input
stringclasses
1 value
output
stringlengths
3
2.24k
instruction
stringlengths
7
218
Sinirbilim araştırmacısı olarak Ulusal Sağlık Örgütü’nde çalışan ve aynı zamanda bir sanatçı olan Bevil Conway, renkleri oldukça seviyor. Özellikle Holbein şirketi tarafından yapılan sulu boyaları çok beğeniyor ve diğer boyalarda bulamayacağımız, gerçekten güzel bir mor rengin olduğunu düşünüyor. Conway, bulması zor olan, mesela şirketin “Mars Menekşesi” olarak isimlendirdiği ve neredeyse kahverengi olan bir renge veya daha merlotlu (bir çeşit Fransız üzümü) olarak tanımlanan "Kinakridon Menekşe" gibi belirli tonun peşindeyse, renkleri benzerliğe göre düzenleyen bir Holbein kataloğuna göz atabilir. Duvarını boyamayı düşünen herkes, parlak sarılardan yeşillere, mavilere, morlara ve kahverengiye dönüşen bu renk çizgilerine aşinadır.
Beynin Renk Kataloğu (Pantone): Renkleri Nasıl Algılıyoruz?
Satranç, "satranç tahtası" olarak bilinen 64 kareden oluşan bir platform üzerinde, her bir tarafın farklı kuralları olan bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyondan oluşan (6 ayrı nitelikte 16'şar) oyun taşıyla oynadığı, iki kişilik bir oyundur. Oyunun amacı, rakip oyuncunun bu 6 farklı taş türünden biri olan "şah" isimli taşını, "mat" adı verilen, taşın kaçabileceği hiçbir yer bırakmayan duruma zorlamaktır ve bu süreçte, rakibin taşlarını belirli kuralları takip ederek "yemeniz" veya "almanız" mümkündür. Alınan taşlar, oyundan çıkarılır ve bazı kısmen nadir durumlar haricinde oyuna geri alınamaz. Bir satranç oyununu bitirmenin tek yolu "şah mat" denen bu durum değildir; başka birçok yöntem vardır (hatta profesyonel oyunların çoğu "oyundan çekilme" veya "beraberlik" ile biter). Bu yazıda göreceğimiz gibi, satranç tarih boyunca memetik bir evrimsel süreçten geçmiş ve değişmiştir; dolayısıyla coğrafyaya ve zamana bağlı olarak bambaşka görünümlü ama günümüzedeki oyunu da andıran satranç türleri görmek mümkündür.
Satranç ve Zeka: Chaturanga'dan Deep Blue'ya Satrancın Evrimi ve Bilişsel Kabiliyetler Üzerindeki Etkileri
Yürüme veya objeleri kaldırma gibi istemli yapılan hareketlerin kas kontrolünün veya koordinasyonunun eksikliğine ataksi denir. Temelde yatan bir durumun belirtisi olarak ataksi, çeşitli hareketleri etkileyebilir ve konuşma, göz hareketi ile yutkunmada zorluklar yaratabilir.
Ataksi Nedir? El-Göz Koordinasyonunu Yitiren Bireyler Tedavi Edilebilir mi?
İlk olarak Charles Darwin'in kuzeni Francis Galton tarafından 1880 yılında tanımlanan afantazi veya afantazya (İng: "Aphantasia"), istemli bir şekilde zihinsel görüntüler üretememe durumuna verilen bir isimdir., Yunancadaki "phantasia", yani "hayal gücü" kelimesinin önüne olumsuzluk eki getirilerek türetilen afantazya sorununa sahip bu kişiler, bir arkadaşlarının yüzünü veya kendi evlerini zihinlerinde hayal edemezler. Her ne kadar bugüne kadar oldukça az anlaşılmış bir zihinsel problem olsa da, bilim insanları bu durumun altında yatan zihinsel özelliklerini yavaş yavaş açığa çıkarmaya başladılar (buna benzer bir diğer ilginç zihin durumu için iç sesi olmayan insanlarla tanışabilir veya körgörüş kavramını okuyabilirsiniz).
Afantazya (Afantazi) Nedir? Zihin Gözü Kör Olduğunda, Hayal Gücü Nasıl Çalışır?
DNA, canlıların bütün genomik verilerini içerisinde bulunduran, hücrelerin "yönetici molekülü"dür. DNA, içerisinde bulunan bilgileri (genleri) RNA’lar aracılığıyla protein şeklinde ifade eder. DNA’nın sekanslanması (dizilenmesi), DNA’daki nükleotit dizilimlerini çözmek, yani aslında DNA’yı okumak anlamına gelir.
DNA Dizileme Yöntemleri: Genler Nasıl Dizilenir? Yeni Nesil DNA Sekanslama Yöntemleri Nelerdir?
Kimi zaman bitkilerden bahsederken, hayvanların aksine evrimleşemediklerine dair bir kanı oluşabilmektedir. Evrim, genelde sadece "av-avcı" ilişkileri üzerinden anlatıldığı için, tamamen hatalı bir şekilde "hareket" veya "yer değiştirme" ile ilişkilendirilmektedir. Halbuki evrimin hareket etmek veya yer değiştirmekle hiçbir alakası yoktur; sadece aktif bir şekilde yer değiştirebilen canlılarda (örneğin hayvanlarda) bu özellikler de evrimleşir. Ancak nasıl ki hayvanların hücreleri, hücre altı yapıları ve hareketleriyle doğrudan ilişkili olmayan organları evrimsel süreçte durmaksızın değişiyorsa (ve bu sayede hayvanlar, hareket yetilerinden tamamen alakasız, yepyeni türlere dönüşebiliyorsa), bitkilerin de hücreleri, dokuları ve organları durmaksızın evrimleşir ve yepyeni türler ortaya çıkar. Kaldı ki, bitkiler de hareket edebilirler; sadece bu hareket, hayvanlarınkine göre daha kısıtlıdır ve buna bağlı olarak bitkilerde, hayvanlarda asla görülmeyen ve belki de hiçbir zaman görülemeyecek türde özellikler ortaya çıkmıştır.
Ağaçların Evrimsel Tarihi: Bilinen İlk Ağaç Hangisidir? Ağaçlar Günümüze Kadar Nasıl Bir Evrimsel Süreçten Geçmişlerdir?
COVID-19 salgınının çok erken evrelerinde, epidemiyolojinin (salgın bilimin) en temel salgınla mücadele yöntemi olan "test, takip, izolasyon" üçlüsünü uygulamaya başladığımız günlerin en başlarında bir terim gündeme geldi: sürü bağışıklığı. Bu kişiler, "test, takip, izolasyon" gibi temel bir gerçeğe sırt çevirip, "Bırakınız hastalansınlar, bırakınız iyileşsinler, biz de işimize bakalım." demeye getiriyorlardı. Hastalıkla mücadele ederken karantinalar yerine ekonomimizi felç ettirmek yerine, salgını doğal haline bırakmamızı ve virüsün normal şekilde popülasyonda yayılıp sönmesini arzuluyorlardı.
Aşılar Sayesinde, Nihayet ""Sürü Bağışıklığı"" Kavramından Anlamlı Bir Şekilde Söz Edebilme Vakti Geliyor! Bu Süreçte Neler Öğrendik?
Yaklaşık 5-15 mm uzunluğundadırlar. Ocelli (Basit göz) bulunmaz. Antenler oldukça kısadır ve üstten görülmez. Birinci ve ikinci bacak çifti kavrayıcı yapıdadır. Kavrayıcı bacaklar ile avlarını rahatlıkla yakalayabilirler. Scutellum büyük ve üçgen şeklindedir. Sırt dışbükeydir. Arka bacaklar saçaklı yapıdadır. Sırtüstü durup arka bacaklarını kürek gibi kullanarak yüzerler. Su yüzeyine çıkıp vücudunun etrafında kalan hava kabarcıklarıyla beraber tekrar suya dalarlar. Su altındayken bu kabarcıklar vücudunda bulunan açıklıklarından içeri alınır.
