input
stringclasses
1 value
output
stringlengths
3
2.24k
instruction
stringlengths
7
218
Bir ormandaki bitkilerin birbiriyle konuşabildiği fikri romantik bir fikirdir; ancak ağaçların tıpkı insanlar gibi olduğunu iddia etmek, ağaçları koruma mücadelesine ve onları anlama çabamıza zarar verebilir.
Ormanlardaki Ağaçların Birbirleriyle Sadece İşbirliği Yapmak İçin Konuştuğu İddiası Yanıltıcı mı?
Başka biriyle konuşurken, muhtemelen veda etmeden ayrılmayız; çünkü bu, kabalık olurdu. iScience dergisinde yayınlanan ve maymunların etkileşimleri başlatmak ve sonra bitirmek için bilinçli olarak sinyaller kullandığını belgeledikleri bir çalışmada araştırmacılar, maymunların da benzer bir şey yaptığını bildirdiler.
Maymunlar da İnsanlar Gibi Konuşmalarını Başlatıp Bitirmek İçin Özel İfadeler Kullanıyorlar mı?
Sıcak su kaynakları ve hidrotermal bacalar gibi jeotermal ortamlar, karbon döngüsünde önemli rol oynuyor. Bu ekstrem çevrelerde yaşayan mikroorganizmalar hakkında daha öğreneceğimiz çok şey var. Örneğin yeni yapılan bir çalışma sonucunda, başlı başına bir taksonomik alan (İng: "domain") oluşturan arkelere Brockarchaeota isimli yeni bir grup katıldı. Bu grubun ayırt edici özelliği ise, diğer arkelerin yaptığının aksine, karbonu dönüştürürken güçlü bir sera gazı olan metan açığa çıkarmıyor olmaları.
Metan Üretmeyen, İklim Dostu Arkeler Keşfedildi mi?
66 milyon yıl önce küresel bir felaket, tüm kuş olmayan dinozorların ve mosasaurlar ve plesiosaurlar gibi büyük deniz sürüngenlerinin yok olmasına yol açtı. Peki ya köpekbalıklarına ne oldu?
Dinozorların Neredeyse Tamamının Neslini Tüketen Yıkım, Köpekbalığı Çeşitliliğini Dikkate Değer Düzeyde Etkilemedi mi?
Mayo Clinic araştırmacıları ve Massachusetts Institute of Technology'deki (MIT) meslektaşları, kanamayı pıhtılaşmadan bağımsız olarak durdurabilen, yarayı hızlıca kapatabilen bir macun geliştirdiler. Detaylar Nature Biomedical Engineering'de yayınlandı.
Kaya Midyelerinden İlham Alan Tıbbi Yapıştırıcı, Kanamaları Saniyeler İçinde Durdurabiliyor mu?
İnsan hücreleriyle kaynaşmayı sağlaması için her bir SARS-CoV-2 virionunun (virüs parçacığı) dış yüzeyi, gelişigüzel dizilmiş mızrak proteinleri (İng: "spike proteins") ile bezenmiştir.Mızrak proteinleri; virüsün, konak hücreye nüfuz etmesini sağlar ve enfeksiyonun başlamasına yol açar. Influenza gibi bazı virüs tiplerinde dış füzyon proteinleri sert ve sabittir. Ancak SARS-CoV-2 mızrak proteinleri esnektir ve üç farklı yerden bükülebilir. Bu, mızrak proteinlerinin rahatça hareket ederek hücreye daha fazla yerden bağlanmalarını kolaylaştırır.
SARS-CoV-2 İnsan Hücrelerine Nasıl Giriyor? Kendini Nasıl Kopyalıyor? Delta Varyantı Bağışıklık Sistemini Nasıl Atlatabiliyor?
Hiç ölümcül yılanların dişlerinin nasıl evrimleştiğini merak ettiniz mi? Flinders Üniversitesi ve Güney Avustralya Müzesi tarafından yürütülen araştırmaya göre cevap, zehirli yılanların dişlerinin mikroskobik özelliklerinde yatıyor. Flinders Üniversitesi'nden araştırmanın başyazarı Dr. Alessandro Palci şöyle diyor:
Zehirli Yılan Dişlerinin Evriminin Mikroskobik Detayları Aydınlatıldı mı?
Yıkıcı etkileriyle bilinen bir tarım zararlısı olan beyaz sineğin (Bemisia tabaci), bu kötü ününü, milyonlarca yıl önce konuk olduğu bitkilerden çaldığı, BtPMaT1 adı verilen ve fenolik glikozit malonil transferaz (enzimini) sentezlemeyi sağlayan bir bitki genini çalmasına borçlu olduğu ortaya çıktı.
Böceklerin Bitkilerden Gen Çalabildiği Gösterildi mi?
Doğadaki yaşam için en temel besin maddelerinden biri olan su, Dünya üzerindeki sürekli olarak bir döngü halindedir. Buna, su döngüsü denir. Canlılar tarafından tüketilmesi durumu, hayati bir ihtiyaç olan su molekülünün, ilgili coğrafyadaki miktarından çok, biçimi ve kalitesi ile ilgilidir.
Türkiye Su Fakiri Bir Ülke mi? Su Kıtlığı Konusunda Türkiye'yi Gelecekte Neler Bekliyor?
Bize dinozorları daha yakından tanıma fırsatı veren Jurassic Park dışında çok az film vardır. Filmde her ne kadar çok sayıda dinozor türüne yer verilmiş olsa da, çok az bir kısmı "Raptorlar" kadar ün ve şöhrete sahip olmuştur. Gerek bu muhteşem dinozorların kompleks bilişsel yetenekleri, gerek kötü şöhretleri, gerekse de verimli avlanma stratejileri dolayısıyla besin piramidinin tepesine tırmanmış bu canlılara hayranlık duymamak mümkün değildir. Peki raptorların en ikonik özelliklerinden olan orak pençelerinin kullanım amacı nedir ve günümüzde bu tür pençelerin bir karşılığı var mı?
Raptorlardan Kuşlara, Orak Pençesinin Hikayesi: Jurassic Park’ın Meşhur Oyuncuları Orak Pençeler ile Nasıl Avlanıyordu?
İncir ağaçlarının (Ficus sp.) gözle görülür çiçekleri yoktur. Dolayısıyla ilk etapta onların rüzgar ile tozlaştığını düşünebilirsiniz; ancak bu da doğru değildir. Bu durumda incir bitkileri nasıl ürerler? Çiçeği olmayan bir bitkiye hangi tozlaştırıcı uğrasın ki?
İncir Arıları ve İncir Meyvelerinin Karşılıklı Evrimi: Yediğimiz İncirler İçinde Ölen Arılar!
Evrim Ağacı okuyucularından Orman Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Cihan Erdönmez'in İstanbul Florya Atatürk Ormanı'nda çektiği kızılçam fotoğrafı. Cihan Erdönmez kızılçamdaki kozalakların fazlalığına dikkat çekiyor ve kızılçam konuşabilseydi şunları söylerdi diyor: "Beni yakabilirsin ama yok edemezsin, bir yanar bin gelirim.
Kızılçam (Pinus brutia Ten.)
Hava sıcaklığı sadece 35-40 dereceyken bir insan, sıcaklık nedeniyle ölebilir mi dersiniz? Bu oldukça sıcak bir yaz gününde deneyimlediğiniz sıcaklıktır. İklim krizi büyüdükçe, bu sıcaklıklar birçok ülkede eskiden anormal sayılırken, şimdi "mevsim normali" haline gelmeye başladılar. Ama yine de bu türden bir sıcaklığın sizi öldürmeyeceğini düşünebilirsiniz. Elbette herkes, Güneş altında saatlerce yatacak olursa hastalanabileceklerini bilirler, ama bu tür ekstrem durumlar haricinde bu kadarcık bir sıcaklığın öldürücü olmasını beklemezsiniz. Eğer böyle düşünüyorsanız bu, büyük bir hata olur.
Yaş Termometre Sıcaklığı Nedir? İklim Krizi, Terleme Becerimizi Nasıl Etkileyecek?
