output
stringlengths
62
421
instruction
stringlengths
497
47.6k
input
stringclasses
1 value
İstanbul üç hece; doğmak, yaşamak ve ölmek gibi…Gökyüzü bambaşka bir rüyadaydı. Büyülü bir beyaz, mavi, sarı, turuncu, kan kırmızı yanık bir sevdaydı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Merhabalar, İstanbul üç hece; doğmak, yaşamak ve ölmek gibi… Gökyüzü bambaşka bir rüyadaydı. Büyülü bir beyaz, mavi, sarı, turuncu, kan kırmızı yanık bir sevdaydı. Beyaz güvercinler gecenin ışığına karışıyordu. Galata kulesinin etrafında kanat çırparak Topkapı Sarayına doğru yola çıkanlarsa usul usul süzülüyordu geceye... İstanbul’da beyaz bir güvercin kanadında olmak vardı kah Boğaza, kah Pera’ya salınmak gecenin ortasında… Sahaflarda binlerce İstanbul kitabına sığmayan bir şehirdi. İstanbul Gündüzleri Kızdırır, Geceleri Sevdirir Taksici Rıza, “Abi gündüz öyle bir trafik oluyor ki dur kalk, stres, bu gün yine yevmiye çıkmayacak yine, yedi bitirdi bu şehir beni diye çok söverim abi kaçıp gideceğim derim, sonra bir gece olur sevdirir kendini kızmalarım biter, ulan ne büyük şehirsin sen ne güzelsin be. Alamadığım, kader böyleymiş dediğim yaralı sevdamı derin derin yaşatır, kanatır abi beni bu şehir” derken Pera’ya çoktan gelmiştim. Sağlıcakla Rıza Kaptan Allah herkesin gönlüne göre versin dedim ve indim İstanbul’a. The Marmara Pera’nın İstanbul Beyefendisi, bir şehre bu kadar mı yakışır dedirten başarılı Genel Müdürü Göksenin Kürkçü, durmak bilmiyor. Şehir otelciliğinde farklı bir yorum, ayrı bir bakış açısı, eleştirilerle beslenen bir ekip ruhu ve mükemmeliyete adanmış iş ahlakıyla ne de güzel anlatıyor otelciliği tane tane Türkçesi ile Göksenin Kürkçü tam bir İstanbul Beyefendisi. Genç ve dinamik iyi de bir ekibi var daha da iyi olacaklarına inanıyorum. Behzat Gerçeker İle Başbaşa Dünyanın ilham kaynağı bu şehir, müzisyenlerinde vazgeçilmezilmezidir. Behzat Gerçeker ile bir araya geldik ve sordum ona İstanbul? Diye “Hayatım boyunca yaşayacağım tek bir yer var o da İstanbul. Dünyanın birçok şehrinde konserler verdim ama böylesi özel bir şehir olamaz. Bağımlılık yapan bir şehir, ben de İstanbul tutkunuyum”diyor. Sezen Aksu “Ah İstanbul” diye başlıyor Sezen Hanım, İstanbul’a olan aşkını anlatıyor; “Unutamam ciğerim yanar, içim içime akar. Bir şehre aşık olmaksa eğer o şehir İstanbul olmalı” Ajda Pekkan’da bir İstanbul aşığıdır. İstanbul bitmeyen bir senfonidir… Beş yaşından beri beşiğinde büyüdüğüm notalar ve müziğimin, parmaklarımdaki sihirli dokunuşudur beni büyüleyen… Behzat Gerçeker Enbe Orkestrası Hikaye isimli yeni single ile müzik severler ile buluşmanın heyecanı ile “Alper Bey, benim için en büyük yolculuk, en güzel seyahat müziktir” diyerek duygularını kendine özgü hassas ifadeleri ile dile getirdi. HİKAYE Ben bir yarayım, öp ve geçeyim Tanıştığımıza Mecnun oldum diyeyim. Günlerden bir gün bir dudak okudum, Bütün hayatım değişti diyeyim. Hiç durmadan hikayeler anlat bana Uydur uydur, güzel hayaller kur Dünya dönsün, her şey aksın boşver. Sen ikimiz için zamanı durdur. Yalan söyle hadi, Büyüle kırık kalbimi Gerçeklerden fayda yok Çekinme kandır beni. Behzat Gerçeker ile Taba Luxury Suites günlerinde buluşmak üzere, HİKAYE'yi dinledik çok güzel olmuş diyerek ayrıldık. Bugün 17. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT İstanbul’da başlıyor, hadi bakalım ülkemiz turizmi için hayırlı olsun. Tatil tadında kalın
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), son 1 haftada yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen operasyonlarda 41 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Yapılan yazılı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ülkenin ve milletin güvenliğini sağlamak maksadıyla, yurt içerisinde ve yurt dışında PKK/KCK/PYD-YPG başta olmak üzere DEAŞ dâhil terör örgütlerine karşı mücadelesinin kararlılıkla sürdürüldüğü bildirildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Milli Savunma Bakanlığı, 23-29 Kasım tarihleri arasında yürütülen operasyonlara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye'nin ve Türk halkının güvenliğini sağlamak maksadıyla, yurt içerisinde ve yurt dışında PKK/KCK/PYD-YPG başta olmak üzere DEAŞ dahil terör örgütlerine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğü belirtildi. PKK/KCK terör örgütünün sürekli barınma alanı ve yurt içine geçiş güzergahı olarak kullandığı Diyarbakır, Mardin ve Şırnak’ta yürütülen büyük ve orta çaplı operasyonlara aralıksız devam ettiği de ifade edildi. 41 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Açıklamada, icra edilen operasyonlarda yurt içinde ve dışında 41 teröristin etkisiz hale getirildiği, 11 adet piyade tüfeği, bir adet tanksavar silahı (Law), 998 adet muhtelif hafif silah mühimmatı, 10 adet RPG-7 roketatar mühimmatı, iki adet anti personel mayını, 335 kilogram amonyum nitrat, 6 kilogram C-4 patlayıcı madde, 63 adet (16 bin 380 kg) dinamit lokumu, 7 adet el bombası, 2 adet muhtelif telsizin ele geçirildiği, 11 adet el yapımı patlayıcının imha edildiği bildirildi. Teröristler tarafından kullanılan 44 adet silah mevzii, sığınak ve deponun kullanılamaz hale getirildiği belirtildi. PKK/KCK terör örgütünün finans kaynaklarından kaçakçılık ve uyuşturucuyla mücadeleye yönelik hudut hattında alınan tedbirler ve icra edilen operasyonlar neticesinde, 74,6 kilogram uyuşturucu, 980 litre kaçak akaryakıt, 88 bin 700 paket kaçak sigara ve 16 adet cep telefonunun ele geçirildiği ifade edildi Açıklamada, "Azim ve kararlılıkla icra edilen operasyonlarla PKK/KCK terör örgütü üzerinde oluşturulan baskı neticesinde, örgütün serbest hareket etmesi ve eylem kabiliyeti kısıtlanmıştır" ifadeleri yer aldı. ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİST SAYISI 4 BİN 585 Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hudutlarda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla, Afrin bölgesinde 20 Ocak 2018’de başlatılan Zeytin Dalı Harekatı kapsamında; harekatın başlangıcından itibaren 4 bin 585 teröristin etkisiz hale getirildiği de ifade edildi. Açıklamanın devamında, "Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hak ve menfaatlerini korumak ve vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak maksadıyla, milli birliğimizi ve bölünmez bütünlüğümüzü hedef alan başta FETÖ/PDY, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelesini, yurt içi ve yurt dışında kesintisiz olarak en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sürdürme azim ve kararlılığındadır" ifadeleri kullanıldı.
ABD'de yaşayan Tina Norris ve James Barfield isimli bir çift, ilişkilerine yeni bir soluk kazandırmak amacıyla seks partisi düzenlemeye kalkınca başlarına gelmeyen kalmadı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Eve farklı ‘eşler’ getirme konusunda anlaşan sevgililer, Pazartesi sabahını iki farklı adam ve bir kadınla baş başa geçirmeyi umuyordu. Davet ettikleri partnerlernin de katılmasıyla evde bir süre partileyen çiftler, daha sonra kavga etmeye başladı. Birbirlerine sert şekilde vurdukları öğrenilen çılgın çiftin vücudu kan ve sıyrıklar içerisinde kaldı. Evin içindeki eşyaların paramparça halde bulunurken, diğer 3 ‘misafir’in kavga sırasında oldukça korktuğu ve polisin geldiği sırada çırılçıplak olduğu da bildirildi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin, Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin, Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi üzerinde çalıştıklarını söyledi. Bakan Şahin, Avrupa Konseyi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve UNICEF işbirliğiyle düzenlenen "Çocuğa Karşı Şiddetle Mücadele" konulu konferansa katıldı. Konferansında ardından çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplayan Şahin, TÜBİTAK ile Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi (ÇETUS) üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Sistemin ayrıntılarını anlatan Şahin, "Kadın temel hakkı güçlendikçe gelip hakkını hukukunu arayabiliyor ama çocuk o kadar masum, çaresiz ve güçsüz ki yaşadıklarını anlatabilecek durumda da değil. Çocukla ilgili kısımda çok daha farklı bir politikayla yolumuza devam etmek istiyoruz. Hem çocuğun güçlenmesi hem de çocuğun şiddetle ilgili yaşadığı sorunu nasıl rehabilite edileceğiz noktasında toptan bir bakış içerisinde planlamamızı yapıyoruz" diye konuştu. BAŞTAN MÜDAHALE EDİLECEK TÜBİTAK ile Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi (ÇETUS) üzerinde çalıştıklarını belirten Bakan Şahin, "Erken tanı sistemi yani şiddet olmadan önce risk ve tehlike görülüyorsa baştan müdahale edebileceğimiz bir sistemi hayata geçiriyoruz. TÜBİTAK'la beraber yaptığımız bu çalışma 6 ay önce başladı. Kalkınma Bakanlığı da 2013 yılında bu sisteme önemli bir kaynak ayıracak" dedi. ÖNCE ÇOCUK DİYORUZ Şahin, günümüzde koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasının çok önemli olduğunu ifade ederek, "O yüzden Aile ve Sosyal Destek Uzmanlığı Projesi (ASTEP) ile Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi'ni (ÇETUS) paralel götürüyoruz. Aile Bilgi Sistemi'yle beraber bugün yaşamış olduğumuz birçok sorun oluşmadan sorunları çözecek mekanizmayı yapılandırıyoruz" ifadelerini kullandı. Gazetecilerin sistemin nasıl işleyeceğine ilişkin soruları üzerine Şahin, şunları kaydetti: "Bütün ailelerin elimizde ekonomik ve sosyal analizleri var. Biz ailelerin kaç çocuğu var, eğitime gidiyor mu, gitmiyor mu, kaç yaşındalar onların hepsini görüyoruz. ASTEP ve ÇETUS'la uzmanlar ailelerin durumunu özel olarak inceleyecek, tespit edip tehlike varsa dönüp müdahale edecek. Aileleri parçalanması riski artırıyor, cehalet varsa riski artırıyor, göç varsa riski artırıyor. Ailenin içerisinde şiddet varsa bunun görünür olması önemli ama tektipçi bir yaklaşım değil her bir çocuk için kendi içinde uzmanımızın analizine göre geri dönüp tespit edeceği bir sistem bu. Bakanlık olarak 'önce çocuk' diyoruz." Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TÜBİTAK ile Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi (ÇETUS) üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Proje tamamlandıktan sonra çocuklar daha yakından takip edilecek. Yapılan çalışmalarla 2014 yılı sonuna kadar hiçbir çocuk koğuş sisteminde kalmayacak. Ya kendi ailesinin yanına dönmüş olacak, ya evlat edindirme ya da koruyucu aile hizmetinden yararlandırılacak, çocuk evinde veya da sevgi evinde kalacak.
Günün önemli gelişmelerini sizin için derledik.<br/><br/>“28 Şubat post modernse, bu dost modern”<br/>Kuala Lumpur - Başbakan Recep Tayyip E...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Günün önemli gelişmelerini sizin için derledik. “28 Şubat post modernse, bu dost modern” Kuala Lumpur - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık operasyonuyla ilgili, “28 Şubat post modernse, bu dost modern” dedi. * Feci kazalar kamerada Çorum - Sungurlu ilçesinde meydana gelen trafik kazaları, MOBESE kameralarına yansıdı. * Bir daha kopya çekemeyeceksiniz! Brüksel - Belçika’da öğretmenler öğrencilerin kopya çekmesini engellemek için kameralı uçak kullanıyor. 2 dakikada 2 kilo biftek yedi Boston - ABD’de bir kadın 2 dakika 44 saniyede 2 kilo biftek yiyerek Guinness Rekorlar kitabına girdi. * Sevimli köpekten ilginç dans İstanbul - Mutfakta dans ederken videoya kaydedilen köpeğin o anları internette tık rekoru kırıyor. (İHA)
Fatih dizisi son fragmanıyka bekleneni izleyiciye veremedi. Fatih 30 Eylül Pazartesi günü ilk bölümüyle ekranda olacak. İşte Fatih son fragman izle!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yılın en büyük yapımı olmaya aday dizi, 30 Eylül Pazartesi, saat 20.00’de ilk bölümü ile ekrana gelecek. Kanal D’nin başrollerini Mehmet Akif Alakurt, Seda Akman ve Gamze Özçelik paylaştıkları, yılın en büyük yapımı olmaya aday yeni dizisi “Fatih”, 30 Eylül Pazartesi, saat 20.00’de ilk bölümü ile ekrana gelecek. Yapımını MED Yapım’ın üstlendiği “Fatih”in yönetmenliğini ise Merve Girgin’in yapıyor. İstanbul’un fethinden sonra kurduğu devleti, cihan imparatorluğuna çevirmek isteyen Fatih, imparatorluğun ömrünü uzatacak kanunlarla da devlet yapısını sağlamlaştırmak ister. Konstantiniyye’nin fethiyle Doğu Roma’nın bağrına İslam/Osmanlı sancağını diken Fatih Sultan Mehmet, Papa’nın Hıristiyanlığa davet mektubuyla, bu kez gözünü Batı Roma’ya çevirir. Evvela, Venedik’in en önemli kalelerinden biri olan Egriponte’yi (Eğriboz) ele geçirir. Venedik ve Papalık, bir yandan Fatih’i çeşitli suikastlerle ortadan kaldırmayı denerken, Vlad Tepeş’i (Kazıklı Voyvoda) Fatih’in önüne sürerler. Diğer yandan da Osmanlı’nın doğu komşularıyla kirli ittifaklara girerler. Fatih, gözünü Kızıl Elma’ya (Batı Roma’ya) dikmişken, Akkoyunlular ve Karamanoğulları’yla da mücadele edecek; Karamanoğulları’nı ortadan kaldırıp, Akkoyunlular’a unutamayacağı bir yenilgi tattıracaktır. İstanbul’un fethinden sonra kurduğu devleti, cihan imparatorluğuna çevirmek isteyen Fatih, imparatorluğun ömrünü uzatacak kanunlarla da devlet yapısını sağlamlaştırmak ister. Bu esnada şehzadeler Bayezid, Mustafa, Cem ve valideleri Gülbahar, Çiçek ve Gülşah arasında gizliden gizliye süren rekabet, daha açıktan ve üst boyutlara taşınır. Şehzade valideleri için tek hedef, Sultan’dan sonra kendi evlatlarının tahta çıkmasıdır. Çünkü ancak bu şekilde hayatta kalmaları mümkün olacaktır. Yayınlanan ilk iki fragmanın birçok izleyiciği etkilediği ve büyük bir beklenti içine soktuğu biliniyordu. Fakat son fragmanın da seyircilerle buluşmasının ardından durum farklı bir boyuta itildi.
Küçükçekmece'de, yağmur nedeniyle kontrolünü kaybeden bir otomobil, metrobüs yoluna girdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Küçükçekmece'de yağış nedeniyle kontrolden çıkan yolcu otobüsü, metrobüs yolu kenarındaki bariyerlere çarptı. FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN Bir bölümü metrobüs yoluna giren otobüsün yan dönmesi sonucu D-100 karayolunda trafik felç oldu. Sefaköy rampası Çobançeşme mevkiinde saat 16.30 sıralarında meydana gelen kaza iddialara göre şöyle gelişti: Özel bir firmaya ait içinde yolcu bulunmayan 34 YUY 74 plakalı yolcu otobüsünün sürücüsü, yağmurla kayganlaşan yolda otobüsün direksiyon hakimiyetini kaybetti. Metrobüs yolu kenarında bulunan çelik bariyerlere çarparak durabilen otobüs yan döndü ve bir bölümü metrobüs yoluna girdi. Kaza nedeniyle D-100 karayolunun özellikle Topkapı yönü trafiğe bir süre kapandı. Avcılar yönüne giden metrobüs seferlerinde de kaza nedeniyle aksamalar oldu, yollarda uzun araç kuyrukları oluşturdu. Bazı sürücüler araçlarından inerek kontak kapadı. Yaklaşık 1 saat süren trafik sıkışıklığı otobüsün vatandaşlar ve çekicinin yardımıyla yol kenarına alınmasıyla açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'nin seçim bildirgesini 'bizzat okuduğunu, kendi kanaatlerini ifade ettiği' açıklamasının ardından muhalefet partilerinden tepki geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçen hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla Başkanlık sistemi üzerine detaylı bir görüşme yaptıklarını söyleyerek, "Başbakanla konuştuk, bizzat kaleme aldı ben de okudum" demesinin ardından, muhalefetten Erdoğan'a tepki yağdı. Erdoğan, Doğu Avrupa temasları kapsamında Slovenya'ya hareket etmeden önce Atatürk Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Başkanlık sisteminin AK Parti seçim bildirgesine resmen yazılacağını da ilk kez açıkladı. MUHALEFETTEN ERDOĞAN'A 'SEÇİM BİLDİRGESİ' ELEŞTİRİSİ Muhalefetten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim bildirgesi üzerine yaptığı açıklamalara tepki geldi. Hürriyet'in derlediği tepkilerde CHP'den Gürsel Takin, MHP'den Oktay Vural, HDP'den ise PErvin Buldan konuya ilişkin değerlendirme yaptı. GÜRSEL TEKİN: MHP VE HDP DE GÖNDERSİN CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, "Sayın Cumhurbaşkanı, sağ olsun, zaten meydanlarda CHP için sürekli 400 vekil istiyor. Bu durumda, elbette kendisine seçim bildirgemizi göndereceğiz. MHP ve HDP de göndersin. Bakalım testi geçebilecek miyiz?" dedi. "BU KADAR TARAFSIZ BİR CUMHURBAŞKANI..." Tekin, şöyle devam etti; "Bu kadar tarafsız bir cumhurbaşkanı var. Madem seçim bildirgelerini istiyor. Bu hafta içinde göndeririz. HDP ve MHP de gönderirler. İnşallah testi geçeriz. Ekleme yapar mı, yapmaz mı onu da görürüz. Zaten Sayın Erdoğan çıktığı her mitingde 400 vekil istiyor. CHP için 400 vekil istiyor. Elbette kendisinin bu nezaketini, bu çabasını karşılıksız bırakmayız. Biz de seçim bildirgemizi kendisine göndeririz". OKTAY VURAL: CUMHURBAŞKANI DEĞİL AKP'NİN BAŞKANI MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Biz Cumhurbaşkanı'na seçim sonuçlarını göndereceğiz" derken, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Erdoğan'ın sözlerine "Cumhurbaşkanı değil, AKP'nin başkanı" diyerek tepki gösterdi. MHP'Lİ VURAL: TÜRKİYE'DE CUMHURBAŞKANI BOŞLUĞU VAR... MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "kendisini Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olmadığını ortaya koydu" diyerek Erdoğan'a tepki gösterdi. Vural, şöyle konuştu; "Millet ona Cumhurbaşkanı ol dedi. O parti yönetiyor, seçim yönetiyor. Cumhurbaşkanı olurken Anayasa'ya bağlı kalacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etmişti. Hem Anayasa'ya aykırı davrandığını, hem de namus ve şerefi üzerine yeminine sadık kalmadığını ortaya koymuştur." Vural, "Türkiye'de bir cumhurbaşkanı boşluğu bulunduğunu" da vurgulayarak, "Cumhurbaşkanı maalesef Cumhurbaşkanı sıfatıyla görevinin yapamamaktadır. Bir Cumhurbaşkanı'nın, bir partinin seçim beyannamesi üzerinde çalışma yapması kendisinin hala AKP Genel Başkanı sıfatını taşıdığını ortaya koyuyor. seçim kampanyasını da bizzat kendisi sürdürüyor. Namus ve şeref yeminine sadık kalmayan birinin milletle, değerlerle, hukukla irtibatı kesilmiş demektir." "KENDİSİNİ SEÇENLERİN İRADESİNİ BİLE HİÇE SAYIYOR" Vural, "Biz Cumhurbaşkanı'na seçim beyannamesini değil inşallah seçim sonuçlarını göndereceğiz. Kendisini seçenlerin iradesini bile hiçe sayıyor. Kendisi Cumhurbaşkanı olarak seçilmişti. Ama genel başkan gibi davranıyor. Milletvekili adaylarını belirliyor, seçim beyannamesini hazırlıyor. Bu davranışları, Türkiye'de istikrarsızlığın ve güvensizliğin kaynağı olmuştur" dedi. PERVİN BULDAN: "CUMHURBAŞKANI GİBİ DEĞİL, AKP BAŞKANI GİBİ DAVRANIYOR" HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı'nın hiç bir zaman tarafsız olmadığını belirterek şöyle konuştu; "Cumhurbaşkanı Erdoğan sürekli AKP'nin başkanlığını yapan bir konumda, durumda oldu. Biz hep Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiği görüşlerimizi ifade ettik ama bugün ne yazık ki Cumhurbaşkanı, AKP'nin Başkanı olarak davranıyor. Seçim beyannamesine başkanlığı yazdırıp, görüş ifade etmesi taraflılığının göstergesidir". Buldan, seçim beyannamelerini Cumhurbaşkanına gönderip göndermeyecekleri sorusuna ise; "Biz taraflı biri olduğu için kendisine seçim beyannamemizi göndermeyiz. Biz halkımıza dayanarak onların talepleri doğrultusunda seçim beyannamemizi yazıyoruz. Tek bir insanın dudağından çıkacak kelimeler doğrultusunda yazmıyoruz" dedi. ERDOĞAN SEÇİM BİLDİRGESİNE İLİŞKİN NE DEMİŞTİ? Erdoğan'ın Başkanlık sistemine ilişkin, Atatürk Havalimanı'nda şu açıklamaları yapmıştı: "Ben Başkanlık sistemiyle ilgili açıklamalarımızı başbakanlığımdan çok önce daha belediye başkanlığım dönemide dile getirmiş, bu konuyu siyasetçi olarak hep gündemde tutmuş bir insanım. Dünyanın neresinde başkanlık yada yarı başkanlık sistemi uygulanıyorsa bir arı marifetiyle faydalı olanları alır kendi sistemimizi ortaya koyarız demişimdir. GÜÇLÜ DEVLET GELENEĞİ Biz kendi sistemimizi kurma kabileyetine sahip bir ülkeyiz. Biz devletçik yada kabile devleti değiliz. Güçlü bir devlet geleneğine sahibiz. Bunu çok net söylemek durumundayız. Biz Sayın Başbakan'la konuştuk. Sayın Başbakan da bizzat kaleme aldığı sisteme yönelik anlayışını dile getirdi. Ben de kanaatlerimi dile getirdim. Başbakanla konuştuk, bizzat kaleme aldı ben de okudum. Seçim bildirgesinin içine başkanlıkla ilgili eklemeleri yapacaklar. Şahsen benim için olumlu bir gelişme. Niye derseniz? Türkiye'nin artık patinaj dönemin aşabilmesi için başkanlık sistemine geçmesi gerekiyor. Parlementer sistem adeta bizi tıkamıştır. Bir sıçramalarımızı yapmak suretiyle muhasır medeniyetlerin üstüne çıkmamız lazım. Yerli olurken dünyadaki sistemlerden faydalanmayacaksınız diye bir şey var mı? "KİM YAPTI O AÇIKLAMAYI BİLMİYORUM" Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın geçen hafta Başkanlık Sistemi'yle ilgili 'Alaturka-Alafranga' benzetmesinin sorulunca "Kim yaptı o açıklamayı bilmiyorum!" dedi.
Marie Laguerre isimli öğrencinin kişisel Facebook hesabından paylaştığı güvenlik kamerası görüntüsü 1 milyondan fazla kez izlendi. Videoda, 22 yaşındaki Laguerre'in önce saldırgan adamla karşılaştığı ve sonra bir kafenin hemen yanında tokatlandığı görülüyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fransa'da kendisini taciz eden bir erkek tarafından sokak ortasında tokatlanan genç kadının görüntüleri ülkede yeni bir ceza tartışması başlattı. Marie Laguerre isimli öğrencinin kişisel Facebook hesabından paylaştığı güvenlik kamerası görüntüsü 1 milyondan fazla kez izlendi. Videoda, 22 yaşındaki Laguerre'in önce saldıgan adamla karşılaştığı ve sonra bir kafenin hemen yanında tokatlandığı görülüyor. YENİ TACİZ CEZALARI GÜNDEMDE: Sosyal medyada görüntüleri binlerce kez paylaşılan olay, parlamentodan bu hafta geçmesi beklenen yeni taciz cezalarını da gündeme getirdi. Buna göre taciz suçu işlediği tespit edilen kişiler, 90 euro ile 850 euro arasında değişen para cezalarına çarptırılabilecek. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanı Marlene Schiappa, sonbaharda ilk cezaların kesilmeye başlayacağını düşünüyor. CİNSEL İÇERİKLİ SESLER....: 22 yaşındaki Laguerre, Facebook hesabında paylaştığı olayın ayrıntılarını Fransız radyosunda anlattı. Geçen Salı günü yaşanan olayda Paris'in 19. bölgesinde yürüdüğü sırada bir adamın önce müstehcen ifadelerle kendisine hakaret etmeye başladığını sonrasında "cinsel içerikli sesler çıkardığını" söyledi. Laguerre, "Bu ne o gün, ne o hafta, ne de o ay ilk değildi. Üst üste geliyordu. Sonunda dayanamadım ve 'Sesini kes' dedim. Duymaz sanıyordum ama duydu." dedi. Kafenin güvenlik kamerasında bu andan sonra adamın eline bir kül tablası alarak fırlattığı görülüyor. Sonrasında ise adamın genç kadına doğru yürüdüğü ve kafede oturanların bakışları arasında tokat attığı izleniyor. "Bana vuracağını biliyordum" diyen Laguerre tokat anını da, "Kaçabilirdim ama bu söz konusu bile değildi. Direkt gözünün içine bakacak ve asla özür dilemeyecektim" diyerek anlattı. VİDEO 1 MİLYONDAN FAZLA KEZ İZLENDİ: Genç kadına şiddet uygulayan adam kafedekilerin tepkisiyle oradan uzaklaştı. Laguerre de olay sonrası ilk anda evine gitti ancak hemen sonra polis başvurusu için tanık yardımı almak için kafeye geri döndü. İş yeri sahibinin saldırganın yakalanması için verdiği görüntüyü sosyal medya hesabında paylaştı ve bu video 1 milyondan fazla kez izlendi. "SESSİZ KALAMAZDIM": Marie Laguerre, saldırgan adama karşı koymanın güç olduğunu ama bunlara "dur" deme zamanının geldiğini söyledi. Facebook'ta paylaştığı mesajda, "Sessiz kalamazdım. Sessiz kalmamalıyız." dedi. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanı Schiappa, Le Parisien gazetesine verdiği demeçte, saldırıdan duyduğu öfkeyi paylaşarak, yeni kanunun bu tür tacizlere önlem olma amacı taşıdığını söyledi. Schiappa, Fransa'nın Dünya Kupası kutladığı gün yapılan kutlamalarda birçok kadının taciz edildiğini söyleyerek bu kadınlara polise başvurma çağrısı yaptı.
Alman spor dergisi Kicker, Almanya Birinci Ligi takımlarından Borussia Dortmund'da oynayan milli oyuncu Nuri Şahin'i övdü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: "Şahin kilit oyuncu" başlığıyla verilen haberde, sahaya öz güveni ile "mutlak bir lider" olarak çıkan Nuri'nin, takımda büyük kabul gördüğü, sahada oyuncuları yönlendirdiği, eleştirdiği ve oyunlarını düzelttiği belirtildi. Haberde, Nuri'nin teknik direktör Jürgen Klopp'un oyun sisteminde kilit oyuncu olarak yer aldığı ifade edildi. Borussia Dortmund'un da değerlendirildiği haberde, bu genç, dinamik ve başarılı takımının geleceğinin parlak olduğu kaydedildi.
Demirkırat'ı yeniden şaha kaldırma projeleri ne kadar karşılık bulacak. Yoksa yapılan 'ölü atı kırbaçlamak'tan başka bir şey değil mi?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngilizcede, benim çok sevdiğim bir deyim vardır: 'Flogging the dead horse!', yani 'ölü atı kırbaçlamak'! DYP'nin ANAP'la birleşmesi, yeniden 'Demokrat Parti' adını alması, maalesef hiçbir şeyi değiştirmedi. Yukarıdaki 'kırbaçlayıcı' satırların sahibi Zaman yazarı Hilmi Yavuz... Yavuz, bügünkü yazısında Demokrat Parti'de olan-biteni bakın nasıl değerlendiriyor: - DP, AP, DYP ve ANAP'ın Türkiye siyasetinde hiçbir mana ve ehemmiyeti kalmamıştı. (Bunun farkında olan bir tek kişi ise, bana sorarsanız, Süleyman Demirel'den başkası değildir.) Bundan birkaç gün önce Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Cindoruk'un Süleyman Demirel'i Ankara'da, Güniz Sokak'taki evinde ziyaret etmeleri, tam da 'ölü atı kırbaçlamak' girişimidir. Tansu Çiller'den Mehmet Ağar'a, Süleyman Soylu'dan Hüsamettin Cindoruk'a kadar, ölü 'demir kır at'ı kırbaçlayarak ayağa kaldırmak isteyenler, Adnan Menderes'in partisinin adına ve kimliğine sığınmakla, ne kertede âciz bir durumda olduklarını ortaya koymuşlardır. Menderes'in mirasından geçtik, hatırasını bile temsil etmiyor artık! Tansu Çiller'in veya Ahmet Özal'ın, DP'nin başına geçmesi, hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Tabiat gibi, siyaset de hükmünü icra ediyor çünkü: DP, bugün Türkiye'de hiçbir farklı fikri, hiçbir doktrini, kısaca hiçbir siyaseti ve asıl önemlisi, hiçbir büyük heyecanı temsil etmiyor. Miadını çoktan doldurdu çünkü...
Rusya'da bir sirkte yaşanan olayda, gösteri kaplanı kriz geçirdi. Korku dolu anlar kameraya saniye saniye yansıdı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Rusya'nın Magnitogorsk şehrinde bir sirkte yaşanan olayda, gösteri kaplanı kriz geçirdi. Performans sergilediği sırada bir anda kriz geçirmeye başlayan kaplan korku dolu bakışların arasında titremeye başladı. İşte o korku dolu anlar... (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.)
Hükümet ile Gülen cemaati arasındaki kavgada Cumhurbaşkanı Gül, hangi tarafa daha yakın duruyor?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Vatan si yazarı Ruşen Çakır, Cumhurbaşkanı Gül'ün hükümete karşı cemaatle birlikte hareket ettiği iddiasını gülünç buldu. Dershane tartışmasıyla birlikte alevlenen gerilim aslında yeni değil. İlk kırılmanın Mavi Marmara'da yaşandığı taraflar arasındaki güven bunalımı MİT kriziyle doruğa tırmandı. İşte bu süreçte Gül nasıl bur tutum izledi? Gül için cemaate daha yakın olduğu, hatta birlikte parti kuracaklarını iddia edenler bile oldu. Tartışmayı bugünkü köşesinde ele alan Ruşen Çakır, Gül'ün neden cemaatçi olmadığını "Çünkü genç yaşta Necip Fazıl Kısakürek’in “Büyük Doğu” adı verilen çizgisini takip eden Gül, Milli Görüş hareketine de hep yakın durdu." sözleriyle anlattı. MİT KRİZİ Sorunun sadece dershane olmadığını savunan yazar, Gül'ün iki taraf arasındaki krizde iktidara yakın olduğunu yakın dönemdeki krizleri anlatarak cevap verdi. (...)Gül’ü Gülen hareketiyle irtibatlandırmaya çalışanlar, hükümetle cemaat arasında, Mavi Marmara’dan sonraki en ciddi kırılma olan MİT krizini bilerek ya da bilmeyerek göz ardı ediyorlar. Çünkü özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya’nın diğer eski ve görevdeki MİT mensuplarıyla birlikte ifadesini almak istediği Müsteşar Hakan Fidan’a sadece Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu değil Cumhurbaşkanı Gül de hep sahip çıktı, çıkıyor. Zaten savcının soruşturmaya kalktığı demokratik açılım ve Oslo gibi süreçlerin Çankaya’dan habersiz ve bağımsız yürütülmesi de herhâlde söz konusu değildir. Dolayısıyla, Gül ile cemaat arasındaki ilişkiler üzerine kafa yoranların, 7 Şubat 2012 gününden bu yana MİT krizi konusunda kamuoyunu ve daha önemlisi, ülkeyi yönetenleri tatmin edecek herhangi bir açıklamanın yapılmamış olmasını; Başbakan Erdoğan’ın geçen haftaki canlı yayında değindiği gibi “sorumluluk makamındakilerin fitnecileri ayıklama” yoluna gitmemelerini de hesaba katmaları gerekir. DERSHANELERDEN İBARET OLSAYDI Daha işler bu noktaya gelmeden önce “Mesele sadece dershaneler değil” (http://www.rusencakir.com/Mesele-sadece-dershaneler-degil/2132) demiştik. Geçen süre zarfında cemaatin tartışmayı eğitim alanına taşıma çabalarına karşılık hükümetten (Başbakan’dan) “kararlıyız, dershaneleri dönüştüreceğiz”den başka bir açıklama duymadık. Çünkü sorun çoktan dershaneleri aştı. Eğer aşmamış olsaydı belki Gül, Cumhurbaşkanı olarak bir “ara formül” için uğraşabilirdi. Şu hâliyle olaya müdahalesi onun “siyasetüstü” konumunu riske atması anlamına gelir. Sonuç olarak Gül, Başbakan Erdoğan’a göre Gülen cemaatine daha yakın görünüyor olabilir ama Başbakan’a karşı cemaat ile birlikte hareket ettiği önermesinin hiçbir şekilde doğru olduğunu düşünmüyorum. "
İçişleri Bakanlığı’nın hazırlattığı raporda özel güvenlikçiler için iki teklif yer alıyor; Özel güvenlikçilerin ‘koruma memuru’ statüsüne alınması ve sektörün baştan düzenlenmesi...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın İstanbul Adalet Sarayı’ndaki odasında şehit edilmesinin ardından başlayan özel güvenlik sektörü tartışması devam ediyor. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bu konuda bir rapor hazırlattı. Alınan bilgilere göre, yeni düzenlemeye ilişkin ‘taslak’ niteliği taşıyan raporda iki teklif yer alıyor. İlki özel güvenlikçilerin ‘koruma memuru’ statüsüne alınarak adliye ve diğer yüksek güvenlik riski taşıyan kurumlarda görevlendirilmesi, diğeri ise sektörünün tamamen yeni baştan düzenlenmesi. Rapor, son Bakanlar Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da sunuldu. Rapora göre, mevcut özel güvenlik personelleri arasında yaş ve eğitim durumu uygun olanlar ‘koruma memuru’ sıfatıyla göreve başlayacak. Daha önce de gündeme gelen polisle bekçi arasında bir statü olarak değerlendirilen ‘koruma memuru’ eğitimleri için özel bir müfredat belirlenecek ve polis okullarının altyapısı bu eğitimler için kullanılacak. YÜZDE 94'Ü YETERSİZ Rapora göre Türkiye’de özel güvenlik eğitimi alan kişi sayısı 1 milyon 774 bin. 286 bin kişi ise fiilen çalışıyor. Bunların yüzde 30’u 26-30 yaş aralığında ve yüzde 94’ü polislik için yetersiz. Kamu kurumlarında çalışan özel güvenlik sayısı da yaklaşık 180 bin. Raporun Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Hizmetleri Daire Başkanlığı uzmanlarınca sektör uzmanlarının herhangi bir katkısı olmadan hazırlandığı öğrenildi. Sektör temsilcilerinin görüşlarinin de alınmasının ardından yeni düzenlemenin nasıl olacağı tam olarak netlik kazanacak. NİTELİKLİ ÖZEL GÜVENLİK Diğer alternatif ise ‘nitelikli özel güvenlik’ sistminin hayata geçirilmesi. Bu düzenlemeye göre de en az 5 yıl sektörde çalışmış personelin özlük hakları ve eğitimleri düzenlenerek adliye, lojman ve stadyum gibi yerlerin korumasını devralacak. Eğlence yerlerindeki ‘fedai’ tipi uygulamaların yerini de bu güvenlik personeli alacak. Sektör uzmanlarına göre, bu düzenleme özel güvenlik sektörünün tamamen ortadan kalkması anlamına gelmiyor. Düzenleme hayata geçerse stadyum, adliye ve diğer kamu kurumlarında özel güvenlik yerine koruma memurları görev yapacak. Özel güvenlikler ise diğer alanlarda devam edecek. CSG Güvenlik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk de bu uygulamanın küçük firmalar yerine büyük kurumsal yapıları öne çıkaracağını ve sektörün nitelikli hale gelmesine yardımcı olacağını söyledi.
