abstract
stringlengths
1
1.01k
author
stringclasses
118 values
content
stringlengths
1
55.8k
date
stringlengths
18
32
source
stringclasses
50 values
tags
stringlengths
2
284
title
stringlengths
6
166
topic
stringclasses
45 values
url
stringlengths
48
180
Bosna Savaşı'nda kurulduğunda 16 yıl sonra dünyanın gündemini sarsacağını kimse tahmin etmiyordu. Örnekleri Batı ülkelerinde olan İHH, 110 ülkede örgütlü ve İslami görünümden gocunmayan bir vakıf. Şimdi büyük bir para akışının gelmesi bekleniyor.
null
İSTANBUL - Kısa adı İHH, açılımı İnsani Yardım Vakfı. Gazze'ye yardım gündeme gelmeden önce muhafazakar kesim dışında pek tanınmıyordu ancak İsrail'in Mavi Marmara gemisine kanlı saldırısı vakfı sadece Türkiye'nin değil dünyanın gündeminin merkezine oturttu. 9 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla son yılların en büyük krizinin odağında olan kuruluşun geçmişine ve bugününe yakından bakıyoruz. İsrail'in uluslarası sularda yardım gemilerine yaptığı müdahale bir kurumu öne çıkardı, İnsani Yardım Vakf'ını (İHH). Yardımın öncülüğünü de yapan İHH nasıl bir kurum, neler yapar, vakfı nasıl anlamalıyız? İHH Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Korkmaz, İHH'yı anlamanın yolunun yardım götürdükleri insanlarla görüşmek olacağını söylüyor ancak İHH için siyasi amaçlar taşıdığı, hatta terör örgütleri ile ilgisi olduğu yolunda iddialar da var. Ömer Faruk Korkmaz, "Bizi anlamak için bizim arazide yapmış olduğumuz çalışmaları gidip yerinde görmek lazım. Bizi anlamak için gidip yetimlerle görüşmek lazım, depremden etkienmiş bölge insanlarla görüşmek lazım" diyor. İHH'yı tüm dünyada tanınır hale getiren Gazze'ye yardım konvoyunun başına gelenler oldu. Aslında 1994 yılında kurulan İHH muhafazakar kesimde bilinen bir kurum. Kuruluşu Bosna Savaşı'na dayanıyor. Yazar Yıldız Ramazanoğlu, vakfı "1995'te Bosna'ya yardım götürmek için ilk defa harekete geçmiş bir kurum. Başlangıçta sadece Bosna'ya ardından Kosova'ya, sonra Çeçenistan'a yarıdm götürmeye başladı" sözleriyle anlatıyor. Yıllar ilerledikçe İHH daha da büyüdü ve bugün dünyanın birçok ülkesinde faaliyet yürüten bir kurum halide geldi. Gazeteci Abdurrahman Dilipak, vakıf için şunları söylüyor: "Bu kurum dünyanın en büyük kurumlarından bir tanesi. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan 110 ülkede örgütlü, 60 ülkede insani yardım kampanyası yürüten bir kurum. Özellikle de risk bölgelerinde vardı, Bosna'da vardı, Afganistan'da vadı. Zor şartlarda çalışan ve hiç de misyonerlik yapmayan, yardıma muhtaçla yardım edeni buluşturan aslında bir insani network." Yazar Yıldız Ramazanoğlu, İHH'nın yardımlarına tanıklık da etmiş bir isim aynı zamanda: "Birlikte ben de 2 defa seyahat etitm. Birincisi Cibuti'ye, Afrika'ya bir kurban bayramında kurban eti dağıtmak için, ikincisi de yine İsrail'in saldırılarından sonra yerle bir olmuş Lübnan şehirlerini görmek, o mülteci kamplarını ziyaret edip yardım götürmek için. Ben İHH gönüllüsü olmaktan gurur duyuyorum. Onlarla Afrika deneyimim unutulmaz ve çok tramvatik. Gittiğimizde ordaki insanların orda karşı karşıya olduğu durum inanılmaz, nasıl denir, tahayyülümüzü aşacak bir yoksulluk..." Peki, bu kadar ülkeye nasıl ulaşabiliyor İHH? İHH Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Solmaz, organizasyon hakkında şu bilgileri veriyor: "Yerel olarak hiçbir ülkede şubemiz yok. Resmi olarak İHH adına hiçbir kuruluşumuz yok ama faaliyet yapacağımız ya da beraber çalışmak istediğimiz ülkenin en güvenilir sivil toplum kuruluşu ile partner olarak çalışıyoruz. Ve üzerinde önemle durduğumuz konu bu kuruluşların legal kuruluşlar olması, kayıtlı olması..." Müslüman olmayan ülkelere de yardım yaptıklarının altını sık sık çizen İHH yetkilileri, partner kuruluşlar konusunda önyargıya da sahip değiller: "Kızılhaç'tan bahsediyoum ambleminde haç var. Bunlarla niye beraber çalışma içine giriliyor, çünkü bazı bölgelere biz giremiyoruz, onlar üzerinden girmemiz gerekiyor. Onlar bazı bölgelere giremiyor, bizim üzerimizden giriyorlar. Darfur'da çalışmak istediği zaman Kızılhaç bizim üzerimizden giriyor, Mesela Kızılhaç'ın Sudan hükümeti ile problemleri var, bakıyor Sudan hükümeti ile kimin arası iyi, İHH'nın iyi. Bizim üzerimizden yardım yapıyor" Gazeteci Ahmet Hakan Coşkun'a göre, İHH'nın asıl duyarlılığı Müslüman dünyasında yaşanan felaketlere. Ahmet Hakan, şunları söylüyor: "Bir tür prpoganda olarak kullanıyor olabilirler, insani yardım yapıyoruz mesajının altını çizmek için de bunu yapıyor olabilirler. Pragmatik bir şey de olabilir, ben bir misyonerlik faaliyeti içinde olduklarını sanmıyorum. Daha çok Müslüman dünyadaki felaketlere karşı duyarlılık var. Böyle bir eleştiri de var, bu eleştirilerden kaçmak için de yapıyor olabilirler bunu, gönüllerinden öyle geldiği içinde yapıyor olabililer..." Peki, iHH tüm bu çalışmalar için nasıl para buluyor? Hatta nasıl gemi alabiliyor, bir şeffaflık sorunu var mı? Ahmet Hakan, bu soruya şu yanıtı veriyor: "Bence şeffaflık sorunu var. Şöyle, bu tür yardım kuruluşlarının olağanüstü şeffaf çalışmaları gerekiyor ki bu tür kuşkuları giderebilsinler. Akla gelebilecek kuşkuları giderebilmesi şeffaflıktan geçiyor fakat bunu mesele etmiyolar, bunu büyük bir dert haline getirmiş değiller. Suçlama için söylemiyorum, benim bir kuşkum yok, insanların çoğunu tanıyorum, orada bir mesele olmadığı kanaatindeyim ama toplumu rahatlatmanız gerekiyor." İHH yetkilileri tek gelirlerinin bağışlar olduğunu söylüyor. Ömer Faruk Solmaz, şu açıklamayı yapıyor: "Mesela Gazze'ye gemi çıkaracaksınız veya bir yerde bir faaliyet yürüteceksiniz ya da Haiti'ye yardım yapacaksınız. Bizim yaptığımız son derece basit bir şey, bunu kampanyaya dönüştürüyoruz, afişliyoruz, televizyonlara reklamlar veriyoruz, ona göre sizin havunuz dolmaya başlıyor. Gelen paralar bankaya giriyor, sonra bunlar projelendiriliyor. Proje bazında para harcanıyor. Bütün hesabı kitabı bankada takip edilen bir vakıftır İHH, teftiş edilen bir vakıftır." Peki, İHH'daki İslami görüntünün kaynağı ne? Gerçekten İslamcı siyaset yapan bir kurum mu İHH? Bu soruya İHH Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Korkmaz, "Buradaki insanların büyük kısmı genel olarak dindar insanlar. Çünkü bu ülke Müslüman bir ülke, bu ülkenin Müslümanlarının kurmuş olduğu bir vakıf burası, bu konuda gocunmayız, bu doğru bir tespittir. Ama bu tespitin doğru olması demek önümüze gelen Yahudi'ye karşı negatif düşünceler taşıyacağımız anlamına gelmez" şeklinde yanıt veriyor. Yazar Yıldız Ramazanoğlu ise "Tabi ki İslami bir tarafı olabilir. Çünkü kurucuları Müslüman ve dindar insanlar. Dolayısıya dindar insanların daha çok katılımı olmuş olabilir ama İHH'nın katılımcıları arasında sadece dindarların olduğunun düşünülmesi çok yanlış olur" diyor. Gazeteci Ahmet Hakan Coşkun, "İslami camiaların, cemaatlerin yapılarında kendilerine özgü yardım kuruluşları oluşmaya başladı. İHH'da burada 'tırnak içinde' biraz daha radikal diyebileceğimiz İslamcı grupların yardım örgütü olarak belirdi" değerlendirmesini yapıyor. Helsinki Yurttaşlar Derneği Koordinatörü Emel Kurma'ya göre ise İHH'yı Avrupa'daki bazı örneklerle kıyaslamak mümkün. Emel Kurma, şu görüşleri dile getiriyor: "İHH'yı belki birazcık da dünya ile değerlendirmek lazım. Bir anlamda bir tür kıyaslanabileceği şey, örneğin dünyadaki barış hareketinin arkasında birçok Hristiyan kuruluş vardır. Hristiyanlıkla bağlantılı kuruluş vardır. Örneğin Latin Amerika'daki hak mücadelesinde yerlilerin haklarının savunulmasında kilise çok önemli rol oynamıştır. Veya Lübnan'daki barış hareketinin arkasında da dediğim gibi hayır ve yardım işiyle esasen uğraşan ve Hristiyanlıkla bağlantılı Cizvitler olmuştur." İsrail'in yardım gemilerine yönelik saldırılarının ardından yapılan protesto gösterilerinde Hamas lehine sloganlar hep dikkat çekti. İHH Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Korkmaz'a göre, bu tür sloganları kontrol etmek kolay değil: "Bu tip organizasyonları biz yapmıyoruz, orada herkes var, dolayısıyla kontrol etmeniz mümkün değil. Bunların hepsini İHH'ya mal edemezsiniz, orada İHH'nın dışında kimseler de geliyor, zaman zaman atılan sloganlar bazı çevrelerin rahatsız olduğu sloganlar oluyor. Benim de rahatsız olduğum sloganlar var." Gazeteci Ahmet Hakan'a göre ise Hamas'ı desteklemek terörü desteklemek anlamına gelmiyor. Ahmet Hakan, "Bu çok zor bir konu, insanlar Hamas'ı destekliyorlar, bunu açıkça söylemeseler bile desteklediklerini düşünüyorum. Ben bunu da yadırgamıyorum açıkçası, çok tuhaf da karşılanacak bir şey değil. Hamas'a 'terör örgütü' deyip Taksim'de Hamas'a destek sloganları atanları da 'terörist örgütü destekliyorlar' dersek çok kestirme bir sonuca varmış oluruz. Bu kompleks yapıyı herkesin çok iyi anladığını sanmıyorum" diyor. İHH gönüllüsü ve yazar Yıldız Ramazanoğlu, İHH'nın herkesi kucaklayan bir organizasyon olduğu vurgusunu yapıyor: "Aslında İHH gerçekten herkesi kucaklamak isteyen, hiçbir insanı dışarıda bırakmak istemeyen bir organizasyon. Zaten öyle olmasaydı, ayrımcılık içinde olan bir kurum olsaydı mesela ben orda olmazdım, birçok insan da olmazdı. Parantez içinde söylemek gerekirse Yahudi halkının başına birşey geldiği takdirde yine filoların kurulup oraya bizlerin koşmamız söz konusu olacaktır ve bu geminin içinde hepimiz yer alacağız." Peki, son yaşanan olaylar hakkında İHH yetkilileri ne düşünüyor? Yardımlar ulaşmadı, hayatlarını kaybeden insanlar oldu? Tüm bu yaşananlar bir sonuç ortaya çıkardı mı? Ömer Faruk Kokmaz, şu ifadelerle bu sorulara yanıt veriyor: "Biz doğru bir şey yaptığımızı düşünüyoruz. Çünkü bu yapılmalıydı, Gazzenin meselesi dünya gündemine taşınmalıydı. İsrail gemilerin geçmesine izin verebilirdi, ne dünya duyardı ne de kimse ama şimdi tüm dünya basının gündemine girmişse bu mesele, bu şehitlerin kanı herhalde Gazze'deki ambargonun kaldırılmasına önemli bir adım olacak." Gerçekten Gazze'ye yönelik abluka, yardım gemilerine yönelik İsrail saldırısı nedeniyle dünya gündemine taşındı. Bu işin mimarı olarak da İHH ilgi odağı oldu. Ahmet Hakan Coşkun'a göre, İHH artık daha fazla yardım toplayacak: "Bence en can alıcı soru bu, İHH bundan sonra ne olacak? Bence bundan sonra dünyanın dört bir yanından, sadece Türkiye'den değil, dünyanın dört bir yanından yardımlar alacak. Çok güçlenecek, büyüyecek, bunu hisediyorum. Hem Avrupa'dan hem İslam dünyasından büyük bir para alkışı sağlanabilir." Ahmet Hakan, İHH'nın bu ilginin iyi yönetemeyeceği görüşünü savunuyor: "İHH'nın burada yapması gereken 2 şey var. Bir tanesi abartılı bir şeffaflık, ikincisi de hemen kurumsallaşma. Bu iki unsuru yapar ve yönetirse, yönetebilirse, yönetmeyi başarırsa uluslarası çapta bir yardım kuruluşu olabilir. Bir de bu ideolojik yönleriyle ilgili kendisine yeneltilen eleştirileri cevaplayabilir, bütün insanların kalbinde taht kurmayı başabilirse büyük bir başarı sağlamış olur. Ama ben bütün bu devinimleri, bütün bu atakları yapabilecek bir potansiyel görmüyorum maalesef." Her ne kadar kendileri bir yardım kuruluşu olduklarını söylese de İHH toplantıları bir yardım kuruluşu toplantısının çok ötesinde görüntülere sahne oluyor. Şimdi akıllardaki soru dünyada ve Türkiye'de bu kadar ilgi çeken kurum gelecekte neler yapacak? Bu sorunun yanıtı zaman içinde gelecek.
09.06.2010 - 01:00
NTV Haber
['Türkiye']
İHH hakkında bilmediğiniz her şey
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ihh-hakkinda-bilmediginiz-her-sey,qt-1tRFs7EW7O1t3lubq5A
Düzce’de 6-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek olan Yakın Karadeniz Baja Rallisi’nin tanıtım toplantısı İstanbul'da yapıldı. Toplantıya İstanbul Valisi Vasip Şahin, Düzce Valisi Zülkif Dağlı ve Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş de katıldı.
(İHA)
Düzce’de 6-10 Eylül tarihleri arasında ikincisi yapılacak olan Yakın Karadeniz Baja Rallisi’nin tanıtım toplantısı İstanbul'da yapıldı. İstanbul Valisi Vasip Şahin, Düzce Valisi Zülkif Dağlı, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanı Bekir Yunus Uçar’ın yanı sıra TSF Yönetim Kurulu Üyeleri, Düzce’deki ilçelerin kaymakamları ve sporcular toplantıda hazır bulundu. İstanbul Valisi Vasip Şahin, Düzce Valisi Zülkif Dağlı ve Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in salladığı bayraklarla yarışçılar için sembolik bir start verildi. Sembolik startın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Türkiye Motorsiklet Federasyonu Başkanı Bekir Yunus Uçar, çok mutlu oldukları bir günde buluştuklarını ifade ederek, “Düzce Valiliği ve Düzce Belediyesi’nin desteğini hissederek bu organizasyona başladık. Bu sene ulusal çapta ve uluslararası davetlilerin katıldığı bir organizasyon olacak. 450 KM’den fazla bir parkur olacak. Umut ediyorum ki Düzce’ye ve tüm ilçelerine bu organizasyon büyük bir katkı sağlayacaktır” diye konuştu. “Yakın Karadeniz Baja Rallisi’nin startına hoşgeldiniz” diyerek sözlerine başlayan Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, organizasyonun Düzce için çok önemli olduğunu ifade ederek, “Geçen sene de çok güzel oldu. Bu ralli, dünyanın bildiği tanıdığı en önemli rallilerden birisi olacak. Buna bütün kalbimle inanıyorum. Yerel yönetimler olarak elimizden gelen desteği vereceğiz. Düzce, dağından denizine muhteşem bir yer. Düzce’de alternatif doğa sporları çok gelişiyor ve bunlara ait alanlar gittikçe yaygınlaşıyor. Yakın Karadeniz Baja Rallisi hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in ardından konuşan Düzce Valisi Zülkif Dağlı, geçtiğimiz yıl göreve başlamasının ikinci gününde Baja Rallisi’nin startını verdiklerini hatırlatarak, “Şu anda Baja Rallisi’nin çok daha önemli bir noktaya geldiğini görüyoruz. Geçen yılki çalışmalarımız daha orta yolluydu ama bu yıldan itibaren daha profesyonel çalışmalara başlandığını görüyoruz. Düzce’de 4 etap halinde ve 4 gün sürecek olan bu yarış, eylül ayının başında başlayacak. Düzce, motor sporlarının yapıldığı en önemli il olmak üzere. Baja Rallisi’nin haricinde Kaynaşlı Motor Sporları Merkezi hizmete girdi. Cumayeri Belediyesi’nde Kenan Sofuoğlu’nun desteğiyle kurulan yarış pisti, eylül ayında hizmete girecek. İstanbul’a 1 saat 45 dakika, Ankara’ya da 2 saat uzaklıkta olan Düzce, bu bağlamda çok önemli bir il. Biz bundan sonra aynı desteği artarak vereceğiz. Motor sporları denildiğinde ilk olarak Düzce’nin akla gelmesini istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz” açıklamasını yaptı. Basın toplantılarının ardından Yakın Karadeniz Baja Rallisi’nin startı verildi. Yarışçılar, Düzce’de bulunan 7 ilçeyi temsil eden varış noktalarından geçerek rallinin startını gerçekleştirdi.
17 Ağustos 2017 Perşembe, 13:07
cumhuriyet
null
Yakın Karadeniz Baja Rallisi’nin tanıtım toplantısı yapıldı
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger_sporlar/805301/Yakin_Karadeniz_Baja_Rallisi_nin_tanitim_toplantisi_yapildi.html
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, "Doğalgaz piyasamızın büyüklüğü gibi etkenler de göz önüne alınarak bir doğalgaz ticaret merkezinin ülkemizde kurulmasını hedefliyoruz" dedi.
null
, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2017 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, enerji talep artışını sorunsuz karşılama ve arz güvenliğini sağlama hedeflerine değinen Albayrak, "Türkiye, Ortadoğu, Hazar Bölgesi ve Orta Asya gibi önemli petrol ve doğalgaz rezervlerince zengin kaynak ülkelere coğrafi olarak yakın konumda bulunuyor. Ülkemiz enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer alıyor ve önemli bir enerji ticaret merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor" değerlendirmesinde bulundu. Albayrak, arz güvenliği açısından ilk hususun doğalgaz olduğunu belirterek, bu alanda hem kaynak ülkeler açısından çeşitliliğin sağlandığını hem de tedarik yöntemleri açısından kullanılan yöntemlerin geliştirildiğini ifade etti. Berat Albayrak, Güneydoğu Avrupa'da sağlıklı işleyen bir gaz piyasasının olmadığını vurgulayarak, "Doğalgaz piyasamızın büyüklüğü gibi etkenler de göz önüne alınarak bir nin ülkemizde kurulmasını hedefliyoruz. Bu bağlamda gerek TANAP gerekse Türk Akımı projeleri bu hedefimize büyük katkı sağlayacaktır. Ülkemizde ilk defa kurulacak yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) projelerinin devreye alınması çalışmalarına da hız verilmiştir" ifadesini kullandı. FSRU projesi ile doğalgazın yüzer LNG ve gazlaştırma ünitesi ile iletim sistemi bağlantısı sağlanmasının amaçlandığını belirten Albayrak, "İskenderun ve Saros körfezlerinde her biri günlük 20 milyon metreküp olmak üzere iki adet FSRU'nun doğalgaz şebeke sistemine bağlantısının sağlanacağı projenin 2017'de mühendislik çalışmalarının sürdürülmesi ve 2019'da projenin yapım çalışmalarının tamamlanması planlanmaktadır" dedi. Albayrak, Türkiye'nin yıllık doğalgaz tüketiminin yaklaşık 50 milyar metreküp olduğunu hatırlatarak, son yapılan düzenlemelerle depolama kapasitesinin 10 milyar metreküp seviyelerine ulaşacağını bildirdi. Son 14 yılda petrol ve doğalgaz yurtiçi arama ve üretim yatırımları için 9,3 milyar dolarlık yatırım yapıldığına değinen Albayrak, "2016'nın 9 aylık döneminde ise 105 milyon dolar yatırım gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kamu olarak petrol ve doğalgaz alanında 2017-2019 yılları için 867 milyon dolar yurtiçi ve 4,31 milyar dolar yurtdışı yatırımı planlanmaktadır. Önemli bir saha olarak değerlendirdiğimiz Karadeniz’in derin sularındaki hidrokarbon potansiyelinin keşfedilmesi ve ekonomiye kazandırılması hedefi doğrultusunda 2018 yılında Batı Karadeniz’de bir adet derin deniz kuyusunun açılması planlanmaktadır" diye konuştu.
08.11.2016 - 12:16
Anadolu Ajansı
['Ekonomi']
Albayrak: Doğalgaz ticaret merkezinin kurulmasını hedefliyoruz
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/albayrak-dogalgaz-ticaret-merkezinin-kurulmasini-hedefliyoruz,KBYcrd27WUGZxFgJNdifWA
Bu yaz Fransa'da düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası için düzenlenen toplantıda, Fransız yetkililer, ülkelerine gelecek futbolseverlere güvence verirken, 2 milyon bilet için 16 milyon başvuru olduğu belirtildi.
null
Fransa'da 10 Haziran tarihinde başlayacak olan Avrupa Futbol Şampiyonası'na 100 gün kala, başkent Paris'te özel bir tanıtım etkinliği düzenlendi. Organizasyon için hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu belirten Fransa Spor Bakanı Thierry Braillard, "Güzel bir parti olacak" dedi. Terör saldırıları tehditleri sebebi ile güvenlik konusuna da değinen Thierry Braillard, takımlara ve maçları seyretmek için Fransa'ya gelecek olan futbolseverlere güvence verdi. Fransız Bakan, "Takımlar ve taraftarlar en üst düzeyde korunacak. Güvenlik önlemleri en üst düzeyde alındı. İçişleri Bakanlığı ile ortak çalışarak sorunsuz ve güvenilir bir şampiyona geçireceğiz" şeklinde konuştu. Fransa Futbol Federasyonu Başkanı Noel Le Graet ise, her şeyin hazır olduğunu belirtirken, maçların başlamasını sabırsızlıkla beklediğini söyledi. Karşılaşmaların biletlerinde yoğun bir talep olduğunu dile getiren UEFA, 2 milyonluk bilet için 16 milyon kişinin başvuru yaptığını açıkladı.
03.03.2016 - 07:09
Anadolu Ajansı
['Spor']
Avrupa Futbol Şampiyonası'na son 100 gün
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/avrupa-futbol-sampiyonasina-son-100-gun,lGZfss8wu0KM228fEdk8Gg
Milli futbolcu Serdar Gürler'in formasını giydiği La Liga takımlarından Huesca'da teknik direktör Leo Franco dönemi sona erdi. Franco, bir dönem Galatasaray formasını giymişti
AA
İspanya Birinci Futbol Ligi (La Liga) takımlarından Huesca, teknik direktör Leo Franco ile yollarını ayırdı. Milli futbolcu Serdar Gürler'in formasını giydiği Huesca Kulübü, ligde alınan kötü sonuçlar nedeniyle 41 yaşındaki Franco'nun görevine son verdi. Kariyerinde bir dönem Galatasaray formasını da giyen Franco yönetimindeki Huesca, bu sezon 8 haftada 1 galibiyet alırken puan cetvelinin de son sırasında yer alıyor.
10.10.2018 - 00:35
haberturk
['huesca', 'serdar gürler', 'leo franco']
Huesca'da Franco dönemi sona erdi
Spor
https://www.haberturk.com/huesca-da-franco-donemi-sona-erdi-2173930-spor
Stat ve Tesislerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Temelli, sosyal medya üzerinden sarı-lacivertli taraftarlara 'Hababam Sınıfı' müjdesi verdi.
cumhuriyet.com.tr
Ömer Temelli, pazar günü Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanacak Kayseri Erciyesspor maçında, Ertem Eğilmez'in unutulmaz 'Hababam Sınıfı' filmlerinde rol alan oyuncuların da tribünde olacağını açıkladı. Temelli'nin Twitter'dan paylaştığı şeklindeki tweeti, Fenerbahçeliler tarafından sevinçle karşılandı.
14 Mart 2014 Cuma, 17:53
cumhuriyet
null
Hababam Sınıfı, Saraçoğlu'na geliyor
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/50731/Hababam_Sinifi__Saracoglu_na_geliyor.html
AKP'nin 21 Mayıs'ta yapacağı kongreye dair kulisleri yazan Abdulkadir Selvi, AKP'nin gençlerden daha az oy almasını ise 'AK Parti bir süredir yeni bir hikaye yazamıyor' sözleriyle açıkladı.
cumhuriyet.com.tr
Hürriyet'in iktidara en ya yakın kalemi Abdulkadir Selvi, '2.Erdoğan döneminin kodları' başlıklı köşe yazısında 21 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yeniden genel başkanlığa döneceği AKP olağanüstü kongresi hakkında bazı kulis bilgilerini köşesine taşıdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "manifesto" gibi bir konuşma yapacağını ileri süren Selvi, "AK Parti bir süredir yeni bir hikâye yazamıyor. Türkiye’nin önüne yeni bir vizyon koyamıyor" dedi. Selvi, "AK Parti, 1. Erdoğan döneminde Türkiye’ye büyük hizmetler yaptı. 2. Erdoğan döneminde ise Türkiye’nin sıçrama yapması hedefleniyor. ‘Çare Drogba’ değil, ileri demokrasi" ifadesini kullandı. Abdulkadir Selvi'nin yazısından ilgili bölüm şöyle: 16 Nisan referandumu gösterdi ki, AK Parti gençlerden, eğitimli kesimlerden, büyük şehirlerden ve kendi döneminde oluşan yeni sosyolojiden daha az oy alıyor. Çünkü AK Parti bir süredir yeni bir hikâye yazamıyor. Türkiye’nin önüne yeni bir vizyon koyamıyor. Oysa 15 Temmuz’da darbeyi önleyen bir hareket olarak Türkiye’nin önüne demokrasi ve özgürlüklerden oluşan bir demet sunması gerekiyordu. Kitleler daha iyi bir gelecek sunduğu için AK Parti’yi hep iktidar yaptı. Yeni dönemin ipuçları açısından Erdoğan’ın kongre konuşması önemli olacak. Cumhurbaşkanı’nın “manifesto” gibi bir konuşma yapması bekleniyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, ileri demokrasi ve özgürlükleri esas alan, “Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesi”ni açıklamıştı. AK Parti kongresinde konuşma metninden ayrı olarak, “İleri demokrasi belgesi” yayınlanmıştı. AK Parti, 1. Erdoğan döneminde Türkiye’ye büyük hizmetler yaptı. 2. Erdoğan döneminde ise Türkiye’nin sıçrama yapması hedefleniyor. ‘Çare Drogba’ değil, ileri demokrasi...
11 Mayıs 2017 Perşembe, 09:27
cumhuriyet
null
Abdülkadir Selvi: 'AK Parti bir süredir yeni bir hikaye yazamıyor'
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/738266/Abdulkadir_Selvi___AK_Parti_bir_suredir_yeni_bir_hikaye_yazamiyor_.html
Verimli geçen palamut avcılığının ardından balıkçının yeni umudunun denizlerin kraliçesi lüfer oldu...
null
Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (Sür-Koop) Genel Başkanı Ramazan Özkaya, yaptığı açıklamada, balıkçının sezona palamut bolluğuyla neşeli başladığını söyledi. Son 10 yılın en verimli balıkçılığının yaşandığını anlatan Özkaya, şunları kaydetti: "Palamut bu sene balıkçıların yüzünü güldürdü. Son 10 yılın en verimli palamut avcılığı yapıldı bu yıl. Balıkçının da vatandaşında morali yüksek. Bu ayın sonuna kadar palamut avı devam eder, ondan sonra da lüfer ve hamsi başlar. Palamudun ardından balıkçının yeni umudu lüfer diyebiliriz. Özellikle Karadeniz ve İstanbul boğazında lüfer bolluğu olmasını bekliyoruz. Ancak palamudun bol olduğu dönemlerde hamsinin az olduğu gözlemlenmiştir. İnşallah bu yıl hamsi de lüfer de bol olur, hem balıkçımızın hem de vatandaşın yüzü gülmeye devam eder." Tekirdağ Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Erdal Coşkunçay da, Tekirdağlı balıkçıların büyük umutlarla eylülde denize açıldığını ve palamut bolluğunun sevindirdiğini söyledi. -"Sezon oldukça bereketli geçiyor" Tekirdağdan gırgırlarla açılan balıkçıların, Marmara Denizi daha sonra ise Karadenize geçtiklerini ifade eden Coşkunçay, "Sezon oldukça bereketli geçiyor. Bu yıl gerçekten son yıllara göre balık bolluğu yaşanıyor. Özellikle palamudun bol olması balıkçıları sevindirdi" diye konuştu. Balıkesirli balıkçı Yüksel Dursun da yaklaşık bir haftadır Tekirdağ açıklarında avlandıklarını söyledi. Birkaç hafta sonra palamut sezonunun sona ereceğini ve lüfer sezonunun başlayacağını anlatan Dursun, "Bu sene palamut bol miktarda vardı. Göç ile beraber palamutta azalma var. Önümüzdeki günlerde lüfer akımı olacak. Lüferin bol olacağını düşünüyoruz. Ümidimiz palamutla başlayan mutluluğun lüferle devam etmesi." diye konuştu.
21.10.2016 - 11:50
haberturk
['lüfe']
Denizlerin kraliçesi lüfer, balıkçılara umut oldu!
Yaşam
https://www.haberturk.com/yasam/haber/1313325-denizlerin-kralicesi-lufer-balikcilara-umut-oldu
Beşar Esad rejimi ve terör örgütü DEAŞ'ın vardığı anlaşma sonucu, teröristler ve rejimin kontrolü altında yaşamak istemeyen sivilleri tahliye eden ilk konvoy yola çıktı
AA
AA muhabirinin Yermük Kampı'ndaki yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, ve Beşar Esad rejimi anlaşmaya vardı. DEAŞ'lıları ve rejim kontrolünde yaşamak istemeyen sivilleri taşıyan ilk konvoy kamptan ayrıldı. DEAŞ'lı teröristlerin 7 otobüsle, Humus ilinde Badiya olarak bilinen çöl bölgesindeki mevcut DEAŞ mensuplarının yanına gideceği öğrenildi. Sivilleri taşıyan 9 otobüs ise İdlib'e doğru yola çıktı. Tahliyelerin sürmesi bekleniyor. Yermük Kampı, Şam'ın 8 kilometre güneyinde yoğunluklu olarak Filistinli mültecilerin yaşadığı ve 16 kilometrekare alana yayılmış bir yerleşim bölgesi olarak biliniyor. Rejimin ilerlemesinden önce bölgenin batı kısmındaki 8 kilometrekarelik bölümü terör örgütü DEAŞ, doğu kesimindeki 7 kilometrekarelik bölümü ise Özgür Ordusu (ÖSO) kontrol ediyordu. Kampın kuzeyinde Esed rejimi ile DEAŞ arasında kalan bir kilometrekarelik alanı ise rejim karşıtı silahlı gruplardan Heyet Tahrir Şam elinde tutuyordu. Nisan ayı sonunda rejimle yapılan anlaşma sonucu ÖSO ve Heyet Tahrir Şam bölgeden tahliye edilmişti. Yaklaşık 5 yıldır Esed rejimi ve İran destekli grupların kuşatması altındaki Yermük'ün DEAŞ kontrolündeki bölgesinde rejimin ilerlemesinden önce çoğu Filistinli, 2 bin 500 aile yaşıyordu. Tahliye anlaşmaları ve rejimin operasyonları sırasında çok sayıda sivil, ÖSO bölgesine geçti, oradan da ülkenin kuzeyine tahliye edildi. Dün itibariyle DEAŞ bölgesindeki terörist ve sivil sayısının 600'er olduğu tahmin ediliyor. DEAŞ halen Suriye'nin Irak sınırında Deyrizor'da, Humus'un çöl bölgesinde ve Dera'nın batısında sınırlı alanda varlık gösteriyor.
21.05.2018 - 13:23
haberturk
['yermük kampı', 'beşar esad', 'suriye', 'deaş', 'sivil', 'kamp', 'tahliye']
Esad rejimi ve DEAŞ anlaştı!
Dünya
https://www.haberturk.com/esad-rejimi-ve-deas-anlasti-1976896
Yeşilçam'ın "Sultanı" Türkan Şoray'ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi "Eski Köye Yeni Adet"in çekimlerine Muğla'nın Menteşe ilçesinde başladı.
null
Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, belediye binası önündeki çekimler için kurulan seti ziyaret ederek, Şoray'a film için hayırlı olsun dileklerini iletti. 'ın oynadığı filmleri izleyerek büyüdüklerini dile getiren Gümüş, "Onun burada olması ve Menteşe’de bir sinema filmine imza atması, ilçemizin tanıtımı açısından da çok önemli. Gişesi bol bir film olacağına inanıyor, başarılar diliyorum" dedi. Bahattin Gümüş'e ziyareti ve desteği için teşekkür eden Türkan Şoray ise "Türk sinemasına ve seyircisine sorumluluk duygumla, filmimize bugün start verdik. Filmimizde, Yeşilçam filmlerinin tadı olacak gibi hissediyorum. Bu filmi izleyen bir yandan kahkahalarla gülerken, belki de aynı anda yüreğinde hüznü hissedecek. En büyük desteğim ekibim ve oyuncularım olacak. Allah utandırmasın" diye konuştu. Çekimleri Yeşilyurt Mahallesi'nde yapılan film, bir pavyonun kasabaya taşınması ve sonrasında gelişen olayları konu ediyor. Senaryosunu ’nün yazdığı, yönetmenliğini Türkan Şoray’ın yaptığı "Eski Köye Yeni Adet" filminin yapımcılığını ise Şoray’ın kızı üstleniyor.
16.07.2015 - 17:35
Anadolu Ajansı
['sinema', 'Sanat']
Türkan Şoray yönetmen koltuğunda
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/turkan-soray-yonetmen-koltugunda,_8wxaW-ig0GRaISpkAm_nA
İstanbul Kitap Fuarı’yla beraber sona eren sanat fuarı Artist2016’da yaşanan sansür olayını, eserlerini fuardan geri çeken sanatçı Özgür Korkmazgil anlattı.
Ezgi Atabilen
35’incisi önceki gün son bulan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’na paralel düzenlenen sanat fuarı Artist2016’da eserleri sergilenen ressam Özgür Korkmazgil’in “Sizi Çok Formsuz Gördüm” sergisinde gösterilen bir resmine sansür uygulandığı haberlerini gazetemizin Kültür sayfasında okumuştunuz. TÜYAP yetkilileri “Biz kaldırmadık, polis müdahale edince sergi küratörü Rahmi Öğdül karar alınana kadar inisiyatif kullanarak yapıtı geçici olarak kaldırmış” açıklamasını yaptı. Olan biteni polisin kaldırılması ya da +18 kapsamında sergilenmesini istediği yapıtın sahibi ressam Özgür Korkmazgil’den dinledik: “Sekiz gündür o eserler fuarda sergilenmekte. Hafta içinde polislere kimi izleyiciler ‘orada müstehcen bir şeyler var’ diye şikâyette bulunmuşlar. Polis kendi inisiyatifiyle, ya +18 ibaresi ile sergileyeceksiniz ya da kaldıracaksınız diye TÜYAP ve küratör Rahmi Öğdül’e bildirimde bulunmuş. Ben daha önce “18+” isimli ve konseptli sergi yapmış bir sanatçı olarak, bu duyarlılığı zaten taşıyorum. Gelen bildirimin hemen sonrasında eserlerimden bazılarının kaldırılmış olduğunu öğrendim. Kavramından koparılıp; bütünlüğü bozulduğu için, 4 parçadan oluşan yerleştirmemi söz konusu sergiden ve fuardan geri çektim. Küratör Rahmi Öğdül ve TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal’ın duruma doğru yaklaşımları beni ayrıca sevindirmiştir...” “Bu baskılar bizim her yerden geri adım atmamızı sağlamak icin yapılıyor, biliyoruz... Bu yerleştirmeyle bugün kadının parçalanmışlığını, metalaştırılmış bedenini ve toplumu yeniden yaratabilme gücünün elinden alınışını irdeliyorum... Bütün kadınların sorununa işaret etmeye çalışan bir sanat eseri nasıl müstehcen olabilir?... Sanatı istemiyorlar belli ki... Fakat bu baskının sonu yok üstelik, orası bir sanat fuarı... Her türlü sansürün geleceğimizi ciddi oranda kararttığını da biliyoruz. Buna izin vermeyeceğiz... Çünkü sanat hayatın kendisidir!”
22 Kasım 2016 Salı, 02:46
cumhuriyet
null
‘Geleceğimizi karartamazlar...’
