input
stringclasses
1 value
output
stringlengths
3
2.24k
instruction
stringlengths
7
218
Aileye yeni bir bebeğin katılması heyecan vericidir, ancak beraberinde epey bir iş de getirir. Ve aileye yeni katılan, bir çift bebek (yani "ikizler") olduğunda ebeveynlerin işi gerçekten çok zorlaşır.
Hayvanlar da İnsanlar Gibi İkiz, Üçüz, Dördüz, vs. Doğurabilir mi?
Ateşli bir hastalık geçirdiyseniz, muhtemelen doktorunuz size, bu rahatsız edici tepkinin, bağışıklık sisteminizin sizi bir enfeksiyona karşı savunduğunun işareti olduğunu söylemiştir. Tipik olarak ateş, enfekte bölgelerdeki bağışıklık hücrelerinin vücudunuzun termostatının denge noktasını yükseltmek için beyne kimyasal sinyaller göndermesinden kaynaklanır. Bu nedenle, ateş başladığında üşüme hissedersiniz; çünkü o anki vücut sıcaklığınız, daha yüksek olması istenen termostat ayarının altında kalmıştır. Ateşiniz düştüğündeyse sıcak hissedersiniz; çünkü o andaki vücut sıcaklığınız, daha düşük olması istenen termostat ayarının üstünde kalmıştır.
Hasta Olduğumuzda Neden Ateşimiz Çıkar?
Gri balıkçıl (Ardea cinerea), Balıkçılgiller (Ardeidae) familyasında sınıflandırılan Ardea cinsinin bir türüdür. Bireyler arasında değişkenlik gösteriyor olsa da yetişkinler ortalama 1 metre yüksekliğinde olup ağırlıkları da 2 kilogramı bulabilir. Gözlerinden başlarındaki tepeye kadar uzanan geniş siyah bir şeriti ile beraber beyaz bir başları ve boyunları vardır. Bunlar haricinde gövdesinin geri kalan kısımları gri tonlarında dağılmıştır. Halk arasında ona gri balıkçıl denmesinin sebebi de bu yoğun gri tüylerdir. Gözleri genelde sarı tonlarında olur. Bunun dışında bacakları kahverengi ve gagaları da turuncudur.
Gri balıkçıl (Ardea cinerea) hakkında ne biliyoruz?
Kır baykuşu (Asio flammeus), gündüzleri açık arazide avlanırken görülebilen, orta boylu bir baykuştur. Dişileri erkeklerinden vücut kütlesi olarak yaklaşık %20 daha büyüktür: erkekler 206-396 g, dişiler 260-475 g aralığındadır. Bu türün boyut açısından nispeten non-dimorfik (cinsiyetler arası belirgin bir dış görünüş farkı olmayan) olduğu bildirilmiştir. Örneğin, iki cinsiyette de kanat uzunlukları hemen hemen eşittir: 296 mm'ye karşı 297 mm. Kafa yuvarlak ve iri, kulak tüyleri oldukça kısadır, arazide seçmek zordur., Büyük, yuvarlak yüz diski grimsi beyaz, göz çevresinde siyahtır. Üst kısımlar kahverengi ve krem rengi beneklidir. Kanatlar uzun ve geniştir; el bileği dışında altın sarısı desenler bulunur. Firar hattı beyazdır.
Kır baykuşu (Asio flammeus) hakkında ne biliyoruz?
James Webb Uzay Teleskobu'ndan (JWST) elde edilen veriler, Aslan takımyıldızındaki bir yıldızın etrafındaki bir ötegezegenin, Dünya'da canlı organizmalarla ilişkilendirilen bazı kimyasal işaretlere sahip olduğunu gösterdi. Ancak bunlar belirsiz göstergeler. Peki bu ötegezegenin uzaylı yaşamı barındırması ne kadar olası?
James Webb Uzay Teleskobu, Bir Ötegezegende Sadece Canlılar Tarafından Üretilen Bir Molekül Tespit Etti mi?
Bonekafalı köpekbalığı (Sphyrna tiburo) köpekbalıklarının Carcharhiniformes takımında yer alan Çekiçbaşlıgiller (Sphyrnidae) familyası altında sınıflandırılan bir türdür. Çoğu köpekbalığı gibi üst kısmı gri veya kahverengi tonlarında olup alt kısmı beyazdır. Ortalama olarak 80-90 cm civarında olsalar da türün en büyük bireylerinin 150 cm'ye kadar uzayabileceği görülmüştür. Bu tür köpekbalığı, geniş, pürüzsüz, kürek benzeri bir kafa ile karakterize edilir. Sphyrna cinsi altında sınıflandırılan tüm türler arasında en küçük sefalofoile (çekiç başa) sahiptir.
Bone kafalı köpekbalığı (Sphyrna tiburo) nedir?
Biyolojik açıdan bakacak olursak, insanların "en evrimleşmiş" ya da "en üstün" tür olduğunu söylemek doğru değildir; çünkü evrim, doğrusal bir süreç değildir. Dallanarak ilerler ve hayatta kalmayı başarabilen her canlı, eşit derecede "evrimleşmiş" sayılır. Çünkü her biri, kendi şartlarında var olabilecek kadar başarılıdır. Buna karşılık, Sistine Şapeli'ni inşa edip baş döndürücü bir şekilde boyayabilecek tek tür de biziz.
Genom Büyüklüğü: Daha Büyük Genoma Sahip Canlılar Daha Üstün Olabilir mi?
Türdiriltimi (İng: "De-extinction") veya "diriltme biyolojisi", soyu tükenmiş türlerin bireylerine (genellikle genetik olarak) benzer canlı organizmaların yeniden oluşturulma sürecini ifade eder. Özellikle kuşlar gibi ekosistemlerde kritik roller üstlenen türlerin neslinin geri döndürülmesi, ekolojik dengeyi sağlama ve doğal yaşamın sürdürülebilirliğini artırma potansiyeli taşımaktadır. Bu çalışmalar, nesli tükenmiş kuş türlerinin genetik materyaliyle modern teknolojinin imkanlarının etkili bir şekilde birleştirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Bu yaklaşım, daha önce denenmemiş alanlara da adım atmayı ifade eder; çünkü kullanılan yöntemler, geleneksel sınırların dışında tamamen yeni ve yenilikçi yaklaşımları içermektedir. Bu yazımızda, özellikle kuşlar perspektifinden türdiriltimi konusunu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.
Kuşlarda Türdiriltimi Çalışmaları Nelerdir ve Nesli Tükenen Kuşları Geri Getirebilir miyiz?
Biyoelektronik alanında çığır açan bir buluşa imza atan EPFL bünyesindeki araştırmacılar, Escherichia coli bakterisinin elektrik üretme yeteneğini geliştirdi. Bu yenilikçi yaklaşım, bir yandan organik atıkların işleyişi için sürdürülebilir bir çözüm sunarken aynı zamanda önceki yöntemlerden daha iyi bir performans göstererek çok yönlü mikrobiyal elektrik üretiminde de yeni ufuklar açıyor. EPFL'den Profesör Ardemis Boghossian, araştırma hakkında şunları söylüyor:
Biyolojik Olarak Değiştirilmiş E. coli, Atık Sulardan Gerçekten Elektrik Üretebiliyor mu?
Kedileri seviyorsanız yaptıkları "yoğurma" hareketini de görmüş olabilirsiniz. Yoğurma hareketi yapan bir kedi, ön ayaklarını uzatır ve olduğu yerde yürüyormuş gibi patilerini sırayla önündeki yüzeye bastırır. Peki kediler bunu neden yapıyorlar?
Kediler Neden Yoğurma Hareketi Yapıyor ve Patileriyle "Kurabiye Yapan" Kedilerin Asıl Amacı Ne?
Cinsel yamyamlık; bir canlının çiftleşme sırasında, öncesinde veya sonrasında partnerini yemesi davranışıdır. Canlılar arasında nadir bir davranıştır ve genellikle dişi örümceğimsilerde (Araknidler'de) görülür. Genel olarak nadir görülmesine rağmen birçok örümcek ve akrep ailesinde yaygın görülen bir davranıştır.
Cinsel Yamyamlık Nedir ve Hangi Canlılar Partnerini Yiyor?
Hayvanlar, bilgi iletmek ve davranışlarını koordine etmek için çeşitli iletişim biçimlerini kullanarak milyonlarca yıldır birbirleriyle iletişim kurmaktadır. Bununla birlikte, hayvanların bizim anladığımız şekilde bir dilleri olup olmadığı, bilim insanları arasında onlarca yıldır süregelen bir tartışma konusudur.
Hayvanların Dili Var mıdır ve Yapay Zekâ Hayvanları Anlamamızda Bize Nasıl Yardımcı Olabilir?
