id
float64
5
2.32M
title
stringlengths
1
80
poet
stringlengths
4
32
rating
float64
0
10
poem
stringlengths
22
117k
6,913
Sevgiyle
Ömer Hayyam
8
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin<br/> Tekkede, manastırda eremezsin<br/> Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada<br/> Cennetin cehennemin üstündesin.</p><p>Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka<br/> Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka<br/> Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye!<br/> Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka. <br>
2,136,965
Ah, Ben Uykudayken Sen Başucuma Gelsen
Victor Hugo
9
Ah, ben uykudayken sen başucuma gelsen,<br/> Petrarca'yı ziyaret ettiği gibi Laura'nın, (1) <br/> Değse bana nefesin tam yanımdan geçerken,<br/> İşte o zaman birden<br/> Aralanır dudağım! </p><p>Kaç zamandır tutsağı karanlık bir hayalin,<br/> Bitmeli mi bu rüya? Şu kederli yüzüme,<br/> Bir yıldız gibi doğsun senin o gözlerin,<br/> İşte o an düşlerim<br/> Aydınlanacak yine! </p><p>Bir kıvılcımın uçuştuğu dudaklarıma<br/> Tanrı'nın arıttığı o aşk parıltılarına,<br/> Bir öpücük kondur, melekten kadına dön,<br/> Ah o zaman ruhum<br/> Uyanır uykusundan! </p><p>(1) İtalyan ozanı Petrarca (1304-74) şiirlerinden birinde ölümünden sonra<br/> şiirlerinin kadın kahramanı Laura tarafından mezarının ziyaret edildiğini düşler.</p><p>Çeviren: Tozan ALKAN <br>
19,534
Deniz Heykel Tutmaz
Mevlâna İdris Zengin
8
İnandır beni dünya<br/> İnandır yaşadıklarıma</p><p>Güçlüydüm<br/> Uzaklardan gelir uzaklara gider sonbaharlara şaşırmazdım<br/> Yüzümün gizli yerlerine ansızın binlerce resmiyle yağan bir harf<br/> Bir harf vurdu beni dünya<br/> İncecik bir çınar yaprağı düştü üstüme sarsıldı kalbim<br/> Toprağa yağmur düşüyordu ah nasıl düşüyordu<br/> Bir harf durmadan durmadan üşüyordu<br/> Uzaklardan gelir uzaklara giderdim artık yıkıldım<br/> Ben bu yıkılışı yağmurlardan öğrendim</p><p>Akşamı önüme bırakıp giden adam haklıydı<br/> Kentler ayrıntıydı haritalar ayrıntıydı<br/> İçinde tükendiğim şu hain hayatta<br/> Herkesin yalnızlığı duvarda asılıydı<br/> Nasıl söylesem dünya nereye bakıp söylesem<br/> Çekinerek yaşadığım yılları her akşam<br/> Çekinmeden ateşe attığımı nasıl söylesem<br/> Ben sana emanetim bırakma beni<br/> Dağıtma yüzümün menekşelerini<br/> Bu şarkıyı yalnız bitirmek istemiyorum bunu nasıl söylesem<br/> O harf yanlış denizlerde boğulurken<br/> Ben doğru bir kelime olamam</p><p>İnandır beni dünya<br/> Yıllar geçti ve birşey kaybetmedim hayretimden<br/> Herkes bir saat alsa da çoğalmaz zaman<br/> Ve ben bazı şeyleri açıklayamam<br/> Yetmezken birimizin açtığı boşlukta yalnız kalmaya<br/> Neden kapansın göğsümde taşıdığım bu güzel yara<br/> Kader kimi seçerse kaptan o olsun<br/> Ben hangi pazartesiyi beklediğimi bilmiyorum <br>
588,706
Köylü Kadınlar
Bülent Ecevit
7
köylü kadınlar<br/> fistanları güllü kadınlar</p><p>topraktan doğup da toprağı yoğurandıur onlar<br/> veresiye canlarını doğurandır onlar</p><p>köylü kadınlar<br/> fistanları güllü kadınlar</p><p>yüzleri güneştir onların yanık<br/> ayakları topraktır onların yarık</p><p>doyulmadan güzelliğine<br/> tarlalarda solandırlar</p><p>köylü kadınlar<br/> fistanları güllü kadınlar <br>
13,351
Menziller
Cahit Zarifoğlu
8
Sözün ve yolun baş çeşmesi ruhumun<br/> Canım içre sevinç verir sözlerin</p><p>Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni<br/> Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım.</p><p>Aşkın bin gözlü devasa bir baş imiş<br/> Yur her birini uykularından sohbetin</p><p>Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın<br/> Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın <br>
53,965
Ağıl
Ernesto Che Guevara
8
Yaşayan bir şey kalmış taşlarında<br/> ey yeşil şafakların kız kardeşi.<br/> Gerçek mezarları şaşırtır<br/> ellerinin sessizliği.<br/> Rengarenk gözlüklerin türlü keyfiyle<br/> sorumsuz kazma yaralar kalbini<br/> ve yabancı turistin savurduğu aptalca 'oh'<br/> çarpar yüzüne gücendiren hakareti.<br/> Ama canlı bir şey vardır.<br/> Kütüklerden bir kucaklayış sunar orman sana<br/> köklerini tırmalamaktayken merhamet.<br/> Koca bir celep gösterir övendireyi<br/> taht uğruna zaptettiği tapınakların orda, <br/> ve sen ölmüyorsun hala.<br/> Hangi güçtür seni ayakta tutan<br/> yüzyılların ötesinden<br/> gençlikte olduğu gibi canlı ve kıpır kıpır? <br/> Hangi tanrı üfler gün sonunda<br/> hayati soluğunu mezar taşlarında? <br/> Tropiklerin tatlı güneşinden midir? <br/> Sormalı niye Chichen-Itza'da olmaz? diye.<br/> Ormanların neşeli öpücüğü<br/> ya da kuşların nağmeli şarkısından mıdır? <br/> Ve niye Quirigua'da daha derindir uykusu? <br/> Dağların sarp kayalıkları arasında çarparak<br/> çınlayan kaynağın yankısından mıdır? <br/> İnkalar öldü, ne dersek diyelim. <br>
19,586
Çile
Yavuz Bülent Bakiler
7
Bu şehrin sokaklarında her akşam yorgun<br/> Sarışın kızlar dolaşır.<br/> İsimleri teker teker benim üstüme çıkar<br/> Sevdasını başkaları paylaşır.</p><p>Bu şehrin evlerinde esmer kadınlar oturur.<br/> Ateş böcekleri gibi geceye karşı gerinir.<br/> Başka delikanlılar uzanır yanlarına,<br/> Elalem beni bilir.</p><p>Bilmiyorum, görmedim, duymadım, tanımadım<br/> Bu sarışın kızlar kim, bu esmer kadınlar kim?<br/> Birgün bu rezil şehrin rezil sokaklarına <br/> Elveda diyeceğim. <br>
1,678,546
Sadece Deli! Sadece Şair!
Friedrich Nietzsche
7
Kararan havayla, <br/> çiyin avuntusu olmaktayken <br/> yeryüzüne doğru, <br/> görülmezce, işitilmeden <br/> -çünkü yumuşacık patikler giyinir <br/> avutucu çiy, bütün avuntuyla yumuşamışlar gibi- <br/> anımsarsın sen, sıcak gönül, anımsarsın, <br/> bir zamanlar nasıl susadığını, <br/> kutsal gözyaşı ile çiy yağmurlarını özleyerek <br/> yanıp tutuşurken, bitkinlikle susadığını, <br/> kem gözlü akşamüstü güneşinin bakışları <br/> sararmış otlu patikalar üzerinde <br/> kararmış ağaçların içinden geçip dolaşırken çevrende, <br/> güneşin kör edici kor bakışları, acı vermekten haz duyan.</p><p>“Hakikatin yavuklusu -sen ha? diye alay ederlerdi- <br/> hayır! bir şair sadece! <br/> bir hayvan, kurnaz yırtıcı sürüngen, <br/> yalan söylemesi gereken, <br/> bilerek isteyerek yalan söylemek zorunda, <br/> av arzusunda, <br/> elvan elvan maskelenmiş, <br/> kendine maske, <br/> kendine av <br/> bu ha –hakikatin yavuklusu? .. <br/> sadece deli! sadece şair! <br/> sadece parlak parlak laf eden, <br/> deli maskelerinden dışarı renkli renkli konuşan, <br/> yalancı söz köprülerine tırmanan, <br/> yalandan gökkuşakları üstünde <br/> kalp gökler arasında <br/> dolanıp duran, sürünüp duran- <br/> sadece deli! sadece şair! .. </p><p>Bu ha –hakikatin yavuklusu? .. <br/> durgun değil, dik donuk soğuk değil, <br/> tasvirleşmemiş, <br/> heykelleşmemiş, <br/> tapınakların önüne dikili değil, <br/> bir tanrıya kapı bekçisi değil: <br/> hayır! bu çakılı erdem tasvirlerine düşman, <br/> yabanlar ona daha rahat tapınaklardan, <br/> kedi haylazlığıyla dolu <br/> her pencereden zıplayıp <br/> hop! her rastlantının peşinden <br/> koklaya koklaya her yabanıl ormana dalansın sen, <br/> yabanıl ormanlarda <br/> renkli tüylü yırtıcı hayvanlar arasında <br/> günahkarca sağlıklı, güzel, elvan gezinirsin, <br/> arzulu dudaklarınla, <br/> kutluca alaycı, kutluca şeytani, kutluca kan emici <br/> yırtıcı yırtıcı, sinsi sinsi, yalancı yalancı gezinirsin... </p><p>Ya da kartal gibi, uzun, <br/> uzun dik dik uçuruma, <br/> kendi uçurumuna bakan kartal gibi... </p><p>-Nasıl da yukarıya, <br/> aşağıya, içeriye, <br/> hep daha derin derinliklere halkalanıyor uçurum! - <br/> sonra, <br/> ansızın, <br/> düz uçuşla <br/> aniden dalarak <br/> kuzuların üzerine çullanmak, <br/> birden aşağıya, yırtıcı açlıkla, <br/> kuzu arzusunda, <br/> bütün kuzu ruhlara kızgın, <br/> öfkeli bütün erdemlice, <br/> koyunca, kıvırcık kıvırcık <br/> göz kırpıştıran, koyun sütü iyilikle alıklaşmışlara... </p><p>Böylesine <br/> kartalcadır, parsçadır. <br/> şairin özlemleri, <br/> senin özlemlerin, binlerce maske altında, <br/> sen ey deli! sen ey şair! .. </p><p>Sen ki bakarken insana, <br/> tanrı bakar gibidir koyuna- <br/> insandaki tanrıyı paralamak <br/> insandaki koyunu paralar gibi <br/> paralarken de gülmek- </p><p>Bu, işte senin kutluluğun, <br/> bir parsın, bir kartalın kutluluğu, <br/> bir şairin, bir delinin kutluluğu! .. </p><p>Kararan havayla, <br/> ayın orağı <br/> mor kızıllıklar arasında yeşil yeşil, <br/> hasetle, sinsi sinsi dolanırken, </p><p>-Güne düşman, <br/> her dolanışta biçerken <br/> gülden döşekleri gizlice, <br/> çökertene dek, <br/> gecenin derinliğine uçuk uçuk gömene dek: </p><p>Ben de öyle düştüm bir kez <br/> hakikat çılgınlığımdan aşağıya, <br/> gün özlemimden aşağıya, <br/> günden yorgun, ışıktan bıkkın <br/> -aşağıya, akşama, gölgeye çöktüm <br/> bir hakikatten <br/> bağrı yanık, susamış <br/> -anımsıyor musun hala, anımsıyor musun, sıcak gönül, <br/> nasıl susadığını? <br/> sürülmüştüm <br/> tüm hakikatten! <br/> sadece deli! sadece şair! .. </p><p>Çev: Oruç Aruoba <br>
102,190
Her Kim Bana Ağyar İse
Aşık Paşa
7
Her kim bana ağyar ise<br/> Hak Tanrı yâr olsun ona<br/> Her kancaru varır ise<br/> Bağ u bahâr olsun ona</p><p>Bana ağu sunan kişi<br/> Şehd ü şeker olsun işi<br/> Kolay gele müşkil işi<br/> Eli erer olsun ona</p><p>Acı dirliğim isteyen<br/> Tatlı dirilsin dünyada<br/> Kim ölümüm ister ise<br/> Bin yıl ömür olsun ona</p><p>Her kim diler ben hâr olam<br/> Düşman elinde zâr olam<br/> Dostlar şâd ü düşmanı<br/> Dost mâşuk yâr olsun ona</p><p>Ardımca taşlar atanı<br/> Hak tahta ağdırsın onu<br/> Önüme kuyu kazanı<br/> Güller nisâr olsun ona</p><p>Her kim diler ise benim<br/> Ol dostumdan ayrıldığım<br/> Gözlerinden hicâp gitsin<br/> Dizâr iyân olsun ona</p><p>Bu Muhlis oğlu Paşa’nın<br/> Güldüğün istemeyenin<br/> Ağladığın isteyenin<br/> Gözüm pınar olsun ona <br>
1,084,545
Gitme O Güzel Geceye Usulca
Dylan Thomas
8
Gitme o güzel geceye usulca <br/> İhtiyarlık yanmalı ve saçmalamalı gün kapandığında; <br/> Öfkelen, öfkelen ışığın ölümünün karşısında. </p><p>Akıllı adamlar, bilmelerine rağmen karanlığa gömüleceklerini sonlarında, <br/> Sözleri şimşek çaktırmamış olduğu içindir ki onlar <br/> Gitmezler o güzel geceye usulca. </p><p>İyi insanlar, son defa ellerini sallarlar, öylesine ateşli bağırarak. <br/> Faydasız işleri, yeşil bir koyda dans ediyor olabilir ama onlar da, <br/> Öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölümünün karşısında. </p><p>Güneşi uçarken yakalamış olan vahşi insanlar, <br/> Ve öğrenen, çok geç, yas tuttuklarını onun yolunda, <br/> Gitmezler o güzel geceye usulca. </p><p>Kör gözlerin göktaşı gibi alevlenip ve şenlenmesini <br/> Kör eden bir görme gücüyle gören ağır hasta adamlar da <br/> Öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölümünün karşısında. </p><p>Ve sen, benim babam, hüzünlü tepede, orada <br/> Yalvarırım, lanetle ve kutsa beni şimdi acımasız göz yaşlarınla. <br/> Ama gitme o güzel geceye usulca. <br/> Öfkelen, öfkelen ışığın ölümünün karşısında. </p><p>Çeviri: Bekir Bal <br>
491
Umarsız Aşka Gazel
Federico Garcia Lorca
8
Gelmek istemiyor gece<br/> Ne sen gelebiliyorsun o yüzden<br/> Ne de ben gidebiliyorum.<br/> Ama ben gideceğim.<br/> Akrepten bir güneş şakağımı yesede.<br/> Ama sen geleceksin.<br/> Dilin tuzlu yağmurlarca yakılmış.</p><p>Gelmek istemiyor gün.<br/> Ne sen gelebiliyorsun o yüzden.<br/> Ne de ben gidebiliyorum.<br/> Ama ben gideceğim.<br/> Kurbagalara atarak ağzımda çiğnediğim karanfili.<br/> Ama sen geleceksin.<br/> Çamurlu lağımından karanlığın.</p><p>Gelmek istemiyor.<br/> Ne gün,<br/> Ne gece.<br/> Ölebiliriz o yüzden.<br/> Ben senin uğruna.<br/> Sen de benim.. <br>
236,752
Gel
Ahmet Selçuk İlkan
7
