output
stringlengths
62
421
instruction
stringlengths
497
47.6k
input
stringclasses
1 value
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, hükümet olarak terörle mücadele konusunda BDP hariç muhalefetle görüşebileceklerini söyledi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: . Terörle mücadele konusunda muhalefet partileriyle görüşebileceğini belirten Şahin "BDP ile de görüşecek misiniz?" sorusuna "Bugünkü durumda BDP görüşme takvimine yok" yanıtını verdi. Şahin, gazetecilerin Karadeniz'de terörle mücadele için görevlendirilecek özel birlikle ilgili sorularınaysa "Hem jandarma hem polis birlikleri görev yapacak" şeklinde karşılık verdi. Hopa Emniyet Müdürü ve Jandarma komutanına soruşturma açılmasıyla ilgili olarak da konuşan İçişleri Bakanı "Kusur tespit edilmeden soruşturma başlatılmaz" sözleriyle Emniyet Müdürü ve Jandarma komutanının ihmali bulunduğunu ima etti.
Bu Tarz Benim yarışmasında 7 Kasım akşamı eleme gecesine yarışmanın favori ismi Nur Bozar damga vurdu. Bu Tarz Benim'de elenen isim Nur Bozar oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bu Tarz Benim'in 15 Kasım akşamı yayınlanan son bölümüne yarışmanın favori ismi Nur Bozar'ın yarışmadan ayrılma kararı damga vurdu. Bu Tarz Benim'den bu hafta Nur Bozar elendi. Yaşanan kavgalara daha fazla dayanamadığını söyleyen Nur Bozar, kritik bir haftada yarışmaya hazırlanmadan çıktı. Nur "En az puanı alıp elenmek istiyorum" dedi. Nur Yerlitaş'ın pes etme uyarısına karşın Bozar şunları söyledi: "Yarışmaya olan inancımı kaybettim. Bu yarışmaya gelme istediğim kalmadı." NUR BOZAR'IN ELENME ANI Nur Bozar'ın ayrılma isteğine karşın Nur Yerlitaş ve Uğurkan Erez, Nur'a 3'er puan verdi. Kemal Doğulu ile Ivana Sert de Nur Bozar'a 1'er puan verdi. Nihat Doğan ise Nur Bozar'a 'sıfır puan' verdi. DOĞULU'YA SERT ÇIKTI Doğulu'nun Nur Bozar'a 'Teklif aldın gidiyorsun' imaları ise Nur'u sinirlendirdi. "İmada bulunuyorsunuz. Yorumunuz gereksiz." ÖYKÜ SERTER AĞLADI Nur Bozar'ın kararı sonrası ağır dille eleştiren Nihat Doğan'ın sözleri Öykü Serter'i de ağlattı. İKİZLER Mİ NUR BOZAR MI ELENDİ? Bu Tarz Benim eleme gecesinde son ikiye İkizler ve Nur Bozar kaldı. Bu Tarz Benim'den Nur Bozar elendi. Show TV'de yayınlanan Bu Tarz Benim'in eleme gecesinde konsept 1980'lerdi. Nihat Doğan'ın konuk jüri olduğu Bu Tarz Benim'in eleme gecesi Ivana Sert'in 80'ler konseptli dans şovuyla başladı. NİHAT DOĞAN NURELLA'NIN ELİNİ ÖPTÜ Nihat Doğan, Bu Tarz Benim'in olay jüri üyesi Nur Yerlitaş'a 'Kraliçem' diye hitap etti. Doğan, jüri koltuğuna oturmadan önce Nur Yerlitaş'ın elini öpüp, başına koydu. Nur Yerlitaş ise Nihat Doğan'a 'beni rezil ettin' diye tepki gösterdi. Nihat Doğan diğer jüri üyelerine ise 'çadılar' diye seslendi. NUR YERLİTAŞ'TAN ORYANTAL ŞOV 1980'lerde genç bir modacı olduğunu söyleyen Nur Yerlitaş, '80'lerde bavul ticareti yapan bir tıfıldım' itirafında bulundu. Yerlitaş daha sonra oryantal şov yaptı. İKİZLERE 3.5'TAN 4 Nihat Doğan'dan Bu Tarz Benim'in ikizleri Ayşen ve Nurşen'e 3.5'tan 4 puan geldi. Doğan, ikizlerin kostümünü fazla seksi buldu. OLAY ÖZLEM'DEN OLAY KOSTÜM Özlem'in 80'ler tarzı jüri üyelerinin beğenisi alamadı. En sert yorum ise Nihat Doğan'dan geldi. Doğan, "Cadılar Bayramı partisi var da sanki..." dedi. Nur Yerlitaş'ın ısrarı üzerine Hint dansı yapan Özlem'e Nihat Doğan, "Hintliler hintli olalı böyle zulüm görmedi" yorumunda bulundu.
Atatürk Havalimanı apronunda kaybolan ‘Pamuk’ isimli kedi için Atatürk Havalimanı apronunun çevresine içinde kedi yemi olan kafesler kuruldu...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Atatürk Havalimanı apronunda kaybolan ‘Pamuk’ isimli kedi için Atatürk Havalimanı apronunun çevresine içinde kedi yemi olan kafesler kuruldu. Bulunan kediler Bakırköy Belediyesi’ne teslim edilecek. Bir haftadır apronda kaybolan kedisinin bulunması için bekleyişini sürdüren Bahar Çınar’a yine kedisini kaybeden Tijen Karslı da katılmıştı. Geçtiğimiz günlerde Genç Denizciler Dayanışma Derneği’nden(GEDDAD) arama ve kurtarma ekibince termal kameralarla "Pamuk" aranırken şimdi de kaybolan kedilerin bulunması için apronun çeşitli noktalarına 4 kafes yerleştirildi. İçinde yemlerin bulunduğu kafesler, kaybolan kedilerin bulunması adına özel uçakların kullandığı Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali’ne yakın aprondaki bazı noktalara kuruldu. Özellikle kullanılmayan bir uçağın iniş takımlarının yanına dahi kurulan kafesler, DHMİ Atatürk Havalimanı Başmüdürlüğü apron yönetimi servisi personeli tarafından sürekli kontrol ediliyor. Bulunan kediler Bakırköy Belediyesi’ne teslim edilecek. İç hatlar terminalinde kedisinin akıbeti için hala nöbet tutan Bahar Çınar da geçtiğimiz günlerde aprondaki aramaya katılmıştı. Kedisinin adını apronda seslenen Çınar eve eli boş dönmüştü. (İHA)
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK’lılar tarafından kaçırılmasının ardından Şanlıurfa’ya gelen CHP’li 8 milletvekili, temaslarını yakın koruma polisler eşliğinde sürdürüyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çeşitli temas ve incelemelerde bulunmak üzere dün Şanlıurfa’ya gelen 8 milletvekili, kent merkezi ve ilçelerde vatandaşlarla bir araya geliyor. CHP’lilerin kentteki konvoyuna trafik polisleri eskortluk yaparken, vatandaşlarla yapılan görüşmeleri sırasında da Güvenlik Şube polisleri tarafından yakından korunuyor. Polislerin korumasında temaslarını sürdüren CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ve Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ ziyaret ettikleri CHP il binasında basın toplantısı düzenledi. 'İKTİDAR SURİYE’DEKİ İÇ KARIŞIKLIĞA ÖN AYAK OLDU' Toplantıda konuşan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Suriye’de devam eden iç karışıklığa Ak Parti iktidarının ön ayak olduğunu iddia etti. Türkiye’nin sürekli dış devletlerin teröre yardım ettiğine yönelik şikayette bulunduğunu ancak Suriye’de bu kez aynı uygulamayı kendisinin yaptığını ileri süren Tanal, şöyle konuştu: "Ramazan ayında Müslüman’ın Müslüman’ı öldürmemesi gerekirken Suriye’de, AKP iktidarı orada iç karışıklıklara, huzurun barışın bozulmasına adeta ön ayak olmaktadır. Biz ilk önce iğneyi kendimize batıralım, çuvaldızı başkasına batırırız. Eğer Türkiye’deki terörün azmasıyla ilgili yabancı devletler yardım ettiği, silah gönderdikleri, sınır kapılarını açtıkları zaman 'Bu BM sözleşmesinin 4’üncü maddesi uyarınca bu bir savaş ilan sebebidir' diyoruz. Ancak bugün görebildiğimiz manzaraya göre; Türkiye kendi iç güvenliğini bırakmış adeta Suriye’nin rejimini değiştirmeye çalışıyor. Nasıl başka bir ülkenin bizim iç işlerimize karışmasını istemiyorsak, Türkiye’deki rejimin değişikliğine karşı çıkıyor isek aynı şekilde Suriye’deki rejimin de değişikliği Türkiye’nin işi değildir. Türkiye’nin onların iç işlerine karışmamasını söylüyoruz." SU ELEŞTİRİSİ Tanal, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kerkük’e yönelik ziyaretinin vize engeline takılmasını da eleştirdi ve "Milletvekillerinin vize muafiyeti var. Vize çıkmadı diyorlar. Başbakan her tarafa gidiyor bunu Başbakan'a sormak lazım" dedi. CHP’li Tanal, iktidarın Türkiye’ye sığınan Suriyelilere hazır su dağıtırken, Şanlıurfa’da halen susuz köyler bulunduğunu ve bunun iktidarın ayıbı olduğunu ifade etti. Tanal, Şanlıurfa Belediyesi tarafından kentteki caddelere park edilen araçlardan alınan otopark ücretinin de usulsüz olduğunu ve kayıt dışı gelir elde edildiğini söyleyerek yetkili kurumları harekete geçmeye çağırdı. CHP’li milletvekilleri düzenledikleri basın toplantısının ardından parti binasından ayrıldı.
Brand Finance, 2014 yılı ’Dünyanın En Değerli 50 Futbol Kulübü Markası’nı açıkladı. göre, değeri 141 milyon dolar olan Galatasaray 17. sıras...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Brand Finance, 2014 yılı ’Dünyanın En Değerli 50 Futbol Kulübü Markası’nı açıkladı. göre, değeri 141 milyon dolar olan Galatasaray 17. sırasında yer aldı. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’nin kulüplerin maç hasılatı, lisans hakkı ve sponsorluk kazançlarını dikkate alarak yaptığı araştırmasına göre Bayern Münih, 896 milyon dolarlık marka değeriyle dünyanın marka değeri en yüksek kulübü oldu. Listede ilk 20’ye tek Türk takımı girdi. Galatasaray, 141 milyon dolarlık marka değeriyle 17. sırada yer aldı. Brand Finance’nin ’Dünyanın En Değerli 50 Futbol Kulübü Markası’nda yer alan diğer takımlar şöyle: KULÜPLER MARKA DEĞERİ (MİLYON-EURO) 1-Bayern Munich 896 2-Real Madrid 768 3-Manchester United 739 4-FC Barcelona 622 5-Manchester City 510 6-Arsenal 505 7-Chelsea 502 8-Liverpool 469 9-Borussia Dortmund 327 10-Paris Saint-Germain FC 324 11-Schalke 04 313 12-Tottenham 248 13-Juventus 247 14-AC Milan 236 15-Inter Milan 152 16-Ajax 149 17-Galatasaray 141 18-Hamburg SV 138 19-Atlético de Madrid 126 20-Everton 121 21-SSC Napoli 121 22-Bayer 04 Leverkusen 116 23-Aston Villa 115 24-West Ham United FC 112 25-Olympique Lyonnais 110 26-AS Roma 108 27-Newcastle United 102 28-VFB Stuttgart 102 29-Valencia CF 99 30-Werder Bremen 94 31-Sunderland AFC 93 32-Olympique de Marseille 91 33-VfL Wolfsburg 91 34-Fenerbahçe SK 87 35-SC Corinthians Paulista 87 36-LOSC Lille Métropole 84 37-Celtic 84 38-SL Benfica 83 39-Sevilla FC 77 40-Southampton 76 41-Stoke City FC 75 42-West Bromwich Albion FC 74 43-Beşiktaş JK 70 44-SS Lazio 62 45-PSV Eindhoven 59 46-Santos 58 47-FC Girondins do Bordeaux 56 48-São Paulo FC 54 49-CR Flamengo 50 50-Fulham FC 49 (İHA)
Yalova'da, 82 yaşındaki kadına cinsel saldırıda bulunduğu ve darp ettiği iddiasıyla gözaltına alınan kişi, tutuklandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İddiaya göre, Fevzi Çakmak Mahallesi'nde yalnız yaşayan İ.C'nin (82) evine hırsızlık amacıyla giren D.Z (52), yaşlı kadına tecavüz girişiminde bulundu. Yaşlı kadının direnmesi üzerine D.Z, İ.C'yi darp edip, parmağındaki altın yüzüğü zorla alarak, kaçtı. Yaşlı kadının şikayeti üzerine, Yalova Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Zanlının altın yüzüğü satma ihtimaline karşı, il merkezindeki kuyumculara sivil polisler yerleştirildi. Polis ekipleri, İstanbul Caddesi'ndeki bir kuyumcudan çıkan D.Z'yi şüphe üzerine takibe aldı. İzlendiğini fark eden D.Z, çaldığı altın yüzüğü mazgala atmaya çalışırken yakalandı. Hırsızlık suçundan sabıkası olduğu öğrenilen D.Z, emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. D.Z, çıkarıldığı mahkemece ''Cinsel saldırı, yağma, konut dokunulmazlığının ihlali ve kasten yaralama'' suçlarından tutuklandı.ü CANSIZ MANKENLERİ GERÇEK SANINCA... HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN [PAGE] GİYİM MAĞZASINA DALDI Şanlıurfa'da, yönetimindeki cipin direksiyon kontrolünü yitiren sürücü, yol kenarındaki ATM cihazına çarptıktan sonra giyim mağazasına girdi. Şans eseri kazada can kaybı olmazken, vitrinin yıkılmasıyla cipin altında kalan cansız mankenleri gören sürücü, ölüme neden olduğunu sanarak panikle kaçtı. Kaza, dün gece geç saatlerinde Atatürk Bulvarı'nda meydana geldi. Şanlıurfa'nın zengin çiftçi ailelerine mensup Ali B. yönetimindeki 06 EKA 01 plakalı cipiyle giderken Abide Kavşağı'nda yol yapım çalışması nedeniyle yolun bariyerlerle kapatılmasını fark edemeyince aniden direksiyonunu kırdı. Araç, kaldırım üzerinde bulunan bir bankaya ait ATM cihazına, ardından bir giyim mağazasına girdi. Mağaza ve araçta hasarın oluştuğu kazada şans eseri can kaybı olmadı. Kaza nedeniyle kısa süreli şoka giren Ali B., yıkılan vitrinden düşüp aracın altında ezilen cansız mankenleri gerçek sanıp ölüme neden olduğunu sanarak panikle kaçtı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis, güvenlik önlemlerini alırken, sürücüyü bulmak için arama yaptı. Polis bir süre sonra cipin sahibi Ali B.'yi gözaltına aldı. Sarayönü Polis Merkezi'ne götürülüp ifadesi alınan Ali B., savcının talimatıyla serbest bırakılırken soruşturma sürdürülüyor. MUŞ'TA UYUŞTURUCU OPERASYONU HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN [PAGE]MEYVE KUTULARININ İÇİNDEN EROİN ÇIKTI Muş'ta 7 kilogram 900 gram eroin ele geçirildi. İl Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Muş-Bitlis karayolu üzerindeki uygulama noktasında durdurulan bir yolcu otobüsünde seyahat eden E.A. isimli şahsın valizlerinde yapılan aramalarda meyve kutularının içerisinde gizlenmiş vaziyette 2 kilogram 87 gram eroin ele geçirilirken, aynı uygulama noktasında bir başka yolcu otobüsünde yolcu olarak seyahat eden M.Ş.Ş. isimli şahsa ait valizde yapılan aramada da toplam 5 kilo 800 gram eroin yakalandı. Her iki operasyonda gözaltına alınan zanlılardan M.Ş.Ş. tutuklanarak Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulurken, E.A. isimli şahıs da, 'Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti, Uyuşturucu Madde Bulundurmak, Nakletmek' suçu kapsamında işlem yapılarak Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi. Muş'da İl Emniyet Müdürlüğü'nün açıkladığı verilere göre son bir yıl içinde; 39 kilo 192 gram eroin, 104 kilo 683 gram kubar esrar, 10 kilo 380 gram toz esrar, 1 kilo 975 gram takoz esrar maddesi ile, 222 adet extacy hap ve 988 gram afyon sakızı ele geçirildiği ve toplam 39 şahsın tutuklandı
2009'da bahis soruşturmasını başlatan dönemin Sarıyer Savcısı Fazıl Arslanalp'in fotoğrafları şike iddianemesinde.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Savcı, 5 Nisan'da Mosturoğlu'na, Almanya'dan belgelerin geldiğini söyledi ve Avukat Dinç'i yanına istedi. Önce Dinç ile sonra Yıldırım ile görüştü. Arslanalp, 18 Mayıs'ta da Dinç'le Tarabya'da görüştü. Görüşmeyle ilgili Dinç, Mosturoğlu'na bilgi verdi. Bu görüşme trafiği polis kamerasıyla kaydedildi. Almanya Bochum Savcılığı'nın gönderdiği belgeler üzerine Türkiye'deki şike soruşturmasını yürüten dönemin Sarıyer Cumhuriyet Savcısı Fazıl Arslanalp'in, İstanbul özel yetkili savcılığın yürüttüğü şike soruşturmasında kameralı polis takibine takıldığı ortaya çıktı. Görüntüler, polisin şikeye ilişkin soruşturma fezlekesinde yer aldı. Hürriyet'in haberine göre, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'la Fenerbahçe Kulübü'nde görüşen ve bu görüşmeden sonra Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç'le Todori Tesisleri'ne geçerek yemek yiyen Arslanalp'le ilgili dosyada, "X şahsın Cumhuriyet Savcısı Fazıl Arslanalp olduğunun değerlendirildiği" bilgisine yer verildi. Şekip Mosturoğlu, Başkan Aziz Yıldırım'ı arayıp aldığı bilgileri verdi. ALMANYA'DAN BELGELER GELDİ Fezlekedeki iddiaya göre geçen yaz, Bakırköy Başsavcıvekili olarak atanan Fazıl Arslanalp, Sarıyer'de şike soruşturmasını yürüttüğü dönem olan 5 Nisan 2011 günü Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nu arayarak, Almanya'dan bazı belgelerin geldiğini söyledi ve avukat Sami Dinç'in yanına gelmesini istedi. Dinç, savcıyla görüştü, ardından bu görüşmeyi Mosturoğlu'na aktardı. Mosturoğlu da Aziz Yıldırım'ı arayıp aldığı bilgileri verdi. Bu görüşmelerin ardından Fazıl Arslanalp, 2 Mayıs 2011 günü Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe Spor Kulübü'nde ziyaret etti. Dosyada 'İllegal girişimlerde bulundukları anlaşılmıştır' denildi. Bu görüşmede Mosturoğlu ve Dinç de hazır bulundu. Görüşme sonrasında Arslanalp, Mosturoğlu ve Dinç kulüpten birlikte çıkarak F.Bahçe Todori Tesisleri'ne gitti ve burada yemek yedi. Aziz Yıldırım ise bu yemeğe Arslanalp'la birlikte görünmemek için katılmadı. 18 Mayıs 2011 günü Arslanalp, Dinç'le Tarabya'da görüştü. Bu görüşmeyle ilgili de Dinç, Mosturoğlu'na bilgi verdi. Bu görüşme trafiği telefon dinlemesine yansıdı ve kamerayla kayıt altına alındı. Dosyada, "Soruşturmamız kapsamında yapılan çalışmalarda Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç'in Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen şike soruşturmasını etkileme amacıyla birtakım illegal girişimlerde bulundukları anlaşılmıştır" deniliyor. O SORUŞTURMA NEYDİ? Savcı Fazıl Arslanalp, Bochum Savcısı Andreas Bachmann'ın verdiği 600 sayfalık belge ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün yürüttüğü çalışma üzerine 2009 yılı yaz aylarında soruşturma başlatmıştı. Soruşturma 2010 yılının mart ayında operasyona dönüşmüştü. Bu operasyonda aralarında eski Galatasaraylı futbolcular Arif Erdem ve Fatih Akyel'in de bulunduğu 71 kişi gözaltına alınmıştı. Savcı Arslanalp'in hazırladığı iddianamede sanıkların uluslararası bahis ticareti yapan bir örgütün faaliyetleri çerçevesinde Türkiye'de oynanan bazı futbol karşılaşmalarıyla ilgili manipülasyon yapılması eylemine karıştıkları iddia edilmişti. Dava, Beyoğlu 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. Yıldırım, Savcı Öz ile görüştürülmedi Başkan, Zekeriya Öz'ü ziyarete gittiğini ancak görüşemediğini ama bir gazetecinin Öz'ün yanına gitmesine sitem etti. Futbolda şike iddialarına ilişkin davada silahsız örgüt yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın mahkeme kararıyla dinlenen çok sayıda telefon görüşmesi de davanın delilleri arasında yer aldı. 5 Nisan 2011'de Şekip Mosturoğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde şike soruşturmasını başlattıktan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili olan Zekeriya Öz'ü ziyarete gittiğini ancak görüşemediğini anlatan Yıldırım, aynı anda bir gazetecinin Öz'ün yanına gitmesine sitem etti
Sinema dünyasının en saygın ödülü olarak görülen Oscar Ödülleri, 87. kez sahiplerini buldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Oscar'da En İyi Film ödülünü Birdman, En İyi Yönetmen ödülünü Alejandro G. Inarrutu (Birdman), En İyi Erkek Oyuncu ödülünü Eddie Redmayne (The Teheory of Everything) En iyi Kadın Oyuncu ödülünü de Julianne Moore (Still Alice) kazandı. Sinema dünyasının en saygın ödülü olarak görülen Oscar Ödülleri, California eyaletine bağlı Los Angeles kentindeki, Hollywood Kodak Tiyatrosu'nda düzenlenen törenle, 87. kez sahiplerini buldu. Sunuculuğunu ünlü oyuncu Neil Patrick Harris'in yaptığı görkemli gecede, En İyi Film ödülünü Birdman, En İyi Yönetmen ödülünü Alejandro G. Inarrutu (Birdman), En İyi Erkek Oyuncu ödülünü Eddie Redmayne (The Teheory of Everything) En iyi Kadın Oyuncu ödülünü de Julianne Moore (Still Alice) kazandı. 87. Oscar'da ödül alan isimler: EN İYİ YÖNETMEN: Alejandro G. Inarrutu (Birdman) EN İYİ ERKEK OYUNCU: Eddie Redmayne (The Theory of Everything) EN İYİ KADIN OYUNCU: Julianne Moore (Still Alice) EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU: J.K Simmons (Whiplash) EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU: Patricia Arquette (Boyhood) EN İYİ KOSTÜM TASARIMI: The Grand Budapest Hotel EN İYİ ÖZGÜN SENARYO: Birdman (Alejandro G. Iñárritu, Nicolás Giacobone, Alexander Dinelaris, Jr. & Armando Bo) EN İYİ MAKYAJ VE SAÇ: The Grand Budapest Hotel YABANCI DİLDEKİ EN İYİ FİLM: IDA (Polonya) EN İYİ KISA FİLM: The Phone Call (Mat Kirkby, James Lucas) EN İYİ KISA BELGESEL: Veterans Press 1 EN İYİ BELGESEL: Citizenfour EN İYİ UYARLAMA SENARYO: The Imitation Game (Graham Moore) EN İYİ ORİJİNAL FİLM MÜZİĞİ: Glory, "Selma" (John Stephens and Lonnie Lynn) EN İYİ ORİJİNAL ŞARKI: The Grand Budapest Hotel (Alexandre Desplat)
Hakkari’de 2010 yılında yaşanan ‘kasten öldürme’ olayının şüphelisi, kahvehanede çay içerken gözaltına alındı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Hakkari’nin Geçitli köyünde arazi ve mera anlaşmazlığı yüzünden F.D. isimli kişinin silahla öldürülmesi olayının şüphelisi olarak aranan ve aynı zamanda PKK/KCK'lı olduğu ifade edilen şüpheli R.K.’nın, Van’daki akrabalarını ziyarete geleceğinin bilgisi alındığı belirtildi. Bunun üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerince, şüphelinin yakalanmasına yönelik yapılan sokak ve istihbari çalışmalar sonucu R.K.’nın İpekyolu ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’ndeki bir çay ocağında olduğu tespit edildi. Harekete geçen polis ekipleri, 22 Aralık 2017 günü saat 15.30 sıralarında yapılan operasyonda A.K. adına düzenlenmiş sahte kimlik kullanan şüpheli R.K.’yı gözaltına aldı. Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesince ‘kasten öldürme’ suçundan 25 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan şüpheli R.K., çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı. (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.)
Saldırıya hazırlanan PKK'lılar insansız hava aracı ANKA tarafından tespit edilerek büyük bir facianın önüne geçildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Terör örgütü PKK'nın Hakkâri'nin Şemdinli ilçesini ele geçirme planı boşa çıktı. A Haber Güvenlik Danışmanı Mete Yarar , 6 havan, 6 doçka ve 500 civarı teröristle Şemdinli"ye geldiklerini iddia etti. Örgütün halkla devleti karşı karşıya getirme girişimi, güvenlik güçlerinin dikkati sayesinde engellendi. Zaman gazetesinde yer alan Şemdinli ilçe merkezindeki evlere militan yerleştirerek güvenlik güçlerine her evden ateş açılmasını planlayan PKK, şehrin etrafındaki tepelere de ağır makineli silahlar yerleştirmeyi hedefledi. Bir taraftan Şemdinli halkıyla devlet karşı karşıya getirilecek, diğer yandan güvenlik güçleri sürekli ateş altında tutulacaktı. İLÇE MERKEZİNE PKK BAYRAĞI ASACAKLARDI Devlet kurumlarını ele geçirmeyi planlayan teröristler, ilçe merkezine PKK bayrağı asacaktı. Bu planın hayata geçirilmesi için 70-80 kişilik bir terörist grup Şemdinli'ye geldi. Şehirde olağan dışı bir hareketlilik gözlemleyen güvenlik güçleri, bütün kepenklerin aniden kapatılmasından da şüphelendi. Daha önce güvenlik güçlerine teslim olan bazı PKK'lıların verdiği bilgiler de dikkate alınınca alarma geçildi. İnsansız hava araçları bölgeyi gözetim altına aldı. Terör örgütünün Kuzey Irak'taki kamplarından Türkiye'ye doğru bir hareketlenme tespit edildi. Aynı gün Şemdinli ilçesine 15 km uzaklıktaki Bağlar köyü Nehri bölgesinde de PKK'lılar yol kesme ve kimlik kontrolü eylemi yaptı. Örgütün, dikkatleri köylere çekerek sınır geçişini kolaylaştırma stratejisi izlediği anlaşılınca iki yönlü operasyon başlatıldı. KÖYLERE GİZLENDİLER Özel timler, 6 yıl aradan sonra, Türkiye-İran ve Irak üçgenini kapsayan Derecik ve Anadağ arasında bulunan derin vadiye indi. Bölgedeki teröristlerden 15'i etkisiz hale getirildi. Helikopterler ve savaş uçakları da, ANKA'ların belirlediği hedeflere bomba yağdırdı. Şemdinli'nin etrafındaki tepelerde konuşlanmak üzere Kuzey Irak'tan yola çıkan terörist unsurlar, amaçlarına ulaşamadan etkisiz hale getirildi. Şemdinli'nin etrafındaki alanlarda sıkışan teröristlerle güvenlik güçleri arasında ise bir haftadan beri çatışmalar aralıklarla devam ediyor. Kuzey Irak'a kaçmaları halinde imha edileceklerini düşünen teröristler, köylere gizlenerek bölgede kalmayı tercih ediyor. İRAN, IRAK VE SURİYE'DEN "SURİYE'YE KARIŞMA" MESAJI Öte yandan Sabah gazetesinde Şemdinli hakkında çarpıcı bir tespit yer aldı. A Haber Güvenlik Danışmanı Mete Yarar Şemdinli'deki provakasyon girişimleriyle ilgili kritik değerlendirmelerde bulundu. İran'ın öncülüğünde Irak ve Suriye'nin PKK'ya destek verdiğine dikkat çeken Yarar, şunları söyledi: 6 HAVAN 6 DOÇKA 500 CİVARI TERÖRİST "Şemdinli'de Suriye'deki olayların benzerini yaratıp 'Kendi ülkeni kontrol edemiyorsun. Başka ülkelerin içişlerine neden karışıyorsun' algısı yaratmak istiyorlar. Örgütün amacı küçük bir yerin, askeri birliğin ya da devlet dairelerin kontrolünü ele geçirip PKK bayrağı dikmek. İlk kez bu kadar kalabalık bir grupla saldırı yapıyor. 6 havan, 6 doçka 500 civarı terörist. 150 ASKERİ ÖLDÜRMEYİ PLANLIYORLARDI 150 askeri öldürmeyi 50 askeri kaçırma hesapları yapıp kaos yaratmak istiyorlar. Bir başkaldırı hareketi planlanıyor. Türkiye akıllıca hareket edip, bu oyunu deşifre etmeli. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve Güvenlik Zirvesi'nde ishitbarat örgütlerinin getirdiği bilgileri, belgeleri ve gelişmeleri kontrollü bir şekilde kamuoyuyla paylaşarak planı bozmalı. Türkiye'nin Suriye konusunda üstlendiği rolden rahatsız olan bazı Avpura ülkelerinin de bunu açıktan olmasa da desteklediği çok açık bir gerçek."
"İmralı ile görüşülebilir" diyen Başbakan Erdoğan, terör ya da Kürt sorununa ilişkin yeni bir dil mi geliştiriyor?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Oktay Sağlam İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan'ın "Oslo" çıkışıyla AK Parti 4. Olağan Kongresi'nde anlatacağı "yeni Türkiye" hedefi arasında paralellik var. Erdoğan, silah bıraktırma adına PKK'ya karşı her türlü silahı kullanıyor buna "Oslo görüşmeleri" de dahil. KONGRE ÖNCESİ MANEVRA Başbakan Erdoğan'ın Oslo sürecine geri dönüş sinyali vermesi kamuoyunun gündeminde. "Bu adımları biz yine İmralı içinde Oslo için de yaparız" diyen Erdoğan'ın çıkışı nasıl okunmalı? "Terörle mücedelede inisiyatifin devlette olduğu görüşme olacaksa da bu adımı devlet atar" mesajını vermek olarak da okunabilir. Kandil'in kafasını karıştırmak, artan terör saldırılarının hızını düşürmek olarak da görülebilir. Tüm bunların "güçlü Türkiye" algısının aşılanacağı kongre öncesinde gelmesi anlamlı. Sözün özü 2023 planlarını hazırlayan Erdoğan ve ekibinin yol haritasında PKK'ya yer yok. SİLAH BIRAKTIRMA CHP ve MHP'nin "PKK'yı bir güç olarak muhatap aldılar" suçlamasına karşılık Erdoğan, PKK'ya silah bıraktırma yönünde devletin enstrümanlarını kullandığını ısrarla söylüyor. MİT'in PKK ile görüşmesi de bu anlayış doğrultusunda yapıldı. Erdoğan'ın dün akşam NTV'de yaptığı şu açıklamalar terör politikasına ilişkin ipuçları taşıyor: "Eğer bölücü örgüt silahı bırakacaksa bizlerde iktidar olarak bu operasyonları minimize ederiz ama askerinde polisinde silahı bırakması gibi birşey söz konusu olamaz." Dolayısıyla bu cümle "PKK şartsız silah bıraksın" şeklinde okunuyor. Yine Erdoğan'ın satır araları okunduğunda niyetin o yapıyı "tanıma" değil "dağıtma" olduğu anlaşılıyor. BDP'Yİ MASADAN ATTI Erdoğan'ın PKK'nın uzantısı olarak gördüğü BDP'ye yönelik öfke demeçleri de iktidarın soruna bakışını yansıtması açısından önemli. "Terörle mücadele siyasetle müzakere" söyleminin bir ayağını oluşturması gereken BDP, Erdoğan'ın ajandasında yok. BDP için kullandığı "terör ile kim iç içe bu önemli, terörle iç içe olanla ben neyi konuşacağım?" ifadesi hem PKK'ya hem de BDP'ye olan bakışını yansıtıyor. "UZANTI" VE "EFENDİ" Dün akşam yine Erdoğan'ın"Artık siyasi uzantılarla müzakere noktasında değilim" sözü aslında yeni bir söz değil. Kamuoyu zaten Erdoğan'ın BDP hakkındaki ağır laflarına yıllardır alışık. "Etkisiz aktör" BDP'yi masaya çağırmayan Erdoğan, "efendisi" olarak nitelediği PKK ile neyin pazarlığını yapabilir? Dahası Erdoğan, "Ben bunlarla konuştuğum zaman şehit anneleri onlarla masada beni gördüğü zaman ne der?" diye soruyor. Üstelik bunca şehit cenazeleri ve seçimler yaklaşırken... "KENDİ GÖBEĞİNİ KESMEK" Peki "güven" ortamının olmadığı ortamda PKK silah bırakır mı? Soruya bu aşamada kolaylıkla "hayır" demek yanlış olmaz. Çok değil 4 gün önce terör örgütüne yakın bir siteye konuşan Cemil Bayık, "kendi göbeğini kendisi kesmek"ten bahsetti. Seçmeli dersin anadilde eğitim talebini yozlaştırmak olduğunu savunan Bayık'ın "Artık oyalama, aldatma, zaman kazanma zamanı değil, köklü çözüm yaratma zamanıdır" şeklindeki sözleri dikkat çeki. PKK, AK Parti'nin adımlarını "oyalama" ve davanın" içini "boşaltma" çabası içinde olmakla eş değer tanımlıyor. SİLAH OLMAZSA PKK OLMAZ Dahası dış konjonktür Suriye'de PKK'ya yeni alanlar açmışken. Örgütün lider kadrosu, silahların bırakılmasını çözüme ulaşmanın önşartı değil, müzakereyle varılacak bir uzlaşmanın sonucu olarak değerlendiriyorlar. PKK silahlı güçlerini kendi "güvencesi" olarak görüyor. Öcalan'ın ev hapsi, "yeni statü"nün Anayasal hakka kavuşması gibi adımlar resmiyete dökülmeden silahların teslimi mümkün değil.
