input
stringclasses
1 value
output
stringlengths
3
2.24k
instruction
stringlengths
7
218
Bazı siyah ve sarı çizgili piknik ziyaretçileri (yaban arıları), atalarının bir asır önce sahip olduğu vücut büyüklüklerine göre daha küçük olabilirler. İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklıklardan dolayı devam eden küresel ısınmadaki artışın bir sonucu olarak, en az bir yaygın yaban arısı türü küçülüyor gibi görünüyor.
Yaban Arıları Küçülüyor ve Bunun Nedeni İklim Değişikliği Olabilir!
Kısaca "coke" olarak da bilinen ve burna çekme, dumanını akciğerlere çekme veya damara enjekte etme gibi yöntemlerle kullanılan kokain, çok güçlü bir uyarıcı ve uyuşturucu maddedir., Çoğunlukla yoğun mutluluk duygusu, cinsel uyarı, gerçekle olan bağlantının kesilmesi veya psikomotor ajitasyon amacıyla kullanılan kokaninin vücuda girmesinden sadece birkaç saniye ila dakika sonrasında kalp hızı artar, terleme ve büyümüş göz bebekleri görülür, doza bağlı olarak kan basıncı ve vücut sıcaklığı artar. Günümüzde tıbbi amaçlarla çok nadir olarak kullanılan bu uyuşturucunun etkileri çoğu zaman 5-90 dakika kadar sürer.
Yüzyıllardır İşçilerin Ağrılarını Dindirmekte Kullandığı Kokain, Sigmund Freud Tarafından İlk Lokal Anestezi Maddesi Olarak Kullanıldı!
NASA Astrobiyoloji Programı, 9 Kasım 2020'de yaptığı açıklamayla, Disiplinlerarası Astrobiyoloji Araştırmaları Konsorsiyumu'nun (ICAR) parçası olacak 8 yeni disiplinlerarası araştırma ekibini seçtiğini duyurdu. Bu konsorsiyum çerçevesinde yapılacak araştırmaların kapsam ve derinliği, astrobiyoloji araştırmalarında gezegensel sistem oluşumunun kozmik kökenlerine, yaşamın kökenleri ve evriminden Dünya dışı yaşam arayışına kadar geniş bir yelpazede olacak.
Betül Kacar'ın Ekibi, NASA Astrobiyoloji Programı'na Uzayda Yaşam Araştırmaları Yapmak Üzere Seçildi!
İnsanlar dahil tüm hayvanlar, bakteriler, arkeler, mantarlar ve virüslerden oluşan mikrobiyal topluluklarla yakın ilişki içinde evrimleşmiştir. Mikrobiyota olarak adlandırılan bu mikroorganizma koleksiyonları, insan vücudundaki mikroorganizmaların en büyük yoğunluğunu ve mutlak bolluğunu temsil eden gastrointestinal sistemdeki topluluk (yani bağırsak mikrobiyotası) ile, çevreye maruz kalan neredeyse her vücut yüzeyinde yaşar. Yapılan araştırmalar, bağırsak mikrobiyotasının vücudumuzda pasif yolcular olmaktan ziyade, bağışıklık sistemimiz, metabolizma ve hatta çeşitli organların gelişimi için hayati önemi olduğunu göstermektedir.
Bağırsak Beyni"" Nedir? Bağırsak Mikrobiyotası, Canlı Psikolojisini Etkileyebilir mi?
Science dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, Neandertaller'in Y kromozomu, modern insanın Y kromozomuna, Avrasya'da Neandertaller ile aynı dönemde yaşayan bir başka arkaik hominin olan Denisovalılar'dan daha çok benziyordu!
Atalarımızın Y Kromozomu, Neandertaller'in Y Kromozomunun Yerini Aldı!
2020'nin Eylül ayında bir grup bilim insanı, Venüs'ün üst atmosferinde fosfin isimli bir molekülün izlerini bulduklarını ilan etmişlerdi. İlgili yazımızdan da okuyabileceğiniz gibi fosfin, Dünya'da yaşamın potansiyel izlerinden birisi olarak görülmektedir; dolayısıyla Venüs'teki bulgu da yaşama işaret ediyor olabilirdi.
Astronomlar, Venüs Atmosferinde Fosfin ve Dolayısıyla Yaşam İzi Bulgusuna Meydan Okuyor: ""Fosfin Bulgusu İstatistiki Olarak Anlamlı Değil!
