Id
stringlengths 1
209
| Text
stringlengths 250
343k
|
---|---|
Sydney_FC | Görünüm
Tam ad | Sydney Football Club | |||
---|---|---|---|---|
Takma ad | Sky Blues (Gökyüzü Mavileri)Sydney (Sidney) | |||
Renkler | Mavi - Turuncu | |||
Kuruluş | 2004 | |||
Stadyum | Allianz Stadium (Kapasite: 45.500) | |||
Başkan | Scott Barlow | |||
Teknik direktör | Ufuk Talay | |||
Lig | A-League | |||
2020-21 | A-League, 2. | |||
|
**Sydney Football Club** *(Türkçe: Sidney Futbol Kulübü)*, A-League'de mücadele eden Avustralya, Sidney, New South Wales merkezli profesyonel futbol kulübü.
A-League seviyesinde 2005-2006 ve 2009-2010 sezonları olmak üzere 2 lig şampiyonluğu bulunan kulüp, maçlarını 45.500 kapasiteli Sydney Football Stadium'da oynamaktadır.
## Kadro
|
| |
Sylt | Görünüm
Flama | Konum |
---|---|
[[Dosya:|120px]] | |
Temel veriler | |
Eyalet | Schleswig-Holstein |
İl | Nordfriesland |
Yüzölçümü | 57,81 km² |
Nüfus | 15.426 (31 Aralık 2007)
|
Plaka kodu | NF |
Web sitesi | |
Belediye başkanı | Petra Reiber |
**Sylt** Almanya'nın kuzeyinde Schleswig-Holstein eyaletinde, Nordfriesland iline bağlı yerleşim yeri. 57,81 km² yüzölçüme sahiptir. Nüfusu, 31 Aralık 2007 itibarıyla 15426 olarak tespit edilmiştir. |
Sylvanie_Burton | Sylvanie Burton | |
---|---|
Dominika Devlet Başkanı | |
Görevde
| |
Makama geliş 2 Ekim 2023 | |
Yerine geldiği | Charles Savarin |
Başbakan | Roosevelt Skerrit |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Salybia, Kalinago Bölgesi, Dominika |
**Sylvanie Burton,** Dominikalı siyasetçi. Burton, Karayipler ülkesi Dominika'da 2 Ekim 2023 tarihinden bu yana devlet başkanlığı makamındadır. 2023 Dominik başkanlık seçimlerinin ardından Dominika'nın başkanı olarak bu görevi üstlenen Burton, Dominika'nın ilk kadın ve ilk yerli halktan (Kalinago) olan başkanıdır.
## Kariyer
Burton, 2014 yılından bu yana Toplumsal Kalkınma, Çevre, Kırsal Modernizasyon, Kalinago Yükseltme ve Seçim Bölgesinin Güçlendirilmesi, Dışişleri, Ticaret, Gençlik ve Sosyal Hizmetler bakanlıkları bünyesinde çeşitli bakanlıklarda daimî sekreter olarak görev yaptı. Burton ayrıca daha önce Kalinago İşleri Bakanlığı'nda Geliştirme Görevlisi olarak görev yapmıştı.
Burton, Roosevelt Skerrit liderliğindeki DLP hükûmeti tarafından görevden ayrılan başkan Charles Savarin'in yerine aday gösterildi. Adaylığı muhalefet lideri Jesma Paul Victor tarafından reddedildi ve bu durum parlamentoda muhalefetin adayına karşı seçim yapılmasına yol açtı.
## Kişisel hayat
Burton evli ve iki çocuk annesidir. Ağustos 2023'te 58 yaşındaydı, yani 1964-1966 yılları arasında doğdu. Proje yönetimi alanında yüksek lisans ve kırsal kalkınma alanında lisans derecesine sahiptir. |
Symposion_(Platon) | * Symposion* (Antik Yunanca: Συμπόσιον), Platon tarafından yazılmış diyaloglardan biridir. Aşkı konu alan ve aşka övgüler içeren konuşmaların yer aldığı diyalog, adını dönemin ünlü tragedya yazarlarından Agathon’un bir yarışmada elde ettiği birincilik üzerine düzenlediği Symposion’dan alır. Kelimesi kelimesine çevrildiğinde “ birlikte içme” anlamına gelen Symposion, Yunan kültürüne ait bir toplumsal olgudur. Eser antik yunandaki yaşam ile ilgili tarihe ışık tutmaktadır.
## Genel içerik
Apollodoros Sokrates’e hayran, felsefi konuşmalar yapan ve onları yücelten biridir. Sokrates’in son yıllarında onunla beraberdir. Felsefeden anlamayan dostlarına, yine Sokrates’e hayran ve onun hep yanında olan Aristodemos’un anlattıklarına dayanarak Agathon’un evinde düzenlenen Symposion’daki aşkla ilgili yapılan konuşmaları anlatır. Aristodemos’tan işittiği bazı şeyleri Sokrates’e sorup doğrulattığını söyler, amaç anlatılacaklar üzerinde okuyucunun güvenin pekiştirilmesidir.
### Konuşmacılar
## Sonuç
Konuşmalar, Agathon’un Sokrates’in yanına gitmek için kalktığında bir sürü sarhoşun kapılara dayanması ve düzeni bozmaları ile sonlanır. Birçok misafirin ayrılmasına karşın sabah hala Sokrates, Agathon ve Aristophanes sohbetlerine devam eder ve Sokrates, Agathon’la Aristophanes’i bir tek kişinin hem tragedya hem de komedya yazabileceğine ikna etmeye çalışır. Agathon ve Aristophanes’in uyumasıyla birlikte Sokrates ayrılıp Lykeion’a gider, yıkanır, sıradan bir gün geçirip akşam da evine gidip yatar. |
SYN_saldırısı | **SYN saldırısı** (**SYN flood**), DoS saldırısının bir biçimidir. Bu saldırı biçiminde bir saldırgan sistemin yasal trafiğini isteklere cevap veremeyecek duruma getirmek için yeterli sunucu kaynaklarını tüketme girişiminde bulunarak, hedef alınan sisteme ardışık SYN istekleri (SYN requests) gönderir.
## Teknik Detaylar
Normal olarak bir istemci bir sunucuya TCP bağlantısı başlatma isteğinde bulunduğunda, sunucu ve istemci bir dizi mesaj takas eder ve bu durum şöyle işler:
- İstemci kendi sistem yapısı hakkındaki bilgiyi sunucuya bir
`SYN`
(*synchronize*) mesajı ile göndererek bir bağlantı kurmak ister. - Sunucu bu mesajı aldığını belirten ve kendi sistem yapısı hakkındaki bilgiyi istemciye bir
`SYN-ACK`
mesajı ile gönderir. - İstemci bu mesajı aldığını belirten bir
`ACK`
mesajı ile yanıt verir ve bağlantı kurulmuş olur.
Bu TCP üçlü zamanlı el sıkışma olarak adlandırılır, ve bütün TCP protokolü kullanan kurulmuş bağlantılar için temeldir.
Bir SYN saldırısı, sunucuya beklenen `ACK`
kodunu göndermeyerek çalışan bir ataktır. Kötü niyetli istemci ya basit bir şekilde beklenen `ACK`
'yı göndermez ya da sahte IP adresi kullanarak `SYN`
'deki IP adres kaynağını zehirler(spoofing). Çünkü sunucu sahte IP adresine `SYN-ACK`
göndermeye çalışır. Ancak ACK gönderemeyecektir çünkü o adresle bir SYN gönderilmediğini bilir.
Sunucu bir süre acknowledgement(kabul) için bekleyecektir. Fakat saldırılarda bu istekler sürekli artan şekilde olduğundan sunucu yeni bağlantı oluşturamaz duruma gelir. Ve sunucu devre dışı kalır. |
Synanceia | *Synanceia*
Görünüm
Synanceia | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Korunma durumu | |||||||||||||
Değerlendirilmedi (IUCN 3.1) | |||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma | |||||||||||||
|
* Synanceia* veya halk arasında bilinen adıyla
*, Scorpaenidae familyasına bağlı zehirli, tehlikeli ve insanlar için ölümcül olan bir balık cinsidir.*
**taş balığı**
## Konuyla ilgili yayınlar
- FishBase entry 27 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- "Synanceia Bloch & Schneider 1801:194 (xxxvii, 573)".
*Catalog of Fishes*. California Academy of Sciences. 19 Eylül 2008. 27 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2008. |
Systema_Naturae'nin_10._baskısı | *Systema Naturae'*nin 10. baskısı
** Systema Naturae'nin 10. baskısı**, Carl Linnaeus tarafından yazılan ve 1758 ila 1759 yıllarında yayımlanan, zoolojik sınıflandırmanın başlangıç noktası olarak kabul edilen bir kitaptır.
Bu kitapta Linnaeus hayvanlar için ikili adlandırma yöntemini sunmaktadır. Linnaeus bitkiler için sınıflandırma yöntemini 1753 yılında yayımladığı
*Species Plantarum*adlı eserinde yapmıştır.
## Başlangıç noktası
Biyoloji kataloglarının çoğu 1758 yılından önce içerdikleri taksonlar için, *Systema Naturae*'nin daha önceki basımları da dahil olmak üzere çeşitli eserlerden derledikleri çok sözcüklü adlandırmaları kullanmaktaydı. Hayvanlar âlemi için ikili adlandırma yöntemini tutarlı olarak kullanan ilk eser *Systema Naturae*'nin 10. baskısıdır. Uluslararası Zoolojik Adlandırma Komisyonu bu nedenle 1 Ocak 1758 tarihini zoolojik sınıflandırmanın "başlangıç noktası" olarak seçmiş ve *Systema Naturae'*nin 10. baskısının bu tarihte basılmış gibi referans alınmasını önermiştir. Kurallara uygun olarak verilmiş olsa dahi bu tarihten önce yayımlanmış bilimsel sınıflandırma için kullanılan adlar geçerli sayılmamaktadır. 10. baskıdan daha önce olduğu ve öncelik kazandığı kabul edilen tek eser Carl Alexander Clerck'in 1757'de yayımlanmış olan *Svenska Spindlar* (İsveççe) ya da *Aranei Suecici* (Latince) adlı eseridir ve yine bu eser de 1 Ocak 1758 tarihinde basılmış gibi referans alınmaktadır.
## Notlar
**^**Gordh, Gordon; Beardsley, John W. (1999). "Taxonomy and biological control". Bellows, T. S.; Fisher, T. W. (Ed.).*Handbook of Biological Control: Principles and Applications of Biological Control*. Academic Press. ss. 45-55. ISBN 978-0-12-257305-7.**^****a**"Article 3".**b***International Code of Zoological Nomenclature*(4.4isbn=0-85301-006-4 bas.). 1999. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016. |
Systembolaget | Görünüm
**Systembolaget**, İsveç'te alkollü içeceklerin tüketimini kontrol altına almak amacıyla içeriğinde %3,5 ve daha yüksek oranda alkol barındıran ürünlerin satıldığı devlet tekelinde olan mağazalar sistemidir.
Hafta içi akşam saat 19:00'ye kadar açık olan mağaza şubeleri, hafta sonu sadece cumartesi günleri saat 15:00'e kadar açıktır. Pazar günleri kapalıdır.
Süpermarketlerde, sadece içeriğinde %3,5 ve daha altında alkol oranı olan içecekler satılabilir.
Systembolaget mağazalarında alkollü içecek satın alma sınırı 20'dir. İsveç'te restoran ve barlada ise 18 yaşından itibaren alkollü içecek satın alınabilir. |
Systenotheca | *Systenotheca*
Görünüm
Systenotheca | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Korunma durumu | |||||||||||||
Değerlendirilmedi (IUCN 3.1) | |||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma | |||||||||||||
|
* Systenotheca*, Polygonaceae familyasına bağlı bir bitki cinsidir. |
Szombathely | Szombathely | |
---|---|
Ülke | Macaristan |
İl | Vas |
İdare | |
• Belediye başkanı | Tivadar Puskás |
Yüzölçümü | |
• Toplam | 97.52 km² |
Nüfus (2011) | |
• Toplam | 79,590 |
• Yoğunluk | 821.92/km² |
**Szombathely** (Almanca: *Steinamanger*), Macaristan'ın en büyük 10. şehridir. Ülkenin batısında, Avusturya sınırı yakınında bulunur. Vas ilinin idari merkezidir. Macaristan'da en eski şehir, Aziz Tours Martin ve Armbrust Dükü'nün doğum yeri olarak bilinir.
## Tarihi
6.8. yüzyıllarda şehir, Avrasya Avarları ve Slav kabileleri tarafından iskan edilmiştir. 795 yılında Franklar, bu halkları yendi ve şehri işgal etti. St. Martin doğumlu Charlemagne şehri ziyaret etmiştir. Frank Kralı Arnulf, 875 yılında Salzburg başpiskoposuna şehri vermiştir. Şehir, 1042 ve 1044 arasında, Kral Sámuel Aba ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru III. Heinrich arasındaki savaşlar yaşamıştır.
Szombathely 1241-1242 yılında Macaristan'ın Moğol istilası sırasında yıkıldı ancak kısa bir süre sonra yeniden inşa edildi. 1407'de özgür kraliyet şehir statüsü verildi. 1578 yılında bu Vas Comitatus'un başkenti oldu. Şehir zenginleşti. 1605 yılında István Bocskai orduları tarafından işgal edildi.
Macaristan, Osmanlı işgali sırasında, Osmanlı, iki kez şehri işgal etmiştir ancak 1664 yılında Szentgotthárd yakınındaki kasabada mağlup olmuşlardır. Yaklaşık yirmi yıl sonra, Viyana Savaşı sırasında, 1683 yılında yeniden işgal etti. Surlar Szombathely'yi iki kez korumuştur. |
Szombathelyi_Haladás | Görünüm
Tam ad | Szombathelyi Haladás /Haladás VSE (Vasutas Sport Egyesület)/ | ||
---|---|---|---|
Takma ad | Hali | ||
Renkler | Yeşil-Beyaz | ||
Kuruluş | 1919 | ||
Stadyum | Rohonci Út Stadyumu (Kapasite: 12.500) | ||
Başkan | Béla Illés | ||
Teknik direktör | Tamás Artner | ||
Lig | Nemzeti Bajnokság I | ||
2022-23 | 9. | ||
|
**Szombathelyi Haladás** Macaristan'ın Szombathely kentinin bir futbol kulübüdür. *Haladás* Türkçe'deki *ilerleme* sözcüğü ile aynı anlamı taşır. 1919 yılında kurulan kulüp iç saha karşılaşmalarını 12.500 kişilik Rohonci Út Stadyumu'nda yapmaktadır. Kulübün renkleri yeşil beyazdır. |
Szydłowiec_(ilçe) | Görünüm
Szydłowiec ilçesi powiat szydłowiecki | |
---|---|
Szydłowiec ilçesinin Mazovya'daki konumu | |
Koordinatlar: 51°14′K 20°51′D / 51.233°K 20.850°D | |
Ülke | Polonya |
Voyvodalık | Mazovya |
Merkez | Szydłowiec |
Belediye | 5 |
İdare | |
• Kaymakam | Włodzimierz Górlicki |
Yüzölçümü | |
• Toplam | 452,22 km² |
Nüfus (2020) | |
• Toplam | 39.340 |
• Yoğunluk | 87,7/km² |
Zaman dilimi | UTC+01.00 (OAS) |
• Yaz (YSU) | UTC+02.00 (OAYS) |
Plaka kodu | WSZ |
**Szydłowiec ilçesi** (Lehçe: *powiat szydłowiecki*), Polonya'nın Mazovya voyvodalığında bulunan bir ilçedir. Yüzölçümü 452,22 km² olan ilçenin nüfusu 20 Mayıs 2020 tarihi itibarı ile 39.340'tır. İlçenin merkezi Szydłowiec'tir.
## İdari bölümler
Grodzisk ilçesi, bir kentsel-kırsal ve dört kırsal olmak üzere beş belediyeye ayrılmaktadır.
- Kentsel-kırsal belediyeler
- Kırsal belediyeler |
TÜRASAŞ | Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. TÜRASAŞ | |
---|---|
Öncül | TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ, TÜVASAŞ |
Kuruluş | 4 Mart 2020 | )
Tür | Anonim şirket |
Yasal statü | İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT) |
Merkez | Ankara, Türkiye |
Konum | - Oğuzlar Mahallesi, Ceyhun Atuf Kansu Caddesi, 06520
|
Koordinatlar | 39°53′55″N 32°49′03″E / 39.89872°K 32.81763°D |
Genel Müdür | Mustafa Metin Yazar |
Ana organ | Yönetim Kurulu |
Ana kurum | Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı |
Resmî site | turasas.gov.tr |
**Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş.**, kısaca **TÜRASAŞ**, 4 Mart 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 2186 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı gereğince TCDD'nin bağlı ortaklıkları olan TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ'ın birleştirilmesi ile kurulan Ankara merkezli iktisadi devlet teşekkülüdür.
Şirketin faaliyete geçmesi ile birlikte TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ lağvedilmiş ve bu şirketlere ait tesisler bölge müdürlüğü düzeyinde TÜRASAŞ'a bağlanmıştır.
## Organizasyon yapısı
Merkezi Ankara’da olan TÜRASAŞ'ın *-eskiden TCDD'nin bağlı ortaklığı olan-* üç bölge müdürlüğü bulunmaktadır.
### Eskişehir Bölge Müdürlüğü
Eskişehir'de kurulu olan ve lokomotif üretimi gerçekleştiren TÜLOMSAŞ'ın varlığının sona ermesi ile kurulmuştur.
### Sakarya Bölge Müdürlüğü
Sakarya'da kurulu olan ve raylı araçların üretim, bakım ve onarımını gerçekleştiren TÜVASAŞ'ın varlığının sona ermesi ile kurulmuştur.
### Sivas Bölge Müdürlüğü
Sivas'ta kurulu olan ve yük vagonlarının üretim, bakım ve onarımını gerçekleştiren TÜDEMSAŞ'ın varlığının sona ermesi ile kurulmuştur.
## Ürün ve hizmetler
- Tren setleri
- DMU Dizel Tren Seti
- Milli Elektrikli Tren Seti
- Lokomotifler
- İlk Türk Buharlı Lokomotifi Karakurt ve Bozkurt
- İlk Minyatür Buharlı Lokomotif Mehmetçik ve Efe
- E 68000 Anahat Lokomotifi
- DE 33000 Anahat Lokomotifi
- DE 36000 Anahat Lokomotifi
- E 1000 Manevra Lokomotifi
- DH 7000 Manevra Lokomotifi
- DH 10000 Manevra Lokomotifi
- DH 12000 Manevra Lokomotifi
- DE 10000 Manevra Lokomotifi
- DE 10000K Manevra Lokomotifi
- DE 6000K Manevra Lokomotifi
- E 5000 Elektrikli Anahat Lokomotifi
- Yolcu vagonları
- TVS 2000 Serisi
- Modernizasyon Vagonlar
- Yük vagonları
- Dizel motorlar
- TLM 16V 185 Dizel Motor
- TLM 6V 185 Dizel Motorlar
- 1500kW Jeneratör Set
- DC Cer Motoru
- AC Cer Motoru
## Genel Müdürler
№ | Genel Müdür | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|---|
1
|
Mustafa Metin Yazar | 20 Haziran 2020 | Görevde
| |
Tábor_(ilçe) | Görünüm
Tábor ilçesi | |
---|---|
Ülke | Çekya |
İl | Güney Bohemya |
Başkent | Tábor |
Yüzölçümü | |
• Toplam | 1.375,03 km² |
Nüfus (2019) | |
• Toplam | 102,497 |
• Yoğunluk | 77/km² |
Zaman dilimi | UTC+01.00 (OAS) |
• Yaz (YSU) | UTC+02.00 (OAYS) |
**Tábor ilçesi**, Çekya'nın Güney Bohemya ilinde bulunan bir ilçedir. İlçenin başkenti Tábor şehridir. |
Tâbiîn | Görünüm
**Tâbiîn** (Arapça: تَابِعُونْ ; *tâbiûn / tâbi olanlar*), Sahabeleri görmüş ve onlarla bir şekilde irtibat kurmuş olan Müslümanlara verilen bir İslâm dinî terimidir. Bu kavramdan hareketle Tabiinleri görmüş ve onlarla irtibat kurmuş Müslümanlara da Tebeut tabiin denir.
## Tâbiîn listesi
Tâbiînlerden ilk olarak Hicrî 30 yılında Zeyd bin Mamar bin Zeyd, en son da H.S. 180 yılında Halef bin Halife ölmüştür. Çoğu tabiin, sahabeden kalan İslâmî âdetleri sonraki Müslümanlara iletmeyi görev bilirlerdi.
- Abdullah bin Emir
- Abdullah ibn Muhammed bin el-Hânifîyye
- Ahnef bin Kays
- Atâ bin Ebu Rebah (ö. H.S. 106)
- Ebu Müslim el-Havlânî
- Elkame bin Keys el-Nehey
- Hammam bin Münebbih
- Hasan ibn Muhammed bin el-Hânifîyye (ö. H.S. 100)
- Hasan-ı Basrî (H.S. 130-180)
- İbni Curay
- İbni Şihab el-Zührî (ö. H.S. 124)
- El-Kassım bin Muhammed bin Ebu Bekr as-Sıddık (ö. H.S. 108)
- Mesrûk bin el-Ecdâ (ö. H.S. 103)
- Muhammed ibn Ebu Bekir
- Mücâhid ibn-i Cebr
- Said bin el-Müseyyeb (ö. H.S. 93)
- Ubeydullah bin Abdullah (ö. H.S. 98)
- Urve bin el-Zübeyr (ö. H.S. 94)
- Veysel Karani (ö. H.S. 37)
- Zeyd bin Ali (ö. H.S. 122)
- Zeynelâbidîn (H.S. 38 - ö. 95) |
Tâhirîler | Tâhirîler Tâheriyân | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
821-873 | |||||||||||
Tâhirîlerin en geniş sınırları. | |||||||||||
Tür | Nominal olarak Abbâsî Halifeliğinin bir parçası | ||||||||||
Başkent | Merv, daha sonra Nişabur | ||||||||||
Yaygın dil(ler) | |||||||||||
Resmî din | Sünnilik | ||||||||||
Hükûmet | Emirlik | ||||||||||
Emir | |||||||||||
| |||||||||||
Tarihî dönem | Orta Çağ | ||||||||||
| |||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||
800 | 1.000.000 km2 | ||||||||||
|
İran tarihidizisinin bir parçası |
---|
Zaman çizelgesi |
**Tâhirî Hanedanı** (Arapça: **آل طاهر**), 873 yılları arasında Seferîlerin öncülleri olan ve Türkistan, İran ve Afganistan'da Horasan merkezli olarak egemenlik sürmüş olan Müslüman devlettir. Abbasi Halifesi Memûn adına komutanlık yapan Tahir bin Hüseyin tarafından kurulmuştur. Başkentleri ilkin Merv olup sonradan Nişabur'a taşınmıştır. Hugh Kennedy, Tahirilerin Arap olduklarını belirtmektedir. Tâhirî hanedanı Horasan'da Abbasî halifesinden bağımsız olarak kurulan ilk hanedanlık olarak kabul edilir.
Afşin'in, Babek Ayaklanmasını bastırmasından sonra nüfuzunun artmasıyla birlikte Tahiri Emiri Abdullah ile arasında bir rekabet oluştu. Emiri Abdullah, Taberistan'da Mâzyâr b. Kārin'in isyanını bastırırken Afşin'i de ortadan kaldırmıştır. Emir Abdullah'ın 844 yılı gibi ölümünde sonra yerine oğlu II. Tahir geçmiş ve 862 yılında ölene kadar Sîstan Bölgesindeki Hâricî isyanlarıyla uğraşmıştır. II. Tahir'in ölümünden sonra yerine zevk ve sefaya düşkün oğlu Muhammed hanedanlığın başına geçmiştir. Devlet işleriyle ilgilenmeyen Muhammed döneminde valilerin baskıcı kötü yönetimi nedeniyle devlet hızlı bir çöküş sürecine girmiştir. Taberistan Valisinin zulmü üzerine isyan eden halkın Zeydîler ile işbirliği yapmasıyla Taberistan ve Rey'de Tahiri egemenliğinden çıkmıştır. Seferî hanedanının kurucusu Ya‘kūb bin Leys'in başlattığı isyanda Sistan, Kirman ve Herat ele geçirilmiş 873 yılı Ağustos'unda Nişabur'un da Ya‘kūb bin Leys tarafından alınmasıyla Horasan'daki Tahiri egemenliği son bulmuştur. Tâhirîler'in Horasan'daki hakimiyeti sürerken hanedanlığın diğer üyeleri de Bağdat'taki bir çeşit güvenlik sağlamakla görevli şurta teşkilâtını yönetmiştir. İshak bin İbrâhim'in 849 yılında ölümünden sonra oğlu ve kardeşi arasındaki güç mücadelesi Tâhirîler'in Bağdat'taki gücünün azalmasına sebep olmuştur. Bu sırada Memlûk kökenli Türk askerler tarafından Bağdat'ın yerine Samarra kurulmuş, burada yaşayan Halife Müstaîn şehri gizlice terk ederek Bağdat'a gitmesiyle de Tahiriler ile Türk askerler arasında iç savaş başlamış ve sonuçta Tahiriler ve Halife Müstain yenilgiye uğramıştır. Türk askerler 866 yılında Mutez'i halife seçtirmiş, Mutez'de Bağdat'taki Tâhirî güçlerinin maaşını keserek onları zor duruma sokmuştur. Sonrasında Bağdat'ta hüküm süren Tâhirîler'in iç mücadelesi buradaki Tâhirî egemenliğini iyice zor duruma sokmuştur. Seferîler Horasan'ı almalarından bir süre sonra Bağdat'ta da kontrolü ele almalarıyla birlikte Tâhirî Hanedanlığı son bulmuştur.
## Tahirî hanedanının hükümdarları
- Tahir ibn Hüseyin (821-822)
- Horasanlı Talha (822-828)
- Abdullah bin Tahir (828-845)
- II. Tahir (845-862)
- Horasanlı Muhammed (862-873) |
Târgu_Jiu | Görünüm
Targu Jiu | |
---|---|
İl başkenti | |
Ülke | Romanya |
İl | Gorj |
İdare | |
• Belediye başkanı | Marcel Romanescu |
Nüfus (2011) | |
• Toplam | 78,553 |
Zaman dilimi | UTCUTC +2 (DAS) |
**Targu Jiu**, (Rumence telaffuz: [ˌtɨrɡu ˈʒiw]) Romanya'nın Gorj ilinin başkenti olan şehirdir. Şehrin nüfusu 2011 yılı itibarıyla 78,553'tür. |
Téa_Leoni | Téa Leoni | |
---|---|
Doğum | Elizabeth Tea Pantoleoni 25 Şubat 1966 New York ABD |
Boy | 1,73 m (5 ft 8 in) |
**Elizabeth Tea Pantoleoni** (d. 25 Şubat 1966, New York), Amerikalı oyuncu ve yapımcı. Babası Anthony Panteleoni bir avukat, annesi Emilly Paterson Teksas doğumlu bir diyetisyendi. Dedesinin annesi İngiliz, babası İtalyandı. Kendisi 2006 yılında UNICEF'e bağış yapmıştır. Anneannesi 25 yıldır UNICEF için çalışmaktadır. Tea daha sonra oyunculuğa başladı.
### Kariyeri
David Duchovny isimli aktörle evlendi (Mayıs 1997). Ondan iki çocuğu var. Tea kendisiyse Sarah Lawrence Koleji (Psikoloji/Seyahat için okuldan ayrıldı) ve Putney Lisesi'nde eğitim aldı. Panteleoni'nin ilk oyunculuğu bir TV dizisi olan *Santa Barbara*'da oynadığı **Lisa DeNapoli** rolü oldu. 1995'te box office hiti olan *Bad Boys* filminde oynadı. Filmde Martin Lawrence,Will Smith, Tcheky Karyo gibi oyuncularla oynadı. Ama şüphesiz *Deep Impact* isimli filmdeki rolü onu ünlendirdi. Daha sonra Adam Sandler, Woody Allen ve Jim Carrey gibi oyuncularla film yaptı.
## Filmografi
Yıl | Film | Rol |
---|---|---|
2011 | Tower Heist |
Gertie Fiansen |
2009 | Manure |
Rosemary Rose |
2008 | Ghost Town |
Gwen |
2007 | You Kill Me |
Laurel Pearson |
2005 | Fun with Dick and Jane |
Jane Harper |
House of D |
Mrs. Warshaw | |
2004 | Spanglish |
Deborah Clasky |
2002 | People I Know |
Jili Hopper |
Hollywood Ending |
Ellie | |
2001 | Jurassic Park III |
Amanda Kirby |
2000 | The Family Man |
Kate Reynolds |
1998 | Deep Impact |
Jenny Lerner |
1996 | Flirting with Disaster |
Tina Cable |
1995 | Bad Boys |
Julie Mott |
1994 | Wyatt Earp |
Sally |
Counterfeit Contessa (TV) |
Gina Leonarda Nardino | |
1992 | A League of Their Own |
Racine (1st base) |
1991 | Switch |
Connie | |
Tô_Lâm | **Tô Lâm** (10 Temmuz 1957), Mayıs 2024'ten bu yana Vietnam'ın 13. cumhurbaşkanı olarak görev yapan Vietnamlı bir politikacı ve polis memurudur. Nisan 2016'dan Mayıs 2024'te cumhurbaşkanlığına terfisine kadar Kamu Güvenliği Bakanı olarak görev yaptı. Vietnam Komünist Partisi Politbüro üyesi olup, aynı zamanda Yolsuzlukla Mücadele Merkezi Yönetim Komitesi Başkan Yardımcısıdır. Genel Sekreter Nguyenễn Phú Trọng'nin yolsuzlukla mücadele kampanyasında güçlü bir figür olarak kabul ediliyor.
## Hayatı ve Kariyeri
Hưng Yên eyaletinde doğan Tô Lâm, 22 Ağustos 1981'de Vietnam Komünist Partisi'ne üye oldu Tüm kariyeri polis teşkilatında geçti. Vietnam Halk Kamu Güvenliği Güçlerinde dört yıldızlı General rütbesine sahipti. Tô Lâm daha önce Central Highlands Yönlendirme Komitesi Başkanı, Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı ve MPS Birinci Genel Güvenlik Departmanı Genel Müdürü olarak görev yaptı. 2011'den beri Vietnam Komünist Partisi Merkez Komitesi Üyesi ve 2016'dan beri Politbüro üyesidir. Tô Lâm'ın hukuk alanında doktorası ve siyaset teorisi alanında ileri diploması vardır. 2015 yılında Güvenlik Bilimi Profesörü unvanına atandı.
18 Mayıs 2024'te, yolsuzlukla mücadele kampanyası nedeniyle Mart 2024'te istifa eden Võ Văn Thưởng'nin yerine Merkez Komite tarafından Vietnam'ın 13. cumhurbaşkanı olmaya aday gösterildi. Cumhurbaşkanlığı oylaması öncesinde Ulusal Meclis, Tô Lâm'ı Kamu Güvenliği Bakanı olarak görevden alacaktı.
