poes
stringlengths
13
158k
poe_length
int64
1
20.9k
Kaç Sevgi Barındırır ki Bu Yürek Kaç sevgi seni kandıracak, daha kaç sevgi? Yüreğine sığdıramayacağın kadar,kaç sevgi? Nasıl bir yürektir ki sende anlamadım ki Bir yürek kaç sevgi barındırır ki Gönlünün aldatmalarımıdır yoksa sevgilerin Bir düş gibi mi yoksa bana bahşettiğin sevgin Ruhuna işlemiş gibi yetinmeme duygusu Daha kaç sevgi barındırır ki bu yürek,bilemedim doğrusu..Ben neresindeyim bilemiyorum yüreğinin Saydamlığım ha bitti ha bitecek gibi Yüzeye çıkmaya korkan bir balık misali Son çırpınışlarımla alıyor gibi nefesimi Kaç sevgi barındırır ki senin yüreğin Ne sevmeler yetim verir yüreğine Ne kaçamak bakışlar gönlüne Nasıl bir yürektir ki,kaç sevgi alır içineUmudum kalmadı artık senin sevginden Tutup atasım geliyor hunharca yüreğimden Yarınlarımı da yok ettin,eridim kederimden Bu bana revamıdır ki kaçamıyorum kaderimden Kaç sevgi ürettin.kaç sevgiye kucak açtın Bir bilmece gibisin bilinmezliğinden kaçtın Bu kaçıncı sevgidir seni benden eden Beynimde zonklayan sesler gibi her gün yenidenBir ben miyim çaresizlik içinde yalnız seni seven Bir ben miyim yüreğime söz geçiremeyen Utanır oldum yüreğimdeki yasak sevgimden Kaç sevgi,daha kaç sevgiye aç yüreğin Dayanılmaz acılar gibisin gün be gün bana Unut beni git yeni aşklarına sarılsana Artık sevgiler bana haramdır bundan gayrı Başka dünyalarda gibiyiz sen ayrı ben ayrı……
191
Ağlama Anne AGLA ANNE, SANA GELEMİYORUM AGLA ANNE, MEZARIN SULANIR, BEN SULAMIYORUM AGLA ANNE, SABAH CAYLARINA GELEMEDİM, YANLIZLIGINA OGUL OLMADIM AGLA ANNE, SEVGİLİMİ SANA ANLATMADIM, CANIM YANDIGINDA GOGSUNE YASLANMADIM, ACIMI PAYLAŞMAKTAN KORKTUM, ŞEVKATİNİ DE ALAMADIM. SEN ANNESİN, AGLA ANNE, DOGURDUGUN,ÖLMEYE YAKLAŞTI.. SEN ÖLDÜĞÜNDE SANA YAZDI.. AGLA ANNE, CİCEK GETİRMEYİ UNUTTUGUMDA BİLE BENİ SEVMEYİ BIRAKMADIN YA, BEN DE AGLIYORUM.. AGLAYALIM ANNE, GEC OLSA DA SEN BENİ BEN SENİ DUYMASAM DA AGLAYALIM ANNE, BUNU BEN YAZDIKCA ONLAR DA AGLASIN ANNE AGLA ANNE MEZARIN DA SULANIR, NASILSA BEN SULAMIYORUM YA..! SEN YOKSUN ARTIK ANNE, AMA İCİMDESİN, SEN ARTIK,SEVGİNİ BANA VEREMEZSİN; AMA BEN SEVİGİMİ NASIL VERCEM DİYE KIVRANIYORUM BANA SADECE BUGULU GOZLE BAK; GORMESEN DE KİRPİKLERİN OYNASIN BEN ONLARI ABARTIR, SANA METHİYE YAPARIM VEYA SANA OVGU YAPIP, BENCİLLEŞİP, GEÇMİŞ HATALARIMI ÖRTERİM. AMA YÜZÜMÜN KIZARIKLIĞI DOLUNAYI KISKADIRCAK KADAR GÜÇLÜYSE NE YAPARIM…? AGLA ANNE MEZARIN DA SULANIR, NASILSA BEN SULAMIYORUM YA..! (Yalavaçlı : 19.07.2007 - 00.33)
150
Palimye Ağacı Simgedir ağaç palmiye Sıra sıralıdır yollar boyunca Oksijen sağlar toprağa koyunca İlk akla gelen odur Mersin'de...Dizilmiş yeşil bakar Akdeniz boyunca uzanır Bunu gören düşman bile utanır İçimizde olmalı ağaç palmiye aşkı...
33
Söz kutsal amel Kutsal amellide baş hal kutsaldır kutsal halde cennet sağlık çok gibidir Kutsalsız amellide baş hal kutsalsızdır kutsalsız halde cennet sağlık yok gibidirEyüp sultandan esinlendimSedat hünkar (Karamecnun)
29
Söylemediklerim Yazabildiklerim artık yok … Yalnız bırakmışlar herkes gibi Elimde bir tek onlar kalmıştı oysa Artık bitik yıkık bölük pörçük biriyim Hayallerim hatta rüyalarım bile yok artık Zifiri bir geceye yatıyor ve karanlıklarla dolu bir gündüze uyanıyorum Hayatımdaki tek renk siyah olmuş sanki Kirli bir dünyada yaşıyorum gökyüzü bile kahpe güneşli ve masmavi iken Bulutları çağırıyor ve yağın diyor nefretinizi belli edin dercesine Yağmur yağmak zorunda bu onun kaderi Ne tuhaf değil mi kimi için bereket olan şey bazısına acı anılardan dolu başka bir şey değil Benim kaderim ne peki Umutsuzca gerçekleşmeyeceğini bildiğin bir istihareye mi yatmak Hadi bırakın bu palavraları Hayat her şeye rağmen güzel değil işte Hayat yaşamaya değer değil bence O olmadıktan sonra, hayallerim bile beni terk etmişken Çocukken her şey ne kadar basitti Yemek yemek oynamak uyumak Ve tekrar yemek yemek oynamak ve uyumak Ve tekrar ve tekrar Tek derdin bir düşün babanın eve gelirken acaba çikolatamı almayı unutmuş mudur değil miydi Ne olur anne biraz daha televizyon izleyemez miyim Bunlar çok büyük şeylerdi çocukken İşte şimdi büyüdük ve dert ettiklerimiz de büyüdü Hayat sadece çocukken basit Ve ben keşke hiç büyümeseydim Hadi artık tut ellerimden Geri getir kaybettiğim tüm hayallerimi Bunu sadece sen yapabilirsin biliyorsun Belki de bu kadar önemli olduğunu bilmiyorsun Bilsen bunları yapar mıydın Sözün bittiği yerdeyim bittim…
215
Gömüt dışa vermez hiçbir şeyini geceler bilinmedik sevgililer edinir her an adını anmayacak dostlarla olursan üzülmeyeceksin o zaman sözcükler dolaşsın zalimliğe nefretle kalbin bir seyahat başlangıcında çarpsın çıkacak gibi kafesindenhayatın öz çocuğu kimlerdir göğe kanat açar ağaçlar neden çocuklar ağlar durmadan kimseler bilmez işi var herkesin bulutlar niçin kara giysiler içinde geçmişlerinden çıkıp da soyunup uyanacaklar belki denize tuzu kim dökmüş baba kırılan sürahi onarılır mı acaba sorular engeller yıkıldığında yanıtlanacakşimdi erdemin ince cazibesi egemen bir yerlerden bir yerlere gelip de gitmenin varsın ıstırap uzasın dursun hayal kırıklığı da sürsün artık ciddiyetten uzak konuk olmayacaklar çalmasınlar kapıları gece yarısı düşlere dokunmasınlar belgisizmuştu göğün koynunu açmasıdır gönlün ışımasıdır çiçeklerle oysa bir yanlış sevdadan kala kala bir gömüt kalır geriye üstü çiçeksiz
120
Cüceler Dondurduğum geceleri çıkarttım bugün belime Yüküm ağır nicedir bir hayli Ben; o cücelerin başına cesaret kusarken Sen; sarılıp kalmışsın hayat lanetinin eteğineBen üfledim sevgiyi kulak küpelerine Ve; ben derviş oldum kokuna sarılmış yollarda Ne var ki işinin ehlisin Yalanı bırakmayıp dolandırmışsın diline Rüyalar Çöpten İbaret/31 Temmuz 2014
48
23 Nisan Kurulan bu Cumhuriyet dogarken, Bedelini yetim kalarak ödeyen, Kahraman şehitlerimizin mirası çocuklar, 23 Nisan bayramınız kutlu olsun.Vatan topragının her karışını, Kanı ile sulamak için, Cephelerde çarpışan Gazi çocukları, 23 Nisan bayramınız kutlu olsun.Türk Ordusunun galibiyetini isteyerek, Rızkından kesip ordusuna gönderen, Yüce Türk Milletinin Çocukları, 23 Nisan bayramınız kutlu olsun.Dünya devletleri içerisinde yalnız, Sen düşündün Türk çocuklarını. Atatürk'üm hediyen 23 Nisan'la, Mutlulugun en yücesini bulduk.
66
Ruhumla Bile Kılıcını Kaçırdığın keçilerse üzülme.. Övgünde olmalı deliliğe.. Gülermisin giderken yolda. Konuşurmusun kendi..kendinle..Anlatırken derdini biri.. Yaptığın nükteli bir espri mi..? En şatafatında kahkahaların.. Dökülmüşmü dür.? yüzün..üzgün..Bakarken gözler yakına.. Daldığın uzaklar mıdır..? En sevildiğinde.. En yabancı..Nedir..? başarı nedir..? Nedir..? aşmışlığımız..koşuşmuşluğumuz.. Değilmidir en büyük zaferimiz.. Bir mezar taşı.. hemde çıplak..Yen beni yen.. Ruhumla bile kılıcını.. Sat.. Karşılığında alda kırmızı güller..Sevdalılara at...
60
Ey Vicdan..! ..Çağrı.. Bir Sessiz çoğunlık Bir sessiz Çığlık…! Okutmak istiyoruz Çoçuklarımızı Süt veren Dana gibi Saat başı sağmak Soymak istiyorlar bizi..bizleri… En güzel yalanları uydurarak… Yarı kışlaydı Camilere çevirdiler adeta Demokratik ve Milli Eğitim Ezberci,hatipçi,papağan Kopyacı,fotokopici… Küheylan,kabadayı… Kayıt çilesi,Şartlar,şurtlar silsilesi… Nerede kaldı.Tüyü bitmedik yetim hakkı hakları… Günümüz bilim ve teknik imkanların Her derse uyarlanması, Var olanlarının CD,VCD,DVD tüm okullara çoğaltılarak dağıtılması Ve kullanılmasının sağlanması…Şart.! .Şart efendiler Beyler,beyefendiler… Vermeden almak Cenab-ı Allaha mahsustur,efendiler,beyler,beyefendiler.. İyisi,iyileri bizim Kötüsü ki; Eğitemediğimiz,yetiştiremediğimiz,ilgilenemediğimiz… Tu kaka,tu kaka olamaz,olamaz efendiler,beyler,beyefendiler Ne cevherdir benim gençlerim Benim gençliğim…! Horlanan,itilen,kakılan Azarlanan,çoçuklar,gençler,insanlar… Ne zamana kadar,nereye kadar… Evet,daha iyi yetiştirmek adına; Türk Eğitim,modası,inkişafı.. Etüd çalışmaları Yetiştirici kurslar soygunluğu Yaz kursları çılgınlığı..! Bunlar eğitim sistemimiz içinde verilmelidir..! Ve gerçektende Öğrenciye bir şeyler verilmeli,kazandırılmalıdır.. Eğitim pahalı ve lüks Bir süs ve zevk aracı boşa geçirilen zaman,hayat dilimi değildir,efendiler,beyler,beyefendiler.. Hanımlar,hanımefendiler Bir sessiz çoğunluk.. Bir sessiz çığlık…Çığlık..! Ya yaşam boyu eğitim..? Sürekli öğretim..? .,kendini yenileme,geliştirme..! Çığlık..!
