta başlayan ve 5 gün boyunca devam eden kar yağışı yerini yağmura bıraktı. Eriyen kar suları ve yağmurların barajlara ulaşmasıyla kente su sağlayan barajlar dolmaya başladı. İstanbul'un önemli su kaynaklarından Ömerli Barajı yüzde 97, Terkos yüzde 79, Büyükçekmece Barajı ise yüzde 63,54 doluluk oranına ulaştı. İstanbul'un tüm su kaynaklarının doluluk ortalaması ise bugün itibarıyla yaklaşık yüzde 77 oranına yükseldi. Son 10 yılın verilerine bakıldığında, İstanbul'un su kaynaklarının doluluk ortalamasının yüzde 63 seviyesinde olduğu görülüyor. Buna göre, barajların doluluk oranı son 10 yıllık ortalamanın üzerine çıkmış oldu.
18.01.2017 - 16:00
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'İstanbul']
Kar yağdı, İstanbul'da barajlar doldu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kar-yagdi-istanbulda-barajlar-doldu,IVwFaH8OjEym4jI3NnKFcw
Pek çok genci intihara sürükleyen Mavi Balina'ya benzer bir sanal şiddet simgesine dönüştüğü öne sürülen 'Momo'nun simgesi heykelin yaratıcısı, eserini yok ettiğini açıkladı.
null
"Mavi balina" adlı oyundan sonra çocuklar için tehlikeli başka bir oyun daha piyasaya çıkmış ve söz konusu oyunun dünya genelinde pek çok intihar vakasına neden olduğu öne sürülmüştü.  Mono'nun simgesi heykelin yaratıcısı, konu ile ilgili sessizliğini bozdu ve İngiliz basınına açıklamalarda bulundu.  İngiliz The Sun gazetesine konuşan 43 yaşındaki Japon heykeltıraş Keisuke Aiso, "Momo öldü, laneti de kalktı. Artık çocuklar rahat edebilir" dedi.  Aiso aynı açıklamasında, heykelin insanları korkutmak için kullanılmasından dolayı da kendini suçlu hissettiğinin altını çizdi.  "Momo" isimli oyunda ürkütücü ve merak uyandırıcı karakter, cep telefonunuza  WhatsApp uygulaması üzerinden geliyor.
04.03.2019 - 16:44
null
['Teknoloji', 'Sosyal Medya', 'internet']
Momo'nun yaratıcısı: Momo öldü, laneti kalktı
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/momonunyaraticisimomooldu-laneti-kalkti,w0Bpb4JCdUyfFcVLimUg-Q
Ünlü ressam İsmail Acar “Lale” isimli tablosunu, Alakır Nehri’nin özgür akması için Alakır mücadesine bağışladı.
null
Tablonun satılmasıyla elde edilecek gelir Alakır nehrinin özgür akması için açılan davaların masraflarını karşılamak üzere kullanılacak. Antalya'nın Kumluca ilçesi Alakır Vadisi'ndeki Alakır Nehri, kaynağından denize ulaşana kadar, üzerinde yapılması öngörülen ve bir kısmının da yapımına başlanan 7 adet 'hidroelektrik santrali' ile tehdit ediliyor. Projeler kapsamında borulara hapsedilecek olan Alakır Nehri’nin, on binlerce yıldır doğal olarak kendi yatağından akarak hayat verdiği tüm bitki, hayvan ve insanlardan koparılarak bölgenin kaderine terk edilmesi planlanıyor. Vadinin ve bölgenin tek yaşam damarı olan Alakır Nehri'nin üzerindeki bu katliam projesinin gerçekleşmesi halinde öncelikle Kırmızı Benekli Alabalık ve nehirde yaşayan onlarca canlı ve etrafındaki birçok bitki türü yok olacak. Vadinin kendine özgü ikliminin değişmesiyle ise, doğanın tüm dengesi bozulacak, yağış rejiminin negatif yönde etkilenmesiyle de kuraklık, sel, erozyon, orman yangını riskinde artış ortaya çıkması öngörülüyor. Alakır Kardeşliği Platformu’nun hukuki mücadelesine destek vermek üzere satışa çıkarılan İsmail Acar’ın tablosunu satın almak için Doğa Derneği İstanbul Ofisine başvurulabilir.
06.12.2010 - 12:46
null
[]
İsmail Acar, "doğaya" bağışladı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ismail-acar-dogaya-bagisladi,wNGNq-oiRku5k8_MCwwbhA
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), İstanbul'da iptal kararı verdiği seçimin gerekçeli kararını açıklaması beklenirken 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimine ilişkin kesin sonuçları ilan ettiğini duyurdu.
cumhuriyet.com.tr
YSK kararında İl Genel Meclisi, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclis Üyeliği seçimlerinde kullanılan oy, geçerli oy, geçersiz oy, seçime katılım oranı ve siyasi partilerin aldığı oy ve oranları açıklandı. Buna göre; AKP, İl Genel Meclisi seçiminde yüzde 41.61, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 44.06, Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 42.55 ve Belediye Meclisi üyeliği seçiminde yüzde 42.56 oy aldı. CHP, İl Genel Meclisi seçimlerinde yüzde 17.46, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda yüzde 29.14, Belediye Başkanlığında yüzde 29.81 ve Belediye Meclisi üyeliği seçiminde yüzde 29.36 oy aldı. İl Genel Meclisi seçiminde yüzde 18.82 oy alan MHP, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 5.18, Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 7.44 ve Belediye Meclisi üyeliği seçiminde 7.46 oy aldı. İYİ Parti, İl Genel Meclisi seçiminde yüzde 8.12, Büyükşehir Belediye Başkanlığında yüzde 9.52, Belediye Başkanlığında yüzde 7.76 ve Belediye Meclisi üyeliği seçiminde yüzde 7.31 oy aldı. HDP, İl Genel Meclisi'nde yüzde 7.93, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda yüzde 4.15, Belediye Başkanlığı'nda yüzde 4.52, Belediye Meclis Üyeliğinde ise yüzde 5.60 oy aldı. Saadet Partisi, İl Genel Meclisi seçiminde yüzde 2.47, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 3.27, Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 2.91 ve Belediye Meclisi üyeliği seçiminde yüzde 3.00 oy aldı. 31 Mart yerel seçimleri kesin sonuçlarına göre büyükşehirlerde AKP yüzde 51,72, CHP yüzde 34,48, MHP yüzde 3,45, HDP yüzde 10,34 oranında başkanlık kazandı. Kesin sonuçlara göre Belediye başkanlığı seçiminde AKP yüzde 54,76, CHP yüzde 17,71, MHP 17,20, HDP 4,21, İYİ Parti 1,77, Saadet Partisi 1,55 oranında başkanlık kazandı. Belediye meclis üyeliklerinde AKPi yüzde 49,04, CHP yüzde 22,24, MHP yüzde 13,59, İYİ Parti yüzde 5,26, HDP yüzde 5,93, Saadet Partisi yüzde 1,42, Büyük Birlik Partisi yüzde 1,30 oranında asil üyelik kazandı.
22 Mayıs 2019 Çarşamba, 18:57
cumhuriyet
null
YSK, 31 Mart seçimlerinin kesin sonuçlarını ilan etti
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1405769/YSK__31_Mart_secimlerinin_kesin_sonuclarini_ilan_etti.html
Meksika'da 1 Temmuz seçimlerinde Kongre'ye giren kadın milletvekili Norma Azucena Rodriguez Zamora silah zoruyla kaçırıldı.
null
Meksika'da son seçimlerde Veracruz eyaleti temsilciler meclisi üyesi olarak seçilen Rodriguez, Hidalgo eyaletinin merkezindeki bir otoyolda ateş edilerek durdurulan aracından kaçırıldı. Silahlı iki kişinin açtığı ateş sonucu, Rodriguez'in asistanı ve aracın şoförü yaralanırken, aracın ters döndüğü ve milletvekilinin de zorla saldırganların aracına bindirildiği belirtildi. Aynı bölgede, yakın zaman önce kaçırılan, Puebla eyaletine bağlı Naupan kasabası belediye başkanı ölü bulunmuştu. Meksika’da 1 Temmuz'da yapılan devlet başkanlığı seçimini, yüzde 48'lik oy oranı ile solcu aday Andres Manuel Lopez Obrador kazanmıştı. Kanlı bir seçim süreci geçiren Meksika'da 8 Eylül'de başlayıp 27 Haziran'da sona eren seçim kampanyaları sırasında düzenlenen 543 saldırıda 48 aday ve 85 siyasi öldürülmüştü.
15.08.2018 - 17:21
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Meksika', 'silahlı saldırı ']
Meksika'da kadın milletvekili kaçırıldı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/meksikada-kadin-milletvekili-kacirildi,p-A_F-gXKka2JS6WRaykbw
Apple Watch’unuzu daha yakından tanıdığınızda, sevilecek daha birçok özelliği olduğunu keşfedeceksiniz. Apple kullanıcılarının hayatını kolaylaştıracak kısa videolar yayaınladı.
null
ABD merkezli teknoloji devi Apple akıllı saat modeli Apple Watch'tan maksimum faydanın nasıl sağlanacağını gözler önüne seren kısa videolar hazırladı. İşte ondan en iyi şekilde yararlanmanın hızlı ve kolay yollarını anlatan filmler... 1.Adım - Kalp Atış Hızı uygulamasını açın 2.Adım - Hareketsiz bekleyin 3.Adım - Dinlenirkenki kalp atış hızınızı görmek için aşağı kaydırın 4.Adım - Yürürkenki ortalamanızı görmek için tekrar aşağı kaydırın 1.Adım - Aktivite uygulamasını açın 2.Adım - Sola kaydırın ve bir arkadaşınızı seçin 3.Adım - Aşağı kaydırın ve Yarış’a dokunun 1.Adım - Bileğinizi ağzınıza yaklaştırın 2.Adım - Siri’den iletişim listenizdeki birini aramasını isteyin 3.Adım - Ses seviyesini ayarlamak için Digital Crown’u döndürün 1.Adım - Antrenman uygulamasını açın 2.Adım - Bir hedef belirlemek için seçtiğiniz antrenmanın köşesindeki 3 nokta işaretine dokunun veya hemen başlamak için antrenmana dokunun 3.Adım - Antrenmanı sonlandırmak için sağa kaydırın 4.Adım - Özet için aşağı kaydırın 1.Adım - Yan düğmeyi basılı tutun 2.Adım - Acil arama yapmak için kaydırın Tıbbi bilgilerini görüntülemek için Tıbbi Kimlik düğmesini kaydırın
12.02.2019 - 16:41
null
['Teknoloji', 'Apple', 'saat ']
Apple Watch'tan daha iyi nasıl yararlanılır?
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/apple-watchtan-daha-iyi-nasil-yararlanilir,H0r0y_61cE2W35FIbqDLnw
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye'de yatırımı bulunmayan firmalara otomotiv sektöründeki fırsatları değerlendirme çağrısında bulundu.
null
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türk otomotiv sanayinin potansiyeli ve iş fırsatlarının değerlendirildiği etkinlikte, sektör yatırımcılarına çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisince yapılan açıklamaya göre, ofis tarafından Türk otomotiv sanayinin potansiyeli ve iş fırsatlarının değerlendirildiği bir yatırım etkinliği düzenlendi. Ford Otosan'ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte, Türkiye'de henüz yatırımı bulunmayan, ancak buna yönelik istişareleri yürüten firmalar da yer aldı. Türkiye'nin otomotiv sanayinde sunduğu fırsatların tanıtımı açısından da önemli bir platform oluşturan buluşmaya yaklaşık 40 otomotiv firmasının üst düzey yetkilileri katıldı. Türkiye'deki teşvik sistemi, otomotiv değer zinciri, nitelikli insan kaynağının ele alındığı ve iki gün süren etkinlikte, son 20 yılda otomotiv sanayinde elde edilen kazanımlar ve ülkenin bir üretim merkezi olarak konumlandırılması ele alındı. Etkinlikte, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından Türkiye'nin uluslararası yatırımcılara sunduğu fırsatlar da aktarıldı. Açıklamada, etkinlikte yaptığı konuşmasına yer verilen Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP) Başkanı Ernur Mutlu, 2000'lerin başında Ford Otosan'ın Türkiye'de geliştirdiği hafif ticari araç tasarımının Avrupa'da çok başarılı olması üzerine şirketin aynı aracı ABD pazarı için de üretmesinin Türk otomotiv ihracatı açısından bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Bugün Türkiye'nin motor alanında önemli kabiliyetleri olduğunu vurgulayan Mutlu, "Bu tecrübeler, Türk mühendislik ekiplerinin Ar-Ge yetkinliklerinin artırılmasında önemli rol oynadı. Türkiye'nin bugün otomotiv alanında Ar-Ge kapasitesinin uluslararası alanda rekabetçi bir seviyeye ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ford Trucks F-Max kamyon tasarımının Avrupa'da aldığı 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu ödülü de bu Ar-Ge yetkinliklerinin bir sonucu" değerlendirmelerini yaptı.
15.02.2019 - 14:21
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Ekonomi', 'Genel']
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nden otomotiv yatırımcılarına çağrı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/cumhurbaskanligi-yatirim-ofisinden-otomotiv-yatirimcilarina-cagri,SR6x5HGBGEKFLJbLn93rbQ
Rus vatandaşlığına geçen Fransız oyuncu Gerard Depardieu, iş için iki yerden teklif aldı. Sibirya bölgesindeki Tümen kenti tiyatrosu oyuncuya 400 Euro maaş ve primle kadro önerdi, özerk Mordovya Cumhuriyeti ise Depardieu'den kültür elçisi olmasını istedi.
null
Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Tümen kenti tiyatrosu, oyuncu Gerard Depardieu'ye kadro önerdi. Tiyatro, internet sitesinden yayımladığı bildiride, ''Rus vatandaşı büyük oyuncu Gerard Depardieu'nün mart ayından itibaren kendilerine katılmasını'' isteyerek, süreli kontrat önerisinde bulundu. Bildiride, Depardieu'ye ayda 400 Euro maaş ve prim verileceği belirtildi. Kontrat süresini belirtmeyen tiyatro, oyuncuya Tümen kentinde bir daire de kiralanabileceğini vurguladı. Rusya'ya bağlı özerk Mordovya Cumhuriyeti ise Depardieu'den, Rusya'da 2018'de düzenlenecek Dünya Futbol Şampiyonası dolayısıyla özerk cumhuriyetin kültür elçisi olmasını istedi.
10.01.2013 - 01:27
Anadolu Ajansı
[]
Gerard Depardieu'ye iki iş teklifi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/gerard-depardieuye-iki-is-teklifi,GybCTQ1-RkuV-alfUQfZvA
Manisa'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'a tepki göstererek "Kalkıp Tayyip Erdoğan'la ilgili diktatör, faşist diktatör... Git yat aşağı. Şahsıma bu lafı eden kişi, affedersin kendisini vurdular ve ben geçmiş olsun diye kendisini arıyorum" dedi.
null
haberi!  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Manisa'da tesis açılışında konuştu. Erdoğan konuşmasında CHP'li Bülent Tezcan'a tepki gösterdi.  Cumhurbaşkanı "Kalkıp Tayyip Erdoğan ile ilgili diktatör, faşist diktatör... Ya git yat aşağı. Yani şahsıma bu lafı eden kişi, affedersin kendisini vurdular ve ben geçmiş olsun diye kendisini arıyorum. Düşünebiliyor musunuz? Ya diktatör kalkıp da seni arar mı be? Ben seni arıyorum, bu bir insaniliktir, bu bir merhamettir, rahmet duygusudur. Ama bu yok, bunlarda bu yok" diye konuştu.  Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Bunların bu ülkede dikili ağacı yok. Siyasetçilerimizin iş dünyamızın akademisyenlerimizin medyamızın ülkeye söz söylecek herkesin fikir ortaya koyması lazımdır. Bazı belediye başkanlarımızın istifalarıyla ilgili konuşuyorsun, sana ne sen kendi işine bak. Bunca yıldır partinin başındasın ya, kazandığın bir tane seçim var mı onu söyle. Batı'da adam bir seçim kaybettiğinde çekip gidiyor. Sen dokuz seçim kaybettin halin ortada." Erdoğan konuşmasında ayrıca şunları kaydetti: "Biz G-20 ülkelerinden bir tanesiyiz. Avrupa'da altıncıyız. İhracatımız 36 milyar dolardan 154,5 milyar dolar seviyesini buldu. Koşuyoruz yürümüyoruz daha da iyi olacak. İnşallah ilk 10 ülke arasına girecek. Ülkemizde yapılan kamu ve özel yatırımların yılda 70 milyar liradan 765 milyar liraya çıkması da başka bir göstergedir. Görüldüğü gibi Türkiye tarihinin en büyük 3. dönüşümünü başarıyla tamamlamıştır. Şimdi dördüncü dönüşüm için hazırlanıyoruz. Ülkemiz hesapsız kitapsız atılan adamların bedelini ağır bir şekilde ödemiştir. Artık hiç kimsenin milletimizin karşısına böyle bir üslupla çıkmaması gerekiyor. Ne terör, ne de dış baskılar hedeflerimize ulaşmamızı engelleyememiştir. Dokuz şehidimiz oldu ama hesabını sorduk, 55 teröristi etkisiz hale getirdik."
03.11.2017 - 18:47
ntv.com.tr
['Gündem', 'son dakika', 'Manisa', 'Recep Tayyip Erdoğan', 'son dakika haberleri', 'haber']
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "diktatör" tepkisi: Git yat aşağı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-diktator-tepkisi-git-yat-asagi,aib_JPQFv0eIcLQuChoQog
Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşüren YSK kararı tartışılıyor
null
Yüksek Seçim Kurulu ( ) Başkanvekili Turan Karakaya, hakkında ''terör örgütü propagandası'' yapmaktan hapis cezası kesinleşen, 'dan bağımsız milletvekili seçilen, davası tutuklusu Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin oy birliğiyle düşürülmesine karar verildiğini açıkladı. YSK'nın tartışma yaratan kararını, bu kararın ikinci "Ergenekon" davası kapsamında tuktuklu olarak yargılandıkları sırada milletvekili seçilen ve tahliye talebinde bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal ile gazeteci-yazar Mustafa Balbay'ın durumlarını etkileyip etkilemeyeceğini hukukçulara sorduk. İşte farklı görüşler... : Hatip Dicle'nin durumu ile Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın durumları arasında bir benzerlik yok. Dicle'ninki milletvekilliğin düşmesiyle ilgili bir konu diğerleri ise tutukluluk haliyle ilgili bir konu. İkisi farklı şeyler. YSK'nın Hatip Dicle ile ilgili verdiği kararla ilgili ise şunu söyleyebilirim: Kanunda böyle yazılı olabilir ama hukuka aykırı. Bu ne demek? Alınmış olan karar yasaya uygun olabilir ama demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Ben aykırı buluyorum. Siyasi partiler Kanunu, seçim kanunlarının bir an önce- ne kadar önce olursa o kadar iyi- gözden geçirilmesi şart. Siz böyle bir sistem yaratıyorsunuz, insanların seçilmesi ve parlamentoda vekil olmasına evet diyorsunuz ama fiilen bunu ortadan kaldıracak bir yasal düzenleme getiriyorsunuz. Demokratik hukuk devleti ilkelerinde herkesin seçme ve seçilme hakkı vardır. Bu hakkı veriyorsunuz ama bu hakkın özgürce kullanılması konusunda yasaklar getiriyorsunuz. Hangisini tercih edeceksiniz? Yasaklar ülkesi olmayı mı, demokratik hukuk devleti olmayı mı? Hatip Dicle ile ilgili durum Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın durumundan farklı. Dicle ile ilgili mesele seçilme için nitelikli şartın kaybedilip kaybedilmediği, diğerlininki ise vekil olarak seçilmiş ama dokunulmazlıktan yararlanıp yaralanamayacakları. Dicle'nin durumu YSK'yı, diğer vekillerin durumu ise elbette yargı makamlarını ilgilendiriyor. Dicle bakımından seçim süreci bitmemiş durumda. İl seçim kurulu mazbatasını verse de Anayasa'nın 76. maddesinde belirtilen vekil seçilme şartını kaybettiğinden YSK denetlemiş, incelemiş ve tek yetkili yüksek makam olduğu için kararını vermiştir. Biliyorsunuz milletvekili seçilmek için 4 yeterli şart var, 25 yaş üstü olmak, T..C. Vatandaşı olmak, en az ilkokul mezunu olmak ve belirli suçlardan kesinleşmiş şekilde mahkum olmamak. Dicle başvurduğunda aday listeleri kesinleşmişti, bu engel de yoktu sonra çıktı. Bahsettiğim 4 maddeye "aday olabilme şartı" deniyor ama değil. Bunlar vekil seçilme yeterlik şartlarıdır. Seçilme anına kadar da kaybetmemesi gerekir. Kaybetmişse veya belgelerinin gerçeği yansıtmadığı, eksik olduğu tespit edilmişse YSK müdahale eder. Seçişmiştir, mazbatasını almıştır deniyor ama bu dokunulmazlık meselesi değil. Dokunulmazlık Balbay ve Haberal için geçerli. Dicle'nin durumu tamamen seçilmeden önce bu şartlardan birini kaybetmiş olması meselesi. İki kavramı ayırmak lazım. Eğer Yargıtay'ın mahkumiyet kararı seçimden sonra kesinleşseydi, elbette Dicle de dokunulmazlık kapsamında değerlendirildi. Hukuk devletindeyiz, Anayasa böyle, bunlar değişmediği müddetçe herkes bunlara bağlı kalacak. Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal hakkında bir peşin hüküm yok ama Hatip Dicle için var. Karar Balbay ve Haberal'ı hiçbir şekilde etkilemez. Geçtiğimiz senelerde Sabahat Tuncel örneğinde olduğu gibi olacak, bir kimse vekil olduğu vakit kaçma veya delilleri karartma şüphesi söz konusu olmayacağı hesaba katılarak ikisinin de serbest bırakılması lazım. Ben YSK'nın Hatip Dicle ilgili kararına hak veriyorum. Anayasada açık olan bir maddeden dolayı vekilliği düşürüldü, yapılması gereken de oydu.