Avrupa ishak baykuşu veya sadece ishak baykuşu olarak da bilinen Avrasya ishak baykuşu (Otus scops), Strigidae ailesi altında bulunan, yaşadığı bölgenin en küçük baykuş türüdür. Yaşam alanı güney Avrupa'dan doğuya, güney Sibirya'ya ve batı Himalayalara kadar uzanır. Göçmendir, kışı Sahra'nın güneyinde Afrika'da geçirir.
İshakkuşu (Otus scops) hakkında ne biliyoruz?
İnsan genetiğinden elde edilen temel bilgilerden biri, tür olarak genetik açıdan oldukça benzediğimiz ve genetik çeşitliliğimizin büyük bir bölümünü paylaştığımız gerçeğidir. Genomumuz, DNA içerisinde bulunan dört nükleobazın (A, T, G ve C) oluşturduğu bir harf dizisi olarak düşünülebilir. Rastgele seçilmiş iki insanın genomunda yaklaşık olarak %99.9 oranında benzerlik bulunur. Uyuşmayan küçük bir bölgede (~1/1000 bölge), bir kişinin kromozomu A taşırken diğerininki T taşıyabilir. Bu varyasyonlu bölgelerin büyük bir kısmının belirgin bir işlevi olmayabilir ve aslında bir A yerine T taşımanın kişinin özellikleri üzerinde fark edilir bir etkisi de olmayabilir. Genetik farklılıkların çoğu, farklı insan grupları arasında paylaşılır. İnsan genetiği uzmanları hem genomdaki hangi bölgelerin işlevsel olduğunu anlamakla hem de ortak tarihimizi vurgulayan bireyler ve gruplar arasındaki ince farklılıkları ortaya çıkarmakla ilgilenmektedir.
İnsan Genetik Çeşitliliğinin Görselleştirilmesi: Genetik Çeşitliliği Şemalarla Anlayabilir miyiz?
Gastropoda (Gaster: Mide, karın; Pous: ayak, bacak olmak üzere "Karındanbacaklılar"), yaklaşık 30.000 deniz, 5.000 tatlı su ve 30.000 kara türü ile Mollusca (Yumuşakça) filumunun açık ara en kalabalık sınıfıdır. Ayrıca üç ana habitat olan okyanus, tatlı su ve kara habitatlarının hepsinde başarılı olan sınırlı sayıda hayvan sınıfından biridir. Beslenmeleri de benzer şekilde çok çeşitlidir: Çoğu türü otçul olmasına karşın leşçil, etçil ve parazit beslenen türleri de vardır.
Karındanbacaklılar (Gastropoda) nedir?
Kızıl önlü lemurlar ya da kızıl önlü kahverengi lemurlar (Eulemur rufifrons) ortalama 2.2-2.3kg kütle ve 80-103 cm uzunlukta primatlardır. Uzun (45-55cm boylarında) ve kabarık kuyruklara sahiptirler. Dişi ve erkek bireyler arasında eşeysel dimorfizm bulunur; erkekler, türe ismini veren kızıl alınlara sahipken tüyleri daha çok griye yakındır. Dişilerde ise bunun tam tersi görülür, tüyleri kahverengi-kızıl olan dişilerin alınları gri-kahverengidir.
Kızıl önlü lemur (Eulemur rufifrons) hakkında ne biliyoruz?
Tetrakromasi (Yunancada "dört" anlamına gelen tetra ve "renk" anlamına gelen kroma sözcüklerinden türetilmiştir), renk bilgisini iletmek için dört bağımsız kanala sahip olma veya gözde dört tip koni hücresine sahip olma durumudur. Tetrakromasiye sahip organizmalara tetrakromat denir.
Tetrakromasi Nedir ve Tetrakromat Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız?
Mezozoyik Zaman denilince şüphesiz ki akla gelen ilk canlılar dinozorlardır. 202 milyon yıldır kuşları da kapsayacak şekilde yeryüzünde tüm ihtişamlarıyla dolanan hayvanlar... Dinozorlar inanılmaz çeşitli bir gruptur. Neredeyse 40 metreye ve 70 tona varan sauropodlardan tutun boyutu 6 cm, kütlesi ise en fazla 2 veya 3 gram olabilen arı sinekkuşu (Mellisuga helenae) dinozorların ne kadar çeşitli olduğunu gözler önüne sermektedir. Mezozoyik Zaman, çoğunlukla dinozorlar üzerinden hatırlansa da bu dönemde en az onlar kadar başarılı olmuş başka bir sürüngen grubu daha vardır. Pterozorlar (Pterosaurlar) yani uçan sürüngenler...
Sürüngen Evriminde Yeni Bir Sayfa: Venetoraptor'un Keşfi!
Dünya’yı birçok canlı türüyle paylaşıyoruz… Tabii kaç tane canlı türünün var olduğu sorusu hâlâ muamma. Çünkü, ne tüm türlere erişimimiz var ne de tüm canlı gruplarının birbirinden kesin çizgilerle ayırabiliyoruz. Yine de şimdilik yaklaşık 2 milyar canlı türünün var olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayı size uçuk gelebilir ve belki de daha eski çalışmalardaki 1.5-2 milyon gibi sayılarına aşinasınız. Ancak 2017 yılında Chicago Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma özellikle bakteriler özelinde tahmin edilenden çok daha fazla tür olduğunu ortaya koymuştu ve tahmin edilen sayıyı 2 milyar tür olarak güncellemişti.
Bir Canlının Neslinin Tükendiğinden Nasıl Emin Oluyoruz?
Çobanaldatan (Caprimulgus europaeus), Avrupa'da ve ılıman Asya'da yaşayan bir gece kuşudur. En sık alacakaranlıkta ya da seher vakti aktiftir. Genel olarak koyu kahverengi ve grinin oluşturduğu alacalı bir görüntüsü vardır. Omuz ve kanat üzeri sarımsı çizgilidir. Alt kısımlar grimsi kahverengi üzeri koyu kahverengi çizgilidir. Bu görüntü ona kamuflaj özelliği kazandırır. Geniş beyaz bıyık altı çizgisi bulunur. İris koyu kahverengi, küçücük gaga siyahtır. Ağzını oldukça geniş açar. Erkeğin beyaz boğaz lekesi bulunur, en dıştaki üç el teleğinde ve dış kuyruk teleklerinde beyaz lekeler vardır. Dişi bu beyaz lekelere sahip değildir, daha küçük ve daha açık renkli bir boğaz lekesi bulunur., Ölçümlere göre çobanaldatanlar 24.5-28 cm boya, 52-59 cm kanat açıklığına erişebilir. Erkekler 51-101 g, dişiler ise 67-95 g'dır. 
Çobanaldatan (Caprimulgus europaeus) nedir?
Evcilleştirme sendromu; insanlara yakın, sosyal bağlar kurabilme yeteneğine sahip olan, bazı durumlarda da psikolojik destek sağlayabilen evcil canlılarda görülen, evcilleştirilen canlıların fenotipik ve psikolojik özelliklerinde değişimler yaşanmasına sebep olan evrimsel bir fenomendir. Kurtların köpeklere evrimleşmesi sonucu ortaya çıkan ağır başlılık, itaatkarlık, dişlerin küçülmesi ve kürklerdeki renk değişiklikleri gibi özellikler; evcilleştirme sendromunun bir örneğini oluşturur.
Hayvanlarda Evcilleştirme Sendromu Nedir ve Evcilleşen Hayvanlar Nasıl Değişimler Geçirir?
Nambiyada'ki avcı-toplayıcı San kabilesinde insanlar; telefon, televizyon, bilgisayar gibi modern teknolojilere sahip olmamalarına rağmen teknoloji ve şehir yaşantısı dolayısıyla geç saatlere kadar ayakta kalan modern yaşantıya sahip bir insan ile neredeyse eşit süre uyuyor. Toronto Mississauga Üniversitesi'nden evrimsel antropolog David Samson'a göre araştırmalar; türümüzün evrimleştiği çevreye çok benzeyen, endüstriyel olmayan toplumlarda yaşayan insanların tipik olarak bir gecede yedi saatten az uyuduklarını gösteriyor - ki bu, primat akrabalarımızı düşündüğümüzde şaşırtıcı bir rakam.
İnsanlar, Primat Akrabalarından Neden Daha Az Uyur?
Kulak tüyleri olan orta boylu bir baykuştur. Tünediğinde kahverengi sarımsı tonları ve tanımlayıcı uzun kulakları görülür. Kulak tüyleri dinlenme halindeyken yere paralel durur. Erkekler 35-37.5 cm, dişiler 37-40 cm boya sahiptir. Kanat açıklığı 90-100 cm civarındadır. Erkekler 220-305 g, dişiler ise 260-435 g kütleye sahiptir. Bacaklar ve ayak parmakları yoğun tüylerle kaplıdır. İrisler turuncu renktedir. Yuvarlak yüz diski sarımsı kahverengi, kaş ve gözpınarı beyazdır. Baykuşlardaki yüz diski, bir nevi kulak kepçesi gibi ses dalgalarını iç kulağa yönlendiren yapı görevindedir. Kanatları uzun ve yuvarlaktır. Beyaz kanat altında, virgül şeklinde koyu el bileği lekesi bulunmaktadır.