HDP'li Hınıs Belediye Başkanı Hasan Basri Fırat "PKK adına sözde mahkeme kurduğu" iddiasıyla tutuklandı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Erzurum'un Hınıs ilçesinin HDP'li Belediye Başkanı Hasan Basri Fırat, "bölücü terör örgütü PKK adına sözde Adalet Komisyonu kurduğu ve bir vatandaşı yargılayarak cezalandırdığı" iddiasıyla tutuklandı. Alınan bilgiye göre, dün gözaltına alınan Fırat'ın yanı sıra DBP Hınıs İlçe Başkanı, DBP Tekman İlçe Başkanı ve Tekman Kaymakamlığında çalışan bir personel, "PKK'ya yardım ve yataklık yaptıkları"suçlamalarıyla sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Belediye Başkanı Fırat'ın, terör örgütü PKK adına "sözde Adalet Komisyonu kurduğu, bir kişiyi burada yargıladığı, vatandaşa para cezası verdiği, vatandaşı ilçeden sürgün ettiği ve sözde mahkemede verilen kararlara imza attığı" iddiasıyla tutuklandığı kaydedildi.
Yıllardır erozyona karşı mücadele veren, Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova beldesinde 10 yıl içinde yaklaşık 10 kilometrelik bir alan denize aktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Parça parça yapılan mendireklerin çözüm getirmediğini savunan Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer, yetkililere Altınova'nın 'acil eylem planı ya da afet bölgesi' kapsamına alınması çağrısında bulundu. Altınova’daki kıyı erozyonu felaket boyutuna ulaştı. Dalgakıranlar için devletin çıkardığı kısıtlı ödenekler de artık soruna çare olamıyor. Bölgeye toplam 50 dalgakıran gerekirken üç yıl içinde ancak 18 dalgakıran yapılabildi. Akıntının sirkülasyon oluşturduğu için kendi haline bırakıldığında 15 metrelik bir kayıp meydana gelirken dalgakıranların bittiği yerde 60 metrelik bir alanın yok olduğunu belirten Belediye Başkanı Asım Sürer, yılda 8'er dalgakıranın tahribatı hızlandırdığını söyledi. Sürer, devletin kıyı erozyonuna el atması gerektiğini ifade ederek, "Yetkililere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. En büyük endişemiz, bir-iki yıl içinde doğal kum adamızı kaybedeceğiz. Uzmanların raporlarıyla birlikte DLH ve ilgili bakanlıklara tehlikenin boyutlarını gösteren onlarca müracaatımız oldu. Parça parça yapılan dalgakıranların soruna çözüm olmadığını bildirdik. Devlet Limanlar Havayolları, Altınova kıyı erozyonunun yatırım planına alınabilmesi için bizden dolgu imar planı ile sismik ve jeolojik inceleme yaptırmamızı istiyor. Kısıtlı bütçemize karşın 200 bin lira maliyetli bu çalışma için 4 bakanın onayı ve aylarca sürecek bürokratik işlemler gerekiyor" dedi. “AFET KAPSAMINA ALINSIN” O bakanlık, bu bakanlık dosyaların gidip geleceği zaman kaybını göze alamayacaklarını belirten Başkan Sürer, devletin soruna acil çözüm bulması gerektiğini vurguladı. Sürer, "Kıyı erozyonunu afet bölgesi ve acil eylem planı içine aldırabilirsek, çıkarılacak ödenekle dalgakıranları kısa sürede tamamlayabiliriz. 10 yılda 10 kilometre bir alan kaybettik. Vatandaşların yüzlerce dönüm tapulu arazisi sulara gömüldü. Deniz evlere dayandı. İmar planı beklemeye zaman kalmadı. Tekrar başa dönmeye gerek yok. Sürekli akan toprak, denizde sığlaşmaya ve ekolojik dengenin bozulmasına da yol açıyor. Elimizde fotoğraflar ve raporlarla birlikte yetkililere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Kıyı erozyonunun hızla yayıldığı gerçeği, yatırım önceliklerinin belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken bir olgudur" diye konuştu. YATIRIMCILAR GERİ DÖNÜYOR Altınova, 14 kilometrelik kumsalı ve verimli topraklarıyla geleceğini ekolojik tarım ve turizmde arıyor. Erozyonun ellerini kollarını bağladığını, marina ve rekreasyon alanlarından oluşan sahil projesini hayata geçiremediklerini söyleyen Başkan Sürer, "Altınova'mıza yatırımcı davet ediyoruz, erozyonu görünce geri dönüyor" dedi. Yıllardır Altınova'yı tehdit eden kıyı erozyonunun, Madra çayına yapılan baraj ve beldenin karşı kıyısında bulunan Midilli'deki marinalar yüzünden son yıllarda etkisini daha da arttırdığı belirtildi.
Bebeklerin yürümesini hızlandırdığına inanılan yürüteçler, ölümle sonuçlanabilen kazalara davetiye çıkarıyor
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Birinci Bebek Klinik Şefi Doç. Dr. Can Demir Karacan, ailelere, yürüteçlerin doğurduğu tehlikelerle ilgili uyarılarda bulundu. 5-15 ay arasındaki bebeklerin yarıdan fazlasında yürüteç kullanıldığını belirten Karacan, ''Bebeklerin hemen hemen hepsi yürüteçten hoşlanır. Ebeveynler de sürekli ilgi isteyen bebeklerini oyalayan, böylece kendilerine boş vakit kazandıran bu aracı kurtarıcı olarak görürler'' diye konuştu. Eğlence yönünün yanında, ''Yürüteçlerin bebeklerin yürümeyi öğrenmesini kolaylaştırdığı, bir çeşit yürüme antrenmanı işlevi gördüğü'' kanısının yaygın olduğunu, bazı anne ve babaların da ''Bu aracın bebeği güvende tutacağını'' düşündüğünü anlatan Karacan, şunlara dikkati çekti: ''Aslına bakılırsa bunların hiçbiri gerçekte doğru değil. Yürüteçlerin çocuk gelişimini ne şekilde etkilediğini inceleyen çeşitli çalışmalar, bunların bir çocuğun yürümeyi öğrenme zamanını etkilemediğini göstermiştir. Üstelik çalışmaların çoğu, bu araçların yürümeyi bir kaç hafta geciktirdiğini bile ortaya koymuştur. Yürüteç kullanan bebekler, önce anormal bir yürüme biçimi kazanabilirler, fakat bu durum kısa süre içinde düzelir.'' ''ASIL SORUN GÜVENLİK'' Asıl sorunun bu araçların güvenilir olmamasından kaynaklandığına işaret eden Karacan, ''Yürüteçler, çok sayıda bebeğinhastaneacillerine getirilmesine yol açmakta, bunların bir kısmı ne yazık ki ölümle sonuçlanmaktadır'' uyarısını dile getirdi. Karacan'ın verdiği bilgiye göre, yürüteçler şu kazalara yol açıyor: -Basamaktan/merdivenden düşme: En sık karşılaşılan sorun. Özellikle merdivenden düşme kemik kırıklarına ve ağır kafa yaralanmalarına yol açabiliyor. -Yanma: Yürüteçteki bebekler daha yüksek yerlere erişebilir. Böylece masa örtüsünü çekerek masa üzerindeki sıcak çayı, kahveyi devirebilir, ocaktaki çaydanlığa dokunabilir, radyatörlere, şömineye ulaşabilirler. -Boğulma: Yürüteçteki bir bebek küvete veya havuza düşebilir. -Zehirlenme: Zehirlenmeler de yürüteçteki bir bebeğin daha yükseğe erişebilmesinden kaynaklanır. ''ANNE VE BABALARIN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYOR'' Yürüteçten kaynaklanan bebek yaralanmalarının çoğunun, anne ve babaların gözü önünde meydana geldiğini bildiren Karacan, ''Yürüteçteki bir bebek saniyede 1 metreden fazla yol aldığı için en yakınındaki kişiler bile çabuk müdahale edemez, kazayı önleyemez'' dedi. Dünyada ilk başlarda yürüteç güvenliğiyle ilgili standartların sıkışmaları önlemeye dönük olduğunu, daha sonra ise düşmeleri önleyecek standartlar geliştirildiğini anlatan Karacan, 1997 yılında ABD'de yürüteçlerin ya kapıdan geçemeyecek kadar geniş ya da basamak kenarında durmayı sağlayacak fren sistemine sahip olmasını zorunlu kılan standardın yürürlüğe konduğunu söyledi. Avrupa'da 2005'te değişen bebek yürüteci güvenlik standardının da basamak kenarı frenini zorunlu hale getirdiğini belirten Karacan, ''Bununla birlikte, bu iyileştirmeler bile yürüteçlerden kaynaklanan tüm yaralanmaları önlemekten uzak. Çünkü tekerleğe sahip oldukları için bebekler yine hızlı hareket edebilir ve daha yükseğe erişebilirler'' şeklinde konuştu. Amerikan Pediatri Akademisi'nin, uzun süredir tekerlekli yürüteçlerin üretim ve satışının yasaklanmasını önerdiğini vurgulayan Karacan, Kanada'da ise 2004'te bebek yürüteçlerinin satışı, ithalatı ve reklamının yasaklandığına dikkati çekti. Karacan, ''Aileler bebeklerinin güvenliği için yürüteçten uzak durmalıdır. Bebeklerin bakıldığı bakım merkezi veya başkasına ait evlerde de yürüteç olmadığından emin olunmalıdır. Bebek yürüteçleri yerine, yürütece benzeyen ama tekerlekleri olmayan, oturağı dönebilen, eğilebilen, yukarı aşağı hareket edebilen araçlar kullanılabilir. Bebeklerin oturup, kalkıp, emekleyip yürüyebileceği emniyetli oyun alanları da uygun bir seçim olacaktır'' diye konuştu.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'nin (BAE) Dubai kentinde mayıs ayından itibaren robot polisler (Robocop) görev yapmaya başlayacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD yapımı 1987 tarihli Robocop filmindeki robot polis öyküsü gerçek oluyor. Gulf News'in aktardığına göre, Dubai'de bir forumda açıklama yapan Dubai Polisi Gelecek Yapılandırma Merkezi Müdürü Tuğgeneral Abdullah Bin Sultan kent polisine mayıs ayından itibaren yüz tanıma teknolojisine sahip robot bir polisin katılacağını duyurdu. Birden fazla dili konuşabilen Robocop 20 metre uzaklıktan yüz tarama ve tanıma işlemini gerçekleştirebilecek, ayrıca üzerindeki dokunmatik ekran sayesinde kent sakinleri herhangi bir suçu ihbar etme imkânı bulacak. ​'2030'A KADAR POLİS GÜCÜNÜN YÜZDE 25'İNİ OLUŞTURMASINI İSTİYORUZ' Bin Sultan "Gelecekte daha fazla robot polise sahip olmayı planlıyoruz. 2030 yılına kadar robot polislerin toplam polis gücünün yüzde 25'ini oluşturmasını istiyoruz" dedi. Polis yetkilileri 2025 yılında kadar Dubai'nin dünyanın en güvenli 5 kentinden biri olmasını hedeflediklerini de vurguladı. ​Robocop ayrıca vücudunda doğrudan Dubai polisi çağrı merkezlerine bağlanabilen mikrofona da sahip. Polis yetkilileri gelecekte ülkenin en büyüğü olacak bir DNA veri bankası kurma hedefinde olduklarını da aktardı.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birliğin girişim ve gayretleriyle 3 yıl uzatılan fındıkta alan bazlı destekleme ödemesinin 2012 yılı par...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birliğin girişim ve gayretleriyle 3 yıl uzatılan fındıkta alan bazlı destekleme ödemesinin 2012 yılı parası olan dekar başına 150 liranın hesaplara yatırıldığını bildirdi. Bayraktar, “Üreticimize bu yıl 706 milyon lira, 3 yılda 2,3 milyar liraya yakın ödeme yapılacak” dedi. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, genellikle küçük arazilerde ve aile işletmeciliği biçiminde üretilen fındığın, tarım sektöründe yarattığı katma değer, ihracatta elde edilen milyar dolarları aşan döviz geliriyle daima ön planda yer alan ürünlerden biri olduğunu belirtti. Ekonomide önemli yeri olan fındıkta, Türkiye’nin dünya fındık ihtiyacının yaklaşık yüzde 75’ini karşıladığını vurgulayan Bayraktar, “Yaklaşık 713 bin hektar arazide 400 bin kadar çiftçimiz fındık üretimiyle uğraşıyor. Bu sezon şu ana kadar yaklaşık 252 bin ton iç fındık ihraç edilmiş, karşılığında 1,5 milyar doları bulan döviz geliri elde edilmiştir. Geçen yıl 1,8 milyar dolar fındık ihraç edilmişti. Fındıkta ihracat sezonu 1 Eylül 2013 tarihine kadar sürecek. İhracat rakamları daha da artacak” dedi. 2 MİLYON ÜRETİCİ NÜFUSUNUN GEÇİM KAYNAĞI Özellikle fındık tarımı yapılan Karadeniz Bölgesi’nde yaklaşık 2 milyon üretici nüfusunun geçim kaynağı olan fındık üretiminin, aynı zamanda fındığa katma değer sağlayan sanayi sektöründeki istihdamı ve ticareti nedeniyle bölgede sosyo-ekonomik yapının lokomotifi durumunda olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Diğer taraftan üreticimiz, topoğrafik yapı nedeniyle tarıma elverişsiz, eğimli arazilere sahip zor coğrafyada fındık üretimi yapıyor. Erozyonu, olabilecek heyelanları önleyerek topraklarımızın muhafazasında rol oynaması bakımından da fındık büyük önem arz ediyor. Ancak 2012/2013 üretim döneminde gerek iklim şartlarının uygun gitmesi gerekse üründe ‘var yılı’ olması gibi nedenlerle rekolte 660 bin tonu buldu. Buna karşılık ‘400 bin fındık üreticisi - çok az sayıda alıcı’ gerçeği bölgede serbest piyasa ekonomisi şartlarının oluşmasına engel oluşturuyor. Lisanslı depoculuğun yaygınlaşmamış olması ve ürün ihtisas borsalarının oluşturulmaması, zaten borçlu olan üreticimizin elindeki fındığının hasadın yoğun olduğu dönemde yok pahasına elden çıkmasına neden olmakta, üreticimiz mağduriyet yaşamaktadır.” DEKAR BAŞINA BU YIL 150, 2014’TE 160, 2015’TE 170 LİRA ÖDENECEK Diğer taraftan stratejik öneme haiz olan fındık üretiminde üreticinin üretimin başlangıcından hasat dönemine kadar geçen devrede mazot, gübre, ilaç gibi gerekli temel girdileri kullandığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti: “Mazot, gübrenin yanı sıra fındık toplama işçilik ücretlerinin de eklenmesi maliyetleri daha da artırmaktadır. Üreticimiz, ürününü yüksek olan üretim maliyetlerinin altında satması durumunda zorda kalmaktadır. Birliğimizin, gerek Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gerekse Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker nezdindeki yoğun girişimler ve gayretleri sonucu 3 yıldır uygulanan ve 2011’de sona eren Alan Bazlı Desteklerin, 2012 yılından itibaren 3 yıl daha uzatılması sağlandı. Destekleme 2012, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla dekar başına 150, 160 ve 170 lira olacak.” TC KİMLİK NUMARASININ SON İKİ HANESİNE GÖRE ÖDEMELER BAŞLADI Alan bazlı destekten yararlanmak için Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüklerinin üreticilerin İcmal Formlarını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ulaştırmış olmaları gerektiğini belirten Bayraktar, “İcmalleri Bakanlığa zamanında gönderen illerin üreticilerine Alan Bazlı Desteğin 2012 yılı ürününe ait olan kısmının ödemeleri, bugünden itibaren (26 Haziran 2013) üreticilerimizin TC kimlik numaralarına göre banka hesap numaralarına yatırıldı. TC kimlik numaralarının son iki hanesine göre ödemeler başladı. 5 gün içinde ödemeler tamamlanacak” dedi. Bayraktar, şunları kaydetti: “Bu yıl, Çiftçi Kayıt Sistemi’ndeki (ÇKS) 340 bin dolayındaki fındık üreticisine, yaklaşık 471 bin hektar arazi için 706 milyon lira civarında alan bazlı destek ödemesi yapılacak. Alan aynı kalırsa, gelecek yıl 754, 2015 yılında ise 801 milyon lira ödeme olacak. Toplam ödeme 2 milyar 261 milyon lirayla 2,3 milyar liraya yaklaşacak. ÇKS kaydına giren alan artarsa bu rakamlar daha da yükselecek. Bu ödemeler, fındıkta halen maliyetlerin biraz üstünde fiyatın oluştuğu hatırlandığında, zor durumda olan üreticinin hasat için ihtiyaç duyduğu işçiliği ve diğer giderlerini karşılayacak, tarımsal girdileri temin ederek rahat bir nefes almasını sağlayacak.” (İHA)
Lübnan'daki Şii hareketi, hava saldırısında ölenler arasında Hizbullah'ın komutanlarından Cihad Mugniye'nin de olduğunu açıkladı. Mugniye'nin 2008'de Şam'da öldürülen babası İmad Mugniye de Hizbullah'ın askeri kanadının lideriydi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Lübnan'daki Şii Hizbullah hareketi, İsrail'in Golan Tepeleri'nin Suriye'nin kontrolündeki bölümünde düzenlediği hava saldırısında altı savaşçısının öldüğünü açıkladı. Ölenler arasında Hizbullah'ın komutanlarından Cihad Mugniye'nin yanı sıra ve en az bir İranlının da olduğu bildiriliyor. Hizbullah'a ait El Manar Televizyonu saldırıyla ilgili olarak, "İsrail'in Orta Doğu'nun her yerinde güvenliği tehlikeye atacak şekilde ateşle oynadığı" yorumunu yaptı. İsrail yetkilileri ise olayla ilgili yorum yapmayacaklarını açıkladı. Ancak adları açıklanmayan İsrail kaynakları helikopter saldırısında hedef alınan kişilerin eylem hazırlığında olduklarını bildirdi. 26 yaşındaki Cihad Mugniye'nin babası İmad Mugniye de 2008 yılında Suriye'nin başkenti Şam'da düzenlenen bir bombalı saldırıda öldürülmüştü. Hizbullah, askeri kanadının liderinin ölümünden İsrail'i sorumlu tutmuş, İsrail bu iddiayı yalanlamıştı. İmad Mugniye'nin 1980'li yıllarda Lübnan'da bir dizi Batılının rehin alınmalarının ardındaki isim olduğuna inanılıyordu. Hizbullah yetkilileri son saldırıda yaşamını yitirenler arasında Cihad Mugniye'nin yanı sıra hereketin komutanlarından Muhammed İsa'nın da olduğunu açıkladı. Muhaliflerin oluşturduğu Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail'in saldırısında İran'ın Devrim Muhafızları'nın bir üyesinin de öldüğünü bildirdi. İran'ın yarı resmi haber ajansı Tabnak ise ölen Devrim Muhafızlarının sayısının birden fazla olduğunu duyurdu. Nasrallah İsrail'i uyarmıştı Hizbullah lideri Şeyn Hasan Nasrallah kısa süre önce İsrail'i uyarmıştı. Nasrallah İsrail'in Suriye'deki saldırılarına misillemede bulunabileceklerini söylemişti. Güçlerinin uzun soluklu bir mücadele için silah stokladığını vurgulayan Nasrallah, İsrail'in her köşesini vurabilcek uzun menzilli füzeleri olduğunu belirtmişti. Hizbullah, Suriye'de Mart 2011'de rejim karşıtı isyanla başlayan ve 200 binden fazla kişinin öldüğü bir iç savaşa dönüşen çatışmalarda Devlet Başkanı Beşar Esad'ı destekliyor. İsrail'in de bu süreçte Suriye'de çeşitli hava saldırıları düzenlediği biliniyor. Bu saldırıların amacı "Suriye hükümetinden İran ya da Hizbullah'a roket transferini önlemek" olarak açıklanmıştı. 48 yıldır işgal altında İran tarafından da desteklenen Hizbullah İsrail ile 2006'da 34 gün boyunca savaşmıştı. Son saldırının düzenlendiği Golan Tepeleri'nin hemen hemen tamamı İsrail tarafından 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda işgal edilmişti. Bölgenin sadece yaklaşık 320 kilometrekarelik bir bölümü Suriye'nin kontrolünde. Suriye ve İsrail işgalden bu yana teknik olarak savaş halinde. Golan Tepeleri'nde ise 70 kilometre uzunluğundaki silahsızlandırılmış bölgede ise Birleşmiş Milletler'e ait bir gözlem gücü görev yapıyor.
KAYSERİ'de matematik öğretmeni tarafından tecavüz edildiği iddia edilen Cansel Buse Kınalı'nın okulunda bir öğrenci daha intihar etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: KAYSERİ'de psikolojik sorunları bulunduğu ileri sürülen lise öğrencisi 17 yaşındaki Egemen F., oturdukları apartmanın 9’uncu katından atlayıp intihar etti. Bir süre önce öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayan ve polis babasının tabancasıyla yaşamına son veren Cansel Buse K. ile aynı okula giden ve bir başka sınıfta okuyan lise son sınıf öğrencisi Egemen F., ailesinin evde olmadığı sırada canına kıydı. Liseli Egemen’in, bir süredir psikolojik rahatsızlığı nedeniyle ilaç kullandığı belirtildi. Merkez Melikgazi İlçesi Köşk Mahallesi, Acıbadem Sitesi B blok 59 numaralı dairede meydana gelen olay sonrası, iç kanama geçiren Egemen F., sevk edilen 112 ekiplerinin uzun süreli yaptığı kalp masajına karşın kurtarılamadı. Liseli gencin cesedi otopsi için Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Polis yetkilileri, intihar eden gencin içine kapalı ve çekingen bir yapıda olduğunu, uzun süreden bu yana psikolojik ilaçlar kullandığını, hafta içerisinde intihar eden Cansel Buse K.’nın gittiği Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi’ndeki bir başka sınıfta öğrenim gördüğünü ifade etti.
G.Saray Spor Kulübü resmi internet sitesinden bugün bir gazetede çıkan Adnan Polat haberi üzerine bir açıklama yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İşte o açıklama Sayın Adnan Polat’ın Kulübümüz Başkan Yardımcısı olduğu ve aradan altı yıl geçmiş bir döneme ilişkin bir belge aslının tevsiki konusunda başlatılan bir soruşturmanın medyada yer alış biçimiyle, kamuoyunda haksız ve yanlış bir kanı uyandırması olasılığına karşı bazı hususların açıklanması zarureti hasıl olmuştur. 1. Kulübümüz son altı yıl zarfında, yapılanma çalışmalarına bağlı olarak birden fazla mekan değiştirmiş ve son olarak yaklaşık 8 ay önce bugünkü merkezi olan Ali Sami Yen Spor Kompleksi TT Arena’ya taşınmıştır. Halen geçmiş yıllar arşiv düzenlemesi çalışmaları imkanlarımız ölçüsünde sürdürülmektedir. 2. Kulübümüz açısından çeşitli ödemelerin gecikmesinden kaynaklanan fevkalade ciddi sorun ve ihtilafların yaşandığı bir dönemde, özellikle UEFA ve başta CAS olmak üzere hukuk kurumlarına intikal etmiş davalar sırasında ilgili kurumlar ve Kulübümüz avukatlarının talebi üzerine pek çok belgenin aslı ilgili dosyalara, kişi ve kurumlara sunulmuş bulunmaktadır. 3. Genel Kurulumuzca ibra edilmiş olan söz konusu döneme ilişkin, gerek Kulüp Denetim Kurulu gerek mali denetim kurulları ve gerekse İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçiliği tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda bahis konusu hususa yönelik hiçbir usulsüzlük tespit edilmemiştir. Başkanımıza bugüne kadar vermiş olduğu hizmetler dolayısıyla Kulübümüz adına teşekkürü bir borç biliriz. Kamuoyunun bilgisine sunarız. Galatasaray Spor Kulübü
Malezya Havayolları'nın günlük zararı 1.6 milyon dolara çıktı, havayolu şirketi ticari olarak bitti
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Malezya Hava Yolları deyim yerindeyse artık bitti. Mart ayında okyanusta kaybolan 227 kişiye Ukrayna saldırısı da eklenince şirket iyice zarar etmeye başladı. Uçuşlar boş geçiyor. Günlük zarar ise 1.6 milyon dolar. Bu yıl iki sansasyonel uçak kazası geçiren şirketin uçuşları artık bomboş geçiyor. Mart ayında Malezya’dan Çin’e giden uçaktaki 227 yolcunun akıbeti hala bilinmezliğini koruyor. Ukrayna’da firmanın uçağının düşürülmesi ise firmaya duyulan yolcu güveninin artık tamamen yok olmasına neden oldu. Howard Üniversitesi profesörlerinden Oliver McGee’nin açıklamalarına göre havayolu şirketi boş uçuşlar nedeniyle günde 1.6 milyon dolar zarar ediyor. Şirket her ne kadar seyahat acentalarına verdiği komisyonları yükseltse de imajını kurtamadı. Pekin’den Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a diğer havayolları 500 dolara uçmasına rağmen Malezya Hava Yolları 238 dolara uçuyor. Fakat buna rağmen uçuşlar boş geçiyor.
Beren Saat kimdir aslen nereli kaç yaşında? Beren Saat nasıl ünlü oldu? Beren Saat, Türkiye'nin önde gelen yıldızlarından biri. Aşkı Memnu'da canlandırdığı karakterle hafızalara kazınan ve ününe ün katan Beren Saat yakışıklı sanatçı Kenan Doğulu ile evli.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Beren Saat kimdir aslen nereli kaç yaşında? Beren Saat, Türkiye'nin önde gelen yıldızlarından biri. Aşkı Memnu'da canlandırdığı karakterle hafızalara kazınan ve ününe ün katan Beren Saat yakışıklı sanatçı Kenan Doğulu ile evli. 32 yaşında olan ve Ankaralı olan Beren Saat, şu an gündemden uzak olsa da hayranları tarafından hep merak ediliyor.
Devasa istiridyenin içerisinden çıkan doğal inciler görenleri şaşkına çevirdi. İşte o anlar...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Devasa istiridyenin içerisinden çıkan doğal inciler görenleri şaşkına çevirdi. Bıçak yardımıyla kısa süre İstiridyeyi içerisinde açmayı başaran kadın, istiridyenin içinden bir sürü inci çıkarıyor. İşte o anlar... (Türkiye merkezli olarak yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 11 site yer almaktadır. Bu siteler arasında gazeteciler, memurhaber, ekofinans, internetspor, elmaelma, haberoku, cevaplatv, haberciler, sinemakeyfi sporoku bulunuyor. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde Gündem, Siyaset, Spor, Magazin, Medya, Memur, Yaşam, Sağlık, Eğitim, Burç ve Son Dakika haberleri yer alıyor. İnternethaber.com sitesi Beşiktaş'ta Barbaros Bulvarı, Karahasan Sokak Numara 11'de hizmet veriyor.)
İstanbul Sağlık Müdürlüğü, organ bağışına dikkat çekmek için Veliefendi’de at yarışı düzenledi. İstanbul İl Sağlık Müdürü Yardımcısı Dr. Bek...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Sağlık Müdürlüğü, organ bağışına dikkat çekmek için Veliefendi’de at yarışı düzenledi. İstanbul İl Sağlık Müdürü Yardımcısı Dr. Bekir Turan, “Bugün atlar koştu ama bağış bekleyen hastalarımız kazandı” dedi. İstanbul Sağlık Müdürlüğü ve Hayata Bağış Derneği, organ bağışı bilincini arttırmaya yönelik her ay düzenlediği etkinliklere bir yenisini ekleyerek Veliefendi Hipodromu’nda koşu düzenledi. Koşuyu 4 numaralı El Azra isimli at ve jokeyi Gökhan Kocakaya kazandı. Türkiye Jokey Kulübü’nün de işbirliğiyle düzenlenen "Hayata Bağış Derneği Kupası Koşusu"nda birinciye kupasını İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Selami Albayrak takdim etti. İstanbul İl Sağlık Müdürü Yardımcısı Dr. Bekir Turan yaptığı açıklamada “ Bugün Hayata Bağış Derneği ile Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK) katkılarıyla yapılan yarışı El Azra isimli at kazandı. Bugün atlar koştu ama bağış bekleyen hastalarımız kazandı. Temel amacımız burada farkındalığı arttırmak, organ bağışının önemini ifade etmekti. Bugün burada bunu başardığımızı düşünüyorum. Avrupa’da organ bağış oranı milyonda 33 iken ülkemizde maalesef milyonda 5’lerde. Bunu arttırmaya yönelik çalışmalarımız hızla devam edecek. Bugün bize katkı sağlayan TJK ile Hayata Bağış Derneği’ne teşekkür ediyorum. Diyorum ki siz de organ bağışında bulunun, hastalara umut olun” dedi. Hayata Bağış Derneği adına konuşan Mümin Uzunalan ise, “Hayata Bağış Derneği olarak organ bekleyen hastalarımızın sesini duyurmak, insanlarımıza umut değil hayat, sağlık sunmak amacıyla organ bağışının toplumda bilinç düzeyini arttırmak için çalışıyoruz. Bugün de milyonlara at yarışı vesilesiyle ulaştığımız için çok mutluyuz” şeklinde konuştu. Düzenlenen etkinlik sonrası yarışmaya katılan jokeyler Hayata Bağış Derneği’ne üye olurken, organ bağışına katkıda bulundu.; (İHA)
Gelecekte ekonominin öneminin iyice artacağı ve buna bağlı olarak yeşil işlerde istihdam ihtiyacının artacağı biliniyor. Peki 'yeşil meslek' olarak adlandırılan ve önümüzdeki yılların trendleri arasında gösterilen 9 meslek hangileridir?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: "TEMİZ" OTOMOBİL MÜHENDİSLİĞİ Ulaşım ve taşımacılık, yeşil işler açısından oldukça önemli bir sektördür. Otomotiv endüstrinin her zaman çevreye duyarlı olması beklenir. Daha az fosil yakıt, daha az çevre kirliliği anlamına gelen “temiz” otomobiller, yani elektrikli araçlar sayesinde, bunları üreten mühendislerin daha fazla istihdam edilmesi kaçınılmaz. Sadece bu araçların temiz enerjiler tüketmesi değil, bunların üretim sürecinde de güneş ve rüzgar gibi yeşil enerjilerin kullanılması da, bu alanda ulaşılmak istenen bir diğer bir amaç.