22.06.2011 - 13:01
haberturk
['diyarbakır', 'ergenekon', 'hatip dicle', 'kck', 'mustafa balbay', 'turan karakaya', 'ysk', 'yüksek seçim kurulu']
Hukukçular YSK 'nın kararını tartışıyor
Gündem
https://www.haberturk.com/polemik/haber/641949-hukukcular-ysk-nin-kararini-tartisiyor
Balıkesir Üniversitesi'nde darbe girişiminin ardından 6'sı profesör olmak üzere toplam 31 öğretim üyesi hakkında soruşturma açılarak açığa alındı. Ayrıca üniversitede görevli 143 öğretim elemanı yürüttükleri idari görevlerinden istifa etti
DHA
Balıkesir Üniversitesi'nde 143 öğretim elemanı yürüttükleri idari görevlerinden istifa etti. Darbe girişiminin ardından 6'sı profesör, olmak üzere toplam 31 öğretim üyesi açığa alındı. Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğü'nden yapılan açıklama şöyle: "Anayasal düzene karşı faaliyetlerde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) iddialarıyla ilgili olarak üniversitemizde 6'sı profesör, 15'i doçent, 10'u yardımcı doçent olmak üzere toplam 31 öğretim üyesi hakkında soruşturma açılarak açığa alınmıştır. Bu kapsamda devletimizin ve üniversitemizin güvenliği için gerekli soruşturma ve açığa alma işlemleri ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca üniversitemizde 143 öğretim elemanı, yürüttükleri idari görevlerinden istifa ettirilmiştir." Balıkesir Üniversitesi'nde daha önce de 10 dekan YÖK'ün isteği ile istifa etmişti. Yine Rektör Yardımcısı Yılmaz Arı da istifa edip, görevinden ayrılmıştı. Balıkesir Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Halil İbrahim Adıgüzel ise açığa alınmıştı. Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi değiştirilirken, ÖSYM İl Koordinatörlüğü'nün değiştirilmesi için de ÖSYM Merkezi'ne başvuruda bulunulmuştu.
22 Temmuz 2016 Cuma, 21:10
cumhuriyet
null
Balıkesir'de 31 öğretim üyesi açığa alındı
Eğitim
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/572589/Balikesir_de_31_ogretim_uyesi_aciga_alindi.html
Almanya'nın terör örgütü DAEŞ'e katılan Alman vatandaşlarının Irak'taki hapishanelerde tutulan çocuklarını, anneleri ile birlikte Almanya'ya getirme çabası içinde olduğu öne sürüldü.
null
Alman "Süddeutsche Zeitung" gazetesi ile WDR ve NDR yayın kuruluşları, anneleri ile birlikte Irak'taki "sorgulama merkezleri"nde tutulan söz konusu çocukların, Almanya'ya getirilebilmeleri için Irak hükümeti nezdinde gerekli girişimlerde bulunulduğunu duyurdu. Sayılarının en az 6 olduğu ve terör örgütü DAEŞ'ten arındırılan bölgelerde yakalanan çocukların Almanya'ya getirilebilmeleri için Irak hükümetinden henüz bir yanıt alınmadığı ifade edilen haberlerde, çocuklardan 4'ünün Erbil kentinde bulunduğu, çocuklarla birlikte tutulan annelerden birinin de hamile olduğu kaydedildi. Küçük çocukların aileleri tarafından Irak'a götürüldüğü, bazılarının da Irak'ta dünyaya geldiği belirtilen haberlerde, tutukluluk şartlarının kötü olduğu, Dışişleri Bakanlığı'nın bu nedenle çocukları anneleri ile birlikte Almanya'ya getirmeye çalıştığı bildirildi. Haberlerde, bu karar öncesinde güvenlik konularının da ele alındığı ve Federal Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Hans-Georg Maassen'in, küçük çocukların Almanya'ya getirilmesinde sorun görmediği, ancak ergenlik çağındaki çocukların DAEŞ ideolojisinden dolayı ülke için bir tehdit oluşturabileceği uyarısında bulunduğu ifade edildi. Alman makamlarından bu konuda henüz bir açıklama yapılmadı.
23.11.2017 - 16:56
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Almanya', 'Irak', 'Avrupa', 'Kuzey Irak']
Almanya'dan DEAŞ'a katılanların çocukları için girişim
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/almanyadan-deasa-katilanlarin-cocuklari-icin-girisim,CWI95JEF3kO-2Nh2GmcLTg
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, Türkiye'nin bölgesel politikalarının Türk ihracatçısına özellikle Müslüman ülkelerde daha önce hiç ulaşamadıkları yeni pazarlar açtığına dikkat çekerken, AB ülkelerine yapılan ihracatta yaşanan kota sorunuyla ilgili de çarpıcı bir çağrıda bulundu
HABERTURK.COM
Hububat ve bakliyat sektörü geçen yıl ihracat yaptığı 140 ülkede, bir önceki yıla göre artış kaydetti. 2017 yılında sektör olarak 6 milyar 372 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını belirten İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, 2018 yılından daha fazla umutlu olduklarını söyledi. Mete, 2023 hedefleri için bin bir zorlukla ihracat gerçekleştiren sektörün öncülerinin taleplerine samimiyetle cevap verilmesi gerektiğini belirtirken çarpıcı da bir çağrıda bulundu. Mete, AB'ye yapılan ihracatla ilgili kotalar belirlenirken Avrupalı şirketlerin Türkiye'den AB'ye yaptıkları ihracatın da bu kotaya dahil edildiğini, bu nedenle de kotaların çok hızlı bir şekilde Avrupalı şirketler tarafından doldurulduğunu vurguladı. Mete, buna önlem alınması çağrısında bulunurken, ya kotaların artırılması gerektiğini ya da Avrupalı şirketlerin bu kotalardan hariç tutulması gerektiğini belirtti. Ayrıca Mete, Türkiye'nin özellikle bölgesel politikalarının ve çıkışlarının,  Müslüman coğrafyada kendilerine yeni yükselen pazarlar açtığını dile getirdi.   Hububat sektörünün 2017 yılı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, Türkiye’nin 157 milyar dolarlık ihracat başarısına 6 milyar 372 milyon dolarlık katkı sağladıklarını söyledi.   Almanya’da düzenlenen Uluslararası Şekerleme Fuarı’nda (ISM 2018) gazetecilerin sorularını cevaplayan Zekeriya Mete, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak son iki senedir yüzde 3 büyüme gerçekleştirdiklerini kaydetti. Mete, “Ocak ayı itibariyle ihracatta geçen yıla oranla yüzde 15’in üstünde bir artış bekliyoruz. Bu rakam Euro’nun baz etkisinden arındırılmış olacağından bizim için çok önemli. 2023 hedeflerine ulaşmak için bu performansı genele yaymak gerekir. Bu konuda başarıya ulaşmak için sektörün öncülerinden gelen taleplere samimiyetle kulak verilmesi gerekiyor. Çünkü ihracatçı ihracat yaparken bin bir zorlukla bu ihracatı gerçekleştiriyor” diye konuştu. Sektör olarak geçtiğimiz sene 140’a yakın ülkeye yaptıkları ihracatta artış sağladıklarını vurgulayan Mete, “Bu ülkeler arasında uzak bölgeler olarak nitelendirdiğimiz ve daha önceden üzerinde özellikle Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu ile çalışmalar yaptığımız Arjantin, Meksika, Venezuela, Kolombiya gibi Latin Amerika ülkeleri yer alıyor. Ayrıca Togo, Gana ve Nijer gibi Afrika ülkeleri de en fazla artış sağladığımız pazarlar. 2018’de de bölgesel bazlı çalışmalara ağırlık verip bütün ülkelerde ihracat artışı yakalamak için çalışmalarımıza yön vereceğiz” dedi.   Almanya’nın Köln kentinde 28-31 Ocak tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Şekerleme Fuarı’na (ISM 2018) bu yıl 18’inci kez milli katlım gerçekleştirdiklerini anlatan Zekeriya Mete, ISM 2018 fuarına 35’i milli katılım, 35 bireysel firma 8’i de yurt dışı olmak üzere toplamda 78 Türk firmasının katıldığını söyledi. ISM Fuarı’na 73 ülkeden 1660 firmanın katıldığı bilgisini de verdi. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen ISM Fuarı’nın rakamlarını da paylaşan Mete, “2017 senesinde 110 bin metrekarede 1.647 katılımcı yer alırken, 143 ülkeden 38 bin ziyaretçi ağırlanmıştı. Başta şekerleme ve çikolata ürünleri olmak üzere, bisküvi ve atıştırmalık çeşitleri de fuarın ana ürünleri arasında yer alıyor. Sektörün en büyük fuarı olarak adlandırdıkları ISM Fuarı’na yıllardır milli katılım düzenliyoruz. Fuarlarda kâr amacı gütmeden mümkün olan minimum maliyetle katılımcı firmalarımıza imkân sağlıyoruz. Bu fuar sektör için çok önemli. Ticari ilişkileri geliştirmek, sektörde dünya genelindeki son gelişmeleri gözlemlemenin yanında şekerleme sektörünün en büyük fuarında boy göstermek önemli bir prestij vesilesidir. Bu hususta 18’inci kez bu fuarın milli katılımını düzenleyen ve yeterli tecrübe ve vizyona sahip olan Birliğimize firmalarımız tam anlamıyla güveniyor. Firmalarımız özellikle şekerleme sektörünün zirvesi olan bu fuarda son trendleri yerinde görüp, önemli alıcılarla birebir görüşme imkanına sahip oldular” şeklinde konuştu. Dünyanın en önemli şekerleme fuarı olarak gösterilen ISM Fuarı’nın Avrupa pazarına açılmak konusunda büyük bir önem teşkil ettiğini belirten Zekeriya Mete, şunları söyledi: “Yüksek katma değerli, kaliteli ürünlerle ilgilenen Avrupa pazarı ile bu organizasyonda bir araya gelme imkânı bulunuyor. Aynı şekilde 143 ülke olarak bahsettiğimiz geniş bir coğrafyaya yayılan, kaliteli ürün arayan alıcılar da bu fuara katılım göstermektedir.” Sektör olarak geçtiğimiz sene 140’a yakın ülkeye yaptıkları ihracatta artış sağladıkları bilgisi veren Mete, “Bunlar arasında uzak bölgeler olarak nitelendirdiğimiz ve daha önceden üzerinde özellikle Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu ile çalışmalar yaptığımız Arjantin, Meksika, Venezuela, Kolombiya gibi Latin Amerika ülkeleri yer alıyor. Ayrıca Togo, Gana ve Nijer gibi Afrika ülkeleri de var. Güney Amerika ülkelerine tohumları ektik. 2018’de de bölgesel bazlı çalışmalara ağırlık verip bütün ülkelerde ihracat artışı yakalamak için çalışmalarımıza yön vereceğiz” dedi. Sektör ihracatının yüzde 30’unu Avrupa ülkelerine gerçekleştirdiklerini kaydeden Mete, “Dış politika ile dış ticaret birlikte yürür. Orta Doğu’da yüzde 15 civarı artış yaşandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları bizi diğer ülkelerde olumlu yönde etkiliyor” dedi. Bu sene ham madde fiyatlarında bir düşüş yaşandığını ve sektör açısından bir problem görünmediğini vurgulayan Mete, “Şeker Kurumu’nun kapatılmasından dolayı çok mutluyuz. Bu kurum ihracatımızı olumsuz yönde etkiliyordu. Cumhurbaşkanımızın aldığı kararın yanındayız” diye konuştu. Gümrük Birliği anlaşmasından dolayı Avrupa’nın tarımsal kotalar uyguladığını ifade eden Zekeriya Mete şunları söyledi; “Bu kotalar çok hızlı bir şekilde doluyor. Kotaların artırılmasını talep ediyoruz. Kotaya yabancı şirketler dahil ediliyor, bu da kotanın hemen dolmasına sebep oluyor. 2018 yılında 10 ülkede yurt dışı seferlerine çıkacağız. İhracatımıza çok büyük katkılar sağlayacağız. Sektör olarak çok ciddi miktarlarda katma değer yaratıyoruz. İthal ettiğimiz ürünler toplam ihracatımızın yüzde 10’nu geçmez” dedi. Almanya’nın, sektörün toplam ihracatında dünya genelinde 5’inci sırada bulunduğuna dikkat çeken Zekeriya Mete, “2017 yılında 175 milyon dolar ihracat yaptığımız Almanya, doğal olarak bizim için önemli bir pazar. Şekerli mamuller sektöründe dünyada ilk 20’nin içindeyiz. Avrupa ülkelerini baz alırsak ihracatta ilk 10’da yer alıyoruz. AB üyesi 28 ülkeye olan hububat sektörü ihracatımız 2017’de yüzde 6 artışla 742 milyon dolara, şekerli mamuller sektörü ise yüzde 10 artışla 433 milyon dolara ulaştı. Avrupa’daki en önemli rakiplerimiz Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa’dır. Kilogram başı fiyatta AB ülkelerinden bir miktar gerideyiz. Şekerli mamuller genelinde bizim fiyatımız 2,21 dolarken, AB’nin önemli ülkelerinde 3,00 dolar civarında. Kilogram başı fiyatın arttırılması konusunda dünyayı iyi takip etmek gerekiyor. Markalaşma bizim için çok önemli. Birlik olarak 2018 yılı programında bu konuda çalışmalarımız var. Önümüzdeki süreçte bunu firmalarımızla paylaşacağız” diye konuştu.
05.02.2018 - 07:54
haberturk
[]
İhracatçılardan flaş çağrı: Avrupalı şirketlerin ihracatı kota dışı tutulsun
İş-Yaşam
https://www.haberturk.com/ihracatcilardan-flas-cagri-avrupali-sirketlerin-ihracati-kota-disi-tutulsun-1824438-ekonomi
Şok Marketler, 2,3 milyar lira halka arz büyüklüğü ile Türkiye'de son 10 yılın en büyük halka arzlarından birini gerçekleştirdi.
null
'den yapılan açıklamaya göre, ortak satışı olmaksızın tamamı sermaye artışı ile gerçekleştirilen halka arzla Şok Marketler, 360 milyon TL olan sermayesini 578,5 milyon TL'ye çıkararak artırılan 218,5 milyon TL’lik payları 8-11 Mayıs'ta etti. Şok Marketler halka arzı, 2,3 milyar TL'lik büyüklüğü ile Türkiye'de son 10 yılda gerçekleştirilen en büyük birincil halka arzlardan biri oldu. Garanti Yatırım liderliğinde, Yapı Kredi Yatırım eş liderliğinde halka arz edilen paylara yaklaşık 1,9 kat talep geldi. Garanti Yatırım tarafından halka arz işleminin sonucuna ilişkin olarak bugün Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderilen açıklamada, halka arz edilen payların yüzde 85'inin yurt dışı kurumsal yatırımcılara satıldığı, yurt içine ayrılan yüzde 15 payların ise bireysel ve kurumsal yatırımcılar arasında eşit olarak paylaştırıldığı belirtildi. Nihai halka arz fiyatının 10,5 TL olarak belirlendiği kaydedilen açıklamada, yatırımcılardan yoğun ilgi gören işlemde, arz edilen paylara toplam 1 milyar dolar seviyesinde talep geldiği aktarıldı. Açıklamada, yurt dışı kurumsal yatırımcılardan, tahsis edilen payların 1,76 katı talep geldiği, yurt içi kurumsal ve yurt içi bireysel yatırımcıların da ilgi gösterdiği halka arzda tahsil edilen paylar için sırasıyla 2,36 ve 2,52 kat talep geldiği bildirildi. Halka arzla birlikte Türkiye'ye 1,95 milyar TL yabancı sermaye girişi sağlanmış olacağı kaydedildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Şok Marketler CEO'su Uğur Demirel, yatırımcıların gösterdiği bu ilginin Türkiye'ye, sektöre ve şirkete duyulan güveni ifade ettiğini belirtti. Türkiye'de son 10 yılın en büyük birincil halka arzlarından birini gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını kaydeden Demirel, Şok Marketler'in başarılı performansını bundan sonra da artırarak sürdürmeyi hedeflediklerini ve ilgi gösteren tüm yatırımcılara teşekkür ettiğini bildirdi. Öte yandan, şirketin paylarının SOKM işlem kodu ile 18 Mayıs Cuma günü Borsa İstanbul'da işlem görmeye başlaması bekleniyor.
14.05.2018 - 13:56
Anadolu Ajansı
['Ekonomi', 'Borsa', 'Borsa İstanbul', 'Şirketler', 'piyasalar ']
Şok'tan 2,3 milyar TL'lik halka arz
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/soktan-2-3-milyar-tllik-halka-arz,my_cn2zZJESzWh9ZbaiMcA
Ankara’da seyir halinde otomobile arkadan çarparak alev alan araçtaki vatandaşlar son anda kurtarıldı. Kazada 3 kişi yaralandı.
null
Ankara’da birbirine çarpan araçlardan birinin motor kısmı alev aldı. Yanmaya başlayan araçta sıkışan yaralıların yardımına o sırada yoldan geçen asayiş ekiplerinde görevli polis memurları koştu. Kaza, saat 01.00 sıralarında Çankaya, İnönü Bulvarı, Milli Kütüphane alt geçidinde yaşandı. Kızılay istikametine seyreden iki otomobil, tünele girdikleri sırada bilinmeyen bir nedenle çarpıştı. Yaklaşık 200 metre sürüklenen iki araç duvara çarparak durabildi. Her iki araçtaki 3 kişi otomobillerinin içinde sıkışırken araçlardan birinin motor kısmı yanmaya başladı. Bu sırada göreve giden ve olay yerinden geçen asayiş ekiplerinde görevli polis memurları kazayı gördü. Yoldan geçen diğer sürücülerle beraber polis memurları yangın tüpleriyle alevlere müdahale etti. Araçtan çıkan yoğun duman alt geçidi kapladı. Polis memurları durumu itfaiye ve 112 Acil sağlık ekiplerine bildirdi. Aksaray’dan Ankara’ya hasta getiren ve dönüşe geçen özel bir hastaneye ait ambulanstaki sağlık ekipleri de kazayı görünce yaralılara müdahale etti. Araçtan çıkarılan bir yaralı ambulansa taşındı. Sağlık görevlisi Ankara’nın yabancısı olduğunu söyleyince, polis ekipleri yardımcı olması için kaza mahallindeki bir vatandaşı ambulansa yönlendirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri aracın motor kısmına müdahale etti. Araçta sıkışan diğer yaralılar da ekiplerinin kısa süreli çalışmasıyla bulundukları yerden kurtarılarak ambulansa götürüldü. Kaza yerindeki çok sayıda boş yangın tüpü dikkat çekti. Kaza sonrası yol adeta savaş alanına, kazaya karışan araçlar da hurdaya döndü. Yol bir süreliğine trafiğe kapatıldı.
19.10.2015 - 07:32
İHA
['Türkiye']
Kazada sıkıştıkları araç alev aldı, son anda kurtarıldılar
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kazada-sikistiklari-arac-alev-aldi-son-anda-kurtarildilar,F6jcKBjCKkiAVbtK23xJzw
Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri yumurtalık kanseri. Hastaların % 75'i menopoz dönemine girmiş kadınlar olsa da genç yaşta, hatta çocuklarda dahi görülebiliyor. Ölüm riski fazla çünkü sinsi ilerliyor. Güneş Yılmaz da 18 yaşında yumurtalık kanserine yakalandı, şanslıydı çünkü erken teşhisle sağlığına kavuşabildi.
null
daha 18 yaşındayken iyle tanıştı. Yılmaz, hastalığın bel ağrısı ile başladığını söyledi, “Daha çok geceleri bel ağrısı çekiyordum ama hiç öyle bir şey olacağını düşünmemiştim. Sonra biraz karnımın şiş olduğunu da fark ettim ama belli değildi, kilodur falan diye düşünmüştüm. Ancak iki hafta içinde karnım 5-6 aylık hamile gibi büyüdü” diyor. Genç kız şanslıydı, hastalığı erken teşhis edildi. Bir yumurtalığı alındı, kemoterapi gördü ve sağlığına kavuştu. Evlilik hazırlıkları yaptığını söyleyen Yılmaz, “İyi ki başımdan erken teşhis olarak geçti, hiçbir şey kaybetmedim. Doktor, ‘genetik olarak bir sıkıntı yoksa çocuk sahibi olabilirsiniz’ dedi. O yüzden de bir sıkıntı yaşamadım, yakında da evleneceğim inşallah” diye konuştu. Yumurtalık kanseri kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri, ölüm riski fazla çünkü hastalık sinsi ilerliyor. , "Kadın kanserleri içinde en ölümcül olanıdır. Çünkü bu hastalarımızın 3‘te ikisine geç tanı koymaktayız. Şikayetlerine baktığımızda diğer tüm hastalıkları taklit edebiliyor. Karında şişkinlik, karın ağrısı, bel ağrısı, gaz problemleri, idrar yapma problemleri olabiliyor“ dedi. Erken teşhisle annelik şansının da korunduğunu aktaran Dr. Temizkan, "Erken tanı koyarsak hastalarımızın yüzde 90‘ında bu hastalıktan kurtulma şansı var. Erken tanı koyarsak üreme fonksiyonları da devam ediyor, sadece bir yumurtalığı alıyoruz, diğer yumurtalık kalmış oluyor ki bu da hastalar için önemli“ diye konuştu. Ailelerinde meme ve bağırsak kanseri olanların yumurtalık kanserine yakalanma riski daha fazla. Hastaların yüzde 75'iyse menopoz dönemine girmiş kadınlar. Bu nedenle her yıl kontrole gitmeleri önem taşıyor.
