abstract
stringlengths
1
1.01k
author
stringclasses
118 values
content
stringlengths
1
55.8k
date
stringlengths
18
32
source
stringclasses
50 values
tags
stringlengths
2
284
title
stringlengths
6
166
topic
stringclasses
45 values
url
stringlengths
48
180
76 öğretmenin görevden alındığı 'sahte diploma' soruşturması genişliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, il milli eğitim müdürlüklerine talimat vererek MEB Bilişim Sistemi'ndeki tüm bilgilerin kontrol edilmesini ve güncellenmesini istedi.
cumhuriyet.com.tr
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) sahte diploma nedeniyle 76 öğretmeni görevden almasının ardından, soruşturma genişletiliyor. Sahte diploma skandalı kapsamında; öğretmenlerin öğrenim bilgileri de dahil tüm kişisel verilerinin işlendiği MEB Bilişim Sistemi’nde (MEBBİS) yapılan taramada “Kişisel Bilgiler Modülü Öğrenim Bilgileri” ekranına girilmesi gereken belgelerde de eksiklikler bulunduğu belirlenince, bakanlık harekete geçti. , Bakanlık, il milli eğitim müdürlüklerine talimat vererek MEBBİS’teki bilgilerin güncellenmesini istedi. Bakanlık talimatında, 1998 yılından bu yana ataması yapılan 650 bine yakın öğretmenin atamaya esas diploma, geçici mezuniyet belgesi, tezsiz yüksek lisans diploması veya pedagojik formasyon sertifikası gibi belgelerinin MEBBİS’e tam ve doğru olarak girişinin yapılması gerektiği kaydedildi. Belgelerin yapılacak atamalarda, halihazırda öğretmen olanların tayin ve görevde yükselme işlemlerinde önem arz ettiği vurgulandı. Bu çerçevede il milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla öğretmenlerin yanı sıra tüm bakanlık personeline de duyuru yapıldı. Personelin de diploma, diploma tarihi, diploma numarası gibi kendi öğretim bilgilerinin tam olarak girildiğini kontrol etmesi istendi. Personel, eksik veya yanlış olan kısımlarının düzeltilmesi için ilgili özlük birimlerine başvuruda bulunacak. Bu bilgilerden eksik olanların girilmesi ve varsa hataların düzeltilmesinden il ve ilçe özlük birimleri, okul idareleri ve personel sorumlu olacak. Veri girişlerinin tamamlandığına yönelik bilgiler resmi yazı ile MEB’e bildirilecek ve veri girişlerini tamamlamayan ve gerekli kontrolleri yapmayan il ve ilçe yöneticileri hakkında idari işlemler başlatılacak.
25 Ocak 2016 Pazartesi, 10:21
cumhuriyet
null
MEB'den 650 bin öğretmene inceleme
Eğitim
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/469597/MEB_den_650_bin_ogretmene_inceleme.html
Araştırmaya göre sosyal ağlar, narsistleştirebiliyor, sapkınlıkların yaşanmasına imkan sağlıyor, aldatmaları normalleştiriyor, depresyona sokabiliyor ve asosyalleştiriyor.
null
Kentlisi köylüsü, kadını erkeği milyonların sanal dünyada iletişim kurduğu sosyal paylaşım ağları, psikososyal alanda olumsuzluklara yol açabiliyor. Sosyal paylaşım sitelerinin psikososyal etkisine yönelik yapılan araştırma, haftada en az 24 saatini burada geçirenlerin ''bağımlı'' olabileceğini, sapkınlıkların sanal ortamda yaşanmasına imkan sağladığını, aldatmaları normalleştirdiğini, kişileri narsistleştirebilirken; depresyona sokabildiğini ve asosyalleştirdiğini ortaya koyuyor. Kişinin olduğundan daha fazla dindar, daha fazla hümanist ya da devrimci gözükmesini kolaylaştıran bir araç olabiliyor. Sosyal ağdaki iletişim kurulan kişiyle oluşturulması gereken özdeşlik kişilik çatışmalarına, ileri aşamalarında kişilik bölünmesine götürebiliyor. Sosyal paylaşım ağının, bireysel ve toplumsal etkileri Uluslararası Psikologlar Derneği ile uzaktan eğitim yapan Brüssel Capital Üniversitesi Psikoloji bölümü tarafından yapılan ortak araştırmada incelendi. Araştırma, 16-40 yaş arası 50 bayan ve 50 erkek bir sosyal paylaşım kullanıcısına yapılan anket ve birebir görüşme ile gerçekleştirildi. Katılımcılar, ortama bağımlılık açısından haftada en az 24 saatini bu paylaşım ağında geçiren kişiler arasından seçildi. Araştırmada, sosyal paylaşım ağının bu kişiler üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya çıkardı. Bunlardan birisi, çoğul kişilik ilişkisi olarak belirlendi. Psikolog ve Refleksoloji Uzmanı Halil Tabur, ilgili sosyal paylaşım ağının kişiye ait özel bir sayfa oluğunu, ancak tüm gönderilerin global bir datada toplandığından bunun çok da ''özel'' olarak tanımlanamayacağını ifade etti. Sosyal paylaşım ağlarında her konu her renk her kültür hatta her zevk biçiminin kendine yandaş bulabildiğini anlatan Tabur, ''Kişiye sıradan gelen birçok ilgi alanı ya da ahlaksızca gelen birçok ilgi, eğilim normalleşerek kendine hayat bulabilir'' dedi. Sosyal paylaşım ağlarının zararlı etkilerinin de bu noktada kendini göstermeye başladığını vurgulayan Tabur, ''İnsanlar akılarına gelmesine rağmen içine giremedikleri ya da gerçekleştiremedikleri birçok sapkınlığı sanalda olsa yaşamaya başlıyor'' diye konuştu. Tabur'un verdiği bilgiye göre, sosyal paylaşım ağlarında kişi kendisiyle çelişen tavır ve davranışları kısa süreli de olsa benimseyebiliyor. Bunun nedeni sosyal kabul ya da reddedilme korkusu olabiliyor. Sosyal ağdaki iletişim kurulan kişiyle oluşturulması gereken özdeşlik, benzerlik kişide kişilik çatışmalarına, ileri aşamalarında kişilik bölünmesine götürebiliyor. Bu süreç, sosyal ağda geçen sürenin artmasıyla gerçeklik arasındaki bağın kaybolmasına yol açabiliyor. Örneğin, sevmediği bir müzik tarzını paylaşma ya da bir yaşantısal deneyimi hoşlanmasa da sırf birilerine şirin gözükmek için beğenme, kişinin kendine olan saygısını yitirmesine neden olabiliyor. Sosyal paylaşım ağlarında, ''beğenilme'' narsistlik boyutuna ulaşabiliyor. Bu durumda histerik tutum ve davranışlar ortaya çıkabiliyor. Örneğin, fotoğrafı çok beğenilenin egosu şişerken, az ya da beğenilmeyenin egosu sönebiliyor ve kişi örselenebiliyor. Narsizm, beraberinde kıskançlığı teşvik edebiliyor. Artan ego, en çok beğenilenin zirvede olanın hep kendisi olmasını istemesine yol açabiliyor. Sosyal paylaşım ağı, kişinin olduğundan daha fazla dindar, daha fazla hümanist ya da devrimci gözükmesini kolaylaştıran bir araç olabiliyor. İnternet başında saatlerce oturarak bildirim paylaşmak, ''sosyalleşme'' olarak gösteriliyor. Psikologlar, bunu sosyal bildirim bağımlılığı olarak tanımlıyor. Gün içinde 10'dan fazla bildirim yapan kişilerin bağımlılığa yakın olduğu belirtiliyor. Bu kişiler, bildirim yaptıkça sosyalleşeceğini düşünmesine karşın ''asosyal'' konuma geliyor ve kişi beynin sosyalleşme ile ilgili ayırdığı süreden alındığı için gerçek sosyal ilişkilerden kaçınmaya başlıyor. Çünkü beyin bildirimlerin etkisiyle sosyalleşmeye doyuyor. Akrabalarını aramayan, selam vermeyen bir bağımlının her sabah arkadaş listesindekilere ''merhaba'' demesi, onlarla sohbet edip onların sorunlarını çözmeye çalışması ciddi bir çelişki yaratıyor. Araştırmaya göre, sosyal paylaşım ağları ile aldatma arasında da ilişki bulunuyor. İnternet aracılığıyla herkes kendisine yakın birisini bulabiliyor. Özellikle aldatmanın sıradanlaşması, olaya teşviki hızlandırabiliyor. Kişi, adrenalinin içinde kaybolup, mantıklı düşünceden uzaklaşabiliyor. Ahlaki öğretilerin yerle bir olduğu bu platform içten içe ilişkileri ve aileleri parçalıyor. Çok mazbut bir eş, eşiyle tartışıp dertleşecek kimseyi bulamadığı bir anda uzanan bir arkadaşlık teklifini bir anlık boşlukla kabul edip bir girdabın içinde kendini bulabiliyor. Sosyal ağlar, kişinin ihtiras ve arzularını da ortaya çıkarabiliyor. Öte yandan, sosyal paylaşım ağları depresyona yol açabiliyor. Araştırmaya göre, eğlenen hoş vakit geçiren kişilerin fotoğraf ve görüntüleri aynı imkanlara sahip olmayan kişilerde ''eksiklik'' duygusuna neden oluyor ve bu kişilerin depresyona girmesini sağlayabiliyor. Ayrıca, buralarda cinsel sapmaların cazip şekilde sunulması ve sosyal kontrol mekanizmasının yokluğu, kişileri cinsel sapmalara yöneltebiliyor. Araştırmalar, birçok cinsel sapma eğilimi olanların bu ilişkilere sosyal ağlarda daha kolay ulaştıklarını ve ilk deneyimlerini de bu ağlarda yaşadıklarını gösteriyor. Özellikle Avrupa'yı çok ciddi etkileyen çocuk pornografisinde bu ağlar ciddi bir veritabanı oluşturuyor.
07.05.2012 - 14:02
Anadolu Ajansı
[]
Sosyal paylaşım ağları, 'asosyal' yapıyor
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/sosyal-paylasim-aglari-asosyal-yapiyor,xcVslUJLYkuVSf9DPVlv-Q
Sanayi üretimi Mart ayında yüzde 20.9 azaldı.
null
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi niteliğindeki sanayi üretimindeki büyük daralma devam ediyor. Ancak üretimdeki daralmanın Mart'ta hız kestiği gözleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, sanayi üretimi Mart ayında yüzde 20.9 düştü. CNBC-e anketinde üretimin yüzde 22.6 daraldığı tahmin ediliyordu. Üretim Şubat'a göre yüzde 13.4 artış kaydetti. Şubat ayındaki yüzde 23.7'lik rekor düşüş oranı yüzde 23.8'e revize edildi. Yılın ilk çeyreği itibariyle sanayi üretimindeki düşüş yüzde 22 seviyesinde gerçekleşti. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, üretim madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 9.7, imalat sanayi sektöründe yüzde 23.5, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 3.3 azaldı. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, en yüksek düşüş yüzde 42.2 ile sermaye malı imalatında görüldü. Dayanıklı tüketim malı imalatı yüzde 28, aramalı malı imalatı yüzde 22.2, dayanıksız tüketim malı imalatı yüzde 8.9 düştü. İmalat sanayi alt grupları incelendiğinde, en yüksek düşüş oranı yüzde 53.1'le motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatında gerçekleşti. Onu yüzde 41.8’lik düşüşle büro makineleri ve bilgisayar imalatı ve yüzde 40.7’lik düşüşle kok kömürü rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı izledi. Tekstil ürünleri imalatında yüzde 20.4, gıda ürünleri ve içecek imalatında yüzde 4.8, ana metal sanayinde yüzde 27, kimyasal madde ve ürünleri imalatında yüzde 6.3 düşüş gözlendi. Küresel krizin etkisiyle sanayi üretiminde Ağustos ayından beri düşüş görülüyor. Üretim Ağustos’ta yüzde 4.1, Eylül’de yüzde 5.2, Ekim’de yüzde 8.5, Kasım'da yüzde 13.9, Aralık'ta yüzde 17.8, Ocak'ta yüzde 21.3 azaldı. Üretimdeki daralma Şubat'ta yüzde 23.8 ile rekor kırmıştı. Ekonomistler, yılın ilk çeyreği itibariyle sanayi üretimindeki yüzde 22'lik düşüşün, ekonominin ilk çeyrek büyümesine ilişkin yüzde 10'luk daralma beklentilerinde çok büyük bir değişiklik gerektirmeyeceğini belirtti. ÖTV indiriminin otomotivdeki sanayi üretimine olumlu etkisine bağlı olarak sanayi üretimindeki düşüşün Nisan ayında biraz daha hafiflemesi bekleniyor.
08.05.2009 - 11:07
null
[]
Sanayide daralma hız kesti
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/sanayide-daralma-hiz-kesti,AFCcCTlf9EC7avs48gXCgg
Beşiktaşlı futbolcu Necip Uysal, kendisine verilen şansı değerlendirmeye çalıştığını belirtti. Genç oyuncu, siyah-beyazlı takımda oynayacağı 2-3 çok iyi maçın, küçük kulüplerde kazanacaklarına bedel olduğunu söyledi.
null
Necip Uysal, siyah-beyazlı kulübün internet sitesinde 'Cola Turka ile Futbolcu Günlüğü'nde yer alan röportajında, idmanlarda daha çok çalıştığını belirterek, şunları kaydetti: "İyi oynadığım zaman ilk 11 şansı zaten gelir. Önemli olan bunu iyi değerlendirebilmek. Eğer bunu da gerçekleştirirseniz formanın devamı gelir. Fakat Beşiktaş büyük bir takım, kadrosunda çok kaliteli isimler bulunuyor. Ernst, Fink ve Tabata gibi kaliteli ve tecrübeli oyuncularla oynuyorum. Onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Şu anda gelen şansları değerlendirmeye çalışıyorum. Belki çok fazla maç oynayamıyorum ama öğrendiklerim de en az maç tecrübesi kadar önemli şeyler." Siyah-beyazlı oyuncu, genç oyuncuların tecrübe kazanması için kiralık olarak başka kulüplere gönderilmesi konusundaki soruya, "İnsan buraya kadar geldikten sonra başka bir şey düşünmüyor. Yeteneklerimi göstereceğime inanıyorum. Zaten burada süre almaya başladım, kendimi ilk 11 için iddialı bir şekilde hazırlıyorum. Evet belki küçük kulüplerde çok fazla maç yapıp tecrübe kazanırsınız ama burada çok iyi oynayacağınız 2-3 tane maç, orada kazanacaklarınıza bedeldir diye düşünüyorum. Bizim gibi gençler tabii ki kiralanabilir ama eğer yetenekleri büyük kulübün sorumluluklarını kaldırabiliyorsa çok da gerek yok bence" yanıtını verdi. Defansif yönünün güçlü olduğunu kaydeden Necip, "Hücum anlamında eksiklerim var, şimdi onları gidermek için çalışıyorum. Hücum yönümü geliştirmek için Yusuf ve Tabata ile vakit geçiriyorum ama Fink ve Ernst'in yanında durarak onlardan da bir şeyler kapmaya çalışıyorum" dedi. Genç oyuncu, eski futbolcu olan babasından çok büyük destek aldığını vurgulayarak, "Babam bende kötü gördüğü ne varsa söylüyor. Bu açıdan kendisinin benim için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş altyapısının hemen hemen bütün kategorilerinde oynadım. Babam o günlerden beri yanımda. Bugüne kadar kuvvetlenmem için gereken ne varsa yaptı, yapmaya da devam ediyor. Eski bir futbolcu olduğu için tecrübelerinden de faydalanıyorum. Bu da bana katkı sağlıyor" diye konuştu. Türkiye'de altyapıların kaliteli olduğunu ifade eden Necip, "Teknik ve taktik anlamda iyi eğitimden geçiyoruz. Ama zihni eğitimlerde biraz eksiklik var sanki. Milli takımın altyapılarında çok kaliteli arkadaşlarımız var. Kendi takımlarında forma giyen bir sürü genç futbolcu var. İlerleyen dönemde benim yaş grubuma dahil çok kaliteli oyuncular izleyeceğiz diye düşünüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
19.02.2010 - 13:01
null
[]
Necip: Beşiktaş'ta 2-3 maç yeter
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/necip-besiktasta-2-3-mac-yeter,LD01PQ2vuESDjUz02qh-mQ
Düzce TEM Otoyolu Çilimli İlçesi mevkiinde meydana gelen trafik kazasında bariyere çarpan araca tanker çarptı. Kaza 1 kişi hayatını kaybederken 2’si ağır 3 kişi yaralandı.
null
İstanbul’dan Ankara istikametine gitmekte olan Aydın Durukan idaresindeki otomobil, gece yarısı Çilimli İlçesi Üçyol köyü mevkiinde, önce yol kenarında ki bariyerlere çarptı. Çarpmanın etkisi ile hareket kabiliyetini kaybeden araç yol kenarında beklerken, aynı istikamette gitmekte olan Ali Kuyucu idaresinde tanker otomobile çarptı. Kazada araç hurdaya dönerken aracın içerisinde bulunan Ayşe Durukan araçtan fırlayarak feci şekilde hayatını kaybederken, aynı araç içerisinde bulunan sürücü Aydın Durukan ve Emine Durukan ağır yaralandı. Eyüphan Durukan ise kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Olay yerine gelen Sağlık ekiplerinin yaptıkları ilk müdahalenin ardından yaralılar Atatürk Devlet Hastanesi acil servisine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.
26.03.2018 - 08:36
İHA
['Türkiye', 'Trafik Kazası', 'haber']
TEM Otoyolunda feci kaza: 1 ölü, 3 yaralı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/tem-otoyolunda-feci-kaza-1-olu-3-yarali,1SwzO-rtD0GnKOFXsvn4vg
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Sağlık Bakanlığı’na yaklaşık 55 bin doktor, ebe hemşire, sağlık personeli ve çalışan alınacağını söyledi.
null
Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’nda sağlık gündemine dair değerlendirmelerde bulunan , bakanlık bünyesine alınacak personel hakkında bilgi verdi. Demircan, "Yoğun bakım yatak sayısını artırmaya devam edeceğiz, personel sayımızı da artırmak istiyoruz. 27 bin ebe hemşire ve sağlık personeli alınacak. Bu, yüksek bir rakam. Her sene yaklaşık 9 bin civarında hekim kadroya dahil oluyor. Ediyor 36 bin. Bizim bu seneden alacağımız kadro miktarı var, taşeron sistemi kalktığı için, bu alımı yapmadık. 2017'den 2018'e aktarılan bir 10 bin işçi çalışan alacağız. Ayrıca 2018 için de 9 bin kontenjan verildi. Yaklaşık 55 bin doktor, ebe hemşire, sağlık personeli ve çalışan alacağız" dedi. Taşeron sisteminin kalkmasından sonra bundan sonraki sistemi yeniden gözden geçireceklerini belirten Demircan, “Herkesin statüsünü belli bir standart içine getirmemiz lazım. Sağlığın kendi gerekliliğine uygun bir personel rejimini oluşturmak zorundayız" diye konuştu. Sağlık Bakanı Demircan, "Sağlık çalışanlarımızın şartlarını iyileştirmek için bir yasal çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili ocak ayı içerisinde Başbakanımıza bir sunum yapacağız. Bu bekledikleri yıpranma payı, emekli maaşlarındaki düşüklük ve performanstaki ölçütler, bunlarla ilgili çalışmalarımız bittikten sonra paylaşacağız" ifadesini kullandı.
11.01.2018 - 12:19
Anadolu Ajansı
['Ankara', 'Sağlık Bakanı', 'Ahmet Demircan']
Sağlık Bakanlığı 55 bin personel alacak
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/saglik-bakanligi-55-bin-personel-alacak,jTxD9mTPL0yvWIoq_4kEjw
ABD’nin New York kentinde İsrail Başkonsolosluğunun bulunduğu cadde, şüpheli bir paket ihbarı üzerine bir süre yaya ve araç trafiğine kapatıldı
null
Manhattan bölgesinin orta doğu kesimindeki 2’inci cadde ve bağlantılı sokaklar, içinde bomba ihtimali bulunan şüpheli bir paket ihbarı üzerine New York Polis Departmanı (NYPD) tarafından kapatıldı. Birleşmiş Milletler ana binasının ve birçok BM Misyonunun da bulunduğu Manhattan’ın en işlek bölgesinde polis, çevrede geniş güvenlik önlemleri alarak, İsrail Başkonsolosluğunun bulunduğu 2'inci caddeyi, yaya ve araç trafiğine kapadı. NYPD'nin twitter hesabından yapılan açıklamada detay verilmezken, bomba imha ekiplerinin olay yerinde yaptığı incelemelerden sonra kapatılan sokak ve caddeler tekrar trafiğe açıldı. Geçen ay Manhattan’ın iki ayrı bölgesinde, Fulton Street metro istasyonu ve Chelsea’deki sokağa bırakılan içi boş elektrikli tencereler. çevrede panik ve alarma neden olmuş, sabah işe gidiş saatinde gecikmelere sebebiyet vermişti. New York Polisi, daha sonra çevredeki güvenlik kameralarından tespit ettiği 26 yaşındaki Larry Kenton Griffin adlı şüpheliyi sahte bomba yerleştirmekten tutuklamıştı.
06.09.2019 - 20:09
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'ABD', 'New York ']
New York'ta bomba alarmı (İsrail Başkonsolosluğu'nun bulunduğu cadde)
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/new-yorkta-bomba-alarmi-israil-baskonsoloslugunun-bulundugu-cadde,AubvTf2YPE2PMhxJ5-sz-w
Birleşmiş Milletler, sağlanan ilerlemeye rağmen, Ebola'nın küresel bir tehdit olmayı sürdürdüğünü belirtti.
null
’e (BM) göre, Afrika’da binlerce kişinin ölümüne sebep olan Ebola virüsünün sebep olduğu küresel tehdit devam ediyor. BM son 3 haftada, bin yeni vakası görüldüğünü bildirdi. Konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Sağlanan ilerlemeye rağmen Ebola ile savaş kazanılma aşamasında değil" ifadesi kullanıldı. Mali'de 42 gündür yeni vakaya rastlanmazken, Liberya'da da yeni vaka sayısı haftada 10'e geriledi. En çok vaka ise hala Sierra Leone'de görülüyor.  BM, Ebola'nın tehdit olmaktan çıkması için Afrika ülkelerine yönelik uluslararası yardımların aksamadan devam etmesi gerektiğini vurguluyor.
21.01.2015 - 12:07
NTV Haber
[]
BM: Ebola küresel tehdit olmaya devam ediyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/bmebola-kuresel-tehdit-olmaya-devam-ediyor,pZiQGMvZrU6dkDLarY5g1Q
Binalarda 'doğru ısı yalıtımı', enerji tasarrufu sağlıyor ve ısınma maliyetlerini düşürüyor. Uzun ömürlü ve doğru yalıtım için 10 maddeye dikkat edilmesi gerekiyor.
null
Kış gelmeden binanıza yalıtım yaptırarak enerji tasarrufu sağlayabilir ve faturalarınızı yarı yarıya düşürebilirsiniz. Blue’Safe Mavi Kale yetkilileri, uzun ömürlü bir yalıtım için dikkat edilmesi gereken 10 noktayı açıkladı. 1. Uluslararası standartlara uygun ürünler seçilmeli 2. Seçilecek yalıtım malzemesinin CE belgesine sahip olduğundan emin olunmalı. 3. Malzemelerin 10 yıl garantili olmasına dikkat edilmeli. Uygulama sırasında oluşabilecek yangın, patlama, fırtına gibi hasarlar ile uygulama sonrasında meydana gelebilecek hatalı çizim, yanlış malzeme, montaj ve işçilikten kaynaklanan hasarlara karşı firma binayı sigortalamalı. 4. Firmanın uygulama ve işçilik konusunda uzmanlaşmış bir ekibe sahip olup olmadığına bakılmalı. 5. Isı yalıtımı yapılacak binada kullanılacak yalıtım levhalarının kalınlığı binaya uygun olmalı. Bina için en uygun sıkıştırılmış sert köpükler tercih edilmeli. 6. Isı yalıtım levhası, gerek üzerine gelen sıva ve kaplama yükünü taşıyabilmesi, gerekse uygulama sonrası olabilecek darbelere dayanıklılık gösterebilmesi için yüksek yoğunluklu olmalı. 7. Yalıtım malzemeleri seçilirken sektör için en önemli kalite göstergesi olan ETAG 004 Belgesi olup olmadığı sorgulanmalı. (ETAG 004 Belgesi, ürünlerin 30 yıllık yaşlandırma testlerinden geçtiğinin ve aşırı sıcak, soğuk, yağmur ve rüzgâr gibi çevresel etmenlere karşı direncinin ölçüldüğünü gösteriyor.) 8. Yalıtım levhalarının yanı sıra yapıştırıcı, sıva, file, fileli köşe, dübel gibi yardımcı elemanların da standartlara uygun olup olmadığına bakılmalı. 9. Isı yalıtımı uygulamasının bina dış cephe üzerine yapılması tercih edilmeli. Dış cephe yüzeyinin koruma altında olması hem yoğuşma problemini ortadan kaldırıyor hem de binanın soğumasını geciktirerek enerji tüketiminin azalmasını sağlıyor. 10. Isı yalıtımı yaptırmadan önce mutlaka güvenilir bir kuruma danışılmalı.
15.10.2012 - 12:33
null
[]
10 maddede 'doğru ısı yalıtımı'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/10-maddede-dogru-isi-yalitimi,xXbuu-bQTUaisLoq-6-GLg
1977'de Mısır'da bulunan giysinin yapılan radyo karbon testinin ardından dünyanın en eski elbisesi olduğu açıklandı.
null
Antik Mısır dönemine ait v yaka gömleğin insanlık tarihinin en eski kıyafeti olduğu açıklandı.  Arkeologların 1977 yılında bölgede yaptığı kazılar esnasında bulunan gömlek, radyo karbon testine tabi tutuldu. Yapılan testin ardından söz konusu giysinin 5100 ila 5509 yıllık bir geçmişi olduğu ortaya çıktı.  İngiltere'nin en saygın eğitim kurumlarının başında gelen Oxford Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, antik gömlek, MÖ 3101-3482 tarihleri arasında üretildi.  Antik Mısır'daki birinci hanedan dönemine ait olduğu açıklanan giysinin o dönemde yaşayan bir aristokrata ait olduğu belirtiliyor.
19.02.2016 - 13:47
ntv.com.tr
['Bilim']
İnsanlık tarihinin en eski giysisi
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/insanlik-tarihinin-en-eski-giysisi,RqZrHergfUqI0--CGQaOsg
Bayern Münih, deplasmanda Paderborn'u 3-2 yenerek zirveye yerleşti
cumhuriyet.com.tr
Bundesliga'nın 6.haftasında ligin son sırasında yer alan Paderborn'a konuk olan Bayern Münih, rakibini 3-2 mağlup etti. Lewandoswski, ilk 6 maçında 10 gol atıp Bundesliga tarihine geçti. Bayern'e galibiyeti getiren goller, Serge Gnabry, Philippe Coutinho ve Robert Lewandowski'den geldi. Paderborn golleri ise Kai Proeger ve Jamilu Collins'ten geldi.
28 Eylül 2019 Cumartesi, 19:09
cumhuriyet
null
Bundesliga'da Bayern Münih zirvede
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spor/1603132/Bundesliga_da_Bayern_Munih_zirvede.html
Türkiye bu hafta yazın en sıcak günlerini yaşayacak. Çarşamba ve Perşembe günleri sıcaklık İstanbul ve Ankara'da 35, İzmir'de 37 dereceyi görecek.
null
Yeni haftayla birlikte güneyden gelecek sıcak hava dalgası etkisini gösterecek. Hafta ortası Çarşamba ve Perşembe günleri sıcaklığı batıda yazın en yüksek değerlerine; 35-40 derecelere çıkaracak. Hafta sonu aşırı sıcaklar doğuya ilerleyecek. Hafta ortası İstanbul ve Ankara 35, İzmir 37 dereceyi görecek. Denizli, Aydın ve Manisa 40, Balıkesir ve Edirne 38 dereceye çıkacak. İç Anadolu genelinde de aşırı sıcaklar etkili olacak. Uzmanlar yazın en sıcak günlerinin yaşanacağı özellikle Çarşamba ve Perşembe günleri sıcak çarpmalarına karşı uyarıyor. Serinlik veren rüzgarlar bu hafta Marmara’da hafifliyor, hissedilen sıcaklık gölgede 40 dereceye yaklaşacak. Rüzgar sadece Ege kıyılarında serinlik vermeye devam edecek. Sıcaklık artışı ile birlikte orman yangını riski de artacak, uzmanlar anız yakılmaması konusunda uyarıyor. Hafta sonu ise Batıda sıcaklık ortalama değerlerine inerken, bu sefer Doğu anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde hızla artacak. Hafta sonu Diyarbakır 42, Trabzon 32, Malatya 39 dereceyi görecek.
06.07.2009 - 12:08
null
[]
Bu hafta kavrulacağız
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bu-hafta-kavrulacagiz,yJHI_lXk4kmOQ2AC3jyWUA
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ve Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik basın toplantısında bir araya geldi. Daha sonra Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ı Çankaya Köşkü'nde kabul etti.
cumhuriyet.com.tr
AB Bakanı Çelik ile İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson ortak basın toplantısı düzenledi. Johnson, Gündeydoğu Anadolu'da bazı aşiretlerin İngilizler tarafından borçlarının ödendiği ve Türkiye'de yeni bir darbe girişimi olacağı iddialarının asılsız olduğunu dile getirdi. "Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişimine en büyük destek sayın Bakan'dan geldi. Türkiye'nin bu mücadelesini desteklediğini ve yapılması gereken işin ilk olarak Türkiye'yi ziyaret etmek olduğunu söyledi." "Kendisine espri olarak söylemiştim, 'ikimiz de Osmanlı'yız, kendi dostlarınızın arkadaşlarınızın olduğu ülkeye ziyaret yapmanız çok önemlidir' diye. Verdiği sözü tuttu. Bizim için burada olması çok önemlidir. Nitekim her zaman için Birleşik Krallık AB'ye üyeliğimize de destek vermiştir." "AB konusunda gerek ikili ticaret anlaşmaları, gerek Avrupa'nın geleceği konusunda Birleşik Krallık'la yakın ilişkiler sürdürmeye devam edeceğiz. Brexit içerisinde Türkiye karşıtı olarak söylemler oldu. Bunu kötü parantez olarak kapatıp gelecekle ilgili çalışmamız lazım. Avrupa'da yükselen ırkçı ve anti-semitizme karşı yapacak çok iş var. Avrupa'nın geleceğinin şekillenmesinde yardımlaşmalarımız devam edecek." "Umarı Suriye'de istikrar yakın zamanda gelir. Türkiye bu süreçte hayati bir rol oynamaya devam edecek. Sayın Ömer, sizin bu süreçte İngiltere ile Türkiye arasındaki vizyonunuz çok önemli. İki Osmanlı'dan gelen insan olarak birbirimize bakara gelecek için paylaşacak çok şeyimiz var. Yoğun bir ilişkiden bahsediyoruz. Türkiye her yıl 2 milyon İngiliz turisti ağırlıyor. Umarım İngilizler burada iyi davranıyorlardır. Bizler de çok şanslıyız. Birleşik Krallık'ta Türk ürünlerini alma şansına sahibiz. Ben Türk marka bir bulaşık makinası kullanıyorum. Gerçekten çok iyi çalışıyor." "Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve Avrupa Birliği açısından ileriye gittiğini görüyoruz. Biz Avrupa Birliği'nden çıkmış olsak da Avrupa'dan çıkmış değiliz. Bunu sizden duymak beni memnun etti. Biz Türkiye'ye destek olmaya devam edeceğiz. Bizim ortaklığımız hem AB'nin hem de iki ülke için çok hayati. Osmanlı tarihinden bu yana gelen işbirliğimizi devam ettireceğimizi inanıyorum. Yeni darbe girişimi iddiaları saçma ve asılsız. Türkiye'yi desteklemeye devam edeceğiz" "FETÖ'ye olduğu gibi diğer örgütlerle mücadelemiz sürecektir. Bunlar canice işlere imza attılar. Bunların ellerine imkan geçerse, başka canice işlere girişecekleri de söz konusudur. Buna karşın uyanık olmak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti işinin başındadır. Bu tip söylentilerle yaşanacak bir durum da yoktur. Devlet hükümet işinin başındadır. Terörle mücadele konusunda çalışmalar sürecek." Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’u kabul etti. Çankaya Köşkü’nde basına kapalı gerçekleşen kabul yaklaşık 45 dakika sürdü.
27 Eylül 2016 Salı, 12:20
cumhuriyet
null
İngiltere Dışişleri Bakanı - AB Bakanı Çelik'le görüştü: İkimiz de Osmalı'yız
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/606539/ingiltere_Disisleri_Bakani_-_AB_Bakani_Celik_le_gorustu__ikimiz_de_Osmali_yiz.html
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde köy ilkokulunda erkek arkadaşlarıyla futbola başlayan ve A Milli Takım'a kadar yükselen Kadınlar Futbol 1. Ligi takımlarından Karadeniz Ereğli Belediyespor'un oyuncusu 17 yaşındaki Ece Türkoğlu, hem doktor olmanın hem de Avrupa ve dünya şampiyonalarında mücadele etmenin hayalini kuruyor
null
İlçeye bağlı Çayırlı köyündeki ilkokulda, küçük yaşta erkek arkadaşlarıyla futbol oynadığı sırada beden eğitimi öğretmeninin fark etmesiyle kendisini geliştiren Ece, Karadeniz Ereğli Belediyespor'un altyapısına seçildi. İlk ve ortaokul yıllarında ilçede profesyonel futbolculuğu sürdüren Ece, ailesi ve öğretmenlerinin de desteğiyle A Milli Kadın Futbol Takımı'na kadar yükseldi. Ece Türkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkokulda teneffüste futbol oynadığı sırada öğretmeninin "Sen yetenekli oyuncusun." sözleriyle profesyonellik yolunda bir adım attığını ve Karadeniz Ereğli Belediyespor'un altyapısına seçildiğini söyledi. Milli takımın 15 yaş altı seçmelerine katıldığı dönemde Ereğli Fen Lisesini de kazandığını anlatan Ece, "Hayatımda bambaşka bir dönem başladı. 15 yaş altının ardından 18 yaş altı milli takımında da maçlara çıktım. Okuduğum okul gerçekten de zor. Herkes bana, 'Hem milli takım hem kamplar hem okulu nasıl başarabiliyorsun?' demeye başladı. Bir yandan eğitimime devam ederken diğer taraftan çok sevdiğim futbolu bırakmadım. İkisini de aynı başarıyla sürdürürken A Milli Takım'a seçildim." diye konuştu.  Milli Takım'daki ilk milli maçına 2017 Avrupa Şampiyonası elemelerinde çıktığını ve Macaristan'ı 2-1 yendikleri karşılaşmada unutamadığı ilk golü attığını kaydeden Ece, şöyle devam etti: "İlk maçıma çıkmıştım. Antrenörümüz Talat hoca beni çağırarak, 'Seni oynatacağım.' dedi. O gece sabaha kadar heyecandan uyuyamadım çünkü takımın en küçük yaştaki oyuncusu benim. Maça çıkarken de hocamın yüzünü kara çıkarmamak için dua ederek başladım. Maçın henüz 4'üncü dakikasında kaleye 30 metre mesafede topla buluştum, kalecinin ileride olduğunu gördüm. Hocam 'Vur' diye bağırdı, düzgün bir vuruşla topu 30 metreden filelerle buluşturdum. O gol Türkiye'de pek çok internet sitelerinde gösterildi. Sosyal hesaplarımdan bana çok sayıda tebrik mesajları geldi. 2-1 kazandığımız maçta ilk galibiyetimizi almıştık, çok güzel bir duygu." Futbolu sevdiğini ve uzun yıllar oynamak istediğini ifade eden milli futbolcu, bir diğer önemli hedefinin de çocukluk hayali doktorluk mesleği olduğunu kaydetti. Futbolla birlikte derslerini de ihmal etmediğini dile getiren Ece, sözlerini şöyle tamamladı: "Tıp fakültesini kazanıp doktor olmayı hedefliyorum, futbolu da bırakmak istemiyorum. Her gün 2 saat antrenman yapıyorum. Fen Lisesinde eğitimim de oldukça yoğun. Futbol oynarken kafa dağıtıyorum, rahatlıyorum. Futbolumda da en iyi yere gelmek istiyorum. Şu an A Milli Takım'dayım ama yurt dışına gitmek, orada eğitimime de devam etmek istiyorum. Türkiye'ye döndüğümde hem doktorluk mesleğini yapmak, hem de futbolumu oynamak istiyorum. En büyük hayalim ise Avrupa ve dünya şampiyonalarına katılarak bu coşkuyu ülkemize yaşatmak."