Sırtüstü Yüzenler (Notonectidae)
COVID-19'a yakalanan insanların çoğu birkaç hafta içinde tamamen iyileşiyor. Ama bazıları (tüm hastaların yaklaşık %10 kadarı) bu hastalığın hafif bir versiyonunu geçirseler bile, iyileşmelerinin ilk evresinden sonra semptomları göstermeye devam ediyorlar.Bu insanlar kendilerini bazen "uzun dönem taşıyıcılar" olarak tanımlıyorlar ve bu durum COVID-19 sonrası sendromu ya da "uzun dönemli COVID-19" olarak adlandırılıyor. Ve hastalar tarafından rapor edilen, "COVID-19 sonrası çoklu organ problemleri"nin semptomlarının sayısı da gittikçe artıyor: Bu semptomlar öksürük ve nefes darlığı ile yorgunluk, baş ağrısı, çarpıntı, göğüs ağrısı, eklem ağrısı, fiziksel kısıtlanmalar, depresyon, uykusuzluk arasında değişiyor ve farklı yaşlardaki insanları etkileyebiliyor.
Uzun COVID: COVID-19 Hastalığının İnsanlar Üzerindeki Uzun Dönem Yan Etkileri Nelerdir?
Genomik, genlerin birbirleriyle ve canlının çevresiyle etkileşimini anlamak, genomların yapısını ve işlevini sıralamak, bunları birleştirmek ve analiz etmek için rekombinant DNA, DNA dizileme yöntemleri ve biyoinformatik gibi alanların birlikte çalışması ile oluşan bir moleküler biyoloji ve genetik alanıdır. Bir seferde bir gen veya gen ürünü yerine bir organizmanın kalıtsal materyalinin tamamını incelemesi bakımından klasik genetikten ayrılır. Dahası genomik, genom içindeki lokuslar ve aleller arasındaki etkileşimlere ve epistaz, pleiotropi ve heteroz gibi diğer etkileşimlere de odaklanır. Hem Frederick Sanger'in çalışmaları hem de yeni nesil dizileme teknolojileri sayesinde genomik alanı gelişmiştir.
Genomik Nedir? Genom, Transkriptom ve Proteom Gibi Genetik Terimler Ne Anlama Gelir?
Kromozomal bozukluklar, vücudun herhangi bir sistemindeki bozukluklar veya arızalarla karakterize edilen ve anormal kromozom sayısı veya yapısının neden olduğu bozukluklardır.
Kromozomal Bozukluklar: Kromozomlarda Meydana Gelen Değişimler Nasıl Hastalıklara Neden Oluyor?
COVID-19 pandemisinin halk üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler bıraktığı aşikardır. Her ne kadar yetkili resmi kamu kurum ve kuruluşlar, meslek örgütleri ve ilgili sivil toplum örgütleri doğru bilgi dağıtma konusunda yoğun mesai harcamış olsalar da COVID-19 konusunda bilinmeyenlerin fazla olması insanları çaresizliğe itmiş ve “alternatif” bilgi kaynaklarına yönelmişlerdir.
COVID-19 Infodemisi: Nörodejeneratif Hastalıklar, COVID-19 Salgınında Sahtebilim İddialarının Neden Bu Kadar Güçlü Yayıldığını Açıklamamızı Sağlayabilir!
İngiltere'nin sağlık bakanı Matt Hancock, yeni bir COVID-19 varyantı keşfettiklerini ve bu yeni evrimleşmiş soy hattının Güneydoğu İngiltere'de yayıldığını, bunların manşetlere "mutant COVID" olarak yansıdığını bildirdi. Peki bu soy hattı ve evrimsel değişim hakkında neler biliyoruz?
Mutant COVID"" ve N501Y Mutasyonu: İngiltere'de Bir COVID-19 Soy Hattı Evrimleşerek Daha Bulaşıcı Hale Gelmiş Olabilir!
Araştırmacılar, DNA’nın yaşlanması sonucu ortaya çıkan binlerce kimyasal belirteçten bazılarını sıfırlayarak yaşlı farelerde ve retinal sinirlerinde hasar olan diğer farelerde görüşü yenileyebildi. 2 Aralık’ta Nature’de yayımlanan araştırma, bazı hücreleri daha genç bir hale sokarak hasar onarım mekanizmalarında yaşlanmaya bağlı görülen gerilemelerin önüne geçmeyi hedefliyor.
Biyolojik Saatin Tersine Çevrilmesiyle Yaşlı Farelerde Görüşü İyileştirmek Mümkün!
İnsanlar hayvan türlerini o kadar hızlı yok ediyorlar ki evrim, insanların yok etme hızına yetişemiyor. Aarhus liderliğindeki yeni bir çalışmaya göre, koruma çalışmaları geliştirilmediği sürece önümüzdeki elli yıl içerisinde o kadar fazla memeli türü yok olacak ki doğanın bu düzeylere erişmesi (eğer insanlar yok olsa veya tüm faaliyetlerini durdursalar bile) en az 3-5 milyon yıl sürecek.
Memeliler, İnsan Faaliyeti Nedeniyle Artan Nesil Tükenme Hızını Dengeleyecek Kadar Hızlı Evrimleşemiyorlar!
Yılda yarım milyondan fazla insan tarafından ziyaret edilen Waitomo Mağaraları, Yeni Zelanda'da, Auckland'ın yaklaşık 220 km güneyinde bulunuyor. 1888'de Maori halkının Kawhia Kabilesi'nin reisi olan Tane Tinorau tarafından keşfedilen mağaraların ismi, Maori dilinde wai ("su") ve tomo ("oyuk") sözcüklerinden geliyor. Elinde meşaleyle mağarada ilerleyen Tinorau, tavanın gece gökyüzündeki gibi ışıldadığını görünce çok beğenmiş ve eşi Huti'yle beraber 1889 yılında turistler için mağara keşif gezileri düzenlemeye başlamış. Günümüzde hala mağaradaki rehberlerin büyük bir çoğunluğu Tinorau ve ailesinin soyundan geliyor.
Waitomo Mağaraları: Biyolüminesan Sivrisinek Larvalarının Şölene Çevirdiği Bir Doğa Harikası!
Sarin, organofosfat yapılı bir gazdır. Genellikle bir "sinir gazı" olarak kabul edilir; ancak suyla karışabilir. Bu yüzden sarin içeren yiyecek ve içecekleri yutmak, sarin içeren sıvı ile cilt teması da benzer etkilere neden olabilir; illa solumak gerekmez. Çok küçük miktarda sarine maruz kalmak bile ölümcül olabilir, ancak öldürücü olmayan düzeyde maruz kalınması halinde, kalıcı nörolojik hasarı ya da ölümü önleyecek tedaviler mevcuttur. Gelin bu yazımızda sarin gazının nasıl çalıştığına ve sarine maruz kalındığında uygulanan tedaviye bakalım.
Sarin Gazı Nedir? Nasıl Çalışır? Kimyasal Bir Silah Olarak Kullanılan Sinir Gazının İnsan Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Yapılan kuş şarkıları araştırmalarının çoğu, ılıman bölgelerdeki erkek ötücü kuşlar üzerinde yapıldığı için, erkek kuşların şarkılarının dişi kuşları çekmek ve bölgelerini korumak için cinsel seçilim yoluyla şekillendirildiği hipotezi birçok çalışmayla desteklendi. Fakat bu yapbozdaki eksik parça, dişi ötücü kuşların şarkıları ve bu şarkıların işlevi hakkındaki araştırmalardı.
Dişi Kuşlar, Sanılandan Çok Daha Sık Ötüyor! İyi ama Neden?
Huntington hastalığı, beyindeki sinir hücrelerinin aşamalı olarak parçalanmasına (dejenerasyonuna) neden olan, nadir görülen kalıtsal bir hastalıktır. Huntington hastalığı, bir kişinin işlevsel yetenekleri üzerinde geniş bir etkiye sahiptir ve genellikle hareket, düşünme (bilişsel) ve psikiyatrik bozukluklarla sonuçlanır.
Huntington Hastalığı Nedir? Semptomları Nelerdir? Huntington Hastalığı Tedavi Edilebilir mi?
Ekvatoral tropikler, yeryüzündeki en büyük böcekleri barındıran coğrafyalardır. Dünyanın en büyük böcekleri arasında olan 100 gram kütleye ulaşabilen Afrika dev böceği veya Endonezya’da 60 santimetre uzunluğa kadar ulaşabilen dev böcekler, genellikle ekvatoral tropiklerde bulunur. Kaliforniya Üniversitesi'nde entomoloji (böcekbilim) alanında yüksek lisans öğrencisi olan Matan Shelomi, bu durumu şöyle açıklıyor:
Tropik Bölgeler ve Ekvatordaki Böcekler Daha mı Büyükler?