04.05.2017 - 08:31
NTV Haber
['Kadın Sağlığı', 'Kanser']
Yumurtalık kanseri sinsi ilerliyor (18 yaşında kanser oldu)
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/yumurtalik-kanseri-sinsi-ilerliyor-18-yasinda-kanser-oldu,hNjkUJTBDEqmtCaDN4SGkA
İYİ Parti Genel Başkanı ve partisinin Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener canlı yayında açıklamalarda bulundu. Akşener, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın damadı için "FETÖ'den kaçak şimdi. Damadının iş yerine kayyum atandı, kayyum kim? Yine damadı" dedi. Akşener, 'İkinci tura kalırsa Kürtler Akşener'e oy vermez' iddiasının da 'tevzirat' olduğunu belirterek 'Kürtler Erdoğan'a oy verir mi?' diye sordu. Erdoğan'In ezberinin bozulduğunu söyleyen Akşener,' bu sefer üçüncü bir yol var' ifadesini kullandı.
cumhuriyet.com.tr
Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener ‘Liderler FOX’ta’ programında konuştu. Kandil’e yönelik başlatılan operasyona değinen Akşener, “Türkiye’de uzun zamandır hem terör mücadelesi hem dış politika, iç seçimlerin öznesi durumunda. Yani ‘One minute’den sonra gelen bir silsileyi düşünün; Afrin, Menbiç sözleri unutuldu. Fırat’ın doğusu unutuldu. Şimdi de Kandil söz konusu. Terör mücadelesi yapmak ciddi bir iştir. Yani oradaki, kınalı kuzuların hayatıyla ödenen bir mücadeledir. Bunu ciddiye almak lazım. Tek bir endişem var; seçim almak için her yol mübah davranışın bir sonucu olmasın. Çünkü düşünün 2015 seçiminde açılım süreci başlamıştı birden gümbürtüye gitti. Arkasından bir hendek harekatı başladı. Yani o hendekler açılırken mahallelerde emniyet müdürlerine ‘kafanı çevir’ denildi. Sonra da Hendek Harekatı adı altında orada bir mücadele oldu. O mücadelenin 726 şehide mal olduğunu Türkiye unuttu. Bunun olmaması gerekiyor. Esas olan önleyici tedbirlerdir. Seçime kurban edilirse terörle mücadelen pek hayır çıkmaz. Mehmetçik bir yerde harekata geçtiği zaman ben çok dikkatli bir dil kullanırım” dedi. Mitinglerde büyük ilgi gördüğünü dile getiren Akşener, “İç dünyamda kendimi ikinci tura yakın hissediyorum. Sahadaki veriler de öyle görünüyor. İkinci tura ben kalırsam Sayın Erdoğan’ı evine dinlenmeye göndereceğime eminim. Referandumdaki kalabalığın on katı var. Müthiş bir kalabalık var mitinglerde. O günle bugün arasında başka bir ivme var. Kadınların bana karşı sempatisi müthiş” ifadelerini kullandı. Kadınların kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Akşener, “Kadınlara son on yılda artan şiddet, tecavüz gibi konularda iyi hal indirimi kaldırmayı vaat ediyorum. Tülbent çok önemli bir sembol oldu. Kadın dayak yer, şikayetçi olunca sığınma evine gönderilir. Adam gezer. Biz bunun tam tersini yapacağız. Adamlar terapi evlerine gidecek, kadınlar evde oturacak. Daha önce Meclise gelen, 12 yaş kanunu iğrenç bir şey. 25 yaşında evlilikler bile azalmışken, siz ufacık kız çocuğunu evlendirmeye kalkışırsanız olmaz. Kadınlarda bir suç arama olayı kalkacak. Bunlar erkek egemen düzenin örneği. Bu erkek egemen düzen kalkacak. Türkiye'de kadınların işe katılma olayı da çok düşük. Bizim önceliğimiz bunu yükseltmek. İyimser ayrıcalık uygulayacağız” dedi. Artan şiddet olaylarına dikkat çeken Akşener, “Şiddet olayları yüzde 4 bin artmış son on yılda. Türkiye'de maddi değerler pahalandı, manevi değerler ucuzladı. Ben dindar bir kadınım. Hiçbir zaman kadın bedeni üzerinden şu zamana kadarki tacize uğramadım. Adamlar çıkıyor kadın bedeni üzerinden fetva veriyor. Niye haram üzerinden vermiyorsun? Biz buraya ilk defa Rize Belediye Başkanı, açılım sürecinde bahsettiği saçma öneriden geldi. Dedi ki, ‘Biz terörü bitirmek için Kürt kadınlarını ikinci eş olarak alalım’ Diyanetin işi kadın değildir, ahlaktır. Bizim dindarlık anlayışımız bu değil. Atatürk'ün kız evlatları üzerinden çamurlar atıldı. Atatürk'ü eleştirebilirsiniz, ama böyle iğrenç şeyler olmaz. Bu adam sonra Saray'da ağırlandı. Diğer taraftan Atatürk'ün annesine ‘Genelevde çalışıyor’ dendi. Hiçbir şey olmadı. Kadınlar bu işten bıktı, usandı. Bu ülkede bir hakim, ‘Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemek lazım’ dedi. O adam hala yerinde” şeklinde konuştu. Seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sol üzerinden hareket ettiğine dikkat çeken Akşener, “Erdoğan rakiplerini seçer. Sonra ona başlar vurmaya. Türkiye'de şimdi üçüncü bir yol çıkıyor. Türkiye'de siyaset değişti. Tayyip Bey kutuplaştırarak kazandı şimdiye kadar. DYP, ANAP gitmiş; o seçmenler hep Tayyip Bey'e oy attı. Ben de geç kalmış olabilirim. Ben şimdi ‘Hayır’ diyorum. Çok kararlıyım bu söylemimde!” ifadelerini kullandı. Parlamenter sisteme mutlaka dönüleceğini ifade eden Akşener, “Kemal Bey'i aradım. Geri bildirimleri paylaştım. Sonra dedim ki parlamenter sisteme nasıl döneceksek, bunu millete anlatmamız lazım. Biz İYİ Parti, CHP, DP, SP olarak tek adam sistemine çok sert tepki koyduk. Türkiye için çok hayati bir konu olduğuna inanıyorum. Seçmende şöyle bir korku var, “Bunlar KHK ile borçlanabilir mi? “ Biz Millet İttifak'ı olarak bunun için tarih vereceğiz. Saadet Partisi'nin bu tip başkanlık sistemine itirazı var, gerçek tipte başkanlık sistemine olumlu yaklaşıyorlar. O yüzden Temel Bey'le uzun uzadıya konuşmam lazım. Bizim parlamenter sisteme en kısa sürede dönmemiz gerekiyor. Kontrol mekanizmasının kurulması gerekiyor” dedi. Ferbahçe’de yaşanan değişime de değinen Akşener, “Fenerbahçelilere soruyorum. ‘Ali Bey sizce 4 kat fazla oyla seçilebilir miydi?’ İşte bu dip dalga her yere geliyor. Dip dalganın üstünde ben sörf yapacağım. Türkiye'de hep birinci tur konuşuluyor. İşte bu Tayyip Bey'in tuzağı. İnsanlara göre ‘CHP zihniyeti’ diye bir kavram var. Merkez sağ seçmenin şeytanlaştırdığı bir şey bu. Tayyip Bey karşısına solcu alıp, oyları konsolide edecek” dedi. Gazetecilerin parlamenter sisteme nasıl döneceksiniz sorusuna da Akşener, “Denge ve kontrol mekanizması fiili olmadığı zaman bir kişiye bırakılmaması gereken bir güç. İstediği her şeyi satın almaya kadar bir güç veriliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu hakimlerin, hukukun, savcıların gözünü yana çevirmeye benziyor. Biz bunları net bir sistemi kurduğumuz zaman, parlamento işer, gerçekten kuvvetler ayrılığı söz konusu olur ve yargı gerçekten bağımsız olur. Fakat bir şey daha var. Ben şimdi kendimi sınırladım; emri hak baki geldi ve yerime başkası geçti. O zaman ne olacak? Biz genel çerçevede vatandaşımızla neler yapacağımızı paylaşacağız ki onlar da ona göre karar versin. Burada ikircikli bir cümle kurulduğu zaman o seçmenin kafasında ciddi bir soru işareti oluşur. Seçim bitecek ve ortaya çıkan tabloya göre bir yol çizilecek. 4 siyasi parti ve genel başkanları parlamenter sisteme geçme sözü verdik. Biz bunu nasıl yapacağımızı kararlaştırdık. Biz oluşturduğumuz projelere de ‘millet’ adını verdik” cevabını verdi. Her mitingde kadınlardan topladığı tülbent fikrinin nasıl ortaya çıktığını da açıklayan Akşener, “Bu fikir benim danışmanım tarafından verildi. Tülbent Al Yazmalım'dır, Çemberimde Gül Oya'dır. Tülbent Batı’da da Doğu’da da semboldür. Tülbent barıştır. Tülbent ortak semboldür” dedi. Gazetecilerin Akşener’in mitinglerde kullandığı dille ilgili sorusuna da Akşener, “Çok çirkin şeylerle karşılaşıyorsunuz. Ben Denizli’ye gittiğimde ‘kur bizi ilgilendirmiyor’ diyen bir ekonomi bakanıyla gayet kibar bir şekilde dalga geçtim. Sosyal medyadan ‘çukur’ diye cevap yazmış ben de yazdığı bu kavramın dangalaklık olduğunu söyledim. Benim bunu demeye hakkım var. Ben öyle cümlelerle karşılaşıyorum ki. Ama bundan sonra dilime dikkat edeceğim” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı adaylarından Selahattin Demirtaş’la ilgili de Akşener, “Ben Selahattin Demirtaş’la ilgili olarak, bana sorulan bir soruya tüm açıklığıyla cevap verdim. O da şu; Demirtaş şu an sanık, tutuklu değil. Cumhurbaşkanı adaylığı YSK tarafından kabul edilmiş. Biz YSK için belge hazırlarken iyi hal kağıdı da aldık ve onaylandı. İkincisi tutuklu yargılanmak neyle olur, delil karartmak ve kaçma ihtimaliyle olur. Şimdi cumhurbaşkanı adayı olmuş bir şahıs kaçma durumu olmayacağına göre burada hakimlerin inisiyatif kullanması gerekir. Bunu söyledim. Bir de eşit bir şekilde yarışmak için bunun olması gerekir. Mesela ben seçildim. Demirtaş da yargılanmaları bitti beraat etti. Ben Türkiye’de bu seçimi nasıl anlatırım. Bir de işin Türkiye durumu var. Onun için kurallardan, hukukun üstünlüğünden, adaletin tecellisinden vazgeçmememiz gerekiyor. O siyasetçiyi beğenir veya beğenmezsiniz. Şu anda muhalefet adayları da kendi içerisinde rakip o başka bir şey. Ama yarış konusunda adayların eşit bir şekilde yarışması gerektiğini söylüyorum” dedi. HDP’li Pervin Buldan’ın ‘Tek bir Kürt oyu alamaz’ açıklamasına da değinen Akşener, “Şimdi sayın Buldan’ın oy vermeyeceğini açıklamasında benim için bir sakınca yok. Saygı duyuyorum ama sorunlu olan kısmı şu; bir taraftan demokrasinin eksikliğini söylerken diğer taraftan bir grup seçmenin oyunu cebinde olduğunu iddia etmek demokrasinin neresinde var. Kendi içerisinde bir çelişki var” şeklinde konuştu. Kürt oylarına da değinen Akşener, “28 Şubat sürecinde bir tek benim bakanlığını yaptığım İçişleri Bakanlığı bürokratları brifingi alkışlamadı. Çünkü gideni görevden alacağımı söyledim. Faili meçhullerle alakalı bir komisyon kuruldu. Bir tek ben çağrılmadım. O komisyondakiler şimdi Erdoğan'la beraber çalışıyor. Erdoğan'ın karşısında bir kişi kaldı. Kürtler Erdoğan'a oy verir mi? Herkes Kürtler hakkında sahibiymiş gibi konuşuyor. Ben kimse hakkında konuşamam. Alevi'nin hakkında da Sunni'nin hakkında da” dedi. Seçilmesi durumunda Kürt başkan yardımcısı olabileceğini söyleyen Akşener, “Meral Akşener ikinci tura kalırsa Kürtler oy vermez, deniyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Demirtaş'ın özgür propaganda yapması lazım dedim diye, beni ‘PKK sevici’ ilan ettiler. Düşünün nasıl bir mücadele veriyorum. Ben başkan olursam niye Kürt başkan yardımcısı olmasın?” dedi. FETÖ ile mücadeleye de değinen Akşener, “FETÖ mücadelesine yönelik, toplumun bütün kesimlerinin katıldığı bir eylem planı hazırladık. Çünkü sadece yargıyla beraber götürdüğünüzde olmuyor. Bu konuda çok kararlıyım. FETÖ'den en çok mağdur olmuş insan bizde. Türkiye'de çaycı, çorbacı hapiste; zenginler kaçtı gitti. Mekanizma kurmak zorundayız. 5 günlük ere, komutan ‘hadi' dese ne yapabilir? Ben siyasi ayağa dokunmadan, böyle bir mücadele olacağını düşünmüyorum. ‘Ne istediniz de vermedik' dedi, söyleyin Allah aşkına ‘Ne verdiniz?” ifadelerini kullandı. Meclis başkanına da eleştiride bulunan Akşener, “İsmail Kahraman damadı FETÖ'den kaçak şimdi. Damadının iş yerine kayyum atandı, kayyum kim? Yine damadı. Milletin seçtiği belediye başkanları ağlaya, zırlaya gittiler. Damadı, FETÖ'nün açtığı okullardan mezun. AKP içinde herkesin çarşaf çarşaf fotoğrafı var. Ama ne hikmetse ortada siyasi ayak yok. FETÖ’ye yardım ve yataklık yapanların da mahkemeye çıkarılması zorunluluktur” dedi. Bahçeli’ye de 17-25 aralık üzerinden yüklenen Akşener, “O dönemde Bahçeli’nin 17-25 Aralık saati vardı. AKP’yi 40 çeşit şeyle yıkayacaktı. O günün şartlarında 17-25 Aralık’ı MHP bünyesindeki milletvekili olarak hepimiz ‘Hırsızlık’ olarak gördük. 1 Kasım’a giderken STV’nin önünde genel başkan yardımcıları polisle dövüştüler. Binlerce şey dağıtıldı. Dönüyoruz, Tayyip Bey’in kurduğu oyuna. Onu yenmek için işbirliklerine gidilir. Şimdi herkesin benim için FETÖ’cü demesini hayretle karşılıyorum. Kim bana en çok bağırıyorsa bilin ki o FETÖ’cüdür. Sayın Erdoğan bana hiç FETÖ’cü demedi. İki buçuk yıldır bu bana deniliyor. Bakanlar, en son Bekir Bozdağ. Başbakan benim FETÖ’den talimat aldığımı söyledi. Benim bir dokunulmazlığım yok, bana ne zamandır FETÖ’cü diyorlar ama dokunan yok. Ya devlet ciddiyeti yok, Ya da aleni bir iftira var. Ben de iftirasını ispatlamayan ‘şerefsizdir’ diyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye’de dini gruplar bir STK mantığında insanları aydınlatabilir. Düşüncelerini paylaşabilirler. Ama polis, yargı, asker bu tür bürokratik yöntemlere sızma, oraları yönetme diye bir davranış kabul edilemez. Benim İçişleri Bakanlığı döneminde yazdığım bir kararname var. 2004’e kadar bu kararname ile yönettiler bu mücadeleyi. Benim atadığım hiçbir emniyet müdürü bu işlerin içine girmedi. Ben kendimi dindar olarak tanımlayan bir insanım, ama bu kabul edilemez. Polis, yargı bunlar içinde hiçbir ideolojik grup da kabul edilemez. Bahçeli’nin ısrarla sürdürüğü af konusuna da değinen Akşener, “Seçime az bir süre kala af konusunun konuşulmasını doğru bulmuyorum. Bahçeli’nin neden bu kadar ısrar ettiğini de bilmiyorum. Onu Erdoğan cevaplamalı” dedi. Bedelli askerlikle ilgili yapılan açıklamalara vurgu yapan Akşener, “Ben bedelli askerliği seçime giderken kullanılmasını doğru bulmuyorum. İkincisi bedelliyi talep eden gençlerin çoğunluğu dönüp geldiğinde işe giremeyecek endişesi duyanlar yani zengin çocukları değiller. Öncelikle Afrin’de şimdi de Kandil’e gidilirken ordunun içinde bulunduğu durum var. Böyle bir pozisyonda biz askerliği İlker Başbuğ döneminde başlayan biraz daha profesyonelleştirecek bir bakış açısıyla yorumluyoruz. Bir milyona yakın bedelli bekleyen var. O sürenin kısaltılması gerektiğini düşünüyorum ve ordunun da eskisi gibi milli bir hale gelmesi için restorasyona ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Meclis’in yapısı hakkında da Akşener, “600 milletvekili bence fazla. Bunun azaltılması lazım. Etkin çalışmak için bu gerekli. 8 sene Meclis yönettim ben, hiç konuşmadan 8 seneyi tamamlayan milletvekilleri biliyorum” şeklinde konuştu. Gazetecilerin Suriyelilerle ilgili sorusuna da Akşener, “7 aydır çalışıyorum. Alanlardayım. 4 milyona yakın bir Suriyeli var. 150 milyar civarında bir para harcanmış. Ayrınca bu işin bir de sosyal durumu var. Türkiye’deki Arap vatandaşlar da bıkmış durumda” dedi. Millet İttifakı’nın önemine değinen Akşener, “Bu ittifakın, Sayın Temel Bey’e de Kemal Kılıçdaroğlu’na da aynı şeyi söyledim. Bu ittifakın 8 Temmuz’dan sonra biteceği gibi bir kavram yok benim kafamda. Bunun devam etmesi gerekiyor. Ben Cumhurbaşkanlığını alacağımı düşünüyorum ama farz edelim Erdoğan kazandı, o zaman da bu ittifakın Meclis’te devam etmesi gerektiğini savunuyorum” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili de Akşener, “Kılıçdaroğlu, açık, dürüst ve direkt iletişim kuran insan. Ben de öyleyim. Dolaylı iletişim kuramıyorum. Çok yakın tanımıyorum. Şimdi CHP’nin Genel başkanı olarak tanıdım. Bir de hepimizin geçmişten aldığı dersler var” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin yaz saati uygulaması yüzünden büyük bir mağduriyet yaşadığını dile getiren Akşener, “Gecenin karanlığında küçücük çocuklar okula gidiyor. Arkadaş(Erdoğan) inat etti ama ben bu uygulamadan vazgeçeceğim” şeklinde konuştu. Üniversitelerin durumuna da değinen Akşener, “YÖK kaldırılacak. Üniversitelerin bölünmesini de olmaz. Öğrenciler çok istiyor Cerrahpaşa’ya gitmemi ama yeni gelen kişinin de gitmesinden ürküyorum” dedi. Gazetecilerin oy oranıyla ilgili sorusuna da Akşener, “Ben rakam verme konusunda az konuştum. Elimdeki bir veri üzerinden konuştum. Ama şimdi seçime az bir süre kala anketler havada uçuşuyor. Bir kısmı belki doğrudur. Benim hem saha da hem de veri olarak gördüğüm Erdoğan’ın oyu önce Millet İttifakı’nın önündeydi şimdi ondan da düşük görünüyor. Yani seçim ikinci tura kesin kalıyor. İkinci turda da ben kalacağım ve Erdoğangillerden kurtulacağız” diye cevap verdi. Seçimlerden büyük beklentileri olduğunu ifade eden Akşener, “Ben İstanbul’da iyi bir sonuç bekliyorum. Kırşehir, Kırıkkale, Karaman, Aksaray, Nevşehir, Yozgat AKP’ye oy veriyordu. Şimdi oralardan milletvekili çıkarabiliyoruz. Mesela Rize’de CHP ile aramızda bir puan fark var. O bir puan biz geçerse İYİ Parti bir vekil de Rize’den çıkarıyor” dedi. Akşener program sonunda da siyasi parti liderlerini bir cümleyle şöyle tanımladı: Bilge lider Genç Sabırlı Heyecanlı Öfkeli
6 Haziran 2018 Çarşamba, 20:05
cumhuriyet
null
Akşener: Erdoğan'ın ezberi bozuldu... 2. turda 3. bir yol var
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/990624/Aksener__Erdogan_in_ezberi_bozuldu..._2._turda_3._bir_yol_var.html
Galatasaray taraftarının Fatih Terim ısrarı sürüyor. Beşiktaş mağlubiyeti sonrasında Florya'da İmparator tezahüratları yapan sarı-kırmızılı taraftarlar bu kez Terim'in evine gitti.
null
Bir grup Galatasaray taraftarı, tecrübeli teknik adam Fatih Terim'in evinin önüne giderek "Geri dön" çağrısı yaptı. Yaklaşık 20 kadar taraftar; meşaleler ve tezahüratlar eşliğinde Fatih Terim'in evinin önünde toplandı. Sarı-kırmızılı taraftarlar, burada bir süre Fatih Terim lehine tezahüratlarda bulundu. Daha sonra ise Fatih Terim taraftarların yanına geldi. Sarı-kırmızılı taraftarların, "Hocam sizi çok özledik. Yarım kalan bir işimiz var" sözleri üzerine Terim, "Çocuklar ayağınıza sağlık. Sesinize dayanamadım geldim. Allah'a emanet olun. Doğrusu neyse, hep birlikte olsun. Takımınıza sahip çıkın" diyerek evine geri döndü.