Arjantin'in Iberá Milli Parkı'nda çalıkuşu boyutlarında, birbirinden neredeyse farksız iki kuş türü, yan yana yaşayıp, günlerini aynı çeşit tohum aramakla ve aynı çeşit yerlerde yuva yapmakla geçiriyor. Hatta bu iki tür, çifteleşerek yavru bile oluşturabilir!
Tüy Yapısı ve Ötüşteki Küçük Farklılıklar, Eskiden Neredeyse Özdeş Olan Kuşların Yepyeni Türlere Evrimleşmesine Neden Oldu mu?
Daha önce hiç sıcak bir yaz gününde mis gibi dondurma yerken ya da soğuk su içerken beyninizin ön lobunda soğuk bir batma şeklinde bir acı hissettiniz mi? Bu yazıyı okuyor olduğunuza göre muhtemelen evet, hissettiniz. Eğer öyleyse korkmayın, bu ağrıyı uzun süreli ve sık sık ağrı yaşamadığınız sürece doktora görünmenize gerek yok.
Beyin Donması Nedir? Dondurma Yerken Neden Bazen Beynimizin "Donduğunu" Hissederiz?
Öncelikle bilimkurgudaki genel kanının aksine biyolojik canlılar olarak biz insanlar, yıldızlararası yolculuk şartlarında hayatta kalabilecek şekilde evrimleşmedik. Işık hızına yakın hızlarda gidebilecek bir uzay gemimiz olsa dahi uzak yıldızlara yolculuk onlarca, belki de yüzlerce, kimi durumda on binlerce yıl sürecektir. Dolayısıyla biyolojik bedenlerimizle, kuşaklarca sürecek bir uzay yolculuğu yapmak imkansız olabilir.
Uzaylı Üretimi Olan ve Yapay Zekaya Sahip Otonom Sondaların Dost mu Düşman mı Olduğunu Nasıl Anlarız?
Her aşının yan etkisi vardır. Önemli olan, bu yan etkilerin, aşının koruduğu hastalığın (yan) etkilerinden dikkate değer miktarda az olması, aşının verdiği faydaların da aşının koruduğu hastalığın (varsa) "faydalarından" dikkate değer miktarda yüksek olmasıdır. Risk-fayda analizi bu şekilde yapılır ve aşıların uygulanmasının makul olup olmadığına karar verilir.
Geçmişteki Aşıların Uzun Vadeli Yan Etkileri Nelerdi, Ne Kadar Sürede Ortaya Çıktı?
Yazar ve editör Ünver Alibey'in kaleme aldığı ve Bulut Çocuk Yayınları tarafından basılan Kafası Karışık Darwin Amca ve Bir Doğa Bilmecesi kitabı, çocuklara Evrim Teorisi’ni öğretme ve bilimi sevdirme misyonunu taşıyor. Bu yüzden tam da şu günlerde ihtiyacını fazlasıyla duyduğumuz eserlerden biri.
Kitap Analizi: Kafası Karışık Darwin Amca ve Bir Doğa Bilmecesi
Ülkemizde başta Manavgat olmak üzere, Akdeniz ve Ege bölgesinde birçok noktada orman yangınları yoğun olarak sürüyor. Bir an önce bu yangınların kontrol altına alınması ve söndürülmesini umut ediyoruz. Yangınlar, çok boyutlu doğa olaylarıdır ve şu gerçekleri ortaya koyarak başlamak önemlidir:
Akdeniz Ormanları'ndaki Yangınlar, Bu Yangınlarla Mücadele Yöntemleri ve Yangın Sonrası Yanlış Ağaçlandırma Konusunda Önemli Bir Uyarı!
Arıları ve yabanarılarını taklit etmelerinden dolayı zar kanatlılar ile sıklıkla karıştırılan bir sinek familyasıdır. Birçoğu sarı, siyah ve turuncu renklere sahiptir. Boyutlar değişkenlik gösterse de genellikle 5-25 mm arasındadır. İnce ve küçük türlerin yanında büyük ve kalın gövdeli türler de bulunmaktadır. Gözler büyüktür ve erkeklerde çoğunlukla başın üstünde birleşir. Dişilerde ise erkeklere göre daha küçük olan gözler, ayrıdırlar ve birleşmezler. Başın üstünde 3 adet nokta göz (ocellus) bulunur.
Çiçek Sinekleri (Syrphidae)
Bildiğimiz gibi, çam ağacı gibi iğne yapraklı ağaçların büyük çoğunluğu "yıllık olarak" yapraklarını dökmezken, herdem yeşil ağaçlar hariç, çınar ağacı gibi geniş yapraklı ağaçlar her yıl düzenli olarak yapraklarını dökerler. Peki, çınar ağaçları da, çam ağaçları gibi her yıl yapraklarını dökmeyip, yoğun enerji gerektiren yaprak üretimini yine her yıl gerçekleştirmek zorunda olmasaydı, evrimsel açıdan çok daha avantajlı olmaz mıydı? Bu soru, evrimsel biyolojinin bize sunduğu bilgilerden faydalanılarak cevaplayabileceğimiz bir sorudur. Ancak ilk olarak, ağaçların, dolayısıyla da bitkilerin evrimsel tarihi konusuna kısaca girmemiz gerekmektedir.
Bazı Ağaçlar Neden Her Yıl Yapraklarını Döker? Yapraklarını Dökmeyen Ağaçlar, Dökenlere Kıyasla Daha Avantajlı Değil mi?
Tarımın geleceği sizle şekilleniyor!
Genetik ile Değiştirme Teknolojisi: Yeni Nesil Islah Yöntemi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Donovanoz, bir diğer adı ile "Granüloma inguinale" hijyen ortamının sağlanamadığı, sağlıksız beslenmenin hakim olduğu Asya ve Afrika gibi sosyoekonomik düzeyi diğer kıtalara göre düşük olan bölgelerde sıklıkla görülen, genellikle cinsel yolla bulaşan Klebsiella granulomatis türü bakterinin yol açtığı bir enfeksiyondur.
Donovanoz (Granüloma İnguinale)
Bol miktarda bulunan ve bol yayılmış olan bombus arılarının ve bal arılarının, yaz aylarında hem İngiltere'de hem de diğer birçok ülkede aynı çiçek türlerine konarak yiyecek aradıklarını görmek çok muhtemeldir. Buna karşılık Sussex Üniversitesi'ndeki Arıcılık ve Sosyal Böcekler Laboratuvarı'ndaki (LASI) araştırmacılar, farklı arıların belirli çiçek türlerine hakim olduğunu bulmuş ve nedenini ortaya çıkarmıştır.
Çiçekli Bitki Çeşitliliği, Arılar Arası Evrimsel Rekabeti ve Enerji Verimliliğini Nasıl Etkiliyor?
COVID-19 hastalığına yakalanan bir insan neredeyse hiçbir semptom yaşamadan atlatabilirken bazıları günlerce yatmak zorunda kalabilir ve hatta bazılarının hastanede kalmaları gerekebilir. 4 milyondan fazla insan için bu hastalık ölümcül olmuştur.
COVID-19 Hastalığının Ne Kadar Ağır Atlatılacağını Belirleyen, Genomumuzdaki 13 Farklı Gen Bölgesi Olabilir!
XX Erkek Sendromu (de la Chapelle Sendromu), normal şekilde 46 kromozomu olan bir bireyin, eşey kromozomları XX olmasına rağmen, yani aksi takdirde dişi olması beklenirken, fenotipik olarak (fiziksel görünüm ve fizyolojik yapı) bakımından erkeklerle ilişkilendirilen karakteristiklere sahip interseks bireylerdir. Bu durum, "Erkekler XY, dişiler XX kromozoma sahiptir." genellemesine bir istisna oluşturmaktadır.
De la Chapelle Sendromu (XX Erkek Sendromu) Nedir? Erkek Fenotip İçin Y Kromozomu Şart mı?