Kulaklı orman baykuşu (Asio otus) hakkında ne biliyoruz?
Tetanos (ya da kazıklı humma) Clostridium tetani isimli gram pozitif bakterinin sebep olduğu, kas spazmlarıyla karakterize bakteriyel bir enfeksiyondur. Kasılmalar ve spazmlar gerçekleştiğinde birkaç dakika sürer. Spazmların şiddetleri değişkendir ancak bazı spazmlar kemikleri kıracak kadar güçlü olabilir.
Tetanos Nedir ve 10 Yılda Bir Tetanos Aşısı Olmak Neden Önemlidir?
Türdiriltimi (İng: "De-extinction") veya "diriltme biyolojisi", soyu tükenmiş türlerin bireylerine (genellikle genetik olarak) benzer canlı organizmaların yeniden oluşturulma sürecini ifade eder. Daha uzun tanımıyla türdiriltimi; soyu tükenmiş bir türün yapay seçilim yoluyla geri ıslah (İng: "back-breeding"), klonlama ve genom düzenlemesi gibi teknikler kullanılarak canlı bir organizmanın nesli tükenmiş türe doğru değiştirilmesidir.
Türdiriltimi Nedir ve Nesli Tükenen Canlılar Yeniden Hayata Döndürülebilir mi?
25 Temmuz 2023 tarihinde, CDC (Centers for Disease Control and Prevention) tarafından ABD'de 4 eyaletin etkilendiği bir Salmonella salgını duyuruldu.
ABD'de Kıymadan Kaynaklandığı Düşünülen Salmonella Salgını Tespit Edildi mi?
Derin siyah gözleri olan orta büyüklükte bir baykuş türüdür;Aynı boydaki diğer baykuşlardan daha büyük başlı, daha kısa ve yuvarlak kanatlıdır. Giysisinin rengi canlı kızıl kahverengiden donuk griye kadar değişir. Gencinin alt tarafı enine çizgilidir. Genellikle gece titreyen ötüşleri ve kee-wik! çığlıklarıyla tespit edilir. Boyu: 37-39 cm, Kanat Açıklığı 94-104 cm'dir. Erkek bireyler ortalama 440 g, dişi bireyler ortalama 533 g'dır.
Alaca baykuş (Strix aluco) nedir?
Kolombiya'nın And Dağları'nda yaşayan Mabuya kertenkeleleri diğer kertenkelelere hiç benzemiyor. Kertenkelelerin çoğunluğu sert kabuklu yumurtalar bırakırken, bazı Mabuya türleri yavrularını canlı doğuruyor. En önemli özellikleri ise annelerinin vücudun içerisinde bulunan, yavruları beslemek için özelleşen organlar olan plasentalara sahip olmasıdır.
Virüsler Olmasaydı İnsanlar Var Olabilir miydi ve Bizi Biz Yapan Virüslerle Nasıl Tanışabiliriz?
Torpor, hayvanlarda görülen düşük metabolik ve fizyolojik aktivite hallerine verilen genel isimdir. Günlük veya mevsimsel olarak gerçekleşebilir. Günlük olarak torpor hâline geçen canlılar birkaç saat boyunca bu hâllerini korurken mevsimsel olarak torpor hâline geçebilen canlılar belli mevsimler içerisinde günlerce bu durumda kalabilirler.
Hibernasyon (Kış Uykusu) ve Torpor Nedir ve Canlılara Ne Gibi Avantajlar Sağlar?
Dinozorlar, 160 milyon yıl boyunca dünyaya hükmeden çeşitli bir hayvan grubuydu. Dinozorların yeryüzüne nasıl 160 milyon yıl boyunca egemen olduğu sorusu ise insanların aklına gelmektedir. İlk başta, keskin ve sivri dişler, kanca gibi pençeler ya da devasa boyutlar akla gelmektedir. Ancak daha detaylı düşünüldüğünde ilk başta akıllara gelmeyen bir etmen daha vardır o da: Zekâdır. Zekânın ne olduğunu yönünde kesin bir fikir birliği bulunmadığından ötürü “bilişsel yetenek” terimi tercih edilmektedir.
T. rex Gerçekten Sandığımızdan Daha Zeki (Bilişsel Yetenekli) Olabilir mi?
Ada doğanı 36-42 cm uzunluğa ve 87-104 cm kanat açıklığına sahip bir yırtıcı kuştur. Uzun sivri kanatları, uzun kuyruğu ve ince yapısıyla büyük bir delice doğanını veya küçük, ince bir gökdoğanı andırır. İki renk formu vardır. Yetişkinlerinin koyu renkli formu tamamen isli kahverengidir ve kanat altı örtüleri siyahtır. Açık renk formu ise daha çok genç delice doğanı andırır, ancak alt kısımları soluk renkte olup kanat altı örtüleriyle daha açık tondaki uçuş tüyleri arasında kontrast gösterir. Genç bireyler büyük bir genç delice doğan gibidir, ancak açık renkteki alt kısımları daha koyu kanat uçları ve kanat kaplamalarıyla tezat oluşturur.
Ada doğanı (Falco eleonorae) hakkında ne biliyoruz?
Yetişkin bir sultan papağanı 25 ila 32 cm arası boylara erişebilen bir papağandır. Ancak bu boylarının azımsanmayacak bir kısmı uzun kuyruklarından kaynaklanır. Sultan papağanlarının dış görünüşlerinde dikkat çeken özellikler gri göğüsleri, sarı kafaları, kırmızı yanakları, yassı gagaları ve siyah gözleridir. Sultan papağanlarının doğadaki ortalama yaşam süresi 10-15 yıl arasındadır. Kafes hayatı ömürlerini oldukça kısalttığından, kafes ortamlarında ortalama 7-8 yıl arası yaşayabilirler.
Sultan papağanı (Nymphicus hollandicus) nedir?
Bir ev kedisi görürseniz, sahiplerinin "çorap" olarak adlandırdığı bembeyaz patilerle karşılaşmanız oldukça muhtemeldir. Ancak bu beyaz patiler, ev kedilerinin vahşi ve evcil olmayan kuzenleri olan yaban kedilerinde nadiren rastlanan bir şeydir. Peki evcil kedilerin patileri neden beyazdır?
Ev Kedilerinin Neden Beyaz, "Çorap" Gibi Patileri Var?
Bovine-CoV (BCV) sığırlarda solunum veya sindirim yollarında gerçekleşen akut enfeksiyonlardan sorumlu Embecovirus cinsi Betacoronavirus 1 virüsünün sığırları enfekte eden varyantıdır. Bovine-CoV pozitif polariteli, segmentsiz, lineer, 125 nm uzunluğunda, yaklaşık 30 kilobaz büyüklüğünde, tek sarmallı bir RNA virüsüdür. RNA'nın içinde paketlendiği viral zarf lipit yapılı, çift katmanlı ve pleomorfik yapıdadır ve N proteinleri hariç yapısal proteinlere tutunma yüzeyi oluşturur.
Sığır Enterik Koronavirüsü Hastalığı Nedir ve Sığırları Nasıl Etkiler?
Hepatit A, Hepatovirüs A (HAV) isimli bir virüsün sebep olduğu viral hepatit enfeksiyonudur. Hepatovirüs A, Picornaviridae'nin bir alt türü olan Hepatovirüsler içinde sınıflandırılmaktadır. Virüs yaklaşık 7500 nükleotid uzunluğunda lineer, pozitif polariteli, zarfsız, kübik şekilli, tek zincirli bir RNA virüsüdür. Hepatit A virüsüne doğada en çok insanlarda rastlanmaktadır. Hangi canlıdan köken aldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte kemirgenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Hepatit A Nedir ve Hepatovirüs A Nasıl Bir Hastalığa Sebep Olur?
HCoV-OC43, insanları ve sığırları enfekte eden Betacoronavirus 1 virüsünün insanlara bulaşan bir suşudur. OC43'ün 1890'lı yıllarda Bovine-CoV'dan (sığırları enfekte eden varyant) ayrılıp insanlara sıçradığı düşünülmektedir. İnsanlarda nadiren ciddi sonuçlar doğurur. Genellikle diğer 3 koronavirüsle (NL63, 229E, HKU1) birlikte soğuk algınlığına sebep olur. Bu dört koronavirüs, mevsimsel olarak görülen soğuk algınlığı vakalarının %10 ila %30'unu oluşturur. OC43 ise koronavirüs kaynaklı soğuk algınlığı vakalarının en sık rastlanan patojenidir. Bu haliyle genetik olarak yaklaşık %51 oranında benzediği SARS-CoV-2'den sonra en sık rastlanan koronavirüstür.