22 Mayıs 2024'te Ulusal Meclis, General Tô Lâm'ı Vietnam'ın 13. cumhurbaşkanı olarak seçti. |
Töre_ve_namus_suçları | **Töre ve namus suçları**, **namus cinayeti** ya da **onur suçu**, aldatmak, zinâ etmek, evlenmeyi reddetmek, boşanmaya çalışmak, tecavüze uğramış olmak gibi nedenlerle, aile fertlerine yöneltilen şiddet. Batılı kaynaklarda genellikle **onur suçları** şeklinde adlandırılır. Bu suçların çok büyük bir kısmı cinayetle sonuçlanır. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun tahminlerine göre dünyada her sene yaklaşık 5000 kadın veya genç kız töre ve namus cinayetlerine kurban gitmektedir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü töre ve namus suçlarını şu şekilde tanımlar:
"Onur suçları; ailenin onurunu zedeledikleri gerekçesiyle, erkek fertler tarafından kadın fertlere yöneltilen, genellikle cinayet şeklinde gerçekleşen şiddettir. Herhangi bir kadın, ailesinin seçtiği bir kişiyle evlenmeyi reddetmek, tecavüze uğramak, -kocası tarafından suistimale uğrasa dahi- boşanmaya çalışmak ya da zina (suçlaması) gibi gerekçelerin de arasında bulunduğu çok çeşitli nedenlerle hedef gösterilebilir. Bir kadının ailesinin "onurunu zedeleyecek" şekilde davrandığı idraki, hayatına kastetmek için yeterli bir nedendir."
## Türkiye'de töre ve namus suçları
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 2008 yılında hazırlanan bir rapora göre Türkiye'de töre ve namus cinayetleri -başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere- en çok büyükşehirlerde gerçekleşmektedir ve sanıkların büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi kökenlidir. Örneğin İstanbul'da haftada en az bir namus cinayeti işlenmektedir.
Türkiye'deki en yaygın cinayet nedenleri: yasak ilişki, cinsel taciz ve tecavüzdür. Bunun dışında kan davası ve kız alıp-verme meseleleri de önemli nedenler arasındadır. Sanıkların büyük çoğunluğu 19-35 yaş arası erkeklerdir ve sanıkların %9'unu suça teşvik edilen çocuklar oluşturmaktadır. Suçlular genellikle pişmanlık duymamaktadır ve cezaevinde kahraman gibi karşılanmaktadır.
### Gey namus cinayetleri
Gey olduğunu açıkladıktan sonra 15 Temmuz 2008 tarihinde kendi ailesinin fertlerinden biri (en önemli şüpheli babasıdır) tarafından vurularak öldürülen ve bu nedenle bazı kaynaklarda namus cinayeti olarak adlandırılan Ahmet Yıldız vakası, Türkiye'de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle işlenen cinayetlere yetkililerin yaklaşımlarındaki eksiklik nedeniyle sembolik bir öneme sahiptir. |
Töton_Şövalyeleri'nin_büyük_üstadı | Görünüm
(Töton Şövalyeleri'nin büyük üstadı sayfasından yönlendirildi)
Töton Şövalyeleri Büyük Ustası Almanca: Hochmeister des Deutschen Ordens | |
---|---|
Rapor verilen | Kutsal Makam |
Resmî ikamet | - Akka (1190–1291)
- Venedik (1291–1309)
- Marienburg (1309–1466)
- Königsberg (1466–1525)
- Mergentheim (1525–1809)
- Viyana (1809–günümüz)
|
Görev süresi | Ömür boyu |
Oluşum | 1198 |
İlk sahibi | Heinrich Walpot von Bassenheim |
### Erken dönem Kardeşlik liderleri, 1190–1198
Outremer'da bir hospice kardeşliği olarak Cermen Tarikatı:
İsim | Dönem | Doğum | Ölüm | Notlar |
---|---|---|---|---|
Sibrand | 1190 | 1157 | 1191 | |
Konrad | 1190–1192 | |||
Gerhard | 1192 | |||
Heinrich | 1193/1194 | Prior | ||
Ulrich | 1195–1196 | |||
Heinrich | 1196 | Preceptor[a]
|
### Şövalyeleri büyük ustaları, 1198-1525
Ruhani bir Askerî tarikat olarak Töton Şövalyeleri'nin 1198 ile 1525 yılları arasında toplam 37 büyük üstadı vardı.
No. | Mod | İsim | Dönem | Doğum | Ölüm | Notlar |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 1 | Heinrich Walpot von Bassenheim
|
1198-1208'den önce bir zaman | 24 Eylül 1200 | ||
2 | 2 | Otto von Kerpen
|
1208 için belgelendi | 1208 | ||
3 | 3 | Heinrich von Tunna | 1208-1209 | 1209 | ||
4 | 4 | Hermann von Salza | 1209-1239 | y. 1165 | 20 Mart 1239 | İmparator II. Friedrich'in arkadaşı ve meclis üyesi olarak Hermann, tarikatın Papa III. Honorius tarafından Hospitalier Şövalyeleri ve Tapınak Şövalyeleri gibi daha eski Askerî tarikatlar ile eşit statüde tanınmasını sağladı. 1237'de Livonyalı Kılıç Kardeşleri'nin Töton Şövalyeleri'ne dahil edilmesini de denetledi. |
5 | 5 | Konrad von Thüringen | 1239-1240 | y. 1206 | 24 Temmuz 1240 | |
-
|
6 | Gerhard von Malberg | 1240-1244 | y. 1200 | 1245 sonrası | |
7 | Heinrich von Hohenlohe | 1244-1249 | y. 1200 | 15 Temmuz 1249 | ||
8 | Günther von Wüllersleben | 1249-1252 | 3 ya da 4 Mayıs 1252 | |||
6 | 9 | Poppo von Osterna | 1252-1256 | 6 Kasım 1266 ya da 1267 | Makamın diğer talibi Wilhelm von Urenbach (1253-1256), Poppo von Osterna'ya karşı seçilmiştir.
| |
7 | 10 | Anno von Sangershausen | 1256-1273 | 8 Temmuz 1273 | ||
8 | 11 | Hartmann von Heldrungen | 1273-1282 | 19 Ağustos 1282 | ||
9 | 12 | Burchard von Schwanden | 1282 ya da 1283-1290 | 1310 | Burchard von Schwanden'ın görevdeki ilk yılı, Töton Şövalyeleri'nin Almanya sitesinde 1282, Avusturya sitesinde ise 1283 olarak verilmektedir. | |
10 | 13 | Konrad von Feuchtwangen | 1290-1297 | 1230 öncesi | 4 Temmuz 1296 | Akka'nın Fethi'nden sonra Konrad Tarikat'ın ana karargahını Venedik'e taşıdı. |
11 | 14 | Gottfried von Hohenlohe | 1297-1303 | 1265 | 19 Ekim 1310 | |
12 | 15 | Siegfried von Feuchtwangen | 1303-1311 | 1311 | Selefi Konrad von Feuchtwangen ile aynı ailedendir. Siegfried, tarikatın merkezini 1309'da Prusya'ya taşıdı. | |
13 | 16 | Karl von Trier | 1311-1324 | 1265 | 11 Şubat 1324 | |
14 | 17 | Werner von Orseln | 1324-1330 | y. 1280 | 18 Kasım 1330 | |
15 | 18 | Luther von Braunschweig | 1331-1335 | y. 1275 | 18 Nisan 1335 | Lothar olarak da yazılır |
16 | 19 | Dietrich von Altenburg | 1335-1341 | Ekim 1341 | ||
17 | 20 | Ludolf König von Wattzau | 1342-1345 | 1280 ile 1290 arası | 1348 ya da sonrası | |
18 | 21 | Heinrich Dusemer
|
1345-1351 | y. 1280 | 1353 | |
19 | 22 | Winrich von Kniprode | 1351-1382 | 1310 | 1382 | |
20 | 23 | Konrad Zöllner von Rotenstein | 1382-1390 | y. 1325 | 20 Ağustos 1390 | |
21 | 24 | Konrad von Wallenrode | 1391-1393 | y. 1330s | 23 Temmuz 1393 | |
22 | 25 | Konrad von Jungingen | 1393-1407 | y. 1355 | 30 Mart 1407 | |
23 | 26 | Ulrich von Jungingen | 1407-1410 | |||
24 | 27 | Heinrich von Plauen | 1410-1413 | 1360 | 15 Temmuz 1410 | |
25 | 28 | Michael Küchmeister von Sternberg | 1414-1422 | y. 1370 | 1429 | |
26 | 29 | Paul von Rusdorf | 1422-1441 | y. 1385 | 1441 | |
27 | 30 | Konrad von Erlichshausen | 1441-1449 | 1390 or 1395 | 1449 | |
28 | 31 | Ludwig von Erlichshausen | 1449 or 1450-1467 | y. 1410 | 4 Nisan 1467 | Ludwig von Erlichshausen'in görevdeki ilk yılı, Töton Şövalyeleri'nin Almanya sitesinde 1449, Avusturya sitesinde ise 1450 olarak verilmektedir. |
29 | 32 | Heinrich Reuß von Plauen | 1467-1470 | y. 1400 | 2 Ocak 1470 | |
30 | 33 | Heinrich Reffle von Richtenberg | 1470-1477 | 1415 | 1477 | |
31 | 34 | Martin Truchseß von Wetzhausen | 1477-1489 | 1435 | 3 Ocak 1489 | |
32 | 35 | Johann von Tiefen | 1489-1497 | 25 Ağustos 1497 | ||
33 | 36 | Frederick, Saksonya dükü | 1497-1510 | 26 Ekim 1473 | 14 Aralık 1510 | |
34 | 37 | Albrecht von Brandenburg-Ansbach | 1510-1525 | 17 Mayıs 1490 | 20 Mart 1568 |
## Reformasyon sonrası
### Hoch- und Deutschmeister, 1527-1929
İsim | Dönem | Doğum | Ölüm | Notlar |
---|---|---|---|---|
Walter von Cronberg | 1527-1543 | 1477 ya da 1479 | 4 Nisan 1543 | |
Wolfgang Schutzbar | 1543-1566 | y. 1483 | 11 Şubat 1566 | |
Georg Hund von Wenkheim | 1566-1572 | y. 1520 | 17 Haziran 1572 | |
Heinrich von Bobenhausen | 1572-1590 | y. 1514 | 21 Mart 1595 | |
III. Maximilian (Avusturya arşidükü) | 1590-1618 | 12 Ekim 1558 | 2 Kasım 1618 | |
Charles of Austria, Bishop of Wroclaw | 1619-1624 | 7 Ağustos 1590 | 28 Aralık 1624 | |
Johann Eustach von Westernach | 1625-1627 | 16 Aralık 1545 | 25 Ekim 1627 | |
Johann Kaspar von Stadion | 1627-1641 | 21 Aralık 1567 | 21 Kasım 1641 | |
Leopold Wilhelm (Avusturya arşidükü) | 1641-1662 | 5 Ocak 1614 | 20 Kasım 1662 | |
Charles Joseph (Avusturya arşidükü) | 1662-1664 | 7 Ağustos 1649 | 27 Ocak 1664 | |
Johann Caspar von Ampringen | 1664-1684 | 19 Ocak 1619 | 9 Eylül 1684 | |
Ludwig Anton von Pfalz-Neuburg | 1685-1694 | 1660 | 1694 | |
Francis Louis of Palatinate-Neuburg | 1694-1732 | 18 Temmuz 1664 | 6 Nisan 1732 | |
Clemens August (Bavyera prensi) | 1732-1761 | 17 Ağustos 1700 | 6 Şubat 1761 | |
Charles Alexander (Lorraine prensi) | 1761-1780 | 12 Aralık 1712 | 4 Temmuz 1780 | |
Maximilian Franz von Österreich | 1780-1801 | 8 Aralık 1756 | 26 Temmuz 1801 | |
Teschen Dükü Karl | 1801-1804 | 5 Eylül 1771 | 30 Nisan 1847 | |
Archduke Anton Victor of Austria | 1804-1835 | 31 Ağustos 1779 | 2 Nisan 1835 | Makam, Avusturya İmparatorluk Hanedanı'na kalıtsal hale geldi. |
Archduke Maximilian of Austria-Este | 1835-1863 | 14 Temmuz 1782 | 1 Haziran 1863 | |
Archduke Wilhelm Franz of Austria | 1863-1894 | 21 Nisan 1827 | 29 Nisan 1894 | |
Archduke Eugen of Austria | 1894-1923 | 21 Mayıs 1863 | 30 Aralık 1954 | Kalıtsallığın sonu |
Norbert Klein | 1923-1929 | 25 Ekim 1866 | 10 Mart 1933 | 1916 ile 1926 arası Brno piskoposu |
### 1929 – günümüz
İsim | Dönem | Doğum | Ölüm | Notlar |
---|---|---|---|---|
Norbert Klein | 1929-1933 | 25 Ekim 1866 | 10 Mart 1933 | 1916 ile 1926 arası Brno piskoposu |
Paul Heider | 1933-1936 | |||
Robert Schälzky | 1936-1948 | |||
Marian Tumler | 1948-1970 | |||
Ildefons Pauler | 1970-1988 | |||
Arnold Wieland | 1988-2000 | |||
Bruno Platter | 2000-2018 | |||
Frank Bayard | 2018-günümüz | 11 Ekim 1971 | |
Tûr_(Şehnâme) | Görünüm
**Tûr** (Farsça: **تور**), Firdevsî'nin Şehnâme'sinde yer alan epik bir karakter. Efsanevi Şah Feridun'un ikinci oğlu ve Selm ile İrec'in kardeşi. Genç prens, kendisine ve kardeşlerine saldıran ejderhayla cesurca savaştığı zaman, babası tarafından kendisine "cesur" anlamına gelen adı verilmiştir. Feridun, imparatorluğunu oğulları arasında bölüşür; Turan'ı Tur'a verir. Bu durum, Turanlıların İranlılar ile mücadelesinin başlangıcıdır. Şehnâme'nin, Efrasiyab gibi en önemli karakterlerinden bazıları Tur'un soyundan gelmektedir. Yeğeni Menuçehr tarafından öldürülür.
## Soy ağacı
Şehrnaz | Feridun | Ernevaz | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Feridun'un kardeşi | İrec | Selm | Tur | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Peşeng | İrec'in kızı | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Menuçehr | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||| |
Tükenmez_kalem | **Tükenmez kalem** ya da kısaca **tükenmez**, içindeki borucuktaki özel ve koyu kıvamdaki mürekkebi, ucunda bulunan bilye sayesinde yüzeye aktaran modern bir yazım aracı. Kullanılabilirliği ve bulunabilirliği ile günlük yaşamda yaygın bir kullanıma sahiptir. En yaygın mürekkep renkleri mavi, siyah ve kırmızı olup diğer renklerde yazan tükenmez kalemler de üretilmektedir.
Tükenmez kaleme "tükenmez" denmesinin nedeni, onunla yaklaşık iki-üç kilometre uzunluğunda bir çizgi çizilebilmesidir. Tipik bir tükenmez kalemin içindeki ince plastik tüpün boyutları 2 mm (iç çap), 3 mm (dış çap) ve 120 mm'dir (uzunluk).
## Tarihi
30 Ekim 1888 tarihinde Amerikalı denizci John Loud, derilerini işaretlemek için ucunda bilye bulunan mürekkepli kalemi icat etti ve ilk patentini aldı. Bu buluşu, 1935 yılında gazete editörü olan Macar László József Bíró ve kimyager kardeşi geliştirdi. Biro Kardeşler, buldukları kalemi tanıştıkları Arjantin Başkanı Augustine Justo'ya gösterdi ve başkanın teşvik etmesiyle kardeşler, Arjantin'de fabrika kurdular. Yapılan ikinci denemede başarılı oldular. Chicago'lu Milton Reynolds, Arjantin'de gördüğü bu kalemleri, Amerika Birleşik Devletleri'nde perakende olarak satmaya başladı. 1940'larda artan tükenmez kalem üreticileri arasında rekabet oluşmaya başladı.
II. Dünya Savaşı sırasında Amerikan Hava Kuvvetleri, uçuş personeli için tükenmez kalemi tercih etti çünkü 3 bin metre yüksekteki basınçta diğer kalemlerin mürekkebi akıyordu.
## Standartları
ISO'nun tükenmez kalemler için yayımladığı standartları şunlardır:
- ISO 12756
- 1998: Resim ve yazı gereçleri - tükenmez kalem - Sözcük
- ISO 12757-1
- 1998: Tükenmez kalem ve doldurma - Bölüm 1: Genel kullanım
- ISO 12757-2
- 1998: Tükenmez kalem ve doldurma - Bölüm 1: Belge kullanımı (DOC)
- ISO 14145-1
- 1998: Rulo tükenmez kalem ve doldurma - Bölüm 1: Genel kullanım
- ISO 14145-2
- 1998: Rulo tükenmez kalem ve doldurma - Bölüm 2: Belge kullanımı (DOC)
## Resim galerisi
-
Tükenmez kalemin bilyeli ucu -
Tükenmez kalem yüzeye mürekkep aktarırken -
Bir tükenmez kalem ve kapağı -
Tükenmez kalemle yapılmış tek renkli bir çizim
Wikimedia Commons'ta ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.Tükenmez kalem | |
Tüketici | Görünüm
**Tüketici**, iktisadi mal ve hizmetleri belirli bir bedel karşılığında satın alarak kullanan kişidir. Tüketim denildiğinde daha çok maddi anlamda tüketim anlaşılmaktadır. Hâlbuki maddi tüketim öğelerinin dışında maddi olmayan kültür, eğlence gibi tüketim öğeleri de vardır. Dolayısıyla, tüketicinin duygusal ve düşünsel ihtiyaçlarıyla da ilgilenmek gereği vardır. |
Tüketim_toplumu | Görünüm
**Tüketim toplumu**, **tüketimcilik**, **tüketicilik** veya **alıcılık**, hizmetler ve üretim sektörü ekseninde olmaktan ziyade boş zamanın ve üretilen malların tüketimi ekseninde örgütlü hale gelen ya da örgütlenen toplumları ve bu eylemi açıklayan sosyoloji terimi. Bu kavram sosyoloji içerisinde net bir açıklığa sahip olmasa da tüketimcilik çoğunlukla zenginliğin, bireyciliğin ve popüler kültür özelliklerinin arttığı, toplumsal sınıfların sınırlarının azaldığı toplumlarda görülür. |
Tülay_Günal | Tülay Günal | |
---|---|
Doğum | 9 Eylül 1970 Kastamonu, Türkiye |
Eğitim | Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü |
Meslek | Oyuncu |
Etkin yıllar | 1993-günümüz |
Ödüller | Tüm Liste |
**Tülay Günal** (d. 9 Eylül 1970, Kastamonu), Türk oyuncudur. Tiyatro çalışmaları dışında *Sis ve Gece* filmi ile *Asi* dizisindeki rolleriyle tanınır.
## Hayatı
9 Eylül 1970 tarihinde Kastamonu'da doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde eğitim aldı. Mezun olduktan sonra İstanbul'da bir süre şarkıcılık yaptı. (bu dönemde Işın Karaca ile çalışmıştır.) 1993 yılında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'da oyuncu olarak çalışmaya başladı, birkaç sezon sonra Ankara Devlet Tiyatrosu'na tayin oldu. 2007 yılı itibarıyla, Ankara Devlet Tiyatrosu'nda görev yapmaktadır.
Devlet Tiyatroları'ndaki görevinin dışında çeşitli özel tiyatrolarda da çalışmalar yapar. Çalıştığı özel tiyatrolar arasında Dostlar Tiyatrosu, Oyun Atölyesi ve DOT da bulunmaktadır. Oyun Atölyesi'nde Haluk Bilginer ve Güven Kıraç'la birlikte oynadığı *Jeanne d'Arc'ın Öteki Ölümü'*nde Jeanne d'Arc'ı canlandırdı. DOT'ta ise *Böcek* oyununda başrolde yer aldı. Usta tiyatrocu Çetin Tekindor ile birlikte *Rita'nın Şarkısı* adlı oyunu Adana'da Sakıp Sabancı Sahnesi'nde (DT bünyesinde) sergiledi.
2007-2009 yılları arasında, Kanal D'de yayımlanan *Asi* adlı dizide oynadı.
"Ben Bertolt Brecht" oyunundaki rolüyle 2012 Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde En iyi Müzikal Kadın Oyuncu ödülünü almaya hak kazanmıştır. 2013 yılında *Umutsuz Ev Kadınları* dizisinde "Suzan" karakterini canlandırmıştır. 2016 yılında yayımlanan *Kördüğüm* adlı dizide "Feyza Karasu" karakterini canlandırdı.
2017-2018 sezonunda 23. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'nde, Sinema kategorisinde jüri üyeliği yapmıştır.
## Tiyatro oyunları
Yıl | Oyun | Oyun yazarı | Tiyatro sahnesi | |
---|---|---|---|---|
2013 | Yaşamaya Dair
|
Nâzım Hikmet Ran | Dostlar Tiyatrosu | |
2012 | Ben Bertolt Brecht
|
Bertolt Brecht | ||
2010 | Fırtına
|
William Shakespeare | Talimhane Tiyatrosu | |
2008 | Rita'nın Şarkısı
|
Willy Russel | Adana Devlet Tiyatrosu | |
Vur Yağmala Yeniden
|
Mark Ravenhill | Tiyatro Dot | ||
2006 | Böcek
|
Tracy Letts | ||
2005 | Jeanne D'arc'ın Öteki Ölümü
|
Stefan Tsanev | Oyun Atölyesi | |
2004 | Atları da Vururlar
|
Horace McCoy | Ankara Devlet Tiyatrosu | |
2004 | Hamlet
|
William Shakespeare | ||
2003 | Gorgonun armağanı
|
Peter Shaffer | ||
2002 | Şeytanlar
|
John Whiting | ||
Üç Kuruşluk Opera
|
Bertolt Brecht | |||
2020 | Arzu Tramvayı
|
Tennessee Williams | ||
1998 | Mutlu Son
|
Bertolt Brecht | ||
1996 | Simyacı
|
Paulo Coelho | Dostlar Tiyatrosu | |
Kanlı Düğün
|
Federico Garcia Lorca | Diyarbakır Devlet Tiyatrosu | ||
1995 | Pazartesi Perşembe
|
Musahipzade Celal | ||
Kısasa Kısas
|
William Shakespeare | |||
Onikinci Gece
|
William Shakespeare | |||
1994 | Zengin Mutfağı
|
Vasıf Öngören | ||
1993 | Sokak Kedisi Marilu
|
Yeşim Dorman | ||
Mitos Güzeli
|
Coşkun Irmak | |||
Kaynak:
|
## Filmografisi
Sinema | |||
---|---|---|---|
Yıl | Yapım | Rol | Notlar |
2007 | Sis ve Gece
|
Melike | |
2011 | Küçük Günahlar
|
||
2016 | Rüzgarda Salınan Nilüfer
|
Şermin | |
2021 | Birlikte Öleceğiz
|
Tijen | |
Televizyon | |||
Yıl | Yapım | Rol | Notlar |
2003 | Yuvadan Bir Kuş Uçtu
|
Sevgül | TRT 1 |
2007-2009 | Asi
|
Süheyla | Kanal D |
2012 | Çıplak Gerçek
|
Solmaz | Star TV |
2012-2014 | Umutsuz Ev Kadınları
|
Suzan | Kanal D / FOX |
2015 | Tatlı Küçük Yalancılar
|
Vildan | Star TV |
2016 | Kördüğüm
|
Feyza Karasu | FOX |
2018 | Servet
|
Sevim | Show TV |
2019 | Kuzgun
|
Neşe | Star TV |
2020 | Çatı Katı Aşk
|
Perihan Yılmaz | Kanal D |
2021 | İkimizin Sırrı
|
Türkan Karahun | atv |
2023- | Hudutsuz Sevda
|
Nergiz Leto | FOX / NOW |
İnternet | |||
Yıl | Yapım | Rol | Notlar |
2017-2018 | Fi
|
Eti | puhutv |
2024 | Ahit: Musa'nın Hikayesi
|
Bithiah | Netflix |
Kaynak:
|
## Ödülleri
Yıl | Ödül töreni | Kategori | Dizi - Film | Kaynak | Sonuç |
---|---|---|---|---|---|
2017 | 22. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri | Yılın En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncusu | Rüzgarda Salınan Nilüfer
|
|
Kazandı |
2014 | 18. Afife Tiyatro Ödülleri | Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu | Yaşamaya Dair – Bursa Cezaevi'nden Mektuplar
|
|
Adaylık |
2012 | 16. Afife Tiyatro Ödülleri | Yılın En Başarılı Müzikal ya da Komedi Kadın Oyuncusu | Ben Bertolt Brecht
|
|
Kazandı |
2006/2007 | Lions Medya Ödülü | En İyi Kadın Oyuncu | Bug / Böcek
|
Kazandı | |
2007 | 11. Afife Tiyatro Ödülleri | Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu |
|
Adaylık | |
2002/2003 | Sanat Kurumu Tiyatro Ödülleri | En İyi Kadın Oyuncu | Şeytanlar
|
|
Kazandı |
1998/1999 | Çırağan Lions | En İyi Kadın Oyuncu | Mutlu Son
|
Kazandı | |
Türkan Kahramankaptan Ödülü | En İyi Sanatçı |
|
Kazandı | ||
1995/1996 | Sanat Kurumu Ödülleri | Övgüye Değer Kadın Oyuncu | Onikinci Gece
|
Kültür Bakanlığı tarafından takdirname ile ödüllendirildi | Kazandı | |
Tüm_Birlik_Komünist_Partisi_(Bolşevik)_14._Kongresi | Görünüm
Tüm Birlik Komünist Partisi (Bolşevik) 14. Kongresi | |
---|---|
Durum | Tek parti |
Türü | Siyasi parti kongresi |
Konum | Moskova |
Ülke | SSCB |
İlk düzenlenme | 18 Aralık 1925 |
Son düzenlenme | 31 Aralık 1925 |
Organizatör | Tüm Birlik Komünist Partisi (Bolşevik) |
**Tüm Birlik Komünist Partisi (Bolşevik) 14. Kongresi** 18-31 Aralık 1925'te Moskova'da yapıldı. 14. Merkez Komite de bu kongrede seçilmiştir.
Bu kongre, Josef Stalin ile Leon Troçki arasında Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin kontrolü için yaptıkları mücadele ile bilinmektedir.
## Kongre'nin gündemi
- Merkez Komite'nin siyasi raporu (Josef Stalin)
- Merkez Komite'nin teşkilat raporu (Vyaçeslav Molotov)
- Denetim Komisyonu Raporu (Dmitry Kursky)
- Merkez Kontrol Komisyonu Raporu (Valerian Kuybışev)
- Rus Komünist Partisi (Bolşevik) Komintern Delegasyonu Raporu (Grigori Zinoviyev)
Ayrıca Mihail Tomski, ticaret birlikleri hakkında bilgi verdi, Nikolay Buharin Komsomol üzerine çabalar hakkında rapor vermiştir ve Andrey Andreyev parti kurallarında ki değişiklikleri tartışmıştır.
Kongre, bir başka oturumda, Georgiy Çiçerin'in Sovyetler Birliği'nin dış politikası ve uluslararası durumu hakkındaki raporunu dinledi. |
Tüm_Rusya_Devlet_Televizyon_ve_Radyo_Yayıncılık_Şirketi | Tip | Radyo ve televizyon ağı |
---|---|
Kuruluş | 14 Temmuz 1990 |
Merkez | Moskova, Rusya |
Ulus | Rusya |
Sahibi | Rusya hükûmeti |
Önemli kişiler | Oleg Dobrodeyev |
Resmi site | vgtrk.com |
**Tüm Rusya Devlet Televizyon ve Radyo Yayıncılık Şirketi (VGTRK)** (Rusça: Всероссийская государственная телевизионная и радиовещательная компания (ВГТРК), romanize: *Vserossiyskaya gosudarstvennaya televizionnaya i radioveşçatelnaya kompaniya*), Rusya merkezli bir devlet kamu yayıncılığı kuruluşudur. 14 Temmuz 1990 tarihinde kurulmuştur. Merkezi Moskova'da yer almaktadır.
Tüm Rusya TV ve radyo kanallarının yayını Moskova'da ve ayrıca karasal yayın ağını oluşturan Rus Televizyon ve Radyo Yayın Ağı'nın bölgesel yayın merkezleri aracılığıyla yapılır. Moskova'dan TV ve radyo kanalları, uydu ve karasal iletişim kanalları aracılığıyla bölgelere ulaştırılmaktadır. Ülke çapında 53 dilde çok sayıda televizyon ve radyo kanalı işletmektedir.
Tüm Rusya Devlet Televizyon ve Radyo Yayıncılık Şirketi, 1993-2022 yılları arasında Avrupa Yayın Birliği üyesiydi.
## Hizmetler
### Televizyon
- Rossiya-1 (Россия-1) - genel amaçlı programlar.
- Rossiya-24 (Россия-24) - haber programları.
- Rossiya-K (Россия-К) - kültür ve sanat programları.
- Karusel (Карусель) - çocuk ve gençlik programları
- RTR-Planeta (РТР-Планета) - uluslararası programlar.
- Euronews (Euronews на Русском языке)
- "Digital Television" adı altında 20 tema kanalı.
- 90 yerel televizyon kanalı
### Radyo
- Radio Kultura - kültür programları.
- Radio Mayak - genel eğlence ve yetişkin çağdaş müzik programları.
- Radio Rossii - talk radyo ve yerel programlar.
- Radio Yunost - eski Sovyet müzik programları.
- Vesti FM - haber programları. |
Tümeller_tartışması | **Tümeller tartışması**, Orta Çağ felsefesine hakim olmuş bir metafizik tartışmasıdır. Nesnelerin sahip oldukları renk ve şekil gibi özgülükler, bu nesnelerden bağımsız birer varlık mıdır? Eğer varlıksalar, bu varlıkların tabiatı nedir?
## Taraflar
"Tümeller (Universaliae) nedir?", "Nerede bulunurlar?" ve "Dışardaki nesnelerden bağımsız olarak mevcut mudurlar, yoksa değil midirler?" gibi sorular çerçevesinde cereyan eden tümeller çatışması sonucunda, kavram gerçekçileri (realistler) ile adcıların (nominalistler) taraf oldukları muhtemel üç yanıt öbeği açığa çıkmıştır:
- Birinci grup, tümellerin, nesnelerden bağımsız olarak varolduğunu ve onların dışında veya üstünde bulunduğunu savunur. Bu görüşe mensup olanlar, Platon'un yolundan giden Augustinus ve Anselmus gibi düşünürlerdir.
- İkinci grup, tümellerin varolduğunu ama nesnelerin dışında veya üstünde değil, içinde bulunduğunu ve onlara bağımlı olduğunu savunur; yani nesnelerle ilişkileri bakımından, tümeller aşkın (transcendent) olmayıp, içkindirler (immanent). Bu görüşe mensup olanlar, Aristoteles'in yolundan giden Abelardus, Albertus Magnus ve Thomas Aquinas gibi düşünürlerdir.
- Üçüncü grup ise sadece nesnelerin varolduğunu, tümellerin ise benzer nesnelere vermiş olduğumuz adlardan ibâret bulunduğunu savunur. Bu görüşe mensup olanlar, Roscelinus ve Ockhamlı William gibi düşünürlerdir.
İlk iki grup, kavram gerçekçisidir, yani tümellerin şu veya bu biçimde gerçekten varolduğuna inanır. Ancak birinci grup aşırı gerçekçi, ikinci grup ise ılımlı gerçekçi olarak nitelendirilir. Üçüncü grup ise nominalisttir.