05.12.2017 - 00:01
Ntvspor
['Spor', 'Galatasaray', 'Fatih Terim']
Galatasaray taraftarı, Fatih Terim'in evine gitti
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/galatasaray-taraftari-fatih-terimin-evine-gitti,7LBDMWiLbE2JZetJxT5dUg
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kardeşinin çocuğu olduğu belirtilen Emine Akay tutuklandı.
null
23 Eylül'de Balıkesir'in Edremit ilçesinde gözaltına alınan Emine Akay, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan Emine Akay tutuklanarak, Burhaniye Cezaevi'ne gönderildi. "İlçe ablası" olarak bilinen şüphelinin aile hekimi olan eşinin de arandığı bildirildi.
30.09.2016 - 22:41
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Fetullah Gülen'in yeğeni tutuklandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/fetullah-gulenin-yegeni-tutuklandi,fLGJTgrTnU-O-olpphOVxw
1992 yılında ölen Mustafa Aydın'ın ailesinin talebi üzerine Cizre'ye bağlı Havuzlu Köyü'ndeki kazıda insan iskeleti bulundu.
null
Şırnak'ta 1992 yılında kaybolan Mustafa Aydın'dan bir daha haber alınamadı. Cesedi Cizre'ye bağlı Havuzlu Köyü'ne gömüldüğü ileri sürülen Mustafa Aydın'ın ailesi, köyde kazı yapılması için Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Ailenin başvurusunu kabul eden savcılık, köyde kazı çalışması başlattı. Savcı ve avukat gözetiminde yapılan kazıda insana ait bir iskelet bulundu. İskeletin kime ait olduğunun belirlenmesi için kemiklerden alınan numune İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek. Kazı çalışması nedeniyle köye gazeteciler alınmadı.
05.06.2009 - 16:41
null
[]
Cizre'deki kazıda insan iskeleti çıktı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cizredeki-kazida-insan-iskeleti-cikti,UUnmoLflnEiodTL_YnSV4A
Doğu Konferansı 6'ncısı Detroit Pistons, Vivint Smart Home Arena'da konuk olduğu Utah Jazz'ı 95-92'lik skorla geçti.
null
İki maç aradan sonra kazanarak 24. galibiyetine ulaşan Pistons'ta Reggie Jackson 29 sayıyla mücadele etti. Milli basketbolcu Ersan İlyasova, ilk 5'te başlayıp 23 dakika 26 saniye süre aldığı maçı 16 sayı, 8 ribauntla tamamladı. Konuk takımda Kentavious Caldwell-Pope ve Anthony Tolliver on ikişer sayı üretti. Bu sezon 25. maçını kaybeden Jazz'da Rodney Hood 23, Gordon Hayward 22, Derrick Favors 14 sayıyla oynadı. Rudy Gobert ise 17 sayı, 17 ribauntla "double double" yaptı.
26.01.2016 - 12:21
Anadolu Ajansı
['Basketbol', 'Spor', 'NBA']
Pistons, Jazz deplasmanından galip döndü
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/pistons-jazz-deplasmanindan-galip-dondu,xONS_be4nkeNvs67tJILWw
Norveç’in Utoya kentinde 77 kişiyi öldüren aşırı sağcı Anders Breivik’in mahkemeye sunduğu savunma Almanya’da tartışmalara rağmen sahnelendi.
null
İsviçreli yönetmen Milo Rau’nun sahneye koyduğu “Breivik Deklarasyonu” adlı belgesel oyunun, Weimar Ulusal Tiyatrosu’nda sahnelenmesi planlanmıştı, tiyatro yönetimi karşı çıkınca oyun izleyicileriyle özel bir sinemada buluştu. “Breivik Deklarasyonu” Breivik’in Nisan ayında mahkemeye sunduğu ve bugüne kadar kamuoyuyla paylaşılmayan savunmasından, tek kişilik oyun da bu savunmanın okunmasından oluşuyor. Okumayı Türkiye kökenli oyuncu Sascha Özlem Soydan yaptı. Spor bir kıyafetle sahneye çıkan Soydan’ın kullandığı tek özel mimiğin sakız çiğnemek olması ve oyunun sonunda seyircinin uzun bir süre sessiz kalması dikkat çekti. 100 kişinin izlediği oyunun sonunda seyircilerle Breivik’in tezleri hakkında tartışıldı. Weimar ulusal tiyatrosunun yöneticisi Thomas Schmidt, “Breivik Deklerasyonu” nun sahnelenmesine bir aşırı sağcının görüşlerine platform oluşturmak istemediği için izin vermediğini söyledi. Schmidt ayrıca oyunun bir tiyatro eseri olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin de tartışmalı olduğunu belirtti. Oyunun yönetmeni Milo Rau ise yasağa “bu mesafe koymak değil skandaldır” şeklinde yanıt verdi. Rau, metni özellikle Türkiyeli bir kadın oyuncuya okutarak, dolayısıyla Breivik’i O’nun nefret ettiği bir kişi tarafından canlandırarak bir sanat eserine dönüştürdüğünü ifade etti. Breivik’in cinayetlerini temellendirdiği deklarasyonun büyük bir kısmının sosyal medyada zaten paylaşıldığını hatırlatan Rau, kendisinin bunu Lecture Performance adını verdiği bir yöntemle kamuoyuna açık bir biçimde yaptığını ve Batı Avrupa halkının %80 ve %90’ının bu deklarasyonun altına imza atabileceğini göstermek istediğini vurguladı. Rau, “Breivik’in kim olduğu beni ilgilendirmiyor, bu metin Avrupa’da yazılmış ve tesadüfen Breivik tarafından okunmuş bir metindir” dedi. Sascha Özlem Soydan tarafından okunan savunma metninde Breivik, liberal ve marksistleri Avrupa’nın kimliğine ihanet etmekle suçluyor. Breivik aşırı sağcı ideolojiyi özetlediği metninde, siyaset, medya ve bilim çevrelerinden solcuların Avrupa nasyonal ruhunu çok kültürlülüğe terk ettiklerini iddia ederek, silahlı mücadele vaktinin geldiğini öne sürüyor. Öldürdüklerinin çocuk değil, siyasi aktörler olduğunu iddia eden Breivik, yaptığının cinayet değil, nefsi müdafaa olduğunu da savunuyor. Oyun sırasında kendini Breivik yerine koymaya çalışsa da bunu beceremediğini söyleyen tiyatro sanatçısı Sascha Özlem Soydan, bu tür metinlerin siyasi arenada mutlaka tartışılması gerektiğini belirtti. “Breivik deklarasyonu” önümüzdeki günlerde Berlin’de sergilenecek. Danimarkalı yönetmen Christian Lollike de İsviçreli meslektaşı Rau gibi Anders Breivik’in savunmasını "Manifest 2083" adı altında 11 Ekim’de Kopenhag’da sahneledi. Aslında oyunun Ocak ayında sahnelenmesi planlanmıştı ancak Norveç’de, özellikle kurbanların ailelerinin protestoları yüzünden ertelendi. 90 dakikalık oyunda Breivik’i Olaf Højgaard canlandırıyor. "Manifest 2083" önümüzdeki ay Århus’da daha sonra da katliamın gerçekleştiği Oslo’da sahnelenecek. Oyuna bu ismin verilmesinin nedeni Breivik’in Osmanlı İmparatorluğunun Viyana kapılarına gelmesinin 400. yıldönümünde Avrupa’nın Müslümanlardan arındırılacağına inanması. 32 yaşındaki İslam ve yabancı karşıtı Anders Breivik geçen yıl Temmuz ayında Utoya adasındaki İşçi Partisi’nin düzenlediği gençlik kampını basmış, 77 genci öldürmüştü.
22.10.2012 - 11:02
null
[]
Breivik'in savunması sahnede
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/breivikin-savunmasi-sahnede,PN38Uz5gmkGdGVkJULNP9w
Fenerbahçe'nin başarılı stoperi Martin Skrtel, ayrılmak istediğini yönetime iletti.
cumhuriyet.com.tr
Fenerbahçe'de ayrılık rüzgarı esiyor. Sarı-Lacivertli ekibin tecrübeli stoperi Martin Skrtel, takımdan ayrılmak istediğini yönetime bildirdi. Slovak oyuncunun talipleri arasında West Ham ve Rangers'ın olduğu tahim ediliyor. Ayrıca, geçen aylarda tecrübeli yedek stoper arayışında olan Barcelona ve Manchester City'nin Skrtel'le ilgilendiği iddia edilmişti.
4 Ocak 2019 Cuma, 13:46
cumhuriyet
null
Fenerbahçe'de ayrılık sinyali
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1190894/Fenerbahce_de_ayrilik_sinyali.html
Adana'nın merkez Sarıçam ilçesinde iki günlük bebek yatağında ölü bulundu.
null
Adana'nın merkez Sarıçam ilçesi İncirlik Kemalpaşa Mahallesi'nde yaşayan 7 çocuk sahibi Suriyeli Faysal (36) ve Neval El Halaf (33) çiftinin önceki gün Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde erkek çocukları dünyaya geldi. Dün hastaneden ayrılıp evlerine dönen çift, bu sabah bebeklerini yatağında hareketsiz buldu. Durumun bildirilmesi üzerine eve gelen 112 Acil Servis ekibi, bebeğin hayatını kaybettiğini belirledi. Polisin evdeki incelemesinin ardından baba Faysal El Halaf, bebeğinin cansız bedenini kucağında cenaze nakil aracına taşıdı. Bebeğin cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
15.08.2019 - 14:24
Anadolu Ajansı
['Bebek', 'Türkiye', 'Polis Adliye', 'Adana']
2 günlük bebek yatağında ölü bulundu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/2-gunluk-bebek-yataginda-olu-bulundu,Ghyz_SHErkyXQ-RraGHI9w
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın annesi Enise Ahmed Mahluf, 86 yaşında hayatını kaybetti.
null
Suriye devlet televizyonun haberinde, Beşşar Esad'ın 86 yaşındaki annesi Enise Ahmed Mahluf'un yaşamını yitirdiği duyuruldu. Haberde, Mahluf'un ölümüyle ilgili detaylı bilgi verilmedi. 1930 yılında Lazkiye'de zengin bir ailenin kızı olarak doğan Mahluf, 1957 yılında henüz pilot olan eski Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'la evlenmişti. Mahluf, 2000 yılında hayatını kaybeden Hafız Esad’la 43 yıl evli kaldı. Çiftin bu evlilikten Büşra, Basil, Beşşar, Macid ve Mahir adında 5 çocuğu dünyaya geldi. Enise Mahluf aynı zamanda Esad rejiminin arka planındaki önemli isimlerden biriydi. Mahluf, 2011 yılında çıkan olaylardan sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne gitmişti.
07.02.2016 - 11:02
NTV Haber, Anadolu Ajansı
['Dünya']
Beşşar Esad'ın annesi Enise Ahmed Mahluf öldü
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/bessar-esadin-annesi-enise-ahmed-mahluf-oldu,s_0MeKUbMUWQB3REFK5yfw
AK Parti'de yerel seçim hazırlıkları sürüyor. Kızılcahamam kampında, yerel seçimde aday belirleme süreci ve izlenecek strateji ayrıntılı bir şekide ele alındı. Edinilen bilgilere göre, iktidar partisi adaylık başvurularını 1 Kasım'dan itibaren almaya başlayacak.
null
AK Parti'de yerel seçim adaylık sürecinde takvim belirlendi. Adaylık başvurularının 1 Kasım'da başlaması, Aralık ayının ilk haftasında da adayların açıklanması bekleniyor. AK Parti Kızılcahamam kampında yerel seçimde aday belirleme süreci ve izlenecek strateji ayrıntılı bir şekide ele alındı. Geçmiş seçimlerden örneklerle 31 Mart 2019 seçimleri masaya yatırıldı. Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Aday adaylarının birbirlerine karşı davranışları konusundaki bir takım kurallar konusunda hatırlatmalar yapılmıştır. Birbirlerine yıpratacak bir yola gitmelerini istemiyoruz. Bugünü kadar hangi temalarla geldik hangi kampanyada neleri öne çıkardık bir kere daha yerel ve genel seçimlerde kullandığımız durumlar değerlendirildi." dedi. MHP ile yerel seçimde ittifak konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki görüşmenin yeni haftada gerçekleşebileceğini de söyleyen Çelik, "Macaristan seyahati olacak o sırada heyetlerin görüşmesi gerçekleşecek sonra bir araya geleceklerdir" dedi.
07.10.2018 - 22:40
NTV Haber
['Türkiye', 'Recep Tayyip Erdoğan', 'akparti']
AK Parti'de yerel seçim hazırlığı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ak-partide-yerel-secim-hazirligi,m87x_jjWwEmiBdDmD_B-rg
İsrail ordusunun bugün Gazze'ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 4'e yükseldi.
null
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyini savaş uçakları ve toplarla vurdu. En az dört filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu vurulan hedefin Hamas'a ait olduğunu ileri sürdü. Gazze sınırı da hareketli. Filistinliler İsrail'i protesto için sınırda her cuma olduğu gibi gösteri düzenledi. İsrail parlamentosunda bu hafta yahudi ulus devleti yasası tasarısının onaylanması Filistinlilerin tepkisini çekmiş durumda. Bu nedenle sınırdaki gösterilere katılım önceki haftalara göre daha fazlaydı. Birleşmiş Milletler (BM) Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Nickolay Mladenov, "Filistinlileri ve İsraillileri başka bir savaşa girmek için kışkırtmak isteyenler başarılı olmamalı." ifadesini kullandı. Mladenov, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden "Gaza" ve "Palestinians" etiketleriyle yaptığı paylaşımda, "Gazze'deki herkesin eşikten (savaşın eşiği) geri adım atması gerekiyor. Gelecek hafta değil. Yarın değil. Hemen şimdi! Filistinlileri ve İsraillileri başka bir savaşa kışkırtmak isteyenler başarılı olmamalı." değerlendirmesinde bulundu. İsrail ordusu, bugün Gazze’ye savaş uçakları, tank atışı ve toplarla düzenlediği saldırının devam ettiğini duyurdu. İsrail askerlerinin bugün Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 4 Filistinli şehit oldu.
20.07.2018 - 22:08
null
['Dünya', 'İsrail', 'Gazze']
İsrail'den yeni saldırı: 4 Filistinli hayatını kaybetti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/israilden-yeni-saldiri-4-filistinli-hayatini-kaybetti,axhPc9_S0Ui21CR-oJSLIQ
Sakarya ve Kocaeli'nin yüksek kesimlerinde, yarın yoğun kar yağışı bekleniyor.
null
Sakarya ve Kocaeli'nin yüksek kesimlerinde, yarın yoğun kar yağışı beklendiği bildirildi. Meteoroloji 1. Bölge Müdürlüğü İstanbul Bölge Tahmin ve Erken Uyarı Merkezinden yapılan açıklamaya göre, yarın öğle saatlerinden itibaren Sakarya ve Kocaeli'nin (Kartepe ve Başikele) yüksek kesimlerinde yer yer yoğun (20 santimetre üzeri) kar yağışı bekleniyor. Çarşamba günü sabah saatlerinden itibaren etkisini kaybetmesi beklenen kar yağışıyla birlikte ulaşımda aksamalar, kuvvetli rüzgarla birlikte tipi, buzlanma ve don gibi olumsuzluklara karşı vatandaşlardan dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
14.01.2019 - 16:09
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel', 'İstanbul']
Meteoroloji'den iki il için yoğun kar uyarısı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/meteorolojiden-iki-il-icin-yogun-kar-uyarisi,UXVbQtjBv0-2Jb-zbps_9A
Amerikan Washington Post'ta yer alan habere göre, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ABD ile İran arasında tutuklu değişimi yapılmasını teklif etti.
null
Washington Post'un haberine göre, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Oradaki (ABD) insanların serbest kalmasını sağlarsak ve ABD de bunun için gereken adımları atarsa ülkemiz bundan büyük mutluluk duyar" dedi. Gazetenin haberinde, Ruhani'nin söz konusu teklifi Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısına katılmak üzere bulunduğu New York'ta Ortadoğu uzmanlarının bir araya geldiği bir toplantıda gündeme getirdiği belirtildi. İran'da halihazırda aralarında, ABD için ajanlık yapmakla ve İran'a karşı propaganda yapmakla suçlanan Washington Post muhabirinin de bulunduğu 3 Amerikalı tutuklu bulunuyor. ABD'de ise, ABD yaptırımlarını ihlal etmek suçlamasıyla 19 İran vatandaşı cezaevinde. İran'la 5+1 Grubu ülkeleri arasında temmuz ayında İran'ın nükleer programı konusunda anlaşmaya varılmıştı.
28.09.2015 - 10:52
DW Türkçe
['Dünya', 'Amerika', 'Ortadoğu']
Ruhani'den ABD'ye "tutuklu değişimi" teklifi
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ruhaniden-abdye-tutuklu-degisimi-teklifi,mO_WVkarQk6XkPotrPuOxw
Tunceli'nin Nazımiye ilçesine bağlı Ballıca köyünde, köylüler tarafından ateş yakılması sonucu çıkan yangında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun doğduğu ev ile amcası ve kuzeninin evleri kül oldu. Yangının kontrol altına alınması için çalışmaların sürdüğü bildirildi
DHA
Olay, bugün saat 15.30 sıralarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun doğduğu Nazımiye ilçesine bağlı Ballıca köyünde meydana geldi. Bazı köylüler, Kılıçdaroğlu'nun evinin hemen arkasında ateş yaktı. Bu sırada kıvılcımlar çevredeki kuru otlara sıçrayınca yangın çıktı. Köylülerin tüm çabalarına rağmen yangın kontrol altına alınamadı ve alevler Kemal Kılıçdaroğlu'nun doğduğu ev ile 3 evi sardı. Olayın bildirilmesiyle Nazımiye Belediyesi'ne ait 2 itfaiye aracı bölge sevk edilerek yangına müdahele edildi. Ekiplerin kontrol altına almaya çalıştığı yangında, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun doğduğu ev ile amcası Mehmet Karabulut ve kuzeni Hasan Karabulut'a ait evler ve eklentileri kül oldu. DHA'nın haberine göre, itfaiye ekipleriyle birlikte köye giderek söndürme çalışmalarına katılan Nazımiye Belediye Başkanı CHP'li Cafer Kırmızıçiçek, yangının tüm çabalara rağmen henüz kontrol altına alınamadığını belirterek, Belediyesi ile Orman İşletme Müdürlüğü'nden destek istediklerini söyledi. Kırmızıçiçek, şöyle dedi: "Saat 15.30 sıralarında belediyeye yapılan ihbar sonucu ekiplerimizi Ballıca köyüne sevk ettik. Ben de bizzat itfaiye araçlarıyla birlikte köye hareket ettim. Köyde çıkan yangın büyüktü. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine ait olan ve doğduğu ev tamemen yanarken, yine amcası Mehmet Karabulut ve kuzeni Hasan Karabulut'a ait ev ve eklentileri tamemen yandı. Yangının çevredeki ormanlık alana ve diğer evlere sıçramaması için iş makineleriyle önlem aldık. Ancak Genel Başkanımızın doğduğu ev tüm çabalarımıza rağmen yandı. Şu an ekiplerimiz yangını kontrol altına almaya çalışıyor. Yangından köydeki kimsenin etkilenmesesi sevindici bir haber." İtfaiye ekiplerinin yangını kontrol altına almak için çalışmalarının sürdüğü bildirildi.