28.11.2016 - 12:19
haberturk
['ece türkoğlu']
Okul takımından A Milli Takım'a
Spor
https://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/1329684-okul-takimindan-a-milli-takima
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin Afrin'e yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na yönelik AB’den gelen "endişeliyiz" açıklamasına tepki gösterdi.
null
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü , Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi 'nin operasyonla ilgili “Endişeliyiz" açıklamasına , sosyal medya hesabından "Türkiye DEAŞ, PKK, FETÖ dahil terörün her türüne karşı kararlılıkla mücadele etmektedir. PKK/PYD/YPG söz konusu olunca birilerinin “endişe” beyan etmesi ve “savaş karşıtlığı” söylemine sığınması, bir çifte standarttır ve iki yüzlülüktür. Bunlar Türkiye’yi asla yıldırmayacaktır." mesajıyla tepki gösterdi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini operasyondan endişe duyduğunu belirterek, şunları söylmişti: "Birincisi insani nedenler. İnsani yardımların ulaştığından ve sivil halkın operasyondan etkilenmediğinden emin olmalıyız. Alandaki herhangi bir askeri operasyonun DAEŞ karşıtı olduğundan da emin olmalıyız. Beni endişeye sevk eden diğer husus ise askeri operasyonlar Cenevre'deki görüşmelerin sürmesini olumsuz etkileyebilir."
22.01.2018 - 20:45
ntv.com.tr
['Türkiye', 'Avrupa Birliği', 'Afrin']
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'dan AB yetkilisine tepki
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskanligi-sozcusu-kalindan-ab-yetkilisine-tepki,J669OLTzGE6evRglZwQ8zg
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 2023'te İzmir için kişi başına düşen milli gelirin 32 bin dolara yükselmesini, ihracatın 100 milyar dolara çıkmasını hedeflediklerini bildirdi
null
Yıldırım, Kaya Termal Otel'de düzenlenen ''35 , 35 Proje'' konulu toplantıda, partisinin İzmir ile ilgili projelerini anlattı. İstiklal mücadelesinin İstanbul'da kararlaştırıldığını, Samsun'da başladığını, zafere noktanın İzmir'de konulduğunu belirten Yıldırım, ilk İktisat Kongresinin İzmir'de toplandığını, cumhuriyetin kalkınma stratejisinin bu kentte oluşturulduğunu bildirdi. Yıldırım, İzmir'in, 8500 yıllık tarihi, doğal ve kültürel zenginliği, tarımı, ticareti ve sanayisiyle her zaman Türkiye'nin Anadolu'ya açılan kapısı, Avrupa ve dünyaya açılan penceresi olduğunu kaydetti. Son yıllarda İzmir'in nüfus büyüklüğüne oranla ülkenin milli gelire katkısında azalma ve ihracat sıralamasındaki gerilemeye işaret eden Yıldırım, bunun, kentte yapılması gereken bazı stratejik yatırımların gerçekleştirilememesinden ve bazı önemli kararların alınmasındaki gecikmeden kaynaklandığını ifade etti. İzmir'e siyaset değil, hizmet sloganıyla geldiklerini ve bu amaçla düşüncelerini, yapacaklarını anlattıklarını bildiren Yıldırım, kente ilişkin 2023 yılı hedeflerini şöyle anlattı: ''İzmir için kişi başına düşen milli gelirin 2023'te 32 bin dolara yükselmesini, 2010'da 17 milyar dolar ihracatın 100 milyar dolara çıkmasını hedefliyoruz. İller arası nüfus sıralamasında İzmir 3. sırada, 2023'te Gayri Safi Milli Hasıla'ya katkı bakımından 2. sırada olacağını düşünüyoruz. Otoyol 2010'da 230 kilometre, 2023 hedefimiz 2 bin kilometre. Yüksek hızlı tren hattının sıfır kilometreden 2023'te 1000 kilometreye çıkmasını, hava yolundaki yolcu sayısını 7.5 milyondan 40 milyon kişiye çıkmasını, raylı sistem toplu taşıma sisteminin 90 kilometreden 270 kilometreye yükselmesini, konteyner kapasitesinin yılda 13 milyon teu'ya çıkarılmasını hedefliyoruz. Yat bağlama kapasitesini 1965'ten 7765'e, yıllık turist sayısını 1.1 milyondan 10 milyon kişiye ve turistik yatak sayısını 43500'den 100 bine çıkarmayı planlıyoruz.'' Çok iddialı hedefleri olduğunu, 2011 seçim beyannamesini 5 ayak üzerine oturttuklarını dile getiren Yıldırım, şehirler arası ulaşım projelerinin, İzmir'in 2023 büyüme hedefini gerçekleştirebilmek için olmazsa olmaz bir ihtiyaç olduğunu, bu bağlamda otoyollar ve hızlı tren projelerinin dikkati çektiğini kaydetti. İkinci önemli projenin ekonomiyle ilgili olduğunu, sanayinin, üretimin, şehirlerin, turizmin gelişmesi için önce yolların yapılması gerektiğine işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti: ''Yol olmayınca hiç bir şey olmaz. Yolun olmadığı yerde ne bina ne fabrika ne liman ne havaalanı görürsünüz. Yaşam kısaca yollar etrafında oluşur, zenginlik yollar etrafında oluşur. Bu en temel altyapıdır, bu altyapıyı mutlaka yapmak zorundayız. 2003 yılında İzmir, Anadolu'ya sadece Aydın'a ve Çeşme'ye bölünmüş yolla bağlıydı. Bugün İzmir hem Ankara'ya, hem İstanbul'a, hem Antalya'ya, hem de Muğla'ya bölünmüş yolla bağlanır hale geldi. Kuzeyden de Çanakkale'ye Körfez'e kadar bu sene bitiyor. Biz bunu yeterli göremeyiz. İzmir'e bölünmüş yol yaptık, Anadolu'nun büyükşehirlerine bağladık. Türkiye 2023'te dünyanın en büyük 10. ekonomik gücü olacaksa, İzmir bu gücünü omuzlayan iki şehirden birisi haline gelecek. İzmir'in böyle bir görevi, misyonu var. İzmir'i buna hazır etmek gibi bizim de bir görevimiz var. Yollardan sonra yapmamız gereken, ekonomi katma değeri oluşturan projeleri altyapının üzerine kurmaktır. Nedir bu? Limandır, lojistik merkezleridir, tarım ve hayvancılıkla ilgili endüstri tesisleridir. Balıkçılıkla ilgili kıyı yapılardır ve buna benzer diğer tesislerdir. Bu üst yapıyı kurduktan sonra ihtiyacımız olan diğer şey teknolojidir. Teknolojiye yönelik yatırımlar, burada da bilişim ve ARGE, dijital arşiv, bilişim destekli yaşam. Bilişimin hem sosyal boyutu, hem ekonomiye katkısını, ikisini birden içerecek bir proje.'' Türkiye'ye katma değer sağlayacak önemli değerlerden birinin de turizm olduğunu, turizm denince sokaktaki insanın aklına İstanbul, Antalya'nın geldiğini, İzmir'in ise ''geç geldiğini'' dile getiren Yıldırım, bu konuda eksiği kapatacak projeleri de olduğunu bildirdi. Kruvaziyer limanları, yat limanları, Agora ve kent yenileme gibi projeleri olduğunu, bunların üzerinde İzmir'in EXPO 2020 gibi bir avantajı olduğunu ifade eden Yıldırım, kentin tekrar EXPO'ya aday olduğuna dikkati çekti. EXPO'nun tek başına İzmir'e belki fazla bir şey kazandırmayacağını, ancak bu organizasyon vesilesiyle saydığı yatırımların çok daha hızlı, kesintisiz bir gayretle kente kazandırılacağını belirten Yıldırım, bu gibi uluslararası organizasyonların, o şehrin kalkınmasını ve adeta üst lige çıkmasını sağlayan organizasyonlar olduğunu bildirdi. Bunu UNİVERSIADE'de ve kısmen de olsa Akdeniz Oyunlarında İzmir'in başardığını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti: ''Çok daha büyük ölçüde EXPO organizasyonuyla İzmir, 2023 hedeflerini çok daha kolay yakalama fırsatını bulacaktır. EXPO içinde sağlık turizm merkezleri, fuara bağlı hafif raylı sistemler ve dünyayla canlı bağlantı kurulacak altyapılar, botanik bahçeleri gibi 400 hektarlık EXPO alanında, organizasyona özel muazzam bir altyapı, İzmir'in ondan sonraki yıllarında da kente hizmet verecek, katma değer sağlayacak bir tesisi, bir altyapıyı EXPO marifetiyle İzmir kazanmış olacak.'' Kent içi ulaşım altyapısının geliştirileceğini, çevre yolu tamamlanmasına, Egeray'ın devreye girmesine, İZBAN'ın yapılmasına rağmen, halen İzmir'in ulaşımla ilgili altyapı problemlerinin, Körfez'in güney tarafında trafik sorununun önemli ölçüde kendini hissettirdiğini kaydeden Yıldırım, kent içi trafiği rahatlatacak projeleri bulunduğunu ifade etti. İzmir'de günlük seyahat sayısının 1.5 milyonun altında olduğunu, normalde şehir nüfusunun 2.5 katı seyahat olması lazım geldiğini, bunun da 10 milyon mobilite demek olduğunu dile getiren Yıldırım, ''İzmir'in altyapısı daha 2 milyonu bile kaldıramadığına göre, illerde İzmir gelişmeye devam edeceğine göre 10 milyon günlük seyahate uygun olarak, kentte toplu taşıma ulaşım altyapısını kazandıramazsak, İzmir asla ve asla uluslararası organizasyonları da yapamaz, 2023 hedeflerini de tutturamaz'' diye konuştu. Bunun için ulaşım projelerini önemsediklerini, projelerin tamamlanma süresinin 12 yıl olduğunu bildiren Yıldırım, ortalama her bir projenin bitme süresinin 3.5-4 yıl olduğunu kaydetti. Projelerin toplam bedelinin 56 milyar lira yani 35 milyar dolar olduğun işaret eden yıldırım, yaklaşık 25 milyar liralık kısmının yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirileceğini, kalan kısmının ise genel bütçe imkanlarıyla yapılacağını anlattı. İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren hattı projesinin hazır olduğunu, bu yıl birinci etabın ihalesine çıkılacağını, hat tamamlandığında iki il arasının 3.5 saate, İzmir-Konya arasının 4 saate, İzmir-Eskişehir arasının 4 saate ineceğini belirten Yıldırım, İzmir-İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattıyla İzmir-Bursa arasının 1 saat 45 dakikaya, İzmir-İstanbul arasının ise 4 saate düşeceğini kaydetti. Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali'nin yenileneceğini, Ağustos ayından itibaren İzmir'den Sofya ve Üsküp'e doğrudan uçuşa başlanacağını, kentin Kaklıç bölgesine ''Vecihi Hürkuş Havalimanı'nın yapılacağını anlatan Yıldırım, ''İzmir kuzeyde ve güneyde büyüyen bir kent. İkinci bir havalimanına ihtiyacımız var. Kuzeyde Kaklıç bölgesinde yeni bir havalimanına İzmir sahip olacak. Bunun planlamasını yapıyoruz'' dedi. İzmir-İstanbul otoyolundaki çalışmaların 6 farklı noktaya kurulan şantiyelerle başladığını, bu projenin maliyet olarak dünyanın üçüncü büyük, Avrupa'nın ise en büyük projesi olduğunu vurgulayan Yıldırım, İzmir-Ankara arasına yapılacak otoyol hakkında da bilgi verdi. Yıldırım, 535 kilometre uzunluğunda olacak otoyulun 8 saatlik kara yolu yolculuğunu 4 saate düşüreceğini ifade etti. İzmir-Antalya arasında yapılacak otoyol ile Antalya'ya 4 saat 15 dakikada gidilebileceğini dile getiren Yıldırım, İzmir-Manisa arasındaki Sabuncubeli mevkisine 2.8 kilometresi çift tünel olmak üzere toplam 4 kilometrelik bir tünel yapılacağını müjdeledi. Kuzey Otoyolu, Kuzey Ege Limanı, Kemalpaşa-Turgutlu, Kiraz-Ödemiş demiryolları, Tarım ve Hayvancılık Sanayi İşletmeleri, Kemalpaşa Lojistik Merkezi, Balıkçı barınakları, Deniz Ürünleri Borsası, Bilişim ve ARGE Şehri, E-Ticaret Üssü, Dijital Arşiv Kent, Bilişim Destekli Yaşam gibi projeleri de anlatan Yıldırım, Türkiye'deki yaklaşık 1.5 milyon görme engelli için proje geliştirdiklerini, görme engellilerin hiç dış destek almadan geliştirilen bir cihaz sayesinde kendine yeterli olabildiğini, bu cihazların dağıtımını ilk olarak İzmir'de gerçekleştireceklerini söyledi. İzmir'deki 1 milyon konuttan en az 200 bininin standartlara uymayan, depreme dayanıklı olmayan, yeterli altyapı hizmeti bulunmayan binalar olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: ''Bunlarla İzmir Cumhuriyetin 100. yılının şehri olamaz. İzmir mutlaka kent yenilemesini yapmalıdır. Şehir yenileme projesini hiç ama hiç siyasetin amacı haline getirmeyeceğiz. Şart bu. Bu projeyi yüksek sesle konuşmaya başlayınca belediye de bu konuda adım atacağını ifade etti ve şehir yenileme için projelerini açıkladılar. Bu güzel bir gelişme. Burada yerel yönetimlerle uyum içinde çalışmak, projenin başarısı için olmazsa olmaz şartımızdır. İzmir bu yenilenmeyle daha konforlu, daha güzel mekanlara sahip olacak. Önce yapacağız sonra yıkacağız. Önce yıkıp sonra yapmak yok. Bu proje 10 milyar lirayı aşan bir iştir. Mutlaka İzmir bu işi gerçekleştirmelidir. Bu proje İzmir'in geleceğidir. İzmir'de yaşayan milyonlarca insanın geleceğidir. Bu projeyi gerçekleştireceğiz. İzmir'i süper lige çıkaracağız. Bunda kararlıyız. Ayrıca imkanı olmayanlara İzmir'de en az 5-10 bin TOKİ konutu uzun süreli ve taksitli olarak yapılacak ve verilecek.'' Bayraklı'ya 1600, Tepecik'e ise 1400 yataklı şehir hastanelerinin kurulacağını, bu projelerin yatırıma alınarak uygulama safhasında olduğunu anlatan Yıldırım, öğrenci yaşam merkezlerinin oluşturulacağını, yeni stadyumlar yapılarak spor kulüplerinin destekleneceğini belirtti. Yıldırım, ''Maalesef İzmir kulüplerinde istikrar yok. İzmirli el ele kulüpler süper lige'' diyoruz'' dedi Efes Antik Limanı projesiyle birlikte bin yıl sonra Efes'in yine denizle buluşacağını, körfez dönüşüm projesiyle birlikte körfezdeki kirliliğin ortadan kaldırılacağını ifade eden Yıldırım, ''Körfez dönüşüm projesiyle körfez sirkülasyonu sağlanacak. Biyoçeşitlilik artacak, büyük gemiler limana yanaşabilecek'' dedi. Yeni yat limanları, kruvaziyer liman, dijital tarih kütüphanesi, Agora ve Kent Merkezi yenilemesi, İzmir EXPO 2020 projeleri, Egeray, İzmir metrosu projelerini de anlatan Yıldırım, İzmir-Çeşme Deniz Otoyolu projesi kapsamında Karaburun'a 6 kilometrelik bir kanal yapılacağını, bu projeyle birlikte İzmir-Çeşme arasındaki denizyolu ulaşımımın 45 dakikaya düşeceğini söyledi. Projeyi ''İzmir'in turizm, şehircilik, körfezin temizlenme projesi'' olarak niteleyen Yıldırım, ''Bu kanal sayesinde hem deniz yolu kısalacak hem de sirkülasyon sağlanacak. Biyoçeşitlilik de artacak'' dedi. Konak'a tünel yapılmasının, kendisine göre en hayati proje olduğuna vurgu yapan Yıldırım, ''Bu projeyle birlikte Üçkuyular, Yeşildere, Mürselpaşa arasında 2x 2.5 kilometrelik çift tünel yapıyoruz. Şehir içinden geçen transit yolu yeraltına alıyoruz. Bana göre bu proje vizyon projesidir, en önemli projedir'' diye konuştu. Üçkuyular ile Bostanlı arasında hem tüp tünelle geçiş hem de köprüyle geçiş sağlanacağını dile getiren Yıldırım, ''Bu projelerin inşaatı sırasında 165 bin İzmirli doğrudan iş sahibi olacak. Projeler bittikten sonra 125 bin ilave istihdam olacak. Projelerin yıllık İzmir ekonomisine katkısı 11.4 milyar lira olacak'' dedi. Elindeki kitapçığı da gösteren Yıldırım, ''Bu projeye boş diyenlere armağanımızdır'' ifadesini kullandı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana siyasetin temel algısını değiştirdiğini, siyaseti katı tartışma, ideoloji anlayışından çıkarıp, hizmet odaklı bir anlayışa götürdüklerini anlattı. Türkiye'nin artık önünü görebildiğini, birkaç yıllık projeler yapılmadığını ifade eden Günay, Atatürk'ün hayalini gerçek kılıp Türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak için çalıştıklarını belirtti. Geçmiş yıllarda hayal bile edilemeyen şeylerin artık Türkiye'de gerçekleştirilebildiğine dikkati çeken Bakan Günay, ''Eskiden bunlar hayaldi, şimdi Türkiye hayallerin gerçekleşebileceği yeni bir vizyona kavuştu'' dedi. İzmir'i dünya kenti yapmaya çalıştıklarını, İzmir'in önüne büyük bir vizyon koymaya çalıştıklarını ve kenti EXPO 2020'ye aday gösterdiklerini anımsatan Günay şöyle konuştu: ''Bunu seçim tartışması haline getirmedik. İzmir'i EXPO 2020'ye aday yapmak ve EXPO'yu gerçekleştirmek milli davamız haline geldi. 2013 yılında İzmir'in adaylığının kesinleşmesi ve İzmir'in 2020'de dünyanın önüne en önemli sergi merkezi haline gelmesi için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız.'' Türkiye'nin turizmde dünya yedincisi olduğunu, 2003'de 13 milyon olan ziyaretçi sayısının 28.5 milyona çıktığını anlatan Günay, ''Yaşam tarzları itibariyle Türkiye'nin içine kapandığı gibi bir şehir efsanesi dolandırmaya çalışıyorlar. Dünyada içine kapanan bir ülke 8 yılda 13 milyon turistin üzerine 8 yılda 15 milyon insan koyabilir mi? Bu Türkiye'nin dünyaya ne kadar açıldığının, ne kadar entegre olduğunun, Türkiye'nin ne kadar tercih edilen bir ülke olduğunun en somut, açık göstergesidir'' diye konuştu. İzmir'in tanıtımıyla ilgili yaptıkları çalışmaları da anlatan Bakan Günay, Los Angeles Times gazetesindeki Efes Antik Kenti'nin ilanını gösterdi. Günay, ''Los Angeles Times'ın en son sayılarından biri İzmir ile ilgili tanıtımdır. Efes'le ilgilidir. Bizim derdimiz ve gayretimiz Türkiye'yi daha iyiye, ileriye taşımak, derdimiz gayretimiz İzmir'i daha iyiye, ileriye taşımak'' dedi. Etkinliğe Devlet Bakanı Mehmet Aydın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, AK Parti İzmir Milletvekilleri ve milletvekili adayları, sivil toplum örgütlerinin, iş dünyasının temsilcileri katıldı.
03.06.2011 - 14:01
haberturk
['binali yıldırım', 'ertuğrul günay', 'expo', 'izmir']
165 bin İzmirli'ye iş!
Ekonomi
https://www.haberturk.com/ekonomi/makro-ekonomi/haber/636648-165-bin-izmirliye-is
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Roman açılımı toplantısında pankart açan 3 öğrenciden 2'si, 8 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.
null
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 14 Mart 2010’daki Roman Çalıştayı’nda, 'Parasız eğitim istiyoruz, alacağız' yazılı pankart açan 3 öğrencinin davasında karar çıktı. Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Berna Yılmaz, Ferhat Tüzer ile Utku Aykar katılmadı. Duruşmada sanıkların beraatini isteyen avukat Taylan Tanay, "Bu yargılamanın başından itibaren adil yargılama hakkı ihlal edildi. Mütalaasında bu çocuklara ‘beraat verilsin’ diyen savcı, kısa süre sonra kararname ile kendini Büyükçekmece’de buldu. Özel yetkileri de alındı."dedi. Savunmasında Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili yapılacağı belirtilen düzenlemelere de değinen Tanay,"Özel yetkili mahkemelerin geleceği ne olacak bilmiyoruz. Galiba kaldıracaklar. Başbakan ‘Bu mahkemeler canavara dönüştü’ dedi. Gerçi MİT’in üzerine gidince böyle denildi ama olsun. Bu gençler yıllardır yargılanıyor burada onlar ne yapsınlar. Gerçekten de canavara dönüştü bu mahkemeler." dedi. Tanay’ın bu sözleri üzerine mahkemenin üye hakimlerinden Aytekin Ozanlı, “Biz canavar mıyız " diye sordu. Bunun üzerine avukat, “Ben size canavar demedim. Sadece Başbakanın bir tespitini aktardım.'' dedi. Daha sonra ara veren mahkeme, davayı karara bağladı. Sanıklar Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz’a terör örgütü üyesi olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme, iki sanığı örgüt propagandası yapmak suçundan da 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasına çarptırdı. Sanıklar toplamda 8 yıl 5 ay 20 gün hapis cezası aldı. Örgüt üyesi olmak suçundan beraatine karar verilen diğer sanık Utku Aykar ise örgüt propagandası yapmak suçundan 2 yıl 2 ay 20 gün hapisle cezalandırıldı. 3 sanığın yargılandığı duruşmada ilk olarak Büyükçekmece’ye atanan savcı Kasım İlimoğlu, "Anayasa sınırları içinde düşüncelerini açıkladılar" gerekçesiyle beraat etmeleri yönünde mütalaa verdi. İlimoğlu’nun görev yerinin değişmesinin ardından göreve gelen savcı Adem Özcan ise mütalaayı değiştirerek "Bu sanıklar terör örgütü üyeleridir" dedi ve 15 yıl hapis cezası istedi .
07.06.2012 - 12:47
null
[]
Pankart açan öğrenciye 8 yıl hapis
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/pankart-acan-ogrenciye-8-yil-hapis,w12R177sN0CWW5oqNdbIkw
İşletme profesörü olan 38 yaşındaki Nenshi, Calgary kentindeki seçime 'odasında oturan değil, halkın arasında olan başkan' sloganı ile girmişti.
null
Kanada'da ilk kez bir Müslüman aday, belediye başkanı seçildi. Kanada'nın Calgary kentinde yapılan yerel seçimlerde aday olan Naheed Nenshi, oyların yüzde 40'ını alarak belediye başkanı oldu. Kanada'nın önemli şehirlerinden Calgary'nin Mount Royal Üniversitesi'nde İşletme Profesörü olan 38 yaşındaki yeni belediye başkanı, Calgary Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesi'nde kamu yönetimi masteri yaptı. Naheed Nenshi, ''odasında oturan değil, halkın arasında olan başkan'' sloganı ile etkili bir seçim kampanyası yürüttü. Bir süredir yerel bir radyoda Salı sabahları 'Calgary Eyeopener' isimli programla şehrin sorunlarına farklı yaklaşımlar getiren Nenshi, Pembe 'Devrim' adını verdiği kampanyası için, ''Bugün, dünden çok farklı bir Calgary'ye gözlerimizi açtık. Tıkanan sistemi nasıl açacağımızı ve bunu hep birlikte nasıl başaracağımızı tüm ülke görecek'' dedi. Naheed Nenshi'nin başkan seçilmesiyle ilgili bir açıklama yapan Kanada İslam Kongresi Başkanı Dr. Ziyad Deliç, ''Bu doğal bir gelişme. Biz Müslümanlar olarak bu ülkede genç bir toplumuz. Müslüman toplumun farklı ülkelerden gelen üyeleri, çok zor şartları geride bırakarak buraya gelebildi. Şimdi, bir parçası olduğumuz Kanada toplumuna, değerlerimiz göstermenin zamanı. Naheed Nenshi'nin seçilmesi, bu yüzden sürpriz olmadı'' şeklinde konuştu.
20.10.2010 - 02:44
Anadolu Ajansı
[]
Kanada'da bir ilk: Müslüman belediye başkanı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/kanadada-bir-ilk-musluman-belediye-baskani,pJPKHCSu10CHvuoCZOYsnw
Dünyanın en yaşlı futbolcusu olarak bilinen Uruguaylı Robert Carmona, 48 yıldır futbol oynuyor ve hâlâ sahalara veda etmeye niyetinin olmadığını söylüyor.
null
Şimdi İtalya'da top koşturan 55 yaşındaki Robert Carmona, sıra dışı kariyerinin sırrını, münzevi bir yaşama ve inancına bağlıyor. İtalyan basınının, "En uzun süreli oynayan aktif futbolcu" olarak dört kez üst üste Guinnes Rekorlar Kitabı'na girmeyi başardığını belirttiği Robert Carmona, kendi rekorlarını kırmanın peşinde. 50 yaşına kadar sahada kalan İngiliz Stanley Matthews'a ait rekoru 4 kez üst üste kırdığını söyleyen Carmona, Uruguay'da 7 yaşındayken futbol oynamaya başlamış ve 60'lı yaşlarına kadar oynamayı hedefliyor.  Avrupa, ABD, Latin Amerika, Asya ve Okyanusya olmak üzere 5 kıtada kesintisiz futbol oynayan Robert Carmona, aralarında Pan de Azucar, Progreso, Las Piedras, Colòn, Alto Peru ve Imperiales'in de bulunduğu 25 takımda forma giymiş. Şimdi İtalya'daki amatör takımlardan Audax Orione'nin formasını taşıyan Carmona'nın emekliliğe niyeti yok ve İtalyan basınına yaptığı açıklamalarda 48 yıldır sahada olmasının sırrını şöyle anlatıyor:  "Sadece birkaç tanesini söyleyebilirim, kalanları ise topa ayak vuramadığım zaman açıklarım. Yağsız, şekersiz, sulu sağlıklı yemekler yemek, alkol hiç kullanmamak, sigara içmemek, erken uyumak, disiplinli bir şekilde günde 3 saat antrenman yapmak ve futbola aşık olmak. Gece hayatım da hiç yok. Formda ve fit kalmak için çok şeyden fedakarlık yaptım. Kalanını da Tanrı bilir artık." Bir dostluk maçında Diego Maradona ile Giorgio Chinaglia gibi futbol efsaneleriyle de karşı karşıya gelmiş olan veteran futbolcu, Pele futbol oynarken bu dünyanın içine girmiş.  Oynadığı mevki, kalecilik gibi uzun kariyer yapmaya müsait olmayan Robert Carmona, "Sol ayaklı 10 numara" olarak biliniyor ve kendisi de "İyi bir ayağım var" diyor. 3 çocuk babası Carmona, Guinnes Rekorlar Kitabı'na girmesinin hikâyesini de şöyle anlatıyor: "Kızım bir kitapçıdan Guinness Rekorlar Kitabı'nı almış ve benim ismimi orada göremeyince şaşkınlık yaşamış. Ben de en yaşlı oyuncu rekorunun 45 yaşındaki Marco Ballotta olduğunu öğrendim o zaman. Yani aslında rekor benimdi! Bunun üzerine 4 yıl mücadele verdim. Guinness temsilcileri Uruguay'a geldi ve resmen beni ödüllendirdi." Uruguay'da 14 yaşındayken birlikte çalıştığı Nelson Presente'nin, gördüğü en iyi teknik direktör olduğunu söyleyen Carmona, "O, bana futbolun değerlerini ve doğru oyunu öğretti. 35 yaşındayken hayatını kaybeden futbolcu babamı da hep örnek aldım" diyor.  Kendisi 50'lerindeyken, teknik direktörlerinden bir tanesinin 34 yaşında olduğunu anlatan Robert Carmona, "Soyunma odasında torunum yaşındaki adamları görmek artık gayet normal geliyor bana. Takımlarımdan birinde 16 yaşında bir oyuncu bile vardı. Sonradan öğrendim ki o çocuk, 1980'li yıllarda birlikte oynadığım birinin torunuymuş," diye anlatıyor şaşkınlığını.  Futbol hayatına ilişkin tavsiyeler vermek üzere, okullar ve hapishaneleri ziyaret eden Carmona, Güney Amerika'da çocukların gelişimine ilişkin faaliyet yürüten "Yaşam İçin Bir Gol" adlı bir derneğin de başkanı.  Takım arkadaşlarına da kariyer yönetimi, doğru beslenme ve profesyonellik hakkında tavsiyelerde bulunan Carmona, yeni nesil futbolcuları da eleştirmekten geri durmuyor: "Onlar daha çok bacaklarının tıraşı, soyunma odasındaki müzik ve rakiplerinin parlak ayakkabılarını kıskanmanın derdindeler. Soyunma odaları diskotek gibi. Genç takım arkadaşlarıma müziği kesmelerini söylüyorum ama beni dinlemiyorlar. Ben de başka bir odaya gidip üstümü değiştiriyorum. Eski futbol geleneklerini özlüyorum."
29.11.2017 - 16:24
DHA
['Futbol', 'Spor']
Dünyanın en yaşlı futbolcusunun veda etmeye niyeti yok (55 yaşında)
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/dunyanin-en-yasli-futbolcusunun-veda-etmeye-niyeti-yok-55-yasinda,LnfKeFpJbk-Ljuty-5GX6g
İzmirli 8 yaşındaki piyanist Nisan Öksüz, İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen Dinu Lipatti Gençler Uluslararası Müzik Yarışması piyano kategorisinde kendi yaş grubunun birincisi oldu.
null
Piyano eğitimine 2 yıl önce başlayan , bu alandaki yeteneğiyle müzik hocalarının dikkatini çekti. Piyano eğitiminin yanında solfej eğitimi de almaya devam eden Nisan Öksüz, piyanosunun başında sistemli bir şekilde çalışmaya devam etti.   Küçük yaşına, piyanonun pedalına ayağının zor yetişmesine rağmen azimle çalışan küçük piyanist, Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfının yıl sonu etkinliklerinde de konser verdi.  Hem okulunda hem de piyano alanında başarılı olan minik yetenek, piyano hocası Esra Yüce'nin teşvikleriyle İtalya'da düzenlenen Dinu Lipatti Gençler Uluslararası Müzik Yarışması'na katıldı. Dünyanın birçok ülkesinden gelen genç yeteneklerin hünerlerini gösterdiği yarışmada Öksüz, Für Elise, Wild Horseman, Donauwellen Walzer ve The Blue Danube eserlerini çaldı. Salondaki katılımcılardan da büyük beğeni toplayan Nisan, jüri tarafından kendi yaş kategorisinde birinciliğe ulaştı. Nisan Öksüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İtalya'daki yarışma heyecanlanmadığını ve kendini evinde gibi hissettiğini söyledi.  Piyano çalmayı çok sevdiğini dile getiren minik yetenek, "İlk defa yurt dışına çıktım. Havaalanında valizlerimizi beklerken orada bir piyano gördüm. Gittim hemen başına geçtim. Bizim çalmamız bitince havaalanındaki herkes biz alkışladı." dedi. Kendisine babasının, annesinin ve öğretmenin çok destek verdiğini ifade eden Nisan, "İtalya'daki birinciliğimi anneme armağan ediyorum. Benim ona Anneler Günü hediyem olsun." diye konuştu. Minik piyanistin annesi Figen Öksüz ise kızının bu alanda ilerlemesi için eşiyle birlikte ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. İtalya'daki atmosferin çok farklı olduğuna değinen Öksüz, "Çok kalabalık bir kitle vardı. Dünyanın birçok yerinden çocuklar gelmişti. Onların arasında Nisan'ı görmek beni çok heyecanlandırdı. Hatta bir an kalbim duracak sandım. Nisan'ın orada benden daha rahattı sanki yıllardır sahne alıyormuş gibi." ifadelerini kullandı. Nisan'ın kendisi için en büyük hediye olduğunu anlatan Öksüz,  "Bu benim için dünyanın en güzel hediyesi. Şimdi bu ödülle inanılmaz duygular yaşıyorum." dedi. Piyano öğretmeni Yüce de çok yetenekli bir öğrenci olan Nisan'ın yarışmayla önemli bir deneyim kazandığını belirterek, "Nisan ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu bir başlangıç. Gelecekte büyük sanatçı olması sürpriz olmaz." sözlerine yer verdi.
13.05.2018 - 14:02
Anadolu Ajansı
['Sanat', 'Müzik', 'konser']
Nisan Öksüz'den büyük başarı
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/nisan-oksuzden-buyuk-basari,UhneKYcTXkS0Y4jgs-TcDA
Kadıköy-Kartal metro hattında Göztepe durağının girişinde bulunan Nidakule’ye Kadıköy’den ulaşım 12 dakikaya, Kartal’dan ise 20 dakikaya indi.
null
Tahincioğlu Gayrimenkul’un 'Nidakule Göztepe' projesine ilgi, Kadiköy – Kartal metrosunun hizmete açılmasıyla daha da arttı. Göztepe Kavşağı’nda yer alan Nidakule’ye Kadıköy’den ulaşım 12 dakikaya indi. Kadiköy-Kartal metro hattının yanı sıra Boğaziçi Köprüsü bağlantı yolları, birkaç dakika mesafede bulunan metrobüs, denizyolu ve demiryolu hatları da projeye alternatif ulaşım imkanı sağlıyor.  Tahincioğlu Gayrimenkul’un 120 milyon dolar yatırım değerindeki A plus ofis projesi Nidakule Göztepe, ağırlıklı olarak yabancı kurumsal şirketler tarafından tercih ediliyor. Her katta 450 metrekare ve 900 metrekarelik kiralık alan alternatifleri olan projenin en temel özelliği, yüksek verimliliğe sahip, gün ışığı alan, kullanım kaybı yaratmayan, kolay ve düşük maliyetle işletilebilen, sürdürülebilir ofis alanlarına sahip olması. Ayrıca çevre dostu yapısıyla doğal kaynakları minimum derecede kullanan yeşil bina konseptine sahip proje, LEED Gold sertifikası alarak çevreye karşı olan duyarlılığını tescilli hale getiriyor. Yapımına 2010 yılında başlanan ve 35 kattan oluşan Nidakule Göztepe’de ayrıca, cafe, restoran, kafeterya, spor salonu, toplantı odaları, sauna ve masaj salonu bulunuyor.