Sanat
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/633906/_Gelecegimizi_karartamazlar..._.html
Türkiye sığınmacı akınının kontrol altına alınması için AB'den bazı taleplerde bulundu. Peki AB buna karşılık Türkiye'ye ne sunuyor? Beş soruda müzakereler...
null
AB devlet ve hükümet başkanları dün Brüksel'de başlayan zirvede, sığınmacı krizinin çözümlenmesinde Türkiye'nin üstleneceği rol ve Türkiye'nin taleplerini masaya yatırdı. Zirveye bugün Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu katılıyor. AB devlet ve hükümet başkanları ile Türk yetkililer, sığınmacı krizinde yapılacak işbirliğinin çerçevesini çizecek. Bu konudaki tartışmalar beş önemli konuya odaklanıyor: Türk hükümetinin en önemli hedeflerinden birisi Türk vatandaşlarının Haziran sonundan itibaren Schengen Bölgesi'nde vize serbestisine sahip olması. Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu kısa bir süre önce TBMM'de yaptığı açıklamada, 'Bu, 50, 60 yıldır vatandaşlarımızın hayali' diye konuşmuştu. Vize serbestisi kararının çıkması halinde, AKP hükümetinin seçmenlerden büyük puan toplayacağı yorumları yapılıyor. Birçok Türk hali hazırda yürütülen tartışmalardan rahatsızlık duyuyor. Zira birçok AB üyesinin vatandaşları Türkiye'ye vize almaksızın seyahat edebiliyor. Türk vatandaşları ise meşakkatli bir sürecin ardından Schengen ülkelerine vize alabiliyor. AB zirvesi bildiri taslağında Türkiye'ye vize serbestisinin Haziran sonuna dek kaldırılması hedefleniyor. Ancak Türkiye'nin bunun için 72 koşulu yerine getirmesi gerekiyor. Bu koşullar arasında veri koruma sistemini ve Türk pasaportlarını AB standartları ile uyumlu hale getirmek de bulunuyor. AB içinde Türkiye'ye vize serbestisi tanınması konusu tartışmalı. Türkiye'ye sığınmacı akınının durdurulması çerçevesinde altı milyar euroya kadar mali yardım yapılması söz konusu. Türkiye mali yardıma ihtiyaç duyan kalkınmakta olan bir ülke değil. G20 üyesi, kalkınmanın eşiğindeki bir ülke. Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun bakış açısına göre bu nedenle AB'nin Türkiye'ye yapacağı mali yardım sadece sığınmacı krizi konusunda yük dağılımındaki siyasi arzuyu göstermeye hizmet edecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl AB'ye yönelik yaptığı açıklamada, 'Türkiye kapınıza gelip dilenecek bir ülke değil' diye konuşmuştu. AB Türkiye'ye söz verdiği üç milyar euro yardımın bir an önce ödenmesi için çabalıyor ancak bu henüz yapılmış değil. Zirve bildiri taslağında Türkiye'ye ilk yardım diliminin gönderilmesi ve hedeflenen amacın gerçekleşmesi halinde, AB'nin 2018 yılına kadar Türkiye'ye üç milyar euro yardım daha yapılması konusunda bir karar vermeye hazır olduğu belirtiliyor. Türkiye bugüne dek Suriye'den 2 milyon 700 bin sığınmacı ile bütün ülkelerden daha fazla sığınmacı aldığını belirtiyor. Ankara uzun süredir Türkiye'nin sığınmacılar konusunda tek başına bırakıldığından yakınıyor. Geçen yıl Kasım ayında AB ve Türkiye'den yetkililerin yaptığı görüşmelere dair basına sızana protokolde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Biz Yunanistan ve Bulgaristan'a sınır kapılarını her an açabiliriz' şeklinde bir cümle sarfettiği bildiriliyor. Türkiye AB'ye belirli bir tarihten itibaren Yunan adalarına giden sığınmacıları geri almayı öneriyor. Türkiye, Yunanistan'dan aldığı her sığınmacı karşılığında AB'nin de Türkiye'den bir Suriyeli almasını istiyor. Zirve bildirisi taslak metninde AB ilk aşamada 72 bin sığınmacı alabileceğini belirtiyor. Ancak bu sığınmacıların kaçınının hangi ülkeye dağıtılacağı konusunda belirsizlik hakim. Ankara için üyelik müzakereleri prestij konusu. Ankara 1999 yılından bu yana üyelik için çabalıyor, üyelik müzakereleri 2005 yılından beri sürüyor. O dönemden bu yana da ağır aksak ilerliyor. Muhalifler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ülkeyi Avrupa'ya yakınlaştırmamak tam tersine Avrupa değerlerinden uzaklaştırmakla eleştiriyor. Erdoğan'a göre ise AB 'Hristiyan Birliği' olarak kalmak istiyor ve bu nedenle Türkiye'yi üyeliğin kapısında bekletiyor. Hiç kimse Türkiye'nin kısa vadede AB üyesi olacağını tahmin etmese de, AB müzakere sürecine ivme kazandırma güvencesi vererek, en kısa süre içinde yeni bir müzakere başlığının açılması gerektiğini belirtiyor. Başbakan Davutoğlu'nun son dört ay içinde üçüncü kez AB zirvesine davet edilmesi, Avrupa'nın aday Türkiye'ye ilgisinin canlandığının göstergesi değil, davetlerin nedeni sığınmacı krizinde Türkiye'nin yardımına ihtiyaç duyulması. Buna rağmen Türkiye'nin zirvelere davet edilmesi özgüveninin pekişmesi açısından olumlu bir gelişme olarak kabul edilebilir. Türkiye uzun süredir Suriye'de uçuşa yasak bir güvenli bölgenin oluşturulmasını ve sığınmacıların buraya yerleştirilmesini istiyor. Erdoğan bu ayın başında Türkiye sınırına yakın bir kent kurulmasını bile talep etti. Buradaki en önemli sorun, hiçbir ülkeninin bu güvenlik bölgesini korumak istememesi. Bu bölgenin uçuşa yasak olması isteniyor ancak Rusya'nın muhalefeti nedeniyle önerinin pek şansı yok. Ayrıca uçuşa yasak bölge ilan edilmesi halinde askeri birliklerin karadan savunma yürütmesi gerekiyor. Hiçbir ülke bunun için asker göndermeye sıcak bakmıyor. Bildirge taslağında bu konuda bir muğlaklık söz konusu. AB'nin Suriye'de insani koşulların iyileşmesi için Türkiye ile çalışacağı belirtiliyor. Bu çalışmanın da bölgede yaşayan vatandaşlarla sığınmacıların daha güvenli olacağı için bölgede kalmasını sağlayabileceği kaydediliyor.
18.03.2016 - 13:38
DW Türkçe
['Dünya', 'Ortadoğu', 'Avrupa']
Türkiye ne istiyor, AB ne sunuyor?
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/turkiye-ne-istiyor-ab-ne-sunuyor,LT323Ky2AEOnfsXeFDuoIA
Dünyaca ünlü İngiliz grup The Stranglers, Eksen on Fair için İstanbul'daydı. Biz de bu güzel fırsatı kaçırmadık mini bir kulis söyleşisi gerçekleştirdik.
null
1970’li yıllarda kurularak günümüze dek bir arada olmayı başarmış nadir İngiliz punk-rock gruplarından olan, ‘Golden Brown’ve ‘Peaches’ gibi klasiklere de imza atan The Stranglers, geçtiğimiz mart ayında 17. stüdyo albümü ‘Giants’ı piyasaya sürdü. 15 Eylül’de ‘Eksen on Fair’ festivalinin ağırladığı dünyaca ünlü İngiliz gruptan Jean-Jacques Burnel ve Bazz Warne ile müzik piyasası ve İstanbul üzerine mini bir kulis söyleşisi gerçekleştirdik. Bu soruyu analiz edip şöyle de sorabiliriz, ‘gruplar neden dağılıyor?’ Öncelikle çok iyi anlaşıyoruz, birbirimizi seviyoruz ve birlikte zaman geçirmekten keyif alıyoruz. Kolay fikir alışverişinde bulunuyoruz ve birlikte olmadığımız zaman, bireysel olarak o kadar güçlü değiliz. Söz yazarken, yazacak çok şeyimiz var, çok fikrimiz var. Para yüzünden dağılan çok fazla grup var ve bizim amacımız hiçbir zaman para olmadı. Beraber çalmaya başlamamızın nedeni para değilken bu neden sorun olsun ki. Bu problemi çok uzun zaman önce eledik. Biri bir şey yazdığında veya bestelediğinde her şeyi eşit olarak hesaplıyoruz bu yüzden de sorunumuz kalmıyor. Sanırım problem yani başımıza gelen şey teknoloji oldu. Teknoloji sayesinde herkes detone olmadan şarkı söylüyormuş gibi, sanki herkes sesini olabildiğince güzel kullanıyormuş gibi bir algı oluştu. Teknoloji her şeyi çarpıtır oldu, aynı zaman da sanatçıların da çarpıtılmasına neden oldu. Her gün birçok sanatçı türeyip yok oluyor, sanki kullan-at haldeler. Böylelikle hiç sadakat de kalmadı. Yeni gruplar... Aslında çok fazla var ve isim vermek çok zor. İngiltere’de şu sıralar en çok The Jim Jones Revue var. Baya iyiler gerçekten. Evet The Jim Jones Revue ve The Maccabees, onları çok beğeniyoruz. Ama doğrusunu söylemek gerekirse o kadar cahiliz ki ne sorduğun hakkında hiçbir fikrimiz yok! Hahaha evet evet ona katılıyorum, kesinlikle. Bu gerçekten zalim bir soru. Çocuğun yoktur sanırım ve bir gün çocuğun olunca bunu daha iyi anlayabilirsin. Bu gerçekten çocuklarına olan sevginin farklı olması gibi bir şey. ‘Giants’ tam bir Stranglers klasiği. Eskiden nasıl kayıt yapmaya başlıyorsak yine aynı şekilde başladık. Bitirdik ve Mart ayında piyasaya sürdük. İçinde her şeyden biraz var. Güç, tempo, enerji.. İnsan kendi albümünü sık sık oturup dinlemiyor tabii ki ama ’Giants’ gerçekten de keyifli bir albüm oldu. Hayır, hiç. Bu ilk gelişimiz. Türkiye hakkında biraz araştırma yaptım aslında buraya gelmeden ve İstanbul’un geçmişinin Bizans’a, milattan önceki zamanlara kadar uzadığını gördüm. Tarihini okumaya başladım ve şu an kendimi kaptırmış haldeyim. Tekrar gelip daha fazla gezip görebilmek istiyorum. The Stranglers olmadan gelmek gerek çünkü konser için geldiğinizde çok fazla keşfetme şansınız olmuyor. Tek günlüğüne gelip, konser verip dönmek yetmiyor. Türklerin kültürünü ve bana tamamen yabancı bir dil olan Türkçe’yi anlamak istiyorum. Bir ülkenin toplam nüfusunun dörtte 1’inin özellikle bu iki kıtayı bağlayan şehirde yaşama nedenini merak ediyorum. Roma imparatoru Konstatin’in başkenti neden İstanbul olarak değiştirdiğini öğrenmek istiyorum. Gerçekten büyüleyici bir şehir.
27.09.2012 - 16:54
null
[]
'O kadar cahiliz ki hiçbir fikrimiz yok!'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/o-kadar-cahiliz-ki-hicbir-fikrimiz-yok,CMwy0tp2KkSzpz5KE-4lKQ
Galatasaray'ın ara transfer döneminde Yunanistan'ın PAOK takımından kadrosuna kattığı Garry Rodrigues, Beşiktaş derbisi için iddialı konuştu.
null
Rodrigues, GSTV'ye yaptığı açıklamada, Beşiktaş derbisinin kendileri için önemine dikkati çekerek, "Derbinin ne anlama geldiğini biliyorum. Rotterdam'da büyürken çevremizde çok fazla Türk vardı. Galatasaray ile Fenerbahçe oynadığında insanlar dışarıya çıkıp gürültü yapmaya başlıyordu. Bununla büyüdüm. Pazartesi günü güzel bir maç olacak. Stadın dolu olmasını bekliyorum. Bizim için önemli olan 3 puanı almak." dedi. Hollanda'da çok fazla Türk arkadaşı olduğunu aktaran Rodrigues, "Galatasaray'ın ne kadar büyük bir takım olduğunu onlardan öğrendim. Şimdi ise Galatasaray'da oynuyorum. Arkadaşlarım bundan dolayı gurur duyuyorlar." ifadelerini kullandı. Sarı-kırmızılı futbolcu, Hollanda, Bulgaristan, İspanya ve Yunanistan liglerinde forma giyerek kendisini geliştirdiğini belirtirken, Türkiye'de de başarılar kazanmak istediğini kaydetti. Bulunduğu noktayı tecrübelerine bağlayan 26 yaşındaki Rodrigues, "Şimdi Türkiye'deyim. İşler biraz daha farklı çünkü Galatasaray'da oynuyorum. Şampiyon olmalıyız. Büyük isimlerle, kaliteli oyuncularla beraber sahaya çıkıyorsunuz. Benim hayatımda da bazı şeyleri ispatlamak için büyük bir adım oldu. Umarım şampiyon olup pek çok gol atarız." diye konuştu. Daha önce PAOK'ta birlikte çalıştığı teknik direktör Igor Tudor'un Galatasaray'ın başına geçmesine değinen Rodrigues, şunları aktardı: "PAOK'ta Igor Tudor ile beraber çalıştım. Çok güzel bir tecrübeydi. Oyuncularından çok şey bekleyen ve çok çalışan bir teknik direktör. Daha da büyük bir teknik direktör olmak için aç durumda, çünkü aktif futbol yaşamında çok büyük bir oyuncuydu. Galatasaray için iyi olacak. Çok çalışacağız. Onunla birlikte Galatasaray pek çok şeyi başaracaktır." Hollanda vatandaşı olan Rodrigues, ülkesinin yıldız isimleri Wesley Sneijder ve Nigel de Jong'la birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Çok büyük isimler ve harika oyuncular. Burada olmaları benim için çok önemli. Şimdi onlarla beraber oynuyoruz. Bu harika. Şimdi onlarla arkadaş oldum." değerlendirmesinde bulundu. Garry Rodrigues, Galatasaray formasıyla kendisini ispatlayacağına olan inancını dile getirdi. Kendisini daha da geliştirebilmek için sarı-kırmızılı kulübe geldiğini anlatan Rodrigues, "Kendimi göstereceğim. Herkese Rodrigues'in gerçekte nasıl bir oyuncu olduğunu göstermek istiyorum. Zayıf yanlarım olduğunu biliyorum. Bir aydır İstanbul'dayım. Günlük olarak daha iyiye gitmek için elimden gelen her şeyi veriyorum. Bende daha fazlası olduğunu insanlara göstereceğim." şeklinde görüş belirtti.
23.02.2017 - 11:29
Anadolu Ajansı
['Spor', 'Futbol', 'Galatasaray']
Rodrigues: Önemli olan 3 puanı almak
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/rodrigues-onemli-olan-3-puani-almak,DXrwBeXBPkSQ3ZzehQN3Fg
Maltepe'de 16 yaşındaki ehliyetsiz sürücü yönetimindeki araç karşı yöne geçerek iki araca çarptı. Araçlardan birinin sürücüsü hayatını kaybetti, ehliyetsiz sürücü ise ağır yaralı.
null
İstanbul Maltepe'de meydana gelen trafik kazasında bir kişi hayatını kaybetti, 1 kişi de yaralandı. Kaza, Maltepe Başıbüyük Mahallesi Kayışdağı-Dudullu Yolu mezarlık mevkiinde saat 23.00'te meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 16 yaşındaki Ü. B. Ç. yönetimindeki araç ile Kayışdağı yönünde seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yöne geçti. Refüj üstündeki bir ağacı da yıkan araç karşı yönden gelen Yaren Büyükölmez yönetimindeki araca, ardından da başka araca çarptı. Büyükölmez'in aracı direğe çarparak dururken, Ü.B.Ç.'nin aracının motoru yerinden fırladı. Kazada Büyükölmez hayatını kaybederken, Ü.B.Ç. ağır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık görevlileri ağır yaralanan Ü.B.Ç.'yi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Kazaya karışan diğer araçta yaralı bulunmazken, olay yerindeki incelemelerin ardından Büyükölmez'in cenazesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Büyükölmez'in kazayı öğrenerek olay yerine gelen arkadaşları ise gözyaşı döktü. Kazaya karışan araçların yoldan kaldırılmasının ardından trafiğe kapanan yol tekrar açıldı. Polisin kaza ile ilgili soruşturması devam ediyor.
24.02.2018 - 05:46
DHA
['Türkiye', 'Trafik Kazası', 'İstanbul']
Maltepe'de ehliyetsiz sürücü kaza yaptı:1 ölü, 1 yaralı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/maltepede-ehliyetsiz-surucu-kaza-yapti1-olu-1-yarali,Le4O-jc_P0-puTbn8MxTQA
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı ve AK Parti'nin kurucu üyelerinden olan İbrahim Çağlar, "Karanlık odaklar ne zaman Türkiye üzerinde oyunlar oynamak için düğmeye basmak istese, işte o düğme her zaman TÜSİAD olmuştur. Sayın TÜSİAD Başkanı'na düşen görev de düğme rolünü oynamak değildir" dedi.
null
İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes'in bir konferansta dile getirdiği, "Artan enflasyonu, aynı dönemlere denk gelen, bozulan güven ortamının, itibarı zedelenmiş Türkiye hikayesinin bir sonucu olarak da görmek mümkündür" ifadesini de içeren değerlendirmelerini eleştirdi. Çağlar, yazılı açıklamasında, "Biz sürekli güven ortamının gerekliliğini vurgularken, ekonominin aktörlerinden biri olan ve kendini 'Türkiye'nin başlıca endüstri ve hizmet kuruluşlarını temsil eder' şeklinde tanımlayan TÜSİAD'ın Sayın Yönetim Kurulu Başkanı'nın bu sözlerini, ne yazık ki 'tetikçilikten' başka şekilde açıklamak mümkün değildir" ifadelerini kullandı. İTO Başkanı Çağlar, şunları kaydetti: "Karanlık odaklar ne zaman Türkiye üzerinde oyunlar oynamak için düğmeye basmak istese, işte o düğme her zaman TÜSİAD olmuştur. Seçim öncesi bu açıklamalar bizi şaşırtmaz. Ortaya atılan görüşler TÜSİAD Başkanı'nın değildir; çünkü bu ülkenin hiçbir ferdi böyle konuşmaz. Sayın TÜSİAD Başkanı'na düşen görev de düğme rolünü oynamak değildir. Ekonomi dünyasının aktörlerine düşen görev, karanlık senaryolarda yer almak değil, ekonomide güven ortamı oluşturmaktır. Ülkemizin ekonomisi, gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkeden daha iyi göstergelere sahipken, aksini iddia etmek suyu bulandırmaktan başka amaca hizmet etmez."
13.04.2015 - 12:25
Anadolu Ajansı
[]
İTO Başkanı İbrahim Çağlar TÜSİAD'ı eleştirdi
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/ito-baskani-ibrahim-caglar-tusiadi-elestirdi,xiNIh5ad0UCtoVuJ_89F4g
KDV oranları, inşaatın yapıldığı arsa veya konutun vergi değeri esas alınarak farklılaştırılıyor. Sektör oyuncuları, KDV düzenlemesi ile ilgili olarak, 'bu düzenleme inşaat sektörünü vurur' açıklamasında bulundu.
null
TBMM Genel Kurulu’nda olan 'torba yasa' tasarısı ile konut teslimlerinde şimdiye kadar uygulanan 150 m2 ve üstüne yüzde 18, 150 m2 altına yüzde 1 KDV oranları, inşaatın yapıldığı arsa veya konutun vergi değeri esas alınarak farklılaştırılıyor. Böylece 150 m2nin altı konutlarda KDV’nin artırılması öngörülüyordu. Ancak, konut sektöründe başlanmış işleri ve konut talebini olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle karşı çıkılan bu düzenleme TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’nda yumuşatıldı. Öngörülen düzenleme inşaat sektörü açısından kritik öneme sahip. Sektör bir yönüyle halen konut teslimlerine metrekare ölçütüne göre yüzde 1 ve yüzde 18 olarak uygulanan KDV oranlarında iade sorunundan şikayetçi. Sektör liderleri yeni düzenlemenin, bu sorunu da aşarak, sektörü ciddi bir maliyet, satış, talep daralması ve bunların doğuracağı yan sorunlarla karşı karşıya getireceği görüşünde birleşiyorlar. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek KDV farklılaştırmasının gerekçesini, lüks ve barınma amaçlı konut teslimlerinde eşitsizlik yaratan mevcut uygulamayı düzeltmek şeklinde açıklarken; Dünya Gazetesi Mikro Politika’ya konuşan liderler, 'Bu düzenleme inşaat sektörünü vurur!' dedi. "Müteahhit inşaat malzemelerinde yüzde 18 KDV ödeyerek malzemeyi alıyor. Bir konut ya da bir yapıyı imal ediyor. Sonra, 150 metrekarenin altındaki yapıyı yüzde 1 KDV ile satıyor. Devlet ödediği yüzde 18’lik KDV’nin yüzde 1’ini karşılamış oluyor. Yüzde 17’lik olan kısmı iade edilmesi gerekirken, alamıyor. Getirilen muafiyetler sektörün taleplerini karşılamaz. Burada belli bir kesimden farklı KDV alınması doğru, destekliyoruz; ama, bütünü de görmek lazım. Şimdi kentsel dönüşüm ya da bir kısım teşvik alanı içindeki yapılarla ilgili istisna tutmak da çözüm değil. Kentsel dönüşümü desteklemek güzel ama bütün kesimlerin ihtiyacını karşılayacak şekilde; inşaat malzemelerinin KDV’sini yüzde 8’e, konuttaki ortalama KDV’yi de yüzde 8’e indirsen daha adil olur. Kentsel dönüşüm alanlarında bir kısmı devlet eliyle olacak ama bir kısmı da özel sektör gücüyle olacak. KDV muafiyeti sağlasanız da müteahhit finansmanı daha önce yaptığı işlerden, öz kaynaklarıyla sağlayacak. Bu durum ise mevcut finansman kaynaklarının kentsel dönüşüme ilk etapta yansıtılmasına engel teşkil edecek, bu bir. İkincisi, kentsel dönüşüm ilan edilen alanların dışında da dönüşüm olacak. Şu anda bile İstanbul-Kısırtepe’de binlerce gecekondu dönüştürülüyor. Resmen kentsel dönüşüm alanı ilan edilmediğinde özel sektör de oralara girmek istemeyecek. Devlet, özel sektörün vergi yükünü ağırlaştırdığı zaman özel sektör de üretimi düşürür." "Son yıllarda gelişen inşaat sektörünün şehrin her bölgesinde arsaları değerli hale getirmesi, kat karşılığı inşaat işlerini kaçınılmaz kıldı. Yeni KDV düzenlemesi bu ilişkileri müteahhit aleyhine bozacak, bunun sonucunda da süratle kendini yenileyen şehirler büyük bir darbe alacak. Mevcut uygulamada, arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay, müteahhidin arsa karşılığı konut, işyeri gibi bağımsız birimleri arsa sahibine teslimiyle gerçekleşmekte. Arsa sahibinin arsa tesliminin ticari nitelikli olması durumunda arsa için, müteahhidin ise arsa sahibine teslim ettiği bağımsız birimler için, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte eş zamanlı fatura düzenlemesi gerekmekte. Söz konusu uygulamada hasılat paylaşımı, gelir paylaşımı gibi şekillerde düzenlenen sözleşmeler uyarınca yapılan işlerde, inşa edilen bağımsız birimler yerine bunların hasılatı paylaşılmakta, yapılan işler de 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde düzenlenen arsa karşılığı inşaat olarak değerlendirilmekte. Fakat, arsa sahipleri genellikle işletme sahibi değillerdir. Bu nedenle tüm yük zaten müteahhidin omuzlarında. Yeni düzenlemeyle yap-sat yapan müteahhitler büyük oranda KDV ödemek; dolayısıyla elde ettikleri kârdan daha fazla Gelir Vergisi ödemekle karşı karşıya kalacaklar. Net ifade etmek gerekirse, bu tasarı kanunlaşırsa yüz binlerce yap sat müteahhidinin beli kırılacaktır!" "Türkiye genelinde 200 bin, Ankara’da da 20 bin civarında yapsat işi yapan inşaat müteahhidi bulunuyor. Bu müteahhitlerimiz öncelikle işlerini taşeron firmalara yaptırmakta. Büyük çoğunluğunun vergi kaydı dahi bulunmuyor. Proje, yapı denetimi, hafriyat, kalıp, soğuk demir, boya, fayans, paslanmaz, dış cephe mantolama, kapı pencere işlerinin tamamına yakını taşeron firmalarca yapılıyor. Proje, yapı denetimi, hafriyat, kapı, pencere işleri karşılığında fatura alabiliyoruz. Fakat diğer işlemlerin çoğunda faturalandırma şansımız bile olmuyor. İşin bitiminde Maliye ve SSK ‘Bu işte şu kadar insan istihdam etmiş olmanız gerekir’ diyor, biz de o kadar vergi ve SSK primi ödüyoruz. Aldığımız faturaları da devlete ibraz ediyoruz. Daha önce devleti yönetenler bu sıkıntılarımızı bildiği için konutta haksız vergiler çıkmasın, fiyatlar yükselmesin diye, 150 metrekareye kadar olan konutlarda yüzde 1, 150 metrekarenin üzerindeki konutlarda ise yüzde 18 KDV uygulaması getirdiler. Bu uygulama doğru fakat yetersizdi. Yeni uygulamada ise şu sakıncalar var: Belgelendiremediğiniz giderler için fatura alamıyorsunuz. Arsa sahiplerine bedava konut, arsa parası veriyor ama fatura alamıyorsunuz. Şimdi yapılan tüm konutlarda doğalgaz, asansör var, lüks konut sayılıyor. Sattığınız her daire için yüzde 18 KDV ödeyeceksiniz. Konut fiyatı artacak. Yetmiyormuş gibi arada müthiş bir kazanç gözükecek, onun da yüzde 30’a yakın kısmını devlet vergi olarak isteyecek. Yani kazandığınızdan fazla vergi ödemiş olacaksınız. Bu sistem tam olarak işletildiğinde Türkiye genelinde 200 bin inşaat firmasından sadece 1000’i kalır, diğerleri işlerini bile tamamlayamadan iflas bayrağı çeker. Net alanı 150 metrekareyi aşan konutların vergi yükünü ve nihai olarak fiyatlarını önemli ölçüde artırmakta. Net alanı 150 metrekareye kadar olan konut teslimleri yüzde 1, 150 metrekareyi aşanlarda ise net alanın 150 metrekareye kadar olan kısmı için yüzde 1, aşan kısmı için yüzde18 veya daha düşük bir oranda KDV uygulanmalı." "Kentsel dönüşüm alanları genelde TOKİ’nin ya da TOKİ’yle ortak çalışan firmaların yaptığı bir iş. TOKİ’yle bağlantısız çalışan firmalar çok sıkıntı yaşayacak bu konuda. Şimdi onları KDV’den muaf tuttuğunuzda, zaten Türkiye’de birçok şeyden muaf olan TOKİ’yle rekabet etmeniz mümkün değil. Özellikle de küçük şehirlerde. Mevcut durumda da şöyle bir sıkıntı var: Yüzde 1 veriyoruz, yüzde 18’le malzeme alıyoruz, arada KDV açığı doğuyor, onu devletin bize ödemesi gerekiyor. Çeşitli bahanelerle ödemiyorlar, Sigorta konusunda mesela, devlet ‘şu binaya 100 bin liralık sigorta ödemeniz’ gerekiyor diyor; siz bu kadar işçi çalıştırsanız da çalıştırmasanız da o parayı devlete ödüyorsunuz. Şimdi özelleştirme ve kentsel dönüşüm alanları bu düzenlemeden muaf tutuluyor. O zaman herkes bu işi bırakacak, TOKİ yapacak tek başına, rekabet edilemez bir halde... Ya da TOKİ tamamen kendi işine dönecek ve sosyal konut yapmaya devam edecek." "Düzenlemenin olumlu yönleri olmakla birlikte bir hayli sorun yaratacak yönü de bulunuyor. TOKİ ve iştiraklerinin yüksek vergiden muaf tutulması ile kentsel dönüşüm alanlarının kapsam dışında bırakılması önemli sorunlar yaratacak. TOKİ dar gelirliye sosyal konut üretmek için kurulmuş bir kurumdu. Ancak zamanla bu amacının dışına çıkarak, kamu kurumu olmaktan gelen avantajları da arkasına alarak lüks konut üretmesi özel sektör firmalarına büyük zararlar verdi. Diğer sorunlu yönü uygulamanın 1 Haziran 2012 tarihinden sonra ruhsat alacak konutlara uygulanacak olması. Geçiş süreci tanımadan uygulanmaya alınan düzenleme inşaat sektöründe önemli bir daralmaya yol açacak. KDV oranlarındaki artış dolaylı olarak konut alıcısına yansıyacağı için alım oranlarında düşüş yaşanacak. Son olarak, KDV oranlarında yapılacak artış ne yazık ki büyük oranda vatandaşa yansıtılacak. “Yüksek gelirliden bir miktar daha fazla vergi almak amacıyla” hazırlanan düzenlemede vergi oranlarının henüz belli olmaması endişeleri artırıyor. Vergilerin üç aşamalı yüzde 1, yüzde 8 ve yüzde 18 olarak belirleneceği medya organlarında dile getiriliyor. "150 metrekarenin altındaki konutlarda yüzde 1 KDV’nin değiştirilmesine yönelik çalışmayla aslında tüm konut satışlarında KDV oranı yüzde 18’e çıkarılmak isteniyor. Şu anda il ve ilçelerimizde yapılan konutların tamamı lüks konutlar. Doğalgazın yaygınlaşmasıyla yeni binalar kaloriferli. Doğalgazın olmadığı yerlerde bile LPG sistemiyle ısıtılmakta. Ayrıca yeni binaların büyük çoğunluğu asansörlü, PVC pencere, çelik kapı, Amerikan panel kapı, laminat parke, ıslak zeminler fayans ve kalebodur yapılıyor. Tüm binalar bu vasıfta olduğu için lüks konut sınıfına giriyor. Bu açıdan yeni düzenleme yasalaşırsa tüm konutlarda KDV uygulaması yüzde 18 olacak. Bu düzenleme ile hiçbir firmanın KDV iadesi alma şansı da kalmayacak. Fakat burada unutulan şey, konut fiyatlarındaki artış. Zaten kentsel dönüşümleri ve TOKİ’leri hariç tutarsak ülke genelinde konut fazlası oluşmaya başladı. Kentsel dönüşüm yerlerini ve TOKİ’leri vatandaş KDV’siz olduğu için tercih edecek, diğer bölgelerde konut fiyatları arttığı için satışlar kesilecek. Geçen yılın son çeyreğine göre konut satışları bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 20 oranında düştü. Bu uygulamanın devreye girmesi halinde önümüzdeki yıldan itibaren yeni konut alım satımları, yüksek fiyatlar sebebiyle, duracak." Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yapılan açıklamada; KDV oranının sadece metrekareye göre değerlendirilmeyecek olması, konutun bulunduğu yere ve konutun değerinin dikkate alınması ayrıca kademeli KDV uygulaması önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. İnşaat şirketlerinin çeşitli platformlarda dile getirdiği kademeli KDV sistemi uygulaması ile talep, arsa değeri yüksek bölgelerden prim potansiyeli olan bölgelere yönlendirecek. Yeni sitemde, yapı müteahhidin KDV farkı uygulaması da son bulacak. Yeni sistem dar ve orta gelir grubundakileri olumsuz etkilemeyecek ve ek vergi yükü getirilmeyecek. TİMDER olarak yeni düzenleme ile bölge ve bina değerlerini dikkate alarak yapılması öngörülen kademeli KDV oranı düzenlemesini destekliyoruz."
30.05.2012 - 12:38
null
[]
KDV düzenlemesi inşaatı vurur
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kdv-duzenlemesi-insaati-vurur,EqJVwQiFh0S4hkyzcw1OoQ
İmalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi mayısta TL’deki değer kaybının etkisiyle 45.3’e geriledi.
cumhuriyet.com.tr
Jeopolitik riskler, TL’deki değer kaybı ve İstanbul seçiminin yenilenmesinin de etkisiyle imalat sanayinde kötümserlik artarken tüketici güveni de düşüyor. İmalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) mayısta TL’deki değer kaybının etkisiyle 45.3’e gerileyerek sektördeki daralmanın 14. ayına girdiğini gösterdi. IHS Markit tarafından İstanbul Sanayi Odası (İSO) için hazırlanan imalat PMI, nisanda 46.8 değerini almıştı. Endekste 50’nin altı daralmaya, üzeri seviyeler büyümeye işaret ediyor. Girdi ve fabrika çıkış fiyatları TL’deki değer kaybına paralel olarak ekim ayından bu yana en yüksek artışı kaydederken, talebin de daralmasına yol açtı. Yeni siparişler alt endeksi nisan ayındaki 43.5 seviyesinden mayısta 41.3’e gerileyerek aralık ayından bu yana en düşük değeri aldı. İhracat siparişleri alt endeksi 47.5’ten mayısta 45.8’e geriledi. Ankete cevap veren bazı imalatçılar Avrupalı müşterilerden gelen talebin zayıf seyretmeyi sürdürdüğünü ifade etti. Üretim alt endeksi ise mayısta 46.6’dan 44.1’e indi ve art arda 13. ayda da daralmaya işaret etti.
4 Haziran 2019 Salı, 02:23
cumhuriyet
null
PMI endeksine göre sektördeki nakit sıkıntısı giderek büyüyor
Ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1424545/PMI_endeksine_gore_sektordeki_nakit_sikintisi_giderek_buyuyor.html
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olmasına yönelik sözlerinden sonra Rusya ve Çin'den de olumlu mesajlar geldi. Dün de Ankara'da bu konuyla ilgili önemli bir toplantı yapıldı
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan-Özbekistan ziyareti dönüşünde Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olmasına yönelik sözleri, Rusya ve Çin’den gelen olumlu mesajlar tartışılırken, Ankara’da önemli bir toplantı yapıldı. Şanghay İşbirliği Örgütü üye ülkelerden akademisyen ve devlet adamlarının katıldığı Avrasya Düşünce Kuruluşları Buluşması, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü işbirliğiyle gerçekleştirildi. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye Rusya, Çin, Kazakistan gibi ülkelerden üst düzey isimlerin katıldığı toplantıda; Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna ve Belarus’tan da temsilciler yer aldı. Toplantıda; “Avrasya Ekonomik Birliği: Yaşanan Tecrübeler ve Bölge Ülkeleri için Sorunlar”, “Avrasya Bölgesinde Ulaşım Koridorları: Sorunlar ve Fırsatlar”, “Avrasya ve Uluslararası Aktörler: Yeni Jeopolitik ve Jeoekonomik Dinamikler”, “Uluslararası Enerji Politikası Bağlamında Türkiye ve Avrasya”, “Avrasya’da Güvenlik ve İstikrarı Sağlamada Olası Güçlükler: Temel Bölgesel Sorunlar” başlıkları tartışıldı. Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyeliğine olumlu yaklaşan ve birliği güçlendireceğine inanan katılımcılar, şunları söyledi: Rusya’daki genel görüş, Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü ile ilişkilerini geliştirmesi yönünde. Eğer Türkiye Şangay 5’lisi ile ilişkileri geliştirecek olursa, örgütün otoritesi güçlenecek. Dolayısıyla hem Türkiye hem de Şanghay İşbirliği Örgütü bu ilişkiden çıkar sağlayacaktır. Türkiye bir taraftan Orta Asya ülkeleriyle ilişkileri çok iyi bir ülke. Böyle bir ülkenin Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilişkilerini güçlendirmek istemesi, Çin tarafından olumlu karşılanacaktır. Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye devletlerin istikrarına ve bölgesel güvenliğe katkı sağlama isteği varsa, Çin tarafı ilişkileri geliştirmeye elbette olumlu bakacak. Türkiye, Doğu ve Batı arasında köprü olduğu sürece kazanç sağlayacaktır. Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne diyalog ortağı olarak kabul edilmesi, üyelik için önemli bir kriter. Türkiye’nin tam üyeliğine yönelik uzmanların genel görüşü olumlu. BÜLENT AYDEMİR/GAZETE HABERTÜRK
24.11.2016 - 03:40
haberturk
['shangai 5lisi', 'ankara', 'recep tayyip erdoğan']
Ankara’da Şanghay altyapı buluşması
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1327921-ankarada-sanghay-altyapi-bulusmasi
Dünya Karaciğer Nakli Derneğinin çatısı altında oluşturulan, aralarında Türkiye'den Prof. Dr. Yaman Tokat'ın da bulunduğu, 40 kişilik "uçan doktorlar" ekibi, canlıdan karaciğer naklini öğretmek üzere farklı ülkelerde eğitim veriyor.
null
Dünya Karaciğer Nakli Derneğinin çatısı altında oluşturulan, aralarında Türkiye'den  'ın da bulunduğu, 40 kişilik " " adı verilen ekip, canlıdan ni öğretmek üzere farklı ülkelerde eğitim veriyor. Uluslararası Karaciğer Nakli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tokat, İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Dünya Organ Nakli Kongresi'nde organ bağışı ve nakil oranlarının tüm dünyada hala istenen düzeyde olmadığını söyledi. Türkiye'nin nakillerde başarı oranının yüksek olduğunu bildiren Tokat, "Ülkemiz, son yıllarda dünya genelinde organ nakillerinde özellikle karaciğer ve böbrek konusunda yükselen yıldızlardan bir tanesi. Türkiye dünyada en çok canlıdan karaciğer nakli yapan ilk üç ülkeden biri. Hindistan, Güney Kore ve Türkiye arasında yarış, bir yıl birincilik, bir yıl ikincilik, bir yıl üçüncülük şeklinde devam ediyor. açıklamasında bulundu. Tokat, nakil başarısının teknik, tecrübe ve bilgiyle doğru orantılı olduğunu ifade ederek, Türk bilim insanlarının bu alandaki başarılarıyla birçok ülkeye örnek olduğunu vurguladı. Canlıdan nakillerde başarı oranının artmasında, uygulama sayısının fazlalığının önemine işaret eden Tokat, Türk aile yapısının kuvvetli olması ve yardımlaşma gibi değerlerin korunmasının da önemli bir faktör olduğunu bildirdi. Dünyada da canlıdan karaciğer nakillerinin, en fazla uygulanan nakiller olduğunu anımsatan Tokat, şunları kaydetti: "Az gelişmiş ülkelere, bu alanda yardım edebilmek amacıyla dünyada bir organizasyon başlatıldı. Dünya Karaciğer Nakli Derneği çatısı altında Canlı Karaciğer Nakli Çalışma Grubu (Living Donor Liver Transplantation Study Group - LDLT study group) isimli, bu alanda uzmanlaşmış bilim insanlarından oluşan ekip oluşturuldu. Bu ekipler, ihtiyaç duyulan ülkelere giderek eğitim veriyor. Biz bu oluşuma diyoruz ve ülkelerde canlıdan karaciğer nakline ilişkin bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunuyoruz. Özellikle Türkiye, Hindistan, Güney Kore, Japonya, Çin, Tayland, Belçika, Fransa ve ABD gibi canlıdan karaciğer naklini çok yapan ülkelerden bu alanda uzman bilim insanları, daha az eğitimli ülkelere giderek, hem teknik olarak karaciğer naklinin nasıl yapıldığını anlatıyor hem de nakilde nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi konularda eğitim veriyor." Karaciğer naklinde donörün önemine değinen Tokat, "Çünkü karaciğerden parça alınan kişiye hiçbir zarar gelmemesi lazım. Bu zararı minimuma indirebilmek ve operasyonu zararsız hale getirebilmek için ülkelere giderek eğitim veriliyor" dedi. Koşullar uygun olduğunda söz konusu ülkelerde operasyonlara da katılınabildiğini dile getiren Prof. Dr. Tokat, "Oralardaki operasyonlara bazen katılıyoruz, bazen video üzerinden yapıyoruz. Hazır hastaları varsa canlı ameliyata giriyoruz, hastaları yoksa videolar üzerinden canlı bağlantılarla eski ve yeni teknikleri anlatarak karşılaştırma olanağı sunuyoruz" diye konuştu. Bugüne kadar "uçan doktorlar"ın Romanya, Hindistan, Ürdün, İngiltere, Azerbaycan, Pakistan ve Gürcistan'dan cerrahlarla bir araya geldiğini aktaran Tokat, bu kapsamda 40 bilim insanının dünya genelinde yaklaşık 600 hekime eğitim verdiğini kaydetti.