## Sonuçları
Tümeller çatışması bütün Orta Çağ boyunca sürmüş ve bu çağın sonlarına doğru önde gelen İngiliz adcılarından Ockhamlı William'ın etkisiyle adcıların (Nominalizm) lehine sonuçlanmıştır. Bu ne anlama gelmektedir? Gerçekten varolanlar, adcıların dedikleri gibi, tümeller değil de tikeller olduğuna ve tümeller, birbirlerine benzeyen tikelleri gösteren işâretlerden başka bir şey olmadıklarına göre, bilgi arayışı tikellere, yani şu tek tek bireylere yönelmeli ve onlardan yola çıkarak geliştirilmelidir. Tikellerin bilgisine ulaşmanın tek yolu ise gözlem ve deney yapmaktır. Böylece gözlem ve deney yöntemi adcılar sâyesinde güvenilir bilginin bir aracı haline getirilmiş veya başka bir deyişle sağlam bir felsefî zemine oturtulmuştur.
Bilgi arayışında yöntem olarak gözlem ve deneyin güçlü bir biçimde gündeme gelişi ve yaygınlaşması, doğa bilimlerinin doğuşunu hızlandırdı. Bir felsefî yaklaşım, yani adcılık, doğa bilimlerinin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmış ve böylece güvenilir bilgi edinme sürecinin yolunu açmıştır. Bu gelişme, bilim tarihinde ve genel olarak bakıldığında düşünce tarihinde gerçekten de çok önemli bir dönüm noktasına gelindiğini gösterir.
Adcılığın, din alanındaki etkisi de olağanüstü olmuştur; çünkü bu etki, din-bilim ayrışmasının gerçekleşmesinde önemli bir role sahip olmuştur. Ockhamlı William'a göre, sadece şu tek tek bireyler varolduğu için, her türlü bilginin kaynağı deney, yani iç ve dış deney olmalıdır; bu yüzden önermeleri deneylen denetlenemeyen bir rasyonel teolojinin veya ruhun ölümsüzlüğünü kanıtlamak isteyen bir psikolojinin olamayacağı ortadadır; dolayısıyla Tanrı'nın birliği, sonsuzluğu ve hatta varlığı bile akıl yoluyla kesin olarak kanıtlanamaz. Tanrı ile, gerçeği aşan şeylerle ilgili bilgimiz, inanca dayanır veya inanç önermelerinden oluşur. Kutsal Kitap'ın otoritesi ile Kilise Geleneği, bu önermeleri belirlemiştir; ancak bunlar kanıtlanamaz ve kanıtlamalarda kullanılamaz; bunlara sadece inanılır; yani kanıtlanarak değil inanılarak benimsenir.
Öyleyse, adcılık akıl-inanç çatışmasının veya başka bir biçimde ifade edersek bilim-din ve felsefe-din çatışmalarının giderilmesi için en uygun çözümün, bunların yollarının birbirlerinden ayrılması olduğu sonucuna varmış ve böylece düşünce tarihinin en büyük açmazlarından birini gidermek suretiyle özgür inancın ve özgür aklın yollarını açarak, bütün Orta Çağ boyunca nafile yere gerçekleştirilmeye çalışılan akıl-inanç uzlaşmasının epistemolojik açıdan olanaksız olduğunu göstermiştir. |
Tünel_(İstanbul) | Tünel F2 (Karaköy - Beyoğlu) Tarihi Tünel Füniküler Hattı | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Genel bilgiler | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Durum | İşletmede | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sahibi | İstanbul Büyükşehir Belediyesi | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yer | İstanbul, Türkiye | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İlk - Son durak | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İstasyonlar | 2 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yolculuk süresi | 1,7 dakika | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Web sitesi | Tünel Resmî Sitesi | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hizmet | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Türü | Füniküler | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sistem | İstanbul Füniküleri | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İşletmeci(ler) | İETT | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tarihçe | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Açılış | 17 Ocak 1875 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Teknik bilgiler | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hat uzunluğu | 0,573 km (0,356 mi) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hat açıklığı | Standart (1435 mm) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kabin sistemi | 2 tren seti toplam 2 vagon | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
**Tünel** ya da **F2 (Karaköy - Beyoğlu) Tarihi Tünel Füniküler Hattı**, İstanbul'da yer alan füniküler hatlarından birisidir.
1863'te hizmete giren Londra Metrosu'ndan sonra dünyanın en eski ikinci, Türkiye'nin ise ilk yer altı raylı toplu taşıma sistemi olan ve 17 Ocak 1875'te hizmete giren hat, Karaköy ile Beyoğlu arasındaki 573 metrelik güzergâhı yaklaşık 102 saniyede katetmektedir. 07.00 - 22.45 saatleri arasında pik saatlerde 5 dakikada bir sıklıkla çalışan hat, günlük ortalama 300 sefer yaparak 24 bin yolcu taşımaktadır.
## İstasyonlar
Sıra | İstasyon | İlçe | Aktarma | Tür | Notlar |
---|---|---|---|---|---|
1 | Beyoğlu
|
Beyoğlu | (Şişhane-Zemin İstanbul)・ (Tünel)
|
Yer altı | Metro Han・Tünel Pasajı・İstiklal Caddesi |
2 | Karaköy
|
(Karaköy)・ (ŞH Karaköy)
|
Galata Köprüsü・Galata Kulesi |
## Tarihçe
Karaköy’den Beyoğlu’na ulaşmak için %24 gibi çok dik bir eğime sahip olan Yüksekkaldırım Yokuşu'nu çıkmak gerektiği için buradan çıkmak insanları aşırı miktarda yormaktaydı. Bu bağlamda 1869'da İstanbul’un şehir içi ulaşımını geliştirmek amacıyla verilen demiryolu imtiyazlarından biri de bu iki nokta arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla inşa edilen **Tünel** için verilmiştir. 1871'de inşasına başlanan 573 metrelik Tünel, üç yıl süren inşaatın sonunda 17 Ocak 1875'te hizmete girmiştir. 1910 yılında elektrikli sisteme geçen Tünel, 1939'da İETT'ye devredilmiştir. 1970'te bir Fransız firması tarafından tamamen yenilenen Tünel, 2007'de kapsamlı bir bakımdan geçmiştir.
## Güzergâh şeması
## Görseller
-
Eski bir füniküler aracı
-
Beyoğlu Füniküler İstasyonu'nda bekleyen bir füniküler aracı
-
Beyoğlu Füniküler İstasyonu'nda bekleyen bir füniküler aracı
-
Beyoğlu Füniküler İstasyonu'nda bekleyen bir füniküler aracı
-
Tünel'den bir görünüm
-
Tünel'in güzergâhını gösteren harita
- |
Tüney,_Çankırı | Görünüm
Tüney | |
---|---|
Çankırı'nın Türkiye'deki konumu | |
Tüney'in Çankırı'daki konumu | |
Ülke | Türkiye |
İl | Çankırı |
İlçe | Merkez |
Coğrafi bölge | İç Anadolu Bölgesi |
Rakım | 1020 m |
Nüfus (2021) | |
• Toplam | 318 |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (TSİ) |
İl alan kodu | 0376 |
İl plaka kodu | 18 |
Posta kodu | 18002 |
**Tüney**, Çankırı ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür.
## Tarihçe
Köy, 1928 yılından beri aynı adı taşımaktadır.
Daha önceleri Ankara ilinin Kalecik ilçesine bağlıyken, 24 Mart 1988'de Çankırı ilinin Merkez ilçesine bağlandı.
## Coğrafya
Köy, Çankırı il merkezine 40 km uzaklıktadır. Köy, Çankırı'nın güneyinde olup, numaralı Çankırı-Kırıkkale (Çankırı-Kalecik) devlet yoluna 1,5 km.lik bir köy yoluyla bağlıdır. TCDD Ankara-Çankırı demiryolu ve Kızılırmak Nehri'nin kolu Terme Çayı kenarındadır. Ankara il sınırına 1,6 km. uzaklıktadır.
## Nüfus
Yıllara göre köy nüfus verileri | |
---|---|
2021 | 318
|
2020 | 342
|
2019 | 355
|
2018 | 374
|
2017 | 366
|
2016 | 395
|
2015 | 382
|
2014 | 377
|
2013 | 405
|
2012 | 408
|
2011 | 398
|
2010 | 444
|
2009 | 447
|
2008 | 464
|
2007 | 479
|
2000 | 696
|
1990 | 1.124
|
1985 | 886
|
1965 | 751
| |
Türcülük | Makale serilerinden |
**Türcülük**, kısaca, canlı bireylere sadece ait oldukları türden ötürü farklı değer atfedilmesidir. Oxford Sözlüğü türcülüğü “insan türünün üstünlüğü varsayımına dayanarak belli hayvan türlerinin sömürülmesi ya da ayrımcılığa uğratılması” şeklinde tanımlamaktadır. Genelde insan şovenizmi olarak kendini gösteren bu yaklaşım içinde yaşadığımız 'uygar' insan toplumunun ruhuna nüfuz etmiş bir olgudur.
Türcülük terimi genelde hayvan hakları savunucuları tarafından insan merkezli modern toplumu eleştirmek amacıyla kullanılır. İlk olarak 1970 yılında Richard D. Ryder tarafından ırkçılık kavramına benzetirilerek kullanılmıştır. Peter Singer, ünlü "Hayvan Özgürleşmesi" adlı kitabında bu önyargıyı ortaya koymaya çalışır.
Türcülük, insan şovenizmi dışında bazı hayvanların kendileriyle tümüyle karşılaştırılabilir özelliklere sahip diğerlerine üstün tutulması olarak da kendini gösterebilir. Örneğin en az köpek kadar, hatta belki daha fazla zeki olan domuzun bir köpeğin sahip olduğu yasal korumaya sahip olmaması gibi.
Benzer şekilde hayvan hakları savunucularına göre bir insan bebeğine sağlanan yasal korumanın örneğin bir kediye sağlanmaması türcülüktür. Zira insan bebeği kediden daha zeki değildir ve sadece sahip olduğu "potansiyel" sebebiyle korunduğu iddiası da kürtajın yasal olduğu bir ortamda geçerliliğe sahip değildir.
Yani "birey" olmuş bir canlının (ki embriyo potansiyele sahip olsa da daha birey değildir) toplum tarafından korunmasının tek sebebi o canlının ait olduğu tür ise o toplum türcü bir toplumdur. Örneğin, Peter Singer, "Hayvan Özgürleşmesi" isimli kitabında bu konuya şöyle bir felsefi yaklaşım getirmiştir; hayvan deneyleri; ancak amaçlanan faydalar sebep olunan zararları aşıyorsa meşru görülebilir. Bu konumun mantığını izlersek bir insan bebeği ve bir maymun Singer’ın testini geçen bir deneyde kullanılabilir. Eğer bebek kullanılmıyorsa o zaman maymun da kullanılamaz. Eğer sadece maymun kullanılıyorsa bu, insan türüne atfedilen bir ayrımcılıktır, yani türcülüktür.
Türcülüğün reddinin pratikteki kaçınılmaz sonucunun vegan yaşam şeklinin tercih edilmesi olduğu düşünülmektedir. |
Türeyiş_Destanı | **Türeyiş Destanı** adıyla bilinen bu hikâye aslında Kao-che (Çince: 高車 / 高车, Pinyin: Gāochē, Wade-Giles: Kao-ch'e)'nin yaratılış destanıdır. Fuat Köprülü'nün *Hüvey-Hü'lerin Destanı* olarak aktardığı hikâyenin aynısıdır.
Bu destan Çin kaynaklarından *Wei Kitabı* ve *Kuzey Hanedanları Tarihi* kitaplarında yer aldığı haliyle günümüze ulaşmıştır.
## Hikâye
Eski Hun hükümdarlarından birinin iki kızı vardı ve öyle güzeldiler ki Tengri'nin onları tanrılarla evlenmeleri için yarattığı inancı hakimdi. Hükümdar bu fikirleri duyunca kızlarını insanlardan uzak tutmak için ülkesinin kuzey taraflarında yüksek bir kule yaptırıp onları bu kuleye hapsetti. Hükümdarın kızlarıyla evlenmesi için yakarışlarla çağırdığı Tanrı, nihayet bir gün bozkurt şeklinde geldi ve kızlarıyla evlenip birçok çocuk doğurdu. Bunlardan Dokuz Oğuz-Onoğurların sesi bozkurt sesine benzerdi. Bu çocuklar da babalarının bozkurt ruhunu taşıyarak çoğaldılar.
## Not
ile ilgili metin bulabilirsiniz. | |
Türkân_Akyol | Türkan Akyol | |
---|---|
Doğum | Peyman Türkan 12 Eylül 1928 İstanbul |
Ölüm | 7 Eylül 2017 (88 yaşında) Ankara, Türkiye |
Defin yeri | Karşıyaka Mezarlığı, Ankara 39°59′31″N 32°46′37″E / 39.992°K 32.777°D |
Milliyet | Türk |
Meslek | Tıp doktoru, akademisyen, siyasetçi, ilk kadın bakan |
Ebeveyn(ler) | Mehmet Rüştü Pekdemir (babası) Remziye Pekdemir (annesi) |
**Peyman Türkan Akyol** (12 Eylül 1928, İstanbul - 7 Eylül 2017, Ankara), Türk tıp doktoru, akademisyen, siyasetçi, Türkiye'nin ilk kadın bakanı ve Ankara Üniversitesi rektörü.
## Hayatı
Türkan Akyol, 1928′de İstanbul’da doğdu. Babasının kurmay subay olması nedeniyle aile, birçok Anadolu kentinde yaşadı. Bu nedenle ilköğrenimini her yıl Anadolu’nun değişik yerlerinde okuyarak bitirdi. 1944'te girdiği İstanbul, Erenköy Kız Lisesi’nden 1947 yılında mezun oldu.
1947'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girip tip eğitimine başladı. 1953'te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Dahiliye, Göğüs Hastalıkları Uzmanlığı çalışmaları yaptı. 1954'te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi asistanlık kadrosuna alındı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi olarak 1965'te doçentlik, 1970'te profesörlük unvanlarını aldı. Bu akademik çalışma döneminde yurt dışında da çalışmalar yaptı. 1959-1962 döneminde ABD'de araştırmacı, 1965'te Fransa’da ve sonra da Hollanda’da tıp eğitimi üzerinde kısa süreli çalışmalar yaptı.
12 Mart 1971 Silahlı Kuvvetler muhtırasının ardından 19 Mart’ta Nihat Erim'in kurduğu 33. Hükümeti'ne 25 Mart 1971′de meclis dışından bağımsız olarak Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olarak atandı. Böylece Türkiye'de bakan olan ilk kadın oldu. 13 Aralık 1971'de bakanlık görevinden istifa ile ayrılıp tekrar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki profesörlük görevine döndü. 31 Mayıs 1980'de Ankara Üniversitesi’ne Rektör seçildi. Böylece Türkan Akyol, Türkiye’deki ilk kadın rektör oldu.
1982 yılında çıkartılan YÖK Kanunu’na en yüksek seviyede olan bir akademik görevli olarak karşı çıktı. Bu nedenle YÖK’ün onayı ile rektörlük görevinden istifa etti. Tekrar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki öğretim üyeliği görevine döndü.
Erdal İnönü’nün daveti ile 1983 yılında Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP)'in kurucuları arasına katıldı ve bu partinin Genel Başkan Yardımcılığı görevini yapmaya başladı. 3 Kasım 1985'te Halkçı Parti ve Sosyal Demokrasi Partisi'nin birleşmesi ile kurulan Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) kadrolarına da katıldı. 29 Kasım 1987′de XVIII. Dönem milletvekilliği seçimlerinde İzmir Milletvekili seçildi. Bu dönem sonunda milletvekilliğinden ayrılıp tekrar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeliği görevine döndü.
1991 Türkiye genel seçimleri kesin bir parti hükûmeti için çoğunluk sonuç vermedi ve 1995'e kadar Türkiye koalisyon hükûmetleri ile yürütüldü. Türkan Akyol, 22 Şubat 1992′de Erdal İnönü’nün Başkan Yardımcısı olduğu 49. Demirel Hükümetinde (kadın işlerinden sorumlu) Devlet Bakanı olarak dışarıdan atandı. 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal ölünce daha önce koalisyonda Başbakan olan Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı seçildi. Tansu Çiller'in 50. Hükümeti DYP-SHP koalisyonu olarak kuruldu. Türkan Akyol dışarıdan girip SHP Milletvekili olarak Devlet Bakanı olarak 27 Temmuz 1994 tarihine kadar görev yaptı.
Türkan Akyol, akademik ve siyasi görevleri dışında birçok dernek ve kurumda sosyal faaliyetlerde bulundu. Bunlardan en önemlileri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) (İngilizce: *World Health Organization (WHO)*) Avrupa Bölgesi şeref üyeliği ve dört sene yaptığı Sosyalist Enternasyonal Kadın Kolu Başkan Yardımcılığıdır.
Bursa'da 16 Ocak 1995 tarihinde Sağlık Bakanlığı'na bağlı olarak açılan göğüs hastalıkları hastanesine eski sağlık bakanına atfen "Türkân Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi" adı verilmiştir.
7 Eylül 2017'de tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi hastanesinde 88 yaşında iken hayatını kaybetti.
Evli ve iki çocuk annesiydi. |
Türkçe_ezan | ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
**Türkçe ezan**, Arapça olan ezanın Türkçe sözlerle, makamına uygun şekilde seslendirilmesidir. Türkçe ezan konusu Türkiye tarihinde; Türkçülük, dili öz Türkçeleştirme ve sekülerizm eksenlerinde tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
## Tarihçe
19. yüzyılda Türkçülük hareketinin yaygınlaşıp Türk sözcüğüne ve Türk diline önem verilmeye başlanması ile birlikte ilk olarak Sultan Abdülaziz devrinde Ali Suavi ezanın, hutbelerin ve namaz surelerinin bile Türkçeleştirilmesi gerektiğini savunmuştur. Macar halk edebiyatı bilgini İgnaz Kunoş ise 1885'te İstanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansta Osmanlı İstanbul'u yanında İstanbulda okunmakta olan Türkçe ezana yer verilir.
Gel Şehzadebaşı'ndaki sakin kahveler. Direklerarasındaki kıraathaneler... Biri söylerse öbürü dinler. Akşam da oldu ikindi, mumlar şamdanlara dikildi. Şerefeye çıkmış müezzinler, Kıble tarafına dönüp ellerini yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya başladılar: Yoktur tapacak, Çalabdır ancak...
— Ignác Kúnos
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu dönemde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile resmen ve tüm yurtta uygulanmaya başlanmıştır. 1941 yılında ise Arapça ezan yasağı uygulamaya konulmuştur. 1950 seçimlerinden %53 oyla birinci parti olarak çıkan Demokrat Parti, bu tarihten itibaren ezanın Arapça okunmasını istemiştir. Türkçe ezan kanunen yasaklanmamakla birlikte, 1950 yılından sonra Türkiye'de ezan Türkçe okunmamıştır.
### Türkçe ezan tartışmaları
Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiştir:
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
Atatürk'ün teşvikiyle 1932'de, Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığı tartışıldı ve caiz olduğu kanaatine varıldı.
### Uygulamaya geçiş
|
- Tanrı uludur (x4)
- Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı'dan başka yoktur tapacak (x2)
- Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı'nın elçisidir Muhammed (x2)
- Haydi namaza (x2)
- Haydi felaha
[a](x2) - Namaz uykudan hayırlıdır* (x2)
- Tanrı uludur (x2)
- Tanrı'dan başka yoktur tapacak
*Sadece sabah ezanında söylenir. |
Dinlerken sorun mu yaşıyorsunuz? Medya yardımı alın. |
Aralık 1931'de, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı'nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
Kur'an'ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul'da, Yerebatan Camii'nde Hafız Yaşar Okur tarafından okundu. Yaşar Okur, Riyaseti Cumhur Orkestrası Alaturka Kısmı'nın eski şefiydi. Ayetleri Arapça versiyonundaki makamlarla Türkçe okumuştu. Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii'nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi'nde de, Ayasofya Camii'nde Türkçe Kur'an, tekbir ve kamet okundu. 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi.
### Selanın Türkçeleştirilmesi
Türkçe ezan uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile İslam peygamberi Muhammed'e hürmet ve saygı ifade eden sözlerin yer aldığı salanın da Türkçe okunmasına karar verilmiştir.
### Daha sonra yapılan çalışmalar
1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fıkra eklenmiştir. Değişikliğe göre, Arapça ezan okuyanlar ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyeceklerdi.
### Kuzey Kıbrıs'ta Türkçe Ezan
1932 yılında, Türkçe ezanın kabulünden sonra, Kıbrıs Türkleri de ezan çalışmalarına başlamıştır. Kıbrıs Müftüsü Dânâ Efendi, 1954 yılında konuyla ilgili olarak, *Ezanın Türkçe okunması câiz olduğuna ve halk, Türkçe okunmasını arzu ettiğine göre tercihen okutturulmasını maslahâta uygun görülmektedir*, diyerek fetva vermiştir. Buna karşı çıkan tek bilinen şahsiyet Şeyh Nazım Kıbrısi olmuştur. Lefkoşa'nın en büyük camisi Selimiye'nin şerefesine çıkıp tekrar Arapça lafız ile ezan okumuş, bunun üzerine kendisine dava açılmıştır. Davayı beklerken Lefkoşa'nın köylerini gezip Arapça ezan okumaya devam etmiştir.
### Sözcüğün eş anlamlısı
Ezan ile eş anlamlı 2 sözcük bulunur. Bu sözcükler **banlak** ve **ezen**dir.
### Arapça ezanın yeniden kabulü
1950 Türkiye genel seçimleri sonrasında, Demokrat Parti Türkçe ezan ile ilgili olarak çalışmalara başladı. 14 Haziran günü gazetelerde açıklanan çalışmalar 16 Haziran günü hızlanmış, halk meclis önünde destek amacı ile tepki vermeye başlayınca çalışmalar daha da hızlanmış ve kabul edilmiştir. TBMM'deki görüşmelerde CHP grubu adına söz alan Trabzon Milletvekili Cemal Reşit Eyüboğlu, Arapça ezan konusunda tartışma açmak istemediklerini söylemiş ve "Arapça ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkartılmasına aleyhtar olmayacağız" demiştir. Daha sonra, üç maddelik tasarının maddeleri ayrı ayrı oylanmış ve DP’liler ile beraber CHP’liler de kabul oyu kullanmışlardır. Aynı gün sonuç Celal Bayar'a telsizle gönderilmiştir. Celal Bayar da kabul etmiştir. Çıkarılan yasayla Türkçe ezan yasaklanmamış, ezan dili serbest bırakılmıştır. Ancak günümüzde Türkçe okunmamaktadır.
Arapça ezanın serbest bırakıldığı gün Bursa'da bir camide 7 defa Arapça olarak ikindi ezanı okunmuştur. Ayrıca, 6 Temmuz 1950 tarihinde de haftada üç gün Ankara Radyosu'nda Kur'an okunacağı belirtilmiştir.
### 27 Mayıs Darbesi
27 Mayıs Darbesi ile Demokrat Parti iktidarı son bulmuştur. Darbenin öncülerinden olan bazı milliyetçi askerler tarafından ezanın Arapça okunması sertçe eleştirilmiştir. Darbe bildirisini radyodan okuyan Piyade Kurmay Albay Alparslan Türkeş, darbe sonrası verdiği bir röportajda ezanın tekrar Arapça okutulmasını "ihanet" olarak nitelemiş, "Türk camiinde Türkçe Kur’an okunur, Arapça değil" demiştir.
## Notlar
**^**1927-1938 arasında Atatürk'ün uşaklığını yapmış olan Cemal Granda'ya göre ezanın Türkçe okunması sürecinde Atatürk din adamları ve hafızlarla çeşitli görüşmeler yapmaktaydı. Ezandaki Arapça sözcükler atıldığı halde bu kişiler "Felah" için bir karşılık bulamamıştı.*Kurtuluş*kelimesi tam anlamını vermediği için fikri sorulan Atatürk bu kelimenin olduğu gibi kalmasını isteyerek konuyu sonuca bağlamıştır. Bakınız Turhan Gürkan, Atatürk'ün Uşağının Gizli Defteri, Fer Yayınları, İstanbul, 1971 s.213 |
Türkçe_rap | Türk müziği |
---|
**Türkçe sözlü rap müzik** ya da **Türkçe rap**, 1990'lı yılların ortasında ana akım medyada görünürlük kazanmış bir müzik türüdür. Amerika'dan Almanya'ya gelen rap ve hip hop kültürünü benimseyen göçmen Türklerden oluşan Cartel grubu Türkçe rapi ilk tanıtan oluşum kabul edilir.
## Türkçe rapin gelişimi
Türkçe rapin tarihçesi 3 nesil altında incelenebilir.
### Birinci dalga
Türkler arasında rap, ilk olarak Almanya'da yaşayan Türkler arasında yayılmaya başlamıştır. Almanya'daki ABD askerlerinin çocukları tarafından gurbetçi Türk ailelerin çocuklarına tanıtılan rap müzik Türk gençler tarafından kısa sürede benimsenmiştir. Almanya'daki Türkler, 90'lı yılların başından itibaren yöneldikleri rap müziğin Türkiye'ye taşınmasında öncü olmuşlardır. 1986 yılında kurulup 2000 yılında sona eren İslamic Force adlı Türk kökenli rap müzik grubu müziklerini İngilizce yapmıştır ve bu yüzden Türkçe rap içerisine dahil edilmemiştir. Türkiye'de bilinen ilk Türkçe rap denemelerinin 1980'li yıllarda DJ Hakan Gündüz tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Karakan'a göre ilk Türkçe rapi Barış Manço ve Cem Karaca yapmıştır ve Barış Manço'nun kendi ifadelerine göre 1973'te çıkardığı Lambaya Püf De adlı şarkısı rap türündedir. Bahsi geçen şarkı Cartel'in Evdeki Ses adlı şarkısında sample olarak kullanılmıştır. Bununla birlikte Parla Şenol'un 1974 yılında çıkan *Dam Üstünde Saksağan* adlı parçasının ilk Türkçe rap olduğu da iddia edilmektedir.
1990-1995 yılları arasında genellikle Almanca ve İngilizce icra edilse de 1991 yılında King Size Terror adlı oluşumda bulunan Alper Ağa'nın "Bir Yabancının Hayatı" parçasıyla Türkçe sözlü rap müzik dönemi kısmen başladı. Türkiye'de Bülent Ortaçgil ve MFÖ şarkılarında rap tarzına ilk yer verenler arasındadır. Grup Vitamin'in bazı yabancı rap şarkılarına Türkçe söz yazarak seslendirdiği de bilinmektedir. Bu durum Türkçe rap'in ilk ilkel örnekleri sayılır. Hümeyra'nın 1990 yılında çıkan *Tutkulardan İntihar* adlı şarkısının da rap içerdiği iddia edilir. Türkçe rap, 1995 yılında Cartel ile Türkiye'de bilinirlik kazandı.
1995 yılında Cartel'den sonra 1996 yılında Türkiye'de kurulan ilk rap oluşumu Bursa'dan Barikat grubu oldu. 2002 yılında Barikat grubuna Türkçe Rap Müzik Ödülleri verildi.
1996 yılında Sirhot (Serhat Galatalı) Amerika'da kurduğu Narcotic grubuyla (G-Hun, I-Touch, Sirhot) Beyaz Karanlık albümü'nün "Her Yeni Gün" şarkısına klip çekmişlerdir. Ama albüm 2002 yılında çıkmıştır. Hatta klipte saldırıdan önceki İkiz Kulelerin görüntüleri o tarihler de çok konuşulmuştur. 1997-98 yılları arasında Sagopa Kajmer (Yunus Özyavuz), Ceza (Bilgin Özçalkan) ve Dr. Fuchs (Tarık Gamert) gibi adlarla Kuvvetmira oluşumu, 1997 yılında İstanbul'dan genellikle graffiti ile uğraşan Turbo (Tunç Dindaş), 1997 yılında İzmir'den Yener Çevik ve Berlin'den Fuat Ergin, 1999 yılında Cash Flow ve
*NormLife*grubunun kurucuları olan Erman-Ender, Ankara'dan Mode XL grubunu kuran Evren Besta-Emin Yasin Vural (VEYasin) gibi sanatçılar ortaya çıkmaya başlamıştır.
### İkinci dalga
Türkçe rap'in Cartel'den sonra medya tarafından tanıtıldığı ve yayınlandığı ilk tarihler 2000-2005'li yıllardır. Özellikle Dream TV, Türkçe rap'e çok büyük bir destek vermiştir. Öyle ki Sagopa Kajmer, Ceza ve Dr. Fuchs gibi isimlere 2003 yılbaşı programında yer vermiştir. Daha önceki yıllarda yeraltında olan birçok isim bu dönemde yavaş yavaş profesyonellik kazanmıştır. Sansar Salvo (Ekincan Arslan), Pit10 (Server Uraz) ve Canka bu isimlerden sadece üç tanesidir. 1998 yılında çıkış yapan Ayben ve Kolera'dan sonra başka kadın rap müzisyenleri de ortaya çıkmıştır. Örneğin 2002 yılında İzmir Karşıyaka'da Kübra Demirkol ve Pınar Demirkol tarafından Rapangels grubu kurulmuştur. 2001 Yılında Çağdaş Küçükaydın ve Volkan Kanyılmaz tarafından Cashflow grubu kurulmuştur. Cashflow, hayata küstüm şarkısıyla beraber Türkçe rap de yeni bir sayfa açmıştır ve 2005 Yılında Bir Anlık Hata albümünü İrem Records etiketiyle yayınlamıştır.
Bu döneme damga vuran olaylardan biri Ceza ve Sagopa Kajmer arasındaki dissleşmedir.
#### Sagopa Kajmer-Ceza dissleşmeleri (2005-2010)
14 Ağustos 2004 tarihinde Ceza'nın yayımladığı Rapstar albümünde bulunan **Sinekler ve Beatler** parçasında Ayben, Kolera'ya göndermelerde bulundu ve açıklanmayan özel nedenlerden dolayı Sagopa Kajmer ve Ceza arasında soğuk yeller esmeye başladı. Ceza'nın kız kardeşi Ayben'in Sagopa Kajmer'e laf atması ve Kolera'nın 23 Kasım 2005 tarihinde TV8'e verdiği bir röportajında Ceza'nın oynadığı lolipop reklamını eleştirmesi ve bunu para için yaptığını söylemesi üzerine Ceza, Sagopa Kajmer ve Kolera'ya **Mürekkep Doldurdum** adlı bir diss parçası yayınladı. Ardından Sagopa Kajmer, Kuvvetmira ekibiyle birlikte 3 Aralık 2005'te Disstortion EP adlı 5 parçalık bir diss albümü hazırladı. Bu albümde Ceza başta olmak üzere Ayben, Rokabeat ve Sahtiyan'a açıkça göndermeler bulunmaktadır. Buna karşılık Sahtiyan, Şubat 2006'da **Kartlar Karışsın** adlı diss şarkısını yayınladı. Nisan 2006'da ise Rokabeat ve Ceza'nın kız kardeşi Ayben, Kolera'ya ve Sagopa Kajmer'e **Günlerin Ağlak** adlı bir diss attı. Buna cevaben Sagopa Kajmer, Kolera ile birlikte 18 Mayıs 2006 tarihinde çıkardığı Pesimist EP 4 albümünde **Trakonya**, **Cümle Mühendisi** ve **Dil Yaratmakta En Asil Silahları** adlı diss şarkılarını yayınladılar. Daha sonra Sagopa Kajmer, 2007 yılında Ceza ve Ayben'e kendisine ve eşi Kolera'ya hakaret ettikleri, aynı yıl bir konserde Ceza, *Salako Kajmer* diyerek lakabıyla dalga geçtiği için dava açtı. Yine 2007 yılı içinde Fuat Ergin, Sagopa Kajmer'e kızarak **Kırmızı Halı** adlı bir diss attı. Buna karşılık Sagopa Kajmer, Fuat Ergin'e de dava açtı. Bu olaylardan sonra sanatçıların parçalarının içinde, katıldıkları showlarda ve konserlerde bir sürü göndermeler yapıldı.