Ravza Nur, dondurularak saklanmış embriyo sayesinde kızının ikizine 3 yıl aradan sonra hamile kaldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Konya'da evlendikten 19 yıl sonra gördüğü tüp bebek tedavisi sayesinde kızı Ravza Nur'u kucağına alan anne, dondurularak saklanmış embriyo sayesinde kızının ikizine 3 yıl aradan sonra hamile kaldı. Niyazi (45) ve Hatice Çalmaz (36) çifti evliliklerinden bir süre sonra çocuk sahibi olamayınca iki defa tüp bebek, 4 defa da aşılama yöntemi ile çocuk sahibi olmayı denedi. Çift sonuç alamayınca Konya Eurofertil Tüp Bebek Merkezi'ne başvurdu. Önce psikolojik destek verilen kadının kilo vermesi sağlandı. Daha sonra tüp bebek tedavisiyle hamile kalan Hatice Çalmaz, kızı Ravza Nur'u (3) kucağına aldı. EMBRİYOLAR DONDURULDU! Niyazi ve Hatice Çalmaz çifti, ikinci bir çocuk sahibi olmak için 3 yıl sonra ikinci kez hastaneye başvurdu. Kadının ilk hamileliğini sağlayan embriyo ile aynı anda elde edilen ve aynı özellikle olan embriyo ikinci kez Hatice Çalmaz'ın rahmine yerleştirilerek hamile kalması sağlandı. İki aylık hamile olan Hatice Çalmaz, dondurularak saklanmış embriyo sayesinde kızı Ravza Nur'un ikizini 4 yıl sonra doğuracak. KIZIMIN BAŞINA BİR ŞEY GELECEK SANDIM Çocuğu olmadan önce çok zor günler geçirdiğini, çevresindekilerin eşini evlendirmek bile istediğini söyledi. Ancak eşiyle sürekli birbirlerine destek olduklarını belirten Çalmaz, çocuklar okula giderken, sünnet ya da düğün törenlerinde ve anneler gününde çocuğu olmadığı için üzüldüğünü ve ağladığını ifade etti. Bugüne kadar hamile kalmak için birçok yöntem denediklerini, en son gittikleri hastanenin dertlerine derman olduğunu anlatan Çalmaz, şunları kaydetti: ''Hamile olduğumu öğrendiğimde dünyalar benim oldu. Doktoruma sarıldım. Aylarca hiç kalkmadan yattım. Kızım Ravza Nur'u kucağıma aldığımda tarifi imkansız bir sevinç yaşadım. Öyle ki eşim ve yakınlarımız kızım dünyaya geldiğinde beni unutmuş, ameliyattan sonra şaşkınlıkla yanıma bile gelmediler. Kızım ilk doğduğunda geceleri uyumaz 'acaba nefes alıyor mu?' diye başında beklerdim. Şimdi iki ay önce kızımın ikizine hamile kalmanı mutluluğunu yaşıyorum. Açıkçası ikinci kez hamile kalacağımı düşünmüyordum. Hamile olduğumu öğrendiğimde hemen kızıma sarıldım. Kızımın ikizi mi, kardeşi mi dünyaya gelecek biz de bilmiyoruz. Adeta şaka konusu oldu. Kızım sürekli karnımı seviyor.'' Niyazi Çalmaz ise, zor günler yaşadıklarını ama kızları dünyaya geldiğinde çektikleri sıkıntıyı unuttuklarını dile getirdi. Kızını kucağına aldığında mutluluk gözyaşı döktüğünü vurgulayan Çalmaz, yakında kızının ikizini kucaklarına alacaklarını söyledi. AYNI EMBRİO 3 YIL SONRA RAHME YERLELTİRİLDİ Konya Eurofertil Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü ve ailenin doktoru Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Fuat Ali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çalmaz çiftinin kendilerine umutlarını yitirmiş vaziyette başvurduğunu söyledi. Bu yüzden psikolojik destek verdikleri Hatice Çalmaz'ın kilolarından dolayı da bir süre diyet yapmasını sağladıklarına dikkati çeken Ali, şöyle konuştu: ''Bu şekilde yapılan genetik testlerin ardından tedaviyi uyguladık ve embriyoları elde ettik. 19 yıl sonra aile, çocuklarını kucağına aldı. Artan embriyolardan kaliteli olanları dondurduk. 3 yıl sonra o donan kardeşi çözüp, yani ikiz kardeşi rahim içine yerleştirdik. Yerleştirme sonucunda hasta hamile kaldı. Aynı anda alınan ve aynı özellikte olan embriyoyu 3 yıl sonra kadının rahmine yerleştirdik. Anne bu şekilde kızının ikizine 3 yıl sonra hamile kalmış oldu.''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Tusk, AB Komisyonu Başkanı Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Borisov ile bir araya geldi. Zirve sonrası liderler açıklama yaptı. Erdoğan, 'AB ile aramızdaki güvenin yeniden tesisi için ilk adımı burada attığımızı umuyorum' dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB ile ilişkilerde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umduklarını söyledi. Türkiye'ye Suriyeli mülteciler konusunda verilen sözlerin tutulmasını beklediklerini de belirten Erdoğan, vize serbestisi konusunda gerekli adımların bir an önce tamamlaması gerektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-ClaudeJuncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile çalışma yemeğinde bir araya geldi. Euxinograd Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen çalışma yemeğinin ardından görüşmelere geçildi. Zirve sonrası liderler açıklama yaptı. Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi vesilesiyle Varna'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, Borisov'a zirveye ev sahipliği yaptığı ve misafirperverliği için teşekkür ederek, Borisov ile zirve öncesinde çok verimli bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi. SURİYELİLER İÇİN ÖNEMLİ HATIRLATMA Erdoğan, uzun bir sürenin ardından Varna'da AB kurum liderleriyle bir araya geldiklerini hatırlatarak, "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umuyoruz." diye konuştu. Türkiye'nin başta düzensiz göçle mücadele olmak üzere sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdiğinin herkesin malumu olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu an itibarıyla sadece Suriye'den 3,5 milyon göçmen ülkemizde, buna Irak'ı da ilave ettiğimiz zaman bu rakam 4 milyona ulaşmaktadır. Öte yandan geçen sürede bazı taahhütler olmuştur. Bunlardan ilki 3 milyar avroluk bir taahhüttü, bunun şu an itibarıyla 1 milyar 850 milyon avrosu bizim ilgili birimlerimize aktarılmış durumdadır. Temenni ediyorum ki şimdi diğer ikinci taksidi olan 3 milyar avronun da ulaştırılması suretiyle biz mültecilerle ilgili atılması gereken adımları atalım, yapılması gerekenleri de yapalım. Ülkemizdeki Suriyeliler için bu adım çok daha rahatlatıcı olacaktır ve şu anda Avrupa Birliği'nin bu ilgisi gerek oradaki mültecileri rahatlatacağı gibi bizim de çalışmalarımızı hızlandıracaktır. "HER İKİ TARAFIN DA FAYDASINA OLAN BAŞLIKLARDA SÜRATLE MESAFE ALMALIYIZ" Ülkemizin üzerine düşeni yaptığı ve Avrupa Birliği mensubu muhataplarımızdan geri dönüş beklediği bir diğer konuysa vatandaşlarımız için sağlanacak olan vize serbestisidir. Bununla ilgili çalışma kağıdımız şubat ayı başında Avrupa Birliği Komisyonu'na sunulmuştu. Avrupa Birliği tarafına çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini de söyledik. Avrupa Birliği bu noktada adımını bir an önce atarsa o da bizi rahatlatacaktır. TÜRKİYE'NİN AFRİN OPERASYONU Geçen yıl Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı imha etmiştik. Bu sene de Zeytin Dalı Operasyonu'yla 3 bin 800'e yakın YPG'li teröristi etkisiz hale getirdik. Teröre karşı operasyonlarımız sadece kendimizin ve Suriyelilerin güvenliğine değil, Avrupa'nın da güvenliğine katkı sağlamaktadır. Biz artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz."
Gazete manşetleri 24 Temmuz 2018 Salı günü gazete manşetlerinde bugün neler var? Hürriyet, Milliyet, Yeni Şafak, Sözcü, Fanatik, Posta ve Cumhuriyet manşetlerinde ne var? 24 Temmuz 2018 Salı günü gazete manşetlerini haberimizde okuyabilirsiniz.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 24 Temmuz 2018 Salı gazete manşetleri çıktı. “Bugünkü gazete manşetlerinde neler var? Gazeteler Türkiye ve dünya gündemine ilişkin bugün hangi manşetleri attı? Bugün Hürriyet Gazetesi, Sözcü Gazetesi, Sabah ve Habertürk gazetesi manşetlerinde neler var sizler için derledik. 24 Temmuz 2018 Salı günü Milliyet, Hürriyet, Habertürk, Vatan, Türkiye, Takvim, Star, Sözcü, Sabah, Posta, Dünya, Cumhuriyet, Aydınlık, Akşam, Yeni Akit, Yenibirlik, Yeni Şafak, AMK, Fotomaç, Fanatik manşetleri galerinin devamında sizi bekliyor. İşte 24 Temmuz 2018 Salı gazete manşetleri...
Spor Toto Süper Lig’in 57. sezonu, 29 Ağustos Cuma günü başlıyor. <br/>İlk ve son sezonlarında Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu lig tarihinde,...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Spor Toto Süper Lig’in 57. sezonu, 29 Ağustos Cuma günü başlıyor. İlk ve son sezonlarında Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu lig tarihinde, Galatasaray’ın da sarı-lacivertliler gibi 19 zaferi bulunuyor. Ligde Beşiktaş 13, Trabzonspor 6, Bursaspor da 1 şampiyonluk sevinci yaşadı. Bu beş şampiyonun yanı sıra yeni sezonda Sivasspor, Kasımpaşa, Kardemir Karabükspor, Gençlerbirliği, Akhisar Belediyespor, Torku Konyaspor, Eskişehirspor, Çaykur Rizespor, Kayseri Erciyesspor, Gaziantepspor, İstanbul Başakşehirspor, Balıkesirspor ve Mersin İdman Yurdu mücadele edecek. Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ın girişimleriyle kurulan ve o dönemdeki adı ’Milli Lig’ olan Türkiye Profesyonel Birinci Ligi’nin ilk maçı 21 Şubat 1959’da İzmir’de İzmirspor ile Beykoz arasında oynandı. İzmirspor’un 2-1 kazandığı maçın 11. dakikasında meşin yuvarlağı rakip filelere gönderen Özcan Altuğ, lig tarihine ’ilk golü atan futbolcu’ olarak geçti. 1959’da Milli Lig’le başlayan lig tarihinde 51 sezon boyunca Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor dışında şampiyon çıkmamıştı. Ancak 2010 sezonunda Bursaspor bu geleneğe son vererek ligin beşinci şampiyonu olmayı başardı. Lig tarihinde Galatasaray ve Fenerbahçe’nin 19, Beşiktaş’ın 13, Trabzonspor’un 6, Bursaspor’un da 1 şampiyonluğu bulunuyor. 56 sezonun enleri Bir Sezonda En Çok Kazanan: Beşiktaş 29, Fenerbahçe 29 Bir Sezonda en Çok Berabere Kalan: Ankaragücü 18 Bir Sezonda En Çok Yenilen: Ankaraspor 34 Bir Sezonda en Çok Gol Atan: Fenerbahçe 103 Bir Sezonda En Çok Gol Yiyen: Ankaraspor 102 Bir Sezonda En Az Kazanan: Ankaraspor 0 Bir Sezonda En Az Berabere Kalan: Ankaraspor 0 Bir Sezonda En Az Yenilen: Galatasaray 0, Beşiktaş 0 Bir Sezonda En Az gol Atan: Ankaraspor 0 ÜST ÜSTE ŞAMPİYONLUK REKORU GALATASARAY’IN Ligde üst üste şampiyonluk rekoru Galatasaray’a ait. Sarı-kırmızılı takım, Fatih Terim’in teknik direktörlüğü üstlendiği 1996-97, 1997-98, 1998-99 ve 1999-2000 sezonlarında üst üste 4 kez şampiyonluğa ulaşarak tarihi bir başarı yakaladı. Üç sezon üst üste şampiyon olma başarısına ise Trabzonspor ve Beşiktaş sahip. Galatasaray 1970-73, Trabzonspor 1978-81, Beşiktaş da 1989-92 arasında üst üste üçer kez ipi göğüsleyerek tarihe geçti. 1967-1968 sezonunda Fenerbahçe, 1976-1977’de Trabzonspor, 1992-1993’te ise Galatasaray üç büyük kupayı birden (Lig, Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı) kazanan takımlar oldu. BEŞİKTAŞ’IN DERBİ REKORU Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş arasında oynanan derbilerde bir sezonda oynadığı dört derbi maçını birden, üstelik hiç gol yemeden kazanan tek takım 2002-2003 sezonunda Beşiktaş oldu. Beşiktaş 2002-2003 sezonunda, Fenerbahçe’yi 1-0 ve 2-0, Galatasaray’ı 1-0 ve 1-0’lık skorlarla mağlup etti. Lig tarihinde en fazla puan farkıyla şampiyonluğa ulaşan takım ise Galatasaray. Sarı-kırmızılı ekip 1987-88 sezonunda 90 puanla mutlu sona ulaşırken, ikinci sıradaki Beşiktaş 78 puanda kaldı. Aradaki 12 puanlık fark şimdiye dek şampiyonla ikinci arasındaki en fazla puan farkı olarak kayıtlara düştü. İlk üçte Galatasaray 44, Fenerbahçe 43, Beşiktaş 33, Trabzonspor 22 kez yer aldı. EN FARKLI SKORLAR Ligde şimdiye dek en farklı skorlu galibiyeti Beşiktaş elde etti. Siyah-beyazlılar, 56 sezonu geride kalan ligde, 1989-1990 sezonunda İstanbul’da Adana Demirspor’u 10-0 yenerek, tarihi bir galibiyete imza attı. Ligin en çok gol atılan maçı ise 1991-1992 sezonunda oynanan Fenerbahçe-Gaziantepspor müsabakası oldu. Fenerbahçe’nin 8-4 kazandığı maç, 12 kez filelerin havalandığı en gollü karşılaşma olarak tarihe geçti. LİGİN ŞAMPİYONLARI 1959 Fenerbahçe 1959-1960 Beşiktaş 1960-1961 Fenerbahçe 1961-1962 Galatasaray 1962-1963 Galatasaray 1963-1964 Fenerbahçe 1964-1965 Fenerbahçe 1965-1966 Beşiktaş 1966-1967 Beşiktaş 1967-1968 Fenerbahçe 1968-1969 Galatasaray 1969-1970 Fenerbahçe 1970-1971 Galatasaray 1971-1972 Galatasaray 1972-1973 Galatasaray 1973-1974 Fenerbahçe 1974-1975 Fenerbahçe 1975-1976 Trabzonspor 1976-1977 Trabzonspor 1977-1978 Fenerbahçe 1978-1979 Trabzonspor 1979-1980 Trabzonspor 1980-1981 Trabzonspor 1981-1982 Beşiktaş 1982-1983 Fenerbahçe 1983-1984 Trabzonspor 1984-1985 Fenerbahçe 1985-1986 Beşiktaş 1986-1987 Galatasaray 1987-1988 Galatasaray 1988-1989 Fenerbahçe 1989-1990 Beşiktaş 1990-1991 Beşiktaş 1991-1992 Beşiktaş 1992-1993 Galatasaray 1993-1994 Galatasaray 1994-1995 Beşiktaş 1995-1996 Fenerbahçe 1996-1997 Galatasaray 1997-1998 Galatasaray 1998-1999 Galatasaray 1999-2000 Galatasaray 2000-2001 Fenerbahçe 2001-2002 Galatasaray 2002-2003 Beşiktaş 2003-2004 Fenerbahçe 2004-2005 Fenerbahçe 2005-2006 Galatasaray 2006-2007 Fenerbahçe 2007-2008 Galatasaray 2008-2009 Beşiktaş 2009-2010 Bursaspor 2010-2011 Fenerbahçe 2011-2012 Galatasaray 2012-2013 Galatasaray 2013-2014 Fenerbahçe LİGİN GOL KRALLARI 1959 Metin Oktay (Galatasaray) 11 1959-1960 Metin Oktay (Galatasaray) 33 1960-1961 Metin Oktay (Galatasaray) 36 1961-1962 Fikri Elma (Ankara Demirspor) 21 1962-1963 Metin Oktay (Galatasaray) 38 1963-1964 Güven Önüt (Beşiktaş) 19 1964-1965 Metin Oktay (Galatasaray) 17 1965-1966 Ertan Adatepe (Ankaragücü) 20 1966-1967 Ertan Adatepe (Ankaragücü) 18 1967-1968 Fevzi Zemzem (Göztepe) 19 1968-1969 Metin Oktay (Galatasaray) 17 1969-1970 Fethi Heper (Eskişehirspor) 13 1970-1971 Ogün Altıparmak (Fenerbahçe) 16 1971-1972 Fethi Heper (Eskişehirspor) 20 1972-1973 Osman Arpacıoğlu (Fenerbahçe) 16 1973-1974 Cemil Turan (Fenerbahçe) 14 1974-1975 Ömer Kaner (Eskişehirspor) 14 1975-1976 Cemil Turan (Fenerbahçe) 17 - Ali Osman Renklibay (Ankaragücü) 17 1976-1977 Necmi Perekli (Trabzonspor) 18 1977-1978 Cemil Turan (Fenerbahçe) 17 1978-1979 Özer Umdu (Adanaspor) 15 1979-1980 Mustafa Denizli (Altay) 12 - Bahtiyar Yorulmaz (Bursaspor) 12 1980-1981 Bora Öztürk (Adanaspor) 15 1981-1982 Selçuk Yula (Fenerbahçe) 16 1982-1983 Selçuk Yula (Fenerbahçe) 19 1983-1984 Tarik Hocic (Galatasaray) 16 1984-1985 Aykut Yiğit (Sakaryaspor) 20 1985-1986 Tanju Çolak (Samsunspor) 33 1986-1987 Tanju Çolak (Samsunspor) 25 1987-1988 Tanju Çolak (Galatasaray) 39 1988-1989 Aykut Kocaman (Fenerbahçe) 29 1989-1990 Feyyaz Uçar (Beşiktaş) 28 1990-1991 Tanju Çolak (Galatasaray) 31 1991-1992 Aykut Kocaman (Fenerbahçe) 25 1992-1993 Tanju Çolak (Fenerbahçe) 27 1993-1994 Bülent Uygun (Fenerbahçe) 22 1994-1995 Aykut Kocaman (Fenerbahçe) 27 1995-1996 Şota Arveladze (Trabzonspor) 25 1996-1997 Hakan Şükür (Galatasaray) 38 1997-1998 Hakan Şükür (Galatasaray) 33 1998-1999 Hakan Şükür (Galatasaray) 18 1999-2000 Serkan Aykut (Samsunspo)r 30 2000-2001 Okan Yılmaz (Bursaspor) 23 2001-2002 Arif Erdem (Galatasaray) 21 - İlhan Mansız (Beşiktaş) 21 2002-2003 Okan Yılmaz (Bursaspor) 24 2003-2004 Zafer Biryol (Konyaspor) 25 2004-2005 Fatih Tekke (Trabzonspor) 31 2005-2006 Gökhan Ünal (Kayserispor) 25 2006-2007 Alex De Souza (Fenerbahçe) 19 2007-2008 Semih Şentürk (Fenerbahçe) 17 2008-2009 Milan Baros (Galatasaray) 20 2009-2010 Aziza Makukula (Kayserispor) 21 2010-2011 Alex De Souza (Fenerbahçe) 28 2011-2012 Burak Yılmaz (Trabzonspor) 33 2012-2013 Burak Yılmaz (Galatasaray) 24 2013-2014 Aatif Chahechouhe (Sivasspor) 17 (İHA)
Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Filistin topraklarında yeni konut inşa etmesine tepki gösterdi. <br/>Bakanlık’tan yapılan açıklamada, İsrail’...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Filistin topraklarında yeni konut inşa etmesine tepki gösterdi. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, İsrail’in dün açıkladığı, işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşimlerde 800 yeni konut inşa etme kararının, adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir barış yönünde sürdürülmekte olan görüşme sürecine zarar verici bir adım olduğu belirtildi. Açıklamada, "İsrail’in, işgal altındaki Filistin topraklarında, uluslararası hukuka ve iki devletli barış vizyonuna aykırı bu ve benzeri uygulamalarına son vermesi ve uluslararası toplumun bu ihlallere karşı üzerine düşen adımları atması beklenmektedir” denildi. (İHA)
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'nin Boston kentinde bir grup genç Türk girişimci, yeni doğan bebeklerin göbek bağının üniversite ya da hastane bahçesi gibi özel yerlere gömülmesi fikrinden yola çıkarak 'Göbekbox' adlı bir firma kurdu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Göbek bağını üniversite ya da hastane bahçesi gibi özel yerlere gömmenin Türkiye'de eskiden beri süregelen bir adet olduğunu söyleyen Nezih Üzümcüoğlu, "Boston'da yaşayan birkaç Türk arkadaş olarak fark ettik ki Türkiye'de eğitim ya da ekonomik durumdan bağımsız her kesimden aileler çocuklarının göbek bağlarını Harvard ve MIT gibi popüler üniversitelerin bahçelerine gömmek için yarışıyorlar. Türkiye'yi her ziyaretimizden dönüşümüzde elimize 2-3 adet göbek bağı tutuşturuluyor. Biz de kurduğumuz firma kapsamında şu an için web sitemizde yer alan 16 mekan için hizmet veriyoruz. Bu mekanların arasında Türkiye ve dünyanın en prestijli üniversiteleri, futbol takımlarının stadyumları hayalleri süsleyen uluslararası bazı şirketlerin genel merkezleri ve maceracılar için Everest ve uzay seçenekleri mevcut" dedi.
Merkez Bankası, TL'nin yeni simgesini belirleyecek yarışmanın sonuçlarını açıklayacağı basın toplantısını erteledi..
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TCMB'den yapılan açıklamada, Türk lirasına kazandırılan itibarın perçinlenmesi ve dünyada bilinirliğinin artırılması amacıyla, Türk lirasını anlaşılabilir, özgün, estetik, elle yazımı kolay ve akılda kalıcı şekilde temsil edebilecek bir simge belirlemek üzere düzenlenen "TL Simge Yarışması" sonuçlarının açıklanması ve TL simgesi olarak kullanılacak tasarımın tanıtılması amacıyla bugün 15.30'da Ankara'da bir basın toplantısı yapılacağının duyurulduğu hatırlatıldı. Açıklamada, TL simgesinin farklı bilgisayar ortamlarında güvenli bir şekilde uygulanabilirliğinin gösterimine ilişkin teknik çalışmaların tamamlanabilmesi için zamana ihtiyaç duyulduğundan, söz konusu toplantının ertelendiği ifade edildi.
Fenerbahçe yönetimi sarı lacivertlilerin şampiyonluğuna mal olan olaylı Denizli-Fenerbahçe maçını gündeme getirdi, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal cevap verdi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, elini taşın altına koymaya hazır. Aysal, Denizli-Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak "Bir haksızlık varsa, kupayı da geri veririz" açıklamasını yaptı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın "her şeyi anlatacağım" sözleriyle futbol kamuoyunda eteklerdeki taşlar bir bir dökülüyor. Şike soruşturmasıyla zor günler geçiren Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray'ın tartışılan şampiyonluklarına sürekli göndermeler yapıyor. Yıldırım'ın avukatı Faik Işık da iki gündür bu yönde açıklamalar yapıyor. YILDIRIM: İNANMAYAN VARSA BELGESİYLE KANITLARIM Vatan spor yazarı İbrahim Seten bir ay önce Aziz Yıldırım'ın Hasan Cemal'e bir sohbette söylediği "2005/2006 sezonunda şampiyonluğu kaybettiğimiz Denizli-F.Bahçe maçı şikeydi.. İnanmayan varsa belgesiyle kanıtlarım.." sözlerini köşesine taşımış ve o günlerde çok konuşulmuştu. Galatasaray'ı şampiyonluğa taşıyan bu maçla ilgili gözler şike soruşturmasında "Bu ateş üfleyerek sönmez" diyen Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ın bu konuyla ilgili ne diyeceğine çevrildi. Yıldırım'ın 5 yıl önceki olaylı maç hakkındaki olay sözlerini ilk kez duyuran yazar İbrahim Seten, 15 Temmuz 2011 Cuma günü Les Ottomans Oteli’nde dostlarıyla kahvaltı eden Aysal'ın "Başkan, F.Bahçeliler “Denizli-F.Bahçe maçına da bakılsın” diyorlar.. Böyle bir zaruret doğarsa ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusuna muhatap olduğunu yazdı. Yazar ardından Aysal'ın kritik soruya verdiği cevabı köşesinde yer verdi: BEDELİNİ ÖDERİZ "Bizi kimsenin itham ettiğini duymadım.. Ayrıca 2005-06 sezonunda neler olmuş, tam anlamıyla bilmiyorum açıkçası.. Çünkü o dönemde yönetici değildim.. Bu konulara bulaşmak istemem.. Ancak başından beri aynı şeyi söylüyorum.. Benim için 2 kriter var.. 1. Türk sporu, 2. G.Saray’ın başarısı.. Bundan geri dönüş olmaz.. Eğer bizde de bir ayıplı durum varsa, federasyon onu da araştırsın ve gerçeği ortaya çıkarsın.. Bunu engellemek gibi bir hakkımız ve yetkimiz yok.. Kulüp olarak çıkacak negatif bir sonucun bedelini öderiz.. Bir haksızlık varsa, kupayı da geri veririz.. Çünkü esas olan G.Saray’ın saygınlığını korumaktır.."
Ahmet Çakar'ın “Biz Bize Sohbetler” toplantıları sırasında Fenerbahçe aleyhinde ettiği sözler başına dert açtı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Trabzon'da ING Bank'ın etkinliğinde "Normal şartlar altında Trabzonspor geçen yılın şampiyonudur. Çok net söylüyorum" diyerek Fenerbahçelilerin hedefine oturan Çakar, işinden oldu. Ahmet Çakar'ın bir süre önce Trabzon'da ING Bank tarafından düzenlenen “Biz Bize Sohbetler” toplantıları sırasında Fenerbahçe aleyhinde ettiği sözler başına dert açtı. Hürriyet'te yer alan habere göre çok sayıda Fenerbahçeli'nin yoğun tepkisi üzerine banka, Çakar ile olan sözleşmesini feshetti. Hollanda patentli bankanın iletişim kurumu özellikle bu ülkede yaşayan Fenerbahçe taraftarlarının müracaatı nedeniyle aşağıdaki açıklamayla futbol yorumcusuyla olan ilişkisini bitirdi. İşte bankanın yaptığı açıklama: "KOBİ’leri bilgilendirmek amacıyla 2010 yılı içinde Anadolu'da başladığımız “Biz Bize Sohbetler” toplantıları kapsamında Saba Tümer, Asaf Savaş Akat ve Ahmet Çakar ile 3 Kasım 2011 tarihinde Trabzon’daki KOBİ’lerle buluştuk. Spor yorumcusu Ahmet Çakar’ın burada yaptığı açıklamalar toplantı gündemimizin ve bilgimizin tamamen dışında geliştiği gibi maksadını aşan bir şekilde gündeme gelmiştir. Bu gelişmeler sonrası, spor yorumcusu Ahmet Çakar da sözlerinin yanlış anlaşıldığı şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. Türkiye’de finans sektöründe faaliyet gösteren bir kurum olarak, tüm kurum ve kuruluşlara eşit mesafede duruyoruz. Bu duruşumuz futbol takımları için de geçerlidir. Bu nedenle Ahmet Çakar’ın yaptığı açıklamalar kurum olarak sizleri üzdüğü kadar bizi de üzmüştür. Yapılan açıklamalar kurumumuzun görüşlerini yansıtmamaktadır. Tepkinizi anlayışla karşılıyoruz. Kontrolümüz dışında şekillenen bu durumu kapsamlı bir şekilde değerlendirdik ve “Biz Bize Sohbetler” kapsamında işbirliği içerisinde bulunduğumuz Ahmet Çakar ile karşılıklı mutabakata vararak ING Bank olarak anlaşmamızı sonlandırma kararı aldık. Konuyu bilgilerinize sunarız. Saygılarımızla" ING Bank Kurumsal İletişim İŞTE O KONUŞMA
Ergenekon'un karakutusu Tuncay Güney'in TRT'de yaptığı konuşma pahalıya patladı. Yargıtay TRT'nin CHP'ye 50 bin TL tazminat ödemesine karar verdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tuncay Güney'in açıklamalarıyla kendilerine hakaret ettiğini ileri süren CHP'nin açtığı davada yerel mahkemenin 10 bin TL'lik manevi tazminat ödemesi kararını az bulan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, TRT'nin ödeyeceği tazminat miktarını 50 bin TL'ye çıkardı. CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP'nin avukatları, TRT'de yayınlanan Büyüteç programına katılan Tuncay Güney'in program boyunca Baykal ve CHP hakkında hakaret ve ithamlarda bulunduğunu öne sürerek, TRT hakkında manevi tazminat davası açmıştı. Davayı görüşen Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek, TRT'nin Baykal ve CHP'ye ayrı ayrı 10 bin TL manevi tazminat ödemesine karar vermişti. Yerel mahkemenin kararı davalı TRT ve davacılar Baykal ile CHP tarafından temyiz edilmişti. Temyiz istemine görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını Baykal yönünden onarken, CHP yönünden ise tazminat miktarını 50 bin TL'ye çıkararak onadı. Daire, ''dava konusu olayın gelişim biçimi, yayının geniş kitlelere yönelik olup uluslararası yayın yapılması, hakkında kullanılan sözlerin ağırlığı gözetildiğinde siyasi parti yararına takdir edilen 10 bin TL manevi tazminatın az'' olduğuna hükmetti. Yargıcın manevi tazminat tutarını belirlerken, ''saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını'' dikkate alması gerektiğine işaret eden Daire, takdir edilecek paranın, zarara uğrayanda manevi huzur doğurmayı gerçekleştirecek bir nitelik taşıması gerektiğini kaydetti. ''Takdir edilecek tutar, doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır'' denilen kararda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin CHP yararına verdiği 10 bin TL'lik manevi tazminat tutarını 50 bin TL'ye çıkartarak oy çokluğuyla onadı.
Muğla Bodrum’da düz yolda normal süratte seyir halinde olan bir otomobil herkesin şaşkın bakışları arasında önce yoldan çıktı, daha sonra yol kenarındaki dükkana girdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülenen ilginç kazada 48 BU 283 plakalı otomobil normal olarak yolunda seyrederken bir anda yoldan çıkıp kaldırıma çıkıyor. Kaldırımda yürümekte olan şahsı sıyırıp yolun sağındaki dükkana dalan otomobil dükkanın vitrin camlarını kırıp duvara tosladıktan sonra duruyor. Akla gelmeyecek kaza gören herkesi şaşırtırken kazada araçta ve dükkanda maddi hasar oluştu. (Türkiye merkezli olarak yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 11 site yer almaktadır. Bu siteler arasında gazeteciler, memurhaber, ekofinans, internetspor, elmaelma, haberoku, cevaplatv, haberciler, sinemakeyfi sporoku bulunuyor. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde Gündem, Siyaset, Spor, Magazin, Medya, Memur, Yaşam, Sağlık, Eğitim, Burç ve Son Dakika haberleri yer alıyor. İnternethaber.com sitesi Beşiktaş'ta Barbaros Bulvarı, Karahasan Sokak Numara 11'de hizmet veriyor.)
FED'in Ekim ayı toplantı tutanakları öncesi New York borsasında endeks, yatay seyretti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: New York borsasında endeksler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) Ekim ayı toplantı tutanakları öncesinde yatay seyretti. Kapanışta, Dow Jones Sanayi Endeksi 8,79 puan (yüzde 0,05) artışla 17.491,80 puana, Nasdaq Teknoloji Endeksi de 1,40 puan (yüzde 0,03) değer kazanarak 4.986,02 puana yükseldi. Standard & Poor's 500 Endeksi ise 2,78 puan (yüzde 0,14) kayıpla 2.050,41 puana geriledi. Endekslerin yönü üzerinde, bugün açıklanan enflasyon ve sanayi üretimi verilerinin yanı sıra şirket finansalları belirleyici rol oynadı. Buna göre, ekim ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık ve yıllık bazda yüzde 0,2 artarak beklentilere paralel gerçekleşti. Sanayi üretimi ise yüzde 0,1 artış beklentisinin aksine yüzde 0,2 geriledi. Ayrıca, ülkenin en büyük perakende zincirlerinden Walmart, 3.çeyrekte hisse başına 1,03 dolar net kar açıklayarak, 0,98 dolar seviyesindeki piyasa beklentilerini geride bıraktı. Şirketin hisseleri, bilanço açıklamasının ardından yüzde 4,5 değer kazandı. Analistler, piyasaların yarın Fed'in ekim ayı toplantı tutanaklarına odaklanacağını belirtiyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı "Pensilvanya'ya gidip Gülen'den icazet almakla" suçlayan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin "elindeki kanıt" eski TRT Haber Daire Başkanı Nasuhi Güngör'ün yazdığı kitap çıktı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan rasındaki 'Pensilvanya'ya gittin' polemiği tüm hızıyla sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Pensilvanya'ya gittiğimi ispat edemezsen namertsin" diye meydan okuyup, 100 bin liralık tazminat davası açmıştı. Muharrem İnce bugün Kırşehir mitinginde "Gülen'le görüştüğünü iddia eden senin arkadaşının yazdığı kitap" deyip TRT'nin eski Haber Daire Başkanı Nasuhi Güngör'ün kitabını gösterdi. "Pensilvanya ile görüştüğümü ispat etmezsen namertsin dedi bana. Senin kiminle gittiğini biliyorum dedim. Adını açıklamıyorum çünkü ona zarar verme gücü var dedim. 24 Haziran'dan sonra ayrıntıyı açıklayacağım dedim" ifadelerini kullanan İnce, iddiaların elinde tuttuğu kitapta da yer aldığını söyledi. İşte İnce'nin o kitapla ilgili açıklamaları... "Şimdi elimde bir kitap var; Yenilikçi Hareket... Nasuhi Güngör, Erdoğan’ın yakın arkadaşı. Bu arkadaşı 17/25 Aralık’tan sonra TRT Haber Dairesi Başkanı yaptı. Yani buna güveniyor, dostu… Bu şahsiyet bir kitap yazmış. Kitabın 89. sayfasını okuyorum. (Erdoğan sen de dinle ama sakın kumandayı duvara atma) "YAKIN DOSTU YAZMIŞ..." "Erdoğan 2000 yılı Mayıs ayında ABD’ye yaptığı gezide uzun süredir orada yaşayan Fethullah Gülen’le bir araya geldi. Erdoğan Gülen görüşmesi muhtevasından çok uzun yıllardır, birbirine hayli uzak olan iki ekolün bir araya gelmesi açısında da hayli dikkat çekiciydi..." Yani 2000 yılı Mayıs ayında Erdoğan’ın Gülen’le görüştüğünü yakın dostu yazmış. "BANA DAVA AÇTIN BU ARKADAŞI TEKZİP ETTİN Mİ?.." İnce'ye yüz bin liralık dava açıyorsun da bu arkadaşını tekzip ettin mi? Bu kitap ortada. Kitap okumadığını özet okuduğunu söylemişti. Kitap özeti okurken bu kısmı çıkarmışlar herhalde. Arkadaşın senin görüştüğünü söylüyor ona sesini çıkarmıyorsun da bana neden dava açıyorsun. 25 günde ince hastalığa tutulursa şaşırmam. Merkez Bankası yanılır, İnce yanılmaz. "NİYE KAÇIYORSUN?"... Son günlerde bir şey daha başladı. Acaba bu seçimi iptal ettirebilir miyiz? Bunun derdindeyiz. Sakın deneme, kaçma mindere gel. Seçimin tarihini Erdoğan belirledi, kurallarını Erdoğan koydu. Niye kaçıyorsun kardeşim?" Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ona ince ince bu işleri anlatacağız' Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İnce hakkında suç duyurusu
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde güven azaldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bir önceki ayda 112,6 olan hizmet sektörü güven endeksi 109,6 değerine; 113,5 olan perakende ticaret sektörü güven endeksi 112,4 değerine ve 91,5 olan inşaat sektörü güven endeksi 87,9 değerine düştü. İnşaat sektörü güven endeksindeki azalış, alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi ve gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi değerlendirmelerindeki kötüleşmeden kaynaklandı. Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi alt endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 4,8 oranında düşerken, gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi yüzde 3,5 oranında azaldı. Hizmet sektörü güven endeksindeki düşüş, son üç aylık dönemdeki iş durumu, son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep ve gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi değerlendirmelerindeki kötüleşmeden kaynaklandı. Söz konusu alt endeksler Haziran ayında bir önceki aya göre sırası ile yüzde 2,1 ve yüzde 1,2 ve yüzde 4,3 oranlarında azaldı. Perakende ticaret sektöründeki düşüş, gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksindeki yüzde 2,7’lik ve mevcut mal stok seviyesi alt endeksindeki yüzde 0,1’lik kötüleşmelerden kaynaklandı. Son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar alt endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 0,7 oranında arttı.