06.09.2012 - 14:23
null
[]
Kadıköy-Nidakule 12 dakika
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kadikoy-nidakule-12-dakika,Iu94quYNgEWFY1VHSfvUAQ
Amerikan Oyuncular Sendikası’nın ödülleri dağıtıldı.
Cumhuriyet-Kültür Sanat
Oyuncular Sendikası Ödülleri önceki gece düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Ödüller önümüzdeki ay dağıtılacak Oscar ödülleri için önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Amerikan Oyuncular Sendikası’nın bu yıl 25. kez verdiği ödüllerde gecenin en prestijli unvanı olarak kabul edilen Tüm Kadro (Ensemble) ödülünü “Black Panther” filminin oyuncu kadrosu aldı. TV kategorisinde bu ödül drama dalında “This Is Us”, komedi dalında ise “The Marveouls Mrs. Maisel” adlı yapımlara verildi. Glenn Close “The Wife” adlı filmdeki performansıyla Altın Küre’den sonra Oyuncular Sendikası’nın ödülünü de alarak bu yıl Oscar’a en yakın kadın oyuncu olduğunu kanıtlamış oldu. Bu dalda En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ise “Bohemian Rhapsody” adlı filmde Freddie Mercury’yi canlandıran Rami Malek’e gitti. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü “A Quite Place” ile Emily Blunt’ı, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü ise “Green Book” ile Mahershala Ali’nin oldu. TV kategorisinde Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü “Killing Eve” ile Sandra Oh alırken, En İyi Erkek Oyuncu ödülü “Ozark” ile Jason Bateman’ın oldu. Komedi dalında En İyi Kadın ve Erkek Oyuncu ödülleri “The Marvelous Mrs. Maisel” adlı dizinin oyuncularına, Rachel Brosnahan ile Tony Salhoub’a verildi. TV kategorisinde TV Filmi ya da Mini-Dizi dalında En İyi Kadın Ödülü’nü “Escape At Dannemora” ile Patricia Arquette alırken, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü bu dalda neredeyse tüm ödülleri alan Darren Criss (“Assassination of Gianni Versace”) aldı. En İyi Aksiyon Sahnesi Performansı ödülleri ise sinema dalında “Black Panther”, TV dalında “Glow” adlı yapımlara verildi.
29 Ocak 2019 Salı, 02:37
cumhuriyet
null
En iyileri Malek ve Close
Sanat
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/1221972/En_iyileri__Malek_ve_Close.html
Fenerbahçe-CSKA Moskova finalinin üçüncü çeyreğinde gergin dakikalar yaşandı.
null
Maçın 3. çeyreğinde bir pozisyondan sonra Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile CSKA Moskova tişörtlü birisi arasında büyük bir tartışma yaşandı. Bir pozisyonda faulden sonra Kalinic'e fiziki müdahalede bulunan CSKA Moskova tişörtü giyen bir kişiye, Aziz Yıldırım büyük tepki gösterdi. İkili arasında tartışma oldukça büyüdü. Oraya giden Fenerbahçe Kulübü'nün yöneticileri de tartışmaya dahil oldu. Daha sonra iki taraf da sandalyelerine oturdu. Öte yandan maçın ilk yarısının son bölümünde Rus taraftarlarla Fenerbahçeli seyirciler arasında tartışma çıktı. CSKA Moskova'nın 42-30 önde olduğu bölümde, bençlerin arkasında bulunan tribünde gerginlik yaşandı. Gerginliğe müdahale eden polis, olayı büyümeden yatıştırdı. Sarı-lacivetlilerin Çek oyuncusu Jan Vesely, çok kötü bir serbest atış yüzdesiyle oynadı. Serbest atış çizgisine 10 kez gelen Vesely, sadece bir atıştan isabet bulabildi. Fenerbahçe takım olarak ise 39 serbest atışta 27 isabet bularak, yüzde 69'la mücadele etti. CSKA Moskova ise serbest atışlarda 32'de 30 isabet buldu. Fenerbahçeli taraftarlar, şampiyonluğu kaybeden oyuncularına moral verdi. Özellikle gösterdiği mücadeleyle 21 sayı farkı kapatarak maça ortak olan sarı-lacivertli basketbolcuları taraftarlar uzun süre alkışladı. Taraftarlar takıma "Şampiyon" diye bağırarak, tezahürat yaptı. Maçın ardından çıkış tüneline gelen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım da sarı-lacivertli oyunculara tek tek sarılarak, teselli etti.
16.05.2016 - 01:17
Ntvspor
['Spor', 'Aziz Yıldırım', 'Fenerbahçe']
Dev finalde Aziz Yıldırım çıldırdı!
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/dev-finalde-aziz-yildirim-cildirdi,g521IMjLAk-vbGHDM0p3SA
UEFA, Süper Lig'de yılın futbolcusu olarak Fernando Muslera'yı, genç yetenek olarak da Oğulcan Çağlayan'ı seçti.
null
UEFA, resmi sitesinden Galatasaray'ın kazandığı son 6 karşılaşmada belirleyici rol oynayan Muslera'yı Süper Lig'de yılın futbolcusu seçti. UEFA, Süper Lig'de genç yetenek olarak da Kayseri Erciyesspor'da forma giyen 19 yaşındaki Oğulcan Çağlayan'ı seçti. Bu sezon 3 gol atan Oğulcan'ı dünyaca ünlü golcü Ibrahimovic'e benzeten UEFA genç yıldıza dikkat çekti.
07.07.2015 - 04:45
ntv.com.tr
['Spor']
UEFA, Süper Lig'de yılın futbolcusunu ve genç yeteneğini seçti
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/uefa-super-ligde-yilin-futbolcusunu-ve-genc-yetenegini-secti,_Hfgi6ksE06KUZXHpFSymg
Belarus'ta geçtiğimiz yıl nisan ayında başkent Minsk'teki bir metro istasyonuna düzenlenen bombalı saldırıyı gerçekleştiren Vladislav Kovaliyov ve Dimity Konovalov'un birlikte idam edildikleri ortaya çıktı.
null
Vladislav Kovaliyov'un kurşuna dizilerek idam edildiği dün açıklanmıştı. Belarus devlet televizyonunun bugün verdiği habere göre, Dimity Konovalov'un da kurşuna dizilerek cezasının infaz edildiği belirtildi. İki mahkumun geçtiğimiz cuma günü idam edildiği ancak açıklamaların ayrı ayrı yapıldığı ortaya çıktı. Bomba uzmanı olduğu belirtilen 26 yaşındaki Kovaliyov ve Dimitriy Konovalov, Minsk'teki işlek bir metro istasyonuna geçtiğimiz yıl 11 Nisan'da yapılan saldırıdan suçlu bulunmuştu. Metro saldırısında 15 kişi hayatını kaybetmiş, 160 kişi de yaralanmıştı. Minsk'teki metro saldırısının Alexeander Lukaşenko yönetimi tarafından muhalifleri baskı altında tutmak ve tutuklamak amacıyla gerçekleştirildiği iddia edilmişti. Kurşuna dizilerek idam edilen Kovaliyov, saldırıyı kendisinin gerçekleştirdiği yönündeki ifadesinin zorla alındığını mahkemede söylemişti. Avrupa Birliği yargılamanın adil yapılmadığını gerekçe göstererek, iki idamı kınadığını sert bir dille açıkladı. Kovaliyov'un annesi Rus RIA Novosti ajansına dün yaptığı açıklamada, oğlunun idamıyla ilgili resmi tebliği aldığını belirtmişti. Başkent Minsk'teki patlama Belarus'u 17 yıldır demir yumrukla yöneten Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko'nun çalışma ofisine çok yakın bir noktada meydana gelmişti. Belarus Avrupa'da idam uygulayan tek ülke konumunda.
18.03.2012 - 15:24
null
[]
Belarus iki metro bombacısını idam etti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/belarus-iki-metro-bombacisini-idam-etti,iIJvln8fgEKLXFxGJf-64A
İstanbul'un ikinci, Avrupa Yakası'nın ilk sürücüsüz metrosu Mahmutbey-Mecidiyeköy metro hattının test sürüşlerine başlandı. Hat yılın son çeyreğinde hizmete girecek.
null
İstanbul'un ikinci, Avrupa Yakası'nın ilk sürücüsüz metrosu Mahmutbey-Mecidiyeköy metro hattında test sürüşleri başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, test sürüşleri için Tekstilkent İstasyonunda düzenlenen basın toplantısında, metro hatnının 2019'un son çeyreğinde hizmet vereceğini söyledi. Uysal, metro hattında çalışmaların büyük oranda tamamlanma aşamasına geldiğini belirterek, "Bugün Avrupa Yakası'nın ilk sürücüsüz metrosu Mahmutbey-Mecidiyeköy metro hattımızın deneme sürüşlerini başlatmış olduk. Deneme sürüşleri önce manuel sistemle akabinde sürücüsüz bir şekilde devam edecek. Bu hat, toplam 8 ilçemizden geçmekte. İstanbul'umuzun ulaşım akslarına 8 ilçemizi birbirine bağlayan önemli bir hat. Bu yılın son çeyreğinde sonra hizmete girmesi bekleniyor. Mahmutbey-Mecidiyeköy bölümü, 18 kilometre ve 15 istasyondan oluşuyor" diye konuştu. Uysal, hattın tek yönlü olarak saatte 70 bin olmak üzere günlük bir milyon yolcu kapasitesine sahip olduğunu vurguladı. Tam otomatik sürücüsüz metro hattının, Mecidiyeköy'den sonra bir de Kabataş bağlantısı olduğunu dile getiren Uysal, şöyle devam etti: "Aslında aynı anda ihaleye çıkılmış olmasına rağmen o bölümde tarihi kalıntıların bulunması sebebiyle, uzmanların çalışmasından kaynaklanan bir gecikme var. 2020'de o kısmın açılması amaçlanıyor. Onunla birlikte Mahmutbey-Kabataş metro hattının uzunluğu 24,5 kilometreye, istasyon sayısı da 19'a ulaşacak." Uysal, metro hattı sayesinde, Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kağıthane Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa, Esenler ve Bağcılar ilçelerinin birbiriyle bağlantısının sağlanacağını anlatarak, "Bu ilçelerimizin birbiriyle ulaşımını sağlamakla birlikte komşu ilçelerin yolcu yükünü de alabilecek. Sultangazi ve Başakşehir gibi ilçeleri de bu hat üzerinden yolcu yükünü alması söz konusu. Bu hattımızın devamı mahiyetinde Bahçeşehir-Esenyurt hattımızın ihalesi yapıldı. Esenyurt-Bahçeşehir uzantısı da bittiğinde Esenyurt'tan Kabataş'a ulaşabilecek uzunlukta bir hat oluşacak. Dolayısıyla burası, Avrupa Yakası'nda çok önemli bir fonksiyonu icra edecek." ifadelerini kullandı. Uysal, bu hattın diğer raylı sistemlerle de bağlantısının sağlanacağını ifade ederek, şunları kaydetti: "Hattımızla, kara, deniz yolları ve raylı sistemle bağlantı sağlanıyor. Ayrıca bu hattın hizmete açılmasıyla yolculuk süreleri de önemli ölçüde kısalıyor. İstanbul’un bir ucu Mahmutbey'den diğer ucu olan Sabiha Gökçen Havalimanına raylı sistemle yolculuk etmek mümkün hale gelecek. Bu iki nokta arasındaki mesafe ise 95 dakikada alınacak. Yan yolculuğu önemli ölçüde kısaltan bir konumdadır bu hattımız. İstanbul'daki trafik sorununda çözümün sağlanması için raylı sistem uzunluğunun bin 100 kilometreye çıkarılması gerekiyor. Bütün çalışmalarımız bu çerçevede devam etmektedir. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak ulaşım akslarımızın gerek kara yolu gerek deniz yolu ile entegrasyonunu hızla devam ettiriyoruz. 21. yüzyıla yaraşır şekilde teknolojiden önemli ölçüde istifade ederek bunu sağlamaya çalışıyoruz. Ulaşım çalışmaları çevreye uyumlu sistemlerdir." Uysal, metronun yapımında emeği geçen, İBB yetkilileri ve çalışanları ile yüklenici firma sorumlularıyla personeline teşekkür etti. Uysal daha sonra Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, Eyüpsultan Belediye Başkanı Remzi Aydın, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı, İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, genel sekreter yardımcıları, daire başkanları ve basın mensuplarıyla metroya bindi.
19.03.2019 - 12:57
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Ekonomi', 'metro ']
İkinci sürücüsüz metronun test sürüşleri başladı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/ikinci-surucusuz-metronun-test-surusleri-basladi,RMbvdkv7h0K-b8pGGMxjAw
Apple ve Google'ın uygulama platformunda yer verdikleri "Absher" adlı e-devlet uygulaması, Suudi Arabistan vatandaşı erkeklerin, vasisi konumunda oldukları kadınların seyahat serbestisini kısıtlamasına neden oluyor.
null
'li teknoloji şirketleri ve , 'da kadınların seyahat serbestisinin erkek vasileri tarafından denetlenmesine ve kısıtlanmasına izin veren e-devlet uygulamasına kendi platformlarında izin verdiği gerekçesiyle eleştiri oklarının hedefi oldu. Business Insider'ın haberine göre, Google'ın "Google Play" ve Apple'ın "iTunes" uygulama mağazalarından indirilebilen "Absher" adlı e-devlet uygulamasının, kadınların ülkeden çıkışlarını takip edip denetleyerek ülkede süregelen cinsiyet ayrımcılığına katkı sağladığı ileri sürüldü. ABD'de Demokrat Partili Oregon Senatörü Ron Wyden, Apple ve Google yöneticilerine mektup yazarak, "Suudi hükümetinin kadınlara yönelik iğrenç takip ve kontrol uygulamasını sürdürmesine olanak veren uygulamayı" platformlarından kaldırma çağrısı yaptı. İnsan hakları örgütleri de uygulamanın Suudi Arabistan'da kadınlara yönelik süregelen ayrımcı uygulamalara katkı sağlayacağı uyarısında bulundu. Kanadalı insan hakları savunucusu Yasmine Mohammed, teknoloji şirketlerinin "kadın düşmanlığının en arkaik haline imkan sağladığını" ve "Suudi hükümetinin cinsiyetçi apartheid rejimi uygulamasına yardım ettiğini" söyledi. Apple Üst Yöneticisi Tim Cook, National Public Radio'ya (NPR) yaptığı açıklamada, uygulamayı inceleyeceklerini ifade etti. Uygulamanın Suudi vatandaşı kadınların yurt dışı seyahatlerinin izlenmesine ve seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasına imkan verdiğinden haberi olup olmadığı sorusuna, "Hayır, duymadım." diye yanıt veren Cook, "Eğer öyleyse bu kesinlikle incelememiz gereken bir vaka." ifadesini kullandı. Suudi Arabistan'da kadınlar, çok sayıdaki temel haklarını ancak babaları, kocaları, erkek kardeşleri ve hatta oğulları gibi vasilerin onayıyla veya onların refakatinde kullanabiliyor. "Absher" adlı e-devlet uygulaması, Suudi Arabistan vatandaşı erkeklerin eşleri, anneleri, kız kardeşleri ve hizmetçileri gibi vasisi konumunda oldukları kadınların pasaport numaralarını İçişleri Bakanlığının veri tabanına kaydederek ülke sınırlarını ne zaman, hangi aralıkta ve kaç kere terk edebileceği ile hangi ülkelere gidebileceğini belirliyor. Uygulamayı kullanan erkekler, kadınların seyahat durumlarını gerçek zamanlı SMS bilgilendirmeleriyle takip ediyor. İngiliz yazar George Orwell, bir baskı rejiminin hakim olduğu gelecekteki hayali bir dünyanın anlatıldığı "1984" romanında "Büyük Birader" adı verilen bir merkezi izleme ve denetim aygıtını tasvir etmişti. "Büyük Birader", yurttaşların her hareketini sürekli olarak takip eden gizemli bir güç olarak anlatılmıştı. Romanda siyasi otorite bunu her türlü bireysel davranışı ve bağımsız düşünceyi bastırmak için kullanıyordu.
13.02.2019 - 23:44
Anadolu Ajansı
['Teknoloji', 'google', 'Apple', 'Suudi Arabistan', 'kadın hakları ', 'Cinsiyet Eşitliği']
Suudi kadınların "büyük biraderi" teknoloji devlerinden destek alıyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/suudi-kadinlarin-buyuk-biraderi-teknoloji-devlerinden-destek-aliyor,i3abwQh59UqTGSc94dK44A
New York City'nin İspanyol oyuncusu David Villa, Amerikan Ulusal Futbol Ligi'nde (MLS) yılın futbolcusu seçildi.
null
MLS'nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre 2014 yılında New York City'ye transfer olan 35 yaşındaki forvet oyuncusu, bu sezon attığı 23 golle New York Red Bulls takımından Sacha Kljestan ve Bradley Wright-Phillips'i geride bırakarak yılın futbolcusu ödülüne layık görüldü. MLS'de toplam 41 gol atan ve 2017 yılının sonuna kadar kulüple sözleşmesi bulunan David Villa, yaptığı açıklamada, "Bu ödülü kazandığım için çok gururluyum. Kariyerim için büyük bir ödül. Transfer olduğumda bunu başaracağımı söylemiştim" ifadelerini kullandı. Profesyonel futbolculuk kariyerine Sporting Gijon'da başlayan David Villa, ülkesinde daha sonra Real Zaragoza, Valencia, Barcelona ve Atletico Madrid forması giydi.
07.12.2016 - 11:01
Anadolu Ajansı
['Futbol', 'Spor']
MLS'de yılın futbolcusu David Villa
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/mlsde-yilin-futbolcusu-david-villa,erhlFuUzfkSQ-UNtwrj7Qg
Kamu Etik Kurulu, Bursa Mustafa Kemal Paşa eski kaymakamı Adem Saçan'a, görev yaptığı dönemle ilgili olarak kınama cezası verdi.
null
Adem Saçan, Bursa Mustafa Kemal Paşa kaymakamlığından Sakarya Vali Yardımcılığı’na atandı ancak kaymakamlık yaptığı dönemle ilgili olarak Kamu Etik Kurulu’ndan kınama cezası aldı. İddialara göre Saçan, görev yaptığı dönemde, başkanı olduğu Mermer Organize Sanayi Başkanlığı’nda oğlunu işe aldı. Sosyal Dayanışma Vakfı'nda çalışan bir kadın ile kurduğu yakın arkadaşlık ilişkisinden çıkar sağladı. Karaköy'de meydana gelen yangında, afetzedeler için toplanan paraların bir kısmıyla, hükümet konağını boyattı. Eski kaymakamın, alkollü olarak kullandığı resmi makam aracı ile kaza yaptığı ve kaymakamlığa ait konteynırlardan birinin, arkadaşına verilmesini sağladığı da iddia ediliyor. Kamu Etik Kurulu görevlileri, Adem Saçan'ın, etik kurulu ilkelerine aykırı davrandığını belirledi; kınama cezası verdi. Saçan ise, hakkındaki iddiaları yalanladı.
29.01.2010 - 10:39
NTV Haber
[]
Kaymakama kınama cezası
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kaymakama-kinama-cezasi,4CduXhhTy0e7U10nr0poXg
Bir zamanlar çok sayıda kişinin geçim kaynağı olan ayakkabı ayısız kişinin geçimini sağladığı ayakkabı tamirciliğinin ustaları, yetiştircek 'çırak' arıyorlar.
null
40 yıldır ayakkabı tamiriyle uğraşan ayakkabı tamircisi Esraim Demircan tığı açıklamada, insanların mesleğe artık eskisi gibi ilgi göstermediğini söyledi. Vatandaşın eskiyen ya da yıpranan ayakkabılarını tamir ettirmek yerine aynı fiyata yenisini almayı tercih ettiğini belirten Demircan, birkaç yıl öncesine kadar her mahallede bulunan ayakkabı tamircilerinin şimdilerde birer birer dükkan kapattığını anlattı. Demircan, ailelerin, çocuklarını ''geçinemez'' endişesiyle ayakkabı tamirciliği mesleğine yönlendirmediğini, bu nedenle de kendilerine çırak olarak kimsenin başvurmadığını dile getirerek, ''Eskiden anne, babalar okumaya niyeti olmayan çocuklarını bize getirip 'eti senin, kemiği benim' derdi. Şimdi ise bu mesleği seçerse aç kalmasından korkuyorlar. Beni de babam yaramaz bir çocuk olduğum için orta okuldan sonra bir ayakkabı ustasına emanet ederek mesleğe yönlendirmişti. İyi ki böyle yapmış. Vasıfsız, işsiz güçsüz olmaktan kurtuldum, bir zanaat öğrendim, çoluğuma, çocuğuma alın terimle bakıp okutuyorum'' dedi. Mesleği devam ettirecek hiç çırak olmadığının altını çizen Demircan, ''Aileler çocuğunu berbere çırak veriyor, ama bizim mesleğimizi küçümsüyor, getirmiyor. Bizden sonra bu mesleği devam ettirecek kimse kalmadı. Bizler de ölünce ayakkabı tamirciliği maziye karışacak. Anne babalar korkmasın, mesleğini layıkıyla yapanlar aç kalmaz, hatta ilerde mesleği yapan nadir ustalardan biri olup tarihe geçer'' diye konuştu. Esraim Demircan, bu işten geçmişte çok iyi paralar kazandıklarına işaret ederek, şöyle konuştu: ''Eskiden çok güzel gelirimiz vardı, ama şimdi de işini edebiyle, iş ahlakıyla, alın teriyle yapanlar için umut var hala. Sonuçta pahalı ve kaliteli ayakkabı alanlar bunları küçücük bir sorunda gözden çıkarıp atmayı değil, tamir ettirmeyi seçiyor, alıp getiriyor bize. Eskiden kösele ayakkabıların altına koyduğumuz tabanlıkları 1 günde bitirir çiftine 50 lira alırdık. Son zamanlarda da 1 ayda bitiriyoruz. Aileler unutmasın ki her şeyin başı bildiğin işi itinayla yapmakta gizli. Eğer bu kurallara dikkat edilirse gayet güzel evinizi geçindirebilirsiniz. Tabii ki herkes çocuğu doktor olsun, hakim, savcı olsun, iyi eğitim alsın ister fakat, bence ailelerin biraz da gerçekçi olması lazım. Gençler liseyi bitirdikten sonra hangi yöne gideceğini bilemiyor. Hele ki genç arkadaşlar, üniversiteyi de kazanamamışsa mesleği, işi gücü olmadan hayata başlıyor. İşte biz ustalar da bu durumların göz önünde bulundurularak değerlendirilmesini ve mesleği seçecek gençlerle ayakkabı tamirciliğinin gelecek kuşaklara aktarılmasını istiyoruz.'' Ankara Ayakkabı ve Çantacılar Odası Başkanı Hüseyin Uzun ise üretimde de, tamiratta da meslekte artık çırak yetişmediğini bildirdi. Fabrikalarda en genç ustanın 46 yaşında olduğunu dile getiren Uzun, Çin mallarının artık ülkeye eskisi kadar girmediğini, Türk imalatçıların da talebe göre maliyeti düşük olan ürünler ürettiğini, eğer alınacaksa bunları tercih etmenin daha sağlıklı olacağını ifade etti. Sadece ayakkabıcılık mesleğinde değil benzer bir çok zanaatin sonunun geldiğini savunan Uzun şöyle konuştu: ''Herkes üniversite okumak, masa başı iş sahibi olmak istiyor, bizler de kendi çocuklarımız için bunu istedik. Bunun sonucunda da artık mesleğin sonu geldi. Bizim zamanımızdaki gibi ayakkabıyı severek, verdiği emekten dolayı onu evladı gibi görecek kimse çıkmıyor. Öğrenmeye talip olan yok. Meslek liseleri ve bir çok ilde bulunan Mesleki Çıraklık Okulları bu anlamda büyük hizmet veriyor. Zorunlu eğitimi bitiren öğrenci bir ustanın yanında çırak olarak mesleği öğrenmeye başladıktan sonra, bu çıraklık okullarına gidip aynı anda eğitim alabiliyor. Bu okullar mesleği öğretmenin yanında işverenin de yükünü azaltıyor. Çünkü 3 yıllık eğitim süresince çırağın sigortası Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yatırılıyor. Üstelik bizim mesleğimizde 29 yaşına kadar çıraklık okullarına başvurarak eğitim alınabiliyor.''
12.09.2011 - 17:51
null
[]
Bir meslek daha 'tarih' olacak
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/bir-meslek-daha-tarih-olacak,ZAhAr-ZMtEug8rIVcG3nKg
Doha’da gerçekleşen iklim müzakerelerinde bugün karar günü.
null
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Genel Sekreteri Figures’e göre Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük dönemi ile karar, büyük bir olasılıkla bugün gerçekleşecek oturumlardan çıkacak. Zira Kyoto Protokolü Çalışma Grubu müzakere metnini tamamlayarak genel kurula sundu. Dünyanın önde gelen iklim değişikliği ekonomistlerinden biri olan Lord Nicholas Stern’e göre gelişmekte olan ülkeler karbon salım azaltımında aslan payını üstlenmeli. Stern’in The Guardian’a yaptığı açıklamaya göre gelişmiş ülkeler salımlarını sıfırlasalar bile bu, iklim değişikliğinin etkilerinden kurtulmak için yeterli olmayacak.
07.12.2012 - 15:43
null
[]
Dünya için karar günü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/dunya-icin-karar-gunu,rgbCrvNMqk2Mb7mo3c48SQ
Utanç mı yoksa kocası mı öldürdü? Van, gerdek gecesi kendini astığı iddia edilen 24 yaşındaki Şükriye'yi konuşuyor...
null
Van’ın Başkale İlçesi’ne bağlı, İran sınırındaki Böğrüpek Köyü halkı, Deniz Ailesi’nin taziye evinde. Herkes, üç gün önce ölen Hafız Abdi Deniz’in kızı Şükriye’nin yasını tutuyor. Şükriye, Yanal Köyü’nden Vedat Ölmez’le 22 Mayıs Pazar günü evlendi, gerdek gecesi karşı odada kendini astığı söylendi. Vedat, Şükriye’nin bakire çıkmadığı için utancından intihar ettiğini söylese de, genç kızın ailesi, işsiz damadın para ve altınlar için kızlarını kendi elleriyle astığını iddia ediyor. Hürriyet'te yer alan habere göre; Vedat 28 yaşında, ilkokul mezunu. 15 yıl büyük şehirlerde çalıştıktan sonra köyüne döndü. İşsiz. Altı kardeşin en büyüğü, yetim. 24 yaşındaki Şükriye ise ilkokula iki yıl gitti. Dokuz kardeşin beşincisi. Babası Abdi Deniz hafız. Şükriye çok güzel bir kız, isteyeni çok. Ancak evlenme sırası, kendisinden büyük ablasında. Vedat, son iki yılda Şükriye’yi defalarca istedi. Şükriye’nin babası her seferinde reddetti: "Mekke’ye, Kabe’ye gittim. Yalan söylemem. On sefer istedi, vermedim. Oğlan serseridir, yaramazdır diye." Abdi Deniz kızına, Vedat’ın fakir olduğunu, onu geçindiremeyeceğini söylese de dinletemedi. Altı ay önce nişan yaptılar. Geçtiğimiz cumartesi kendi köylerinde, pazar günü de damadın köyü Yanal’da düğünleri yapıldı. Düğünden önce de imam nikâhları kıyıldı. İleri bir tarihte Başkale’ye gidip resmi nikâh yapacaklardı. Şükriye’nin ailesi düğünden gece 24.00’te ayrıldı. Düğün de 01.30’da dağıldı. Gelin ve damat, gerdek evine uğurlandı. Yanal Köyü Muhtarı Bilal Tekin, o gece 03.30’da çalan telefonla uyandı. Vedat, Şükriye’yi halay çekerken salladığı kırmızı uzun şalıyla kendini asmış halde bulduğunu söylüyordu. Muhtar, hemen Böğrüpek muhtarı ile Şükriye’nin yakın akrabası Cengiz Uluç’a ve Eşmepınar Jandarma Karakolu’na haber verdi. Jandarma damadın ifadesini aldıktan sonra serbest bıraktı. İfadesinde "Bakire çıkmadığı için utancından kendini astı. Bir tokat attım sonra öptüm. Bekaret önemli değil, sabah konuşur hallederiz dedim" dedi. Şükriye’nin cesedi ise Malatya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Vedati olayı şu sözlerle anlattı: "Birlikte olduktan sonra şoka girdim, anlam veremedim. Şükriye kendini suçlu hissetti, kendisini döveyim ki, mahcupluğu azalsın istedi. Üstüme geldi, ‘Döv, söv’ dedi. Utanmasın diye yorganı başıma çektim. Üzülmesin diye konuyu kapatmaya çalıştım. ‘Gel, yat, sakinleş. Sabah konuşalım’ dedim. Birbirimizi kolay kazanmadık, kolay kaybetmeyelim diye annem bile bilmesin istedim. Geceliğini giydi, ‘Su içeceğim’ dedi. Gerginlik, tartışma olmadığı için peşinden gitmedim. Düğün nedeniyle üç gecedir uyumamıştım. 03.20 civarında yani yanımdan kalkıp gitmesinin üzerinden 45 dakika geçtikten sonra uyandım. Yanımda yoktu. Utanmıştır yanımda yatmaya, diye düşündüm. Mutfağa, banyoya baktım, yoktu. Karşı odanın kapısını açtığımda onu gördüm. Kendini asmıştı ama önce tanıyamadım. Yüzü öyle değişmişti ki... Dün gece rüyamda beni çağırdı. ‘Pişman oldum, dönmeye çalıştım, dönemedim. Ne olursun bana gel’ dedi. Ölen o değil, ben her gün ölüyorum." Baba Abdi Deniz, "14 bin liralık altın taktık. Damat, ömründe bin lira görmemişti. Bunları görünce kudurdu. Damat istediği gibi konuşsun. Rapor gelinceye kadar sesimizi çıkarmayacağız" dedi. Amca Cevdet Deniz ise "Eşya ve altınlar damatta. Devlet hukuku neyse o olsun. Şükriye’nin temiz (bakire) raporu gelince adalet yerini bulacak. Devlet üzerine düşeni yargı yoluyla yapsın. Yoksa çok büyük kan davası olur. Annesi, bacıları, kendisi 10 kişi ölecek. Sülalesini bırakmayacağız. Kızımız kimsesiz değil" şeklinde konuştu.
26.05.2011 - 11:34
null
[]
Gerdek gecesi gelen ölüm
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/gerdek-gecesi-gelen-olum,dIMrRYk3JkyplHzh0dnTzw
Başbakan Erdoğan, Türk şoförlerin yurda dönmesine ilişkin "Milletimizin gözü aydın, konsolosluk çalışanları için de iyi haberler vermeyi umuyoruz" dedi.
null
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD tarafından alıkonulan Türk TIR şoförlerinin yurda dönmesine ilişkin açıklama yaptı. Süreç içerisinde şoförlerin kurtarılması için her türlü girişimi yaptıklarını kaydeden Erdoğan, "Ailelerinin ve milletimizin gözü aydın olsun diyoruz" dedi. Erdoğan, halen IŞİD'in elinde bulunan Musul Konsolosluğu çalışanları için de "En kısa sürede Musul Başkonsolosluğumuz personeline ilişkin inşallah iyi haberleri vermeyi de umuyoruz" ifadelerini kullandı. ASKON'un iftar programında konuşan Erdoğan, konuyla ilgili şunları söyledi: "İlk andan itibaren devletin tüm kurumları yakın işbirliği içerisinde bu sorunu çözmek, vatandaşlarımızın burunları bile kanamadan onları ailelerine, memleketlerine kavuşturmak için çaba gösterdik. Bu süre zarfında ailelerle sürekli temas halinde olduk. Dışişleri Bakanlığımızın yoğun işbirliği oldu. Onlarla görüşmelerini bu şekilde devam ettirdi. Şoförlerimizin bağlı bulunduğu şirketle, hatta bizzat şoförlerimizle temas ederek, sağ salim kurtulmaları için gerekli her türlü girişimi yaptık. 22 gün sonra dün akşam iyi haberi aldık. Bugün Erbil Başkonsolosumuz şoförlerimizi sağ salim teslim aldı. Şoförlerimiz için özel olarak Erbil'e gönderilen bir Türk Hava Yolları uçağı şoförlerimizi Şanlıurfa'ya getirdi. En kısa sürede Musul Başkonsolosluğumuz personeline ilişkin inşallah iyi haberleri vermeyi de ayrıca umuyoruz. Şoförlerimize hoşgeldiniz, geçmiş olsun diyor, ailelerinin ve milletimizin gözü aydın olsun diyorum." Başbakan, konuşmasında cumhurbaşkanlığı seçimine de değindi. "Cumhurbaşkanı siyasetin üzerinde olsun" şeklindeki sözün gerçekte "Cumhurbaşkanı halkın, halkın tercihlerinin, taleplerinin, arzularının üzerinde olsun" anlamına geldiğini kaydeden Erdoğan, cumhurbaşkanının halktan kopuk olmayacağı mesajını verdi. Erdoğan, "Cumhurbaşkanının siyaset üstü olması ya da siyasetin dışından olması ne demek Bunu bugüne kadar hep darbeciler söyledi ve bugün de sadece darbe özlemi içinde olanlar söylüyor. Kardeşlerim, bunlara sormak lazım, siyaset, utanılacak bir şey mi Eğer siyaset utanılacak bir şeyse, siz bu siyaseti niye yapıyorsunuz Eğer utanılacak bir şey değilse siz niye meydanda yoksunuz? Halkın tercihte bulunması, halkın ülkenin geleceğini tayin etmesi utanılacak bir durum mu?" ifadelerini kullandı. Seçimin yapılacağı 10 Ağustos'un 'Türkiye için bir dönüm noktası olacağını' söyleyen Erdoğan, "Cumburbaşkanının halk tarafından seçilmesi, demokrasi için, vesayetin sona ermesi için çok önemli. Bu yeni süreç, yeni dönem, ekonomide, demokratikleşmede, dış politikada asla bir belirsizliğe yol açmayacaktır" diye konuştu. Öte yandan Şoförlerin serbest bırakılmasının ardından telefon diplomasisi de sürüyor. Başbakan Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştü. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, görüşme talebi Biden'dan geldi ve 35 dakika sürdü. ABD Başkan Yardımcısı, TIR şoförlerinin serbest bırakılmasının sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi ve Erdoğan'a tebriklerini iletti. Telefon görüşmesinde, Erdoğan ve Biden Irak başta olmak üzere bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulundu. Irak'ta hızlı bir şekilde yeni bir siyasi başlangıç yapılması gerektiğine dikkati çeken ikili, ülkedeki tüm kesimleri kucaklayacak bir hükümet kurulmasının önemine vurgu yaptı. Erdoğan ve Biden, Irak ve Suriye'deki gelişmelerle alakalı olarak Türkiye ve ABD'nin yakın temas içinde olması konusunda da mutabakat sağladı.