GEL </p><p> 'Gelmezsen yeminli gülmez talihim <br/> Senin ellerinde ölüm tarihim'</p><p> Geçmiş zamanları sildim takvimden<br/> Sana ayarladım bütün saatleri<br/> Sana hazırladım bütün yarınları<br/> Gel! </p><p> Bütün papatyalı sokakları sereceğim ayaklarına<br/> Bütün gecelere bembeyaz elbiseler giydireceğim<br/> Bir yastık gibi hazır kollarım ipek uykularına<br/> Gel! </p><p> Gözlerim tetikte dönüşünü bekliyor<br/> Ellerim sana yaşanmamış mutluluklar örüyor<br/> Bir kuş gibi bırakacağım kalbimi avuçlarına<br/> Gel! </p><p> Dudaklarında dudaklarımın tuzu<br/> Bakışlarında yüreğimin buzu<br/> Ayak sesinde mutluluğun dizi çözülsün artık<br/> Gel! </p><p> Çoktan tutuşmaya hazır seninle<br/> Bu can bu beden bu yürek yangını kül<br/> Kapıda zil masamda mum vazomda gül<br/> Seni bekliyor<br/> Gel! </p><p> İçimde bir telaş bir heyecan bir düğün<br/> Sevinçten ölmezsem eğer döndüğün gün<br/> Seninle yepyeni bir tarih yazacağım<br/> Gel! <br>
67,310
Çalınmış Yürek
Arthur Rimbaud
6
Üzgün yüreğim akıyor gemiye, <br/> Bir gevişlik tütün salyası gibi; <br/> Çorba artıkları yüzümde, niye? <br/> Üzgün yüreğim akıyor gemiye; <br/> Ya bu kaba saba sözler ne diye? <br/> Adamların bu zevzek gülüşleri? <br/> Üzgün yüreğim akıyor gemiye<br/> Bir gevişlik tütün salyası gibi.</p><p>Hep belden aşağı edepsiz laflar<br/> Onu nasıl baştan çıkardı, bakın! <br/> Dümende de o biçim resimler var, <br/> Sevişmeler, kalkmış cinsel organlar...<br/> Siz ey beni büyüleyen dalgalar, <br/> Alın kirli yüreğimi, arıtın<br/> Hep belden aşağı edepsiz laflar<br/> O'nu nasıl baştan çıkardı, bakın! </p><p>Tütünün posası çıktı çıkacak<br/> Ey çalınmış yürek n'eyleyeceğim? <br/> Ayyaş hıçkırıkları başlayacak, <br/> Tütünün posası çıktı çıkacak; <br/> Midem boşalıp boşalıp dolacak, <br/> Ben ki, yenmiş yutulmuşsa yüreğim, <br/> - Tütünün posası çıktı çıkacak -<br/> Ey çalınmış yürek n'eyleyeceğim? <br>
78,073
Gel Güzeli Bolca İle Gidelim
Karacaoğlan
6
Gönül ne gezersin sarp kayalarda<br/> İniver aşağı yola gidelim<br/> Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez<br/> Gel güzeli bolca ile gidelim</p><p>Koyuver gitsin sefil baykuşu<br/> Durmuyor akıyor gözümün yaşı<br/> Kadir kıymat bilmezmiş er kişi<br/> Kadirli kıymatlı ile gidelim</p><p>Şahanı koyverin avını alsın<br/> Yarenim yoldaşım yanıma gelsin<br/> Şu garip illerde düşmanım ölsün<br/> Emmili dayılı il'e gidelim</p><p>Karac'oglan der ki yiyip içmeden<br/> Muhannat köprüsünden geçmeden<br/> Güzeller usanmaz konup göçmeden<br/> Düşelim de azgın sele gidelim <br>
20,153
Sevginin Önünde
Ataol Behramoğlu
7
Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım<br/> Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil kızım<br/> Zulmün önünde dimdik tut onurunu<br/> Sevginin önünde eğil kızım<br/> <br/> (1981) <br>
104,874
Dost
Niyazi Mısri
9
Bakıp cemal-i yare çağırırım dost dost<br/> Dil oldu pare pare çağırırım dost dost<br/> Aşkın ile dolmuşum zühdümü yanılmışım<br/> Mest-i müdam olmuşum çağırırım dost dost<br/> Mescid ü meyhanede, hanede viyranede<br/> Ka'be'de büthanede çağırırım dost dost<br/> Sular gibi çağ çağ dolaşırım dağ dağ<br/> Hayran bana sol u sağ çağırırım dost dost<br/> Geldim cihane garib, oldum güle andelib<br/> Herdem ciğerler delip çağırırım dost dost<br/> Dünya gamından geçip, yokluğa kanat açıp<br/> Aşk ile daim uçup çağırırım dost dost<br/> Aradığım candadır, canda ve hem tendedir<br/> Bilir iken bendedir çağırırım dost dost<br/> Gah düşerim mutlak'a, gah asl u geh mülhak'a<br/> Bakıp kamudan Hakk'a çağırırım dost dost<br/> Dolunmaz ol hal ü had min-el ezel ta ebed<br/> Unulmaz asla bu derd çağırırım dost dost<br/> Hep görünen dost yüzü andan ayırmam gözü<br/> Gitmez dilimden sözü çağırırım dost dost<br/> Derya olunca nefes parelenince kafes<br/> Ta kesilince bu ses çağırırım dost dost<br/> Ne yerdeyim ne gökde, ne ölüyüm ne zinde<br/> Her yerde her zamanda çağırırım dost dost<br/> Geldim o dost ilinden koka koka gülünden<br/> Niyazi'nin dilinden çağırırım dost dost <br>
108,826
Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim
Pir Sultan Abdal
7
Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim<br/> Hatırdan Gönülden Geçici Olma<br/> Yiğidin Başına Bir Hal Gelirse<br/> Bunu Ellere Açıcı Olma</p><p>Mecliste Arif Ol Kelamı Dinle<br/> El İki Söylerse Sen De Bir Söyle<br/> Elinden Geldikçe Sen İyilik Eyle<br/> Hatıra Dokunup Yıkıcı Olma</p><p>El Ariftir Yoklar Senin Fendini<br/> Dağıtırlar Tuzağını Bendini<br/> Alçaklarda Otur Gözet Kendini<br/> Kat-i Yükseklerden Uçucu Olma</p><p>Pir Sultan Abdalım Sözüm Başarır<br/> Aşkın Deryasını Boydan Aşırır<br/> Seni Bir Mecliste Hacil Düşürür<br/> Kötülerle Konuş Gocucu Olma <br>
14,266
Burdayım Sözümde
Ahmet Telli
7
...Düşüyorum<br/> Karıncanın peşine minik depremler oluyor<br/> Yabanıl ot kokuları,sonra düşler,düşüyorum...<br/> Puslu bir görüntü tarih dediğimiz ve kirli<br/> Sular buharlaşıyor buluşalım dediğin denizde</p><p>Burdayım sözümde,yanlışsa da bu istasyon<br/> Bir ben yitirmedim galiba belleğimi bir de<br/> Şiir yazanlar, ne kadardılar ve nerdeydiler<br/> Hatıralar üretiyorum telgraf tellerinden<br/> Akşamüstleri fesleğenleri suluyorum<br/> Bekle demiyorum kimseye,unutma demiyorum</p><p>Acı soysuzlaşınca tiranlaşıyor belleksizlik<br/> İnat ve öfke,kaybediş ve kayboluş oluyoruz<br/> Komikti dıştan bakınca dünya ama hırçın<br/> Ayışığı,telgraf direkleri ve fesleğenler<br/> Burdayız işte durgun bir sessizlikteyiz şimdi</p><p>Unutulan bir şey kaldı mı diye soruyor tiran<br/> Kampana çalarken çöldeyiz o geniş çevrende<br/> Mısır'ı soyun diyordu Musa belleksizdir firavun<br/> Babil ve burası iki istasyon iki uzak nokta<br/> Belki bir imgede düzlem olabilen iki grilik</p><p>Düşler ve tarih inilecek son istasyon<br/> Burdayım işte güzel bir yanlıştayım şimdi<br/> Beklemesini bilmiyor acalesi olan ve nedense<br/> Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki<br/> O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok <br>
1,560
Gece Tanıklığı II
Salih Bolat
8
her taş yürümek istiyor, baksana <br/> anımsamak istiyor kül, ateşin başlangıcını <br/> yeşermek istiyor kan, gecenin kollarında <br/> gülmek istiyor ölüler, baksana. </p><p>eşilmiş toprak, bulunmuş tohum, küf <br/> kim anlatabilir ki hüznün mesafesini <br/> dağ öyle durmuşsa, bir bildiği olmalı <br/> bir bildiği olmalı, deniz çıldırmışsa <br/> şu yalnızlık, şu aşk, şu ölüm <br/> geceyi deliyor kuşun soluğu, baksana <br>
15,248
Yalnız Kadınlar
Ümit Yaşar Oğuzcan
5
Kim bilir yalnızlığı kadınlar kadar <br/> Karlı dağların en yüksek tepeleri mi <br/> Terk edilmiş şehirlerin caddeleri mi<br/> Gökyüzünün yıldızsız geceleri mi </p><p>Kadınlar bir ömür boyunca yalnız <br/> Ta dünya kurulduğundan beri <br/> Yalnızlık ışığını yakar her gece <br/> Sonsuz karanlığımızda elleri </p><p>Nasıl yağmur yağarsa yalnızlığına şehrin <br/> Öyle mahzun ve yalnız kadınlar tanıdım <br/> Denizler ortasında geniş ve derin </p><p>Bir dünya gördüm kadınların gözlerinde kapkara <br/> Yalnızlık ne imiş anladım <br/> Acıdım kadınlara <br>
2,127,344
Kahpe Felek Sana Nettim Neyledim
Aşık Veysel Şatıroğlu
8
Gahbe felek sana nettim neyledim<br/> Attın gurbet ele parelerimi<br/> Ahırında beni silamdan ettin<br/> Kestin mümkünümü çarelerimi<br/> Saher yeli sevdüğümden bir haber</p><p>Ben kemlik gormedim hüsn-ü aladen<br/> Gozlerim ki mektub gele siladan<br/> Ölürüm gurtulmam ben bu yaradan<br/> Dost olan bağlasın karalarını<br/> Tecellim böyledir kime ne deyim</p><p>Bakmaz mısın tenden akan ganıma<br/> Yaralarım ceza verir canıma<br/> Gelenim yoh gidenim yoh yanıma<br/> Dağlar perde gılmış aralarını<br/> Saher yeli sevdüğümden bir haber <br>
104,442
Sevdiğim Arzımı Demekçin Sana
Karacaoğlan
7
Sevdiğim arzımı demekçin sana<br/> Bülbül söylediği dil gerek bana<br/> Şu bağrım kül oldu hep yana yana<br/> Onu söndürmeğe sel gerek bana</p><p>Yandım yakıldım ben bir ateşlere<br/> Vardım da takıldım ben bir neştere<br/> Delindi ciğerim kapandım yere<br/> Beni kaldıracak el gerek bana</p><p>Haldan anlar isen haldaş olalım<br/> Gurbet gezdi isen yoldaş olalım<br/> Anasız babasız kardaş olalım<br/> Ucu yar zülfünde yol gerek bana</p><p>Karac'oğlan der ki Bayburt elleri<br/> Esip esip bize gelir yelleri<br/> Burmalanmış yar yüzünün telleri<br/> Ona bağlayacak gül gerek bana <br>
87,981
Ayşegül
Akgün Akova
6
bir ırmak seni çağırıyor Ayşegül<br/> Hitit tapınaklarını aşıp Anadolu’nun tüylerini ürperten rüzgar<br/> bir gökdürbünü çağırıyor<br/> ve samanyolunu ıslatan gözyaşları yıldızların<br/> ilk aşkından beri arayıp durduğun o anlam çağırıyor seni<br/> o anlam, <br/> yaşamı gözlerinden öpmek için sabahın buğulu aynasında<br/> bir kuş çağırıyor seni, dünyaya kanat takman için<br/> ve nereye varacağını kestiremediğin yollar<br/> ki sen ayakkabılarını arıyorsun ve bulamıyorsun<br/> bir zürafa çağırıyor, <br/> boynundaki kravat ağrılarını geçirmen için<br/> bir tren çağırıyor, <br/> öküzlerin şaşkın bakışlarından kurtarasın diye onu<br/> Ayşegül seni, <br/> seni Cervantes çağırıyor, </p><p> “Don Kişot artık neden okunmuyor Ayşegül Hanım? <br/> bakın üzüntüsünden <br/> ülkenizin Milli eğitim Bakanı’na benzedi<br/> dostum Sanço! ”<br/> bir ateş çağırıyor seni<br/> İnebahtı’da batan tek kollu bir kadırga<br/> ve <br/> Çanakkale’de bataryaların önünde diz çöküp ağlayan ay<br/> kırmızı bir yağmur çağırıyor seni Ayşegül<br/> Çatalhöyük’te kapısı yıldızlara açılan evler<br/> ıssız adalar ve devrim yürüyüşleri çağırıyor seni aynı anda<br/> ellerin başka yere gidiyor ayakların başka yere<br/> ilkokul öğretmenin Şaziye Hanım çağırıyor, </p><p> “Ayşegül, yavrum nereye gitti güzelim Türkçemiz? ” </p><p>yoksul bir çocuk çağırıyor seni, oyuncağı olur musun diye<br/> bir yaprak, bak o niye çağırıyor vallahi bilmiyorum<br/> bir dudak çağırıyor seni, <br/> gözlerin çay bahçelerine benziyor diye<br/> Ayşegül, farkında mısın, bu şiir çağırıyor seni<br/> seni ve <br/> bir dağ yolundan başka bir şey olmayan<br/> ve yalnız çıplak ayakla yürününce <br/> tadına varılan<br/> aşkı <br>
1,763,478
Selimi
Yavuz Sultan Selim
8
Bütün dünya benim olsa gamım bitmez nedendir bu? <br/> Çün ezelden gam ile bina olunmuş bedendir bu. <br>
41,548
İğneli Dost
Gülten Akın
6
İster ki herkes ölsün <br/> Neler besleyip büyütmüş<br/> Gömmüştür neleri gizli gizli<br/> Belleği sıra<br/> İster ki herkes ölsün</p><p>Şarap olacakken sirkeye dönmüş<br/> Üzüm suyu şaşkınlığında<br/> Gidişi kelebek, gelişi beygir<br/> Kişnemesi çöplük sanrılarıyla</p><p>Yollarda ipekler halılar, çağırır evine<br/> Eli dili soylu kırmanç güzelliğinde<br/> Tarih düşersiniz artık İsa doğmuştur<br/> Dostluktan önce, dostluktan sonra<br/> Arınmıştır kirlerinden insan ve dünya<br/> Belli belirsiz bir siziyla<br/> Dönüşte eliniz varırsa sırtınıza<br/> Kocaman paslı bir iğne </p><p>Onların<br/> Çimen bitmez bastıkları yerde<br/> Sevgi buruşur <br>
102,151
Benden mi Bana Bu Elem
Aşık Paşa
7
Benden mi bana bu elem<br/> Aşktan mı yoksa derd ü gam<br/> Bunca bela cevr ü sitem<br/> Bilsem nedendir bilmezem</p><p>Canan olursa ger nihan<br/> Kalmaya canda zerre can<br/> Buluban bu sözü ıyan<br/> Bilsem nedendir bilmezem</p><p>Aşkın yürekte yarası<br/> Pes olmuşam avaresi<br/> Ya Rab bu derdin çaresi<br/> Bilsem nedendir bilmezem</p><p>Daim dilefgar olduğum<br/> Şüride vü zar olduğum<br/> Talib-i didar olduğum<br/> Bilsem nedendir bilmezem</p><p>Aşık'ta bu hayret nedir<br/> Maşuktaki şevket nedir<br/> Derviş buna hikmet nedir<br/> Bilsem nedendir bilmezem <br>
108,625
Boz Atlı Hızır
Pir Sultan Abdal
7
Bir yavru yolladım gurbet ellere<br/> Emaneti sana boz atlı Hızır<br/> Seni bekçilerler nice ellere<br/> Emaneti sana boz atlı Hızır </p><p>Nice günler gördüm bahtı karalı<br/> Nice günler gördüm dertli çareli<br/> Bir yavru yolladım yürek yaralı<br/> Emaneti sana boz atlı Hızır </p><p>Hak'tan bize bizden halka zulüm yok<br/> İmanım var vadesize ölüm yok <br/> Senden başka kanadım yok kolum yok <br/> Emaneti sana boz atlı Hızır </p><p>Pir Sultan Abdal’ım böyle m'olacak <br/> Beklerim yolların yavrum gelecek <br/> Analı babalı murad alacak <br/> Emaneti sana boz atlı Hızır <br>
88,356
Allah'tan Kanat İstedim
Bahtiyar Vahapzade
7
ALLAHDAN QANAD İSTƏ DİM <br/> (son variant) </p><p>Allahdan qanad istə dim, <br/> Allah mə nə xə yal verdi. <br/> Bu qanadlı xə yal mə nə <br/> Yaşamağa macal verdi. </p><p>Allahdan fə rə h istə dim, <br/> Allah mə nə kə də r verdi. <br/> Bu kə də rim, qə də rimə <br/> Tamam başqa qə də r verdi. </p><p>Allahdan ağıl istə dim, <br/> Allah mə nə ürə k verdi. <br/> Bu ürə k mə nim ömrümə <br/> Qə m üstündə n qə m gə tirdi. </p><p>Allahdan dözüm istə dim, <br/> Allah mə nə qə zə b verdi. <br/> Mə n Allahdan rə hm istə dim, <br/> Mə nə bollu ə zab verdi. </p><p>Mə n Allahdan haqq istə dim, <br/> Zülmünü gen-bol eylə di. <br/> Ə zabların kotanına <br/> O, sinə mi yol eylə di. </p><p>1998-1999 <br>