11.09.2017 - 09:31
Anadolu Ajansı
['Genel Sağlık', 'Organ nakli', 'Organ bağışı']
"Uçan doktorlar" dünyaya canlıdan karaciğer naklini öğretiyor
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/ucan-doktorlar-dunyaya-canlidan-karaciger-naklini-ogretiyor,-ZDfZG4GNU6g6dnKT12OTQ
Usta oyuncu Zeki Alasya, karaciğer rahatsızlığı nedeniyle 72 yaşında yaşamını yitirdi. 22 Nisan’dan bu yana Koç Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören Alasya’nın cenazesi, yarın Levent Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek
null
‘Bazı insanlar öldüğünde cenazesi bütün evlerden kalkarmış...’ Ayşen Gruda’nın sözleri, Zeki Alasya’yı tarif ediyor adeta... Genç yaşlı herkes, onun ölümüyle yaşamından bir şeylerin eksildiğini hissetti. Ama hiç kimse adeta onun yarısı olan Metin Akpınar kadar bu acıyı, eksikliği derinden hissetmeyecektir. 72 yıllık ömrüne 100’ü aşkın sinema, dizi ve tiyatro oyunu sığdıran Alasya’nın, bir yandan güldürse de hep hüzünlü bir yanı da vardı. 1974 yapımı ‘Köyden İndim Şehire’ filminde Hayret, Saffet, Himmet ve Gayret kardeşlerin Himmet’iydi... Filmlerinde kimi zaman saf bir Anadolu delikanlısını, kimi zaman mahcup bir âşığı canlandırdı, son dönemlerdeyse babacan rollere büründü. Akasya Durağı’nın Nuri Baba’sı, Küçük Ağa’nın Mehmet Ağası’ydı. İstanbul’da dünyaya gelen , liseden sonra sanat hayatına 1959’da Milli Türk Talebe Birliği Tiyatrosu’nda amatör olarak başladı. Bir süre dekoratörlük ve rehberlik yaptı. 1964’te, Arena Tiyatrosu’nda profesyonel oyunculuğa başladı. 1965’te Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda çalıştıktan sonra; 1967’de Haldun Taner, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan ile birlikte Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer aldı. Bu topluluğun tüm oyunlarında oyuncu, yazar, yönetmen olarak çalıştı. 1973, sinemaya adım attığı yıldı. Metin Akpınar ile Türk sinemasında yeni bir ikili oluşturdular. 40 yılı aşkın sürede onlarca film ve oyunda yer aldılar. 1977’de de yönetmenlik yapmaya başladı. Yönettiği filmlerin çoğunda oyuncu olarak yer aldı. Sinemaya uzun süre ara verdikten sonra son filmi olan ‘Güle Güle’de oynadı. Türk tiyatrosunun mihenk taşlarından biri olan Devekuşu Kabare, o ve Metin Akpınar’ın kariyerinde dönüm noktası oldu. Politik hicivlerle hafızalara kazındılar. ‘Aşk Olsun’ ve ‘Yasaklar’daki ‘Balayı’, ‘Kız İsteme’, ‘Deliler’, ‘Genelev’, ‘Galaksi Taksi’ ve ‘Sünnet’ skeçleri unutulmazlar arasına girdi. Hayatındaki dönüm noktası ise Metin Akpınar’la tanıştığı 1962 yılı oldu. Yıllarca, Zeki Metin’siz, Metin Zeki’siz düşünülemedi. Alasya, insani yanı öne çıkan bir sanatçıydı. 2013’te Beşiktaş Belediyesi’nin “Ustalara Saygı” gecesinde şu konuşmayı yapmıştı: “Hatalarımı, aksaklıklarımı, pürüzlerimi temizlemeye başladım. Atabildiğim kadar attım bütün pisliklerimi; iyi insan olmaya karar verdim. Öğrencilerime şunu söyledim: Çok iyi bir oyuncu olabilirsiniz. Ama en önemlisi iyi insan olmaktır. Benim için en önemlisi iyi insan olabilmek. Bu zamana kadar bilerek insanlara hiç hata yapmadım. İstemeden, farkına varmadan yaptığım bütün hatalar için birçoğu aramızda olmayan herkesten, hepinizden özür diliyorum.” Bu sözlerle adeta bir veda mesajı vermişti Zeki Alasya... Zeki Alasya ile Metin Akpınar, 1962 yılında tanıştı. Devekuşu Kabare Tiyatrosu buluştukları adres oldu. 40 yılı aşkın bir süre tiyatroda da beyazperdede de omuz omuza veren Zeki ve Metin, Türkiye’nin ilk akla gelen ‘ikili’si oldu. Röportajında anlattığı bir diğer ilginç olaysa Nazilerle ilgiliydi. Sanatçıların cesur olmasıyla ilgili bir hikâyeyi Haldun Taner’in ağzından şöyle dile getirmişti: “Nazi imparatorluğu tırmanma sürecinde. Naziler bir kabare seyrediyorlar. Senaryo gereği oyunun bir sahnesinde başrol oyuncusu, ‘Aaa karşıdan bir Mercedes geliyor, herhalde içinde Naziler vardır’ demiş. Başrol oyuncusuna oyunun sonunda ‘Ayıp oluyor, Nazilerle lüks yaşamı bu kadar bağdaştırmayın’ demişler ve gitmişler. 15 gün sonra tekrar oyunu izlemeye geldiklerinde senaryo gereği o sahneye gelindiğinde ‘Aaa karşıdan bir Mercedes geliyor, içinde Nazi yok’ demişler.” Zeki Alasya 22 Nisan’da hastaneye yattı ve dün sabah Koç Üniversitesi Hastanesi’nde saat 10.32’de son nefesini verdi. Ölüm nedeni karaciğer rahatsızlığı olarak açıklandı. Cenaze Zincirlikuyu Mezarlığı Gasilhanesi’ne kaldırıldı. Alasya’nın cenazesi, yarın Levent Camii’nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Acı haberin ardından Alasya’nın kızı Zeynep ve aile bireyleri, taziyeleri Alasya’nın Etiler’deki evinde kabul etti. Metin Akpınar, taziyenin ardından sadece “Açıklama yapmayacağım, çok üzgünüm’’ dedi. “Aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinen merhum sanatçımız, her zaman sevgi ve saygıyla yâd edilecektir. Alasya’ya rahmet niyaz ediyor, ailesine, sevenlerine ve sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum.” “Hafızamızda geniş bir yere sahip olan, televizyon öncesi kuşak sanatçılarından Zeki Alasya, 50 yılı aşkın oyunculuk hayatında her zaman örnek bir kişi olmuştur. Canlandırdığı karakterlerle, seyircisiyle çok yakın bir iletişim kurmuştur. Oyunlarında ve filmlerinde sıklıkla toplumsal konuları işleyen değerli sanatçımızı her zaman özlemle anacağız.” “Hayatını tiyatro ve sinemaya adayan, Türk tiyatro ve sinemasının gelişiminde önemli katkıları bulunan merhum Zeki Alasya, sahneye koyduğu oyunlar ve canlandırdığı karakterlerle her zaman saygı ve takdirle hatırlanacaktır. Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.” “Türk sinemasının gülen ve ahlaklı yüzü, Türk tiyatrosunun başarılı ve zirve ismi Zeki Alasya’nın ani vefatı milletimizi derinden üzmüştür. ‘Zeki- Metin’ filmleriyle büyüyen bir nesil, bu güzide sanatçıların şefkati, hoşgörüsü, yardımseverliği, dostluğu ve duygusal yakınlığı mizahla buluşturmasını hafızalarından hiç çıkarmayacak.” “Sinemamız ve tiyatromuz adına dönüm noktası olarak tanımlanabilecek pek çok çalışmanın sahibi olan Alasya, yetiştirdiği değerli isimlerle de bu toprakların her zaman gurur ve şükranla yâd edeceği bir isim olacaktır. Seyircisini ısıtan sıcak tebessümüyle hatırlayacağımız Zeki Alasya’ya Yüce Allah’tan sonsuz rahmet; ailesine, sevenlerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.” “Türk sinema ve tiyatrosuna değer katan büyük sanatçı Zeki Alasya’yı kaybettik. Allah’tan rahmet, dostlarına ve ailesine başsağlığı dilerim.” (Alasya’nın tedavi gördüğü hastanenin çıkışında açıklama yaptı.) “Tedavisi daha önce yapılması gerekirken şeker sorunu olduğu için ertelemiş. Zeki Ağabey Türkiye’nin en önemli mizahçılarından, sanatçılarından biriydi. 77 milyon sevgilisini kaybetmiş oldu. Ailesine ve sanat camiasındaki arkadaşlarına başsağlığı diliyorum.” Zeki Alasya’nın ölümü sosyal medyada TT oldu. Mesajlar hem komik hem de hüzünlüydü. İşte o mesajlardan bazıları: n Himmet Abey nereye? -Teyp ve video kasetlerini bozana kadar dinledik, izledik, ezberledik. Devekuşu Kabare’yle o kadar çok güldük ki... Güle güle Zeki Alasya. (Aylin Aslım) -Zeki Alasya çocukluğumdu be.... (Hayko Bağdat) -Hep trajiktir aktörün ölümü. Onlarca karaktere can verir, ama sonunda ölüme yenilir. (Ahmet Ümit) -O kadar üzüldüm ki! Çocukluğum elimden kayıp gitmiş gibi... Nasıl bir hüzün. Nurlar yağsın üstüne. -“Nasıl bilirdiniz?” diye sorarlarsa “Bizi hep güldürdü, hiç üzmedi” deriz. (Hakan Yıldırım) -Zeki gitti. Metin olun. Güle güle usta. (Deniz Değirmenci) -Doğuz-bin-doğuz-yüz-dohsan-doğuz defa başımız sağ olsun. Güle güle. (Ömür İklim Demir) -Ölen Zeki Alasya değil arkadaşlar. Ölen Zeki Akpınar. Metin’in de yarısı gitti.
09.05.2015 - 05:47
haberturk
['zeki alasya', 'zeki alasya vefat etti', 'zeki alasyanın sözleri', 'cenaze', 'ergün çolak', 'ferhat erdoğan']
"Her tarafım çamur içinde, kusura bakma"
Fiskos
https://www.haberturk.com/magazin/fiskos/haber/1075992-her-tarafim-camur-icinde-kusura-bakma
Fenerbahçe teknik direktörü Christoph Daum Lille maçı öncesi sakatlıklardan dolayı sıkıntı yaşadığını söyledi. Alman teknik adam "Kaleci hariç 10 sağlam futbolcumuz var" dedi.
null
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, UEFA Avrupa Ligi 2. tur rövanşında Lille ile yapacakları maç öncesi, sakatlıklar nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını, bazı futbolcuların, bu maçta mevkilerinin dışında görev alabileceklerini söyledi. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda düzenlenen basın toplantısında, maçla ilgili değerlendirmeler yapan ve soruları yanıtlayan Alman çalıştırıcı, sakatlıkları bulunan futbolculara ek olarak Lugano, Vederson ve Cristian'ın da forma giyemeyeceğini açıklayarak, "Sıkıntılı bir durum yaşıyoruz. 9 eksiğimiz var, belki 10 olur. Dolayısıyla, görev alacak futbolcularımız, kendi mevkilerinde değil, belki başka mevkide oynamak zorunda kalacak, ama bizim onlara verdiğimiz görevi en iyi şekilde yapacaklarına inanıyorum. Maçta maalesef ilk defa böyle bir durumla karşılaşacağız. İlk defa 'Niye oynamadı' soruları olmayacak. Kaleci hariç 10 sağlam futbolcumuz var. Diğer bir sağlam oyuncumuz Deivid, o da yedekte oturacak. Sağlam oyuncularımızın hepsi ilk 11'de yer alacak. Sahaya çıkacak her futbolcumuza güvenimiz sonsuz. Herkese inanıyorum" diye konuştu. Bugün Lille karşısında alacakları iyi bir sonucun, son dönemde aldıkları kötü sonuçların ardından pozitif sonuçlar ortaya çıkarabileceğini kaydeden Daum, "Bir dönüm noktası olabilir. Yarın inşallah iyi bir sonuç alırız. Yarın olmazsa, pazar günü de olabilir. Hedefimiz bu. Bugün, bizim için dönüm noktası olsun" dedi. Daum, Lille karşısında alınabilecek olası bir kötü sonucun baskısını kaldırıp kaldıramayacağı sorusuna, "En büyük baskıyı kendim yaratıyorum zaten. Her zaman, kendimi baskı altında tutuyorum. Onun için, dışarıdan gelen baskı bizim için tabii ki önemli, ama sonuçta eleştirilere açığız " yanıtını verdi. "Daha iyi oynayan, daha şanslı olan takımın kazanmasını istiyoruz" diyen Daum, "Bugün bu turun ikinci yarısı bizi bekliyor. Devrede Lille takımı 2-1 önde. Bugün amacımız, maçı çevirmek olacak. Evimizde oynuyoruz. Taraftarımızla birlikte apayrı bir güce sahibiz. Bu güç bizim için çok önemli olacak" diye konuştu. Daum, sakatların çokluğu nedeniyle nasıl bir kadro kuracağı yönündeki soruya esprili şekilde, "Fransa'dan gelen misafirlerimiz var. Lourdes diye özel bir ilaç varmış. Belki bize ondan getirip yardımcı olabilirler" diye yanıtladı. Lille takımını iyi tanıdıklarını ifade eden Daum, karşılarında kontratak oynayan bir ekip olacağını sandığını söyledi. Daum, "Kontratak oynayan bir Lille takımı bekliyorum. Gerçekten süratli kanat oyuncuları var. Aynı zamanda erken baskı kuran bir takım. Bunu da zaman zaman yapabilir. Kompakt organizasyona sahipler ve bizi güçlü bir rakip bekliyor. Rakibimizde duran toplarda etkili oyuncular da var. Buna da hazır olmamız gerekiyor" dedi. "Ligde mağlup oldukları Bursaspor maçında Güiza'yı oyundan seyirci baskısı nedeniyle aldığı, bu nedenle de maçı kaybettikleri" yorumlarının yapıldığı ifade edilerek yöneltilen soruya, Daum şu yanıtı verdi: "Medyada bazı söylentiler olabilir, ama öyle bir şeye katılmıyorum. Ben de şöyle bir şey sorabilirim: 'Semih'i maça alınca mı kaybettik?' Maçı kaybetmemizin nedeni tabii ki o değişiklik değildir. Gerçekten bu söylemler mantıksız. Anlamıyorum. İkinci golde çok şanssızdık. Cristian'a çarpan top var. Kaleye girmesi büyük bir talihsizlik. Onun, daha önce yaptığımız değişiklikle ne alakası var. Bursaspor frikik golünde çok şanslıydı. Cristiano Ronaldo'yu, Rooney'i bulundurun isterseniz, yine o top Cristian'a çarpıp girecekti. Net söylüyorum, Bursaspor'a karşı aldığımız mağlubiyetin nedeninin değişikliklerle alakası yok." Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu, Lille maçı öncesi verdiği mesajda "Zaman, hesaplaşma değil, destek olma zamanı" dedi. UEFA Avrupa Ligi'nde bugün Lille ile yapacakları maçla ilgili, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlayan sarı-lacivertli futbolcu, ligde Bursaspor karşısında alınan yenilgiyle oluşan ortamla ilgili bir soruya, "Zamanın, hesaplaşma zamanı olduğunu düşünmüyorum. Olayı lehimize çevirecek zamanımız var. Yarın da iyi netice alırsak, Avrupa'da yolumuza devam edeceğiz. Ligde yeterli süremiz var. Zaman, hesaplaşma zamanı değil, birbirimize destek olma zamanı" karşılığını verdi. Takımın içinde bulunduğu durumun kötü olmadığını vurgulayan Emre, şöyle devam etti: "Söylemek istediğim bazı şeyler. Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum, ama içerden kırılgan bir yapıya sahip değiliz. Hepimiz profesyoneliz. Şu an takımın içinde bulunduğu durum, kötü bir durum değil. Bizler bu durumu düzeltmek adına elimizden gelen her şeyi yapacağız, çünkü iyi ve kaliteli kadroya sahibiz. Olayın aleyhimize dönmesini sağlayan bizlersek, lehimize dönmesini sağlayacak olan yine bizleriz. Taraftarımızın desteğiyle bunu öyapabiliriz. Kadıköy'de en büyük silahımız taraftarımızdır." Bursaspor maçında Güiza'nın taraftardan gördüğü tepkiye de değinen Fenerbahçeli futbolcu, "Son maçta istenmeyen olaylar yaşandı. Güiza oyundan çıkarken talihsiz bir durum oldu. Güiza'ya ihtiyacımız var. Ona destek olmak zorundayız. Bizler, futbolcular olarak ne kadar destek olursak olalım, taraftarın desteğinin yarısını bile veremeyiz. Takıma gerektiğinde en büyük desteği yine Güiza verecektir" diye konuştu. İlk maçta Lille karşısında buldukları bir golün, kendilerine avantaj sağladığını kaydeden Emre, Kadıköy'de seyircilerinin desteğiyle her zaman favori olduklarını vurgularken, "İnandığım şekilde konuşmak istiyorum. İnandığım da bu. Bu takıma en büyük desteği taraftar verecektir. Buna da inanarak, bizim avantajlı olduğumuzu düşünüyorum" ifadesini kullandı. Takım savunmasında yaşadıkları sıkıntıyla ilgili daha önce yaptığı açıklamaya yönelik bir soru üzerine Emre, son dönemde yaşadıkları sıkıntıları gidermek adına çalışmalara başladıklarını ifade ederek, "Defansif anlamda daha net somut girişimler göstermek zorundayız" dedi. Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum'un dün yaptığı Vederson'un sakatlığı nedeniyle oynayamayacak açıklamasının ardından Brezilyalı futbolcuya uygulanan tedavi sonrasında olumlu gelişmeler yaşandı. Vederson'un bu akşam ki maçta forma giyeceği belirtildi. Fenerbahçe'nin Uruguaylı savunma oyuncusu Diego Lugano, ülkesinin İsviçre ile yapacağı dostluk maçının kadrosuna, sakatlığı nedeniyle çağrılmadı. Uruguay Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Uruguay Milli Futbol Takımı'nın kaptanı Lugano, sakatlığı devam ettiği için gelecek hafta İsviçre ile 2010 Dünya Kupası öncesinde yapılacak dostluk maçında forma giyemeyecek.
24.02.2010 - 18:40
null
[]
Daum: 10 sağlam futbolcumuz var
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/daum-10-saglam-futbolcumuz-var,UaVeTw6_lkia213BExsqIQ
Bolu'nu Dereceören köyünde bir pansiyonda çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
null
Bolu merkeze bağlı Dereceören köyünde bir pansiyonda çıkan yangın hasara neden oldu. Alınan bilgiye göre, Dereceören köyünde Raşit Koçyiğit'e ait iki katlı ahşap pansiyonda henüz bilinmeyen nedenle yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine Bolu Belediyesi İtfaiye, Orman Bölge Müdürlüğü, sağlık, jandarma ile Afet ve Acil Durum (AFAD), Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık bir saatlik çalışması sonucu söndürülen yangın, pansiyonda büyük çaplı hasara yol açtı.
04.03.2019 - 10:58
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Bolu', 'Genel']
Bolu'da pansiyon yangını
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/boluda-pansiyon-yangini,kz9rrhh590KkejI_j2Dl-A
İstanbul Tuzla'da bazı mahallelere bugün ve yarın 16 saat süreyle su verilemeyecek.
null
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden (İSKİ) yapılan duyuruya göre, Aydıntepe-Sabiha Gökçen Havaalanı arası yol düzenleme işi kapsamında Orhanlı İçme Suyu Deposu'nda bağlantı çalışmaları yapılacağından bugün 22.00 ile yarın 14.00 saatleri arasında, bazı mahalleler 16 saat süreyle su alamayacak. Çalışma nedeniyle Tuzla'nın, Anadolu, Aydınlı, Aydıntepe, İçmeler, Mescit, Orhanlı, Orta, Tepeören, Şifa ve Mimar Sinan mahallelerinde su kesintisi yapılacak.
16.10.2018 - 15:07
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'İstanbul', 'Su kesintisi']
Tuzla'da 16 saatlik su kesintisi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/tuzlada-16-saatlik-su-kesintisi,Bw___5BZ0kiGm-SNLtml6Q
Eski Boydak Holding yöneticisi Memduh Boydak'ın eşi Meral Boydak'a, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında açılan davada"silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
null
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan eski Boydak Holding yöneticisi 'ın eşi Meral Boydak'a, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.  Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında, tutuksuz sanık Meral Boydak ile avukatları hazır bulundu. Savcı, önceki duruşmada sunduğu mütalaasını yineledi. 'ın, örgütte "abla" pozisyonunda görev yaptığı, sohbetlere katıldığını, gizliliğe riayet ettiğini, FETÖ elebaşının çağrısı üzerine 'da hesap açarak sistematik ve yoğun şekilde para artışı gerçekleştirdiğini belirten savcı, bu nedenle sanığın "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan cezalandırılmasını istedi. Sanık avukatlarının esasa ilişkin savunmalarının ardından mahkeme başkanı tarafından son sözü sorulan Meral Boydak, "Önceki savunmalarımı tekrarlıyorum. Beraatimi istiyorum." dedi.  Mahkeme heyeti, sanık Boydak'ı, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan eski Boydak Holding üst yöneticisi Memduh Boydak, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
20.11.2018 - 11:08
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Polis Adliye', 'Ekonomi', 'FETÖ']
Eski Boydak Holding yöneticisinin eşine FETÖ'den hapis
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/eski-boydak-holding-yoneticisinin-esine-fetoden-hapis,gJ8ztj8kT0e7XfqGn2Tf6w
Liberya'da ilk kez Ebola vakalarının sayısında düşüş oldu
null
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Örgütü, Ebola salgınının başladığı geçen yıldan bu yana, Liberya'da son haftalarda hasta sayısının ilk kez azaldığını açıklayarak bunun memnuniyet verici olduğunu belirtti. Ancak MSF vaka sayısındaki azalmanın geçici olabileceğine dikkati çekerek Gine'de de iki kez vaka sayısında düşüş görülmesine rağmen salgının devam ettiğini hatırlattı. MSF, başkent Monrovia'da örgüte ait 250 hasta kapasiteli sağlık merkezinde 50 kişinin tedavi gördüğü, kuzeyde bulunan Foya bölgesindeki merkezde ise 30 Ekim'den bu yana hasta bulunmadığı örneğini verdi. Örgüt, 6 bin 600 vakanın bulunduğu Liberya'da Ebola'yı yenmek için yeni stratejilerin gerekli olduğunu vurguladı. Liiberya, Batı Afrika'da yaklaşık 5 bin can alan Ebola'ya en az 2 bin 500 kurban verdi.
11.11.2014 - 11:26
haberturk
['ebola', 'liberya', 'ebola salgını', 'ebola virüsü', 'sınır tanımayan doktorlar (msf) örgütü']
Ebola'yla ilgili sevindiren gelişme
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik/haber/1008311-ebolayla-ilgili-sevindiren-gelisme
Türk-İş, DİSK, KESK ve Türkiye Kamu-Sen’in karşı çıkmasına karşın, hükümet ILO’da Türkiye’yi Memur-Sen’in temsil etmesinde ısrar ediyor.
Mustafa Çakır
Hükümetin Uluslararası Çalışma Konferansı’na Memur- Sen’i gönderme kararı almasının ardından ortaya çıkan kriz çözülemedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, işçi, işveren ve memur konfederasyonları olmak üzere bütün tarafları bakanlıkta topladı. Ancak Türk-İş, DİSK, KESK ve Türkiye Kamu-Sen, Memur-Sen’in işçi delegesi olarak Türkiye’yi temsil edemeyeceğine dikkat çekerek, ısrar edilmesi halinde konferansa katılmayacaklarını bir kez daha vurguladı. Uzlaşma sağlanamadı. Söz konusu toplantının daveti bakanlıktan geldi. Toplantının temel konusu 28 Mayıs-8 Haziran günlerinde Cenevre’de yapılacak 107. ILO’da Türkiye’yi işçi delegesi olarak kimin temsil edeceğiydi. Dört konfederasyon, Memur- Sen’in ITUC ile ETUC üyesi olmadığına da dikkat çekti. Israr edilmesi halinde ILO toplantısına katılmayacaklarını dile getirdi. Hak-İş mutabakat sağlanmasını istedi.
17 Mayıs 2018 Perşembe, 05:43
cumhuriyet
null
Hükümet ILO’da ısrarlı
Ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/977187/Hukumet_ILO_da_israrli.html
Hakkari merkezin güney kırsalına dün savaş uçaklarıyla harekat düzenlendiği, ilk tespitlere göre 2 teröristin etkisiz hale getirildiği ve bir cephaneliğin imha edildiği bildirildi.
null
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Hakkari merkezin güney kırsalına dün 20.26-21.04 saatlerinde Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarıyla harekat düzenlendiği belirtildi. Tespit edilen birer dinamik hedef, malzemelik ve mağara girişinin ateş altına alındığı kaydedilen açıklamada, "Harekat sonucunda ilk tespitlere göre, 2 terörist etkisiz hale getirilmiş ve bölücü terör örgütü tarafından kullanılan bir cephanelik (vuruşu müteakip malzemelik olarak tespit edilen yerde büyük patlamalar meydana gelmiştir) imha edilmiştir" ifadesine yer verildi.
14.09.2016 - 09:11
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Hakkari kırsalına hava harekatı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hakkari-kirsalina-hava-harekati,kkjU1stQnU6olWVzNjSpOw
Türkiye ve Ermenistan arasında, ilişkilerin normalleşmesi yönünde yol haritasının belirlenmesi, Erivan'da büyük yankı uyandırdı.
null
Erivan yönetimi, Ankara ile varılan anlaşma gereği yol haritasının detaylarının açıklanmayacağını duyurdu. Aşırı milliyetçi Taşnak Partisi ise hükümetten çekilebileceği uyarısında bulundu. Ermenistan'da, imzalanan deklarasyonla ilgili farklı tepkiler var; kafalar biraz karışık. Belgenin altına ‘neyin karşılığında’ imza atıldığı tartışılırken, yönetim kanadı imzadan memnun görünmekle birlikte konuşmama kararında. Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü, Türk tarafına söz verildiğini ve datayların açıklanamayacağını duyurdu. Konunun medyaya yansıması durumunda sürecin sekteye uğrayabileceği dile getiriliyor. Yönetimin insiyatif kullandığı ve bu konuda kararlı olduğu yorumları yapılıyor. Hükümete 3 bakan veren Taşnak Partisi ise tepkili. Partinin Uluslararası Bölüm Başkanı, ”Koşulsuz olarak sınırın açılmasını ve Türkiye’yle ilişki kurulmasını kabul etmiyoruz. Bu anlaşmanın özellikle 24 Nisan öncesi yapılmasını da kınıyoruz” şeklinde konuştu. Taşnak Partisi yandaşları da, anlaşmayı protesto etti. Taşnaklar, hükümetten çekilebileceklerini de dile getiriyorlar. Batılı üst düzey bir yetkili de, müzakere konusunda prensipte anlaşıldığını, yol haritası için imza atılmadığını ancak kısa süre sonra imza atılacağını dile getirdi. Ermenistan’daki bağımsız kaynaklar ise gelişmelere olumlu bakıyor. Kafkasya Enstitüsü Başkanı, "Başbakan Erdoğan’ın son 1 yıllık emeği boşa çıkacak gibi görünüyordu ancak dün imzalanan deklarasyon sürecin devam edeceğini ve iki tarafın kararlığını gösteriyor. Her şey olumlu gidiyor" açıklamasını yaptı. Yarın (bugün) 24 Nisan ve bu tartışma gündemi belirleyecek. Ermenistan’da bu konuda tartışmalar devam edecek gibi görünüyor.
23.04.2009 - 23:46
null
[]
Mete Çubukçu: Normalleşmeye Taşnak tepkisi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/mete-cubukcu-normallesmeye-tasnak-tepkisi,QCgo4O5mDEuRR5IV8953ng
İstanbUl Deniz Otobüsleri'nin (İDO) VE Bursa Deniz Otobüsleri'nin (BUDO) seferlerinden bazıları olumsuz hava koşulları nedeniyle iptal edildi. İstanbul Şehir hatlarında da 07:50 Kadıköy-Sarıyer, 07:30 Beşiktaş-Adalar, 07:55 Bostancı-Karaköy ve 07:45 Karaköy-Bostancı seferleri iptal edildi.
null
'nun internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Kadıköy-Yenikapı-Bursa 07:50 Bursa-Armutlu-Armutlu Tatil Köyü-Yenikapı-Kadıköy 08:30 Kadıköy-Yenikapı-Bursa 09:50 Bandırma-Yenikapı-Bostancı 07:45 Bostancı-Yenikapı-Bandırma 12:00 Yenikapı-Yalova 07:45 Bostancı-Kadıköy-Bakırköy 07:40 Bakırköy-Kadıköy-Bostancı 08:45 Bostancı-Beşiktaş 07:30 Beşiktaş-Bostancı 08:10 Bostancı-Beşiktaş 08:50 Harem Sirkeci hattı seferleri saat 05:30 itibari ile olumsuz hava koşulları nedeni ile iptal edilmiştir. 'nun internet sitesinden yapılan duyuruya göre, 07.00 ve 09.30 saatlerindeki Bursa (Mudanya)-İstanbul (Eminönü/Sirkeci), 08.30 ve 11.30 saatlerindeki İstanbul (Eminönü/Sirkeci)-Bursa (Mudanya) seferleri gerçekleştirilemeyecek. Ayrıca, saat 08.30 Bursa (Mudanya)-İstanbul (Büyükçekmece), 09.30 Bursa (Mudanya)-Armutlu (İhlas), 10.00 Armutlu (İhlas)-İstanbul (Eminönü/Sirkeci), 10.30 İstanbul (Büyükçekmece)-Bursa (Mudanya), 11.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci)-Armutlu (İhlas), 12.55 Armutlu (İhlas)-Bursa (Mudanya) seferleri de yapılamayacak. İstanbul'da yaşanan olumsuz hava koşulları nedeniyle Şehir hatları bazı seferlerini iptal etti. Şehir Hatlarının iptal seferleri, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan duyuruldu. Açıklamada, 07:30 Beşiktaş - Adalar, 07:50 Kadıköy - Sarıyer ve 07:55 Bostancı - Karaköy, 07-45 Karaköy-Bostancı seferlerinin hava muhalefeti nedeniyle iptal edildiği belirtildi.
11.01.2019 - 04:22
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'İDO ', 'BUDO', 'ulaşım']
İDO, BUDO ve şehir hatlarında sefer iptalleri
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ido-budo-ve-sehir-hatlarinda-sefer-iptalleri,XD4XPuXIM0C8JDEKOyk5MQ
21. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nde ödül alan kısa filmler, Hollywood'da sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.
null
Adana Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, Altın Koza Film Festivali aracılığıyla Türk sineması, 100. yılında, dünya sinemasının merkezi olan Hollywood'da temsil edilecek. Büyükşehir belediyesince 15-21 Eylül'de gerçekleştirilen "21. Uluslararası Adana Altın Koza Öğrenci Filmleri Yarışması"nda ödül alan filmler, Hollywood'da 8-9 Kasım'da gerçekleştirilecek Kısa Film Festivali’nde sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Altın Koza Film Festivali Öğrenci Filmleri Yarışması'nda ödül alanlar, Hollywood'da yer almanın gururunu yaşıyor. Beverly Garland Hotel-Beverly Garland’s Theater’da 8 Kasım'da saat 08.15 ile 09.20 arasında 64 dakika sürecek olan gösterimde Hollywood izleyicisiyle buluşacak olan ödüllü filmler şöyle: "En İyi Kurmaca Film: Tatmin - Yönetmen: Mahmut Telci - Marmara Üniversitesi En İyi Belgesel Film: Benden Önce - Yönetmen: Mehmet Emre Gül - Selçuk Üniversitesi En İyi Deneysel Film: O2 (Oksijen) - Yönetmen: Naci Anil Konya - Selçuk Üniversitesi En İyi Canlandırma Film: Salkım Sögüt - Yönetmen: Ethem Onur Bilgiç - Mimar Sinan Üniversitesi Jüri Özel Ödülü - Heykel AŞ - Yönetmen: Tuna Tetik - Bahçeşehir Üniversitesi"
04.11.2014 - 18:06
Anadolu Ajansı
[]
Altın Koza'lı filmler Holywood'da
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/altin-kozali-filmler-holywoodda,yE6rTiiuzEuvnHGbGywQIQ
3 aylık yaz tatiline giren öğrenciler, 2017-2018 eğitim öğretim döneminde okula ne zaman gidecek? Okullar ne zaman açılacak? Yaz tatili ne zaman bitiyor?