150
Rıhtımda Rıhtımda Bir beyaz gemiydi ayıran onları Kadın güvertedeydi adam rıhtımda Şimdi unuttum yüzünü kadının Adamın gözleri aklımda Kana bulanmış buçaklar gibi Uzun kiprikleri ıslaktı Adam dertli, adam darmadağın Dokunsalar ağlayacaktı Adam bitkindi, adam seviyordu Kalan kederdi giden gemiyse Taş olduğu içindir dedim Rıhtım taşları erimediyse Derken bir düdük öttü ansızın Bembeyaz gemi gitgide ufaldı Korkunç yalnızlığıyla başbaşa Rıhtımda bir adam kaldı.
62
Karga Korkuluklardan korkma karga. Dal tarlalara, Hiç olmazsa sen ye. Yemesini bilmez bu çiftçi.Korkuluklardan korkma karga, Sen yemezsen korkarsan, Doyamazsın ki, Aç kalıp eylem yapamazsın ki.Korkuluklardan korkma karga, Dal tarlalara. Doğa senin malındır, Doldur mideni.Korkuluklardan korkma karga, Korkuluk bile olamayanlar; Korkulukları sana, Tanrı yapamasın.
44
Göğsü Beyaz Bir Güvercin Aniden Uçuverdi Sevda ormanlarında el ele tutuşarak gezerken, Bereket yağmurlarıyla sırılsıklam ıslanırken, Yaşayacagimiz mutlu yillari birlikte konuşurken, Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Sevdanın yüce dağlarına var gücümüzle tırmanırken, Sevda bayrağını dağların doruğuna dikerken, Sevdamıza zarar veren her şeyi kökünden sökerken, Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Sevda denizlerinde yorulmadan kulaç atarken, Sevda balıklarıyla doyasıya muhabetle kucaklaşırken, Sevda dalgalarıyla canhıraşhane boğuşurken, Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Sevda karanlığında, sevda secdeleri ederken, Gönüllere giden yolları adım adım izlerken, Elimizde sevda tesbihi, birer birer çekerken Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Sevda aydınlığında Allah’ın affını beklerken, Gözlerimden yansıyan bu sevdayı şekil tutarken, Bizi seven sevmeyen herkes bize gıpta ederken Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Üşüyen yüreklerimizi sevda güneşini sıcaklıgıyla isitirken, Sevmeyi bilmeyen gönüllere sevdayı nakşederken, Sadece Allah’ın rızasını ve merhametini beklerken, Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Sevda ateşleriyle tandırlarda cayır cayır yanarken, Muhabbet fedaileri bizleri söndürmeye çalışrken, Sevinç gözyaşlarını cani gönülden dökerken, Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi.Sevda tarlalarında bıkıp usanmadan fidan dikerken, Can sularını yüreğimizdeki sevgilerle verirken, Gönüllere, bu davanın imzalarını atarken, Göğsü beyaz bir güvercin aniden uçuverdi. 09/04/2005
179
Televizyon Hep Reklam Hep Tanıtım Vallahi Bıktık 15 Şahsım sinirleniyor, bu kadarından bıktı, Sesler sıfırlandıkça, televizyon çok sıktı… Hele tatil günleri bizzat unutuluruz, Reklamlardan bıkmışız, sizden de umutsuzuz…(2009)
28
Dünya Dünya yuvarlaktır derler bilinmez Bazen derler dünya hali çekilmez Garip olan bu yollardan gidemez Benim düşündüğüm dünya böle bilinmezİsterim dünyada mutlu olunsun Arana tüm güzellik burda bulunsun Sevenler birbirine kavuşsun Benim düşündüğüm dünya böyle bir dünyaBakıyorum bunlar yalnız hayalde Görünmez ne köyde nede şehirde Mutluluklar belki olmaz her yerde Benim düşündüğüm dünya nerede?
54
Mavi Kırep Başında Mavi kırep başında Kalem oynar kaşında Benim bir sevdiğim var Onüç ondört yaşındaHaydi güzelim hopla da gel yanıma Sarı liralar takayım gerdanınaMavileri giyersin Allıları översin Benim yüzüme gülüp Başkasını seversinHaydi güzelim hopla da gel yanıma Sarı liralar takayım gerdanınaMavi kırebimin oyası Başıma vurdu boyası Alcem dedi de almadı Allah'ından bulasıHaydi güzelim hopla da gel yanıma Sarı liralar takayım gerdanına
62
Destan destan anlatırız yurdumu Toprağına taşına vurgunuz biz, Destan destan anlatırız yurdumu. Vatanın toprağına süreriz yüz, Destan destan anlatırız yurdumu.Beğenmeyenler okumasın gazel, Mevlam sanki onu yaratmış özel. Nerden bakarsan bak her taraf güzel, Destan destan anlatırız yurdumu.Toprakları zaten benziyor köşke, Onu gören kimse geliyor aşka. Sahili başkadır yaylası başka, Destan destan anlatırız yurdumu.Denizi bir başka güzel kazara, Maşallah deyin gelmesin nazara. Ormanları cennetten bir manzara, Destan destan anlatırız yurdumu.Yusuf Türk milletinin sevgi yolu, Güzel yurdumuz bizim Anadolu. İnsanları yiğittir sevgi dolu, Destan destan anlatırız yurdumu.
85
ABRÛ Besteler 3 ve çocuk dua etti molla kaya'da ikindi gökderyada mikail'in şiiri okunurken . . . . ve çocuk ALLAH dedi ALLAH'tan istedim yapacak, dediALLAH çocuk istediyse yapacaktır çünkü ALLAH, yalnız ALLAH'tır.04.04.2015, ikindi
34
Pul..... Yar sandigin karmiydi, eriyip akti... Sevgi dedigin pulmu, harcadin bitti... Saygi dedigin var mi? silinip gitti. Ne! eylersen yürek, sesini dinle... 04/NiSAN/2012 Solothurn
24
Ay Dolun ay deli gönül ay dolu dolu aydolun bu gece dolunaydın ay göğsüme dolaydın boynuma dolanaydın ay sana yanaydım tutuşaydım sevgili beni yüreğinin cehenneminde sakla aya değsin bir tel ak saçın değişmem verseler dünyayı gülüşlerimi aydınlat aydınlat ki düşlerim ışısın çoğalsın bendeki sen büyüsün...
45
Her Yerde Sevgi Yüklü HER YERDE SEVGİ YÜKLÜHer yerde sevgi Bitmeyen sevgi. ................. - 22.09.2016 - Beylikdüzü / İstanbulİsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
23
Ayrılık Yakar Gel De Gör Söylediğin her söz yalan Ayrılık koynumda yılan Bulunmaz kapımı çalan Ayrılık yakar gel de görKaf dağının ardındayım Hasretliğin yurdundayım Vefasızın derdindeyim Ayrılık yakar gel de görYarın mendili elimde Bizim türkümüz dilimde Düşümde ve hayalimde Ayrılık yakar gel de görBir söz ile yıkıp geçtin Ayrılık şerbeti içtin Yemin ettim yine kaçtın Ayrılık yakar gel de gör.
60
CEZAEVİNDE BARIŞ TÜRKÜSÜ Kalkın kardeşler ışıklar görünmeye başladı Eski duvarlar değil bu duvarlar Bir ak kuş gelip kondu kara çatıya Dünyayı böylesine sardı mı kollar Ne etsin kelepçe neylesin zincir Kaç kez gösterdi tarih aldatmayacak bizi Bu denizli kuşlu dünyada Bir tek acılar mıdır payımıza düşen Dökülsün yollara beş kıtada Ekmek de özgürlük de barışın gülleridir Yumuk elli bebekler pencerelerde bekliyor Dünyayı çepeçevre kuşatan barış kervanlarını Çelik canavarlar gibi tanklar değil Caddelere yakışan özgürlük ekmek türküleridir Limanlar barışla çalkalanmış Çöller dağlar stepler denizler barış fırtınasında Resimler gördük cezaevlerine yakışmayan Kitaplar dergiler gazeteler dolusu Siz bir meydan dolusu gülen esmer kardeşlerim Kara güller gibi açılmıştınız bir sabah aydınlığında Asya barış diyor Afrika barış diyor Elde silah barış diyor Seren direğinde ufuklara bakan gemici Avrupalı çıkmış toplama kampından Ekmek barış türküleri bekliyor Bombardıman uçakları değil Karşısına dikilmiş ölüm tüccarlarının Dünya barış diyor Sevmek yaratmak yaşamak nedir Görelim milyara yakın korkusuz cıvıl cıvıl Görelim Kore'den Çekoslavakya'ya kadar Düşlerimiz ellerimiz sizinledir Barış sizinledir Bu taş duvarlar bu demir parmaklık kardeş Van Gölünden Ağrıdan Ergene Irmağına Çürüyüp dökülmüş karanlıkta kökleri Mapusane bahçesinde el kadar mavilik Bir zaman gerili dursun başımızda Gardiyanlar dolaşsın daha bir zaman Parmaklık hükmünü yürütsün Çiçeklerle donatacak kollarını bahar dalları gibi Karanlıkta barış kervanlarını bekleyen Çileden çileye batmış senin emekçi halkındır Yirmisinde bir delikanlı gibi dalıp maviliklere Yirmisinde bir delikanlı gibi Dudaklarından öpeceğim gün Masmavi özgürlüğün İnan ki yakındır
227
Ay Dede...! Baktım gençliğinden eser kalmamış, Kaportan çok hasar görmüş ay dede. Rot-balans ayarın keşmekeş olmuş, Doğru yolu tutmaz olmuş ay dede....Damakta dişlerin ayar tutmuyor, Dişler çiynemiyor,gırtlak yutmuyor, Bir ayağın ötekine uymuyor, El ağaçsız gitmez olmuş ay dede...O sırma saçların pamuğa dönmüş, Parlayan gözlerin ışığı sönmüş, Sırtın kamburlanmış pastona dönmüş, Gözlerin toprağa bakar ay dede...Artık torunlara sözün geçmiyor, Geçmişi anlatsan,gençler geç diyor, Aynı laflar bir kaç defa geçiyor, Unutkanlık sana kardeş ay dede...Bir gözün dünyada,biri toprakta, Birisi dur diyor biri gitmekte, Bir dert başlamakta biri bitmekte, Gece-gündüz karışmakta ay dede...Seyfet der aldınmı azığın yanan? Bıraktın mı arkandan dua eden? Amel defterindir seninle giden? Hayır doldurmadan gitme ay dede...
108
İçimden Düşüyor Irak.. Sesime ses verir mi sırtımdaki ölüler, Morarmış yüzleriyle Ağzımdaki koca mataraya kim su verebilir ki Üstü çizik umutlarımı sığdırabilirler mi göğüslerine.Sesini sesimde boğsam gider miyiz istediğin yere Yüzüne yüzümü sürsem alır mısın beni içinin kırlarına Herkes bir dil,herkes bir din ya düşündüğünde En büyük yanlış Herkes bir peygamber aslında ana rahminde.Martılar konuyor şimdi her çıplak ölünün üstüne Ölü otları yoluyor bak sendeki bahçıvan İçimden koca bir Irak düşüyor Ben kendi repliğimden utanıyorum,söylemektense...