2009'da Hiphoplife'ın toplu albüm projesi adı altında Sagopa Kajmer'e 37 parçalık *Hiphoplife Mixtapes Vol.1 - Nafile* adlı diss albümü yapıldı.
2009 yılında Beyaz Show programına katılan Sagopa Kajmer'in Rapstar yarışması ve kendisi hakkında ağır konuştuğu için kızan Ceza, Bandırma konserinde Sagopa Kajmer'e gönderme yapmıştır. Bu çatışmalar 2010'ların başında son bulmuştur.
#### Turkish Hip Hop belgeseli
Yönetmenliğini Cengiz Özkarabekir'in üstlendiği, 9 Kasım 2007 ve 18 Kasım 2007 tarihlerinde CNN Türk kanalında yayınlanmış iki bölümlük Türkçe rap ve Türkçe hip hop hakkındaki ilk geniş kapsamlı belgeseldir.
- 1. bölüm: Türkçe Rap'in Doğuşu: Almanya (9 Kasım 2007)
- 2. bölüm: Yeraltı Operasyonu'ndan Yerüstüne: Türkiye (18 Kasım 2007)
Belgeselde konuşan kişiler:
- Almanya'dan Killa Hakan, Musa, Cartel'in üyeleri ve diğer rapçiler
- Türkiye'den Turbo, jöntürk, Ceza, Sagopa Kajmer, Fuat Ergin, Dr. Fuchs, Sahtiyan, Emre Baransel, Sultana, Ayben, Kolera ve Kadıköy Acil
### Üçüncü dalga
Birer nesil hareketi olarak gelişen Türkçe rap hareketlerinden üçüncüsü, Ezhel, Ben Fero gibi isimlerin etkisiyle kendini gösterdi. Bu neslin şarkılarında dünyaya açıklık, sosyal gerçeklik ve siyasi tepki kendini gösterdi. Norm Ender'in Ezhel ve Ben Fero'yu eleştirdiği *Mekanın Sahibi* parçası bu dönemin ilk ses getiren dissleşmesi oldu. |
Türk_Bankası | Slogan | Asırlık Banka |
---|---|
Kuruluş | 1901 |
**Türk Bankası**, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren İbrahim Hakan Börteçene'nin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı tam sermayeli özel banka. KKTC'nin ilk özel bankası.
Kıbrıs Müftüsü Ziyai Efendi önderliğinde bir grup tüccar ve esnaf tarafından 1 Temmuz 1901 tarihinde kurulmuştur. Kuruluştaki ismi *İslam İddihar Sandığı* dır.
1925 yılında K£40,000 nominal sermaye ile *Lefkoşa İslam İddihar Bankası Ltd.* adı altında bir Limited Şirkete dönüştürülmüştür. 1943 yılında sermayesini iki katına çıkartmış, adı *Lefkoşa Türk Bankası Ltd.* olarak değiştirilmiştir. 1949'dan 1959'a kadar 10 yılda Gazimağusa, Larnaka, Limasol, Baf ve Lefke Şubelerini açarak, adanın bütününde hizmet sunmaya başlamıştır. 1972 yılında *Türk Bankası Ltd.* adını almıştır.
Bankanın İngiltere ve Türkiye'de açtığı şubeleri, 1991'de Türkiye'de Turkish Bank ve İngiltere’de TurkishBank UK adlarıyla özerk iki bankaya dönüştürülmüş, bulundukları ülkenin bağımsız yerel bankası haline dönüştürerek Türk Bankası Grubu'nu oluşturmuştur.
Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve İngiltere olmak üzere üç ülkede toplam 40 şubesi, 1 milyar 100 milyon USD aktif büyüklüğü ve 180 milyon USD öz kaynağı bulunan TurkishBank Grubu bünyesinde yer alan Türk Bankası, bugün 20 şube ve 26 ATM ile hizmet vermektedir.
1996'da kurulan Türk Sigorta Ltd. ve 2003 yılından bu yana Kuzey Kıbrıs dışında yaşayanlara yönelik hizmet veren Allied TurkishBank IBU Ltd. faaliyetlerini KKTC’de sürdürmektedir. |
Türk_Düşüncesi | *Türk Düşüncesi*
Editör | Peyami Safa |
---|---|
Kategoriler | Kültür & Sanat |
Sıklık | Aylık |
İlk sayı | Aralık 1953 |
Son sayı | Nisan 1960 |
Ülke | Türkiye |
Dil | Türkçe |
**Türk Düşüncesi**, Aralık 1953'ten Nisan 1960'a kadar 63 sayı olarak çıkan Türkçe fikir ve sanat dergisidir. Yönetmen ve başyazarı Peyami Safa idi. “Aylık fikir ve sanat dergisi” mottosu altında çıkan dergi, Türk milliyetçisi-muhafazakar çizgide yayın hayatına devam etti. İstanbul'da yayın faaliyetlerini yürüten dergi, aylık olarak yayımlanmıştı. Yayın düzenlemelerinden kaynaklı istikrarlı bir yayın serüveni olmamış ve bazen yayına aralar verilmişti. 33. sayısından sonra Ağustos ayında yayına ara verilmiş ve tekrar Aralık ayında yayına devam etmişti. Nisan-Mayıs 1958 sayısından sonra ise Ocak 1960 yılına kadar yine ara vermişti. Komünizm (I, II), İrtica, İnkılab, Masonluk ve Kıbrıs özel sayıları da çıkardı. İç sayfalarda makaleler, şiirler, hikâyeler ve romanlar yer almış ve son sayfalarında ise "Nekroloji" başlığı altında o ay ölen kayda değer kişiler hakkında bilgilere verilmişti.
Doğu-Batı sentezi yoluyla kültür buhranını gidermek amacıyla yayınlanan dergide Peyami Safa, Hilmi Ziya Ülken, İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, Mustafa Şekip Tunç, Behçet Kemal Çağlar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Reşad Ekrem Koçu, Ahmet Ateş, Ahmet Kutsi Tecer, Mehmet Türker Acaroğlu, Cahit Tanyol ve Elif Naci yazı ve şiirleriyle yer aldılar. Materyalizm, Komünizm ve Marksizm ideolojileri karşısında sert bir üslup benimsemiş ve Türk gençliği için uzak durulması gereken yaklaşımlar olduğunu aşılamaya çalışmıştı. Magazin tarzında bir içerik sunmamış ve dergi içerisinde görsel materyal kullanımı fazla olmamıştı. Pozitivist bakış açısının karşısında durmuş ve teknik ile maneviyatı benimseyen sentezci bir çizgide yayınlandı. |
Türk_düşmanlığı | Makale serilerinden |
**Türk düşmanlığı**, **Türk karşıtlığı**, **Antitürkizm** ya da **Türkofobi**, Türklere, Türk kültürüne, Osmanlı İmparatorluğu'na, Türkiye'ye ve Türk halklarına karşı olan düşmanlık, ırkçılık, nefret olarak tanımlanır. Türk düşmanlığının zıttı Türkseverliktir.
Türk düşmanlığı her zaman sadece Türk halklarına karşı değil, Balkan Müslümanlarına, özellikle Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar ve Torbeşlere de yönelir. Ayrıca günümüzde Yunanistan, Almanya, İngiltere, Belçika, Bulgaristan, Çin, Polonya, Ermenistan, ABD, İsveç, Danimarka, Fransa, Avusturya, İran ve Rusya gibi ülkelerde Türklerin ırkçı saldırılara uğradıkları bilinmektedir.
## Tarihi gelişimi
Türk düşmanlığının kökleri Haçlı Seferlerine kadar dayanır. Selçukluların Anadolu'yu fethi ve bunu takip eden Bizans'ın umutsuz durumu Papa II. Urban'ı bütün Hristiyan dünyasını Türklere karşı bir savaşa çağırmasına yol açmıştır.
1400'lerin ortalarında Türklere karşı özel olarak Avrupa'nın her yerinde Katolik dini törenler düzenlenmiştir, bu dini törenlerde verilen mesaj Türklere karşı bir zaferin sadece Tanrı'nın yardımıyla kazanılabileceği ve bu yüzden Hristiyan aleminin Türklerin zalimliğine karşı direncini yitirmemesi gerektiğidir. Viyana piskoposu Johann Faber (1478 - 1541) bu ön yargı ile ilgili şöyle demiştir:
*"Dünyada yaş ve cinsiyet ayırımı yapmadan çocuk yaşlı herkesi kesen, hatta ana rahmindeki bebeği bile katleden Türkler kadar acımasız ve kaba bir ırk yoktur."*
16. yüzyılda konuyla alakalı tüm Avrupa'da 2500 civarında (1000'den fazlası Almanya'da) kitap basılmıştır. Bu kitaplarda özellikle "kana susamış Türk" imajı yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde Osmanlılar, Balkanları fethetmiş ve Viyana’yı kuşatmıştı. Bu nedenle Avrupa'da Osmanlılara karşı büyük bir korku vardı. Martin Luther'in yakın arkadaşı ve Protestanlığın en önemli isimlerinden olan Philipp Melanchthon, Türklerin "Kızıl Yahudiler" olduğunu iddia etmiştir. Buna dayanak olarak Türklerde ve Yahudilerde ortak olan erkek çocukları sünnet ettirme ve diğer ortak âdet ve görenekleri göstermiştir. Kızıl benzetmesini de Türklerin âdeta bir kan tazısı gibi katleden ve savaşan bir millet olmasına bağlamıştır.
Martin Luther, Türkleri papalık makamı ile kilisedeki yolsuzluk ve bozulmaya karşı Hristiyan dünyasına Tanrı'nın bir cezası olarak görmüştür. 1518'de, 95 Tez'ini açıkladığında, Martin Luther, Tanrı'nın Hristiyanları veba, savaş ve depremlerle cezalandırması gibi bu sefer de Türkleri yollayarak cezalandırdığını iddia etmiştir. Papa Leo X buna karşılık olarak Luther'i kiliseden atmakla tehdit etmiş, onu Türklere kapitülasyon verilmesini savunmakla ve Türklerin avukatlığını yapmakla suçlamıştır.
Bazı ilahiyatçılara göre Türk kelimesi "*torquere*"den ("torture", *işkence*) gelmektedir, bir diğer popüler teoriye göre Türkler, zalim bir ırk kabul edilen İskitlerle aynı ırktandır.
Avrupa'da Türklere karşı bu olumsuz imajın sorumlusu biraz da Kurt-Türk hikâyeleridir. Bu hikâyelerde Kurt-Türk karışımı, insan yiyen, yarı insan (Türk) yarı kurt, kurt kafası ve kuyruğu olan gerisi insan biçiminde bir yaratığın varlığı iddia edilir. Askerî güç ve acımasızlık Türklerin kökeni hakkında yapılan bu iddialarda defalarca tekrar eden bir özelliktir.
İsveç'te geçmişte Türkler Hristiyanlığın ana düşmanı olarak gösterilirdi. Buna örnek olarak Erland Dryselius tarafından yazılan ve 1694’te basılan *Luna Turcica eller Turkeske måne, anwissjandes lika som uti en spegel det Mahometiske vanskelige regementet, fördelter uti fyra qvarter eller böcker* ("Muhammed’in dört parçaya ve kitaba bölünmüş olan tehlikeli kanununu ayna gibi yansıtan Türk hilali") adlı kitap verilebilir. Dînî törenlerde, Türklerin fethettikleri yerleri nasıl sistematik olarak yakıp yıktığı, acımasızlıkları ve kana susamışlıkları hakkında vaazlar verilirdi. İsveç'te 1795 yılında yazılan ve okullarda okutulan bir kitapta İslam "*Büyük düzenbaz Muhammed tarafından uydurulan, günümüzde Türklerin tamamen kabul ettiği sahte din*" olarak tarif edilmişti.
19. yüzyıl sonlarında William Gladstone Türkofobiyi Britanya politikasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir politika değişikliği olarak ortaya atmıştır. Gladstone, Osmanlı yönetimindeki Bulgarlar hakkında 5 Eylül 1876 tarihinde basılan, *Bulgarian Horrors and the Question of the East*, başlıklı 64 sayfalık bir broşür kaleme aldı ve Türklerin dünyadan tasfiye edilmesi gerekliliğini anlattı. Gladstone'a göre Türkler, "*insanlığın dev bir insanlık dışı örneği*"dir. "*Türk hükûmeti*" olarak adlandırdığı Osmanlı hükûmeti için ise "*hiçbir hükûmetin işlemediği kadar günah işlemiş, hiçbir hükûmet onun kadar günahkârlığa saplanmamış, hiçbiri onun kadar değişime kapalı olmamıştır*" demiştir.
## Çeşitli ülkelerdeki Türk karşıtı deyim ve atasözleri
Pek çok ülkede Türkler ve Türkî halklar ile ilgili ırkçı deyimlere rastlanır:
- Avusturya: Avusturya'nın kırsal kesimlerinde çocukların "
*Es ist schon dunkel. Türken kommen. Türken kommen*" ("Hava çoktan karardı. Türkler geliyor. Türkler geliyor.") diye tekerleme söylediği hâlâ duyulabilir.") - Almanya: Almancada hileli anlamına gelen "getürkt" (türkleştirilmiş) kelimesi hala kullanılmaktadır. Ayrıca lanet olsun anlamına gelen "Kruzitürken" ifadesi ve "Kümmeltürke" ifadeleri de olumsuz bir konotasyona sahiptir.
- Ermenistan: Ermenicede, Türk sözü hâlâ genel olarak birinin aklını sorgulamak için kullanılır: "
*հո թուրք չես?!*" ("Sen Türk müsün?"), aynı zamanda kirli düzensiz bir evi ima etmek için kullanılır: "*կարծես թուրքի տուն լինի*" ("Bir Türkün evine benziyor?")Ayrıca Ermeni toplumunda Türk ve Müslümanları tanımlamak için "(*Dacik*)" kelimesi de kullanılır. - İran: Farsçada "
*Türk-i hâr*" (**ترک خر**: eşek Türk), bir Türk halkı olan Azerbaycanlılara (özellikle İran sınırları içinde yaşayan 13 milyon İranlı Azerbaycanlıya) karşı kullanılan aşağılayıcı bir sözdür. - Fransa: Fransızcada
*Turc*kelimesi eskiden*C'est un vrai Turc*("Tam bir Türk") vb. deyimlerde kaba ve acımasız insanları belirtmek için kullanılırdı. - İspanya: Bir İspanyol biriyle ilgili küçük düşürücü bir yorum yapmak istediğinde "
*turco*" derdi. - İtalya: İtalyancada "
*bestemmia come un Turco*" ("Türk gibi küfretmek") ve "*puzza come un Turco*" ("Türk gibi pis kokmak") deyimleri sıklıkla kullanılır.En kötü şöhretli İtalyanca deyim (manşetlerde de sıkça kullanılır) yakın bir tehlikeyi belirtmek amacıyla kullanılan "*Mamma li Turchi!*" ("Anneciğim, Türkler geliyor!") deyimidir.Ayrıca İtalyanlar "*Fumare come un Turco*" (Türk gibi sigara içmek) deyimini de sık sık kullanırlar. Almancave Sırpça'da da"Türk gibi sigara içmek" anlamına gelen deyimler vardır. - Kıbrıs Cumhuriyeti: Kıbrıs Cumhuriyeti'nde askerlere uygun adım yürüme eğitimi verilirken söyletilen "En iyi Türk, ölü Türk" sloganı, 2008 yılında hükûmet tarafından alınan bir kararla yasaklandı.
- Norveç: Norveççede "
*Sint som en tyrker*" ("Bir Türk kadar kızgın") şeklinde bir deyim vardır.[*kaynak belirtilmeli*] - Karadağ: Karadağ'da işini kötü yapan birisine
*İşini çok kötü yapıyorsun. Türk müsün?*diye soruluyordu. - Sırbistan: Sırbistan'da komik hareketler yapan birisine
*Hareketlerin çok komik. Sen Türk müsün? Böyle aptalca hareketleri ancak bir Türk yapabilir.*deniyordu. |
Türk_Deniz_Kuvvetleri | Türk Deniz Kuvvetleri | |
---|---|
Etkin | |
Ülke | Türkiye |
Bağlılık | Millî Savunma Bakanlığı |
Tipi | Deniz Kuvvetleri |
Görevi | Türkiye Cumhuriyeti'nin deniz güvenliğini sağlamak |
Büyüklük | 45.000 Askerî personel 154 Toplam Donanma Gücü 16 Fırkateyn 9 Korvet 19 Hücumbot 12 Denizaltı 34 Sahil Güvenlik botu 11 Mayın gemisi |
Parçası | Türk Silahlı Kuvvetleri |
Karargâh | Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Bakanlıklar, Ankara |
Slogan | Etkin. Caydırıcı. Saygın. |
Renkler | Üniforma: Siyah veya Beyaz Forslar: Kırmızı, Beyaz |
Marş | Deniz Kuvvetleri Marşı |
Yıl dönümleri | 27 Eylül Preveze Deniz Zaferi ve Deniz Kuvvetleri Günü |
Savaşları | Türkiye'nin katıldığı savaşlar listesi |
Website | dzkk.tsk.tr |
Komutanlar | |
Komutan | Oramiral Ercüment Tatlıoğlu |
Kurmay Başkanı | Koramiral İbrahim Özdem Koçer |
Nişanlar | |
Fors | |
Deniz Havacılık Madalyonu | |
Direk Ucu Flaması |
**Türk Deniz Kuvvetleri**, Türkiye'yi denizden gelebilecek her türlü saldırıya karşı korumakla görevlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri komutası altındaki en büyük 2. kuvvettir. Kuruluş tarihi, ilk Türk denizcisi kabul edilen Çaka Bey'in İzmir'de oluşturduğu donanmanın kuruluş tarihi olan 1081'dir. 9 Kasım 2016 tarihinde değiştirilerek kabul edilen Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile bu tarihe dek Genelkurmay Başkanlığı kuruluş ve kadrolarında bulunan Komutanlık, Millî Savunma Bakanlığı kadro ve kuruluşuna geçirilmiştir. Ayrıca aynı Kararname, cumhurbaşkanı ve başbakanın kuvvet komutanı ve astlarına emir verebilmesini ve bu emirlerin hiçbir kurum, kuruluş veya kişinin onayı olmaksızın yerine getirilmesini de düzenlenmiştir.
## Tarihçe
### Kuruluşu
Mudanya Mütarekesi'nin 11 Ekim 1922 tarihinde imzalanması ile birlikte 14 Kasım 1922 tarihinde Kasımpaşa'daki Bahriye Nezareti binası İstanbul Bahriye Kumandanlığı karargâhı haline getirilmiş ve küçük tonajlı harp gemilerinin (Burakreis, Sakız, İsareis ve Kemalreis gambotları ile Taşoz sınıfı üç muhrip) bakım ve onarımlarının yaptırılarak harekâta hazır hale getirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır.
Ayrıca, bu çalışmalar paralelinde okul gemisi olarak kullanılması planlanan TCG Hamidiye Kruvazörü onarıma alınmıştır.
Lozan Antlaşması gereği, Boğazlar bölgesinin özel bir komisyon tarafından idare edilecek tarafsız bir statüde olması nedeniyle Marmara Denizi içinde Donanmaya ait üs teşkil edecek bir liman yapılmasına karar verilmiş ve bu maksatla en elverişli bölge olan İzmit Körfezi'nde uygun yerlerin fizibilite çalışmaları yapılmıştır. 1923 yılında Marmara Üssü Bahri ve Kocaeli Müstahkem Mevki Kumandanlığı adı altında yeni bir komutanlık İzmit'te teşkil edilmiş ve aslında kilise olan Fransız okul binası satın alınarak, Komutanlık Karargâhı bu binaya nakledilmiştir. İzmit Bahriye Kumandanlığı ise bu Komutanlığa bağlanmıştır.
İzmir Bahriye Kumandanlığı Karargâhı, İstiklal Harbi'ni takiben Kordon Boyu'nda kiralanan bir bina içinde kurulmuştur. Bu komutanlık deniz emniyet ve müdafaa işlerini yürütmüştür. Emrine Mayın Grubu, Müstahkem Mevki Bahriye Müfrezesi, Uzunada İşaret İstasyonu, İzmir Atölyeleri ve Tayyare Bölüğü verilmiştir.
Donanma Komutanlığı, İstanbul Bahriye Komutanlığı binasında küçük bir bölümde faaliyet göstermiştir. Gemilerin hemen hepsi hurda durumda olduğundan bu Komutanlık öncelikle çalışmalarını gemilerin bakım ve onarımı üzerinde yoğunlaştırmıştır.
Cumhuriyet'in ilanından bir yıl gibi kısa bir süre sonra Mustafa Kemal Atatürk, 11 Eylül-21 Eylül 1924 tarihleri arasındaki Karadeniz seyahatini Cumhuriyet Donanması'nın denize çıkan ilk gemisi olan Hamidiye Kruvazörü ile yapmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, Deniz Kuvvetleri gibi çok pahalı bir yatırım ve zaman gerektiren bir gücün bir anda oluşturulamayacağını çok iyi bilmekteydi. Bu nedenle, Deniz Kuvvetlerinin mevcut durumunu geliştirecek ve geleceğini planlayacak özerk bir Vekaletin kurulması gerekliliğine içtenlikle inanmaktaydı. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu açık ve kesin desteğinden sonra, Kastamonu Milletvekili Ali Rıza Bey'in önerisi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden 30 Aralık 1924 tarihinde Bahriye Vekaleti (Denizcilik Bakanlığı) yasası çıkarılmıştır. Bahriye Vekaleti, Millî Müdafaa Vekaleti'nden ayrı bir kuruluş olarak görev yapmaya başlamış, eğitim, tatbikat, denetleme gibi alanlarda Erkan-i Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı)'ne bağlanmıştır.
### Deniz Müsteşarlığı (1928-1949)
Bahriye Vekâleti'nin İlgasına Dair Kanunun kabulü ile Bahriye Vekaleti kaldırılmıştır. Hemen akabinde 16 Ocak 1928 tarih ve 1199 sayılı kanun ile Milli Savunma Vekâleti'ne bağlı bir Deniz Müsteşarlığı kurulmuştur.
Genç Cumhuriyet donanması, bu dönem başlarında envanterinde 4 Kruvazör (TCG Yavuz, TCG Turgut Reis, TCG Hamidiye ve TCG Mecidiye), 2 Torpido Kruvazörü (TCG Peyk ve TCG Berk) ve 3 muhrip gemisi ile Gölcük yoğunluklu olarak faaliyet göstermiştir. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri de, nitelikli askerî personel eğitiminde olmuştur. Kurmay subay yetiştirmek amacıyla 2 Kasım 1930 tarihinde Deniz Harp Akademisi, Yıldız Sarayı'ndaki binasında eğitim öğretim faaliyetlerine başlamıştır.
1928'de iki adet İnönü sınıfı denizaltı*,* 1930'da yenilenmiş Yavuz, 1931'de üç hücumbot *(Martı, Denizkuşu ve Doğan)* ile dört avcı bot, 1932'de ise *Adatepe, Kocatepe, Tınaztepe ve Zafer* muhripleri ile *Dumlupınar ve Sakarya* denizaltıları Deniz Kuvvetlerine katılmıştır. 1930'da bakım ve onarımı tamamlanan Yavuz, yaklaşık 20 sene boyunca Deniz Kuvvetlerinin sancak gemisi olarak görev yapmış, birçok devlet büyüğü ve yabancı konuk bu gemide ağırlanmıştır. Atatürk, Yavuz'un diplomasideki önemini Donanma komutanına söylediği; *“Yavuz gemisine ilk defa geliyorum. Yaralı da olsa bugünkü şekli o zamandan daha pek çok değerlidir. Bu gemiyi Türk Milletinin ihtiyacı olan sağlam ve kudretli bir zırhlı şekline sokacağız. Bu kudret, silah bakımından sizlere, dış politika bakımından da bizlere büyük hizmetler görecek, gurur sağlayacaktır”* sözleriyle vurgulamıştır.
TBMM onayı ile 1933 yılında Donanmanın ana üssünün Gölcük Deniz Ana Üssü olmasına karar verilmiştir. Aynı yıl Gölcük Tersanesinde inşa edilen ilk gemi olan Gölcük Tankeri 26 Temmuz 1934 tarihinde kızağa konmuş ve 1 Kasım 1935 tarihinde denize indirilmiştir.
1936 yılında Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin imzalanmasıyla birlikte boğazlar üzerindeki Türk egemenliği pekişmiş, donanmanın önemi çok daha öne çıkmıştır. Bu öneme binaen İstanbul ve Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlıkları kurulmuş ve bu komutanlıklara bağlı olarak çalışacak Deniz Komutanlığı birimleri oluşturulmuştur.
Türk Deniz Kuvvetleri, II. Dünya Harbi zamanında da boş durmamıştır. 1939 yılında İngiltere'den dört muhrip ve dört denizaltı *(bkz: Refah Faciası)* siparişi verilmiş ve isimlerini bizzat Atatürk'ün verdiği BATIRAY, ATILAY, SALDIRAY ve YILDIRAY denizaltıları donanmaya katılmıştır.
### Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (1949-günümüz)
Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında 1928 yılından 1949 yılına kadar Deniz Müsteşarlığı olarak temsil edilen Deniz Kuvvetleri, Yüksek Askerî Şûra'nın 15 Ağustos 1949 günü almış olduğu tarihi bir kararla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olarak teşkil edilmiştir. Bu yeni teşkilatlanma, Türk Deniz Kuvvetlerinin çağdaş ve güçlü bir yapıya kavuşması yönünde önemi bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten itibaren Deniz Kuvvetinin tüm yönetimini üzerine alan Deniz Kuvvetleri, mevcut kaynaklarını en rasyonel şekilde kullanarak her geçen gün daha da büyümüş, dünyadaki tüm gelişmeleri takip ederek, emin ve kararlı adımlar atmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 18 Şubat 1952 tarihinde Kuzey Atlantik Savunma Paktı (NATO)’na üye olması ile birlikte, Türk Deniz Kuvvetleri de NATO’ya üye olan ülkelerle ilişkilerini artırmış; kuvvet yapısını, eğitim doktrinini, imkân ve kabiliyetlerini geliştirmiş ve NATO standartlarında harekât icra edebilen bir hüviyet kazanmıştır.
Bu dönemde, 4 Nisan 1953 tarihinde TCG Dumlupınar denizaltısının Çanakkale Boğazı’nda İsveç şilebi Naboland ile çarpışması sonucu 81 denizaltıcı ölmüştür.
Deniz Kuvvetlerinin büyüyen ve gelişen ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı:
- Donanma Komutanlığı
- Kuzey Deniz Saha Komutanlığı
- Güney Deniz Saha Komutanlığı
- Deniz Eğitim Komutanlığı
- Deniz Teknik Komutanlığı
şeklinde beş ana ast komutanlık olarak yeniden teşkilatlandırılmıştır. Deniz Eğitim Komutanlığının ismi 1995 yılında Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı olarak değiştirilmiştir.
Kıbrıs Sorunu 1960'lı yıllarda yoğun olarak ülke gündemini işgal etmeye başladığında çeşitli ihtimaliyat planları yapılmış ve güçlü bir Çıkarma Filosunun tesis ve idamesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler paralelinde, yurt içinde amfibi gemi ve araçlarının inşasına öncelik verilirken, yurt dışından da özellikle tank çıkarma gemisi tedariki yönünde planlamalar yapılmıştır. Türk Deniz Kuvvetleri, 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nda kilit rol oynamış ve amfibi harekâtı başarı ile gerçekleştirerek, amfibi ve kara birliklerinin emniyetle Kıbrıs’a çıkmasını sağlamış; aynı zamanda hem Kıbrıs’a yönelik düşman takviyesini engellemiş hem de kara harekâtına deniz top ateş desteği sağlayarak, askerî ve siyasi hedeflerin ele geçirilmesinde büyük rol oynamıştır. Türk Deniz Kuvvetleri, harekât sırasında 67 mensubunu (54 denizci, 13 deniz piyadesi) ve TCG Kocatepe (D-354) muhribini kaybetmiştir.
1980'li yıllar Türk Deniz Kuvvetleri'nin Cumhuriyet dönemindeki gelişiminin tepe noktasına doğru ivme kazandığı yıllar olmuştur. Bu yıllarda, muhtelif modernizasyon projeleri gerçekleştirilmiş; Deniz Kuvvetlerinin harp silah ve araçlarında tek kaynağa bağlı kalmamak hedefine yönelik önemli adımlar atılmıştır. Gölcük Tersanesinde 1980 yılında inşa edilen 1000 tonluk Ay Sınıfı denizaltı, Türk denizaltıcılığının gelişim sürecinde önemli dönüm noktalarından birisini teşkil etmiş; yine Gölcük’te 1988 yılında inşa edilen ilk modern fırkateyn olan TCG Fatih (F-242), Gölcük Tersanesinin uluslararası arenadaki prestijini daha da artırmıştır.
Bazı alanlardaki imkân ve kabiliyetlerini 1980'li yıllarda istenilen seviyeye çıkaramayan Türk Deniz Kuvvetleri, 1990'lı yılların sonunda gerçek anlamda bir açık deniz kuvveti hüviyeti kazanmıştır. Türk Deniz Kuvvetleri bu yıllarda harbe hazırlık seviyesi ve harekât kabiliyetini önemli ölçüde geliştirmiştir. Bu dönemde, Kara ve Hava Kuvvetleri ile yapılan müşterek harekâta yönelik büyük ilerlemeler kaydedilmiş; Hava Kuvvetleri uçakları ile Orta ve Doğu Akdeniz de dahil olmak üzere, açık denizlerde müşterek harekât icra edebilme yeteneği artırılmıştır.
Bu dönemin en önemli gelişmelerinden birisi de, 1987 yılında Aksaz Deniz Üssü’nün Ege ile Akdeniz’i buluşturan stratejik bir mevkide tesis edilmesi olmuş; böylece, hem Türk Deniz Kuvvetleri hem de dost ve yabancı ülke gemilerini üs ve liman kolaylıkları açısından desteklemek üzere ilave bir yetenek kazanılmıştır.
2023 yılında Deniz Kurmay Albay Gökçen Fırat, tuğamiral rütbesine terfi ederek Deniz Kuvvetlerinin ilk kadın amirali olmuştur.
## Birimleri
1961 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Karargâh ve 4 ana ast komutanlık olarak teşkilatlandırılmıştır.