Yakınsak evrim, benzer çevre şartları altında kalan ve benzer bir genetik çeşitlilik havuzuna sahip türlerde benzer özellikler (uzuvlar, biyokimyasal yolaklar, vb.) evrimleşmesine verilen bir isimdir. Doğada yakınsak evrimin sayısız örneğine rastlarız: Örneğin yunus ve balinalar gibi denizel memelilerin hepsinin ortak atası, karada yaşayan ve yüzgeçleri olmayan, dört ayaklı memelilerdir. Ancak bu memelilerin deniz ortamına adapte olması sonucunda bu türlerin torunlarında, balıklar ile çok benzer yüzgeçler evrimleşmiştir. Balıkların yüzgeçleri ile denizel memelilerin yüzgeçleri, bu tür bir yakınsak evrim örneğidir. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
Karsinizasyon Nedir? Evrimsel Süreçte Hayvanlar, Nedense Sıklıkla Yengeç Benzeri Türlere Evrimleşiyorlar!
Teknoloji günlük hayatımızı tamamen değiştirebileceğini defalarca kanıtladı. Peki ya gecelik hayatlarımız? 
Derin Uyku Nedir? Dondurulmuş Uyku Sayesinde, Milyonlarca Yıl Sürecek Yolculukları Uyuyarak Kat Edebilir miyiz?
İnsanlar, diğer insanların yüzlerinde enfeksiyon izlerini tespit etmek konusunda sıra dışı bir yeteneğe sahipler; hasta olan kişiler, hastalığın çok erken evrelerinde olsalar bile!
Gizli Hastalık Emarelerini Çok Hızlı Bir Şekilde Tespit Edebiliyoruz; Tanımadığımız İnsanların Yüzlerinde Bile!
Her ne kadar doğaya yönelik algılarımız kişiden kişiye değişiklik gösterebilse de, doğadaki simetri ve estetik olgusu göz ardı edilemez bir gerçektir. Bir kelebeğin kanadından, bir tavus kuşunun kuyruğuna kadar, estetik anlamda insanların gözüne güzel gözüken oluşumları ilk etapta oluşmaya iten ve daha sonra da doğal seçilimin acımasız rekabetinde canlıya tutunmasını sağlayan temel neden ya da ilke nedir?
Handikap İlkesi ve Masraflı Sinyallerin Dürüstlüğü: Tavuskuşları, Potansiyel Eşlerini Neden Kuyruklarıyla Aldatamazlar?
Karıncalar da insanlar gibi özgürlükleri için savaşıyor! 15.000 karınca türün arasından köle-yapıcı (İng: "slave-maker") olarak bilinen 50 tanesi, türünün devamı için başka bir karınca türünü baskı altına alır. Köleleştirilen karıncalar ise özgürlükleri için savaşmak zorundadır. Charles Darwin’in Türlerin Kökeni'nde "sıra dışı ve dehşet verici" olarak tanımladığı karıncalardaki köleleştirme içgüdüsü, uzun yıllardır bilim insanlarının ilgisini çekmektedir.
Karıncalarda Köleleştirme İçgüdüsü: Bazı Karıncalar, Diğer Türleri Köleleştirip, Kendi İşleri İçin Sömürüyorlar!
Fosiller, evrim tarihini keşfetmenin en heyecan verici yöntemlerinden birisidir. Bugüne kadar keşfedilen on binlerce fosil, evrim tarihindeki birçok detayı aydınlatmakla birlikte, istisnasız olarak her biri, evrimsel biyolojinin öngörülerini doğrulayacak kanıtlar olarak kayda geçmiştir. Bu açıdan evrimsel biyoloji ile, fosilleri gün yüzüne çıkan paleontoloji ve antropoloji arasında çok yakın bir ilişki olduğu söylenebilir. Evrimsel biyoloji, türlerin tarihini aydınlatma konusunda bakmamız gereken detaylar açısından yön gösterir, paleontoloji ve antropolojinin çıkardığı fosiller, evrimsel öngörüleri sınamak adına bu potansiyel fosilleri arar ve bulur. Tabii ki fosil araştırmalarının tek amacı evrimsel geçmişi aydınlatmak değildir; türlerin biyolojisine, fizyolojisine, anatomisine yönelik birçok detayı keşfetmemizi ve bir yerde "kendimizi daha yakından tanımamızı" da sağlar.
Fosiller Nasıl Tarihlendiriliyor? Karbon-14 Metodu Haricindeki Yöntemler Neler?