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kocası tarafından sokağa atıldığı iddia edilen 9 aylık hamile kadın ağabeyi tarafından hastaneye kaldırıldı.<b...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kocası tarafından sokağa atıldığı iddia edilen 9 aylık hamile kadın ağabeyi tarafından hastaneye kaldırıldı. Olay önceki gece Kepez Mahallesi İlyas Karaca Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre 9 aylık hamile olan Y.Ö. (32) ile kocası S.Ö. (35) bilinmeye bir nedenle tartıştılar. Yine iddiaya göre tartışma sırasında S.Ö. 9 aylık hamile karısını kolundan tutup sokağa attı. Ağabeyini arayan hamile kadın durumu anlattı. Kısa sürede kız kardeşinin yaşadığı evin önüne gelen ağabeyi kendisini sokakta baygın vaziyette buldu. Ağabey kız kardeşini özel aracıyla en yakındaki özel bir hastaneye getirdi. Burada ilk tedavisi yapılan kadın yakınları tarafından daha iyi bir hastaneye kaldırılmak istendi. Y.Ö.’nün ağabeyi kız kardeşini özel aracıyla başka bir hastaneye götürmek istedi. Tekerlekli sandalye ile dışarı çıkartılan kadının özel araçla başka bir hastaneye götürülmesine polis müsaade etmeyince, hamile kadın yeniden acil servise yatırıldı. Bu sırada hamile kadının ağabeyi ile damadın yakınları arasında tartışma çıktı. Öfkeli ağabey “Bu kız 9 aylık hamile. Bu nasıl bir vicdan. Bu nasıl insanlık? Bunu bir hayvan yapmaz” diyerek kız kardeşinin kocasına tepki gösterdi. Özel hastanedeki tedavi imkanlarını yetersiz bulan ağabey kız kardeşinin daha donanımlı bir hastaneye sevk edilmesinde ısrar edince 112’ye haber verildi. Y.Ö. sedyeye alınarak hastane önünde bekleyen ambulansa bindirildi. Acı içerisinde çığlık atan hamile kadına ambulansın içerisinde ebe ve hemşireler müdahale ederek sakinleştirmeye çalıştı. Özel hastaneden Zonguldak Bülent Ecevit Hastanesi’ne kaldırılan talihsiz kadın, bir süre burada kaldıktan sonra Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Sinir krizi geçirdiği öğrenilen hamile kadın ile karnındaki bebeğinin hayati tehlikesi bulunmazken, hastanede bir süre daha müşahede altında tutulacağı öğrenildi. Hamile kadın psikolojik olarak hazır olmadığı için polise henüz ifade veremedi. 9 aylık hamile kadının kocası S.Ö.’nün olaydan sonra başka bir ile gittiği ve karakola ifade vermeye ise olayın üzerinden 2 gün sonra geldiği öğrenildi. S.Ö.’nün yakınlarına karısını dövmediğini ve sokağa atmadığını, tartışma sırasında sinirlenerek dışarı çıktığını söylediği ifade edildi. Polis olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor. (İHA)
Kayahan’ın kızı Beste Haravon babası Kayahan'ın kendisinden mal kaçırdığını iddia ederek dava açtı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Beste Haravon, merhum babası usta şarkıcı Kayahan’ın kendisinden mal kaçırdığını iddia ederek İpek Açar’ın üstüne kayıtlı Acarkent’teki ev için tapu iptali ve tescil davası açtı. Haravon'un babasının mülkleri ve bankadaki parasının tespiti için başlattığı hukuki süreç, şarkıların yönetimini devralmak için açılan davayla devam etmişti. Haravon, 7 Mart'ta da Açar'ın üstüne kayıtlı olan Acarkent'teki ev için dava açtı. TAPUNUN İPTALİNİ İSTEDİ Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi'nde İpek Açar'a ‘tapu iptali ve tescil' davası açan Haravon, mahkemeye babası Kayahan Açar'ın kendisinden mal kaçırdığı iddiasıyla başvurdu. Acarkent'teki evin Kayahan'ın sağlığında kendisinden kaçırılmak suretiyle İpek Açar'ın üzerine yapıldığını iddia eden Haravon, saklı hakkını kullanarak davayı açtı. BESTE HAKKINDA KONUŞMAYACAĞIM İpek Açar: Kayahan'a olan sevgimden dolayı Beste Acar hakkında konuşmayacağım İpek Açar'ın avukatı Özal Oğuz, Beste Haravon'un hukukta ‘Muris muvazaası' olarak geçen miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma iddiasıyla dava açtığını söyledi.
Hayat Bazen Tatlıdır dizisi 26. final bölümüyle 30 Nisan 2017 Pazar akşamı Star'da olacak. Hayat Bazen Tatlıdır'ın bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hayat Bazen Tatlıdır 26. final bölümü fragmanı yayınlandı; 30 Nisan 2017 Pazar akşamı Star'da... Hayat Öğretmen, özel bir lisede edebiyat öğretmenliği yapmakta, kız kardeşi Gözde ise aynı okulda öğrenim görmektedir. Zengin ailelerin çocuklarının eğitim aldığı bu okulda eski bir mafya babası olan Cerrah’ın kardeşi Koray’ın, Gözde’ye olan takıntılı aşkı sonucu Hayat’ın işine son verilir. Hayat, kız kardeşini Koray’dan uzaklaştırmak için İstanbul’un diğer yakasındaki Gedikpaşa Anadolu Lisesi ile anlaşır. Müdür Şerif Bey’in meslek etiğine uymayan hareketleri ve öğrencilerin haylazlıklarıyla baş edip yeni yerleştiği evinin çatlak ev sahiplerine rağmen huzur bulmaya çalışan Hayat ve kardeşi için zor bir hayat başlayacaktır artık...
Muğla'da yaşayan Ayşegül Kurt (20), doğum yaptıktan 12 saat sonra rahminde meydana gelen kanama yüzünden öldü
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İlk çocuğuna hamile olan Ayşegül Kurt, doğum için bir süre önce Muğla'daki Köyceğiz Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Kadın doğum uzmanı bulunmadığı gerekçesiyle Dalaman Devlet Hastanesi’ne yönlendirilen Kurt, risk nedeniyle de ambulansla Fethiye Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Ayşegül Kurt geçen cumartesi günü sezaryenle, 2 kilo 600 gram ağırlığında bir erkek bebek dünyaya getirdi. Doğumdan sonra rahminde kanama oluşan Kurt, ambulansla, Burdur Devlet Hastanesi’ne sevk edilirken yolda öldü. Bir yıl önce Mutlu Kurt’la evlenen Ayşegül Kurt’un Kurt’la evlenen Ayşegül Kurt’un doğum yapmasından 12 saat sonra gerçekleşen ölümü, büyük üzüntü yarattı.
Türkiye'nin Milli Muharip Uçak projesi olan TF-X'in tanıtım videosu yayınlandı. TF-X, radarlar arasında en gelişmiş ve en teknolojik radar türü olan ASEA radarını da barındıracak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türkiye'nin Milli Muharip Uçak projesi olan TF-X'in tanıtım videosu ortaya çıktı. TF-X, radarlar arasında en gelişmiş ve en teknolojik radar türü olan ASEA radarını kullanacak. Aselsan tarafından geliştirilecek olan bu radarda galyum nitrür (GaN) teknolojisi kullanılacak. Milli Muharip Uçak projesi (TF-X) kapsamında, Türkiye ve Birleşik Krallık Hükümetleri Arasında Mektup Teatisi ve Milli Muharip Uçak Geliştirmesi Programı TUSAŞ BEA Systems Anlaşma Tutanağı İmza Törenleri 10 Mayıs’ta yapıldı. TSK envanterine alınması planlanan TF-X'in taslak modelinin tanıtım videosu ilk kez yayınlandı. TF-X’i kim üretecek? TF-X’in üretici firması TAİ. Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayinde en bilgili ve en başarılı şirketi TAİ elde ettiği tecrübeler sayesinde böyle bir proje yapmaya hazır. Ancak böylesine bir proje daha önce Türkiye’de yapılmadı ve gündeme bile gelmedi. Bu yüzden TAİ, İngiliz firması BAE Systems ile işbirliği yapacak. Geçtiğimiz günlerde İngiltere ile 100 milyon sterlinlik anlaşma imzalandı. BAE Systems, TAİ’ye(TF-X projesine) danışmanlık hizmeti verecek. TF-X’in genel özellikleri ve elektronik sistemleri/silah sistemleri nelerdir? F-35 yazısında da aktardığımız gibi birçok sürü İHA ya çobanlık edebilecek. Bunun için gerekli elektronik yazılımı Aselsan ve TAİ birlikte geliştirecek. TF-X’te büyük olasılıkla Aselsan’ın daha önce geliştirilmiş olan kendi radar uyarı alıcısı (RWR – Radar Warning Receiver), füze uyarı sistemi (MWS – Missile Warning System), lazer uyarı sistemi (LWS – Laser Warning System), yanıltıcı parçacık ve işaret ışığı yönetimi, dağıtım sistemi ve sayısal radyo frekans hafızası (DRFM – Digital Radio Frequency Memory) tabanlı yayın bozma sistemi ile donatılacak. TF-X kendini gökyüzünde nasıl koruyacak? Aselsan bu konuda da çalışmalar sürdürüyor. Elektronik Harp Podu projesi ile TF-X gökyüzünde kendisine gelen füzelere karşı korunmuş olacak. Temel çalışma şekli ise şöyle: kendisine gelen herhangi bir füze onu arayıcı başlığı ile ararken pod devreye girecek. Pod TF-X’i olduğundan daha farklı bir yerdeymiş gibi gösterecek ve sayısını arttıracak. Gelen füze TF-X’i yanlış yerde görecek ve olduğundan daha fazla görecek. Böylece ana hedefini şaşıracak ve boşluğa yönelirken kendince hedefi vurduğunu sanacak. Bu podun 2020 yılında F-16’larımıza da entegre edilmesi planlanıyor. F-16’ların gövde altına takılacakken TF-X’in gövde içerisinde bulunacak (Ürettim hattında entegre edilecek.) TF-X, (stealth) görünmezlik özelliğini de barındıracak. Füzelerini ve bombalarını gövde içinde barındırarak ve özel yapısı sayesinde radara gözükmeyecek. (Gerektiğinde füze/bombalar kanatlara veya gövde altına takılabilir. Operasyonun gerekliliğine bağlı) Yine F-35 yazımızda da belirttiğimiz gibi birçok pod, yakıt tankı ve elektronik sistemlerini gövde içerisinde barındıracak.
Küresel piyasalara bu akşam açıklanacak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz ve tahvil geri alım programına ilişkin kararları öncesinde genel olarak pozitif bir seyir izliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kırım konusunda batılı ülkelerin Rusya ile ilgili bireysel ambargo kararlarının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yaptığı açıklamaların jeopolitik risklerin daha fazla büyümeyeceği yönünde iyimserliği artırmasıyla küresel piyasalarda risk iştahı arttı. Buna bağlı olarak da emtia fiyatları düşerken hisse senedi piyasalarında da yükselişler dikkati çekti. ABD'de Dow Jones endeksi açıklanan konut başlangıçları ve inşaat izinleri verilerinin beklentilerden iyi gelmesi, şubat ayı tüketici enflasyonunun ise beklentiler dahilinde yüzde 0,1 artış kaydetmesiyle yükseliş isteğini sürdürdü. Dow Jones endeksi dün yüzde 0,55 yükselerek günü 16.336 puandan tamamlarken, S&P 500 endeksi yüzde 0,72, Nasdaq bileşik endeksi yüzde 1,25 oranında artış kaydetti. Bu akşam saat 20.00'de açıklanacak Fed faiz ve tahvil geri alım programına ilişkin kararları ile Başkan Janet Yellen'in yapacağı açıklamaların piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade eden analistler, tahvil alım programında 10 milyar dolarlık bir azaltım daha yapılarak aylık 55 milyar dolara düşürülmesini bekliyor. Avrupa tarafında da avro/dolar paritesinde son açıklanan verilerin beklentileri karşılamamasının ardından düşüşlerin sınırlı kalması ve tekrar yükselişe geçmesi dikkati çekerken, hisse senedi piyasalarında da genel olarak yükselişler görüldü. Almanya'da DAX endeksi dün yüzde 0,67 oranında yükseliş kaydederken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,56, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,97, İspanya'da IBEX 35 endeksi yüzde 0,77 değer kazandı. Yurtiçinde ise Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) faizlerde beklenildiği gibi değişiklik yapmamasının ardından küresel piyasalarda artan risk iştahı ve özellikle banka hisselerinde güçlenen alışlarla BIST 100 endeksi yaklaşık iki ayın en yüksek kapanışını gerçekleştirdi. Analistler, dün günü 65.500 direncinin hemen üzerinde tamamlayan BIST 100 endeksinin, akşam saatlerinde kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in 10 Türk bankasının kredi notunu negatif izlemeye aldığını açıklaması ve sektörle ilgili risklere dikkat çekmesinin ardından açılışta kar satışlarının etkisi altında kalabileceğini belirtiyor. Bankacılık sektörünün neredeyse son altı aydır bu riskler nedeniyle endeksten fazla düşüş kaydettiğini hatırlatan analistler, açıklamaların negatif etkisinin sınırlı kalabileceğini, ancak endeksin 66.000 direncini kırıp kıramayacağının teknik açıdan önemli olacağını vurguluyor.
Çamlıca Camiinde kalabalığın arasında kalan Bilal Erdoğan, sevgi gösterilerini gülümseyerek izledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ile yapımı devam eden Çamlıca Camii'ne inceledi. Vatandaşlar, Başbakan Erdoğan'a camiden ayrılırken sevgi gösterilerinde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oğlu Bilal Erdoğan ile birlikte yapımı devam eden Çamlıca Camii'ni inceledi. Başbakan Erdoğan, inşaat alanından ayrılırken makam aracıyla vatandaşların yanında durdu. Vatandaşlar başbakan Erdoğan'a sevgi gösterilerinde bulunurken izdiham yaşandı. Babasının makam aracında yeralan Bilal Erdoğan da dışarı çıkarak sevgi gösterilerini izledi. Bilal Erdoğan'ın sevgi gösterilerini gülümseyerek izlediği görüldü.
MHP lideri Devlet Bahçeli, son günlerde artan terör olayları ve medya baskınları hakkında flaş bir açıklama yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: MHP lideri Devlet Bahçeli, Hürriyet Gazetesi'ne düzenlenen saldırılar ve Doğan Grubu'na yapılan operasyonla ilgili açıklamada bulundu. Bahçeli, "Özellikle basın kurumlarına, basın çalışanlarına ve basın sahiplerine karşı bugünkü iktidarın yapmış olduğu zulüm artık milletimizce tahammül edilemeyecek bir sınıra ulaşmıştır. Ama 1 Kasım’dan sonra Türkiye rahatlayacaktır inşallah." diye konuştu. MHP genel başkanı DEVLET BAHÇELİ, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun, "Nokta Dergisi’ne yönelik bir operasyon gerçekleştirdi. Ardından 88 yaşındaki yönelik bir soruşturma başlatıldı. Ve en son Doğan Grubu’na yönelik bir terör soruşturması başlatıldı. Bunları nasıl buluyorsunuz ?" sorusuna Bahçeli, " Bunların hiçbirisini doğru bulmuyoruz. Özellikle basın kurumlarına, basın çalışanlarına ve basın sahiplerine karşı bugünkü iktidarın yapmış olduğu zulüm artık milletimizce tahammül edilemeyecek bir sınıra ulaşmıştır. Ama 1 Kasım’dan sonra Türkiye rahatlayacaktır inşallah" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza atan 1.128 akademisyene re'sen soruşturma başlattı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Güneydoğu'daki olaylarla ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili olarak 'Bu suça ortak olmayacağız' başlığıyla yayınlayan bildiride imzası bulunan 1.128 akademisyen hakkında re'sen soruşturma başlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, bildiride imzası bulunan akademisyenlerden kendi yargı alanında bulunan üniversitelerde görev yapan ve bu bildiriye imza atan akademisyenler hakkında, TCK'nın 301. maddesinde hükme bağlanan, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve devletin kurum ve organlarını aşağılamak" suçu ile TMK'nın 7. maddesinde belirtilen "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından re'sen soruşturma başlatıldı.
Hatay’da bir çocuk annesi kadınının, internette tanıştığı bir kişi uğruna 5 yıllık yuvasını yıkarak evini terk ettiği ileri sürüldü. <br/>Ha...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hatay’da bir çocuk annesi kadınının, internette tanıştığı bir kişi uğruna 5 yıllık yuvasını yıkarak evini terk ettiği ileri sürüldü. Hatay’da 2008 yılında evlenen Ali Cevahir ve Emine Cevahir’in bir kız çocukları olmasına rağmen Emine Cevahir internet ortamından tanıştığı Mehmet Ö.’nün yaşadığı İstanbul’a çocuğunu da alarak kaçtığı ve burada yaşamaya başladığı iddia edildi. Karısının 2012 Haziran ayında sosyal paylaşım sitesinden tanıştığı Mehmet Ö. ile aralarındaki ilişkinin zamanla geliştiğini ve bundan daha sonra haberinin olduğunu anlatan Ali Cevahir, "Karım evi terk ettikten sonra yaklaşık 1.5 ay haber alamadık. Daha sonra eşim bana ulaştı ve pişman olduğunu söyledi ben de pişman olduğu için affettim tekrar evine döndü. Birlikte yaşamaya başladık, her şeyi unutmaya çalıştık” dedi. Aradan 1 ay geçtikten sonra bir gün işe gittiğini akşam eve döndüğünde ise eşinin 13 aylık olan kızı Almina’yı ve evde bulunan bir miktar para ile ziynet eşyalarını da alarak evden ayrıldığını belirten Ali Cevahir, kötü günlerin yeniden başladığını söyledi. Cevahir, karısına ulaşamadığını ama yanına kaçtığı Mehmet Ö.’ye ulaştığını o şahsın da kendisini "Kızını almak istiyorsan bana 20 bin TL vereceksin" dediğini söylediğini iddia etti. Her şeyden vazgeçtiğini tek isteğinin kızına kavuşmak olduğunu söyleyen Cevahir, karısından boşanmak için de dava açtığını belirtti. (İHA)
Reality show yıldızı Kim Kardashian, taşıyıcı anne yöntemiyle beş hafta önce dünyaya gelen üçüncü çocuğunun fotoğrafını sosyal medya hesabından hayranlarıyla paylaştı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İnternette yer alan bazı iddialara göre ABD'li Kim Kardashian ve Kanye West çiftinin taşıyıcı anneden olan üçüncü çocukları geçtiğimiz günlerde dünyaya gelmişti. Çiftin çocuklarının doğmasının ardından akıllara aynı tarihlerde hamile kaldığını açıklayan Kylie Jenner'ı getirdi. Zira Jenner'ın, Kim Kardashian'ın taşıyıcı annesi olabileceği konuşuluyordu. Görünen o ki tüm bu iddialar sadece bir iddia olarak kalacak.
TÜRKİYE bugün referandum için sandık başına gitti. Referandum sonrasında yaşanan manzaralar ise şaşırtmaya devam etti. Bunlardan biri de Denizli'den geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: DENİZLİ'de, referandum için kullandığı oyun fotoğrafını çekince sandık görevlilerinin tutanak tutmak istediği A.K., binadan ayrılmaya çalışırken kendisini durduran polis memura kafa atıp, kaşını yardı. Gözaltına alınan A.K., emniyete götürüldü. Bugün saat 11.00 sıralarında, Merkezefendi İlçesi'ndeki Reşat Vural İlkokulu'ndaki 2087 nolu sandığa gelen A.K., oyunu kullandıktan sonra cep telefonuyla fotoğrafını çekti. Bunu gören sandık görevlileri, A.K. hakkında tutanak tutmak istedi. POLİSİN KAŞINI YARDI İtiraz eden A.K., okul binasından çıktı. Sandık görevlilerinin konuyu polise bildirmesi üzerine A.K., görevli polisler tarafından durdurulmak istendi. Ancak A.K., iddiaya göre, görevli polis memuru Ahmet Korkmaz'a kafa atarak kaşını yardı. Yaralanan polis memuru Korkmaz, Servergazi Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. A.K. ise kelepçelenerek gözaltına alındı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. Sandıkların bulunduğu yerlerde, seçmenlerin fotoğraf çekemeyeceği konusunda uyarı yazısının asılı olduğu belirtildi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin Sütlüce'deki yerleşkesine operasyon düzenlendi. Üniversitenin güvenlik görevlileri polise zorluk çıkarınca polis binayı kuşattı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin Sütlüce'deki yerleşkesine iddiaya göre darbe girişimi soruşturması çerçevesinde operasyona gelen polis ekiplerine,bir güvenlik görevlisi zorluk çıkardı. Güvenlik görevlisinin havaya ateş açması sonrası polis yaptığı operasyonda üç kişiyi gözaltına alırken, sıcak dakikalar kameralarca kaydedildi. OPERASYON DÜZENLENDİ İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler bu sabah saatlerinde darbe girişimi soruşturması çerçevesinde İstanbul Ticaret Üniversitesi'ne operasyon gerçekleştirdi. GÜVENLİK GÖREVLİSİ ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Bu sırada üniversitede güvenlik görevlisi olduğu iddia edilen bir kişi polislere direnerek, havaya ateş açtı. Bunun üzerine polis ekipleri yaptığı operasyonda güvenlik görevlisinin silahını alarak etkisiz hale getirdi.Güvenlik görevlisi gözaltına alındı. OPERASYON KAMERADA Operasyonda üç kişi gözaltına alınırken,gözaltına alınanların kimlikleri hakkında bilgi verilmedi. Sıcak dakikalara sahne olan operasyon kameralarca saniye saniye görüntülendi. Görüntülerde Özel Harekat polisleri binaya giriyor. Üç kişiyi yere yatırıyor. Ardından gözaltına alınan şahıslar polis otosuna bindirilerek emniyete götürülüyor.
Bikini bölgesindeki tüyleri alanlar enfeksiyon riski ile karşı karşıya. Kasıklardaki tüyleri almak erkekler arasında da yaygın.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bikini bölgesi olarak da bilinen kasıklardaki tüylerin alınması, hem kadınlarda, hem de erkeklerde enfeksiyon riskini arttırıyor. Fransa'daki bir özel klinikte 30 hasta üzerinde yapılan araştırma, ağda ve traşın ciltte yaptığı tahrişin bazı virüs türlerine uygun ortam hazırladığını ortaya çıkardı. 'Molluscum contagiosum' virüsü kapan 30 yeni hastanın hepsinin de kasık bölgesindeki tüyleri ağda veya traş etmek yoluyla aldıkları ya da kısalttıkları bildiriliyor. 24'ü erkek olan hastaların hepsinde kasık bölgesinde lezyonlar görüldü. İngiliz Tıp Derneği'nin bir yayın organına bilgi veren araştırma ekibi, kasık bölgesindeki istenmeyen tüyleri aldırmanın erkekler arasında da giderek yaygınlaştığını kaydetti. 'Molluscum contagiosum' virüsü son derece bulaşıcı ve hastalık kapmış biriyle ten teması ya da virüs bulaşmış havlu ya da bezlere dokunmakla geçiyor. Virüs genelde kendi kendine iyileşiyor ve kırmızı kabartılardan başka bir semptomu bulunmuyor. Kabartıların sıkılması halinde kanama ve yara izi olabiliyor, enfeksiyonu yayma riski de artıyor. Araştırmacılar cinsel organ üzerindeki tüyleri almanın siğil gibi bazı ufak enfeksiyonlar için de risk unsuru oluşturabileceğini söylüyorlar.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Erdoğan'ın 29 Ekim krizine yönelik açıklamalarına jet yanıt verdi...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yasaklara rağmen kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu'nu illegal örgütlerin peşine takılmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, sokakları terörize etmekle suçladığı Kılıçaroğlu'na "Ulus'ta Türk bayrağı ile dolaşmak kolay. Hakkari'de niye dolaşamadın Türk bayrağı ile." diye sordu. Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın bu sorusuna Uludere ile yanıt verdi. İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları; ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA ZOR SORU Büyüklerimiz bize bayramlarda hoşgörülü olun dediler. Bayramları heyecan ve anlayışla kutluyoruz. Her bayramın bir anlamı vardır. Dini ve milli bayramlarımız da önemlidir. Her milli bayramın ardında gözyaşı vardır. 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Samsun'a çıkmadan önce düşmana 'geldikleri gibi gidecekler' demişti. Daha yolun başındaydı ama kararlıydı. Bu ülkenin insanları özgürlüklerine düşkün insanlardır. 22 Haziran 1919'da Amasya'da çok önemli bir belge var. Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikedir. Atatürk 'milletin bağımsızlığın milletin azmi kurtarıcaktır' demiştir. Daha ortada Cumhuriyet yok ama Atatürk milletin egemenliğinden bahsediyor. SivaS Kongresi'nin kararlarından biri de mandalıcığa karşı çıkmaktır. Mondros Ateşkes anlaşmasının imzalandığı gün bu topraklarda yaşayanlar özkardeştir der Atatürk. Hiç ayrım yapmıyor. Daha Cumhuriyet'in başında hiçbir ayrım yok. ERDOĞAN AYIRMAYA ÇALIŞIYOR Şimdi ayırmaya çalışıyor Recep Tayyip Erdoğan. Bu ülkede yaşayan her yurttaş bu ülkenin külfetlerini paylaştı. Ayrılığa izin vermeyeceğiz. Cumhuriyeti kuranlar daha sonra demokrasiyi getirdiler. Adaletin olmadığı yerde barışı sağlayamazsınız. Vatandaş sokakta rahat gezebilecek. Rahat konuşabilecek. Adalet devletin temelidir. Recep Tayyip Erdoğan bunu kendi mülkünün temeli olarak algılıyor. BEDEL ÖDENMEMİŞ TOPRAK VATAN SAYILMAZ Bağımsız bir ülkede özgürce yaşamak birilerinin bize lütfettiği birşey değildir. Mücadele ettik. Onun için milli bayram diyoruz biz buna. 1921 savaş meydanlarından şehitlerimiz çok olduğu için çocuk esirgeme kurumu kurulmuştur. Cumhuriyet kendi insanını korumaktır. Bedel ödenmemiş toprak vatan sayılmaz. Ünlü şairimiz 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer üstünde ölen varsa vatandır'. diyor. ERDOĞAN VATANDAŞIN ARASINA GİREMEZ Cumhuriyet Bayramı bizim en güzel bayramımız. Biz 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayacağız. Önce yasak getirdiler. Yasak getirirseniz elime Türk bayrağı alıp o alana gideceğim dedim ve gittim. Orada olanlar illegal örgütlendenmiş. Kafa yapısına bakın 80 yaşındaki kadınlar, çocuklar, engelliler. Birileride buna efendim alternatif kutlama olmazmış diyor bu kutlamanın alternatifi yok zaten. Öyle bir hale geldi ki, Başbakan vatandaşın arasına çıkamaz, merhaba diyemez, vatandaşın elini sıkamaz, çünkü bu vatandaş bu Başbakan’ı artık istemiyor. Yeter artık diyor.Ben oraya gittim ya, diyor ki “Kemal Kılıçdaroğlu Birinci Meclis’in bahçesine cebren ve hile ile girmiştir” diyor. Meclis’in bahçesine gitmek ne zamandan beri cebir ve hile gerektiriyor. Senin giremediğin yere ben gidiyorum zaten. TANKLA TÜFEKLE GELSİNLER Barikatların aşılmasına karşıydım, polis görev yapmadı diyor. Onun anlayışı, polis görev yapacak, onlarca insan hayatını kaybedecek böylece terörden beslenen başbakan görevini yerine getirmiş olacak. İstedikleri kadar gelsinler, coplarıyla gelsinler, panzerleriyle, tanklarıyla, toplarıyla gelsinler, askerleriyle gelsinler. Zalimin zulmüne ortak olmayacağız, yanında durmayacağız. Cumhuriyet Halk Partisi demek mazlumun yanında duran parti demektir. Yüz binlerce yurttaş vardı orda. Bütün o yurttaşların tek ortak noktası bayramı kutlamaktı. Taşkınlık yapmadılar. Sadece polislere yolumuzu açın dediler. Bayram kutlamak için birisinden izin almaya gerek yok. Zaten yasa var bu ülkede. Orası yasakmış. Oranın anlamını bilmiyorsun. Orası TBMM'nin bulunduğu alandır. Cumhuriyet'in ilan edildiği alandır. 7 DÜVELE SAVAŞ AÇTIK BİZ O alanda çocuklar, yaşlılar, kadınlar vardır. Göğsüm kabarıyor. Sağduyu vardı. Bütün baskıya rağmen birşey yapmadılar. Halkın buluşmasını engellediler. Barikatları aşamıcağımızı düşündüler. Bu chp 7 düvele savaş açmış bir partidir. SENİN BARİKATIN BİZE VIZ GELİR Polis görevini yaptı. Ordaki polisler bizim çocuklarımızdı. Polisler de gençlerle slogan attılar. O polisler senin baskına rağmen vicdanlarını dinlediler. Senin barikatların bize vız gelir. Sen gelseydin ya. Dursaydın orada. TAYYİP ESAD ERDOĞAN Herkes bayrağına sahip çıkıyor. Sen niye yasak getiriyorsun. Yeni bir ünvan bulmamız lazım. Tayyip Esad Erdoğan. Yaptığının ne farkı var. İnsanlar ölmedi ya polis görevini yapmadı diyor. Afedersiniz ama o senin babanın polisi mi? BABANIN POLİSİ Mİ ONLAR? Erdoğan güneş gözlüğünüde polise taşıtır. Polisin görevi o mu? Ne yaparsa yapsın polisle halkı karşı karşıya getirmeyeceğiz. Senin babanın polisi değil onlar. Onun görevi bizi teslim almak öyle istiyor. Senin gücün yetmez buna. ERDOĞAN'IN SAVCISI MISIN? Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış. O Cumhuriyet savcısı açsın bi o demek okusun bakalım. O Cumhuriyet Savcısı mı yoksa Recep Tayyip Erdoğan'ın savcısı mısın? İnsanların bir araya gelip türkü söylemesinden bile korkarlar. Demokrasi farklı birşeydir. Özgürlükle birleşecek. Demokrasi halkın kendi kendine yönetmesidir. Demokrasi kültür işidir. 34 YURTTAŞIN KANI ERDOĞAN'IN YAKASINDADIR İstihbarat aldık diyor, o nedenle yasakladılar diyor. Ne istihbaratı aldınız açıklayın bakalım. Uludere’yi açıkladılar mı? Orada da istihbarat aldılar değil mi? 34 yurttaşın kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakasındadır. Beyefendiler istihbarat almışlar, neymiş toplantı yapılacak diye. Bu arada bir şeyler söylemiş. Hakkari’ye gitmişiz, neden Türk bayrağı yoktu diye. Eğer bir ülkede bir ilde Türk bayrağı dalgalanmıyorsa sen hangi ülkede başbakanlık yapıyorsun? Bir dönem ne diyordu? Siz Sivas’ın ötesine geçemiyorsunuz diyordu. Dedim ki gel beraber Uludere’ye gidelim dedim. Geldi mi? Gelemez, cesaret edemez. Ben oraya bütün engellemelere rağmen gittim. Sen oraya gelemiyorsun bile. Kendi beceriksizliğinin faturasını bize çıkaracak. Çocuklar okula gidemiyormuş. Sen başbakan değil misin? Sen cumhuriyetin ne olduğunu, erdemlerini bilmiyorsun. Senin bildiğin baskı tehdit şantaj. Kusura bakma o da CHP’ye sökmez. Cumhuriyet tarihinde ilk kez milli bayram yasaklandı, bunu unutmayacağız. Ne demek yahu? Cumhuriyet bayramını kutlamayı yasaklamak? DEMOKRASİNİN KARA LEKESİDİR Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir milli bayram yasaklandı. Bunu unutmayacağız. Demokrasinin kara lekesidir bu. Meclis'e neden gidiyormuşum. Senden izin mi alacağım sen kimsin. Ben değil bu ülkede hiçbir yurttaş senden izin almak gibi bir amacı yoktur. Türk bayrağı üzeriden edebiyat yapıyor. 29 Ekim'de Ankara'nın göbeğinde Türk bayrağı açmak isteyeni senin polislerin tekmeledi sen neyden bahsediyorsun. SENİN KEFENİNİN CEBİ VAR Senin gibi konjonktür milliyetçilerini biz çok iyi biliriz. Bugün söylemiş, sizin kilonuz kaç diye. Bizim kilomuz aynı, çünkü cüzdanımız aynı. Ama senin kefeninin cüzdanı var zaten. Elbette senin kilon farklı, bizim hep aynı. İçime sindiremediğim bir şey var. Atatürk İlköğretim Okulu’nun adını değiştirdiler, annesinin ismini koydular. Annelere saygılıyım. Allah rahmet eylesin diyorum. Hayatta olsaydı, elini öpmekten onur duyardım. ADAM GİBİ ADAMSAN OKUL YAPTIR Dünyanın en zengin başbakanlarındansın, paran var. Adam gibi adamsan, bir okul yaparsın annenin adını koyarsın biz de ona saygı duyarız. Daha düne kadar yırtık pabuçla siyasete girdim diyordun. Yetmedi mi bu kadar para? Bir okul yaptırırsın annenin ismini koyarsın. Kusura bakma ama bu davranışın saygısızlıktır. TÜRKİYE'NİN CHP İKTİDARINA İHTİYACI VAR CHP'nin iktidarında asla hapishanelerde ölüm orucu olmayacaktır. Terör olmayacaktır. Hiç bir komşumuzla savaş noktasına gelmeyeceğiz. Demokrasiden neden vazgeçiyoruz. Türkiye'nin geldiği noktaya bakın hala herşeyin sorumlusu CHP diyor. İnsanda biraz utanma olur. Cumhuriyet demek demokrasi demektir. Cumhuriyet demek halkın kendi kendine yönetmesidir. Kimsesizlerin kimsesi olmaktır. Hiç kimse darbelerin arkasında duramaz. CHP darbelerden en büyük zararı gören partidir. Darbeyi şiddetle reddediyoruz. Eğer bu ülkeye demokrasiyi biz getirdiysek o zaman övündüğümüz ilkelerin arkasında duracağız. En büyük gücümüzün halk olduğunu herkes bilmelidir. Burada çağrı yapmak istiyorum. Türkiye'nin yaşadığüı tablo herkesin gözünün önünde. Erdoğan'ın iktidarın Türkiye'yi getirdiği nokta kaygıyla izleniyor. Türkiye'nin yeni bir iklime ihtiyacı var. Türkiye'nin yeni bir iktidara CHP iktidarına ihtiyacı var. Bölünmeyen, saygı duyan, herkesin bir arada düşüncelerini dile getirdiği bir Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye'yi getirdikleri nokta bu. Hedefimiz belli. Çağdaş uygarlık için mücadele edeceğiz. Açlık var bu ülkede perişanlık var o cumhurbaşkanı olmayı düşünüyor. Geçmişte hangi partiye oy vermişse vermiş tüm yurttaşlarımı CHP'ye çağrıyorum. Bütün bayram bütün engellemelere rağmen heryerde çoşkuyla kutlandı.