03.07.2014 - 22:54
null
[]
Erdoğan: Milletimizin gözü aydın
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-milletimizin-gozu-aydin,zCDX3U_LWUqjrjcjU-CpQQ
Sadece kentsel alanlarda insan kaynaklı bu sorun yüzünden 34 milyonu aşkın kuş ölüyor!
null
Günümüz gökdelenlerinin ortaya çıkardığı çok sayıda yapısal, bio-klimatik, fizyolojik ve hatta psikolojik sorundan bahsedilebilir. Bunların çoğu da -gölge sorunları, doğal havalandırma, üç katlarda rüzgar etkisi- bize tanıdık gelir. Ancak göçmen kuşların en korkulu rüyasının gökdelenler olduğu pek konuşulmaz. PETA (People fort he Ethical Treatment of Animals), uzmanlaşma alanının da güdümlemesi ile tam da bu konuya el atmaya karar vermiş olsa gerek. Ancak uluslararası kuruluş çareyi, bizim aşina olduğumuz yollarda bulmadı; kimseye dava açmadı, gökdelenleri karalama kampanyası başlatmadı. Aksine, teşvik etme yöntemini seçen PETA’nın radarına “kuş dostu gökdelenler” takıldı ve kuruluş, Studio Gang Architects’i “PETA Proggy Award” ile onurlandırmaya karar verdi. Studio Gang Architects, her yıl kültür ve ticarette gerçekleştirilen hayvan dostu atılım ve gelişimleri desteklemek amacı ile verilen ve ismi “Progress” kelimesinden türetilen PETA Proggy Award’a, Chicago’da konumlanacak 250 metre yüksekliğindeki “Aqua Tower” tasarımı sayesinde layık görüldü. Proggy Ödülü’ne istinaden PETA Başkanı Ingrid E. Newkirk tarafından pratiğin ortaklarından Jeanne Gang’e gönderilen mektupta, Louis Sullivan’ın “biçim işlevi takip eder” (form follows function) sözünün Aqua Tower ile bir adım öteye taşındığı ve “biçimin şefkati takip ettiği” belirtildi. Aqua Tower’da dış cephenin oluklu bir malzeme ile kaplanması, sırlı camın tercih edilmesi ve tüm yansıtan yüzeylerin özel kimyasal bir yöntem ile deyim yerindeyse “dağlanarak” işaretlenmesi sonucunda binaya doğru uçan kuşların yönlerini değiştirmeleri amaçlanıyor. Böylelikle yapının kuş zayiatı’nın en aza indirilmesi hedefleniyor. Çünkü Kuzey Amerika’da her sene, sadece kentsel alanlarda insan kaynaklı bu sorun yüzünden 34 milyonu aşkın kuş ölüyor. Chicago menşeli Studio Gang Architects'in konut bloğu ve bir oteli kapsayan Aqua Tower'ın inşaatı, kent merkezinde hala sürüyor.
28.09.2009 - 17:19
null
[]
PETA'dan ‘Kuş Dostu Gökdelen’e Ödül
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/petadan-kus-dostu-gokdelene-odul,A4Wzf4s6ekaSsoAg9xDv-g
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un silahlı saldırıda öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında mahkemeye çıkarılan biri polis memuru 2 kişi, terör örgütü üyeliği suçundan tutuklandı.
null
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un silahlı saldırı sonucu öldürülmesiyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltında bulunan polis memuru Sercan Başar, esnaf Enes Asım Silin, avukat Serkan Ö, polis memuru Hasan T. ve akademisyen Abdulkadir Ş, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince adliyeye getirildi. Soruşturmayı yürüten savcıya ifade veren şüphelilerden akademisyen Abdulkadir Ş, savcılıkça serbest bıkarıldı. Polis memuru Sercan Başar ile Enes Asım Silin, tutuklama; avukat Serkan Ö. ve polis memuru Hasan T. ise adli kontrol talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince sorgulanan şüpheliler Sercan Başar ve Enes Asım Silin, "Terör örgütü FETÖ üyesi oldukları" suçlamasıyla tutuklanarak Sincan Cezaevine gönderildi. Serkan Ö. ve Hasan T, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan polis memuru Sercan Başar'ın, Rus Büyükelçi Karlov suikastının faili Mevlüt Mert Altıntaş'ın polis okulundan "abisi" olduğu tespit edilmişti. Altıntaş'ın adres gösterdiği Demetevler Mahallesi'ndeki ev de Sercan Başar tarafından kiralanmıştı.
19.01.2017 - 00:29
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Polis Adliye']
Karlov suikastında biri polis memuru 2 kişi tutuklandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/karlov-suikastinda-biri-polis-memuru-2-kisi-tutuklandi,K9ibHt6J_kKftWcDs-YxxQ
Haftabaşında Türkiye'ye gelen Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'in Başkanı Gina Haspel, ülkesine geri döndü. Haspel'in Kaşıkçı soruşturmasıyla ilgili Trump'ı bilgilendirdiği açıklandı.
null
haberi! Açıklama Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders'tan geldi. Sanders, dün sabah ABD'ye dönen Haspel'in Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili soruşturma hakkında Trump'ı bilgilendirdiğini söyledi.. Washıgton Post gazetesi ve uluslararası haber ajansı Reuters, Türkiye'nin elinde bulunan cinayetin ses ve görüntü kayıtlarının  Haspel'a dinlettirildiğini ve izlettirildiğini öne sürmüştü.
26.10.2018 - 00:30
NTV Haber
['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber']
Beyaz Saray: CIA Başkanı, ABD Başkanı Trump'ı Kaşıkçı olayı hakkında bilgilendirdi
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/beyaz-saraycia-baskani-abd-baskani-trumpi-kasikci-olayi-hakkinda-bilgilendird,H5DlAAeHgUyDY84hUBQ5dw
Ankara Piyano Festivali'nin kapanış konserinde Danilo Rea ile Ramin Bahrami, Bach eserlerini caz doğaçlamalarıyla yorumladı.
null
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ndaki (CSO) konser, İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği ile Altus Kültür Sanat'ın iş birliğinde gerçekleştirildi. Rea'nın caz doğaçlamalarına, Bahrami'nin Bach besteleriyle eşlik ettiği konser, başkentlilerin beğenisiyle karşılandı. İzleyiciler konser sonunda piyanistleri dakikalarca alkışladı. Konseri İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani de izledi. İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani, Ramin Bahrami ile Danilo Rea ikilisinin performansını çok başarılı bulduğunu ve iki ünlü yorumcunun muhteşem bir iş çıkardığını belirtti. Gaiani, "Bach'ın notaları arasında bizi rüyalara götürdüler. Bize çok hoş bir akşam yaşattılar. İki önemli İtalyan sanatçıyı Ankaralı sanatseverlerle buluşturmaktan çok memnunum. Onları yurt dışında ilk kez dinledim ve gerçekten onları burada görmek muhteşem" dedi. Ankaralı sanatseverlerin kendilerini çok sıcak bir şekilde karşıladığının altını çizen Gaiani, bundan duyduğu mutluluğu ifade etti. Danilo Rea, konser sırasında seyirciden güzel bir enerji aldıklarını ve iyi bir performans sergilediklerini söyledi. Ramin Bahrami ise Bach'ın evrenselliğini bu akşam da gösterdiğini belirterek, "İtalyan,Türk, İranlı. Ülke gözetmeksizin duygular hep aynı" değerlendirmesinde bulundu.
07.04.2019 - 10:06
Anadolu Ajansı
['Sanat', 'Müzik', 'konser']
Caz ve Bach başkentte buluştu
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/caz-ve-bach-baskentte-bulustu,NcJ_S2ZUJUm5mApAR2zfPg
İzmir'de bir otelin otoparkında elektroşok cihazıyla bayıltılarak kaçırılan ve saldırganın kaza yapmasıyla kurtulan Özlem Tosun, "Boğuşurken elektroşok cihazı ve silahı görünce o an öleceğimi zannettim'' dedi.
null
İzmir'de, dün kendisini darbederek kaçırmak isteyen kişinin otomobille kaza yaparak kaçmasının ardından kaldırıldığı hastaneden bu sabah taburcu edilen dershane sahibi Özlem Tosun, zanlının biran önce yakalanmasını istedi. Hastaneden taburcu edildikten sonra evinde dinlenen Özlem Tosun, yaşadığı olayı anlattı. Boynunda morluklar oluştuğu dikkati çeken Özlem Tosun, dün akşam işten çıktıktan sonra otelin otoparkına gittiğini, 7. kata asansörle çıktığını belirterek, şöyle devam etti: ''Yürürken arabamın arkasında biri çıktı, şaşırdım. Üzerime doğru gelince çığlık attım. Ben çığlık atınca silahını gösterdi. Yeniden bağırıp, yardım istedim. Çantamı yere attım, 'al bunu götür bana bir şey yapma' dedim. Beni tutup arabaya doğru çekti. Elektroşok cihazı vardı, mücadele ettim boğuştuk. Bu sırada, boynuma elektroşok cihazı ile vurdu. Sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Bana anlattıklarına göre arabama bindirip, sonra kaza yapmış. Ben hastanede kendime geldim. Arabada elim ayağım bağlı şekilde götürülürken de çığlık attığımı söylediler, ben bunları hatırlamıyorum.'' Polisin kendisine güvenlik kamerası görüntülerini gösterdiğini anlatan Özlem Tosun, ''Görüntülerden zanlıyı teşhis ettim, biran önce yakalanmasını istiyorum. İzmir en güvenilir şehirlerden biri. Böyle bir şehrin merkezindeki otelin otoparkında, yoğunluğun yaşandığı akşam saatlerinde bu olayın meydana gelmesi beni çok üzdü. Boğuşurken elektroşok cihazı ve silahı görünce o an öleceğimi zannettim'' dedi. Özlem Tosun'un eşi Cenk Tosun da kimseyle bir husumetlerinin olmadığını belirterek, ''Bizler eğitimciyiz, kimseyle husumetimiz olamaz. Zanlının biran önce yakalanmasını istiyoruz. Niye eşimi seçti bilemiyoruz. Bu olayın eşimin başına gelmesi bir piyango gibi. Herkesin eşinin başına gelebilir. Eşim sağ salim kurtuldu, şükrediyoruz yaşıyor ve şu an yanımızda. Bu güzel ama başka insanların canı yanmasın'' dedi. İzmir'de dershane sahibi Özlem Tosun, dün akşam bir otelin otoparkının 7. katında aracına binerken elektro şok cihazı taşıyan birinin saldırısına uğrayarak, darbedilmişti. Ellerini ve ayaklarını kabloyla bağlayarak aracının arka koltuğuna yatırdığı kadına ait 35 AN 8298 plakalı otomobille otoparktan ayrılarak Gazi Osman Paşa Bulvarı'nda ilerleyen saldırgan, ters yöne girip başka bir araca çarpınca yaya olarak kaçmıştı. Yaralanan Özlem T, Yenişehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinden bu sabah taburcu edilmişti.
05.10.2011 - 17:05
Anadolu Ajansı
[]
'Elektroşoku ve silahı görünce öleceğim sandım'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/elektrosoku-ve-silahi-gorunce-olecegim-sandim,Dv9CRNMgTkWPOMAioxHbnA
Yılın ilk altı ayında bütçe, 23 milyar 205 milyon lira açık verdi. Böylece geçen yılın aynı dönemine göre bütçe açığı 13 kat arttı.
null
Maliye Bakanlığı verilerine göre; bütçede altı ayda giderler yüzde 24,1, faiz giderleri yüzde 31,4 arttı. Gelirler ise, yüzde 0,9 azaldı. Vergi gelirlerindeki azalış, yüzde 4,4 oldu. 101,6 milyar liralık gelire karşılık, 124,8 milyar liralık gider gerçekleşti. Böylece altı aylık bütçe açığı, 23,2 milyar liraya ulaştı. 2008'in ilk yarısında bütçe, 1,9 milyar lira "fazla" vermişti. Böylece geçen yılın aynı dönemine göre bütçe açığı 13 kat arttı.
15.07.2009 - 12:33
NTV Haber
[]
Bütçe açığı 13 kat arttı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/butce-acigi-13-kat-artti,mG9H0tp9dESDRZhHoPZuVg
Bursa'da 104 yaşında emekli olmaya hak kazanan İbrahim Eren ilk maaşını aldı. Mutlu olduğunu belirten Eren, “Eşimin mezarını yaptıracağım ve hacca gideceğim” diye konuştu.
null
İstanbul, Bursa ile Siirt'te dönüşümlü olarak çocuklarının yanında yaşayan İbrahim Eren, 104 yaşında emeklilik hakkı kazandı. 3 bin 600 günü tamamlayan İbrahim Eren, İstanbul'dan Bursa'ya oğlu Hüsnü Eren ile ilk emekli maaşını almaya geldi. Gençosman PTT Şubesi'ne giderek ilk maaşını şubenin veznesinden alan Eren, yaptığı açıklamada, ilk sigorta girişinin 1975 yılında yapıldığını, 1975-1982 yılları arasında inşaat işçisi olarak çalıştığını söyledi. Yaşından dolayı mesleğine ara vermek zorunda kaldığını anlatan Eren, 9 ay bir iş yerinde bekçi olarak çalıştığını, bu sayede 104 yaşında emekliliğe hak kazandığını kaydetti. 3 aylık 3 bin 366 lira emekli maaşı alan Eren, bu parayla 2004'de hayatını kaybeden eşi Şehriban Eren'in mezarını yaptıracağını belirterek, ''Emekli maaşımı almanın mutluluğunu yaşıyorum. Emekli paramı biriktirerek hacca gitmek istiyorum. Elime para geçince fakirlere yardım ederim. Bu parayla da muhtaçlara yardım etmeye devam edeceğim. Gazze ve Suriye'dekilere de yardım ve dua edeceğim. Elimden geleni yapacağım'' dedi. Eren, sağlığına dikkat ederek 104 yaşına geldiğini belirterek, “Moralimi bozmuyorum. Yediklerime dikkat edip, çok geziyorum'' diye konuştu. Eren'in oğlu Hüsnü Eren ise ''O hep emekli maaşını almayı hayal ederdi. Annemin mezarını yaptırmayı çok istiyordu. Şimdi bu hayali gerçek oldu'' ifadelerini kullandı. 104 yaşında emekliliğe hak kazanan İbrahim Eren için Bursa SGK binasında 1 Kasım'da tören düzenlemiş, kurumun il müdürü Mükremin İspirli, ''emekli aylığı bağlama kararı''nı Eren'e teslim etmişti.
21.11.2012 - 17:42
Anadolu Ajansı
[]
104 yaşında emekli oldu
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/104-yasinda-emekli-oldu,7gccKwp7jUu6tblfLRLZ1A
Dünya kendi ekseni etrafında dönmeseydi okyanus ve karalar nasıl görünürdü? Coğrafi yazılımlar üreten mühendisler bu soruya yanıt aradı.
null
Gezegenimizin kendi etrafında dönmekten vazgeçeceğine ilişkin bir işaret, en azından izleyen birkaç milyar yıl için, görünmüyor. Ancak coğrafi yazılımlar üreten ESRI firması çalışanlarından Witold Fraczek, bu varsayımdan yola çıkarak bir modelleme yaptı. Dünya’nın kendi ekseni etrafından dönerken yaratılan merkezkaç kuvveti, yeryüzündeki suyun yani okyanus ve denizlerin yeryüzündeki dağılımını doğrudan belirliyor. Ekvator hattı üzerinde saatte 1,667 km olan dönüş hızı, merkezkaç kuvvetiyle suların önemli bir bölümünü ekvatora doğru itiyor. Bu merkezkaç kuvveti olmasaydı, yani Dünya kendi ekseni etrafından dönmeseydi, bu suların büyük bölümü kuzey ve güney kutuplarında birikecekti. Bu da, aşağıdaki haritada görüldüğü gibi, gezegenin ortasında tek parça halinde geniş bir kara şeridinin oluşmasına neden olacaktı. Kutuplara doğru suyun seviyesinin artması sonucu Rusya ve Kanada’nın tamamı, Avrupa’nın güney İspanya ve Sicilya civarı hariç tamamı, ABD’nin de yarısı su altında kalacaktı. Trakya, Marmara ve İstanbul’un tamamı “deniz dibi” olacak, kıyı İzmitin güneyinden başlayacaktı.
09.07.2010 - 16:09
null
[]
Dünya dönmeseydi...
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/dunya-donmeseydi,dafMqEeSyEqoUDHMjdiqJw
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, beraberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak, 2. Ordu Komutanı Korgeneral Temel ve Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Çetin ile Şırnak'a ziyarette bulundu.
null
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, beraberindeki kuvvet komutanlarıyla Şırnak'a gitti. Orgeneral Akar, beraberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Arif Çetin ile valiliği ziyaret etti. Akar ve beraberindekileri, Şırnak Valisi Mehmet Aktaş, Vali Yardımcısı Ali Arıkan, 23. Jandarma Tümen Komutanı Tümgeneral Veli Tarakçı ve İl Emniyet Müdürü Ömer Uslusoy karşıladı. Makamda gerçekleşen görüşmede Akar, Vali Aktaş'a yeni görevinin hayırlı olması dileğinde bulundu. Görüşme, daha sonra basına kapalı devam etti. Ziyaretin ardından Akar ve beraberindekiler kentten ayrıldı. Genelkurmay Başkanı Akar, daha önce de Hatay ile Şanlıurfa'da inceleme ve ziyaretlerde bulunmuştu.
28.07.2017 - 16:11
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Şırnak']
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'dan Şırnak'a ziyaret
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/genelkurmay-baskani-orgeneral-hulusi-akardan-sirnaka-ziyaret,7ysg-1fmoky7iEQ-VqqNFQ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, kuvvet komutanları ve garnizonda görevli generaller, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Devlet Mezarlığı'nı ziyaret etti.
null
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve garnizonda görevli generaller, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Devlet Mezarlığı'nı ziyaret etti. Orgeneral Akar ve beraberindekiler, Devlet Mezarlığı'nda milli mücadelede görev almış komutanların isimlerinin yazılı olduğu Anıtsal Duvar'a, üzerinde "Türk Silahlı Kuvvetleri" yazılı kırmızı beyaz karanfillerden oluşan çelenk bıraktı. Saygı duruşunun ardından Devlet Mezarlığı Şeref Defteri'ni imzalayan Orgeneral Akar, deftere şunları yazdı: "Asil milletimizin birlik ve bütünlüğü, devletimizin bekası için verdikleri büyük mücadeleler ve yaptıkları çok büyük katkılarla adlarını şanlı tarihimize altın harflerle yazdıran başta ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yakın silah arkadaşları olmak üzere Kurtuluş Savaşı'mızın fedakar ve kahraman komutanları, aziz şehitlerimiz ve kıymetli devlet büyüklerimiz, şanlı tarihi boyunca şerefiyle yaşayan, değerlerinden canı pahasına ödün vermeyen asil Türk milleti, özgürlük ve bağımsızlığı karakteri haline getirmiş, işgal güçlerine karşı tarihte benzeri az görülen bir mücadele vermiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan İstiklal Savaşı'nın her safhasında gösterdiğiniz azim, feragat, cesaret ve kahramanlık tarihin şeref sayfalarında hak ettiği müstesna yeri almış, bizler ve gelecek nesiller için şeref, övünç ve kahramanlık dolu bir miras olmuştur. Sizler her karşının bedeli kanla ödenen kutsal vatan toprağını paha biçilmez kılan, millet olarak varlığımız, birliğimiz ile bayrakta en güzel ifadesini bulan, vatana sevgimizin ölümsüz abidelerisiniz. Aziz hatıralarınız Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakar mensupları tarafından daima saygıyla övgüyle ve minnetle anılacaktır. Ruhlarınız şad olsun." Orgeneral Akar ve beraberindekiler, daha sonra milli mücadelede görev almış komutanların kabirlerine karanfil bıraktı. Devlet Mezarlığı ziyaretinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ümit Dündar ile garnizonda görevli bazı generaller de hazır bulundu. Anı fotoğrafı çektirmesinin ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, gazetecilerin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladı.
30.08.2017 - 13:29
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Ankara', '30 Ağustos Zafer Bayramı ']
Komutanlardan Devlet Mezarlığı'na ziyaret
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/komutanlardan-devlet-mezarligina-ziyaret,PolJyNegJEmlZqMRXlwgsQ
Irak Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Kazım Akabi, "IKBY'deki sınır kapıları halen oraya bağlı çalışıyor." dedi.
AA
Irak Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Kazım Akabi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) sınır kapılarının idaresinin merkezi yönetimin kontrolünde olmadığını belirterek, söz konusu sınır kapıların kontrolünün Bağdat'a geçmesi için yeni hükümetin atması gereken adımlar olduğunu söyledi. Akabi, başkent Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında, IKBY'deki sınır kapılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu sınır kapılarının Bağdat merkezi hükümetinin kontrolü dışında bulunduğunu ifade eden Akabi, şunları kaydetti: "IKBY'deki sınır kapıları halen oraya bağlı çalışıyor. Vaktiyle merkezi yönetimin kontrolüne geçmesi gerektiği yönünde çıkan karar sonrası bu sınırların Bağdat'a teslimi konusunda IKBY ile ikili ön anlaşmalar imzaladık. IKBY'deki yetkililerin bu konudaki tutumu gayet olumluydu. Ancak şu an bu konuda engeller mevcut." Akabi, ülkedeki tüm sınır kapılarının tek bir yönetimin kontrolü altında toplanması ve birden fazla gümrük kapısından kurtulmak için Adil Abdulmehdi hükümeti ve IKBY'nin atması gereken adımlar olduğunu dile getirdi. Türkiye ile Ovaköy Sınır Kapısı'nın açılması durumuna ilişkin bir soru üzerine Akabi, şunları söyledi: "Türkiye ile yeni sınır kapısı konusundaki görüşmelerimiz eskiye dayanıyor. Bunun için kurulan komiteye başkanlık ettim. Yeni sınır kapısı Duhok'tan mı yoksa Musul'dan mı geçecek gibi 4 ayrı alternatif bulduk ve bunu eski Başbakan Haydar el-İbadi'ye ilettik. Halen bu konuda cevap bekliyoruz." Irak Sınır Kapıları Kurumu Başkanı ayrıca Erbain törenleri münasebetiyle ülkeye giriş yapan yabancı ziyaretçi sayısına ilişkin de bilgi verdi. Başta İran olmak üzere birçok ülkeden ziyaretçilerin Irak'a geldiğini kaydeden Akabi, "Erbain için 1 milyon 800 bin yabancı ziyaretçi Kerbela'ya giriş yaptı. Bunlardan Arap asıllı olanlar 79 bin 171, İranlılar dışındaki yabancılar ise 128 bin 799 kişi. Geri kalanlar da İranlı ziyaretçilerden oluşuyor." diye konuştu. Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin ile beraberindeki 72 kişinin, 10 Ekim 680'de (Hicri 10 Muharrem 61) Kerbela şehrinde şehit edilişi, her sene Aşura Günü'nde anılıyor. Hicri takvime göre Aşura Günü'nden 40 gün sonrasında yapılan anma etkinliklerine Erbain (Kırkıncı Gün) törenleri adı veriliyor.
29.10.2018 - 18:12
haberturk
['bağdat', 'ikby', 'ikbydeki sınır kapıları']
Bağdat: IKBY'deki sınır kapılarının kontrolü bizde değil
Dünya
https://www.haberturk.com/bagdat-ikby-deki-sinir-kapilarinin-kontrolu-bizde-degil-2198008
NASA, Mars'ta tekerlekleri toprağa saplanan ikiz robotlardan Spirit'i kurtarmaya çalışıyor.
null
ABD Havacılık ve Uzay Kurumu’nun (NASA) web sitesindeyer alan habere göre, kurumun California'daki Jet Motorları Laboratuvarı'nın mühendisleri, nisandan beri Mars toprağına saplanmış durumda bulunan Spirit'i kurtarmak için, özel olarak inşa ettikleri kum havuzunda Spirit benzeri bir test aracıyla en iyi manevrayı canlandırmak için uğraşıyorlar. Robotu yumuşak Mars toprağından kurtarması muhtemel 11 manevradan şimdiye dek 5'ini deneyen mühendisler, diğer olası manevraları da test ettikten sonra gerekli kombinasyonları Spirit'e göndererek, robotun yoluna devam etmesini sağlamaya çalışacaklar. Ancak, Spirit tekerlekleri hareket edemese de panoramik kamerasıyla Kızıl Gezegen'in görüntülerini çekmeye devam ediyor. Spirit'in son olarak 27 Mayıstaki 1919’uncu görev gününde görüntülediği renkli panoramada, değişik renklerdeki toz hortumu dikkati çekiyor. Mars'a sadece üç aylığına gönderilen Spirit ve Opportunity 5 yılı aşkın süredir görev başında bulunuyor
15.07.2009 - 10:58
Anadolu Ajansı
[]
Mars’ta kurtarma harekatı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/marsta-kurtarma-harekati,GUWD0Hp6QUCQ3E4ZNXFSoQ
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul çalışmaları için de E-5 üzerinde bir ofis kiralandı. Buranın yeni partinin İstanbul il başkanlığı binası olması planlandı.
cumhuriyet.com.tr
AKP'den istifa eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni parti kurma çalışmalarını hızlandırdı. Kasım ayında yeni partisinin tabelasını asmaya hazırlanan Davutoğlu, Ankara'daki çalışmalarını Beysukent'te bulunan binadan yürütüyor. İstanbul çalışmaları için de E-5 üzerinde bir ofis kiralandı. Buranın yeni partinin İstanbul il başkanlığı binası olması planlandı. İstanbul'daki parti çalışmasını AKP'de de il başkanlığı yapan Selim Temurci yürütüyor. Sözcü'den Veli Toprak'ın haberine göre, yeni bina Bahçelievler'de bulunuyor. Metro, metrobüs ve tramvay gibi toplu ulaşım imkânları bulunan binanın tabelası partinin ismi açıklandıktan sonra asılacak. Kiralanan binanın daha önce Kadir Has Üniversitesi tarafından kullanıldığı belirtildi. 1700 metrekare büyüklükteki bina, Ankara'daki genel merkezin ardından, partinin önemli merkezlerinden biri olacak. Ankara'daki çalışmalarını Beysukent'teki binadan yürüten Ahmet Davutoğlu, İstanbul için de daha önce Kadir Has Üniversitesi'nin kullandığı binayı seçti.
1 Ekim 2019 Salı, 08:01
cumhuriyet
null
Ahmet Davutoğlu İstanbul için harekete geçti
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1606144/Ahmet_Davutoglu_istanbul_icin_harekete_gecti.html
Türkiye, yakın bir zamanda kök hücre çalışmalarının yürütüleceği bir merkeze kavuşacak.
null
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kök Hücre Enstitüsüne bağlı olarak kurulması planlanan mükemmeliyet merkezinde, kanser aşısı, kök hücre nakliyle kornea tabakası ve omuriliğin onarılması gibi alternatif tedavi yöntemleri geliştirilebilecek. Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Günhan Gürman, Türkiye'de bir ilk olacak merkezde, çaresiz olduğu düşünülen pek çok hastalık için umut olabilecek hücresel tedaviler, doku mühendisliği uygulamaları, kök hücre bankacılığı, gen tedavisi ve tümör aşısı uygulamaları, üst düzey bilimsel veri üretimini sağlayacak yüksek teknolojili bilimsel araştırmalar yapılacağını, üniversite içinden ve dışından bilim insanlarına eğitim desteği ile bilimsel danışmanlık sağlanacağını bildirdi. 140 milyon liraya mal olması öngörülen merkez için arazi tahsisi sağlanması amacıyla Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne başvurduklarını kaydeden Gürman, projede yer alan farklı uzmanlık dallarından bilim insanlarının bugüne kadar çok başarılı çalışmalara imza attıklarını, merkezin kurulmasıyla bu başarıların daha da artacağını söyledi. Kök hücre çalışmalarının henüz deneme aşamasında olduğunu vurgulayan Gürman, bu çalışmaların birçoğunun insanlar üzerinde denenmediğini, ancak insanlar üzerinde uygulanıp başarı elde edilenler de olduğunu kaydetti. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Hakan Akbulut meme, akciğer ve kolon kanserinde başka bir tedavi şansı kalmamış hastalarda uygulanmak üzere kanser aşısı geliştirmek için çalışma yürüttüklerini açıkladı. Projeyi ABD'deki başka bir merkezle birlikte yürüttüklerini belirten Akbulut, belirli bir grup insan üzerinde klinik araştırma yapmak üzere ABD'de gerekli onayın alındığını, Türkiye'de de Sağlık Bakanlığı'ndan onay alınması halinde çalışmalara 2011'de başlanabileceğini, bu aşıyı ilk olarak başka şekilde tedavi şansı kalmamış 20 meme kanseri hastasında deneyeceklerini bildirdi. Diğer hastalıklarda kök hücre geliştirilmesi için çalışılırken kanserde, tedaviye rağmen tümörde yüzde 1 oranında bulunan, kendilerini yenileme yeteneğine sahip hücrelerin yok edilmesi üzerinde durduklarını anlatan Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün kanserde tedavi şansı yüzde 50 oranında. Kanser hastasında çoğalma yeteneğine sahip, sınırsız sayıda hücre vardır. Bunlardan yüzde 99'unu tedaviyle yok edebiliyoruz, ancak yüzde 1'i bu tedaviye rağmen çoğalma yeteneğini kaybetmiyor. Yaptığımız çalışmada, meme, kolon ve akciğer kanserinde bu yeteneğe sahip hücreleri bulup bunları yok etmeyi amaçlıyoruz. Kanser aşısında hedef, bunları yok etmeye yönelik. Halen uygulanan kemoterapide istediğimiz her yere ulaşamayabiliyoruz. Bu aşıyla savunma sistemini harekete geçirip ulaşamadığımız yerlere de ulaşıp, bu yüzde 1'lik hücreleri de yok etmeyi hedefliyoruz.'' Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kök Hücre Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Murat Elçin de, böbrek ve kalp gibi organlarda yetmezlik gelişmesi halinde başvurulacak kök hücre çalışmalarının daha başlangıç aşamasında olduğunu, ancak kıkırdak, deri ve kemik dokularıyla ilgili uzun zamandır başarılı çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Özmert ise gözdeki kornea tabakasının etkilenmesi halinde görme kaybı ortaya çıktığını, diğer gözden, bu da etkilenmişse akraba veya kadavradan alınan kök hücre nakliyle korneanın onarılabildiğini, böylece görme kaybının ortadan kalktığını belirtti. Özmert, kornea ile ilgili rutin klinik çalışması bulunduğunu, ancak diğer göz hastalıklarıyla ilgili çalışmaların adım adım ilerlediğini söyledi. Ankara Üniversitesi Kalp Merkezi ve Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nden Prof. Dr. Rüçhan Akar da, kök hücre tedavisinin kalp-damar hastalıklarında hasar gören bölge ve damarların onarılmasında bir umut olarak görüldüğünü, ancak bu çalışmaların da henüz deneme aşamasında olduğunu bildirdi.
15.10.2010 - 17:28
null
[]
Çaresiz hastalıklara kök hücre umudu
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/caresiz-hastaliklara-kok-hucre-umudu,SAtOoPaePkOen8fFToXNzA
Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasına (Brexit) ilişkin AB ile İngiltere arasında yapılacak müzakerelerin belirlenen tarihte başlayacağını varsaydığını söyledi.
null
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Brandenburg eyaletinin Meseberg kasabasında yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Theresa May'in müzakereler konusunda zamanlamaya uyulacağına ilişkin sözlerini hatırlatarak, AB'nin müzakerelere hazır olduğunu belirtti. "Müzakereleri yapacağımızı varsayıyorum" diyen Merkel, müzakerelerde dostça tutumu devam ettireceklerini ancak AB'deki diğer 27 ülkenin birlikteliğinin güçlendirileceğini ve bu ülkelerin çıkarlarının korunacağını kaydetti. Merkel, İngiltere'nin gerçekten AB'den ayrılıp ayrılmamasına yönelik spekülasyonlara katılmak istemediğini dile getirerek, İngiliz halkının kararını verdiğini anımsattı. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ise söz konusu spekülasyonlara ilişkin, "Avrupa'da kapı her zaman açık" ifadesini kullandı. Kapıyı yeniden açma konusundaki kararı İngiliz parlamentosunun ve halkının vereceğini vurgulayan Gabriel, dış ve güvenlik politikada Avrupa için vazgeçilmez olan İngiltere'yi mümkün olduğu kadar AB'ye yakın tutmanın herkesin çıkarına olduğunu kaydetti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da daha önce "Birleşik Krallığa AB'de kalması için kapı halen açık" ifadesini kullanmıştı. İngiltere, üye ülkelerin AB'den ayrılmasını düzenleyen Lizbon Anlaşması'nın 50'nci maddesini işleme koyarak, 44 yıllık üyeliğin ardından Brexit sürecini geçen mart ayında resmen başlatmıştı. Müzakerelere ise 19 Haziran'da başlanması öngörülüyor.
15.06.2017 - 10:56
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Avrupa']
Almanya Başbakanı Merkel'den "Brexit" açıklaması
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/almanya-basbakani-merkelden-brexit-aciklamasi,XoBnyeSuqEWFzxsw5HEt2A
Selahattin Demirtaş, teröristleri ihbar edene para ödülü verilmesine ilişkin yönetmeliği sert ifadelerle eleştirdi.
null
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terörle mücadelede ihbarda bulunana ödül verilmesini öngören yönetmelikle ilgili, "Sakın ola ki para için komşularınızı ihbar etmeyin. İspiyonculuk onursuzluktur" dedi. Demirtaş, Brüksel'de Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüşmesinin ardından değerlendirmelerde bulundu. Resmi Gazete'de yayımlanan, "Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmelik" ile ilgili değerlendirmede de bulunan Demirtaş, şunları söyledi.  "Türkiye Cumhuriyeti ordusu, NATO'nun en büyük ordusu, dünyanın yanılmıyorsam üçüncü büyük ordusu. Polis teşkilatı itibarıyla dünyanın en büyük polis teşkilatına sahiptir. Milli İstihbaratı Teşkilatı, Jandarma istihbarat ve emniyete bağlı istihbarat birimleri var. Böylesine büyük olduğunu söyleyen bir devlet, güçlü olduğunu belirten bir hükümet, nasıl bütün bu güçlere rağmen çaresiz kalıyor da vatandaştan, ispiyonculuktan medet umuyor. Utanç verici bir şey." Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Benim bütün yurttaşlarıma tavsiyem sakın ola ki para için komşularınızı ihbar etmeyin. İspiyonculuk onursuzluktur. Suçla mücadele başka bir şeydir. Yurttaşını ihbarcılığa, onursuzluğa teşvik etmek başka bir şeydir. Size para vereceğim, mahallenizdekileri ispiyon edin' demek onursuzluğa teşviktir çünkü sizin ispiyonladığınız insan gerçekten öyle mi değil mi bilemezsiniz. Onun başına gelecek her şeyden siz sorumlu olursunuz. Toplum bir anda birbirine güvenmeyen, komşuluk ilişkilerinin inanılmaz dejenere olduğu, güvensizliğin hakim olduğu, birbirine insanların düşman haline getirildiği bir durum, kaos ortaya çıkabilir. Para için insanlarımız birbirini satmamalıdır. Bu çağrıya insanlarımız elinin tersiyle cevap vermelidir."