Kelebeklerin kanatlarındaki renklerin nasıl evrimleştiğini daha önceden anlatmıştık. Bu yazımızda, çok özel bir kanat çeşidine göz atacağız: şeffaf kanatlar. Bu özel kanatlara sahip kelebekler Ithomiini (Ithomiine) oymağı altında sınıflandırılmaktadır. Bazı taksonomistler tarafından, Ithomiinae olarak bir alt ailesinde sınıflandırılmaları gerektiği önerilen bu kelebekler, Orta Amerika'nın yağmur ormanlarında yaşıyorlar.
Cam Kanatlı Kelebekler Nasıl Şeffaf Kanatlar ile Evrimleştiler?
Şempanzeler, Doğu ve Orta Afrika'da yaygındır ve Gabon'daki Loango Ulusal Parkı gibi bazı bölgelerde gorillerle birlikte yaşarlar. Bu park aynı zamanda 2005'ten beri Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nde primatolog olan Tobias Deschner ve Osnabrück Üniversitesi'nde bilişsel bir biyolog olan Simone Pika tarafından yönetilen Loango Şempanze Projesi'ne de ev sahipliği yapıyor.
Şempanzeler, Gorillere Saldırıp Onları Öldürebiliyor!
Günlük hayatta aniden beynimizin durduğunu veya yavaş çalıştığını hissettiğimiz zamanlar olabilir. Bu durum bazen psikolojik anlamda stresli bünyemize veya altta yatan herhangi bir sağlık sorununa bağlanabileceği gibi, yalnızca uzun süren sedanter yaşantımıza (sürekli hareketsizlik durumu) da bağlanabilir. İnsan beyni uzun süre meşgul edilmediği takdirde veya bir patolojik olgu nedeniyle işlev kaybına uğradığında, bu uyarı eksikliklerine karşı bir çeşit uyuşukluk hâli ile yanıt verebilir: Buna basitçe beyin sisi diyoruz.
Beyin Sisi Nedir? COVID-19 Kaynaklı da Olabilen Beyin Sisi ile Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?
Ötrofikasyon; göl ve kıyı alanları gibi bir sucul ekosistemlerde yaşayan mikroskobik bitkilerin ve su mercimeği gibi serbest yüzen bitkilerin, besin fazlalığı durumunda aşırı çoğalmaları ve gelişmeleri ile tüm ekosistemin dengesinin bozulması ve en nihayetinde ekosistemin çökmesi ile açıklanabilecek ekolojik bir olaydır.Ötrofikasyon (İng: "eutrophichation"); kelime kökeni olarak Yunancadan gelir ve eutrophos, yani "iyi-beslenmiş" sözcüğünden türetilmiştir.
Ötrofikasyon Olayı Nedir? Alg Patlamaları, Sucul Ekosistemleri Nasıl Çökertebilir?
Kuşların duyabildiği frekans aralığını aşan sesleri, sinekkuşlarının duyup duymadığını araştırmak için Science Advances dergisinde yayınlanan bir makalede, bir sinnekkuşu türü olan Ekvadorlu Hillstar'ın (Oreotrochilus chimborazo) sinirsel ve davranışsal özellikleri gözlendi. Çalışmada sinekkuşları, oynatılan yüksek frekanslı seslere karşı vücut duruşlarını değiştirerek tepki gösterdi. Davranışsal ve sinirsel gözlemler, sinekkuşlarının yüksek frekanstaki sesleri duyabildiğini ortaya çıkardı.
Bazı Sinekkuşları, Diğer Kuşların Duyamayacağı Frekansta Sesler Çıkararak Kur Yapıyor!
Dünyada kaç kuş türü vardır? Kimin saydığına bağlı. Sayı, 10.000 kadar düşük veya 18.000 kadar yüksek olabilir. Tür listelerini standart hale getirmek zordur; çünkü "tür" kavramının kendisi biraz belirsizdir.
Dünyada Kaç Kuş Türü Var? Kuş Türlerine Yönelik Farklı Listeler, Biyoçeşitlilik Miktarında Neden Hemfikir Olamıyor?
Maymunlar, özellikle de şempanzeleri incelemek günümüzde gerek davranışsal gerekse fizyolojik olarak insanları daha detaylı anlamamıza ve belirli davranışsal örüntüleri keşfetmemize hep sağlam bir ön ayak olmuştur. Tabii evrim ağacında primatlar olarak bize en yakın canlı türünün kendimiz hakkında pek çok keşif yapmamızı sağlaması pek şaşırtıcı gelmemeli. Örneğin şempanzelerin oldukça sosyal hayvanlar olduklarını ve oldukça kompleks hiyerarşilere dayalı pek çok üyeyi içeren koloniler oluşturduklarını biliyoruz. Peki bu “kabilelerin” eski insan topluluklarıyla kıyaslandığında genel benzerlikleri, farklılıkları ve kısıtlayıcı faktörleri nelerdir?
Ngogo Şempanze Kabilesi: 200'den Fazla Üyeye Sahip Dünya'nın En Büyük Maymun Kabilesi Nasıl Yönetiliyor?
Ağaçlar, genellikle çevresel tahribatları azaltan kahramanlardır. İklim değişikliğinin hızını yavaşlatırlar; atmosferdeki karbondioksit, su ve hava kalitesini iyileştirirler, nitrojen gibi besin maddelerinin döngülerine katılırlar.
Ormanların Hava Kalitesini ve İklim Değişikliğini Nasıl Etkilediğini Öğrenmek İçin, Toprağı Anlamamız Şart!
Dünya çapında 3,2 milyondan fazla insanın hayatını yitirmesine neden olan ve önceki koronavirüslerin neden olduğu ölümlerin sayısını tek bir yıl içinde gölgede bırakan COVID-19 pandemisinde salgın bilimciler (epidemiyologlar), hastalığa neden olan SARS-CoV-2 isimli virüsün, hayvanlardan insana zoonotik olarak geçtiğini düşünüyorlar. Ancak virüsün insanlara adapte olmasını mümkün kılan viral mutasyonlar hakkında çok az şey biliniyordu.
COVID-19'a Neden Olan Virüsün, Hayvandan İnsana Geçmesini Mümkün Kılan Faydalı Mutasyon Tespit Edildi!
Cheddar Adamı, ismini ünlü Çedar (Cheddar) peynirlerinden almıyor! Aslında hem çedar peyniri, hem de Cheddar Adamı, isimlerini aynı yerden alıyorlar; Cheddar kasabası. İngiltere'nin Somerset şehrinde bulunan Cheddar kireç taşı vadisi, çok konuşulan Cheddar Adamı'nın yattığı yerdi. 1903 yılında Gough Mağarası'ndan çıkarılan kalıntıların bu kadar önemli olmasının en önemli sebeplerinden birisi, İngiltere'nin en eski eksiksiz insan iskeleti olmasından kaynaklanıyor. Ama Cheddar Adamı'nın ünü sadece bundan kaynaklanmıyor.
Cheddar Adamı Kimdir? 10.000 Yıllık Cheddar Adamının Torunları Hala Yaşıyor Olabilir mi?
Plastiğin parçalanması, bilindiği üzere oldukça zordur ve Avusturya'daki araştırmacılar, bir ineğin rumenindeki (midesinin dört bölmesinden biri) bakterilerin, plastik çöpü azaltmanın sürdürülebilir bir yolunu temsil eden, her yerde bulunan belirli materyal türlerini sindirebildiğini buldu.
İneklerin Midelerindeki Mikroplar Plastiği Parçalayabiliyor!
Kütahya'nın Domaniç ilçesinde sonradan tabiat alanı ilan edilen bir kamp ve piknik alanında doğal gözlemler yaptığımız sırada bu küçük küpeli yılanı gördük. Yarı sucul yılanlar olsalar da vakitlerinin çoğunu suda ve dere, gölet gibi su kaynaklarının çevresinde geçirmeyi severler. Bu yavru birey de muhtemelen güneş gören ve suyun güvenliğine yakın bu alanda öğlen güneşinin tadını çıkarıyordu.
Küpeli su yılanı (Natrix natrix)
Gen düzenleme yöntemi CRISPR, laboratuvarda yetiştirilen hücrelerde oluşan ve hastalık yapan olan mutasyonların düzeltilmesi için harika bir yöntemdir. Fakat genetik bozukluğu olan insanları tedavi etmek için CRISPR kullanmak istiyorsak, çok büyük bir engeli ortadan kaldırmamız gerekmektedir: Vücuda bu moleküler makası sokmamız ve ihtiyaç duyulan dokuda DNA dilimlenmesini sağlamamız gerekir.