null
Okullar ne zaman açılacak? Son günlerde en çok merak edilen sorulardan birisi. 9 Haziran 2017'de üç aylık yaz tatiline giren öğrenciler, tatillerini sürdürürken bir yandan da gelecek dönem okulların açılış tarihini merak ediyor. Peki, yaz tatili ne zaman bitiyor? 2017 Okullar ne zaman açılacak? 2017-2018 eğitim öğretim dönemi 9 Haziran 2017 tarihinde çalan son ders zili ile sona ermişti. Uzun bir eğitim döneminin yorgunluğunu yaz tatilinde atan öğrenciler, okulların açılacağı günü heyecanla beklemeye başladı. 2017-2018 eğitim öğretim dönemi 18 Eylül 2017 Pazartesi günü başlayacak. Yeni eğitim öğretim yılının ilk dönemi ise 19 Ocak 2018 tarihinde sona erecek. Öğrenciler, 15 günlük sömestr tatilini yapacak ve tatilin ardından 5 Şubat 2018 tarihinde ikinci kanaat dönemi için sınıflarındaki yerini alacaklar. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB),yeni müfredat ile ilgili çalışmalarında sona gelindi. MEB'in Twitter hesabı üzerinden 2017-2018 eğitim öğretim yılında uygulanacak yeni müfredat programı açıklandı. Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yenimüfredata ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Müfredatları geliştirme, yenileme ve güncelleme çalışmalarının 2005'te başladığını, 2015-2016 eğitimöğretim yılında ise 51 programda tamamlandığını ifade eden Yılmaz, "2016-2017 eğitim öğretim yılının başından bugüne kadar 51 müfredat ekseninde kapsamlı bir şekilde bir yenileme, güncelleme, gözden geçirme, ikmal ve değişiklik çalışması yapıldı." bilgisini paylaştı. Yenileme çalışmalarının başlamasında kalkınma planları, hükümet eylem planları, gerçekleştirilen bilimsel araştırmaların etkisinin bulunduğuna işaret eden Yılmaz, bu kapsamda, mevcut müfredatı yenileme sürecinde yürütülen çalışmaları anlattı. Eğitim programlarına ilişkin yapılan anketlerdeki öğretmenlerin görüşlerine ilişkin bilgi veren Yılmaz, öğretmenlerin, müfredatların öğrencide bilimsel merak uyandırma düzeyinin düşük, kazanımlarının çok ve yoğun olduğunu, öğrenciyi ezbere mecbur kıldığını düşündüğünü söyledi. Anketlerin öğrencilere ve velilere de uygulandığını kaydeden Yılmaz, "Öğrencilerin yaklaşık 3'te biri, en başarısız oldukları dersin matematik ve fizik, ardından kimya olduğunu ifade etti. Ankete katılan öğrencilerin yarıdan fazlası, üniversite sınav kaygısı nedeniyle dersi takip ettiklerini, yaklaşık 4'te biri bu dersleri ders geçme zorunluluğu olduğu için takip ettiklerini, öğrencilerin yarıdan fazlası ise derslerin kendilerini çok yorduğunu belirtti." diye konuştu. Bakan Yılmaz, 13 Ocak'ta askıya çıkarılan taslak müfredatların 10 Şubat'a kadar "mufredat.meb.gov.tr" adresinde incelemeye ve görüş bildirimine açık tutulduğunu, bu süre zarfında çok sayıda görüş ile önerinin bakanlığa ulaştığını ifade etti. "Şunu çok iddialı olarak söylüyorum ki bu ana kadar hiçbir müfredat bu kadar çok demokratik katılımla oluşturulmadı ve halkımızın görüşlerine açılmadı." değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, müfredatların askıda kaldığı sürece, toplumun her kesiminden görüş alındığını, kamuoyundan gelen geri bildirimlerin, akademisyenlerin ve öğretmenlerden oluşan çalışma gruplarında görevli 360 kişinin katıldığı bir çalıştayda değerlendirildiğini belirtti. Yenilenen müfredatlarda değerler ve değer eğitiminin ana odağı oluşturduğuna işaret eden Yılmaz, öğrencilere aktarılması hedeflenen adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımseverlik gibi kök değerlerin müfredata eklendiğini söyledi. Yılmaz, "İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesi düzeyinde 10 olmak üzere toplam 51 ayrı, sınıflar esas alındığında 176 müfredat yenilenmiştir. Programların tamamında 10 kök değer ve 9 temel yeterlilik ve beceri yer almaktadır." bilgisini verdi. Müfredatlarda öne çıkan yeniliklere ilişkin de açıklama yapan Bakan Yılmaz, yenilenen müfredatların sade ve anlaşılır olmasının ön planda tutulduğunu, öğrencilere kazandırılması hedeflenen yeterlilik ve beceriler belirlenirken derslerin doğasının dikkate alındığını vurguladı. Yılmaz, yenilenen müfredatlarla öğrencilere kazandırılması hedeflenen temel yeterlilik ve becerilerin, tüm disiplin alanları için ortak verildiğini belirtti. Bakan Yılmaz, şunları kaydetti: "Yenilenen müfredatlar, ilk olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1, 5 ve 9. sınıflarda uygulamaya konulacaktır. Ocak 2018'e kadar programlarla ilgili olarak sahadaki uygulamalarımız üzerinden izleme ve değerlendirme çalışması yapacağız. Haziran 2018'e kadar değiştirilen müfredatların eğitim araç gereçlerini, ölçme araçlarını hazırlayacağız. Bugün açıkladığımız müfredat, bütün öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve eğitim paydaşlarımızın görüş ve değerlendirmelerine açık olacak. Ocak ayının sonuna kadar onlardan geri bildirimleri alacağız. 2018 Eylül ayından itibaren bütün öğretmenlerimize ve velilerimize programların ayrıntılı olarak tanıtılacağı toplantılar düzenlenecek. 2017-2018 eğitim öğretim yılı boyunca öğretmenlerimizin kendi branşlarına dair programları incelemeleri ve uygulamaya yönelik dokümanlar üretmeleri için atölyeler yapılacak. 2017-2018 eğitim öğretim yılı sonunda ve 2018-2019 eğitimöğretim yılı başında öğrencilerimizin yeni programa geçişte eksikliklerini telafi edecek oryantasyon eğitimleri yapılacak. Bu hazırlıklarımızla 2018-2019 eğitim öğretim yılına tüm sınıflarda ve tüm derslerde, yeni müfredatla eğitim öğretim sürecimize istikrarlı ve çok daha güçlü, yeni ve yenilikçi şekilde devam edeceğiz." Fen bilimleri dersinde bazı üniteye ait konu ve kazanımların yerlerinin değiştirildiğini, kazanımların içeriklerinin sadeleştirildiğini anlatan Yılmaz, ihtiyaç duyulmayan bilgi yüklemelerinin önüne geçildiğini söyledi. Kazanımların hayatla ilişkilendirilmesine özen gösterildiğini belirten Yılmaz, öğrencide merak uyandıracak konulara ağırlık verildiğini ifade etti. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Fen bilimleri dersinin eğlenceli bir şekilde ve yaşamla ilişki kurularak aktarılması hedeflendi. Fen ve mühendislik uygulamaları konu alanı altında tüm sınıf düzeylerinin sonunda, uygulamalı bilim ünitesi kazanımları eklendi. Okul ortamında meydana getirilen uygulamaların sergilendiği bilim şenliği gibi uygulamaların yapılması hedeflendi. 4. sınıf düzeyinden itibaren tüm sınıf düzeylerinde yer alan sistemler ve sistemlerin sağlığı, güncellenen eğitim programında 6. sınıf düzeyine alındı. Biyoçeşitlilik konusu ve kazanımları 7. sınıftan 6. sınıfa, güneş, dünya ve ay ünitesi konu ve kazanımları ise 6. sınıftan 5. sınıfa alınarak, öğrencilerin mühendislik ve tasarım becerilerini geliştirmek amacıyla bir dinamometre, bir teleskop modeli tasarlaması istendi. İnsan ve çevre ünitesi kazanımlarıyla kaynakları tasarruflu kullanması, geri dönüşümün önemini fark etmesi istendi." Yılmaz, 3. sınıftaki fen bilimleri dersinin kazanım sayısının 32'den 36'ya çıkarıldığını, 4. sınıf kazanım sayısının aynı kaldığını, 5. sınıfın 44'ten 40'a indirildiğini, 6. sınıfın 52'den 61'e yükseltildiğini, 7. sınıfın 78'den 74'e, 8. sınıfın ise 78'den 67'ye düşürüldüğünü kaydetti. Bilişim teknolojileri ve yazılım dersinin kazanımlarına da değinen Yılmaz, güncellenen programla, öğrencilerin algoritma ve programlama eğitimine daha fazla zaman ayırmalarının sağlandığını ve dersin kazanımının 44'ten 37'ye indirildiğini ifade etti. Hayat bilgisi, Türkçe ve müzik dersleriyle ilgili de bilgi veren Bakan Yılmaz, "oyun ve fizik etkinlikleri" dersine obezitenin eklendiğini, beden eğitimi dersinin isminin "beden eğitimi ve spor" olarak değiştirildiğini söyledi. Beden eğitimi ve spor dersine, bilinçli spor yapmak, madde bağımlılığının ve dopingin zararları konularının eklendiğini belirten Yılmaz, sosyal bilgiler dersine ise dijital okuryazarlık, çevre, finansal, harita ve medya okuryazarlıkları, yenilikçi düşünme becerileri, öz denetim, diyagram çizme ve yorumlamanın eklendiğini anlattı. Türk dili ve edebiyatı dersinde destan, hikaye ve anılar türünde hangi yazarlara yer verildiğini, haber metni kazanımında ise şiddet içerikli haberlerin yazımında bunların reyting aracı olarak kullanılmaması üzerinde durulacağını bildiren Yılmaz, "Hikayede 1940-1960 arası metinlerin farklı eğilimleri temsil eden hikayelerden seçilmesi istendi. Bireyin iç dünyasını esas alan, toplumcu, gerçekçi, milli ve dini duyarlılığı yansıtan modernist metinler seçildi." dedi. Öğrencilere Ziya Osman Saba, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Erdem Beyazıt, İsmet Özel, Bekir Sıtkı Erdoğan ve Sezai Karakoç, Aşık Veysel, Mahzuni Şerif gibi önemli şairlerin şiirlerinden örnekler verildiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti: "Şuna çok inanıyorum, Türkiye'nin eğitimi iyi bir yolda ilerlemektedir. Türkiye'nin mevcut durumunda 2030 ve 2050 projeksiyonları yapılıyor. Bunlar yapılırken hiçbir projeksiyonda Türkiye'nin geri gittiği değil, aksine 2030'da ve 2050'de hangi seviyeye geleceği belirtiliyor. Bunu yaparken beşeri sermayesi, eğitim sistemi de dikkate alınarak çalışma yapılıyor. İnşallah bu yenilenen müfredatla birlikte evlatlarımıza vereceğimiz, çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve kazanımlarla birlikte, 21. yüzyılı çok daha aydınlık yapacağız. Evlatlarımızın çok daha huzur içerisinde, kendisiyle ve çevresiyle barışık, öğrenmeyi öğrenmiş, öz güvene sahip, tüketen değil üreten nesiller olmasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz." Evrim Teorisi'nin yeni müfredattan çıkarılıp çıkarılmadığına ilişkin bir soru üzerine Bakan Yılmaz, ortaöğretim düzeyinde her dersin kendi bilimsel gelişimi çerçevesinde öğrencilerin seviyelerine uygun kuramlara yer verildiğini anlattı. Coulomb Yasası, Avogadro Yasası, Kosinüs Teoremi, Pauli'nin Dışarlama İlkesi ve Toriçelli Deneyi gibi konuların doğrudan müfredatta yer aldığına dikkati çeken Yılmaz, bazı yasaların ise gerektiği kadar içeriğe alındığını söyledi. Ancak öğrenci seviyesinin üzerinde yer alması ve öğretim programlarının kapsamı ile doğrudan bir ilgisi olmadığından Gauss Yasası, Maurre Yasası, Sabit Evren Teoremi gibi konuların öğretim programlarında yer almadığını bildiren İsmet Yılmaz, "Bu noktada evrim konusunun, tarafları ve karşıtları şeklinde ikiye bölünmüş bir tarafgirlikle şairin 'insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır' ifadesinde tespit ettiği bir kör döğüşü içinde ve bilimsel zeminin dışında tartışıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz." değerlendirmesini yaptı. Öğretim programlarının dikkatli ve bütünlüğü içinde incelendiği yaklaşımlarının net olduğunu anlatan Yılmaz, şunları ifade etti: "Biyoloji dersinde doğa tarihi konusunu vermediğimiz için ezberci bir eğitime saplanmamak için kök hücre tedavisi, antibiyotik, gen teknolojisi gibi konular vesilesiyle evrim teorisinin biyoloji ve teknolojide gündelik hayatta uygulamaları verilmiştir. Bu noktada evrim teorisinin kavram setinde yer alan mutasyon, seçilim, adaptasyon var. Bunlar biyoloji programımızda yer almakta. Konunun felsefi boyutlarıyla ele alınıp kavranması için çatıyı felsefe dersinde kurmuş bulunmaktayız. Doğa tarihi evrimsel biyoloji ve kuramın tarihsel gelişimi ise daha detaylı biyoloji eğitimi alınabilecek üst düzey öğretim kurumu olan üniversitelere bırakılmıştır." Evrim Kuramı'nın bir teori olarak açık, sade ve rahat bir şekilde anlaşılabilmesi için öğrencilerin bir felsefi altyapıya sahip olması gerektiğinin altını çizen Bakan Yılmaz, "Yeni öğretim programları bağlamında getirdiğimiz 10'uncu sınıf felsefe dersinde, akıl yürütme, spekülasyon becerilerini gençlere kazandırma amaçlanıyor. Bu beceri kazandırıldıktan sonra 11'inci sınıf felsefe dersinde ontoloji konusu tarihi gelişim içinde verilecektir. Doğal olarak bu gelişimin duraklarından biri olan evrimin yanı sıra diğer ontolojik ve kozmolojik görüşler de verilecektir.  Biz evrim konusunda bir seviyelendirme, öğrenci gelişim düzeylerine uyumlandırma ve disiplinler arası bir yaklaşımı getirdik." ifadelerini kullandı. Yılmaz, fizik dersindeki elektrik devreleri konusunda Kirşof Yasası ile Akımlar ve Gerilimler Kanunu'nu bir üst öğrenim düzeyine bıraktıklarını belirtti. İsmet Yılmaz, herkesin evrim konusunun üst eğitim programına bırakılmasını konuştuğunu ancak Kirşof Yasası gibi konularda görüş beyan etmediğini, bu tartışmanın bilimsel gerçeklikten hareketten ziyade, bir tarafta yer alma ve o doğrultuda bir görüş bildirme üzerinden yapıldığı değerlendirmesinde bulundu. Fizikte Maxwell Denklemleri'nin yorumlanması ile elektromanyetik dalgaların oluşum yollarının açıklanması ile "x" ışınları elde edilme yolları ve canlılar üzerindeki etkileri gibi konuların da üst öğrenim kurumuna bırakıldığını aktaran Yılmaz, bu konular üzerinde de bir yorumun getirilmediğini dile getirdi. Kimya dersinde de elektromanyetik ışınların dalga ve tanecik karakteri, elektromanyetik spektrum, sistem ve iç enerji konularının da üst öğrenim programına bırakıldığını bildiren Bakan Yılmaz, kelam dersinde Eşarilik ve Maturidilik arasındaki görüş ayrılıkları konusunun da seviye üstü değerlendirildiğinden bir üst öğrenim kurumuna bırakıldığını kaydetti. Yılmaz, bir soru üzerine, zorunlu din dersi müfredat taslağının gelecek hafta açıklanacağını belirtti. Askı süreci için bir haftalık süre vereceklerini aktaran İsmet Yılmaz, "Bütün görüşleri aldıktan sonra yetiştirebilirsek, ki yetiştirebileceğimizi düşünüyoruz. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında yeni müfredatla başlayacağız." dedi. Yılmaz, bir başka soru üzerine, Milli Mücadele'nin önderi ve Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerine, milli mücadelenin millete açtığı ufkun getirdiği fikri gelişimin gereklerine öğretim programlarında açıkça yer verdiklerini kaydetti. Milli Mücadele'nin ve tam bağımsızlığın öneminin programlarda her fırsatta vurgulandığını aktaran Bakan Yılmaz, "Bakanlığımız tarafından yenileme çalışması tamamlanan öğretim programlarının temelinde bilimsellik, çağdaşlık, akılcılık, ilericilik, millilik nitelikleri vardır. Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren temel eksen olarak kabul edilen bu temel, bizim eğitim anlayışımızın da temelidir. Atatürk'ün Cumhuriyet'in kuruluşunda eğitim konusunda gösterdiği amaçlar, eğitim bilimlerinin ve derslerinin içinde yer aldığı ilgili bilim alanlarında dikkate alınarak ifade edilmiştir." diye konuştu. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi konularına ilişkin de detayları paylaşan Yılmaz, bu derste Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1. Dünya Savaşı'na kadar süren eğitim ve askerlik hayatının içinde bulunduğu toplumun siyasi, sosyal ve kültürel yapısı ile ilişkilendirilmesi, ayrıca eğitimi, öğretmenlerinin kişiliğinin oluşumuna etkilerinin değerlendirilmesi, Selanik, Manastır, İstanbul, Şam ve Sofya şehirlerindeki siyasi ve sosyal ortamı ile okuduğu kitapların yerli ve yabancı düşünürlerin fikir akımlarının etkileri ile Çanakkale Cephesi'ndeki zaferler ve milli mücadele gibi konuların yer aldığını anlattı. İsmet Yılmaz, bu derste ayrıca Milli Mücadeleye katılan İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Sütçü İmam, kadın kahramanlardan Halide onbaşı, Şerife Bacı, Fatma Seher Erden, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye gibi isimlerin yeni müfredatta yer aldığına vurgu yaptı. Yılmaz, bu derste öğretilecek başlıkları saydıktan sonra, "Şimdi sorarım. Atatürk'ün hangi kazanımıyla ilgisi vardı da çıkarıldı? Hangi konu eksik kaldı? Tek kimse söyleyebilir mi? Atatürk'e ilişkin öğretilmesi gereken ancak çıkarılan hiçbir konu yoktur. " ifadelerini kullandı. Gerçek Atatürkçülüğün, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i güçlendirmekten geçtiğini vurgulayan Bakan Yılmaz, "Eğer Türkiye'yi siz borç alan bir ülke durumuna getiriyorsanız, Atatürkçülükten bahsettiğinizde doğru bir şey yapmış olmuyorsunuz. Eğer Türkiye yardım alan bir ülke idi ise siz o zaman Atatürk'ü anlamamışsınız demektir. Türkiye'yi güçlü kılarsanız, en büyük Atatürk'ün yolunda ilerliyorsunuzdur. Eğer Türkiye'yi muhtaç hale getirirseniz, o zaman sözde Atatürkçü olursunuz. Biz sözde değil özde Türkiye Cumhuriyeti'ni güçlendirmek için çalışıyoruz." şeklinde konuştu. Ortaokul 5'inci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim hedefine ilişkin bilgi veren Yılmaz, yeni uygulamayı pilot illerden başlatacaklarını, sonuca göre yabancı dil eğitimini Türkiye'nin tamamında gerçekleştireceklerini ifade etti. İsmet Yılmaz, "Şu anda atanmak üzere bekleyen İngilizce öğretmenlerinin hepsini alsak bile ihtiyacımızı karşılamıyor. Buradan mevcut İngilizce öğretmenlere hizmet içi eğitimlerin arttırılması lazım. Hepsini alsak bile ihtiyacımız var. O halde Türkiye'de İngilizce eğitimi veren kurslar, üniversiteler ve diğer okullar dahil bir iş birliği yapılması lazım." dedi. Pilot okullarda zorunlu derslerin yanı sıra toplam zorunlu yabancı dil dersi verileceğini, uygulama sürecinde öğretmen eğitimleri ölçme, değerlendirme sisteminin yeniden yapılandırılması ve izleme değerlendirme çalışmalarında bulunulacağını ifade eden Yılmaz, "Pilot okulların belirlenmesi amacıyla 81 ilden belirli kriterlere göre uygulama yapacak okulların listesi şu an için 681 olarak belirlendi. Yaklaşık öğrenci sayısı ise 120 bine yakın. İnşallah bu uygulama başarılı olduğunda, diğer okullarımıza yansıtacağız." diye konuştu. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sistemi kapsamında yapılacak sınavlarda açık uçlu sorularla ilgili bir soru üzerine Bakan Yılmaz, şunları söyledi: "Bundan sonra yapılacak ilk TEOG'dan başlamak üzere 6-8 arasında açık uçlu soruyu öğrencilerimize sormayı öngörüyoruz. Bu soruların net bir şekilde ölçülebilir olmasına önem veriyoruz. Dolayısıyla herhangi bir tartışmaya gerek kalmadan, kişisel yorumu içermeyecek ama verilen bilgileri analiz ederek soruları cevaplayabilecekleri açık uçlu soruların sorulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimin kalitesinin artırılmasını istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda açık uçlu sorular, objektif, puanlanabilen sorulardan oluşacak." Yeni müfredatta cihat kavramına yer verilip verilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, bu kavramın imam hatip liselerinde fıkıh ve temel dini bilgiler derslerinde yer aldığını belirtti. Cihat ile ilgili kavramın Kur'an-ı Kerim'de bir ayette geçtiğine işaret eden İsmet Yılmaz, şöyle konuştu: "Dolayısıyla siz buna yok deseniz de o yok olmuyor. Dolayısıyla o halde doğrusunu ve çerçevesini evlatlarımıza öğretmemiz lazım. Bunu yaparsak yanlış anlamaları da ortadan kaldıracağız. Dört başı mamur şekilde cihat kavramının evlatlarımıza verilmesi bu ülkenin en büyük kazanımıdır. Cihadın gerçek anlamı ülkenizi sevmektir, vatanınızı sevmektir. Kırmak, dökmek, savaşmak bunun içine girmez. Ama vatan koruması gerekiyorsa Mehmetçik, asker niye var? Niçin şehitlerimiz var? Dolayısıyla cihadın ne olup olmadığının öğretilmesi de bizim Bakanlığımızın asli görevleri arasındadır. Bundan rahatsız olmaya gerek yok. Sizin dışınızdaki birileri cihat kelimesini ortaya attığında, bizim gençler bunu merak edip yanlış yerden mi bilgi edinmesi daha doğru olur, yoksa böyle bir şey dinimizde var, doğrusu nedir diye onun aslından öğrenmesi lazım. Dolayısıyla biz cihat kavramının ne olduğunu ve ne olmadığını din derslerinde, fıkıh derslerinde evlatlarımıza vermek istiyoruz." Güncellenen öğretim programları arasında yer alan 4, 5, 6 ve 7'nci sınıflarda okutulan sosyal bilgiler dersi öğretim programında "toplumsal hayatımızda demokrasi" kazanımının işlenmesi sırasında, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Milli Birlik Günü'nün ele alınmasını isteyeceklerini bildiren Yılmaz, Türkçe dersleri ile Anadolu imam hatip lisesi meslek derslerinde de 15 Temmuz'un da yer alacağını kaydetti. Bakan Yılmaz, şöyle devam etti: "Ayrıca ortaöğretim çağdaş Türk ve dünya tarihi dersinde '90 sonrası Türkiye'de meydana gelen siyasi ekonomik, sosyokültürel ve bilimsel gelişmeleri açıklar' kazanımı bulunuyor. Burada da FETÖ, Paralel Devlet Yapılanması'nın yapısı, amaç ve hedefleri ile 17-25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimindeki rolleri ele alınsın istiyoruz. Ortaöğretimde Türk dili ve edebiyatı dersinde destan ve efsane ünitemiz var. Burada 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve şehitleri konusunda öğrencilerin tercih ettiği bir türde yazı yazması istenecek. Ortaöğretim inkılap tarihi ve Atatürk dersi, daha önce Atatürk'ün ölümü ile birlikte duruyordu. Şimdi 2016'ya kadar getiriyoruz. 90 sonrası gelişmelerde, 28 Şubat müdahalesi, 27 Nisan e-muhtırası ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünün etkilerine değinilmesini istiyoruz. Terörün ve terör örgütlerinin PKK, DEAŞ, FETÖ'nün ortaya çıkış nedenleri ile terörü önlemeye yönelik tedbirlere, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması örneği üzerinden değinilmesini istiyoruz. Bir destan, bir efsane, bir kahramanlık öyküsü. Bu ülkede ebediyen hür ve bağımsız yaşatacak olan irade, milletin kendi demokrasisine, vatanına, milletine sahip çıkma kararlılığıdır. Demokrasi, eğer sahip çıkarsanız siz onu hak ediyorsunuz demektir. Türk milleti, 15 Temmuz'da demokrasiyi ve milli iradeyi hak ettiğini, hem de dünyada hiçbir ülke vatandaşlarının hak etmediği kadar hak ettiğini gösterdi. Bundan dolayı bu kazanımın nesilden nesile aktarılması için 80 milyon hep beraber çalışmamız lazım. Her bölgeden insanımız var. Bu milli birlik ve demokrasi kazanımımızı nesilden nesile aktaracağız." Terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün kavram olarak müfredatta yer alıp almadığına ilişkin bir soru üzerine de Yılmaz, "Yer alacak. Türkiye'de 1990 sonrası yaşanan siyasi, ekonomik gelişmeleri dikkate alıp da terörü görmeden olmaz. Dolayısıyla terörle yaşıyor muyuz? Terörden bahsetmediğimizde ortadan kalkıyor mu? Bence bunların yer alması uygun olur diye düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. İsmet Yılmaz, yeni müfredat için görüş ve önerilere açık olduklarını da dile getirdi.
22.07.2017 - 11:30
haberturk
['okullar ne zaman açılacak', 'yaz tatili ne zaman bitiyor']
Okullar ne zaman açılacak?
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1572051-okullar-ne-zaman-acilacak-2017
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu çözüm sürecinde yol haritası konusunda NTV'ye özel açıklamalar yaptı. Ensarioğlu, sürecin önemli bir aşamaya geldiğini ancak 6-7 Ekim'deki olayların ilerleyişi engellediğini söyledi.
null
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, çözüm sürecinde atılması planlanan adımları sıraladı. Ensarioğlu, örgüt, Öcalan ve HDP ile yol haritasının paylaşıldığını ancak 6-7 Ekim olaylarının gidişatı aksattığını söyledi: ''6-7 Ekim olayları olmasaydı yol haritası artık belirlenmişti. Ülke dışına çekilecekti güçler. Kamu düzenini bozan bir takım asayiş olayları artık olmayacaktı. Kesin bir eylemsizliğe geçileceğini örgütün açıklaması gerekiyordu.'' Galip Ensarioğlu, örgütün kaçırma eylemleri ile süreci sabote etmek istediğini belirtti, "Çözümle silah yan yana olmaz" dedi. Ensarioğlu şöyle konuştu: ''Devlet de gerek Avrupa'daki gerek şu anda Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde örgütten ayrılıp kalanlar, Mahmur'dakiler ve suça bulaşmamış geri dönmek isteyenler konusunda bunların sosyal siyasal hayata entegrasyonu konusunda bir süreci başlatacaktı. Daha önce konuşulduğu gibi örgütün mutlak eylemsizlik haline geçmesi gerekir. Türkiye'deki silahlı varlığına son vermeden zaten çözüm süreci olmaz. Yani çözüm ve silah yan yana olmaz. Eğer çözüm sürecinde gerçek anlamda samimilerse Türkiye'deki silahlı varlıklarına son vermeleri lazım.''
10.11.2014 - 17:42
NTV Haber
[]
'6-7 Ekim olayları olmasaydı...'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/6-7-ekim-olaylari-olmasaydi,15m6pqpPW0aTZeLjbuO5fQ
Şu sıralar Ocean’s 8 filmiyle gündemde olan ABD’li oyuncu Sarah Paulson, "Şeytan ya da kahramanları canlandırmayı tercih etmiyorum” ifadelerini kullandı.
null
Şu sıralar filmiyle gündemde olan , S Magazine’e kapak oldu. “Gerçek insan davranışlarıyla özdeşleşen karakterleri seçiyorum" diyen 43 yaşındaki oyuncu,  "Şeytan ya da kahramanları canlandırmayı tercih etmiyorum” şeklinde konuşan Paulson, “Hayat verdiğim rollerin yaşamımdaki benzer duygularla oluştuğunu bilmek isterim. Tıpkı insanların düşündüğü ve çaba harcadığı hisler gibi...” dedi. Paulson, ’teki rolü için de “Yapım ekibi her karaktere özel bir yetenek vererek, gerçekten harika bir iş başardı” ifadelerini kullandı.
04.06.2018 - 15:11
null
['Yaşam', 'Film', 'sinema', 'Sanat']
Sarah Paulson: Şeytan canlandırmayı tercih etmiyorum
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/sarah-paulsonseytancanlandirmayi-tercih-etmiyorum,hzXllq1CVEeEtBk-Gf9Ztw
Amerikan Çevre Koruma Ajansı, sera gazlarının kamu sağlığı için tehdit oluşturduğunu ilan etti. Bu açıklama, çevre koruma derneklerinden 'iklim konusundaki siyaseti tepetaklak edecek bir karar' şeklinde yorumlandı.
null
Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA), başta karbon gazı olmak üzere sera etkisi yaratan gazların kamu sağlığı için tehdit oluşturduğunu ilan etti. EPA'nın internet sitesinden yapılan açıklamada, sera etkisi yaratan gazların kamu sağlığını tehdit ettiği belirtildi. EPA'ya yakın kaynaklar, bu kararın ABD'de küresel ısınma meselesi hakkında çok önemli bir açılımda bulunması anlamına geldiğine işaret ediyor. Federal yetkililerin de yerkürenin ısınmasına yol açan bu gazların atmosfere salımını sınırlandırmak için önlemler almaya hazırlandığı belirtiliyor. Bu arada, doğanın korunması için faaliyetlerini sürdüren derneklerden National Wildlife Federation'dan Joe Mendelson da ''EPA'nın kararı, tarihi ve iklim konusundaki siyaseti tepetaklak edecek bir karardır'' ifadesini kullandı.
17.04.2009 - 21:07
Anadolu Ajansı
[]
EPA sera gazlarına 'tehdit' dedi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/epa-sera-gazlarina-tehdit-dedi,DVvIrdlnukyO3HLXzvDWLg
Bakan Çubukçu: ''Eğer bugün çocuklar okula gitmek istemiyor ve bunu kötü bir mecburiyet gibi algılıyorlarsa, beyin ve yüreklerinin içindeki parlaklık yitirilip köreliyorsa, yapılması gereken doğru eğitimi nasıl bir yöntemle vereceğimiz konusuna daha fazla odaklanmaktır.''
null
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi üzerinde bir süredir çalışmaların devam ettiğini söyledi.  Bakanlıkta yapısal bir reforma odaklanıp çözüm haline getirmeyi hedeflediklerini dile getiren Çubukçu, şunları kaydetti:  ''Eğer bugün çocuklar okula gitmek istemiyor ve okula gitmeyi kötü bir mecburiyet gibi algılıyorlarsa, pırıl pırıl beyin ve yüreklerinin içindeki parlaklık yitirilip köreliyorsa, elbette yapılması gereken doğru eğitimi nasıl bir yöntemle vereceğimiz konusuna daha fazla odaklanmaktır. Dolayısıyla bu 2 yıllık süreç içerisinde girdilerden çok sonuçlara odaklanmış, insana güveni merkeze almış, okulları birer yaşam alanına dönüştürmüş, eğitim kültürü olan yetkin yöneticiler ve uzman kadrolardan oluşan, etkin, verimli, hesap verebilir, saydam ve yurttaş katılımının olduğu, eşitlikçi, adil bir yönetim anlayışının neresinde olduğumuzun analiz yapıldı.  Konsensusla kabul edilen sonuç ise kaynaklarını en az kayıpla, en etkili şekilde kullanan, kendini izleyen ve sağlıklı bir şekilde değerlendiren, kontrol mekanizmaları güçlü, etkin, performansın daha iyi olmasını sağlayacaksak, bir takım görev ve yetkileri, yetkili ve hesap verilebilir konumdaki yerlere aktarabilen, yüksek özelliklere sahip, güçlü okulları olan, kaliteli, kapasiteli, bol katılımlı iyi bir yere taşımaya ihtiyacımız olduğu açıktır. Elbette eğitim ve yönetişim tarzları üzerinde düşünürken, bir ayağımız kendi kültür, tarih ve geleneğimizde sabit ve sağlam basarken, diğer ayağımız coğrafya, dil, din, kültür ayrımı yapmaksızın tüm dünyayı dolaşıp güzel, doğru ve iyi iş görür alanları aradı.'' Çubukçu, merkezileştirme ve adem-i merkezileştirme arasında doğru yer ve dengeyi ararken, bu dengeyi sağlayan şeyin gelenekler ve idari sistemin dayandığı değerler olduğu gerçeğinin hep akıllarının bir köşesinde durduğunu dile getirerek, ''Diyebiliriz ki bu proje, bu yönüyle aktarmacı bir yaklaşımdan çok, kendi özgün eğitim ve yönetim modelimizi oluşturmamız bilinciyle hareket etmektir'' dedi.  Hükümet olarak hedef, strateji, kalkınma ve eylem planlarını belirlerken, gözden geçirilmeye ve iyileştirmeye ihtiyaç duyulan bütün alanlarda yeniden yapılanmayı yol haritası olarak önlerine koyduklarını dile getiren Nimet Çubukçu, kalkınma planlarını da bu düşünceyle hazırladıklarını kaydetti.  Çubukçu, 9. Kalkınma Planı'nda Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında hizmet esasına dayalı bir yapılanmaya gidileceği, kurumsal kapasitenin güçlendirileceği, taşra teşkilatlarına ve eğitim kurumlarına yetki ve sorumluluk devrinin sağlanacağı ifadesinin yer aldığını anımsattı.  İnsanı referans alan, daha eşitlikçi, adil ve sorunlara çözüm üreten, daha esnek, dinamik, bütün paydaşların birlikte karar alıp sorumluluğu paylaştığı bir yapı veya sistemin önem taşıdığına işaret eden Bakan Çubukçu, çağa uygun bir eğitim sistemi hedefiyle proje kapsamında eğitim sisteminde yönetim biçimini analiz ettiklerini söyledi. Çubukçu, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatının iyi bir analizini yaptıklarını ifade etti. Bu çalışmaya yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, gönüllü kuruluşları da dahil ettiklerini anlatan Çubukçu, toplantılar, çalıştaylar, seminer ve konferanslar aracılığıyla geniş katılımı sürekli kıldıklarını kaydetti.  Sivil toplum kuruluşlarının rol ve etkilerinin nasıl artırılacağı konusunda analiz ve çalışmalar gerçekleştirdiklerini aktaran Çubukçu, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatındaki yöneticilerin uygulama ve yönetişim kapasitesini artırmak için herkese kendi alanında yetkin akademisyenlerce bir dizi eğitim ve seminerler verdiklerini söyledi.  Eğitim yönetimi alanında Avrupa Birliğine üye ülkelerdeki iyi örnekleri incelemek ve dersler çıkarmak amacıyla Haziran 2009'da İstanbul'da uluslararası bir konferans düzenlendiğini ifade eden Çubukçu, aynı amaçla Avrupa ülkelerine çalışma ziyaretlerinde bulunulduğunu belirtti.  Çubukçu, bütün bu analiz, inceleme ve müzakerelerin ardından uzmanların milli eğitim sistemini uluslararası ve Avrupa standartlarına uygun, Türk insanının ihtiyaçlarını karşılayan, daha etkin, verimli ve kaliteli bir yapıya kavuşturacak modeller tasarladıklarını kaydetti.  Daha sonra bu projenin en büyük çıktısı olan Strateji Belgesi'nin hazırlandığını anlatan Çubukçu, bu belgeden yola çıkan uzmanların Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat Yapısı ve Görevleri Hakkında Kanun'da gerekli taslak değişiklikleri hazırladığını ve bu değişikleri içeren kanun üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Çubukçu, ''Bakanlığımız, yeni yüzyılın insanını yetiştirmek amacıyla başlattığı bu değişim ve yeniden yapılandırmada bir yol haritası olmak üzere hazırlanan ve tasarlanan, tüm paydaşların etkin katılımıyla hazırlanan Strateji Belgesi, uygulamalarımızda bizlere de yol gösterecektir'' diye konuştu.
21.05.2010 - 13:03
Anadolu Ajansı
[]
Özgün eğitim modeli geliyor
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/ozgun-egitim-modeli-geliyor,oN4nCJ2je0qs0YWDRFxAhg
İngiltere'de binlerce kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre erkeğin IQ'su arttıkça 'kaçamak' sayısı azalıyor, tekeşlilik, liberalizm ve ateizme meyli artıyor.
null
Britanya’da yapılan bir araştırma, IQ düzeyi daha yüksek olan erkeklerin monogamiye ve cinsellikte seçiciliğe daha fazla değer verdiğini ortaya çıkardı. London School of Economics and Political Science öğretim üyesi Dr. Satoshi Kanazawa’nın liderliğinde yürütülen araştırma kapsamında, binlerce Amerikalı genç ve yetişkinin katıldığı iki büyük anketin sonuçları değerlendirildi. Varılan gözleme dayalı sonuçlara göre, erkeklerin IQ düzeyi arttıkça ‘kaçamak’ları azalıyor, cinsel seçicilik dereceleri ve biriyle birliktelik süreleri artıyor. Kanazawa’nın bulguları aynı bağlantının kadınlarda bulunmadığını ortaya koyuyor. Zeka ve monogami arasındaki ilintinin kökenlerinin evrimde yattığını savunan Kanazawa, ilk insan gruplarında mümkün olduğu kadar çok kadınla cinsel ilişkide bulunmaya programlanmış erkeklerin tek eşlilikten çok az fayda sağlayacağını, ancak modern dünyanın erkeklere böyle bir evrimsel fayda sağlamadığını kaydetti. Kazanawa’ya göre erkeklerin IQ’su arttıkça, bu kalıtımsal psikolojik ‘görev’în etkisi de azalıyor ve erkek mümkün olduğunca çok kadına spermlerini yaymak yerine seçici davranıyor ve eşine sadık kalıyor. Araştırmacıların, zeki kadınların genel nüfusa oranla sadık kalma olasılığının daha fazla olup olmadığı konusunda ise herhangi bir kanıt bulamadıkları belirtildi. Kazanawa’nın diğer bulgularına göre, insanların IQ’su yükseldikçe liberalizm ve ateisme yatkınlıkları da artıyor. Araştırma Social Psychology Quarterly bülteninde yayımlandı.
01.03.2010 - 11:21
null
[]
Yüksek IQ'lu erkek az aldatıyor
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yuksek-iqlu-erkek-az-aldatiyor,RQQVTOMPfE6LHYPLftiiVw
Van'da Beyüzümü İlköğretim Okulundan her gün 1 öğretmen, rahatsızlıkları nedeniyle okula devam edemeyen 2 öğrenciyi evinde ziyaret ediyor, ders veriyor.
null
Van'da terör nedeniyle göç eden ailelerin yaşadığı Beyüzümü Mahallesi'nde eğitim veren okulun 7. sınıf öğrencisi Faruk Dağbaş romatizmal rahatsızlığı, geçen yıl okul çıkışında geçirdiği trafik kazasında yaralanan 8. sınıf öğrencisi Mehmet Nesim Erdemir de, yürüme güçlüğü nedeniyle bu yıl okula devam edemedi.  Öğrencilerinin bu durumuna üzülen öğretmenler bir araya gelerek, her gün mesai saatleri dışında, Dağbaş ve Erdemir'e evinde ders vermeyi kararlaştırdı.  Hazırlanan program doğrultusunda düzenli olarak Dağbaş ve Erdemir'in evine giden öğretmenler, kendi branşlarındaki dersleri anlatarak, öğrencilerin eğitiminin aksamamasını sağlıyor. Beyüzümü İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Kızıldeniz, öğretmenlerin okuldaki iki öğrenci için büyük çaba gösterdiğini ifade ederek, ''Bu, büyük bir fedakarlık örneği. Öğretmenlerimizin bu davranışı toplumsal bir bilincin oluşması açısından çok önemli'' dedi.  Öğretmenlerden Orhan Oruç ise Mehmet Nesim Erdemir'in okulun en başarılı öğrencilerden biri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:  ''Okula gelemeyen iki öğrencimizin başarısının devam etmesi için öğretmen arkadaşlarımızla evlerine giderek bunu telafi edebiliriz dedik. Programlı bir şekilde öğrencilerin evine giderek dersleri anlatıyoruz. İki öğrencimizden de çok iyi sonuçlar aldık. Sınavlarda çok iyi puanlar alıyorlar.''   Öğretmenliğin her zaman fedakarlık gerektiren bir meslek olduğunu belirten Oruç, ''Öğretmenliği vicdani bir meslek olarak değerlendiriyorum. Manevi karşılığını beklediğimiz bir iş yapıyoruz. Gelecekte bu öğrencilerimizi bir üniversite öğrencisi, öğretmen, doktor ve mühendis olarak görmek, beklediğimiz manevi karşılıktır'' dedi.  Romatizmal rahatsızlığı yüzünden yaklaşık iki aydır tedavi gördüğünü ve yatağından kalkamadığı için okula gidemediğini anlatan Faruk Dağbaş, öğretmenlerinin bu davranışından büyük mutluluk duyduğunu söyledi.  Okul ortamını ve arkadaşlarını özlediğini anlatan Dağbaş, ''Öğretmenlerim ve arkadaşların eve gelerek ders veriyor. Onlar gittikten sonra da uğraşım olmadığı için ders çalışmaya devam ediyorum. Öğretmenlerimin ilgisi beni mutlu ediyor'' dedi.
17.12.2010 - 11:52
null
[]
Fedakar öğretmenler
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/fedakar-ogretmenler,RSdf4eBOaUKS1YcQBMjq6A
Kendisini ‘Solcu ve muhafazakâr’ sözleriyle tanımlayan İnce, Atatürk’ün yolunda olduğunu da her fırsatta vurguluyor.
cumhuriyet.com.tr
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, doğum günü olan 4 Mayıs’ta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı oldu. 4 Mayıs 1964’de Yalova’da, Elmalık köyünde çifçilikle geçinen ailenin Şerif ve Zekiye İnce’nin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yalova Endüstri Meslek Lisesi’nin torna-tesviye bölümünden mezun oldu. Uludağ Necatibey Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği bölümünü kazandı ve öğretmen oldu. Yalova’daki çeşitli lise ve dershanelerde fizik öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1995’te CHP tarafından Yalova’da ikinci sıradan aday gösterildi ancak parlamentoya giremedi. İnce, ilk kez 2002’de CHP Yalova Milletvekili oldu. Yıldızının parlaması ise 2007 seçimlerinde sonraya denk geldi. CHP grup Başkanvekili seçildi ve AKP iktidarı ile Tayyip Erdoğan’a yönelik sert çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çekti. 25 Aralık 2009’daki bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı ve ekonomideki gidişatla hükümetin özelleştirme politikalarını hedef aldığı konuşmasının videosu tıklanma rekorları kırdı. İnce’nin TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmaları da büyük ilgi gördü. AKP’lilerin Atatürk’ü hedef alan açıklamalarına kendi üslubuyla yanıt verirken, bunlardan en anımsananlarından biri de eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile girdiği “Vardar Ovası” türküsü polemiği oldu. Arınç, 2013’de katıldığı Balkan Göçmenleri Federasyonu toplantısında Atatürk’ün en sevdiği şarkılardan “Vardar Ovası” türküsünün çalınmasını içinde “rakı” geçtiği için engelledi. Kamuoyunda tartışma yaratan bu olay üzerine Muharrem İnce, “Arınç’a kapak olsun” diyerek, Yalova’da kardeşiyle “Vardar Ovası” türküsü eşliğinde oynadı. Arınç’a tepkisini ise “İçinde rakı geçiyor diye ‘Vardar Ovası’nı söyletmiyor ama rakıdan alınan vergilerle milletvekili maaşı almasını biliyor” sözleriyle dile getirdi. Her fırsatta köylü çocuğu olduğunu vurgulayan İnce, 2011 yılında gazeteci Faruk Bildirici’ye verdiği röportajda, kendisini “Solcu ve sosyal demokrat, Atatürkçü ama kendimi katı Kemalist görmüyorum. Atatürk’ü, Cumhuriyet’i çok seviyorum. Konumumu, Atatürk’e, İsmet İnönü’ye borçlu olduğumu düşünüyorum” sözleriyle tanımladı. Ancak muhafazakâr yönü olduğunu da vurgulayıp “Üniversite arkadaşlarım bana ‘Hacı’ derdi. Cuma namazlarına üniversite yıllarından beri giderim” diye anlattı. İnce, 2014 yerel seçimlerindeki “sandık direnişiyle”, belediye başkanlığını CHP’li Vefa Salman’ın almasını sağladı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ‘çatı aday’lığına ve 2016’da dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkan İnce, CHP Genel Başkanlığı’na da iki kez aday olarak Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıktı. Evli ve bir çocuk babası olan İnce’nin ‘Tatanka’ isimli bir şiir kitabı ile TBMM’deki izlenimlerini anlattığı ‘Buyurun Sayın İnce’ isimli bir derlemesi var. Ülkü İnce ile evli olan Muharrem İnce oğlu Salih Arda’yı geçen yıl evlendirdi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, açıklanma biçiminden ilk konuşmasına, ziyaret için gittiği adreslerden ilk mesajlarına kadar kampanya rotasını gösteren işaretler verdi. Doğum gününde adaylığı açıklanan Muharrem İnce’nin alıntı yaptığı isimler, kullandığı semboller diğer adaylarla farkını hangi noktalarda göstermeyi planladığının ve kampanyasının yol haritasının ipuçlarını veriyordu. İşte öne çıkan sekiz mesaj başlığı: İnce, aday olarak ilan edilip kürsüye çağrıldığında ilk iş olarak, parti rozetini çıkartarak, Kılıçdaroğlu’na teslim etti. İnce bu hareketiyle, 16 Nisan referandumu ile getirilen partili cumhurbaşkanı uygulamasına esastan karşı olduğunu göstermiş oldu. CHP adayı İnce, konuşmasında Mustafa Kemal’in Hacı Bayram Camii’nde namaz kılarak Meclis açılışına gitmesini hatırlattı ve “buradan çıkınca bir yere gideceğiz, sonra da Birinci Meclis önüne hepinizi bekliyorum” dedi. Gittiği cuma namazı için bir çağrı yapmadı. İnce, partililerle birlikte gittiği Ankara Ulus’taki Birinci Meclis binası önünde bir konuşma yaparak kampanyasını başlattı. Son derece çoğulcu bir içeriği olan 1920 Anayasası’nın yapıldığı Birinci Meclis, dindarların ve Kürtlerin de referans verdiği sembol bir kurum özelliği taşıyor. İnce, konuşmasında Diyarbakırlı Kürt şair Ahmed Arif’in şiirini okuyarak, kampanyasında HDP seçmenine dönük sıcak mesajlar beklenmesi gerektiğinin işaretini verdi. Dokunulmazlık konusunda da ret oyu vermiş İnce’nin daha cesur adımlar da atabileceği söyleniyor. : İnce, kendisini aday olarak açıklayan Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak, “rakibini aday yapmak her babayiğidin harcı değildir” diyerek ayakta alkışlattı. Kılıçdaroğlu ve İnce, “kardeşim” dediği Gül’e karşı tutumu açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile zıt bir tablo oluşturdu. Seçilirse Beştepe’deki Saray yerine Çankaya Köşkü’ne yerleşeceğini söyleyen İnce, şatafattan ve israftan uzak olacağını söyledi ve mesleği olan öğretmenliğin altını çizdi. Siyasi deneyim konusunda da Cumhurabaşkanı’ndan daha kıdemli olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanlığı kampanyasında Türkiye’nin meselelerinin konuşulması gerektiğini söyleyen İnce, “ama kavga isterlerse, onun da daniskasını yaparım” diyerek, etik dışı saldırılara karşı alttan almayacağının işaretini verdi. Konuşma tonunda da bu hava hissediliyordu. İnce, “51 gün boyunca seferberlik ilan ediyorum” diyerek kampanyasına başladı ve gece saat 1:30’da bile mitingler yapacaklarını söyleyerek enerjik bir kampanyaya hazırlandığını ve destekçilerinden böyle bir motivasyon beklediğini göstermiş oldu.