27.09.2018 - 18:24
haberturk
['tunceli', 'yangın', 'kılıçdaroğlu']
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun doğduğu ev yandı
Gündem
https://www.haberturk.com/kilicdaroglu-nun-dogdugu-ev-yandi-2158768
Fransız parlamenter Sonia Krimi, NATO PA toplantısında tepki gören sözlerinin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun kendisini Twitter'da engellediğini öne sürdü. Ancak Krimi'nin, yaptığı yazım yanlışıyla Bakan Çavuşoğlu yerine başka bir hesabı etiketlemeye çalıştığı ortaya çıktı
null
Fransız Parlamenter Sonia Krimi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Twitter adresini yanlış yazıp kendisine ulaşamayınca engellendiğini sandı. Kendi hatası nedeniyle Çavuşoğlu'nun adresine ulaşamayan Krimi, bunun üzerine demokrasi eleştirileri yaptı. TBMM'nin ev sahipliğinde Antalya'da düzenlenen NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) 99. Rose-Roth Semineri ve Akdeniz-Orta Doğu Özel Grubu Ortak Toplantısı'na katılan Fransız parlamenter Krimi, Twitter'dan Çavuşoğlu'nun kendisini engellediğini zannetti. "MevlutCavusoglu" adresini etiketlemek yerine "MevlutCavusolgu" yazarak etiketleme yapan Krimi, "Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu beni Twitter'dan engellemeye karar verdi. Güzel bir demokrasi ve diplomasi dersi!" ifadesini kullandı. Ancak Bakan Çavuşoğlu, Krimi'yi herhangi bir platformdan engellemedi. NATO PA Toplantısında Krimi, "Tarih kazananlar tarafından yazılmaz mı? Birçok ülke için PKK terörist değildir ama sizin için böyledir. Bunu dikkate almamız gerekiyor." ifadelerini kullanmıştı. Çavuşoğlu'nun "Soykırım ve tarih konusunda Türkiye'ye ders verebilecek en son ülke Fransa'dır." yanıtını vermesi üzerine Fransız parlamenter salonu terketmişti.
13.04.2019 - 13:33
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Türkiye', 'Fransa']
Fransız parlamenter Krimi Twitter'da yanlış hesaba tepki gösterdi (Çavuşoğlu engelledi zannetti)
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/fransiz-parlamenter-krimi-twitterda-yanlis-hesaba-tepki-gosterdi-cavusoglu-enge,Un9A-2UhtUmUtRGTt3Jbog
Hollanda Amsterdam Schiphol Havalimanı'nda polis bıçaklı saldırganı vurdu. Güvenlik nedeniyle havalimanı boşaltıldı.
null
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da bulunan Schiphol Havaalanı'nda polis, bıçaklı bir kişiyi vurarak gözaltına aldı.  Hollanda polisi, havaalanında dur ihtarına uymayan bir kişiyi vurarak durdurdu, yaralanan şüpheli gözaltına alındı. Polis durumun kontrol altında olduğunu duyurdu. Uçuşlarda herhangi bir iptal yaşanmadı. Hava trafiği gecikmeli olarak sürdürülüyor. Polis havaalanı giriş çıkışlarında güvenlik tedbirlerini artırdı. Gözaltına alınan şüphelinin kimliği açıklanmadı.
15.12.2017 - 19:08
null
['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber']
Hollanda Schiphol Havalimanı'nda polis bıçaklı saldırganı vurdu
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/hollanda-schiphol-havalimaninda-polis-bicakli-saldirgani-vurdu,_Pw1WZ4yz0mmNgjZpQ06OA
15 Temmuz şehitlerinin aileleriyle bir araya gelen İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 15 Temmuz gecesinde milletin cesaret olup destan yazdığını belirterek, "Hainleri bir kez daha topraklarımızdan kovduk. O gece, biz kazandık. Düşmanı bir kez daha yendik. Vatanı hainlere teslim etmedik. FETÖ'cü hainler, boyunlarındaki ihanet tasmasıyla cezalarını çekiyor." dedi
AA
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 15 Temmuz gecesinde milletin cesaret olup destan yazdığını belirterek, "Hainleri bir kez daha topraklarımızdan kovduk. O gece, biz kazandık. Düşmanı bir kez daha yendik. Vatanı hainlere teslim etmedik. FETÖ'cü hainler, boyunlarındaki ihanet tasmasıyla cezalarını çekiyor." dedi. Vali Yerlikaya, 15 Temmuz şehitlerinin aileleriyle Yeşilköy'deki bir otelde düzenlenen programda bir araya geldi. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişimini püskürten kahramanların yad edilmesi amacıyla gerçekleşen program, Kur'an tilavetiyle başladı. Programda, 15 Temmuz'da yaşanan ihanet ve buna karşı ortaya konulan kahramanlıkların anlatıldığı bir film gösterildi. Sinevizyon gösterisi sırasında şehit ailelerin çoğu gözyaşına hakim olamadı. O günü tekrar yaşayan bazı şehit yakınları, FETÖ'cü hainlere lanet okudu. Kimi şehit yakınlarının, ağlayarak dışarı çıktığı görüldü. Vali Ali Yerlikaya, FETÖ'cülerin şehit ettiği Ömer Halisdemir'e ithafen yazılan bir şiirin okunmasının ardından yaptığı konuşmada, 15 Temmuz destanını yazan tüm kahramanları şükranla yad ettiklerini söyledi. 15 Temmuz'un üçüncü yılını idrak ettiklerini vurgulayan Yerlikaya, "Yaramız hala çok taze ve çok derin. Türkiye'nin en uzun gecesini 3 yıl önce yaşadık. O karanlık gecede FETÖ'cü hainler iş başındaydı. 15 Temmuz sadece bir darbe değil, aynı zamanda bir işgal girişimiydi. Asker kılığına girmiş katiller, vatanımızı işgale yeltendi." diye konuştu. "Gazi Meclisimizi, Külliyeyi bombaladılar." diyen Yerlikaya, şöyle devam etti: "Sokakları, caddeleri, meydanları ateş altına aldılar. Cumhurbaşkanımızın canına kastettiler. Ankara'daki Özel Harekat Dairesinde kahramanlarımızı şehit ettiler. Bizim tanklarımızı, uçaklarımızı, silahlarımızı, bize çevirdiler. Üzerlerinde bir şey taşımayan kardeşlerimizin üstüne yaylım ateşi açtılar. İstanbul'da 99 kardeşimiz şehadet şerbeti içti. Bin 29 kardeşimiz vatan için serden geçti. O gece 251 kez şehit düştük. 2 bin 757 kez gazi olduk. Bu milleti, sindirebileceklerini sandılar. Milletimiz, Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydana çıktı." Yerlikaya, milletin öldürülmeyecek kadar çok olduğunu hatırlatarak, "Kiminiz Köprüde, kiminiz Saraçhane’de, kiminiz Vatan'da.. Türkiye meydanlarda tek yumruktu. O gece uyusaydık, bir daha uyanamazdık. O gece uyusaydık, vatansız, bayraksız, ezansız kalırdık. O gece çıplak ellerimizle, tarihin en büyük destanlarından birini yazdık. O gece, Türkiye'nin kaderini değiştirdik." ifadelerini kullandı. "O gece, cesaret olduk, destan olduk." diyen Yerlikaya şunları kaydetti: "Hainleri bir kez daha topraklarımızdan kovduk. O gece, biz kazandık. Düşmanı bir kez daha yendik. Vatanı hainlere teslim etmedik. FETÖ'cü hainler, boyunlarındaki ihanet tasmasıyla cezalarını çekiyor. Ahirette ise, sonsuz bir cehennem onları bekliyor. Bunlarla mücadelemiz, Dünyada da ukbada da devam edecek. Vatan nöbetimiz hiç bitmeyecek. O zafer gününde, istiklal, demokrasi, birlik ahdimizi yeniledik. Türkiye'nin yazdığı kahramanlık destanı, dünya demokrasileri için büyük bir derstir." Yerlikaya, bu destanı yazanlar arasında ayrı bulunmadığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Tanka, topa, uçağa karşı, çıplak elleriyle bu destanı yazan milletimizdir. Milletimizin her bir ferdi, bu destanın sesi, soluğu, nefesidir. Ne FETÖ'cü hainleri unutacağız, ne aziz kahramanlarımızı. Ay yıldızlı bayrağımız göklerde dalgalandıkça 15 Temmuz Destanını hafızamızdan çıkarmayacağız. Vatanımıza, istiklalimize, millet hakimiyetine düzenlenen suikasta karşı canlı kalkan oldular. Demokratik ve hür bir ülkede, insanca, onurlu bir hayat sürebilmek için şehit oldular. Bugünümüzü ve geleceğimizi şehitlerimize, gazilerimize, milletimizin kahraman duruşuna borçluyuz." 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuh Köroğlu, idari ve mülki amirler ile şehit yakınlarının katıldığı programda, duanın ardından yemek yenildi. Daha sonra Vali Yerlikaya ve eşi Hatice Nur Yerlikaya konukları uğurladı.
14.07.2019 - 21:08
haberturk
['istanbul valisi ali yerlikaya', 'ali yerlikaya', '15 temmuz şehitleri', 'şehit aileleri']
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 15 Temmuz şehitlerinin aileleriyle bir araya geldi
Gündem
https://www.haberturk.com/istanbul-valisi-ali-yerlikaya-15-temmuz-sehitlerinin-aileleriyle-bir-araya-geldi-2504334
Adana’da, internette tanışıp birlikte kaçtığı Nebil Örgen'in katil zanlısı Ali Bağcı ve babası için müebbet kararı çıktı
null
ADANA’da, internette tanışıp Burdur’dan yanına kaçan 20 yaşındaki Zeliha Özsarı’nın yakınları tarafından öldürüldüğü ileri sürülen 23 yaşındaki Nebil Örgen’in katil zanlısı genç kızın halasının oğlu 20 yaşındaki Ali Bağcı ve cinayeti azmettirdiği ileri sürülen babası 45 yaşındaki Ahmet Özsarı için müebbet hapis cezası istendi. Geçen aralık ayında meydana gelen olayda, Eskici Türkü Bar’da garsonluk yapan Nebil Örgen, Burdur’da yaşayan Zeliha Özsarı ile internette bir arkadaşlık sitesinde tanıştı. Bir süre sonra birbirlerini görmek isteyen iki sevgiliden Zeliha Özsarı, Adana’ya Nebil Örgen’in yanına geldi. Ailesinin istememesine rağmen genç kızı evinde misafir eden Örgen, bir hafta sonra, barda çalıştığı bir gece dışarı çağrılıp kafasına sıkılan kurşunla yaralandı, kaldırıldığı hastanede 2 gün sonra yaşamını yitirdi. Olay sonrası tabancayı ateşleyen katil zanlısı ile boğuşan bar sahibi Ömer Beyazçiçek, zanlının elinden cinayette kullandığı silahı almayı başardı. Ancak zanlı olayın ardından kaçarak izini kaybettirdi. Örgen’in vurulmasının ardından gözaltına alınan Zeliha Özsarı, ifadesinde Nebil Örgen’le internette tanıştıktan sonra evlenmek için Adana’ya geldiğini belirterek, “Beni Adana’ya davet edip evlenmek isteğini söyledi. Ben de Nebil’i çok samimi bulup her şeyi bırakıp yanına geldim. Ancak Nebil’in ailesi ilişkimize sıcak bakmadı. Ancak babama Adana’ya geldikten sonra telefon edip yerimi ve Nebil’in ne iş yaptığını söyledim. Olumlu bakıp destek için 500 YTL para gönderdi. Her şeyin yoluna girdiğini düşünmeye başlarken, olayın olduğu gece Nebil’i aradım. Ancak telefona çıkanlar müsait olmadığını söylediler. Sabah polisler gelip Nebil’in öldüğünü söyleyince dünyam başıma yıkıldı” dedi. Genç kızın verdiği ifade üzerine Burdur’da gözaltına alınan baba Ahmet Özsarı ve yeğeni Ali Bağcı, Adana’ya getirildi. Bar sahibi Ömer Beyazçiçek, Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan yüzleştirmede, Bağcı’yı teşhis etti. Bunun üzerine Adliye’ye sevk edilen ve tabancayı kullandığı ileri sürülen Ali Bağcı tutuklanırken, cinayeti azmettirdiği ileri sürülen Ahmet Özsarı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cinayetin üzerinden 5 ay geçmesinin ardından hazırlanan iddianamede genç kızın babası Ahmet Özsarı için, ‘Kasten adam öldürme suçuna azmettirme’, tutkulu Ali Bağcı için ise ‘Kasten adam öldürme’ suçlaması ile müebbet hapis cezası istendi. Dava, yakın tarihte ağır ceza mahkemesinde görülmeye başlanacak
09.05.2007 - 12:46
haberturk
[]
İnternet aşkı cinayetine 2 müebbet
Yaşam
https://www.haberturk.com/yasam/haber/22671-internet-aski-cinayetine-2-muebbet
Fenerbahçe'nin Danimarkalı savunma oyuncusu Simon Kjaer, Başakşehir maçının ardından açıklamalarda bulundu.
cumhuriyet.com.tr
Fenerbahçe'nin Danimarkalı savunma oyuncusu Simon Kjaer, Başakşehir maçının ardından açıklamalarda bulundu. Gerçekten zorlu bir karşılaşmaydı bizim için. Bizi fazlasıyla zorladıklarını söyleyebilirim. Çok iyi defansif kurgusu olan bir takımdı Başakşehir. Bu adımı atıp galibiyetle ayrılmamız gerekiyordu. Bunu başardık. Çok mutluyuz. Futbol böyle bir oyun. Futbolda bazen tartışıp birbirimizi uyarmamız gerekebilir, saha içerisinde bunu yapıyoruz biz de. Hep sessiz kalamayız. Caner ile pozisyonu tartıştık çok önemli bir şey yok. Gruptan çıkmak önemliydi. Bundan sonra keyfini yaşayarak devam etmek istiyoruz. Zorlu rakiplerin olması bizim için negatif değil. Ben bu yüzden futbol oynuyorum. Zorlu rakiplerle karşılaşıp futboldan keyif almaya çalışıyorum. Sabırsızlıkla şubat ayında oynayacağımız maçları bekliyorum.
13 Aralık 2015 Pazar, 21:23
cumhuriyet
null
Kjaer Caner'le tartışmasını anlattı
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/447649/Kjaer_Caner_le_tartismasini_anlatti.html
Yurt Dışı Seçim Kurulu, YSK'nın verdiği karar kapsamında mühürsüz oyları geçerli saydı.
null
Yurt Dışı Seçim Kurulunca, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) verdiği "mühürsüz oy" kararı kapsamında söz konusu oylar geçerli sayıldı. Hollanda'da CHP'li bir sandık müşahidi, sandık kurulu mührü bulunmayan 150 zarftaki oyların sandık kurulunca geçerli sayıldığını belirterek, karara itiraz etti. Yurt Dışı Seçim Kurulu ise YSK'nin, "Yüksek Seçim Kurulu tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan hallerde sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesine" yönelik kararı çerçevesinde itirazı reddetti. Danimarka'da yapılan başka bir itirazda ise AK Parti müşahidi, zarflarda 3 mühür yerine 2 mühür bulunduğu gerekçesiyle geçersiz sayılan 180 oyun geçerli sayılmasını talep etti. Yurt Dışı Seçim Kurulu da YSK'nin aynı kararı kapsamında söz konusu zarfların açılarak oyların sayım ve dökümünün yapılmasını kararlaştırdı.
18.04.2017 - 21:48
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Yurt dışındaki mühürsüz oylar da geçerli sayıldı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yurt-disindaki-muhursuz-oylar-da-gecerli-sayildi,pP8edmBUjU2puD1RgPAZPw
Büyükçekmece'de göl havzasına bırakılan 60 çuval kimyasal sanayi atığının, yapılan incelemenin ardından zehirli olduğu tespit edildi.
null
İstanbul Büyükçekmece 19 Mayıs Mahallesi'nde yol kenarındaki boş araziye, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce, yaklaşık 60 çuval atık bırakıldı.  Bölgede görev yapan belediye personelinin ne olduğu anlaşılamayan atıkları fark etmesi üzerine, güvenlik önlemi alınarak, olay yerine İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İSTAÇ ve polis ekipleri çağrıldı. Durumun bildirilmesinin ardından bölgeye gelen AFAD ekipleri, atıkları inceleyerek, numune aldı. Yapılan incelemenin ardından göl havzasına çuvallarla bırakılan kimyasal maddenin zehirli olduğu tespit edildi.  İnceleme sonrası, belediye ekipleri de atıkları kaldırmak için çalışma başlattı.  Atıkları bölgeye bırakan kişi ya da kişilerin bulunması için çalışmalar devam ediyor.
17.02.2019 - 16:49
İHA, Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'İstanbul', 'haber']
Büyükçekmece göl havzasına bırakılan atık zehirli çıktı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/buyukcekmece-gol-havzasina-birakilan-atik-zehirli-cikti,H9wgsGDqAUGfdt4zOIW_lQ
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'nda düzenlenen defile, sosyal medyada tepki görünce İtfaiye Daire Başkanı Cahit Küçükönder görevden alındı, soruşturma başlatıldı.
null
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı binasında dün defile düzenlendi. Defilede, itfaiye araçlarının önüne turkuaz halı serildi, ardından da mankenler sırasıyla halıda yürümeye başladı. Stilistlik yapan eski bir itfaiye personelinin organize ettiği öğrenilen defilede mankenler halıda yürürken, itfaiye personelleri de bu anları cep telefonuyla kaydetti. Ayrıca mankenler, itfaiye araçlarının önünde poz verip hatıra fotoğrafı da çektirdi. İtfaiye Daire Başkanı Cahit Küçükönder'in de bulunduğu sırada yapıldığı öğrenilen defilenin görüntüleri kısa sürede sosyal medyada yayılınca tepki gördü. Sosyal medyada ''Defile düzenlemek itfaiyenin işi mi?'' ''Şehirde bir yangın çıksa ne olacak?'' gibi tepkilerin artması üzerine Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç yazılı bir açıklama yaptı. Erkoç, daire başkanı Cahit Küçükönder'in görevden alındığını ve defilenin belediyenin bilgisi dışında yapıldığını kaydederek, "Defile için, kritik ve stratejik bir birim olan İtfaiye Daire Başkanlığı'nı, yetkisini aşarak ve işgüzarlıkla tahsis eden İtfaiye Daire Başkanı Cahit Küçükönder görevden alınmış olup Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın bir faaliyeti ve etkinliği olmadığı halde ve Başkanlığımızın izni ve bilgisi dışında yapılan bu defile ile alakalı ilgililer hakkında soruşturmanın başlatıldığını kamuoyuna saygıyla duyururuz" dedi.
04.11.2018 - 16:56
DHA
['Türkiye', 'Kahramanmaraş', 'haber']
İtfaiyedeki defile, daire başkanını görevden etti
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/itfaiyedeki-defile-daire-baskanini-gorevden-etti,5BciQmQ2yUyaC-lxAvjd3w
İngiltere merkezli Arms Holdings, 'dünyanın enerji verimliliği en yüksek mikroişlemcisi' diye tanımladığı yeni ürününü tanıttı. Şirket, 'Flycatcher' mimarisi temeline dayanan mikroişlemcinin, internetin daha fazla aygıta yayılmasının yolunu açacağını söylüyor.
null
'Battlestar Galactica' ve 'Terminator' izleyenler sonradan insanların korkulu rüyası haline gelen robotların çıkış öyküsünü ve elektronik cihazların birbirlerine bağlanmasının ardından gelişerek nasıl insanlığa karşı savaş açtıklarını hatırlarlar. Hayatımızda henüz bu kadar korku duymamıza neden olacak bir değişiklik yok. Ancak tüm cihazları internete bağlayan teknoloji 'Flycatcher' mimarisiyle hayatımıza girdi ve yakın gelecekte hızla yayılacak gibi gözüküyor. Arms Holdings, 1 milimetreye 1 milimetre boyutundaki yeni işlemcinin tasarımı için her şeye sıfırdan başladıklarını açıkladı. Şirkete göre, yeni mikroişlemciler, 8 yada 16 bit hızdaki daha önceki çiplerden üçte bir oranında daha az enerji harcayacak. Ayrıca, yeni mikroçipin kullanıldığı cihazlar bekleme konumundayken neredeyse hiç enerji tüketmiyor. Arms Holdings'den Gary Atkinson, eğer bir değişiklik yapılmazsa, tüm gelişmiş ülkelerde gelecek 20 yıl içinde elektrik ihtiyacının üretilen elektrik miktarını aşacağını belirtiyor. Atkinson, "Yapmamız gereken bu duruma yeni tasarımlarla önlem almak. Buzdolaplarına, çamaşır makinelerine, bulaşık makinelerine internete bağlanma özelliği eklediğinizde, bu cihazlar genel elektrik tüketimini izleyip zaman zaman küçük ayarlar yaparak enerji kullanımını dengeleyebilirler" diyor. Arms Holdings, mikroçiplerin kullanılacağı cihaz başına, bir ruhsat ücreti ve küçük bir telif ücreti almayı planlıyor. Her cihazdan alınacak miktar küçük olsa da, Ericsson, bugün kullanılan 10-15 milyar cihazın aksine 2020 yılına kadar 50 milyar cihazın internete bağlanmış olacağını öngörüyor. Büyüyen bu pazardan kâr elde etmeyi uman tek şirket Arms Holdings değil. Teksas merkezli Microchip Technology ve California merkezli Atmel de benzer ürünlerle bu pazardan pay alma çabasındalar. NXP Semiconductors ve Freescale adlı iki şirket bu yeni teknolojinin ruhsatını aldı. Freescale'den Geoff Lees, "Bu yenilik, tüm cihazların sürekli internete bağlı olma potansiyeli yaratıyor" dedi. Lees yeni mikroişlemcinin kullanım alanlarını "Her yerde bağlantıda olmamız mümkün. Küçük araç gereçlerden, MP3-çalarlara, gösterge ekranı olan mutfak ürünlerinden yağmur algılama monitörlerine, kişisel tıbbî cihazlara kadar her alan büyük önem taşıyor" diye açıkladı.