83,994
Aynalar
Ahmet Muhip Dıranas
6
Gençliğimi kaybettim birtakım odalarda; <br/> Kaybolan gençliğimi aradığım aynalarda<br/> Ölüler dolaşıyor böğürlerinde elleri, <br/> Aynı şeyi arayan akraba hayalleri.<br/> Yalnız bir taze kadın yaşlılığı arıyor; <br/> Yaşlılığım, yaşlılığım! Diye yalvarıyor.<br/> Sırları dökülüyor baktığı aynaların; <br/> Söndürüp yürüyor bir bir aynaları kadın. <br>
23,314
Balkon
Charles Baudelaire
6
Hatıralar annesi, <br/> sevgililer sultanı, </p><p>Ey beni şadeden yar, <br/> ey tapındığım kadın. </p><p>Ocak başında seviştiğimiz <br/> o zamanı, </p><p>O canım akşamları <br/> elbette hatırlarsın. </p><p> Hatıralar annesi, <br/> sevgililer sultanı. </p><p>O akşamlar <br/> kömür aleviyle aydınlanan! </p><p>Ya pembe buğulu akşamlar, <br/> balkonda geçen </p><p>Başım göğsünde, <br/> ne severdin beni o zaman! </p><p>Ne güzeldir güneşler <br/> sıcak yaz akşamları! </p><p>Kainat ne derindir, <br/> kalp ne kudretle çarpar! </p><p>Üstüne eğilirken <br/> ey aşkımın pınarı, </p><p>Sanırdım ciğerimde <br/> kanının kokusu var. </p><p>Ne güzeldir güneşler <br/> sıcak yaz akşamları! </p><p>Kalınlaşan bir duvardı <br/> aramızda gece. </p><p>Seçerdim o karanlıkta <br/> göz bebeklerini </p><p>Mestolur, <br/> mahfolurdum nefesini içtikçe. </p><p>Bulmuştu ayakların <br/> ellerimde yerini. </p><p>Kalınlaşan bir duvardı <br/> aramızda gece. </p><p>Bana vergi<br/> o tatlı demleri hatırlamak; </p><p>Yeniden yaşadığım, <br/> dizlerinin dibinde </p><p>O 'mestinaz' güzelliğini <br/> boştur aramak, </p><p>Sevgili vücudundan, <br/> kalbinden başka yerde, </p><p>Bana vergi <br/> o tatlı demleri hatırlamak; </p><p>O yeminler, kokular <br/> sonu gelmez öpüşler, </p><p>Dipsiz bir uçurumdan <br/> tekrar doğacak mıdır? </p><p>Nasıl yükselirse göğe <br/> taptaze güneşler. </p><p>Güneşler ki <br/> en derin denizlerde yıkanır. </p><p>O yeminler, kokular, <br/> sonu gelmez öpüşler! <br>
1,664,276
Gelsen De Bir Gelmesen De
Uğur Işılak
7
Parçalandı sabır taşı, <br/> Gelsen de bir gelmesen de. <br/> Kurudu gözümün yaşı, <br/> Silsen de bir silmesen de. </p><p>Yaşadığım bir beladır, <br/> Failin gözü eladır, <br/> Şahidim Arş`ı aladır, <br/> Bilsen de bir bilmesen de. </p><p>Gah ağladım, gah inledim <br/> Gönlün sesini dinledim. <br/> Ben sevdamı kefenledim <br/> Ölsen de bir ölmesen de. </p><p>İster parla, ister sabret<br/> İster boşver, ister cebret <br/> Olan oldu artık, ibret <br/> Alsan da bir almasan da. <br/> Giden gitti artık, ibret <br/> Alsan da bir almasan da. </p><p>Bilmedin kar, zararını <br/> Bugüne sattın yarını. <br/> Pişman olup saçlarını <br/> Yolsan da bir yolmasan da. <br/> Eyvah deyip saçlarını <br/> Yolsan da bir yolmasan da. </p><p>Gah ağladım, gah inledim <br/> Gönlün sesini dinledim. <br/> Ben sevdamı kefenledim <br/> Ölsen de bir ölmesen de. <br>
1,499,991
Ervahı Ezelden Levh-i Kalemden
Aşık Sümmani
9
Ervah-ı ezelde levh-i kalemde, <br/> Bu benim bahtımı kara yazdılar, <br/> Gönül perişandır devri alemde,<br/> Bir günümü yüz bin zara yazdılar </p><p>Bulmadım şadlığın iradesini,<br/> Çekerim bu gamın ziyadesini, <br/> Herkes dosta verdi ifadesini,<br/> Bizimkini ülüzgara yazdılar</p><p>Aşk benimle eyler daim kıyl-ü kal,<br/> Daha sabretmeye kalmadı mecal,<br/> Derdim taksimdara kıldım arzuhal, <br/> Dedi neylim bahtın kara yazdılar. </p><p>Gönül gülşeninde har oldu deyu,<br/> Hasretlik cismimde var oldu deyu, <br/> Sevdiğim, sevdiğin pir oldu deyu,<br/> Erbabı garezler yare yazdılar. </p><p>Dünyayı sevenler veli değildir, <br/> Canı terkedenler deli değildir,<br/> İnsanoğlu gamdan hâli değildir, <br/> Her birini bir efkara yazdılar. </p><p>Nedir bu sevdanın nihayetinde, <br/> Yadlar gezer yarin vilayetinde, <br/> Herkes diyarında muhabbetinde, <br/> Bilmem bizi ne civara yazdılar. </p><p>Kadrimi bilmeze eyledim minnet, <br/> Derdimi artıran görmesin cennet, <br/> Sarraflar verdiler yare bin kıymet, <br/> Benim kıymetimi nere yazdılar.</p><p>Döner mi kavlinden sıdk-ı sadıklar, <br/> Dost ile dost olur bağrı yanıklar,<br/> Aşk kaydına geçti bunca aşıklar, <br/> Sümmâni’yi derkenara yazdılar. <br>
1,480,551
Ah O Din Nerde
Mehmet Akif Ersoy
8
Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini; <br/> O yerin gökten inen dini, hayatın dini? <br/> Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek? <br/> Müslümanlık mı dedin? ... Tövbeler olsun, ne demek! <br>
40,818
Sabahları Ve Akşamları Okumak İçin
Bertolt Brecht
6
Sevdiğim<br/> Dedi ki bana,<br/> Sen bana lazımsın</p><p>Onun için<br/> Kolluyorum kendimi<br/> Yoluma dikkat ediyorum ve<br/> Korkuyorum her yağmur damlasından<br/> Beni ezecek diye</p><p>1937 <br>
20,819
İstanbul Düşman İstilası Altında İken Çamlıca’da
Abdülhak Hamit Tarhan
7
Hey Çamlıca mehtâbı ne olmuş sana öyle?..<br/> Küskün duruyorsun.<br/> Bir şey kuruyorsun.<br/> Seyrinle ıyan et bana, ilhâm ile söyle:<br/> Aksetmede âlâm-ı vatandan mı bu halet?..<br/> Anlat; bu tahavvül neye etmekte delâlet.<br/> Vaktiyle ederken bu havâliyi zılâlin<br/> Bir sâha-i nilî.<br/> Ey neyyir-i leylî,<br/> Matem döküyor arza bugün bedr ü hilâlin<br/> Bir şeb ki, zîrinde küsûfun, <br/> Seyrangehi olmakda tuyûfun.<br/> Mâzîden esip gelmede bir nevha-i vâveyl..<br/> Bir âh-ı müebbed.<br/> Hangi güneşin mâtemidir zulmetin ey leyl,<br/> Ey şi’r-i muakkad<br/> Yıldızlar olur bence meâlin gibi nâ-yab<br/> Atîde görünmezse o mâzideki mehtâb<br/> Olmazdı sabahın da yarın gülmeye meyli<br/> Pîşinde bu dîdar-ı mahûfun.<br/> Kartallara baktım düşüyorlar yere bi-ta’b;<br/> Oldum sanıyordum Melekü’l Mevt ile hem-hâb. <br>
19,389
Her Şey Şiirdir
Ataol Behramoğlu
7
Her şey şiirdir, uğultusu rüzgarın<br/> Bir ırmağa usulcacık yağan kar<br/> Her gece okunan bir dua çocuklukta<br/> Gökyüzünde bölük bölük turnalar</p><p>Her şey şiirdir, sevinç ve kader<br/> Dünyada olmak duygusu...<br/> Kıyıda, ıssız kayalarda<br/> Kendi başına ışıldayan su</p><p>Her şey şiirdir, şimdi, şu anda<br/> Ak kağıt üstünde dolanan elim<br/> Karşıki avluda salınan söğüt<br/> Yandaki odada uyuyan bebeğim</p><p>Her şey şiirdir, çağrısı aşkın<br/> Bahar toprağından yükselen tütsü<br/> Umut ve acı, başlayan ve biten,<br/> Yağmurun ve akıp giden hayatın türküsü</p><p>Her şey şiirdir ve bir gün belki<br/> İlk aşkım, ilk göz ağrım şiir<br/> Koynunda ona yazdığım mektuplar<br/> Bir yerlerden çıkıp gelecektir... <br>
43,556
Hiç Gitmediğim Bir Yerde
Edward Estlin Cummings
7
hiç gitmediğim bir yerde, sevinçle ötesinde <br/> her türlü yaşantının, kendi sessizliği var gözlerinin: <br/> en ince kımıltısında birşey var içime gömen beni, <br/> birşey dokunamayacağım kadar bana yakın </p><p>kolayca açar beni en ürkek bir bakışın <br/> parmaklar gibi kapamış olsam bile kendimi, <br/> sen hep yaprak yaprak açarsın beni, Baharın <br/> (dokunup ustaca, gizlice) açışı gibi ilk gününü </p><p>ya da beni kapatmaksa istediğin, ben, <br/> hayatım kapanırız güzelce, birden <br/> karın her yere özenle inişini <br/> düşleyen yüreğince şu çiçeğin; </p><p>duyduğumuz hiçbir şey bu ülkede <br/> erişemez gücüne sonsuz inceliğinin: <br/> renkleriyle yapısının beni bağlayan, <br/> öldüren, hiç durmadan, her nefeste </p><p>(bilmiyorum nedir bu sende olan, bu kapayan <br/> ve açan; yalnız anlıyor içimde birşey <br/> gözlerinin sesini güllerden derin olan) <br/> kimsenin yok, yağmurun bile, böyle küçük elleri </p><p>Çevirİ - Cevat ÇAPAN <br>
105,152
Bu Göçü Ordan Göçürdüm
Erzurumlu Emrah
6
Bu göçü ordan göçürdüm<br/> O dağ olmaz bu dağ olsun<br/> Şeydâ, garip bülbül gibi<br/> O bağ olmaz bu bağ olsun</p><p>Yâri götürdüm yaylama<br/> Sevda derler gel kınama<br/> Bir yara vurdun sîneme<br/> Hançer olmaz bıçağ olsun</p><p>Emrah der kapında kulam<br/> Dîdemde ummana dalam<br/> Al yanaktan buse alam<br/> Yanak olmaz dudağ olsun <br>
276,172
Kırık Ağıt
Veysel Çolak
7
Bazıları yatağında bir mermiyken ölüdür.</p><p>Kendini, akşamları unutma.<br/> Ah, bir gülebilsen yıkanır ağzın<br/> benim ömrüm seninle iki nefes arası<br/> bırak, dağılsın çürüten uzaklıklar<br/> bana bir deprem bağışla <br/> saygılı ol yitirmek korkusuna.</p><p>Hiçbir silahı namlusundan öpme<br/> belki yenilirsin, belki ayrılık haklı çıkar<br/> teksin ve yalnızsın üstelik.<br/> kimi nişanlasan kendini vurursun</p><p>Artık her kent senin uygunsuzluğunla başlar<br/> çatlak bir yüzle ezberlersin yolları.</p><p>Necatigil’den kalma bir yazdı<br/> kalın hüzünlü ve dibine kadar yorgun.<br/> Bırak buluşmalar üşüsün, <br/> çoğaldıkça insan kıran yasalar<br/> her çocuk masalına çekilir. Sonra aşk<br/> güzel kadınların gövdesinde bıçak yarası.</p><p>Anlattığın dünyaya bu çığlık nasıl sığar! </p><p>2005</p><p>Dize, Temmuz 2005 <br>
15,086
Beni Bir Kere Dövdüler
Attila İlhan
6
beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm<br/> daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor<br/> büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri<br/> geceleyin dövdüler dişlerimi tükürdüm</p><p>emirgan'la aramız çok eskiden beri yok<br/> niye ölmedim diye bana bozuluyor<br/> ötekiler şurda burda azar azar gördüğüm<br/> çakıdan bozma itler sustalı birileri<br/> fakat çok fena dövdüler size ne söylüyorum<br/> bir vakit omuzlarım tutmadı dişlerimi tükürdüm</p><p>boşyerlerime vurdular yumrukları duruyor<br/> gecenin bir saatinde gizlice kustum <br/> bir böcek yürüyordu boynumdan içeri<br/> burnum mu kanıyordu ağlıyor muydum<br/> büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri<br/> ayıran eden çıkmadı susadım su veren yok<br/> kavgalı olmasaydık belki seni düşünürdüm<br/> çocuk sıcaklığına sığınıp uyumayı<br/> omzum bir vakit tutmadı dişlemi tükürdüm</p><p>fakat çok fena dövdüler size ne söylüyorum<br/> daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor<br/> hiç kimse o halimde görsün istemiyordum<br/> eczane aramak filan aklımdan geçmedi<br/> sıcak bir şeyler içmek otelde motelde<br/> kavgalı olmasaydık belki seni düşünürdüm<br/> dağıtılmış suratımı avuçlarına saklamayı<br/> ağlamayı düşünürdüm kim bilir belki de<br/> bir vakit omzum tutmadı dişlerimi tükürdüm</p><p>beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm<br/> daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor<br/> büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri<br/> senin için dövdüler dişlerimi tükürdüm <br>
49,655
Ölünün Kıyıları
Erdem Bayazıt
6
M.Akif İnan'a</p><p>Gök boşanarak üstümüze<br/> Bizi ıslak saçlarından geçirir karanlığın<br/> Gece siyah bir at olur da uçar<br/> Uykumuzun soluyan denizine.</p><p>Babalar ölümü dengede tutar<br/> Seçerek en sağlam vakti arabasına.<br/> Şimdi o araba uçuyorsa<br/> Bir Asya çölünü kanat yaparak<br/> Ey üstümüze gelen<br/> Ey çocukların gözlerinden dökülen<br/> Ölümü konuşan damla damla<br/> Ey beklediğimiz her an<br/> Ey bize son sözü muştulayan<br/> Bizi bulan şahdamarımızda<br/> Ey sürücüleri babalarımız olan.</p><p>Bir an dudaklarıyla<br/> Değen alnımıza masmavi<br/> Bir güvercin kanadı gibi<br/> Ey annelerin sesi<br/> İçimizde savrula savrula<br/> Yağan bir bahar yağmuru gibi<br/> Çağırırdı oğullarını yola</p><p>Ben işte o zaman<br/> Saygı ile ve güvenerek<br/> Selamlayacağım önden gideni<br/> Yılanlar tüylerini dökerken<br/> Eğerken dağlar başlarını önlerine<br/> Birinin yeşil yaprağı kutsaması gerek<br/> Birinin akan suyu tutması<br/> Altında durarak gökten boşananın<br/> Sonra yükselterek sesimi konuşacağım.</p><p>Sen dur burda ey insan<br/> Duy içinde tutuşan ormanı<br/> Ve yakıştırmasını bil üstüne ey ademoğlu<br/> Usta bir makasla biçilen toprağı.</p><p>Ankara, Türkocağı,1968 <br>
99,279
Adsız
Fuzuli
8
Sevgiliden bir parça sevgi alıp bana verenler, <br/> Buna karşılık canımı alıp sevgiliye verdiler. <br>
2,053,600
Vatan Hisleri
Mithat Cemal Kuntay
9