COVID-19 salgınının gidişatını değiştirmek konusunda en güçlü aracımız olduğunu Şubat 2020’den beri söylediğimiz aşıda, artık son dönemece geldik sayılır. Aşı üretim standartları için oldukça hızlı, bizler içinse bir ömür gibi sürmüş gibi gelen bir süre zarfı içinde, çok sayıda etkili aşı üretmemiz mümkün oldu.
Aşı Olmalı mıyız? Aşı Olup Olmamaya Neye Göre Karar Vereceğiz? En Temel Sorularınıza Bazı Cevaplar...
Biz insanlara özgü bazı özellikler olduğunu düşünürüz; muhakkak bunlardan biri, matematiksel işlem yapma becerisidir. Ancak bu beceri de, insana özgü olduğu iddia edilen birçok diğer özellik gibi, sanılanın aksine sadece insana özgü olmayabilir. En azından bu unvanımızı tehdit eden çok sayıda hayvan vardır ve yapılan çalışmalar, bu unvanımızı uzun süre boyunca korumamızın zor olduğunu düşündürmektedir.
Hayvanların Matematiksel İşlem Yapma Becerileri Var mı?
Parkinson hastalığı, hareketi etkileyen ilerleyici bir sinir sistemi bozukluğudur. Semptomlar yavaş yavaş başlar, bazen tek elde neredeyse hiç fark edilmeyen bir titreme ile başlar. Titreme yaygındır, ancak bozukluk aynı zamanda genellikle sertliğe veya hareketin yavaşlamasına neden olur.
Parkinson Hastalığı: Tanısı, Tedavisi ve Ayrıntılı Patofizyolojisi
Bir mağara düşünün. İçinde kendine ait bir ekosistem, iklim ve yağmur ormanları mevcut. Henüz bilimsel kayıtlara geçmeyen ve keşfedilmeyi bekleyen birçok hayvan ve bitki türü bulunmakta. O kadar büyük ve geniş ki, içine koskoca New York şehrini sığdırabilmektesiniz. Sonu henüz bulunamadı ve bu durum, birçok maceraperest ve kâşifi her yıl bu mağaraya sürüklemekte.
Hang Son Doong Mağarası: Milyon Yıllık Bir Gizem ve Doğa Harikası!
Charles Bonnet Sendromu (CBS) görme yetilerinin bir kısmını ya da tamamını bir anda kaybeden insanlarda görülen bir durumdur. Bu sendrom, görme problemleriyle doğan insanları etkilemez.
Charles Bonnet Sendromu Nedir? Görme Yetisini Birden Kaybedenler, Neden Halüsinasyonlar Görüyorlar?
İmkânsız renkler, gözlerimizin çalışma şekli sebebiyle göremediğimiz renklerdir. Bu renkleri görememe sebebimiz, renk teorisine göre "karşıt süreç" (İng: "opponent process") olarak bilinen bir olgudur.
İmkansız Renkler Nedir? Kimerik Renkleri ve İmkansız Renkleri Görmek Mümkün mü?
Gaia ilkesi olarak da bilinen Gaia hipotezi, Dünya'daki tüm organizmaların ve inorganik çevrelerin, gezegendeki yaşam koşullarını koruyan, tek ve kendi kendini düzenleyen karmaşık bir sistem oluşturmak için yakın bir şekilde entegre olduğunu öne sürer. Yani gezegenin başlı başına canlı bir organizma olduğunu savunan görüştür. İsmi, Yunan mitolojisinde "Gaia" adı verilen, yeryüzünü simgeleyen ve yeryüzünün vücut bulmuş hali ("toprak ana") olan Tanrıçadan gelmektedir.
Gaia Hipotezi Nedir? Dünya, Gerçek Anlamda Yaşayan Bir Gezegen Olabilir mi? Teoriye Bugüne Kadar Ne Tür Eleştiriler Getirildi?
Bilimkurgu dünyası uzun zaman boyunca, tıpkı orijinal Star Trek serisindeki taş yiyen Horta gibi, silikon temelli bir yaşamın yer aldığı uzaylı dünyalarını hayal etti. Şimdi ise bilim insanları, ilk defa doğanın karbon temelli moleküllerin içinde silikonu barındıracak şekilde evrimleşebileceğini gösterdi ve bulgularını Science dergisinde detaylandırdı. Bu bulguların uzak dünyalarda (uzayda) yaşam kimyası için barındırabileceği sonuçlara gelince, söz konusu çalışmanın yardımcı yazarı, California Teknoloji Enstitüsü'nden olan ve 2018 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Frances Arnold şöyle diyor:
Silikon Temelli Hayat Mümkün Olabilir mi?
Günümüzde birçok anne adayı, normal doğumun çok sancılı bir süreç olmasından çekinerek sezaryen ile doğumu tercih edebiliyor. Ancak bilim insanları uyarıyor: Sezaryen doğum normal doğumun yerini tutmayabilir!
Sezaryenle Doğum, Yenidoğan Bebeğin Mikrobiyotasını Şekillendiriyor!
Oxford–AstraZeneca ortaklığı ile yapılan aşı çalışmalarının faz III aşamasının sonuçları, aşılar için yapılan faz III çalışmaları arasında yayınlanan en ayrıntılı bulguları ortaya koymuştur. Buna göre, ilk formal bulgular COVID-19 aşılarının en ekonomik ve en kolay dağıtılabilir, güvenli ve etkin aşılar olduğunu ortaya koymaktadır.
Oxford COVID-19 Aşısı Araştırma Sonuçları Bize COVID-19 Aşılarıyla İlgili Neler Öğretti?
Biyolojik süreçler, bir proteini oluşturan amino asitlerin DNA denen "tarif defteri" aracılığıyla birbirine tek tek bağlandığı ribozom makinelerinden tutun, büyük hayvan popülasyonlarında rekabet, iş birliği ve hatta fedakarlık davranışlarına kadar, uçsuz bucaksız olaylar ve süreçlerden oluşur. Biyologların ve diğer bilim insanlarının bu süreçleri anlamak için, en az bu süreçler kadar karmaşık deney mekanizmaları kurmaları gerekir.
Model Organizma Nedir? Yapılan Bilimsel Araştırmalarda Hangi Model Organizmalar Kullanılmaktadır?
Halk arasında karaciğer kelebekleri olarak da adlandırlıan Fasciolidae familyasından Fasciola cinsine ait yassı solucanlar benzetildikleri kelebekler (Lepidoptera takımı) kadar masum değiller! Bu canlılar başta koyun ve sığırlar olmak üzere insanlar ve diğer birçok memelide vücutta paraziter yaşam sürerek enfeksiyonlara ve genel metabolizmada çeşitli aksaklıklara yol açarlar. Bu etkenlerden en çok bilineni ve karşılaşılanı Fasciola hepatica türüdür ve enfeksiyonlarına fasiyoliyazis (fascioliasis) ismi verilmektedir.
Karaciğer Kelebekleri Enfeksiyonu: Fasiyoliyazis
Görme yetisine sahip insanlarla, kör insanların dış dünyayı deneyimleyiş şekillerinin aynı olup olmadığı yaygın bir merak konusudur. Ancak “Kör insanlar ne görür?” sorusunun tek bir cevabı yoktur. Çünkü körlüğün çeşitli dereceleri vardır. Ayrıca görme eylemini asıl gerçekleştiren ve bunu veriye dönüştüren organ beynimiz olduğundan, bir insanın doğuştan mı yoksa sonradan mı görüş yetisini kaybettiği de önemlidir.
Kör İnsanlar Ne Görürler? Bilim ve Teknoloji, Körlere Görüş Yetisini (Geri) Verebilir mi?
Lobotomi, beynin prefrontal korteks bölgesindeki bağlantıları kesmek suretiyle yapılan bir nörolojik ameliyat (nöroşirürji) yöntemidir. Daha spesifik olarak, psikocerrahi alanında yer alır ve lobotominin yavaş yükselişi ancak hızlı düşüşü, bir konuda merak uyandırmaktadır: Acaba insanlar bugünün hangi uygulamasına gelecekte dehşetle bakacaklar? Gottlieb Burckhardt’ın bu konuda şöyle bir yorumu var:
Lobotomin Hiç de Kısa Olmayan Tarihine Kısa Bir Bakış...