Doğada neredeyse hiçbir olgu, son haliyle, birdenbire var olmaz. Her zaman daha eski, daha basit, daha başka nedenlerle var olan unsurların dönüşümüyle yeni yapıların geliştiğini görürüz. İnsanı "insan" yapan en sıra dışı unsurlardan biri gibi gözüken mizah ve espri anlayışı da bundan muaf değildir. Mizahın yazılı kökenlerini, profesyonel "jestçilerin" ve "şaka kitapları"nın olduğu Antik Yunan'a kadar takip etmek mümkündür. Hatta MÖ 460'ta doğmuş olan Demokritos, "gülen filozof" olarak anılırdı; çünkü oldukça espritüel biriydi ve çağdaşlarının "aptallıklarına" gülmesiyle bilinirdi. Ama mizahın kökenleri orada durmaz. Avustralya Aborijinleri'ne yönelik antropolojik çalışmalar, mizahın Homo sapiens içindeki kökenlerinin en az 35.000 yıllık olduğunu düşündürmektedir. Fakat karşılaştırmalı etoloji (hayvan davranışları) çalışmalarından gelen veriler, mizahın davranışsal kökenlerini Homo sapiens türünden çok daha öncesine, günümüzden yaklaşık 16-10 milyon yıl öncesine dayanıyor olabileceğini göstermektedir.,
Mizahın ve Kahkahanın Evrimi: Maymun Homurdanmaları, Esprilere ve Kahkahalara Nasıl Dönüştü?
Nature Chemistry dergisinde yayınlanan yeni bir makalenin yazarlarından olan Furman Üniversitesi lisansüstü öğrencilerinden Trent Stubbs'ın çalışması, yaşamın kökenlerine yönelik algımızı kökünden değiştirme potansiyeline sahip. Çünkü bu araştırma, organik kimyasal reaksiyonların, milyarlarca yıl önce inorganik süreçlerden başlayabileceğini gösteriyor.
Abiyogenez Teorisi'nde Önemli Keşif: Metaller ve Enzimler Olmadan da Krebs Döngüsünün Çalışabildiği Gösterildi!
Simurg Fars mitolojisinde, Anka ise Arap mitolojisinde geçen efsanevi kuşlardır ve İslamiyet'in kabulünden sonra Türk halk kültüründe Zümrüdüanka adıyla geçer. Anka ve Simurg, Divan şiirinde metafizik ve kozmik düşüncelerin ifadesi için en çok kullanılan mitolojik simgelerden biridir. Birazdan anlatacağımız bilimsel araştırmayla bu mitolojik kuşun ilişkisi ise, Zümrüdüanka kuşunun en etkileyici özelliğinden gelmektedir: Efsaneye göre Anka kuşu, 1700 yıl yaşadıktan sonra artık öleceğini anlar ve kendini yakar. Fakat Anka, beklendiği gibi ölmez ve küllerinden yeniden doğar; böylece yeniden doğumun ve yanarak yenilenmenin simgesi haline gelir.
Yükselen Zümrüdüanka Yolağı: Programlı Hücre Ölümü (Apoptoz) ile Organ Yenilenmesini (Rejenerasyon) Birbirine Bağlayan Eşsiz Yolak!
Tardigradlar, bilindiği üzere, ekstrem koşullara karşı kendini en iyi savunabilen hayvan gruplarından biridir. Bu ekstrem koşullar arasında hiç de hafife alınmayacak ortamlar yer alır. Antarktika’nın dondurucu soğuğu, volkanik göller ve sıcak su kaynaklarının yakıcı sıcaklığı, Mariana Çukuru’nun yüksek basıncı, kozmik radyasyon gibi çoğu hayvanın ölümü ile sonuçlanabilecek ortamlarda hayatta kalmayı başarırlar. Ne yazık ki, tardigradların olağanüstü stres toleransının arkasındaki moleküler ve hücresel mekanizmalar tam anlamı ile aydınlatılmamıştır.
Yeni Keşfedilen Tardigrad Türü, Ölümcül UV Radyasyonundan Kurtulmak İçin Flüoresan ""Kalkan"" Kullanıyor!
Emory Üniversitesi'nden araştırmacılar, şiddetli COVID-19 vakalarında bağışıklık hücrelerinin aşırı bir biçimde aktifleştiğini gözlemledi. Bu durum bir otoimmün hastalık olan sistemik lupus eritromatozus (kısaca SLE) ile de benzerlik taşıyor.
Ağır COVID-19 Vakalarında, Lupus Benzeri Bir Bağışıklık Yanıtı Görülüyor!
Scientific Reports bilimsel dergisinde yayımlanan rapora göre, insanlarla sürekli temas halinde bulunan 26 hayvan türü de COVID-19 enfeksiyonundan zarar görebilir.
COVID-19, İnsan-Harici Memeli Hayvanlar İçin de Tehlikeli Olabilir!