Sualtı Taarruz Komutanlığı, İstanbul
**Donanma Komutanlığı, Gölcük,Kocaeli**
- Harp Filosu Komutanlığı, Gölcük, Kocaeli
- Denizaltı Filosu Komutanlığı, Gölcük, Kocaeli
- Mayın Filosu Komutanlığı, Erdek, Balıkesir
- Deniz Hava Komutanlığı, Cengiz Topel, Kocaeli
- Lojistik Destek Gemileri Komodorluğu, Gölcük, Kocaeli
- Gölcük Ana Üs Komutanlığı,Gölcük,Kocaeli
- Envanter Kontrol Merkezi Komutanlığı, Kocaeli
- Deniz İkmal Merkezi Komutanlığı, Kocaeli
**Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Kasımpaşa, İstanbul**
- İstanbul Boğaz Komutanlığı, Anadolukavağı, İstanbul
- Çanakkale Boğaz Komutanlığı, Çanakkale
- Karadeniz Bölge Komutanlığı, Karadeniz Ereğli, Zonguldak
- Kurtarma ve Sualtı Komutanlığı, Beykoz, İstanbul
- Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı, Çubuklu, İstanbul
- Deniz Müzesi Komutanlığı, Beşiktaş, İstanbul
- Deniz Tıbbi Araştırma Merkezi Komutanlığı, Tuzla, İstanbul
- Tuzla Bakım, Onarım ve İstihkam Komutanlığı
**Güney Deniz Saha Komutanlığı, Narlıdere, İzmir**
- Amfibi Görev Grup Komutanlığı
- Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığı, Foça, İzmir
- Amfibi Gemiler Komutanlığı
- Aksaz Deniz Üs Komutanlığı, Marmaris
- Akdeniz Bölge Komutanlığı, Akdeniz, Mersin
- Deniz Gözetleme Komutanlığı,İzmir
- İskenderun Deniz Üs Komutanlığı, İskenderun, Hatay
- Ege Deniz Bölge Komutanlığı, Bayraklı, İzmir
- Foça Deniz Üs Komutanlığı, Foça, İzmir
- İzmir Bakım Onarım ve İstihkam Komutanlığı
**Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı, Beylerbeyi, İstanbul**
- Eğitim Filotillası Komodorluğu, Tuzla, İstanbul
- Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığı, Altınova, Yalova
- Derince Eğitim Merkezi Komutanlığı, Derince, Kocaeli
- Deniz KBRN Savunma ve Eğitim Merkezi Komutanlığı, Altınova, Yalova
- Yıldızlar Suüstü Eğitim Merkezi Komutanlığı Gölcük, Kocaeli
- Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığı, Foça, İzmir
## Projeler ve alımlar
Proje Adı | Türü | Ülke | Notlar | |||
---|---|---|---|---|---|---|
Savaş gemileri | ||||||
TF 2000 Projesi
|
Hava Savunma Muhribi | Türkiye | Tasarım çalışmaları devam etmektedir. | |||
İstif sınıfı fırkateyn
|
Fırkateyn | Türkiye | 4 adet üretilecektir. İlk fırkateyn olan TCG İstanbul 2024 yılında donanmaya teslim edimiştir. | |||
Barbaros sınıfı fırkateyn yarı ömür modernizasyonu | Fırkateyn | Türkiye | Yerli sistemler ile donatılacak gemilerden ilkinin modernizasyonunun 2024 yılında tamamlanması ve geminin hizmete alınması planlanmaktadır.
| |||
MİLDEN | Denizaltı | Türkiye | Geliştirme aşamasında. | |||
Yeni Tip Denizaltı Projesi | Denizaltı | Almanya Türkiye |
Toplam 6 adet üretilecektir. İlk denizaltı TCG PİRİREİS 2024 yılında envantere alınmıştır.Reis sınıfı denizaltı olarak adlandırılmaktadır.
| |||
PREVEZE YÖM Projesi | Denizaltı | Türkiye | Preveze sınıfı denizaltıların yarı ömür modernizasyonu gerçekleştirilecek. | |||
FAC 55
|
Hücumbot | Türkiye | ||||
MARLİN İDA | İnsansız | Türkiye | 2024 yılında envantere alındı. | |||
Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi Projesi | Destek Gemileri | Türkiye | TCG DERYA 2024 yılında Donanmaya teslim edilmiştir. | |||
Deniz piyade araçları | ||||||
Zırhlı Amfibi Hücum Aracı (ZAHA) | Zırhlı personel taşıyıcı | Türkiye | 2024 yılında envantere alındı. | |||
Gemi silahları | ||||||
Gökdeniz | Hava savunma sistemi | Türkiye | Phalanx CIWS sisteminin yerini alması planlanmaktadır. | |||
Temren Füzesi | Havadan Gemiye Füze | Türkiye | Roketsan tarafından S-70 Sea Hawk'larda kullanılmak üzere geliştirilmektedir. | |||
Atmaca | Gemisavar füzesi | Türkiye | 2021 yılında Donanmaya teslim edildi. | |||
Gezgin | Seyir füzesi | Türkiye | Geliştirme aşamasında. | |||
Akya | Ağır torpido | Türkiye | 2024 yılında Donanmaya teslim edildi. | |||
Orka | Hafif torpido | Türkiye | Geliştirme aşamasında. |
## Envanter
Türk Deniz Kuvvetleri'nde 15 fırkateyn, 4 korvet, 16 hücumbot, 11 mayın gemisi, 20 karakol gemisi, 1 amfibi hücum gemisi, 3 amfibi tank çıkarma gemisi, 2 tank çıkarma gemisi, 4 akaryakıt gemisi, 8 test ve eğitim gemisinin yanında 10 da denizaltı bulunmaktadır. Aynı zamanda kuvvet, 47 sabit kanatlı uçak ve 37 adet helikopter ile toplam 84 uçar unsura sahiptir.
## Komutanlar
## Rütbeler
NATO Kodu | OF-10 | OF-9 | OF-8 | OF-7 | OF-6 | OF-5 | OF-4 | OF-3 | OF-2 | OF-1 | ||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Deniz Kuvvetleri | Büyük Amiral 1
|
Genelkurmay Başkanı |
Oramiral |
Koramiral |
Tümamiral |
Tuğamiral |
Albay |
Yarbay |
Binbaşı |
Yüzbaşı |
Üsteğmen |
Teğmen |
Asteğmen |
NATO Kodu | OR-9 | OR-8 | OR-7 | OR-6 | OR-5 | OR-4 | OR-3 | OR-2 | OR-1 | |||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Deniz Kuvvetleri | Astsubay Kıdemli Başçavuş |
Astsubay Başçavuş |
Astsubay Kıdemli Üstçavuş |
Astsubay Üstçavuş |
Astsubay Kıdemli Çavuş |
Astsubay Çavuş |
Astsubay Astçavuş |
Uzman Çavuş |
Uzman Onbaşı |
Sözleşmeli Çavuş |
Sözleşmeli Onbaşı |
Dengi yok
|
Sözleşmeli Er |
Er | |
Türk_dil_alfabesi | **Türk dilleri alfabeleri** veya **çağdaş Türk yazı dilleri alfabeleri** çağdaş dönem Türk yazı dilleri için kullanılan çeşitli alfabelerdir. Uzun tarihî dönemler içinde kullanılmış olan Türk yazı sistemlerinin sonrasında, bazılarının terki, bazılarının devamı ile günümüzde kullanımda olmuşlardır.
## Tarihî dönem alfabeleri
### Uzak tarih
Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabesidir. Türk dilinin tarihi sürecinde ticari, kültürel, dinî vb. sebeplerle bu dilin yazımında Göktürk, Mani, Soğut, Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Arap, Kiril, Latin asıllı alfabeler Türk diline çeşitli düzeyde uyarlanmış varyantlarıyla kullanılmıştır.
### Yakın tarih
- Ortak Türkçe Alfabesi: 1930'lu yıllarda SSCB'de kullanıldı. Latin harfleri esaslıdır.
- Kuzeybatı-Tatar yazı dili:
- Osmanlı-Türkiye yazı dili:
- Osmanlı Türk alfabesi (ISO 639-2: ota 11 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - 1500-1928)
- Güneydoğu-Uygur yazı dili:
1926'da Bakü'de toplanan Türkoloji Kongresi, tüm Türk dillerinin Latin alfabesi ile yazılması konusunda karar almıştır. 1929'lu yıllarda geliştirilen Ortak Türk Alfabesi, ufak farklılıklarla 1930'lu yıllarda Sovyetler Birliği'ndeki Türk halkları tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, Türk cumhuriyetlerinin kullandıkları bu Latin esaslı alfabeler, 1938-40 yılları arasında yerlerini, Sovyet idaresinin baskısı ile Kiril alfabesinden geliştirilmiş olan ve her Türk yazı dilini birbirinden ayıran farklı alfabelere bırakmak zorunda kalmıştır. Bundan önce Türk halkları ortak alfabeleri ile birbirlerine yaklaşabilmişken, her Türk halkına diğerlerinden farklı bir Kiril alfabesi geliştirilmesi ile, aslında birbirlerine yakın olan bu dillerin zamanla farklılaşmaları sağlanmıştır.
Türkiye'de Yeni Türk alfabesi, Latin harfleri temel alınarak, 1 Kasım 1928 gün ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiştir. Bu kanuna göre, Yeni Türk alfabesinde 29 harf bulunur. Alfabeyi oluşturan büyük ve küçük harfler, sırasıyla aşağıdaki biçimde yazılır.
## Çağdaş dönem alfabeleri
- Azerbaycan alfabesi (
*Azərbaycan əlifbası*) - Başkurt alfabesi (
*Башҡорт алфавиты*) - Gagavuz alfabesi (
*Gagauz alfaviti*) - Kazak alfabesi (
*Қазақ әліпбиі*) - Kırgız alfabesi (
*Қыргыз алфавити*) - Özbek alfabesi (
*Oʻzbek yozuvi*) - Tatar alfabesi (
*Tatar əlifbası*,*Татар әлифбасы*) - Türk alfabesi (
*Türk alfabesi*) - Türkmen alfabesi (
*Türkmen elipbiýi*) - Uygur alfabesi
- Uygur Arap Yazısı UEY, (
*ئۇيغۇر ئەرەب يېزىقى*) - Uygur Pinyin yazısı UPNY, (
*Uyƣur Yengi Yeziⱪi*) - Uygur Kiril alfabesi USY, (
*Уйғур Сирил Йезиқи*) - Uygur Latin Yazısı ULY, (
*Uygur Latin Yëziqi*)
- Uygur Arap Yazısı UEY, (
- Yakut/Saha alfabesi (
*Саха алпабыыта*)
## Türk alfabelerinde ortaklaşma
1989 yılında Sovyetler birliğinin yıkılmasından sonra 1991 yılında Azerbaycan'da Latin alfabesine dönülmesine karar verilmiştir. Azerbaycan'da kullanıma giren bu yeni alfabe Türkiye'deki Latin alfabesinde bulunmayan ə (/e/ benzeri), x (hırıltılı /h/) ve q (kalın /g/) harflerini içerir. Bu ek harfler Azerbaycan Türkçesine has olan sesleri yazmak için geliştirilmiştir.
30 Ekim 1992 tarihinde Ankara'da Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Toplantısı yapılmıştır. Bu toplantıda Türk cumhuriyetlerinin Türkiye'de kullanılan Türk alfabesine uyum sağlamaları kararı alınmıştır. Ayrıca Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın 2005 yılına kadar kendi resmî Türk dilleri için bir Türkçe Latin alfabesi kullanmaya başlayacakları konusunda anlaşılmıştır. Azınlık olarak yabancı yönetim altında yaşayan Türk halklarının (özellikle Suriye, Irak, İran ve Rusya'da) Türk-Latin alfabesine geçişleri için 2010 yılına kadar bir süre verilmiştir.
Aynı yılda, Aralık ayının 22'sinde Azerbaycan devleti Türkçeyi tek resmî dil olarak ve Latin alfabesini kabul etmiştir. Azerbaycan'da kullanılan bu Latin alfabesi İran'da yaşayan milyonlarca Azerbaycan Türkü tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. Böylece (resmî olmayarak) İran'da da Türkçe artık Latin alfabesi ile yazılmaya başlamıştır. İran devletinin aslında rahatsız olduğu ama önleyemediği bu gelişme, daha da ilerlemektedir; mesela "Varlık" gazetesi 1994'ten beri "Ortak Türk Alfabesi" ile basılır. Bu alfabe Türkiye'de "Öz alfabe" olarak adlandırılır. Orta Asya'da geliştirilmiş olan bütün Latin alfabeleri bu alfabeden kaynaklanır. Özbekistan ve Türkmenistan da alfabelerini bundan türetmişler; ama Türkiye'nin Orta Asya'da nüfuzunun artmasına engel olmak amacıyla sonradan apayrı alfabeler geliştirmişlerdir.
2000 yılında Rus parlamentosu, Rusya Federasyonu içerisinde Kiril alfabesinden başka bir alfabe kullanılmayacağını açıklayınca, buna tepki olarak Tataristan Özerk Cumhuriyeti'nde hemen bir Türkçe Latin alfabesi kullanıma alınmıştır.
*Türk Cumhuriyetleri Alfabeleri*, eski Sovyetler Birliği içindeki Türk topluluklarının Kiril alfabesi ve diğer bazı Türk topluluklarının (örneğin Uygurların, İran Türklerinin) kullandığı Arap alfabesi ve bunun dışında genel olarak pek çok Türk devletinde ve özerk cumhuriyetinde (örneğin Gagavuzlarda) kullanılan Latin alfabelerini ifade etmek için kullanılan bir tabirdir. Günümüzde alfabe çalışmaları dikkate alındığında Türk cumhuriyetlerinde Latin esaslı alfabeye geçiş yönünde gelişmeler yaşanmaktadır. Örneğin Azerbaycan, Türkiye'deki Türk alfabesini temel alan bir sistemi kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti alfabesinin üzerine üç tane harf (yeni ses değerleri) ekleyerek kendi alfabelerini oluşturmuşlardır.
### Ortak Türkçe alfabesi
Türk Devletleri Teşkilâtı, Türk cumhuriyetlerinin alfabelerine Q, X, W, Ň, Ä harflerinin eklenmesini ortak karar olarak kabul etmiştir. Bu karar uygulandığı takdirde (inceltme ve vurgu işaretli harfler hariç) 34 harfli bir alfabe Türk dünyasının önemli bir bölümünde en azından protokolde yürürlüğe girmiş olacaktır.
Ortak Türkçe alfabesi | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Büyük | A | Ä | B | C | Ç | D | E | F | G | Ğ | H | I | İ | J | K | L | M | N | Ñ | O | Ö | P | Q | R | S | Ş | T | U | Ü | V | W | X | Y | Z | |||||||||||
Küçük | a | ä | b | c | ç | d | e | f | g | ğ | h | ı | i | j | k | l | m | n | ñ | o | ö | p | q | r | s | ş | t | u | ü | v | w | x | y | z |
- Ünlü harflerin ince biçimleri inceltme imi ile gösterilir:
**Â, Ê, Î, Ô, Û.** - Ünlü harflerin uzun biçimleri vurgu imi ile gösterilir:
**Á, É, Í, Ó, Ú.**
## Alfabelerin karşılaştırılması
Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder.
### Kiril-Latin alfabesi karşılığı
Kiril Latinizasyon | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
A |
B |
C |
Ç |
D
|
E |
Ə |
F |
G |
Ģ |
Ğ
|
H |
X |
İ |
J |
K
|
Q |
L |
M |
N |
Ň |
O
|
Ö |
P |
R |
S |
Ş
|
T |
U |
Ü |
Y |
V |
Z |
W
|
Ț |
Ḑ |
Š |
Ž
|
А |
Б |
Ҹ |
Ч |
Д
|
Е |
Ә |
Ф |
Г |
Ӷ |
Ғ
|
Һ |
Х |
И |
Ж |
К
|
Ҡ |
Л |
М |
Н |
Ҥ |
О
|
Ө |
П |
Р |
С |
Ш
|
Т |
У |
Ӱ |
Ј |
В |
З |
Ў
|
Ц |
Ӡ |
Ҫ |
Ҙ
|
### Arap-Latin alfabesi karşılığı
Arapça Latinizasyon | |||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Arapça: ي |
Arapça: ۋ |
Arapça: و |
Arapça: ه |
Arapça: ن |
Arapça: م |
Arapça: ل |
Arapça: گ |
Arapça: ڭ |
Arapça: ك |
Arapça: ق |
Arapça: ٯ |
Arapça: ف |
Arapça: غ |
Arapça: ع |
Arapça: ظ |
Arapça: ط |
Arapça: ض |
Arapça: ص |
Arapça: ش |
Arapça: س |
Arapça: ژ |
Arapça: ز |
Arapça: ر |
Arapça: ذ |
Arapça: د |
Arapça: خ |
Arapça: ح |
Arapça: چ |
Arapça: ج |
Arapça: ث |
Arapça: ت |
Arapça: پ |
Arapça: ب |
Arapça: ا |
Arapça: ء
|
Y |
V |
W |
H |
N |
M |
L |
G |
Ň |
K |
Q |
Ķ |
F |
Ģ |
Ă |
Ż |
Ṫ |
Ḋ |
Ṡ |
Ş |
S |
J |
Z |
R |
Ž |
D |
X |
Ḩ |
Ç |
C |
Š |
T |
P |
B |
A, E |
Ä,U, İ
|
## Alfabeler
- «
*Jeni Jol*» (Azerbaycan, 1922-1929): - «
*Caññı Karaçaj-Malqar Elible*» (Karaçay-Malkar, 1924-1940) - «
*Caññı Malxar Alifbi*» (Karaçay-Malkar, Alternatif) - «
*Birleşik Türk Əlifbası*» (Ortak Alfabe, 1929-1939): - «
*Jañalif*» (Tatar, 1929-1939)- Аа, Bb, Сс, Çç, Dd, Ее, Əə, Ff, Gg, Ƣƣ, Нh, Xx, İi, Jj, Kk, Qq, Ll, Mm, Nn, Ņᶇ, Oo, Ɵɵ, Pp, Rr, Ss, Şş, Tt, Uu, Ƴƴ, Vv, Ww, Zz, Ьь
- «
*Yeni Türk Älifbası*» (Azerbaiycan, 1991-1992): - «
*Yañi Tatar Älifbası*» (Tatar-2002) - «
*Yañi Başqırt Əlifbası*» (Başkurt-2002)
## Harfler ve ses değerleri
Günümüzde var olan alfabelerden yararlanılarak belirli bir seviyede ayrıntılar tespit edilebilmiştir. Türkiye'de ve diğer Türk devletlerinde kullanılan harflerden başlıcaları şu şekildedir:
**X**:*Tatarcada ve Azericede kullanılır.*Boğazdan gelen gırtlaksı, hafif boğumlu bir H sesidir. Türkçedeki*Xalı (Halı), Xala (Hala), Xoroz (Horoz)*sözcüklerinin bu harfle yazılması doğru ses değerlerine örnek teşkil eder. Bazı dillerde normal H sesinden biraz daha sert ve hırıltılıdır. H sesi hiçbir engele takılmadan çıkarken, bu ses boğazın üst kısmında titreşir. Arapçadaki Hı (**خ**) harfidir. Azericenin resmî harflerinden birisidir. İç ve Doğu Anadolu ağızlarında sıklıkla rastlanır. Örneğin:*Baxmax*(Bakmak) fiilinin okunuşu*Baḥmaḥ*şeklindedir ancak kelimenin içindeki h harfleri gırtlaktan ve hırıltılı olarak çıkartılır.*Çaxmax (Çaḥmaḥ; Çakmak), Yanmax (Yanmaḥ; Yanmak)…*Bu sesin Türkçedeki kullanımında çoğu zaman birbirlerine çok yakın kaynaklardan çıkan Arapçadaki Ha (**ح**) harfi ile olan farkı ortadan kalkmıştır (**Ⱨ, Ḩ**).**Ⱨ**veya**Ḩ**: Arapçadaki Ha (**ح**) harfidir. Boğazdan gelen gırtlaksı bir H sesidir. Normal H sesinden biraz daha kalın, boğumlu ve hırıltılıdır. H sesi hiçbir engele takılmadan çıkarken, bu ses boğazın orta kısmında titreşir. Örneğin:*Maⱨrem (Mahrem)*... Bu sese en uygun örneklerden birisi de*Ⱨacı (Hacı)*sözcüğüdür. Anadolu Türkçesinin halk ağzındaki ve Azericedeki kullanımında Arapçadaki Hı (**خ**) harfi ile olan farkı çoğu zaman ortadan kalkmıştır (**X**).**Q**:*Tatarcada ve Azericede kullanılır.*Anadolu Türkçesindeki gırtlağa yakın olarak çıkarılan kalın K harfini gösterir. Örneğin:*Qomşu (Komşu)*... Bazı Türki dillerde ise yine kalın K sesine yakın olarak gırtlaktan çıkarılan kalın bir G sesini karşılar. Başkurtçadaki*Ҡалын*(Kalın) sözcüğünün çevirisi*Qalın*olarak yapılır ve okunuşu (Kalın/Galın) biçimindedir. Baştaki K veya G sesi gırtlaktan ve kalın bir tonla söylenir. İç Anadolu ve Doğu Anadolu ağızlarında yaygın olarak kullanılır. Azeri Türkçesinin resmî harflerinden birisidir. Bu dilde Arapçadaki Kaf (**ق**) harfi ile karşılanır. Örneğin:*Qadın (Kadın)*sözcüğünün okunuşu "Gadın" şeklindedir. Baştaki G sesi gırtlaktan ve kalın bir tonla söylenir. (Kimi lehçelerde ise ve bu sese oldukça yakın olan kalın gırtlaksı bir K sesi olarak okunur ve söylenir.) Arapçada bulunmayan bir ses ve harf olan üç noktalı**ڨ**harfi, yüzyıllarca Osmanlı Devleti tarafından yönetilmiş olan Mağrip (Cezayir ve Tunus) Arapçasında kullanılır.**Ⱪ**veya**Ķ**:*Türkî Kiril alfabelerinde yer alır*(**Қ**). Gırtlaktan çıkan ve Q sesine oldukça yakın olan kalın bir K sesi olarak okunur ve söylenir. Örneğin:*Ķurt, Ķoyun, Ķardaş*(Kardeş). K sesleri gırtlaktan ve kalın olarak çıkarılır. Kazakça*Қасқыр*(*Ⱪasⱪır*: Kurt),*Қой*(*Ⱪoy*: Koyun) sözcüklerinde olduğu gibi. Bu sözcüklerdeki K sesleri gırtlaktan ve kalın olarak çıkarılır. Pek çok dilde bu ses de Arapçadaki Kaf (**ق**) harfi ile karşılanır. Türkçedeki İnceltme İmi ile yazılan bazı sözcüklerin okunuşunda aslında K harfinin de incelmesi söz konusudur. Örneğin:*Ⱪar*ve*Kâr*... Pek çok lehçe ve şivede Q sesine dönüşmüştür. Örneğin:*Qayın (Kayın)…*Ayrıca Mağrip (Tunus ve Cezayir) Arapçasında kalın K sesini göstermek için noktasız Kaf (**ٯ**) harfi kullanılır.**ق**harfi aslında şive veya lehçeye dayalı aksana bağlı olarak birbirine dönüşebilen iki sesi birden içerir:- Aynı kaynağa yakın olarak çıkarılan
**ح**(**Ⱨ**) ve**ٯ**(**Ⱪ**) harfleri Türkçede, kendilerine yakın olan diğer seslerden ayrımları en zor yapılan harfler arasındadır. Çünkü hem ses değeri hem de çıktıkları kaynak açısından bakıldığında normal biçimleri ile kalın biçimleri arasında bir yerde duran bu harfler sıklıkla iki yöne doğru kayarak kendilerine yakın seslerden farkları Türkçede ortadan kalkar. **Ģ**:*Ortak Türk alfabesinde Ƣ biçimiyle yer alır.*“Yumuşak-G” (Ğ) harfine benzer ama sert ve hırıltılıdır (Kiril**Ӷ**,*Ghe*). Almanların gırtlaktan çıkan R harfinin taşıdığı ses değerine benzer (**Ř**). Arapçadaki Gayın (**غ**) harfidir. Batı Anadolu Türkçesinde Ğ sesine dönüşmüştür, ancak Türkiye’nin doğu bölgelerinde yaygındır. Örneğin:*Doƣan (Doģan)*. Buradaki Ğ hırıltılı olarak söylenir. Bu nedenle Yumuşak Ğ harfinini aksine Arapçada kelime başında da yer alabilir. Mesela:*Ģayb (Ƣayb)*... Bazı dillerde, örneğin Gagavuzca ve Kırgızcada Ğ harfi sesli harflerin art arda iki kere yazılmasıyla -gizli olarak- elde edilir. Örneğin:*Uur (Uğur)*.**Ň**veya**Ñ**:*Tatarca’da, Türkmencede kullanılır.*Genizden çıkarılan N ve G karışımı bir sestir. Bazen de NĞ/NY olarak öngörülür (**Ņ**). Pek çok ağızda N veya Ğ sesine dönüşmüştür. Osmanlıcadaki üç noktalı Kaf-ı Nûni (**ڭ**) harfinin karşılığıdır. Örneğin: İç Anadolu’da, özellikle Sivas yöresinde*Saňa, Baňa, Deňiz*sözcükleri. Pek çok kaynakta Tengri veya Tengiz olarak yazılan sözcükler aslında*Teñri*ve*Teñiz*şeklinde okunur.**W**:*Tatarcada ve Türkmencede kullanılır.*Açık bir V harfidir. Klasik V sesinden kesinlikle farklıdır. V harfinde dudaklar birbirine değerken, bu seste (W harfinde) tıpkı U sesinde olduğu gibi dudakların birbirine değmesi söz konusu değildir. Arapçadaki Vav (**و**) ve batı dillerindeki w sesi başlıca örneklerdir. Örneğin:*Dawul (Davul), Hawlu (Havlu),Yawaş (Yavaş)*.**Ț**:*Gagavuzcada ve Moğolcada kullanılır.*Türkçede bulunmayan sert bir T harfidir. TS (**ʦ**:**T**+**S**) olarak da seslendirilir. Moğolcada ve Rusçada, Slav dillerinde, ayrıca Kiril alfabesini kullanan pek çok dilde Ç harfinin türevi olan bir sestir (Kiril**Ц**, Tse). Bu harfin ses değerini en güzel gösteren sözcüklerden birisi Gagavuzcadaki*Soţial*şeklinde yazılan (Sosyal, "Sotsyal" gibi okunur) kelimesidir. Gagavuzcada ve diğer Türk dillerinde Slav kökenli kelimelerde yer alır (Örneğin:*Prezentaţiya, Redakţiya*). Ancak öz Moğolca sözcüklerde de sık sık kullanılır. Örneğin: Moğolcadaki*Ţag*sözcüğü (Çağ, “Tsag” okunur),*Ţeţeg*(Çiçek, “Tsetseg” gibi okunur). Belarus'ta yaşayan Lipka Tatarlarının alfabesinde ise TS sesini tam olarak karşılamak için şeklinde bir harf üretilmiştir. Kazaklar ve Kırgızlarla birlikte yaşayan Çin kökeli Dungan halkı Sad harfinden biraz daha farklı olan ama yakın kaynaklardan çıkan bu sesi gösterebilmek için**ڞ**harfini kullanmıştır.**Ḑ**:*Ses olarak Abhazcada, Bulgarcada ve Macarcada yer alır.*Türkçede bulunmayan sert bir D harfidir. DZ (**ʣ**:**D**+**Z**) olarak da seslendirilir. Slav dillerinde, ayrıca Kiril alfabesini kullanan bazı dillerde J harfinin türevi olan bir sestir (Kiril**Ӡ**, Dze). Gagavuzların da kullandığı Moldova alfabesinde (ve birebir aynı olan Rumen alfabesinde) resmî olmayan harfler arasındadır. Bu dillerdeki eski metinlerde birebir Noktalı D biçimiyle (**Ḑ**) rastlanır. Günümüzde ise genelde bu harfin arkasından gelen bir Z ile birlikte kullanılır. Örneğin Macarcadaki*Bodza*(Boḑa: Mürver Meyvesi). Bazı alfabelerde ise Arapçadakinden biraz daha farklı olan ama yakın kaynaklardan çıkan bir DZ sesini göstermek için**ڏ**harfi kullanılmıştır. Belarus'ta yaşayan Lipka Tatarlarının alfabesinde ise bu sesi tam olarak karşılamak için şeklinde bir harf üretilmiştir.- Türkçede bulunmayan vurgulu (empatik) harflere yabancı kökenli kelimelerde rastlanır (
**Ḋ, Ż, Ṫ, Ṡ**). **Ṡ**: Arapçadaki*Sad/Tsad*(**ص**) harfini karşılar. Örneğin:*Ṡadaka, Ṡahib, Ṡabun, Huṡuṡ.***Ḋ**: Arapçadaki*Dad/Zad*(**ض**) harfini karşılar. Örneğin:*Ramaḋan, Kaḋı, Kaḋa, Ḋarb, Ḋarbe, Arḋ.***Ṫ**: Arapçadaki*Tı*(**ط**) harfini karşılar. Arapçada bu harf Türkçede bulunmayan D ve T arası bir sesi gösterir. Örneğin:*Ṫarık, Ṫarikat*...**Ż**: Arapçadaki*Zı*(**ظ**) harfini karşılar. Arapçada bu harf Türkçede bulunmayan Z ve S arası vızıltılı bir sesi gösterir. Örneğin:*Żan, Żafer*...- Türkçe’de bulunmayan peltek harflere yabancı kökenli kelimelerde rastlanır (
**D̃, Z̃, T̃, S̃**). **Ť**: Peltek T sesidir. Arapçadan gelen bazı sözcüklerde kullanılır (**ث**). Ancak peltek harfler Başkurt dilinde de bulunur. Arapçadaki T sesinin peltek biçimidir. Aslında peltek S sesi ile aynıdır. Her iki peltek ses de (**T̃**ve**S̃**) dilin dişlerin arasına değdirilmesiyle çıkarıldığı için aralarındaki farkı anlamak mümkün değildir ve hatta böyle bir fark yoktur. Örneğin:*Es̃er*... Başkurt Kiril Alfabesinde "**Ҫ**" harfi ile gösterilir.**Ď**: Peltek D sesidir. Arapçadan gelen bazı sözcüklerde kullanılır (**ذ**). Ancak peltek harfler Başkurt dilinde de bulunur. Arapçadaki D sesinin peltek biçimidir. Aslında Peltek Z sesi ile aynıdır. Her iki peltek ses de (**D̃**ve**Z̃**) dilin dişlerin arasına değdirilmesiyle çıkarıldığı için aralarındaki farkı anlamak mümkün değildir ve hatta böyle bir fark yoktur. Örneğin:*Z̃eka*... Başkurt Kiril Alfabesinde "**Ҙ**" harfi ile gösterilir.**Ž**:*Türkmencede ve Boşnakçada kullanılır.*Türkçedeki J sesini karşılar. Örneğin:*Žale (Jale).*Arapçanın romanizasyonunda ise Peltek Z (**ذ**:*Zal*) harfini gösterir. Örneğin:*Žat, Žemin, Ževk...***Š**:*Boşnakçada ve Çuvaşçada kullanılır.*Türkçedeki Ş harfini karşılar. Örneğin:*Šećer (Şeker, “Şeçer” okunur).*Arapçanın romanizasyonunda ise Peltek S (**ﺙ**:*Se*) harfini gösterir. Örneğin:*Ševab, Kešir, Šaniye...***Č**:*Boşnakçada yer alır*ve özellikle Türkçeden geçen kelimelerin yazımında kullanılır. Türkçedeki Ç sesi karşılığında kullanılır. Örneğin:*Čanak (Çanak)*. Kiril alfabelerinin latinizasyonunda Türkçedeki J sesini göstermek için de kullanılır. Örneğin:*Čilet, Čandarma, Ečder*...**Ĵ**:*Uniform Türk Alfabesinde kullanılır*ve Türkçedeki Y sesini karşılar. Örneğin:*Ĵol (Yol), Aǰaz (Ayaz)*.**Y**: Bu harf pek çok dilde Türkçedeki "**I**" sesine denk düşer. Örneğin:*Kyrgyz (Kırgız okunur).*Bu durumda Türkçedeki İ sesi ise Ÿ olarak da gösterilir. Örneğin:*Ÿkÿ (İki).***Ⱬ**veya**Z̦**: Türkçedeki J sesidir. Uygur Türkleri tarafından da kullanılmakta olan, Pinyin adı verilen ve Çinceyi Latin alfabesine çevirmekte kullanılan sistemin Uygur alfabesine uyarlanmış biçiminde Türkçedeki J sesini karşılar.**Â**:*Türkçede kullanılır.*Hafif uzun, ince bir a sesidir. Kural olarak bu inceliğin tam olarak sağlanabilmesi için biraz uzatılması gerekir. Örneğin:*Kâr, Hâlâ, Kâzım, Nâzım, Âlem, Kâğıt…***Û**:*Türkçede kullanılır.*Hafif uzatılarak okunan ince bir u sesidir. Doğru kullanım için kural olarak biraz uzatılması gerekir. Örneğin:*Sükûnet, Mûris, Mûzip, Sûni…***Î**:*Türkçede kullanılır.*Uzatılarak okunan ince bir i sesidir. Kullanımda İ harfindeki noktanın üzerine işâret koyulması çift noktalama gerektirdiğinden yalnızca düzeltme imi kullanılır, nokta düşer. Örneğin:*Millî, Dînî, Çîdem, Dîdem, Îzan, Mîde...***Ê**:*Gagavuzcada kullanılır.*Uzatılarak okunan ince bir e sesidir. Bu harfe Kürtçe ve Zazaca kelimelerde yine yoğun olarak rastlanır. Türkçede sadece birkaç kelimede mevcut olduğu için kullanımı öngörülmemiştir. Ancak yine de dilimizdeki bir iki kelimenin okunuşu ile bir fikir edinmemiz mümkündür. Örneğin:*Mêmur, Poêtika, Nêyzen, Têlif...***Ô**: Uzatılarak okunan ince bir o sesidir. Normal O sesinden farklıdır. Türkçede sadece birkaç kelimede mevcut olduğu için kullanımı öngörülmemiştir. Örneğin:*Bôlero, Âlô, Lôkman...*(Aslında bu kelimelerin tamamındaki L harfleri dilin ucunun damağa doğru çekilmesiyle çıkarılan ve normal L sesine göre biraz daha ince olan bir sesi gösterir:*Ḽâℓ̗ , Rôℓ̗ , Gôℓ̗*...)- İnceltme İşareti, sesli harfleri incelttiği gibi aslında kalın sessiz harfleri de gizli olarak inceltir. Özellikle L harflerinde bu durum çok belirgindir. Örneğin:
*Ḽânet, Ḽaℓe, Hâℓ̗â, Hâℓ̗...* **Ɵ**:*Uniform Türk Alfabesi içerisinde yer alır.*Türkçedeki ö sesidir. Örneğin:*Sɵnmek (Sönmek), Dɵnmek (Dönmek).***Ä**ve**Ə**:*Azericede, Tatarcada, Gagavuzcada ve Türkmencede kullanılır.*Kısa, kapalı, gırtlaktan gelen ve sert bir E harfidir. Normal E harfine göre daha kısa ve serttir. Ayrıca A ve E arası bir ses olarak öngörülür (**Æ**). Ses ve harf karşılığı olarak Arapçada ve Almancada da bulunur. Türkçede normal e sesinden tam olarak ayırt edilebilmesi günümüzde çok zordur. Azericede yoğun olarak kullanılır. İnce bir harf olduğu halde kalın uyumludur. Bu harfi içeren sözcüklerin aslında Büyük Ünlü Uyumuna uymadığı hâlde kulağı tırmalamıyor olması bu nedenledir. Örneğin:*İncä/İncə*. Türkçede Selçuk ismi diğer Türk dillerinde “Sälçuk / Səlcuk” olarak, Akçe sözcüğü ise “Akçä / Akçə” olarak yazılır. Türkçede her ikisi de "Ben" olarak yazılan*Bän*(Azerice:*Mən*, 1. Tekil Şahıs Zamiri) ve Ben (Azerice:*Ben*, Deri Kabartısı) sözcükleri birbirinden farklı anlamlar içerir ve ses değerleri de farklıdır.**Ə**harfi kimi latin alfabelerinde, özellikle el yazılarında**Эə**biçiminde de kullanılır.**Örnekler**:*Ämäk/Эmək/Əmək (Emek), Ämir/Эmir/Əmir (Emir), Äsas/Əsas/Эsas (Esas), Sämär/Səmər (Semer)...***Ë**: Türkçede günümüzde kullanılmayan İ-E arasında seslendirilen bir harftir. Bu ses Rusçada bulunur (Kiril:**Є**) ve bu dilde sıklıkla kullanılır. Bu harfe İe (Ye) adı verilir ve çevirilerde bu ses değerleri ile gösterilir, ancak bu kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bu harf art arda gelen İ ve E seslerini ifade etmez. Tamamen İ-E arası farklı bir sestir. Anadolu Türkçesinde ise gerçekte mevcut olan ancak ölü bir ses olduğu bile söylenebilir. Rusçada ise yoğun olarak kullanılan ve açık olarak işitilen bir harftir. Ancak Türkçedeki gibi kaynaşan harflerin arasında değil, herhangi bir koşula bağlı olmadan ortaya çıkan ve Ruslar tarafından diğer seslerden rahatlıkla ayırt edilebilen belirgin bir sestir. Bu sese Türkçede verilebilecek örnekler ise*El*(organ) ve*Ël*(yurt) sözcüklerinin arasındaki farktır.*Ël*sözcüğü zamanla "İl" biçimine dönüşmüştür.*Türkmenëli, Kırklarëli, Tuncëli...***Önemli Açıklama-1:**Latin**Ë**(E-Umlaut) harfinin ses değeri olarak kesinlikle Kiril**Ё**(Io) harfi ile hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen bir şekil benzerliğidir. Latin**Ë**harfinin Kiril karşılığı kesin olarak**Є**harfidir.**Önemli Açıklama-2:**Kiril**Є**(İe) harfinin ses değerinin kesinlikle Latin**E**harfi ile hiçbir ilgisi yoktur. Kiril**Є**harfinin Latin karşılığı**Ë**harfidir.- Arapçada’ki
*Ayın*(**ع**) ise gırtlaksı bir ses olup, kesinlikle*sessiz*bir harftir. Türkçede bu ses yoktur. Normal A sesi ile farkı ortadan kalkmıştır. Yeryüzündeki bazı dillerde “ayın” harf karşılığına benzer sesler**Ă**ile gösterilir. Türkçede ise Arapçadan gelen sözcüklerde çok nadiren kesme işareti ile kullanılır. Örneğin:*Măruf (Ma'ruf)*.