İnsan Koronavirüsü OC43 Nedir ve Nasıl Bir Hastalığa Sebep Olur?
COVID-19 semptomları arasında en tedirgin edici olanlardan biri beyin sisidir. Beyin sisinden etkilenen kişiler baş ağrıları, odaklanmada zorluk ve unutkanlık gibi sorunlarla karşılaşırlar.
COVID-19 Kaynaklı Beyin Sisi Nöronların Kaynaşmasıyla Oluşuyor Olabilir mi?
Yaban kedileri, genellikle küçük-orta büyüklükte ve zarif bir vücut yapısına sahip kedilerdir. Boyları yaklaşık 50-75 cm arasında değişirken, kuyruk uzunluğu ise 25-40 cm civarındadır. Genellikle kum rengi veya gri tonlarındadır. Kürkleri, leopar (pars) benekleri veya tekir nesli kediler gibi çizgileriyle süslü olabilir. Kafaları yuvarlak, kulakları kısa ve sivri uçlu, gözleri genellikle sarı veya yeşildir. Kuyrukları kalındır ve siyah halkalar barındırır.
Yaban kedisi (Felis silvestris) hakkında ne biliyoruz?
Yeniden yabanileştirme (İng: rewilding), özünde, insan faaliyetlerinden zarar görmüş ekosistemlere yeni bir soluk getirerek, doğanın karmaşık dokusunu onarmayı ve korumayı amaçlayan vizyoner bir yaklaşımdır.
Yeniden Yabanileştirme Nedir ve Ne Amaçla Yapılır?
Polyplacophora veya Kitonlar; 8 plaklı kalsiyum karbonat bazlı kabuğa sahip, 800'den fazla türü barındıran bir Yumuşakça sınıfıdır. İlk dinozorların ortaya çıkışından 150 milyon yıl daha önce ortaya çıkmış ve birçok kitlesel yok oluş vakasını atlatmışlardır.
Kiton (Polyplacophora) nedir?
Tek hücreli yaşam formlarının çevrelerine adapte olabilmek için ihtiyaç duyduğu tek şey, basit evrimsel dayanaklardır. Yeni yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, sadece 493 gene sahip minimal bir hücrenin bile mutasyonlar yoluyla adaptasyon sağlayabileceğini gösterdiler. Bu bulgu, yaşamın sürekliliği ve kararlılığını kanıtlatan ilk laboratuvar gözleminin yapıldığı anlamına geliyor.
Laboratuvarda Yaratılan En Basit Hücre, Modern Hücrelerden Çok Daha Hızlı Evrimleşiyor mu?
Günümüz dünyasında insanların en çok deneyimlediği duygu durumlarından birisi strestir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre stres; zorlayıcı bir durumdan kaynaklanan zihinsel bir gerilim veya endişe hali olarak tanımlanabilir.
Kronik Stres Beyni Konfor Besinlerine Yönlendiriyor mu?
Giardia duodenalis, uzun bir süre insanları etkilemiş ve hala da etkilemeye devam eden bir parazittir. Bu parazit ishal, kramp ve ateşin berbat ve bazen de ölümcül bir karışımı olan dizanteriye neden olabilir.
Dizanteriye Sebep Olan Bir Parazitin En Eski İzleri, Antik Bir Tuvalette Bulundu mu?
Kaplan köpekbalıkları (Galeocerdo cuvier) 3 ila 4.3 metre uzunluğa ve 635 kilogram ağırlığa ulaşabilen oldukça büyük canlılardır. Kaplan köpekbalıklarını özel kılan şey ise vücutlarındaki koyu renkli dikey çizgilerdir. Bu çizgiler, köpekbalığına puslu sularda avlarını takip ederken kamufle olma şansı verir ve kaplanların çizgilerine olan benzerlikleriyle türün isimlendirmesinde etkili olmuşlardır.
Kaplan Köpek Balığı (Galeocerdo cuvier) nedir?
Sidney Üniversitesi'nden bilim insanlarının liderliğindeki uluslararası bir ekip, nanotel ağlarının insan beyni gibi hem kısa hem de uzun süreli hafızaya sahip olabileceğini gösterdi. Dr. Alon Loeffler liderliğinde yürütülen araştırma, Science Advances dergisinde yayınlandı. Dr. Loeffler, araştırma hakkında şunları söylüyor:
Cansız Hafıza: Nanotel Ağları, İnsan Beynine Benzer Şekilde Hatırlayabiliyor mu?
1848'de Fransız kimyager Louis Pasteur, yaşam için gerekli olan bazı moleküllerin, tıpkı sol ve sağ ellerimizde olduğu gibi birbirinin "ayna görüntüsü formlarında" bulunduğunu keşfetti. Günümüzdeyse biyolojinin, moleküllerin bu "kiral" formlarından yalnızca bir tanesini tercih ettiğini biliyoruz: DNA, RNA ve bunların yapı taşlarının hepsi sadece sağ elli moleküllerden oluşurken, amino asitler ve proteinlerin tümü sol elli moleküllerden oluşuyor.
Homokiralite ve Manyetizma: Yaşam Molekülleri Neden Sadece Sol veya Sağ Elli?
Andy Weir'in çok satan Marslı adlı kitabında botanist Mark Watney, mahsur kaldığı Mars'ta bitki yetiştirmeye çalışıyordu. Kitapta ilk denenen bitki patates olsa da 54. Ay ve Gezegen Bilimi Konferansında sunulan çalışmaya göre Mars'ta pirinç yetiştirmek çok daha kolay olabilir!
Genetiği Değiştirilmiş Pirinçler, Mars'ta Gerçekten Yetiştirilebilir mi?
Bilim insanları, güçlü bir hesaplamalı dil modeli ve harici beyin taramaları sayesinde insanların duydukları, düşündükleri veya izledikleri hikayelerin bağlamını okuyabiliyorlar. Bu "düşünce okuma" yeteneği, 1 Mayıs'ta Nature Neuroscience'ta duyurulmasına rağmen, kullanılabilecek hale gelmesi için daha çok çalışma gerekiyor. Ancak sonuç, iletişim kurması zor olan veya konuşamayan insanlara yardımcı olmak üzere cihazlar üretilmesine olanak sağlayabilir. Bununla birlikte, araştırma aynı zamanda istenmeyen sinirsel dinlemelerle ilgili etik endişeleri de artırıyor.
Beyin Tarama Teknolojileri Gerçekten İnsanların Düşüncelerini Okuyabilir mi?
Onkolitik virüsler (OV) kanser tedavisi için kullanılan doğal ya da mutasyona uğratılmış virüslerdir. Bu virüsler tümör hücrelerini hedefler ve bu hücrelerde çoğalıp hücre zarlarını parçalayarak onları öldürür. OV'ler viral parçalanmaya ek olarak ökaryotik transgenleri tümör hücrelerine yöneltebilir, anti-tümör immün tepkiyi tetikleyebilir ve immünojenik hücre ölümünü destekleyerek tümör hücrelerinin ölümüne yol açabilir.
Onkolitik Virüs Nedir ve Kanser Tedavisinde Gerçekten Virüsler Kullanılabilir mi?
Exeter Üniversitesinden bir ekibin yaptığı çalışmaya göre İngiltere'deki safkan atların hız potansiyelindeki artış, genetik değişimlerden kaynaklanıyor. Bu bulgu, daha önceki çalışmalarda ileri sürülen besicilerin sebep olduğu yapay seçilimin yarış atlarında hiçbir genetik değişime neden olmadığı iddiasıyla çelişiyor.
Yarış Atları Daha Hızlı Koşabilecek Şekilde Gerçekten Evrimleşiyor mu?
Doğa, sayısız harikası ve ilginç adaptasyonları ile bizi sürekli şaşırtır. Özellikle tropik bölgelerde yaşayan canlılar, benzersiz özelliklere sahip olabilir ve bazen beklenmedik şekillerde hayatta kalma stratejileri geliştirebilirler. Kosta Rika'ya özgü olan su anolü veya Latince adıyla Anolis aquaticus bu ilginç adaptasyonlara güzel bir örnek teşkil eder.
Bu Kertenkele Türü Gerçekten Su Altında Nefes Alabilir mi?
SADS-CoV veya SeACoV; domuzları ve yarasaları enfekte eden, gastroenterit ile ilişkili sindirim sistemini tutan Alphacoronavirus'lardan bir Rhinacovirus'tür. 2016 yılında keşfedilen SADS-CoV, belli aralıklarla domuz popülasyonlarında salgınlara sebep olmaktadır. Her hayvan patojeni gibi, özellikle besi hayvanı olarak yetiştirilen domuzlarda görülen SADS da yetiştiricilere ek maliyet yaratmakta ve hayvan kayıplarına sebep olmaktadır. Daha da önemlisi bu salgınların yaşandığı çiftliklerden tüketim amaçlı gelen domuzlar, özellikle de tavsiye edilen süre ve sıcaklıkta pişirilmediyse insan sağlığını tehdit edebilmektedir.