Beyinlerimiz, inanılmazdır. Sizce de öyle değil mi? Hiç inme, travmatik bir beyin hasarı veya başka bir hastalık (damage) sonrasında aniden iyileşen birinin hikayesini anlatan bir belgesel seyrettiniz mi? Bu hikayelerden bazıları, sadece "büyü" ile açıklanabilirmiş gibi görünüyor.
Nöroplastisite Nedir? Beynimiz, Değişen Çevre Koşullarda Kendisini Nasıl Değiştirir?
Bilim dünyasının karmaşık canlılarından biri olan blob, ilk defa Mayıs 1973'te Teksaslı Marie Harris'in arka bahçesinde; sarı, jelatin şeklinde bir canlı bulmasıyla bilim dünyasına girmiştir. 31 Mayıs 1973'te The New York Times gazetesi, botanistlerin “blob” yani "damla" ismindeki bu canlının, aslında bir cıvık mantar ya da ilkel bir "fungus" olduğunu ifade etmişlerdir.
Blob Nedir? 1 Milyar Yaşındaki, 720 Cinsiyetli ve Sinir Sistemi Olmadan Zeki Davranabilen Organizma, Bize Yaşam ve Zekayla İlgili Neler Öğretebilir?
Gece boyunca uyuyamıyorsanız endişelenmeyin. İnsanlar binlerce yıl boyunca iki vardiya uyudu. Kanıtlar, insanların uykusunun bir zamanlar kopuk olduğunu göstermesine rağmen araştırmacılar, bunun sebebini tam olarak çözemediler.
Kesintisiz Bir Uyku Uyuyamıyorsanız, Endişelenmeyin: İnsanlar, Binlerce Yıl Boyunca Çift Vardiyalı Uyumuş Olabilir!
Hayvan, bitki, mantar ve hatta protozoaların hücreleri birbirinden ne kadar farklı olursa olsunlar; paylaştıkları önemli bir özellik vardır: çekirdek. Elbette enerji üretiminden sorumlu mitokondriler gibi başka organelleri de var. Ancak sınırları belli, delikli bir genetik materyal kesesi olarak tanımlanabilecek çekirdeğin varlığı, 1925 yılında biyolog Edouard Chatton’a, "gerçek" ve "çekirdek" anlamlarına gelen sözcüklerin birleşiminden oluşan “ökaryot” terimini türetmesinde ilham olan asıl şeydi. Geri kalan her canlı ise “prokaryot” ("çekirdek öncesi" anlamına gelen bir sözcük) olarak adlandırıldı. Böylece çekirdekli ve çekirdeksiz yaşamın ikiye ayrılarak incelenmesi, biyoloji için bir temel haline geldi.
Viral Ökaryogenez: Ökaryotların Kökü Virüslere Dayanıyor Olabilir mi?
Ahtapotlar, 1000'den fazla vantuzu, 8 kolu, 3 kalbi, 3 santimetreye inebilen veya 9 metreye varabilen boyları ve "dünya dışı canlı" benzeri morfolojisi ile denizde karşılaşmayı beklediğiniz en garip ve dış görünüşü en farklı canlı olabilirler. Dünya'daki canlıların %95'i omurgasızdır ve tahmin edin omurgasızlar arasındaki en zeki hayvan hangisidir? Evet, ahtapotlar! Bu ilginç hayvanlar, 500 milyon yıldır yeryüzünde var olan kafadan bacaklılar sınıfının bir üyesi olup, bundan yaklaşık 140 milyon yıl önce atalarında var olan kabuklarını kaybederek, günümüzdeki görünüm ve özelliklerine oldukça yaklaşmışlardır.
Ahtapotlar ve İlginç Özellikleri: Dünyanın En Zeki Omurgasızları ile İlgili Neler Biliyoruz?
Geçmişten günümüze pek çok kültürde efsanevi yaratıkların bahsi geçmektedir. Aklımıza ilk gelenler genellikle Yunan mitolojisinden olur; Pegasus, Cerberus, Hidra, Chimera gibi. Elbette bu örnekler, mitolojiye olan ilginize bağlı olarak çok daha fazla arttırılabilir. Fakat bizim odaklandığımız mitolojik yaratık Kraken ve Moby Dick gibi deniz yaratıkları efsaneleri arasından sıyrılıp, literatüre kazandırılan kadim yaratık: Livyatan (Leviathan). Öyle ki adına kitaplar, efsaneler yazılan bu yaratık tarihte yaşamış denizel hiper-yırtıcılardan birinin ismine atfediliyor.
Livyatan (Leviathan) Nedir? Efsanevi Deniz Yaratığı Gerçek mi?
Gamzeler (veya teknik adıyla gelasin), cildimizde bulunan ufak girintilerdir. Yanak, çene, bel gibi vücudumuzun farklı kısımlarında bulunabilirler; ancak sıklıkla yanaklarda görülürler. Ağzımızın etrafındaki gamzeler tek bir tarafta bulunabileceği gibi, her iki tarafta da bulunabilir. 2018 yılında yaşları 18-42 yaş arasında değişen ve gamzeleri olan 216 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, %56'sının her iki yanağında da gamze olduğu görülmüştür. Gamzelerin hangi yanakta daha sık oluştuğunu araştıran çalışmalar, çelişkili ve kültüre bağlı olarak değişebilen sonuçlar elde etmiştir.
Gamzeler Hakkında Gerçekler: Neden Bazı İnsanlarda Gamze Bulunur? Gamzeler Nasıl Oluşur?
Sizin veya tanıdığınız birinin kulağının üzerinde minik bir delik mi var? Bu delik, teknik olarak "preauriküler sinüs", preauriküler kist veya preauriküler çukur denilen bir doğum kusurudur. Genellikle kulağın üst kısmını kafaya bağlayan yerde, küçük bir çukur şeklinde bulunur.
Preauriküler Sinüs: Kulağınızın Üzerinde Küçük Bir Delik mi Var? Bunun Evrimsel Bir Nedeni Olabilir!
Var olabilmemizin yegâne yolu, sekstir. Öyle ki seks, insanlar da dahil birçok hayvan türünün varlığının iki biyolojik temelinden birisidir (diğeri hayatta kalmaktır). Bunu, çocuk ölümlerinin aşırı yüksek olduğu zamanlarda, türümüzün varlığını koruyabilmiş olduğu gerçeğinde net bir şekilde görebiliyoruz. Eğer seks dürtülerini baskılamış olsalardı, popülasyonumuz bugünlere kadar gelemeyecekti.
Seks Kadar Doğal Bir Davranış, Nasıl Oldu da Bu Kadar Tabu Bir Konu Haline Geldi?
Geçmişte insanlar seyahat etmek ve ağır yükleri kaldırmak için ayaklarını kullanırdı. Şimdi ise hızlı trenler ve uçaklarla seyahat edip rahat koltuklarımıza gömülüyoruz. Arkamıza yaslanıp oturmak için ayırdığımız fazladan süre, bize kalp hastalıkları gibi bedellerle dönüyor.
Oturmanın Riski: Günün Önemli Bir Bölümünde Dinlenecek Biçimde Evrimleştik; ancak Yanlış Oturuyoruz!
Primatlar önlerindeki görsel bilgiyi, tıpkı dijital kameraların pikselleri gibi, beyinlerinin görsel korteksinde bulunan küçük işlem birimlerini kullanarak işlerler. Cenevre Üniversitesinden bilim insanları, Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmalarında Max Planck Enstitüsü ve Paris Milli Doğa Tarihi Müzesinin de işbirliği ile görsel becerilerimizin kaynağını anlamak için bu işlem birimlerinin primatlar arasında oldukça farklılık gösteren boyutlara göre ölçeklenmiş olup olmadığını araştırdılar.
Dünyanın En Küçük Primatlarından Olan Gri Fare Lemuru, Görsel Sistemlerimizin Milyonlarca Yıllık Evrimine Işık Tutuyor!
İnsanlar arasında boyut açısından çok büyük farklılıklar vardır, ancak tüm popülasyonlarda erkekler genelde dişilerden daha büyüktür. Çoğu biyolog için bu durum, genel olarak büyük memelilerde ve özellikle de maymunlarda boyut dimorfizmini açıklayan aynı süreçlerle kolayca anlaşılabilir. Erkeklerin dişileri elde etme mücadelesi nedeniyle, cinsel seçilim daha büyük erkekleri tercih eder. Nitekim bu faktör erkeklerin neden iri oldukları için seçildiğini açıklarken, dişiler tarafındaki seçilim sorununa açıklık getirmez. Aslında daha büyük dişilerin de doğal seçilim tarafından tercih edildiği gösterilmiştir. Bu dişiler için geçerlidir çünkü bu şekilde doğum yaparken ölme olasılıkları azalır.