14.03.2012 - 12:33
null
[]
Enerji dostu mikroişlemci
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/enerji-dostu-mikroislemci,P5WUQwHxu0SWP1mmE1LMhA
Futbolda şike iddiaları davasının ikinci duruşması dün görüldü. Ancak İlk duruşmadaki atmosfer bu kez yoktu. Önceki gün Silivri'yi stadyuma çeviren Fenerbahçe taraftarı, Yıldırım'ın 'Üşümesin, evlerine gitsinler' mesajı üzerine duruşmaya gelmedi.
null
''Futbolda şike'' iddialarına ilişkin tarihi davada ilk duruşmanın ardından ikinci duruşma da dün görüldü. Fenerbahçeli dernekler tarafından taraftarlar üşümesin diye Cezaevi önüne çadırlar kuruldu ve içlerine ısıtıcılar yerleştirildi. Ancak Başkan Aziz Yıldırım'ın 'Üşümesin, evlerine gitsinler duruşmalar devam ediyor, Çağlayan'a gelirler' mesajı üzerine Fenerbahçe taraftarı duruşmaya gelmedi. Kurulan çadırlar ise boş kaldı. Duruşmada 401 sayfalık iddianamenin okunmasına devam edildi. Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 23'ü tutuklu 93 sanık hakkındaki iddianame 232'nci sayfasına kadar okundu. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada, üç TRT spikeri tarafından dönüşümlü olarak okunan iddianamenin 232'nci sayfasına gelindi. Giresunspor yöneticilerinden tutuklu sanık Coşkun Çalık, iddianamenin okunduğu sırada rahatsızlandı Çalık'a ilk yardımı duruşma salonu önünde bekleyen iki ambulanstan biri yaptı. Sağlık personelinin sedye ile duruşma salonunun arka tarafından girdikleri görüldü. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, iddianamenin okunmasına yarın (Bugün) devam edileceğini belirterek, ''Önümüzdeki hafta pazartesi, salı, perşembe ve cuma günü Çağlayan'da duruşma olacak'' dedi. Başkan Ekinci, ilk başta Olgun Peker ve arkadaşlarının, daha sonra da Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının savunmalarının alınacağını ifade ederek, avukatların savunmalarını CD ortamında vermeleri halinde duruşmaların hızlanacağını söyledi. Mahkeme Başkanı Ekinci'nin, yakınlarının sanıklarla iki dakikalığına görüşebileceğini söylemesi üzerine, duruşmayı izleyen sanık yakınları sanıkların yanına giderek hasret giderdi.
16.02.2012 - 02:32
null
[]
Taraftar mesajı aldı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/taraftar-mesaji-aldi,3qOqJZ-InkGPO_yFtbVobw
Rio'da milli boksör Mehmet Nadir Ünal, erkekler 81 kilo ikinci turunda Kübalı Julio Cesar La Cruz'a yenilerek elendi.
null
2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda milli boksör Mehmet Nadir Ünal, erkekler 81 kilo ikinci turunda Kübalı Julio Cesar La Cruz'a yenilerek elendi. Brezilya'nın Rio de Janeiro kentindeki Riocentro'da gerçekleştirilen 81 kilo müsabakasında, milli boksör Mehmet Nadir Ünal ile Julio Cesar La Cruz karşılaştı. Cinsel taciz suçlamasıyla gözaltına alınan Faslı Hassan Saada'yı maç yapmadan geçen milli boksör, ikinci turda karşılaştığı La Cruz'a 3-0 yenilerek olimpiyatlara veda etti.
10.08.2016 - 21:51
Ntvspor
['Spor', 'Rio Olimpiyatları']
Mehmet Nadir ikinci turda elendi!
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/mehmet-nadir-ikinci-turda-elendi,zYmuaFBHjE25OYuycOGpBQ
2 yaşından sonra tedavi şansı düşüyor ve 4 yaşından sonra pek şans kalmıyor...
null
Sağlık Bakanlığı Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi'nde Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Klinik Şef Yardımcısı olarak görev yapan Sağlık Bakanlığı Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Ali Özdek, işitme kaybının erken tanı ve tedavi ile büyük oranda önlenebileceğini belirtti.  ''Türkiye'de, doğan her bin bebekten üç tanesinde işitme kaybı bulunduğunu'' ifade eden Özdek, ''Binde 3 civarında işitme kaybı görülüyorsa her yıl 4 bin bebek işitme kayıplı olarak dünyaya geliyor demektir. Bunun erken teşhisle yüzde 90'ından fazlasını tedavi etmek mümkün. İşitme kaybı, sadece tek başına işitme kaybıyla giden bir özür değildir. Aynı zamanda kişinin konuşma ve lisan gelişimini etkileyen bir engeldir'' dedi.  Özdek, gelişimi normal devam eden çocuk için konuşma becerisi açısından iki yaşın kritik bir dönem olduğuna dikkati çekerek, bebeğin doğuştan itibaren çevredeki sesleri duyarak büyüdüğünü ve iki yaşlarında konuşmaya başladığını anlattı.  Bebeğin konuşabilmesi için, bu zamana kadar çevredeki sesleri mutlaka net olarak duyması gerektiğini vurgulayan Özdek, ''Halk arasında konuşamayan kişilere dilsiz denilir. Oysa, dilsizlik gibi bir durum söz konusu değildir ancak ve ancak duyamamak buna neden olmaktadır. Duyamayan bir çocuk, dil kabiliyeti gelişmediği için konuşma yeteneği de kazanamaz. Eğer bebeğe doğumdan sonraki bir iki ay içinde tanı konulur ve gerekli önlemler alınırsa bebeğin normal büyümesi ve dil gelişimini tamamlaması sağlanabilir'' diye konuştu.   Özdek, işitme kaybında erken tanı için Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğünce tüm yurtta ''Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması'' programının yürütüldüğünü belirtti.  Şu anda Türkiye'de Muş dışında her ilde en az bir tane tarama merkezi bulunduğunu anlatan Özdek, yurt genelinde toplam 180 tarama merkezi bulunduğunu ifade etti. Özdek, 2008'de 1 milyon 300 bin bebek doğduğunu, 2009'da da sayının hemen hemen aynı olduğunu belirterek, bu yılın ilk dokuz ayında bebeklerin 370 bininin taramasının yapıldığını söyledi. Özdek, ''Yıl sonunda bu rakamın 500 bin civarına ulaştığı tahmin ediliyor'' dedi.  Yıllık doğum sayısı bini geçen her hastanede bir ünitenin açılmasının hedeflendiğini belirten Özdek, ''Bu kapsamda üniversite ve devlet hastanelerinde üniteler kurulacak. Programa gönüllü olarak katılan özel hastanelerde de personel, tarafımızca eğitiliyor. Şu anda Ankara'daki tüm üniversite, devlet hastaneleri ve doğum evlerinde tarama programı yürütülüyor'' diye konuştu.  Özdek, tarama için yasal zorunluluk bulunmadığını ancak her ailenin çocuklarına taramayı yaptırması gerektiği uyarısında bulunarak, bu hizmetin ücretsiz verildiğini söyledi.  Doğumdan sonra her bebeğin ilk bir ay içinde tarama programına alınmasının amaçlandığını dile getiren Özdek, işitme kaybı şüphesi olanlara altı ay içinde kesin tanı konulması ve altıncı ayda tedaviye başlanılmasının hedeflendiğini söyledi. Özdek, ''Bu hedef yakalandığında, bebekler sağır dahi olsalar altıncı aya geldiklerinde gerekli tedaviye başlanırsa zamanı geldiğinde yaşıtlarıyla okula gidebilecek duruma gelebilir. İki yaşından sonra tedavi şansımız düşüyor ve dört yaşından sonra pek şansımız kalmıyor'' diye konuştu.   Program sayesinde bebeğe doğar doğmaz işitme taraması yapıldığını dile getiren Özdek, şunları kaydetti:  ''Taramalar, iki özel aletle yapılıyor. Bebeğin kulağına, bilgisayar kontrollü küçük bir kulaklık yerleştiriyoruz. Kulaklıkla bebeğin kulağına ses veriyor, sesin iç kulaktaki yansımasını aynı cihazla toplayarak kulağın duyup duymadığını araştırıyoruz. İşlem, birkaç dakika sürüyor, bebeğe hiç bir şekilde zarar verilmiyor, ağrı ya da acı hissetmiyor. Testte işitme kaybından şüphelenildiğinde ileri test öneriliyor.  Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Eskişehir, Samsun, Antalya, Gaziantep ve Diyarbakır'daki merkezlerde ileri test yaptırılarak tanı kesinleştiriliyor. İşitme kaybı varsa çok ileri değilse işitme cihazı veriliyor, eğitime alınıyor ve gelişimi takip ediliyor. İşitme kaybı ileri ya da tamamen yoksa halk arasında biyonik kulak olarak bilinen koklear implant programına alınıyor ve bir yaşında ameliyatla implant takılıyor.''
13.03.2010 - 13:24
Anadolu Ajansı
[]
Her yıl 4 bin bebeğin kaderi aynı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/her-yil-4-bin-bebegin-kaderi-ayni,7VgiJRLb-0eKLuI_4SRhSg
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'ya seslenerek, "Tamam, referandumda 'hayır' kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi o defteri kapayın da 'Türkiye ile nasıl münasebetleri geliştireceğiz' buna gayret edin" dedi.
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'nde konuşma yaptı, soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, dünyanın çalkantılı bir dönemden geçtiğini, yarına dair tahminler yapmakta herkesin zorlandığını anlattı. Bilhassa son yıllarda yaşanan sorunlar karşısında sergilenen atalet, tıkanıklık ve acziyetin geleceğe dair karamsarlığı daha da körüklediğini dile getiren Erdoğan, "Küresel müesses nizam, coğrafyamızda meydana gelen krizler başta olmak üzere bizleri doğrudan etkileyen meseleler karşısında etkinliğini yitiriyor. BM Güvenlik Konseyi ve AB gibi platformların itibarı ise buralarda söz sahibi birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına ne yazık ki kurban ediliyor. Çözüm için kurulan mekanizmalar değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için artık daha ziyade sorun üretir hale gelmiştir" değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, soğuk savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapının bundan nemalanan ülkeler tarafından aynen korunmaya çalışıldığını ifade ederek, "Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine özelikle inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlık virüsünün bünyemizi daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine daha çok kulak kesilecek ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgarını yönetecek ya da bu rüzgarın kasırgaya dönüşüp bizleri yok etmesini bekleyeceğiz" diye konuştu. "Önümüzdeki seçenekler bu kadar açık ve nettir. Hiç şüphesiz karşımızdaki bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek, krizi fırsata çevirmek bizlerin elindedir. Yıkıcı rekabetin yerine işbirliğini, çatışmanın yerine dayanışmayı, gerilimin yerine uzlaşmayı ikame ettiğimizde farklı bir sürecin kapılarını aralayacağını düşünüyorum" diyen Erdoğan, Makedonya'daki olaylara da değindi. Hiç kimsenin ne kadar uzakta olursa olsun başka bölgelerde, başka ülkelerde tezahür eden sorunlardan muaf olamayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Dün Makedonya'da yaşananları hep birlikte takip ettik, gördük. Ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadiseler endişe vericidir. Şiddet, hiçbir soruna çare olamaz. Olaylarda zarar gören herkese ülkem adına 'geçmiş olsun' diyorum. En başından beri hadiselerden uzak duran Makedonya'daki Türk toplumundan itidalli tavırlarını korumalarını özellikle bekliyoruz. Dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura ve istikrara kavuşmasını da arzu ediyoruz. Ülkedeki tüm siyasi partileri sorunlara diyalog ve uzlaşma yoluyla çözüm bulmaya davet ediyoruz." Suriye konusuna değinen Erdoğan, şöyle konuştu: "Komşumuz Suriye'de ilk günden itibaren halkın meşru taleplerinin hep yanında olduk. Onları yalnız başına bırakmadık. Zulümden ve katliamdan kaçan milyonlarca Suriyeli'ye, etnik köken, dil, din, mezhep ayrımı yapmadan sahip çıktık. 6 yıldır tamamen kendi imkanlarımızla üç milyon sığınmacıyı ülkemizde barındırıyoruz ve şu ana kadar STK'larla beraber yapmış olduğumuz oradaki harcama 25 milyar doları bulmuştur. Peki bize gelen nedir? Avrupa Birliğinden bugüne kadar söz verdikleri halde... 2016'nın Temmuz'unda 3 milyar avro vereceklerdi. Peki şu ana kadar ne geldi? Onu da söyleyeyim; 725 milyon avro geldi. Hatta ikinci bir 3 milyar avro gelecekti. Hiçbir ses yok. Peki, Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliğinden bir şey gelmedi mi? Oradan da 550 milyon dolar geldi. Bize gelen bu ama yaptığımız harcama 25 milyar dolar. Türkiye'nin farkı bu. 'Peki durduracak mısınız?' Hayır, durdurmayacağız. O varil bombalarının altında, konvansiyonel silahlarla mücadele eden o insanların kaçışına biz seyirci kalmayacağız. Çünkü biz şuna inanıyoruz; zulme rıza zulümdür. Biz onlara şefkat kollarımızı kucağımıza açacak, onları yine ülkemizde ağırlamaya devam edeceğiz." Türkiye'nin ateşkesin sağlanmasının ve siyasi sürecin başlatılması gayretlerinin yanı sıra terörle mücadele hususunda da üzerine düşeni yaptığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "İşte Fırat Kalkanı Harekatı ile DEAŞ'ı sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Şu ana kadar 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı biz o topraklarda etkisiz hale getirdik. Uluslararası basında özellikle ifade edilmekte olan yalan yanlış haberleri de burada deşifre etmekte fayda görüyorum. 2 bin 500 kilometrekarelik bir alanı teröristlerden arındırarak 50 bin civarındaki Suriyelinin öz yurtlarına dönmesini sağlamış olduk. Hiç kimseyi dışlamadan, bölgenin gerçek sahipleriyle iş birliği içinde icra ettiğimiz bu operasyon, DEAŞ'a şu ana kadarki en büyük darbeyi indirdi. Şimdi, teröristlerden temizlediğimiz bu güvenli bölgede hayatın normale dönmesini sağlamaya çalışıyoruz." Terör örgütlerinin iyisi, kötüsü olamayacağını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu terör örgütü benim yanımda, dolayısıyla bu iyidir, öbürü karşımda dolayısıyla o kötüdür... Bu mantıkla bir yere varmamız mümkün değil. O da terör örgütüdür, kötüdür, bu da terör örgütüdür kötüdür. Öyleyse bu terör örgütlerine karşı mücadelemizi müşterek dayanışma içinde sürdürmemiz lazım. Bunu başardığımız andan itibaren dünya bu çetelerden, bu katillerden kurtulacaktır. Sırf DEAŞ'la mücadele ediyor diye PKK, YPG gibi terör yapılarının etnik temizlik faaliyetlerine bölgede işlediği cinayetlere tepkisiz kalmak, yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmaktır. PYD'yi biz tanırız. YPG'yi biz tanırız. Bizdeki PKK terör örgütünün, bunlar düşük çocuklarıdır. Onların yetiştirmesidir. Bunları gayet iyi biliriz ve bu bölgede kim kimdir, bunu bilen birisi varsa biziz. Bu bize sorulmalı. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli. Yoksa yanlış bilgiler üzerine geleceğe yönelik yanlış adımlar atılıyor ve bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor. İnsanlar ölüme mahkum ediliyor. Unutmayalım, terör örgütleri akrep gibidir. Muhakkak bir gün kendini besleyen eli de ısırır. Terör meşrulaştırıcı adımlar yerine uluslararası meşruiyetten taviz vermeden DEAŞ terörünü ortadan kaldırmak mümkündür. Biz buna her zaman hazır olduğumuzu söyledik. Fırat Kalkanı Harekatı bunun mümkün olduğunu tüm dünyaya ispat etmiştir." Ülke olarak terör örgütleri arasında ayrım yapmadan mücadelelerini sürdüreceklerini anlatan Erdoğan, "Terör örgütlerinin milli güvenliğimize, toprak bütünlüğümüze ve vatandaşlarımızın hayat haklarının özelikle ona kastetmeye yönelik atılan adımlarda ki bu dönem öyle şu anda iki gündür sınırlarımıza Suriye tarafından ciddi manada havan toplarıyla atışlar yapılıyor. Ortada... Düşman belli... Şimdi biz bunları karşılıksız bırakabilir miyiz? Gereği neyse biz de bunun gereğini yapıyoruz. Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmaktan doğal bir şey yoktur ve biz bir hukuk devletiyiz, haklarımız neyse bunu kullanıyoruz, kullanmaya da devam edeceğiz" diye konuştu. Tehditler sürdüğü müddetçe gereken her türlü tedbiri alacaklarını ifade eden Erdoğan, "Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'cahil cesur olur' diyorlar ya, o da havalarda. Kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire. Biz bunu karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de de öyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız" ifadelerini kullandı. Erdoğan, terörle mücadeleyi sınır içinde ve dışında sürdürmekle kararlı olduklarını dile getirerek, bu konuda tüm dost ve müttefiklerden dayanışma beklediklerini söyledi. Türkiye ile ABD arasındaki ikili ve çok taraflı iş birliğinin güçlendirilmesinin bölgesel sorunların çözümü açısından gerekli olduğunu vurgulayan Erdoğan, geçmişte iki ülkenin ortak hareket ettiği durumlarda nasıl stratejik çarpan etkisi oluşturduğunu ve ne gibi başarılar elde ettiğini hep birlikte gördüklerini kaydetti. Erdoğan, bilhassa içinden geçtikleri bu kritik dönemde müttefiklik ilişkilerinin çok daha önem arz ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Trump yönetimi ile üst düzey temaslarımız Ocak 2017'den beri yoğunlaşıyor. Sayın Trump ile Türk-Amerikan ilişkilerinde taze bir sayfa açacağımıza inanıyorum. Sayın Trump'ın önceki yönetime göre terörle mücadele kimyasal ve nükleer silahların kullanımı ve Suriye'de devlet terörüne son verilmesi noktasında daha kararlı bir duruş sergileyeceğinin işaretini alıyorum. Rejimin son kimyasal saldırıları sonrasında verilen cevap geç kalınmış olsa da alkışladığımız tavır olmuştur. Esed rejimi 6 yıldır ilk kez masumları hunharca katletmesine sessiz kalınmayacağını görmüştür." Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Mayıs'ta Trump ile Washington'da kapsamlı görüşmeler gerçekleştireceklerini dile getirerek, şunları kaydetti: "Amerikalı dostlarımızdan beklentimiz, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri iyi anlamaları ve gereken dayanışmayı özellikle göstermeleridir. DEAŞ'la mücadele bahanesiyle insanlarımızın hayatına kasteden bir terör örgütü ile iş birliği yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Amerika'nın Suriye'de YPG/PYD ile hareket etmesi, ona somut destek vermesi, ittifak ve ortaklık ruhunu zedeliyor. Aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşısının, altını çizerek söylüyorum, hala Pensilvanya'da rahatça terör faaliyetlerine devam etmesi milletimizi rahatsız ediyor." "FETÖ liderinin tutuklanması veya yargılanmak üzere Türkiye'ye iadesi, Amerika'dan temel beklentimizdir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasimize kasteden, 249 insanımızın canına kıyan katillerin dost bildiğimiz ülkelerce himaye edilmelerini kabullenemeyiz. NATO'nun ve Atlantik ittifakının özü, birbirine sahip çıkmaktır, zor gününde dayanışma sergilemektir. Birbirimizin hassasiyetlerine sahip çıkmadan bu dayanışmayı gösteremeyiz. Türkiye'nin müttefiklerinden beklediği destek hem açıktır hem hakkıdır" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bölgedeki gelişmelerin ve Türkiye ile ABD arasında bu konuda yapılacak çalışmalara ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Erdoğan, bölgedeki gelişmelerin birinci derecede önem arz ettiğini söyledi. "Burada malum bir taraftan Amerika'nın başı çektiği koalisyon güçleriyle birlikte dayanışmamız, bir tarafta Rusya ve İran’ın bölgedeki ağırlığı. Bunları aramızda değerlendirmenin önemini özellikle vurgulamak istiyorum" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Konuşmamda da ifade ettiğim gibi bizim Sayın Trump'tan beklediğimiz; biz hedefi sadece DEAŞ'a mı kilitleyeceğiz yoksa tüm terör örgütlerine mi kilitleyeceğiz? Eğer sadece DEAŞ'a bunu kilitleyecek olursak yanılırız. Yani bir terör örgütünü yok ederken diğer taraftan diğer terör örgütlerini orada güçlendirmiş oluruz çünkü onlara ne yazık ki silah yardımları geliyor. Sayın Obama döneminde bunlar oldu. Sayın Obama’ya bunları defalarca anlatmama rağmen kendisini ikna edemedim. Şimdi Sayın Trump'la tabii yeni bir dönem başlıyor." Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye, Atlantiğin her iki yakası için geçmişte olduğu gibi gelecekte de güçlü ve güvenilir bir ortaktır. İttifaka yeni bir soluk, yeni bir güç vermekse hepimizin bu dönemdeki tutumuna bağlıdır. İçinden geçmekte olduğumuz sancılı dönemde ittifakımızın ve ortaklığımızın temellerini yeniden tahkim etmeli, güçlendirmeliyiz. Öncelikle ilişkilerimizi terör örgütleri değil, devletler olarak birbirimiz üzerinden yürütmemiz gerektiğine inanıyorum. Terör örgütleri kim ki? Biz onları yanımıza niye alıyoruz ki? Bu terör örgütleri, NATO üyesi mi? Hayır. NATO'da biz beraberiz. Öyleyse terör örgütlerinden biz niçin yardım istiyoruz ki? Biz varız. Biz bölgede her türlü desteği vermeye hazırız, her türlü koalisyonun içerisinde yer almaya hazırız. Ama bu terör örgütleriyle asla... Çünkü onlar bizim can düşmanlarımızdır." Cumhurbaşkanı Erdoğan, "16 Nisan referandumunun ABD ve Avrupa tarafından yakinen izlendiğini biliyorsunuz. Sizin Türkiye ile ilgili vizyonunuz, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili nasıl bir etkisi var, insanlar referandumun etkisini nasıl görmeli?" şeklindeki soru üzerine, Türkiye'ye şu anda samimi bakış serdeden tüm girişimciler açısından yeni bir dönemin başladığını söyledi. Erdoğan, "Son birkaç gün içerisinde ekonomideki sıçramanın özellikle yatırım alanlarının açılmasına yönelik atılmakta olan adımların Türkiye'nin bir güvenli liman olarak görülmesi tabii ki bu seçim neticesinin nereye vardığını gösteriyor" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'de yatırım yapmanın önünde engel olmadığını belirterek, "Kim bir engel var diyorsa, bakın ben Cumhurbaşkanı olarak kapımı açık tutuyorum. Bize müracaatını rahatlıkla yapar. Çünkü siyasetçinin görevi yatırımcının önündeki taşı kaldırmaktır" dedi. Şu anda birçok yatırımcının attığı adımların da kendilerini teşvik ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Ben Cumhurbaşkanı olarak şu anda tüm girişimcilerin, yatırımcıların her zaman yanında olmaya devam edeceğim. Kimsenin bu konuda endişesi olmasın ve dışarıda yapılan bu yalan yanlış kampanyalara da kimse kulak asmasın. Ben bu kampanyaları yapanlara sesleniyorum; siz önce şu teröristleri ülkenizde gizlemekten, saklamaktan şöyle bir vazgeçin. Özellikle Avrupa... Bunlardan vazgeçin. Tamam, 'hayır' kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi o defteri kapayın da 'Türkiye ile nasıl münasebetleri geliştireceğiz?' buna gayret edin. Biz o kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz. Şimdi de onları görelim."