75
Ahvâl-i Edna … Aman Allahım…! Bu ne aciz bir dünya…? Her şey kokuşmuş. İnsanlar çirkef, Çığlıklar,feryatlar, Savaş,entrika, Siyaset,politika… Koltuklar,han olmuş, Üç günlük ziyaretçilerin, Sarkmış göbekleri ve yürümeye engel, Koca popoları altında… Çöplükleri bile taze bu dünyanın, Sirkülasyon var…! ! … Kimi yerden çok yükseklerde, Kimi viranelerde yaşar. Bağrışanların sesi çıkmaz, Parası olanın sadece… … Yaratıldığım toprak ve su… Onlar bile benim değil artık… .. Aman Allahım… Bu ne çirkeflik, Bu ne bencillik…! ! Ne kural var benden yana, Ne de bir yargı… Bir çark dönüyor, yalandan yana.. … büyüğü vuran büyük yaşar, küçükler hep mahkumdurlar, büyüklüğün küçüklüğünde… … Anlamadım hiçbir zaman, Elbiselerde,binbir renk kullananlar, Neden insanları,renk renk ayırırırlar..! ! ? … bencillik,kibir,dünyaları olmuş.Aman Allahım, Bu ne vahim bir dünya… Böbürlenme Ey nefsim, Gerçeği çoktan gördün ya..! ! … ……
129
Hiç Mutsuzum bugün Her gün bulutlarda dolaşmaz ki insan! Söz verdim kendime Bir depresyon edineceğim en kestirme yoldan Böyle bir lüksüm olmamıştı hiç Yüklerimi Bir bir atacağım sırtımdan Kuruyası o çınar var ya hani Kökünden keseceğim! Dalını yaprağını budağını “Hiç”liğe adayacağım yaşamı...
42
Kambur Kaldık Hayatın Ortasında. küçüktük, yoksulluk büktü belimizi, büyüdük sevgisizlikten büküldü belimiz bir türlü doğrultamadık.  kambur kaldık hayatın ortasında.
19
Bir bakarsın Kıyıp sevmediğim güller Solmuş gitmiş bir bakarsın Soluğun kanatsız yeller Almış gitmişbir bakarsın Güvenmi olur zamana Fırsatmı kalır amana Senin ömründe kime ne Dolmuş gitmiş bir bakarsın Ne azrail ne de cini Doğa ananın kanunu Kendi bedenin kendini Çalmış gitmiş bir bakarsın Ölüm derki gel bir zahmet Bir, kefen bir tabut rahmet Ali ile birde Mehmet Dalmış gitmiş bir bakarsın
62
Sensin Bu Yurek... Yanginlar ulkesinin davetsiz misafiri yuregim... Sevdasi utanca mahkum edilen, Ve surgunlerde parcalanislar... Her vurusunda vurulasi... Basak percemi nazli, kirilgan Bir o kadar yasanasi, kan kirmizi sevdali.... DUR... vurulmuslugumun karanlik sebebi, DUR.... vurulasi yuregim... Kirmizi tehlike, kan olum kokar... Mavidir UMUT, yesildir... Ah, gece nobetlerimin sevdasi, kirmizi askim... Utanclara mahkum edilmisligim, yasak surgunlugum... Hoscakal, ugruna mavilerimi terkettigim, kan kirmizisi askim... Hoscakal....
63
İstanbulun Akşamları İstanbulun Akşamları maviİstanbul’un akşamlarında ağlamak geliyor içimden Denizler gibi olsun gözlerim İstanbul dediler mi, ben seni hatırlarım Mutluluğun gölünü seyrettirir hayalin İstanbulun akşamları mavi...Kuşların zikzakları gibi zikzaklar çizerek aşk Çatılarına sığınmak ister gönlümün Denizlerin yanışına şahit olurum Hangi ayrılıktır şu denizleri yakan şimdi İstanbulun akşamları mavi...Sen ve güneştir beklenen her sabah İstanbul'da Çiçeklerin dallarında açan gözlerindir her bahar Ağlayan bulutlar değil gözlerimdir her nisan Yazlar kavruluşumdur,yanışımdır... Kışlar gönlüme çöken karga yığını... İstanbulun akşamları mavi...Ağlamak geliyor içimden ne zaman baksam yıldızlara Denizleri İstanbul'un surlar ile dertleşir İstanbulun akşamları mavi...Vuslatsız aşklar için ağlıyorum Bize vuslat ne zaman sevgili
98
Uyuyan Güzel Seni ikimiz de seviyoruz anlaşılan, Birbirimize inat, kıyasıya Hiçbir rakip birbirine bu kadar yakın olmadı Seni seviyor olmam ama onu sevmiyor olamamam bu işin kötü yanı Seni ikimiz de seviyoruz, Ben ikinizi de seviyorum. Onun beni sevip sevmediği bilmiyorum.O beyaz atlı prens, Bense bu masalı anlatan. Ya sen? Beyaz atlı prensin öptüğü uyuyan güzel mi, Yoksa bu masalı anlatan kişinin dizlerinde uyuyan güzel mi? Beyaz atlı prensin öptüğü uyuyan güzelsen uyan Çünkü masal böyle devam ediyor. Eğer masalı anlatan kişinin dizlerinde uyuyan güzelsen İster uyan, ister uyanma, Çünkü o seni her halinle seviyor.
95
Özlem Bir gece, Gecede bir uyku.. Uykunun içinde ben.. Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen.Uykumun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Gecede ben.. Bir yere gidiyorum, Delice.. Aklımda sen.Ben seni seviyorum, Gizlice.. El-pençe duruyorum, Yüzüne bakıyorum, Söylemeden, Tek hece.Seni yitiriyorum Çok karanlık bir anda.. Birden uyanıyorum, Bakıyorum aydınlık; Uyuyorsun yanımda. Güzelce..
49
Hangi güzele gönül verdiysem Hangi güzele gönül verdiysem Ayrılık şiir i yazdırdı banaŞair im ayrılık nerden çıktı diye Yüzüme bakma öyle Bir gün sende bırakıp gideceksin
26
Ne lazım Vefasız kıymet bilmez kardeş..! Bize kıymet bilen, Kıymetini bilen lazım..! Gerisi bize ne lazım..!
16
Hapisler Yazıktır şu gençliğe, Kaç gençlik heba oldu, Yetmişte ve seksende, Hapisler gençle doldu.
14
Yağmur Yağma yağmur,yeter artık dur... Belki rahmettin,belki bereket Ama bu ülkede çok evsiz,barksız olur Çoğunda çoktan sırılsıklam olmuştur bir yırtık ceket...Yağma yağmur,ne olursun dur İşçiler bilirim altında ekmek parasına çalışan Evde çocuğu hasta,dudağında eşinin yanık ahı durur Birde o üşütüp hasta olursa hali perişan...Yağma yağmur,yük etmezsin bulutlara Belki kurumuş ekinler yeşerecek Belki çiçekler, Ama bilmeden balta vurursun umutlara, Yolda bıraktığın yolcuyu kimbilir kimler bekler...Yağma yağmur,isyan düşürme dudaklara Yeter yüreklere düşürdüğümüz nem,gözde hayat bulmasın Islat dağları,ovaları,bereketini götür uzaklara İhtiyacı kadar ıslat herşeyi,kimsenin gönlü kırılmasın...
83
Anneme Merhaba anne... Anne diyebilmek ne kadar güzel bir şey. Anne...Her şeyi bir kenara bırakıp,kötü olan her şeyi,iyi olan her şeyi bir kenara bırakıp sadece anne diyebilmek. Emeğin anlamı,sabrın anlamı,uykusuzluğun,sevincin,tebessümün,gözyaşının anlamıdır anne ve paylaşımın yücesinde bir şey.Paylaşım... Belki çok şey paylaştık,belki de hiçbir şey. Ama güzel olan bir şey vardı, SEVGİ...hiçbir şey beklemeden sevmek. Belki yansıtıldı,belki de tam tersi. Vakitsiz ağlamak var anne usulca ve koynuna kapanmak ve saatlerce kalmak öylece ve kokunu en güzel duyguyla bir bebek saflığında,bir bebeğin gözündeki pırıltıyla ve öylesine içten içime çekmek var... Kulağımda bir türkü; ‘iki dağın arasında kalmışam’....iki dağın arasında mıyım,neredeyim? bir yanda İstanbul... çocukluğumun geçtiği sokaklar,sevdiğimi kaybettiğim ev,içten olmasa da sadece gülmek için gülen ben,elimde beslenme çantasıyla ve kendimden büyük okul çantamla gülerek sana bakan çocukluğum. Okuldan kaçıp parka ağlamak için giden ve bir vakit Beşiktaş Sahili’nde çayını yudumlayan ben. Onca hüzün,onca sevinç,onca tebessüm ve gözyaşı... bir de yar sesi anne. İstanbul içinde kocaman bir yar sesi. Ve bir yanda Ankara. Peki anne neden rahatım dediğim yerde onca yaşanan şeyler yaşanmamışçasına,onca gözyaşı dökülmemişçesine,hiçbir şey olmamışçasına neden bu kadar özlüyorum İstanbul’u? Şimdi yatağımdayım,sesini özledim anne. Nedendir bilmiyorum bu yazdıklarım. Yüzüne söyleyebilir miyim? biliyorsun söyleyemem. Beni tanırsın sen...buraya geldiğimde sen gitmiştin ve yoktun yanımda. Gözlerim seni aradı ve ilk defa korktum yalnızlığımdan,içimden ağlamak geldi,ağlayamadım. Bazen düşünüyorum da,benim için ağladığın günler,o kutsal gözyaşın benim için çok zor bir şeydi. Gözyaşı...bunun anlamını biliyorum. Senin bir gözyaşın için ben bin gözyaşı döktüm ve eğilip silemedim yanaklarını,bir türlü özür dileyemedim ve seni seviyorum diyemedim. SENİ SEVİYORUM ANNE...
249
Günesim 519 G ök yüüzndeki yıldızlar gibiyim ve nedensiz yalnızım seni bekliyorum, Ü zerimde yılların yorgunluğu var ve ben sevgi dolu yüreğe mecburum, N edensiz değil hiçbir şey sayfandaki bilgileri inan sık, sık okuyorum, E llerini ve gözlerini ve bu buz gibi şehirde bana bakını düşlüyorum, Ş aşırdın beklide yanlış anladın karamsarsın sende insansın biliyorum, İ çimde inan kötülük yok, sadece anlamlı ve sevecen bir sevgi diliyorum, M asallardaki gibi prens değilim ama ben tatlı bir prenses düşlüyorum, 5 benim uğurlu rakamımdır bugünü senin geldiğin gün gibi hissediyorum, 1 defa olsun anlamlı ve sevgi dolu bir yüreğe gönül dolusu sevgi bekliyorum, 9 canım yok, tek varlığım bu inan seni, seni gönülden arzu ediyorum.