5 Mayıs 2018 Cumartesi, 02:33
cumhuriyet
null
CHP’nin öz evladı, 'muhafazakar solcu'... İşte CHP'nin adayı Muharrem İnce
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/969298/CHP_nin_oz_evladi___muhafazakar_solcu_...__iste_CHP_nin_adayi_Muharrem_ince.html
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, CHP'nin ''Milletçe Alkışlıyoruz'' kampanyasını eleştirdi.
null
AK Parti'nin İstanbul 2. Bölge 1. sıra milletvekili adayı olan AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, seçim bölgesi Bayrampaşa ilçesini gezerek seçim çalışması yaptı. Belediye binası önünde bekleyen basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bozkır, 7 Haziran seçimlerinin önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Bu seçimler çok önemli. 7 Haziran, Türkiye'nin geleceği bakımından bir dönüm noktası olacak kıymettedir. 2023 yılına giden bir Türkiye'de bugüne kadarki kazanımlarımızın ikiye katlanacağı, 2-3 trilyon dolarlık bir milli gelire sahip, kişi başına 25 bin dolar gelire sahip, 500 milyar dolar ihracatı olan bir Türkiye'den bahsediyoruz. Dünyada ilk 10'a girebilecek, Avrupa'da 22 üye ülkeden daha iyi ekonomik şartlara sahip olacak bir Türkiye'den bahsediyoruz. Ama aynı zamanda, Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşların etnik kimliğine bakılmaksızın, dini inançlarına bakılmaksızın, yaşam biçimine bakılmaksızın kendisini ülkenin birinci sınıf vatandaşı hissedeceği ve öteki kavramının Türkiye'den kaybolacağı bir Türkiye'ye doğru ilerliyoruz. Bu yeni Türkiye için bu seçimler gerçekten önemli bir milat teşkil edecektir. Bunun bir parçası olarak da üzerime düşen her türlü görevi yapmak üzere bugün seçim kampanyasına başladım." Belediye ziyaretinin ardından, partisinin Bayrampaşa'daki Seçim Koordinasyon Merkezi'nin açılışını yapan Volkan Bozkır, burada yaptığı konuşmada da, CHP'nin 'Milletçe Alkışlıyoruz' kampanyasını eleştirdi. Bozkır, “Biliyorsunuz, Amerikalı bir kampanyacı tuttu. Amerikalı ne anlasın Türkiye'den? Demiş, 'Bir alkışlatın.' CHP'nin alkışa ihtiyacı var. Onun için alkışlatıyorlar, kendileri kendilerine. Ama dün sayın Başbakanımız çok güzel dedi. 'Yahu' dedi, '13 senedir dünya bizi alkışlıyor, siz daha yeni alkışlamaya karar verdiniz'" şeklinde konuştu.
13.04.2015 - 17:53
DHA
[]
AB Bakanı Volkan Bozkır, CHP'nin seçim reklamını eleştirdi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ab-bakani-volkan-bozkir-chpnin-secim-reklamini-elestirdi,quofFFXHSUKAfODPDAhlHw
SON DAKİKA HABERİ: Tahkim Kurulu, Medipol Başakşehirli futbolcu Arda Turan'a verilen 16 maçlık cezayı 10 maça indirdi
null
haberi!  Tahkim Kurulu, 'nın li futbolcu verdiği 16 maç men cezasını 10 maça indirdi.  TFF'nin internet sitesinden yayınlanan Tahkim Kurulu kararında;  "Medipol Başakşehir Futbol Kulübü'nün futbolcusu  ile ilgili, PFDK'nın 10.05.2018 tarihli E.2017-2018/970 K.2017-2018/1154 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde: - Duruşma talebinin reddine, - PFDK tarafından verilen 16 resmi müsabakadan men ve 39.000,00 TL para cezasının; 10 resmi müsabakadan men ve 39.000,00 TL para cezası olarak düzeltilerek onanmasına oybirliği ile karar verilmiştir" denildi.
24.05.2018 - 16:21
ntv.com.tr
['Gündem', 'son dakika', 'Başakşehir Futbol Kulübü', 'tff', 'Arda Turan', 'son dakika haberleri', 'haber', 'PFDK', 'maç']
SON DAKİKA: Tahkim Kurulu'ndan Arda Turan kararı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/son-dakika-tahkim-kurulundan-arda-turan-karari,3NRHbBeZ0EeH9ZSKPhmjKg
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 31 Mart seçimlerinde kısıtlı imkanlarla aldıkları sonucu önemsediğini söyleyerek, "Türkiye geneli dikkate alındığında bizim oylarımız yüzde 3'ü geçti. 1 milyon 300 bin oy az değil" dedi.
null
lideri , 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nde partisinin ilçe belediye başkan adaylarıyla Ankara'daki bir otelde değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Karamollaoğlu, nde kısıtlı imkanlarla aldıkları sonucu önemsediğini söyledi. İstedikleri sonucu alamadıklarını; ancak oylarını yüzde 100 artırdıklarını belirten Karamollaoğlu, " geneli dikkate alındığında bizim oylarımız yüzde 3'ü geçti. 1 milyon 300 bin oy az değil. Biz siyasi hayata atıldıktan sonra ilk seçimlerde 1973'te yüzde 12,8 oy almıştık ama o günkü nüfusa göre o oyun tutarı da 1 milyon 300 bin civarındaydı" dedi. Hükümeti işsizlik üzerinden eleştiren Karamollaoğlu, "Bütün güçleriyle bir algı operasyonu oluşturmaya çalışıyorlar ama algıyla 'işsizliği azalttık' diyemezsiniz. İşsizlik her ay artıyor, 4 milyon 600 bine dayandı. 'Ben işsizim' demeyen 2 milyondan fazla işsiz var. Ayrıca işten umudunu kesmiş insanlar var. Bunları topladığınız zaman Türkiye’de 7-8 milyonun işsiz olduğunu görürsünüz" dedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı olmadıklarını söyleyen Karamollaoğlu, "Karşı olduğumuz denetimsiz bir sistemin ortaya çıkması" dedi. Denetimi yapacak birimin TBMM olduğunu kaydeden Karamollaoğlu, "Meclis her gün bakanları da Cumhurbaşkanı'nı da sorgulayacak. Orada her gün gündem dışı konuşmalar yaparak, hükümet programını değiştiremezsiniz" diye konuştu. Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıkladığı fitre miktarını hatırlatan Karamollaoğlu, "Ramazan ayına girerken Diyanet İşleri Başkanlığı fitre miktarını açıkladı, '23 lira' diye. Biz bir hesabını yaptık. 4 kişilik bir aile için 92 lira eder, 30 ile çarparsanız, 2 bin 700 liraya yakın bir rakam ortaya çıkıyor. Hükümetin belirlediği asgari ücret 2 bin 20 lira, aradaki farka bir bakın" diye konuştu.
04.05.2019 - 15:39
DHA
['Türkiye', 'Saadet Partisi', 'Temel Karamollaoğlu']
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu: 1 milyon 300 bin oy az değil
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/saadet-partisi-liderikaramollaoglu-1-milyon-300-bin-oy-az-degil,dQVtMSrKyUO2mqIJ9aj9tA
Rize'de Cumhuriyet Meydanı'nın yeniden düzenlenmesi projesi tartışma başlattı. Atatürk heykelinin kaldırılıp yerine "çay bardağı" figürünün konulup konulmayacağına, referandumla karar verilecek.
null
Rize Belediyesi, meydan projesi için bir süre önce çalışma başlattı. Ancak meydandaki Atatürk anıtının yerine konulacak çay bardağı figürü tartışmalara neden oldu. Belediye Başkanı Reşat Kasap, inşaat süresince Atatürk heykelinin valilik önündeki alana taşınacağını, daha sonra eski yerine konulup konulmayacağına halk oylamasıyla karar verileceğini açıkladı.
22.09.2015 - 00:27
NTV Haber
['Türkiye']
Rize'de Atatürk heykeli için referandum kararı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/rizede-ataturk-heykeli-icin-referandum-karari,VDmEYccPMUmOrYECwfQ03A
Yargı krizinde devreye giren Cumhurbaşkanı Gül, ilk olarak Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'le görüştü. Gerçeker, "Yargı reformu ile ilgili görüşlerimizi aktardık" dedi.
null
Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı Osman Şanal’ın talimatıyla Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in evi ve ofisinin arandıktan sonra tutuklanması yargıda krize neden olmuştu. Bu gelişme üzerine toplanan HSYK, Başsvcı Şanal’ın yetkisini kaldırdı. Yargıtay ve Danıştay, hükümetin eleştirdiği HSYK’ya sahip çıkmıştı. Başsavcı İlhan Cihaner’in dosyası İstanbul’a gönderildi, ancak daha sonra Erzurum’a iade edildi. Tüm bu gelişmeler yaşanırken gündeme “yargı reformu” geldi. Bu da hükümet ve yargı arasında tartışmalara neden oldu. Tartışmalar üzerine tansiyonu düşürmek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül devreye girdi ve yargının zirvesini Çankaya Köşkü'ne davet etti. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Gül, bugün ilk olarak Başkanı Hasan Gerçeker’i kabul etti. Yargıtay Başkanı Gerçeker, görüşmeninn gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sadece yargı reformu konusunu ele aldıklarını belirten Gerçeker, şöyle konuştu: “Biz sadece görüşlerimizi bildirdik. Yapılacaksa ne şekilde bir reform yapılması gerektiğini bildirdik. Tabii Adalet Bakanlığı ile bizim aramızda o konularda, çeşitli konularda farklılıklar var. Onları ortaya koyduk, kendisi muhtemelen değerlendirecek, kendi görüşmelerinden, temaslarından sonra...'' Bir başka soru üzerine Gerçeker, konuyla ilgili Gül'e dosya sunmadığını belirterek ''Dosya kafamızda duruyor zaten'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Danıştay Başkanı Mustafa Birden’i bugün saat 16.45’te Çankaya Köşkü’nde kabul edecek. Gül’ün Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'la yarın görüşmesi bekleniyor.
23.02.2010 - 01:42
null
[]
Çankaya'da yargı reformu zirvesi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cankayada-yargi-reformu-zirvesi,qVLNqLGABkKZiRfzoQxQ9g
Şırnak'ta jandarmaya ait sivil minibüse yapılan saldırıda 1 yüzbaşı ile 2 er yaralandı. Yüzbaşının durumunun ağır olduğu açıklandı.
null
Şırnak'ta askeri birlikten çıkan sivil minibüse yapılan silahlı saldırıda, bir yüzbaşı ve 2 er yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Balveren beldesindeki Milli Taburu'ndan çıkan jandarmaya ait sivil minibüs, Balveren beldesi ile Geçitboyu köyü arasında silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda, isimleri öğrenilemeyen 1 yüzbaşı ile 2 er yaralandı. Yaralı askerler Şırnak Asker Hastanesi'ne kaldırılırken, durumu ağır olduğu öğrenilen yüzbaşı helikopterle Diyarbakır Asker Hastanesi'ne kaldırıldı. Saldırının ardından çevrede geniş çaplı bir operasyon başlatıldı. Şırnak Valisi Ali Yerlikaya da, saldırıda yaralanan 2 erin durumlarının iyi olduğunu, ağır yaralanan yüzbaşının ise Diyarbakır'a sevk edildiğini söyledi. Öte yandan Siirt'in Eruh İlçesi kırsalında güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada 2 terörist öldürüldü, 2 terörist yaralı olarak ele geçirildi. 3 güvenlik görevlisi ise yaralandı. Şırnak'ın Cizre ilçesinde, polis izinsiz gösteri yapan gruplara müdahale etti. Kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı bahane eden gruplar, Cizre-İdil kara yolunu trafiğe kapattı. Cudi ve Nur mahallelerinin ara sokaklarında toplandıktan sonra caddeye çıkıp taş atan gruptakilere polis gaz bombası attı. Cizre Tank Taburu'nun yukarı kesimlerinde toplanan başka bir grup ise uyarılara rağmen dağılmayınca çevik kuvvet ekipleri gruba müdahale etti. Kaçan göstericilerin yokuştan polislerin üzerine yakarak yuvarladıkları lastikler, yoldan geçen araçlara çarptı.
14.04.2010 - 22:03
Anadolu Ajansı
[]
Askeri araç tarandı: 3 yaralı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/askeri-arac-tarandi-3-yarali,f67mJ2vzBEWb_lL9DJ05hg
Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki görüşmede gündemi, Esad’dan sonraki sürecin nasıl olacağı oluşturdu. Erdoğan görüşmede, Suriye ile ilgili Esad sonrası için herhangi bir isim önermedi.
null
Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki görüşmede asıl gündemi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan sonraki sürecin nasıl olacağı oluşturdu. Kremlin tutanaklarına yansıyan görüşlere göre, “Geçiş süreci, muhalefetin de kabul edeceği, şu anki yönetimde eli kana bulaşmamış kesimle, bu kesimin muhalefetten kabul edeceği kişilerle oluşturulabilecek.” Erdoğan, Putin’le yaptığı görüşmede, Suriye ile ilgili Esad sonrası için herhangi bir isim önermedi. Hürriyet gazetesinden Uğur Ergan’ın haberine göre, Kremlin Sarayı’ndaki buluşmada Erdoğan başkanlığındaki Türk heyetinin, Suriye’deki gelişmelerle ilgili Rus heyetine aktardığı görüşler ana hatlarıyla şöyle oldu: Esad sonrası için bir isim üzerinde durmuyoruz. Suriye ile ilgili kararı Suriye halkının kendisi vermeli. Ancak bir geçiş süreci için modelite üzerinde konuşulabilir. Geçiş süreci, muhalefetin kabul edebileceği mevcut yönetimde eli kana bulaşmamış kesimle, mevcut yönetimin de muhalefetten kabul edebileceği kişilerle oluşabilir. Bu yönetimde karar mekanizmasının nasıl işleyeceği, veto hakkı ve benzeri gibi şeyler geçiş yönetiminin kurulmasında mutabık kalındıktan sonra belirlenebilir. Şam’da ulusal güvenlik binasına yönelik saldırı gelişmelerin ne boyuta geldiğinin göstergesi. Artık mevcut durum sürdürülemez. Biz hep Esad’ın yıkımının dışarıdaki patlamadan daha çok, içeriye yönelik bir patlamayla olabileceğini tahmin ettik. Bununla yakın çevresinin de sonunda kendisini kabul etmeyeceğini kastediyoruz. Bunun belirtileri ortada. Mevcut durumun artık devam etmesi ülkeyi mezhepler, dinler, kültürlerarası bir iç savaşa da körükler. Bu bölgeden öte tüm dünya için de çok tehlikeli. Tüm derdimiz, önü alınamayacak bir ateşi parlamadan söndürmek. Bu nedenle BM Güvenlik Konseyi de en etkin biçimde devrede olmalı. Suriye ile ilgili alınacak kararlar sahadaki durumla da uygun olmalı. Olaya sadece Esad gitsin sonrası ne olursa olsun diye bakmıyoruz. Meseleye sadece Suriye üzerinden de bakmıyoruz.Örneğin devamında Lübnan’da ne olacak? Ürdün’de bir şeyler olur mu? Bunları gerçekten görmeliyiz. Esad’ın akıbeti ne olur, nereye gider, gider mi, gitmez mi, şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Bırakın bir ülkeye gitmesini başka bir coğrafyaya gider mi, gitmez mi diye de bir şey bilmiyoruz. Patlamadan sonra Lazkiye’ye gitme ihtimali çok yüksek. Çünkü orduda kendisine en sıkı bağlı kesimler orada.
20.07.2012 - 10:43
null
[]
Esad’sız geçiş süreci kodları
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/esadsiz-gecis-sureci-kodlari,i4Ybr3-iY0OPTwGQpcNwcQ
Başbakan Erdoğan, bazı köşe yazarlarının “komplo teorisi” ürettiğini savunarak, “Bizden önceki liderlere kurulan tezgahları kurmak istiyorlar. Bayat demiyorlar, insan biraz reformcu olur” dedi.
null
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'daki toplu açılış töreninde konuştu. Medyaya yüklenen Başbakan Erdoğan, özetle şunları söyledi: ''Kim ne yaparsa yapsın, hangi senaryoyu hazırlarsa hazırlasın, bu ülkenin geleceğini karartmak için hangi hukuk dışı oluşumun içinde olursa olsun bunlara prim vermeyecek, bunlara taviz vermeyecek, bunlar karşısında boynumuzu asla ve asla bükmeyeceğiz. Oynanan oyunları lütfen iyi görün, üretilen senaryoları lütfen iyi anlayın. Kışkırtmalara, tuzaklara gelmeyin. Karamsarlık, kötümserlik pompalayan odakların tuzağına düşmeyin. Sağduyuyla, soğukkanlılıkla, birlik ve beraberlik, kardeşlik içinde tüm engelleri aşarız. Bizden önceki bazı liderlere kurulan tezgahlar bize kurulmak isteniyor. Bayat demiyorlar, çürümüş, kokmuş demiyorlar. İnsan biraz yenilikçi, reformcu olur. Çağı, dünyayı takip eder. Bir kaç tane bakıyorsunuz köşe yazarı var. Bir araya geliyorlar, ondan sonra kendilerine göre bir komplo teorisi... Nedir? 'Sivil dikta', 'sivil faşizm', 'tek parti iktidarı', 'tek parti faşizmi' gibi böyle saçma sapan bazı şeyler uyduruyorlar. Arkada da vagonlar var onlar da onların peşine takılıveriyor beraberce ülkede halkın iradesine gem vurmak istiyorlar. Onlara sesleniyorum: Siz köşenizde egemen olabilirsiniz ama benim milletime egemen olamazsınız. Şunu bilesiniz ki eğer benim milletim tek başına bir iktidar yetkisi veriyorsa ona kimsenin de gölge düşürmeye hakkı yoktur. AK Parti'yi beğenmiyormuş. Beğenmeyebilirsin ama AK Parti'yi hazmetmek zorundasın. Farklı arayışlar içerisinde olamazsın eğer demokrasiye inanıyorsan. Ama demokrasiye inanmıyorsan o zaman adam gibi çıkarsın 'Benim demokrasi diye bir derdim yok'. Eee o zaman... Neden yanasın onu açıklarsın. Darbeden yana mısın? Çıkarsın onu açıklarsın. Çık adam gibi açıkla. Gizli kapılar arkasında bu iş artık kalmıyor. Bir gün bunların hepsi ortaya çıkıyor. Artık yok böyle bir şey filan. Çıkıyor, çıkıyor. Bundan sonra kim bilir neler çıkacak?'' Merhum Menderes'e, merhum Özal'a yaptıklarının aynısını bugün bir kere daha yapıyorlar. Hiçbir planları, projeleri, hiçbir alternatifleri yok. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını beğenmeyebilirsin ama şu yapılanlara bak yaa... Eline, diline dursun yaa... Şunları bir gör. 7 senede bu ülkede neler oldu, bunları bir gör. Tayyip Erdoğan'ın arkadaşlarının artık boyuna, posuna mı takıyor kafayı, yaşam şekline mi takıyor kafayı bilemiyorum. Ama her zaman söylüyorum alışacaklar. Bunlar yapılanı bozmaktan, yapılanı yıkmaktan başka hiçbir becerileri olmayan ama zeytinyağı gibi üste çıkıp, yıkıcılıkla suçlayacak kadar da pervasızlar. Onlar kaos üretecekler biz inadına istikrar diyeceğiz. Onlar milletin egemenliğini gasp etmek için senaryolar üretecek biz inadına inadına demokrasi, huzur, özgürlük diyeceğiz.”
24.01.2010 - 17:42
Anadolu Ajansı
[]
Erdoğan: İnsan biraz reformcu olur!
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-insan-biraz-reformcu-olur,NVGDepcWLUKoWz14QvNvzQ
Savcılıklardan Meclis’e fezleke gelirse AK Parti iktidarları boyunca izlenen yöntemden farklı bir yöntem izlenmesi bekleniyor
null
Özerklik açıklamalarından sonra başta HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olmak üzere, bazı HDP milletvekilleri hakkında soruşturma başlatılması, Meclis kulislerinde de HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılacağı tahminini güçlendirdi. Soruşturmanın ardından savcılıklardan Meclis’e fezleke gelirse AK Parti iktidarları boyunca izlenen yöntemden farklı bir yöntem izlenmesi bekleniyor. Anayasa-Adalet Karma Komisyonu’nun olası fezlekeleri TBMM Genel Kurulu’na sevk etmesi ihtimali güçlendi. Bunun için yüksek bir çoğunluk gerekmediğinden AK Parti toplantı yeter sayısı olan 184’ü bulduğu anda genel kurulda istediği vekilin dokunulmazlığını kaldırabilecek güce sahip bulunuyor. MHP’nin de AK Parti’ye destek vermesi bekleniyor.
30.12.2015 - 03:11
haberturk
[]
HDP'lilerin dokunulmazlıkları Meclis gündeminde
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1174141-hdplilerin-dokunulmazliklari-meclis-gundeminde
MEB tarafından yapılan açıklamada 15 bin sözleşmeli öğretmen alımı yapılacağı duyurulmuştu. Sözleşmeli öğretmen olmak isteyen adaylar için ön başvurular başladı. Sözleşmeli öğretmenlikte aranan şartlar ne, başvurular ne zaman bitiyor?
null
15 bin alımı için Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) gerektirmeyen alanlar için ön başvurular başladı. Dün başlayan başvurular 11 Ağustos Perşembe günü sona erecek. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri, 12 Ağustos'ta ilan edilecek. Sözlü sınavlar, 15-26 Ağustos tarihleri arasında yapılacak ve 28 Eylül'de sonuçlar açıklanacak. Alınan itirazlar, 3 Ekim'de sonuçlandırılacak. Adayların atama tercihleri, 4-7 Ekim arasında alınacak ve 10 Ekim'de sonuçları açıklanacak. Sözlü sınavlar, Türkiye genelinde oluşturulan 18 sınav merkezinde gerçekleştirilecek. ÖABT 20 Ağustos 2016'da gerçekleştirileceğinden KPSS121 puan türüne göre atanacak adayların sınav takvimi farklı olacak. Buna göre, ÖABT gerektiren alanlar bakımından ön başvurular 5-8 Eylül arasında alınacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri, 9 Eylül'de ilan edilecek. Sözlü sınavlar 19-27 Eylül arasında yapılacak. Sözlü sınav sonuçları, 28 Eylül'de açıklanacak. Buna göre, ilan edilen kadrolar için 2016 KPSS10 ve KPSS121 puan türlerinden 50 ve üzeri taban puana sahip adaylar, sözlü sınav için "http://ikgm.meb.gov.tr" adresinden başvuru yapabilecek. En yüksek puanlı adaydan başlamak üzere ilan edilen kadronun 3 katı kadar aday sözlü sınava alınacak. Sözlü sınavlar, Türkiye genelinde oluşturulan 18 sınav merkezinde gerçekleştirilecek. Adaylar sınav merkezi tercihlerine göre sözlü sınava girecek ve ardından başarılı olanlar arasından puan üstünlüğüne göre tercihler alınıp atamalar gerçekleştirilecek. Sözleşmeli öğretmen alımı ile ilgili sözlü sınava alınacak adaylara ilişkin süreç takvimi, yapılacak iş ve işlemler, bakanlığın "www.meb.gov.tr" internet sitesinden duyurulacak. Öte yandan, sözlü sınavda adaylar, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, iletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı, topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri yönüyle değerlendirilecek. Sözlü sınav sonucunda 60 ve üzerinde puan alanlar, başarılı sayılarak sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere tercih yapma hakkını elde edecek. Sözlü sınava alınacak adaylar "http://mebbis.meb.gov.tr" ve "http://ikgm.meb.gov.tr" adreslerinden duyurulacak. Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alan adaylar, en fazla 20 eğitim kurumunu elektronik ortamda tercih edebilecek. En çok atama yapılacak alanlar sırasıyla 4 bin 334 kontenjanla sınıf öğretmenliği, bin 555 kontenjanla İngilizce ve bin 479 kontenjanla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği oldu.
10.08.2016 - 15:45
null
['Gündem', 'Eğitim', 'meb']
Sözleşmeli öğretmenlik için ön başvurular başladı! (MEB başvuru formu)
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/sozlesmeli-ogretmenlik-icin-on-basvurular-basladi-meb-basvuru-formu,Pil2QHycrEO1hW9EdZRr2g
Gazete Habertürk yazarı Mehmet Açar, Oscar tahminlerini kaleme aldı
null
Gecenin favorisi “Âşıklar Şehri”. Ama aleyhinde yürütülen “çok beyaz” kampanyalarını unutmayalım. “Cazla ilgili bir filmde neden ana karakter beyaz? Afrika kökenli Amerikalı neden kötü caz yapıyor?” türündeki ırkçılık eleştirilerinin yanı sıra, kadın düşmanı olduğunu öne süren dahi var. Bunlar gerçekten zorlama eleştiriler. Ama “Ay Işığı” kazanırsa Akademi’nin tarih yazacağını ve bunun anlamının Hollywood için gerçekten büyük olacağını belirtelim. Üçüncü ihtimal ise “Yaşamın Kıyısında”. Gecenin en merak edilen ödüllerinden biri... Stone, Oyuncular Birliği ve BAFTA gibi iki prestijli ödülü kazanarak öne çıkmadan önce favori Natalie Portman’dı. Portman’ın aslında hâlâ şansı var, “Jackie”de gerçekten çok iyi... Birkaç ay önce Isabelle Huppert kazanır diyenler şimdi sessizler. Streep’in yarışta adının geçmemesinin en önemli nedeni, galiba “Florence Foster Jenkins”in film olarak çok beğenilmemesi... Ama film bir yana, Streep yine muhteşem. “Yaşamın Kıyısında”nın gösterime girmesiyle Affleck, Oscar’ın favorisi olarak ağırlığını koydu. İnsanın içine dokunan müthiş bir performansı vardı. Ne var ki, aleyhinde yürütülen “kadına taciz” kampanyasının Akademi üzerinde hiçbir etkisi olmadığı söylenemez. Hatta Oyuncular Birliği’nin Denzel Washington’u seçmesi bu kampanyaya dahi bağlanabilir. Kaldı ki, Washington’un “Fences”te oyunculuk şovu yaptığını belirtelim. Bu rekabetin arasından üçüncü bir ismin sıyrılması çok zor. Daha önce iki kez Oscar’a aday olan Davis, bu yıl favori olarak gidiyor ödül gecesine. “Fences”te aslında başrol oynuyor ve sade, duyarlı tarzıyla filme büyük katkıda bulunuyor. Ama Akademi’nin özellikle bu kategoride daha önce birçok favoriyi hayal kırıklığına uğrattığını unutmayalım. Davis’in en ciddi rakibi Michelle Williams. “Yaşamın Kıyısında”yı seyreden birinin Williams için “Hak etmedi” demesi zor. Nicole Kidman ve Octavia Spencer’ın kazanma ihtimalleri de yabana atılamaz. BAFTA’da Dev Patel, Oyuncular Birliği’nde Mahershala Ali kazandı. Durum eşit görünse de Ali birkaç adım önde. Hatta o kazanacakmış gibi bir hava var. Çünkü “Ay Işığı”nda can verdiği Juan karakterine getirdiği yorum unutulacak gibi değil. Ama Jeff Bridges ya da Michael Shannon’un kazanma ihtimalleri çok düşük sayılmaz. Gecenin sürprize açık ödüllerinden biri. “Âşıklar Şehri”nin yönetmeninin bu ödülü kazanmaması gecenin sürprizi olur... Mel Gibson’un ödül anlamına gelen adaylıktan ileri gitmesi, Villeneuve’ün Akademi’nin pek sevmediği bilimkurgu türüyle aradan sıyrılması pek mümkün görünmüyor. Lonergan ise senaryo ödülünde daha şanslı. Sonuçta, Chazelle kesin favori. İkinci bir isim olarak, “Ay Işığı”yla Jenkins öne çıkıyor. “Zootopia” ötekileştirmeyi anlatan öyküsüyle gerçekten çok iyi film. Altın Küre ve Yapımcılar Birliği ödüllerini de kazandı. En yakın rakibi, “Kubo and Two Strings”; “stop motion” tekniğiyle çekilen bu filmin arkasında muazzam bir emek var. Öyküsü bir yana grafik olarak da eşsiz. Ayrıca, İngilizlerin BAFTA ödülünü kazanması nedeniyle “Kubocuların” sayısı artmış olabilir. Üçüncü bir ihtimal zor görünüyor. Hollywood Alman filmi “Toni Erdmann”ı öyle çok sevdi ki yeniden çevrimi için şimdiden kolları sıvadı. Dolayısıyla, Oscar kazanacakmış gibi bir hava var. Ama bazı Akademi üyeleri için gerçekten zor ve uzun olduğunu akılda tutmak gerekiyor. Trump’a karşı İran filmi “Satıcı”yı destekleyenlerin sayısı da az olmayabilir. Öte yandan, Akademi’nin önceki yıllardaki eğilimleri hesaba katıldığında İsveç ve Danimarka filmlerinin de şanslı olduğunu düşünüyorum. Genel eğilim “La La Land”in kazanacağından yana; çünkü filmin başarısında hikâye ve senaryonun payı gerçekten büyük. Ama “Yaşamın Kıyısında”yı yazan ve yöneten Kenneth Lonergan’ı ödülsüz göndermek istemeyecek birçok Akademi üyesinin film dalında “Âşıklar Şehri”ne bile oy verseler, burada Lonergan için oy kullanacağını düşünüyorum. Hazır “Ay Işığı” da uyarlama senaryo dalındayken “Yaşamın Kıyısında”yı sevenlerin bu fırsatı kaçıracağını sanmıyorum. İlk bakışta “Ay Işığı” gibi görünüyor. Ama BAFTA’da “Lion”ın, Amerikan Yazarlar Birliği’nde ise “Geliş”in ödüllendirildiğini akılda tutmak gerekiyor. Her ikisinde de yazarlar teknik olarak gayet zor işlerin altından yaratıcılık dürtüsünü kaybetmeden kalkıyorlar. Ayrıca “Fences” filminin senaryosunu kendi tiyatro oyunundan sinemaya uyarladıktan sonra 2005’te hayatını kaybeden August Wilson’un da güçlü bir aday olduğu unutulmamalı.
26.02.2017 - 07:04
haberturk
[]
Oscar’ı kim kazanır?
Sanat
https://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/1405266-oscari-kim-kazanir
Adana'da aralarında hakim ve savcıların olduğu kişilerin cep telefonlarının yasa dışı dinlendiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada 9 polis hakkında 47'şer yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
DHA
8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede 'Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliligini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi' iddiasıyla suçlanan sanık polislerin tutuklanması talep edildi.
5 Mayıs 2014 Pazartesi, 17:27
cumhuriyet
null
9 polis hakkında 47'şer yıl hapis istemi kabul edildi
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/68433/9_polis_hakkinda_47_ser_yil_hapis_istemi_kabul_edildi.html
Real Madrid kariyerine sakatlıklarıyla damga vuran Gareth Bale, Atletico derbisi öncesi yine sakatlandı. Gallerli yıldızın 1 ay sahalardan uzak kalması bekleniyor.
cumhuriyet.com.tr
İspanya La Liga devi Real Madrid’in büyük umutlar beslediği ancak yaşadığı sakatlıklar nedeniyle bir türlü beklenileni veremyen Gareth Bale’in maliyeti ise dudak uçuklattı. 26 Eylül’de oynanan Dortmund maçında sakatlanan Bale için teknik direktör Zidane “Ciddi bir şeyi yok” açıklaması yapmıştı. Ancak aradan geçen yaklaşık 45 günde bir türlü iyileşemeyen Bale, ayağına giren kramplar nedeniyle idmanları da tamamlayamıyor. Atletico Madrid derbisine kadar tam olarak iyileşmesi ve sahada olması beklenen 28 yaşındaki futbolcunun bu kez de sol bacağında kas yırtığı tespit edildi ve 1 ay sahalardan uzak kalacağı öğrenildi. Real Madrid’e 4 sezon 101 milyon euro bedelle dönemin rekor transfer ücreti ödenerek transfer edilen Gallerli yıldız böylece 19. sakatlığını yaşamış oldu. Real Madrid formasıyla 4 yılda sadece 159 maça çıkan Bale, bütün ödemeler dikkate alındığında Real Madrid’e maç başına 1 milyon 060 bin 377 milyon euro’ya mal oldu. Madrid temsilcisiyle 6 yıllık sözleşme imzalayan Bale, sahada kaldığı her dakika için 13 bin 593 euro almış oldu. 1531 günlük Real Madrid kariyerinde 3 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 1 La Liga ve Copa del Rey şampiyonluğu, iki Kulüpler Dünya Kupası şampiyonluğu, iki Süper Kupa ve İspanya Süper Kupası şampiyonluğu yaşadı. Yıldız futbolcu Real Madrid formasıyla oynadığı 159 maçta 70 gol atma başarısı gösterdi.
11 Kasım 2017 Cumartesi, 13:55
cumhuriyet
null
Real Madrid’in büyük pişmanlığı Bale...Maç başına 1 milyon euro
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/864127/Real_Madrid_in_buyuk_pismanligi_Bale...Mac_basina_1_milyon_euro.html
Dünya Sağlık Örgütü, dünya genelindeki domuz gribi vaka sayısının 20 bine yaklaştığını duyurdu.
null
Örgütten yapılan açıklamada, 117 kişinin ölümüne yol açan virüsün 66 ülkede tespit edildiği, ABD'nin son olarak 1000'den fazla vakayı doğrulamasının ardından vaka sayısının 19 bin 273 olarak belirlendiği bildirildi. Açıklamada, ölümlerin büyük bölümünün Meksika'da olduğu, Avustralya'daki vaka sayısının 204'ten 501'e çıktığı, Kanada'da 194 yeni vakanın tespit edildiği kaydedildi.
03.06.2009 - 17:10
null
[]
Dünya genelindeki vaka sayısı 20 bine yaklaştı
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/dunya-genelindeki-vaka-sayisi-20-bine-yaklasti,zLhQmYwGa0ahjLoU3LhTEg
Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında yürüttüğü soruşturma kapsamında Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Diyarbakır'da görülecek duruşmasına katılmak için Edirne'den Elazığ'a getirildi.
DHA
HDP'nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan HDP Hakkari Milletvekili Diyarbakır'da görülecek duruşması için uçakla Elazığ'a getirildi. Elazığ T Tipi Cezaevi'ne konulan Zeydan'ın 13 Aralık'ta Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne götürüleceği öğrenildi. HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016 tarihinde 'terör örgütü propagandası ve üyeliği, suç ve suçluyu övme, toplantı ve yürüyüş kanuna muhalefet' suçlamasıyla tutuklanmış, daha sonra açılan davası güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'a alınmıştı. Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Zaydan'a mahkeme, toplam 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası vermiş, avukatlarının yaptığı temyiz talebini değerlendiren Antep Bölge Adliye Mahkemesi, savunma hakkı kısıtlandığı gerekçesiyle yerel mahkemenin verdiği kararı bozmuştu.
11 Aralık 2017 Pazartesi, 14:19
cumhuriyet
null
HDP'li Zeydan, duruşma için Edirne'den Elazığ'a getirildi
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/884029/HDP_li_Zeydan__durusma_icin_Edirne_den_Elazig_a_getirildi.html
Türkiye, hafta sonu Karadeniz üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girecek. Sıcaklık 6-8 derece azalacak.
null
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, bu akşam saatlerinden itibaren İstanbul'un Anadolu Yakası, Yalova, Kocaeli ve Sakarya çevreleriyle Batı Karadeniz kıyılarında (Zonguldak, Bartın ve İnebolu) yağmur ve karla karışık yağmur var. Batı Karadeniz'in iç kesimlerinde (Bolu, Düzce, Karabük ve Kastamonu) ise kar yağışı görülecek. Pazar günü Karadeniz, İç Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Kocaeli, Sakarya, Afyon, Uşak, Kütahya, Hatay ve Kahramanmaraş çevrelerinde yağış bekleniyor. Yağışlar Hatay ve Kahramanmaraş çevreleriyle Güneydoğu Anadolu'da yağmur, diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Soğuk ve yağışlı hava pazartesi günü Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Adana, Hatay ve Kahramanmaraş çevrelerinde etkisini sürdürecek. Hava sıcaklığı pazar günü kuzey ve iç kesimlerde 6-8 derece azalacak.