Düşmez yere haşa o bizim bayrağımızdır. <br/> Bir fecr olarak doğmadadır her dağımızdan. <br/> Ay-yıldız... O mazideki bir süstür, emin ol, <br/> Atîde güneşler doğacak bayrağımızdan.</p><p>Altına yatarken de bizimdir yerin üstü, <br/> Bir kal'e olur toprağımız vecde gelir de; <br/> Dağlar, kayalar göğsümüz üstünde tepinse. <br/> Düşmanları biz ram ederiz kan kesilir de.</p><p>Deryaları kan, taşları bitmez kemik olsa, <br/> Bir son nefesin aynı olup bitse nesîmi <br/> Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hatta, <br/> Çekmez kürenin sırtı o tabût-ı cesîmi. <br>
64,824
Kudüs
Nizar Kabbani
7
Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım<br/> Namaz kıldım sönünceye dek kandiller<br/> Usanıncaya kadar rüku ettim<br/> Muhammed'i sordum sende kaybolan<br/> Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir</p><p>Ey Kudüs, ey şeriatler feneri<br/> Ey parmakları yanan güzel çocuk<br/> Hüzün var gözlerinde, ey iffet şehri<br/> Ey Resulün uğradığı bahçe<br/> Kaldırımlarında hüzün var<br/> Minarelerinde hüzün var<br/> Ey Kudüs, ey karalara bürünen şehir<br/> Kim çalacak çanlarını Kıyamet kilisesinin<br/> Pazar sabahları<br/> Kim taşıyacak çocuklara oyuncakları<br/> Yılbaşı gecesinde</p><p>Ey Kudüs, ey hüzünler şehri<br/> Ey gözlerinden kocaman yaşlar akan<br/> Kim durduracak düşmanları<br/> Üzerine çullanan, ey dinlerin incisi<br/> Kim silecek kanları duvarlarından <br/> İncil’i kim kurtaracak<br/> Kim kurtaracak Kur'an’ı<br/> Kim kurtaracak Mesih’i kendisini öldürenlerden<br/> İnsanlığı kim kurtaracak</p><p>Ey Kudüs, ey şehrim<br/> Ey Kudüs, ey sevgilim<br/> Yarın, yarın çiçek açacak limon<br/> Sevinecek yeşil sümbüller ve zeytin <br/> Gözler gülecek<br/> Geri dönecek göçmen güvercinler <br/> Tertemiz yuvasına<br/> Ve geri dönecek çocuklar oynamaya<br/> Buluşacak babalarla oğullar<br/> Ey memleketim<br/> Ey barış ve bereket şehri</p><p>Çeviren: İlyas Altuner <br>
23,230
Yokluğundaki Sen
Aziz Nesin
6
Yine yalnız değilim her zamanki gibi<br/> Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım</p><p>Aramızda yirmibeşbin kilometre<br/> Sen kıştasın ben yazdayım<br/> Sen bir yarısında dünyanın<br/> Ben öte yarısındayım<br/> Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun<br/> Daha da bir gönlümcesin<br/> Varlığından bin kat güzel<br/> O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz<br/> Ve en gizlerden konuşurken ellerin<br/> İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden<br/> Sevişiyoruz yirmibeşbin kilometreden <br>
28,658
Akşamda Çocuk Sezgileri
Afşar Timuçin
7
İyileşmez çocukluğum yüzündendir<br/> Bu dalgalar arasında gidip gelişim<br/> Bilge ve güngörmüş martılarla<br/> Benim işim sevinç aşk bana göre<br/> Hele gün başladı mı sancılanmaya<br/> Başıma gelenlerin hemen hepsi<br/> İyileşmez çocukluğum yüzündendir</p><p>İyileşmez çocukluğum yüzündendir<br/> Ölü resimleri gibi solgun yüzler karşısında<br/> Duyarsız kalışım hatta inatla susuşum<br/> Boş tutkuların anlamsız korkuların<br/> Kirli yağmur suları gibi biriktiği<br/> Akşamlardan güle oymaya geçişim<br/> İyileşmez çocukluğum yüzündendir</p><p>İyileşmez çocukluğum yüzündendir<br/> Dağların ve denizlerin durmadan devinişi<br/> Beni çağırması bütün uzakların<br/> Birdenbire rüzgarlarla uzaylara açılışım<br/> Her şeyimin birden maviye kesmesi<br/> İyileşmez çocukluğum yüzündendir <br>
2,292,335
Bir Dost
Can Dündar
9
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın…</p><p>‘Nereden çıktın bu vakitte’ dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; gözünün dilini bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı…</p><p>Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. İhtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.</p><p>Kucaklamalı seni güvenli kolları, dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı…</p><p>En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz…</p><p>Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.</p><p>Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin.</p><p>Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi… Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş..</p><p>Gözbebekleri bulutlandığında, yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında onun gözlerinden gelmeli yaş…</p><p>Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri…</p><p>‘Parkurun bütün zorluklarına rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları birlikte göğüsleyebildik ya; yenildik sayılmayız’ diyebilmeli…</p><p>Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa ama ümit var bir yazıyı yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz:</p><p>‘Bunu da aşacağız! </p><p>İmza: Bir dost! …’ <br>
1,994,857
Anlam Ormanlarında Gezi İçin Rehber
Adonis
8
* nedir yol? <br/> toprak adındaki kağıda yazılı <br/> gezginlik manifestosu.<br/> * nedir ağaç? <br/> dalgaları hava olan yeşil göl.<br/> * nedir hava? <br/> bir ruh <br/> bir bedene yerleşmeyi istemeyen.<br/> * nedir ayna? <br/> ikinci bir yüz <br/> ve üçüncü göz.<br/> * nedir mukaddes? <br/> bir maske <br/> eğlenebilmek için müdennesle.<br/> * nedir ölüm? <br/> kadının rahmiyle <br/> yerin rahmi arasında <br/> nakliye arabası.<br/> * nedir gökkuşağı? <br/> bulutun bedeniyle <br/> güneşin bedeni <br/> bir eğimle kucaklaşmış <br/> yerin bedeni üzerinde.<br/> * nedir dalga? <br/> denizin ekranında <br/> çizgi film.<br/> *nedir kıyı? <br/> dalgaların yorgunluğu için yastık.<br/> * nedir yıldız? <br/> en güzel tarafı kapağı olan bir kitap<br/> * nedir yaşlılık? <br/> iki yöne büyüyen bir bitki: <br/> çocukluğun şafağı <br/> ve ölümün gecesine.<br/> * nedir siyah? <br/> güneşe gebe bir rahim.<br/> * nedir akan yıldız? <br/> fırlamış bir ok ki tek hedefi var gerçekleştireceği: <br/> kırılıp ölmek.<br/> * nedir günbatımı? <br/> güneşin bedeninden dökülen ter.<br/> * nedir kasîde? <br/> bir kız çocuk <br/> bitmeyen <br/> bir süt emmek <br/> ile <br/> yaşayan.<br/> * nedir düş? <br/> hayale lâyık olabilmek için <br/> gerçekliğin yükselişi.<br/> * nedir mutluluk? <br/> dilin kıyısındaki bir mezarlıkta <br/> mezar taşı.<br/> * nedir umut? <br/> betimlemek ölümü <br/> hayatın diliyle.<br/> * nedir toprak? <br/> bedenin geleceği.<br/> * nedir önkaranlık? <br/> vedâ hutbesi.<br/> * nedir gözyaşı? <br/> bedenin kaybettiği savaş.<br/> * nedir umutsuzluk? <br/> hayatı ölümün diliyle betimlemek.<br/> * nedir yankı? <br/> yol alışın yıktığı beden- <br/> tükeniyor <br/> tükendi.<br/> * nedir toz? <br/> rüzgârın dengi ve en büyük rakibi.<br/> * nedir yatak? <br/> gece içinde <br/> gece.<br/> * nedir doğa? <br/> görüyü yazmak için <br/> sağgörüdeki dil.<br/> * nedir ufuk? <br/> sınırsızca devingen uzay.<br/> * nedir rastlantı? <br/> farkında olmadan <br/> ellerine düşen <br/> rüzgârın ağacındaki meyve.<br/> * nedir gül? <br/> koparılmak için yetiştirilen baş.<br/> * nedir gerçek? <br/> resmetmek suyun endâmını <br/> ya da ışığın yüzünü.<br/> * nedir gayb? <br/> görmeyi arzuladığımız bir ev <br/> ve nefret ettiğimiz <br/> içinde oturmaktan.<br/> * nedir gök? <br/> daha çıkmadan <br/> kırılan merdiven.<br/> * nedir gece? <br/> bir peçe <br/> güneşin yüzüne taktığı.<br/> * nedir güzellik? <br/> bir biçim ki, onu gördüğünde görürsün <br/> ardındaki sırrı <br/> bazen de ardındaki allahı görürsün.<br/> * nedir anlamsızlık? <br/> hastalık <br/> en yaygın olanı.<br/> * nedir varlık? <br/> daima yeniden <br/> gözden geçirilmeyi gereksinen.<br/> * nedir gerçeklik? <br/> çökeltiler <br/> dilin <br/> ırmağı içre.<br/> * nedir yoksulluk? <br/> yeryüzü üzerinde hareket eden mezar.<br/> * nedir dostluk? <br/> ikinci bir güneş.<br/> * nedir sanı? <br/> muğlaklığın bedenini yoklayan el.<br/> * nedir gece? <br/> yıldızların kitaplarını satan sahaf.<br/> * nedir dua? <br/> sözün suyundan buharlaşan <br/> göksel bulut.<br/> * nedir gözyaşı? <br/> en saf ayna.<br/> * nedir ay? <br/> güneşin sadık hizmetkârı.<br/> * nedir mutlak? <br/> kafadaki hayız.<br/> * nedir çıplaklık? <br/> bedenin fatihası.<br/> * nedir iz? <br/> yürümeyi kesen ayak.<br/> * nedir bellek? <br/> bir ev ki yalnızca <br/> ikameti içindir <br/> kayıp eşyaların.<br/> * nedir şiir? <br/> seferde gemiler ve yoktur limanları.<br/> *nedir yastık? <br/> gecenin merdivenindeki ilk basamak.<br/> * nedir başarısızlık? <br/> ömür gölünde yüzen yosun.<br/> * nedir ömür? <br/> karanlığa doğru <br/> hiç durmayan yolculuk.<br/> * nedir kargaşa? <br/> bir başka düzen gecenin bedeni için.<br/> * nedir hayâl? <br/> gerçekliğin ıtırı.<br/> * nedir tarih? <br/> kör bir davulcu.<br/> * nedir yağmur? <br/> son yolcu <br/> bulut treninden inen.<br/> * nedir yüz? <br/> gözyaşının göçü için en yakın liman.<br/> * nedir gündüz? <br/> güneş ışınlarının en geniş kafesi.<br/> * nedir çöl? <br/> kum falı <br/> okumaktan <br/> bıkmayan <br/> falcı kadın.<br/> *nedir kum? <br/> sürekli okuru tek bir romanın: <br/> rüzgârın.<br/> * nedir sır? <br/> bir kapalı kap <br/> açtığında kırılan.<br/> *nedir bağırış? <br/> sesteki pas.<br/> * nedir toz? <br/> soluk <br/> yerin ciğerinden yükselen.<br/> * nedir parmaklar? <br/> beden okyanuslarının ilk kıyıları.<br/> * nedir kanat? <br/> uzayın kulağında fısıltı.<br/> *nedir kafes? <br/> içi boş doluluk<br/> * nedir keder? <br/> bedenin uzayındaki <br/> önkaranlık.<br/> * nedir şans? <br/> vaktin elindeki zar.<br/> * nedir düş? <br/> bıkmayan bir aç <br/> gerçekliğin kapısını çalmaktan.<br/> *nedir hüzün? <br/> neşe sözlüğünün <br/> yanlışlıkla attığı kelime.<br/> * nedir sürpriz? <br/> bir kuş <br/> kurtulmuş <br/> elinden gerçekliğin.<br/> * nedir vatan? <br/> dilin koltuklarına <br/> uzanan cisim.<br/> *nedir dil? <br/> bir trendir ki <br/> aynı zamanda <br/> yol, yolculuk ve varıştır.<br/> * nedir ırmak? <br/> bir yatak ki, yeryüzü <br/> memelerinin arasına <br/> ya da göbeğinin altına yayar onu.<br/> * nedir bahçe? <br/> bir kadın şair <br/> şiirlerini uyuyarak yazan <br/> ve susarak okuyan.<br/> * nedir merkez? <br/> tüm uçların ucu.<br/> * nedir yakın? <br/> bilgiyi gereksinmeyen <br/> istikrar.<br/> * nedir zaman? <br/> bir giysi <br/> giyip çıkarmadığımız.<br/> * nedir düz çizgi? <br/> görülmeyen <br/> eğik <br/> çizgiler toplamı.<br/> * nedir serap? <br/> bir güneş <br/> kumu giyip <br/> suya benzemeye çalışan.<br/> * nedir su? <br/> ateşin cehennemi.<br/> * nedir göbek? <br/> yolun yarısı <br/> iki cennet <br/> arasında.<br/> * nedir öpücük? <br/> görülen koparılışı <br/> görünmeyen bir meyvenin.<br/> * nedir kaygı? <br/> buruşukluklar <br/> ve kırışıklıklar <br/> damarların ipeğinde.<br/> * nedir mecaz? <br/> kelimelerin göğüslerinde <br/> çırpan kanatlar.<br/> * nedir yaratı? <br/> rastlantının elinde yüzük.<br/> * nedir kucaklaşma? <br/> ikinin üçüncüsü.<br/> * nedir anlam? <br/> anlamsızlığın başı <br/> ve sonu.</p><p>Çev: İsmail Özdemir <br>
6,952
Çok Sevdim Bir Zamanlar, Seviyorum Yine de
Ataol Behramoğlu
7
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de<br/> Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca<br/> Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün<br/> Masal şehirlerini geçerken hızla</p><p>Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de<br/> Ürpertili, sımsıcak tenini kadınların<br/> Salmak serin sulara gövdemi<br/> Düşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın</p><p>Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de<br/> Varolduğumu düşünmeyi, ürpererek...<br/> Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibi<br/> Yağmurdan ve yalnızlıktan ürkek</p><p>Çok sevdim birzamanlar, seviyorum yine de<br/> Düşüncemi geniş ve sonsuz olanla birleştirmeyi<br/> Hırçın ve ele geçmezce atılgan<br/> Uysal ve usulcacık benim olan şeyi...</p><p>Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de<br/> Ve hep seveceğim beynim ve tenim varoldukca bu dünyada<br/> Pırıl pırıl olanı, her zaman bir güz diriliğinde<br/> Değişmez ve değişken olanı sonsuzca... <br>
44,177
Deli Gönül
Ruhsati
8