113
Dudaklarında Duran Şeyi Söyle gel duygular harman savrulmasın göğsümde uyansın salkım saçak bahçe sarıl dallarıma tomurcuk dök kıpırda tam dudaklarında duran şeyi söylekelimeler yıldızsız gecemin yıldızı güneş doğar ballanır saatler içinde hazzında merhabanın günaydının tam dudaklarında duran şeyi söylesoluğun her başka yarına soyunsun söz mevsimi bahara çevirir içimde sarılı kollarda fizana gider bu kervan tam dudaklarında duran şeyi söyle
59
Kardeş Şiiri Müslüman Müslüman’ın, daima kardeşidir, Yaşanılan Dünya’da, Rab onun sevgisidir…Kardeş kardeşin dostu, onunla hoş geçinir, Asla zulüm düşünmez, derdi varsa giderir…Kusurlar dahi olsa, kardeş kardeşi görmez? Gıybet günah sayılmış, dedi kodu da etmez…(2011)
34
Gelmezmisin Ellerin umut yüklü olsa pembe mavi turuncu Gözlerin yeşile çalan denizler kadar derin baksa Aşk yanığı yüreğinde özlem fırtınaları kopsa Yine de gelmez misin gönlümün kayıp sahilineHasretim çıldırmak üzere aklımın her köşesinde Uçurtmasını yitirmiş çocuk bakışımla Bulutlara yürürüm çarpık yorgun adımlarla Gel desem gel desem gelmez misin benimle gök mavisineNemli bakışlarım ayak izlerini arar ıslak kumların üzerinde Martılar çığlık çığlığa gel artık gel der bekletme Dalgalar adını silmek için birbiriyle yarışta Yine de gelmez misin yüreğimin kayıp sahilineNeşe Eser Turhan 20.08.2014
82
Şair ve sanatcılardan yorumlar - 5 - Ona Şair ve Yazar demek saygısızlık olur kanaatindeyim, çünkü her eline kağıdı kalemi alan bir çok kimse kendisini Şairmiş gibi lanse ettiği bu ortamda ki...bende dahil hepimiz aynı hatalar zinciri içindeyiz. O 50 yıllık tecrübeyle kazanılmış ve doğrudan yüreklere hitap eden mükemmel mısralarıyla, ancak ve ancak o hocamız üstadımız olabilir. Daha kendisinden öğrenebileceğimiz okadar çok şey var ki, Allah sağlıklı ve uzun ömür nasip etsin, bizler de kendisinden bir şeyler kapabilelim, iyi bir şair olma yolunda emin adımlarla ilerleyebilelim. Gönül Bilgi AKDENİZ Gazeteci Şair ve Yazar
93
Yaş ve Pasta Doğum günü pastası sahibini düşürür aklıma pasta büyüdükçe mumlar da artar ne güzel görünür bol mumlu çikolatalı olanı yoldan geçen çocuğa oysa unutamaz sahibi pastaların en küçüğünü yoldan geçerken gördüğü bol mumlu çikolatalı olanını bir de
39
Kırmızı ‘Başlık’lı Şiir Biraz kan sürmek istiyorum cümlelerime, Biraz kırmızı ruj… Biraz ateşe vermek istiyorum kelimeleri Biraz göğün kızıllığına bulamak… Her şey kırmızı olacak! Sonra; sen ve her şey, Kırmızı rugan ayakkabılarım gibi birden bire kaybolacak! Terk etmeye karar verdiğinde, Vicdanın saklambaç oynuyordu Tanrı ile. Dudakların pazarlarda satılan en güzel çilek kokusuydu. Seviyordun ama dedim, Ağız alışkanlığından bahsettin. Kan toplamıştı gözlerim… Ben senden hiç gidemedim. Şu da bir gerçek, Benim de ayak alışkanlığı olsa gerek! Kırmızı önlüğünü giymişti, Saçları örülü, yakası dantelliydi. Besmele çantasında bir sürü dua vardı. Hayalkapları biraz yırtılmıştı. Onun adı aşktı. Gözyaşlarımıza kahkaha süsü vermekti biraz da onun adı…Odanın duvarları kırmızıya boyalıydı… Akrep ile yelkovan bile kanlı bir savaşın tam ortasında öylece duruyorlardı. Otel odasına çevirmiştin yüreğini! Uzun zaman geçti üstümüzden, Hala kaça kiralıyorsun tek geceliğini? Biraz cennetin kırmızı elmalarını getirdim sana, Biraz cehennemin kırmızı ateşini. Kabul et! Bu aşk içimizde hangi yöne gideceğimizi bilmediğimiz bir Arafat, Üşüyorum gözlerinde, göz kapaklarını kapat!
155
Acı Kokar Cennet hayaliyle çekilir mi onca acılar Uçuşan alaycı kuşlar yüreğimi gagalar Allah'la derdi olan benden hesap sorar Bıktım desen tüm kirli sular beni boğarGül rengi gülüşler coğrafyamdan kaçar Yüreğim ağlar nehir çatlar toprak kayar Ne dua yetişir bana ne halden anlayan İnsan kuru gürültü kulağım su sesi ararKüserim denizlere gözlerim sahil arar Tüm bahçelerde kapanır bana kapılar Sökülüp atılan duygular kalbimde sızlar Cennet hayaliyle çekilir mi onca acılarCehenneme dönüşen ne varsa kaynar Bir gülün yaprağı dudaklarımda patlar Yüreğe su serpecek çiy benden kaçar Cennet hayaliyle çekilir mi onca acılarDallarda yüreğim tomurcuklanır daima Bir kirli el hayallerimi darmadağın yapar Yaşlar bataklığa akar batık duygularda Cennet hayaliyle çekilir mi onca acılar
111
Figan Sessizliğinde boğuluyorsa bir kadına Feryat etmek ağır gelirFigan düşen yüreğe Nazende sus pus gelirEfsunlanmış gönül Bir tatlı niyaz bilir
20
Hangi ay doğuyor yeraltı kadırgalarının serencamında Hangi ay doğuyor yeraltı kadırgalarının serencamında ki sencelerdedir taç yapraklı o suretin dövgüsü. Umutsuz döşeklerimizde Dimaşk'ın halifeleri ne onulmaz altın ateşlerin ne de gri zeminin der: Vaktiyle safran kopyalarının her bir cildinde pıhtılaşan siyaha, su düşer düşmez yangın cevheri parıldadığı zahiridir.
47
Ninni Güneş ışık versin, Büyüdüğü,oynaştığı yerlere… Ay beşiğini sallasın, Mehtap vursun,masum yüzüne… Ömrü,denizlerdeki… Ufuklarla bezensin… Erenler imrensin… Ocağındaki berekete… Gonca güller açsın hep, Dikene yer olmasın kalbinde… Kötülük düşünmesin, Kötülük bulmasın, Nurlar saçsın, Nurlar doğsun üstüne… 16.05.1995
37
Sevda Öğretiyor Yüreğe ***sevda öğretiyor yüreğe; beklemenin ve acı çekmenin yanmanın ve özlemenin, hissetmenin ve arzulamanın, vuslatın ne kadar kopkoyu, ne kadar derin bir lâcivert olduğunu…
26
Sırrını yada söyleme Sırrını yada söylemeHer güzele el eyleme Gül düşürür gülü derde Sırrını yada söyleme Gül düşürür gülü derdeBülbüller öter seherde Kalbi yorar kara perde Bir gönlün yandığı yerde Gül düşürür gülü derdeHer can bir hayalle yaşar Kalp sevdiği yolda koşar dil hu çekse gönül coşar Gül düşürür gülü derdeBir gül seven gönül gezer Çelimsiz kalp nası üzer Göz yaşını canlı süzer Gül düşürür gülü derdeSevda çeken bir can solmaz Yanan kalp hayale dalmaz can yanmazsa gönül dolmaz Gül düşürür gülü derdeFerit Battal
84
Tarihi yansıtan aynalar... Tarih dimdik karşınızda, size bakar. Tarihi incelikleri bağrında saklar. Zamanla gün yüzüne çıkar yasaklar. İnsanoğlunu ancak kara toprak aklar.Müzeler ile tarih gün yüzüne çıkar. Tarihi eserleri zaman temizler,yıkar. Zaman durmadan ileriye doğru akar. İnsanlar ders almak için tarihe bakar.Arkeoloji,savaş,sanat,mozaik…müzesi. Bu müzelerde insanların duyulur sesi. Ders almak için müzeye çağırır herkesi. Doğruyu bulmak olsun insanların ilkesi.Müzeler biz insanların önüne ışık tutar. İnsanlar bu eserleri görünce stres atar. Kimi insanlar tarihi eserleri saklar,satar. Müzeler biz insanlara bir çok bilgi katar.Tarihi görmek isteyen gitmeli müzelere, Müzeler canlı tarih ziyafeti sunar sizlere. İnsan şahit olur tarihte yaşamış o izlere. Geçmişi öğrenip, görmek düşer gözlere.Tabi ki tarihimize ayna tutar bu müzeler, Geçmişi aydınlatıp ders verir bu eserler. Yurdumuz tarih kokar,bize güler yüzler. İnsanlar tarihi eserleri hayretle seyreyler. Hasan Kaya Eğitimci-Şair-yazar
128
Vazgeçemediğim... Tuzağımsın, tuzağına yakalandım, Avcıydım... avın oldum, Sülün edalım, sürmelim, ceylan gözlüm, Kara sevda saçlım, ben sana vuruldum,Serbest, hür, özgürdüm ben, Nasıl kıydın, yaraladın sen, Ciğerimden, kalbimden vurdun, Soluk bile alamıyorum, sen beni öldürdün,Atmayan kalbinle, beni sensiz bırakma, Zevkimi aldın, ne yapayım seni diye sorma....Duvara, şöminenin üzerine asarsın, Torunlarına gösterir, gurur duyarsın, İşte bunu ben vurdum dersin,Eğer bir gün yüreğin titrerse, sevdiğim, Hakkımı helal ettim, vazgeçemediğim....
66
Elveda son nefese ELVEDABir oyun oynanıyor, baş rollerde ben varım, Senaryodan habersiz, oyunu oynuyorum, Filim gibi desem de sonucu meçhul bana, Bazen isyan etsem de, çoğu kez uyuyorum.Elveda son nefese, elveda son akşama, Bu bir veda anıdır, sarıldığım yaşama.Kimseye soramadım, diyemedim ben kimim, Hiç kimsem yok diyecek, derdine ben hekimim, Derdime son verecek, bel ki bu son çekimim,Elveda son nefese, elveda son akşama, Bu bir veda anıdır, sarıldığım yaşama.Soyut iken somuta, çevirdi etle kemik, Soyut mu, somut mudur, beni ben eden kimlik, Altımda bir kürsü var, boğazımda bir ilmik.Elveda son nefese, elveda son akşama, Bu bir veda anıdır, sarıldığım yaşama.Öteler çok yakınmış, uzaklara atmışız, Sonsuzluk ülkesini, çok ucuza satmışız, Fıtratın ta içine, hile hurda katmışız,Elveda son nefese, elveda son akşama, Bu bir veda anıdır, sarıldığım yaşama................İNSANİ
126
Ya Umut Ya Ölüm Gün batımı çıktım yola, Her adım da bir hatıra, Geceye vuran günden, Geriye kalan benim hala.Ben bugün gündüzü geçtim, Daha dünden geceyi seçtim. Karanlığa sonsuza dek demir attım, Her gün batımı biraz daha battım.Artık ne görecek gözüm var, Ne de karanlıkta haykıracak sözüm... Nerde o en ihtiyaç duyduğum umutlar, Birşey olmalı en zorundan da olsa bir çözüm.Şimdi, geceden gündüze vuran bu yolda, Belki ait olduğum bir yer bulunur, harcayacağım bir çaba. Kaybettiklerimi yeniden toparlamam için bir şans olmalı, Bana yeni gün doğarken, yeni umutlar doğmalı.Ya bir umut doğacak yeni günde, Ya da ölüm olacak, gün batımı gecede.