İngiliz Parlamentosu Kamu Hesapları Komitesi'nin, ülke çapında yaptığı araştırmanın sonuçları açıklandı. Komitenin raporuna göre, ülkede evsizliğin “ulusal kriz” halini aldığını bildirildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiltere’de 9 binden fazla kişi sokakta, 78 bin aile de geçici barınaklarda yaşıyor. Geçici barınaklarda kalan çocukların sayısı da 120 bini buluyor. "İngiltere’de evsizlik ulusal kriz boyutuna ulaşmış durumda.” ifadesi kullanılan raporda, sorunun boyutlarının özellikle 7 yılda hızla büyüdüğüne işaret edildi. Rapora göre, 2011’den bugüne sokakta yaşayanların sayısı yüzde 134, geçici barınaklarda kalanların sayısı ise yüzde 63 arttı. Komite, evini kaybettiği veya kira ödeyemez hale geldiği için akrabalarının yanına sığınanların ise bu sayılara dahil olmayan “gizli evsizliği” oluşturduğu tespitine yer verdi. Hükümetin sokakta yaşayanların sayısını 2027’de sıfıra indirmeyi planladığı hatırlatılan raporda, mevcut koşulların sürmesi halinde ise sayının bir yıl içinde yüzde 76 artabileceği uyarısı yapıldı. Rapora göre, İngiltere'de sokakta yaşayanların ortalama ömrü 47 yıl, şiddet suçu kurbanı olma ihtimalleri de sıradan vatandaşlara kıyasla 17 kat fazla. UTANÇ VERİCİ BİR BAŞARISIZLIK; Komite Başkanı İşçi Partisi Milletvekili Mg Hiller, raporla ilgili yaptığı değerlendirmede, hükümetin evsizlik sorununa yönelik politikasını "utanç verici başarısızlık" diye nitelendirdi. İngiliz hükümetinin evsizlik sorununun beraberinde getirdiği gerçek maliyetleri ölçme ve anlama konusunda daha fazla şey yapması gerektiğini belirten Hiller, özellikle ucuz konut üretiminin önemine dikkati çekti. Sivil toplum kuruluşları ülkedeki evsizlik ve sokakta yaşama sorununun resmi sayıların gösterdiğinden daha büyük olduğunu savunuyor. Evsizlere yönelik çalışmalar yürüten hayır kuruluşu St Mungo'ya göre sadece başkent Londra'da sokakta yaşayanların sayısı 9 bini buluyor. Ülkede sokakta yaşayanların yüzde 17'si Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin, yüzde 5'i AB dışı ülkelerin vatandaşlarından oluşuyor. Sokakta yaşayanların yüzde 12'sini kadınlar, yüzde 7'sini de 25 yaşın altındaki gençler oluşturuyor.
BDP lideri Selahattin Demirtaş, PKK ile BDP'nin ayrı örgütler olduğunu söyledi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP ile PKK'nın ayrı örgütler olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ın dünkü konuşmasındaki sözlerini de eleştiren Demirtaş, Başbakan'ın BDP'yi terörist ilan ettiğini savundu. Grup Başkanı Demirtaş gazetecilere yaptığı açıklamada, BDP'nin bir demokratik sistemde olması gerektiği kadar şiddetle arasına net ve kesin bir ifade koyduğunu söyledi. Demirtaş, ''BDP, çalışma tarzıyla, örgütlenmesiyle, mücadele yöntemleriyle PKK'dan ayrı bir örgüttür. BDP son seçimlerde 2.5 milyondan fazla oy almış, mecliste grubu olan siyasi bir partidir. Siz bir ülkenin başbakanı olarak çıkıp böyle bir siyasi partiyi 'terörist' ilan ederseniz sizin demokrasi ile zerre kadar zihni alakanız yok demektir. Böyle bir şey yoktur'' dedi. ''PARLAMENTOYU TERK ETMİŞ DEĞİLİZ'' Demirtaş, parti meclis toplantılarını Diyarbakır'da gerçekleştirmelerine ilişkin başka bir soru üzerine de; ''Biz Ankara'yı terk etmiş değiliz, parlamentoyu terk etmiş değiliz; Biz bir tavır koyduk, bunu sürdürüyoruz şu anda. Biz siyaset sahnesini bırakmış o alanı birilerine terk etmiş değiliz. BDP grubu meclisin içinde de dışında da olsa siyasetini sürdürüyor. Parlamentoda grubumuz vardır, sadece milletvekilleri genel kurul çalışmalarına şu aşamada katılmıyorlar onun dışında grup olarak tüm faaliyetlerimiz sürüyor'' dedi. Demirtaş, boykot kararlarıyla ilgili yeni bir gelişmenin olmadığını, kararlarını da tartışmaya açmayı düşünmediklerini belirterek, şunları söyledi: ''Biz kapılarımızı hiç bir zaman kapatmayız. Ne olursa olsun biz kapılarımızı asla kapatmayacağız. Siyaset zeminini terk etmeyeceğiz. Heyetlerinizi gönderip görüşme yaptığınız Kürt sorunundaki önemli bir aktörle şu anda siz görüşmeyi engelliyorsunuz. Heyet istediği zaman gidecek, görüşecek ama avukatları, ailesi, sivil heyetler, aydınlar, yazarlar gidemeyecek. Hayret ediyorum. İmralı'da sürdürülen diyaloğu anlamaya çalışıyorum. Sadece heyet değil, aydınlar, yazarlar, sivil toplum kuruluşları da gidebilsin. Dış dünyayla bağlantısı tümden daha özgür koşullarda sağlansın. Kürt sorununun da kalıcı bir barıştan söz edilecekse kesinlikle İmralı sisteminin feshedilmesi lazım. Bir ada içerisinde özel hükümlü muamelesinden vazgeçilmesi lazım. İmralı sistemi tıkandığı için şu anda süreç tıkanmıştır. Nerede tıkanmışsa oradan açılması lazım.'' ‘PKK’NIN İNTİKAMI BDP’DEN ALINMAK İSTENİYOR’ Kürt sorunun çözümünde BDP’nin bir şans, önemli bir siyasi aktör olduğunu savunan Demirtaş, “Hiç bir anlayış BDP’yi elenin tersiyle itmez. BDP’yi bir şans, bir fırsat olarak değerlendirip tüm sorunların çözümünde bir aktör olarak, bir partner olarak görmek ister. Başbakan bunu yapmak yerine halen elinin tersiyle itmeyi tercih ediyorsa kafasının arkasındaki düşünce kesinlikle çözüm düşüncesi değildir diye kaygı duyuyoruz. Bu dönemde başbakanın yapacağı en akılsızca iş baskıyı arttırmak olur. Umarım ki böyle bir hataya düşmez, bundan herkes zarar görür. Bu dönemin yöntemi kesinlikle diyalog olmalıdır. Her şaye rağmen çözüm arayışı olmalıdır. Siyasi çerçeveler içersinde demokrasiyi geliştirmek olmalıdır. AKP sözcüleri, başbakan dâhil olmak üzere PKK’nın intikamını BDP’den almak istiyor. Olup biten budur, kendilerince en zayıf nokta BDP’dir”diye konuştu. ‘ÖZERKLİĞİ BAKANLAR KURULU’NA ANLATMAYA HAZIRIM’ BDP Grup Başkanı Demirtaş, demokratik özerkliği bir bakanlar kurulunda anlatmaya hazır olduğunu dile getirerek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Ben başbakanın özerkliği bilmediğini düşünüyorum. Etrafındakiler ne anlatıyor bilmiyorum: Ama belediye başkanlığı yapmış bir başbakanın halen ‘belediyeler özerktir’ demesi özerkliği bilmediği anlamına gelir. Bir ilin belediye başkanı valinin izni olmadan il dışana bile çıkamıyor. Ne özerkliğinden bahsediyorsunuz. Bakanlar kuruluna bu konuda birifing vermeye hazırım. Arkadaşlarımızla birlikte demokratik özerlik nedir tartışmaya hazırız. Bilmiyorlarsa kendilerine anlatalım. Çıkıp ‘bunlar ameliyat yapacaklar, biz yaptırmayacağız, bölmeye çalışıyorlar, biz böldürmeyeceğiz’… Bu gidişle, bu yöntemle AKP bölecek, bölmeye doğru götürüyor. İddia ediyorum. AKP bu tarzını bir kaç yıl daha sürdürmüş olsun Türkiye bölünmüş olacak. Bizim önerdiğimiz yöntem Türkiyeyi bir arada tutacak bir yöntem. Nerden nerelere geldik. Bilmiyorsanız konuşmayın.” TUĞLUK: BAŞBAKAN SAVAŞ İLAN ETTİ DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk da konuyla ilgili açıklama yaptı. Tuğluk, "DTK ve BDP temsil gücü kazanmış bir güç ve iradedir. Bu iradenin artık kabul edilmesi gerekiyor" dedi. Başbakan Erdoğan'ın savaş ilan ettiğini belirten Tuğluk, "Bize rest çekiyor. Biz de rest çekersek felaket olur. Ama biz bu resti çekmeyeceğiz. Hakkımız olanı mücadele ederek, direnerek elde edeceğiz" diye konuştu. GEYLANİ: BAŞBAKAN BİZİ NEYLE TEHDİT EDİYOR? BDP Eşbaşkanı Hamit Geylani ise, Başbakan Erdoğan'a tepki gösterdi. Açıklamaları, ‘tehdit’ olarak nitelendiren ve "Başbakan ve onun baskıcı rejimi bu tehditlerin altında kalır" diyen Geylani, "Başbakan aklını başına alsın. Bizi neyle tehdit ediyor? Operasyonsa her gün yaşıyoruz. Bu baskıyı daha da artıracağını söylüyor biz de bu kapsamlı baskıya karşı kapsamlı direnişle cevap veririz" şeklinde konuştu.
Ankara’da meydana gelen kazada çöp kamyonu, özürlü bir vatandaşa çarparak ölümüne neden oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Olay, Etlik General Tevfik Sağlam Caddesinde meydana geldi. İddiaya göre, doğuştan ayakları gelişmeyerek özürlü kalan Nevzat Özyavuzer (28), akülü özürlü aracıyla yol kenarında ilerlemeye başladı. Bu sırada R.E. yönetimindeki 34 BH 1798 plakalı çöp kamyonu yolda ilerlerken Nevzat Özyavuzer’in kullandığı özürlü aracını göremeyerek, altına aldı. Çöp kamyonunun altına aldığı Nevzat Özyavuzer olay yerinde feci şekilde can verdi. ŞOFÖRE SALDIRDILAR Olayı görenler sağlık ekiplerine ve polise haber verdi. Polis olay yerinde güvenlik önlemi alıp çevrede toplanan meraklı insanları uzaklaştırdı. Ölen kişinin eniştesi olduğu iddia edilen bir kişinin üzgün olduğu gözlendi. Bir ara çöp kamyonu şoförünü gören enişte ve yanındakiler R.E.'ye saldırdı. R.E. olay sonrasında gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. İncelemelerin ardından Nevzat Özyavuzer’in cesedi cenaze aracıyla Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. KALDIRIMA ÇIKAMADIĞI İÇİN... Görgü tanıkları, Nevzat Özyavuzer’in akülü araba kullanmasından dolayı kaldırıma çıkamadığı için yol kenarında aracını sürdüğünü söyledi. İşsiz olan Özyavuzer’in CD topladığı ifade edildi. Çevre sakinleri Nevzat Özyavuzer’in herkesçe sevilen bir olduğunu bu olaya çok üzüldüklerini ifade ettiler. Mahalleli olarak çöp kamyonlarından şikâyetçi olduklarını, önlerine ne gelirse gelsin hiçbirinin dikkat etmediğini iddia ettiler.
Beylikdüzü Belediyesi İnsan Kaynakları Müdürlüğü tarafından düzenlenen toplantıda, sorunlar ve çözüm önerileri masaya yatırıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Beylikdüzü Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü; Belediye Başkanı Yusuf Uzun, başkan yardımcıları, müdürler, şefler ve büro sorumlularının katıldığı genişletilmiş bir toplantı gerçekleştirdi. 70 kişinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Belediye hizmetleri değerlendirmesi yapıldı. Müdürler bazında her ay, genel bazda da 3 ayda bir gerçekleştirilen toplantıların yapılmasına bundan sonra da düzenli bir şekilde devam edilecek. Belediye personelinin ve yöneticilerin çalışırken karşılaştıkları zorlukların konuşulduğu toplantılarda, sorunlar ve çözüm önerileri masaya yatırılacak. Halka daha iyi, hızlı ve kaliteli hizmet vermenin, yeniliklere ve gelişime açık olmanın üzerinde durulduğu toplantıda, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Öncelikli sorunlar görüşülerek; ekip bilincinin önemine değinildi.
Araçlarında uyuşturucu bulundurduklaru suçuyla gözaltına alınan kardeşler suçtan kurtulmak için öyle birşey yaptı ki...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Güney Carolina eyaletinde geçen olayda, araçlarında uyuşturucu bulundurdukları suçuyla gözaltına alınan kardeşler, karakola götürüldükleri sırada kimsenin aklına gelmeyecek bir şey yaptı. Polis arabasındaki arka koltukta kokaini arkasına saklayan 23 yaşındaki Deangelo Rashard Mitchell, 20 yaşındaki kardeşi Wayne'i kokaini ortadan kaldırmaya ikna etti. Burada bulunan kokainin hepsini yiyen Wayne, 4 saat sonra aşırı dozdan hayatını kaybetti. Polis tarafından basına dağıtılan bu görüntüde Deangelo'nun hapis cezasından kurtulmak için kardeşine kokaini yemesi için yalvardığı görülüyor. Deangelo 1 Aralık'ta uyuşturucu suçun tutuklanmış, kefaletle serbest bırakılmıştı. Ancak görüntüleri izleyen polis şimdi her yerde genç adamı arıyor.
Dünya, Hindistan’daki toplu tecavüzlerin şokunu atlatamadan benzer bir olay Tayland’da yaşandı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiliz bir kız öğrenci, öğretmen olmak için geldiği ülkede zorla götürüldüğü bir evde 4 kişinin tecavüzüne uğradı. Mide bulandıran olay şöyle gelişti; Tayland’da ünlü bir gece kulübüne giden 20 yaşındaki kız, birlikte geldiği arkadaşıyla birlikte fazla miktarda alkol aldı. Yetkililer tarafından mekanı terk edilmesi istenince, sabaha karşı arkadaşıyla birlikte kulüpten çıktı. Sokağa adımını attığı anda ise bir grup saldırgan tarafından kaçırıldı. Bu bölgede bir eve götürülen genç kız, 4 kişinin tecavüzüne uğradı. Polis olay yerine vardığında ise genç kızı vücudu sıyrıklarla kaplı halde ağlarken buldu. İngiliz öğrencinin, öğretmenlik pozisyonuna başvurduğu, birkaç haftadır da okuldan cevap beklediği öğrenildi.
Kızım dizisi 15. yeni bölüm 2. fragmanı yayınlandı. Kızım 15. yeni bölümüyle 28 Aralık 2018 Cuma akşamı TV8'de olacak. Kızım'ın bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kızım'ın yeni bölümünde neler yaşanacak? Kızım 28 Aralık 2018 Cuma akşamı TV8'de... Öykü sekiz yaşında, yaşıtlarından farklı olarak algısı çok açık olan, empati duygusu gelişkin ve çok akıllı bir kızdır. Doğduğundan beri birlikte yaşadığı teyzesi onu terk edince, daha önce hiç görmediği babası Demir’i bulmak zorunda kalır. Hayatında sorumluluk almamış, yetimhanede büyümüş bir dolandırıcı olan Demir, Öykü’nün onu bulmaya geldiği gün tutuklanır. Demir, kızına bakması şartıyla mahkeme tarafından salınır ancak o gün tanıştığı Öykü’yle yaşamayı istememektedir. Demir ve ortağı Uğur bir yandan Öykü’den kurtulmaya çalışırken, bir yandan da büyük bir vurgun yapma planı içindedirler. Bu büyük vurgunun hedefinde olan Candan ise sakin görünen hayatında geçmişin büyük acılarını gizlemektedir. Tüm bu tesadüflerle hayatın biraraya getireceği insanların hiçbirinin bilmediği ise Öykü’nün büyük bir sırrı sakladığıdır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, soyunma kabininde mayo deneyen kişinin cep telefonuyla görüntüsünü çeken sanığa mahkumiyet veren yerel mahkeme kararını onadı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Daire, sanığın, ”düşen cep telefonunun kendiliğinden çekim yaptığı” yönündeki savunmasını gerçekçi bulmadı. Ankara’da 2008 yılında bir mağazanın kabininde mayo deneyen bir kadın, yerde cep telefonu olduğunu fark etti. Telefonda kendi görüntülerinin olduğunu anlayan kadın, polise haber verdi. Kadının, şikayetçi olması üzerine, polis olay yerinde tutanak tuttu ve cep telefonunun kime ait olduğu belirledi. Telefonun sahibi, savunmasında, cep telefonunun düştüğünü ve kendiliğinden çekim yapmış olabileceğini söyledi. Sanık hakkında Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, sanığı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar bölümündeki Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçunu düzenleyen 134. maddesi uyarınca mahkum etti. Kararın sanık avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını onadı. Daire, mağazanın kabininde mayo deneyen kişiye ait görüntülerin fotoğraf ve video şeklinde iki ayrı kayıt olarak bulunduğuna işaret ederek, ”Düşen cep telefonunun kendiliğinden çekim yaptığına yönelik savunmaya itibar olunamaz” değerlendirmesinde bulundu.
Faiz kararı doları nasıl etkiler? Faiz kararı altın fiyatlarını nasıl etkiler? Faiz kararı ekonomiye etkisi nasıl olacak? 20 Ekim 2016 Merkez Bankası faiz kararı sonrası dolar düşüşe geçti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dolar ve altın fiyatlarının bugün gözü kulağı Merkez Bankası'nın faiz kararında. Merkez Bankası faiz kararı sonrası dolar son durum ve altın fiyatları son verileri canlı dolar kuru ve altın fiyatlarıyla gün boyu internethaber.com'dan takip edebilirsiniz. DOLAR NE KADAR 20 EKİM 2016 PERŞEMBE Dolar, Merkez Bankası'nın kararının ardından hızla geriledi. Merkez Bankası'nın faizde değişikliğe gitmemesi sonrasında dolar 3,06'ın altına indi. Dolar 3,0517'ye kadar geriledi. Karar öncesinde dolar bankalararası piyasada 3,07'nin hemen üzerinde seyrediyordu. Faiz indirimine devam edileceği beklentisi son günlerde dolarda yükselişin nedenlerinden biri olmuştu. Dolar dün Merkez'in faiz indirimini pas geçebileceği ihtimalinin fiyatlanmasıyla 3.06'nın altına kadar gerilemişti. DOLAR NE OLUR? Analistler, teknik açıdan 3,0650 desteğinin kırılması durumunda 3,03 - 3,04 seviyelerinin gündeme geleceğini, olası yükseliş durumunda ise 3,0770 - 3,0870 seviyelerinin direnç konumunda izleneceği kaydediyor. DOLAR TÜM ZAMANLARIN REKORUNU KIRMIŞTI Dolar salı günü 3,1140'a çıkarak tüm zamanların en yükseğini gördü. Piyasalarda ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın faiz toplantısı da yakından izlenecek. SERBEST PİYASA DÖVİZ KURLARI 20 EKİM 2016 İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 12.00 itibarıyla şöyle: İSTANBUL ALIŞ SATIŞ ABD Dolar ı 3,0710 3,0730 Avro 3,3730 3,3750 Sterlin 3,7750 3,7770 ANKARA ABD Dolar ı 3,0650 3,0850 Avro 3,3600 3,3850 Sterlin 3,7430 3,8020 FAİZ KARARI SONRASI ALTIN FİYATLARI Altının gram fiyatı yatay seyirle 125 liranın üzerinde seyrediyor. Gram altın, saat 10.40 itibarıyla önceki kapanışa göre yüzde 0,2 artışla 125,2 liradan işlem görürken, Kapalıçarşı'da çeyrek altın 205, Cumhuriyet altını 838 liradan satılıyor. Altının ons fiyatı ise şu dakikalarda sınırlı düşüşle 1,268 dolardan alıcı buluyor. ALTIN YORUMLARI Uzmanlar, "Doların yönüne göre hareket eden altının gram fiyatının yükselişleri 126 lira seviyesiyle sınırlı kaldı. Yani altının gram fiyatına doların fren yaptırdığını söyleyebiliriz" açıklamasında bulunurak bugün altının ons fiyatının 1,268 -1,278 dolar ve gram fiyatında 123,50-125,50 lira aralığında işlemler gerçekleştirilebileceğini öngördüler. KAPALIÇARŞI ALTIN FİYATLARI İstanbul Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 125,50 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise 840,00 lira oldu. İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan altın türlerinin, önceki kapanış ve bugün açılış fiyatları (TL) şöyle:
Moskova, Suriye'ye silah satacağını duyurması üzerine İsrail'den tehtid kokan bir açıklama geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Suriye'ye silah satmaktan vazgeçmeyeceğini söyleyen Moskova'ya İsrail'in yanıtı "Biz de sizin düşmanınıza silah satarız" oldu. İsrail'in uzun bir süredir engellemeye çalıştığı Rusya'nın Suriye'ye füze satma kararı, İsrail'de öfke ve tepkilere neden oldu. İsrail'in Yedioth Ahranot gazetesi, Rusya'nın "Suriye'ye gelişmiş Cruise füzeleri sağlayacağını" manşetten duyururken, haberi, "Rusya ile Füze Krizi" başlığı altında verdi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın 1.5 hafta önce Moskova ziyaretinin ardından gelen kararı, "İsrail'in yüzüne bir tokat" olarak nitelendiren gazete, Rusya'nın, donanma gemileri için tehlike yaratacak Yakhont füzelerini satış kararını açıkladığını belirterek, buna karşın İsrailli yetkililerin de "Biz de onların (Rusya) düşmanlarına silah sağlayacağız" tehdidinde bulunduğunu duyurdu. İsrailli bir yetkili gazeteye, İsrail'in üçüncü dünya ülkelerine "stratejik", dengeyi bozacak silahlar satmaktan kaçındığını ifade edip, bu nedenle Rusya'nın da aynı şekilde davranması beklentisinde olduklarını kaydetti. İsmi verilmeyen İsrailli yetkili, "Tam da Filistinlilerle barış müzakerelerine başlandığı sırada, (Lübnan'daki) Hizbullah'ın iki önemli destekçisinden biri olan Suriye'ye gelişmiş silahların sağlanması, Ortadoğu'daki ılımlı güçleri cesaretlendiren bir hareket olmamıştır. Bu daha çok aşırıcı devletlere bir ödüldür" dedi. Rusya ile Suriye arasındaki anlaşma 2007'de imzalanmış, geçen ay İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ile konuşup, silahların Hizbullah'ın eline geçeceği gerekçesiyle, anlaşmayı iptal etmesini istemişti. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak da geçtiğimiz günlerde aynı misyon doğrultusunda Moskova'ya bir ziyarette bulunmuş ve Putin'in yanı sıra Rusya Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov ile görüşmüştü. Bazı İsrail basın organları, P-800 füzelerinin 2006'da Hizbullah'la girişilen ikinci Lübnan Savaşı sırasında bir donanma gemisini vuran füzeden çok daha tehlikeli olduğunu, bu füzelerin nihayetinde Hizbullah'a ulaşacağı iddiasında bulundu. Yakhont füzelerinin hızı nedeniyle dünyanın en gelişmiş füzelerinden olduğu belirtilirken, 300 km'yi bulan menziliyle İsrail'in Akdeniz'deki gemileri için bir risk oluşturduğu savunuluyor. Rusya Savunma Bakanı Serdyukov, resmi bir ziyaret için gittiği Washington'da, Suriye ile yapılan "Yakhont satışıyla ilgili sözleşmenin gereğini yerine getireceklerini" söylemiş, "Suriye'ye benzer bir sistem daha önce verildi. Yakhontlar ise daha önce verilen sistemin daha moderni. Önceki sistem teröristlerin eline geçmediyse, bu vereceğimiz yeni sistem niye geçsin ?" demişti.
İstanbullu Gelin dizisi 54. yeni bölüm 2. fragmanı yayınlandı. İstanbullu Gelin 54. yeni bölümüyle 21 Eylül 2018 Cuma akşamı Star'da olacak. İstanbullu Gelin'in bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbullu Gelin 54. yeni bölüm 2. fragmanı yayınlandı. İstanbullu Gelin'in yeni bölümünde neler olacak? İstanbullu Gelin 21 Eylül 2018 Cuma akşamı Star'da... İstanbullu Gelin, annesiz babasız büyümüş, genç yaşta hayatın yükünü sırtlamış, çok güzel ve gururlu bir genç kız olan Süreyya’nın; aniden karşısına çıkan zengin ve karizmatik iş adamı Faruk’a aşık olarak Bursa’ya gelin gitmesiyle başlayan dramatik bir aşk hikayesidir. Büyük şehirde yetişmiş, özgürlüğüne düşkün Süreyya ve modern görüntüsüne rağmen ailesine ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı Faruk arasındaki aşk, daha ilk dakikadan itibaren pek çok sınavdan geçecektir. Süreyya, konağın çatısı altına giren herkesin tek hakimi olmak isteyen kayınvalidesi Esma hanım, tek amacı genç kızın ayağını kaydırarak onun statüsünü elde etmek isteyen eltisi İpek, kocasının her biri birbirinden sorunlu kardeşleri Fikret, Osman ve Murat’la ilgili sorunlarla boğuşurken, Faruk ise hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan sürpriz bir düşmanla başa çıkmak zorunda kalacaktır. Olaylar geliştikçe neredeyse dört yüz yıldır bütün haşmetiyle ayakta duran konak temellerinden sarsılacak, bütün aile bundan nasibini alacaktır.
Ramazan Bayramı'ndan sonra insanların yemeğe ve sigaraya yükleneceğini belirten uzmanlar, dikkat edilmediği takdirde mide sorunları yaşanabileceğini söyledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı Fatma İnayet Semerkaş, Ramazan nedeniyle dinlenen midenin bayramda fazla tatlı, hamur işi ve hayvansal ağırlıklı beslenmeyle yorulacağını açıkladı. Ramazan ayı nedeniyle insanların sahur ve iftar olmak üzere iki öğün yiyerek midelerini dinlendirdiğini ancak, bayram nedeniyle 3 öğün yemek yendiği için metabolizmanın farklı çalışacağını söyleyen Semerkaş, midedeki asit dengesinin değişmesinin özellikle tansiyon, şeker ve kalp hastalarını etkileyeceğini anlattı. Ramazan Bayramında şekerin yani tatlının çok tüketildiğini ifade eden Semerkaş, tatlı ve yemeklerin belli aralıklarla tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, ağır yağlı yemek ve tatlı, özellikle hamur işine yüklenmemeleri gerektiğini kaydetti. Ramazan nedeniyle midenin bir ay dinlendiğini söyleyen Semerkaş, dikkat edilmediği takdirde mide sorunları yaşanabileceğini belirterek, özellikle diyabet, tansiyon ve kalp hastalarının çok daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı. RAMAZAN'DA YAVAŞLAYAN METABOLİZMAYA BİRDEN YÜKLENMEYİN Ramazan ayının metabolizmayı çok yavaşlatan bir süreç olduğuna dikkat çeken Semerkaş, şöyle konuştu: 'Bu süreç doğru tamamlanmadığı zaman herkes gerçekten vücudunda ve midesinde çok fazla yoğunluk oluşabiliyor. Bunun ardından da gelen bayram dolayısıyla hızlı bir yemek yeme süreci gerçekten ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebiliyor. Direkt ve birden şeker ağırlıklı besinlerin tüketilmesi yani baklava, tatlı, hamur içi börek gibi yemeklerin tüketilmesi zaten yavaşlayan metabolizmayı ciddi bir karbonhidrat yüklemesi yapıldığında hakikaten kalp, damar ve şeker hastalığı olan bireylerde çok ciddi rahatsızlıklar oluşturabiliyor.' Doğru tüketim yapmak için ve Ramazan Bayramında bu sorunu atlatabilmek için ilk önce hafif yiyeceklerle bayram süreci geçirmelerini isteyen Semerkaş, 'Çok fazla davet yada misafir olabiliyor. Minik zeytinyağlı yemekler, salata, çorba, birer dilim ekmek yanında yoğurt ve ayran gibi içecekleri tercih edebilirler. Birde bu süreçte bolca su tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Çünkü zaten susuzluk çok had safhada olabiliyor ve vücudun suyu tamamlayamamış olabiliyor. Dolayısıyla da bayram sürecinde mümkün olduğunda her aklımıza geldiğinde bol su içmemiz gerekiyor' diye konuştu. RAMAZAN BAYRAMINDA DOĞRU BESLENME ana öğünlerde çorba, belki biri iki köfte, yanında salata, bir kase yoğurt ya da bir bardak ayran olabilecek şekilde, ya da et tüketimi yapılmayacaksa bir porsiyon zeytinyağlı yemek ya da karbonhidratlı kuru fasulye, nohut gibi bir yemek türünün kullanılabileceğini dile getiren Semerkaş, 'Onun haricinde minik minik aralar dediğimiz dengeli beslenmeyi ve yanında besin tüketmeyi önerdiğimiz yiyecekleri önerebiliyoruz. Hiçbir zaman çok hızlı yemek yemeyin. Çünkü mide oruç nedeniyle küçülmeye başlıyor, daha sonra birden yemek yendiğinde mide spazmlarına yol açabiliyor. Bu yüzden altı öğüne çıkabilecek şekilde bayramda da beslenmeyi uzatmaya çalışmak daha mantıklı olabiliyor' dedi. Ramazan Bayramının ilk üç günlük sürecine çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Semerkaş, sözlerine şöyle devam etti: 'Çok şeker alımı yapılmaması lazım. Sütlü tatlılar ya da aşure gibi bizim masum dediğimiz tatlı çeşitleri tercih edilmelidir. Ayrıca, bu tür tatlıları misafirlerimize de ikram etmeliyiz. Bu yüzden ikramlar ve misafirliklerde çok fazla çikolata tüketilmemesinde dikkatli olmalıyız. Özellikle hastalıkları olanlar bunlara çok dikkat etmeleri gerekiyor. Sıcak havalarda midede su oranı düştüğü için yine su kullanımını artırmamız lazım. Ayrıca bunların yanı sıra ayran kullanımını artırarak içindeki sodyum kullanımı vücudumuza iyi geldiği için tercih edebiliriz. Bu ramazanda üç günlük süreci doğru kullandığımız zaman biraz daha yavaş yavaş vücut kendi metabolizmasına gelmeye başlayacaktır.' SİGARA BAYRAMI DEĞİL Ramazan ayında birçok kişinin gündüz sigara tüketmediğini hatırlatan Semerkaş, insanların Ramazan ayını da kullanarak sigarayı bırakmalarını istedi. Semerkaş, insanların bir ay boyunca gündüz sigara içmediklerini ancak Ramazan ayının bitmesiyle birlikte bu özgürlüğün 24 saate çıkmasıyla aşırı sigaraya yüklenen insanların risk taşıdığını belirterek, en azından bir süre Ramazan ayındaki tempoyu sürdürmelerini istedi. Her konuda sigara tüketiminin engellenmesi gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Semerkaş, şunları kaydetti: 'Zaten ramazan sürecinde sigara kullanan bireyler, direk oruçlarını sigara açma gibi bir duruma gidebiliyor. Ama genel anlamda her şeyin sıkıntısı olduğu gibi vücudun tüm sindirim sisteminde büyük bir sıkıntı oluşturabiliyor ve mide ağrılarını sigara kullanan bireyler daha çok yaşıyor. Ramazanda hızlı ve birden sigara kullanımında artış olabiliyor. Bu yüzden sigara konusunda da dikkatli olmak gerekiyor.'
CHP'nin televizyonu olarak bilinen Halk TV'de "Basın Koridoru" programında bugün bir ilk yaşandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: GAZETECİLER.COM - Programı hazırlayıp sunan Sabri Duransoy, bugünkü programa, Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal'ı konuk etti. Halk TV ekranlarına ilk defa Fethullah Gülen Cemaatinin yayın organı olarak bilinen Zaman gazetesinden bir ismin konuk olduğu programın daimi konuğu ise CHP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan'dı. Duransoy, Ünal'ı "Bir gazeteci dostumuz Mustafa Ünal'da konuğumuz" diye tanıttı. Mustafa Ünal'ın Bugün TV'deki programına konuk olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Tuncay Özkan ile ilgili sarfettiği "günahım kadar sevmediğim bir gazeteci" sözlerinin yorumlandığı programda Ahmet Tan, Mustafa Ünlü'ye ilginç bir soru sordu. İşte Halk TV için bir ilk olan programdan çarpıcı bir bölüm:
Durağan'da iki grup arasında çıkan kavga kısa sürede ailelerinde kavgaya karışmasıyla daha da büyüdü. Polis olayların üzerinden gelemeyince, ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: SİNOP'un Durağan ilçesi’nde iki grup arasında çıkan tartışma büyüyünce taşlı sopalı kavga çıktı. Kavganın büyümesi üzerine birçok işyerinin ve araçların camları kırıldı. Çok sayıda kişi yaralandı. Olaya güvenlik güçleri müdahale ederken, Kaymakamlık tarafından ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Durağan İlçesi Gökırmak Mahallesi’nde dün akşam saatlerinde iki grup arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyüyerek taşlı sopalı kavgaya dönüştü. Kavgaya aileler de katılınca ortalık savaş alanına döndü. Kavgada 8 kişi çeşitli yerlerinden yaralanırken, birçok işyeri ve aracın camları kırıldı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Mahalle halkı da tarafları sakinleştirmek için araya girdi. Yaralılar, ambulanslarla Durağan Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Polis, mahallede geniş çaplı güvenlik önlemi alırken, olayların büyüme ihtimaline karşın ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. AK PARTİLİ MAVİŞ : KAVGANIN NEDENİ ETNİK VEYA SİYASİ DEĞİL Sinop’un Durağan İlçesi’nde yaşanan gerginlik ile ilgili olarak Ak Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş açıklama yaptı. Olayın bir siyasi, ideolojik veya etnik sebepten çıkmadığını belirten Maviş, "Gençlerin kişisel kavgalarından dolayı çıkan bir kavga. Burada iki farklı olay var. Birincisi, iki genç dün akşam, kavga ediyorlar. Polis tarafından gözaltına alınmışlar. Bugün öğle saatlerinde serbest bırakılmışlar. Gençler kendi yakın arkadaş çevrelerini de alarak tekrar bir kavgaya tutuşmuş. Birinci olay bu. İkinci kavga ise, kurban bayramı nedeniyle bir gencimiz bıçak biletmiş. Fakat parasını vermek istememiş. Bu nedenle esnaf ile arasında kavga çıkmış. Tabi ilçe küçük olunca, bir de bayram arefesi sokaklar kalabalık. Herkes toplanmış ve olaylar büyümüş. İlçe küçük olunca polis sayısı da az. Bu nedenle Kaymakamlık da olayları yatıştırmak ve daha büyük provakasyonlara imkan vermemek için sokağa çıkma yasağı ilan etmiş. Çevre ilçelerden de takviye geldi. Olayın dediğim gibi herhangi bir ideolojik ve etnik dayanağı yok" dedi.