Domuz Akut İshal Sendromu (SADS-CoV) Koronavirüs Hastalığı Nedir ve İnsanlara Sıçrayabilir mi?
Hücreler, küçük iyonları ve molekülleri taşımanın yanı sıra daha büyük moleküllerin ve partiküllerin de hücre zarından geçişini sağlamak zorundadır. Bazı hücreler, bütün tek hücreli mikroorganizmaları bile yutabilme yeteneğine sahiptir. Büyük parçacıkların hücre tarafından alınması ve salınması ise enerji gerektiren bir süreç olan aktif taşıma ile sağlanır.
Aktif Taşıma Nedir ve Büyük Moleküller Hücre Zarından Nasıl Geçer?
Anterograd Amnezi, kişinin amnezi başlangıcından sonra yaşadığı olaylara veya olgusal bilgilere ilişkin anılar edinememesi veya bunları hafızasında tutamaması durumudur.
Anterograd Amnezi Nedir ve İleriye Dönük Bellek Bozukluğu'nun Nedenleri Nelerdir?
Pangenom, bir organizmanın veya bir türün tam genetik içeriğini temsil eden bir koleksiyondur. Bu koleksiyon, ortak genlerin yanı sıra varyant genleri de içerir. Pangenom analizi, bir türün genomik çeşitliliğini ve genetik varyasyonlarını anlamak için kullanılır. Bu analiz; genetik ilişkileri, evrimsel süreçleri ve fenotipleri anlamak için genellikle DNA dizileme verilerine dayanır.
Pangenom Nedir, Pangenom Analizi Nasıl Yapılır ve Neden Önemlidir?
Yapılan bir çalışmaya göre kaslarda bulunan bir protein, farelerde uyku eksikliğinin etkilerini azaltabilir. Beynin uykuyu tüm yönleriyle kontrol ettiği şeklindeki düşünceye meydan okuyan bu keşif, bazı uyku bozukluklarına çözüm bulmak için beyni araştıran bilim insanlarının cevabı yanlış yerde arıyor olabileceğini gösteriyor.
Bazı Uyku Bozuklukları Gerçekten Beyinden Ziyade Kaslarla İlgili mi?
Uyku sırasında konuşma, yeme, gezme ve daha birçok beklenmedik bilinçdışı aktivite yaşanabilir. Bu durumlar çeşitli hastalıklara bağlı oluşabildiği gibi kendiliğinden de ortaya çıkabilir. Peki uyku sırasında meydana gelen bu aktivitelere bilinçli bir şekilde iletişim kurma da eklense nasıl olurdu? Yapılan çalışmalar, kişilerin lucid dream (veya "berrak rüya") içerisindeyken komutlar alabileceğini göstermişti. 2021 yılında Current Biology dergisinde yayımlanan bir çalışma ise mevcut bilgilere farklı bir boyut kazandırdı. Çalışma sonuçlarına göre berrak rüyalar sırasında çift yönlü iletişim kurmak mümkün!
Lucid Dreaming Yoluyla Uyuyan Kişilerle Gerçekten İletişim Kurulabilir mi?
Ortalama bir yetişkin insanın vücudunda kendine ait ve türe has 10 trilyon hücre bulunmaktadır. Yani bünyenizde ortalama olarak 10 trilyon adet Homo sapiens hücresi bulunur.
İnsan Vücudunda Kaç Tane Hücre Var ve Bunların Ne Kadarı İnsan Hücresi, Ne Kadarı Değil?
Ölümle burun buruna gelen insanların anlattığı beyaz bir ışık görmek, ölmüş yakınlarla karşılaşmak veya bazı sesler duymak gibi deneyimler; kültürümüze ve hayal gücümüze işlenmiş anlatılardır. Bu anlatıların birçok kişi tarafından dillendirilmesi, bunları destekleyen bir temel olup olmadığı sorusunu ortaya atıyor. Ayrıca ölümden dönenlerin kalp atışları durduktan sonra bile bir tür bilinç kalıntısına sahip olduklarına dair ifadeleri de bu soruya dair merakımızı güçlendiriyor.
Ölmekte Olan Beyinde, Gerçekten Bilinç Aktivitesine Benzer Aktiviteler Gözlendi mi?
Nikolay Ivanovich Vavilov, bitki genetiği alanına önemli katkılarda bulunan bir Rus genetikçi ve botanikçidir. Kültür bitkilerinin menşe merkezleri üzerine yaptığı çalışma, bilim insanlarının bitki ıslahına yaklaşımlarında devrim yaratmış ve dünyanın en büyük tohum bankasını kurarak tarım ve gıda güvenliği alanlarında derin bir etki sağlamıştır.
Nikolay İvanoviç Vavilov Kimdir ve Hangi Çalışmaları Nedeniyle Nobel Ödülüne Layık Görülmüştür?
Hiç kedilerinizin birbirleriyle oynadığı oyun çok şiddetli göründüğü için endişelendiniz mi? Scientific Reports'ta yayınlanan bir araştırma, bu endişeleri gidermek adına kedilerde oyun oynamayı ve kavga etmeyi araştırdı.
Kedileriniz Oyun mu Oynuyor, Yoksa Kavga mı Ediyor?
Yapılan bir araştırmaya göre diğer primat türlerinde bulunan ancak insan genomunda eksik olan genetik kısımlar, insanlığın gelişiminde evrimsel tarihimiz boyunca eklenen genetik parçalar kadar kritik bir rol üstleniyor olabilir. Science dergisinde yayınlanan bulgular, insan genomundaki tarihsel değişiklikler hakkındaki bilgilerimizin önemli bir eksikliğini gideriyor.
Bizi İnsan Yapan Şey, Genomumuzdan "Silinen" Bilgiler Olabilir mi?
Glikoliz, glikozun hücre metabolizmasında kullanılmak üzere parçalanmasıdır. Çoğu canlı, metabolizmasının bir parçası olarak glikoliz işlemini gerçekleştirir. Glikoliz çoğu prokaryotta ve tüm ökaryotlarda sitoplazmada gerçekleştirilir. Glikoliz ayrıca hücresel solunumun da ilk adımıdır. Glikoliz sürecinde oksijen kullanılmaz, yani süreç anaerobiktir. Glikolizin genel formülü şöyledir:
Glikoliz Nedir ve Hücrede Glikoz Nasıl Parçalanır?
Yeryüzünün geçmişine bakıldığında, primatların oldukça yeni hayvanlar olduğu görülür. Çoğu hayvan türü, ilk maymunlar ve onların önmaymun (prosimiyen) ataları evrimleşmeden epey önce yok olmuştur. Dünya, günümüzden 4.55 milyar yıl önce oluşmuş ve ilk canlılar 3.5 milyar yıl önce ortaya çıkmış olsa da en erken primatlar fosil kaydında ilk olarak 50-55 milyon önce ortaya çıkmaktadır. Bu, kuş olmayan dinozorların yok oluşundan 10-15 milyon yıl sonrasıdır.
İlk Primatlar Nasıl Evrimleşti ve İnsan Maymundan Geliyorsa, Maymunlar Nereden Geldi?
Balinalar, yunuslar ve foklar gibi deniz memelileri, okyanusta inanılmaz derinliklere dalabilir ve uzun süre su altında kalabilirler. Vücutlarının böylesi derinliklerde dayanması gereken muazzam basınç ve yoğun oksijen ihtiyacı göz önüne alındığında, bu, dikkate değer bir başarıdır. Derin okyanusun yüksek basıncı; akciğerlerine ve diğer iç organlarına zarar verebileceğinden, deniz memelileri için benzersiz bir zorluk oluşturur. Peki bu canlılar bu kadar zorlu koşullarda hayatta kalmayı nasıl başarıyor? Gelin, deniz memelileri fizyolojisinin büyüleyici dünyasına bir göz atalım.
Denizel Memelilerin Akciğerleri Yüksek Basınca Nasıl Dayanıyor?
Canlılar, besin ihtiyacı için sadece glikoz tüketmezler. Örneğin protein içeren bir hindili sandviçin hücrelerinize enerji sağlayabilmesi için, o proteinlerin bir şekilde enerjiye dönüşmesi gerekir. Bunun gerçekleşmesini sağlayan şey karbohidratlar, proteinler ve lipitleri içeren tüm katabolik yolakların, en nihayetinde glikoliz ve sitrik asit döngüsüne bağlanmasıdır. Metabolik yolakların gözenekli yapıda olduğu düşünülebilir, böylece maddeler bir yolaktan gelip bir diğer yolağa geçer. Bu yolaklar kapalı birer sistem olmadığı gibi belli bir yolakta oluşan ürünler çoğunlukla başka bir yolağın reaktanı olarak görev alır.