101
Ağaç AğaçGörkemli bir duruş dallar havalı Senden mutlu biri var mıdır ağaç Gölgende her çoban çalar kavalı Senden mutlu biri var mıdır ağaçTırtırlar tur atar her an gövdende Her türlü yeşillik senin bölgende Güzeller eğlenir yazın gölgende Senden mutlu biri var mıdır ağaçKış gelir köklerin soğuktan donar Kurumuş her dalın sobada yanar O güzel bülbüller hep sana konar Senden mutlu biri var mıdır ağaç İnsanlar misafir sana her pazar O selvi boyuna değmesin nazar Her gelen aşkını gövdene yazar Senden mutlu biri var mıdır ağaçRemzi der uzanmış uludur boyun Saymakla biter mi türlüdür soyun Dinlenir gölgende bir sürü koyun Senden mutlu biri var mıdır ağaçRemzi Timar
106
7- Kapı: ' Hayatımızın Öyküsü' (yedi) “2003 Yılı, Bakırköy”Yaptığın her şeyi yıktın. Dakikalar saat oldu, saatler gün ve günler ay oldu. Buradan çıkış var mı şimdi? Gitmek istesem bırakırlar mı? Kütüphane kime kaldı? Biraz takvimi ileri aldım. Tabi size beni buraya tıkan süreci de yazacağım. Her şeyin beynimde olması, bir şekilde bu da bir acayip durum… Yani yaptığınız her şeyi hatırlamanız güzel bir şey mi? “İki uçlu mizaç bozukluğu, manik hecme, psikotik” özellikli tanısıyla yattığımı, babamın mektubundan öğrenecektim. O mektubu hiç okumasaydım keşke. Kısaca şizofrendim. Buradan çıkış var mı, zır delilerin içinden? Daha deli olmadan, aklınla… Topla kendini Bahadır topla ya da sal kendini, içerideki hayat dışarıdan iyiyse… Bir karar ver. Hani Kaya abin nerde? İyileş… Hastasın, iyileş artık, iyileş. Ömrün burada mı geçecek ya da sevdiklerine ailene dönecek misin? Karar ver…( Devamı için irtibat adresi ibrahimarslan163@hotmail.com )
138
Sevdayla Dönesi Dünya SEVDAYLA DÖNESİ DÜNYAYoksul kırar bir birini Ocağı yanası dünya Bilmez mi kendi yerini Hay devri dönesi dünyaElleri bağlı barışın Gözyaşları yaşın yaşın Kan ile kesilir düşün Oy derdi dinesi dünyaYiğit yurdunda yarıcı Düşün kim keser haracı Dün katil bu gün aracı Koy şeytan anası dünyaBağlanmış akılın gözü Nefsine teslimdir özü Belli değil nedir sözü Çekile çenesi dünyaHainin elinde bayrak Kahrından çatlıyor toprak Kımıldamaz hiçbir yaprak Baharlar sinesi dünyaCahil küstah bilge susta Kavram kargaşada siste Aydın kıvranır mahpusta Ateşi sönesi dünyaGün dağlarda ışıl ışıl Yarimin umudu yeşil Bir dünya var ama nasıl Sevdayla dönesi dünyaMahmut NAZİK 20. 10.2009 Mersin
101
Gece Mavisi Ve Mavi soyundu düşlerinden Gece dokundu dudaklarına yıldız yıldız Mavi aşık degildi geceye oysa Fakat Gece Mavi'yi istiyordu İşte böyle dogdu Gece Mavisi Bir hırs ile bir masumiyetin intihara meyilli sevişmesiyle
33
Vedâ Bilirim her vedâ bir başlangıçtır aslında Bu kez ciddi bir vedâ olacaktır bilirim Unuttum her şeyi bir şey kalmadı aklımda Bu son mısralarla benzim solacak bilirim Bilirim her vedâ bir başlangıçtır aslında Nefesler duracak, vâdem dolacak bilirimNereye yürürüm iyi bilirim aslında Gönlüm büyük huzuru bulacaktır bilirim Bedenim yorulsa da coşkusu var ruhumda Ayrılıklar hep vuslat olacaktır bilirim Nereye yürürüm iyi bilirim aslında Canlarım saçlarını yolacaktır bilirimBu hengâmeyi ben de iyi bilmem aslında Herkes gibi yola çıkacağımı bilirim Ne dertler vardır, ne sıkıntılar var karşımda Dünyaya son bir kez bakacağımı bilirim Bu hengâmeyi ben de iyi bilmem aslında Onunla gönlümü yakacağımı bilirim
102
Bu Vatan Kimin? Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir.Tutuşup kül olan ocaklarından, Şahlanıp köpüren ırmaklarından, Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır.Ardına bakmadan yollara düşen, Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, Huduttan hududa yol bulup koşan, Cepheden cepheyi soranlarındır.İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine, Bir gül bahçesine girercesine Şu kara toprağa girenlerindir.Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı yakut olan bu vatan Can verme sırrına erenlerindir.Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil, Bu sevgi bir kuru ifade değil, Sencileyin hasmı rüyada değil, Topun namlusundan görenlerindir.
97
Beni Sev Dünyan sevgi üstü sevgiyle dolsun. Sevgiler içinden gel de beni sev. Bütün mutluluklar seninle olsun; Bahtınla birlikte gül de beni sev.Sevgi çağlayanı ol çağıl çağıl Selâm dur sevgiye önünde eğil, Yalnız “Sevgililer Günü”nde değil; Her günde, haftada yılda beni sev.Sevgi iklimine ayak basalı, Bir garip duygu ki, gönlüm tasalı, Anlatma boşuna bırak masalı; Yalnız sözde değil, dilde beni sev.Bir şeyda bülbülsüz kalmaz ki sevgi, Mihrican değse de solmaz ki sevgi, Bilirim sevgisiz olmaz ki sevgi; Kuşkuyu içinden sil de beni sev.Sevgistandan sevgi sevgi dereyim, Yüreğimle yollarına sereyim, Ondan özge varım yok ki vereyim, Seni seviyorum bil de beni sev. (14 Şubat 2005)
104
Mevlana-Yunus Dost kervanı ıraktan çıkmış yola Dizilmiş bülbüller aşkla kol kola Yumaktır Yunus'ta Tanrı sevgisi Yorulunca gülzarda verir molaDemiş ki 'Ne olursan ol yine gel' 'İster mecusi ister putperest gel' İnsanların yücesi Hz.Mevlâna 'Yüz kez tövbeni bozsan da yine gel'Yunus da 'Cennet cennet dedikleri' 'Birkaç köşkle birkaç huri' 'İsteyene verin anları' olsun Onların 'Bana seni gerek seni'İnsan tabiat ve Tanrı sevgisi Hamur olmuş yoğrulmuş her ikisi Dünyaya nur olup ışık saçmışlar Sevmiş çağların eskisi yenisi
75
Bilgelik; FERRARİNİ SATIVERMEKTE DEĞİL! . ANADOLU’MUZ DOST TEBESSÜMÜN DUYARLILIĞINDA MUHAFAZA EDİLENDİR! . = 000.003 = KİMSE; DOST TEBESSÜM DUYARLILIĞININ TAKDİRİNİN ÖNÜNE GEÇMESİN! .SEN; FERRARİNİ SATTIN! . DÜŞÜNEMEDİN HALKLARIN KULLANIMI İÇİN HİZMETTİ! .EY ZALİM DÜŞÜNCELİ, EY NATO KAFALI ZAVALLI; SEN GECELİK AŞKLARA ZEMİN! . SEN; FERRARİNDEN HEVESİNİ ALDIN ve DOYDUN GECELİK AŞKLARIN İÇERİSİNDE! . SANMA SANA EBEDİYET NASİP OLACAK! . SENİN BİLGELİĞİN DOYMUŞLAR AŞKIDIR! . BENDE FERRARİ SEVDASI DA VAR! . FERRARİYE UMUT EDENLERİ ALACAK HAKKINI! .{ Metin Yazarı: Kemal KABCIK / ANTALYA / 06 Mayıs 2012 Pazar 13:48:40 }KENDİNİ YALNIZ HİSSEDEN OLMASIN! . HİÇ KİMSE; TEK YARATILMAMIŞ! . = TEŞEKKÜRLER ANADOLU, TEŞEKKÜRLER ANADOLU İNSANI! . = BİR DÜŞÜNENİ ve BİR MUHAFAZA EDENİ HER DAİM MEVCUT ANADOLU’DA! .
117
Aforizmalarım-48 Güzellik yarışmasını pürüzsüz bir yürek değil, dikiş izleriyle dolu bir yürek kazanır.
13
Ölçü Dünya yalancı cennet, bin bir hile, bir vaat Ölçü şu: zalime isyan, Allah'a itaat
15
Ben Çözemedim Sen Anlayabildin mi? Birer rüya gibi değil mi yaşanılmışlar. Birer rüya değil mi yaşanılmamışlar. Ben çözemedim, Sen anlayabildin mi gerçeği... Rüyalar mı gerçek, gerçekler mi birer rüya.. Dünya döner anlarım, ya bizim dönmelerimiz... Kırılan yürekler, tutulmayan yeminler, Acımasız değil hayat, ama parçaları olan bizler Söyler misin ne zaman biter tükenmez istekler. Sarıldığımız fidanların kucağımızda ceset olması, Temmuz ortasında bir şimşek, bir fırtına kopması Masum bir yüreğin, vampirlere yem olması Doğal olan bunlar mı, böyle mi yaşamak lazım. Ben çözemedim, San anlayabildin mi hayatı? ... ilk; aşkını, öpüşmeni, sevişmeni hatırlar mısın Oralardan taşıdığın izler şimdi ne kadar sarsar seni İlk öfkende; liflerini tel tel dağıttığın yüreğim vardı ya, Söyler misin şimdi ne kadar titretiyor seni. Çözemediğim hayatı, sen yaşaya bildin mi? Söyle... Hani koynuma sokulurdun ürkek bir serçe misali Sensiz yaşayamam derdi, tenime değen teninin hali Kandığın mesnetsiz iftiralardan düştüğün hali Ben hala anlayamadım, sen anlayabildin mi şimdi.
149
Mutluluğun Katliamı! Ey: mutluluk! Hangi düşün sabahındasın? Ey: mutluluk: Ömrümüzü kemiren yaratık! Hani bir tebessüme muhtaçken her bir yüz, Sen hangi orospunun dudaklarında, Hangi acemiyi sömürüyorsun? Bir kucak dolusu Bir sürü yürek biriktirdim,Yaralı tüm yürekleri saklıyorum bakışlarımda Mutluluk! Ey inanması en kolay yalan! Vazgeçmesi en imkânsız arayışsın biliyorum. Ama kolayca kandırdığın tüm insanların nefretiyle boğacağım seni! Sonu belli uyduruk bir hikâyenin cafcaflı önsözüsün sen! Baltalarımızla paramparça ederken taneciklerini Bir akşamüstü kumsalda ateşe vereceğiz sana ait olan her anıyı Bütün dünya el ele diyeceğiz ki Mutluluk: işte şimdi öldürdük seni! Ve ardından oturup ağlayacağız… Özledikçe…
94
sessiz deniz dipleri yeni karlar yağar eski karlar üstüne yüreği okyanustan da geniş bir kadın severim geldiğim yollar kadar uzun sessiz deniz dipleri kadar derin güneşin sahipsiz bir turunç gibi denize düştüğü saatlerde ve mora çalan gecelerde büyürken yıldızlar yüreği okyanustan da geniş bir kadın sever beni bilirim
48
Eylüle Gazel - 2 - Şükür ki sevgiliyle beraberiz Birlikte kotarır yer ve içeriz. El-ele gezeriz sahil boyunca Martı olur, turna olur uçarız. Denizi dinleriz dolunay vakti Uzak ufuklara yelken açarız. Biz yıldız toplarken hava bozulur Yağmur başlar, yuvamıza kaçarız. Bir toprak kokusu siner yuvaya Renk renk hülya kumaşları biçeriz. Biz bize yaşarız maziyi, hâli Anılarla geleceğe göçeriz. Gülümser dünyaya güz çiçekleri Gülümser, çevreye ışık saçarız. Bahçelerden yansır eylülün yüzü Fasl-ı hazan der de fasıl geçeriz. En olgun, en tatlı meyve sorulsa Meyveler içinde aşkı seçeriz. KARAKOÇ, firkatten davacı olma Sübut delili az, dilde nâ-çarız! ... Bahaeddin KARAKOÇ (Ben Senin Yusuf’un Olmuşum - Dolunay Yay. Nisan 2006 / ANKARA) Bahattin KarakoçBahaeddin KARAKOÇ (Ben Senin Yusuf’un Olmuşum - Dolunay Yay. Nisan 2006 / ANKARA)
123
Düğün Tebriği Ömer ile Esmanur, cesaret gösterdiler. Bir yuva kurmak için doğru karar verdiler. Biz dost ve yakınları samimi duygularla, Gençleri tebrik edip, bol mutluluklar diler. Sezayi TUĞLA (01 Temmuz 2016 Cuma)
32
Güle Güle Dostum Bir ömür çalışıp didindin durdun Tüm kazancın üç beş metre bez etti. Çok uzun yıllara hayaller kurdun Ecel geldi hepisini toz etti.Küçücük bir mikrop girdi kanına Acılardan yatamadın yanına Bir hastalık bedel oldu canına Sımsıcacık bedenini buz etti.Başladı değil mi ebedî uyku Ne endişe ne tasa var ne kaygı Artık beklemezsin kimseden saygı Hayat bu gün hesapları düz etti.Güle güle dostum uğurlar ola Bizler devam ediyoruz bu yola Haberler salındı sağa ve sola İşte bu gün herkes senden söz etti.