Dişiler, Neden Erkeklerden Daha Küçüktür? Antropoloji ve Evrimsel Biyoloji, İnsanlarda Cinsel Çiftbiçimliliği Nasıl Açıklar?
Bilim insanları, bu zamana kadar ilk kez kök hücrelerini belirli bir doku bölesine göç etmeleri için uyaran ve iyileştirme kapasitelerini arttıran bir ilaç geliştirdi. Çalışmanın odağı, kemokin aracılı G protein bağlı reseptör CXCR4 ve ona bağlanan kemokin sinyali CXCL12'dir.
Bilim İnsanları, Nöral Kök Hücrelerini İstenilen Dokuya Yönlendiren Bir İlaç Keşfetti!
Toprak, besin döngüsü ve karbon depolaması için gerekli olan yaşamla doludur. Toprak, mikroorganizma ve makroorganizmalarla dolu canlılar dünyasını içerir ve toprak bu organizmalara yaşam ortamı sağlar.
Bakteri ve Mantarlar, Toprak İçerisinde Küresel Bir Savaş Halindeler!
Kuşların doğal ortamda yaptığı tüm yaşamsal aktiviteleri izleme uğraşına kuş gözlemi ve bunu gerçekleştiren kişiye de kuş gözlemcisi denmektedir. Bu yaşamsal aktiviteleri avlanma, beslenme ve üreme faaliyetleri olarak sıralayabiliriz.
Sorularla Kuş Gözlemciliği: Kuş Gözlemi Nasıl Yapılır? Nelere Dikkat Edilmeli? Kimler Kuş Gözlemcisi Olabilir?
Travma, bir kişinin emniyeti ya da varlığına tehdit oluşturacak şekilde algılanan ve fiziksel, duygusal ve psikolojik stres ya da zarara sebep olan, "travmatik deneyimler" olarak isimlendirilen karşı verilen korkunç olaylara verilen psikolojik ve duygusal yanıtlardır. Bir başka deyişle, normal insan deneyim aralığının dışında kalan ve bireye göre değişen tepkiler oluşturan olaylardır.
Travma Nedir? "Küçük t" ve "Büyük T" Travma Ne Anlama Gelir, Farkları Nelerdir?
Creutzfeldt Jakob hastalığı, prion denilen hatalı katlanmış patojen proteinlerin beyin dokusunda birikmesi ile görülen dejeneratif bir sinir sistemi hastalığıdır. Bireyler arasında bu hastalığın bulaşıcılığıyla ilgili bir kanıt bulunmamaktadır fakat kornea nakli, elektrot implantlar, beyin sert zarı nakli, büyüme hormonu kullanımının sebebiyet verdiği bireyler arası iletim ile de bu hastalığa yakalanmak arasında bağlantı kurulmaktadır. Ayrıca, deli dana hastalığına sebep olan aynı prionların Creutzfeldt Jakob hastalığına sebep olduğı kanıtlanmıştır. Prionlar ile ilgili yazılarımıza buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.
Creutzfeldt Jakob Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir?
COVID-19 salgını, bu salgının beraberinde getirdiği ekonomik ve sosyal yıkımın da tetiklemesiyle, insanların kendileriyle ve (her türlü) ilişkileriyle ilgili birçok soruyu ve sorunu yeniden düşünmelerine neden oldu. Öncelikle COVID-19 hastalığı ve bu hastalığın etkeni SARS-CoV-2 virüsü ile ilgili sorular önem kazandı. Gezegen ölçeğindeki bu salgınla savaşımda uluslararası örgütlerin ve Dünya Sağlık Örgütü’nün işlevi ve işlevlerini yerine getirme kapasiteleri tartışmaların merkezinde yer aldı. İnsanların, salgının atlatılması için umut olarak sunulan aşı ve ilaç konularına ilgileri artarken, endüstriyel tıbbın gerçekleriyle yüzleşmesi ilk kez böylesine yaygın bir somutluk kazandı. Hastalığın bir tehdit olarak önemi anlaşıldıkça soruların kapsamı ve bağlamı değişmeye başladı. Yaşama, canlılar âlemine ve insanların bu âlemdeki yerinden, virüsler ile canlılar âlemi arasındaki ilişkilere ve birlikte evrimleşmeye dek türsel varoluşun soruları da yanıtlanmak üzere gündemdeki yerini aldı.
Pandemi ve COVID-19": Katkı Sunduğumuz COVID-19 Kitabı Yayında!
2018'in kasım ayında bir pazar sabahı Angola Three Hapishanesinde en uzun süre mahkum kaldığı bilinen Robert King, nörobilimcilerden oluşan bir ekibin karşısına çıktı ve tek başına hücre hapsinde geçirdiği 29 yılını anlattı. Şöyle dedi:
Tek Kişilik Hücre Hapsi: Aşırı İzolasyon Beyni Nasıl Etkiler?
Aşırı içki içme ve aşırı alkol tüketimi, yalnızca bilinç kararması gibi tehlikeli durumlara değil, uzun süreli sağlık sorunlarına da yol açabilen riskli davranışlardır.
Aşırı Alkol Tüketimi ve Bilinç Kaybı: Ne Kadar Alkol İçmek Zararlıdır?
Hamam böceklerinin radyasyon direnci insanlarınkine göre yüksek olsa da, radyasyona karşı tamamen dayanıklı değillerdir. Aslına bakarsanız hamam böceklerinin radyasyon direnci, böceklerin genel ortalamasının altındadır ve bazı böcek türleri, radyasyona karşı hamam böceklerinden 10 kata kadar daha dirençlidir. Dolayısıyla bir atom bombasına olan mesafelerine ve ortamda ne süreyle bulunduklarına bağlı olarak hamam böcekleri de ölecektir.
Hamam Böcekleri, Atom Bombası veya Nükleer Kış Gibi Bir Felaketten Sağ Çıkabilir mi?
Okyanuslar gerçekten devasa ve hayat kaynayan yerler. Ancak hala okyanusların küçük bir kısmı hakkında bilgi sahibiyiz. Yapılan araştırmalar ile her geçen gün yeni bilgiler öğrenmeye devam ediyoruz. Bu seferki keşif ise Porto Riko yakınlarında keşfedilen bu jelatinimsi hayvan oldu.
Okyanusun Derinliklerinde Jelatinimsi Bir Kabarcık Gibi Gözüken Yeni Bir Hayvan Türü Tanımlandı!
Bu tür Evrim Ağacı tarafından gözlemlenmemiştir.
Bulutlu parslar (Neofelis)
Bu tür Evrim Ağacı tarafından gözlenmemiştir.
Deniz İnekleri (Sirenia)
Boston Üniversitesinde yapılan yeni bir araştırma, bu gece uyuduğunuzda beyninizde hayret verici şeyler yaşanacağını söylüyor. Siz uykudayken, önce nöronlarınız giderek sakinleşecek, birkaç saniye sonrasında kafanızın içerisinde bulunan kan sızmaya başlayacak. Akan kanın yerini beyin-omurilik sıvısı alacak ve beyninizi ritmik, yavaş dalgalarla, baştan sona yıkayacak!
Uyurken "Beynimiz Yıkanıyor": Uykuya Daldığınızda Kan, Beyin Dokusunu Terk Ediyor ve Yerini Beyin-Omurilik Sıvısı Alıyor!
2018 yılına ait verilere göre lösemi, yani kan kanseri, yılda yaklaşık 450.000 insanın yakalandığı, 300.000 civarı insanın ise hayatını kaybettiği bir hastalıktır. Peki lösemi tam olarak neyin nesidir ve neden bu kadar yaygın?
Lösemi Nedir? Neden Halen Çocukluk Çağı Lösemisinin Önüne Geçemedik?
Mart 2020'de Evrim Ağacı'nda yazdığımız üzere, COVID-19 aşısının en erken 12-18 ay içerisinde üretileceği, dolayısıyla 2021 yılından önce erişilebilir olmayacağı bilinmekteydi. Ancak bu süre bile, birçokları için aşırı kısa gözükmekteydi; çünkü aşı üretimi oldukça zorlu bir iştir. Çoğu zaman bir aşının üretilmesi yıllarca sürer. Bugüne kadar ürettiğimiz bazı aşıların üretim süreleri şu şekilde:
Bir Aşının Normalden Hızlı Üretilmesi Riskli mi? Bugüne Kadar Üretilen En Hızlı Aşı Hangisi? COVID-19 Aşısının Güvenliği Nasıl Garanti Edilecek?