10.02.2011 - 16:35
null
[]
Hafta sonu soğuk ve yağışlı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hafta-sonu-soguk-ve-yagisli,qtHtmBK4e0SgnXlScNV6yA
Üşüyen teröriste montunu vermişti...
null
Bingöl'deki kahreden tesadüf acıyı kat bek kat artırdı. 11 Aralık 2011'de operasyon sonrası sağ ele geçirilen 15 yaşındaki teröriste "üşümesin" diye parkasını vererek günlerce konuşulan o asker, artık aramızda değil. Bingöl'ün Genç ilçesinde çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Kemal Özdoğan'ın (28) cenazesi, memleketi Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde toprağa verildi. Şehit Jandarma Uzman Çavuş Kemal Özdoğan'ın cenazesi öğle saatlerinde yakınları tarafından Elbistan Devlet Hastanesi morgundan ambulansla baba evine getirildi. Cenazenin evin önüne getirilişi sırasında şehidin bazı yakınlarının gözyaşına hakim olamadığı görüldü. Şehidin öğretmen eşi Seçil Özdoğan'ın da ambulansa binerek bir süre dua etti. Şehidin cenazesi daha sonra törenin yapılacağı Ulu Cami'ye götürüldü. Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu belirten il Müftüsü Muhammet Gevher, 'Heyecanınızı anlıyorum ama biz büyük bir devletiz ve hissimize, heyecanımıza sahip olmak zorundayız. Yeri geldiği zaman yırtarız bendimizi aşar taşarız. Bu bağlamda sizlerin bu vakurlu duruşunu saygıyla karşılıyorum' diye konuştu. Şehidin cenazesi, Müftü Gevher'in cenaze namazını kıldırmasının ardından Gariplik Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenazeye şehidin yakınlarının yanı sıra TBMM Başkanvekili AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam, Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Vali Şükrü Kocatepe, AK Parti Kahramanmaraş milletvekilleri Nevzat Pakdil, Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, Sıtkı Güvenç, MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Elbistan Kaymakamı Metin Maytalman ile vatandaşlar katıldı. Şehidin akrabası Köksal Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Bundan yaklaşık 2 hafta önceydi, televizyonda üşüyen yaşı küçük bir teröriste askerin biri montunu giydirmişti. Biz bunu televizyondan izledik ve yeğenim Kemal'i görmüştüm. Kemal, teröriste 'teslim ol, korkma devlet sana sahip çıkar' diyordu, bu arada terörist de 'üşüyorum' deyince, Kemal üzerindeki montunu vermişti. Kendisi de bunu telefonda annesine anlatarak, 'o montu örten benim anne' demiş, annesi de bunu bana anlattı' şeklinde konuştu. Bingöl’ün Genç İlçesi’nde güvenlik güçleriyle teröristlerin girdiği çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Kemal Özdoğan’ın cenazesi, memleketi Kahramanmaraş’ın Elbistan İlçesi’nde gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Helikopterle Elbistan’a getirilen evli 26 yaşındaki şehit Uzmn Çavuş Kemal Özdoğan’ın cenazesi, Elbistan Devlet Hastanesi’nden alınarak helallik için Yeşilyurt Mahallesi’ndeki baba evine götürüldü. Cenaze aracının evin önüne gelmesiyle birlikte feryatlar yükselirken annesi Saniye, babası İsa, eşi Seçil ve kardeşleri tabuta sarılıp ağıt yaktı. Şehit Kemal Özdoğan’ın cenazesi daha sonra Elbistan Ulu Camii’ne getirildi. Buradaki törene TBMM Başkan Vekili Mehmet Sağlam, Adalet Bakanı Yardımcısı Veysi Kaynak, Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe, Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu, Malatya 2’nci Ordu Komutanlığı’ndan Tuğgeneral Halil Erkek, ailesi ve binlerce kişi katıldı. Terör örgütü PKK aleyhine sloganlar atılan törende cenaze namazını İl Müftüsü Muhammet Gevher kıldırdı. Bir süre omuzlarda taşınan cenaze daha sonra cenaze aracı ile Gariplik Mezarlığı’na götürüldü. Binlerce insan da cenaze aracının ardından sloganlar atarak yürüdü. Bir süre önce Erzurum’a atanan şehit eşi sınıf öğretmeni Seçil Özdoğan yakınlarının desteğiyle ayakta durdu. Cenaze, mezarlıkta gözyaşlarıyla toprağa verildi.
27.04.2012 - 08:01
haberturk
['şehit', 'terör örgütü pkk', 'jandarma uzman çavuş kemal özdoğan']
O Mehmetçik şehit oldu!
Yaşam
https://www.haberturk.com/yasam/haber/737508-o-mehmetcik-sehit-oldu
Süper Lig'in ikinci yarısında Beşiktaş ile Galatasaray derbi maçına çıkıyor. Peki Galatasaray-Beşiktaş maçı ne zaman, saat kaçta, hangi kanalda?
null
Spor Toto Süper Lig'in 2'nci yarısında ile derbi maçına çıkıyor. İki ezeli rakip, bu maçtan iyi ayrılarak liderlik yarışında yerini korumak istiyor. Heyecan dozu yüksek geçecek maçın oynanacağı , çekişmeli derbiye sahne olacak. Peki Galatasaray-Beşiktaş derbisi ne zaman, saat kaçta, hangi kanalda başlayacak? Bilet fiyatları ne kadar? İşte karşılaşmanın detayları... Ligin ilk yarısında Vodafone Arena'da 2-2 berabere kalan Beşiktaş ile Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 22. haftasında karşı karşıya gelecek. Galatasaray-Beşiktaş maçı 27 Şubat 2017 Pazartesi günü saat 20.00'de başlayacak. Türk Telekom Arena'da oynanacak karşılaşma beIN Sports kanalından canlı olarak yayınlanacak. Galatasaray ile Beşiktaş arasında yapılacak derbi maçının biletleri satışa sunuldu. Galatasaray Kulübünden yapılan açıklamada, Türk Telekom Arena'da saat 20.00'de başlayacak karşılaşmanın biletlerinin, GS Bonus Kart ve GS Mobile sahipleri için satışa sunulduğu bildirildi. Açıklamada, biletlerin genel satışının ise yarın yapılacağı duyuruldu. Kategori 1 ve 2: 600 lira Kategori 3: 500 lira Kategori 4: 400 lira Kategori 5: 300 lira Kategori 6: 200 lira Kategori 7: 150 lira Kategori 8: 125 lira Kategori 9: 100 lira Çocuk tribünü: 100 lira
17.02.2017 - 14:48
haberturk
['galatasaray', 'beşiktaş', 'tt arena']
Galatasaray-Beşiktaş derbisi ne zaman?
Spor
https://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/1394670-galatasaray-besiktas-derbisi-ne-zaman
Rusya Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç, Türkiye'ye yönelik kısıtlamaların iptaline yönelik kararnamenin bir hafta içinde hazır olacağını söyledi.
null
Dvorkoviç, Kazan şehrinde gazetecilere yaptığı açıklamada, "Hükümetin kararnamesi bir hafta içinde hazır olacak." dedi. Türkiye ile Rusya'nın domates sevkiyatı konusunda görüşmelere devam ettiğini belirten Dvorkoviç, Rus buğdayına yeni kısıtlama getirildiği haberlerinin Ankara tarafından yalanlandığını hatırlattı. Türkiye ile Rusya arasında 22 Mayıs'ta ticari ilişkilerin önündeki engel ve kısıtlamaların kaldırılması amacıyla ortak bildiri imzalanmıştı. Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev, Türkiye ile ticarette kısıtlamaların kaldırılması kararının hızlı bir şekilde hayata geçeceğine vurgu yaparak, "Gerekli belgeler hazırlanacak, ben de onları imzalayacağım" demişti.
25.05.2017 - 18:40
Anadolu Ajansı
['Rusya', 'Ekonomi']
Rusya'dan kısıtlamaların kaldırılması açıklaması
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/rusyadan-kisitlamalarin-kaldirilmasi-aciklamasi,MqsgGQNC7E69n3_EwbM1IQ
Prof. Dr. Neriman İnanç, her gün düzenli olarak içilen iki bardak sütün, çocuk ve yetişkinlerin günlük mineral ihtiyacının tamamını karşılayabildiğini söyledi
null
Uzmanlar, bağışıklık sistemini güçlendirmek için düzenli olarak her gün iki bardak süt içilmesini öneriyor. Soğuk havalarda özellikle okullar gibi kalabalık içinde bulunan çocuk ve büyüklerin grip salgınına karşı bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri gerekiyor. Uzmanlar, hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için düzenli olarak süt içilmesini öneriyor. Kış aylarında bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu üst solunum yolu enfeksiyonlarında artma gözlendiğini belirten uzmanlar, içeriğinde 40’tan fazla besin öğesi bulunan süt tüketiminin grip, soğuk algınlığı, farenjit gibi hastalıkların önlenmesinde önemli olduğunu kaydediyor. Sütün yaşamsal bir sıvı olduğunu ve yaşamın her evresinde beslenme konusunda önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sütte, temel besin maddeleri protein, yağ, süt şekeri, mineral maddeler ve vitaminler olduğunu vurgulayarak, “Her gün düzenli olarak içilen iki bardak süt, çocuk ve yetişkinlerin günlük mineral ihtiyacının tamamını karşılayabilmektedir. Sütün içerisinde bulunan yağ çok zengin bir enerji kaynağıdır ve esansiyel (mutlaka dışardan alınması gerekli) yağ asitleri ile A, D, E, K vitaminlerini de barındırması açısından önemlidir” dedi.
15.02.2016 - 12:56
haberturk
[]
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için günde 2 bardak süt
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik/haber/1195880-bagisiklik-sistemini-guclendirmek-icin-gunde-2-bardak-sut
- Normal süresi golsüz sona eren maçta Uruguay’ı penaltı atışlarıyla eleyen Peru yarı finale yükseldi
AA
İSTANBUL (AA) - Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (CONMEBOL) tarafından düzenlenen Kupa Amerika'da (Copa America) Uruguay’ı penaltı atışlarıyla 5-4 yenen Peru yarı finale çıktı. Brezilya'da düzenlenen 46. Kupa Amerika'nın çeyrek finalinde Uruguay ile Peru, Salvador kentindeki Fonte Nova Stadı'nda karşı karşıya geldi. Mücadelenin normal süresi golsüz sona erince yarı finalisti belirlemek için penaltı atışlarına gidildi. Luis Suarez’in kaçırdığı atışlarda rakibine 5-4 üstünlük sağlayan Peru adını yarı finale yazdırdı. Galatasaraylı Fernando Muslera, Peru karşısında Uruguay Milli Takımı'nın kalesini korudu. Peru, yarı finalde Şili ile karşılaşacak.
30 Haziran 2019 Pazar, 08:58
cumhuriyet
null
Muslera’nın gözyaşları
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spor/1463320/Muslera_nin_gozyaslari.html
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, tedavi gördüğü ABD'de hayatını kaybetti.
null
6 aydır Houston'daki Anderson hastanesinde tedavi gören Özdemir Özok, Türkiye saatiyle gece 1:30'da hayatını kaybetti. Özok'un cenazesinin, resmi işlemlerin tamamlanmasından sonra, gelecek hafta Türkiye'ye gönderilmesi bekleniyor. Özdemir Özok'ın vefatı memleketi Kahramanmaraş'ta üzüntü yarattı. Özdemir Özok'un Kahramanmaraş'ta yaşayan eniştesi Selahattin Gerek, kayın biraderinin ölümünden üzüntü duyduğunu belirterek, ''Ortaokulu benim yanımda bitirdi, hep hukukçu olacağını söylerdi ve oldu'' dedi. Özok'un ablası olan eşi Rabia Gerek'in de 16 yıl önce vefat ettiğini ifade eden Selahattin Gerek, ilkokulu Pazarcık'ta, ortaokulu Kahramanmaraş'ta tamamlayan Özdemir Özok'u ''terbiyeli ve çalışkan bir öğrenci'' olarak hatırladığını kaydetti.   TBB Başkanlığına 13 Mayıs 2001'de seçilen Özok, 1945 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde doğdu. 1970 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Özok, 1990-1992 yılları arasında Ankara Barosu Başkanlığı, 1997 yılından 2001 yılına kadar TBB Genel Sekreterliği görevini yürüttü. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 15 Temmuz 2003'te Anayasa Mahkemesi Asıl Üyeliği'ne seçilen Özok, ''bir siyasi partiye üye olduğu için'' bu görevi kabul etmemişti.
25.04.2010 - 11:51
null
[]
Özdemir Özok hayatını kaybetti
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ozdemir-ozok-hayatini-kaybetti,iu7pgFxH1ESmlDStNq3LtQ
Ergenekon sanığı Rektör Mehmet Haberal, Adli Tıp Kurumu'na götürüldüğü sırada Haberal'ın korumaları hastanede görev başındaki habercilere saldırdı.
null
İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü'nde tutulan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal bu sabah ambulansla Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Haberal, burada yaklaşık 1,5 saat kaldıktan sonra aynı ambulansla Kardiyoloji Enstitüsü'ne geri götürüldü. Enstitü önünde görüntü almak isteyen haberciler, Haberal'ın 5 korumasının saldırısına uğradı. Korumalarla haberciler arasında arbede yaşandı. Haberciler korumalardan şikayetçi oldu.
01.09.2009 - 00:09
NTV Haber
[]
Haberal'ın korumaları gazetecilere saldırdı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/haberalin-korumalari-gazetecilere-saldirdi,Yu8v0L_PuU-e5qfO2gm3ew
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yol verme nedeniyle yaşanan kavgada, bir kişi bıçakla yaralandı.
null
Ereğli ilçesinde Alaplı’dan şehir istikametine gelen otomobil sürücüsü S.Ş. (25) ile otomobil sürücüsü İ.Ş. (22) yol verme konusunda tartıştı. İki sürücünün tartışmasına araçlarda bulunan İ.Ş. nin arkadaşları O.K. (22) ile M.T. (17) ve S.Ş.'nin arkadaşı B.A. (24) da karıştı. Yaşanan kavgada otomobildeki bıçağı alan S.Ş., diğer otomobil sürücüsü İ.Ş’yi bıçaklayarak olay yerinden arkadaşı B.A. ile birlikte kaçtı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından yaralıyı özel bir hastaneye kaldırdı. Yaşanan olaydan sonra kaçan zanlı S.Ş. ve arkadaşı B.A., karakola giderek teslim oldu.
25.05.2015 - 11:24
CHA
['Türkiye']
Yol verme kavgasında kan döküldü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yol-vermekavgasinda-kan-dokuldu,Xmbna5T-z02BJ4en0Xk4dQ
Silivri Cezaevi’nde bulunan ve bir süre önce 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, bugüne kadar yargılandığı dava ile ilgili dosyaya bakılmasına izin verilmediğini belirterek karara itiraz etti.
cumhuriyet.com.tr
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’na başvuran Kozağaçlı, verdiği dilekçede “Böyle bir sözde yargısal hükmün ortadan kaldırılması için sayısız gerekçenin dayanaklarıyla birlikte orada olduğunu biliyorum. Bana dosyaya baktırmadığınıza göre sizlerin onları benim için de bulmanızı umuyorum” dedi. Yargılandığı süre boyunca hapishanede 12 metrekarelik bir hücrede tutulduğunu belirten Kozağaçlı, “Dava dosyası kâğıda basılmış olarak bana hiç verilmedi. Zaten 30 bin sayfayı bulan büyüklüğü nedeniyle, verilseydi de fiziksel açıdan hücreye sığma ihtimali yoktu” dedi. Kozağaçlı’nın elyazısıyla kaleme aldığı itiraz dilekçesi Twitter’dan da yayımlandı.
25 Nisan 2019 Perşembe, 22:11
cumhuriyet
null
Kozağaçlı itiraz etti
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1363438/Kozagacli_itiraz_etti.html
Olympiakos galibiyeti sonrası açıklamalarda bulunan Ryan Babel, "Bu, büyük bir başarı. Harika bir duygu. Özgüvenimizi yükselten bir sonuç" dedi.
null
Beşiktaş'ın Hollandalı yıldızı Ryan Babel, Olympiakos karşısında attığı 2 golle turu getiren isimlerden biri oldu. Ryan Babel, 838 gün sonra bir resmi maçta 2 gol atmayı başardı. Babel, Kasımpaşa forması giyerken 29 Kasım 2014'te Çaykur Rizespor karşısında 2 kez gol sevinci yaşamıştı. Babel karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada "Bu, büyük bir başarı. Harika bir duygu. Özgüvenimizi yükselten bir sonuç. 10 kişi kalıp böyle bir rakibe 4 gol attık. Savunmada sağlam durduk. 10 kişiyle 2 gol daha attık ve önemli bir başarı elde ettik. Kırmızı kartı kim görürse görsün takıma verilmiş bir cezadır. Fakat sahada üzülmek için zamanınız yok. Bu açığı kapatmanız gerekiyor. Rakip kim olursa olsun 1 kişi eksik oynamak zordur ama güçlü ve sağlam durduk. Eski takımım Ajax turu geçerse ve onlarla eşleşirsek benim için özel olur" dedi.
17.03.2017 - 00:14
Ntvspor
['Spor', 'Futbol', 'Beşiktaş', 'UEFA Avrupa Ligi']
"Büyük başarı, harika bir duygu"
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/buyuk-basari-harika-bir-duygu,YhwaanesjU2YNtfZPK7Atw
İzmir'in Menemen ilçesinde, tartıştığı kişi tarafından bıçak ile ağır yaralanan bir kişi hayatını kaybetti.
null
Olay, dün saat 01.00 sıralarında İnönü Mahallesi 9 Eylül Caddesi üzerindeki bir sitenin önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Mehmet Bilgin Zebil ile aralarında daha önceden husumet olduğu öğrenilen İbrahim B. (29) sokakta karşılaşarak, sözlü olarak tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine İbrahim B. yanındaki bıçak ile Zebil’i yaralayarak olay yerinden kaçtı. Olayı gören çevredeki vatandaşlar durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirdi. Boğazından yaralanan Zebil, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Çiğli Bölge Eğitim Hastanesine kaldırıldı. Tedavi altına alınan Zebil, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Savcının incelemesinin ardından Zebil'in cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Öte yandan, olayla ilgili başlatılan çalışma kapsamında, Zebil’i ağır yaralayarak kayıplara karışan İbrahim B. jandarma ekipleri tarafından yakalandı.
03.05.2019 - 08:09
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'İzmir', 'Cinayet']
İzmir’de tartışma kanlı bitti : 1 ölü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/izmirde-tartisma-kanli-bitti-1-olu,ECkfI-Bw8EGiY0aEBICJAw
Altının gram fiyatı, haftanın son işlem gününe yükselişle başlamasının ardından 161,4 lira seviyesinde dengelendi. Çeyrek altın 265 liradan satılıyor.
null
Dün, dolar kurundaki düşüşlerin etkisiyle satış ağırlıklı bir seyir izleyen günü önceki kapanışa göre yüzde 1,7 azalışla 160,8 liradan tamamladı. Gram altın, haftanın son işlem gününe yükselişle başlamasının ardından yüzde 0,50 değer kazancıyla 161,4 lira seviyesinde dengelendi. Kapalıçarşı'da çeyrek altın 265, Cumhuriyet altını 1.080 liradan satılıyor. Asya piyasalarında güne alış ağırlıklı bir seyirle başlayan altının ons fiyatı 1.275 dolar civarında alıcı buluyor. Uzmanlar, teknik açıdan ons altında 1.270 doların destek, 1.280 doların ise direnç konumunda olduğunu kaydetti.
01.12.2017 - 10:49
Anadolu Ajansı
['son dakika', 'altın fiyatları', 'Ekonomi', 'Altın', 'çeyrek altın']
Altının gramı 161 lirada dengelendi (Çeyrek altın ne kadar?)
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/altinin-grami-161-lirada-dengelendi-ceyrek-altin-ne-kadar,LFM5YQ137kykutLqiG0glw
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit edilen Erol Olçok'la ilgili yazısında, "15 Temmuz'da şehadet makamına ulaşmamış olsaydı, eminim ki o gecenin en etkili anlatımını Erol yapardı" ifadesini kullandı.
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde şehit edilen Erol Olçok için hazırlanan kitapta yazı kaleme aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kitap için kaleme aldığı yazıda Erol Olçok'un 15 Temmuz darbe girişimi sırasında verdiği tepki, gösterdiği önderlik ve cesaretinin kişiliğini gösterdiğini vurguladı. Erol Olçok'un hayatının hiçbir döneminde zulme rıza göstermediğini, zalime asla teslim olmadığını aktaran Erdoğan, yazısında şu ifadelere yer verdi: "Fikirleri ve mücadele yöntemiyle tam anlamıyla aykırı bir kişilik olan Erol, nerede hak ve hakikat mücadelesi varsa sadece orada olmakla kalmaz, mutlaka safın en başında yer alır, sorumluluk üstlenirdi. Bizim kendisiyle birlikte çalışmaya başlamamızla da 1993 yılında işte böyle bir mücadele arefesinde olmuştur. O günden beri hiç ayrılmadık, hep beraber yol yürüdük, nice zaferleri beraber tattık, nice sancıları beraber çektik, nice krizleri beraber göğüsledik, nice düğümleri beraber çözdük. 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin duyulduğu andan şehadetine kadar geçen hadiselerin ayrıntıları öğrendiğimde, bir yandan gözyaşlarıma engel olamazken diğer yandan da iç dünyamda 'Evet, bu bizim Erol' diyordum. Erol'un hesapsızlığının, hasbiliğinin, inandığı doğrular söz konusu olduğunda yapabileceği fedakarlıklarda sınır bulunmadığının en güzel ispatı, 15 Temmuz gecesi mücadeleye, canından öte tuttuğu, gözünün nuru oğluyla birlikte çıkmış olmasıdır." Erol Olçok'un oğlu Abdullah Tayyip'in de o gece darbeci hainlerin karşısına cesaretle dikilirken, babasının oğlu olduğunu ispatladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimilerinin saklanacak delik aradıkları bir gecede, milletimizin tarihindeki en önemli istiklal ve istikbal mücadelelerinden biri için ilk öne çıkan ve en ileri safta yer alan Erol'un karakterinin rahat bir yatakta ölüme uygun olmadığını kendisini tanıyanlar çok iyi bilir" ifadelerini kullandı. Erken bir yaşta, ülke ve millete daha çok hizmet verebileceği olgunluğa eriştiği bir dönemde hayata gözlerini yummuş olsa da şehadetin ona çok yakışan bir veda olduğunu kaydeden Erdoğan, yazısını şöyle tamamladı: "Kendisiyle yaptığımız uzun yol arkadaşlığı boyunca, siyasi tanıtım konusunda sahip olduğu deha düzeyindeki üretkenliğinin sayısız örneklerine şahit oldum. O gece hakiki ve hasbi bir dostla birlikte, sadece şahsımın ve partimiz mensuplarının değil, tüm Türkiye'nin, tüm dünyanın takdirini kazanan bir profesyoneli de kaybettik. Şayet, 15 Temmuz'da şehadet makamına ulaşmamış olsaydı, eminim ki o gecenin en etkili anlatımını Erol yapar, o geceyi en güzel ifade edecek müzikleri Erol besteletir, o geceyi en iyi yansıtacak klipleri Erol çeker, en vurucu sloganları Erol üretirdi ama 'O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler.' Şehadetlerine şahitlik ettiğim Erol'un ve adaşım Abdullah Tayyip'in mekanları inşallah cennet olacaktır. Ailesine, sevenlerine ve aziz milletimize bir kez daha başsağlığı temennisiyle, 15 Temmuz ve terörle mücadele şehitlerimizin tamamına Allah'tan rahmet diliyorum." Arter Reklam Ajansı Başkanı Cevat Olçok, 15 Temmuz şehidi Erol Olçok adına çıkardıkları kitapta Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el Gannuşi'ye kadar 44 kişinin birer yazı kaleme aldıklarını anlattı. Kitabın 6 aylık bir çalışmanın ürünü olduğunu, Olçok'un çok sayıda dost ve arkadaşının hepsine kitapta yer veremedikleri için devamının geleceğini anlatan Cevat Olçok, Erol Olçok'la ilgili bir belgesel hazırlığı da yaptıklarını, ayrıca bir biyografi kitabı da çıkaracaklarını belirtti. Aile olarak Erol Olçok adına vakıf kurmak istediklerini de ifade eden Olçok, "Bu vakfı, Erol Olçok Kültür-Sanat ve İletişim Vakfı olarak kurmak istiyoruz. Erol ağabeyimin hayatta iken verdiği bursları bu vakıf üzerinden devam ettirmek istiyoruz." dedi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası sorumluların adalet önüne çıkarılması için Olçok ailesi olarak davalara müdahil olduklarını bildiren Olçok, iddianamenin kabulüne kadar olan bölümü avukatları ile birlikte yakından takip ettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "FETÖ'cülerin mahkemelerde takındıkları tavırlar saygısızca. Bunlardan beklenmez ama insanın mertçe bir duruşu olur. İlk sanıklar mahkemeye çıkarken üzerilerinde takım elbise ve kravat vardı. Kıyafetlerin değişmesi gerektiğini o ilk günlerde söylemiştik biz. Sayın Cumhurbaşkanımız da 15 Temmuz anma programlarında tek tip bir kıyafete geçilmesi gerektiğini açıkladı. Bu çok isabetli bir karar olur. Hainleri hain gibi göstermeliyiz. Bunların pervasızlığına asla izin verilmemesi lazım. FETÖ 40 yıldır bir kanser hücresi gibi her yere sızmış. Ben ve ailem bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz ve bu hainler hak ettikleri cezayı alacak. Keşke Türkiye, vatana ihanet durumunda idam hükmünü çıkarabilse. Çünkü vatana ihanet ancak böyle cezalandırılabilir. Biz vatanımıza ihanet eden insanları beslememeliyiz, onlara hakettikleri cezayı vermeliyiz. Artık bu konuda Meclis'ten bir adım bekliyoruz."
19.07.2017 - 13:29
Anadolu Ajansı
['Adalet ve Kalkınma Partisi', 'Recep Tayyip Erdoğan', '15 Temmuz', '15 Temmuz darbe girişimi', 'Darbe']
Cumhurbaşkanı Erdoğan yol arkadaşı Erol Olçok'u yazdı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogan-yol-arkadasi-erol-olcoku-yazdi,hJ2GJw12n0KPwHy9Cx-zJw
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bir otomobile düzenlenen silahlı saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti.
null
Fikirtepe Eğitim Mahallesi'nde saat 17.00 sıralarında gerçekleşen olay aralarında daha önceden tartışma yaşanan 3 kişilik bir grupla, çevrede Mago lakabıyla tanınan Uğur Çiçek arasında yaşandı. Otomobilleriyle Uğur Çiçek'in evine gelen grup burada, Çiçek'in silahlı saldırısıyla karşılaştı. Saldırıda İsmet Keskin ve Erkan Bektaş otomobil içerisinde, Ahmet Aksu ise hastaneye kaldırıldığı sırada hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, saldırının ardından kayıplara karışan Uğur Çiçek'i arıyor.
28.09.2009 - 19:55
NTV Haber
[]
Kadıköy’de otomobile silahlı saldırı: 3 ölü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kadikoyde-otomobile-silahli-saldiri-3-olu,nlgUHkgoMUyKoawD6LRK6g
Bir süredir ABD'de olan ünlü oyuncu İlker İnanoğlu'ndan Irma Kasırgası'yla dikkat çeken bir sosyal medya paylaşımı yaptı.
null
Karayipler’de başlayan ve ABD tarihinin en büyük tahliyelerine neden olan Irma Kasırgası, Miami'yi de vurdu. Bir süredir Amerika'da yaşayan oyuncu İlker İnanoğlu, kasırganın ortasında kalan evinden görünümü sosyal medya hesabından paylaştı. İnanoğlu paylaştığı bu fotoğrafın altına, "Miami'de evlerimizin önü metrelerce su altında, balıklar yüzüyor. Dünyanın en büyük felaketlerinden biri yaşanıyor" notunu yazdı. Ilker Inanoglu (@ilkerinanoglu)'in paylaştığı bir gönderi ( )
11.09.2017 - 11:45
null
['Yaşam', 'magazin']
İlker İnanoğlu Irma Kasırgası’nın ortasında kaldı
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/ilker-inanoglu-irma-kasirgasinin-ortasinda-kaldi,eaHBo1AlO0aAAa6ObB_YFA
Erdoğan, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ünal'ı atadı.
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mustafa Ünal'ı atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne, anayasasının 130. ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13. maddeleri uyarınca, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Ünal'ı atadığı bildirildi.
03.08.2016 - 18:45
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan rektör ataması
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-rektor-atamasi,Vw6GNDpXEEO7faFHwaoIhA
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kongre tarafından ABD'ye davet edimesini, Beyaz Saray 'devlet protokolünü hiçe saymak' şeklinde yorumlanmıştı.
null
NEW YORK - ABD Başkanı Barack Obama, Mart ayında Kongre'nin davetlisi olarak Washington'a gelmesi beklenen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile görüşmeyeceğini açıkladı. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, Obama’nın Netanyahu ile görüşmeme kararına gerekçe olarak, 17 Mart tarihinde İsrail'de yapılacak olan erken genel seçimleri gösterildi. Beyaz Saray, ABD başkanının prensip olarak bir ülkede seçimler bu kadar yaklaşmışken o ülkenin devlet başkanıyla ya da diğer parti temsilcileriyle görüşmediğini kaydetti. Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Partili John Boehner, Netanyahu’yu Mart ayında Kongre’de konuşma yapması için ABD’ye davet etmişti. Bu davete anında tepki gösteren Beyaz Saray, yaptığı açıklamada bu davetin 'devlet protokolünü hiçe saymak' olduğunu belirtmişti. Buna göre Netanyahu, 3 Mart günü 'İran’a neden yeni bir ambargo kararı alınması gerektiği' üzerine ABD Kongresi'nde bir konuşma yapacak. Cumhuriyetçi Parti, nükleer çalışmaları nedeniyle İran'a yeni ambargolar alınması taraftarı iken, Obama ise, salı günü yaptığı “Birliğin Durumu” konuşmasında İran ile nükleer müzakerelerin devam ettiği bir süreçte Tahran’a uygulanması için önüne gelecek yeni bir ambargoyu veto edeceğini açık bir dille ifade etmişti.
23.01.2015 - 08:09
CHA
['Dünya']
Obama, Netanyahu'yu reddetti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/obama-netanyahuyu-reddetti,YqTGLqETtUiZeW7e1-Te-w
İsrail Başbakanı Netanyahu, işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin hiçbirinin kaldırılmasına izin vermeyeceğini söyledi.
null
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin hiçbirinin kaldırılmasına izin vermeyeceğini söyledi. İsrail'in "Maariv" gazetesinin haberine göre Netanyahu, dün Batı Şeria'da Yahudi yerleşim birimleri oluşturulmaya başlamasının 50'nci yıl dönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, "İsrail'in Yahuda ve Samara'ya (Batı Şeria) doğru uzanan topraklardaki hiçbir yerleşim yerinin kaldırılmasına izin vermeyeceğim." dedi. İsrail tarihinde Yahudi yerleşim birimleri için en çok çalışan hükümet olduklarını belirten Netanyahu, "Yerleşim yerlerinin kaldırılmasının barışa bir katkısı olmayacak. Gazze Şeridi'nden çıkmamızla roketlere maruz kaldık, ancak daha fazlasına müsaade etmeyeceğiz. Bu toprakları önemsiyoruz ve stratejik mülkümüz olarak korumaya devam edeceğiz." diye konuştu. Öte yandan Filistin Dışişleri Bakanlığı, Netanyahu'nun sözlerine tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "İsrail Başbakanı'nın Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim yerlerinin kalıcı olacağını söylemesi, barış müzakerelerin yeniden başlaması için ABD'nin yürüttüğü çabalara ihanet anlamına geliyor." ifadeleri kullanıldı. Yerleşim birimlerinin, imzalanan anlaşmalar ve uluslararası kararlara göre bütün yönleriyle hukuka aykırı olduğunu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "ABD Başkanı Donald Trump'ın başdanışmanı ve damadı Jared Kushner başkanlığındaki heyetin bölgeye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Netanyahu, barış müzakerelerin yeniden başlatılması yönündeki çalışmalara saldırılarını artırdı. Netanyahu hükümeti tarafından Filistin topraklarında ve özellikle de Kudüs'te yapılan tüm uygulamalar geçersizdir ve hiçbir hükmü de yoktur."
29.08.2017 - 14:29
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'İsrail']
"Yahudi yerleşimlerinin kaldırılmasına izin vermeyeceğim"
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/yahudi-yerlesimlerinin-kaldirilmasina-izin-vermeyecegim,utntHXDlF0WjzRWyzDK6aQ
İhmal edilen eller, genç görünen yüzü unutturup gerçek yaşı ortaya çıkartabiliyor. Bunun nedeni yüzümüze gösterdiğimiz özeni ellerimize göstermememiz. Oysa tıpkı yüzümüz gibi el ve tırnaklarımızın da nemlenmeye, doğru nemlendirici kullanımına ve bazı önerileri uygulamaya ihtiyacı var. İşte o öneriler ve doğal terapiler. Habertürk'ten Ceyda Erenoğlu'nun haberi...
HABERTURK.COM
Yüzümüze kırışıklık önleyici kremler, nemlendiriciler sürüp farklı bakımlar uygulasak da ellerimizi ihmal ederiz. Oysa el cildimiz yaşımızı ele verme konusunda rakipsizdir. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre bunun nedeni el cildimizin inceliği ile kan damarları ve kök hücre kaynağı açısından yüz cildinden daha fakir oluşudur. Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uzm Dr. Zahide Eriş Eken, Ellerimizin bakımı için 11 öneri sıralıyor. : Elleri sürekli yıkamak ve temizlik malzemeleri içinde kullanılan kimyasallara maruz kalmak ellerin kurumasına ve cildin hasarlanmasına yol açar. Bunu önlemek için koruyucu eldiven kullanmaya özen gösterin. Bulaşıcı hastalıklar ve bakterilerden korunmanın en kolay yolu ellerin yıkanmasıdır. Yıkanan ellerinize günde en az 3 kez nemlendirici sürüp kurumayı önleyin. Yağ bazlı nemlendiriciler ellerin nemlendirilmesinde daha uygundur. Cildin daha canlı görünmesi için meyve asitleri ve vitamin içerikli nemlendiricileri de deneyebilirsiniz. Nemlendiricinizin pahalı olması gerekmez. Etkili olması yeterlidir. Nemlendirici kullanırken; ellere ve tırnak kenarlarına masaj yaparak yavaş hareketlerle sürüp nemlendirmede konusunda daha etkili olduğunu görün Güneş ışınları zamanla ellerin üzerinde leke ve çil oluşumuna yol açıp daha yaşlı görünmesine yol açar. Bu nedenle ellerinize de güneş koruyucu krem sürün. (En az 15 faktörlü bir nemlendirici de kullanabilirsiniz.) Oluşan lekelerin çeşitli krem ve işlemlerle tedavisi mümkün olduğu için dermatoloğunuza başvurun. Yumuşak hareketlerle ve bir avuç şekerle el sırtlarına masaj yapın. Bu işlem ölü hücreleri uzaklaştırır, kan dolaşımını hızlandırır ve el derisinin daha canlı görünmesine sebep olur. Tırnaklar ve tırnak kenarları da kuruluktan etkilenir. Bu nedenle bu bölgeleri masaj yaparak nemlendirin. Tırnak cilasının uzun süre tırnakta kalması ve aseton kullanımının tırnakların sararmasına yol açtığını unutmayın. : Tırnaklara limon suyuyla masaj yapın. (Meyve asitleri tırnakların parlaklığını korumasını sağlar.) Günlük 2,5 mg biotin takviyesi tırnakların daha sağlam ve sağlıklı olmasını ispatlamıştır. : Birçok yiyecek biotin içerir. Yüksek oranda biotin içeren yiyecekler; Ekmek mayası, hardal tozu, yerfıstığı, fındık, ay çekirdeği, tavuk, sığır ciğeri, yumurta ve bademdir. Kalsiyum eksikliği tırnakları kırılgan ve kuru hale getirir. Vitamin B eksikliği tırnak yatağında hastalığa yol açabilir. : Soğuk hava ve rüzgar ellerin kuruyup çatlamasına neden olur. Bu nedenle dışarıya çıkarken ellerinizi koruyun ve eldiven kullanın. *1 çay kaşığı limon suyu, gliserin ve 5 damla gül suyunu bir kapta karıştırıp, ellerinize 10 dakika bu karışımla masaj uygulayın. *Gliserin ve küçük salatalık parçalarını karıştırıp ellerinize masaj yaparak el derinizin daha canlı ve parlak görünmesini sağlayın. *Zeytinyağı ve şekerle masaj yapmanın ellerinizin nemli ve parlak olmasına katkı yapacağını unutmayın.