83
Sanat İnsan şu hayat içinde bilmediği bir kendi, Renklerin cümbüşün de sanat, Gel de anlat doğuştan köre rengi Buyurun size sanat , Sanat ki sırrına bulunmaz dengi
27
Kale Düşecek 4 Kendine gömülen sanat anlayışı,kendinden başka hiçbir gerçeği kabul etmez.Bireysel algılarını yaşamın kendisi sanan sanatçı tüm evrenin aynı algıda var olduğunu ya da aynı olayı aynı biçimde algılaması gerektiğini düşünür.Bunu yaşamda göremeyince daha da içine kapanır,bencilleşir,küser,zaten yabancı olduğu yaşamın iyice dışına çıkar.Tek haklı odur artık.O,anlaşılamayandır,ulaşılamayandır,değeri bilinmeyendir.Çağdaş sanatı bir tek o bilir.Geriye kalan kitleler onu izlemeli,ondan örnek almalıdır.Yüzüne çağını aşmış sanatçı zırhını giyer.İlericilik bile yeterince ilerici olmadığından hiçbir akım izlenmeye değmez.Varsa yoksa kendisidir.Bu yüzden,kendi sonunu hazırlarken çevresine de yoğun zarar verir.Sanatın soluğunu kesmeye çalışır,sağa sola saldırır.Yetersizlik,onu çağına,tüm çağlara ve kendine düşman bir canavara çevirir.Bu nedenle diyoruz ki,sanat ancak kendini var eden koşulları doğru anlayıp yorumladığında,çağını aşmanın çağına yabancılaşmak anlamına gelmediğini algıladığında gerçek sanat olacaktır.Bunu algılayan sanatçıların ürünleri yükseltecektir sanatı olması gereken yere.Bireyci yok oluşa karşı da şair yazacak,kale düşecek
130
Tikircagim var ya Ilkel Neler ilkel degildi ki Topragin karasabanla islendiginde Analarimizin elinden igne düsmezdi Yama yaparlardi pantolonlarimiza Yüncorap lastik ayakkabi Nasilda tutardi ayaklarimizi Ah askilipantolon Dügmesi koptugunda neler cektirirdi. Hafta sonu okul hazirliginda Önlük camur yaka yirtik Ödev yapilmamis Nasil uykulari kacirirdi. Ya odun ya tezek Elinde canta Okul yolunda Diz boyu kar ve soguk Nasil cekilirdi Hele kislari camur Hursutgilin pinarda Sabahin sogunda buz gibi su ile Ayakkabi yikamak Okulda ilk fircayi Necipagadan yemek Nasil unutulurdu Saclar uzun Alihoca geliyor Nasil dayanirdi yürek Hele bir zil calsa Zeynep hala Camiye asagi nasil kosusurduk. erbere gitmek Ne kadar zor Saclari yolardi adeta Islamaga Ilkel degilmi o makina. Hele gözünü sevdigim Kabak Bir baskasin sen Dikenli yapraklariyin arasindan Seni cikarmak Seni alipta alacigin basina oturmak Keskin Sivas bicagiyla sana sekil Vermek. Ve yapinca tikircagi Semsamerin yapragini takinca kabaga Kosunca tozlu yollardan Cikardigin toz ve sesle Nasil terlerdi Vücudum Öksür öksür sabaha dek Sen bir baskasin Tikircagim. Sen bana neleri unutturmadin Kimleri unutturmadinki Ali hocalar, Soguk karli okul yollari, Karatahtadaki sira dayagini Acligi,susuzlugu,yorgunlugu Daha neleri Mutsuzum evet mutsuzum Olsun Tikircagim var ya. Simdi cok yillar gecti aradan Kac mevsim Kim bilir Kac kez agladim Kac kez güldüm Kim bilir Ve bilirmisin sen Seni nasil özledigimi Hatirlarmisin arkandan Nasil kostugumu Ayagimi tasa tökezleyip Düsdügümü Cantada azik Bir cörek bir ayva Duvarlara bak sapsari Ayva sularindan Köy ortasinda bir heycan Otobüs gelmis Mektup okunuyor Kos karis kalabaliga dinle Bir bir Hele bir gelmisse mektup Aldiginla kac Müjde büyük Ve gecer günler Okul biter Ardindan yaz Hemde koca tatil Yoktur artik Ali Hoca,Osman Akdag Iste tikircagim var ya Ne kadar garip Tikircak Öyle görkemli durur ki Hic sormayin O hic yorulmaz Hic aglamaz Ama kirilir Yaparim yenisini bir solukta Patates,domates,salatalik Arasinda yetisir semsamer Iste onun kökü var ya Yapraklarida Bir parcasidir tikircagin Mutsuz anilarimda Tikircagim var ya diye Seni hatirladigimi Bilirmisin Iste simdi Bazi zamanlar Yine seni hatirliyorum desem Inanirmisin Yo yo Artik büyüdüm. Uzun zamanlar gecti aradan Seninle olamam artik Benimle olsanda avutamazsin... Cok yillar gecti Ama unutmadim seni Biliyormusun Simdi yasadigim yer senden cok uzak Senin esintilerin bile yok Benzerinde Sadece bir ses Kulaklarimda cinliyor Tikircagim Tikircagim var ya...
357
Aslında Nedir Şiir? -Ülkü Tamer’e eklenti-Köy mutfağında beklemiş Köy ekmeği kokusudur şiir, Fakir aile çocuklarının Paylaştığı Koltuk altı sökük kazaktır şiir,hekimsiz ilaçsız iyileşirken Ağrılar içinde geceye gülümsemek Güneşten medettir şiir,Ne kadar örtünsen de Sevgiliden uzak Dişlerin titreyerek üşümektir şiir,Dağlara meydan okuyan Gözü pek zeybeklerin İşlemeli yeleğindeki zarafettir şiir,Elinde çocuk eli Otuz beşinde pamuk helva yemektir şiir,Tüm kirliliğini yaşamın Gidip sazına şikâyetindir şiir.Elinde avucunda ne varsa Açlığınla kapanmış bir gecenin ardından Sonraki gecenin açlığına kapılanan Yeni bir sabaha diriliştir şiir…28 Ekim 2005
81
Karanlık Ve Işık Dönülmez bir akşamın gecesindeyim zaman geç Ey ömrüm o eski yıllara döndürülsem bile Bakmam ben o yalancı bakışlı sevgilere Benim karanlık gecelerimin nuru sendin Sonra karanlıkların kucağına beni terkettin Karanlıktan payımı aldım bak yapayanlız kaldım Karanlık denince mezar olur nur yatağım
44
Susadım Susadım Üç tane elma soydular,üç tane portakal Nafile Bir bardak suyun yerini tutmadı Acıktım Kuş sütü,kuru üzüm getirdiler Nafile Bir çimdik somunun yerini tutmadı Seni düşündüm sevgilim şükrederek Su gibi aziz olasın her daim Ekmek gibi mübarek. Bedri Rahmi Eyüboğlu
41
Haydi Durmayın (Çocukça şiirler) Hep bir bahçe düşlerim Binbir çeşit güllerden İçinde binbir çocuk Binbir çeşit ülkeden..Yaşayalım isterim, Kardeşçe, kardeş gibi Örnek olsun bizlere İki Cihan Serveri..Hepimiz O'ndan örnek GÜL olup, GÜL kokalım, Dünya denen bahçeyi Güllerle donatalım...
38
Tanrının Kızına söyle bana, tanrı yaradılışlı sevdiğim, söyle bana, bir çirkinin yüreğinde, seni sevmesi günah mı? akdenize benzeyen gözlerinle hayal kurması yasak mı? ne mutlu seni doğurana, ne mutlu tanrıdan bir parça taşıdığına, her anaya nasip olur mu sanırsın, bir gün olsun seni karnında taşımak, söyle bana tanrı kızı sevdiğim, nasip olur mu, bir kez olsun, dudaklarımda nefesini yaşamak? tanrının hediyesi cennetir, seninle olana, ellerine dokunmak, sana sarılmak, akdeniz gözlerine dalmak ve seni öpmek, doyasıya öpmek tanrının dudağıyla sevişmektir. söyle bana, tanrı yaradılışlı sevdiğim, seni öpebilir miyim? beyazlar giymişsin, tanrıya gelin mi gidiyorsun? bir yusufcuk kuşu, iki göğsünün arasında, yüzün gülümsemeler istilasında, yoksa tanrıyla mı sevişiyorsun? söyle bana, tanrı yaradılışlı sevdiğim, hayal de olsa benim olur musun?
117
Düş Kraliçesi. Sisler içindeydi, Düş krallığı'nın sarayı.. İçinde yaşardı, Düş kraliçesi... Devasa bir düş'ün içinde, Yalnız yaşayan dev kraliçe... Kimsesi yoktu, Yitirdiği,kaybettiği, Düş kralı dışında.. Ağlardı her gün, Lahit'inin başında.. Yalnızlığına ağlardı, Kaybetmişliğine ağlardı, Kendine ağlardı, Düşler'in kraliçesi... Kralı o'nu, Gülücükler saçan çocukların, Şarap akan çeşmelerin olduğu, Cennetinden izlerdi hergün.. Düş Kraliçesi bunu bilmezdi, Ve o her gün, Yalnızlığına ağlardı..
60
Kargı Köyünün manevi mimarları Kuran yasak iken Kargı'da Kuran dersi alan, İsmail Kırlı,Alim Çay ile Gazi Zeybek'tir. Değne'deki Hasan Hoca'ya talebe olan, İsmail Kırlı,Alim Çay ile Gazi Zeybek'tir.Eski zamanlarda müslümanlara kin güden, İsmet İnönü idi Kuran'ı yasak eden. Gizli olarak ahırlarda derslere giden, İsmail Kırlı,Alim Çay ile Gazi Zeybek'tir.Köyümüzde İslamın nuru ile çağlayan, Onlar idi Kuran'ı öğrenip el bağlayan. Kargı^'da İslamın gelişmesini sağlayan, İsmail Kırlı,Alim Çay ile Gazi Zeybek'tir.Şu dünya yıkılsa bile Kuran olmaz yiten, Dünyada Allah'tır müslüman olana yeten. Bizim köydeki gençlere Kuran'ı öğreten, İsmail Kırlı,Alim Çay ile Gazi Zeybek'tir.Yusuf Allah için türlü zahmetlere giren, Dünya içinde İslam Dinine hizmet veren. Köyümüzde tüm insanlara yol gösteren, İsmail Kırlı,Alim Çay ile Gazi Zeybek'tir.