Metabolik Yolaklar Birbirine Nasıl Bağlanır ve Glikoz Dışındaki Besinler Glikoliz Metabolizmasına Nasıl Katılır?
Balina düşüşü (İng: "whale fall"), aslında adından da anlaşılacağı üzere, bir balinanın ölmesi sonrası leşinin okyanus tabanına batmasıyla başlayan büyüleyici bir doğa olayıdır. Bu, böylesine görkemli bir canlı için üzücü bir son gibi görünse de balina düşüşü aslında çeşitli derin deniz canlıları için zengin ve benzersiz bir ekosistem sağlar. Bir balinanın leşi, leşçillerden avcılara tüm bir ekosistemi onlarca yıl boyunca besleyebilir. Bu yazıda, balina düşüşünün okyanus tabanının biyolojik çeşitliliğini şekillendirmede oynadığı rolü keşfedeceğiz.
Balina Düşüşü Nedir ve Balina Cesetleri Yeni Ekosistemler Oluşturabilir mi?
Soyu tükenmiş canlıların gerçekte nasıl göründüğünü anlamak zordur. Özellikle de milyonlarca yıl önce ölmüş canlılardan geriye bize pek bir şey kalmadığını hesap edecek olursak... Bu yüzden dinozor gibi canlılara olan bakış açımız sürekli değişebilmektedir. Uzun süre bu görkemli canlıların yavaş hareket eden, hantal ve aptal sürüngenler oldukları sanılıyordu. Daha fazla fosilin ortaya çıkarılması ve teknolojinin de gelişmesiyle birlikte bu algının yanlış olduğu ortaya çıktı. Fakat hâlâ onlar hakkında öğreneceğimiz çok şey var. Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, dinozorların yüzleri, özellikle de dudakları hakkında bildiklerimizi değiştirebilir.
Dinozorların Gerçekten Kertenkeleler Gibi Dudakları Vardı mı?
Zehir, doğadaki canlıların kendini korumak ya da avlanmak amacıyla evrimleştirdikleri önemli bir mekanizmadır. Bugün doğada bulunan pek çok canlı grubunda zehirli/zehirci özellik gözlemlenebilmektedir. Yılanlar, ok kurbağaları, aslan balıkları, memelilerden ornitorenkler gibi birçok hayvan örneğini zehir barındıran hayvanlar olarak sınıflandırabiliriz. Hâliyle doğada yaygın olan bu durumun dinozorlar arasında da var olup olmadığı akıllara gelebilmektedir.
Zehir Bulunduran Dinozorlar Var mıydı?
Pandemi yüzünden market raflarının temel ürün ve malzemelerden yoksun olduğu 2020 yılını düşünün. Orta Amerika ormanlarında yaşayan kuşlar için, orman arazilerinin kahve tarlalarıyla işgal edilmesi, esasen tercih ettikleri yiyeceklerin "raflarını boşaltıyor" ve hayatta kalmak için diyetlerini ve yaşam alanlarını değiştirmeye zorluyor.
Kahve Tarlaları, Kuşların Diyetlerini Gerçekten Sınırlıyor mu?
Terör kuşları (Phorusrhacidae) Güney ve Kuzey Amerika'da yaklaşık 62 milyon yıl ila 2.5 milyon yıl önce Senozoyik zamanda yaşamış bir grup büyük, uçamayan kuş ailesiydi. Devasa boyutları, keskin gagaları, uçamayan kanatları ve güçlü bacaklarıyla terör kuşları, zamanlarının apeks yırtıcılarıydı. Bu yazıda, bu büyüleyici kuşların evrimlerini, ekolojilerini ve nihai yok oluşlarını inceleyeceğiz. Hayranlık uyandıran bu canlıların fiziksel özelliklerinden avlanma stratejilerine kadar birçok özelliğini yakından inceleyelim.
Terör Kuşu Nedir ve Amerika'nın Devasa Avcıları Olan Terör Kuşları Nasıl Evrimleşti?
Eşeyli üreme, iki ayrı organizmadan gelen iki hücrenin birleşmesi olan döllenme ile gerçekleşir. Bu iki hücrenin her biri bir set kromozom içeriyorsa, ortaya çıkan hücre iki set kromozom içerir. Bir hücredeki kromozom setlerinin sayısına "ploidi seviyesi" denir. Haploid hücreler bir set kromozom içerir. İki set kromozom içeren hücrelerse diploid olarak adlandırılır. Üreme döngüsü devam edecekse diploid hücre; döllenme tekrar gerçekleşmeden önce kromozom setlerinin sayısını bir şekilde azaltmalıdır, aksi takdirde her nesilde kromozom setlerinin sayısı sürekli bir ikiye katlanacaktır. Dolayısıyla eşeyli üreme, döllenmenin yanı sıra kromozom setlerinin sayısını yarıya indiren Mayoz bölünme olarak bilinen bir çekirdek bölünmesini içerir.
Mayoz Bölünme Nedir ve Eşeyli Üreyen Türlerde Kromozom Sayısı Nasıl Korunur?
Eşeyli üreme ökaryotik hücrelerinden oluşumundan sonra ortaya çıkan evrimsel bir yeniliktir. Çoğu ökaryotun eşeyli üremesi gerçeği, evrimsel bir başarının göstergesidir. Bu durumun bazı dezavantajları olduğu kanıtlansa da çoğu ökaryot için üremenin tek yolu eşeyli üremedir.
Eşeyli Üreme Nedir?
Hücre zarları, belirli maddelerin hücreye girmesine ve çıkmasına izin verirken zararlı maddelerin girmesini ve gerekli maddelerin dışarı çıkmasını engellemelidir. Başka bir deyişle hücre zarları seçici geçirgendir; bazı maddelerin geçmesine izin verirken diğerlerinin geçmesine izin vermezler. Bu seçiciliği kaybederlerse, hücre artık hayatını sürdüremez ve ölür.
Pasif Taşıma Nedir ve Hücre Zarından Enerji Harcamadan Madde Geçişi Mümkün mü?
Hayvan davranışlarını etkileyen bir çok parazit olduğunu biliyoruz. Karıncaları etkileyen “zombi” mantar gibi parazitler doğada gerçekten var olan ve işleyiş bakımından ilgi çekici parazitler. Bunlardan bir diğeri ise Toxoplasma gondii türü parazit. T. gondii endotermik canlıları, genellikle kedigilleri etkileyen tek hücreli bir patojen protozoadır. Ev kedilerini de etkilediği için aslında varlığından haber olunmayan sürpriz bir tür değil. Ancak asıl sürpriz parazitin kurt sürülerindeki etkilerini izleyince ortaya çıkıyor. Bu parazite sahip bireyler sürüde sosyal açıdan avantajlı konuma gelebilmektedir!
Cesaret Paraziti Nedir ve Bu Parazit Kurtlarda Sürü Liderliği ile İlişkili mi?
Bir hücrenin düzgün çalışabilmesi için gerekli proteinlerin doğru zamanda sentezlenmesi gerekmektedir. Tüm organizmalar ve hücreler, DNA'larının proteine transkripsiyonunu ve translasyonunu kontrol eder veya düzenler. RNA ve protein üretmek için bir geni "açma" işlemine gen ifadesi denmektedir. İster basit bir tek hücreli organizmada ister karmaşık çok hücreli bir organizmada olsun, her hücre, genlerinin ne zaman ve nasıl ifade edildiğini kontrol eder. Bunun gerçekleşmesi için, bir genin ne zaman RNA ve protein sentezlemek üzere ifade edileceğini, proteinin ne kadarının sentezlendiğinin ve artık gerekli olmadığı takdirde ilgili proteinin sentezinin durdurulma zamanının geldiğini kontrol edecek bir mekanizma olması gerekmektedir.
Gen İfadesi Ne Demek ve Genler Nasıl Düzenlenir?
Asya'ya özgü bir kuş olan Çiğdeci, güçlü bir bölgesel içgüdüye sahip, omnivor bir ormanlık kuştur; ancak kentsel ortamlara da son derece iyi adapte olmuştur. Çiğdecilerin yaşam alanı o kadar hızlı artmaktadır ki, IUCN Türlerin Hayatta Kalması Komisyonu, 2000 yılında bu kuşu dünyanın en istilacı türlerinden biri ve "Dünyanın En Kötü İstilacı 100 Türü" arasında listelenen yalnızca üç kuştan biri olarak ilan etmiştir ve biyolojik çeşitlilik, tarım ve insan çıkarları için bir tehdit olarak görmüştür. Tür, 2008 yılında Avustralya'da "En Önemli Zararlı" olarak adlandırılmıştır ve bölgenin ekosistemleri için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Çiğdeci (Acridotheres tristis) hakkında ne biliyoruz?