2014'te Dünya Kupası, İngiliz Premier Ligi ve Şampiyonlar Ligi'ni hangi takımlar kazanabilir? BBC Sport'un futbol yazarı Phil McNulty'nin değerlendirmesi...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 2014'de futbol dünyasının gözleri Brezilya'daki Dünya Kupası'nda olacak. Turnuvanın en başarılı ekibinin ev sahipliği yapacağı kupayı kimin kazanacağı herkesin aklındaki soru. Şampiyonlar Ligi de bu yıl oldukça çekişmeli olmaya aday. Dünyanın en gözde futbol liglerinden İngiliz Premier Ligi de kuruluşundan bu yana en çekişmeli sezonlardan birini yaşıyor. 2014'te bu turnuvalarda futbolun zirvesine hangi takımlar oturacak? BBC Sport'un futbol yazarı Phil McNulty'nin değerlendirmesi şöyle: BREZİLYA DÜNYA KUPASI 2014 Dünya Kupası'nı kim kazanacak? Brezilya zıt duyguların dalgaları arasında bir inip bir çıkacak. Zarif futbol oynandığında tribünle coşacak, bu eksik olduğunda bunun yerini gürültülü bir hayal kırıklığı alacak. Brezilya Konfederasyon Kupası'nda zafere ulaştı. Ben hocaları Luiz Felipe Scolari liderliğinde Temmuz ayında Dünya Kupası'nı da kaldırmalarını bekliyorum. PREMIER LİG Sezon öncesinde Ferguson'un emekli olması ve Mourinho'nun Chelsea'ye dönüşü manşetlerdeydi. Bu manşetler yıllardır görülmeyen bir Premier Lig şampiyonluğu yarışı için perdeyi açtı. Manchester City'de de Manuel Pellegrini hocalığı Roberto Mancini'den devraldı. Manchester United'da Wayne Rooney'nin üstün formu devam eder ve menajer Moyes Robin van Persie'nin uzun bir süre sakatlanmamasını sağlayabilirse, United'ın şampiyonluk sayısını 21'e çıkarma şansını yok saymak akılsızlık olacaktır. Chelsea de zaman zaman tökezledi ama onlar da hala yarışın içinde. Dahası Jose Mourinho Premier Ligi kazanmak için ne gerektiğini bilen bir hoca. Liverpool'un, Luis Suarez'in parlaklığından esinlenen, çekici futbolu ve golleri, bazı destekçilerinin 1990 yılından bu yana ilk şampiyonluk hayalleri görmelerine yol açmıştır. Bu menajer Brendan Rodgers'ın çalışmalarına bir övgüdür ama gerçekçi düşünürsek ilk dörde girmeleri mükemmel bir başarı olarak kabul edilmelidir. Ki bu ulaşılabilecek bir hedef Liverpool için. Arsenal teknik direktörü Arsene Wenger şaşmaz inancı ile desteklediği bir kadronun nihayet meyvelerini toplayacak gibi görünüyor. Sadece saf ilkeleri nedeniyle değil ama oyunun pek çok gözlemcisi arasında popüler birisi olduğu için, 2005 Federasyon Kupası'ndan bu yan hiç bir şey kazanamamış olan Wenger liderliğindeki Arsenal'in bu yılı şampiyon bitirmesinden mutluluk duyacağız . Ligi kazanan bu takımlardan biri olacak. ŞAMPİYONLAR LİGİ Premier Lig dörtlüsü Şampiyonlar Ligi'nde son 16'ya kaldı. Ancak Manchester City, Arsenal, Chelsea ve Manchester United'dan birini kupayı kaldırırken görmek hala zor. City ve Arsenal son 16'da, sırasıyla Barcelona ve Bayern Münih'le karşılaşacak. Pellegrini'nin takımı Katalanlar için gerçek bir tehdit. Ama Arsenal grubu ikinci bitirmenin faturasını ağır ödeyebilir. City'nin Münih'te kazanmış olması onları Şampiyonlar Ligi'nde sürpriz ekip olabileceklerinin işareti. Ama gerçekçiler kupanın Bayern Münih, Real Madrid veya Barcelona'dan birine gitmesini daha muhtemel görecektir. Ve Allianz Arena'da hoca Pep Guardiola olduğu için, ben Bayern'in geçen sezon Wembley'de Dortmund'a karşı kazandıkları kupayı, 2014'te de koruyacağı kanısındayım.
Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında AK Parti'de konuşulan başbakan adaylarını ve kabinede yapılacak revizyonu kaleme aldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, yeni kabinede 7 bakanın değişeceğini ve Başbakan adayının Binali Yıldırım olacağını yazdı. Davutoğlu'nun gidişi sonrası başbakanlıkta ibre kimden yana. Çok sayıda isim ortada dolaşıyor. Hafta sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızının nikahında AK Parti kulislerini takip eden Selvi, edindiği bilgileri köşesinde aktardı. "BİNALİ YILDIRIM BAŞBA" Selvi, yeni dönemde ‘Güçlü Cumhurbaşkanı-Uyumlu Başbakan’ formatının geçerli olacağına dikkat çekti. Başbakan adaylarını değerlendiren yazar, "Beşiktaş’ın şampiyon olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor ama kesinleşmediği için, ‘Beşiktaş Şampi’ başlıkları atılıyor ya öyle bir durum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesine bakarak süreci okuyanlar açısından, “Binali Yıldırım Başba”. ifadelerine yer verdi. Kongre sonrası hükümette ve parti yönetiminde önemli değişikliklerin beklendiğini yazan Selvi, kabinenin üçte birinin değişmesinden söz edildiğini okurlarına hatırlattı. AK Parti kulislerinde, yedi bakanın değişeceği konuşulduğunu aktaran yazar, mini kabine revizyonuna ilişkin ismi geçenleri böyle paylaştı: BERAT ALBAYRAK EKONOMİNİN BAŞINA "İsmi başbakanlık için geçen Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ekonominin kaptanlığına gelmesi bekleniyor. Davutoğlu hükümeti kurulurken de belirleyici olan isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. O nedenle çok büyük çaplı bir revizyon beklenmiyor. Ama o günkü dengeler nedeniyle kabinede yer alan bazı isimlerin, yeni hükümette yer almayacağı söyleniyor. ŞENTOP, CANİKLİ, ZEYBEK Davutoğlu istemediği için kabinede yer almayan Mustafa Şentop, Nurettin Canikli ve Nihat Zeybek’in yeni hükümette görev alması bekleniyor. Bu arada MKYK’da imza toplama sürecine öncülük eden genel merkez ve Meclis grubundan bazı isimlerin bakan olarak değerlendirileceği konuşuluyor. Bir de performansından memnun olunamayan bazı bakanların alınarak yerlerine yeni isimlerin getirilmesi gündemde. Az ama özgül ağırlığı yüksek bir değişiklik olacak gibi görünüyor."
Kurban Bayramı tatili boyuncu Atatürk Havalimanı'ndan iç ve dış hatlar olmak üzere 770 bin 534 kişi yolculuk etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sabiha Gökçen Havalimanı 'nı ise bayramda toplam 282 bin 610 yolcu kullandı. Böylece bayram tatili boyunca İstanbul'daki iki havalimanını bir milyondan fazla kişi kullanmış oldu. Ayrıca, Sabiha Gökçen Havalimanı 'nda 29 Ekim tarihinde 61 bin 152 yolcu geçiş yaparak rekor kırıldı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi: "23 – 29 Ekim 2012 tarihleri arasında yoğun bir uçak ve yolcu trafiğinin gerçekleştiği Atatürk Havalimanı'na 7 bin 136 uçak iniş kalkış yaparken, 770 bin 534 kişi de iç ve dış hatlardan yolculuk yaptı. Kurban Bayramı tatilinin başladığı 23 Ekim 2012 tarihinden itibaren Atatürk Havalimanı 'nda, 2 bin 468'i iç, 4 bin 668'i de dış hat olmak üzere toplamda 7 bin 136 uçak trafiği gerçekleşti. 286 bin 188 iç hat yolcu trafiğinin yaşandığı Atatürk Havalimanı'nda dış hat yolcu trafiği ise 484 bin 346 ile toplamda 770.534 yolcuyu buldu. Yaşanan bu yoğunluğa rağmen, gerekli tedbirlerin zamanında alınması sayesinde hava ulaşımında ciddi bir sorun yaşanmadı."
Şırnak'ın Cizre ilçesinde Garnizon Komutanlığı'na yapılan havaifişek ve ses bombalı saldırıda bir asker yaralandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cizre'de Nur Mahallesi'nde bulunan Garnizon Komutanlığı'na mahalle arasından yüzleri maskeli kişi veya kişiler tarafından havaifişek ve ses bombası ile saldırı yapıldı. Saldırıda nöbet kulübesindeki 1 asker yaralandı. Yaralı asker ambulansla önce Tank Taburu revirine ardından da askeri helikopterle Şırnak Asker Hastanesi'ne kaldırıldı. Saldırıdan sonra olay yerine çok sayıda zırhlı polis aracı sevk edildi. Güvenlik güçleri saldırıya yapan kişi veya kişilerin yakalanması için geniş çaplı operasyon başlattı.
Ünlü oyuncu Tolga Çevik, babası Çetin Çevik için Karacaahmet Şakirin Camii'nde düzenlenen cenaze töreninde ayakta durmakta zorlandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Komedyen Tolga Çevik'in babası Çetin Çevik dün vefat etti. Karacaahmet Şakirin Camii'nde düzenlenen cenaze töreninde ünlü oyuncu Tolga Çevik ayakta durmakta zorlandı. Tolga Çevik’in bir süredir yoğun bakımda tedavi altında bulunan babası Çetin Çevik salı günü sabah saatlerinde vefat etti. Avukat olan Çetin Çevik için Karacaahmet Şakirin Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı. AYAKTA DURAMADI Cenaze töreni sırasında güçlükle ayakta duran Tolga Çevik, kız kardeşi İpek Çevik Selet ile annesi Reyhan Çevik’e destek verdi. Cenaze törenine Çevik’in eşinin ağabeyi Cem Yılmaz, Cem Yılmaz’ın babası Arif Yılmaz, Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin, Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner , Tolga Çevik’in ’Arkadaşım Hoşgeldin’ programından rol arkadaşı Özer Atik ile iş ve sanat dünyası ile yakınları katıldı. Cenazeye katılamayan Tolga Çevik’in rol arkadaşı Ezgi Mola ise çelenk gönderdi. İpek Çevik Selet tabutun başında durarak taziyeleri kabul etti. Cenaze katılan Cem Yılmaz’ın babası Arif Yılmaz, başsağlığı dileyerek, "Dünürüm vefat etti. Hepimizin başı sağolsun. " dedi. Çetin Çevik’in cenazesi toprağa verilmek üzere Karacaahmet Aile Mezarlığı’na götürüldü.
MHP'de muhalif kanat arasında ipler kopma noktasına geldi. Bahçeli'nin en büyük rakibi olarak gösterilen Meral Akşener'in adaylık tavrının delegeleri rahatsız ettiği iddia ediliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Meral Akşener'in tüzük kurultayı yerine kendi adaylığı için imza toplamasının MHP delegesi arasında huzursuzluk yarattığı belirtiliyor... MHP'de tüzük kurultayı toplanması için genel merkeze "olabildiğince yüksek sayıda imza verilmesi" hedefiyle yola çıkan muhalif hareket, Meral Akşener'in "adaylık" için imza toplamaya başlamasıyla çözülmeye başladı. DELEGELER ARASINDA HUZURSUZLUK YARATTI Akşener'in tüzük kurultayı yerine kendi adaylığı için imza toplamasının delege arasında huzursuzluk yarattığı, 500'e çıkabilecek imza sayısının da düşük kaldığı belirtiliyor. OĞAN'DAN MESAJ Sinan Oğan'ın bu konuda Koray Aydın ile birlikte hareket ettiği, öncelikle tüzük kurultayının toplanması için çalıştığı, Akşener'e de bu yolda mesaj ilettiği öğrenildi. AKŞENER ORTAK HAREKET ETMEKTEN KAÇINDI Ancak Akşener'in, "Arkadaşlarla görüştük, bu şekilde devam edeceğiz" yanıtı vererek, ortak hareket etmekten kaçınıp kendi adaylığı için çalışmaya devam ettiği belirtildi. DELEGELER BU DURUMDAN KAYGILI Aydın ve Oğan kanatları, gelişmeden rahatsız. Bu tavrın delege içinde kaygı yarattığı ve dağınıklığa yol açtığı, gelebilecek imzaları olumsuz etkilediği ve "Muhalefet imzada bile kendi arasında birleşemezse, genel başkanı değiştiremezler" tezini güçlendirdiği ifade ediliyor.
Iğdır'da 2 ortaokul öğrencisinin enerji tasarrufu ve kara yolları aydınlatmasında kullanılan lambaların sürekli yanması ile ilgili projesi TÜBİTAK'ın yarışmasında 3. oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Iğdır Şehit Öğretmen Şevki Akgün Ortaokulu 8. sınıf öğrencileri Cengiz Özcan ve Abdulsamet Göksugüzel'in projesi olan, enerji tasarrufu ve kara yolları aydınlatmasında kullanılan lambaların sürekli yanması, TÜBİTAK yarışmasında 3. oldu. Geliştirilen sistem tünelin girişine konumlandırılan sensörler aracılığı ile giriş yapan araçların hızları ve tüneldeki araç sayısını hesaplıyor ve tünelin girişine yansıtılan dijital ekran ile tüneldeki ışık sistemi ayarlanarak enerji tasarrufunu sağlıyor. Bu fikirlerin desteklenmesi lazım Projeyle TÜBİTAK'ın yarışmasında üçüncü olan öğrencilerin müdürü Erkan Çiğdem, "Öğrencilerimizden gelen önerilerle Türkiye'nin ekonomisine katkı sunabilecek çok güzel fikirler ortaya çıkıyor. Bu fikirlerin desteklenmesi lazım. Okul idaresi olarak bu tür projeleri sürekli destekleyip öğretmenlerimize ve öğrencilerimize gerekli hassasiyeti göstererek teşvik etmek için her türlü çalışmayı yapmaktayız." dedi. Gerekli önlemleri aldık Projeyi geliştiren iki öğrenciden biri olan Cengiz Özcan, "Projemizin amacı tünellerde sürekli yanan lambaların harcadığı enerjiden tasarruf etmektir. Tünele bir araç yaklaştığı zaman ağırlık ve mesafe sensörlerimiz aracı algılayıp tünelin ışıklarını yakıyor. Araç tünelden çıkınca yine sensörler bu durumu algılayıp lambaları söndürüyor. Projemizde tünele birden fazla aracın girmesi halinde yapılacaklarla ilgili de gerekli önlemlerimizi aldık." şeklinde konuştu.
Avrupa, Fransa'dan sonra bu kez de Brüksel'deki saldırıyla bir kez daha terörün soğuk yüzüyle tanıştı. Türkiye'nin tepkisine rağmen PKK çadırlarını kaldırmayan Brüksel'de art arta 3 bombalı saldırı meydana geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Terör bu kez Avrupa'da Brüksel'i vurdu. Zavantem Havalimanı ile Maelbeek metro istasyonunda meydana gelen 3 ayrı bombalı saldırıda 34 kişi öldü, 230 kişi de yaralandı. Havalimanında tüm uçuşlar dün durdurulurken, tüm Avrupa'da güvenlik üst düzeye çıkarıldı. DEAŞ'ın üstlendiği saldırıyla ilgili olarak Belçika polisi, havalimanında görüntülenen 3'üncü saldırganın peşine düştü. Brüksel'de dün sabah saatlerinde art arda patlayan 3 bomba 34 kişinin ölümüne 170 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Yaralılar tedavi altına alınırken bunlardan bir kısmının hayati tehlikesini koruduğunu, acı bilançonun ise artabileceği belirtildi. İLK PATLAMA: 14 ÖLÜ 80 YARALI Brüksel'deki Zaventem Havalimanı'ndaki çifte saldırıda 14 kişi hayatına kaybetti. İntihar bombacısının gerçekleştirdiği saldırıda 80 yakın kişi de yaralandı. MAELBEEK METROSUNDA PATLAMA: 20 ÖLÜ Brüksel'deki ikinci patlama Avrupa Birliği'ne ait kurumlara yakın olan Maelbeek metro istasyonunda gerçekleşti. 20 kişinin hayatını kaybettiği saldırıda 100 yakın yaralı var. Saldırıda bir Türk vatandaşının da yaralandığı iddia ediliyor. "SALDIRIYI IŞİD ÜSTLENDİ" İDDİASI Terör örgütü IŞİD'e yakınlığıyla bilinen bir haber sitesi, Brüksel'deki saldırıyı IŞİD'in üstlendiğini duyurdu. Metrodaki patlama sonrası saldırıdan yaralı olarak kurtulanlara metro çıkışında müdahale edildi. AMAQ ajansında yapılan açıklamada, "İslam Devleti militanları salı günü bombalı kemer ve diğer patlayıcılarla Brüksel'de havalimanı ve şehir merkezindeki metro istasyonunda saldırılar gerçekleştirdi" denildi. BRÜKSEL'DE İNSAN AVI BAŞLADI Belçika medyası saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceklerinden şüphelenilen kişilerin fotoğrafı yayınlandı. Saldırı öncesini yansıtan güvenlik kamerası görüntülerinde, valizlerini çeken üç erkek görülüyor. Bu kişilerden ikisinin intihar saldırısında öldüğü tahmin ediliyor. Beyaz montlu, siyah şapkalı ve top sakallı şüpheli ise halen kaçıyor. Belçika polisi, saldırganların kullandığı otomobili de buldu. Şimdi polis Brüksel'de saldırının işbirlikçilerinin peşine düştü. Kentte kelimenin tam anlamıyla insan avı başlatıldı. ÜÇÜNCÜ BOMBA ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Zaventem Havalimanı Sözcüsü Florence Muls, 2 bombalı saldırının düzenlendiği havaalanında 3'üncü bombanın da etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Muls, 3'üncü bombanın kontrollü şekilde etkisiz kılındığını söyledi. OPERASYONLARDA PATLAYICI ELE GEÇİRİLDİ Belçika Federal Savcılığı, saldırı sonrası Brüksel'in Schaerbeek bölgesinde yapılan baskınlarda çiviyle güçlendirilmiş patlayıcı, kimyasal madde ve IŞİD bayrağı bulunduğunu açıkladı. Brüksel'deki saldırı tüm Avrupa'yı sarstı. Fransa'da ünlü Eyfel Kulesi, Belçika'nın renkleriyle ışıklandırıldı. BAŞBAKAN: BELÇİKA İÇİN KARA BİR GÜN Saldırı sonrası Belçika Başbakanı Charles Michel'den ilk açıklama geldi. Brüksel'deki saldırılarda çok sayıda ölü ve yaralı olduğunu söyleyen Başbakan Michel, "Belçika için kara bir gün. Kör ve korkakça bir saldırı" dedi. "KORKTUĞUMUZ BAŞIMIZA GELDİ" "Korktuğumuz başımıza geldi" diyen Başbakan Charles Michel, "Şimdi sakin olmaya ve dayanışmaya ihtiyacımız var" şeklinde konuştu. Belçika Başbakanı Chales Michel, saldırı sonrası başkent Brüksel'e ilave asker sevk edildiğini de belirtti.
Levent Kırca 'İçerdekiler' adlı tiyatro oyununda Başbakan'a ağır hakaretlerde bulundu. Oyun baştan sona skandal mesajlar taşıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Levent Kırca 'İçerdekiler' adlı tiyatro oyununda Başbakan'a ağır hakaretlerde bulundu. Oyun baştan sona skandal mesajlar taşıyor. Sanatçı Levent Kırca'nın sahneye koyduğu 'İçerdekiler' adlı tiyatro oyununda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakarete varan sözler tepkiye yol açtı. Levent Kırca, İçerdekiler isimli oyununu dün gece Esenyurt Rıfat Ilgaz Açık Hava Tiyatrosu'nda sahneledi. ERDOĞAN'I HİTLER'E BENZETTİ Küfürlü bir dille eleştirilerde bulunan Kırca, Başbakan Erdoğan'ı Hitlere benzetti. Silivri Cezaevi'nde bulunan Ergenekon davası sanıklarının köle muamelesi gördüğünü ileri süren Kırca, Kürt açılımını da şu sözlerle eleştirdi: "Teröristlere herşey serbest, onlar başbakanın arkadaşı. Bunlar teröristlerle işbirliği yapıyor, sebep; açılım bu kadar basit." PARALARIN ÜZERİNDEKİ ATATÜRK KALKACAK Hızını alamayan Kırca, Başbakan Erdoğan'ı BOP Eş Başkanı gibi göstererek, "Yakında paraların üzerindeki Atatürk kalkacak onun yerine bir ata binmiş BOP Eş Başkanı, at şahlanmış, ağzı köpüklü, gözünde de tezek var.' ifadelerini kullandı. Daha sonra Kırca sahneye terörist kılığında giren birini göstererek, "Kardeşim o terörist, ona her taraf serbest, o başbakanın arkadaşı. Bunlar teröristlerle işbirliği yapıyor, sebep; açılım bu kadar basit." dedi. BU OYUNUN İÇİNDE YER ALANLAR CAN VERMESİNLER Balyoz davası tutuklusu eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan rölü de giren Kırca, davanın yargıçları "Bilerek bu oyun içinde yer alanlar can veremesinler bana ve çocuklarıma çektirdiklerinin bin mislini çeksinler inşallah." şeklinde ifadeler kullandı. ÇARŞAFLI HOSTES Türk Hava Yolları'nın kılık kıyafet düzenlemesi ile ilgili çalışmalarını da eleştiren Kırca, sahneye çarşaf giymiş bir oyuncu çıkararak "İşte Türk Hava Yolları'nın hostesi gelmiş." ifadelerini kullandı. Çarşaflı kadına yönelik ağır hakaretlerde bulunan Kırca, şunları söyledi: "Sen örtünmeyi becerememişsin. Burnun patlıcan gibi ortada kalmış. Ya şu burun beni acayip tahrik ediyor lan." T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI'NIN KATKILARIYLA Ergenekon Terör örgütü ve Balyoz Darbe Planı davasının sanıklarını kahraman olarak gösteren Kırca'nın oyununa ait afişlerde “T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla” şeklindeki ibare dikkat çekiyor. Esenyurtlu vatandaşlar ise söz konusu oyunun Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmesini tepki gösterdi.
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Çözüm süreci bu şekilde devam ederse 6/7 Ekim benzeri olaylar tekrarlanacak" dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Çözüm süreci bu şekilde devam ederse 6/7 Ekim benzeri olaylar tekrarlanacak" dedi. İNTERNETHABER.COM Bugün TV’de yayınlanan Erkam Tufanla Analiz programına katılan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, oldukça sert açıklamalarda bulundu. Yapıcıoğlu, ‘Hükümetin gaflet uygusundan uyanmasını beklediklerini' ve 'vatandaşların bölgede PKK’nın olmayan insafına terk edilmiş durumda' olduğunu ileri sürerek "Çözüm süreci bu şekilde devam ederse 6/7 Ekim benzeri olaylar tekrarlanacaktır." dedi. İşte Yazıcıoğlu'nun Bugün TV'ye yaptığı çarpıcı açıklamalar: Kamu düzeni tesis edildi diye yapılan açıklamaları biz şöyle okuyoruz; bundan sonra saldırılar olursa, öldürmeler olursa, cinayetler, katliamlar olursa bunları basın görmeyecek, hiç bir şey olmamış gibi millet yoluna devam edecek. PKK’nın orada şehirlerin kıyısında mahkemeler kurdukları, insanları oraya celp ettikleri, yargıladıkları, ceza kestikleri, vergi topladıkları doğrudur. Bizim tabanımızdan oraya celp edilenler olmadı. Zaten olsa da bizden kimse gitmez oraya. 6/7 Ekim olaylarından HÜDA-PAR’ı polis korumadı mı? Nerede bu devlet demediniz mi? Biz devletin nerede olduğunu, ne yaptığını biliyoruz. Kamuoyu da biliyor artık. Peki devlet ne yapıyor, biliyorsunuz madem, söyleyin; Diyarbakır valisi açıkladı, o gün eğer biz polisi dışarı çıkarsaydık şehit verirdik, PKK’nın istediği de buydu dedi. Sizin o esnada polisi, jandarmayı aradınız mı? Öldürüyorlar neredesiniz dediniz mi? Mesela Kızıltepe’de arkadaşlar parti binası içinde bulunduğu, saldırıldığı esnada arkadaşlarımız kan kaybından ölecek diye ambulansı aramışlar, biz gelemeyiz demişler. Emniyeti aramışlar emniyet te gelemeyeceklerini söylemişler. Arkadaşlar sürekli 155 aramışlar ve iyi günler deyip dalga geçercesine suratlarına telefonu kapamışlar. Sayın Davutoğlu süreçte bütün Kürtlerle görüşeceğiz demişti. Görüştüler mi sizle? Hayır, şu anda da görüşmüyorlar. Sadece bizimle değil. Görüştükleri tek bir kesim var. O da HDP’dir. Hatta HDP bile değildir, İmralı’dır. Süreçten ümitli misiniz? Süreç bu şekilde devam ederse 6/7 Ekim benzeri olaylar tekrarlanacaktır. Süreç bu şekilde giderse ümitli değiliz. Bu şeklide yürümeyeceği çok belli. Eğer bu şekilde devam ederse 6/7 Ekim benzeri olaylar tekrarlanacaktır. Hükümeti bu gaflet uykusundan uyanmasını istiyoruz, uyanması içinde bağırıp duruyoruz. İnşallah bir gün sesimizi duyarlar
Sivas'ta temaslarda bulunan Başbakan Davutoğlu, İç Güvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili mecliste yaşanan gerginliğe değindi, "Bunlar molotof koalisyonu" dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun annesi Fidan Yazıcıoğlu'nun cenazesine katılmak üzere Sivas'ta bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, İç Güvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili olarak mecliste yaşanan gerginliğin Ak Partili vekiller tarafından çıkarılmadığını belirterek muhalefeti suçladı, "Bunlar molotof koalisyonu" dedi. Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun annesi Fidan Yazıcıoğlu'nun cenazesine katılmak üzere Sivas'a gelen Başbakan Davutoğlu, mecliste iki gündür kavgalara neden olan İç Güvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili konuştu. İBRET VERİCİ TABLO İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nı iki hafta önce ertelediklerini hatırlatan Davutoğlu, "Acaba (sağduyulu bir şekilde muhalefet partileri bir karar beyan ederler mi?) diye. Karar beyan etmek yerine demek ki bu arada perde arkasında görüşmeler yaptılar, bazı konularda mutabık kaldılar ki bir anda birbirleriyle anlaşması mümkün olmayan partiler bir çizgide buluştular. HDP bunun öncülüğünü yapıyor, CHP destek veya fiilen kürsü işgallerine yöneliyor, MHP de bunlara destek veriyor. Bu tablo ibret verici bir tablodur" dedi. BUNLAR MOLOTOF KOALİSYONU Bu yasayı engellemek isteyenlerin şiddet ortamından sorumlu olduğunu belirten Davutoğlu, "Halk indinde bunun hesabını veremezler. Bu yasayı engellemek isteyenler şiddet ortamından sorumludurlar. Bu yasayı engellemek için meclisi dahi şiddet ortamına dönüştürenler halka hesabını veremezler. Onlara destek veren MHP de veremez. Hepsi birden molotof kokteylini savunuyorlar. Bunlar molotofçu koalisyon. Molotof koalisyonu. Onun karşısında milleti temsil eden Ak Parti grubu var" dedi. GEREKİRSE SABAHA KADAR OTURUMLAR SÜRER Ak Parti'nin bir çok şiddet olayları engelleme yöntemiyle karşılaştığını, ancak hiçbir zaman attığı adımdan vazgeçmediğini belirten Davutoğlu, "Gerekirse sabaha kadar oturumlar sürer, bir daha bu ülkede yüzü yanmış genç kızlar görmek istemiyoruz. Yüzü maskeli vandallara izin vermeyeceğiz" dedi. KENDİ ARKADAŞLARI DÜŞÜRDÜ MHP'yi ve CHP'yi molotof kokteylini savunan HDP'yi desteklemekle suçlayan Davutoğlu, dün akşam CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün'ün Meclis merdivenlerinden yuvarlanmasıyla ilgili olarak da "CHP'li vekilin Meclis'te düşürülmesiyle ilgili, ortada hiçbir Ak partili yok, kendi arkadaşlarını tutarkan merdivenden düştüler. Bu tür tiatral şeylerle meclisin huzurunu bozmaya hakları yok" dedi. BU YASA ÖYLE YA DA BÖYLE GEÇECEK HDP'nin 6-7 Ekim olaylarında şehirlerde uyguladığı terörü meclise taşımak istediğini de sözlerine ekleyen Davutoğlu şunları söyledi: "Diğerleri onların peşine takılıp, Diyarbakır'da Şırnakt'a nasıl şiddet varsa o şiddeti meclise taşımak istiyorlar. Bu süre içinde bu yasaya hiçbir katkıda bulunmayan, eleştirilerini hiçbir objektif temele dayandırmayan, defaatlerce çağrı yapmış olmamıza rağmen alternatif hiçbir görüş getirmeyen muhalefet partileri, bir anda ortak bir çabayla şiddet ve gerçekten meclisimizin vakarına yakışmayan bir davranışı meclisimize taşıyorlar. Onların önerge vermesi esnasında herhangi bir Ak Partili engelliyor mu, ne zaman yasaya geçilse o anda anlaşmış bir şekilde harekete geçiyor. Tablo milletimizin önünde cereyan ediyor, milletimiz görüyor. Arkadaşlarıma gereken talimatları verdim, vakar içinde gerekni yapacaklar. Uyuşturucuyla mücadele konusunu da içeren bu yasa öyle yada böyle geçecek.
Doç.Dr. Osman Can, "Anayasa'da Neler Değişecek?" konulu bir konuşma yapmak üzere, 3 Eylül'de Bursa'ya gelecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Doç.Dr. Osman Can, "Anayasa'da Neler Değişecek?" konulu bir konuşma yapmak üzere, 3 Eylül'de Bursa'ya gelecek. Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç.Dr. Osman Can, 12 Eylül'de halk oyuna sunucalak olan Anayasa Paketi'yle ilgili konuşma yapmak üzere Bursa'ya gelecek. Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala, Doç.Dr. Osman Can'ın "Anayasa'da Neler Değişecek" konu başlıklı bir konuşma yapmak üzere 3.Eylül Cuma günü Bursa'ya geleceğini duyurdu. 3 EYLÜL, CUMA GÜNÜ, SAAT 21.00'DE BAŞLAYACAK Semih Pala, Can'ın katılacağı toplantının Merinos Atatürk Kongre ve Külter Merkezi Orhangazi Salonu'nda gerçekleştirileceğini ve Saat 21.00'de başlayacağını açıkladı. Doç.Dr. Osman Can'ın 26 maddelik Anayasa Paketi'nin içeriği hakkında ayrıntılı bilgiler vermesi bekleniyor.
Tekirdağ'da bir iş adamı geçen yıl uçuş süresi dolan ve Çorlu Havaalanı apronuna indirilen emekli Airbus A300 tipi kargo uçağı 200 kişilik restoran yapmak için 500 bin liraya satın aldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tekirdağ kent merkezindeki restoran yapılacağı yere TIR’larla taşınan uçak parçalarının yeniden birleştirilerek restoran haline getirileceğini ifade eden Yurdanur şunları söyledi: "Amerika seyahatimde uçak restoranı görüp çok beğenmiştim. Aynısını Tekirdağ’da yapma gibi bir hayalim vardı. Orada uçak restoranda yemek yemek için 1.5 saat bekledim. Türkiye’ye döndüğümde bu hayalimi gerçekleştirmek için çalışmalara başladım.
İstanbul'u iki haftalık bir kabus bekliyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde 25 Ocak ile 8 Şubat Pazar arasında 10 gişeden 4'ü kapalı olacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Valiliği, OGS ve HGS Serbest Geçiş Ücret Toplama Sistemi test çalışmaları nedeniyle, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde 25 Ocak Pazar gecesi saat 01.00'den 8 Şubat Pazar günü saat 14.00'e kadar 10 gişeden 4'ünün geçişlere kapatılacağını, geçişlerin 6 gişeden yapılacağını duyurdu. Valilik'ten konuya ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi: "Otoyol ve Boğaz Köprülerinde Serbest Geçiş Ücret Toplama Sistemleri yapım işi, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilerek ihale edilmiştir. Proje kapsamında öncelikle Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gişe alanında, araçların ortak geçiş yapabileceği konstrüksiyonlar (TAK'lar) tesis edilmiş, OGS ve HGS algılayıcılar bu konstrüksiyonlara yerleştirilerek, 5 şeritli araç geçişi sağlanmıştır. Serbest Geçiş Ücret Toplama Sistemi test çalışmalarının büyük ölçüde tamamlanması nedeniyle, gişe adaları ve kanopilerin kaldırılması, otoyol yüzeyi asfalt kaplama çalışmaları ve yatay-düşey trafik işaretleme çalışmaları yapılarak, otoyol araç geçişine hazır hale getirilecektir. Bu çalışmalar sırasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde gerekli işaretler ile 1, 2, 3 ve 4 numaralı gişeler trafiğe kapatılacak, trafik akışı OGS ve HGS etiketli araçların aynı şeridi kullanacakları 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı gişelerden sağlanacaktır. Çalışmalar, 25.01.2015 Pazar günü saat 01.00'de başlayacak olup, 08.02.2015 Pazar günü saat 14.00'te tamamlanacaktır. Çalışmalar esnasında gerekli tüm emniyet önlemleri alınacak ve onaylı trafik projesine göre gerekli trafik işaretlemeleri yapılacaktır. Sürücülerin yol üzerindeki trafik işaret ve işaretçilerine titizlikle uymaları gerekmektedir."
Arap basınına göre, Suudi savcı Cemal Kaşıkçı cinayetinin önceden planlandığını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Washington Post yazarı Cemal Kayıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili soruşturma yürüten Suudi Arabistan Başsavcılığı, son dakika açıklamasında Cemal Kaşıkçı cinayetinin önceden planlandığını duyurdu. Başsavcılık açıklamasında, gözaltına alınan zanlıların sorgusunun sürdüğü belirtildi. TÜRKİYE'DEN GELEN BİLGİLER... Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan habere göre, Suudi Arabistan Başsavcısı Suud Muceb, "Kardeş Türkiye ve Suudi Arabistan arasında kurulan ortak çalışma grubu aracılığıyla kardeş Türkiye'den gelen bilgiler, Kaşıkçı davasındaki şüphelilerin cinayeti önceden planladığını gösteriyor." ifadesini kullandı. GERÇEKLER ORTAYA ÇIKANA KADAR... Başsavcı Muceb ayrıca başsavcılığın, edindiği bilgiler ışığında gerçekler ortaya çıkarılana kadar şüphelilere yönelik soruşturmayı sürdüreceğini kaydetti.