Kana Enjekte Edilen CRISPR, İlk Kez Genetik Bir Hastalığı Tedavi Etti!
Daha önce hiç arkadaşlarınızla aynı görüşe sahip olduğunuz ya da bir konu hakkında birbirinizi onayladığınız oldu mu? Muhtemelen birçok defa olmuştur. Çünkü insan sosyal iletişim ağlarının ezici bir çoğunluğu homofildir. Yani insanlar, kendisi gibi düşünen ve olaylar karşısında kendileriyle benzer tepkiler vermeye yatkın olan insanlarla sürekli iletişim halinde olma eğilimindedir.,
Benzer Sinirsel Tepki Geliştiren İnsanlar, Birbirleriyle Daha Kolay Arkadaşlık Kuruyor Olabilir!
İnsanları bugüne kadar çok farklı şekillerde tanımladık: Düşünen hayvan, konuşan hayvan, alet yapan hayvan ve daha nicesi... Hiçbirinde eşsiz olmadığımızı anladık, dolayısıyla bu tanımlar suya düştü. Ama hala oldukça insana özgü olan bir davranış var: Giysi giymek. Dolayısıyla insana, "giyinen hayvan" diyebilir miyiz?
İnsanlar Neden Giyinir? Giysi Giyme Davranışı Ne Zaman ve Neden Evrimleşti?
Daha önce hiç kuru gözlerle ve hafif bir ter içinde uyanıp "O rüya da neyin nesiydi öyle ve tüm o şeyler nasıl beynimin içindeydi?" diye düşündüğünüz oldu mu? Yapay zekadan öğrendiğimiz bir şey varsa, o da rüyalarımızın bu kadar canlı bir gerçeküstülüğe sahip olmasının ardında iyi bir neden yatmasıdır.
Rüyalarımız Neden Bu Kadar Garip? Yapay Zeka, Bu Soruya Cevap Verebilir!
Evrim, biyolojinin omurgasıdır. Dünya çapında biyolojiye giriş derslerinin ana ders kitabı konumunda olan Campbell'ın Biyoloji ders kitabı, evrimin biyolojinin "ana teması" olduğunu söyler. Bu, kesinlikle doğrudur! Bu yüzden, yaşamı ve onun bilimini (biyolojiyi) içeren veya ilgilendiren her alanda evrimin gerçekliği gözetilmelidir; aksi takdirde eksik bir analiz yapılacak, hatalı çıkarımlar yapılacak ve yanlış sonuçlara varılacaktır.
Evrimi Neden Öğrenmeliyiz, Neden Öğretmeliyiz? Evrimi Anlamak Ne İşe Yarar?
Benjamin Franklin Etkisi, insanların özellikle önceden sevmedikleri veya nötr hissettikleri kişilere iyilik yaptıklarında, bu kişilerden hoşlanmaya başlamalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Örneğin, Benjamin Franklin Etkisi, sizden pek hoşlanmayan birinin size bir kitap uzattıktan veya bir işinize yardım ettikten sonra sizden hoşlanmasını sağlayabilir.
Benjamin Franklin Etkisi: Bir Kişiye Bir Kere İyilik Yaptığınızda, Aynı Kişiye Tekrar İyilik Yapma İhtimaliniz Neden Artıyor?
Yol ağaçları, kent ormanları, peyzaj bahçeleri... Hepsi, şehir ekosistemi için oldukça gerekli ve faydalı unsurlardır. Şehrin sıcaklığını düşürürler, biyoçeşitliliği artırırlar, rekreasyonel ("boş zaman aktivitesi" için) hizmet/ortam sağlarlar ve görsel kaliteyi artırırlar. Ancak bir sorun vardır: Bu bahsettiğimiz unsurları oluşturanlar, birer "canlıdır". Dolayısıyla, onlar da her canlı gibi hastalanabilir, "kusurlu" bir takım özellikleri olabilir ve hatta belli bir zaman sonra ölebilir. Haliyle, tüm bu faktörler zaman içinde, insanlar veya diğer canlılar için yaralanma veya ölüme yol açabilen birer risk faktörü haline gelebilir. Bu nedenle bu risk faktörlerini tanımak ve bunlara yönelik doğru önlemleri almak önemlidir.
Şehirdeki Ağaçlar Ne Kadar Riskli Olabilir? Buna Uygun Hangi Önlemleri Almamız Gerekir?
Girdiğiniz taksona dair genel bilgileri ve açıklamaları buraya giriniz. Burada, türe ait genel fiziksel (boy, kütle, dişi-erkek farkları, vb.) ve fizyolojik (üreme organları, deri özellikleri, sinir sistemi, vb.) bilgileri anlatınız. Taksonun ayırt edici özelliklerini ve taksona ait ilginç bilgileri buraya girebilirsiniz.
Picramniaceae (Picramniaceae)
Tepki süresi, çoğu durumda görsel olan duyusal bir uyaranın ortaya çıkması ile deneğin vazifesel bilişsel tepkiyi vermesi arasındaki zaman olarak tanımlanır. Tepki süresi genellikle ölçülmesi basit olan bir psikolojik yapıdır ve ölçüm sürecinde deneklerden bir butona basmaları beklenir. Bu kavramın bilimsel geçmişi daha geriye gitse de güncel tanımı ile ilk kez, diferansiyel psikolojinin kurucusu ve Darwin'in kuzeni olan Sir Francis Galton (1822-1911) tarafından kapsamlı bir şekilde irdelenmiş ve hakkında hipotezler geliştirilmiştir. Tepki süresi kavramı, psikoloji alanının kantitatif ve deneysel olan bir bilim olarak ortaya çıkmasına büyük katkıda bulunmuştur. 19. yüzyıl zarfında Galton, diferansiyel psikoloji bağlamında bireyler arasındaki farkları tepki süresi temelinde incelerken, Wilhelm Wundt (1832-1920) ise aynı şekilde 1861 yılında Leipzig'de deneysel psikoloji laboratuvarını kurarak, tepki süresi kavramı çerçevesinde araştırmalar düzenlemiştir. 19. yüzyılın psikolojik çalışmalarında tepki süresi kavramının önemini vurgulamak için deneysel psikoloji tarihçisi olan Edwin G. Boring "19. yüzyılın sonlarının zihinsel kronometri dönemi olduğunu" söylemiştir.
Zekanın Beklenmedik Bir Göstergesi: Tepki Süresi!
Eliminasyon iletişimi (İng: "elimination communication"), bir bebeğe bakım veren kişinin (ebeveyn, bakıcı, vs.) doğru zamnalama, sinyalleme, işaretleme ve içgüdüleri kullanarak dışkılama ve işeme ("eliminasyon") ihtiyacını gidermesini hedefleyen bir yöntemdir. Bebek bezlerine ihtiyaç duymayan (veya bu ihtiyacı azaltmayı hedefleyen) bu yöntemde bakıcılar, bebeklerin bedensel ihtiyaçlarını daha yakından takip ederek, bebek bezi içine değil de tuvalet gibi uygun görülen bir yere çiş ve kakalarını yapmalarını sağlarlar. Bu konuda uzmanlaşılana kadar bebek bezinden de yardım alınabilir; ancak amaç, bu bağımlılığı en aza indirmektir. Eliminasyon iletişiminin ikinci bir amacıysa, bakıcı ile bebek arasındaki iletişimi güçlendirmek, böylece bakıcının bebekle ortak bir döngüye girerek daha yakın bir bağ kurmasını sağlamaktır.
Eliminasyon İletişimi Nedir? Bebeklere Doğumdan İtibaren Tuvalet Alışkanlığı Kazandırmak Neden Önemlidir?