29.03.2019 - 17:07
haberturk
['ceyda erenoğlu', 'zahide eriş eken', 'sağlık haberleri', 'el yaşlanması', 'nemlendirme', 'biotin', 'kalsiyum', 'eldiven', '11 öneri', 'el masajı']
El yaşlanmasını önlemeye yardımcı öneriler sorunu geciktiriyor
Sağlık
https://www.haberturk.com/el-yaslanmasini-onlemeye-yardimci-oneriler-sorunu-geciktiriyor-2417980
Yanlış kullanmamaya çalışın...
null
Gövdemizin dik durmasını ve hareketlerini sağlayan omurilik ve sinirleri koruyan omurga, günlük yaşantımızdaki yanlış kullanımlara bağlı olarak zarar görebiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Serin, "Omurga, kemik ve bu kemiklerin aralarındaki yumuşak dokulardan oluşuyor. Bu yapı, olması gerektiği şekilde güçlü ve fizyolojik şekilde tutulmazsa yaş ilerledikçe birçok hastalık ile karşılaşılıyor" dedi. Prof. Dr. Serin, bilgisayar karşısında, işte, ofiste, alışverişte, sporda, ilkokul çağında ve hamilelik döneminde omurgayı zorlayan 5 yanlışa dikkat çekerek omurgayı korumak için neler yapılması gerektiğini anlattı. Son yıllarda evde veya ofiste bilgisayar başında geçirilen zamanın gittikçe arttığına dikakt çeken Serin, şöyle konuştu: "Buna bağlı olarak ortopedi ve travmatoloji uzmanlarına başvuranların sayısı ciddi oranda çoğalıyor. Çünkü bilgisayar başında boyun, sırt ve bel bölgesi yani omurganın tamamı etkileniyor. Hatalı ve uzun süreli oturmaların sonucunda boyun, sırt ile bel kaslarında ve kemiklerinde bozulmalar en sık karşılaşılan sorunlar arasında yer alıyor. Yine bilgisayar karşısında uzun süre aynı pozisyonda oturma sonrasında kas zayıflıkları oluşuyor ve hareketsizlik kilo alımını beraberinde getiriyor. Bilgisayarın başından kalktığımızda boyun, sırt ve bel bölgesinde oluşan ağrılar günümüzün geri kalan kısmını ağrılı ve mutsuz geçirmemize neden oluyor. Sırt ve bel bölgenizi destekleyecek uygun bir oturma koltuğu kullanın ve uygun yüksekliğe ayarlayın. Ayrıca saat başı en az 10-15 dakika ayağa kalkarak omurgayı rahatlatacak egzersizler yapın." Özellikle ağır kaldırmayı gerektiren işlerde çalışanların bel bölgesi hastalıkları açısından çok dikkatli olmaları gerektiğini belirten Serin, şunları söyledi: "Bel fıtıkları olarak adlandırılan disk hernileri, bel kaymaları ve ileri yaşlarda bel bölgesindeki sinirlerin geçtiği kanalların daralmasıyla ortaya çıkan dar kanal sendromları bu kişilerin yaşantılarını ciddi ölçüde olumsuz etkiliyor. Uzun süre oturmayı gerektiren işlerde çalışanların boyun, sırt ve bel kaslarını kuvvetlendirmeleri gerekiyor. Kaldırılabilecek ağırlıktan fazlasını kaldırmak için vücudunuzu zorlamayın, uygun kaldırma pozisyonu kullanın ve düzenli olarak omurga çevresindeki kasları kuvvetlendirecek egzersizler yapın." Serin, omurgaya binen yük miktarını artıran tüm sportif faaliyetlerin omurganın düşmanı olduğunu ifade ederek, boyun, sırt ve bel bölgesinin bu durumdan ciddi derecede etkilendiğini, özellikle son yıllarda hızla yayılmaya başlayan ekstrem sporlar ile halter, sıçrama ve atlamayı gerektiren sporların ileri yıllarda omurgada oluşabilecek sorunları artırdığına dikkat çekti. Spor yaparken dikkatli olunmasını ve omurga sağlığını gözetmenin unutulmamasını, yapılacak yanlış bir hareketin ileride ciddi ve riskli ameliyatlara yol açabileceğini söyleyen Prof.Dr. Serin, sözlerine şöyle devam etti: "Omurgayla uğraşan tüm uzmanların üzerinde durdukları en önemli dönem ilkokul çağı. Vücudun büyüdüğü ve geliştiği 7-15 yaşları arasında yetişkinlerin dahi taşımakta zorluk çektiği okul çantalarını çocukların sabah akşam taşımalarına göz yumuluyor. Bilimsel olarak ispatlanmış bir veri bulunmamakla birlikte bel kayması ve omurga eğriliklerinin oluşmasında bu faktörün de yer aldığına dair teoriler bulunuyor." Çocukların çanta ağırlıklarının mümkün olduğunca azaltılmasını isteyen Prof.Dr. Serin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tek askılı çantalar, ağırlığı tek omuza yüklediği için önerilmiyor. Çift askılı olduğu kadar askıların dengeli takılması çok önemli. Hamilelik döneminde gerek anne karnındaki bebeğin ve onu besleyen kesenin ağırlığının etkisiyle, gerek bazı hormonal faktörlerle bel ve sırt bölgesi ciddi derecede yükten etkileniyor. Karın büyüdükçe bel, dengeyi kurmak için hafif derece öne doğru eğiliyor. Planlı bir hamilelik düşünüyorsanız hamile kalmadan önceki aylarda ya da hamileliğin erken dönemlerinde uygun bir egzersiz programlarıyla bel ve karın kaslarını güçlendirin. Böylelikle, hamileliğin ileri dönemlerinde yaşanabilecek ağrıları azaltabilirsiniz. Hamilelik sürecinde, size uygun egzersizlere devam ederek kaslarınızı güçlendirmeye devam edebilirsiniz." İHA
26.07.2010 - 14:35
haberturk
[]
Omurgayı zorlayan 5 neden
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik/haber/536094-omurgayi-zorlayan-5-neden
Kadavralara yerleşen böcek türlerinin analizi cinayetlerin aydınlatılmasına büyük katkıda bulunuyor.
null
Kadavra üzerine farklı zamanlarda yerleşen böcek türlerinin tespiti, adli entomolojide bir cinayetin nerede ve ne zaman işlendiğinin önemli ipuçları vermesi üzerine, Hacettepe Üniversitesi araştırmacıları, Ankara genelinin ''leş böcek'' haritasını çıkardı. Bilimsel çalışmada, farklı mevsimlerde kadavralara yerleşen böcek türlerinin tespiti, adli entomolojide bir cinayetin nerede ve ne zaman işlendiği ve cesedin bir yerden bir yere taşınıp taşınmadığı gibi konularda önemli ipuçları veriyor. Araştırmacıların adli entomolojideki bilimsel veriler üzerine yürüttüğü çalışmalar, bazı olayların çözümünde emniyet ve jandarma birimlerine yardım ederken, Türkiye'deki ve KKTC'deki bazı cinayet davalarında da delil olarak gösterildi. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Uygulamalı Biyoloji Anabilimdalı Öğretim üyesi Adli Entomoloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Sert, adli entomoloji (biyokriminal entomoloji) çalışmalarının, bazı böceklerin yaşam döngülerinin incelenmesi ve cesede geliş zamanlarından yararlanılarak ölüm zamanının tahmin edilmesi süreci olduğunu anlattı. Sert, bu bilimsel alanın cinayet veya şüpheli ölüm gibi durumlarda kurbanın ne zaman öldüğünün tahmin edilmesi ve ölümün nerede gerçekleştiğinin belirlenmesi konusu üzerine çalıştığını belirtti. Daha önce yapılmış deneysel çalışmaların bazı sineklerin dakikalar sonra cesede ulaştığını ve bu böceklerin, genellikle iki familyaya ait böcek türleri olduğunu gösterdiğini bildiren Sert, şu bilgileri verdi: ''Bu sinekler ceset üzerindeki doğal boşluklara veya vücut üzerinde ölüme neden olabilen yaralı bölgelere yumurtalarını bırakırlar. Ceset üzerinde yumurta, larva, pupa ve ergin dönemini geçiren sinek türlerine ait bireylerin uygun sıcaklık koşulları altında hayat uzunluklarının tespit edilmesi, daha sonra da özellikle kınkanatlı böcek türlerinin ceset üzerinde belirli bir sıra ile beslenmesi ölüm zamanı tahmini yapılmasına imkan tanımaktadır. Entomolojik delillerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi sonucunda esas olarak ölüm zamanı olmak üzere, ölümün meydana geldiği mevsim, cesedin bir yerden başka bir yere taşınıp taşınmadığı, ölümün meydana geldiği coğrafi alan, vücutta travmanın meydana geldiği alanlar, cinsel istismar olup olmadığı, uyuşturucu kullanılıp kullanılmadığı gibi sorular cevaplanabilmektedir.'' Dünya üzerinde böcek türlerinin dağılımının, çok geniş bir alanda, kozmopolit olabildiği gibi çok dar bir bölgede de olabildiğini ifade eden Sert, belli bir alanda dağılım gösteren endemik türlerin ölüm olayının belirli bir bölgede işlenmiş olabileceği konusunda ciddi veriler sunduğunu söyledi. Sert, ayrıca yaygın böcek türlerinin de Türkiye'de nerede, ne zaman ve hangi türlerle birlikte ortaya çıktıklarının bilinmesi doğru karar vermede önem taşıdığına işaret etti. Türkiye'de konuya ilişkin çalışmaların 1999 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı Suç Araştırma ve Soruşturma Merkezi (SASEM) yetkililerinin girişimleriyle başlandığını belirten Sert, daha sonra bu birim görevlilerine kurs, seminer ve dersler vermeye başladıklarını anlattı. Bu kurslara kısıtlı sayıda hakimin de katıldığını bildiren Sert, ayrıca seminerlerin çeşitli üniversiteler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve KKTC'de güvenlik kuvvetleri komutanlığı polis genel müdürlüğünde de verildiğini aktardı. Doç. Dr. Sert, yıllardır özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü ve jandarma ekipleriyle çeşitli cinayetlerde ölüm zamanının tespiti üzerine bilirkişi olarak görev yaptığını belirtti. Özellikle son yıllarda jandarma ekipleriyle kırsal alanlarda bulunan cesetlerin ölüm zamanının tespiti üzerine çalıştıklarını anlatan sert, 2007 yılında KKTC'de ve Türkiye'de de bazı davalarda böceklerin delil olarak kullanıldığı entomolojik raporlar hazırladıklarını bildirdi. Hacettepe Üniversitesi'nde konu ile ilgili olarak 2004 yılında fen fakültesi biyoloji bölümünde adli entomoloji laboratuvarının kurulduğunu kaydeden Sert, bu laboratuvarlarında Beytepe Kampüsü'ne farklı mevsimlerde yerleştirilen 12 domuz kadavrasına yerleşen leş böceklerine ilişkin bilimsel bir araştırma yaptıklarını bildirdi. Bir yıl süren araştırmalarında Ankara merkez ilçelerinin leş böcek faunasını tespit ettiklerini belirten Sert, şunları kaydetti: ''Kampüse farklı mevsim ve farklı aylarda toplam 12 domuz kadavrası yerleştirdik. Bu kadavralara hangi mevsimde, hangi saatte ve hangi sıcaklıklarda hangi böceklerin yerleştiğini tespit ettik. Araştırmada bir yıl boyunca, günde üç kez domuz kadavralarından örnekler alınarak, üzerinde hangi tür böceklerin yerleştiği araştırıldı. Böceklerin tespitinde kadavradan alınan örneklerin alındığı saat ve hava sıcaklıklarına dikkat edildi Çalışma sonucunda böcek türlerinin yıl içindeki dağılımını da gösterdik. Daha sonra verilerimizi uzun süreli bilimsel bir süreçten geçirerek Ankara geneline ait böcek haritasını çıkardık. CALLIPHORIDAE familyasından dört böcek türünü tanımladık.'' Doç. Dr. Sert, araştırma verilerinden tespit edilen türlerin yıl içerisindeki dağılımlarının belirlendiği iki yüksek lisans tezinin yayımlandığını, bu tezlerden yapılan makalelerden birinin de Science Sitation Index'de (SCI) taranan A sınıfı bir dergi olan Forensic Science Internationalda diğerinin ise yine SCI'de yeralan Journal of Forensic Science'da yayımlandığını, ayrıca iki master tezi çalışmasını sürdüğünü de bildirdi. Çalışmalarının entomolojide cesedin ölüm yerinin ve saatinin belirlenmesinde doğru tahmin yapılması için önem taşıdığına işaret eden Sert, araştırmalarının Türkiye genelinde yapılmasının adli entomoloji çalışmalarına büyük katkı sağlayacağını vurguladı. HÜ Fen Bilimleri Enstitütüsü bünyesinde ''Kriminal Entomoloji'' isimli yüksek lisans dersi verdiklerini ve bu konuda uzmanların yetiştirilmesine çalıştıklarını belirten Sert, bu bilim dalının önemine ilişkin şöyle konuştu: ''Teknolojinin çok geliştiği günümüzde insanların bir günde dünyayı dolaşabildiğini düşünürsek, ölüm saati üzerine yapılacak hassas tahminler önem taşıyor. Artı bir veri olarak kısa sürede sunduğumuz bilimsel sonuçlarımızın yaygınlaşmasını, bu bilim dalından avukatların ve savcıların daha çok haberdar olmasını ve adli entomolojinin adli sisteme daha çok katkı sağlamasını arzu ediyoruz.''
28.10.2010 - 13:20
Anadolu Ajansı
[]
Dedektif böcekler iş başında
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/dedektif-bocekler-is-basinda,QRXVpR9gcUqs9kh0SmqQ9A
Başbakan Erdoğan'ın Kocaeli'deki mitinginde bir gazeteci polisler tarafından darp edildi.
null
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kocaeli Perşembe Pazarı Meydanı'nda düzenlendiği referandum mitinginde tatsız bir olay yaşandı. Miting öncesinde basın mensuplarının meydana alınacağı giriş kapısını bulmaya çalışan Anadolu Ajansı Kameramanı Murat Halezeroğlu, gazetecilerin alınmayacağı gerekçesiyle birkaç giriş kapısından geri çevrildi. Bir başka giriş kapısına gelen Halezeroğlu'na, buradan da basın mensuplarının alınmayacağı ifade edildi. Halezeroğlu, bunun üzerine görevli sivil polise ''O zaman basın mensupları alana hangi kapıdan girecek?'' sorusunu yöneltti. Sivil polis, ''Bana ne, hangi kapıdan girerseniz girin. Eline her kamerayı alan buraya geliyor. Sıcak zaten başıma geçmiş, sen benim kim olduğumu biliyor musun?'' diyerek Halezeroğlu'nun yakasına yapıştı. Diğer sivil ve resmi polislerin de vurmaya başladığı Halezeroğlu'nu, araya giren meslektaşları kurtardı. Olay, daha sonra Kocaeli Emniyet Müdürü Yusuf Çalkavur'a iletildi. Olay yerine gelen Çalkavur, olayın nasıl gerçekleştiği konusunda Halezeroğlu ile konuştu. Çalkavur, kameraman Halezeroğlu'na üzüntülerini ileterek, sorumlular hakkında gerekeni yapacaklarını bildirdi.
18.08.2010 - 22:33
null
[]
Gazeteciye giriş yok, dayak var!
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/gazeteciye-giris-yok-dayak-var,yyWlw-zUSkq0-IiOshT7QA
Kayseri'de bir villanın özel güvenlik görevlisini av tüfeği ile öldüren şüphelinin, 1998-2001 yılları arasında 6 kişiyi öldürüp, biri polis 2 kişiyi de yaralayan kişi olduğu belirlendi.
null
Kayseri'de bir villanın özel güvenlik görevlisini av tüfeği ile öldüren şüphelinin 1998-2001 yılları arasında 6 kişiyi öldürüp, biri polis 2 kişiyi de yaralayan zanlı olduğu ortaya çıktı. Merkez Melikgazi ilçesi Erenköy Mahallesi Komando Caddesi'ndeki villada özel güvenlik görevlisi olarak çalışan emekli uzman çavuş Sami Yılmaz'ın (47), bulunduğu kulübede pompalı tüfekle öldürülmesiyle ilgili İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Polis, olay yerinde yaptığı çalışmada zanlının, cinayetin ardından Yılmaz'a ait tabancasını da aldığını belirledi. Cinayet öncesi ve sonrasına ait yaklaşık 950 saatlik güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen ekipler, cinayet zanlısının bisikletle olay yerinde bir gün önce keşif yaptığını, ertesi gün yine bisikletle olay yerine gelerek eldiven ile maske kullanarak Yılmaz'ı av tüfeği ile öldürdüğünü, daha sonra Yıldırım Beyazıt Mahallesi'ne gittiğini tespit etti. Polis, mahalle sakinleri ve iş yeri sahipleriyle de mülakat yaptı. Zanlının eşkali ve cinayet yönteminden şüphelenen ekipler, aynı mahallede 1998-2001 yılları arasında 6 kişinin benzer şekilde öldürülmesiyle ilgili bu yıllara ait güvenlik kamerası kayıtlarını da izledi. Ekipler, eşkal ve olayın işleniş yönteminden zanlının 6 kişiyi öldüren, 2 kişiyi de yaralayan ve bu suçlardan dolayı 16 yıl hapis cezası yatıp geçen yılın şubat ayında tahliye edilen Hamdi Kayapınar olduğunu belirledi. Cinayet Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat polisleri ve jandarma, düzenledikleri operasyonda zanlıyı, Yıldırım Beyazıt Mahallesi'ndeki ikametinde gözaltına aldı. Kayapınar'ın ikametinde, jandarmanın silah arama köpeği "Vadi"nin de katıldığı aramada, cinayette kullanılan av tüfeği, maske, eldiven, bisiklet, 83 fişek ve Yılmaz'a ait tabanca bulundu. Şüphelinin, emniyetteki ifadesinde, "Sami Yılmaz'ı daha önce kulübede tabancayla nöbet tutarken gördüğünü, önceden tanımadığını ve hasımları olduğu için tabancasını gasbetmek amacıyla öldürdüğünü" itiraf ettiği öğrenildi. Zanlı, 1998-2001 yılları arasında 6 kişiyi öldürmüş, biri polis memuru 2 kişiyi de yaralamıştı. Ayrıca, 14 yaşındayken kıskançlık yüzünden öz kardeşini iple boğarak öldürmüş, 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmişti. Kayapınar, seri cinayetlerin katil zanlısı olarak yakalandığında, polise verdiği ifadede, kardeşini öldürüp, cezaevinden çıktıktan sonra ailesi ve toplum tarafından dışlandığını, bu nedenle insanlara karşı kin beslediğini anlatmış, öldürdüğü kişileri ''av'', gasbettiği para ve eşyaları ''av ganimeti'' olarak gördüğünü söylemiş, kendisini de ''avcı'' diye tanımlamıştı. Öte yandan zanlı, 2016'da denetimli serbestlik uygulaması kapsamında salıverilmiş ancak kendi isteğiyle cezaevine dönmüştü.
07.08.2018 - 12:04
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel', 'Kayseri']
Villa bekçisinin cinayet zanlısı "seri katil" çıktı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/villa-bekcisinin-cinayet-zanlisi-seri-katil-cikti,pa4DmBYWiUuyJzqLVZJSxQ
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD, ''daha iyi yaşam endeksi''ni yayımladı. Endekste ülkelerin en çok neye değer verdiği belirlendi. Buna göre Türkiye, “her şeyin başı sağlık” diyor.
null
Sağlık, iş, eğitim, güvenlik ya da yaşam menuniyeti. Hangi ülke en çok neye değer veriyor? , bu sorudan yola çıkarak bir araştırma yaptı. 180 ülkeden 60 bin katılımcıya hayatlarında en değer verdikleri şeyin ne olduğu soruldu. Katılımcılara; güvenlik, barınma, iş, gelir, iş-yaşam dengesi, yaşam memnuniyeti, sağlık, eğitim, yönetim, toplum ve çevre seçenekleri sunuldu. Ve bir endeks hazırlandı. OECD'nin ''daha iyi yaşam endeksi''ne göre , hayatta her şeyin başı sağlık diyor. Rusya, Norveç, İzlanda, Fransa ve Avusturya için de en değerli şey sağlık. İngiltere, İsveç, Almanya, Finlandiya ve Polonya yaşam memnuniyetini ilk sıraya koyuyor. Amerika için de en önemlisi yaşam memnuniyeti. Komşusu Meksika'da ise en değerli olan çevre. Kıbrıs Rum Kesimi iş-yaşam dengesini birinci sıraya koyarken, öğrenci protestolarıyla sık sık gündeme gelen Brezilya, Şili ve Arjantinse en önemli eğitim diyor.
30.04.2015 - 13:15
NTV Haber
['Genel Sağlık']
Türkiye, “her şeyin başı sağlık” dedi
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/turkiye-her-seyin-basi-saglik-dedi,jFBqQ4KfqESkB_6Xdj-gfg
Mehmet Okur'un kopan sol aşil tendonu nedeniyle 8 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı.
null
NBA’de Utah Jazz forması giyen milli basketbolcumuz Mehmet Okur'un sakatlığının sanılandan da kötü olduğu ortaya çıktı. Daha önce aşil tendonunda yırtık olduğu bildirilen Mehmet Okur'un aşil tendonunun koptuğu anlaşıldı. Buna göre en az sekiz ay sahalardan uzak kalacak Mehmet Okur, Dünya Basketbol Şampiyonası'nda forma giyemeyecek. 7 nisan'daki Houston Rockets maçında sol ayak aşil tendonundan sakatlanan Mehmet Okur, New Orleans maçında oynamamıştı. Mehmet, takımı için büyük önem taşıyan Golden State ve Phoenix maçlarında ağrılarına rağmen forma giymiş, Denver'a karşı da iğneyle sahaya çıkmıştı. Denver maçında sakatlığı nükseden Mehmet Okur'un mr'ı çekildi. İlk kontroller sonrasında aşil tendonunun yırtıldığı belirlenen Mehmet Okur'un, aşil tendonunda kopma olduğu ve en az 8 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Dünya Şampiyonası'nda forma giyemeyecek Mehmet Okur'un 2010-11 sezonunun da ilk bölümünü kaçırması bekleniyor.
18.04.2010 - 14:32
Ntvspor
[]
Okur 8 ay yok!
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/okur-8-ay-yok,JH8RJnGQY0eyPSqBa_9CwQ
HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesine yönelik çağrılardan biri bu sefer iktidar kanadından geldi. AKP İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu, "Demirtaş bence de cezaevinden çıksın" dedi.
cumhuriyet.com.tr
CHP, Saadet Partisi ve İYİ Parti'den gelen Demirtaş'ın tahliye edilmesine yönelik çağrılara bir yenisi de AKP'den eklendi. CNN Türk'te konuk olduğu Ne Oluyor programında konuşan AKP'li Babuşcu, HDP'nin cumhurbaşkanı adayının tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Babuşcu, şunları söyledi: "Demirtaş bence de cezaevinden çıksın. Sonuç itibarıyla bir seçime giderken, Cumhurbaşkanı adayı bir siyaset liderinin cezaevinde olmasını tercih etmem. Ama sonuç itibarıyla, bir yargı ve hukuk mekanizması işlemesi ve onun bir karar vermesi gerekir. Sonuçta buna karar verecek olan bizler değiliz."
16 Mayıs 2018 Çarşamba, 07:36
cumhuriyet
null
AKP'li Aziz Babuşcu: Demirtaş bence de cezaevinden çıkmalı
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/976395/AKP_li_Aziz_Babuscu__Demirtas_bence_de_cezaevinden_cikmali.html
Antalya Olimpos'taki ören yerine girerek satış yapmak isteyen seyyar satıcı, kendisine engel olmak isteyen Kültür Bakanlığı görevlisini bıçaklayarak öldürdü.
null
Seyar satıcılık yapan Ender H., Olimpos'taki ören yerine girerek satış yapmak istedi. Ören yerinin kapısında görevli Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü görevlisinMehmet Akkaya da, ören yerine seyyar satıcıların giremeyeceğini belirterek, Ender H'ye engel olmak istedi. Çıkan tartışmanın büyümesi üzerine seyyar satıcı Ender H'nin, Mehmet Akkaya'yı bıçakladığı, yaralının Kemer'deki bir hastaneye kaldırılmak istenirken yolda öldüğü bildirildi. Zanlı Ender H. jandarma tarafından gözaltına alındı.
23.09.2009 - 17:19
Anadolu Ajansı
[]
Seyyar satıcı ören yeren alınmayınca...
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/seyyar-satici-oren-yeren-alinmayinca,XNATxg2G4UqdI9IuoezBBg
PSV, Galatasaray'dan kiralık olarak kadrosuna kattığı Mitroglou transferini açıkladı.
cumhuriyet.com.tr
Hollanda Eredivisie Ligi takımlarından PSV, Galatasaray'dan kiralık olarak kadrosuna kattıkları Kostas Mitroglou transferini açıkladı. PSV'nin sosyal medya hesabından yapılan transfer duyurusu şu şekilde; MI-TRO-GLOUUUU! 🇬🇷 Give him a warm welcome 👇🏻
22 Ağustos 2019 Perşembe, 16:24
cumhuriyet
null
PSV, Mitroglou'yu açıkladı!
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1545005/PSV__Mitroglou_yu_acikladi_.html
Ukrayna Merkez Seçim Komisyonu, devlet başkanı seçimlerinin ikinci tura kaldığını açıkladı. İkinci tura oyuncu-komedyen Vladimir Zelenskiy ve mevcut Devlet Başkanı Petro Poroşenko kaldı.
null
Ukrayna Merkez Seçim Komisyonu Başkanı Tatyana Slipaçuk, düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki seçimlerde adaylardan herhangi birinin yüzde 50'nin üzerinde oy alamadığını söyledi. İkinci tura oyuncu-komedyen Vladimir Zelenskiy ve mevcut Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun kaldığını ilan eden Slipaçuk, "İkinci turun olacağı açıktır." dedi. Slipaçuk, oyların sayımının sürdüğünü ve sonuçlarda artık fazla değişiklik yaşanmayacağını ifade etti. Ülke genelinde yüzde 62,78 oranında katılımın sağlandığı seçimin ardından yerel saat ile 12.30'da oyların yüzde 72,09'u sayıldı. Açılan sandıklardan çıkan sonuca göre, adaylardan komedyen Vladimir Zelenskiy yüzde 30,44 ile birinci, mevcut Devlet Başkanı Petro Poroşenko ise yüzde 16,15 ile ikinci sırada geliyor. Seçimin favori adaylarından eski Başbakan Yuliya Timoşenko'nun aldığı oyların oranı ise yüzde 13,16. İki aday 21 Nisan'da ikinci turda devlet başkanlığı koltuğu için yarışacak.
01.04.2019 - 13:02
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Rusya', 'Avrupa', 'Ukrayna']
Ukrayna’da seçim resmen ikinci tura kaldı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ukraynada-secim-resmen-ikinci-tura-kaldi,28eyOQJ2-EuKZD6ZjwWtow
Danimarka Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanı Hans-Christian Mathiesen hakkında yakınlarına ayrıcalık tanıması (nepotizm) suçu kapsamında adli soruşturma başlatılacağını duyurdu. Bakanlık, Mathiesen’in sevgilisini binbaşı yaptığını doğruladı.
null
Danimarka Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanı Hans-Christian Mathiesen’e yetkisini yakınlarına ayrıcalık tanımak (Nepotizm) için kullandığı gerekçesi ile adli soruşturma başlatılacağını duyurdu. Savunma Bakanlığı Denetleme Birimi akraba veya adam kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık iddiaları üzerine 19 Ekim'de Genelkurmay Başkanı hakkında araştırma başlatmıştı. Yapılan incelemeler sonucunda elde edilen deliller doğrultusunda Genelkurmay Başkanı hakkında adli soruşturma başlatılacağı duyuruldu. Denetleme biriminin yaptığı araştırmalar sonucunda Genelkurmay Başkanı Mathiesen’in sevgilisine binbaşı rütbesi verebilmek için ‘uluslararası misyonlarda görev yapmış olma zorunluluğunu’ kaldırttığını tespit etti. Araştırmada Genelkurmay Başkanı’nın ayrıca sevgilisi için askeriyede bir ofis açtığı ve bu ofiste de onu yetkilendirildiği sonucuna ulaştı. Savunma Bakanı Claus Hjort Frederiksen yaptığı açıklamada konuyu yakından takip ettiğini belirtirken, soruşturmanın sonucunda kamuoyunu bilgilendireceklerini vurguladı. Frederiksen Genelkurmay Başkanı'nın istifa edip etmeyeceği sorularını ise yanıtsız bıraktı. Öte yandan Mathiesen’in geçici süre ile zorunlu izne ayrıldığı öğrenildi.
31.10.2018 - 23:03
null
['Dünya', 'Danimarka', 'Asker']
Sevgilisini binbaşı yapan Genelkurmay Başkanı'na soruşturma
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/sevgilisini-binbasi-yapan-genelkurmay-baskanina-sorusturma,QPcRpVSFVU2tHHqT6wSl7g
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , dershanelerin özel okula dönüştürülmesiyle ilişkin eleştirilere yanıt verdi. "Cemaat mensupları bugüne kadar bana ne getirdi de geri gönderdim" dedi. Başbakan ayrıca düzenlemeden geri adım atılmayacağını da söyledi.
null
Rusya dönüşü uçakta gazetecilerin soruların yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dershane tartışmasına ilişkin “Eğer cemaat olarak değerlendirilecekse, cemaatin mensupları, en ileri gelenleri bugüne kadar Tayyip Erdoğan’a ne getirdiler de geri gönderdi? Birçok faaliyete yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptı, benden geri dönen hiç bir şey yoktur " dedi. Dershane düzenlemesinden geri adım atmayacaklarını belirten Başbakan,"Ben bu makamda oturduğum sürece kimse bizden beklemesin Haziran’a kadar bu işi bitireceğiz" ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan, muhalefetten gelen eleştirilere ilişkin soruya ise "Puslu havayı sevenler vardır. Ama onlara yem olanlara sormak lazım" yanıtını verdi.
24.11.2013 - 10:59
NTV Haber
[]
'Cemaat ne getirdi de geri gönderdim'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cemaat-ne-getirdi-de-geri-gonderdim,h60Qfwnsm0aZiLlr-B1RUw
Antalya'nın Manavgat ilçesinde tüfekle vurulması sonucu yaralanan köpek tedavi altına alındı
AA
'nın Manavgat ilçesinde bulunan Çakış Mahallesi'nde yaralı bir köpek olduğunu gören vatandaşlar yetkililerden yardım istedi. Manavgat Belediyesi Hayvan Barınağı görevlilerince barınağa götürülen köpek, tedavi altına alındı. İncelemede saçmaların köpeğin boğazını deldiği tespit edildi. Veteriner hekim tarafından ameliyat edilen ve vücudundaki saçmalar çıkartılan hayvanın tedavisine barınakta devam edileceği belirtildi. Ameliyatı gerçekleştiren veteriner hekim Osman Coşar, köpeğin yakın mesafeden tüfekle vurulduğunu söyledi. Bu arada, tatil için Manavgat'a gelen bir kişinin bulduğu yaralı köpek yavrusu da barınakta tedavi altına alındı.
10.07.2019 - 18:56
haberturk
['antalya', 'manavgat', 'tüfekle vurulan köpek', 'yaralı köpek']
Antalya'da tüfekle vurulan köpek tedavi altına alındı
Gündem
https://www.haberturk.com/antalya-da-tufekle-vurulan-kopek-tedavi-altina-alindi-2503233
Hakkari Çukurca'da, dün PKK'lı teröristlerce askeri araca düzenlenen roketatarlı saldırıda ağır yaralanan asker kurtarılamadı.
null
Hakkari Çukurca'nın Kaletepe bölgesinde PKK'lı teröristlerce askeri araca yönelik saldırıda ağır yaralanan ve Hakkari Devlet Hastanesine kaldırılan asker şehit düştü. Kalepete bölgesinde dün gerçekleşen terör saldırısında biri ağır 3 asker ile bir güvenlik korucusu yaralanmıştı. Bölgede teröristlere yönelik operasyon sürüyor.
17.04.2017 - 17:48
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Hakkari']
Hakkari'deki saldırıda yaralanan asker şehit oldu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hakkarideki-saldirida-yaralanan-asker-sehit-oldu,eJS0D8u3W0qt2xo1q7niNg
Galatasaray Kulübü'nün Yıllık Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda konuşma yapan başkan Ünal Aysal, Fatih Terim'le el sıkışıp anlaştıklarını ve kendisinin başkanlığı süresince Terim'in takımın başında olacağını açıkladı.
null
Galatasaray Kulübü'nün Yıllık Olağan Genel Kurul Toplantısı, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Genel Kurul'da kürsüye çıkan Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, sarı-kırmızılı taraftarlara bir sürprizi olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. Mali konularla ilgili açıklamalarının ardından sözü futbol takımına ve Fatih Terim'e getiren Aysal, herkesin heyecanla beklediği sürprizini açıkladı. Kısa sürede gelen başarılar nedeniyle başta Fatih Terim olmak üzere, tüm teknik heyete ve futbolculara teşekkür eden Ünal Aysal, teknik direktör Fatih Terim ile anlaşıp, el sıkıştıklarını ve kendisinin görev süresi boyunca Terim'le devam edecekleri müjdesini verdi. Ünal Aysal'ın konuşmasından öne çıkan bölümler: Görevi devraldıktan sonra transfer için çok kısıtlı zamanları olduğunu söyleyen Ünal Aysal, İlk önceliği futbol ve diğer branşlarda başarılı bir takım yaratmayı ilk hedef olarak belirledik. Transferlerimizi çok dar bir zamanda yapmak zorundaydık. Deneme yanılma yönüyle transfer yapamazdık" dedi. Önemli olanın finalsal yönetim olduğunu belirten Aysal, Kimse kupa aldık diye borçlarımızı silmiyor. İşe başladığımızdaki karamsar günler artık geride kaldı. Tünelin ucunda artık ışık görünüyor. Geleceği yarın inşa edemeyiz, bu temellerin bugün atılması gerekiyor. Galatasaray'ın mali sorunu yoktur, mali açıdan yönetim sorunu vardır" diye konuştu. UEFA'nın uygulayacağı finansal fair-play denetimine de değinen başkan Ünal Aysal, Finansal fair-play uygulandığında geçmiş yılların da hesabı verilecek. UEFA, bu kriterlere uymayan takımlara ağır cezalar verecek. İstenilen çok zor şeyler değil ama yaptırımları çok ağır. Bazı kulüpler finansal fair-play için daha zaman olduğunu düşünüyor ama 2014'te bu denetim başlayacak ve 2014'te geçmiş yılların da hesabını vereceğiz" ifadelerini kullandı. Medyada günlerce konuşulan hisse satışı konusuna da değinen Aysal, "Hisse senedir satışları bize verilen yetki dahilinde yapılmıştır. Bizim hisse senedi satışlarımızın ardından bazı yazarlarımız, adeta bizi soyguncu ilan etti. Ama yatırımcıya yapılacak en kötü şey, kurumu kaynaksız bırakmaktır. Çok düşen hisse senetlerimiz, bu satışın ardından bir anda yükseldi. Bakalım bunun ardından ne diyecekler çok merak ediyorum" değerlendirmesinde bulundu. Spor Toto Süper Lig'de ilk sırada bulunduklarını ve eski kurallara göre şampiyon olduklarını söyleyen Ünal Aysal, "Eski kurallara göre sezonu lider tamamladık ve eski adıyla şampiyon olduk. Futbol, eski kurallarla oynansaydı, futbolda şu an şampiyon olmuştuk. Bu konu açılmışken, teknik direktörümüz Fatih Terim ve yardımcılarına çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca Türk Telekom Arena'da doluluk oranımız yüzde 86'ya ulaştı" diye konuştu. Futbol takımına, yurt dışında oynanacak zorlu maçlar için takviyeler yapmak zorunda olduklarını da açıklayan Aysal, "Futbolda bizi yurt dışında bekleyen daha önemli sınavlar için yeni takviyelerin gerektiği çok açık. Fatih Terim'le beraber bu konuda ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Arkadaşlarımız dünyanın her yerinde araştırma içerisindeler. Bu araştırmanın bize önümünüzdeki yıllarda, sadece sportif değil ekonomik başarı da getireceğini söylemek mümkün. Ancak en önemli hedefimiz, son 7-8 yıl içinde çok zayıflayan altyapı faaliyetlerimizin, süratle onarılmasıdır" dedi. Son yıllarda transfer edilen oyunculardan büyük zarar edildiğini belirten Ünal Aysal, "Son 11 yılda toplam, 112 oyuncu transfer etmişiz. Bunların 60'ı yabancı. Bonservisle aldığımız 49 oyuncudan sadece 16 tanesi bir sezondan daha fazla takımda kalmış. Bu dönemde transferden 49 milyon dolar zarar etmişiz. Oysa 1996-200 dönemine baktığımızda başka bir tablo ortaya çıkıyor, Altyapıdan yetişen 5 oyuncu, takımın iskeletini oluşturuyor" şeklinde konuştu. Kendisinin başkanlığı sürece Fatih Terim'in takımın başında olacağını açıklayan ve Terim'le de anlaşmaya vardıklarını söyleyen Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, "Futbol, ekonomimizin amiral gemisi. Bu konuda uzun vadeli ve akılcı bir strateji oluşturmazsak, başarılar geçici olacak. Ama stratejimiz, sürekliliği yaratmaktır. Siz sürpriz haberimi açıklıyorum; başarılı hocamız Fatih Terim'le, benim dönemim boyunca bizimle olması için anlaştık, el sıkıştık, anlaştık. Kendisini ilerki yıllarda, profesyonel yönetimin bir parçası olarak görmek istiyorum" şeklinde konuştu. Türk futbolunda yaşanan kritik süreçte önceliğin, Galatasaray'ın zarar görmemesinin, kendileri için öncelik olduğunu ifade eden, "Hepimiz hassar bir dönemden geçtiğimizin farkındayız. Medyada hergün yer alan yazılar, zaman zaman maksatlarını aşan yerlere çekilmek isteniyor. Öncelikle bilmenizi isterim ki, Galatasaray'ın bu süreçte zarar görmemesi, en temel önceliğimizdir. Bu konuda siyasi otoritelerimizin de Türkiye'ye zarar verecek herhangi bir uygulamayı tasvip etmeyeceğinden eminiz" ifadelerini kullandı.
31.03.2012 - 12:18
Ntvspor
[]
'Ben olduğum sürece Terim burada'
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/ben-oldugum-surece-terim-burada,JWDw12WbiUaVmYh34_Xqfw
Suzanne Collins'in 'Açlık Oyunları' üçlemesinin son romanı 'Alaycı Kuş' beyazperdeye iki bölüm halinde aktarılacak.
null
LOS ANGELES - Entertainment Weekly’nin haberine göre, “Alacakaranlık Efsanesi”nin attığı adımları takip eden Lionsgate, Suzanne Collins'in "Açlık Oyunları" üçlemesinin son romanı "Alaycı Kuş"un ikiye bölüneceğini onayladı. 'Açlık Oyunları: Alaycı Kuş Bölüm 1' 21 Kasım 2014 tarihinde, Bölüm 2 ise 20 Kasım 2015’te gösterime girecek. “Açlık Oyunları”nin ikinci filmi “Ateşi Yakalamak” ise 22 Kasım 2013 tarihinde gösterime gireceği için sinemaseveleri sevenleri her yılın Kasım ayında yeni bir film bekliyor diyebiliriz. Ayrıca, Philip Seymour Hoffman'ın 'Açlık Oyunları: Ateşi Yakmak'ta Plutarch Heavensbee’yi canlandıracağı açıklandı. Lionsgate, Oscar ödüllü oyuncunun, Jennifer Lawrence, Josh Hutcherso, Liam Hemsworth, Elizabeth Banks ve Woody Harrelson ile birlikte rol alacağını açıkladı. Jennifer Lawrence’ın başrolünde oynadığı 'Açlık Oyunları'nın ilk filmi Mart ayında gösterime girdiğinde gişe rekorları kırmıştı. 'Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak', 'I Am Legend' filmiyle büyük beğeni toplayan yönetmen Francis Lawrence tarafından yönetilecek. Filmin çekimlerine Eylül ayında başlanacağı açıklandı. Collins’in yazdığı üçleme şimdilik Büyük Britanya’nın en çok satan çocuk kitapları arasında ilk üçte yer alıyor. Yapımcılarına dünya çapında 678 milyon dolar kazandıran 'Açlık Oyunları', 'Yenilmezler'in ardından ABD'de yılın ikinci en yüksek gişe yapan film.
