text
stringlengths
53
17.2k
bir geçerlik şartı değil, bir ispat şartı olduğunun kabulü gerekir. Nitekim doktrinde de bu görüş be­ nimsenmiş bulunmaktadır (Bkz. Fikri Mülkiyet Hukuku, Ünal Tekinalp, 2000 s. 399). Nitekim somut olayda da davacı lisans alan, marka sahibi şirkete 02.03.1997 tarihli faks mesajı ile dava açma hususunda izin için başvurmuş, marka sahibi şirket ise 03.03.1998 günlü faks mesajı ile dava açılmayacağını davacıya bildirmiş ve bu metinler dosyaya ibraz edilmiştir. Bu durumda davac ının 556 sayılı Kanun Hük­ münde Kararname'nin 2 I ve 73 'üncü maddeleri gereğince kendisinin dava açma hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, dosyadaki yazılara, mahkeme kara­ rında belirtilip Yargıtay ilaınında benimsenen gerektirİcİ nedenlere göre davalı vekilinin HUMK' nın 440'ıncı maddesinde sayılan haiierden hiçbirisini ihtiva etme­ yen karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. IV. MADDE iLE iLGiLi BÖLGE ADLiVE MAHKEMESi KARARLARI S. "ŞAHiN YUVASI KÖŞK" Kararı Özet Dosyada bulunan 2005/50010 no.lu Marka Tescil Belgesinin incelen­ mesinde, davaya konu markamu sahibinin dava dışı ... isimli kişi ol­ duğu anlaşılm aktadır. Her ne kadar bu kişi, davacı şirketin yetkilisi ise de, dava konusu taleplerin davacı şirket tarafından ileri sürüle­ bilmesi için davacının dava konusu markanın in hisari lisans sahibi olması gerekmektedir. Dosya kapsamında böyle bir iddia ve ispat ol­ madığı için marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve bu- Madde 158-Lisans Alan m Dava Açmasi ve Şartlan na bağh olarak tazminat davalarını açması da mümkün değildir Bu nedenle davacının somut uyuşmazlık açısından, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken, HMK'mn 114/1-d maddesinde dü­ zenlenen aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilmeksizin, işin esa­ sına girilerek hüküm kurulması doğru bulunm amıştır. Ankara BAM 20. HD. 2018/647 E. 2019/46 K. 17.01.2019 tarihli. 3361 DAVAN IN KONUSU: Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan Tazminat TARAFLARıN İD DİA VE SAVUNMALA RININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin halen faaliyetini sürdürdüğü "Şahin Yuvası Köşk11 marka tescilli işye­ rinin sahibi olduğunu, müvekkilinin belirtilen marka adı ile 22/ıl/2005 tarihinden geçerli olmak üzere 2005/500 ı O numara ile tescil ettirdiğini, davalının aynı marka ile işyeri açarak müvekki linin markasına tecavüz ettiğini, davalının kullandığı mar­ kanın müvekkiline ait markanın aynısı olduğunu, özellikle müvekkilinin markasın­ daki esas unsur olan 11Köşk11 ibaresini davalının ön plana çıkardığını, müvekkilinin markasını kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, davalı işyerinin müvekkiline ait şube gibi algılandığını ve müvekki linin müşterilerinin davalıların işyerlerine gittik­ lerini, bu durumun müvekkilinin müşteri çevresini etkilediğini ve ekonomik olarak müvekkilini büyük zarara soktuğunu ileri sürerek müvekkiline ait markaya tecavü­ zünün önlenmesini, müvekkiline ait markaların kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılma sını, masrafı davalıdan karşı­ lanmak suretiyle hükmün ilanını, 50.000TL manevi, ı O.OOOTL maddi olmak üzere toplam 60.000TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap vermemiş, beyan dilekçesi ile davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMES i KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, sa­ vunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahallinde yapılan incelemede, davalının 11 ••• 11 isimli iş yerini işlettiği, davalının 43.01. sınıf yiyecek içecek sağlanması hizmetleri kapsamında kullandığı 11 ••• 11 işaretinin kapsamının davacının . . . markası kapsarnıyla aynı olduğu, ancak davacının ... markasından bağımsız olarak . . . ibaresi ile tanındığı, bu işareti tanınmış hale getirdiği yönündeki iddialarını ispatlayamad ığı, bu davada tes­ cilli . . . markasına dayanmış olup, haricen tescilli bir . . . markası da bulunma dığını, davalı kullanımının 11 ••• 11 biçiminde olduğu, davacı vekili tarafından markalarının asli unsurunun 11köşk11 ibaresi olduğunu belirtmiş ise de, davacı markasında bütün kelimele­ rin aynı punto ile yer alması, davacı markasında 11 ••• 11 ibaresinin üstte konumlandırılma­ sı ve marka örneğinde bulunan 11köşk11 ibaresinin hizmetin sunulduğu yeri belirtilen bir adiandırma olarak algılanabilecek olması nedenleri ile davacı markasının asli unsurunun 11 ••• 11 veya 11 ••• 11 ibarelerinin bütünü olduğu, her ne kadar işaretlerde ... ibaresi ortak ise de davalı kullanım ında markanın başında yer alan ... kelimesinin yeterli ayırt ediciliği sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLER İ: Davacı vekili istinaf başvuru dilek­ çesinde, toplanan deliller ile davanın sübut bulmasına rağmen yerel mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme ile gerçek hak dununu ile bağdaşmayan bilirkişi raporu 3362 Yasaman doğrultusunda davanın reddine karar verdiğini, müvekki linin ... markasından bağımsız olarak ... ibaresi ile tanındığının, bu işareti tanınmış hale getireti ği yönündeki iddiaların ispatlanamadığı gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekki linin davaimm bu kullanım­ dan dolayı ciddi zarar gördüğünü, tüm dosyalarm birleştirilerek ayru bilirkişi kurulun­ dan rapor alınması yönünde taleplerinin kabul edilmemesinin hukuka aykın bulundu­ ğunu, bilirkişi raporlannın deliller ile uyumlu bulunmadığını, müvekki linin marka tescil belgesinde " ... " ibaresi yazılı olsa da " ... " ibaresi daha dikkat çekici ve akılda kalıcı olduğu için vatandaş nazarında " ... " ibaresi asli unsur olarak ön plana çıkmış, tek başına markalaşmış ve müvekkili ile " ... " ibaresinin özdeşleşmiş olduğunu, bu nedenle kanştı- nldığını, ayrıca davalı lehine 3 ayrı vekalet ücreti hükmedilmiş olmasının da tamamen hukuka ve hakkaniyete aykın olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkeme si karannın kaldınlmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: 1 -Dava, marka hakkına tecavüzün tespit ve meni ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, inceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarın­ ca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı ola rak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 556 sayılı KHK'nın 61. maddesinde, marka sahibinin izni olmaksızın, marka­ nın veya ayırt edilmeyecek derecede benzerinin kullanılmasının marka hakkına tecavüz olduğu belirtilmiş olup, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin, mahkemeden, bulunabileceği talepler de 556 sayılı KHK'nın 62. maddesinde belir­ tilmiştir. Somut olayda da davacı vekilince, müvekkiline ait markaya bu kapsamda tecavüz edildiği ileri sürülmüştür. Ancak madde metinlerinde de açıkça yazdığı üzere marka hakkına tecavüz ve buna dayalı tazminat taleplerinin marka sahibi tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak dosyada bulunan 2005/500 10 no.lu Marka Tescil Belgesinin incelenme­ sinde, davaya konu markanın sahibinin dava dışı ... isimli kişi olduğu anlaşılmak­ tadır. Her ne kadar bu kişi, davacı şirketin yetki lisi ise de, dava konusu taleplerin davacı şirket tarafından ileri sürülebilmesi için davacının dava konusu markanın inhisari lisans sahibi olması gerekmektedir. Dosya kapsamında böyle bir iddia ve ispat olmadığı için marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve buna bağlı olarak tazminat davalarını açması da mümkün değildir (Yargıtay ll. HD, 26/03/20 12 T., 2010/13687 E. ve 2012/4651 K.). Bu nedenle davacının somut uyuşmazlık açısından, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken, HMK'nın 114/1-d maddesinde düzenlenen aktif dava ehliyetinin bulunmadığı (Yargıtay ll. HD, 04/02/2015 T.,
açıkça yazdığı üzere marka hakkına tecavüz ve buna dayalı tazminat taleplerinin marka sahibi tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak dosyada bulunan 2005/500 10 no.lu Marka Tescil Belgesinin incelenme­ sinde, davaya konu markanın sahibinin dava dışı ... isimli kişi olduğu anlaşılmak­ tadır. Her ne kadar bu kişi, davacı şirketin yetki lisi ise de, dava konusu taleplerin davacı şirket tarafından ileri sürülebilmesi için davacının dava konusu markanın inhisari lisans sahibi olması gerekmektedir. Dosya kapsamında böyle bir iddia ve ispat olmadığı için marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve buna bağlı olarak tazminat davalarını açması da mümkün değildir (Yargıtay ll. HD, 26/03/20 12 T., 2010/13687 E. ve 2012/4651 K.). Bu nedenle davacının somut uyuşmazlık açısından, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken, HMK'nın 114/1-d maddesinde düzenlenen aktif dava ehliyetinin bulunmadığı (Yargıtay ll. HD, 04/02/2015 T., 2014/16285 E., 2015/1232 K.), gözetilmeksizin, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru bulunmamış, HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uya­ rınca Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılma­ sını gerektirmediği anlaşıldığın dan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile resen aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmişti r. 2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin tüm istinaf itirazları­ nın incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Madde 158-Lisans Alan m Dava Açmas1 ve Şartlan 6. inhisari Olmayan Patentte Dava Hakkı Kararı Özet Patent sahibi aym zamanda davacı şirketin %99 hissedarı ve tek yet­ kilisi/müdürüdür . Bu nedenle davacı şirketin yetkilisi ile patent sahibi aynı kişidir. Ayrıca, sözleşmede patent sahibi davacı şirkete üçüncü kişilere yönelik hukuki işlem yapma yetkisi verilmiş, bunun aksinin yazılı bildirime bağlı olacağı öngörülmüştür. Dosyada patent sahibi­ nin ek koşulların aksine dava açınama yönünde bir yazılı talimatına da rastlanmam ıştır. Bu durumda SMK 158. madde prosedürünün uygulanmadığından bahsetmek olanaklı görünmem iştir. İstanbul BAM 16. HD. 2021/277 E. 2021/299 K. 12.02.2021 tarihli. 3363 İLK DERECE MAHKEMES iNE AÇILAN DA V ADA: Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan getirtilen resmi kayıtlara göre dava konusu ... sayılı patent ve ... sayılı ek patentin dava dışı ... adına olup 201 8 yılı ücretinin öderımemesi nede­ niyle patent hakkının sona erdiğinin, ancak telafi ücretinin bildirim tarihinden itiba­ ren 2 ay içerisinde gelmesi halinde geçerlilik kazanacağ ının bildirildiği, buna göre patent sahibinin davacı şirket olmayıp dava dışı ... olduğunu, davaya dayanak yapı­ lan 10.07.2017 tarihli "patent lisans sözleşmesi "nin tetkikinden inhisari olmayıp sözleşmenin 5. maddesinde açıkça tali lisans yetkisi verildiği, patent sahibinin li­ sans alanın izni olmadan başka kişilere lisans verebileceğinin öngörüldüğünün anla­ şıldığı, buna göre dava açma hakkı patent sahibine ait olup, davacının inhisari lisans sahibi olmadığı gibi SMK 158. maddesinde düzenlenen koşulların da yerine getiril­ diğini iddia ve ispatlayamadı ğı, bu itibarla bu davayı açmakta davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, husumet dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilrnek gerektiği, davacının davasının aktif husumet yokluğu gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür. İLERi SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERi: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde sözleşmenin ek şartlannın mahkemece değerlendirilmediğini, !isan­ sm inhisari lisans olmamakla birlikte ek klozlar ile patent sahibinin üçüncü kişilere karşı dava açma yetkisini sözleşme ile verdiğini; kaldı ki zaten patent sahibi ile davacı şirketin tek yetkilisinin de aynı kişi olduğunu, dava şartında eksiklik olduğu­ nun kabulü halinde dahi bu eksiklik giderilebilir mahiyette ise giderilmesi gerekti­ ğini, davacının aktif dava ehliyeti bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN T ARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; patentten doğan haklarına tecavüzün tespitini, önlenmesini, tecavüz fiilierinin durdurulması istemle­ rinden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı ola­ rak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mah­ kemece; davacının inhisari lisans sahibi olmadığı ve bu nedenle patent sahibine bildirim yaptığına dair delil de sunmadığı, patent sahibine bildirim yapıp dava aç- 3364 Yasaman madığı için kendi haklarını korumak amacı ile dava açtığına dair delil sunmadığı nedenle davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. Patent sahibi ... ; aynı zamanda davacı şirketin %99 hissedan ve tek yetkilisi/müdürüdür. Bu nedenle davacı şirketin yetkilisi ile patent sahibi aynı kişidir. Ayrıca sözleşmede patent sahibi davacı şirkete üçüncü kişilere yönelik hukuki işlem yapma yetkisi verilmiş, bunun aksinin yazılı bildirime bağlı olacağı öngörülmüştür. Dosyada pa­ tent sahibinin ek koşulların aksine dava açınama yönünde bir yazılı talİmatma da rastlanmamıştır. Bu durumda SMK 158. madde prosedürünün uygulanmadığından bahsetmek olanaklı görünmemiştir. Bu durumda davacının aktif dava ehliyeti bu­ lunduğu aniaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmediğinden davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. İHTİYATİ TEDBİR TALEBi VE İHTİYATİ TEDBİRİN NİTELİGİ MADDE 159: (1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konu­ su kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmek te olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verile­ cek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar ve­ rilmesini mahkemeden talep edebilir. (2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsa­ malıdır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiilierin önlenmesi ve durdur ulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edi­ len tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanı­ lan vasdalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vası­ talara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini en­ gellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi. (3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hu­ suslarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Ka­ nunu hükümleri uygulanır. Gerekçe: Maddede 6100 sayılı Kanun kapsamında verilebilecek tedbirlere yenileri ekle­ nerek sınai mülkiyet haklarının etkin bir şekilde korunma sının ve verilecek hükmün etkinliğinin sağlanması amaçlan mıştır. Mevcut Kanun Hükmünde Kararnamelerden ayrılarak ikinci fıkranın (b) ben­ dinde değişiklik yapılmıştır. Değişiklikle, tecavüze konu ürünlerin üretiminde mün­ hasıran kullanılan vasıtalara el konulması, nakil araçları vs. gibi diğer vasıtalara el konulma sının önüne geçilmesi, böylece ihtiyati tedbirin kapsamının netleştirilme­ si ve korumanın hakkın kapsamını aşacak şekilde genişletilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. 3366 Yasaman/Yüksel Uluslararası Düzenlemeler: Paris Sözleşmesi m. 9. TRIPS m.S0-60 . 2017/1001 s. AB Markası Tüzüğü m.131. 201512436 s. AB Yönergesi m.9. 608/2013 sayılıl2.6.2013 tarihli sınai mülkiyet haklarının korunması ile ilgi­ li gümrük yetkilile rinin kontrolü ve 1383/2003 sayılı Konsey Tüzüğünün ilgası ile ilgili Konsey Tüzüğü. BİBLİYOGRAFYA AKYOL ASLAN Leyla Medeni Usul Hukukunda Delil Tespiti, Ankara 201 I. ALBAYRAK Hakan "Geçici Hukuki Himaye Tedbirlerinde Yaklaşık
haklarının etkin bir şekilde korunma sının ve verilecek hükmün etkinliğinin sağlanması amaçlan mıştır. Mevcut Kanun Hükmünde Kararnamelerden ayrılarak ikinci fıkranın (b) ben­ dinde değişiklik yapılmıştır. Değişiklikle, tecavüze konu ürünlerin üretiminde mün­ hasıran kullanılan vasıtalara el konulması, nakil araçları vs. gibi diğer vasıtalara el konulma sının önüne geçilmesi, böylece ihtiyati tedbirin kapsamının netleştirilme­ si ve korumanın hakkın kapsamını aşacak şekilde genişletilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. 3366 Yasaman/Yüksel Uluslararası Düzenlemeler: Paris Sözleşmesi m. 9. TRIPS m.S0-60 . 2017/1001 s. AB Markası Tüzüğü m.131. 201512436 s. AB Yönergesi m.9. 608/2013 sayılıl2.6.2013 tarihli sınai mülkiyet haklarının korunması ile ilgi­ li gümrük yetkilile rinin kontrolü ve 1383/2003 sayılı Konsey Tüzüğünün ilgası ile ilgili Konsey Tüzüğü. BİBLİYOGRAFYA AKYOL ASLAN Leyla Medeni Usul Hukukunda Delil Tespiti, Ankara 201 I. ALBAYRAK Hakan "Geçici Hukuki Himaye Tedbirlerinde Yaklaşık ispat", Terazi Hukuk Dergisi, Cilt4, Sayı 31, 2009, s. 79-98. ÇETİN Hülya "Sınai Mülkiyet Haklarının Korunmas ına Ilişkin Gümrük Tedbir­ leri ile Hakların Esasına ilişkin Hüküm/erin ilişkisi", 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu, Ankara 2017, s.545-608. DEREN- YILDIRIM Nevhis Haksız Rekabet Hukuku ile Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku 'nda /htiyati Tedbirler, istanbul 2002. ERİŞİR Evrim GÜNEŞ İ/hami KALE Serdar KAPLAN Mikail Bora KARAN Gülay YUSUFO GLU Fülürya PLAN "Marka Hukuku 'nda /htiyati Tedbirlere Ilişkin Bazı Sorunlar ", Tekinalp 'e Armağan, istanbul 2003, s. I 99-207. Geçici Hukuki Korumanın Temelleri ve /htiyati Tedbir Türleri, İstanbul 20 I 3. "Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamınd a Delil Tespiti, /htiyati Ted­ birler ve Hızlı imha Süreci", 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu, Ankara 2017, s.525-542. Marka Davalarınd a Yargılama Usulü, Ankara 2020. Sınai Mülkiyet Kanunu 'nda /htiyati Tedbirler, istanbul 2018. "Transit veya Serbes t Bölgedeki Sahte Eşyaya Tedbiren El Konul­ ması ve Bunların Tasfiye Re jimi Hükümlerine Göre imhası veya Ti­ caret Kanalla rının Dışına Çıkartılmas ı", FMR 2003/1, s.87-132. "Patent Davaları nda /htiyati Tedbirler", Fikri Mülkiyet Yıllığı 2013, s.519-560. I. MARKA HAKKININ iHLALiNDE İHTİYATİ TEDBiR II. İHTİY ATİ TE D BİR İSTEYEBiLECEK KiŞiLER 1. Marka Hakkı Sahibi 2. Lisans Hakkı Sahibi lll. İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN ŞARTLARI 1. Kullanırnın Marka Hakkına Tecavüz Teşkil Edecek Şekilde Gerçekleşmesi 2. Tecavüzün Gerçekleşmesi İçin Ciddi ve Etkin Çalışmalar Yapıldığının ispat Edilmesi 3. İhtiyati Tedbirin Davanın Sonunda Verilecek Hükmün Etkinliğini Temin Etmesi Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati redbirin Niteliği 3367 IV. İHTİYATİ TEDBİR İN KAPSA DlGI TEDBİR LER 1. Tecavüz Teşkil Eden Fiilierin Önlenmesi ve Durduru lması 2. Tecavüze Konu Ürünlere ve Bunların Üretiminde Münhasıran Kullanılan Vasıtalara El Konulması 3. Teminat Verilmesi- Ters Teminat V. DELiL TESPİTİ VI. MADDE İLE İLGİLİ YARGlTAY KARARLARI VII. MADDE İLE İLGİLİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESi KARARLARI VIJI.MADDE İLE İLGİLİ AVRUPA BİRLİGİ KARARLARI AÇIKLAMALAR 1. MARKA HAKKININ iHLALiNDE iHTiYATi TEDBiR Sınai mülkiyet hakları ile ilgili ihtiyati tedbirler SMK'nın 5. Kitabında "Ortak Hükümler" kısmında düzenlenmiştir. Bu hükümler markanın yanında coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı, tasarım, patent ve faydalı modeller hakkında da uygulanır. SMK 159. maddesine göre, "Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımm, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleş mekte olduğunu veya gerçekleş mesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartı yla, verilecek hük­ mün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmes ini mahke­ meden talep edebilir". Bu maddede sınai mülkiyete özgü kurallar ve tecavüz türleri nazara alı­ narak daha dava sonunda verilecek hükmün etkinliğinin sağlanması amaç­ lanmıştır. SMK 159. maddenin gerekçesinde "Maddede 6100 sayılı Kanun kapsammda verilebilecek tedbirlere yenileri eklenerek sınai mülkiyet hakla­ rının etkin bir şekilde korunmas ının ve verilecek hükmün etkinliğinin sağ­ lanması amaçlanmıştır" deniterek bu hususun altı çizilmiştir. Kural, öncelikle SMK m. 159 hükmünün, burada hüküm bulunmayan hallerde HMK hükümleri nin uygulanmasıdır1• İhtiyati tedbirlerin içeriği, etkileri ve kaldırılması gibi konularda HMK hükümleri uygulama alanı bu­ lur2. Öte yandan, SMK m. 159 dairesinde ihtiyati tedbire hükmedi lmesi için bir marka hakkına tecavüz hali söz konusu olmalıdır. Ancak, hükümsüzlük Bkz. istanbul BAM 44. HD. 2021/7 E. 2021/70 K. 21.01.2021 tarihli. Bkz. "Mor Renkli Ambalaj" kararı, karar no.159/8; istanbul BAM 37. HD. 2018/2375 E. 2018/1574 K. 11.10.2018 tarihli. Bkz. istanbul BAM 16. HD. 2019/22075 E. 2019/1941 K. 01.10.2019 tarihli. 3368 Yasaman/Yüksel davalarında da HMK düzenlemelerine dayanılarak, örneğin markanın dava sonuna kadar devrinin önlenmesi gibi ihtiyati tedbirlere hükmedilebilir3• SMK m.159'da yer alan "dava konusu kullanım" ibaresi, dava açılma­ dan önce ihtiyati tedbir istenemeyeceği şeklinde yorumlanmaya müsaittir. Nitekim, mülga 556 sayılı KHK m.76/2 hükmündeki "İhtiyati tedbir talebi, dava açılmadan önce veya dava ile birlikte veya daha sonra yapılabilir" şeklindeki düzenleme SMK'ya alınmamıştır. Öte yandan, HMK m. 390 uya­ rınca, dava açılmadan önce ihtiyati tedbir telep edilebilir. Bu halde, kararın uygulanması ndan itiba ren iki hafta içinde esas hakkındaki davanın açılması gerekir; aksi takdirde tedbir kendiliğinden kalkar (HMK m.397). Bu hüküm­ ler marka hakkına tecavüz halinde verilen ihtiyati tedbirler bakımından da uygulanır. SMK m. 159'un lafzından hareketle, dava açılmadan önce ihtiyati tedbir istenemeyeceği sonucuna varılamaz4• SMK m. 159'un lafzı itibarıyla, ihtiyati tedbire karar verilmesi için mar­ ka hakkına tecavüzün gerçekleşmesi veya gerçekleşmesi için cidii ve etkin çalışmalar yapılması yeterlidir. Bu noktada, HMK m.389'd a öngörülen şart­ ların da nazara alınıp alınmayacağı; diğer bir anlatımla, mevcut durumun değişmesi ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zortaşması veya ge­ cikme sebebiyle bir sakıncanın ya da ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi koşullarının, ayrıca aranıp aranmayacağı değerlendirilmelidir5• Bazı yazarlar, ihtiyati tedbire hükm edilmesi için SMK m.l59'daki şart­ ların yerine gelmesinin yeterli olduğu, HMK 389. maddedeki koşulların aranmayacağı görüşündedirler6• Kaya, markanın izinsiz olarak kullanıldığı­ nın veya kullanılması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığının yaklaşık olarak gösterilmesinin yeterli olacağını; yaklaşık ispat kavramının içinin TRIPS 50/III hükmü göz önünde tutularak doldurulmasının gerektiğini ve hak sahibine TRIPS ile öngörülenden daha ağır bir ispat külfetinin yükletil­ memesi gerektiğini ileri sürmüştür7• Güneş de, SMK'nın geçici koruma ted- Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.835. Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.232; Hayri BOZGEYiK, Marka Hakkının Korun­ ması, 2019, s.167; Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.833; Sevilay UZUNALLI, Marka Huku­ ku, 2019, s.186. Evrim ERiŞiR, Geçici Hukuki Korumanın Temelleri ve ihtiyati Tedbir Türleri, s.194 vd.; Muhammet ÖZEKES, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C.lll, 2017, s.2462; Yarg. ll. HO. 2013/5646 E. 2013/8568 K. 30.04.2013 tarihli. Bkz. "Çiçek Sepeti" kararı, karar no.1S9/1. Ünal TEKINALP, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2012, § 30, no.100. Arslan KAYA, Marka Hukuku, 2006, s.302-303. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi
yeterli olacağını; yaklaşık ispat kavramının içinin TRIPS 50/III hükmü göz önünde tutularak doldurulmasının gerektiğini ve hak sahibine TRIPS ile öngörülenden daha ağır bir ispat külfetinin yükletil­ memesi gerektiğini ileri sürmüştür7• Güneş de, SMK'nın geçici koruma ted- Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.835. Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.232; Hayri BOZGEYiK, Marka Hakkının Korun­ ması, 2019, s.167; Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.833; Sevilay UZUNALLI, Marka Huku­ ku, 2019, s.186. Evrim ERiŞiR, Geçici Hukuki Korumanın Temelleri ve ihtiyati Tedbir Türleri, s.194 vd.; Muhammet ÖZEKES, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C.lll, 2017, s.2462; Yarg. ll. HO. 2013/5646 E. 2013/8568 K. 30.04.2013 tarihli. Bkz. "Çiçek Sepeti" kararı, karar no.1S9/1. Ünal TEKINALP, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2012, § 30, no.100. Arslan KAYA, Marka Hukuku, 2006, s.302-303. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3369 birlerine ilişkin hükümlerinin TRIPS standartlarını yansıtacak biçimde dü­ zenlendiğini ve bu ilke çerçevesinde yorum yapılması gerektiğini yazmıştır8• Yazar, ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için SMK m. 159'daki koşulların gerçekleşmesinin yeterli olduğunu ileri sürmüştür9• Kaplan'a göre, sınai mülkiyet haklarının "kısa ömürlü" olduğu ve derhal koruma altına alınması gerektiği düşünülürse, sınai mülkiyet hakkına tecavüz ticari hayatın olağan akışına uygun olarak ivedi hareket etmeyi gerekli kılar. Söz konusu sınai mülkiyet hakkına tecavüz, piyasada ka rışıklığa yol açabilir veya hak sahibi­ nin ticari itibarı ve ekonomik ilişkileri üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir. Bu sebeple tecavüzün varlığı en azından yaklaşık ispat ölçüsünde ortaya konulduğunda, sınai mülkiyete konu olan haklar bakımından çok büyük bir sakıncanın doğabileceği fiili karine olarak kabul edilebilir10• Çolak, marka hakkına tecavüz edildiğine veya edileceğine yönelik ciddi ve etkin çalışma­ ların yapıldığının yaklaşık olarak ispat edilmesi durumunda, ihtiyati tedbir talebinin kabul edildiği ve yargılamal arda genel olarak ihtiyati tedbir karar­ larının istisnai olması düşüncesinin sınai mülkiyet uyuşmazlıkların ortadan kalktığın ı ileri sürmektedir. Yazara göre, davanın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez biçimindeki eski usul savunmalarının, marka hukuku ve diğer fikri ve sınai haklada ilgili davalarda pek fazla bir anlamı bulunmamaktadır; yeter ki marka hakkı sahibi, markasına bir tecavüzün söz konusu olduğunu veya bu konuda ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını yak­ laşık olarak ispat edebilsin11• Buna karşın Yusufoğlu, SMK m. 159/3'a yapılan atıf çerçevesinde, HMK'da belirtilen gecikmesinde sakınca bulunan veya telafisi güç ya da im­ kansız bir zararın doğacağı hallerinin nazara alınması gerektiğini ileri sürmek­ tedir12. Kale'ye göre ise ölçülülük ve orantılılık ilkelerinin tedbir kararlarında sürekli olarak göz önünde bulundurulması gerekir13• Buradan hareketle, sade­ ce tecavüzün varlığı veya tecavüz ihtimali, ihtiyati tedbir kararı için yeterli olmamalıdır. Yazara göre, marka hakkından kaynaklanan tecavüz davalannda il hami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.342. ilhami GÜNEŞ, Sınai Mülkiyet Kapsamında Delil Tespiti, ihtiyati Tedbirler ve Hızlı imha Süreci, s.S28. 10 Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda i htiyati Tedbirler, s. 66, 93. 11 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.832. 12 Fülürya YUSUFOGLU, Patent Davalarında ihtiyati Tedbirler , s.S21. Ayrıca bkz. istanbul BAM 44. HD. 2020/1984 E. 2020/112 K. 01.10.2020 tarihli, bkz. "Anahtar Sözcük" kararı, karar no.159/9. 13 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.233. 3370 Yasaman/Yüksel tedbir kararı verilebilmesi için, HMK m.389'da öngörülen, gecikmesinde sa­ kınca bulunma veya telafisi güç yahut imkansız bir zararın doğması koşullan­ nın aranması yerinde olacaktır14• Biz de ikinci görüşü isabetli buluyoruz. Nitekim, İstanbul Bölge Adiiye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 29.06.20 18 tarihli kararında, mevcut delil durumuna göre SMK m. 159 ile HMK m. 389-390 hükümlerinde öngörülen ihtiyati tedbir koşullarının ger­ çekleşmediği gerekçesiyle istinaftalebini reddetmiştir15• ll. iHTiYATi TEDBiR iSTEYEBiLECEK KiŞiLER ı. Marka Hakkı Sahibi İhtiyati tedbir öncelikle tescilli markanın sahibince talep edilebilir. Bu noktada, başvuru sonrası ancak tescil öncesi dönemde başvuru sahibinin bu yola başvurup başvuramayacağı sorusu akla gelecektir. Kale, tescil başvuru­ su ve bu başvurunun bültende yayınlanmasından sonra marka hakkına teca­ vüz davası açılabildiği hallerde, marka hakkının etkin korunmas ını sağlamak amacıyla ihtiyati tedbir de talep edebileceğini; ancak bu halde henüz tescilin gerçekleşmemiş olduğunun nazara alınması ve menfaat dengesinin buna göre kurulmas ı, örneğin teminatın yüksek bir tutar olarak belirlenmesi ge­ rektiğini ileri sürmüştür16 • Markaya tecavüz iddiası ile açılan ihtiyati tedbir talepli davalarda, karşı dava olarak markanın hükümsüzlüğünün talep edilmesi ile de karşılaşılmak­ tadır. Karşı dava olarak ileri sürülen hükümsüzlük talebi kabul edilirse, ihti­ yati tedbir talebine konu marka hakkı geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Ancak, söz konusu hükümsüzlük davası, asıl davadaki ihtiyati tedbir talebi­ nin doğrudan reddi sonucunu doğurmaz; ihtiyati tedbir talebinin reddi için, hükümsüzlük iddialarının ciddi olduğuna kanaat getirilmesi gerekir17• Yakla­ şık ispat ile değerlendirme yapılacak bu iki davada da iddiaların ciddiyeti 14 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.233. Finansal zararların telafisi güç zarar kapsamında kabul edilmesi yönünde, Serdar KALE, s. 234. Ayrıca bkz. istanbul BAM 16. HD. 2019/370 E. 2019/448 K. 04.03.2019 tarihli. Bkz. "Yemen Kahvesi" kararı, karar no.159/10. 15 istanbul BAM 16. HD. 2018/2023 E. 2018/1522 K. 29.06.2018 tarihli. 16 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.231; Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda ihtiyati Tedbirler , s.58. 17 Bu kısım için bkz. Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.229. Ayrıca bkz. Uğur ÇO­ LAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.833. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3371 hususunda kanaate varılamaması halinde, asıl davadaki marka hakkı sahipli­ ğine öncelik verilmesi ve tedbir talebinin kabul edilmesi yerinde olacaktır18• Aleyhine ihtiyati tedbir talebinde bulunulan taraf, markanın kullanılma­ dığı defini ileri sürebilir19• Bu durumda ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacınm, markayı kullandığım yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir0• Ortak marka söz konusu olduğunda, gruba dahil her bir işletme tek ba­ şına ihtiyati tedbir talebinde bulunabilir (SMK m.32/4). Bir marka üzerinde paylı mülkiyet söz konusu ise, markaya tecavüz halinde paydaşlardan biri ihtiyati tedbir talep edebilir. Rehin hakkı sahibinin tedbir talebinde bulunması bakımından ise farklı görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre, haklar üzerinde rehin hakkı kurulması halinde, dava açma, ihtiyati tedbir kararı alma gibi hakkın özünü ilgilendiren konularda malike ait olmakla birlikte, rehin hakkı sahibi, marka hakkı sahi­ bini gerekli önlemler i alması için zorlayabilir1• Aksi yöndeki ve bizim de savunmuş olduğumuz görüşe göre ise rehin hakkı sahibi, ihtiyati tedbir de dahil, markanın korunması için SMK kapsamındaki talepleri ileri sürebilir2• 2. Lisans Hakkı Sahibi Münhasır lisans sahibi, markaya tecavüz halinde marka sahibinin açabi­ leceği tüm davaları kendi adına açabilir; buna paralel olarak, ihtiyati tedbir talebinde de bulunabilir (SMK m.158/1 ). İnhisari olmayan lisans alanın ise dava açma hakkı yoktur3• Ancak, bu halde,
mülkiyet söz konusu ise, markaya tecavüz halinde paydaşlardan biri ihtiyati tedbir talep edebilir. Rehin hakkı sahibinin tedbir talebinde bulunması bakımından ise farklı görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre, haklar üzerinde rehin hakkı kurulması halinde, dava açma, ihtiyati tedbir kararı alma gibi hakkın özünü ilgilendiren konularda malike ait olmakla birlikte, rehin hakkı sahibi, marka hakkı sahi­ bini gerekli önlemler i alması için zorlayabilir1• Aksi yöndeki ve bizim de savunmuş olduğumuz görüşe göre ise rehin hakkı sahibi, ihtiyati tedbir de dahil, markanın korunması için SMK kapsamındaki talepleri ileri sürebilir2• 2. Lisans Hakkı Sahibi Münhasır lisans sahibi, markaya tecavüz halinde marka sahibinin açabi­ leceği tüm davaları kendi adına açabilir; buna paralel olarak, ihtiyati tedbir talebinde de bulunabilir (SMK m.158/1 ). İnhisari olmayan lisans alanın ise dava açma hakkı yoktur3• Ancak, bu halde, tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa, lisans alan marka sahibinden dava açılmasını talep edebi lir. Marka sahibi talebi redderler veya bildirimden itibaren üç ay içinde ilgili davayı açmaz ise lisans alan kendi adına ve men­ faatierinin gerektirdiği ölçüde dava açabilir (SMK m.158/2). Bu koşullar 18 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s. 229. 19 Kullanmama def'inin, SMK m.25/7 yollamasıyla m.G/1 uyarınca açılan hükümsüzlük davaları ve m.29/2 uyarınca markaya tecavüz davalarında ileri sürülmesinin mümkün olduğu unutulmamalı­ dır, bkz. Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.231. 20 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.232 vd. Fatura, katalog, fiyat listesi, ürün örneği, reklam gibi esasa dair inceleme gerektirmeyecek ispat vasıtaları ile bu kapsamda yaklaşık ispat mümkün olacaktır, Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu' nda i htiyati Tedbirler, s.77. 21 Bkz. O<'iUZMAN/SELIÇI/ OKTAY-ÖZDEMIR , Eşya Hukuku, 2020, s.1203 vd. 22 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.72. Bkz. Şerh m.149 ile ilgili açıklamalar. 23 Bkz. Şerh m.158 ile ilgili açıklamalar. 3372 Yasaman/Yüksel dairesinde, inhisari olmayan lisans sahibi de davadan önce ya da dava esna­ sında ihtiyati tedbir talep edebilir. Öte yandan, SMK m.158/3 uyannca ciddi bir zarar tehlikesinin varlığı halinde, inhisari olmayan lisans sahibi anılan bildirim prosedürünü gerçekleştir meden de ihtiyati tedbir talebinde buluna­ bilir. İhtiyati tedbir kararı verildiği takdirde, lisans sahibi dava açmaya da yetkili olur. Ancak, anılan prosedür yargılama esnasında tamamlanma lıdır24• lll. iHTiYATi TEDBiR TALEBiNiN ŞARTLARI SMK 149. maddeye göre ihtiyati tedbir isteyebilmek için üç şart öngö­ rülmüştür: -Kullanırnın marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmesi veya -Gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çal ışmalar yapıldığının ispat edilmesi, -İhtiyati tedbirin davanın sonunda verilecek hükmün etkinliğini temin etmesi. 1. Kullanırnın Marka Hakkına Tecavüz Teşkil Edecek Şekilde Gerçekleş mesi İhtiyati tedbir yargılamasında ihtiyati tedbir talep edenin, tedbire esas teşkil eden talebin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi aranır. Yaklaşık ispatta hakim, ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmelidir. Bu bağ­ lamda, iddianın doğru olma ihtimali, doğru olmama ihtimaline göre ağır basmalıdır 25• Kanun koyucunun vanlmasını amaçladığı kanaat "yalın bir iddiadan daha çok, tam ispattan daha az"dır. Burada kastedilen, yalın ve gerekçelendirilmemiş bir iddianın yeterli olmadığı, iddia edilen hususlar hakkında makul açıklamalar yapılarak, iddianın inanılırlığının ortaya ko­ nulmasıdır. O halde, kuvvetle muhtemel bir durumun mevcudiyeti, vakıa­ nın gerçek olarak görülmesi, vakıanın ihtimal dışı görülmeme si, ilk görü­ nüşte kanaat uyandırır nitelikte görülmesi, hatta yarı yarıya bir ihtimalle mevcudiyeti hakkında bir kanaatİn bulunması gibi ölçütlerin esas alınması gerekie6• 24 Bkz. Hayri BOZGEYIK, Marka Hakkının Korunması, 2019, s.168; Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.70. ıs Oğuz ATALAY, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, Cilt ll, 2017, s.1720. 26 Muhammet ÖZEKES, icra ve iflas Hukukunda ihtiyati Haciz, 1999, s.221-222; Hakan ALBAYRAK, Geçici Hukuki Himaye Tedbirlerinde Yaklaşık ispat, s.90-91. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3373 SMK m.159 hükmünün uygulana bilmesi için, markaya tecavüzün her­ hangi bir şekilde gerçekleşmesi veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin ça­ lışmalar yapıldığının ispatlanması aranmıştır27• Hakim, somut olaya göre, olayların normal seyrini de nazara alarak talebin görünüşte haklı olduğu kanaatine varıyorsa ihtiyati tedbire hükmedebilir. Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafın kusurlu olması gerekmez2 8• TRJPS m.50/3'e göre, ihtiyati tedbire hükmedilebilmesi için makul ola­ rak temini beklenebilecek delillerin sunulması yeterlidir. Nitekim, TRIPS ile amaçlanan husus, üretimi veya pazarlanması marka hakkına tecavüz teşkil eden malların ticaret kanalına girmesinin engellenmesidie9• 2. Tecavüzün Gerçekleşmesi için Ciddi ve Etkin Çalışmalar Yapıldı ğının ispat Edilmesi SMK m.159 uyarınca ihtiyati tedbir talep eden hak sahibi, ilk olarak, SMK'nın 29. maddesinde öngörülen tecavüz halleri ile örtüşen bir eylemin varlığını gösterme lidir. Şayet tecavüz henüz gerçekleşmemişse, bu takdirde davacının, markanın kullanılması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ortaya koyabilmesi gerekir. Ciddi ve etkin çalışma, markanın kullanılması konusunda fiilen girişimiere başlanmasını ifade eder. Yoksa salt düşünce açıklanması yeterli değildir30• Örneğin, taklit markalı malların yurt dışından gemiye yüklendiğinin mahkemeye gösterilmesi, ciddi ve etkin çalışmaya işaret eder. Tecavüz tehlikesinin sadece ihtimal dahilinde kalması yeterli olmayıp yakın ve ciddi bir tehlike oluşturması gerekir. Bu tehlike, aleyhine ihtiyati tedbir istenen kişinin iradesini gösteren somut verilere dayanmal ıdır; örneğin reklam vermek, fuarlarda yer almak, potansiyel müşterilere teklifler göndermek veya tedarikçiye sipariş vermek gibi. Bu bağlamda, hakimin karar vereceği tarihte sınai mülkiyet hakkını ihlal eden fiilin veya ihlal tehli­ kesinin somut, ciddi ve gerçekleşmeye yakın olması gerekir31• Markanın 27 istanbul BAM 16. HD. 2019/1878 E. 2019/1755 K. 17.09.2019 tarihli; istanbul BAM 16. HD. 2018/3262 E. 2018/2310 K. 01.11.2018 tarihli. 28 ilhami GÜNEŞ, Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamında Delil Tespiti, ihtiyati Tedbirler ve Hızlı imha Süreci, s.528. 29 Gülay KARAN, Transit veya Serbest Bölgedeki Sahte Eşyaya Tedbiren El Konulması ve Bunların Tasfiye Rejimi Hükümlerine Göre imhası veya Ticaret Kanallarının Dışına Çıkartılması, s. 94-95. 30 Ünal TEKINALP, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2012, § 30, no.101. 31 Nevhis DEREN YILDIRIM, Haksız Rekabet Hukuku ile Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku'nda ihtiyati Tedbir­ ler, s.46; Fülürya YUSUF�LU, Patent Davalarında ihtiyati Tedbirler, s.537; Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda i htiyati Tedbirler, s.87; Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.833 vd. 3374 Yasaman/Yüksel tecavüze uğradığı ya da uğraması için ciddi ve etkin çalışmalann yapıldığı konusunda yeterli delil mevcut ve yaklaşık ispat gerçekleşmiş ise verilecek hükmün etkinliğini sağlayabilmek içinihtiyati tedbire hükmedilir32• 3. ihtiyati Tedbirin Davanın Sonunda Verilecek Hükmün Etkinliğini Temin Etmesi SMK m.159 uyarınca, ihtiyati tedbir kararının, ilişkili olduğu davada verilmesi muhtemel hükmün etkinliğini temin edecek nitelikte olması gere­ kie3. Anılan kavramın açık olmadığı ve yoruma muhtaç olduğu öğretide ifade edilmektedir. Örneğin, üç gün sürecek bir fuarda sergilenecek ve mar­ ka hakkına tecavüz teşkil eden bir ürüne ilişkin verilmesi talep edilen ihtiyati
Haksız Rekabet Hukuku ile Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku'nda ihtiyati Tedbir­ ler, s.46; Fülürya YUSUF�LU, Patent Davalarında ihtiyati Tedbirler, s.537; Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda i htiyati Tedbirler, s.87; Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.833 vd. 3374 Yasaman/Yüksel tecavüze uğradığı ya da uğraması için ciddi ve etkin çalışmalann yapıldığı konusunda yeterli delil mevcut ve yaklaşık ispat gerçekleşmiş ise verilecek hükmün etkinliğini sağlayabilmek içinihtiyati tedbire hükmedilir32• 3. ihtiyati Tedbirin Davanın Sonunda Verilecek Hükmün Etkinliğini Temin Etmesi SMK m.159 uyarınca, ihtiyati tedbir kararının, ilişkili olduğu davada verilmesi muhtemel hükmün etkinliğini temin edecek nitelikte olması gere­ kie3. Anılan kavramın açık olmadığı ve yoruma muhtaç olduğu öğretide ifade edilmektedir. Örneğin, üç gün sürecek bir fuarda sergilenecek ve mar­ ka hakkına tecavüz teşkil eden bir ürüne ilişkin verilmesi talep edilen ihtiyati tedbir kararının, fuar bitmeden derhal verilmesi halinde hükmün etkinliği temin edilebile cektie4• Bu şekilde, hükrnün etkinliğinin sağlanması amacıyla eda amaçlı tedbirlere işaret edilmektedir. İhtiyati tedbirde önemli ilkelerden birisi "ölçülülü k ilkesi"dir. İhtiyati tedbirin geçici hukuki koruma niteliği ve yaklaşık ispat kurallannın uygu­ lanması, dikkatli ve ölçülü ihtiyati tedbir kararları verilmesini gerektirir35. Bu sebeple ihtiyati tedbirin hükrnün etkinliğini temin etmesi gözetilİrken ölçülülük ilkesine bağlı kalınmalıdır. IV. iHTiYATi TEDBiRiN KAPSADlGI TEDBiRL ER İhtiyati tedbirin amacı dava sonuçlanın caya kadar geri dönülmez ka­ yıpların oluşmasını veya haksız olduğu ilk bakışta kuvvetle muhtemel olan bir durumun devamını engellemektir. Usul hukukunda ihtiyati tedbirler, uyuşmazlık hüküm verilerek sonlandırıldığında hükrnün İcrasını güvence altına almaya yönelik olarak teminat amaçlı, hukuki ilişkilerin düzenlenmesi amaçlı veya talebin geçici İcrasına yönelerek eda amaçlı olabilir36. 32 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s. 833 vd. istanbul BAM 16. HD. 2020/1647 E. 2020/1720 K. 16.10.2020 tarihli, bkz. "Muazzez Ersoy" kararı, karar no.159/11; istanbul BAM 16. HD. 2020/1794 E. 2020/1922 K. 17.11.2020 tarihli, bkz. "Yemeksepeti -Banabikurye" kararı, karar no.159/12; istanbul BAM 16. HD. 2020/2177 E. 2021/25 K. 14.01.2021 tarihli, bkz. "Bris" kararı, karar no.159/13; istanbul BAM 16. HD. 2021/27 E. 2021/220 K. 05.02.2021 tarihli, bkz. " ... " kararı, karar no.159/14. HMK m. 390 hükmünün de uygulama alanı bulması hakkında bkz. yuk. dn. 12-14 ile ilgili metinler. 33 Yarg. 11. HD. 2003/4347 E. 2003/10776 K. 11.11.2003 tarihli. Bkz. "Marlboro" kararı, karar no.159/2. 34 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.835. 35 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.835 vd. 36 Muhammet ÖZEKES, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C.lll, 2017, s.2463, 2503. Madde 159- i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3375 SMK m. ı 59/2 'de sayılan ihtiyati tedbir örneklerinin de açıkça işaret et­ tiği üzere, HMK uyarınca ihtiyati tedbirler bakımından söz konusu olan da­ vanın esasını çözümleyecek nitelikte tedbire hükmedilememesi kuralını yu­ muşatmıştır. Özekes, SMK m. ı 59 hükmü uyarınca verilecek ihtiyati tedbir­ lerin tecavüz teşkil eden fiillerin durdurolmasına yöneldiğine işaret ederek, eda amaçlı ihtiyati tedbirlerin, fikri ve sınai mülkiyet hukukunda özel bir öneme sahip olduğunu ifade etmiştir37. Marka hukuku uyuşmazlıklarında ihtiyati tedbirin konusu, genellikle esasa ilişkin verilecek hükümle aynı kap­ samdadır3 8. SMK m. 159'da "özellikle" ifadesinin kullanılmış olması, üç bent halin­ de sayılan tedbirlerin sınırlı sayı teşkil etmediğini ve hükmün etkinliğini sağladığı oranda başkaca tedbirlere de hükmedi lebileceğini ortaya koymak­ tadır39. Örneğin, taklit markayı üzerinde barındıran ürünlerin satıldığı inter­ net sitesine Türkiye'den erişimin engellenmesi şeklinde ihtiyati tedbire hükmedi lebilir40• TRIPS'in 50. maddesi ile uyumlu olarak da marka sahibi lehine, esasa etkili her türlü ihtiyati tedbire hükmedilmesi olanaklıdır. Süre­ gelen veya gelecekte gerçekleşecek tecavüzlerin durdurulması ve engellen­ mesine ilişkin olarak da ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 1. Tecavüz Teşkil Eden Fiilierin Önlenmesi ve Durdurulması Marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve durdurulması hususundaki ihti­ yati tedbirler genellikle yapınama edimini içerirler. Bu yönüyle, söz konusu tedbirler eda amaçlı ihtiyati tedbirlerdir4 1• Yukarıda anılan tedbirlere örnek olarak, tecavüz teşkil eder nitelikteki işareti taşıyan ürünlerin üretiminin ve satışının engellenmesi, dava konusu işaretin tanıtım ve iş evrakı üzerinden silinmesi veya bu şekilde kullanılma - 37 Muhammet ÖZEKES, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C.lll, 2017, s.2512. 38 lihami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.341. 39 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s. 227; SULUK/KARASU/NAL, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2020, s.417. 40 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.838. Hükümsüzlük ve iptal davaları esnasında, teminat amaçlı olarak, markanın devrine engel olacak nitelikte tedbir kararları verilebilir. Bu şekilde, açılan davaya ilk davalıya karşı devam edilernemesi gibi bir sonucun önüne geçilebilecektir , Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.243. 41 ilhami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s. 341; Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda ihtiyati Tedbirler , s.99; Eda konulu ihtiyati tedbirlere mahkeme kararlarında rastlan­ maktadır: Yarg. ll. HD. 2016/8514 E. 2018/1095 K. 15.02.2018 tari hli. 3376 Yasaman/Yüksel sının önüne geçilmesi, kullanıldığı internet sitesinden kaldırılması ya da o siteye erişimin engellenmesi verilmiştir42• HMK m.389/1 hükmünde, ihtiyati tedbirin uyuşmazlığın konusu hakkın­ da verileceğine vurgu yapılmıştır. Kanunun açık düzenlemesinden de anlaşıl­ dığı üzere, ihtiyati tedbir dava konusu hakka ilişkin olarak verilir. Nitekim marka sahibinin markasından doğan haklarını hükümsüzlük talep eden kişiye karşı kullanmaması şeklindeki ihtiyati tedbirlerin öğretide de kabul edildiği görülmektedir. Kaya, hukuka aykırı tescile dayanan, şeklen sicilde marka hakkının sahibi görünen kişinin, kullanma suretiyle markası tanınmış olan diğer bir kişinin ülke içindeki markalı orijinal ürünlerini ticaret mevkiine koymasını engelleyici faaliyetleri bakımından tedbir kararı verilmesinin bir zorunluluk olduğuna; bunu aynı zamanda açılan terkin davasının neticelenme­ sine kadar, marka sahibinin hukuka aykırı tescile dayanan engelleme fiilieri­ nin ileride alınacak kararların etkinliğini sağlayabilmek amacıyla gerekli bu­ lunduğuna; hükümsüzlük davalarının süresi dikkate alındığında, markanın hükürnsüzlüğüne ilişkin dava sonuçlanın caya kadar geçecek uzun süre boyun­ ca, tamnmış markanın sahibinin Türkiye'deki ticari faaliyetlerinin engellene­ ceğine, markanın itibarını zedeleye bileceğine, tazmini mümkün olmayan za­ rarlar verme ihtimali bulunduğuna işaret etmiştir43• İstanbul Bölge Adiiye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, 2020/2117 E. 2020/2329 K. sayılı ve 30.12.2020 tarihli kararında tedbir talebini aynen şu hükmü vererek kabul etmiştir: "Markanın davacı tarafa ve davacının lisans verdiği kişilere karşı kullanılmasının önlenmesi". Görüldüğü üzere uygulamada, hükümsüzlük davalarında, hükümsüzlüğü talep edilen markanın davacıya karşı kullanılmaması şeklinde ihtiyati ted­ birlere hükmedi lebilmektedir. 2. Tecavüze Konu Ürünlere ve Bunların Üretiminde Münhasıran Kullanılan Vasıtalara El Konulması El koyma ve saklama türundeki tedbirler, teminat konulu ihtiyati ted­ birlerdir44. Bu tedbirler vasıtasıyla, tecavüz teşkil eden ürünler ve münhasıran 42 Yarg. ll. HD. 2018/4624 E. 2019/7856 K. 04.12.2019 tarihli. 43 Bu kısım için bkz. Arslan KAYA, Marka Hukuku, 2006, s.234-235. 44 istanbul BAM 16. HD. 2021/302 E. 2021/594 K. 22.03.2021 tarihli. Bkz.
tazmini mümkün olmayan za­ rarlar verme ihtimali bulunduğuna işaret etmiştir43• İstanbul Bölge Adiiye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, 2020/2117 E. 2020/2329 K. sayılı ve 30.12.2020 tarihli kararında tedbir talebini aynen şu hükmü vererek kabul etmiştir: "Markanın davacı tarafa ve davacının lisans verdiği kişilere karşı kullanılmasının önlenmesi". Görüldüğü üzere uygulamada, hükümsüzlük davalarında, hükümsüzlüğü talep edilen markanın davacıya karşı kullanılmaması şeklinde ihtiyati ted­ birlere hükmedi lebilmektedir. 2. Tecavüze Konu Ürünlere ve Bunların Üretiminde Münhasıran Kullanılan Vasıtalara El Konulması El koyma ve saklama türundeki tedbirler, teminat konulu ihtiyati ted­ birlerdir44. Bu tedbirler vasıtasıyla, tecavüz teşkil eden ürünler ve münhasıran 42 Yarg. ll. HD. 2018/4624 E. 2019/7856 K. 04.12.2019 tarihli. 43 Bu kısım için bkz. Arslan KAYA, Marka Hukuku, 2006, s.234-235. 44 istanbul BAM 16. HD. 2021/302 E. 2021/594 K. 22.03.2021 tarihli. Bkz. "Epiroc" kararı, karar no.159/15. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3377 bunların üretiminde kullanılan araçlar, imhalarına karar verilene kadar muhafa­ za altına alınabilecek; tecavüz teşkil eden ürünlerin üretiminin devamının veya piyasada dolaşımının önüne geçilebilecektir. Malların mühürlenıne si veya def­ terinin tutulması şeklinde ihtiyati tedbirlere karar verilmesi de el koyma tedbiri­ nin uygulanmas ının güç olacağı durumlarda uygun düşebilecektir 45. Kılıçoğlu, SMK m.149/1-d düzenlemesi uyarınca el koymanın da ihtiya­ ti tedbir niteliğinde olduğu görüşündedir. Yazara göre, SMK m.149/1-d hükmünde tecavüzün devamının önlenmesi amacıyla ilgili ürün ve üretim araçlarına tedbir niteliğinde olarak el koyulması düzenlenmekte olup, yargı­ lama sonunda anılan hükmün (e) bendi uyarınca söz konusu mallar üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınacak veya (f) bendi uyarınca anılan mallar imha edilecektir. Yazar, ayrıca, SMK m.l49/1-f hükmünün de tedbirlere ilişkin düzenleme getirdiğini belirtmekte birlikte, imhanın sadece esas karar­ la birlikte hüküm altına alınabileceği gerekçesiyle düzenlemeyi eleştirmiş, ihtiyati tedbir hükmü olarak değerlendirmenin doğru olmadığını belirtmiştir. Yazarın bu değerlendirmelerine göre, SMK m.159 ihtiyati tedbirlere ilişkin genel hüküm niteliğind edir46. Mülga Marka KHK döneminde, gümrüklerde el koyma, gümrük mev­ zuatıyla beraber m.79'da düzenlenmek teydi. Mülga Marka KHK m.79 hük­ mü SMK'ya alınmamıştır. Bu konuda, SMK m.159, Gümrük Kanunu m.57 ve Gümrük Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri nin ele alınması gerekir47. SMK m.159/2-b el koyma ve saklama tedbirlerinin uygulanacağı alanı, "Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alan­ lar dahil, bulundukları her yer" olarak belirlemiştir. Gümrük Kanunu m.57 ve Gümrük Yönetme liği m.104 vd. uyarınca, gümrük idarelerinin idari işlem tesis etmek suretiyle el koyma yet kisi bu­ lunmaktadır48. Bu kapsamda hak sahipleri, haklarının kayda geçirilmesi ve 45 Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu' nda i htiyati Tedbirler, s. 102. 46 Bu kısım için bkz. Ahmet M. KILIÇO�LU, Sınai Haklarla Karşılaştırmalı Fikri Haklar, 2019, s.439-440. 47 Hülya ÇETIN, Sınai Mülkiyet Haklarının Korunmasına ilişkin Gümrük Tedbirleri ile Hakların Esasına ilişkin Hükümlerin ilişkisi, s.S48 vd. 48 Her ne kadar Gümrük Yönetmeliği'nde "ihtiyati tedbir" ifadesi kullanılmış olsa da, i htiyati tedbirle­ re hükmetme yetkisi mahkemelere ait olup, gümrük idarelerinin bu türden müdaha leleri yargısal değil, idari işlemler olarak kabul edilmelid ir, ilhami GÜNEŞ, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları-Haksız Rekabet Davaları, 2020, s.309. Gümrük idarelerince gerçekleş tirilen el koyma faa­ liyeti, aslında ilgili ürünlerin serbest bırakılmaması şeklinde anlaşılmalıdır. Ayrıca bkz. Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda ihtiyati Tedbirler, s.103. 3378 Yasaman/Yüksel hakkı ihlal eden ürünlerin izlenmesi için Ticaret Bakanlığı merkezi veri ta­ banına kaydolabilir. Gümrük Kanunu m.57 /ı -a uyarınca, gümrüklerde dur­ durma ve alıkoymanın hak sahibinin talebi üzerine gerçekleşmesi mümkün­ dür. Ayrıca, kayda geçirilen hakka tecavüz teşkil eden ürünlerin gümrükler­ de tespit edilmesi veya ihlale dair açık deliller bulunması halinde, ilgili güm­ rük idaresi bu ürünlere re'sen geçici olarak el koyar ve marka hakkı sahibi­ nin malları inceleyebilmesi için bu malları üç iş günü boyunca muhafaza eder (Gümrük Kanunu m.57 ll-b). Durdurma veya alıkoyma kararının hak sahibine tebliğinden itibaren hak sahibince ı O iş günü (bozulabilecek eşyalar için 3 iş günü) içinde ihtiyati tedbir kararı alınmazsa, ilgili ürünler serbest bırakılır. Haklı bir sebep bulunması kaydı ile ı O iş günlük bu süre, ı O iş günü uzatılabilir. Gümrük Kanunu m.57'de el koymaya konu olabilecek eşyalar ''fikri ve sınai haklar mevzuatına göre korunması gereken haklar ile ilgili olarak hak sahibinin yetkilerine tecavüz eder mahiyetteki eşya (. .. )"olarak ifade edilmiş­ tir. SMK m.ı59/2-b hükmünde ise "Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere (. .. )" yönelik olarak gürn­ rükte el koyma talebinde bulunabileceği öngörülmüştür. Bu itibarla, SMK düzenlemesi Gümrük Kanunu ile uyumludur49• Gümrük Yönetme liği m.ı04 hükmü de "eşyanın fikri ve sınai hakları ihlal eder nitelikteki eşya tanırnma uyması" halinde gümrük işlemlerinin durdurolmasına ve ilgili eşyanın alıko­ nulmasına ilişkin düzenleme getirmektedir. Gümrük Yönetme liği m.l 00, fikri ve sınai haklan ihlal eder nitelikteki eşyanın tanımını geniş bir şekilde yap­ mıştır50. TRlPS m. S ı, fikri mülkiyet haklarının ihlali halinde gümrüklerde el koyma hakkında düzenleme getirmiştir. Bu ve devamındaki düzenlemeler ile, anlaşmaya taraf devletlere fikri mülkiyet haklarına tecavüz teşkil eden ürünlerin gümrüklerde durdurolmasına yönelik yükümlülükler getirilmekte­ dir. TRIP S m. S ı' de ise el koyma talebine konu olabilecek eşyalar "sahte markalı veya telif hakkına tabi korsan eşya" olarak belirlenmiştir. Sahte 49 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.849. 50 Bununla birlikte, "fikri ve sınai hakları ihlal ettiği kesinleşen eşyaya ilişkin işlemler" başlıklı Gümrük Yönetmeliği m. 111'de, "yetkili mahkemenin söz konusu eşyanm sahte veya korsan olduğuna karar verdiği hallerde ( ... )" ifadesi kullanılmış tır. Güneş, bu kapsamda işlem yapılması için malların "sahte eşya" niteliğinde olması gerektiğini belirterek, anılan malların cezayı gerektiren mallar olduğuna işaret etmiştir, ilhami GÜNEŞ, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları ve Haksız Rekabet Dava­ ları, 2020, s.320. Gümrük idaresi tarafından el konulacak eşyanın tanımı konusunda mevzuatta tu­ tarlılık olmadığı yönündeki açıklamalar için bkz. Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.850. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3379 mallar ise, maddenin dipnotunda, bu mallar için geçerli olarak tescil edilmiş bir markaya benzer veya esas unsurları ile bu markadan ayırt edilemeyen bir markayı izinsiz ola rak taşıyan ve bu nedenle ithalat yapılan ülkenin yasaları kapsamında söz konusu markanın sahibinin haklarını ihlal eden mallar ve ambalajları şeklinde tanımlanmıştır. Yolcuların bireysel kullanım için taşıdıkları, ticari olmayan eşya, güm­ rüklerde el koyula bilecek mallar kapsamında değerlendiri lmez. TRIPS m.60 düzenlemesi bu yönde olup, Gümrük Kanunu m.57 /5 bu istisnanın kapsamı­ nı "yolcuların kendi kullanımlarına mahsus kişisel eşya ile ticari mahiyette olmayan ve gümrük vergisi muafiyeti
s.320. Gümrük idaresi tarafından el konulacak eşyanın tanımı konusunda mevzuatta tu­ tarlılık olmadığı yönündeki açıklamalar için bkz. Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.850. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3379 mallar ise, maddenin dipnotunda, bu mallar için geçerli olarak tescil edilmiş bir markaya benzer veya esas unsurları ile bu markadan ayırt edilemeyen bir markayı izinsiz ola rak taşıyan ve bu nedenle ithalat yapılan ülkenin yasaları kapsamında söz konusu markanın sahibinin haklarını ihlal eden mallar ve ambalajları şeklinde tanımlanmıştır. Yolcuların bireysel kullanım için taşıdıkları, ticari olmayan eşya, güm­ rüklerde el koyula bilecek mallar kapsamında değerlendiri lmez. TRIPS m.60 düzenlemesi bu yönde olup, Gümrük Kanunu m.57 /5 bu istisnanın kapsamı­ nı "yolcuların kendi kullanımlarına mahsus kişisel eşya ile ticari mahiyette olmayan ve gümrük vergisi muafiyeti sınırları içinde kalan hediyelik eşya" olarak belirlemiştir. ABAD, Rolexsı kararında, internet yoluyla yurt dışından verilen sipariş­ lerin gönderici açısından ticari sevkiyat olduğu, bu sebeple marka sahibinin Gümrük Tüzüğü ile sağlanan korumadan faydalanabileceği değerlendirme­ sini yapmıştır s2• Avrupa Birliği Adalet Divanının kararına konu olan uyuşmaz lık, Martin Blomqvist ile Rolex SA ve Manufacture des Montres Rolex SA arasında, Blomqvist'in Çin menşeli bir online satış sitesi aracılığıyla satın almış oldu­ ğu sahte saatin gümrük yetkilileri tarafından ele geçirilip imha edilmesi se­ bebiyle ortaya çıkmıştır. Danimarka' da yerleşik Blomqvist, Çin menşeli bir internet sitesi aracılığıyla Rolex marka bir saat sipariş etmiştir. Sipariş bu satıcının İngilizce internet sitesinden ger çekleştirilmiştir. Paket Danimar­ ka'ya vardığında, gümrük otoriteleri tarafından kontrole tabi tutulmuştur. Rolex marka saatin taklit edilmiş olmasından ve ilgili modele ilişkin telif haklarının ihlalinden şüphelenilmiş ve gümrük işlemleri durdurulmuştur. Rolex, ticaret mahkeme sinde dava açmış, gümrük işlemlerinin durdurolma­ sını ve herhangi bir giderim söz konusu olmaksızın saatin imhasını talep etmiştir. Mahkeme davayı kabul etmiş, Blomqvist davayı bir üst mahkemeye taşımıştır. Mahkeme, gümrük düzenlemelerinin uygulanması için gerekli olan fikri mülkiyet hakkı ihlalinin gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlen­ dirmiş, söz konusu düzenlemenin uygulanması için Danimarka' da korunan bir fikri hak veya marka hakkının ihlalinin söz konusu olması ve ihlalin bu sı CJEU C-98/13, Martin Blomqvist v. Rolex SA -Manufacture des Montres Rolex SA, 06.02.2014. Kararın çevirisi için bkz. "Rolex" kararı, karar no.159/20. sı Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.8Sl vd.; ilhami GÜNEŞ, Uygulamada Fikri ve Sınai Mül­ kiyet Hakları-Haksız Rekabet Davaları, 2020, s.317. 3380 Yasaman/Yüksel üye devlette gerçekleşmesi gerektiğini ortaya koyarak Blomqvist 'in saati kişisel kullanımı için almış olması nedeniyle, Dani marka kanunlarını ihlal etmediğini tespit etmiştir. Mahkemenin bu tespitinden sonra, satıcının fıkri haklar ve marka haklarına ilişkin Danimarka düzenlemelerini ihlal edip et­ mediği sorusu gündeme gelmiştir. Mahkeme, somut olayda Telif Hakkı Yö­ nergesindeki anlamı itibarıyla bir kamuya dağıtırnın ve Marka Yöneegesin­ deki ve Topluluk Marka Tüzüğündeki anlamı ile ticari kullanırnın söz konu­ su olup olmadığını ABAD'a sormuştur. Mahkemeye göre yöneltilen soru, bir fikri mülkiyet hakkı ve marka sa­ hibi olan Rolex'in, söz konusu ürünlerin, haklarının topraklarında korunma­ dığı ve AB üyesi olmayan bir devlet menşeli online satış sitesi aracılığıyla satışı durumunda, kamuya dağıtım veya ticari kullanımdan söz edilip edile­ meyeceğidir. Bir internet sitesinin tescilli markanın korunduğu bölgeden erişilebilir durumda olması, ürünlerin o bölgede yerleşik tüketiciler hedef alınarak satışa sunulduğu sonucuna varılması için tek başına yeterli değildir. Bununla birlikte, AB üyesi olmayan üçüncü bir devletten gelen malların koruman ın sağlandığı üye devletin sınırlarına girmesinden önce dahi, bahse­ dilen mallara ilişkin olarak bu devletin sınırlarındaki tüketicilere yönelen satış, satış teklifi veya reklam vasıtası ile ticari bir eylem gerçekleştirilmesi yoluyla, koruma kapsamındaki haklara tecavüz edilmesinin mümkün oldu­ ğuna Divan daha önce de karar vermiştir. Bu ürünlerin Avrupa Birliği'nde satışa sunulaca ğının ispatlanması halinde, ki bu ispat özellikle malların Av­ rupa Birliği'nde bir müşteriye satıldığı, satış teklifine konu edildiği veya Avrupa Birliği'ndeki tüketicilere reklamının yapıldığı hallerde gerçekleşmiş olur, söz konusu mallar "taklit" veya "korsan ürünler" olarak nitelendir ilir. Yapılan değerlendirmeler ışığında, yöneltilen soru, Gümrük Tüzüğü, (22 Temmuz 2003 tarihli ve 1383/2003 sayılı Fikri Mülkiyet Haklarını ihlal Eder Nitelikteki Eşyaya İlişkin Gümrük İdarelerince Yapılacak İşlemler ve Söz Konusu Hakları ihlal Ettiği Kesinleşen Eşya ile İlgili Olarak Alınacak Önlemlere İlişkin Konsey Tüzüğü) bir üye devlette İkarnet eden kişiye, üye olmayan üçüncü bir devletten çevrimiçi satış sitesi vasıtasıyla satılan mallar üzerindeki fikri mülkiyet hakkı sahibinin, bu mallar üye devletin toprakları­ na girdiği andan itibaren, salt söz konusu malların edinilmesi sebebiyle, anı­ lan tüzükle sağlanan korumadan yararlanab ileceği şeklinde yanıtlanmıştır. Bu kapsamda, söz konusu malların ayrıca satıştan önce aynı devletteki tüke­ ticilere yönelik bir satış teklifine veya bir reklama konu olmasına gerek yok­ tur. Madde 159- i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati redbirin Niteliği 3381 Mülga Marka KHK'nın yürürlüğü döneminde Yargıtay içtihadına ko­ nu olmuş uyuşmazlıklar, gümrüklerde el koyma hususundaki düzenlernele­ rin önemini ortaya koymaktadır. Yargıtay ı ı. Hukuk Dairesi, serbest böl­ geye giren Bulgaristan'da tescilli BARMAN markalı sigaraların Türki­ ye' de tescilli markaya tecavüz teşkil ettiğinin kabul edilmesi için, bu mal­ ların Türkiye sınırları içinde kullanılmakta olduğu veya bu amaçla ülkeye sokulması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığının ispatlanmasını aramış ve malların serbest bölgeye sokulmuş olmasının bu kapsamda olmadığını değerlendirmiştir53. Yargıtay daha sonrasında, Türkiye' de satılmayacak malların da marka hakkına tecavüz teşkil edebileceğini belirtmiştir54. Güm­ rük Yönetme liği m. ı ı O düzenlemesi, transit mallara ilişkin serbest bırakma işlemlerinin durdurulmasına imkan vermektedir. SMK m. ı 59/2-b hükmü de serbest bölgede bulunan ürünlere dahi el koyulabileceğini öngörmekte­ dir. Güneş, bu düzenlemenin Türkiye'nin transit ülke niteliğin e zarar vere­ ceği, marka hakkına bağlı taleplerin ileri sürülebilmesi için transit malla rın Türkiye pazarına gireceği yönünde somut kanıtlar aranması gerektiği görü­ şündedir55. Yargıtay 'ın bir kararına konu olan olayda, yerel mahkeme, davalı ey­ lemin davacı markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine ve önlenmesine, gümrük idaresince el konulan 784 adet taklit ürünün etiketleri sökülerek ve masrafları davalı taraftan alınmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na tes­ limine, davacı ürünlerinin taklitleri henüz piya saya sunulmamış olduğun­ dan maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminata ve hükmün ilanı­ na karar vermiştir. Yargıtay ı 1. Hukuk Dairesi 2005/13597 E. 2007/ı87 K. ı 5.1.2007 tarihli kararı ile dava konusu taklit ürünlerin davacı markasını içeren etiketlerinin sökülmesi mümkün ise imhasına değil, etiketler söküle­ rek davalıya teslimine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, yerel mahke­ menin bu ürünlerin etiketleri sökülerek ve masrafları davalıya ait olmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslimine ilişkin kararını yerinde bul­ mamıştır56. 53 Yarg. ll. HD. 1999/4928 E. 1999/7026 K. 23.09.1999 tarihli. Bkz.
kararına konu olan olayda, yerel mahkeme, davalı ey­ lemin davacı markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine ve önlenmesine, gümrük idaresince el konulan 784 adet taklit ürünün etiketleri sökülerek ve masrafları davalı taraftan alınmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na tes­ limine, davacı ürünlerinin taklitleri henüz piya saya sunulmamış olduğun­ dan maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminata ve hükmün ilanı­ na karar vermiştir. Yargıtay ı 1. Hukuk Dairesi 2005/13597 E. 2007/ı87 K. ı 5.1.2007 tarihli kararı ile dava konusu taklit ürünlerin davacı markasını içeren etiketlerinin sökülmesi mümkün ise imhasına değil, etiketler söküle­ rek davalıya teslimine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, yerel mahke­ menin bu ürünlerin etiketleri sökülerek ve masrafları davalıya ait olmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslimine ilişkin kararını yerinde bul­ mamıştır56. 53 Yarg. ll. HD. 1999/4928 E. 1999/7026 K. 23.09.1999 tarihli. Bkz. "Bahman" kararı, karar no.159/3. 54 Yarg. ll. HD. 2005/5247 E. 2006/5336 K. 08.05.2006 tarihli, bkz. "Spor Kulübü" kararı, karar no.l59/4. Aynı yönde, Yarg. ll. HD. 2003/8321 E. 2004/3406 K. 01.04.2004 tarihli, bkz. " ... "kararı, karar no.159/5; Yarg. ll. HD. 2014/7091 E. 2015/4478 K. 31.03.2015 tarihli, bkz. "Barbie" kararı, karar no.159/6. 55 ilhami GÜNEŞ, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları-Haksız Rekabet Davaları, 2020, s.313. 56 Yarg. ll. HD. 2005/13597 E. 2007/187 K. 15.01.2007 tarihli. Bkz. "L." kararı, karar no.159/7. 3382 Yasaman/Yüksel 3. Teminat Verilmesi-Ters Teminat Yukanda da ifade ettiğimiz üzere, ihtiyati tedbir dava konusunu güven­ ce altına almaya yönelen bir geçici hukuki korumad ır. Dava süreci içinde çekişıneli taşınır veya taşınmaz mal devredilebilir, bozulabi lir; çekişıneli alacağın tahsili olanaksız hale gelebilir. Bunların sonucunda hüküm verildiği anda, hükmün icra edilebilirliği kısmen ya da tamamen ortadan kalkabilir. İhtiyati tedbir kesin hüküm verilene kadarki süreç içinde meydana gelebile­ cek olumsuzluk veya zarariara karşı öngörülmüş bir geçici hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, dava konusunun, meydana gelebilecek bir değişme sebebi ile elde edilebilmesinin zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle ciddi bir zarar doğabileceği endişelerinin varlığı aranır (HMK m.389). Kural olarak, ihtiyati tedbir talep eden teminat yatırmak zorundadır. HMK m.392 'ye göre, "İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde kar­ şı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zarariara karşılık teminat göstermek zorundadır". Aynı hüküm dairesinde, talep resmi belgeye veya kesin delile dayamyorsa ya da durum ve koşullar gerektiriyor­ sa, mahkeme teminata karar vermeksizin de ihtiyati tedbire hükmedeb ilir. Öte yandan, SMK 159/2-c uyarınca, herhangi bir zararın tazmini bakı­ mından teminat verilmesi şeklinde ihtiyati tedbire hükmedi lebilir. Bu du­ rumda, teminatı yatıran, davacının uğrayabileceği herhangi zararın önüne geçilmesini teminen davalıdır. SMK 159/2. maddenin (c) bendinde öngörülen ihtiyati tedbir niteliğin­ deki teminatın sınai haklara has özel bir düzenleme olduğu savunulmaktadır. Kale'ye göre, buradaki teminat, davacının tedbir talebinde bulunurken yatır­ dığı teminattan farklıdır. SMK 159 maddenin 2. fıkrasının (c) bendinde dü­ zenlenen teminat, geleneksel teminat türlerinden farklı olarak karşı tarafın yatırmasına hükmedilen teminattır57• HMK m.392'de öngörülen teminat, haksız ihtiyati tedbir talebinin karşı taraf veya üçüncü kişiler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltına amacı güderken; SMK m.159/2-c hükmü dava konusunun korunmas ına yönelmektedİt8• 57 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.241. 58 Mikail Bora KAPLAN, Sınai Mülkiyet Kanunu'n da ihtiyati Tedbirler , s.104. Kale, anılan tedbirin, HMK m.395'e benzer bir sonuç yarattığını belirtmiştir, Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.239. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3383 Çolak'a göre, SMK'da yer alan tedbir hükmü HMK'daki düzenlemeye nazaran özel hüküm niteliğindedir. Bununla birlikte, HMK m.39ı 'de yer alan, hakimin "sakıncayz ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebileceği" yönündeki düzenleme, SMK ı 59/2-c mad­ desindeki ters teminat tedbirini de kapsama ktadır59• Gerçekten, SMK'da menfaatler dengesi ve ölçülülük ilkesi uyarınca durdurma, men, el koyma gibi tedbirler yerine aleyhine tedbir istenilen (davalı) tarafından davacının muhtemel zararını karşılamak üzere teminat yatırmasına karar verilebilir. Bölge Adiiye Mahkemesi içtihadında ve öğretide bu ihtiyati tedbir türü, "ters teminat tedbiri" olarak adlandırıl­ maktadır60. Bu halde, mahkeme tedbire karar verirken, zararın büyüklüğünü nazara almak ve verilecek tedbirin ne şekilde daha az hasara sebep olacağını değer­ lendirmek suretiyle, bir diğer anlatımla ölçülük ilkesi ışığında, aleyhine ted­ bir İstenilenin teminat yatırmasına karar verebilir. Örneğin, marka hakkına tecavüz edilerek üretildiği iddia edilen ürünlerin imal edildiği işletmedeki makine, alet edevat, kalıplara el konulması ve imalatın durdurulması talep edildiğinde, söz konusu el koyma ve durdurma daha büyük zarariara sebep olacak ise bu geçici koruma yerine, davalının tedbir isteyen tarafın muhte­ mel zararianna karşı teminat yatınnası yönünde karar verilebilir. Böylelikle bu tedbir türünün, taraf menfaatleri arasında denge kurulmasına hizmet ettiği anlaşılmaktadır61• Yukanda da değindiğimiz üzere, SMK m. ı 59/2/c uyarınca aleyhine tedbir istenen tarafça teminat verilmesi şeklinde ihtiyati tedbir hükmedilmesi HMK m. 39ı hükmüne yabancı görülme melidir. Zira, anılan düzenleme, mahkemece "sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek" her türlü tedbire karar verilebileceğini öngörmektedir. Bunun gibi, HMK m.395 hükmünde, hakkında tedbir kararı uygulanacak tarafın teminat yatırması 59 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.836. istanbul BAM 16. HO. 2021/216 E. 2021/406 K. 25.02.2021 tarihli, bkz. "OVE" kararı, karar no.l59/16. 60 istanbul BAM 16. HO. 2019/1127 E. 2019/1135 K. 20.05.2019 tarihli, bkz. "ÜG Ünal" kararı, karar no.l59/17; istanbul BAM 16. HO. 2018/3261 E. 2018/2312 K. 01.11.2018 tarihli, bkz. "Traktör Oyuncak Araba" kararı, karar no.l59/18; istanbul BAM 16. HO. 2019/1389 E. 2019/1609 K. 18.07.2019 tarihli; istanbul BAM 16. HO. 2019/1843 E. 2019/1742 K. 16.9.2019 tarihli; istanbul BAM 16. HO. 2019/553 E. 2019/635 K. 27.03.2019 tarihli; istanbul BAM 16. HO. 2019/370 E. 2019/448 K. 04.03.2019 tarihli, bkz. "Yemen Kahvesi" kararı, karar no.l59/10; istanbul BAM 16. HO. 2019/191 E. 2019/279 K. 08.02.2019 tarihli. 61 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.836. 3384 Yasaman/Yüksel karşılığında tedbirin değiştirilmesini veya kaldırılmasını isteyebileceği hük­ me bağlanmıştır. O halde, aleyhinde ihtiyati tedbire hükmedilen tarafın te­ minat yatırmasının sisteme yabancı olduğundan söz edilemeyecektir. Kuş­ kusuz HMK m. 395 hükmü, marka uyuşmazlıklarında verilen ihtiyati tedbir­ lerde bakımınd an da uygulama alanı bulur. Gerçekten, aleyhinde SMK m. 159 uyarınca ihtiyati tedbire hükmedilen kişi de tedbirin değiştirilmesini ve kaldırılmasını talep edebilir. Örneğin, marka hak kının ihlali söz konusu ol­ duğunda, ihlale konu mallara el konulması, bu malların üretiminde kullanı­ lan makine ve aletiere el konulması ve bunun sonucunda üretimin durdurul­ ması gibi tedbirlere hükmedilmişken, davalının talebi üzerine, tedbir isteye­ nin muhtemel zarariarına karşı davalı tarafından teminat yatınlmasına karar verilmesi, somut olaydaki menfaatler dengesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu nispette olanak dahilindedir. V.
ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.836. 3384 Yasaman/Yüksel karşılığında tedbirin değiştirilmesini veya kaldırılmasını isteyebileceği hük­ me bağlanmıştır. O halde, aleyhinde ihtiyati tedbire hükmedilen tarafın te­ minat yatırmasının sisteme yabancı olduğundan söz edilemeyecektir. Kuş­ kusuz HMK m. 395 hükmü, marka uyuşmazlıklarında verilen ihtiyati tedbir­ lerde bakımınd an da uygulama alanı bulur. Gerçekten, aleyhinde SMK m. 159 uyarınca ihtiyati tedbire hükmedilen kişi de tedbirin değiştirilmesini ve kaldırılmasını talep edebilir. Örneğin, marka hak kının ihlali söz konusu ol­ duğunda, ihlale konu mallara el konulması, bu malların üretiminde kullanı­ lan makine ve aletiere el konulması ve bunun sonucunda üretimin durdurul­ ması gibi tedbirlere hükmedilmişken, davalının talebi üzerine, tedbir isteye­ nin muhtemel zarariarına karşı davalı tarafından teminat yatınlmasına karar verilmesi, somut olaydaki menfaatler dengesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu nispette olanak dahilindedir. V. DELiL TESPiTi İhtiyati tedbirler gibi bir geçici hukuki koruma türü olan delil tespitine de değinmekte fayda vardır. TRIPS m.50/1 hükmünde adli merciierin delil­ leri korumak için hızlı ve etkili önlemler alma yetkisine sahip olmalan ge­ rektiği yönünde düzenlemeye yer verilmiştir. Ancak, Mülga Marka KHK m. 75 'teki gibi delil tespitine ilişkin açık bir düzenlemeye SMK' da yer ve­ rilmemiştir. Güneş, SMK m. 159 hükmünün üçüncü fıkrasında, SMK'da hüküm bulunmayan hallerde HMK hükümlerinin uygulana cağının öngörül­ düğünü; bunun da sınai hak sahiplerinin delil tespiti taleplerinin yasal daya­ nağını açıklayıcı nitelikte olduğunu ileri sürmüştür62. Çolak ise delillerin tespitine ilişkin özel bir hükme SMK'da düzenlenınemiş olmasının bir ek­ siklik yaratmadığını; zira, HMK 400 vd. maddelerinde bu imkanın düzen­ lendiğini; ayrıca SMK m.150/3'te delil tespitine yer verildiğini ifade etmiş­ tir63. Delil tespiti ile, henüz inceleme aşaması gelmemiş veya konu edileceği dava açılmamış delillerin kaybolmasının veya ilerleyen süreçte ileri sürül­ mesinin önemli ölçüde güçleşmesinin önüne geçilmesi amaçlanır64. 62 ilhami GÜN EŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.348. 63 Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.831. 64 Leyla AKYOL ASLAN, Medeni Usul Hukukunda Delil Tespiti, s.29; Muhammet ÖZEKES, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C. lll, 2017, s.2563; ARSLAN/YILMA Z/TAŞPlNAR AYVAZ/HANAGASI, Medeni Usul Hukuku, basım yılı, s.582, 583. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3385 Çolak'a göre, delillerin tespiti kadar delillerin muhafazası da son derece önemlidir. AB Uygulama Yönergesinin 7. maddesinde bu konuda düzenle­ me bulunduğunu; ancak SMK 'ya bu düzenlemenin alınmadığını; uygulama­ da delillerin muhafazasının HMK 389-391 ve 400-406. maddeler çerçeve­ sinde, tespit edilen mallardan yeteri kadar numune alınması, tümüne el ko­ nulması, bunların mühürlenerek dava sonuna kadar adli yeddi emine teslim edilmesi suretiyle sağlandığına iş aret etmiştir6s. Delil tespiti talebinin kabulü için, talepte bulunanın, delilin önceden tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması gerekir. HMK m.400 hükmü uyarınca hukuki yarar, delilin kaybolması ya da yok olması riski veya ileri sürülmesinin önemli ölçüde güçleşmesi riskinin hertaraf edil­ mesidir66. Marka hakkına tecavüz nedeniyle talep edilecek delil tespitinde hak sahipliğinin ve hakkın ihlal edildiğinin ya da ihlal edilme ihtimali bulunduğunun da yaklaşık olarak ispatı aranır67. Bu kapsamda, marka hakkının ihlaline ilişkin ürünün temini ve muhafazası, fotoğrafının çe­ kilmesi, ilgili reklam araçlarının tespiti, özellikle internet kanalıyla ger­ çekleşen ihlalierin tespiti söz konusu olabilecektir68. Markaya tecavüz söz konusu olduğunda delil tespiti, hem işaret benzerliğinin hem de anılan işaretin kullanıldığı mal ve hizmetlerin tespiti ve karşılaştırılması suretiy­ le yapılacak; şayet itibar kaybı iddiası söz konusu ise malların kalitesi ve sunum şekli değerlendiri lecektir69. SMK m. 150/3 uyarınca da, tazminat davası açılmadan önce, delille­ rin tespiti kapsamında, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili bel­ gelerin tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması talep edi­ lebilecektir70. Böylece davacı, tazminat hesabı için davaimm defterlerine ulaşabilecektir71• 6s Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.830. 66 Leyla AKYOL ASLAN, Medeni Usul Hukukunda Delil Tespiti, s.58 vd.; Muhammet ÖZEKES, Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C.lll, s.2564; Baki KURU, Medeni Usul Hukuku, 2016, s.650; ARSLAN/YI LMAZ/TAŞPlNAR AYVAZ/HANAGASI, Medeni Usul Hukuku, tarih?, s. 583. 67 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, s.269. 68 Serdar KALE, Marka Davalarında Yargılama Usulü, 271. Ayrıca bkz. ilhami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.347. 69 ilhami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.348. 70 Bkz. Şerh m.150/3 ile ilgili açıklamalar. 71 SMK m.150/3 hükmünde düzenlenen bu talep, Güneş tarafından "özel birihtiyati tedbir niteliğin­ de" kabul edilmiştir, ilhami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.344. 3386 Yasaman/Yüksel VI. MADDE iLE iLGiLi YARGlTAY KARARLARI 1. "ÇiÇEKSEPETi" Kararı Özet Yerel mahkemece ihtiyati tedbire ilişkin şartların gerçekleşmediği, ta­ lebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle istemin reddine karar ve­ rilmiştir. Oysa davacı, ÇİÇEKSEPETİ ibareli markanın sahibidir. Arama motorunda ÇİÇEKSEPE Tİ ve ÇİÇEKSEPETİ.COM. ibare­ leri yazıldığında, davalının ÇİÇEKGÖNDERCOM isimli alan bağ­ lantısı ÇİÇEK SEPETİ ibaresiyle birlikte çıkmakta olup, bu durum­ da 556 sayılı KHK'nın 76 ve 77 maddeleriyle (SMK m.159) HMK'nı n 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmedi­ ğinden bahsetmek mümkün değildir. Yargıtay ll. HD. 2013/5646 E. 2013/8568 K. 30.04.2013 tarihli. İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekki linin çiçekçilik sektöründe faali­ yette bulunduğunu, bu kapsamda ÇİÇEKSEPETİ ibareli markası ve ÇİÇEKSEPETİ.COM isimli alan adı bulunduğunu, aynı sektörde faaliyette bulunan karşı tarafın ise ÇİÇEKGÖNDER.COM alan adlı internet sitesinde davacı şirketlere ait markaları Google arama motorunda anahtar kelime olarak belirlemek suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğini, böylelikle kendi sitesinin daha fazla ziya­ ret ettirerek ve satış yaparak haksız rekabette bulunduğunu, bu durumun müvekkili şirketlerin gelir kaybına yol açtığını ileri sürerek, karşı tarafın müvekkillerinin mar­ ka hakkına vaki tecavüzlerinin tespitini ve tespit edilecek tecavüzlerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını istemiştir. Davalı vekili, anılan ibarenin anahtar kelime olarak listelerinde bulunma dığını savunarak, talebin reddini istemiştir. Mahkemece, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda, ihtiyati tedbire iliş­ kin yasal şartların gerçekleşmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ihtiyati tedbir istemine il işkindir. Mahkemece ihtiyati tedbire ilişkin şartların gerçekleşmediği, talebin yargıla­ mayı gerektirdiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Oysa davacı ÇİÇEKSEPETİ ibareli markanın sahibi olup, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkem esi'nin 2012/51 değişik iş sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, arama motorunda ÇİÇEKSEPETİ ve ÇİÇEKSEPETİ .COM. iba­ releri yazıldığı nda davaimm ÇİÇEKGÖNDER.COM isimli alan bağlantısı ÇİÇEK SEPETİ ibaresiyle birlikte çıkmakta olup, bu durumda 556 sayılı KHK'nın 76 ve 77 Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3387 maddeleriyle HMK'nın 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir şartlarının gerçek­ leşmediğİnden bahsetmek mümkün değildir. Bu itibarla, mahkemece davacının talebinin kabulüne karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
talep eden davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ihtiyati tedbir istemine il işkindir. Mahkemece ihtiyati tedbire ilişkin şartların gerçekleşmediği, talebin yargıla­ mayı gerektirdiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Oysa davacı ÇİÇEKSEPETİ ibareli markanın sahibi olup, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkem esi'nin 2012/51 değişik iş sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, arama motorunda ÇİÇEKSEPETİ ve ÇİÇEKSEPETİ .COM. iba­ releri yazıldığı nda davaimm ÇİÇEKGÖNDER.COM isimli alan bağlantısı ÇİÇEK SEPETİ ibaresiyle birlikte çıkmakta olup, bu durumda 556 sayılı KHK'nın 76 ve 77 Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3387 maddeleriyle HMK'nın 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir şartlarının gerçek­ leşmediğİnden bahsetmek mümkün değildir. Bu itibarla, mahkemece davacının talebinin kabulüne karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2. "MARLBORO" Kararı Özet Gümrükte el konulan ürünlerin sahte ve taklit olduğu ileri sürülerek dava açılmış, sahtelik ve taklide ilişkin deliller sunulmuş, ayrıca güm­ rükte anılan mallardan örnekler alıkonulmuştur. Salt acenteye karşı dava açılmış olduğu gerekçesiyle verilen ret kararı davacının haksız rekabete dayalı tazminat davasını da sonuçsuz bırakacak nitelikte ol­ duğundan, işin esasına girilmesi gerekmektedir. TTK'nin 1101. maddesine göre "emre" düzenlenmiş konişmento ha­ mili, aynı yasanın 1102. maddesi gereğince malları teslim almaya yet­ kilidir. Konişment onun malları temsil etmesi ve malları teslim alma yetkisi vermesi nedeniyle davaimm malları gümrükten alması onun aynı zamanda alıcısı olduğunu da göstermektedir. O halde, davalı bir yandan acente olduğunu ve bu sıfatla hareket ettiğini savunmasına rağmen, aynı zamanda alıcı olarak da hareket etmektedir. TTK'nin 119 ve devam eden maddelerine göre, acente hakkında müvekkili adı­ na dava açılması mümkün ve doğrudan kendisine husumet yöneltile­ meyeceği doğru ise de, konusu suç teşkil eden işlemler nedeniyle acen­ teye karşı da doğrudan dava açılması mümkündür . Yargıtay ll. HD. 2003/4347 E. 2003/10776 K. 11.11.2003 tarihli. Davacı vekili, müvekkilinin dünyaca tanınmış ve Türkiye'de de tescilli "Marlboro" markalı sigaraların üreticisi olduğunu, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü'nce davalı acente adına kayıtlı özel beyanına konu konteyner içinde taklit "Marlboro" markalı sigaraların yakalandığını ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün önlenme­ sini, haksız rekabetin men ve refini istemiştir. Davalı vekili, müvekki linin Mısır'dan İstanbul'a gelen ve buradan da transit olarak Bulgaristan'a gidecek emtia ile ilgisi olmadığını, sadece konteyner taşımacı­ sının acentesi olduğunu, konteynerterin gönderen tarafından yüklenip istiflendiğini, içeriğinin taşıyan ya da acente tarafından bilinemeyeceğini, 556 sayılı KHK'nın 61/c maddesinde sayılan hakların müvekkili açısından söz konusu olmadığını savu­ narak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sunulan kanıtiara göre, davalının yurt dışından taşıyıcının acente­ si olarak dava konusu sigaraların taşınmasına acentelik yaptığı ve konişmentoda 3388 Yasaman/Yüksel taşıyıcı olarak yer aldığı gelen sigaraların yurt dışı piyasasına arz edilmek amacı ile getirildiği ve buna ilişkin eylemlerin ortaya konduğu davacı tarafından kanıtlana­ madığından, sigaraların transit olarak işleme tabi olmak üzere ve taşımaya acentelik yapan davalı tarafından yurt içine getirilip geçici gümrük deposuna konulduğu anla­ şıldığından Yargıtay ll. Hukuk Dairesi'nin yerleşik uygulaması da göz önüne alına­ rak, markaya tecavüz eyleminin oluşmadığı, kaldı ki, davalının doğrudan taşıyıcı olmadığı, taşıma işine acentelik yaptığı, kendisine TTK'nin 119. maddesi gereğince husumet düşmeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davacı adına tescilli "Marlboro" markalı sigaraların sahte ve taklit su­ retiyle haksız rekabette bulunulduğu iddiasına dayalı tecavüzün önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalının, taşıyan acentesi olduğu gerekçesiyle husumet noktasından ret kararı verilmiştir. TTK'nin 119 ve devam eden maddelerine göre, acente hakkında müvekkili adına dava açılması mümkün ve doğrudan kendisine husumet yöneltilem eyeceği doğru ise de, konusu suç teşkil eden işlemler nedeniyle acenteye karşı da doğrudan dava açılması mümkündür. Gümrükte elkonulan ürünlerin sahte ve taklit olduğu ileri sürülerek işbu dava açılmış, sahtelik ve taklide ilişkin deliller sunulmuş, ayrıca gümrükte de anılan mallardan örnekler alıkonulmuştur. Her ne kadar dava konusu ürünler gümrükten çekilmek suretiyle davanın konusu kalmadığı düşünülebilir ise de, haksız rekabetin varlığının saptanması durumunda malların imhasının olanaksız olmasına rağmen davacının haksız rekabete dayalı olarak maddi manevi tazminat davası açması mümkündür. O halde, salt acenteye karşı dava açılmış olduğu gerek­ çesiyle verilen ret kararı davacının haksız rekabete dayalı tazminat davasını da so­ nuçsuz bırakacak nitelikte olduğundan işin esasına girişilmesi gerekmektedir. Öte yandan, davalı acente olduğunu savunmuş olmasına rağmen, dosya içeri­ sindeki deliller ile de bu konunun irdelenmesi gerekmektedir. Zira taşıma konişmentoya dayalı olarak yapılmış olup, konişmento emre düzenlenmiştir. Konişmentonun asıllarının davalı elinde olduğu davalının Gümrük idaresine verdiği "özet beyan" dan anlaşılm aktadır. TTK'nin 1101. maddesine göre "emre" düzenlenmiş konişmento hamili, aynı yasanın ll 02. maddesi gereğince malları teslim almaya yetkilidir. Dosyaya sunulan konişmentoda gönderilen "emre" olarak gösterilmiş, ihbar ad­ resi olarak da Iassen Ivanov Safya/Bulgaristan olarak belirtilmiştir. Yine orijinal konişmentonun da 3 nüsha olarak düzenlendiği anlaşılma ktadır. Gümrük idaresine davalının verdiği özet beyanda üç orijinal konişmentonun da kendisinde olduğu bildirilmiştir. Konişmentonun malları temsil etmesi ve malları teslim alma yetkisi vermesi nedeniyle davaimm malları gümrükten alması onun aynı zamanda alıcısı olduğunu da göstermektedir. O halde, davalı bir yandan acente olduğunu ve bu sıfatla hareket ettiğini savunmasına rağmen, aynı zamanda alıcı olarak da hareket Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3389 etmektedir. Mahkemece, Dairemizin yerleşik uygulamasının serbest bölgelerde ve transit taşımalarda geçici gümrük deposuna konulan emtiaların haksız rekabet oluş­ turmayacağı yönünde olduğu gerekçe gösterilerek dava bu nedenle de reddedilmiş ise de, Dairemiz kararlan her iki ürünün de orijinal olması ile ilgili olup, somut olayda sahtelik ve taklit ürünün orijinal ürüne karşı haksız rekabet iddiasında bulu­ nulduğundan, Dairemiz kararı somut olayda emsal teşkil edemez. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın esasına yönelik olarak ta­ raf delilleri değerlen dirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerekmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şim­ dilik incelenmesine gerek görülmemiştir. 3. "BAHMAN" Kararı Özet Serbest bölgeye sokulan benzer markah malın Türkiye sınırları içinde kullamlm akta olduğunun veya bu konuda yurda sokulabilmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapaldığının davacı tarafından kamtlanabil­ mesi halinde, bu durumda Türkiye'de tescilli aym markaya karşı te­ cavüz eylemi içinde olduğu kabul edilebilecektir. Yargıtay ll. HD. 1999/4928 E. 199917026 K. 23.09.1999 tarihli. Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye'de de tescilli BAHMAN marka sigaraların tek üreticisi olduğunu, davalının aynı markayı taşıyan sigaraları Bulgaristan'da taklit olarak ürettirdiğini, pazarlamak ve dağıtmak üzere getirdiği Mersin serbest bölgesinde savcıiıkça mallara el konulduğunu, davaimm bu eyleminin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğunu ileri sürerek, davalının haksız tecavüz ve rekabetinin önlenmesine, elde edilen sigortaların irnhasına, on milyar
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şim­ dilik incelenmesine gerek görülmemiştir. 3. "BAHMAN" Kararı Özet Serbest bölgeye sokulan benzer markah malın Türkiye sınırları içinde kullamlm akta olduğunun veya bu konuda yurda sokulabilmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapaldığının davacı tarafından kamtlanabil­ mesi halinde, bu durumda Türkiye'de tescilli aym markaya karşı te­ cavüz eylemi içinde olduğu kabul edilebilecektir. Yargıtay ll. HD. 1999/4928 E. 199917026 K. 23.09.1999 tarihli. Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye'de de tescilli BAHMAN marka sigaraların tek üreticisi olduğunu, davalının aynı markayı taşıyan sigaraları Bulgaristan'da taklit olarak ürettirdiğini, pazarlamak ve dağıtmak üzere getirdiği Mersin serbest bölgesinde savcıiıkça mallara el konulduğunu, davaimm bu eyleminin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğunu ileri sürerek, davalının haksız tecavüz ve rekabetinin önlenmesine, elde edilen sigortaların irnhasına, on milyar lira maddi ve beş milyar lira manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, söz konusu sigaraların patent ve marka sahibi tarafın­ dan Bulgaristan'da üretildiğini, müvekkili tarafından yasal yollardan üçüncü pazar ülkelere satılmak üzere Mersin Serbest bölgesine getirildiğini, serbest bölgede mar­ ka haklarının konınınasma dair hükümlerin uygulanamayacağını sigaraların taklit olmadığını, yurt içine pazarlamanın söz konusu olmadığından haksız rekabet söz konusu olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan deliilere nazaran, "BAHMAN" marka sigaraların 18.3.1991 tarihinde 10 yıl süreli olarak davacı adına tescil edilmiş olup, 556 sayılı KHK'nın 6 ve 9/3 maddeleri gereğince davacının Türkiye'de bu marka üzerinde inhisarı hakkının doğduğu, markaların ülkeselliği prensibi gereğin­ ce, davalının Bul garistan'da mevcut tescile dayanamayac ağı, davacı marka tescili- 3390 Yasaman/Yüksel nin sağladığı koruma ve haklar nedeniyle bu markalı ürünlerin yurt dışından da olsa getirilemeyeceği gibi, aynı markalı ürünlerin yurt içinde de üretilemeyeceği, serbest bölgelerin ülke coğrafi sınırları içinde olması ve 556 sayılı KHK'nin 77/B maddesi hükmü nazara alındığında, gerek 556 sayılı KHK ve gerekse haksız rekabete ilişkin yasa hükümlerinin serbest bölgelerde ve transit geçen mallar hakkında da uygula­ nabileceği, bu itibarla davalı eyleminin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğu, ancak serbest bölgeye getirilen sigaralar henüz pazarianmadan el konulmuş olup, davacının maddi zararının bulunmadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü­ ne, davaimm davacı şirket adına tecilli BAHMAN marka sigaraları satmak suretiyle vaki haksız rekabet ve tecavüzünün önlenmesine, bir milyar lira manevi tazminatın tahsiline, elde edilen sigaraların imhasına karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilieri temyiz etmiştir. 1-Dava, tescilli marka haklarının korunması ve ayrıca haksız rekabet hükümle­ rine dayanılarak açılmış ve markaya vaki haksız tecavüz ile rekabetin önlenmesi ayrıca bu sebeple oluşan maddi ve manevi zararların giderilmesine ilişkin bulun­ maktadır. Yukardaki açıklamalardan da anlaşılabileceği üzere davacı markası Türkiye'de tescilli bulunma kta, davalı markası ise Türkiye'de tescilli olmamakla birlikte üretil­ diği ülkede yani Bulgaristan'da tescilli bulunmaktadır. Markaların korunması, ül­ kemizde yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 'nin 3, 6 ve 9'uncu maddelerine göre ilke olarak, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde geçerli bulunmaktadır. Markaların korunmas ının ülkeselliği adı da verilen bu ilke, her ülkenin kendi sınırları içerisinde ve mevzuatı­ na göre tescil edilmiş bir markayı koruma siyasetinin bir ifadesi olmaktadır. Bu itibarla mahkeme karar gerekçesinde yer verilen davacı markasının, Türkiye'de tescilli olması itibariyle yurt dışında tescilli olan ve fakat Türkiye'de tescilli olma­ yan bir markaya karşı marka haklarının korunması gerektiğine ilişkin ve markanın ülkeselliği ilkesini benimsernesi esas itibariyle doğrudur. Ne var ki, dava konusu olayda davalı tarafBulgaristan'da tescilli Balıman mar­ kalı orijinal nitelikteki sigarayı Mersin'de bulunan serbest bölgeye getirmiş ve Tür­ kiye'ye sokmak, yani ithal etmek konusunda hiç bir girişimde bulunmamıştır. Dava­ lı taraf bu sigaraların Türkiye'ye ithali için değil, bir başka ülkeye gönderilmek üzere serbest bölgeye getirildiğini savunmuştur. Bu savunmanın aksi de kanıtlana­ bilmiş değildir. Zaten Türkiye'ye doğrudan ithal amacı olan fırmanın bu ürünleri serbest bölgeye getirmesi ikincil bir varsayımdır. ithal için kural ve esas olan, doğ­ rudan gümrük aracılığı ile ülkeye malın sokulmasıdır. Nitekim markaların korunabilmesi için ihtiyati tedbir yolunu düzenleyen anılan kararnamenin 76 ve 77'nci maddelerinin birlikte değerlendirilmesinde, bir markanın Türkiye'de tescil edilmiş bir marka haklarına tecavüz edecek şekilde Türkiye'de kullanılm akta olduğunu ve kullanılm ası için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek koşulu ile 77'nci maddede belirtilen tedbirlerin uygulanabileceği açıkça Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3391 anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, serbest bölgeye sokulan benzer markalı malın Türkiye sınırları içinde kullanılmakta olduğunu veya bu konuda yurda sokulabilme­ si için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığının davacı tarafından kanıtlanabilmesi halinde bu durum Türkiye'de tescilli aynı markaya karşı tecavüz eylemi içinde ol­ duğu kabul edilebilecektir. Oysa davada bu husus davacı tarafından kanıtlanabilmiş değildir. Bu durumda davanın özelliği itibarı ile markanın ülkeselliği prensibinin uygu­ lanma amacı da gerçekleşmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması isabetli bulunmam1ştır. 2-Kabul şekline göre ise, Türkiye'ye ithal edilmemiş ve davacı markasının iti­ barını menfı yönde etkilemiş bir vakıada bulunmadığı ve aynı sebeplerle maddi tazminat istemi reddolunduğu halde, yine aynı gerekçelere dayanılarak davacı lehi­ ne manevi tazminata hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir. 3-Yukarıda açıklanan bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz iti­ razlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. 4. "SPOR KULUBÜ" Kararı Özet Davacı, davah şirketin ithalatım yaptığı eşyaların gümrük kontrolün­ de tescilli markasım taşıyan ürünlerin ele geçirildiği iddiasıyla mar­ kasma vaki tecavüzün rerine ve men'ine karar verilmesini talep et­ miştir. Dosya kapsamından, davaimm davacıya ait markanın kulla­ mlması konusunda lisans sahibi olmadığı halde ürün siparişi vererek Türkiye'ye getirttiği anlaşılm aktadır. Bu ürünlerin yurt içinde satıl­ mayacak olması, markaya tecavüz edildiği gerçeğini değiştirmez. Ürünlerin ülke sınırlan içine girmesiyle markaya tecavüz fiili gerçek­ leşmiş olur. Yargıtay 11. HD. 2005/5247 E. 2006/5336 K. 08.05.2006 tarihli. Davacı vekili, " ... Spor Kulübü" isminin, renklerinin, logosunun (markası­ nın) TPE'ce tescil edildiğini, bu kulübün marka lisansının 20/09/1999 tarihinde marka sözleşmesi ile müvekkili şirkete devredilmiş olduğunu, davalı şirketin ithalatını yaptığı eşyaların gümrük kontrolünde müvekkili şirketin tescilli mar­ kası olan" ... Kulübü" ibaresi ile şekli (logosu) taşıyan ürünlerin ele geçirilmesi üzerine ithal işlemlerinin durduru lduğunu, markanın tüm dünyaca tanınmış ünlü bir marka olduğunun bilinmemesinin mümkün olmadığından, müvekkili demek ve şirketin markadan doğan haklarına tecavüzün bulunduğunu, davalı şirketin eyleminin TTK'nin haksız rekabet hükümlerine de aykırı olduğunu ileri sürerek, markadan doğan haklarına yönelik tecavüzün refi ve men'ini, gümrüklerdeki ürünlerin taklit olduğunun tespiti ile bu ürünler üzerinde müvekkiller bakımın­ dan mülkiyet hakkı tesisini, bunun mümkün olmaması durumunda masrafı dava- 3392 Yasaman/Yüksel lıdan alınarak imhasını talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah
Davacı vekili, " ... Spor Kulübü" isminin, renklerinin, logosunun (markası­ nın) TPE'ce tescil edildiğini, bu kulübün marka lisansının 20/09/1999 tarihinde marka sözleşmesi ile müvekkili şirkete devredilmiş olduğunu, davalı şirketin ithalatını yaptığı eşyaların gümrük kontrolünde müvekkili şirketin tescilli mar­ kası olan" ... Kulübü" ibaresi ile şekli (logosu) taşıyan ürünlerin ele geçirilmesi üzerine ithal işlemlerinin durduru lduğunu, markanın tüm dünyaca tanınmış ünlü bir marka olduğunun bilinmemesinin mümkün olmadığından, müvekkili demek ve şirketin markadan doğan haklarına tecavüzün bulunduğunu, davalı şirketin eyleminin TTK'nin haksız rekabet hükümlerine de aykırı olduğunu ileri sürerek, markadan doğan haklarına yönelik tecavüzün refi ve men'ini, gümrüklerdeki ürünlerin taklit olduğunun tespiti ile bu ürünler üzerinde müvekkiller bakımın­ dan mülkiyet hakkı tesisini, bunun mümkün olmaması durumunda masrafı dava- 3392 Yasaman/Yüksel lıdan alınarak imhasını talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah ile mülki­ yet hakkı tesisi talebinden vazgeçerek, ürünlerin imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu malların henüz millileşmemiş, transit ülkesine gi­ den mallar olduğundan haksız fıilin oluştuğundan söz edilemeyeceğ ini, davanın süresinde açılmamış bulunduğunu, dava konusu malların transit amacı ile getirilmiş, transit faturası kesilmiş ve transit işlemi ile başka ülkeye götürülmekte olduğunu, sİparişte taklit mal talebinin bulunmadığını, mallarının kontrolünün de müvekkil şirket tarafından yapılmamış olduğundan sorumluluktan söz edilmesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davanın eşyaların yakalanmasından itibaren 1 O gün içinde açılmasını gerektiren hak düşürücü süre bulunmadığından zamanaşıını defıne itibar edilmediği, davaimm davacıya ait tescil­ li markanın kullanılması konusunda lisans sahibi olmadığı halde ürün siparişi vere­ rek 'fürkiye'ye getirttiğine göre markaya tecavüz ettiğini bilmesi gerektiğinden, bu ürünlerin yurt içinde satılmayacak olmasının markaya tecavüz edildiği gerçeğini değiştirmediğinden, ürünlerin ülke sınırlarına girdiği anda markaya tecavüz fiilinin gerçekleşmiş olacağından, davaimm amacının para kazanmak ve kendine fayda sağlamak olduğu ger ekçesiyle, davanın kabulü ile davaimm davacının markasına vaki tecavüzün ret'ine ve men'ine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. S. 11 ... "Kararı Özet Uyuşma zlık, yurt içi piyasaya sunulma amacı güdülmeksizin transit olarak yurt dışına gönderilmek üzere gümrük işlemi yapılan taklit markalı ürünlerin markaya tecavüz oluşturup oluşturmayacağı nok­ tasında toplanmaktadır. 556 sayılı KHK'da marka hakkından doğan haklarm kapsamı sayılırken tescilli marka ile ilgili işareti taşıyan ma­ Im ithal ve ihraemın yasaklanabi leceği öngörüldüğü gibi, bu maddede sayılan tecavüz hallerinin sımrlanmadığı, marka sahibinin izni olma­ dan bu markayı taşıyan taklit mallarm geçişinin markaya tecavüz oluşturacağı öğretide de kabul edilmektedir. Yargıtay ll. HD. 2003/8321 E. 2004/3406 K. 01.04.2004 tarihli. Davacı vekili davaimm beyan sahibi/temsilcisi sıfatı ile yurda sokmak istediği 11 ••• 11 marka adı ile beyan ettiği sigaraların müvek lcilinin dünyaca tanınmış 11 ••• ve ••• 11 markalarının tak! idi ve sahtesi olduğunun saptanması üzerine gümrük idaresi n- Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3393 ce el konularak savcılığa suç duyurusunda bulunuld uğunu ileri sürerek, markaya tecavüz yolu ile haksız rekabetin önlenmesini ve ortadan kaldırılmasını sahte siga­ raların imhasını ve hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekki linin mal sahibi veya temsilcisi olmadığından husumet ehliyetinin bulunmad ığını, sadece limana gelen mal ve konteynerterin talimata uy­ gun taşınmasından sorumlu olduğunu, dava konusu sigara yükünün yurt içine sü­ rülmeden transit olarak yurt dışına gönderilmek üzere işlem yapıldığını, müvekkili­ nin transit aktarma beyannamesi ve özel beyan do ldurduğunu, malların Trabzon'da gümrük idaresince muayene edilip mühürlendiğini, müvekkilinin de bu belgelere dayanarak transit geçiş beyannamesi düzenlediğini, imha isteminin gümrük idaresi­ ne başvurularak idari kararla sağlanabileceğini savunarak, davanın reddini istemiş­ tir. Mahkemece toplanan kanıtlara, yapılan keşif ve bilirkişi raporuna dayanılarak sahte sigaraların Türkiye'ye yurt dışından geldiği ve gene yurt dışı edilmek üzere işleme tabi tutulduğu, kaçakçılık suçu ile ilgili açılan davanın bu nedenle görevsiz­ lik kararı ile sonuçlandığı, davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davaya konu siga raların davacı adına tescilli dünyaca tanınmış markaların tak­ lidi yolu ile üretildiği ve davalı tarafından beyan sahibi/temsilcisi sıfatıyla gümrük transit işlemleri yürütülürken gümrük idaresi tarafından konteynerler açılarak yapı­ lan kontrolde sahte olduklarının anlaşılması üzerine alıkonulduğu davadaki belge ve tutanaklada sabittir. Uyuşmazlık yurt içi piyasaya sunulma amaç güdülmeksizin transit olarak yurt dışına gönderilmek üzere gümrük işlemi yapılan taklit markalı ürünlerin markaya tecavüz oluşturup oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafça, em­ sal olduğundan bahisle dosyaya ibraz edilen Dairemiz kararları, iki orijinal ürünle ilgili olup, malın transit olarak göndereceği belirtilen ülkede tescilli marka sahibi fırmaca serbest bölgeye getirilmiş olması nedeniyle sahtelik ve taklit ürünle ilgili işbu davaya emsal oluşturmaz. Ülkesellik ilkesi bakımından ilgili yasada marka hakkının kullanılması ve korunması bakımından bir muafiyet tanınmadığı açıktır. Yine 556 Sayılı KHK'nın maddesinde marka hakkından doğan hakların kapsamı sayılırken tescilli marka ile ilgili işareti taşıyan malın ithal ve ihraemın yasaklanabi­ leceği öngörüldüğü gibi, bu maddede sayılan tecavüz hallerinin sınırlanmadığı, marka sahibinin izni olmadan bu markayı taşıyan taklit malların geçişinin markaya tecavüz oluşturacağı öğretide de kabul edilmektedir. Anılan KHK'nın 61/c madde­ sinde markayı veya ayırt edilmeyecek benzerini kullanarak markanın taklit edildiği­ ni bilen veya bilmesi gerekenierin bu ürünleri ticari amaçla elinde bulundurmanın da marka hakkına tecavüz oluşturduğunu öngörmektedir. Aynı KHK'nın 64/1 'inci maddesine göre, marka taklit edilerek üretilen ürünü ticari amaçla bulunduran kişi ayrıca tazminat ödemekle yükümlüdür. Türkiye'nin taraf olduğu TRIPS Anlaşma- 3394 Yasaman/Yüksel sı'nın 41. 46 ve 50'nci maddeleri de taraf ülkelere marka haklan ihlallerine neden olan malların hak sahiplerinin zarar görmesini engelleyecek biçimde ticaret kanalla­ rı dışına çıkarılması yükümlülüğü getirmektedir. Nitekim dava ikamesinden sonra 31.05.2002 tarihli RG'de yayınlanan Gümrük Yönetme liği'nin 15/Son ve 109. mad­ deleriyle de bu tür eşyalara ait işlemlerin durdurulamayacağı öngörülmekte sözü edilen yukarıdaki değerlendirmelerin aynı amaca yönelik olduğunun benimsendiği­ ni göstermiştir. Bütün bu açıklamalar ışığında, marka sahibinin izni olunmaksızın marka taklit edilerek üretilen sahte ürünleri bulundurmanın ve yurt dışı etme faali­ yetlerinin suç ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun değerlendiriler ek davaimm hukuki durumunun da 556 sayılı KHK'nın 6/c maddesi çerçevesinde düşünülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerde davanın reddi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. 6. "BARBiE" Kararı Özet Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsa­ mından, davacı tarafa ait BARBİE markasmm davalı tarafından ih­ raç için gönderilen çikolatalar üzerinde birebir şekil marka olarak taklit edildiği, her ne kadar davalı