İklimi hızla değişen Kuzey Kutbu'nda, yakın bölgelerdeki koşullar elverişsiz hale geldiğinde, Grönland'ın kuzeyindeki bölge ve Kanada Arktik Takımadaları buza bağımlı türleri barındırmaya devam edebilecek bir sığınak olarak hizmet edebilir. Bu bölge, Son Buz Bölgesi olarak adlandırılmıştır; ancak Washington Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmalar, bu bölgenin bazı kısımlarında bulunan yaz deniz buzunda bir düşüş olduğunu gösteriyor.
Buza Bağımlı Arktik Hayvanlarının Son Sığınağı Olarak Görülen ""Son Buz Bölgesi"" de Eriyor!
Araştırmacılar, tıkınırcasına yemek (İng: "binge-eating") gibi yeme bozukluğu davranışlarının, beynin ödül tepki sürecini ve bu davranışları güçlendirebilecek gıda alımı kontrol devresini değiştirdiğini keşfettiler. Yeme bozukluğu davranışlarının ve nörobiyolojinin nasıl etkileşime girdiğini anlamak, bu bozuklukların neden sıklıkla kronikleştiğine ışık tutabilir ve gelecekteki tedavilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. JAMA Psychiatry'de yayınlanan çalışma, Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından desteklendi. NIH'nin bir parçası olan Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün Çeviri Araştırmaları Bölümü'nden Doktor Janani Prabhakar şöyle diyor:
Yeme Bozukluğu Davranışları, Beyindeki Ödül Tepkisini Değiştiriyor!
Benmerkezci ön yargı, insanların yaşamlarındaki olayları incelerken veya olaylara başkalarının bakış açısından bakmaya çalıştıklarında, kendi bakış açılarına çok fazla güvenmelerine neden olan bilişsel bir ön yargıdır. Buna göre benmerkezci ön yargı, insanların diğer insanların bakış açısının kendilerininkinden ne kadar farklı olduğunu hafife almalarına veya diğer insanların bakış açısını tamamen dikkate almamalarına neden olur.
Benmerkezci Ön Yargı: Olaylara Farklı Bir Açıdan Bakmak Neden Bu Kadar Zor?
Maryland Üniversitesi Jeoloji Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Thomas Holtz tarafından yürütülen yeni bir çalışma; orta boyuttaki yırtıcı dinozorların, T-rex ve yakın akrabalarının hakimiyet kurduğu bölgelerde ve zaman dilimlerinde ortadan kaybolduğunu gösteriyor. Yapılan bu çalışma, tiranozorların egemenlik sağladığı bölgelerdeki orta boyutlu yırtıcı türlerinin çeşitliliğindeki çarpıcı düşüşlerin sistematik olmayan geçmiş kayıtlarını da doğrular nitelikte.
Tiranozorların Hakimiyeti, Orta Boyutlardaki Yırtıcı Dinozorların Yok Olmasına Sebep Olmuş Olabilir!
Tepkime sonucu kıvılcım, alev ve duman üreten havai fişek gibi patlayıcı materyaller, insan dışı hayvanlara çeşit çeşit zararlar vermekte. Bunlar genelde insanlarla arkadaş olan hayvanları etkiliyor ve hayvanlarımızın bu patlayıcılara verdiği tepkileri de kolayca görebiliyoruz. Bu patlamalar, çiftliklere ya da başka alanlara kapatılmış hayvanların yanı sıra, hem kentsel çevrelerin içinde hem de dışında yaşayan diğer canlıları etkiliyor.
Havai Fişekler, Hayvanlara Nasıl Zarar Veriyor?
Tip 2 diyabetin yönetilmesi, tipik olarak kilo vermeyi, egzersiz yapmayı ve ilaç tedavilerini içerir. Ama Dr. Makato Fukuda ve Baylor Tıp Üniversitesi'nden çalışma arkadaşlarının yaptığı yeni bir araştırma, tip 2 diyabetin beyin aracılığı ile kontrol edilebilen yeni bir yolu olduğunu gösteriyor.
Tip 2 Diyabeti, Sadece Beyin Kimyasını Kullanarak, Kilo Vermeksizin Yönetmek Mümkün Olabilir!
Bir türün iki türe ayrıldığı türleşme, Evrim Teorisi'nde bilindik bir kavramdır. Ancak neredeyse 20 yıllık araştırmaya dayanan yeni bir çalışma, farklı iki soyun birleşmesi olan "geri türleşmenin" de önemli bir rol oynayabileceğini gösterdi.
Geri Türleşme ve Evrimsel Konsodilasyon: Birbirinden 2 Milyon Yıl Önce Ayrılmış İki Kuzgun Türü, Birleşerek Tek Bir Türe Evrimleşiyor!
Kediler. Sosyal medyanın en popüler videolarının başrol oyuncuları, nevi şahsına münhasır evlerimizin ve sokaklarımızın sevimli bireyleri. Bütün bunların yanı sıra en bilinen yönleri, fazlasıyla uykucu olmaları. Kedilerimiz kira ve faturalarımıza yardımcı olmamakla kalmaz, üstüne üstlük bir de bütün gün uyurlar!
Kediler Neden Çok Uyur?
Kuzey Karolina Eyalet Üniversitesi'nden araştırmacılar, besinlerin kompozisyonlarındaki moleküler değişikliklerin ve hayvanların moleküler düzeydeki ihtiyaçlarının; tuzlu, tatlı ve umami gibi hoşa giden tatların oluşumlarını açıklayabileceğini buldu.
Hayvanların Güzel Buldukları Tatlar, En Çok İhtiyaç Duydukları Elementlere Göre Evrimleşti!
Evrimsel ekologlar arasında popüler bir çalışma konusu olan üç iğneli diken balığı, farklı şekilleri, boyutları ve davranışları ile bilinir. Hem denizlerde hem de tatlı suda ve çok çeşitli sıcaklıklarda yaşayabilirler. Ama bu türün bu kadar esnek olmasını sağlayan nedir?
Evrimsel Biyoloji, İklim Değişiminden Kurtulabilecek Hayvanları Tespit Etmemizi Sağlayabilir!
1933 yılında Çin'in kuzeydoğusundaki Heilongjiang bölgesindeki Harbin kenti yakınlarındaki Songhua Nehri'nde inşa edilen Dongjiang Köprüsü inşaatında çalışan bir taşeron işçi, inşaat kazısı sırasında gizemli bir kafatası fosili keşfetmişti. Bu keşif, 1929 yılında keşfedilen meşhur Peking Adamı fosilinin keşfinden hemen sonrasına denk geliyordu ve bu nedenle işçi, keşfettiğinin antropolojik olarak önemli olabileceğini düşünerek, fosili terk edilmiş bir kuyu içinde saklamaya karar verdi. Ömrü boyunca bölgesinde bol miktarda politik çalkantı yaşayan işçi, ölümünden kısa bir süre önce 3. kuşak ailesine fosilden bahsetti ve aile, 2018 yılında fosilin yerini bulup, kafatasını çıkarmayı başardılar. Sonrasındaysa Hebei GEO Üniversitesi'nden paleontoloji profesörü Dr. Ji Qiang, uzun tartışmalar sonucunda bu önemli fosilin üniversitelerinin müzesine bağışlanması konusunda aileyi ikna etti.
Ejderha Adamı (Homo longi): Bize, Neandertaller'den Bile Yakın Akraba Olan Yeni Bir İnsan Türü Keşfedilmiş Olabilir!
Bristol Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından yürütülen bir araştırma, tek hörgüçlü develerin böbreklerinin aşırılıklarla başa çıkmasına yardımcı olmada nasıl önemli bir rol oynadığına dair yeni bulgular buldu. Communications Biology dergisinde yayınlanan yeni bir makalede, deve böbreklerinin dehidrasyon (su kaybı) ve hızlı rehidrasyon (hızlı bir şekilde su kazanma) stresine tepkisini incelediler.
Kolesterol, Tek Hörgüçlü Develerin Susuzluk Direncinde Önemli Bir Rol Oynuyor!