Tramvaya kart okutmadan binmek isteyen Suriye uyruklu iki kişi kendilerini uyaran gençleri bıçaklayarak kaçtı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: KONYA'da tramvay durağında iki grup arasında çıkan kavgada biri çocuk iki kişi bıçakla ağır yaralandı. Alınan bilgiye göre, merkez Selçuklu ilçesi Aydınlıkevler Mahallesi'ndeki tramvay durağında, Oğuz Kaya (21) ve Furkan Onmaz (16), tramvaya kart okutmadan binmek isteyen Suriye uyruklu iki kişiyi uyardı. Bunun üzerine iki grup arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Kaya karnından, Onmaz ise sırtından bıçakla yaralandı. Farklı hastanelerde tedavi altına alınan yaralıların durumlarının ağır olduğu öğrenildi. Görgü tanıklarının ifadelerini alan polisin, kaçan iki şüpheliyi yakalamak için başlattığı çalışma sürüyor.
Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş'tan ayrılan İspanyol futbolcu Guti, Europa Press Online'a futbolu bıraktığını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İspanya futbolunun yıldız ismi Guti Hernandez, futbolu bıraktı. Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra birçok La Liga kulübü ile ismi anılan yıldız futbolcu katıldığı bir programda futbolu bıraktığını açıkladı. 35 yaşındaki futbolcu "Artık futbol oynamayacağım. İspanya'da Madrid'deki hayatımdan oldukça mutluyum. Çocuklarımla daha fazla vakit geçirebileceğim için çok mutluyum" dedi. 2 Aralık 1995'te Real Madrid'de başlayan profesyonel futbol yaşantısında 2010 yılından beri Beşiktaş'ta devam eden İspanyol futbolcu, geçtiğimiz günlerde siyah beyazlı kulüple yollarını ayırmıştı.
ABD Başkanı Barack Obama Washington'daki Dil ve Kültür Olimpiyatlarına mektup gönderdi. Obama mektubunda, "Bize kucaklayıcılığın şarkılarından çıkıp ümit ve güzelliğe doğru giden yollara şahitlik etmemize olanak sağlıyor" ifadesini kullandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Başkanı Barack Obama, Gülen Cemaati’nin ABD’nin başkenti Washington’da düzenlediği Dil ve Kültür Festivali Washington finaline mektup gönderdi. Obama mektubunda, “Kendi kültürel mirasınızı özel kılan geleneklerinizi aktarması bakımında bu gibi festivaller, bize kucaklayıcılığın şarkılarından çıkıp ümit ve güzelliğe doğru giden yollara şahitlik etmemize olanak sağlıyor” ifadesini kullandı. Obama'nın mektup yolladığı programa çok sayıda ABD'li senatörün de katıldığı öğrenildi. Başkan Obama’nın gönderdiği mektup şöyle: "Küresel toplumumuzun zengin kültürleri ve benzersiz tarihi birikimleri, cezbedici danslar ve büyüleyici performanslarla hayat buluyor. Kendi kültürel mirasınızı özel kılan geleneklerinizi aktarması bakımında bu gibi festivaller, bize kucaklayıcılığın şarkılarından çıkıp ümit ve güzelliğe doğru giden yollara şahitlik etmemize olanak sağlıyor. Sizin dünya genelinden genç insanları birleştirmek için harcadığınız çabalar, ortak insanlık olarak, bizi birbirimizden ayıran engelleri aşmak için sahip olduğumuz gücü yansıtıyor. Sizler dünyamızı meydana getiren kültürel mozaiği kutlamak ve güçlü arkadaşlık bağları kurmak için bir araya gelirken, size en iyi dileklerimi sunuyorum."
Kanal D Ana Haber bültenini sunan Cüneyt Özdemir Hakan Fidan'a öyle bir teklifte bulundu ki...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cüneyt Özdemir, Hakan Fidan'la ilgili, "Türkiye'nin en sessiz ve en gizemli adamı" diyerek canlı yayında röportaj teklifinde bulundu. Siyasete atılan Milli İstihbarat Teşkilatı eski Müsteşarı Hakan Fidan, Ak Parti Ankara İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Fidan, binaya girişinde ve çıkışında gazetecilere hiç bir açıklama yapmadı. Konuyla ilgili haberi sunan Cüneyt Özdemir, "Nasıl olacak bu iş inanın bilmiyorum. Türkiye'nin en sessiz ve en gizemli adamı siyasete giriyor ve gördüğünüz gibi hiç konuşmuyor, konuşmaya da niyeti yok gibi gözüküyor" dedi. "İLK RÖPORTAJA TALİBİZ" Özdemir daha sonra Hakan Fidan'a canlı yayında röportaj teklif etti. Özdemir, "Önümüzdeki günlerde kim bilir belki biz Hakan Fidan'la ilk röportajı yaparız. Tabi kabul ederse. Buradan da açıkça söylüyorum. Hakan bey, haberimizi izliyorsanız talibiz, ilk röportajınızı bizle yaparsanız çok seviniriz" şeklinde konuştu.
Ege'nin Hamsisi dizisi 6. yeni bölüm 2. fragmanı yayınlandı. Ege'nin Hamsisi 6. yeni bölümüyle 20 Ağustos 2018 Pazartesi akşamı TRT 1'de olacak. Ege'nin Hamsisi'nin bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ege'nin Hamsisi 6. yeni bölüm 2. fragmanı yayınlandı. Ege'nin Hamsisi'nin yeni bölümünde neler olacak? Ege'nin Hamsisi 20 Ağustos 2018 Pazartesi akşamı TRT 1'de... Yapımcılığını Köprü Film-Ferhat Eşsiz, yönetmenliğini Mustafa Şevki Doğan’ın üstlendiği, senaryosunu Bahar Filiz Ekinci’nin kaleme aldığı dizide, başrolleri İclal Aydın, Uğur Çavuşoğlu, Uraz Kaygılaroğlu, Bestemsu Özdemir, Asuman Dabak, Eser Eyüboğlu ve Hakan Bilgin paylaşıyor. Bölgelerinin muhteşem lezzetlerini sunan Karadenizli ve Egeli iki restoran sahibinin çevresinde gelişen komik, duygusal, eğlenceli olaylarla, iki farklı bölge kültürünün naif karşılaşmasının anlatıldığı dizi, yaz sezonuna damgasını vuracak.
LGS birincileri kim oldu, 2018 LGS birincileri hangi okuldan oldu aramaları LGS sonuçlarının ardından merak konusu oldu. Şu ana kadar 4 LGS birincisi açıklandı. Tam puan alan LGS birincileri isimler Akbel Aydın, Olçum Başak, Mehmet Faruk Köylü ve Azra Kargı oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: LGS sonuçlarının ardından gözler şimdi de LGS birincileri kim oldu, LGS birincileri hangi okuldan ve LGS birincileri kaç puan aldı sorularına çevrildi. LGS sonuçlarına göre 4 isim tüm soruları eksiksiz ve doğru yaparak tam puan aldı. 2 birinci çıkaran LGS sonuçlarına göre biricilerden biri Ankara'dan Olçum Başak, Adana'dan Azra Kargı, Konya'dan Mehmet Faruk Köylü, Ordu'dan Akbel Aydın oldu. Liselere Geçiş Sınavı’nın (LGS) ilk birincisi Ankara’dan çıktı. Özel bir okulda tam burslu olarak eğitim gören Olçum Başak, tüm soruları çözerek, LGS birincisi oldu. Liselere Geçiş Sınavı'nda (LGS) birinci Ankara'dan Olçum Başak oldu. Ankara'da özel bir kolejde tam burslu olarak öğrenim gören Başak, tüm soruları çözdü. Konuyla ilgili Sözcü'ye konuşan LGS birincisi Başak'ın babası Mustafa Başak, Olçum'un disiplinli çalıştığını belirterek, “Biz ona hiçbir şekilde ders çalış demedik. Sınav öncesi de ders çalışmadı. Ama Olçum disiplinini her zaman korudu. İlkokulu devlet okulunda okudu ve özel bir okulun tam bursunu kazandı. Ortaokul eğitimini tam burslu olarak özel bir eğitim kurumunda gördü” diye konuştu Bu arada Olçum'un dışında, beş öğrencinin İstanbul, bir öğrencinin de Ordu'da 500 tam puan alarak birinci olduğu belirtildi. Diğer yandan, LGS'de özellikle matematik sorularının zor olması nedeniyle çok eleştirilmiş, bu nedenle de tam puan alarak birinci olacak öğrenci beklenmiyordu. İmam hatipli Azra LGS’de Türkiye birincisi oldu: Adana’da Çukurova Selahaddin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Azra Kargı Liseye Geçiş Sınavı'nda (LGS) tüm soruları doğru cevaplayarak Türkiye birincilerinden oldu. Adana’da Çukurova Selahaddin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Azra Kargı, sınava giren yaklaşık 1 milyon öğrenciden 18 kişinin tam puan aldığını söyledi. İMAM HATİPLİLER ADINA GÜZEL BİR ŞEY YAPTIM: Azra Kargı, birinci olan tek imam hatip öğrencisinin kendisi olduğunu söyleyerek"İmam hatipliler adına iyi bir şey yaptığım için mutluluk duyuyorum. İmam hatipleri yükseltmek, bu konuda insanların düşüncelerini değiştirebilmek benim için çok önemliydi. İmam hatiplerin bu ülkedeki önemini anlayamayan insanlar var. Bu ülke ayakta durabiliyorsa bence imam hatipliler sayesinde ayakta durabiliyor." dedi. "GECE YARILARINA KADAR ÇALIŞTIM" Azra Kargı, "İnsanlara yararlı olmak, özellikle ülkeme yararlı olmak benim için çok önemli. Kendim için olmasa bile ülkem için bir yararımın dokunmasını çok isterim. Çalışırken en büyük prensibim 'Öyle bir çalışacaksınız ki soru hazırlayan heyete şans bırakmayacaksınız' düşüncesiydi. Onlara 'Siz ne sorarsanız sorun, ben zaten yapabilirim' diyeceksiniz. Gece yarılarına kadar çok çalıştığım hiç olmadı asla her zaman düzenli çalışmaya gayret ettim." şeklinde konuştu. Akbel Aydın (Ordu/Altınordu 19 Eylül Ortaokulu): Çok soru çözdüm. Tabii öğretmenlerimin de çok yardımı oldu. Sonucu gördüğümde heyecanlandım ve çok mutlu oldum. Ama biraz da sakindim. Çünkü aklımın bir köşesinde olabileceğini düşündüm. Okulda yaptığımız denemelerde kötü yapıyordum. O sırada 15 gün kadar moralim de bozulmuştu. Ailemin ve öğretmenlerimin desteğiyle yeniden moralimi geri kazandım. İleride yurtdışında okumak istiyorum. İyi bir liseye gidersem iyi bir üniversiteye de gidebileceğimi düşünüyorum. Yeni adaylar, çok kitap okusun. Çünkü sorular çok uzun. Özellikle fende bir sayfada bir soru vardı. Uzun olduğu için hızlı okumaya önem versinler. Mehmet Faruk Köylü (Konya-Pema Koleji): İçimde inanılmaz derecede bir mutluluk var. Başta bana destek verdiği için aileme ve öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir duygu yaşıyorum. İnşallah hedefim, gelebileceğim en iyi yere gelip tüm insanlığa faydalı olmak. Tüm soruları doğru cevaplayan birkaç kişi varmış. Sınav sonrasında tüm soruları doğru cevaplayacağımı beklemiyordum, daha sonra kontrol edince öğrendim. Sınavda sayısal zordu ama sayısala ilgim olmasından dolayı sıkıntı yaşamadım.
Tüzük kurultayı için geri sayımın başlamasıyla birlikte kulisler de iyice hareketlendi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP'de kazan kaldıran muhalifler, 26 Şubat'taki kurultayın toplanamaması için çalışmalarını çeşitli hamlelerle sürdürüyor. Kurultayın "toplanamama" ihtimali bulunmadığı görüşündeki Genel Merkez'de ise kısık sesle de olsa bir taraftan da "kötü senaryo" dillendiriliyor. CHP kulislerinde yapılan yorumlardan biri de "Kurultay açılamazsa Kılıçdaroğlu istifa eder" şeklinde. CHP'de tüzük çalışmaları kapsamında öneriler, 23 Şubat Perşembe gününe kadar kabul edilecek. Cuma günü 89 kişilik Tüzük Komisyonu'na gelecek taslak, madde madde oylanacak ve son şekli verilecek. CHP'DE KURULTAY AÇILIMI Kurultay salonunda hazırlıklar da sürüyor. Büyükelçiler, Avrupa'daki sosyalist parti temsilciliklerinin yanı sıra birçok isim 26 Şubat'taki kurultaya davet edildi. Hafta içinde Kılıçdaroğlu'nun muhafazakar kesimi destekleyen Taha Akyol, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Nazlı Ilıcak, Fehmi Koru, Hüseyin Gülerce, Ali Bulaç gibi gazetecileri telefonla arayarak, kurultaya davet edeceği belirtiliyor. Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Nuri Bilge Ceylan gibi isimlerin de kurultaya davet edilebileceği ifade ediliyor. İşten atılan gazetecilerden Ece Temelkuran, Nuray Mert, Banu Güven'in de kurultaya davet edileceği söyleniyor. Tutuklu milletvekilleri Balbay ve Haberal'ın aileleri de Kurultay'a davet edilecek.
KOCAELİ AK Parti milletvekili aday listeleri YSK tarafından incelendi. 26 Mayıs 2018 tarihinde YSK Kocaeli AKP milletvekili adaylarının geçici isim listesini ilan etmişti. YSK'nın kesinleştirdiği AK Parti milletvekili aday listeleri 24 haziran seçimlerinde geçerli olacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: YSK tarafından AK Parti Kocaeli 27. dönem milletvekili aday listesi incelemeden geçirildi. Ön incelemede eksik evrak ya da adaylığına engel durumları olan Kocaeli milletvekili adayları belirlenip AKP'ye düzeltmesi için iletildi. YSK 30 mayıs itibariyle kesinleşen AK Parti Kocaeli milletvekili aday listelerini duyuruyor. Bu listeler 24 Haziran 2018 seçimlerinde geçerli olacak. AK Parti, CHP, HDP, İyi Parti, MHP, Saadet Partisi, Vatan Partisi 87, Hür Dava Partisi 85 seçim çevresinde seçime katılacak. Karara göre, Türkiye genelinde 68 bağımsız milletvekili adayı bulunuyor. YSK'nın ilan ettiği Kocaeli AK Parti milletvekili adayları isim listesi şöyleydi: AK PARTİ ADAYLARI : Partide, 26. Dönem'de milletvekili olan 167 kişi yeniden aday gösterildi. Siyasette kadınların yer almasına önem veren AK Parti'de 126 kadın milletvekili adayı listede kendisine yer bulurken, 474 erkek adaya listelerde yer verildi. AK Parti'nin 27. Dönem milletvekili aday listesinde 25 yaş altı aday sayısı 57, engelli aday sayısı ise 8 oldu. AK Parti adaylarının meslekleri : Adayların mesleklerine bakıldığında, 213 kişi mesleğini özel sektör olarak beyan etti. Adayların 106'sı avukat, 61'i mimar/mühendis, 23'ü öğrenci, 17'si doktor, 15'i kamuda yönetici, 14'er mali müşavir ve öğretmen, 8'i eczacı ve 6'sı gazetecilerden oluştu. Listede, vali Selami Altınok, sporcu Kenan Sofuoğlu, Alpay Özalan ve Selçuk Çebi de yer aldı. Listede olmayan isimler : 65. Hükümet'te görev alan Başbakan Yardımcısı Şimşek, AB Bakanı Çelik, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, Ekonomi Bakanı Zeybekci, Maliye Bakanı Ağbal listede yer almadı. TÜM İLLERİN MİLLETVEKİLİ ADAYLARI İSİM LİSTESİ-PDF
Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde, bir tırın devrilip üzerindeki hurda otomobillerin yola düşmesi nedeniyle bölgede ulaşım bir süre aksadı. Yoldaki araçları gören vatandaşlar ''zincirleme trafik kazası olduğunu'' zannederek, ihbarda bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Alınan bilgiye göre, Antalya'dan yüklediği hurda otomobilleri İzmir'e götürmek üzere yola çıkan Zafer Murat Çardak'ın kullandığı 31 P 3704 plakalı tır, Sarıgöl ilçesi çıkışında devrildi. Kazada, tırda yüklü hurda otomobiller, yola düştü. Kazayı gören vatandaşlar 155 polis imdat ve 112 acil yardım telefonlarını arayarak ''zincirleme trafik kazası oldu'' ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ambulans ve AKS 110 ekipleri sevk edildi. Kısa süre sonra olay yerine gelen jandarma ekipleri, araçların hurda taşıyan tırdan düştüğünü tespit etti. Hurda araçlar nedeniyle Sarıgöl-Buldan yolunda aksayan ulaşım, bir süre tek şeritten sağlandı. Tır sürücüsü Çardak'ın yara almadan kurtulduğu kazada, yoldaki hurda otomobiller olay yerine gelen çekiciyle kaldırıldı.
Bursa'da takımlarının şampiyonluğunu kutlamak için araçlarıyla şehir turu atan sarı-lacivertli taraftarlar ile Trabzonspor taraftarları arasında gerginlik.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fenerbahçe, Spor Toto süper Lig 2010-2011 sezonunu şampiyon olarak tamamlarken, Bursa'da takımlarının şampiyonluğunu kutlamak için araçlarıyla şehir turu atan sarı-lacivertli taraftarlar ile Trabzonspor ve Bursaspor taraftarları arasında gerginlik yaşandı. Fenerbahçe'nin Sivasspor'u deplasmanda 4-3 yenerek şampiyonluğunu ilan etmesinin ardından Bursa'da yaşayan sarı-lacivertli taraftarlar, kutlamalar için araçlarıyla şehir turuna çıktı. Fenerbahçe taraftarları, sarı-lacivertli bayraklarla donattıkları araçlarıyla kentin değişik yerlerinden klakson çalarak Heykel'e gelmek istedi. Özellikle Trabzonspor taraftarlarının ağırlıklı olduğu Dikkaldırım Caddesi'nden geçen Fenerbahçe taraftarları ile bordo-mavili taraftarlar arasında gerginlik yaşandı. Bordo-mavili taraftarlar, Fenerbahçe taraftarlarının kullandığı araçlara yabancı cisimler attı, bazı araçların camları kırıldı. Öte yandan, kalabalık bir Bursaspor taraftar grubu da Heykel'de toplanarak, Fenerbahçelilerin şampiyonluk sevinci yaşamasını engellemeye çalıştı. Bu sırada, bazı Bursapor ile Fenerbahçe taraftarları arasında da gerginlik oldu. Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Dikkaldırım, Çekirge Caddesi, Altıparmak Caddesi ve Heykel'de geniş güvenlik önlemi alarak, Fenerbahçe, Bursaspor ve Trabzonspor taraftarlarının birbirlerine yaklaşmasına engel olmaya çalıştı.
ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, merkez tarafından yapılan tüm sınavlarda son derece titiz biçimde soruların hazırlandığı, sınav sonrasında da yine aynı titizlik ve hassasiyette soruların analiz edildiği vurgulandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cevap kağıtlarının optik okuyucuda okunmasının ardından yapılan 'madde analizinde' de tüm adayların sorulara verdiği cevapların dağılımının incelendiği bildirilen açıklamada, böylece adayların farklı seçenekleri tercih ettiği soruların yeniden ele alındığı, soru hazırlayan ve bilimsel açıdan soruları denetleyen akademisyenlere iletilerek soruların yeniden değerlendirilmesinin sağlandığı belirtildi. 12 Aralıktaki TUS'ta da aynı süreçlerin işletildiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Optik okuma sonucu yapılan madde analizi ve bilimsel denetçi akademisyenlerin yeniden değerlendirmesi sonucunda 4 sorunun adayların doğru cevap verebileceği biçimde düzenlenmediği tespit edilmiştir. Bu nedenle bu sorular ÖSYM Yürütme Kurulu kararı ile iptal edilmiştir. Adayların mağdur olmamaları için de bu soruları tüm adayların doğru cevapladıkları kabul edilerek değerlendirme işlemi yapılacaktır. Sınavda sorulan diğer 296 soruda iptali gerektirecek maddi ya da bilimsel bir hata olmadığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda, 12 Aralık 2010'da yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'nın; Temel Tıp Bilimleri Testi-1 (TTBT-1) A kitapçığında yer alan 9. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 14. sorunun doğru cevabının C olarak bildirilmesine rağmen soru kökünde hata olduğu, Temel Tıp Bilimleri Testi-1 (TTBT-1) A kitapçığında yer alan 52. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 32. sorunun doğru cevabının E olarak bildirilmesine rağmen doğru cevabının seçenekler arasında bulunmadığı, Klinik Tıp Bilimleri Testi (KTBT) A kitapçığında yer alan 68. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 83. sorunun doğru cevabının D olarak bildirilmesine rağmen doğru cevabının seçenekler arasında bulunmadığı, Klinik Tıp Bilimleri Testi (KTBT) A kitapçığında yer alan 71. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 86. sorunun doğru cevabının B olarak bildirilmesine rağmen doğru cevap olarak verilen seçenekte ifade eksikliği bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle bu soruların söz konusu teste cevap veren adaylar tarafından doğru cevaplandığı kabul edilerek değerlendirme işlemi yapılacaktır.'' Türk Sağlık-Sen, 12 Aralıkta yapılan Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda 10 sorunun hatalı olduğu gerekçesiyle ÖSYM'ye başvurarak soruların yeniden değerlendirilmesini talep etmişti.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde bulunan bir kulübünde sahne alan ünlü sanatçı Bülent Ersoy 1 yıldır küs olduğu Ajda Pekkan’a zeytin dalı uzattı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bayram’ı birinci günü bir gece kulübünde sahne alan Bülent Ersoy seslendirdiği şarkılar ile hayranlarını coşturdu. Sarı elbisesi ile dikkat çeken Ersoy’ın neşeli tavırları ve esperileri izlemeye gelenleri kahkahaya boğdu. Sahne öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ersoy herkesin Ramazan bayramını kutladığını ifade ederek “Bir ramazan boyu, ibadet ederek geçirdim. Allah’ım ibadetlerimi kabul eylesin inşallah. Ramazan bitti diye üzüldüm. Seneye görürmüyüyüm, göremezmiyim diyerek. Dolu dolu yüreğimde hissederek yaşadım Ramazan ayını, seneye inşallah bir ramazan ayı daha göre bilirim inşallah” ifadelerini kullandı. MAKYAJSIZ YAYINLANAN FOTOĞRAFINA CEVAP VERDİ Geçtiğimiz günlerde gazete ve sosyal medyada dönen makyajsız fotoğrafı hakkında da yorum yapan Ersoy, benim sesimi ne yapacaklar anca boş şeylerle uğraşsınlar diyerek “ben herkese şunu söylüyorum benim en büyük zenginliğim sesim. Ben film artisti değilim istersem kör olayım, ağzım burnum çarpılmış olsun sesimi ne yapacaklar. Hadi fotoğraflarımı çektiler, bastılar, yayınladılar ama sesimi ne yapacaklar. Ben etimle sütümle ayakta ve hayatta değilim ki. Önemli olan sesim o yüzden böyle şeyleri geçecekler” dedi. BODRUM TATİLİNE DEVAM Bodrum’da tatil yaptığını da sözlerine ekleyen Ersoy “birkaç gün daha Bodrum’dayım tekneyle denize açılacağım. Basın yakalaya bilir beni ama bilmiyorum gazetecilerin işi hiç belli olmaz. Çokta ukalaca konuşup da beni görüntüleyemezsiniz demiyorum yakalaya bilirsiniz” ifadelerini kullandı. BEN KİMSE İLE KÜS DEĞİLİM Ajda Pekkan hakkında söylediği sözlerin ardından mahkemelik olan ve küsen Ersoy Kimse ile münakaşalı olmadıklarını vurgulayarak “Ajda hanımla konuşmadık. Özür falan beklemiyorum, herkes birbirine bir şeyler söyledi. Söylenecek bir şey’de kalmadı. Ama ben Ajda Pekkan’ı alaturka müzik okuduğu için kendisini kutladım. Çünkü o öteki tarafın yıldızıydı. Şimdi bizim tarafa geçtiği için aferin ona dedim. Nur Yerlitaş’a söyledim, söyle ona aferin de dedim. Ajda Pekkan çünkü artık bizim tarafa geçti artık. Ajda Pekkan’da çok memnun oldu. Aramızdaki buzlarda erimeye başladı. erimeyecek bir şeyde yok zaten ne olabilir ki. Zaten şunun şurasında toplasan 5 kişiyiz” diyerek sözlerini tamamladı. Sabahın ilk ışıklarına kadar sahnede kalan Ersoy, hayranlarına unutulmaz bir geçe yaşattı.