getirmektedir. Nitekim dava ikamesinden sonra 31.05.2002 tarihli RG'de yayınlanan Gümrük Yönetme liği'nin 15/Son ve 109. mad­ deleriyle de bu tür eşyalara ait işlemlerin durdurulamayacağı öngörülmekte sözü edilen yukarıdaki değerlendirmelerin aynı amaca yönelik olduğunun benimsendiği­ ni göstermiştir. Bütün bu açıklamalar ışığında, marka sahibinin izni olunmaksızın marka taklit edilerek üretilen sahte ürünleri bulundurmanın ve yurt dışı etme faali­ yetlerinin suç ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun değerlendiriler ek davaimm hukuki durumunun da 556 sayılı KHK'nın 6/c maddesi çerçevesinde düşünülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerde davanın reddi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. 6. "BARBiE" Kararı Özet Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsa­ mından, davacı tarafa ait BARBİE markasmm davalı tarafından ih­ raç için gönderilen çikolatalar üzerinde birebir şekil marka olarak taklit edildiği, her ne kadar davalı taraf transit olarak ürünün yaka­ landığılll ve marka hakkına tecavüz olmayacağım beyan etmiş ise de, dava konusu ürünlerin Fildişi ve Güney Afrika'ya ihraç edilmek üze­ re ülkemizden çıktığı, Fransız gümrüğünde ürünlerin taklit olduğu­ nun tespit edilip el koyma işlemi gerçekleştiği dikkate alındığmda, söz konusu marka hakkına tecavüz eden bir malın gümrük işlemlerine konu olmuş olup, iç piyasaya sunulup sunulmaması neticeyi etkileme­ yeceğinden 556 sayılı KHK'nın 9 ve 61 madde (SMK m.7 ve 29) hü­ kümleri dikkate alındığında marka hakkına tecavüzün tespiti ve men'ine karar vermek gerektiğine karar verilmiştir. Karar onanmış­ tır. Yargıtay ll. HD. 2014/7091 E. 2015/4478 K. 31.03.2015 tarihli. Davacı vekili, müvekkilinin 2002 02591, 2008 22739, 84658, 2005 13588 ve 2005 12521 numaralı BARBİE ve BARBİE.+Şekil markaları nın sahibi olduğunu, davalı şirketlerin müvekkilinin marka haklarına tecavüz eylemlerinde bulunduğunu, 429.120 adet taklit ürünün Fransız Gümrük İdaresi tarafından ele geçirildiğini, 20 Eylül 2010 tarihli tutanakla ... markasını taşıyan taklit markalı ürünlerin ticareti ve ihracatını yapan fırmanın ... olduğunun tespit edildiğini, .. .'ya gönderilen İhtar mek­ tubuna rağmen tecavüz fiilierine devam ettiğini, 2. kez Fransız Gümrük İdaresi tarafından benzer şekilde davalı şirketlerin ... markasını taşıyan taklit çikolata ürün­ lerine el konulduğunu, davalı şirketlerin hiçbir şekilde müvekkili şirket ile bir ilişki­ si olmadığını, davalıların dava konusu ürünler üzerinde bulunan ... markalarını ve bebek imajını haksız ve izinsiz olarak kullandıklarını ileri sürerek, davalıların fıille­ rinin ayrı ayrı haksız olduğunun ve müvekkilinin markadan doğan haklarına teca- Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati redbirin Niteliği 3395 vüz teşkil ettiğinin hükmen tespitini, tecavüz fiilierinin durdurulmasını, ref ve men­ 'ini, haksız rekabetin tespit ve men'ini, davalılar tarafından dava konusu ürünleri üretim, ihracat, ithalat ve satışa arz etmelerinin, ticari amaçla elde bulundurmaları­ nın önlenmesini, ticari amaçla bulundurdukları her yerden toplatılmasını, el konul­ masını ve imhasını, 75.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihi itibariyle bankaların uyguladığı en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, mahkeme hükmünün kesinleştikten sonra ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili .. .' nin ürettiği ya da sattığı hiçbir ürünün ... marka­ sını taşımadığını, ..... .' nin ise tüm üretici fırmaların ürünlerinin pazarla masını ya­ pan bir fırına olduğunu, hiçbir yerde ... ibareli bir kek bulunamadığ ını, davacının seçimlik haklarının tamamını istediğini, ... markalı ürünlerin Türkiye'den ihraç edi­ len ürünler olduğunu Fransız La Havre Limanının transit geçiş olarak kullanıldığını, bu markaların gümrük mevzuatına göre ne satışa sunulduğunu, ne ülkeye giriş yap­ tığını, ne de başka bir ülkeye ihraemın tamamland ığını, hiçbir ülkeye giriş yapma­ mış bir mala el koymanın ve tazıninat talep etmenin Milletlerarası Özel Hukuka ve Türk HukUkuna aykırı olduğunu, müvekki linin ürünleri bir defaya mahsus ürettiği­ ni, dava konusu olayla ilgisi olmayan .... hakkındaki davanın husumet yönünden, transit geçiş sırasında Fransa'da el konulan mallar açısından tecavüz fiili gerçekleş­ ınediği için diğer davalılar yönünden davanın esastan reddini talep etıniştir. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, da­ vacı tarafa ait ... markasının davalı tarafından ihraç için gönderilen çikolatalar üze­ rinde birebir şekil marka olarak taklit edildiği, her ne kadar dava lı taraf transit ola­ rak ürünün yakalandığını ve marka hakkına tecavüz olmayaca ğını beyan etmiş ise de, dava konusu ürünlerin Fildişi ve Güney Afrika' ya ihraç edilmek üzere ülkemiz­ den çıktığı, Fransız gümrüğünde ürünlerin taklit olduğunun tespit edilip el koyma işlemi gerçekleştiği dikkate alındığında söz konusu marka hakkına tecavüz eden bir malın gümrük işlemlerine konu olmuş olup, iç piyasaya sunulup sunulmaması neti­ ceyi etkilemeyeceğinden 556 sayılı KHK'nın 9 ve 61 madde hükümleri dikkate alındığında marka hakkına tecavüzün tespiti ve menine karar vermek gerektiği, davalı ... yönünden el konulan ve sahte ürün tespiti yapılan ürünlerin üreti cisinin ... olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir beyan ve delil olmadığı, ... ürünlerinin Fran­ sız Gümrüğünde el koyma işlemi yapılan ürünler olmayıp, söz konusu bu şirketin diğer şirketlerle bağlantısı olmasının soruıniuğu gerektirmeyip her tüzel kişiliğin kendi eylemiyle sorumlu tutulması gerektiği, bu nedenle Fransız gümrüğünde yaka­ Ianan ve el konulan ürünler içinde bu davaimm ürünleri bulunmadığı dikkate alın­ dığında, bu davalı yönünden markaya tecavüz açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafın lisans bedeline dayalı tazmi­ nat talebinde bulunduğu ancak davalı tarafın defterlerinin incelenememesi, ne kadar taklit ürün üretildİğİ ve sattidığının tam olarak belirlenemernesi dikkate alındığında gümrük kayıtları, Fransız makamlarının suç tespit ve el koyma tutanakları ve ürün­ ler için belirlenen bedeller dikkate alındığında 40.000 TL maddi tazminatın hukuki 3396 Yasaman/Yüksel sorumluluğu olan davalılardan BK hükümleri ve hakkaniyet gereği tahsiline karar vermek gerektiği, yine davacı taraf markasının taklit ürünlerde kullanılmasının davacı taraf için manevi tazminat gerektiren bir durum olup, yakalanan ürünlerin niteliği, markanın taklit edilmiş olması, ayrıca tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumu ve hakkaniyet gereği 15.000 TL manevi tazminatın uygun oldu­ ğu gerekçesiyle, davalı ... yönünden sorumluluk ispat edilemediğinden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı Elvan Pazarlama (İntersweet Dış Tica­ ret) ve ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalıların davacıya ait " ... " ve " ... Şekil" markalarmı taklit çikolata ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle ihracat yaptıklarından davacı tarafa ait markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile men'ine, davalıların " ... " markasına yönelik üretim yapmasının ve ürünleri piyasaya sürmelerinin engellenmesine, 40.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın davalılar Elvan Pazarlama (İntersweet Dış Ticaret) ve ... dan dava tari­ hinden itibaren reeskont faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacı tarafa öden­ mesine, üretim araçlarına el koyma yönünden herhangi bir tespit yapılamadığınd an bu husustaki talebin reddine, hüküm kesinleştikten sonra
15.000 TL manevi tazminatın uygun oldu­ ğu gerekçesiyle, davalı ... yönünden sorumluluk ispat edilemediğinden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı Elvan Pazarlama (İntersweet Dış Tica­ ret) ve ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalıların davacıya ait " ... " ve " ... Şekil" markalarmı taklit çikolata ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle ihracat yaptıklarından davacı tarafa ait markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile men'ine, davalıların " ... " markasına yönelik üretim yapmasının ve ürünleri piyasaya sürmelerinin engellenmesine, 40.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın davalılar Elvan Pazarlama (İntersweet Dış Ticaret) ve ... dan dava tari­ hinden itibaren reeskont faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacı tarafa öden­ mesine, üretim araçlarına el koyma yönünden herhangi bir tespit yapılamadığınd an bu husustaki talebin reddine, hüküm kesinleştikten sonra ülke çapında yayın yapan 3 gazeteden birinde ilanma karar verilmiştir. Kararı, davalılar ... ve ... vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiş- tir. ı -Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesin­ de dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 556 sayılı KHK'nın 9 ve 6 ı. maddeleri uyannca taklit markayı taşıyan ürünlerin satışı ve gürnrükçe onaylanmış bir kullanıma tabi tutulmas ının marka hakkına tecavüz oluşturmasına, aynı KHK'nın 66/c maddesine dayalı olarak lisans bedeline yönelik tazminat talebinin Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşen tecavüz bakımından belirlenememiş bulunması nedeniyle mahkemenin TEK'nın 50 ve 5 ı. maddelerine göre tazminat belirlemesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, mümeyyiz davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Ancak mahkemece, manevi tazminat isteminin kabulü ile talep edilen mikta­ rın tamamının hüküm altına alınmasına karşın, bir kısım manevi tazminat isteminin reddedildİğİ gerekçesiyle, davalılar lehine vekiilet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden HUMK'nın 43817 mad­ desine göre kararın düzeltilerek onanınası gerekmiştir. 7. "L." Kararı Özet Dava konusu taklit ürünlerin davacı markasını içeren etiketlerinin sökülmesi mümkün ise imhasına değil, etiketler sökülerek davalıya teslimine karar verilmesi gerektiğinden, mahkem enin bu ürünlerin Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği etiketleri sökülerek ve masrafları davahya ait olmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslimine ilişkin kararı yönünden (davah tero­ yizi olmadığından) davacının temyizde hukuki menfaati bulunmadı­ ğından, davacı tarafın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görül­ memiştir. Yargıtay 11. HD. 2005/13597 E. 2007/187 K. 15.01.2007 tarihli. 3397 Davacı vekili, davalının, müvekkili adına tescilli L. markasını taşıyan taklit ürünleri üretip ihraç işlemlerini başlattığının Halkalı Gümrük Müdürlüğü yazılardan anlaşıldığını ileri sürerek davalı eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespit ve men'ine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000.000 TL maddi ve 1.000.000.000 TL manevi tazminatın haksız fıil tarihinden itibaren işleye­ cek reeskont oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsiline el konulan ürünlerin im­ hasına, depolama ve sundurma ücretinin davalıdan tahsiline ve hükmün ilanma karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan deliliere göre davanın kısmen kabulüne, davalı eylemin davacı markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine ve önlenmesine, gümrük idare­ since el konulan 784 adet taklit ürünün etiketleri sökülerek ve masrafları davalı taraftan alınmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslimine, davacı ürünlerinin taklitleri henüz piyasaya sunulmamış olduğundan maddi tazminat isteminin red­ dine, takdiren 500.000.000 TL. manevi tazminatın 20.5.2003 tarihinden itibaren reeskont oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve hükmün ilanma karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerek­ çesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendiri lmesinde usul ve yasaya aykı­ rı bir yön bulunmamasına, dava konusu taklit ürünlerin davacı markasını içeren etiketlerinin sökülmesi mümkün ise imhasına değil, etiketler sökülerek davalıya teslimine karar verilmesi gerektiğinden mahkemenin bu ürünlerin etiketleri sökülerek ve masrafları davalıya ait olmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslimine ilişkin kararı yönünden (davalı temyizi olmadığından) davacının tem­ yizde hukuki menfaati bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi ge­ rekmiştir. 2-Davacı dava dilekçesinde maddi tazminat talep etmekle bu talebinin daya­ nağını ve 556 sayılı KHK'nin 66. maddesinde yer alan değerlendirme usullerinden hangisini tercih ettiğini beyaz etmemiştir. O halde mahkemece, HUMK'nın 75. maddesi uyarınca davacıya maddi tazminat isteminin dayanağ ını ve tazminata yönelik değerlendirmel erden hangisini tercih ettiği açıklattırı larak o yönde ince­ leme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi, bu yöndeki incelemelerin sonuç ver- 3398 Yasaman/Yüksel memesi halinde BK'nun 42 ve 43. maddelerine göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle maddi tazminat talebinin reddi doğru görül­ memiştir. 3-Davacı markasının tanınmış marka olduğu ve talep edilen I milyar liralık manevi tazminatın makul olduğu gözetilmeksizin yetersiz miktarda manevi tazmi­ nata hükmedi lmesi de isabetsiz olmuştur. VII. MADDE iLE iLGiLi BÖLGE ADLiYEMAHKEM ESi KARARLARI 8. "MOR RENKLi AMBALAJ" Kararı Özet SMK'nın 159/1. maddesinde, smai mülkiyet haklarma tecavüz oldu­ ğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbirin talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulun­ mayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı HMK hükümleri­ nin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 389/1. madde­ sinde ise, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zor/oşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. " düzenlemesinin yer aldığı; düzenlem eye göre, tedbir kararma hükmedilebilmesi için şart­ lara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabi­ lecek değişiklik nedeniyle hakkm elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği; ayrıca HMK'nm 390/3. maddesinde, "Tedbir talep eden tara f, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zo­ rundadır. " şeklinde düzenleme yer aldığı; düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararmm verilmesi için tam bir ispat aranmadığı; talebin ye­ terliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delillerin varlığınm yeterli olduğu; yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığmda, somut olayda yaklaşık ispat olg usunun gerçekleşmemiş olduğu ve ilk derece mahkemesi tarafmdan tedbirin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılarak, davacı tarafmdan yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekti­ ği sonucuna varılmıştır. İstanbul BAM 44. HD. 2021/7 E. 2021170 K. 21.01.2021 tarihli. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK'nın 159. maddesi, TTK'nın 61. maddesi ile HMK'nın 389. maddesi uyarınca işbu davanın etkinliğini temin etmek üzere davalıların dava konusu taklit ürünleri dava süresince üretmeye Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3399
yaklaşık olarak ispat etmek zo­ rundadır. " şeklinde düzenleme yer aldığı; düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararmm verilmesi için tam bir ispat aranmadığı; talebin ye­ terliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delillerin varlığınm yeterli olduğu; yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığmda, somut olayda yaklaşık ispat olg usunun gerçekleşmemiş olduğu ve ilk derece mahkemesi tarafmdan tedbirin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılarak, davacı tarafmdan yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekti­ ği sonucuna varılmıştır. İstanbul BAM 44. HD. 2021/7 E. 2021170 K. 21.01.2021 tarihli. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK'nın 159. maddesi, TTK'nın 61. maddesi ile HMK'nın 389. maddesi uyarınca işbu davanın etkinliğini temin etmek üzere davalıların dava konusu taklit ürünleri dava süresince üretmeye Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3399 ve satmaya devam etmelerinin zaten elde etmeye çalıştıkla rı amacı gerçekleştirme­ lerine, hiçbir tazminat meblağı ile karşılanamayacak şekilde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğramasına, yıllardır büyük emek ve para harcanarak belirli bir ta­ nınmışlık seviyesine ulaştın lmış olan " ... " markasının itibarının zedelenmesine yol açacağını, bu nedenle davalıların dava konusu taklit ürünleri üretmelerinin ve satma­ lannın dava sonuna kadar tedbiren yasaklanmasım ve müvekkilimiz lehine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, huzurdaki davada haklılığı konusunda hiçbir tereddüdü bulunmayan müvekki linin dava sonunda haksız çıkması halinde davaimm olası za­ rarlarının karşılanması bakımından ihtiyati tedbir kararının verilmesi için sayın mah­ kemece takdir edilecek her türlü teminatı da yatırmaya hazır olduğunu, bu nedenlerle davalıların " ... " isimli dava konusu mor ambalajlı taklit ürünleri üretmesinin satma­ sının ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar tedbiren yasaklanmasına, davalılar­ ca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen " ... " isimli mor ambalajlı taklit ürünlere ve ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog, bro­ şür vs.) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına ve saklanmasına, •http://www ... com/tr/ ... •https://www ... com/ ... •https://www .... com/upload/ ... •https:// www ... com/ ... •https:// ... com/ ... •https://www ... com/ ... https://www ... com/ ... •https:// .... com/ ... https://www ... com/ ... belirtilen linklerde yer alan ürün görselleri olmak üzere internet ortamında yer alan dava konusu ürünlerin haksız kullanımlarının yasaklan­ masına dair takdiren teminatsız veya mahkemece uygun görülecek teminat mukabi­ linde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkem esince; mevcut durum, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirmede, davacının dava dilekçesinde belirttiği, Türkpatent nezdin­ de davacı adına tescilli " ... " markas ının, davalılar tarafından kullanımına ilişkin bilirkişi raporunda tespit edilemediği, HMK'nın 390/son maddesinde, tedbir talep edenin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık ol arak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiş olup henüz davacı açısından yaklaşık ispat kuralı yerine getiril­ mediğinden, HMK'nın 389. madde şartlarına uymadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetile­ rek yapılmıştır. Davacı vekili, ihtiyati tedbir talebinde; davalıların " ... " isimli mor renk amba­ lajlı dava konusu taklit ürünleri internet ortamı dahil her türlü mecrada kullanması­ nın, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalılarca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen " ... " isimli mor renk ambalajlı dava konusu tüm taklit ürünlere ve ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım mal­ zemesine (katalog, broşür vs.) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve imhası yö­ nünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 3400 Yasaman/Yüksel İlk derece mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporun­ da; davacının davaya mesnet gösterdiği, asli unsuru ... olan markaların davaya konu 30. sınıf kapsamındaki "çikolatalar" emtiasında tescilli olduğu, davaimm 2004/33330 dosya numaralı "şokomini" ibareli markasının süresi içinde yeni­ lenmemesinden kaynaklı müddet olduğu, davalıların markasının davacı marka­ sından farklı olduğu, bu hususta davalılar markasının davacı markasına tecavüz ettiğinden ve iltibas yarattığından söz edilemeyeceği, davacı ambalajı ve ticari sunumu ile davalılar ambalajı ve ticari sunumunun farklı olması sebebiyle tüke­ ticiler nezdinde karıştınlma veya ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı, haksız rekabetten söz edilemeyeceği, davalılar markasının dava kapsamında belirtilen siteler içinde kullanımının davacı markasıyla takdiri mahkemeye ait olmak üze­ re iltibas yaratmadığı, ticari sunum açısından haksız rekabet oluşturmadığı ka­ naati bildirilmiştir. 6769 sa yılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/ ı. maddesinde, sınai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebile ceği, 159/3. maddesinde ise ihtiy ati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muha­ kemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 389/1. maddesinde ise, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğin den veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişikli k nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK'nın 390/3. maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda dır." şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği husu­ sunda mahkemeye kanaat verecek delillerin varlığının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığında, somut olayda yaklaşık ispat olgu­ sunun gerçekleşmemiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbirin reddine yöne­ lik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığ ından tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayı­ lı HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi ge­ rekmiştir. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 9. "ANAHTAR SÖZCÜK" Kararı Özet Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 159/1 maddesi ile "Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler,
ispat olgu­ sunun gerçekleşmemiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbirin reddine yöne­ lik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığ ından tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayı­ lı HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi ge­ rekmiştir. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 9. "ANAHTAR SÖZCÜK" Kararı Özet Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 159/1 maddesi ile "Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde ken­ di sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmek/e olduğunu veya gerçekle şmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ih­ tiyati tedbir verilmesini mahkem eden talep edebilir" hükmü getirilmiş­ tir. HMK 389/1 maddesinde, "gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesinin" tedbir için ön şart olduğunun düzenlendiği, dava tarihinde davaemın tescilli markalan­ nın anahtar kelime ya da yönlendi rici kod olarak reklam verilip ve­ rilmediği, ihlal bulunup bulunmadığı hususlan yargılamayı gerektir­ mekle birlikte, davaimm rapor tarihi itibanyla davacı markalarını anahtar kelime olarak kullandığı, davaimm istinaf istemine konu, Google üzerinde -... -ibaresinin ne şekilde bilirkişi tarafından aratti­ dığı, tırnak işareti ya da tırnak işaretsiz arama sonucu verilerin ne ol­ duğu, tırnak işareti olmaksızın arandığmda, reklamiara ilişkin göste­ rimierin anahtar kelime olarak kullanımına işaret edip etmeyeceği, net bir şekilde ... ibaresinin davalı tarafça anahtar kelime olarak kul­ lanıldığına ilişkin bilirkişi raporunun yeterince açık olmadığı, teknik bir bilgi içermesi nedeniyle, karşı taraf vekilinin farklı telefon ya da bilgisayarlardan yapılacak aramalarda farklı firmaların ekranda gö­ rülmesinin söz konusu olabileceği, arama sayfasmda davalıya ait in­ ternet sitesinin görülmesinin sebebinin Google'm kendi algoritmasın­ da yapmış olduğu sıralı eşierneden kaynaklandığı yönündeki itirazla­ rının ve dava tarihi itibarıyla kullanımının bulunup bulunmadığının ise, esas hakkında yargılama neticesinde değerlendirilebil eceği, ince­ lemenin yapıldığı tarihte, ihlalin devam ettiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, yargılama esnasında itirazlan karşılayacak bilirkişi raporu sunulduğund a tekrar Mahkemece değerlen dirme yapılması­ nın mümkün olduğu, bu aşamada alınan bilirkişi raporuna göre, 6100 sayılı HMK 389. madde ve 6769 sayılı SMK 159/1 maddesi kapsamm­ da davaemın tedbir kararı verilmesinde hukuki yararı bulunduğu dikkate alınmış ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ka­ rar verilmiştir. İstanbul BAM 44. HD. 2020/1984 E. 2020/112 K. 01.10.2020 tarihli. 3401 Tespit ve tedbir talep eden vekili, 2019/599 Değişik iş dosyasına sunduğu ve sonrasında 2020/17 Esas sayılı dosya arasına alınan dilekçesinde özetle, müvekki li şirketin 12/10/2009 tarihinde kurulmuş olup ticari faaliyetlerini gerek tüketiciler gerek sektör çapında yüksek bilinirliğe sahip www ... com internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, müvekkili şirket adına Türk Patent nezdinde 05/1112018 tarih ... sayı 3402 Yasaman/Yüksel ile 03, 09, 14, 16, 18, 25, 35, 36, 38, 41 ve 42. sınıflarda tescilli " ... " markasının sahibi olduğunu, karşı yan taraf ından bu markanın kullanımına ilişkin haklı ve meş­ ru bir bağlantısı olmamasına rağmen www ... com.tr alan adlı internet sitesine ilişkin ticari etki yaratacak biçimde Google Adwords Reklam Yönetimi aracılığı ile anah­ tar kelime olarak izinsiz ve hukuka aykırı kullanılarak müvekkili şirketin marka tescillerinden ve ticaret unvanının kullanılm asından doğan haklarının ihlal edildiği­ ni ve bu suretle internet arama motorlan üzerinden yapılacak aramalarda müvekkili şirketin itibarından ve tanınmışlığ ından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı men­ faat temin edilmeye çalışıldığının tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin tescilli " ... " markasının www ... com.tr internet sitesine ilişkin olarak Google Adwords aracılığı ile anahtar sözcük olarak kullanıldığının tespit edilmesine, mü­ vekkili şirketin tescilli " ... " anahtar sözcük şeklinde reklam vermesinin engellenme­ sine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle, mahkemece 2020/17 esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinin değerlendirilmesi için du­ ruşma günü verildiğini, 21.02.2020 tarihli celsede davalı h�ilihazır da değişik iş tes­ pitinden sonra müvekkilinin davaya konu kelimeler negatif anahtar sözcük olarak tanımlanmış ve aktif hale getirilmiş olduğunu, bu nedenle tedbirin uygulanmasında davacı yanın herhangi bir hukuki yararı kalmadığını bu nedenle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili ilk olarak 2019/599 D .İş dosyasında, ihtiyati tedbir talep eden şirket adına tescilli " ... " ibaresinin, aleyhine tespit ve tedbir istenen tarafça anahtar sözcük şeklinde reklam vermesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ve Mahkemece alınan rapor doğrultusunda 30.12.2019 tarih­ li karar ile takdiren 10.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabu­ lü ile, aleyhinde tespit ve tedbir talep edilen taraf adına tescilli " ... " markasının aleyhine tespit istenen tarafın anahtar sözcük olarak kullanmasının tedbiren engel­ lenmesine karar verilmiştir. Mahkemenin 2020/17 esas sayılı dosyasında, 2019/599 D.İş sayılı dosyası delil olarak gösterilerek dava açılmış ve 2019/599 D.İş sayılı dosyası 2020/17 esas sayılı dosyasının içine konularak, aleyhine tespit istenen şir­ ketin ihtiyati tedbir kararına 04.02.2020 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi üzeri­ ne, 2020/17 Esas sayılı dosya üzerinde duruşma günü verilerek yapılan yargılama sonunda, 03/03/2020 tarihli ara karar ile, yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde tedbi­ rin koşullarının oluştuğu, davalının tedbire yönelik olarak hali hazırda uygulama yapıldığı ve tedbire gerek kalmadığı yönündeki talep ve iddiasının; davacının tedbir talebinin devam etmesi, davaya konu kelimelerinin negatif anahtar sözcük ayarının değiştirilmesinin her zaman mümkün olması, bu nedenle bu yönde devam eden bir tedbir kararının bulunmasında davacının hukuki yararının olduğunun kabulü neden­ leri ile reddine karar verilmiştir. Davalı ve aleyhine tedbir kararı verilen vekili isti­ naf isteminde özetle, 21.02.2020 tarihli duruşmada mahkem enin, tedbire İtirazın ve tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının yeterli gerekçeye dayanma­ dığını, davacının iddialarının esasını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, HMK'nın 390. maddesinin son fıkrasına göre, ihtiyati tedbir kararını talep eden Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3403 tarafın, usulüne uygun olarak bu talebinin yasal dayanaklarını tüm delilleriyle bir­ likte sağlaması gerektiğini, eldeki davada, ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın geçerli deliller sunmadığını, .. .'un, davacının markasını Google AdWords'te anahtar sözcük olarak kullanmadığını " .. .'' ibaresinin Google'da aratılınası üzerine www ... com.tr internet sitesi arama sonuçlan arasında reklam verilmiş içerik olarak gösterilmediğini, davacı tarafça, .. .'un, davacının tescilli ticari markasını www ... com.tr internet
reddine karar verilmiştir. Davalı ve aleyhine tedbir kararı verilen vekili isti­ naf isteminde özetle, 21.02.2020 tarihli duruşmada mahkem enin, tedbire İtirazın ve tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının yeterli gerekçeye dayanma­ dığını, davacının iddialarının esasını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, HMK'nın 390. maddesinin son fıkrasına göre, ihtiyati tedbir kararını talep eden Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3403 tarafın, usulüne uygun olarak bu talebinin yasal dayanaklarını tüm delilleriyle bir­ likte sağlaması gerektiğini, eldeki davada, ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın geçerli deliller sunmadığını, .. .'un, davacının markasını Google AdWords'te anahtar sözcük olarak kullanmadığını " .. .'' ibaresinin Google'da aratılınası üzerine www ... com.tr internet sitesi arama sonuçlan arasında reklam verilmiş içerik olarak gösterilmediğini, davacı tarafça, .. .'un, davacının tescilli ticari markasını www ... com.tr internet sitesinin reklamla rı için Google AdWords üzerinde kullandı­ ğını kanıtlayan herhangi bir delilin de sunulma dığıru, davacının marka ihlali iddia­ sının, bir olayın varlığına, yani "ticari marka kullanımına" dayanmakta olduğunu ve dolayısıyla böyle bir kullanırnın davacı tarafından kanıtlanmasının gerektiğini, da­ vacının ihtiyati tedbir talep etmekte hukuki yararının bulunmasının gerektiğini, .. .'un " .. .'' ibaresini hiçbir zaman anahtar sözcük olarak kullanmadığı ve buna ek olarak .. .'un gerekli adımları atarak " ... " ibaresinin (tırnak işareti içinde) Google üzerinde aranması neticesinde www ... com.tr internet sitesinin reklamlarının görün­ mesini "aktif bir şekilde engellediği" (yani ... bu önlemi, " .. .''ibaresini hiçbir zaman anahtar sözcük kullanmamış olmasına ek olarak almıştır)'ni, bilirkişi raporunun, .. .'in Davacının ticari markasını Google AdWords üzerinden anahtar kelime olarak kullandığım kanıtlam adığını, yani marka ihlalinin varlığını ortaya koymadığını, Bilirkişi Raporu'nun yalnızca Google üzerinde -... -ibaresi (tırnak işareti olmaksı­ zın) arandığında hangi reklamların gösterildiğini ortaya koyduğunu ve bu reklamla­ rın gösterilmiş olması, tek başına, (i) davacının " .. .'' markasının Google AdWords'de anahtar kelime olarak kullanıldığını ya da (ii) ... reklamlannın görün­ mesinin ticari etki yarattığını gösterrnediğini, bilirkişi raporunun - ... -ibaresinin (tırnak işareti olmaksızın) bilgisayar vasıtasıyla Google arama motorunda aranması sonucu elde edilen ekran görünrusüne işaret ettiğini, ancak, bu ekran görüntüsü yalnızca -... -ibaresinin (tırnak işareti olmaksızın) Google üzerinde aranması du­ rumunda hangi reklamların gösteri ldiğini ortaya koyduğunu, Google AdWords reklam sisteminin özel ve özgün bir çalışma sistemi olduğunu, sistem, internet kul­ lanıcıları tarafından yaygın olarak aranan kelime ve kelime öbeklerinden yola çıka­ rak arama sonuçlarını otomatik olarak en uygun hale getirdiğini, örneğin, bir Google AdWords kullanıcısının kendi tekstil ürünü için " .. .'' anahtar sözcüğünü seçtiğinde, Google AdWords sistemi arama sonuçlarını hem internet kullanıcısı hem de Google AdWords kullanıcısı (internet sitesinin sahibi) yararına en uygun hale getirmekte ve sponsorlu internet sitelerini (Google AdNVords reklamı) yalnız­ ca " .. .'' aramasının sonucu olarak değil, ayrıca " ... ", " .. .'', " .. .'', " .. .'', " .. .'', " ... " ve internet kullanıcı ları tarafından yapılan en yaygın aramalardan yola çıkarak belir­ lenmiş milyonla rca başka arama sonucu olarak listelediğini, yani, Google AdWords kullanıcısı tarafından seçilen asıl kelime gerçekte " ... " ibaresini içerrnese bile, rek­ lam verilmiş içerik yalnızca bu kelimelerin aranması halinde de listelenebildiğini, Yargıtay ve ABAD kararlarında yer verilen prensipler göz önüne alındığında .. .'in davacının " ... " ticari markasını Google AdWords üzerinde anahtar kelime olarak kullandığı bir an için varsayılsa bile, böyle bir kullanım marka ihlali anlamına gel­ meyeceğini, ortalama bir tüketici, ürün ve servisierin davacı menşeli olduğunu veya bir işletmenin ekonomik olarak davacıya bağlı olduğunu düşünmeyeceğinden, al- 3404 Yasaman/Yüksel dıklan ürün ya da servisierin menşeini karıştırmayacağını, açıklanan sebeplerle, davacının ihtiyati tedbir talep etmekte hukuki yararı olmadığını, Yerel Mahkeme'­ nin ihtiyati tedbirin devamına karar verdiği 03.03.2020 tarihli ara kararın kaldırıl­ masını, Yerel Mahkemenin 30. I 2.2019 tarihinde verdiği ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159/1 maddesinde "Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini ternin etmek üzere, ihtiyati tedbir verilmesini mahkemeden talep edebilir" hükmü düzenlenmiştir. HMK 389/1 maddesinde "ge­ cikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilme­ sinin" tedbir için ön şart olduğunun düzenlendiği, dava tarihinde davacının tescilli markalarının anahtar kelime ya da yönlendirici kod olarak reklam verilip verilmedi­ ği, ihlal bulunup bulunmadığı hususları yargılamayı gerektirmek le birlikte, davalı­ nın rapor tarihi itibariyle davacı markalarını anahtar kelime olarak kullandığı, dava­ lının istinaf istemine konu, Google üzerinde -... -ibaresinin ne şekilde bilirkişi tarafından aratıldığı, tırnak işareti ya da tırnak işaretsiz arama sonucu verilerin ne olduğu, tırnak işareti olmaksızın arandığında, reklamia ra ilişkin gösterimierin anah­ tar kelime olarak kullanımına işaret edip etmeyeceği, net bir şekilde ... ibaresinin davalı tarafça anahtar kelime olarak kullanıldığına ilişkin bilirkişi raporunun yete­ rince açık olmadığı, teknik bir bilgi içermesi nedeniyle, karşı taraf vekilinin farklı telefon ya da bilgisayarlardan yapılacak aramalarda farklı firmaların ekranda gö­ rülmesinin söz konusu olabileceği, arama sayfasında davalıya ait internet sitesinin görülmesinin sebebinin Google'ın kendi algoritmasında yapmış olduğu sıralı eşie­ meden kaynaklandığı yönündeki itirazlarının ve dava tarihi itibarıyla kullanımının bulunup bulunmadığının ise, esas hakkında yargılama neticesinde değerlendiri lebi­ leceği, incelemenin yapıldığı tarihte, ihlalin devam ettiğinin bilirkişi raporu ile tes­ pit edildiği, yargılama esnasında itirazları karşılayacak bilirkişi raporu sunulduğun­ da tekrar Mahkemece değerlendirme yapılmasının mümkün olduğu, bu aşamada alınan bilirkişi raporuna göre, 6100 sayılı HMK 389. madde ve 6769 sayılı SMK 15911 maddesi kapsamında davacının tedbir kararı verilmesinde hukuki yararı bu­ lunduğundan, davalı vekilinin istinafbaşvurusunun reddine karar verilmiştir. 10. "YEMEN KAHVESi" Kararı Özet Davalı başvurusona itirazın reddi kararına karşı açılan davanın ve ..... tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü için açılan davanın de­ vam ettiği, davaimm işletmelerinin mimari ve iç dekorasyon özellikle­ ri, sunum şekli ve çalışaniann giysilerinin haksız rekabet yaratıp ya­ ratmadığı konusunda dosya kapsammda henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaştlmışsa da sunulan görselJer, davacı markalannın Türkiye ve yurt dışmda tescil tarihi, kullanım yaygmhğı dikkate alın­ dığında, davaemın zarara uğrama ihtimali bulunmakta, davaemın da Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği olası zararları nın önüne geçilerek, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2- c bendinde düzenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi ge­ rektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne , ilk derece mahkemesinin tedbir ret kararının kaldırılarak, davacı ve­ kilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen
itirazın reddi kararına karşı açılan davanın ve ..... tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü için açılan davanın de­ vam ettiği, davaimm işletmelerinin mimari ve iç dekorasyon özellikle­ ri, sunum şekli ve çalışaniann giysilerinin haksız rekabet yaratıp ya­ ratmadığı konusunda dosya kapsammda henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaştlmışsa da sunulan görselJer, davacı markalannın Türkiye ve yurt dışmda tescil tarihi, kullanım yaygmhğı dikkate alın­ dığında, davaemın zarara uğrama ihtimali bulunmakta, davaemın da Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği olası zararları nın önüne geçilerek, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2- c bendinde düzenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi ge­ rektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne , ilk derece mahkemesinin tedbir ret kararının kaldırılarak, davacı ve­ kilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 100.000,00 TL nakdi ya da gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içeri­ sinde mahkemeye depo edilmesine karar verilmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2019/370 E. 2019/448 K. 04.03.2019 tarihli. 3405 ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin ... yılında ... , .... kurulduğunu, her yerde haftada milyonla rca tüketicinin ziyaret ettiği, özel kah­ veler üreten, satışa sunan ve markalaştıran, bugün dünyanın lider konumundaki şirketlerden biri olduğunu, 70 ülkede yaklaşık 24.000 mağazanın sahibi olduğunu, TPMK nezdinde tescilli olan birçok marka ve logosunun bulunduğunu, davalı ... 'e ait ... no.lu markasından haberdar olunması üzerine bu markanın müvekki line ait tanınmış .... +Şekil markalan ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan ve aralarında karıştınlma ihtimali meydana gelebileceğinden noter kanalıyla karşı tarafa İhtarname gönderildiğini, davalı tarafça herhangi bir cevap verilmedi ğini, davalılardan ... 'in faaliyetlerini, ortağı olduğu ..... San ve Tic. Ldt. şirketi firması aracılığı ile gerçekleştir diğini, davalılar tarafından http://www ..... com.tr/tr/subelerimiz adresinde şubelerimiz olarak belirtilen işletme­ ler vasıtası ile .... markasının kullanımlarının gerçekleştiği ni, sonrasında dav alının 2016/75595 no.lu marka başvurusundan da haberdar olduklar ını, itiraz etmelerine rağmen reddedildiğini, buna ilişkin Ankara 4. FSHHM'nin 2018/308 esas sayılı davasının devam ettiğini, davalı ... 'e ait .... tescil no.lu markasına ilişkin Antalya 3. ASHM'nin 20 18/1033 esas sayılı dosyası ile hükümsözlük davası açtıklarını, davalı yanın marka kompozisyonlarından, kurumsal renklere, dış giydirrneler den tabelala­ ra, çalışanların giyiminden, ambalajlara ve iç dekorasyon dahil pek çok unsur ile .... mağazaları ile yüksek benzerlik yarattığını, müvekkilinin büyük emek ile oluştur­ duğu imaj ile bağlantı kurarak tüketici hatırında yarattığı imajı kendisine transfer ettiğini, müvekkiline ait kalite algısından haksız şekilde faydalanarak bu şekilde rakiplerinin ticarette önüne geçmeyi planladığını belirterek, müvekkiline ait tescilli markaları ile iltibas teşkil eden, marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan " .... " ibaresini taşıyan dış giydirrne, tabela, afiş ve yapıştırrnaların iç mekan giydirrne ve kullanımların, menü, bardak, fincan, tabak, şeker, Amerikan servisi, kağıt, peçete, peçetelik vb. servis araçlarının, ürünlerin, servis çalışanlarının forrna ve önlükleri­ nin ve dahi her türlü tanıtım materyali ile ticari sunumların tedbiren durdurulması­ na, bulundukla rı yerden kaldırıla rak, el konulmasına ve bu yöndeki kullanırnların önlenmesine, davalılardan ... adına tescil edilmiş olan www ...... com.tr alan adının kullanırnın durdurulmasına, erişimin ve devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, 24.12.2018 tarih ve 2018/581 E. sayılı kararıyla; mahkemenin yaklaşık ispat koşul- 3406 Yasaman/Yüksel lannın oluşmadığı, ihtiyati tedbire konu talebin yargılamayı gerektirdiği, yasal şart­ larının oluşmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı ... 'e ait 30. sınıfla tescilli ...... no. lu ...... şekil mar- kasının hükümsüzlüğü için Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1033 E. sayılı dosyada, ..... no.lu ... şekil markasının tescil başvurusuna İtirazın reddi kararı­ nın iptali davasının Ankara 4. FSHHM' nin 2018/30 E. sayılı dosyasında devam ettiğini,-Davacı markasının tanınmış ve Türkiye'de kullanıla n markalar olması ve hukuki süreç vasıtası ile haberdar olmasına rağmen haksız rekabet ve marka tecavü­ zü eylemlerine devam ettiğini, -Müvekkilinin gerek markası gerekse kurumsal kim­ liği ile benzerlik yaratarak akılda kalıcı olduğu müvekkiline ait kalite algısından haksız şekilde yararlanarak rakiplerinin önüne geçmeye çalıştığını, haksız menfaat elde ettiğini, müvekkili şirketin de kazanç ve prestij kaybına uğradığını, - Müvekkilinin 15 yılı aşkın süredir harcadığı sermaye, sarf ettiği emek ve azimli çalışmalan ile inşa ettiği kalite ve güven imajını kaybetme ve/veya imajının ciddi anlamda zarar görmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, -SMK'nın 155. madde­ sinin dikkate alınması gerektiğini, -Davalının tedbire konu kullanımlarının ve mü­ vekkiline ait kullanımların ek teknik inceleme gerektirmeden, ihtisas hakimi tara­ fından takdir edilebileceğini, dosyaya uzman görüşü sunduklar ını,-İşletmelerin mimari yönden iç dekorasyon ürün ambalajlan ve sunuş biçimleri, çalışanların gi­ yimi karşılaştırıldığında, müvekkilinin tarzının sistematik olarak teker teker kopya­ landığını, imaj transfer etmek için sistematik olarak benzerlik yaratmayı tercih etti­ ğini, -Haksız rekabet yarattığını, müvekki linin tüketiciler nezdinde ayırt ediciliğini zedelediğini beyan la, mahkemenin 24. 12.2018 tarihli tedbir talebinin reddi karan­ nın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediğini, dava konusu uyuşmaz­ lığın yargılamayı gerektirdi ğini, -Davacının sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını, -Markaların benzer olmadığını, sözcük ve şekil unsurlarının gerekli olduğunu, yaygın olarak temel geometrik form olan yuvarlak şeklin kullanılmasının doğal olduğunu, kullanılan yeşil tonun gerekli olduğunu, bu tür yerleştirme tekniği­ nin davacının tekelinde olmadığını, karıştınlma ihtimali bulunmadığını, -Davacının tanınmış markasının itibarından haksız yarar sağlandığı, ayırt edici karakteri nin zedelendiği iddialarının doğru olmadığını, bu iddialarının yüksek benzerlik olduğu varsayımına dayandığını ancak müvekki linin markalarının davacı markalanndan yeterli düzeyde farklılaştığını, -Müvekkilinin dış mimari ve iç dekorasyon özellikle­ rinin ve davacı tarafından benzer olduğu iddia edilen özelliklerin pek çok işletme tarafından kullanıldığını, çalışan kıyafetlerinin de kafe işlemeciliği sektöründe yay­ gın olarak kullanıldığını, sunum tekniklerinin de yaygın olarak kullanıldığını, be­ yanla istinaf isteminin reddini istemiştir. GEREKÇE: Davacı vekilinin, davalıların müvekki linin büyük emeklerle oluş­ turduğu imajının, davalı tarafça müvekkilinin tescilli markalan ile iltibas teşkil edecek şekilde 11 ••• 11 markasını taşıyan ta bela, dış giydirme, iç dekorasyon çalışanla­ rın giysileri, menü, bardak, çalışanların kıyafetleri vs. üzerinde kullanılarak, kendi­ sine transfer ettiğini, haksız rekabetle bulunduğunu beyanla ticari sunumların Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3407 tedbiren durdur ulmasını, ürünlerin, tabelaların kaldırılarak el konulma sını, kulla­ nımların önlenrnesini ve alan adının kullanımının durdurulmasını, siteye erişimin engellenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi tarafından yaklaşık ispat koşulla­ rının oluşmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Davalı ... adına başvurusu yapılan 2016/75595 sayılı başvuruya İtirazın reddi kararına karşı açılan
kullanıldığını, sunum tekniklerinin de yaygın olarak kullanıldığını, be­ yanla istinaf isteminin reddini istemiştir. GEREKÇE: Davacı vekilinin, davalıların müvekki linin büyük emeklerle oluş­ turduğu imajının, davalı tarafça müvekkilinin tescilli markalan ile iltibas teşkil edecek şekilde 11 ••• 11 markasını taşıyan ta bela, dış giydirme, iç dekorasyon çalışanla­ rın giysileri, menü, bardak, çalışanların kıyafetleri vs. üzerinde kullanılarak, kendi­ sine transfer ettiğini, haksız rekabetle bulunduğunu beyanla ticari sunumların Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3407 tedbiren durdur ulmasını, ürünlerin, tabelaların kaldırılarak el konulma sını, kulla­ nımların önlenrnesini ve alan adının kullanımının durdurulmasını, siteye erişimin engellenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi tarafından yaklaşık ispat koşulla­ rının oluşmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Davalı ... adına başvurusu yapılan 2016/75595 sayılı başvuruya İtirazın reddi kararına karşı açılan davanın ve ..... tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü için açılan davanın devam ettiği, davalının işletmelerinin mimari ve iç dekorasyon özellikleri, sunum şekli ve çalışanların giysilerinin haksız rekabet yaratıp yaratma­ dığı konusunda dosya kapsamında henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaşıl­ mışsa da, sunulan görseller, davacı markalarının Türkiye ve yurt dışında tescil tari­ hi, kullanım yaygınlığı dikkate alındığında, davacının zarara uğrama ihtimali bu­ lunmakla, davacının da olası zararlarının önüne geçilerek, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu I 59/2-c bendinde düzenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi gerektiği ka­ naatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi­ nin tedbir ret kararının kaldırıla rak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça I 00.000,00 TL nakdi ya da gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine karar verilmiştir. ll. "MUAZZEZ ERSOY" Kararı Özet Dosyaya sunulan sözleşme örneğinden, davaemın ismin sadece söz­ leşmede yazılı işyerinde, bir adet üst katta ön cephede, bir adet de ta­ şmmazm çatısında olmak kaydıyla iki adet tabelada kullanılmasına muvafakat ettiği; İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/124 D. İş dosyasmda alınan rapor ve ek raporda ise karşı tarafa ait iş yerinde tespit isteyen markasınm, sözleşmede yer alan şeklinden farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, tente, şeker ambalajlı, menü, mangal üzerinde ve duvarlarda ve instagram hesabında sözleşmeden farklı şekilde kullanıldığının be­ yan edildiği; davacı tarafça sözleşmenin feshedildiğinin beyan edile­ rek fesih ihtan örneğinin sunulduğu; SMK 15 9. maddesi ve HMK 389. madde gereğince yaklaşık ispat koşullannın gerçekleştiği anla­ şılmakla, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi­ ne karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf baş­ vurusunun kabulüne karar verilmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2020/1647 E. 2020/1720 K. 16.10.2020 tarihli. TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekki linin" ... " markasının yaratanı ve marka üzerinde üstün hak sahibi olduğu, kendi ismi ile özdeş olan" ... " ibaresi için marka tescil başvurusunda bulunduğu ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından " ... " markasının kendi adına tescilini sağlandığı, müvekkili ile karşı tara- 3408 Yasaman/Yüksel fın, 08.06.2017 tarihinde " ... " isminin işyerinde kullanılmasına dair sözleşme akdet­ tiklerini, davalının " ... " ismini ve markasını hem iş yerinde hem de sosyal medyada sözleşmeye aykın olarak kullanarak marka hakkına tecavüz ettiğini, davalı kendisi­ ne böyle bir kullanım hakkı verilmediğini, müvekkiline ait isim ve görselleri sosyal medya hesaplannda şahsi manada kazanç elde etmek amacı ile sözleşmeye aykın olarak kullandığım, Bakırköy ... Noterliğinden keşide edilen ... yevmiye no.lu ve 09.07.20 19 tarihli ihtarname ile sözleşme hükümlerine aykırı davranılması nedeni ile maddi ve manevi zararlara uğradıkları, sözleşmenin feshedildiğini, fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti, muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiilierinin durdu­ rulması, tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazminini talep ve dava etmiştir. TEDBİR RED KARARI; İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 13/07/2020 tarihli 2020/260 Esas sayılı ara kararıyla; "Davacı adına tescilli olduğu belirtilen ve İstanbul Anadolu l. FSHM 2019/124 D.iş sayılı dosya içeriğinde bulunan bilirkişi raporuna göre tescil başvurusunda bulunulan ... tescil no .lu ... markasının 29.11.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 13.11.2019 tarihinde davacı adına tescil edildiği, davacı tarafından kendisine ait olan ve sonra­ dan marka olarak tescil başvurusu yapılan isim hakkının kullanılmasına ilişkin söz­ leşmenin davacı tarafından Bakırköy ... Noterliğinin ... yevmiye no .lu 09/07/20 19 tarihli İhtarname ile feshedildiği fakat dosyaya tebliğ şerhinin eklenmediği" gerek­ çesiyle tedbir talebinin reddine karar vermiştir. İSTİNAF BAŞVUR USU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilek­ çesinde; müvekkilinin kendi ismi ile özdeş " ... " ibaresi için marka tescil başvuru­ sunda bulunarak adına tescil ettirdiğini, müvekkili ile karşı taraf ın, 08.06.2017 tari­ hinde " ... " isminin 08.06.2020 tarihine sadece " ... Mah ... Bulvan No: ... Malte­ pe/İstanbul adresinde bulunan ... -... isimli mevcut işyeri dahilinde, sadece 2 adet ta belada kullanılması ve kiralanan mecur haricinde ... isminin herhangi bir şekilde kullanılmamasının kararlaştırıldığını, davalının kendisine böyle bir kullanım hakkı verilmediği halde müvekkiline ait isim ve görselleri sosyal medya hesaplarında şahsi manada kazanç elde etme saiki ile sözleşmeye aykırı olarak kullanarak, mü­ vekkilinin ve markanın itibarını zedelediğini, -Bakırköy ... Noterliğinden keşide edilen ... yevmiye no.lu ve 09.07.2019 tarihli İhtarname ile sözleşmenin feshedildi­ ğinin bildirilerek, sosyal platf ormlardaki " ... " isim ve görsellerinin kullanımının derhal, diğer alanlardaki " ... " isminin kullanımının işbu İhtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde sona erdirilmesi ve derhal durduru lmasının İhtar edildiğini, bu İhtarnamenin 12.07.2019 tarihinde davalının daimi işçisine tebliğ edildiğini, -İstan­ bul Anadolu l. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/124 D.İş sayılı dosyasından alınan 16/09/2019 tarihli bilirkişi raponın da ve ek bilirkişi raporu ile "Karşı tarafa ait işyerinde ve dilekçede geçen www.instagram/ ... instagram hesa­ bında tespit isteyen markasının, sözleşmede yer alan şeklinde farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, tente, şeker ambalajı, menü, manga! üze­ rinde ve duvarlarda kullanıldığı, karşı taraf ve tespit isteyen taraf arasında markanın kullanım sözleşmesi olduğu, sözleşmeye istinaden " ... " markasının 2 adet ta belada Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati redbirin Niteliği 3409 kullanılma hakkı olduğu, sözleşmeden farklı şekilde kullanıldığı" tespit edildiğini, bu durumun müvekkilinin markasına açıkça tecavüz teşkil ettiğini ve müvekki linin kamuoyunda ve sosyal medyada "işletme ortağıymış gibi" algılanmasına sebebiyet verecek paylaşımlar ile kendi lehine haksız biçimde kazanç elde ettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER; İstanbul Anadolu 1. FSHHM'nin 2019/124 D. İş sayılı dosyasın­ dan alınan ı 6/09/20 ı 9 tarihli bilirkişi raporunda;
bında tespit isteyen markasının, sözleşmede yer alan şeklinde farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, tente, şeker ambalajı, menü, manga! üze­ rinde ve duvarlarda kullanıldığı, karşı taraf ve tespit isteyen taraf arasında markanın kullanım sözleşmesi olduğu, sözleşmeye istinaden " ... " markasının 2 adet ta belada Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati redbirin Niteliği 3409 kullanılma hakkı olduğu, sözleşmeden farklı şekilde kullanıldığı" tespit edildiğini, bu durumun müvekkilinin markasına açıkça tecavüz teşkil ettiğini ve müvekki linin kamuoyunda ve sosyal medyada "işletme ortağıymış gibi" algılanmasına sebebiyet verecek paylaşımlar ile kendi lehine haksız biçimde kazanç elde ettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER; İstanbul Anadolu 1. FSHHM'nin 2019/124 D. İş sayılı dosyasın­ dan alınan ı 6/09/20 ı 9 tarihli bilirkişi raporunda; 2018/108652 no .lu "Muazzez Ersoy" ibaresi için 03/09/14/15/16/1 8/23/24/25/26/27/28/3 5/3 7/39/41/43/44 marka tescil başvurusunda bulunulduğu, 12/12/2018 tarihinde 314 no.lu bültende yayın­ landığı, 30/ 11/2018 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından kısmi olarak kabul edildiği, yayma çıkarma kararının verildiği, markanın başvurusundan itibaren koruma altında olduğu, karşı tarafa ait iş yerinde tespit isteyen markasının, sözleş­ mede yer alan şeklinden farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak men­ dil, tente, şeker ambalajlı, menü, manga! üzerinde ve duvarl arda kullanıldığı, karşı tarafça markanın kullanımının markaya tecavüz halleri oluşup oluşmadığının mah­ kemenin takdirinde olduğu beyan edilmiştir. İstanbul Anadolu 1. FSHHM' nin 2019/124 D.İş sayılı dosyasından alınan 17110/2019 tarihli EK bilirkişi raporunda; karşı tarafa ait işyerinde ve dilekçede geçen www.instagrarn/ ... instagram hesabında tespit isteyen markasının, sözleşmede yer alan şeklinde farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, tente, şeker ambalajlı, menü, manga) üzerinde ve duvarlarda kullanıldığı, karşı taraf ve tespit isteyen taraf arasında markanın kulla­ nım sözleşmesi olduğu, sözleşmeye istinaden " ... " markasının 2 adet ta belada kulla­ nılma hakkı olduğu, sözleşmeden farklı şekilde kullanıldığı beyan edilmiştir. Dava­ cı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde Bakırköy ... Noterliğinin ... yevmiye no.lu 09/07/2019 tarihli i h tarname ve tebliğ şerhi örneğini ibraz ettiği, i h tarnamenin 12/07/2019 tarihinde dava lı şirkete tebliğ edildiği görülmüştür. GEREKÇE: Markaya tecavüzün tespiti, meni ve refı, tazminat talepli davada, davacı vekili davalının tecavüz yarattığını ileri sürdüğü kullanımla rın tedbir kararı verilerek durdurulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının toplurnda tanınan bir sanatçı olduğu, ismin 43. sınıfla marka olarak tescil başvurusunda bulunulduğu ve başvurunun ilan edildiği­ nin anlaşıldığı, dosyaya sunulan 08/06/20 I 7 tarihli sözleşme örneğinden, davacının ismin sadece sözleşmede yazılı " ... Mah .... Bulvarı. No; ... Maltepe/İSTANBUL" adresli işyerinde, bir adet üst katta ön cephede, bir adet de taşınınazın çatısında olmak kaydıyla iki adet tabelada kullanılmasına muvafakat ettiği, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20191124 D.İş dosyasında alınan rapor ve ek raporda, "karşı tarafa ait iş yerinde tespit isteyen markasının, sözleşme­ de yer alan şeklinden farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, tente, şeker ambalajlı, menü, manga) üzerinde ve duvarlarda" ve www.instagrarn/ ... instagram hesabında sözleşmeden farklı şekilde kullanıldığının" beyan edildiği, davacı tarafça sözleşmenin feshedildiğinin beyan edilerek fesih ihtarı örneğinin sunulduğu, SMK I 59. maddesi ve HMK 389. madde gereğince yaklaşık ispat koşul- 3410 Yasaman/Yüksel larının gerçekleştiği anlaşılmakla, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir­ ken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvuru­ sunun kabulü ile, mahkemenin 13/07/2020 tarihli ret kararının kaldırılmasına, dos­ yanın tedbir kararı verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. 12. "VEMEKSEPETi- BANABiKURVE" Kararı Özet İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyeti raporunda; " ... mar­ kasının 35 ve 39 no.Ju emtia sınıfına ilişkin hizmetler yönünden zayıf bir marka olarak nitelendiril emeyeceği, bu anlamda özellikle "seri marka" izlenimi verecek veya tüketici nezdinde markalar ve işletme­ ler arasında ekonomik ilişki bulunduğu kamsma sevk edebilecek marka oluşumlarmdan kaçımiması gerektiği, aleyhinde tespit tale­ binde bulunulanın ... ibaresinin esas unsur olarak seri marka ile bir­ likte kullamldığı, tescilli marka ile seri markasız ... markasal kulla­ mrom söz konusu markalan taşıyan emtia ve hizmetin aym sımfta ol­ duğu düşünüldüğünde aym ekonomik kaynağa atfedilme ihtimali ol­ duğu" yönünde görüş belirtildiği, rapor içeriğinde yer verilen karşı yanın markasal kullammlan, talep edenin 2017/55478 numaralı "Banabikurye" markasmm 35, 39 ve 42 no.Ju sınıflarda tescilli olduğu ve SMK 155/1 maddesi dikkate alındığmda, yaklaşık olarak ispat ko­ şulu gerçekleştiğinden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar veril­ mesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdtr. İstanbul BAM 16. HD. 2020/1 794 E. 2020/1922 K. 17.11.2020 tarihli. Tespit isteyen vekili tespit talep dilekçesi ile; müvekkilinin 2017 55478 numa­ ralı Banabikurye markasının 35, 39 ve 42 no.lu sınıflarda tescilli hak sahibi olduğu­ nu, markadaki Kurye kısmının müvekkilinin yaptığı işi nitelemekle birlikte marka­ nın asıl unsurunun 000 ibaresi olduğunu, markanın müvekkili tarafından tüm ticari faaliyetlerde etkin bir şekilde kullanmakta olduğunu, karşı yanın müvekkilinin üs­ tün hakkına karşılık tüketicilere sağladığı kurye hizmetleri bakımından 000 asli un­ surlu markasal kullanımı sürdürmekte olduğunu, wwwoooo.com, https://oooocorn/00., https://wwwoooo.corn/, https://wwwoooo.corn/00./, https://oooocorn/00. uzantılı alan adların­ da müvekkilinin hak sahibi olduğu marka ile iltibas yaratacağı aşikar olan markasal kullanımlarının müvekkilinin hak sahibi olduğu hizmetler üzerinden gerçekleştiril- � nın bana� mekte olduğunu, karşı yanın 2019/20709 numaralı markasının 35, 39 ve 43 no.lu sınıfta, 2019 57869 no.lu "onabiba nabi" markasının 35, 39, 43. no.lu sınıfta, 2019 57869 numaralı "onabibanabi" markasının 35 ve 39 no.lu sınıfta, 2019/57873 numaralı banabi hanabi markasının 35, 39 numaralı sınıftatescil başvu­ rusunakonu ettiğini, SMK 155/1 maddesi gereğince karşı yanın müvekki line karşı savunmayac ağını, karşı yanın 000 hakim unsurlu markasal kullanımları ile kurye Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3411 hizmeti verdiğinin kendi ilaarı ile sabit olduğunu, müvekkilinin süstün hak sahibi olduğunu, 6769 sayılı Kanun ve TTK'nın haksız rekabete ilişkin hükümlerinin ko­ ruma sağladığını, müvekkilinin hak sahibi olduğu markalar ile iltibas yaratır kulla­ nımların kötüniyetli gerçekleştirildiğinin tespiti ile 6769 sayılı SMK 159 maddesine göre; www ..... com, https:// .... com/ ... , https://www ..... com/ .. ./, https:// .... com/ ... sos- yal medya hesaplarına erişimin tümden engellenmesine, https://www ..... com/ uzan- tılı alan adı içinde yer alan tecavüz teşkil eden kullanırn lara erişimin engellenmesi­ ne, mümkün olmaması halinde ilgili alan adına erişimin engellenmesine ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince bi­ lirkişi raporu alınarak değerlendirme yapılmıştır. Mahkemenin 02.07.2020 Ta­ rihli kararı ile; " ... karşı tarafın kullanımının tescilli markaya dayandığı, marka­ sının sadece ibare değil
ile sabit olduğunu, müvekkilinin süstün hak sahibi olduğunu, 6769 sayılı Kanun ve TTK'nın haksız rekabete ilişkin hükümlerinin ko­ ruma sağladığını, müvekkilinin hak sahibi olduğu markalar ile iltibas yaratır kulla­ nımların kötüniyetli gerçekleştirildiğinin tespiti ile 6769 sayılı SMK 159 maddesine göre; www ..... com, https:// .... com/ ... , https://www ..... com/ .. ./, https:// .... com/ ... sos- yal medya hesaplarına erişimin tümden engellenmesine, https://www ..... com/ uzan- tılı alan adı içinde yer alan tecavüz teşkil eden kullanırn lara erişimin engellenmesi­ ne, mümkün olmaması halinde ilgili alan adına erişimin engellenmesine ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince bi­ lirkişi raporu alınarak değerlendirme yapılmıştır. Mahkemenin 02.07.2020 Ta­ rihli kararı ile; " ... karşı tarafın kullanımının tescilli markaya dayandığı, marka­ sının sadece ibare değil şekil de içerdiği, şekille birlikte kullanılan markanın karıştınlmaya sebebiyet verdiğine, ortalama tüketiciterin talep edenle ekonomik işlem yapacakken karşı tarafla işlem yaptığına dair bu aşamada somut deliller sunulmadı ğı, ortada açılmış bir tecavüz davası da bulunma dığı, ayrıca talep eden tarafından acil ve derhal önlenmesi gerekli zarar ihtimalinin ne olduğu konusunda yeterince açıklama yapılmadığı. .. " gerekçesi ile tedbir talebinin red­ dine karar verilmiştir. İS TİN AF iSTEMi: Tedbir ve tespit isteyen ... vekili istinaf başvuru dilekçesin­ de özetle; tedbir ve tespit talebine konu alan adları, sosyal medya hesapları üzerin­ den karşı yanın müvekkili firmaya ait markalar ile iltibas yaratacak markasal kulla­ nımları, müvekkili fırmanın hak sahibi olduğu hizmetler de sürdürmekte olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından da net bir şekilde tespit edildiğini, mahkemenin teknik raporla çelişir şekilde karar verdiğini, SMK 15511 maddesinin kararda dikkate alınmadığını, raporda yer aldığı üzere "tespit talep edene ait 2017 55478 no ile tes­ cilli markas ının, aleyhine tespit talebinde bulunulanın 2019 20709 no ile tescilli markası ile aynı ekonomik kaynağa atfedilme ihtimali olduğu, aleyhinde tespit tale­ binde bulunulanın ... markasal kullanımının tüketici nezdinde karıştırmaya neden olabileceği" noktasında herhangi bir duraksama olmadığını belirterek kararın kaldı­ rılmasını talep etmiştir. İSTİNAFA CEVAP Karşı yan vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığını, talep edenin sadece müvekkilini internet kullanımlarına ilişkin ekran görüntülerine yer verdiğini, tarafların markasal kullanımlarının fiili karıştırma ihtimali yarattığına veya başkaca bir sakınca doğurduğuna dair esaslı bir açıklama yapmadı ğını, karış­ tırma ihtimalinin ancak yargılamada toplanacak deliller ile belirlenebileceğini, talep edenin hukuki yararı olmadığını, tarafların markasal kullanımlarını içeren faaliyet alanlarının ve hitap ettikleri tüketici kitlesinin farklı olduğunu, müvekki linin kulla­ nımında renk logo unsuru olduğunu, müvekki linin kullanımının tescilli marka hak­ kına dayandığını, ... ibaresinin yemek sepeti ile birlikte kullanıldığından yemek sepeti ibaresini gören tük eticinin bu kullanımı müvekkilinin şirketi ile bağdaştıraca- 3412 Yasaman/Yüksel ğını, talep edenin https:// .... com alan adında banabiku rye isimli mobil uygulamada kullanıcı lara "kurye hizmeti" verdiğini, www ..... com, wwww ..... com internet sitesi ve ... mobil uygulaması üzerinden online market alışveriş hizmeti vermekte olduğu­ nu, müvekkilinin " ... " markası altında kuryecilik hizmeti vermediğini, ürünlerin müvekkiline ait depolardan tedarik edilerek tüketiciye kurye aracılığıyla ulaştınldı­ ğını, taraf markalan ile sunulan hizmetlerin farklı olduğunu, müvekkili market alış­ veriş hizmetini yerine getirirken taşıma hizmeti sağlamakta ise de; bu hizmetin tali olarak kaldığını, müvekkilinin ... kelimelerini beyaz-pembe renk ve özgünleştir erek farklı bir formatta oluşturulmuş şekil unsurundan oluştuğunu, ... markasının tanınış marka olarak tescilli olduğunu, ... ibaresinin ayırt ediciliğinin artınldığını, dilekçede sunulan haber görsellerine göre " ... " markasının yoğun olarak kullanıldığını ve ta­ nınmış nitelikte olduğunu, sunulan reklam görsellerinde müvekki linin kullanımının markanın tescilli olduğu şekilde olduğunun görüldüğünü belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Somut uyuşmazlık; ihtiyati tedbir talebinin red­ di kararının kaldırılması istemine ilişkindir. *Talep edenin "banabikurye" marka­ sı; 2017/55478 numaralı 15.06.2017 başvuru ve koruma tarihli" ... " 35, 39 ve 42 no .lu sınıflarda tescillidir. *Karşı yanın markaları ; -2019/20709 no.lu " �Tal!J "28.02.2019 başvuru ve koruma tarihli olup 35, 39 ve 43 no.lu sana bi' banabi lazım! sınıflarda kayıtlıdır. -2019/54681 numaralı " " 31.05.2019 başvuru tarihli 35, 39 ve 43 no .lu sınıflarda kayıtlıdır.- 2019/57869 numaralı "onabibanabi" 18.06.2019 başvuru tarihli 35, 39 no.lu sınıflarda kayıtlıdır.- 2019/57873 numaralı "banabi banabi" 18.06.2019 başvuru tarihli 35, 39 no.lu sınıflarda kayıtlıdır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyeti raporunda; " ... markasının 35 ve 39 no.lu emtia sınıfına ilişkin hizmetler yönünden zayıf bir marka olarak nitelendirilemeyeceği, bu anlamda özellikle "seri marka" izlenimi verecek veya tüketici nezdinde markalar ve işletmeler arasında ekonomik ilişki bulunduğu kanısına sevk edebilecek marka oluşumlarından kaçınılması gerektiği­ ni, aleyhinde tespit talebinde bulunulanın ... ibaresinin esas unsur olarak seri mar­ ka ile birlikte kullanıldığı tescilli marka ile seri markas ız ... markasal kullanırnın söz konusu markaları taşıyan emtia ve hizmetin aynı sınıfta olduğu düşünüldü­ ğünde aynı ekonomik kaynağa atfedilme ihtimali olduğu" yönünde görüş belirtil­ diği, rapor içeriğinde yer verilen karşı yanın markasal kullanımları, talep edenin 2017/55478 numaralı "banabikurye" markasının 15.06.2017 başvuru ve koruma tarihli olup 35, 39 ve 42 no.lu sınıflarda tescilli olduğu, SMK 155/1 maddesi dik­ kate alındığında yaklaşık olarak ispat koşulu gerçekleştiğinden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenle talep eden vekilinin istinaf isteminin kabul üne, HMK 353/1 -a- 6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldınlmasına karar ver­ mek gerekmiştir. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 13. "BRiS" Kararı Özet Alınan bilirkişi raporuna ve sunulan deliilere göre, geçici hukuki ko­ ruma yargılaması açısından yasanın anladığı şekilde tam ispat değil yaklaşık bir ispat gerekmekte olup, mevcut deliilere göre yaklaşık is­ pat koşulunun gerçekleştiği aniaşılmakla davah yanın istinaf başvu­ rusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2020/2177 E. 2021/25 K. 14.01.2021 tarihli. İLK DERECE MAHKEMESiNE AÇILAN DA V ADA 3413 A-) Açılan dava ve iddia: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde, mü­ vekkilinin 1846 yılında Almanya'da kurulmuş ve 140 senedir çamaşır ve ev bakımı, kişisel bakım, yapıştırıcı teknolojileri sektörlerinde lider markaları ve 70'in üzerinde ülkede var olan şirketleriyle dünyada tanınmış bir firma olduğunu, ... AŞ'nin genel merkezinin İstanbul'da olmak üzere 1963 yılında kurulduğunu ve Gebze, Tuzla, Ankara'da fabrikaları bulunduğunu, sektör faaliyetlerini tescilli tasarımları ve mar­ kalarıyla sürdürdüğünü, ... markasının 2006 yılında Türkiye pazarına sunulduğunu, dava konusu" ... " topların 2012 yılında piyasaya sürüldüğünü, ... markasının dünya çapında tanındığını ve Türkiye'de sektörün lideri konumunda olduğunu, ... ürünleri­ nin WIPO ve TPMK nezdinde tescilli olduğunu, davalı taraflardan ... AŞ'nin dava konusu
gerekmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2020/2177 E. 2021/25 K. 14.01.2021 tarihli. İLK DERECE MAHKEMESiNE AÇILAN DA V ADA 3413 A-) Açılan dava ve iddia: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde, mü­ vekkilinin 1846 yılında Almanya'da kurulmuş ve 140 senedir çamaşır ve ev bakımı, kişisel bakım, yapıştırıcı teknolojileri sektörlerinde lider markaları ve 70'in üzerinde ülkede var olan şirketleriyle dünyada tanınmış bir firma olduğunu, ... AŞ'nin genel merkezinin İstanbul'da olmak üzere 1963 yılında kurulduğunu ve Gebze, Tuzla, Ankara'da fabrikaları bulunduğunu, sektör faaliyetlerini tescilli tasarımları ve mar­ kalarıyla sürdürdüğünü, ... markasının 2006 yılında Türkiye pazarına sunulduğunu, dava konusu" ... " topların 2012 yılında piyasaya sürüldüğünü, ... markasının dünya çapında tanındığını ve Türkiye'de sektörün lideri konumunda olduğunu, ... ürünleri­ nin WIPO ve TPMK nezdinde tescilli olduğunu, davalı taraflardan ... AŞ'nin dava konusu ... ibareli markalan ürünlerinin üretimi ve satışını yaptığını, tanıtım ve satışı www ... com.tr alan adlı web sitesi üzerinden yaptığını, davalı taraflardan ... AŞ'nin www ... com.tr alan adı sahibi olduğunu, her iki firmanın adres bilgilerinin aynı ol- duğunu, davalıların ... ibareli ürünleri ve marka kullanımlarıyla davacı tarafın ... ibareli ürünlerin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiilieri bu­ lunduğunu, davacı tarafın tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialannın dayanağı olan görsellerin ... www ... com.tr web sitesinin ilgili linklerinde yer aldığı şekliyle dökümlerinin alınarak tespitinin yapılmasını, davalılar tarafından ... markalı "koku giderici tuvalet bloğu" ürünlerinin davacı tarafın ... no.lu tescil belgesi kap­ samındaki 1.1, 1.4, 1.6, 3.6, 4.6, 5.6 sayılı tasarımların aynısının veya karıştınlmaya yol açacak benzerinin üretilmesiyle, tasarım tescil belgesinden kaynaklı haklara tecavüz oluşturduğunun tespiti, durdurulması ve önlenmesi, davalı tarafın ... ... no .lu marka tescilinin, davacı tarafın ... markasının görsel kimliğini kopyalamak suretiyle alınmış olduğunu, tescilin kötü niyetli olduğunun tespitine, ticari kullanımda davalı tarafın ... marka ambalajlarının davacı tarafın ... marka ambala jlanyla iltibas yaratır nitelikte benzerliğinin ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesine, davalılar tarafından davacı tarafın tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluştu­ ran fiil ve işlemlerinin neticesi olan durumların ortadan kaldırılm ası, www ... com.tr web sitesine Türkiye'den erişimin engellenmesine, davalı tarafın ... ... no .lu marka- sının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ... markasının 3. kişilere devrinin ön­ lenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkeme since; markanın devrinin önlenmesine ilişkin tedbir 3414 Yasaman/Yüksel talebinin tensiben, diğer tedbir taleplerinin ise bilirkişi raporu alınarak kabulüne karar verilmiştir. Davalı ... 'ne ise dava dilekçesi, tensİp zaptı, rapor ve 06. ı 1.2019 Tarihli tedbir kararı müraaf a günü ile tebliğe çıkarılmış ise de; tebligat bila iade edilmiş, mahkemece davalı .. .'un tebligat aşaması tamamlanmadan mürafaa yapıla­ rak davalının sicil adresine TK 35 maddesine göre dava dilekçesi, ı2.ı2.20ı9 Ta­ rihli İtirazın reddi kararı ve tensip tutanağı tebliğe çıkarılmıştır. Bu durumda davalı­ lardan ... şirketine 06. ı 1.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının TK 35'e göre tebliğ edilmediği ve itiraz süresinin tamamlanmadığı anlaşılmıştır. İLERi SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERi: Davalılar dan ... vekilince 11.07.2019 Tarihli tedbir kararı ve 05.11.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararına i tirazın reddi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemi­ zin 05/06/2020 tarih, 2020/380 Esas -2020/924 Karar sayılı ilamı)da; "mahkemece ten si ben 11.07.2019 Tarihinde markanın devrinin önlenmesine ilişkin tedbir talebi kabul edilmişse de; bu hususta HMK 391. maddesi gereğince usulüne uygun gerek­ çeti karar yazılmadığı gibi davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde 11.07.2019 ve 05.11.2019 Tarihli tedbir kararlarının yerinde olmadığı­ nı beyan etmiş ise de; tedbire İtirazın reddine ilişkin 12.12.2019 Tarihli kararda tensiben verilen ı 1.07.2019 tarihli tedbir kararına dava! ının i tirazı hususunda her­ hangi bir değerlendirme yapılmadığı" gerekçesiyle eksikliklerin ikmali için dosya­ nın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. İlk dere­ ce mahkemesince verilen 06/10/2020 tarihli ara kararla "İstanbul Bölge Adiiyenin 05/06/2020 tarihli kararı doğrultusunda 24/09/2020 tarihinde açık tedbir mürafaası yapıldığı, 6769 sayılı Kanun'un 159. maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü "(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir." şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararının, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiilierin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanıla n vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukla rı her yerde el konulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebileceği, bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümleri uygulanaca ğı, HMK 389. mad­ desi uyannca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halle­ rinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçünün tereddütsüz ortaya konması gerektiği, yaklaşık ispat duru­ munda ise hakimin o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmeyeceği, bu Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3415 sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara, özelde ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınmasının öngörüldüğü, geçici hukuki korumal arda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine, tüm delillerin incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığının vurgulanmak istendiği, zira kesin hukuki koruman ın zaten delil­ ler toplanıp yargılama sonuçlandırı ldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanaca­ ğı, dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştiritmiş olacağı, Bölge Adiiye Mahkem esi'nin geri çevirme kararı üze­ rine davalı ... 'un tebligat aşaması tamamlandığı, yine geri çevirme kararında belir­ tildiği üzere İtirazın değerlendirilmesi yönünden tekrar mürafaa açıldığı, devir ve temlikin önlenmesine yönelik tedbir kararı yönünden davanın niteliği dikkate alın­ dığında verilen tedbirin gerek ve zorunluğu olduğu, bu kapsamda oluşması muhte­ mel zararın bulunmadığı dikkate alındığında takdiren teminatsız olarak tedbirin verildiği, yine yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor içeriği dikka­ te alındığında yaklaşık
zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığının vurgulanmak istendiği, zira kesin hukuki koruman ın zaten delil­ ler toplanıp yargılama sonuçlandırı ldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanaca­ ğı, dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştiritmiş olacağı, Bölge Adiiye Mahkem esi'nin geri çevirme kararı üze­ rine davalı ... 'un tebligat aşaması tamamlandığı, yine geri çevirme kararında belir­ tildiği üzere İtirazın değerlendirilmesi yönünden tekrar mürafaa açıldığı, devir ve temlikin önlenmesine yönelik tedbir kararı yönünden davanın niteliği dikkate alın­ dığında verilen tedbirin gerek ve zorunluğu olduğu, bu kapsamda oluşması muhte­ mel zararın bulunmadığı dikkate alındığında takdiren teminatsız olarak tedbirin verildiği, yine yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor içeriği dikka­ te alındığında yaklaşık ispat şartlarının oluştuğu, 06. ı I .20 ı 9 Tarihli tedbir kararının da yerinde olduğu, sonuç ol arak davaimm tedbire yönelik itirazlarının yerinde ol­ madığı, gerekçesiyle davaimm tensiben verilen tedbire itirazlannın reddine, dosya­ nın tedbir kararları na yönelik istinaf incelemesi yönünden tekrardan BAM'a gönde­ rilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEGERLE NDİRİLME Sİ: Dava; haksız rekabetin tespiti, tasa­ rım hakkına tecavüzün tespiti, bunların önlenmesi, markanın hükümsüzlüğünün tespiti, markanın terkini taleplerinden ibarettir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre; İHTİY ATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren I .500.000,00 TL (birbuçukrnilyontür klirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE, Dava tarihi olan 06/09/20ı9 TARİ­ HİNDEN ÖNCE ÜRETİLMİŞ OLAN ÜRÜNLER VE DAVA DIŞI 3. KİŞiLERE AİT MARKALARI İÇEREN ÜRÜNLER HARiÇ OLMAK ÜZERE, davacıya ait ... sayılı tasarım tescil belgesi kapsamındaki tasarımların aynısının ve/veya karıştı­ nlmaya yol açacak derecede benzerinin uygulanmış olduğu, davalılar tarafından üretilip, satılan ürünler ... markalı ve şeklindeki "koku giderici tuvaJet bloğu" ürün ambalajları ve aynı/benzer nitelikteki sair ürün ve ürün ambalajlannın, üretim, dağı­ tım, tanıtım, ithalat, ihracat ve satışının durdurulmasına, DA V ALILAR ADRES­ LERİNDE BULUNANLARLA SINIRLI OLMAK ÜZERE, bu ürünlere ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına EL KONULARAK (Tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimi ve satışını engellemeyecek şekilde) masraflan davacıya ait olmak üzere YEDDİEMİNE TESLİM İNE, Dava konusu www ... com.tr alan adlı web sitesine ERİŞİMİ N ENGELLE NMESİNE, bu hususta Erişim Sağlayıcı ları Birliğine müzekkere yazılmasına şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği; yine mahkemece teminatsız olarak davalılardan ... A.Ş adına tescilli bulu­ nan 20 ı 8/107794 sayı ve "BRİS" i bareli markanın üçüncü kişilere devir ve temliki- 3416 Yasaman/Yüksel nin önlenmesi üzerine İHTİY ATİ TEDBİR KONULMASINA karar verildiği anla­ şılmaktadır. Davalı yanın itirazı üzerine murafaa yapıldığı; itirazların reddine karar verildiği görülmektedir. Davacı vekilinin davalılara karşı birden fazla istemini aynı dava dilekçesinde ileri sürdüğü; dava yığılmasının söz konusu olduğu, markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik taleplerin SMK 156/3 maddesi gereğince dava­ cının yerleşim yeri, SMK ı 56/4 madde gereğince yurt dışı menşeli şirketin tescil kaydındaki vekilinin adresi) ve internet üzerinden fıilin işlendiği iddia edilmekle fiilin etkilerin görüldüğü her yerde ileri sürebileceği, bu nedenle İstanbul FSHM'nin yetkili olduğu, hükümsüzlük davası açısmdan SMK 156/5 madde uyarınca davalı yanın ikametinde dava açılabilecek ise de; davacı taleplerinin birbiri ile irtibatlı olduğu, yargılamanın her istem yönünden birlikte görülmesi gerektiği anlaşılmakla; davalı yanın yetkiye ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Alınan bilirkişi raporuna ve sunulan deliHere göre; geçici hukuki koruma yargılaması açısından; yasanın anladığı şekilde tam ispat değil yaklaşık bir ispat gerekmekte olup, mevcut deliHere göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği aniaşılmakla davalı yanın isti­ nafbaşvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 14. " ... " Kararı Özet Dosya kapsamında bulunan marka tescil kayıtları, taraflar arasında imzalanan ve davalı tarafça itiraza uğramayan 24 Nisan 2015 tarihli Münhasır Dağıtıcılık Sözleşmesi, davalı markasının hükümsözlüğü talebiyle dava açılmış olması ve davalı tarafın başvurusu ile, davacı ... marka ürünlere Çatalca CBS 2020/920 soruşturma sayılı dosyası ile el konulması karşısında, davacı tarafın tedbir talebinde hukuki yararı­ nın bulunduğu ve yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu kanaatine va­ rılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar veril­ miştir. İstanbul BAM 16. HD. 2021127 E. 20211220 K. 05.02.2021 tarihli. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; ... markasını müvekkilinin yarattığını, şirket unvanının baş harflerinden oluşturulduğunu, müvekkilinin WIPO ve EPO nezdinde 6, ı 7, 35, 37, 39, 40 ve 42. sınıflarda tescilli, ı 9 markası bulunduğunu, Türkiye'de de TPE nezdinde 35 ve 42. sınıflarda tescil ettirdiklerini, 06. sınıfta tes­ cil talebinin davaimm itirazı üzerine redd edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirket ile 24 Nisan 20ı 5 tarihinde "Münhasır Dağıtırnc ılık Hüküm ve Şartları" başlıklı sözleşme imzaladıklarını, davaimm müvekki linin münhasır distribütörü olduğunu, davalının markayı kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, markaların aynı olduğunu, davaimm tescil ettirdiği markayı kullanarak haksız ve kötüniyetli olarak davacı şirketin ithal ettiği ürünlerine el koyduğunu beyanla, dava konusu " ... " tescil no.lu markanın 3. kişilere devrinin önlenmesine, marka tescilinden doğan haklarının mü­ vekkil aleyhine kullanılmaması ve yargılama sonuna kadar dava konusu bu marka­ nın, mal veya ambalajı üzerine konularak piyasaya sürülmesi, davalı şirketin web Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3417 sitesi, iş evrakı, reklam ve tabdasında kullanımına son verilmesi/kaldırılması hak­ kında tedbir kararı verilmesini, talep etmiştir. MAHKEME TEDBİR KARARI: Bakırköy 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mah­ kemesinin 14.04.2020 tarihli ara kararıyla; dava dilekçesindeki açıklama, mevcut delil durumu ve özellikle davanın niteliğine göre SMK 159 ve HMK 389 maddele­ rinde aranan koşulların oluştuğu gerekçesiyle; davacı vekilinin dava konusu ... tescil no.lu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve bu markadan doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir talebinin kabul üne, takdiren 30.000 TL teminat karşılığı ... tescil no.lu markanın üçüncü kişilere devri­ nin önlenmesi ve bu markadan doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin tedbiren önlenmesine; davacı vekilinin davalı adına tescilli markanın davalı ürün, tabeta vs. evrakından çıkarılınası yönündeki tedbir talebinin davanın niteliğine (hü­ kümsüzlük davası olması) göre reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin tedbire itiraz dilekçesinde; müvekki linin, davacı şirketin markasına tecavüz teşkil edecek, herhangi bir eylemi veya işlemi bulunma dığını, somut koşullarda, davacının tedbir talep ederken ileri sürdüğü durumlar a benzer, uğranılrruş herhangi bir zarar olmayıp zararın muhteme lliği de söz konusu olmadığ ını, şifahi ve afaki iddialarla tedbir talep edilmiş akabinde haksız ve hakkaniyete uygun düşmeyecek şekilde bu talep mahkemece kabul gördüğünü, zira 6769 sayılı SMK m.l59'da ilgilinin, "kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya
TL teminat karşılığı ... tescil no.lu markanın üçüncü kişilere devri­ nin önlenmesi ve bu markadan doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin tedbiren önlenmesine; davacı vekilinin davalı adına tescilli markanın davalı ürün, tabeta vs. evrakından çıkarılınası yönündeki tedbir talebinin davanın niteliğine (hü­ kümsüzlük davası olması) göre reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin tedbire itiraz dilekçesinde; müvekki linin, davacı şirketin markasına tecavüz teşkil edecek, herhangi bir eylemi veya işlemi bulunma dığını, somut koşullarda, davacının tedbir talep ederken ileri sürdüğü durumlar a benzer, uğranılrruş herhangi bir zarar olmayıp zararın muhteme lliği de söz konusu olmadığ ını, şifahi ve afaki iddialarla tedbir talep edilmiş akabinde haksız ve hakkaniyete uygun düşmeyecek şekilde bu talep mahkemece kabul gördüğünü, zira 6769 sayılı SMK m.l59'da ilgilinin, "kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla" ihtiyati tedbir talebinde bulunabileceği belirtildiğini, davacının işbu aşamada ihtiyati tedbir talebinin kabulünü haklı kılar bir durum söz konusu olmadığını, beyanla mahkeme­ nin vermiş olduğu 2 l .04.2020 tarihli i htiyati tedbirin kaldırılma sını talep etmiştir. İTİRAZIN RED Dİ KARARI; Bakırköy I. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahke­ mesinin 27/10/2020 tarihli ara kararı ile; "Dosya kapsamı deliller, davanın niteliği ve mevcut delil durumu ile tedbirin niteliğine göre davalı vekilinin tedbire itirazının reddine" karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçe­ sinde; mahkemen in tedbir kararı ve ret kararında gerekçelere yer verilmediğini, müvekkilinin ... tescil numaralı ... markasının 06/07/20'nci sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekki linin 2020 yılından beri kendi markası ile Türkiye sınırları içerisinde, ... marka ürünlerin satımını ve pazarlamas ını yaptığını, sektörde marka haline gelmesi ve tanınırlığının müvekki linin çalışmaları ile vuku bulduğunu, davacının müvekkilinden Türkiye'de önce tesc illi markasının bulunmadığ ını, mar­ kanın müvekkili tarafından tescil edilip kullanıldığını davacının bildiğini, kötüniyet iddiasının doğru olmadığını, uzunca bir süre sonra dava açıldığından davacının kötüniyetli olduğunu, TMK 2/2 maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması nite­ liğinde olduğunu, davacının ... başvuru numaralı markasının 35/42'nci sınıfta farklı sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin tescilli markası varken davacının aynı marka ve ürün grubuna ait birtakım emtiayı kötüniyetli olarak Türkiye'de muhtelif tirınala­ ra yönlendirip satma girişiminde bulunduğunu, bunun marka hakkına tecavüz ve 3418 Yasaman/Yüksel haksız rekabet teşkil ettiğini, Gümrük Müdürlüğü'nde bulunan bir grup ... markalı ürüne Çatalca CBS 2020/920 soruşturma sayılı dosyası ile el konulduğunu, somut olayda 6769 sayılı SMK 159 maddesi gereğince müvekkilinin ihtilaf konusu mar­ kayı tehlikeye düşüren somut bir girişimi bulunma dığını, yaklaşık ispat gerçekleş­ mediğini beyanla İtirazın reddi ara kararı ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; davalı­ nın taraflar arasındaki sözleşmede Fikri Mülkiyet Haklarına uyacağı konusunda açıkça taahhütte bulunduğunu, gerek sözleşmeye aykırılık gerekse ticari güven ilişkisini zedelemek pahasına dava konusu markayı tescil ettirdiğini, yerleşik uygu­ lama ve içtihatlarda Türkiye'de tescilli olmayan bir markanın bayiliği­ ni/distribütörlüğünü yapan kişinin o markanın tescilini almak için başvuruda bu­ lunmasının kötüniyet ispatı olarak görüldüğünü beyanla ve dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla istinafbaşvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: TPMK kayıtlarından, davacı şirket adına 2911 0/2017 başvuru ta­ rihli, 35 ve 42. sınıflarda ... başvuru numaralı ... markasının tescil edildiği, dava konusu markanın davalı adına 29/12/2016 başvuru tarihli 06, 07, 20'nci sınıflarda tescilli ... markası olduğu görülmüştür. Davacı vekili 24 Nisan 2015 tarihli olup, "Münhasır Dağıtırncılık Hüküm ve Şartları" başlıklı, davacı şirketin SA TJCI, davalı şirketin ALICI olarak adlandırdığı ve davalı şirketin yardımcı aksam, poliamitler ( ... ) ve contalar ( ... ) için Türkiye Bölgesindeki münhasır dağıtıcı olmaya devam etmesi yönünde sözleşmeyi ibraz ettiği görülmüştür. G E R E K Ç E: Marka hükümsözlüğü davasında, mahkemece I 4/04/2020 ta­ rihli ara karar ile tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, hükümsüzlüğü istenen ... sayılı davalı markasının devrinin önlenmesine ve davalı markasından doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin tedbiren önlenmesine karar veril­ miştir. Davalı vekilinin itirazı de mahkemece 27/10/2020 tarihli ara karar ile redde­ dilmiştir. Dosya kapsamında bulunan marka tescil kayıtları, taraflar arasında imza­ lanan ve davalı tarafça i tiraza uğramayan 24 Nisan 2015 tarihli Münhasır Dağıtıcı­ lık Sözleşmesi, davalı markasının hükümsüzlüğü talebiyle dava açılmış olması ve davalı tarafın başvurusu ile, davacı ... marka ürünlerin Çatalca CBS 2020/920 soruş­ turma sayılı dosyası ile el konulması karşısında, davacı tarafın tedbir talebinde hu­ kuki yararının bulunduğu ve yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu kanaatine vanl­ makla davalı vekilinin istinafbaşvurusunun reddine karar verilmiştir. 15. "EPiROC" Kararı Özet SMK'nın 159/l maddesi ile "Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanırnın ülke içinde kendi sınai mülkiyet hakla­ rına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmek/e olduğunu veya gerçekleşme­ si için ciddi ve etkin çalış malar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbir kararı verilmesini mahkem eden talep edebilir. " hükmü getirilmiştir. Asli müdahil taraf- Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği ça, Türkiye'de tescilli markasından kaynaklanan haklarına dayaml­ mış ve alınan bilirkişi raporu ile davalı şirketin iştigal alanının, davacı markasımn koruma kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Mah­ kemece, tarafların marka başvurularının son halini gösterir tescil ka­ yıtları getirtilmemiş, taraf markalarımn hangi mal ve hizmet grupla­ rında tescil edildiği tespit edilmem iştir. Mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararında, tedbirin sınırlarının çizilmesi ve Epiroc markasının hangi mal ve hizmetler yönünden kullamlmasının önlenmesine karar verildiği açıklanması gerekirken, ayrım yapılmak sızın "Epiroc" mar­ kalı ürünlerin üretim, ithalat, satış, dağıtım, satmaya yönelik teklif, fuar alamna çıkarma, reklam, tamtım ve her türlü ticari faaliyetlere konu edilmesinin tedbiren yasaklanmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2021/302 E. 2021/594 K. 22.03.2021 tarihli. 3419 TALEP: Davaya asli müdahil olmak için talepte bulunan ... vekili 09/11/2020 tarihli tedbir talepli dilekçesinde; TPE nezdinde 06/06/2017 tarihinde rüçhan hak­ kından yararlanmak için yapmış oldukları başvuru ve/veya işbu dava sonuçlanana kadar mevcut unvaniarının tedbiren korunmasını, bu kapsamda İstanbul Ticaret Odasına müzekkere yazılmasını, davalı ... A.Ş. tarafından olası ... isimli ürünlerin üretim, ithalat, satış, dağıtım, satmaya yönelik teklif, fuar alanına çıkarma, reklam, tanıtım ve kişisel amaçlar dışında her ne amaçla olursa olsun elde bulundurma da dahil olmak üzere ticari faaliyetlere konu edilmesinin derhal ve tedbiren sonlandı­ rılmasını, asli müdahillikleri doğrultusunda davalannın kabulü ile marka tecavüzü­ nün tespitini, men'ini, haksız rekabetin tespitini ve men'ini, TTK'nin 50. ve 52. maddeleri ger eğince, ticaret unvanını kanuna aykırı olarak kullanan ... işbu dava kapsamında, bunun men'ini, tescilli unvanın değiştirilmesini veya silinmesini, ya­ pılmış tüm basılı yazılı sosyal
için talepte bulunan ... vekili 09/11/2020 tarihli tedbir talepli dilekçesinde; TPE nezdinde 06/06/2017 tarihinde rüçhan hak­ kından yararlanmak için yapmış oldukları başvuru ve/veya işbu dava sonuçlanana kadar mevcut unvaniarının tedbiren korunmasını, bu kapsamda İstanbul Ticaret Odasına müzekkere yazılmasını, davalı ... A.Ş. tarafından olası ... isimli ürünlerin üretim, ithalat, satış, dağıtım, satmaya yönelik teklif, fuar alanına çıkarma, reklam, tanıtım ve kişisel amaçlar dışında her ne amaçla olursa olsun elde bulundurma da dahil olmak üzere ticari faaliyetlere konu edilmesinin derhal ve tedbiren sonlandı­ rılmasını, asli müdahillikleri doğrultusunda davalannın kabulü ile marka tecavüzü­ nün tespitini, men'ini, haksız rekabetin tespitini ve men'ini, TTK'nin 50. ve 52. maddeleri ger eğince, ticaret unvanını kanuna aykırı olarak kullanan ... işbu dava kapsamında, bunun men'ini, tescilli unvanın değiştirilmesini veya silinmesini, ya­ pılmış tüm basılı yazılı sosyal medyadaki unvaniarın ortadan kaldırılmasını, dava sonucunun tirajı en yüksek ülke genelinde yayın yapan bir gazetede yayınını, davalı şirket ... A.Ş.'nin müvekkili şirket nezdinde oluşturduğu zararların tazmini için şim­ dilik toplamda 5.000 TL olmak üzere 2.500 TL maddi tazminat ve 2.500 TL manevi tazminatın davalı şirket ... A.Ş'den alınarak müvekkili şirkete verilmesini, talep etmiştir. TEDBİR KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahke­ mesi tarihli 1 1.1 1.2020 tarihli 2017/615 E. sayılı ara kararıyla; " ... Asli müdahale talep adına 20 17/52175 sayılı "Epiroc" markasının tescilli olduğu, 2017/52175 sayı­ lı Epiroc markasının WIPO nezdinde 25/04/2017 rüçhan tarihli oluşu, rüçhan tarihi­ nin davalı şirketin marka tescil tarihinden ve ticaret sicile kayıt tarihinden daha önce olması, ayrıca " .. .'' ibaresinin asli müdahale talep eden şirketin ticaret unva­ nında da mevcut olması nedenleri yle, davalının " .. .'' markasını kullanmasının asli müdahale talep edenin zararına neden olabileceğinden, ayrıca bu konuda daha önce davacı ... A.Ş. tarafından aynı konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle ilgili İstanbul Bölge Adiiye Mahkemesi tarafından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi- 3420 Yasaman/Yüksel nin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı taraf­ ça 300.000,00 TL nakdi ya da gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine karar verildiği halde davalı tarafça teminatın yatırılmadığı" gerekçesiyle; -İh tiyati tedbir talebinin kısmen KABULÜ­ NE, kısmen REDDiNE, -Asli müdahale talep edenin ... A.Ş.'nin mevcut ticaret unvanının korunması için İstanbul Ticaret Odasına müzekkere yazılması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin REDDiN E, -Asli müdahilin diğer ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, asli müdahale talep eden tarafından bir haftalık kesin süre içerisinde 300.000,00 TL nakdi veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiği takdirde davalı .... A.Ş. tarafından olası " ... " markalı ürünlerin üretim, ithalat, satış, dağıtım, satmaya yönelik teklif, fuar alanına çıkarma, reklam, tanıtım ve her türlü ticari faaliyetlere konu edilmesinin tedbiren yasaklan­ masına, karar verilmiştir. Davalı vekilinin tedbir kararına itirazı üzerine, mahkemece duruşmalı olarak inceleme yapılmıştır. MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi O 1.12.2020 tarihli 2017/615 E. sayılı ara kararıyla; "Davalının ihtiyati tedbir kararına yapmış olduğu İtirazın REDDiNE" karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVUR USU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilek­ çesinde; mahkeme kararının uygulanması ile birlikte, tüm ticari özgürlüklerin yaptı­ rıma bağlanacağını ve ticari faaliyetlerine devam edemez hale geleceğini,- tedbir kararında ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini, dava sürecinde yargılama devam eder­ ken, davacının taleplerinin kabulü ile, davayı kazanmış gibi gayesine ulaşacağ ını,­ tedbir kararı ile depo edilmesi kararlaştırılan 300.000 TL teminatın müvekkilinin olası zararları nı karşılamaya yetmeyec eğini, teminatın miktar itibarıyla dahi amacı­ na hizmet etmediğini,-mahkemenin 1 lll 1/2020 tarihli ara kararı ile asli müdahale talep edene, katılma talebinin değerlen dirilmesi için müdahale harcını yatırmasına karar verildiğini, eksiklik ikmal edilmeden tedbir kararı verilmesinin usulen hatalı olduğunu, beyanla, tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Asli müdahil ve davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; ... markasının müvekkili ... adına tescilli olduğunu, WIPO nezdinde rüçhan tarihinin davalının marka tescilinden öneeye ait olduğunu, müvekki linin ticaret unvanının unsuru olduğunu, istinaf se­ beplerinin yerinde olmadığın ı, müdahale harcı ve teminatın yatırıldığını beyanla istinafbaşvurusunun reddini talep etmiştir. DELİLLER: Davacı .... 'nin tedbir talebi üzerine, mahkemenin 30/05/2019 tarihli kararıyla, yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddi­ ne karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin I 6/09/20 I 9 tarihli 2019/1843 Esas-2019/1742 Karar sayılı kararıyla; " ... ibaresi üzerinde öncelikli hak sahipliği iddiasının yargılama konusu olduğu, davacının 2017/52 ı 75 sayılı Epiroc markasının tescil sahibi yurt dışı menşeli ... şirketi ile davacı şirket arasındaki ilişkinin de kayıtlar toplandıktan sonra değerlendirileceği, ancak 20ı 7/52ı 75 sayılı Epiroc markasının WIPO nezdinde 25/04/20 ı 7 rüçhan tarihli oluşu, davacı tarafça sunulan Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3421 belgeler, dosya kapsamı dikkate alınarak tarafların menfaatleri arasında ciddi bir den­ ge kurulması bakımından, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2-c bendinde dü­ zenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle; davacı veki­ linin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırıla­ rak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK ı 59/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 300.000,00 TL nakdi ya da gayn nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine karar verilmiş, davalı tarafça süresinde teminat yatırılmadığından, tedbir kararı kendi­ liğinden kalkmıştır. Dosya kapsamında marka vekili ... 08/ı 0/2020 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, raporda; ... unvanlı şirkete ait 20ı7/51275 başvuru numaralı mar­ kanın rüçhan kullanması nedeniyle, ... isimli gerçek kişi adına 09/05/2017 tarihinde 06/07/08/09/ ı2/ı6/ı7/35/36/37/40/42. sınıflarda 2017/42834 sayılı başvuru emtia listesinden 06/07/08/0 9/12/16/ı7/35/37. sınıflarda yer alan pek çok mal ve hizmetin çıkanlarak ilan edildiği, davacı ... davalı şirket adına ... ibareli marka bulunmadığı, tarafların iştigal konusunun önceki tarihli 2017/51275 tescil numaralı marka koruma kapsamında kaldığı, ... unvanlı şirkete ait markanın önceliği haiz olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır. GEREKÇE: Asli müdahale talep eden vekilinin WIPO nezdinde tescilli 25/04/20 ı 7 başvuru tarihli ... markasının rüçhan hakkından yararlanarak, TPE nez­ dinde 06/06/20 ı 7 tarihinde 2017/52 ı 75 başvuru numaralı epiroc marka başvuru­ sunda bulunduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, markanın 25/10/20 ı 8 tarihinde tescil edildiğinin beyan edildiği, dava lı adına da "epiroc" mar­ kası için 09/05/2017 tarihinde 2017/42834 numaralı marka tescil başvurusunda bulunduğu, bilirkişi raporundan 05/02/2020 tarihinde tescil edildiği ve davalı tescil başvurusundan bir kısım mal ve hizmetlerin, asli müdahil tarafın itirazı üzerine çıkarıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın istinaf dilekçesinde tedbir kararı ile, ticari faaliyetlerine devam edemez hale geleceğini, ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini, teminatın yetersiz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. 6769
numaralı marka koruma kapsamında kaldığı, ... unvanlı şirkete ait markanın önceliği haiz olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır. GEREKÇE: Asli müdahale talep eden vekilinin WIPO nezdinde tescilli 25/04/20 ı 7 başvuru tarihli ... markasının rüçhan hakkından yararlanarak, TPE nez­ dinde 06/06/20 ı 7 tarihinde 2017/52 ı 75 başvuru numaralı epiroc marka başvuru­ sunda bulunduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, markanın 25/10/20 ı 8 tarihinde tescil edildiğinin beyan edildiği, dava lı adına da "epiroc" mar­ kası için 09/05/2017 tarihinde 2017/42834 numaralı marka tescil başvurusunda bulunduğu, bilirkişi raporundan 05/02/2020 tarihinde tescil edildiği ve davalı tescil başvurusundan bir kısım mal ve hizmetlerin, asli müdahil tarafın itirazı üzerine çıkarıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın istinaf dilekçesinde tedbir kararı ile, ticari faaliyetlerine devam edemez hale geleceğini, ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini, teminatın yetersiz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. 6769 sayılı SMK 159/ l maddesinde; "Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kulla­ nırnın ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleş­ mekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbir kara­ rı verilmesini mahkemeden talep edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Asli müdahil tarafça, Türkiye'de tescilli markasından kaynaklanan haklarına dayanılmış ve alınan bilirkişi raporu ile davalı şirketin iştigal alanının, davacı markasının koruma kapsa­ mında bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, tarafların marka başvurulannın son halini gösterir tescil kayıtları getirtilmemiş, taraf markalarının hangi mal ve hizmet gruplannda tescil edildiği tespit edilmemiştir. Mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararında, tedbirin sınırlarının çizilmesi ve ... markasının hangi mal ve hizmetler yönünden kullanılmasının önlenmesine karar verildiği açıklanması gerekirken, ay­ nın yapılmaksızın "' ... ' markalı ürünlerin üretim, ithalat, satış, dağıtım, satmaya yönelik teklif, fuar alamna çıkarma, reklam, tanıtım ve her türlü ticari faaliyetlere konu edilmesinin tedbiren yasaklanmasına, karar verilmesi yerinde görülmediğin- 3422 Yasaman/Yüksel den, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, O ll 12/2020 tarihli mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılma­ sına, taraf marka tescil kayıtları getirtil erek, taraf markalarının tescil sınıfları ve asli müdahil ve davalı şirketin iştigal alanı karşılaştırılarak, hasıl olacak sonuca göre tedbire İtirazın değerlendiriler ek karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönde­ rilmesine karar verilmiştir. 16. "DVE" Kararı Özet Toplanan delillere ve aldınlan bilirkişi raporuna göre, istinaf eden dava­ lının satışını yaptığı modem içinde davacının tescilli markasını taşıyan DVE ibareli adaptörlerin yer alıyor oluşu, adaptör üzerinde marka iba­ resi bulunma sının satışı yapılan ürün açısından da markasal bir kulla­ nım oluşturması, mahkemenin ürünlerin dava dışı firmadan satın alın­ mış olabileceğini ve mevcut hükümsüzlük davasını ve davab yan savun­ malarım nazara alarak ters tedbir kararı vermiş bulunması dikkate aldı­ ğında, mevcut delillere göre verilen karar yerinde olmakla davabom isti­ naf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 20211216 E. 20211406 K. 25.02.202 1 tarihli. İLK DERECE MAHKEMESi NE AÇILAN DAVADA A-) Açılan dava ve id­ dia: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle, müvekkiline ait olan 2012/90460 kod numaralı DVE ibaresini ve DVE görselini ihtiva eden markanın 2012 yılından bu yana (özellikle adaptör emtiası bakımından) ülkemizde yoğun olarak kullanılmakta, tüketiciler tarafından tanınmakta, bilinmekte olduğunu, mü­ vekkilinin sağladığı kalite algısı ile ilgili emtia üzerinde DVE markasını gören tüke­ ticinin doğrudan ilgili ürüne yöneldiğini, aldığı ürün ile ilgili müvekkilinin var olan itibarı çerçevesinde ciddi beklentiler taşıdığını, 2012/90460 kod numaralı olmak ile birlikte DVE gör selini ihtiva eden DVE ibareli marka, Mal ve Hizmetlerin Sınıflan­ dırılmasına İlişkin Tebliğ'in 09. sınıfında "Bilimsel amaçlı ve laboratuvarlarda kul­ lanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazlan, göstergeler ve laboratuvarlarda kullanılan malzemeler. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana geti­ rilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltına amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil). Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıta­ sıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamiara kayıt edilebilen elektronik yayın­ lar; manyetik/optik okuyucular kartlar. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçalan. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri, Makine ve cihaz­ Iarda kullanılan elektronik elemanlar. Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman uyarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaç­ h donanımlar ( dalgıçlar için kulak tıkaçları dahil). Gözlükler, güneş gözlük! eri, lensler ve bunların kutuları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihaziarı ve araçları (elektrik, elektronikte kullanılan Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3423 kablolar ve güç kaynakları; piller, aküler, anot ve katotlar; Trafikte yangın söndür­ me aletleri ve cihaziarı (Yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görücü sağlayıcı veya artırıcı aletler ve cihazlar. Mıknatıs lar, dekoratif mıknatıslar." emtiaları bakımınd an tescilli olduğunu, malum olduğu üzere "elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama, kontrol cihaziarı ve araçları" şeklinde tanımlan makta olan metalardan birisinin de "adaptör" olduğunu, "DVE" ibaresinin müvekkili adına tescilli marka niteliğinde olmasına ve ilgili markaya 8 yıldır ciddi yatırımlar yapılıyor olmasına rağmen ilgili markayı ihtiva eden ürünlerin karşı yan MEDIA MARKT TURKEY TİCARET LIMITED ŞİRKETİ tarafından ticari amaçlar ile elinde bulundurduğunu, diğer karşı yan ... firması tarafından piyasaya sunulduğu noktasında herhangi bir şüphe bulunmamak ile birlikte, piyasada müvekki li firmaya ait markalan ihtiva eden ürün­ leri tüketicilere (herhangi bir hak gerekçeleri olmaksızın) sattıklarını, karşı taraflar­ dan ... 'ye ait olmak ile birlikte diğer karşı taraf ... TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından satışa arz edilen modem kutuları içerisinden; müvekkiline ait DVE mar­ kasını içerir adaptörler çıktığını, ilgili ürünün taratlarınca fatura mukabili alınmış olmak ile birlikte (İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/129785 Soruşturma Numaralı dosyasına sunulduğunu), ilgili ürünler gibi çok sayıda ürünün karşı taraf­ Iara ait adreslerde yer aldığını ve ticari faaliyetlere konu edildiğinin taratlarınca tespit olunduğunu, karşı taraf ... Limited Şirketi'ne ait ... MAH .... CAD ..... SOK. ESKİ GÜMRÜK ALANI BAYRAMPAŞA İSTANBUL ve ... MAH .... CAD. NO: ... BAGIMSIZ BÖLÜM: 3 34387 ... adreslerinde müvekkiline ait çok sayıda ürünün olduğunun öğrenilmiş olmakla birlikte ivedilik arz etmekte olan işbu tespit ve tedbir talebinin ihtiva eden dilekçelerinin Sayın Mahkemeye arz edilmesi zamre­ tinin hasıl olduğunu belirtilmiş, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile; yukarıda arz ve izah etmeye çalıştıkları nedenlerle mahkememiz­ ce resen göz önünde bulundurulacak sair nedenlerle, karşı yan ... Ticaret Limited Şirketi'nin FORUM İSTANBUL A VM ... MAH ... CAD .... ALANI BA YRAMPA­ ŞA İSTANBUL ve ... MAH .... CAD. NO: ... BAGIMSIZ BÖLÜM: ... adreslerinde müvekkile ait tescilli