Daha senden gayri âşık mı yoktur<br/> Nedir bu telaşın ey deli gönül<br/> Hele düşün devr-i Adem'den beri<br/> Neler gelmiş geçmiş say deli gönül</p><p>Günde bir yol duman çöker serime<br/> Elim ermez gidem kisb ü kârime<br/> Kendi bildiğine doğrudur deme<br/> Gel iki adama uy deli gönül</p><p>Şu yalan dünyadan ümidini üz<br/> İnanmazsan bak kitaba yüz be yüz<br/> Hanen mezaristan malın bir top bez<br/> Daha doymadıysan doy deli gönül</p><p>Baktım iki kişi mezar eşiyor<br/> Gam kasavet geldi boydan aşıyor<br/> Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor<br/> Gel de bu rüyayı yor deli gönül</p><p>Birgün bindirirler ölüm atına<br/> Yarın iletirler Hakk'ın katına<br/> Topraklar susamış adam etine<br/> Hep ağzını açmış hey deli gönül</p><p>Mevlâm kanat vermiş uçamıyorsun<br/> Bu nefsin elinden kaçamıyorsun<br/> Ruhsatî dünyadan geçemiyorsun<br/> Topraklar başına vay deli gönül <br>
23,135
Yaşam Düşüncesini Altmıştan Öte Atma
Ömer Hayyam
6
yaşam düşüncesini altmıştan öte atma<br/> nereye adım atsan sarhoş olmaksızın atma<br/> şimdi daha kafatasından bir tas yapılmamışken<br/> sen testiyi sırtından kadehi elinden atma <br>
33,963
Yedi Zılgıt
Uğur Arslan
7
Yedi zılgıt tadında duydum acının ağıt yakışını. <br/> Gözyaşlarına gözümü yumdum <br/> Ölüm denilen şey ayrılık olsaydı susardım <br/> Ve bir gün <br/> Tekrar dönüşüne, gülüşüne susardım. </p><p>Yedi zılgıt tadında duydum ölümü. <br/> Alnında hala lirası <br/> Ve boynunda yüz görümü </p><p>Yedi zılgıt tadında sevdim ölümü. <br/> Ekmeği bölmeyi <br/> Azrail'e gülmeyi <br/> Ölmeyi <br/> Ve bir gün tekrar dirilmeyi <br/> Ölüme bile giderken <br/> Göğsüm dik, başım ilerde <br/> Ardımdan yedi zılgıt duymayı sevdim. </p><p>Toprak damlarına yıldızlar yağar memleketimin. <br/> Dilek tutasın diye yıldızlar kayar <br/> Elazığ'ın camları Harput'a bakar <br/> Sadece kayısı değil, <br/> Malatya'dan delikanlı da çıkar <br/> Munzur'la dertleşir gençleri Tunceli'nin <br/> Kızlarıda ağıt yakar. <br/> Uzun hava Urfa'dan <br/> Türkücü Adıyaman'dan çıkar. </p><p>Yedi zılgıt tadında sevdim memleketi. <br/> Yollara düşmeyi <br/> Karlı dağlardan geçmeyi <br/> Çeşmeden su içmeyi <br/> Kaybolmuş bir izin peşine düşmeyi <br/> Odun taşıyan analarla selamlaşmayı <br/> Çocuklarla gülüşmeyi sevdim. <br/> Beni memlekete gömün <br/> Doğarken memlekete gömülmeyi sevdim. <br>
57,634
Âşıka Ta'n Etmek Olmaz Mübtelâdır N'eylesin
Nef'i
7
Gazel</p><p>Âşıka ta'n etmek olmaz mübtelâdır n'eylesin<br/> Âdeme mihr ü mahabbet bir belâdır n'eylesin</p><p>Gönlü dilberden kesilmezse acep mi âşıkın<br/> Gamzesiyle tâ ezelden âşinâdır n'eylesin</p><p>N'ola ta'yin etse zabt-ı mülk-i hüsnü gamzeye<br/> Zülfü bir âşüfte-i ser-der-hevâdır n'eylesin</p><p>Zülfüne kalsa perîşân eylemezdi dilleri<br/> Anı da tahrîk eden bâd-ı sabâdır n'eylesin</p><p>N'ola olsa muztarib hâl-i dil-i uşşâkdan<br/> Sînesi âyîne-i âlem-nümâdır n'eylesin</p><p>Olmasa Nef'î n'ola dil-beste zülf-i dilbere<br/> Tab'-ı şûhu dâma düşmez bir Hümâdır n'eylesin <br>
2,053,607
Yaşamayı Göze Almak
Eray Canberk
7
bir yaralı kızıl kuş gibi düşerdi güneş<br/> karanlıklar başlardı sıkıntılı ve uzun<br/> ondan kaçarcasına dönerlerdi adamlar<br/> yenilmiş değil ama biraz utanmış gibi<br/> kimle savaşırlardı kimse bilmezdi onu</p><p>şimdi sen her şeyden uzak büyüyen bir çocuksun<br/> ananın ak sütü gibi kinlerle beslenen<br/> yumruk gibi bir şey düşün ellerini<br/> yoksa bu çaresiz adamlar seni de yoksul eder</p><p>ay yoksa mavi sularda karanlık korkunç olur<br/> cılk bir yara gibi içine yayılır bozgun<br/> her yıl en güzel çocukları alır gider<br/> dalgalar ki senin de rengine vurulduğun</p><p>sonra yine başlar yine bitmez tükenmez gibi günler<br/> çeker seni sevdiğin türkülerle bir tutku<br/> yıllar önce bir başkasının gönül verdiği suya</p><p>ya kaçmaktır kurtuluşun çaresi<br/> ya yumruk gibi bir şey düşün ellerini <br>
64,231
Mamudo Kurban
Mahzuni Şerif
8
Madem dünyaya dargınsın<br/> Mamudo kurban niye doğdun? <br/> Kader yolunda yorgunsun<br/> Mamudo kurban niye doğdun? </p><p>Kurban gelir payın yoktur<br/> Haftan yoktur ayın yoktur<br/> Ankara'da dayın yoktur<br/> Mamudo kurban niye doğdun? </p><p>Kim okuyup yazar seni<br/> Rüzgar değse bozar seni<br/> Ölsen kovar mezar seni<br/> Mamudo kurban niye doğdun? </p><p>Adam olmasaydın neydin<br/> Gelir miydin hiç bilseydin<br/> Keşke doğmadan ölseydin<br/> Mamudo kurban niye doğdun? </p><p>Akar yaşın şakır şakır<br/> Tahta döşek takır takır<br/> Ölüler senden rahattır<br/> Mamudo kurban niye doğdun? </p><p>Mahzuni işin doğrusu<br/> Öter zalimin borusu<br/> Dayımın öksüz yavrusu<br/> Mamudo kurban niye doğdun. <br>
2,223
Ben Misin
Bülent Ecevit
8
dirilten misin beni gövdem<br/> öldüren misin bilmem</p><p>gördüren misin beni gözüm<br/> körleten misin bilmem</p><p>bildiren misin bana başım<br/> gizleyen misin bilmem</p><p>bir ben varım benden öte<br/> ben misin bilmem <br>
1,428,908
Ney
Mevlana Celaleddin Rumi
8
'Duy şikayet etmede her an bu Ney,<br/> Anlatır hep bu ayrılıklardan bu Ney.<br/> Der ki; feryadım kamışlıktan gelir,<br/> Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.<br/> Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,<br/> İsterim ben, derdimi dökmem gerek.<br/> Şayet aslından biraz ayrılsa can,<br/> Öyle bekler, vuslata ersin zaman.<br/> Ağladım her yerde, hep ah eyledim,<br/> Gördüğüm her kul için, dostum dedim.<br/> Herkesin zannında dost oldum ama; <br/> Kimse talip olmadı esrarıma.<br/> Hiç değil feryadıma sırrım uzak,<br/> Gözde lakin yok ışık, duymaz kulak.<br/> Aşikardır can-beden, gör insanı,<br/> Yok izin, görmez fakat insan, canı.<br/> Ney sesi tekmil hava; oldu ateş,<br/> Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş! <br/> Ateş ateş olmuş, dökülmüştür Ney'e,<br/> Cebesi aşkın karışmıştır mey'e.<br/> Yardan ayrı dostu Ney dost kıldı hem,<br/> Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.<br/> Kanlı yoldan Ney sunar hep arzuhal,<br/> Hem verir Mecun'un aşkından misal.<br/> Ney zehir, hem panzehir; ah nerde var,<br/> Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar? <br/> Sırrı bu aklın, bilinmez akl ile,<br/> Tek kulaktır müşteri, ancak dile.<br/> Sırf keder, gam; gitti kaç gün kaç gece,<br/> Geçti yanışlarla günler, öylece.<br/> Geçse günler, korku yok, her şey masal; <br/> Ey temizlik örneği, sen gitme kal! <br/> Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,<br/> Anlamaz olgun adamdan bil ki, ham,<br/> Söz uzar, kesmek gerektir vesselam! ' <br>
1,986,696
Turkuaz
Zerrin Taşpınar
8
Düşlerin mavi sağanağında bir gece<br/> sordu cesur ve yılgın<br/> bakışıyla bir kaçak:<br/> Seni nasıl sevmeli? </p><p>İpeksen çıldırır yüzlerce tırtıl kıvrımı<br/> suysan tutulmaz bir uçarı nem<br/> gülüşsen tam ortasından parçalanan bir çelik<br/> seni nasıl sevmeli? </p><p>Düşlerin mavi sağanağında bir gece<br/> soluğun soluğu susturduğu Afganistan</p><p>Karanlık kayalarda saklı turkuaz<br/> kuytu mağaralarda gizemli bir fısıltı<br/> ateşi üfleyen dudak kadar kırılgan<br/> her damla terin pusata dönüştüğü<br/> dünyanın gözyaşı ve isyan.</p><p>Toprağa gömülmüş kesik kollu bir heykel<br/> renk, ses ve tatlarla yıkılan idol<br/> akılla duygu ve çatışma ve cansıkıntısı<br/> en ince ayrıntılarla yeniden yaratılan<br/> çağdaş bin tanrı... bin tanrı daha.<br/> Seni nasıl sevmeli..? </p><p>İnsanın insanı doğurduğu bir öğle vakti<br/> - kil ya da kaburga kemiğinden değil -<br/> mermer serinliğinden<br/> bir ırmak akışından<br/> kuşların ötüşünden<br/> ışık selinden<br/> insanın insanı doğurduğu...</p><p>Sordu cesur ve yılgın<br/> bakışıyla bir kaçak:<br/> Turkuaz nerden ulaşır çarşılara bilmeden<br/> sorgulamadan geçitsizliği<br/> seni nasıl sevmeli? </p><p>Düşlerin mavi sağanağında bir gece<br/> anladım ne zaman düşürdüğümü<br/> göğsünde ürküntüsüz tek denizi taşıyan<br/> o güvercini.</p><p>Dağları da yitirdim<br/> vitrinlerle kuşatılmış bir şehrin<br/> salgınına kaptırıp kendimi.</p><p>Kimbilir kaç kadından birikmiş turkuaz<br/> güneşin tutsak yanı<br/> seni nasıl sevmeli..? <br>
50,731
Güneyde Bir Orman
İlhan Berk
6
Bir buğday büyüyorsa şimdi Türkiye'de <br/> Yeminle aşkla büyüyor. <br/> Yeminle lavanta çiçekleri, haşhaşlar, kekikler aşkla büyüyor. <br/> Koyunlar, keçiler, sığırlar <br/> Mısır, pirinç, yulaf <br/> Aşkla büyüyor dünyada. <br/> Binlerce senedir nehirler dünyayı görmeye çıkarlar <br/> Binlerce senedir böyle öğrendik dünyanın birçok yerinde akan <br/> rmakları, büyüyen bitkileri. <br/> Bazı yosunlarla bazı eğreltiotlarıyla bazı balıklarla konuştum, <br/> Dünyayı görmeyen kalmamış. </p><p>Şimdi Güneyde bir yonca büyüyorsa benim gibi <br/> Daha iyi bir hayat için büyüyor. <br/> Gelincikler köklerimin yanısıra onun için büyüyor. <br/> Pamuklar daha beyaz açıyorlarsa <br/> Sebep aynı. <br/> Ben bütün ormanları düşünerek büyürüm, <br/> Bütün ormanları düşünerek büyürler <br/> Benim gibi bütün ormanlar Türkiye'de. <br/> Öyle bir vaktine eriştik ki dünyanın <br/> Şimdi kimse kimseden daha az sevmiyor dünyayı, <br/> Ben İngiltere'deki ormanlardan, nehirlerden, ovalardan daha az <br/> sevmiyorum yaşamayı, <br/> Amerika'dakilerden daha az sevmiyorum. <br/> Burada pamuklar, su içindeki pirinçler, tütünler daha az <br/> sevmiyor <br/> Şimdi sarmaşıklar, şimdi asmalar, şimdi fasulyeler birbirlerine <br/> daha sarılarak büyüyorlar <br/> Şimdi stepler, dağlar yalnızlıklarını sevmiyorlar. <br/> Şimdi dünyada yalnızlığı kimse sevmiyor. <br/> Şimdi İran'da, şimdi Mısır'da, şimdi Sudan'da ormanlar niçin <br/> büyüdüklerini biliyorlar <br/> Şimdi petrol damarları niçin aktıklarını biliyor <br/> Şimdi her şey dünyada niçin yaşadığını biliyor. <br>
1,628,399
Şarkı
Nedim
7
Sevdiğim cânım yolunda hâke yeksân olduğum<br/> Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum<br/> Ey benim aşkında bülbül gibi nâlân olduğum<br/> Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum</p><p>Cümle yâran sana uşşâk olduğun bilmez misin<br/> Cümlenin tâkatları tâk olduğun bilmez misin<br/> Şimdi âlem sana müştâk olduğun bilmez misin<br/> Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum</p><p>Gâhi feyz-âbâda doğru azmedip eyle safâ<br/> Asaf-âbâda gelip gâhî salın ey mehlikâ<br/> Gel hele gör sahn-ı Sa'd-âbâda hiç olmaz bahâ<br/> Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum</p><p>Kapladup gül penbe şâli ferve-i semmûruna<br/> Ol siyeh zülfü döküp ol sine-i billûruna<br/> Itr-ı şâhiler sürüp ol gerden-i kâfûruna<br/> Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum</p><p>Sen açıl gül gibi zâr ile hezâr olsun Nedim<br/> Bend bend olsun hâm-ı zülfün şikâr olsun Nedim<br/> Sen salın cânâ yolunda hâksâr olsun Nedim<br/> Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum</p><p>hâke yeksan: yerle bir olmak, yıkık<br/> ıyd: bayram<br/> nâlân: inleyen<br/> cümle: bütün<br/> yârân: dostlar<br/> uşşak: aşıklar<br/> takat: güç<br/> müştak: özleyen, can atan<br/> gâhi: bazen<br/> meh-likâ: ay yüzlü<br/> sahn: meydan, orta yer, sahne<br/> bahâ: kıymet, bedel, değer<br/> ferve-i semmûr: samur kürk<br/> sîne-i billur: çok beyaz göğüs<br/> ıtr-ı şâhî: güzel bir koku<br/> gerdan: boyun<br/> kâfur: beyaz ve yarı saydam, kokusu kuvvetli bir madde<br/> zâr: ağlama<br/> hezâr: bülbül<br/> ham-ı zülf: zülfün kıvrımı<br/> şikâr: av<br/> cânâ: ey can, ey sevgili<br/> hâksâr: toz toprak içinde, perişan <br>
938,024
Kaçışa Gazel
Federico Garcia Lorca
7
Birçok kere yitirdim denizde kendimi<br/> Yeni kesilmil çiçeklerle dolu kulaklarım<br/> Dilim sevgiyle,acıyla dolu.<br/> Birçok kere yitirdim denizde kendimi<br/> Bazı çoçukların kalbinde yitirdiğim gibi.</p><p>Kimse yoktur duymasın öpüşürken<br/> Yüzü olmayan insanların gülümseyişini<br/> Kimse yoktur dokunurken bir bebeğe unutsun<br/> Durgun kafataslarını atların.</p><p>Çünkü aranır alında güller<br/> O katı görünüşlü kemiklerin,<br/> Başka işe yaramaz erkeğin elleri<br/> Toprağın altındaki köklere benzemekten.</p><p>Bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi<br/> Birçok kere yitirdim denizde kendimi.<br/> Gidiyorum aramaya; suyu bilmeden,<br/> Beni çürütecek,ışık yüklü ölümleri. <br>
97,149
Pencereler
Konstantinos Kavafis
6
Boş günlerde geçirdiğim bu karanlık<br/> odalarda dönenip duruyorum<br/> pencereleri bulmak için.<br/> Öyle rahatlayacağım ki bir pencere açılsa<br/> Ama bir türlü ortaya çıkmıyor pencereler<br/> Ya ben bulamıyorum onları. Belki de<br/> Bulamamam daha iyi.<br/> Belki başka işkence olacak ışık<br/> Kim bilir neler çıkaracak karşıma <br>
625,934
Sessiz Olmak
Pablo Neruda
8