Aşılar hastalığa neden olan organizmanın küçük parçalarını veya küçük parçaların benzer kopyalarını içerir. Aşıyı güvenli ve etkili tutmak için, başka bileşenler de aşılara dahil edilir. Bu bileşenler, çoğu aşıda bulunur ve onlarca yıldır, milyarlarca doz aşının yapımında kullanılmaktadır. Her aşı bileşeni, belirli bir amaca hizmet eder ve bu bileşenlerin her biri üretim sürecinde test edilir; bu sayede tüm bileşenler, güvenlik açısından test edilmiş bir şekilde halka sunulur.
Aşı Kimyası: Aşıların İçinde Ne Var? Aşıların Güvenliğini ve Ne Süreyle Korunacağını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
İtiraf edelim, insanoğlu olarak zombilere karşı korku ile karışık bir hayranlık besliyoruz. Eğer bilim insanları ölüleri başarıyla diriltebilselerdi, toplumun nasıl değişebileceğini hiç düşündünüz mü?
Ölüleri Diriltmek: Zombi Bilimi mi, Tıbbi Bir Olasılık mı?
Ayna dokunma sinestezisi, bir kişinin başka birisine dokunulduğunu gördüğünde kendisine dokunulmuş gibi hissetmesine sebep olan bir durumdur. Buradaki "ayna" terimi, başka birisine dokunulduğunda hislerin o kişideki yansımasını ifade eder. Yani birisine sol taraftan dokunuluyorsa, kişinin ona sağ taraftan dokunuluyormuş gibi hissetmesi anlamına gelir.
Ayna Dokunma Sinestezisi Nedir? Başka Birine Dokunulduğunda Size Dokunulmuş Gibi Hissetmeniz Mümkün mü?
İnsanlar büyümek, avlanmak ve yiyecek bulmak zorundalardır; ancak çoğu canlı, yaşamını sürdürürken bu kadar kısıtlanmış değildir.
İnsanlar Fotosentez Yapabilir miydi? Gelecekte Fotosentez Yapmayı Başarabilir miyiz?
İnsan hayatının bir virüs tarafından tehdit edildiği şu günlerde, SARS-CoV-2 virüsüne karşı uygulanmaya başlanan herhangi bir aşı olmadığı için, vücudun kendi savunma mekanizmasını güçlendirmek en etkili yöntem gibi görünüyor.
C Vitamini Koronavirüse Karşı Kullanılabilir Mi?
İyi filmler, insanların hayata bakışlarını değiştirir; ama kaç kişi, izlediği bir filmin görüşünü sonsuza dek değiştirdiğini söyleyebilir? Bruce Bridgeman, bunu diyebilecek insanlardan biri. Bridgeman'ın dünyayı görüşü, "Hugo isimli filmi izlemeden önce" ve "Hugo'yu izledikten sonra" diye ikiye ayrılıyor.
Stereo Körlük: İzlediği Film, Bir Adamın Görüşünü Sonsuza Kadar Nasıl Değiştirdi?
Daha önce defalarca arazi yaptığımız Karasu, Sakarya alanında yine sabah arazisine gitmiştik. Alanda hem farklı memeli türleri bulunduğundan hem de yeni kertik arayışında oluşumuzdan dolayı oldukça sessizdik. Çam ağaçlarının bulunduğu kısımda yaklaşık 7-8 birey sürmeli çalıkuşuna denk geldik. Dişi ve erkek bireylerden oluşan bu sürüde, üreme döneminde oldukları için kafasında turuncu kısım bulunan erkek bireyler oldukça dikkatimizi çekmişti. Grup içerisinden bazı bireylerin diğerlerine göre daha sakin tavır sergilemesi tür fotoğrafı çekerken işimizi oldukça kolaylaştırdı. Bizde birkaç fotoğraf alarak arazimize devam ettik.
Sürmeli çalıkuşu (Regulus ignicapilla)
Üzgünken ağlamak çok normal ve oldukça yaygın. Muhtemelen siz de üzgün veya kızgın olduğunuz ya da hüsrana uğradığınız bir noktada ağladınız ya da birinin öfkeden ağlayışına tanık oldunuz. Fakat yine tecrübe etmiş olabileceğiniz, çok daha ilginç bir diğer ağlama çeşidi var: Sevinçten ağlamak!
Sevinç Gözyaşları: Mutluyken Neden Ağlıyoruz?
Fizyoloji, habitat ve beslenme ihtiyaçları açısından son derece farklı olmalarına rağmen bitkiler ve hayvanlar, ortak varoluşsal bir sorunla karşı karşıyadır: Zararlı mikroorganizmalara sürekli maruz kalma karşısında kendilerini nasıl savunmada tutacakları... Giderek artan sayıda kanıt; bitkiler ve hayvanların, patojen molekülleri algılayan ve doğuştan gelen bağışıklık tepkilerini harekete geçiren benzer reseptörleri bağımsız olarak geliştirdiklerini göstermektedir.
Bitki ve Hayvanların Bağışıklık Sistemlerindeki Benzerlik, Patojenleri Algılama Yetisinin Ötesine Geçiyor!
Ressam, heykeltıraş, mimar, mucit, mühendis, kısaca tam bir hezarfen olan Leonardo da Vinci, tüm bu unvanlarıyla gerçek bir "Rönesans adamı" idi. Meraklı bir akıl ve parlak bir zekâya sahip olan sanatçının eserleri, yüzyıllar boyunca sayısız sanatçı ve mühendisi etkilemiştir. Yeni araştırmalar sayesinde çizimlerinin başka bir karmaşıklık düzeyi daha ortaya çıktı: Sanat eserlerinde, küçük yaşam formlarından oluşan gizli bir dünya vardı.
Leonardo da Vinci'nin Eserlerinde Bulunan Bakteri, Mantar ve İnsan DNA'ları...
Parazitler, uygun konak türlerine bulaşmayı artırmak ve yaşam döngülerini tamamlayabilmek için, konak davranışlarını değiştirebilir. Manipülasyon hipotezi olarak da adlandırılan bu fenomenin kanıtları; Toxoplasma gondii, Dicrocoelium dendriticum ve Diplostomum pseudospathaceum gibi birçok parazit türünde çalışılmış ve konuyla ilgili bir takım veriler ortaya çıkartılmıştır. Bu fenomenden faydalanan parazitlerden biri de, her yıl milyonlarca insanı etkileyen, sıtma (İng: "malaria") etkenleridir.
Manipülasyon Hipotezi ve Paraziter Manipülasyon: Plasmodium Cinsi Sıtma Paraziti, Anopheles Cinsi Sivrisinekleri Nasıl Kontrol Ediyor?
Uluslararası bir bilim ekibi; en basit yapılı aminoasit ve aynı zamanda yaşamın önemli yapı taşlarından biri olan glisinin, uzaydaki kimyayı yöneten zorlu koşullar altında bile oluşabileceğini gösterdi. Nature Astronomy dergisinde yayınlanan sonuçlar, glisinin tıpkı diğer amino asitler gibi yeni yıldız ve gezegenlere dönüşmeden önce yoğun yıldızlararası bulutlarda oluştuğunu öne sürüyor.
Glisinin Kökeni: Yaşam Oluşturan Yapı Taşları, Yıldızlardan Oluşmadan Önce, Zorlu Uzay Kimyası Sayesinde Oluşmuş Olabilir!
Bilinçsiz şehirleşme ve iklim değişikliği, 21. yüzyılın en önemli sosyo-ekolojik sorunlarından biridir. Bu iki güncel konunun ortak sonuçları artan insan popülasyonu ile şiddetlenmekte, buna bağlı olarak da yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bunun yarattığı ekolojik sorunlardan biri de bu yazımızda inceleyeceğimiz Kentsel Isı Adası etkisidir.
Kentsel Isı Adası Nedir? Nasıl Oluşur? Nasıl Önleyebiliriz?