ticari faaliyetlere konu edildiğinin taratlarınca tespit olunduğunu, karşı taraf ... Limited Şirketi'ne ait ... MAH .... CAD ..... SOK. ESKİ GÜMRÜK ALANI BAYRAMPAŞA İSTANBUL ve ... MAH .... CAD. NO: ... BAGIMSIZ BÖLÜM: 3 34387 ... adreslerinde müvekkiline ait çok sayıda ürünün olduğunun öğrenilmiş olmakla birlikte ivedilik arz etmekte olan işbu tespit ve tedbir talebinin ihtiva eden dilekçelerinin Sayın Mahkemeye arz edilmesi zamre­ tinin hasıl olduğunu belirtilmiş, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile; yukarıda arz ve izah etmeye çalıştıkları nedenlerle mahkememiz­ ce resen göz önünde bulundurulacak sair nedenlerle, karşı yan ... Ticaret Limited Şirketi'nin FORUM İSTANBUL A VM ... MAH ... CAD .... ALANI BA YRAMPA­ ŞA İSTANBUL ve ... MAH .... CAD. NO: ... BAGIMSIZ BÖLÜM: ... adreslerinde müvekkile ait tescilli mar kalarına tecavüz teşkil eden kullanımla rın gerçekleştirildi­ ğinin uzman bir bilirkişi vasıtası ile tespit olunacak kullanırnl ara ilişkin birer adet numunenin dosya arasına alınmasının gerektiğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanu­ nu'nun 159. maddesi hükümleri çerçevesinde karşı yanların haksız kullanımla rının sonlandırılması gayesi ile karşı yanın müvekkiline ait markalar ile iltibas yaratır her türlü kullanırnın sonlandırılması, var ise ürünlerin evrak, broşür, tanıtım, malzemesi ve sair her türlü doküman ile birlikte toplanması yönünde tedbir kararı oluşturulma­ sını, masrafların karşı yana yükJetilmesi bakımından ihtiyati tedbir karan verilmesi­ ni, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı yaniara bırakılm asını, savcılık ma­ kamı nezdinde gerçekleştirecekleri şikayet hakları ile hukuk davası başlatma hakları saklı kalmak kaydı vekaleten arz ve talep ettikleri görülmüştür. B-) Cevap ve Karşı Talepler: Aleyhine tespit ve tedbir talep edilen ... vekili ce­ vaplarında; davalı aleyhine dava dışı fırma tarafından DVE markası hakkında hü­ kümsüzlük davası açıldığını, kendilerinin de ilgili dava dışı fırmadan satın alarak 3424 Yasaman/Yüksel kendi sattıkları modem kutusunun içinde nihai tüketiciye ulaştırdıklarını, modem satışı yapılan kutularda adaptör markasına ilişkin hiçbir açıklamaya da yer verme­ diklerini, asıl satışı yapılan emtianın modem olduğunu ve DVE ibareli adaptörlerin kendilerince markasal olarak kullanılmadığını, bilirkişi raporunda tespit edilen adaptörün modeme takılamadığı yönündeki tespitin de iyice araştırılması gerektiği­ ni, zira kendilerince kutu içine konulan adaptörlerin modemle uyumlu olduğunu, bu durumda tespiti yapılan ürünün daha önce satılıp satılmadığı, iade ürün olup olma­ dığının da belirlenmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar veril­ mesi gerektiğini savunmuştur. Aleyhine tedbir talep edilen ... vekili savunmalarında SMK 29/2 maddesi gereğince 5 yılı aşkın süredir kullanım ispati defılerini ileri sürdüklerini bu hususu davacının ispatlaması gerektiğini, yine modemin kutusunun içindeki adaptör açısından markasal bir kullanım söz konusu olmadığını, ürünlerin üretici olmadıklarını, kapalı kutu içinde gelen ürünün bir modem olduğunu ve kutu ambalajında da modeme ilişkin bilgile rin yer aldığını adaptör hakkında kutu ve ambalaj etiketinde markasal bir bilgi yer almadığını, bu nedenle de sorumlulukları­ nın bulunmadığını, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. C-) İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince bilirkişi raporu alınarak ve tedbir talebinin değerlendirilmesi açısından duruşma yapılarak karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararda Mahkemece 02/12/2020 tarihli ara kararla; yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğu anlaşılınakla birlikte tedbirin ağırlığı dikkate alındığında muhte­ mel zararların temini açısından belirlenen teminat miktarı üzerinden ters tedbir uygulanmasının yerinde olacağı gerekçeleriyle tedbir talebinin kabul edildiği ve "6100 sayılı HMK'nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'­ nun 159. maddesi gereğince davacı yanın İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 25.000,00 TL (yirmibeşbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE; davacıya ait tescilli marka olan "DVE" ibaresini içeren davalılar uhdesindeki ADAPTÖRLERİN tedbiren toplatılarak YEDDİ EMiNE TEVDİNE, ancak davalılarca, takdiren 100.000,00 TL (yüzbintürklirası) teminatın karar tarihinden itibaren I haftalık kesin süre içinde yatırılması halinde tedbirin UYGULANMAMASINA, aksi takdirde tedbirin derhal uygulanacağı hususunun ihtarına (ihtarat yapıldı), 6100 sayılı HMK'nın 39311 maddesi gereğince işbu kararın l. maddesi uyarınca I haftalık süre içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde işbu tedbirin kendiliğin den kalkmış sayılacağının talep edenidavacı tarafa ihtarına, davacı yö­ nünden infaz süresinin; davalıya verilen 1 haftalık kesin sürenin bitiminden itibaren başlamasına, 6 I 00 sayılı HMK'nın 393/2 maddesi gereğince işbu tedbirin, İstanbul İcra Dairesi aracı kılınarak infazına" şeklinde karar verildiği görülmüştür. İLERi SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERi: Davalı ... vekili kararı istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle " ... Davacının haksız bir şekilde gerçekleştirdiği tespite karşı­ lık 25.000,00 TL teminat ödeyerek tedbir talebinin kabulüne karar verilirken mü­ vekkil şirketin tedbirin durdurulması için 100.000,00 TL ödemek zorunda kalması tamamen hukuka aykırı olup, söz konusu tedbir talebinin tümden reddi gerekmekte- Madde 159- i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3425 dir. İhtiyati tedbir talebinin teminat yatırılarak karşılanması kararı aleyhine tedbir talebi istenen tarafın uğrayacağı zararların gözetilmesi sebebiyle verilmektedir. Bu halde, müvekkil şirketin uğrayacağı zararın 25.000,00 TL olduğuna karar verilirken, davacı şirketin uğrayacağı zararın ı 00.000,00 TL olduğuna karar verilmesi hukuka aykındır. Teminatın yatınlması adına kanundan kaynaklı olarak ı haftalık ödeme süresi verilmiş ve müvekkil şirket süresi içinde teminatı yatırmışsa da teminatın yatınlmış olması bahsi geçen hukuka aykınlığı ortadan kaldırmayacaktır. Müvekk il şirket, teminat yatınlması için verilen sürenin istinaf süresinden kısa olması ve Tür­ kiye'deki pazar ağının tehlikeye girmemesi adına baskı altında belirlenen teminatı yatırmıştır. Bir başka deyişle, müvekkil şirket teminatı ticari kaygılarla tehdit ve baskı altında yatırmış olup eksik ve hatalı yargılama içeren ilk derece mahkemesi­ nin kararına karşı istinaf talebimizin kabul edilerek bahsi geçen tedbir kararının bozularak reddedilmesini talep ederiz. Şöyle ki; ürün kutuları ve modem cihaziarı­ nın söz konusu tespit ile ilgisi bulunmadığından tedbir kararının ürün kutusu ile modem cihazlarını kapsamaması gerekmemektedir. İlk derece mahkemesi tanzim ettiği tedbir kararında söz konusu ayrımı göz etmeksizin tedbir kararını vermiş ol­ duğundan, istinafa konu tedbir kararı maddi ol arak eksiklikler içermektedir. Davaya konu marka üzerinde ihtilaf söz konusu olduğundan davacının müvekki1 şirket aleyhine tedbir kararı aldırınası mümkün değildir. İlk derece mahkemesi bahsi ge­ çen açıklamalarımızı dikkate almaksızın ters tedbir kararı uygulama yoluna gitmiş­ tir. Tedbire konu tespitte inceleme konusu ürün kutusunda yer alan adaptör ile ürün kutusunda yer alan modemlere uyumsuz olmasına karşılık bilirkişi raporunun dik­ kate alınarak tedbir verilmesi hatalıdır. İşbu tespit istemli değişik iş dosyası kapsa­ mında tanzim edilen bilirkişi raporuna konu ineeieİnede açık bir şekilde görülmek­ tedir ki, diğer davalının Forum İstanbul mağazasında tespit edilen ürünü incelendi­ ğinde şüpheli bir şekilde iltibasa konu iddia edilen adaptör ile müvekkil şirketin modemine bağlanamamaktadır. Senelerdir Türkiye'de satış yapan müvekkil şirketin, modemlerine
konusu ayrımı göz etmeksizin tedbir kararını vermiş ol­ duğundan, istinafa konu tedbir kararı maddi ol arak eksiklikler içermektedir. Davaya konu marka üzerinde ihtilaf söz konusu olduğundan davacının müvekki1 şirket aleyhine tedbir kararı aldırınası mümkün değildir. İlk derece mahkemesi bahsi ge­ çen açıklamalarımızı dikkate almaksızın ters tedbir kararı uygulama yoluna gitmiş­ tir. Tedbire konu tespitte inceleme konusu ürün kutusunda yer alan adaptör ile ürün kutusunda yer alan modemlere uyumsuz olmasına karşılık bilirkişi raporunun dik­ kate alınarak tedbir verilmesi hatalıdır. İşbu tespit istemli değişik iş dosyası kapsa­ mında tanzim edilen bilirkişi raporuna konu ineeieİnede açık bir şekilde görülmek­ tedir ki, diğer davalının Forum İstanbul mağazasında tespit edilen ürünü incelendi­ ğinde şüpheli bir şekilde iltibasa konu iddia edilen adaptör ile müvekkil şirketin modemine bağlanamamaktadır. Senelerdir Türkiye'de satış yapan müvekkil şirketin, modemlerine uyumsuz adaptörleri de kutusunda satışa sunmayacağı oldukça açık olduğundan, davacının talebiyle gerçekleştirilen tespit net bir şekilde hayatın olağan akışına ay kın unsurlar içe mı ektedir.. .. " denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREK ÇE: Dava; ihtiyati tedbir istemin­ den ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykın hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Toplanan deliliere ve aldınlan bilirkişi raporuna göre; istinaf eden davalı yanın satışını yaptığı modem içinde davacının tescilli markasını taşıyan DVE ibareli adaptörlerin yer alıyor oluşu, adaptör üzerinde marka ibaresi bulunmasının satışı yapılan ürün açı­ sından da markasal bir kullanım oluşturmas ı, mahkemenin ürünlerin dava dışı fir­ madan satın alınmış olabileceğini ve mevcut hükümsüzlük davasını ve davalı yan savunmalarını nazara alarak ters tedbir kararı vermiş bulunması dikkate aldığında mevcut deliliere göre verilen karar yerinde olmakla davalı yanın istinaf başvurusu­ nun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 3426 Yasaman/Yüksel 17. "ÜG ÜNAL" Kararı Özet Dosyada henüz bilirkişi raporu alınmadığı göz onune alınarak, bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde davah tarafın uğra­ yabileceği zararların önüne geçilebilmesi, davacının da olası zararla­ rının önüne geçilerek tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından , Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2-c bendinde dü­ zenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi gerektiği kanaatiy­ le, davah tarafça 100.000,00 TL nakdi ya da gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edil­ mesine karar verilmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2019/1127 E. 2019/1135 K. 20.05.20 19 tarihli. Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının tescilli markasını tescil edildi­ ğinden farklı şekilde kullanarak müvekkilinin tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğini ileri sürdüğü, ilk derece mahkem esinin I 5/02/20 I 9 tarihli tedbir kararıyla, davalının ... markasını tescilde belirtilen haller dışında kullanımının önlenmesine karar verildiği, davalı vekilinin tedbire itiraz dilekçesi nde ... markasını 1992 yılından itibaren tescilli (0911111992 tarihli ... başvuru numaralı), 1985-1986 tarihinden itibaren tescilsiz kullandığım, kullanım önceliğinin müvekkiline ait ol­ duğunu savunduğu, mahkemenin tedbire İtirazın reddine karar verdiği görülmüştür. TPMK'dan celp edilen marka tescil kayıtları ile taraf vekilieri tarafından ibraz edi­ len marka tescil belgel erinden, davacı adına 04/0211995 başvuru tarihli 84095 baş­ vuru numaralı 29. sınıfta "beyaz peynir, kaşar peyniri, dil peyniri, çayır peyniri, mağliç peyniri, çerkez peyniri" emtialarında ünal markasının, davacı adına tescilli olduğu, 09/11/1992 başvuru tarihli şekil+ ... Süt ibareli 29. sınıfta "Süt" emtiasında tescil edilmiş, sonradan müddet olmuş markasının bulunduğu görülmüştür. Davalı vekilinin 12/02/2019 tarihli dilekçesi ekinde Türk Patent ve Marka Kurumu'nun 10/09/2018 tarihli 2018-M-7531 sayılı YİDK kararını ibraz ettiği, kararda davalı tarafça ... başvuru numaralı " ... süt ürünleri" ibareli baş vuruya, davacı adına tescilli ... sayılı " ... "," ... ", " ... Türkiye'nin Peyniri" ibareli markalarla karıştınlma ihtimali yarattığı gerekçesiyle itiraz edildiği, kurumun başvuru sahibinin (davalı) 2002/17480 sayılı markadan kaynaklanan müktesep hakkı, başvuru ile davacıya ait markalar arasındaki farklar değerlendirildiğinde, başvuru ile itiraz gerekçesi arasın­ da karıştınlma veya ilişkilendirme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı sonucuna vardığı, davacının itirazını reddettiği görülmüştür. Davacı ... davalı tarafın, ... mar­ kası üzerindeki öneeye dayalı hak iddialarının değerlendi rilmesinin ve davalının yoğurt ve peynir ürün ambalajları üzerinde marka kullanımının SMK 9/2-a maddesi kapsamında kullanım olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, dosyada henüz bilirkişi raporu alınmadığı göz önüne alınarak, bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde davalı tarafın uğrayabileceği zararların önüne geçilebilmesi, davacı­ nın da olası zararları nın önüne geçilerek, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2-c bendinde Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3427 düzenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabul üne, ilk derece mahkemesinin kararının kal­ dırılarak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 100.000,00 TL nakdi ya da gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edil­ mesine karar verilmiştir. 18. "TRAKTÖ R OYUNCAK ARABA" Kararı Özet Davacı vekilinin tasarım tescil belgesi ve incelemesiz patent başvurusu göz önüne alınarak, davalı tarafça hükümsüzlük davası açılması ve sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davah tarafın, davacı vekilinin, "tasarıma ve patente tecavüz teşkil eden eylemlerin durdu­ rulması, taklit ürünlere el konulması, internet sitelerine erişimin en­ gellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin" kabulü halinde uğrayabile ceği zararların önüne geçilebilmesi, davacının da olası zararlarının önüne geçilerek, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, SMK 159/2-c bendinde düzen­ lenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, SMK 159/2-c maddesi gereğince karar verilmesi için dosyanın mah­ kemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul BAM 16. HD. 2018/3261 E. 2018/2312 K. 01.11.2018 tarihli. Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın tescil hakları müvekkiline ait olan 2015/01504 tescil numaralı çocuk akülü araçları için dingil yapılanması isimli faydalı model ile 2015/0480 I başvuru numaralı ... başvuru numaralı traktör oyuncak araba isimli tasanma yönelik tecavüzünün tespitine, karşı yanın ürününün tasarımiarına ve patente tecavüz mevcut oluşan zararın azaltmak amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi üzerine, ihtiyati tedbir talebinin murafaalı olarak de­ ğerlendirilmesine karar verilmiştir. Davalı taraf tedbire yönelik beyanlannda; somut olayda incelemesiz patentin söz konusu olduğunu, patenti inceleyen uzman araştırma raporunda koruma kriter­ Ierinin bulunma dığının belirtildiğini, 2004 yılında aynı ürünü katalogda gösterdikle­ rini tedbir kararının reddini talep ve beyan etmiştir. Mahkemenin 2018/183 D. İş sayılı dosyas ında; davalı iş yerinde endüstri ürün­ leri tasarımcısı bi I irkişi tarafından inceleme yapılarak 26/06/2018 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, raporda davacı ya ait 20 15/04801 (2) numaralı endüstriyel tasa­ rım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan
dingil yapılanması isimli faydalı model ile 2015/0480 I başvuru numaralı ... başvuru numaralı traktör oyuncak araba isimli tasanma yönelik tecavüzünün tespitine, karşı yanın ürününün tasarımiarına ve patente tecavüz mevcut oluşan zararın azaltmak amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi üzerine, ihtiyati tedbir talebinin murafaalı olarak de­ ğerlendirilmesine karar verilmiştir. Davalı taraf tedbire yönelik beyanlannda; somut olayda incelemesiz patentin söz konusu olduğunu, patenti inceleyen uzman araştırma raporunda koruma kriter­ Ierinin bulunma dığının belirtildiğini, 2004 yılında aynı ürünü katalogda gösterdikle­ rini tedbir kararının reddini talep ve beyan etmiştir. Mahkemenin 2018/183 D. İş sayılı dosyas ında; davalı iş yerinde endüstri ürün­ leri tasarımcısı bi I irkişi tarafından inceleme yapılarak 26/06/2018 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, raporda davacı ya ait 20 15/04801 (2) numaralı endüstriyel tasa­ rım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algı landıkları, ... 1) facebook sayfas ında 2 numaralı tasarım tesciline benzer ürünün görüldüğünün beyan edildiği anlaşılmıştır. 3428 Yasaman/Yüksel TPMK'dan celp edilen belgelerden davacı adına 26/06/20 15 başvuru tarihli çoklu tasarım belgesini 1, 2 ve 3 numaralı oyuncak araba tasarımlarının tescil edil­ diği görülmüştür. Davacı adına TR 2015 01504 B sayılı "çocuk akülü araçları için dingil yapı­ lanması" buluş başlıklı incelemesiz patentin 24/04/2018 tarihinde 7 yıl süreyle ko­ runmak üzere tescil edildiği, tescil sahibi tarafından patentin ineelemeli patente dönüştürüldüğü, 09/03/2017 tarihli araştırma raporunun da celp edildiği görülmüş­ tür. Bakırköy 1. FSHHM'nin 03/09/2018 tarihli 2018/337 Esas sayılı kararıyla; "davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 13/08/2018 tarihli dilekçe ekinde bulunan ve patent vekili Makine Mühendisi ... tarafından hazırlanan teknik mütalaada, TR 2015/01504 numaralı incelemesiz patent belgesin e ait istem 1-6 ile koruma talep edilen unsurların, US2003073377 numaralı ABD patent yayını tarafından açık ve net olarak ifşa edildiği ve bu sebeple yeni olmadığı, istem 7 de ise dengenin nasıl sağlandığı sorusuna cevap veremediğinden, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlilikte açık ve tam olarak tanımlanmadığı ve bu sebeplerle TR 2015/0 1 504 numaralı ince­ lemesiz patent belgesinin mevcut istemlerinin hükümsüzlük şartlarını taşıdığı yo­ lunda görüş bildirdiği, davacının TR 2015/01504 Sayılı incelemesiz faydalı model belgesi için TPMK tarafından yapılan araştırma raporunda, 5 adet dokümana daya­ nıldığı ve buluş basamağı bulunma dığının tespit edildiği, ayrıca dava dışı Dolu Oyuncak fırmasının 2013 yılında aldığı tasarım belgesi ile yine davacı şirket traktör tasarımına ait 2004 tarihli davacıya ait katalog hep birlikte değerlend irildiğinde, ihtiyati tedbir talebine konu uyuşmazlık ile ilgili bilirkişi raporu alınması ve talebin yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu gerekçesiyle" davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükümsüzlük dava­ sının davayı uzatmak ve tedbir kararının önüne geçmek için açıldığını, uyuşmazlığı çözümsüz hale getirdiğini, davacının 2004 yılı kataloğundaki ürünle davaya konu ürün arasında benzerlik bulunmadığını, ... AŞ fırmasına ait TR 2013-04431 (3) nu­ maralı tasarım ile müvekkilinin tasarımının benzer olmadığına, araştırma raporun­ daki kaynak doküman olarak gösterilen belgelerin uzak ihtimale dayalı kayıtlar olduğunu, Y ve A koduyla işaretlend iğini, yenilik hakkına sahip olduğunu beyanla mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilinin, dava lı tarafın tescil hakları müvekkiline ait olan 201 5 O 1504 tescil numaralı, çocuk akülü araçları için dingil yapılanması isimli faydalı model belgesi ile 2015/04801 başvuru numaralı, traktör oyuncak araba isimli tasanma yönelik tecavüzünün tespitini, tasanma ve patente tecavüz teşkil eden eylemlerin durdurulması, taklit ürünlere el konulması, internet sitelerine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, Bakırköy 1. FSHHM 'nin 03/09/2018 tarihli 2018/337 Esas sayılı kararı ile ihtiyati tedbir talebini reddettiği anlaşılmıştır. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3429 Davalı vekilinin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 20 ı 8/347 E sayılı davası ile davacı tarafın incelemesiz patent başvurusunun hüküm­ süzlüğü ve tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğü davası açtıklarını beyan ettiği, dosyaya ineelemeli patent başvurusu araştırma raporunun ibraz edildiği, davacıya ait 2004 kataloğunun sunulduğu görülmüştür. Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin, ihtiyati tedbir talebini tümden reddettiği anlaşılmışsa da, davacı vekilinin tasarım tescil belgesi ve incele­ mesiz patent başvurusu göz önüne alınarak, davalı tarafça hükümsüzlük davası açılması ve sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın, davacı veki­ linin, "tasarıma ve patente tecavüz teşkil eden eylemlerin durdurulması, taklit ürün­ lere el konulması, internet sitelerine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin" kabulü halinde uğrayabileceği zararların önüne geçile­ bilmesi, davacının da olası zararları nın önüne geçilerek, tarafların menfaatleri ara­ sında ciddi bir denge kurulması bakımından, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ı 59/2-c bendinde düzenlenen "ters teminat" tedbirine karar verilmesi gerektiği ka­ naatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, Daire­ mizin kararında belirtildiği şekilde, 6769 sayılı SMK ı 59/2-c maddesi gereğince karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. 19. "ZiRVE" Kararı Özet İhtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, tale­ bin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlı­ ğının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alın­ dığında, somut olayda, davacı tarafça ileri sürülen hususların yargı­ lamayı gerektirdiği ve tedbir koşullarının mevcut durumda oluş madı­ ğı; her iki tarafın 2000'li yılların başından beri marka ve unvan ola­ rak ... " kelimesini kullandıklarını iddialarının bulunduğu, hak sahip­ liğinin söz konusu olup olmadığının da mahkemece incelenip tartışıl­ ması gerektiği; bu kullanım ların markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, davalı kullanımının üstün hak sahipliğine daya­ nıp dayanmadığı hususları yargılamayı gerektirir nitelikte bulunduğu ve ihtiyati tedbir için gerekli koşulların henüz bu aşamada oluşmadığı kanaatine varılmış, ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. İstanbul BAM 44. HD. 2021/274 E. 2021/293 K. 18.03.2021 tarihli. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin " ... " esas ve ayırt edici unsurlu markası üzerinde, gerek tescil ve gerekse kullanım bakımınd an gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu, ticaret unvanının ayıncı unsuru " ... " ibaresinden oluşmakta olduğunu, davalılann davacının marka ve ticaret unvanı tescilinden do­ ğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiilierin önlenmesi ve durdu­ rulmasına, davalıların 5, 29 ve 30. sınıftaki gıda ürünlerinin ticaretinde, " ... "marka- 3430 Yasaman/Yüksel sını; " ... " i bareli ticaret unvanını veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri kullanmasının önlenmesine, davalı yanın işletmelerinde veya diğer ticari ortamlarda bulunan " ... " markasını; " ... " ibareli ticaret unvanı ve tanıtım işaretlerini veya bun­ larla karı şıklık yaratacak başka işaretleri içeren ürünler ile bu ürünleri üretmeye yarayan
tarihli. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin " ... " esas ve ayırt edici unsurlu markası üzerinde, gerek tescil ve gerekse kullanım bakımınd an gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu, ticaret unvanının ayıncı unsuru " ... " ibaresinden oluşmakta olduğunu, davalılann davacının marka ve ticaret unvanı tescilinden do­ ğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiilierin önlenmesi ve durdu­ rulmasına, davalıların 5, 29 ve 30. sınıftaki gıda ürünlerinin ticaretinde, " ... "marka- 3430 Yasaman/Yüksel sını; " ... " i bareli ticaret unvanını veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri kullanmasının önlenmesine, davalı yanın işletmelerinde veya diğer ticari ortamlarda bulunan " ... " markasını; " ... " ibareli ticaret unvanı ve tanıtım işaretlerini veya bun­ larla karı şıklık yaratacak başka işaretleri içeren ürünler ile bu ürünleri üretmeye yarayan üretim araçlarına; ihlal konusu tanıtım işaretlerini içeren sabit veya taşınır tabela, kartvizit, fatura, irsaliye, afiş, broşür, tanınım dergilerinin ve bu cümleden olarak tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyaliere el konulmasına, davalı yanın .. . ... tanıtım işaretini işletme adı olarak kullanmasının önlenmesine, ihlal oluşturan işaretin işletmelerden ve iş ile tanıtım evrakından silinmesine, davalı ya­ nın ihlal oluşturan işareti içeren web sayfasına erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir tale­ binde; davalıların davacının marka ve ticaret unvanı tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiilierin önlenmesi ve durdurulmasına, davalıların 5, 29 ve 30. sınıftaki gıda ürünlerinin ticaretinde, " ... " markas ını; " ... " ibareli ticaret unvanını veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri kullanma­ sının önlenmesine, davalı yanın işletmelerinde veya diğer ticari ortamlarda bulunan " ... " markasını; " ... " ibareli ticaret unvanı ve tanıtım işaretlerini veya bunlarla karı­ şıklık yaratacak başka işaretleri içeren ürünler ile bu ürünleri üretmeye yarayan üretim araçlarına; ihlal konusu tanıtım işaretlerini içeren sabit veya taşınır tabela, kartvizit, fatura, irsaliye, afiş, broşür, tanımın dergilerinin ve bu cümleden olarak tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyaliere el konulmasına, davalı yanın ... tanıtım işaretini işletme adı olarak kullanmasının önlenmesine, ihlal oluşturan işare­ tin işletmelerden ve iş ile tanıtım evrakından silinmesine, davalı yanın ihlal oluştu­ ran işareti içeren web sayfasına erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir ka­ rarı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 25.01.2021 tarihli ara kararıyla; mevcut durum, bilirkişi raporları, dosya kapsamı birlikte değerlen­ dirmede; her ne kadar davacı tarafından davalıların, müvekki linin marka ve ticaret unvanı tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan fiiller için tedbir talep edilmiş ise de, davalıların eylemlerinin tecavüz kapsammda kalıp kal­ madığı, davalı kullanımlarının ticaret unvanmın kullanımı mı, yoksa markasal kul­ lanım mı olup olmadığı yönünde mahkememizde bu aşamada mevcut delil durumu­ na göre yaklaşık bir ispat sonucuna ulaşılamadığı, bu durumun her iki tarafın delil­ leri toplandıktan sonra yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkabileceğinden, yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talebinde bulunan davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özet­ le; SMK m. 159 uyarınca tedbir kararı verilmesi gerektiğini, davaimm eylemleri hem markasal ve hem de unvansal şekilde gerçekleştiğini, Davalının kullanımları­ nın sadece un vansal gerçekleşmesi durumu bile ihlal olduğunu, zira SMK m. 7 /3-e hükmünde unvansal kullanımlar bile ihlal kabul edildiğini, -Davacının sunulan deliller ve keşif sonucu elde olunan kanıtlarla ve ayrıca bilirkişi raporlarıyla marka hakkına tecavüz eylemini ispat etmiş iken, yaklaşık ispat kuralının sağlanamadığı gerekçesiyle karar verilmesinin dosya kapsamıyla örtüşmediğini, -6769 sayılı SMK gerçek hak sahipliği ilkesinin benimsendiğini, davacının ... ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğunu, nitekim müvekkil şirket gerçek hak sahibi olduğu markaları- Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3431 nın sırasıyla 26.05.2003/12781; 22.12.2010/81495 ve 27.04.2012/39458 sayıyla Türk Patent nezdinde tescil ettirdiğini, davalıların davacı markalarının aynısını, bir yandan ... ve benzeri ürünlerde marka olarak kullandığım; diğer yandan da iştigal mevzuu çikolata ürünlerini de içeren ticaret unvaniarını da ayıncı unsur olarak kul­ landığım, -Davacı markalarıyla davalıların kullandığı işaretlerin, münferit unsurlar­ dan ziyade bütünü itibariyle bıraktıkla rı izlenirnin aynı olduğunu, normal düzeyde bilgilendirilmiş, makul ölçüde dikkatli, davalıların ... ÇİKOLA TA markalı ürünle­ ri/ ... ibareli ticaret unvanı ile müvekkilin tescilli markasını taşıyan orijinal ürünleri aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı 5, 29 ve 30. sınıf ürünlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki aynı tür ürün alımlarında aynı markayı taşıyan ürünlerden yararlanmak isteyen orta­ lama düzeydeki alıcıların, davalı tanıtım işareti, ticaret unvanı ve müvekkil tescilli markasının farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığını, -Davalı yanın eylemlerinin, davacının markasının tanınmışlığına da zarar ver­ diğini, -Marka hakkı ihlal edilen müvekkilin, davalıların ihlal olu şturan eylemleri­ nin tespitini (HMK m.400 vd.) ve ihtiyati tedbir yoluyla tecavüz fiilierinin önlen­ mesi, durdurulması ve ret'ini istemesi hukuka uygun bir talep olduğunu (HMK m.389 vd.; SMK m. 1 59), dolayısıyla ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırı­ larak ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesini -Davacının ticaret unva­ nının ayıncı unsuru olan ... ibaresi ile davalı yanın kullandığı ... ibaresi arasında anlamsal, görsel ve sesçil olarak bıraktıkları umumi intiba itibariyle ortalama tüke­ ticileri karışıklığa düşürebilecek derecede benzerlik olduğunu, şüphesiz bu durumda SMK m. 7 kapsamında ihlal oluşturduğunu, bu halin müvekkilin tescilli ticaret unvanı aleyhine haksız rekabet de yaratac ağım, haksız rekabete maruz kalan mü­ vekkil şirketin, davalı yanın ihtiyati tedbir yoluyla tecavüz fiilierinin önlenmesi, durdurulması ve ret'ini istemesi hukuka uygun bir talep olduğunu, istinaf talepleri­ nin kabulüyle; İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2020/225 E. Sayılı dosyasındaki 25 .O 1.2021 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara kara rının kaldırılmasına, davalıların, davacının marka ve ticaret unvanı tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiilierinin ön­ lenmesi ve durdurulmasına, davalıların 5, 29 ve 30. sınıftaki gıda ürünlerinin ticare­ tinde, 11 ••• 11 markas ını; 11 ••• 11 i bareli ticaret unvanını veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri kullanmasının önlenmesine, davalı yanın işletmelerinde veya diğer ticari ortamlarda bulunan, 11 ••• 11 markas ını; 11 ••• 11 i bareli ticaret unvanı ve tanıtım işa­ retlerini veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri içeren ürünler ile bu ürünleri üretmeye yarayan üretim araçlarına; ihlal konusu tanıtım işaretlerini içeren sabit veya taşınır tabela, kartvizit, fatura, irsaliye, afiş, broşür, tanıtım dergilerinin ve bu cümleden olarak tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyaliere el ko­ nulmasına, dava lı yanın ... tanıtım işaretini işletme adı olarak kullanmasının önlen­ mesine,
unvanı tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiilierinin ön­ lenmesi ve durdurulmasına, davalıların 5, 29 ve 30. sınıftaki gıda ürünlerinin ticare­ tinde, 11 ••• 11 markas ını; 11 ••• 11 i bareli ticaret unvanını veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri kullanmasının önlenmesine, davalı yanın işletmelerinde veya diğer ticari ortamlarda bulunan, 11 ••• 11 markas ını; 11 ••• 11 i bareli ticaret unvanı ve tanıtım işa­ retlerini veya bunlarla karışıklık yaratacak başka işaretleri içeren ürünler ile bu ürünleri üretmeye yarayan üretim araçlarına; ihlal konusu tanıtım işaretlerini içeren sabit veya taşınır tabela, kartvizit, fatura, irsaliye, afiş, broşür, tanıtım dergilerinin ve bu cümleden olarak tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyaliere el ko­ nulmasına, dava lı yanın ... tanıtım işaretini işletme adı olarak kullanmasının önlen­ mesine, ihlal oluşturan işaretin işletmelerden ve iş ile tanıtım evrakından silinmesi­ ne, davalı yanın ihlal oluşturan işareti içeren web sayf asına erişimin engellenmesi­ ne, yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalılar karşı davacılar 3432 Yasaman/Yüksel vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı-karşı müvekkilinin, .... ibaresini kullanmadığını iddia etmediğini, tam tersine ... ibaresi üzerinde 2001 yılına dayanan öncelikli hak sahibi olarak .. ibaresini haklı olarak kullandığım, aslında davacı-karşı davalının kötü niyetli ve taklitçi olduğunu iddia ettiğini, 14.08.2020 tarihli 'Cevap ve Karşı Dava' dilekçemizdeki açıklamalar ve ekindeki deliller ile sabit olduğu üzere, davalı müvekkil şirketin de dahil olduğu ... aile grup şirketleri olarak ( ... ) ibaresinin ilkin 04.06.200 1 tescil ve 07.06.200 I ilan tarihi itibariyle ticaret unvanı olarak tescil edildiği için, davalı müvekkil şirketin 2001 yılına dayanan ve aile grup şirketlerinden köken alan öncelikli hakkında dayanarak, davacı-karşı davalının sonraki tarihli (26.03.2003/12781 -... ) markasının "müvekki limizin ticaret unvanına iltibas ettiği için hükümsüzlüğünü" ve ayrıca davacının yine (1 5.10.20 lO tescil, 22.10.2010 ilan tarihli ... ) ibareli "sonraki tescil tarihli ticaret unvanının terkinini" karşı dava olarak talep ve dava etmiş bulunduklarını, gerçekte ... ibaresinde davalı­ karşı davacı müvekkil 2001 yılına dayanan öncelikli hak sahibi olduğunu, -... grup şirketlerince ... ibaresinin 200 I yılından beri ticaret unvanı olarak ön­ celikli kullanım hakkına sahip olmakla birlikte, ayrıca ... grup şirketlerince (ZiR­ VE+ ŞEKİL) ibaresi (en az) 2007 yılından beri FİİLEN MARKASAL olarak ve 24.03.2010/19099 tarihinden itibaren de TESCİLLİ MARKA olarak kullanıldığını, dolayısıyla davacının 22.12.2010/ 81495, 03.11.2011189494 ve 27.04.2012/39458 sayılı sonraki (Z ŞEKİL + .... ) ibareli markalan tamamen müvekkiller den iltibas edilerek kötü niyetli ve kasıtlı tescil edildiği açık olup, bu nedenle "davalıya ait işbu üç markanın hükümsüzlüğünü" de talep ettiklerini,-D avalı gerçek kişi müvekkillere, davalı müvekkillerin temsilcisi olduğu sebebiyle şahsen sorumlu tutularak dava açılması usule aykırı olduğu için, husumet itirazlannın mevcut olduğunu, Dava ve Karşı Dava dilekçelerindeki sebeplerle, davacı-karşı davaimm haksız olan ve yerin­ de olmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İnce­ leme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı markasının davacı markası ile iltibas oluşturduğundan bahisle tescilin hükümsüzlüğüne ve mar­ kanın sicilden terkinine, markaya vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, markanın davalının ticaret unvanında kullanılm ası sebebiyle, ticaret unvanınd an terkini, men'ine ve refine, karar verilmesi istemli dava olup, tedbir istemi de aynı hususlara ilişkindir. 10/01/2017 tarih ve 29944 Sayılı Resmi Gazete yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun "İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği" başlıklı 159. maddesind e;"(!) Bu Kanun uyarınca; dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşm ekte olduğunu veya gerçekleş­ mesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını· ispat etmek şartıyla, verilecek hük­ mün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.(2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalı­ dır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiilierin önlenmesi ve durdurulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3433 tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhası ran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışın­ daki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukla rı her yerde elkonulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımınd an teminat verilmesi.(3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hu­ suslarda 12/112011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır." düzenlemesi yer almaktadır. 6 I 00 sayılı HMK 'nın 389/1. maddesinde ise, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale gelece­ ğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncan ın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı veri­ lebilir." düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedile­ bilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda ola­ bilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelme­ sine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK'nın 390/3. mad­ desinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundad ır." şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığında, somut olayda, davacı tarafça ileri sü­ rülen hususların yargılamayı gerektirdiği ve tedbir koşullarının mevcut durumda oluşmadığı yönündeki mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunma dığı, karşı dava­ da, davalı-karşı davacının eskiye dayalı kullanıma bağlı olarak ... markası üzerinde üstün ve öncelikli hak iddiasında bulunduğu, buna ispata yönelik olarak ticaret un­ vanı tescil tarihini gösterdiği, diğer delillerin mahkemece henüz incelenmediği, tarafların defter ve fatura kayıtları üzerinde bir mali muhasip bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptınlmadığı ve böylece davalı-karşı davacının gerçek hak sahipliği iddiasının yargılamanın yeni başlaması nedeniyle araştırılmadığı, dava konusu mar­ kayı taraflardan hangisinin, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullandığının tespit edilemediği, karşı davada gerçek hak sahipliği iddiasının sabit görülmesi durumun­ da davacının dayandığı marka tescilinin baştan itibaren hükümsüzlüğü söz konusu olabileceğinden, böyle bir durumda asıl davanın dayanaksız kalacağı, öte yandan her iki tarafın 2000'li yılların başından beri marka ve unvan olarak ... " kelimesini kullandıklarını iddialarının bulunduğu, hak sahipliğinin söz konusu olup olmadığı­ nın da mahkemece incelenip tartışılması
davacının eskiye dayalı kullanıma bağlı olarak ... markası üzerinde üstün ve öncelikli hak iddiasında bulunduğu, buna ispata yönelik olarak ticaret un­ vanı tescil tarihini gösterdiği, diğer delillerin mahkemece henüz incelenmediği, tarafların defter ve fatura kayıtları üzerinde bir mali muhasip bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptınlmadığı ve böylece davalı-karşı davacının gerçek hak sahipliği iddiasının yargılamanın yeni başlaması nedeniyle araştırılmadığı, dava konusu mar­ kayı taraflardan hangisinin, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullandığının tespit edilemediği, karşı davada gerçek hak sahipliği iddiasının sabit görülmesi durumun­ da davacının dayandığı marka tescilinin baştan itibaren hükümsüzlüğü söz konusu olabileceğinden, böyle bir durumda asıl davanın dayanaksız kalacağı, öte yandan her iki tarafın 2000'li yılların başından beri marka ve unvan olarak ... " kelimesini kullandıklarını iddialarının bulunduğu, hak sahipliğinin söz konusu olup olmadığı­ nın da mahkemece incelenip tartışılması gerektiği anlaşılmakla, bu kullanımla rın markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, davalı kullanımının üstün hak sahipliğine dayanıp dayanmadığı hususları yargılamayı gerektirir nitelikte bu­ lunduğundan ve ihtiyati tedbir için gerekli koşulların henüz bu aşamada oluşmadığı kanaatine varıldığından usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan ilk derece mahke­ mesi kararına yönelen davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. 3434 Yasaman/Yüks el HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun İs­ tanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 25.01.2021 tarih ve 2020/225 E. sayılı ara kararına karşı davacı-karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDiNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı karşı-davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIGI NA, 3-Davacı- karşı davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İncelemenin du­ ruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekiilet ücreti takdirine YER OLMADIGI NA, 5-Davacı karşı davalı tarafça yatırılan gider avansından harcan­ mayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6-Karar tebliği, harç tahsil mü­ zekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gere­ ğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 sayılı HMK'nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021 VIII. MADDE iLE iLGiLi AVRUPA BiRLiGi KARARLARI 20. "ROLEX" Kararı72 Özet Yöneltilen sorulara yanıt olarak, Gümrük Tüzüğü, AB üyesi devlette ikamet eden bir kişiye üye olmayan üçüncü bir devletten çevrimiçi sa­ tış sitesi vastasıyla satılan mallar üzerindeki fikri mülkiyet hakkı ve marka sahibinin, bu mallar üye devletin topraklarına girdiğinde, salt söz konusu malların edinilmesi sebebiyle, söz konusu tüzükle sağla­ nan korumadan yararlanabileceği yönünde yorumlanmalıdır. Bu kapsamda, söz konusu malların ayrıca satıştan önce aynı devletteki tüketicilere yönelik bir satış teklifine veya bir reklama konu olmasına gerek yoktur. DİV AN KARARI (İKİNCİ DAİRE) 6 Şubat 2014 (Ön soru başvurusu -1383/2003 sayılı Tüzük-Taklit ya da korsan malların piyasaya arzını önlemeye yönelik tedbirler -Madde 2 -Tüzüğün kapsamı -Üye olmayan bir ülkeden bir Üye Devlette İkarnet eden bir bireye taklit bir saatin inter­ net yoluyla özel satışı -Üye Devletin topraklarına girişte gümrük makamları tara­ fından saate el konulması -El koymanın meşruiyeti -Koşullar -Fikri mülkiyet haklarının ihlaline ilişkin koşullar -Y önerge 2001/29/ AT -Madde 4 -Halka dağı- 72 Kararın çevirisi Av. Utku Akçok tarafından yapılmıştır. Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3435 tım-Yönerge 2008/95/ AT-Madde 5-207/2009 sayılı (AT) Tüzüğü-Madde 9- Ticaret sırasında kullanım) C-98113 sayılı dava, ( ... ) Martin Blomqvist V. Rolex SA, Manufacture des Montres Rolex SA, ( ... ) Giriş ( ... ) Avrupa Birliği Adalet Divanının ("Divan") kararına konu olan olay, Martin Blomqvist ve Rolex SA ile Rolex SA saat fabrikası (bundan sonra birlikte "Rolex" olarak anılacaklardır.) arasında, ve Bay Blomqvist'in Çin menşeili bir online satış sitesi aracılığıyla satın almış olduğu sahte saatin gümrük yetkilileri tarafından ele geçirilip imha edilmesi sebebiyle ortaya çıkmış bir uyuşmazlıktır. Bu sebeple Divan, öncelikle ilgili hükümleri tespit etmiş ve bu hükümlerin ne ifade ettiğini yorurnlamıştır. Olaylar ı6. Ocak 20ıO'da Danimar ka'da yerleşik Blomqvist, Çin menşeli bir internet sitesi aracılığıyla Rolex marka olduğu ifade edilen bir saat sipariş etmiştir. Sipariş bu satıcının İngilizce internet sitesinden gerçekleştiri lmiş ve sipariş bedeli de ödenıniş olup, yine bu satıcı tarafından Hong Kong'dan saat kargoya verilmiştir. ı 7. Paket Danimar ka'ya vardığında, gümrük otoriteleri tarafından kontrole ko­ nu olmuştur. Rolex marka saatin taklit edilmiş olmasından ve ilgili modele ilişkin telif haklarının ihlalinden şüphelenilmiş ve gümrük işlemleri durdurulmuştur. Rolex ve Blomqvist ı 8 Mart 201 O tarihinde bu hususta bilgilendirilmiş lerdir. 18. Rolex, taklit malın söz konusu olduğunu ileri sürerek, gümrük düzenleme­ sindeki prosedür uyarınca gümrük işlemlerinin durdurulmasının sürdürülmesini ve Blomqvist 'in saatin imhasına onay vermesini talep etmiştir. ı 9. Blomqvist ise saati hukuka uygun bir şekilde satın aldığını ileri sürerek im­ haya itiraz etmiştir. 20. Bunun üzerine Rolex, ticaret mahkemesinde dava açmış ve Blomqvist'in gümrük işlemlerinin durdurulmasını ve saatin imhasını, herhangi bir tazminat söz konusu olmaksızın kabul etmesini talep etmiştir. Mahkeme davayı kabul etmiştir. 3436 Yasaman/Yüksel 21. Blomqvist davayı bir üst mahkemeye taşımıştır. Bu mahkeme, somut olay­ da, gümrük düzenlemelerinin uygulanması için gerekli olan fikri mülkiyet hakkı ihlalinin gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlendirmekte olup, söz konusu düzen­ lemenin uygulanması için Danimarka'da korunan bir fikri hak veya marka hakkının ihlalinin söz konusu olması ve ihlalin bu üye devlette gerçekleşmesi gerekmektedir. Mahkemece Blomqvist'in saatini kişisel kullanımı dolayısıyla almış olması ve fikri haklar ve marka haklarına ilişkin Danimarka kanunlarını ihlal etmediği tespit edil­ miştir. Mahkemenin bu tespitinden sonra ise, satıcının fikri haklar ve marka hakla­ rına ilişkin Danimarka düzenlemelerini ihlal edip etmediği sorusu gündeme gelmiş­ tir. Divan 'ın içtihad ı ışığında Mahkeme, somut olayda Telif Hakkı Yönergesindeki anlamı kapsamında bir kamuya da ğıtırnın ve Marka Yönergesindeki ve Topluluk Marka Tüzüğündeki anlamı kapsamında ticari kullanırnın söz konusu olup olmadı­ ğını sorgulamıştır. Bu noktada Mahkeme süreci durdurmuş ve birtakım hususlarda Divan 'ın gö­ rüşünü almak için sorularını Divan 'a yöneltmiş tir. ( ... ) Divan'ın Görüşü ve Gerekçeleri 23. Mahkeme sorularıyla, fikri mülkiyet haklarına tecavüz değerlendiril irken başvurulan Telif Hakkı Yönergesi madde 4(1) kapsamında kamuya dağıtım ve Marka Yönergesinin 5(1) ile 5(3) ve Topluluk Markası Tüzüğü'nün 9(1) ile 9(2) maddeleri anlamında ticari kullanım kavramlarının açıklığa kavuştur ulmasını talep etmektedir. ( ... ) 26. Bu şartlar altında, başvuran mahkemen in, bir üye devlette İkarnet eden bir kişiye üçüncü bir ülkede bulunan bir çevrimiçi satış sitesi üzerinden satılan bir ma­ lın bu üye devletin topraklanna girdiğinde,
Telif Hakkı Yönergesindeki anlamı kapsamında bir kamuya da ğıtırnın ve Marka Yönergesindeki ve Topluluk Marka Tüzüğündeki anlamı kapsamında ticari kullanırnın söz konusu olup olmadı­ ğını sorgulamıştır. Bu noktada Mahkeme süreci durdurmuş ve birtakım hususlarda Divan 'ın gö­ rüşünü almak için sorularını Divan 'a yöneltmiş tir. ( ... ) Divan'ın Görüşü ve Gerekçeleri 23. Mahkeme sorularıyla, fikri mülkiyet haklarına tecavüz değerlendiril irken başvurulan Telif Hakkı Yönergesi madde 4(1) kapsamında kamuya dağıtım ve Marka Yönergesinin 5(1) ile 5(3) ve Topluluk Markası Tüzüğü'nün 9(1) ile 9(2) maddeleri anlamında ticari kullanım kavramlarının açıklığa kavuştur ulmasını talep etmektedir. ( ... ) 26. Bu şartlar altında, başvuran mahkemen in, bir üye devlette İkarnet eden bir kişiye üçüncü bir ülkede bulunan bir çevrimiçi satış sitesi üzerinden satılan bir ma­ lın bu üye devletin topraklanna girdiğinde, Gümrük Tüzüğünde sağlanan koruma­ dan fikri mülkiyet hakkının sahibinin yine bu düzenlemeler uyannca yararlanması için, bu satışın o üye devlette, halka dağıtım olarak değerlendirilmesi veya ticari kullanım kapsamına girmesinin zonınlu olup olmadığını öğrenmek istediği anlaşıl­ maktadır. Soruları yöneiten mahkeme ayrıca, satıştan önce, söz konusu malların aynı devletteki tüketicilere yönelik bir satış teklifine veya reklama konu olmasının zorunlu olup olmadığını öğrenmek istemektedir. 27. Bu kapsamda, bir yandan, marka sahibinin, Marka Yönergesi ve Topluluk Markası Tüzüğü doğrultusunda, markasının tescilli olduğu mallarla veya hizmetler­ le aynı mallar veya hizmetler bakımından, kendi markasıyla aynı işaretlerin, izni olmaksızın üçüncü kişilerce ticarette, markanın fonksiyonianna zarar getiren veya getirebilecek kullanımını engelleme hakkına sahip olduğunu hatırlamak gerekir. 28. Diğer yandan, Telif Hakkı Yönergesi doğrultusunda, eser sahipleri ne, eser­ lerinin orijinallerinin veya kopyalarının satış ya da diğer yollarla kamuya dağıtımı­ na izin verme veya yasaklama münhasır hakkı verilmiştir. Kamuya dağıtım, satış Madde 159-i htiyati Tedbir Talebi ve i htiyati Tedbirin Niteliği 3437 sözleşmesinin yapılmasından bu sözleşmenin kamudan bir kişiye teslim suretiyle i fa edilmesine kadar olan bir eylemler serisidir. Bir tacir, dağıtıma konu malların bir üye devlette telif hakkıyla korunduğu durumlarda, kendisi veya onun adına hareket eden kişilerin kamuya dağıtım olarak değerlendirilebilecek faaliyetlerinden sorum­ ludur. 29. Bu şartlar altında, Avrupa Birliği mevzuatı çerçevesinde, bir üye devletteki bu satışın, Telif Hakkı Yönergesi kapsamında kamuya dağıtım veya Marka Yöner­ gesi ve Topluluk Marka Tüzüğü kapsamında ticari kullanım olarak değerlendirilme­ si gerekmektedir. Satış ve sevkiyat sözleşmesinin yapıldığı halde, bu tip kamuya dağıtırnın mevcut olduğu kabul edilir. 30. Rolex'in Danimarka'da ileri sürdüğü telif ve marka haklarının sahibi oldu­ ğu ve inceleme konusu saatin Gümrük Tüzüğü madde 2(l)(a) ve (b) kapsamında taklit ve korsan ürün olduğu tartışma konusu değildir. Ayrıca, bu ürünün bu üye devletteki bir tacir tarafından satışa sunulduğu halde, satışın tica ri amaçla yapıldığı bir durumda kamuya dağıtırnın ticari hayatta ortaya çıkmış olacağı ve Rolex'in, haklarının ihlal edildiğini ileri sürebileceği de tartışma konusu değildir. Dolayısıyla incelenen somut olayda yanıtlanması gereken soru, bir fikri mülkiyet hakkı sahibi olan Rolex'in, söz konusu ürünlerin, haklarının topraklarında korunmadığı ve üye olmayan üçüncü bir devlet menşeili online satış sitesi aracılığıyla satışı durumunda, bu hakları için aynı korumayı talep edip edemeyeceğidir. 31. Bir internet sitesinin tescilli markanın korunduğu bölgeden erişilebilir du­ rumda olması, ürünlerin o bölgede yerleşik tüketiciler hedef alınarak satışa sunul­ duğu sonucuna varılması için tek başına yeterli değildir. 32. Bununla birlikte, üye olmayan üçüncü bir devletten gelen malların koru­ manın sağlandığı üye devletin sınırlarına girmesinden önce dahi, bahsedilen mallara ilişkin olarak bu devletin sınırlarındaki tüketicilere yönelen satış, satış teklifi veya reklam yolları ile ticari bir fiil gerçekleştirilmesi yoluyla koruma kapsamındaki haklara tecavüz edilmesinin mümkün olduğuna Divan daha önce de karar vermiştir. 33. Bu sebeple, üye olmayan üçüncü bir devletten gelen ve Avrupa Birliğinde marka hakkı ile korunan bir ürünün taklidi veya telif hakkı, komşu bir hak, çizim veya dizayn suretiyle korunan ürünlerin kopyası olan ürünler, bu hakları ihlal edebi­ lirler ve bu ürünlerin Avrupa Birliğinde satışa sunulacağının, özellikle malların Avrupa Birliğinde bir müşteriye satışının konusu olduğu, satış teklifine konu oldu­ ğu veya Avrupa Birliğindeki tüketicilere reklamının yapıldığı hallerde, ispatlanması durumunda bunlar "taklit" "korsan ürünler" olarak nitelendirilir. 34. Somut olayda, inceleme konusu olan ürünlerin Avrupa Birliğindeki bir müşteriye satıldığı açıktır. Bu nedenle, bu durum ürünlerin bir internet sitesinde satışa sunulması veya durdurucu bir prosedür kapsamında Avrupa Birliği gümrük alanına girmesi gibi hususlada kıyaslanamaz. Sonuç olarak, satışın üçüncü bir dev­ let menşeili bir internet sitesi aracılığıyla yapılması hususu tek başına, satışa konu mallar üzerinde fikri mülkiyet hakkı sahibi olan kişinin kendisine gümrük düzenle- 3438 Yasaman/Yüksel meleriyle sağlanan korumadan mahrum bırakrnaz; bu hususta ayrıca, malların bu satıştan önce Avrupa Birliğindeki tüketicileri hedef alan bir kamuya satış teklifine veya reklama konu edilip edilmediğinin araştırılması gerekli değildir. 35. Önceki değerlendirmeler ışığında, yöneltilen sorulara yanıt olarak, Gümrük Tüzüğü, bir üye devlette İkarnet eden bir kişiye üye olmayan üçüncü bir devlette yer alan çevrimiçi satış sitesinden satılan mallar üzerindeki fikri mülkiyet hakkı sahibi­ nin, bu mallar bu üye devletin topraklarına girdiğinde, salt söz konusu malların edinilmesi sebebiyle, anılan hak sahibine söz konusu tüzükle sağlanan korumadan yararlanabileceği yönünde yorumlanmalıdır. Bu kapsamda, söz konusu malların ayrıca satıştan önce aynı Devletteki tüketicilere yönelik bir satış teklifine veya bir reklama konu olmasına gerek yoktur. ( ... ) 22 Temmuz 2003 tarihli ve 1383/2003 sayılı Fikri Mülkiyet Haklarını ihlal Eder Nitelikteki Eşyaya İlişkin Güm rük İdarelerince Yapılacak İşlemler ve Söz Konusu Hakları ihlal Ettiği Kesinleşen Eşya ile İlgili Olarak Alınacak Önlemlere İlişkin Konsey Tüzüğü, üye bir devlette yaşayan bir kişiye, üye olmayan üçüncü bir devlet menşeili bir internet sitesi aracılığıyla satılan mal üzerindeki fikri mülkiyet hakkı sahibinin, malların üye ülke bölgesine girdiği anda, bu hak sahibine anılan Tüzükle sağlanan korumadan, sırf anılan malların edinilmesine dayanarak faydala­ nabileceği biçiminde yorumlanrnalıdır. Buna ek olarak, satıştan önce, söz konusu ürünlerin bu üye devletteki tüketicileri hedef alan bir satış teklifinin veya reklamın konusu olması yönünde bir gereklilik bulunmamaktadır. İŞLEM YETKİSİ OLAN KİŞİLER VE TEBLiGAT MADDE 160: (1) Gerçek veya tüzel kişiler ile bu kişiler tarafından yetkilendi­ rilmiş sicile kayıtlı marka veya patent vekilieri Kurum nezdinde işlem yapabilir. (2) Tüzel kişiler, yetkili organları tarafından tayin edilen gerçek kişi veya kişilerce temsil edilir. (3) Yerleşim yeri yurt dışmda bulunan kişiler ancak marka veya patent vekilieri tarafından temsil edilir. Vekille temsil edilmeksizin asil tarafından gerçekleştirilen işlemler, yapılmamış sayılır. (4) Marka veya patent vekili tayin edilmesi halinde, tüm işlemler vekil tarafından yapılır. Vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılır. (5) Kurum gerekli gördüğü hallerde vekilin yetkisini gösteren ve­ kaletnamenin aslı ya da onaylı
nabileceği biçiminde yorumlanrnalıdır. Buna ek olarak, satıştan önce, söz konusu ürünlerin bu üye devletteki tüketicileri hedef alan bir satış teklifinin veya reklamın konusu olması yönünde bir gereklilik bulunmamaktadır. İŞLEM YETKİSİ OLAN KİŞİLER VE TEBLiGAT MADDE 160: (1) Gerçek veya tüzel kişiler ile bu kişiler tarafından yetkilendi­ rilmiş sicile kayıtlı marka veya patent vekilieri Kurum nezdinde işlem yapabilir. (2) Tüzel kişiler, yetkili organları tarafından tayin edilen gerçek kişi veya kişilerce temsil edilir. (3) Yerleşim yeri yurt dışmda bulunan kişiler ancak marka veya patent vekilieri tarafından temsil edilir. Vekille temsil edilmeksizin asil tarafından gerçekleştirilen işlemler, yapılmamış sayılır. (4) Marka veya patent vekili tayin edilmesi halinde, tüm işlemler vekil tarafından yapılır. Vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılır. (5) Kurum gerekli gördüğü hallerde vekilin yetkisini gösteren ve­ kaletnamenin aslı ya da onaylı suretinin sunulmasını isteyebilir. (6) Bu Kanunun uygulanması kapsammda yapılacak tebligatlar, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesinde düzenlenen elektronik tebligata ilişkin usullere bağlı olmaksızın, tebligat yapılacak kişinin onayı alınmak şartıyla ve Kurum tarafından gerçek veya tüzel kişi için tahsis edilen elektronik posta kutusuna konulmak suretiyle elektronik ortamda tebliğ edilir. Bu şekilde yapı­ lan tebligatlar, tebligat konusu belgenin posta kutusuna konulmasını müteakip muhatab m, posta kutusuna ilk giriş yaptığı tarihte ve her halde belgenin posta kutusuna konulduğu tarihi izleyen onuncu gü­ nün sonunda yapılmış sayılır. (7) Bu Kanunun uygulanması kapsammda yapılacak ilanen tebli­ gatlar, 7201 sayılı Kanunun ilanen tebligatm şekline ilişkin 29'uncu maddesi hükmüne bağlı kalmaksızın ilgili Bülten üzerinden yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatlar, Bültenin yayımı tarihinden yedi gün sonra yapılmış sayılır. (8) Kurum, elektronik ortamda yapılacak başvuru ve tebligatla il­ gili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kul­ lanmaya, başvurularm, taleplerin ve tebligatların elektronik ortamda yapılması zorunluluğu getirmeye, elektronik ortamda tebliğ yapıla­ caklar ile elektronik ortamdaki başvuru ve tebligata ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. 3440 Yasaman Gerekçe: Madde ile, Enstitü nezdinde işlem yapabilecek kişiler ile Enstitü tarafindan ya­ pılacak tebligatlar düzenlenmiştir. Yurtiçinde yerleşim yeri bulunmayan kişilerin vekille temsil edilmeksizin bizzat yapmış oldukları işlemlerin yapılmamış sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu madde ile, Enstitünün tebligat aşamasında yaşadığı sorunları çözmek için yeni bir tebligat usulü öngörülmüş, tebligat yapılacak kişinin onayı alındıktan sonra bu yolla tebligatın yapılacağı açıkça düzenlenmiştir. Böyle­ ce ilgililerin de tebligatlardaki gecikme nedeniyle hak kayıpları yaşamal arının önüne geçilmiştir. Maddeye göre, muhatabın önceden kabul etmesi şartıyla tebligat elektronik ortamda yapılabilecektir. Düzenleme ye göre belge ilgili kişilerin elektro­ nik posta kutusuna koyulacak ve kişinin elektronik posta kutusuna giriş yaptığı tarih tebliğ tarihi sayılacaktır. Birden çok vekille çalışan tüzel kişilerin posta kutularının tüm vekiller için ortak olması halinde posta kutusuna konulan belgenin tebliğ tarihi, vekilierden herhangi birinin bel genin elektronik posta kutusuna konulma sını taki­ ben elektronik posta kutusuna girdiği tarihtir. Ancak ilgili kişinin elektronik posta kutusuna giriş yapmaması halinde, belgenin elektronik posta kutusuna Enstitü tara­ findan konulduğu tarihi izleyen onuncu günün sonunda belge tebliğ edilmiş sayıla­ caktır. Diğer taraftan ilanen tebligat/ar, Bülten üzerinden yapılacaktır. PLAN I. KURUM NEZDiNDE İŞLEM YAPMA YA YETKİLİ KİŞİLER II. TEBLiGAT III. MADDE İLE İLGİLİ YARGIT AY KARARLARI AÇIKLAMALAR 1. KURUM NEZDiNDE iŞLEM YAPMAYA YETKiLi KiŞiLER Maddenin birinci fıkrasında, marka konuları ile ilgili olarak Kurum nezdinde işlem yapabilecek kişiler belirtilmiştir. Buradaki kişiler, SMK m.3 'te belirtilen ve bu Kanunla sağlanan korumadan yararlanabilecek kişiler olmayıp, tescil için başvuru işlemlerini takip edebilecek kişilerdir. TÜRKPATENT nezdinde işlem yapabilecek kişiler, iki grupta toplan­ mıştır. Birinci grupta gerçek ve tüzel kişiler, ikinci grupta ise marka vekilieri bulunmaktadır. Birinci gruba dahil olan gerçek ve tüzel kişiler, marka hakkı sahibi ola­ bilecek ve TÜRKPATENT nezdinde kendi adına işlem yapabilecek, ikamet­ gahı Türkiye' de bulunan kişilerdir. Bir gerçek kişi, markanın tescili işlemle­ rini kendi adına yürütebilecekken; tüzel kişi, ancak yetkili organları tarafın- Madde 160-işlem Yetkisi Olan Kişiler ve Tebligat 3441 dan tayin edilen gerçek kişiler aracılığı ile markanın tescil işlemlerini yürü­ tebilir. SMK m.160/2 'ye göre, tüzel kişilerin TÜRKPATENT nezdinde iş­ lem yapabilmeleri için, yetkili organları tarafından tayin edilen gerçek kişi veya kişilerce temsil edilmeleri gerekmektedir. Buna karşın, yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler ancak marka vekilieri vasıtasıyla temsil edilir (m.160/3)1• Dolayısı ile Türkiye'de yerleşim yeri olan kişiler, markalarını tescil ettirmek için öngörülen prosedürü, marka vekili tayin etmeksizin doğ­ rudan doğruya takip edebilirler. Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan kişiler ise, TÜRKPATENT nezdindeki tescil işlemlerini ancak marka vekili aracılı­ ğı ile yapabilirler2• SMK m.160/3 'ün ikinci cümlesi uyarınca, yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler bakımından vekilie temsil edilmeksizin asil tara­ fından gerçekleştirilen işlemler, yapılmamış sayılır. Türkiye'de ikametgahı bulunan kişiler, marka tescil işlemlerini kendi adianna yürütebilecekl eri gibi, marka vekilieri aracılığıyla da yürütebilirler. Patent ve Marka Vekiliiği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.30/l uyarınca Kurum nezdinde vekillik yapma yetkisinde olan kişiler şunlardır: "Sınai mülkiyet hakları ve geleneksel ürün adları ile ilgili danış­ manlık yapma ve Kurum nezdinde başvuru sahipleri adına işlem yapma yet­ kisinde olan gerçek veya tüzel kişiler patent, faydalı model ve entegre devre topoğrafyası konularında patent vekili eri; marka, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları konularında marka vekilleri; tasarım konusunda ise hem patent vekilieri hem de marka vekilleridi r". Maddenin ikinci fıkrası, gerçek kişi marka (ve patent) vekilierinde bulunması gereken hususları belirtmektedir3• Buna göre, gerçek kişi vekillerin aşağıdaki vasıflara sahip olmaları şarttır: -Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, -Fiil ehliyetine sahip olmak, -En az dört yıllık lisans eğitimi veren yükseköğretim kurumla rının veya bunlara denkliği yetkili makamlarca kabul edilen yurt dışındaki yükse­ köğretim kurumlarının birinden mezun olmak, Yerleşim yeri konusunda ayrıca bkz. Şerh m. 3 ile ilgili açıklamal ar. Yurt dışında yerleşik kişinin vekiline yapılan tebligatın tebliğ edilmeksizin merciine iade edilmesi halinde Yi DD kararının iptali için sürenin hesabı için bkz. Yarg. ll. HD. 2015/13728 E. 2017/1497 K. 14.03.2017 tarihli. Bkz. karar no.160/1. Aynı düzenleme Patent Vekilliği ve Marka Vekilliği Sınav, Sicil ve Disiplin Yönetmeliği madde 4'te yer almaktadır (R.G. 07.04.2012/31447). 3442 Yasaman -Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bi­ le kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandır ıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hile­ li iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak. -Türkiye'de yerleşim yeri sahibi olmak, -Marka vekilliği sınavlannda4 başarılı olmak. Bunun yanı sıra, 30.
halinde Yi DD kararının iptali için sürenin hesabı için bkz. Yarg. ll. HD. 2015/13728 E. 2017/1497 K. 14.03.2017 tarihli. Bkz. karar no.160/1. Aynı düzenleme Patent Vekilliği ve Marka Vekilliği Sınav, Sicil ve Disiplin Yönetmeliği madde 4'te yer almaktadır (R.G. 07.04.2012/31447). 3442 Yasaman -Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bi­ le kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandır ıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hile­ li iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak. -Türkiye'de yerleşim yeri sahibi olmak, -Marka vekilliği sınavlannda4 başarılı olmak. Bunun yanı sıra, 30. maddenin 5. fıkrası uyarınca, marka vekilliği sınav­ larını kazananların, marka vekilliği yapabilmeler i için Marka Vekilieri Sici­ line kaydalmala rı zorunludur. Sicile kayıt ve kayıt yenilernede mesleki so­ rumluluk sigortasının da yaptırılması gerekmektedir; bunun süresi ve miktarı Yönetim Kurulu tarafından belirlenir. Marka vekili olabilecek gerçek kişilerin, mutlaka hukuk eğitimi görmüş olması aranmam ıştır. En az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış olmaları ye­ terli görülmüştür. Bu kişiler, markanın tescili için başvurabilir, yapılan baş­ vuru tescil talebine karşı itiraz edebilir, TÜRKPATENT kararlarına karşı itiraz edebilir, itiraz prosedürü çerçevesinde görüş bildirebilir. Buna karşın, Mahkeme önünde, marka ile ilgili davalarda, temsilci sıfatını haiz olamazlar. Zira Mahkeme nezdinde kişileri temsil yetkisi, avukatlara tanınmıştır. Anılan Kanun'un 30. maddesinin 3. fıkrasına göre tüzel kişi vekillerin, vekil vasıflarını haiz, gerçek kişiler tarafından temsil edilmeleri şarttır6• SMK m.160/4 uyarınca, marka vekili tayin edilmesi halinde, tüm iş­ lemler marka vekili vasıtasıyla yapılır. Marka vekiline yapılan tebligat asile yapılmış sayılır7• Ancak, vekillik yapma yetkisi olmayan kişilerce Sınava ilişkin usul ve esaslar için bkz. Patent Vekilliği ve Marka Vekilliği Sınav, Sicil ve Disiplin Yö­ netmeliği m.6 vd. Sicile kayıt için gerekli bilgi ve belgeler için bkz. Patent Vekilliği ve Marka Vekilliği Sınav, Sicil ve Disiplin Yönetmeliği m.14. Ayrıca bkz. Patent Vekilliği ve Marka Vekilliği Sınav, Sic il ve Disiplin Yönetmeliği m.S. Kurum nezdinde bir kişinin temsili amacıyla birden fazla vekilin tayin edildiği durumlar da, yetki­ lendirilmiş vekilierden herhangi birine bildirimde bulunulm ası yeterli olup, bu bildirim asile yapıl­ mış sayılır (SMK Uygulama Yön. m.124/5). Madde 160-işlem Yetkisi Olan Kişiler ve Tebligat 3443 Kurum nezdinde başvuru yapılması halinde, yapılan işlemlere dair bildi­ rimler başvuru sahibinin Türkiye 'deki yerleşim var ise doğrudan başvuru sahibine yapılmakta; başvuru sahibinin Türkiye 'de yerleşim yeri yoksa başvuru veya talep yapılmamış sayılmaktadır (SMK Uygulama Yön. m.l24/2). SMK m.160/5 uyarınca, Kurum gerekli gördüğü hallerde vekilin yetki­ sini gösteren vekaletnamenin aslı ya da onaylı suretinin sunulmasını iste­ yebilir. Özellikle, Kurum nezdinde başvuru veya tescilden doğan haktan vazgeçilmesi, İtirazın geri çekilmesi işlemleri ile kısmen veya tamamen bu sonuçları doğuracak işlemlerin vekil tarafından yapılabilmesi için, bu yet­ kileri açıkça belirten vekaletname aslının veya söz konusu vekaletnamenin onaylı örneğinin Kuruma sunulması gerekir. Bu bağlamda, SMK ve Uygu­ lama Yönetme liğine göre vekaletname sunulmasının gerekli olduğu haller­ de, vekilin Kurum nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekaletname aslının veya vekil tara­ fından aslına uygunluğu onaylanmış ve onay tarihini içerir suretinin Ku­ ruma sunulması zorunludur. Kurum nezdinde vekillik yapma yet kisini haiz bir vekil aracılığıyla yapılan ve vekaletnamenin Kuruma sunulması zorun­ lu olan başvuru veya taleplerde, vekaletnamenin Kuruma sunulmaması veya sunulan vekaletnamenin gerekli şartları taşımaması halinde, eksikli­ ğin giderilmesi için vekile iki aylık süre verilmektedir. Bu süre içerisinde eksiklik giderilmez ise, Kurum taraf ından yapılacak bildirimler, başvuru veya talep sahibinin Türkiye'de yerleşim yeri varsa doğrudan başvu­ ru/talep sahibine yapılmakta; başvuru sahibinin Türkiye'de yerleşim yeri yok ise başvuru/talep yapılmamış sayılmaktadır (SMK Uygulama Yön. m.124/1-3-4). ll. TEBLiGAT SMK' nın 160. maddesinin altıncı fıkrası ile yeni bir düzenlemeye gidilerek TÜRKPATENT tarafından yapılacak tebligatlarda elektronik tebligat sistemine geçilmiştir. Bu fıkraya göre, bu Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak tebligatlar, tebligat yapılacak kişinin onayı alınmak şartıyla ve Kurum tarafın­ dan gerçek veya tüzel kişi için tahsis edilen elektronik posta kutusuna konulmak suretiyle elektronik ortamda tebliğ edilir. Hükümde ayrıca, bu tebligatların 111211959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesinde düzenle­ nen elektronik tebligata ilişkin usullere bağlı olmayacağı belirtilmiştir. Nitekim hükmün dev arnında, Tebligat Kanunu'ndaki ilgili hükümden farklı bir düzen- 3444 Yasaman lerneye gidilmiş8; bu şekilde yapılan elektronik tebligatların tebligat konusu belgenin posta kutusuna konulmasını müteakip muhatabın, posta kutusuna ilk giriş yaptığı tarihte ve her halde belgenin posta kutusuna konulduğu tarihi izle­ yen onuncu günün sonunda yapılmış sayılacağı ifade edilmiştir. 160. maddenin son fıkrasında, TÜRKPATE NT'in elektronik ortamda yapılacak başvuru ve tebligatla ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, başvuruların, taleplerin ve tebligatların elekt­ ronik ortamda yapılması zorunluluğu getirmeye, elektronik ortamda tebliğ yapılacaklar ile elektronik ortamdaki başvuru ve tebligata ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda, TÜRKPATENT tarafından tebligat işlemleri elektronik ortamda ETEBS9 uygulaması üzerinden gerçekleştirilm ektedir10. ETEBS'te tebligat süreci başvuru sahibinin ETEBS uygulamasına giriş tarihine göre iki farklı şekilde işlemektedir. Birincisi, başvuru sahibinin ken­ disine bildirimi yapılacak belgenin ETEBS 'e konulduğu tarihten sonra uy­ gulamaya giriş yaptığı ilk tarih, söz konusu belgenin tebliğ tarihi olarak kaydedilecektir. İkinci durumda, başvuru sahibi belgenin ETEBS'e konul­ duğu tarihi izleyen 1 O gün boyunca uygulamaya giriş yapmaz ise, belgenin ETEBS'e konulduğu tarihi izleyen 10. güne karşılık gelen tarih tebliğ tarihi olarak kaydedilecektir. Bu bakımdan SMK m.160/6 kapsamında belgelere tebliğ tarihlerinin verilmesinde, belgelerin ETEBS' e konulma tarihleri ve kullanıcı ların ETEBS hesaplarına giriş tarihleri esas alınmaktadır11• SMK'nın 160. maddesinin yedinci fıkrasında ise ilanen tebligatlar dü­ zenleme altına alınmıştır. Buna göre, bu Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak ilan en tebligatlar, 7201 sayılı Kanunun ilan en te b ligatın şekline ilişkin 29'uncu maddesi hükmüne bağlı kalmaksızın ilgili Bülten üzerinden yapılır. Bu şekilde yapılan tebli gatlar, Bültenin yayımı tarihinden yedi gün sonra yapılmış sayılır. Tebligat Kanunu'nun 7 fa maddesinin 4. fıkrası şu şekildedir: "Elektronik yolla tebligat, mu hatabın elektronik adresine ulaşt1ğ1 tarihi izleyen beşinci günün sonunda yap1lm1ş say1l1r." "Elektronik", "Tebligat" ve "Sistem" kelimelerinin ilk harflerinden yola çıkılarak ETEBS olarak ad­ landırılmı ştır. ETEBS'e TÜRKPATENT' in internet sitesinde yer alan tüm elektronik başvuru ve baş­ vuru sonrası işlemlerin gerçekleşti rildiği EPATS üzerinden giriş yapılmaktadır. 10 TÜRKPATENT'in ETEBS uygulaması 08.08.2020 tarihinde marka ve patent vekilierinin kullanımına, 27.08.2020 tarihinde de tüm gerçek ve tüzel kişilerin kullanımına açılmıştır.
ilanen tebligatlar dü­ zenleme altına alınmıştır. Buna göre, bu Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak ilan en tebligatlar, 7201 sayılı Kanunun ilan en te b ligatın şekline ilişkin 29'uncu maddesi hükmüne bağlı kalmaksızın ilgili Bülten üzerinden yapılır. Bu şekilde yapılan tebli gatlar, Bültenin yayımı tarihinden yedi gün sonra yapılmış sayılır. Tebligat Kanunu'nun 7 fa maddesinin 4. fıkrası şu şekildedir: "Elektronik yolla tebligat, mu hatabın elektronik adresine ulaşt1ğ1 tarihi izleyen beşinci günün sonunda yap1lm1ş say1l1r." "Elektronik", "Tebligat" ve "Sistem" kelimelerinin ilk harflerinden yola çıkılarak ETEBS olarak ad­ landırılmı ştır. ETEBS'e TÜRKPATENT' in internet sitesinde yer alan tüm elektronik başvuru ve baş­ vuru sonrası işlemlerin gerçekleşti rildiği EPATS üzerinden giriş yapılmaktadır. 10 TÜRKPATENT'in ETEBS uygulaması 08.08.2020 tarihinde marka ve patent vekilierinin kullanımına, 27.08.2020 tarihinde de tüm gerçek ve tüzel kişilerin kullanımına açılmıştır. 11 ETEBS kayıtlarında güncel e-posta bilgisi bulunan kişilere, ETEBS uygulamasına belge konulduğuna ilişkin ayrıca e-posta ile bildirim yapılmakla beraber, bu e-postalar yalnızca bilgilendirme amacıyla gönderil mekte, belgelere tebliğ tarihi verilmesi hususunu etkilememektedir. Madde 160-işlem Yetkisi Olan Kişiler ve Tebligat lll. MADDE iLE iLGiLi YARGlTAY KARARLARI ı. " ... "Kararı Özet Davacı Madrid Protokolü kapsammda başvuruda bulunmu ş, başvu­ runun Türkiye aşamasında tayin ettiği marka vekili marifeti ile işlem­ leri takip etmiştir. iptali istenilen YİDK kararanın marka vekiline teb­ liği için çıkanlan tebligat evrakt tebliğ olunmaksızan merciine iade edilmiştir. Bu duru mda, davaemın belirttiği karara attda tarihi naza­ ra alanarak YİDK kararınan iptali davasman açtimasa için yasal 2 aylak hak düşürücü sürenin davanan açıldağa tarih itibarayla sona ermerliği­ ne karar verilmiştir. Yargıtay ll. HD. 2015/13728 E. 2017/1497 K.14.03.2017 tarihli. 3445 Davacı vekili, müvekkilinin uluslararası ... no.lu tesciline istinaden ... nezdinde 2012/ ... no' lu, " ... " ibaresinin tescili için başvuruda bulunduğunu, başvurunun önce Markalar Dairesi daha sonra da YİDİK tarafından dava dışı ... şirketine ait 2003/ ... no.lu marka mesnet gösterilerek 556 sayılı KHK'nın . ..1. .. -b maddesi gereğince reddedildiğini, anılan kararın ... tarafından Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'ne bildi­ rildiğini ve müvekkili marka vekiline 15/ ll /2013 tarihinde tebliğ edildiğini, verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ... YİDK'in 2013-M-3472 sayılı kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, YDİK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, da­ vanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, iptali talep edilen ... YİDK'nin 09/07/2013 tarih ve 2013-M-3472 sayılı kararının davacı marka vekiline 08/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça bu tebliği takip eden 2 aylık süre içinde dava açılması gerekirken, 15/0112014 tarihinde ve böylece KHK'daki iki aylık yasal hak düşürücü süre içeresinde açılmadığı gerekçe­ siyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı marka başvurusunun reddine dair ... YDİK kararının iptali iste­ mine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerek­ çesiyle reddine karar verilmiş ise de, 556 sayılı KHK'nın 80/b bendine göre, "ika­ metgahı ... dışında bulunan kişiler ancak marka vekilieri vasıtasıyla temsil edilir. Marka vekili tayin edilmesi halinde, tüm işlemler marka vekili vasıtasıyla yapılır. Marka vekiline yapılan tebligat asile yapılmış sayılır." Somut olayda, davacı Mad­ rid Protokolü kapsamında başvuruda bulunmuş olup, başvurunun Türkiye aşama­ sında tayin ettiği marka vekili Av .... marifeti ile işlemleri takip edilmiştir. Uyuş­ mazlık konusu iptali istenilen ... YDİK kararının adı geçen marka vekiline tebliği için çıkarılan tebligat evrakı 08/11/2013 tarihli şerh ile tebliğ olunmaksızın mercii- 3446 Yasaman ne iade edilmiştir. Bu durumda, davacının belirttiği ı 5 .ı 1.20 ı 3 tarihinin karara ı ttı la tarihi olarak kabulü gerekeceğinden 556 sayılı KHK'nın 53. maddesi uyarınca işbu davanın açılması için yasal 2 aylık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarih itiba­ riyle sona erdiğinden bahsedilemeyecek olup, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru ol­ mamış, bozmayı gerektirmiştir. ÜCRETLER, ÖDENME SÜRELERi VE SONUÇLARI MADDE 161: Sanai mülkiyet hakkanan verilmesi veya tescili ile ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretierin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması halinde sanai mülkiyet hakkı başvurusu geri çekilmiş sayılır. Sicile kayıtlı sanai mülkiyet hakkıyla ilgili olarak birinci fıkra dı­ şanda kalan işlemler için ödenmesi gereken ücretierin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması halinde ilgili talep yapılmamış sayılır. 15'inci, 18'inci, 20'nci, 23'üncü ve 69'uncu maddeler hariç olmak üzere, başvuru veya sanai mülkiyet hakkıyla ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretin eksik ödenmesi durumunda, söz konusu eksik ücret miktan Kurum tarafından talep sahibine bildirilir. Bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde eksik ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması halinde birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır. Aksi öngörülmediği sürece, ödenen ücretierin iadesi yapılmaz ve ödenmiş olan ücretler Kuruma gelir kaydedilir. Gerekçe: Madde ile, birinci fıkrada sınai mülkiyet hakkının verilmesi ya da tescili aşamasın­ daki ücret düzenlenmiş iken, ikinci fıkrada haklan kazanılmasından sonra gerçekleştiri­ lebilecek işlemlere ilişkin ücretler düzenlenmiştir. Patent/ere ilişkin yıllık ücretler niteli­ ği itibarıyla farklı olduğu için Dördüncü Kitap içinde ayrıca düzenlenmiştir. PLAN I. GENEL OLARAK II. MADDE iLE iLGILI YARGlTAY KARARLARI AÇIKLAMALAR 1. GENEL OLARAK Markanın tescili sürecinde ve sonrasındaki işlemlerde birtakım ücretie­ rin ödenmesi gerekrnektedir 1• Marka başvurusu ile ilgili veya tescil edilmiş Bunlar örneğin, tek sınıflı marka başvuru ücreti, marka başvurusu ek sınıf ücreti, marka tescil ücreti, marka tescil belgesi sureti düzenleme ücreti, marka sicil sureti düzenleme ücreti, devir­ kısmi devir işlemi kayıt ücreti, birleşme, bölünme veya ayni sermaye koyma borcu gibi yapısal de- 3448 Yasaman bir marka ile ilgili ücretler, başvuru sahibi veya marka sahibi veya varsa sicile kayıtlı vekili tarafından ödenir. Tescilli bir marka ile ilgili ücretierin yatırılması söz konusu olduğu takdirde, artık başvuru sahibi söz konusu ol­ mayıp, marka sahibi söz konusu olmaktadır. Tescilli markanın yenilenmesi için yenileme ücretinin ödenmesi gerekir. Bu ücreti ödeyecek kişi, marka sahibi veya yetkili kıldığı vekilidir. Marka tescili işlemlerinin yürütülmesi sırasında ödenmesi gereken ücretler varsa, bu ücretler başvuru sahibi veya onun yetkili kıldığı vekil tarafından ödenir. Kurum nezdinde yapılacak diğer işlemlere ilişkin ücretler ise, bu işlemler bakımından talepte bulunan kişi veya talep sahibinin vekili tarafından ödenir. Yerleşim yeri Türkiye' de bu­ lunmayan kişiler marka tescil talebinde bulunuyorsa veya Kurum nezdinde başka bir işlem yapıyorsa, bu kişiler, bu işlemleri ancak marka vekili vasıta­ sıyla yürütebileceklerinden, ücretierin onların adına vekil tarafından öden­ mesi gerekmektedir. SMK'nın ı61. maddesinde söz konusu ücretierin süresi içerisinde öden­ memesi halindeki sonuçlar düzenlenmiştir. ı 6 ı. maddenin birinci fıkrasında sınai mülkiyet hakkının verilmesi veya tescil aşamasındaki ücretierin süresi içinde ödenmemesi ve buna dair bilginin
Tescilli markanın yenilenmesi için yenileme ücretinin ödenmesi gerekir. Bu ücreti ödeyecek kişi, marka sahibi veya yetkili kıldığı vekilidir. Marka tescili işlemlerinin yürütülmesi sırasında ödenmesi gereken ücretler varsa, bu ücretler başvuru sahibi veya onun yetkili kıldığı vekil tarafından ödenir. Kurum nezdinde yapılacak diğer işlemlere ilişkin ücretler ise, bu işlemler bakımından talepte bulunan kişi veya talep sahibinin vekili tarafından ödenir. Yerleşim yeri Türkiye' de bu­ lunmayan kişiler marka tescil talebinde bulunuyorsa veya Kurum nezdinde başka bir işlem yapıyorsa, bu kişiler, bu işlemleri ancak marka vekili vasıta­ sıyla yürütebileceklerinden, ücretierin onların adına vekil tarafından öden­ mesi gerekmektedir. SMK'nın ı61. maddesinde söz konusu ücretierin süresi içerisinde öden­ memesi halindeki sonuçlar düzenlenmiştir. ı 6 ı. maddenin birinci fıkrasında sınai mülkiyet hakkının verilmesi veya tescil aşamasındaki ücretierin süresi içinde ödenmemesi ve buna dair bilginin TÜRKP A TENT' e iletilmemesinin sonuçları; ikinci fıkrasında da sınai mülkiyet hakkının kazanılmasınd an sonra gerçekleşen işlemlere ilişkin ücretierin süresi içinde ödenmemesi ve buna dair bilginin TÜRKP A TENT' e iletilmemesinin sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre, ı 6 ı. maddenin birinci fıkrasında, marka hakkının verilmesi veya tesciliyle ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretin ödendiğine iliş­ kin bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması halinde, marka başvurusu­ nun geri çekilmiş sayılacağı belirtilmiş tir. Nitekim örneğin, SMK m.ll/ 1-ç ve Uygulama Yönetme liği m.5/2-g uyarınca başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi başvuruya eklenmesi zorunlu olan hususlardan biri olup, SMK m. ı 5/3 ve Uygulama Yönetmeliği m.8/3 uyarınca süresi içinde eksikleri giderilmeyen başvurular işlemden kaldırılmaktadır. ğişikliklere ilişkin işlem ücreti, miras yoluyla intikal işlemi kayıt ücreti, lisans kayıt ve lisans yenile­ me ücreti, rehin işlemi kayıt ücreti, rüçhan hakkı kayıt ücreti, sınıflandırma listesi düzenleme ücre­ ti, rüçhan hakkı belgesi düzenleme ücreti, yayımlanan marka başvurularına itiraz ücreti, marka bil­ gilerine ilişkin resmi yazı düzenleme ücreti, Madrid Protokolü uyarınca uluslararası marka başvuru­ sunun WIPO'ya bildirilmesi ücreti, Madrid Protokolü uyarınca sonraki belirleme ve diğer taleplerin WIPO'ya bildirilm esi ücreti, Madrid Protokolü uyarınca yer değiştirme ve dönüştürme ücreti, mar­ ka başvurusu bölünme ücreti, marka yenileme ücreti, koruma süresi sona eren marka yenileme ücreti, marka kısmi yenileme ücreti, koruma süresi sona eren markanın kısmi yenileme ücreti, ta­ nınmışlık tespiti talebi inceleme ücretidir. Ücretler için bkz. TÜRKPATENT internet sitesi. Madde 161-Ücret/er, Ödeme Süreleri ve Sonuçlan 3449 Başvuru kapsamında birden fazla mal veya hizmet sınıfı var ise, bu ila­ ve sınıf ücretinin de ödenmesi gerekmektedir (SMK Uygulama Yön. m.S/2- g). Öte yandan, birden fazla sınıf içeren başvurularda başvuru kapsamında yer alan mal veya hizmet sınıflannın tamamına karşılık gelen ücretin öden­ diğine ilişkin bilginin sunulmadığı tespit edilirse, ilave sınıf ücretine ilişkin eksikliğin giderilmesi için başvuru sahibine iki aylık süre verilmekte (Yön. m.8/4); bu süre içinde eksikliğin giderilmemesi halinde başvuru, mal veya hizmet sınıflarının başvuru formundaki yazılış sırası dikkate alınmak sure­ tiyle ödenen ücrete karşılık gelen sınıflar bakımınd an değerlendi rmeye alınmaktadır. Ancak ödenen ücrete karşılık gelen mal veya hizmet sınıflan­ nın belirlenmesinde varsa başvuru sahibinin talebi dikkate alınır (Yön. m.9/5). Marka başvurusunun tüm süreçleri geçip tescil edilmesine karar veril­ mesi halinde, markanın tescil edilmesine ilişkin ücretin ödenmemesi ve ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması halinde baş­ vuru işlemden kaldırılır (SMK m.22). SMK Uygulama Yönetmeliği m.12 uyarınca, bir marka başvurusu, SMK'nın 22. maddesinde belirtilen aşamala­ rın tamamlanması ve tescil ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kurum tara­ fından verilen iki aylık süre içinde Kuruma sunulması ile tescil edilir. Tescil ücretinin eksik ödenmesi durumunda söz konusu eksikliğin giderilmesi için başvuru sahibine bir aylık ek süre verilir. Belirtilen süreler içinde ödemeye ilişkin bilginin sunulmaması veya ücret eksikliğinin giderilmemesi duru­ munda başvuru işlemden kaldırılır ve talep halinde alınan ücret iade edilir. Tescil için ödenmesi gereken ücretin süresi geçtikten sonra yatırılması ha­ linde, TÜRKPATENT markayı tescil edemez. Keza bu durumda başvuru yasal olarak geri çekilmiş sayılmakta olup, tescil ile aslında hiç doğmamış bulunan marka hakkına s ılıhat kazandırılması mümkün değildie. 161. maddenin ikinci fıkrasında ise, marka hakkının kazanılmasından sonraki işlemler bakımından ücretierin ödemnemesi ve sonuçları düzenleme altına alınmıştır. Buna göre, tescil edilmiş bir marka hakkıyla ilgili olarak birinci fıkra dışında kalan, yani marka hakkının verilmesi ve tescili ile ilgili işlemler dışında kalan işlemler için ödenmesi gereken ücretierin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması halinde ilgili talep yapıl­ mamış sayılır. Yarg. ll. HD. 2014/17107 E. 2015/2508 K. 25.02.2015 tarihli. Bkz. "Home Design" kararı, karar no.161/1. 3450 Yasaman 161. maddenin üçüncü fıkrasına göre, başvuru veya sınai mülkiyet hakkıyla ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretin eksik ödenmesi d urwnunda, söz konusu eksik ücret miktan K urwn tarafından talep sahibine bildirilir. Bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde eksik ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuru­ ma sunulmaması halinde birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanmaktadır. Buna karşın, başvuru (m.15), yayıma itiraz (m.18), karara itiraz (m.20), yenile­ me (m.23) için öngörülen ücretler bu hükmün kapsamı dışında tutulmuştur. Görüldüğü gibi, tescil başvurusunun yanı sıra, yayıma ve karara itiraz prosedürleri de eksik ücret yatırılması halinde yapılacak bildirimin kapsamı­ nın dışında tutulmuştur. SMK'nın 18. maddesinin ikinci fıkrasına göre, ya­ yıma İtirazın incelenmesi için itiraz süresi içinde ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunlu­ dur. Bu bağlamda, itiraza konu marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde ücretin de yatırılması gerekir. Aksi halde itiraz yapılmamış sayılır (Yönetme lik m.28/3)3• Benzer şekilde, SMK m.20/2 uyarınca, karara İtirazın incelenmesi için, itiraz süresi içinde, ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur. Dolayısı y­ la kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde itiraza ilişkin ücret eksik­ siz olarak ödenmezse, itiraz incelemeye alınmaz4• Markanın yenilenmesi işleminde de SMK m.16113 uygulama alanı bul­ mayacaktır. Zira Kanunda, yenileme işlemi ve bu işlem kapsamında yatırıla­ cak ücret bakımınd an ayrı bir usul belirlenmiştir. SMK m.23/2 ve Yönetme­ lik m.18/2-b uyarınca, bir markanın koruma sür esinin yenilenmesi için, ye­ nileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarih­ ten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bununla birlikte, altı aylık bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması halinde, yenileme talebi, koruma süre­ sinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir. Ancak bu ek süre içerisinde yenileme ücreti ile ek ücret yatırılmazsa markanın koruma süresi yenilenmez5• SMK'nın 161. maddesinin dördüncü fıkrasında, ödenen ücretierin iadesi yapılmayacağı ve ödenmiş olan ücretierin Kuruma gelir kaydedileceği belir -
yenileme işlemi ve bu işlem kapsamında yatırıla­ cak ücret bakımınd an ayrı bir usul belirlenmiştir. SMK m.23/2 ve Yönetme­ lik m.18/2-b uyarınca, bir markanın koruma sür esinin yenilenmesi için, ye­ nileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarih­ ten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bununla birlikte, altı aylık bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması halinde, yenileme talebi, koruma süre­ sinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir. Ancak bu ek süre içerisinde yenileme ücreti ile ek ücret yatırılmazsa markanın koruma süresi yenilenmez5• SMK'nın 161. maddesinin dördüncü fıkrasında, ödenen ücretierin iadesi yapılmayacağı ve ödenmiş olan ücretierin Kuruma gelir kaydedileceği belir - Yayıma itiraz konusunda bkz. Şerh m.18 ile ilgili açıklamalar. Karara itiraz konusunda bkz. Şerh m.20 ile ilgili açıklamalar. Yenileme konusunda bkz. Şerh m.23 ile ilgili açıklamalar. Madde 161-Ücret/er, Ödeme Süreleri ve Sanuç/an 3451 tilmiştir. Ancak hükme göre, aksi öngörülmüşse alınan ücretin başvuru veya talep sahibine iadesi mümkündür. Nitekim SMK Yönetmeliğinde, bazı hal­ lerde ücretin başvuru veya talep sahibine iade edileceği öngörülmüştür. SMK Uygulama Yönetme liğinin 5. maddesi gereğince, marka başvurusu, Kurum tarafından geçerli kabul edilen başvuru formunun elektronik ortamda doldurolması suretiyle Kuruma sunulmalıdır. Aksi halde başvuru işlemden kal­ dırılır. Ancak talep halinde alınan ücret başvuru sahibine iade edilir. Aynı şekil­ de, Yönetmelik m. 12 uyannca, markanın tescil edilmesine karar verilmesi ha­ linde tescil ücretinin eksik ödenmesi durumunda söz konusu eksikliğin gideril­ mesi için başvuru sahibine bir aylık ek süre verilmekte, bu süre içinde ödemeye ilişkin bilginin sunulmaması veya ücret eksikliğinin giderilmemesi durumunda başvuru işlemden kaldırılmakta ve talep halinde alınan ücret iade edilmektedir. Yayıma ve karara itiraz sürecinde alınan ücretierin de bazı durumlarda iti­ raz edene iadesi mümkündür. Yönetme lik m.28/3'e göre, yayıma itirazda, itiraz süresi içinde itiraz gerekçelerinin ve itiraz ücretinin ödendiğini gösterir bilginin sunulmaması halinde itiraz yapılmamış sayılmakla birlikte, talep ha­ linde alınan ücret iade edilir. Aynı şekilde, karara itirazda da, iki aylık itiraz süresi içinde itiraz ger ekçelerini ve itiraz ücretini tamamlayan itiraz sahibinin ücretin iadesini talep etme hakkı vardır (SMK Uygulama Yön. m.31/3). Yö­ netmeliğin 34. maddesinde ise, karara itiraz kabul edildiği takdirde, Kurumun marka başvuruları ile ilgili tek taraflı işlemlerde aldığı karara itiraz ücretinin talep üzerine başvuru sahibine iade edileceği öngörülmüştür. Öte yandan maddede, Kurumun bu itirazlar için almış olduğu İtirazın kısmen kabulü ka­ rarlarında ve SMK m.5/l-ç kapsamında verilmiş bir ret kararının, ret gerekçe­ si markanın İtirazın incelendiği tarihte hükümden düşmüş olması veya ret konusu ya da gerekçesi markaya veya başvuroya ilişkin devir, adres, tür, un­ van değişikliği, muvafakatname sebepleriyle kaldmiması veya Kanunun m.5/2 kapsamında kullanıma dayalı ayırt edicilik iddiasının kabulü sonucunda kaldırılması hallerinde iade işlemi yapılmayacağı belirtilmiştir. ll. MADDE iLE iLGiLi YARGlTAY KARARLARI 1. "Home Design" Kararı Özet Markanın tescil edildikten sonra TÜRKPATENT'in düzeltme işlemi yaparak tescil belgesi ücreti yatırılmadığından bahisle başvuru nun iş­ lemden kaldırılmasına dair verilen kararın iptali davasında, tescil için 3452 Yasaman ödenmesi gereken ücretin süresi geçtikten sonra yatınlması halinde başvurunun yasal olarak geri çekilmiş sayılmasına rağmen TÜRKPATENT'in sehven gerçekleştirdiği tescili n aslında hiç doğ­ mamış bulunan marka hakkına sıhhat kazandırması mümkün olama­ yacağından, başlangıçtan itibaren geçerli bir tescilin bulunmaması nedeniyle, YİDK tarafından yapılan dava konusu hatalı tescil işlemi­ nin geri alınmasının esasen söz konusu madde uyarınca geri çekilmiş sayılan bir başvuru için davacıya marka tescilini isteme hakkı sağla­ madığı belirtilerek davanın reddi kararı doğru bulunm uştur. Yargıtay 11. HD. 2014/17107 E. 2015/2508 K. 25.02.2015 tarihli. Davacı vekili, müvekki linin unsurlu markasının 15.07.2011 tarihinde tescil edildiğini, marka tescilinin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçtikten sonra davaimm marka tescil belgesi düzenleme ücretinin süresinde yatırılmamış olduğu gerekçesiyle düzeltme işlemi yaparak başvurunun işlemden kaldırılmasına karar verdiğini, 556 sayılı KHK ve ilgili yönetmelikte resen marka tescilinin iptal edilebileceğine dair bir hükmün bulunmadığını ileri sürerek; YİDK'nin 01.08.2013 tarihli işleminin iptalini .... numaralı markanın tescilinin devamını talep ve dava etmiştir. Dava lı ... vekili, kurum işlem ve kararlarının yerinde olduğunu savunarak, da­ vanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacı vekilinin, dava­ lının aldığı karara 2 ay içerisinde itiraz etme, kararın değişmemesi ve ... tarafından reddedilmesi halinde dava açma hakkının bulunduğu, YİDK'nın 01.08.2013 tarihli 2013-0-460545 sayılı kararına karşı yasal itiraz merciieri tüketilmeden doğrudan dava açmanın kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafın ... nezdindeki 2008/73 139 sayı ile başlattığı marka başvurusuna dair işlemlerin itiraz edilmeksizin sona ermesi ve tescil kararı verilmesi nedeniyle, başvuru işlemleri tamamlandığından . .. nin anılan işlemine karşı, YİDK'ya başvuru hakkı kalmamıştır. 556 sayılı KHK'nın 81/2. maddesi uyarınca, bir markanın tescil edilmesi ile il­ gili işlemler için ödenmesi gereken ücretin bu KHK'da belirtilen süreler içinde ödenmemesi halinde marka başvurusu geri çekilmiş kabul edilir. Bu nedenle, tescil Madde 161-Ücret/er, Ödeme Süreleri ve Sanuç/an 3453 için ödenmesi gereken ücretin süresi geçtikten sonra yatırılmasına baş vurunun yasal olarak geri çekilmiş sayılmasına rağmen ... 'nin sehven gerçekleştirdiği tescilin as­ lında hiç doğmamış bulunan marka hakkına sıhhat kazandırması mümkün olamaya­ cağından, başlangıçtan itibaren geçerli bir tescilin bulunmaması nedeniyle, ... nce yapılan dava konusu hatalı tescil işleminin geri alınması esasen söz konusu madde uyarınca geri çekilmiş sayılan bir başvuru için davacıya marka tescilini isteme hak­ kı sağlamaz. Bu nedenle de, mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar sonucu itibariyle doğru olduğundan HUMK'nın 438./son maddesi uyarınca kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir. KARARL ARlN UYGULANMASI MADDE 162: (1) Kurul kararlarının iptali veya hükümsözlük istemli davalarda verilen kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu hüküm, ilamın ferileri hakkında da uygulanır. Gerekçe: Madde ile, daha önce normatif olarak dü zenlenmemiş ancak yargı kararları ile istikrar kazanan fiili durum pozitif hukuki dayanağa kavuşturulmuş, Enstitünün sınai mülkiyet haklarına ilişkin verdiği kararların iptali ve hükümsüzlük istemli davalarda verilen kararların ve bu kararların feriterinin kesinleşmedikçe icra edi­ lerneyeceği düzenlenmiştir. PLAN I. KURUL KARARI VEYA HÜKÜMSÜZLÜK DA YALARıNDA VERİLE N KARARLARıN KESİNLEŞM EDEN İCRA EDİLEMEYECEGİ AÇIKLAMALAR 1. KURUL KARARI VEYA HÜKÜMSÜZLÜK DAVALARlNDA VERiLEN KARARL ARlN KESiNLEŞMEDEN iCRA EDiLEME YECEGi Hüküm uyarınca, Kurul kararlannın iptali ve markanın hükümsüzlüğü talepli davalarda verilen kararlar kesinleşmedikçe İcra edilemez. Bu taleple açılan davalardaki feritalepler de kesin hüküm olmaksızın İcra edilemez. Hükümde sadece
vermek gerekmiştir. KARARL ARlN UYGULANMASI MADDE 162: (1) Kurul kararlarının iptali veya hükümsözlük istemli davalarda verilen kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu hüküm, ilamın ferileri hakkında da uygulanır. Gerekçe: Madde ile, daha önce normatif olarak dü zenlenmemiş ancak yargı kararları ile istikrar kazanan fiili durum pozitif hukuki dayanağa kavuşturulmuş, Enstitünün sınai mülkiyet haklarına ilişkin verdiği kararların iptali ve hükümsüzlük istemli davalarda verilen kararların ve bu kararların feriterinin kesinleşmedikçe icra edi­ lerneyeceği düzenlenmiştir. PLAN I. KURUL KARARI VEYA HÜKÜMSÜZLÜK DA YALARıNDA VERİLE N KARARLARıN KESİNLEŞM EDEN İCRA EDİLEMEYECEGİ AÇIKLAMALAR 1. KURUL KARARI VEYA HÜKÜMSÜZLÜK DAVALARlNDA VERiLEN KARARL ARlN KESiNLEŞMEDEN iCRA EDiLEME YECEGi Hüküm uyarınca, Kurul kararlannın iptali ve markanın hükümsüzlüğü talepli davalarda verilen kararlar kesinleşmedikçe İcra edilemez. Bu taleple açılan davalardaki feritalepler de kesin hüküm olmaksızın İcra edilemez. Hükümde sadece Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararlarının iptali ile markanın hükümsüzlüğü davalarında verilen kararların kesinleşmedikçe İcra edilerneyeceği belirtilmiştir. SMK 26. maddesi uyarın­ ca iptali hali sayılmamıştır. Bu hale göre, bir markanın iptaline karar verildi­ ğinde karar icraya konulabilir. Bunun gibi, markaya tecavüz ya da SMK'daki diğer sebeplerle marka sahibinin diğer kişilere açtığı davalarda verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir. Bu halde, İcranın durduru­ labilmesi için istifa ve temyize başvuru halinde tehiri İcra alınıp, teminat yatırılarak İcranın durdurulması istenebilir. SMK 27. maddenin 6. fıkrası uyarınca, hükümsüzlük kararının kesin­ leşmesi ile Mahkeme kararı re'sen TÜRKPATE NT'e gönderir. Kurum mar­ kayı sicilden terkin eder ve durum Marka Bülteninde yayınlanır. (SMK m.27 /7). Markanın iptali ile ilgili kesinleşmiş kararın Mahkemece resen Madde 162 -Kararların Uygu lanması 3455 Kuruma bildirilmesi öngörülm emiştir. Ancak 27/7. maddede hükümsüzlük ile iptal kararının kesinleşmesin den sonra markanın sicilinden terkin edile­ ceği ve Marka Bülteninde yayınlanacağı hükme bağlanmıştır. SMK'nın Geçici 4. maddesinde, iptal talebinin TÜRKPATENT tarafın­ dan yapılacağına dair 26. maddenin yürürlüğe girene kadar Mahkemelerce yürütüleceği belirtilmiştir. Geçici 4. maddenin 3. fıkrasında markanın iptali ile ilgili kesinleşmiş karann mahkemelerce re'sen Kuruma gönderileceği hükme bağlanmıştır. Çolak, markanın hükümsüzlüğü ile markanın iptali davalannda verilen ve kesinleşen karann Mahkemelerce Kuruma re'sen gönderilme usulünün benimsendiğini ileri sürmüştür1 • KHK döneminde bu hükme benzer bir hüküm bulunmamakta idi. Tarafın talebi üzerine Mahke­ me Kuruma bildirim yapmaktayd ı.2 Mahkemenin bildirimi yapmaması (ih­ mal etmesi) markanın varlığını devam ettirdiği anlamına gelmez. İlaının ferilerinden anlaşılması gereken faiz, mahkeme masrafları, veka­ let ücretidir. Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, 2018, s.1042. Orhan SEKMEN, Markanın Hükümsüzlüğü ve Hukuki Sonuçları, 2016, s.306. HlZLI iMHA PROSEDÜRÜ MADDE 163: (1) Bu Kanunda yer alan suçlar sebebiyle elkonulan veya mu­ hafaza altına alınan suça konu eşyanın sayısı, ebadı veya niteliği gibi nedenlerle emanet bürosunda muhafaza edilemeyecek olması halinde, Cumhu riyet savcısının talimatı doğrultusunda numune alınması mümkün olan eşyadan yeteri kadar numune alınmasını müteakip geri kalan suç eşyası mahallin maliye teşkilatma gönde­ rilir. Numunelerle birlikte elkonulan eşyanın miktarı, cinsi, ebadı gibi tüm bilgilerini içeren tutanak Cumhu riyet başsavcılığına tes­ lim edilir. (2) Birinci fıkra uyarınca numune alınmak suretiyle mahallin ma­ liye teşkilatma teslim edilen suça konu eşyanın, zarara uğraması ve­ ya değerinde esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin varlığı ya da muhafazasının ciddi külfet oluşturması halinde bilirkişi ince­ lemesi yaptınldı ktan sonra, soruşturma aşamasında Cumhuriyet sav­ cısının talebi üzerine hakim, kovuşturma aşamasında hükümden ön­ ce mahkeme tarafından imhasına karar verilir. imha işlemleri Cum­ huriyet savcısının başkanlığında maliye teşkilatınca oluşturulan üç kişilik komisyon huzurunda yapılır ve buna dair tutanak tanzim edi­ lir. Gerekçe: Madde ile, suça konu eşyaların depo/anmasına ve muhafazasına ilişkin sorun­ ların çözümüne yönelik düzenlemeler yapılmıştır. BİBLİYOGRA FYA GÜNEŞ İ/hami SULUKCahit YAVUZ Mustafa "Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamında Delil Tespiti, İhtiyati Ted­ birler ve Hızlı İ m ha Süreci", 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, An­ kara 2017. "6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Getirdiği Yenilikler", TFM. 2018, S4(1), s.91-109. "Sınai Mülkiyet Haklarını ihlal Eden Ürünlerin Gümrükte Alıko­ nulması ve Gümrük İşlemlerinin Durdurulma sı", Legal Fikri ve Sınai Mülkiyet Dergisi, 2020, S 59, s.105 vd. Madde 163-HlZII imha Prosedürü 3457 AÇIKLAMALAR SMK 163. maddede ceza davasında kararın kesinleşmesi beklenrneksi­ zın malların imhası öngörülmüştür. Soruşturma safhasında Savcılık veya Mahkeme bilirkişi inceleme yaptıktan ve gerektiğinde numuneler aldıktan sonra imhaya karar verilebilir. SMK'nın bu maddesi ile, marka suçları1 kapsamında el konulan veya muhafaza altına alınan eşyalar bakımınd an mülga 556 sayılı KHK'da yer almayan hızlı imha prosedürü öngörülmüştür. Gerekçeye göre, hızlı imha, suça konu eşyaların depolanı nasına ve muhafazasına ilişkin sorunların çö­ zümünü amaçlamaktadır. Marka suçlarına ilişkin ceza yargılaması sırasında, suça konu eşyaların depolanması ve muhafaza edilmesi ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bu madde ile getirilen hızlı imha prosedürü sayesinde, uygula­ mada, adliyelerin ve yedi emin depolarının suça konu eşyalada dolmasının önü alınmış olacaktır2• Öncelikle, maddenin birinci fıkrasına göre, suça konu eşyanın sayısı, ebadı veya niteliği gibi nedenlerle emanet bürosunda muhafaza edilemeye­ cek olması halinde, Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda numune alınması mümkün olan eşyadan yeteri kadar numune alınmasını müteakip geri kalan suç eşyası mahallin maliye teşkilatma gönderilir. Numunelerle birlikte el konulan eşyanın miktarı, cinsi, ebadı gibi tüm bilgilerini içeren tutanak Cumhuriyet başsavcılığına teslim edilir. Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, maliye teşkilatma teslim edilen suça konu eşya, aşağıdaki üç koşuldan birisinin varlığı halinde imha edilir: a) Eşyanın zarara uğramas ı, b) Değerinde esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin bulunması, c) Muhafazasının ciddi külfet oluşturması. Eğer bu şartlardan birisi bulunuyorsa, bilirkişi incelemesi yaptınldı ktan sonra, soruş­ turma aşamasında Cumhuriyet savcısının talebi üzerine hakim, kovuşturma aşamasında hükümden önce mahkeme tarafından suça kon.u eşyanın imhası­ na karar verilir. imha işlemleri Cumhuriyet savcısının başkanlığında maliye teşkilatınca oluşturulan üç kişilik komisyon huzurunda yapılır ve buna dair tutanak tanzim edilir. Bu hüküm Kanunda ortak hükümler arasında düzenlenmiş olmakla bir­ likte, yalnızca marka hakkı bakımından uygulama alanı bulacaktır. Zira, Marka suçları konusunda bkz. Şerh m.30 ile ilgili açıklamalar. Cahit SULU K, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Getirdiği Yenilikler, s.106. 3458 Yasaman Kanunda sadece marka suçlan kabul edilmiş; patent, faydalı model, tasarım, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından sadece hukuki koruma getirilıniştir3• SMK 163. maddede öngörülen hızlı imha yolu Gümrük Kanununun uy­ gulanmasına dair Yönetme liğin 105. maddesindeki kolaylaşt ınlmış imha hükümleri yanında, suç teşkil eden eşya bakımından ek düzenlemedir4• Suça konu eşyaya gümrükte el konulması halinde, SMK'da yer alan hız­ lı imha prosedürünün yanı sıra, Gümrük Kanunu m.57 /6 kapsamında kolay­ laştınlmış imha yoluna da baş vurulması mümkündür. Anılan hükme göre, gümrük işlemleri durdurulan veya alıkonulan eşyanın, mahkemece markaya
hüküm Kanunda ortak hükümler arasında düzenlenmiş olmakla bir­ likte, yalnızca marka hakkı bakımından uygulama alanı bulacaktır. Zira, Marka suçları konusunda bkz. Şerh m.30 ile ilgili açıklamalar. Cahit SULU K, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Getirdiği Yenilikler, s.106. 3458 Yasaman Kanunda sadece marka suçlan kabul edilmiş; patent, faydalı model, tasarım, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından sadece hukuki koruma getirilıniştir3• SMK 163. maddede öngörülen hızlı imha yolu Gümrük Kanununun uy­ gulanmasına dair Yönetme liğin 105. maddesindeki kolaylaşt ınlmış imha hükümleri yanında, suç teşkil eden eşya bakımından ek düzenlemedir4• Suça konu eşyaya gümrükte el konulması halinde, SMK'da yer alan hız­ lı imha prosedürünün yanı sıra, Gümrük Kanunu m.57 /6 kapsamında kolay­ laştınlmış imha yoluna da baş vurulması mümkündür. Anılan hükme göre, gümrük işlemleri durdurulan veya alıkonulan eşyanın, mahkemece markaya dayalı hakları ihlal ettiğinin tespitine gerek olmaksızın, kolaylaştınlmış imha kapsamında gümrük kontrolü altında imhasına gümrük idaresi tarafından izin verilebilir5• imha prosedüründe malın sahibi mütecavizin muvafakatine bağlı olarak yürümektedir. Gümrük Kanunun 57. maddesi ve Gümrük Yönetme liğin 1 05/2.B. maddesine göre malların sahibinden alınmış yazılı muvafakat aranmaktadır6• Bu yönde bkz. Cahit SULU K, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Getirdiği Yenilikler, s.106. ilhami GÜNEŞ, Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamında Delil Tespiti, ihtiyati Tedbirler ve Hızlı imha Süreci, s.537 Kolaylaştırılmış imhaya ilişkin usul ve esaslar 27369 sayılı Gümrük Yönetmeliği'nin 105. maddesin­ de düzenlenmiş tir. ilhami GÜNEŞ, Uygulamalı Marka Hukuku, 2020, s.573. GELENEKSEL ÜRÜN ADLARINA UYGUL ANACAK HÜKÜMLER MADDE 164: (1) 146'ncı, 147'nci, 149'uncu, 150'nci, 152'nci, 153'üncü, 154'üncü, 156'ncı, 159'uncu ve 161'inci madde hükümleri gelenek­ sel ürün adları hakkında da uygulanır. Gerekçe: Madde ile, belirtilen maddelerde yer alan sınai mülkiyet haklarına ilişkin dü­ zenleme/erin, geleneksel ürün adları bakımından da uygulanacağı ifade edilmiştir. Bu yolla tekrardan kaçınılması amaçlan mıştır. AÇIKLAMAL AR Geleneksel ürün adı, SMK'nın 33 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Ka­ nun 'un m.34/3 hükmü uyarınca, menşe adı veya mahreç işareti kapsamına girmeyen ve ilgili piyasada bir ürünü tarif etmek için geleneksel olarak en az otuz yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanan adlar, i/ geleneksel üretim veya işle­ me yöntemi yahut geleneksel bileşimden kaynaklanmas ı, ii/ geleneksel hammadde veya malzemeden üretilmiş olması şartlarından en az birini sağ­ laması halinde geleneksel ürün adıdır. SMK'nın 164. maddesinde ise, Kanun'un "ortak hükümler" başlığı altın­ daki bazı maddelerin geleneksel ürün adları hakkında da uygulanacağı öngö­ rülmüştür. Buna göre, Kurum nezdinde yapılacak tüm işlemlerde uyulması ge­ reken süreye ilişkin 146. madde geleneksel ürün adları bakırnından da uygula­ nır. Sınai mülkiyet hakkının birden çok kişiye ait olması halinde atanacak ortak temsileiye dair düzenlernelerin yer aldığı 147. madde de geleneksel ürünleri hakkında uygulama alanı bulur. Bunun yanı sıra, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği taleplerin düzenlendiği 149. madde, tecavüz eden kişilerin tazminat yükümlülüğüne yönelik 150. madde, hakkın tüketilmesine ilişkin 152. madde, Kanunda öngörülen davaların açılamayacağı kişilerin düzenlendiği 153. madde, tecavüzün mevcut olmadığına dair davanın düzenlendiği 154. madde geleneksel ürün adları için de uygulanır. Anılan hükümlere ek olarak görevli ve yetkili mahkemeye ilişkin SMK'nın 156. maddesi ile ihtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliğinin düzenlendiği 159. maddesi geleneksel ürün adları hakkında uygulanır. Son olarak, sınai mülkiyet hakkının verilmesi veya tescili ile ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretierin düzenleme altına alındığı m.l61 de uygulanır. YÖNET MELiK MADDE 165: ( 1) Bu Kanunun uygulanmasma ilişkin yönetm elikler Kurum tara­ fından yürürlüğe konulur. Gerekçe: Madde ile, Kanunun uygulanma sına ilişkin yönetmelikterin Enstitü tarafından hazırlanıp yürürlüğe konulması öngörülmüştür. AÇIKLAMALAR Madde ile Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerio Kurum tara­ fından yürürlüğe konulacağı öngörülmüştür. Bu doğrultuda, 24.4.2017 tarih­ li ve 30047 sayılı "Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönet­ melik" düzenlenmiştir. 08.07.2019 tarihli ve 30825 sayılı "Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeli k"te ise uygulama yönetmeliğinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre, Yönetmeliğin 19. maddesinin ikinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri, 22. maddesinin ikinci fıkrasının ( ç) ve (d) bentleri, 23. maddesinin ikinci fıkra­ sının ( ç) ve (d) ben tl eri, 33. maddesinin ikinci fıkrasının (c) ve ( ç) ben tl eri, 46. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, 66. maddesinin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri, 67. maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) ve (d) bentleri, 70. maddesinin ikinci fıkrasının ( ç) ve (d) ben tl eri ile ll O. maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır (30825 s. Yön. m.l). Madde Endek si SMK Madde No Sayfa No 2/1 ........................... ....... ........... ................... ....... ........ ............. ........... ....... ....... ...... ............. ....... ...... 2388 2/1 -e ................. ..................................................................................................... ........ .................... 2633 2/1 -i .... "" .............................................. " .... " .................... "" ............. " ........... """" ........................... 2926 3 ........................................................................................................ 2184, 2322, 2357, 2358, 2412, 3440 3/1 -b"" .............. " ....................... ................... ......... " .......... " ........... """" ..... """ ............. """ ............ 2184 4 ............................... ............................................... .......................... 2187,2188, 2456,2826,2831,2930 5 ...................................................... 2364, 2369, 2389, 2392, 2506, 2512, 2519, 2520, 2521, 2532, 2534, 2549,2660,2831, 2832, 2849 5/1 ..................................................... ............................................................................. 2389, 2511, 2549 5/1-a .................................... .................................................. ............................... 2367, 2368, 2389, 2435 5/1-b .............. ...................... ............. .......................................................... 2389, 2533, 2550, 2643, 2645 5/1-c .................. ............................. ..................... 2367, 2368, 2532, 2533, 2550, 2634, 2643, 2645, 2832 5/1-ç ....................... ......................... 2201, 2205, 2364, 2379, 2380, 2391, 2512, 2513, 2549, 2902, 3451 5/1-d ................................. ................... ................................... 2368, 2533, 2534, 2550, 2634, 2643, 2645 5/1 -e ....................... ...................................................... .................................................... ........ 2435, 2456 5/1-f ..................... ......................... ........................................................................ 2368, 2518, 2634, 2653 5/1 -ı .......... ...... " .............. " ...... "" ............. " ............. " ........................ " ........... """'"."." ..... " .... """"'. 2518 5/1-i ....................................... ............................................................ ......................................... ....... 2836 5/2 ................................................. .................... ......................................... 2533, 2534, 2549, 2643, 2645 5/3 ............................................... .................................................................................................. .... 2902 6 ........................ .............................. 2235, 2364, 2389, 2390, 2392, 2398, 2512, 2514, 2526, 2549, 2573, 2660,2661,2831, 2832, 2849 6/1 ................................................................................... ................. 2242, 2365, 2387, 2388, 2399, 2515 6/2 ............................... ............. ....... 2156, 2157, 2158, 2159, 2160, 2161, 2162, 2306, 2387, 2388, 2515 6/3 .................. ............. ............... .............. .................... 2236, 2327, 2328, 2387, 2515, 2548, 3262, 3263 6/4 ............................ ........................................................... ........................................... 2515, 2717, 3173 6/5 ................... ................ ............................................. .................... 2158, 2206, 2387, 2515, 2717, 2742 6/7 ................................................. ........................................................................................... 2463, 2847 6/8 ........................................................ ................................................................ 2461, 2462, 2689, 2847 6/9 ............... " .. "" ......................... " ....... " """' ..... " ......... """"' ...... " .. """." ................... ........... """ ... 2516 7 ........................... ...................................... 2325, 2449, 2701, 2738, 2740, 2741, 2742, 2755, 2999, 3054 7/1 ..................................................