Şimdi on ikiye kadar sayacak<br/> ve hep birlikte susacağız.</p><p>Bir an olsun toprağın yüzünde<br/> konuşmayalım hiçbir dilde,<br/> bir saniye duralım,<br/> sallamayalım kollarımızı bu kadar.</p><p>Acelesiz, motorlarsız<br/> ne mis kokan bir an olurdu,<br/> birlikte hepimiz<br/> apansız bir gariplikte.</p><p>İncitmezdi balinayı<br/> balıkçılar soğuk denizde<br/> tuz toplayan adam<br/> bakardı yaralı ellerine</p><p>Yeşil savaşlar hazırlayanlar,<br/> gazlı savaşlar, ateşli savaşlar,<br/> yaşayanı kalmayan zaferler,<br/> temiz giysiler giyerlerdi<br/> yürüyüp kardeşleriyle<br/> gölgede, bir şey yapmadan.</p><p>İstediğim karıştırılmasın<br/> kesin eylemsizlikle:<br/> ne yaparsa odur yaşam<br/> bir işim yok benim ölümle.</p><p>Götürebilmek uğruna hayatımızı<br/> bu kadar sıradan olmasaydık,<br/> ve bir an, hiçbir şey yapmasaydık,<br/> belki dev bir sessizlik<br/> yarıda kesebilirdi kederini<br/> kendimizi hiç anlamayışımızın,<br/> kendimizi ölümle korkutmanın,<br/> belki de toprak öğretecek bize<br/> ölü görünen her şeyin<br/> aslında canlı olduğunu.</p><p>Şimdi on ikiye kadar sayacağım<br/> sessiz olun, ben gideceğim.</p><p>(Türkçesi: Erdal Alova) <br>
50,504
Kevser-i Ateş- Nihadın Adı Aşk
Şeyh Galib
7
Kevser-i ateş- nihadın adı aşk<br/> Düzah- ı cennet -nümanın adı aşk<br/> Bir lügat gördüm cünun isminde ben<br/> Anda hep cevr ü cefanın adı aşk <br>
48,178
Omurganın Flütü
Vladimir Vladimiroviç Mayakovski
6
2 </p><p>Ve gökyüzünü <br/> unuttu diye maviliğini dumanlar arasında <br/> ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları <br/> tutuşturacağım en son aşkımla, <br/> bir veremlinin yanan suratınca, kızıl sarı. </p><p>Sevinçle kapatacağım gürültüsünü <br/> kalabalıkların, <br/> unutanların dirliği, ev bark yüzünü. <br/> Bir çift sözüm var <br/> insanlar! <br/> Çıkın siperlerinizden. <br/> Sonra bitirirsiniz savaşı. </p><p>Ama, <br/> Baküs gibi kandan sendeleyerek <br/> bir savaş başlasa bile, <br/> hiç solmaz aşk sözleri. <br/> Sevgili Almanlar! <br/> Bilirim, <br/> sizin dudaklarınızda Goethe’nin <br/> Greten’i var. </p><p>Fransız <br/> gülümser süngü altında, <br/> dudağında bir gülüşle düşer vurulan havacı, <br/> bir anımsasınlar yalnız <br/> ağzının öpüşünü <br/> senin, Traviata. </p><p>Bana tad vermez ama <br/> yüzyılların çiğnediği pembe et. <br/> Başka ayaklara kapanın bugün! <br/> Sensin övdüğüm elbet, <br/> süslü püslü <br/> sarışın yosma. </p><p>Belki aslında <br/> bu süngü uçları gibi korkunç günlerden, <br/> ağarınca yüzyılların sakalı, <br/> kalan <br/> yalnız <br/> ikimiz olacağız, <br/> bense kentten kente senin ardında. </p><p>Gelin gitmiş olsan da denizaşırı, <br/> saklanmış olsan da gecenin inlerine, <br/> Londra’nın sislerinde seni bulacaktır öpücüklerim yine <br/> sokak lambalarının ateşten dudaklarıyla. </p><p>Aslanların nöbet tuttuğu <br/> yakıp kavuran çöle yaysan da kervanlarını, <br/> senin için <br/> rüzgarın yırttığı kumun altına <br/> sereceğim yanağımın yanan Sahra’sını </p><p>Dudaklarına bir gülüş yerleştirsen, <br/> baksan da- <br/> ne yakışıklı boğa güreşçisi! <br/> Bir anda <br/> kıskançlık salacağım kulübelere, <br/> boğa gözlerimde bir ölüm sisi. </p><p>Dalgın adımlarla geçersen bir köprüden <br/> düşünerek- <br/> aşağıda olmak ne iyi; <br/> ben <br/> kemerler altında akan Seine ırmağıyım, <br/> seni çağırıyorum, <br/> gösteriyorum sana çürümüş dişlerimi. </p><p>Tırıs giden atların ateşinde yaksan da bir başkasıyla <br/> Strelka’yı, Sokolniki’yi, <br/> yukarılara tırmanıp, ta yukarılara <br/> seni bekleyen ölgün, çıplak ayım ben. </p><p>Güçlü kuvvetliyim, <br/> gereklilik duyarlar da <br/> buyruk verirlerse bana <br/> git savaşta öldürt kendini! diye, <br/> senin adın olur <br/> ağzımdan son çıkan ad, <br/> donar kalır bir mermiyle parçalanan dudaklarımda. </p><p>Başım taçlı mı ölürüm, <br/> Saint-Héléne de mi bilmem. <br/> Ata biner gibi binerim yaşamın dalgalarına, <br/> hem evrenin sultanlığına aday olurum <br/> hem <br/> kelepçelere. </p><p>Çar olmak düşerse bana, <br/> senin yüzündür <br/> güneşsel altınına sikkemin <br/> basıla buyruğunu vereceğim şey <br/> bütün halkıma ülkemin. </p><p>Ve orada, <br/> solduğu yerde herkesin tundurada, <br/> ırmakla pazarlık ettiği yerde kuzey yelinin <br/> adını oyacağım zincirlere Lili’nin <br/> öpe öpe zindanın karanlığında. </p><p>Dinleyin, unutanlar göğün mavi olduğunu, hepiniz, <br/> vahşi hayvanlar gibi <br/> diken diken tüyleriniz. <br/> Bu aşk belki de <br/> son aşkıdır dünyanın, <br/> yanar bir veremlinin kızıl rengiyle. </p><p>Vladimir Vladimiroviç Mayakovski <br/> Çeviri: Sait Maden </p><p>Greten, Faust’un kadın başkişisi Margeret’in adının küçültülmüş biçimi. <br/> Strelka, Leningrad yakınlarında; Sokolniki ise Moskova yakınlarında gezinti yerleri. <br>
6,961
Üzerinden Sevişmek
Cemal Süreya
6
Başkaları da var masa da<br/> İleri geri konuşuluyor</p><p>Ötedesin o adamın duldasında<br/> Göz kapaklarına bürünmüş adam</p><p>Eli her an omuzunda<br/> Eğiliyor sigaranı yakıyor </p><p>Teşekkürler sigara dumanı <br/> Sağolasın o adam !</p><p>Onunla gelmişin buraya <br/> Yüzün yandan ve uzaklarda</p><p>Niçin sevmiyorsun duvar kağıtlarını <br/> Hoş belkide seviyorsun</p><p>Herkes az buçuk sarhoş <br/> Herkes bir şeyler söylüyor</p><p>Ama yalnız ikimizin sözcükleri<br/> Sarmaşdolaş </p><p>Üzerinden sevişmek kadının <br/> Sigaranın,Asya'nın,omuzların,</p><p>Üzerinden aile fotoğrafların<br/> Eller nasıl duygandır nasıl yalın </p><p>İki ses, iki bakış, gelişir nasıl<br/> Tek bir cümle gibi, sözlere karşın</p><p>Sivri topuklar nasıl ortasına <br/> Gömülmüştür belleksiz halıların. <br>
46,637
Laleli-Aksaray
Yavuz Bülent Bakiler
8
Yine akşam, yine gurbet, yine başımda efkar<br/> Ve yine içimde şarkılı sesin.<br/> Gözlerimde çizgi çizgi duraklar<br/> Duraklarda hayal-meyal sen misin? </p><p>Sen misin yan yana gezemediğim? <br/> İnce sitemini sezemediğim<br/> Sırrını bir türlü çözemediğim<br/> İçimdeki çetin sual sen misin? </p><p>Bu nasıl yürekten söylenmiş makam? <br/> Dinlediğim bütün türkülerde gam<br/> Laleli-Aksaray arasında her akşam<br/> Dinlediğim tatlı masal sen misin? </p><p>Ne derse aldırma şimdi artık el<br/> Gel bir akşam yine türkülerle gel! ..<br/> İstanbul seninle çok daha güzel<br/> İstanbul'dan güzel hayal sen misin? </p><p>Biliyorum seni türküler yaktı, <br/> Türkülü gözlerin ıslak ıslaktı.<br/> Şimdi beni sokak sokak her akşam vakti<br/> Dolaştıran 'Dişi kartal' sen misin? </p><p>Yine akşam, yine gurbet, yine başımda efkar<br/> Ve yine içimde şarkılı sesin.<br/> Gözlerimde çizgi çizgi duraklar<br/> Duraklarda hayal meyal sen misin? <br>
49,659
Diriliş Saati
Erdem Bayazıt
8
Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede <br/> Karanlığı emip emip de gebe kalan <br/> Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan <br/> Herkesin <br/> Veba girmiş bir şehrin hem halkı <br/> Hem seyircisi olduğu bir günde <br/> Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke. <br/> Her damlası bir zafer müjdecisi <br/> Bir posta eri gibi <br/> Yağmur yüzümüze değince <br/> Çıkacağız yola. <br/> Çıkacağız yola <br/> Hesap günü gelince <br/> Yağmur yüzümüze değince <br/> Güneş bir mızrak boyu yükselince. <br>
1,482,363
Muamma
Uğur Işılak
7
Aşkım sana bir muamma <br/> Çöz çözebildiğin kadar<br/> Mürekkebin yetmez ama<br/> Çiz çizebildiğin kadar</p><p>Yokluğunla avunurum<br/> Benliği yere vururum<br/> Ayağındadır gururum<br/> Ez ezebildiğin kadar</p><p>Ayırdım candan bedeni<br/> Hatan ile sevdim seni <br/> Öfken dahi okşar beni <br/> Kız kızabildiğin kadar</p><p>Dilin olayım da söyle<br/> Nasıl yandım sana böyle<br/> Yollarında toprak eyle<br/> Gez gezebildiğin kadar</p><p>Aldım ruhunun tadını<br/> Ölsem duyarım yadını<br/> Mezar taşıma adını <br/> Yaz kazabildiğin kadar <br>
73,726
Karanlıkta Dolaşırdı
Hermann Hesse
7
Severdi karanlıkta dolaşmayı, kara ağaçların<br/> Gölgelerinin ve rüyalarını soğuttuğu yerlerde</p><p>Ama yine de ışığa yönelen, ışığı isteyen<br/> Şiddetli bir hasret tutsaktı içinde</p><p>Bilmiyordu berrak gökyüzünün<br/> Dolu olduğunu parlak gümüş yıldızlarla <br>
25,046
Bir Ateşim Yanarım
Ümit Yaşar Oğuzcan
6
Bir ateşim yanarım külüm yok dumanım yok</p><p>Sen yoksan mekanım belli değil zamanım yok</p><p>Fırtınalar içinde beni yalnız bırakma </p><p>Benim senden başka sığınacak limanım yok <br>
22,202
Çoğalmak
Aziz Nesin
6
Kalabalıkta kalabalıkça yalnızlık<br/> Yalnızladıkça birbirimizi<br/> Haydi çoğalalım<br/> Çoğaltarak kendimizi<br/> Bir canım çoğal da bin can ol<br/> Isıt yaşlıların yalnızlıklarını ilinsin üşümüşlüğü bırakılmışların<br/> Çoğalın dudaklarım çoğalın sonsuz<br/> Öpün bütün ağlayan çocukları kimsesiz<br/> Çoğal gözlerim çoğal<br/> Gör bütün görmeyenlerde yapayalnız<br/> Ellerime tutunun ellerime çoğalın<br/> Okşayın sevecenlikle çocukları<br/> Hıçkırırlarken uykularında bile <br>
47,126
Ter Beni
Aşık Sefai
7
Gönül dünyasına gidip dönenlerden sor beni <br/> Belki aktır belki kara tutar söyler der beni <br/> Muhabbetin sofrasında kurduk büyük kaleyi <br/> Şu nefsime fırsat verme, fırsat bulup yer beni. </p><p>Gece gündüz her dakika senin için harabım <br/> Beni böyle susuz koyan içmediğim şarabım <br/> İster taş de, ister kaya senin için turabım <br/> Kapılara, eşiklere, yollarına ser beni. </p><p>Dizlerimde dermanım var biraz zaman ver gayrı <br/> Yüce dağlar belli olsun başa duman ver gayrı <br/> Aşık Sefam yalvarıyor yarab iman ver gayrı <br/> Her dem Allah derim amma niye basmaz ter beni. <br>
null
Buğulu Atlas
Yılmaz Odabaşı
null
“Bir şiirde, bir satır saklayabilir başka bir satırı<br/> Nasıl ki bir kavşakta bir tren belki örter bir treni<br/> ...<br/> Aşkta, başka bir sitem saklayabilir bir sitem<br/> ve küçük bir serzenişte, koskoca bir şikayet gizlidir belki<br/> Bir adaletsizlik bir başkasını saklayabilir-bir sömürgeci bir başkasını<br/> Bangır bangır bir kırmızı üniforma bir tane, bir tane daha! ”<br/> -Kenneth Koch-</p><p>Göğünde aç kartalların, atmacaların yarıştığı tenha <br/> bir atlastan geldim…<br/> Kıyamda, kıyamette namluların kuytu dağlarla öpüştüğü<br/> bir atlastan.<br/> <br/> Yılları, yolları, yaşları yok <br/> gurbet yüzlü adamlardan,<br/> sur diplerinde bıçaklanan aşklardan…<br/> <br/> Yaşamı hiç bilmeden ölümü ezberleyen,<br/> badem gözlü, sıtmalı çocuklardan; <br/> yazgısı uçurum çocuklardan...</p><p> Zarif Dicle’de ve asi Fırat’ta,<br/> sıska keleklerde, kıl çadırlarda<br/> güneşe sataşan adamlardan.</p><p>Mendillerde, halaylarda<br/> gülüşleri kundaklanan hayatlardan; <br/> yazgısı uçurum hayatlardan...<br/> <br/> Darmadağın yılları hüzne satılmış,<br/> burunları hızmalı, şarkıları figan,<br/> doğurgan ve mübarek kadınlardan; <br/> yazgısı uçurum kadınlardan...</p><p>Orada şarkılara akar katran,<br/> akar kan...<br/> Orada ihlâl ve iflah olmaz vata</p><p>Tarih susarken günahları,<br/> bıçak sırtında yaşanmış o ah’ları<br/> ve aysız karanlıkları dağ başlarında.<br/> <br/> Nicesi aylaklığa bağışlanmış, sefil; <br/> ölüme, açlığa sebil.<br/> Kiminin ergen bıyıklarında aşk taslakları.<br/> <br/> Ya kederiydik kendimizin, <br/> ya bir halkın kaderi; <br/> ya şakağı ya şafağı bir halkın<br/> namlular çarmıhında! </p><p>Çünkü yok satıyorsa hayat,<br/> çok satıyordur erk, çok tüfek; <br/> Yok satıyorsa nehirlerimizde şafağın ilk ışıkları,<br/> çok satıyordur şiddet, nefret, aşiret.<br/> <br/> İşte sürüldü şarjöre mermi, indi emniyet,<br/> katıldı otuz bine bir daha<br/> yağmurlu bir sokakta delik deşik bir ceset.<br/> <br/> Yaşasaydı kendinin kederi olacaktı,<br/> yaşasaydı belki bir gün torunlarıyla<br/> dolunaylı gecelerde yıldızlar sayacaktı…</p><p>Kenger toplarken ellerine diken batan çocuklar,<br/> bilmezlerdi gözleri bağlanıp kurşunlanan bir aşkın<br/> hazin bir ünlem bırakacağını hayata.<br/> Bilmezlerdi bütün melodramların yalan olduğunu<br/> çekirdek çitlenen eski yazlık sinemalarda.</p><p>Onlar hâlâ gülümsüyorlar buğulu bir atlastan.<br/> Anıları damlıyor fotoğraflardan...</p><p>Biz de geçtik o dağlanan ağıtlardan. <br/> Biz de göçtük kirden, pasaktan, hıncın ışıltısından.<br/> Yakılmış köylerden, kesilmiş kulaklardan, <br/> o kanlı ayinlerden, perişan ormanlardan; <br/> biz de geçtik o murdar hayatlardan…<br/> <br/> Herkes gidecek elbet bu yavşak zamanlardan; <br/> bu kan revan, bu iğfâl akşamlardan…</p><p> /V e a n t o l s u n k i, <br/> h i ç b i r k u r ş u n, h i ç b i r ç e l i k,<br/> h i ç b i r t o p r a k v e h i ç b i r v a t a n,<br/> d a h a k u t s a l d e ğ i l d i r i n s a n d a n! / <br>