Savcı Zekeriya Öz, Yalçın'a Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ'a yazdığı mektuptan fişleme iddialarına; Halk TV'den İlhan Cihaner'e kadar 132 soru sordu
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ergenekon kapsamında tutuklanan Oda TV'nin sahibi gazeteci Soner Yalçın'ın, 4.5 saat süren sorgusunun detaylarına AKŞAM ulaştı... Savcı Zekeriya Öz, Yalçın'a Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ'a yazdığı mektuptan fişleme iddialarına; Halk TV'den İlhan Cihaner'i milletvekili yapma planına kadar tam 132 soru yöneltti. İşte sorgu odasında yaşananlar ve gazeteci Yalçın'ın cevapları... Gazeteci Soner Yalçın'a yöneltilen ilk soru Veli Küçük ve Tuncay Güney'e ilişkin oldu. Savcı Zekeriya Öz, 'Tuncay Güney ile 2001 yılında yapılan mülakatta, Veli Küçük'ün talimatıyla hareket ederek Aydınlık Dergisi'ne girdiğinizi ve bir takım bilgilerin Küçük tarafından size iletilmekte olduğunu tahmin ettiğini beyan etmiştir' dedi. Yalçın ise, 'Küçük'ü, Güney'i tanımam. Veli Küçük'le hiçbir zaman bir araya gelmedim ancak aleyhinde birçok haber yapmıştım' diye cevap verdi. ÖZKAN ALEYHİME HABER YAPTI - Yalçın'a'a Ergenekon soruşturması kapsamında daha önce işlem yapılan kişilerle ilişkisi olup olmadığı soruldu. Savcı Öz, 'Doğu Perinçek, Gürbüz Çapan, Bedrettin Dalan, Güler Kömürcü, Erhan Göksel, Vedat Yenerer, Erol Mütercimler, Serhan Bolluk, Mustafa Ali Balbay, Hüseyin Nazlıkul, Adil Serdar Saçan, Turhan Çömez, Ayşe Yüksel, Erol Manisalı, Sinan Aydın, Mehmet Haberal ile telefon görüşmeleriniz tespit edilmiştir. Bu kişileri nerden tanıyorsunuz? Aranızdaki ilişki nedir?' dedi. Yalçın, 'Doğu Perinçek ve Hikmet Çiçek'le 2000'e Doğru Dergisi'nde 1987-1994 yılları arasında birlikte çalıştım. Bir daha ikisiyle de görüşmedim. Mustafa Balbay'la yaklaşık 20 yıl önce görüştüm. Tuncay Özkan Ankara'dan arkadaşımdır. İstanbul'a gelince aleyhime çok haber yaptı. 15 yıldır görüşmüyorum. Diğer sanıklarla bağım yok' dedi. BİZ KARDEŞLİKTEN YANAYIZ Savcı Öz'ün, Soner Yalçın'a yönelttiği diğer bazı sorular ve cevapları şöyle: Z.Ö: Yayınlarınızda ülkemizde iç savaş olduğu vurgusunu yapmanız konusunda Yalçın Küçük'ün yönlendirmesi oldu mu? S.Y: Sitemizde iç savaş vurgusuyla haber yapmıyoruz. Biz kardeşlikten yanayız. TANKLAR NİYE ÇIKACAK? Z.Ö: 25 Şubat 2010'da Doğan Y. ile yaptığınız görüşmede; bir soruşturma kapsamında tutuklanan askerlerle ilgili konuştuğunuz, 'Tek çıkış yolu vardır, sorunun başka türlü çözümü yok. Bu iş böyle giderse Türkiye'de çok kötü şeyler olacak. Bu adamlar gerçekten tanklarla çıktığı zaman nasıl bir daha tanklar içeri sokulacak, hakikaten sokulamaz ya' dediğiniz anlaşılmıştır? S.Y: Bu darbe karşıtı bir görüştür, tankları çıkartmamak lazım. Birileri tankların çıkmasını istiyor, birileri askeri tahrik ediyor, bunun olmamasını istiyoruz. ÖCALAN'IN MESAJI SORULDU Savcı Öz Oda TV'de yayımlanan 'Öcalan, Diyarbakır'daki Kürtlere Mısır'daki gibi sokağa çıkın dedi' haberini sordu, 'Terör örgütü elebaşının vatandaşlarımızın sokağa dökülmesi yönündeki açıklamalarını, bu şekilde vurgulayarak haber yapmanızın sebebi nedir?' dedi. Yalçın, 'Bu yazı her tarafta çıkmıştır. Fıratnews'ten alıp diğer medya gibi yayınladık' dedi. BU TÜRDEKİ HABERLERİN AMACI NE? Öz, soruşturma sürecinde Oda TV'den yapılan yayınları takip ettiklerini belirtti. Öz, soruşturmaya ilişkin haberlerin hangi maksatla yapıldığını sordu. Yalçın, 'Oda TV'nin sahibiyim, her haberi okumuyorum ama Ergenekon, Türkiye'nin en çok konuşulan, merak edilen haberi. Genç arkadaşlar da haberlerinin okunması için, bu internet habercilikte bir tarzdır, renkli başlık atmışlar. Gerçekten haber içeriğini bilmiyorum' dedi. Öz yapılan haberleri sıraladı. Bazıları şöyle: 'Ergenekon soruşturmasının aşure çorbası ile ne ilgisi var, Ergenekon davasında ABD karşıtı subaylar tasfiye ediliyor, Bankaları da Ergenekon batırmış, Meğer Üzeyir Garih'i de Ergenekon öldürmüş, Galeri baskını da Ergenekon'a yıkıldı, Ergenekon iddianamesi ile Paris Hilton'un ne ilgisi var, Ergenekon'un ayda gizli üssü var, Hanımın Çiftliği dizisiyle Ergenekon ne ilgisi var, Pavlov'un köpekleri Ergenekon'a ne tepki verirdi.' SEÇİM İTTİFAKI TALEBİ NEDİR? Yalçın'ın, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil ile yaptığı görüşme de takibe takıldı. Kotil o görüşmede, 'Oturup konuşmak lazım. Yani seçim ittifak kurma, fikir alışverişinde bulunmak, ülke gidiyor. Haydar Bey'i görüyorsunuz ya birbirimize destek olalım' diyor. Soner Yalçın, görüşme için, 'Daha fazla habere yer verilmesini ve panellerde yayınlanmasını istediler. Haberleri yapmadık. Seçim ittifakı konusu da Baykal'ın tarikatlarla ilgili bütünleşmesi projesi vardı. Böyle bir şeyin olup olamayacağını sordu' dedi. Basbuğ'a 'darbe yapmayın' diye çağrıda bulundum Z.Ö: 01 Temmuz 2009'da Oda TV'de yayınlanan 'Süreci analiz edemediniz' başlıklı, dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a hitaben yazılmış mektup şeklindeki haberin içeriğinde, 'PKK'nın Eruh saldırısı gibi, Ergenekon sürecinin de Genelkurmay Karargahında doğru dürüst irdelenmediği, Türk Ordusu'na karşı psikolojik bir savaşın açıldığının geç fark edildiği, TSK'nın hiçbir dönemde bu kadar büyük bir saldırıyla karşı karşıya kalmadığı, TSK'nın kuşatılmış durumda olduğu, orduyu zor günlerin beklediği, bunun bir iç savaş olduğunun' belirtildiği, mektubun sonunda ise 'Paşam! Sizi zor günler bekliyor. Ya bu yeni konsepte uygun karşı adımlar atacaksınız ya da bu savaşta yenileceksiniz.' ibarelerinin yazılı olduğu tespit edilmiştir. 'Ya konsepte uygun karşı adımlar atacaksınız ya da bu savaşta yenileceksiniz' diyerek neyi kastetmektesiniz? 'Savaş' diye vurguladığınız şey nedir? BAŞBUĞ'UN DAVETİNE RET S.Y: Ben yazdım ancak sonunda da İlker Başbuğ'a 'Darbe Yapmayın' çağrısında bulundum. Çünkü kendisi psikolojik hareket yapılıyor diye açıklamada bulunmuştu. Dinleme kayıtlarında, Yalçın'ın yazı sonrası Genelkurmay'a çağrıldığı ancak İlker Başbuğ'un davetini geri çevirdiği ortaya çıktı. DARBENİN EMNİYET MÜDÜRLERİ ONU MEHMET YILMAZ YAPSIN GENELKURMAY'A GİTMİYORUM KILIÇDAROĞLU DA TUTANAKTA DETAYLI BİLGİ DİĞER SAYFADA... TIKLAYIN... [PAGE] DARBENİN EMNİYET MÜDÜRLERİ Z.Ö: İkametinizde el konulan not defterinde 'Darbenin Emniyet Müdürleri Seçiliyor' ve 'Tüm Yapılanlar Kamuoyu Oluşturmadır Darbe Geliyor' yazdığı görülmüştür. Bu ibarelerle ne kastedilmek istenmektedir? S.Y: Bu notlar 1980'li yılların başında TSK'da ilk kez Üruğ, Öztorun ve Torumtay'ın döneminin değerlendirmeleridir. Ergenekon'un paratoneri olduk Yalçın'a, tutuklanan OdaTV çalışanı Barış Terkoğlu ile yaptığı şu görüşme de soruldu: S.Y: Nerede Zekeriya Öz varsa alıp buraya koyuyorsun be abicim, gerek yok ki biraz akıl istiyorum sizden ya zeki adamsınız niye bunu düşünemiyorsunuz gerek yok abi bak akıl akıl... ONU MEHMET YILMAZ YAPSIN B.T: Zekeriya Öz değil yani... Düğününe nikah şahidi olmuş biz bunu da dava dilekçesine koyacağız, böyle bir haber olmuş bakın diye. S.Y: Gene koy bak gene biraz daha ya sadece akıl istiyorum akıl. Her Ergenekon haberini ve her Zekeriya Öz'ü alıp oraya resmiyle koymana gerek yok. Gerek yok abicim bırak onu da Mehmet Yılmaz yapsın. Ergenekon paratoneri olduk yani nerde Ergenekon haberi ne varsa alıp koyuyoruz. Başka hiç mi haberimiz yok abi. Dünyamız yok başka ama öyle bakıyorsun algıda seçicilik öyle bakma gazetelere abi biz yeteri kadar yaptık, ettik. Biz en son noktayı da iyi vuruyoruz ama her şeyi yaptığın zaman etkisi kayboluyor. Yani vurun kaçın diyorum, dönüyorsunuz bilmem ne brifing o yazdı, bu yazdı gerek yok. B.T: Abicim yani tamam, önemli bir haber bence. S.Y: Oğlum önemsiz haberi tartışmıyorum ki bir stratejiyi tartışıyorum. Bir çizgi meselesini tartışıyorum aydınlık olursun yaşadığım işi bir daha bana niye aynısını yaşattırıyorsunuz. Sen bilmiyorsun anlamıyorsun şimdiye kadar ruh hallerinin ne olduğunu da anlamıyorsun. Bu adamların ruh hallerini de ben biliyorum. Ergenekon, bilmem neyin yayın organı yapmak istiyorsanız buyrun yapın...' GENELKURMAY'A GİTMİYORUM Öz, 'Biz yeteri kadar yaptık, ettik son noktayı da iyi vuruyoruz', 'vurun kaçın diyorum' sözleriyle neyi kastettiğini sordu. Yalçın, 'Genelkurmay Başkanı çağırdığında bile gitmiyorum, uyarılarım haberlerin etkisinin azalmamasıdır' dedi. Cihaner'i milletvekili yapalım Savcı Zekeriya Öz, Yalçın'a AKŞAM yazarı Oray Eğin ile yaptığı telefon görüşmelerini de sordu. Öz, Yalçın'a, çeşitli tarihlerde Eğin'le yaptıkları konuşmalarda yer alan ifadeleri hatırlatarak, 'Oray Eğin'e niye bilgi veriyorsunuz, yazılarında yönlendirme yapmaya mı çalışıyorsunuz?' sorularını yöneltti. Yalçın ise bu yöndeki çeşitli sorulara karşın 'Kendisi arkadaşımdır, genç bir gazeteci, o çerçevede bilgi veriyordum' dedi. Savcı Öz, Yalçın'a gazeteci Aslı Aydıntaşbaş'la yaptığı şu görüşmeyi de sordu. A.A: Şeyle görüştüm İlhan Cihaner'le onu yazacağım şimdi. S.Y: Ayrılıyor mu adam mesleğinden? A.A: Yok aslında tamamen yani kimseyi inandırması mümkün değil de o kurultaya falan gitmesi tamamen tesadüf” olmuş çünkü. Kılıçdaroğlu gibi çok heyecanlı böyle. Karizmatik falan değil ama çok derin bir adam, klasik solcu yani. S.Y: Milletvekili yapalım mı?' Yalçın bu görüşmeyle ilgili olarak Savcı İlhan Cihaner'i tanımadığını belirterek, 'Aslı yazardır, arkadaşımdır. İlhan Cihaner'e ben göndermedim, Cihaner'i tanımam. Telefonla dahi görüşmemişimdir, ancak yukarıdaki görüşme bana aittir' dedi. Kılıçdaroğlu da tutanakta Soner Yalçın'a, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşme de soruldu. 2 Şubat'ta Kılıçdaroğlu ile yaşanan diyaloglar şöyle: K.K: Bizim Kahramanmaraş Milletvekilimiz Durdu Özpolat İstanbul'a gelecek akşam. Sizinle görüşecek. Bugün akşam vaktiniz var mı bilmiyorum ama? S.Y: Var efendim var var. K.K: Sizin telefonunuzu ona verebilir miyim? S Y: Tabii tabii tamam çok teşekkür ediyorum. Savcı Öz, 'Bir televizyon kanalı satın almak için girişimlerde bulunduğunuz, önce Halk TV isimli kanalın satın alınması için görüşmeler yaptığınız, daha sonraki süreçte ise başka kanallar için girişimlerde bulunduğunuz tespit edilmiştir. Halk TV kime aittir? Bu televizyon kanalını satın almak için kim ya da kimlerle görüştünüz ve neler yaptınız' diye sordu. Soner Yalçın, Deniz Baykal, Hurşit Güneş, Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin ile görüştüğünü söyledi. Yalçın'ın, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin akşamında CHP'li Özpolat ile görüştüğü ve Özpolat'ın, 'Geç saat de olsa ilk uçakla geleceğim. Aktaracağım şeyler var onları konuşuruz. Kemal Bey'e anlatırım gelişmeleri' sözleri dosyaya girdi. Yalçın, 'Durdu Bey'in bir televizyon projesi varmış, hayata geçirebilir miyiz diye buluşup görüştük' dedi. FİŞLEME NOTLARININ AMACI NE? Z.Ö.: İkametinizdeki aramada bulunarak el konulan dokümanların yapılan incelemesinde Eşfak Aykaç, Mustafa Denizli, Alp Yalman, Kemal Ilıcak, Nazlı Ilıcak, Yavuz Donat, Uluç Gürkan, Zafer Mutlu, Mesut Yılmaz, Yeniay Köseoğlu, Ayten Gürger, Nafiz Kurt, Sönmez Köksal, Güner Özmen, Ertuğrul Otan, Halil Tuğ, Mehmet Ağar, Hüseyin Özalp, Hasan Kocadağ, Kerem Durmuş, Orhan Uzeller, Cemil Erhan (Erkan), Ahmet Hatipoğlu, isimli şahısların özel hayatları hakkında bazı notların tutulduğu ve fişleme mahiyetinde bilgiler olduğu görülmüştür. Söz konusu bilgileri ne şekilde elde ettiniz. Bu notları hangi maksatla kaydetmektesiniz ve neden saklamaktasınız? S.Y: 2000'e Doğru Dergisi'ndeyken Parlamento Muhabirliği yapıyordum. Yaptığım röportajlara yararlı olur diye aldığım notlardır. CHP'DEN PARA ALDIĞIMIZ BİLİNMESİN Yalçın'a gazeteci Hakan Aygün ile 22 Ocak'ta yaptığı görüşme soruldu. Aygün, görüşmede, 'Bu konunun detaylarını çok fazla yaymamamız ve ikimizin arasında olması gerekiyor. Yani CHP'den para aldık lafının bile ikimizin arasında olması gerekiyor' dedi. Yalçın ise 'Şu anda ikimizin arasında olmayacak. Telefonla konuşuyoruz bunları? Ben Kılıçdaroğlu'ndan cevap bekliyorum' diyor. Savcı Öz, 'CHP'den para aldık' ifadesini sordu. Yalçın, 'Halk TV CHP'nin seçim hazırlıkları için sözleşme yapmış. Sözleşmenin CHP ile Halk TV arasında devam edip etmeyeceğini söylüyoruz. Paramız yok, sözleşme devam ederse ancak alabiliriz diye düşünüyoruz' dedi.
Fenerbahçe'nin Uruguaylı yıldızı, sarı-lacivertli ekibin küme düşürülmesi halinde takımdan ayrılacağını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fenerbahçe'nin Uruguaylı yıldızı Diego Lugano, sarı-lacivertli ekibin küme düşürülmesi halinde takımdan ayrılacağını açıkladı. Copa America'daki müthiş performansıyla transfer piyasasında yine adından sıkça söz ettiren tecrübeli oyuncu ülkesinde şike operasyonu ile ilgili yöneltilen sorulara, "Açıkcası kendimi Fenerbahçe ile birlikte Şampiyonlar Ligi'nde oynamak için hazırlıyorum. Ancak herhangi bir ceza alırsak, ki buna inanmıyorum, başka takıma gitmem sanırım kaçınılmaz olacaktır" ifadelerini kullandı. Lugano, şu ana kadar kendisine gelen haberlerin pek de iç açıcı olmadığını kaydederken, "Başkanımız ve bazı yöneticiler hapiste. Türk basınını takip ettiğim kadarıyla hep küme düşürüleceğimizden bahsediliyor. Böyle bir durumda bana gelen teklifleri değerlendirmek zorunda kalacağım. Açıkcası bir alt kümede oynamak istemiyorum" dedi. Fenerbahçe'nin Uruguaylı savunmacısı, Türkiye'de yaşamaktan ve sarı-lacivertli formayı giymekten son derece mutlu olduğunun da altını çizerken, "Umarım kötü bir durumda karşılaşmayız. Ancak bizler profesyonel oyuncularız ve her şeye hazırlıklı olmalıyız" diye konuştu. Uruguay basını ise Lugano'nun Türkiye macerasına son noktayı koymak üzere olduğunu ve İtalya'dan gelen teklifleri büyük olasılıkla değerlendireceği yorumunu yaptı. LUGANO EN DOĞRU İSİM Juventus'un eski genel menajeri Luciano Moggi, "Defans için en iyi isim Lugano olarak görünüyor" dedi. Lugano'nun iyi bir savunma oyuncusu olduğunu belirten Moggi, "Defansa önemli bir katkı sağlayabilecek bir isim, iyi bir takviye olacak. Çünkü çok büyük deneyime sahip" yorumunda bulundu. Bu arada Tuttosport gazetesinin internet sitesinde 'Diego Lugano, Juventus'un savunması için doğru isim mi?' sorulu bir anket düzenlendi. 6000'e yakın katılımcının oy kullandığı ankette % 70'lik bir kesim Uruguaylı stopere geçer not verirken, % 30 ise hayır şıkkını işaretledi.
Üniversitelerde boş kontenjanlar için ek yerleştirme tercihleri başladı. Tercihler, bugünden itibaren 5 Eylül'e kadar ÖSYM'nin internet adresinden yapılacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 2017 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) sonuçlarına göre, 2017-2018 akademik yılı için yükseköğretim programlarına ÖSYM tarafından ek yerleştirme yapılacak. 5 EYLÜL'E KADAR Ek yerleştirmeye başvurabilmek için 2017-ÖSYS'ye başvuru yapmış olmak zorunluluğu bulunuyor. Ek yerleştirme tercihleri, bugünden itibaren 5 Eylül'e kadar T.C. kimlik numarası ve şifreleri ile ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden bireysel olarak yapılacak. Adaylar, tercih yapma hakları bulunan tablolardan 24'ü geçmemek üzere, istedikleri sayıda tercih yapabilecekler. 15 lira olacak ek yerleştirme ücreti, 6 Eylül 2017 saat 23.59'a kadar yatırılabilecek. Bu arada ÖSYM'nin sitesinden 2017-ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu'na ulaşılabilecek. ÜNİVERSİTELERE EK YERLEŞTİRMELER NASIL YAPILACAK? Yükseköğretim programlarına kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra boş kalan kontenjanlar üniversitelerce ÖSYM’ye bildirilecek. Yükseköğretim programlarının 2017-ÖSYS sonuçlarına göre yapılan genel yerleştirme sonunda boş kalan veya kaydolmama nedeniyle dolmayan kontenjanlarına ÖSYM tarafından merkezi olarak ek yerleştirme yapılacak. Peki istediği bölüme yerleşemeyen veya herhangi bir bölüme / programa yerleşemeyenler için her şey bitti mi? Uzmanlar, aldığı puanla herhangi bir bölüme yerleşemeyen üniversite adaylarının önümüzdeki günlerde açıklanacak ek yerleştirme tercihi ile hayallerine kavuşabileceklerine işaret ediyor. “Yerleşemeyenler için umutlar sona ermedi” diyen İstanbul Aydın Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü Sebahattin Kutlu, YGS ve LYS’de alınan puanların ek yerleştirme için kullanılabileceğine dikkat çekiyor: “Üniversiteye girememiş olmak, ilk yaptığımız tercihlerde istediğimiz okula, istediğimiz bölüme yerleşememiş olmak aslında sürecin bittiği anlamına gelmiyor. Birçok adayımız dışarıda kaldı. Ama baktığınızda üniversitelerde de 215 bini aşkın, hatta kayıt yaptırmayanlarla birlikte ek kontenjanda 300 bini bulacak bir kontenjanımız olacak. Bu ciddi bir fırsattır. İlk tercihlerde olduğu gibi, yine bir tercih yapma fırsatı var. Yani üniversiteli olma fırsatı halen devam ediyor.” Doğru bir tercih listesiyle yeniden ek yerleştirme için başvuruların yapılabileceğini belirten Kutlu, ek yerleştirmenin hem ilk yerleştirmede hiçbir lisans / önlisans programına yerleşmemiş olan adaylar için, hem de özel yetenek sınavı ile alan bir programa yerleşen veya yerleşemeyen adaylar için de fırsat yaratacağına vurgu yapıyor. ÖSYM’nin açıklayacağı ek kontenjanlarda istediği bölüm / program olan üniversite adaylarının bu fırsatı kaçırmaması gerektiğine işaret ediyor.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Sirkeci Tren İstasyonu’nda düzenlenen “Türkiye Dergi Günleri” etkinliğine katıldı. Stantları tek tek gezen Ba...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Sirkeci Tren İstasyonu’nda düzenlenen “Türkiye Dergi Günleri” etkinliğine katıldı. Stantları tek tek gezen Bakan Avcı, kendisiyle ilgili çizilen karikatürleri görünce şaşırdı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Sirkeci Tren İstasyonu’nda Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği (TURDER) tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Dergi Günleri” etkinliğine katıldı. Düşünce, fizik, kültür, mizah, siyaset gibi pek çok derginin bir arada bulunduğu etkinlikte Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, garda bulunan bütün stantları teker teker gezdi. Stant görevlilerinden dergiler hakkında bilgiler alan Bakan Avcı, karikatür dergisinin bulunduğu standa uğrayarak, dergide kendisiyle ilgili çizilen karikatürleri inceledi. Derginin sayfalarında, bir dönem Molla Kasım müstearıyla mizahi yazılar kaleme aldığı karikatürü de gören Nabi Avcı, derginin çok güzel bir mizaha sahip olduğunu söyledi. Stantları gezerken bir gazetecinin “Merkezi sınav sisteminin tarihleri hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna cevap vermeyen Bakan Avcı, “Bu tip sorular etkinliği gölgede bırakıyor. Şimdi burada dergiler söz konusu. İstiyorum ki gündeme bu dergiler gelsin. Başka bir konuda konuştuğumuz zaman bu sefer buradaki asıl olan gölgede kalıyor. Burada başka bir konuya girdiğimiz zaman asıl konuyu zedelemiş oluyoruz” yanıtını verdi. “Şahsen tavsiye ettiğiniz dergi var mı?” sorusuna ise Bakan Nabi Avcı, “Bu kadar derginin arasından birkaç tanesini saymak diğerlerine haksızlık olur” diye cevap verdi. Kendisini iyi bir dergi izleyicisi olarak gördüğünü ancak buraya geldiğinde pek çok dergiyi kaçırdığını fark ettiğini ifade eden Bakan Avcı, “Elimden geldiğince bu tür dergileri takip etmeye çalışıyorum. Biliyorsunuz kitapçıları çok fazla dolaşmamız mümkün olmuyor maalesef. Ancak Merkez Kütüphanesi’ne geliyor hepsi. Biraz bedavacılık yapıyorum. Burayı gezerken de Merkez Kütüphanesi’nde çok eksikliklerin olduğunu fark ediyorum” şeklinde konuştu. Bakan Avcı, daha sonra kendisine hediye edilen kitapları alarak etkinlikten ayrıldı. (İHA)
Koalisyon güçlerine ait savaş uçakları, Musul'da saldırı yaptı. Saldırı hedeflerinde Türkiye Başkonsolosluğu da bulunuyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: IŞİD'e karşı mücadele eden ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyona ait savaş uçakları, Irak'ın Musul kentindeki önemli IŞİD hedeflerine son dakika operasyon yaptı. Vurulan hedeflerin arasında Türkiye Başkonsolosluğu'nun da olduğu bildirildi. SALDIRI SABAHIN ERKEN SAATLERİDNE GERÇEKLEŞTİ Rudaw'ın haberine göre, sabahın erken saatlerinde, savaş uçakları, Ninova vilayetinin merkezi olan Musul'da bombardıman gerçekleştirdi. Operasyonda vurulan yerler arasında örgütün ana karargahı ile çeşitli işler için kullanılan Türkiye Başkonsolosluğu, Şeriat Mahkemesi, kaymakamlık binası, polis merkezi ile gençlik ve spor müdürlüğü binası yer alıyor. ÇOK SAYIDA IŞİD'Lİ ÖLDÜ Kaynaklar, çok sayıda IŞİD'linin öldürüldüğünü bildirirken, kesin sayı elde edilemedi. IŞİD'in işgali altındaki Musul kentinde silahlı gruplar da, bir süredir örgütün liderleri ile diğer mensuplarını hedef alan saldırılar düzenliyor. Dün Sabah kim oldukları bilinmeyen silahlı kişi veya kişiler, şehrin ana yolu üzerinde Celbuhan bölgesi yakınlarında, örgütün bir aracına silahlı saldırı düzenledi. Eylemde, araç içinde bulunun 3 IŞİD'li olay yerinde öldürüldü. IŞİD'İN KARARGAHI PATLATILMIŞTI Önceki akşam, El Cusk mahallesinde bulunan IŞİD'in karargahı patlatılmış, şehir de örgüt mensuplarının bulunduğu konvoya ateş açılmıştı. PETROL KUYULARI DA VURULDU ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Haseke kentine bağlı Kebbiye köyü ve çevresindeki IŞİD'in kontrolünde yer alan petrol kuyularını da bombaladı. Suriye Genel Devrim Konseyinden (SRGC) yapılan açıklamada, koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Haseke kentinin Şedade bölgesindeki terör örgütü IŞİD'in kontrolündeki Kebbiye köyünü ve çevresindeki petrol kuyularını bombaladığı kaydedildi. Koalisyon güçlerinin Halep'in IŞİD'in kontrolündeki Munbic ilçesinin de bombaladığı ifade edilen açıklamada, IŞİD ile bazı Kürt grupları arasında, Haseke kentine bağlı Irak sınırındaki Yarubiye ilçesinin kuzeyindeki köylerde çatışmaların olduğu aktarıldı.
ABD'nin Güney Kore'yle tatbikat kapsamında hayalet uçaklarını yarımada üzerine uçurması ve Kuzey Kore'nin füze bataryalarını ABD hedeflerine kilitlemesi üzerine Rusya, "durumun kontrolden çıkarabileceği" uyarsı yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kuzey Kore yönetiminin füze bataryalarını 'saldırıya hazır' hale getirmesinin ardından Rusya, yarımadadaki gerginliğin kontrolden çıkabileceği uyarısında bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, durumun "kısır döngü sarmalına" kayabileceğini söyledi. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti resmi haber ajansı KCNA'nın bildirdiğine göre, ABD'nin hayalet bombardıman uçaklarını yarımada üzerinde uçurması üzerine, Devlet Başkanı Kim Jong-un'un emriyle, füze bataryaları Amerikan hedeflerine saldırı için 'hazır' duruma getirildi. Haberde, ABD'nin Kore Yarımadası'nda bir nükleer savaşın fitilini ateşlemeyi göze aldığı öne sürüldü. Generallerle gece yarısı bir toplantı yapan Kim Jong-un'un, "Amerikan emperyalistleriyle hesaplaşma zamanının geldiğini" belirterek şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: "Dev stratejik güçlerle pervasız bir tahrikte bulunurlarsa, Kore Halk Ordusu ABD ana karasına, Guam ve Hawai'nin de aralarında bulunduğu Büyük Okyanus'taki ve Güney Kore'deki askeri üslerine acımasızca saldıracaktır." ABD: Yaptıkları tehlikeli Pyonyang yönetimi, 12 Şubat'taki nükleer silah denemesinin ardından yürürlüğe konulan ve ABD'nin Güney Kore'yle yaptığı askeri tatbikatlara tepki gösteriyor. Kuzey Kore yönetimi son bir kaç haftada ABD'ye "önleyici nükleer saldırı" ve Japonya'daki bulundu. Kuzey Kore'nin ABD anakarasını vuracak teknolojiye sahip olduğu sanılmıyor. Ancak ellerindeki orta menzilli füzeler ABD'nin bölgedeki askeri üslerini vurabilecek kapasitede. Güney Kore'yle yapılan ortak askeri tatbikatlar kapsamında Kore Yarımadası üzerinde iki B-2 bombardıman uçağını uçuran ABD ise "her türlü gelişmeye hazır olduğunu" açıkladı. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, "Kuzey Koreliler yaptıklarının çok tehlikeli olduğunu anlamalılar. Kuzey'in tahriklerini çok ciddiye aldığımızı ve yanıt vereceğimizi açıkça göstermeliyiz" dedi. Güney Kore Savunma Bakanlığı sözcüsü ise kuzey komşularının kısa, orta ve uzun menzilli füze sistemlerinin istihbarat birimleri tarafından yakından izlendiğini kaydetti. Rusya'dan çifte uyarı Kuzey Kore'nin en yakın müttefiki ve en büyük ticaret ortağı Çin, taraflara sükunet çağrısında bulundu. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ise, "Durum kontrolden çıkabilir ve kısır döngü sarmalına kayabilir" diye konuştu. Pyongyang yönetiminin adımlarını "kabul edilemez" diye nitelendiren Lavrov, diğer yandan da, "Kuzey Kore'yle ilgili atılacak tek taraflı adımların, askeri hareketliliği artıracağı" uyarısında bulundu. Lavrov, ABD uçaklarının uçuşuna gönderme yaparak, "askeri gövde gösterisiyle jeopolitik amaçlara ulaşmaya çalışmamak gerektiğini" vurguladı. Uçaklarını Güney Kore üzerinde uçuran ABD, bu hareketlerinin "caydırıcı gücünü pekiştirme" amacı taşıdığını açıkladı. ABD blöfü görecek mi? Kuzey Kore eskiden beri, ABD ve Güney Kore'ye tehditler savuruyor. Ancak bu tehditkâr söylemin son haftalarda yoğunlaştığına dikkat çekiliyor. BBC'nin Uzak Doğu editörlerinden Charles Scanlon, dünyanın en dinamik ekonomik bölgesinde kaos va savaş çıkarma tehdididin, Kuzey Kore'nin kendi zayıflığını örtmek ve diplomatik tavizler koparmak için strateji haline getirdiğine dikkat çekiyor. "Ama" diye ekleyen Scanlon, "ABD, Kuzey Kore'nin blöfünü görebilir" diyor. Scanlon'a göre, Kuzey Kore'nin genç liderinin generalleri ve halkını babasının ve dedesinin yaptığı gibi ABD'den ve bölge ülkelerinden tavizler koparabileceğini gösterme hevesi de gerginliği tırmandıran etkenlerden biri olabilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hak-İş Genel Kurulunda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan Diyarbakır'da peygambere yapılan saygısızlık için 'kanıma dokunuyor' diyerek tepki gösterdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda, HAK- İŞ 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. kuruluş yıl dönümü etkinliklerine katıldı. Erdoğan burada bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen günlerde HDP'li belediyenin Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde Peygamber Efendimiz'le ilgili olduğu iddia edilen afişe tepki göstererek ''bir müslüman olarak bu benim kanıma dokunuyor'' dedi. Erdoğan şu açıklamalarda bulundu: HAK İş üyesi işçilerimizi tebrik ediyorum. Türkiye'nin bugüne ulaşmasında en çok emeği olan şüphesiz işçilerimizdir emekçilerimizdir. Hiçbir ücret işçinin mübarek alın terinin karşılığı değildir. ONLARI RAHMETLE ANIYORUM Özellikle iş kazalarında yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Açıkcası HAK-İŞ'i hiçbir zaman bir işçi örgütü olarak görmedim. Geride kalan 40 yılda yaptıklarına baktığımızda hakların en güçlü savunucularından olduğunu gördük. BAĞIMSIZ TÜRKİYE MÜCADELESİ VERDİNİZ Sadece emek ve ücret mücadelesi veren değil özgür ve bağımsız Türkiye mücadelesi veren kuruluş oldu.Yapayalnız olduğumuz dönemlerde HAK-İŞ'in nasıl umut ışığı olduğunu biliyoruz. HAK-İŞ'İN BÜYÜK EMEĞİ VAR 80 döneminden sapasağlam çıkabildiysek HAK İŞ'in büyük emeği vardır. Hak için mücadlenin adı olmuştur HAK-İŞ. 40 yıllık süreçte mücadelenin bayraktarlığını yapan birçok kardeşimiz oldu ama bu HAK İŞ'in binlerce isimsiz kahramanlardan oluştuğunu da bilmek lazım. Yeni Türkiye davası özü itibarı ile böyle bir davadır. BİR KOLTUK DAVASI YOK Bu salondaki herkes 22 Ekim 1976 da yani 40 yıl önce bugün HAK İŞ'in kurulmasında bir koltuk davası yoktu. Ülkenin dertlerini kendilerine dert ederek bu örgütü kurdular. Darbelere çetelere direndiler. Tehditlere rağmen dik durdular hakkı söylediler. Şimdi meydanlara çıkıp etrafta diktatör kavramını kullanmaya başladılar. 28 ŞUBAT'TA NEREDEYDİNİZ? Bunlara soruyorum siz 12 Eylül'de 28 Şubat'ta neredeydiniz. Diktatör kelimesini gerçek diktatörlere birkez olsun diyebildiniz mi? Bunlar Abdulhamit Han'a turgut Özal'a diktatördiyen zihniyet. Onların kimlerle yürüfdüklerini biz çok iyi biliyoruz. Biz milletle yürüdük milletle yürümeye devam edeceğiz. GERİ ADIM 40 YILLIK EMEĞE HAKSIZLIK OLUR Biz akşam olduğunda bugün Allah için milletin için ne yaptın diye soranlaız. Bu saldırılar karşısında boyun eğersek geri adım atarsak şu 40 yıllık emeğe haksızlık ederiz. BİZ SIRTIMIZI HAKKA DAYADIK Biz onların edep yoksunu söylemlerini kullanamayız. Onlar hergün yalan söyleyecek biz hakkı söyleyeceğiz. Onlar sırtını tabanı ibadet ortası ticaret ve tavanı ihanet olan paralel yapılara dayayacaklar. Silahlı terör örgürlerine dayayacaklar. Biz ise sırtımızı önce Hak'ka sonra halka dayayıp yürüyeceğiz. "KÜRT KARDEŞİM OYUNU GÖRMELİ" Şurada garın önünde yaşanan olay terörün nasıl kollektif bir yapı olduğunu gösteriyor. Bu tamamen kollektif bir saldırıdır. Burada IŞİD de var PKK da var El Muhaberat da var PYD de var... Benim Kürt kardeşimin bu oyunu iyi tespit etmelidir. Bunlar için insan canının önemi yoktur. Daha eylemin olduğu anda bunu saray yaptı diyenlerin ne mantıklarda olduğunu anlamak lazım. BUNLAR BİSMİLLAH DİYENLERDEN RAHATSIZ Bunlar işine başlarken Bismillah diyen alın teri akıtan kardeşlerimizden rahatsızlar. Millet diyen bayrak diyen vatandaşlarımızdan rahatsızlar. Hayatım boyunca milletin dertlerine çare üretmeye çalıştım. KÜRTLERİN YAŞADIĞI OLUMSUZLARI İLİKLERİME KADAR YAŞADIM Kürt kardeşlerimizin maruz kaldığı tüm olumsuzlukları tüm iliklerime kadar ben de yaşadım. Tek unsuru konuşmanın art niyetli olduğunu söylemem lazım. Kürt kardeşlerimizin sorunlarını hep ön planda tuttuk. Bu ülkede ret sorununu inkar sorununu ortadan kaldırdık asimilasyon sorununu ortadan kaldırdık. TÜM KARDEŞLERİMİZİ BAĞRIMIZA BASTIK Tüm kardeşlerimizi bağrımıza bastık.Kardeş kardeşe nasıl bakarsa biz de Kürt kardeşlerimize öyle baktık öyle bakıyoruz ve bakacağız. Bizim ülke olarak fiziki sınırlarımız misak ı milli sınırlarından itibaren olabilir ama bizim manevi sınırlarımızın sonu yoktur. KARDEŞLİK SADECE SINIRIMIZIN İÇİNDE DEĞİL Myanmardaki Ace'deki insanlar benim kardeşim mi ? Kardeşim. Türki devlettekilerle kardeş miyiz? Kardeşiz. Her zaman bağrımıza bastık bağrımıza basacağız. Sadece sınırlarımızdaki Kürt Arap ve Türkmen kardeşlerimze değil sınırlarımızın dışındaki kardeşlerimizi de bağrımıza bastık. BU BENİM KANIMA DOKUNUYOR Birileri çıkıp alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimize ahlaksızca saldırdı. Hz. Peygambere edepsizce dil uzatan bir yönetimle benim Kürt kardeşimin ne işi olabilir? Bir Müslüman olarak bu benim kanıma dokunuyor. Ben Kürt kardeşime hep gönül diliyle konuştum. Buradan diyorum ki kime oy verdiğinizi iyi düşünün, şimdi diyorum ki teröre teröriste karşı aranıza cesaretle mesafe koyun. "ARTIK YETER DEMELİSİNİZ" Artık 'yeter' deyin.Ben buradan Kürt kardeşlerimize diyorum ki en kutsal değerlerimize hakaret eden teröre destek veren yapılara artık yeter demelisiniz. Bu ülkede Alevi Sünii hangi mezhepler varsa birlikte yaşayacağız ve birlikte terörle mücadeleyi de amansızca sürdüreceğiz. MALUM MEDYAYLA BİRLİKTE ÇALIŞIYORLAR Paralel medya ile malum medya birlikte çalışıyorlar. 3. köprüye hayır diyenlerdir bunlar. 3. Havalimanına hayır diyenlerdir.mersinden Kıbrıs'a su taşıdık hatlarla bunlar bu su ilk kez gitmiyor ki dediler. ONLARIN BALONLARI PATLADI Evet ilk değil daha önce balonla gidiyordu. Ama bugün bunların balonu patladı. Bunlar hayırlı işte yoktu sadece şer işte bunlar var. Hilton otelin arkasındaki alana rezidans müsadesi verilseydi ey Doğan keyfin yerinde olacaktı. İktidarımız bunlara bu imkanı vermedi. KELKİTLİ BİZİMLE YÜRÜYOR Bu yolu açmadığı için bizimle uyumlu olmadılar. Ben Kasımpaşalıyım dediğim zaman ben de Kelkitliyim diyor ama Kelkitli seninle yürümüyor kelkitli bizimle yürüyor. "MUTLAKA SANDIĞA GİTMELİSİNİZ" 1 Kasım'da oy bizim namusumuzdur şerefimizdir diyerek sandıklara mutlaka gitmelisiniz. Bütün kardeşlerimizi akrabalarımızı arayarak mutlaka sandığa götürmeliyiz. 7 Haziran'da yaşananlara HAK-İş bir daha izin vermeyecektir.
Dada'ya konuk olan Aynur canlı yayında Micheal Jackson'un dansını taklit etmeye çalışırken kol hareketi yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dada programında dans kareoke bölümü izleyenleri kahakha krizine soktu. Konuğu Aynur ile birlikte dans kareoke yapan Okan Bayülgen herkesi gülme krizine boğdu. Dün gece canlı olarak ekrana gelen Dada programının dans kareoke bölümünde Micheal Jackson'un dansının taklit edildiği anlar damga vurdu. Pop şarkıcısı Aynur Micheal Jackson ile özdeşleşen dans figürünü taklit etmeye çalışırken önce eteği olduğu için yapamadığından dert yandı, ardındansa öyle bir el hareketi yaptı ki herkes şaşkına döndü. İşte Dada porgramında yaşananlar...