5/3 ............................................... .................................................................................................. .... 2902 6 ........................ .............................. 2235, 2364, 2389, 2390, 2392, 2398, 2512, 2514, 2526, 2549, 2573, 2660,2661,2831, 2832, 2849 6/1 ................................................................................... ................. 2242, 2365, 2387, 2388, 2399, 2515 6/2 ............................... ............. ....... 2156, 2157, 2158, 2159, 2160, 2161, 2162, 2306, 2387, 2388, 2515 6/3 .................. ............. ............... .............. .................... 2236, 2327, 2328, 2387, 2515, 2548, 3262, 3263 6/4 ............................ ........................................................... ........................................... 2515, 2717, 3173 6/5 ................... ................ ............................................. .................... 2158, 2206, 2387, 2515, 2717, 2742 6/7 ................................................. ........................................................................................... 2463, 2847 6/8 ........................................................ ................................................................ 2461, 2462, 2689, 2847 6/9 ............... " .. "" ......................... " ....... " """' ..... " ......... """"' ...... " .. """." ................... ........... """ ... 2516 7 ........................... ...................................... 2325, 2449, 2701, 2738, 2740, 2741, 2742, 2755, 2999, 3054 7/1 .................................................. ................................................................................ 2397, 2733, 3171 7/2 ............................ ........................ ................ ............................. .................................................... 3172 7 /2-b " .. " .. ". """ ........ " .................................. " ............. " ................. " ...................... "." .................... " 2717 7/2-c ........................................ ................................ .............................................. ............................ 2388 7/3 ............................. .................. ................................... ............... ....................... 2702, 2718,3171,3172 7/4 ........................................................................................................................ 2195, 2326, 2371, 3016 3462 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi 7/5 ................ .................. .............. ............... ..................................... ....................... ............. ............. 3251 8 ................... ........ ...... ...... ......... ..... ....... ........ ........................... .............. .......... ........ .......................... 2756 9 ......................... ........................ ................................... 2203, 2397, 2398, 2450, 2640, 2641, 2735, 2942 9/1 .................. ........................................................................ ................................ ........................... 2639 9/3 ................................... ................................. ............................... .............. .................................... 2717 10 ............................ ............................... ................. .................................... 2156, 2157, 2158, 2159, 2163 11.. ....................................................... ............................................. 2183, 2184, 2357, 2358, 2359, 2412 11/1 ........................ ................................................................... ............................... ................ 2185, 2360 11/1-a ................................ .................................................................. ............... ............................... 2186 11/1-b .................... ................................................ ................... .................................. ....................... 2190 11/1-c ................................................... ...................... ............... ............................. ................... ........ 2190 11/1-ç ............. ............................................................... ........................................................... 2191, 3448 11/3 ................ ........................................ ........................... .................... .................. .......................... 2196 11/4 .......................... ................... .................... .......................... ........................... .......... 2196, 2199, 2208 11/5 ......................... ...................... .............................. ......................................... ............................. 2193 11/7 ........................................................................................... .............................. .......................... 2198 12 ......................................... .............................. .................................. ..................... ...... 2302, 2305, 3261 12/1 ................................... ............................. ................................................................ 2303, 2316, 3262 12/2 .................. ........................................................................................ ...................... ................... 2304 12/3 .................................. ............... .......................... ..................................................... 2319, 2322, 3262 12/4 .............................................. .......................................... .............. .................................... 2319, 2339 12/5 .............. .................................................................................................................. 2319, 2324, 2339 12/6 ..................... ...................................................................... ................... ........ 2324, 2326, 2335, 2336 13 ..................... .............................. ............................................................ ............. .................. 2192, 2360 13/1 ............................................................................ .............................. ................ ......................... 2335 13/2 ............... ................................................ ............. ......................... .................... .......................... 2336 14 ................................................... ...................... ................................................... ........ 2349, 2352, 2353 14/2 .................................... ................................. .................... ...................... .................................... 2353 15 ................................... .......................... ................................. .................. 2250, 2361, 2364, 2369, 2370 15/1 ................................... ................................................................ ................................................ 2360 15/2 .............................................................................. ........................................ 2186, 2190, 2192, 2360 15/2-3 ................................. ........................................... .............. .............................. ........................ 2192 15/3 ................................................. ........................................................ ... 2186, 2190, 2361, 2362, 3448 16 .............................. ................... .................. ....................................................... 2368, 2369, 2370, 2520 ı 7 ...................................................... .................... ............................ 2370, 2381, 2382, 2388, 2391, 2513 17/1 .................. .............................................................................................................. 2512, 2513, 2535 18 ......................................................................... 2386, 2388, 2391, 2395, 2414, 2426, 2512, 2513, 3450 18/1 ......................... ............................................................................................. 2381, 2512, 2513, 2514 19 ................. .................................... ................................ ............................................... 2368, 2386, 2573 19/2 ......... ............................................................ 2203, 2235, 2237, 2398, 2399, 2401, 2406, 2407, 2573 19/3 ............................ ................................ ................... ........................................... ......................... 2397 Madde Endeksi 3463 19/4 .................... " ........... " ............... " .......................... " ... " ......................... """ ......... "" ...... """ .. "" 2409 20 ..................................... .................................... ................... 2250, 2381, 2386, 2397, 2412, 2413, 2436 20/2 ................. ............. .......... ............ .......... ............................... ...................... ....... .................... ..... 3450 21 ..... """ ........................... "" .............. .......................... ......................... " ........... " .............. """ ... """ 2386 21/3 ..................................................................... ....................... ................... ........................... 2409, 2428 21/4 ............................ ......................................................................... .................. ................... 2428, 2437 22 ...................................... ....................................................... ................. ................................ 2451, 3449 23 ..................................................................................................................... ............... 2521, 2523, 2921 23/1 ................................................. .......................................... ............................... ......................... 2688 23/2 ................................ ............. .................... ....................... 2457, 2458, 2521, 2688, 2689, 2692, 3450 23/3 .............. ............................................... .............................. ................................................... ..... 2458 23/4 .............. .................................................. ................................... ....................................... 2847, 2876 23/5 ........................ ...................................... ................................. ........................... ................ 2459, 2693 24 ......................... .............. ..................................................... .............................. 2475, 2477, 2482, 2914 24/2 .............. ....................... .............. ............................................................. ................................... 2482 24/3 ................................. .................................. ........................... ............................ ................ 2713, 2751 24/4 ....................................... " .... " ........ " ................................ " ............. """" ........... " ............. 2711, 3185 25 ................................. .................................................. ................... 2438, 2516, 2527, 2531, 2573, 3291 25/1 .............................................. ..................... ..................... 2157, 2532, 2533, 2548, 2573, 2643, 3173 25/2 ................ .............................................................................. ........................ 2505, 2507, 2518, 2524 25/3 ....................................... ............................................. .................................. .......... 2524, 2896, 2909 25/4 ...................................... ......................... ........................................ ..... 2532, 2533, 2534, 2549, 2550 25/5 .................................... ....................... .................... .......................... .................... ............. 2525, 2638 25/6 ............................. 2538,2539,2543,2547,2549,2550,2551,2552, 2553, 2554,2566,2572,3268 25/7 ................................................. ............................................................................... 2203, 2573, 2575 26 .............. ......... 2398, 2499, 2506, 2524, 2632, 2637, 2638, 2640, 2661, 2735, 2896, 2909, 3292, 3454 26/1 .................................................................... ......................... ............................... .............. 2632, 2633 26/1-a ........................ ....................... ........................................................ ............ 2637, 2639, 2641, 2661 26/1-b ....................... ........................ ...................................... 2521, 2634, 2637, 2642, 2645, 2646, 2662 26/1-c ....................... .................. ....................................... ............... 2521, 2634, 2637, 2653, 2662, 2902 26/1 -ç ........ ............ " .............. ................ "." ...................................... " ............ """"" ........... " ... 2654, 2879 26/1-d ................................................. ................................... ............. ............................................... 2662 26/2 ....................................... ......................... ................... ............................................. 2633, 2635, 2662 26/3 .................................. ................................................................... ..................................... 2633, 2638 26/4 ..................... .......................... ...................... ..................... ...................... .......................... 2642, 2715 26/5 ............. ........................................... ...................................... .................................. 2636, 2637, 2638 26/7 ................................ .............. ............... ............................................................................. 2633, 2638 27/1 ..................................... ............. ....................... .............. .......................... .................. ....... 2506,2659 27/1-2 ........................ ................................... ........................................... ................................... ....... 2432 27/2 ....................... ......................... ............... ........................................ ............. ............ 2661, 2694, 2735 27/3 ..................................... ......................... ............. ............................... ...................... 2664, 2667, 2670 3464 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi 27 /3-a ............................... ...................................... ................. ................................. ......................... 2665 27/3-b .......................................... ........................................................ ................. 2665, 2666,2667,3292 27/4 .............................................. .................. ........................................ .................................. 2665, 3292 27/5 ..................... ................................ .......................... ................... .......... 2666, 2668, 2669, 2670, 2672 27/6 .................................. ................................................. ....................................................... 2673, 3454 27/7 ............................... ............................. .................................... ................................................... 3454 28/1 -a .................................... ........................................................ ............. ....................................... 2689 28/3 ····· ····· ····················· ······················· ·········· ····· ············· ··············· ······· ·················· ......... ....... 2503, 2693 28/4 ·········· ·········· ··············· ················ ····· ··········· ······· ······· ····· ····· ······ ············ ············· ························· 2937 28/5 ........................... ........................................................ ............................... ................................. 2937 29 ....................... 2699, 2700, 2922, 2999, 3000, 3002, 3003, 3010, 3054, 3060, 3295, 3301, 3302, 3373 29/1 .......................... ............................. ........................ .................. ..................... 2699, 2700, 3185, 3186 29/1-a ............................
......................... ............. ............................... ...................... 2664, 2667, 2670 3464 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi 27 /3-a ............................... ...................................... ................. ................................. ......................... 2665 27/3-b .......................................... ........................................................ ................. 2665, 2666,2667,3292 27/4 .............................................. .................. ........................................ .................................. 2665, 3292 27/5 ..................... ................................ .......................... ................... .......... 2666, 2668, 2669, 2670, 2672 27/6 .................................. ................................................. ....................................................... 2673, 3454 27/7 ............................... ............................. .................................... ................................................... 3454 28/1 -a .................................... ........................................................ ............. ....................................... 2689 28/3 ····· ····· ····················· ······················· ·········· ····· ············· ··············· ······· ·················· ......... ....... 2503, 2693 28/4 ·········· ·········· ··············· ················ ····· ··········· ······· ······· ····· ····· ······ ············ ············· ························· 2937 28/5 ........................... ........................................................ ............................... ................................. 2937 29 ....................... 2699, 2700, 2922, 2999, 3000, 3002, 3003, 3010, 3054, 3060, 3295, 3301, 3302, 3373 29/1 .......................... ............................. ........................ .................. ..................... 2699, 2700, 3185, 3186 29/1-a ............................ .................... ................................ ............... ......................... ............... 2717, 3057 29/1-b ·············· ········ ·························· ···························· ··········· ······· ··········· ··············· ............... 2703, 2717 29/1-c ...................................... .......................... ........................ .................... .............. ... 2705, 2706, 2717 29/1-ç ..................................... ............... .............................. ............. .............................. 2710, 2713, 2717 29/2 ............................. ......................... ................................................................ 2203, 2573, 2713, 3268 30 ............................ ........................ 2518, 2728, 2729, 2733, 2734, 2735, 2736, 2737, 2739, 2740, 2741, 2752,2755, 2757, 2761,2764,2765,3010 30/1 ............................................................ ....................... ..... 2730, 2739, 2746, 2751, 2757, 2760, 2766 30/2 ................................................................ .............................. .................................. 2730, 2747, 2766 30/3 ..................................... ............................. ............................................... ............... 2730, 2749, 2766 30/4 ............................. ....................... ................................... ........................ ................. 2730, 2731, 2732 30/5 ................................... ........................................................ ............... ...................... 2730, 2733, 2734 30/6 ............................... .......................... .................... ............................... .................... 2730, 2753, 2762 30/7 ········· ····· ······· ······ ······ ······· ··································· ·······•······ ··········· ·················· 2730, 2731, 2760, 2878 31.. .................. ................................................................. ................. 2825, 2826, 2830, 2832, 2835, 2929 31/1 ....................................... ....................... ............................. ..................................... 2837, 2904, 2905 31/2 ..................................... ...................................... ........................ ..................... .................. 2904, 2905 31/3 .......................................................................................................................... ......................... 2930 32 .............................................. ....... 2191, 2655, 2830, 2831, 2837, 2844, 2845, 2849, 2877, 2879, 2930 32/1 ................................................................ ..................................................................... .............. 2914 32/2 ...................................... ..................................................................... ................. ....................... 2877 32/3 ............................................................ ................................................. ............................. 2876, 2930 32/4 ........................ .................................................................... .............................................. 2876, 2930 32/5 ................................... ...................... .............. .................................... ............... ......................... 2876 32/7 ...................................... ........................ .......................... ........................................ 2635, 2655, 2879 33 ......... .......... ....................... ........ ..... ............ ...... ......................... ...... ................. ...... ........... ............. 3459 34/1-a ................................. ....................... ..................................... ........................ ........................... 2833 34/1-b ......................... .......................................................... ................. ....................... ..................... 2833 145 ............................................. .................. ................... ........................ ...................... ..................... 3264 146 .......................... ...................................................... ........................................ 2524,2525,2639,3167 Madde Endeksi 3465 147/1 ..................................... ................................................ .................................... ............... 2882, 2883 147/2 .............. .......................... ......... ....... ......... ...... ..... ........ ........ ..... ........ ...... .......... ....... ...... ........... 2883 147/3 .................................................................................... ............................................. ................ 2883 148 .................... ......................................... 2482, 2899, 2914, 2915, 2916, 2918, 2919, 2921, 2930, 2935 148/1 ........................................... ..................... .......................................... 2476, 2480, 2481, 2912, 2926 148/2 ................. ............. .............. ............................................................................ ......................... 2898 148/3 ........................ ...................................................................... ................... ................ ................ 2931 148/4 ................. ............................. .................................................. 2749, 2889, 2900, 2946, 2950, 2951 148/5 ................... ............................ 2482, 2672, 2750, 2890, 2891, 2892, 2893, 2894, 2896, 2909, 2928 148/6 .............................. ............................................... ..................................... ............. .................. 2900 148/7 ........................... ........................................... ...... 2480, 2482, 2750, 2847, 2890, 2904, 2915, 2952 148/8 ....................... .................. ......................... ....................................................... ............... 2929, 2954 149 .................................................. 2484, 2766,2880, 2944, 2994,2995,2999,3011,3015,3016,3017, 3292,3349,3350,3353,3372 149/1-a ............................................ .......................................... ...................... .................................. 2995 149/1-b ..................................................................... ....................................... ............... 2996, 2997,3342 149/1-d ...................... ................ ................................... ............................................................ 3010, 3377 149/1-f ................ ........................... .................................................... ................................................ 3377 150 ................................ .................... ...................................... 2484, 3002, 3058, 3060, 3064, 3292, 3350 150/2 ................. ....................... ........................ .............. ................ ..................... ............... ...... 3005, 3061 150/3 ............................................ .............. ........................ ........................ 2995, 3064, 3065, 3384, 3385 151.. ....................................... 2484, 3091, 3092, 3093, 3094, 3095, 3097, 3098, 3107, 3244, 3292, 3350 151/2 ....................... ................. ............... .............. ............................................... 3064, 3093,3096,3109 151/2-b ............... ............................ ........................................ .................................. ......................... 3093 151/3 ................................................................................................................... ........... 3091, 3099, 3100 151/4 .................................. ...................................... ................ ....................... ......................... 3108, 3109 151/5 ............... ........................ ............................................... ........................................................... 3110 151/6 ................. .................................................................................... .................... ........................ 3110 152 ................................ .................. ........................................ 2756, 3167, 3168, 3172, 3175, 3189, 3190 152/1 ............................... ................................................................. 3168, 3170, 3174, 3175, 3180, 3201 152/2 .............. .................................... .......................... 3170, 3188, 3189, 3190, 3192, 3193, 3200, 3201 153/1 ...................................... .................. ................ ................... ......................................... .... 2709, 3241 153/2 ........................... ...................... ............................... ................. ................................ ................ 3241 154 ................................... ............. .............. ............. ............... 2258, 2840, 2995, 3249, 3250, 3292, 3302 154/1 ............................. ..................................................................................................... ............... 3251 154/2 .............. ............. .............. .......................... ................... .................... ....................................... 3252 154/3 .................. ........................................ ............................................................... ........................ 3251 155 ..................... .............. .................. ..................................... 2532, 3251, 3264, 3267, 3268, 3269, 3305 156 ............................ .................... ............. ...................... ....... 3294, 3299, 3301, 3302, 3306, 3307, 3459 156/1 ..................... ............................... ........................................... ..................... 2633, 2764, 3293, 3294 156/2 ............................. ....................................................................................... 2522,2639, 3294,3300 156/3 ...................................... ..................... ........................................... ................... ..... 3300, 3304, 3305 3466 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi 156/5 ........................... ..................................................... ................. ....................................... 3302, 3303 158 ................................................ .............................................................. 2477, 3063, 3349, 3350, 3352 158/1 ................................................... .................... ....................................................... 2763, 2764, 3371 158/2 ................................................ .................................................................... 2484, 3351, 3352, 3371 158/3 .................................. ............................... ............................. ..................... .............................. 3372 159 ............... ..................... ......................... 3292, 3306, 3367, 3368, 3370, 3373, 3374, 3375, 3377, 3384 159/2 .................... ............................................... .............................................................................. 3382 159/2-b ............................ ..................................... .................. ............... ...................... ... 3377, 3378, 3381 159/2-c ......................... ................................................................................................ ............ 3382, 3383 159/3 ............................. .................................... ........................ ............................................... 3306, 3369 160 ................ ...................... .......................................................................... ............................ 3443, 3444 160/2 ............... ............................ ..................... .......................... ....................................................... 3441 160/3 ............................... ..................... ..................................... ..................... ................................... 3441 160/4 ........................................................................................ ......................................................... 3442 160/5 ....................................................... .................................................................. ........................ 3443 160/6 ....................................... ............................................ .............................. ................................ 3444 161 ............. ................................................................. ................. ............................................. 3448, 3450 161/3 .................................................. ..................................... ................ ............... ........................... 3450 163 ...................... .............. ........................... ............................ ....................................... 2767, 3457, 3458 164 ............................... ............................................... .......... .......... ........ ............ ............................... 3459 Kavram Endeksi A AB Fikri Mülkiyet Ofisi · 2158, 2162, 2227, 2368, 2430 Acente · 2163, 2485, 3179, 3387 Açıklayıcı Etki · 3262 Alan Adı · 2702, 3014, 3047, 3269, 3285, 3295 Anahtar Kelime · 3401 Avrupa Birliği Markası · 2641, 3158 Ayırt Edici Nitelik · 2366, 2493, 2494, 2532, 2533, 2534,2537,2549,2645,2832,3263 Ayırt Etme Fonksiyonu · 2203, 2205, 2241, 2247, 2646,2826 Ayniyet · 2164, 2205, 2228, 2309, 2311, 2313, 2741, 2834 B Basiretli Tacir · 2640 Baskın Unsur · 2240 Başvuru Eseri · 2756 Belirlilik ilkesi · 2201, 2202, 2205, 2207, 2220, 2226, 2230,2924 Benzerlik · 2157, 2208, 2210, 2211, 2212, 2213, 2226,2228,2229, 2230, 2231,2232,2238,2240, 2242,2261,2275,2279,2313,2364,2371,2741, 2843,2844,3061,3100,3104 Bireysel Marka · 2825, 2826, 2831, 2832, 2836, 2841,2845,2930 Bölgesel Tükenme · 3153, 3154,
............................................... .......... .......... ........ ............ ............................... 3459 Kavram Endeksi A AB Fikri Mülkiyet Ofisi · 2158, 2162, 2227, 2368, 2430 Acente · 2163, 2485, 3179, 3387 Açıklayıcı Etki · 3262 Alan Adı · 2702, 3014, 3047, 3269, 3285, 3295 Anahtar Kelime · 3401 Avrupa Birliği Markası · 2641, 3158 Ayırt Edici Nitelik · 2366, 2493, 2494, 2532, 2533, 2534,2537,2549,2645,2832,3263 Ayırt Etme Fonksiyonu · 2203, 2205, 2241, 2247, 2646,2826 Ayniyet · 2164, 2205, 2228, 2309, 2311, 2313, 2741, 2834 B Basiretli Tacir · 2640 Baskın Unsur · 2240 Başvuru Eseri · 2756 Belirlilik ilkesi · 2201, 2202, 2205, 2207, 2220, 2226, 2230,2924 Benzerlik · 2157, 2208, 2210, 2211, 2212, 2213, 2226,2228,2229, 2230, 2231,2232,2238,2240, 2242,2261,2275,2279,2313,2364,2371,2741, 2843,2844,3061,3100,3104 Bireysel Marka · 2825, 2826, 2831, 2832, 2836, 2841,2845,2930 Bölgesel Tükenme · 3153, 3154, 3156, 3157, 3158, 3160,3161,3166,3201 Bölünme · 2179, 2193, 2194, 2195, 2357, 2952, 2953 c Ciddi Kullanım · 2238, 2245, 2246, 2247, 2402, 2403,2528,2573,2642,2860 Coğrafi işaret· 2222, 2249, 2390, 2450, 2476, 2480, 2515,2833,2834,2835,2836,2837,2884,2885, 2926, 2992, 3088,3110,3167,3264,3367,3441, 3458 ç Çelişkili Davranış Yasağı · 2538, 2539, 2543, 2544, 2569,2571,2572,3250 D Değiştirme · 2500, 3189, 3190, 3193, 3200 Delil Tespiti · 3065, 3292, 3306, 3384, 3385 Devir· 2164, 2306, 2307, 2308, 2665, 2713, 2750, 2752,2846,2875,2884,2885,2889,2891,2892, 2893,2894,2897,2899,2900,2901,2902,2904, 2908,2909,2910,2912,2919,2923,2929, 2939, 2946,2947,2948,2949,2950,2951,2952,2954, 2957,2968,2971,2983,2989,2991,3135,3182, 3193,3451 Dünya Ticaret Örgütü · 2299, 2300, 2303, 2304, 2306,2307,2322,2323,2358,3202,3262 E El Koyma · 2880, 3009, 3010, 3011, 3240, 3241, 3242,3243,3376,3377,3378,3381,3383,3394 Endüstriyel Tasarım · 2522, 3018, 3043, 3272 F Faydalı Model · 2249, 2455, 2476, 2926, 3167, 3264, 3367,3441,3458 Fikri Mülkiyet Örgütü · 2344 Franchise Sözleşmesi · 2159, 2477, 2479, 2485, 3105,3187,3188,3299,3300,3315 G Garanti Markası · 2179, 2185, 2186, 2191, 2359, 2360,2361,2390,2463,2480,2654,2655, 2750, 2822,2825,2826,2827,2828,2829,2830,2831, 2832,2834,2835, 2837, 2838,2839,2840,2841, 2843,2847,2849,2851,2872,2873,2874,2875, 2877,2879,2880,2884,2890,2904,2915,2929, 2947,2952,2953, 3016, 3148 Geleneksel Markalar · 2187 Geleneksel Olmayan Markalar · 2187, 2189 Geleneksel Ürün Adı · 2450, 2476, 2884, 2885, 3088,3110,3264,3340,3367,3459 Genel Ahlaka Aykırı işaret· 2390 Gerçek Hak Sahipliği · 2163, 3263, 3304, 3334 Grafik Temsil · 2404 Gri Piyasa · 3149, 3150, 3151 3468 H Haciz · 2668, 2884, 2885, 2894, 2897, 2925, 2926, 2928,2929,2931,2932,2933,2934,2935,2936, 2937,2938,2939,2943,2968,3177 Hak Düşürücü Süre · 2302, 2410, 2436, 2527, 2528, 2529, 2530, 2531,2532,2533, 2538,2544,2545, 2546,2557,2560,2562,2582,2907,3445 Haklı Neden · 2159, 2401, 2405, 2406, 2407, 2715, 3150, 3189, 3191,3193,3194,3195,3269 Haklı Sebep · 2159, 2193, 2196, 2393, 2394, 2398, 2399,2405,2667,2714, 2987, 3157,3189,3269 Haksız Rekabet · 2252, 2257, 2315, 2449, 2464, 2470,2471,2569,2700,2705,2733,2734,2741, 2743,2752,2753,2792, 2841, 2854,2927,2994, 2997,2999,3001,3008,3015,3017, 3018,3043, 3050,3055,3056,3072, 3073, 3089,3096,3101, 3112,3163,3171,3173,3204,3206, 3209, 3213, 3216,3225,3228,3234,3237,3244,3258,3295, 3296,3298,3304,3305,3310,3312,3328,3337, 3342,3387,3404,3429 Haksız Yararlanma · 2743 Hareket Markası · 2188, 2189 Hızlı imha · 2767, 3456, 3457, 3458 Hizmet Markası · 2213, 2216, 2217, 2302, 2748, 2759,2849,2850,2931 Hükümsüzlük · 2160, 2164, 2220, 2227, 2241, 2243, 2256,2288,2327,2347, 2354, 2355, 2391, 2392, 2399,2402, 2403, 2427,2429,2431,2432, 2435, 2439,2451,2452,2460,2468,2493,2494,2495, 2498,2499,2503,2504,2505,2506,2507,2509, 2510,2511,2512,2513,2514,2515,2516,2517, 2518,2519,2520,2523,2524,2525,2526,2527, 2528,2529,2530,2531,2532,2533,2534,2538, 2539,2540,2544,2545,2546,2547,2548,2549, 2550,2551,2552, 2555, 2556,2557,2559,2560, 2562,2565, 2566,2567,2568,2569,2570,2572, 2573,2574,2575, 2582, 2595,2604,2632,2633, 2634, 2643, 2644,2649,2653,2655,2657, 2658, 2659,2660,2661,2663,2664,2665,2666,2667, 2668,2669,2670,2671,2672, 2673, 2674,2675, 2679,2683,2693,2694,2716, 273 4,2735,2879, 2896,2909,2910,2960,3046,3173,3248,3251, 3263,3264,3265,3266,3267,3268,3269, 3272, 3282,3292,3302, 3303, 3304,3328,3337,3370, 3376,3422, 3427, 3454 1 INN· 2520, 3135 i iflas· 2408, 2451, 2705, 2918, 2926, 2932, 2933, 2940,2941,2942,2943,2944,2945,3017,3442 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi i htiyati Tedbir · 2451, 3280, 3292, 3306, 3347, 3348, 3352,3365,3367,3368,3369,3370,3371,3372, 3373,3374,3375,3376,3377,3378, 3382, 3384, 3386, 3398, 3401,3405,3410,3418,3426,3427, 3429,3459 iltibas · 2167, 2205, 2209, 2240, 2243, 2262, 2325, 2364,2433,2703,2706,2726, 2729, 2730,2736, 2737,2739,2740,2741,2742, 2743, 2744,2746, 2753, 2757, 2758, 2760, 2761,2766,2768,2782, 2806,3013,3036, 3039, 3073,3263 imha· 2565, 2767, 2928, 3012, 3013, 3039, 3057, 3377,3379,3456,3457,3458 in hisari Lisans· 2473, 2476, 2479, 2482, 2484, 2752, 2894,3016, 3106, 3347,3348,3349, 3350, 3351, 3353,3354,3360 inhisari Olmayan Lisans· 2473, 2476, 2479, 2484, 3347,3351,3352,3357 işaretler Arasında Ayniyet · 2364 işaretler Arasında Benzerlik · 2430 işletme Adı· 2702, 2718, 3103, 3269 itibar Tazminatı · 3009, 3023, 3031, 3058, 3059, 3061,3062, 3063, 3064,3066,3069,3072,3292 J Jenerik Ad · 2460, 2643, 2644, 2650, 2653, 2756 K Karara itiraz · 2250, 2381, 2385, 2386, 2411, 2413, 2414,2415,2416,2425,2428,3450,3451 Karıştırma ihtimali · 2228, 2364, 2388, 2408, 2430, 2433, 2437, 2716,2999 Karşılaştır malı Reklam · 2702 Kaynak Gösterme Fonksiyonu · 2237, 2616, 2828 Kişisel ihtiyaç Kullanımı · 3245 Koruyucu Marka · 2849 Kötüleştirme · 3189, 3190, 3191, 3192, 3193 Kötüniyetli Tescil· 2158, 2162, 2389, 2516, 2517, 2551,2566,2567,2568,2569,2599,2660,3264, 3270 Kullanım ispatı Talebi · 2245, 2397, 2400, 2401, 2402,2404,2405,2406,2434 Kullanmama Def'i · 2203, 2237, 2399, 2402, 2572, 2573, 2575, 2641,2642,2714,2715,2716,2717, 2718,3268,3269 Kurucu Etki · 2750, 3262 L Lisans Sözleşmesi · 2461, 2473, 2474, 2475, 2476, 2477,2478,2479,2480,2481,2482, 2483, 2484, 2667,2668,2710,2711,2712, 2713,2751, 2764, 2818,2847,2904,2915,2941,2943,2944,2977, Kavram Endeksi 3016,3063,3088,3094, 3098, 3104,3107,3108, 3184,3185,3186,3194,3234,3244,3301,3318, 3349,3350,3351,3355 M Maddi Tazminat · 2856, 3000, 3001, 3003, 3004, 3006,3007,3008,3011,3018,3021,3026,3028, 3033,3035,3040,3043,3063,3065,3096,3097, 3099,3110,3112,3114,3115,3118,3120,3121, 3128,3136,3137,3295,3381 Madrid Anlaşması · 2343, 2344, 2345, 2346, 2350 Madrid Protokolü · 2301, 2334, 2342, 2343, 2344, 2345,2348,2349,2350,2353,2354,2355,2360, 2455,2658,2673,2674,2731,3445 Mağazacılık Hizmeti · 2213, 2214, 2216, 2218, 2220, 2224, 2225, 2226, 2230, 2231,2235,2239,2242, 2243 Mahreç işaret · 2833 Malın Doğası Gereği Ortaya Çıkan Şekil · 2389, 2456 Manevi Tazminat · 2708, 2724, 2854, 2856, 2994, 3001,3006,3007,3008,3009,3017, 3018, 3023, 3026,3031,3032,3033, 3035, 3037, 3038, 3043, 3049,3055,3056,3057,3058,3061,3062,3063, 3065,3069, 3073, 3075,3078,3082,3096,3097, 3112,3120,3258,3270, 3292, 3293,3312,3329, 3337,3350,3381 Marka Hakkı · 2156, 2162, 2163, 2202, 2203, 2205, 2206,2218,2226,2234,2236,2306,2308,2309, 2319,2326,2336,2339,2408,2464,2473,2482, 2484,2492,2494,2498,2499,2503,2504,2510, 2514,2516, 2525, 2539, 2541, 2547, 2548, 2550, 2551,2555,2559,2560,2561,2562,2566,2569, 2574,2631,2632,2641,2642,2647,2648,2649, 2650,2653,2654,2655,2659,2660,2661,2662, 2665,2666,2667,2668,2669,2670,2679,2687, 2688,2689,2690,2691,2692, 2693, 2694,2697, 2699,2700,2701,2703,2704,2705,2706,2707, 2709,2710,2711,2713,2718,2726,2728,2729, 2730,2731,2732,2733,2734,2736,2737,2738, 2739,2740,2741,2742,2743,2744,2746,2747, 2748,2749,2750,2751,2752,2753,2754,2755, 2756,2757, 2758, 2760, 2761,2762, 2763, 2764, 2766,2767, 2768, 2782,2795,2803,2804,2805, 2807,2809,2811,2815,2816,2818,2820,2839, 2872,2876,2880,2881,2882, 2883, 2888,2889, 2893,2894,2896,2897,2899,2900,2903, 2907, 2908,2909,2910,2911,2912,2913,2914,2916, 2917,2918, 2919,2920,2921,2922,2924,2927, 2932,2935,2937,2938,2940,2946,2947, 2948, 2952,2953,2957,2960,2971,2974,2977,2989, 2994,2996,2997,2999,3000,3002, 3005, 3006, 3007,3009,3010,3011,3012,3013,3014,3015, 3016,3017,3018,3023,3024,3030,3036, 3039, 3040,3043,3044,3047,3049,3050,3051,3054, 3055,3056,3057, 3058, 3060,3062, 3063, 3064, 3469 3065,3070,3075,3082,3090,3091,3092, 3093, 3094,3095, 3097, 3098,3100,3101,3102,3103, 3104,3105,3106,3108,3115,3117,3120,3123, 3128,3131,3140,3143,3144,3145,3146,3147, 3148,3150,3151,3152,3154,3156,3157,3159, 3160,3161,3162,3164,3165,3166,3167,3171, 3173,3174,3176,3177,3178,3181,3182,3183, 3184,3185,3186,3188,3190,3191,3192,3193, 3194,3195,3196,3199,3200,3201,3202, 3205, 3209,3213,3216,3218,3220,3222,3225, 3226, 3227,3232,3234,3237,3238,3241,3242,3244, 3249,3250,3251,3292,3293,3295, 3296,3297, 3298,3299,3300,3301,3302,3303,3305, 3307, 3310,3314,3315,3319,3323,3328, 3340, 3342, 3349,3350,3351,3353,3359,3367, 3368,3369, 3370,3371,3372, 3373, 3374,3375,3376,3378, 3379,3381,3385,3392,3394,3440,3448,3449, 3452,3457 Marka Örneği· 2179, 2180, 2185, 2186, 2187, 2189, 2190,2191,2192,2351,2359,2360,2361,2370, 2451,2493,2494,2526, 2628, 2629,2638,2874, 2876 Marka Sahibinin izni ile Kullanım · 2717 Marka Sicili · 2254, 2255, 2256, 2259, 2450, 2459, 2509, 2524, 2573,2575,2639,2690,2891,2893, 2894,2923,2928, 2934, 2935,2941,2946,2947, 2948,2951,2952,2957,2966, 2969, 2971,3351 Marka Vekili · 2156, 2159, 2445, 2882, 2883, 3302, 3441,3442, 3445, 3448 Markanın Fonksiyonları · 2434, 2553, 2574, 2640, 3143,3147,3156 Markanın iptali · 2408, 2431, 2432, 2434, 2498, 2499,2506,2514,2523, 2528, 2531,2540,2556, 2567,2573,2628,2629,2631,2632,2633,2635, 2636,2637, 2638, 2639,2641,2642,2644,2645, 2646,2647, 2648, 2649,2652,2653,2654,2655, 2657,2658,2661,2662,2670,2671,2672,2735, 2736,2872,2873,2878,2903,2909,3454,3455 Markanın Uluslararası Tescili · 2345, 2346 Markasal Kullanım · 2407, 2559, 2564, 2594, 3136, 3410 Menfi Tespit Davası · 2250, 2258, 2995, 3249, 3251 Menşe Ad · 2833 Menşe Ofis· 2347, 2349, 2350, 2351, 2352, 2353, 2354,2355,2673,2675 Menşe Ülke · 2345, 2346, 2350, 2351, 2353, 2354, 2355,2673,2674 Meşru Menfaat · 2387 Miras Yoluyla intikal · 2846, 2912, 2913, 2914 Multimedya Markası · 2187, 2189 Mutlak
izni ile Kullanım · 2717 Marka Sicili · 2254, 2255, 2256, 2259, 2450, 2459, 2509, 2524, 2573,2575,2639,2690,2891,2893, 2894,2923,2928, 2934, 2935,2941,2946,2947, 2948,2951,2952,2957,2966, 2969, 2971,3351 Marka Vekili · 2156, 2159, 2445, 2882, 2883, 3302, 3441,3442, 3445, 3448 Markanın Fonksiyonları · 2434, 2553, 2574, 2640, 3143,3147,3156 Markanın iptali · 2408, 2431, 2432, 2434, 2498, 2499,2506,2514,2523, 2528, 2531,2540,2556, 2567,2573,2628,2629,2631,2632,2633,2635, 2636,2637, 2638, 2639,2641,2642,2644,2645, 2646,2647, 2648, 2649,2652,2653,2654,2655, 2657,2658,2661,2662,2670,2671,2672,2735, 2736,2872,2873,2878,2903,2909,3454,3455 Markanın Uluslararası Tescili · 2345, 2346 Markasal Kullanım · 2407, 2559, 2564, 2594, 3136, 3410 Menfi Tespit Davası · 2250, 2258, 2995, 3249, 3251 Menşe Ad · 2833 Menşe Ofis· 2347, 2349, 2350, 2351, 2352, 2353, 2354,2355,2673,2675 Menşe Ülke · 2345, 2346, 2350, 2351, 2353, 2354, 2355,2673,2674 Meşru Menfaat · 2387 Miras Yoluyla intikal · 2846, 2912, 2913, 2914 Multimedya Markası · 2187, 2189 Mutlak Ret Nedenleri · 2363, 2364, 2365, 2366, 2367, 2368, 2369,2370, 2376, 2379,2380,2382, 2388,2391,2400,2410,2435,2450,2452,2459, 2460,2511,2738,2836 3470 Muvafakatname · 2186, 34S1 Müktesep Hak· 2243, 2283, 2672 N Nice Anlaşması · 2180, 2190, 2196, 2197, 2200, 2207,2208,2397 Nispi Ret Nedenleri · 2364, 2367, 2380, 2388, 2392, 2400,2410,2438,2460,2742,2849,2859 o Ortak Marka· 2179, 2185, 2186, 2191, 2192, 2359, 2361,2390,2454,2459,2463,2480,2482,2635, 2637,2654,2655,2662,2750,2822,2826,2828, 2831,2841,2842, 2843, 2844,2845,2846,2847, 2857,2861,2872,2873,2874,2875,2876,2877, 2878,2879,2882,2883,2884,2890,2905,2914, 2915,2930,2947,2952,3016,3148,3181,3371 Ortak Temsilci · 2186, 2692, 2882, 2883, 3459 ö Önalım Hakkı · 2884, 2885, 2905, 2906, 2907, 2908 Öncelik ilkesi · 2226, 2235, 2241, 2242, 3265, 3266, 3267,3269,3270 p Paralel ithalat · 3149, 3150, 3151, 3152, 3153, 3154, 3156,3159,3161,3162,3163, 3165, 3166,3169, 3196,3197,3198,3199,3200,3201,3203,3204, 3205,3209,3213,3227 Paris Sözleşmesi · 2155, 2156, 2157, 2184, 2248, 2299,2300,2301,2302,2303,2304,2305,2306, 2307,2308,2312,2313,2315,2316,2317,2318, 2319, 2322, 2323,2324,2325,2327,2336,2337, 2338,2339,2340,2346,2353,2358, 2389, 2390, 2515,2641,2658,2673,2822,2885,3172,3173, 3262,3366 Patent·2236,2248,2255,2258,2308,2314,2435, 2439,2464,2485,2522,2671,2876,2882,2926, 3059,3088,3096,3110,3155,3160,3167,3176, 3245,3260,3263,3264,3267,3269,3363, 3367, 3427,3439,3441,3458 Patent Vekili · 2882, 3439 Perakendecil ik (Mağazacılık) Hizmeti · 2213 Perakendecilik Hizmeti · 2213, 2214, 2215, 2216, 2217,2218,2219,2220,2221,2222,2223,2224, 2225,2226,2227,2228,2229,2231,2232,2238, 2239,2240,2242,2243,2244,2246,2247,2248 Piyasaya Sunum · 3143, 3144, 3147, 3148, 3149, 3151,3152,3153,3154,3156,3159,3161,3162, 3164,3165,3167,3174,3175,3176,3177,3178, 3179,3180,3181,3182,3183,3184,3188,3197, 3201 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi R Rehin · 2461, 2525, 2668, 2690, 2726, 2730, 2737, 2749,2752,2754,2808,2884,2888,2897,2915, 2916,2917,2918,2919,2920,2921,2922,2923, 2924,2926,2928,2935,2936, 2939, 2941,2942, 2943,3017,3371 Renk Markası · 2188 Rüçhan Hakkı· 2179, 2185, 2186, 2192, 2193, 2299, 2300,2302,2303,2304,2305,2306,2307,2308, 2309,2310,2311,2312,2313,2314,2315,2316, 2317,2318,2319, 2322, 2323,2324,2325,2326, 2327,2328,2329,2330,2332,2334,2335,2336, 2337,2338,2339,2340,2345,2347,2356,2359, 2360,2943,3261,3262,3263,3268 s Satış Lisansı · 3180 SergiRüçhanı ·2319,2320,2322,2323,2324, 2339, 2340 Seri Marka · 2672, 3410 Sertifikasyon Markası · 2848 Ses Markası · 2187 Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı · 2532, 2533, 2538, 2539,2540,2543,2544,2545,2546,2547,2548, 2549,2550,2551,2553,2554,2555,2557,2559, 2560,2561,2562,2563,2564,2565,2566,2568, 2569, 2570, 2571,2572,2585,2604,3268 Sınıflandırma · 2179, 2180, 2196, 2197, 2198, 2199, 2200,2204,2207,2208,2209,2213,2262,2357, 2368,2843 ş Şekil Markası · 2456, 2526, 2782, 2845, 3000, 3278 Şekli inceleme · 2356, 2357, 2359, 2425 T Taklit Marka · 2698, 2699, 2704, 2705, 2706, 2707, 2708,2717,2723,2738,2753,3000,3006,3013, 3023,3054,3056, 3057, 3058,3065,3104,3350, 3373,3375,3392 Tanımlayıcı işaret · 2366 Tanınmış Marka · 2162, 2183, 2243, 2248, 2249, 2250,2251,2252,2253,2254,2255,2256,2257, 2258,2259,2284,2292,2293, 2295, 2315,2387, 2390,2400,2401,2515,2527,2528,2532,2568, 2651,2716,2717,2734,2741,2742,2743,3059, 3108,3172,3173,3376 Tanınmış Markalar Listesi · 2248, 2249, 2253, 2258, 2259 Tazminat · 2326, 2371, 2565, 2570, 2636, 2637, 2657,2658,2664,2667,2668,2694,2708,2709, Kavram Endeksi 2723,2894,2910,2944,2992,2995,3000,3001, 3003,3004,3006,3008,3011,3016,3017,3023, 3024,3032,3033,3035, 3037, 3040,3053, 3055, 3057,3058,3059,3060,3062,3063,3064,3065, 3069, 3070, 3079, 3089,3090,3091,3092,3093, 3094,3095,3096, 3097, 3098,3099,3101,3103, 3106,3109,3110,3117,3118,3122,3126,3135, 3240,3241,3242,3244,3260,3263,3268,3270, 3290,3291,3292,3293,3300,3301,3305,3307, 3308,3328,3340,3341,3342,3344,3350,3361, 3385,3387,3459 Tecavüz ·2251,2256,2257,2258,2325,2326, 2327,2371,2399,2402,2435,2465,2482,2484, 2492,2499,2540,2548,2557,2559,2562,2564, 2568,2569,2573,2574,2595,2649,2655,2657, 2664,2665,2669, 2670, 2679,2683,2693,2694, 2697,2698,2699, 2700, 2701,2703,2704,2705, 2706,2707,2708,2709,2710,2711,2713,2714, 2715,2716,2717,2718,2720,2726,2728,2729, 2730,2731,2733,2735,2736,2737,2738,2739, 2740,2741,2742,2743,2744,2746,2747,2748, 2751,2752,2753,2754,2755,2756,2757,2758, 2759,2760,2761,2763,2764,2766, 2767, 2782, 2792,2807,2809,2811,2815,2816,2818,2820, 2840,2880,2894,2895,2896,2909,2911,2921, 2928,2938,2992,2994,2995,2996,2997,2998, 2999,3000,3001,3002,3003,3004,3005, 3007, 3008,3009,3010,3012,3013,3014,3015,3016, 3017,3018,3019,3023,3024,3030,3031,3039, 3042,3043,3044,3047,3049,3050,3051,3053, 3054,3055,3056,3057,3058,3059,3060,3061, 3062,3063,3066,3070,3072,3088,3089,3091, 3092,3093,3094,3099,3100,3101,3102,3103, 3104,3106,3107,3108,3110,3115,3117,3120, 3126,3185,3188,3205,3209,3213,3216,3218, 3220,3222,3225,3226,3227,3232,3234,3237, 3240,3241,3244,3248,3249,3250,3252,3260, 3261,3265, 3267, 3268,3269,3282,3293, 3295, 3297,3300,3301,3302,3304,3305,3310,3312, 3314,3321,3327,3328,3340,3342,3347,3349, 3350,3351,3352,3353,3355,3359,3360,3365, 3367,3368,3369, 3370, 3371,3372,3373,3374, 3375,3376,3378,3380,3381,3385,3389,3391, 3392,3394,3398,3401,3418,3427,3429,3454, 3459 Tek Yetkili Satıcı· 2159, 2163, 3177, 3178, 3188 Teknik Şartname · 2179, 2185, 2186, 2191, 2192, 2359,2360,2361,2635,2637,2654,2655,2662, 2827,2830,2831,2834,2837,2838,2839,2840, 2841,2842,2844,2846,2847, 2849, 2872,2873, 2874,2875,2876,2877,2878,2879,2904,2905, 2914,2915,2930,2947 Tekrar ithalat (Geri ithalat) · 3150 Tescil Başvurusu · 2157, 2162, 2180, 2183, 2195, 2201,2207,2213,2236,2252,2261,2300,2302, 2303,2304,2306,2309,2312,2313,2315,2316, 3471 2318,2319,2325,2329,2337,2338,2349,2355, 2357,2358,2359,2361,2362,2364,2365,2366, 2367,2368,2369,2370,2371,2378,2379,2381, 2382,2385,2387,2389,2390,2392,2395,2396, 2398,2399,2401,2405,2409,2412,2413,2415, 2426,2434,2435,2437,2450,2451,2452,2461, 2464,2509,2521,2616,2644,2738, 2836, 2877, 2882,2905,2913,2948,3046,3251,3261,3262, 3263,3267,3370,3450 Tescil Sistemi · 2252, 2343, 2344, 2481, 2516, 2733, 3265 Tescilsiz Marka · 2158, 2221, 2225, 2238, 2387, 2449,2481,2548,2550,2700,2752,2934,2935, 2936,2937,3252,3304 Ticaret Alanında Kullanım · 2535, 2709, 2710 Ticaret Markası · 2217, 3148 Ticari Vekil · 2155, 2156, 2157, 2158, 2159, 2160, 2161,2162,2163,2164,2306,2387,2390,2515, 2974,3179 Transit Mal · 3381 TRIPS·2358,2474,2641, 2704,2726, 2729, 2822, 2885,3012,3140,3160,3202,3204,3366,3368, 3373,3375,3378,3379,3384 Tükenme ilkesi · 3140, 3143, 3144, 3145, 3146, 3147,3148,3150,3155,3159,3162,3164,3166, 3167, 3170, 3171,3172,3174,3181,3182,3187, 3188,3189,3190,3193,3194,3195,3201,3202, 3203 Türk Patent ve Marka Kurumu · 2249, 2409, 2414, 2429,2436,2520,2525,2633,2837,2874,2876, 2877, 2879, 3300,3303 u Ulusal Marka · 2633 Uluslararası Başvuru · 2342, 2347, 2348, 2349, 2350,2351,2352,2353,2355,2360,2455 Uluslararası Tescilli Marka · 2673 Uluslararası Tükenme · 3140, 3157, 3159, 3161, 3162,3164,3166,3168,3169,3175,3201,3204 Unvan ·2251,2315,3293,3308,3429,3451 Uzlaşma · 2393, 2409, 2428, 2761, 2765 ü Üç Boyutlu Marka · 2187, 2189, 2435, 3195 Üçüncü Kişi Görüşü · 2378, 2381 Ülkesel Tükenme · 3151, 3152, 3153, 3154, 3161, 3162,3164,3165,3166,3168,3169 Ülkesellik ilkesi · 2163, 2355, 2550, 2674, 2734, 2903,3263 Üretim Lisansı · 3183, 3184, 3186, 3188 3472 V Varsayımsal Lisans Bedeli · 3103, 3104, 3106 w WIPO · 2238, 2252, 2258, 2292, 2344, 2345, 2346, 2348,2349,2350,2351,2352,2353,2354,2355 y Yaygın Ad · 2634, 2637, 2642, 2643, 2644, 2645, 2646,2647, 2648, 2649,2650,2651,2652,2653, 2654,2655,2662 Yayıma itiraz · 2193, 2194, 2195, 2245, 2380, 2385, 2386,2387, 2388, 2389,2391,2392,2393,2394, 2400,2402,2404,2405,2408,2411,2412,2413, 2414,2416,2428,3450,3451 Sınai Mülkiyet Hukuku Şerhi Yeniden Ambalajlama · 3196, 3197, 3198, 3199, 3200 Yenileme · 2448, 2454, 2457, 2458, 2459, 2460, 2464,2470,2471,2521,2522,2689, 2693, 2876, 3448,3450 Yi DK Kararının iptali Davası · 2415, 2438 Yoksun Kalınan Kazanç· 3061, 3062, 3088, 3090, 3091, 3093, 3094, 3096, 3098, 3100, 3110, 3115, 3117, 3135 Yönlendirici Kod · 2702, 3401 z Zamanaşı mı · 2527, 2529, 2530, 2533, 2538, 2544, 2560,2561,2562,2639,2761,2997,2998,3340, 3341, 3342, 3344, 3345 • Zorunlu Lisans· 3176
MİRAS HUKUKU ŞERHİ (TMKm. 575-639) Cilt-Il Prof. Dr. SEZER ÇABRİ Mirasın Açılması, Açılmanın Hük ümleri Mirasa Ehliyet, Mirastan Yoksunluk Koruma Önlemleri, Mirasçılık Belgesi Mirasın Kazanılması, Vasiyet Alacağı, Mirasın Reddi Resmi Defer Tutma, Resmi Tasfiye Miras Sebebiyle istihkak Davası o ikilevha Illi llllll 11111 ll Illi llllll YAYlN NO: 1390 Miras Hukuku Şerhi (TMKm. 575-639) Cilt-Il Prof. Dr. Sezer Çabri ISBN 978-625-7899-10-9 1. BASKI-İSTANBUL, MAYIS 2020 © ON İKİ LEVHA YAYINCILIKA. Ş. Adres Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 6A Şişli/ İSTANBUL Telefon (212) 343 09 02 Faks (212) 224 40 02 Web www.onikilevha.com.tr E-Posta bilgi@lonikilevha.com.tr f facebook.com/onikil evha » twitter.com/oniki levha Baskı/Cilt Berdan Matbaa -Sadık Daşdöğen Davutpaşa Cad. Güven İş Merkezi C. Blok No: 215/216 Topkapı/İstanbul Tel: O 212 6131211 Sertifika No: 45750 Prof. Dr. Sezer ÇABRİ İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Huk ukAna Bilim Dalı Öğretim Üyesi MİRAS HUKUKU ŞERHİ (TMKm. 575-639) Cilt-Il Mirasın Açılması, Açılmanın Hükümleri Mirasa Ehliyet, Mirastan Yoksunluk Koruma Öıılemleri, Mirasçılık Belgesi Mirasın Kazanılması, Vasiyet Alacağı, Mirasın Reddi Resmi Defer Tutma, Resmi Tasfiye Miras Sebebiyle istihkak Davası o 1 Üzerimde emeği olan bütün Hocalarıma ... ÖNSÖZ Ülkemizde Miras Hukuku'yla ilgili birbirinden değerli çok sayıda ders kitabı ve monografik çalışmanın varlığına rağmen, şerh olarak ka­ leme alınmış güncel bir eserin bulunmaması, bu çalışmayı yapmamızın temel sebebidir. "Miras Hukuku Şerhi" adlı eserimiz toplam üç ciltten oluşmaktadır . Birinci ciltte TMK m. 495-574 hükümleri, ikinci ciltte TMKm. 575-639 hükümleri, üçüncü ciltte ise TMKm. 640-682 hüküm­ leri incelenmiştir. Birinci cilt Temmuz 2018'de yayınlanmıştır . Kalan iki cildin tamamlanmasıyla Türk Medeni Kanunu'nun Miras Hukuku hükümleri tamamen yazılmıştır. "Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-640) Cilt-II" adlı bu eserde genel olarak mirasın açılması, mirasa ehliyet, mirastan yoksunluk, gaibin mirası, terekenin korunması önlemleri (defter tutma, mühürleme, tere­ kenin resmen yönetilmesi), vasiyetnamenin açılması, mirasçılık belgesi, mirasın kazanılması, vasiyet alacağı, mirasın reddi, terekenin resmi defte­ rinin tutulması, resmi tasfiye ile miras sebebiyle istihkak davası konuları Türk-İsviçre Hukuku öğretisi doğrultusunda ayrıntılı olarak incelenmiş­ tir. Eser şerh olarak kaleme alınmış, her bir madde kanunun sistematiğine uygun olarak sırasıyla açıklanmıştır . Eser kapsamında ulaşabildiğimiz bü­ tün Yargıtay kararları taranmış, özellik arz eden çok sayıda karara metin içinde ve dipnotlarda yer verilmiştir . Kitabın yazımı daha önceki eserlerimizde olduğu gibi İSAM'ın (islam Araştırmaları Merkezi) kütüphanesinde gerçekleşmiş tir. On yıl­ dan fazla bir süredir sürekli olarak yararlandığım İSAM'a ve değerli çalı- VIII şanlarına sunduldan güzel çalışma ortamından dolayı teşekkür ediyorum. İSAM olmasaydı bu eserlerin ortaya çıkması çok daha fazla zaman alırdı. Üç ciltten oluşan Miras Hukuku Şerhi eserimiz yaklaşık dört yıllık bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Bu cildi üzerimde emeği olan bütün Hocalarıma atfediyorum. Hayatımda iz bırakan, yetişmemde katkısı olan iki Hocaını özellikle anmak istiyorum. İlk olarak Sayın Hocam Prof. Dr. Etem Saha Özmen'e teşekkür ediyorum. Hem öğrencisi olmak, hem de akademik hayatıma asistanı olarak başlamak en büyük şansımdır. İkinci olarak ise doktora döneminde danışmanlığıını üstlenen, her zaman des­ teğini gördüğüm Sayın Hocam Prof. Dr. Cevdet Yavuz'a teşekkür ediyo­ rum. Bütün çalışmalarımızda olduğu gibi bu çalışmanın da ortaya çıkma­ sında ailemin büyük katkısı olmuştur. Eşim Banu Go ca Çabri, kızım Elif Begüm Çabri ile oğlum Sami Selçuk Çabri'ye ne kadar teşekkür etsem azdır. Eserin ortaya çıkmasında doğrudan veya delaylı olarak katkı sağla­ yan, destek olan herkese teşekkür ediyorum. Kitabın basılmasını titizlikle sağlayan Sayın Erol Öz' e, On İki Levha Yayıncılık A.Ş. ve değerli çalışanlarına teşekkür ediyor, eserin okuyucula­ ra faydalı olmasını diliyorum. Prof. Dr. Sezer Çabri Nisan 2020, Üsküdar İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ................................................................................................................. VII İÇİNDEKİLER .................................................................................................... IX KISALTMALAR ..................................................................................... XXXVII İKİNCİ KlSlM MiRASIN GEÇMESi BİRİNCİ BÖLÜM MiRASIN AÇlLMASI §1. M İRASIN AÇlLMASI ve DEGERLENDİRME ANI (m. 575) ... 1 I. GENEL OLARAK ................................. ......................... .................... 1 IL MiRASIN AÇILMASI ......................................... ............................ 3 A. Genel Olarak .................................................................................. 3 B. Ölüm ......................................................................................... ...... 4 C. Ölüm Karinesi ............................................................................... 6 D. Birlikte Ölüm Karinesi ................................................................ 9 E. Gaiplik ...................................................... ..................................... ll F. Ölümün İspatı. ....................... ...................................................... l4 X III. MİRASLA İLGİLİ YAPILAN SAGLARA RASI KAZANDIRMALAR ile PAYLAŞTIRMALARIN DEGERLENDİRME ANI ............................................................. ı 7 IV. SULH MAHKEMESİNİN MİRASLI İLGİLİ YAPACAGI İŞLEMLER .................................... ............................ 20 §2. MiRASIN AÇlLMA YERİ, YETKiLi ve GÖREVLİ MAHKEME (m. 576) ............. ......................... ........................... 24 I. GENEL OLARAK ................................................................ ........... 24 IL MiRASIN AÇlLMA YERİ ...................................... ..................... 24 III. YETKiLi MAHKEME ................................................... .............. 26 IV. GÖREVLİ MAHKEME ..................................................... ............ 33 §3. MiRASÇlLIK SlFATlNIN KAZANILMASlND A HAK EHLİYETİ (m. 577) ................................ .................................... 36 I. GENEL OLARAK ........... ........ ................. ........... ............................ 36 II. HAKEHLİYETİ ................................................... ............................ 37 III. TÜZEL KİŞİLİGİ BULUNMA YAN TOPLULUGA BELLi BİRAMAÇ İÇİN YAPILAN KAZANDI RMALAR 42 §4. MiRASTANYOKSUNLUK (m. 578) .............. ........................... 47 I. GENEL OLARAK ............................................................................ 47 IL YOKSUNLUGUN MiRASÇlLIK TAN ÇlKARMADAN FARKI ................. .............................................. SO III. YOKSUNLUK SEBEPLER iNE HAKiM OLAN İLKELER ............................................................................................ 53 A. Yoksunluk Sebeplerinin Sınırlı Sayıda Olması. ................... 53 B. Yoksuniuğu Gerektiren Fiilin Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak işlenmesi ................................. ........................... 54 C. Mirastan Yoksun Olan Kişinin Ayırt Etme Gücüne Sahip Olması. ............................................................................... SS D. Yoksunluğun Hüküm ve Sonuç Doğurması İçin Malıkurniyet Kararına Gerek Olmaması ...................... ....... 56 IV. TÜZEL KiŞiLERiN MiRASTAN YOKSUN OLUP OLAMAYACAGININ DEGERLENDİRİLMESİ ................. 57 XI V. YOKSUNLUK SEBEPLERİ .................................. ....................... 59 A. Mirasbırakanı Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Öldürmek veya Öldürmeye Teşebbüs Etme ......................... S9 B. Mirasbırakanı Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Sürekli Şekilde Ölüme Bağlı TasarrufYapamayacak Duruma Getirme ....................... ....................................... ......... 64 C. Mirasbırakanın Ölüme Bağlı Bir TasarrufYapmasını veya Böyle Bir Tasarruftan Dönmesini Aldatma, Zorlama veya Korkutma Yoluyla Sağlama ve Engelleme . 68 D. Mirasbırakanın Artık Yeniden Yapamayacağı Bir Durumda ve Zamanda Ölüme Bağlı Bir Tasarrufu Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Ortadan Kaldırma veya Bozma ......................................................... ......................... 72 VI. YOKSUNLUGUN SONUÇLARI .............................................. 80 A. Mirasçılık Sıfatının Kendiliğinden Sona Ermesi ............... 80 1. Genel Olarak ........................................................................ 80 2. Yoksunluğun İspatı. ............................................................ 84 3. Yoksunluğun Mirasçılık Belgesinin Düzenlenmesine Etkisi ................................... ................... 85 4. Yoksunluğun Miras Sözleşmesi Uyarınca Yerine Getirilmiş İvaza Etkisi ................................ ....................... 88 a. Olumlu Miras Sözleşmesi .......................................... 88 b. Olumsuz Miras Sözleşmesi ........................................ 89 S. Yoksunluğun Denkleşti rmeye Tabi Kazandırmaya Etkisi ............................................. ............ 90 B. Ölüme Bağlı Tasarrufların Kendiliğinden Hükümsüz Hale Gelmesi ......................................................... 94 C. Yoksunluğun Nispi Olması ..................................................... 94 D. Yoksunluğun Şahsi Olması. ...................................................... 9S VII. YOKSUNLUGUN TASARRUF ED İLEBİLİR KlSMA ETKİSİ ................................................................................................ 96 VIII. AF .......................................................................................................... 98 A. Genel Olarak ................................ ................................................ 98 XII B. Hukuki Niteliği ........................................................................ ıoo C. Geçerlilik Koşulları
Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Ortadan Kaldırma veya Bozma ......................................................... ......................... 72 VI. YOKSUNLUGUN SONUÇLARI .............................................. 80 A. Mirasçılık Sıfatının Kendiliğinden Sona Ermesi ............... 80 1. Genel Olarak ........................................................................ 80 2. Yoksunluğun İspatı. ............................................................ 84 3. Yoksunluğun Mirasçılık Belgesinin Düzenlenmesine Etkisi ................................... ................... 85 4. Yoksunluğun Miras Sözleşmesi Uyarınca Yerine Getirilmiş İvaza Etkisi ................................ ....................... 88 a. Olumlu Miras Sözleşmesi .......................................... 88 b. Olumsuz Miras Sözleşmesi ........................................ 89 S. Yoksunluğun Denkleşti rmeye Tabi Kazandırmaya Etkisi ............................................. ............ 90 B. Ölüme Bağlı Tasarrufların Kendiliğinden Hükümsüz Hale Gelmesi ......................................................... 94 C. Yoksunluğun Nispi Olması ..................................................... 94 D. Yoksunluğun Şahsi Olması. ...................................................... 9S VII. YOKSUNLUGUN TASARRUF ED İLEBİLİR KlSMA ETKİSİ ................................................................................................ 96 VIII. AF .......................................................................................................... 98 A. Genel Olarak ................................ ................................................ 98 XII B. Hukuki Niteliği ........................................................................ ıoo C. Geçerlilik Koşulları ................................................................. ıo2 1. Mirasbırakanın Yoksunluğa Sebep Olan Fiilden Haberdar Olması .............................................................. ı02 2. Mirasbırakanın Ayırt Etme Gücüne Sahip Olması.. 103 3. Mirasbırakanın İradesinin Bozulmamış Olması ...... ı04 D. Şekli ............................................................................................. ıo4 E. İspatı ................................................ ........................ ................... ıo6 §5. MiRAST ANYOKSUNLUGUN ALTSOYUN MiRASÇILIGIN AETKiSi (m. 579) ........................................ 107 I. GENEL OLARAK ................................................ .......... ...... ......... ı07 Il. YASAL MİRASÇILIK TA. ........................................................... ı07 III. ATANMIŞ MiRASÇlLIK ile BELiRLi MAL BIRAKMADA ..................................... ................ ......... .................. ıo9 IV. YOKSUNLUGUN ALTSOYUN SAKLI PAYINA ETKİSİ ....................................................................... ...................... ıı2 §6. MiRASÇlLIK SlFATlNIN KAZANlLMASI: MiRASÇlNIN SAG OLMASI (m. 580) ................. .................. 113 I. GENEL OLARAK ............................................. ........... ..... ............ ıı3 A. Gerçek Kişiler ............................................. ....................... ....... ı ı 3 B. Tüzel Kişiler ................................................ ............................... ıı6 Il. MiRASÇlNIN ÖLMESİ .............................................................. ııs A. Mirasçının Mirasbırakandan Önce Ölmesi ....................... ııs B. Mirasçının Mirasbırakandan Sonra Ölmesi ..................... ı2ı §7. VASiYET ALACAKLlSININ SAG OLMASI (m. 581) ............ 123 I. GENEL OLARAK ................................................................. ........ ı23 II. VASiYET ALACAK LlSININ ÖLMESi ................................ ı25 A. Vasiyet Alacaklısının Mirasbırakandan Önce Ölmesi ... 125 B. Vasiyet Alacaklısının Mirasbırakandan Sonra Ölmesi... ı27 §8. MiRASIN KAZANILMASlND A CENiNiN DURUMU (m. 582) ............................................... ....................................... 128 XIII I. GENEL OLARAK ......................................................................... 128 II. CENİNİN HAK EHLİYETİNİN BAŞLANGIÇ ANININ BELİRLENMESİ ........................................................ 129 III. CENİNİN MİRASÇI ATANMASi veya CENİNE BELiRLi MAL BIRAKIL MASI.. .............................................. 131 §9. İLERiDE DOGACAK ÇOCUGA KAZANDIRMADA BULUNULMASI (m. 583) ....................................................... 132 I. GENEL OLARAK .................................................................. ....... 132 IL İLERiDE DOGACAK ÇOCUGA YAPILAN KAZANDIRMADA ÖN MARİSÇI SIFATININ KiME AİT OLACAGI ......................... ......................................... 133 III. GÜVENCE ZORUNLULUGU ................................................. 135 IV. İLERiDE DOGACAK ÇOCUGUN MİRASÇILIK veya VASiYET ALACAKLISI SIFATINI KAZANMA SI.. 135 §10. GAİBİN MİRASI (m. 584) ....................................................... 138 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 138 II. GÜVENCE GÖSTERME YÜKÜMLÜLÜGÜ ........... ........... 141 A. Genel Olarak ................................................................. ............. 141 B. Güvence Göstermekle Yükümlü Olanlar ........................... 143 C. Güvencen in Niteliği ........................................................... ..... 145 D. Güvence Süresi ve Sürenin Başlangıcı ........... ................... 146 §ll. GAİBİN veya ÜSTÜN HAK SAHiBiNİN ORTAYA ÇIKMASI HALİNDE GERi VERME YÜKÜML ÜLÜGÜ (m. 585) ...................................................................................... 149 I. GENEL OLARAK ................................. ............... ................. ........ 149 IL GAİBİN ORTAYA ÇIKMASI HALİNDE ................. .......... . 149 III. DiGER ÜSTÜN HAK SAHİPLE RİNİN ORTAYA ÇIKMASI HALİNDE ................................................................. 153 IV. GERi VERME BORCUNUN KAPSAMI... ........................... 157 A. İyiniyetli Zilyet Bakımından ................................................ 157 1. İade Yükümlülüğünün Kapsamı. ...................... ............ 157 2. Masrafları Talep Hakkı ........ ........................................... 159 XIV B. Kötüniyetli Zilyet Bakımından .................................... ......... 161 1. İade Yükümlülüğünün Kapsamı .................................... 161 2. Masrafları Talep Hakkı. ................................... ............... 163 C. Güveneelerin İade Borcuna Etkisi ............................... ........ 164 §12. GAİBEDÜŞENMİRAS (m. 586) ................... .......................... 165 I. GENEL OLARAK ...................................... ................. .................. 165 II. ORTADA BULUNMAYAN MiRASÇIN IN MiRAS PAYININ RESMEN YÖNETiLMESi .................................... 165 A. Genel Olarak ............................................................................. 165 B. Görevin Sona Ermesi .............................................................. ı68 III. MİRASÇILARIN ORTADA BULUNMAYAN KİŞİNİN GAİPLİGİNİ iSTEMESi ......................................... ı 70 A. Genel Olarak ....................................... ...................................... ı70 B. Gaipliğe Karar Verilmesi Halinde Mirasın Teslimi ........ ı 72 IV. ORTADA BULUNMA YAN KİŞİ HAKKIND A GAİPLİK KARARI TALEP EDiLMEMESi... ...................... ı73 §13. GAİBİN HEM MİRASBIRAKAN, HEM MiRASÇI OLMASI (m. 587) ....................... ......................... ..................... 175 I. GENELOLARAK ............................................. ........... .................. ı75 II. MiRASIN TESLİMİ NİN ESASLARI ..................................... ı 76 III. GAİPLİK KARARININ İLGİLİ HERKES İÇİN HÜKÜM iFADE ETMESİ... ........................................................ ı76 §14. HAZİNENİN İSTEMi (m. 588) ................ .................. ............. 178 I. GENEL OLARAK ..................................... ..................................... ı78 II. HAZİNENİN GAİPLİK TALEBiNDE BULUNMAS I.. ... ı80 A. Genel Olarak ..... .................... ................................ ............. ....... ı80 B. Görevli ve Yetkili Mahkeme ile Davanın Niteliği ............ ı85 C. Gaiplik Kararının Sonuçları .................................. ................ ın III. GAİBİN veya ÜSTÜN HAK SAHİPLE RİNİN ORTAYA ÇIKMASI HALİNDE DEVLET iN İADE YÜKÜMLÜLÜGÜ ................................. ................................. ...... ı98 İKİNCİ BÖLÜM MiRASIN GEÇMESİNİN SONUÇLARI BİRİNCİ AYlRlM KORUMA ÖNLEMLERİ §15. TEREKENİN KORUNMASIN AİLİŞKİN ÖNLEMLER xv (m. 589) ..................................................................................... 205 I. GENEL OLARAK .................................. .................................. ..... 206 II. TEREKENİN KORUNMASI ÖNLEML ERİNİ İ STEMEYE YETKiLi OLANLAR ............... .......... .................. 208 III. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME ............ ....... .......... ....... . 212 IV. TEREKEN İN KORUNMASINA İLİŞKİN ÖNLEMLERiN NİTELİGİ .............. ............. .......... ................... 214 V. KORUMA ÖNLEMLERİ NİN SÜRESİ .............. ................. .. 216 VI. GENEL OLARAK KORUMA ÖNLEMLERİ ...................... 218 VII. KORUMA ÖNLEMLER iNE İLİŞKİN MASRAFLAR IN KARŞILANMASI ............ ....... ................... 219 §16. TEREKENİN DEFTERİNİN TUTULMASI (m. 590) .......... 220 I. GENEL OLARAK ........... ........... ......... ....... ....... .............. .............. 220 II. TEREKEN İN DEFTERİ NİN TUTOLMASINI GEREKTiREN HALLER .................................................... ....... 223 A. Mirasçılar Arasında Vesayet Altına Alınmış Olan veya Alınması Gereken Kimsenin Olması ......... ......... ...... 223 B. Mirasçılardan Birinin Uzun Süreden Beri Bulunamaması ve Temsilcisinin Olmaması ..... .............. ... 224 C. Mirasçılardan veya İlgililerden Birinin Ölüm Tarihinden Başlayarak Bir Ay İçinde İsternde Bulunması ............................ ...................................................... 225 III. DEFTERE KAYDEDiLECEK TEREKE UNSURLAR!... 227 IV. DEFTER TUTMAN IN SÜRESİ.. ........................... ................. 229 XVI V. DEFTER TUTMAUSULÜ ........................................................ 230 §17. TEREKENiN MÜHÜRLENMESi (m. 591) ........................... 232 I. GENEL OLARAK ......................... ................................................ 232 II. MÜHÜRLEME USULÜ .................... ......................................... 235 A. Genel Olarak ............................................................................. 235 B. Mirasbırakanla Birlikte Yaşayanların İhtiyaçları İçin Gerekli Eşyanın Mühürlenınesi ........................................... 237 C. Alacaklıların Talebi Üzerine Yapılan Mühürleme ........... 238 III. MÜHÜR LEMENİN SONA ERMESi .................................... 239 §18. TEREKENiN RESMEN YÖNETiLMESi (m. 592) ............... 240 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 240 IL ATANMASI .................................................................................... 242 A. Genel Olarak ............................................................................. 242 B. Atanacak Kişinin Kanun en Belirlenmesi ........................... 243 C. Resmen Yönetim İçin Atanan Kişinin Göreve Başlaması ................................................................................... 245 III. HUKUKI NİTELİGİ ....................... ............................................. 245 IV. TEREKENİN RESMEN YÖNETİLMESİNİ GEREKT iREN HALLER ........................................................... 247 A. Uzun Süreden Beri Ortada Bulunmayan ve Temsilcisi Olmayan Mirasçının Menfaatinin Gerektirmesi ............................................................................. 248 B. Mirasta Hak
XVI V. DEFTER TUTMAUSULÜ ........................................................ 230 §17. TEREKENiN MÜHÜRLENMESi (m. 591) ........................... 232 I. GENEL OLARAK ......................... ................................................ 232 II. MÜHÜRLEME USULÜ .................... ......................................... 235 A. Genel Olarak ............................................................................. 235 B. Mirasbırakanla Birlikte Yaşayanların İhtiyaçları İçin Gerekli Eşyanın Mühürlenınesi ........................................... 237 C. Alacaklıların Talebi Üzerine Yapılan Mühürleme ........... 238 III. MÜHÜR LEMENİN SONA ERMESi .................................... 239 §18. TEREKENiN RESMEN YÖNETiLMESi (m. 592) ............... 240 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 240 IL ATANMASI .................................................................................... 242 A. Genel Olarak ............................................................................. 242 B. Atanacak Kişinin Kanun en Belirlenmesi ........................... 243 C. Resmen Yönetim İçin Atanan Kişinin Göreve Başlaması ................................................................................... 245 III. HUKUKI NİTELİGİ ....................... ............................................. 245 IV. TEREKENİN RESMEN YÖNETİLMESİNİ GEREKT iREN HALLER ........................................................... 247 A. Uzun Süreden Beri Ortada Bulunmayan ve Temsilcisi Olmayan Mirasçının Menfaatinin Gerektirmesi ............................................................................. 248 B. Mirasta Hak Sahibi Olduğunu İleri Sürenlerin Hiçbirinin Mirasçılık Sıfatını Yeterince İspatlayamaması veya Bir Mirasçı Bulunup Bulunmadığının Şüpheli Olması ......................................... 250 C. Mirasçıların Tamamının Bilinmemesi ............................... 251 D. Kanunda Ayrıca Öngörülen Diğer Haller ............ .............. 251 1. Artmirasçı At arnada Ön mirasçının Güvence Gösterınemesi veya Artmirasçının Beklenen Haklarını Tehlikeye Düşürmesi ................................... 251 2. Gaibin Miras Payının Resmen Yönetilmesi ............... 254 XVII 3. Vasiyetnameyle İlgili İşlemlerde .................................. 255 V. ÜCRET iSTEME HAKKI .......................................................... 256 §19. TEREKEYİ RESMEN YÖNETEN KİŞİNİN GÖREVi, TEMSiLi, SORUMLULUGU ve RESMEN YÖNETiMiN SONAERMESi (m. 593) ........................................................... 257 I. GENEL OLARAK ............................................................... .......... 258 II. GÖREVLERi ............................................................................... ... 260 A. Terekenin Yazımının Yapılması ........................................... 260 B. Terekenin Korunması İçin Gerekli Önlemlerin Alınması ..................................................................................... 261 C. Mirasçıların Menfaatlerine veya İyi Bir Yönetimin Gereklerine Uygun Düştüğü Takdirde Terekedeki Malların Satılması ................................................................... 262 D. Mirasbırakanın Alacaklarının Tahsili ve Borçların Ödenmesi ................................................................................... 263 E. Vasiyederin Yerine Getirilmesi ............................................ 264 F. Terekeye Ait Paraların Korunması ve Artırılması İçin Gerekli Önlemlerin Alınması ............. ......................... 266 G. Terekedeki Ticarethane, imalathane veya İşletmelerin Olduğu Gibi Sürdürülmesi veya Tasfiyesi İçin Gerekli Önlemlerin Alınması ..................... 267 H. Miras Ortaklığını Temsil Etme .............. .............................. 268 III. SORUMLULUGU ......................................................................... 270 A. Genel Olarak ............................................................................. 270 B. Sulh Hakiminin Sorumluluğu ............................................. 271 C. Resmi Yöneticinin Sorumluluğu ........................................ 271 1. Sulh Hakimine Karşı Sorumluluğu ............................. 271 2. MirasçılaraKarşı Sorumluluğu ..................................... 272 D. Zamanaşımı ...................................... ........................................ 273 IV. M İRASIN RESMEN YÖNETİMİNİN SONA ERMESi .. 274 §20. MiRASÇlLARlN BiLiNMEMESi HALİNDE ALlNACAK ÖNLEMLER (m. 594) ......................................... 276 XVIII I. GENEL OLARAK ............ ............................................................. 276 II. MİRASÇILARIN BELİRLEN MESİ USULÜ ............... ....... 278 III. İLANIN SONUCU .......................................................... ............ 28ı A. Mirasçıların Tespit Edilmesi ............. ................................... 28ı B. Mirasçıların Tespit Edilememesi ...... ................................... 282 §21. VASiYETNAM ENİN KORUNMASIYLA İLGİLİ ÖNLEMLER (m. 595) ............... ............................................... 285 I. GENEL OLARAK ................................ ......................................... 285 II. VASiYETNAMENİN TESLİM EDiLMESi ......................... 287 A. Genel Olarak ............................................................................. 287 B. Vasiyetnarneyi Teslimle Yükümlü Olanlar. ....................... 289 C. Teslim Konusu Belgeler .................................... ............... ....... 29ı ı. Vasiyetname ....................... ...................................... .......... 29ı 2. Miras Sözleşmesi ........................................................ ....... 295 D. Teslim Yükümlülüğüne Aykırılığın Yaptırımı ........ ......... 297 III. VASiYETNAMENİN TESLiMi SONRASI ALıNACAK ÖNLEMLER .......................................................... 299 §22. VASiYETNAMENİN AÇlLMASI (m. 596) ............... .......... ... 303 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 303 II. AÇILMAN IN KONUSU OLABİLECEK ŞEKLİ ANLAMD A ÖLÜME BAG LI İŞLEMLER ............................. 306 III. VASiYETNAMENİN AÇILMA USULÜ ............. ................... 3ıO A. Açılma Yeri ................................................................................. 3ıO B. Açılma Zamanı. ...................... .............. ............... ...................... 3ı ı C. ilgililerin Çağrılması ..... .............. ........................................... 3ı5 D. Vasiyetnamenin Açılması .................... ...... ............................ 320 IV. VASiYETNAM ENİN AÇILMA SININ SONUÇLARI ..... 323 V. VASiYETNAM ENİN TENFİZİ... ............................ ................ 328 §23. VASiYETNAM ENİN iLGiLiLERE TEBLİGİ (m. 597) ......... 333 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 333 II. TEBLİG YAPILACAK KiŞiLER. .............................................. 334 XIX III. TEBLİGİ GEREKEN BELGELER ........................ ................... 336 IV. TEBLİG USULÜ ........................................................ .................... 337 §24.MİRASÇILIK BELGESİ (m. 598) .................................... ....... 340 I. GENEL OLARAK ........................................................................ 340 II. MİRASÇILIK BELGESİ TALEP EDEBiLECEK KİŞİLER ............ ............................................................................... 344 A. Yasal Mirasçılar ................................... ..................................... 344 B. Atanmış Mirasçılar ................................................................. 352 C. Vasiyet Alacaklıları ............................................... ....... ............ 356 D. Diğer Kişiler .............................................................................. 360 III. GÖREVLİ ve YETKiLi MERCİ ...................... ......................... 363 A. Sulh Mahkemesi ................... ................................................... 363 ı. Genel Olarak .................................................... .................. 363 2. Yargılama Usulü ................................................................ 367 a. Genel Olarak ............................................................... 367 b. Atanmış Mirasçılıkta ................................................ 374 aa. Genel Olarak ....................................................... 374 bb. İtiraz Edilmesi ..................................................... 376 aaa. İtiraz Edebilecek Kişiler ............................. 376 bbb.İtirazın Süresi ................................................ 377 eec. İtirazın Yapılacağı Merci, İtiraz Sebepleri ve Sonuçları ........................................................ 378 B. Noter ........................................................................................... 382 ı. Genel Olarak .................................................. .................... 382 2. Noterierin Mirasçılık Belgesi Düzenleyemeyeceği Haller ............................................. 383 3. Usul ...................................................................................... 384 IV. MİRASÇILIK BELGESİNİN İÇERİGİ... ............................... 385 V. MİRASÇILIK BELGESİNİN NİTELİGİ ve FONKSİYONLARI ...................................................................... 396 VI. MİRASÇILIK BELGESİNİN DÜZELTiLMESi veya İPTALİ .................................... ......................................................... 399 xx A. Genel Olarak .......................................................................... ... 399 B. Noterierin Düzenlediği Mirasçılık Belgesine İtiraz Edilmesi ..................................................................................... 409 C. Yeni Mirasçılık Belgesi Düzenlenmesini İsteme ............ ..409 VII. MİRASÇILIK BELGESiNE DAYANARAK YAPILAN İŞLEMLERDE ÜÇÜNCÜ KiŞiLERiN İYİNiYETLERİNİN KORUNUP KORUNMAYACAGI ..411 A. Genel Olarak ............................................................... ............... 411 B. Taşınırlarda ............................................................................... 412 C. Taşınınaziarda ........................................................................... 414 D. Haklarda ..................................................................................... 416 E. Görünüşteki Mirasçılara Yapılanİfalarda ......................... .417 İKİNCİ AYlRlM MiRASIN KAZANIL MASI §25. YASAL ve ATANMIŞ MiRASÇlLARlN MiRASI KAZANMASI (m. 599) ..................... ........................................ 419 I. GENEL OLARAK .......................................................................... 419 II. KÜLLİ HALEFİYETİN SONUÇL ARI... ............................... 421 A. Mirasın Geçişinin Mirasbırakanın Ölümüyle Birlikte Kendiliğinden Gerçekleşmesi .............................. 421 B. Mirasın Hak ve Borçlarla Birl ikte Bütün Olarak Mirasçılara Geçmesi .................................. ............................. 425 C. Mirasçıların Terekenin Borçlarından Dolayı Müteselsilen ve Bütün Malvarlığıyla Sorumlu Olması... 426 D. Tereke Üzerinde Elbirliğiyle Hak Sahipliğinin Olması. 434 E. Özel Halefiyet Halleri ............................................................. 439 III. MiRAS YOLUYLA GEÇEN ve MİRASBI RAKANIN ÖLÜMÜYLE SONA EREN HAKLAR .................................. 442 A. Miras Yoluyla Geçen Haklar ................................................. 442 B. Mirasbırakanın Ölümüyle Sona Eren Haklar .................. .444 IV. TEREKE MALLARI ÜZERİNDEKİ ZİLYETLİGİN XXI KAZANlLMASI ................................................... ......................... 450 A. Yasal Mirasçılar ........................................................................ 450 B. Atanmış Mirasçılar .................................................................. 451 V. MiRASIN GEÇMESi ÜZERİNE MiRASÇlLARlN SAHİP OLDUGU SEÇiMLİK HAKLAR .............................. 452 §26. VASiYET ALACAKL lLARININ HAKKI (m. 600) ................ 453 I. GENEL OLARAK ..................................................... .................... 453 IL VASiYETİN HUKUKI NİTELİGİ .......................................... 454 III. VASiYET ALACAKLISI .................................... ........................ 460 IV. VASiYET BORÇLUSU ................................................................ 465 V. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME .................................... 471 VI. VASiYET BORCUNUN DOGUMU, MUACCEL HALE GELMESi ve İFASI ....................... ................................. 474 A. Doğumu ..................................................................................... 474 B. Muaccel Hale Gelmesi ............ ............................ ................... 476 C. İfası ................................ .............................................................. 478 VII. VASİYETİ TESLİM BORCU ile HASAR ve YARARlN GEÇMESi ........................................................................................ 481 A. Genel Olarak ............................................................................. 481 B. Vasiyet Olunan
................................................. 442 B. Mirasbırakanın Ölümüyle Sona Eren Haklar .................. .444 IV. TEREKE MALLARI ÜZERİNDEKİ ZİLYETLİGİN XXI KAZANlLMASI ................................................... ......................... 450 A. Yasal Mirasçılar ........................................................................ 450 B. Atanmış Mirasçılar .................................................................. 451 V. MiRASIN GEÇMESi ÜZERİNE MiRASÇlLARlN SAHİP OLDUGU SEÇiMLİK HAKLAR .............................. 452 §26. VASiYET ALACAKL lLARININ HAKKI (m. 600) ................ 453 I. GENEL OLARAK ..................................................... .................... 453 IL VASiYETİN HUKUKI NİTELİGİ .......................................... 454 III. VASiYET ALACAKLISI .................................... ........................ 460 IV. VASiYET BORÇLUSU ................................................................ 465 V. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME .................................... 471 VI. VASiYET BORCUNUN DOGUMU, MUACCEL HALE GELMESi ve İFASI ....................... ................................. 474 A. Doğumu ..................................................................................... 474 B. Muaccel Hale Gelmesi ............ ............................ ................... 476 C. İfası ................................ .............................................................. 478 VII. VASİYETİ TESLİM BORCU ile HASAR ve YARARlN GEÇMESi ........................................................................................ 481 A. Genel Olarak ............................................................................. 481 B. Vasiyet Olunan Şeyin Mirasın Açıldığı Günkü Durumu ile Teslim Edilmesi ....................................... .......... 482 C. Hasar ve Yararın Geçişi ................................ ......................... 483 VIII. VASiYET BORÇLUSUNUN VASiYET KONUSUNUN HASARA UGRAMASIND AN SORUMLULUGU ........................................................................ 485 IX. VASiYET BORÇLUS UNUN YAPTIGI MASRAFLARI VEKALE TSİZ İŞ GÖRME HÜKÜMLERiNE GÖRE TALEP EDEBİLMESİ.. ............. 486 X. VASiYET KONUSUNUN MiRASBlRAKANlN ÖLÜMÜNDEN SONRA BAŞKASINA DEVREDİLMESİ .......................................................................... 487 XXII XI. VASiYET BORCUNUN SONAERMESİ... ........................... 488 §27. VASİYETTE ÖZEL DURUMLAR (m. 601) ................ ........... 490 I. GENEL OLARAK ........................ ................................................. 490 II. VASiYETİN KONUSUNUN İNTİFA veya İRAT ya da BELLi ARALIKLARLA TEKRARLANAN BİR EDİM OLMASI ...................................................... ........................ 490 III. MİRASBIRAK ANIN ÖLÜMÜNDE ÖDENECEK SİGORTAALACAGININ VASiYET EDiLMESi ............... 492 §28. ZAMANAŞIMI (m. 602) .......................................................... 493 I. GENEL OLARAK ........................................................................ 493 II. SÜRENİN BAŞLANGICI ........................................ .................. 493 III. VASiYET BORÇLULA RININ DAİMİ DEF'İ HAKKI .... 498 A. İptal Def'i ................................................................................... 498 B. Tenkis Def'i ............................................................................... 502 §29. VASiYET ALACAGININ SIRASI (m. 603) ............................. 505 I. GENEL OLARAK ................................................. ........................ 505 II. MİRASBIRAKAN IN ALACAKLlLARI ile VASiYET ALACAKLıLA RININ SIRASI ............................. ................... 505 III. MİRASI KAYITSIZ ŞARTSIZ KABUL EDEN MİRASÇININ ALACAKLlLARI ile MİRASBIRAKANIN ALACAKLıL ARININ SIRASI ...... 508 §30. İFA EDİLMİŞ VASiYETİN TENKİSİ ve İADE Sİ (m. 604) .... 510 I. GENEL OLARAK ..................................... ..................................... 5ıO II. VASiYET BORCUNUN YERİNE GETİRİLMESİNDEN SONRA MiRASBIRAKAN IN BORÇLARININ ÖDENMESi ...................... ............................ 5ı ı A. Genel Olarak .............................................................................. 5ı ı B. Tenkis Davasının Koşulları ................................................... 5ı2 1. Vasiyet Borcunun İfa Edilmiş Olması. ......................... 512 2. Vasiyetin İfasından Sonra Mirasçıların Bilmediği Tereke Borcunun Ortaya Çıkması ............................... 512 3. Vasiyetin Tereken in Mevcudunu Aşmış Olması. ...... 513 XXIII 4. Sonradan Öğrenilen Borçların İfa Edilmiş Olması.. S13 C. Tenkis Davasının Süreye Tabi Olup Olmadığı.. ............... S13 III. DAVANIN NİTELİGİ ............................... .................................... Sl4 IV. VASiYET ALACAK LlSININ SORUMLULUGU ................ Sl4 A. Genel Olarak .............................................................................. Sl4 B. İyiniyetli Vasiyet Alacaklısının Sorumluluğu ................... SIS C. Kötüniyetli Vasiyet Alacaklısının Sorumluluğu .............. Sl6 §31. MiRASIN RED Dİ (m. 605) ...................................................... 517 I. GENEL OLARAK .......................................................................... Sl7 II. TÜRLERİ ......................................................................................... Sl9 A. Gerçek Ret ............................................. ..................................... Sl9 1. Tanımı .................................................................................. Sl9 2. Hukuki Niteliği ................................................................. S22 3. Ehliyet ................................................................................. S31 B. Hükmen Ret .............................................................................. S3S 1. Tanımı ve Hukuki Niteliği ............................................. S3S 2. Koşulları ............................................................................. S38 a. Mirasbırakanın Ödemeden Aczinin Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmiş Olması ........... S38 b. Mirasçıların Açık veya Örtülü Olarak Mirası Kabul Etmemiş Olması ............................................ S44 3. Sonuçları ............................................................................. S49 a. Mirasçılık Sıfatının Sona Ermesi ........................... S49 b. Mirasın Resmen Tasfiyesi ........................................ SSl c. Mirasın Reddinin İleri Sürülmesi .......................... SS3 aa. Açılmış Bir Davada İleri Sürülmesi ................ SS3 bb. İcra Takibinde İleri Sürülmesi ... ...................... SSS cc. Terekenin Borca Batıklığının ve Mirasın Hükmen Reddinin Tespitini İsterne .............. SS6 §32. RET SÜRESİ (m. 606) .............................................................. 562 I. GENEL OLARAK ......................................................................... S62 XXIV IL MiRASIRET SÜRESİ ve ÖZELLİKLERİ ............................ 562 III. SÜRENİN BAŞLANGlCI .............................................. ............ 567 A. Yasal Mirasçılıkta .................................................................... 567 B. Atanmış Mirasçılıkta ............................................................. 570 §33. KORUMA ÖNLEMİ OLARAK TEREKENİN YAZIMINDAMİRASI RET SÜRESİ (m. 607) ....................... 572 I. GENEL OLARAK ............................................. ............................ 572 II. RET SÜRESİ ................................................................................... 574 §34. RET HAKKININ GEÇMESi (m. 608) .................................... 576 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 576 II. RET HAKKININ GEÇMESi HALİNDE RED DİN KAPSAMI ...................................... .................................................. 577 III. RET HAKKININ GEÇMESi HALİNDE MiRASI RET SÜRESİ .................................................................................. 579 IV. MiRASÇlNIN MiRASI REDDET MESİ HALİNDE ONUN YERİNE MiRASÇI OLAN KİŞİNİN RET SÜRESİ ............................................................................................ 581 §35. REDDiN ŞEKLİ (m. 609) ......................................................... 583 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 583 IL RED DİN ŞEKLİ ............................................................................ 583 III. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME ..................................... 589 IV. RED DİN KAYITSIZ ve ŞARTSIZ OLMASI ........................ 591 V. RET BEYANI ÜZERİNE HAKiMiN YAPMASI GEREKEN İŞLEMLER .................................... ........................... 594 VI. RED Dİ GÖSTEREN BELGE .................................................... 595 §36. RET HAKKININ DÜŞMESi (m. 610) ..................................... 597 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 597 ll. MiRASIN KESiN OLARAK KAZANILMASI SONUCUNU DOGURAN HALLER .................................... 598 A. Mirasın Açıkça Kabul Edilmesi ........................................... 598 B. Ret Süresinin Geçmesi ........................................................... 599 C. Tereke işlerine Gereğinden Fazla Karışılması ....... .......... 600 XXV D. Tereke Mallarının Gizlenmesi veya Kendisine Mal Edinınesi ........................ ............................... ....... ....................... 610 III. MiRASIRET HAKKlNI ORTADAN KALDlRMA YAN HALLER .................. .................................... 615 §37. MiRASIN MiRASÇlLARDAN BİRİ TARAFINDAN REDDEDiLMESi (m. 611) ....................................................... 617 I. GENEL OLARAK .......... ........ ....... ............. .................................... 617 Il. YASAL MiRASÇlNIN MiRASI REDDET MESİNİN SONUÇLARI .......... ...................... .................... .............................. 61 7 A. Genel Olarak .......................... .................................................... 617 B. Reddeden Kişinin Miras Payının Miras Açıldığı Zaman Kendisi Sağ Değilmiş Gibi Hak Sahiplerine Geçmesi ....................................... ........................... ...... ...... ......... 619 III. ATANMIŞ MiRASÇlNIN MiRASI REDDET MESİNİN SONUÇLARI ...................................... ... 623 A. Genel Olarak ..... ........................................................................ 623 B. Mirasbırakanın Aksini Öngörmesi ..................................... 624 C. Mirasbırakanın Aksini Öngörmemesi Halinde Mirasın Mirasbırakanın En Yakınlarına Kalması .......... . 624 §38. MiRASIN EN YAKIN MiRASÇlLARlN TAMAMI TARAFINDAN REDDEDiLMESi (m. 612) ........................... 626 I. GENEL OLARAK .................................. ....................................... 626 Il. EN YAKIN MiRASÇI KAVRAMI... ............ ............. ............. .. 627 III. EN YAKIN MiRASÇlLARININ TAMAMININ MiRASI REDDET MESİNİN SONUÇLARI ....................... 629 A. Genel Olarak ................................ .......................... ................... 629 B. Atanmış Mirasçının Varlığı Halinde ............ ....... .............. 633 IV. TASFiYE SONUND A KALAN DEGERLERİN TAHSiSi ........... .......... ........... ........................ ................................... 634 §39. ALTSOYUN TAMAMININ MiRASI REDDETMESİ HALİNDE MiRASIN SAG KALAN EŞE GEÇMESi (m. 613) ............................................................................................ 637 I. GENEL OLARAK .............................. .................................. ......... 637 XXVI IL MİRASBIRAKANIN ALTSOYU KAVRAM! ....... .............. 638 III. MiRASIN SAG KALAN EŞE GEÇMESİNİ N KOŞULLARI ........................................ ......... .......... ....... ......... ....... 639 A. Altsoyun Tamamının Mirası Reddetmesi ......................... 639 B. Sağ ve Mirasa Ehil Eşin Bulunması. ...... .............................. 641 IV. ALTSOYUN TAMAMININ MİRASI REDDETM ESİNİN SONUÇLARI ......................................... 642