İnsanlar, bitkiler üzerinde yapay seçilimi kullanarak tarımı 10,000-40,000 yıl önce başlattılar. Aynı doğa yasasını, yani yapay seçilimi hayvanlarda kullanarak, 20,000-40,000 yıl önce kurtları (Canis lupus) evcilleştirdiler ve kurtlar içerisinden bir grubun köpeklere (Canis lupus domesticus) evrimleşmesine sebep oldular. Sadece tarım bitkileri ve köpekler değil; insanlar, bu şekilde sayısız bitki ve hayvanın evrimine yön vererek, yapay seçilim yoluyla gen havuzlarına müdahale etmeye başladılar.
Yardımcı Üreme Teknolojileri (ART) ve Embriyonik Gen Düzenleme: İnsan Üremesi ve Genetiğine Ne Düzeyde Hükmetmeliyiz?
Aynı gebelikte doğan çocuklara "ikiz" diyoruz ve ikizler dünya popülasyonunun yüzde ikisi gibi büyük bir oranını oluşturmaktadır; yani her gördüğünüz 100 insandan birinin ikizi vardır. Buna rağmen ikiz doğumları, insanlar için en şaşırtıcı olaylardan birisidir. İkizler, özellikle de tek yumurta ikizleri hem halk hem tıbbi araştırmacılar için büyüleyici bir konudur. Tek yumurta ikizlerinin birbirlerine son derece benzer olmasına ya da bazı çift yumurta ikizlerinin birbirinden nasıl o kadar farklı olabildiklerine şaşırırız. 
İkizler ve Gerçekler: İkizler Telepati ile İletişim Kurabilir, Birbirlerinin Acısını Hissedebilirler mi? İkizlerin Parmak İzi ve Genleri Aynı mı?
Makro besinlerin (karbonhidrat, yağ, protein) hiçbiri ne yağ kadar kötülenmiş ne de yağ kadar sevilmiştir. Vaktinde 80’ler ve 90’lar toplumunun "bir numaralı düşmanı" ilan edilen yağ, günümüzde popüler keto diyetinin temeli haline gelmiştir. Her iki senaryoya rağmen, yağların vücudumuzda oynadığı önemli ve karmaşık rol hala belirgin değildir. Hadi biraz da yağların vücudumuzda ne yaptığından konuşalım.
Yağ Tükettiğimizde Vücudumuzda Aslında Neler Oluyor?
Dünyaların çokluğu ve evrenin başka yerlerinde akıllı yaşamın varlığı düşüncesi, MÖ 6. yüzyılın Antik Yunan Sokratik filozoflarından bu yana insanlığın ilgisini çekmiştir. 16. yüzyılda modern bilimin ortaya çıkışı, bilimsel yöntem kullanılarak nihayet evrenin başka yerlerinde yaşam olasılığının ampirik (deneysel) olarak araştırılabileceği araçları sağladı. Son 30 yılda binlerce ötegezegenin keşfedilmesi, bilim insanlarının, Dünya dışı yaşamla temasın önümüzdeki 20 yıl içinde gerçekleşebileceğini düşünmelerine yol açtı. Böyle bir senaryo gerçekleşecek olsaydı, herhangi bir Dünya dışı yaşamı algılayabilir miydik?
Oldukça Sınırlı Olan İnsan Algısı, Dünya Dışı Akıllı Yaşam Arayışını Yanlış Yönlendirebilir mi? Uzaylıları Algılayabilir miyiz?
Küçük boyutlarda bir insan kalbi, Doris'in Texas Kalp Enstitüsündeki (THI) laboratuvarında, labirent-vari koridorlarındaki kilitli kapılardan birinin ardında, bir biyoreaktörde asılı duruyor. Bu; renksiz, kan ve hücrelerden arındırılmış bir kalp. Kalpten geriye kalan tek şey, hücre dışı matrisin bozulmadan kalmış doğal hücre iskeleti.
Hayalet Kalpler: Kök Hücreleri Kullanarak Sıfırdan Kalp Üretmek Mümkün Olabilir mi?
Tamamen kör olduğunuzu; ama yine de görebildiğinizi düşünün. İmkânsız gibi mi geliyor? Aslında bu mümkün. Birkaç yıl önce, bir adam -ona Barry diyelim- arka arkaya iki inme geçiriyor. Bu inmelerin sonucunda da Barry tamamen kör kalıyor ve ancak bir değnek yardımıyla yürüyebilecek duruma geliyor.
Kör Görüş: Bazı "Kör" Bireyler, Farkında Olmamalarına Rağmen Görüyor Olabilirler mi?
Yeni yapılan beyin araştırmasının sonucu, elle yazı yazmanın çocukların daha çok öğrenmesini ve daha iyi hatırlamasını sağladığını gösteriyor. Aynı zamanda çalışma, okulların giderek daha fazla dijitalleştiğini ve 19 Avrupa ülkesinde online ortamda zamanını en çok zaman geçirenlerin Norveçli çocuklar olduğu ortaya koydu.
Elle Yazı Yazmak, Çocukları Neden Daha Zeki Yapıyor?
İnsanlarda TP53 geninden (farelerde Trp53 geninden) üretilen p53 proteini, anti-kanser aktivitesi için çeşitli mekanizmalara sahiptir ve hem transkripsiyonel olarak bağımlı hem de transkripsiyonel olarak bağımsız mekanizmalarla hareket eder. Hücre döngüsü durmasına, hücresel yaşlanmaya, DNA onarımına, farklılaşmasına ve hücre ölümüne (apoptoz) yol açan çok çeşitli hücre sinyalleme mekanizmalarında önemli bir rol oynadığı görülmüştür. p53, ayrıca tümör oluşumunu önlemek için DNA hasarı gibi çeşitli tümör gözetim işlevlerini de gerçekleştirdiği için "genomun koruyucusu" olarak da adlandırılır.
Kanser Genetiği: Tümör Baskılayıcı p53 Geni ve Bu Gendeki Mutasyonlar, Kanseri Nasıl Etkiliyor?
Sanılanın aksine, yaklaşık 3.500 sivrisinek türünden sadece birkaç tanesi insanları sokuyor. Soktuklarında saldıkları patojenlerle, her yıl yaklaşık 100 milyon insanı hasta ediyorlar.
Sivrisineklerin İnsanları Sokacak Biçimde Evrimleşmesini Tetikleyen 2 Ana Faktör Belirlendi: Şehirleşme ve İklim!
50 Soruda Evrim
Evrim Ağacı'nın 4. Kitabı: "50 Soruda Evrim
Albinizm, Latincede "albus" yani "beyaz" kelimesinden gelen; hayvanların (ve dolayısıyla insanların) gözlerinde, derilerinde, saçlarında, tüylerinde, kıllarında ve pullarında pigment eksikliği ve pigmentlerin hiç var olmaması durumudur; kimi zaman bitkilerde de görülebilir. Bu kalıtsal duruma bağlı olarak, bu bireylerde kanser oluşumu ihtimali artar ve görüş yeteneği azalır. İnsan harici hayvanlarda albinizm ve melanizm ile ilgili birçok örneği buradaki yazımızdan görebilirsiniz.
Albinizm ve İnsanlık: Bütün İnsanlar Albino Olsaydı Neler Olurdu? Albinizm ile İlgili Doğru Sanılan Yanlışlar...
mRNA, ya da uzun adıyla mesajcı ribonükleik asit, birçok canlı için ana genetik malzeme olan DNA'dan (deoksiribonükleik asit) üretilen, DNA'nın çift zincirli olmasının aksine tek zincirli olan bir biyomoleküldür. Mesajcı RNA (mRNA), hücre çekirdeğinden geçerek sitoplazmaya ulaşabilir ve DNA'da saklanan genetik bilgiyi ribozom adı verilen ve proteinlerin sentezlenmesini sağlayan organele taşıyabilir. mRNA tarafından DNA'dan ribozoma taşınan bu bilgiler, tRNA isimli bir diğer RNA molekülünün yardımıyla, tek tek aminoasitlerin üretilmesini ve bunların birleştirilerek hem hücrenin inşasında, hem de hücre içi süreçlerin çalışmasında rol alan proteinlerin oluşturulmasını sağlar. Yani mRNA, DNA'mız ile her şeyi mümkün kılan proteinler arasındaki iletişim aracıdır. DNA'dan mRNA oluşumuna transkripsiyon, mRNA'nın okunması sonrasında taşıyı RNA (tRNA) yardımıyla proteinlerin üretilmesine translasyon adı verilir.
mRNA Nedir? Aşılarda mRNA Nasıl Kullanılır?