63,198
Abdal Musa
Behçet Necatigil
5
Bir piston<br/> Kalmamı ister dilediği yerde<br/> Tekler çoğulluğumu<br/> Bir dinozor zor yer beni: <br/> Yadi can beygir gücü.</p><p>Karıncaydı devenin<br/> Tepip oyluğun ezen, <br/> Bir bücür yere çaldı<br/> Dev gibi pehlevanı - -<br/> Unuturlar anı.</p><p>Bir sürek avında<br/> Ölüsünü görmeye gelirler, <br/> Abdal Musa demişler<br/> Bağrına saplı oku<br/> Çıkardı verdi geri.</p><p>Bu söz ibret sözüdür<br/> Arifler ocağında<br/> Yanar özge bir ateş<br/> O ateşin dilleri, <br/> Hele bir gel beri. <br>
28,660
Donkişot'un Akşamı
Afşar Timuçin
5
Dulcinea seni en çok andığım<br/> Bu garip bu bilinmez akşamlardır<br/> Büyülü kırık dökük hanları<br/> Kral saraylarına dönüştüren<br/> Anlaşılmaz gizidir akşamların</p><p>Zor zamanlarımda düşlediğim<br/> Sen bütün sezgilerimde varsın<br/> Olsaydın belki yarım kalırdım<br/> Bir uzak köyde un eleyen süt sağan<br/> Bilinmez biri olman<br/> Kesinlikle kanıtlamaz yokluğunu<br/> Sen dünyaya her dokunmamda<br/> Gün gibi yeniden başlayansın</p><p>Olmazlıkta kurar insan sevincini<br/> Tutku her şeyi yeniler<br/> Yüreklilik bir çeşit yalnızlıktır<br/> O aptal yeldeğirmenlerine gelince<br/> Sen onları benden iyi tanırsın<br/> Aldı mı yere vurur adamı<br/> Kaldı ki sen onlardan da kahramansın<br/> Aşılmazlığınla aydınlat yolumu<br/> Dulcinea doğallığım sevincim anayurdum<br/> Dünya gün gelip anlayacak<br/> Sende gerçek büyüklüğe kavuştuğumu <br>
69,953
İki Çizgi
Nevzat Çelik
6
avucumdan düşüyor iki çizgi<br/> biri ak kara biri<br/> ak sizin olsun<br/> bahar açan dağlara düşer yolu<br/> kara bende kalsın<br/> yaftalı ölümle biter sonu <br>
47,820
Neden
Metin Altıok
6
neden<br/> hep <br/> boş<br/> bir<br/> bardağa<br/> yüksünmeden<br/> boyun eğer<br/> sürahi? <br>
59,655
Başbaşa
Ahmet Kutsi Tecer
6
İşte bir vazoda açmış iki gül<br/> İşte bir saksıda eşsiz kuşkonmaz.<br/> Gülleri gördükçe gönlüm bir bülbül<br/> Saksıya baktıkça içimde bir haz.</p><p>Dışarda fırtına, uğultu, tipi<br/> Odada sessizlik tutulur gibi.<br/> İşte o da geldi, evin sahibi<br/> Oturduk, eskiden konuştuk biraz.</p><p>Dışarda fırtına, tipi... Yerler kar<br/> İçerde başbaşa iki bahtiyar.<br/> Onları ısıtan eski bir bahar<br/> Dışarda yepyeni bir kış, bir ayaz. <br>
46,602
Yakılacak Adamım
Ahmet Selçuk İlkan
7
''İlk ateşi sen yaktın<br/> Son yangın da senden olsun<br/> Senin canın sağolsun...''</p><p>Bilmeliydim<br/> Bir sabah çekip gideceğini<br/> Dünyayı başıma yıkıp gideceğini bilmeliydim<br/> Ve sen daha kırmadan bu aşkın kalemini<br/> Ben herşeye eyvallah deyip<br/> Çekip gitmeliydim bu şehirden</p><p>Ben yakılacak adamım bu şehirde<br/> Sana böyle yandığım için<br/> Ben asılacak adamım bu şehirde<br/> Seni böyle sevdiğim için</p><p>Oysa<br/> Neler öğretti hayat bana<br/> Gülerken ağlamayı<br/> Sırtımdan vurulmayı<br/> Aç susuz yaşamayı...<br/> Daha neleri öğretti hayat bana<br/> Bir sana yalvarmayı öğrenemedim<br/> Bir de seni unutmayı</p><p>Ben yakılacak adamım bu şehirde<br/> Sana böyle yandığım için<br/> Ben asılacak adamım bu şehirde<br/> Seni böyle sevdiğim için</p><p>Sen sahte mutlulukların süslü prensesi<br/> Sen sosyetik barların şımarık sokak kedisi<br/> Sen mutluluğun korkak faresi<br/> Sen hep aynı gecelerin<br/> Hep aynı şarkıların<br/> Hep aynı masaların vazgeçilmez mezesi<br/> Senin cirit attığın sokaklarda<br/> Ne gezer aşkın vefanın gölgesi<br/> Çek git artık! <br/> Yaşanmasın bir daha aşkın böylesi<br/> Çek git artık! <br/> Bitsin burada bu aşkın hikayesi</p><p>Oysa <br/> Bir yudum mutluluğun için <br/> Yollarına bir ömür serdim<br/> Oysa<br/> Bir gelişin için<br/> Sokaklarına binlerce sabır ektim<br/> Hasretse hasret<br/> Acıysa acı<br/> Uğrunda en kralını çektim<br/> Üstelik yalnız ve tektim<br/> Senin bir taş olduğunu nereden bilecektim? </p><p>Biliyorsun...<br/> Seni bebekler gibi sevdim<br/> Seni çiçekler gibi sevdim<br/> Seni melekler gibi sevdim<br/> Çünkü sen<br/> Tapılacak kadındın (!) bu devirde<br/> Oysa ben<br/> Sana böyle yandığım için<br/> Sana böyle kandığım için<br/> Seni böyle sevdiğim için<br/> Asılacak adamım bu şehirde<br/> Yakılacak adamım bu şehirde</p><p>Git git artık...<br/> Güle güle! ... <br>
108,576
Bir Çocuk Da Anasından Doğunca
Pir Sultan Abdal
7
Bir çocuk da anasından doğunca<br/> Bedenini pişirmeye tuz ister<br/> Üryan büryan ortalıkta kalınca<br/> Setirini örtünmeye bez ister</p><p>Konla sudan gelir anın gıdası<br/> Nasibini veren Barı Huda'sı<br/> Beşiklere beler onun anası<br/> Akşam sabah emzirmeye yüz ister</p><p>Bir yaşında ürüm ürüm ürünür<br/> İkisinde sürüm sürüm sürünür<br/> Üç yaşında adım adım yürünür<br/> Dört yaşında söylemeye söz ister</p><p>Beş yaşında dili civan sevişir<br/> Altısında uşağınan döğüşür<br/> Yedisinde dişlerini değişir<br/> Sekizinde her gediğin düz ister</p><p>Dokuzunda olur bir tosun maya<br/> Onunda da benzer kaşları yaya<br/> Onbirinde başı girer sevdaya<br/> Onbeşinde ala gözlü kız ister</p><p>Yirmisinde akıl baştan savrulur<br/> Otuzunda vursa dağa devrilir<br/> Kırk yaşında akıl başa çevrilir<br/> Ellisinde avın olmış baz ister</p><p>Altmışında iner bir merdivenden<br/> Yetmişinde binse düşer duvardan<br/> Sekseninde su getirmez pınardan<br/> Doksanında döşeğini düz ister</p><p>Pir Sultan Abdal bu söz hepimize<br/> Tonus girinceye belki de yaza<br/> Yüz yaşında ölümünü gözede<br/> Zemheriyi çıkarmaya yaz ister <br>
172,165
Bugün Ben Bir Güzel Gördüm
Aşık Ömer
7
Bugün ben bir güzel gördüm<br/> Yeşiller giymiş ağ üzre<br/> Aklımı başımdan aldı<br/> Durabilmem ayağ üzre</p><p>Beni mest eden câmıdır<br/> Gonçe gülün eyyâmıdır<br/> Her biri bir harâmidir<br/> Kirpikleri kapağ üzre</p><p>Mah cemaline bakılur<br/> Ben kulun yanup yakılur<br/> Söyledikçe bal dökülür<br/> Leblerinden dudağ üzre</p><p>Cemâl ü hüsnü âlişan<br/> Ol Yusuf’tan almış nişan<br/> Siyah zülüfler perişan<br/> Dökülmüş al yanağ üzre</p><p>Aşık Ömer geldi ise<br/> Hak inayet kıldı ise<br/> Ferhad dağı deldi ise<br/> Ben koyam dağı dağ üzre <br>
47,819
Ben
Metin Altıok
6
Adıma özenenler<br/> ah bir bilseler<br/> kaç kaç<br/> göçük ceset<br/> yaşadım çürüdüm<br/> bugünlere kadar<br/> ben<br/> ... <br>
27,988
Dönüş
Abdurrahim Karakoç
8
Bunca yıldır bir hiçliğe <br/> Gittim, sana geliyorum...<br/> Yeter artık döne döne<br/> Bittim, sana geliyorum...</p><p>Durdum ve düşündüm demin<br/> Baktım bu yol daha emin<br/> Ayrılmamaya bin yemin<br/> Ettim, sana geliyorum...</p><p>Gözüm yaşlı gönlüm garip<br/> Yalvarayım dedim varıp<br/> Benliği benden çıkarıp<br/> Attım, sana geliyorum...</p><p>Aşk tokmağı değdi örse<br/> Durmam gayrı dünya dursa<br/> Dünden kalma neyim varsa<br/> Sattım, sana geliyorum...</p><p>Bıraktım öfkeyi kini<br/> Oldum bir rahmet ekini<br/> Seni sevmenin zevkini<br/> Tattım. sana geliyorum...</p><p>(Dosta Doğru) <br>
58,689
İnandıramaz Aynam Yaşlandığıma Beni
William Shakespeare
7
İnandıramaz aynam yaşlandığıma beni.<br/> Değil mi ki doğduğunuz aynı gün gençlikle sen; <br/> Ama örtünce vaktin kırışıkları seni<br/> Medet umarım ömrüm bitsin diye ecelden.<br/> Varlığına o eşsiz güzelliği giysen de<br/> Gönlümün urbasından başka şey giyemezsin.<br/> Yüreğim sende çarpar, yüreğin çarpar bende:<br/> Demek ki bana göre yaşlısın diyemezsin.<br/> Onun için, sevgilim, kendine bakman gerek,<br/> Nasıl ki ben bir hiçim bakmak dururken sana,<br/> Yüreğin bende diye üstüne titreyerek<br/> Olmuşum yavrusunu esirgeyen bir ana.<br/> Gönlüne bel bağlama gönlümü yok edersen, <br/> Geri almak yok diye onu verdin bana sen. </p><p>1564 <br>
15,577
Ödedim mi Bedelini
Yusuf Hayaloğlu
7
Ödedim mi bedelini<br/> Ödedim mi yaşamanın<br/> Ayışığı oynaşırken<br/> Yar elini okşamanın</p><p>Açtıysa menekşe bil ki<br/> Duyduysa karınca bil ki<br/> Senden önce birileri<br/> Ödemiştir bedelini</p><p>Sokak sokak vuruşarak<br/> Adım adım yaklaşarak<br/> Hey hey hey<br/> Hey hey hey<br/> Gözyaşıyla kanla terle<br/> Tarihle hesaplaşarak</p><p>Ödedim mi sebebini<br/> Ödedim mi var olmanın<br/> Heybetli bir dağ misali<br/> Dimdik ayakta durmanın</p><p>Öldüyse civanlar bil ki<br/> Dolduysa zindanlar bil ki<br/> Kimseyi vurmasın<br/> Çözülsün diye çelişki</p><p>Sokak sokak vuruşarak<br/> Adım adım yaklaşarak<br/> Hey hey hey<br/> Hey hey hey<br/> Gözyaşıyla kanla terle<br/> Tarihle hesaplaşarak <br>
21,090
Arz-ı Hal 2
Turgut Uyar
6
Ben de günahkâr kullarındanım Allahım... <br/> Bir kulhuvallahi bilirim dualardan, <br/> Bir de yarabbi şükür demeyi doyunca. <br/> Bir kere oruç tutmam ramazan boyunca, <br/> Ama çekmediğim kalmadı sevdalardan. <br/> Ben de günahkâr kullarındanım Allahım!... </p><p>Benim gibi kulun çok dünyada, allahım!... <br/> Eğer bilmiyorsan işte,haberin olsun. <br/> Ekmek derdi, aşk derdi unutturdu seni. <br/> İnsan hatırlamıyor dün ne yediğini. <br/> Zaten yediğimiz ne ki hatırda dursun. <br/> Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!... </p><p>Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!... <br/> Meleklerin sana bunları söylemezler. <br/> Artık, pek yarattığın gibi değil dünya <br/> İnsanlar hem sabuna karıştı, hem suya: <br/> Ne olursun, hoşuna gitmedi ise eğer, <br/> Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!... </p><p>Sana birşey soracağım, affet, Allahım!... <br/> Baş vakit kızlar doluyor camilerine, <br/> Beyaz yaşmaklı, beyaz tenli, masum kızlar... <br/> Benim bir defa görüşte yüreğim sızlar; <br/> Sen tutulmadın mı, içlerinden birine? <br/> Sana birşey soracağım, affet, Allahım!... </p><p>İşte insanlar bu minval üzre, Allahım!... <br/> Kıt kanaat sere serpe yollar boyunca... <br/> Sen, bizim için hâlâ o ezeli sırsın. <br/> Sen de bizi bilmiş olsan, başkalaşırsın... <br/> Herkesin kederi, gailesi boyunca. <br/> İşte insanlar bu minval üzre, Allahım!...<br/> . <br>
50,746
Anlatılır Gibi Değil Yası Çiçeklerin
İlhan Berk
5
Karanfil</p><p>Adın her sabah uyandığımız gökyüzünün yerini aldı.<br/> Hangi su olursa olsun<br/> Yeşil sen bakınca.<br/> Her gün sen baktıktan sonra<br/> Bu kadar güzel<br/> Bu gökyüzü.</p><p>Fesleğen</p><p>Sen varken karanlık bilmez<br/> Hiçbir su.<br/> Hiçbir su<br/> Kaybolmaz.</p><p>Sarı Çiğdem</p><p>İlk biz geldik dünyaya<br/> Gelir gelmez<br/> Sevmeyi çalışmayı öğrendik<br/> Bir gün yası öğreneceğimizi<br/> Hiç bilmiyorduk.</p><p>Defne</p><p>Kimse ölümü övemez<br/> Seni gördükten sonra<br/> Kulluğu<br/> Savaşı<br/> Güzel gösteremez.</p><p>Lale</p><p>Yalan Ayvaz'ın laleyi sevmediği<br/> Doğru değil sonra<br/> İlk defa çiğdemin gördüğü dünyayı<br/> İlk Ayvaz geldi<br/> Bu manzara<br/> Ona bakarak geldi<br/> Hep ona bakarak geldik. <br>
104,715
Uyan Gözün Aç
Niyazi Mısri
9
Uyan gözün aç durma yalvar güzel Allah'a<br/> Yolundan izin ayırma yalvar güzel Allah'a</p><p>Her geceyi kaaim ol her gündüzü saim ol<br/> Hem zikr ile daim ol yalvar güzel Allah'a</p><p>Bir gün bu gözün görmez hem kulağın işitmez<br/> Bu fırsat ele girmez yalvar güzel Allah'a</p><p>Aslığı ganimet bil her saati nimet bil<br/> Gizlice ibadet kıl yalvar güzel Allah'a</p><p>Ömrünü hiçe sayma kendini oda yakma<br/> Her şam u seher yatma yalvar güzel Allah'a</p><p>Hey nice yatırsun dur olma bu safadan dur<br/> Bahr-ı keremi boldur yalvar güzel Allah'a</p><p>Her vakt-i seherde bir lütfu gelir Allah'ın<br/> Ol vakt uyanır kalbin yalvar güzel Allah'a</p><p>Allah'ın adın yadet, can ile dili şadet<br/> Bülbül gibi feryat et yalvar güzel Allah'a</p><p>Gel imdi Niyaziyle Allah'a niyaz eyle<br/> Hacatı dıraz eyle yalvar güzel Allah'a <br>
26,482
Bilmediler
Yunus Emre
8
Hakiykatin ma'nisin şerh ile bilmediler<br/> Erenler bu dirliği riye dirilmediler</p><p>Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi<br/> Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar</p><p>Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur<br/> İçeri giribeni ne varın bilmediler</p><p>Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte<br/> Zira tevsir okuyup ma'nisin bilmediler</p><p>Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise<br/> Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler. <br>