626 I. GENEL OLARAK .................................. ....................................... 626 Il. EN YAKIN MiRASÇI KAVRAMI... ............ ............. ............. .. 627 III. EN YAKIN MiRASÇlLARININ TAMAMININ MiRASI REDDET MESİNİN SONUÇLARI ....................... 629 A. Genel Olarak ................................ .......................... ................... 629 B. Atanmış Mirasçının Varlığı Halinde ............ ....... .............. 633 IV. TASFiYE SONUND A KALAN DEGERLERİN TAHSiSi ........... .......... ........... ........................ ................................... 634 §39. ALTSOYUN TAMAMININ MiRASI REDDETMESİ HALİNDE MiRASIN SAG KALAN EŞE GEÇMESi (m. 613) ............................................................................................ 637 I. GENEL OLARAK .............................. .................................. ......... 637 XXVI IL MİRASBIRAKANIN ALTSOYU KAVRAM! ....... .............. 638 III. MiRASIN SAG KALAN EŞE GEÇMESİNİ N KOŞULLARI ........................................ ......... .......... ....... ......... ....... 639 A. Altsoyun Tamamının Mirası Reddetmesi ......................... 639 B. Sağ ve Mirasa Ehil Eşin Bulunması. ...... .............................. 641 IV. ALTSOYUN TAMAMININ MİRASI REDDETM ESİNİN SONUÇLARI ......................................... 642 §40.MİRASIN SONRA GELEN MiRASÇlLAR YARARINA REDDEDiLMESi (m. 614) ...................................................... 645 I. GENEL OLARAK .......... ....................... ...................... .................. 645 II. MiRASIN SONRA GELEN MİRASÇILAR YARARINAREDDEDiLMESi ........ ..................... ................... 646 III. RED DİN SONRA GELEN MİRASÇIL ARA BiLDİRiLMESi ve MİRASÇILARIN BEYANDA BULUNMASI ..................... .............. .............................................. 648 IV. SONRA GELEN MİRASÇILARIN KABUL ETMEMESi HALİNDE MiRASIN İFLAS HÜKÜMLERiNE GÖRE TASFiYESi .................................. 650 §41. RET SÜRESİNİN UZATILMASI (m. 615) .................. ........... 652 I. GENEL OLARAK ..... .................. ........ ..................... ..................... 652 II. ÖNEMLİ SEBEPLERİN VARLIGI... ...... ............. .................... 653 III. SÜRENİN UZATILMASI veya YENİ SÜRE TANINMASININ SONUÇLARI .............. .................... .......... 657 §42. VASiYETİN RED Dİ (m. 616) ................. .................................. 658 I. GENEL OLARAK ............... ............................. ........................ ..... 658 IL VASiYETİN REDDİNİN HUKUKI NİTELİGİ, SÜRESİ, ŞEKLİ ve ÖZELLİKLERİ.. .................................. ..... 658 III. VASiYETİN RED D İNİN HÜKÜMLERİ ............................. 663 §43. MiRASIN REDDiNDE MiRASÇlLARlN ALACAKLl LARININ KORUNMASI (m. 617) ...................... 667 I. GENEL OLARAK ........ .................... ....................... ...................... 667 II. REDDiN İPTALİNİ iSTEME HAKKININ XXVII ÖZELLİKLERİ .............................................. ....... ........................ 668 III. REDDiN İPTALİ DAVASININ TARAFLAR! .................... 670 A. Davacı ......................................................................................... 670 B. Davalı .............. ........................ ............... ..................................... 671 IV. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME ..................................... 672 V. REDDiN İPTALİNİN KOŞULLARI ..................................... 673 A. Mirasçının Ret Hakkını Kullandığı Anda Mevcut Malvarlığının Borçlarını Karşılama ya Yetmemesi ......... 673 B. Reddin Alacaklıları Zarar Vermek Amacıyla Yapılmış Olması .............. ......................................................... 675 C. Mirasçının Reddin İptalini Talep Eden Alacaklılara veya İflas İdaresine Teminat Göstermemiş Olması ........ 677 VI. RED DİN İPTALİNİ iSTEME SÜRESİ ................. ............ .... 679 VII. REDDiN İPTALiNE KARAR VERİLMESİNİN SONUÇLARI ............ ......... ................................ ............................ 681 VIII. TASFiYE SONUND A KALANLARIN TAHSiSi ............. 683 §44.MiRASIN REDDiNDE MiRASBlRAKANlN ALACAKL lLARININ KORUNMASI (m. 618) ..................... 684 I. GENEL OLARAK .......... ........................... ........ ............................ 684 II. SORUMLULUGUN KOŞULLARI ...... ........................ ........... 687 A. Mirası Reddeden Mirasçının Mirasbırakanının Ölümü Anında Borçlarını Ödemekten Aciz Olması ...... 687 B. Mirası Reddeden Mirasçının Mirasbırakandan Denkleşti rmeye Tabi Bir Kazandırma Elde Etmesi ........ 688 C. Denkleşti rmeye Tabi Kazandırmanın Mirasbırakanın Ölümünden Önceki Beş Yıl İçinde Alınmış Olması ................................................................... ..... 690 D. Denkleşti rmeye Tabi Kazandırma Yapılan Mirasçının Mirası Reddetmesi... ................. ..... ........ ............ 691 E. Mirasbırakanın Borçlarının Karşılanamamış Olması .. 691 XXVIII III. MİRASI REDDEDEN KiŞiLERiN SORUMLU OLMADIGI KAZANDIRMALAR ........................... .............. 692 A. Olağan Eğitim Gideri İçin Yapılan Kazandırmalar ......... 692 B. Adet Üzerine Verilen Çeyizler ....... ....................................... 693 IV. SONUÇLARI .................................. .......... ...................... ............... 694 A. Genel Olarak ..................................... ........ ....... ........................ 694 B. Sorumluluğu n Sınırı ..... ..................................................... ..... 694 C. Sorumluluğun Kapsamı .............. ........................................... 695 1. Mirası Reddeden Kişinin İyiniyetli Olması ............. 695 2. Mirası Reddeden Kişinin Kötüniyetli Olması .......... 697 D. Birden Fazla Denkleştirme Yükümlüsünün Sorumluluğu ................................................. ............................ 698 E. Zamanaşıı nı ............................ ........................ ............ .............. 699 ÜÇÜNCÜ AYlRlM RESMi DEFTER TUTMA §45. TEREKENİN RESMi DEFTERİ NİN TUTULMASlNIN KOŞULLARI (m. 619) ............................. ................................. 701 I. GENEL OLARAK ............ ............................................................. 701 II. RESMI DEFTER TUTULM ASININ FAYDALARI.. ........ 703 III. KORUMA ÖNLEMİ OLARAK DEFTER TUTMA ile TEREKENİN RESMI DEFTERİ NİN TUTULMASI ARASIND AKİ FARKLAR .................... ........ ............................. 705 IV. RESMI DEFTER TUTULM ASINI iSTEME HAKKINA SAHİP OLANLAR ....................... ...... ................... 707 V. RESMI DEFTER TUTULMASI iSTEME HAKKININ ŞEKLİ ............................... ................ ...................... 711 VI. RESMI DEFTER TUTULMASINI iSTEME HAKKININ SÜRESİ ................................................................... 712 §46. RESMi DEFTERİN TUTULMASI USULÜ (m. 620) ............ 715 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 715 II. TEREKEYE AİT AKTiF ve PASİFLERİN DEFTERE XXIX GEÇiRiLMESi ..................................... ............................... .......... 716 III. MİRASBIRAKANIN MALİ DURUMU HAKKINDA BİLGİ SAHiBi OLANLARIN BİLGİ VERME YÜKÜMLÜLÜGÜ ........................................................................ 719 A. Genel Olarak . ............................................................................ 719 B. Bilgi Verme Yükümlülüğüne Aykırılığın Sonuçları ........ 720 1. Genel Olarak ........ .............................................................. 720 2. Sorumluluğun Koşulları ................................................. 720 3. Zamanaşımı ........................ ............................................... 722 §47. TERERENİN RESMI DEFTERİNİN TUTULMASlNDA İLAN YOLUYLA ÇAGRI YAPILMASI (m. 621) .................... 723 I. GENEL OLARAK ................................................................ ......... 723 II. İLAN YOLUYLA ÇAGRI USULÜ ve SÜRESİ ............... ..... 724 III. BiLDiRiMDE BULUNMA SÜRESİ... .................................... 727 §48.ALACAK ve BORÇLARIN DOGRUDAN DOGRUYA DEFTERE GEÇiRiLMESi (m. 622) ........................................ 729 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 729 II. DEFTERE GEÇiRiLEN ALACAK ve BORÇLA RIN BiLDİRiLMESi ................................................ ............................. 730 §49. DEFTER TUTMANIN SONAERMESi (m. 623) ................... 731 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 731 II. İLGİLİLERİN DEFTERi İNCELEME Sİ .............................. 732 III. DEFTER TUTMA GİDERLERİ .............................................. 734 §50. DEFTER TUTMA SIRASINDA TERERENİN YÖNETİMİ (m. 624) ................................................................. 735 I. GENEL OLARAK ........................................ ......... ........................ 735 II. MİRASBIR AKANIN iŞLERİNİN BIRAKILDIGI MİRASÇ ININ GÜVENCE GÖSTER MESi... ...................... 737 §51. TERERENİN DEFTERİNİN TUTULMASlNIN İCRA TAKİPLERİNE, DAVALARA ve ZAMAN AŞIMIN A ETKİSİ (m. 625) ........................................................................ 739 XXX I. GENEL OLARAK ....................................... .................................. 739 II. MiRASIRAKANlN BORÇLAR! İÇİN İCRA TAKiBi YAPILAMAMASI ............................ ............................................. 740 III. ACELE HALLERDIŞINDADAVALARADEVAM EDİLEMEMESİ veya YENİ DAVAAÇILAMAMAS I.. ...... 743 IV. ZAMANAŞ IMININ DURMASI ...................... ....................... 745 §52. DEFTER TUTMANIN SONA ERMESi ÜZERİNE MiRASÇlLARlN BEYANDA BULUNMA YA ÇAGRILMASI (m. 626) ........................................... ................. 748 I. GENEL OLARAK ................................................................. ........ 748 II. BEYANDABULUNMA SÜRESİ ............................................. 749 III. BEYANDA BULUNMA İÇİN EK SÜRE VERİLMESİ.. .... 751 §53. MiRASÇl LARlN BEYANDA BULUNMASI (m. 627) ........... 753 I. GENEL OLARAK ......................... ................... ............................. 753 II. MİRASÇILARIN SEÇiMLİK HAKLARI ...................... ...... 754 III. BELiRLENEN SÜREDE BEYANDA BULUNULMAMASI ............................. ................. ....... .............. 757 §54. MiRASIN TUTULAN DEFTERE GÖRE KABUL EDiLMESİNİN SONUÇLARI (m. 628) .................................. 760 I. GENEL OLARAK .................................................. ....................... 760 II. MiRASIN MİRASBIRAKANIN ÖLÜMÜYLE MİRASÇ ILARA GEÇMESi .............................. ...... ................... 761 III. MİRASÇILARIN DEFTERE YAZILMIŞ BORÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUGU ..................... 762 §55. DEFTERE YAZILMAYAN BORÇLARDAN SORUMLULUK (m. 629) ......................................................... 766 I. GENEL OLARAK .................................................... ........ ............. 766 II. DEFTERE YAZILMAYAN BORÇLARDAN SORUMLULUK ......................................................................... ... 767 A. Genel Olarak
MiRASÇlLARlN BEYANDA BULUNMA YA ÇAGRILMASI (m. 626) ........................................... ................. 748 I. GENEL OLARAK ................................................................. ........ 748 II. BEYANDABULUNMA SÜRESİ ............................................. 749 III. BEYANDA BULUNMA İÇİN EK SÜRE VERİLMESİ.. .... 751 §53. MiRASÇl LARlN BEYANDA BULUNMASI (m. 627) ........... 753 I. GENEL OLARAK ......................... ................... ............................. 753 II. MİRASÇILARIN SEÇiMLİK HAKLARI ...................... ...... 754 III. BELiRLENEN SÜREDE BEYANDA BULUNULMAMASI ............................. ................. ....... .............. 757 §54. MiRASIN TUTULAN DEFTERE GÖRE KABUL EDiLMESİNİN SONUÇLARI (m. 628) .................................. 760 I. GENEL OLARAK .................................................. ....................... 760 II. MiRASIN MİRASBIRAKANIN ÖLÜMÜYLE MİRASÇ ILARA GEÇMESi .............................. ...... ................... 761 III. MİRASÇILARIN DEFTERE YAZILMIŞ BORÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUGU ..................... 762 §55. DEFTERE YAZILMAYAN BORÇLARDAN SORUMLULUK (m. 629) ......................................................... 766 I. GENEL OLARAK .................................................... ........ ............. 766 II. DEFTERE YAZILMAYAN BORÇLARDAN SORUMLULUK ......................................................................... ... 767 A. Genel Olarak ............. ......................................... ....................... 767 B. Alacaklının Kusuru Olmaksızın Deftere Yazılmayan Borçlardan Sorumluluk ................ ............. ........ .................... 767 XXXI 1. Genel Olarak .............................. ....................................... 767 2. Sorumluluğun Sınırı ........................................................ 769 3. Mirasçının Tereke Borcunu Gizlemesi ........................ 771 C. Tereke Mallarıyla Güvence Altına Alınan Borçlardan Sorumluluk .................................... .......... ........ ................. ......... 772 §56. KEFALET BORÇLARINDAN SORUMLULUK (m. 630) ..... 773 I. GENEL OLARAK ......................................................................... 773 II. KEFALET BORÇLARINDAN SINIRLI SORUMLULUGUN KOŞULLARI ......................................... 774 III. KEFALET BORCUNDAN SORUMLULUGUN SINIRI 776 IV. KEFALET DIŞINDAKi ŞAHSi TEMİNATLARIN HÜKÜM KAPSAM INDA OLMAMASI ............................... 777 §57. MiRASIN DEVLETE GEÇMESi (m. 631) .............................. 778 I. GENEL OLARAK ............ ............ .............................. ................... 778 II. DEVLET iN MİRASÇILIGI HALİND E YAPILMASI GEREKENLER ............................................. ................................. 780 A. Ölen Kişinin Mirasçısının Bulunup Bulunmadığın ın Tespiti ................................................................................... ...... 780 B. Terekenin Resmi Defterinin Tutulması ....................... ...... 782 III. DEVLETiN TEREKEN İN BORÇLARINDAN DOLAYI SORUMLULUGU ............................ ...... ................... 784 DÖRDÜNCÜ AYlRlM RESMI TASFiYE §58. MiRASÇlLARlN RESMI TASFiYE TALEBiNDE BULUNMASI (m. 632) ............................................................. 789 I. GENEL OLARAK ................................................ .......... ............... 789 II. HUKUKI NİTELİGİ... ......................... ........................................ 793 III. TALEP HAKKIN A SAHİP OLANLAR ..... ........................... 795 IV. MİRASÇI LARDAN BİRİNİN MİRASI KABUL ETMESi ..................................... ........................... ...... ...................... 798 XXXII V. ŞEKLİ .................................. .................................. ...... ..................... 799 VI. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME ...................... ............... 800 VII. SÜRESİ. ............................................................................................ 802 A. Terekenin Resmi Defterinin Tutulmaması Halinde ....... 802 B. Terekenin Resmi Defterinin Tutulması Halinde ..... ........ 803 VIII. SONUÇLARI ........................................... ...................................... 804 A. Genel Olarak ......... ......................................................... ........... 804 B. Mirasbırakanın Borçlarından Dolayı Mirasçıların Sorumluluğunun Olmaması ..... ........................................... 805 C. Terekenin Mevcuduyla Öncelikle Mirasbırakanın Borçlarının Ödenmesi ............................................................ 805 D. Tasfiye Sonunda Arta Kalan Değerlerin Mirasçılara Ait Olması ....................... ...................................... .................... 805 §59. MiRASBlRAKANlN ALACAKLARININ RESMI TASFiYE İSTEMiNDE BULUNMASI (m. 633) .................... 806 I. GENEL OLARAK .............. ........................................................... 806 II. MİRASBIRAKANIN ALACAKLıLARININ RESMi TASFiYE İSTEMİ .......... ............................................................... 807 A. Koşulları .................................................................................... 807 1. Bir Kimsenin Mirasbırakandan Alacaklı Olması ..... 807 2. Mirasbırakanın Alacaklılarının Alacaklarını Elde Edemeyecekleri Konusunda İnandırıcı Bir Se be bin Bulunması ..... ................... ........ ........... ................ 809 3. Mirasbırakanın Alacaklıları nın Alacağınİfasını veya Teminat Gösterilmesini Talep Etmesi ................ 8ll 4. Mirasbırakanın Alacaklıları nın Alacağının İfa Edilmemesi veya Teminat Gösterilmemesi ................ 813 B. Süresi ...................... ................................ ..................................... 814 C. Usulü .............. .......... ............ ............ .............................. ............ 815 III. VASiYET ALACAKLıLARININ HAKLARININ KORUNMASINI iSTEME HAKKI ......................................... 817 A. Genel Olarak .............................................................................. 817 XXXIII B. Koşulları .................. ............. ...................................................... 819 C. Süresi .................................................. ........... ....... ...................... 820 D. Usulü ............................................... ............................................ 820 §60. RESMI TASFiYENİNYÖNETİMİ (m. 634) .......................... 821 I. GENEL OLARAK ......................................... ................................ 821 II. TASFİYEYİ YAPACAK KİŞİNİN BELİRLENMESİ.. ....... 822 III. TASFiYE KARARI ÜZERİNE YAPILMASI GEREKE N İŞLEMLER .................. ......... .................................... 826 IV. TEREKEN İN YÖNETİMİ ve DAVA EHLİYETİ .......... ...... 828 V. TAFSİYE MEMUR UNUN İŞLEMLERiNE KARŞI ŞiKAYET YOLUNA BAŞVURMA .................... ...................... 830 VI. TASFiYE MEMUR UNUN SORUMLULUGU ................... 832 §61. OLAGAN USUL ile TASFiYE (m. 635) ................................. 834 I. GENEL OLARAK .................. ...... ........ ..................................... .... 834 II. TASFiYE MEMURUNUN GÖREV ve YETKiLERİ ........ 835 A. Genel Olarak ..................... .................. .......................... ............ 835 B. Mirasbırakanın Yürüyen İşlerinin Tamamlanması ve İşlerinin Tasfiye Edilmesi ................................................. 836 C. Tereken in Borçlarının Ödenmesi ve Alacakların Tahsili ....... ........................ ....... ............... .................................... 837 1. Genel Olarak ..................................................................... 837 2. Terekenin Aktifindeki Mal ve Hakların Paraya Çevrilerek Borçların Ödenmesi .................................... 839 a. Genel Olarak ...................... ...... ................................... 839 b. Tereke Mallarının Açık Artırınayla Satışı. ........... 839 c. Tereke Mallarının Mirasçıların Arasında Özel Artırınayla Satışı ................... ........................... 841 d. Tereke Mallarının Pazarlıkla Satışı ....................... 841 D. Vasiyederin İfası. ...................................................................... 842 E. Diğer Görev ve Yetkileri ........................................................ 843 F. Tasfiyenin Sona Ermesi Üzerine Yapılması Gereken İşlemler ...................................................................................... 844 XXXIV III. TASFiYE MEMURUNUN MİRASÇIL ARA BİLGİ VERME YÜKÜML ÜLÜGÜ ................................ ...................... 844 IV. MİRASÇILARIN TASFiYE SIRASINDA TASFiYE İÇİN GEREKLİ OLMA YAN MAL veya PARALARIN DEVRiNi iSTEME HAKKI ..................................................... 845 V. TASFiYE SONUNDA KALANLARIN MİRASÇILARA TESLiMi ..................... ............. ...................... 846 VI. TEREKE BORÇLARINDAN SORUMLULUK .................. 848 §62. İFLAS USULÜ ile TASFiYE (m. 636) ............................... ....... 852 I. GENEL OLARAK ................... ......................................... ............. 852 Il. TASFiYE USULÜ ................................... ...................................... 854 III. MİRASÇILARDAN BİRİNİN MİRASI KABUL ETMESİ .......... ........ ........................ .................................................. 858 BEŞİNCi AYlRlM MiRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASI §63. MiRAS SEBEBiYLE İSTİHKAK DAVASININ HUKUKİ NİTELİGİ, KOŞULLARI, TARAFLARI, KONUSU ile GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME (m. 637) .......... ........... ... 859 I. GENEL OLARAK ..... .................................................................... 859 II. HUKUKI NİTELİGİ ............................................. ............... ........ 862 III. ADİ iSTiHKAK DAVASINDAN FARK! ............................... 868 IV. KONUSU ......................... ........... ............. ........ ............... ................. 871 V. TARAFLAR! ............................... ........... ........................................ 874 A. Davacı .................. ........................................... ........................... 874 B. Davalı ...... ................................................................................... 883 VI. GÖREVLİ ve YETKiLi MAHKEME ..................................... 887 VII. KORUMA ÖNLEMLERİ NİN ALINMAS INI iSTEME .. 889 A. Genel Olarak ............................................................................. 889 B. Koruma Önlemi Alınmasının Koşulları ............................ 890 XXXV 1. Mirasçının Talebinin Haklı Bir Sebebe Dayanması 890 2. Koruma Önlemi Alınmasının Gerekli Olması. ......... 890 C. Alınabilecek Koruma Önlemleri ............ ............................. 891 VIII. iSPAT YÜKÜ ................. ...... .......... ...................... ........................... 892 §64. MiRAS SEBEBiYLE iSTiHKAK DAVASININ HÜKÜMLERİ (m. 638) ........................................................... 894 I. GENEL OLARAK ....... .......... ........... .......................... ................... 894 IL İADE YÜKÜMLÜLÜGÜNÜN KAPSAMI .......................... 895 A. İyiniyetli Davalı Bakımından ........................ ....................... 895 1. İade Yükümlülüğünün Kapsamı ....................... ............ 895 2. Masrafları Talep Hakkı ................................................... 898 B. Kötüniyetli Davalı Bakımından .................................. ......... 901 1. İade Yükümlülüğünün Kapsamı ..................... .............. 901 2. Masrafları Talep Hakkı. ........................................ .......... 903 III. DAVALININ ZAMANA ŞIMIYLAMÜLKİYETİ KAZAND IGINI İLERi SÜREMEMESİ ................. .............. 905 §65. MiRAS SEBEBiYLE iSTiHKAK DAVASININ TABİ OLDUGU ZAMANAŞIMI (m. 639)
889 B. Koruma Önlemi Alınmasının Koşulları ............................ 890 XXXV 1. Mirasçının Talebinin Haklı Bir Sebebe Dayanması 890 2. Koruma Önlemi Alınmasının Gerekli Olması. ......... 890 C. Alınabilecek Koruma Önlemleri ............ ............................. 891 VIII. iSPAT YÜKÜ ................. ...... .......... ...................... ........................... 892 §64. MiRAS SEBEBiYLE iSTiHKAK DAVASININ HÜKÜMLERİ (m. 638) ........................................................... 894 I. GENEL OLARAK ....... .......... ........... .......................... ................... 894 IL İADE YÜKÜMLÜLÜGÜNÜN KAPSAMI .......................... 895 A. İyiniyetli Davalı Bakımından ........................ ....................... 895 1. İade Yükümlülüğünün Kapsamı ....................... ............ 895 2. Masrafları Talep Hakkı ................................................... 898 B. Kötüniyetli Davalı Bakımından .................................. ......... 901 1. İade Yükümlülüğünün Kapsamı ..................... .............. 901 2. Masrafları Talep Hakkı. ........................................ .......... 903 III. DAVALININ ZAMANA ŞIMIYLAMÜLKİYETİ KAZAND IGINI İLERi SÜREMEMESİ ................. .............. 905 §65. MiRAS SEBEBiYLE iSTiHKAK DAVASININ TABİ OLDUGU ZAMANAŞIMI (m. 639) ........................................ 909 I. GENEL OLARAK .................................. .................................. ..... 909 IL DAVALININ İYİNiYETLi OLMASI HALİND E ................ 910 lll. DAVALININ KÖTÜNiYETLi OLMASI HALiND E ........ 912 KAYNAKÇA .............................. ................ ...... ........... ...... ........ ..... .................... 915 KAVRAM DİZİNİ .................................. ....................... .......... ........................ . 931 ABD AD Art. AÜHFD b. BGB BGE BÜHFD DEÜHFD dn. c. c. D. E in. E. EÜHFD eM K f. Ga.ÜHFD GÜHFD HD HMK HUMK İBD İİK İK İÜHFD KI SALTMALAR Ankara Barosu Dergisi Adalet Dergisi Artik el Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi be nt Bürgerliches Gesetzbuch Bundesgerichtsentscheide Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi dipnot Cilt cümle Daire Einleitung Esas Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 743 Sayılı TürkMedeni Kanunisi fıkra Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Hukuk Dairesi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu İstanbul Barosu Dergisi 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu 3194 Sayılı imar Kanunu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi XXXVIII İÜHFM İn.ÜHFD İÜMHAD K. m. MÜHF-HAD N. NK OR s. s. SÜSBMYD T. TAAD TBBD TBK TSKPK Teb.K. TMK TST Tüzük UMD vd. V or. Y. YCGK YD YHGK YKD YİBK YÜD ZGB Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası İnönü Üniversitesi Hukuk Fakülte si Dergisi İstanbul Üniversitesi Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi Karar madde Marmara Üniversitesi Hukuk Fakülte si Hukuk Araştırmaları Dergisi Nummer 1512 Sayılı Noterlik Kanunu Schweizerisches Obligationenrecht sayfa Sayı Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okululu Dergisi Tarih Türkiye Adalet Akademisi Dergisi Türkiye Barolar Birliği Dergisi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 916 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu Tebligat Kanunu 4 721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Tapu Sicili Tüzüğü Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi ve devamı Vorbemerkung Yıl Yargıtay Ceza Genel Kurulu Yargıtay Dergisi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Yargıtay Kararları Dergisi Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı Yaşar Üniversitesi Dergisi Schweizerisches Zivilgesetzbuch İKİNCİ KlSlM MiRASIN GEÇMESi BİRİNCİ BÖLÜM MiRASIN AÇlLMASI §I. MiRASIN AÇlLMASI ve DEGERLENDİRME ANI A. Açılma ve değerlendirme anı Madde 5 7 5 -Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştır­ malar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir . I. GENEL OLARAK Türk Medeni Kanunu'nun Miras Hukuku Kitabı iki kısımdan oluş- 1 makta olup, birinci kısımda genel olarak mirasçılar, maddi ve şeklin anlamda ölüme bağlı tasarruflar, vasiyeti yerine getirme görevlisi, ölüme bağlı tasar­ rufların iptali ile tenkis düzenlenmişt ir. İkinci kısımda ise "Mirasın Geçme- si" başlığı altında mirasın açılması, mirasın geçmesinin sonuçları ve mirasın paylaşılması düzenlenmiş tir. Miras hukukuna ilişkin hüküm ve sonuçların doğması için öncelikle mirasın açılması gerekir. Miras açılmadığı sürece terekeden veya mirasçılardan söz edilemez. 2 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II "Açılma ve değerlendirme anı"başlığı altında düzenlenen TMKm. S7S'te iki hususa yer verilmiştir. Bunlardan ilki miras hukukuna ilişkin hükümlerin uygulanmaya başlanacağı andır. Mirasın geçmesi ile buna bağlanan hukuld sonuçlar TMK m. S7S'te "mirasın açılması" olarak adlandırılmıştır. Miras­ bırakanın ölümü hem mirasın geçmesini hem de ölüme bağlı tasarruflar ile mira� olgusuna bağlı hakların ve yükümlülükl erin doğmasını sağlar1• Mirasın açılması, mirasbırakanın ölümünü ve buna bağlanan sonuçları ifade eden hukuld bir olgudur. Bir kimse ölmediği sürece mirastan veya mirasın geçişinden söz edilemez2• Bundan dolayı mirasbırakanın ölümü mirasın açılmasının temel unsurudur. İkincisi ise mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmaların hangi ana göre değer­ lendirileceğ idir. Kazandırmanın değerinin belirlenmesinde dikkate alınacak an terekenin hesaplanmasını etkiler. Hükümde mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmaların terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirileceği düzenlenmişt ir. Daha iyi anlaşılabilmesi için mirasın açılması ile değerlendirme anını ayrı başlıklar halinde inceleyeceğiz. Bkz. DURAL, Mustafa/ÖZ, Turgut, Türk Özel Hukuku, Miras Hukuku, Cilt IV, İs­ tanbul 2017, s. 3S7-3S8; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, Necip, Miras Hukuku, Hiç değiştirilmemiş 3. Bası, İstanbul 1987, s. S19; TUOR, Peter/SC HNYDER, Bemard/ SCHMID, Jörg/RUMO -JUNGO, Alexandra, Das Schweizerische Zivilgesetzbuch, 13. Auflage, Zürich-Basel-Genf 2009, s. 708; TUOR, Peter/PICENONI, Vito, Ber­ ner Komme ntar, Schweizerisches Zivilgesetzbuch, Das Erbrecht, 2. Abteilung, Der Erbgang, Artikel S37-640 ZGB, Zweite Auflage, Bem 1966, Art. S37, N. 1; ESCHER, Arnold, Koromentar zum Schweizerischen Zivilgesetzbuch, Das Erbrecht, Zweite Abteilung: Die Erbgang (Art. S37-640), Dritte Auflage, Zürich 1960, Art. S37, N. 1; WOLF, Stephan/HRUBESCH-MIL LAUER, Stephanie, Grundriss des Schweize­ rischen Erbrechts, Bem 2017, N. 1224; OGUZMAN, Kemal, Miras Hukuku, Gözden Geçirilmiş 6. Bası, İstanbul 199S, s. 2S9; KÖPRÜLÜ, Bülent, Miras Hukuku Dersle­ ri, Genişletilmiş ve Yenilenmiş 2. Bası, İstanbul 198S, s. 3S1; ANTALYA, O. Gökhan/ SAGLAM, İpek, Miras Hukuku, İstanbul 201S, s. 313; İMRE, Zahit/ER MAN, Hasan, Miras Hukuku, Gözden Geçirilmiş l3. Basım, İstanbul 20 17, s. 300 vd; SEROZAN, Rona/ENGİN, Baki İlkay, Miras Hukuku ve Uygulama Çalışmaları, Güneellenmiş S. Bası, Ankara 2018, s. 4S4; ÖZTAN, Bilge, Miras Hukuku Sekizinci Bası, Ankara 2017, s. 334; AYİTER, Nuşin/KIL IÇOGLU, Ahmet, Miras Hukuku, Genişletilmiş 3. Bası, Arıkara 1993, s. 204. KOCAYUSUFPAŞAO GLU, s. S19; SCHWANDER, lvo, Basler Koromentar Zivilge­ seztzbuch II, Art. 4S7-977 ZGB, Art. 1-61 ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 201S, Art. S37, N. 1. (m. 575) 3 II. MiRASIN AÇlLMASI A. Genel Olarak Miras mirasbırakanın ölümüyle açılır (TMKm. 575/c. 1)3. Mirasbıra- ı kanın ölümü, mirasın kendiliğinden mirasçılara geçmesi ve miras hukukuna ilişkin hüküm ve sonuçların doğmasını sağlar4• Bunun için mirasbırakanın ölümünün bilinmesine veya resmen tespit edilmesine gerek yoktu�. Ölüm olgusunun gerçekleşmesi, mirasın açılması ve mirasçılara geçmesi için yeter­ lidir. Örneğin mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılar tereke üzerinde kanun gereği hak sahibi olurlar. Ölüme bağlı tasarruflar mirasbırakanın ölümüyle hüküm ifade
2018, s. 4S4; ÖZTAN, Bilge, Miras Hukuku Sekizinci Bası, Ankara 2017, s. 334; AYİTER, Nuşin/KIL IÇOGLU, Ahmet, Miras Hukuku, Genişletilmiş 3. Bası, Arıkara 1993, s. 204. KOCAYUSUFPAŞAO GLU, s. S19; SCHWANDER, lvo, Basler Koromentar Zivilge­ seztzbuch II, Art. 4S7-977 ZGB, Art. 1-61 ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 201S, Art. S37, N. 1. (m. 575) 3 II. MiRASIN AÇlLMASI A. Genel Olarak Miras mirasbırakanın ölümüyle açılır (TMKm. 575/c. 1)3. Mirasbıra- ı kanın ölümü, mirasın kendiliğinden mirasçılara geçmesi ve miras hukukuna ilişkin hüküm ve sonuçların doğmasını sağlar4• Bunun için mirasbırakanın ölümünün bilinmesine veya resmen tespit edilmesine gerek yoktu�. Ölüm olgusunun gerçekleşmesi, mirasın açılması ve mirasçılara geçmesi için yeter­ lidir. Örneğin mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılar tereke üzerinde kanun gereği hak sahibi olurlar. Ölüme bağlı tasarruflar mirasbırakanın ölümüyle hüküm ifade ederler. Denkleştirme talebi, ölüme bağlı tasarruf­ ların iptali ve saklı payı ihlal eden kazandırmaların tenkisi mirasbırakanın ölümüyle birlikte ileri sürülebilir . Terekenin korunmasına ilişkin önlemlerin alınmasını isteme hakkı mirasbırakanın ölümüyle doğar ve mirasçılar miras­ bırakanın ölümünden sonra terekenin borçlarından müteselsilen sorumlu hale gelirler. Mirasın açılmasını sağlayan kural olarak ölüm olgusudur. Ancak ölüm 3 dışında da bazı koşulların gerçekleşmesi ölüme bağlı hakların doğmasına se- bep olabilir. Bundan dolayı mirasın açılmasını sağlayan ölüm, ölüm karinesi, Bkz. TUOR/SC HNYDER/S CHMID/RUMO-JUNGO, s. 708; TUOR/P ICENO­ NI, Art. 537, N. 1; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 519; ESCHER, Art. 537, N. 1; DU­ RAL/ÖZ, s. 358-359; SCHWANDER, Art. 537, N. 1; PIOTET, Paul, Schweizerisches Privatrechts, Vierter Band, Erbrecht, Zweiter Halbband, Basel und Stuttgart 1978, s. 549-550; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1223; İMRE/ERMAN, s. 303; KI­ LIÇOGLU, Ahmet M., Miras Hukuku, Genişletilmiş 8. Bası, Arıkara 2018, s. 258-259; İNAN, Ali Naim/ERTAŞ, Şeref/ ALBAŞ, Hakan, Türk Medeni Hukuku, Miras Huku­ ku, 10. Bası, Ankara 2019, s. 454; ÖZTAN, s. 335; SEROZAN/ENGİN, s. 454; EREN, Fikret/YÜCER AKTÜRK, İpek, TürkMiras Hukuku, Arıkara 2019, s. 401-402; DRU­ EY,Jean Nicolas, Grundriss des Erbrechts, 4. Auflage, Bern 1997, s. 198; GENÇCAN, Ömer Uğur, Miras Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2011, s. 718; PETEK, Hasan, Kişilik De­ ğerlerinin Ölümden Sonra Korunması, Ankara 2015, s. 41. Bkz. İMRE/ERMAN, s. 303; OGUZMAN, s. 259; SCHWAN DER, Art. 537, N. 1; DURAL/ÖZ, s. 359; SEROZAN/ENGİN, s. 454; KILIÇOGLU, Miras, s. 258; AK­ KANAT, Halil, Ölümün Özel Hukuk İlişkilerine Etkisi, İstanbul2004, s. 26-27; ÖZ­ TAN, s. 335; SAPANOGLU, Süleyman, Miras Paylaşma ve Miras Payının Devri Söz­ leşmeleri, Ankara 2011, s. 14-15. Bkz. SCHWANDER, Art. 537, N. 7-8. 4 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II gaiplik ile bu hallerin varlığını ispat yükünün kimin üzerinde olduğunun incelenmesinde mirasın açıldığı anın belirlenmesi bakımından yarar bulun­ maktadır. B. Ölüm 4 Miras, mirasbırakanın ölümüyle açıldığına göre ölüm kavramının ne olduğunun öncelikle açıklanması gerekir. Ölüm kural olarak Kişiler Hukuku'nun konusunu oluşturur. Ancak kişiliği sona erdiren ölümün Miras Hukuku bakımından da önemli sonuçları olduğundan bu başlık altında çok ayrıntıya girmeden ölüm kavramını açıklayacağız. 5 TMK m. 29'da, kişiliğin ölümle sona ereceği düzenlenmesine rağmen, ölümün ne olduğuna, kişinin ne zaman ölmüş sayılacağına yer verilmemiş­ tir. Bir kişinin ölüp ölmediği tıp bilimine göre belirlenir6• Tıp biliminde ise kişinin ne zaman ölmüş sayılacağı konusunda iki görüş vardır. Bunlar biyo­ lojik ölüm ve beyin ölümü görüşüdür. Biyolojik ölüm görüşüne göre, insan­ daki temel hayat fonksiyonları olan dolaşım, solunum ve sinir sistemlerinin işleyişinin durmasıyla kişi ölmüş sayılır7. Buna göre son kalp atışı ve son nefes kişinin öldüğü andır. Beyin ölümü8 görüşüne göre ise, beyin vücudu Kanun koyucu ölümün hangi anda gerçekleşeceğine ilişkin özel bir hüküm getirmemiş­ tir. Bunun temelinde ölümün tıp biliminin en son buluşlarına göre değerlendirilmesine imkan tanınması düşüncesi yatmaktadır. Bkz. OGUZMAN, M. Kemal/SELİÇİ, Özer/ OKTAY- ÖZDEMİR , Saibe, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 17. Bası, İstan­ bul 2018, s. ı9-20; WOLF/HRUB ESCH-MILL AUER, N. 1220; ÖZEL, Çağlar, "Me­ deni Hukuk Açısından Ölüm Anının Belirlenmesi ve Ceset Üzerindeki Hakka İlişkin Bazı Düşünceler" , AÜHFD, Y. 2002, S. ı, C. sı, s. 47; TUOR/ PICENONI, Art. S37, N. I; BREITSCHM ID, Peter, CHK-Handkommentar zum Schweizer Privatrecht, Per­ sonen-und Familienrecht -Partnerschaftsgesetz, Art. ı-4S6 ZGB-PartG, 2. Auflage (Herausgeber: Peter Breitschmid-Alexandar Jungo, Zürich 2012, Art. 3ı, N. S; HAUS­ HEER, Heinz/ AEBI-MÜLLER, Regina E., Das Personenrecht des Schweizerischen Zivilgesetzbuches, Zweite Auflage, Bem 2008, N. 03.34; AYAN, Mehmet/ AYAN, Nur­ şen, Kişiler Hukuku, Gözden Geçirilmiş 8. Baskı, Ankara 2016, s. 171-172. Görüş hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. OGUZMAN/SE LİÇİ/O KTAY-ÖZDEM İR, Kişiler, s. ı7-18; DURAL, Mustafa/ÖGÜZ, Tufan, Türk Özel Hukuku, Cilt ll, Kişiler Hukuku, 20. Bası, İstanbul2019, s. 23-24; AKKANAT, s. 29; ÖZEL, s. 48-49; ARAT, Ayşe, "Gerçek Kişilerde Kişiliğin Sona Ermesi'� SÜSBMYD, C. 9, S. 1-2, Ocak 2006, s. 2S9; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 3S. Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği'nde bir kimsenin ne zaman beyin ölümü- (m. 575) s yönetme imkan ve yeteneğini tümüyle ve geri dönülemeyecek şekilde kay­ bederse kişi ölmüş sayılır9• Bir kimsenin solunum, dolaşım ve sinir sistemleri işlemez hale gelse bile yaşam destek cihazlarıyla harekete geçirildiklerinde kişi yaşamaya devam edebiliyorsa, beyin hücreleri harap olmadığı sürece ölüm meydana gelmiş olmaz. Ancak bu sistemlerin kendiliğinden çalışma yeteneği ortadan kalkmışsa, beyin hücreleri iyileşemeyecek biçimde hasara uğramışsa, ölüm gerçekleşmiş olur. Öğretide, bir sisteme bağlı kalınması yerine tıp bilimindeki gelişmelere 6 bağlı olarak, bir kimsenin hayata dönemeyeceğinin kesin olarak belidendiği hallerde ölümün gerçekleşmiş olacağı kabul edilmektedir 10• Kanaatimizce de bir sisteme bağlı kalınması yerine, kişinin hayata dönemeyeceğinin kesin olarak belidendiği hallerde ölümün gerçekleşmiş olduğunun kabul edilmesi yerindedir. Buna göre, kişinin hayata dönemeyeceğinin kesin olarak belir­ lendiği an, kişinin öldüğü ve mirasın açıldığı andır11• n ün gerçekleşmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Yönetmelikte beyin ölümünün, tüm beyin fonksiyonlarının tam ve geri dönüşümü olmayan şekilde kaybolması olduğu ifade edil­ miş ve beyin ölümü tanısında gereken ön koşullar ile hangi hallerde beyin ölümünün gerçekleşmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Ancak Yönetmelikte sayılan haller organ ve doku alınmasıyla sınırlıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. OGUZMAN/S ELİÇİ/OKTAY- ÖZDEMİR , Kişiler, s. 18-19; DURAL/ÖGÜZ, s. 24; AKKANAT, s. 29; ÖZEL, s. 49vd.; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 36-37; ARAT, s. 260. 10 Ayrıntılı bilgi için bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 24-25; OGUZMAN/S ELİÇİ/OKTAY­ ÖZDEMİ R, Kişiler, s. 20; ÖZEL, s. 52-53; AKKANAT, s. 28; PETEK, Kişilik Değer­ leri, s. 38; ARAT, s. 260 vd.; Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun'un ölüm halinin saptanması başlığı altındaki ll. maddesine göre, bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölümün gerçekleştiğine, biri nörolog veya nöroşirürj iyen, biri
fonksiyonlarının tam ve geri dönüşümü olmayan şekilde kaybolması olduğu ifade edil­ miş ve beyin ölümü tanısında gereken ön koşullar ile hangi hallerde beyin ölümünün gerçekleşmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Ancak Yönetmelikte sayılan haller organ ve doku alınmasıyla sınırlıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. OGUZMAN/S ELİÇİ/OKTAY- ÖZDEMİR , Kişiler, s. 18-19; DURAL/ÖGÜZ, s. 24; AKKANAT, s. 29; ÖZEL, s. 49vd.; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 36-37; ARAT, s. 260. 10 Ayrıntılı bilgi için bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 24-25; OGUZMAN/S ELİÇİ/OKTAY­ ÖZDEMİ R, Kişiler, s. 20; ÖZEL, s. 52-53; AKKANAT, s. 28; PETEK, Kişilik Değer­ leri, s. 38; ARAT, s. 260 vd.; Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun'un ölüm halinin saptanması başlığı altındaki ll. maddesine göre, bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölümün gerçekleştiğine, biri nörolog veya nöroşirürj iyen, biri de anesteziyoloji ve reanimasyon veya yoğun bakım uzmanından oluşan iki hekim tarafından kanı ta dayalı tıp kurallarına uygun olarak oy birliği ile karar verilir. Ancak ölüm halinin tespiti sadece Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılan­ ması ve Nakli Hakkında Kanun'un uygulanması bakımından geçerli olup, organ ve doku alınmasının gerçekleşmediği hallerde ölüm hali başka yollarla da tespit edilebilir. 11 Köprülü, mirasın mirasbırakanın ölümüyle açılır deyimini, ölümü anında açılır şeklinde anlamak gerektiğini ifade etmektedir. Bkz. KÖPRÜLÜ, s. 350, dn. 1. Mirasın açılması için mirasbırakanın ölümü veya hukuken ölüme eşdeğer sonuçların bağlandığı hallerin gerçekleşmesi zorunludur. Mirasın açıldığı an ise mirasbırakanın öldüğü veya ölmüş sa­ yıldığı andır. Örneğin mirasbırakan 01.01.2016 tarihinde saat 13:00'da ölmüşse, miras bu tarih ve saatte açılmış olur. 6 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II C. Ölüm Karİnesi 7 Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılınayı gerektiren dururnlar içinde kaybolursa, cesedi bulunarnazsa o kimse gerçekten ölmüş sayılır (TMK m. 31). Bu duruma ölüm karinesi denir (TMK m. 31)12• Bir kimsenin ölüp ölmediği cesedi üzerinde yapılacak incelemeyle belli olur. Ancak öyle olay­ lar var ki kişinin cesedine ulaşılamasa bile ölmesi mümkündür. İşte ölüm karinesinde kişinin cesedine ulaşılamasa bile öldüğü kabul edilir13• Örneğin havada infılak eden bir uçakta bulunan yolcuların cesedi bulunamasa bile kazadan kimsenin sağ kurtulma ihtimali yoksa, o kimselere ölmüş gözüyle bakılır14. Barents Denizi'nde gerçekleşmiş bir olayda, askeri bir denizaltıda patlamalar olmuş ve batmıştır. Denizaltındaki mürettebattan kimse kurtarı­ lamamıştır. Bu olayda bazı askerlerin cesedine ulaşılamamış olsa bile deni­ zaltının içinde bulunan herkes ölmüş sayılır. Denizaltıda bulunan askerlerin böyle bir kazadan kurtulma ihtimali yoktur. 8 TMK m. 44'te ölüm karinesinin varlığı halinde o yerin en büyük mülki arnirinin emriyle nüfus kütüğüne ölü kaydı düşüleceği, her ilgilinin bu kişi­ nin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebileceği düzen­ lenmiştir15. Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 32'de ise ölüm karinesinin varlığı halinde nüfus kütüğüne ölü kaydının nasıl işleneceği hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre "Bir kimse ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile müracaat edilen yerin mülki idare amirinin emri ile ölüm tutanağı düzenlenerek ölüm olayı işlenir. Bu mad­ de uyarınca işlem yapılabilmesi için ölüm karinesi bulunan kişinin alt veya üst soyundan bir kişinin ya da kardeşlerinin , bunlar yoksa mirasçılarının dilekçe ile başvurarak olayı belgelendirmeleri ya da yetkili makamların durumu resmi bir 12 Ayrıntılı bilgi için bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 26-27; OGUZMAN/SE LİÇİ/OKTAY­ ÖZDEMİR, Kişiler, s. 25 vd.; ARAT, s. 263; BREITSCHMID, Art. 34, N. 1 vd.; AYAN/AYAN, s.l73-174; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 42-43. 13 Bkz. BREITSCHMID, Art. 34, N. 2; SAPANOGLU, s. lS; AYAN/AYAN, s. 174; Ölüm karinesinde kişinin ölmüş sayılması için cesedinin bulunamamasma sebep olan olayın kesin olarak ölüm sonucunu doğuracak nitelikte olması gerekir; sadece ölüm teh­ likesinin bulunması yeterli değildir. Bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 27; ARAT, s. 263. Ölüm tehlikesinin varlığı halinde koşulları varsa kişinin gaipliğine karar verilir. 14 Benzer örnekler için bkz. BREITSCHMID, Art. 34, N. 2. ıs OGUZMAN/SE LİÇİ/O KTAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 26-27; DURAL/ÖGÜZ, s. 26; ARAT, s. 264; AYAN/ AYAN, s. 17 4. (m. 575) 7 yazı ile nüfus müdürlüğüne bildirmeleri gereklidir. Dilekçeye ekli belgeler ve ge­ rektiğinde nüfus müdürlüğünce yaptırıZacak soruşturma olayın doğruluğunu ve öldüğü iddia edilen kişinin de olayın meydana geldiği sırada orada bulunduğunu kanıtlamaya yeterli görülürse mülki idare amirinin emri ile ölüm kaydı düşülür.". Hükümden de anlaşılacağı üzere ölü kaydı düşülmesi kural olarak ilgililerin talepte bulunmasına bağlıdır. ilgililerin talebi üzerine nüfus müdürlüğünce yapılacak soruşturma ile olayın doğruluğu ve öldüğü iddia edilen kişinin olayın meydana geldiği sırada orada bulunduğu kanıtlanırsa, mülki amirin emri ile nüfusa ölü kaydı düşülür. Kişi, ölümüne kesin gözle bakılmayı ge­ rektiren durumlar içinde kaybolduğu anda ölmüş sayılır. Örneğin, uçak ha­ vada infılak etmişse, infılak anı, ölüm anıdır. Denizaltının batması olayında ise durum biraz farklıdır. Şöyle ki, denizaltı battığı anda içinde bulunanlar hemen ölmemiştir. Ölüm, belli bir süre sonra gerçekleşmi ştir. Bu da deni­ zaltında bulunan mürettebatın bıraktığı notlardan anlaşılmaktadır. Bundan dolayı ölüm anının belirlenmesinde denizaltının battığı anın değil, müret­ tebatın öldüğü veya ölmüş olabileceği anın esas alınması gerekir. Örneğin denizaltıdaki hava, batmasından iki gün sonra bitmişse, ölüm anı havanın bittiği an sayılır. Talebe rağmen en büyük mülki amirin ölü kaydı düşülmesi konusunda 9 emir vermemesi halinde ilgililer mahkemeye başvurarak, ilgilinin nüfus siciline ölü kaydı düşülmesini isteyebilir (TMK m. 44/Il)16• En büyük mülki arnirin ölü kaydı düşülmesi konusunda emir vermemesi ilgililerin mahkemeye başvurma hakkını ortadan kaldırmaz17• Hatta ilgililer doğrudan mahkemeye başvurarak da ilgilinin nüfus siciline ölü kaydı düşülmesini isteyebilir. 16 Bkz. OGUZMAN/SE LİÇİ/O KTAY-ÖZDEM İR, Kişiler, s. 27; DURAL/ÖGÜZ, s. 26; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 42-43. 17 Ölüm karinesine dayarnlarak nüfus siciline ölü kaydı düşülmesi halinde, ölüm bu ka­ yıtla ispatlanır. Ancak, nüfus siciline kaydedilmiş olmasa bile, bir kişi hakkında ölüm karinesine dayanan kimse, karine için aranan ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren olay içinde kaybolmayı ispatlarsa, sözü geçen şahsın öldüğü ispat edilmiş gibi miras açıl­ mış olur. Görüldüğü üzere mirasın açılması için ölümüne kesin gözle bakılınayı gerekti­ ren durum içinde kaybolma yeterlidir; nüfus siciline ölü kaydının düşülmemesi mirasın açılmasına engel değildir. Bkz. OGUZMAN, s. 260. 8 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Ci lt-II 10 Ölüm kaydının düşürülmesi üzerine cesedi bulunamayan kişi olayın meydana geldiği andan itibaren ölmüş sayılır18• Buna göre TMK m. 575 an­ lamında ölüm olayının gerçekleştiği anda ölümün bütün sonuçları doğmuş ve miras açılmış olur. Ancak olayda çok az da olsa kurtulma olanağı varsa, kişi ölmüş sayılamaz. Bu halde koşulları varsa kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi istenebilir. ll Ölüm karinesi, ölüme bağlanan bütün hukuki sonuçların uygulanma- sına sebep olur ve niteliği itibariyle bir
kesin gözle bakılmayı gerektiren olay içinde kaybolmayı ispatlarsa, sözü geçen şahsın öldüğü ispat edilmiş gibi miras açıl­ mış olur. Görüldüğü üzere mirasın açılması için ölümüne kesin gözle bakılınayı gerekti­ ren durum içinde kaybolma yeterlidir; nüfus siciline ölü kaydının düşülmemesi mirasın açılmasına engel değildir. Bkz. OGUZMAN, s. 260. 8 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Ci lt-II 10 Ölüm kaydının düşürülmesi üzerine cesedi bulunamayan kişi olayın meydana geldiği andan itibaren ölmüş sayılır18• Buna göre TMK m. 575 an­ lamında ölüm olayının gerçekleştiği anda ölümün bütün sonuçları doğmuş ve miras açılmış olur. Ancak olayda çok az da olsa kurtulma olanağı varsa, kişi ölmüş sayılamaz. Bu halde koşulları varsa kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi istenebilir. ll Ölüm karinesi, ölüme bağlanan bütün hukuki sonuçların uygulanma- sına sebep olur ve niteliği itibariyle bir adi karinedir19• Kişinin ölmediği veya başka bir tarihte öldüğü her zaman ispatlanab ilir20• Nüfus kütüğüne ölü kay­ dı düşülen kişinin daha sonra yaşadığı anlaşılırsa, onun mirasçılarına geçmiş olan malvarlığı istihkak davası21 veya sebepsiz zenginleşme hükümlerince ( TBK m. 79 vd.) geri alını�2• 12 Ölüm karinesinin varlığı halinde kişi ölmüş sayıldığından mirasın mirasçılara teslimi gaiplikte olduğu gibi teminat gösterilmesi koşuluna bağlı değildir. Ancak öğretide bazı yazarlar, ölüm karİnesindeki boşluğun gaiplik­ teki ilgili hükümlerin kıyasen uygulanmasıyla doldurulabileceğini ve mira­ sın mirasçılara güve nce karşılığı teslim edilebileceğini kabul etmektedi�3. Kanaatimizce ölüm karinesinde kanun koyucu mirasın mirasçılara güvence karşılığı teslimini öngörmediğinden, gaipliğe ilişkin güvence yükümlülüğü­ nün kıyasen de ölüm karinesinde uygulanması yerinde değildir. 18 OGUZMAN, s. 260; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 204; ARAT, s. 264. 19 Bkz. OGUZMAN, s. 260; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 456; OGUZMAN/SELİÇİ/ OKTAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 25; DURAL/ÖGÜZ, s. 26-27; AYAN/ AYAN, s. 175. 20 Ölüm karinesinde kişinin yaşadığı tespit edilirse, nüfus kütüğüne düşen ölü kaydı iptal edilir. HMK m. 382/2,a,3' e göre, ölüm karinesi sebebiyle (ilgili yerin mülki amirinin emriyle) nüfus kütüğüne ölü kaydı düşülen kişinin sağ olduğunun tespiti çekişmesiz yargı işlerinden olup, görevli mahkeme sulh hukuktur. Ayrıca bkz. PETEK, Kişilik De­ ğerleri, s. 43. 21 Kişinin ölmedi ği anlaşılırsa malvarlığı mirasçılara hiç geçmemiş olur ve hak sahibi sahip olduğu şeylerin istihkak davasıyla (TMK m. 683/II) kendisine verilmesini isteyebilir . Taşınınaziarın varlığı halinde açılacak dava TMK m. 1025 uyarınca yolsuz tescilin dü­ zeltilmesi davasıdır. Kişinin malvarlığı ile mirasçıların malvarlığı birleşmişse, iade talebi sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanır. 22 OGUZMAN/SE LİÇİ/OK TAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 27; DURAL/ÖGÜZ, s. 27. 23 Bkz. İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 456. (m. 575) 9 D. Birlikte Ölüm Karinesi Birlikte ölüm karinesinde birden fazla kişi ölmekle birlikte, hangisi- 13 nin önce veya sonra öldüğünün tespit edilernemesi söz konusudu�4. Bu durumda birden fazla kişinin aynı anda öldüğü varsayılmaktadır (TMK m. 29/ II)25• Sırası tespit edilemeyen ölürnlerin aynı olay içinde veya aynı yerde meydana gelmiş olması aranmaz26• Birlikte ölüm karinesinin özellikle Miras Hukuku açısından önemli so-14 n uçları vardır. Aynı anda ölenler birbirlerine mirasçı olamazlar27• Bu durum- 24 DURAL/ÖGÜZ, s. 28; BREITSCHMID, Art. 32, N. 3; OGUZMAN/SE LİÇİ/OK­ TAY-ÖZDEM İR, Kişiler, s. 38; ARAT, s. 264; AYAN/ AYAN, s. ı 76. 25 BREITSCHMID , Art. 32, N. 3; DURAL/ÖGÜZ, s. 28; İNAN/ERT AŞ/ ALBAŞ, s. 456; ARAT, s. 264; HAUSH EER/ AEBI-MÜLLER, N. 03.39; OGUZMAN/S ELİ­ Çİ/OKTAY- ÖZDEM İR, Kişiler, s. 38-39; AYAN/ AYAN, s. ı 76. 26 DURAL/ÖGÜZ, s. 28; OGUZMA N/SELİÇİ/OKTAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 39; ARAT, s. 265. 27 Bkz. WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. ı22ı; DURAL/ÖGÜZ, s. 28; BRE­ ITSCHMID, Art. 32, N. 3; AYAN, Mehmet, Miras Hukuku, Gözden Geçirilmiş 9. Baskı, Ankara 20ı6, s. ı23; HAUSH EER/ AEBI-MÜLLER, N. 03.37; KILIÇOGLU, Miras, s. 259; AYİTER/K ILIÇOGLU , s. 204-205; ARAT, s. 265; OGUZMAN/SE­ LİÇİ/OKTAY- ÖZDEM İR, Kişiler, s. 38; AYAN/ AYAN, s. ı 76; "Hangisinin evvel veya sonra öldüğü tayini mümkün olmaksızın ölenler bir anda ölmüş sayılırlar (TKM md. 28/2). Miras ölümle açılır (TKM md. 517 /1). Mirasçı olabilmek için miras bırakanın ölüm tarihin­ de sağ olmak lazımdır (TKM md. 522). Şu halde aynı anda ölenlerin biri diğerine mirasçı olamazlar.".Bkz. YHGK,E. 2005/2-ı64, K. 2005/ı94, T.23.03.2005, www.hukukturk. com (09.05.20 ı 7); "Hangisinin evvel veya sonra öldüğünün tayini mümkün olmaksızın ölenler, bir anda ölmüş sayılırlar (MK 28/2). Bu gibi hallerde biri ötekinin mirasçısı olamaz. Toplanan delillerden, (ü), (A.Ş.) ve (A)'dan hangisinin önce öldüğü anlaşılmamıştır. O hal­ de aynı anda ölmüş sayılmaları gerekir. Hal böyle olunca (Ü) ile (A.Ş.) ve (A) birbirinin mirasçısı olamazlar. Bu bakımdan iptali istenen veraset ilamında bir yanlışlık bulunmadı­ ğından davanın reddi gerekir. Buna rağmen iptal kararı verilmesi Usul ve Kanuna aykırı­ dır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. ı978/4913, K. ı978/4975, T. 20.06.ı978, www.kazanci. com (05.05.20 ı8); " ... Yukarıda açıklanan kurallar gereğincei Müteveffa Burak (1992 doğ.) annesi Gönül, babası Ali ve kardeşi Buğra ile 18.1.1999 tarihinde vefat etmiştir. Ki­ min önce öldüğü tespit edilemediğinden hepsi aynı anda ölmüş sayılır/ar. Ayrıca Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin (2001/26-439) kesinleşmiş ilamıyla da müteveffa Burak'ın annesi Gönül ile aynı anda ölmüş oldukları tespit edilmiştir ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2003/3982, K. 2003/8097, T. 02.06.2003, www.kazanci.com (05.05.20 ı8); " ... Miras bırakan Buğra, altsoyu olmaksızın kendi anne ve babasıyla aynı anda bekar öldüğündeni anne ve babasının altsoyu yani kardeşleri mirasçı olur. Kardeşleri Ayşegül ve Uğur varken lO Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II da her birinin mirası kendi mirasçılarına geçer. Örneğin karı koca araçlarıyla tatile giderken kaza yapmış ve ikisi de ölmüşse, sonra ölen eş, önce ölen eşin mirasçısı olur. Ancak eşierden hangisinin önce öldüğü tespit edilemezse ikisi de aynı anda ölmüş sayılır. Bu durumda her bir eşin mirası kendi kan hısırnlarına kalır. Örneğin eşierin çocukları varsa, miras her bir eş bakırnın­ dan çocuklara ayrı ayrı dağıtılır. Eğer eşierin çocuğu veya çocukları yoksa, miras her bir eşin kendi kan hısmı olan ana baba zümresine, onlar da yoksa büyük ana büyük baba zümresine kalır. Oysa eşierden birinin sonra ölmesi halinde sonra ölen eş, önce ölen eşe mirasçı olur. Örneğin evliAile B, trafik kazası geçirmiş önce A, beş dakika sonra ise B ölmüştür. A ve B öldüğünde gerideA'nın annesi ile babası, B' nin ise annesi ile kardeşi kalmıştır. Bu halde A'nın mirasının 1/2'si B'ye, kalan 1/2 ise annesi ve babasına kalır. B'nin de ölümüyle birlikte mirası annesi ile kardeşine kalır. Bu durumdaA'nın te­ rekesinde B'nin annesi ile kardeşi toplamda 1/2 oranında hak sahibi olur. Burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyoruz. B' nin anne ve kardeşinin A'nın terekesinde hak
her bir eş bakırnın­ dan çocuklara ayrı ayrı dağıtılır. Eğer eşierin çocuğu veya çocukları yoksa, miras her bir eşin kendi kan hısmı olan ana baba zümresine, onlar da yoksa büyük ana büyük baba zümresine kalır. Oysa eşierden birinin sonra ölmesi halinde sonra ölen eş, önce ölen eşe mirasçı olur. Örneğin evliAile B, trafik kazası geçirmiş önce A, beş dakika sonra ise B ölmüştür. A ve B öldüğünde gerideA'nın annesi ile babası, B' nin ise annesi ile kardeşi kalmıştır. Bu halde A'nın mirasının 1/2'si B'ye, kalan 1/2 ise annesi ve babasına kalır. B'nin de ölümüyle birlikte mirası annesi ile kardeşine kalır. Bu durumdaA'nın te­ rekesinde B'nin annesi ile kardeşi toplamda 1/2 oranında hak sahibi olur. Burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyoruz. B' nin anne ve kardeşinin A'nın terekesinde hak sahibi olması, doğrudan değil, B' nin mirasçılık sıfatını kazanmasına bağlı olarak gerçekleşir. 15 Eşierden birinin diğerinden bir dakika bile fazla yaşadığının ispat edil- mesi durumunda, sonra ölen kişi kendisinden bir dakika önce ölen kişinin mirasçısı olu2'8• Örneğineşler trafik kazasında hayatını kaybetmiş, ancak eş­ lerden birinin cesedi kaza mahalline uzak bir yerde bulunmuşsa, bu durum eşin daha sonra öldüğüne karine oluşturur. Daha sonra ölen eş ise önce ölen eşe mirasçı olur. 16 Birlikte ölüm karinesi adi karinelerden dir29• Bu sebeple ölüm karine- sinin aksi her türlü delille ispatlanabilir. Hatta bu ispatın çok daha sonra yapılması bile mümkündür . Örneğin, birlikte tatile çıkan evli bir çift, uçağın infılak etmesi sonucu ölmüş, ancak hangisinin önce öldüğü tespit edileme- dayısı Coşkun ve teyzelerine miras geçmez. Davacı Coşkun'un mirasçı olabilmesi için; miras bırakan Buğra'nın ölümünde, annesi Gönül'ün sağ bulunması gerekir. Buğra ve annesinin aynı anda öldükleri kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan davanın reddi gere­ kirken yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2003/3992 K. 2003/5368 T. 14.04.2003, www.lexpera.com.tr (18.08.2018). 28 Bkz. DURA L/ÖGÜZ, s. 28. 29 BREITSCHMID, Art. 32, N. 3; DURAL/ÖGÜZ, s. 28; OGUZMAN/SELİÇİ/OK­ TAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 39; AYİTER/KILI ÇOGLU, s. 204-205; AYAN/ AYAN, s. 176; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 49. (m. 575) ll mişse, ikisi aynı anda ölmüş sayılır. Ancak sonradan ortaya çıkan bilgi ve belgelerden eşierden birinin sonradan öldüğü anlaşılırsa, karinenin aksi her zaman her türlü delille ispatlanarak, eşierden hangisinin önce veya sonra öldüğü belirlenebiliı.3°. E. Gaiplik Bir kimse hakkında gaiplik kararı verilmesi de kişiliği sona erdiren ve 17 mirasın açılmasına sebep olan hallerdend ir. Ancak gaiplik halinde mirasın geçişi bakımından bazı özel hükümler getirilmiş ve iki halde bir kimsenin gaipliğine karar verilebileceği düzenlenmişt ir. Bunlar ölüm tehlikesi içinde kaybolma ile uzun süreden beri haber alınamamadır . Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kim­ senin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir (TMK m. 32/ 1)31• Gaiplik halinde ölüme bağlı sonuçların gerçekleşmesi mahkemece gaiplik kararına verilmesine bağlıdır. Kanunda öngörülen koşullar gerçek- leşse bile mahkemece gaipliğe karar verilmediği sürece ölüme bağlı sonuçlar gerçekleşmez32• Gaiplik kararıyla birlikte ölüme bağlı sonuçlar gaip gerçekten ölmüş 18 gibi gerçekleşir33• Gaiplik kararı, geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuç doğu- rur. Bu durum TMKm. 35/II'de "Gaiplik kararı ölüm tehlikesiningerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." şeklinde düzen­ lenmiştir. Buna göre, gaibin mirası, ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı gün açılmış sayılır34• Örneğin bir kimse kışın ve soğuk bir 30 Bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 28; OGUZMAN/SEL İÇİ/OKTAY-ÖZDEMİR, s. 39; PE­ TEK, Kişilik Değerleri, s. 49. 31 Gaipliğin koşulları hakluncia ayrıntılı bilgi için bkz. OGUZMAN/SEL İÇİ/OKTAY­ ÖZDEMİR, Kişiler, s. 28 vd.; DURAL/ÖGÜZ, s. 31 vd.; AYAN/AYAN, s. 179; HA­ USHEER/ AEBI-MÜLLER, N. 05.03 vd.; ARAT, s. 267 vd.; PETEK, Kişilik Değerle­ ri, s. 44vd. 32 DURAL/ÖGÜZ, s. 30; AYAN/AYAN, s. 181. 33 Bkz. DURAL/Ö GÜZ, s. 34; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 33; OGUZMAN, s. 260; SEROZAN/ENGİN, s. 455; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 205; ARAT, s. 270; EREN/YÜ CERAKTÜRK, s. 404; AYAN/ AYAN, s. 182; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 4 7-48. 34 Bkz. OGUZMAN, s. 260; WOLF/HR UBESCH-M ILLAUER, N. 1222; HAUSHE- 12 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II havada 01.01.2014 tarihinde sel sularına kapılmışsa, gaiplikkararı daha son­ ra alınsa bile miras 01.01.2014 tarihinde kişinin sel sularına kapıldığı anda açılmış olur. Yine bir kimseden uzun süreden beri haber alınamıyorsa, daha sonra gaiplik kararı alınsa bile miras, son haberin alındığı tarihte açılmış olur. 19 Bir kimse hakkında gaiplik kararı verilmesi kişinin kesin öldüğü anla- mına gelmez. Gaibin her zaman ortaya çıkma ihtimali vardır. Yine gaiplikte kişi ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı anda ölmüş sayılsa bile gerçek ölüm tarihinin sonradan belirlenmesi ve terekede hak sahibi olanların değişmesi ihtimali her zaman vardıı-35• Bundan dolayı kanun koyucu, gerek gaibin gerekse üstün hak sahiplerinin ortaya çıkma ihtimaline karşı gaibin mirasının mirasçılara güvence karşılığı teslim edilmesini öngör­ müştür. TMK m. S84'e göre, "Hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimsenin mirasçıları veya mirasında hak sahibi olan kişiler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden önce bu malları ileride ortaya çıkabilecek üstün hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilişkin güvence göstermek zorundadırlar. Bu güvence, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumund a beş yıl, uzun zaman­ dan beri haber alınamama durumund a onbeş yıl ve her halde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar geçecek süre için gösterilir. Beş yıl, tereke mallarının teslimindenj onbeş yıl, son haber tarihinden başlayarak hesaplanır.". Kanunda öngörülen güvence sürelerinin sona ermesi, gaibin veya üstün hak sahibi­ nin ortaya çıkması halinde mirasın hak sahibine verilmesini isteme hakkını ortadan kaldırmaz36• Ancak geri verme yükümlülüğü, zilyetlik kurallarına göre olur. Örneğin güvence süresi dolduktan sonra üstün hak sahibi ortaya çıkarsa, iyiniyetli zilyet, sadece elinde kalanla sorumlu olur. ER/ AEBI-MÜLLER, N. 05.26; SEROZAN/ENGİN, s. 455; DURAL/ÖZ, s. 360; AYİTER/KILIÇOGLU, s. 205; PIOTET, s. 550-551; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 404; DURAL/ÖGÜZ, s. 28; İNAN/ERT AŞ/ ALBAŞ, s. 457; AKKANAT, s. 33; ARAT, s. 264; Yargıtay 8. HD, E. 2002/2678, K. 2002/4148, T. 22.03.2002, www.legal­ bank.net (16.07.2019); BREITSCHM ID, Art. 38, N. 2; OGUZMAN/SE LİÇİ/OK­ TAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 33; RÜZGAR ESEN, Cumhur, "Gaip Borçlunun iflası·; AÜHFD, 61 (4), 2012, s.l371. 35 Gaibin ortaya çıkması veya hayatta olduğunun anlaşılması ya da ölüm tarihinin kesin olarak tespit edilmesiyle gaiplik kararı hükümsüz hale gelir. Gaiplik kararının hükümsüz hale geldiğinin tespiti her ilgili (hakkında gaiplik kararı bulunan kişi veya herhangi bir ilgili) tarafından istenebilir. Bkz. PETEK, Kişilik
süresi dolduktan sonra üstün hak sahibi ortaya çıkarsa, iyiniyetli zilyet, sadece elinde kalanla sorumlu olur. ER/ AEBI-MÜLLER, N. 05.26; SEROZAN/ENGİN, s. 455; DURAL/ÖZ, s. 360; AYİTER/KILIÇOGLU, s. 205; PIOTET, s. 550-551; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 404; DURAL/ÖGÜZ, s. 28; İNAN/ERT AŞ/ ALBAŞ, s. 457; AKKANAT, s. 33; ARAT, s. 264; Yargıtay 8. HD, E. 2002/2678, K. 2002/4148, T. 22.03.2002, www.legal­ bank.net (16.07.2019); BREITSCHM ID, Art. 38, N. 2; OGUZMAN/SE LİÇİ/OK­ TAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 33; RÜZGAR ESEN, Cumhur, "Gaip Borçlunun iflası·; AÜHFD, 61 (4), 2012, s.l371. 35 Gaibin ortaya çıkması veya hayatta olduğunun anlaşılması ya da ölüm tarihinin kesin olarak tespit edilmesiyle gaiplik kararı hükümsüz hale gelir. Gaiplik kararının hükümsüz hale geldiğinin tespiti her ilgili (hakkında gaiplik kararı bulunan kişi veya herhangi bir ilgili) tarafından istenebilir. Bkz. PETEK, Kişilik Değerleri, s. 48. 36 DURAL/ÖGÜZ, s. 35; ARAT, s. 271; İNAN/ERT AŞ/ ALBAŞ, s. 459; OGUZMAN/ SELİÇİ/OKTAY- ÖZDEMİR, Kişiler, s. 34. (m. 575) 13 Gaibin veya üstün hak sahiplerinin ortaya çıkması halinde malvarlığı- 20 nın37 iadesi veya mirasın gerçek hak sahiplerine teslimi için öncelikle gaiplik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekir38• Gaiplik kararının kaldırıl­ masını isteme gaibe veya üstün hak sahiplerine aittir. Yargıtay'a göre davanın gaiplik kararı almış olanlarla hakları ölüme bağlı olanların tamamına yönel­ tilmesi gerekir39• Güvence süresi1 ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl1 21 uzun zamandır haber alınamama durumunda onbeş yıl ve her halde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadardır40• Beş yıllık süre tereke mallarının tesliminden; onbeş yıllık süre1 son haber tarihinden başla yarak hesaplanır (TMK m. 584 ). Gaip yüz yaşına varmışsa1 beş ve onbeş yıllık süreler dolma- sa bile güvence gösterme yükümlülüğü ortadan kalkar. Sürelerin bitiminde güvenceler geri alınabilir. Ancak güvence süresinin sona ermesi1 gaip veya üstün hak sahibinin ortaya çıkması halinde geri verme yükümlülüğünü or­ tadan kaldırmaz41• 37 Malvarlığı terimi bilinçli olarak kullanılmıştır . Gaibin ortala çıkması halinde miras hiç açılmamış olur ve malvarlığının iadesi söz konusu olur. 38 Gaiplik kararı ölüm gibi kişiliği sona erdirir ve nüfus kütüğüne ölü kaydı düşülür. Ga­ iplik kararının kaldırılması için nüfus sicilinin düzeltilmesi davası açılması gerekir. Bkz. llY�/llY�,s. 184. 39 " ... Dava, "gaiplik kararının kaldırılmas ı" isteğine ilişkindir. Alınmış olan gaiplik kararı, evli­ lik haricinde ay nen gaibin ölümü ispat/anmış gibi, hakları ölüme bağlı olanlara bu haklarını kullanma imkanı verir. Bu sebeple, gaiplik kararının kaldırılmasına ilişkin davada husumetin, gaiplik kararını almış olanların yanında, hakları ölüme bağlı olanların tamamına yöneltilmesi gerekir. Taraf teşkilinin sağlanması ise, kamu düzeniyle ilgili olup hakim tarafından re 'sen göze­ tilir. Dosyaya alınan nüfus kaydına göre, hakkındaki gaiplik kararının kaldırılması istenenin, 29.10.1993 doğumlu Burak isimli evlilik dışı bir çocuğunun bulunduğu, bu çocukla gaip arasın­ da soybağının gaiplik kararından önce "tanıma" yoluyla kurulduğu görülmektedir. Öyleyse bu kişiye de "davalı" olarak husumetin yöneltilmesi, göstermesi halinde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 20 ll /363, K. 2012/6883, T. 22.03.2012, www.kazanci.com (03.10.2019). 4ü Güvence süresi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TMK m. 584 kapsamında yapılan açık­ lamalar. 4' DURAL/ÖGÜZ, s. 35; OGUZMAN/SEL İÇİ/OKTAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 34; ARJlT, s. 271; İN�/ER TllŞ/ALBAŞ, s. 459. 14 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II F. Ölümün İspatı 22 Ölümün nasıl ispatlanacağı TMK m. 29'da düzenlenmi ştir. Bu hükme göre, "Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır .". Görüldüğü üzere TMK m. 6'daki genel ispat kuralına uygun olarak bir kimsenin öldüğünü veya belli bir tarihte ölü olduğunu ispat yükü iddia eden kişiye aittir42• 42 ARAT, s. 262; DURAL/ÖZ, s. 359; ÖZTAN, s. 35; KILIÇOGL U, Miras, s. 258; SE­ ROZAN/ENGİN, s. 455; PIOTET, s. 550; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1219, 1221; HAUSHEER/AEBI -MÜLLER, N. 04.13; AKKANAT, s. 32; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 48-49; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 455; DURAL/ÖGÜZ, s. 26; BREITSCHMID, Art. 32, N. 1; OGUZMAN/SEL İÇİ/OKTAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 37-38; AYAN/ AYAN, s. 1 73; Yargıtay, ölümün tespitiyle ilgili davalarda öldüğü iddia edilen kişinin mirasçılarının tamamının davacı veya davalı olarak gösterilmesi gerekti­ ğini kabul etmektedir; "Davacılar vekilinin 13/5/2004 tarihinde dava/ı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açtığı davada, müvekkillerinin murisi Mahmut kızı Hamdune'nin 25/12/1963 tarihinde öldüğünün tespiti ile nüfus kaydına tesciline karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmakta­ dır. Ölümün tespiti dava/arında, öldüğü iddia olunan kişinin tüm mirasçılarının davacı veya dava/ı olarak yer alması gerekir. İncelenen dosyada, öldüğü ileri sürülen Hamdune'nin miras­ çılarından Ayhan ve Aydın Sepetçi'nin davaya dahil edilmediği görülmektedir. Mahkemece res en gözetilmesi gereken taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurul­ ması usul ve yasaya aykırıdır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2005/12257, K. 2005/15017, T. 27.10.2005, www.kazanci.com (13.07.2018); "Davacı; kardeşi Ali Ekber Y.'ın, yasadışı terör örgütünün silahlı mensubu olduğunu ve güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldüğünü, nüfus kaydında halen sağgöründüğünü ileri sürerek, nüfus kütüğündeki "sağ" kaydının "ölü" olarak değiştirilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki anlatım Türk Medeni Kanununun 29. ve 30. maddelerinde yer alan "ölümün tespiti" isteğini de içermektedir. Aynı kişinin gaipliğiyle ilgili hasımsız açılan davanın "ölmüş olduğunun anlaşılması" sebebiyle reddedilmiş olması, bu dava da kesin hüküm teşkil etmez. Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zaman da ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, bu iddiasını her türlü delille ispat edebilir (TMK m. 29 ). Davanın ölü oldu­ ğunun tespiti istenilen kişinin tüm muhtemel mirasçılarına yöneltilmesi, göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken hatalı nitelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğ­ ru bulunmamıştır. ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2008/7813, K. 2008/840 1, T. 11.06.2008, www.kazanci.com (13.07.2018). (m. 575) ıs Ölüm kural olarak nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur (TMK m. 23 30/1)43• Bir kimse öldüğünde kişinin nüfus siciline re'sen ölü kaydı düşülür. Özellikle hastanede gerçekleşen ölümlerde ölüm belgesi düzenlenmek te ve kişinin ölüm tarihi ve saati nüfus müdürlüğüne re'sen bildirilmektedir. Nü- fus sicilindeki kaydın varlığı, ölümün ispatı için yeterlidir. Ancak bir kimse ölmesine rağmen nüfus siciline kayıt düşülmemiş olabileceği gibi kaydın yanlış düşülmesi de söz konusu olabilir. Özellikle hastane dışında gerçekle- şen ölümlerde ölümün hiç bildirilmemesi, geç bildirilmesi veya ölüm tarihi ya da saatinin yanlış bildirilmesi, hatta yanlış
toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken hatalı nitelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğ­ ru bulunmamıştır. ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2008/7813, K. 2008/840 1, T. 11.06.2008, www.kazanci.com (13.07.2018). (m. 575) ıs Ölüm kural olarak nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur (TMK m. 23 30/1)43• Bir kimse öldüğünde kişinin nüfus siciline re'sen ölü kaydı düşülür. Özellikle hastanede gerçekleşen ölümlerde ölüm belgesi düzenlenmek te ve kişinin ölüm tarihi ve saati nüfus müdürlüğüne re'sen bildirilmektedir. Nü- fus sicilindeki kaydın varlığı, ölümün ispatı için yeterlidir. Ancak bir kimse ölmesine rağmen nüfus siciline kayıt düşülmemiş olabileceği gibi kaydın yanlış düşülmesi de söz konusu olabilir. Özellikle hastane dışında gerçekle- şen ölümlerde ölümün hiç bildirilmemesi, geç bildirilmesi veya ölüm tarihi ya da saatinin yanlış bildirilmesi, hatta yanlış kişinin nüfus siciline ölü kaydı düşülmesi söz konusu olabilmektedir44• Nüfus sicilindeki kayıtlar adi karine 43 Bkz. OGUZMAN/SELİÇİ/OK TAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 37-38; HAUSHEER/ AEBI-MÜLLER, N. 04.18; DURAL/Ö GÜZ, s. 26; SCHWANDER, Art. 537, N. 4; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 455; BREITSCHMID, Art. 33,N. 31; PETEK, Kişilik De­ ğerleri, s. 48-49; AYAN/ AYAN, s. 173. 44 Resmi sicillerin gerçeği yansıtmadığını iddia eden, iddiasıruhertürlü dehlle ispatlayabilir; "Davacı, kök murisi Ali A. K.'nın 9. 1.1996 tarihinde sabah saatlerinde, eşi Senem A. K.'mn ise, aynı gün saat 21.00-22.00 sıralannda vefat ettiğini, hal böyleyken, nüfusa Sen em A. K. 'nın 9.1.1996 tarihinde, kocası Ali A. K.'nın ise 10.1.1996 tarihinde ölmüş şeklinde tescil edildiğini, bu durumun miras haklarına etkili olduğunu ileri sürerek, Ali A. K.'nın ölümünde eşi Senem A. K. 'mn sağ olduğunun tespiti ile Ali A. K. 'nın nüfusta 10.1.1996 olarak yazılı olan ölüm ta­ rihinin 9.1.1996 olarak tashihine karar verilmesini istemiş; mahkemece, "ölüm tutanakları nın davacının iddiasını doğrulamadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Mirasbırakan Ali A. K.'nın ölümünde eşi Senem'in sağ olduğunun tespiti istendiğine göre dava; TürkMedeni Kanunun 29. maddesine dayanmaktadır. Davacının, mirasbırak anAliA. K.'nın 2. eşi Sen em 'den olma kızı A. K. 'un çocuğu olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mirasbırakan Ali A. K.'nın ölümünde, eşi Senem'in sağ olduğunun tespiti, davacının miras haklarına etkili olacaktır. Bir hakkın kullamlması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kim­ se, bu iddiasım ispat etmek zorundadır (TMK m. 29/1). Resmi sicil ve senetler, belge/edikieri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanun­ larda başka bir hüküm bulun madıkça herhangi bir şekle bağlı değildir (TMK m. 7). Kütükte, Mirasbırakan Ali'nin 10.1.1996'da, eşi Senem'in ise bundan önce 9.1.1996 tarihinde öldükleri yazılıdır. Her ikisinin de doğal yolla ve evlerinde öldükleri, ölüm/erin, resmi bir kurumun bildi­ rimine dayalı olarak değil, mirasçılardan İsa A. K.'nın bildirimi üzerine 15.1.1996 tarihinde beyana göre tanzim edilen "ölüm tutanağına" istinaden nüfusa tescil edildiği görülmektedir. Mirasbırakan Ali A. K.'mn ilk eşi Cemile'den olma çocuklarından davalı/ar Emine, Mustafa, Eşe ve lsa 5.11.2009 tarihli oturumda "iddianın doğru olduğunu, davayı kabul ettiklerini" bildirmişlerdir. Dinlenen davacı tanıkları da, mirasbırakan Ali ile eşi Senem'in aynı gün vefat ettiklerini, sabah saatlerinde mirasbırakan Ali'nin, aynı günün akşamı da saat 20.00-21.00 civarında eşi Senem'in öldüğünü ifade etmişlerdir. İddia ispatlanmış, kaydın ve dayanak belge­ lerin içeriğinin doğru olmadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle kanıtlanmıştır. Öyleyse 16 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II niteliğinde olduğundan, kaydın gerçeği yansıtmadığı her türlü delille ispat­ lanabilir45. Bu halde ispat yükü, nüfus sicilinin gerçeği yansıtmadığını iddia eden kişiye aittir46. davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2012/632, K. 2012/1668, T. 30.01.2012, www. kazanci.com (13.07.2018). 45 Bkz. OGUZMAN, s. 260; DURAL/ÖZ, s. 359; KILIÇOGL U, Miras, s. 258; SERO­ ZAN/ENGİN, s. 455; DURAL/ÖGÜZ, s. 26; HAUSHEER/AEBI -MÜLLER, N. 04.19; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 48-49; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDE­ MİR, Kişiler, s. 37-38; AYAN/ AYAN, s. 1 73; Bir kimsenin ölümünün her türlü delille ispatlanabileceği hakkında bkz. "Somut olaya gelince, dosya içeriğinde toplanan delillerden miras bırakan M.S.A.'ın İstanbul Fatih ilçesi, Mercan Mahallesi Cilt: ... ,Hane: ... 'da nüfu­ sa kayıtlı olduğu, 22.12.1996 tarihinde 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu tarihte dul ve çocuksuz olarak öldüğü, eşi Şükran'ın 22.12.1995 tarihinde, babası Mahmut Naim'in 1924 yılında, kardeşi Mustafa Kazım'ın da 02.01.1925 tarihinde miras bırakandan önce öldükleri, annesi Hayriye'nin kaydının bulunama dığı, ölü olup olmadığının bilinemediği, baba kolundan büyükbabası S.K.'ın da kaydının bulunamadığı, büyük annesi Hürmüs'ün davacı ile aynı yerde nüfusa kayıtlı olduğu ve Nüfus Müdürlüğünce ölüm araştır­ masının yapılması nedeniyle kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve miras bırakanın eş ve altsoyunun bulunmadığı, babası Mahmut Na im ile kardeşi Mustafa Kazım'ın da kendisinden önce öldüğü gözetildiğinde öldüğü delillerle belir­ lenmedikçe mirasın tamamının miras bırakanın annesi Hayriye'ye kalacağı, Hayriye'nin ölü olduğu belirlense dahi dosyada mevcut nüfus kayıtlarına göre miras bırakanın baba kolun­ dan büyük annesi Hürmüs sağ göründüğünden ve ölüm araştırmasının yapılması ve kaydının kapatılmış olması ölmüş olduğu sonucunu doğurmayaca ğından bu halde de Hürmüs'ün tek mirasçı olacağı, mirasın hiçbir şekilde hazineye kalmayacağı kuşkusuzdur. Miras bırakanın annesi Hayriye'nin ölü olduğuna ilişkin dosyada bir delil ve belge bulunmamaktadır. Mah­ kemece de bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. Eksik araştırma ve soruşturma ile karar verilemez. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle davanın sonucuna etkili olduğu gözetilerek davacıdan miras bırakanın annesi Hayriye' nin, Hayriye'nin ana ve babası ile kardeşlerinin, baba kolundan büyük babası Salim Kazım'ın nüfusa kayıtlı olup olmadıklarının, ölmüşlerse ne zaman öldük/erinin soru/ması, varsa bu konuları ispat için göstereceği delillerin toplan­ ması, davanın resen araştırma prensibine tabi olduğu gözetilerek bu konuların zabıta ara­ cılığıyla mahkemece de araştırılması , hakkında ölüm araştırması yapıldığı anlaşılan miras bırakanın büyük annesi Hürmüs hakkındaki araştırma sonucunun Nüfus Müdürlü ğünden soru/ması, gerekirse araştırma sonucunun beklenmesi, sonuçlandığı taktirde Hürmüs'ün yeni nüfus kaydının getirtilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlen­ dirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile ve mevcut kayıtlar aksine yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz ... ".Bkz. Yargıtay 7. HD, E. 2011/6504, K. 2012/1374, T. 01.03.2012, www.kazanci.com (13.07.2018). 46 Bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 26; ARAT, s. 263; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDE­ MİR, Kişiler, s. 37-38; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 49; AYAN/AYAN, s. 173. (m. 575) 17 III. MİRASLA İLGİLİ YAPILAN SAGLARA RASI KAZANDI RMALAR ile PAYLAŞTIRMALARIN DEGER LENDİR MEANI TMK m. 575/c. 2'de mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mi-24 rasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmaların, terekenin ölüm anındaki durumuna
, hakkında ölüm araştırması yapıldığı anlaşılan miras bırakanın büyük annesi Hürmüs hakkındaki araştırma sonucunun Nüfus Müdürlü ğünden soru/ması, gerekirse araştırma sonucunun beklenmesi, sonuçlandığı taktirde Hürmüs'ün yeni nüfus kaydının getirtilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlen­ dirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile ve mevcut kayıtlar aksine yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz ... ".Bkz. Yargıtay 7. HD, E. 2011/6504, K. 2012/1374, T. 01.03.2012, www.kazanci.com (13.07.2018). 46 Bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 26; ARAT, s. 263; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDE­ MİR, Kişiler, s. 37-38; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 49; AYAN/AYAN, s. 173. (m. 575) 17 III. MİRASLA İLGİLİ YAPILAN SAGLARA RASI KAZANDI RMALAR ile PAYLAŞTIRMALARIN DEGER LENDİR MEANI TMK m. 575/c. 2'de mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mi-24 rasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmaların, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirileceği düzenlenmişt ir47• Hükümde yer alan mirasbırakanın sağlığında yaptığı kazandırmalar ve paylaştırmalarla ne- yin kastedildiği yeterince açık değildir. Öğretide haklı olarak ifade edildiği üzere mirasbırakanın sağlığında yaptığı kazandırmalar kapsamına TMK m. 565 uyarınca yapmış olduğu tenkise tabi sağlararası kazandırmalar girer48• Örneğin mirasbırakanın dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ile ölmeden önceki bir yıl içinde yaptığı bağışlamalar ten- kise tabidir. İşte mirasbırakanın yaptığı bu tür kazandırmalarda terekenin hesabından kazandırmanın hangi andaki değerinin dikkate alınacağı çok önemlidir. Kanun koyucu TMK m. S 7 S ile kazandırmanın ölüm anındaki değerinin esas alınacağını düzenlemi ştir49• Örneğin mirasbırakan 100.000 TL değerindeki taşınınazını 01.01.2010 tarihinde dönme hakkını saklı tutarak bir kimseye bağışlamıştır. Mirasbırakan 01.01.2016 tarihinde öl­ düğünde taşınınazın değeri 300.000 TL'dir. Terekenin hesaplanmasında taşınınazın kazandırmanın yapıldığı andaki değil, ölüm anındaki değeri dikkate alınır. Buna göre tereke hesaplanır ve yapılan kazandırmanın saklı payı ihlal edip etmediği belirlenir. Bu örneğin aksine zamanla kazandır­ manın değerinin düşmesi mümkündür. Örneğin mirasbırakan yakın arkadaşına 01.01.2015 tarihinde 250.000 TL'lik bir araba hediye etmiş, 47 Bkz. TUOR/PICENONI, Art. 537, N. 6; ESCHER, Art. 537, N. 4 vd.; GÖNEN­ SAY, Samim/BİR SEN, Kemalettin, Miras Hukuku, İkinci Bası, İstanbul 1963, s. 188; SCHWANDER, Art. 537, N. 9; DURAL/ÖZ, s. 358; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 520; WOLF/HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1225; PIOTET, s. 550; SEROZAN/ ENGiN, s. 454-455; KILIÇOGLU, Miras, s. 261; GENÇCAN, s. 719-720. 48 GÖNENSAY/BİRSEN, s. 188; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 520; SEROZAN/ ENGİN, s. 455; DURAL/ÖZ, s. 360; ANTALYA/SAGLAM, s. 314. 49 TUOR/PI CENONI, Art. 53 7, N. 6; ESCHER, Art. 537, N. 4 vd.; GÖNENSAY /BİR­ SEN, s. 188; SCHWANDER, Art. 537, N. 9; DURAL/ÖZ, s. 358; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 520; İŞGÜZAR, Hasan, Yeni Türk Medeni Kanunu'na Göre Miras Hukuku Hükümlerindeki Değişiklikler ve Yenilikler, Ankara 2003, s. 83. 18 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II arkadaşı ise iki ay sonra bu araçla kaza yapmış ve aracın değeri mirasbı­ rakanın öldüğü an olan 01.08.2015 tarihinde 180.000 TL'ye düşmüştür. Bu halde de terekenin hesaplanmasında aracın ölüm günündeki 180.000 TL' lik değeri esas alınır. 25 Mirasla ilgili paylaştırmalar kapsamına denkleştirmeye tabi kazan- dırmalar girer50. Denkleştirmeye tabi kazandırmalar kapsamına, miras­ bırakanın altsoy dışındaki yasal mirasçılara miras paylarına mahsuben yaptığı kazandırmalar ile altsoyuna yaptığı çeyiz, kuruluş sermayesi vermek, malvarlığı devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzeri karşılık almazsızın yaptığı kazandırmalar da dahildir. İşte bu tür kazandırmaların değerlendirilmesinde kazandırmanın yapıldığı an değil, mirasın açıldığı an dikkate alınır. Örneğin mirasbırakan üniversiteyi bitiren oğluna iş kurması için bir taşınmazım bağışlaması kuruluş sermayesi niteliğinde olup, denkleştirmeye tabi kazandırma dır. Öğretide de kabul edildiği üzere denkleştirme mirasın paylaşılmasına ilişkin bir kurumdur5 1. TMK m. 671 'de de ifade edildiği üzere, denkleştirmeye tabi kazandırma yı geri vermekle yükümlü olan mirasçı, dilerse aldığını aynen geri verme, dilerse payından fazla olsa bile değerini miras payına mahsup ettirme hakkına sa­ hiptir. Bundan dolayı denkleştirmeye tabi kazandırmal ar, mirasbırakanın sağlığında terekeyle ilgili yapmış olduğu paylaştırma niteliğinde kazan­ dırmalardır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu denkleştirmeye tabi kazandırmalar terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendi­ rilir52. Yukarıda verdiğimiz örnekten yola çıkarsak, mirasbırakan 100.000 so Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 520; TUOR/PICENONI, Art. 537, N. 7; ESCHER, Art. 537, N. 4; SEROZAN/ENGİN, s. 455, dn. 4; ANTALYA/SAGLAM, s. 314; Dural/ Öz, denkleştirmeye tabi kazandırmaların TMK m. 673 gereği denkleştiriDe anındaki değer­ lerinin esas alınacağını, bundan dolayı denkleştirmeye tabi kazandırmaların TMK m. 575 kapsamına girmediğini ifade etmektedirler. Bkz. DURAL/ÖZ, s. 360, dn. 955. sı DURAL/ÖZ, s. 342-343. sı " ... Miras, miras bırakanın ölümü ile açılır. Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu miras­ la ilgili kazandırmalar ve payiaştırmalar tereken in ölüm anındaki durumuna göre değerlen­ dirilir (TMK m. 575), yani terekedeki tüm kişisel ve edinilmiş malların sürüm değeri ölüm anındaki (tarihindeki ) durumuna göre saptanır ... ". Bkz. Yargıtay 8. HD, E. 2014/5192, K. 2014/13289, T. 24.06.2014, www.kararara.com (13.04.2017); Yargıtay 3. HD, E. 2014/17651, K. 2015/10716, T. 10.06.2015, www.kararara.com (13.04.2017); Yargı­ tay8. HD, E. 2014/2640, K. 2014/11919, 10.06.2014, www.kazanci.com (03.10.2019). (m. 575) 19 TL'lik taşınınazını 01.01.2000 tarihinde bağışlamış1 01.06.2016 yılında ölmüşse1 taşınınazın ölüm anındaki değeri 600.000 TL ise1 terekenin he­ saplanmasında taşınınazın 01.06.2016 tarihindeki değeri esas alınır. TMK m. 575 ile aynı mahiyette olan ve terekenin hesaplanmasın- 26 da hangi anın esas alınacağını gösteren başka bir hüküm ise TMK m. 507 /I'dir. Bu hükme göre1 "Tasarruf edilebilir kısım, terekenin mirasbıra­ kanın ölümü gününd eki durumuna göre hesaplanır."53• Bu değerlendirme kapsamına mirasbırakanın ölümü anında fiilen terekenin aktifinde yer alan değerler girdiği gibi terekeye artı değer olarak eklenecek denkleştir­ meye54 tabi kazandırmalada tenkise55 tabi sağlararası kazandırmalar da girer. Ancak denkleştirme bakımından TMK m. 673/l'in de dikkate alın-27 ması gerekir. Bu hükme göre "Denkleştirme , kazandırmanın denkleştirme 53 Bkz. DURAL/ÖZ, s. 2Sı; ESCHER, Art. 474, N. 3; WEIMAR, Art. 474, N. 2-3; TUOR, Peter, Berner Kommentar, Schweizerisches Zivilgesetzbuch, Das Erbrecht, Die Erben, Artikel4S7-S36 ZGB, zweite, revidierte und erweiterde auflage, Bern 1964, Art. 474, N. ı7; DURAL/ÖZ, s. 2S1; STAEHELIN, Daniel, Basler Kommentar Zivil­ geseztzbuch Il, Art. 4S7-977 ZGB, Art. ı-6ı ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 201S, Art. 474, N. 14; BREITSCHMID/ JUNGO, Art. 474, N. ı; KÖPRÜLÜ, s. 293; GÖNENSAY/BİRSEN, s. SS; ANTALY A/SAGLAM, s. 272; BAYGIN, Cem, "Tenkis Davalarında Mirasbırakanın TasarrufNisabının Hesaplanma­ sı", EÜHFD, C. XII, S. 3-4, Y. 2008, s. 138; İNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 3S7; AYAN, Miras, s. 198; NAR, Ahmet, Türk Miras Hukukunda Tenkis, İstanbul2016, s. 67 vd.; Yargıtay bir uyuşmazlıkta terekede yer alan taşınınaziarın değerinin belirlenmesinde mirasbırakanın ölüm tarihinin esas alınması gerektiği açıkça ifade etmiştir. Karar göre, " ... Temlik konusu taşınmazların değerlerinin belirlenmesinde mira bırakanın ölüm tarihi esas alınmamış olduğundan davalı/arın miras hisseleri,
Erben, Artikel4S7-S36 ZGB, zweite, revidierte und erweiterde auflage, Bern 1964, Art. 474, N. ı7; DURAL/ÖZ, s. 2S1; STAEHELIN, Daniel, Basler Kommentar Zivil­ geseztzbuch Il, Art. 4S7-977 ZGB, Art. ı-6ı ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 201S, Art. 474, N. 14; BREITSCHMID/ JUNGO, Art. 474, N. ı; KÖPRÜLÜ, s. 293; GÖNENSAY/BİRSEN, s. SS; ANTALY A/SAGLAM, s. 272; BAYGIN, Cem, "Tenkis Davalarında Mirasbırakanın TasarrufNisabının Hesaplanma­ sı", EÜHFD, C. XII, S. 3-4, Y. 2008, s. 138; İNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 3S7; AYAN, Miras, s. 198; NAR, Ahmet, Türk Miras Hukukunda Tenkis, İstanbul2016, s. 67 vd.; Yargıtay bir uyuşmazlıkta terekede yer alan taşınınaziarın değerinin belirlenmesinde mirasbırakanın ölüm tarihinin esas alınması gerektiği açıkça ifade etmiştir. Karar göre, " ... Temlik konusu taşınmazların değerlerinin belirlenmesinde mira bırakanın ölüm tarihi esas alınmamış olduğundan davalı/arın miras hisseleri, saklı payları murisin serbest tasarruf nisabı yanlış belirlenmiştir ... ". Bkz. Yargıtay 16. HD, E. 2010/316S, K. 20ı0/3S92, T. 07 .OS.20 ı O, www.hukukmedeniyeti.org ( 12.04.20 ı7); " ... Net tereken in hesaplanmasın­ da, terekeyi oluşturan tüm unsurların mirasın açıldığı tarihteki, başka bir anlatımla miras bırakanın ölümü tarihindeki rayiç değerlerinin, gerçek sürüm değerlerinin nazara alınma­ sı gerekir ... ". Bkz. YHGK, E. 2010/ı-360, K. 2010/372, T. 07.07.20ıO, www.karara­ ra.com (13.04.20ı7); Yargıtay 2. HD, E. 2010/92ı8, K. 2010/1S38ı, T. 27.09.2010, www.kararara.com ( 14.04.20 ı 7). Kararlarda da belirtildiği üzere terekenin aktif inde yer alan değerlerin ölüm anındaki değerlerinin esas alınmaması, miras payı, saklı pay ve mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısrrun yanlış olarak belirlenınesine sebep olur. 54 SEROZAN/ENGİN, s. 21S; DURAL/ÖZ, s. 2SS-2S6; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 3S9. 55 İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 362 vd.; SEROZAN/ENGİN, s. 21S; DURAL/ÖZ, s. 2S6vd. 20 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il anındaki değerine göre yapılır."56• TMK m. 507 ve 575 ile 673'ün birlikte nasıl uygulanacağının açıklığa kavuşturulması önemlidir. Net terekenin belirlenmesinde denkleştirmeye tabi kazandırmanın mirasbırakanın ölüm günündeki değerinin dikkate alınması gerekir. Ancak sonradan denkleştirme talep edildiğinde , denkleştirme1 kazandırmanın denkleş­ tirme anındaki değerine göre yapılır. Örneğin, mirasbırakan oğluna iş kurması için O 1.01.2002 tarihinde 200.000 TL değerinde bir taşınmaz bağışlamış tır. Mirasbırakan 01.06.2015 tarihinde ölmüş ve 01.01.2017 tarihinde diğer mirasçılar denkleştirme talep etmiştir. Mirasbırakanın ölümü anında taşınınazın değeri 600.000 TL, denkleştirmenin talep edil­ diği anda ise 700.000 TL' dir. Terekenin hesaplanmasında denkleştirmeye tabi kazandırmanın ölüm anındaki 600.000 TL'lik değeri esas alınırken, denkleştirmenin ileri sürülmesi halinde ise kazandırmanın denkleştirme anındaki 700.000 TL'lik değeri esas alınır. IV. SULH MAHKEMESİNİN MİRASLI İLGİLİ YAPACAGI İŞLEMLER ıs Mirasın açılmasıyla birlikte mirasçılar oybirliğiyle anlaşarak mirası paylaşıp terekeyi tasfiye edebilir. Mirasçıların oybirliğiyle anlaşması halinde terekeyle ilgili bir uyuşmazlık mahkemeye intikal etmez. Ancak birçok olayda terekeyle ilgili sorunların mahkeme ye intikal etmesi müm­ kündür. Hatta hiç kimse talep etmese bile mirasın açıldığı yer sulh mah­ kemesi terekenin korunmasına ilişkin önlemleri re'sen alma yetkisine sahiptir. Terekeyle ilgili bir uyuşmazlığın söz konusu olması halinde sulh mahkemesinin hangi usulü işlemleri yapacağı Türk Medeni Kanununun Velayet1 Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük ve bu Tüzük uyarınca çıkarılan Türk Medeni Kanununun Velayet1 Vesa­ yet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük Kapsamında Tutulacak Defterler, Özel Kütük, Dosyalar, Tutanaklar Kapsamında Tu­ tulacak Defterler, Özel Kütük, Dosyalar, Tutanaklar ve Diğer Evrakların Düzenlenmesine Dair Yönetmelikle düzenlenmiş tir. 56 Bkz. DURAL/ÖZ, s. 344; ANTALY A/SAGLAM, s. 460; TURAN BAŞARA, Gam­ ze, Miras Hukukunda Denkleştirme, Ankara 2013, s. 233-234; ÖZTAN, s. 482; KILI­ ÇOGLU, Miras, s. 4 72; Ayrıca bkz. TMK m. 673 kapsamında yapılan açıklamalar. (m. 575) 21 Miras işlernlerinde dosya usulünün uygulanacağı düzenlenmiştir. 29 Yönetmelik m. 4'e göre, "Velayet, vesayet ve miras işlerinde dosya usulunün uygulanması zorunludur. Her iş için bir dosya açılarak bu dosyaya ait olduğu işin esas de fterindeki numarası yazılır ve o işe ait tutanak ve belgeler sırasıyla bu dosyaya konur. Elektronik ortamda veri girişi ve veri saklama uygulamasına geçen mahkemel erde dosyalama işlemi elektronik ortamda yapılır. Dosyaların düzenlenmesinde bir sıra takip olunur.". Tereke işlerine bakan sulh hukuk mahkemesinin tutması zorunlu olan defterler şunlardır (Yönetmelik m. 14); tereke esas defteri57, kıymetli evrak ve eşya defteri58, banka hesabı cari defteri59, kasa defteri60, tereke karar defteri61, tereke tespit ve koruma defteri62 57 Tereke esas defteri: Tereke işlerine bakan sulh hukuk mahkemesine intikal eden bütün dava, itiraz veya temyiz başvurusu ile sair işlemlerin kaydedildiği defterdir. Tereke esas defterinde; sıra numarası, başvuranın adı, soyadı veya unvanı ile başvuru tarihi, mirasbıra­ kanın adı, soyadı, öldüğü tarih, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa veli, vasi veya kayyımın adı, soyadı, adresi, son yerleşim yeri mahkemesinin karar tarih ve numarası ile itiraz veya temyiz başvurusunun tarih ve sonucu sütunları yer alır (Yönetmelik m. 14 ). 58 Kıymetli evrak ve eşya defteri: Döviz cinsinden paralar ile diğer kıymetli evrak ve eşyanın kaydolunduğu defterdir. Kıymetli evrak ve eşya defterinde; sıra numarası, tereke dosya esas numarası, kıymetli evrak veya eşyanın sahibinin adı, soyadı, kıymetli evrak veya eşyanın cinsi, türü, adedi, değeri, satılıp paraya çevrilmiş ise bedeli ve tahsilat makbuz numarası, kıymetli evrak ve eşyanın saklandığı yer hanesi ile gerekli görülen diğer hu­ susların bulunduğu düşünceler sütunu yer alır (Yönetmelik m. 14 ). 59 Banka hesabı cari defteri: Bankaya ya tırılan ve çekilen paraları gösteren defterdir. Bu def­ terde; sıra numarası, tereke dosyasının esas numarası, mirasbırakanın adı, soyadı, banka adı, banka hesap numarası, bankaya yatırılan paraya ait tahsilat ve reddiyat makbuzu­ nun tarih ve numarası, para miktarı ile diğer hususların yer aldığı düşünceler sütunu bulunur (Yönetmelik m. 14). 60 Kasa defteri: Türk Lirası cinsinden paranın kaydolunduğu defterdir. Bu defterde; ema­ nete alınan paranın miktarı, tahsilat makbuzunun tarih ve numarası, tereke dosyasının esas numarası, kasadan çıkış yapılan para miktarı ile buna ilişkin reddiyat makbuzunun tarih ve numarası yer alır (Yönetmelik m. 14). 61 Tereke karar defteri: Mahkeme tarafından verilen kararların sıra numarası takip edilerek yazıldığı defterdir. Bu defterde; karar numarası, karar tarihi, dosya esas numarası, miras bırakanın adı, soyadı, son yerleşim yeri, başvuranın adı, soyadı veya unvanı, adresi, karar sonucu bulunur (Yönetmelik m. 14). 62 Tereke tespit ve koruma defteri: Miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hakimi, Türk Medeni Kanununun 590 ıncı maddesinde yazılı sebeplerden birinin gerçekleşmesi ha­ linde tereke tespit ve koruma defterinin tutulmasına karar verir. Bu defterde; sıra nu­ marası altında taşınır malların cinsi, türü, miktarı, takdir olunan değeri, bulunduğu yer ile var ise üzerinde üçüncü bir şahsın rehin hakkına ilişkin bilgi yer alır. Kolieksiyon halindeki eşya bir kalemde ve aynı numara altında gösterilir. Aynı