Her ne kadar Dünya çapında milyarlarca insanın aşılanmayı tercih etmesi sayesinde COVID-19 salgını büyük oranda yavaşlatılabilmiş olsa da halen aşıya erişimi olmayan veya aşılanmayı reddeden kişiler arasında devam eden salgın, yeni varyantların evrimine neden oluyor. Bunlardan en tehlikelisi, birçok ülkede baskın soy hattı haline gelen Delta varyantı adı verilen bir SARS-CoV-2 çeşidi. Bu varyantın çok daha bulaşıcı ve potansiyel olarak daha ölümcül; bu nedenle salgının gidişatı için önem arz ediyor.
SARS-CoV-2 Delta Varyantı Nedir? Yeni Varyant Hakkında Neler Biliyoruz?
Birçok insan için, Fare Kulağı Teresi (Arabidopsis thaliana), yol kenarlarındaki bitkilerden biraz fazla öneme sahiptir, çünkü bu bitki, bitkilerin nasıl büyüdüğünü, geliştiğini ve evrimleştiğini anlamaya çalışan bilim insanları ile uzun bir geçmişe sahiptir. Bilimsel adıyla, Arabidopsis, 16. yüzyılın başlarında ilk defa bilimsel olarak tanımlandı ve 18. yüzyılda ilk genetik mutasyon saptandı. 1940'tan bu yana bilim camiasında popülaritesini arttıran Arabidopsis, günümüzde bitki genetiği, gelişimi ve fizyolojisini keşfetmek için bir model sistem olarak kullanılmaya devam etmektedir.
Bitkilerde Kantil: Yeni Bir Bitki Organı Keşfedildi!
Pandemi gibi hızlı gelişen bir durumda farklı ülke ve kuruluşlarda cerrahi maske ve solunum cihazlarının kullanımına ilişkin kılavuzlardaki farklılıklar, sağlık çalışanları arasında kafa karışıklığına ve endişeye yol açabileceği gibi, alınan önlemlerin SARS-CoV-2'nin bulaşmasını önleme yeteneğine yönelik güven eksikliğine de yol açabilir.
Maske Gibi Önlemler Konusundaki Kurumsal Kararsızlıklar, COVID-19 Mücadelesinde Kafa Karışıklıklarına ve Tehlikeli İhmallere Neden Oldu!
Virüslerin nasıl bulaştığını açıklayan çoğu model, bir kişiden çıkıp, yakındaki bir kişiye bulaşan viral parçacıklara odaklanır. Virüslerin nasıl bulaştığında mikroskobik parçacıkların rolü üzerine yapılan bir araştırma, polenlerin etkisinin de görmezden gelinemeyeceğini gösteriyor.
Akışkanlar Fiziği Simülasyonları, Ağaç Polenlerinin, SARS-CoV-2 Gibi Virüsleri Daha Uzaklara Taşıyabildiğini Gösteriyor!
Tamagawa Üniversitesi Beyin Bilimleri Enstitüsü'nden Profesör Matsuda Tetsuya ve Kobe Üniversitesi İnsan Gelişimi ve Çevre Enstitüsü'nden Yardımcı Doçent Ishihara Toru'nun da aralarında bulunduğu bir araştırma grubu, çocuklukta yapılan egzersiz ile sonraki yaşamda bilişsel işlevin sürdürülmesi ve desteklenmesi arasındaki pozitif ilişkinin altında yatan, beynin sinir ağları ve korteks yapısıyla ilişkili değişiklikleri aydınlattı. Sonuçlar, 23 Mayıs 2021'de NeuroImage dergisinde yayınlandı.
Çocukken Egzersiz Yapmak, İlerleyen Yaşlarda Bilişsel İşlevi Koruyabilir ve Geliştirebilir!
Johns Hopkins Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, iki ayrı SARS-CoV-2 varyantı daha yüksek bulaşma oranları ile ilişkilendirilse de, bu varyantlara sahip hastalarda, üst solunum yollarında kontrol grubuna kıyasla daha yüksek viral yük taşımamaktadır. Bu nedenle, bu varyantların bulaşıcılığının neden daha yüksek olduğu bir soru işaretidir.
Bazı SARS-CoV-2 Varyantlarının Daha Bulaşıcı Olma Nedeni, Semptomlu Vaka Oranını Artırmaları Olabilir!
Sol eliniz ve sağ eliniz, birbirlerinin neredeyse mükemmel bir ayna görüntüsüdür. Ancak her ne şekilde bükerseniz bükün ve döndürürseniz döndürün, hiçbir şekilde bir elinizi diğer elinizin üzerine birebir aynı gözükecek şekilde bindiremezsiniz. Zaten bu nedenle bir sol eldiven, hiçbir zaman sol ele olduğu kadar rahat bir şekilde sağ elinize uymayacaktır. Bilimde bu özelliğe kiralite denir.
Uzaydan Dünya'ya Baksak, Dünya'daki Biyolojik İmzayı Tespit Edebilir miydik? Yeni Bir Teknoloji, Bunu ve Daha Fazlasını Mümkün Kılabilir!
Sarı humma sivrisineği (bilimsel adıyla Aedes aegypti) henüz tedavi edilemeyen birden fazla virüsü insanlar arasında yayar ve öncelikle permetrin adı verilen bir pestisit (böcek ilacı) kullanılarak kontrol edilir. Ancak birçok sivrisinek, pestisitlere karşı direnç geliştirecek şekilde evrimleşmektedir. Colorado Eyalet Üniversitesi'nden Karla Saavedra-Rodriguez ve meslektaşları tarafından PLOS Genetics dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, hastalık salgınlarını kontrol etme yeteneğimizi tehdit eden farklı permetrin direnç stratejileriyle bağlantılı mutasyonları tanımlıyor.
Sarı Humma Sivrisinekleri, Aynı Pestisit ile Farklı Şekillerde Mücadele Edebilecek Şekilde Evrimleşiyorlar!
Davranışsal olarak modern insanların ortaya çıkışından önceki dönem, kaotik bir şekilde değişen bir iklime ve çevreye sahipti - ki zaten insan evrimini şekillendiren de, yüz binlerce yıl boyunca meydana gelen bu çevresel baskılardır.
Tamamlayıcı Biliş Teorisi ve Kolektif Zekanın Evrimi: Parçalarımızın Toplamından Fazlasıyız!
Harvard Tıp Okulu'nda tıp profesörü ve Dana-Farber Kanser Enstitüsü'nde doktor olan Marios Giannakis tarafından Cancer Discovery dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmada, kolorektal kanser (bağırsak kanseri) hastalarında DNA hasarına işaret eden genetik mutasyonların, yüksek kırmızı et tüketimi ve kansere bağlı mortalitenin artmasıyla ilişkili olduğunu bulundu.
Kırmızı Et Tüketimi, Bağırsak Kanserine Neden Olan DNA Mutasyonu Riskini Artırıyor Olabilir!
Ulusal Bilim Eğitimi Merkezi ve Penn Eyalet Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından 678 ortaokul öğretmeninin katılımıyla yapılan yeni bir çalışma, fen öğretmenlerine yönelik geliştirilen temsili bir anket aracılığıyla, ortaokul seviyesinde evrim eğitimini araştırmaya yönelik ilk sistematik girişim olma niteliği taşıyor.
Amerika'daki Ortaokullarda Evrim Artık Daha Yaygın Bir Şekilde Anlatılıyor ama Bilimsel Görüş Birliği Halen Eksik Aktarılıyor!
Güney Danimarka Üniversitesi'nden Fernando Colchero ve Kuzey Karolina'daki Duke Üniversitesi'nden Susan Alberts tarafından yönetilen ve 14 ülkedeki 42 kurumdan araştırmacıları içeren bir çalışma, her türün nispeten sabit bir yaşlanma hızının olduğunu ileri süren "değişmeyen oranda yaşlanma hipotezi" adı verilen yaşlanma teorisine yönelik yeni bakış açıları sağlıyor. İstatistik ve matematiğin popülasyon biyolojisi sahasında uygulamaları konusunda uzman olan ve aynı zamanda Güney Danimarka Üniversitesi Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü'nde doçent olan Colchero, şöyle diyor:
Evrim Ölümü Yenemediği İçin, Ölümsüzlüğün Tek Anahtarı Tıp Olabilir!