### El yazısında çizgili harfler
Orta-Çizgili harfler el yazısında zaman zaman kullanılmakla beraber bunların aslında ses değerleri açısından herhangi bir işlevi yoktur ve genellikle eşsesli kelimeleri ayırt etmekte veya bir el alışkanlığı olarak kullanılmaktadır. Çoğu zaman vurgulu ve kalın bir söyleyişi göstermeye yarar.
**Đ**: Türkçede yalnızca el yazısında eşsesli kelimeleri ayırmak için kimi zaman bu kullanıma rastlanır. Bu harfi içeren kelimelerin büyük bir kısmı halk ağzında D ile de karşılanabilen T sesini de ihtiva eder:*Dolu*(tam olma) ve*Đolu*(yağış şekli) sözcükleri arasındaki fark başka bir örnektir. Benzer biçimde*Đon*(giysi) ve*Don*(buzlanma) sözcükleri örnek olarak gösterilebilir... Bu sesin Türkçede yer aldığı başka bir kelime ise*Arđ*(Arka) sözcüğüdür. Kimi yörelerde*Ard*kimi yörelerde ise*Art*olarak telaffuz edilir.**Ƶ**: Türkçede yalnızca el yazısında eşsesli kelimeleri ayırmak için kimi zaman bu kullanıma rastlanır. Vurgulu bir Z sesini içeren ses ayrımlarını gösterir. Örneğin:*Ƶar*ve*Zar*farkı. (Ortak Türk alfabesinde yer alır ve Türkçedeki J sesi karşılığında kullanılır.)
**Diğer Örnekler:** *Ƀağ* (bahçe) ve *Bağ* (düğüm), *Ҟurt* (yırtıcı) ve *Kurt* (larva), *Ᵽas* (oksitlenme) ve *Pas* (iletme), *Roman* (kitap) ve *Ɍoman* (millet adı) farkları...
## Düzeltme işaretleri
**Düzeltme İmi (ˆ)**: Türkçede yalnızca sesli harflerin üzerine gelir. Harfin uzun okunmasını sağlar. Örneğin:*Hala (babanın kızkardeşi) ve Hâlâ (şimdi, henüz)*.**Vurgu İmi (´)**: Sağa yatık olarak kullanılır. Aslında sesli-sessiz bütün harflerin üzerine gelebilmesi mümkündür. Kimi zaman işaretli harf üzerinde bir duraksama veya hece bölünmesiyle ortaya çıkar. Türki dillerde iki işlevi vardır:
- Vurgunun hangi hecede olduğunu işaretler. Bazen eşsesli kelimeleri birbirinden ayırmaya yarar. Meselâ, Rusçada ve Yunancada hemen her kelimede kullanılır, çünkü vurgunun hangi hecede yer aldığını göstermeye yarar. Böylece aynı yazılışa sâhip kelimeler de birbirinden ayrılabilir. Böyle bir vurgu uygulaması Türkçede pek mümkün değildir, çünkü hece vurgusu Türk dilinin yapısı gereği çok fazla değiştirilemez, başka heceye kaydırılamaz. Vurgunun değiştirilmesi ile kelimenin manası değişmez. Konuşma dilinde bunu ayırt edebilmek için özel bir çaba sarf edilmez. Bu nedenle de vurgunun ayrıca gösterilmesine gerek yoktur. Türki Kiril alfabelerinde Rusçadan gelen kelimelerde kullanılır.
- Üzerinde bulunduğu harfin ses değerini vurgulayarak değiştiren bir işarettir. Seslerin (harflerin) aslında biraz uzatılmasını sağlar.
**Sessiz Harflerde:**Sert ve vurgulu bir söyleyiş kazandırır.**Ý**Türkmen alfabesinde bir harf olarak bulunur ve Türkçedeki Y sesini karşılar. Çünkü işaretsiz yalın Y harfi pek çok dilde Türkçedeki I sesine denk düşer. (*Kyrgyz*: Kırgız gibi).**Ć**ise Boşnakçada yer alır ve Ç sesine yakın sert bir C sesi verir. Yeni Başkurt Alfabesinde Ź harfi peltek Z sesini göstermek için kullanılır. Tüm sessiz harflere uygulamak mümkündür. Mesela;*Ý, Ć, Ś, Ź, Ŕ, Ĺ, Ń, Ḱ, Ẃ, Ḿ, Ṕ*harfleri gibi... Böylece aslında vurgu iminin birinci işlevi olan vurgulama sağlanmış olur. Örneğin:*Hać (Hacc), Haḱ (Hakk)*... Ayrıca sessiz harflerde bir duraksama yaptırır. Örneğin:*Aý Han*ve*Ayhan*sözcüklerinin okunuşlarındaki farklılıkta olduğu gibi. Ayrıca*Eḱmek*ve*Ekmek*sözcüklerinin okunuşlarındaki farklılıklar yine örnek olarak verilebilir. Anadolu Türkçesinde kesme işareti biçiminde yabancı dillerden -özellikle Arapçadan- gelen bazı kelimelerin aksanlı (duraklayarak) okunmasını sağlar. Burada asıl yapılan şey üzerine geldiği sessiz harfte bir duraklama sağlayıp, diğer heceye sesli harf ile başlamaktır. Örneğin:*Kıt́a, Kuŕa, Meĺun...*Türk alfabesinde bu kelimeleri bu biçimde yazabilmek için aksan işareti yerine, -belki de birbirlerine çok benzedikleri için- kesme işareti (‘) kullanılmıştır. Fakat Türkçede heceyi sessiz harfle bitirip sesli harfle başlamak Anadolu Türkçesinin yapısına uygun olmadığı için zaten söyleyişte de bu biçimler genelde tercih edilmez ve heceler kesintisiz düz okunur.**Sesli Harflerde:**Üzerine geldiği sesli harfin vurgulanarak (inceltilmeden) uzatılmasını sağlar. Mesela Tatar alfabesinde**Í**harfi uzatılan bir İ sesi verir. Türkçedeki sesli harflerle örnek verilecek olursa:*Ánında, Bázen, Nádiren…***Á, É, Í, Ó, Ú**: Bazı Türki alfabelerde ve Macarcada bulunan vurgulu sesli harflerdir. Vurgu işareti Macarcada sesli harfleri biraz uzatır. (Örneğin: Türkçedeki*Hán’ım*ve*Hanım*sözcüklerinin okunuşlarındaki farklılıkta olduğu gibi.)**Aksan İmi (ˋ)**: Sola yatık olarak kullanılır. Sözcüğün aksanlı olarak seslendirilmesine imkân tanır. Türkçede aksanlı okuyuş ancak bazı harflerin inceltilmesiyle mümkündür. Batı dillerinin aksine bu işareti Türkçede yalnızca sessiz harflerde kullanmak mümkündür. Daha çok diksiyona dayalı bir farklılığı gösterir.**Sessiz Harflerde**: Türkçede fonetik gösterge olarak sessiz harflerde kullanılabilir. K, G, L gibi harflerin inceltilmesini sağlar. Örneğin:*Rüzg̀ar, Derg̀ah, Tezg̀ah, Yadig̀ar, G̀ah, Lal̀, Hal̀, Rol̀, Gol̀.*Ancak bazı dillerde harfin ses değerini de değiştiren bir göstergedir. Türkçede ise yalnızca kelimelerdeki ses değerini göstermeye yarayan ve aslında etkisiz olan bir işarettir.**Sesli Harflerde**: Aksanlı harflerin normalde, işaretsiz (yalın) biçimleriyle aralarında okunuş farklılığı bulunmaz. Yalnızca kelimenin ses değerindeki bir değişikliği gösterir. Ya da yöresel söyleyiş farklılıkları bu duruma neden olur. Buna karşın Avrupa dillerindeki kimi örneklerde ölü sesli harflerin gösterilmesine yarar. Örneğin; Türkçedeki*Ortàokul*(Ortokul gibi okunur) veya*Karàağaç*(Karağaç gibi okunur) sözcüklerindeki aksana bağlı olarak telaffuz edilmeyen harfleri işaretler. Buna karşın bu harfleri telaffuz edenler de bulunur, ki zaten aksandan kastedilen de bu durumdur. Bu durum nadiren de olsa peş peşe okunan kalıplaşmış kelimelerdeki veya bileşik sözcüklerdeki sesli bir harften sonra tekrar yeni bir sesli harf geldiğinde ortaya çıkar. Böylesi bir durumda ilk sesli harf çok kısa olacak biçimde, iki sesli harf kaynaşarak veya bazen de baştaki sesli harfi tamamen kaybolarak okunur, bu nedenle de çoğu zaman bu sesin fark edilmesi bile mümkün olmaz. Örneğin:*Nè edeceksin?*(Halk ağzında:*Neydeceksin? - Niydeceksin?*),*Nè olacak? (N'olacak?), Nè olur (N'olur)...*Hatta araya sesli harf girse bile bu sesin ortaya çıktığı görülebilir. Örneğin:*Nè yapacaksın?*(Halk ağzında:*N'apacaksın?*).
## Harf karşılaştırması
Belli başlı Türk yazı dillerini yazmak için günümüzde kullanımda olan alfabelerdeki her harfin, diğer bazı yazı dilinde dengi yoktur. Hiçbir şekilde dengi bulunmayan harf, ilgili yazı dilinde o harfi karşılayan sesin kullanımda olmadığını gösterebilir. Ayrıca, bazı sesler bütün yazı dillerinde olsa da, onları yansıtan harfler çeşitli sebeplerle farklı kurulmuş olabilir. Aşağıdaki tabloda Latin, Arap ve Kiril temelli çeşitli alfabelerdeki harflerinin karşılaştırılması mümkündür.
Alfabe tablosunda, Türkiye Türkçesinde bulunmayan harflere de yer verilmiştir. Bu sesler ve onları gösteren harfler daha çok başka topluluklarla iç içe yaşayan Türk halkları tarafından kullanılmaktadır. Örneğin İran Azerileri Arapça *Ayın (Ayn)* harfini veya Gagavuzlar Slavik *Tse* harfini yoğun biçimde kullanırlar. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Dolayısıyla alfabenin bazı kısımları yalnızca bazı topluluklar tarafından kullanılmaktadır.
Türk yazı dilleri harf karşılaştırması | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Latinize
|
A | Ă | Ä | Ë | E | B | C | Ç | J | D | Ḑ | F | G | Ğ | Ģ | H | Ḩ | X | I | İ | K | Ķ | Q | L | Ḽ | M | N | Ņ | Ň | O | Ö | P | R | S | Š | Ş | Ț | T | U | Ü | V | W | Y | Z | Ž | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Türkçe
|
A | - | - | - | E | B | C | Ç | J | D | - | F | G | Ğ | - | H | - | - | I | İ | K | - | - | L | - | M | N | - | - | O | Ö | P | R | S | - | Ş | - | T | U | Ü | V | - | Y | Z | - | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tatar
|
A | - | Ä | - | E | B | C | Ç | J | D | - | F | G | Ğ | - | H | - | X | I | İ | K | - | Q | L | - | M | N | - | Ñ | O | Ö | P | R | S | - | Ş | - | T | U | Ü | V | W | Y | Z | - | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Azerbaycan Türkçesi
|
A | - | Ə | - | E | B | C | Ç | J | D | - | F | G | Ğ | - | H | - | X | I | İ | K | - | Q | L | - | M | N | - | - | O | Ö | P | R | S | - | Ş | - | T | U | Ü | V | - | Y | Z | - | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Arapça
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kiril
|
А | Ӑ | Ә | Є | Е | Б | Җ | Ч | Ж | Д | Ӡ | Ф | Г | Ғ | Ӷ | Һ | Ҳ | Х | Ы | И | К | Қ | Ҡ | Л | Љ | М | Н | Ң | Њ | О | Ө | П | Р | С | Ҫ | Ш | Ц | Т | У | Ү | В | Ў | Й | З | Ҙ | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
- Ünlü harflerin uzun biçimleri inceltme imi ile gösterilir:
**Â, Ê, Î, Ô, Û.** - Yarı ünlü (gırtlaksı) harfler, inceleme yayınlarında yumuşatma imi ile gösterilir:
**Ă, Ĕ, Ĭ, Ŏ, Ŭ.** - Kiril
**Е**harfi için Azerbaycan Kiril alfabesindeki**Е**harfinin ses değeri esas alınmıştır. Bu harf de Türkçedeki**E**sesidir. **Š**=**Ť**ve**Ž**=**Ď**harfleri peltek seslerdir; dil ucu ile dişlerin arasından çıkar.- Arapçada bulunan peltek
**S**(Arapça:**ث**) sesi Türk dilleri içinde Başkurtça ve Türkmencede yer alır (Kiril:**Ҫ**). - Arapçada bulunan peltek
**Ž**(Arapça:**ذ**) sesi Türk dilleri içinde yalnızca Başkurtçada yer alır (Kiril:**Ҙ**). - Türkçede bulunmayan
**Ț**(Kiril:**Ц**) ve**Ḑ**(Kiril:**Ӡ**) sesleri Kiril alfabesinin romanizasyonunda kullanılır. **Ṡ**ve**Ḋ**harfleri vurgulu /s/ ve vurgulu /d/ olarak işitilen seslerdir. Modern standart Arapçadaki ses değerleri esas alınmıştır.- Türkçeye Arapçadan geçen kelimelerde
**ص**için altı noktalı**Ṣ**kullanılırken,**ض**harfi için çevirilerde altı noktalı**Ḍ**veya üstü noktalı**Ż**kullanılır. Örneğin:*ṣadaḳa, ṣāḥib, ṣabun, ḥuṣūṣ, ramaḍān, ḳāḍı, każā/kaḍā, ḍarb, ḍarbe*vb. **Ṫ**ve**Ż**harfleri Vurgulu T (T-D) ve Vurgulu Z (Z-S) olarak işitilen seslerdir. Modern Standart Arapçadaki ses değerleri esas alınmıştır.- Türkçeye Arapçadan geçen kelimelerde
**ط**için altı noktalı**Ṭ**şeklinde kullanılırken,**ظ**harfi için çevirilerde altı noktalı**Ẓ**kullanılır. Örneğin:*ṭarīḳ, ṭarīkat, ẓan, ẓālim, ẓafer, maẓlūm*... **Ğ**ve**Ă**: Gırtlaksı*ünsüz*harflerdir (Arapça:**غ**ve**ع**). Boğazın boğumlanmasıyla çıkarılan seslerdir. Örneğin:*Ģayb, Ărab*...- Ayın (
**ع**) harfinin çekimli (harekeli biçimleri)**Ŭ**ve**Ĭ**olarak gösterilir. Örneğin:*Ŭmum, Ĭtır*... **Ⱨ**ve**Ⱪ**: Boğazdan çıkan boğumlu harflerdir (Arapça**ح**ve**ٯ**; Kiril**Ҳ**ve**Қ**). Boğazın hafif sıkılması gerekir.**Ň**: Gırtlağa yakın olarak genizden çıkarılan N sesini gösterir.**Č**: Türkçedeki J sesini karşılayan bir harftir.- Bazı harfler için özellikle el yazısında kimi farklılıklar bulunabilir. Örneğin:
**Ķķ**=**Ⱪⱪ**ve**Ḩḩ**=**Ⱨⱨ** **ٯ**=**ق**(Gırtlaksı K harfi) veya**ڨ**(Gırtlaksı G harfi).
### Arapça ünlülerin Türkçe dengi
Bütün Türk yazı dilleri gibi Türkiye Türkçesi de ünlü bakımından (Arapçanın aksine) zengin bir dildir. Bu sebeple Arapça alıntı kelimelerin ünlüleri, Türkiye Türkçesinde telaffuzla artmıştır; a > a, e; u > u, ü, o, ö gibi genişlemeler görülmüştür. Arapça uzun ünlüler Türkçenin imlâsında bazen gösterilmez (*bk.* Yazım Kılavuzu 1 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.).
*Kısa ünlü**Ses'**Örnek**Türkçe**Uzun ünlü**Örnek-1**Örnek-2***Ä**A, E **Yämin***Yemin***Â****Kazâ****Hâlâ****U**U **Mulk***Mülk***Û****Mûnis****Sükûn****İ**I **Sihhat***Sıhhat***Î****Îlan****Dînî** |
Türk_Dil_Kurumu | Türk Dil Kurumu | |
---|---|
Türk Dil Kurumunun girişi | |
Kısaltma | TDK |
Slogan | Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. |
Kuruluş | 12 Temmuz 1932 | )
Tür | Bilim kuruluşu |
Amaç | Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek |
Merkez | Atatürk Bulvarı No.: 217, Çankaya, 0668 Ankara, Türkiye |
Hizmet bölgesi | Ulusal |
Üyeler | Çevrimiçi üyelik Süreli Yayınlar Aboneliği |
Resmî diller | Türkçe |
Kurucular | Mustafa Kemal Atatürk Sâmih Rif'at (Yalnızgil) Ruşen Eşref Ünaydın Celâl Sahir Erozan Yakup Kadri Karaosmanoğlu |
Başkan | Prof. Dr. Osman Mert |
Başkan Yardımcısı | Doç. Dr. Harun Şahin |
Önemli kişiler | Mustafa Kemal Atatürk (Kurucu ve Koruyucu Genel Başkan) İsmet İnönü (Koruyucu Başkan) Sâmih Rif'at (Kurucu Başkan) Ruşen Eşref Ünaydın (İlk Genel Sekreter) Abdülkadir İnan (Başuzman) Agop Dilâçar (Batı Dilleri Başuzmanı) |
Ana organ | Yönetim Kurulu Bilim Kurulu |
Ana kurum | Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu |
Bütçe | ₺19.693.000 (2020) |
Personel | 73 (2013) |
Resmî site | tdk.gov.tr |
Eski adı | Türk Dili Tetkik Cemiyeti (1932-1934)Türk Dili Araştırma Kurumu (1934-1936) |
Makale serilerinden |
**Türk Dil Kurumu** (**TDK**), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı.
## Tarihçe
Kurum "Türk Dili Tetkik Cemiyeti" adı ile 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla, devletten ayrı bir dernek olarak kurulmuştur. Kurumun kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Samih Rifat Bey, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Samih Rifat Bey, ilk genel sekreteri Ruşen Eşref Ünaydın'dır. Kurumun 1934-1955 yılları arası başuzmanı Abdülkadir İnan, 1938-1979 yılları arası garp dilleri başuzmanı Agop Dilâçar olmuştur.
Türk Dili Tetkik Cemiyetinin gereği, "Türk dilinin öz güzelliğini ve varsıllığını ortaya çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak belirlenmiştir. Atatürk'ün sağlığında 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil siyaseti belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı için yayımlanan bildiride Kurultay'a yalnız uzmanların, Türkçe-edebiyat öğretmenleri ile yazarların değil, halktan da dileyenlerin katılması öngörüldüğü için, yayımlanan bildiride "Kadın erkek her Türk yurttaş Türk Dili Tetkik Cemiyeti üyesidir. Kendini Kurultay'a çağrılmış saymalıdır" denilmişti. Kurultay'ın sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmişti.
Atatürk'ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve yabancı araştırmaları inceleyerek, dönemindeki bilginleri Türk dili üzerinde araştırmalar yapmaya yönlendirmiştir. Nitekim Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk yazılı metinlerin ilk iki cildi onun sağlığında yayımlanmış; 1940'larda yayın yaşamına çıkabilen Divânu Lügati't-Türk ve Kutadgu Bilig gibi yapıtlar üzerinde yine onun sağlığında çalışılmaya başlanmıştır. Daha sonra birçok cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Sözlüğü'yle ilgili çalışmalar da Atatürk'ün sağlığında başlamıştır. Tarama Sözlüğü, 13. yüzyılda başlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluşturulmuş büyük sözlüklerdir. Çağdaş Türkçenin dilbilgisi, sözlüğü, yazımı ve terimleriyle ilgili çalışmalar da Atatürk tarafından ilgiyle izlenmiştir.
Türk Dil Kurumunun kuruluşuyla birlikte çağdaş Türkçede Atatürk'ün öncülüğünde özleştirme akımı başlamıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra Öz Türkçe akımı Türk aydınları arasında sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Türk Dil Kurumu bu akımın öncülüğünü yapmayı 1983'e dek sürdürmüştür.
Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile mal varlığının bir bölümünü Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bırakmıştır. Fakat Atatürk'ün vasiyetnamesine aykırı davranılarak 1983'te Türk Dil Kurumu devletleştirilmiştir.
Türk Dil Kurumu, 1940'ta Bakanlar Kurulu kararıyla "kamu yararına çalışan dernekler" statüsü kazandı. 1951'de Demokrat Parti iktidarının bütçe görüşmeleri sırasında kurumun ödeneğinin kesilmesine karar verildi. Bir başka önemli yapı değişikliği 1982-1983 yıllarında gerçekleştirilmiştir. 1982'de kabul edilen ve şu anda da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluşu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınarak devletleştirilmiş ve dernek tüzel kişiliklerine son verilmiştir.
Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5. dönem 2. yasama yılının açılış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti:
*Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddi ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. (Alkışlar) Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddi Türk tarih belgeleri, dünya kültür kahraman tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.*
2018 yılının Haziran ayında Mustafa Sinan Kaçalin görevinden alınarak Gürer Gülsevin başkanlık görevine getirildi.
-
TDK'nin ilk başkanı ve dört kurucu üyesinden biri olan Samih Rifat Bey.
-
Atatürk: "Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
-
1933 yılında yapılan bir toplantı
## Amaçları
TDK'nin 2003-2007 Stratejik Plan Raporu'na göre amaçları şunlardır:
- Türkçeyi bilim, kültür, edebiyat ve öğretim dili olarak geliştirmek ve yaygınlaştırmak.
- Türkçenin her alanda doğru, güzel ve etkili kullanılmasına katkıda bulunmak.
- Türk dilinin zenginliklerinin korunup işlenerek gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak.
- Akademik altyapıyı ve kurumsal donanımı güçlendirerek Kurumun Türk dili alanındaki bilimsel yetkinliğini ortaya koymak.
## Tartışmalı başlıklar
Kurum, Suriye İç Savaşı sırasında bazı basın kuruluşlarında Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın adının Beşşar Esed şeklinde yazılmasıyla başlayan tartışmada *Beşşar Esed* adının tercih edilmesini önermiştir.
2013 Taksim Gezi Parkı Protestoları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından eylemcilere *çapulcu* denmesinin ardından bu yorum büyük tepki çekmiş tepkilerden sonra ise Türk Dil Kurumunun, *çapulcu* kelimesinin tanımını "Başkasının malını alan, yağma, talan eden kimse, talancı, yağmacı, plaçkacı" tanımından "Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan, plaçkacı" olarak değiştirdiği iddia edilmiştir. Ancak, Türk Dil Kurumu Başkanlığı (TDK), sözlüklerindeki "çapulcu" sözcüğünün anlamında herhangi değişiklik yapılmadığını bildirdi. Kurumun hazırladığı ve şu anda satışta olan 11. baskı Türkçe Sözlük'ün 2010'da yayımlandığına işaret edilen açıklamada, "Bu sözlükte 'çapulcu' sözcüğünün tarifi neyse internet sayfamızdaki sözlüğümüzde yer alan tarif de aynıdır. Herhangi bir değişiklik söz konusu değildir" ifadelerinden herhangi bir değişikliğin gerçekleşmediği ortaya konmuştur.
Kurumun, 2012-13 Mısır protestoları sonrasında görevden alınan Muhammed Mursi'nin durumu kamuoyu tarafından irdelenirken sözlükteki *darbe* tanımının değiştirildiğinin sav edilmesi üzerine tepki almış, karar Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği tarafından eleştirilerek TDK Yönetimi istifaya davet edilmiştir. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin'in 20 Haziran Perşembe günü Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada "Son günlerde günlük hadiseler dolayısıyla halkımızda bazı kelimelere karşı merak ve hassasiyet uyanmıştır. Önce “çapulcu” ardından “darbe” kelimesinin, ülke gündeminin etkisinde kalınarak verilen ani kararlarla değiştirildiği yönündeki *asılsız haberler*, doğru ile yanlışın birbirine karışmasına sebebiyet vermiş ve Kurumumuz sözlü ve yazılı olarak zaman zaman hakarete varan haksız ithamlarla karşı karşıya kalmıştır. Bütün bu gelişmeler Kurumumuzca bir açıklama yapılmasını zaruri kılmıştır." ifadelerine yer vererek değişiklik yapılmadığını kanıtlarıyla ortaya koymuştur.