Bunu mutlaka duymuşsunuzdur: Genlerinizin yarısı annenizden, yarısı babanızdan gelir. Ve bu genler, kardeşlere hep bu şekilde %50-50 gider. Ancak örneğin annenizden size gelen %50 ile, kardeşinize giden %50 farklı olabilir; çünkü mayozla bölünme sırasında crossing-over denen bir kromozomal gen çaprazlanması olayı olur ve ayrıca genler, üreme hücrelerine rastgele dağılır. Ama bu rastgeleliğin neticesinde, yine de kardeşinizle genlerinizin %50'si ortaktır. Farklı akrabalarınızla genetik yakınlığınızı ölçtüğümüz katsayıyla ilgili daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
Şempanzelerle %98.77, Diğer İnsanlarla %99.5 Benzerken, İki Kardeşin Benzerliği Nasıl %50 Olabilir?
Yapılan çalışmalar sayesinde uzun zamandır biliyoruz ki oksitosin (nörotransmitter işlevi de görebilen bir hormon), empati, güven ve bağlanma gibi sosyal davranışları düzenliyor. Bu sebeple yaygın olarak "aşk hormonu" şeklinde de isimlendirilir. İlginç bir şekilde oksitosinin ayrıca düşük iş birliği, kıskançlık ve anksiyete gibi antisosyal duygu ve davranışlarda da rol oynadığı keşfedildi. Oksitosinin nasıl bu kadar zıt roller üstlenebileceği büyük ölçüde bir sır olarak kalmıştı ancak UC Davis'in yeni bir çalışması, bunun nasıl olabileceğine ışık tutuyor. Kaliforniya fareleriyle yapılan bir araştırma, "aşk hormonu"nun beynin neresinde yapıldığına bağlı olarak bazen antisosyal etkilere neden olabildiğini gösteriyor.
Oksitosinin Sosyal Anksiyete Üzerinde Etkileri Olduğu Keşfedildi!
Günümüzden 3.5 milyar yıl öncesine gidelim. Gözümüze "canlı" namına çarpan şu olacaktır: Dünya'nın dört bir yanında bolca bulunan stromatolitler., , Bu yapılar, Proterozoik Çağ'ın sonlarına kadar, iki milyar yıldan fazla bir süre boyunca varlıklarını korumuş ilk çok hücreli ve karmaşık canlılardır. Canlılığın başlamasından sonraki 3-3.5 milyar yıl boyunca, yani Kambriyen canlılarının çeşitlenmesinden önceki en eski biyosfer, mikrobiyal kökenli bu yapılardır.
Stromatolit Nedir? Soluduğumuz Oksijeni Borçlu Olduğumuz, İlk Çok Hücreli Kompleks Canlıyı Tanıyın!
Kitabın yazarları, CRISPR gen manipülasyonu uygulamalarının öncüsü ve California Üniversitesinde Kimya Profesörü ve Moleküler ve Hücre biyolojisi Profesörü olan Jennefer Doudna ile onun eski PhD öğrencisi olan Kolombiya Üniversitesinde Asistan Profesör Dr Samuel H. Stranberg'dir. Biyografik bir anlatıma sahip olmasına rağmen kitabın asıl konusu yazarın hikayesinden çok CRISPR teknolojisi'nin gelişim süreci, bu günkü ve gelecekteki kullanım alanları ve bu teknoloji'nin ortaya çıkardığı etik dilemalar. Kitabın iki yazarı olmasına rağmen, anlatım Jeneffer Doudna’nın ağzından yapılıyor. Kitap, Mehmet Doğan çevirisi ile Koç Üniversitesi Yayınları arasında Türkçe olarak da bulunmaktadır.
Kitap Analizi: Yaratılıştaki Çatlak
Kırklareli'nde öğlen saatlerinde bitki açısından zayıf bir göl kenarında görüntülenmiştir.
Yeni beneklimelek (Pontia edusa)
Editör Notu: Bu yazı İngilizceden dilimize kazandırılmış olmasından ötürü "Çeviri" olarak kategorize edilmiştir; ancak aslen bir "Yazar Görüşü" makalesidir. Okurların da bu şekilde değerlendirmesi tavsiye edilir. Yazar David P. Barash, Washington Üniversitesi Psikoloji Bölümü profesörüdür. İnsan öfkesi, toplumsal barış araştırmaları ve hayvanlar ile insanların cinsel davranışları üzerine 40 adet kitap yazmıştır.
İnsan-Şempanze Melezleri Yapma Zamanı Geldi! CRISPR Kullanarak İnsanze veya Şempansan Üretebilir miyiz?