Yırtıcı kuşların merkezi sayılan Dörtdivan, Bolu ve Beypazarı, Ankara lokasyonlarında kaydettiğimiz yetişkin bireyler.
Sakallı akbaba (Gypaetus barbatus)
Gypaetus cinsi 1784 yılında doğa bilimci Gottlieb C. C. Storr tarafından tanımlanmıştır. Cinsin içerisinde sadece sakallı akbaba (Gypaetus barbatus) türü bulunmaktadır.
Gypaetus
Beyindeki sinir hücrelerimiz olan nöronlar, beyin fonksiyonunda merkezi oyunculardır. Bununla birlikte, nöronlar gibi beyinde bulunan ve uzun süredir "destek hücreleri" olarak kabul edilen glia adlı ikinci bir hücre türünün, bilinmeyen kilit bir rolü daha olduğu anlaşıldı: Basel Üniversitesi'ndeki bir araştırma grubu, istirahat halindeki yetişkin kök hücreleri özgür bırakarak, beyinde iki yeni tip glial hücre keşfetti. Bu yeni glia türleri, beyin plastisitesinde ve onarımında önemli bir rol oynuyor olabilir.
Beyinde 2 Yeni Gliya Hücresi Keşfedildi!
Yüzyıllar boyunca bilim insanları, havacılıkla ilgili tasarımlar geliştiren insanlar ve macera arayanlar, kuşların uçmasını mümkün kılan özellikleri, yani kanat yapısı ve dengeyi taklit ederek uçmaya çalıştılar. Ne var ki sıcak hava balonu veya uçak gibi insan bedeni haricinde bir mekanizma olmaksızın insanların bugüne kadar uçması mümkün olmadı. İnsanlar, var olduklarından beri yeryüzüne yapışık halde kaldılar.
Kuşların Uçmasını Mümkün Kılan Moleküler Evrim Mekanizması Keşfedildi!
Gypaetinae, Eski Dünya akbabalarının 2 alt ailesinden biridir. Eski Dünya akbabaları: Avrupa, Asya ve Afrika'da yaşayan akbabalar için kullanılan geleneksel bir sınıflandırmadır. Diğer alt aileye (Gypinae) nazaran daha küçük bir alt ailedir.
Gypaetinae
Gypinae, Eski Dünya akbabalarının 2 alt ailesinden biridir. Eski Dünya akbabaları: Avrupa, Asya ve Afrika'da yaşayan akbabalar için kullanılan geleneksel bir sınıflandırmadır.
Gypinae
Doğa, insan türünün dünya üzerindeki evrimsel sürecinin başlangıcından itibaren yönlendirici, bilgilendirici ve ilham verici bir kaynak olmuştur. Doğayı kavrama biçimleri insanın ürettiği bilgi birikimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemiştir. Çünkü bir gerçeklik olarak doğa, insanların fiziksel ya da zihinsel aktivitesinin ürünü olan bütün etkinliklerde içkin olarak var olmaktadır. Bu durum; doğa felsefesi, bilim ve mimarlık disiplini arasındaki güçlü bağlantıyı gözler önüne sermektedir.
Evrimsel Mimarlığa Giriş: Mimarlıkta İlerlemeci Bir Süreç Olarak Evrim ve Eugene Tsui'nin Evrimsel Mimarlık Yaklaşımı
McMaster Üniversitesi Trombosit İmmünoloji Laboratuvarı'ndan (MPIL) araştırmacılar, aşıya bağlı kan pıhtılarından mustarip insanlar için hayat kurtaran yeni bir tedavi geliştirdiler. Araştırmacılar, aşı kaynaklı immün trombotik trombositopeni (VITT) ile mücadele etmek için pıhtılaşma önleyici ilaçlar ile yüksek dozlarda intravenöz immünoglobulin karışımı olan ikili bir tedavi öneriyorlar.
Bazı Aşıların Tetiklediği Nadir Kan Pıhtılaşmasına Karşı Yeni Bir Tedavi Geliştirildi!
1905 yılında Alfred Binet'in ilk IQ testini tasarlamasından beri geçen süre zarfında, bilişsel psikolojinin uzmanları arasından tutun popüler kültürün birçok ögesinde IQ günlük hayatımızda bile sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram haline gelmiştir. Bir yandan zeka araştırmaları alanındaki bilirkişiler arasında IQ'nun kalıtsallığı ve sosyoekonomik statü gibi sosyal faktörlerin etkileri tartışılırken; konuya vakıf olmayan halk IQ üzerine zıt perspektifler sunan Gattaca ve Harrison Bergeron gibi eserler yoluyla konuya aşina hale geldiler. 2021'de 27 yaşına basan Çan Eğrisi kitabının yarattığı tartışmalar fırtınası günümüzde de aynı şiddetle devam etmektedir. 1996 yılında Amerikan Psikoloji Derneği'nin (APA) oluşturduğu çalışma kolu, Çan Eğrisi kitabının yayınlanmasıyla başlayan tartışmaları ele alan bir rapor yayınlamış, IQ ölçüm yöntemleri, bu skoru etkileyen çeşitli parametreler ve zaman içerisinde IQ'nun değişimi ile ilgili kapsamlı bir inceleme yapmışlardır. Bu yazının amacı, bu konudaki tartışmalardan ziyade, IQ'nun çaba sarf ederek geliştirilip geliştirilemeyeceği ve ne tür yöntemlerle bunun yapılabileceğini aktarmaktır.
Zeka Geliştirilebilir mi? IQ Artırılabilir mi?
Bu zamana kadar sadece insanların diğer insanlarla işbirliği yaptığından söz edilirdi. Diğer primatların birbirleriyle rekabet içinde olmayı tercih ettikleri düşünülürdü. Fakat şimdi, sanılanın aksine, şempanzelerin de ortaklaşa bir şeyler yapmaktan keyif aldığı gösterildi.
Şempanzeler, Yardımlaşmayı Rekabete 5 Kat Fazla Tercih Ediyor!
Dünya'da biyoçeşitliliğin azalmasıyla birlikte araştırmacılar, henüz isimlendirilmemiş 9 milyon türün %90'ını temsil eden Dünya’daki tüm böcekleri ve diğer omurgasızları kataloglamak için can atıyorlar.
Yapay Zeka, Küçük Canlıları Sınıflandırmada Biyologlara Yardımcı Olabilir!
Çoğunlukla kayın ve meşe gibi geniş yapraklı ormanların gölgeliklerinde rastlanan bir bitki türü olan Hayalet Orkide (İng: "Ghost Orchid", Lat: Epipogium aphyllum), çok nadir görülmekte ve görüldüğü takdirde tüm dikkatleri üstüne çekmektedir - ki bu yönüyle de neredeyse eşsiz bir özelliğe sahiptir. (Başlangıçta şunu belirtmekte fayda var: Dendrophylax lindenii isimli bir başka "hayalet orkide" ile karıştırılmamalıdır.)
Yaşamının Çoğunu Yeraltında Geçiren ve Çok Nadir Görülen Bir Bitki Türü: Hayalet Orkide
Araştırmacılar, bitki popülasyonlarının iklim değişikliğine karşı nasıl tepki verdiğini ilk kez araştırdılar ve kısa nesillere sahip bitki türlerinin, uzun nesillere sahip olan bitki türlerine göre iklim değişikliğine karşı daha duyarlı olduğunu tespit ettiler. Bu tespit, Alman Bütünleştirici Biyoçeşitlilik Araştırmaları Merkezi (iDiv), Martin Luther Üniversitesi Halle-Wittenberg (MLU) ve Helmholtz Çevre Araştırmaları Merkezi'nden (UFZ) araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırmadan elde edilen bulgulardan biridir.
Kısa Yaşayan Bitki Türleri, İklim Değişimine Daha Duyarlı!
İnsan olmayan canlıların da insanla çok benzer biyolojik mekanizmalara sahip olmasının keşfinin ardından, yeni üretilen teknolojileri (aşı, ilaç, zehir, yiyecek, vb.) insandan önce diğer canlılarda kullanarak insanda oluşacak etkilere dair güvenilir fikirlere sahip olabileceğimiz de fark edilmiştir.