113
059 Şükür Gemisi Nimetin lezzetini kalite ve bolluğunda, hayatın huzur ve mutluluğunu malın çokluğu ile makamın yüksekliğinde arayanlar, her zaman yanılmış ve ilânihaye yanılmaya da mahkûmdurlar. Oysaki nimetin lezzeti, nimeti vereni bilip teşekkür mahiyetinde olan şükrünün edasında, huzur ve saadetin kaynağı da mevcut ile yetinip hırs belasından, haset ateşinden korunmakta olduğunu anlamakta olup, şükür gemisi ile kanaat limanına varmaktadır. Ne mutlu şükür ve kanaat sermayesi ile dünya ve ahiret saadet ve mutluluğunu satın alanlara.
74
Gençlik Gençliğim zamansızlığın elinde divane Her dakika ayrı bir medeniyet Bir gençlik bir ihtiyarlık hissidir üstümde Gerçekleri çalınmış bir gençlik üstümdeHayatımız adi ve aldatıcı Gemleri alınmış bir gençlik Baharını yaşar hayatın Yalancı ve kirletilmiş duygularlaZaman bazılarını haklı çıkarıyor adice Her lokması ağzından alınınca garibin Yaşanım kokuşmuşluğu içinde Geçiyor bir ömür, ölüyor bir gençlikSevda, aşk, meşk ve gençlik Zamanımızın çaldığı bir geçlik Vur narkozu alnının ortasından İşte sona eriyor koca bir nesil.15.12.1996
71
Antalya'da Hayallerim Her yazda olduğu gibi havam yine Akdeniz koktu, Yat limanına girdi çıktı hislerim... Kemer'e doğru daldı yüzdü hayallerim Tanıdık simalar gençler çığırtkanlar dondurma görüntüsü! Her dalgada ölüm geldi sonra gitti, Saçım, Hz Ömer'in ilk saçının akına karıştı Aynalar yansıya yansıya bu görüntüyü haykırdı, Her evliya güneşinden sonra gözlerim nurla kamaştı! Yoksulluğuma sarıldım, Ebu Zer'dim sanki fakir yüreklere yağdım, 'Sahiplenmeyin her şey ölüyor...' diyordu hor davam Geçmişim uçuyor, dalgalar hırçın, haykırıyor acıyla geleceğim Masmavi Akdeniz sularında…Yol boyu boy boy reklâmlar, Yan yana barlar Eğlenceye doymayanlar, Anları akıtıyor gözyaşı yerine! Hırçın yağmurunda döven dalgalar, Kayalara vurdukça yıpranan algılar, Yaza yaza yaşlanan satırlar Ne tuhaf benlik içinde büyüleyici aldanışları yaşıyor! Kim bilir kaç milyon kere okunmuştur selâ, Şimdi sesinin şiddetinden kulak zarımız yırtılıyor... Sertmiş soğukmuş basitmiş yer yok rahatlığa, İlk defa görmüş gibi bedenimiz musalla taşına yatıyor... Yaşam perdesi yırtılmış dönmek yok, nafile Pişmanlıklarımız nelerine ağlıyor! Ellerinde dost çiçekler, Ağlayanlarım seyrediyor, Üstüme toprak dökülürken Kabrime kor serpiliyor...
156
A A Anıları HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI 7 HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI7Validemin 5.erkek çocuğuyum. Validem 4. erkek çocuğundan sonra kız çocuk istemiş ama bu kez de amaçlarına ulaşamamışlardı. Ama yakışıklı olduğum için bir nebze olsun ferahlamışlar, bana çocukken ölen büyük abimlerden birinin ismini vermişlerdi. Ben aslında onun yerine yaşayacaktım. Benden önce ölen çocuk sayış bir değil ikiydi. Birinin adı Adem’di öbürünün adı bana verilen addı; yani İsmail. Ben onun yerine yaşayacaktım. Bebeklerden birini mamasını çok kuru yaptığı için yemek yerken öldüren annem bunu cahilliğine veriyordu. Benim doğumum önemli olaylara sebebiyet vermişti. Anne karnında kente göçmüş, dayımın evinde misafirken dünyaya gözlerimi açmıştım. Babam kadrolu işe girmişti. Ardından ev yapma girişimin başlatmış, önce dedemin ahırının üstüne ufak bir ev yapmış, sonra da halamla sırt sırta bitişik iki katlı evini tamamlamıştı. Küçük ahşap ev nohut oda bakla sofadan ibaretti. Kışın küçük bir odaya tıkışır, yazın bakla sofada otururduk. Beslenme yetersizliğinden verem olmuş, doktor en kıymetli yiyeceğinizden buna yedirin de gözünüz arkada kalmasın demiş. Babam da çok sevdiği ve yalnızca kendi yediği bal ve yağ karışımından bana yedirmiş, beni bilerek ya da bilmeyerek hayata döndürmüştü. Artık beleş yaşıyordum. Beslenme yetersizliğimiz sürüyordu oysa. Fakirlikten et yüzü görmüyorduk. Kurbandan kurbana et yiyorduk. Turşu kavurması ve karalahana yemeğinden başka beslenme aracımız yoktu. Ekmeğimiz mısır unundan yapılıyordu. Annemin meşhur mıhlamasını yemek bir şanstı. Dört erkek kardeştik. Ben kardeşimin salıncağını sallıyor kapı ile pencere arasına gerilmiş salıncağı biraz fazla sallayınca düşürüyordum. Ben de dik olan merdivenden aşağı düşüyor, kafamı gözümü yarıyordum sık sık. Böylece hızlıca sokağa çıkmış oluyordum. Hala bu olayların izini bıyık kısmımda taşıyorum. Bıyığımın darbeli yerinde kıl çıkmaması o günlerin hatırasıdır. Çocukluğum çamurlu sokaklarda geçti. Sokağın içi su çukurlarıyla doluydu. Bu çukurlara bata çıka neşeli oyunlar oynardık. Okula gitmemiz netameli oluru. Çoğunlukla ayakkabılarımızın içi su dolu olurdu. Ayaklarımız vıcık vıcık olurdu. Sokağımızda elektrik ve su yoktu. Sokağın başında tek çeşmeden taşıma suyla idare ederdik. Çeşme başı su alanlarla dolup taşardı. Her taraf yemyeşildi o zamanlar. Evlerden çok bahçelerimiz yer alırdı sokakta. Sokağımızın yakınlarında büyük bahçeler vardı. Hepsi ekilirdi. Çeşit çeşit meyve ağaçları vardı. Bu meyvelerden biz de yararlanırdık. Zaten o zamanlar pazar kurulmazdı ilde. Yahut biz öyle zannederdik. Çünkü bahçelerimizde her şey yetişirdi. Ah ne günlerdi onlar…
358
Kıyamet Kopmuş! Kıyamet çok yaklaşmış diyorlar! Kimileri insanlık için ağaç dikiyorlar Kimileri de kibirlerini büyütüyorlar
15
Bir Garip Savaş Bir savaş ki Dost bellisiz, düşman bellisiz Topsuz, tüfeksiz...Bir savaş ki Zaman bellisiz, mekan bellisiz Sürer süreksiz...Çığlık, feryat, ah, aman Bir gürültü; toz,duman Her türlü zarar, ziyan...Bir savaş ki bu savaş Arabayla, kamyonla Cana karşı çok canla Sebepsiz akan kanlaYollar yılan misali Zehir kusuyor sanki Panzehir yetişmiyorBir savaş ki galibi Yenen de yenilen de....Bu savaş durur elbet Barış bilinçte saklı İlla savaş derseniz Galip kılalım aklı! ...
70
Yöre Yöre Türkiye - 1 - (Karadeniz) Merhaba Sevgili Dostlar! Evet yine bambaşka bir formatla karşınızdayız, her ne kadar şiirlerimizden sonra bir kaç adet, manilerle sizlere seslenmeye çalışdıysak da, bu ilki olan yeni düzenlememizle…YÖRE YÖRE TÜRKiYE diyoruz bu seferde Anadolumuzun çeşitli yörelerinden kimi zaman Oranın lehcesiyle bir türkü bazende, Trakyadan (Yürük ismet – Kör Satılmış – sümsük ısmayıl, Hüsmen emmi- kezban kızlı) bir öykü ile çıkacağız karşınıza….Egeden mustafayla gönülü anlatan bir yaşam kesiti…Orta (ic) anadoludan bir kınalı kuzu cemal ile gelin ayşe hikayesi….Doğu Güneydoğudan ise (Şehmuz - Zeynoyu) onların iç kavuran bir sevda masalıyla, yine Batı karadenizden hemde GiZEMLiKARTAL’ın kendi öz yaşamından BiR PAZARCI NiNE ile bir şeyler bulacaksınız orada ondan olan... Yurdun dört köşesinden merhaba diyeceğiz sizlere elimizden geldiğince tıpkı ömer seyffetin' inkiler gibi fakat tek fark bunları yazan ise GiZEMLiKARTAL’ ın ta kendisi hemde oraların dili vede lehcesiyle……ilk yapıtımız Karadenizden nede olsa serde karadenizlilik var hani buyurun:…ve Dostlar! Nisan – Mayıs gelmişdi, bir ilk bahardı yine doğu karadenizde, Yayla zamanı şimdilerde, tüm davarlar otlaklara yayılmış, Bir esintidir tuttu rüzgar vardı, anzerle ayderin tepelerinde, Doğa birden hertarafda yeşilliklerini giymişti yine…. Taa Samsun’dan – Artvine….. Dursun Fadime yi bir gördü fakat pir gördü vesselam, Oracıkda vuruldu hemen…ve O an seslenip dile geldi, Bir Karadeniz ezgisi türküsü edasıyla sanki Fadimeye! Yayladaki Sevdalı diye O niyetle şimdi buyurun dizelerimize,.................YÖRE YÖRE TÜRKiYE – 1 - (Karadeniz) Karadeniz lehceli yazılım:.....................Düz Türkce Yazılım:Yayladaçi Sevdalu! ...............................Yayladaki Sevdalı! 1.............................................................1 OOOOYYYiii.....! ....................................OOOOYYY…! Çigdum rüza yaylasuna,.......................Çıktım rize yaylasına, Gurbanum havasina,.............................Kurbanım havasına, Çönlum rüza yaylasüna,........................Gönlüm rize yaylasında, Yeşilu, bozçiruna…................................Yeşili, bozkırında…2..............................................................2 OOOOYYYiii.....! .....................................OOOOYYY…! Bir yar sevdum oriya da,.......................Bir yar sevdim oradan da, Rüzanun ortasina,..................................Rizenin ortasından, Sevdalum saydim oni da,.....................Sevdalım sandım onu da, Hançer vurdi bağrima….......................Hançer vurdu bağrımdan…3...............................................................3 OOOOYYYiii.....! ....................................OOOOYYY…! Bir yanda tabancasida,.........................Bir yanda tabancası da, Diğeru çemençesu,...............................Diğeri kemençesi, Oyle bir cuzal sevdum da,.....................Öyle bir güzel sevdim de, Cittu canum yarusi….............................Gitti canımın yarısı…4...............................................................4 OOOOYYYiii.....! .....................................OOOOYYY…! Bir yar sedum rüzali da,.........................Bir yar sevdim rizeli de, Cözlari var surmali,................................Gözleri var sürmeli, Yagdi yandurdi benu da,........................Yaktı yandırdı beni de, Acitayu sozlari….....................................Acıtıyor sözleri…5...............................................................5 OOOOYYYiii.....! .....................................OOOOYYY…! Vardum rüza aşşağu da,.......................Vardım rizeye aşağı da, Hamsi paluk tutmağa,............................Hamsi balığı tutmaya, Paktum çemençe çalayi,.......................Baktım kemençe çalıyor, Paşladum oynamağa….........................Başladım oynamaya…6................................................................6 OOOOYYYiii.....! ......................................OOOOYYY…! Yeşul yeşul durayi da,.............................Yeşil yeşil duruyorda, O çayun yapraklaru,................................O çayın yaprakları, Penu hepdan biturdi da,.........................Beni hepten bitirdi de, O yarun pakuşlaru…...............................O yarin bakışları…7.................................................................7 OOOOYYYiii.....! ........................................OOOOYYY…! Şirul şirul akayü da,...................................