10 Mart 2015 tarihinde, "müsait" sözcüğünün karşılığını "flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)" olarak vermesi tepki görmüştür. TDK tarafından yapılan açıklama şu şekildedir: TDK’nin üç gün süren toplantısında bir yandan Türkçenin Etimoloji Sözlüğü’nün düzenlenişi üzerine konuşmalar yapılmış, öte yandan da Türkçe Sözlük’ün mevcut maddelerinin tanımı görüşülmüş, Sözlük’teki tanımların baştan sona dikkatle yeniden okunmasına, düzenlenmesine karar verilmiştir. Sözlükçünün görevi bir kelimeye kendi başına, masa başında yeni bir anlam katmak değil, yazı dilinde ve günlük dilde kullanılışlarına bakıp var olanı tespit ederek sözlüğe yansıtmaktır.
Kelime ilk defa 1918’de tespit edilmiştir. Teklz. Flörte temayülü olan: Ne müsait kız. Bana tuhaf tuhaf gülüyor. Eliyle manasını anlamadığım işaretler yapıyor. Ömer Seyfeddin. “Nakarat”, Yeni Mecmua, C. 3, S. 63, 3 Teşrinievvel 1918, s. 218.
Kelimenin bu anlamı ilk defa Meydan Larousse Ansiklopedisi’nde (1972, 1981, C. 9, s. 155, sol sütun) aşağıdaki şekilde yer almıştır. Belli ki müsait sözünün bugünlerde söz konusu edilen anlamı 1983’te yayımlanan 7. baskıya bu yolla girmiş olmalıdır. Söz konusu anlam tam da bu hâliyle ilk kez 1983’te Türkçe Sözlük’e girmiştir (682. sayfa, sol sütun).
O dönem sözlüğü hazırlayanların hangi düşünce ile bu anlamı müsait kelimesine ilave ettiklerini bilemiyoruz. Ancak kesin olan, bu anlam, 1983’ten beri Sözlük’ün her baskısında aynı şekilde devam etmiştir. Yani bir iki günlük bir konu veya iş değildir, 32 yıldan beri bu anlam sözlükte aşağıdaki şekliyle mevcuttur. müsait s. (müsa:it) Ar. musā‘id 1. Uygun, elverişli: Müsait bir gün geleceğim. 2. tkz. Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın).
Aşağıdaki sözlüklerde ise TDK Sözlük’ünde verilen anlam aynı şekilde yer almıştır. Karacan Büyük Sözlük ve Genel Kültür Ansiklopedisi, , C. 5 (L-R), s. 1521, sol sütun. Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi, 1986, C. 16, 8466, sol sütun. Dil Derneği, Türkçe Sözlük, 2. baskı, 2005, s. 1394, sağ sütun. Ali Püsküllüoğlu, Türkçe Sözlük, Genişletilmiş 5. baskı, 2004, s. 1276, sol sütun. Türkçenin derlemi (corpus) üzerine hazırlanmış en geniş çalışmaya baktığımızda müsait’in 560 kez geçtiğini görürüz. Ancak söz konusu edilen ikinci anlam bu 560 örnek arasında karşımıza çıkmaz. Türkçe Sözlük’te teklifsiz konuşmaya (tkz.) özgü bir kullanım olarak kaydedilen bu anlam belli ki bir tür argo kullanımdır. Büyük bir ihtimalle de 1980'li yıllarda bu anlam, belirli bir çevrede kullanılmış olabilir. Bugün bu anlam herkesçe bilinen bir anlam değildir. Belki de bir döneme özgü, moda sözlerdendir. Bir yönden cinsiyet ayrımcılığı güden, bir yönden de bu anlamıyla kullanılışı neredeyse hiç bilinmeyen bu kelime, Türkçe Sözlük’ün yeni baskısında ve Genel Ağ ortamındaki kullanımlarında gerekli taramalar yapıldıktan sonra yeniden düzenlenecektir. Kamuoyunda tartışmalara sebep olan bu ve benzeri konularla ilgili TDK olarak çalışma yapılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır.
## Çalışmaları
Bugün Türk Dil Kurumu, 20'si Yükseköğretim Kurulu; 20'si Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından seçilen 40 asil üyeye sahiptir. Üyelerin büyük çoğunluğu Türk üniversitelerinde çalışan Türkologlardır. Başbakan'ın önerisi doğrultusunda Cumhurbaşkanı tarafından atanılan TDK Kurum Başkanı ve 40 asîl üye Bilim Kurulunu oluşturur. Kurumun bilimsel çalışmaları bu kurul tarafından planlandığı gibi yönetim işlerini üstlenen Yürütme Kurulu ile bilimsel çalışmaları yürüten Kol ve Komisyonların üyeleri de bu kurul tarafından seçilmiştir. Bilimsel çalışmaları yürüten kollar şunlardır:
- Sözlük Bilim ve Uygulama Kolu
- Gramer Bilim ve Uygulama Kolu
- Dil Bilimi Bilim ve Uygulama Kolu
- Terim Bilim ve Uygulama Kolu
- Ağız Araştırmaları Bilim ve Uygulama Kolu
- Kaynak Eserler Bilim ve Uygulama Kolu
Türkiye Türkçesinin çağdaş sözlüğünü sürekli geliştirerek yayımlayan Türk Dil Kurumu, *Yazım Kılavuzu* 'na da son şeklini vererek 2000 yılında yeniden yayımlamıştır. 1998 yılı içinde 9. baskısı çıkmış olan *Türkçe Sözlük'*te 75.000 civarında sözcük yer almıştır.
Son dönemde, yılda 30-40 bilimsel eseri yayın dünyasına kazandıran Türk Dil Kurumunun üç süreli yayını da bulunmaktadır. Güncel dil konularını ve geniş kitlenin anlayacağı dilde yazılmış araştırmaları içine alan *Türk Dili dergisi* ayda bir yayımlanmaktadır. Altı ayda bir yayımlanan *Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi*; Kazak, Kırgız, Tatar vb. Türk topluluklarının dil ve edebiyatlarıyla ilgili araştırmalara yer verir. *Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten* ise tamamen bilimsel araştırmaları içine alır ve yılda bir sayı yayımlanır.
Türk Dil Kurumunun yürütmekte olduğu projeler şunlardır:
- Karşılaştırmalı Türk Lehçe ve Şiveleri Sözlüğü ve Grameri Saha Araştırması Projesi,
- Türkiye Türkçesi Sözlükleri Projesi,
- Göktürk (Runik) Yazılı Belge, Yazıt ve Anıtların Albümü Projesi,
- Türkiye Türkçesi ve Tarihî Devirler Yazı Dilleri Gramerleri Projesi,
- Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi.
- Yayınlar
Türk Dil Kurumu 800'e ulaşan yayını, 40 Bilim Kurulu üyesi, 17 uzmanı, 56 çalışanı ve varsıl bir araştırma kütüphanesiyle çalışmalarını sürdürmektedir.
## Süreli yayınlar
*Türk Dili*- İlk sayısı Ekim 1951'de yayımlanmış aylık dil ve edebiyat dergisidir.*Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi*- Uluslararası hakemli bir dergidir. Altı ayda bir yayımlanır.*Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten*- Tamamen bilimsel araştırmaları içine alır. Yılda iki sayı yayımlanır.
## Kurucular
- Mustafa Kemal Atatürk
- Samih Rıfat Horozcu
- Ruşen Eşref Ünaydın
- Celâl Sahir Erozan
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
## Başkanlar
Adı | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|
Mustafa Kemal Atatürk (Kurucu ve Koruyucu Genel Başkan) |
12 Temmuz 1932 | 10 Kasım 1938 |
İsmet İnönü (Koruyucu Başkan) |
11 Kasım 1938 | 25 Aralık 1973 |
Samih Rıfat Yalnızgil | 12 Temmuz 1932 | 18 Ağustos 1932 |
Esat Sagay | 19 Ağustos 1932 | 4 Aralık 1932 |
Dr. Reşit Galip | 4 Aralık 1932 | 19 Ağustos 1933 |
Dr. Refik Saydam | 19 Ağustos 1933 | 26 Ekim 1933 |
Yusuf Hikmet Bayur | 27 Ekim 1933 | 8 Temmuz 1934 |
Zeynel Abidin Özmen | 9 Temmuz 1934 | 9 Haziran 1935 |
Saffet Arıkan | 10 Haziran 1935 | 28 Aralık 1938 |
Hasan Âli Yücel | 28 Aralık 1938 | 5 Ağustos 1946 |
Reşat Şemsettin Sirer | 5 Ağustos 1946 | 9 Haziran 1948 |
Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu | 10 Haziran 1948 | 22 Mayıs 1950 |
Hüseyin Avni Başman | 23 Mayıs 1950 | 10 Ağustos 1950 |
Ahmet Tevfik İleri | 11 Ağustos 1950 | 10 Şubat 1951 |
Hakkı Tarık Us | 1951 | 1954 |
Prof. Dr. Macit Gökberk | 1954 | 1960 |
Prof. Dr. Hasan Tahsin Banguoğlu | 1960 | 1963 |
Prof. Dr. Agâh Sırrı Levend | 1963 | 1966 |
Prof. Dr. Gündüz Akıncı | 1966 | 1969 |
Prof. Dr. Macit Gökberk | 1969 | 1976 |
Prof. Dr. Seha L. Meray | 1976 | 1978 |
Prof. Dr. Şerafettin Turan | 1978 | 1983 |
Prof. Dr. Hasan Eren | 1983 | 1993 |
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun | 1993 | 2000 |
Prof. Dr. Hamza Zülfikar | 2000 | 2001 |
Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın | 2001 | 2012 |
Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalın | 2012 | 2018 |
Prof. Dr. Gürer Gülsevin | 2018 |
2023 |
Prof. Dr. Osman Mert | 2023
|
Görevde
|
## Başkan Yardımcıları
Adı | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|
Prof. Dr. Himmet Umunç | 1988 | 1991 |
Prof. Dr. Hamza Zülfikar | 1993 | 2001 |
Prof. Dr. Recep Toparlı | 2001 | 2009 |
Prof. Dr. Melek Özyetkin | 2010 | 2012 |
Ali Karaçalı | 2012 | 2016 |
Doç. Dr. Bilâl Çakıcı | 2016 | 2019 |
Prof. Dr. Feyzi Ersoy | 2019 | 2022 |
Dr. Ömer Gök | 2022 | 2024
|
Doç. Dr. Harun Şahin | 2024
|
Görevde
|
## Genel Sekreterler
Adı | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|
Ruşen Eşref Ünaydın | 1932 | 1933 |
Prof. İbrahim Necmi Dilmen | 1933 | 1945 |
Hasan Reşit Tankut | 1945 | 1951 |
Agâh Sırrı Levend | 1951 | 1960 |
Behçet Kemal Çağlar | 1960 | 1960 |
Sami Nabi Özerdim | 1960 | 1963 |
Ömer Asım Aksoy | 1963 | 1978 |
Cahit Külebi | 1978 | 1982 |
Kemal Demiray | 1982 | 1983 |
İ. Sefa Pehlivantürk | 1983 | 1988 |
Halil Selçuk | 1988 | 2001 |
Cafer Çetin | 2001 | 2002 |
Ramazan Güney | 2002 | 2004 |
Burhan Apatay | 2004 | 2005 |
Ali Karaçalı | 2005 | 2011 |
2 Kasım 2011 tarih ve 28103 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 664 sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile genel sekreterlik kadrosu sonlandırıldı. |
Türk_dizileri_listesi | Görünüm
Türkiye'de televizyon: |
---|
1950'lerde Türkiye'de televizyon |
1960'larda Türkiye'de televizyon |
1970'lerde Türkiye'de televizyon |
1980'lerde Türkiye'de televizyon |
1990'larda Türkiye'de televizyon |
2000'lerde Türkiye'de televizyon |
2010'larda Türkiye'de televizyon |
2020'lerde Türkiye'de televizyon |
Türk dizileri listesi |
Bu listede, 1975'ten günümüze kadar olan **Türk dizileri** gösterilmiştir.
Türkiye'de çekilen dizilerin yıllara göre listesi aşağıdaki gibidir:
## 2024
2024 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Adsız Aşıklar | - | 1 | Yakında | Netflix |
Alı-Kara | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Altay | - | 1 | Yakında | tabii |
Annem, Ankara | - | 1 | Yakında | Kanal D |
Anonim | - | 1 | Yakında | Exxen |
Arjen | 6 | 1 | Sezon arası | GAİN |
Asaf | - | 1 | Yakında | Netflix |
Asya | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Aşk Bir An | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Aşk Yarası | - | 1 | Yakında Günlük dizi |
Belli değil |
Aşka Düşman | 4 | 1 | Yayından kaldırıldı | TV8 |
Aşkın Pusulası | - | 1 | Yakında | GAİN |
Ayazın Sonu Güneş | - | 1 | Yakında Günlük dizi |
Kanal D |
Ayrılık Da Sevdaya Dahil | - | 1 | Yakında | Netflix |
Aziz Mahmud Hüdayi: Aşkın Yolculuğu | 20 | 1 | Final | TRT 1 |
Bahar | 16 | 1 | Sezon arası | Show TV |
Beybaba | - | 1 | Yakında | NOW |
Bi Tuhaf Hikaye | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Binbir Gece Masalları | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Bir İhtimal Daha Var | - | 1 | Yakında | Netflix |
Bir Sevdadır | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Bizi Seyreden Bulutlar | - | 1 | Yakında | tabii |
Boyacı Kızlar | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Can Borcum | - | 1 | Yakında | atv |
Çırak | - | 1 | Yakında | tabii |
Çirkin | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Deha | - | 1 | Yakında | Show TV |
Dengeler: Biri Olmak | 8 | 1 | Sezon arası | GAİN |
Düğüm | 8 | 1 | Yayınlandı | Amazon Prime |
Dünyayı Değiştiren Ayten | - | 1 | Yakında | Disney+ |
El Turco | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Esas Oğlan | - | 1 | Yakında | GAİN |
Gaddar | 20 | 1 | Final | NOW |
Gassal | - | 1 | Yakında | tabii |
Geleceğe Mektuplar | - | 1 | Yakında | Netflix |
Gelin | 32 | 1 | Yayında | Kanal 7 |
Güzel Aşklar Diyarı | - | 1 | Yakında | Kanal D |
Hain | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Hanedan | - | 1 | Yakında | Show TV |
Harika Çılgınlar | - | 1 | Yakında | NOW |
Hayat Hırsızı | - | 1 | Yakında | NOW |
Holding | - | 1 | Yakında | atv |
İnci Taneleri | 17 | 1 | Sezon arası | Kanal D |
İstanbul Ansiklopedisi | - | 1 | Yakında | Netflix |
İşgal Günlerinde Aşk | - | 1 | Yakında | NOW |
Kalpazan | - | 1 | Yakında | Show TV |
Kara Ağaç Destanı | 16 | 1 | Sezon arası | TRT 1 |
Kara Dut | - | 1 | Yakında | atv |
Karşılaşmalar | - | 1 | Yakında | Exxen |
Kasaba | - | 1 | Yakında | Netflix |
Kırmızı Taksi | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Kimler Geldi, Kimler Geçti | 8 | 1 | Sezon arası | Netflix |
Kopuk | 5 | 1 | Final | NOW |
Korkma Ben Yanındayım | 7 | 1 | Final | NOW |
Kör Nokta | - | 1 | Yakında | atv |
Kötü Kan | - | 1 | Yakında | NOW |
Kral Kaybederse | - | 1 | Yakında | Star TV |
Kuma | - | 1 | Yakında Günlük dizi |
Belli değil |
Kurtuluş Lisesi | 13 | 1 | Yayınlandı | GAİN |
Kuvvetli Bir Alkış | 6 | 1 | Yayınlandı | Netflix |
Kübra | 16 | 1 | Yayınlandı | Netflix |
Kül Masalı | 10 | 1 | Final | TRT 1 |
Kürk Mantolu Madonna | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Mahsun J | 8 | 1 | Sezon arası | GAİN |
Marnalı | - | 1 | Yakında | tabii |
Mehmed: Fetihler Sultanı | 15 | 1 | Sezon arası | TRT 1 |
Naser | - | 1 | Yakında | tabii |
Organize İşler | - | 1 | Yakında | GAİN |
Ölüm Kime Yakışır | - | 1 | Yakında | TV+ |
Patron | - | 1 | Yakında | NOW |
RU | 6 | 1 | Yayında | GAİN |
Rüzgarlı Tepe | 127 | 1 | Yayında Günlük dizi |
Kanal 7 |
Sakıncalı | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Senden Önce | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Siyah Kalp | - | 1 | Yakında | Show TV |
Sorgu Odası | - | 1 | Yakında | beIN CONNECT |
Şapkacı Kadınlar | - | 1 | Yakında | NOW |
Şehrazad | - | 1 | Yakında | atv |
Tamirci | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Taş Kağıt Makas | 14 | 1 | Sezon arası | Kanal D |
Ten | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Tertemiz | - | 1 | Yakında | Exxen |
Toprağın Kalbi | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Yaban Çiçekleri | 3 | 1 | Final | atv |
Yalan | 4 | 1 | Yayında | Kanal D |
Yan Oda | 4 | 1 | Yayından kaldırıldı | Star TV |
Yarın Yokmuş Gibi | 4 | 1 | Final | GAİN |
Yeraltı | - | 1 | Yakında | Belli değil |
Yüzde İki | - | 1 | Yakında | tabii |
Zamanın Kapıları | 6 | 1 | Yayında | beIN CONNECT |
## 2023
## 2022
## 2021
2021 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
50m² | 8 | 1 | Final | Netflix |
Acans | 10 | 1 | Final | BluTV |
Ada Masalı | 25 | 1 | Final | Star TV |
Adım Başı Kafe | 10 | 1 | Yayınlandı | Exxen |
Akıncı | 20 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Alparslan: Büyük Selçuklu | 61 | 2 | Final | TRT 1 |
Annemizi Saklarken | 8 | 1 | Final | Star TV |
Aşkın Tarifi | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Aşk Mantık İntikam | 42 | 1 | Final | FOX |
Ayak İşleri | 30 | 3 | Sezon arası | GAİN |
Aziz | 28 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Babam Çok Değişti | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Baht Oyunu | 17 | 1 | Final | Kanal D |
Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı | 32 | 1 | Final | TRT 1 |
Baş Belası | 13 | 1 | Final | atv |
Benim Hayatım | 6 | 1 | Final | Star TV |
Bir Yeraltı Sit-com'u | 10 | 1 | Yayınlandı | Exxen |
Bir Zamanlar Kıbrıs/ Kıbrıs: Zafere Doğru | 24 | 2 | Final | TRT 1 |
Bizi Ayıran Çizgi | 5 | 1 | Yayınlandı | GAİN |
Bonkis | 15 | 2 | Final | BluTV |
Bozkır Arslanı Celaleddin | 7 | 1 | Yayınlandı | atv / tabii (tekrar) |
Börü 2039 | 6 | 1 | Sezon arası | BluTV |
Cam Tavanlar | 8 | 1 | Final | Show TV |
Camdaki Kız | 82 | 3 | Final | Kanal D |
Çember | 8 | 1 | Yayınlandı Film serisi |
Kanal D |
Destan | 28 | 2 | Final | atv |
Doğu | 16 | 2 | Sezon arası | Vodafone TV / BluTV / Turkcell TV+ |
Dümen | 6 | 1 | Final | YouTube |
Dünya Hali | 20 | 1 | Final | TRT 1 |
Eee Sonra | 10 | 1 | Final | Exxen |
Elkızı | 13 | 1 | Final | FOX |
Elbet Bir Gün | 5 | 1 | Final | FOX |
Evlilik Hakkında Her Şey | 33 | 1 | Final | FOX |
Ex Aşkım | 24 | 1 | Final | GAİN |
Etkileyici | 20 | 2 | Final | GAİN |
Fandom | 26 | 2 | Final | beIN CONNECT |
Fatma | 6 | 1 | Yayınlandı | Netflix |
Gibi | 55 | 5 | Sezon arası | Exxen |
Girift | 13 | 1 | Yayınlandı | Kanal D Digital |
Hamlet | 7 | 1 | Yayınlandı | GAİN |
Hiç | 8 | 1 | Yayından kaldırıldı | BluTV |
Hükümsüz | 10 | 1 | Yayınlandı | Exxen |
İçimizden Biri | 6 | 1 | Final | Show TV |
İkimizin Sırrı | 10 | 1 | Final | atv |
İlginç Bazı Olaylar | 20 | 2 | Yayınlandı | Exxen |
İlk ve Son | 8 | 1 | Sezon arası | BluTV |
İşte Bu Benim Masalım | 8 | 1 | Final | Exxen |
Kaderimin Oyunu | 26 | 1 | Final | Star TV |
Kağıt Ev | 8 | 1 | Final | Star TV |
Kalp Yarası | 32 | 1 | Final | atv |
Kanunsuz Topraklar | 16 | 1 | Final | FOX |
Kardeşlerim | 132 | 4 | Final | atv |
Kazara Aşk | 13 | 1 | Final | Star TV |
Kahraman Babam | 8 | 1 | Final | Show TV |
Kırık Hayatlar | 100 | 1 | Final Günlük dizi |
Kanal D / teve2 |
Kulüp | 20 | 2 | Yayınlandı | Netflix |
Leyla ile Mecnun | 40 | 4 | Final | Exxen |
Mahkum | 31 | 2 | Final | FOX |
Mahrem | 10 | 1 | Final Belgesel |
TRT 1 |
Maraşlı | 26 | 1 | Final | atv |
Masal Şatosu: Peri Hırsızı | 16 | 2 | Final | BluTV |
Masumiyet | 13 | 1 | Final | FOX |
Mavera | 26 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Metot | 4 | 1 | Final | GAİN |
Misafir | 5 | 1 | Final | FOX |
Olağan Şüpheliler | 10 | 1 | Final | Exxen |
Orta Kafa! Aşk! | 20 | 2 | Final | GAİN |
Öğrenci Evi | 10 | 1 | Final | Exxen |
Ölüm Zamanı | 8 | 1 | Final | Exxen |
Özelden Yürüyenler | 26 | 2 | Final | GAİN |
Saklı | 10 | 1 | Yayınlandı | BluTV |
Sana Söz | 7 | 1 | Final | Star TV |
Seni Çok Bekledim | 13 | 1 | Final | Star TV |
Senkron | 6 | 1 | Final | GAİN |
Sesli Güldüm | 20 | 1 | Final | Exxen |
Seyyar | 10 | 1 | Final | puhutv |
Sihirli Annem | 30 | 2 | Final | Exxen |
Son Yaz | 26 | 2 | Final | FOX |
Şeref Bey | 10 | 1 | Final | Exxen |
Terapist | 7 | 1 | Final | GAİN |
Teşkilat | 111 | 4 | Sezon arası | TRT 1 |
Tozkoparan İskender | 46 | 2 | Final | TRT 1 |
Uzak Şehrin Masalı | 5 | 1 | Final | FOX |
Üç Kuruş | 28 | 1 | Final | Show TV |
Vahşi Şeyler | 8 | 1 | Yayınlandı | Exxen |
Yalancı | 10 | 1 | Final | Show TV |
Yalancılar ve Mumları | 5 | 1 | Final | FOX |
Yargı | 95 | 3 | Final | Kanal D |
Yeşilçam | 20 | 2 | Yayınlandı | BluTV |
Yetiş Zeynep | 20 | 1 | Final | Exxen |
## 2020
2020 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
10 Bin Adım | 20 | 2 | Final | GAİN |
Anneler/Acemi Anneler | 165 | 1 | Final Günlük dizi / Televizyon programı |
TRT 1 |
Aile Şirketi | 39 | 3 | Final | beIN CONNECT |
Akrep | 26 | 1 | Final | Star TV |
Alef | 16 | 2 | Yayınlandı | BluTV |
Alev Alev | 28 | 1 | Final | Show TV |
Arıza | 30 | 1 | Final | Show TV |
Aşk 101 | 16 | 2 | Final | Netflix |
İyi Aile Babası | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Babil | 20 | 2 | Final | Star TV |
Baraj | 39 | 1 | Final | FOX |
Bay Yanlış | 14 | 1 | Final | FOX |
Bir Annenin Günahı | 5 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Bir Başkadır | 8 | 1 | Final | Netflix |
Çatı Katı Aşk | 16 | 1 | Final | Kanal D |
Çıplak | 17 | 2 | Sezon arası | BluTV |
Çocukluk | 11 | 1 | Final | FOX |
Emanet | 695 | 4 | Yayında Günlük dizi / Haftalık dizi |
Kanal 7 |
Ev Yapımı | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Galiçya İşgal Altında | 6 | 1 | Final | YouTube |
Gel Dese Aşk | 4 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Gençliğim Eyvah | 17 | 1 | Final | atv |
Gönül Dağı | 142 | 4 | Sezon arası | TRT 1 |
Gün On4 | 10 | 1 | Final | puhutv |
Hizmetçiler | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
İyi Günde Kötü Günde | 6 | 1 | Final | Star TV |
Kafa Doktoru | 9 | 1 | Yayınlandı | Vodafone TV |
Kefaret | 35 | 1 | Final | FOX |
Kırmızı Oda | 61 | 2 | Final | TV8 |
Kuşlarla Yolculuk | 30 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Maria ile Mustafa | 17 | 1 | Final | atv |
Masumlar Apartmanı | 71 | 2 | Final | TRT 1 |
Menajerimi Ara | 45 | 1 | Final | Star TV |
Netleşme | 3 | 1 | Final | YouTube |
Öğretmen | 9 | 1 | Final | FOX |
Pes Artık | 9 | 1 | Final | YouTube |
Ramo | 40 | 2 | Final | Show TV |
Rise of Empires: Ottoman | 12 | 2 | Sezon arası | Netflix |
Sadakatsiz | 60 | 2 | Final | Kanal D |
Saygı | 16 | 2 | Yayınlandı | BluTV |
Sen Çal Kapımı | 52 | 2 | Final | FOX |
Sokağın Çocukları | 55 | 7 | Final | BluTV |
Sol Yanım | 12 | 1 | Final | Star TV |
Şaşkın Bakkal 216 | 3 | 1 | Final | TV8 |
Şeref Sözü | 4 | 1 | Final | Show TV |
Tövbeler Olsun | 32 | 1 | Final | TRT 1 |
Tutunamayanlar | 19 | 1 | Final | TRT 1 |
Türkan Hanım'ın Konağı | 193 | 1 | Final Günlük dizi / Televizyon programı |
TRT 1 |
Uyanış: Büyük Selçuklu | 34 | 1 | Final | TRT 1 |
Ya İstiklal Ya Ölüm | 12 | 1 | Final Mini dizi |
TRT 1 |
Yarım Kalan Aşklar | 8 | 1 | Final | BluTV |
Yeni Hayat | 9 | 1 | Final | Kanal D |
Zemheri | 10 | 1 | Final | Show TV |
Zümrüdüanka | 26 | 2 | Final | FOX |
## 2019
2019 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
4N1K Yeni Başlangıçlar | 13 | 1 | Final | FOXplay |
Afili Aşk | 38 | 1 | Final | Kanal D |
Aşk Ağlatır | 16 | 1 | Final | Show TV |
Atiye | 24 | 3 | Final | Netflix |
Aynen Aynen | 43 | 6 | Sezon arası | YouTube / BluTV |
Azize | 6 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Baharı Beklerken | 120 | 1 | Final Günlük dizi |
Beyaz TV |
Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi | 9 | 1 | Final | BluTV |
Benim Adım Melek | 66 | 2 | Final | TRT 1 |
Bir Kahramanın Rüyası | 1 | Final | TV filmi | |
Benim Tatlı Yalanım | 28 | 1 | Final | Star TV |
Bir Aile Hikayesi | 18 | 2 | Final | FOX |
Canevim | 17 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Çocuk | 18 | 1 | Final | Star TV |
Çok Güzel Hareketler 2 | 177 | 6 | Sezon arası Komedi programı |
Kanal D / Star TV |
Dengi Dengine | 5 | 1 | Final Günlük mini dizi |
TRT 1 |
Doğduğun Ev Kaderindir | 43 | 2 | Final | TV8 |
Ferhat ile Şirin | 6 | 1 | Yayından kaldırıldı | FOX |
Gorbi | 13 | 1 | Final | FOXplay |
Güvercin | 16 | 1 | Final | Star TV |
Halka | 19 | 1 | Yayından kaldırıldı | TRT 1 |
Hekimoğlu | 51 | 2 | Final | Kanal D |
Her Yerde Sen | 23 | 1 | Final | FOX |
Hercai | 69 | 3 | Final | atv |
İçten Sesler Korosu | 5 | 1 | Final | YouTube |
İncir Ağacı | 140 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Kardeş Çocukları | 21 | 2 | Final | Star TV |
Kimse Bilmez | 27 | 1 | Final | atv |
Kurşun | 7 | 1 | Final | FOX |
Kuruluş Osman | 164 | 5 | Sezon arası | atv |
Kuzey Yıldızı İlk Aşk | 64 | 2 | Final | Show TV |
Kuzgun | 21 | 2 | Final | Star TV |
Leke | 9 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Mucize Doktor | 64 | 2 | Final | FOX |
Nöbet | 8 | 1 | Final | Show TV |
Pavyon | 10 | 2 | Final | BluTV |
Prangalı Yarim | 1 | Final | TV filmi | |
Sefirin Kızı | 52 | 2 | Final | Star TV |
Sevdim Seni Bir Kere | 154 | 1 | Final Günlük dizi |
Star TV |
Sevgili Geçmiş | 8 | 1 | Final | Star TV |
Şampiyon | 34 | 1 | Final | TRT 1 |
Tek Yürek | 22 | 1 | Final | TRT 1 |
Vurgun | 6 | 1 | Final | FOX |
Vuslat | 44 | 2 | Final | TRT 1 |
Yaralı Kuşlar | 165 | 1 | Final | Kanal D |
Yemin | 503 | 4 | Final Günlük / Haftalık dizi |
Kanal 7 |
Yüzleşme | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Zalim İstanbul | 39 | 2 | Final | Kanal D |
Zengin ve Yoksul | 8 | 1 | Final | atv |
## 2018
2018 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
4N1K İlk Aşk | 12 | 1 | Yayından kaldırıldı | FOX |
8. Gün | 6 | 1 | Final | atv |
Acayip Tipler | 6 | 1 | Final Komedi programı |
FOX |
Adı: Zehra | 14 | 1 | Final | FOX |
Ağlama Anne | 13 | 1 | Final | atv |
Alija | 6 | 1 | Final Mini seri |
TRT 1 |
Aşktroloji | 1 | Final | TV filmi | |
Avlu | 44 | 2 | Yayından kaldırıldı | Star TV |
Babamın Günahları | 4 | 1 | Final | Star TV |
Bamsı Beyrek | 1 | Final | TV filmi | |
Bartu Ben | 10 | 1 | Final | BluTV |
Beni Bırakma | 630 | 4 | Final Günlük dizi |
atv |
Benden Bu Kadar | 1 | Final | TV filmi | |
Bir Deli Rüzgar | 6 | 1 | Final | FOX |
Bir Litre Gözyaşı | 15 | 1 | Final | Kanal D |
Bir Mucize Olsun | 3 | 1 | Final | FOX |
Bir Umut Yeter | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Bir Zamanlar Çukurova | 141 | 4 | Final | atv |