Dinozorlar... Uzun yıllar boyunca sadece karada yaşadıkları düşünülen hayvanlar. Elbette avian dinozorlar yani kuşlar, hem havaya hem de sulak ortamlarda yaşamaya yönelik evrimleşmişlerdir. Yine de çok uzun bir süre boyunca kuş olmayan (non-avian) dinozorların sadece karalarda hüküm sürdüğü ve sulak alanlar gibi farklı ekosistemlerde yaşamadıkları düşünülüyordu. Ancak Spinosaurus ve akrabalarının daha iyi anlaşılması ile bunun yanlış olduğu ortaya çıktı. Bunun sebebi, Spinosaurus ve bulunduğu familya olan Spinozorgiller (Spinosauridae) familyasında sınıflandırılan türlerin balıkçıl ve sucul adaptasyonlara sahip olmalarıydı.
Timsah Çeneli Dinozorlar Olan Spinozorgillerin Beyinleri İncelendi mi?
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar, morfin türevi opiodleri kullanmadan ağrı kontrolünü sağlamanın olası bir yolunu buldular. Şimdilik fareler üzerinde yapılan çalışmada, iyi bilinen bir ağrı reseptörü olan ve kapsaisin ile etkileşen TRPV1 reseptörlerinin spesifik bir bölgesi hedeflenerek, reseptörün diğer fonksiyonları etkilenmeksizin ağrı duyarlılığında azalma oluşturulabileceği keşfedildi.
Tavuk Genlerinden Esinlenilerek Ağrıyı Azaltacak Olası Yeni İlaç Geliştirilebilir mi?
Canine-CoV (ya da CCoV), köpeklerde şiddetli gastroenterit ile ilişkili bir koronavirüstür. Alphacoronavirus 1 türünün üyesi bir Tegacovirus'tür ve Feline-CoV ve TGEV koronavirüsleriyle evrimsel yakınlığa sahiptir. Hasta hayvanların ölmesi olası değildir ancak hastalık son derece bulaşıcıdır. Viral kapsid içinde korunan 125 nanometre uzunluğundaki pozitif polariteli, tek sarmallı, segmentlere ayrılmamış RNA'ya sahip lipit yapılı, Nükleokapsid proteinleri dışındaki yapısal proteinlerin sabitlendiği çift katmanlı bir zarfa sahip bir virüstür. 1971 yılında Almanya'da bekçi köpeklerinde görülen bir salgın sırasında izole edildi.
Köpek Koronavirüsü (Canine-CoV) Nedir ve SARS ile İlişkisi Var mı? Koronavirüse Yakalanan Köpekler Nasıl Tedavi Edilir?
Türümüzün davranışsal nitelikleriyle diğer türlerinkiler karşılaştırıldığında, göze bir devamsızlık çarpar. Bu davranışsal devamsızlık, kendini başta teknoloji, kültür, dil ve sanat olmak üzere çeşitli bağlamlarında gösterir. Davranışsal ayrıksılığımızın kaynağı olan bilişsel altyapımız, zekasıyla en çok öne çıkan türler söz konusu olduğunda bile hayret vericidir. Buna rağmen primat akrabalarımızla morfolojik ve genetik ortaklığımız aşikardır. Sinirsel evrimimizin davranışsal ayrıksılığımızı nasıl vücuda getirdiği sorunu işte bu tezatlıktan ileri gelir ve bilişsel bilimin temel temaları arasında yer alır.
Hayvanlarda Zeka Kıyaslaması Nasıl Yapılır ve Zeka Farkını Anlamak İçin Beyin Büyüklüğü Kullanılabilir mi?
Siyanobakterilerin evrimi, dünyayı anoksik koşullardan oksik koşulların dönüşümünü sağlayan en kritik dönem olarak bilinir. Bu canlılar, fotosentetik yetenekleri ile dünya yüzeyinin biyofizikokimyasal parametrelerini değiştirip ökaryotların "patlamasına" yol açtığı bilgisi paleontolojik ve jeolojik çalışmalarla desteklenmektedir.
Prototheca Nedir ve Bir Alg, Neden Fotosentez Yeteneği Kaybedip de Parazit Olacak Biçimde Evrimleşmiştir?
Protein sentezi, hücrede en çok enerji tüketen metabolik süreçlerden biridir. Buna karşılık proteinler, canlı organizmalarda diğer tüm bileşenlerden (su hariç) daha fazla bulunur ve bir hücrenin çok çeşitli fonksiyonlarını yerine getirirler. Translasyon süreci veya protein sentezi, bir mRNA mesajının kodunun çözülerek bir polipeptit sentezlenmesini kapsar.
Translasyon Nedir ve mRNA'dan Protein Nasıl Üretilir?
Koprolit, hayvanların fosilleşmiş dışkılarıdır. Kategorik olarak "iz fosilleri" altında sınıflandırılırlar, çünkü hayvanların vücut morfolojisinden ziyade davranışları (özellikle de diyetleri) hakkında bilgi verirler. Av-avcı ilişkileri ve soyu tükenmiş organizmaların diyeti (beslenme prensipleri) hakkında çok kritik bilgiler verdikleri için paleontoloji sahasında çok önemli bulgular arasındadır. Koprolitler, birkaç milimetre boyutunda olabileceği gibi, kimi zaman 60 santimetreyi aşan uzunluğa erişebilirler.
Koprolit Nedir ve Fosilleşmiş Dışkı, Bize Canlılık Tarihi Hakkında Neler Öğretebilir?
Hücre, canlılığın en küçük birimidir. Siz de dahil etrafınızdaki her insan, hayvan veya bitki birer organizma olarak adlandırılır. Hücreler bütün bu organizmaların temel yapı taşlarıdır.
Hücre Teorisi Nedir ve Canlılığın En Küçük Yapı Taşları Nasıl Keşfedildi?
Organel, genellikle bir hücrenin içinde bulunan ve spesifik bir görevi bulunan alt birimlerin her birine verilen isimdir. Bu yapılara "organel" denmesinin nedeni, tıpkı vücudumuzdaki organların kendilerine has görevleri olması gibi, organellerin de hücre içinde kendilerine has görevleri olmasıdır. "Organ" sözcüğünün sonuna eklenen "-el" eki, bir küçültme ekidir.
Hücre Yapısı: Organel Nedir ve Hücrelerde Hangi Organeller Bulunur?
Hücre zarı, bir hücrenin sınırlarını ve çevresiyle temasının nasıl olacağını belirleyen hücre yapısıdır. Hücreler belirli miktarlarda maddeyi içine alır veya dışarı atarlar. Hücre zarı hücrenin sınırlarını belirlese de durgun bir kılıftan çok, akışkan ve dinamik bir yapıdadır. Hücre zarı, alyuvarlar ve akyuvarlar gibi belirli hücrelerin dar geçitlerden geçerken şekil değiştirebilmesini sağlamak için esnek bir yapıda olmalıdır. Hücre zarının daha farklı görevleri de vardır. Dahası, hücre zarının yüzeyindeki bazı yapılar hücrelerin birbirini tanımasını sağlar. Bu durum da insan gelişiminin erken dönemlerindeki doku ve organ oluşumunda ve de bağışıklık sisteminin "vücuda ait" ve "vücuda ait olmayan" ayrımını yapmasında oldukça önemli bir rol oynar.
Hücre Zarı Nedir ve Akışkan Mozaik Zar Modeli Ne Demektir?
Indiana Üniversitesi ile Purdue Üniversitesi'nin işbirliğiyle yürütülen IUOUI isimli enstitütden bilim insanları ve Birleşik Krallık'taki meslektaşlarına göre ağaç köklerinin evrimi, 300 milyon yıldan uzun bir süre önce Devoniyen Dönemi'nde Dünya okyanuslarını sarsan bir dizi kitlesel yok oluşu tetiklemiş olabilir.
Ağaç Köklerinin Evrimi, Kitlesel Yok Oluşlara Yol Açmış mıdır?
Parazitler, kaynak ve besin edinebilmek için bir konak canlıya ihtiyaç duyan organizmalardır. Bir parazit öncelikle konak canlı bulur, ardından içine veya üstüne yerleşir ve nihayetinde onu bir kukla gibi kullanmaya başlar (her parazit konağının davranışlarını ele geçirmez; ancak bu yazıda bunu yapabilen parazitlere odaklanılacaktır). 2019'da yayımlanan Parasite Manipulation of Host Behavior (Tür: "Konak Canlıların Davranışlarında Parazit Manipülasyonu") isimli bir makalenin ifadesiyle bu parazitler, "birer nöromühendistir". Bu parazitler konak canlılara bulaşıp onların merkezi sinir sistemlerini kontrol edebilir. Öyle ki sırf bu konuyu araştıran bir bilim dalı bile doğmuştur: Nöroparazitoloji!