İngiltere’deki gazetelerin dünya sayfalarında Türkiye, Mısır ve Suriye ile ilgili haberlerin yanı sıra, Çin’de çalışma kamplarının lağvedilmesi ve ABD eyaleti Colorado’da 10 günde 5 milyon dolarlık yasal marihuana satışı gibi konular dikkat çekiyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Guardian gazetesinde, Türkiye’nin aralarında olduğu ‘ikinci kuşak’ gelişmekte olan ülkeler grubuyla ilgili iki sayfalık bir özel haber yer alıyor. MINT (İngilizce’de darphane) kodlaması, dört ülkenin baş harfinden oluşturulmuş: Meksika, Endonezya (Indonesia), Nijerya ve Türkiye. Haberde, 13 yıl önce Batılı yatırımcılara BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerini işaret eden ekonomist Jim O’Neill’ın bugün MINT ülkelerini dikkate değer bulduğu aktarılıyor. Guardian, MINT ülkelerinin ortak özelliklerini şöyle tarif ediyor: “Hepsinin bolca genç işçi sağlayan büyük ve artan nüfusları var. Gelecek on yıllarda birçok gelişmekte ülke yaşlanan ve daralan nüfusları tarafından acımasızca düşük büyüme oranlarına sürüklenirken, bu onlara hızlı büyümede yardımcı olacaktır. “Ayrıca hepsi yakınlarındaki büyük pazarlardan avantaj sağlayabilecekleri çok iyi coğrafyalarda konumlanmış haldeler; Endonezya Çin’e yakın, Türkiye Avrupa Birliği’nin kıysında ve Meksika ABD’nin kapı komşusu.” “Nijerya’nın coğrafi avantajları o kadar gözler önünde değil belki ama kıtada sürekli bir güçlü büyüme dönemi yaşanırken, Avrupa ekonomisinin bağlantı merkezi olma potansiyeline sahip.” ING Investment Management ekonomisti Tanweer Akram, parasını bazı gelişmekte olan ülkelerden çıkaran yatırımcıların, “cari hesap açığı, hedefin üstünde enflasyon ve büyüme durgunluğu nedeniyle kırılgan olan” ülkelerden kaçındıklarını belirtiyor. Bu tanımdan hareketle Guardian, birkaç yıl öncesine kadar yatırımcıların hücum ettiği Türkiye ve Endonezya’nın artık daha dikkatli yaklaşılan ülkeler arasına girdiğini kaydediyor. Haberde, enflasyonun %8 kapısına dayandığı Türkiye’ye IMF’nin faizleri %2,5 yükseltme çağrısı yaptığı hatırlatılıyor. Guardian muhabiri Constanze Letsch ise özel habere sunduğu analiz yazısında, sağlanan istikrar nedeniyle örnek gösterilen Türkiye’nin bu “namının” yolsuzluk kriziyle darbe yediğini anlatıyor. Analizde, AKP’nin 2002’de iktidara gelmesinin ardından enflasyonun %100’ler düzeyinden tek haneli sayılara düştüğü, gayri safi yurtiçi hasılanın ise %45 arttığı hatırlatılıyor. Ekonomi ortalama %4’ün üzerinde büyürken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın arka arkaya üç seçimi kazandığını anlatan Letsch, Türkiye’nin en değerli varlığı olan siyasi istikrarın, bakan istifalarına sebep olan yolsuzluk soruşturmaları ile sarsıldığını dile getiriyor. AKP’nin “paklık” iddiasına ve yolsuzluğu sona erdirme vaadine gölge düştüğünü belirten muhabir, Türk lirasının büyük değer kaybettiğini dile getirirken, Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Asaf Savaş Akad’ın görüşüne başvuruyor. Akad, döviz kurunun ekonominin durumunu değil psikolojik algılamayı yansıttığını belirterek, ülke ekonomisinin geleceği hakkında konuşmak için erken olduğunu söylüyor. Analizde, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “makroekonomik temellerin güçlü, bankacılık sektörünün ve kamu maliyesinin güçlü” olduğu sözeri de aktarılıyor. Analizin son bölümünde, Türkiye’nin yerel seçimlere ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlandığı hatırlatılarak, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Seyfettin Gürsel’in görüşüne başvuruluyor. Gürsel, seçim sonuçlarını tahmin etmenin güç olduğunu belirterek, AKP’nin %43’ün altında oy alması halinde Erdoğan’ın başkanlık seçimini kazanmasının ve parlamento seçimlerinde başkanlık sistemine geçiş için gerekli anayasal değişiklikleri sağlayacak çoğunluğu elde etmesinin çok zor olacağını ifade ediyor. Bu arada, Times gazetesinde, yolsuzluk soruşturmaları sonrasında yüzlerce polis ve savcıyı görevlerinden kaydırdığı hatırlatılarak, sırada yargı bağımsızlığını ve internete erişimi kısıtlamaya yönelik yasal düzenlemeler olduğu belirtiliyor. Haberin başlığı şöyle: “Erdoğan yargıyı ve internet erişimini zapt ediyor.” IŞİD zulmü Times’ın dünya sayfalarındaki bir başka haberde, Suriye’de El Kaide çizgisindeki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları ile diğer silahlı İslamcı gruplar arasındaki çatışmalar anlatılıyor. IŞİD’in Halep’ten çekilirken, 50 civarındaki rehineyi katlettiği belirtilen haberde, halen Rakka kentini elinde tutan bu militanların rehin tuttuğu aktivist, gazeteci ve yardım kuruluşu elemanının hayatından endişe edildiği dile getiriliyor. IŞİD’in elinden sağ kurtulan rehineler, 2 Kürt’ün Suriye’deki Beşar Esad rejimiyle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle gözleri önünde öldürüldüğünü anlatmış. Esad yönetimine muhalefetiyle tanınan aktivist Milad Şehabi, rehin tutulduğu sırada rejim uçakları tarafından vurulmayı dilediğini söylüyor: “Uçakların bizi vurup bu işkenceden kurtarması için dua ettik… Ayaklanmanın başından beri devrimciyiz ve bize yapılan bu!” IŞİD tarafından geçen yıl rehin tutulup serbest kalan Anthony Loyd ise analizinde, El Kaide’nin herkesi “dinden dönmüş” diyerek hedef tahtasına koyabileceğini vurguluyor. Mısır'da referandum öncesi sıkı baskı Mısır’da önümüzdeki hafta yapılması planlanan referandum öncesinde ılımlı bir partinin “Hayır” çağrısı yaptığı gerekçesiyle askeri cuntanın hedefi olduğu haberi de Times’ın dünya sayfalarında yer alıyor. Üstelik bu parti, Temmuz ayında Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi’nin ordu tarafından devrilmesini ‘kerhen’ destekleyen ve ılımlı İslamcı çizgide olan Güçlü Mısır partisi. Partinin kurucusu Abdül Munim Abdül Fütuh, anayasa taslağının orduyu “devlet üstünde devlet” haline getirdiği gerekçesiyle itirazını dile getirince, parti üyelerinden üçü tutuklandı. Times, hem askeri cuntaya hem de Müslüman Kardeşler’e karşı duran Devrimin Yolu Cephesi’nin de referandumda “Hayır” oyu verilmesi çağrısı yaptığına dikkat çekiyor. Çin'de çalışma kampları kapandı Daily Telegraph, Çin’den ‘iyi’ bir haber veriyor: On yıllardır binlerce kişinin “devrimci eğitim” adı altında kölelik koşullarında yaşadığı çalışma kampları lağvedildi. Gazetenin muhabiri, başkent Pekin civarındaki altı çalışma kampının boş olduğunu tespit etmiş. Birçok muhalif de, kamplardaki binlerce kişinin 2007’de Çin yönetiminin verdiği söze uygun olarak serbest bırakıldığını doğrulamış. Colorado'da 5 milyon dolarlık kenevir satışı Belli miktardaki marihuana çeşitlerinin ticari satışının yılbaşından itibaren serbest kaldığı ABD eyaleti Colorado’da şimdiden 5 milyon dolarlık esrar türevi madde satıldığı belirtiliyor. Independent’a konuşan Ulusal Kenevir Endüstrisi Birliği kurucularından Aaron Smith şöyle diyor: “Bu, yasadışı uyuşturucu satıcılarının ve karaborsacıların eline geçmiş olacak bir 5 milyon dolar; şimdi onlar yerine küçük işyeri sahiplerine, topluluğa yeniden yatırım yapanlara, istihdam ve vergi geliri yaratanlara gidiyor.” Satıştan yaklaşık 1 milyon dolar vergi geliri bekleniyor. Uzmanlar, birçok kişinin bu tarihi anın parçası olmak için talebe katılması nedeniyle, beklenenin üzerinde satış gerçekleştiğini belirtiyor. En büyük sorun ise bankaların bu ticareti yapan yaklaşık 50 dükkan sahibiyle çalışmayı reddetmesi. Zira halen ABD federal yasalarına göre marihuana türevleri yasak. Gazetenin özel haberinde ise California’daki Oacksterdam Üniversitesi’nde 2007’den beri 15 bin kişinin kaliteli kenevir yetiştirme kursuna katılmış olması konu ediliyor.
A Milli Basketbol Takımı, 2014 FIBA Dünya Kupası öncesi bugün ev sahibi İspanya’ya uçtu. <br/>2014 FIBA Dünya Kupası’nda mücadele edecek 12 ...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: A Milli Basketbol Takımı, 2014 FIBA Dünya Kupası öncesi bugün ev sahibi İspanya’ya uçtu. 2014 FIBA Dünya Kupası’nda mücadele edecek 12 Dev Adam, İspanya’ya gitti. İspanya’nın ev sahipliğinde 30 Ağustos-14 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek Dünya Kupası öncesi İstanbul’daki hazırlıklarını tamamlayan ay-yıldızlılar, öğle saatlerinde Atatürk Havalimanı’ndan Madrid’e hareket etti. Milliler, Dünya Kupası öncesi son hazırlık maçında yarın Madrid’de Porto Riko ile karşılaşacak. Ay-yıldızlılar, Porto Riko maçının ardından 28 Ağustos Perşembe günü Dominik Cumhuriyeti, Finlandiya, Yeni Zelanda, Ukrayna ve ABD ile yer aldığı C Grubu maçlarını yapacağı Bilbao kentine geçecek. Başantrenör Ergin Ataman yönetimindeki A Milli Basketbol Takımı’nın 12 kişilik kadrosunda şu oyuncular yer alıyor: "Sinan Güler, Barış Ermiş, Barış Hersek, Emir Preldzic, Kerem Tunçeri, Oğuz Savaş, Kerem Gönlüm, Ender Arslan, Ömer Aşık, Cenk Akyol, Furkan Aldemir, Cedi Osman." (İHA)
Arap Emrah çetesinin Alibeyköy Barajı'na gömdüğü otomobiller çıkarılmaya başlandı. Çetenin suça karıştıktan sonra baraja attığı 1 otomobil çıkarıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Sultangazi, Gaziosmanpaşa ve Çağlayan Adliyesi'nde 3 kişinin hayatını kaybettiği 3 kişinin de yaralandığı silahlı saldırıların tarafı olan "Arap Emrah" olarak bilinen Emrah Sever çetesini çökertti. Habertürk'ün haberine göre; Emrah Sever'in sağ kolu olan Volkan S.'nin de aralarında bulunduğu 12 adamı 7 adet silahla yakalandı. BARAJA ATTIKLARI OTOMOBİL ÇIKARILDI Yürütülen soruşturmada, Arap Emrah çetesinin suça karıştığı çalıntı otomobilleri olay sonrasında Alibeyköy Barajına attığı tespit edildi. Deniz Polisi'nin de yardımıyla çetenin baraja attığı 1 otomobil bulanarak çıkarıldı. Çetenin baraja attığı en az 3 otomobilin daha aranmasına devam ediliyor.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK desteği ile yerli lazer silahı geliştirileceğini açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sadece ABD’de bulunan silahtan iki adet üretilecek. ABD’nin insansız hava araçlarını düşürme ve savaş gemilerini etkisiz hale getirmek için geliştirdiği Lazer Silah Sistemi (LaWS) büyük yankı uyandırmıştı. Amerikan Donanması’nın tanıttığı lazer silahını geliştirebilmek için Rusya, Çin, İsrail ve Almanya’da da benzer çalışmalar yapılıyor. Bakan Ergün, TÜBİTAK Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu (SAVTAG)’nun öncülüğünde başlatılan çalışmalarda lazer silah geliştirecek yüksek bütçeli projelerin destekleneceğini bildirdi. Kurum, Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemi (YGLSS) geliştirilmesi için 24 Mayıs’ta çağrıya çıktı. Proje sonunda iki adet lazer silah geliştirilecek. Facebook 6 milyon kişinin bilgisini 'sızdırdı'! Ergün, müşteri kurumun Milli Savunma Bakanlığı ARGE ve Teknoloji Dairesi olduğu çağrı kapsamında üniversiteler, özel kuruluşlar ve kamu ARGE kuruluşlarının ‘Proje Yürütücüsü’ olarak yer alabileceğini ifade etti. Proje yöneticisi kurumun proje sonunda kullanılabilecek iki adet yüksek güçlü lazer silahın istenen teknik özelliklerde üretilmesinden sorumlu olacağını belirten Ergün, “Lazer sistemle kara, deniz ve havada tehdit unsuru oluşturan hedefler algılanacak, takip edilecek ve etkisiz hale getirilecek” dedi. Proje kapsamında öncelikle insansız hava araçları, seyir füzeleri ve havan mühimmatlara karşı kullanılacak bir lazer silahının milli olarak geliştirileceğinin altını çizen Bakan Ergün, söz konusu lazer silahının bütün bileşenlerinin milli olmasının da amaçlandığını belirtti. Bakan Nihat Ergün, çalışmaya ilişkin şunları söyledi: “Silah sisteminin en kritik bileşenlerinden biri olan lazer kaynağı tamamen yurtiçi yetenekler kullanılarak geliştirilecek. Projenin birinci dönemi süresince farklı teknolojilerin kullanıldığı en fazla 4 farklı lazer kaynağının geliştirilmesi TÜBİTAK tarafından desteklenecek. Türkiye’nin geliştireceği lazer teknolo-jisi öncelikle savunma sanayinde teknolojik kazanım sağlayacak. ” Kaynak: teknolojioku.com
Suriyeli Ahrar'uş Şam, Suriye'nin kuzeyinde faaliyet gösteren 6 örgütü bünyesine dahil ettiğini duyurdu. Özgür Suriye Ordusu'na karşı saldırı başlatan bu örgütler Türkiye ve Rusya'nın başlattığı Astana görüşmelerini tehlikeye atabilir.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Önceden El Kaide ile bağlantılı olan El Nusa şimdiki ismiyle Fetih El Şam, bu hafta Özgür Suriye Ordusuna bir dizi saldırı başlattı. Reuters'ın haberine göre, Özgür Suriye Ordusu'nu Kazakistan'daki Astana barış görüşmelerinde komplo kurmakla suçladı. ARABULUCULUK GİRİŞİMİNİ REDDETTİ Ahrar'uş Şam, Fetihh El-Şam'ın arabuluculuk girişimlerini reddettiğini söyleyerek FSA gruplarıyla görüştü. BU BİR SAVAŞ İLANIDIR Ahrar'uş Şam yaptığı açıklamada, hareketin üyelerine yönelik herhangi bir saldırının "savaş ilanı" ile eşleştiği ve bununla yüz yüze gelme konusunda tereddüt etmeyeceklerini belirtti.
Günün önemli gelişmelerini sizin için derledik.<br/><br/> <br/><br/>Aziz Yıldırım konuştu<br/><br/>İstanbul - Basın toplantısı düzenleyen Fe...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Günün önemli gelişmelerini sizin için derledik. Aziz Yıldırım konuştu İstanbul - Basın toplantısı düzenleyen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, “3 Temmuz olayı UEFA’da da devam ediyor. Çünkü öyle anlatılmış ki, suçsuz olduğumuza inanmıyorlar. Benim hakkımda bir tape gösterin dedim, gösteremediler. Üzerimizde baskı var diyorlar. (UEFA disiplin kuruluna dışarıdan baskı kurulmuştur…) Bu çocukların tek hayali iyileşip dışarıda oynamak Diyarbakır - Milyonda bir görülen bir deri hastalığına yakalanan iki kardeş, günden güne eriyor. Maddi durumu iyi olmadığı için çocuklarını tedavi ettiremeyen aile, hayırseverlerden yardım bekliyor. Futbolcuyu yaka paça dışarı attı Pekin - Çin Süper Ligi’nde oynanan bir futbol müsabakasında, rakip futbolcunun zamanı geçirmek için yerde yattığını iddia eden bir futbolcu, kendisini saha dışına sürükledi. Olay sonrası saha karıştı. Boğaz’dan alevler yükseliyor İstanbul - Beşiktaş’ta ağaçlık alanda çıkan yangın, kısa sürede büyüdü. Kullanılmayan tarihi bir eve sıçrayan alevlere itfaiye ekipleri müdahale etti. Muhabbet kuşunun motosiklet keyfi İstanbul - Uçmaktan sıkılan muhabbet kuşu, motosiklete bindi. Sharapova futbolda da döktürdü Londra - Ünlü Rus raket Maria Sharapova, Wimbledon Tenis Turnuvası için geldiği Londra’da futbol yeteneklerini sergiledi. (İHA)
Sosyal güvenlik uzmanı Bünyamin Esen, doğum yapan memurlara getirilen part time çalışma hakkına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Doğum yapan memurların part time çalışma hakkı var mı? Sosyal güvenlik uzmanı Bünyamin Esen cevapla.tv'ye anlattı. Kadın memur ve işçilere birinci doğum sonrasında 2 ay, ikinci doğum sonrasında 4 ay ve üçüncü doğum sonrasında 6 ay boyunca part - time çalışma hakkı tanınıyor. Dahası bu süreler, çoğul doğumlarda 1 ay fazla kullanılabiliyor. Engelli çocuğu olanlar her doğumda 12 ay boyunca part time çalışabiliyorlar. Ayrıca, evlat edinme halinde de bu haktan yararlanılması mümkün.
Alfa Romeo 4C Spider WTCC yarışları için 2014 sezonunda güvenlik aracı olarak belirlendi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Alfa Romeo’nun kısıtlı sayıda üretilen 4C modeli, FIA tarafından WTCC (World Touring Car Championship) yarışları için 2014 sezonunda güvenlik aracı olarak belirlendi. Fas Marakeş'te bulunan Moulay El Hassan Pisti'nde 12-13 Nisan'da gerçekleşecek yarışla başlayacak WTCC 2014 sezonunda bütün yarışlarda güvenlik aracı olarak piste çıkacak 4C, Uluslararası Paris Otomobil Fuarı'nda 2013 yılının en güzel otomobili seçilmişti. Alfa Romeo mühendisleri tarafından geliştirilen ve İtalya Modena'daki Maserati tesislerinde üretilen Alfa Rome 4C, markanın spor otomobil konusunda geldiği noktayı gösteren en önemli modeli olarak karşımıza çıkıyor. Arkadan itişli, iki kişilik bir spor otomobil plan 4C, fabric verilerine göre 0-100 ams hızlanmasını 4.5 saniyede gerçekleştiriyor ve 257 km/s hıza ulaşabiliyor. Karbon fiber ve alüminyum gibi hafif malzemelerden geliştirilen gövdesinin 895 kilogramlık düşük ağırlığı ve öne 40, arkaya ise 60 oranında dağıtılan ağırlık sayesinde mükemmel bir dengeye sahip 4C'de 240 HP 1750 turbo benzinli bir motor kullanılıyor ve çift kavramalı Alfa TCT şanzıman ile kombine ediliyor.
Eroğlu Yapı'nın Halkalı'da inşa ettiği İstanbul lounge 2 projesinde, konut sahibi olacaklara büyük avantajlar sunuyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Eroğlu Yapı'nın Halkalı'da inşa ettiği İstanbul lounge 2 projesinde, 63 ile 256 metrekare arasında 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 Konut seçenekleri var. 150 metrekarenin altındaki dairelerin yüzde 1 KDV avantajıyla satılıyor. İstanbul Lounge'ta; 1+1 daireler 225 bin liradan, 2+1 daireler 285 bin liradan, 3+1 daireler 429 bin liradan başlıyor. İstanbul Lounge 2'de yer alan sosyal donatı alanları arasında açık ve kapalı Yüzme Havuzu, fitness salonu, yürüyüş, koşu alanları, mini futbol sahası, basketbol sahası, Tenis Kortu, çocuk kulübü, çocuk havuzu, çocuk parkı, dev satranç, hobi alanları ve sauna bulunuyor. Teslimlerinin Aralık 2013 yılında gerçekleşeceği İstanbul Lounge 2 Evleri'nde yer alan Ticari alanın büyüklüğü 1.800 metrekare olarak belirlendi. İstanbul Lounge-2 İletişim: Web : www.erogluyapi.com.tr Tel : 444 37 97
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Başbakan Erdoğan'a neden terörist dedi?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Twitter'ın takibe aldığınız bir çok insanın farklı yüzlerini görmenizi sağlayan bir yanı var. Çoğu zaman asık suratlı gördüğünüz bir insanın espri yaptığına ya da tam tersi çok şen şakrak diyebileceğiniz birinin hüzünlü bir yanına şahitlik edebiliyorsunuz. Bu aslında insanlar hakkındaki ön yargıları kırmaya da yardım ediyor. Özellikle de siyasetçiler. Bizler onları Meclis kürsüsünde ciddi ciddi konuşmalar yaparken görüyoruz genellikle. Oysaki attıkları twitlerle hayatlarının siyasetten ibaret olmadığa tanık oluyoruz bir yandan. İşte bu hafta Twit-ül Havadis'te Meclis'te en çok konuşmayı yapan, yaptığı konuşmalarla da bir çok tartışmanın fitilini ateşleyen bir milletvekilini ağırlıyoruz. En son Meclis Genel Kurulu'nda çıkan kavgada Başbakan Erdoğan'a "terörist" derken gördük onu. Kavganın ardındansa attığı twitle neden öyle dediğini açıkladı takipçilerine. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'dan bahsediyorum. Onun takipçileri sert görünen micazının altında nasıl bir insan olduğunu yakından görüyorlar. Zaman zaman gittiği gezilerden videolar çekerek paylaşıyor, zaman zaman da çektiği bir fotoğrafla o anki ruh halini yansıtıyor. Twitter'ın çok önemli bir iletişim aracı olduğunu düşünen Hasip Kaplan'la twitterla ilgili hoş bir söyleşi yaptık. Neden Twitter kullanmaya başladı, kimleri takip ediyor, kimleri blokluyor? Bütün bunların yanında gündeme ilişkin bir kaç soru da sordum kendisine. Bir çok ünlü ismin avukatlığını yapmış olan Hasip Kaplan Şivan Perver'in de avukatlığını yapmış. Şivan Perver'in PKK ile ilgili yaptığı açıklamaları değerlendiren Kaplan "bizi karşı karşıya getirerek bundan nemalanmak isteyenler var" dedi. KCK'nın kaos planı olarak ortaya konan raporlar hakkında da konuşan Kaplan'ın sözleri oldukça tartışma yaratacağa benziyor. İşte Twitter'dan KCK'ya Hasip Kaplan'la konuştuklarımız ve Kaplan'ın bilmediğiniz yönleri... Twitter kullanmaya nasıl başladınız? Sosyal paylaşım sitesi olarak Facebook'da bizi sevenlerin oluşturdukları bir ağ var. Ama ben o ağ üzerinden iletişim kuracak zamanı bulamıyorum. Ancak Meclis'teki önergeler, kanun teklifleri, haberler o Facebook sayfasından ulaştırılıyor. Facebook hesabınızı açanları tanıyor musunuz? Daha sonra tanıştık. Meclis'e geldiler, benimle tanıştılar, kendi aralarında bir iletişim ve görev dağılımı yaptılar. SİYASETÇİLER İÇİN TWİTTER ÖNEMLİ Neden Twitter? Anlık bilgilenme ve iletişim açısından önemli bir paylaşım sitesi. Biz siyasetçiyiz ve dünyadaki, Türkiye'deki gelişmeleri anında izlemek isteriz. Bu açıdan önemli. İkincisi kendi çalışmalarımız, Meclis'teki yasama süreci ve kendi partimizle ilgili görüşlerimizi insanlarla paylaşmak açısından önemli. Her zaman vaktimiz olmuyor ama vakit buldukça gelen sorulara cevap vermeye çalışıyoruz. Sadece Türkiye'den değil bizi izleyenler. Dünyanın her ülkesinden bizi izleyenler olduğunu biliyoruz. Mesela Tarım Kulübü dergisi Twitter üzerinden iletişim kurdular benimle ve geldiler röportaj yaptılar. Bunun dışında çok farklı düşünceler var bu alanda. Seviyeli tartışmaların hepsi ilgi çekiyor. Ne zamandan beri kullanıyorsunuz Twitter'ı? Yaklaşık 1 ay – 40 gün oldu. Kimleri takip ediyorsunuz? Özellikle basın çevresini izliyorum. Basın da bizi izliyor. Örneğin Şırnak'a gittiğimde Fındık nahiyesinin açılışına katıldım. Oraya giden tek siyasetçiyim, benim dışımda tek bir siyasetçi gitmemiş. Ve o anı fotoğraflıyorum, videoya alıyorum anında paylaşıyorum. Şırnak'ta siyaset nasıl, batıda olanlar bunu bilmiyorlar. CİZRE TAŞ ATAN ÇOCUKLARDAN İBARET DEĞİL! Mesela Şırnak'ta Eşbaşkanımız Gülten Kışanak'la spor turnuvası finaline katıldık, karda kışta binlerce kişi final maçını izliyor, sonuçta kazananlara kupalarını verdik. Ordan çıktık, esnafla bir dayanışma yemeğimiz oldu, ordan çıktık ertesi günü bizim siyaset akademisinin Cizre'de açılışı oldu. Yani bunları paylaştığınız zaman Şırnak'taki siyasetin daha farklı olduğunu anlıyorlar. Sadece televizyon ekranlarındaki gibi değil ki ben iddia ediyorum Cizre'de sayıları 50'yi geçmeyen çocuk var. Bir taş atma hadisesi var, polis gaz atar ve Cizre'de olaylar çıktı diye verilir. Ben bunların sayısının abartıldığı kadar fazla olmadığını da bu tür olayların tüm Cizre'ye mal edilmesinin doğru olmadığını da biliyorum. Ama zaman zaman çok kitlesel on binlerin katıldığı etkinlikler oluyor o ayrı. Ama bizim bile partililerin engelleyemediği bir 50-60 kişilik grup var. Bu tür paylaşımlarınıza geri dönüşler nasıl? "Sizin düşüncelerinize katılmasak da saygı duyuyoruz, gerçekten iyi bir çalışma yapıyorsunuz" diyenler oluyor. Zaman zaman da böyle olduğunu bilmiyorduk, bundan sonra oyumu size vereceğim diyen çokca twitte alıyorum. Meclis'te bir konuşmam sonrası twitler geldi. "Seçimde size oy verebilmek için bulunduğunuz seçim bölgesine kaydımı yapmak istiyorum" diyen insanlara rastladım. Ve bunlar batıdan arayan insanlardı. BEDELLİYLE İLGİLİ ÇOK TALEP VAR! Gelen mentionlara, sorulara cevap veriyor musunuz? Farklı kesimnlerin sorunları çıkıyor, o konularda bizden yardım istiyorlar. Mesela son 3-4 gündür bedelli askerlikle ilgili bana çokca twit geldi. Ve komisyonda Milli Savunma Bakanı'na açıkca söyledim: "Çok ciddi bir talep var, 400-500 bin kişi. Siz sadece 43 yaş üstü olanlara dövizli askerlik getirdiniz, bu 43 yaş altından da çok büyük bir talep var, bu kitlenin talebini dikkate almıyorsunuz" dedim. "Efendim terör sürerse bu mümkün değil!" Öyle şey olur mu? Bununla ilgili gelen talepleri, twitleri Meclis'te de gündeme getiriyoruz. BİZDE TEZEK YOK BİZ KÖMÜR KOKLUYORUZ! Siyasetçiler ve basınla diyaloğunuz nasıl Twitter'da? Zaman zaman tanıdığımız gazeteciler, sanatçılar, farklı partiden milletvekilleri, bakanlarla iletişimimiz oluyor Twitter üzerinden. Bazen takılıyoruz birbirimize. Sayın Lokman Ayva'yla bazı önemli konularda görüş alışverişimiz oluyor. Ekmen'e takılıyorum, Suat Kılıç'a da bir ara takıldım. Hatta espri yapmıştım. Başbakan twitte olmaz gidin tezek kokusu alın demişti. Ben de Şırnak'tan bir kömür madeninin ordan fotoğrafını çekip göndermiştim " Biz de tezek yok, biz de kömür kokluyoruz" diye. Bunun dışında yurt dışında olan bir çok iletişimimizin koptuğu insanlar bizi buluyorlar bu sosyal paylaşım ağları sayesinde. Tunus olayları sırasında Ceyda Karan Tunus'tayken merak ettiğim bir kaç soruyu sormuştum. En son Lübnan'da bu hükümetin devrilmesiyle ilgili Ayşe Karabata'ya yazmıştım merak ettiğim bir kaç şeyi. Bunların gerçekten de bir faydası oluyor. KÜRTÇE TWİT ATMAMIZI İSTEYENLER VAR! Emek meslek örgütlerini takip ediyorum, onlara özel önem veriyorum. Özellikle Güneyde İranda Suriye'de yaşayan kürtlerin kürtçe yazışalım diye bir talepleri de var. Kürtçe de kullandığım oluyor. Ama tabi büyük ölçüde bizi izleyen kitle Türkçe kullanıyor. Onlar da diyorlarki: "Biz Kürtçe kullanmanıza karşı değiliz, mutlaka Türkçesini de yazarsanız seviniriz" Meclis'te varsa önemli gündemler cep telefonundan atabildiğim için mutlaka notlar geçiyorum. KAPLAN'IN EN GICIK OLDUĞU İNSAN TİPİ? Zevkle takip ettiğiniz isimler kimler? Ben benim takip ettiklerimden çok beni takip edenlere daha çok cevap veriyorum. Çünkü zaman sorunu yaşıyoruz. İstiyorum herkesi izlemeyi ama öyle bir şansım yok. Ama yazıştıklarımın yüzde 95'i beni izleyenler. Çünkü onları daha çok önemsiyorum. Merak ettikleri şeyler oluyor onları bilgilendiriyorum. Bazen Cüneyt Özdemir, Ahmet Hakan takılır bana ben onlara cevap veririm. Bazen bir bakıyorsunuz 20 yıldır görmediğiniz bir arkadaştan bir selam geliyor. Böyle hoşluklar oluyor. Bazen de farklı bir düşünce de olan bir insan burada doğru söylediniz diyor. İşte önemli olan o doğruların insanları bir araya getirmesi. En gıcık olduğum tipler de edep sınırlarını bilmeyenler. Zaten onları bloklamak kolay. Blokladıklarınız oluyor mu? Oluyorsa neden blokluyorsunuz? Çok fazla blokladığım olmuyor. Farklı düşüncedekileri bloklamıyorum ama biraz etik sınırların dışına çıkıp, düşünceleri küfür düzeyine getirenler olduğu zaman bunlarla tartışılmayacağını düşünüyorum. Ama sayıları çok değil 3-4 tane. ÇOCUKLARIMDAN TWİTTER EĞİTİMİ ALDIM! Zaten dört dörtlük kullanmayı daha öğrenemedim. Bazen çocuklar bana eğitim veriyorlar bu konuda. Beni 2 günlük bir eğitime aldılar. Çocukların eğitiminden geçtim. Çünkü twit attığınız zaman ok yaydan fırlıyor. Nasıl twit atarsın, nasıl cevap verirsin, bloklarsın, bunları anlattılar. Bir de bir siyasetçinin gözüyle değil de farklı bir gözle bakmak da önemli. Daha çok ne zaman giriyorsunuz Twitter'a? Mesela sabah 4'te çıktım Meclis'ten. Eve varıyorsunuz 4,5-5. Bir kahve koyuyorsunuz, ne var yok bir bakayım diyorsunuz. O anda yazıyorsunuz. Ben genelde sabahları erken kalkarım. 30 yıldır gün ışımasıyla kalkarım, gazeteleri okurum. Ben 4 tane kitap yazdım genelde de sabahları yazarım. Sabah çalışmalarını dingin bulurum. Onun haricinde Meclis'teyken, yoldayken mutlaka bakıyorum, gelen sorulara cevap veriyorum. Bunu iyi bir iletişim olarak değerlendiriyorum. Bir alışkanlık yarattı mı Twitter sizde? Şırnak'tayım diyelim. Biliyorum gazeteler saat 9 veya 10 da geliyor. Ve ben erken uyanmışım hemen şöyle bir bakıyorum o gün neler var diye Twitter'a. Sosyal paylaşım sitelerini yerinde kullanmak önemli. Her zaman da ciddi şeyler konuşulmuyor. Bazen sanat, bazen gezi, bazen bulunduğunuz bir yerin güzelliğini konuşacaksınız. Biraz da budur. SATAŞMALARA TAHAMMÜL EDEMİYORUM! Sizin genelde dışardan sert bir mizacınız olduğu söyleniyor. Fakat bazı twitlerinizde farklı bir yüzünüzü görüyor takipçileriniz. Biz sizi böyle bilmiyorduk diyenler oluyor mu? Büyük bir çoğunluğu olumlu düşünüyor. Kedi fotoğrafını paylaştığımda kedisi olan takipçilerim yazdılar hemen. Bir fotoğraf paylaşmıştım. Görüntü içerisinde ben çok katlı bir apartmanda vadiye bakan bir daireden çekilmiş bir fotoğraf. Aşağıda gecekondular var. "Gecekondular aşağıda siz sürekli keyiftesiniz" diyenler oldu. Orası bir vadi ve bilmiyorlarki o gecekondular hep satılmış. Birileri kapmış ve gökdelenler yapılıyor oraya. Bazılarına ne derseniz deyin yaranamazsınız ya, onları da hoş görüyoruz artık. Herkes beni sert biri zanneder. 4 yıldır Meclis'teyim ve en fazla konuşan milletvekiliyim. 400 kere Meclis kürsüsünde konuşmuşum ve grubum adına en ağır konularda ben konuşmuşum. Yani biz de etten ve kemikteniz. Size 5 dakika içinde 40 kere sataşma olursa heralde sinirlenirseniz. Kimse tutanakları okumadığı için bilmiyor, bazen ağır hakaretler oluyor. Aynı şekilde cevap da veremiyorsunuz sinirlenince bağırıyorsunuz. Ama bu kaç kere olmuştur? 400 konuşmanın içinde bu 4'ü geçmemişse ve sadece bu 4'ü haber yapılmışsa bunu sorgulamak lazım. HASİP KAPLAN'IN DUYGUSAL YÖNÜ! BAŞBAKAN'A NEDEN TERÖRİST DEDİ? ŞİVAN PERVER'İN AÇIKLAMLARINA NE DİYOR? KCK KOAS PLANI AK PARTİ'NİN TEZGAHI! [PAGE] Peki siyaset haricinde nasıldır Hasip Kaplan? Normalde duygusalım ama yeri geldiğinde tatlı sert olabiliyorum. Kararlıyım kafama koyduğumu yaparım. Yaptığım işin hakkını vermeye çalışıyorum. Ama dostlarla paylaşmayı, farklı kesimlerle paylaşmayı, doğayı, denizi ve Dicle'yi çok seviyorum. Sosyal hayatımda benim çok farklı kesimlerle ilişkilerim var. Hem Şırnak'ta olduğum için seçim bölgem, hem avukat olduğum için sanatçılarla, hem yazdığım için yazar çevresiyle, sanatçılarla, müzik ve sinema dünyasından isimlerin avukatlığını yaptığım için de onlarla bir hukukum var. Onların bana kattıklarıyla zenginleşen bir yaşam biçimim var. Sanat çevresinden kimlerin avukatlığını yaptınız? Şivan Perver'in avukatıydım. Kürt sanat ve müzik endüstrisinden pek çok isim. Rojin, Rojda. Bu isimlerin hem avukatlığını yaptım hem de bir dayanışma kurmayla ilgili çalışmalarımız oldu. Özellikle amatör sinemadan isimlerin davalarına girdim. Çok zorluk yaşadı o çocuklar. Yaşar Kemal abimizle ilişkilerimiz oldu. Böyle baktığınız zaman Hasip Kaplan sadece Meclis kürsüsü değil aslında. Benim de zaman zaman siyaset kurumunun tıkandığı bu çıkmazda isyan ettiğim oluyor. Nasıl daha renklileştirebiliriz, güzelleştirebiliriz diye. BAŞBAKAN'A NEDEN TERÖRİST DEDİ? Siz Meclis Genel Kurul'unda Başbakan'a neden terörist dediniz? Elbetteki Başbakan terörist değil. Ancak 2006 yılı terörle mücadele kanununa göre, bir köşe yazan, bir slogan atan, bir kitap yazan herkes terörist. O yasa itibariyle Başbakan'ın mahkum olduğu madde itibariyle o da terörist. Bu yanlışı düzeltmemiz lazım. O yasa duruyor üstelik Başbakan'ın kendi partisi çıkarttı o yasayı. Ben Meclis Genel Kurulu'nda 5 kez ayrı ayrı kalkıp üniversite öğrencilerine yapılan ayrımcılığı dile getirdikten sonra Bülen Arınç bir hukukçu geldi ve "size hak veriyorum" dedi. Sonra AK Parti'nin bütün grup başkanvekilleriyle biraraya geldik. Ben öğrenci afııyla ilgili şart koşarak imza verdim danışma kuruluna ki o gün partimi ben temsil ediyordum. Ama malesef MHP'yi aşamadı AK Parti. Oysaki oy çokluğu yetiyordu. Ve bu öğrencilere yapılan haksızlık giderilmedi. Beni telefonla aradılar. "Ben size bir şartla imza verdim o zaman Danışma Kurulunu işleme koymayın" dedim. Sonra geldim baktımki işleme konulmuş. O sinirle geldim suçladım, bu zoruma gitti. Bu kavga 100 bin üniversite öğrencisi içindi. KİMSE ŞİVAN PERVER'İ VE BDP'Yİ BÖLÜP YÖNETMEYİ DÜŞÜNMESİN! Şivan Perver'in PKK ile ilgili son açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Şunu çok açık söyleyeyim ben Şivan Perver'i çok yakından tanırım. O bizim sanatçımız. Kimse Şivan Perver'i, BDP'yi, Kürt halkını bölüp yöneteceğimi düşünmesin. Bunu çok samimi olarak söylüyorum. Böyle bir durum asla olmaz. Her seçim öncesi bu tür sıkıntılar zaman zaman yaşadığımız oluyor. Bunu Türkiye gündemine ve siyaset arenasına bu kadar çekmenin anlamı yok. Çünkü ne Şivan'ın istediği bir Türkiye'de bir hukuk düzeni var ne bizim istediğimiz bir hukuk düzeni var. Onun için bizi birbirimizin karşısına getirerek bir şeylerden birilerinin nemalanmasına izin vermeyeceğiz. DEVLET KCK PLANINA DAHİL MİDİR? KCK'ın bölgeyle ilgili bir kaos planı olduğu yönünde raporlar ortaya çıktı. Siz bu iddialarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu iddia bir kere son derce asılsız ve kasıtlı bir iddia. Bu iddianın sahipleri AK Parti'nin seçim öncesi tezgahlarıdır, bizi sindirmek için bahane arayışıdır. Bugüne her 8 Mart'ta kadınlar günü etkinlikleri bölgede ve partimizde kutlanmıştır. Bunu nasıl kaosun bir parçası sayabilirler. Kutlamayalım mı Dünya Kadınlar Günü'nü? Halepçe katkiamını tasvip mi ediyorlar? Biz etmiyoruz ve bunu yeni yapmıyoruz. 21 Mart Nevruz. Toplar, tanklar ve onlarca cinayete rağmen bu halk kutlamaktan vazgeçmedi. Nasıl kaosun parçası oluyor? Bunlar rutin olarak anılan ve kutlanan günler. Bunların hangisi illegal. 8 Mart Meclis tarafından kutlanmıyor mu? Ben soruyorum o zaman Meclis terörist midir? KCK'nın planına mı dahil devlette? İşte bu kadar saçma sapan bir tezgahın inandırıcılığı yok. Bu sadece AK Parti'ye yakın gazetelerde çıkan ve sadece partimize karşı yapılan bir bahane. Ama bunu halkımız asla kabul etmeyecektir. Kaosu yaratan bunu bu şekilde yapanlardır, olacakların sorumluları da onlardır. Bizim partimizin seçim öncesi özellikle de hiç bir zaman böyle niyetimiz olmadı, biz şiddete karşı duran bir partiyiz. Ve bundan kimse nemalanamaz. http://twitter.com/HtcKubra Facebook Hatice Kübra Twitter İnternethaber Facebook İnternethaber
BİNGÖL iftar vakti diyanetin imsakiye takvimine göre listelendi. Bingöl İmsakiyesinde bugünkü iftar saatleri, sahur (imsak) vakti ile birlikte sabah, öğle, ikinci, akşam ve yatsı ezanı namaz saatleri de bulunuyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ramazan ayının son haftasında Bingöl için iftar vakti saat kaçta giriyor, sahur (imsak) vakti ne zaman oluyor? Diyanet'in Bingöl İmsakiyesinde iftar ve sahur vakti ile birlikte sabah, öğle, ikinci, akşam ve yatsı ezanı saatleri de gün gün listelendi. Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu yılki Fitre'yi de belirledi. Bir kişinin asgari geçim tutarı hesaplarak belirlenen fitre 2017 yılı için 16 TL olarak açıklandı. Oruç tutmayanların verdiği fidye miktarı da her gün için 16 lira. Bingöl 2017 yılı Ramazan imsakiyesine göre bugünkü iftar saatleri ve sahur (imsak) vakti ile sabah-akşam-yatsı ezanı saatleri şöyle listelendi; Ramazan’da ağız kokusunu önlemek için 10 püf nokta; 1 - Ağız kuruluğu kokunun artmasına neden olmaktadır. Gün içende ağzı su ile çalkalamak kötü kokuyu azaltmaktadır. 2 - Ağız hijyenine özen gösterilmelidir. Dişlerin tüm yüzleri ve dil sırtı temiz tutulmalıdır. 3 - Gün içinde yutmamaya özen göstererek belli aralıklarla ağız su ile çalkalanmalıdır. 4 - Ağız kuruluğunu arttıran çay kahve ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. 5 - Sarımsak ve soğan gibi kokuyu artıran gıdalar çiğ tüketilmemelidir. 6 - Tok tutması için tercih edilen süt, peynir ve yumurta gibi sistein içeren besinler kötü kokuyu artırmaktadır. 7 - Enerji içeceklerinden uzak durulmalıdır. 8 - Stresinizi kontrol altında tutun. 9 - Lokmalar mümkün olduğunca fazla çiğnenmelidir. 10- Et ve şarküteri ürünleri fazla tüketilmemelidir.