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, 2010-2011 İlköğretim Haftası nedeni ile Atatürk Anıtı önünde bir program düzenlendi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 2010-2011 İlköğretim Haftası nedeni ile Atatürk Anıtı önünde çelenk koyma programı düzenlendi. Düzenlenen törene İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar ve çok sayıda öğretmen ile çeşitli okullardan öğrenciler törene katıldı. Milli Eğitim Müdürlüğüne ait çelengin Atatürk Anıtına konması ile tören İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından tören sona erdi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı GDO’lu soya katkılı ekmek katkı maddesi hakkında soruşturma başlattı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Adana'da ekmeğin geç bayatlamasını sağlayan bir katkı maddesinin genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) soya içerdiğinin iddia edilmesi üzerine harekete geçen İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 30 ekiple fırın, pastane ve ekmek fabrikalarını denetleyip numune almaya başladı. Adana'da yaşayan bir gıda mühendisi, ekmeğin hacimli görünmesini ve geç bayatlamasını sağlayan tanınmış markalı bir ekmek katkı maddesinin GDO'lu soya içerdiğini öne sürmesi üzerine bakanlık harekete geçti. Yapılan denetimlerde 112 üründe GDO tespit edildi. SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI
Altı aydan küçük bebeklere antibiyotik verilmesi onların bütün hayatlarını etkiliyor. İşte en büyük tehlike
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Altı aydan küçük bebeklere antibiyotik verilmesinin, ileride çok şişman olmalarına yol açabileceği bildirildi. New York Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Leonardo Trasande, ''obeziteye genellikle, çoğunlukla sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının neden olduğunu düşündüklerini, ancak zamanla yapılan araştırmaların bunun daha karmaşık olduğu fikrini verdiğini'' belirtti. Uluslararası Obezite dergisinde bugün yayımlanan araştırmaya katılan araştırmacılardan Trasande, bağırsaklardaki bakterilerin kalorinin emilim şeklinde önemli bir rol oynayabileceğini söyleyerek, özellikle çok küçük yaşta antibiyotik kullanmanın bağırsaklarda bulunan ve alınan besinlerin sindirilme şekli üzerinde etkisi olan, başka bir deyişle zayıf kalmayı sağlayan, bazı bakterileri öldürebileceğini kaydetti. Araştırmacılar, 1991 ve 1992'de İngiltere Avon'da doğan 11 bin 532 çocuğun antibiyotik kullanımını incelediler. Araştırmada, yaşamlarının ilk beş ayında antibiyotik verilen bebeklerin verilmeyen bebeklere oranla daha kilolu olduğu ortaya çıktı. Kilo farkı, 10 ay ila 20 ay arasındaki yaş döneminde azken, bu oranın daha sonra arttığı ve 3 yıl 2 aya ulaştıkları dönemde, yaşamlarının ilk dönemlerinde antibiyotikle tedavi edilen çocukların obezite riskinin yüzde 22 daha fazla olduğu belirtildi. 5. aydan sonra antibiyotik tedavisi gören bebeklerin kilolarıyla diğer bebeklerin kiloları arasında ise önemli bir fark olmadığı kaydedildi. New York Üniversitesi'nden bir başka araştırmacı Jan Blustein, ''antibiyotiğin, daha kilolu inek yetiştirilmesi için işe yarar bir yöntem olduğunu hayvan yetiştiricilerin uzun bir zamandır bildiklerini'' söyleyerek, ''bu bulgularını teyit etmek için başka çalışmalar yapmaları gerekse bile titizlikle yaptıkları araştırmanın, antibiyotik kullanımının insanların özellikle de çocukların kilo alması üzerinde etkisi olduğu fikrini verdiğini'' bildirdi.
Diyarbakır'da jandarma ekipleri yaptıkları operasyonda 200 kilogram esrar ele geçirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Diyarbakır'da jandarma ekipleri 200 kilogram esrar ele geçirdi. Valilikten yapılan açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesi ve ticaretini yapan şahısların yakalanmasına yönelik yol arama ve kontrollerde 200 kilogram esrar ele geçirildiği belirtildi. Olayla ilgili 2 şüpheli hakkında adli işlemlerin devam ettiği kaydedilen açıklamada, halkın huzur ve güvenliğinin sağlanması için yürütülen çalışmaların kararlılıkla sürdüğü bildirildi.
Güney Koreli akıllı cihaz ve elektronik devlerinden Samsung, yeni nesil phablet modeli Note 4’ü, 24 karat altınla kapladı! Şimdi ise satışta!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Akıllı telefon pazarının önde gelen markalarından biri olan Samsung, geçtiğimiz aylarda yeni nesil phablet modeli Note 4’ü kullanıcı karşısına çıkarmış ve hemen ardından da satışa sunmuştu. Yüksek pil gücü, metal kasası ve 2K AMOLED ekran teknolojisiyle dikkat çeken Note 4, şimdi de özel kaplamalı modeliyle karşımızda. Lüks tüketim ihtiyacı sonucu piyasaya sürülen altın kaplama telefon modellerine bir yenisi daha eklendi. Samsung’un yeni nesil Note modeli, 24 karat altın ile kaplanmış. Her bir altın kaplama işleminin 4-5 saat sürdüğü paylaşılırken, maliyetin 1100 Dolar olduğu biliniyor. Vietnam’da 2000 Dolar etiket fiyatı ile bugün itibariyle satışa sunulan 24 Karat altın kaplamalı Galaxy Note 4, Golden Mobile tarafından piyasaya sürülüyor. Görselleri galerimizde bulabilirsiniz. Oldukça iddialı ve zengin görünüme sahip altın kaplama note 4’e ait fotoğrafları görmek için tıklayın.
Ankara Namık öldü ölüm nedeni ise hala belirsiz. Ankaralı Namık kimdir intihar mı etti balkondan mı düştü? Ankaralı Namık'ın eşi ve çocukları hakkında bilgiler.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ankaralı Namık ölümü ile şoke etti intihar ettiği söyleniyor ancak ölüm sebebi henüz kesin değil. Dün akşam kaldığı apartmanın 7. katından atladığı öne sürülen Şarkıcı Ankaralı Namık 1 Ocak 1976 doğumlu ve gerçek ismi Namık Uğurlu. Ankaralı Namık evli 2 çocuk babası. ANKARALI NAMIK KİMDİR ÖLÜM SEBEBİ Dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Şarkıcı Ankaralı Namık'ın son günlerde maddi sıkıntı çektiği gündeme gelmişti. Oturduğu apartmanın 7. katından düşen Ankaralı Namık tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yapılan inceleme sonucunda Uğurlu’nun intihar ettiği anlaşıldı. TRAFİK KAZASI GEÇİRMİŞTİ Ankaralı Namık geçtiğimiz ay eşi Nebahat Uğurlu ile Çankırı'nın Şabanözü ilçesinde trafik kazası geçirmişti. Eşi Nebahat Uğurlu'nun direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada Ankaralı Namık omurgasında oluşan kırıklar nedeniyle ameliyata alınarak sağlığına kavuşmuştu. Ankaralı Namık'ın eşi... İnönü Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirmesine karşın mesleğini icra etmeyip müziğe yönelen Ankaralı Namık, ilk albümlerini kendi el arabasında satmaya çalışmış. Ankara’dan bağımsız milletvekili adayı olarak siyasete de atılmayı deneyen Ankaralı Namık, Ankara Eczacıspor Kulübü Başkan Yardımcılığı’nı ve Tüm Türkiye Çalışan ve Emekliler Birliği Genel Başkan vekililiğini yürütüyordu. ANKARALI NAMIK'IN SON KLİBİ ANKARALI NAMIK'IN ŞARKILARI Ankara’dan bağımsız milletvekili adayı olarak siyasete de atılmayı deneyen Ankaralı Namık, Ankara Eczacıspor Kulübü Başkan Yardımcılığı’nı ve Tüm Türkiye Çalışan ve Emekliler Birliği Genel Başkan vekililiğini yürütüyor. Şarkıları Babam Sağ Olaydı Arabada 5 evde 15 İstanbul Hovardası Çiçeğim Gelin mi Oldun Gözlerin Aklımda Kaldı Hadi Çıkta Gel Kafam Bozuk Layık Değilim Yozgatlım Yürü Yürü
Almanya'da bozulan ve koli basili olduğu gerekçesiyle köpek maması yapılamayan etlerin kantinlerde memurlara yedirildiği ortaya çıktı!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Almanya ’nın Düsseldorf kentinde bozuk olduğu için köpek maması yapılamayan ve imha edilmesi gereken etlerin, kantinlerde memurlara yedirildiği ortaya çıktı. Die Welt gazetesinin haberinde, Düsseldorflu bir kasap, bir hayvan yemi üreticisinin içinde koli basili olduğu gerekçesiyle imha edilmek üzere verdiği etleri kantinlere sattığı belirlendi. Haberde, Duisburg savcılığının etlerin belediyeye ait kantinlere dağıtıldığını saptadığı yer aldı. 3 BİN KİLO ET KAYIP! Hayvan yemi üreticisi bir firma tarafından özel bir işletmede imha edilmesi için kasaba verilen 50 ton etin yaklaşık üç bin kilosunun transfer esnasında yok olduğu belirtildi. Skandaldan sorumlu kasap ve hayvan yemi üreticisine para cezası verilmesi bekleniyor. İlk kez Kasım 2014’te ortaya çıkan olayla ilgili olarak Düsseldorf Eyalet Mahkemesi, Eyalet Aşayiş Dairesi, Eyalet İstatistik Dairesi ve Belediye İdaresi, kantinlerinde polisler aramalar yapmıştı. Völklinger Caddesi üzerindeki Eyalet Sitatistik Dairesi’nde 280 kilogram bozuk et bulunmuş ve el konulmuştu. Yetkililer kayıp üç bin kilo etin yenmiş olma olasılığı üzerinde duruyor.
Referandum öncesi birlikte program yapılabileceği sinyalinin ardından dev buluşma için çalışmalar başlatıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Referandum sürecinde AK Parti ve MHP liderlerinin ilk ortak mitingi Çanakkale'de yapabileceği konuşuluyor. AK Parti ile MHP’nin referandum öncesi birlikte program yapılabileceğinin işaretlerinin iki genel başkan tarafından da verilmesinin ardından, bu birlikteliğin 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü törenlerinde ortaya konabileceği üzerinde duruluyor. AK Parti kurmayları, 16 Nisan Anayasa referandumu için strateji çalışmalarını devam ettirirken, MHP ile ortak program yapılıp yapılmayacağını, MHP kanadından gelecek görüş ve önerilere göre şekillendirebileceklerini dile getirmişlerdi. MHP’de ise eğilim ilk etapta her iki partinin ayrı ayrı programlarını sürdürmesi yönündeyken Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, yayınladığı genelgede “AK Parti ile ortak programlar yapabileceklerini” duyurması, parti içinde ortak hareket çerçevesinde neler yapılabileceği konusunda öneriler oluşmaya başladı. ÜÇLÜ BULUŞMA OLACAK AK Parti kurmayları da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’la Bahçeli’yi buluşturabilecek ortak platformların hangi programlar olabileceği üzerinde çalışıyor. İlk etapta 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü törenlerinin iki liderin katılımıyla gerçekleştirilebileceği üzerinde duruldu. Çanakkale törenleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Başbakanlığı, hem de Cumhurbaşkanı seçildikten sonraki dönemde önem verdiği programlarından birini oluşturdu. Törenlere katılmaya özen gösteren Erdoğan, seçim dönemlerinde de miting programlarını 18 Mart’ta Çanakkale’de olacak şekilde düzenledi. Sabah saatlerinden itibaren resmi törenlere katılacak olan Erdoğan, daha sonra ise Çanakkale’de vatandaşlara seslendiği bir platform olarak değerlendirdi. MÜZAKERE EDECEKLER Star'ın haberine göre AK Parti kurmayları, bu konuda MHP kurmaylarıyla müzakere ederek, Devlet Bahçeli’nin istemesi halinde Çanakkale programının her iki partinin tabanının toplanacağı ortak bir miting ile birleştirilebileceği fikrini hayata geçirecek adımları atacak. Henüz AK Parti kurmayları arasında düşünce olarak dile getirilen öneri üzerinde çalışma yapılacak. MHP ile bu konunun görüşülebileceği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yer alabileceği törenlere hem Başbakan Binali Yıldırım, hem de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin katılarak görkemli bir buluşmanın gerçekleştirilebileceği üzerinde duruluyor.
Pakistan Meclisi resmi olmayan sonuçlara göre Asıf Ali Zerdari'den boşalacak cumhurbaşkanlığı koltuğuna Mamnun Hüseyin'i seçti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hüseyin, iktidardaki Pakistan Müslüman Birliği'nin (PML-N) adayıydı. Ana muhalefet Pakistan Halk Partisi oylamanın tarihinin değiştirilmesinden dolayı seçimi boykot etmişti. Pakistan'da eyalet meclisleri tarafından seçilen cumhurbaşkanının görevleri sınırlı. Muhabirler, iktidar partisinin Pakistan'ın en kalabalık eyaleti Pencap meclisindeki çoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda Hüseyin'in seçilmesine kesin olarak bakıldığını aktarıyor. Devlet televizyonunda yayınlanan resmi olmayan sonuçlara göre Hüseyin'in büyük çoğunlukla kazanması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'nin 5 yıllık görev süresi 8 Eylül'de doluyor. Askeri yönetim sırasında ülkenin başında olan Pervez Müşerref'in yerine geçen Zerdari, cumhurbaşkanının pek çok görevini başbakana devreden anayasa değişikliklerini kabul etmişti.
Dolar/TL kurunda yükseliş yerini düşüşe bıraktı Dolar bugün 25 Eylül'de gördüğü 2,25 seviyesinin altına geriledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dolar/TL, küresel risk iştahında artışa paralel üç haftanın en düşüğü olan 2,25'in altını gördü. Bu hafta her iki yönlü sert dalgalanan dolar/TL geçen hafta 2,29 seviyesinin üzerini test etmiş 2,25 seviyesine ise en son 25 Eylül'de gerilemişti. Bu sabah güne 2,2610 seviyesinden başlatan dolar/TL bugün en düşük 2,2480 seviyesini test etmesinin ardından 2,25 sınırında işlem görüyor. DÖVİZ KURU SON DURUM İstanbul ve Ankara serbest piyasalarında alınıp satılan döviz türlerinin, önceki ve bugün itibariyle alış, satış fiyatları şöyle: PERŞEMBE CUMA Alış Satış Alış Satış ABD Doları 2,2690 2,2730 2,2470 2,2530 Avro 2,8930 2,8970 2,8680 2,8770 Sterlin 3,6300 3,6450 3,6000 3,6500 İsviçre Frangı 2,3900 2,4100 2,3750 2,4150 ANKARA ABD Doları 2,2660 2,2780 2,2470 2,2590 Avro 2,8870 2,9050 2,8670 2,8840 Sterlin 3,6150 3,6690 3,5950 3,6490 UZMANLAR NE DİYOR? Odeabank Stratejik Planlama Grup Müdürü Erkan Dernek, "ABD faizleri hızlı artırırsa global olarak yavaş büyüme ve güçlü doların ABD ekonomisine zarar vereceği endişeleri, faizlerin kademeli ve yavaş artacağı beklentisini artırıyor. Emtia fiyatlarındaki düşüş de cari açık ve enflasyon problemlerimize faydalı olabileceği yönünde bir olumlu algılama var" dedi ve ekledi: "Geçtiğimiz günlerde yatırımcı algısını olumsuz etkileyen faktörlere ABD ve Avrupa merkez bankası yönetimleri açıklamalar ve aksiyonlarla destek olacak bu yüzden korkmaya gerek yok şeklinde bir algılama çıkıyor. Bütün bunlar gelişmekte olan para birimlerinde pozitif hareketi destekliyor." ABD'de genişlemeci politikaların sonuna gelinmesine karşın küresel ekonomide yavaşlama endişeleri global piyasaları baskılamaya devam ediyor. Bugün ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen'ın konuşmasını takip edecek piyasalar bir süredir sert satış baskılarının ardından merkez bankalarının desteklerinin sürebileceği beklentileriyle bugün bir miktar toparlanma gösteriyor. FAİZ 1.5 AYIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE İki yıllık gösterge faiz yüzde 8,80 ile 3 Eylül'den bu yana en düşük düzeye indi. Küresel tahvil faizlerdeki düşüş Türkiye'de de görüldü. İki yıllık gösterge faiz yüzde 9'un altına geriledi. Faiz yüzde 8,80 ile 3 Eylül'den bu yana en düşük düzeye indi. ABD'de tahvil faizi yüzde 2'nin altına düşerek 16 ayın en düşük düzeyine inmişti. Almanya'da da tahvil faizleri tarihin en düşüğüne gerilemişti.
Ufak Tefek Cinayetler 11.yeni bölüm fragmanı şimdiden merak edilmeye başlandı. Ufak Tefek Cinayetler 11.yeni bölüm 2 Ocak 2018 Salı günü ekrana gelecek mi? Ufak Tefek Cinayetler 11.yeni bölüm fragmanına gelin yakından bakalım.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Star Tv'de salı günleri ilgiyle izlenen Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı tahtından eden Ufak Tefek Cinayetler yayınlanan son bölümüyle büyük ilgi gördü. İlgiyle takip edilen Ufak Tefek Cinayetler yeni bölümde neler olacak? Hem senaryosuyla hem de oyuncu kadrosuyla dikkatleri üzerine çeken Ufak Tefek Cinayetler 10.bölümüyle ekrana geldi. Ufak Tefek Cinayetler 10.bölümde Merve'nin Serhan'dan şüphelenmesi damga vurdu. Aldatıldığından şüphelenen Merve gözlerini Serhan'ın üzerine dikti. Aldatılma konusunu Arzu ile konuşan Merve, Serhan'ı takip ederken Oya'yı yakalayacak mı merak konusu oldu. Aynı zaman da Oya ve Edip'in arasındaki yalan ilişki tüm hızıyla devam ediyor. Peki Ufak Tefek Cinayetler 11.yeni bölüm fragmanı yayınlandı mı? UFAK TEFEK CİNAYETLER 11.YENİ BÖLÜM FRAGMANI Ufak Tefek Cinayetler 11.yeni bölüm fragmanı henüz yayınlanmadı. Ufak Tefek Cinayetler 11.yeni bölüm fragmanı yayınlandığı andan itibaren haberimizden izleyebilirsiniz. UFAK TEFEK CİNAYETLER 2 OCAK'TA EKRANA GELECEK Mİ? Ufak Tefek Cinayetler yeni bölümü 2 Ocak tarihine denk geliyor. Fakat alınan son bilgilere göre Ufak Tefek Cinayetler 2 Ocak tarihinde ekrana gelmeyecek.
ANTALYA'da kullandığı resmi aracı yaya kaldırımına park eden trafik polisine 108 lira idari para cezası yazıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Muratpaşa ilçesinde yürüyüş yapan bir vatandaş, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne ait resmi aracın kaldırıma park ettiği yönünde sosyal medyada paylaşımda bulundu. SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILDI EMNİYET İHBAR KABUL ETTİ Paylaşımı ihbar kabul eden İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Hüsnü Karakaş ve Recep Peker Caddesi kesişimindeki yaya kaldırımına "5442" resmi plakalı aracı park eden polis memuruna "yaya kaldırımına park etmek"ten 108 lira idari para cezası uyguladı.
Bilim, mühendislik ve ekonomi konularındaki başarılarıyla tanınan MIT, uçmak için rüzgardan başka bir şeye ihtiyaç duymayan drone için çalışmalara başladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Geleceğin geliştirilebilir teknolojilerinden biri olan drone için çalışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada dolaşan bir videoda kendi tasarladığı drone'a binen adamın alışverişe gitmesi gündeme oturmuştu. MIT araştırmacıları ise, hız verdiği çalışmalarında 'iyonik rüzgar' adı verilen ve elektrik alanını kullanarak, şarj edilmiş nitrojen iyonlarını kullanan enteresan bir sistem geliştirdi. Drone'a ivme kazandırması beklenen bu sistemin ilk denemeleri başarılı sonuç verdi. Şu an için bu drone 9 saniye civarında ve 45 metre menzille uçabiliyor.
İstanbul'da dün gece 22 adrese uyuşturucu operasyonu düzenlendi. Havadan da destek verilen operasyonda bazı şüpheliler gözaltına alındı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Sultanbeyli'de uyuşturucu madde satıcılarına yönelik operasyon düzenledi. Operasyona havadan polis helikopteri de destek verdi. Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürlüğü binasında toplanarak saat 05.00 sıralarında konvoylar halinde ayrılan Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Sultanbeyli'de uyuşturucu madde ticareti yaptığı belirlenen 20 şüpheliyi yakalamak için 22 adrese eş zamanlı olarak operasyon düzenledi. Operasyona; özel harekat timleri, havadan da polis helikopteri destek verdi. Operasyon kapsamında Hamidiye Mahallesi, Eyyübi Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı bir binanın giriş katındaki bir daireye özel harekat timleri ile birlikte baskın düzenleyen polis ekipleri içeride aramalar yaptı. Polis ekipleri, Fener Sokakta bulunan 3 katlı bir binanın giriş katındaki bir daireye de baskın düzenledi. Özel harekat timleri dairenin kapısını 'Kocbaşı' ile kırarak içeriye girdi. Aramalar sırasında çevrede polis ekiplerinin önlem aldığı görüldü. Operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin olduğu öğrenildi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın 'canavar' adı verilen makam aracı bakın nasıl yolda kaldı. İşte o görüntüler...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Başkanı Barack Obama'nın Cadillac marka 2,6 ton ağırlığındaki zırhlı makam aracı 'The Beast' (Canavar), İrlanda'nın başkenti Dublin'de kaza atlattı. Roket bile işlemeyen ağır limuzin, bir rampayı geçmek üzereyken gürültüyle asılı kaldı. Obama, 6 günlük Avrupa turunun ilk durağı olan İrlanda'ya dün bir günlük resmi ziyarette bulunmuştu. Temasların ardından Barack ve eşi Michelle Obama'nın yer aldığı konvoy, Dublin'deki ABD Büyükelçiliği'nden ayrılmaya başladı. Bu sırada, 'The Beast' adlı ağır zırhlı limuzin, elçiliğin önündeki rampayı geçemedi. Ağır araç, büyük bir gürültüyle asılı kaldı. Çevredekilerin şaşkın bakışlarına rağmen araç hareket edemedi. Bir süre sonra limuzinin içindekiler, başka bir araca alındı. İngiliz haber kanalı BBC, Obama ailesinin o sırada limuzinin içinde olduğunu, kazanın ardından başka bir araca alındığını bildirdi. AFP ajansına bilgi veren gizli servis yetkilileri, araçta sadece yetkili personel olduğunu iddia etti. Beyaz Saray ise, Obama'ların araçta olmadığını duyurdu. En güvenli zırhlı limuzin olarak üretilen 'Canavar', Obama için özel olarak tasarlandı. ABD Başkanı, dünyanın neresine giderse gitsin, bu araç ona eşlik ediyor. Silahlı ve bombalı eylemlere karşı son derece dayanıklı olan limuzinin kimyasal saldırılarda kullanılmak üzere kendi özel oksijen kaynağı dahi bulunuyor.
Küba, vatandaşlarının yurtdışı seyahatine çıkmadan önce izin alma uygulamasının kaldırılacağını açıkladı. Yeni uygulama Ocak ayında yürürlüğe giriyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Küba, vatandaşlarının yurtdışı seyahatine çıkmadan önce izin alma uygulamasının kaldırılacağını açıkladı. Küba'daki resmi medya 14 Ocak'ta yürürlüğe girecek uygulama ile mevcut ve gelecekteki koşulları yansıtacak şekilde göç kanunlarının "güncelleneceği"ni vurguladı. Şu ana kadar geçerli olan uygulama Kübalıların ülkeden çıkış izni almak için uzun ve pahalı bir süreç izlemesini gerektiriyor. Muhabirler, muhaliflere bu iznin genellikle verilmediğini belirtiyor. Yeni düzenleme Devlet Başkanı Raul Castro'nun reformlarından biri olarak değerlendiriliyor. Bu düzenlemeye göre ülkede sürekli ikâmet izni olanlar evraklarını yenileme gereği olmadan yurtdışında 24 ay kalabilecek. Şu an sadece 11 aya kadar izin veriliyor. BBC'nin Havana'daki muhabiri Sarah Rainsford Kübalıların çıkış izninden nefret ettiğini ve bu reformun memnuniyetle karşılandığını belirtti. Rainsford, Küba'nın ülkeden ayrılmak isteyenleri eskiden devrim düşmanı ya da hain olarak gördüğünü, ancak artık birçok Kübalının ekonomik nedenlerden dolayı yurtdışına çıkmak istediğinin anlaşıldığı ve bunun ülkeye katkısı olduğunun düşünüldüğünü ifade ediyor. Artık Kübalılar geçerli bir pasaport ve vize ile yurtdışına çıkış yapabilecek. Ancak yeni yasanın da Küba'nın "insan sermayesi"ni korumaya yönelik maddeler içerdiği, örneğin doktorluk gibi bazı meslek mensuplarının seyahati için ekstra koşullar aranmaya devam edeceği belirtiliyor. Hükümet muhaliflerinin, "yetkililerin belirlediği kamu yararı tanımlaması"na uygun olarak pasaport uzatma gibi konularda yeni düzenlemeden sonra da zorluklarla karşılaşmasının mümkün olabileceği söyleniyor. Seyahat sınırlamaları yüzbinlerce Kübalının yasadışı yollardan başka ülkelere göç etmesini engelleyemedi; ABD'de güçlü bir Küba rejimi karşıtı göçmenler topluluğu oluştu. ABD Küba'dan gelen herkese doğrudan ikâmet izni veriyor. 50 yıla yakın bir süre Küba'da ekonomik faaliyetler tamamen devlet tarafından düzenlendi. Ancak 2008'de devlet başkanlığı görevini sağlığı bozulan kardeşi Fidel Castro'dan devralan Raul Castro, siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlarda bazı sınırlamaları tedricen kaldırdı. Füze krizinin 50. yılı Seyahate ilişkin yeni düzenlemeler de Küba füze krizinin 50. yıldönümüne denk geldi. Sovyetler Birliği'nin Küba'ya yerleştirdiği füzeler nedeniyle ABD ile arasında nükleer savaş gerilimi tırmanmıştı. Fakat ABD'nin Küba'yı işgal etmeyeceği teminatı vermesi üzerine Sovyetler Birliği füzelerini adadan kaldırmayı kabul edince kriz çözülmüştü. Ancak ABD ile Küba arasındaki ilişkiler hasmane özelliğini koruyor. İki ülke arasında diplomatik ilişki bulunmadığı gibi ABD onyıllardır Küba'ya ekonomik ambargo uyguluyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana ekonomik olarak zorlanan Küba, bugün sol eğilimli Venezuela hükümetinden destek alıyor.
Genç Siviller, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı anmak amacıyla yargılandıkları Yassıada'ya gitti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kabataş İskelesi'nde, üzerinde ''Darbelerle Geçen 50 Yıl-Bir Daha Asla!'' yazılı pankart asılı bir tekneyle yola çıkan Genç Siviller adına Turgay Oğur açıklama yaptı. Oğur, Yassıada'da mahkemelerin görüldüğü spor salonuna gideceklerini ve duvarına tüm katılımcılarla birlikte ''Biz buradaydık'' yazısını yazacaklarını anlattı. Turgay Oğur, ''Biz bu adanın demokrasi adası olmasını istiyoruz. Burada çocuklarımıza Türkiye'nin demokrasi tarihini göstermek istiyoruz'' dedi. Genç Siviller'in internet sitesinde yapılan yazılı açıklamada ise şu görüşlere yer verildi: Silah zoruyla iktidar oldular. Cumhurbaşkanını, hükümet üyelerini, Demokrat Partili vekilleri hatta genelkurmay başkanını tutukladılar, işkence ettiler. Başbakan üzerinde sigara söndürdüler. Hukukun ayaklar altına alındığı bir mahkeme düzeneği kurdular. Başbakanı ve iki bakanı idam etiler. Dünyada hiçbir zulüm, hiçbir adaletsizlik 50 yıl süremez, sürmemeli. Bugün, 27 Mayıs darbesinin 50. yıl dönümünde önümüzde tarihi bir fırsat var. Hiçbir favori darbesi olmayan bizler: Darbeyi gerçekleştiren askeri cunta adına Genelkurmay Başkanını, Darbecileri yüreklendiren Cumhuriyet Halk Partisi adına CHP’nin yeni Genel Başkanını, Darbe düzeni için gerekli hukuki altyapıyı hazırlayan profesörler adına İstanbul Üniversitesi Rektörünü, Darbe öncesi ve sonrası yayınlarıyla darbeye destek veren meslektaşları adına gazete Genel Yayın yönetmenlerini, Darbeye devrim diyen bütün aydınları, sanatçıları, işadamlarını, Hayatta olan ya da olmayan tüm 27 Mayıs mağdurlarından, onların yakınlarından ve 50 yıldır askeri vesayet altında yaşamanın bedelini başka darbelerle, idamla, işkenceyle, faili meçhul cinayetle, fakirlikle, adaletsizlikle ödemek zorunda kalmış bütün yurttaşlardan özür dilemeye çağırıyoruz. Dünyada hiçbir zulüm, hiçbir adaletsizlik 50 yıl süremez, sürmemeli, sürmeyecek.
Başbakanlık’ta koruma düzeyini artıran güvenlik birimleri, binaya giren tüm araçların altından röntgenini çeken bir sistemi devreye soktu
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Amerikan elçiliği, AK Parti ve Adalet Bakanlığı’na yönelik saldırıların ardından güvenlik birimleri Ankara’daki kritik merkezlerde yeni önlemleri devreye soktu. *Başbakanlık merkez binada koruma sayısı arttırıldı. *Bombalı araç saldırılarına karşı teçhizatla ağırlaştırılmış bir minibüs Başbakanlığın girişine konuldu *Binaya giren tüm araçların altından röntgenini çeken bir sistemi devreye sokuldu Bunların başında da Başbakanlık girişinde yerlere yerleştirilen elektronik göz isimli kameralar var. Başbakanlık merkez binanın girişindeki elektronik göz sistemi dört kameradan oluşuyor. Yerden araçların röntgeni çekiliyor ve merkeze gönderiliyor. Araç, Başbakanlık'a bir kez daha girdiğinde de muhtemel değişiklikleri merkeze bildiriyor. Elektronik göz sistemi bariyerler ile de desteklendi. BOMBALI ARAÇ SALDIRILARINA KARŞI MİNİBÜS Önlemler bununla da sınırlı kalmadı içine konulan teçhizatla ağırlaştırılmış bir minibüs de başbakanlığın girişinde muhtemel bombalı araç saldırılarına karşı sürekli çalışır vaziyette bekletiliyor. İstihbarat birimlerinin uyarısı sonrası Başbakanlık merkez binada koruma sayısı da artırıldı.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç İsrail'e sert çıktı. Türkiye'nin ilk etaptaki tavrını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç İsrail'in Türk gemisine yaptığı kanlı saldırıyla ilgili olarak kameraların karşısına geçti. Arınç, Erdoğan'ın yurtdışında olması hasebiyle Başbakan vekili sıfatıyla konuşuyordu. Önce üzüntüsünü dile getirdi. 'Saldırı karşılıksız kalmayacaktır' dedi. Ardından da Türkiye'nin ilk tavrını açıkladı: Büyükelçimiz geri çekildi. İsrail'le 3 tatbikat ve Genç Milli Takımımızın maçı iptal edildi SALDIRIYI ŞİDDETLE LANETLİYORUZ Arınç İsrail'in yaptığı saldırıyla ilgili şöyle konuştu: Türkiye Cumhuriyeti bütün kurum ve kuruluşlarıyla gelişmeleri yakından takip etmektedir. Türkiye uluslararası hukukun bütün imkanlarını kullanacaktır. Yaklaşık 35 aydır ambargo uygulanan Gazze halkına insani yardım taşıyan gemiler bugün sabah saat 04.20 sularında İsrail tarafından saldırıya uğramıştır. İsrail Hava Kuvvetleri'nin tamamen sivil gemilere yaptığı bu saldırıyı Türk Milleti ve hükümetimiz adına şiddetle lanetliyoruz. İşte Arınç'ın konuşmasından satır başlıkları: HİÇBİR ŞEKİLDE MEŞRU GÖSTERİLEMEZ İsrail, barışı ve insani değerlerini hiçe saydığını bütün dünyaya göstermiştir. Uluslararası hukuka tamamen aykırı olan medeni bir ülkenin devlet aklına uygun düşmeyen bu operasyon insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Bu işin sorumluları insanlık tarihine ve vicdanına hesap vermekten kurtulamayacaktır. Bu saldırı hiçbir şekilde meşru gösterilemez. İnanıyoruz ki, Türk insanının yanısıra bütün insanlık bu saldırıyı lanetleyecektir. Bütün vatandaşlarımızın metanetini koruyacağına gönülden inanıyoruz. İSRAİL BÜYÜKELÇİMİZ GERİYE ÇAĞRILDI Öncelikle İsrail Büyükelçimiz Ankara'ya geri çağrılmıştır. İsrail'le olan 3 askeri tatbikatı iptal edilmiştir. Genç futbol milli takımımızın İsrail'le maçları iptal edilmiştir. Dışişleri sayın Bakanımız BM Güvenlik Konseyi'nin acilen toplantıya davet etmiştir. Ayrıca sayın Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İsrail Dışişleri Bakanı ile bir telefon konuşması yaparak hassasiyetimizi ortaya koymuştur. Öncelikle güvenliğin saldırısı ve yaralıların bir an evvel Türkiye'ye gönderilmesi için girişimler başlatılmıştır. SALDIRININ SORUMLULARI HESAP VERECEK Türkiye uluslararası tüm kuruluşları göreve çağırmıştır. İsrail'in dünya kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve uluslararası işbirliğinden kaçınmamıs gerekmektedir. İsrail'in hareketleri ibretle izlenmektedir. İsrail'in bu saldırısının cevapsız kalmayacağı ve Türkiye ve dünyadan gereken yanıtı alacaktır. İsrail, Gazze'ye dönük ambargoyu derhal kaldırmalıdır. Bu menfur saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyoruz. Silahlı saldırı hakkında gereken soruşturma yapılacak ve her türlü girişimde bulunacaktır. Saldırıyı gerçekleştirenler, yönlendirenler ve bu operasyon kararını verenler kesinlikle sorumluluktan kurtulamamalıdırlar. SORULAR Bölgeye herhangi bir Türk askeri gemisinin gönderilmesi sözkonusu mudur? Bu konuda elimizde planlar da var. Bu planlara göre olayın uluslararası açık sularda olduğu gemilerin İsrail karasularında hareket etmediği çok açıktır. Dolayısıyla İsrail'in bu saldırısı kesinlikle kara sularının ihlali olarak anlaşılmamaktadır. Bu korsanlıkla eşdeğer bir eylemdir. Bizim oraya gemi göndermemiz sözkonusu değildir. Türkiye önce diplomatik alanda bu tavrı şiddetle kınayan, yaralılar insanlar için bir an önce uluslararası hukukun yapılmasını arzu eden tutumunu sürdürecektir. Diplomatik şartlar yerine gelmezse ne olacak. Sayın Başbakan yurda dönecek mi? Sayın Başbakanım dakika dakika gelişmeleri takip ediyor. Türkiye'de mevzuatımız açısından bu gelişmeleri takip edecek bakanlarımız ve bürokratlarımız mevcut. Sayın Genelkurmay Başkanımızın bulunduğu Mısır'dan döndüğünü veya dönmek üzere olduğunu biliyorum. Sayın Başbakan şu anda Şili Cumhurbaşkanı ile görüşmeye çalışıyorlar. İnanıyorum ki, yarın öğle saatlerinde Türkiye'ye döneceklerdir. Bu şartların yerine gelmesi, taleplerin takip edilmesi bir devlet olarak Türkiye'nin ciddiyeti gösterir. Gelişmelere göre gerekli kararları alacağız. İsrail'le yapılan ekonomik ve askeri ilişkilerin durdurulması sözkonusu mudur? Şu aşamada sözkonusu değil. Şu an oradakilerden haber alınabiliyor mu? İsrail'in bu anlamda Türk hükümetine bilgi vermesi sözkonusu mu? Sabah saatlerinde İsrail büyükelçisi Dışişleri'ne çağrıldı. Bütün haber ve bilgiler perdeleniyor. İsrail bu konuda dünya kamouyona haber ve bilgi sızdırılmaması konusunda uluslararası hukuka aykırı olarak fevkalade perdeleme yapılıyor. Sayın Barak'ın verdiği ölü rakamıyla ilgili yeterli bilgi verilmemiştir.