Şırıl şırıl akıyor da, O çayeli deresu,........................................O çayeli deresi, Tünyalara deyuşmam da,.........................Dünyalara değişmem de O yar canum yarisu…...............................O yar canım yarısı…8...................................................................8 OOOOYYYiii.....! .........................................OOOOYYY…! Tüşdum şimdu yollara da,.........................Düştüm şimdi yollara da, Rüza - artvün arasi,....................................Rize - artvin arası, O yar piraktüda penda,..............................O yar bıraktıda bende, Derun yurak yarasi….................................Derin yürek yarası…9....................................................................9 OOOOYYYiii.....! .........................................OOOOYYY…! Karadenuz uşşağiyum,............................. Karadeniz uşağıyım, Hem çalar hem oynarum,..........................Hem çalar hem oynarım, Varmu onin cibusuda,................................Varmı onun gibiside, Bir paşkadur horanum…...........................Bir başkadır horonum…10..................................................................10 OOOOYYYiii.....! ...........................................OOOOYYY…! Cel yayliya yayliya da,.................................Gel yaylaya yaylaya da, El ela tutuşalum,...........................................El ele tutuşalım, Alem ne dersa desun da,............................Alem ne derse desin de, Piz yüna buluşalum…...................................Biz yine buluşalım…11...................................................................11 OOOOYYYiii.....! ............................................OOOOYYY…! Sevdüm seni dedumdi da,...........................Sevdim seni dedimdi de, Once hee dedi bağa,....................................Önce hee dedi bana, Birden anasin cördu da,...............................Birden anasını gördüde, Sirtuni döndi bağa.........................................Sırtını döndü bana… Birden babasin cördu da,.............................Birden babasını gördüde Su katti pişmüş aşa.......................................Su kattı pişmiş aşa…12...................................................................12 OOOOYYYiii.....! ...........................................OOOOYYY…! Davar saldum yayliya da,........................... Davar saldım yayla yada, Çimenu otlamiya,.........................................Çimeni otlamaya, Cönlum oriya galdu da,...............................Aklım orada kaldı da, Yayladaci sevdaya…...................................Yayladaki sevda da…Yayladaci (Anzerdecu) sevdaya…! YAYLADAKi (ANZER’ deki) SEVDA DA! Yayladaci (Ayderdecu) sevdaya…! YAYLADAKi (AYDER’ deki) SEVDA DA! ….............ANZER’ deki Sevdaya…AYDER’ deki Sevda ya…! Evet Sevcilu Dostlarum sizlere pu yapitu…Ooooo…Oooo Pardon pardon…Önce bir dilimizi düzeltelim hele… …ve evet sevgili dostlar sizlere bu yapıtı karadeniz şivesiyle hazırladık… Bizzat kendimiz öyle yazıp öyle yorumladık, kimbilir yarın belki iç anadolu belki trakya belki de akdeniz egedeyiz…yani sizdeyiz sizinleyiz siz hangisindesiniz? Ve yine bizden SELAM olsun! ….ANZER’ deki Sevdaya…AYDER’ deki Sevda ya Taa..Samsundan Artvine oralardaki tüm sevdalara Oraların doğasında tabiatında yaşanan bütün aşklara! Kimbilir bimem kaçınızı bir anda hemencecik alıp da Götürüverdik oralara..O acı tatlısıyla yaşanmış anılarla Hatıralara vede daha nice oralarda yaşanacak olanlara! Sevgiyle Kalın Hepiniz daha nice güzelliklerde buluşmak umuduyla! YAZAN – DÜZENLEYEN – TASARLAYIP HAZIRLAYAN:Gizemlikartal….Ramazan KocapınarBu Yazının mp3 LiNKi: http://www.box.net/shared/lth6wwahwgBu Yazının video LiNKi:http://www.myvideo.de/watch/4588969/Yoere_Yoere_Tuerkiye_Karadeniz
672
Cennet Cehennem Ehli 3 Cehennem birin özünde, Çekim görünür,cennet gözünde.Mini mini, cüz idi, Ehli cehennemdi.Birle tinleşiyor, Çok iyi birleşiyordu.Sesti, su, serinlik, ağaç; güzden. /Ölümlerle. Hepsi sarışçıkça cüzden.Bir şey üretmiyordu cennet, Cehennemden ileri.Ününü duydu,dahilem. Ulaştı, cennetine cehennem. Sıkıldı cennetten, Tekdüzelikten! Cenneti tutuşturdu.Şimdi cennette yanıyordu. Cennette cenneti, arıyordu. Artık kopyası andaydı.18.01.2007Cennet ya da cehennem Ehli”” kavramını, şair “süreç oluş” “”canlı cansız varlıklar”” olarak kullandı.
62
Duysana gönül Sabah namazında iner melekler Uyanır zikreder kuşlar, böcekler Dalları titreyen güller, çiçekler Allah Allah diyor, duysana gönülAğaçlar, meyveler, dallar, yapraklar Koyunlar, kuzular, sütler, kaymaklar Denizler, dereler, göller, ırmaklar Allah Allah diyor, duysana gönülYağan kar, esen yel, bal yapan arı Ay, yıldızlar, güneş, seher rüzgârı Horozun feryadı, bülbülün zarı Allah Allah diyor, duysana gönülBinali, yanmaz mı, bağrının başı Mahşerde tanımaz, kardeş, kardeşi Kul olan seherde döker göz yaşı Allah Allah diyor, duysana gönül
74
Bir Martı Üşüdü bir sevgi oluştu gülüşünde bir sevgi çoğaldı gül yanağında bir aşk filizlendi gelişinde bir aşk büyüdü gözlerinde bir martı doğdu yüreğimde bir martı uçurdun gökyüzüne bir martı kondu ellerine bir sevgi bir aşk bir de martı bembeyazdı bende bir ayrılık oldu sözlerinle bir ayrılık bin ölüm oldu bende bir aşk soldu gidişinle bir aşk yok oldu nedensizce bir martı üşüdü bedenimde bir martı öldü ellerimde bir ayrılık bir aşk bir de ölü bir martı bir gece karanlığı gibi çöktü bedenimeherhanbirzaman/herhangibirdörtduvar
83
Tanrı izniyle Tohumlar Uçuşur Önceleri rüzgarında Gençlik Ve Çılgınlıkları gibi Dinlenir Olgunlaşır Rüzgarlarda tohum Ağırlaşır Kapılır yerçekimine Olmadık Ummadık yerlere düşer Toprağa hasrettir artık Toprak Tohuma kucağı açık Doğa koşulları Tanrıdır artık Buluşmak Tanrı izniyle
35
Sarı sarı sonbahardır yapraklarda hüzündür çiçeklerde yaşamın iç çekmesidir eski resimlere dalıp fotoğraflar sararıp ta silinmeye başladığında görüntüler saçların sarı kalır aklımda esintiler sarıdır
24
Yaşamın Okulu, ... Bir okul var, çok uzaklarda, O okul bizim okulumuz, Nice mezunları çıktı ve gitti, Yaşamda, renkli simalar, Gözlerde binlerce ışık parıldar, Anadolu gönlü, sonsuz derin. Yaylalarında yüzyıllık çimenler, Boy attı her yıl,ayrı fidanlar, Gün doğuşunda sıcak güneşler, Şafak da,yeni türküler söyledi. .. Bir okul var,çok uzaklarda, O okul bizim okulumuz. Memleketimin mezunları köşe başında, Harvard dan, çıkanlar şimdi havada, Hırvatistan dan gelenler, Kıyılacak odun oldu. Başları yüksek,enseleri kalın, Hep kendi midelerini doldurdular, .. Bir okul var,çok uzaklarda O okul bizim okulumuz, Yollarda öğrenciler,karla kaplanmış, Nasır tutmuş ellerinde çantaları, Yorgun ayaklarında,bitmez çileler, Hep azimle yürüdüler,bıkmadılar, Her ders sonunda,mutluluk yaşandı,Kelimeler dilinin,ince bir dilimi, Kesildi,sıcak bir havada, meyve dilimi Anlatırken,bir ayrı dokunduk, Yerken ise hiç,doyamadık. Lezzeti,ruhumuza işledi. Çuvaldız olduk, abayı diktik, İbrişim olduk, iğneye geçirdik, Bir okul var,çok uzaklarda O okul bizim okulumuz, .. Yaşamın vazgeçilmez temel taşları, Evlerimizin, baş tacı,hünerli eller Anam ve babam,var oldukça, Hem öğretmenimiz oldu, Hem de baş öğretmenimiz, .. Bir okul var,çok uzaklarda O okul,bizim okulumuz Kapısı her öğrenciye açık, Yaşamın sonuna kadar,ders var, Öğrenenler,hayattan zevk alır, Öğrenmeyen ise,bu zamanda geri kalır. O okul bizim okulumuz. ... Cağlar Akarsu 2004-06-23
185
Gökyüzü Benim için çok şey degişti, Tanıdıgım yüzler mesela, Biri katildi, digeri hırsız, Biri dostlugumuzu öldürdü, digeri kalbimi çaldı, Degişmeyen tek şey; gökyüzü, Ha, öyle ya, yanlışa gitmesin, degişmiş demesinler, Ya açık, ya da kapalıydı gökyüzü, Yani görevini yaptı, Sadece gökyüzülük yaptı. Beni satmadı...
44
Yalandır Yalandır feryat, figan Yalandır isyan Gönül pul pul dökülmedikçe Göz kapakların şişmedikçe Ağlaya ağlaya üzerine güneş düşmedikçe. Yalandır aşk Ayrı ayrı fakat aynı ateşte Pişmedikçe Yalandır sevinç Kahkahalarla gülmedikçe
30
Kadir gece KADİR GECESİKadir gecesinde evine geldim Açtım ellerimi kıbleye döndüm Yalvardım yinede yüzüm yok ama Affet beni ne olur ya resul Allah Affet beni ne olur ya tabip Allah Kadir gecesinin önemi büyük Günahlar dökülür hep bölük, bölük Bu gece dualar olmasın sönük Affet beni ne olur ya resul Allah Affet beni ne olur ya tabip Allah Kadir gecesi de kader gecesi Melekler yazıyor her bir hecesin Çok günahım vardı kapına geldim Affet beni ne olur ya resul Allah Affet beni ne olur ya tabip Allah İLYAS ŞENER 2008-09-26
90
Bir Beyaz Kalem bir beyaz kalem bir beyaz kağıda bir beyaz gökyüzüne uçup gitmiş bir beyaz kuş için yazdı 'sevgi' 'yi (1993 ankara)
23
Dört mevsimde sevgi Ocağın savrulan karları ile, Şubatın dumanlı yolları ile, Martın o çağlayan suları ile Sevgi yolluyorum sana bir tanemMutluluk dilerim,dört mevsim yılda, Her gün beraberiz,kavuşmasak da...Nisanın,coşkulu çimenleriyle, Mayısın aşk kokan çiçekleriyle. Haziranda,yanık kaval sesiyle Sevgi yolluyorum sana bir tanem.Mutluluk dilerim,dört mevsim yılda, Her gün beraberiz,kavuşmasak da...Temmuzun,meltemli dalgalarıyla, Ağustosun,böcek çığlıklarıyla. Göçmen kuşlar gider eylül ayıyla Sevgi yolluyorum sana bir tanem.Mutluluk dilerim,dört mevsim yılda, Her gün beraberiz,kavuşmasak da...Ekimin,göz yaşı bulutlarıyla, Kasımın,ayrılan yapraklarıyla. Aralığın sensiz yıl başlarıyla Sevgi yolluyorum sana bir tanem.Mutluluk dilerim,dört mevsim yılda, Her gün beraberiz,kavuşmasak da...
88