Ankara'da her yer toz bulut oldu! Darbe iddiaları bir yandan devam ederken, Anayasa Mahkemesi'nin kararı Tümamirali kurtardı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 12. ağır ceza mahkemesi, anayasa mahkemesinin "askere sivil yargı yolu" kararını istedikten sonra Poyrazköy kazıları iddianamesini değerlendirecek. Anayasa Mahkemesi, 5918 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemelerini dün oy birliği ile iptal etti. Karar, hükümete karşı darbe, isyan ve anayasal düzene karşı suç işlediği iddiasıyla sivil mahkemlerde yargılanan kişilerin durumunu doğrudan etkileyecek nitelikte. Ve bu kararın ilk yansıması bugün görüldü. İLK KEZ BİR TÜMAMİRAL DE YARGILANACAKTI Eğer iddianame kabul edilse ilk kez bir tümamiral Ergenekon soruşturmasında yargılanacaktı. Çünkü İddianamede ilk kez bir muvazzaf tuğamiral ve 7 deniz kurmay albayın ismi yer alırken, bu kişiler hakkında örgüt üyeliğinden 15 yıla kadar hapis istenmişti Ergenekon Soruşturması sırasında Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin hazırlanan iddianamenin kabul edilip edilmemesi, askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına olanak sağlayan yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine takıldı. Poyrazköy İddianamesi'nin tevdi edildiği İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu, şüphelilerin asker olması yüzünden önce Anayasa Mahkemesi'nin kararını inceleyeceklerini söyledi. Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu, incelemeden sonra iddianamenin red ya da kabul edilip edilmeyeceğinin açıklık kazanacağını belirtti.
Eskişehir'de, kızlar arasında çıkan ve erkeklerin de karıştığı bıçaklı kavgada 2 kişi yaralandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Edinilen bilgiye göre, Hoşnudiye Mahallesi İsmet İnönü Caddesi'nde meydana gelen olayda, C.B. (20), F.G. (23) ile F.A. (22) arasında "eğlence sonrası para ve kimlik kaybetme" meselesi yüzünden tartışma çıktı. Münakaşa, kısa sürede kavgaya dönüştü. Arbedeye kızların erkek arkadaşları M.L. (31) ve O.O. (25) da katıldı. Kavgada C.B. bıçakla, F.A. da darp neticesinde yaralandı. 112 ambulansıyla Yunus Emre Devlet Hastanesi'ne kaldırılan C.B.'nin hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Kavgaya karışan tarafları gözaltına alan polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı.
Uluslararası İşgücü Kanunu, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bundan sonra çalışma izni olmadan çalışan yabancılara 4 bin 800 lira, çalıştırana ise 6 bin lira ceza gelecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çalışma olmayan yabancıları çalıştıranlara kötü bir haberimiz var. Bugünden itibaren çalışma izni olmayan yabancıyı çalıştıran kişi ya da kuruma her bir yabancı için 6 bin lira ceza kesilecek. İzinsiz çalışan yabancılar da 4 bin 800 lira ceza ödeyecek. Uluslararası İşgücü Kanunu, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanuna göre, çalışma izni olmaksızın bir işverene bağlı olarak çalışan yabancıya 2 bin 400 lira, bağımsız çalışan yabancıya 4 bin 800 lira, yabancı çalıştıran işveren veya işveren vekiline her bir yabancı için 6 bin lira idari para cezası verilecek. KANUN NELERİ DEĞİŞTİRİYOR? Kanun, Türkiye'de çalışmak için başvuruda bulunan veya çalışan; bir işveren yanında mesleki eğitim görmek üzere başvuruda bulunan veya gören; staj yapmak üzere başvuruda bulunan veya staj yapan yabancılar ile yabancı çalıştıran veya çalıştırmak üzere başvuruda bulunan kişileri kapsıyor. Kanun kapsamında yer alan yabancılar, çalışma izni olmadan Türkiye'de çalışamayacak veya çalıştırılamayacak. Sağlık ve eğitim hizmetlerinde çalışacak yabancıların çalışma izni başvurularının değerlendirilmesinde ön izin alınacak. Türkiye'de uzun dönem ikamet izni veya en az 8 yıl çalışma izni olan yabancılar, süresiz çalışma iznine başvurabilecek. Süresiz çalışma izni olan yabancılar, Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanacak. Ancak seçme, seçilme ve kamu görevlerine girme hakkı ileaskerlik hizmeti yapma yükümlülüğü olmayacak. Türk soylu olduğu bildirilen, KKTC vatandaşı ve AB üyesi ülke vatandaşları ile bilimsel, kültürel, sanatsal veya sportif amaçla Türkiye'ye gelen başarılı yabancılar, çalışma izni konusunda istisnalardan yararlanacak. - Turkuaz Kart Kanun, Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulunun önerisiyle, başvurusu Bakanlıkça uygun görülen yabancılara Türkiye'de bir yükseköğretim kurumunda örgün öğretim programlarına kayıtlı yabancı öğrenciler, çalışma izni almak kaydıyla çalışabilecek. YÖK tarafından tanınmış üniversitelerden mezun olan yabancı mühendis ve mimarlar, proje bazlı ve geçici süreyle çalışma izni alarak mesleklerini yapabilecek. Kanuna göre, çalışma izni olmaksızın bir işverene bağlı olarak çalışan yabancıya 2 bin 400 lira, bağımsız çalışan yabancıya 4 bin 800 lira, yabancı çalıştıran işveren veya işveren vekiline her bir yabancı için 6 bin lira idari para cezası verilecek.
Kemal Kılıçdaroğlu Sümeyye Erdoğan'a suikas iddiasıyla ilgili bir soruya yanıt verdi. Kemal Kılıçdaroğlu MİT'i işaret etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sümeyye Erdoğan'a suikast iddiasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, Akşam, Güneş ve Star gazetesinde yer alan Sümeyye Erdoğan suikastı haberiyle ilgili olarak, "MİT’in içinden bir kanadın iktidara iç politikayla ilgili servis verdiğini düşünüyoruz ve bunu belirttik" dedi. Cumhuriyet gazetesinden Emre Kogar'a konuşan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle: Umut Oran, Rıza Türmen, Atilla Kart, Ali Gündüz gibi çalışkan milletvekillerinin aday olmaması kamuoyunun dikkatini çekti. Bu arkadaşlarınızdan parti merkez örgütlerinde yararlanmaya devam edecek misiniz? Bu arkadaşlardan yararlanmayı kesin olarak sürdüreceğiz. Düşünsel katkılarını hâlâ sürdürüyorlar. Şu anda bile onlara danışıyorum. Aday yapılamamalarının nedeni kontenjan sayılarının çok sınırlı olmasıdır. Yoksa kendileri çok değerli arkadaşlardır. Onlarla yakın çalışmayı sürdüreceğiz. Bir demecinizde bu seçim kampanyasının pozitif olacağını, CHP’nin çözüm önerileri üzerinde yoğunlaşacağını belirttiniz. Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile, otoriterleşme eğilimleri üzerinde durmayacak mısınız? Hayır, duracağız. Asla bu yolsuzluk ve rüşvet iddialarını ve otoriterleşme eğilimlerini ihmal etmeyeceğiz. Ama esas olarak olumsuzluklar üzerinden değil, CHP’nin çözüm önerileri üzerinden, olumlu mesajlar vereceğiz. Sokaktaki vatandaşın günlük sorunlarına eğileceğiz. Taşeron işçilerden, merdiven altı üretime, emeklilerin sorunlarından işçilerin ve esnafın sorunlarına kadar kendi projelerimizi anlatacağız. Örgütler sizce yeterince çalışıyorlar mı? Önseçim örgütlerimize büyük bir canlılık getirdi. Bence bu önseçim olayı, demokrasimize ve elbette partimize getirdiğimiz en büyük katkı. Örgütlerimizin bundan aldıkları heyecanla daha iyi çalışacaklarına inanıyorum. Arzu ettiğim düzeye henüz ulaşmış değiller ama önseçimle çok güzel bir başlangıç yaptılar. Kısa zamanda arayı kapayacaklarına inanıyorum. Sümeyye Erdoğan’a suikast iddialarına ilişkin olarak Umut Oran’a iftira atıldığını ve bu konuyu savcılığa duyurduğunuzu belirttiniz. Bu olayı takip ediyor musunuz? Evet çok yakından izliyoruz. Savcının soruşturması devam ediyor. Takip ediyoruz. MİT’in içinden bir kanadın iktidara iç politikayla ilgili servis verdiğini düşünüyoruz ve bunu belirttik.
Saadet Partisi'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ziyattin Tokar, seçmenin sözü edilen kasetleri izlememesini, yok farzetmesini kirli tezgahın oyununa alet olmamasını istedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Saadet Partisi'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ziyattin Tokar'dan sosyal medyada 25 martta açıklanacağı ileri sürülen kasetler hakkında çarpıcı bir açıklama geldi. Tokar, Enfal suresinin 73. ayetindeki ''...Kafirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar.Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar...'' cümlesine atıf yaparak, seçmenin sözü edilen kasetleri izlememesini, yok farzetmesini kirli tezgahın oyununa alet olmamasını istedi. Tokar'ın "Tüm seçmenlere çağrımızdır" diye başlayan açıklaması şöyle: "Demokratik ortamda yapılmakta olan seçimlere gölge düşürmek adına tarih vererek (25 Mart deniliyor) devlet düzenini sarsmaya dönük ''kaset yayınlanacak'' mesajları maalesef medya dahil her yerde dile getirilmektedir. Gerçeği ne kadar yansıtır bilemeyiz. Ancak kaset operasyonları ile siyaseti ve devleti kirli oyunlarına alet etmeyi planlayanların fitne-fesat peşinde oldukları ayan beyan ortadadır. CHP ve MHP üst düzey yöneticileri için yayınlanan kaset döneminde ben ve partim nasıl dik durduysa, yapılanın rezalet ve bel altı siyaseti olduğunu beyan edip izlemediysek, bu yayınlarda izlemeyecek, yok farz edecek, bu kirli tezgâhın dışında onurlu duruşumuzu göstereceğiz. Sizlere çağrımız şudur; Sizlerde bu iğrenç faseta alet olmayınız. İzlemeyiniz. İzletmeyiniz. Bulunduğunuz ortamda bu konuyu konuşturmayınız. İktidar üzerinden yapılan devleti iktidarsızlaştırma ve sızma hareketlerine dur deyiniz. Kim olduğun nereye hizmet ettiği belli olmayan bu kirli oyunlara alet olmayınız. Saadet partililer olarak devletinize sahip çıkınız. Biliniz ki Allah fitneyi sevmez. ''...Kafirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar.Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar...''Enfal/73
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İngiltere’de düzenlenen IPS Engelliler Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda madalya kazanarak önemli b...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İngiltere’de düzenlenen IPS Engelliler Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda madalya kazanarak önemli bir başarıya imza atan milli sporcular için tebrik mesajı yayımladı. Bakan Çağatay Kılıç, tebrik mesajında, "Engelliler Atletizm Milli Takımımızın tüm sporcularını ve emeği geçen herkesi içtenlikle tebrik ediyorum. Görme Engelli Sporcumuz Öznur Yılmazer’in şampiyonluğu, Bedensel Engelli Sorcumuz Barış Telli’nin Avrupa 2.’liği ve Zübeyde Süpürgeci’nin bronz madalyası bizlere haklı gurur yaşattı. Farklı branşlarda kazandığımız bu başarılar diğer sporcularımıza çok güzel örnekler teşkil ediyor. İnanıyorum ki bu başarılar artarak devam edecektir" dedi. (İHA)
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Mali'ye gönderilen asker sayısının artırılacağını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Mali'de İslamcıların ilerleyişini durdurmak için gönderilen 750 askere ek olarak yeni birliklerin gönderileceğini açıkladı. Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret eden Hollande, dün geceki hava saldırılarının "amacına ulaştığını" belirtti. Batı Afrikalı askeri liderler bugün Mali'de biraraya gelerek Fransa ile ittifakın nasıl hayata geçirileceğini konuşacak. Fransa, İslamcıların başkente ilerleyişini durdurmak amacıyla, Cuma günü Mali'ye asker göndererek müdahalede bulunmuştu. Fransa'nın Abu Dabi'deki Barış Kampı olarak adlandırılan askeri üssünü ziyaret eden Hollande, "Şu anda 750 askerimiz var, ama bu sayı artacak. Gece yapılan yeni saldırılar hedefine ulaştı" dedi. Hollande, Fransız askerleriyle ortak çalışacak bir Afrika gücünün oluşturulmasının olumlu bir gelişme olacağını ifade etti. Fransa'nın önümüzdeki haftalarda Mali'deki asker sayısını 2500'e çıkarması bekleniyor. Batı Afrika birliklerinden destek Görgü tanıkları, dün 30 Fransız tankı ile zırhlı nakliye birliklerinin helikopter eşliğinde Fildişi Sahili'nden Mali'ye geçtiğini söyledi. BBC'nin Bamako'daki muhabiri Mark Doyle, Fransa'nın Batı Afrikalı müttefiklerinden bir an önce kara birlikleri ile destek vermesini beklediğini belirtiyor. Doyle, askeri bölge komutanlarının bugün Mali'nin başkentinde toplanarak teçhizat ihtiyacı ve Fransa ile ittifakın pratikte ne şekilde yürütüleceği konusunda tartışma yürüteceğini söyledi. Nijerya'nın 600 asker ile bölgesel gücün başını çekeceği, Benin, Burkina Faso, Gana, Nijer, Senegal ve Togo'nun da asker sözü verdiği bildirildi. İngiltere ise askeri nakliye birlikleri gönderiyor. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Fransa'nın müdahalesinin El Kaide'yi güçlendireceği iddialarına "Terörizmle mücadele terörü güçlendirmez" dedi. Fransız savaş uçakları Cuma gününden bu yana hava sladırısında bulunuyor. 'Gerektiği kadar kalırız' İslamcıların Timbuktu ve Gao'dan çekildikleri bildiriliyor. Ensar-ı Din grubunun sözcüsü Senda Ould Boumama, bunun sivillerin zarar görmemesi için başvurulan "taktiksel bir geri çekilme" olduğunu belirtti. AFP haber ajansına durumu anlatan bir Timbuktulu, "Mücahitlerin korku içinde şehri terkettiğini" söyledi. Fakat Pazartesi günü İslamcıların hükümetin kontrolü altındaki bölgede Diabaly kentini ele geçirdiği belirtiliyor. Fransa'nın müdahalesinin süresi konusundaki sorulara Fransa'nın Mali büyükelçisi Bernard Emie "Haftalar olarak ifade ettik, ama daha uzun sürebileceğini bildiğimiz için aynı zamanda gerektiği kadar ifadesini de kullandık" şeklinde cevap verdi. Mali Dışişleri Bakanı Tieman Hubert Coulibaly ise "İsyancıları sadece öteye itemeyiz, onları kovalamamız lazım" dedi.
DNA profili içerisinde özellikle yüz şeklini belirleyenler artık ayırt edilebilecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İnsanın yüz şeklini belirleyen genlerin incelenmesi ve bulunması, sadece DNA kullanarak bir insanın yüzünün neye benzediğini bulmayı mümkün kılacak önemli bir gelişme. Çalışmalar sonucu DNA'da yüz şeklini oluşturan 5 adet gen bulundu. Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Manfred Kayser şöyle bildirdi: 'Bu son bulgular insan yüzünün morfolojik yapısıyla ilgili çok önemli gelişmelerdir. Bu teknolojiyle ileride bir insanın sadece DNA'sını kullanarak görsel profili oluşturulabilecektir. Bu teknoloji adli vakalarda çok işe yarayabilir.' PRDM16, PAX3, TP63, C5orf50, ve COL17A1 olarak bilinen genler araştırmanın henüz küçük bir kısmı. İleride bu teknolojinin geliştirilmesi planlanıyor. Ayrıca DNA'dan saç ve göz profili çıkartılması, insanın kanı incelenerek yaşının bulunması da genetik alanında özellikle adli tıpta kullanılabilecek önemli gelişmelerden bir kaçı.
İngiltere'de resmi bilgisayar hesaplarından porno filmleri görüntüleyen 3 hakimin görevine son verildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiltere'de resmi bilgisayar hesaplarından porno seyrettiği belirlenen 3 hakimin görevlerine son verildi. BBC'nin haberine göre, Hukuki İdare Araştırmaları Ofisi, 'Bağışlanamaz yanlış davranışları' nedeniyle Bölge yargıcı Timothy Bowles, göçmenlik davalarına bakan yargıç Warren Grant ve Bölge Yargıcı Yardımcısı ve kayıt memuru Peter Bullock'ın görevlerine son verdi. Dördüncü hâkimin kararın çıkmasından önce istifa ettiği bildirildi. Üç hakimin de birbirleriyle ilişkili olmadığı ve dördüncü hakim Andrew Maw'ın da mahkeme bilgisayarlarından uygunsuz malzemeler izlediğinin belirlendiği açıklandı. İngiltere'de yargısal idareyi denetleyen Judicial Conduct Investigations Office (JCIO) sözcüsü BBC'ye yaptığı açıklamada, hakimlerin yargı alanında bundan sonra görev alamayacağını ve hakimlerin karara itiraz etmeyeceklerini söyledi. Sözcü olayların farklı tarih ve zamanlarda gerçekleştiğini ekledi.
AK Parti Büyükşehir Başkan Adayı Binali Yıldırım, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifini ziyareti etti.<br/>Binali Yıldır...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: AK Parti Büyükşehir Başkan Adayı Binali Yıldırım, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifini ziyareti etti. Binali Yıldırım, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ni ziyareti etti. Ziyarette konuşan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Salahaddin Hünü, “Sizin belediye başkanlığınız İzmir’i köy olmaktan kurtaracağı anlamına geldiği için ben ve teşkilatım canla başla sizin emrinizde çalışacağım. Sizden gördüğümüz alakayı hiçbir hükümetten görmedik. Sizin bize bir ıslığınızla bin adam arkanızda var demektir. Sizin bu işinizi Allah’ın da yardımıyla başaracağımıza inanıyoruz. Bir telefonunuz yeter. Biz oraya geliriz. Mazeret olmaz bizde. Yuvarlamıyoruz. Açık destek veriyoruz. Asker gibi olacağız” dedi. Binali Yıldırım da, destek karşısında teşekkür ederek, “Bu kadar samimi ve içten açık desteğinizi de takdir ediyorum. Desteğiniz önemlidir bize güç vermiştir. Esnafın bakışını çok önemsiyorum. Biz sürekli beraber olacağız. Siz kılcal damarlar gibisiniz. En ücra köylere kadar can veren en önemli organizasyonsunuz. Sürekli üretiyor ve çok geniş anlamda istihdam oluşturuyorsunuz. Bununla da kalmayıp bir anlamda insanımızın hayatına dokunuyorsunuz. O yüzden ülke nereye gidiyor? İyi mi kötü mü sizden almak lazım. Bu istikrarın, bu güvenin kıymetini sizden daha iyi bilen olmaz. Ülkemizi yıkacak hiçbir girişime fırsat vermemek hususunda hepimizin ortak sorumluluğu var. Tüm oda başkanlarımıza teşkilatımıza teşekkür ediyorum. 30 Mart seçimleri başarıyla sonuçlanırsa İzmir kazanacak. Bunun için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Proje bazında hiçbir sıkıntımız yok, yapılanlar var yeni yapılacak olanlar var. Ölçü belli bizim açımızdan. Bakın 11 yılda neler yaptık, daha neler yapacağımıza siz karar verin” diye konuştu. İHRACAT KENTİ İZMİR Binali Yıldırım, sivil toplum örgütleri ziyaretlerine Ege İhracatçılar Birliği ile son verdi. Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ve ekibi tarafından karşılanan Yıldırım, İzmir’in çeşitli eksenlerde gelişmesi için ihracatın önemini vurgulayarak, “İzmir’in geleneksel olarak ihracat kenti olduğunu biliyoruz İzmir’in bu potansiyeli çok büyük 190 ülkeye ihracat yapabilen çok önemli bir şehrimiz. Bu şehirde bir artı değer oluşacaksa bunda ihracatçılarımızın büyük payı var. Şehrin birçok el atılması gereken konusu olduğunu biliyoruz. 11 yıllık bakanlık ve 2 yıllık milletvekilliği döneminde İzmir’i tanıma ve sorunlarını yakından görme fırsatı buldum. Birçok konuya kendi yetki alanımda sınırlı olmak üzere müdahil oldum. 35 İzmir’e 35 projeyle başladık. Yerel yönetimler noktasında biz 35 proje ile sınırlı görmüyoruz. Burada yerele yönelik projelerle hemşerilerimizin karşısına çıkacağız bugünkü ziyaret nezaket ziyareti. Proje detaylarına girmeyeceğim. Önümüzdeki günlerde şehrin sorunlarını ele alma ve önerilerini alma öğrenme fırsatımız olacak. Bizim de gerek yerel seçimle gerekse sonraki sürece ait çalışmalarımızı paylaşma imkanımız olacak” diye konuştu. "EXPO ADAYLIĞI BİLE İZMİR’İ MARKA YAPTI" Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ise EXPO adaylığının İzmir’i bir marka kent haline getirdiğini ve bunun ihracat konusunda işlerini kolaylaştırdığını ifade ederek, “Gittiğimiz ülkelerde kendimizi anlatmak zorunda kalmıyoruz bu da bize 15 dakika kazandırıyor. Bu bir avantajdır. Her şeyin ilki İzmir bu yatırımları ve iyi yönetilmeyi, yatırımların devamlı olmasını her zaman hak etmiştir. Hayırlı olsun diyorum” dedi. (İHA)
Köşk tarafından veto edilen emekli vekillere maaş zammı düzenlemesi, yapılan değişiklikle Meclis’ten geçti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 'kamu vicdanını yaraladığı' gerekçesiyle veto ettiği emekli vekillere maaş zammı düzenlemesi, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi. Gül'ün veto gerekçesi dikkate alınarak yapılan değişiklikle kabul edilen düzenlemeye göre, emekli vekil maaşları Cumhurbaşkanı emekli maaşının yüzde 45'i kadar olacak. Gül'ün vetosuna uğrayan ilk düzenlemede bu oran yüzde 60'tı. 55 ret oyuna karşılık 238 oyla kabul edilen düzenlemeyle, şu an 5500 TL olan emekli vekil maaşı 6270 TL'ye çıkacak. Gül'ün vetosunun ardından geçtiğimiz hafta Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'da değişikliğe uğrayan düzenleme, yeni haliyle yeniden Köşk'ün onayına sunulacak. Bu arada Genel Kurul'daki görüşmeler sırasında tartışma yaşandı. İlk düzenlemedeki mutabakatın altında imzaları olduğu belirtilen CHP'li iki vekilin katılmadığı oturumda, CHP ile AK Parti arasında 'mutabakata yapmıştık, yapmamıştık' tartışması vardı. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP'nin düzenlemeye karşı olduğu için oy vermediğini ve şimdi de vermeyeceğini söyledi. AK Parti Grupbaşkanvekili Nurettin Canikli ise, CHP'nin daha önce düzenlemeye onay verdiğini ve bunu sakladığını savundu. Öte yandan en yüksek emekli maaşını 8300 TL ile eski bir vekil alırken, bir kişi de 6400 TL emekli maaşı alıyor. Düzenlemeyle, diğer emekli vekillerin maaşı da bu rakama yaklaşacak.
Başbakn Recep Tayyip Erdoğan, 1 yılda israf edilen ekmeği hatırlatarak vatandaşları uyardı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından TOBB Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası' açılış toplantısına katıldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in de katıldığı toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, dünyada yılda 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğini hatırlatarak, bu israfın ekonomik değerinin 1 trilyon dolar olduğunu söyledi. GÜNDE NİN 500 TON EKMEK Bir yandan yılda 10 milyon kişi açlık ve yetersiz beslenmeden dolayı ölürken, diğer tarafta 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğine işaret eden Erdoğan, "Her yıl israf edilen gıdanın 4'te 1'i aç insanlara ulaştırılabilse bu ölümler yaşanmayacak" diye konuştu. Türkiye'de günde bin 500 ton, yılda ise 550 bin ton ekmeğin israf edildiğini ifade eden Erdoğan, bir yılda israf edilen ekmeğin ekonomik karşılığı olan 1,5 milyar lira ile 162 bin asgari ücretliye maaş ödenebileceğini, 500 okul yapılabileceğini ifade etti. Erdoğan, "Ekmek israfı daha fazla büyümeden önlenmelidir. Ekmeği alırken, bölerken bir defa değil, bin defa düşünmek zorundayız" dedi.
KİLİS'in karşısında bulunan Suriye'nin Halep kentine bağlı Azez'de El Kaide ile ÖSO arasında çatışmalar sürüyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TÜRKİYE'nin güvenlik gerekçesiyle Öncüpınar Sınır Kapısı'nı kapattığı Kilis'te, sınır hattında önlemler üst seviyeye çıkarıldı. Azez'de kontrolü önemli ölçüde ele geçiren IŞİD mensupları, ÖSO'nun kontrolündeki Öncüpınar'ın karşısında bulunan Esselame Sınır Kapısı'nı ele geçirmek için geçen cumartesi günü ÖSO birlikleri ile çatışmaya başladı. Aralıklarla süren ve zaman zaman şiddetlenen çatışmalar sırasında Esselame Sınır Kapısı kapatılınca, Türkiye de güvenlik gerekçesiyle Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan geçişleri durdurdu. Sınır kapısının kapatılması ve zaman zaman Kilis'ten de duyulan çatışma sesleri, ülkelerini terk ederek Türkiye'ye sığınan Suriyeliler'i tedirgin etti. Ülkelerine gitmek için geldikleri Öncüpınar Sınır Kapısı önünde yoğunluk oluşturan Suriyeliler, IŞİD güçlerinin Esselame Sınır Kapısı'nı almak için yaptığı saldırının şiddetlenmesi durumunda bölgedeki kamplarda kalan binlerce insanın hayatından endişe duymaya başladıklarını söyledi. Çatışmaların sürmesi ve zaman zaman şiddetlenmesi üzerine güvenlik güçleri sınır hattında önlemlerini artırdı. Sınır hattında askerler, gümrük sahasında ise polisler zırhlı araçlarla yoğun önlem alırken, sivil vatandaşlar bölgeden uzaklaşmaları konusunda uyarılıyor. Öte yandan Öncüpınar Sınır Kapısı'nın kapatılmasının ardından bu ülkeye insani yardım ve ticari amaçlı yük taşıyan TIR ve kamyonlar 8 kilometre kuyruk oluşturdu.