Parazit Nedir ve "Zombi" Parazitler, Konaklarının Beynini Kontrol Ederek Onları Nasıl Köleleştiriyorlar?
Virginia Tech jeobiyologları tarafından yapılan yeni bir araştırma, bilinen ilk kitlesel yok oluşun sebebini araştırdı. Araştırmacılar, olayın küresel oksijen miktarının azalmasına dayandığını ve bunun 550 milyon yıl önce Ediyakaran Dönemi'nin sonuna doğru mevcut hayvanların çoğunun kaybına yol açtığını buldu.
550 Milyon Yıl Önce Meydana Gelen İlk Toplu Yok Oluş Olayının Nedenleri Aydınlatıldı mı?
Floresans, bir cismin kısa dalga boyundaki ışığı emme ve daha uzun dalga boyunda yayma özelliğidir. Biraz daha kapsamlı olarak açıklamak gerekirse floresans, genel olarak ultraviyole veya görünür ışığın yaydığı elektromanyetik radyasyonun bir molekül tarafından emilmesi ve ardından daha düşük enerjili bir fotonun emisyonu olgusudur. Buna ek olarak floresans, ışığın görünür ışık üretecek kadar sıcak olmayan bir madde tarafından yayılmasıdır (bu olay akkorluk olarak da adlandırılır). Dolayısıyla floresans, bir tür lüminesanstır çünkü ışık yayılımını içerir. Ancak ışık, maddenin sıcak olmasıyla meydana gelmez, bunun yerine, madde farklı bir dalga boyundaki ışığı emdiğinde ve ardından yeniden yaydığında meydana gelir.
Floresans Nedir ve Biyofloresan Canlılar Nasıl Parlıyor?
Dünyada görülen gıda kaynaklı zehirlenmelerin başında Staphylococcal intoksikasyonlar ilk sıralarda bulunur. Staphylococcus aureus bakterisi, Gram (+), hareketsiz, katalaz (+), küre şekillidir; mikroskobik incelemelerde çiftler, kısa zincirler veya üzüm salkımı şeklinde kümeler halindedir. Staphylococcus "ubiquter"dir; yani her yerdedirler: Toprakta, suda, havada ve tüm yüzeylerde bulunabilirler. Çevreden tamamen yok edilmeleri imkansızdır.
Vücudumuzda Doğal Olarak Bulunan Staphyloccocus aureus Bakterisi Nasıl Olur da Bizi Zehirler?
Samanyolu Galaksisi, yaşanabilir en az 1 adet, potansiyel olarak milyonlarca gezegene ev sahipliği yapmaktadır. Bu gezegenlerin içinde Dünya kadar şanslı olanlar var ise, üzerlerinde yaşam da oluşmuş olabilir. Olası bir Dünya dışı yaşam ile ilgili en önemli sorulardan biri, bu yaşamın ilkel veya akıllı olup olmadığıdır. Olası bir akıllı yaşam ile ilgili en önemli soru ise bizden daha gelişmiş olup olmadığıdır.
Dünya Dışı Akıllı Uygarlıklar, Atarcalar (Pulsarlar) Yardımıyla Gerçekten Yıldızlararası Haberleşme Yapabilir mi?
Ophionyssus natricis, başlıca yılanlar olmak üzere sürüngenlerde enfestasyona neden olan zoonotik potansiyele sahip kozmopolit dağılım gösteren parazitik bir akardır. Bu akarlar yılanlarda anoreksi, depresyon, dermatit, iritasyon, anormal deri değişimi (disekdizis), anemi ve davranış değişiklikleri gibi semptomlara neden olmasının yanı sıra Aeromonas spp. ve İnklüzyon Cisimciği Hastalığı (İng: "Inclusion Body Disease" veya kısaca "IBD") gibi bakteriyel ve viral hastalıklara vektörlük yapabilmektedir. Doğal yaşam alanlarında yaşayan sürüngenlere nazaran evlerde esaret altında beslenen sürüngenlerde bu akarlar daha çok görülmektedir. İnsanlarda da görülebilen enfestasyonlarda ise deride vezikülobüllöz lezyonlar neden olabilmektedir.
Yılan akarı (Ophionyssus natricis) nedir?
Francis Crick ve James Watson, 1950'lerde Cambridge Üniversitesinde DNA'nın yapısını araştırıyordu. Bu sırada Linus Pauling ve Maurice Wilkins gibi başka bilim insanları da bu konuda araştırmalar yürütmekteydi. Pauling, maddenin kristalinden geçirilen ışınlarının oluşturduğu desenlerle moleküler yapının incelendiği bir metot olan X ışını kristalografisi kullanarak proteinlerin ikincil (sekonder) yapısını keşfetmişti. X ışınlarının oluşturduğu desenler, araştırmacılara incelenen molekülün yapısı hakkında birçok bilgi veriyordu. Wilkins'in laboratuvarında çalışan Rosalind Franklin de DNA'nın yapısını anlamak için X ışını kristalografisinden yararlanıyordu. Watson ve Crick, Franklin'in elde ettiği verilerden yararlanarak DNA molekülünün yapısını çözmeyi başardı. Bu çalışmalarında Chargaff Kuralı gibi başka araştırmacılardan aldıkları başka bilgileri de kullandılar. Chargaff, DNA molekülünde dört farklı tür monomer (veya nükleotit) gözlendiğini ve ilk iki türün diğer iki türle her zaman aynı miktarda bulunduğunu kanıtlamıştı. Bu da monomer türleri arasında bir eşleşme olduğu anlamına geliyordu. 1962'de James Watson, Francis Crick ve Maurice Wilkins DNA'nın yapısını açıklayan çalışmalarından ötürü Nobel Tıp Ödülü'ne layık görüldüler.
DNA'nın Yapısı Nasıldır ve "Çift Sarmal" Ne Demektir?
Ökaryotik hücrelerde, glikoliz sürecinin sonunda açığa çıkan pirüvat molekülleri, hücresel solunum bölgeleri olan mitokondriye taşınır. Mitokondride oksijen bulunuyorsa aerobik solunum süreci devam edecek; pirüvat, bir karbondioksit molekülünün çıkarılmasıyla B5 vitamininden oluşan koenzim A (CoA) adlı taşıyıcı bir bileşik tarafından alınacak iki karbonlu bir asetil grubuna dönüştürülecektir. Ortaya çıkan bileşik, asetil CoA olarak adlandırılır. Asetil CoA, hücre tarafından çeşitli şekillerde kullanılabilir, ancak ana işlevi pirüvattan elde edilen asetil grubunu glukoz katabolizmasındaki bir sonraki yola iletmektir.
Sitrik Asit Döngüsü Nedir ve Oksidatif Fosforilasyon Nasıl Gerçekleşir?
Bilim insanları, organizmalar arasında evrimsel ilişkiler kurmalarını sağlayan bilgiler toplar ve tıpkı bir dedektif gibi belirli kanıtlara dayanarak gerçekleri açığa çıkarır. Filogeni alanındaki evrim incelemeleri, morfolojik (biçim ve işlev) ve genetik olmak üzere iki tür kanıta odaklanır.
Evrimsel İlişkiler Nasıl Tespit Edilir?
Evrim teorisi, mekanizmaları sıkça yanlış anlaşılan veya doğrudan reddedilen, kavraması zor bir teoridir ve ilk ortaya atıldığı zaman birçok tartışmaya zemin olmuştur. Bununla beraber Türlerin Kökeni'nin yayınlanmasından 20 yıl kadar bir süre sonra biyologlar tarafından neredeyse evrensel olarak kabul görmüştür. Bu yazımızda evrim teorisi hakkında yanlış bilinen gerçekleri ele alacak; anlaşılması zor mekanizmaları ve ana hatlarıyla evrimi bu gerçekler çerçevesinde açıklayacak ve konu hakkındaki kafa karışıklığını gidermeye çalışacağız.
Evrim Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler Nelerdir ve Evrimle İlgili Neleri Yanlış Biliyorsunuz?
Hem prokaryotlarda hem de ökaryotlarda, DNA'nın ikinci işlevi (birincisi replikasyondur), hücrenin tüm fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için ihtiyaç olan proteinleri oluşturmak adına gerekli bilgiyi sağlamaktır.
Transkripsiyon Nedir ve DNA'dan mRNA Nasıl Üretilir?
Maillard Reaksiyonu, gıdalarda renk değişikliklerine neden olan enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonudur. Bu reaksiyon, işlem görmüş gıdaların kalitesi üzerinde önemli rolü üstlendiğinden en önemli esmerleşme reaksiyonudur.
Maillard Reaksiyonu: Gıdalarda Aroma Oluşumu ve Esmerleşme