31.08.2015 - 15:40
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Genel']
Demirtaş: Sakın para için komşunuzu ihbar etmeyin
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/demirtassakin-para-icin-komsunuzu-ihbar-etmeyin,6hf57sNckEWV_0Fjg8R2Ig
Sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına elektronik ortamda aday öğrenci kaydı, 1 Ağustos'ta başlayacak. Öğrencilerin kabul edildiği liseler en geç 5 Eylül'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesinden duyurulacak.
null
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu yayımladığı genelgede, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumlarının 9. sınıflarına yeni öğrenci kayıtlarının e-kayıt sistemi ile elektronik ortamda yapılacağını belirtti.  Çubukçu, öğrencilerin, velilerinin ikamet adreslerine en yakın genel liselere, meslek liseleri, çok programlı liseler veya mesleki ve teknik eğitim merkezlerine yerleştirilmesinin esas alındığını söyledi.  Genelgeye göre, il-ilçe milli eğitim müdürlükleri, okul müdürlükleri, veli ve öğrenciler MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünce hazırlanan ''e-kayıt modülü'' üzerinden bilgi giriş işlemlerini, kayıt-kabul şartlarını, program-alan tanıtımlarını takip edebilecek.  İl/ilçe milli eğitim müdürlükleri, her türlü basın yayın organları aracılığıyla ilgili genel müdürlüklerin web sayfalarındaki bilgilerden yararlanarak sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumlarında uygulanan program/alan/dallar ile e-kayıtın tanıtımını sağlayarak kamuoyunu bilgilendirecek.   Kontenjan belirlemesi yapılırken, sınıf mevcutları imkanlar dahilinde 40'ı aşmayacak şekilde planlanacak.  Öğrenci aday kayıtları, genel lise ve meslek lisesi müdürlüklerince 1-26 Ağustos 2011 tarihleri arasında yapılacak. Aday kaydı yapılırken, okul müdürlükleri kendilerine başvuran öğrencilerin kimlik, diploma notları ve adres bilgilerini e-okul sisteminden TC Kimlik Numarası ve ilköğretim öğrenci numarası ile girerek sorgulayıp, kontrol edecek.  Genel liselere aday kayıt işlemleri genel lise müdürlüklerince, meslek lisesi aday kayıt işlemleri meslek lisesi müdürlüklerince yapılacak.  Genel liselere kayıtlarda bölge ve ikametgah adresi esas alınacak. Meslek liselerine kayıtlarda ise bölge sınırlaması olmaksızın 10 okul tercihi yapılacak. Adaylar hem genel liseye hem meslek lisesine kayıt yaptıramayacak.  Aday başvuruları, ayrılan kontenjandan fazla olması durumunda meslek liselerine yerleştirme işlemleri, ilköğretim diploma puanı, eşitlik halinde tercih önceliği, yine de eşitlik halinde yaşı küçük olan adaya öncelik verilmesi suretiyle yapılacak.  Genel liselere yerleştirme işlemleri, ilköğretim diploma puanı ve yaşı küçük olan öğrenciye öncelik verilmek suretiyle aday kaydı yapılacak, kontenjan fazlası olan diğer öğrenciler, Öğrenci Yerleştirme Komisyonlarınca öğrencinin ikametine en yakın diğer genel liselere dengeli bir biçimde gerçekleştirilecek.  Bu şartlar sonucunda dahi herhangi bir okula yerleştirilmeyen öğrenciler, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına yönlendirilerek gerektiğinde bu okullarda ikili öğretim yapılacak.  Aday kayıtları tamamlandıktan sonra okullar ve Öğrenci Yerleştirme Komisyonlarınca gerekli kontroller yapılarak, kayıt listeleri komisyonlarca onaylanacak ve en geç 5 Eylül 2011 tarihinde ''www.meb.gov.tr'' adresinde ilan edilecek. İlan edilen listelere göre kesin kayıt işlemleri için gerekli evrak, ilgili okul müdürlüklerince 6-16 Eylül 2011 tarihleri arasında kabul edilerek, kesin kayıt işlemleri tamamlanacak.  ''2011 Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'' esasları ile yatılı ilköğretim bölge okulu mezunlarından söz konusu ortaöğretim kurumlarını yatılı olarak kazanan öğrencilerin kayıtlarında e-kayıt başvurusu şartı aranmayacak. Kontenjan açığı bulunması halinde öğrencisini, kardeşinin öğrenim gördüğü veya anne-babanın çalıştığı işyerinin bulunduğu alanın dahil olduğu okula kayıt yaptırmak isteyen veli talepleri de Öğrenci Yerleştirme Komisyonlarınca değerlendirilecek.  Terör saldırıları sonucu şehit olan ya da malul duruma düşen öğretmenlerin çocukları, şehit, malul ve muharip gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin durumlarını belgelendirmeleri ve istemeleri halinde, istedikleri genel veya meslek liselerine kayıtları yapılacak.  Mazeretleri nedeniyle 1-26 Ağustos 2011 tarihleri arasında aday kayıtlarını yaptıramayan öğrencilerin mağduriyetlerine sebebiyet verilmemesi bakımından, yeni öğretim yılı başlamadan valiliklerce belirlenecek bir takvim çerçevesinde Öğrenci Yerleştirme Komisyonlarınca genel liselere veya meslek liselerine kayıt ve yerleştirme işlemleri sürdürülecek.  Öğrenci ve velilerden kayıt sırasında hiçbir surette zorla ağış ve gereksiz belge istenilmeyecek.
01.07.2011 - 13:27
null
[]
Ortaöğretim için kayıtlar internetten
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/ortaogretim-icin-kayitlar-internetten,KHOacLln4E-Xyy3Pdvi42w
Gazeteci Hrant Dink cinayetine ilişkin soruşturmada, daha önce serbest bırakılan iki polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Bir ill olna kararda, polis memuru Zenit ile muhbir Tuncel arasındaki telefon konuşmasına yer verildi.
null
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olup olmadığına dair soruşturmada bir ilk yaşandı. Daha önce tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilen ancak serbest bırakılan iki polis için, savcılığın yaptığı itiraz kabul edildi ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olan Özkan Mumcu ile polis memuru Muhittin Zenit hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İki şüpheli de; görüldükleri yerde yakalanarak mahkeye çıkarılacaklar ve haklarındaki kararın yüzlerine okunduktan sonra cezaevine gönderilecekler. Böylece, soruşturmada ilk kez kamu görevlileri tutuklanmış olacak. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş, kararında, Muhittin Zenit’in, cinayet davası sanıklarından Erhan Tuncel’le telefon görüşmeleri olduğuna dikkat çekti ve Zenit’in cinayetten haberi olduğunu ifade etti. Ayrıca şüphelilerin, İstanbul ve Ankara’ya gönderdikleri istihbarat raporlarında farklı ifadeler kullandığı, İstanbul’a gönderilen raporda “ses getirici bir eylem” den bahsettiği, Ankara’ya gönderilen raporda ise “Hrant Dink’in öldürüleceği” bilgisi olduğu kaydedildi. Bu nedenle şüphelilerin Hrant Dink cinayetini önlemek için çalışmalarda bulunmadığı kaydedildi. Dink’in öldürülmesinden yarım saat sonra gerçekleşen; polis memuru Muhittin Zenit ile polis muhbiri Erhan Tuncel arasındaki telefon görüşmesi: Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar. Öldü mü? Tabii canım. Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı. Yakalandı mı peki? Yok canım. Hımmm... Zannetmiyorum abi bunların olduğunu ya. Valla bilmiyorum. Yani şeyden değil de. Bizim yani devlete karşı boynumuz kıldan incedir. Paylaşırız. Kardeş şimdi konuştuğumuzla o. Birbirinden farklı da. Konuştuğumuz farklı da, herkesin hedefinde vardı. Biliyorum ben. Sen şimdi benle muallaklı konuşuyorsun. Koyayım .mına gebermişse gebermiş. ‘Onu kim gebertti?’ diye sorgulamıyorum. O konuda samimiyetimden şüphe duyuyorsan o ayrı bir şey. Yok abi yok kesinlikle. Eğer bizle alakalıysa araştırırım ederim, getirir uygun bir şekilde size de teslim ederim yani. Ulan oğlum niye getiriyorsun? Getirmenin ne gereği var?  Dink’in öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olup olmadığına dair soruşturmada; o dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, eski İstihbarat Daire Başkanı İstanbul eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, polis memuru Volkan Altunbulak, Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu şüpheli sıfatıyla ifade verdi.
13.01.2015 - 08:42
NTV Haber
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel']
Dink soruşturmasında iki polise yakalama kararı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/dink-sorusturmasinda-iki-polise-yakalama-karari,HCiWthXDnUCPlIAS5fAx_A
İran, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Tahran yakınlarında gizli bir nükleer tesis olduğuna ilişkin iddiasını reddetti.
null
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasını "gösteri" diye niteledi. Zarif açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Hiçbir sanat gösterisi, İsrail'in bölgemizde atom silahları dahil olmak üzere gizli ve açıklanmamış nükleer silah programına sahip tek ülke olduğu gerçeğinin üstünü örtemez. İsrail'in yasa dışı nükleer silah programını itiraf edip uluslararası müfettişlerin incelemesine açmasının zamanı geldi." Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasimi de Netanyahu'nun iddialarının "temelsiz ve komik" olduğunu söyledi. Kasımi, "İşgalci İsrailli yetkililer tarafından sahnelenen bu yeni gösteri her ne kadar cevap vermeyi hak etmiyorsa da bu iddiaları şiddetli bir şekilde reddediyoruz." dedi. İsrail Başbakanı Netanyahu dün BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Tahran yakınlarında gizli bir nükleer tesis olduğu iddiasında bulunmuştu.
28.09.2018 - 09:30
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'İsrail', 'İran', 'haber']
İran gizli nükleer tesis iddiasını reddetti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/iran-gizli-nukleer-tesis-iddiasini-reddetti,NHJGL7ovkUa-JUNt8RZZ-Q
Et ve Süt Kurumu’nun büyükbaş hayvan alım fiyatına karkas ette kilo başına 1 TL zam yapması, ‘kırmızı ete zam sinyali’ şeklinde yorumlandı.
Gamze Bal
Kırmızı ve beyaz etteki zam furyası bitmiyor. Et ve Süt Kurumu’nun (ESK), büyükbaş hayvan alım fiyatını güncelleyerek karkas ete kilo başına 1 TL zam yapması, ilerleyen günlerde kırmızı ete ikinci bir zam geleceği ihtimalini yükseltti. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, “Arpaya gelen zamdan dolayı yem fiyatları yüzde 10 artmıştı. Son günlerde kurda yaşanan dalgalanmalar, dolar/TL’nin ilerleyen aylarda 6 TL’yi aşacağının beklenmesi, girdi maliyetlerini iyice artırır. ESK’nin son hamlesi de önümüzdeki günlerde kesinlikle kırmızı et fiyatlarına yansıyacaktır” dedi. Beyaz etin yalnızca bir ay içinde üç kere zamlanmasının ardından ‘ucuz et’ adıyla satılan ithal kıyma ve kuşbaşı fiyatları da bir ayda iki kez zamlanmıştı. 14.50 TL’den satılan 500 gram “ucuz” kıymanın önce gramajı 100 gram düşürülerek örtülü zam yapılmış, bunun duyulmasının ardından da ikinci bir zam yapılarak bu kıymanın fiyatı 19.50 TL’ye çıkarılmıştı. ESK’nin alım fiyatlarında yaptığı 1 TL’lik zammın tüketiciye hemen zam olarak yansımayacağını ancak ramazan ayıyla birlikte fiyatlarda yeniden bir hareketlilik görülebileceğini söyleyen Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ ise “ESK’nin alım fiyatları piyasa fiyatlarının altında kalmıştı. Yapılan 1 TL’lik zamla piyasa fiyatlarına yaklaşıldı. Şu an kırmızı ete talep patlaması yok. Ramazan ayına kadar zam yapılmayacağını düşünüyorum. Ancak ramazana girildikten sonra ne olur bilmiyorum. Zam yapıldığında kimsenin günah keçisi ilan edilmemesi lazım. Maliyetler çok yükseldi. Üretimin devam edebilmesi için, kazanç sağlanabilmesi lazım” diye konuştu.
29 Nisan 2019 Pazartesi, 01:36
cumhuriyet
null
Kırmızı ete zam kapıda
Ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1367623/Kirmizi_ete_zam_kapida.html
Kuzey Kore'de azledilen eski Genelkurmay Başkanı ile emri ileten mareşalin korumaları arasında çıkan çatışmada 30 askerin öldürüldüğü iddia edildi. Çatışmada Genelkurmay eski Başkanı Ri Yong Ho'nun da yaralandığı ileri sürüldü.
null
Kuzey Kore'de "hastalık" nedeniyle geçtiğimiz hafta görevden alındığı belirtilen eski Genelkurmay Başkanı Ri Yong Ho ile ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı. Güney Kore basını istihbarat kaynaklarına dayandırdığ haberde, Ri Yong Ho'nun rejim içinde ortaya çıkan güç çekişmesi sonucu görevinden alındığını belirtti. İstihbarat görevlilerine dayandırılan haberde, genç Devlet Başkanı Kim Jong-un tarafından görevden alındığı ve kararı bildirmek üzere Ri Yong Ho'nun makamına Mareşal Choe Ryong Hae'nin gittiği kaydedildi. Ancak görüşme sırasında iki generalin korumaları arasında çatışma çıktığı ve açılan ateşte 30 kişinin öldüğü iddia edildi. Çatışmada, görevden alınan Ri Yong Ho'nun yaralanmış veya ölmüş olabileceği de belirtildi. Hyon Yong Chol geçtiğimiz günlerde Kuzey Kore'nin yeni Genelkurmay Başkanı olarak atanmıştı.
21.07.2012 - 10:35
null
[]
K. Kore'de generaller çatıştı: 30 ölü
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/k-korede-generaller-catisti-30-olu,nBHlzgcWyU6ZQHfZsMROVQ
Hakkari'de cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek için gösteri yapan gruptan bazı kişiler Hakkari Üniversitesi rektörlük binasının camlarını kırıp, bir ilköğretim okulunu kundakladı.
null
BDP Hakkari il örgütü tarafından cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkati çekmek için düzenlenen eylemin ardından çıkan olaylar, gece geç saatlere kadar devam etti. Güvenlik güçlerinin müdahalesi ile ara sokaklara dağılan göstericiler, çevre yolundaki Hakkari Üniversitesi rektörlük binasına saldırdı. Taş ve molotofkokteylleri ile binanın camlarını kıran göstericiler, binaya girerek malzemelere de zarar verdi. Sabah saatlerinde olay yerine giden İl Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, binada incelemelerde bulundu. Yeni Mahalle'de 370 öğrencinin eğitim gördüğü Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu'nu da hedef alan göstericiler, aynı saatlerde okula taş ve molotofkokteylleri ile saldırdı. Okulda görevli bekçiyi darp eden ve cebindeki anahtarları alarak içeri giren göstericiler, okulu ateşe verdi. Zemin katında büyük çapta hasarın oluştuğu okulda eğitime ara verilirken, yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Sabah saatlerinde okula giden öğretmen ve öğrenciler ise eğitime ara verilen okuldan ayrılmak durumunda kaldı. Milli Eğitim Müdürü Mehmet Sena Yakut, gazetecilere yaptığı açıklamada, gece geç saatlerde okula saldıran bir grubun, kendilerine karşı koymaya çalışan bekçiyi darp ettiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Grup, tartakladıkları bekçinin yanındaki anahtarı alıp okulun kapısını açarak içeri giriyor ve alt katı ateşe veriyor. Güvenlik güçleri okulda incelemelerde bulunacak. Yapılan incelemenin ardından okul tadilattan geçirilerek yeniden eğitime açılacak.'' Okullarının bu yıl 3 kez kundaklandığını vurgulayan öğrenciler ise, 'Eğitim hakkımız söke söke alırız' şeklinde slogan attı.
31.10.2012 - 15:20
Anadolu Ajansı
[]
Hakkari'de rektörlüğe ve okula saldırı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hakkaride-rektorluge-ve-okula-saldiri,XLe1l6c7jEOiLfoS_MLZVg
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ı eleştirince, bir grup AK Partili buna tepki gösterdi.
null
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Kars'ın ardından Muş'ta konuştu. Belediye meydanında düzenlenen mitinginde halka hitap eden Kılıçdaroğlu, iktidarı ve Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi. Bir grup Ak Partili de, bu duruma "Siz Başbakanı bu şekilde eleştirememezsiniz" tepkisi gösterdi. CHP Genel Başkanı'nın konuşması sırasında miting alanında bulunan AK Partili bir grup, ''Siz Başbakanı bu şekilde eleştirememezsiniz. Biz Başbakanımızla gurur duyuyoruz'' dedi. ''Mücahit Erdoğan'' diye bağıran grup, Muş Belediye Başkanı Necmettin Dede ve polis ekiplerinin uyarılarıyla dağıldı.
05.05.2011 - 02:25
Anadolu Ajansı
[]
CHP mitingine AK Partililer karıştı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/chp-mitingine-ak-partililer-karisti,R3wIcaX08kKeEdzLgkO2Iw
Gerçeküstü kolaj canlandırma filmleriyle tanınan Amerikalı sinemacı Larry Jordan, özel bir toplu gösterimle festivalin parçası olacak.
null
Gezici Festival, her yıl olduğu gibi Türkiye’de izleme fırsatı bulamadığımız sinemacıları festival izleyicisiyle tanıştırmaya devam ediyor. Canlandırma ve deneysel sinemanın öncülerinden Amerikan sinemacı Larry Jordan’ın bir uzun metrajlı ve sekiz kısa filmi Büyülenmenin Ötesi: Larry Jordan Toplu Gösterimi’nde festival izleyicisiyle buluşacak. 1950’lerden bu yana Kaliforniya Körfez Bölgesi’nde yaşayan ve çalışan Jordan, belirgin bir anlatıdan uzak duran, gerçeküstü kolaj canlandırma filmleri ve kendine özgü film tekniğiyle tanınıyor. Eserlerinde kullandığı iki boyutlu 19. yüzyıl imgelerini, müzik mantığıyla ve bilinçdışı sezgiyle bir araya getiren avangart sinemacı Jordan, her izleyicide farklı duygular uyandıran bir sinemaya imza atıyor. Jordan’ın festivalde gösterilecek, tamamlanması beş yıl süren uzun metrajlı filmi Sophie’nin Yeri’nde tanıdık bir mekânın, Ayasofya’nın görüntüleriyle iç içe geçen, tamamı elle boyanmış binlerce kare izleyiciyi daha önce yaşamadığı görsel bir yolculuğa çıkaracak. Jordan’ın kısa filmlerinde ise ustanın gerçeküstü dünyasına biraz daha girerek, kıyamet üzerine bilinen imgelerin kontrollü bir halüsinasyona dönüşmesini, yörüngesel kafasıyla Yerküre Hanım’ı, yalnızca aynalardaki yansımalarında var olan bir adamı ve siyah boşluktaki figürlerin opera dinletisini izleyeceksiniz. Kısa İyidir bölümünde dünyanın çeşitli ülkelerinden festivale başvuran 1000’den fazla film arasından seçilen filmler festival izleyicisiyle buluşacak. Bu bölümde Almanya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Fransa, Güney Kore, İngiltere, Rusya, Slovak Cumhuriyeti ve Türkiye’den kısa filmler izleme fırsatı bulacaksınız. Ütopik bir Fransız köyünün sakinleri, bir tramvayın kadın kondüktörü, homoseksüel türdeşlerinin arasında bir heteroseksüel flamingo, Berlin Geridönüşümcüleri, Buenos Aires’te büyükanne olmayı bekleyen bir kadın, azimli bir Hintli karınca, ilişkilerini film fragmanlarında yaşayan Anna ve Fred, bu bölümde izleyeceğiniz sıra dışı karakterlerden bazıları olacak. Gezici Festival, Çocuk Filmleri: Hollanda bölümünde küçük izleyicilere Hollandalı yönetmenler Frodo Kuipers ve Arjan Wilschut’un canlandırmalarından oluşan bir seçki sunacak. Kuipers, karakter odaklı iki boyutlu el çizimi canlandırmalarıyla, Wilschut ise canlandırma ve çocuk kitaplarına çizdiği sıra dışı, eğlenceli karakterleriyle tanınıyor. Çocuklara yönelik eğlenceli bir Canlandırma Atölyesi de, Gezici Festival’in programında yer alıyor. Ankara Sinema Derneği tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenecek Gezici Festival, 30 Kasım–10 Aralık 2012 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Festival her yıl olduğu gibi Ankara’dan başlayacak, 30 Kasım–6 Aralık’taki gösterimlerin ardından 7-10 Aralık tarihleri arasında geçtiğimiz yıl da festivale ev sahipliği yapan Sinop’a, Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi ve Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla konuk olacak.
06.11.2012 - 19:03
null
[]
Larry Jordan filmleri Gezici Festival'de
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/larry-jordan-filmleri-gezici-festivalde,UoVnlYxGH0-DPDFZejXYCA
Başika kampının kurucusu Musul eski valisi Nuceyfi, Musul operasyonunun bir hafta içinde başlayacağını söyledi
null
Başika kampının kurucusu Musul eski valisi Esil Nuceyfi NTV'ye açıklamalarda bulundu. Nuceyfi, Musul operasyonunun bir hafta içinde başlamasını beklediklerini söyledi. PKK ve Haşdi Şabi'nin operasyonda yer almayacağını belirten Nuceyfi, bu grupların operasyonda yer almasının sorun yaratacağını belirtti. Nuceyfi, "PKK'nın operasyona katılması bir felakete yol açabilir" dedi. Başika kampının Irak yönetiminin izniyle kurulduğunu vurgulayan Nuceyfi, "Kamptaki askerlerin maaşlarını da ödediler" diye konuştu. Irak Başbakanı İbadi'nin açıklamalarının çok yerinde olmadığını söyleyen Nuceyfi, "Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız var, sorun çıkarılmamalı" ifadelerini kullandı. HABERTURK.COM
11.10.2016 - 16:52
haberturk
['esil nuceyfi']
Başika kampının kurucusundan flaş açıklamalar
Dünya
https://www.haberturk.com/dunya/haber/1308876-basika-kampinin-kurucusundan-flas-aciklamalar
Deloitte Türkiye'nin raporuna göre, Türkiye ekonomisinin IMF'li bir senaryoda dahi bu yıl yüzde 6 küçülmesi sürpriz olmayacak.
null
Deloitte Türkiye tarafından hazırlanan raporda Türkiye ekonomisinin IMF'li bir senaryoda dahi bu yıl yüzde 6 küçülmesinin sürpriz olmayacağı, ancak ikinci çeyrekte daralmanın hız kesmesi ve küçülmenin tek haneli yüksek bir oranda devam etmesinin beklendiği belirtildi. Deloitte Türkiye'nin üç ayda bir yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu'nun Haziran 2009 sayısında giderek artan finansman ihtiyacına da dikkat çekildi. Rapora göre ülkenin güçlü ve istihdam yaratan bir büyüme ortamına dönebilmesi için mali disiplinden ödün vermeden yapısal reformlara odaklanması ve küresel boyuttaki gelişmeleri de dikkate alarak kendi kaynaklarıyla finanse edeceği bir büyüme modelini benimsemesi gerekiyor. Deloitte Türkiye Yönetici Ortağı Hüseyin Gürer, raporla ilgili açıklamasında "İnandırıcılığı yüksek bir mali programın, gelişmekte olan piyasa ekonomileri arasında Türkiye’nin olumlu anlamda 'ayrışması' için büyük önem taşıdığını düşünüyor, bunun sonbaharda finansman tarafı kuvvetli bir IMF programının alt yapısını oluşturmasını temenni ediyoruz" dedi. Rapora göre gelecek sene yüzde 2-3 civarında büyümesi beklenen Türkiye ekonomisinin gerçek anlamda büyüme kulvarına girmesi ancak sonraki birkaç yıl içinde gerçekleşebilecek. Raporda ayrıca enflasyonun bu yıl yüzde 7.5 ile hedefin bariz şekilde altında kalacağı tahmin edilirken, önümüzdeki yıl ise yüzde 6.5 olan hedefin çok az üstünde gerçekleşeceği öngörülüyor.
28.07.2009 - 12:04
null
[]
Deloitte: IMF'yle bile yüzde 6 küçülme olabilir
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/deloitte-imfyle-bile-yuzde-6-kuculme-olabilir,TMgr9CTXkkKSHAFbmbg__Q
Mardin Müftülüğü tarafından, hacca gidecek olan Mardinli hacı adaylarına menenjit ve çocuk felci aşıları yapıldı
null
Mardin Müftülüğü konferans salonunda Dr. Betül Türen'in başkanlığını yaptığı Mardin Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen çalışmada tüm hacı adayının aşılandı. Arabistan'ın sıcak ikliminden dolayı menenjit ve çocuk felci hastalığına yakalanma riskinin yüksek olduğu, bu amaçla aşılama çalışmasının gerekli olduğu dile getirildi. Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, bu yıl 300 hacı adayının kutsal topraklara gideceklerini belirterek, hac öncesi hacı adaylarını düzenledikleri seminerlerle bilgilendirdiklerini ve hazırlıklarının son aşamaya geldiğini söyledi. Coşkun, "Tüm hazırlıklarımız tamam. Hacı adaylarımızın aşıları yapıldı. Bu aşılar hacı adaylarımız için çok önemli. Çünkü aşı kartları olmadan kesinlikle Arabistan'a alınmıyorlar. Tüm konularda her şeyin kuralına uygun olarak yapılması noktasında büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Toplu bulunan ortamlarda mutlaka hastalıklar oluşabiliyor. Bu aşılar hacılarımızı değişik hastalıklara karşı koruyacak olan karma aşılardır. Zaten aşı vurulmayan hacı adayları hangi ülkeden olursa olsun sınırdan içeri alınmıyor. Hacı adaylarımızın bu sorunlarla karşılaşmaması için mutlaka aşı vurulmalarında fayda vardır" dedi. Sağlık Müdürlüğü personellerinden Dr. Betül Türen ise, aşı çalışmaları sırasında da hacılara sağlıkla ilgili bazı bilgilerde verdi. Dr. Betül Türen "Hacılar yoğun ibadetler nedeniyle daha az dinlenme imkanı bulacaklarını belirterek, bu nedenle de sağlık açısından bazı dikkat edilmesi gereken hususlar bulunduğunu kaydetti. Türen ayrıca, "Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Mekke ve Medine'de kurulan hastanelerde ve bazı bölgelerde faaliyete sokulan sağlık ocaklarında genellikle acil ve en sık gereken ilaçlar bulunuyor. Ancak hastaların sürekli kullandığı ilaçların aynısı olmayabilir. Bu nedenle kronik hastalığı olan kişilerin, sürekli olarak kullandıkları ilaçlarını Türkiye'ye dönene kadar yanlarına almaları önem arz etmektedir. Yolculuk öncesinde gerekli aşılar olunmalıdır. Hac süresince sürekli olarak, alışa geldiğiniz günlük normal hayatınızdan çok daha fazla hareket halinde olmanız gerekecektir" diye konuştu.
11.08.2014 - 17:14
haberturk
['virüs', 'hacı', 'hacı adayları', 'aşılama', 'hacı adayları aşılandı', 'salgin', 'enfeksiyon', 'sağlık haberleri', 'habertürk sağlık']
Hacı adayları aşılandı
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik/haber/979035-haci-adaylari-asilandi
Hindistan’ın Odisha eyaletinde festival aracının elektrik tellerine çarpması sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı.
null
Yerel basında yer alan haberlere göre, dün Jagannath Rath Yatra festivali kutlamaları sırasında iki tekerlekli geleneksel arabalarıyla bir tapınaktan diğerine ilerleyen bir grup Hindu, araçlarının metal aksamının elektrik tellerine çarpması sonucu akıma kapıldı. Polis yetkilileri, kaza sonucu 3 kişinin öldüğünü, araçtaki 7 kişinin elektrik yanıklarına maruz kalarak yaralandığını açıkladı. Yetkililer, hayatını kaybedenlerden ikisinin aracı elleriyle çeken kişiler olduğunu ve bu kişilerin doğrudan akıma kapıldığını kaydetti. Hindistan’ın en önemli üç festivalinden biri olan Jagannath Rath Yatra kutlamalarında bu tür kazaların yaşandığı biliniyor. Festival, ülkenin özellikle Odisha ve Gujerat eyaletlerinde, Hinduizm tanrılarından Lord Jagannath anısına düzenleniyor.
05.07.2019 - 10:28
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Hindistan', 'haber']
Hindistan'da festival aracı elektrik tellerine çarptı: 3 ölü, 7 yaralı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/hindistanda-festival-araci-elektrik-tellerine-carpti-3-olu-7-yarali,emNokf78skeYwYuTGv2Cpg
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier salı günü Türkiye'ye geleceğini açıkladı.
null
Alman Federal Meclisi'nde konuşan Steinmeier, Türkiye'yle yaşanan sorunlara rağmen diyaloğun devam ettirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu ifade eden Alman bakan, Türkiye'nin ya Avrupa Birliği yolunda ilerleyeceğini ya da bu yolu terkedeceğini dile getirdi. Stienmeier, Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle diyaloğu kesmesi durumunda "Türkiye’de bize ihtiyacı olan insanları hayal kırıklığına uğratmış oluruz” şeklinde konuştu.
11.11.2016 - 00:26
null
['Dünya', 'Almanya', 'Avrupa Birliği']
Alman Bakan Türkiye'ye geliyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/alman-bakan-turkiyeye-geliyor,tWufsn8VgE-Ah1Xh-tofrA
Beşiktaş, Çaykur Rizespor deplasmanında galibiyeti 90+3'te buldu. İlk yarıda gol pozisyonu yakalayamayan Beşiktaş, 2. yarıda Quaresma ve Aboubakar'ın girişiyle hareketlendi, golü ise 90+3'te buldu.
null
Spor Toto Süper Lig'in son şampiyonu Beşiktaş, 90+3'te Adriano'nun ayağından bulduğu golle Çaykur Rizespor'u deplasmanda 1-0 yendi. Derbide Galatasaray ile 2-2 berabere hafta içinde de Şampiyonlar Ligi'nde Dinamo Kiev ile 1-1 berabere kalan Beşiktaş, Karadeniz'de müthiş bir golle sonuca gitti. Kartal, Atmacalar karşısında ilk yarıda gol pozisyonu bulmakta zorluk çekerken; 2. yarıda oyuna giren Aboubakar ve Quaresma konuk ekibi hareketlendirdi. Üstüste gol pozisyonlarına giren Beşiktaş, aradığı golü ise 90+3'te buldu. Beşiktaş bu galibiyetle puanını 14 yaptı ve maç fazlasıyla liderliğe yükseldi. Çaykur Rizespor ise 4 puanda kaldı. Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Şampiyonlar Ligi'nde Dinamo Kiev ile oynanan maçın ilk 11'ine göre 4 oyuncu değişikliğine gitti. Dinamo Kiev maçında 11'de yer alan Talisca sakatlığı nedeniyle kadroda yer almazken teknik direktör Şenol Güneş, Quaresma, Aboubakar ve Adriano'yu yedek kulübesinde oturttu. Siyah-Beyazlılarda bu futbolcuların yerine Necip Uysal, Ömer Şişmanoğlu, Olcan Şahan ve Cenk Tosun, 11'de forma giyme şansı buldu. Beşiktaş'ta sakatlıkları bulunan Talisca'nın yanı sıra Gökhan Gönül, Gökhan İnler ve Oğuzhan Özyakup, Rize deplasmanında yer almadı. 11. dakikada Caner Erkin'in sağ taraftan kullandığı serbest atışta, kaleci Diallo, topun sahibi oldu. 32. dakikada Caner Erkin'in soldan kullandığı korner atışında, savunmanın uzaklaştıramadığı top Hutchinson'un önünde kaldı. Bu futbolcunun yakın mesafeden etkisiz vuruşunda top kaleci Diallo'da kaldı. 36. dakikada hızlı gelişen Çaykur Rizespor atağında sağ çaprazdan ceza alanına sokulan Ahmet İlhan Özek'in sert şutunda top yandan auta gitti. 40. dakikada Cenk Tosun'un sağdan ortasında, yakın mesafede Ömer Şişmanoğlu, kötü bir vuruşla topu yandan auta gönderdi. Maçın bitiş düdüğünün ardından Tolgay Arslan, hakem Cüneyt Çakır'a bir pozisyon nedeniyle koşarak tepki gösterince sarı kart gördü. 52. dakikada Tosic'in cezasahasına ortasında Aboubakar, altıpas sağ ön çizgisi üzerinde vuramayınca Beşiktaş mutlak golden oldu. 54. dakikada Caner Erkin, sol kanattan harika ortaladı. Aboubakar'ın altıpas ön çizgisi üzerinden kafa vuruşunda top sağ direğin hemen yanından auta gitti.  57. dakikada Tolgay'ın pasına cezasahası sol çizgisi yakınında Cenk Tosun sert vurdu. Top az farkla yandan auta gitti. 59. dakikada sol çaprazdan ceza sahası içerisine giren Tolgay Arslan, yerden pasını arka direkte bomboş pozisyonda bulunan Vincent Aboubakar'a gönderdi; ancak Aboubakar dokunamayınca Beşiktaş takımı mutlak bir golden oldu. 64. dakikada Necip, cezasahası sağ yan çizgisi yakınından çalımlarla cezasahası sağ içine girdi. Çaprazdan vuruşunda top az farkla direğin yanından auta gitti. Beşiktaş, Adriano'nun attığı golle 1-0 öne geçti. Cenk Tosun'un yerden pası ile ceza sahası yayı dışında kaleye yaklaşık 25 metre mesafede topla buluşan Adriano, sert vurdu, kaleci Abdoulaye Diallo'yu çaresiz bırakan top ağlarla buluştu.