7 Haziran seçimlerinde AK Parti için alarm zilleri çalıyor. Hem anketler hem kararsızların eğilimi 8 Haziran sabahı Türkiye koalisyona uyanabilir dedirtiyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Anket sonuçları AK Parti için alarm zillerini çaldırırken Türkiye 8 Haziran sabahı koalisyona uyanabilir söylemi ağırlık kazanmaya başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da '7 Haziran sürprizlere gebe' sözü buna işaret ediyordu. Peki Türkiye gerçekten koalisyona doğru mu yol alıyor? Bunun için anket sonuçlarına bakmak gerekiyor. Taraflı olduğu düşünülen anketlerde AK Parti yüzde 40'ın altına inmiş görünse de objektif anket şirketlerinin verileri de iktidar partisi için alarm zillerini çaldırıyor. Anketlerde AK Parti'nin oyu seçim sürecinde sürekli eriyerek yüzde 42-43 civarına inmiş durumda. Şu anda kararsız seçmenlerin oranı anketlerde yüzde 20'lere yakın görünüyor. Ve bu kararsızların büyük bir kısmını 'küskün ve kızgın' AK Parti seçmeni oluşturuyor. AK parti'den kopan oyların yüzde 2-3 gibi küçük bir kısmı MHP ve HDP'ye yöneliyor. AK PARTİ YÜZDE 43 ALIRSA NE OLUR? Bu sorunun yanıtı 'koalisyon' demek. AK Parti'nen genel seçimlerden birinci parti olarak çıkması 'tek başına iktidar' için yetmiyor. AK Parti'nin HDP'nin barajı geçmesi halinde tek başına iktidarını korumak için en az yüzde 45 ve üzeri oy oranına ihtiyacı var. Anket sonuçları ise iktidar partisi için en fazla yüzde 43 gösteriyor. Tablo 7 Haziran'a kadar değişmediği taktirde 8 Haziran sabahı Türkiye koalisyona uyanmış olacak. HDP KRİTİK ÖNEMDE HDP bu seçimlerin kilit partisi olmuş durumda. Zira AK Parti'nin mevcut yüzde 43 oy ile tek başına iktidar olabilmesinin tek yolu HDP'nin barajı aşmamasına bağlı. Böyle bir durumda AK Parti'ye tek başına hükümet kurmak için yüzde 40 ve üzerinde oy alması yetiyor. Ancak son dönemde arka arkaya gelen anketler HDP'nin artık baraj sorunu kalmadığına işaret ediyor. Bu tablo da 8 Haziran sabahı HDP'nin Meclis'e gireceğini Türkiye'nin 'koalisyonlar' dönemine adım atacağını işaret ediyor. AK PARTİ'NİN SEÇİM ANKETLERİNDEKİ SON DURUMU ANDY-AR ANKETİ: AK Parti: 43.7 CHP: 23.7 MHP: 17.6 HDP: 10.4 KONDA ANKETİ SONUÇLARI AK Parti yüzde 40,5 CHP yüzde 28,7 MHP yüzde 14,4 HDP yüzde 11,5 ANDY-AR ANKETİ AK Parti'nin oy oranı yüzde 43-44 CHP'nin oy oranı yüzde 25-26 MHP'nin oy oranı yüzde 17-18 HDP'nin oy oranı yüzde 9-10 aralığında KONSENSUS ANKETİ: AK Parti: 43.9 CHP: 26.7 MHP: 15.8 HDP: 9.7
Libya Genel Ulusal Kongre Başkanı ve geçici Devlet Başkanı Muhammed Yusuf el Makarif, Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin rejiminde ...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Libya Genel Ulusal Kongre Başkanı ve geçici Devlet Başkanı Muhammed Yusuf el Makarif, Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin rejiminde yüksek makamlarda görev yapmış devlet yetkililerinin mevcut hükümet içerisinde görev almalarını engelleyen yasanın meclisten geçmesinin ardından istifa etti. “Siyasi izolasyon” yasasının Kaddafi’nin 42 yıl sonra 2011 yılında devrilmesinde rol oynayan silahlı grupların talebi üzerine mecliste kabul görmesi sonrasında Kongre’de konuşma yapan Makarif, “Halkın temsilcileri kararlarını bildirdiler ve buna saygı duymalıyız” diyerek istifasını açıkladı. Yasanın kabul edilmesinden sonra ilk istifa eden devlet yetkilisi olan Makarif, konuşmasının sonunda Kongre üyeleri tarafından ayakta alkışlandı. Eleştirmenler ve diplomatlar, yasanın hükümeti tecrübeli liderlerden ederek, hâlihazırda karmaşık olan demokratik geçiş sürecini daha da zora sokacağından endişe ediyor. Muhammed Yusuf el Makarif, Kaddafi döneminde 1980 yılına kadar Libya’nın Hindistan Büyükelçisi olarak görev yaptı. Daha sonra Amerika’da 30 yıl boyunca sürgünde kalan Makarif, 2011 yılında Muammer Kaddafi’nin devrilmesine yol açan başkaldırının ardından Libya’ya döndü. Muhammed Yusuf el Makarif, 1952 yılından beri ilk defa geçtiğimiz Temmuz ayında yapılan seçimlerle Libya Ulusal Kongresi’nin başkanlığına gelmiş, 9 Ağustos 2012 tarihinde ise göreve başlamıştı. (İHA)
Beşika kampına yönelik DEAŞ saldırısı sırasında kampta bulunan Esil Nuceyfi, terörist saldırısının 3 saat sürdüğünü söyledi. Nuceyfi, saldırıda kampa 150 kadar havan topunun isabet ettiğini açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: DEAŞ'ın saldırısı sırasında Beşika kampında bulunan eski vali Esil Nuceyfi, saldırı anını anlattı. DEAŞ'ın kampın çok yakınından saldırdığını ve ateşin yaklaşık 3 saat sürdüğünü söyleyen Nuceyfi, saldırıda kampta eğitim gören Haşdi Vatani güçlerinden de hayatını kaybedenler olduğunu açıkladı. Irak'ta Musul'un Başika bölgesinde bulunan eğitim üssüne terör örgütü DEAŞ'ın düzenlediği saldırıya kentin eski valisi Esil Nuceyfi tanıklık etti. Nuceyfi, DEAŞ'ın saldırısında kampın bulunduğu bölgeye 130 havan topu isabet ettiğini söyledi. Saldırı anında bizzat kampta olduğunu ve DEAŞ'ın havan topları ile yaklaşık 3 saat boyunca saldırdığını söyleyen Nuceyfi, 3 Haşdi Vatani askerinin hayatını kaybettiğini, aynı saldırıda 4 Türk askerinin de hafif şekilde yaralandığını açıkladı. "DEAŞ'IN SALDIRISI SÜRPRİZ DEĞİL" "Saldırının kamp bölgesine oldukça yakın bir yerden düzenlendiğini belirten Nuceyfi, "IŞİD'in saldırısı bir sürpriz değildi çünkü böyle bir saldırı yapacaklarını tahmin ediyorduk. Bizim, kampla ilgili güvenlik tedbirlerinin artırılması konusunda ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Artık IŞİD tehdidin ortadan kaldırılması için tüm çabaları sarf edeceğiz" diye konuştu. BİRLİKLER EĞİTİM İÇİN VAR Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin daha önce Türkiye ziyaretinde destek talep etmesi üzerine, Peşmerge ve yerel grupların eğitimi için bölgeye gönderilen Türk birliği 4 Aralık'ta nöbet değişimi gerçekleştirmiş ve 150 askerle birlikte yaklaşık 25 tank da bölgeye intikal etmişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, askeri eğitmenlere yönelik tehditler konusunda istihbarat alındığını açıklamış, bu nedenle bir güç kaydırması yapıldığını bildirmişti. Ancak Irak hükümeti, egemenlik haklarının ihlal ediliği gerekçesiyle birliklerin geri çekilmesinde ısrarcı olmuştu. Türkiye bu gelişme karşısında askeri birliklerini yeniden tanzim etmişti.
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), bugün yaptığı toplantı sonrasında Eskişehirspor’a 1 maç seyircisiz oynama cezası verdi. <br/>Türk...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), bugün yaptığı toplantı sonrasında Eskişehirspor’a 1 maç seyircisiz oynama cezası verdi. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan yapılan açıklamada, "Eskişehirspor Kulübü hakkında, 17.04.2014 tarihinde oynanan Medical Park Antalyaspor - Eskişehirspor Ziraat Türkiye Kupası müsabakasında, saha olayı nedeniyle sevk yapılmış ise de isnat olunan ihlalin unsurları oluşmadığından ceza tayinine yer olmadığına, aynı müsabakada Eskişehirspor Kulübü’nün, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin kupa kategorisi içerisinde gerçekleştirilen 4. ihlal olmasından dolayı takdiren 1 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama ve 80 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir" denildi. (İHA)
Terörle Mücadele ekipleri yurt genelinde, terör örgütlerine yönelik operasyon düzenledi. Halen devam eden operasyonda çok sayıda kişi gözaltına alındı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dün yurt genelinde çok sayıda ilde düzenlenen terör operasyonları bugün de hız kesmeden devam etti. Bir çok ilde eş zamanlı olarak IŞİD, PKK ve yasadışı sol örgütlere yönelik 22 ilde 590 kişi gözaltına alındı. ANKARA Başkentte terör örgütleri DAEŞ ve PKK'ya yönelik operasyonda yaklaşık 20 kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinin koordinesinde, terör örgütleri DAEŞ ve PKK'ya yönelik, aralarında Eğitim-Sen Genel Merkezinin de bulunduğu bazı adreslerde arama yapıldı. Eğitim-Sen Genel Merkezinde biri doktor, 3'ü yaralı 9 kişi, üzerlerindeki sahte kimliklerle yakalandı. Şüphelilerin Kobani'de (Ayn el Arap) girdikleri çatışmalarda yaralandıkları ve tedavilerinin zanlılar arasındaki doktor tarafından burada yapıldığı tespit edildi. Tedavileri tamamlanan 5 şüpheli ve doktor gözaltına alındı, 3 yaralı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Yaklaşık 20 kişinin gözaltına alındığı operasyonda ele geçirilen çok sayıda örgütsel dokümana el konulduğu öğrenildi. BEYOĞLU İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Beyoğlu'nda operasyon düzenledi. Polis helikopterinin de havadan destek verdiği operasyon, Hacı Ahmet Mahallesi Kurtoğlu Caddesi ile Hacı Ahmet Karakolu, Eburıza Dergahı, Pir Hüsamettin sokaklarında yapılıyor. Birçok adreste devam eden operasyon için çevik kuvvet polisleri sokak başlarında çevre güvenliği aldı. Özel harekat polislerinin desteğiyle baskın yapılan adreslerde çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasına götürüldü. Özel harekat polisleri eşliğinde önceden belirlenmiş adreslere eş zamanlı baskınlar yapan Terörle Mücadele polisleri aramaları sürdürüyor. ADANA Adana'da da terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması YDG/H ile IŞİD üyelerine yönelik düzenlenen operasyonda 54 kişi gözaltına alındı. Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ve Özel Harekat timlerinin sabaha karşı başlayan helikopter destekli operasyonunda, kentin değişik mahallelerinde çok sayıda eve baskın yapıldı. Operasyonda IŞİD ile YDG/H üyesi olduğu iddia edilen 54 kişi yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Adli Tıp Kurumuna getirildi. Burada işlemi biten zanlılar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. ADIYAMAN Adıyaman'da da terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda 15 kişi gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, kent merkezindeki birçok adrese çok sayıda polisin katılımıyla eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 15 kişi gözaltına alındı. Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor. İZMİR İzmir'in Menemen ilçesinde terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması YDG/H'ye yönelik operasyonda, bazı doküman ve malzemeler ele geçirildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK'nın gençlik yapılanması YDG/H'ye yönelik, sabaha karşı Asarlık Mahallesi'nde bazı adreslere operasyon düzenledi. Özel Harekat Şubesi polislerinin de destek verdiği operasyonda, şüpheli olarak belirlenen kişilerin evlerinde arama yapıldı. Aramalarda, suç delili olarak değerlendirilen doküman ve malzemelere el konuldu. Operasyonda gözaltına alınan zanlı sayısı hakkında açıklama yapılmadı. KONYA Konya merkezli 3 ilde IŞİD terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda 15 kişi gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü IŞİD'e yönelik Konya, Ankara ve Manisa'da, daha önceden belirlenen 30 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. 300 polisin katıldığı operasyonda terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle 1'i kadın 15 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. Operasyonun halen devam ettiği, gözaltı sayısının artabileceği öğrenildi. TUNCELİ Tunceli'de terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda 5 kişi gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde bazı adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda PKK terör örgütüne üye oldukları iddiasıyla İmam K, Sinan Ç, Celal C, Düzgün A. ve Ahmet K. gözaltına aldı. Şüphelilerin evlerinde ve otomobillerde ele geçirilen bazı belge, doküman ve belleklere el konuldu. Şüpheliler, sağlık kontrollerinin ardından sorguları yapılmak üzere İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. KOCAELİ Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, DHKP-C'ye yönelik, sabaha karşı 5 ilçede bazı adreslere operasyon düzenledi. Operasyonda, bazı doküman ve malzemeler ele geçirildi, 7 kişi gözaltına alındı. ŞANLIURFA Şanlıurfa'da terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda 20 kişi gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, PKK'ya yönelik kent merkezi, Ceylanpınar, Suruç ve Birecik ilçelerinde 40 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonda, terör örgütünün gençlik yapılanmasıyla ilişkili oldukları öne sürülen 20 kişi gözaltına alındı. ERZİNCAN Erzincan'da terörörgütü DAEŞ ve "marjinal sol gruplara" yönelik operasyonda 8 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde 8 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Terör örgütü DAEŞ ve "marjinal sol gruplara" üye oldukları ileri sürülen 8 kişinin gözaltına alındığı operasyonda, adreslerde bulunan örgütsel dokümanlara da el konuldu. Sağlık kontrolünden geçirilen şüphelilerin emniyetteki sorguları sürüyor. ANTALYA Antalya'da terörörgütü MLKP'nin alt yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda, 10 kişi gözaltına alındı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü MLKP'nın alt yapılanması Türkiye ve Kuzey Kürdistan Kurtuluş Örgütü (TKKKÖ) üyesi kişilere ait olduğu öne sürülen bazı adreslere operasyon düzenledi. Operasyonda 10 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişi sayısının artabileceği belirtildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. Aynı örgüte yönelik, geçen ay Muratpaşa ilçesinde bir adrese operasyon düzenlenmiş, teröristlerin bulunmadığı evde 20'nin üzerinde fitil ateşlemeli parça tesirli bomba, çok sayıda örgütsel doküman ele geçirilmişti. YÜKSEKOVA Yüksekova ilçesinde PKK'nın gençlik yapılanması YDG/H üyelerine yönelik operasyonda 2 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Eski Cezaevi Kavşağı'ndaki Gever Kültür Merkezine operasyon düzenledi. Operasyonda PKK'nın gençlik yapılanması YDG/H üyesi oldukları öne sürülen 2 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin emniyetteki sorguları sürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Al Suud'u telefonla arayarak, Mekke'deki facia nedeniyle duyduğu derin üzüntüyü ifade etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud'u telefonla arayarak, Kabe'de yaşanan elim hadisenin kendisini de derinden üzdüğünü belirtti. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Al Suud ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mescid-i Haram'daki vincin düşmesi neticesinde hayatlarını kaybeden hacı adaylarına Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifa diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu vesile ile Suud Kralı Selman'a, Yemen'deki çatışmalarda hayatlarını kaybeden Suudi askerleriyle ilgili olarak da taziyelerini ilettiği kaydedildi. Kral Selman'ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu acılı günde üzüntülerini paylaşmasından dolayı teşekkür ettiği öğrenildi.
Zalimler benim için bankada kalan o yedi veya sekiz liranın, bazen de dokuz liranın ne büyük para olduğunu bilmezler ki
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ADNAN BERK OKAN - ÖZEL O’na bir Ziraat Bankası’nın önünde rastladım… Emekli maaşını almak için sabahın kör karanlığında girmişti kuyruğa… Gözlerini sıkıca kapamış, başını yere eğmişti, bir şeylerden utanır gibi… Gözlerini açarsa utancının daha da artacağından korkuyordu sanki… Gözlerini kapadığında çevresindekilerin de kendisini görmediğini zanneden küçük bir çocukmuşçasına gizleniyordu… Kendisi gibi kuyrukta sıralarının gelmesini bekleyenler birbirleriyle soğuk konuşmalar hatta zaman zaman atışmalar yapsalar da O ilgilenmiyordu bile çevresinde olup bitenlerle… *** Oysa bir zamanlar nasıl da öne fırlardı… Nasıl da ateşli nutuklar atardı, bu ülkeyi cahillerin yönettiğini haykırarak… Ne medya imparatorları umurundaydı… Ne de finans devleri… Saltanat tahtına oturanların bir gün oradan ineceklerini söyler, yazar dururdu… “Bedenim kadavraya dönüşüp de toprağa düşünceye kadar mücadele edeceğim bu zalimlerle” deyişi çınlıyordu kulaklarımda… Herkes cebini doldururken o ise ağırlığı giderek çileye dönüşen sırtındaki çantasına her gün bir düşman daha atıyordu… Ya da, gönül torbasındaki dost sandıklarından birini daha düşman ediyordu kendisine… *** “Neden?” diye sormuştum bir gün O’na aynaya bakaraktan; “neden bu kadar mücadele?.. Neden her aklına geleni söylüyor, yazıyorsun… Tutsana şu dilini... Kırsana şu kalemini… Bırak artık bu kavgayı… Al karını da git kafanı dinle!”… Acı acı gülümsemişti gözlerini gözlerimin içine dikip de aynada… “Eğer bıkmışsan yaşamaktan, bezmişsen canından; gönlünde olan her şey fırlar yatağından vurur diline ya da eline, oradan da zalimlerin yüzüne!”… *** İşte şimdi tam da iç içe gibiydik O’nunla… “Neden kartınla çekmiyorsun emekli maaşını?” diye sordum… Hay sormaz olaydım… “Kartla çekersem çoğu zaman yedi –sekiz liram tam bir ay bankada kalıyor da ondan” dedi ve başını sallayarak devam etti: “”… Haklıydı… Devletin “büyük zam” diye açıkladığı zammın 4.5 Lira olduğunu hatırlayınca yüreğim yandı… Çünkü ikimizin yüreği aynı yürekti… adnanberkokan@gmail.com
Hz. Muhammed’e hakaret ettiği iddiasıyla 13.5 ay hapis cezasına çarptırılan Yazar Sevan Nişanyan'dan gündem yaratacak açıklamalar.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hz. Muhammed’e hakaret ettiği iddiasıyla 13.5 ay hapis cezasına çarptırılan Yazar Sevan Nişanyan, IMC TV’de yayınlanan 'Mercek Altı' programında gündem yaratacak açıklamalar yaptı. Mustafa Kuleli’nin sorularını yanıtlayan Nişanyan, yeni alkollü içki düzenlemesiyle ilgili soruya alkolün de İslâm’ın da zihni uyuşturduğunu, dolayısıyla İslâm propagandasının da yasaklanması gerektiğini söyledi. “Ben Muhammed’in Peygamber olduğuna inanmıyorum. Peygamber diye bir müessenin olduğuna inanmıyorum. Her hangi bir kişinin Allah'tan vahi aldığını iddia etmesinin terbiyesizlik olduğunu düşünüyorum. Muhammed ya yalan söylemiş ya hayal görmüş” diyen Sevan Nişanyan, sözlerine Müslümanların ne tepki göstereceğini umursamadığını belirtti. DAHA ÖNCE NELER DEMİŞTİ? Sevan Nişanyan daha önce de kendisine ait blog sayfasında Hazreti Muhammed'e hakaretler yağdırmıştı. Nişanyan sayfasında şunları yazmıştı: 'Yine peygamberlik iddiasına istinaden, hadis ve siyer kaynaklarının bildirdiğine göre, toplam en az onbir eş ve iki nikâhsız cariyeye sahip olmuştur. Dolayısıyla, adı geçen şahsın tanrı ile kurmuş olduğunu iddia ettiği iletişim sayesinde, siyasi, mali ve cinsel menfaat elde ettiği, aksi iddia edilemeyecek bir tarihî olgudur. Menfaat elde etmek suç değildir; ahlaken her zaman ayıplanan bir davranış da değildir. Dolayısıyla, Muhammed adlı şahsın "peygamberlik" iddia ederek menfaat elde ettiğini söylemek, ona suç veya ahlakdışı bir davranış isnat etmek anlamına gelmez. Ahlaki yargılardan bağımsız bir tarihi olguyu ifade eder...' SEVAN NİŞANYAN'A EN ÇARPICI CEVAP SÜLEYMAN ÖZIŞIK'TAN Çıktığı her ekranda Hazreti Muhammed'e hakaret etmekten çekinmeyen Sevan Nişanyan tek eleştirinin hedefinde yer alan isim oldu. Nişanyan'ı eleştirenlerden biri de Süleyman Özışık oldu. Özışık, köşe yazısında Sevan Nişanyan'ı şu sözlerle eleştirdi. Tarihler boyu anılacaksın! Lanetle... İnsan olmak için iki ayaklı olmak yetmiyor. Aylardır insan olma iddiasıyla, insan toplumunun arasında yaşayan, insan toplumunun her nimetinden yararlanan bir haşeratın yaptığı pislikleri seyreyleyip durduk. Hiç uzatmayacağım. Sevan Nişanyan'ı tarif ediyorum.. Epey zamandır toprağı kazıyan bir köstebek çalışkanlığıyla çabalayıp duruyordu daha çok meşhur olmak için. Karısının yüzüne dışkı attı, olmadı. Toplum nezdinde kanaat önderi olarak saygı gören kadim insanlara sataşmaya çalıştı, yine olmadı. En sonunda çareyi, toplumun ortak değerlerine saldırmakta buldu. Hazreti Muhammed'e ağza alınmayacak hakaretlerde bulunarak iğrençlik tahtına tırmanma yolunu seçti. Süleyman Özışık'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın
Bilim insanları, ilk kez Güneş Sistemi dışındaki bir gezegenin atmosferindeki 'ölümcül' değişiklikleri gözlemledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dünya'dan 63 ışık yılı uzaklıktaki gezegenin atmosferinin, kendi yıldızı tarafından "emilişi" tespit edildi. NASA'nın Hubble Uzay Teleskopu'ndan elde edilen son verileri inceleyen uluslararası bir gökbilimci ekibi, Tilki Takımyıldızı'nda yer alan 'HD 189733b' adlı gezegenin atmosferinin hızla buharlaştığını belirledi. Etrafında döndüğü yıldıza çok yakın olan ve bir yılı sadece 2,2 günde tamamlayan dev gezegenin atmosferi, uzaya saatte 482 bin kilometre hızla hidrojen gazı yayıyor. Gezegenin atmosferinden her saniye 1000 ton gaz buharlaşıyor. Kendi güneşi tarafından adeta 'haşlanan' ve yüzey sıcaklığı 1900 dereceye yakın olan HD 189733b, uzaya püskürttüğü gazın bıraktığı iz sebebiyle bir kuyruklu yıldıza benzetiliyor. Hubble'ın keşfinden önce HD 189733b'nin yıldızını izleyen NASA'nın Swift uzay aracı da, herhangi bir gezegenin atmosferini yok edebilecek güçte büyük bir güneş patlaması gözlemledi. Buna benzer 'koronar kütle atımları' bizim Güneşimimizde de sıklıkla meydana geliyor. Büyüklüğü Jüpiter'e yakın olan dev gezegen, Dünya'nın maruz kaldığı Güneş fırtınalarından 3 milyon kat daha güçlü fırtınalarla karşılaşıyor. Araştırma ekibinden Vincent Bourrier, "Astronomlar yıllardır atmosferik buharlaşmanın detaylarını tartışıyorlardı. HD 189733b'nin yaşadığı süreç, bu olayı anlamada bize en iyi fırsatı veriyor" dedi. İnceleme sonuçları bilim dergisi Astronomy & Astrophysics'in bir dahaki sayısında yayınlanacak.
Öğretmenlerin ''öğrenci sevgisi'' ölçüldü ve bakın nasıl sonuçlar ortaya çıktı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü'nden Prof. Dr. Veli Duyan ile Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Prof. Dr. Selahattin Gelbal, ''İlköğretim öğretmenlerinin çocuk sevme durumlarına etki eden değişkenlerin incelenmesi'' konulu çalışma yaptı. İlköğretim öğretmenlerinin bazı sosyo-demografik özellikleri ve eğitim yaşamına ilişkin özellikleri ile çocuk sevme durumu arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlayan araştırmaya, Ankara'da görevli yüzde 43'ü sınıf, yüzde 57'si branş, yüzde 53'ü kadın, yüzde 47'si erkek 828 öğretmen katıldı. Araştırmanın amacı doğrultusunda hazırlanan soru kağıdı ve insanların çocuklara yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla geliştirilen ''Barnett Çocuk Sevme Ölçeği''nin kullanıldığı araştırmada, ölçeğe göre alınan puanın yüksekliğinin sevme düzeyinin fazlalığını gösterdiği belirtildi. ORTA YAŞLARDAKİ ÖĞRETMENLERİN TAHAMMÜL SINIRI YÜKSEK Araştırma sonuçlarına göre, kadın ve erkek öğretmenlerin çocuk sevme durumu bakımından aralarında fark bulunmadığı saptandı. Yaş durumuna göre 41-45 yaş grubundaki öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının en yüksek, 20-25 yaş grubundakilerin en düşük olduğu tespit edilen araştırmada, şu değerlendirmelerde bulunuldu: ''Orta yaş döneminde, benliğin en önemli işlevi üretme, yaratma ve üretilen, yaratılan nesnelere sevgiyle bağlanmadır. Ayrıca öğretmenlerin yaşları ilerledikçe olaylara bakış açıları, dayanma, tahammül etme düzeyleri de artıyor olabilir. Yaşın ilerlemesiyle öğretmenler, öğrencilerin yaptıkları gürültü, yaramazlık, ilginç sorular, anlamsız ve yersiz konuşmaları olağan görmeye başlayabilir. 20-25 yaş grubunda bulunanların ise karşı cinsten, sevilen bir eşle güven duygusunun paylaşılabilmesi, iş, üreme, eğlence alanlarında düzen kurulabilmesi ve yeni yetişecek kuşaklara birlikte yeterli gelişme olanaklarının sağlanabilmesi gibi gelişimsel görevleri yerine getirmesi beklenmektedir. Sonuç olarak sevme puanlarının bu şekilde olması, gelişimsel bakış açısıyla uyumlu." EVLİ ÖĞRETMENLER ÇOCUKLARI DAHA ÇOK SEVİYOR Evli öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının yüksek, bekar ve dul öğretmenlerin düşük olduğu saptanan araştırmada, genel olarak, evlilerin çocuk sahibi olmaları ya da buna sıcak bakmaları nedeniyle çocukları daha çok sevebileceği, ayrıca sınıftaki öğrencilerle kendi çocukları arasında bağlantı kurmalarının sevgilerini artırıcı etmen olabileceği belirtildi. Çocuk sahibi olan ve olmayan öğretmenlerin çocuk sevme durumu bakımından aralarında fark bulunduğu belirlenen araştırmada, çocuk sahibi olmanın çocuk sevgisinde belirleyici etmen olabileceği değerlendirmesinde bulunuldu. Araştırmada, sahip olunan çocuk sayısı ile çocuk sevme durumu arasında ise ilişki olmadığı tespit edildi. ERGENLİK VE OTORİTE ÇATIŞMASI Sınıf ve branş öğretmenlerinin çocuk sevme durumu bakımından aralarında fark olduğu tespit edilen araştırmada, sınıf öğretmenlerinin branş öğretmenlerine göre daha fazla çocuk sevgisi taşıdığı görüldü. Sınıf öğretmenlerinin ilgi alanına giren çocukların yaş gruplarının daha küçük olması, aldıkları eğitimin farklı ve çocuklarla geçirdikleri zamanın fazla olması, her gün yalnızca kendi sınıflarındaki öğrencileri görmelerinin bunda etkili olduğu ifade edildi. Ergenlik dönemindeki çocukların ise gelişimsel özellikleri nedeniyle sürekli kendini kabul ettirme, branş öğretmeninin de otoritesini koruma çabasında olduğuna dikkat çekilen araştırmada, bu nedenle kimi gerginliklerin ortaya çıkmasının branş öğretmenlerinin çocukları sevme durumuna olumsuz etki etmiş olabileceği belirtildi. ÖĞRENCİ SAYISI AZALDIKÇA ÖĞRETMENİN SEVGİSİ ARTIYOR Öğretmenlerin hizmet süresine göre çocuk sevme puanları arasında fark bulunmadığı belirlenen araştırmada, çocukları sevip sevmeme durumunun öğretmenin yaşama bakışı, kişilik özellikleriyle yakından ilişkili olduğu bildirildi. Sınıftaki öğrenci sayısı azaldıkça öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının arttığı saptanan araştırmada, öğrenci sayısı arttıkça öğretmenin sınıfta çocuklara tek tek ayıracağı zamanın ve göstereceği ilginin azaldığı kaydedildi. Araştırmada, çocuk kitapları okuyan ve çocuklarla ilgili haber takip eden öğretmenlerin çocuk sevme ölçeğinden aldıkları puanın yüksek olduğu tespit edildi. Bununla ilgili değerlendirmede ise ''çocuk kitabı okuyan öğretmenlerin, onları daha iyi anlayabilme, dünyalarını keşfetme olasılığının daha yüksek olduğuna'' ve ''insanların bilmedikleri, tanımadıkları şeyleri daha az sevdiğine'' dikkat çekildi. ÇOCUK OYUNU BİLENLERİN PUANLARI YÜKSEK Çocuk oyunlarını bilen öğretmenlerin çocukları daha çok sevdiğini ortaya koyan araştırmada, bilinen oyun sayısıyla birlikte öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının da arttığı tespit edildi. Çocuk oyunlarını bilen öğretmenlerin, onların nelerden hoşlandığını kavrayabildiği, öğrencilerin de bu tür öğretmenleri daha çok sevmesinin, öğretmenin daha fazla doyum sağlamasına katkı sağladığı ifade edildi. Araştırmada, çocuklara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda gönüllü çalışan öğretmenlerin çocuk sevme ölçeğinden aldıkları puan ortalamasının da yüksek olduğu belirlendi. Araştırmacılar, sonuç bölümünde, herhangi bir eğitim programının başarısı konusundaki anahtar unsurlardan birinin öğretmen olduğuna dikkati çekti. Öğretmenin sahip olduğu bilgi, beceri ve değer temelinde çocukları sevmenin özel ve çok önemli yeri bulunduğuna işaret eden araştırmacılar, öğretmenlerin olumlu özelliklerinin desteklenmesi, geliştirilmesi ve çocukların dünyalarını daha iyi anlamaları bakımından ''çocuk kitapları okumaları, onlarla ilgili haberleri takip etmeleri, oyunlarını öğrenmeleri ve çocuklara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda gönüllü çalışmalarının uygun olabileceği'' vurguladı.
Nerede olduğunuzu, yalnız yaşadığınızı ya da buna benzer bilgileri sosyal sitelere sakın yazmayın.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TÜKETİCİYİ Koruma Derneği Antalya Şube Başkanı Abdullah Özçulcu, kötü niyetli kişilerin sosyal paylaşım sitelerini kullandığını belirterek, internetten her bilgiyi paylaşmamaları konusunda kullanıcıları uyardı. Özçulcu, internetin insan hayatına girdiği andan itibaren faydasının yanında tehlikesinin de fazla olduğu bir ortam oluştuğunu söyledi. Abdullah Özçulcu, "İnternette bilgi edinmenin ve bilgi almanın dışında oyun, kumar, cinsellik, terör gibi istismarı içeren siteler çok yaygın. İnternette kişisel bilgilerin verilmesi büyük tehlike oluşturuyor" dedi. NEREDE OLDUĞUNUZU YAZMAYIN Özçulcu, bilişim suçlarının önlenmesinde kötü niyetli kişilerin cezalandırılmasının yanında kullanıcıların da bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Özçulcu, "Kişilerin Facebook, Twitter gibi hesaplarda kişisel bilgilerini paylaşmaması gerekiyor. Kişinin yalnız yaşadığını, evden uzağa gittiğini ya da nerede olduğunu paylaşması kötü düşünceli insanlar için de bir fırsata dönüşüyor. Sosyal paylaşım siteleri yararlı gibi görünüyor. Ancak, kişi sırlarını, bilgilerini hiç düşünmeden ortaya attığı zaman bunun zararını da görmeye hazır olmalıdır" dedi. Abdullah Özçulcu, kişinin kimlik bilgileri, annesinin kızlık soyadından başlayarak TC kimlik numarası, kredi kartı şifresinin 'ödemeler' ileri sürülerek alınabildiğini aktardı. Özçulcu, "Hiç bilmediğiniz, tanımadığınız kişilere verilen bu bilgiler kötü niyetli kişilerin eline geçebiliyor. Ayrıca internetteki birçok site bu bilgileri birbirlerine satıyor" diye konuştu. ÇOCUKLAR VE KADINLAR TUZAĞA DÜŞÜRÜLÜYOR İnsanların henüz altyapısı oluşturulmadan, yeterli bilgiye sahip olmadan internetteki uçsuz bucaksız işlemlerle karşılaşması halinde bazı kötü niyetli kişilerin tuzağına düşebildiğini kaydeden Abdullah Özçulcu, bu tuzağa çoğunlukla çocuklar ve kadınların düştüğünü dile getirdi. Kötü niyetli kişilerin internet ortamında başka resimler ve bilgilerle kendini gerçeğin dışında tanıtarak insanları kandırdığını belirten Özçulcu, "İnternetten tanışma, buluşma ve evlenmeye varan eylemler olduğunu görüyoruz. Bunların önemli bir kısmı hüsranla sonuçlanıyor. O nedenle internetin sınırsız faydaları yanında, zararları da vardır" ifadelerini kullandı.