Ak Parti Anayasa Değişiklik Paketi'ni Meclis Başkanlığı'na sundu. Pakette dün gece bir son dakika değişikliği yapılmıştı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ve bir grup milletvekili, Anayasa değişikliği teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Teklif 215 imzayla verildi. Paketin kabul edilmesi için 367 oy alması, referanduma gitmesi için de 330-367 arası oylanması gerekiyor. Bozdağ paketi sunduktan sonra "330 kaygımız yok" dedi. Ancak kulislerde konuşulanlara göre AK Parti içinde 14 milletvekili pakete karşı oy kullanabilir. Bozdağ Nisan ayı içinde çalışmaların tamamlanacağına inandığını da sözlerine ekledi. GÜL'ÜN PAKETTE İTİRAZ ETTİĞİ MADDE Cumhurbaşkanı Gül Anayasa paketine ilişkin görüşlerini açıklarken, "Anayasa paketinde sizin yetkilerinizin fazla olduğu görüşleri var. Siz bu görüşlere katılıyor musunuz, yetkileriniz fazla mı?" sorusuna şu yanıtı verdi. "Benim de katıldığım görüşler vardı. Bunu zaten ilgililere ilettim. Mesela ’Anayasa Mahkemesi’ne iki Türk vatandaşını cumhurbaşkanı resen atar’ fikrini doğrusu biraz çok gerçekçi bulmadım. Bu görüşümü de söyledim. Ümit ederim dikkate alınır" diye konuştu. Paket Meclis'e Gül'ün itiraz ettiği madde düzeltilerek sunuldu. PAKETTE SON DAKİKA DEĞİŞİKLİĞİ Teklifte 3'ü geçici 29 madde var. Daha önce 3'ü geçici 26 madde olan pakette dün gece son dakika değişlikliği yapıldı. Yeni eklenen maddeye göre Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının da Yüce Divan'da yargılanmalarının önü açılacak.. YARGILAMA İÇİN ÖZEL İZİN Yasal düzenlemede, genelkurmay başkanının görevi ile ilgili suçlardan Yüce Divan'da yargılanmasının, cumhurbaşkanı ya da başbakanın "ön iznine" bağlanması planlanıyor. ANAYASA MAHKEMESİ ÜYE SAYISI 17 AK Parti, Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının 17'ye indirilmesi konusunda nihai kararı verdi. Yüksek Mahkeme'ye Askeri Yargıtay SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK? Bugün Meclis Başkanlığı'na sunulan Anayasa Değişikliği Paketi ilk olarak Bekir Bozdağ'ın başkanlığını yaptığı Anayasa Komisyonu'na gidecek. Komisyonda görüşülen maddeler iki kez Genel Kurul'a gelecek. İki genel kurulda da maddeler ayrı ayrı oylanacak. Daha sonra ikinci görüşmede topluca oylanacak. 2. görüşmede yalnızca değişiklik teklifi verilen maddeler oylanacak. Oylanan paket, en az 330 oy alırsa Cumhurbaşkanına sunulacak. Cumhurbaşkanının onayından geçen paket 330-367 arası oy almışsa referanduma gidiyor. 367'nin üzerinde oy alırsa kabul ediliyor. da üye verecek. SENDİKA 30 maddelik pakete giren yeni düzenlemelerden biri de "aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz" ifadesinin Anayasa'dan çıkarılması. EMEKLİLERE TOPLU SÖZLEŞME HAKKI Grev hakkının çerçevesi de genişliyor. Ayrıca kamu çalışanlarına tanınan toplu sözleşme hakkından emekliler de faydalanacak. HSYK'YA 21 ÜYE HSYK'nın 21 üyeden oluşması benimsendi. Adalet Bakanı ve müsteşar, kurulun üyesi olarak kalacaklar. Başkan vekili, üyeler arasından seçilecek. ÇOCUKLAR Pakette tartışmalara neden olan "çocukların cinsellikten korunması" maddesi, "çocuklar cinsel istismara karşı korunur" şeklinde değiştirildi. Yapılan uzun tartışmalardan sonra 2b'ler ile ilgili bir düzenleme yapılmasından da vazgeçildi. PAKETTE İŞÇİYE SÜRPRİZ MADDE! TÜM MADDELER DİĞER SAYFADA TBMM Başkanlığına sunulan Anayasa değişikliği teklifinde, daha önce açıklanan taslaktan farklı olarak, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere de yansıtılması, uzlaştırma kurulu kararlarının toplu sözleşme niteliğinde olması öngörülüyor. Genel grev yasağının kaldırılması da teklifte yer alan bir başka düzenleme. Anayasa değişikliği teklifinde yer alan düzenlemeler şöyle: Madde (1): Anayasanın "Kanun Önünde Eşitlik" başlıklı 10. maddesinde değişiklik yapılıyor. Maddenin, "kadınlar ve erkekler eşik hakları sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür" şeklindeki 2. maddesine, "Bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler, gibi özel süratle korunması gerekenler için alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz" hükümleri ekleniyor. Madde (2): Anayasa'nın, "özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesinde değişiklik öngörülüyor. Maddeye, "Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebilir" hükmü ekleniyor. Madde (3): Anayasa'nın "seyahat hürriyeti" başlıklı 23. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, "vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırabilecek." "HER TÜRLÜ İSTİSMARA KARŞI" TEDBİR- Madde (4): Anayasa'nın "Ailenin Korunması" başlıklı 41. maddesinde değişiklik yapılıyor. Maddenin başlığı, "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" şeklinde değiştiriliyor, maddeye, çocukların korunması konusunda hükümler ekleniyor. Maddeye eklenen hüküm şöyle: "Her çocuk, yeterli himaye ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara karşı, çocukları koruyucu tedbirleri alır." SENDİKA KURMA HAKKI- Madde (5): Anayasa'nın "Sendika Kurma Hakkı" başlıklı 51. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılıyor. Böylece, bir kişinin aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olmasının yolu açılıyor. Madde (6): Anayasa'nın 53. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı tanınıyor. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar, Uzlaştırma Kuruluna başvurabilecek, kurul kararları kesin ve toplu sözleşme hükmünde olacak. Toplu sözleşmenin emeklilere yansıtılmasının yolu da açılıyor. Madde (7): Anayasa'nın "grev hakkı ve lokavt' başlıklı 54. maddesinde değişiklik yapılıyor. Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan iş yerinde sebep oldukları maddi zarardan sendika sorumlu tutulamayacak. Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grevi ve lokavtı, genel grev ve lokavt, iş yeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılıyor. PARTİ KAPATMA DAVALARI Madde (8): Anayasa'nın, "siyasi partilerin uyacakları esaslar" başlıklı 69. maddesi değiştiriliyor. Buna göre, siyasi partilerin mali denetimi Sayıştay tarafından yapılacak. Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine, TBMM'de grubu bulunan her siyasi partinin 5'er üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı'nın Başkanlığında oluşturulacak komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesince karara bağlanacak. Komisyonun kararları, yargı denetimi dışında olacak. İzin talebinin Meclis'e ulaşmasından itibaren 30 gün içinde komisyon oluşturulacak ve komisyon kararını izin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren en geç 60 gün içinde verecek. Meclis'teki siyasi parti gruplarınca izin talebiyle ilgili görüşme yapılamayacak, karar alınamayacak. Anayasa Mahkemesi, kapatma kararı veremeyecek, fiilin ağırlığına göre partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verilecek. KAMU DENETÇİLİĞİ Madde (9): Anayasa'nın "dilekçe hakkı" başlıklı maddesinde değişiklik yapılıyor. "Kamu denetçiliği" (ombudsman) kurumu oluşturuluyor. Kurum, TBMM Başkanlığına bağlı olarak kurulacak ve idarenin işleyişi ile ilgili şikayetleri inceleyecek. Kamu başdenetçisi, TBMM tarafından gizli oyla ve 4 yıl için seçilecek. PARTİ KAPATMA VE MİLLETVEKİLLİĞİ- Madde (10): Anayasa'nın "milletvekilliğinin düşmesi" başlıklı 84. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılıyor. Buna göre, kapatma davasının kaldırılmasına paralel olarak, milletvekilliğinin düşürülmesi uygulaması da kaldırılıyor. Madde (11): Anayasa'nın, TBMM'nin Başkanlık Divanının oluşumunu düzenleyen 94. maddesinde değişiklik yapılıyor. Seçim süresinin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi nedeniyle Başkanlık Divanının 2. dönem görev süresi konusunda düzenleme yapılıyor. Buna göre, Başkanlık Divanı 2. devre, dönemin sonuna kadar görev yapacak. Mevcut düzenlemede, Başkanlık Divanının 3 yıl için görev yapması öngörülüyor. YÜKSEK ASKERİ ŞURA KARARLARI- Madde (12): Anayasanın, "Yargı Yolu" başlıklı 125. maddesinde değişiklik yapılıyor. Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı denetimi getiriliyor. Yargı, bu yetkiyi, idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı kullanacak, yerindelik denetimi yapamayacak. [PAGE]
27 Şubat 2017 Pazartesi reyting sonuçları ne oldu? İçerde Show Tv 27.bölüm izle mi yoksa Survivor mı? 27 Şubat 2017 Pazartesi günü reyting sonuçları internethaber'de.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İÇERDE 23.BÖLÜM NELER YAŞANDI? İçerde 23. son bölüm ile dün akşam ekrana geldi. Pazartesi akşamlarının sevilen dizisi İçerde'de dün akşam Kebapçı Celal ve Handan arasında büyük bir anlaşmanın ilk adımları atıldı. Tahsin'in kendilerine ayak bağı olduğunu söyleyen Handan, Tahsin'i Sarp'ın bitirmesini istedi. Sarp, Handan ve Celal'in gözü önünde Tahsin'e kurşunu sıktı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, askeri birliklerde gıda zehirlenmeleri ile ilgili olarak, kurumları itina göstermeleri yönünde uyardı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sağlık Bakanı Recep Akdağ, askeri birliklerde gıda zehirlenmeleri ile ilgili olarak, "Her bir kuruma ayrı ayrı vazife düşüyor. Kuruluşların itina göstermesi lazım. Yanlış olursa hem idari hem adli cezalar var. Onun için herkesi bir kere daha uyarıyorum, itina etmeli gereğini yerine getirmeli" dedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tarihi Yakutiye Medresesi'nde düzenlenen bayramlaşma programına katıldı. Programa Bakan Ağdağ'ın yanı sıra Vali Seyfettin Azizoğlu, Ak Parti Erzurum milletvekilleri Mustafa Ilıcalı, Zehra Taşkesenlioğlu, MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, 9'uncu Kolordu Komutanı Tümgeneral Mehmet Özoğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Çelik, İl Emniyet Müdürü Mehmet Aslan ve kurum müdürleri katıldı. Programa katılanlarla tek tek tokalaşan Bakan Recep Akdağ, 'Beleş Mehmet' lakaplı down sendromlu Uğur Laçin ile yakında ilgilendi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Recep Akdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık durumunun iyi olduğunu vurguladı. Akdağ, "Sağlık durumu çok iyi küçük bir rahatsızlık olmuş, hemen toparladı Allah'a şükürler olsun" dedi. Bursa'nın Büyükorhan İlçe Jandarma Komutanlığı'nda 10 askerin yedikleri akşam yemeğinden zehirlenmesini değerlendiren Bakan Akdağ şunları söyledi: "Orada da incelemelerimizin devam ediyor. Toplu yemek yenen yerlerde, yemeklere bir takım bulaşma olmasından dolayı enfeksiyon riski bilinen bir risktir. Bunun için toplu yemek yenen yerlerde meselenin dikkatle izlenmesi, bütün kuruluşların buna itina göstermesi gerekiyor. Gıda Tarım Bakanlığımız bu konuda çok hassas. Tabi biz Sağlık Bakanlığı olarak da meseleleri takip ediyoruz. Ancak her bir kurum toplu yemek yenen öğrenci yurtları, kantinler, hastaneler,Türk Silahlı Kuvvetleri dahil buralarda çok itinalı davranmak lazım. Her bir kuruma ayrı ayrı vazife düşüyor. Mesele olup bittkten sonra arkasından sebebini arıyoruz, buluyoruz vs ama bu işle ilgili yönetmelikler var, mevzuat tamam. Türkiye yemek pişirme, toplu yemek dağıtma, toplu yemek ikram etme hususunda her türlü mevzuata sahip bir ülkedir. Dolayısıyla bu hususta kuruluşların itina etmesi lazım. Yanlış olursa hem idari hem adli cezalar var. Onun için herkesi bir kere daha uyarıyorum, itina etmeli gereğini yerine getirmeli." AKDAĞ: ŞEKER, TATLI TÜKETİMİNDEN KAÇINMALIYIZ Bayram tatiline çıkan sürücüleri uyaran ve ikramları yeme konusunda vatandaşların itinalı olması gerektiğini bildiren Bakan Akdağ, şöyle devam etti: "Başbakanımızın yol güzergahında da büyük bir kaza oldu, Allah muhafaza etsin. Eğer sevdiklerimize kavuşmak istiyorsak sürat yapmayacağız. Bir an önce sevdiklerimize kavuşmak için yapacağımız sürat, onlardan ilelebet ayrılmamıza yol açabilir. Trafik kurallarına hassasiyetle riayet etmeliyiz, sürat yapmamalıyız, uykusuz araç kullanmamalıyız, mutlaka emniyet kemeri takmalıyız. Araçlarda bir taraftan cep telefonu ile ilgilenirken bir taraftan sürücü koltuğunda asla oturmamak lazım. Fazla şeker, tatlı tüketiminden kaçınmalıyız. Ucundan azıcık yemek lazım. Özellikle şeker, şekerli yiyecekler, hamur işleri bunlara karşı itina etmek lazım" diye konuştu.
İtalya’nın kuzeyinde görev yapan bir papaz, yıllar önce 13 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğunu itiraf ettikten birkaç gün sonra kilisede kendini asarak intihar etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İtalyan basınında bugün yer alan haberlere göre, Trieste yakınlarındaki Santa Croce’de görev yapan 48 yaşındaki Papaz Maks Suard, 18 yıl önce 13 yaşındaki bir kıza cinsel tacizde bulunmakla suçlanıyordu. Kilise içindeki soruşturma kapsamında geçen Cumartesi günü suçunu itiraf eden Suard’ın görevden alınması bekleniyordu. Suard, görevden alınmadan önce bir özür mektubu yazmak için kilise yetkililerinden birkaç gün izin istemişti. Suard’ın dün Piskopos Giampaolo Crepaldi ile görüşmesinde görevden resmen el çektirilmesi bekleniyordu. Ancak bu randevu için kiliseye giden Piskopos Crepaldi, kilisenin giyinme odasında Peder Suard’ın asılı haldeki cesedini buldu. Kayıtlara “intihar” olarak geçen olayın ardından kiliseden yapılan açıklamada Peder Suard hakkındaki cinsel taciz soruşturması ve Suard’ın birkaç gün önce bu konudaki itirafı kamuoyuna duyuruldu. Suard’ın soruşturmada “feci eylemlerde” bulunduğunu itiraf ettiği ve hem Tanrı’dan, hem kiliseden, hem de cinsel taciz kurbanından af dilemek için bir mektup yazma talebinde bulunduğu belirtildi. Trieste Piskoposluğu, Suard’ın “yargılanarak insani bir iyileşme göstermeden” ölmüş olmasından üzüntü duyduklarını açıkladı.
KIRŞEHİR seçim sonuçları nasıl çıkar sorusunun yanıtı için 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarına bakmak gerekiyor. Son seçim anketlerine bakıldığında 1 Kasım seçim sonuçları benzer çıkacak görünüyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: KIRŞEHİR 1 Kasım 2015 sabahı milletvekili genel seçimi için sandık başına gitmeye hazırlanırken erken seçim sonuçları büyük merak konusu. Kırşehir seçim sonuçlarının işareti 7 Haziran seçimlerinde gizli. Partilerin 1 Kasım seçimi için Kırşehir milletvekili adayları şu isimlerden oluşuyor; KIRŞEHİR 1 KASIM SEÇİMİ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI Adalet ve Kalkınma Partisi 1- Salih Çetinkaya 2- Mikail Arslan Cumhuriyet Halk Partisi 1- Osman Kök 2- Mehmet Ali Ekici Milliyetçi Hareket Partisi 1- Cemil Yıldırım Türk 2- Eftal Avşar Halkların Demokratik Partisi 1- Onur Şahin 2- Ferdane Şevval Kızıl HANGİ İL KAÇ MİLLETVEKİLİ ÇIKARACAK? 1 Kasım erken seçiminde YSK'nın açıkladığı listeye göre illerin çıkaracağı milletvekili sayısı şu şekilde; "Adana 14, Adıyaman 5, Afyonkarahisar 5, Ağrı 4, Amasya 3, Ankara 32, Antalya 14, Artvin 2, Aydın 7, Balıkesir 8, Bilecik 2, Bingöl 3, Bitlis 3, Bolu 3, Burdur 3, Bursa 18, Çanakkale 4, Çankırı 2, Çorum 4, Denizli 7, Diyarbakır 11, Edirne 3, Elazığ 4, Erzincan 2, Erzurum 6, Eskişehir 6, Gaziantep 12, Giresun 4, Gümüşhane 2, Hakkari 3, Hatay 10, Isparta 4, Mersin 11, İstanbul 88, İzmir 26, Kars 3, Kastamonu 3, Kayseri 9, Kırklareli 3, Kırşehir 2, Kocaeli 11, Konya 14, Kütahya 4, Malatya 6, Manisa 9, Kahramanmaraş 8, Mardin 6, Muğla 6, Muş 3, Nevşehir 3, Niğde 3, Ordu 5, Rize 3, Sakarya 7, Samsun 9, Siirt 3, Sinop 2, Sivas 5, Tekirdağ 6, Tokat 5, Trabzon 6, Tunceli 2, Şanlıurfa 12, Uşak 3, Van 8, Yozgat 4, Zonguldak 5, Aksaray 3, Bayburt 2, Karaman 2, Kırıkkale 3, Batman 4, Şırnak 4, Bartın 2, Ardahan 2, Iğdır 2, Yalova 2, Karabük 2, Kilis 2, Osmaniye 4, Düzce 3" 7 HAZİRAN SEÇİM SONUÇLARI Türkiye'de yapılan 7 Haziran 2015 seçim sonuçları tek başına iktidar devrini sonlandırdı. 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'ne göre Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yüzde 40.8 oy alarak 258 milletvekili çıkarmış ancak bu tek başına hükümet kurmak için yeterli olmadı. CHP yüzde 24.95 oy oranıyla 132 milletvekili kazanırken MHP yüzde 16.29 oy oranıyla 80 milletvekili çıkardı. 7 Haziran seçiminin sürprizi HDP oldu. Barajı rahat bir şekilde geçen HDP yüzde 13.12 oranında oy alarak MHP ile aynı sayıda milletvekiline (80 milletvekili) sahip oldu. 1 KASIM ERKEN SEÇİM SONUÇLARI NASIL ÇIKAR? 8 Haziran sabahında koalisyon tablosuna uyanan Türkiye, hükümet kurma sürecinden sonuç alamayınca tekrar erken seçim kararı aldı.1 Kasım 2015 pazar günü yapılacak erken seçim sonuçları da anketlere bakıldığında tek başına iktidarı işaret etmiyor. Bugüne kadar yapılan anket çalışmalarında AK Parti yüzde 42'lere çıkmış görünse de hükümet kurmak için gereken 276 milletvekili için daha fazla oya ihtiyacı var. 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi bu seçimlerde de kararsızlar sonucu belirleyecek. AK PARTİ KÜSKÜNLERİ 1 KASIM SEÇİMİNDE DÖNER Mİ? Anket şirketlerinin tepe isimlerinin söylemlerine bakıldığında AK Parti'nin küskün seçmeni 8 Haziran sabahı pişman oldu. Yüzde 40'dan anketlerde yüzde 42'ye çıkan oy artışının kaynağı da bu. Son 5 seçimin sonuçlarını tam isabetle bilen Andy-Ar şirketinin sahibi Faruk Acar, 3-6 Ekim'de yaptıkları son anket sonuçlarına göre AK Parti oyunu yüzde 42.6 bulduğunu kaydetti. Faruk Acar'a göre mevcut seçim sonuçlarına bakıldığında AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olması mümkün görünmüyor. Peki AK parti yüzde 42 ile tek başına iktidar olabilir mi? Faruk Acar 'Çok zor ama ihtimal dahilinde" dedi. BİR SEÇİM DAHA OLURSA AK PARTİ PARÇALANIR 1 Kasım seçim sonuçları ile yine tek başına iktidar çıkmadığı taktirde AK Parti bir seçim kararı daha alırsa ne olur? Faruk Acar'ın bu konudaki kehaneti hayli iddialı oldu. Faruk Acar, "Ola ki seçime gittik yükseldik. Bir kere daha gidelim nasıl olsa geliyorlar gibi bir yanılgıyla seçime gidilirse AK Parti parçalanacaktır. AK Parti içinden yeni yapılar mutlaka buna ses çıkaracaklardır. Bunun faturası bir sonraki erken seçimde AK Parti'ye mutlaka kesilir." dedi. ANDY-AR 1 KASIM SON ANKET SONUÇLARI NASIL ÇIKMIŞTI? Andy-Ar tarafından Ekim ayının ilk haftasında yapılan anket sonuçları kamuoyunda hala konuşuluyor. 29 kentte 1764 seçmen ile yapılan anket sonuçlarına göre 1 Kasım seçiminde partilerin oy oranı şu şekilde çıkacak; AK Parti yüzde 42.6 CHP yüzde 27.1 MHP yüzde15.2 HDP yüzde 12.1 Diğer’in oranı % 3 çıktı. METROPOLL - ÖZER SENCAR'IN 1 KASIM SEÇİMİ TAHMİNİ En son seçim anketini yayınlayan Metropoll Araştırma Şirketi Başkanı Özer Sencar ise HDP ile ilgili müthiş iddialarda bulundu. 'HDP'nin iki tane karşıtı var' tespitinde bulunan Özer Sencar PKK ve Kandil'in en büyük karşıt olduğunu söyledi. HDP seçmeninin çözüm sürecinde devlet nezdinde muhatabın Demirtaş ve HDP olmasını istediğini belirten Özer Sencar, 'PKK ve Öcalan'ı istemiyorlar' dedi. İşte bu tablo da Kandil'i en çok rahatsız eden nokta olmuş. 'Selahattin Demirtaş, Dağlıca'dan sonra 'PKK'ya kes sesini bu cinayettir' deseydi bugün yüzde 15 oyu görürdü." KANDİL HDP'Yİ HAZMEDEMİYOR Özer Sencar şunları söyledi; -"HDP'nin 7 Haziran'dan sonra iki tane karşıtı var. 1-Tayyip ve AK Parti... Bu siyasi bir normalitedir. Ama aynı ölçüde iktidar kadar HDP'nin karşıtı Kandil'deki PKK'dır. Onlar HDP'nin arkasından Kürt seçmenin arkasından gitmesini hazmedemediler. Rol ve güç çalındığını düşünüyorlar. Çünkü Kürt seçmen lider olarak Selahattin Demirtaş'ı görmeye başladı. Muhtemelen Demirtaş'ın ensesinde her an soğuk bir namlu duruyordur. Selahattin Demirtaş'ın en büyük hatası Dağlıca olayı olduktan sonra 'sade suya tirit' ikazlar yerine 'PKK'ya kes sesini bu cinayettir' deseydi bugün yüzde 15'i görürdü." 1 KASIM SEÇİM ANKETİ SONUÇLARI Metropoll'ün Ekim ayı anket sonuçlarına göre partilerin oy durumlarını da açıklayan Özer Sencar AK Parti ve CHP'de yükseliş olduğunu, HDP ve MHP oylarında değişim olmadığını söyledi. Özer Sencar son oy durumunu şöyle verdi; -"AK Parti'de geçen aya göre 1 puanlık artış var. Eylül ayında AK Parti yüzde 41.4 çıkmıştı Ekim ayında yüzde 42.5'e çıktı. CHP'de ise eylül ayına göre 1 puanlık azalma var. 7 Haziran seçimine göre AK Parti'de oy artışı 1.6 puan, CHP'de de 1.4 puanlık bir artış var. MHP oylarında ve HDP oylarında bir değişiklik yok. Seçimden bu yana geçen Dağlıca, Suruç ve Ankara gibi çok büyük olaylar yaşanmış olmasına rağmen HDP ve MHP'nin oyunda bir hareket yaratmadı." PARTİLER KAÇ MİLLETVEKİLİ ÇIKARIYOR? Özer Sencar son anket sonuçlarına göre 1 Kasım'da partilerin çıkaracağı milletvekili sayısında değişiklik olacağını söyledi. Buna göre rakamlar şöyle; AK Parti 261 milletvekili CHP 135 milletvekili MHP 77 milletvekili HDP 77 milletvekili AK PARTİ VE CHP OY ARTIŞININ KAYNAĞI NE? Seçmeni en çok etkileyen faktör yüzde 60 ile ekonomi Özer Sencar'a göre AK Parti ve CHP'de 7 Haziran seçimlerine göre oy artışı yaşanmasının sebebi sandığa gitmeyen seçmenler. Sencar "7 Haziran'da AK Partideki muhafazakar seçmenden bir kısmı ihtar vermek ya da burnunu sürtmek için sandığa gitmediler. Kantarın topuzunun bu kadar ağır kaçacağını düşünmediler. Seçimden hemen sonra bu insanlar geri döndüler. AK Parti'deki 1.6 oranlık artış diğer partilerden gelen oylarla değil hala AK Partili olan ancak mesafeli olanların geri dönüşüdür" dedi. TERÖR SEÇİM SONUÇLARINI ETKİLEDİ Mİ? Özer Sencar'a göre Dağlıca'dan Ankara saldırısına kadar yaşanan terör olayları oyların dağılımını etkilemedi. 7 Haziran'dan bugüne kadar yaklaşık 500 kişinin terör kurbanı olduğunu belirten Sencar, "AK Parti, HDP ya da MHP'de bir oy değimi yok. Halk iktidarın da muhalefetin de ne yaptığını iyi biliyor" dedi. Meclis başkanlığını Tayyip Bey alırsa AK Parti-MHP koalisyonu çok yakın görünüyor. AK PARTİ'NİN OYU TAYYİP ERDOĞAN'A BAĞLI AK parti'nin oyunu en çok etkileyenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu belirten Özer Sencar şunları söyledi; "Tayyip Bey'in görev onayı 70'lerden 38'lere indi. Dolayısıyla AK Parti'nin oy seviyesini belirleyen şey Tayyip Bey'in toplumdaki itibarıdır. Anarşiden çok AK Parti'nin oyu Tayyip Bey'e endeksli olduğu için onun oyu artmadığı müddetçe AKP'nin oyu artmaz". KONDA - BEKİR AĞIRDIR'IN 1 KASIM SEÇİM SONUCU TAHMİNİ Son seçim anketi kamuoyuna sızan KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise 1 Kasım seçimine giderken tespit ettiği 'tuhaf' durumu anlattı. Bekir Ağırdır'a göre içerde dehşet bir gaz birikti. Kapıyı kim açıp kontağa basarsa patlayabilir. Yaşanan tüm olaylara rağmen seçmen eğiliminde bir değişiklik olmadığını belirten Bekir Ağırdır 1 Kasım seçimlerinin AK Parti'nin tek başına iktidarının referandumu niteliğinde olacağını söyledi. 1 KASIM SEÇİMİ ÖNCESİ TUHAF TABLO Bekir Ağırdır'ın 1 Kasım seçimine ilişkin en dikkat çeken analizi ise toplumun sürrealist durumu oldu. Bekir Ağırdır ortadaki 'tuhaf' olarak nitelediği ve tüm anket firmaların sebebini araştırdığı durumu şöyle anlattı; Bu seçimde aslında AK Parti'nin tek başına iktidar olup olamayacağını referandum ediyoruz. Hepimizin merakı AK Parti 276 olacak mı olmayacak mı? -"7 Haziran'dan sonra yayınlanan bütün anketlere baktığımızda üç aşağı beş yukarı hepsi aynı tabloyu görüyor. Ankara katliamı olmuş 102 vatandaş ölmüş Konya'daki maçta yuhalama var, 'oh olsun' diyenler var. Toplumun ne kadar sürrealist bir gerçekliği olduğu açık. Buna rağmen oy değişmiyorsa tuhaf bir durum var. Diğer meslektaşlarım da bu tuhaf durumu açıklamanın peşinde. Ne bunu üretiyor? Dışardan bakınca bina aynı duruyor gibi ama içerde dehşet bir gaz birikmesi var. Kapıyı açıp kim kontağa basarsa patlayabilir. Bunun belirtisi ne? 3 rakam söyleyeyim. BİR : Var olan durumu bir siyasi kriz diye değerlendirenlerin oranı yüzde 80. İKİ : Ülkenin yüzde 75'i hem bireysel hem ülke hayatı için önümüzdeki 3 ve 6 ayda büyük bir ekonomik kriz bekliyor. Bu ülkenin 4'te üçü. ÜÇ : Ülkenin üçte ikisi çatışma terör meselesini her an her yere bulaşabilecek bir risk olarak görüyor. Bu bile toplumda nasıl bir basınç birikmesi olduğunu gösteriyor. Buna rağmen oy değişmiyor diyorsak bu sürrealist bir durum. KONDA SEÇİM ANKETİ SONUÇLARI Şirketler için yaptığı KONDA anket sonuçlarının kamuoyuna sızmasıyla ilgili de konuşan Bekir Ağırdır, sözleşme sebebiyle bu anketi ne yalanlayabileceğini ne de doğrulayabileceğini söyledi. Bu anketleri aboneleri olan şirketler için yaptıklarını belirten Bekir Ağırdır, "Bunun aboneleri şirketlerdir. Sözleşmelerim olduğu için bu anketlerle ilgili konuşamamam. Doğrulayamam ya da yalanlayamam. 29 Ekim perşembe günü anketle ilgili açıklama yapacağız" dedi. Dışardan bakınca bina aynı duruyor gibi ama içerde dehşet bir gaz birikmesi var. Kapıyı açıp kim kontağa basarsa patlayabilir. 1 KASIM SEÇİMİNİ NE BELİRLEYECEK? Bekir Ağırdır'a göre 1 Kasım erken seçiminin belirleyicisi 7 Haziran seçiminde sandığa gitmeyen yüzde 13 olacak. Bu seçmenin kime yönelişinin sonuçlara etki edeceğini belirten Bekir Ağırdır, bu seçimde seçmenin yüzde 93'ünün sandığa gitme kararlılığında göründüğünü söyledi. SEÇİME KATILIM ORANININ DÜŞÜK OLMASI KİME YARAR? Bekir Ağırdır'ın analizine göre seçime katılımın düşük olması belirleyici bir etki. Bu AK Parti'nin oyunu düşürebileceği gibi yükseltebilir de... Bekir Ağırdır bu konuda şu bilgileri verdi; "Bir asimetri oluşacak. Bir ihtimal AK Parti'nin de tezi. AK Parti'nin 18 milyon seçmeni gider sandığa, diğerleri eksik katılırsa aynı kesimin oyu (7 Haziran seçiminde) yüzde 40.9 olmuşken, 1 Kasım'da yüzde 42.5 olur. Bunun olması için Kürtlerin bir kısmının veya Türkler'in bir kısmının sandığa gitmemesi lazım. Bu ihtimal zor. Kürtler her birinin kapısına mayın döşense de yine gidecekler. Sonuç olarak katılım asimetrilerden biri gerçekleşirse bütün anket şirketleri yanılmış gibi bir tablo çıkabilir. Bu ihtimal vardır." BİR TARAFTA AK PARTİ-MHP DİĞER TARAFTA CHP-HDP Bekir Ağırdır 1 Kasım seçimiyle ilgili çarpıcı bir tespitte de bulundu. KONDA'nın sahibine göre bu seçimler AK Parti için aynı zamanda bir referandum niteliği taşıyor. Bekir Ağırdır şu tespitte bulunuyor; -"Bu seçimde aslında AK Parti'nin tek başına iktidar olup olamayacağını referandum ediyoruz. Hepimizin merakı AK Parti 276 olacak mı olmayacak mı? Birinci farklılaşma burda oluştu. İkinci farklılaşma da şu : 7 Haziran'da AK Parti'den hem HDP'ye hem MHP'ye geçiş oldu. CHP ile HDP arasında geçişkenlikler vardı. Ama 1 Kasım'da şöyle bir fark yaşıyoruz. AK Parti ile MHP bir tarafta, CHP ile HDP diğer tarafta. Dolayısıyla geçişkenlik AK Parti ile MHP arasında olacak. Bu tarafta da CHP ile HDP arasında olacak."