28.04.2017 - 14:42
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Recep Tayyip Erdoğan', 'İstanbul']
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Avrupa'ya çağrı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-avrupaya-cagri,sWjNckUoi023IR1LpyU8GA
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, MİT teklifine ilişkin gelen eleştirilere yanıt verdi.
cumhuriyet.com.tr
Başbakan Yardımcısı , MİT teklifine ilişkin, “ açıklamasında bulundu. Başbakan Recep Tayyip , AK Parti Genel Merkezi’nde, milletvekilleriyle kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Toplantıda ’ın Meclis çalışmaları hakkında milletvekilleriyle değerlendirmelerde bulunduğu belirtilirken, milletvekillerinden yerel seçimler için istediği bildirildi. Edinilen bilgiye göre, parti yöneticilerinin de hazır bulunduğu toplantıda , vekillere, seçim bölgelerinin her yerinde vatandaşlara 17 Aralık operasyonunu doğru ve dikkatli bir şekilde anlatmaları talimatı verdi. Başbakan Yardımcısı Atalay da bu toplantının ardından, basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Parlamentonun gelecek hafta tatile gireceğini ve milletvekillerinin alana çıkacağını söyleyen Atalay, dedi. Pazartesi günü üçüncü kahvaltılı toplantının gerçekleştirileceğini dile getiren Atalay, toplantıda Meclis’teki çalışmalar, yürüyen süreç, Meclis’e devam ve seçim bölgeleriyle ilgili farklı konuların ele alındığını dile getirdi. hatırlatması yapan Atalay, “ ifadelerini kullandı. Atalay, bir gazetecinin sorusuna, şu yanıtı verdi: Anayasa Mahkemesinin Ergenekon davası tutuklusu eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun tahliyesine ilişkin de Atalay, ” dedi.
20 Şubat 2014 Perşembe, 16:57
cumhuriyet
null
Beşir Atalay'dan MİT yasası yorumu: 'Olağanüstü şeyler değil'
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/43275/Besir_Atalay_dan_MiT_yasasi_yorumu___Olaganustu_seyler_degil_.html
Özak GYO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, Özak GYO’nun 1.4 milyar TL olan net aktif değerini 3 yıl içinde iki katına çıkarmayı hedeflediklerini söyledi
null
Hisselerinin yüzde 25’i Borsa İstanbul’da işlem gören Özak GYO, doğrudan bireysel yatırımcıyı hedefleyen yeni bir finansal bilgilendirme hizmeti başlattı. Yayına başlayan www.aklaarz.com internet sitesi ile uzun vadeli düşünen bireysel yatırımcıya Özak GYO hisselerinin ve genel olarak GYO’lara yatırımların avantajları anlatılıyor. Özak GYO’nun 1.4 milyar TL olan net aktif değerini 3 yıl içinde iki katına çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Özak Global Holding ve Özak GYO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, “Kurumsal yatırımcı bizi biliyor. Fakat bireysel yatırımcının da Özak GYO’daki fırsatı görmesini istiyoruz. Kira gelirlerimiz düzenli artmaya devam ediyor. Kontratlarımızda ve doluluk oranlarımızda bir gerileme yok. Çoğunluğu kurumsal müşterilerden gelen döviz ağırlıklı kira gelirimiz var” dedi. Gazete Habertürk'ten Sefer Yüksel'in haberine göre Akbalık, 2017 kira geliri beklentilerinin 76.2 milyon TL olduğunu ifade etti. Türkiye’de konutların yüzde 13’ünün markalı olduğunu kaydeden Akbalık, “Vizyonu olan, tüketicinin beklentisini karşılayan markalı projelere talep daha da artacak” diye konuştu. Nitelikli konut, ofis ve diğer ticari alan ihtiyaçlarının sürekli arttığını belirten Akbalık, “Yıllık 1 milyon konut ihtiyacı var” dedi. Borsa İstanbul’daki GYO hisselerinin yüzde 55-60 iskontolu işlem gördüğünü belirten Ahmet Akbalık, bir ev alacak kadar parası olmayan ama gayrimenkul sektörünün gelişiminden ve güvenli yatırım ortamından yararlanmak isteyen yatırımcılar için GYO hisselerini biçilmiş kaftan olarak tanımladı.
14.12.2017 - 01:44
haberturk
['özak gyo', 'ahmet akbalık']
Özak GYO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık: Aktif değerimizi 3 yılda iki katına çıkaracağız
Emlak
https://www.haberturk.com/ozak-gyo-yonetim-kurulu-baskani-ahmet-akbalik-aktif-degerimizi-3-yilda-iki-katina-cikaracagiz-1753980-ekonomi
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulundu. Faik Öztrak, "Hukuk cinayetini işleyen YSK üyelerinin derhal istifa etmesi lazım" dedi.
cumhuriyet.com.tr
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Bu darbeye aracı olanlar, hala gerekçeli kararlarını yazamadılar. YSK'nın 7 üyesi başka mahfillerde hazırlanan ve bir kısmı da kamuoyuna açıklanan itirazın kabul gerekçelerini ve seçimi iptal işini kaleme alma işini yavaştan alıyorlar. İmamoğlu’nun gasp edilen mazbatasına hukuki kılıf bulmaları mümkün değil" dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, toplantı sırasında basın toplantısı düzenledi. Öztrak, sandık darbesinin üzerinden 1 hafta geçtiğini söyledi. Öztrak, "Bu darbeye aracı olanlar daha hala gerekçeli kararlarını yazamadılar. YSK'nın 7 üyesi başka mahfillerde hazırlanan ve bir kısmı da kamuoyuna açıklanan itirazın kabul gerekçelerini ve seçimi iptal işini kaleme alma işini yavaştan alıyorlar. YSK'nın, iktidardaki darbe mahfillerine yeni senaryolar yazabilmeleri için zaman ve zemin kazandırmaya çalıştığı anlaşılıyor. İmamoğlu’nun gasp edilen mazbatasına hukuki kılıf bulmaları mümkün değil. YSK’nın geçmiş içtihat kararları ve uygulamaları ortada; işte Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki kararları, Erzurum’un Pasinler ilçesindeki kararları. Tüm bu kararlar bu seçim sürecinde vermiş olduğu kararlar. Tüm bunları yok sayarak İstanbul’da sandık kurullarına yapılan itirazları kabul eden YSK'nın hukuki değil, siyasi bir karar vermiş olduğu artık gün gibi ortada" dedi. Öztrak, Ekrem İmamoğlu'na verilen mazbatanın gasp edildiğini savunarak, "Şimdi çaldıkları bu minareye kılıf biçme derdindeler ama ne yapsalar boşuna. Güneşi balçıkla sıvamak mümkün değil. AK Parti'nin adayı çıkmış, 'oyları çaldılar' diyor. YSK, polisler, hakimler, savcılar emrinizde. Sandıkta 280 binin üzerinde görevliniz vardı. 17 yıldır iktidarsınız ve güç sizin elinizde. Eğer bir oy hırsızlığı varsa kusura bakmayın sizlerden başka kimse yapmış olamaz. Seçimi çalanlar şimdi utanmadan oy çaldığımız iddiasına girdiler. Atalarımız boşuna 'yavuz hırsız ev sahibini bastırır' dememiş. Ama 'çaldı' sözünü bu ülkede bakanlık, başbakanlık ve TBMM başkanlığı yapmış biri söylüyorsa bu gerçekten çok daha üzücüdür" diye konuştu. Öztrak, "Her şey güzel olacak Ekrem abi" sözünün iktidarı korkuttuğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Milletin gönlünde taht kuran ve bir umudu seslendiren bu sloganı itibarsızlaştırmak için olmadık hakaret ediliyor, suçlamalarda bulunuluyor, tehdit ediliyor. Eski ortaklarını 'terörist' ilan ettiler; fakat daha düne kadar onlarla yaptıkları iş birliğinin hesabını veremediler. Yetmez gibi kendilerine muhalefet eden herkesi de eski ortaklarıyla iş birliği yapmakla suçluyorlar. Ama her nasılsa bu eski ortaklar da hala onların değirmenine su taşımaya devam ediyor. Aslında biz onların bu rahatsızlığının kaynağını çok iyi biliyoruz. Halk, iktidarın baskı ve korku üzerine inşa ettiği kalenin ipinin Erdoğan'ın elinden kaçıp gittiğini görmeye başladı." Bugüne kadar bilerek ve isteyerek kendi siyasi amaçları için ekonomiye bu kadar zarar veren başka bir iktidarın iş başına gelmediğini iddia eden Öztrak, "Pahalılık ve işsizlik önümüzdeki günlerde artarak sürecek ama bundan daha da vahimi, ekonomi yönetimi başındakinin durumun hiç farkında olmaması. Dün çıktığı bir televizyon programında 'dengelendik, dengeleniyoruz, faizleri ve enflasyonu düşürdük, düşürüyoruz' diye konuşuyor. Ekonomi hızla daralırken 'cari açığı sıfırlamak üzereyiz' diye açıklama yapıyor. Yetmiyor 'tünelin ucundaki ışık artık büyüyor' diyerek milletle alay ediyor. Bu liyakatsiz kadrolar kendi hatalarının sorumluluğundan kurtulmak için türlü türlü komplo senaryoları yeniden üretmeye başladılar" diye konuştu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Öztrak, "İstifa etmesi gereken İstanbul Seçim Kurulu Başkanı değil. Hukuk cinayetini işleyen YSK üyelerinin derhal istifa etmesi lazım" dedi.
13 Mayıs 2019 Pazartesi, 13:47
cumhuriyet
null
"Hukuk cinayetini işleyen YSK üyelerinin istifa etmesi lazım"
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1390474/_Hukuk_cinayetini_isleyen_YSK_uyelerinin_istifa_etmesi_lazim_.html
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, hem içeride hem de dışarıda ciddi kayıplar yaşayan terör örgütünde çözülmenin başladığını söyledi.
null
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, memleketi Ordu'da katıldığı AK Parti İl Kongresinde konuştu. Terörle mücadeleye ilişkin de açıklamalarda bulunan Şahin, örgütün çözülme sürecine girdiğini söyledi. Şahin, "Terör örgütünün kaybı hem ülke sınırları içinde hem de dışında ciddi derecede. Gayet tabi ki bir çözülme başladı. Şiddet içerikli sokak hareketleri bugün Türkiye’nin gündeminden düşmek üzeredir" dedi. "Ya doğru zeminde doğru siyasete gelirler ya da her seçimde karşılaştıkları küçülme gerçeğini bir kez daha yaşamak durumunda kalırlar. Cumhuriyet sadece adında Cumhuriyet olan bir siyasi partinin tekelinde falan da değildir. Biz de Cumhuriyet’in çocuklarıyız."
28.11.2011 - 00:54
null
[]
Bakan Şahin: PKK çözülüyor
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bakan-sahin-pkk-cozuluyor,B7UrjZfE-k-TtFO6HoRDag
Denizli'nin Buldan İlçesi'ndeki Tripolis Antik Kenti'ndeki kazılarda, 2 bin yıllık zeytinyağı atölyesi gün ışığına çıkarıldı. Tarihe ışık tutacak atölyenin bu bölgenin zeytin bakımından zenginliğini ortaya koyduğu belirtildi.
null
Yenicekent Mahallesi yakınlarındaki antik kent Tripolis'te Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Bahadır Duman başkanlığında yapılan kazı çalışmalarında asırlar öncesine uzanan yeni kalıntılar çıkarıldı. Kazılarda geçmişin izlerini taşıyan en yeni kalıntı oldu. Agoranın ortasında ortaya çıkarılan atölyenin 3.5 metre çapında olduğu belirtildi. Taşlardan yapılan ve zeytinlerin ezilerek yağ elde edilmesini sağlayan düzeneği 50 santimetre çapındaki silindirin tamamladığı kaydedildi. Kazı çalışması hakkında bilgi veren Tripolis Kazı Heyeti Başkanı Doç.Dr. Bahadır Duman, "Bunlardan birisi ve en yenisi zeytinyağı atölyesi. Kazılar devam ederken, agoranın restorasyonunu da yapıyoruz. 50 sütunu ayağa kaldırdık. Bu çalışma sırasında agoranın ortasında kalan erozyon toprağını temizlediğimizde, düzenekleriyle birlikte zeytinyağı atölyesi ortaya çıktı. 2 bin yıllık diyebileceğimiz bu atölye bize geçmişte bu bölgenin zeytincilik açısından zengin olduğunu gösteriyor" dedi.
06.10.2017 - 09:55
DHA
['Sanat']
2 bin yıllık zeytinyağı atölyesi
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/2-bin-yillik-zeytinyagi-atolyesi,1MXhI0Uo_UKApmAUYmxKGw
Anadolu Ateşi Dans Topluluğunun yeni versiyonu 'Evolution', 24 Eylül'de İstanbul, 27 Eylül'de de İzmir'de sahne alacak.
null
Anadolu Ateşi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan açıklamada, yoğun istek üzerine Turkcell Kuruçeşme Arena'da 24 Eylül Perşembe günü bir kez daha izleyicileriyle buluşacak olan ''Evolution''un, 27 Eylül Pazar günü ise İzmir Açıkhava Tiyatrosu'nda ilk defa sahneleneceği bildirildi. Açıklamada, kurulduğu günden bugüne 10 yılda 70 ülkede 2 bin 700'ün üzerinde gösteri gerçekleştiren ve milyonlarca sanatsever tarafından izlenen Anadolu Ateşi'nin, 2009 Dünya Turnesi çerçevesinde Almanya, İsviçre, Mısır, Hollanda, İngiltere, Romanya, Suriye, Azerbaycan, Filistin, Fransa, Karayipler-Martinik Adası ve KKTC'de sahne aldığı, topluluğun yıl sonuna kadar Abudabi, Belçika, Fransa, Umman ve İsveç'te gösterilerine devam edeceği kaydedildi.
19.09.2009 - 15:52
null
[]
Anadolu Ateşi 'Evolution'a yoğun ilgi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/anadolu-atesi-evolutiona-yogun-ilgi,fytUSkWFQEecmPgX3OBQiw
Pasaport, kimlik ve sürücü belgelerine ilişkin iş ve işlemler, bugünden itibaren nüfus müdürlüklerinden yapılacak.
null
Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen pasaport ve sürücü belgesi hizmetlerine ilişkin iş ve işlemler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilmişti. Vatandaşların nüfus müdürlüklerine verdiği fotoğraf ve parmak izi tüm işlemler için geçerli olacak. Bu kapsamda 503 olan pasaport başvuru noktası 761'e, 596 olan sürücü belgesi başvuru noktası ise 680'e çıkarılacak. Geçtiğimiz hafta pasaport ve sürücü belgelerine ilişkin iş ve işlemlerin devir töreninde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2 Nisan'dan itibaren tüm işlemler için ilçe nüfus müdürlüklerine başvurulabileceğini dile getirmişti. Soylu, "Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı, pasaport ve sürücü belgesi işlemleri aynı yerde yapılacağından vatandaşımızın birden fazla belge için başvuru yapması gerektiğinde ayrı ayrı belge sunmak zorunda kalmayacaktır. Ayrıca ehliyetin, nüfusun, pasaportun verilerini bilgi için kullanabilme imkanına da sahip olabilecektir" demişti.
01.04.2018 - 13:30
İHA
['Türkiye', 'Pasaport', 'Ehliyet sınavı']
Pasaport ve sürücü belgeleri artık nüfus müdürlüklerinden alınacak
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/pasaport-ve-surucu-belgeleri-artik-nufus-mudurluklerinden-alinacak,I4aJb1oWP06-UwH1MOKTGg
Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası 5. tur ilk maçında bugün TFF 2. Lig ekiplerinden Sivas Belediyespor ile karşı karşıya gelecek.
null
Türk Telekom Stadı'nda saat 20.30'da başlayacak müsabakayı hakem Suat Arslanboğa yönetecek. Kupada 17 kezle en fazla şampiyonluk yaşayan takım olan sarı-kırmızılı ekip, bu sezonki organizasyona 5. turda dahil oldu. Sivas Belediyespor ise üçüncü turda Kemerspor 2003, dördüncü turda da Elazığspor'u eleyerek 5. turun biletini aldı. Galatasaray geçen sezon kupanın son 16 turunda Medipol Başakşehir'e yenilerek elenmişti. İki takım arasındaki rövanş karşılaşması 12, 13 ya da 14 Aralık'ta Sivas'ta oynanacak. Galatasaray Teknik Direktörü Igor Tudor'un, Süper Lig'de 2 Aralık Cumartesi günü Beşiktaş ile yapacakları derbi öncesinde as oyuncuları dinlendirmesi ve Sivas Belediyespor karşısında yedek ağırlıklı bir kadroyu sahaya sürmesi bekleniyor.
28.11.2017 - 09:53
Anadolu Ajansı
['Spor', 'Futbol', 'Ziraat Türkiye Kupası', 'Galatasaray']
Galatasaray, Sivas Belediyespor'u konuk edecek
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/galatasaray-sivas-belediyesporu-konuk-edecek,UZXP8GXXCkCdweyvKcM-DA
Kanada, ithal çelik ve alüminyuma yönelik yeni gümrük vergisi uygulamaları nedeniyle ABD'yi Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ve Dünya Ticaret Örgütü'ne şikayet etti.
null
Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin yeni gümrük tarifelerini "yasa dışı" olarak nitelendirdi. Kanadalı işçileri ve ülkenin menfaatlerini her zaman küresel ticaret sisteminin bütünlüğüne zarar veren korumacı eylemlere karşı savunacaklarını vurgulayan Freeland, "korumacı amaçlar için güvenlik bahaneleriyle uygunsuz cezai tarifeler uygulayan" ABD'yi, Dünya Ticaret Örgütü'ne şikayet ettiklerini bildirdi. Bakan Freeland, şunları kaydetti: "Amerika'nın önemli bir NORAD ve NATO müttefiki olarak ve Amerikan çeliklerinin bir numaralı müşterisi olarak, Kanada çelik ve alüminyumuna getirilen ABD ticaret kısıtlamalarını kesinlikle kabul edilemez olarak görüyoruz. ABD'nin ulusal güvenliğini korumak için sahte bir bahaneyle uygulanan bu tek taraflı tarifeler, ABD'nin uluslararası ticaret yükümlülükleri ve Dünya Ticaret Örgütü kuralları ile tutarsızdır. Kanada bu tarifelere karşı olan Avrupa Birliği ve diğer benzer fikirlere sahip ülkelerle yakın iş birliği içinde olacak." Freeland, Kanada'nın ayrıca ABD'nin NAFTA kurallarına aykırı ihlallerini ele almak için NAFTA anlaşmasının 20. bölümü gereğince bir panelin toplanmasını da talep ettiğini aktardı. Kanada ile herhangi bir ticareti, ABD'ye yönelik bir ulusal güvenlik tehdidi olarak görmenin kesinlikle mümkün olmadığına dikkati çeken Freeland, "Kanada, ABD savunma ve güvenliği için çelik ve alüminyumun güvenli ve güvenilir bir tedarikçisidir. Kanada, ABD ulusal teknoloji ve endüstriyel tabanın bir parçası olarak ulusal savunma ile ilgili ABD yasalarına tabi ve sadıktır. Kanada, küresel ticaretin öngörülebilirliğini sağlayan kurallara dayalı uluslararası ticaret sisteminin güçlü bir savunucusudur" ifadelerini kullandı.