Türk Lirası, son bir aylık dönemde dolara karşı yüzde 1'in üzerinde değer kazanarak, tüm gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en iyi performansı gösterdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolara karşı son bir aylık performansı değerlendirildiğinde, TL yüzde 1,4'lük değer kazancıyla gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en güçlüsü oldu. Rus Rublesi ise aynı dönemde dolar karşısındaki yüzde 14'lük düşüşüyle en kötü performansı gösterdi. ABD'den gelen olumlu makroekonomik veriler, Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) genişlemeci adımlarının ardından doların diğer para birimleri ve emtialara karşı güçlü seyri bu hafta da devam etti. Küresel piyasalarda büyümeye ilişkin endişeler de dolara olan talebi artırırken, yatırımcıların güvenli liman olarak doları tercih etmeleri dikkati çekti. Son bir aydır yükseliş trendinde olan dolar endeksi (DXY), haftanın son işlem gününde 88,28 ile 4,5 yılın en yüksek seviyesini gördü. Haftanın ilk işlem gününe 2,2578 seviyesinden başlayan dolar/TL ise hafta içinde en yüksek 2,2717'ye çıktıktan sonra gelişmekte olan para birimlerinden pozitif ayrışarak 2,2257'ye kadar geriledi. Analistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son dönemde izlediği etkin likidite politikası, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki düşüşler ve makroekonomik verilerdeki düzelme sayesinde Türk Lirası'nın dolara karşı gelişmekte olan diğer ülke para birimlerine göre daha iyi performans gösterdiğini ifade ediyor. Türkiye ekonomisinin yıl sonunda yüzde 3-4 aralığında bir büyüme performansı göstermesini beklediklerini dile getiren analistler, cari açıktaki düşüş eğilimi de göz önüne alındığında Türkiye'nin küresel sermaye akımları için cazip olabileceğini dile getiriyor. Dolar/TL'nin yıl sonuna kadar 2,20-2,25 aralığında hareket etmesini beklediklerini aktaran analistler, petrol fiyatlarının gerilemeye devam etmesi durumunda dolar/TL'nin 2,20'nin altına gerilemesinin söz konusu olabileceğini ifade ediyor. "Yabancılar dövizde satış tarafında" ING Bank Döviz Masası Müdürü Burçin Metin, dolar/TL kurunda gerileme oldukça kurumsal yerli yatırımcılardan talep geldiğini ve o nedenle kurda çok hızlı bir geri gekilmenin olmadığını söyledi. Petrol fiyatlarındaki gerilemenin TL'yi pozitif etkilediğini dile getiren Metin, TL'nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine ayak uydurmadığını ve pozitif tarafta kaldığını belirtti. Hafta içinde 2,2371 seviyesine kadar gerileyen dolar/TL'nin kurumsal taleple birlikte 2,2487'ye kadar yükseldiğini ifade eden Metin, "TL'de kısa vadede tekrardan bir bozulma beklemiyorum. Dolar/TL'de yukarda 2,2550 ve aşağıda 2,2360 seviyelerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer bu konjonktürde dolar/TL 2,2360 seviyesini kırarsa petrol fiyatlarının da desteğiyle ciddi düşüşler görebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. "Yabancı tarafında alım görmüyoruz. Aksine bono faizlerinde biraz gerileme var. Bu gerilemenin yarattığı bono tarafında yaşanan girişle beraber yabancıların dövizde daha çok satış yaptığını görüyoruz" diyen Metin, alım fırsatı konusunda ise kurda biraz daha düşüş olabileceğini ve 2,20'nin altına inmesi durumunda kısa vadede kurumsal taraflar için alım fırsatı doğabileceğini ifade etti. Burçin Metin, kısa vade için yukarı yönlü sert bir hareketin olmayacağını, dolar/TL'nin bu yılı 2,20-2,22 seviyesinden kapatacağını, piyasanın yılın geri kalanında Merkez Bankası'ndan faiz indirimi beklemediğini ve kurda 2,30'ların üzerine çıkılmayacağını tahmin ettiğini belirtti. "Dolar/TL'de 2,20-2,25 seviyeleri orta ve uzun vadede alım fırsatı olarak görülebilir" Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy ise doların seyri açısından dolar endeksinin (DXY) takip edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Dolar endeksi Fed'e bağlı olarak 88'in üzerinde kuvvet kazanırsa ya da 91-92'yi görürse dolar/TL tarafında da TL'nin zayıfladığına işaret olacaktır. Dolar/TL kurunda 2,25 pivot seviye. Bu seviyenin üzerinde kaldıkça, 2,2630'lar test edildikçe her ihtimalde 2,28-2,30'lar görülebilir. Dolar/TL'de 2,30'lar geçilmedikçe sorun yok. Kısa vadede 2,30 seviyesi geçilecek olursa 2,50'lere kadar hareket genişleyebilir." Dolar/TL kurunun 2,25'in altında kaldığı sürece 2,23'ün ara destek ve 2,20'lerin hedef olacağını öngören Paksoy, 2,20-2,25 seviyelerinin orta ve uzun vadede alım fırsatı olarak görülebileceğini ifade etti. Cüneyt Paksoy, Fed'e bağlı olarak 2015 yıl sonuna kadar doların yükselişlerde ara ara mola verse de yukarı yönlü hareketini sürdüreceğini söyledi.
Eşref Bitlis'in ölümü ile ilgili itiraflar, 1992-93 yıllarında gerçekleşen 'karanlık' ölümleri gündeme getirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Orgeneral Eşref Bitlis'in öldürüldüğüne dair itiraflar, Kürt sorununda barışçıl yöntemleri savunan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve Albay Rıdvan Özden suikastlerini gündeme getirdi. Kürt aydın Ümit Fırat'a göre bu isimler o yıllarda karanlık odaklarca bertaraf edildi. Ancak Fırat, yeni süreçten umutlu. Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözmek isteyen siyasetçi, işadamı, asker ve siviller süreç dışına itildi. Şiddeti yöntemlerini doğru bulmayan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Albay Rıdvan Özden suikaste kurban gitti. Kürt sorununda farklı bir döneme girilirken, özellikle PKK'nın sözde ateşkes ilanı sonrasında Hakkari'de 9 sivil uzaktan kumandalı mayının patlatılması sonucu öldürüldü. Ancak, bu provokasyona rağmen hükümet ile BDP arasında ertelenen görüşme gerçekleştirildi. Geçmişten günümüze sorunu değerlendiren Kürt aydını Ümit Fırat'a göre bu isimler barışı hazmedemeyenlerce 'bertaraf' edildi. Benzer oyunların günümüzde de sergilenmek istendiğine işaret eden Fırat, bu kez umutlu. Fırat, "Türkiye artık nehir yatağına girmiştir. Geri dönüş çok zor" dedi. SİVİL İRADE DİRENÇLİ Devletin farklı metotlarla sorunu yok saydığından yakınan Fırat, bunların geçersiz olduğunun anlaşıldığını söyledi. Geçmişte olduğu gibi barış isteyenlerin ortadan kaldırılmasıyla sürecin engellenemeyeceğine vurgu yapan Fırat, "Artık 1992- 93 şartları yok. 28 Nisan'da Başbakan şapkasını alıp gitmedi. Engelleyici bütün faktörlere rağmen bu mesele konusunda sivil demokratik yaklaşım kendini dayattı" değerlendirmesinde bulundu. ÇÖZÜLECEĞİNİ BİLİYORUM 1993'te PKK'nın dağdan indirilmesi sürecinin çeşitli provokasyonlarla önlendiğini hatırlatan Fırat, o gün gündemde olan sivil adımların bir daha gündeme gelmediğini belirtti. Yakın zamanda yaşanan benzer eylemlerin ise çözüm sürecini önleyemediğini ifade eden Fırat, "Her şeye rağmen yol alınıyor" dedi. Provokatif olayların savaş yanlılarının umudunu yeşertemediğine işaret eden Fırat şöyle devam etti: "Hükümet, sağlıklı davranarak 1993'te gösterilemeyen basireti göstermeli ve bu tuzaklara düşmemeli. Kürt sorununun çözümü noktasında hep umutlu tarafta yer aldım. 30 yıl önce de bir gün bu işin çözüleceğini biliyordum ama o zamanlar 40 bin kişi ölmemişti." DERİN PROVOKASYONLAR - 24 Mayıs 1993: Bakanlar Kurulu'nun af gündemiyle toplanmasından 1 gün önce Bingöl'de terhis olan silahsız ve korumasız 33 asker şehit edildi. - 17 Şubat 1993 : Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis'in bindiği askeri helikopter, Ankara yakınlarında düştü. - 23 Mart 1993: PKK, tek taraflı ateşkes kararı aldı. - 17 Nisan 1993 : Ateşkesin iki ay daha uzatıldığı açıklamasından iki gün sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal, hala tartışılan bir şekilde hayatını kaybetti. - 2 Temmuz 1993 : Sivas'ta çıkan olaylarda Madımak oteli ateşe verildi ve 37 kişi yanarak can verdi. - 5 Temmuz 1993: Erzincan'ın Başbağlar köyünde 33 köylü katledildi. - 22 Ekim 1993: Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Lice Tugay Komutanlığı bahçesinde alnından vurularak öldürüldü.
Afrin'deki PKK/YPG mevzilerinden atılan 4 roket mermisi, Kilis'e düştü. Mermilerin 2 ev 2 işyerine isabet ettiği saldırıda 1 kadın hafif yaralandı, evler ve araçlar zarar gördü. Roketlerin atıldığı hedefler, Fırtına obüsleriyle ateş altına alındı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 'Zeytin Dalı Harekatı'nı yürüttüğü Suriye'nin Afrin kentindeki terör örgütü PKK/YPG mevzilerinden gece saatlerinde peş peşe ateşlenen 4 roket mermisi, Kilis'e düştü. Mermiler, Ekrem Çetin Mahallesindeki 2 ev ile 2 işyerine isabet ederek patladı. Saldırıda henüz ismi öğrenilemeyen bir kadın yaralanırken, patlamayla birlikte iki katlı evde yangın çıktı. Ev ve işyerlerinin camları kırılırken, park halindeki araçlarda da hasar meydana geldi. Saldırının ardından bölgeye itfaiye, sağlık ve güvenlik görevlileri sevk edildi. Yaralı kadın, ambulansla Kilis Devlet Hastanesi'ne götürülürken, itfaiye ekipleri yangına müdahale ederek söndürdü. Ev kullanılmaz hale geldi.
Cem Yılmaz, yönetmen Yüksel Aksu’nun Muğla’da çektiği yeni filmi “İftarlık Gazoz”da konuk oyuncu olarak rol aldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ALİ Baba ve 7 Cüceler” filmini kasım ayında seyirciyle buluşturacak olan Cem Yılmaz, sinemaseverlere bir sürpriz daha yapmaya hazırlanıyor. Ünlü komedyen, yönetmen Yüksel Aksu’nun “İftarlık Gazoz” adlı yeni filminde de seyirci karşısına çıkacak. Çekimleri Muğla’da devam eden filmde konuk oyuncu olarak yer alan Yılmaz, bu sürprizi set fotoğrafını sosyal medyada paylaşarak duyurdu. Komedyen, fotoğrafını “Film setindeyim. 2016 sürprizi” notuyla Instagram hesabına yükledi. Hikâyesi 1970’li yıllarda geçen ve ilkokul öğrencisi Adem’in öyküsünü konu alan “İftarlık Gazoz”, önümüzdeki yıl vizyona girecek.
Suriye sınırından Türkiye'ye geçmeye çalışan PKK'lı gruba ateş açıldı. Bir PKK'lının yaralandığı olayla ilgili olarak Genelkurmay açıklama yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Genelkurmay Başkanlığı, Suriye sınırında 'dur' ikazına uymayan 13 kişilik bölücü terör örgütü grubuna uyarı ateşi açıldığını, olayda grupta yer alan 1 kişinin yaralı olarak ele geçirildiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinin "Önemli sınır olayları" bölümünde yer alan bilgilere göre, Suriye sınırında saat 17.45’te Mardin’deki Kara Kuvvetleri 4’üncü Hudut Alayı, Şenyurt Hudut Karakol Komutanlığı unsurlarınca icra edilen devriye faaliyetinde, Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan 13 kişilik grup tespit edildi. Bu durum üzerine, bölgeye Hudut Müdahale Timi (HMT) sevk edildi, şahıslara Türkçe ve Arapça "Dur" ikazında bulunuldu ancak ikaza uymayan kişilerin hududun Türkiye tarafına doğru ilerlemesi üzerine, HMT tarafından önce havaya daha sonra yere uyarı ateşi açıldı. Açılan ateş sonucunda, grubun geri dönerek, geldikleri istikamette Suriye’ye doğru kaçtıkları görüldü. Olay bölgesinde gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasının ardından HMT tarafından yapılan arama tarama faaliyeti esnasında, "Birinci Derece Askeri Yasak Bölge"deki iz tarlası içerisinde, yaralı 1 kişi ve kişiye ait çanta bulundu. Yapılan kontrolde, yaralının sol bacağından vurulduğu görüldü. Yaralı ambulansla Mardin Devlet Hastanesine sevk edildi. PKK’NIN KLAVUZU YAKALANDI HMT tarafından, yaralı şahsa ait ve arazide bulunan çanta içerisinde ise, 993 adet AK-47 Kaleşnikof piyade tüfeği fişeği ele geçirildi. Söz konusu mühimmat, Mardin İl Jandarma Komutanlığı unsurlarına teslim edildi. Kaçan grubun, son dönemlerde elde edilen duyumlar çerçevesinde, yasa dışı yollardan Türkiye’ye silah ve mühimmat geçirmeye çalışan bölücü terör örgütü unsuru, yaralı olarak yakalanan kişinin ise gruba kılavuzluk yapan bölücü terör örgütü üyesi olabileceğinin değerlendirildiği kaydedildi. Olay hakkında, Diyarbakır Askeri Savcılığı’na bilgi verildi. Askeri savcının talimatıyla ateş eden ere ait G-3 piyade tüfeğine el konuldu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çubuk Hayvan Pazarı'ndan bir kurbanlık aldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum ve Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile pazarı gezen Kılıçdaroğlu, burada kendisine bir kurbanlık satın aldıktan sonra, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Ali Bardakoğlu'nun yerine Diyanet İşleri Başkanlığı'na Mehmet Görmez'in atanmasını 'süpriz' olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Güney Kore'ye hareketinden önce başörtüsüne yönelik açıklamalarında, 'ilköğretimde başörtüsü' konusunda sessiz kaldığını sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu, kendisini konu eden karikatürler için 'milletin vicdanına bırakıyorum.' dedi.
BDP, YSK'nın veto kararının molotof ve taşlarla protesto edilmesi görüntüleriyle ilgili ilginç bir izlenimde bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BDP, Yüksek Seçim Kurulu'nun 12 bağımsız vekile adaylık yolunu kapatmasının ardından sokakları savaş alanına çeviren, işyerlerini yakan, molotof kokteyl atan yığınların tepkilerinin "demokratik" ve "haklı" olduğunu iddia etti. Parti Meclisi toplantısının ardından yapılan açıklamada, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun bağımsız adaylarla ilgili kararının demokratik kamuoyunun haklı ve görkemli tepkisi sonucunda geçersiz hale geldiği belirtildi. Açıklamada, YSK'nın emek, özgürlük ve demokrasi adaylarına dönük aldığı gayri hukuki kararı ve yaşanan sürecin değerlendirildiği belirtilerek, "YSK'nın hukuksuz ve keyfi kararı, halkımızın, demokratik kamuoyunun haklı ve görkemli demokratik tepkisiyle geçersiz hale getirilmiştir. Bu, son tahlilde olumlu bir sonuç olsa da buna neden olan antidemokratik yasa ve anayasa hükümleri varlığını korumakta ve demokratik siyasetin önünü tıkamaya devam etmektedir." denildi. YSK'nın kararını protesto ederken vatandaşlara ve kamu malına zarar veren göstericilerin de savunulduğu açıklamada, olaylardaki yaralama ve bir ölüm olaylarından ise hükümet sorumlu tutuldu. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden İbrahim Oruç'un faillerinin bir an önce bulunması istenirken, gözaltına alınanların da serbest bırakılması istendi. BDP Genel Başkanlığı'na vekaletten Hamit Geylani, boşalan yeni üyeliklere ise Ömer Ağın, Büşra Ersanlı, Osman Ergin, Yıldız Aktaş, Hüseyin Dağ, Özlem Yanat, Yüksel Mutlu seçildi.
Dostane eski çift Miranda Kerr ve Orlando Bloom çocuklar Flynn için birlikte noel tatiline çıktılar.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER-(DIŞ HABERLER) Ekim ayında 3 yıllık evliliklerini sonlandıran Miranda Kerr ve Orlando Bloom çifti oğulları Flynn için bir araya geldiler. Birbirlerine çok değer veren eski çift Miranda Kerr ve Orlando Bloom oğulları Flynn için noel tatillerini bir arada geçirme kararı aldıklarını açıklamışlardı.Salı akşamı noel tatili için evlerinin çıkışında görüntülenen eski çift Orlando Bloom ve Miranda Kerr'in tavırları havada hala aşk kokusu var dedirtti. Sevimli oğulları Flynn babası Orlando Bloom'un omuzlarında kameralara yansırken Miranda Kerr'in oğlu Flynn ve eski eşi Orlando Bloom'a şevkat ile bakışları gözlerden kaçmadı. Geçtiğimiz günlerde yaptığı samimi aşk açılamalarıyla gündeme oturan Miranda Kerr'in eski eşini halen sevdiği fakat sadece oğulları Flynn için biraraya geldikleri başka bir zamanda görüşmedikleri iddia edildi. Miranda Kerr, tatil öncesi giyindiği koyu renk kıyafetlerle dikkat çekti.
BURSA MHP adayları bugün saat 17.00'da açıklanıyor. MHP Bursa milletvekili adayları kimler? MHP adayları listesi internethaber.com sitesinde.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BURSA MHP adayları tam listesi bugün saat 17.00'da YSK'ya teslim edilecek. MHP BURSA milletvekili adayları açıklandı. Türkiye, 26. Dönem parlamentosunu belirlemek üzere 1 Kasım 2015 tarihinde seçime gidiyor. Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 1 Kasım'da yapılacak milletvekili genel seçimi için hazırladığı seçim takvimi işliyor. 18 Eylül tarihi milletvekili adayları listesinin ortaya çıkması açısından kritik önemde. AKP, MHP, CHP ve HDP milletvekili kesin aday listelerini saat 17.00'a kadar YSK'ya teslim etmek zorundalar. Listeler YSK'ya teslim edildikten sonra partiler tarafından kamuoyuna açıklanacak. MHP MİLLETVEKİLİ ADAYLARI TAM LİSTESİ - TIKLAYIN Yüksek Seçim Kurulu YSK AK Parti, MHP, CHP ve HDP başta olmak üzere tüm partilerin kesin aday listelerini 28 Eylül'de ilan edecek. Listelerin kesinleşmesinin ardından ilk olarak 8 Ekim'de yurdışında oy verme işlemi başlayacak. MHP BURSA MİLLETVEKİLİ ADAYLARI LİSTESİ ----- 1 KASIM SEÇİMLERİ HANGİ İL KAÇ VEKİL ÇIKARACAK? Buna göre 32 milletvekili çıkaracağı tespit edilen Ankara iki, 88 milletvekili çıkaracağı tespit edilen İstanbul üç, 26 milletvekili çıkaracağı tespit edilen İzmir ise iki seçim çevresine bölündü. Milletvekillerinin illere göre dağılımı şöyle: "Adana 14, Adıyaman 5, Afyonkarahisar 5, Ağrı 4, Amasya 3, Ankara 32, Antalya 14, Artvin 2, Aydın 7, Balıkesir 8, Bilecik 2, Bingöl 3, Bitlis 3, Bolu 3, Burdur 3, Bursa 18, Çanakkale 4, Çankırı 2, Çorum 4, Denizli 7, Diyarbakır 11, Edirne 3, Elazığ 4, Erzincan 2, Erzurum 6, Eskişehir 6, Gaziantep 12, Giresun 4, Gümüşhane 2, Hakkari 3, Hatay 10, Isparta 4, Mersin 11, İstanbul 88, İzmir 26, Kars 3, Kastamonu 3, Kayseri 9, Kırklareli 3, Kırşehir 2, Kocaeli 11, Konya 14, Kütahya 4, Malatya 6, Manisa 9, Kahramanmaraş 8, Mardin 6, Muğla 6, Muş 3, Nevşehir 3, Niğde 3, Ordu 5, Rize 3, Sakarya 7, Samsun 9, Siirt 3, Sinop 2, Sivas 5, Tekirdağ 6, Tokat 5, Trabzon 6, Tunceli 2, Şanlıurfa 12, Uşak 3, Van 8, Yozgat 4, Zonguldak 5, Aksaray 3, Bayburt 2, Karaman 2, Kırıkkale 3, Batman 4, Şırnak 4, Bartın 2, Ardahan 2, Iğdır 2, Yalova 2, Karabük 2, Kilis 2, Osmaniye 4, Düzce 3." ERKEN SEÇİM KAÇ SEÇMEN VAR? 7 Haziran seçiminde, yurtiçinde 53 milyon 765 bin 231, yurtdışında ise 2 milyon 867 bin 658 seçmen kayıtlıydı. YSK, 11 Eylül itibarıyla seçmen sayılarını yurtiçinde 54 milyon 75 bin 851, yurtdışında 2 milyon 895 bin 885 olarak açıkladı. Yurtiçi seçmen sayısı 7 Haziran seçiminden bu yana 310 bin 620 kişi, yurtdışı seçmen sayısı ise 28 bin 227 kişi arttı. 1 KASIM ERKEN SEÇİMİ OY VERME SAATLERİ 1 Kasım Pazar günü oy verme için saat 08.00'den 17.00'ye kadar geçecek zaman oy verme süresi olacak. Ancak YSK'nın kararı uyarınca adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde ve bu illerde bulunan ceza infaz kurumlarında oy vermenin başlangıç ve bitiş saatleri 07.00-16.00 olarak uygulanacak. Oy vermenin bitiş saati geldiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler varsa sandık kurulu başkanı seçmenleri saydıktan ve kimliklerini aldıktan sonra sıra ile oylarını kullanmalarına izin verecek. YSK'nın belirlediği bitiş saatinden sonra gelen seçmen oy kullanamayacak. NASIL OY VERİLECEK EVRAKLAR NELER? Sandık başına gelen seçmen, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan; nüfus cüzdanı, resmi dairelerce verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, hakim ve savcılar ile yüksek yargı organı mensuplarına verilen mesleki kimlik kartı, avukat, noter ve askeri kimlik kartı gibi kimliğini tereddütsüz ortaya koyan resimli, resmi nitelikteki belgelerden birini başkana verecek ve seçmen sıra numarasını söyleyecek. Bu belgelerden birini vermeyen seçmen oy kullanamayacak. Oy sandıkları Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde ve bu illerde bulunan ceza infaz kurumlarında saat 16.00'dan önce, geri kalan illerde ise 17.00'den önce açılamayacak. PARTİLERİN OY PUSULASINDAKİ YERLERİ Siyasi partilerin 1 Kasım'da yapılacak milletvekili genel seçiminde kullanılacak birleşik oy pusulasındaki yerleri kurayla belirlendi. Kura sonuçlarına göre siyasi partilerin birleşik oy pusulasındaki yerleri şöyle: Millet Partisi 1, Vatan Partisi 2, Genç Parti 3, Cumhuriyet Halk Partisi 4, Hak ve Adalet Partisi 5, Merkez Parti 6, Hak ve Özgürlükler Partisi 7, Saadet Partisi 8, Demokratik Sol Parti 9, Demokrat Parti 10, Bağımsız Türkiye Partisi 11, Anadolu Partisi 12, Milliyetçi Hareket Partisi 13, Halkın Yükseliş Partisi 14, Halkın Kurtuluş Partisi 15, Liberal Demokrat Parti 16, Halkların Demokratik Partisi 17, Muhafazakar Yükseliş Partisi 18, büyük birlik partisi 19, Adalet ve Kalkınma Partisi 20, Türkiye Komünist Partisi 21, Komünist Parti 22, Demokratik Gelişim Partisi 23, İlk Parti 24, Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi 25, Doğru Yol Partisi 26, Millet ve Adalet Partisi 27. YSK 1 KASIM ERKEN SEÇİMİ TAKVİMİ 18 Eylül: Siyasi partilerin genel merkezlerinin, seçime katılacakları seçim çevrelerine ait aday listelerini YSK Başkanlığına 'alındı' belgesi karşılığında DVD ve kağıt ortamında en geç saat 17.00'ye kadar vermelerinin son günü. 20 Eylül: Yurtiçi ve yurtdışı seçmen kütükleri kesinleştirilecek. Yurtiçi seçmenlerin oy vereceği yer ve sandıklar belirlenecek. Yurtdışı seçmenlerin oy kullanacakları temsilcilik, tarih aralığı ve yer bilgileri www.ysk.gov.tr adresinden ilan edilecek. 22 Eylül: Siyasi partilerin aday listeleri ile bağımsız adayların başvuru evrakındaki eksiklikleri tamamlamalarının ve bağımsız adayların adaylıktan vazgeçmelerinin son günü. 28 Eylül: Siyasi partilerin seçim çevreleri itibarıyla milletvekili kesin aday listeleri ile bağımsız adaylar radyo, televizyon, Resmi Gazete ve illerde ilan edilecek. 8 Ekim: Yurtdışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında oy verme işlemine başlanacak. 13 Ekim: Başvuran siyasi partilerin radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının yayın ve zaman sıralarının belirlenmesi için kura çekilecek. 22 Ekim: Propaganda serbestliği ve bir kısım seçim yasakları başlayacak. 25 Ekim: Yurtdışı temsilciliklerde oy verme işlemi sona erecek. Radyo ve televizyon propaganda konuşmaları başlayacak. 31 Ekim: Seçim propagandası saat 18.00'de sona erecek. 1 Kasım: Oy verme günü.
ERZURUM 2017 İmsakiye takvimi Diyanet İşleri tarafından gün gün sahur vakti ve iftar saatleri ile oluşturuldu. İşte 27.05.2017'de başlayacak olan Ramazan ayının Erzurum imsakiyesi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İmsakiye 2017 Diyanet takvimine göre Erzurum bu yıl 17 saati aşkın süre oruç tutacak. Erzurum Ramazan İmsakiye'sinde gün gün iftar saatleri ve sahur vakitleri sıralanıyor. Ramazan önümüzdeki hafta 27.05.2017 cumartesi günü başlayacak. İmsakiye 2017 Erzurum takvimine göre ilk sahura 26 Mayıs 2017 cumayı 27 Mayıs Cumartesi'ye bağlayan gece saat 02.54'te kalkmış olacak, ilk iftar vakti ise 27 Mayıs cumartesi günü saat 19.41'te olacak. Erzurum 2017 İmsakiye'sine göre ilk haftanın sahur ve iftar saatleri şöyle; İmsakiye 2017 Diyanet sahur vakti ve iftar saatlerine göre Türkiye'de yaşayanlar bu yıl 17 saati aşkın süre oruçlu olacaklar. En kısa oruç Ramazan’ın ilk günü tutulacak ve iftar her gün biraz daha ileri gidecek. Haziran ayı yılın en uzun gündüzünü (21 Haziran 2017) içinde barındıran bir ay olduğu için 2017 yılı da en uzun oruçlu olacağımız zamanlardan biri. Bu yıl Dünya ülkeleri arasında en uzun orucu yine Kuzey yarım küreye yakın olan ülkeler tutacak. İsveç, Norveç ve İzlanda gibi ülkelerde yaşayan Müslümanlar bu ramazanda yaklaşık 22 saat oruç tutacak. Müslümanların en kısa süre oruç tutacağı yer ise ortalama 9 saat ile Arjantin'in Ushuaia kenti olacak.
Akciğer kanseri ülkemizdeki en yaygın kanserlerden beri. Peki Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir, geçmeyen öksürük kanserin habercisi mi? Akciğer kanserinin belirtileri ve türleri ile tedavisi hakkında doktor bilgileri.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Son 20 yıldır dikkat çekici şekilde artan akciğer kanseri pek çok kişinin hayatını tehdit ediyor. Kalp hastalıklarından sonra dünyada ölüm nedenleri sıralamasında ikinci sırada yer alan akciğer kanseri, bizi sevdiklerimizden ayırıyor. Bu hastalığın görülme sıklığındaki artışı; sigara tüketimi, çevre kirliliği ve havadaki kanserojenler oluşturuyor. Akciğer kanseri, çoğu zaman vücutta sessiz bir şekilde ilerliyor ve geç fark ediliyor. Bulgu ve şikayetlerin yakından takip edilmesi ve bu belirtilerden şüphelenen kişilerin vakit kaybetmeden doktora başvurması gerekiyor. Peki akciğer kanserinin belirtileri nelerdir, tedavisi var mı? Erken tanı ve tedavinin önemine değinen Avrasya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Levent Kart, akciğer kanseriyle ilgili bilmeniz gerekenleri anlattı.
Hızlı ve Öfkeli 8'den heyecan dolu kamera arkası görüntüler yayınlandı. Hızlı ve Öfkeli serisinin sekizinci filmi olan The Fate of the Furious (Hızlı ve Öfkeli 8) 14 Nisan 2017‘de vizyona girecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fast and Furious (Hızlı ve Öfkeli) serisinin son halkası olan The Fate of the Furious filminden heyecan dolu kamera arkası görüntüler izleyicilerin beğenisine sunuldu. Hızlı ve Öfkeli 8 ismiyle andığımız yapımın yönetmenliğini F. Gary Gray üstleniyor. Merakla beklenen yapımın senaryosunu ise Chris Morgan kaleme aldı. Paul Walker olmadan devam eden seriye bu sefer yeni isimler dahil oluyor. Vin Diesel, Michelle Rodriguez, Dwayne Johnson, Tyrese Gibson, Chris Bridges, Lucas Black, Scott Eastwood, Kurt Russell, Jason Statham’dan oluşan kalabalık ekip sekizinci hikayede geri dönüyor. Onlara bu sefer Charlize Theron ve Helen Mirren katılıyor. Küba‘dan New York‘a uzanan bu hikayede ekip normal bir hayata adım atmaya hazırlanıyor. Dom ve Letty balayılarını yaşarken, Brian ile Mia emekli olmaya karar veriyor. Ancak aniden ortaya çıkan gizemli bir kadın her şeyi değiştiriyor. Dom‘u baştan çıkartıp onu suç dünyasına dahil etmeyi başarıyor. Arkadaşlarına ne olduğunu anlayamayan ekip kendilerini yeniden aksiyonun ortasında buluyor. Hızlı ve Öfkeli serisinin sekizinci filmi The Fate of the Furious (Hızlı ve Öfkeli 8) 14 Nisan 2017‘de vizyona girecek.
Rusya Başbakan Yardımcısı Dmitri Rogozin’in atış poligonunda yanlışlıkla ayağına kurşun sıktığı iddia edildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İnterfaks haber ajansına konuşan bir kaynak, Rogozin’in geçen hafta Başbakanlık toplantısına katılmadığını hatırlatarak Başbakan Yardımcısı'nın yaralı olduğunu ifade etti. Kaynak, “Dmitri Olegoviç tesadüfen ayağını yaraladı. Atış poligonunda yanlışlıkla ayağına sıktı ve şuanda Moskova’da hastanede. Ciddi endişelenecek bir şey yok. Tedavisi sürüyor.” dedi. TÜM HEDEFLERİ VURMAYI BAŞARDI 20 Aralık’ta Rogozin, Twitter hesabından atış antrenmanını paylaşmıştı. Tek tabanca ile atışa başlayan Rogozin, daha sonra eline aldığı çift tabancayla adeta şov yapmıştı. Farklı atış yeteneğini sergileyen Rogozin, tüm hedefleri vurmayı başarmıştı.
Erdoğan'ın makam aracının önüne atlayarak her fırsatta protesto gösterisi yapan Adnan Yıldırım, kan donduracak bir cinayet işledi!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın makam aracının önüne atlayarak her fırsatta protesto gösterisi yapan Adnan Yıldırım (42), Başkent'te kan donduran bir cinayet işledi. Başbakan'a 'Tayyip'i vuracağım' şeklinde telefon mesajları gönderen Yıldırım, daha önce de 'tehdit ve hakaret'ten tutuklanmıştı. Ankara'da kaybolan özel güvenlik görevlisi Engin Saraçoğlu'nun cesedi çevre yolunun kenarındaki su kanalında, üzeri taşlarla örtülmüş olarak bulundu. 2 çocuk babası Saraçoğlu'nun, eşi Dilek Saraçoğlu ve gizli aşk yaşadığı Adnan Yıldırım tarafından öldürüldükten sonra yakılarak gömüldüğü ortaya çıktı. Kız Kulesi'ni izlerken yakalanan Saraçoğlu ve Yıldırım tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ankara Keçiören'de yaşayan ve bir özel güvenlik şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Engin Saraçoğlu'nun (34) kardeşi, 10 Nisan'da polise başvurarak ağabeyinin kayıp olduğu bilgisini verdi. Ankara Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri evli ve 2 çocuk babası olan Saraçoğlu'nu aramaya başladı. Saraçoğlu'nun komşularının bilgisine başvuran ekipler, 9 Nisan'da bir kadın ve bir erkeğin, baygın şekildeki bir başka erkeği otomobile taşıdıklarını ve apartman merdivenlerinde gürültü duyulduğunu tespit etti. TAŞA GÖMMÜŞLER Saraçoğlu'nun eşi Dilek Saraçoğlu'nun (30) da bilgisine başvuran ekipler, Saraçoğlu'nun çelişkili tavırlar sergilemesinden şüphelenerek genç kadını takibe aldı. Cinayet bürosu dedektifleri, genç kadının, birçok suçtan sabıkası bulunan Adnan Yıldırım'la (42) yasak aşk yaşadığını tespit etti. Cinayetten şüphelenen ekipler, Yıldırım ve Saraçoğlu'nun cep telefonlarının son bir hafta içinde nerelerde sinyal verdiğini belirleyerek, bu bölgelerde geniş çaplı arama başlattı. Ekipler, 18 gündür kayıp olan Engin Saraçoğlu'nun büyük oranda yanmış haldeki cesedini, çevre yolunun Bağlum mevkiinde bir su kanalının yanında üzeri taşlarla örtülmüş halde buldu. Yıldırım ve Saraçoğlu, Üsküdar Salacak sahilinde, birlikte Kız Kulesi'ni izlerken gözaltına alındılar. Yıldırım ve Saraçoğlu tutuklanarak cezaevine gönderildi. DEHŞETİ ANLATTILAR Emniyette çapraz sorguya alınan Yıldırım ve Saraçoğlu'nun, cinayeti birlikte işlediklerini itiraf ettiği öğrenildi. Saraçoğlu'nun ifadesinde, "Kocam, Adnan'la ilişkim olduğunu öğrendi. Olay gecesi eve alkolü geldi. Kendisine bir uyku hapı verdim. Bir süre sonra uyumaya başladı. Ben de Adnan'ı aradım. Adnan onu uyandırdı, ardından aralarında kavga çıktı. Adnan yanında getirdiği levye ile Engin'in başına vurdu. Bayılan kocamı kucaklayarak Adnan'ın kiraladığı otomobile taşıdık ve Bağlum'a götürdük" dediği öğrenildi. Yıldırım'ın ise, "Engin'i Bağlum'daki boş araziye götürdüğümüzde hâlâ yaşıyordu. Orada başına taşla vurduk, öldüğünden emin olduktan sonra tanınmaması için üstündeki eşyaları ateşe verdik ve ardından cesedin üzerini taşlarla kapattık" dediği belirtildi. ERDOĞAN'I PROTESTO ETMİŞTİ Ankara'da ilişki yaşadığı 2 çocuk annesi Dilek Saraçoğlu ile bir olup, sevgilisinin eşi Engin Saraçoğlu'nu önce öldürüp sonra yakarak gömmek suçundan tutuklanan Adnan Yıldırım'ın sabıka dosyasının kabarık olduğu ortaya çıktı. Dolandırıcılık ve sahte evrek nedeniyle sabıka kaydı bulunan Yıldırım'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 2 kez protesto etmekten, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı da tehdit etmek ceza aldığı ortaya çıktı.