01.10.2016 - 20:56
Ntvspor
['Beşiktaş']
Beşiktaş son dakikada güldü
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/besiktasson-dakikada-guldu,qOnf-pby2UOdicvgIyUmNg
Konya'da 7.5 saat arayla 4,5 ve 4,7 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Depremlerde can kaybı olmazken; panik nedeniyle baygınlık geçiren ve hafif yaralanan yüzlerce kişi hastanelere başvurdu.
null
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden aldığı bilgiye göre ilk deprem dün akşam Saat 21.29'da 5 km derinlikte kaydedildi. Merkez üssü Selçuklu ilçesine bağlı Sille Mahallesi olan 4,5 büyüklüğündeki deprem kent merkezinin yanı sıra Konya'nın Sarayönü, Kadınhanı, Beyşehir, Çumra ilçeleri ile bağlı yerleşim birimlerinde hissedildi. Teravih namazına rastlayan deprem şehirde korku ve paniğe neden oldu. Deprem nedeniyle şehir merkezinde yaklaşık 10 dakikalık elektrik kesintisi yaşandı, yüksek binalarda oturan çok sayıda vatandaşlar sokaklara çıktı. Uzun süre cep telefonu iletişiminde sorun yaşanması nedeniyle yakınlarını merak eden vatandaşların araçlarıyla trafiğe çıkması sonucu kent merkezinde ana yollarda trafik tıkandı. Başta Konya Numune Hastanesi olmak üzere bazı sağlık kurumlarının acil servisleri panik atak ve korku yaşayan, baygınlık geçiren çok sayıda vatandaşla doldu. Konya Numune Hastanesi acil servisindeki boş yatak kalmaması üzerine depolardan takviye yatak getirildi, acil Servis koridorlarında hastalara müdahale edildi. Aynı hastanenin Fizik Tedavi Servisi'nin bulunduğu eski binanın duvarında çatlak oluşması üzerine, serviste tedavi gören 26 hastadan durumu iyi olanlar evlerine gönderildi, kalanlar ise Ortopedi Servisi'ne taşındı. Yoğunluğun en fazla olduğu Numune Hastanesinde daha fazla kişiye hizmet verebilmek için durumu iyi olanlar kayıt işlemi yapılmadan tedavi edildi. Hastaneye gelenlerin çok azının panik nedeniyle yüksekten atlayanlar, düşerek veya çarparak hafif yaralananlar olduğu gözlendi. Depreme bağlı yaralanma olayının olmadığı ancak hastanelerde yaşanan yoğunluk nedeniyle tüm acil sağlık personeli ile ilgili uzmanların çalıştıkları sağlık kurumlarına çağrıldığı bildirildi. İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci, Konya Numune Hastanesi Fizik Tedavi Servisi binasının oldukça eski bir yapı olduğunu, duvarda oluşan çatlağın da bugün Bayındırlık Müdürlüğünden gelen uzmanlar tarafından incelenerek rapor hazırlanacağını söyledi. Öte yandan, Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde yatan bazı hastalar ''Yarım saat sonra tekrar deprem olacak'' söylentileri üzerine hastane bahçesine çıkarak, tedavi olmak istemedi. Panik yaşayan hastalar, görevlilerin uyarıları sonrası hastanedeki yataklarına tekrar döndü. Başhekimi Adnan Tekin, ''Tekrar deprem olacak dedikoduları nedeniyle hastalar tedavileri tamamlanmadan yakınları tarafından evlerine götürülüyor. Çalışanlarımız ve bizler hem anonslarla hem de birebir görüşerek hastalarımızı yatıştırmaya çalışıyoruz. Hastanemizde hizmeti etkileyici bir durum söz konusu değil'' dedi. Ayrıca, yaşanan deprem sonrası Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne düşme ve paniğe bağlı bayılma sonucu 13 kişinin başvurduğunu, tedavileri tamamlanan 10 kişinin taburcu edildiği, kalça kırığı ve vücutlarının değişik yerlerinde kesik olan 3 kişinin ise tedavilerinin devam ettiği öğrenildi. Konya'da meydana gelen ikinci depremin merkez üssü de yine Selçuklu ilçesi Sille Mahallesi oldu. Gazetecilere açıklama yapan ve yerel televizyonda konuşan bir akademisyenin 'korkulacak bir şey olmadığı ve artçı sarsıntının yaşanmayacağına'' ilişkin sözlerinin aksine birinciden 7,5 saat sonra daha büyük ikinci bir orta şiddette depremin meydana gelmesi yine vatandaşları sokağa döktü. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsünün verilerine göre saat 04.58'de 4,7 büyüklüğünde kaydedilen bu depremin ardından da ilkinde olduğu gibi şehir merkezinde kısa süreli elektrik kesintisi yaşandı. Sabah ezanına yakın bir vakitte yaşanması nedeniyle çok sayıda kişi bu depremi sahur için kalktığında hissetti. İlkinden daha uzun süren bu depremin 5.4 km derinlikte meydana geldiği bildirildi. Battaniyeleri ile sokaklara çıkan çok sayıda vatandaş hava aydınlanana kadar evlerine gitmedi, apartmanların bahçelerinde veya araçlarında sabahladı. Öğretmenevi Semti'nde incelemelerde bulunan Konya İl Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, vatandaşlarla konuşarak, sakin olunmasını istedi. Öğretmenevi Semti Gazdeposu Sokak'taki hasar gören bir evin çevresine yıkılma ihtimaline karşın güvenlik şeridi çekildi. İkinci depremin ardından sadece Konya Numune Hastanesi'ne yine çoğu panik atak, korku ve baygınlık nedeniyle 200'e yakın kişinin geldiği bildirildi. Konya İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci, dün akşam yaşanan tecrübe nedeniyle bu sefer ciddi bir sorun yaşamadıklarını ve hastalara seri bir şekilde hizmet verildiğini söyledi. İkinci bir deprem olasılığına karşı acil servise personel ve ekstra yatak takviyesi yapıldığını, bu nedenle ikinci depremde hastaneye çok daha fazla kişi gelmesine rağmen sorunsuz bir yoğunluk yaşadıklarını kaydetti. Selçuklu’da Büyükşehir Belediyesi’nin arkasında bulunan Belediye Cami'nin minaresinden taş parçaları düştü. Minarenin yıkılma ihtimaline karşı cami çevresine şeritler çekerek güvenlik önlemi alan yetkililer, cami önündeki yolu da trafiğe kapattı. Kent merkezindeki minarelerinden taş parçaları düşen diğer camilerin çevresinde de güvenlik önlemleri alındı. Saat 10.32'de merkez üssü merkez Selçuklu ilçesi olan 3,5 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Sabah saatlerinde merkez üsleri Karatay ve Selçuklu ilçeleri olan, büyüklükleri 2,6 ile 2,8 arasında değişen çok hafif şiddetli 6 artçı sarsıntı kaydedilmişti.
10.09.2009 - 23:10
Anadolu Ajansı
[]
Konya 4,5 ve 4,7'lik iki depremle sarsıldı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/konya-4-5-ve-4-7lik-iki-depremle-sarsildi,gdz3IVp9Gk-DOf7dK3ebcA
YÖK'ün aldığı kararla asgari kadro sayısı dışındaki norm kadro planlamalarında, ilgili anabilim veya anasanat dalı ve bölüm başkanının talebi ile ilgili meslek yüksekokulu, konservatuvar, yüksekokul, fakülte ve enstitü kurulunun uygun görüşü aranacak.
null
'nca ( ) yapılan yönetmelik değişikliği kapsamında, asgari kadro sayısı dışındaki norm kadro planlamalarında, ilgili anabilim veya anasanat dalı ve bölüm başkanının talebi ile ilgili meslek yüksekokulu, konservatuvar, yüksekokul, fakülte ve enstitü kurulunun uygun görüşü aranacak. YÖK tarafından hazırlanan "Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, yükseköğretim kurumları, norm kadro planlamalarını, yönetmelikte belirlenen esaslar çerçevesinde yapacak. Norm kadrolar, ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenci alan birimler ile bünyesinde lisans eğitimi olmamakla birlikte servis dersi veren birimlere ve bünyesinde anabilim veya anasanat dalı bulunan enstitülere tahsis edilecek. Fakülte veya bölüme öğrenci alan lisans programlarında toplam öğretim üyesi kadrosu, asgari kadro sayısından az olamayacak. Yükseköğretim kurumları, asgari kadro sayısının iki katına kadar norm kadro planlaması yapabilecek. YÖK tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma kapsamında belirlenen yükseköğretim kurumları, ihtisas alanlarıyla doğrudan ilgili birimleri için asgari kadro sayısının üç katına kadar, araştırma üniversitesi olarak belirlenen yükseköğretim kurumları ise dört katına kadar norm kadro planlaması yapabilecek. Araştırma üniversiteleri tarafından planlama yapılırken ön lisans ve lisans programlarındaki öğrenci sayısı, lisansüstü programlardaki öğrenci ve mezun sayısı, programların yürütülmesindeki ders ağırlıkları, araştırma ve geliştirme ile hizmet sunumu gibi akademik faaliyetler çerçevesinde değerlendirilecek hususlar dikkate alınacak. Bu kapsamda asgari kadro sayısı dışındaki norm kadro planlamalarında ilgili anabilim veya anasanat dalı ve bölüm başkanının talebi ile ilgili meslek yüksekokulu, konservatuvar, yüksekokul, fakülte ve enstitü kurulunun uygun görüşü aranacak. Yükseköğretim kurumlarında norm kadroların yeterli olmaması halinde norm dışı kadro talebi, ilgili anabilim veya anasanat dalı veya bölüm kurulunun uygun görüşü, ilgili birim ve üniversite yönetim kurulunun gerekçeli kararı ile YÖK'e iletilecek. Bu talep, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı, ileri düzey araştırma ve geliştirme faaliyetleri, doktora programlarından mezun sayısı, üniversitenin eğitim ve öğretim dışında yürüttüğü hizmetler dikkate alınarak YÖK tarafından karara bağlanacak. Fakülte veya bölüm lisans programı için norm kadrolar, üniversiteler tarafından anabilim veya anasanat dalı çeşitliliği göz önünde bulundurularak fakülte veya bölümü oluşturan anabilim veya anasanat dallarının her birine bir öğretim üyesi düşecek şekilde planlanacak. Anabilim veya anasanat dalları dikkate alınarak belirlenen norm kadro sayısı, anabilim veya anasanat dalı ve bölüm kurulunun uygun görüşü üzerine ilgili fakülte ve üniversite yönetim kurulunun gerekçeli kararıyla bölüm veya fakülte düzeyinde iki katına kadar artırılabilecek. Anabilim veya anasanat dalına öğrenci alan önlisans ve lisans programları ile bünyesinde lisans eğitimi olmamakla birlikte servis dersi veren birimler için öğretim elemanı asgari kadro sayısı, ilgili dal kurulunun ve bölüm başkanlığının uygun görüşü aranmak şartıyla ilgili fakülte ve üniversite yönetim kurulu kararıyla iki katına kadar artırılabilecek. YÖK tarafından belirlenen ders verecek öğretim üyesi temininde güçlük çekilen özellikli alanlar ile sağlık programlarındaki klinik ve laboratuvar uygulamaları veya mühendislik laboratuvar uygulamalarında ihtiyaç duyulanlar hariç olmak üzere, fakültelerde öğretim görevlisi kadro planlaması yapılamayacak. Bu alanlara ilişkin kadro talepleri, anabilim veya anasanat dalı ve bölüm kurulunun uygun görüşü, ilgili birim ve üniversite yönetim kurulunun gerekçeli kararının ardından YÖK tarafından karara bağlanacak. Bu şekilde fakültelere ders vermek üzere tahsis edilen öğretim görevlisi kadroları ilgili birimin norm kadrosundan sayılacak. Cumhurbaşkanı kararıyla öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadroları için belirlenen ilave atama izinlerinin en fazla yüzde 20'si, YÖK tarafından ülkenin kalkınmasında ve bilim hayatının gelişmesinde öncelikli görülen alanlarda lisansüstü eğitim amacıyla kullandırılmak üzere yükseköğretim kurumlarının araştırma görevlisi kadrolarına tahsis edilecek. Bunun dışındaki araştırma görevlisi norm kadroları, öğrenci sayısı, araştırma, proje geliştirme gibi faaliyetler dikkate alınarak ilgili akademik kurulların uygun görüşü üzerine üniversite senatosu tarafından belirlenecek. Kadrolara atamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde ve ilgili yükseköğretim kurumunun YÖK tarafından onaylanmış akademik yükseltme ve atama ölçütleri uyarınca yapılacak. Asgari kadroların kullanımı, ilgili yönetim kurulu kararıyla rektör tarafından gerçekleştirilecek. Asgari kadro sayısı dışındaki kadroların kullanımında, ilgili anabilim dalı ve bölüm başkanlığının talebi ile ilgili meslek yüksekokulu, konservatuvar, yüksekokul, fakülte ve enstitü yönetim kurulunun uygun görüşü aranacak. YÖK yetkililerinden edinilen bilgiye göre, devlet üniversitelerini kapsayan yönetmelik, YÖK'ün son dönemde başlattığı yetki devri sürecine uygun şekilde hazırlanırken, katı bir norm kadro düzenlemesi değil, konuya ilişkin bir çerçeve mahiyetini taşıyor. Programlar için gerekli ve idari bakımdan küçük birimlerin kurulması aşamasında üniversite yönetim kurulunun yetkisi, bunun dışındaki planlamada üniversitenin alt birimlerinin görüşleri öne çıkarıldı. Bölüm ve anabilim dalının yönetim süreçlerine katkısı öne çıkarılarak, bu birimlerdeki akademik faaliyetlerin niteliğini yükseltecek ve liyakat üzerine yapılaşmayı da doğuracak bir sistem hedeflendi.
02.11.2018 - 16:10
Anadolu Ajansı
['YÖK', 'Eğitim', 'haberler', 'haber']
YÖK'ten 'norm kadro yönetmeliği' ile üniversitelere yetki devri
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/yokten-norm-kadro-yonetmeligi-ile-universitelere-yetki-devri,4gyfNwxB-0quMjNpMx8QEQ
Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala NTV canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Seçmenlerin terör örgütü tarafından tehdit aldığını söyleyen Ala, "Terör örgütünün yapacağı bir tek şey var, silahları gömmek" dedi.
null
AK Parti Erzurum Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala NTV canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Seçim güvenliği tartışmalarına değinen Ala, seçmenin terör örgütü tarafından tehditler aldığını söyledi. Tehdidin olduğu yerlerde bir partiye yüzde yüze yakın oy çıktığını ifade eden Ala, şunları söyledi: "Bunun ortadan kaldırılması için güvenlik güçleri üzerine düşeni yapmalı. Vatandaşın kime istiyorsa hiçbir baskı altında kalmadan tehdide boyun eymeden o iradesini sağlayabilcek güvenlik önlemleri alınmalı. Sahaya gittiğinizde baskı yoktur diyebilecek var mı? Vatandaşın iradesini ortadan kaldıracak tehditleri ortadan kaldırmak devletin görevidir. Terörün olduğu bölgelerde bu baskı apaçık yapılıyor. AK Parti ilçe başkanını kaçırıp işkence edip bıraktılar, bu baskı değil de nedir? Bunların ortadan kaldırılması gerekmez mi?" Terör sorunun 35 yıldır Türkiye'nin gündeminde olduğunu belirten Efkan Ala, şöyle devam etti: "Türkiye her açıdan eskisinden daha iyi bir konumdadır. Çözüm süreci demek terörün bitmesi demektir. Terörün bitmesi ve silahların gömülmesi demektir. Terör örgütünün yapacağı bir tek şey var; silahları gömmesi ve terörün bitmesi. Yapılacak bu, bir tek bu vardır. Bunun yapılmasını sağlayacak olan insanların oyunu alan HDP'dir" diye konuştu. Belediyelerin görevi sokakları kazmak değil, sokaklara asfalt yapmaktır. Milletve söz verenlerin yapmadıklarını AK Parti'den sormak hakkaniyete sığmaz." Muhalefer partilerinin 'AK parti tek başına iktidar olamadığı için terör olaylarının yaşandığı'na yönelik iddialarını değerlendiren Ala şu ifadeleri kullandı: "Bunu söyleyenlere sormazlar mı? Siz çözüm sürecinde hep güvenlikçi politikaları önerdiniz. PKK kaç açıklama yaptı, HDP ve KCK başkanları çözüm süreci bitmiştir, başkaldırı zamanıdır açıklamaları yaptı. Önce açıklama sonra saldırılar devlet seyredecek mi?"  Efkan Ala, MHP'li Tuğrul Türkeş'in bakanlık teklifini kabul etmesine ilişkin eleştirilere de değindi.  "Sayın Türkeş anayasanın gereğini yerine getirmiş onurlu bir devlet adamı tavrı gösterdi" diyen Ala, "Bir vatandaş olarak anayasanın kendisine verdiği görevi yapmıştır. Bu bir koalisyon değil, seçim hükümeti. Bütün partiler CHP ve MHP'nin tavrını göstermiş olsa ne olurdu? Biz önce vatandaşı düşünmek zorunda değil miyiz? Türkiye hükümetiz kalsa piyasalar ne olacak, bunun bedelini kim ödeyecek? Daha kötüye gitmemesi için elimizi taşın altına koymak ihtiyacı hasıl oldu" değerlendirmesini yaptı.
31.08.2015 - 17:50
ntv.com.tr
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel']
Efkan Ala: Terör örgütünün yapacağı bir tek şey var
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/efkan-ala-teror-orgutunun-yapacagi-bir-tek-sey-var,elpUYV0Tg0eo-grj-qndxQ
Afla ilgili sözleri nedeniyle CHP lideri Baykal'ın da eleştirdği Kılıçdaroğlu kendini savundu: "Genel af olsun diye bir söylemim olmadı."
null
Genel af tartışmasının odağında yer alan isim olan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu eleştirileri NTV yayınında yanıtladı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Genel af olsun diye bir laf etmedim. Batman'da işsizlik, yoksulluk var. Biz Batmanm'da işsizliği çözeceğiz dedik. Yoksulluğu ticari meta konusu yapmayacağız. Biz bunları yaptıktan sonra terör bitecek. Bundan sonra talep gelirse biz affa da sıcak bakarız. Söylemek istediğim bu. Biz sanki genel af istiyormuşuz gibi değerlendirilmesini anlamak mümkün değil. Yanlış yere bilinçli olarak çekiliyor, sözler çarpıtılıyor. Genel af söylemi yanlış. Ben hiçbir yerde genel af söylemini kullanmadım. Toplumsal uzlaşmanın gereği olarak ortaya çıkarsa CHP de buna destek verir dedim. Kimse farklı şekilde yorumlamasın, farklı yönlere de çekmesin." Geçtiğimiz hafta sonu KCK operasyonlarını eleştiren CHP'li Kılıçdaroğlu, demokratik açılım sürecine değinmiş ve 'Çözüm için genel affa evet deriz' şeklinde konuşmuştu.
09.03.2010 - 19:56
null
[]
Kılıçdaroğlu: 'Genel af olsun' demedim
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilicdaroglu-genel-af-olsun-demedim,wWs6p8JERkKCEtEiuhNMQA
Belucistan eyaletinde düzenlenen çifte intihar saldırısında ilk belirlemelere göre 22 kişi öldü.
null
Pakistan'ın Belucistan eyaletinin İran sınırındaki Taftan bölgesinde düzenlenen iki ayrı intihar saldırısında ilk belirlemelere göre 22 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, Şii yolcuları taşıyan 10 otobüs, bir otelin önünde park halindeyken iki intihar saldırısı gerçekleştirildi. Saldırılarda ilk belirlemelere göre 22 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı. Yaralılar bölgedeki hastaneye sevk edilirken, ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. Güvenlik güçleri, bölgede önlem alırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Saldırıyı henüz üstlenen olmadı. Ocak ayında yine Taftan'da 44 yolcuyu taşıyan bir otobüse yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 20 kişi yaşamını yitirmişti.
09.06.2014 - 07:51
Anadolu Ajansı
[]
10 otobüs Şii hedef alındı: 22 ölü
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/10-otobus-sii-hedef-alindi-22-olu,-7Xj_IExj0meUBMQ3FUmzQ
İstanbul Polisi'nin başlattığı ''KANKA 1550 Mesaj Hattı" projesinde çocuklardan polislere 238 bin 157 SMS geldi. Mesajların bazılar suçluları ihbar ederken; bazıları ise güldürdü...
null
Çocuk Şube Müdürlüğünce yürütülen polis ile çocuklar arasındaki sevgi ve güven bağlarını güçlendirmeyi hedefleyen KANKA 1550 Mesaj Hattı projesine çocuklar büyük ilgi gösteriyor.  Proje çerçevesinde çocuklardan polislere yaklaşık 3 yıl içerisinde 238 bin 157 sms geldi. Gelen mesajlardan 5 bin 990'ı çeşitli suç ve suçlularla ilgili olurken, 232 bin 167'si mesajda ise çocuklar polislerden ilginç isteklerde bulundu, sorunlarını anlattı.  Mesajlarda çocukların bazıları sevgilisinden ayrıldığını belirterek, nasıl davranması konusunda polislerden yardım isterken, bazı çocuklarda trafikte tehlikeli hareketler yapan araç sürücülerinin plakasını bildiriyor.    ''Mesaj: Çok dertliyim, en yakın arkadaşımla küstük ne yapayım?  Cevap: Arkadaşının gönlünü almaya çalış kanka, böyle olmaz.  Mesaj: Kanka senin kostümünü versene.  Cevap: Ben ne giyeceğim kanka?  Mesaj: Kanka çok hastayım ne yapacağım?  Cevap: Hemen bir doktora git kanka.  Mesaj:. Kanka, canım sıkılıyor sevgilim terk etti.  Cevap: Olur böyle şeyler, hayat devam ediyor kafana takma, sana sevgili mi yok?  Mesaj: Mide ağrısı üzüntüden kaynaklanıyor olabilir mi?  Cevap: Mümkündür.    İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Murat Koçak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak çocuklara büyük önem gösterdiklerini belirterek, çocukların ve gençliğin ülkenin geleceğinin teminatı olduğunu söyledi.  Koçak, şunları söyledi:  ''KANKA projesi, sorunu olmayan çocuklarımızın yanı sıra işitme ve konuşma engelli çocuklarımızın da Çocuk Polisi ile iletişime geçmesi adına çok büyük kolaylıklar getirmiştir. Çocuklarımız herhangi bir mağduriyet yaşadıklarında, polisiye olaya şahit olduklarında, ya da herhangi bir sebeple polis ile iletişime geçmek istediklerinde cep telefonlarının mesaj bölümlerine girerek yazmış oldukları mesajları 1550 göndermeleri yeterlidir.''  Çocuk Şube Müdürlüğünün çocuk suçluluğu ile mücadelede iki türlü fonksiyonunun bulunduğunu ifade eden Koçak, bunların kanunların uygulanması ve suç önlemeye yönelik faaliyetler olduğunu söyledi.  Koçak, 19 Kasım Dünya Çocuk İstismarını Önleme Günü'nde bir sempozyum düzenleyeceklerini belirterek, tüm medyanın ve eğitimcilerin bu konuya duyarlı olmasını beklediklerini sözlerine ekledi. Koçak sempozyumun İstanbul Valiliğinin himayesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Çocuk Suçlarını Önleme Derneği ile Haydi Tut Elimi Derneği tarafından düzenleneceğini kaydetti.
23.10.2011 - 14:11
null
[]
'Kanka, canım sıkılıyor sevgilim terk etti'
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/kanka-canim-sikiliyor-sevgilim-terk-etti,69XbzJwf_Ei_b5IsS5h-vA
Beşiktaş Belediyesi, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ünlü sanatçı Tarık Akan’ın ismini yeni açılacak olan kreşe verdi.
null
Acı haberiyle tüm Türkiye’yi yasa boğan Türk sinemasının duayen ismi ’ın ismi bir kreşte yaşayacak. tarafından açılan , 17 Ekim Pazartesi günü Ulus Mahallesi Ambarlıdere’de bulunan parkın içerisinde Tarık Akan’ın ailesi ve sanatçı dostlarının katılımlarıyla açılacak. Prof.Dr. Türkan Saylan, Çetin Emeç, Sıtkı Çiftçi gibi değerli sanatçı ve yazarların isimlerini kreşlere veren Beşiktaş Belediyesi, yeni açılacak olan 4. kreşin adını da Tarık Akan Gündüz Çocuk ve Bakımevi yaparak ünlü sanatçının da ismini yaşatacak.
23.09.2016 - 14:50
null
['Sanat']
Tarık Akan'ın ismi kreşte yaşayacak
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/tarik-akanin-ismi-kreste-yasayacak,FY6RIvaQq0y6cIJYFnBrcw
Dışişleri Bakanlığı İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırısını kınadı.
null
İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldıralarını kınayan Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, "Ülkemizin İsrail'le ilişkilerinin normalleşmesi, Filistin halkını hedef alan böyle saldırılar karşısında sessiz kalacağımız anlamına gelmemektedir. Aksine, İsrail'in uluslararası hukuka ve her şeyden önce vicdanlara aykırı eylemlerinin karşısında Filistin davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz" denildi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail askeri güçlerinin Gazze'den İsrail'e atılan bir rokete karşılık verme gerekçesiyle Gazze'deki çok sayıda noktaya saldırılarda bulunduğunun öğrenildiği belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Söz konusu orantısız saldırıları şiddetle kınıyoruz. Filistinli masum sivillerin yaralanmasına sebebiyet veren bu saldırılar hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın kabul edilemez. Bu saldırgan tutumun barış sürecini ve sükunetin muhafazası gayretlerini sekteye uğratması kaçınılmazdır. Ülkemizin İsrail'le ilişkilerinin normalleşmesi, Filistin halkını hedef alan böyle saldırılar karşısında sessiz kalacağımız anlamına gelmemektedir. Aksine, İsrail'in uluslararası hukuka ve her şeyden önce vicdanlara aykırı eylemlerinin karşısında Filistin davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz."
22.08.2016 - 14:38
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Ortadoğu']
Dışişleri'nden İsrail'e Gazze tepkisi
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/disislerinden-israile-gazze-tepkisi,HmziJnPexEKtGwZVAaK8RA
Çin, Tienhui-1C adlı haritalama uydusunu başarıyla fırlattı.
null
Şinhua ajansı, Tienhui-1C uydusunun, Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roketle ülkenin kuzeybatısında bulunan Gansu eyaletindeki Ciuçüen Uydu Fırlatma Merkezi'nden bugün yerel saatle 15.12'de başarıyla fırlatıldığını duyurdu.  Çin Uzay-Havacılık Bilim ve Teknoloji Şirketi (CATSC) tarafından tasarlanan Tienhui-1C uydusu, haritalama, tarım, bilimsel deneyler, toprak kaynaklarının araştırılması ve doğal afetlerden korunma amacıyla kullanılacak.
27.10.2015 - 12:15
Anadolu Ajansı
['Teknoloji', 'Uzay']
Çin uzaya haritalama uydusu fırlattı
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/cin-uzaya-haritalama-uydusu-firlatti,Jrvc6wtw50-_F5Hmi2p20g
Türkiye genelinde 28 bini aşkın polis ve jandarma personeli tarafından çalıntı motosikletler ile aranan kişilerin yakalanması amacıyla "Son Sürat 3" uygulaması yapıldı.
null
Emniyet Genel Müdürlüğü internet sitesinde yer alan bilgiye göre, EGM Asayiş Dairesi Başkanlığı, Trafik Uygulama ve Denetleme Daire Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığının koordinesinde çalıntı, ruhsatsız veya plakasız motosikletler ile aranan kişilerin yakalanması amacıyla uygulama gerçekleştirildi. Ülke genelinde ve eş zamanlı olarak dün yapılan uygulamaya, 4 bin 858 noktada 7 bin 835 ekipte 28 bin 265 polis ve jandarma personeli katıldı. Uygulama sonucunda, 56 bin 852 motosiklet kontrol edilerek bunlardan ruhsatsız ve plakasız olduğu belirlenen 3 bin 249'u trafikten men edildi. Çalıntı ve aranan 295 motosiklet bulundu. Aranan 415 kişi ise yakalandı. Çalışmalar kapsamında 5 bin 783 motosiklet için 5 milyon 224 bin 632 lira, 410 kişiye de 362 bin 709 lira idari para cezaları uygulandı ve 149 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Ayrıca uygulamada, tabanca, 16 mermi, 4 av tüfeği ve 44 gram esrar ele geçirildi.
28.07.2018 - 07:25
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Polis Adliye', 'haber']
Türkiye genelinde 'Son Sürat 3' uygulaması
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiye-genelinde-son-surat-3-uygulamasi,9BVuNZOKnEeaddqd2qolxA
Beko Basketbol Ligi play-off çeyrek final serisinin dördüncü maçında deplasmanda Pınar Karşıyaka'yı 76-59 yenen Banvit, seride 3-1 öne geçerek, yarı finale yükseldi.
null
Beko Basketbol Ligi play-off çeyrek final serisinin dördüncü maçında deplasmanda Pınar Karşıyaka'yı 76-59 yenen Banvit, seride 3-1 öne geçerek, yarı finale yükseldi.Karşılaşmaya 5-0'lık bir seriyle başlayan rakibi önünde Pınar Karşıyaka, periyodun bitimine 4,5 dakika kala Wesson'un basketiyle 9-7 öne geçti. Oldukça çekişmeli geçen periyodun son dakikasına 14-13 önde giren evsahibi ekip, ilk periyodu Smith'in 3 sayılık basketiyle 17-16 önde tamamladı.İkinci periyoda her iki takım da karşılıklı basketler bularak başladı. İlk 5 dakikayı Wesson'un etkili oyunuyla 25-24 önde geçen Pınar Karşıyaka önünde İbrahim ve Davis ile sayılar bulan Banvit, devrenin bitimine 2 dakika kala 31-27 öne geçti. Banvit, devrenin sonunda Davis'in faul atışlarıyla 2 sayı daha bularak devreyi 36-29 üstün bitirdi. İkinci devreye Simmons, Barış Ermiş ve Yunus'un basketleriyle başlayan Banvit, aradaki farkı 14 sayıya kadar çıkardı: 43-29. Etkili Banvit, periyodun bitimine 3 dakika kala, Yunus'un 3 sayılık basketiyle 16 sayılık farka ulaştı: 51-35. Bandırma ekibi, 3. periyodu da 55-41 önde tamamladı.33. dakikayı 61-44 önde geçen Banvit, Simmons ve Williams'la sayılar bulmaya devam etti. Son 3 dakikaya 72-56 önde giren Banvit, müsabakadan da 76-59 galip ayrıldı.Bu sonucun ardından seriyi 3-1 üstün tamamlayan Banvit, yarı finalde Fenerbahçe Ülker'in rakibi oldu. Müsabakanın 4. periyodunda seyircilerin sahaya yabancı madde atması üzerine, karşılaşma bir süre durdu. Karşıyaka Murat Biricik, Fatih Arslanoğlu, Yücel Çilingir Birkan 1, Toolson 10, Holston 7, Furkan 10, Wesson 8, Serkan, Smith 16, Alper 4, Valentin, Orhun 3, Onur Barış Ermiş 9, Williams 11, Davis 20, Simmons 15, Yunus 13, İbrahim 5, Yiğitcan, Barış Hersek 3, Cakic, Erkan 17-16 29-36 41-55
05.05.2010 - 21:54
null
[]
Banvit yarı finalde
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/banvit-yari-finalde,LwPjr4ZrgkOE5liwZk7eyQ
Marmara Denizi'nde etkili olan fırtına nedeniyle İDO ve BUDO bazı seferlerini iptal etti. İstanbul’da olumsuz hava koşulları nedeniyle Kadıköy -Sarıyer, Karaköy-Bostancı, Beşiktaş-Adalar vapur seferleri iptal edildi.
null
'da iptal edilen seferler şöyle:  Bostancı-Kadıköy-Bakırköy 07:40 Bandırma-Yenikapı-Bostancı 07:45  Yenikapı-Yalova 07:45 Kadıköy-Yenikapı-Bursa 07:50 Beşiktaş-Bostancı 08:10 Bursa-Armutlu-Armutlu Tatil Köyü-Yenikapı-Kadıköy 08:30 Bakırköy-Kadıköy-Bostancı 08:45 Bostancı-Beşiktaş 08:50 Kadıköy-Yenikapı-Bursa 09:50 Bostancı-Yenikapı-Bandırma 18:45 'nun 19.00'a kadar olan seferleri iptal edildi. İptal edilen seferler ise şöyle:  07.00 Bursa (Mudanya) - İstanbul (Eminönü/Sirkeci)  08.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) - Bursa (Mudanya)  09.30 Bursa (Mudanya) - İstanbul (Eminönü/Sirkeci)  09.30 Bursa (Mudanya) - Armutlu (İhlas)  10.00 Armutlu (İhlas) - İstanbul (Eminönü/Sirkeci) 11.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) - Bursa (Mudanya)  11.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) - Armutlu (İhlas) 12.55 Armutlu (İhlas) - Bursa (Mudanya) 16.00 Bursa (Mudanya) - İstanbul (Eminönü/Sirkeci) 16.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) - Bursa (Mudanya) 19.00 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) - Bursa (Mudanya) 19.00 Bursa (Mudanya) - İstanbul (Eminönü/Sirkeci)
10.01.2019 - 04:08
Anadolu Ajansı, DHA
['Yurt Haber', 'Türkiye', 'BUDO']
İDO ve BUDO'dan sefer iptalleri
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ido-ve-budodan-sefer-iptalleri,tYh-IVoKCUqnkJS731OTTQ
Asya'da zenginlerin sayısı her geçen gün artıyor. Araştırmaya göre Asya kıtasındaki milyonerlerin sayısı geçen yıl yüzde 9.4 artış gösterdi. Zengin artışında Asya'nın gelecek yıl Kuzey Amerika'yı sollaması bekleniyor.
null
Asya kıtasında geçtiğimiz yıl tam 300 bin kişi daha milyonerler listesine eklendi. Royal Bank of Canada'nın araştırmasına göre, Asya'daki milyonerlerin sayısı 2012'de yüzde 9.4 artış gösterdi. Asyalı milyonerlerin sayısı 4 milyona yaklaştı. Milyonerlerin toplam serveti de yüzde 12 artarak 12 trilyon dolara çıktı. Asya ülkelerinde milyonerlerin bu kadar hızlı artış göstermesi, ekonomik kalkınma, güçlü piyasalar ve artan emlak fiyatlarına bağlanıyor. Özellikle Çin, Japonya, Güney Kore'de süper zenginlerin sayısının hızlı bir yükselişte olduğuna dikkat çekiliyor. Asya kıtasını zengin artışında şimdilik sollayan tek yer ise Kuzey Amerika. Kuzey Amerika'da milyoner sayısı geçen yıl yüzde 11.5 artış gösterdi. Ama Asya'nın 2014 itibariyle Kuzey Amerika'yı geride bırakması bekleniyor. Asya kıtası milyoner artışında 2009'da Avrupa'yı sollamıştı.
25.09.2013 - 18:37
NTV Haber
[]
En çok milyoner Asya'dan çıkıyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/en-cok-milyoner-asyadan-cikiyor,i1a8yUg3nUe-3npIm0K8jQ
Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı'nda Yunan oyuncu Kostas Sloukas'ın menisküs ameliyatı olacağı ve 4-6 hafta parkeden uzak kalacağı açıklandı.
null
Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, "26 Şubat Pazar günü oynanan Pınar Karşıyaka mücadelesinde sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen oyuncumuz Kostas Sloukas'ın detaylı sağlık taramaları yapılmıştır. Yapılan tıbbi değerlendirmelerin sonucunda oyuncumuzun, sol diz menisküs problemi nedeniyle bu hafta içerisinde bir operasyon geçirmesine karar verilmiştir. Kostas'ın tedavi sürecinin tamamlanması ve idmanlara başlayabilmesi için 4-6 haftalık bir süre öngörülmektedir" denildi.