11.07.2012 - 01:00
ntv.com.tr
['sinema', 'Sanat']
'Alaycı Kuş' iki filme bölünecek
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/alayci-kus-iki-filme-bolunecek,DFQD41w5X0mkkib928TjGg
ABD'de 2016 Başkanlık seçiminden yıllar önce Başkan Donald Trump'a ait yaklaşık 200 web sitesinin "Rus olduğu tahmin edilen" internet korsanları tarafından ele geçirildiği iddia edildi.
null
AP haber ajansının iddiasına göre, Trump henüz ABD Başkanı olmadan önce Trump ailesine ait ticari ve şahsi en az 195 web sitesi "Rus olduğu tahmin edilen" internet korsanları tarafından ele geçirildi. Habere göre, Trump ailesi iddiaları reddederken siber güvenlik uzmanları bu iddiaların doğru olduğunu düşünüyor. Uzmanların görüşlerine yer verilen haberde, web siteleri ele geçirildikten sonra bu siteleri ziyaret edenlerin St. Petersburg'da bir sunucuya yönlendirildiği kaydedildi. AP, konu hakkında araştırma yapmaya başladıktan sonra ise web sitelerinin sunucularının, durumun fark edilmesi üzerine St. Petersburg'daki sunucudan çıkartıldığını öne sürdü. Haberde ayrıca Trump'ın web sitelerinin 2013'te Rusya'daki sunucuya yönlendirildiği belirtiliyor.
04.11.2017 - 20:14
Anadolu Ajansı
['Teknoloji', 'Dünya', 'Rusya', 'Donald Trump', 'ABD']
"Trump'a ait 200 siteyi Rus hacker'lar ele geçirmiş"
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/trumpa-ait-200-siteyi-rus-hackerlar-ele-gecirmis,g1DV0T40n0-2iHDb6K3wtQ
ABD Başkanı Barack Obama’nın ABD Avrupa Komutanlığına aday gösterdiği General Curtis Scaparrotti, Türkiye’nin çok sayıda sorunla karşı karşıya olduğunu ve göreve gelmesi durumunda bu sorunları anlayarak yardım etmeye çalışacağını söyledi.
null
ABD Başkanı Barack Obama'nın ABD Avrupa Komutanlığına aday gösterdiği General Curtis Scaparrotti ve Obama’nın ABD Kuzey Komutanlığı'na aday gösterdiği ilk kadın komutan Lori Robinson adaylıklarının onaylama süreci kapsamında Senato Silahlı Hizmetler Komitesinde oturuma katılarak, Rusya, Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya yolcuğu ve ABD’nin güney sınırlarının güvenliği konularında soruları cevapladı. Oturumda, Suriye iç savaşı dolayısıyla Avrupa’ya göç etmeye çalışan mülteciler konusunda Türkiye’nin neler yapabileceği konuşuldu. Iowa Senatörü Joni Ernst, özellikle son aylarda Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya yöneldiğine dikkat çekerken, “Türkiye bu akını önlemek için ne yapabilir?” şeklinde soru sordu. Scaparotti, “Türkiye önemli bir NATO üyesi” değerlendirmesinde bulunarak, Türkiye’nin bölgede çok sayıda sorunla karşı karşıya olduğunu söyledi. Scaparotti, şunları kaydetti: “Agresif bir Rusya var ve Türkiye kendisi bu konuda gerginlik yaşadı. Karşı karşıya oldukları terörle mücadele, IŞİD tehdidi, Suriye ve mülteci sorunları var. Güvenlik girişimlerinde bulunarak mülteci akınını önlemek adına sınırlarının güvenliğini sağlamaları önemli.'' Türk ordusu ve siyasi liderleriyle iyi ilişkiler kurmayı hedeflediğini belirten Scaparotti, Ankara ve Washington’un bölgedeki önceliklerinin farklı olduğunu anladığını söyledi. Scaparotti, “Bizim çıkarlarımızın farkında olunmalı ve sonra ortak çalışabileceğimiz alanlar bulunmalı” dedi.  Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığına hazırlanan Scaparotti’ye Avrupa’nın doğusunda neler yapacağı hakkına sorular yöneltildi. Scaparotti, ''Rusya karşımızdaki en büyük tehlike” değerlendirmesinde bulunurken, ABD’nin Avrupa’nın doğusundaki müttefiklerine daha iyi destek vermesi adına, kalıcı bir askeri birliğin bölgeye yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. Bölgede kalıcı bir askeri birliğin önemine dikkat çeken Scaparotti, “Kalıcı birlik destekleyici diğer unsurlarla daha iyi ilişki kurulması adına önemli. Değişimli askeri birlik bulundurmaktansa kalıcı bir birlik tutarak, gerek ABD birlikleri gerekse bölgedeki diğer müttefiklerimizle her gün birlikte çalışarak ilerleyen zamanlarda daha iyi ilişki kurulması sağlanabilir” dedi. Scaparotti ayrıca, Akdeniz’e uçaksavar yerleştirilmesi gerektiğini ve bunun Rusya’ya karşı “stratejik mesaj” olacağını söyledi. Scaparotti, “Akdeniz’e uçaksavar yerleştirilirse sadece Rusya’ya değil, aynı zamanda IŞİD, İran ve İran’ın bölgedeki vekillerine de stratejik mesaj verir” şeklinde konuştu. Obama’nın ABD Kuzey Komutanlığı'na aday gösterdiği Lori Robinson’a ise daha çok ABD sınırlarının güvenliği hakkında sorular yöneltildi. New Hampshire Senatörü Kelly Ayotte, ABD’nin Meksika sınırlarında uyuşturucu kaçakçılığında kullanılan bir kilometreyi bulan tünellerin bulunduğunu söyledi. Bu konuda ABD’nin İsrail ile ortak çalışmayı planlayıp planlamadığını soran Ayotte, “İsrail de benzeri tünellerle karşı karşıya” şeklinde konuştu. Robinson, konuyu yakından takip ettiğini belirterek, “İsrail’in bu noktadaki teknolojisini biliyoruz” dedi. Kendisinin de bizzat ABD’nin güney sınırlarına giderek bu tünelleri inceleyeceğini kaydeden Robinson, “İsrail de bu konuda bizimle notlarını paylaşacaktır” açıklamasında bulundu.
21.04.2016 - 22:44
null
['Dünya', 'Amerika', 'Türkiye', 'Avrupa']
ABD'nin Avrupa'daki yeni komutanından Türkiye'ye mesaj
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/abdnin-avrupadaki-yeni-komutanindan-turkiyeye-mesaj,ImMT3sV3-Eq2AiGE_Y_2Ag
TBMM banko görevlisini rehin almaya çalışırken yakalanan ve terör örgütü DHKP-C ile bağlantılı olduğu belirlenen biri kadın 2 zanlı tutuklandı.
null
haberi!  Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) banko görevlisini rehin almaya çalışırken yakalanan ve terör örgütü DHKP-C ile bağlantılı olduğu belirlenen biri kadın 2 zanlı tutuklandı. Mecliste 14 Mayıs'ta banko görevlisini rehin almaya çalışırken koruma görevlilerinin anında müdahalesiyle yakalanan ve DHKP-C ile bağlantılı olduğu belirlenen şüpheliler Mulla Zincir ve Eylem Yücel, emniyetteki işlemlerinin ardından Ankara Adliyesi'ne getirildi. Burada soruşturma savcısı tarafından sorgulanan şüpheliler Zincir ve Yücel, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "görevi yaptırmamak için direnme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Mahkeme şüphelileri bu suçlardan tutukladı. Şüpheliler, 14 Mayıs'ta geldikleri TBMM Dikmen kapısında polislerin arama ve güvenlik sorgulaması yaptıkları sırada banko çalışanını rehin almaya çalışırken koruma görevlilerinin anında müdahalesiyle etkisiz hale getirilmişti.
22.05.2019 - 10:14
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber']
Meclis'e girmeye çalışan iki DHKP-C'li tutuklandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/meclise-girmeye-calisan-iki-dhkp-cli-tutuklandi,vz7VL0WBpUi60MinDHCJqQ
Şüpheli şekilde şehit olan Albay Rıdvan Özden'in mezarı açıldı
null
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturma kapsamında, yazılan talimat uyarınca, otopsi yapılması amacıyla mezarı açılan eski Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden'in iskeletinin parçaları, delil torbalarına konularak Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta nezaretinde, otopsi yapılması için Albay Rıdvan Özden'in Edirnekapı Şehitliğindeki mezarının açılması işlemi tamamlandı. Olay Yeri İnceleme ekipleri ile Adli Tıp Kurumu uzmanlarının, Özden'in iskeletinin parçalarını delil torbalarına koymasının ardından, detektörle mezarda herhangi bir metal parça kalıp kalmadığı kontrol edildi. Yaklaşık 1.5 saat süren işlemin ardından, savcı Usta konuya ilişkin tutanak tuttu. Daha sonra Özden'in iskelet parçalarının bulunduğu delil torbaları, Adli Tıp Kurumu'na ait cenaze nakil aracıyla kuruma götürüldü. Bütün işlem boyunca eşinin mezarının başında bulunan Tomris Özden'in iskelete ulaşıldığında göz yaşlarına hakim olamadığı görüldü. Özden, işlemin tamamlanmasının ardından Edirnekapı Şehitliği'nden ayrıldı. Basın mensuplarına açıklama yapan Tomris Özden'in avukatı Bülent Demir, şunları söyledi: ''Rıdvan Özden'in alnından vurularak şehit edildiği söyleniyordu. Bu işlem sırasında ben ve benimle birlikte 15 kişi açıkça gördü ki, Özden'in kafatasında, alın bölgesinde herhangi bir iz yoktu. Kafatasının arka bölümünde avuçiçi büyüklüğünde, yaklaşık 5-6 santimetre büyüklüğünde kırık vardı. Bu da bizim iddiamız olan başının arkasından vurularak öldürüldüğünü destekleyen bir durum. Tabii ki asıl incelemeyi uzmanlar yapacaklar. Adli Tıp Kurumu'ndan ve Olay Yeri İncelemeden gelen ekipler savcı nezaretinde çok detaylı ve titiz bir çalışma yürüterek, Rıdvan Özden'in bütün kemiklerini mezardan topladılar. Mezarın önceden açılması konusunda net bir şey söylemek mümkün değil ancak Özden'in bedeninden geriye kalan iskelet tamdı ve bütün kemikler toplandı.''
21.02.2012 - 11:49
haberturk
['rıdvan özden', 'tomris özden', 'faili meçhul cinayetler']
Albay Rıdvan Özden'in mezarı açıldı VİDEO
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/717962-albay-ridvan-ozdenin-mezari-acildi-video
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'nin 17. haftasında Fenerbahçe Beko, konuk ettiği Türk Telekom'u 87-64 yenerek liderliğini sürdürdü.
cumhuriyet.com.tr
Sarı-lacivertli ekip, bu sonuçla ligde 14. galibiyetini aldı. Başkent temsilcisi ise 6. kez sahadan mağlup ayrıldı. Müsabakada pota altından sayılar üreten Türk Telekom karşısında Kalinic ve Sinan Güler'le üç sayılık basketler bulan Fenerbahçe Beko, 5. dakikayı 10-9 üstün geçti. Melli'nin sayılarıyla 10-0'lık seri yakalayan ve 9. dakikada farkı çift hanelere (20-9) çıkaran sarı-lacivertli ekip, ilk çeyreği 24-11 önde tamamladı. İkinci çeyreğe iki ekip de kötü hücum ederek başladı. Stimac'la sayılar bulan Türk Telekom'a Melli'nin kaydettiği basketlerle karşılık veren Fenerbahçe Beko, 17. dakikada farkı 16 sayıya (33-17) taşıdı. Lauvergne'in pota altından ürettiği sayılarla farkın kapanmasına izin vermeyen sarı-lacivertli ekip, soyunma odasına 41-24 üstün gitti. Üçüncü periyot karşılıklı sayılarla başladı. Savunmada direnci düşen Fenerbahçe Beko karşısında Redding'le arka arkaya sayılar bulan Türk Telekom, Landesberg'in serbest atışlardan kaydettiği basketlerle 25. dakikada farkı tek hanelere indirdi: 48-40. Hem savunmada hem de hücumda ritmini artıran sarı-lacivertli ekip, Sloukas'ın etkili oyunuyla farkı açtı ve final periyoduna 62-50 önde girdi. Son çeyreğe 8-0'lık seriyle başlayan sarı-lacivertli ekip, 33. dakikada farkı 20 sayıya (70-50) taşıdı. Ahmet Düverioğlu ile Sloukas'ın kaydettiği sayılarla skor üstünlüğünü koruyan Fenerbahçe Beko, baştan sona üstün götürdüğü karşılaşmayı 87-64 kazandı. Salon: Ülker Spor ve Etkinlik Hakemler: Alper Altuğ Köselerli, Halil Baldemir, Halit Can Cihan Fenerbahçe Beko: Sinan Güler 8, Melih Mahmutoğlu 7, Kalinic 9, Melli 19, Ahmet Düverioğlu 8, Sloukas 16, Lauvergne 9, Guduric 6, Ali Muhammed 5 Türk Telekom: Ender Arslan 2, Campbell 3, Landesberg 20, Metin Türen 3, Stimac 20, Yunus Emre Sonsırma 9, Nusret Yıldırım, Polat Kaya, Gabriel, Redding 7 1. Periyot: 24-11 Devre: 41-24 3. Periyot: 62-50 Diskalifiye: 34.39 Kalinic (Fenerbahçe Beko) Beş faulle çıkan: 37.00 Redding (Türk Telekom)
3 Şubat 2019 Pazar, 15:18
cumhuriyet
null
Fenerbahçe Beko kaldığı yerden
Spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/basketbol/1229338/Fenerbahce_Beko_kaldigi_yerden.html
Kar yağışı nedeniyle Türkiye'de çok sayıda noktada ulaşımda zorluklar yaşanıyor. Bingöl'de yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle Elazığ'a ulaşımı sağlayan karayolu kapandı, çok sayıda araç mahsur kaldı. Kar yağışı ve tipi yüzünden Bayburt-Erzurum kara yolunun Kop Dağı Geçidi ulaşıma kapandı. Siirt’te kar yağışı nedeniyle 60 köy yolu ulaşıma kapandı. Adıyaman'ın Besni ilçesinde etkili olan kar yağışı nedeniyle sürücüler araçlarıyla yolda mahsur kaldı. Sivas’ın Gürün ilçesinde okuldan çıkıp köylerine giderken tipi nedeniyle kendilerini taşıyan minibüsün içerisinde mahsur kalan öğrenciler, İlçe Özel İdaresi ekipleri tarafından kurtarıldı. Erzincan-Gümüşhane kara yolu kar ve tipi nedeniyle ulaşıma kapanınca çok sayıda araç yolda mahsur kaldı. Ardahan’da kar ve tipi yolları kapattı.
null
Türkiye'de çok sayıda noktada ulaşımda zorluklar yaşanıyor. Yoğun kar yağışının yaşandığı Bingöl, Elazığ, Siirt, Adıyaman, Gaziantep, Konya ve Sivas'ta araçlar kapanan yollarda mahsur kaldı. Bingöl'de yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle Elazığ'a ulaşımı sağlayan karayolu kapandı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, yoğun kar yağışı ve tipi dolayısıyla Bingöl-Elazığ karayolunda görüş mesafesi sıfıra düştü. Ulaşıma kapanan yolda çok sayıda araç mahsur kaldı. Kızılay ve AFAD ekipleri bölgede mahsur kalan vatandaşları kurtarmak için çalışmalara başladı. Yetkililer, mecbur kalınmadığı sürece vatandaşları özel araçlarıyla trafiğe çıkmamaları konusunda uyardı. Kar yağışı ve tipi yüzünden Bayburt-Erzurum kara yolunun Kop Dağı Geçidi ulaşıma kapandı. Akşam saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışının ardından Kop Dağı Geçidi her iki yönlü ulaşıma kapandı. Karayolları ekipleri fırtına ve tipi nedeniyle kar temizleme ve tuzlama çalışması yapamıyor. Bölgede güvenlik önlemi alan trafik ekipleri araçların geçişine izin vermiyor. Yolcu otobüsleri Bayburt şehir merkezinde bekletilirken yaklaşık 50 araç Aşağıkop köyündeki depolama alanında bekletiliyor. Erzurum yönünden gelen araçlar ise Aşkale ilçesindeki trafik kontrol noktasında depolanıyor. Yetkililer, yol açma çalışmalarına başlanılamaması nedeniyle sürücüleri bölgeye gelmemeleri konusunda uyardı. Siirt’te kar yağışı nedeniyle Şirvan, Eruh, Pervari, Baykan ve Tillo’da 60 köy yolu ulaşıma kapandı. İl Özel İdare Müdürlüğü ekipleri yol açma çalışmaları başlattı. Siirt'te yoğun kar yağışı nedeniyle Pervari ilçesine bağlı Gökbudak, Geçittepe, Keskin, Bent, Doğan, Yapraktepe ve Sarıyaprak, Gümüşören köy gurup yolları, Şirvan ilçesine bağlı Ormanbağı, Maden köyü yolları, Eruh ilçesine Çetinkol, Cintepe, Demiremek, Dikboğaz, Dağdöşü, okçuları, Yanıkses, Bilgili, Kuşdalı, Görendoruk Baykan ilçesine bağlı Ardıçdalı, Dedebakır, Tütenocak, Yeşilçevre, Yarımca, Kasımlı, Gümüşören köy yolları ulaşıma kapandı. Ulaşımın sağlanması için İl Özel idare ekipleri yol açma çalışmaları başlattı. Köy yollarının açılması için 10 ayrı ekiple başlatılan çalışmalar devam ediyor. Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde kar ve tipi nedeniyle Diyarbakır yolu trafiğe kapanırken içerisinde yaklaşık 20 kişinin olduğu 1 yolcu minibüsü ile 4 otomobil yolda mahsur kaldı. Yol açma çalışması yapan ekipler yaklaşık 5 saattir mahsur kalan ve donma tehlikesi geçiren vatandaşlara ulaşmak için zamanla yarışıyor. Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle ilçe ile Diyarbakır arasındaki yol trafiğe kapandı. Yoğun kar ve tipi nedeniyle ilerleyemeyen araçlar, kırsal Demirci Mahallesi yakınlarında mahsur kaldı. Kar küreme araçları ve greyderin açtığı yolda ilerleyen AFAD, UMKE ve jandarma ekipleri, yaklaşık 5 saattir kurtarılmayı bekleyen ve donma tehlikesi geçiren vatandaşlara ulaşabilmek zamanla yarışıyor. Yaklaşık 20 kişinin içinde olduğu araçlar arasında bir yolcu minibüsü ve 4 otomobilin olduğu öğrenildi. Adıyaman'ın Besni ilçesinde etkili olan kar yağışı nedeniyle sürücüler araçlarıyla yolda mahsur kaldı. Besni-Gaziantep karayolu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından kar temizleme çalışmaları bitene kadar ulaşıma kapatıldı. Yolda kalan bazı araçları ise polis ekipleri itekleyerek ilerlemesini sağladı. Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde etkili olan kar yağışı nedeniyle Gaziantep'e gitmek isteyen sürücüler zor anlar yaşadı. İlçede öğle saatlerinde başlayan ve etkisini sürdüren kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi. Nurdağı-Gaziantep yolu Akyokuş mevkii kar nedeniyle buz tuttu. Kar yağışına yolda yakalananlar ilerlemekte zorluk yaşadı. Sürücüler ve yolcular araçları iterek ilerlemeye çalıştı. Karayolları ve belediye ekiplerinin yol açma çalışmaları devam ederken, polis yolda güvenlik önlemi alarak sürücüleri uyardı. Konya'da etkili olan kar yağışı nedeniyle şehirler arası kara yolları, kamyon ve tır trafiğine kapandı. Kar yağışı ve tipi nedeniyle Konya-Afyonkarahisar, Konya-Ankara, Konya-Isparta, Konya-Antalya, Konya-Adana ve Konya-Karaman kara yolları, tır ve kamyon trafiğine kapatıldı. Kent çıkışlarında önlem alan trafik ekipleri, araçların geçişine izin vermedi. Karayolları ekipleri, belirtilen yollarda iş makineleriyle kar küreme ve tuzlama çalışması yaptı. Sivas’ın Gürün ilçesinde okuldan çıkıp köylerine giderken tipi nedeniyle kendilerini taşıyan minibüsün içerisinde mahsur kalan öğrenciler, İlçe Özel İdaresi ekipleri tarafından kurtarıldı. Edinilen bilgiye göre taşımalı eğitim kapsamında Gürün’den aldığı öğrencileri Bağlıçay ve Ayvalı köylerine taşıyan minibüs, yarım metreye ulayan kar kalınlığı ve tipi nedeniyle Ayvalı köyü yolunda mahsur kaldı. Öğrencileri taşıyan minibüsle birlikte özel bir otomobil de mahsur kaldı. Servis şoförünün yardım çağrısı üzerine İlçe Özel İdaresi ekipleri iş makinesi ile araçların yanına giderek her iki aracı da saplandıkları yerden çıkartmayı başardı. Öğrencilerin ve özel otomobilde bulunan kişilerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kar yağışı ve tipi nedeniyle Diyarbakır-Viranşehir karayolu ulaşıma kapandı. Yoğun kar yağışı ve tipi sonucu ulaşıma kapanan Diyarbakır-Viranşehir kara yolunda Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinden Diyarbakır'a hasta taşıyan özel bir ambulans ile bazı araçlar mahsur kaldı. Durumun yetkililere bildirilmesi üzerine Ovabağ Jandarma Karakolu, AFAD ve Karayolları ekiplerince mahsur kalan araçların kurtarılması amacıyla başlatılan çalışma sürüyor. Bölgede kar yağışı ve tipi devam ediyor. Dün gece başlayan ve bugün de devam eden kar yağışı Kahramanmaraş'ta hayatı olumsuz etkiledi. Kar yağışı özellikle kuzey ilçeler ve şehrin yüksek kesimlerinde etkili olurken, ulaşımda da aksamalar meydana geldi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile karayollarına bağlı ekiplerin yolları açmak için aralıksız kürüme ve tuzlama çalışması yapıyor. Kahramanmaraş-Kayseri yolunda TIR'ların kayması sonucu Kayseri yönüne gidiş trafiğe kapanırken, yolda kalan sürücüler TIR'ı iterek yolu açmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Yolun Kahramanmaraş yönünde ve Elbistan-Göksun Karayolu'nda ise ulaşım kontrollü olarak sağlanıyor. Kar ve yağmur nedeniyle Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesinin Pınarbaşı Umutlu bölgesinde, Ekinözü ilçesinin Alişar bölgesinde, merkez Onikşubat ilçesinin de Hacınınoğlu bölgesinde toprak kayması ve heyelanlar yaşandı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri toprakları temizlemek için çalışma başlattı. Adana'nın Kozan-Feke ilçeleri karayolunda çöken istinat duvarı ulaşımı aksattı. Dağılcak mevkisinde yol kenarındaki istinat duvarı bölgede etkisini sürdüren yağış nedeniyle çöktü. Moloz yığınları düşen karayolu kısmen trafiğe kapandı. Jandarma ekiplerinin uyarıları doğrultusunda bölgede trafik akışı kontrollü sağlanıyor. Yolun onarım çalışmasının ardından tekrar çift yönlü ulaşıma açılacağı öğrenildi. Konya’da aşırı soğuktan dolayı gece oluşacak buzlanma sebebiyle tüm şehirlerarası karayolları TIR, kamyon ve büyük araçların geçişine kapatıldı. Konya’da yoğun kar yağışının ardından etkisini arttıran soğuk hava yollarda buzlanma ve tipiye neden oldu. Meteorolojiden alınan bilgilere göre, gece ilerleyen saatlerde hava sıcaklığının -12 derecelere düşeceği tahmin edilirken, özellikle TIR, kamyon ve büyük araçlarla ilgili tedbir alındı. Konya Emniyet Müdürlüğü tarafından alınan karar doğrultusunda Konya’yı Ankara, Aksaray, Afyonkarahisar, Karaman, Adana, Antalya, Isparta’ya bağlayan karayolları meydana gelebilecek muhtemel kazaların önüne geçmek amacıyla TIR, kamyon ve büyük araçlara kapatıldı. Bu doğrultuda polis ekipleri İstanbul Çevre Yolu ve Ankara Çevre Yolu başta olmak üzere Konya’nın tüm çevre yollarında uygulama yaparak büyük araçların karayollarına çıkışına izin vermiyor. Saat 19.00’da başlayan uygulama Çarşamba sabah saat 09.00’a kadar sürecek. Yol kenarında beklemeyen TIR sürücüleri ise şehir merkezindeki uygun alanlara yönlendirildi. Bazı TIR sürücüleri ise yolun açılacağı saate kadar yol kenarlarına araçlarını park etti.  Ağrı ile Van arasındaki ulaşımı sağlayan 2 bin 644 rakımlı Tendürek Geçidi'nde tipi nedeniyle mahsur kalan 2 TIR ekiplerin çalışmaları sonucu kurtarıldı. Ağrı'nın Doğubayazıt ile Van'ın Çaldıran ilçelerini birbirine bağlayan Türkiye'nin en önemli transit geçiş güzergahlarından Tendürek Geçidi'nde tipi etkili oldu. Bölgede gün boyunca etkili olan kar yağışının ardından hızı saatte 20 kilometreye ulaşan rüzgar, akşam saatlerinde tipiye neden oldu. Tipi özellikle geçidin en yüksek noktaları olan Somkaya ve Gülizar köyleri arasında kalan kısımda etkili oldu. Söz konusu bölgede şiddetli rüzgarın dağlık alandan yola savurduğu kar nedeniyle görüş mesafesi 20 metreye kadar indi. Tipi nedeniyle bölgede birçok sürücü ilerlemekte zorluk çekerken ağır tonajlı iki araç ise yolda kaldı. 2 bin 644 rakımda mahsur kalan TIR'lar, Karayolları 11. Bölge ekiplerinin kar küreme ve tuzlama çalışmalarının ardından kurtarıldı. Karayolları 11. Bölge ekibinden Aytaç Durmaz, iki gündür bölgede karla mücadele çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Yolun açık olduğunu aktaran Durmaz, "Geçidin yüksek kısımlarında rüzgarın hızı saatte 20 kilometreye kadar çıktı. Çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Ancak bölgede sürekli buzlanma riski de var. Tipinin devam ettiği bölgeden geçecek tüm sürücülerin zincirsiz yola çıkmamaları ve yanlarında çekme halatı bulundurmaları gerekiyor." ifadelerini kullandı. ’da etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle Ardahan-Posof ve Ardahan-Şavşat karayolları ulaşıma kapandı. Ardahan'da öğle saatlerinde başlayan kar yağışının ardından akşam saatlerinde etkili olan fırtına hayatı durma noktasına getirdi. Kar yağışının beraberinde getirdiği fırtına, kent merkezinde ve Ardahan-Artvin karayolu üzerindeki Sahara Geçidi ile Ardahan- Posof karayolunun Ilgar Geçidi’nde etkili oldu. Bu nedeniyle Ardahan-Posof ve Ardahan-Şavşat karayolları ulaşıma kapandı. Yetkililer, sürücülerin takoz, çekme halatı ve zincir bulundurmalarını istedi. İl genelinde kar yağışı nedeniyle Tokat-Sivas ve Tokat-Niksar kara yollarında ulaşımda aksamalar yaşanıyor. Tokat-Sivas kara yolunun Çamlıbel ve Kızıliniş mevkilerinde yoğun kar nedeniyle sürücüler zor anlar yaşadı. Bazı araçlar karda mahsur kaldı. Tokat-Niksar kara yolunda da yoğun kar yağışı etkisini gösteriyor. Yolun Ormanbeyli köyü yakınlarında bazı tır ve otomobiller mahsur kaldı. Bu arada il genelinde de yoğun kar yağışı etkili oluyor. AFAD ekipleri, Kızıliniş mevkisinde araçlarında mahsur kalan işitme engelli 5 öğrenci ile şoför ve öğrencilerin yanında bulunan 2 kişiyi kurtararak Artova ilçesine götürdü. Ordu'da etkili olan kar yağışının ardından yolu kapanan mahallelerde mahsur kalan 2 hasta, Büyükşehir Belediyesi ile 112 Acil Servis ekiplerince hastaneye yetiştirildi. Büyükşehir Belediyesinden alınan bilgiye göre, Kumru ilçesi Karaağaç Mahallesi'nde 72 yaşındaki Ayşe Çalışıcı rahatsızlandı. Ailenin durumu bildirmesi üzerine Ordu Büyükşehir Belediyesine bağlı karla mücadele ve sağlık ekipleri yola çıktı. Yoğun bir çalışmanın ardından söz konusu mahalleye ulaşan ekipler, Çalışıcı'yı hastaneye ulaştırdı. Karın etkisini gösterdiği Kumru ilçesi Ulubey Çubuklu Mahallesi'nde de bir hasta, ekiplerin yolun temizlemesi üzerine hastaneye sevk edildi. Gölköy ilçesine bağlı Aydoğan Mahallesi'nde kar nedeniyle iki kişi, araçlarında mahsur kaldı. Yaklaşık bir saatlik çalışmanın ardından söz konusu kişiler bulundukları yerden kurtarıldı. Hatay’ın Yayladağı ilçesinde akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış yerini kar yağışına bıraktı. Gece saatlerinde etkisini arttıran kar yağışı yolları kapattı.  Hatay’ın en soğuk ilçelerinden biri olarak bilinen Yayladağı’nda akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış yerini kar yağışına bıraktı. Kar yağışının etkili olduğu yüksek kesimler ve Yayladağı-Antakya Karayolu trafiğe kapanırken, çok sayıda araç yolda mahsur kaldı. Kar nedeniyle 2 saat boyunca kapanan yollar karayolları ekipleri tarafından kar küreme araçları ve tuzlama araçlarıyla yeniden trafiğe açıldı. Bölge trafik ekipleri ve jandarma ekipleri yolda önlem alarak, ilçeye giriş ve çıkışlar için sadece kar lastiği olan araçların geçişine izin verdi.
08.01.2019 - 19:53
İHA, Anadolu Ajansı, DHA
['Türkiye', 'Bingöl', 'Elazığ', 'kar yağışı ']
Ulaşıma kar engeli (Yollarda son durum)
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ulasima-kar-engeli-yollarda-son-durum,tVX9fkb7ZESMxlmsYH-Fzg
NBA takımlarından Utah Jazz'da takımında forma giyen Mehmet Okur'un heykeli, Yalova'da bir lisenin spor salonuna dikilecek.
null
Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, gazetecilere yaptığı açıklamada, milli basketbolcu Mehmet Okur, eski milli güreşçi Sırrı Acar ve bir dönem Beşiktaş'ta forma giyen Tuğrul Şener'in kentin yetiştirdiği önemli sporculardan olduklarını söyledi. Bir önceki belediye yönetimi tarafından başlatılan çalışma kapsamında bu sporcuların heykellerinin yaptırıldığını ifade eden Koçal, heykellerin şu anda depoda bekletildiğini belirtti. Koçal, ''Heykellerin nereye dikileceğiyle ilgili konuyu Ocak ayı meclis toplantısında görüştük. Meclis, NBA'da oynayan ünlü basketbolcu Mehmet Okur'un isminin Şehit Osman Altınkuyu Anadolu Lisesi'nin spor salonuna verilmesini ve heykelin de bu salonun bahçesine yerleştirilmesini oy birliğiyle kabul etti'' dedi. Diğer heykeller için henüz netleşmiş bir karar bulunmadığını vurgulayan Koçal, ''Bir dönemin efsane futbolcusu Yalovalı Tuğrul Şener'in heykelini Yalovaspor tesislerinin bahçesine, Dünya Güreş Şampiyonu Sırrı Acar'ın heykelini ise kendi adını taşıyan güreş eğitim merkezinin bahçesine yerleştirmeyi düşünüyoruz. Ancak henüz netleşmiş bir şey yok. Bu heykelleri sahil düzenleme projesi çerçevesinde de değerlendirebiliriz'' diye konuştu.
14.01.2010 - 15:08
null
[]
Okur'un heykeli dikilecek
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/okurun-heykeli-dikilecek,3MSk1Z5ZHUWt87yKK8UYNw
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Hakkari'deki 7 askerin şehit olduğu mühimmat patlamasında yaralanan askerleri ziyaret etti.
null
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu uçakla Hakkari'ye gitti. Hakkari Devlet Hastanesi'nde askerleri ziyaret etti. Soylu'ya Milli Savunma Bakan yardımcısı Şuay Alpay, Hakkari Valisi İdris Akbıyık ve İl Jandarma Komutanı tuğgeneral Nuri Öztürk eşlik etti. Yaralı askerlerin sağlık durumları hakkında bilgi alan İçişleri Bakanı Soylu askerlerle yakından ilgilendi, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. İçişleri Bakanı Soylu daha sonra helikopterle Yüksekova ilçesine geçti. Süngü Tepe Üs Bölgesi'nde 2 gün önce meydana gelen mühimmat patlamasında 7 asker şehit olmuş, 25 asker yaralanmıştı.
11.11.2018 - 18:28
NTV Haber
['Türkiye', 'Hakkari', 'Süleyman Soylu ']
İçişleri Bakanı Soylu'dan yaralı askerlere ziyaret
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/icisleri-bakani-soyludan-yarali-askerlere-ziyaret,5E5fF0S5AUSerUWUv74caw
TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu, giderek artan oranda ve gerçek anlamda sağlık hizmeti sunmak yerine, sadece hastalara ''bakmaya'' zorlanan koşullarda olduklarını söyledi, ‘Bu nedenle 19-20 Nisanda çalışmayacağız’ dedi.
null
Türk Tabipleri Birliği TTB Genel Merkezinde, TTB, Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İş Sendikası (DEV SAĞLIK İŞ) ve Türk Hemşireler Derneği yetkililerinin katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Bilaloğlu, burada yaptığı açıklamada, 13 Martta sağlık çalışanlarının gerçekleştirdiği eylemi hatırlatarak, ''13 Mart mitingi bir kez daha göstermiştir ki, sağlıkçılar ve sosyal hizmet çalışanları, hekimiyle, hemşiresiyle, diş hekimi, eczacısı, teknisyeni ve sağlık kuruluşlarındaki taşeron çalışanı ile iyi durumda değil'' dedi. Mevcut sistemde, ''ister istemez'' hastalara zarar veren bir ortamda bulunduklarını savunan Bilaloğlu, ''19-20 Nisan'da çalışmayacağız. Hastalarımıza, üzülerek söylüyoruz ki, bakmayacağız, sağlık hizmeti sunamayacağız. Açık söylemek gerekirse, uzun bir süredir giderek artan oranda, gerçek anlamda sağlık hizmeti sunmak yerine sadece ve sadece hastalarımıza 'bakmaya' zorlanan koşullardayız'' ifadesini kullandı. Bu eylemi, ''Giderek kötüleşen çalışma koşulları, güvencesiz çalışma biçimlerine zorlanma, yasa ve yönetmelik gibi düzenlemelerle yaratılan belirsizlik ortamı, yöneticilerin çalışanlara yönelik hürmetsiz ve halka hedef gösteren söylemi, hayata geçirilmesi planlanan yasa tasarıları, sağlık ortamının ticarileştirilmesi ve piyasalaştırılması'' gibi nedenlerle yapacaklarını bildiren Bilaloğlu, ''İnsanca yaşamak istiyoruz; piyasaya düşürülmüş bir sağlık hizmetinin 'oyuncusu', düşük ücretle, güvencesiz, uzun süre çalıştırılan bir 'elemanı' değil, topluma adanmış mesleklerin onurlu üyeleri olarak, görevimizi gelecek kaygısı olmadan yapmak istiyoruz'' şeklinde konuştu. İş, gelir ve can güvencesi, mesleki bağımsızlık, her türlü katkı-katılım payının kaldırılması talepleri olduğunu dile getiren Bilaloğlu, 19-20 Nisan'daki eylemle ilgili şunları söyledi: ''Bu eylem gerçek anlamda sorunları görmeyen, duymayan, algılamayanlara etkili bir uyarı olsun istiyoruz. Temel hedefimiz, kastımız hastalarımız olmadığına ve asla olamayacağına göre, sağlık hizmeti vermeyeceğimiz bugünlerde, olabilen en yaygın katılımlı, görünür duyulur etkinlikler yapmayı hedefliyoruz. Onun için her ilde, kurumlarımızca açıklanacak saat ve yerlerde buluşulacak ve ortak etkinlikler düzenlenecek. Kimi yerde ilin en işlek caddesi, kiminde sağlık müdürlüğü önü, kiminde bir sağlık kurumu bahçesi. Sağlık haktır diyenlerin, 'müşteriye saygı' değil 'insana değer verilsin' diyenlerin bir araya gelerek, yüreklerini ortaya koyarak seslenmesi olsun istiyoruz. Kuşkusuz acil hizmetler için gerekli düzenlemeler sürdürülecek. Nasıl ki, kimi zaman 9 gün süren bayram tatillerinde nöbet hizmeti sürüyor, işte öyle bir 'tatil, bayram' olacak. Sağlıkçılar 'dinlenecek', yapılan etkinliklerle yine duyulmaz görülmezse 'gereğini yapmak' üzere sözleşecek, güçlenecek.'' Türk Dişhekimleri Birliği adına söz alan Süha Alpay da hastalara zarar vermeden, nitelikli sağlık hizmeti sunmak amacıyla bu eyleme destek verdiklerini söyledi. TBMM'nin gündemindeki torba yasayla diş hekimliğiyle ilgili uzmanlık alanlarının artırılmasını eleştiren Alpay, birlik olarak buna karşı olduklarını bildirdi. SES Başkanı Bedriye Yorgun da sağlıkta özelleştirme uygulamalarının yürürlüğe sokulduğunu öne sürerek, ''Kazanılmış haklarımızın torba yasalara sıkıştırıldığı yetmedi, bir de bunları Kanun Hükmünde Kararnameler ile yok etmeye çalışıyorlar'' iddiasını dile getirdi. Türk Hemşireler Derneği adına konuşan Yrd. Doç. Dr. Gülten Koç ise hemşirelerin aldığı eğitimlerin yetersiz olduğunu belirterek, performansa dayalı ödeme sistemini eleştirdi.
06.04.2011 - 15:18
null
[]
“Hastalara sadece bakıyoruz”
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/hastalara-sadece-bakiyoruz,MyHo8Ie_-USED2Ch9Q3hGg
Kırıkkale'nin merkez Hacılar Beldesi Belediye Başkanı Memduh Bodur'un öldürülmesi olayının zanlısı tutuklandı.
null
Kırıkkale merkez Hacılar beldesi Belediye Başkanı Memduh Bodur dün akşam saatlerinde evine giderken silahlı saldırıya uğradı. Başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Bodur, olay yerine gelen 112 Acil ekibince ambulansla, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne kaldırıldı ama kurtarılamadı. Polisin görgü tanıklarının ifadesine dayanarak yaptığı aramalarda şüpheli Bülent Koyuncu, Hacılar beldesinde gözaltına alındı. Jandarma Komutanlığı’ndaki ifadesinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. Bir süre önce belediyedeki işinden çıkarıldığı iddia edilen zanlının, jandarmadaki ilk ifadesinde, saldırıyı gerçekleştirdiğini söylediği öğrenildi.
12.03.2010 - 14:59
Anadolu Ajansı
[]
Belediye Başkanı’nın katil zanlısı yakalandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/belediye-baskaninin-katil-zanlisi-yakalandi,kAfnp1tVD0i2hr8x8xe6Fg