Oregon Üniversitesi ve Northwestern Üniversitesi biyologları, crossover (parça değişimi) olayının çok fazla gerçekleşmesinin, kısırlığı artırabileceğini gösteriyor.
Sperm ve Yumurtalardaki DNA'nın Aşırı Değişimi (Yüksek Crossover), Kısırlığı Artıran Kromozom Bozukluklarına Neden Olabilir!
Mısır yılanının lavanta çeşidinin bir mutasyonu, Cenevre Üniversitesi (UNIGE) takımının omurgalılardaki olağanüstünü çeşitlilikteki deri renklerinden sorumlu mekanizmaları anlamasına yardımcı oluyor.
Yılanlarda Genetik Mutasyonla Ortaya Çıkan Yeni Deri Rengi Kombinasyonları, Hayvanlarda Deri Renginin Evrimsel Kökenlerini Aydınlatıyor!
Köpeklerin kurtlardan daha sevimli, ya da bir evcil hayvan çiftliğindeki keçilerin vahşi atalarından daha kısa boynuzları olması ve daha dostça tavırlar sergilemeleri tesadüf değil. Bilim insanları buna "evcilleştirme sendromu" adını veriyorlar. Evcilleşen hayvanların bir yandan saldırganlıkları kaybolurken, diğer yandan yanlışlıkla bazı fiziksel değişiklikler de yaşıyorlar: Daha yumuşak ve sarkık kulaklar, kısa ağız ve burunlar, kıvrımlı kuyruklar, soluk renkte kürk, küçük beyin vb. özellikler ediniyorlar.
Maymunlar da İnsanlar Gibi "Kendi Kendilerini Evcilleştirmiş" Olabilir!
Günlük yaşamlarımıza devam ederken, evrenin devasa büyüklüğünü unutmak çok kolaydır. Dünya büyük bir yer gibi görünebilir ancak gerçekte ise gezegenimiz, 200 milyardan fazla galaksi içerdiği tahmin edilen bir evrende bir kum tanesi içindeki bir tanecik kadar küçüktür. Yıldızlı bir gecede gökyüzüne baktığımızda, hayrete düşmek ve meraktan bunalmış olmak için her türlü nedenimiz vardır.
Aşma Hipotezi, Fermi Paradoksu'na İlginç Bir Çözüm Sunuyor: Sanal Gerçeklik!
Bizi diğer primatlardan ayıran en temel özelliğimiz, vücut büyüklüğümüze göre daha iri olan beyinlerimizdir. İnsan olmayan ama primat olan atalarımızdan bize kadar gelecek olan yolakta, çok sayıda gen rol aldı ve bunların zaman içinde değişmesinin etkisiyle bizler, atalarımıza ve kuzenlerimize göre farklılaştık. Görünen o ki, zeka büyüklüğümüzü etkileyen en önemli gen, ARHGAP11B isimli bir gen olabilir ve bu geni kullanarak, diğer maymunlarda da iri beyinler üretmek, böylece evrimsel geçmişi teste tabi tutmak mümkün olabilir.
Maymunları Evrimleştirmek: İnsana Özgü Bir Gen, Maymun Beyinlerini İnsandaki Gibi İrileştiriyor ve Neokorteks Kalınlığını Arttırıyor!
Uluslararası Astrobiyoloji Dergisi’nde yayınlanan bir makale, süpernovaların etkisini araştırıyor. Bildiğiniz gibi süpernovalar, bilinen evrendeki en şiddetli olaylardan biridir. Sadece birkaç ay içerisinde, bu patlamaların yalnızca biri bile, güneşimizin ömrü boyunca verebileceği enerji miktarından daha fazla enerji açığa çıkarabilirler. Ayrıca çok ama çok parlaklardır. Colorado Üniversitesi'nden proje yönetmeni olan Robert Brakenridge şöyle diyor:
Ağaç Halkalarına İşleyen Dünya Dışı Veriler: Dünya'nın En Eski Astronomları, Ağaçlar Olabilir mi?
Muz bitkisinin yapay seçilim yoluyla evrimleştirilmesi (veya "kültürlenmesi", "evcilleştirilmesi"), atasal bitkide bulunan tohumların, döllenme olmaması halinde partenokarpik, tohumsuz meyvelere dönüştüğü bir yapıya çevrilmesi sayesinde başarılan bir evrimsel değişimdir., Partenokarpi, döllenme olmaksızın meyve oluşturabilme yeteneğine verilen isimdir. Bu özelliğin yapay seçilim yoluyla pekiştirilmesi sayesinde modern muzlar, görselde gördüğünüz ve yemesi güç atasal formlardan evrimleştirilebilmiştir.
Yapay Seçilim: Muzun Evrimi ve Kültürü
14 Ekim 2020'de Félix Houphouët-Boigny Üniversitesi’nden Sery Gonedelé Bi ve meslektaşları tarafından, erişime açık PLOS ONE dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, son yıllarda Fildişi Sahili’nin koruma alanlarındaki orman fillerinin sayısında geniş çaplı ve felaket olarak adlandırılabilecek bir düşüş gözlemlendi.
Filleri Olmayan Bir Fildişi Sahili mi? Afrika Orman Filleri, Fildişi Sahili'nde Kitlesel Olarak Yok Oluyor!
Sürüngenlerin, geçtiğimiz 300 milyondan fazla yıl içerisinde nasıl ve ne zaman evrimleştiği hakkındaki 75 yıllık görüşe meydan okumak; bol bol kamera kullanımı, epeyce bilgisayarlı tomografi (CT) taraması ve en önemlisi, binlerce kilometrelik yolculuklar yapmayı gerektirir. Bu işte neden başarılı olduklarını anlamak isterseniz, Tiago R. Simões’in pasaportundaki pullara bakmanız yeterli.
Sürüngen Evrimi: Adaptif Yayılım Yerine, Birikimli Seçilim, Sürüngenlerin Nasıl ve Ne Zaman Evrimleştiğini Daha İyi Açıklıyor!
Bir grup bilim insanı, rubisko enziminin antik bir çeşidini buldu. Rubisko canlılarda çok yaygın olarak bulunan, yaşam için çok kritik bir enzim.
Karbonun Bağlanmasını ("Fikse Edilmesini") Sağlayan Rubisko Proteininin Evrimindeki "Kayıp Bağlantı" Bulundu!
Aylardır kızılkuyruğun gelmesini beklediğimiz için kulağımız hep dışarıda oluyordu. Kara kızılkuyruğun sesini duyunca acaba o da gelmiş olabilir mi diye düşünürken hemen kamerayı alıp bahçeye gittik. Ve yine kara kızılkuyruk gelmişti. Madem kızılkuyruk (Phoenicurus phoenicurus) yıllardır gelmiyor bizde kara kızılkuyruğu fotoğraflayalım dedik. Ve fotoğrafladık.
Kara kızılkuyruk (Phoenicurus ochruros)
Pittsburgh Tıp Fakültesinden araştırmacılar, lamalardan alınan küçücük ama oldukça etkili SARS-CoV-2 antikor parçacıklarından, COVID-19'un tedavisi ve önlenmesinde kullanılabilecek, solunabilir bir tedavi yöntemini Science dergisinde tanıttılar.
Lama Nanokorları, COVID-19'a Karşı Güçlü Bir Silah Olabilir!
İlk olarak 2017 yılında kameralara takılan bir görüntü, yaban hayattaki şempanzelerin yüzlerinde berbat lezyonlar olduğunu gözler önüne serdi. Daha önceden şempanzelerde asla görülmemiş olan bu hastalığın, kısa bir süre içerisinde cüzzam olduğu anlaşıldı. Üstelik salgın, tek bir sürüde değil, birbirinden bağımsız birkaç sürüde devam ediyor. Yapılan incelemeler, cüzzamın insanlardan şempanzelere geçmediğini ve bilinmeyen bir kaynak dolayısıyla başladığını gösteriyor.
Yaban Hayatta Yaşayan Birden Fazla Şempanzede İlk Defa Cüzzam Görüldü!
Makalenin yazarı, Vanderblit ve Massachusetts Üniversitelerinde görev yapan Dr. James Muchira, çalışmalarını şöyle özetliyor:
Annelerin Yaşam Tarzı, Çocuklarının İlk Kalp Rahatsızlıklarını Ne Zaman Yaşayacağını Önceden Bildirebilir!