ile buna ilişkin reddiyat makbuzunun tarih ve numarası yer alır (Yönetmelik m. 14). 61 Tereke karar defteri: Mahkeme tarafından verilen kararların sıra numarası takip edilerek yazıldığı defterdir. Bu defterde; karar numarası, karar tarihi, dosya esas numarası, miras bırakanın adı, soyadı, son yerleşim yeri, başvuranın adı, soyadı veya unvanı, adresi, karar sonucu bulunur (Yönetmelik m. 14). 62 Tereke tespit ve koruma defteri: Miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hakimi, Türk Medeni Kanununun 590 ıncı maddesinde yazılı sebeplerden birinin gerçekleşmesi ha­ linde tereke tespit ve koruma defterinin tutulmasına karar verir. Bu defterde; sıra nu­ marası altında taşınır malların cinsi, türü, miktarı, takdir olunan değeri, bulunduğu yer ile var ise üzerinde üçüncü bir şahsın rehin hakkına ilişkin bilgi yer alır. Kolieksiyon halindeki eşya bir kalemde ve aynı numara altında gösterilir. Aynı türden veya bir diğe- 22 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II ile resmi defterdir63• 30 Yönetmelik m. S gereği miras işleri için tutanak tutulur. Bu tutanak- tai dosya esas numarası, mirasta terekesi yazılanın, defter tutma talebin­ dei mirasçı ve ilgililerin ve miras şirketi için tayin olunan temsilcinin adı, soyadı ve yerleşim yerleri yazılır. Bu tutanakta yapılan işlemlerin tarih ve sırası belirtilir, kararlar hakim ve zabıt katibi tarafından imzalanır. Tuta­ naklara birbirini takip eden sayfa numarası verilir. 31 Mirasla ilgili başvuru ve talepler yazılı veya sözlü beyan ile yapılır. Sözlü beyan tutanağa geçirilir ve beyanda bulunana imza ettirilir (Yö­ netmelik m. 6). Örneğin mirasın reddinin sulh mahkemesine sözlü veya rine benzer eşya mümkün olduğu takdirde birlikte kaydolunur. Üçüncü şahsın elinde bulunan bir mal hakkında istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde, bunların isimleri ve iddiaya konu malın sıra numarası ve vesika ibraz edilmiş ise cinsi, türü, tarih ve nu­ marası, takdir olunan değeri gösterilir. Taşınmaz mallar ile bu malları sınırlayan ayni bir hak var ise tapu kayıtları ile beraber yazılır. Taşınmazlar, adi veya hasılat kirası sure­ tiyle kiraya veya işletmeye verilmiş ise kiracıların kimlikleri ve yerleşim yerleri ile söz­ leşmenin süresi ve kira bedeli gösterilir. Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler Türk Medeni Kanununun 591 inci maddesine göre mühürlenerek koruma altına alınır. Mühür altına alma yazımdan önce de yapılabilir . Mühürlenmeyen mallar için de uygun koruma önlemi alınır. Mirasbırakanla birlikte oturanların ikametleri için zorunlu olan taşınmaz bölümleri ile ihtiyaçları için gerekli eşya mühürlemenin dışında tutulur. Kü­ tüphane veya pul kolleksiyonu gibi tespiti uzun zamana ihtiyaç gösteren taşınırlardan oluşan mallar, mühürlenmek veya kasa gibi güvenilir bir yere konulmak suretiyle mu­ hafaza altına alınır. Defterin hemen tutulmasının mümkün olmadığı hallerde, deftere geçirilecek tereke mallarının korunmasını sağlamak için tamamının veya bir kısmının, ölümün hemen sonrasında ve en geç on gün içinde mühürlenmesine karar verilebilir . Bu şekilde mühürlenen malların da defteri tutulur. Alacaklıların istemi üzerine yapılan mühürleme, alacak miktarıyla sınırlıdır. Alacaklıya güvence gösterildiği takdirde mü­ hürleme yapılmaz, yapılmışsa kaldırılır . Defter tutma işlemi ölüm tarihinden itibaren bir ay içinde tamamlanır ve defterin sonuna terekeyi yazma işleminin ne kadar devam ettiği yazılarak hakim ve zabıt katibi ile hazır bulunan mirasçılar ve bilirkişiler tarafın­ dan imza edilir. Bu defter, her dosya için müstakilen düzenlenir . Muhafazası masraflı veya bozulması muhtemel olan mallar ve eşya, hakimin gerekçeti kararı ile açık artırma veya pazariılda satılır. (Yönetmelik m. 14). 63 Resmi defter: Mirası reddetmek hakkına sahip olan mirasçılar tarafından, Türk Medeni Kanununun 606 ncı maddesinde öngörülen sürelerin işlemeye başladığı tarihten itiba­ ren mirası ret için bir ay içinde defter tutmak talebinde bulunulduğu takdirde hakimin gözetimi altında bu işle görevlendirilecek bir zabıt katibi tarafından, tereke tespit ve ko­ ruma defterincieki usule göre tutulan ve ölenin taşınır, taşınmaz mallarının durumu ve ayrıntısı ile alacak ve borçlarının miktarını gösterir defterdir. Bu defterde ayrıca, miras bırakanın kefaletten doğan borçları ayrı bir sütun da gösterilir (Yönetmelik m. 14). (m. 575) 23 yazılı olarak yapılması mümkündür. Sözlü olarak yapılan ret beyanının tutanağa geçirilerek beyanda bulunana imza ettirilmesi gerekir. Terekede bulunan veya ilgililer tarafından daha sonra ibraz edilen 32 belgelerin suretleri çıkarılarak dosyaya konulur. Asılları1 üzerine dosya esas numarası yazılan bir zarfa konulup1 mahkeme kasasında saklanır (Yönetmelikm. 7). 24 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il §2. MiRASIN AÇlLMA YERİ, YETKiLi ve GÖREVLİ MAHKEME B. Açılma yeri ve yetkili mahkeme Madde 576-Miras, malvarlığının tamamı için mirasbırakanın yerle­ şim yerinde açılır. Mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırıl­ ması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkeme­ sinde görülür. I. GENEL OLARAK 33 Mirasın açılmasıyla birlikte mirasla ilgili birçok dava söz konusu ola- bilmektedir. Örneğin ölüme bağlı tasarrufların iptalinin, tenkisinin, mirasın paylaştırılmasının ve miras sebebiyle istihkak davasının nerede görüleceği önemli sorunlardan biridir. Terekeyle ilgili uyuşmazlıkların farklı yerlerde görülmesi davaların takibini zorlaştırarak, gereksiz masrafların yapılması ile zaman ve hak kaybına sebep olabilir64• Bu durumu dikkate alan kanun koyucu, mirasla ilgili işlemlerin tek bir yerden yürütülmesi için mirasın ne­ rede açılaca ğını ve terekeyle ilgili davalarda hangi mahkemenin ve görevli olduğunu TMK m. 576'da düzenlem iştir. Biz de kanunun sistematiğine uygun olarak mirasın açıldığı yer ile rnirasla ilgili davaların görülmesinde hangi mahkemenin yetkili ve görevli olduğunu ayrı başlıklar halinde ince­ leyeceğiz. II. MiRASIN AÇlLMA YERİ 34 Mirasın nerede açılacağı TMK m. 576/I'de "Miras, malvarlığının tamamı için mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır." şeklinde düzenlenmiş­ tir65. Öğretide de haklı olarak ifade edildiği üzere mirasın belli bir yerde 64 Mirasbırakanın farklı yerlerde bulunan malları ile terekede hak sahibi olan kişileri belli bir yerde toplayarak, terekeye ilişkin işlemlerin tek bir yerden yapılmasında zaman kay­ bının önlenmesi ve yapılacak masrafların azaltılması bakımından yarar bulunmaktadır. Bkz. İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 462. 65 Bkz. TUOR/PICENONI, Art. 538, N. 1; OGUZMAN, s. 261; KOCAYUSUFPAŞA­ OGLU, s. 520; ESCHER, Art. 538, N. 1; PIOTET, s. 552-553; TUOR/SCHN YDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 706; WOLF/HR UBESCH-M ILLAUER, N. 1226; GÖNENSAY /BİRSEN, s. 189; SCHWANDER, Art. 538, N. 2; DURAL/ÖZ, s. 360; (m. 576) 25 açılması söz konusu değildir66. Miras mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılara belli bir yerde geçmemek tedir. Ölüm anı1 mirasın geçtiği an­ dır. Mirasın geçmesi bakımından mirasçıların nerede bulunduğu önemli olmadığından mirasçıların başka bir yerde veya ülkede bulunması mirasın geçişini etkilemez. Hatta mirasbırakanın yerleşim yeri dışında başka bir yerde ölmesi de durumu değiştirmez. Örneğin yerleşim yeri İstanbul olan mirasbırakanın başka bir yerde ölmesi1 mirasın yerleşim yerinde açılması ilkesini değiştirmez ve miras yerleşim yeri olan İstanbul'da açılmış olur. Yine terekede yerleşim yeri dışında mal veya hakların olmasında da mi­ rasın mirasbırakanın yerleşim yerinde açılmasını etkilemez. Görüldüğü
s. 520; ESCHER, Art. 538, N. 1; PIOTET, s. 552-553; TUOR/SCHN YDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 706; WOLF/HR UBESCH-M ILLAUER, N. 1226; GÖNENSAY /BİRSEN, s. 189; SCHWANDER, Art. 538, N. 2; DURAL/ÖZ, s. 360; (m. 576) 25 açılması söz konusu değildir66. Miras mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılara belli bir yerde geçmemek tedir. Ölüm anı1 mirasın geçtiği an­ dır. Mirasın geçmesi bakımından mirasçıların nerede bulunduğu önemli olmadığından mirasçıların başka bir yerde veya ülkede bulunması mirasın geçişini etkilemez. Hatta mirasbırakanın yerleşim yeri dışında başka bir yerde ölmesi de durumu değiştirmez. Örneğin yerleşim yeri İstanbul olan mirasbırakanın başka bir yerde ölmesi1 mirasın yerleşim yerinde açılması ilkesini değiştirmez ve miras yerleşim yeri olan İstanbul'da açılmış olur. Yine terekede yerleşim yeri dışında mal veya hakların olmasında da mi­ rasın mirasbırakanın yerleşim yerinde açılmasını etkilemez. Görüldüğü üzere kanunda mirasın açılması yeri ile miras hukukuna göre sonuçların doğması değil1 miras sebebiyle sahip olunan hakların ileri sürülmesi ve çıkacak uyuşmazlıkların çözülmesi için açılacak davaların yeri kastedil­ mektedir67. Mirasla ilgili uyuşmazlıklarda mirasbırakanın son yerleşim yerinin esas alınması yerinde bir düzenlemedir. Mirasla ilgili uyuşmaz­ lıkların görülmesinde mirasbırakanın son yerleşim yerinin esas alınması terekeyle ilgili uyuşmazlıkların takibini kolaylaştıracağı gibi zaman kaybı ile gereksiz masrafların yapılmasını önleyecektir68. Yerleşim yeri1 mirasbırakanın ölüm anına göre belirlenir69. Mirasbı- 35 rakanın son yerleşim yeri1 mirasın açıldığı yerdir (TMKm. 19). Yerleşim yeri TMK m. 19 vd. hükümlerince belirlenie0• Bu sebeple mirasın açıldığı yer bakımından yerleşim yerinin türü (yasal1 iradi veya varsayımsal yer­ leşim yeri) önemli değildir71. Örneğin vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir (TMK m. 21). BERKİ, Şakir, Miras Hukuku, Ankara 1975, s. 99; KÖPRÜLÜ, s. 348; HATEMİ, Mi­ ras Hukuku, Gözden Geçirilmiş 4. Bası, İstanbul 2004, s. 118; AYAN, Miras, s. 250; ANTALY A/SAGLAM, s. 314; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 462; AYİTER/KILIÇOG­ LU, s. 207-208; AKKANAT, s. 34-35; SEROZAN/ENGİN, s. 462-463; KILIÇOG­ LU, Miras, s. 261; ÖZTAN, s. 336; SAPANOGLU, s. 16; İŞGÜZAR, s. 83. 66 TUOR/PI CENONI, Art. 538, N. 1; DURAL/ÖZ, s. 360. 67 Bkz. BERKİ, s. 99; TUOR/SCHNYDER /SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 706; TUOR/PICENONI, Art. 538, N. 1; DURAL/ÖZ, s. 361. 68 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 520; ANTALYA/SAGLAM, s. 314. 69 SCHWANDER, Art. 538, N. 7. 70 WOLF/HRUBESCH-MILLA UER, N. 1227. 71 SCHWANDER, Art. 538, N. 7. 26 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il Vesayet altındaki kişi fiilen başka bir yerde ölse bile miras, bağlı olduğu vesayet makamının bulunduğu yerde açılmış olur. 36 Mirasbırakanın yerleşim dışında başka bir yerde ölmesi mümkün- dür. Bu halde de miras, mirasbırakanın son yerleşim yerinde açılmış olur72• Ancak TMK m. 589 /IV'te mirasın korunmasına ilişkin özel bir hüküm getirilmiştir . Bu hükme göre, "Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alar ak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnarneyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir.'173• Görüldüğü üzere, mirasbırakan yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş olsa bile, oranın sulh hakimi durumu yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirmesi ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunma­ sı için gerekli önlemleri alması gerekir. Bu önlemler kapsamına özellikle mirasbırakanın sahip olduğu taşınırların korunması girer. Örneğin mi­ rasbırakanın yanında bulunan para, takı, hisse senedi, taşıt gibi malların korunmasında mirasçıların menfaati vardır. Gerekli önlemlerin alınma­ ması bu değerlerin temelli olarak kaybolmasına veya başkaları tarafından edinilmesine sebep olabilir. III. YETKiLi MAHKEME 37 Terekeyle ilgili davaların görülmesinde hangi mahkemenin yetkili olduğu TMK m. 576/II'de "Mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya ten­ kisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür." şeklinde düzenlenmişt ir. Buna göre, tereken in 72 OGUZMAN, s. 261; SEROZAN/ENGİN, s. 4S6; DURAL/ÖZ, s. 361. 73 Bkz. ESCHER, Art. SSl, N. 9; OGUZMAN, s. 274; TUOR/PI CENONI, Art. SSl, N. 10; DURAL/ÖZ, s. 392; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1232; KOCA­ YUSUFP AŞAOGL U, s. S64; KARRER, Martin/VOGT, Nedim Peter/LEU, Daniel, Ivo, Basler Koromentar Zivilgeseztzbuch II, Art. 4S7-977 ZGB, Art. 1-61 ShlT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel201S, Art. SSl, N. S; SEROZAN/EN­ GİN, s. 480; " ... Terekenin tamamı yahut belli bir bölümü için alınacak tedbirler bakımın­ dan yetki söz konusu değildir. Malların bulunduğu yerdeki Sulh Hakimi de gereken önlemleri almak zorundadır. Önlemler alındıktan sonra yapılan işlemler gecikmeksizin miras bıraka­ nın yerleşim yeri Sulh Hakimine bildirilecektir. ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2002/10733, K. 2002/11829, T. 11.10.2002, www.kazanci.com (OS.09.20 18). (m. 576) 27 korunmasına ilişkin önlemler (TMKm. 589 )74, ölüme bağlı tasarrufların iptalfS, 74 TUOR/PICENONI, Art. S38, N. 6; BERKİ, Miras, s. 99; SCHWANDER, Art. S38, N. S; OGUZMAN, s. 274; PIOTET, s. SS2; SEROZAN/ENGİN, s. 480; İMRE/ER­ MAN, s. 322; AYİTER/KILI ÇOGLU, s. 208; WOLF/HR UBESCH -MILLAUER, N. 1231; ÖZTAN, s. 364; DURAL/ÖZ, s. 392; "Dava, tereke mallarının korunması istemine ilişkindir. Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesince i müteveffanın son ikametgahının "İsmet İnönü Mah .. ./Tunceli" olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Tunceli Sulh HukukMahke­ mesi ise, müteveffanın mernis adresinin Huzurevi adresi olduğu, huzurevine girmeden önceki son ikametgah adresinin "Eltihatun Mah .... Mazgirt/T unceli" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. TMK'nın 589. maddesine görei "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır." Aynı Yasa'nın 19.maddesine göre yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. 22. maddeye göre ise, bir öğretim ku­ rumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konu/ma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz. Somut olayda, müteveffanın Tunceli Merkez olan mernis adresi, huzurevi adresi olup, huzurevine girmeden önceki son ikametgah adresi "Eltihatun Mah .... Mazgirt/T unceli" dir. Buna göre uyuşmazlığın Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülerek sonuçlandırı/ması gerekir.". Bkz. Yargıtay 1 7. HD, E. 2012/ 1 S032, K. 2012/14410, T. 19.12.2012, www.kazanci.com (OS.09.20 18). 75 Bkz. EREN, Fikret, Türk Medeni Hukukunda Ölüme Bağlı Tasarrufların iptali, Ankara 1966, s. 96; BERKİ, Miras, s. 99; BREITSCHMID/ JUNGO, Art. S19, N. 7; ESC­ HER, Art. S38, N. S; OGUZMAN, s. 193; PIOTET, s. SS3; WOLF/HRUBESCH­ MILLAUER, N. 1233; KÖPRÜLÜ, s. 2S4; İMRE/ER MAN, s. 218; AYİTER/KI­ LIÇOGL U, s. 208; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 296; AYAN, Miras, s. 168; ÖZTAN, s. 2S2; AKKANAT, s. 36; ANTALY A/SAGLAM, s. 2S8; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 463; "Mirasbırakan Kema/20.5.200 1 günü ölmüştür. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 518. maddesi,
huzurevi adresi olup, huzurevine girmeden önceki son ikametgah adresi "Eltihatun Mah .... Mazgirt/T unceli" dir. Buna göre uyuşmazlığın Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülerek sonuçlandırı/ması gerekir.". Bkz. Yargıtay 1 7. HD, E. 2012/ 1 S032, K. 2012/14410, T. 19.12.2012, www.kazanci.com (OS.09.20 18). 75 Bkz. EREN, Fikret, Türk Medeni Hukukunda Ölüme Bağlı Tasarrufların iptali, Ankara 1966, s. 96; BERKİ, Miras, s. 99; BREITSCHMID/ JUNGO, Art. S19, N. 7; ESC­ HER, Art. S38, N. S; OGUZMAN, s. 193; PIOTET, s. SS3; WOLF/HRUBESCH­ MILLAUER, N. 1233; KÖPRÜLÜ, s. 2S4; İMRE/ER MAN, s. 218; AYİTER/KI­ LIÇOGL U, s. 208; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 296; AYAN, Miras, s. 168; ÖZTAN, s. 2S2; AKKANAT, s. 36; ANTALY A/SAGLAM, s. 2S8; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 463; "Mirasbırakan Kema/20.5.200 1 günü ölmüştür. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 518. maddesi, mirasın bütün malları kapsamak üzere ölenin son yerleşim mahkemesinde açılacağını, ölüme bağlı tasarruflarının iptali, tenkis ve mirasın taksimi ile miras sebebiy­ le istihkak davalarının da bu mahkemede görüleceğini hükme bağlamıştır. Miras bırakan emekli avukattır. Toplanan delillerden ölene kadar Maltepe'de oturduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında yerleşim yeri Karta/'dır. Dava mirasta iade ve tenkise ilişkin dir. Yetki kesindir. Mahkemece işin esasının incelemesi gerekirken Hukuk Usulü Muhakem eleri Yasası­ nın 13. maddesinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2003/8680, K. 2003/10234, T. 07.07.2003, www.legalbank.net ( 14.08.2017); " ... Somut olayda, bakım alacak/ısı bakım borçlusu olan davacıya ölümden sonra hüküm doğurmak üzere, Çeşme ve İzmir'de bulunan taşınmazlarını vasiyet etmiş olup, bu durumda miras hukuku hükümlerine tabi bir sözleşme söz konusudur. Taşınmazlardan biri İzmir'de diğeri ise Çeşme'de bulunmakta, taraflar ve muris ise Gölcük'te ikamet etmekte­ dir. Mirasbırakanın tasarruflarının iptali davaları mirasbırakanın son yerleşim yerinde açıl­ malıdır. Bu kesin yetki kuralıdır. O halde, Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakma­ ya yetkili olup, yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.". Bkz. Yargıtay 3. HD, E. 2012/8098, K. 2012/1324S, T. 24.0S.2012, www.lexpera.com.tr (18.08.2018). 28 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II tenkisf6, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davası miras­ bırakanın yerleşim yeri mahk emesinde görülür77• 38 Mirasbırakanın yerleşim yerinde görülecek davalar TMK m. 576/ II'de sayılanlada sınırlı değildir78• HMK m. ll 'de "Mirastan doğan davalar- 76 OGUZMAN, s. 2S1; BREITSCHMID/ JUNGO, Vor.Art. S22-S33, N. 9; İNAN/ER­ TAŞ/ ALBAŞ, s. 381; ESCHER, Art. S38, N. S; PIOTET, s. SS3; İMRE/ER MAN, s. 26S; BERKİ, Miras, s. 99; KÖPRÜLÜ, s. 322; WOLF/HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1233; AYAN, Miras, s. 223; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 208; SEROZAN/ENGİN, s. 4S6; ANTALYA/SAGLAM, s. 30S; AKKANAT, s. 36; ÖZTAN, s. 128; NAR, Ah­ met, TürkMiras Hukukunda Tenkis, İstanbul2016, s. 306-307; ÖZUGUR , Ali İhsan, Açıklamalı-İçtiha tlı Tenkis, Mirasta Denkleştirme ve Muvazaa Davaları, 4. Baskı, Anka­ ra 2013, s. 103-104; KILIÇOGL U, Miras, s. 261. 77 Bilgi için bkz. GÖNENSAY/BİRSEN, s. 190; ESCHER, Art. S38, N. S; SCHWAN­ DER, Art. S38, N. S; WOLF/HR UBESCH-M ILLAUER, N. 1231; BERKİ, Miras, s. 99; PIOTET, s. SS3; OGUZMAN, s. 261; DURAL/ÖZ, s. 361; SEROZAN/ENGİN, s. 4S6; AKKANAT, s. 3S-36; AYİTER/KIL IÇOGLU, s. 208; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 463; KILIÇOGL U, Miras, s. 261; ANTALYA/SAGLAM, s. 31S; GENÇCAN, s. 721. 78 SEROZAN/ENGİN, s. 4S6; Yargıtay bir uyuşmazlıkta vasiyetin açılması istemine iliş­ kin davanın mirasbırakanın son yerleşim yerinde açılması gerektiğine karar vermiştir. Karara göre, "Dava, vasiyetnamenin açılması istemine ilişkindir .... Sulh Hukuk Mahkeme­ sin ce, müteveffa ... 'nın en son MERNİS adresinin " ...... "olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kara­ rı verilmiştir .... Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesin ce, müteveffanın son yerleşim yerinin Kastamonu olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesin ce, " ... Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesin ce; mirasçı ... 'in ... Anadolu 16. Asliye Hukuk Mah- kemesince alınan beyanına göre müteveffanın son yerleşim yerinin " ... "olduğundan dosyaya yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilm iş, ancak ... ı ilçesinin ... Adliyesine bağlı olduğu" gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise müte­ veffa ... 'nın en son MERNİS adresinin " ..... "olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nın ll. maddesind e, tereken in kesin paylaşımına kadar mirasçı/ara karşı açılacak tüm davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. Davada miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkili olup, ... nçe Emniyet Müdürlüğünce 09.06.2015 tarihinde yapılan araştırmadan, miras bıra­ kanın son yerleşim yeri adresinin " .... "olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın ... Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırı/ması gerekmektedir. ". Bkz. Yargıtay 20. HD, E. 2017/6309, K. 2017 /41SO, T. 08.0S.2017, www.kararara.com (1S.07.2018); Ölünceye kadar bakma sözleşmesinden doğan davalar mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkeme­ sinde görülmelidir. Bkz. Yargıtay 3. HD, E. 2012/8098, K. 2012/1324S, T. 24.0S.2012, www.kazanci.com ( 1S.07.20 18); Yargıtay, vasiyetnamenin açılmasına dair yabancı mah­ keme kararının tanınması ve tenfizi davasırun mirasbırakanın son yerleşim mahkeme­ sinde görülmesi gerektiğine karar vermiştir. Karara göre, "Davada, Frankfurt Main Yerel Mahkemesi'nin 12.1.2009 tarih ve 51 IV 118/09 numaralı kararının tanıma ve tenfizine ka- (m. 576) 29 da yetki" başlığı altında özel bir hüküm getirilerek mirasla ilgili davaların nerede görüleceği özel olarak düzenlenmişt ir. Bu hükme göre, terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar, mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan dava­ lar ile terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar mirasbırakanın yerleşim yerinde görülür. Bu davalarda mirasbıra­ kanın son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkili mahkeme olup, davanın yetkili mahkemede açılmaması halinde ilgililer yetkisizliği davanın her aşamasında ileri sürebileceği gibi hakimdere'sen dikkate alabilie9• Kesin yetki varsa davanın mutlaka yetkili mahkemede açılması gerekir. Kesin yetkiyi ortadan kaldıracak şekilde sözleşme yapılamaz. Örneğin yerleşim yeri İstanbul olan mirasbırakanın yapmış olduğu vasiyetnameye ilişkin tenkis isteminin İstanbul'da ileri sürülmesi gerekir. Yine mirasbırakanın sağlığında yaptığı tenkise tabi kazandırmaya ilişkin tenkis talebi miras- rar verilmesi istenilmiştir. Dava, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, HUMK'un 13. maddesi uyarınca verilen yetkisizlik kararı uyarınca AyvalıkAsliye HukukMahkemesince gönderilmiş ve bu mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Medeni Kanunun 576 nci maddesi uyarınca vasiyetnarneye dair davanın miras bırakanın son yerle­ şim yeri mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Bu yetki kesin olup, yargılamanın her aşa­ masında hakim tarafından kendiliğinde dikkate alınması zorunludur. Bu davada HUMK'un 13. maddesinin uygulama olanağı yoktur (GGK 17.1.2007 tarih ve 2007/2-2 E.-2007/10 K). Dosya kapsarnından murisin yerleşim yerinin Frankfurt/Almanya olduğu anlaşılmak ta­ dır. Ancak, dosyada mevcut nüfus kaydına göre miras bırakan
Kesin yetkiyi ortadan kaldıracak şekilde sözleşme yapılamaz. Örneğin yerleşim yeri İstanbul olan mirasbırakanın yapmış olduğu vasiyetnameye ilişkin tenkis isteminin İstanbul'da ileri sürülmesi gerekir. Yine mirasbırakanın sağlığında yaptığı tenkise tabi kazandırmaya ilişkin tenkis talebi miras- rar verilmesi istenilmiştir. Dava, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, HUMK'un 13. maddesi uyarınca verilen yetkisizlik kararı uyarınca AyvalıkAsliye HukukMahkemesince gönderilmiş ve bu mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Medeni Kanunun 576 nci maddesi uyarınca vasiyetnarneye dair davanın miras bırakanın son yerle­ şim yeri mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Bu yetki kesin olup, yargılamanın her aşa­ masında hakim tarafından kendiliğinde dikkate alınması zorunludur. Bu davada HUMK'un 13. maddesinin uygulama olanağı yoktur (GGK 17.1.2007 tarih ve 2007/2-2 E.-2007/10 K). Dosya kapsarnından murisin yerleşim yerinin Frankfurt/Almanya olduğu anlaşılmak ta­ dır. Ancak, dosyada mevcut nüfus kaydına göre miras bırakan İstanbul nüfusuna kayıt/ıdır. Nüfus Yasasının 4. maddesi gereği nüfusa kayıtlı bulunan yer yasal ikarnetgahtır. O halde davada belirtilen bu yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek mahkemece yetkisizlik ka­ rarı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.". Bkz. Yargıtay 3. HD, E. 2011/17869, K. 2011/20270, T. 12.12.2011, www.kazanci.com (15.07.2018). 79 SCHWANDER, Art. 538, N. 4; "Mirasçı/ık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tari­ hinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir ( 4722 S. K. md. 17). Miras, malvarlığının tamarnı için mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır. Mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür (TMK md. 576). Burada bahsedilen yetki kesin yetki olup, hakim tarafından resen nazara alınması gerekir. Mahkemece yetki i tirazı konusunda tarafların de­ l ilieri toplanmadan ve bu hususun hadise şeklinde incelenmeden yazılı şekilde eksik tahkikat­ la hüküm kurulması doğru değildir.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2004/2573, K. 2004/3605, T. 22.03.2004, www .kazanci.com (15.07.2018); Yargıtay 2. HD, E. 2004/6405, K. 2004/7351, T. 07.06.2004, www.kazanci.com (15.07.2018). 30 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II bırakanın yerleşim yerinde ileri sürülmelid ir. Aksi halde ilgililer yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkeme de yetkisizlik kararı verebilir. 39 TMK m. 576/II ile HMK m. ll'de düzenlenen davalar dışında terekenin korunmasına ilişkin önlemlerin alınması ile mirasın reddinde de mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. TMK m. 589 /I' e göre1 mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi1 istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. TMK m. 609'a göre mirasın reddi1 mi­ rasçılar tarafından son yerleşim yeri sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır80• Yine TMK m. 640 uyarınca terekeye temsilci atanması da son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesinin yetkisi kapsamındadırB 1• 40 HMK m. 11/2 ve 3'te kesin yetki kuralına iki istisna getirilerek1 bu hallerde davanın mirasbırakanın yerleşim yeri dışındaki bir mahkemede görülmesine olanak tanınmıştır. Bunlardan ilki1 terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davasının1 terekenin yazımı ve tespiti zamanında malın bulunduğu yerde açılabilmesidir (HMK m. 1 1/2). 80 Bkz. İMRE/ERMAN, s. 365-366; SEROZAN/ENGİN, s. 524; DURAL/ÖZ, s. 41 1; HEL V ACI, İlhan, TürkMedeni Kanununa Göre Mirasın Redeli (MK. m. 605-MK. m. 618 ), İstanbul2002, s. 53; AYİTER/KILIÇOGLU, s. 232; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 508. 81 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 696; TUOR/PI CENONI, Art. 602, N. 48; ŞENER, Oruç Hami, "Tereke Temsilcisi Atanmasına İlişkin ilke ve Esaslar", YÜD, Özel Sayı (Armağan), C. 8, Y. 2013, Prof. Dr. Aydın Zevkliler'e Armağan, Cilt-1, s. 2582; AN­ TALYA/SAGLAM, s. 407; ÖZTAN, s. 442; ESCHER, Art. 602, N. 74; SCHAUFEL­ BERGER, Peter C./LÜSCHER, Katrin Keller, Basler Kommentar Zivilgeseztzbuch II, Art. 457-977 ZGB, Art. 1-61 ShiT ZGB (Hrsg. Honseli-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 2015, Art. 602, N. 40; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 555; "Dava, eser sahibinin 11.2.2005 tarihinde ölümü üzerine, miras yoluyla intikal eden eserleri üzerindeki mali haklarının takibi ve korunması için temsilci atanması isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanunu'nun 640/3. maddesine da yanmaktadır. Mirasçılardan birinin istemi üzerine terekeye temsilci atanması isteklerinde yetkili mahkeme miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi olup, (TMK 640, 576, Velayet, VesayetveMiras Hükümlerinin Uygulanmasına hişkin Tüzük m. 54 )kesin yet­ kidir. Mahkemece resen gözetilmesi i zorunludur. Toplanan delillerden eser sahibi olan miras bırakanın son yerleşim yerinin Çanakkale olduğu anlaşılmaktadır. O halde, yetkisizlik kara­ rı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmam ıştır.': Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2007/20362, K. 2008/435 7, T. 31.03.2008, www.kazanci.com ( 15.07.2018); Aynı yönde bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2009/10630, K. 2009/15705, T. 16.09.2009, www. kazaneLcom (15.07.2018). (m. 576) 31 Örneğin terekenin yazımı sırasında terekedeki bir taşınırın mirasbıraka­ nın yerleşim yerinden başka bir yerde bulunduğu tespit edilirse, ilgililer , istihkak davasını mirasbırakanın son yerleşim yerinde açabileceği gibi malın bulunduğu yerde de açabilir. İkincisi ise mirasçılık belgesinin ip­ tali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesinin de yetkili olmasıdır (HMK m. 11/3). Buna göre, mirasçılar, mirasçılık belgesinin iptali ile yeni miras­ çılık belgesi verilmesine ilişkin davayı, mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesi yanında kendi yerleşim yeri mahkemesinde de açabilir. Ör­ neğin mirasbırakanın yerleşim yeri İstanbul olmasına rağmen, mirasçı, mirasçılık belgesinin iptalini kendi yerleşim yeri olan İzmir mahkemele­ rinde isteyebilir. Vasiyet alacaklıları tarafından vasiyet borçlularına karşı açılacak 41 davanın nerede görüleceği tartışmalıdırB2• Öğretide, davanın tüm miras­ çılara karşı yöneltilmesi halinde mirasbırakanın son yerleşim yerinde, bazı mirasçılara karşı yöneltilmesi halinde ise davalının yerleşim yerinde açılması gerektiği kabul edilmektedir83. Kanaatimizce de bu çözüm ye­ rindedir. Şöyle ki, mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olduğundan (TMK m. 641) bir veya birden çok mirasçıya karşı vasiyetin ifası amacıyla açılacak davalarda yetkili mahkeme, mirasçının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak vasiyetin ifası amacıyla açılan dava bütün mi­ rasçılara yöneltiliyorsa, davanın mirasbırakanın yerleşim yerinde açılma- sı gerekir. Yargıtay vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin davaların mirasbırakanın yerleşim yerinde bakılması gerektiğini kabul etmekte­ dir84. Ancak Yargıtay'ın kararı vasiyet edilen bir taşınınaza ilişkindir. Oysa 82 Tartışmalar için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 523; PIOTET, s. 554. 83 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 523; OGUZMAN, s. 261, dn. 6; PIOTET, s. 554; DURAL/ÖZ, s. 362; ANTALY A/SAGLAM, s. 315. 84 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bir uyuşmaz­ lıkta mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğuna ve davanın bu­ rada görülmesi gerektiğine karar vermiştir. Bkz. YHGK, E. 2006/2-538, K. 2006/619, T. 04.10.2006, www.kazanci.com (15.07.2018). Aynı yönde bkz. "Davacılar, miras bı­ rakan tarafından 07.05.2002 günlü vasiyetname ile kendilerine bırakılan Dikili'deki 4026 numaralı parselin adiarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir (MKm. 600). Va­ siyetnamenin yerine getirilmesine yönelik davanın miras bırakanın yerleşim yeri mahkeme­ sinde bakılması gerekir. Bu
ilişkin davaların mirasbırakanın yerleşim yerinde bakılması gerektiğini kabul etmekte­ dir84. Ancak Yargıtay'ın kararı vasiyet edilen bir taşınınaza ilişkindir. Oysa 82 Tartışmalar için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 523; PIOTET, s. 554. 83 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 523; OGUZMAN, s. 261, dn. 6; PIOTET, s. 554; DURAL/ÖZ, s. 362; ANTALY A/SAGLAM, s. 315. 84 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bir uyuşmaz­ lıkta mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğuna ve davanın bu­ rada görülmesi gerektiğine karar vermiştir. Bkz. YHGK, E. 2006/2-538, K. 2006/619, T. 04.10.2006, www.kazanci.com (15.07.2018). Aynı yönde bkz. "Davacılar, miras bı­ rakan tarafından 07.05.2002 günlü vasiyetname ile kendilerine bırakılan Dikili'deki 4026 numaralı parselin adiarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir (MKm. 600). Va­ siyetnamenin yerine getirilmesine yönelik davanın miras bırakanın yerleşim yeri mahkeme­ sinde bakılması gerekir. Bu yetki kesindir. Yargılamanın her aşamasında hakim tarafından 32 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il mirasbırakanın bir kimseye belli bir miktar paranın verilmesini vasiyet etmesi halinde mirasçılar vasiyet borcundan müteselsilen sorumlu oldu­ ğundan, talebin tek bir mirasçıya yöneltilmesi halinde davanın davaimm yerleşim yerinde açılması yeterlidir. Bu halde mahkeme yetkisizlik kararı veremez. 42 Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki ise TMK m. 214'te dü- zenlenmiştir. Mal rejiminin ölümle sona ermesi halinde mal rejiminin tasfiyesi davası ölen kişinin son yerleşim yerinde görülür. Örneğin bir kimse ölmüş, geride eşi ve çocukları kalmışsa, sağ kalan eş malvarlığının tasfiyesine yönelik dava açmışsa, bu davayı ölen kişinin son yerleşim ye­ rinde açması gerekir85• kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur (MK 576, HUMK m. 1). Bu davada Hukuk Usul Muhakemeleri Yasası'nın 13. maddesini uygulama olanağı yoktur. Vasiyetname Salihli Noterliği'nde düzenlenmiştir. Adres olarak da Salihli gösterilmiştir. Vasiyetname de Salihli Sulh Hukuk Mahkeme sinde açılm ıştır. Deliller birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın yerleşim yerinin Salihli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasının incelenmesi ge­ rekirken yazılı gerekçe ile dilekçenin görev yönünden reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır (HGK. 4.10.2006 gün ve 2006/2-538-619 SK.).". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2007/2937, K. 2007/50 ı 7, T. 27.03.2007, www.kazanci.com (ı 5.07.2018); " ... Vasiyetnamenin ye­ rine getirilmesine yönelik davanın miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde bakılması gerekir. Bu yetki kesin dir. Yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur (MK 576, HUMK m. 1). Bu davada Hukuk Usul Mu­ hakemeleri Yasasının 13. maddesini uygulama olanağı yoktur.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2007/2937, K. 2007/5017, T. 27.03.2007, www.lexpera.com.tr (ı8.08.20ı8); Aynı yönde bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2008/3742, K. 2008/6979, T. 13.05.2008, www.lexpera. com.tr (ı8.08.20ı8); Yargıtay 20. HD, E. 2004/10152, K. 2004/9780, T. 05.ı0.2004, www.legalbank.net ( 29.05.20 ı 9). 85 Bkz. DURAL, Mustaf a/ÖGÜZ, Tufan/GÜMÜŞ, Mustafa Alper, Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Gözden Geçirilmiş Ondördüncü Bası, İstanbul 20ı9, s. 2ı2; KILIÇOGLU, Ahmet M., Aile Hukuku, Genişletişlim 2. Bası, Ankara 20 16, s. 333; AKINTÜRK , Turgut/ ATEŞ, Derya, Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Yenilenmiş ı8. Bası, İstanbul 20ı6, s. ı52; "Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/1. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar da, mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölen eşin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki ke­ sin olup (TMK'nın 576 m.) (HMK'nın 11/1-b) aynı zamanda bir dava şartıdır (HMK'nın 114/ ç. m.). Kesin yetki kuralı, taraflarca ileri sürülmese bile; yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözeti/ir (HMK'nın 115/1. m.). TMK'nın 19 ve 5490 sayılı Nüfus Hiz­ metleri Kanunu'nun 3/z-çç ve 7/ 1-g. maddelerine göre, yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle (m. 576) 33 IV. GÖREVLİMAHKEME Mirasla ilgili davalarda hangi mahkemenin görevli olduğu TMK'daki 43 özel düzenlemeler ile HMK uyarınca belirlenir. Terekenin korunmasına ilişkin önlemlerin alınmasında (TMK m. 589 )861 terekenin resmen yöne­ tilmesinde (TMKm. 592)1 vasiyetnamenin açılmasında (TMKm. 596)1 mirasçılık belgesinin verilmesinde (TMK m. 598)1 mirasın reddinde o turulan yerdir ve kişilerin nüfus aile kütük kayıtlarında bulunması gereken bilgiler arasın­ da sayılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; eş ..... 'nun ... tarihinde ölümüyle mal rejimi sona ermiş,dava sağ eş tarafından diğer mirasçılar aleyhine açılmıştır.Dosya içeriğine ve aksi kanıt/anamayan adres kayıt sistemine göre, ölen eşin son yerleşim yeri ... nçesidir. Bu durumda, somut dava yetkili ve görevli mahkemede açıldığına göre, taraf delilleri toplanarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; hatalı değerlendirmeyle yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve Yasaya aykırı olmuş, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.". Bkz. Yargıtay 8. HD, E. 2016/261, K. 2016/495, T. 19.01.2016, www.lexpera.com.tr (18.08.2018). 86 GÖNENSAY/BİRSEN, s. 207; TUOR/PICENONI, Art. 551, N. 7; KARRER/ VOGT/LEU, Art. 551, N. S; ESCHER, Art. 551, N. 1; OGUZMAN, s. 274; SERO­ ZAN/ENGİN, s. 480; İMRE/ER MAN, s. 322; ÖZTAN, s. 364; DURAL/ÖZ, s. 392; AYİTER/KILIÇOGL U, s. 210; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 428; İNAN /ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 484; "Dava, tereke mallarının korunması istemine ilişkindir. Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesince; müteveffanın son ikametgahının "İsmet İnönü Mah. ... / Tunceli" olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Tunceli Sulh Hukuk Mahkemesi ise, mü­ teveffanın mernis adresinin Huzurevi adresi olduğu, huzurevine girmeden önceki son ikamet­ gah adresinin "Eltihatun Mah .... Mazgirt / Tunceli" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönün­ de hüküm kurmuştur . TMK'nın 589. maddesine göre; "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır." Aynı Yasa'nın 19. maddesine göre yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. 22.maddeye göre ise, bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kuru­ muna konu/ma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz. Somut olayda, müteveffanın Tunceli Merkez olan mernis adresi, huzurevi adresi olup, huzurevine girmeden önceki son ikametgah adresi "Eltihatun Ma h. ... Mazgirt/T unceli" dir. Buna göre uyuşmazlığın Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi' nde görülerek sonuçlandırı/ması gerekir.". Bkz. Yargıtay 17. HD, E. 2012/15032, K. 2012/14410, T. 19.12.2012, www.kazanci.com (05.09.20 18); "Dava, tereken in mevcudunun tespitine ve korunmasına yönelik olu p, görev Sulh Hukuk Mahkeme­ sine aittir (TMK md. 589 ). Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında göz önüne alınır. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargı­ lamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2008/9738, K. 2009/16133, T. 28.09.2009, www.kazanci.com (05.09.20 18). 34 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II (TMK m. 609), terekenin resmi defterinin tutulmasında (TMK m. 523, 590,
sonucunu doğurmaz. Somut olayda, müteveffanın Tunceli Merkez olan mernis adresi, huzurevi adresi olup, huzurevine girmeden önceki son ikametgah adresi "Eltihatun Ma h. ... Mazgirt/T unceli" dir. Buna göre uyuşmazlığın Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi' nde görülerek sonuçlandırı/ması gerekir.". Bkz. Yargıtay 17. HD, E. 2012/15032, K. 2012/14410, T. 19.12.2012, www.kazanci.com (05.09.20 18); "Dava, tereken in mevcudunun tespitine ve korunmasına yönelik olu p, görev Sulh Hukuk Mahkeme­ sine aittir (TMK md. 589 ). Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında göz önüne alınır. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargı­ lamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2008/9738, K. 2009/16133, T. 28.09.2009, www.kazanci.com (05.09.20 18). 34 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II (TMK m. 609), terekenin resmi defterinin tutulmasında (TMK m. 523, 590, 620), terekenin resmi tasfiyesinde (TMK m. 634), miras ortaklığı­ nın sona erdirilmesinde (TMK m. 642 uyarınca mirasın paylaşılması da­ vasında veya TMK m. 644 uyarınca elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinde) sulh mahkemesi görevlidir-B7• Bunlar dışında kalan davaların hangi mahkeme görüleceği HUMK'un yürürlükte olduğu dö­ nemde tartışmalıydı. Ancak HMK görevli mahkemenin belirlenmesinde dava konusunun değerine bakılması ilkesini benimsemed iğinden, yuka­ rıda sayılanlar dışındaki bütün davalar asliye hukuk mahkemesinde görü­ lür88. Örneğin ölüme bağlı işlemlerin iptali davasında görevli mahkeme özel olarak düzenlenmediğinden, davanın HMK m. 2 gereği, asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir89. Yine tenkis davasının hangi mahkeme­ de görülmesi gerektiğine ilişkin özel bir hüküm bulunmadığından görevli mahkeme HMK m. 2/1 uyarınca belirlenir. Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin uyuşmazlıklar asliye hukuk mahkemesinde görülür90. Görevli mahkemenin belirlenmesinde ihlal edilen saklı payın veya tenkisi istenen kazandırmanın parasal değeri 87 " ... TMK'nın 576. maddesi gereğince "Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır. Mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştı­ rılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür." Dosya içerisindeki nüfus müdürlüğünün cevabi yazısına göre murisin yerleşim yeri adresi .... olup .... Sulh Hukuk Mahkemesi yetkili olduğu halde mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmem iş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.". Bkz. Yargıtay 14. HD, E. 2015/12346, K. 2016/3411, T. 21.03.2016, www.lexpera.com.tr (18.08.2018). 88 DURAL/ÖZ, s. 362; ANTALY A/SAGLAM, s. 316. 89 Bkz. İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 322; İMRE/ERMAN, s. 218; KÖPRÜLÜ, s. 254; OGUZMAN, s. 193-194; ANTALYA/SAGLAM, s. 258; AYAN, Miras, s. 168; ÖZ­ TAN, s. 252; " ... Somut olayda, bakım alacaklısı bakım borçlusu olan davacıya ölümden sonra hüküm doğurmak üzere, Çeşme ve İzmir'de bulunan taşınmazlarını vasiyet etmiş olup, bu durumda miras hukuku hükümlerine tabi bir sözleşme söz konusudur . Taşınmazlardan biri İzmir'de diğeri ise Çeşme'de bulunmakta, taraflar ve muris ise Gölcük'te ikamet etmekte­ dir. Mirasbırakanın tasarruflarının iptali davaları mirasbırakanın son yerleşim yerinde açıl­ malıdır. Bu kesin yetki kuralıdır. O halde, Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakma­ ya yetkili olup, yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.". Bkz. Yargıtay 3. HD, E. 2012/8098, K. 2012/13245, T. 24.05.2012, www.lexpera.com.tr (18.08.2018). 90 Bkz. ÖZTAN, s. 128; İMRE/ER MAN, s. 265; KÖPRÜLÜ, s. 322; ANTALY A/SAG­ LAM, s. 305; AYAN, Miras, s. 223-224; NAR, s. 306; ÖZUGUR , s. 103; İNAN/ER­ TAŞ/ ALBAŞ, s. 395. (m. 576) 35 dikkate alınmaz91• Ancak tenkis davası ile yapılan devrin muvazaalı oldu­ ğuna ilişkin davanın terditli olarak açılması mümkündür. Bu gibi hallerde öncelikle işlemin muvazaalı olup olmadığı incelenmelid ir. Kazandırma konusunun taşınmaz olması halinde muvazaa iddiası öncelikle incele­ neceğinden, bu halde davanın taşınınazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir92• 91 NAR, s. 306; AYAN, Miras, s. 224; Yargıtay20. HD, E. 2015/8332, K. 2015/10820, T. 09.11.2015, www.lexpera.com.tr (22.02.20 18). 92 AYAN, Miras, s. 223; " ... Oysa, iddianın içeriğine göre davadaki istek, miras bırakanın ölüme bağlı olarak gerçekleştirdiği tasarrufun iptali ile ilgili olmayıp hukuksal dayanağını Borçlar Kanununun 18. maddesi ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararın­ dan alan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğidir. O halde, davanın bu nitelendirmesine göre yetkili mahkemenin tayininde gözetilmesi gerekli olan ya­ sal düzenlemenin Türk Medeni Kanununun 576/2. maddesi hükmü değil H. U MK'nın 13. maddesi hükmü olacağı kuşkusuzdur . Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili davaları taşınmazın aynına yönelik olu p, taşınma­ zın fiilen bulunduğu yer mahkemesinde açılması ve görülmesi zorunludur. Bu yetki kuralı kesin olup, kamu düzeniyle ilgili ve davanın her aşamasında mahkemece res'en gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır. Hal böyle olunca,işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.". Bkz. Yargıtay 1. HD, E. 2005/13386, K. 2006/309, T. 26.01.2006, www. kazanci.com (15.07.2018). 36 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II §3. MiRASÇlLIK SlFATlNIN KAZAN ILMASlND A HAKEHLİYETİ C. Açılmanın hükümleri I. Mirasa ehliyet ı. Hak ehliyeti Madde 577-Bu Kanuna göre mirasa ehil olmayanlar dışındaki her­ kes mirasçı olabileceği gibi, vasiyet alacaklısı da olabilir. Tüzel kişiliği bulunmayan bir topluluğa belli bir amaç için yapılan kazandırmaları, o topluluk içindeki kişiler, mirasbırakan tarafından belirlenen bu amacı gerçekleştirme kaydıyla birlikte edinmiş olurlar; amacın bu yolla gerçekleştirilmesine olanak yoksa, yapılan kazandır­ ma vakıfkurma sayılır. I. GENEL OLARAK 44 Mirasbırakanın ölümü üzerine ona mirasçı olabilmek için bazı ko- şulların gerçekleşmesi gerekir. Mirasçılık sıfatının kazanılabilmesi için öncelikle mirasçı bakımından mirasçı olma sebebinin bulunması gerekir. Bu sebep yasal mirasçılar bakımından mirasbırakanla mirasçı arasında olan hısımlık veya evlilik ya da vatandaşlık ilişkisi olabileceği gibi atanmış mirasçılar bakımından ise mirasbırakanın yapacağı ölüme bağlı tasarruf olabilir93• Ancak mirasçılık sıfatının kazanılması sebebinin bulunması bir kimsenin mirasçı olabilmesi için yeterli değildir; bunun yanında başka koşulların da bulunması gerekir. Bu koşullardan ilki, mirasçının veya vasiyet alacaklısının mirasın açıldığı anda sağ olmasıdır (TMK m. 580, 581)94. Mirasbırakandan önce ölen kişi mirasçı olamayacağı gibi vasiyet alacaklısı da olamaz. İkincisi, mirasçı olma ehliyetine sahip olmaktadır. Mirasçı olma ehliyeti, hak ehliyetinin özel bir görünümü niteliğinde ol up, 93 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. S2Si DURAL/ÖZ, s. 362i ANTALY A/SAGLAM, s. 317. 94 TUOR/PICENONI, Art. 539, N. 1i DURAL/ÖZ , s. 363i TUOR/SCHN YDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 709i KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. S2Si WOLF/ HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1248 vd. i PIOTET, s. 555. (m. 577) 37 hak ehliyeti olmayan kimse mirasçı da olamaz95• Üçüncüsü ise mirastan yoksun olmamaktır (TMK m. 579 ). Mirastan yoksunluk, mirasçılık sıfa­ tını kendiliğinden sona erdirdiği gibi yoksun olan kimse lehine yapılan ölüme bağlı tasarrufları da kendiliğinden hükümsüz hale getirir. TMK m. S 77
ilki, mirasçının veya vasiyet alacaklısının mirasın açıldığı anda sağ olmasıdır (TMK m. 580, 581)94. Mirasbırakandan önce ölen kişi mirasçı olamayacağı gibi vasiyet alacaklısı da olamaz. İkincisi, mirasçı olma ehliyetine sahip olmaktadır. Mirasçı olma ehliyeti, hak ehliyetinin özel bir görünümü niteliğinde ol up, 93 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. S2Si DURAL/ÖZ, s. 362i ANTALY A/SAGLAM, s. 317. 94 TUOR/PICENONI, Art. 539, N. 1i DURAL/ÖZ , s. 363i TUOR/SCHN YDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 709i KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. S2Si WOLF/ HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1248 vd. i PIOTET, s. 555. (m. 577) 37 hak ehliyeti olmayan kimse mirasçı da olamaz95• Üçüncüsü ise mirastan yoksun olmamaktır (TMK m. 579 ). Mirastan yoksunluk, mirasçılık sıfa­ tını kendiliğinden sona erdirdiği gibi yoksun olan kimse lehine yapılan ölüme bağlı tasarrufları da kendiliğinden hükümsüz hale getirir. TMK m. S 77 /I kapsamında sadece mirasçı olma ehliyeti düzenlen- 45 diğinden, bu hüküm kapsamında mirasta hak ehliyetiyle sınırlı açıklama- lar yapılacak, mirasçı olmanın diğer koşulları ilgili hükümler kapsamında incelenecektir. TMK m. 577 /II'de mirasbırakanın tüzel kişiliği bulunma- yan bir topluluğa belli bir amaç için kazandırma yapması halinde, bu kişi- lerin mirası nasıl kazanacağı, amacın bu yolla gerçekleştirilmesine olanak yoksa, kazandırmanın hukuken nasıl vasıflandırılacağı düzenlenmişt ir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için mirasta hak ehliyeti ile tüzel kişi- liği bulunmayan topluluğa yapılan kazandırmaları ayrı başlıklar halinde inceleyeceğiz. II. HAK EHLİYETİ Bir kimsenin mirasçı olabilmesi için öncelikle hak ehliyetine sahip 46 olması gerekir96• Hak ehliyeti olmayan bir kimse doğal olarak mirasçı veya vasiyet alacaklısı olamaz. Hak ehliyeti TMK m. 577 /I'de "Bu Ka- nuna göre mirasa ehil olmayanlar dışındaki herkes mirasçı olabileceği gibi, vasiyet alacaklısı da olabilir." şeklinde düzenlenmi ştir. Burada düzenlenen mirasçı veya vasiyet alacaklısı olma ehliyeti, hak ehliyetinin (TMK m. 8) miras hukuku bakımından özel bir görünümüdür97• Her insanın hak 95 Mirasçılık ehliyeti, kişinin mirasçı veya vasiyet alacaklısı olma iktidarını ifade eder. Bkz. İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 464. 96 Bkz. OGUZMAN, s. 264; TUOR/PICENONI, Art. 539, N. 1; ESCHER , Art. 539, N. 2; SCHWANDER, Art. 539, N. 1 vd.; DURAL/ÖZ, s. 362; İMRE/ERMAN, s. 306-307; SEROZAN/ENGİN, s. 463-464; KILIÇOGL U, Miras, s. 263 vd.; ÖZTAN, s. 339; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 216; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 418; İNAN/ ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 468 vd. 97 Bkz. ESCHER, Art. 539, N. 3; OGUZMAN, s. 264; DURAL/ÖZ, s. 365; KOCAYU­ SUFPAŞAO GLU, s. 529; SCHWANDER, Art. 539, N. 6; PIOTET, s. 555; İMRE/ ERMAN, s. 306-307; ÖZTAN, s. 339; ANTALYA/SAGLAM, s. 317. 38 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II ehliyeti olduğuna göre, bütün gerçek kişilerin yasal veya atanmış mirasçı ya da vasiyet alacaklısı olması mümkündür98• 47 Tüzel kişilerden ise sadece Devlet yasal mirasçı olabilir (TMK m. 501)99; Devlet dışındaki diğer tüzel kişiler yasal mirasçı olamaz. Ancak Devlet ile diğer tüzel kişilerin mirasçı atanması mümkün olduğu gibi vasiyet alacaklısı olması da mümkündür100• Örneğin mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla bir vakfı, derneği veya ticari bir şirketi mirasçı atayahile­ ceği gibi ona belirli mal bırakma yoluyla kazandırmada da bulunabilir. Tüzel kişilerin atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olabilmesi için mi­ rasbırakanın ölümü anında kişiliğin kazanılmış ve devam ediyor olması gerekir101• Kişiliği sona ermiş tüzel kişiler mirasçı olama yacağı gibi vasiyet alacaklısı da olamaz; kişiliğin sona ermesine bağlı olarak mirasçılık sıfatı da sona erer. Ancak bu kurala vakıflar bakımından bir istisna getirilmiştir . TMK m. 526'ya göre mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf terekesinin tamamını veya bir bölümünü özgülemek suretiyle vakıf kurması müm­ kündür. Bu halde vakıf, mirasbırakanın ölümüyle değil, TMK m. 102 uyarınca, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır102• Vakıf mirasbırakanın ölümünden sonra tüzel kişilik sıfa­ tını kazanmasına rağmen, mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak miras bı- 98 TUOR/PICENONI, Art. 539, N. 2; KOCAYUSUFI'AŞAOGL U, s. 529; SCHWAN­ DER, Art. 539, N. 6-7; OGUZMAN, s. 264; DURAL/ÖZ, s. 365; KÖPRÜLÜ, s. 352; İMRE/ERMAN, s. 307. 99 Bilgi için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 1 18; BREITSCHMID, Peter, Bas­ ler Koromentar Zivilgesez tzbuch II, Art. 457-977 ZGB, Art. 1-61 ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 2015, Art. 466, N. 1; SEROZAN/ENGİN, s. 205, 463; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 155; İMRE/ERMAN, s. 307; GÖNENSAYI BİRSEN, s. 35. 100 Bkz. SCHWANDER, Art. 539, N. 10. 101 DURAL/ÖZ, s. 365; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 466. 102 WEIMER, Peter, Berner Kommentar, Schweizerisches Zivilgesetzbuch, Das Erb­ recht, Band III, 1. Abteilung, Die Erben, Art. 457-516 ZGB, Bem 2009, Art. 493, N. 17; KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 285; DURAL/ÖZ, s. 168; OGUZMAN, s. 158; ANTALY A/SAGLAM, s. 216; İMRE/ERMAN, s. 165; HATEMİ, Hüseyin, Önce­ ki ve Bugünkü Türk Hukukunda Vakıf Kurma Muamelesi, İstanbul 1969, s. 261 vd.; OGUZMAN/SE LİÇİ/OK TAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 421-422; DURAL/ÖGÜZ, s. 356-357; AYAN/ AYAN, s. 278-279; Yargıtay 2. HD, E. 2004/5896, K. 2004/7564, T. 09.06.2004, www.legalbank.com.tr ( 13.05.2018). (m. 577) 39 rakanın öldüğü andan itibaren kazanır103• Vakıf tüzel kişilik kazanmadığı sürece kendisine yapılan kazandırmaların devrini isteyemez104• Kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinin tamamı mirasçı atanabileceği 48 gibi vasiyet alacaklısı da olabilir. Mirasbırakanın ölümü anında tüzel kişi- liğin kazanılmış ve devam ediyor olması yeterlidir. Örneğin mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla bir vakfı, derneği, ticari şirketi, üniversiteyi, bele­ diyeyi mirasçı atayahileceği gibi bu kurumlara belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia da bulunabilir. Kazandırma yapılan kişinin özel ve kamu hukuku tüzel kişisi olması, sahip olunan hakkın niteliğini etkilemez. Ör­ neğin mirasbırakan terekesin yarısını bir şirkete, yarısını ise belediyeye bırakabilir. Bu halde şirket ile belediye atanmış mirasçı olarak tereke üzerinde 1/2 oranında elbirliğiyle hak sahibi olur. Gerek tereke üzerinde sahip olunan haklarda gerekse mirasın paylaşımında her iki tüzel kişi de eşit şekilde hak sahibidir. Ancak tenkis bakımından bu iki kazandırma arasında bir fark bulunmaktadır. Şöyle ki TMK m. 570/II'de, kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmaların en son sırada tenkis edileceği düzerılenmiştir105• Bu örneğe göre mirasbırakanın saklı paylı mirasçısı 103 TUOR/SCHNYDER /SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 696; ESCHER, Art. 493, N. 7; TUOR, Art. 493, N. ı O; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 286; KÖPRÜLÜ, s. 203; DURAL/ÖZ, s. ı 70; İMRE/ERMAN, s. ı66; KILIÇOGLU, Miras, s. ı59; ANTAL­ YA/SAGLAM, s. 2ı6-2ı 7; İnan/Ertaş/ Albaş, TMK m. 105'e göre, vakıf tüzel kişiliği kazandıktan sonra geçmişe etkili olarak tereke üzerindeki haklara sahip olamayacağını, yasanın açıkça vakfın yararına özgülenen mal veya hakların kazarıma arıının tüzel kişi­ liğin kazanılmasına bağlandığını, bu özellik dikkate alındığında yasadan kaynaklanan bir artmirasçı atama halinin varlığını kabul etmek gerektiğini ifade etmektedirler
kazandırma arasında bir fark bulunmaktadır. Şöyle ki TMK m. 570/II'de, kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmaların en son sırada tenkis edileceği düzerılenmiştir105• Bu örneğe göre mirasbırakanın saklı paylı mirasçısı 103 TUOR/SCHNYDER /SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 696; ESCHER, Art. 493, N. 7; TUOR, Art. 493, N. ı O; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 286; KÖPRÜLÜ, s. 203; DURAL/ÖZ, s. ı 70; İMRE/ERMAN, s. ı66; KILIÇOGLU, Miras, s. ı59; ANTAL­ YA/SAGLAM, s. 2ı6-2ı 7; İnan/Ertaş/ Albaş, TMK m. 105'e göre, vakıf tüzel kişiliği kazandıktan sonra geçmişe etkili olarak tereke üzerindeki haklara sahip olamayacağını, yasanın açıkça vakfın yararına özgülenen mal veya hakların kazarıma arıının tüzel kişi­ liğin kazanılmasına bağlandığını, bu özellik dikkate alındığında yasadan kaynaklanan bir artmirasçı atama halinin varlığını kabul etmek gerektiğini ifade etmektedirler . Bkz. İNAN/ERT AŞ/ALBAŞ, s. 249. 104 "Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hü­ küm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşü/üp düşünüldü. Medeni Kanunun 523. maddesi uy arınca kendisine belirli bir mal vasiyet olunan kimse, vasiyetçinin ölümünde mi­ rasçı olabilecek koşulları taşıyorsa, vasiyet olunan malı almaya hak kazanır. Miras bırakan vasiyetçi 31.10.1971 tarihinde ölmüştür. D. vakfı ise 1975 tarihinde kurulmuş, 1977 tari­ hinde sicile kayıt edilmiştir. Mirasın açıldığı tarihte, vakıf henüz kurulmamış ve tüzel kişilik kazanma m ış bulunduğuna göre vasiyet edilen malı almaya hak kazanmadığı düşünü/ meden davanın kabulü yerine reddi doğru bulunmamı ştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. ı 996/435, K. ı996/1198, T. 05.02.ı996, www.legalbank.net (27.07.20 ı9). 105 DURAL/ÖZ, s. 30ı; NAR, s. 258 vd.; İMRE/ERMAN, s. 287; ANTALYA/SAG­ LAM, s. 304; AYAN, Miras, s. 233-234; "TMK 570. maddesinde "tenkiste sıra" düzen/en- 40 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il varsa, öncelikle şirket lehine yapılan kazandırmanın tenkisini isteyecek, mirasçı tenkise rağmen saklı payını alamazsa, sonra belediye lehine yapı­ lan kazandırmaya başvurabilecektir. 49 Tasfiyesi tamamlanmamış bir tüzel kişinin mirasçı atanması veya ona belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia bulunulmasının mümkün olup olmadığının da açıklığa kavuşturulması gerekir. TMK m. S2'de açık­ ça, sona eren tüzel kişinin kişiliği ve ehliyetinin açıkça tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam edeceği düzenlenmişti r. Buna göre, tasfiye halinde olan bir tüzel kişinin mirasçı veya vasiyet alacaklısı olma konusunda ki hak ehliyetinin devam edip etmediği, mirasçı atanmanın veya belirli mal bırakma yoluyla yapılan kazandırmanın tasfiye amacı kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Öğretide bazı yazarlar, tasfiye ha­ lindeki tüzel kişiye getirilen sınırlandırmanın tasfiye faaliyetleri dışında hukuki işlem yapmamasından ibaret olduğunun kabul edilmesi halinde, mirasçı veya vasiyet alacaklısı olmanın tüzel kişinin yaptığı bir hukuki işleme bağlı olmaması ve bu yolla kazanılan hakların elde edilmesinin de tüzel kişinin alacaklarının ve sair haklarının tahsili niteliğinde sayılması halinde, tüzel kişinin mirasçılık ehliyetinin bulunduğunun kabul edilebi­ leceğini ve tüzel kişinin miras payı ile vasiyet alacağının da tüzel kişinin miş olup, buna göre: ''Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bag/ı tasarruf­ /ardan; bu yetmezse en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırma lardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapı­ lan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir." hük­ münü amirdir. Tüm vasiyetnameler mutlak tenkise tabidir. Dosyadaki delillerden, miras bırakanın terekesindeki tüm malların vasiyetnameye konu olup, diğer yasal mirasçılar ile üçüncü kişi konumund aki kurum ve kuruluşlara tern/ik edildiği anlaşılmak tadır. Hal böyle olunca, tern/ik dışı terekede mal bulunmayıp, davacıya terekeden hiç bir miras payı mal bıra­ kılmadığına göre, mahkemec e; kamu yararına yapılan kazandırmalar yönünden yukarıda anlatılanlar ışığında inceleme yapılarak ve tenkiste sıra gözetilrnek suretiyle davacının tenkis talebinin kabulü gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.". Bkz. Yargıtay 3. HD, E. 2015/1879, K. 2015/4055, T.l2.03.2015, www.kararara.com ( 15.09.2017); "Dava/ı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir geme Kurumu­ nun temyizine gelince; davacı 14.12.1988 tarihli dilekçe ile bankadan çektiği paranın ölüm tarihine göre 3.345.608. 702 lira olduğunu belirtmiştir. Buna rağmen tenkis hesaplarında bedelin 2.416.452.633 lira olarak hesapta nazara alınması doğru olmadığı gibi, Türk Ka­ nunu Medenisinin 512. maddesinin ( 4 721 S. TMK 5 70) n aza ra alınmaması da bozmayı gerektirmiştir .". Bkz. Yargıtay, 2. HD, E. 2003/1226, K. 2003/3542, T. 13.03.2003, www. kazanci.com (26.03.20 18). (m. 577) 41 diğer mallarıyla birlikte tasfiye sonucuna tabi olacağını kabul etmekte­ dir106. Tasfiye sona erinceye kadar tüzel kişiye yapılan kazandırmalar bakımından hak ehliyetinin devam edeceği yönündeki bu görüş, özellikle pasifi aktifinden fazla olan tüzel kişinin alacaklarının lehinedir. Ancak tü­ zel kişinin borcunun bulunmaması veya aktifinin pasifinden fazla olması halinde alacaklıların korunmasının bir anlamı kalmamaktadır. Kanaatimizce tasfiye aşamasına girmiş tüzel kişiye yapılan kazan- 50 dırmalar bakımından öncelikle mirasbırakanın iradesine bakılması ge­ rekir. Ölüme bağlı tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa, mirasbırakan hayatın olağan akışında tasfiye aşamasına girmiş bir tüzel kişiye kazandırmada bulunmazdı. Diğer bir ifadeyle mirasbırakan tüzel kişinin tasfiye aşama- sına girdiğini bilseydi ya kazandırmayı yapmazdı ya da geri alırdı. Ayrıca tasfiye aşamasına girmiş tüzel kişilerde ehliyetin tasfiyeyle sınırlı devam etmesinin amacı, tüzel kişinin yeni haklar kazanmasını sağlamak olmayıp, tasfiyeyi sağlıklı bir şekilde sonuçland ırmaktır. Bundan dolayı, ölüme bağlı tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa, tasfiye aşamasına girmiş tüzel kişiye ölüme bağlı tasarrufla yapılan kazandırmaların hükümsüz hale geldiğinin kabulü gerekir. Mirasbırakanın ölümü anında tasfiye sürecine girmiş tü- zel kişi, TMK m. 577 anlamında hak ehliyetini kaybetmiş olur. Hukuken kişi sayılmayan varlıkların hak ehliyeti olmadığından, bu 51 varlıkların mirasçılık ehliyetine de sahip olması mümkün değildir. Örne- ğin hayvanlar mirasçı atanam ayacağı gibi vasiyet alacaklısı da olamaz107• Ancak mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye bir hayvana bakılması konusunda yükleme (mükellefiyet) getirebilir108• Bu halde yüklemenin konusu hayvan hak sahibi olmazi ancak her ilgili hayvana ba­ kılması konusundaki yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir (TMK m. 515/1)109. 106 DURAL/ÖZ, s. 366. 107 KÖPRÜLÜ, s. 352-353; OGUZMAN, s. 264, dn. ı 7b; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 529; DURAL/ÖZ, s. 365; ANTALY A/SAGLAM, s. 3ı8. 108 OGUZMAN, s. 264, dn. ı 7b; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 529; KÖPRÜLÜ, s. 352-353; DURAL/ÖZ, s. 365; ANTALY A/SAGLAM, s. 3ı8. 109 Bkz. KOCAYUSUFPAŞ AOGLU, s. 529; DURAL/ÖZ, s. 365; AYİTER/KILIÇOG­ LU, s. 2ı8; ANTALY A/SAGLAM, s. 3ı8. Yüklemenin yerine getirilmesiyle ilgili bkz. ESCHER, Art. 482, N. 13; TUOR, Art. 482, N. 6; STAEHELIN, Art. 482, N. 24; 42 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II III. TÜZEL KİŞİLİGİ BULUNMA YAN TOPLULUGA BELLi BİRAMAÇ İÇİN YAPILAN KAZANDIR MALAR 52 TMK m. 577 /II'de tüzel kişiliği bulunmayan bir topluluğa belli bir amaç için ölüme bağlı tasarrufla
yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir (TMK m. 515/1)109. 106 DURAL/ÖZ, s. 366. 107 KÖPRÜLÜ, s. 352-353; OGUZMAN, s. 264, dn. ı 7b; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 529; DURAL/ÖZ, s. 365; ANTALY A/SAGLAM, s. 3ı8. 108 OGUZMAN, s. 264, dn. ı 7b; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 529; KÖPRÜLÜ, s. 352-353; DURAL/ÖZ, s. 365; ANTALY A/SAGLAM, s. 3ı8. 109 Bkz. KOCAYUSUFPAŞ AOGLU, s. 529; DURAL/ÖZ, s. 365; AYİTER/KILIÇOG­ LU, s. 2ı8; ANTALY A/SAGLAM, s. 3ı8. Yüklemenin yerine getirilmesiyle ilgili bkz. ESCHER, Art. 482, N. 13; TUOR, Art. 482, N. 6; STAEHELIN, Art. 482, N. 24; 42 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II III. TÜZEL KİŞİLİGİ BULUNMA YAN TOPLULUGA BELLi BİRAMAÇ İÇİN YAPILAN KAZANDIR MALAR 52 TMK m. 577 /II'de tüzel kişiliği bulunmayan bir topluluğa belli bir amaç için ölüme bağlı tasarrufla kazandırmacia bulunulmasına olanak tanınmıştır 110• Bu kapsamda açıklığa kavuşturulması gereken en önemli soru, topluluğun söz konusu kazandırmayı nasıl edinmiş olduğudu r. Hü­ kümde kazandırma lehtarı topluluk içindeki kişilerin tamamının mirasbı­ rakan tarafından belirlenen amacı gerçekleştirmek kaydıyla kazandırmayı birlikte edinecekleri düzenlenmişti r. Buna göre, lehine kazandırma yapı­ lan topluluk kazandırmayı eşit olarak ve doğrudan doğruya kazanır11 1• Topluluğu oluşturan bireylerin yapılan kazandırma üzerinde sahip oldu­ ğu hakkın nitelendirilmesi için kazandırmanın türüne bakılması gerekir. Eğer mirasbırakan topluluğu mirasçı atamışsa, topluluğu oluşturan her bir kişi eşit miktarda mirasçı atanmış olur. Örneğin mirasbırakan tere­ kesinin yarısını kendini çevreyi korumaya adamış yirmi kişiye bırakırsa, yirmi kişi terekenin yarısı üzerinde eşit olarak hak sahibi olur. Buna göre topluluğu oluşturan her bir kişinin tereke üzerindeki payı l/40'dır. 53 Mirasbırakanın topluluğa belirli mal bırakması halinde, topluluğu oluşturan kişiler eşit olarak vasiyet alacaklısı olurla r112• Örneğin miras­ bırakan evini yirmi kişiye vasiyet etmişse, bu kişiler eşit olarak vasiyet OGUZMAN, s. 151; GÜRSOY, Kemal Tahir, "Ölüme Bağlı Tasarruflarda Şart ve Mü­ kellefıyetler, Kısım I, Mükellefıyet", AÜHFD , C. 10, S. 1, Y. 1953, Mükellefıyet, s. 484 vd.; BREITSCHMID/ JUNGO, Art. 482, N. 10; İMRE/ERMAN, s. 145; DURAL/ ÖZ, s. 165; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 212; KÖPRÜLÜ, s. 182. 110 Bkz. TUOR/PI CENONI, Art. 539, N. S; OGUZMAN, s. 264; SCHWANDER, Art. 539, N. 12 vd.; ESCHER, Art. 539, N. 4 vd.; WOLF/HRUBESCH-MILLAUER, N. 1252 vd.; ERGÜNE, Mehmet Serkan, Vasiyetnamenin Yorumu, İstanbul2011, s. 251 vd.; Öğretide haklı olarak tüzel kişiliği olmayan topluluğa kazandırmacia bulunulama­ yacağı, ancak kanunun mümkün olduğu kadar ölen kişinin son arzularının ayakta tutul­ ması ilkesinden hareketle, hükümsüz sayılacak tasarrufları geçerli kabul ederek ayakta tuttuğu ifade edilmektedir. Bkz. DURAL/ÖZ, s. 367; ÖZTAN, s. 340-341; İMRE/ ERMAN, s. 307. 111 KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 530; DURAL/ ÖZ, s. 367; ANTALYA/SAGLAM, s. 317; KÖPRÜLÜ, s. 353; ÖZTAN, s. 340; İMRE/ER MAN, s. 307-308. 112 KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 530; DURAL/ÖZ, s. 367. (m. 577) 43 alacaklısı olur ve vasiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Buna göre, her bir vasiyet alacaklısı, evin 1/20'nin kendisine devrini isteyebilir. Miras­ çıların devirden kaçınması halinde her bir vasiyet alacaklısı, taşınınazın 1/20 oranındaki payın kendisine devri için tescile zorlama davası (TMK m. 716) açabilir113• Eğer vasiyet konusu bölünemeyen bir taşınırsa, vasi­ yet alacaklılarından her biri borcun ifasını isteyebilir; vasiyet borçlusu, edimi alacaklılardan hepsine birden ifa etmek zorundadır (TBK m. 85). Görüldüğü üzere, verme borçlarında borcun ifasının gerçekleşmesi için tasarruf işlemine alacaklıların tamamının katılması gerekir. Eğer vasiyetin konusu bölünemeyen edim niteliğinde bir taşınırsa, vasiyetin ifası için alacaklıların tamamının vasiyet borçlusuna karşı dava açması gerekir. Bu halde vasiyet alacaklıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Mirasbırakanın belirli mal bırakma yoluyla kazandırma yaptığı 54 topluluğun adi şirket olması mümkündür. Bu halde adi şirket, vasiyet alacağı üzerinde elbirliğiyle hak sahibi olur (TBK m. 638/I) 114• Örneğin mirasbırakan bir adi şirkete m üze yapılması amacıyla bir taşınmaz vasiyet etmişse, adi şirket vasiyet alacağı üzerinde elbirliğiyle hak sahibi olur. Bir kimsenin mirasbırakanın kazandırma yaptığı gruba dahil olup 55 olmadığı, ölüme bağlı tasarruftan aksi anlaşılmadıkça mirasın geçtiği ana göre belirlenir1 15• Örneğin mirasbırakan O 1.01.2010 tarihinde yaptığı vasiyetname ile on kişiden oluşan yerel bir tiyatro grubuna faaliyetlerini desteklemek amacıyla belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia bu­ lunmuş ve mirasbırakan 01.08.2016 tarihinde ölmüştür. Mirasbırakan öldüğünde bir kişi tiyatroyu bırakmışt ır. Kazandırmanın yapıldığı anda kazandırma lehtarı sayısı on kişi olmasına rağmen, kazandırmanın hü- küm ve sonuç doğurduğu anda dokuz kişi kalmıştır. Bir kimsenin ölüme bağlı kazandırmacia hak sahibi olup olmadığı mirasbırakanın öldüğü ı 13 Vasiyetin konusunun taşınmaz olması halinde vasiyet alacaklıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Alacaklıların vasiyetin yerine getirilmesi için birlikte veya ayrı ayrı dava açmaları mümkündür. Mahkeme her bir vasiyet alacaklısılehine payına düşen kıs­ mın tesciline karar verir. ı ı• TUOR/PI CENONI, Art. S39, N. S; DURAL/ÖZ, s. 367, dn 968; KOCAYUSUFPA­ ŞAOGLU, s. S30, dn. 16. ı ıs KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. S30, dn. 17; TUOR/PICENONI, Art. S39, N. S. 44 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt- II ana göre belirlenir ve ölüm anında tiyatro grubuyla birlikte faaliyetlerini sürdürenler kazandırmacia hak sahibi olurlar. Burada şöyle bir soru akla gelebilir. Mirasbırakan on üyesi olan tiyatro grubuna kazandırma lehtarı sayısını da belirterek kazandırmacia bulunmuş, mirasbırakanın ölümü anında gruptaki üye sayısı on ikiye çıkmışsa, sonradan gruba dahil olan kişiler mirasçı veya vasiyet alacaklısı olacak mıdır? Kanaatimizce, önce­ likle mirasbırakanın iradesinin esas alınması gerekir. Eğer mirasbırakan belli bir sayı belirterek ölüme bağlı kazandırmayı yapmışsa, ölüme bağlı kazandırmanın yapıldığı andaki tiyatro grubunda ki kişilerin hak sahibi olması esastır. Ancak mirasbırakan kişi sayısı belirtmeksizin tiyatro grubu lehine kazandırmacia bulunmuşsa, mirasbırakanın ölümü anında gruba dahil olanların tamamı mirasçı veya vasiyet alacaklısı olur. 56 Topluluk lehine yapılan kazandırmalarda topluluğu oluşturan ki- şilerin sayısı çok fazla olmamalı ve topluluğa kimlerin girdiği belli veya belirlenebilir olmalıdır116• Örneğin mirasbırakanın bir tiyatro veya müzik grubunun üyelerine sanatsal faaliyetlerine devam etmeleri amacıyla ka­ zandırmada bulunması bu niteliktedir. Bu halde kazandırmanın amacı, kazandırma lehtarı kişilerin sanatsal faaliyetlerini sürdürmelerine destek olmaktır. Oysa mirasbırakanın herhangi bir sınırlandırma öngörmek ­ sizin çok geniş kişi grubuna yönelik kazandırmacia bulunması halinde, kazandırma lehtarı topluluğu meydana getiren bireylerin belirlenmesi veya sınırlandırılması mümkün değildir. Hatta bazı hallerde mirasbı­ rakanın kazandırma yaparken öngördüğü amacın süreklilik arz etmesi, kazandırma lehtarının belli bir teşkilata sahip olmasını zorunlu kılabilir. Örneğin mirasbırakanın gençlere müzik eğitimi verilmesi veya fakiriere ya da öğrencilere yardım edilmesi amacıyla kazandırmacia bulunması bu niteliktedir . Eğer kazandırmanın topluluğa dağıtılması işin niteliği ge­ reği mümkün değilse veya dağıtılması mirasbırakanın amacının hizmet etmiyorsa ya da kazandırmanın bir elde toplanarak sistemli kullanılması mirasbırakanın amacına daha çok hizmet edecekse, yapılan
Örneğin mirasbırakanın bir tiyatro veya müzik grubunun üyelerine sanatsal faaliyetlerine devam etmeleri amacıyla ka­ zandırmada bulunması bu niteliktedir. Bu halde kazandırmanın amacı, kazandırma lehtarı kişilerin sanatsal faaliyetlerini sürdürmelerine destek olmaktır. Oysa mirasbırakanın herhangi bir sınırlandırma öngörmek ­ sizin çok geniş kişi grubuna yönelik kazandırmacia bulunması halinde, kazandırma lehtarı topluluğu meydana getiren bireylerin belirlenmesi veya sınırlandırılması mümkün değildir. Hatta bazı hallerde mirasbı­ rakanın kazandırma yaparken öngördüğü amacın süreklilik arz etmesi, kazandırma lehtarının belli bir teşkilata sahip olmasını zorunlu kılabilir. Örneğin mirasbırakanın gençlere müzik eğitimi verilmesi veya fakiriere ya da öğrencilere yardım edilmesi amacıyla kazandırmacia bulunması bu niteliktedir . Eğer kazandırmanın topluluğa dağıtılması işin niteliği ge­ reği mümkün değilse veya dağıtılması mirasbırakanın amacının hizmet etmiyorsa ya da kazandırmanın bir elde toplanarak sistemli kullanılması mirasbırakanın amacına daha çok hizmet edecekse, yapılan kazandırma­ nın vakıfkurma sayılması gerekir (TMK m. 577 /II)117• Bu halde miras- 116 KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 530; İMRE/ERMAN, s. 308; DURAL/ÖZ, s. 367. 117 Bkz. TUOR/PICENONI, Art. 539, N. 8; OGUZMAN, s. 264; KOCAYUSUFPA­ ŞAOGLU, s. 530; ESCHER, Art. 539, N. 7; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. (m. 577) 45 bırakanın yaptığı ölüme bağlı tasarrufun kanuni tahvili (çevirme) söz konusudur118• Kanunun geçersiz saydığı bir işlem kanunen geçerli başka işleme çevrilmekted ir. Ancak öğretide de haklı olarak ifade edildiği üzere mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla mal varlığını bıraktığı topluluktaki kişileri tek tek belirlemişse ve bu kişilerin istenen amacı gerçekleştirme­ leri mümkünse1 vakıfkurma yoluna gidilemez119• Topluluk lehine yapılan kazandırmanın vakıf kurma olarak yorum- 57 lanması1 kendiliğinden vakfın kurulması sonucunu doğurmaz. Vakfın tüzel kişilik kazanması1 ilgililerin tescil talebinde bulunmasına bağlıdır. Tescil talebinde bulunabilecek kişiler TMK m. 102/III'te düzenlenmiş- tir. Buna göre mahkemeye başvurma1 ilgililerin veya vasiyetnarneyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce re'sen yapılır120• TürkMedeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıf- lar Tescil ve ilanı Hakkında Tüzük m. 3'te ise1 vasiyet yoluyla kurulan va­ kıflarda vakfedenin mirasçısının veya vakfeden tarafından mirası resmen idare etmekle görevlendirilmiş kişinin de tescil talebinde bulunabileceği düzenlenmiş tir. Buna göre1 mirasbırakanın yasal veya atanmış mirasçıla­ rından biri de tescil talebinde bulunabili r121• Yine mirasbırakanın mirası 1254i DURAL/ÖZ, s. 367i ERGÜNE, s. 254i İMRE/ERMAN, s. 307-308i AYİTERI KILIÇOGLU, s. 218i ÖZTAN, s. 340-341. 118 Bkz. DURAL/ÖZ, s. 367i ERGÜNE, s. 254. 119 TUOR/PI CENONI, Art. 539, N. 7i ÖZTAN, s. 34li İMRE/ERMAN, s. 308. 120 Bkz. DURAL/ÖGÜZ, s. 356i OGUZMAN/SELİÇİ/OK TAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 42li AYAN/ AYAN, s. 278. 121 Yargıtay, ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurulması halinde mirasçılardan birinin vakfın kurulması için talepte bulunabileceğine, diğer koşulların gerçekleşmiş olması halinde tek bir mirasçının başvurusunun yeterli olduğuna, tescil talebinde bulunan kişinin daha sonra tescil isteminden feragat etmesinin davanın reddini gerektirmeyeceğine karar vermiştir. Karara göre, "4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 102. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa, tescil için mahkemeye baş­ vurma ilgililerin veya vasiyetnarneyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce re'sen yapılır. Türk Medeni Kanunu'na Göre Kurulan Vakıflar Hak­ kında Tüzüğün S. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca da.:.vasiyet yolu ile kurulan vakıflarda vakfedenin mirasçısı veya vakfeden tarafından mirası resmen yönetmekle görev­ lendiri/miş kişi tescil isteminde bulunabilir. Vasiyetnamenin açılması tarihinden başlayarak üç ay içinde bunlar tarafından tescil isteminde bulunulmamış ise vakfın tescili hususunda­ ki başvurma Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Somut olayda, vasiyet yolu ile 46 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il resmen idare etmekle görevlendirdiği vasiyeti yerine getirme görevlisi (TMK m. 550 vd.) tescili isteyebi lir122• Özellikle kazandırma yapılmak istenen topluluğun her bir üyesi de ilgili olarak vakfın tescilini talep ede­ bilir123. 58 Öğretide kanunda açık hüküm bulunmamasına rağmen yeni bir va- kıf kurulması yerine, mirasbırakanın yaptığı ölüme bağlı kazandırmanın onun takip ettiği amacı gerçekleştirmek üzere mevcut bir vakfa veya böyle birvakıfyoksa bir kamu tüzel kişisine verilmesinin mümkün olduğu kabul edilmektedir124• Kanaatimizce, yapılan kazandırmanın mirasbırakanın ta­ kip ettiği amacı gerçekleştirmeye elverişli olması halinde, kazandırmanın aynı veya benzer amaçlı bir vakfa verilmesi yerine yeni vakıf kurulması mirasbırakanın arzusuna daha uygundur . Ancak kazandırmanın miktarı mirasbırakanın takip ettiği amacı gerçekleştir meye elverişli değilse, ka­ zandırma miktar itibariyle yetersizse, bu halde kazandırmanın aynı veya benzer amaçlı bir vakfa verilmesi, böyle bir vakfın bulunmaması halinde ise kamu tüzel kişisine devri gerekir. kurulan vakfın tescili için anılan yasa ve tüzük maddeleri hükümleri uyarınca vakfedenin mirasçılarından olan Turgay tarafından mahkemeye başvurulmuştur . Vakfın mahkemece tescili için diğer koşullarm gerçekleşmiş olması durumunda bu mirasçının başvurmuş olması yeterlidir. Yöntemince başvurmuş olan kişinin daha sonra tescil isteminden feragat etmiş ol­ ması, davanın reddini gerektirmez. Yukarıda değinilen yasa ve tüzük maddeleri ile belirtilen esaslar göz önünde tutularak mahkemece davaya bakı/ıp Dairenin daha önceki bozma ka­ rarı doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılıp tamamlanmasından sonra oluşacak sonuç doğ­ rultusunda hüküm kurulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. ". Bkz. Yargıtay 18. HD, E. 2007/4355, K. 2007/4804, T. 28.05.2007, www.kazanci.com ( 18.05.201 7). 122 DURAL/ÖZ, s. 168. 123 DURAL/ÖZ, s. 368. 124 Açıklamalar için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 530-531. (m. 578) §4. MiRASTAN YOKSUNLUK 2. Mirastan yoksunluk a. Sebepleri 47 Madde 578-Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler: 1. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldür­ meye teşebbüs edenler, 2. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölü­ me bağlı tasarruf yapamay acak duruma getireni er, 3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağ­ layanlar ve engelleyenler, 4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve za­ manda ölüme bağlı bir tasarruf u kasten ve hukuka aykırı olarak orta­ dan kaldıranlar veya bozanlar. Mirastan yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar. I. GENEL OLARAK Mirasçılık sıfatını sona erdiren sebeplerden biri de mirastan yok-59 sunluktur125• Mirastan yoksunluk, genel olarak hak ehliyetine sahip ve mirasçılık sıfatını kazanma sebebi (yasal veya iradi mirasçılık) olan bir kimsenin kanunda öngörülen hallerde belli bir kimseye karşı kendili­ ğinden mirasçılık sıfatını kaybetmesidir126• Daha önce de ifade ettiğimiz üzere mirasçılık sıfatı zümre mirasçıları bakımından kan bağına ( evlatlık ve altsoyunun mirasçılığında evlatlık ilişkisine), eş bakımından ise evlilik 125 Mirastan yoksunluğun tarihi gelişimi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ENGiN, Baki İlkay, Mirastan Yoksunluk, İstanbu12010, s. ll vd. 126 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 531; SCHWANDER, Art. 540, N. 1; ESCHER, Art. 540, N. 1; ENGiN, Yoksunluk, s. 35; OGUZMAN, s. 265; SEROZAN/ENGiN, s. 464; DURAL/ÖZ, s. 368; ÖZTAN, s. 342; KÖPRÜLÜ, s.
veya bozanlar. Mirastan yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar. I. GENEL OLARAK Mirasçılık sıfatını sona erdiren sebeplerden biri de mirastan yok-59 sunluktur125• Mirastan yoksunluk, genel olarak hak ehliyetine sahip ve mirasçılık sıfatını kazanma sebebi (yasal veya iradi mirasçılık) olan bir kimsenin kanunda öngörülen hallerde belli bir kimseye karşı kendili­ ğinden mirasçılık sıfatını kaybetmesidir126• Daha önce de ifade ettiğimiz üzere mirasçılık sıfatı zümre mirasçıları bakımından kan bağına ( evlatlık ve altsoyunun mirasçılığında evlatlık ilişkisine), eş bakımından ise evlilik 125 Mirastan yoksunluğun tarihi gelişimi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ENGiN, Baki İlkay, Mirastan Yoksunluk, İstanbu12010, s. ll vd. 126 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 531; SCHWANDER, Art. 540, N. 1; ESCHER, Art. 540, N. 1; ENGiN, Yoksunluk, s. 35; OGUZMAN, s. 265; SEROZAN/ENGiN, s. 464; DURAL/ÖZ, s. 368; ÖZTAN, s. 342; KÖPRÜLÜ, s. 353; İMRE/ERMAN, s. 308 vd.; KILIÇOGLU, Miras, s. 266; AYAN, Miras, s. 260; AYİTER/KI LIÇOGL U, s. 219 vd.; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 475 vd.; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 419 vd.; HATEMİ, Miras, s. 120-ı 21; S ÜZEL, Ece Baş, "Biyolojik Ailenin Evlat Edinilen e Miras­ çı Olması Sorunu'; BÜHFD, Cilt 14, S. ı 79-180, Temmuz-Ağustos 20ı9, s. ı479-ı480. 48 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il bağına dayanır. Kan bağı ve evlilik bağı, mirasbırakanla mirasçı arasında kural olarak güçlü bir duygusal bağın kurulmasını sağlar. Bu duygusal bağ da yasal mirasçılar için kendiliğinden, atanmış mirasçılar bakımından ise mirasbırakanın iradesiyle terekede hak sahibi olmayı sağlar. Ancak gerek kanun gerekse mirasbırakan tarafından mirasta hak sahibi olması öngörülen kişinin gerçekte bu sıfatı taşımaya ve terekede hak sahibi olmaya layık olmadığı haller söz konusu olabilir. Örneğin bir kimsenin kasten ve hukuka aykırı olarak mirasbırakanı öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi halinde de mirasçı olacağını kabul etmek mirasbırakanın arzusuna uygun olmadığı gibi mirasçılık sıfatının kazanılmasına sebep olan temel ilkelere de aykırıdır127• Bu gibi durumları dikkate alan kanun koyucu, TMK m. 578'de mirasbırakana karşı bazı fiilleri işleyen kişilerin mirasçılık sıfatını yitireceğini veya bu kimseler lehine yapılan ölüme bağlı kazandırmaların hükümsüz hale geleceğini düzenlemişti r. Mirastan yok­ sunlukta, mirasçı ile mirasbırakan arasındaki duygusal bağın koptuğu, mirasbırakanın kendisine karşı belli fiilieri işleyen kişilerin terekede hak sahibi olmasını istemeyeceği, mirasçılık sıfatının varlık sebebinin ortadan kalktığı karinesi söz konusudur. 60 TMK'da mirasçılık sıfatını sona erdiren çeşitli sebepler düzenlen- miştir. Bunlardan biri de yoksunluğa benzeyen ve benzer amaçlarla getiri­ len mirasçılıktan çıkarma dır. Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakana TMK m. SlO'da öngörülen sebeplerin gerçekleşme siyle saklı paylı mirasçısının mirasçılık sıfatını sona erdirme hakkı veren bir haldir128• Mirasçılıktan çıkarma kanunda öngörülen sebeplerin gerçekleşmesiyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını sona erdiren bir hal değildir. Kanunda öngörülen sebepler gerçekleşse bile bu durum mirasbırakan ile saklı paylı mirasçı arasındaki duygusal bağın kopmasına sebep olmayabilir . Mirasbırakan ile mirasçı arasındaki duygusal bağın kopup kopmadığının belirlenme­ sinde mirasbırakanın sübjektif değerlendirmesi önemli rol oynadığından 127 Mirastan yoksunluk sebeplerine temel teşkil eden düşünceler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 51 vd.; SEROZAN/ENGİN, s. 464. 128 Bilgi için bkz. DURAL/ÖZ, s. 204 vd.; KOCA YUSUFP AŞAOGL U, s. 306 vd.; AN­ TALYA/SAGLAM, s. 205 vd.; SEROZAN/ENGİN, s. 398 vd.; İMRE/ERMAN, s. 246 vd.; ÖZTAN, s. 142 vd.; KILIÇOGLU, Miras, s. 170 vd. (m. 578) 49 mirasçılıktan çıkarma, tamamen onun iradesine bırakılmıştır 129• Oysa yoksunluk kanunda öngörülen sebebin gerçekleşmesiyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını sona erdiren veya ölüme bağlı tasarrufu hükümsüz hale getiren bir haldir130• Yoksunluk sebepleri, mirasçılıktan çıkarmaya göre daha ağırdır. Örneğin mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işleme mirasçılıktan çıkarma sebebiyken, mirasbırakanı kasten ve huku­ ka aykırı olarak öldürmek veya öldürmeye teşebbüs etmek yoksunluk sebebidir. Yoksunluk, mirasçılık sıfatının sona ermesinde mirasçılıktan çıkarmayı tamamlayan131, çıkarmaya göre daha ağır sebeplerle ve kendili­ ğinden gerçekleşen bir kurumdur132• Mirastan yoksunluk, kanunda öngörülen sebeplerin gerçekleşme- 61 siyle mirasbırakan ile mirasçı veya vasiyet alacaklısı arasındaki duygusal bağın kopması veya kopması karinesine bağlanmış bir sonuçtur. Yok­ sunluğa sebep olan fiili işleyen bir kimsenin mirasçı veya vasiyet alacak- iısı olması mirasbırakanın iradesine aykırıdır. Çıkarmadan farklı olarak yoksunlukta mirasbırakanın çoğu olayda mirasçının mirasçılık sıfatına son verme veya ölüme bağlı işlemi geri alma imkanı olmadığından, mi­ rasbırakanın varsayılan iradesine bağlı olarak mirasçılık sıfatı kanun ge- reği kendiliğinden sona erer. Ancak yoksunluk sebebinin gerçekleşmesi mirasçılık sıfatının mutlak olarak sona ereceği anlamına gelmez. TMK m. 578/II'de mirastan yoksunluğun mirasbırakanın affıyla ortadan kalkaca- ğı düzenlenmiş tir. Görüldüğü üzere, yoksunluk sebebinin gerçekleşmesi mirasçılık sıfatının sona ermesi konusunda bir karine oluşturur. Ancak mirasbırakan mirasçıyı affederse yoksunluk sebebi ortadan kalkar. Hü- küm kapsamında sırasıyla yoksunluğun mirasçılıktan çıkarmadan farkı, yoksunluk sebepleri, yoksunluğun sonuçları ile af konuları açıklanacaktır. 129 WEIMAR, Art. 477, N. 16; İMRE/ER MAN, s. 247; DURAL/ÖZ, s. 205. 130 Bkz. İMRE/ER MAN, s. 309; ENGiN, Yoksunluk, s. 168; PIOTET, s. 562; KOCA­ YUSUFPAŞAOG LU, s. 539; OGUZMAN, s. 268; DURAL/ÖZ, s. 376; KÖPRÜLÜ, s. 355; ANTALYA/SAGLAM, s. 321; AYAN, Miras, s. 261. 131 ENGiN, Yoksunluk, s. 44; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 532; iMRE/ERMAN, s. 309; KÖPRÜLÜ, s. 353; SEROZAN/ENGiN, s. 465; ANTALY A/SAGLAM, s. 318. 132 KÖPRÜLÜ, s. 353. so Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il II. YOKSUNLUGUN MiRASÇlLIK TAN ÇlKARMADAN FARKI 62 Yoksunluk ile mirasçılıktan çıkarma birbirine benzeyen ve miras- çılık sıfatını sona erdiren hallerdendir. Her iki kurumun da ortak özel­ liği, kanunda öngörülen fiilieri işleyen mirasçıyı veya vasiyet alacaklısını cezalandır maktır. Ancak ortak özelliklerine rağmen iki kurum arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. 63 Bu farklardan ilki, mirasçılıktan çıkarmanın mirasbırakanın yapa- cağı ölüme bağlı tasarrufla gerçekleşirken, yoksunluğun kendiliğinden gerçekleşmesidir133• Mirasçılıktan çıkarma kanunda öngörülen sebep­ lerio gerçekleşmesiyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını sona erdirmez. Kanunda öngörülen sebepler gerçekleşse bile bu durum mirasbırakan ile saklı paylı mirasçı arasındaki duygusal bağın kopmasına sebep olmayabi­ lir. Çünkü aile bağının kopup kopmadığının belirlenmesinde mirasbıra­ kanın sübjektif değerlendirmesi önemli rol oynadığından mirasçılıktan çıkarma, tamamen onun iradesine bırakılmıştır134• Hatta mirasbırakan ile mirasçı arasındaki duygusal bağ kopmuş olsa bile, saklı paylı mirasçının mirasçılık sıfatının sona erebilmesi için mirasbırakanın kanunda öngö­ rülen şekilde çıkarma iradesini açıklaması gerekir. Ancak bu şekilde saklı paylı mirasçının mirasçılık sıfatına son verilebilir. Oysa yoksunlukta mi­ rasbırakanın herhangi bir tasarrufta bulunmasına gerek yoktur. Kanunda öngörülen sebebin gerçekleşmesi mirasçılık sıfatının sona ermesi için yeterlidir. 64 İkincisi, mirasçılıktan çıkarınayla yoksunluğun uygulama alanının farklı olmasıdır. Mirasçılıktan çıkarma sadece saklı paylı mirasçılar için öngörülmüş bir kurumdur135• Diğer bir ifadeyle mirasçılıktan çıkarmanın 133 DURAL/ÖZ, s. 369; KOCAYUSUFPAŞA OGLU, s. S32; ENGİN, Yoksunluk, s. 44; İMRE/ER MAN, s. 309; SEROZAN/ENGİN, s. 46S; İNAN/ERT AŞ/ALBAŞ, s. 476; ANTALYA/SAGLAM, s.
sebep olmayabi­ lir. Çünkü aile bağının kopup kopmadığının belirlenmesinde mirasbıra­ kanın sübjektif değerlendirmesi önemli rol oynadığından mirasçılıktan çıkarma, tamamen onun iradesine bırakılmıştır134• Hatta mirasbırakan ile mirasçı arasındaki duygusal bağ kopmuş olsa bile, saklı paylı mirasçının mirasçılık sıfatının sona erebilmesi için mirasbırakanın kanunda öngö­ rülen şekilde çıkarma iradesini açıklaması gerekir. Ancak bu şekilde saklı paylı mirasçının mirasçılık sıfatına son verilebilir. Oysa yoksunlukta mi­ rasbırakanın herhangi bir tasarrufta bulunmasına gerek yoktur. Kanunda öngörülen sebebin gerçekleşmesi mirasçılık sıfatının sona ermesi için yeterlidir. 64 İkincisi, mirasçılıktan çıkarınayla yoksunluğun uygulama alanının farklı olmasıdır. Mirasçılıktan çıkarma sadece saklı paylı mirasçılar için öngörülmüş bir kurumdur135• Diğer bir ifadeyle mirasçılıktan çıkarmanın 133 DURAL/ÖZ, s. 369; KOCAYUSUFPAŞA OGLU, s. S32; ENGİN, Yoksunluk, s. 44; İMRE/ER MAN, s. 309; SEROZAN/ENGİN, s. 46S; İNAN/ERT AŞ/ALBAŞ, s. 476; ANTALYA/SAGLAM, s. 318; HATEMİ, Miras, s. 121; KILIÇOGL U, Miras, s. 266. 134 WEIMAR, Art. 477, N. 16; İMRE/ERMAN, s. 247; DURAL/ÖZ, s. 20S; İNAN/ER­ TAŞ/ ALBAŞ, s. 476. 135 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 306; OGUZMAN, s. 209; BESSENICH, Balthasar, Basler Kommentar Zivilgeseztzbuch ll, Art. 4S7-977 ZGB, Art. 1-61 ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt-Geiser), S. Auglafe, Basel 201S, Art. 477, N. S; DURAL/ÖZ, s. 20S; (m. 578) sı temel amacı, saklı paylı mirasçının mirasçılık sıfatına son vermektir. Saklı paylı olmayan mirasçı mirasçılıktan çıkarılamazi mirasbırakan saklı paylı olmayan mirasçının saklı payı üzerinde dilediği gibi tasarruf ederek onu mirastan uzaklaştıra bilir136• Oysa yoksunluk saklı paylı olsun olmasın bü­ tün yasal mirasçılar için söz konusu olabildiği gibi atanmış mirasçılar için de söz konusu olabilir137• Kanunda öngörülen sebeplerin gerçekleşmesi yasal ve atanmış mirasçıların mirasçılık sıfatını kendiliğinden sona erdi­ rir. Yine yoksunlukta yoksunluk sebebini işleyen kişi lehine yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflar ( vasiyetname veya miras sözleşmesi) kendiliğin­ den hükümsüz hale gelir. Ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale gelmesi için geri alınmasına veya iptal davası açılmasına gerek yoktur. Üçüncüsü, çıkarmayı gerektiren fiilierin işleneceği kişilerin yoksun- 65 luğa göre daha geniş olmasıdır . TMK m. SlO'a göre, mirasçının mirasbı­ rakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işle- mesi ya da mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülükl erini önemli ölçüde yerine getirmemesi çıkarma sebebidir. Bir kimsenin mirasçılıktan çıkarılabilmesi için sadece mirasbırakana karşı değil mirasbırakanın yakınlarına veya ailesi üyelerine karşı da çıkarma sebebini gerektiren fiili işlemesi yeterlidir. Oysa TMK m. S78'de öngörülen yoksuniuğu gerektiren fiilierin mirasbırakana karşı GÖNENSAY/BİRSEN, s. 61; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 359; YAGCI, Kürşad, Ce­ zai Mirasçılıktan Çıkarma (Cezai Iskat), İstanbul2013, s. 13,93 vd.; İMRE/ERMAN, s. 246, 309; SEROZAN/ENGİN, s. 465; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 476; ÖZUGUR, Ali İhsan, "Miras Hakkından İskat", ABD, 1996/3, s. 346; KAHVECİ, Nalan, ·�man Medeni Kanununda Saklı Paydan Uzaklaştırma Sebeplerine İlişkin Yapılan Değişik­ likler ve İsviçre-Türk Hukuku İle Karşılaştırılması'� YÜD, Özel Sayı (Armağan), C. 8, Y. 2013, Prof. Dr. Aydın Zevkliler' e Armağan, Cilt-2, s. 1486 vd.; ÇUBUKGİL , Rıza, "Mirastan Adi Iskatın Hukuki Mahiyeti ve Sebepleri'� AÜHFD, C. 7, S. 3-4 1950, s. 441-442; Yargıtay 2. HD, E. 2008/373 4, K. 2009/13172, T. 02.07.2009, www.kazanci. com (15.04.2018). 136 ÇUBUKGİL, Iskat, 441; İMRE/ERMAN, s. 246; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 306; TUOR, Art. 477, N. 1; ESCHER , Art. 477, N. 2; WEIMAR, Art. 477, N. 2; DURAL/ÖZ, s. 205; OGUZMAN, s. 209; YAGCI, s. 49-51; TUOR/SC HNYDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 601. 137 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 532; ENGiN, Yoksunluk, s. 44; İMRE/ER MAN, s. 309; DURAL/ÖZ, s. 369; SEROZAN/ENGİN, s. 465; ANTALYA/SAGLAM, s. 318. 52 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il işlenmiş olması gerekir138• Söz konusu fiilierin mirasbırakanın yakınlarına karşı işlenmesi yoksunluk sebebi değildir. Ancak TMK m. S78'de öngö­ rülen fiilierin mirasbırakanın yakınlarına karşı işlenmesi, mirasbırakana o kişiyi TMK m. S 1 O' a göre mirasçılıktan çıkarma hakkı verir. 66 Dördüncüsü ise af yönünden dir. TMK m. 578/II'de mirastan yoksunluğun mirasbırakanın affıyla ortadan kalkacağı açıkça düzenlen­ miştir139. Yoksunluk sebebi gerçekleştikten sonra mirasbırakan mirasçıya veya vasiyet alacaklısını affederse, yoksunluk ortadan kalkar. Oysa miras­ çılıktan çıkarmada affa ilişkin özel bir hüküm getirilmemiş, bu da öğre­ tide konuyla ilgili farklı görüşlerin ileri sürülmesine sebep olmuştur140• 138 ENGİN, Yoksunluk, s. 44; DURAL/ÖZ s. 20S; SEROZAN/ENGİN, s. 46S; Yargıtay bir uyuşmazlıkta haklı olarak yoksunluğun sadece mirasbırakana karşı gerçekleşebile­ ceğine, yoksunluğun mirasçının öldürdüğü kişinin sonradan ölen eşe mirasçı olmasına engel olmadığına karar vermiştir. Karara göre " ... 2 -HaydaTj babasını öldürdüğüne göre mirastan mahrum olup (MK S20) miras payıJüruuna geçer (MK S21). Bu yolda bir araş­ tırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmemiş olması bozma yı gerektirir. 3-Haydar'ın ba­ basını öldürmüş olması, babasından anasına geçen mirastan pay almasını engellemez. Çün­ kü mahrCtmiyet, sadece öldürülen kişiden öldürene geçecek miras hakkında söz konusudur . Öldürülenin karısının sonr adan ölmesi halinde mirası, öldürme olayı yokmuş gibi, kanuni mirasçılarına ait olur. Bu yön ün gözeti/memiş olması da Usul ve Kanuna aykırıdır ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. ı977/4637, K. ı977/4748, T. 07.06.1977, www.kazanci.com (2S.07.20 ı8). 139 Bilgi için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. S4 ı -S42; ENGiN, Yoksunluk, s. 199 vd.; DURAL/ÖZ, s. 377-378; KÖPRÜLÜ, s. 3SS; İMRE/ER MAN, s. 3ı4; ANTALYA/ SAGLAM, s. 321-322. 140 Bazı yazarlar ve İsviçre Federal Mahkemesi, affın ancak ölüme bağlı işlemin geri alın­ ması yoluyla gerçekleşebileceğini, aksi halde çıkarmanın hüküm doğuracağını kabul etmektedir. Bkz. ESCHER, Art. 477, N. 9; BESSENI CH, Art. 477, N. 9; OGUZMAN, s. 2ı6; AYİTER/KILIÇO GLU, s. ı 76; İMRE/ER MAN, s. 2S3-2S4; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 369; AYAN, Miras, s. ı94; ANTALYA/SAGLAM, s. 212; BGE SS II 164, http://servat.unibe.ch/ dfr/pdf/ c20SSı64.pdf ( ı9.04.20ı 7); ÖZUGUR, Iskat, s. 348. Aksi görüşü savunan yazarlar ise affın mirasçılıktan çıkarmayı doğrudan doğruya orta­ dan kaldırmadığını, ancak çıkarılana TMK m. Sl2/III'e göre tenkis davası açarak saklı payını isteme hakkı verdiğini kabul etmektedir. Bkz. KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 3ı8; DURAL/ÖZ, s. 2ı6; ÖZTAN, s. ıS8; YAGCI, s. 388. (m. 578) III. YOKSUNLUK SEBEPLERiNE HAKiM OLAN İLKELER A. Yoksunluk Sebeplerinin Sınırlı Sayıda Olması 53 Öğretide mirastan yoksunluk sebeplerinin sınırlı sayıda düzenlen- 67 diği kabul edilmektedi r141• Bundan dolayı kanunda öngörülen sebeplere yenilerinin eklenmesi kural olarak mümkün değildir. Mirasbırakana karşı işlenebilecek öyle fiilier var ki1 bu fiilierin bir kimseyi öldürmek veya öl­ dürmeye teşebbüs etmekten daha hafif olduğu söylenemez. Örneğin bir kimsenin hukuka aykırı olarak bütün malvarlığının ele geçirilmesi1 suç isnat edilerek uzun süre hapis yatmasına sebep olunması bu niteliktedir . Yine mirasbırakanın yakınlarına karşı işlenen fiilier1 mirasbırakanda şahsına karşı işlenmiş fiiliere göre çok daha ağır tahribata sebep
ancak çıkarılana TMK m. Sl2/III'e göre tenkis davası açarak saklı payını isteme hakkı verdiğini kabul etmektedir. Bkz. KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 3ı8; DURAL/ÖZ, s. 2ı6; ÖZTAN, s. ıS8; YAGCI, s. 388. (m. 578) III. YOKSUNLUK SEBEPLERiNE HAKiM OLAN İLKELER A. Yoksunluk Sebeplerinin Sınırlı Sayıda Olması 53 Öğretide mirastan yoksunluk sebeplerinin sınırlı sayıda düzenlen- 67 diği kabul edilmektedi r141• Bundan dolayı kanunda öngörülen sebeplere yenilerinin eklenmesi kural olarak mümkün değildir. Mirasbırakana karşı işlenebilecek öyle fiilier var ki1 bu fiilierin bir kimseyi öldürmek veya öl­ dürmeye teşebbüs etmekten daha hafif olduğu söylenemez. Örneğin bir kimsenin hukuka aykırı olarak bütün malvarlığının ele geçirilmesi1 suç isnat edilerek uzun süre hapis yatmasına sebep olunması bu niteliktedir . Yine mirasbırakanın yakınlarına karşı işlenen fiilier1 mirasbırakanda şahsına karşı işlenmiş fiiliere göre çok daha ağır tahribata sebep olabilir. Örneğin mirasbırakanın çocuğunu öldürmek1 mirasbırakanı öldürmeye teşebbüs etmeye göre çok daha ağır bir fiildir. Mirasbırakana veya yakın­ larına karşı işlenen fiilin sonuçları TMK m. 578'de sayılanlara göre çok daha ağır olsa bile1 bu sebeplerin genişletilmesi mümkün değildir142• 141 TUOR/PI CENONI, Art. S40-S41, N. lS; ESCHER , Art. S40, N. 6; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. S33; OGUZMAN, s. 26S; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 476; KÖPRÜ­ LÜ, s. 3S4; AYİTER/KILIÇOGL U, s. 219; AYAN, Miras, s. 261; SEROZAN/EN­ GİN, s. 310; KILIÇOGL U, Miras, s. 266; DURAL/ÖZ, s. 370; ÖZTAN, s. 343. 142 ENGiN, Yoksunluk, s. 72; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 476-477; DURAL/ÖZ, s. 370; Yoksunluk sebepleri sınırlı sayıda düzenlenmiş olsa bile öğreti ve uygulamada yoksun­ luk sebeplerine ilişkin hükürnlerin genişletici yoruma tabi tutularak TMK m. S78'in uygulama alanının genişletildiği kabul edilmektedir. Ayrıntılı bilgi ve açıklamalar için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 73 vd.; Yargıtay kararına konu olmuş ilginç bir olayda bir kimse hayattayken kızı kendisine şiddet uyguladığı gerekçesiyle mirastan yoksun olma­ sı amacıyla dava açmış ve yerel mahkeme davacının talebi doğrultusunda davalının mi­ rastan yoksunluğuna karar vermiştir. Yargıtay yerinde olarak mirasbırakan hayattayken yoksunluğa hükmedilmesi veya tespiti amacıyla dava açılamayacağına, davacının diler­ se TMK m. S 1 O uyarına davalıyı mirasçılıktan çıkarabileceğine karar vermiştir. Karara göre, " ... Davacı, kızı olan dava/ı ... 'in kendisine şiddet uyguladığını, geçirdiği kalp ameliya­ tı sonrasında kalbine yumruk atarak kendisini öldürmeye çalıştığını, bu sebeple dava/ının TMK'nın 510, 578. Maddelerince mirastan yoksun edilmesini talep etmiştir. Davalı, da­ vacmm iddialarını kabul etmediğini, asıl davacının kendisine şiddet uyguladığmı belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüyle davaimm davacının mirastan yoksun bırakı/masına karar verilmiştir. Hükmü, dava/ı temyiz etmiştir. Mahkeme ce, dava- 54 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II 68 Yoksunluk sebepleri TMK m. S78'de dört benthalinde sayılmıştır . Ancak öğretide bu sebepler yanında TMK m. 159 ve 181'de iki özel yoksunluk halinin daha getirildiği kabul edilmektedir143• TMK m. 159'a göre, evliliğin hudanı davasının sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflada sağlanan hakları da kaybeder14 4• Yine TMK m. 181/II'de, boşanma davası devam ederken ölen eşin mi­ rasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve sağ kalan eşin kusurunun ispatlanması halinde de eşin mirasçılık sıfatı ve boşanmadan önce yapıl­ mış olan ölüme bağlı tasarruflada kendilerine sağlanan hakları, aksi tasar­ ruftan anlaşılmadıkça, kaybedeceği düzenlenmiştir145• Görüldüğü üzere evlilik birliğini sona erdiren her iki halde de TMK m. S 78'de olduğu gibi kusurlu veya iyiniyetli olmayan eşin mirasçılık sıf atının sona ermesi ve eş lehine yapılan ölüme bağlı tasarrufların kendiliğinden hükümsüz hale gelmesi söz konusudur. B. Yoksuniuğu Gerektiren Fiilin Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak işlenmesi 69 Yoksuniuğu sebep olan fiilierin ortak özelliği kasten ve hukuka aykı- rı olarak işlenmiş olmalarıdır146• Fiilin yoksunluğa sebep olabilmesi için kastın ve hukuka aykırılığın aynı anda gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar­ dan birinin yokluğu yoksuniuğu engeller. TMK m. S78'in birinci, ikinci ve dördüncü bendinde yoksuniuğu sebep olan fiilin kasten ve hukuka cının davalı olan kızına karşı yoksunluğun tespiti davası açamayacağı, TMK 51 O. maddesi uyarınca ancak ölüme bağlı tasarrufla bu işlemi gerçekleştirebi leceği gözeti/meden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmem iş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir .". Bkz. Yargıtay ı4. HD, E. 20ı6/22ı9, K. 20ı6/8529, T. ı9.ı0.20ı6, www.legalbank. net (ı9.09.20ı9). 143 DURAL/ÖZ, s.43, 370; ANTALYA/SAGLAM, s. 93; Yargıtay2. HD, E. 20ı5/ı8512, K. 20ı6/ ı09 ı 7, T. 02.06.20ı6, www.kararara.com (27.09.20ı 7). 144 DURAL/ÖZ, s. 370i ANTALY A/SAGLAM, s. 93. 145 DURAL/ÖZ, s. 370; ANTALYA/SAGLAM, s. 93. 146 Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 77-78; OGUZMAN, s. 265; SEROZAN/ENGİN, s. 467; DURAL/ÖZ, s. 370; WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. ı264; KÖPRÜLÜ, s. 354; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 2ı9; AYAN, Miras, s. 26ı; İMRE/ERMAN, s. 3ı0- 3 ı ı; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 476-477; KILIÇOGLU, Miras, s. 267-268. (m. 578) ss aykırı işlenmesi gerektiği açıkça düzenlenmi ştir. Oysa üçüncü bentte kast ve hukuka aykırılıktan açıkça söz edilmemiştir. Ancak hükümde kast ve hukuka aykırılıktan söz edilmemesi bir eksiklik değildir. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlama ve engellemede, aldat­ ma, zorlama veya korkutma fiilieri kast ve hukuka aykırılığı işin niteliği gereği bünyesinde barındırır147• Sonuç olarak TMK m. S78'de öngörülen fiilier kasten işlenmemişse veya fiil hukuka aykırı değilse mirasçılık sıfatı sona ermeyeceği gibi ölüme bağlı tasarrufhükümsüz hale gelmez. Örne­ ğin mirasçı mirasbırakanı kasten öldürmesine rağmen hukuka aykırılığı önleyen bir sebep varsa (haklı savunma, kanunun verdiği yetkinin kul­ lanılması gibi) yoksunluk gerçekleşmeyeceği gibi fiil hukuka aykırı olsa bile öldürme ihmalle gerçekleşmişse yoksunluk yine gerçekleşmez148• İhmalin ağır olması sonucu değiştirmez. C. Mirastan Yoksun Olan Kişinin Ayırt Etme Gücüne Sahip Olması Bir fiilin mirastan yoksunluğa sebep olması için kasten işlenmesi 70 gerekir. Bundan dolayı fiili işleyen kişinin mirastan yoksun olabilmesi için fiilin işlendiği sırada TMK m. 13 anlamında ayırt etme gücüne sahip olması gerekir149• Ayırt etme gücü olma yan bir kimsenin TMK m. S78'de öngörülen fiilieri kasten işlemesi mümkün değildir. Fiili işleyen kişinin ceza ehliyetinin olmaması yoksunluğa engel değildir150• Ayırt etme gücü, bir kimsenin akla uygun biçimde davranma, fiilie- 71 rinin sebep ve sonuçlarını aniayabilecek durumda olmasını ifade eder151• ı47 Bkz. ESCHER, Art. 540, N. 7; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 533; OGUZMAN, s. 265; DURAL/ÖZ, s. 370; ENGiN, s. 78. ı48 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 533; WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. 1263; DURAL/ÖZ, s. 370; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 2ı9; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 476. ı49 WOLF/HRUBESCH-MI LLAUER, N. 1263; ENGiN, Yoksunluk, S. 78-79; AYİ­ TER/KILIÇOGL U, s. 219; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 477. ıso ENGiN, Yoksunluk, s. 78-79, 88. ısı Ayrıntılı bilgi için bkz.