Suların Deney Faresi: Zebra Balıkları!
Sitemizde şimdiye kadar tardigradların pek çok dayanıklılık özelliğine ve bu özelliklerinin keşfi ile yapılmış pek çok çalışmadan bahsettik. Kaçınılmaz bir şekilde bu çalışmalardan en merak uyandırıcı olanlar, Tardigradlar ve Uzay başlığı altındaki yazılarımızdı. Tardigradlar hakkındaki tüm yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Tardigradlar, Toplanın: Bu Sefer Uluslararası Uzay İstasyonu'na Gidiyoruz!
Ünlü filozof Aristoteles, insanların sadece 5 özel duyudan (görme, işitme, tat alma, koku alma, dokunma) ibaret olduğuna inanıyordu. Ancak insanlar bu 5 özel duyudan daha fazlasına; ağrı, ısı, titreşim, denge, propriyosepsiyon gibi 20'ye yakın duyuya sahiptir. Burada söz ettiğimiz, "gelecekte olacakları öngörmek", "falcılık", "astroloji", "altıncı his" gibi sahtebilimsel iddialar değil, fiziksel ve doğal nedenleri iyi araştırılmış ve bilinen, biyolojik olarak tanımlanabilir duyulardır.
Propriyosepsiyon Duyusu Nedir? Gözlerimiz Kapalıyken, Ellerimizin Konumunu Nasıl Bilebiliyoruz?
Bakteriler, çift katlı fosfolipid tabakasıyla sarılı enzim kompleksleridir. İç dengelerini korur, entropi artışına karşı koyup benzer kopyalarını üretirler, yani hepimiz gibi "yaşarlar". Birlikteliklerinden kuvvet doğuracak olan koloniler kurup birbirleriyle “feromon molekülleri” aracılığıyla iletişim kurarlar. Peki yaşamak için savaşmadıkları zamanlarda ne yaparlar? Genetik çeşitliliklerini nasıl arttırıyorlar mesela? Ya da stres atmak için hangi aktivitelerde bulunuyorlar? Birbirleriyle ilişkileri, "Çoğalalım mı?" sinyalinden mi ibaret; yoksa bizim gibi sosyal ilişkilerde bulunup arkadaşlıklar kuruyorlar mı? Seviyorlar mı? Sevişiyorlar mı?
Konjugasyon: Bakteriler Flört Ederse...
Kısa süre önce keşfedilen albino orangutanın, şimdi bir ismi var: Alba. Beş yaşındaki dişiyi ve bakımını üstlenen hayvan koruma organizasyonu ''Borneo Orangutan Survival Foundation''nun (BOS) bildirdiği üzere, orangutanın ismi binlerce öneri arasından seçildi.
Nadir Bulunan Albino Orangutan: Alba!
Adaptif yayılım (İng: "adaptive radiation"), evrimsel ve jeolojik anlamda kısa bir süre içinde (yani normalde olandan hızlı bir şekilde) çok sayıda türe evrimleşmesine verilen isimdir. Bu terimde "adaptif" sözcüğü, evrimsel değişimin aslen ortama uyum sağlamayı mümkün kılacak şekilde (büyük oranda doğal seçilimin etkisi altında) yaşandığına, "yayılım" (İng: "radiation") ise türlerin evrimsel akrabalık ilişkilerini tanımlayan filogenetik ağacın ("evrim ağacının") adeta "radyoaktif bir patlama" gibi dallara ayrılmasına, yani türleşmelerin yaşanması ve yeni türlerin ortaya çıkmasına işaret etmektedir.
Adaptif Radyasyon Nedir? Adaptif Yayılım ve Kitlesel Yok Oluşlar Arasındaki İlişki Nedir?
Gözlem, Yasemin Öztürk'ün yüksek lisans tezinde yürüttüğü araştırmalar sonucu kaydedilmiştir.
Kızıl akbaba (Gyps fulvus)
İnsan dışındaki primatlar, yalnızca homurdanma ya da bağırma yoluyla çeşitli sesler çıkarabilirler. Fakat konuşamazlar. En azından bilim insanları uzunca bir süre böyle düşündü. Ama yeni tanıştıkları Rocky, bu varsayıma meydan okuyor.
Orangutan Rocky, İnsanlara Özgü Homurdanmalar Yoluyla İnsanlarla ""Konuşabiliyor""!
Daha önce hiç insanların sizi daha iyi anlaması için bir "aksan" kullandığınız oldu mu? Amazon yağmur ormanlarında ki bazı Tamarin maymunları, eğer yakın bir türle yaşam alanlarını paylaşıyorlarsa, buna benzer bir şey yapıyorlar. Kırmızı elli tamarinlerin, seslerini alacalı tamarinlerinkine benzeyecek şekilde değiştirdikleri görülüyor. Böylece iki tür, kendi bölgelerinden çıkmadan birbirlerini uyarabiliyorlar.
Maymunlar, Başka Türlerle İletişim Kurmak İçin Aksanlarını Değiştirebiliyor!
Marmara Denizi'ni kaplaması sonrası meşhur olan "müsilaj" ya da halk arasındaki adıyla "deniz salyası" (veya "deniz sümüğü"), neredeyse tüm bitkiler ve özellikle de fitoplanktonik protistalar olmak üzere çok sayıda mikroorganizma tarafından salgılanan, yapışkan ("zamksı") bir maddedir. Bu maddeyi oluşturan ana unsurlar proteinler (özellikle de glikoproteinler), karbonhidratlar (özellikle de ekzopolisakkaratlar) ve yağlardır. Yani kimi zaman haberlerde iddia edilenin aksine, "yosun" örneğinde olduğunun aksine, bu madde mikroorganizmaların kendisi değildir, salgılarıdır. Elbette müsilaj içinde mikroorganizmalar da yaşamaktadır. Buna az sonra geleceğiz.
Deniz Salyası (Müsilaj): Bitki ve Mikroorganizmaların Salgısı Kontrolden Çıktığında Denizlerin Korkulu Rüyası Olabilir!
Galapagos takımadalarındaki uzak bir adada bulunan ve araştırmacıların "Büyük Kuş" diye adlandırdığı kuş türü, evrimin olağanüstü olanakları konusunda bilim insanlarını aydınlattı. Science dergisinde yayınlanan bir makalede, Princeton ve Uppsala Üniversitelerinden araştırmacılar, Büyük Kuş'un iki nesilde yeni bir türe evrimleştiğini gösterdiler.
Büyük Kuş"", Sadece 2 Nesilde Gözümüzün Önünde Yeni Bir Türe Evrimleşti!
2020 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde gözlemlenmiştir.
Küçük akbaba (Neophron percnopterus)
Yapılan bir deneyde, gözle göremediğimiz bir hayvan grubu alınıp donduruldu ve dondurulan su sütunu, plastik bir parça ile kaplanıp mermi haline getirildi ve içinde hayvanlar olan bu mermi ateşlendi! Dünya üzerinde böylesine tuhaf bir deneyde görev alacak bir hayvan aklınıza geliyor mu? Elbette bir su ayısı ya da bir diğer ismiyle bir tardigrad türü!
Silahtan Ateşlenen Tardigradlar: Su Ayıları, Gezegenler Arası Seyahatte Deneyimlenen Yıkıcı Çarpışmalardan Sağ Çıkabilir mi?
Bilim insanları, primatların ses kutusunun (larinks) vücut boyutuna göre önemli ölçüde daha büyük ve farklı olduğunu ve diğer memelilere göre daha hızlı evrimleştiğini keşfettiler.
Primatların Ses Kutusu (Larinks), Etoburlara Göre Çok Daha Hızlı Evrimleşti!
Uğur böcekleri, hepimizin küçüklükten beri aşina olduğu ve muhtemelen sevdiği bir böcek türüdür. Belki de bunun en önemli sebebi, genellikle kırmızı bir arka fonun üzerinde siyah renkte benekler bulunan ve bize oldukça güzel gözüken kanatlarıdır.
Aposematizm ve Uyarı Renkleri: Uğur Böcekleri, Neden Genellikle Dikkat Çekici Kırmızı Renge Sahiptir?