02.06.2018 - 05:05
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'ABD', 'Kanada']
Kanada, ABD'yi NAFTA ve Dünya Ticaret Örgütü'ne şikayet etti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/kanada-abdyi-nafta-ve-dunya-ticaret-orgutune-sikayet-etti,lNfYYC695kirHitXPptMRA
Rusya'nın gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan petrol ve doğalgaz uluslararası piyasalarda değer kaybetmeye devam ediyor
null
Uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarında düşüş eğilimi sürüyor. Brent türü petrolün varil fiyatı dün 7 yıl sonra ilk kez 40 doların altına indi. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) geçen hafta yaptığı toplantıda Rusya'nın da istediği arz kesintisini yapmaması petrol fiyatlarında düşüşü hızlandırdı.  Petrol fiyatlarındaki düşüş Rusya gibi petrol ihraç eden ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilerken Türkiye gibi petrol ithal eden ülkelerin kasasından daha az paranın çıkmasına neden oluyor.  Petrol fiyatlarında yaşanan düşüş eğiliminin bir benzeri doğalgaz fiyatlarında da yaşanıyor. Uluslararası piyasalarda doğalgaz kontratlarının fiyatları 20 Nisan 2012'den bu yana en düşük seviyelerinden işlem görüyor.  21 Şubat 2014 'te 6.1 dolar/MMBtu seviyesinde bulunan doğalgaz fiyatları bugün 2.07 dolar/MMBtu'ya kadar indi. Yani doğalgaz fiyatlarında 21 Şubat 2014'ten bu yana yüzde 66 değer kaybetti. Doğalgaz fiyatlarında bu yılki kayıp ise yüzde 31 olarak gerçekleşti.
09.12.2015 - 15:14
haberturk
[]
Rusya'ya petrol ve doğalgaz darbesi!
İş-Yaşam
https://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1164714-rusyaya-petrol-ve-dogalgaz-darbesi
Enis Berberoğlu'nun avukatı "tutukluğunun hukuksuz olduğunu" iddia ederek AYM'ye bireysel başvuru yaptı.
null
Durdurulan MİT tırlarının görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a verdiği iddiasıyla yargılandığı davada 25 yıl hapis cezasına çarptırılan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutukluluğunun hukuksuz olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapıldı. CHP Milletvekili Berberoğlu'nun avukatı Murat Ergün, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvurunun ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Berberoğlu'nun tutukluluğunun Türkiye'de iç hukuk yollarının tükenmiş hale geldiğini gösterdiğini savunan Ergün, "İç hukuk yollarının tükenmesi ile her Türk yurttaşının sahip olduğu bireysel başvuru hakkına yönelik biz de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmaya geldik" dedi. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundukları konunun, mahkemenin verdiği karar olmadığını çünkü mahkemenin henüz gerekçeli kararını da açıklamadığını belirten Ergün, "Tutuklama kesinleştiği için geldik. Burada tutuklamanın ciddi bir hak ihlali olduğunu söyledik. Anayasa'nın 19. maddesindeki güvenlik ve özgürlük hakkının ihlal edildiğini söyledik. Anayasa'nın 67. maddesindeki seçilme hakkının ihlal edildiğini söyledik" ifadelerini kullandı. Ergün, Anayasa Mahkemesinin Erdem Gül ve Can Dündar ile Milletvekili Mustafa Balbay'a ilişkin kararları bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "O emsallere bağlı olarak Enis Berberoğlu'nun tutukluğunun hukuksuz olduğunu iddia ederek mahkemeye başvurduk. Tabii tedbir talebinde bulunduk çünkü tutukluluk, özgürlük hakkının elinden alınması, bir insanın en acil durumlardan biridir ve telafisi imkansız olan bir durumdur. Cezaevinde kaldığı her dakikanın, her saatin telafisi mümkün değildir. Onun için bir an önce karar verilmesi için başvurumuzda tedbir talep ettik." Anayasa Mahkemesinin bugüne kadar sergilediği hukukun üstünlüğünden ve özgürlükten yana tavrı dolayısıyla başvurularından son derece ümitli olduğunu ifade eden Ergün, "Tarafsız ve objektif bir hukukçu gözüyle olaya bakacaklarını ve daha önce verdikleri kararın bir benzerini sergileyerek Enis Berberoğlu'nun da aynı şekilde tahliyesine karar vereceklerini, hak ihlaline uğradığını tespit edeceklerini düşünüyorum, buna inanıyorum. Artık top, Anayasa Mahkemesinde" değerlendirmesinde bulundu. Ergün, daha önce de siyasilerden, özellikle iktidar kanadından hep tutuksuz yargılama, milletvekilinin parlamentoda olması gerektiği yönünde sözler duyduklarını anlatarak, "Biz de farklı bir şey söylemiyoruz. Demokrasinin ve hukukun gereğini talep ediyoruz. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kanaatimizce son derece hatalı ve ağır bir karar verdi. Bu hatanın bir an önce düzeltilmesi için gereğini hem yurttaş olarak hem bir avukat olarak hem Enis Berberoğlu'nun bir arkadaşı olarak Anayasa Mahkemesinden bekliyoruz" şeklinde konuştu. Berberoğlu'nun kayınpederi Murat Aydın'ın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Ergün, "Buradan, üst üste bu şekilde acılar yaşayan Berberoğlu ailesine de başsağlığı diliyorum." dedi.
23.06.2017 - 13:51
Anadolu Ajansı
['Enis Berberoğlu ']
Berberoğlu'nun avukatından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/berberoglunun-avukatindan-anayasa-mahkemesine-bireysel-basvuru,2B3gwArcPUSqz-LURJo_ag
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson başkent Berlin’de basının karşısına çıktı. İki lider düzenlenen toplantıda Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık arasında devam eden Brexit krizini ele aldı.
İHA
İngiltere'nin yeni Başbakanı Boris Johnson başbakan olarak ilk yurt dışı ziyaretini Berlin'e yaparak Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi. Merkel ve Johnson gerçekleştirdikleri heyetler arası görüşme sonrası basının karşısına çıktı. Basın toplantısında Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık arasında devam eden Brexit krizini ele alan liderler konuyla ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu. Öncelikle gerçekleştirilen toplantının ana gündem maddeleri hakkında bilgi veren Merkel, “Johnson'la dünyanın farklı yerlerindeki yaşanmakta olan konular hakkında konuştuk. Suriye, İran, Libya, Hong Kong, Kuzey Kore gibi konuların yanı sıra Brexit'i ile aldık” ifadelerini kullandı. Brexit Anlaşması'nın yeniden müzakere edilmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Merkel, “İngiltere halkının AB çıkış kararını saygıyla karşılıyoruz. İngiltere ile ilgili bundan sonraki münasebetlerimiz üçüncü ülke statü şeklinde olacak. İngiltere ile gümrük birliği gibi anlaşmalarımız olabilir" dedi. İngiltere'nin AB'den ayrılması için "Ayrıl" kampanyası düzenleyen İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise İngiltere'nin çıkış tarihinin ertelenmesi gibi bir talebinin olmadığını fakat bazı konularda anlaşma sağlanması gerektiğini, bunların başında da İrlanda sınırı ve ticari ilişkilerin olacağını söyledi. İngiltere Başbakanı, Avrupa Birliğinin ticari pazarının kaybedilmemesi için İrlanda'nın AB'de de kalmasını istediğini öte yandan bunun gerçekleşmesi halinde İngiltere-İrlanda sınırında bir kaosu yaşanacağını söyledi. Johnson, çıkış tarihine 30 gün kaldığını ve bu zaman zarfında görüşmeler yapabileceklerini kaydetti. Birçok sorunu görüşerek çözebileceklerini ifade eden Johnson, G7 Zirvesi'nde Brexit konusunun da ele alınarak görüşmelere devam edeceklerini belirtti.
21 Ağustos 2019 Çarşamba, 21:22
cumhuriyet
null
Johnson: "İrlanda'nın AB de kalması İngiltere'nin egemenliğini ihlaldir"
Dünya
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1543703/Johnson___irlanda_nin_AB_de_kalmasi_ingiltere_nin_egemenligini_ihlaldir_.html
Öcalan, devletin önemli ve ciddi kurumlarının temsilcileri ile görüşmelerin devam ettiğini öne sürdü ve "Burada bir diyalog devam ediyor. Kimi pratik öneriler aşamasına gelmiş bulunmaktayız" dedi.
null
İmralı'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ile hafta içerisinde yaptığı görüşmenin notları, terör örgütü PKK’ya yakın internet sitelerinde yayınlandı. Hassas ve kırılgan bir süreçten geçildiğini, İmralı’da yapıldığını öne sürdüğü görüşmelerin tarihi önemde olduğunu ve bunları önemsediğini belirten Öcalan, "İlk günden bugüne kadar bir düzeye getirdiğimizi de belirtebilirim. Görüşenlerin yaklaşımlarının ciddi olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerde bulunanlar devletin önemli ve ciddi kurumlarının temsilcileridirler" iddiasında bulundu. DHA'nın haberine göre; 18 yıldan bu yana Kürt sorununun demokratik çözümünü geliştirmek için birçok görüşme yaptığını ve yapmaya devam ettiğini belirten Öcalan, şunları söyledi: "Yaptığım görüşmeler açıktır. Geçmişte olanları da günümüzde olan görüşmeleri de kamuoyuyla, Kürtler’le hep paylaştım. Yaptığım her görüşmeyi PKK, kamuoyu, Kürtler’le paylaştım. Aslında bu görüşmeleri açıkladığımız için dönem dönem hedef de alındık. Buna rağmen şeffaflığımızdan taviz vermedik. Halkımıza şunları söyleyebilirim; Burada bir diyalog devam ediyor. Kimi pratik öneriler aşamasına gelmiş bulunmaktayız. Bu pratik öneriler çerçevesinde yaz başına kadar gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Diyalog ve müzakere yöntemine şans veriyoruz. Bu yöntem pratikleşirse 2011 çözümün geliştiği yıl olacaktır. Eğer bu diyalog ve müzakere yöntemiyle sonuç alamazsak 2011 yılının ikinci yarısından itibaren topyekün direniş ve özgürlüğünü sağlama süreci gelişecektir. Bu yol da çözümü getirir ama tercihimiz değildir. Aynı şekilde gelişecek bu ikinci yol tehdit olarak algılanmamalıdır. Müzakere süreci gelişmezse çatışma süreci kaçınılmazdır. Böylesi bir ortamda da geçmişten farklı olarak 3-4 misli kayıplar yaşanabilir. Çözüm her koşulda kendini dayatmaktadır. Çözüm sürecinin gelişmesi için herkes üzerine düşen görevi sorumlulukla yerine getirmelidir. Devlet, Kürt sorununa yaklaşımda değişimlere gitmiştir. Burada bahsettiğim değişime giden ontolojik devlettir. Bugüne kadar varlığını sürdüren devletten bahsediyorum. Bu tarihsel aşama görülmelidir. Bir de şu hususa değinmek istiyorum. Devletin kimi girişimlerinin sonucunda vardığı kanaat, sorunun çözümünün pratik olarak yürümesi için benimle de görüşmelerin gerekli olduğu yönündedir. Benim üzerimden sürecin yürütülmesinin daha pratik ve hızlı sonuç alıcı olduğu kanaatindeler. Devlet Kürt sorununun çözümünde benim rolümü fark ettiğini düşünüyorum. Şunu da belirteyim: ’Ben çekileceğim’ derken bu bir şantaj olarak algılanıyor, sanki ’Yap-boz oyunu’ gibi görülüyor. Ancak, bunlar ciddi konulardır. Eğer diyalog ve müzakere yöntemiyle sonuç alınamazsa benim de burada görüşme yapmamın anlamı olmayacaktır. Diğer çözüm olasılıkları devreye girecektir. Sonuç olarak günümüz itibariyle görüşmeler devam ediyor. Görüşmelerimiz bir düzeye gelmiş bulunmaktadır. Sorunların çözümünde rol almam isteniyorsa pratik bazı koşulların sağlanması gerekiyor. Koşullarımın düzeltilmesi hususu da çarpıtılmamalıdır. Öyle kimse benim için çıkıp ’ev-köşk’ arayışına girmesin. Bu tarz yaklaşımları çok ucuz buluyorum. Bırakın evi, köşkü, ben burada ölecek olsam, ciddi bir tedaviyi bile talep etmem. Yürüttüğüm görüşmelerde kimi pratik öneriler gündeme geldi. Ancak pratik öneriler ile belirlediğim teorik çerçeve karıştırılmamalıdır. Kürt sorunun çözümü için gerekli olan ilkesel çerçeveyi daha önce hazırladığım 156 sayfalık yol haritasında işlemiştim. Bu ilkesel çerçevenin olumlu karşılanacağını tahmin ediyorum. Yaz başına kadar muhtemelen bu süreç karakter kazanır. KCK de silahlı güçlerini buna göre konumlandırır, üzerlerine gelinmediği sürece çatışmadan kaçınırlar." Öcalan’ın sözlerinin devamında nevruzu kutlarken, ’diyalog-müzakere yöntemi’ ile sorunun çözümünü gerçekleştirmek istediklerini, Kuzey Irak’taki Kürt liderler Celal Talabani ile Mesut Barzani’nin de bu süreçte rol alabileceğini kaydettiği ileri sürüldü.
20.03.2011 - 17:35
null
[]
'Kimse benim için ev-köşk aramasın!'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kimse-benim-icin-ev-kosk-aramasin,xxz0TQKtz0Gh7ruunNftIg
Genelkurmay Başkanlığı’nda darbe girişimine tanıklık eden ve ifade veren Üsteğmen Fahri Kafkas, 15 Temmuz gecesinin ayrıntılarını anlattı. Üsteğmen, Partigöç'ün Org. Akın Öztürk'ü aradığını ve "Siz de Akıncı'ya geçin" dediğini söyledi.
null
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’nda yaşananlara tanıklık eden Genelkurmay Destek Kıtaları Grup Komutanlığı’nda takım komutanı olan Üsteğmen Fahri Kafkas’ın ifadeleri ortaya çıktı. Kafkas, o gece komuta katında yaşananları Genelkurmay Görüntü İzleme Merkezi’nde saniye saniye izledi. Habertürk Gazetesi'nden Fevzi Çakır'ın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla ifadesine başvurulan Kafkas, saat 21.30 sularında karargâhın 1-A Kapısı’nda görevli Uzman Çavuş Serkan’ın, tabur komutanlarını anons ederek, Emir Subayı Levent Türkkan’ın 1-A Kapısı’nda hiçbir rütbeli personel kalmaması talimatını ilettiğini söyledi. Türkkan’ın talimatının ardından başlarında bir kurmay albay olan 25-30 kişilik Özel Kuvvetler timinin yanından geçerek, 1-A Kapısı’ndan komutan katına girdiğini belirten Kafkas, “Tabur komutanımız Hasan Yücel, telsizle Görüntü İzleme Merkezi’ne gelmemi istedi. Tabur komutanım olağandışı bir durum olduğunu düşünerek Görüntü İzleme Merkezi’ne gelip görüntüleri takip ettiğini söyledi. İçeride Destek Kıtaları Grup Komutanı Albay Cengiz Aydın da vardı, kapıyı içeriden kilitledik ve komuta katında yaşananları izlemeye başladık” diye konuştu. Kafkas, o geceyi şöyle anlattı; Genelkurmay Başkanı’nın karargâhında Tümgenaral Mehmet Dişli, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Albay Ramazan Gözel, Yarbay Levent Türkkan, Yarbay Oktan Felekoğlu, Yarbay Bünyamin Tüneri’yi gördüm. Bu şahısların sürekli konuşarak gezmesi dikkatimi çekti. 25-30 kişilik Özel Kuvvetler ekibi katlara dağıldı. Genelkurmay Başkanı’mızın koruma ekibi ile Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü’nün ellerinin ve gözlerinin bağlı olduğunu gördüm. İlk başta tatbikat olduğunu düşündük. Bir müddet sonra Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) Salih Zeki Çolak ve KKK Kurmay Başkanı İhsan Uyar, araçla karargâh kapısına geldi. İkisi de araçtan iner inmez Özel Kuvvetler tarafından yere serildi ve elleri arkadan bağlandı. Kalabalık olmasından dolayı nereye götürdüklerini tespit edemedim. Bir süre sonra Partigöç ile Yarbay Gökhan Eski, Görüntü İzleme Merkezi’ne geldi. Kapıyı çaldılar, açtık ve içeri girdiler. Partigöç cep telefonu ile mesajlaşıyordu. Grup Komutanı Cengiz Aydın durumun ne olduğunu sorunca Partigöç, “Yaklaşık 1 haftadır komutanlarımızın güvenliğiyle ilgili duyumlar aldık. Hükümet tarafından tutuklanacağını duyduk. Onlardan önce hareket edip komutanlarımızı güvenli yere sevk edeceğiz. Komutanları tahliye ettikten sonra halk galeyana gelebilir. Genelkurmay çevresinin emniyetinin sağlanması gerekiyor” dedi. Bir süre sonra Partigöç ve Eski gitti. Görüntüleri takip ettiğimiz sırada Genelkurmay Başkanı’mızın komuta katından tahliye edildiğini gördüm. Etrafı Özel Kuvvetler tarafından çevrelenmiş şekilde binadan çıktı. Elinde kepi ve montu vardı, herhangi bir zorlama olmadı. Genelkurmay 2. Başkanı’nın nasıl dışarı çıkarıldığını göremedim. Partigöç, tekrar Görüntü İzleme Merkezi’ne geldi. Genelkurmay Başkanı’nı emniyetli bir yere tahliye ettikleri söyledi. Bu sırada Partigöç, YAŞ üyesi Akın Öztürk’ü arayarak, “Komutanı Akıncı Üssü’ne tahliye ettik, siz de oraya geçin” dedi. Görüşmeyi sonlandırdıktan sonra grup komutanımıza halkın karargâha girme ihtimaline karşı çevre emniyetinin sağlanması gerektiğini söyledi. Çıkarken de pide-fırın bölgesinde kollarından bağlanmış er ve birkaç rütbeli personelin Özel Kuvvetler personeli tarafından bekletildiğini söyleyerek, “Ben şimdi talimat veriyorum, onları bırakacaklar, siz bunları tabura güvenli bir şekilde götürürsünüz” dedi. Hava aydınlanana kadar Hizmet Taburu’nda bekledik. Gün ağardıktan sonra hasar tespiti yapmak üzere tabur komutanım Yücel ile birlikte komuta katına gittik. Genelkurmay Başkanı’nın emir subayının odasında daha önce paralel yapılanmadan işlem yapılan Albay Muharrem Öztürk’ü gördük ancak yanına gitmeden dışarı çıktı. Yücel ile Genelkurmay Başkanı’nın tahliye edilmediği, darbe girişimi olduğu sonucuna vardık. Hizmet Taburu’na gidip istişare yaptık, tüm er ve erbaşları tahliye etmemiz gerektiğini düşündük. Grup komutanımız Cengiz Aydın’a durumu bildirdik. Bunun üzerine Genelkurmay’ın 5 No’lu kapısına yaklaşık bin askeri yönlendirdik ve polisle koordineli tahliyelerini sağladık.
23.07.2016 - 09:49
null
[]
Partigöç, Öztürk’ü arayıp ‘Siz de Akıncı’ya geçin’ dedi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/partigoc-ozturku-arayip-siz-de-akinciya-gecin-dedi,4qIp1ohh4k-V08rfRrfJ7Q
Hakkari'de şehit olan arkadaşlarının cenaze törenine katılmak üzere Van'a giden polisler dönüş yolunda kaza yaptı. Kazada 7 polis yaralandı.
null
Hakkari'de dün şehit olan arkadaşlarının cenaze törenine katılmak üzere Van'a giden Hakkari Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 7 polis, dönüş yolunda geçirdikleri trafik kazasında yaralandı. Alınan bilgiye göre, Hakkari'de dün şehit olan arkadaşlarının cenaze törenine katılmak üzere Van'a gelen Hakkari Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 4 özel harekat ve 3 çevik kuvvet polisini taşıyan minibüs, tören dönüşü, Gürpınar Çavuştepe mevkiinde kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı. Kazada minibüsteki 7 polis memuru yaralandı. Yaralı polis memurları olay yerinden ambulanslarla, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Polislerin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan Van Emniyet Müdürü Ümit Yurdakul da hastaneye giderek yaralı polis memurlarının durumu hakkında bilgi aldı.
20.10.2012 - 20:48
Anadolu Ajansı
[]
Şehit cenazesi dönüşü kaza
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/sehit-cenazesi-donusu-kaza,9-6Gg-nn10ylGYcPlfjY0A