için fiilin işlendiği sırada TMK m. 13 anlamında ayırt etme gücüne sahip olması gerekir149• Ayırt etme gücü olma yan bir kimsenin TMK m. S78'de öngörülen fiilieri kasten işlemesi mümkün değildir. Fiili işleyen kişinin ceza ehliyetinin olmaması yoksunluğa engel değildir150• Ayırt etme gücü, bir kimsenin akla uygun biçimde davranma, fiilie- 71 rinin sebep ve sonuçlarını aniayabilecek durumda olmasını ifade eder151• ı47 Bkz. ESCHER, Art. 540, N. 7; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 533; OGUZMAN, s. 265; DURAL/ÖZ, s. 370; ENGiN, s. 78. ı48 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 533; WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. 1263; DURAL/ÖZ, s. 370; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 2ı9; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 476. ı49 WOLF/HRUBESCH-MI LLAUER, N. 1263; ENGiN, Yoksunluk, S. 78-79; AYİ­ TER/KILIÇOGL U, s. 219; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 477. ıso ENGiN, Yoksunluk, s. 78-79, 88. ısı Ayrıntılı bilgi için bkz. OGUZMAN/ SELİÇİ/OK TAY-ÖZDEMİR, Kişiler, s. 53-54; BUCHER, Eugen/AEBI-MÜLLER, Regina E., Berner Kommentar , Zivilgesetzbuch, Die natürlichen Person en, art. ı ı-ı 9d. ZGB, Rechts-und Handlungsfahigkeit, 2. Auf- 56 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci/t-11 Ayırt etme gücü nispi bir kavramdır152• Ayırt etme gücünün varlığı veya yokluğu genel olarak değil, kişinin işlemiş olduğu fiile göre belirlenmeli­ dir153. Buna göre, somut olayda, fiilinin sebep ve sonuçlarını aniayabile­ cek yetenekte olduğuna kanaat getirilen kişi mirastan yoksun olur. 72 Bir kimsenin TMK m. 578'de öngörülen fiilieri geçici olarak ayırt etme gücünü kaybettiği sırada işlemesi halinde mirastan yoksun olur mu? Kanaatimizce bu halde sorunun TBK m. 59 uyarıca cevaplandırılması gerekir. Eğer bir kimse bilerek ve isteyerek ayırt etme gücünü kaybetmiş ve TMK m. 578'de öngörülen fiillerden birini bu sırada işlemişse, kana­ atimizce yoksunluk gerçekleşir. Ayırt etme gücünün bilerek ve istenerek kaybedilmesi, ayırt etme gücünün bulunmad ığı sırada işlenen fiilierin tamamından sorumluluğa yol açar. Ancak ayırt etme gücü ihmalle kay­ bedilmişse , ayırt etme gücünün olmadığı sırada işlenen fiiller yoksunluğa sebep olmaz. Ayırt etme gücünün kaybedilmesinde kusurunun (kastı­ nın) olmadığını ispat yükü, fiili işleyen kişiye aittir154• D. Yoksunluğun Hüküm ve Sonuç Doğurması İçin Malıkurniyet Kararına Gerek Olmaması 73 TMK m. S78'de öngörülen fiillerden birinin kasten ve hukuka aykırı olarak işlenmesi mirastan yoksun kalmak için yeterli olup, fiili işleyen lage, Bern 2017, Art. 16, N. 42 vd.; DURAL/ÖGÜZ, s. 57; BREITSCHMID, Peter/ JUNGO, Alexandra, Handkommertar zum Schweizer Privatrecht, Personen- und Fa­ milienrecht -Partnerschaftsgesetz, Art. 1-456 ZGB-PartG, Zürich 2016, Art. 16, N. 2; AYAN/ AYAN, s. 53. 152 BUCHER/ AEBI-MÜLLER, Art. 14-15, N. 112 vd.; BREITSCHMID/ JUNGO, Art. 16,N.9. 153 DURAL/ÖGÜZ, s. 60; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 60 vd.; AYAN/ AYAN, s. 53. 154 TBK m. 59'a göre ayırt etme gücünün geçici olarak kaybedildiği sırada verilen zararlar­ dan sorumlulukta ayırt etme gücünün kaybında kusurun olmadığını ispat yükü zarar veren kişiye aittir. Zarar veren kural olarak kusur! udur; ancak kusursuzluğunu ispatlarsa sorumluluktan kurtulur. Bkz. OGUZMAN, M. Kemal/ÖZ, M. Turgut, Borçlar Huku­ ku, Genel Hükümler Cilt-2, Gözden Geçirilmiş lO. Bası, İstanbul 2013, s. 60; EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler , 24. Baskı, Ankara 2019, s. 654; OGUZMAN / SELİÇİ/O KTAY-ÖZDEMİR , Kişiler, s. 92-93; DURAL/ÖGÜZ, s. 76-77. (m. 578) 57 kişinin bu fiilden dolayı yargılanması veya mahkum olması gerekmez155• Yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişi hakkında ceza davası açılmasa veya dava zamanaşımına uğramış olsa bile mirasçılık sıfatı kendiliğinden sona erer. Cezanın kanun koyucu tarafından affedilmesi mirastan yok­ suniuğu engellemez156• Mirasçının yargılanıp mahkum olması yoksunluk sebebinin gerçekleştiğine delil teşkil eder. Ancak mirasçı TMK m. 578'de öngörülen fiillerden dolayı yargılanmasa bile ilgililer yoksunluk sebebi­ nin gerçekleştiğini her zaman ileri sürebileceği gibi yoksunluk sebebinin tespitini de isteyebilir. Uygulamada Yargıtay bir kimsenin mirastan yok­ sun olup olmadığının belirlenmesinde ceza yargılamasının sonucunun beklenınesi gerektiğine karar vermektedir157• Bir kimseyle ilgili devam eden bir ceza yargılaması varsa, mahkemesinin vereceği karar yoksurılu­ ğun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından kesin bir delil teş­ kil eder. Bundan dolayı yoksuniuğu gerektiren fiili işleyenle ilgili devam eden bir ceza yargılaması varsa, davanın sonucunun beklenınesi gerekir. IV. TÜZEL KİŞİLERİN MiRASTANYOKSUN OLUP OLAMA YACAGININ DEGERLENDİRİLMESİ Bir kimsenin ölümü üzerinde terekede kural olarak gerçek kişiler hak 74 sahibi olur. Özellikle yasal mirasçılıkta, Devlet dışında, gerçek kişilerin mirasçılığı söz konusudur. Atanmış mirasçılıkta ise gerçek kişiler mirasçı atanabileceği gibi özel ve kamu hukuku tüzel kişileri de mirasçı olarak atanabilir. Belirli mal bırakma yoluyla yapılan kazandırmalar bakımın- dan ise gerçek kişilerle tüzel kişiler arasında bir fark bulunmamak tadır. 155 ENGiN, Yoksunluk, s. 79; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 533; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 18; ESCHER, Art. 540, N. 7; OGUZMAN, s. 266; DURAL/ÖZ, s. 370; SEROZAN/ENGİN, s. 469; AYAN, Miras, s. 261. 156 OGUZMAN, s. 266, dn. 22; AYAN, Miras, s. 261. 157 "4722 sayılı Yasanın 17. maddesi, mirasa mirasbırakanın ölüm günündeki hüküm/erin uy­ gulanacağını hükme bağlamıştır. Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler mirasçı olamazlar (743 S. MKm. 520/2)/( 4721 S. TMK 578). Mahkemece ceza dosya sının sonucu beklenip, deliller değer/endirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde duru/madan yazılı şekilde isteğin redde­ dilmesi usul ve yasaya aykırıdır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2003/3287, K. 2003/4964, T. 07.04.2003, www.kazanci.com (19.07.2018). 58 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II Bu başlık altında inceleyeceğimiz asıl sorun, TMK m. 578'de öngörülen fiilieri kimlerin işleyebileceği, özellikle tüzel kişiler bakımından da yok­ suniuğu gerektiren fiilierin söz konusu olup olamayacağıdır. 75 Öncelikle Devletin yasal mirasçı olduğu hallerde mirastan yoksun olması mümkün değildir158• Devletin yasal mirasçılığının temelinde mirasçısız ölen bir kimsenin terekesinin sahipsiz kalmasının önlenmesi ve tasfiye işlerinin yürütülmesi olduğundan Devletin mirasçılığı zorun­ luluktan doğar. Devlet, yasal mirasçı olduğu hallerde mirastan yoksun olamaz. 76 Tüzel kişiler bakımından ise durum tartışmalıdır. Ağırlıklı görüşü savunan yazarlar, mirastan yoksunluğun gerçek kişiler yanında tüzel ki­ şiler için de söz konusu olabileceğ ini, tüzel kişinin TMK m. SO uyarınca organlarının fiilierinden sorumlu tutulabileceklerini kabul etmektedir159• Aksi görüşü savunanlar ise mirastan yoksunluk sebebi sayılan fiilierin ceza hukuku olgularına benzediğini, organların suç teşkil eden davranışı yüzünden tüzel kişinin cezai sorumluluğunun bulunmadığını, cezai so­ rumluluğu bulunmayan tüzel kişinin ise mirastan yoksun olamayacağını kabul etmektedir160• Kanaatimizce tüzel kişilerin de mirastan yoksun ola­ bileceği yönündeki görüş yerindedir. TMK m. SO'ye göre tüzel kişilerin iradesini organları aracılığıyla açıklaması ve tüzel kişilerin organlarının hukuka aykırı fiilierinden sorumlu olmasından dolayı, organların TMK m. 578'de öngörülen fiilieri işlemesi, tüzel kişinin mirastan yoksun olmasına sebep olabilir. Örneğin mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla terekesinin yarısını bir derneğe bırakmış, sonradan bu tasarruftan dön­ mek istemiştir. Tüzel kişinin organları mirasbırakanın
yazarlar, mirastan yoksunluğun gerçek kişiler yanında tüzel ki­ şiler için de söz konusu olabileceğ ini, tüzel kişinin TMK m. SO uyarınca organlarının fiilierinden sorumlu tutulabileceklerini kabul etmektedir159• Aksi görüşü savunanlar ise mirastan yoksunluk sebebi sayılan fiilierin ceza hukuku olgularına benzediğini, organların suç teşkil eden davranışı yüzünden tüzel kişinin cezai sorumluluğunun bulunmadığını, cezai so­ rumluluğu bulunmayan tüzel kişinin ise mirastan yoksun olamayacağını kabul etmektedir160• Kanaatimizce tüzel kişilerin de mirastan yoksun ola­ bileceği yönündeki görüş yerindedir. TMK m. SO'ye göre tüzel kişilerin iradesini organları aracılığıyla açıklaması ve tüzel kişilerin organlarının hukuka aykırı fiilierinden sorumlu olmasından dolayı, organların TMK m. 578'de öngörülen fiilieri işlemesi, tüzel kişinin mirastan yoksun olmasına sebep olabilir. Örneğin mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla terekesinin yarısını bir derneğe bırakmış, sonradan bu tasarruftan dön­ mek istemiştir. Tüzel kişinin organları mirasbırakanın vasiyetnameden dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla engellerse tüzel kişi mirastan yoksun olur. Çünkü organın fiili doğrudan doğruya tüzel kişiye 158 BERKİ, Şakir, "Türk Medeni Kanununda Devletin Mirasçılığı" , AÜHFD, C. 20, S. 1, Y. 1963, s. 145; ENGiN, Yoksunluk, s. 81-82; İNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 476; DURAL/ ÖZ, s. 369; İMRE/ERMAN, s. 309. 159 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 13; SCHWANDER, Art. 539, N. ll; KO­ CAYUSUFPAŞAOGLU, s. 533; WOLF/HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1266; PI­ OTET, s. 564; SEROZAN/ENGİN, s. 468; ENGiN, Yoksunluk, s. 81; İMRE/ER­ MAN, s. 309; ÖZTAN, s. 343; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 476. 160 Görüş için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 80. (m. 578) 59 izafe edilebilecek niteliktedir. Ancak organın davranışı tüzel kişiye izafe edilebilecek nitelikte değilse, TMK m. 578'de öngörülen fıiller işiense bile, tüzel kişi mirastan yoksun olmaz. Örneğin tüzel kişinin organı, mi­ rasbırakanla olan husumetinden dolayı onu öldürmüş veya öldürmeye teşebbüs etmişse, bu fiil tüzel kişiye izafe edilemez. V. YOKSUNLUK SEBEPLERİ A. Mirasbırakanı Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Öldürmek veya Öldürmeye Teşebbüs Etme Mirastan yoksuniuğu gerektiren fiillerden ilki mirasbırakanı kasten 77 ve hukuka aykırı olarak öldürmek veya öldürmeye teşebbüs etmek tir (TMK m. 578/I, b. 1)161• Öldürme veya öldürmeye teşebbüs fiilinin yoksunluğa sebep olabilmesi için mirasbırakana karşı yöneltilmiş olması gerekir. Mirasbırakanın yakınlarını öldürmek veya öldürmeye teşebbüs etmek mirastan yoksunluğa sebep olmaz. Ancak mirasbırakan dilerse TMK m. S 1 O' a göre fiili işleyen kişiyi mirasçılıktan çıkarabilir162• Öldürmek veya öldürmeye teşebbüs etmek fiilinin yoksunluğa se-78 hep olabilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan ilki fıilin kasten işlenmesidir163• Sorumluluk hukukunda bir fıilin sorumluluğa yol 161 Bkz. TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 16; KOCAYUSUFPAŞAO GLU, s. 533; SCHWANDER, Art. 540, N. 7; ESCHER , Art. 540, N. 8; GÖNENSAY/BİRSEN, s. 193-194; OGUZMAN, s. 266; PIOTET, s. 564-565; WOLF/HR UBESCH-MILLA­ UER, N. 1267; DURAL/ÖZ, s. 370; SEROZAN/ENGİN, s. 468 vd.; KILIÇOGLU, Miras, s. 267; ÖZTAN, s. 344; İMRE/ER MAN, s. 310; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 219-220; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 477; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 421. 162 Yoksuniuğu gerektiren fiilierin temel unsurlarından biri mirasbırakana karşı yöneltilmiş olmasıdır. Bundan dolayı mirasbırakanın yakınlarından birinin öldürülmesi veya öldü­ rülmeye teşebbüs edilmesi TMK m. 510/b. 1 uyarınca mirasçılıktan çıkarma sebebidir. 163 PIOTET, s. 564; OGUZMAN, s. 266; ESCHER, Art. 540, N. 8; SEROZAN/ENGİN, s. 468; ENGiN, Yoksunluk, s. 98; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 533; SCHWAN­ DER, Art. 540, N. 9; OGUZMAN, s. 266; GÖNENSAY/BİRSEN, s. 194; İMRE/ ERMAN, s. 310; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 219; ÖZTAN, s. 344; DURAL/ÖZ, s. 370; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 477; AYAN, Miras, s. 261; ANTALYA/SAGLAM, s. 319; " ... Kasten ve haksız yere müteveffayı öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler mirasçı 60 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il açabilmesi için fiili işleyen kişinin kusurlu olması gerekir. Kusur1 kast veya ihmal olarak gerçekleşebi lir. ihmal ise ağır ve hafif ihmal şeklinde olabi­ lir. Bir kimsenin mirastan yoksun olabilmesi için mirasbırakanı bilerek ve isteyerek öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi gerekir. Fiil ağır ihmalle işiense bile yoksunluğa sebep olmaz164. Örneğin bir kimse1 gece evine hırsız girdiğini sanarak babasını öldürürse1 öldürme hukuka aykırı olsa bile1 kasten gerçekleşmediğİnden yoksunluğa sebep olmaz. Yine bir kimsenin hasta olan babasına yanlış ilaç verip ölümüne sebep olması ya da ayırt etme gücü bulunmayan bir kimsenin babasını öldürmesi bu ni­ teliktedir165. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs eden kişinin mirastan yoksun olabilmesi için fiili bir an önce mirasa kavuşma saikiyle işlemiş olması aranmaz166. 79 İkincisi1 fiilin hukuka aykırı olmasıdır167. Fiil kasten işiense bile hukuka aykırı değilse1 mirastan yoksunluk söz konusu olmaz. Fiilin haklı savunma niteliğinde olması168 veya kanunun verdiği yetkinin kullanılma­ sı bu niteliktedir169. Örneğin1 bir kimsenin kendisine saldıran babasını et- olamazlar (MKm. 520/ 1). Görüldüğü gibi mirasçı olabileceği bir kimseyi kasten ve huku­ ka aykırı bir şekilde öldüren mirasçı olamaz. Öldürme fiilinin mirasçı olmaya engel teşkil etmemesi için Jiilin kasta bağlı olmaması (kazaen öldürme) veya hukuken aykırı bulunma­ ması (meşru müdajaa gibi) gerekir. Alman Heidelberg Bölge mahkemesinin mahkumiyete ilişkin kararının yalnızca hüküm fıkrası tercüme ettirilmiştir. Bu tercümeden öldürme fiilinin ne sebeple işlen diği anlaşılmama ktadır. Mahkemece kararın tamamı tercüme ettirilip, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1999/ 114 78, K. 1999/13525, T. 08.12.1999, www.legalbank.net (27.12.2018). 164 Bkz. TUOR/PIC ENONI, Art. 540-541, N. 20; ESCHER, Art. 540, N. 8, ENGiN, Yoksunluk, s. 85; OGUZMAN, s. 266; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 533; DURAL/ ÖZ, s. 371; İNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 477; İMRE/ER MAN, s. 310; SEROZAN/ ENGiN, s. 469; ANTALYA/SAGLAM, s. 319; AYAN, Miras, s. 261. 165 ENGiN, Yoksunluk, s. 98. 166 TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N.19; ENGiN, Yoksunluk, s. 100. 167 PIOTET, s. 564; OGUZMAN, s. 266; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 533; SCHWANDER, Art. 540, N. 8; ENGiN, Yoksunluk, s. 93; GÖN ENSAY/BİRSEN, s. 194; DURAL/ÖZ, s. 371; SEROZAN/ENGiN, s. 468; iMRE/ER MAN, s. 310. 168 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 20; ENGiN, Yoksunluk, s. 93-94; ESCHER, Art. 540, N. 8; KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 533; SCHWANDER, Art. 540, N. 8; OGUZMAN, s. 266; DURAL/ÖZ, s. 370; iMRE/ER MAN, s. 310; SEROZAN/EN­ GiN, s. 468; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 477; ANTALYA/SAGLAM, s. 319. 169 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 20. (m. 578) 61 kisiz hale getirmek amacıyla öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi, haklı savunmanın sınırları içinde kalmak koşuluyla 170, yoksunluğa sebep olmaz. Yine bir polisin görevini icra ettiği sırada ve kanunun verdiği yetki dahilinde mirasbırakanı öldürmesi mirasçılık sıfatını sona erdirmez. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürme- so ye teşebbüs eden yanında, bu fiilieri azmettiren, teşvik eden veya yardım eden kişilerin de mirastan yoksun olacağı
DURAL/ÖZ, s. 371; SEROZAN/ENGiN, s. 468; iMRE/ER MAN, s. 310. 168 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 20; ENGiN, Yoksunluk, s. 93-94; ESCHER, Art. 540, N. 8; KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 533; SCHWANDER, Art. 540, N. 8; OGUZMAN, s. 266; DURAL/ÖZ, s. 370; iMRE/ER MAN, s. 310; SEROZAN/EN­ GiN, s. 468; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 477; ANTALYA/SAGLAM, s. 319. 169 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 20. (m. 578) 61 kisiz hale getirmek amacıyla öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi, haklı savunmanın sınırları içinde kalmak koşuluyla 170, yoksunluğa sebep olmaz. Yine bir polisin görevini icra ettiği sırada ve kanunun verdiği yetki dahilinde mirasbırakanı öldürmesi mirasçılık sıfatını sona erdirmez. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürme- so ye teşebbüs eden yanında, bu fiilieri azmettiren, teşvik eden veya yardım eden kişilerin de mirastan yoksun olacağı kabul edilmekted ir171• Örneğin mirasa bir an önce kavuşmak için babasını başkasına öldürten kişi mirasçı olamayacağı gibi babasını öldürmeye karar veren kardeşine yardım eden 170 Haklı savunmanın sınırlarının aşılması, kastın gerçekleşmesi koşuluyla, yoksunluğa se­ bep olur. Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 94; ANTALYA/SAGLAM, s. 319. 171 TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 18; OGUZMAN, s. 266; SCHWANDER, Art. 540, N. 7; ENGiN, Yoksunluk, s. 85; WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. 1270; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 533; DURAL/ÖZ, s. 371; SEROZAN/ENGiN, s. 469; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 219-220; ÖZTAN, s. 343; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 478; ANTALY A/SAGLAM, s. 319; Yargıtay bir uyuşmazlıkta mirasbırakanı kasten öldürmeye azmettirenin mirastan yoksun olacağına karar vermiştir. Karara göre, "Da­ vacı, .. .'nın muris ... yı kasten öldürmeye azmettirme suçundan kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunduğunu, ... 'nın mirastan yoksun olduğunu, ... ". Bkz. Yargıtay 14. HD, E. 2016/3837 K. 2017/267 T. 16.01.2017, www.lexpera.com.tr (18.08.2018); "Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşü/üp düşünüldü. Miras bırakan Ş. D.'tan veraset belgesi verilme­ si istenmiştir. Miras bırakanın, eşi H. tarafından taammüden öldürüldüğü, çocukları F. ve H. 'nin de maddi olaya katılarak öldürme olayını gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır. Zira mi­ ras bırakanı anneleriyle birlikte öldürmeyi önceden planlamış/ar yabancı iki kişiyi öldürme olayına maddi yarar sağlayarak ikna etmişler ve kahvesine dozu yüksek uyku i/acı katarak miras bırakanın uyumasını, uyku halinde iken temin edilen kişilerin öldürme olayını murisi boğarakgerçekleştirme/erini sağlamışlardır. O halde öldürme ola yının birlikte tasar/andığı ve maddi yarar karşılığı diğer sanıklar tarafından gerçekleştirilmesinin sağlandığı kuşkusuzdur . Bu nedenle Türk Ceza Kanunun 65/3 ve 450/1 ve 4. maddeleri gereği Ağır Ceza Mahke­ mesince cezalandırılm ış/ardır. Medeni Kanunun 520. maddesinin l.fıkrası "Kasten ve hak­ sız yere müteveffayı öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler" in mirastan mahrum olacağı hükme bağ lanmıştır. Bunun amacı murisi, mirasçının ağır tecavüzünden korumak ve hak­ sız fiil failinin kendi fiilinden yararlanmasını önlemektir. Şu halde mahrumiyet için asli fail olma şartı aramak bu amaca uygun düşmez. Hem fiil olarak veya öldürmeye azi m ettirerek (TCK md. 64) ve her ne şekilde olursa olsun, suça teşvik ederek suç kararını destekle yen/er, eylemden sonra yardımda bulunanlar, suç araçlarını sağlayan lar, suçun işlenmesi için talimat verenler, suçun işlenişini kolaylaştıranlar da (TCK md. 65) kastın ve haksız yere öldürülenin mirasından mahrum olurlar ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1996/4112, K. 1996/4756, T. 06.05.1996, www.legalbank.net (27.12.2008). 62 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II kişi de mirasçı olamaz. Azmettirmenin, teşvik veya yardım etmenin yok­ sunluğa sebep olabilmesi için bu fiilierin kasten işlenmiş olması gerekir. Örneğin bir kimse başka bir kimsenin öldürülmesine yardım etse bile, öldürülen veya öldürülmeye teşebbüs edilen kişinin mirasbırakan oldu­ ğunu bilmiyorsa, yoksunluktan söz edilemez. 81 Bir kimsenin mirastan yoksun olması için mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi yeterli olup, failin fiilden dolayı malıkUm olması şart değildir172• Failin hiç yar­ gılanmaması veya cezanın zamanaşımına uğraması ya da kanun koyucu tarafından affedilmesi mirastan yoksuniuğu engellemez173• Yoksunlukta önemli olan failin ceza hukuku anlamında mahkum olması değil, yok­ sunluğa sebep olan fiili işlemesidir. Bir kimse hakkında TMK m. 578'de düzenlenen fiiliere ilişkin ceza davası açılmışsa, yoksunluğa ilişkin uyuş­ mazlığın çözümünde, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasında yarar vardır. Özellikle ceza mahkemesinin kasta ve hukuka aykırılığa iliş­ kin tespitleri mahkeme için bağlayıcı nitelikte olur. Uygulamada da Yargı­ tay bir kimsenin mirastan yoksun olup olmadığının belirlenmesinde ceza yargılamasının sonucunun beklenınesi gerektiğine karar vermektedir174• 82 Bu kapsamda irdelenmesi gereken başka bir husus mirasbırakanın hukuka aykırı davranışa rıza göstermesi ile ötenazidir. Mirasbırakanın öldürme veya öldürmeye teşebbüs etmeye rıza göstermesi hiçbir şekilde hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayaca ğından, rızaya rağmen kasten ve 172 ESCHER, Art. 540, N. 8; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 533; SCHWANDER, Art. 540, N. 7; ENGiN, Yoksunluk, s. 88; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1268; DURAL/ÖZ, s. 370; OGUZMAN, s. 266; GÖNENSAY/BİRSEN, s. 194; AYİTER/ KILIÇOGLU, s. 220; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 478; AYAN, Miras, s. 261; SERO­ ZAN/ENGİN, s. 469. 173 OGUZMAN, s. 266, dn. 22; SEROZAN/ENGİN, s. 469; DURAL/ÖZ, s. 370; AYAN, Miras, s. 26 1. 174 "4722 sayılı Yasanın 17. maddesi, mirasa mirasbırakanın ölüm günündeki hüküm/erin uy­ gulanacağını hükme bağlamıştır. Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler mirasçı olamazlar (743 S.MK. m. 520/2)/( 4721 S. TMK 578) Mahkemece ceza dosyasının sonucu beklenip, deliller değerlendiri/ip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde d urulmadan yazılı şekilde isteği n redde­ dilmesi usul ve yasaya aykırıdır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2003/3287, K. 2003/4964, T. 07.04.2003, www.kazanci.com (19.07.2018). (m. 578) 63 hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen fiil yoksunluğa sebep olur175• Ör­ neğin bir kimsenin mirasbırakanla düello veya ölümüne boks yapması yoksuniuğu engellemez. Ötenazinin ise mirastan yoksunluğa sebep olup olmayacağı tartışmalıdır. ülkemizde ötenazi yasal olarak düzenlenmedi­ ğinden iyileşme ümidi olma yan bir kimsenin çektiği acılara son vermek için rızasıyla öldürülmesi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz 176• Rızanın olması ceza veya tazminatın indirilmesi sebeplerinden olsa da hukuka aykırılık devam eder. Buna rağmen öğretide ötenazinin mirastan yoksun­ luğa sebep olmayacağı kabul edilmektedir177• Ötenazi hukuka aykırı bir fiildir. Ancak ötenazide mirasbırakana karşı TMK m. S 78 /I, b. 1 anlamın­ da işlenmiş bir fıil söz konusu değildir. Ötenazi mirasbırakanın iradesi doğrultusunda gerçekleştirilen, mirasçıların aslında hiç istemediği, iyileş­ me ümidi olmayan ve acılarına son vermek amacıyla mirasbırakanın ira­ desine bağlı olarak gerçekleştirilen bir fıildir178• Ötenazide rnirasbırakanla mirasçı arasındaki duygusal bağ kopmadığı gibi mirasbırakanın ötenaziyi gerçekleştiren kişinin mirasçı olmasını istememe gibi bir durum söz konusu değildir. Bundan dolayı ötenazi hukuka aykırı olsa da mirasçılık sıfatını sona erdirmez. 175 ESCHER , Art. 540, N. 8; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 1
son vermek için rızasıyla öldürülmesi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz 176• Rızanın olması ceza veya tazminatın indirilmesi sebeplerinden olsa da hukuka aykırılık devam eder. Buna rağmen öğretide ötenazinin mirastan yoksun­ luğa sebep olmayacağı kabul edilmektedir177• Ötenazi hukuka aykırı bir fiildir. Ancak ötenazide mirasbırakana karşı TMK m. S 78 /I, b. 1 anlamın­ da işlenmiş bir fıil söz konusu değildir. Ötenazi mirasbırakanın iradesi doğrultusunda gerçekleştirilen, mirasçıların aslında hiç istemediği, iyileş­ me ümidi olmayan ve acılarına son vermek amacıyla mirasbırakanın ira­ desine bağlı olarak gerçekleştirilen bir fıildir178• Ötenazide rnirasbırakanla mirasçı arasındaki duygusal bağ kopmadığı gibi mirasbırakanın ötenaziyi gerçekleştiren kişinin mirasçı olmasını istememe gibi bir durum söz konusu değildir. Bundan dolayı ötenazi hukuka aykırı olsa da mirasçılık sıfatını sona erdirmez. 175 ESCHER , Art. 540, N. 8; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 1 7; ENGiN, Yoksun­ luk, s. 95. 176 Ötenazi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Bkz. EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Ge­ nel Hükümler, 24. Baskı, Ankara 2019, s. 679. 177 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 20; ESCHER, Art. 540, N. 8; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 534; OGUZMAN, s. 266; SEROZAN/ENGİN, s. 468-469; İNAN/ ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 477; ENGiN, Yoksunluk, s. 96-97; DURAL/ÖZ, s. 370-371; ÖZ­ TAN,s.344. 178 Öğretide ötenaziyi talep eden mirasbırakanın bu talebinin tıpkı yoksuniuğu ortadan kaldıran af gibi hüküm ve sonuç doğuracağı, affın yoksuniuğu ortadan kaldırmasının altında yatan düşünceyle ötenazi arasında benzerlik olduğu ifade edilmektedir. Bkz. ESCHER, Art. 540, N. 8; ENGiN, Yoksunluk, s. 96-97; SEROZAN/ENGİN, s. 468- 469; DURAL/ÖZ, s. 370-371; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 477. 64 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il B. Mirasbırakanı Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Sürekli Şekilde Ölüme Bağlı TasarrufY apamayacak Duruma Getirme 83 Yoksunluk sebeplerinden bir diğeri mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirmedir (TMK m. 578/l, b. 2) 179• Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirme, ölüme bağlı tasarruf ehliyetini ortadan kaldırma şeklinde olabileceği gibi, ölüme bağlı tasarruf ehliyetinin varlı­ ğına rağmen mirasbırakanın iradesini açıklayamayacak hale düşürülmesi şeklinde de olabilir180• 84 Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getiril- mesi kapsamında ilk akla gelen hal ayırt etme gücünün sürekli olarak kaybına sebebiyet verilmesidi r181• Mirasbırakanın ayırt etme gücünü kaybetmesine yol açacak bir hastalığa yakalanmasını sağlamak veya uy­ gulanan şiddet ya da bilinçli olarak verilen ilaçlarla ayırt etme gücünü kaybettirmek yoksunluk sebebidir. Bu fiilierin yoksunluğa sebep ola­ bilmesi için ayırt etme gücünün sürekli olarak kaybedilmesi ve ehliyet kaybının mirasbırakanın ölümüne kadar devam etmesi gerekir182• Miras­ bırakanın ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirmenin bir anda 179 Bkz. TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 22; ESCHER, Art. 540, N. 9; DURAL/ ÖZ, s. 371; ENGiN, Yoksunluk, s. 101 vd.; SCHWANDER, Art. 540, N. 10; KOCA­ YUSUFPAŞAOG LU, s. 534-535; WOLF/HRUBESCH-MI LLAUER, N. 1272; PIOTET, s. 565; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 422-423; GÖNENSA Y/BiRSEN, s. 195; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 220; iNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 478; iMRE/ER­ MAN,s.310. 180 ENGiN, Yoksunluk, s. 101; TUOR/PIC ENONI, Art. 540-541, N. 22; KOCAYU­ SUFPAŞAOGLU, s. 534-535; ESCH ER, Art. 540, N. 9; OGUZMAN, s. 266; DU­ RAL/ÖZ, s. 371; SCHWANDER, Art. 540, N. 10; PIOTET, s. 565; SEROZAN/ ENGiN, s. 470; iMRE/ERMAN, s. 310; AYİTER/KILIÇO GLU, s. 220. 181 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 535; PIOTET, s. 565; OGUZMAN, s. 267; DURAL/ ÖZ, s. 371; ENGiN, Yoksunluk, s. 101. 182 ESCHER, Art. 540, N. 9; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 22; ENGiN, Yok­ sunluk, s. 101-102, lOS; WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. 127; PIOTET, s. 565; KOCA YUSUFP AŞAOGLU, s. 535; OGUZMAN, s. 266; DURAL/ÖZ, s. 371; SEROZAN/ENGiN, s. 470-471; KILIÇOG LU, Miras, s. 267-268; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 478. (m. 578) 65 gerçekleşmesi mümkün olabileceği gibi belirli bir süre geçtikten sonra da gerçekleşmesi mümkündür183• Örneğin bir kimse mirasbırakanı yavaş ya­ vaş zehirleyip veya ilaç verip ayırt etme gücünü kaybetmesini sağlanması halinde de mirastan yoksunluk gerçekleşir. Eğer mirasbırakan ölmeden önce ayırt etme gücünü kazanırsa, yoksunluk sebebi ortadan kalkar184• Mirasbırakanın ayırt etme gücüne sahip olmasına rağmen ölüme ss bağlı tasarrufta bulunma olanağının ortadan kaldırılması da mümkündür. Örneğin mirasbırakanı bir yere kapatarak, ayırt etme gücünün varlığına rağmen onu fiziken ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma sokmak veya vücut bütünlüğüne zarar vererek ölüme bağlı tasarruf yapmasını fiilen ortadan kaldırmak da yoksunluğa sebep olabilir185• Söz konusu fiilierin yoksunluğa sebep olabilmesi için mirasbırakanın sürekli olarak ölüme bağlı tasarruf türlerinden birine başvurulamayacak duruma s okul- ması yeterlidir. Ancak mirasbırakan sonradan ölüme bağlı tasarruf yapma imkanını elde ederse, yoksunluk sebebi de kendiliğinden ortadan kalkar. Öğretide haklı olarak, mirasbırakan ölüme bağlı tasarruf yapma imkanına kavuşmasına rağmen, ölümüne kadar geçen süre hayatın olağan akışında ölüme bağlı tasarruf yapmaya elverişli olmaması halinde, hükmün ama­ cından hareketle yoksunluğun devreye gireceği kabul edilmektedi r186• Örneğin bir kimse, mirasbırakanı uzun yıllar bir yere kapatmış, miras­ bırakan buradan kurtulduktan bir gün sonra kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. İşte ölüme bağlı tasarruf yapabilme imkanına kavuşma ile ölme arasında geçen bir günlük sürede mirasbırakanın ölüme bağlı tasar- ruf yapmasını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu halde de fiili işleyen kişi mirastan yoksun olur. 183 Engin, tasarruf yapma ehliyetinin fiili n gerçekleşmesinden belli bir süre sonra meydana gelmesi halinde, mirasbırakanın bu fiile karşı reaksiyonda bulunabileceği ihtimallerin dikkate alınması gerektiğini, fiili e tasarruf ehliyetinin kaybı arasında geçen zamanda mi­ rasbırakanın ölüme bağlı tasarrufta bulunma imkanının olmasının yoksunluğun devre­ ye girmesini engellemesi gerektiğini ifade etmektedir. Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 107. 184 TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 22; ENGiN, Yoksunluk, s. 106; ESCHER , Art. 540, N. 9; PIOTET, s. 565; DURAL/ÖZ, s. 371; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 478; KI­ LIÇOGL U, Miras, s. 267-268; SEROZAN/ENGİN, s. 470-471. 185 OGUZMAN, s. 267. 186 ENGiN, Yoksunluk, s. 107. 66 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II 86 Mirasbırakanı sürekli olarak ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirme fiilinin yoksunluğa sebep olabilmesi için mirasbıra­ kanın ölüme bağlı tasarruf türlerinden hiçbirine başvurama yacağı bir hale sokulması gerekir187• Mirasbırakan resmi veya el yazılı vasiyetname düzenleme olanağına sahip olmamakla birlikte sözlü vasiyetname düzen­ leme olanağına sahipse yoksunluk gerçekleşmez. Örneğin okuma yazma bilmeyen bir kimsenin ailesi tarafından bir yere hapsedilmiş olmasına rağmen, son arzularını iki tanığa söyleme imkanına sahip olması yoksun­ Iuğu engeller. 87 Mirasbırakanı ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirme fiili teşebbüs aşamasında kalmışsa veya fiil kasten işlenmesine rağmen ayırt etme gücünün ortadan kalkmasını sağlamamışsa yoksunluktan söz edilemez188• Görüldüğü üzere, failin kastma rağmen fıilin yoksunluğa se­ bep olabilmesi, ayırt etme gücünün sürekli olarak ortadan kaldırılmasına bağlıdır;
Yoksunluk, s. 107. 66 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II 86 Mirasbırakanı sürekli olarak ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirme fiilinin yoksunluğa sebep olabilmesi için mirasbıra­ kanın ölüme bağlı tasarruf türlerinden hiçbirine başvurama yacağı bir hale sokulması gerekir187• Mirasbırakan resmi veya el yazılı vasiyetname düzenleme olanağına sahip olmamakla birlikte sözlü vasiyetname düzen­ leme olanağına sahipse yoksunluk gerçekleşmez. Örneğin okuma yazma bilmeyen bir kimsenin ailesi tarafından bir yere hapsedilmiş olmasına rağmen, son arzularını iki tanığa söyleme imkanına sahip olması yoksun­ Iuğu engeller. 87 Mirasbırakanı ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirme fiili teşebbüs aşamasında kalmışsa veya fiil kasten işlenmesine rağmen ayırt etme gücünün ortadan kalkmasını sağlamamışsa yoksunluktan söz edilemez188• Görüldüğü üzere, failin kastma rağmen fıilin yoksunluğa se­ bep olabilmesi, ayırt etme gücünün sürekli olarak ortadan kaldırılmasına bağlıdır; ayırt etme gücü sürekli olarak ortadan kalkmıyorsa fıil mirasçılık sıfatını sona erdirmez. Ancak bu halde mirasbırakana karşı işlenmiş ağır bir suç söz konusuysa mirasbırakan TMK m. 510/b. ı gereği, mirasçıyı mirasçılıktan çıkarabilir. Yine ayırt etme gücünü ortadan kaldırmaya yönelik fiil teşebbüs aşamasında kalsa bile mirasbırakanı öldürmeye yö­ nelikse, TMK m. 578/I, b. ı uyarınca yoksunluk gerçekleşir189. 88 TMK m. 578/I, b. 2 kapsamında bir kimsenin mirastan yoksun olması, ölüme bağlı tasarruf yapma imkanına sahip olan mirasbırakanın kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli olarak ölüme bağlı tasarruf yapama­ yacak duruma getirilmesi söz konusudur190• Bundan dolayı ölüme bağlı tasarruf ehliyeti olmayan bir kimseye karşı söz konusu fiilierin işlenmesi, kural olarak mirastan yoksunluğa yol açmaz. Örneğin ayırt etme gücü olmayan bir kimsenin bir yere kapatılması TMK m. 578/I, b. ı uyarınca mirasçılık sıfatını sona erdirmez. Ancak fiilin işlendiği anda ölüme bağlı tasarruf yapma imkanına sahip olmamakla birlikte ileride ölüme bağlı 187 OGUZMAN, s. 266; ENGiN, Yoksunluk, s. 102; SCHWANDER, Art. 540, N. ll; SE- ROZAN/ENGiN, s. 470. 188 ENGiN, Yoksunluk, s. 104-105; SEROZAN/ENGiN, s. 470-471. 189 ENGiN, Yoksunluk, s. 104. 190 ESCHER, Art. 540, N. 9; Aksi görüş için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 110-lll. (m. 578) 67 tasarruf yapma imkanına sahip olabilecek kimseye karşı işlenen fiilierde yoksunluğun gerçekleşmesi gerekir. Örneğin henüz on iki yaşında olan bir çocuğun mirasını elde etmek için hiçbir şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak şekilde bir yere kapatılması halinde fiili işleyen kişi miras­ tan yoksun olur. Mirasbırakanı sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak 89 duruma getirme fiilinin yoksunluğa sebep olabilmesi için diğer yoksun- luk sebeplerinde olduğu gibi kasten ve hukuka aykırı olanak işlenmesi gerekir191• Mirasçının mirasbırakana karşı kasten gerçekleştirdiği fiilin mirasbırakanın tasarruf ehliyetini daimi ola rak kaybetmesine yönelik olması gerekmez192• Mirasbırakana karşı kasten gerçekleştirilen hukuka aykırı fiil yüzünden daimi olarak ölüme bağlı tasarruf yapamayacak du­ ruma gelmesi, fiili işleyen kişinin mirastan yoksun olması için yeterlidir. Fiilin kasten işlenmesi ve bu fiil sonucunda mirasbırakanın sürekli olarak ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma gelmesi mirasçılık sıfatını sona erdirir. Örneğin bir kimse bir tartışma sırasında bilerek ve isteyerek mirasbırakanın kafasına vurmuş ve bu fiil mirasbırakanın sürekli olarak ayrıt etme gücünü kaybetmesine sebep olmuşsa yoksunluk gerçekleşir. Görüldüğü üzere mirasçının fiili işlerken, kasten ve hukuka aykırı olarak hareket etmesi yeterli olup, fiili işlerken mirasbırakanın ölüme bağlı ta­ sarruf yapma ehliyetini yitirmesini öngörmesi veya bunu istemesi önemli değildir. Eğer hukuka aykırı davranış kasten değil de ihmal yoluyla ger­ çekleşirse, yoksunluk gerçekleşmez193• Örneğin mirasçı, ağıdı kusurlu olarak yaptığı trafik kazası sonucu mirasbırakanın sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesine sebep olsa bile mirasçılık mirastan yoksun olmaz. 191 ENGiN, Yoksunluk, s. ı ı3; OGUZMAN, s. 265; ÖZTAN, s. 344; SEROZAN/EN­ GİN, s. 47ı; DURAL/ÖZ, s. 37ı; KILIÇOGL U, Miras, s. 268; İNAN/ER TAŞ/AL­ BAŞ, s. 478. 192 İlımali kastın da bu kapsamda olduğu yönünde bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. ı ı3. 193 ENGiN, s. ı 13. 68 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II C. Mirasbırakanın Ölüme Bağlı Bir TasarrufYapmasını veya Böyle Bir Tasarruftan Dönmesini Aldatma, Zorlama veya Korkutma Yoluyla Sağlama ve Engelleme 90 TMK m. 578/I, b. 3'te, mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayan veya engelleyenierin de mirastan yoksun olacağı düzenlenmiştir194• Kast ve hukuka aykırılık unsurları hükümde açıkça yazmasa da aldatma, zorlama veya korkutma ancak kasten gerçek­ ieşe bilen hukuka aykırı fiildiri aldatma, zorlama veya korkutma halleri bünyesinde kast ve hukuka aykırılığı da barındırır195. Aldatma, zorlama veya korkutmanın yoksunluk sebebi olmasının temelinde mirasbırakanın gerçek iradesinin ortaya çıkmasının engellenmesi yatmaktadır196• 91 TMK m. S78/I, b. 3'e göre bir kimsenin mirastan yoksun olabilmesi için aldatma, korkutma veya zorlama fiili ile mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufta bulunmasının veya tasarruftan dönmesinin engellenmesi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir197• Aldatma, korkutma veya zorlamanın varlığına rağmen ölüme bağlı tasarrufun yapılması veya yapılmaması arasında uygun illiyet bağı yoksa yoksunluk gerçekleşmez. 92 İrade bozukluğu halleri mirasbırakana hayattayken ölüme bağlı iş- lemden dönme (TMKm. S04 ), mirasbırakanın ölümünden sonra ise ilgi­ lilere ölüme bağlı işlemin iptalini isteme (TMK m. SS 7 /b. 2) hakkı verir. 194 Bkz. TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 23 vd.i ESCHER, Art. 540, N. 10 vd.i OGUZMAN, s. 267i KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 535-536i SCHWANDER, Art. 540, N. 12i GÖNENSAY/BiRSEN, s. 195i PIOTET, s. 566i DURAL/ÖZ, s. 371- 372i EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 423i AYİTER/KILIÇO GLU, s. 220i WOLF/ HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1275i SEROZAN/ENGİN, s. 471-472i KILIÇOG­ LU, Miras, s. 268i ÖZTAN, s. 345i İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 479. 195 PIOTET, s. 566i ENGiN, Yoksunluk, s. 119i SCHWANDER, Art. 540, N. l3i OGUZ­ MAN, s. 267i KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 536i SEROZAN/ENGİN, s. 472i ÖZ­ TAN, s. 345i DURAL/ÖZ, s. 370, 372. 196 ENGiN, Yoksunluk, s. 119. 197 WOLF/HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1277i ESCHER , Art. 540, N. 11i TUOR/Pl­ CENONI, Art. 540-541, N. 26i ENGiN, Yoksunluk, s. 120i SCHWANDER, Art. 540, N.13. (m. 578) 69 Mirastan yoksunluğa sebep olan TMKm. 578/1, b. 3 ile irade bozukluğu halleri arasında önemli farklılıklar vardır. Bunlardan ilki, irade bozukluğu halleri sadece aldatma, korkutma ve zorlama etkisi altında yapılan ölüme bağlı tasarrufları kapsarken, yoksunluk sebebi olan haller ölüme bağlı tasarrufun yapılmasının engellenmesini de kapsar198• Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, korkutma veya zorlama yoluyla sağlayanlar da mirastan yoksun­ dur. İkincisi, irade bozukluğu hallerinin ölüme bağlı tasarrufun tamamını sakatlamasına rağmen, yoksunluk sadece yoksun olan kişinin mirasçılık sıfatını sona erdirir veya lehine yapılmış olan ölüme bağlı işlemleri hü­ kümsüz hale getirirı99• Örneğin, bir kimse babasını korkutarak eşi lehine ölüme bağlı işlem yapmasını sağlamışsa korkutma fiilini işleyen çocuk kanun
CENONI, Art. 540-541, N. 26i ENGiN, Yoksunluk, s. 120i SCHWANDER, Art. 540, N.13. (m. 578) 69 Mirastan yoksunluğa sebep olan TMKm. 578/1, b. 3 ile irade bozukluğu halleri arasında önemli farklılıklar vardır. Bunlardan ilki, irade bozukluğu halleri sadece aldatma, korkutma ve zorlama etkisi altında yapılan ölüme bağlı tasarrufları kapsarken, yoksunluk sebebi olan haller ölüme bağlı tasarrufun yapılmasının engellenmesini de kapsar198• Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, korkutma veya zorlama yoluyla sağlayanlar da mirastan yoksun­ dur. İkincisi, irade bozukluğu hallerinin ölüme bağlı tasarrufun tamamını sakatlamasına rağmen, yoksunluk sadece yoksun olan kişinin mirasçılık sıfatını sona erdirir veya lehine yapılmış olan ölüme bağlı işlemleri hü­ kümsüz hale getirirı99• Örneğin, bir kimse babasını korkutarak eşi lehine ölüme bağlı işlem yapmasını sağlamışsa korkutma fiilini işleyen çocuk kanun gereği mirasçılık sıfatını yitirmiş ol ur200• Ölüme bağlı tasarrufta çocuk lehine bir kazandırmanın olup olmaması, mirasçılık sıfatının yi­ tirilmesini engellemez. Yoksun olan kişinin eşi lehine yaptırmış olduğu kazandırmada ise ilgililer iptal davası açarak ölüme bağlı işlemin iptalini sağlayabilir20ı. İptal davası açılmadığı sürece eş lehine yapılan ölüme bağlı işlem hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder202• Üçüncüsü, irade bozukluğu hallerinde ölüme bağlı işlemin hükümsüz hale gelmesi, miras­ bırakanın sağlığında ölüme bağlı işlemden dönmesine veya ölümünden sonra ilgililerin iptal davası açmasına bağlıdır. Oysa yoksunlukta TMK m. 578/1, b. 3'te öngörülen koşulun gerçekleşmesi, yoksun olan kişi lehine yapılmış ölüme bağlı tasarrufları kendiliğinden hükümsüz hale 198 TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 23; ESCH ER, Art. 540, N. 12; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 535-536. 199 DURAL/ÖZ, s. 373; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 535. 200 Yapılması sağlanan veya dönülmesine engel olunan ölüme bağlı tasarrufta yoksun olan kişi lehine kazandırmanın olmaması yoksunluğa engel değildir. Bkz. ENGiN, Yoksun­ luk, s. 122; Öztan, mirasçının yoksun olması için fiili mirasbırakana karşı işlemiş olması ve kendi lehine ölüme bağlı tasarruf sağlanmış olması gerektiği kanaatindedir. Bkz. ÖZ­ TAN, s. 345. 201 Ölüme bağlı işlemin iptalini isteme sadece aldatma, korkutma veya zorlamayla yapılan tasarruflar için söz konusudur. Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf yapmasının aldat­ ma, korkutma veya zorlamayla engellenmesi halinde iptal davasına konu bir tasarruf yoktur. Bkz. TUOR/PIC ENONI, Art. 540-541, N. 23; ESCHER, Art. 540, N. 12; EN­ GiN, Yoksunluk, s. 146-147; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 536. 202 Benzer örnek için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 536. 70 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt- II getiriri bunun için ölüme bağlı tasarruftan dönülmesine veya iptal davası açılmasına gerek yoktur. 93 TMK m. 578/1, b. 3 kapsamında yoksunluğa yol açan fiil, vasiyete veya mirasçı atamaya ilişkin olabileceği gibi bir ölüme bağlı tasarrufa sa­ dece koşul ya da yüklemenin eklenmesine veya çıkarılmasına yönelik de olabilir203• Fiili işleyen kişinin ölüme bağlı tasar rufun içeriğini bilmemesi yoksurıluğa engel değildir204• 94 Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlama ve engelleme dört yolla gerçekleşebilir. Bunlardan ilki, mirasbırakanın is­ temediği bir ölüme bağlı tasarrufun yapılmasının sağlanmasıdır205• Örne­ ğin bir kimsenin evini kendisine bırakması için babasını korkutarak vasi­ yetname yaptırması bu niteliktedir . Yine İstanbul'da bir dönem haberlere konu olduğu üzere bazı kişilerin yaşlı ve kimsesizleri tehdit ederek ölüme bağlı tasarruf yapmaya ikna etmesi de bu hallere örnektir. İkincisi, miras­ bırakanın istemediği halde yaptığı bir ölüme bağlı tasarruftan dönmesini sağlamaktır206• Örneğin, mirasbırakan vasiyetname ile sahip olduğu evini yeni eşine vasiyet etmesi, oğlunun ise onu korkutarak dönmesini sağla­ ması bu niteliktedir . Üçüncüsü, mirasbırakanın yapmak istediği bir ölü­ me bağlı tasarrufa engel olunmasıdır207• Örneğin mirasbırakan mirasını bir vakfa bırakınayı düşünmektedir. Bunu öğrenen oğlunun tasarruftın yapılmasına engel olması yoksunluk sebebidir. Dördüncüsü ise, mirasbı­ rakanın mevcut bir tasarruftan dönmesine engel olunmasıdır208• Örneğin mirasbırakan işyerini oğluna vasiyet etmiş, oğlunun kumar oynadığını öğrenmesi üzerine vasiyetten dönmeye karar vermiştir. Eğer oğul, aldat- 203 ENGiN, Yoksunluk, s. 123. 204 ENGiN, Yoksunluk, s. 123. 205 OGUZMAN, s. 267; DURAL/ÖZ, s. 371; ENGiN, Yoksunluk, s. 123; SEROZAN/ ENGiN, s. 471; ÖZTAN, s. 345; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 479. 206 ENGiN, Yoksunluk, s. 123; OGUZMAN, s. 267; SEROZAN/ENGİN, s. 471; İNAN/ ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 479; DURAL/ÖZ, s. 371; ÖZTAN, s. 345. 207 OGUZMAN, s. 267; DURAL/ÖZ, s. 371; ENGiN, Yoksunluk, s. 123; SEROZAN/ ENGiN, s. 471; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 479; ÖZTAN, s. 345. 208 ENGiN, Yoksunluk, s. 123; OGUZMAN, s. 267; SEROZAN/ENG iN, s. 471; DU­ RAL/ÖZ, s. 372; ÖZTAN, s. 345; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 479. (m. 578) 71 ma, korkutma veya zorlama yoluyla babasının ölüme bağlı tasarruftan dönmesini engellerse mirastan yoksun olur. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir 95 tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlama veya engelleme mirastan yoksun olmak için yeterli midir yoksa bu fiil- Ierin etkisinin mirasbırakanın ölümüne kadar devam etmesi gerekir mi? Öğretide209 mesele tartışmalıdır. Kanaatimizce, yoksunluğa sebep olan fiilierin etkisini mirasbırakanın ölümüne kadar devam etmesi gerekir10• Mirasbırakanın sonradan dilediği ölüme bağlı tasarrufu yapma ya da al­ datma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı tasarruftan dönme imkanına sahip olması yoksuniuğu ortadan kaldırır. Örneğin, bir kimse babasını korkutarak eşi lehine ölüme bağlı işlem yapmasını sağlamış, sonradan ise ayırt etme gücünü kaybetmiştir. Ayırt etme gücünün kaybe­ dilmesi korkutmanın etkisini ortadan kaldırır ve mirasbırakana dilediği gibi ölüme bağlı işlem yapma imkanını verir. Söz konusu fiilierin etkisi ortadan kalkmasına rağmen mirasbırakan, aldatma, korkutma veya zor­ lama altında yaptığı tasarruftan dönmüyorsa yoksunluk ortadan kalkar. Adatma, korkutma veya zorlama fiilierin etkisinin ortadan kalkmasından sonra dönme hakkının kullanılmaması mirasbırakanın ölüme bağlı ta­ sarrufun mevcut haliyle hüküm ve sonuç doğurmasını istediği anlamına gelir. Öğretide mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya 96 böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlamaya ve engellemeye teşebbüs etmenin yoksunluk sebebi olmadığı kabul edilmektedir2 1 1• Hüküm de açıkça ölüme bağlı tasarrufun yapılması veya engellenmesi arandığından, teşebbüs aşamasında kalan fiiller yok­ sunluğa sebep olmaz. Ancak söz konusu teşebbüs aşamasında kalan fiil 209 Bu konuda ileri sürülen görüş ve tartışmalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 126 vd. 210 SCHWANDER, Art. 540, N. 16; TUOR/PICE NONI, Art. 540-541, N. 24; ENGiN, Yoksunluk, s. 128-129. 211 ESCHER, Art. 540, N. ll; ENGiN, Yoksunluk, s. 125, dn. 324 ile s. 134, dn. 347'de gösterilen yazarlar. 72 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il ağır bir suç niteliğindeyse, mirasbırakanın TMK m. S 1 O uyarınca miras­ çıyı mirasçılıktan çıkarması mümkündür . D. Mirasbırakanın Artık Yeniden Yapamayacağı Bir Durumda ve Zamanda Ölüme Bağlı Bir Tasarrufu Kasten ve Hukuka
etmenin yoksunluk sebebi olmadığı kabul edilmektedir2 1 1• Hüküm de açıkça ölüme bağlı tasarrufun yapılması veya engellenmesi arandığından, teşebbüs aşamasında kalan fiiller yok­ sunluğa sebep olmaz. Ancak söz konusu teşebbüs aşamasında kalan fiil 209 Bu konuda ileri sürülen görüş ve tartışmalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 126 vd. 210 SCHWANDER, Art. 540, N. 16; TUOR/PICE NONI, Art. 540-541, N. 24; ENGiN, Yoksunluk, s. 128-129. 211 ESCHER, Art. 540, N. ll; ENGiN, Yoksunluk, s. 125, dn. 324 ile s. 134, dn. 347'de gösterilen yazarlar. 72 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il ağır bir suç niteliğindeyse, mirasbırakanın TMK m. S 1 O uyarınca miras­ çıyı mirasçılıktan çıkarması mümkündür . D. Mirasbırakanın Artık Yeniden Yapamayacağı Bir Durumda ve Zamanda Ölüme Bağlı Bir Tasarrufu Kasten ve Hukuka Aykırı Olarak Ortadan Kaldırma veyaBozma 97 Mirasbırakanın yeniden yapamayacağı bir durumda veya zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldırma veya bozma da yoksunluk sebeplerinden biridir (TMK m. 578/I, b. 4 )212• Bu hüküm kapsamında yoksunluk sebebi oluşturan fiil, mirasbırakanın şahsına karşı değil, mirasbırakan tarafından yapılan ölüme bağlı tasarrufa yönelik gerçekleşir213• 98 TMK m. 578/I, b. 4 kapsamında sözü edilen fiiller mirasbırakanın sağlığında gerçekleşebileceği gibi ölümünden sonra da gerçekleşe bilir14• Örneğin bir kimse, mirasbırakanın yapmış olduğu el yazılı vasiyetnarneyi ayırt etme gücünü kaybettikten sonra yok ederse, yoksunluk sebebi mi­ rasbırakanın sağlığında gerçekleşmiş olur215• Çünkü ayırt etme gücünü kaybeden mirasbırakanın geçerli olarak yeni bir ölüme bağlı tasarruf yapma imkanı yoktur. Yine mirasbırakan öldükten sonra el yazılı va­ siyetname yok edilirse, yoksunluk mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleşmiş olur. Mirasbırakan öldükten sonra ölüme bağlı tasarrufun bozulması veya ortadan kaldırılması halinde yeni bir ölüme bağlı tasar­ ruf yapılması işin niteliği gereği mümkün değildir. TMK m. 578/I, b. 4 212 Bkz. TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 27; KO CAYUSUFPAŞAOGL U, s. 536- 538; SCHWANDER, Art. 540, N. 18; ESCHER, Art. 540, N. 13; OGUZMAN, s. 267- 268; GÖNENSAY/BiRSE N, s. 195; WOLF/HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1281; PIOTET, s. 567-568; DURAL/ÖZ, s. 373-374; ÖZTAN, s. 345-346; SEROZAN/ ENGiN, s. 474-476; İMRE/ERMAN, s. 311; AYİTER/KILIÇOGL U, s. 220-221; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 424; iNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 479-480. 213 TUOR/PI CENONI, Art. 540-54 1, N. 27; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 480; ENGiN, Yoksunluk, s. ısı. 214 KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 536; ENGiN, Yoksunluk, s. 152; ÖZTAN, s. 346. 215 Benzer örnekler için bkz. OGUZMAN, s. 268. (m. 578) 73 hükmüyle, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf iradesi, ölümünden sonra gerçekleşecek hukuka aykırı fiiliere karşı da korunmuştur2 16• Ölüme bağlı tasarrufu ortadan kaldırma veya bozma fiilinin yok-99 sunluğa sebep olabilmesi için kasten ve hukuka aykırı olarak işlenmesi gerekir217• Diğer bir ifadeyle mirasçı veya vasiyet alacaklısının ortadan kaldırma veya bozma fiilini işlerken ölüme bağlı tasarrufu yok etmek bilinç ve isteğiyle hareket etmesi gerekir. Eğer davranış kasten değil de ihmal yoluyla gerçekleşirse, yok etme veya bozma yoksunluğa sebep ol- maz. Örneğin, bir kimse ölen babasının işe yaramayan eşyalarını atarken veya yakarken bu eşyalar arasında bulunan vasiyetnarneyi de atmış veya yakmışsa, yok etme fiili kasten gerçekleşmediğinden yoksunluk gerçek­ leşmez. Ortadan kaldırma veya bozma fiili kasten işiense bile hukuka aykırılık yoksa yine yoksunluktan söz edilemez. Örneğin mirasçının vasi­ yetnarneyi mirasbırakanın iradesi doğrultusunda yok etmesi bu nitelikte­ dir218. Ancak burada bir hususu belirtmek gerekir. Mirasbırakanın iradesi doğrultusunda yapılacak yok etmenin onun sağlığında gerçekleştirilmesi gerekir. Mirasbırakan öldükten sonra yapılan yok etme, onun iradesi doğrultusunda yapılsa bile, kanaatimizce yoksuniuğu ortadan kaldırmaz. Mirasbırakanın ölümü, yok etme yönündeki iradenin de ortadan kalkma- sı sonucunu doğurur. TMK m. 578/I, b. 4'e göre yoksunluğun gerçekleşmesi için mi-100 rasçının ölüme bağlı tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldırması veya bozması yeterli olup, fiili işler�en hangi amaçla hareket ettiğinin yoksunluğa etkisi yoktur. Ölüme bağlı tasarrufunortadan kaldı­ rılması veya kaldırılmaması hiçbir şekilde fiili işleyen kişinin menfaatini etkilemese bile yoksunluk gerçekleşir . Yine bozma veya ortadan kaldırma fiilinin yoksunluğa yol açması, ceza hukuku anlamında suç olmasına veya 216 ENGiN, Yoksunluk, s. 152. 217 SCHWANDER, Art. 540, N. 20; OGUZMAN, s. 265; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 536 vd.; DURAL/ÖZ, s. 374; ENGiN, Yoksunluk, s. 152; ÖZTAN, s. 345; SEROZAN/ ENGİN, s. 474-475; KILIÇOGLU, Miras, s. 269; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 480. 218 DURAL/ÖZ, s. 374; ENGiN, Yoksunluk, s. 152. 74 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Ci lt-Il fail hakkında bu eylemden ötürü malıkurniyet kararı verilmesine bağlı değildir219• 101 Ölüme bağlı tasarrufun ortadan kaldırılması veya bozulması kural olarak her türlü ölüme bağlı işlernde olabilir. Ancak ortadan kaldırma veya bozma daha çok el yazılı vasiyetnamelerde karşımıza çıkar220• Resmi şekilde düzenlenen ölüme bağlı tasarrufların bozulması veya yok edilme­ si oldukça zordur. Resmi şekilde düzenlenen ölüme bağlı tasarruflarda mirasbırakanın elindeki nüshanın yok edilmesi, vasiyetnamenin ortadan kaldırılması veya bozulması anlamına gelmez. Resmi memurun elinde bir nüsha bulunduğu sürece ölüme bağlı tasarruf geçerli olarak hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder221• Ancak resmi memurun elindeki nüsha da yok edilirse, yoksunluk gerçekleşmiş olur. 102 Hükümde yoksunluk sebebi olarak iki ihtimale yer verilmiştir. Bun- lardan ilki ölüme bağlı tasarrufun ortadan kaldırılması dır. Ölüme bağlı tasarrufun ortadan kaldırılması, yırtılması, yakılması, silinmesi, kara­ lanması gibi fiillerle yok edilmesini veya hüküm ve sonuç doğurmasını engelleyecek şekilde diğer hak sahiplerinden gizlenmesini ifade eder222• Ölüme bağlı tasarrufun ortadan kaldırılması kapsamına, bir kısmının yok edilmesi, yakılması, yırtılması veya okunamayacak hale s okulması da girer223• Örneğin bir kimse babasının düzenlediği vasiyetnarnede yer alan bir tasarrufu karalarsa, kalan kısırnlar hüküm ifade etse bile, yoksunluk gerçekleşir224• Sözlü vasiyetnarnede tanıkların mirasbırakanın son arzu­ larını kasten gerçeğe aykırı şekilde aktarmaları halinde de yoksunluğun gerçekleşeceği kabul edilmektedir225• Kanaatimizce de sözlü vasiyette 219 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 27; ENGiN, Yoksunluk, s. 152. 220 DURAL/ÖZ, s. 373; ENGiN, Yoksunluk, s. 153; ANTALY A/SAGLAM, s. 320. 221 Resmi vasiyetnarnede mirasbırakanın elindeki nüshanın yok edilmesi yoksunluk sebebi teşkil etmez. Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 153, dn. 393. 222 ESCHER, Art. 540, N. 14; WOLF/HRUBESCH-MILL AUER, N. 1282; KOCA­ YUSUFPAŞAOG LU, s. 536-537; SCHWANDER, Art. 540, N. 19; OGUZMAN, s. 267-268; DURAL/ÖZ, s. 373; ENGiN, Yoksunluk, s. 153; iNAN/ERT AŞ/ALBAŞ, s. 480. 223 ENGiN, Yoksunluk, s. 154; AYİTER/KILIÇOGL U, s. 221. 224 Benzer örnekler için bkz. WOLF /HRUBESCH-MILLAUER, N. 1272. 225 Bkz. WEIMAR, Vor. Art. 506-508, N. ll; TUOR, Art. 506-508, N. 20; ESCHER, Art. 506, N. 10; ENGiN, Yoksunluk, s. 155. (m. 578) 75 tanıkların mirasbırakanın son arzularını kasten gerçeğe aykırı şekilde aktarması mirasbırakanın son arzularını bozma veya ortadan kaldırma ni­ teliğinde
s. 152. 220 DURAL/ÖZ, s. 373; ENGiN, Yoksunluk, s. 153; ANTALY A/SAGLAM, s. 320. 221 Resmi vasiyetnarnede mirasbırakanın elindeki nüshanın yok edilmesi yoksunluk sebebi teşkil etmez. Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 153, dn. 393. 222 ESCHER, Art. 540, N. 14; WOLF/HRUBESCH-MILL AUER, N. 1282; KOCA­ YUSUFPAŞAOG LU, s. 536-537; SCHWANDER, Art. 540, N. 19; OGUZMAN, s. 267-268; DURAL/ÖZ, s. 373; ENGiN, Yoksunluk, s. 153; iNAN/ERT AŞ/ALBAŞ, s. 480. 223 ENGiN, Yoksunluk, s. 154; AYİTER/KILIÇOGL U, s. 221. 224 Benzer örnekler için bkz. WOLF /HRUBESCH-MILLAUER, N. 1272. 225 Bkz. WEIMAR, Vor. Art. 506-508, N. ll; TUOR, Art. 506-508, N. 20; ESCHER, Art. 506, N. 10; ENGiN, Yoksunluk, s. 155. (m. 578) 75 tanıkların mirasbırakanın son arzularını kasten gerçeğe aykırı şekilde aktarması mirasbırakanın son arzularını bozma veya ortadan kaldırma ni­ teliğinde olup1 yoksunluğa sebep olur. Ancak tanıkların mirastan yoksun olabilmeleri yasal mirasçı veya daha önce lehlerine yapılmış ölüme bağlı tasarrufbulunmasına bağlıdır226• İkincisi ise ölüme bağlı tasarrufun bo­ zulmasıdır . Ölüme bağlı tasarrufun bozulması1 tasarrufun yok edilmeksi­ zin şekil bakımından hükümsüz hale sokulmasını if ade eder227• Örneğin el yazılı vasiyetnarnede lehtarın karalanması1 kesilmesi1 imzanın silinmesi ölüme bağlı tasarrufun kendiliğinden hükümsüz hale gelmesini sağlaya­ bileceği gibi tarihin karalanması TMK m. SS 7 uyarınca iptal edilmesine de yol açabilir28• Özellikle mirasbırakanın imzasını taşımayan bir belge vasiyetname olarak değerlendirilemez229• Bu halde ölüme bağlı tasarruf hiç hüküm ve sonuç doğurmaz. Yine ölüme bağlı tasarrufta lehtarın kara­ lanması1 kazandırmanın kimin lehine yapıldığının tespit edilememesine ve tasarrufun hükümsüz olmasına yol açar. Ancak tarihin karalanması1 vasiyetnarneyi şekil bakımından sakatlar ve ilgililere iptal davası açma hakkı verir. Vasiyetnamenin iptaline karar verilmekle birlikte yoksunluk da gerçekleşmiş olur; ancak iptal davası açılmazsa vasiyetname geçerli olarak hüküm ve sonuç dağuracağından yoksunluk da gerçekleşmez. Vasiyetnamenin geçerliliğini şekil bakımından etkilernemekle birlikte va­ siyetnamede yer alan bir ölüme bağlı tasarruf un karalama1 silme1 yırtma yoluyla hüküm ve sonuç doğurmasını engelleme ile ölüme bağlı tasarru­ ftın değiştirilmesi de yoksunluğa sebep olur230• Örneğin vasiyetnamenin tarihinin veya kazandırma lehtarının değiştirilmesi bu niteliktedir. 226 ESCHER, Art. 506, N. 10; ENGiN, Yoksunluk, s. 155. 227 WOLF/HRUBESCH-MI LLAUER, N. 1284; DURAL/ÖZ, s. 373; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 537; SCHWANDER,Art. 540, N.l9; ENGiN, Yoksunluk, s.l55. 228 Benzer örnekler için bkz. WOLF /HRUBESCH- MILLAUER, N. 1285. 229 Öğretide bazı yazarlar, imzanın olduğu kısmın yok edilmesi halinde vasiyetnamenin iptalinin istenebileceği kabul etmektedir . Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 537; ENGiN, Yoksunluk, s. 156; Kanaatimizce, imza, bir belgenin vasiyetname olarak ni­ telendirilebilmesinde mirasbırakanın iradesini ortaya koyan en önemli unsurdur. İmza kısmı yok edilirse, içeriği aynen ve tamamen belirlenemi yorsa (TMK m. 543/II), vasi­ yetname hükümsüz hale gelir. Vasiyetnamenin hükümsüz hale gelmesini sağlayan kişi de TMK m. 578/1, b. 4 uyarınca mirastan yoksun olur. 230 ENGiN, Yoksunluk, s. 156. 76 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-11 103 TMK m. 578/1, b. 4'e göre bir kimsenin mirastan yoksun olabilmesi için ölüme bağlı tasarrufun geçerli olması gerekir231• Yok hükmünde olan veya kesin hükümsüz sayılan ya da geri alınmış veya konusuz kalmış bir vasiyetnamenin yok edilmesi ya da bozulması yoksunluğa yol açmaz232• Bu hallerde mirasbırakanın son arzularına müdahaleden söz edilemez. Örneğin mirasbırakan O 1.01.2014 tarihinde el yazılı bir vasiyetname yapmış, 01.03.2015 tarihinde yaptığı yeni bir vasiyetname ile ilk vasiyet­ namesinden dönmüştür. Mirasçılardan birinin O 1.01.2014 tarihli vasiyet­ narneyi yok etmesi veya bozması yoksunluğa yol açmaz233• Çünkü ortada geçerli bir vasiyetname yoktur. Yine mirasbırakan 01.01.2014 tarihinde yaptığı el yazılı vasiyetname ile eşi lehine kazandırmacia bulunmuş, bir yıl sonra boşanmıştır. Mirasbırakanın oğlu O, sonradan vasiyetnarneyi bulmuş ve yok etmiştir. Mirasbırakan aksini öngörmemişse boşanma kararının kesinleşme siyle birlikte vasiyetname kendiliğinden hükümsüz hale gelir (TMKm.181/I); O'nun vasiyetnarneyi yoketmesi yoksunluğa sebep olmaz234• 104 Ölüme bağlı tasarruf TMK m. 557'de öngörülen sebeplerden biri ile sakat olsa bile iptal edilmediği sürece geçerli olarak hüküm ve sonuç doğurur. Tasarruf iptal edilmeden önce ortadan kaldırılır veya bozulursa yoksunluk sebebi gerçekleşmiş olur235• Hatta mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı sırada tam ehliyetsiz olması sonucu değiştirmez236. Örneğin tam ehliyetsiz mirasbırakanın yaptığı vasiyetnamenin oğlu ta­ rafından bilerek ve isteyerek yok edilmesi mirastan yoksun olması için 231 KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 538; OGUZMAN, s. 268; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 480; SEROZAN/ENGİN, s. 475; ANTALYA/SAGLAM, s. 320. 232 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 27; ESCHER , Art. 540, N. 13; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 538; OGUZMAN, s. 268; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 480; ENGiN, Yoksunluk, s. 157; SEROZAN/ENGİN, s. 475; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 480. 233 Benzer örnekler için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 538; ENGiN, Yoksunluk, s. 57. 234 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 538. 235 OGUZMAN, s. 268; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 538; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 480; SEROZAN/ENGİN, s. 475; ANTALYA/SAGLAM, s. 320. 236 ESCHER , Art. 540, N. 13; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 27; KOCAYUSUF­ PAŞAOG LU, s. 538; ENGiN, Yoksunluk, s. 158; OGUZMAN, s. 268; SEROZAN/ ENGiN, s. 475; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 480. (m. 578) 77 yeterlidir. Ancak oğul vasiyetnarneyi geçerli olmadığı düşüncesiyle yok ederse, yok etme tasarrufta bulunan kişinin son arzularını ortadan kal­ dırma amacıyla yapılmadığından kanaatimizce yoksunluk gerçekleşmez. TMK m. 578/1, b. 4'te sayılan fiilierin teşebbüs aşamasında kalması 105 yoksunluk sebebi oluşturmaz237• Bükümde fiilin teşebbüs aşamasında kalması yoksunluk sebebi olarak zikredilmediği gibi teşebbüs mirasbı­ rakanın son arzularının gerçekleşmesini engellemez. Örneğin bir kimse babasının yaptığı vasiyetnarneyi karalasa veya silse bile söz konusu tasarruf okunabiliyorsa veya içeriği anlaşılabiliyorsa fiili işleyen kişinin mirasçılık sıf atı devam eder. Mirasbırakan tarafından birden fazla nüsha olarak hazırlanan el yazılı vasiyetnamelerden birinin yok edilmesi miras- tan yoksunluğa yol açmaz; var olan nüshalar mirasbırakanın son arzula- rının gerçekleşmesini sağlar. Yine mirasbırakan farklı zamanlarda birden fazla vasiyetname hazırlamışsa, aksi tasarruftan anlaşılmıyorsa, son vasi­ yetnamenin hazırlanmasıyla öncekiler geçersiz hale gelir. Geçersiz olan vasiyetnamelerden birirıin yok edilmesi yoksunluk sebebi oluşturmaz. TMK m. 578/1, b. 4'te sayılan fiiliere dayalı olarak yoksurıluğun 106 gerçekleşebilmesi için vasiyetnamenin ortadan kaldırmaya veya bozmaya bağlı olarak hükümsüz hale gelmesi gerekiı238• Eğer vasiyetname kısmen veya tamamen hükümsüz hale gelmiyorsa, yoksunluk gerçekleşmemeli dir. TMK m. 543/II'ye göre, kaza sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan vasiyetnamenin içeriği aynen ve tamamen belirlenebil iyorsa geçerlidir; belirlenemiyorsa geçersizdiı239• Vasiyetname üçüncü kişi ta- 237 ENGiN, Yoksunluk, s. 159. 238 ENGiN, Yoksunluk, s. 160; DURAL/ÖZ, s. 374. 239 Kaza sonucu veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan vasiyetnamenin geçerliliğiyle ilgili bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 238-239; TUOR, Art. 509-511, N. 17-18; DU­ RAL/ÖZ, s. 114-116; SEROZAN/ENGİN, s. 340-341; İMRE/ER MAN, s. 109-110; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 202-203; "Vasiyetnamenin zayi olması (yok olması)
geçersiz hale gelir. Geçersiz olan vasiyetnamelerden birirıin yok edilmesi yoksunluk sebebi oluşturmaz. TMK m. 578/1, b. 4'te sayılan fiiliere dayalı olarak yoksurıluğun 106 gerçekleşebilmesi için vasiyetnamenin ortadan kaldırmaya veya bozmaya bağlı olarak hükümsüz hale gelmesi gerekiı238• Eğer vasiyetname kısmen veya tamamen hükümsüz hale gelmiyorsa, yoksunluk gerçekleşmemeli dir. TMK m. 543/II'ye göre, kaza sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan vasiyetnamenin içeriği aynen ve tamamen belirlenebil iyorsa geçerlidir; belirlenemiyorsa geçersizdiı239• Vasiyetname üçüncü kişi ta- 237 ENGiN, Yoksunluk, s. 159. 238 ENGiN, Yoksunluk, s. 160; DURAL/ÖZ, s. 374. 239 Kaza sonucu veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan vasiyetnamenin geçerliliğiyle ilgili bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 238-239; TUOR, Art. 509-511, N. 17-18; DU­ RAL/ÖZ, s. 114-116; SEROZAN/ENGİN, s. 340-341; İMRE/ER MAN, s. 109-110; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 202-203; "Vasiyetnamenin zayi olması (yok olması) ise Me­ deni Kanunun 490. maddesinde düzenlenmiş olup "vasiyetname kaza sonucu veya başka bir kimsenin kusuru ile zayi olur ve münderecatı nın ayniyle ve tamamı ile tespiti mümkün olmazsa, artık vasiyete itibar olunamaz. Tazminat isteme hakkı mahfuzdur" denmektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere yok olan vasiyetnamenin içindekilerin olduğu gibi tespiti mümkün olmaz ise vasiyete değer verilmez ancak aksi halinde yani vasi yetnamenin içindekilerin olduğu gibi tespiti mümkün olursa vasiyet geçerli kabul edilir. Vasiyet kaza so­ nucu elde olmayan nedenlerle (yangın, deprem, su baskını vb.) yok olabileceği gibi bir kim- 78 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il rafından kasten ve hukuka aykırı olarak yok edilse bile içeriği belirlene­ bildiği sürece yoksunluk gerçekleşmez 240. Ancak üçüncü kişi tarafından kasten ve hukuka aykırı olarak yok edilen vasiyetnamenin içeriği kısmen veya tamamen belirlenem iyorsa, yoksunluk gerçekleşir . Tasarrufun bir kısmının geçerli olması, yoksuniuğu engellemez. Örneğin mirasbırakan 01.01.2015 tarihinde yaptığı vasiyetname ile mirasının yarısını kızı K'ya, diğer yarısını ise Kızılay'a bırakmış ve vasiyetnamenin Kızılay lehine olan kısmın fotoğrafını çekip, mail yoluyla bir arkadaşına göndermiştir . Miras­ tan kendisine pay verilmemesine kızan oğlu O vasiyetnarneyi yok etmiştir. Kızılay lehine yapılan kazandırma, vasiyetname yok edilmesine rağmen içeriği belirlenebildiğinden geçerli olarak hüküm ve sonuç doğurur. An­ cak K lehine yapılan kazandırma içeriği belirlenemedi ği için hükümsüz hale gelir. İşte kasten ve hukuka aykırı olarak yok edilen vasiyetnamenin kısmen hükümsüz hale gelmesi de yoksunluğa sebep olur. 107 Ölüme bağlı tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldır- ma veya bozmanın yoksunluk sebebi oluşturabilmesi için mirasbırakanın yeni bir ölüme bağlı tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaması gere­ kir241. Ölüme bağlı tasarrufkasten ve hukuka aykırı olarak yok edilse veya senin kusuru (kasten veya yanlışlıkla yırtılması, saklanması vb) ile de yok olabilir. İşte tüm bu hallerde MK'nın 490. maddesi sayesinde vasiyet edenin isteklerinin yerine gelmesi için bir şans daha doğmuş olur. Ancak bu şansın kullanılabilmesi için vasiyetnamenin hem içeriğinin hem de şekil şartlarına uygun olduğunun ispatı gerekir. HUMK 294. madde de "Nagehani (birden bire umulmadık) şekilde veya mücbir sebeple senedin kendi elinde veya saklandığı resmi yerde yok olması halinde tanık dinlenebilir" denilmektedir. Bu hüküm tanıkla ispat yasağının is­ tisnalarındandır. O halde vasiyetnamenin tamamen veya kısmen yok olması halinde hem içeriği hem de şekil şartlarına uyulup uyulmadığı tanıkla ispat edilebilir. Somut olayda vasiyetname­ nin aslı dosya içerisinde bulunmamakla birlikte el yazısı vasiyetnamenin varlığı, muris tarafin­ dan el yazısı ile yazıldığı ve imzalandığı, tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu raporu ve diğer de­ li/lerden anlaşılmaktadır. Dava/ı tanıklarından Sacit Seber bu vasiyetnarneyi miras bırakanın yazıp imzaladığını açıklamış, vasiyetnamedeki imzanın mir as bırakanın eli mahsulü olduğu saptanmıştır. Kaybolan vasiyetnamenin dosya içerisindeki fotokopisinden MK'nın 485. mad­ desindeki el yazılı vasiyetnamenin tüm yasal unsurlarını taşıdığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Özel Dairenin bozma kararında davacıların yakın akrabası olan davacı tanıklarının beyaniarına itibar edilerek vasiyetnamenin geçersiz sayılması kabul edilemez.". Bkz. YH GK, E. 2004/2-4, K. 2004/14, T. 21.01.2004, www.kazanci.com (05.05.20 18). 240 DURAL/ÖZ, s. 374. 241 SCHWANDER, Art. 540, N. 18; ENGiN, Yoksunluk, s. 160; KOCAYUSUFPAŞA­ OGLU, s. 538; WOLF/HRUBESCH- MILLAUER, N. 1287; SEROZAN/ENGİN, (m. 578) 79 bozulsa bile mirasbırakanın yeni bir ölüme bağlı tasarruf yapma imkanı varsa, yoksunluk gerçekleşmez:w. Mirasbırakan öldükten sonra ölüme bağlı tasarrufun yok edilmesi halinde, mirasbırakanın yeniden ölüme bağlı tasarrufta bulunma imkanı olmadığından, fiilin kasten ve hukuka aykırı olarak gerçek leştirilmesi koşuluyla yoksunluk gerçekleşir . Ölüme bağlı tasarruf mirasbırakanın sağlığında yok edilmiş veya bozulmuşsa, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufta bulunma olanağına sahip olup olmadığı somut olaya göre değerlendirili r. Örneğin mirasbırakanın ayırt etme gücü yoksa, engelinden dolayı herhangi bir şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamıyorsa veya ölüme bağlı tasarrufun yok edilmesiyle miras­ bırakanın ölmesi arasında geçen süre çok kısa ise yoksunluk gerçekleşir. Burada bir hususu da dikkate almak gerekir. Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf yapma imkanına sahip olmasının yoksuniuğu engelieyebilmesi için ölüme bağlı tasarrufun yok edildiğini veya bozulduğunu bilmesi gere­ kir243. Mirasbırakan objektif olarak ölüme bağlı tasarruf yapma imkanına sahip olsa bile ölüme bağlı tasarrufun yok edildiğini veya bozulduğunu bilmiyorsa, yoksunluk gerçekleşir244• Bir kimsenin mirasbırakan düzenlemiş gibi sahte vasiyetname dü-108 zenlemesi mümkündür. Bir kimse mirasbırakan düzenlemiş gibi sahte bir vasiyetname düzenlerse mirastan yoksun olur mu? BGB § 2339/1, n. 4'te245 sahtelik suçu oluşturan eylemlerin de yoksunluk sebebi olduğu düzenlenmişken, TMK ve ZGB'de konuya ilişkin özel bir hüküm geti- s. 474-475; DURAL/ÖZ, s. 374; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 480; ANTALY A/SAG­ LAM,s. 320. 242 DURAL/ÖZ, s. 374. 243 ESCHER, Art. 540, N. 15; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 27; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 538; OGUZMAN, s. 267-268; ENGiN, Yoksunluk, s. 162; DURAL/ ÖZ, s. 374; SEROZAN/ENGiN, 475; iNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 480-481. 244 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 538; ESCHER, Art. 540, N. 15; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 27; OGUZMAN, s. 267-268; DURAL/ÖZ, s. 374; ENGiN, Yoksun­ luk, s. 162; SEROZAN/ENGiN, s. 475; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 480-481. 245 Hükümde mirasbırakanın bir ölüme bağlı tasarrufu açısından Alman Ceza Kanunu'nun 267-274. maddelerinde öngörülen fiillerden birini kusurlu olarak işleyenierin mirastan yoksun olacağı düzenlenmişt ir. 80 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II rilmemişt ir. Mesele öğretide tartışmalıdır246• Bazı yazarlar247, yoksunluk sebeplerinin sınırlı sayıda düzenlendiğini ve bu sebeplerin kıyas yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığını savunurken; ağırlıklı görüştekiler ise sahte vasiyetname düzenleyenierin de mirastan yoksun olması gerek­ tiğini, bu halde yoksunluk sebeplerine kıyas yoluyla yenisinin eklenme­ diğini, TMK m. 578/I, b. 4'ü amacı doğrultusunda genişletici yoruma tabi tutulduğunu kabul etmektedir248. Kanaatimizce, sahte vasiyetname düzenlemenin yoksunluğa sebep olup olmamasında vasiyetnamenin hüküm ve sonuç doğurup doğurmadığına göre değerlendirme yapılması gerekir. Eğer sahte vasiyetname uyarınca terekeye ilişkin bazı işlemler yapılmışsa yoksunluğun gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekir. Ancak vasiyetnamenin sahteliğine rağmen hüküm
s. 480-481. 245 Hükümde mirasbırakanın bir ölüme bağlı tasarrufu açısından Alman Ceza Kanunu'nun 267-274. maddelerinde öngörülen fiillerden birini kusurlu olarak işleyenierin mirastan yoksun olacağı düzenlenmişt ir. 80 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II rilmemişt ir. Mesele öğretide tartışmalıdır246• Bazı yazarlar247, yoksunluk sebeplerinin sınırlı sayıda düzenlendiğini ve bu sebeplerin kıyas yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığını savunurken; ağırlıklı görüştekiler ise sahte vasiyetname düzenleyenierin de mirastan yoksun olması gerek­ tiğini, bu halde yoksunluk sebeplerine kıyas yoluyla yenisinin eklenme­ diğini, TMK m. 578/I, b. 4'ü amacı doğrultusunda genişletici yoruma tabi tutulduğunu kabul etmektedir248. Kanaatimizce, sahte vasiyetname düzenlemenin yoksunluğa sebep olup olmamasında vasiyetnamenin hüküm ve sonuç doğurup doğurmadığına göre değerlendirme yapılması gerekir. Eğer sahte vasiyetname uyarınca terekeye ilişkin bazı işlemler yapılmışsa yoksunluğun gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekir. Ancak vasiyetnamenin sahteliğine rağmen hüküm ve sonuç doğurması engel­ lenmiş veya vasiyetnamenin sahteliği mahkemece hüküm altına alınmış­ sa yoksunluk gerçekleşmemelid ir. Çünkü bu halde mirasbırakanın son arzularının gerçekleşmesine aykırı bir durum söz konusu değildir. VI. YOKSUNLUGUN SONUÇLARI A. Mirasçılık Sıfatının Kendiliğinden Sona Ermesi 1. Genel Olarak 109 Mirastan yoksunluğa yol açan fiillerden birini işleyen kişi, mirasbıra- kana karşı başka bir işleme gerek kalmaksızın (kendiliğinden) mirasçılık sıfatını yitireceği gibi bu kişi lehine yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflar da kendiliğinden hükümsüz hale gelir (TMK m. 578/1)249• Mirastan 246 Görüş ve tartışmalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 537; ENGiN, Yoksunluk, s. 163-164. 247 ESCHER, Art. 540, N. 14. 248 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 537; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 28; SEROZAN/ENGİN, s. 475-476. 249 TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 31; ESCHER, Art. 540, N. 2; SCHWANDER, Art. 540, N. 22; ENGİN, Yoksunluk, s. 168; OGUZMAN, s. 268; ÖZTAN, s. 347; KO­ CAYUSUFP AŞAOGLU, s. 539; PIOTET, s. 569; DURAL/ÖZ, s. 376; KÖPRÜLÜ, s. 355; SEROZAN/ENGİN, s. 476; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 425; WOLF/HRU- (m. 578) 81 yoksun olan mirasbırakandan önce ölmüş sayılır250• Mirastan yoksunluk sonuçlarını kendiliğinden doğurduğundan1 mirasçılık sıfatının sona er­ mesi için mirasbırakanın bir irade beyanında bulunmasına veya dava açıl­ masına gerek yoktur251• Yoksunluk sebebinin mirasbırakanın ölümünden önce gerçekleşmesi halinde mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılık sıfatı sona erer. Yoksunluğun mirasçılık sıfatını sona erdirmesi sadece yasal mirasçı- 110 lar için söz konusudur. Buna göre1 yoksuniuğu gerektiren fiillerden birini işleyen kişi mirasçılık sıfatını kendiliğinden yitirir. Oysa iradi mirasçılık ile vasiyette yoksuniuğu gerektiren fiiller1 yoksun olan kişi lehine yapılmış olan ölüme bağlı tasarrufu hükümsüz hale getirir252• Buna göre1 mirastan yoksunluğa sebep olan fiilin işlenmesi1 vasiyetnamenin veya miras söz­ leşmesinin kendiliğinden sona ermesi için yeterli olup1 mirasbırakanın ayrıca vasiyetnameden veya miras sözleşmesinden dönmesine gerek yoktur253• Miras sözleşmesinin üçüncü kişi lehine yapılması halinde ise kazandırmanın hükümsüz hale gelmesi1 yoksuniuğu gerektiren fiili lehine kazandırma yapılan kişinin işlemesine bağlıdıri miras sözleşmesinin karşı tarafı yoksuniuğu gerektiren fiili işlese bile ölüme bağlı tasarruf hüküm ve sonuç doğurur. Örneğin mirasbırakan M1 K ile ivazlı miras sözleşmesi BESCH-MIL LAUER, N. 1291; AYİTER/KIL IÇOGLU, s. 222; İNAN/ERTAŞ/ AL­ BAŞ, s. 481; KILIÇOGLU, Miras, s. 269; İMRE/ERM AN, s. 311-312; AYAN, Miras, s. 261; ANTALYA/SAGLAM, s. 321. 25° KÖPRÜLÜ, s. 355; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 539; OGUZMAN, s. 268; DU­ RAL/ÖZ, s. 376; Mirastan yoksunluk yasal miras payı ile saklı paylı mirasçılık sıfatının kaybına sebep olur. Bkz. SCHWANDER, Art. 540, N. 22. 251 KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 539; OGUZM AN, s. 268; ENGiN, Yoksunluk, s. 168; DURAL/ÖZ, s. 376; AYAN, s. 261; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 481; ANTALYA/ SAGLAM, s. 321; " ... Zira mahrumiyette irade açıklamasına gerek yoktur. Şartları oluştu­ ğunda mirasçı yasa gereği mirastan yoksun kalır ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 19 97/7 414, K. 1997/10276, T. 07.10.1997, www.kararara.com (25.07.20 18). 252 OGUZMAN, s. 174-175; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 531 vd.; DURAL, Mustafa, Miras Sözleşmeleri (İsviçre, Alman ve Avusturya Hukuklarıyla Karşılaştırmalı Olarak), İstanbul1980, s. 211; İMRE/ER MAN, s. 194-195; SEROZAN/ENGİN, s. 476; DU­ RAL/ÖZ, s. 136; ENGiN, Yoksunluk, s. 85 vd., 168; ANTALY A/SAGLAM, s. 318 vd.; ÖZTAN, s. 347. 253 KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 539; OGUZMAN, s. 268; DURAL/ÖZ, s. 376; EN­ GiN, Yoksunluk, s. 168; ANTALYA/SAGLAM, s. 321. 82 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il yapmış, M, 300.000 TL karşılığında evini X ya vasiyet etmiştir. Görüldü­ ğü üzere burada üçüncü kişi lehine miras sözleşmesi söz konusudur. A lehine yapılan ölüme bağlı tasarruftın hükümsüz hale gelmesi, yoksun­ Iuğu gerektiren fiilin A tarafından işlenmesine bağlıdır. K' nın M' ye karşı TMK m. 578/I'de öngörülen fiilieri işlemesi, A lehine yapılan tasarrufun geçerliliğini etkilemez. lll Yoksunluk sebebinin mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleş- mesi halinde ise yoksunluk geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuç doğu­ rur ve mirasçı, mirasbırakanın ölümü anından itibaren mirasçılık sıfatını yitirmiş olur254• Örneğin mirasbırakan 01.01.2015 tarihinde ölmüş ve çocuklarından biri bulduğu vasiyetnarneyi 01.06.2015 tarihinde yok et­ miştir. Vasiyetnarneyi yok eden, M' nin ölümüyle birlikte mirasçılık sıfatı­ nı kazanmasına rağmen, yoksuniuğu gerektiren fiili işlemesiyle mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak kaybetmiş olur. Mirasbırakanın ölümünden sonra yoksunluk sebebinin gerçekleşmesi halinde yoksun olan kişinin te­ reke üzerinde yaptığı tasarruflar, iyiniyetin koruduğu haller saklı kalmak üzere, kural olarak kesin hükümsüzdür25 5• 112 Mirastan yoksunluk sebebi gerçekleşmesine rağmen ilgililer arasında yoksunluk sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin uyuşmazlığın olması mümkündür . İlgililer ( mirastan yoksun olan256 veya yoksunluğun tespitinde menfaati olanlar)257 yoksunluğun gerçekleşip gerçekleşme­ diğinin tespitini her zaman isteyebilir . Bu konuda açılacak tespit davası süreye bağılı değildir. Örneğin yoksunluğun tespitini terekenin borçla­ rından sorumlu olmak istemeyen kişi isteyebileceği gibi halefiyet yoluyla yoksun olanın yerine mirasçı olan veya yoksunluğa bağlı olarak miras payı ıs4 ESCHER , Art. 540, N. 2; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 31; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 539; SCHWANDER , Art. 540, N. 22; OGUZMAN, s. 268; DURAL/ ÖZ, s. 376; SEROZAN/ENGİN, s. 476; İMRE/ERMAN, s. 312; ANTALY A/SAG­ LAM, s. 321; AYAN, Miras, s. 261. ıss TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 31; ESCHER, Art. 540, N. 2; KOCA YUSUF­ PAŞAOGLU, s. 539. ıs6 Mirastan yoksun olan kimse, tereke alacaklılarının kendisine başvurması halinde miras­ çılık sıfatının bulunmadığını, mirastan yoksun olduğunun tespitini isteyebilir . ıs7 KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 539; TUOR/PIC ENONI, Art. 540-541, N. 31; EN­ GiN, Yoksunluk, s. 170; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 481, dn. 92. (m. 578) 83 artan kişi de isteyebilir. Bu halde mahkeme sadece yoksunluk sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespitle yetinir258• Mahkemenin kararı ku­ rucu değil, açıklayıcı mahiyettedir. Yoksunluğun tespitine ilişkin davalar asliye hukuk mahkemesinde görülür259• Mirastan yoksunluk sadece mirasçılık sıfatını sona erdirir; aile bağ 113 ve ilişkilerini etkilemez. Yoksun olan mirasçının mirasbırakanla
DURAL/ ÖZ, s. 376; SEROZAN/ENGİN, s. 476; İMRE/ERMAN, s. 312; ANTALY A/SAG­ LAM, s. 321; AYAN, Miras, s. 261. ıss TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 31; ESCHER, Art. 540, N. 2; KOCA YUSUF­ PAŞAOGLU, s. 539. ıs6 Mirastan yoksun olan kimse, tereke alacaklılarının kendisine başvurması halinde miras­ çılık sıfatının bulunmadığını, mirastan yoksun olduğunun tespitini isteyebilir . ıs7 KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 539; TUOR/PIC ENONI, Art. 540-541, N. 31; EN­ GiN, Yoksunluk, s. 170; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 481, dn. 92. (m. 578) 83 artan kişi de isteyebilir. Bu halde mahkeme sadece yoksunluk sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespitle yetinir258• Mahkemenin kararı ku­ rucu değil, açıklayıcı mahiyettedir. Yoksunluğun tespitine ilişkin davalar asliye hukuk mahkemesinde görülür259• Mirastan yoksunluk sadece mirasçılık sıfatını sona erdirir; aile bağ 113 ve ilişkilerini etkilemez. Yoksun olan mirasçının mirasbırakanla olan soybağı devam ettiği gibi TMK m. 364 uyarınca nafaka yükümlülüğü de devam eder260• Yine bir kimsenin eşine karşı mirastan yoksunluğa sebep olan fiilieri işlemesi evlilik birliğini etkilemez261 ve vatandaşlık kaybına da yol açmaz262• Ancak mirastan yoksunluğun Sosyal Güvenlik Hukuku alanında bazı sonuçları vardır. 5510 Sayılı Kanun'un 56. maddesine göre, bazı hallerde sigortalının ölümü üzerine ölen sigortalının hak sahiplerin- den bazılarına gelir ve aylık bağlanmayacağı düzenlenmişt ir. Bu hallerden biri de kendisine aylık bağlanacak veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürmek veya öldürmeye teşebbüs etmek ya da sürekli olarak iş göremez hale ya da malul duruma sokmaktır. Görüldüğü üzere mirasbırakanı kasten veya hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye 258 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 539; DURAL/ÖZ, s. 376-377; ANTALYA/SAG­ LAM, s. 32ı; ENGiN, Yoksunluk, s. ı69. 259 ENGiN, Yoksunluk, s. ı 70; Yoksunluğun tespitine ilişkin dava asliye hukuk mahkeme­ sinde görülür; "Dava, Türk Medeni Kanununun 578. maddesine dayalı olarak açılmıştır. Hukuk Usulü Muhakeme leri Kanununun 8. maddesinde gösterilen dava/ara uymamaktadır . Davaya, Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekir. Bu açıklama karşısında işin esasına bakılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2006/8064, K. 2006/ ıS972, T. 20.ı 1.2006, www.kazanci.com (27.07.20ı8). 260 TUOR,Art.478,N.4; ÇUBUKGİL,Neticeleri, s. 596; ESCHER,Art.477, N. 3; YAG­ CI, s. 358; Mirasçılıktan çıkarmanın mirasbırakan ile saklı paylı mirasçı arasındaki na­ faka yükümlülüğüne etkisi için bkz. SERT, Selin, "Mirasçılıktan Çıkarmanın Nafaka Yükürnlülüğüne Etkisi'; TAAD, Y. S, S. ı 6 (Ocak 20 ı 4), s. 240-24 ı. 261 Eşierden birinin eşine karşı yoksunluk sebeplerinden birini işlemesi ( eşierden biri öl­ müyorsa) kural olarak evlilik birliğini etkilemez. Ancak eş, yoksuniuğu gerektiren fiili dayanarak boşanma davası açabilir. Örneğin TMK m. 578/l, b. ı'de düzenlenmiş olan mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldürmeye teşebbüs etmek aynı zamanda TMK m. 162 uyarınca mutlak boşanma sebeplerinden biridir. 262 Yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen eş, evlenmeyle vatandaşlığı kazansa bile yoksunluk vatandaşlığın kaybına sebep olmaz. 84 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II teşebbüs eden kişiye ölen kişi üzerinden gelir veya aylık bağlanamaz. Eğer öldürme veya öldürmeye teşebbüs kasten gerçekleşmiyorsa veya fiil hukuka aykırı değilse, fiili işleyen kişi kendisine aylık bağlanmasını isteyebilir263• Yine mirasbırakanı sürekli olarak iş göremez hale veya malul duruma getirmede, bu haller kasten ve hukuka aykırı olarak gerçekleşiyor ve mirasbırakan sürekli olarak ölüme bağlı tasarruf yapamayacak hale ge­ tiriliyorsa, mirastan yoksunluk gerçekleşecek ve mirasbırakana karşı bu fiilieri işleyenler, kendilerine aylık bağlanmasını isteyemeyecek tir. 2. Yoksunluğun İspatı 114 Bir kimsenin mirastan yoksun olduğunu veya yoksunluğa dayanarak ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale geldiğini iddia eden iddiasını is­ patlamakla yükümlüdür264• Mirastan yoksunluk maddi bir vakıa olup her türlü delille ispatlanabilir. Yoksunluk yasal mirasçılık sıfatını sona erdiren veya yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişi lehine yapılmış olan ölüme bağlı tasarrufu kendiliğinden hükümsüz hale getiren bir durum olduğun­ dan ilgililer yoksuniuğu her zaman ileri sürebileceği gibi hakim yoksun­ Iuğu re'sen dikkate alır265• Özellikle miras sebebiyle istihkak veya mirasın paylaşılması davasında ya da vasiyetin if asına yönelik uyuşma zlıklarda bir kimsenin mirastan yoksun olduğu veya yoksuniuğu gerektiren fıilin işlenmesi sebeb iyle ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale geldiği her zaman ileri sürülebilir. Bu gibi davalarda hakimin öncelikle yoksunluk 263 "Davaya konu somut olayda ise, davacının, kendisinden dolayı ölüm aylı ğı bağlanmasını is­ tediği sigorta/ı eşinin ölümüne sebep olması nedeniyle yargılandığı Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.06.2003 gün ve 2002/227 Esas, 2003/108 sayılı Kararıyla; Mülga Türk Ceza Kanununun 452/1. maddesi uyarınca "katil kastı olmaksızın darp neticesi öldürmek" suçundan, ağır tahrik ve iyi hal nedeniyle yapılan indirimlerden sonra 3 yıl 4 ay ağır hapis cezasına mahkum edildiği, mahkeme kararından, olayda eşini öldürme kastının bulunma­ dığının anlaşıldığı ve eşe ölüm aylı ğı bağlanmasına engel olacak "kasten ve haksız yere eşin öldürülmesi" halinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle, davacıya ölüm aylı ğı bağlanmaması yönündeki Kurum işlemi isabetli bulunmama ktadır.". Bkz. YHGK, E. 2007/10-812, K. 2007/828, T. 07.11.2007, www.kazanci.com (27.07.20 18). 264 ENGiN, Yoksunluk, s. 171; GÖNENSAY/BiRSEN, s. 193. 265 ENGiN, Yoksunluk, s. 170. (m. 578) 85 sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleyip1 sonrasında temel uyuşmazlığı çözmesi gerekir266• 3. Yoksunluğun Mirasçılık Belgesinin Düzenlenmesine Etkisi Mirastan yoksun olan kişi mirasçılık belgesi düzenlenmesini isteye- 115 m ez. Çünkü mirasçılık belgesi isteme hakkı mirasçılık sıfatına bağlı olup1 bu hak doğrudan yasal ve atanmış mirasçılara aittir. Mirasçılar mirasçılık belgesini1 sulh mahkemesinden veya noterden talep edebilir. Mirasçılık belgesi verilmesi çekişmesiz yargı işlerindend ir267• Dolayısıyla mirasçılık belgesinin düzenlenmesinde sulh mahkemesi veya noter1 mirasçılık sıfa- tını sona erdiren hallerin bulunup bulunmadığını incelemeksizin1 nüfus bilgilerine göre kimlerin mirasçı olduğunu şeklen düzenlemekte1 miras- çılık sıfatını sona erdiren haller dikkate alınmama ktadır. Uygulamada da Yargıtay1 mirastan yoksunluğun mirasçılık belgesi istenmesine engel ol­ madığını1 mirasçılık belgesinde ilgili kişinin mirastan yoksun olduğunun ve yoksunluğun hukuki sonuçlarının mirasın paylaşılması sırasında gö­ zetileceğine işaret edilmesi gerektiğine karar verereP681 mirastan yoksun 266 OGUZMAN, s. 268. 267 Bkz. OGUZMAN, s. 282; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 580; AYİTER/KILIÇOG­ LU, s. 214; KOCAAGA, Köksal, "Mirasçılık Belgesi", GÜHFD, C. IX, S. 1-2, Y. 2004, s. 94; DURAL/ÖZ, s. 401; ANTALY A/SAGLAM, s. 350; ERİŞGiN, Nuri, Mirasçılık Belgesi, Ankara 2013, s. 113; ARAS, Aslı, "Çekişmesiz Yargı İşlerinde Görev ve Yetki'� İn.ÜHFD, C. 7, S. 1, Y. 2016, s. 67; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 497; RUHi, Canan/ RUHi, Ahmet Cemal, Mirasçılık Belgesi, iptali ve Yeni Mirasçılık Belgesi Verilmesi, Ankara 2015, s. 35; ATALI, Pekcanıtez Usul, s. 2114; KURU, Baki, Medeni Usul Hu­ kuku Ders Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2018, s. 649. 268 " ••. Yoksunluk sebebinin tespiti halinde mirasçılık belgesinde miras paylarını gösterecek şe­ kilde hüküm kurulması, ancak Cemal'in mirastan mahrum olduğunun ve
verereP681 mirastan yoksun 266 OGUZMAN, s. 268. 267 Bkz. OGUZMAN, s. 282; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 580; AYİTER/KILIÇOG­ LU, s. 214; KOCAAGA, Köksal, "Mirasçılık Belgesi", GÜHFD, C. IX, S. 1-2, Y. 2004, s. 94; DURAL/ÖZ, s. 401; ANTALY A/SAGLAM, s. 350; ERİŞGiN, Nuri, Mirasçılık Belgesi, Ankara 2013, s. 113; ARAS, Aslı, "Çekişmesiz Yargı İşlerinde Görev ve Yetki'� İn.ÜHFD, C. 7, S. 1, Y. 2016, s. 67; iNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 497; RUHi, Canan/ RUHi, Ahmet Cemal, Mirasçılık Belgesi, iptali ve Yeni Mirasçılık Belgesi Verilmesi, Ankara 2015, s. 35; ATALI, Pekcanıtez Usul, s. 2114; KURU, Baki, Medeni Usul Hu­ kuku Ders Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2018, s. 649. 268 " ••. Yoksunluk sebebinin tespiti halinde mirasçılık belgesinde miras paylarını gösterecek şe­ kilde hüküm kurulması, ancak Cemal'in mirastan mahrum olduğunun ve mahrumiyetinin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılması sırasında gözetileceğine işaret edilmelidir. Yukarıda yazılı kurallara uyulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2008/2766, K. 2009/7790, T. 22.04.2009, www.kazanci.com (27.07.20 18); " ... Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri, ya da mirasın reddi veya mi­ rastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması ve sonuçları hasımsız bu istekte tartışılamaz (HUMK md. 73). Veraset belgesi istemeye engel değildir. Iskat (MK md.475), mahrumiyet (MK md. 520), red (MKmd. 545) ve feragat (MKmd. 457) "hukuki son uçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine "işaret edilmek suretiyle ve bu durumlar yok sayıla- 86 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il olan kişilerin de mirasçılık belgesi isteyebileceğini kabul etmektedir. Yine Yargıtay mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu ya da mirasçının kendi iradesine dayanmayan sebeple mirasçılık sıfatını kaybettiği mirasçılıktan çıkarma, feragat ve yoksunluk hallerinin sulh mahkemesince çekişmesiz yargı işi olarak verilen yasal mirasçıları gösterir mirasçılık belgesine yansı­ tılmasının söz konusu olamayacağına karar vermektedir269• Aynı konuya ilişkin Yargıtay'ın birbiriyle çelişen iki farklı uygulaması söz konusudur. rak miras paylarını gösterir biçimde hüküm tesis edilmesi gerekmektedir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 10.4.1980 günlü ve 2911-3133 sayılı, 22.10.1992 günlü ve 8958/10142 sayı­ lı, 13.10.1992 günlü ve 9357-9555 sayılı ve 22.4.1993 günlü 3158/4093 sayılı kararla­ rı) açıklanan bu yönler gözetilerek yazılı şekilde verasetin sübutuna karar verilmesi Usul ve Yasaya uygundur.". Bkz. Yargıtay2. HD, E. ı998/ ıoı 78, K. ı998/ ı ı 733, T. 03.ı ı.ı998, www.kazanci.com (27.07.20 ı8); Aynı yönde bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2004/3085, K. 2004/4600, T. 12.04.2004, www.kazanci.com (27.07.20ı8). 269 ''TMK'nın 598. maddesindeki yasal mirasçıZara verilecek mirasçılık belgesi ile atanmış mi­ rasçı veya vasiyet alacaklılarına verilecek belge bir "çekişmesiz yar gı" işidir (HMK'nın m. 382/2-c-6). Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme ise aksine bir düzenleme bulunma­ dığı sürece sulh hukuk mahkemesidir (HMK m. 383). Bu yasal durum karşısında, murisin ölüme bağlı tasarrufu ya da mirasçının kendi iradesine dayanmayan sebeple mirasçılık sıfa­ tının kaybı, mirasçı sıfatı kazanılması, yasal miras payının kısmen kesir/i olarak bir bölümü veya tamamen kaybı veya edinilmesi sonucunu doğuran mirasçılıktan çıkarma (TMK m. 510-512), mirastanf eragat (TMK m. 528.), mirasçı atama (TMK m. 516.) mirastan yok­ sunluk (TMK m. 578-579) gibi hukuki işlem ve durumların sulh mahkemesince çekişmesiz yargı işi olarak verilen yasal mirasçıları gösterir mirasçılık belgesine yansıtılması söz konusu olamaz. Bunun tek istisnası mirasçının kendi iradesine dayanan mirası ret (TMK m. 605/ı) tasarrufudur. Çekişmesiz yargı işi olarak mirasçılık belgesi talep edildiği takdirde, varsa ta­ lepten önceki mirası ret durumunun mirasçılık belgesinde payın intikalini gösterir şekilde yansıtılması gerekir. Diğer hallerde, mirasçılığa ve yasal miras payına etki edecek murisin ölü­ me bağlı tasarruflarının ve mirastan yoksunluk durumunun mirasçılık belgesine yansıtılması işlemlerinin çekişme/i olarak, tereke üzerinde hak sahibi olan ve şek/en hak sahibi gözükenler hasım gösterilmek suretiyle asliye hukuk mahkemesinde açılacak davayla sağlanması gerekli­ dir. Asliye hukuk mahkemesinde açılabilecek bu davada uyuşmazlık sadece yasal mirasçının miras payının iptali ve intikalini gösterir bir mahkeme ilamıyla giderilebilecek nitelikteyse "mirasçı/ık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi" davası olarak açılabileceği gibi uyuşmazlık bu şekilde giderileme yecek nitelikteyse, ölüme bağlı tasarrufun ifası olarak bir malvar/ı ğı/ eda davası olarak da açılabilir. Daha önce alınmış mirasçılık belgesi mevcut­ ken yasal veya atanmış mirasçılardan herhangi birinin gerek yasal gerekse atanmış mirasçı­ lık belgesi verilmesi yönünde çekişmesiz yargı işi olarak dava açmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmama ktadır.". Bkz. Yargıtay ı4. HD, E. 20ı5/225ı, K. 20ı5/3564, T. 02.04.20ı5, www.kararara.com (30.07.20 ı8); Aynı yönde bkz. Yargıtay ı4. HD, E. 20ı5/2695, K. 2015/2563, T. 09.03.2015, www.kararara.com (30.07.20 18). (m. 578) 87 Yargıtay bazı kararlarında mirastan yoksun olan kişinin de mirasçılık bel­ gesi isteyebileceğini, mirasçılık belgesinde ilgili kişinin mirastan yoksun olduğunun ve yoksunluğun hukuki sonuçlarının mirasın paylaşılması sırasında gözetileceğine işaret edilmesi gerektiğine karar verirken, bazı kararlarında ise mirasçılık belgesinin istenmesinin çekişmesiz yargı işi olduğunu ve mirasçılık sıfatını sona erdiren hallerin mirasçılık belgesinin düzenlenmesinde dikkate alınamayacağına karar vermektedir. Yargıtay'ın bu yöndeki kararları öğretide eleştirilmektedir270• Biz de 116 Yargıtay'ın mirastan yoksunluğun mirasçılık belgesi istenmesine engel olmadığını, mirasçılık belgesinde ilgili kişinin mirastan yoksun olduğu- nun ve yoksunluğun hukuki sonuçlarının mirasın paylaşılması sırasında gözetileceğine işaret edilmesi gerektiğine ilişkin uygulamasının yerinde olmadığı kanaatindeyiz. Yargıtay'ın kararına göre, yoksunluk mirasın paylaşılması ve sonrasında hüküm ve sonuç doğuran bir haldir. Oysa yok­ sunlukta mirasçı mirasçılık sıfatını hiç kazanamamaktadır. Bundan dolayı yoksunluğun sonuçlarını sadece mirasın paylaşılmasında göstereceğine katılmak mümkün değildir. Yoksun olan kişi terekede hak sahibi olmadığı gibi terekenin borçlarından sorumlu da değildir. Mirasın paylaşılmasına kadar tereke üzerinde yapılacak tasarruf işlemlerinde yoksun olan kişinin hiçbir şekilde hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Yine mirastan yoksun olan kişiye terekenin borçlarından dolayı başvurulamaz. Bundan dolayı mirastan yoksunluk halinde yoksun olan kişinin mirasçılık sıfatını hangi sebeple kazanamadığı ve yoksun olan kişinin yerine kimlerin mirasçı olduğunun gösterilmesi gerekir. Örneğin mirasbırakan M, O 1.01.2014 tarihinde öldüğünde geride eşi E, çocukları Çl, Ç2 ve Ç3 ile Çl'nin ço­ cukları Tl ve T2 kalmıştır. Çl, M'nin vasiyetname ile terekesinin büyük bir kısmını E'ye bırakmasına kızmış ve ölümünden sonra vasiyetnarneyi yok etmiştir. Bu halde TMK m. 578 gereği Çl'nin mirasçılık sıfatı sona ermiştir. Çl mirasçılık belgesi talep edemez. Somut olayla mirasçılık bel- gesi isteme hakkı E, Ç2, Ç3 ile Çl'in yerini halefiyet yoluyla mirasçı olan T 1 ve T2'ye aittir. Mirasçılardan birinin mirasçılık talep etmesi halinde mirasçılık belgesinde Çl'nin mirastan yoksun olduğunun ve onun yerine 270 OGUZMAN, s. 282, dn. 77. 88 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il Tl ve T2'nin mirasçı olduğunun gösterilmesi gerekir271• Çl mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmişse, gerek kendisi gerek diğer ilgililer mirasçılık belgesinin iptalini isteyebilir. 117 Uygulamada mirasçılardan birinin talebi üzerine mirastan
E, çocukları Çl, Ç2 ve Ç3 ile Çl'nin ço­ cukları Tl ve T2 kalmıştır. Çl, M'nin vasiyetname ile terekesinin büyük bir kısmını E'ye bırakmasına kızmış ve ölümünden sonra vasiyetnarneyi yok etmiştir. Bu halde TMK m. 578 gereği Çl'nin mirasçılık sıfatı sona ermiştir. Çl mirasçılık belgesi talep edemez. Somut olayla mirasçılık bel- gesi isteme hakkı E, Ç2, Ç3 ile Çl'in yerini halefiyet yoluyla mirasçı olan T 1 ve T2'ye aittir. Mirasçılardan birinin mirasçılık talep etmesi halinde mirasçılık belgesinde Çl'nin mirastan yoksun olduğunun ve onun yerine 270 OGUZMAN, s. 282, dn. 77. 88 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il Tl ve T2'nin mirasçı olduğunun gösterilmesi gerekir271• Çl mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmişse, gerek kendisi gerek diğer ilgililer mirasçılık belgesinin iptalini isteyebilir. 117 Uygulamada mirasçılardan birinin talebi üzerine mirastan yoksun- luk dikkate alınmaksızın mirasçılık belgesi düzenlenmekte, mirastan yok­ sun olan kişi, mirasçılar arasında gösterilmektedir. Özellikle noterlerden alınan mirasçılık belgelerinde noterierin mirasçılık sıfatını sona erdiren halleri dikkate alması işin niteliği gereği mümkün değildir. Eğer yoksun olan bir kişi mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmişse, ilgililer her zaman mirasçılık belgesinin iptalini ve yeni bir mirasçılık belgesinin verilmesini isteyebilir. Mirasçılık sıfatını sona erdiren hallerin varlığı halinde, mirasçılık belgesinin mahkemeden çekişıneli yargı yoluyla talep edilmesi, sonradan ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları önleme adına ye­ rinde olacaktır. 4. Yoksunluğun Miras Sözleşmesi Uyarınca Yerine Getirilmiş İvaza Etkisi a. Olumlu Miras Sözleşmesi 118 İvazlı miras sözleşmelerinde yoksunluk sebebiyle miras sözleşmesi- nin sona ermesi halinde ifa edilen ivazın geri alınabilmesine ilişkin özel 271 Mirasçılık sıfatının sona erdiren hallerden bir diğeri olan mirasın reddine ilişkin uyuş­ mazlıklarda Yargıtay, mirasçılık belgesinde ret durumunun gösterilmesiyle yetinilme­ mesi gerektiğine, mirası ret nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybedenierin ve bunların pa­ yının kime kalacağının da gösterilmesi gerektiğine karar vermektedir . Bkz. "Mirasçı/ık belgesi verilmesi hususu Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 598. maddesinde düzenlenmiş­ tir. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilineeye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; mirasbırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçı/ara intikalini de sağlayıcı bir işieve sahiptir. Bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK m. 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıjatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmeme si; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenierin ve bunların payının akıbetinin (kime kala­ cağının) da gösterilmesi gerekir.". Bkz. Yargıtay 14. HD, E. 2016/4843, K. 2017/719, T. 06.02.2017, www.kazanci.com ( 27.07.2018). Yargıtay' ın mirasın reddinde yerinde olan bu kararlarının yoksunluk halinde aynı şekilde uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. (m. 578) 89 bir hüküm bulunmam aktadır. Öğretide, haklı olarak, TMK m. 548/II hükmünün kıyasen uygulanmasıyla yoksunluk sebebiyle hükümsüz hale gelen miras sözleşmesi uyarınca ifa edilmiş olan ivazın geri alınabileceği kabul edilmektedir272• Ancak geri alınma, mirasbırakanın ölümüyle ger­ çekleşebilir. Çünkü yoksunluk ölüme bağlı işlemler gibi mirasbırakanın ölümüyle hüküm ifade eder. Buna göre, yoksun olan kişi, vermiş olduğu ivazı, mirasbırakanın ölüm tarihindeki zenginleşmeye göre mirasbıraka­ nın mirasçılarından talep edebilir. Talep hakkı TBK m. 82'deki zamanaşı­ mına tabidir273• Yoksun olan kişi henüz borcunu ifa etmemişse , mirasbı­ rakanın ölümüyle birlikte borcu da sona erer. b. Olumsuz Miras Sözleşmesi İvazlı mirastan feragatte, feragat sözleşmesinin yapılmasından sonra 119 feragat edenin mirasbırakana karşı TMK m. 578'de öngörülen fiillerden birini işlemesi mümkündür. Bu halde ilgililerin feragat edenin zaten mi­ rasçılık sıfatının sona ereceğini, bundan dolayı ivazın boşuna ödendiğini ileri sürerek ödenen ivazın iadesini isteyip isteyemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Mesele tartışmalı olup öğretide ağırlıklı görüşü savunanlar, mirastan feragat eden kişinin herhangi bir sebeple mirasçılık sıfatının sona ermesi halinde feragat edene ödenen ivazın iadesini istene­ meyeceğini kabul etmektedir274• Kanaatimizce, bir kimsenin hem miras­ bırakana karşı mirastan yoksuniuğu gerektiren bir fiili işlemesi hem de fe- 272 OGUZMAN, s. 17S; WEIMAR, Art. S lS, N. 8; DURAL/ÖZ, s. 136; DURAL, s. 211; iMRE/ERMAN, s.l9S; ENGiN, Yoksunluk, s. 17S. 273 TUOR, Art. S lS, N. S; ESCHER, Art. SIS, N. 3; ENGiN, Yoksunluk, s. 17S. 274 Bkz. ESCHER , Art. 49S, N. I 1; TUOR, Art. 49S, N. ll; WEIMAR, Art. 49S, N. 16; SEROZAN /ENGİN, s. 409-410; Öztan ise aksi görüştedir . Yazar, mirasbırakanın sağ­ lığında kazandırmada bulunması halinde yoksun olan kişinin aldığı kazandırmaları iade etmekle yükümlü olduğunu ifade etmektedir. Bkz. ÖZTAN, s. 347; Engin, ivazlı feragat sözleşmesinin kurulmasından sonra feragat eden kişinin, mirasbırakana karşı yoksun­ luk sebebi teşkil eden bir fiili işlemesinin önceden tahmin edilebilir bir gelişme olma­ dığı, bu halden feragat sözleşmesinin geçerliliğinin etkilenmeyeceğinin ileri sürülerek fiili işleyen kişinin almış olduğu ivazı iadeden kaçınmasının adil bir sonuç olmadığını, bu gibi durumlarda mirasbırakanın veya mirasbırakan ölmüşse mirasçılarının, feragat sözleşmesi uyarınca ödemiş oldukları ivazı işlem temelinin çöktüğü gerekçesiyle isteye­ bileceklerini ifade etmektedir. Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 178. 90 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-Il ragat sözleşmesi uyarınca aldığı ivazı iade etmekle yükümlü olmadığının iddia edilmesi yerinde değildir. Öğretide de bazı yazarlarca kabul edildiği üzere ilgililerin işlem temelinin çökmesine dayanarak mirasbırakanın feragat karşılığında ödemiş olduğu ivazı talep etmesi mümkündür275• 120 İvazlı feragatte mirasbırakanın ödemiş olduğu ivaz ölüme bağlı ka- zandırma niteliğinde değil dir. Ancak feragatin mirasbırakanın ölümüyle hüküm ve sonuç doğurduğu dikkate alındığından, bu ivazın ölüme bağlı tasarrufun hüküm doğurmasından ayrılması mümkün değildir. Çünkü ivazlı miras sözleşmesi mirasbırakanın sağlığında yaptığı kazandırmanın sebebini oluşturur. Feragat eden mirasçının mirasbırakana karşı yoksun­ Iuğu gerektiren bir fiili işlemesi halinde, feragat sözleşmesinin yapılması amacı ortadan kalmış ve işlem temeli çökmüş olur. Diğer bir ifadeyle mirasbırakan mirasçının kendisine karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiili işleyeceğini bilseydi, ivazlı feragat sözleşmesini yapmazdı. Bundan dolayı mirasçının mirasbırakana karşı yoksunluk gerektiren bir fiili işlemesi halinde feragat sözleşmesinin işlem temelinin çöktüğü kabul edilerek mirasbırakanın ödemiş olduğu ivazın istenebileceği kanaatindeyiz. 121 Feragat eden mirasçı mirasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiil işlese bile mirasbırakan feragat edeni affederse (TMK m. 578/II), yoksunluk hükümden düşer ve feragat sözleşmesi hüküm ve sonuç do­ ğurmaya devam eder. Bu halde mirasçılar mirasbırakanın ödemiş olduğu ivazın iadesini isteyemez. 5. Yoksunluğun Denkleştirm eye Tabi Kazandırma ya Etkisi 122 Yoksunluk mirasçılık sıfatını sona erdirdiğinden, mirasbırakanın mirastan yoksun olan kişiye miras payına mahsuben yaptığı karşılıksız kazandırmaların akıbetinin ne olacağının irdelenmesi gerekir. Denkleş­ tirme yükümlülüğünün söz konusu olabilmesi için bir kimsenin mirasçı­ lık sıfatının devam ediyor olması gerekiri herhangi bir sebeple mirasçılık sıfatını kaybeden kişinin denkleştirme yükümlülüğü sona erer276• 275 ENGiN, Yoksunluk, s. 1 78; ÖZTAN, s. 347. 276 Bkz. OGUZMAN, s. 327-328; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 441; TUOR/PICE- (m. 578) 91 Denkleştirme