83,378
Git
Ferman Karaçam
7
Yüreğini bana bırak sevdiğim <br/> tadında kalsın herşey<br/> mavi kalsın sahaflar<br/> büksün boynunu eski dergiler<br/> git<br/> menzilden alınmış seherlerin var yaşanacak<br/> sesin var<br/> bahar gibi akan yüreklere<br/> umutların<br/> göğün var senin yıldızlarla dolu<br/> git</p><p>eylül gözlerin var senin <br/> zümrütten</p><p>adında nilüferler yaşar<br/> yüzünde ay doğar<br/> alnında zührem parlar engin mavilerden<br/> yeşil doruklara şarkılar kondurursun</p><p>gölgesini öpmeye gelirim akşamüstü<br/> hatıralarının<br/> git</p><p>uğrunda ölecek köleyi<br/> bir bıçkın kader vuruşuyla tarumar<br/> bırak yüreğini bana sevdiğim<br/> uğultusu olurum kıyametin<br/> çırpınışı çaresizliğin<br/> kanadına tutunurum umudun<br/> ve gittiğin yollara<br/> boyun büker<br/> yetim yetim bakarım</p><p>git sevdiğim</p><p>gözün kalmasın arkada</p><p>sen gidince adını bestelerim<br/> binbir makamda</p><p>git sevdiğim <br/> git sevdiğim <br>
41,783
Naat
Can Yücel
4
Bir elim bulut<br/> Bir elim toprak<br/> d d d <br/> ö ü ö<br/> n ş n<br/> e e e<br/> r n r<br/> e e <br/> k b k<br/> i<br/> r<br/> <br/> y<br/> a<br/> p<br/> r<br/> a<br/> k<br/> Sana bin kez söyledim be evladım<br/> Dişlerinle tırnaklarını yiyeceğine<br/> Gözlerinle gökyüzünü yesen ya... <br>
23,157
Topal Sevda
Yusuf Hayaloğlu
8
Dün sahilde karşılaştık...<br/> Biran gözüm ısırdı,sonra birden tanıdım<br/> Düşmemek için zor tuttum kendimi<br/> Bacaklarım titredi,bir ağaca yaslandım...</p><p>Yırtılan bir mektup gibi<br/> Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu..<br/> Eski bir sevdanın durulmamış nehirleri<br/> Çırpınarak yüreğime akıyordu.</p><p>Hatırladığım bir sonbahar günüydü,<br/> Karşımızdaki yeni eve taşındılar<br/> Bütün gün bakışıp duruyorduk<br/> Gözleri sanki birer kurşundular!.</p><p>O zamanlar ben, zıpkın gibi bir çocuktum;<br/> Liseye yeni başlamıştım<br/> Onun saçlarını geriye savurup<br/> Çapkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım..</p><p>Ne zaman cama çıksam, karşı balkonda<br/> Itırlı bir çiçek gibi tütüyordu<br/> Ne zaman buluşalım desem, olmaz diyordu<br/> Mektuplaşmak ona yetiyordu..</p><p>Bir Temmuz akşamıydı, unutmam<br/> Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı;<br/> Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm,<br/> İçeri kaçıp saatlerce ağlamıştı..</p><p>Sonraları çok kanuştuk, gezdik<br/> Bazen ağlaşıp bazen gülüştük<br/> Çılgın gibiydik, her fırsatta buluştuk,<br/> Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük..</p><p>Ailesi baş edemedi, Mersin deki halasına gönderdi<br/> Hiç arayıp sormadım<br/> Ben osıralar devrimci oldum.<br/> Mahalleden ayrılıp yıllarca evede uğramadım..</p><p>Dünyam değişmişti artık<br/> Memleketin gidişatını hiçmi hiçbeğenmiyordum<br/> Forumlara,yürüyüşlere katılıyor,<br/> Durmadan şiir okuyup,ajitasyon çekiyordum..</p><p>Ah o gençlik rüzgarı ah..<br/> Ezilen insanları tek başıma kurtaracağmı sandım <br/> Anarşik bir eylem sırasında<br/> Seken kurşunlarla bacağımdan yaralandım...</p><p>Ameliyatın ardından yıllarca yattım içerde,<br/> Dosyam bir hayli kabarmıştı..<br/> Beni o nemli koğuşlarda<br/> Vefakar anamdan başka hiç kimse aramamıştı..</p><p>İçerden çıkınca onu sordum<br/> Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti..<br/> Oysa kibrit ağusuyla koluma dağladığım<br/> İsmi hala silinmemişti...</p><p>Hayat devam ediyordu<br/> İçkiye vurmuştum, unutmayı denyordum<br/> Pencerenin önünde, kuruyan bir çiçek gibi<br/> Günden güne tükeniyordum..</p><p>Anam çökmüştü artık,ölmeden mürüvvet istiyordu<br/> Bazan oturup dertleşirdik..<br/> Kimsesiz bir kadın varmış,körmüş, olur demiş<br/> Bende fazla uzatmadım,evlendik.</p><p>Geçmişe ait ne varsa; mektuptu,resimdi.<br/> Bir bir ayırıp yaktım ateşte.<br/> Nasıl gittiğini sorarsanız, ne bileyim,<br/> Kör-topal gidiyor işte..</p><p>Ne varki, o hırçın saçları hepyüzüme savruluyor<br/> Balkona her baktığımda.<br/> Pişmanlık, bir eski yara gibi<br/> Hala kımıldayıp duruyor onu hatırladığımda.</p><p>Biiyorum, onunla olsaydım<br/> böyle kavga edip durmazdım yüreğimle.<br/> Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım,<br/> Ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle.!</p><p>Dün sahilde karşılaştık <br/> Bir an boş bulundum,sendeler gibi oldum <br/> Öyle bir baktı ki, ben o gözlerde<br/> Bir ömrün bütün acılarını buldum...</p><p>Bir şeyler söylemek ister gibiydi<br/> Başını eğip, gitti çocuklarının yanına<br/> Nedendir bilmiyorum, fakat <br/> Gimek istemedi sanki, kocasının koluna.</p><p>Ardından koşup durduramadım, ona soramadım<br/> Öylece dona kaldım.<br/> Çünkü o anarşik eylemden beri<br/> Ben artık deynekli bir topaldım!... <br>
57,429
Kayıp
Süreyya Berfe
6
Seni yitirmedim, kaybettim.<br/> Cep saatimi yitirdim, seni kaybettim.<br/> Gökyüzünün herhangi bir yerinde<br/> herhangi bir gökyüzünde<br/> kaybettim seni.</p><p>Kim kimi buldu ömründe? <br/> Herkes başka bir günü düşündü.<br/> Şöyle ya da böyle<br/> ömründe olmayan dünü düşündü.</p><p>Yeryüzünde hemen şurda<br/> kaybettim seni.<br/> Telaşla, korkuda kaybettim.<br/> Hüzünde, coşkuda kaybettim.<br/> 'Mutluluktan ölebilirim' dedin, kaybettim.</p><p>Kim kimi tanıdı ömründe? <br/> Herkes başka bir durumu düşündü.<br/> Şöyle ya da böyle<br/> ömründe olmayan umudu düşündü.</p><p>Kaybolan ne varsa onlarda, onlarla<br/> geçen günlerden birinde, geçmişte<br/> kaybettim işte, zaman sustu.<br/> Zifiri karanlık bir mağarada<br/> ürkek bir yosun ışıdı, kayboldu. <br>
2,136,973
Boaz Uykuda
Victor Hugo
8
Uzanmış uyumuştu Boaz, iş yorgunu; <br/> Bütün gün didinmiş durmuştu harmanında; <br/> Sonra serip her günkü yere yatağını<br/> Uyumuştu Boaz, ölçeklerin yanında.<br/> Epeyce tarlası vardı bu ihtiyarın; <br/> Zengindi, ama hakkı hukuku bilirdi; <br/> Rengi saftı değirmenindeki suların; <br/> Cehennem odu değildi ocağındaki.<br/> Gümüş sakalı Nisan çayına benzerdi; <br/> Ne hasisti, ne de haset vardı içinde; <br/> “Mahsustan düşürün de toplasınlar,» derdi<br/> Ekin devşiren fakir kadınlar görünce.<br/> Hiçbir vakit ayrılmamıştı doğru yoldan; <br/> Fukara babasıydı, gönlü pek ganiydi; <br/> Beyaz harmanisi kadar temiz bir vicdan.<br/> Halka açık ambarları sebil gibiydi.<br/> Babacandı, yakınlarına sıdkı vardı; <br/> İşini bilirdi, eli açık olsa da; <br/> Kadınlar gençlerden çok ona bakarlardı; <br/> Gençler güzel ama olgunun hali başka.<br/> O ki asıına dönmekte olan kişidir,<br/> Geçer yalan dünyadan ebedî dünyaya; <br/> Gencin gözündeki ihtiras ateşidir,<br/> İhtiyarınkinde başka bir nur, bir ziya.<br/> İşte böyle uyuyordu Boaz, gecede,<br/> Ekin tınazları birer mâbede benzer; <br/> Rençberler, üçer beşer, hepsi bir köşede; <br/> Eski zamanlar, eski günlerdi o günler.<br/> İsraillilerin başında bir hakim vardı; <br/> Ömrü çadırlarda geçen adam, toprakta<br/> Devlerin ayak izini görür, korkardı; <br/> Toprak tufan sularıyla ıslaktı hâlâ.<br/> Uyuyordu Boaz, Yakub’un, Yahuda’nın<br/> Uyuduğu gibi, dalla örtülü üstü; <br/> Birdenbire başı üzerinde, semanın<br/> Aralanan kapısından, bir rüya gördü.<br/> Bu rüyada Boaz’ın karnından bir meşe<br/> Çıkıp ta mavi göklere yükseliyordu.<br/> Bu bir nesildi, uzun bir zincir halinde; <br/> Bir kıral doğuyor, bir tanrı ölüyordu.<br/> Ve Boaz şöylece mırıldandı içinden:<br/> “Ben nasıl olur da bu nesle baş olurum? <br/> İhtiyarım; aşağı yukarı yaş seksen; <br/> Ne bir karım var dünyada, ne de bir oğlum.<br/> “Yıllarca koynumda yatan kadın, ey Tanrım<br/> Benim evimdeydi senin evine gitti; <br/> Gitti ama gene beraber sayılırım; <br/> O yarı canlı, bense yarı ölü şimdi.<br/> «Benden bir nesil doğacak! Nasıl olur bu? <br/> Nasıl olur da benim çocuklarım olur? <br/> Genç olsam neyse, çünkü insan genç oldu mu<br/> Geceden sıyrılan gün zaferle doludur.<br/> «İhtiyarım, hazan yaprağı gibi kuru; <br/> Karım yok, yalnızım, bir ayağım çukurda; <br/> Belim bükülmüş, Tanrım, mezarıma doğru,<br/> Nasıl eğilirse suya, susuz bir boğa.»<br/> Böyle söylüyordu rüyada, vecd içinde; <br/> Boaz, uykulu gözleri önünde Tanrı.<br/> Ne bilsin çınar gül açtığını dibinde? <br/> Onun da ayak ucunda bir kadın vardı.<br/> O öyle uyurken Rut, Moab’lı bir kadın,<br/> Ayak ucuna uzanmıştı, göğsü üryan; <br/> Kimbilir ne hayr umuyordu bu adamın,<br/> Büyük nuru getirecek uyanışından.<br/> Ne Boaz’ın bu kadından haberi vardı,<br/> Ne de Rut biliyordu Allah’ın emrini.<br/> Etrafı otların hafif kokusu sardı,<br/> Bu fısıltı dalgası Galgala şehrini.<br/> Muhteşem bir zifafa hazırlıktı gece.<br/> Herhalde görünmez melekler uçuyordu; <br/> Çünkü havadan arasıra ve gizlice<br/> Kanada benzer mavi şeyler geçiyordu.<br/> Boaz’ın nefesi yosunlar üzerinden<br/> Akan suların sesine karışıyordu.<br/> En güzeliydi dünyanın mevsimlerinden; <br/> Tepelerde beyaz zambaklar açıyordu.<br/> Rut dalgındı, Boaz uykuda, otlar kara; <br/> Bir nabızdı sürülerin çıngırak sesi; <br/> Gökten geniş bir rahmet iniyordu arza; <br/> Arslanların suya gittiği saatlerdi.<br/> Jerimadeth ve Urida her şey rahat, sakin; <br/> Loş semada yıldızlar yanıp sönüyordu; <br/> Karanlığın çiçekleri içinde narin<br/> Bir hilal parlıyor ve Rut düşünüyordu.<br/> Hareketsiz bakıp duvağının altından; <br/> Hangi Tanrı, ebedi yazın hasadında,<br/> Giderken fırlatmış atmıştı bu altından<br/> Orağı bu yıldız dolu gök tarlasına? <br>
285,432
81 Nolu Rubai
Ömer Hayyam
8
Dünya derdiyle harap olmadan böyle,<br/> Bol bol içelim kızıl şaraptan şöyle.<br/> Dünya kanlımız; şarap, dünyanın kanı; <br/> Kanlısının kanını kim içmez; söyle? </p><p>(Hayyam'ın Türkçe Yüzü-Türkçe Yeniden Yazan-Yalçın Aydın Ayçiçek-Can Yayınları) <br>
6,003
Yakınlık
Necip Fazıl Kısakürek
8
Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık; <br/> Anla ki, yok Allah'tan başkasıyla yakınlık... <br>
94,167
Göl:...'ye
Edgar Allan Poe
6
Bu yaban dünyada bir köşe vardı.<br/> Gençliğimizin baharında gittiğim, <br/> Kara kayalarla sarılmış ve<br/> Yüksek çamların kuleleriyle çevrilmiş-<br/> Öylesine güzeldi ki yalnızlığı<br/> Vahşi bir gölün, onu daha az sevemzdim.</p><p>Ama kara kefenini serdiğin gece üzerine<br/> Herşeye serdiğin gibi, <br/> Ve gizemli rüzgar<br/> Ahenkle mırıldanarak gittiğinde, <br/> O zaman- aho zaman- uyanırdım.<br/> Issız göl dehşetine.</p><p>Ama korku değildi<br/> İnsanı titreten bir zevkti bu dehşet-<br/> Öyle bir duygu ki ne madenler, mücevherler<br/> Ne de- hatta senin aşkın<br/> Kandırabilirdi anlatmaya beni<br/> O zehirli dalgadaydı ölüm<br/> Bir mezarlık çukurumda-<br/> Yalnız imgelemi böyle teselli bulan, <br/> Kimsesiz ruhu bu karnlık gölden<br/> Bir Adeb yaratan, O'nun için <br>
86,523
Katıla Katıla Gülünesi
Charles Bukowski
7
iyi olurdu buradan<br/> ayrılmak, <br/> gitmek artık, <br/> nalları dikmek, bütün anıları<br/> terketmek<br/> filan, <br/> ama kalmanın da<br/> bir tadı var: <br/> kendilerini <br/> afet<br/> sanıp<br/> şimdi kirli dairelerinde<br/> sabırsızlıkla melodram dizisinin<br/> başlamasını bekleyen<br/> bütün o yavrular, <br/> ve bütün o delikanlılar, <br/> Yıllık'larda<br/> pürüzsüz ciltleriyle<br/> bir gün<br/> önemli biri<br/> olacaklarından emin emin<br/> sırıtan, <br/> şimdi polis onlar, daktilograf, <br/> sosisli sandöviç satıcısı, <br/> tımarcı, <br/> toz<br/> zerrecikleri, <br/> kalıp diğerlerinin<br/> ne olduklarını<br/> görmek güzel - yalnız<br/> banyoya girdiğinde<br/> aynayı es geç<br/> ve sifonu çektiğinde<br/> arkana bakma. <br>
14,548
Bilmiyorum, Yaşamakta mısın,Öldün mü?
Anna Ahmatova
8
Bilmiyorum,yaşamakta mısın,öldün mü?<br/> Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni<br/> Yoksa,akşamın yaslı karanlığında<br/> Bir ölüyü mü düşünmeli...</p><p>Her şey senin için:Gün boyunca dualarım.<br/> Uyuşturan ateşi uykusuz gecelerin;<br/> Şiirlerimin beyaz sürüsü,<br/> Ve mavi yangını gözlerimin...</p><p>Hiç kimse daha yakın olmadı bana,<br/> Hiç kimse böylesine üzmedi beni,<br/> Acıya salıp gidenler bile,<br/> Okşayıp bırakanlar hatta.<br/> (çeviren:Ataol Behramoğlu) <br>