3 aylık hamile olan Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem'i Türkiye'den neden ve nasıl kaçtığını anlattı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER - Muhteşem Yüzyıl'daki Hürrem karateriyle tanınan Meryem Uzerli Berlin'de Hürriyet yazarı Ayşe Arman'la biraraya Diziden ayrılışı, tükenmişlik sendromu, hamileliği üzerine birbirinden çarpıcı açıklamalar yapan Uzerli hem okurları hem de Ayşe Arman'ı şaşırttı. BEN SALAK AMA İYİ KALPLİYİM! BUNU BAŞLIK YAPAR MISIN? Uzerli'nin sadeliği ve doğallığı üzerine uzun bir giriş yapan Ayşe Arman ilginç anektorlar paylaştı. Arman, Uzerli'nin “Ben salağım ama iyi kalpliyim! Gerçek bu... Bunu başlık yapar mısın?” sorusunu “Yapmam, ama sen çok tatlısın!” diye yanıtladığını yazarken çarpıcı bir gözlemde bulundu: ...Kimse alınmasın, bak kendimi de dahil ediyorum, bizim kadar “çakal” değil. Daha saf. Daha açık sözlü. Daha hesapsız. Gerçekten öyle. UZERLİ DİZİDEN VE TÜRKİYE'DEN NEDEN KAÇTI? Ayşe Arman röportajın Pazar günü devam edeceğini belirtirken Uzerli'nin Muhteşem Yüzyıl'dan apar topar kaçışına dair çarpıcı açıklamalar almayı başardı. İşte Meryem Uzerli'nin Muhteşem Yüzyıl macerasına dair anlattıkları: MUHTEŞEM YÜZYIL HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ Bu dizi benim hayatımı değiştirdi. Muhteşem Yüzyıl için bana inanan Timur Savcı ve Meral Okay’a hep teşekkür ettim. Meral öldükten sonra onu rüyalarımda gördüm ve hep “Keşke burada olsan” dedim. BANA İNANDILAR Bir arkadaşım “Bir dizi için birini arıyorlar” dedi, bir ‘showreel’ yaptım gönderdim, beni çağırdılar, Timur ve Meral’le görüştüm. Onlar bu rolün üstesinden gelebileceğime inandılar. Bana güvendiler. Ve her şey böyle başladı. BİR MAKİNE GİBİ SETE GİTTİM GELDİM Ama her şey çok çabuk oldu. Türkiye’ye ara ara gelip gidiyordum ama sürekli orada yaşamak... Uffff... Korktum. Ama geldim. Bir makine gibi sete gittim, geldim. Otel-iş, otel-iş, arkadaşım da yoktu fazla. ANCAK ÜÇ YIL DİRENEBİLDİM Aslında şartlarım çok iyiydi. İyi bir otelde kalıyordum, arabayla alınıp bırakılıyordum, asistanım vardı, diyalekt koçum ve tercümanım da. Ama zordu Türkçe oynamak. Osmanlıca bazı kelimeleri ezber yapmak daha da zordu. Daha bir sürü zorluk yaşadım, anlatacağım. Üç yıl direnebildim. Ne var ki, ben bu kadar sevildiğimi, bu kadar çok özleneceğimi hiç bilmiyordum. NE EKİP NE ÇOK ÇALIŞMAK NE DE PARAYLA İLGİLİ BİR MESELE Evet, zorluklar hep vardı ama temelde bu ne ekip ne çok çalışmak ne de para ile ilgili bir meseleydi. Ben Türkiye’deki en iyi, en konforlu dizi setlerinden birinde çalıştım. Bütün tanıştığım insanlar bana bunu söyledi, bence de doğru. Gerçi benim daha önce böyle uzun bir set tecrübem olmamıştı. Evimin dışında, arkadaşlarımdan ve güvendiğim insanlardan uzakta yaşamanın bu kadar zor olacağını bilmiyordum. HER ŞEY DAYANILMAZ HALE GELDİ VE BEN KAÇTIM En sonunda, bir dolu başka sebeplerden dolayı -bütün detaylarıyla anlatacağım sonra dayanılmaz hale geldi ve kaçtım. Acayip bir zamandı, tam nerede, hata nasıl oldu artık daha iyi görebiliyorum. Bunları da anlatacağım. Benim de hatalı olduğum şeyler var. Demiyorum ki ben suçsuzum. Ama o sürecin içindeyken göremedim. Şimdi bir kuş gibi üzerinde uçuyorum ve görebiliyorum. HEPİNİZDEN TEK TEK ÖZÜR DİLİYORUM Şimdi, en başta Timur Savcı olmak üzere, Muhteşem Yüzyıl’daki tüm oyuncu ve ekip arkadaşlarımdan tek tek özür dilemek istiyorum ve onlara sevgimi gönderiyorum. Ve tabii ki bütün Muhteşem Yüzyıl seyircisine. Bu deneyim için hepinize teşekkür ediyorum. TİMUR SAVCI YA DA EKİP BANA KÖTÜLÜK YAPMADI Kaçışımdan sonraki haberleri okumamaya çalıştım. Almanya’daki doktorum yasakladı ama biliyorum ki hiçbir taraf konuşmadı ve açıklama yapmadı, beni herkes korudu. Çıkan haberlerin hiçbiri doğru değildi. Benim adıma yapılan açıklama da. Timur Savcı ya da ekip bana kötülük yapmadı. Haksızlık da yapmadı. Biz, her ne kadar çok yoğun çalışıyor olsak da, bir aile gibiydik. Ve güzel bir dizi yaptık. HAYATIMI KURTARMAK İÇİN KAÇMAK ZORUNDA KALDIM Vahide’yi çok seviyorum. Benim Hürrem’in olgun yaşlarını oynamayacağımı ta en başından Meral söylemişti zaten. Ben çok az oynayıp devredecektim Hürrem’i yeni sezonda. Ama işte dayanamadım kaçtım. Sonuçta Muhteşem’i bırakamazdım. Ama her şey üst üste geldi ki, kendimi kurtarmam lazımdı. Çok çok derin bir uçuruma yuvarlandım. Kendimi, hayatımı kurtarmak için kaçmak zorunda kaldım... Röportajın tamamı için
Maliye Bakanlığı, konut sahiplerinden emlak vergisi ödemesi sırasında istenen evraklara kısıtlama getirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Maliye Bakanlığı, emlak vergisi bildirimi sırasında, mükelleflerden, ''tapu sureti, kimlik fotokopisi, vergi kimlik numarasını gösteren belge, elektrik ve su abone belgesi, yapı kullanma izin belgesi, metrekare cetveli veya başkaca bir belge talep edilmeyeceği'' konusunda belediyeleri uyardı. Maliye Bakanlığı, ''emlak vergisi işlemleri sırasında mükelleflerden emlak vergisi bildirimleri dışında başka belgelerin talep edildiği, özürlülere ait indirimli bina vergisi oranının (sıfır) uygulanmasında sağlık kurulu raporunun aslının verilmesinde zorlukların yaşandığı, ayrıca sağlık kurulu raporlarının her yıl yeniden istenildiği, indirimli vergi oranı uygulamasında bazı tereddütlerin oluştuğu'' yönünde bakanlığa intikal eden olaylar üzerine, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımladığı ''Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği'' ile uygulamalara açıklık getirdi. Tebliğde, Emlak Vergisi Kanunu'nda, emlak vergisiyle ilgili işlemler sırasında, mükelleflerin, emlak vergisi bildirimi dışında herhangi bir belge vereceklerine dair yükümlülük getiren bir hüküm bulunmadığına dikkat çekildi. Bu nedenle, emlak vergisi mükelleflerinden emlak vergisi bildirimi dışında tapu sureti, kimlik fotokopisi, vergi kimlik numarasını gösteren belge, elektrik ve su abone belgesi, yapı kullanma izin belgesi, metrekare cetveli veya başkaca bir belge talep edilmeyeceği belirtildi. Emlak vergisi bildirim örneklerinin de yeniden düzenlendiği hatırlatılan tebliğde, belediyelerce, emlak vergisi işlemlerinde mükellefler tarafından bildirilen hususların teyidinin, mükelleflerden belge istenmeden, ilgili kurum ve kuruluşlardan yapılması gerektiği vurgulandı. Bu bağlamda belediyelerce, mükelleflere ait kimlik bilgileri, İçişleri Bakanlığı Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden, tapu kayıtları ise Tapu ve Kadastro Bilgi Sisteminden alınabilecek. Ayrıca, mükelleflerin şehit, gazi, dul, yetim ve emekli olduklarına ilişkin bilgiler, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından elektronik ortamda sağlanacak. Belediyeler, emlak vergisi işlemlerinde başta imar birimleri olmak üzere emlak vergisine konu taşınmazlara ilişkin öncelikle kendi kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacaklar ve gerek duymaları halinde bildirimlerin kontrolü amacıyla bildirime konu taşınmazlarda yoklama ve tespit yapacaklar. Ayrıca belediyeler, devir ve ferağ işlemlerinden sonra, devredenden tapu senedi veya herhangi bir belge istemeden, devredenin emlak vergisi mükellefiyetini devir ve ferağın yapıldığı yılı takip eden bütçe yılı başından itibaren re'sen terkin edecek. ÖZÜRLÜLERE ''SIFIR'' ORANINDA BİNA VERGİSİ UYGULAMASI Bakanlar Kurulu'nun, ''kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup 18 yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkili'' olduğu hatırlatılan tebliğde, bu hükmün, söz konusu kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulandığı, ancak muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında uygulanmadığı kaydedildi. Bakanlar Kurulu'nun özürlülerin, Türkiye sınırları içinde muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılanlar hariç olmak üzere brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskene veya tek meskende hisseye sahip olmaları halinde (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) bu meskene ait bina vergisi oranı 2006 yılı için sıfıra (0) indirdiği, 2007 ve takip eden yıllar için de bu oranın uygulanacağının belirtildiği anlatılan tebliğde, gerekli şartları taşıyan özürlülerin, indirimli vergi oranından yararlanabilmesi için, emlak vergisi bildirimi sırasında özürlü kimlik kartı fotokopisini eklemesinin yeterli olduğu vurgulandı. Buna göre, özürlülerin indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanabilmeleri için bu durumlarını tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri gerekiyor. Ancak, özürlü kimlik kartı sahibi mükellefler, özürlü kimlik kartlarını belediyede ilgili görevliye ibraz edecek ve “Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip olanlar dahil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu'' ekine özürlü kimlik kartı fotokopisini ekleyecek. Bu durumdaki mükelleflerden ayrıca tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış sağlık kurulu raporu istenmeyecek. Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükellefler ise sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini belediye görevlisine ibraz edecek ve ilgili bildirim formunun ekine raporun fotokopisini ekleyerek, indirimli vergi oranından yararlanacak. Tebliğe göre, indirimli bina vergisi oranı uygulamasından yararlananların, ilk başvurudan sonra özürlü kimlik kartı veya süreklilik arz eden özürler için sağlık kurulu raporu fotokopisini her yıl yeniden vermesi gerekmiyor. Şartların taşınması halinde, indirimli bina vergisi oranının uygulamasına devam edilecek. Ayrıca, geçerlilik süresi içerisinde ibraz edilen sağlık kurulu raporuna istinaden ilgili belediyece gerekli işlem yapılacak, yeni tarihli rapor istenmeyecek. Kanun uyarınca, indirimli bina vergisi oranı uygulamasında, özürlünün herhangi bir gelirinin bulunup bulunmaması ile özür oranı aranılmayacaktır. Hiçbir geliri olmayan mükelleflerin indirimli vergi oranından yararlanmaları için, ''Hiçbir Geliri Olmayanların Tek Meskenlerine Ait Taahhüt Belgesi''ni ilgili belediyeye vermeleri yeterli olacak,mükelleflerden ayrıca başka bir belge istenmeyecek.
Oral Çalışlar bugünkü yazısında gitgide şiddetlenen Cizre olaylarında Abdullah Öcalan'ın olayları durdurma yönünde neden etkili olamadığını sorguladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM- CİZRE’de yirmi gündür devam gerilim gün geçtikçe daha tehlikeli bir boyuta sürükleniyor İlçede mahallelerin etrafına hendekler kazıldı ve son bir ay içinde 4 çocuk öldürüldü. Son olarak Hatip Dicle’nin bölgede bir gözlemci tarafa ihtiyaç olduğu yönündeki açıklamaları ve paralel yapıyı işaret eden sözleri oıldukça dikkat çekti. Radikal yazarı Oral Çalışlar bugünkü yazısında bölgede ciddi bir etkisi bulunan Abdullah Öcalan'ın Cizre'deki olayları bastırma konusunda gücünün yetmiyor olduğuna işaret ederek, Cizre'nin Abdullah Öcalan'ı dinlemediği söylemlerini ele aldı. "ÖCALAN'IN ÇAĞRISINA RAĞMEN EYLEMLERİN DEVAM ETMESİNİN SEBEBİ..." Çalışlar'a göre, Hatip Dicle'nin, Abdullah Öcalan'ın mesajını Cizrelilere aktarmasının ardından, bir çocuğun daha öldürülmesi; ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. HDP İmralı heyet üyeleri Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş'a 'Öcalan'ın çağrısına rağmen, eylemlerin devam etmesinin nedeni' sorduklarında aldıkları cevabı aktaran Çalışlar, Buldan ve Demirtaş'ın "Hayır öyle bir şey yok. Cizreli gençler Öcalan'ın çağrısını kabul ettiler ve çağrıya uydular. Hendekleri kapattılar, saldırı bunun ardından gerçekleşti." diye cevap verdiğini aktardı. "PKK'NIN ÇÖZÜM SÜRECİNDE 'BEN DE VARIM' MESAJI" Bölgede araştırma yapan Vatan gazetesi yazarı ve akademisyen Hüseyin Yayman'ın saptamalarına da yer veren Çalışlar, Yayman'a göre; 'eylemleri yürüten PKK'nın gençlik yapılanması olan YDG-H güçlerinin doğrudan Cemil Bayık'a bağlı olduğunu, Öcalan'ın çağrısına rağmen gösterilerin durmamasının, PKK'nın "süreçte ben de varım" mesajı olarak değerlendirilebileceğini' aktardı. İşte o yazıdan çarpıcı satırlar: (...) HDP'liler, "bu cinayetin (son olarak 1 çocuğun daha öldürülmesi) devlet içindeki güçler tarafından yapıldığını, başka türlüsünün mümkün olmadığını" söylediler. "Hükümet isterse, bunları ortaya" çıkarır mesajı verdiler. "YA BUNLARI DURDURUN YOKSA BİZ..." Hükümet ise, "bu olayları PKK'nın çıkarttığı" düşüncesinde. Hükümetin, HDP'lilere şu çağrıyı yaptığı söyleniyor: "Cizre'deki olayları kimin yaptığını biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz. Ya bunları durdurun, yoksa biz gereğini yapacağız." DİCLE: KCK OPERASYONLARININ BEYNİ BİLE BUNLARDIR Hatip Dicle ise provokasyonların arkasındaki güç olarak Paralel Yapı'yı işaret ediyordu: "Çözüm sürecini 'paralel' denen güçler ilerletmek istemiyor, süreci baltalamak istiyor. Bunlara ait basın-yayın organlarını açıp izlemek yeterli. KCK operasyonlarının beyni bile bunlardır. Bu süreç, mutlaka halklarımızın kardeşliğinde bir çözüme varmalı. Aksi takdirde bu yeni bir darbe mekaniğini harekete geçirir. 6-8 Ekim'i hepimiz yaşadık. Bugün Cizre sokaklarında hendekler kazılmışsa bunun nedeni bu KCK operasyonlarında devletin, polisin takındığı tavrın halkta yarattığı tedirginliktir. Onun için önce kendi politikalarına baksınlar. Cizre'de kimin gençlere ateş açtığı, kimin bu insanları öldürdüğü ortaya çıkarılsın." Hükümet, çözüm sürecini kararlılıkla sürdürmeye niyetli olduğunu ifade ediyor. Öcalan'ın da benzer bir tutum içinde olduğu; yaptığı değişik açıklamalarla netlik, kazanmış durumda. HDP'liler de, sürecin devamından yana olduklarını, açıklıyorlar. PKK'nin de, Öcalan'ın çağrısına uyarak, müzakerelere başlayıp, yürütülmesine olumlu yanıt verdiği, dile getiriliyor. YAYMAN: CİZRE'DE EMNİYETE PARALEL YAPI EGEMEN "Kim bu olayları çıkarıyor" sorusuna net bir cevap bulmak, hala çok zor. Hüseyin Yayman, izlenimlerini aktarırken; "Cizre'de emniyete Paralel Yapı'nın egemen olduğunu", kesin bir dille ifade etti. Hatta iddiasını daha ileri götürerek, "YDG-H güçlerinin içine bunların sızmış olabileceği" ihtimalinden söz etti. "HDP SEÇİMLERE PARTİ OLARAK GİRİYOR" Yüksekdağ ve Demirtaş, "seçimlere parti olarak girmeye kararlı olduklarını" söylediler. Oylarının, yapılan anketlere göre, yüzde 9 bandında olduğunu, bunun yüzde 10'a ulaşması için gayret edeceklerini, ısrarla dile getirdiler. "YA BARAJI AŞAMAZSANIZ..." "Ya barajı aşamazsanız" sorusuna verdikleri cevap, şöyle: "Dünyanın sonu değil, kıyamet kopmaz, siyasi mücadelemize devam ederiz. Barajın indirilmesini isteriz ve ardından erken seçim çağrısı yaparız." HDP'liler, barajı ucu ucuna geçmeleri halinde, 52 milletvekili çıkarabileceklerini, biraz üstüne çıkarlarsa 70 milletvekiline ulaşabileceklerini belirterek, umutlarını dile getirdiler. Onlara göre; diğer iki muhalefet partisi (CHP ve MHP) umut vermiyor. AK Parti iktidarıyla mücadele için, seçmenden destek isteyeceklerini, belirtiyorlar. HDP, çözüm süreci konusunda topun, hükümette olduğunu, hala müzakerelere başlanmadığını, ertelemeci bir tutumun sürüp gittiğini dönüştüğünü, hükümetin artık harekete geçmesi gerektiğini, vurguluyor. Bir talepleri de; bugüne kadar süren görüşmeler dahil, bazı bilgilerin kapalı kalması kaydıyla sürecin şeffaf yürütülmesi; "Vatandaş ne konuşulduğunu, kimin hangi sözleri verdiğini bilsin." İSTANBUL BOMBALARI YDG-H'nin, İstanbul'da değişik yerlere bomba koyması ise, Cizre meselesinin hala netleşmediğini gösteriyor. YDG-H; yaptığı açıklamada, bombaları Cizre'nin hesabını sormak için koyduklarına dikkat çekiyor. Bütün bu tabloya baktığımız zaman, çözüm sürecinde mesafe alındıkça, işlerin daha zorlaşacağını söylemek mümkün...
BM raporunun bir yıllık araştırması doğrultusunda dünyada kadınların yüzde 36’sına şiddet uygulanıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Birleşmiş Milletler'in kadınlara yönelik şiddetin boyutlarını ortaya koyan araştırmasının sonuçları yayınlandı. Asya Pasifik’te 10 bin erkek üzerinde yapılan araştırmada, bu erkeklerin yarısının kadınlara fiziksel veya cinsel şiddet uyguladığını gösteriyor. Söz konusu erkeklerin yüzde 25’i de hayatlarında en az bir kez bir kadına tecavüz ettiklerini ve herhangi bir ceza almadıklarını itiraf ediyor. Al Jazeera Türk'ün haberine göre, raporda kadına yönelik şiddet nedeniyle birçok kadın da sağlık sorunları yaşandığı belirtiliyor. Özellikle şiddete maruz kalmış hamile kadınlarda erken doğuma sıkça rastlanıyor. Rapora göre ayrıca kadına yönelik şiddet, hem uzun hem kısa vadede sosyal ve ekonomik zorluklara neden oluyor. ŞİDDETE DEVLET DESTEĞİ Rapor, sosyal ve ekonomik koşulların devletler tarafından sağlanmasıyla cinsiyete yönelik şiddetin engellenebileceğini vurguluyor. Özellikle kadınların ekonomik haklarını öne çıkaracak girişimlerin faydalı olacağı belirtiliyor. Rapor ülkelerin yüzde 73’ünde kadına yönelik şiddeti caydıran yasaların uygulandığına dikkat çekiyor. Bu yasaların dünyada en fazla uygulandığı yer ise Amerika kıtası. Kadına yönelik şiddete neden olarak sıralanan bir başka madde de, uzun yıllar savaşın yaşandığı ülkelerde erkeklerin içinde bulunduğu psikolojik durumu. Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ni örnek veren raporda 10 yıl boyunca savaşan erkeklerin yarısının kadınlara şiddet uygulandığı gözlemleniyor. 14 KADINDAN BİRİ TACİZ-TECAVÜZ MAĞDURU Dünyadaki kadına yönelik cinsel şiddet ile ilgili rapor hazırlayan bir başka kurum da Londra Üniversitesi, Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu. The Lancet Dergisi’nde yayınlanan araştırma dünyada her 14 kadından birinin cinsel şiddet yaşadığını ortaya çıkarıyor. 56 ülkede 3 yıl süren araştırmaya göre, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki kadınların yüzde 21’ine cinsel şiddet uygulanıyor. Cinsel şiddet oranının en az olduğu yerler, yüzde 6.9 ile doğu Avrupa ülkelerinden Litvanya, Ukrayna ve Azerbaycan.
Zagreb yönetimi, Avrupa'daki yolculuklarını istedikleri ülkede tamamlamak isteyen göçmenlere geçiş izni vereceğini açıkladı. Başbakan Zoran Milanoviç, Macaristan'ın Sırbistan sınırına tel örgü çekmesinin krize çözüm olmayacağını söyledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hırvatistan hükümeti, Avrupa'daki yolculuklarını istedikleri ülkede tamamlamak isteyen göçmenlere geçiş izni vereceğini açıkladı. Macaristan'ın sınırını göçmenlere kapatmasının ardından, Hırvatistan, Slovenya ve Avusturya üzerinden alternatif bir güzergah olarak belirmişti. Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanoviç bugün parlamentoda yaptığı konuşmada, Macaristan'ın Sırbistan sınırına tel örgü çekmesinin, mülteci krizine çözüm olmayacağını söyledi. Zoran Milanoviç ülkesinin göçmenlere yardımcı olacağını vurguladı. Milanoviç ayrıca şu ana dek çok sayıda göçmenin ülkesine girdiğini açıkladı. Günün ilk saatlerinde 150 kadar göçmenin Sırbistan'dan Hırvatistan'a girdiği gözlenmişti. Hırvat polisi göçmenleri kaydetmişti. Çoğu Sırp olan bu göçmenler Almanya'ya ulaşmayı umuyor. Macaristan'dan sınır bölgesinde olağanüstü hâl Macaristan dün güneyindeki Sırbistan sınırında olağanüstü hâl ilan etmiş ve yeni yasalarıyla çektiği tel örgünün aşılmasını şuç kapsamına almıştı. Sınır bölgesinde binlerce Macar polis ve asker konuşlandırıldı. Macar polisi, on binlerce göçmenin AB'nin Schengen Bölgesi'ne girmek için kullandığı Roszke köyü yakınlarındaki demiryolu geçiş noktasını ulaşıma kapadı. Bugün yasadışı şekilde Macaristan'a girmeye çalışan 367 göçmen gözaltına alındı ve bu kişiler hakkında yasal işlem başlatıldı. AB verilerine göre 2015'te şu ana dek 500 binden fazla göçmen birlik üyesi ülkelere giriş yaptı. Aynı sayı geçen yılın tamamında 280 bindi.
Suriye'de silahlı muhalif gruplar ve orduya bağlı birlikler arasında Zabadani ve İdlib'in Fuaa ile Kefraya bölgelerinde 48 saatliğine kısmı ateşkes ilan edildi. Müzakereleri muhalifler adına Nusra Cephesi'ne yakın Ahrar'üş Şam yürütüyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Suriye'de silahlı muhalif gruplar ve hükümete bağlı birlikler üç bölgede 48 saatlik kısmı ateşkes kararı aldı. Lübnan'da Şam rejimin destekleyen Hizbullah'a yakın televizyon kanalı Al Manar'ın aktardığına göre ateşkes ilan edilen bölgeler Lübnan sınırı yakınlarındaki Zabadani, İdlib vilayetinde ordu kontrolündeki Fuaa ve Kefraya olarak belirlendi. Anlaşmanın Nusra Cephesi'ne yakın muhalif gruplar ve Lübnan'da Hizbullah arasında sağlandığı belirtildi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bölgedeki müttefiki olan Hizbullah'ın yayın organı Al Manar, "Zabadani'de ordunun operasyonlarının durdurulması amacıyla bugün sabah saat 6 itibariyle 48 saatlik ateşkes başladı" diye duyurdu. Al Manar, "Ateşkes İdlib vilayetinde Fuaa ve Kefraya köylerini de kapsıyor" dedi. Müzakereleri Ahrar'üş Şam yürütüyor Kuşatma altındaki bölgelerde gıda ve tıbbi malzeme yardımı sağlanması amacıyla bölgede ara ara kısmi ateşkes ilan ediliyordu. Londra merkezli muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, silahlı muhalif grupların Zabadani'den çekilmesi ve Fuaa ile Kefraya bölgesinde yardım ulaştırılması için kuşatmanın kaldırılmasına yönelik müzakerelerin de yapıldığını aktardı. Muhalifler adına müzakereleri Nusra Cephesi'nin müttefiki Ahrar'üş Şam'ın yürüttüğü belirtildi. Silahlı muhaliflerin kuzeybatıda Alevi bölgelerine doğru ilerlediğine dair haberler geliyordu. Suriyeli bir askeri kaynak, ordunun Sahl el Ghab ovasında savunma mevziilerine konuşlandığını söyledi. Suriye Devlet Başkanı Esad, geçen ayki açıklamasında ordunun asker sayısının azaldığını ve bazı bölgelerden çekildiğini duyurmuştu.
Kadıköy’de düzenlenen Kent Mitingi’nde polis, kendisine saldıran göstericilere tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti. Çok sayıda vatan...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kadıköy’de düzenlenen Kent Mitingi’nde polis, kendisine saldıran göstericilere tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti. Çok sayıda vatandaş ve eylemci biber gazından etkilenirken, bir kadın kalp rahatsızlığı geçirerek hastaneye kaldırıldı. Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlenen Kent Mitingi normal bir şekilde başladı. Arama noktalarından geçen gruplar, miting alanına girdi. Bu sırada üzerlerini aratmak istemeyen bir grup gösterici, arama noktasında polise taşla saldırdı. Bunun üzerine polis, göstericilere tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti. Yaşanan arbedede çok sayıda gösterici yere düşerken, bir çok vatandaş da biber gazından etkilendi. Bir kadın ise kalp rahatsızlığı geçirerek hastaneye kaldırıldı. Bazı göstericilerin bir bankanın camlarını kırdıkları ve ayakkabı attıkları görüldü. Mitingi düzenleyen platform üyeleri, göstericileri sık sık polise taş atmamaları yönünde uyardı. Yaklaşık yarım saat süren olayların ardından miting kaldığı yerden devam etti. (İHA)
ÜRKİYE Cumhurbaşkanlığı seçimi oy verme işlemi saat 17.00'da bitti. YSK sandık sonuçları bekleniyor. Erdoğan, İnce ve Akşener oy oranları seçimin birinci turda bitip bitmeyeceğini gösterecek. Cumhurbaşkanı seçimi canlı yayını.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için Türkiye bugün saat 08.00'dan itibaren sandığa gitti. 56 milyon seçmen 180 bin 65 sandıkta milletvekillerini ve cumhurbaşkanını belirlemek için oy kullandı. Oy verme işlemi saat 17.00'de sona erdi ve YSK önce Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını tasnif etmeye başladı. Herkesin merak ettiği şey Cumhurbaşkanı seçiminin birinci tur da bitip bitmeyeceği? Seçim şayet ikinci tura kalırsa ilk turda en çok oyu alan aday 8 Temmuz 2018'de yeniden oylanacak. CUMHURBAŞKANLARI ADAYLARI : 2018 yılı Cumhurbaşkanı seçiminde 6 aday yarıştı. AK Parti ve MHP'nin kurduğu "Cumhur İttifakı" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, CHP Muharrem İnce'yi, HDP ise Selahattin Demirtaş'ı cumhurbaşkanı adayı olarak göstermişti. Seçmenlerin imzasıyla cumhurbaşkanı adayı olmak üzere başvuran ve gerekli 100 bin imzayı toplayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de cumhurbaşkanı olabilmek için yarıştı. Cumhurbaşkanı Seçimi Sonuçları Canlı Yayın Sayfası (Anadolu Ajansı tarafından canlı yayınla verilen seçim sonuçlarına yayın yasağının kalkması ile birlikte yukardaki linkten ulaşabilirsiniz) 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları: Türkiye en son cumhurbaşkanı seçimini 10 Ağustos 2014 tarihinde yapmıştı. Cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş yarışmıştı. Erdoğan seçimlerde 21 milyon oy alarak yüzde 51.79 ile cumhurbaşkanı seçilmişti. CHP ve MHP'nin ortak adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu 15 milyon 588 bin oy alırken HDP adayı Selahattin Demirtaş'ın oy oranı yüzde 9.76'da kalmıştı. 2014 seçimlerine katılım yüzde 73 düzeyinde kalmıştı ve toplam 41 milyon 284 bin 822 seçmen oy kullanmıştı. Erdoğan seçimde ne çok oyu İstanbul, Ankara, Bursa, Konya, Gaziantep ve Kocaeli illerinden almıştı. Ekmeleddin İhsanoğlu ise en çok oyu İzmir, Adana ve Antalya'da toplamıştı. Selahattin Demirtaş ise Diyarbakır'da fark atmıştı. Cumhurbaşkanı seçimi birinci tur : Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turuna 6 aday katıldı. Birinci turda geçerli oyların salt çoğunluğunu alan (yüzde 50'nin üstü) cumhurbaşkanı seçilmiş oluyor. İkinci oylamaya ilişkin seçim takvimi : İlk oylamada geçerli oyların salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde 8 Temmuz 2018 pazar günü ikinci tur oylama yapılacak. Bu seçime en çok oy alan 2 aday katılacak. Adaylardan hangisi en çok oyu alırsa o cumhurbaşkanı olacak. İkinci oylamaya ilişkin seçim takvimi ise şöyle işleyecek: - 25 Haziran: İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde aday ikamesinin son günü (Saat 17.00). İkinci oylama propaganda döneminin başlangıcı. - 26 Haziran: İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı il seçim kuruluna yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00). İlçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazlar il seçim kurullarınca en geç 23.59'a kadar karara bağlanacak. - 28 Haziran: İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itiraz YSK'ce karara bağlanacak. 29 Haziran: YSK kesin seçim sonuçlarını ilan edecek. 30 Haziran: Gümrük kapılarında ve yurt dışında oy verme işlemine başlanacak. - 4 Temmuz: Yurt dışında oy verme işlemi sona erecek. 7 Temmuz: Seçim propaganda dönemi saat 18.00'de sona erecek. 8 Temmuz: Oy verme günü. Seçim yasakları saat 24.00'te sona erecek. 9 Temmuz: Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçları ilan edilecek. 12 Temmuz: YSK kesin seçim sonuçlarını ilan edecek.
Anlaşılması güç, fayda sağlaması başat faktör sayılmayan, epey uçuk ve de eser miktarda kaçık...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bu mimari işleri hayal gücü ister, vizyon ister, bakış açısı farklılığı ister dediysek, bu kadar da demedik yahu! Ama durun tabii telaşa mahal yok, çünkü bu yapılar gerçek olmayacak derecede hayal ürünü. Yani her biri birer photoshop harikası. İşte imkânsızlık timsali, aklın sınırlarında dolaşan o projeden yapımı mümkünsüz 19 garip yapı...
KAYSERİ'den gelen son dakika haberleri ünlü işadamı Şükrü Boydak'ın eşi Ali Boydak ve cemaat imamlarıyla ilgili oldu. 2'si kadın 15 kişi adliyeye gönderildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: KAYSERİ'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde "imamlarından" oldukları iddiasıyla gözaltına alınan, aralarında Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Şükrü Boydak'ın eşi Aliye Boydak'ın da bulunduğu 15 kişi adliyeye sevk edildi. Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekiplerince önceki gün gözaltına alınan 13 zanlının emniyetteki işlemleri tamamlandı. BOYDAK'IN KARISI ALİYE BOYDAK TESLİM OLDU Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı çıkarılan ve firari olan 13 kişiden Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Şükrü Boydak'ın eşi Aliye Boydak, polise teslim oldu. İstikbal şirketinin sahibi olan Boydak ailesi Fethullah Gülen cemaatine olan yakınlıkları ile biliniyordu. Daha önce Boydak Holdingin yönetim kurulu başkanı gözaltına alınmıştı. Aliye Boydak hakkında da yakalama kararı vardı. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen 2'si kadın 15 kişi, adliyeye sevk edildi. Uşak'ta yakalanan bir kadın da Kayseri'ye getirildi. VATAN HAİNLERİ DİYE BAĞIRDILAR Zanlıların midibüse bindirilişi sırasında hastanenin acil servisi önünde bekleyen vatandaşlar "İnsan katilleri, vatan hainleri, 200 adamı yediniz" diyerek tepki gösterdi. FETÖ İMAMLARI DA GÖZALTINDA FETÖ'nün okulları ile yurtlarında eğitimcilik yapan ve örgüt adına düzenledikleri toplantılarla finans kaynağı temin ettikleri belirlenen "FETÖ imamlarından" Abdullah C, Ali K, Halit Ş, İlhan C, Murat F, Tekin B, Yasin İ, Zafer Ç, Bilal K, Mehmet Y, Murat T, Ömer A. ve Yunus B. gözaltına alınmış, Aliye Boydak'ın da aralarında bulunduğu firari 13 zanlının yakalanması için çalışma başlatılmıştı. Zanlıların ikametlerinde yapılan aramalarda örgüte ait bir dolarlar bulunmuştu.
Yeter dizisi 12. yeni bölümüyle 17 Mart 2016 Perşembe akşamı ATV'de olacak. Yeter'in bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yeter 12. yeni bölüm fragmanı yayınlandı; 17 Mart 2016 Perşembe akşamı ATV'de... Aylin, beyin cerrahı Yekta Harmanlı'yla evlenir. Yekta, hayatındaki her şeyin mükemmel olmasını isteyen, takıntılı bir adamdır. Aylin'in hayatı kocasının gerçek yüzüyle tanışmasıyla kabusa döner. İlk çocukları olan Kaan, gün geçtikçe babası gibi şiddet eğilimleri göstermeye başlar. Aylin, ikinci çocuğuna hamile kaldığını öğrendiğinde, kocasından kurtulmak için arkadaşlarının yardımıyla bir plan yapar. İkinci çocuğunu kocasına doğumda ölmüş gibi gösterir. Bebeği de bir süreliğine çocukları olmayan abisi ve yengesine verir. Yengesi para karşılığında sırrını saklamayı ve çocuğuna bakmayı kabul eder. Aradan beş yıl geçer. Aylin kocasından kaçmak için yeterli parayı biriktirir; ancak planı Yekta'nın parayı bulmasıyla suya düşer. Öte yandan çocuğuna bakan yengesi, Aylin'den beklediği maddi desteği alamayınca öfkelenir. Durumu aşığıyla paylaşır. Aşığı da para sızdırmak için, Yekta'ya öldü sandığı çocuğunun yaşadığını söyler. Aylin'in hayatı Yekta'nın gerçeği öğrenmesiyle içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu girdapta ona yardım eden tek kişi gençlik aşkı Uras olacaktır...