kabul edilerek mirasbırakanın ödemiş olduğu ivazın istenebileceği kanaatindeyiz. 121 Feragat eden mirasçı mirasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiil işlese bile mirasbırakan feragat edeni affederse (TMK m. 578/II), yoksunluk hükümden düşer ve feragat sözleşmesi hüküm ve sonuç do­ ğurmaya devam eder. Bu halde mirasçılar mirasbırakanın ödemiş olduğu ivazın iadesini isteyemez. 5. Yoksunluğun Denkleştirm eye Tabi Kazandırma ya Etkisi 122 Yoksunluk mirasçılık sıfatını sona erdirdiğinden, mirasbırakanın mirastan yoksun olan kişiye miras payına mahsuben yaptığı karşılıksız kazandırmaların akıbetinin ne olacağının irdelenmesi gerekir. Denkleş­ tirme yükümlülüğünün söz konusu olabilmesi için bir kimsenin mirasçı­ lık sıfatının devam ediyor olması gerekiri herhangi bir sebeple mirasçılık sıfatını kaybeden kişinin denkleştirme yükümlülüğü sona erer276• 275 ENGiN, Yoksunluk, s. 1 78; ÖZTAN, s. 347. 276 Bkz. OGUZMAN, s. 327-328; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 441; TUOR/PICE- (m. 578) 91 Denkleştirme yükümlüsü yasal mirasçı değilse277 veya sonradan 123 NONI, Art. 626, N. 1; ESCHER, Art. 626, N. 4; FANKHAUSER, Art. 626, N. 3; DURAL/ÖZ, s. 321 vd., 327; AYAN, Miras, s. 311; İMRE/ERM AN, s. 513; BAY­ GIN, Cem/ÇAKIR, Aytuğ Ceyhun, "Sağ Kalan Eş Açısından Mirasta Denkleştirme" , EÜHFD, C. XX, S. 3-4, Y. 2016, s. 72; İNAN /ERTAŞ/ALBAŞ, s. 589; EREN/YÜ­ CERAKTÜRK, s. 569-570; SEROZAN/ENGİN, s. 587; GÜLEŞ, Bedia, "Türk Miras Hukukunda Denkleştirme" , TBBD,Y. 2018, S.134, s. 407-408; ANTALY A/SAGLAM, s. 452; TURANB OY, s. 36; ÖZTAN, s. 476; KILIÇOGLU, Miras, s. 467; Yasal mirasçı olmayan denkleşti rm e borçlusu olamaz; ... Bilindiği üzere, yasal mirasçılar mirasbırakarı­ dan miras payiarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırm a/arı, derıkleş­ tirmeyi sağlamak için, terekeye geri vermekle yükümlüdürler. (TMK m. 669) Kendisine mi­ rasbırakarı tarafından açıklarıarı yolla kazandırma yapıldığının saptarıması halinde davalı ... yasal mirasçı olmadığına göre, adı geçerıe yapıları kazandırm anın mirasta denkleştirme hükümleri çerçevesinde terekeye iadesi hukukerı olarıaklı değildir. Mirasbırakanın dava/ı ... ye sağlığında yaptığı iddia edilerı kazandırma başka bir hukuki ilişki ortaya korıulmadığırıa göre, "karşılıksız teberru" niteliğinde olup, davacıların saklı payları zedelenmiş ise koşulları­ nın varlığı halinde arıcak terıkise tabi tutulabilir.". Bkz. Yargıtay 1. HD, E. 2015/8316, K. 2018/7870, T. 19.03.2018, www.legalbank.net (04.04.2019); " ... Hemen belirtilmelidir ki, somut olay yukarıda değinilerı işleyiş tarzı itibarıyla gizli bağış niteliğinde olup, muris muvazaasır ıa ilişkin 01.04.1974 tarih ve 0 sayılı İ.B.K.'nırı olayda uygulama yeri yoktur. Diğer taraftarı dava/ının arınesi Bilge tern/ik ve temellük tarihinde sağ olduğuna göre davalı Neyir'irı miras bırakarı Sabriye'rıirı mirasçısı olamadığı da kuşkusuzdur . Böylesi bir olay­ da dava/ı mirasçı olmadığına göre TMK'nırı 669 ila 675 maddeleri arasırıda düzenlenen (mirasta iade) mirasta derıkleştirme hükümlerinin de uygulanama yacağı açıktır. Bu türlü bir kazandırmanın elden bağış (gizli bağış) niteliğinde bulunduğu ve koşullarının varlığı halinde TMK'rıırı 560 ila 571 maddeleri arasırıda öngörülen terıkis davasına konu edilebile­ ceği tartışmasızdır.". Bkz. Yargıtay 1. HD, E. 2011/3353, K. 2011/8055, T. 08.07.2011, www.legalbank.net ( 04.04.2019). 277 Yasal mirasçılık sıfatı olmayan bir kimseye yapılan kazandırma TMK m. 565/b.l uya­ rınca tenkise tabidir. Arıcak yasal mirasçılık sıfatı olmayanla bu sıfatı sonradan kaybe­ den mirasçı arasında şu ayrımı yapmak gerekir. Mirasbırakan mirasçı sıfatı olmayan bir kimseye karşılıksız kazandırmada bulunmuşsa, bu kazandırmaların tenkise tabi olması TMK m. 565/b. 3 veya 4'te öngörülen kazandırmalardan olması halinde mümkündür. Oysa mirasçılık sıfatını kaybeden kişiye yapılan kazandırmalarda TMK m. 565/b. 3 veya 4'teki koşullar aranmaz. Yargıtay da bir uyuşmazlıkta mirasçılık sıfatı olmayan bir kimseye yapılan karşılıksız kazandırmaların tenkise tabi olduğuna karar vermiştir. Ka­ rara göre, "Davacı, 15 parsel sayılı taşırımazdaki 2 numaralı bağımsız bölüm ün miras bıra­ kana ait oları 140 numaralı parseldeki 7 numaralı bağımsız bölümürı satışından elde edilerı para ile dava/ı adına alındığını ve yapıları işlemler ile miras hakkından mahrum edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, yargılama sırasırıda da davadaki isteğini tazmirıat ve 2 nu­ maralı bağımsız bölüm ile ilgili olarak kira paralarının tespit edilerek kira bedelinin tazmini­ rıe hasretmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, somut olay yukarda değinilerı işleyiş tarzı itibarıyla gizli bağış niteliğinde olup, muris muvazaasırıa ilişkin 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İ.B.K.'rıırı 92 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il yasal mirasçılık sıfatını kaybetmişse, mirasbırakanın yoksun olan kişiye yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmalar denkleştirmeye tabi olmak­ tan kurtulur. Karşılıksız kazandırma yapılan yasal mirasçının herhangi bir sebeple (yoksunluk, çıkarma veya ret) mirasçılık sıfatını kaybetmesi bu kapsamdadır. İşte mirasbırakan tarafından mirasçı olacağı varsayılan ve bu amaçla kendisine sağlararası karşılıksız kazandırmacia bulunulan kişinin herhangi bir sebeple mirasçılık sıfatını kazanamaması halinde, kendisine yapılan kazandırma terekeye artı değer olarak eklenir. Tere­ kenin hesaplanmasından sonra bu kazandırmanın saklı payı ihlal ettiği anlaşılırsa, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açarak, kazandırma yı saklı payı ihlal ettiği oranda hükümsüz hale getirerek tenkis oranında kazan­ dırmanın iadesini isteyebilir . Kanun koyucu, bu hükürnle denkleştirme­ den kurtulan kazandırmanın en azından tenkise tabi olmasını öngörerek, saklı paylı mirasçıları korumayı amaçlamıştır278• 124 Denkleştirmeye ilişkin TMK m. 670'de özel bir hüküm getirilmiş ve mirasın açılmasından önce veya sonra mirasçılık sıfatını kaybeden mirasçıya ait geri verme yükümlülüğünün, onun yerini alan mirasçılara miras paylarında meydana gelen artış oranında geçeceği düzenlenrniş­ tir279. Görüldüğü üzere denkleştirme yükümlüsünün mirasçılık sıfatını olayda uygulama yeri yoktur. Diğer taraftan davalının annesi B. temlik ve temellük tarihinde sağ olduğuna göre dava/ı N.'in miras bırakan S.'nin mirasçısı olamadığı da kuşkusuzdur . Böylesi bir olayda dava/ı mirasçı olmadığına göre TMK'nın 669 ila 675. maddeleri arasında düzenlenen (mirasta iade) mirasta denkleştirme hükümlerinin de uygulanamayacağı açıktır. Bu türlü bir kazandırmanın elden bağış (gizli bağış) niteliğinde bulunduğu ve koşullarının varlığı halinde TMK'nın 560 ila 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği tartışmasızdır. Oysa davada tenkis istemi de yoktur. Bu izahlar neticesinde da­ va/ı N. 'in taşınmazı kullanmasında juzuli şagil olarak nitelendirileme yeceğine göre, taşın ma­ zı haksız olarak elinde tutan kişinin taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden de sorumlu olamayacağı açıktır.". Bkz. Yargıtay ı. HD, E. 2011/3353, K. 2011/8055, T. 08.07.2011, www.kazanci.com (24.02.20 ı8). 278 DURAL/ÖZ , s. 257. 279 Bilgi için bkz. TUOR/PICENONI, Art. 627, N. ı vd.; ESCHER, Art. 627, N. 4-9a; OGUZMAN, s. 328; EITEL, Paul, Berner Kommentar, Schweizerisches Zivilgesetz­ buch, Das Erbrecht, 2. Abteilung, Der Erbgang, 3. Teilband, Die Ausgleichung, Art. 626-632, Bem 2004, Art. 627, N. 1 vd.; DURAL/ÖZ , s. 325; KOCAYUSUFPAŞA­ OGLU, s. 446; FORNI, Rolando/P IATTI, Giorgio, Basler Korumentar Zivilgesezt­ zbuch II, Art. 457-977 ZGB, Art. ı-6ı ShlT ZGB (Hrsg. Honsell-V ogt-Geiser), S. Aug- (m. 578) 93 kaybetmesi halinde, bu yükümlülük miras paylarında meydana gelen artış oranında onun yerini alan
ma­ zı haksız olarak elinde tutan kişinin taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden de sorumlu olamayacağı açıktır.". Bkz. Yargıtay ı. HD, E. 2011/3353, K. 2011/8055, T. 08.07.2011, www.kazanci.com (24.02.20 ı8). 278 DURAL/ÖZ , s. 257. 279 Bilgi için bkz. TUOR/PICENONI, Art. 627, N. ı vd.; ESCHER, Art. 627, N. 4-9a; OGUZMAN, s. 328; EITEL, Paul, Berner Kommentar, Schweizerisches Zivilgesetz­ buch, Das Erbrecht, 2. Abteilung, Der Erbgang, 3. Teilband, Die Ausgleichung, Art. 626-632, Bem 2004, Art. 627, N. 1 vd.; DURAL/ÖZ , s. 325; KOCAYUSUFPAŞA­ OGLU, s. 446; FORNI, Rolando/P IATTI, Giorgio, Basler Korumentar Zivilgesezt­ zbuch II, Art. 457-977 ZGB, Art. ı-6ı ShlT ZGB (Hrsg. Honsell-V ogt-Geiser), S. Aug- (m. 578) 93 kaybetmesi halinde, bu yükümlülük miras paylarında meydana gelen artış oranında onun yerini alan mirasçıya geçmekte ve denkleştirme yükümlülüğü sona ermemektedir. Denkleştirme yükümlülüğünün sona ermediği hallerde söz konusu ivazsız kazandırmanın tenkise tabi olması kabul edilemez. Ancak öğretide bazı yazarlar, denkleştirme yükümlü­ sünün yerini alan kişi veya kişilerden bir şey alınamadığı takdirde ya da alınamayan miktar için tenkis davası açılabileceğini kabul etmekte ve bu duruma şu örneği vermektedir280: Mirasbırakan M ölmüş ve geride çı, Ç2 ve Ç3 adında üç çocuğu kalmıştır. M' nin ölümü üzerine geride kalan mal veya hakların değeri 200.000 TL' dir. Ancak M, sağlığında Çı 'e miras payına mahsuben 400.000 TL' lik karşılıksız kazandırmacia bulunmuştur. M'nin ölümü üzerine çı, mirası reddetmiş ve denkleştirme yükümlülü­ ğünden kurtulmuştur . Bu halde denkleştirme yükümlülüğü onun yerine mirasçı olan Ç2 ve Ç3'e geçmekte, alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden söz konusu kazandırmadan dolayı Ç2 ve Ç3, Çı 'den hiçbir şey talep ede­ memektedir. İşte bu gibi hallerde Ç2 ve Ç3, TMK m. 565/b. ı'e göre, Çı'e karşı tenkis davası açarak, saklı paylarını ihlal eden kısmın iadesini isteyebilir . Kanaatimizce de verilen örnekten anlaşılacağı üzere, Ç2 ve Ç3'ün saklı paylarını ihlal eden kazandırma için tenkis davası açmaktan başka bir imkanı bulunmamaktadır. Hangi halde TMKm. 670 hangi halde TMK m. 565/b. ı'in uygula- 125 nacağını şu şekilde belirleyebiliriz. Eğer denkleştirme yükümlüsü miras- çılık sıfatını mirasbırakandan önce ölmesine bağlı olarak kaybediyorsa, onun yerini alan kişi külli halef olarak denkleştirmeyle de yükümlü olur. Çünkü bu halde denkleştirmeye tabi kazandırma doğrudan ölen kişinin yerini alan mirasçıya geçer. Oysa denkleştirme yükümlüsü mirasçılık sıfatını yoksunluk sebebiyle kaybediyorsa, onun yerini alan mirasçıların denkleştirmeyle yükümlü olmaması gerekir. Çünkü bu halde denkleş- tirme yükümlüsünün yerini alan kişilerin denkleştirmeye tabi kazandır­ madan yararlanması (miras payında artış meydana gelmesi) söz konusu değildir. Denkleştirmeye tabi kazandırmadan yaradanama yan bir kişinin lafe, Basel201S,Art. 627,N. 1 vd.; FANKHAUSER,Art. 627, N.l-3; İMRE/ERMAN, s. 523. Ayrıca bkz. TMK m. 670 kapsamında yapılan açıklamalar. 28° KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 387. 94 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Cilt-II denkleştirmeyle yükümlü olması kabul edilemez. İşte denkleştirme yü­ kürnlüsünün yasal mirasçılık sıfatını ölüm dışındaki bir sebeple kaybet­ tiği hallerde TMK m. 565/b. 1 uygulanacak, denkleştirmeden kurtulan kazandırma tenkise tabi olacaktır. B. Ölüme Bağlı Tasarrufların Kendiliğinden Hükümsüz Hale Gelmesi 126 Kanunda öngörülen yoksunluk sebeplerinden birinin varlığı, yok- sunluk fiilini işleyen kişi lehine yapılmış olan tasarrufları kendiliğinden hükümsüz hale getirir281• Ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale gelmesi dava açılmasına veya mirasbırakanın beyanına bağlı değildir. Yoksunluk sebebinin gerçekleşmesi, ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale gelmesi için yeterlidir. Örneğin mirasbırakan vasiyetname ile evini /\ya vasiyet etmiş, eve bir an önce kavuşmak isteyen A, mirasbırakanı öldürmüştür. /\nın mirasbırakanı öldürmesi, ölüme bağlı tasarrufu kendiliğinden hükümsüz hale getirir. Ancak hükümsüz hale gelme sadece yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen lehine yapılmış ölüme bağlı tasarruflar için söz konusudur. Örneğin M evini /\ya vasiyet etmiş,/\nın mirasçı olamaması halinde evin B'ye kalmasını öngörmüşse, /\nın mirasbırakanı öldürmesi, lehine olan tasarrufun hükümsüz hale gelmesine ve B' nin vasiyet alacağı­ nı kazanmasına sebep olur. C. Yoksunluğun Nispi Olması 127 Mirastan yoksunluk nispi olup, sadece belirli mirasbırakana karşı mirasçılık sıfatının yitirilmesi sonucunu doğurur82• Diğer bir ifadeyle 281 Bkz. SCHWANDER , Art. 540, N. 22; TUOR/PI CENONI, Art. 540-541, N. 31; DU­ RAL/ÖZ, s. 225-226, 376; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 349, 540-541; WOLF/ HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1291; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 481; DURAL, s. 21l-212; ANTALY A/SAGLAM, s. 321; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 425. 282 ESCHER, Art. 540, N. 2; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 31; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 540; OGUZMAN, s. 268; ENGiN, Yoksunluk, s. 180; SCHWAN­ DER, Art. 540, N. 23; KÖPRÜLÜ, s. 355; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 481; SERO­ ZAN/ENGİN, s. 477; İMRE/ERMAN, s. 312; ÖZTAN, s. 348; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 481; EREN/YÜCER AKTÜRK, s. 426; DURAL/ÖZ, s. 376; AYAN, Miras, s. 262; KILIÇOGL U, Miras, s. 269; Yargıtay bir uyuşmazlıkta haklı olarak yok- (m. 578) 95 yoksunluğa sebep olan fiil kime karşı işlenirse, onun mirasından yoksun olunur. Bir kimsenin babasını öldürmesi ona mirasçı olmasını engeller; ancak babasının kan hısımlarına olan mirasçılığını etkilemez. Örneğin O'nun babasını öldürmesi, büyük ana veya babasına mirasçı olmasına engel değildir. Yoksunluk sebepleri her ne kadar nispi olsa da ilgililer fiili işleyen 128 kişinin mirasçılık sıfatını başka sebeplerle sona erdirebilir. Örneğin bir kimsenin babasını öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi sadece babasının mirası bakımından mirasçılık sıfatını sona erdirir; büyük ana veya babaya ya da kardeşlere mirasçı olmayı engellemez. Ancak öldürme veya öldürmeye teşebbüs etme aynı zamanda TMK m. 510/b. 1 kap­ samında bir kimsenin yakınlarına karşı işlenmiş ağır bir suç niteliğinde olup, yoksunluk fiilinin işlendiği kişinin yakınları da füli işleyen kişiyi mirasçılıktan çıkarabilir . D. Yoksunluğun Şahsi Olması Mirastan yoksunluk fiili işleyen bakımından şahsi sonuçlar doğu- 129 rur283• Buna bağlı olarak yoksunluk, fiili işleyen kişinin altsoyunun miras- sunluğun sadece mirasbırakan karşı gerçekleşebileceğini, yoksunluğun mirasçının öl­ dürdüğü kişinin sonr adan ölen eşe mirasçı olmasına engel olmadığına karar vermiştir. Karara göre " ... 2 -Haydarj babasını öldürdüğüne göre mirastan mahrum olup (MK 520) miras payıJüruuna geçer (MK 521). Bu yolda bir araştırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir. 3 -Haydar'ın babasını öldürmüş olması, babasından anasına geçen mirastan pay almasını engellemez. Çünkü mahrumiyet, sadece öldürülen kişi­ den öldüren e geçecek miras hakkında söz konusudur . Öldürülenin karısının sonradan ölmesi halinde mirası, öldürme olayı yokmuş gibi, kanuni mirasçılarına ait olur. Bu yönün gözetil­ memiş olması da Usul ve Kanun'a aykırıdır ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1977/4637, K. 1977/4748, T. 07.06.1977, www.kazanci.com (25.07.20 18). 283 BERKİ, Şakir, "Türk Medeni Kanununda Halefıyet Suretiyle Mirasçılık", AÜHFD, C. 27, S. 3, Y. 1970, s. 148; SCHWANDER, Art. 541, N. 1 vd.; TUOR/PICENONI, Art. 540-541,
olmasına engel olmadığına karar vermiştir. Karara göre " ... 2 -Haydarj babasını öldürdüğüne göre mirastan mahrum olup (MK 520) miras payıJüruuna geçer (MK 521). Bu yolda bir araştırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir. 3 -Haydar'ın babasını öldürmüş olması, babasından anasına geçen mirastan pay almasını engellemez. Çünkü mahrumiyet, sadece öldürülen kişi­ den öldüren e geçecek miras hakkında söz konusudur . Öldürülenin karısının sonradan ölmesi halinde mirası, öldürme olayı yokmuş gibi, kanuni mirasçılarına ait olur. Bu yönün gözetil­ memiş olması da Usul ve Kanun'a aykırıdır ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1977/4637, K. 1977/4748, T. 07.06.1977, www.kazanci.com (25.07.20 18). 283 BERKİ, Şakir, "Türk Medeni Kanununda Halefıyet Suretiyle Mirasçılık", AÜHFD, C. 27, S. 3, Y. 1970, s. 148; SCHWANDER, Art. 541, N. 1 vd.; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 32; GÖNENSAY/BİRSEN, s. 196; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 540; OGUZMAN, s. 269; ENGiN, Yoksunluk, s. 182-183; WOLF/HR UBESCH-MILLA­ UER, N. 1292; DURAL/ÖZ, s. 377; AYİTER/KILIÇOGL U, s. 223; ÖZTAN, s. 348; SEROZAN/ENGİN, s. 477; KÖPRÜLÜ, s. 355; ÇAGA, Tahir, Türk-İsviçre Hukuku­ na Göre Mahfuz Hisseli Mirasçıların Hukuki Vaziyeti, İstanbul 1950, s. 146; EREN/ YÜCERAKTÜRK, s. 427; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 481-482; AYAN, Miras, s. 262; "Gerçekten miras bırakanını öldüren kişi, onun mirasından mahrum olur (MK 520). Anc ak, 96 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II çılığını etkilemez. Bu durum TMK m. S79'da "Mirastan yoksunluk, yalnız yoksun olanı etkiler. Mirastan yoksun olanın altsoyu, mirasbırakandan önce ölen kimsenin altsoyu gibi mirasçı olur." şeklinde düzenlenmişt ir. Örneğin, bir kimsenin babasını öldürmesi, sadece kendisini mirasçılık sıfatını sona erdiriri yoksuniuğu gerektiren fiili işieyenin altsoyu varsa, yoksun olan kişinin yerini altsoyu alır. Konu TMK m. 579 kapsamında ayrıntılı olarak inceleneceğinden, tekrara yer vermeme adına ilgili kısma atıf vermekle yetiniyoruz284• VII. YOKSUNLUGUN TASARRUF ED İLEBİLİR KlSMA ETKİSİ ) 130 Mirastan yoksunluğun mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmi etkilernesi mümkündür. Ancak mirastan yoksunluk halinde mirasbıraka­ nın tasarruf edebileceği kısmın nasıl hesaplanacağı öğretide tartışmalıdır. mahrumiyet şahsi olup (MK 521) öldüreni n Jüruunu etkilemez. Öldüren kişi hayatta değil­ miş gibi, miras onun Jüruuna intikal eder. Olayda (A) (C) nin evlatlığı iken onu öldürmüş bulunduğuna göre, Medeni Kanunun 447. maddesi delaletiyle 521. madde gereğince (C) nin mirası, evlatlığı (A) nın füruuna geçer. Davacı ise (A) nın çocuklarından birisidir. O halde (C) nin mirasının (A) nın Jüruuna geçeceği gözetilerek paylar tespit edilmeli ve buna göre veraset belgesi verilmelidir. ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1972/6051, K. 1973/5820, T. 15.10.1973, www.kazanci.com (30.07.20 18); "Davacı, ... 'nın muris ... yı kasten öldürme­ ye azmettirme suçundan kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunduğunu, ... 'nın mirastan yoksun olduğunu, ... 'nın diğer eşinden olan altsoyu nun ... 'nın mirasçısı olamayaca ğını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. Mirasbırakanı öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler mirasçı olamazlar (TMK m. 578/1). Mirastan yoksunluk kişiseldir. Bu nedenle yalnız yok­ sun olanı etkiler. Mirastan yoksun olanın altsoyu mirasbırakandan önce ölen kimsenin alt soyu gibi mirasçı olur. Ancak halefiyet kuralı yalnız zümre mirasçıları bakımından hüküm ifade eder (TMK m. 520, 521) .... mirasbırakanı kasten öldürmeye azmettirmiş olması ne­ deni ile mirasçı olamaz .... 'nın diğer eşinden olan altsoyu Ali Sami Tığlı, Büşra Halil ve Halil İbrahim Tığlı da zümre mirasçısı olmadığından mirasbırakana mirasçı olamaz ancak mi­ rastan yoksunluk sadece ilgili mirasbırakana özgüdür. Miras bırakan ... 'nın eşi ... tarafından öldürülmesi üzerine mirasçıları ... mirasbırakandan sonra altsoy bırakmadan vefat etmesi nedeniyle payı babası ... ya ve mirasbır akanın diğer mirasçılarına geçecektir. Bu şekilde mi­ rasçıları ve miras paylarının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.". Bkz. Yargıtay 14. HD, E. 2016/3837 K. 2017/267 T. 16.01.2017, www.lexpera.com. tr (18.08.2018); Yargıtay 2. HD, E. 1974/5036, K. 1974/6240, T. 28.10.1974, www. kazanci.com (30.07.20 18). 284 Ayrıntılı bilgi için bkz. TMK m. 579 kapsamında yapılan açıklamalar . (m. 578) 97 Bazı yazarlar285, mirastan yoksunluğun mirasçılıktan çıkarmayı tamam­ layan bir kurum olduğunu ve hesabın mirasçılıktan çıkarmada olduğu gibi yapılması gerektiğini kabul etmektedir. TMK m. 511/II'de, miras­ çılıktan çıkarmada, mirasbırakanın çıkarılan kişinin saklı payı üzerinde dilediği gibi tasarruf edebileceği düzenlenmiş tir. Örneğin M öldüğünde geride çocukları çı, Ç2 ve Ç3 kalmıştır. Eğer çı, M'ye karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiil işlerse, M'nin tasarruf edebileceği kısım yoksun olan kişinin saklı payı oranında artmış olur. çı mirastan yoksun olmasaydı saklı paylar toplamı ı /2, tasarruf edilebilir kısım ı /2 olurdu. Çı mirastan yoksun olursa M, onun yasal miras payı üzerinde tasarrufta bulunursa Ç2 ve Ç3'ün yasal miras payları ı /3'er, saklı payları ise ı/ 6'şar olur. Bu halde saklı paylar toplamı 2/6, M'nin tasarruf edebileceği kısım ise 4/6 olur. Oysa aynı örnekte aksi görüşün savunulması halinde Çı'nin mirastan yoksun olması, M'nin tasarruf edebileceği kısmı etkilemez. Görüldüğü üzere, yoksunlukta tasarruf edilebilir kısmın hesaplanmasının mirasçılık ­ tan çıkarmada olduğu gibi yapılması halinde M'nin tasarruf edebileceği kısım artmaktadır. Ancak çıkarılan kişinin altsoyunun saklı paylı mirasçı olması halinde, saklı paylı mirasçının altsoyu saklı payını alabilir (TMK m. 511/III). Aynı örnekten yola çıkarsak çı'in mirasçılıktan çıkarılması ve altsoyunun olması halinde, altsoy Çı'le aynı oranda saklı paya sahip olduğu için bu halde M' nin tasarruf edebileceği kısım artmaz. Aksi görüşü savunanlar ise286 mirastan yoksunlukta mirasbırakanın 131 tasarruf edebileceği kısmın mirasın reddinde olduğu gibi yoksun olan kişi dikkate alınmadan hesaplanması gerektiğini kabul etmektedirler287• Mirasçılıktan çıkarmada olduğu gibi özel hüküm getirilmemesi ve yok­ sunluğun mirasbırakanın iradesinden bağımsız hüküm ve sonuç dağur­ masından do layı tasarruf edilebilir kısmın hesaplanmasında yoksun olan 285 ESCHER , Art. 541, N. 2; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 34; EREN, Fikret, Türk Medeni Hukukunda Tenkis Davası, Ankara 1973, s. 42; İMRE/ER MAN, s. 313; ENGiN, Yoksunluk, s. 189. 286 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 41 1; OGUZMAN, s. 232-233; ANTALYA/SAG­ LAM, s. 289-290; PETEK, Hasan, "Mirasçılık Sıfatını Sona Erdiren Sebeplerin Miras­ bırakanın Serbestçe Tasarruf Edebileceği Kısım Üzerindeki Etkisi", DEÜHFD, C. 4, S. 2, Y. 2002, s. 160. 287 Görüşlere ilişkin ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 187-188. 98 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II kişinin dikkate alınmayacağı şeklindeki görüşün yerinde olduğu kana­ atindeyiz. Buna göre, yoksunluk halinde saklı paylar ve mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısım, yoksun olan kişirıin mirasbırakandan önce ölmüş olduğu kabul edilerek belirlenir. Yoksunluğun mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı artırıp artırmadığı, yoksun olan kişinin yerini halefiyet yoluyla alan mirasçının saklı paylı olup olmamasına göre belir­ lenir288. Örneğin mirasbırakan M öldüğünde geride eşi E ile çocukları Çl ve Ç2 ile Çl'in çocukları Tl ve T2 kalmıştır. Çl babasına
s. 41 1; OGUZMAN, s. 232-233; ANTALYA/SAG­ LAM, s. 289-290; PETEK, Hasan, "Mirasçılık Sıfatını Sona Erdiren Sebeplerin Miras­ bırakanın Serbestçe Tasarruf Edebileceği Kısım Üzerindeki Etkisi", DEÜHFD, C. 4, S. 2, Y. 2002, s. 160. 287 Görüşlere ilişkin ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 187-188. 98 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II kişinin dikkate alınmayacağı şeklindeki görüşün yerinde olduğu kana­ atindeyiz. Buna göre, yoksunluk halinde saklı paylar ve mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısım, yoksun olan kişirıin mirasbırakandan önce ölmüş olduğu kabul edilerek belirlenir. Yoksunluğun mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı artırıp artırmadığı, yoksun olan kişinin yerini halefiyet yoluyla alan mirasçının saklı paylı olup olmamasına göre belir­ lenir288. Örneğin mirasbırakan M öldüğünde geride eşi E ile çocukları Çl ve Ç2 ile Çl'in çocukları Tl ve T2 kalmıştır. Çl babasına karşı yok­ suniuğu gerektiren bir fiil işlerse, Çl'in yerine Tl ve T2 mirasçı olur. Bu örneğe göre Çl'nin mirastan yoksun olmasıM'nin tasarruf edebileceği kısmı artırmaz. Çünkü Çl'nin yerine halefiyet yoluyla mirasçı olan Tl ve T2, Ç 1 ile aynı oranda saklı paya sahiptir. Görüldüğü üzere mirasbı­ rakanın E, Çl ve Ç2'nin mirasçı olduğu halde terekesi üzerinde tasarruf edebileceği kısım 3/8 iken, E, Ç2, Tl ve T2'nin mirasçı olduğu halde de tasarruf edebileceği kısım 3/8'dir. 132 Oysa yoksun olan kişinin yerine mirasçı olan kişinin saklı paylı ol- maması halinde mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısım artar. Örneğin mirasbırakan M öldüğünde geride annesi A, babası B, kardeşleri Kl ve K2 kalmıştır. Baba B, oğluna karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiil işlerse, onun yerine Kl ve K2 mirasçı olur. Kl ve K2 saklı paylı mirasçı olmadığından, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısım artmış olur. Somutlaştırırsak, A ve B'nin mirasçı olduğu hallerde saklı paylar toplamı 1/4, M'nin tasarruf edebileceği kısım ise 3/ 4'tür. B' nin mirastan yoksun olması halinde onun payı Kl ve K2'ye geçer. Kl ve K2 saklı paylı mirasçı olmadığından, M' nin tasarruf edebileceği kısım artmış olur. Bu halde saklı paylar toplamı 1/8 iken, M'nin tasarruf edebileceği kısım 7 /8'dir. VIII. AF A. Genel Olarak 133 Mirastan yoksunluk mirasçılık sıfatını kendiliğinden sona erdirdiği gibi yoksun olan kişi lehine yapılmış olan ölüme bağlı kazandırmaları 288 OGUZMAN, s. 232-233. (m. 578) 99 da kendiliğinden hükümsüz hale getirir (TMK m. 578/I). Yoksuniuğu gerektiren fiilleri işleyen kişilerin mirasçılık sıfatını kazanabilmesini veya ölüme bağlı tasarrufun hüküm ve sonuç doğurmasını sağlayacak tek yol mirasbırakanın mirasçıyı veya ölüme bağlı kazandırma lehtarını (atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı) affetmesidir. Bu durum TMK m. 578/ II'de "Mirastan yoksunluk , mirasbırakanın affiyla ortadan kalkar" şeklinde düzenlenmişt ir289• Affın yoksuniuğu ortadan kaldırması mirasbırakan tarafından biz-134 zat açıklanmasına bağlıdır. Mirastan yoksunluğa sebep olan fiili işleyen kişi ancak mirasbırakan tarafından affedilebilir; mirasbırakan dışındaki bir kimsenin290 yoksun olan kişiyi affetmesi yoksuniuğu ortadan kal­ dırmaz291. Af, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, temsilci tarafından kullanılması mümkün olmadığı gibi rnirasçılara geçmez292• Özellikle yoksunluk sebebinin mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleştiği hal- lerde mirasçının affedilmesi hukuken mümkün değildir. Bu halde affın gerçekleşmesi bakımından imkansızlık söz konusudur. Af iradesi, mevcut ve gerçekleşmiş fiiliere ilişkin olabilir. Henüz 135 gerçekleşmemiş veya gelecekte gerçekleşecek olaylara ilişkin açıklanan af iradesi geçerli değildir293• Bu kapsamda tartışılabilecek hususlardan biri ötenazi halidir. Ötenazide mirasbırakan ötenaziyi gerçek leştiren kişiyi af- 289 Bilgi için bkz. TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 29; KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 541-542; ESCHER , Art. 540, N. 16; ENGiN, Yoksunluk, s. 199 vd.; OGUZMAN, s. 269-270; SCHWANDER, Art. 540, N. 27; WOLF/HRUBESCH- MILLAUER, N. 1289; DURAL/ÖZ, s. 377-378; SEROZAN/ENGiN, s. 478; KILIÇOGLU, Mi­ ras, s. 271; ÖZTAN, s. 347-348; AYİTER/KILI ÇOGLU, s. 223; KÖPRÜLÜ, s. 355; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 482-483; ANTALYA/SAGLAM, s. 321-322. 290 Örneğin mirasbırakanın eşinin, anne ve babasının, çocuklarının yoksun olan kişiyi af­ fetmesi yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişinin mirasçılık sıfatını kazanmasını sağla­ maz. Mirasbırakan dışındaki kişilerin yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişiyi affetmesi yoksuniuğu etkilemez. 291 AYAN, Miras, s. 263 ve dn. 60; " ... Af muristen sadır olmalıdır ... ". Bkz. Yargıtay 7. HD, 29.11.1952 tarih ve 4173/4447 sayılı kararı (TEPECi, Kamil, Notlu ve İzahlı Türk Kanunu Medenisi, Cilt I, Şahsın Hukuku, Aile Hukuku, Miras Hukuku, İkinci Basılış, Ankara 1955, s. 502). 292 KÖPRÜLÜ, s. 355; ENGiN, Yoksunluk, s. 199; AYAN, Miras, s. 263, dn. 60. 293 ENGiN, Yoksunluk, s. 199 ve d n. 503 ve 504'te belirtilen yazarlar. 100 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II fetmesi geleceğe ilişkin bir beyan mıdır? Aslında ötenazide af yoktur. Af, ancak yoksuniuğu gerektiren fıil işlendikten sonra gerçekleşebilir. Ötena­ zide mirasbırakanın hukuka aykırı davranışa rızası vardır. Hukukumuzcia ötenaziye rıza gösterilmesi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Ancak ötenazinin mutlak olarak mirasbırakanın iradesine bağlı olarak gerçek­ leşmesi yoksunluğun temelinde yatan düşünceyle bağdaşmadığından, ötenazi halinde fiili gerçekleştiren kişinin mirastan yoksun olmayacağı kabul edilmektedir 294. 136 Yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişinin afkanunlarıyla affedilmiş olması hiçbir şekilde yoksuniuğu ortadan kaldırmaz295• Yargıtay da "Mu­ risini kasten öldürmekten mahkum olan ve cezasını kısmen çektikten sonra af kanununa göre tahliye edilen mirasçının mirastan mahrumiyet hali, bu sebeb e binaen ortadan kalkmaz. Af muristen sad ır olmalıdır. '1296 şeklindeki kararıyla bu durumu teyit ederek, failin kanunen affedilmiş olmasının yoksuniuğu ortadan kaldırmayacağına hükmetmiştir. B. Hukuki Niteliği 137 Yoksuniuğu ortadan kaldıran af hukuken duygu (his) açıklaması niteliğindedir297. Kanun koyucu TMK m. 578/II ile mirasbırakanın af iradesine yoksunluğun ortadan kalkması sonucunu bağlamıştır . Affın yoksuniuğu ortadan kaldırması için mirasbırakanın af iradesini ortaya koyarken yoksun olan kişinin tekrar mirasçılık sıfatını kazanması ama­ cıyla hareket etmesi gerekmez298; mirasbırakan, kanunun af fa bağladığı sonucu bilmese bile afhüküm ve sonuç doğurur. Mirasbırakanın miras- 294 TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 20; ESCH ER, Art. 540, N. 8; KOCAYUSUF­ PAŞAOGLU, s. 534; OGUZMAN, s. 266; SEROZAN/ENGİN, s. 469; İNAN/ER­ TAŞ/ ALBAŞ, s. 477; ENGiN, Yoksunluk, s. 96-97. 295 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 542; OGUZMAN, s. 269; ENGiN, Yoksunluk, s. 201; AYAN, Miras, s. 261. 296 Yargıtay 7. HD, 29.11.1952 tarih ve 4173/4447 sayılı kararı (TEPECİ, s. 502). 297 DURAL/ÖZ, s. 378; ENGiN, Yoksunluk, s. 201-202; Hukukun his açıklamalarına so­ nuç bağlaması hakkında bkz. DURAL/SARI, s. 197; ANTALY A/SAGLAM, Giriş, s. 237. Öğretide bazı yazarlar affın hukuki işlem benzeri fiil niteliğinde olduğunu kabul etmektedir. Bkz. WOLF/HR UBESCH-MILLAUER, N. 1289. 298 ENGiN, Yoksunluk, s. 203. (m. 578) 101 çısını affettiğini açık veya örtülü olarak ortaya koyması, affın hüküm ve sonuç doğurması için yeterlidir. Öğretide de ifade edildiği üzere af, yenilik doğuran haklara benzer299• 138 Af iradesi geçerli olarak ortaya çıktıktan sonra
s. 534; OGUZMAN, s. 266; SEROZAN/ENGİN, s. 469; İNAN/ER­ TAŞ/ ALBAŞ, s. 477; ENGiN, Yoksunluk, s. 96-97. 295 KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. 542; OGUZMAN, s. 269; ENGiN, Yoksunluk, s. 201; AYAN, Miras, s. 261. 296 Yargıtay 7. HD, 29.11.1952 tarih ve 4173/4447 sayılı kararı (TEPECİ, s. 502). 297 DURAL/ÖZ, s. 378; ENGiN, Yoksunluk, s. 201-202; Hukukun his açıklamalarına so­ nuç bağlaması hakkında bkz. DURAL/SARI, s. 197; ANTALY A/SAGLAM, Giriş, s. 237. Öğretide bazı yazarlar affın hukuki işlem benzeri fiil niteliğinde olduğunu kabul etmektedir. Bkz. WOLF/HR UBESCH-MILLAUER, N. 1289. 298 ENGiN, Yoksunluk, s. 203. (m. 578) 101 çısını affettiğini açık veya örtülü olarak ortaya koyması, affın hüküm ve sonuç doğurması için yeterlidir. Öğretide de ifade edildiği üzere af, yenilik doğuran haklara benzer299• 138 Af iradesi geçerli olarak ortaya çıktıktan sonra bundan dönülemez300; mirasbırakan mirasçı yı affettikten sonra af iradesini geri alamaz301• Miras­ bırakanın af iradesini geri alamaması, yoksunluk sebebine dayalı olarak mirasçının mirasçılıktan çıkarılmasına engel olur mu? Kanaatimizce, yoksunluk sebepleri çıkarmaya göre daha ağır olduğundan ve kendiliğin- den hüküm ve sonuç doğurduğundan, mirasbırakanın yoksuniuğu gerek- tiren fiili işleyen kişiyi affetmesi, o fiile dayanarak mirasçılıktan çıkarma hakkını da ortadan kaldırır302• Eğer affa rağmen mirasbırakan mirasçıyı mirasçılıktan çıkarmışsa, bu durum mirasbırakanın mirasçıyı affetme- diğini gösteren önemli delildir. İlgililer buna dayanarak mirasbırakanın mirasçıyı affetmediğini, mirasçılık sıfatının sona erdiğini ispatlayabilir. Ancak mirasbırakan gerçekten affetmesine rağmen mirasçıyı mirasçı- lıktan çıkarmışsa, mirasçı çıkarma sebebinin bulunmadığı gerekçesiyle ölüme bağlı işlemin iptalini isteyebilir3°3• Bu başlık altında üzerinde duracağımız son konu affın koşula bağlı 139 olarak yapılıp yapılamayacağıdır. Öğretide affın kayıtsız şartsız yapıl- ması gerektiği kabul edilmektedir304. Af yenilik doğuran haklada benzer 299 AYAN, Miras, s. 263. 300 OGUZMAN, s. 269; iMRE/ER MAN, s. 314; KÖPRÜLÜ, s. 355; AYİTER/KILA­ ÇOGLU, s. 223; ÖZTAN, s. 348; ANTALYA/SAGLAM, s. 322; AYAN, Miras, s. 263. 301 Öğretide iradeyi bozan hallerin saklı olduğu ifade edilmektedir. Bkz. AYAN, Miras, s. 263. Yazar bu görüşüyle af iradesinin yanılma, aldatma veya korkutınayla bozulması halinde mirasbırakanın affı iptal edebileceğini kabul etmektedir. Ancak aşağıda da ifa­ de ettiğimiz üzere af iradesinin iradeyi bozan hallerden biriyle sakatlanması halinde af kesin hükümsüz olup, mirasbırakanın ayrıca iptal beyanında bulunmasına gerek yoktur. Bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 211, ayrıca bkz. dn. 550'de belirtilen yazarlar. 302 Köprülü, af beyanından dönülemeyeceğini, ancak mirasbırakanın çıkarma yoluna baş­ vurabileceğini kabul etmektedir. Bkz. KÖPRÜLÜ, s. 355. 303 Öğretide bazı yazarlar, affa rağmen mirasbırakanın mirasçıyı mirasçılıktan çıkarması ha­ linde, mirasçının dava açarak saklı payını alabileceği kabul edilmek tedir. Bkz. OGUZ­ MAN,s.269. 304 Konuyla ilgili görüşler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 211, dn. 549; Antalya/Sağlam, affın kayıtsız şartsız yapılması gerektiğini kabul etmektedirler. 102 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Ci lt-II özelliklere sahip olsa da koşula bağlı olarak yapılabileceği kanaatindeyiz. Örneğin mirasbırakan yoksunluğa sebep olan fiili işleyen kişiyi iyi bir şey yapması koşuluyla affedebilir. Mirasbırakan mirasçıyı affetme veya etme­ me hakkına sahip olduğuna göre, bu hakkını belli bir koşula bağlı olarak kullanmasına bir engel olmaması gerekir. C. Geçerlilik Koşulları I. Mirasbırakanın Yoksunluğa Sebep Olan Fiilden Haberdar Olması 140 Affın varlığından söz edilebilmesi ıçın öncelikle mirasbırakanın yoksunluğa sebep olan fiili öğrenmiş olması gerekir305• Mirasbırakan yoksunluğa sebep olan fiili hiç bilmiyorsa veya af iradesinin oluşmasını etkileyecek kadar az biliyorsa, geçerli bir affın varlığından söz edilemez. Affın hüküm ve sonuç doğurabilmesi için fiilin bütün özellikleriyle bi­ linmesi zorunlu değildir; fiilin esaslı unsurlarının bilinmesi yeterlidiil06• Örneğin bir kimse mirasa bir an önce kavuşmak için babasını öldürmeye teşebbüs etmiş ( mirasbırakanın kalp ilaçlarını değiştirmi ş), ancak ilaçları kimin değiştirdiği mirasbırakan tarafından belirlenememişse, baba ile oğ­ lun ilişkisinin eskisi gibi devam etmesi, affın varlığını göstermez. Çünkü miras bırakan, yoksunluğa sebep olan fiili kimin işlediğini bilmemektedir. 141 Bazı hallerde birden fazla yoksunluk sebebinin gerçekleşmesi müm- kündür. Örneğin bir kimse hem babasını öldürmeye teşebbüs etmiş hem de artık yeniden yapamayacağı bir durumda ölüme bağlı tasarrufu yok etmişse, affın hüküm ve sonuç doğurabilmesi için her iki fiili içerecek şekilde ortaya konması gerekir. Mirasbırakan kendisini öldürmeye teşeb­ büs eden oğlunu affetmekle birlikte, ölüme bağlı tasarrufun yok edildiği­ ni bilmiyorsa, af, sadece mirasbırakan tarafından bilinen fiil bakımından yoksuniuğu ortadan kaldırır. Ölüme bağlı tasarrufun yok edilmesine bağlı olarak yoksunluk varlığını devam ettirir. Bkz. ANTALY A/SAGLAM, s. 322. 305 ENGiN, Yoksunluk, s. 209; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 30; ÖZTAN, s. 348; OGUZMAN, s. 269; SCHWANDE� Art. 540, N. 27. 306 ENGiN, Yoksunluk, s. 209. (m. 578) 103 Mirasbırakanın affı, aftan sonra yoksunluğa sebep olan fiilieri kapsa- 142 maz. Örneğin bir kimse babasını öldürmeye teşebbüs etmiş, baba oğlunu affetmiştir. Oğul sonradan mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ölüme bağlı tasarrufu yok ederse yoksunluk yine gerçekleş- miş olur. Görüldüğü üzere affın yoksuniuğu ortadan kaldırabilmesi için af iradesinin yoksunluğa sebep olan fiilin işlenmesinden sonra ortaya koyulması gerekir. Affın yoksuniuğu ortadan kaldırmak için mirasbırakan ile mirasçı 143 arasındaki ilişkinin yoksunluğa sebep olan fiilin işlenmesinden önceki gibi olması gerekmez307. Hatta mirasbırakan ile mirasçı arasındaki duygu- sal bağ öncekine göre çok zayıf olsa bile mirasbırakanın affı yoksuniuğu ortadan kaldırır. 2. Mirasbırakanın Ayırt Etme Gücüne Sahip Olması Affın hüküm ve sonuç doğurabilmesi için mirasbırakanın ayırt 144 etme gücüne sahip olması gerekir3°8• Buna göre ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar da TMK m. 578'öngörülen fiilieri işleyenleri affe­ debilir309. Ancak ayırt etme gücü olmayan bir kimsenin af beyanı, hiçbir şekilde hüküm ve sonuç doğurmaz. Affın hüküm ve sonuç doğurabilmesi için mirasbırakanın affın yok-145 suniuğu ortadan kaldıran fonksiyonunu bilerek hareket etmesi gerekir mi? Yoksa mirasbırakanın ahlaki açıdan affın sonuçlarını aniayabilme yeteneğine sahip olması yeterli midir? Yoksunluk, TMK m. 578'de öngö- rülen fiilierin işlenmesiyle kendiliğinden hüküm ve sonuç doğurur. Diğer bir ifadeyle yoksunluğun hüküm ve sonuç dağurmasında mirasbırakanın söz konusu fiilierin mirasçılık sıfatını sona erdirdiğini bilmesine gerek yoktur. Yoksunlukta mirasbırakan ile fiili işleyen kişi arasındaki duygu- 3°7 ENGiN, Yoksunluk, s. 208. 308 ESCHER, Art. 540, N. ı 7; OGUZMAN, s. 269; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 541; ENGiN, Yoksunluk, s. 208; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1289; DURAL/ ÖZ, s. 378; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 483; ANTALYA/SAGLAM, s. 322; AYA N, Miras, s. 263; SEROZAN/ENGİN, s. 478; ÖZTAN, s. 347. 309 ESCHER, Art. 540, N. ı 7; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 483. 104 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II sal bağın ortadan kalktığı karinesi söz konusu olduğundan, yoksunluğa sebep olan fiile rağmen mirasbırakan ile mirasçı arasındaki duygusal ba­ ğın kurulması, af fın hüküm ve sonuç doğurması için yeterlidir3
doğurur. Diğer bir ifadeyle yoksunluğun hüküm ve sonuç dağurmasında mirasbırakanın söz konusu fiilierin mirasçılık sıfatını sona erdirdiğini bilmesine gerek yoktur. Yoksunlukta mirasbırakan ile fiili işleyen kişi arasındaki duygu- 3°7 ENGiN, Yoksunluk, s. 208. 308 ESCHER, Art. 540, N. ı 7; OGUZMAN, s. 269; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 541; ENGiN, Yoksunluk, s. 208; WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1289; DURAL/ ÖZ, s. 378; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 483; ANTALYA/SAGLAM, s. 322; AYA N, Miras, s. 263; SEROZAN/ENGİN, s. 478; ÖZTAN, s. 347. 309 ESCHER, Art. 540, N. ı 7; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 483. 104 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II sal bağın ortadan kalktığı karinesi söz konusu olduğundan, yoksunluğa sebep olan fiile rağmen mirasbırakan ile mirasçı arasındaki duygusal ba­ ğın kurulması, af fın hüküm ve sonuç doğurması için yeterlidir3 10• Diğer bir ifadeyle mirasbırakan mirasçıyı affederken, mirasçılık sıfatını tekrar kazanacağını bilmesi, bunu öngörerek hareket etmesi zorunlu değildir; mirasbırakanın ahlaki açıdan affın anlamını kavrayabilecek yetenekte olması yeterlidir3 11• 3. Mirasbırakanın İradesinin Bozulmamış Olması 146 Affın geçerli olabilmesi için gerekli olan bir diğer koşul miras bırakanın iradesinin yanılma, aldatma veya korkutınayla bozulmaması dır. Eğer irade bozukluğu varsa, af geçersiz olup, yoksunluk hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder312• İrade bozukluğu halinde af fın hükümsüz olması, iptal be­ yanında bulunma ya bağlı değildir. Af, duygu açıklaması niteliğinde olup, hukuki işlemin iptaline ilişkin hükümler af için uygulanmaz3 13• Örneğin babasını öldürmeye teşebbüs eden bir kimse, tehditle mirasbırakanın af beyanında (yazılı veya görüntülü ya da ölüme bağlı tasarrufla) bulunma­ sım sağlarsa, af iradesi kesin hükümsüz olup, yoksunluk ortadan kalkmaz. 147 Mirasbırakanın iradesinin bozulması halinde, irade bozukluğunu iddia eden kişinin iddiasını ispatlaması gerekir. Mirasbırakan herhangi bir yolla yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişiyi affettiğini beyan ederse, bu beyanın irade bozukluğu altında yapıldığını ispat yükü, yoksun olan kişiye değil, affın geçersiz olduğunu iddia eden kişiye aittir. D. Şekli 148 M, hukukun sonuç bağladığı duygu açıklaması niteliğinde olup, ge- çerliliği şekle bağlı değildir314• M iradesi açıkça ortaya konahileceği gibi 310 Ayrıntılı bilgi ve görüşler için bkz. ENGiN, Yoksunluk, s. 209. 311 ENGİN, Yoksunluk, s. 209. 312 ENGiN, Yoksunluk, s. 211. 313 ENGiN, Yoksunluk, s. 211, ayrıca bkz. dn. 550'de belirtilen yazarlar. İrade bozukluğu hallerinde aftan dönülebileceğine (iptal) ilişkin bkz. AYAN, Miras, s. 263. 314 SCHWANDER, Art. 540, N. 27; KÖPRÜLÜ, s. 355; ENGiN, Yoksunluk, s. 215; DU- (m. 578) lOS örtülü olarak da ortaya konabilir-315• Mfın örtülü olarak ortaya konması halinde, somut olaya göre mirasbırakanın söz ve davranışlarından af iradesinin açıkça anlaşılabilmesi gerekir. Örneğin babasını öldürmeye te­ şe b büs etmiş bir kişi mirastan yoksun olur. Ancak bu kişi babasıyla ilişki­ lerini düzeltirse, yoksunlukla kopmuş olan duygusal bağ tekrar kurulursa, fiili durum, babanın oğlunu affettiğini gösterir ve oğul mirasçılık sıfatını tekrar kazanır-316. Yine eşierden birinin diğerine karşı mirastan yoksunluğa sebep olan fiili işlemesi ve eşin bunu bilmesine rağmen boşanma davası açmaması veya aynı evde yaşamaya devam etmesi, somut olayın özellik­ lerinden aksi anlaşılmadıkça3 17, mirasbırakanın eşini affettiğini gösterir. Mirasbırakanın yoksunluk fiilini işleyen kişi lehine bilerek kazandırmacia bulunması da af niteliğindedir3 18• M iradesinin yoksun olan kişiye yöneltilmesi gerekli değildir-319• Mi-149 rasbırakanın mirasçısını herhangi bir şekilde affetmesi, bu konuda ölüme bağlı tasarruf, mektup veya görüntülü kayıt bırakması affın hüküm ve so- nuç do ğurması için yeterlidir. Hatta af iradesi üçüncü bir kişiye yöneltilse bile hüküm ve sonuç doğurur. Mfın hüküm ve sonuç doğurması yoksun olan kişinin kabulüne ıso bağlı değildir-320• Yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişinin affı kabul edip etmemesi, yoksunluğun hükümden düşmesini engellemez. Mfın yok­ suniuğu ortadan kaldırınasında önemli olan mirasbırakanın af iradesini geçerli bir şekilde ortaya koymasıdır. RAL/ÖZ, s. 378; WOLF/HR UBESCH-MIL LAUER, N. 1289; KOCAYUSUFP A­ ŞAOGLU, s. 541; SEROZAN/ENGİN, s. 478; OGUZMAN, s. 269; ÖZTAN, s. 348; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 483. 315 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 541; ENGiN, Yoksunluk, s. 215; OGUZMAN, s. 269; DURAL/ÖZ, s. 378; ÖZTAN, s. 348; SEROZAN/ENGİN, s. 478. 316 Benzer örnekler için bkz. İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 483. 317 Mirasbırakan yoksunluğa sebep olan fiili işleyen eşini hiçbir zaman affetmeyeceğine ilişkin beyanda bulunursa (yazılı, görüntülü veya ölüme bağlı tasarrufla), eşierin aynı evde yaşaması yoksuniuğu ortadan kalkması sonucunu doğurmaz. 318 SEROZAN /ENGİN, s. 478. 319 ENGİN, Yoksunluk, s. 210-211. 320 ENGiN, Yoksunluk, s. 211. 106 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II E. İspatı 151 Mirastan yoksuniuğu gerektiren fiili işleyen kişinin mirasbırakan tarafından affedilmesi halinde affın varlığını ispat yükü, bunu iddia eden kişiye aittir-121• M, duygu açıklaması niteliğinde olduğundan varlığı her türlü delille ispatlanabilir. M ilgili tarafından her zaman ileri sürülebi­ leceği gibi hakim taraf ından da re'sen dikkate alınır. Örneğin mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin bir uyuşmazlıkta hakim mirasbırakanın yoksun olan kişiyi affettiğini tespit ederse, taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile bunu dikkate alarak uyuşmazlığı çözmek zorundadır. F. Sonuçları 152 M, mirastan yoksuniuğu ortadan kaldırdığı gibi ölüme bağlı tasar- rufu da geçerli hale getirir. Daha önce ifade ettiğimiz üzere yoksunluk mirasçılık sıfatını kendiliğinden sona erdirir ve fiili işleyen kişi lehine ya­ pılmış ölüme bağlı tasarrufları kendiliğinden hükümsüz hale getirir. Oysa af, mirasçılık sıfatının tekrar canlanmasını ve ölüme bağlı tasarrufların hüküm doğurmasını sağlar. Mfın varlığı, mirastan yoksunluğun devreye girmesini veya ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz olmasını engeller-122• 153 Mirasbırakan geçerli bir şekilde ortaya koyduğu af iradesinden dönemez. Ancak bir kimse lehine vasiyetname ile ölüme bağlı kazan­ clırınada bulunulmuşsa (mirasçı atanmış veya belirli mal bırakılmışsa) mirasbırakanın vasiyetnameden dönmesi her zaman mümkündür. Mi­ rasbırakanın mirasçıyı veya vasiyet alacaklısını affetmiş olması, vasiyet­ nameden dönülmesine engel değildir. Örneğin mirasbırakan terekesinin 1/2'sini vasiyetname ile yakın arkadaşı Nya bırakmış, Ada mirasa bir an önce kavuşmak için mirasbırakanı öldürmeye teşebbüs etmiştir. Miras­ bırakanın N yı affetmesi yoksuniuğu ortadan kaldırır. Ancak afı TMK m. 542 uyarınca mirasbırakanın vasiyetnameden dönme hakkını ortadan kaldırmaz. Mirasbırakan herhangi bir sebep göstermeksizin her zaman vasiyetnameden dönebilir. 321 WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. 1289; İMRE/ERMAN, s. 314; SCHWAN ­ DER, Art. 540, N. 27; ENGİN, Yo ksunluk, s. 215. 322 ENGiN, Yoksunluk, s. 214; SCHWANDER, Art. 540, N. 27; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 482-483; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 29. (m. 579) §5. MİRASTAN YOKSUNLUGUN ALTSOYUN MiRASÇlLIGIN A ETKİSİ b. Altsoya etkisi 107 Madde 579-Mirastan yoksunluk, yalnız yoksun olanı etkiler. Mirastan yoksun olanın altsoyu, mirasbırakandan önce ölen kimse­ nin altsoyu gibi mirasçı olur. I. GENEL OLARAK Mirastan yoksunluk, mirasbırakana karşı belli fiilieri işleyen kişileri 154 cezalandırmayı amaçlayan ve mirasbırakanın farazi iradesine bağlı olarak mirasçılık sıfatını sone erdiren bir haldir. Mirastan
bırakanın N yı affetmesi yoksuniuğu ortadan kaldırır. Ancak afı TMK m. 542 uyarınca mirasbırakanın vasiyetnameden dönme hakkını ortadan kaldırmaz. Mirasbırakan herhangi bir sebep göstermeksizin her zaman vasiyetnameden dönebilir. 321 WOLF/HRUBESCH -MILLAUER, N. 1289; İMRE/ERMAN, s. 314; SCHWAN ­ DER, Art. 540, N. 27; ENGİN, Yo ksunluk, s. 215. 322 ENGiN, Yoksunluk, s. 214; SCHWANDER, Art. 540, N. 27; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 482-483; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 29. (m. 579) §5. MİRASTAN YOKSUNLUGUN ALTSOYUN MiRASÇlLIGIN A ETKİSİ b. Altsoya etkisi 107 Madde 579-Mirastan yoksunluk, yalnız yoksun olanı etkiler. Mirastan yoksun olanın altsoyu, mirasbırakandan önce ölen kimse­ nin altsoyu gibi mirasçı olur. I. GENEL OLARAK Mirastan yoksunluk, mirasbırakana karşı belli fiilieri işleyen kişileri 154 cezalandırmayı amaçlayan ve mirasbırakanın farazi iradesine bağlı olarak mirasçılık sıfatını sone erdiren bir haldir. Mirastan yoksunlukta miras- çılık sıfatının sona ermesi yasal mirasçılar için söz konusudur. Atanmış mirasçılık ile belirli mal bırakınada mirasçılık veya vasiyet alacaklısı sıfatı, yoksunluğa sebep olan fiilin işlenmesine bağlı olarak ölüme bağlı tasar- rufun hükümsüz hale gelmesiyle sona erer. Bundan dolayı kanun koyucu TMK m. S79'da sadece yasal mirasçılığı dikkate alarak, yoksunluğun yalnız yoksun olanın mirasçılık sıfatını sona erdireceğini, yoksun olanın altsoyunun mirasçılığını etkilemeyeceğini düzenlemiştir. Hüküm kapsa­ mında yoksunluğun yasal ve atanmış mirasçılık ile ölüme bağlı tasarrufa etkisini ayrı başlıklar halinde inceleyeceğiz. II. YASALMİRASÇILIKTA Mirastan yoksunluğun en önemli sonuçlarından biri fiili işleyen ba-155 kırnından şahsi sonuçlar doğurmasıdır323• Buna bağlı olarak yoksunluk, fiili işleyen kişinin altsoyunun mirasçılığını etkilemez. Bu durum TMK 323 Bkz. BERKİ, Halefıyet, s. 148; SCHWANDER, Art. 541, N. 2; KOCAYUSUFP A­ ŞAOGLU, s. 540; TUOR/PICENONI, Art. 540-541, N. 32; ESCHER, Art. 541, N. 1; GÖNENSAY/BİRSEN, s. 196; WOLF/HRUBESCH- MILLAUER, N. 1292; OGUZMAN, s. 269; ENGİN, Yoksunluk, s. 182-183; ÖZTAN, s. 348; DURAL/ÖZ , s. 377; KÖPRÜLÜ, s. 355; İMRE/ERMAN, s. 312-313; ÇAGA, s. 146; AYİTERI KILIÇOGLU, s. 223; SEROZAN/ENGİN, s. 476-477; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 481-482. AYAN, Miras, s. 262. 108 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-Il m. S79'da "Mirastan yoksunluk, yalnız yoksun olanı etkiler. Mirastan yoksun olanın al ts oyu, mirasbırakandan önce ölen kimsenin altsoyu gibi mirasçı olur." şeklinde düzenlenm iştir324• Örneğin, bir kimsenin babasını öldürmesi, sadece kendisinin mirasçılık sıfatını sona erdirir; yoksuniuğu gerektiren fiili işieyenin altsoyu varsa, yoksun olan kişinin yerini halefiyet yoluyla altsoyu alır. Görüldüğü üzere yoksun olan kişi mirasbırakandan önce ölmüş sayılmakta, onun yerine varsa altsoyu mirasçı olmaktadır (TMK m. S79/Il)325• 156 Mirastan yoksun olan kişinin altsoyunun olmaması mümkündür . Bu halde miras, yoksun olan kişi dikkate alınmaksızın mevcut mirasçılar arasında paylaştırılır . Örneğin bir kimse babasını öldürmüş ve geride mirasçı olarak mirasbırakanın eşi E, çocukları Çl, Ç2 ve babasını öldü­ ren Ç3 kalmıştır. Bu halde miras, yasal mirasçılar arasında Ç3 dikkate alınmaksızın (mirasbırakandan önce ölmüş gibi) paylaştırılır . Buna göre E mirasın 1/4'ünü, çı 3/S'ini, Ç2 ise 3/S'ini alır. Eğer Ç3'ün altsoyu olsaydı onun ı/ 4 oranındaki yasal miras payı kendi altsoyuna kalırdı. 324 "Gerçekten miras bırakanını öldüren kişi, onun mirasından mahrum olur (MK 520 ). Ancak, mahrumiyet şahsi olup (MK 521) öldüreninfüruunu etkilemez. Öldüren kişi hayatta değil­ miş gibi, miras onunfüruuna intikal eder. Olayda (A) (C) nin evlatlığı iken onu öldürmüş bulunduğuna göre, Medeni Kanunun 447. maddesi delaletiyle 521. madde gereğince (C) nin mirası, evlatlığı (A) nın füruuna geçer. Davacı ise (A) nın çocuklarından birisidir. O halde (C) nin mirasının (A) nın füruuna geçeceği gözetilerek paylar tesbit edilmeli ve buna göre veraset belgesi verilmelidir.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1972/6051, K. 1973/5820, T. 15.10.1973, www.kazanci.com (30.07.20 18); " ... Haydar, babasını öldürdüğünegöre mi­ rastan mahrum olup ( M.K. 520) miras payı,füruuna geçer (MK 521 ). Bu yolda bir araş­ tırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir ... ".Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1977/4637, K. 1977/4748, T. 07.06.1977, www.kazanci.com (30.07.20 18); " ... Dosya içerisindeki bilgi ve belge/erden, muris ... 'un, eşi ... silahla öldürdükten sonra inti- har ettiği, murisin eşi ve davacıların annesi olan ... numaralı dairenin mirasçılık belgesine dayanılarak ... 'a devredildiği anlaşılmaktadır. TMK 578/1 maddesine göre muris ... 'un, öl- dürdüğü eşi ... mirasçı olamayacağı, davacılar ... ait taşınmazın devir işlemlerini yapması nedeniyle muris ... 'un tereke işlemlerine karışmadığı gözetilerek davacılar ... ve ... hakkından da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru gö­ rülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. ". Bkz. Yargıtay 14. HD, E. 2016/6526, K. 2016/10277, T. 12.12.2016, www.kazanci.com (30.07.20 18); Yargıtay 2. HD, E. 1974/5036, K. 1974/6240, T. 28.10.1974, www.kazanci.com (30.07.20 18). 325 SCHWANDER, Art. 541, N. 3. (m. 579) 109 Yoksun olan kişinin o zümrede tek başına mirasçı olması da müm- 157 kündür. Bu halde miras bir sonraki zümreye geçer326• Örneğin O, babasını öldürmüş, mirasbırakanın ölümüyle geride eşi E, oğlu O, annesi A ile babası B kalmıştır. Eğer yoksunluk sebebi olmasa ydı mirasçılık sıfatı E ve O'ya ait olacaktı. Ancak O'nun yoksunluğa sebep olan fiili işlemesi üzerine birinci zümrede mirasçı kalmadığından, miras ikinci zümreye geçmiştir. Bu durumda yasal mirasçılık sıfatı eş E, anne A ve baba B' ye ait olur. Örnekten de anlaşılacağı üzere bir kimsenin mirastan yoksun olması üzerine, yoksun olan kişinin bulunduğu zümrede başka mirasçının olma- ması halinde, miras bir sonraki zümreye geçer. Eşin mirastan yoksun olması halinde onun yerine halef olacakkimse 158 olmadığından, mirasın paylaş tırılmasında eş dikkate alınmaz327• Örneğin bir kimse eşini öldürmüş, geride mirasçı olarak çı ve Ç2 adında iki çocu- ğu kalmıştır. Bu halde öldüren eş mirastan yoksun olduğundan, mirasçı- ların belirlenmesinde eş dikkate alınmaz; çı ve Ç2 tereke üzerinde ı/2 oranında hak sahi olur. III. ATANMIŞ MiRASÇlLIK ile BELiRLi MAL BIRAKMAD A Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla bir kimseyi mirasçı ataması 159 mümkün olduğu gibi belirli mal bırakma yoluyla kazandırmada bulun- ması da mümkündür . Yoksunluk, ölüme bağlı işlemi yoksun olan bakı­ mından kendiliğinden hükümsüz hale getirir328• TMK m. 579/Il sadece yasal mirasçılık için getirilmiş olup, atanmış mirasçılıkta uygulanmaz329• Bundan dolayı mirasbırakan aksini öngörmemişse, ölüme bağlı tasarru- fun hükümsüz hale gelmesinden yasal mirasçılar yararlanı230. Örneğin 326 DURAL/ÖZ, s. 377; ENGiN, Yoksunluk, s. 186. 327 ENGiN, Yoksunluk, s. 184. 328 OGUZMAN, s. 269; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 540-541; ENGiN, Yoksunluk, s. 186; DURAL/ÖZ, s. 376; ÖZTAN, s. 347; SEROZAN/ENGiN, s. 476. 329 ENGiN, Yoksunluk, s. 183. 330 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 541; OGUZM AN, s. 269; Atanmış mirasçının mi­ rasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren fıilleri işlemesi sadece fiili işleyen kişinin mi­ rasçılık
BIRAKMAD A Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla bir kimseyi mirasçı ataması 159 mümkün olduğu gibi belirli mal bırakma yoluyla kazandırmada bulun- ması da mümkündür . Yoksunluk, ölüme bağlı işlemi yoksun olan bakı­ mından kendiliğinden hükümsüz hale getirir328• TMK m. 579/Il sadece yasal mirasçılık için getirilmiş olup, atanmış mirasçılıkta uygulanmaz329• Bundan dolayı mirasbırakan aksini öngörmemişse, ölüme bağlı tasarru- fun hükümsüz hale gelmesinden yasal mirasçılar yararlanı230. Örneğin 326 DURAL/ÖZ, s. 377; ENGiN, Yoksunluk, s. 186. 327 ENGiN, Yoksunluk, s. 184. 328 OGUZMAN, s. 269; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 540-541; ENGiN, Yoksunluk, s. 186; DURAL/ÖZ, s. 376; ÖZTAN, s. 347; SEROZAN/ENGiN, s. 476. 329 ENGiN, Yoksunluk, s. 183. 330 Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 541; OGUZM AN, s. 269; Atanmış mirasçının mi­ rasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren fıilleri işlemesi sadece fiili işleyen kişinin mi­ rasçılık sıfatını sona erdirir. Diğer atanmış mirasçılar yoksunluktan etkilenmez. Ancak 110 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-Il mirasbırakan vasiyetname ile mirasının l/3'ünü yakın arkadaşı /\ya bırakmış, ancak /\nın M'yi öldürmesi üzerine geride mirasçı olarak kızı K ile oğlu O kalmıştır. /\nın M'yi öldürmesi ölüme bağlı tasarrufu hükümsüz hale getirmiştir ./\nın yoksuniuğu gerektiren fiili işlernemesi halinde A, O ve K'nın terek eden alacağı pay l/3'er olacaktır. Ancak/\nın mirastan yoksun olmasıyla ölüme bağlı tasarrufhükümsüz hale gelir ve O ile K'nın miras payı l/2'ye çıkmış olur. Görüldüğü üzere atanmış miras­ çının mirastan yoksun olmasından yasal mirasçılar yararlanır. 160 Ölüme bağlı tasarrufların hükümsüz hale gelmesi sadece yoksun olan kişi lehine yapılan ölüme bağlı tasarruflar için söz konusudur . Örne­ ğin mirasbırakan vasiyetname ile mirasının l/3'ünü /\ya, l/3'ünü B'ye, l/3'ünü ise C'ye bırakmıştır. Eğer C mirasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiil işlerse, sadece C lehine yapılan ölüme bağlı tasarruf hükümsüz olur; A ve B lehine yapılan tasarruflar geçerliliğini korur. Bu­ rada ek bir açıklama yapmak gerekir. C'nin lehine yapılan ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale gelmesi A ve B' nin paylarının artmasına sebep olmaz; mirasbırakan aksini öngörmemişse, C'ye kalacak olan kısım yasal mirasçılara kalır. 161 TMK m. S78'de öngörülen fiilierin işlenmesi kural olarak ölüme bağlı tasarrufu hükümsüz hale getirse de mirasbırakanın aksini öngör­ mesi, atanmış mirasçının yedeğini belirlemesi mümkündür. Eğer miras­ bırakan atanmış mirasçının yedeğini belirlemişse, yoksunluğa sebep olan fiilin işlenmesi, sadece yoksunluğa sebep olan fiili işleyen bakımından ölüme bağlı tasarruf u hükümsüz hale getirir; yedek mirasçı bakımından ise geciktirici koşulun gerçekleşmesine bağlı olarak iradi mirasçılık sıfatı­ nın doğmasını sağlar. Örneğin mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla tere­ kesinin l/3'ünü /\ya bırakmış, onun mirasçı olamaması halinde mirasın burada şu hususu açıklamak gerekir. Mirasçı atama tasarrufunun hükümsüz hale gelme­ sinden aksi öngörülmemişse, bütün mirasçılar değil, sadece yasal mirasçılar faydalanır. Örneğin M, mirasının l/4'ünü /\ya, l/4'ünü ise B'ye bırakmış, öldüğünde ise geride ayrıca iki çocuğu ( Ç 1 ve Ç2) kalmıştır. Bu haldeM'nin mirasçıları Çı, Ç2, A ve B olup, her biri terekede 1/4 oranında hak sahibi olur. Eğer A mirasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren bir fıil işlerse ve aksini öngörmezse, yoksunluktan sadece yasal mirasçılar ya­ rarlanır. Bu durumda B'nin miras payı 1/4 olarak kalmaya devam ederken Çı ve Ç2'nin miras payları 1/8 oranında artmış olur. (m. 579) lll B' ye kalmasını öngörmüşse1 asıl mirasçının mirasçılık sıfatını kazanama­ masından yasal mirasçılar değil1 yedek mirasçı yaradanmış olur331• Belirli mal bırakma yoluyla yapılan kazandırmalarda ise lehine 162 kazandırma yapılan kişinin mirasbırakana karşı yoksuniuğu gerektiren bir fiili işlemesi1 tasarrufu kendiliğinden hükümsüz hale getirir ve hü­ kümsüzlükten yasal ve varsa atanmış mirasçılar yararlanırm. Örneğin M1 vasiyetname ile yazlığını yakın arkadaşı X ya vasiyet etmiş1 Ada M' ye karşı TMK m. S78'de öngörülen fiillerden birini işlemişse1 vasiyetname kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Bu halde vasiyetin hükümsüz hale gelmesinden vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan mirasçılar yarar- lanır. Mirasbırakan vasiyet alacaklısının herhangi bir sebeple alacaklı olamaması halinde yedeğini belirlemiş olabilir . Bu halde vasiyetin yok­ sunluğa bağlı olarak hükümsüz hale gelmesinden mirasçılar değil1 yedek vasiyet alacaklısı yararlanıı-333• Örneğin M1 yazlığını yakın arkadaşı Xya1 onun mirasçı olamaması halinde B'ye1 onun da olamaması halinde C'ye kalmasını vasiyet etmişse1 Xnın vasiyet alacaklısı olamaması vasiyeti hü­ kümsüz hale getirmez1 bu halde vasiyet alacağı B' ye; onun da olamaması halinde C'ye kalır. C de vasiyet alacaklısı olamazsa vasiyetin hükümsüz hale gelmesinden vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olanlar yararlanır. 331 DURAL/ÖZ, s. 377i ENGİN, Yoksunluk, s.l86i KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 540-541. 332 İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 482i Dur al/Öz, vasiyet alacağının hükümsüz hale gelmesi halinde bundan yasal mirasçıların yararlanacağını ifade etmektedir. Bkz. DURAL/ÖZ, s. 377i Kanaatimizce burada atanmış mirasçının olup olmamasına göre ayırım yapmak gerekir. Atanmış mirasçının bulunmaması halinde yapılan kazandırmanın yasal miras­ çılara ait olacağı yönündeki bilgi doğrudur. Ancak atanmış mirasçının varlığı halinde vasiyet alacağının hükümsüz hale gelmesinden yasal ve atanmış mirasçıların tamamı ya­ rarlanır. Örneğin M, arkadaşı A'yı 1/4 oranında mirasçı atanış, yazlığını ise diğer yakın arkadaşı B'ye vasiyet etmiştir. M öldüğünde geride iki çocuğu kalmıştır. B' nin M'ye kar­ şı yoksunluğu gerektiren bir fiili işlemesi vasiyeti kendiliğinden hükümsüz hale getirir. Vasiyetin hükümsüz hale gelmesinden yasal mirasçı olan çocuklar yanında atanmış mi­ rasçı da yararlanır. Çünkü terekenin aktifinde yer alan yazlık, mirasçılar arasında miras payı oranında paylaştırılır. 333 DURAL/ÖZ, s. 377. 112 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II IV. YOKSUNLUGUN ALTSOYUN SAKLI PAYINA ETKİSİ 163 Konuyu bir önceki madde kapsamında ineelenme kle birlikte, mevcut madde kapsamında yapılan açıklamalarla bütünlük sağlanması amacıyla yoksunluğun altsoyun saklı payına etkisi hakkında kısaca bilgi verilecektir334• Yoksunlukta mirasçı, mirasbırakandan önce ölmüş sayıldı­ ğından onun yerini halefiyet yoluyla varsa altsoyu alır. Altsoyun saklı pay­ lı mirasçı olması halinde, saklı paya ilişkin haklar altsoy bakımından da devam eder335. Eğer mirasbırakan altsoyun saklı payı ihlal edecek şekilde tasarruflarda bulunursa, altsoy, tenkis davası açarak, tasarrufu saklı payını ihlal ettiği oranda hükümsüz hale getirebilir (TMK m. S60 vd.). Örneğin bir kimse babasını öldürmeye teşebbüs etmiş, bunun üzerine baba, vasi­ yetnameyle bütün malvarlığını Kızılay'a bırakmıştır. M öldüğünde geride onu öldürmeye teşebbüs eden oğlu O ile O'nun çocukları Tl ve T2 kal­ mıştır. O'nun babasını öldürmeye teşebbüs etmesi mirasçılık sıfatını sona erdirir ve O'nun yerine halefiyet yoluyla altsoyu Tl ve T2 mirasçı olur. Ancak mirasbırakan terekesinin tamamı üzerinde tasarruf ettiğinden T 1 ve T2 tenkis davası açarak saklı paylarını ihlal ettiği oranda tasarrufun hükümsüz hale gelmesini isteyebilir336• 164 Yoksun olan kişinin altsoyunun saklı paylı mirasçı olmaması müm- kündür. Örneğin bir kimse öldüğünde geride annesi A, babası B, kardeşle­ ri Kl ve K2 kalmıştır. B, oğlunu öldürmeye teşebbüs etmiş, mirasbırakan ise yaptığı
altsoy, tenkis davası açarak, tasarrufu saklı payını ihlal ettiği oranda hükümsüz hale getirebilir (TMK m. S60 vd.). Örneğin bir kimse babasını öldürmeye teşebbüs etmiş, bunun üzerine baba, vasi­ yetnameyle bütün malvarlığını Kızılay'a bırakmıştır. M öldüğünde geride onu öldürmeye teşebbüs eden oğlu O ile O'nun çocukları Tl ve T2 kal­ mıştır. O'nun babasını öldürmeye teşebbüs etmesi mirasçılık sıfatını sona erdirir ve O'nun yerine halefiyet yoluyla altsoyu Tl ve T2 mirasçı olur. Ancak mirasbırakan terekesinin tamamı üzerinde tasarruf ettiğinden T 1 ve T2 tenkis davası açarak saklı paylarını ihlal ettiği oranda tasarrufun hükümsüz hale gelmesini isteyebilir336• 164 Yoksun olan kişinin altsoyunun saklı paylı mirasçı olmaması müm- kündür. Örneğin bir kimse öldüğünde geride annesi A, babası B, kardeşle­ ri Kl ve K2 kalmıştır. B, oğlunu öldürmeye teşebbüs etmiş, mirasbırakan ise yaptığı ölüme bağlı tasarrufla babasının payını Kızılay'a bırakmıştır. Normalde B'nin mirastan yoksun olmasıyla onun yerine halefiyet yoluyla Kl ve K2 alır. Ancak M, B' nin yasal miras payı üzerinde tasarruf ettiğin­ den ve altsoy saklı paylı mirasçı olmadığından Kl ve K2, Kızılay lehine yapılan kazandırma ya karşı tenkis davası açamaz. Ancak TMK m. SS 7'de öngörülen sebeplerin varlığı halinde ölüme bağlı işlemin iptalini isteme hakkı saklıdır. 334 Ayrıntılı bilgi için bkz. TMK m. 578, V 335 Bkz. WOLF/HR UBESCH-MIL LAUER, N. 1294; TUOR/PICENONI, Art 540- 541, N. 34; ESCHER , Art. 541, N. 2. 336 Benzer örnekler için bkz. WOLF /HRUBESCH-MI LLAUER, N. 1295 vd. (m. 580) 113 §6. MiRASÇlLIK SlFATlNIN KAZAN lLMASI: MiRASÇlNIN SAG OLMASI II. Sağ olmak 1. Mirasçı olarak Madde 580 -Mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçı sonradan ölürse, onun miras hakkı kendi mirasçılarına kalır. I. GENEL OLARAK Bir kimsenin mirasçı olabilmesi için kişi olarak var olması gerekir. 165 Mirasçının tereke üzerinde beklenen hakkı vardır ve bu hak mirasbı­ rakanın ölümüyle birlikte doğar. Bundan dolayı bir kimsenin mirasçı olabilmesi için mirasbırakanın ölümü anında sağ olması zorunludur337• Mirasbırakandan önce ölen kimse, hak ehliyetinin sona ermesine bağlı olarak mirasçılık sıfatını kazanamaz. Kanunda her ne kadar sadece gerçek kişiler dikkate alınarak hüküm 166 getirilmiş olsa da tüzel kişilerin mirasçı atandığı hallerde, mirasbırakanın ölümü anında tüzel kişiliğin devam ediyor olması gerekir. Mirasın kaza­ nılmasında gerçek ve tüzel kişiler bakımından kendine has bazı özellikler bulunmaktadır . Bundan dolayı biz de mirasçılık sıfatının kazanılmasında gerçek kişilerle tüzel kişileri ayrı başlıklar halinde inceleyeceğiz. A. Gerçek Kişiler Bir kimsenin mirasçı olabilmesi için mirasbırakanın ölümü anında 167 mirasa ehil olarak sağ olması gerekir (TMK m. 580/1)338• Mirasbırakan- 337 WOLF/HRUBESCH-MIL LAUER, N. 1236. 338 Bkz. SCHWANDER, Art. 542, N. 1-2; TUOR/PICENONI, Art. 542, N. 2; KOCA­ YUSUFPAŞAOG LU, s. 525 vd.; PIOTET, s. 556; ESCHER, Art. 542, N. 2; BER­ Kİ, Miras, s. 100; OGUZMAN, s. 262; WOLF/HRUBESCH-M ILLAUER, N. 1236; DURAL/ÖZ, s. 363; KÖPRÜLÜ, s. 351; İMRE/ERMAN, s. 304; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 465; SEROZAN/ENGİN, s. 461; ANTALY A/SAGLAM, s. 322; ÖZTAN, 114 Miras Hukuku Şerhi (TMK m. 575-639) Ci lt-II dan önce ölen kişi hak ehliyetinin sona ermesine (TMK m. 28) bağlı ola­ rak mirasa ehil olma ehliyetini de kaybeder. Mirasbırakandan önce ölen kişinin mirasçılık sıfatını kazanamaması yasal mirasçılar yanında atanmış mirasçılar için de geçerlidir. Mirasbırakandan önce ölen kişi mirasçı ola­ maz. 168 Hükümde sadece mirasbırakandan önce ölenlerin mirasçı olama ya- cağı düzenlenmi ştir. Oysa birlikte ölüm karinesinin varlığı halinde1 aynı anda ölmüş sayılanlar da birbirine mirasçı olamaz339. Örneğin bir kimse eşiyle birlikte seyahat ederken trafik kazası geçirmiş1 her iki eş de ölmüş ve hangisinin önce öldüğü tespit edilememişse1 iki eş aynı anda ölmüş sayılır. Bu halde her iki eş de mirasbırakan olarak birbirinin terekesinden pay alamaz340• 169 Bir kimsenin mirasbırakanın ölümü anında henüz doğmamış olması mirasçı olmayacağı anlamına gelmez. TMK m. 582/I'e göre1 cenin sağ doğmak koşuluyla mirasçı olur. Cenin1 ana rahmine düşmüş ve henüz s. 348; KILIÇOGL U, Miras, s. 262. 339 TUOR/PIC ENONI, Art. 542, N. 2; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 526; OGUZ­ MAN, s. 263; ÖZTAN, s. 350; DURAL/ÖZ, s. 363; SEROZAN/ENGİN, s. 461-462; A1'AN/A1'AN,s. 176. 340 Birlikte ölüm karinesinin varlığı halinde eşierin birbirine mirasçı olamayacağı hakkında bkz. "Hangisinin evvel veya sonra öldüğü tayini mümkün olmaksızın ölenler bir anda ölmüş sayılırlar (TKM md. 28/2). Miras ölümle açılır (TKM md. 517 /1). Mirasçı olabilmek için miras bırakanın ölüm tarihinde sağ olmak lazımdır (TKM md. 522). Şu halde aynı anda ölenlerin biri diğerine mirasçı olamazlar.". Bkz. YHGK, E. 2005/2-164, K. 2005/194, T. 23.03.2005, www.hukukturk.com ( 09.05.20 17); "Hangisinin evvel veya sonra öldüğünün tayini mümkün olmaksızın ölenler, bir anda ölmüş sayılırlar (MK 28/2). Bu gibi haller­ de biri ötekinin mirasçısı olamaz. Toplanan delil/erden, (Ü), (A.Ş.) ve (A) dan hangisinin önce öldüğü anlaşılmam ıştır. O halde aynı anda ölmüş sayılmaları gerekir. Hal böyle olun­ ca (ü) ile (A.Ş.) ve (A) birbirinin mirasçısı olamazlar. Bu bakımdan iptali istenen veraset ilamında bir yanlışlık bulunmadığından davanın reddi gerekir. Buna rağmen iptal kararı verilmesi Usul veKanun'a aykırıdır.". Bkz. Yargıtay2. HD, E. 1978/4913, K. 1978/4975, T. 20.06.1978, www.kazanci.com (05.05.20 18); " ... Yukarıda açıklanan kurallar gereğin­ ce; Müteveffa Burak (1992 dağ) annesi Gönül, babası Ali ve kardeşi Buğra ile 18.1.1999 tarihinde ve fat etmiştir. Kimin önce öldüğü tespit edilemediğinden hepsi aynı anda ölmüş sayılır/ar. Ayrıca Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin (2001/26-439) kesinleşmiş ila­ mıyla da müteveffa Burak'ın annesi Gönül ile aynı anda ölmüş oldukları tespit edilmiştir ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2003/3982, K. 2003/8097, T. 02.06.2003, www.kazanci.com (05.05.20 18). (m. 580) llS doğmamış varlığı ifade eder341• Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluy­ la, ana rahmine düştüğü andan itibaren başlayarak elde ettiğinden (TMK m. 28/Il)342, mirasbırakanın ölümü anında henüz doğmamış olan, ancak sonradan tam ve sağ doğumla hak ehliyetini kazanan kişiler de mirasçılık sıfatını kazanır343• Bu konu TMK m. 582 kapsamında incelenecektir. TMK m. S83'te cenin olarak dahi var olmayan, ileride doğması 170 ihtimali olan bir kimsenin bile artmirasçı olarak atanabileceği, kişiye art vasiyet alacaklısı atama yoluyla kazandırmacia buiunulabileceği düzen­ lenmişti244. Örneğin mirasbırakan, henüz evlenmemiş oğlunun ileride doğacak çocuğunu mirasçı atayabilir veya ona belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia bulunabili r. Çocuk çok sonra doğsa bile kazandırma geçer- li olarak hüküm ve sonuç doğurur. Görüldüğü üzere bu hallerde ileride 341 Cenin kavramı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. AYDIN ÜNVER, Ceninin Hukuki Konumu, İstanbul 2011, s. 8 vd.; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDEMİR, Kişi­ ler, s. ll; PETEK, Kişilik Değerleri,
andan itibaren başlayarak elde ettiğinden (TMK m. 28/Il)342, mirasbırakanın ölümü anında henüz doğmamış olan, ancak sonradan tam ve sağ doğumla hak ehliyetini kazanan kişiler de mirasçılık sıfatını kazanır343• Bu konu TMK m. 582 kapsamında incelenecektir. TMK m. S83'te cenin olarak dahi var olmayan, ileride doğması 170 ihtimali olan bir kimsenin bile artmirasçı olarak atanabileceği, kişiye art vasiyet alacaklısı atama yoluyla kazandırmacia buiunulabileceği düzen­ lenmişti244. Örneğin mirasbırakan, henüz evlenmemiş oğlunun ileride doğacak çocuğunu mirasçı atayabilir veya ona belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia bulunabili r. Çocuk çok sonra doğsa bile kazandırma geçer- li olarak hüküm ve sonuç doğurur. Görüldüğü üzere bu hallerde ileride 341 Cenin kavramı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. AYDIN ÜNVER, Ceninin Hukuki Konumu, İstanbul 2011, s. 8 vd.; OGUZMAN/SELİ Çİ/OKTAY-ÖZDEMİR, Kişi­ ler, s. ll; PETEK, Kişilik Değerleri, s. 28; KURT, Leyla Müjde, "Ceninin Mal Varlığı Hakları·� İn.ÜHFD,C. 2, S. 1, Y. 2011, s. 179-180; ÖZCAN BÜYÜKT ANIR, Burcu G., "Ceninin Bedensel Bütünlüğünün ihlalinde Maddi Zararın Tazmini'� İn.ÜHFD, C. 9, S. 1, Y. 2018, s. 277. 342 TMK m. 28'de ceninin hak ehliyetinin başlangıcında ana rahmine düşme anı esas alın­ mıştır. Ancak günümüzde bir ceninin, ana ve babanın üreme hücrelerinin dışarıda bir­ leştirildikten sonra ana rahmine nakledilmesi de mümkündür. Burada şöyle bir sorun söz konusu olabilir. Baba üreme hücreleri alındıktan sonra ölürse ve bu hücreler son­ radan ana rahmine yerleştirilirse, cenin, sağ ve tam doğmak koşuluyla, babaya mirasçı olabilir mi? TMK m. 28 lafzından olamayacağı anlaşılıyor. Öğretide de bazı yazarlar bu görüşü kabul etmektedir (Örn. Bkz. İMRE/ERMAN, s. 305). Ancak bu konuda gerçek bir hukuk boşluğu söz konusudur . Baba cenin ana rahmine düşmeden önce ölse bile, ceninin mirasçı olabilmesi gerekir. Bundan dolayı biz, ceninin mirasçılık ehliyetinin ana rahmine düşme anından başladığı görüşüne katılmıyoruz. İnan/Ertaş/ Albaş, çocuk ba­ banın ölümünden belli bir süre sonra ana rahmine yerleştirilse bile ceninin mirasçılık sıfatının tanınması gerektiğini kabul etmektedirler. Yazarlar ceninin mirasçılık sıfatının kazanılabilmesi için babanın rızası ile yapay döllenmenin babanın ölümünden sonraki bir yıl içinde gerçekleşmiş olmasını aramaktadır. Bkz. İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 467. 343 İMRE/ERMAN, s. 304; TUOR/PICENONI, Art. 542, N. 3; DURAL/ÖZ, s. 364; SEROZAN/ENGİN, s. 461; KILIÇOGL U, Miras, s. 262; ÖZTAN, s. 349; ANTAL­ YA/SAGLAM, s. 323. 344 TUOR/PI CENONI, Art. 539, N. 3; KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 526; SERO­ ZAN/ENGİN, s. 462; DURAL/ÖZ, s. 364; İMRE/ER MAN, s. 305; ÖZTAN, s. 349; ANTALY A/SAGLAM, s. 323. 116 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II doğacak çocuk artmirasçı veya artvasiyet alacaklısı olur. Bu konu TMK m. 583 kapsamında ayrıntılı olarak incelenece ktir. B. Tüzel Kişiler 171 Tüzel kişinin atanmış mirasçı olduğu hallerde, mirasçılık sıfatının kazanılabilmesi için mirasbırakanın ölümü anında tüzel kişiliğin kazanıl­ mış ve halen devam ediyor olması gereki�45• Tüzel kişi mirasçılık sıfatını kazanmamışsa veya mirasbırakanın ölümünden önce tüzel kişilik sona ermişse, aksi öngörülmemişse, ölüme bağlı tasarruf kendiliğinden hü­ kümsüz hale gelir. 172 Ancak TMK m. 526 ile mirasbırakanın ölümü anında tüzel kişiliğin kazanılmış olması kuralına bir istisna getirilerek, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurmasına ve bu vakfa kazandırmacia bulunulma­ sına olanak tanınmıştı�46• Vakıf kurma iradesinin ölüme bağlı tasarrufla açıklanması halinde, mirasbırakanın ölümü veya vasiyetin açılması ken­ diliğinden vakfın kurulması sonucunu doğurmaz. Aslında vakıfkurmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufta iki işlem söz konusudur. Bunlar vakfın kurulması ile malvarlığının özgülenmesidi�47• Mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılık veya vasiyet alacaklısı sıfatı kazanılmasına rağmen, vak­ fın kişi olarak hak sahibi olabilmesi için öncelikle kurulması, tüzel kişilik vasfını kazanması gerekir. Vakıf, kurulmakla mirasçı veya vasiyet alacaklısı sıfatını mirasbırakanın ölümünden itibaren geçmişe etkili olarak kazanır. 345 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 526; TUOR/PIC ENONI, Art. 542, N. 1; SCHWAN- DER, Art. 542, N. 3; ESCHER , Art. 542, N. 2; SEROZAN/ENG İN, s. 463; İNAN/ ERTAŞ/ALBAŞ, s. 466; ANTALYA/SAGLAM, s. 323; Tüzel kişilere ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı, söz konusu boşluğun gerçek kişilere ilişkin hükümlerden kıyasen yararlanılarak doldurulabileceği hakkında bkz. OGUZMAN, s. 264. 346 Bilgi için bkz. TUOR/SC HNYDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 696; ESCHER, Art. 493, N. 1; TUOR, Art. 493, N. 1 vd.; GRÜNINGER , Harold, Basler Kornınen­ tar Zivilgeseztzbuch II, Art. 457-977 ZGB, Art. l-61 ShiT ZGB (Hrsg. Honsell-Vogt­ Geiser), S. Auglafe, Basel201S, Art. 493, N. 1 vd.; WEIMAR, Art. 493, N. 1; KOCA­ YUSUFPAŞAOGLU, s. 284-285; DURAL/ÖZ, s. 167-168; OGUZMAN, s. 157 vd.; KILIÇOGL U, Miras, s. 158; ANTALY A/SAGLAM, s. 215; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 243; İMRE/ERMAN, s. 165. 347 TUOR, Art. 493, N. 3; ESCHER, Art. 493, N. 1 vd.; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 285; DURAL/ÖZ, s. 169. (m. 580) 117 Vakıf mirasçı olarak atandığı hallerde mirasbırakanın külli halefidir. 173 Ancak vakfın mirasçılık sıfatını kazanması, tüzel kişiliğin kazanılması geciktirici koşuluna bağlıdır348• Öğretide vakfın mirasçılık sıfatını kazan- ması ceninin durumuna benzetilmek tedir349• Ceninin mirasçılığı TMK m. 582/I'de "Cenin sağ doğmak koşuluyla mirasçı olur" şeklinde düzenlen­ miştir. Cenin, her ne kadar mirasbırakanın ölümünden sonra doğsa bile mirasçılık sıfatını mirasbırakanın öldüğü andan itibaren kazanır. Aynı durum ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakıflar için de söz konusudur. Va- kıf tüzel kişilik kazanmadığı sürece mirasçılık sıfatını kazanamaz. Ancak tüzel kişiliğin kazanılması yla birlikte geçmişe etkili olarak mirasbırakanın ölümü anından itibaren mirasçılık sıfatını kazanır350• Burada mirasçılık sı- 348 DURAL/ÖZ, s. 170; " ... Vakıf resmi serıetle veya vasiyet yolu ile kurulur ve asliye mah­ kemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilmesiyle de tüzel kişilik kazanır (743 S. MK. md. 74). Özgülerı en malların mülkiyeti ve haklar tüzel kişiliğin kazanılması yla vakfa geçer (743 S.MK. md. 74/6). Vasiyet/e yeni bir tüzel kişilik meydana getirilmektedir. Vasiyet/e kuruları vakıf vasiyetnamenin açılması sırasırıda tüzel kişiliği bulunmadığından onun mal iktisabı geciktirici şarta bağlanmıştır. Durumu ceninirı mirasçılığı gibidir. Vakıf sonradan tüzel kişilik kazandığına göre mirasın açıldığı arıdan itibaren mirasçı olur.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2004/5896, K. 2004/7564, T. 09.06.2004, www.legalbank.com.tr (13.05.20ı8); "Ta­ raflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahal li mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Medeni Karıunun 523. mad­ desi uyarınca kendisine belirli bir mal vasiyet olunarı kimse, vasiyetçinin ölümünde mirasçı olabilecek koşulları taşıyorsa, vasiyet olunarı malı almaya hak kazanır. Miras bırakarı vasi­ yetçi 31.10.1971 tarihinde ölmüştür. D. vakfı ise 1975 tarihinde kurulmuş, 1977 tarihinde sicile kayıt edilmiştir. Mirasın açıldığı tarihte, vakıf henüz kurulmamış ve tüzel kişilik ka­ zanmamış bulunduğuna göre vasiyet edilen malı almaya hak kazarımadığı düşünü/meden davanın kabulü yerine red di doğru bulunmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. ı 996/435, K. 1996/1198, T. 05.02.1996, www.legalbank.net
ceninirı mirasçılığı gibidir. Vakıf sonradan tüzel kişilik kazandığına göre mirasın açıldığı arıdan itibaren mirasçı olur.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 2004/5896, K. 2004/7564, T. 09.06.2004, www.legalbank.com.tr (13.05.20ı8); "Ta­ raflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahal li mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Medeni Karıunun 523. mad­ desi uyarınca kendisine belirli bir mal vasiyet olunarı kimse, vasiyetçinin ölümünde mirasçı olabilecek koşulları taşıyorsa, vasiyet olunarı malı almaya hak kazanır. Miras bırakarı vasi­ yetçi 31.10.1971 tarihinde ölmüştür. D. vakfı ise 1975 tarihinde kurulmuş, 1977 tarihinde sicile kayıt edilmiştir. Mirasın açıldığı tarihte, vakıf henüz kurulmamış ve tüzel kişilik ka­ zanmamış bulunduğuna göre vasiyet edilen malı almaya hak kazarımadığı düşünü/meden davanın kabulü yerine red di doğru bulunmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. ı 996/435, K. 1996/1198, T. 05.02.1996, www.legalbank.net (ı9.09.2019). 349 KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 286; GRÜNINGER, Art. 493, N. 3; İMRE/ERMAN, s. ı66; DURAL/ÖZ, s. ı 70; KILIÇOGL U, Miras, s. ı59. 350 TUOR/SC HNYDER/ SCHMID/R UMO-JUNGO, s. 696; ESCHER , Art. 493, N. 7; TUOR, Art. 493, N. 10; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 286; KÖPRÜLÜ, s. 203; DURAL/ÖZ, s. ı70; İMRE/ ERMAN, s. ı66; KILIÇOGL U, Miras, s. 159; ANTAL­ YA/SAGLAM, s. 2ı6-2ı 7; İnan/Ertaş/ Al baş, TMK m. ı05'e göre, vakıf tüzel kişiliği kazandıktan sonra geçmişe etkili olarak tereke üzerindeki haklara sahip olamayacağını, yasanın açıkça vakfın yararına özgülenen mal veya hakların kazanma anının, tüzel kişi­ liğin kazanılmasına bağlandığını, bu özellik dikkate alındığında yasadan kaynaklanan bir artmirasçı atama halinin varlığını kabul etmek gerektiğini ifade etmektedir. Bkz. İNAN/ERT AŞ/ALBAŞ, s. 243. 118 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II fatının kazanılması kanuni bir koşula bağlanmış olup35ı 1 vakıf tüzel kişilik kazanmadığı sürece mirasçılık sıfatı doğmaz. 174 TMKm. S26'da sadece vakıflar bakımından düzenleme getirilmişt ir. Öğretide henüz var olmayan veya kurulması tamamlanmamış bir tüzel kişinin de TMK m. S83'ün kıyasen uygulanmasıyla artmirasçı olarak atanabileceği kabul edilmektedir352• Buna göre mirasbırakan tarafından aksi öngörülmemişse1 önmirasçılık sıfatı yasal mirasçılara ait olacak1 mi­ rasbırakanca belirlenen vadenin gelmesi veya koşulun gerçekleşmesiyle tüzel kişi artmirasçı olarak mirasçılık sıfatını kazanacaktı�53• II. MiRASÇlNIN ÖLMESi A. Mirasçının Mirasbırakandan Önce Ölmesi 175 Mirasçı mirasbırakandan önce ölürse hak ehliyetinin sona ermesi- ne bağlı olarak mirasçılık sıfatı da doğmaz354• Ölen kişinin yerine kimin veya kimlerin mirasçı olacağı altsoyunun bulunup bulunmamasına göre değişir. Eğer altsoyu varsa1 ölen kişinin yerine halefiyet yoluyla altsoyu355 mirasçı olur (TMK m. 49S/Ill1 496/Il1 497 /II)356• Örneğin1 mirasbıra­ kan M ölmüş ve geride eşi E1 çocukları ÇI ve Ç2 ile mirasbırakandan önce ölen Ç3'ün çocukları Tl ve T2 kalmıştır. Ç3 mirasbırakandan önce öldüğünden onun yerine T 1 ve T2 mirasçı olur. Bu halde M' nin miras- 351 Kocayusufpaşaoğlu, bu halde kanuni bir koşulun söz konusu olduğunu belirtmektedir. Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 285, dn. 8. 352 TUOR/PI CENONI, Art. 545, N. 6; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 528; SERO- ZAN/ENGİN, s. 463. 353 KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 528-529. 354 OGUZMAN, s. 263; SCHWANDER, Art. 542, N. 7. 355 Altsoy kapsamına ölen kişinin evlatlığının dahil olmadığını hatıriatmakta fayda vardır. Mirasbırakanla evlatlık arasında kan bağı bulunmadığından evlatlık, halefıyet yoluyla evlat edinenin yerine mirasçı olamaz. Örneğin M öldüğünde geride oğlu Çl ile kendi­ sinden önce ölen diğer oğlu Ç2'nin çocukları Tl ve T2 ile Ç2'nin evlatlığı E kalmıştır. Bu halde Ç2'nin yerine halefıyet yoluyla T 1 ve T2 mirasçı olur. E mirasçı olamaz, çünkü E ile M arasında mirasçılık ilişkisini doğuracak hı sımlık ilişkisi yoktur. 356 İMRE/ER MAN, s. 306; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 527; SEROZAN/ENGİN, s. 462; ANTALYA/SAGLAM, s. 322. (m. 580) 119 çıları, E, Çl, çı, Tl ve Tı'dir. Eğer mirasbırakandan önce ölen kişinin altsoyu yoksa, bu halde miras o yokmuş gibi diğer mirasçılar arasında paylaştırılıı-357• Örneğin mirasbırakan öldüğünde geride eşi E, çocukları Çl ve çı kalmış, Ç3 ise mirasbırakandan önce ölmüştür. Ç3'ün yeri­ ne halefiyet yoluyla mirasçı olacak kimse bulunmadığından miras Ç3 dikkate alınmaksızın mevcut mirasçılar arasında paylaştırılır . Bu halde mirasçılık sıfatını E ( 114), Ç 1 ( 318) ve çı ( 318) kazanır. Mirasbırakan­ dan önce ölen kimsenin olduğu zümrede başka mirasçı yoksa miras bir sonraki zümreye geçer358• Örneğin M'nin oğlu O Ol.Ol.ı014 tarihinde ölmüş ve oğlunun ölümüne dayanamayan M, bir yıl sonra ölmüştür. M öldüğünde geride annesi A, kardeşi K kalmıştır. Birinci zümrede başka mirasçı olmadığından mirasçı ikinci zümreye geçer. 357 KOCAYUSUFP AŞAOGLU, s. 527; ANTALYA/SAGLAM, s. 322. 358 KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 527; Zümre sisteminde bir sonraki zümredeki kişile­ rin mirasçı olabilmesi için bir önceki zümrede hiçbir mirasçının bulunmamasına ya da var olan mirasçıların herhangi bir sebeple (mirasçılıktan çıkarma, yoksunluk, feragat gibi) mirasçı olarnamasına bağlıdır. Bir zümrede herhangi bir sebeple mirasçı olama­ yacak kimse yoksa, miras sonraki zümreye geçer. Bkz. TUO� Vor. zum dreizehnten Teil, N. 24; KOCAYUSUFPAŞAOGLU, s. 61; OGUZMAN, s. 33; DURAL/ÖZ, s. 22; İMR.E/ER MAN, s. 20; SEROZAN/ENGİN, s. 182; ANTALYA/SAGLAM, s. 73; ÖZTAN, s. 42; KILIÇOGLU, Miras, s. 29; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 83; AYİ­ TER/KILIÇOGL U, s. 44; SARI, s. 33; "Dosya içerisinde bulunan nü fus kayıtlarından ve dinlenen tanıklardan trafik kazası neticesinde miras bırakan D. K.'ın kaza anında, büyük kızı Dilara'nın rnuristen sonra içinde sıkışt ığı araçtan çıkarılmaya çalışılırken, küçük kızı Lara'nın ise en son kişi olarak arnbulans ile hastaneye götürülürken yolda öldüğü anlaşıl­ maktadır. O halde, miras bırakan D. K.'ın ölümü ile geriye eşi Mehmet ile kızları Dilara ve Lara'nın mirasçı olarak kaldığı kuşkusuz olup esasen bu yön mahkemenin de kabulündedir. Çözülmesi gereken sorun bundan sonra pay dağıtımının nasıl yapılacağı noktasında bulun­ maktadır. Az yukarıda açıklanan yasal düzenleme dikkate alındığında, mirasbırakan D. K.'ın ölmesi ile mirasının eşi Mehmet ile kızları Dilara ve Laraya kaldığı, Dilara'nın bekar ve çocuksuz olarak ölmesiyle mirasının 1/2 oranında anne ve babasına gideceği, annesine giden 1/2 payın annesinin kendinden önce ölmesi nedeniyle annesinin alt soyu olan Laraya kalacağı, Lara'nın da bekar ve çocuksuz olarak ölmesiyle mirasının 1/2 oranında anne ve babasına gideceği, annesine giden 1/2 payın annesinin kendinden önce ölmesi ve annesinin alt soyunun da bulunmamasına göre anneye giden 1/2 payın diğer taraf olan babaya ka­ lacaktır. Başka bir anlatırnla Lara'nın 2. zümreden mirasçısı olan babası varken Lara'dan önce ölen alt soyu bulunmayan annesine giden payınLara'nın 3. zümre olan mirasçıları olan ana ve büyük babasının alt soyuna mirasın kalmayacağı, mirasın tamarnının ikinci zümre­ den babasına kalacağı kuşkusuzdur.". Bkz. Yargıtay 7. HD, E. 2012/8600, K. 2013/738, T.05.02.2013, www.kazanci.com (05.08.20 18). 120 Miras Hukuku Şerh i (TMK m.
Laraya kaldığı, Dilara'nın bekar ve çocuksuz olarak ölmesiyle mirasının 1/2 oranında anne ve babasına gideceği, annesine giden 1/2 payın annesinin kendinden önce ölmesi nedeniyle annesinin alt soyu olan Laraya kalacağı, Lara'nın da bekar ve çocuksuz olarak ölmesiyle mirasının 1/2 oranında anne ve babasına gideceği, annesine giden 1/2 payın annesinin kendinden önce ölmesi ve annesinin alt soyunun da bulunmamasına göre anneye giden 1/2 payın diğer taraf olan babaya ka­ lacaktır. Başka bir anlatırnla Lara'nın 2. zümreden mirasçısı olan babası varken Lara'dan önce ölen alt soyu bulunmayan annesine giden payınLara'nın 3. zümre olan mirasçıları olan ana ve büyük babasının alt soyuna mirasın kalmayacağı, mirasın tamarnının ikinci zümre­ den babasına kalacağı kuşkusuzdur.". Bkz. Yargıtay 7. HD, E. 2012/8600, K. 2013/738, T.05.02.2013, www.kazanci.com (05.08.20 18). 120 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-ll 176 Eşierden birinin ölmesi halinde, ölen eşin yerine halefiyet yoluyla kimse mirasçı olmaz ve eşin mirasçılık sıfatını kazanamamasından diğer yasal mirasçılar yararlanır . Örneğin M öldüğünde geride eşi E ile çocuğu Ç kaldığında, mirasın 1/ 4'ü eşe, 3/4 ise Ç'e ait olur. E, M' den önce ölürse, mirasın tamamı Ç'ye kalır. HattaE'nin önceki evliliğinden olma çocuğu olsa bile sonuç değişmez. Çünkü E' nin önceki evliliğinden olma çocuğu ile M arasında kan bağı olmadığından, E'nin ölümü halinde onun yerine altsoyu halefiyet yoluyla mirasçı olamaz. Örneğin M öldüğünde geride çocukları Çl, Ç2 ve kendisinden önce ölen eşi E'nin çocuğu K kalmıştır. M ile K arasında soybağı ilişkisi olmadığından K' nın mirasçılığından söz edilemez. 177 Atanmış mirasçının mirasbırakandan önce ölmesi halinde ise kural olarak ölüme bağlı tasarrufkendiliğinden hükümsüz hale gelir359• Mirasçı atamanın vasiyetname veya miras sözleşmesiyle yapılması arasında bir fark bulunmamaktadır. Mirasçı atama tasarrufunun hükümsüz hale gel- 359 TMK m. 548/I'e göre, mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişi mirasbı­ rakanın ölümünde sağ değilse, miras sözleşmesi kendiliğinden ortadan kalkar. Ayrıntılı bilgi için bkz. DURAL, s. 205 vd.; İNAN/ERTAŞ/ ALBAŞ, s. 206; KÖPRÜLÜ, s. 134- 135; OGUZMAN, s. 174; DURAL/ÖZ, s. 134; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 241; İMRE/ERMAN, s. 194; AYAN, Miras, s. 123; ÖZTRAK, s. 25; ANTALYA/SAG­ LAM, s. 164. Ancak bu hüküm emredici nitelikte olmayıp, miras sözleşmesinde aksinin kararlaştırılması mümkündür. Miras sözleşmesinin karşı tarafı mirasbırakandan önce ölse bile miras sözleşmesindeki kazandırmanın sözleşmenin karşı tarafının mirasçıları­ na veya üçüncü bir kişiye kalması kararlaştırılabilir. Bkz. KOCA YUSUFPAŞAOGLU, s. 241; DURAL/ÖZ, s. 134; " ... Yukarıda açıklanan ilkenin kaçınılmaz sonucu olarak mansup mirasçı miras bırakandan önce ölürse mirasçı nasbına ilişkin ölüme bağlı tasarruf hükümsüz olur. Başka bir deyişle miras bırakan böyle bir tasarrufta bulunmamış sayılır. An­ cak Medeni Kanunun bu konudaki hükümleri tamamlayıcı nitelikte bulunduğundan miras bırakan (Mansup mirasçının) kendisinden önce ölmesi halinde yerine başkasının geçmesini öngörebilir (MK 467 ... ) Kanun koyucu bu hükme paralel olmak üzere mal vasiyetiiçin 523. maddede hükümler koymuştur. Öyle ise olayda mirasçı nasp edilen (Fe) ve (S) vasiyet edenden önce öldük/erine göre, mansup mirasçılık sıfatını kazanmamışlar dır. Bu bakımdan vasiyetnarnede onlara bırakılan miras terekeye döner. Eğer bu kişiler vasiyetçiden sonra öl­ müş olsalardı elbette kendi mirasçıları mirasa sahip olurlardı. Bu kural Medeni Kanunun 522/2. maddesinin emredici hükmüdür. Fakat yukarıda açıklandığı gibi olayda mansup mi­ rasçı/ar miras bırakandan önce ölmüşler ve vasiyetnarnede bir ikame (MK 467) hükmü yer almamıştır. Bu bakımdan onların mirasçıları vasiyetten yararlanamazlar ... ". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1976/3793, K. 1976/4032, T. 11.05.1976, www.kazanci.com (03.10.2019). (m. 580) 121 mesinden ise kural olarak yasal mirasçılar yararlanıı-:360. Çünkü atanmış mirasçının terekeden pay alamaması, yasal mirasçıların miras payını attırır. Örneğin M, vasiyetname ile terekesinin yarısını .!\ya bırakmış, öl­ düğünde ise geride çocukları çı ve Ç2 kalmıştır . .!\nın mirasçılık sıfatını kazanması halinde terekeden alacağı pay 1/2, çı ve Ç2'nin ise ı/4'erdir . .!\nın mirasbırakandan önce ölmesi halinde ise çı ve Ç2'nin payları ı/2'ye çıkar. Görüldüğü üzere, atanmış mirasçının mirasçılık sıfatını ka­ zanamaması yasal mirasçıların miras payının artmasına sebep olur. Atanmış mirasçı mirasbırakandan önce ölse bile yedeğinin belirlen- 178 mesi mümkündür. Bu halde atanmış mirasçının mirasbırakandan önce ölmesi ölüme bağlı tasarrufu hükümsüz hale getirmez. Asıl mirasçının mirasbırakandan önce ölmesiyle birlikte, yerine yedek mirasçı mirasçılık sıfatını kazanır. Ancak mirasçı atanmasının üçüncü kişi yararına miras sözleşmesi yle gerçekleştirilmesi halinde miras sözleşmesinin karşı tarafı- nın mirasbırakandan önce ölmesi miras sözleşmesini hükümsüz hale ge­ tirmez361. Mirasçılık sıfatının kazanılmasında önemli olan mirasçı olarak atanan kişinin mirasbırakanın ölümü anında hayatta olmasıdır. B. Mirasçının Mirasbırakandan Sonra Ölmesi Yasal veya atanmış mirasçının mirasbırakandan sonra ölmesi, kaza- 179 nılan mirasçılık sıfatını sona erdirmez. Bu halde mirasçının miras hakkı, kendi mirasçılarına kalır. Bu durum TMK m. 580/II'de "Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçı sonradan ölürse, onun miras hakkı kendi mirasçılarına kalır." şeklinde ifade edilmiştir362. Görüldüğü üzere, mirasçının mirasçılık sıfatını kazandıktan sonra ölmesi, kazanılmış miras hakkını hiçbir şekilde etkilemez. Önemli olan yasal ve atanmış mirasçının mirasbırakandan sonra ölmesidir. Mirasçının mirasbırakandan çok kısa bir süre sonra öl- 360 KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 527; İMRE/ER MAN, s. 306; SEROZAN/ENGİN, s. 462; ANTALYA/SAGLAM, s. 322. 36' DURAL, s. 206; DURAL/ÖZ, s. 134. 362 Bilgi ve açıklamalar için bkz. DURAL/ÖZ, s. 365; WOLF/HR UBESCH-MIL LAU­ ER, N. 1243; KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 528; TUOR/PICENONI, Art. 542, N. 7; ESCHER , Art. 542, N. S; İMRE/ERM AN, s. 306; SEROZAN/ENGİN, s. 463; İNAN/ERTAŞ/ALBAŞ, s. 465. 122 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II mesi durumu değiştirmez363• Örneğin mirasbırakan M, 01.01.2015 tari­ hinde geçirdiği trafik kazasında ölmüş ve geride eşi E, annesi A ve babası B kalmıştır. M' nin ölümüne çok üzülen E de bir gün sonra kalp krizi geçi­ rerek ölmüş ve geride mirasçı ol arak kardeşi K kalmıştır. Bu halde M' nin mirasçıları E, A ve B'dir. E'nin bir gün sonra ölmesi mirasçılık sıfatını kazanmasını engellemez. E'in bir gün sonra ölmesi yasal miras payının K'ya kalmasına yol açar. Bu olayda K, M'nin terekesinde dolaylı olarak da olsa hak sahibi olmuştur. Ancak K' nın M' nin terekesinde olması, E' ye mirasçı olmasından kaynaklanır. Diğer bir ifadeyle K, E'ye halef olup, E' nin terekesi olduğu gibi K' ya geçmiştir. Ancak birlikte ölüm karinesinin varlığı halinde eşler birbirine mirasçı olamaz. Bu halde her mirinin mirası kendi kan hısırnlarına kalır. ıso Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçının sonradan ölmesi halinde, miras hakkının kendi mirasçılarına kalacağı kuralı hem yasal hem de atan­ mış mirasçılar için mümkündür. Ancak mirasbırakanın aksini öngörerek mirasçının mirasçılığını bozucu koşula bağlaması mümkündür364• Miras­ bırakanın bir kimseyi mirasçı atayarak,
halde M' nin mirasçıları E, A ve B'dir. E'nin bir gün sonra ölmesi mirasçılık sıfatını kazanmasını engellemez. E'in bir gün sonra ölmesi yasal miras payının K'ya kalmasına yol açar. Bu olayda K, M'nin terekesinde dolaylı olarak da olsa hak sahibi olmuştur. Ancak K' nın M' nin terekesinde olması, E' ye mirasçı olmasından kaynaklanır. Diğer bir ifadeyle K, E'ye halef olup, E' nin terekesi olduğu gibi K' ya geçmiştir. Ancak birlikte ölüm karinesinin varlığı halinde eşler birbirine mirasçı olamaz. Bu halde her mirinin mirası kendi kan hısırnlarına kalır. ıso Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçının sonradan ölmesi halinde, miras hakkının kendi mirasçılarına kalacağı kuralı hem yasal hem de atan­ mış mirasçılar için mümkündür. Ancak mirasbırakanın aksini öngörerek mirasçının mirasçılığını bozucu koşula bağlaması mümkündür364• Miras­ bırakanın bir kimseyi mirasçı atayarak, atanmış mirasçının ölmesi halinde mirasının kendi mirasçılarına değil, üçüncü kişiye kalmasını öngörebilir. Örneğin M'nin vasiyetname ile mirasının yarısını.!\ya bırakması, kendi­ sinden sonra ölmesi halinde mirasın Ü'ye kalmasını öngörmesi bu nite­ liktedir. Bu halde .!\nın ölümüyle birlikte miras hakkı kendi mirasçılarına değil, Ü'ye kalır. Görüldüğü üzere bu halde bozucu koşula bağlı artmi­ rasçı atama söz konusu olup, bozucu koşulun gerçekleşme siyle birlikte mirasçılık sıfatı ileriye etkili olarak sona erer365• Hatta mirasbırakanın bu nitelikteki bir tasarrufu yasal mirasçılar için bile öngörmesi mümkündür . Ancak yasal mirasçının altsoyunun saklı paylı mirasçı olması halinde ten­ kis davası açma hakkı saklıdır (TMK m. 569 )366• 363 PIOTET, s. 557. 364 ANTALY A/SAGLAM, s. 322. 365 ANTALYA/SAGLAM, s. 322. 366 ESCHER, Art. 531, N. 2; FORNI/PIATTI, Art. 531, N. 1-2; DURAL/ÖZ, s. 313- 314; NAR, s. 303-304; ANTALYA/SAGLAM, s. 303; AYAN, Miras, s. 236; GÜRPI­ NAR, Damla, Artmirasçı Atama, Ankara 2018, s. 84; "Muris vasiyetnarnede veya miras mukavelenamesinde bazı mükellefiyetler ve şartlar koyabilir (MK 462/1). Murisin koyduğu şartlar taliki olabileceği gibi infisahide olabilir. Murisin tali ki şartında bir çeşit fevkalade i ka- (m. 581) 123 §7. VASiYET ALACAKLlSININ SAG OLMASI 2. Vasiyet alacaklısı olarak Madde 581 -Vasiyet alacaklısı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Vasiyet alacaklısı mirasbırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü, vasiyet yü­ kümlüsünün yararına ortadan kalkar. I. GENEL OLARAK Mirasçılık sıfatının kazanılmasında olduğu gibi bir kimsenin vasiyet 181 alacaklısı olabilmesi için de mirasbırakanın ölümü anında sağ olması gerekiı-367• Vasiyet alacaklısının mirasbırakandan önce ölmesi, ölüme bağlı tasarrufu kendiliğinden hükümsüz hale getirir368• Bir önceki madde me söz konusudur (MK 468-472). Buna öğretide kurucu ikame adı verilmektedir. Bu halde ön mirasçı sıfatı kanuni mirasçı/ara, art mirasçı sıfatı ise vasiyetname lehtarına aittir. "Mirası bir namzede nakletmeğe selahiyetli olan bir mirasçı nasbına dair tasarruf mirasçının mah­ fuz hissesine taalluk ettiği nisbette batı/dır." (MK 511). Görüldüğü gibi mahfuz hisseli bir mirasçı mahfuz hissesine dokunan bir ikameyi kabule mecbur değildir. Kanun vazır burada mahfuz hisseli mirasçıya tenkisden söz etmeden başka bir imkan tanımıştır."Hakim re'sen Türk Kanunları mucibince hüküm verir." (HUMK 76). Tarafların dava dilekçesinde veya cevapta söz konusu etmedikleri kanun hükümlerini ortaya konan maddi olgular çerçevesin­ de dikkate almak zorundadır. Davacılar dava dilekçesinde vasiyetnamenin muhtevi olduğu şartları itibariyle iptali gerektiği iddiası yanında tenkisinden de söz etmiştir. Şu halde tenkis hükümleri çerçevesinde inceleme yapılıp sonucu uyarınca hüküm vermek gerekirken (Y. 2. HD, 23.3.1972 günlü 857-1756 ve YHGK'nın 16.4./974 günlü 203-566 ve 1.2.1961 günlü 17-3 sayılı kararları) ta/iki şartın kanuna ahlaka ve adaba aykırı olmadığından ve henüz şart ger­ çekleşmeden vasiyetnamenin hüküm ifade etmeyeceğinden söz edilerek davanın reddi doğru bulunmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1993/10427, K.1993/10197, K. 02.11.1993, www.hukukturk.com (05.08.20 17). 367 Bkz. TUOR/PI CENONI, Art. 543, N. 1; KOCAYUSUFPAŞAOGL U, s. 526; SCHWANDER, Art. 543, N. 2; ESCHER , Art. 543, N. 1; OGUZMAN, s. 263; DU­ RAL/ÖZ, s. 363; İNAN/ER TAŞ/ALBAŞ, s. 465; WOLF/HRUBESCH-MIL LAU­ ER, N. 1237; İMRE/ERMAN, s. 305; SEROZAN/ENGİN, s. 461; ÖZTAN, s. 350- 351; İŞGÜZAR, s. 87. 368 Belirli mal bırakılan kişi mirasbırakanın ölümü anında hayatta değilse ve yedek mirasçı atama yoksa vasiyet hükümsüz hale gelir. Bkz. "Medeni Kanunun 523. maddesi uyarınca gerek kanuni ve gerekse iradi mirasçıların mirasçı olabilmeleri ile muayyen mallehtarlarının 124 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Cilt-II kapsamında gerçek ve tüzel kişiler bakımından yapılan açıklamalar bu hüküm kapsamında da geçerlidir. Mirasbırakandan önce ölen veya onun­ la aynı anda ölmüş sayılanlar vasiyet alacaklısı olamaz. 182 Bir kimsenin mirasbırakanın ölümü anında henüz doğmamış olması vasiyet alacaklısı olmasına engel değildir. Örneğin mirasbırakan cenine belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia bulunabilir. Ceninin tam ve sağ doğması (TMK m. 28/II), vasiyet alacaklısı sıfatını kazanması için yeterlidir369• Hatta mirasbırakan cenin olarak dahi var olmayan bir kim­ seye belirli mal bırakma yoluyla kazandırmacia bulunabilir370• Bu halde artvasiyet alacaklısı atama söz konusudu r. Örneğin mirasbırakan evini Xya vasiyet etmesi ve yirmi yıl sonra evin ileride doğacak torununa kalmasını öngörmesi bu niteliktedir371• M'nin ölümü anında torunun hayatta olmaması vasiyet alacağının doğumunu engellemez. Önemli olan geçiş anında torunun doğmuş ve hayatta olmasıdır. Eğer torun hiç doğmazsa veya geçiş anından önce ölürse, aksi öngörülmemişse, vasiyet kesin olarak önvasiyet alacaklısına kalır (TMK m. 525 ). 183 Mirasbırakanın tüzel kişiye de belirli mal bırakma yoluyla kazandır- mada bulunması mümkündür . Tüzel kişiye belirli mal bırakıldığı hallerde vasiyet alacağını kazanabilmesi için mirasbırakanın ölümü anında tüzel kişiliğin kazanılmış ve halen devam ediyor olması gerekir. Tüzel kişi mirasbırakamn ölümü arnnda henüz kişilik kazanmamışsa veya mirasbı­ rakanın ölümünden önce tüzel kişilik sona ermişse, ölüme bağlı tasarruf kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Ancak TMK m. 526 ile mirasbıra­ kanın ölümü anında tüzel kişiliğin kazanılmış olması kuralına bir istisna vasiyetnameden yararlanabilmeleri mirasın açıldığı anda sağ olmalarına bağlıdır. Muris E. 9.06.1993 günü ölmüş tür. Lehtarlardan A.N.Ş. 17.02.1978'dei A.Ş. 6.02.1982'de, M. Ş. ise 22.01.1991 'de ölmüşlerdir. Vasiyette ikameden söz edilmemiştir. Şu halde bu kişilerin miras­ çılarının söz konusu vasiyeti ile iktisabından söz edilmeyeceği gözeti/ip haklarındaki davanın sifat yok/uğu sebebiyle reddi ... ".Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1999/9320, K. 1999/996S, T. 01.10.1999, www.legalbank.net (27.07.2019). 369 DURAL/ÖZ , s. 364; AYDIN ÜNVER, s. SS vd. 370 OGUZMAN, s. 262; DURAL/ÖZ, s. 364; KOCA YUSUFPAŞAOG LU, s. S26. 371 Mirasbırakanın önvasiyet alacaklısını belirlernemesi halinde önvasiyet alacaklısı sıfatı yasal mirasçılara aittir. Bu halde kurucu artvasiyet alacaklısı atama söz konusudur. Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. S27. (m. 581) 125 getirilerek, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurmasına ve bu vakfa kazandırmada bulunulmasına olanak tanınmıştır-372• Buna göre mi­ rasbırakan ölüme bağlı tasarrufla vakıfkurulmasını öngörmüş ve bu vakfa belirli
günü ölmüş tür. Lehtarlardan A.N.Ş. 17.02.1978'dei A.Ş. 6.02.1982'de, M. Ş. ise 22.01.1991 'de ölmüşlerdir. Vasiyette ikameden söz edilmemiştir. Şu halde bu kişilerin miras­ çılarının söz konusu vasiyeti ile iktisabından söz edilmeyeceği gözeti/ip haklarındaki davanın sifat yok/uğu sebebiyle reddi ... ".Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1999/9320, K. 1999/996S, T. 01.10.1999, www.legalbank.net (27.07.2019). 369 DURAL/ÖZ , s. 364; AYDIN ÜNVER, s. SS vd. 370 OGUZMAN, s. 262; DURAL/ÖZ, s. 364; KOCA YUSUFPAŞAOG LU, s. S26. 371 Mirasbırakanın önvasiyet alacaklısını belirlernemesi halinde önvasiyet alacaklısı sıfatı yasal mirasçılara aittir. Bu halde kurucu artvasiyet alacaklısı atama söz konusudur. Bkz. KOCAYUSUFPAŞAOG LU, s. S27. (m. 581) 125 getirilerek, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurmasına ve bu vakfa kazandırmada bulunulmasına olanak tanınmıştır-372• Buna göre mi­ rasbırakan ölüme bağlı tasarrufla vakıfkurulmasını öngörmüş ve bu vakfa belirli mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmuşsa, vakı� kurulmakla birlikte geçmişe etkili olarak mirasbırakanın öldüğü andan itibaren vasi­ yet alacaklısı sıfatını kazanmış olur. Vakıf tüzel kişilik kazanmadığı sürece vasiyetin ifası istenemez373• Tüzel kişinin artvasiyet alacaklısı olarak atanması mümkündür . Va-184 siyet alacağının kazanılması, geçiş anında tüzel kişiliğin kazanılması ve halen devam ediyor olmasına bağlıdır. Örneğin mirasbırakan taşınınazını annesine vasiyet etmiş, onun ölümüyle birlikte taşınınazın bir tüzel kişiye kalmasını istemişse, geçiş anında tüzel kişinin var olması gerekir. Tüzel kişiliğin kurulmaması veya sona ermesi, artvasiyet alacağını sona erdirir ve vasiyet önvasiyet alacaklısının mirasçılarına kalır (TMK m. 522/II). II. VASiYET ALACAKLlSININ ÖLMESi A. Vasiyet Alacaklısının Mirasbırakandan Önce Ölmesi Vasiyet alacaklısının mirasbırakandan önce ölmesi halinde vasiyet 185 kendiliğinden hükümsüz hale gelir374• Burada cevaplanması gereken 372 Bilgi için bkz. TUOR/SC HNYDER /SCHMID/ RUMO-JUNGO, s. 696; ESCHER, Art. 493, N. ı; TU OR, Art. 493, N. ı vd.; GRÜNINGER, Art. 493, N. ı vd.; KOCA­ YUSUFPAŞAOGL U,s. 284-285;WEIMAR, Art.493,N.ı; DURAL/ÖZ, s.ı67-ı68; OGUZMAN, s. ı57 vd.; KILIÇOGL U, Miras, s. 158; İMRE/ER MAN, s. 165; AN­ TALYA/SAGLAM, s. 215; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 243. 373 Tüzel kişilik kazanmayan veya tüzel kişiliği sona eren vakıf vasiyet alacaklısı olamaz. Bkz. " ... Medeni Kanunun 523. maddesi uyarınca kendisine belirli bir mal vasiyet olunan kimse, vasiyetçinin ölümünde mirasçı olabilecek koşulları taşıyorsa, vasiyet olunan malı almaya hak kazanır. Mirasbırakan vasiyetçi 31.1 0.1971 tarihinde ölmüştür. D. vakfı ise 197 S tarihinde ku­ rulmuş, 1977 tarihinde sicile kayıt edilmiştir. Mirasın açıldığı tarihte, vakıf henüz kurulmamış ve tüzel kişilik kazanmamış bulunduğuna göre vasiyet edilen malı almaya hak kazanmadığı düşünü/meden davanın kabulü yerine reddi doğru bulunmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. ı996/435, K. 1996/1198, T. 05.02.ı996, www.legalbank.net (27.07.20 19). 374 Bkz. TUOR/PI CENONI, Art. 543, N. 2; KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 528; DU­ RAL/ÖZ, s. 364; OGU ZMAN, s. 263; İMRE/ERMAN, s. 305; İNAN/ER TAŞ/AL- 126 Miras Hukuku Şerh i (TMK m. 575-639) Ci lt-II asıl soru, vasiyetin hükümsüz hale gelmesinden kimin yararlanacağıdır . TMK m. S8ı/II'deki "Vasiyet alacaklısı mirasbırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmad ıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlülü ğü, vasi­ yet yükümlüsünün yararına ortadan kalkar." şeklindeki hükümle, vasiyeti yerine getirme yükümlülüğünün vasiyet yükümlüsü yaranına ortadan kalkacağı düzenlenmiştir375• Görüldüğü üzere vasiyet alacaklısının mi­ rasbırakandan önce ölmesi vasiyeti hükümsüz hale getirir ve vasiyet alacaklısının mirasçıları vasiyet alacağından yararlanamaz376• Bu halde vasiyet alacağı, vasiyeti yerine getirme yükümlüsünün yaranına ortadan kalkar. Örneğin M, vasiyetname ile sahip olduğu taşınınazlardan birini arkadaşı X ya vasiyet etmiş, öldüğünde ise geride eşi E, çocukları Çı ve Ç2 kalmıştır. Ölüme bağlı tasarrufta aksi öngörülmediğinden vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü mirasçılar olan E, çı ve Ç2'ye aittir. Ale­ hine yapılan kazandırmanın hükümsüz hale gelmesinden yasal mirasçılar yararlanır. Böylece vasiyete konu taşınmaz terekede kalarak, mirasçılar BAŞ, s. 465; ANTALYA/SAGLAM, s. 322-323. 375 KOCAYUSUFP AŞAOGL U, s. 528; TUOR/PIC ENONI, Art. 543, N. 2; ESCHER , Art. 543, N. 4; WOLF/HRUBESCH- MILLAUER, N. 1246; OGUZMAN, s. 263; SCHWANDER, Art. 543, N. S; DURAL/ÖZ, s. 364; İNAN/ER TAŞ/ ALBAŞ, s. 465-466; ÖZTAN, s. 351; İMRE/ER MAN, s. 306; İŞGÜZAR, s. 87; " ... Mirasbıra­ kan 19.09.1995 tarihli vasi yetnamesiyle oğluAli Tuğrul yararına da mal vasiyetinde bulun­ muştur. Mirasbırakan Cemile 1.9.2000 tarihinde ölmüştür. Vasiyet alacak/ısı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Vasiyet alacak/ısı miras­ bırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aki anlaşılmad ıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlü­ lüğü, vasiyet yükümlüsünün yararına ortadan kalkar (TMK m. 581). Vasiyet alacak/ısı Ali Tuğrul, mirasbırakandan önce öldüğüne ve tasarrufta aksi yönde bir irade bulunmad ığına göre, yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereği, bundan vasiyet yükümlüsü olarak davacı­ nın yararlanacağı dikkate alınmaksızın hüküm kurulması doğru olmamıştır.". Bkz. Yargıtay 2. HD, T.15.10.2009, 8508/17620 (GENÇCAN, s. 742). 376 Bkz. ESCHER, Art. 543, N. 4; "Medeni Kanunun 523. maddesi uyarınca gerek kanuni ve gerekse iradi mirasçıların mirasçı olabilmeleri ile muayyen mallehtarlarının vasiyetnameden yararlanabilmeleri mirasın açı ldığı anda sağ olmalarına bağlıdır. Muris E. 9.06.1993 günü ölmüştür. Lehtalardan A.N.Ş. 17.02.1978'de; A.Ş. 6.02.1982'de, M. Ş. ise 22.01.1991 'de öl­ müşlerdir. Vasiyette ikameden söz edilmemiştir. Şu halde bu kişilerin mirasçılarının söz ko­ nusu vasiyeti ile iktisabından söz edilmeyeceği gözeti/ip haklarındaki davanın sıfat yokluğu sebebiyle reddi ve buna göre davacının mahfuz payına sağ olan lehtarların tecavüzü varsa tenkise karar verilmek gerekirken bu yönler gözeti/meden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemi ştir.". Bkz. Yargıtay 2. HD, E. 1999/9320, K. 1999/9965, T. O 1.10.1999, www. legalbank.com.tr ( 18.08.2018). (m. 581) 127 arasında miras payı oranında paylaştırılır. Diğer bir ifadeyle, vasiyeti ye­ rine getirme yükümlülüğünün ortadan kalkması, miras paylarına düşen değerin artmasını sağlar. Mirasbırakan vasiyet alacaklısının mirasbırakandan önce ölmesi 186 halinde, onun yerine kimin hak sahibi olacağını belirlemesi mümkündür . Bu halde yedek vasiyet alacaklısı atama söz konusudur (TMK m. 520 )377• Mirasbırakanın yazlığını Xya vasiyet edip, Xnın mirasçı olamaması ha- linde yazlığın B' ye kalmasını öngörmesi bu niteliktedir. Görüldüğü üzere B' nin mirasçılığı X nın mirasçı olamaması geciktirici koşuluna bağlıdır. A, mirasbırakandan önce ölürse, vasiyet alacağı B' ye ait olur. B. Vasiyet Alacaklısının Mirasbırakandan Sonra Ölmesi Vasiyet alacaklısının vasiyet alacağının doğumundan sonra ölmesi 187 kural olarak vasiyet alacağını etkilemez. Bu halde vasiyet alacağı, ölen ki- şinin mirasçılarına geçer378• Örneğin mirasbırakan O LO 1.2014 tarihinde yaptığı vasiyetname ile yazlığını arkadaşı Xya vasiyet etmiş ve 01.06.2016 tarihinde ölmüş, bir ay sonra ise A ölmüştür. A, M'nin ölümü anında ha- yatta olduğundan vasiyet alacağını kazanmıştır. Vasiyet ifa edilmeden X nın ölmesi, vasiyet alacağını etkilemez. Bu halde vasiyet alacağı Xnın mirasçı- larına geçer. X nın mirasçıları, vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olanlara başvurarak yazlığın mülkiyetini kendilerine devrini isteyebilirj mirasçıların kaçınması halinde TMK