28.02.2017 - 16:16
Ntvspor
['Basketbol', 'Spor', 'Fenerbahçe']
Fenerbahçe'ye Sloukas'tan kötü haber
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/fenerbahceye-sloukastan-kotu-haber,sLLKMJ1t7Ei1ccEeDAs3XQ
SON DAKİKA HABERİ: Kişisel Verileri Koruma Kurulu, 'veri ihlali' gerekçesiyle Facebook'a 1 milyon 650 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Türkiye'de bulunan yaklaşık 300 bin kullanıcının veri ihlalinden etkilenmiş olabileceği değerlendirildi.
null
haberi!  Türkiye'den Facebook'a 'veri ihlali' cezası geldi. Kişisel Verileri Koruma Kurulu, 'veri ihlali' gerekçesiyle Facebook'a 1 milyon 650 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun resmi sitesinde yer alan açıklamada, kamuoyuna yansıyan ve 'Fotoğraf API' olarak adlandırılan Facebook veri ihlalinin, Facebook Mühendislik Direktörü Tomer Bar tarafından geçen yıl 'geliştirici ekosistemimizin bir fotoğraf API'si hatası hakkında bilgilendirme' başlığıyla duyurulduğu bildirildi. Duyuruyla birlikte durumun 'veri ihlali' olduğu gerekçesiyle re'sen inceleme yapma kararı alındı. Yapılan incelemede API hatasının 12 gün boyunca gerçekleştiği, bahse konu API hatasına Facebook tarafından zamanında müdahale edilmemesinin bu konudaki teknik ve idari tedbirlerin alınmasında eksikliklerin göstergesi olduğu, ihlalin 6,8 milyon kullanıcıyı ve 876 geliştirici tarafından oluşturulan bin 500 uygulamayı etkilemiş olabileceği, Türkiye'de bulunan yaklaşık 300 bin kullanıcının veri ihlalinden etkilenmiş olabileceği değerlendirildi. Açıklamada, "Ortaya konulan durumun bir veri ihlali olduğu ve ihlalin oluşmaması için kanunun 12'inci maddesinin 1 numaralı fıkrası çerçevesinde gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı anlaşılan Facebook hakkında Kanunun 18'inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının b bendi uyarınca 1 milyon 100 bin TL oy birliğiyle, söz konusu veri ihlalinin 19.09.2018 tarihinde tespit edilmesine rağmen kuruma bildirim yapılmadığının ve 13.09.2018 - 25.09.2018 tarihleri arasında gerçekleşen veri ihlalinin ilgili kişilere 17.12.2018 tarihinde bildirilmeye başlandığının tespit edildiği, bu çerçevede kanunun 12'inci maddesinin 5 numaralı fıkrasında yer alan en kısa sürede bildirim yapılması gerektiği hükmüne aykırı hareket eden şirket hakkında kanunun 18'nci maddesinin 1 numaralı fıkrasının b bendi uyarınca 550.000 TL oy birliğiyle idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir" denildi.
10.05.2019 - 16:32
DHA
['Teknoloji', 'Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'Facebook', 'haber']
Türkiye'den Facebook'a 'veri ihlali' cezası
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/turkiyeden-facebooka-veri-ihlali-cezasi,z2g9XIu0yECMUQTWCY2_zg
Sloven şirketi Pipistrel'in ürettiği, elektrikle çalışan Alpha Electro G2'nin test uçuşu Norveç'te yapıldı.
null
Norveç Ulaştırma Bakanı Ketil Solvik-Olsen'in pilot koltuğuna oturduğu uçak, birkaç dakika boyunca Oslo Havalimanı çevresinde tur attıktan sonra güvenli iniş yaptı. Norveç'te birçok havaalanını işleten devlete ait Avinor şirketinin başkanı Dag Falk-Petersen de test uçuşunda Solvik-Olsen'e eşlik etti. Solvik-Olsen, test uçuşunun, elektrikle çalışan uçakların ticari hizmet vermesinin "birkaç yıl içinde ulaşılabilecek bir gerçek" olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Pipistrel'e göre, iki koltuklu Alpha Electro G2'nin moturu, 50 kilovat güce ve 21 kilovat saat bataryaya sahip. Bu özelliklerin uçağın bir saate kadar havada kalmasını sağlamaya yettiği belirtiliyor. Çok sayıda adaya ve fiyorda sahip Norveç'in, elektrikli uçaklarla yolcu taşınması için ideal fiziki koşullara sahip olduğu ifade ediliyor. Norveçli yetkililer, elektrikli uçakla ticari seferlere 2025 yılında başlamayı hedefliyor.
20.06.2018 - 14:23
null
['Teknoloji', 'Bilim', 'Norveç']
Elektrikli uçak Norveç'te test edildi
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/elektrikli-ucak-norvecte-test-edildi,5NhFHTyxXUiJ-5Uk81pxfA
KCK yürütme konseyi üyesi ve kapatılan DEP eski milletvekili Zübeyir Aydar çözüm sürecinin bitmediğini ve kendilerinin 28 Şubat'taki mutabakata bağlı olduklarını söyledi.
null
Belçika'nın başkenti Brüksel'de HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşecek olan Zübeyir Aydar, Amerika'nın Sesi radyosunun Kürtçe bölümüne konuştu. Aydar çözüm sürecinin bitmediğini ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mart ayında müzakere masasını devirdiğini iddia etti. Zübeyir Aydar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Masa, müzakere, gözlemci heyet ve Kürt sorunu yoktur" dediğini, bu nedenle sürecin tıkandığını söyledi. Çözüm sürecini kendilerinin bitirmediğini, 28 Şubat mutabakatına bağlı olduklarını söyleyen Aydar, "Biz bu mutabakat çerçevesinde süreci sürdürmek istiyoruz, ancak hükümet çatışmada fayda görüyor" dedi. Zübeyir Aydar çatışmanın iki taraflı durması ve müzakere masasına dönülmesinden yana olduklarını vurguladı.
06.08.2015 - 12:25
NTV Haber
['Dünya', 'Avrupa']
KCK üyesinden "çözüm süreci" açıklaması
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/kck-uyesinden-cozum-sureci-aciklamasi,g8ZC3Lt7wkeNgkFn3sCs7w
İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN'deki bilim insanları ilk kez atomu yörüngesindeki elektronla birlikte ışık hızına yakın hareket ettirmeyi başardı.
null
İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN'den yapılan yazılı açıklamada, 25 Temmuz'da yapılan deneyde Büyük Hadron Çarpıştırıcısının (BHÇ) düşük enerjili ışınla bir grup atomu çekirdeğinin etrafındaki tekil elektronla birlikte yaklaşık bir saat boyunca hareket ettirdiği, ardından aynı ışını tam güçle yükleyerek, 2 dakika boyunca elektronlar çekirdekten kopup ayrılmadan sürdürmeyi başardığı belirtildi. Bilim insanları ardından daha az sayıda atomla aynı deneyi tam güçle 2 saate kadar sürdürmeyi başardı. Deney sırasında atom ve elektronların BHÇ içinde ışık hızına yakın bir hızda döndüğü kaydedildi. "Atom parçalayıcı" olarak da anılan BHÇ, aslında daha önce de atomları bu hızlarda çevirmeyi başarmıştı. Ancak daha önce yapılan deneylerde atom yüksek hızlara ulaştığında etrafındaki elektronlar dağılarak çekirdekten ayrılıyordu.
31.07.2018 - 13:26
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Teknoloji', 'Bilim']
Atomlar elektronlarıyla birlikte ışık hızına yaklaştı
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/atomlar-elektronlariyla-birlikte-isik-hizina-yaklasti,EwYN9vopv0qUAb_cRCqb8w
Konya'da çatapat yiyen bir çocuğun ölmesi olayının ardından, üç yaşındaki bir çocuk daha aynı şekilde zehirlenerek komaya girdi.
null
Merkez Karatay ilçesi Doğanlar Mahallesi'nde çatapat yiyerek zehirlendiği belirlenen 3 yaşındaki Ali Haşsatıcı, ailesi tarafından Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada, çatapat yediği ve çok tehlikeli olan sarı fosfor zehirlenmesine maruz kaldığı anlaşılan minik Ali, yoğun bakıma alındı. Çocuğun hayati tehlikesinin devam ettiği, gerekli müdahalelerin yapıldığı öğrenildi. Konya'da 17 Eylül'de merkez Selçuklu ilçesinde 4 yaşındaki Yusuf Yılmaz, çatapat yemesi sonucu zehirlenmiş, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Bu olay, Konya'da bakkallarda satılması yasak olan bu tür patlayıcıların denetimi konusunda tartışmaları da beraberinde getirmişti.
28.09.2009 - 12:24
Anadolu Ajansı
[]
Konya’da ikinci çatapat vakası
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/konyada-ikinci-catapat-vakasi,jKRzNsTV_E6A2VFLiGU3Qg
Günümüzde en sık görülen yenidoğan hastalıklarından biri yenidoğan sarılığı. Vaktinde doğan bebeklerin yüzde 60’ında, erken doğan bebeklerin ise yüzde 80’inde görülebiliyor. Çiçeği burnunda anne ve babaları endişeye sevk eden bu hastalıkta, toplumda yaygın olan ‘şekerli su verin iyileşir’, ‘üzerine sarı tülbent örtün geçer’ şeklindeki hurafeler kimi zaman tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor.
null
Heyecanla beklediğiniz bebeğiniz nihayet dünyaya gözlerini açtı ancak sizin de mi kapınızı çaldı? Endişe etmeyin ama hemen sağlık kuruluşuna başvurun zira bu dönemin doktor gözetiminde geçirilmesi çok önemli. Tedavide geç kalındığında ölüme bile yol açabilen sarılıkla ilgili toplumda “şekerli su vermek” gibi en sık yapılan yanlışları, hastalığın belirtileri ve tedavi yöntemlerini anlatan Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları , yenidoğan sarılığını “yeni doğmuş bebeklerin kanlarındaki bilirubin miktarının artması neticesinde görülen bir çeşit sarılık” olarak tanımlarken, hastalığın ilk olarak gözlerde kendini belli ettiğini söylüyor. Hastalığın şiddeti arttıkça sarılık sırasıyla yüz, gövde, kol ve bacaklar ile en son olarak el içi ve ayak tabanında görülüyor. Sarılık yukardan aşağı doğru artarken, iyileşme de ayaktan kafaya doğru oluyor. En son gözün beyaz kısmı düzeliyor. Hangi bebeğin tedavi edilmeyi gerektirecek düzeyde hasta olduğuna karar vermenin çok önemli olduğunu belirten İkizoğlu, teşhisi koyabilmek için takibin mutlaka bir sağlık profesyoneli tarafından yapılması gerekiyor. Anne karnındaki bebeklerin kanındaki bilirubin maddesi fetusa bir zarar vermiyor çünkü plasenta aracılığı ile annenin kanına geçiyor ve annenin karaciğerinde işlenerek vücuttan atılıyor. Bebeğin kanındaki bilirubin maddesi doğumdan sonra yavaş yavaş artmaya başlarken, geçici olan bu duruma fizyolojik sarılık deniyor. Birçok bebek için fizyolojik sarılığın tedavi gerektirmeden geçebilecek bir durum olduğunu, buna karşın bu dönemde düzenli olarak doktor gözetiminin şart olduğunu vurgulayan Uzman, “Aksi takdirde sarılığın seviyesi yükseldiğinde ve tedavisinde geç kalındığında kernikterus ismi verilen bir hastalık bebekte görülebilir. Kanda aşırı derecede artan miktardaki bilirubin beyinde birikir ve beynin bazal ganglion bölgesini etkileyerek beyinde hasar oluşmasına neden olur. Bebekte yavaş hareketler, güçsüz ağlamalar, zayıf ve isteksiz emmeler, yavaş refleksler, kusma ve ateş gibi belirtiler gözlenir. Bu şekilde hastalanan bebeklerde beyin gelişiminde gerilik hatta ölüm görülebilmektedir” diyor. Patolojik sarılık ise son derece az sıklıkla görülürken, fizyolojik sarılıktan daha erken veya daha geç ortaya çıkıyor ve bilirubin düzeyi daha yüksek oluyor. Yenidoğan sarılığında emzirmenin son derece önemli olduğunu belirten Dr. İkizoğlu, yenidoğan sarılığında yapılan yanlış uygulamalara değıinerek şu uyarılarda bulunuyor: “Anne sütünün bebek için hem mükemmel bir besin hem de sarılığı önlemede önemli bir yardımcı olduğunu vurguluyor. Buna karşın yanlış bilgiler sonucu bazı anneler kendi sütlerinden dolayı bebeklerinin sarılık olduğu inancıyla emzirmeye son verebiliyor. Bu durumda bebeğin kanındaki bilirubin daha da yükseliyor. Geleneksel yöntemlerden en çok uygulananı bebeğe şekerli su verilmesi. Şekerli suyun kan şekerini yükseltme etkisi ile fayda sağlayacağı inancı aksine bebeğin şeker dengesinin bozulmasına ve bebek tokluk hissettiği için emmenin gecikmesine yol açıyor. Bu nedenle bebeğe şekerli su vermeken kaçının. Bebeğin üzerine sarı tülbent örtülürse sarılığının geçeceği batıl inançlara dayanıyor. Oysa sarı tülbent örtülmesinin sarılığa faydalarına yönelik bilimsel bir çalışma yok. Üstelik zaman kaybından başka bir işe yaramıyor. Üstüne üstlük gecikmeye ve değerlendirirken göz yanılsamasına yol açıyor. Yenidoğan sarılığı olan bebekler hastalığın tedavisi amacıyla aileler tarafından güneş ışığı ve veya floresan ışığı altına yatırılabiliyor. Bebeği güneş ışığı veya floresan ışığı altına yatırmak sarılığı azaltmakta kısmi etkili olsa da uygulamada oluşabilecek riskler sebebiyle önerilmemektedir.”
09.08.2018 - 11:18
ntv.com.tr
['Bebek', 'Genel Sağlık', 'İstanbul', 'yeni doğan sarılığı ']
Yenidoğan sarılığında bu hurafelere dikkat!
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/yenidogan-sariliginda-bu-hurafelere-dikkat,tRRqvYeR80WVZmlk8ab5lg
'Saç' filmiyle Locarno Film Festivali'nde yarışan Nazan Kesal ile oyunculuk üzerine...
null
Mütevazı bir hayatı, çok mutlu bir ailesi, biriktirdiği binlerce hikâyesi ve sevgi dolu bir kalbi var Nazan Kesal’ın. Şu anda 'Aşk ve Ceza'da Sevgi karakterini canlandırıyor ama Türk seyircisi onu 20 yıldır ekranlardan tanıyor. Nuri Bilge Ceylan'ın 'Uzak' ve 'İklimler', Erden Kıral’ın 'Vicdan' ve Tayfun Pirselimoğlu’nun 'Saç' filmlerinde rol alan başarılı oyuncu, mutluluğun iyi insan olmaktan geçtiğine inanıyor. Tarkovski’nin bir sözü var: "İyi oyuncu senaryoda yazılanın dışında olanı oynar." Oyunculuk tipik ve yaratıcı olarak ikiye ayrılır. Tipik oyuncu sadece yazılanı oynar, yaratıcı olan ise senaryoyu köpürtür, enerjisini üstüne koyar. Ben de bunun için çaba harcıyorum. Mesela hayatta hiç kıskançlık duygusunu tatmamış biriyim ama Sevgi’yle o duygunun ne olduğunu öğreniyorum. İnsanın işini iyi yapan bir partnerinin olması ve aynı zamanda iyi arkadaş olması çok güzel bir şey. Çünkü bu işimize de yansıyor. Zaten bir oyuncunun nefret ettiği bir insanla yakın arkadaşı ya da âşığı başarılı oynayabileceğine inanmıyorum. O anı ancak taklit edebilir, yaratıcılık katamaz. Herkesin hayatta kendisine ait bir doğrusu var. Benim doğrum; içinde yer almaktan mutlu olduğum projelerde oynamak. Sette işini yapıp evine gelen biriyim. Ama Türkiye’de herkes çok kolay ünlü oluyor. Bence insanlar yeterince emek verip bedel ödemiyor. Konservatuardan mezun olduktan sonra altı yıl özel tiyatrolarda, sekiz yıl da Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda çalıştım. Oynadığım oyunlar, okuduğum kitaplar, izlediğim filmler, tanık olduğum acılar, gözlemlediğim farklı hayatlarla sırtımdaki oyunculuk çuvalını doldurdum. Ama en önemlisi kendini tanımak. Gerçek yaşamda kendi rolünü iyi oynayamayan oyuncu başarısız olur. Kitap okuyarak oyuncuolunmaz ki! Filmi 3 bin 500 kişiyle birlikte ilk kez Locarno’da izledim. O dünyadaki insanların yaşamlarını, psikolojilerini, yalnızlıkları, mutsuzluklarını, acılarını çok net gördüm. Tayfun zaten çalışmayı çok istediğim bir yönetmendi. Locarno’da filmin ardından ertesi gün insanlar bizi yolda durdurup beğenilerini anlattılar. Filmde evli ama çocuğu olmayan, bir alışverişmerkezinde temizlik işçisi olarak çalışan Meryem karakterini canlandırıyorum. Kocam gasilhanede ölü yıkayıcısı. Fakat kumar oynuyor, başka kadınlara takılıyor. Meryem kocasının kumar borcunu ödemek için saçını perukçu Hamdi’ye satıyor. 'Üç Maymun' filminin senaristi, doktor ve oyuncu Ercan Kesal'la çok mutlu bir evliliği olan Nazan Kesal'ın Poyraz adında bir de oğlu var. Oyunculuk dışında tüm vaktini ailesine ayıran Kesal, "Annelik bence bir meslek. Üstelik hem çok zor hem de keyifli. Anneyken iki kalple yaşıyorsunuz ama bir tanesi dışarıda ve ona müdahale edemiyorsunuz. Bu işin kaygısal tarafı ama annelik muhteşem bir şey" diyor. Nazan Kesal, televizyonda kaliteli işlerde yer almayaç çalıştığını, 'Aşk ve Ceza'yı seçerken de önce yapımcıya dikkat ettiğini söylüyor: "Erol Avcı, bugüne kadar yaptığı işleri beğendiğim bir yapımcıydı. Kudret Sabancı iyi bir yönetmen. Senaryo iyi kalemlerden çıkıyordu. O nedenle kabul ettim. Ama ben bir proje seçerken sinemada yönetmene, dizide yapımcıya bakarım. Çünkü yapımcı size nasıl bir iş çıkacağına dair ipucu veriyor."
26.08.2010 - 09:58
haberturk
[]
"Türkiye’de herkes çok kolay ünlü oluyor"
Sanat
https://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/545886-turkiyede-herkes-cok-kolay-unlu-oluyor
Irak'taki bölgesel Kürt yönöteminin 25 Eylül'de yapacağını duyurduğu bağımsızlık referandumun oy pusulası hazırlanarak basıldı. Kürtçe, Arapça ve Türkmenler için Türkçe dilinin kullanıldığı oy pusulasında, Kerkük'ün de içinde bulunduğu ve tartışmalı bölge olarak adlandırılan bölgelerinde referandumu kapsadığı belirtildi.
DHA
Erbil merkmezli uydudan yayın yapan Rudaw TV'nin haberine göre Irak Bölgesel Kürt yönetiminin 25 Eylül'de yapacağını duyurduğu bağımsızlık referandumu için Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçim pusulası hazırlandı. Arapça, Kürtçe ve Türkmenler için Türkçe dillerinin kulanıldığı oy pusulasında, "Kürdistan bölgesel Yönetimi ve tartışmalı bölgeleri de içerisine alan bir bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasını istiyor musunuz?" deniliyor. Pusulanın altında merkezi Irak hükümütenin bayrağının bulunduğu bölgeye, 'Hayır', Irak Bölgesel Kürt yönetimi bayrağının bulunduğu bölgeye de 'Evet' işareti konuldu.
14 Ağustos 2017 Pazartesi, 14:18
cumhuriyet
null
Irak'ta yapılacak bağımsızlık referandumu için 3 dilli pusula basıldı
Dünya
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/802979/Irak_ta_yapilacak_bagimsizlik_referandumu_icin_3_dilli_pusula_basildi.html
Estetik cerrahide klasik yüz germe ameliyatlarına alternatif geliştirildi.
null
Yaşlanmanın iyice belirgin hale geldiği 40-60 yaş aralığındaki kadınlar, genç görünmek için estetik cerrahların kapısını çalıyor. En sık yakındıkları ve değişiklik istedikleri noktaların başında ise kaşlardaki düşme, üst ve alt göz kapaklarında torbalanma, elmacık kemiklerinin üzerindeki yağ yastıkçıklarının aşağıya doğru kayması, burun ve ağız kenarındaki olukların derinleşmesi, çene kenarlarında sarkmalar, gıdık ve boyun bölgesinde yağ toplanması geliyor. Bu sorunların giderilmesinde yüz germe ameliyatı kilit rol oynarken, kaş kaldırma, göz torbalarının düzeltilmesi ve yüze yağ enjeksiyonu gibi estetik girişimler de tamamlayıcı hale geliyor. Acıbadem Ataşehir Estetik, Plastik, Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Açıkel, yüz gençleştirme amacıyla klasik yüz germe ameliyatlarını artık daha az kullandıklarını, hastaların birçoğunun daha az kesi yapılarak ve daha kısa sürede gerçekleştirilen "MACS Lift" adı verilen bir tür "mini yüz germe" tekniği ile etkin şekilde tedavi edebildiklerini belirtiyor. Doç. Dr. Açıkel, genellikle 40 yaş altındaki kadınların yüzlerinde gözlenmeye başlanan küçük ve sınırlı sorunları gidermede dolgu, botoks gibi işlemleri tercih ettiklerini, ancak yüzlerinde sarkmaları ve yaşlı görüntüyü gidermek ve 5-10 yıl önceki yüz görünümlerine geri dönmek için yüz germe operasyonunu istediklerini vurguluyor. "Mini yüz germe" tekniğinin klasik yüz germe ameliyatına göre daha kısa izler bıraktığına değinen Doç. Dr. Cengiz Açıkel, son yıllarda popüler olan bu teknik hakkında şu bilgileri verdi: "Mini yüz germe tekniğinde kulak memesinin önünden başlayıp, kulak içine gizlenen ve yukarıda saçlı deriye uzanan 5-7 cm.’ik bir kesi yapıyoruz. Ameliyat sonrası erken dönemde bu kesi, saç modeliyle kolaylıkla gizleniyor. Geç dönemde de izlerin büyük kısmı kulak içi ve saçların içinde kaldığı için dikkat çekmiyor. Sadece sınırlı bir alanda yüz cildini kaldırıyoruz ve daha derin planda olan yüz sinirleri ile hiç karşılaşmıyoruz. Bu nedenle yüz sinirlerine zarar verilmesi söz konusu olmuyor. Cilt altında aşağıya doğru yer değiştirmiş, sarkmış olan yüzün yağ yastıkçıklarını ve yumuşak dokularını dikişler yardımı ile yukarıya, olması gereken yere getiriyoruz. Kaldırdığımız yüz cildini, klasik yöntemlerdeki gibi yana doğru değil yukarıya doğru çekiyor ve çok az cilt çıkartıyoruz ve bu nedenle daha doğal sonuçlar elde ediyoruz. Aynı seansta gıdık ve boyun bölgesindeki yağları liposuction ile alıyoruz. Asma dikişlerimiz sayesinde boyun derisindeki sarkmalar da gideriliyor ve boyun da gençleşiyor. "MACS lift" tekniği sayesinde yüzün elmacık kemikleri toparlanıyor, burun kenarındaki oluklar hafifliyor, yanak ve alt çenedeki sarkmalar gideriliyor ve boyun da gençleşiyor. Ortalama 2.5 saat süren ameliyat lokal anestezi ve sedasyon altında yapılabildiği gibi genel anestezi altında kaş kaldırma, göz torbalarının alınması, yüze yağ enjeksiyonu gibi işlemlerle de kombine edilebiliyor. Bu tekniği aşırı sarkma ve gevşemenin olmadığı orta yaş grubu hastalarda tercih ediyoruz."
10.03.2010 - 15:38
null
[]
'Mini germe' dönemi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/mini-germe-donemi,p0rm2-UgeUW9GP0sf99Lxg
Irak'ın Musul vilayetinde terör örgütü DEAŞ'ın silahlı saldırısı sonucu 2 sivil hayatını kaybetti.
null
Musul Emniyet Teşkilatında görevli Yüzbaşı Polis Casım Ahmed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, DEAŞ mensuplarının Musul'un güneyindeki Hammam el-Halil kasabasına bağlı Zuveyric köyüne baskın düzenlediğini söyledi. Teröristlerin üç araçla köye geldiğini aktaran Ahmed, Elbu Bedran aşiretinin önde gelenlerinden Şeyh Ali Gazali es-Salih ve yeğeninin evin içinde açılan ateşle öldürüldüğünü belirtti. Ahmed, köy sakinlerinin teröristlerle hafif silahlarla çatışmaya girdiğini, köyde veya yakın bölgelerde Irak ordusuna bağlı herhangi bir gücün bulunmadığını ifade etti. Irak güçlerinin Aralık 2017'de, başta Musul olmak üzere terör örgütü DEAŞ'ın 3 yıl elinde tuttuğu bölgelerin çoğunu kurtardığı bildirilmişti. DEAŞ'ın bölgeden çıkarılması ve kentlerin geri alınmasına rağmen örgütün özellikle Kerkük, Diyala, Musul, Salahaddin ve Enbar vilayetlerinin kırsal bölgelerindeki saldırıları devam ediyor.
24.07.2019 - 16:23
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Irak', 'Kuzey Irak']
Irak'ta DEAŞ saldırısı: 2 ölü
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/irakta-deas-saldirisi-2-olu,Os_rp2rX-kWTcBb8ZXwfXA
Temel liseler ve özel eğitim kursları en geç eylül ayına kadar kapatılacak. Kapatılma kararının hem öğrenci hem de öğretmen açısından bir mağduriyet yaşatacağı tartışmaları ise gündemden düşmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, mağduriyetlerin doğmaması için net bir yol haritası çizdi. Peki bu haritada neler var? Habertürk'ten Fatmanur Boylu'nun haberi...
HABERTURK.COM
Dershanelerin temel liselere dönüştürülmesinin ardından başlangıçta bin 220 olan temel lise sayısı, 2018 itibariyle 962'ye indi. 250 bine yakın öğrencinin yaklaşık 15 bin derslikte eğitim gördüğü kurumlarda 25 bin öğretmen ve 9 bin personel görev yapıyor. Yani temel liselerin özel liseler arasındaki payı yaklaşık yüzde 40. Özel Eğitim Kurs sayılarına bakıldığında ise bugün 2 bin 500'ü aşkın resmi özel öğretim kursunda üniversiteye hazırlık kursları veriliyor. Bu veriler, kapatılacak lise ve kurslardaki öğretmen ve öğrenci sayısının ne kadar ciddi boyutta olacağını gösteriyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, konuyla ilgili "Yerine ne koyacağımız, ne getirdiğimiz ve buradaki ihtiyacı, talebi nasıl karşılayacağımız konusunda çok net bir yol haritasına sahibiz. Bunu da önümüzdeki haftalarda bir lansmanlalansmanla açıklayacağız" dedi. Edinilen bilgilere göre birden fazla seçenek konuşuluyor. İlki "Bilim Kültür Sanat Akademileri" adı altında yeni kurumların açılması... Bu akademilerde ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri, okul dışında kalan zamanlarda eğitim alma imkanına sahip olabilecek. Öğrencilerin, ilgi ve yeteneklerine uygun alanlarda eğitim desteği almaları sağlanacak. Örneğin, sağlık bilimlerine ilgi duyan öğrencilere fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi dersler verilirken, güzel sanatlar dalında eğitim almak isteyen öğrencilere Türkçe, resim, müzik gibi dersler verilebilecek. Yol haritasındaki ikinci seçenek ise özel okullara kurs açma yetkisinin verilmesi. Fikre sıcak bakılıyor ancak özel okul bünyesinde açılacak kurslara, devlet-özel ayırmaksızın bütün öğrencilerin gelebilmesi öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kursların ücretsiz olmasını istediği de edinilen bilgiler arasında. Üçüncü seçenek ise kapatılan kurumların yaşam merkezleri haline getirilmesi... Buralarda sosyal çalışma uzmanları, psikolog, psikolojik danışman ve ölçme değerlendirme uzmanlarının çalıştırılması ve öğrencilere destek olunması amaçlanıyor. Ayrıca hafta sonları öğrencilere internet ve bilgisayarın doğru kullanımıyla ilgili eğitimler verilmesi gündemde. Öte yandan üniversite iş birlikleriyle, meslek tanıtımları gerçekleştirilmesi de konuşulan maddeler arasında. Bir seçenek de resmi okullarda olduğu gibi, özel liselerde de, açık özel ilköğretim ve lisesi, özel mesleki ve teknik açık öğretim lisesi gibi kurumların açılması. Bu sayede temel lise ve özel eğitim kurslarındaki öğretmenlerin de öğrencilerin de mağduriyetinin önlenebilmesi konuşulan planlar arasında. Halk Eğitim Merkezleri'nde verilen kursların programlarının geliştirilmesi ve derslerde kullanılan materyallerin iyileştirilip çoğaltılması da alınacak önlemler arasında.
31.01.2019 - 15:27
haberturk
['temel liseler', 'özel öğretim kursları']
Temel liseler ve özel öğretim kursları için son tarih: Eylül
Gündem
https://www.haberturk.com/temel-liseler-ve-ozel-ogretim-kurslari-icin-son-tarih-eylul-2337148
Uzmanlar, yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasına bir aydan az süre kala ''çocuğumu hangi okula göndereceğim'' telaşına düşen velilere, çocuklarının geleceği için öncelikle paniğe kapılmamalarını tavsiye ediyor.
null
''Çocukla Birlikte Büyümek'' isimli kitabın yazarı Psikolojik Danışman ve Eğitimci Dilek Kırcaoğlu, yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasına bir aydan az bir süre kaldığını, çocuğu bu yıl okula başlayacak velilerin okul telaşına düştüğünü belirtti.  Kırcaoğlu, her velinin, çocuğunun daha iyi bir eğitim almasını istediğini ancak bunun için anne ve babaların doğru bilgiye sahip olması gerektiğini ifade etti.  Öncelikle okul çağının, mutlaka okul öncesi eğitimle başlaması gerektiğini kaydeden Kırcaoğlu, okul öncesi eğitimde de fazla abartıya kaçılmadan, daha çok verilecek eğitimin içeriğine odaklanılması gerektiğini söyledi.  Kırcaoğlu, son yıllarda çocuğu ilk kez okula başlayacak velilerde anlamsız bir telaş yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:  ''Bugünlerde pek çok anne baba 'çocuğumu hangi okula göndereceğim' telaşı yaşıyor. Oysa bu süreçte annesi ile babasının telaşlı ve heyecanlı olması çocuk açısından kaygı verici bir tablo yaratabilir. Çocuğa yansıyan bu stres çok gereksizdir. Okul seçimi elbette ön hazırlık gerektiren bir süreçtir. Ancak bu ön hazırlık dönemi asla abartılı bir şekilde geçirilmemelidir. Çocuk bu konuyla ilgili fazla bir bilgi ve hisse sahip olmadığı için kendi adına yapılan bu koşuşturmaya anlam veremez, bundan olumsuz etkilenir. Bu nedenle, okul seçiminde titizlik gösterilmeli ancak abartılı tepkilerden kaçınılmalıdır.''   Ailelerin ''iyi eğitim''in ne olduğu konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Kırcaoğlu, ailelerin en çok yaptıkları yanlışları şöyle özetledi:  ''Çocukları için 'ben yapamadım o yapsın' mantığı ile çok fazla beklenti içine girmeleri, çocuğun istek, ilgi ve potansiyelini göz önüne almamaları ilk başta yapılan yanlışlardan... Bu, çocukların aşırı yüklenmelerine, hayattan zevk alamaz hale gelmelerine neden oluyor. Diğer bir yanlış, başarının not olarak değerlendirilmesi... Not hayat başarısı getirmez. Çocukların birbirleriyle mukayese edilmesi de yanlışlardan biridir. Her çocuğu kendi içinde değerlendirmek gereklidir. Çocuk kendi performansı için yüreklendirilmelidir. Çocukların hataları üzerine odaklanmak da yanlıştır. Genellikle bir olumsuzluk bulunup ona yüklenilmektedir. Olumlu davranışlar az olsa bile onlara odaklanılarak hareket edilmesi daha sağlıklı olacaktır.''   Çocukların geleceği için eğitimde öz güven ve yüksek bilinç gelişimine odaklanmanın önemine işaret eden Kırcaoğlu, şunları söyledi:  ''Pahalı her eğitimin yüksek bir karakter ve bilinç getirmediği çok açıktır. Evrensel değerlere sahip, farkındalık geliştirmiş bir birey, hayatta bir şekilde yolunu bulacaktır. Notlar ve okunan okullar hayatın her noktasında tek başına belirleyici bir unsur olamaz. Bizler genellikle bunu hep göz ardı ederiz. Başkasının aldığı notlara, kazandığı okullara bakarak sürekli mukayese yaparız. Çocuklarımızı kendi gelişim süreçlerine odaklamamız gerekir. Önemli olan başkaları değil şu an bulunduğun noktanın bir adım ötesine çıkabilmektir. Bireysel gelişimi merkezimize alarak düşünmeli, tüm gelişim basamaklarını göz önünde tutmalıyız. Yani farkındalık, bilinç ve evrensel değerler üzerine de yoğunlaşmak gerekir. Çocuğa bir yön belirlemektense çocuğun kendi yolunu çizebilmesi için kendine güven kazanması, içgörü geliştirmesi, öz eleştiri yapabilmesi gibi özellikleri kazanmasına yardımcı olmalıyız. Gerisi zaten gelir.''
23.08.2011 - 15:08
Anadolu Ajansı
[]
Okul seçiminde ebeveyn sakin olmalı
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/okul-seciminde-ebeveyn-sakin-olmali,-J3bRWHmQ0G-78Vum4isRQ
Vefat eden duayen tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık için Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda tören düzenlendi
null
Vefat eden Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü kurucusu Prof. Dr. Halil İnalcık için Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda tören düzenlendi. Düzenlenen törene Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı Abdülkadir Gürer ile birçok kişi katıldı. Veda konuşması sırasında büyük üzüntü içinde olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Rabbimize hamd ediyoruz böylesine kıymetli bir bilim insanını gördüğümüz için. Her bir cümlesinin arkasında o kadar büyük bir derinliğin olduğunu biliyoruz. Biz soru sormaktan çekinirdik ama hoca bizim sormaktan çekindiğimiz, formüle edemediğimiz soruları da kendisi dolaylı şekilde cevaplar ve o derin bilgi birikimini bizimle paylaşırdı" şeklinde konuştu. Halil İnalcık için "Türk tarihçiliğini de dünya tarihçiliğinin merkezine oturtmuş bir insandı" diyen Kalın, "Hoca Osmanlı ve Türk tarihini anlamadan dünya tarihi yazmak mümkün değildir derdi. Hoca bunu bir slogan olarak değil, 70-80 yıla yayılan ilim çalışmaları ile ortaya koydu. Hoca bize tarihi yaşayan bir gerçeklik olarak alır ve ortaya koyardı. Olayların bizzat yerlerini görüp tarih dedektifliğini de yapmış bir insan" ifadelerini kullandı. Kalın, konuşması sırasında Prof. Dr. Halil İnalcık'ın cenazesinin ailesiyle de yaptıkları görüşme sonucunda Fatih Cami Haziresi'ne defnedileceğini belirterek, "Fatih Cami Haziresi'ne defnedilmesi ile ilgili Cumhurbaşkanımızın talimatı ve Bakanlar Kurulumuzun kararı dün itibari ile alındı. İnşallah yarın Şakirin Camii'ndeki törenden sonra Fatih Camii Haziresi'ne defnedilecek" diye konuştu. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ise, Dekan Abdülkadir Gürer ile görüşmeleri sonucu Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin kütüphanesinin ismini Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Halil İnalcık Kütüphanesi olarak değiştirecekleri bilgisini paylaşarak, "Asırlar sonrasındaki öğrencilerimize de ölümsüz bir şekilde eserlerini aktaracağız" dedi.
27.07.2016 - 12:00
haberturk
[]
Prof. Dr. Halil İnalcık için tören düzenlendi
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1272622-prof-dr-halil-inalcik-icin-toren-duzenlendi
Twitter'daki sayfasında tanıdığı ünlüler hakkında yaptığı açıklamalar ile magazin gündemine bomba gibi düşen Erol Köse, polise ifade verdi. Köse adına açılan sayfanın kendisine ait olmadığını ve isminin kullanıldığını söyledi.
null
Twitter'da tanığı ünlüler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunarak magazin dünyasında bomba etkisi yapan ünlü yapımcı Erol Köse, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne geldi. Polise ifade veren Köse, Twitter'deki sayfasında 2 ay önce yaptığı açıklamada Haluk Bilginer'in bir dönem evli olduğu Zuhal Olcay'ı dövdüğünü iddia ederek, "Haluk Bilginer'in Zuhal Olcay'ı kaç kere dövdüğünü bilen var mı? Evet şahidim, komşumdular. Altunizade Mesa'da Olcay kaç kez imdat' diye dayak yerdi. Kadına şiddetin kültürle alakası yok. Tüm site şahit, hadi Zuhal yalanlasın, hodri meydan" diye yazılmıştı. Bu açıklamanın ardından Zuhal Olcay "10 yıldır o sitede oturuyorum, biz geldiğimizde Erol Köse taşınmıştı. Herhalde kafayı yedi, dikkat çekmek için yapıyor. Böyle hasta ruhların ne yapacağını bilemezsiniz. Zaten Haluk'un böyle konularda benim savunmama ihtiyacı da yoktur. O çok değerli bir insandır" sözleriyle yanıt vererek, polise şikayetçi olmuştu. Asayiş Şube Müdürlüğü Bilişim Büro Amirliği ekipleri tarafından sürdürülen soruşturma da Erol Köse'ye önceki gün ulaşıldı. DHA'nın haberine göre; emniyette çağrılan Köse, avukatı eşliğinde polise geldi. Emniyet Müdürlüğü'nde 3 saat kalan Köse, Twitter'daki sayfasında yazılanları kendisinin yazmadığını iddia etti. Twitter'ta adını kullanarak sayfa açıldığını söyleyen Erol Köse "Bu benim sayfam değil. Yazılanlarla bir ilgim yok. Bunu başkaları yapıyor" dediği belirtildi. Erol Köse hakkında bugüne kadar Twitter sayfasında yaptığı açıklamalarla ilgili Mahzun Kırmızıgül, Haluk Bilginer, Zuhal Olcay ve Şehrazat'ın polise şikayeti bulunduğu öğrenildi. Şikayetçi ünlü sayısının önümüzdeki günlerde artabileceği belirtildi.
23.08.2011 - 16:41
null
[]
Twitleri yüzünden ifade verdi
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/twitleri-yuzunden-ifade-verdi,UU6kHCIeHUOuB4G4yw1oBg
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ismi neden kaldırdıklarını açıkladı...
null
Büyükşehir Belediyesi’nce bu yıl 29 Kasım- 6 Aralık tarihleri arasında 52’ncisi düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin adından ’Altın Portakal’ tamlaması kaldırıldı. Cannes Film Festivali’nin ödülü Altın Palmiye, Berlin Film Festivali’nde en iyilere verilen Altın Ayı ve Venedik Film Festivali’nin en büyük ödülü Altın Aslan’ın festival adında yer almaması, buna gerekçe gösterildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel dünyanın hiçbir yerinde film festivallerinin adının, verdikleri ödülü içermediğini söyledi. Film festivallerinin en saygınından en az bilinenine kadar tüm dünyada yapıldığı şehrin adı ile anıldığının altını çizen Türel, "Çünkü festivaller şehirleri içindir, şehri ile bütünleşir ve anılır. Yarışma ve ödüller ise çok saygın olduğu için gücünü, etkinliğini yükseltmek adına sahip olmak için uğraşılması gerekendir" diye konuştu. Dünyada yaklaşık 450 akredite edilmiş film festivali bulunduğunu ve bunlardan sadece 2’sinin adının, içinde ödülünü de taşıdığını kaydeden Türel, bu 2 festivalin de uluslararası etkinliği bulunmadığını söyledi. Uluslararası Film Yapımcıları Birliği Federasyonu (FIAPF) tarafından akredite edilen 43 festival arasında ise adında ödülü de olan tek festivalin Antalya olduğunun altını çizen Türel, "Bu durum uluslararası camiada şaşkınlık ve soru işareti yaratıyor, festival ve ödül saygınlığına zarar veriyor, Antalya markasını zayıflatıyor" dedi. Başkan Türel, yapılan değişiklikle amaçlarının Uluslararası Antalya Film Festivali’ni tüm dünyada her açıdan saygın hale getirerek Altın Portakal ödülü almanın ulaşılmak istenen, mücadele edilmesi gereken, saygınlığı olan bir hale getirilmesi ve Antalya’nın tüm dünya nezdinde kültürel bir cazibesi olduğunun altının çizilmesi olduğunu kaydetti. Antalya markasının bu noktada da her şeyden önemli olduğunu belirten Türel , "Altın Portakal da ilelebet Uluslararası Antalya Film Festivali’nin ödülü olarak kalacak. Altın Portakal ödülü verilmeye devam edilecek. Ancak kimse kusura bakmasın Antalya bizim için önce gelir" dedi. Türel, festivalin adının Antalya Altın Portakal Film Festivali ve ödülünün Venüs olduğu yönünde eleştiriler olduğunun hatırlatılması üzerine de, "Venüs adını ilk defa duyuyorum. Antalya’da film festivalinde 50 yılı aşkın süredir verilen ödülün adı Altın Portakal’dır. Buradan hareketle Altın Portakal’ı yok ettiğimizi söylemek isteyen varsa onlar Venüs’e gidecek. Bu festivalin ortaya çıkışında, ödülün belirlenişinde babam ve arkadaşları vardır." 52’nci yaşında festival adındaki Altın Portakal’ı bırakırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 2004- 2009 yılları arasında, ilk başkanlığı döneminde ödül heykelciğinin geleneksel formunda değişikliğe gitmişti. (DHA)
06.09.2015 - 12:26
haberturk
['altın portakal', 'menderes türel', 'antalya']
'Altın Portakal’ isimden çıkarıldı
Sanat
https://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/1125073-altin-portakal-isimden-cikarildi
- Şampiyonlar Ligi, F ve G gruplarında oynanan birer maçla başladı
AA
İSTANBUL (AA) - Avrupa futbolunun kulüp düzeyindeki en önemli organizasyonu UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2019-20 sezonu, F ve G gruplarında oynanan birer maçla başladı. F Grubu mücadelesinde Inter, konuk ettiği Slavia Prag ile puanları paylaştı. Slavia Prag, Peter Olayinka'nın 63. dakikada attığı golle 1-0 öne geçse de Inter'in baskıları 90 1 de Nicolo Barella'nın golüyle sonuç verdi ve maç 1-1 sona erdi. G Grubu ilk maçında ise Olympique Lyon evinde ağırladığı Zenit ile 1-1 berabere kaldı. Zenit golü 41. dakikada Sardar Azmoun ile bulurken, Lyon 51. dakikada Memphis Depay'ın penaltı golüyle eşitliği sağladı.
17 Eylül 2019 Salı, 22:25
cumhuriyet
null
Şampiyonlar Ligi sürprizlerle başladı
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spor/1584980/Sampiyonlar_Ligi_surprizlerle_basladi.html
Uyuşturucu kullanımının sosyal medya aracılığıyla özendirilmesinin önüne geçmek amacıyla 26 ilde eş zamanlı operasyonlar başlatıldı. Şehit Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'nin adı verilen operasyonlarda, haklarında gözaltı kararı çıkarılan 88 kişiden 47'si yakalandı. Gözaltına alınanlar arasında YouTube'da 840 bin takipçisi bulunan Emre ve Erdi K. kardeşler de var.
null
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımının sosyal medya aracılığıyla özendirilmesinin önüne geçmek amacıyla, Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın koordinasyonunda 26 ilde eş zamanlı operasyonlar düzenlendi.  Sabah erken saatlerde başlatılan ve makamında uğradığı silahlı saldırıda şehit olan Rize Emniyet Müdürü Şehit Altuğ Verdi'nin adı verilen operasyonda şu ana kadar haklarında gözaltı kararı çıkarılan 88 şüpheliden 47'si yakalandı. Diğer şüphelilerin gözaltına alınmasına yönelik çalışmalar sürüyor. İstanbul'da yapılan operasyonda başta Fatih ve Beşiktaş olmak üzere birçok ilçede 16 adrese eş zamanlı baskın yapıldı. Baskınlarda 11 sosyal medya fenomeni ve YouTuber gözaltına alındı. Beşiktaş Ulus Mahallesi'nde bir adrese yapılan baskında ünlü YouTuber kardeşler Emre ve Erdi K. gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler, sosyal medya üzerinden, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını alenen özendirme veya bu nitelikte yayın yapmakla suçlanıyor. İki kardeşin sahibi oldukları YouTube kanalında 840 bin takipçisinin olduğu ve gençleri uyuşturucu madde kullanımına özendiren bir çok video paylaşımında bulundukları iddia edildi. Polis ekiplerinin evde yaptığı aramaların ardından gözaltına alınan Emre ve Erdi K. kardeşler ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.  Operasyon düzenlenen adreslerden birisi de Fatih oldu. 4 katlı bir binanın ikinci katına giren ekipler balkonda ve içeride arama yaptı.
13.12.2018 - 09:35
Anadolu Ajansı, DHA
['Türkiye', 'Polis Adliye', 'İstanbul', 'uyuşturucu']
26 ilde uyuşturucu operasyonu: 88 gözaltı kararı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/26-ilde-uyusturucu-operasyonu-88-gozalti-karari,PGn5pOWdqESjLlm7u0YJNQ
US Airways ile AMR 11 milyar dolarlık bir anlaşmaya yaklaştı. İki şirketin birleşmesiyle dünyanın en büyük havayolu şirketi doğacak.
null
Amerikan sivil havacılık sektörü önemli bir birleşmeye hazırlanıyor. ABD’nin en büyük havayolu şirketlerinden American Airlines’ın ana şirketi AMR Corp'un, US Airways ile birleşme görüşmelerinde sona gelindi. Şirketlerin 11 milyar dolarlık birleşmeye yakın olduğu belirtiliyor. İki şirket birleşirse, dünyanın en büyük havayolu şirketi oluşacak. Yeni şirkette American Airlines’ın hissedarları yüzde 72, US Airways’ın hissedarları yüzde 28 pay alacak. Birleşmenin bu hafta içinde resmen açıklanabileceği belirtiliyor.
11.02.2013 - 11:41
null
[]
En büyük havayolu şirketi doğuyor
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/en-buyuk-havayolu-sirketi-doguyor,ofu3bVYyrke_rHX8c_UXRA
TRT 1 ekranlarında geçen yıl final yapan Seksenler dizisinin yapımcılığını üstlenen Birol Güven, dizinin ekranlara geri döneceğini Twitter hesabından duyurdu.
null
Kadrosunda , , , ve gibi isimlerin bulunduğu Seksenler dizisinin sevenlerini heyecanlandıran bir gelişme yaşandı. Yapımcı Birol Güven, Twitter hesabından "Yazmaya başladık" diyerek dizinin 7. sezondan itibaren devam edeceğini duyurdu. Dizinin 7. sezonundan itibaren hangi kanalda yayınlanacağı henüz netlik kazanmadı. 6 sezon boyunca TRT ekranlarında izleyicisiyle buluşan dizinin, yeni sezonda da aynı kanalda yayınlanması bekleniyor.
11.07.2019 - 13:45
null
['Televizyon', 'Yaşam', 'dizi', 'magazin']
Seksenler dizisi dönüyor
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/seksenler-dizisi-donuyor,k9XiL56fCE2d3ZxV-mUFaA
Portekiz, Avrupa’nın en zengin ülkesi değil. Ama gönlü zengin, sıcakkanlı insanlar diyarı. Başkent Lizbon ise Avrupa’nın içinde Avrupa’dan biraz daha farklı bir yer arayanlar için dört dörtlük bir tatil tercihi
null
Özgür Gürbüz, HT Cumartesi'de yedi tepeli şehir olarak anılan Lizbon'u kaleme aldı. Avrupa’nın bir ucu diyebileceğimiz Lizbon, bir anlamda kıtanın Güney Amerika’ya açılan kapısı gibi. Tropik meyveleri, Afro-Amerikan azınlıklarıyla, Avrupa içinde bir başka dünya sanki. Portekiz’in en zengin kenti olsa da, kent merkezinde dahi sokakta geceleyenlere rastlayabiliyorsunuz. Bu görüntüler, Lizbon’un mozaiklerle örülmüş kaldırımlarında ve kentin etrafını çevreleyen tepelerinde yürümeye başladığınızda hafızalarınızdan siliniyor. İstanbul gibi Lizbon da ‘yedi tepeli şehir’ olarak adlandırılıyor. Kadın şoförlerin sayısı oldukça fazla. Irksal zenginlik de Brezilya’yı andırıyor ama yine de o derece kaynaşmış değiller. İşsiz gençlerin taşkınlıkları olsa da, kendi halinde insanlar kenti gibi Lizbon. İsterseniz, kentin tepelerinde özenle seçilmiş ‘Miradouro’ adı verilen noktalardan enfes manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Miradouro’ları bulmak için kent içindeki tabelaları takip etmek yeterli. Gece güneşin batışını izlemek için ideal olan bu noktalar, ilerleyen saatlerde gençlerin buluşup şarkılar söyleyerek içki içtikleri yerler oluyor. Tepelerden kentin yeşil örtüsü, kaleleri, dar sokakları ve özgün mimarisi daha net görünüyor. Bairro Alto tarafındaki tepeleri tercih ederseniz, St. George Kalesi’ni ve ‘Praça do Commercio’yu karşınıza alırsınız.  Gece hayatına dalmak için Lizbon’da gece yarısını beklemek lazım. Başta Bairro Alto olmak üzere tüm barlar, gençlerle doluyor. Punk’tan reggae’ye çeşitli müzikler Lizbon’un dar sokaklarında çınlıyor. Portekiz’in melankolik şarkıları fado’lar da bu saatlerde kente hakim oluyor. Nereden çıktıklarını anlamadığınız bu insanlar, sabahlara kadar eğleniyor. İnsanların sıcakkanlı olması sizin evinizde gibi hissetmenize neden oluyor. Yolda sık sık karşınıza çıkan uyuşturucu satıcılarını da kafanıza takmazsanız, gecenin tadını daha iyi çıkarırsınız. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin burada olduğunu da belirtelim. Dönerken, kentin ışıklar altındaki gece manzarasını kaçırmayın. Geceleri hüzünlü fadolar, gündüzleri ise tepelerden kentin manzarası sizi bekliyor. Koloni döneminden kalan maddi zenginliğin yerini kültürel farklılıkların getirdiği bir başka zenginlik almış. Futbol tutkusundan bahsetmeye gerek yok, Sporting Lisbon ve Benfica taraftarları kenti ikiye bölmüş. Yarım milyonu biraz aşan nüfusuna rağmen Lizbon, onlarca müze ve tiyatroya ev sahipliği yapıyor. Geçmişte yaşadığı iki askeri darbe, ardından Afrika’daki kolonilerden başlayan göçe rağmen Avrupa Birliği’ne girince toparlanan kentin gece hayatı ise ‘anlatılmaz yaşanır’ cinsinden... Yokuşlar sizi yorduğunda, tramvaylar ya da kentin birçok yerinde karşınıza çıkan asansör ve finiküler sistem imdadınıza yetişiyor. 28 numaralı tramvay turistlerin gözdesi. Mola vermek istediğiniz anda yanıbaşınızda bir kafe beliriveriyor. Brezilya’yla olan dil ve ticaret bağları nedeniyle, kahvelerin lezzetinden ayrıca bahsetmeye gerek yok. Çikolata severler için de Güney Amerika’dan gelen çeşitler hem yemelik hem de hediyelik. Şili’nin biberli çikolatası molaların olmazsa olmazı.   Yazın keyfini partiler ve havai fişeklerle çıkarmak isteyenler için, festivaller ideal. Klasik Batı Avrupa kentlerine benzemiyor, kendinizi Latin Amerika’ya yakın hissediyorsunuz. Farklı tatlar ve kültürler sizi bekliyor. Dışarıda yemek yemek, Batı Avrupa’ya göre daha ucuz. Deniz mahsulleri sevenler için bir cennet. Gece hayatı gerçekten çok farklı. Modern yapılar içerisinde değil sokaklarda eğleniyorsunuz. Kent sanki gündüz uyuyor, gece uyanıyor. Şarapları, fado’su, tarihi kalesi, köprüleri ve kent içindeki ‘miradouro’lardan görünen nefis manzarası oldukça etkileyici.
10.04.2018 - 15:50
haberturk
['lizbon', 'lizbonu görmek için nedenler', 'bairro alto', 'yedi tepeli şehir', 'miradouro', 'portekiz', 'lizbon rehberi', 'lizbonda ne yapılır', 'lizbonda görülecek yerler', 'lizbonda ne yenir']
Gece yarısı uyanan kent: Lizbon!
Yaşam
https://www.haberturk.com/gece-yarisi-uyanan-kent-lizbon-1912647
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanı Ziya Bülent Öner'den mazbatasını teslim aldı. Buradan Saraçhane'deki İBB binasına gelen İmamoğlu, görevi İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'dan devraldı. İmamoğlu, devir teslim töreninin ardından kendisini bekleyen vatandaşlarla seslendi. İmamoğlu burada yaptığı konuşmada, "Şunu bilin, seçimin kazananı biz ya da buradakiler değil. Seçimin kazananı İstanbul ve Türkiye'dir. Benden önce bu şehre iyi işler yapmış kim varsa teşekkür ediyorum. Bu şehre emeği geçen herkesten Allah razı olsun" dedi
HABERTURK.COM
Büyükşehir Belediye Başkanı , İstanbul İl Seçim Kurulu'na mazbatasını almak için geldi. İmamoğlu'na eşi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu  ve partililer eşlik etti.  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanı Ziya Bülent Öner'den teslim aldı. İmamoğlu burada yaptığı açıklamada, "Değerli başkanımıza teşekkür ediyorum. Ben de tabii her şeyden önce şehrimize, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. İstanbul'umuz hem Türkiye'mizin hem Avrupa'nın en büyük kenti. En doğru işleri yapacağımız bir 5 yılı umarım hep birlikte yaşarız. Tek tek 39 ilçenin, ilçe seçim kurulu başkanlarına, heyetlerine, ilçe seçim kurulu müdürlerine, sandık kurulu üyelerine, sandık kurulunda görev alan tüm siyasi parti temsilcilerine, demokrasinin ana teminatı olan sandıklardan çıkan neticeyi ulaştırarak demokrasiye katkı sunan demokrasi neferlerine teşekkür ediyorum. Gerçekten en büyük teminattır seçim. Bu bağlamda mutluluğumu ifade etmek isterim. Espriyi yenileyerek sözlerimi tamamlayayım, bugünkü mazbatamda çoğunluğu kadın olan heyetin imzasıyla görevimi teslim alacağım. Bu aynı zamanda yapacağımız kamu görevinde toplumsal cinsiyet adına değerli mesajdır. Bu mesajı da İstanbul'un şehremini olarak taşıyacağımdan gurur duyuyorum. Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum, sağ olun" dedi Mazbatasını alan İmamoğlu, İBB Binası'na gelerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Yerlikaya'dan görevi devraldı. Devir teslim töreninde konuşan Yerlikaya ve İmamoğlu şu ifadeleri kullandılar: Vekaleten ifa ettiğim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini bugün, şimdi sayın Ekrem  İmamoğlu'na devrediyorum. Kendisini tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Allah hayırlı uğurlu etsin. Bu süre içeresinde beraber çalıştığımız büyükşehir ailesine, İstanbullulara sevgiler saygılar sunuyorum. Ben de sayın valimize çok teşekkür ediyorum. Biraz önce mazbatamızı şimdi büyükşehir belediyesinin mührünü devraldım. Bu şehre belediye başkanlığı yapmanın kutsallığını herkes biliyor ama şu anda en çok ben hissediyorum diye düşünüyorum. Allah mahcup etmesin. İstanbul'un her şeyine sahip çıkacak, doğrular yapmaya çalışacak, yanlışlardan sakınacak işler yapmayı düşünüyorum. Hep beraber İstanbul için çalışacağımız için herkese söz veriyorum. Herkesle uyum içerisinde çalışmayı temenni ediyor ve diliyorum. Hepimize başarılar diliyorum. Dediğim gibi Allah mahcup etmesin. İmamoğlu daha sonra Saraçhane'deki belediye binası önünde kendisini bekleyen vatandaşlara seslendi. İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: Bugün İstanbul'un bayramı. İstanbul'a hayırlı olsun. 31 Mart gecesi durdurmak istedikleri saati 23 Haziran'da millet çalıştırdı millet. Milletin iradesini hiçbir güç geri çeviremez. Milletin iradesini hiç kimse ama hiç kimse yok sayamaz. Milletin iradesine ve milletin emanetini iade etmeye çalışırsanız millet de öyle bir karar alır ki, bunun önünde hiç kimse ama hiç kimse duramaz. Sizler bunu ispat ettiniz. İstanbul bunu ispat etti. Milletin iradesini yok sayanlara İstanbul size dedi öyle bir ders veriyorum ki, alın 806 bin defa millet iradesini İmamoğlu'na teslim ediyorum. Millet ne yaptı? Millet iradesi öyle bir  ders verdi ki, 'Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi' dedi. İstanbullu dedi ki, benim adalet duygularımla oynayamazsınız, İstanbullu dedi ki, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İstanbullu 23 Haziran'da Cumhuriyet'e ve demokrasiye olan bağlılığını tescilledi. Bu tescil dünyaya da şunu gösterdi, Türkiye herhangi bir Ortadoğu ülkesi değildir, Türkiye damarlarına kadar demokrasiye inanmıştır. İstanbullu sadece bize oy verenler değil, bütün İstanbullular tüm barışçıl duygularıyla adalete inanan, tüm duygularıyla. Ben bu şehrin 16 milyon insanına teşekkür ediyorum, hiç ayrım yapmaksızın. Hep beraber demokrasiye verilen zararı tadil ettik, demokrasiyi hiçe sayanları bir kez daha milletçe yok saydık. O bir avuç insan yok hükmündedir. Eşitiz biz. Zengini, fakiri eşitiz. Eşitlik duygusu çok önemli. Yok ayrımcılık, Türk, Kürt herkes eşit. Ermeni'si, Rum'u, Süryani'si, Yahudi'si, Arab'ı, Arnavut'u herkes eşit. Milletçe biriz biz biriz. Sünni'si Alevi'si hep bir aradayız. Hristiyan'ı, Musevi'si birlikte mutlu olacağız. Birlikte mutluluk yaşatacağız bu kente. 16 milyon bütün hemşerilerimi, 16 milyon vatansever olarak bu millet için, bu devlet için her zaman hizmeti en önemli karakter biliriz. Bunun mücadelesini verdik. 23 Haziran bir kez daha bu şekilde büyük bir mesajı vermiştir İstanbul'a. İttifak partilerimize teşekkür ediyorum. Evladı olduğum, beni yetiştiren ve bugüne getiren Cumhuriyet Halk Partisi'ne teşekkür ediyorum. Genel Başkanım sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. İttifak partimiz İYİ Parti'ye çok teşekkür ediyorum. Saygıdeğer genel başkanı sayın Meral Akşener'e teşekkür ediyorum. Partilerimizin tüm çalışanlarına, emekçilerine, her iki il başkanıma, onların nezdinde ilçe başkanlıklarına, kadın, gençlik kollarına, milletvekillerine, parti meclisi üyelerine, genel başkan yardımcılarına çok ama çok teşekkür ediyorum. Canan Kaftancıoğlu'na, Buğra Kavuncu'ya teşekkür ediyorum. Tüm siyasi partilere teşekkür ediyorum. Bu süreçte demokrasiye katkı sundukları için, bize destek veren, vermeyen tüm siyasi partilere teşekkür ediyorum. Ama ben biliyorum çok kıymetli oylarını alsak da almasak da eşit vatandaş olarak hepsine gururla hizmet sunacağım gururla. Ve özellikle siyasi partilere teşekkür ederken hem destek olan hem demokrasiye katkı sunan HDP'li hemşerilerime teşekkür ediyorum. AK Partili hemşerilerime teşekkür ediyorum. MHP'li hemşerilerime teşekkür ediyorum. DSP'li, BBP'li, BTP'li, Vatan Partili, Demokrat Partili dostlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca demokrasiye her ortamda katkı sunarak adaylığını devam ettiren Vatan Partisi adayına da teşekkür ediyorum. Ama özellikle demokrasiye büyük katkısı olan her zaman demokrat duruşuyla sürece katkı sunan Saadet Partisi'ne teşekkür ediyorum, adayına teşekkür ediyorum. Ben İstanbul halkının öncüleri olarak bize her ortamda, her aşamada sahip çıkan yanımızda olan, kampanyaya katkı sunan İstanbul gönüllülerine teşekkür ediyorum. İstanbul gönüllülüğü kavramı sadece seçimle kalmayacak, bugün itibarıyla bütün İstanbul'u İstanbul Gönüllüsü olmaya davet ediyorum. Değerli dostlar, güzel insanlar Haziran ayı itibarıyla bu önemli kampanyamıza destek olan, yanımda olan kampanya çalışanlarına, basın danışmanıma, basın heyetime, bütün danışmanlarıma, yol arkadaşlarıma, çalışma arkadaşlarıma, emekçilerime, bu meydanları bize hazırlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin yaratıcı insanlarına, Türkiye'nin iş insanlarına, Türkiye'nin emekçilerine kısacası o büyük kalpleriyle İstanbul'un çocuklarına teşekkür ediyorum. Enerjisiyle beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan İstanbul'un gençlerine teşekkür ediyorum. İstanbul'un kadınlarına teşekkür ediyorum. Toplumun vicdanlı kadınlarına teşekkür ediyorum. Bu şehrin beyefendilerine, insanlarına, güzel hemşerilerime teşekkür ediyorum. Ama özellikle altını çizerek cesaretleriyle bugüne kadar yanımızda olan bundan sonra da yanımızda olacağına inandığım sanatçılara teşekkür ediyorum. Hepinize şunu söyleyeyim; Ekrem İmamoğlu'nun size söz verdiğim gibi İstanbul'da israf bitecek, tasarruf başlayacak. Gelir adaleti başlayacak. Hakça, hukuka uygun eşit bir şekilde İstanbul'un nimetlerini 16 milyon insana paylaştıracağım. Biliyorum benim sefer görev emrim çıktı. Kendimi bu şehrin insanlarına, kendimi bu şehrin çocuklarına, gençlerine adayacağım ve sizler için gece gündüz çalışmaya söz veriyorum. Artık zaman kaybetme vaktimiz bitti. Hiçbir lüksümüz yok. Gece gündüz çalışmamız lazım. Seçim bitti. Bu yaptığımız İstanbul buluşmasıyla artık hepinizin bana yardımcı olmasını istiyorum. Çözüm üreteceğiz, hep birlikte. İstanbul'a herkesin gönül vermesini istiyorum. Hep birlikte yardımcı olacağız birbirimize. Her yere göz kulak olmanızı istiyorum. Bana yardımcı olmanızı istiyorum. Hep birlikte İstanbul'da benimle beraber çalışmaya hazır mıyız? Birlikte İstanbul'u ayağa kaldıracağız. İş insanlarına mali anlamda hazır olan iş insanlarına sesleniyorum. İlk etapta başta kreş kampanyamız olmak üzere çocuklara ve sosyal anlamdaki birçok projemize eşlik etmelerini bekliyorum. İstanbul'un her kesimini bu süreçte seferberliğe davet ediyorum. Kıymetli dostlar, biz bu şehrin inançlarını, kurucu değerlerini hep birlikte var edeceğiz. Şehrin her kesimini, insanlarına saygınlık kazandıracağız. Göreceksiniz başka bir mutluluk, sevgi, saygı ve huzur ortamı inşa edeceğiz. Hepinizden, bütün İstanbul'a sesleniyorum; bugün itibarıyla trafikte korna çalmayacağız. Yolda giderken arabadan, camdan dışarıya çöp atmayacağız. Atanları uyaracağız. İstanbul'u hep birlikte temiz tutacağız. Yaya geçidinde bir yaya gördüğümüzde ona araçlar ve şoförler yol verecek. Uygar bir şehir olacağız. Otobüste, metroda yaşlı bir hemşerimize, hamileye, engelliye yol vereceğiz, yerimizi vereceğiz, kibar, uygar İstanbullular olacağız. Bu şehirde her yönüyle başka dönem başlatıyoruz. Biz bu şehrin her anını sizinle paylaşacağız, şeffaf, katılımcı bir İstanbul olacağız. Hiç kimseyi dışarıda bırakmayacağız. İstanbul adil bir kent olacak. Hızlıca hizmet üretecek. Buradan duyurmak istiyorum, işine sahip, alın teri döken ve bu şehir için çalışan kişiye partiye değil 16 milyon İstanbul için çalışan, her büyükşehir belediye çalışanın yeri başımın üstü. Ama başka öncelikleri olan varsa, iş hukukuna, iş ahlâkına göre davranmıyorsa, belediyede başka işler peşinde koşuyorsa benim onunla beraber işim olmaz. Liyakatiyle çalışanları başımızın üstünde tutacağız. Bu şehirde biz onlar diye bir ayrım olmayacak. Biz bu şehrin 16 milyon insanını rengi, ahengi olarak görüyoruz. Biz bu şehirde kaynakları adil dağıtmaya geliyoruz. Bu şehir bir hoşgörü şehri olacak. Herkesi içine katan. Şunu bilin, seçimin kazananı biz ya da buradakiler değil. Seçimin kazananı İstanbul ve Türkiye'dir. Benden önce bu şehre iyi işler yapmış kim varsa teşekkür ediyorum. Bu şehre emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Biz bu şehrin yaşayanlarını barıştıracağız. Siyasette kirli dili yok edeceğiz. Partizanlığı bu binalardan söküp atacağız. Artık liyakat, adalet var. Ne demiştik? Yolumuz uzun. Ne demiştik? Heyecanımız var, gençliğimiz var. Çalışacağız ve başaracağız. Kimsenin şüphesi olmasın. Allah şahit, çok çalışacağım, benimle gurur duyacağınız işler yapacağız. Bize hatamız olduğunda lütfen bizi uyarın. Bize önerilerinizi yollayın. Bizi yalnız bırakmayın. Bizi eleştirin. Bizim arkamızdan başka işler çevirenler varsa onlardan da bizi koruyun. Var mıyız? Biz şunu söylüyoruz. Bu şehrin çoğunluğu millet, bu şehrin insanları hizmet bekliyor. Biz ne dedik? Kişilere değil partilere değil biz İstanbul'a hizmet etmeye geliyoruz. Onların sevgisi, onların güzel duyguları her sabah kalktığımızda bizi şarj edecek güne enerjik başlayacağız. Bu şehrin güzel renkleriyle, çok güzel işler başaracağız. Tüm takımlarıyla Galatasaray, Fener'i, Beşiktaş'ıyla çok güzel işler başaracağız. Bu alanda giderken bana  dualarınızı esirgemeyin. Yardımınıza, desteğinize ihtiyacım var. Ben kendimi 16 milyon İstanbul'a emanet ediyorum. Sizlerle birlikte çok güzel işler başaracağız. Sizleri de Allah'a emanet ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. Her şey güzel olacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevi devralmasının ardından belediyenin Twitter hesabından "Yeni bir başlangıç" paylaşımı yapıldı.
27.06.2019 - 16:20
haberturk
['istanbul', 'ekrem imamoğlu', 'devir teslim töreni', 'son dakika', 'son dakika haberi', 'ekrem imamoğlu mazbata', 'mazbata', 'imamoğlu mazbata', 'saraçhane', 'imamoğlu ne zaman göreve başlayacak']
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu görevi devraldı
Gündem
https://www.haberturk.com/ibb-baskani-imamoglu-bugun-goreve-basliyor-2499230
İntihara teşebbüs ettiği iddia edilen Galatasaray ve Kolombiya Milli Takımı'nın eski kalecisi Faryd Mondragon, hastaneden taburcu edildi.
null
Galatasaray ve Kolombiya Milli Takımı'nın eski kalecisi Faryd Mondragon, "metabolik dengesizlik" teşhisiyle götürüldüğü hastaneden taburcu edildi. Sosyal medyadaki Instagram hesabında yaptığı paylaşımda, ailesiyle evinde çekilen bir fotoğrafa yer veren 44 yaşındaki Mondragon, "Dünyanın dört bir yanından gönderdiğiniz destek mesajları için teşekkür ederim. Evimde, ailemin de desteğiyle hastalığımı atlatmaya çalışacağım. Hastane personeline bana göstermiş oldukları sevgiden dolayı minnettarım" ifadelerini kullandı. Mondragon'un ailevi sebeplerden dolayı depresyonda olduğunu savunan Kolombiya basını, 2014 FIFA Dünya Kupası'nın ardından aktif kariyerini noktalayan oyuncunun, kullandığı ilaçlardan aşırı dozda alarak intihara kalkıştığını iddia etmişti. Haberlerde, hastanede bulunan savcılık yetkilisinin, Mondragon'un intihar girişiminde bulunduğu iddiasını soruşturduğu paylaşılmıştı. Mondragon'un aşırı dozda ilaç aldığının yapılan farklı testlerde de ortaya çıktığı öne sürülmüştü. Güney Amerika ve Avrupa'da 12 kulüpte forma giyen Mondragon, 2001-2007 yıllarında da Galatasaray'da oynamıştı. Faryd Mondragon (@farydmondragon) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ( )
14.01.2016 - 12:42
Anadolu Ajansı
['Spor', 'Futbol', 'Galatasaray']
Mondragon hastaneden çıktı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/mondragon-hastaneden-cikti,62uKvqn_3UWzEm0QTFimOw
Kabine revizyonunun açıklanmasının ardından yeni bakanlar Başbakanlık Merkez Bina'ya gelerek Erdoğan ile görüştü.
null
Yeni kabine belli oldu, 10 bakanlıkta görev değişmi yapıldı. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Başbakanlık Merkez Bina'da basın açıklaması yaparak yeni kabineyi açıkladı. Açıklamanın ardından Başbakanlık'ta hareketli saatler yaşandı. Yeni bakanlar Başbakanlık Merkez Bina'ya gelerek Başbakan Erdoğan ile görüştü. Yaklaşık 4 saat süren görüşmenin ardından önce bakanlar 04.00 sıralarında da Başbakan Erdoğan, binadan ayrıldı.
26.12.2013 - 03:49
null
[]
Yeni bakanlardan Erdoğan'a ziyaret
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yeni-bakanlardan-erdogana-ziyaret,llm7_m5xv0q6YB9RpV2irQ