Bittin Sen | 1 | Final | TV filmi | |
Bozkır | 18 | 2 | Sezon arası | BluTV |
Börü | 6 | 1 | Final | Star TV |
Can Kırıkları | 4 | 1 | Final | atv |
Çarpışma | 24 | 1 | Final | Show TV |
Darısı Başımıza | 5 | 1 | Final | Show TV |
Dip | 8 | 1 | Final | puhutv |
Dudullu Postası | 13 | 1 | Final | BluTV |
Ege'nin Hamsisi | 23 | 1 | Final | TRT 1 |
Elimi Bırakma | 59 | 2 | Final | TRT 1 |
Erkenci Kuş | 51 | 1 | Final | Star TV |
Eşik | 10 | 1 | Final | |
Gülizar | 10 | 1 | Final | Kanal D |
Gülperi | 30 | 1 | Final | Show TV |
Hakan: Muhafız | 32 | 4 | Final | Netflix |
Hıçkırık | 50 | 1 | Final Günlük dizi |
Kanal D |
İkizler Memo-Can | 25 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
İnsanlık Suçu | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Jet Sosyete | 59 | 3 | Final | Star TV / TV8 / puhutv |
Kalbimin Sultanı | 8 | 1 | Final | Star TV |
Kanaga | 13 | 1 | Final | YouTube |
Kan Kardeşler | 1 | Final | TV filmi | |
Keşke Hiç Büyümeseydik | 4 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Kızım | 34 | 1 | Final | TV8 |
Koca Koca Yalanlar | 12 | 1 | Final | Kanal D |
Kocaman Ailem | 8 | 1 | Final | atv |
Masum Değiliz | 6 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Mehmetçik: Kutlu Zafer | 14 | 1 | Final | TRT 1 |
Mehmetçik: Kut'ül-Amare | 19 | 1 | Final | TRT 1 |
Mehmed: Bir Cihan Fatihi | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Meleklerin Aşkı | 11 | 1 | Final | Show TV |
Muhteşem İkili | 12 | 1 | Final | Kanal D |
Nefes Nefese | 10 | 1 | Final | Star TV |
Ölümü Gör | 1 | Final | TV filmi | |
Sen Anlat Karadeniz | 64 | 3 | Final | atv |
Servet | 4 | 1 | Final | Show TV |
Şahin Tepesi | 6 | 1 | Final | atv |
Şahsiyet | 22 | 2 | Yayınlandı | puhutv / GAİN |
Tam Kafadan | 6 | 1 | Final | YouTube |
Tehlikeli Karım | 6 | 1 | Final | Show TV |
Tozkoparan | 55 | 3 | Final | TRT 1 |
Tufa | 3 | 1 | Final | - |
Yabancı Damat | 1 | Final | TV filmi | |
Yasak Elma | 177 | 6 | Final | FOX |
Yaşamayanlar | 8 | 1 | Final | BluTV |
Yuvamdaki Düşman | 6 | 1 | Final | Show TV |
## 2017
2017 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
7 Yüz | 7 | 1 | Final | BluTV - web mini serisi |
Adı Efsane | 29 | 1 | Final | Kanal D |
Aslan Ailem | 31 | 1 | Final | TRT 1 |
Aşk-ı Roman | 25 | 1 | Final Günlük dizi |
TV8 |
Aşk ve Gurur | 6 | 1 | Final | Show TV |
Ateşböceği | 17 | 1 | Final | Star TV |
Babası | 1 | Final | TV filmi | |
Badem Şekeri | 5 | 1 | Final TV filmi |
FOX |
Bahtiyar Ölmez | 19 | 1 | Final | atv |
Benim Babam Bir Melek | 1 | Final | TV filmi | |
Bir Deli Sevda | 4 | 1 | Final | Show TV |
Bir Sevda İşi | 1 | Final | TV filmi | |
Bizim Hikaye | 70 | 2 | Final | FOX |
Bu Sayılmaz | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | FOX |
Bu Şehir Arkandan Gelecek | 20 | 1 | Final | atv |
Cennet'in Gözyaşları | 36 | 1 | Final | atv |
Çalınmış Hayatlar | 3 | 1 | Final | BluTV - web mini serisi |
Çelo | 1 | Final | TV filmi | |
Çember | 11 | 2 | Final Film serisi |
Star TV |
Çoban Yıldızı | 17 | 1 | Final | FOX |
Çocuklar Duymasın | 76 | 2 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Çukur | 131 | 4 | Final | Show TV |
Dayan Yüreğim | 13 | 1 | Final | FOX |
Deli Gönül | 10 | 1 | Final | FOX |
Dolunay | 26 | 1 | Final | Star TV |
Dostlar Mahallesi | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Emanet | 1 | Final | TV filmi | |
Esaretim Sensin | 55 | 1 | Final Günlük dizi |
FOX |
Evlat Kokusu | 9 | 1 | Final | Kanal D |
Fazilet Hanım ve Kızları | 50 | 2 | Final | Star TV |
Fi | 22 | 2 | Final | puhutv |
Gençlik Başımda Duman | 15 | 1 | Final | TV8 / YouTube |
Görünen Adam | 10 | 1 | Final | YouTube |
Hayat Sırları | 11 | 1 | Final | Star TV |
Hayati ve Diğerleri | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Hile | 24 | 1 | Final | |
İçimdeki Fırtına | 6 | 1 | Final | Star TV |
İki Yalancı | 9 | 1 | Final | Kanal D |
İkisini de Sevdim | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
İsimsizler | 27 | 2 | Final | Kanal D |
İstanbullu Gelin | 87 | 3 | Final | Star TV |
Kadın | 81 | 3 | Final | FOX |
Kalk Gidelim | 135 | 3 | Final | TRT 1 |
Kara Yazı | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Kanatsız Kuşlar | 46 | 1 | Final | atv |
Kalp Atışı | 28 | 1 | Final | Show TV |
Kayıtdışı | 8 | 1 | Final | FOX |
Kırlangıç Fırtınası | 7 | 1 | Final | FOX |
Kısa Kısa Aşk | 19 | 1 | Final | |
Kızlarım İçin | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Klavye Delikanlıları | 8 | 1 | Final | Show TV |
Komşular | 25 | 1 | Final Günlük dizi |
FOX |
Lise Devriyesi | 11 | 1 | Final | TRT 1 |
Masum | 8 | 1 | Final | BluTV - web mini serisi |
Meryem | 30 | 1 | Final | Kanal D |
Nerdesin Birader | 4 | 1 | Final | FOX |
Ölene Kadar | 13 | 1 | Final | atv |
Payitaht Abdülhamid | 154 | 5 | Final | TRT 1 |
Rüya | 10 | 1 | Final | Show TV |
Saatli İlker Ayrık Takvimi | 69 | 3 | Final Komedi programı |
FOX |
Sahipli | 10 | 1 | Final | BluTV - web mini serisi |
Savaşçı | 109 | 5 | Final | FOX |
Seni Kimler Aldı | 10 | 1 | Final | atv |
Sevda'nın Bahçesi | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Seven Ne Yapmaz | 11 | 1 | Final | atv |
Siyah Beyaz Aşk | 32 | 1 | Final | Kanal D |
Siyah İnci | 20 | 1 | Final | Star TV |
Son Destan | 5 | 1 | Final Mini seri |
TRT 1 |
Son Kuşlar | 1 | 1 | Final | TV filmi |
Söz | 84 | 3 | Final | Star TV |
Şevkat Yerimdar | 44 | 1 | Yayından kaldırıldı | FOX |
Tahin Pekmez | 1 | 1 | Final | TV filmi |
Tabula Rosa | 1 | 1 | Final | TV filmi |
Tutsak | 9 | 1 | Final | Kanal D |
Türk Malı | 8 | 2 | Final | Star TV |
Ufak Tefek Cinayetler | 44 | 2 | Final | Star TV |
Ver Elini Aşk | 11 | 1 | Final | Kanal D |
Yalaza | 20 | 1 | Final | TRT 1 |
Yara Bandı | 13 | 1 | Final | YouTube |
Yeni Gelin | 63 | 3 | Final | Show TV |
Yıldızlar Şahidim | 4 | 1 | Final | Star TV |
Yüz Yüze | 2 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
## 2016
2016 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
46 Yok Olan | 13 | 1 | Final | Star TV |
Adı Yunus | 1 | Final | TV filmi | |
Adını Sen Koy | 397 | 4 | Yayından kaldırıldı Günlük dizi |
TRT 1 / Star TV / TV8 |
Aile İşi | 13 | 1 | Final | atv |
Altınsoylar | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Ankara Yazı | 1 | 1 | Final | TV filmi |
Anne | 33 | 1 | Final | Star TV |
Arkadaşlar İyidir | 10 | 1 | Final | Show TV |
Aşk Laftan Anlamaz | 31 | 1 | Final | Show TV |
Aşk ve Mavi | 78 | 3 | Final | atv |
Aşk Yalanı Sever | 7 | 1 | Final | FOX |
Babam ve Ailesi | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Bana Sevmeyi Anlat | 22 | 1 | Final | FOX |
Bir Gün Bir Çocuk | 1 | Final | TV filmi | |
Bir Sevda İşi | 1 | Final | TV filmi | |
Biz Bir Dolaşalım | 1 | Final | TV filmi | |
Bodrum Masalı | 42 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Bünyamin | 1 | Final | TV filmi | |
Cesur ve Güzel | 32 | 1 | Final | Star TV |
Cesur Yürek | 21 | 1 | Final | Show TV |
Çifte Saadet | 11 | 1 | Final | FOX |
Çizgiyi Geç | 10 | Final | Instagram serisi | |
Ekisposter | 1 | Final | TV filmi | |
Familya | 10 | 1 | Final | FOX |
Gecenin Kraliçesi | 15 | 1 | Final | Star TV |
Göç Zamanı | 15 | 1 | Final | Star TV |
Güldüy Güldüy Show Çocuk | 31 | 2 | Final Komedi programı |
Show TV |
Gülümse Yeter | 24 | 1 | Final | Show TV |
Hangimiz Sevmedik | 40 | 1 | Final | TRT 1 |
Hanım Köylü | 13 | 1 | Final | Star TV |
Hayat Bazen Tatlıdır | 26 | 1 | Final | Star TV |
Hayat Sevince Güzel | 15 | 1 | Final | FOX |
Hayat Şarkısı | 57 | 2 | Final | Kanal D |
Hayatımın Aşkı | 17 | 1 | Final | Kanal D |
İçerde | 39 | 1 | Final | Show TV |
İlişki Durumu: Evli | 4 | 1 | Final | Show TV |
İmkânsız Olasılık | 1 | Final | TV filmi | |
İstanbul Sokakları | 9 | 1 | Final | Show TV |
Kaçın Kurası | 4 | 1 | Final | atv |
Kalbim Yangın Yeri | 5 | 1 | Final | FOX |
Kalbimdeki Deniz | 60 | 2 | Final | FOX |
Kanıt: Ateş Üstünde | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Kehribar | 15 | 1 | Final | atv |
Kırıntılar | 1 | Final | TV filmi | |
Kış Güneşi | 18 | 1 | Final | Show TV |
Koyverdin Gittin Beni | 1 | Final | TV filmi | |
Kördüğüm | 31 | 2 | Final | FOX |
Makas | 1 | Final | TV filmi | |
Melek ile Serhat | 5 | 1 | Final | Star TV - mini web serisi |
Muna | 1 | Final | TV filmi | |
Müdür Ne'aptın? | 13 | 1 | Final Komedi programı |
Star TV |
No: 309 | 65 | 2 | Final | FOX |
N'olur Ayrılalım | 5 | 1 | Final | FOX |
Oyunbozan | 5 | 1 | Final | Show TV |
Pinhan | 1 | Final | TV filmi | |
Rengarenk | 7 | 1 | Final | atv |
Rüzgarın Kalbi | 9 | 1 | Final | FOX |
Saruhan | 1 | Final | TV filmi | |
Seddülbahir 32 Saat | 4 | 1 | Final Mini seri |
TRT 1 |
Sessiz Yalanlar | 1 | Final | TV filmi | |
Sevda Kuşun Kanadında | 31 | 2 | Final | TRT 1 |
Seviyor Sevmiyor | 28 | 1 | Final | atv |
Sıfır Bir | 43 | 6 | Final | YouTube / BluTV - web mini serisi |
Son Takla | 1 | Final | TV filmi | |
Suda Balık | 1 | Final | TV filmi | |
Şartlı Tahliye | 1 | Final | TV filmi | |
Şahane Damat | 8 | 1 | Final | Star TV |
Tatlı İntikam | 30 | 1 | Final | Kanal D |
Umuda Kelepçe Vurulmaz | 15 | 1 | Final | FOX |
Umut Apartmanı | 1 | 1 | Final | TV filmi |
Vatanım Sensin | 59 | 2 | Final | Kanal D |
Ya Nasip Ya Kısmet | 1 | 1 | Final | TV filmi |
Yüksek Sosyete | 26 | 1 | Final | Star TV |
Yüzyıllık Mühür | 15 | 1 | Final | TRT 1 - mini seri |
## 2015
2015 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Acı Aşk | 13 | 1 | Final | Show TV |
Acil Aşk Aranıyor | 24 | 2 | Final | Show TV |
Acil Servis | 2 | 1 | Final | Show TV |
Adı Mutluluk | 17 | 1 | Final | FOX |
Analar ve Anneler | 9 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Asla Vazgeçmem | 59 | 3 | Final | Show TV |
Aşk Yeniden | 59 | 2 | Final | FOX |
Aşk ve Günah | 120 | 1 | Final Günlük dizi |
Kanal D |
Aşkların En Güzeli | 38 | 1 | Final Günlük dizi |
TV8 |
Aşk Zamanı | 9 | 1 | Final | atv |
Ayrılsak da Beraberiz | 14 | 1 | Yayından kaldırıldı | TV8 |
Azim Kahramanı Ayşe | 4 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Baba Candır | 66 | 2 | Final | TRT 1 |
Bana Baba Dedi | 7 | 1 | Yayından kaldırıldı | TV8 |
Bedel | 20 | 1 | Final | atv |
Beş Kardeş | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Beyaz Yalan | 6 | 1 | Final | Show TV |
Bir Deniz Hikâyesi | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Bir Modern Habil Kabil Hikâyesi | 3 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Buyur Bi'De Burdan Bak | 24 | 2 | Final Komedi programı |
Kanal D / TV8 |
Büyük Sürgün Kafkasya | 4 | 1 | Final | TRT 1 - mini seri |
Çınarın Gölgesinde | 70 | 1 | Yayından kaldırıldı | Samanyolu TV |
Çilek Kokusu | 23 | 1 | Final | Star TV |
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz | 199 | 6 | Yayından kaldırıldı | atv |
Eve Dönüş | 22 | 1 | Final | atv |
Evli ve Öfkeli | 30 | 1 | Final | atv |
Fabrika Kızı | 4 | 1 | Final | Show TV |
Gamsız Hayat | 5 | 1 | Final | Show TV |
Günebakan | 5 | 1 | Final | atv |
Güneşin Kızları | 39 | 1 | Final | Kanal D |
Hatırla Gönül | 13 | 1 | Final | Star TV |
Hayat Mucizelere Gebe | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Heredot Cevdet Saati | 138 | 2 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
İlişki Durumu: Karışık | 40 | 1 | Final | Show TV |
İnadına Aşk | 32 | 1 | Final | FOX |
Kalbim Ege'de Kaldı | 16 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Kara Ekmek | 37 | 2 | Final | atv |
Kara Kutu | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Kara Sevda | 74 | 2 | Final | Star TV |
Kırgın Çiçekler | 113 | 3 | Final | atv |
Kiralık Aşk | 69 | 2 | Final | Star TV |
Maral | 17 | 2 | Final | TV8 |
Mayıs Kraliçesi | 11 | 1 | Final | Show TV |
Milat | 10 | 1 | Final | TRT 1 |
Muhteşem Yüzyıl Kösem | 60 | 2 | Final | Star TV / FOX |
Mutlu Ol Yeter | 7 | 1 | Final | atv |
Ne Münasabet | 11 | 1 | Final | Show TV |
Poyraz Karayel | 82 | 3 | Final | Kanal D |
Racon: Ailem İçin | 4 | 1 | Final | atv |
Sen Benimsin | 13 | 1 | Final | FOX |
Serçe Sarayı | 13 | 1 | Final | Star TV |
Sevdam Alabora | 4 | 1 | Final | atv |
Son Çıkış | 17 | 1 | Final | TRT 1 |
Şehrin Melekleri | 5 | 1 | Final | FOX |
Tatlı Küçük Yalancılar | 13 | 1 | Final | Star TV |
Tutar mı Tutar | 4 | 1 | Final | Show TV |
Yaz'ın Öyküsü | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Yeter | 40 | 2 | Final | atv |
Yunus Emre Aşkın Yolculuğu | 44 | 2 | Final Günlük / Haftalık dizi |
TRT 1 |
Zeyrek ile Çeyrek | 29 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
## 2014
2014 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk | 41 | 1 | Final | FOX |
Ağlatan Dans | 5 | 1 | Final | Show TV |
Ah Neriman | 4 | 1 | Final | Show TV |
Alın Yazım | 240 | 2 | Yayından kaldırıldı Günlük dizi |
Kanal D |
Analı Oğullu / Anasının Oğlu |
10 | 1 | Final | Show TV / Kanal D |
Ankara'nın Dikmen'i | 25 | 2 | Yayından kaldırıldı | Kanal D / atv |
Aşkın Kanunu | 10 | 1 | Final | TRT 1 |
Asayiş Berkkemal | 6 | 1 | Final | FOX |
Aşktan Kaçılmaz | 11 | 1 | Final | Star TV |
Bana Artık Hicran De | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Benim Adım Gültepe | 8 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Beyaz Karanfil | 6 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Bir Yusuf Masalı | 21 | 1 | Final | TRT 1 |
Boynu Bükükler | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Büyük Sır | 5 | 1 | Final Günlük dizi |
Show TV |
Cinayet | 5 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Çılgın Dersane Üniversite'de | 5 | 1 | Final | Show TV |
Çırağan Baskını | 4 | 1 | Final Mini seri |
TRT 1 |
Diğer Yarım | 23 | 1 | Final | atv |
Diriliş Ertuğrul | 150 | 5 | Final | TRT 1 |
Düşler ve Umutlar | 5 | 1 | Final | FOX |
Elif | 940 | 5 | Final Günlük dizi |
Kanal 7 |
Emanet | 13 | 1 | Final | FOX |
Ezra | 2 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Filinta | 56 | 2 | Yayından kaldırıldı | TRT 1 |
Gölgedekiler | 10 | 1 | Final | Show TV |
Gönül İşleri | 28 | 1 | Final | Star TV |
Güllerin Savaşı | 68 | 2 | Final | Kanal D |
Günahkar | 7 | 1 | Final | FOX |
Güzel Köylü | 52 | 1 | Final | Star TV |
Hatasız Kul Olmaz | 4 | 1 | Final | atv |
Hayat Ağacı | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Hayat Yolunda | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Her Sevda Bir Veda | 4 | 1 | Final | Show TV |
Hom Ofis | 4 | 1 | Yayından kaldırıldı | TV8 |
Kaçak Gelinler | 29 | 1 | Final | Star TV / TV8 |
Kaderimin Yazıldığı Gün | 50 | 2 | Final | Star TV |
Kadim Dostum | 9 | 1 | Final | FOX |
Kalp Hırsızı | 7 | 1 | Final | atv |
Kara Para Aşk | 54 | 2 | Final | atv |
Kardeş Payı | 35 | 2 | Final | Star TV |
Kertenkele | 85 | 3 | Final | atv |
Kızıl Elma | 28 | 2 | Final | TRT 1 |
Kiraz Mevsimi | 59 | 2 | Final | FOX |
Kocamın Ailesi | 57 | 2 | Final | FOX |
Kurt Seyit ve Şura | 21 | 2 | Final | Star TV |
Küçük Ağa | 50 | 2 | Final | Kanal D |
Mihrap Yerinde | 3 | 1 | Final | Show TV |
Ne Diyoosun | 3 | 1 | Final | Kanal D |
Not Defteri | 13 | 1 | Yayından kaldırıldı | FOX |
O Hayat Benim | 131 | 4 | Final | FOX |
Otel Divane | 4 | 1 | Final | Show TV |
Paramparça | 97 | 3 | Final | Star TV |
Paşa Gönlüm | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Reaksiyon | 13 | 1 | Final | Star TV |
Roman Havası | 6 | 1 | Final | Show TV |
Ruhumun Aynası | 7 | 1 | Final | FOX |
Sil Baştan | 9 | 1 | Final | Star TV |
Sungurlar | 39 | 2 | Yayından kaldırıldı | Samanyolu TV |
Şeref Meselesi | 26 | 1 | Final | Kanal D |
Şimdi Onlar Düşünsün | 18 | 1 | Final | TRT 1 |
Tanıklar | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Ulan İstanbul | 39 | 1 | Final | Kanal D |
Urfalıyam Ezelden | 11 | 1 | Final | Kanal D / Star TV |
Üç Arkadaş | 4 | 1 | Final | atv |
Yasak | 9 | 1 | Final | atv |
Yedi Güzel Adam | 39 | 2 | Final | TRT 1 |
Yedikule Hayat Yokuşu | 30 | 2 | Final Günlük / Haftalık dizi |
TRT 1 |
Yeşil Deniz | 75 | 2 | Yayından kaldırıldı | TRT 1 |
Yetim Gönüller | 16 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Yılanların Öcü | 49 | 2 | Final | Show TV |
Zeytin Tepesi | 7 | 1 | Final | Kanal D |
## 2013
2013 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
20 Dakika | 25 | 1 | Final | Star TV |
Arkadaşım Hoşgeldin | 39 | 2 | Final Komedi programı |
Kanal D |
A.Ş.K. | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Aşkın Bedeli | 418 | 3 | Final Günlük dizi |
Star TV |
Adını Kalbime Yazdım | 16 | 1 | Final | Show TV |
Aldırma Gönül | 9 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Ali Ayşe'yi Seviyor | 19 | 1 | Final | FOX |
Altındağlı | 2 | 1 | Final | Show TV |
Aramızda Kalsın | 52 | 2 | Final | Star TV |
Aşk Ekmek Hayaller | 10 | 1 | Final | Show TV |
Aşk Emek İster | 11 | 1 | Final | Show TV |
Babam Sınıfta Kaldı | 23 | 1 | Final | FOX |
Bebek İşi | 34 | 1 | Final | Show TV |
Ben de Özledim | 13 | 1 | Final | Star TV |
Beni Böyle Sev | 89 | 3 | Final | TRT 1 |
Ben Onu Çok Sevdim | 15 | 1 | Final | atv |
Benim Hala Umudum var | 33 | 1 | Final | Star TV / FOX |
Bir Aşk Hikâyesi | 36 | 1 | Final | FOX |
Bir Yastıkta | 14 | 1 | Final | TRT 1 |
Bizim Okul | 7 | 1 | Final | atv |
Bugünün Saraylısı | 36 | 2 | Final | atv |
Cesur Hemşire | 9 | 1 | Final | atv |
Çalıkuşu | 30 | 1 | Final | Kanal D |
Çocuklar Duymasın | 160 | 1 | Final Günlük dizi |
FOX |
Doksanlar | 43 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Emret Komutanım Yeniden | 30 | 1 | Final Günlük dizi |
Kanaltürk |
En Uzun Yüzyıl | 1 | 1 | Final | TRT 1 |
Eski Hikâye | 17 | 1 | Final | TRT 1 |
Evlilik Okulu | 8 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Fatih | 5 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Fatih Harbiye | 50 | 2 | Final | FOX / Show TV |
Fırıldak Ailesi | 80 | 2 | Final Animasyon Sitcom |
Star TV / TV8 |
Firuze | 5 | 1 | Final | Show TV |
Galip Derviş | 56 | 3 | Final | Kanal D |
Gönül Hırsızı | 19 | 1 | Final | TRT 1 |
Görüş Günü Kadınları | 10 | 1 | Final | FOX |
Gurbette Aşk Bir Yastıkta | 26 | 1 | Final | TRT 1 |
Güneşi Beklerken | 54 | 1 | Final | Kanal D |
Güldür Güldür Show | 379 | 12 | Sezon arası Komedi programı |
FOX / Show TV |
Güzel Çirkin | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Hayatın Kıyısında | Final Program |
Kanal 7 | ||
Her Şey Yolunda | 23 | 1 | Final | Show TV |
Hıyanet Sarmalı | 35 | 1 | Final | Samanyolu TV |
İnadına Yaşamak | 6 | 1 | Final | Kanal D |
İntikam | 44 | 2 | Final | Kanal D |
Kaçak | 52 | 2 | Final | atv |
Kahireli Palas | 50 | 1 | Final Günlük dizi |
FOX |
Karagül | 125 | 4 | Final | FOX |
Kayıp | 18 | 1 | Final | Kanal D |
Küçük Gelin | 92 | 3 | Yayından kaldırıldı | Samanyolu TV |
Medcezir | 77 | 2 | Final | Star TV |
Merhamet | 44 | 2 | Final | Kanal D |
Nerde O Yeminler | 8 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Osmanlı Tokadı | 37 | 2 | Final | TRT 1 |
Osmanlı'da Derin Devlet | 13 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Otisabi | 13 | 1 | Final | Sinema TV |
Ötesiz İnsanlar | 72 | 2 | Final | Samanyolu TV |
Rüzgarlı Sokak | 14 | 1 | Final Günlük dizi |
Show TV |
Saklı Kalan | 5 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Salih Kuşu | 10 | 1 | Final | Show TV |
Sana Bir Sır Vereceğim | 29 | 1 | Final | FOX |
Sevdaluk | 20 | 1 | Final | Show TV |
Tatar Ramazan | 26 | 2 | Final | atv |
Tozlu Yollar | 7 | 1 | Final | atv |
Vicdan | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Yağmurdan Kaçarken | 8 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
Yüksek Giriş | 6 | 1 | Final | atv |
## 2012
2012 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
6 Mantı | 52 | 2 | Final Haftalık / Günlük dizi |
TRT 1 |
Acayip Hikayeler | 11 | 1 | Yayından kaldırıldı | Star TV |
Adını Feriha Koydum: Emir'in Yolu | 13 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Ağır Roman Yeni Dünya | 10 | 1 | Final | Star TV |
Alev Alev | 16 | 1 | Final | atv |
Annem Uyurken | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Araf Zamanı | 29 | Final | FOX | |
Aşk Kaç Beden Giyer | 80 | Final | Turkmax | |
Aşkın Halleri | 10 | 1 | Final | FOX |
Babalar ve Evlatları | 4 | 1 | Final | Star TV |
Benim İçin Üzülme | 55 | 2 | Final | atv / Show TV |
Bir Zamanlar Osmanlı | 20 | 2 | Yayından kaldırıldı | TRT 1 |
Böyle Bitmesin | 69 | 2 | Final | TRT 1 |
Bulutların Ötesi | 13 | 2 | Final | TRT 1 |
Canım Benim | 65 | 2 | Final Günlük / Haftalık dizi |
FOX |
Canımın İçi | 50 | 1 | Final Günlük dizi |
Star TV |
Çıplak Gerçek | 16 | 1 | Final | Star TV |
Dedemin Dolabı | 15 | 1 | Final | FOX |
Dila Hanım | 62 | 2 | Final | Star TV / Show TV |
Düşman Kardeşler | 11 | 1 | Final | Show TV |
Esir Sultan | 5 | 1 | Final | TRT 1 |
Esir Şehrin Gözyaşları - Bir Ferhat ile Şirin Hikayesi | 5 | 1 | Final | FOX |
Eve Düşen Yıldırım | 22 | 2 | Final | Show TV |
Evlerden Biri | 13 | 1 | Final | Star TV |
Evvel Zaman Hikâyesi | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Harem | 32 | 1 | Final | FOX |
Hayatımın Rolü | 19 | 1 | Final | Star TV |
Hızır Ekip | 53 | Final | Samanyolu TV | |
Huzur Sokağı | 67 | 2 | Final | atv |
İbreti Ailem | 13 | 1 | Final | Star TV |
İki Dünya Arasında | 705 | 4 | Yayından kaldırıldı Günlük dizi |
Samanyolu TV |
İki Yaka Bir İsmail | 6 | 1 | Yayından kaldırıldı | atv |
İşler Güçler | 41 | 1 | Final | Star TV |
Kalbim Dört Mevsim | 16 | 1 | Final | Star TV |
Karadayı | 115 | 3 | Final | atv |
Kayıp Şehir | 26 | 1 | Final | Kanal D |
Korkma | 5 | 1 | Final | TRT 1 |
Koyu Kırmızı | 13 | 1 | Final | Star TV |
Kötü Yol | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Krem | 24 | 1 | Final | atv |
Kurt Kanunu | 18 | 1 | Final | TRT 1 |
Küçük Kıyamet | 78 | 3 | Final | Samanyolu TV |
Küçük Hesaplar | 10 | 1 | Final | Star TV |
Muck | 8 | 1 | Final | Show TV |
Merhaba Hayat | 13 | 1 | Final | FOX |
Nizama Adanmış Ruhlar/Ekip 1 | 121 | 4 | Yayından kaldırıldı | Samanyolu TV |
Polis Hikâyeleri | 5 | Final | FOX | |
Seksenler | 655 | 10 | Final Haftalık / Günlük dizi |
TRT 1 |
Son | 25 | 1 | Final | atv |
Son Yaz Balkanlar 1912 | 4 | 1 | Final | atv |
Sudan Çıkmış Balıklar | 11 | 1 | Final | Star TV |
Sultan | 20 | 1 | Final | Kanal D |
Suskunlar | 28 | 2 | Final | Show TV |
Şubat | 32 | 1 | Final | TRT 1 |
Türk'ün Uzayla İmtihanı | 9 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Uçurum | 24 | 2 | Final | atv |
Ustura Kemal | 14 | 1 | Final | Show TV |
Veda | 8 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Yalan Dünya | 90 | 4 | Yayından kaldırıldı | Kanal D |
Yol Ayrımı | 28 | 1 | Final | TRT 1 |
Zengin Kız Fakir Oğlan | 136 | 4 | Final | TRT 1 / FOX |
## 2011
2011 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Adım Bayram Bayram | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Adını Feriha Koydum | 67 | 2 | Final | Show TV |
Al Yazmalım | 37 | 1 | Final | atv |
Alemin Kıralı | 67 | 2 | Final | atv |
Anneler ile Kızları | 12 | 1 | Final | Star TV |
Artı 18 | 4 | 1 | Final | Show TV |
Aşağı Yukarı Yemişlililer | 10 | 1 | Final | atv |
Avrupa Avrupa | 91 | 3 | Final | TRT 1 |
Ay Tutulması | 13 | 1 | Final | Star TV |
Babam İçin | 23 | 1 | Final | FOX |
Babam Sağolsun | 8 | 1 | Final | atv |
Başrolde Aşk | 25 | 2 | Final | TRT 1 |
Beni Affet | 1477 | 8 | Final Günlük dizi |
Show TV / Star TV |
Bir Çocuk Sevdim | 39 | 1 | Yayından kaldırıldı | Kanal D / Star TV |
Bir Günah Gibi | 5 | 1 | Final | atv |
Bir Kadın Tanıdım | 20 | 1 | Final | TNT |
Bir Ömür Yetmez | 7 | 1 | Final | Star TV |
Bizim Yenge | 18 | 1 | Final | Kanal D |
Canan | 28 | 2 | Final | FOX |
Canım Babam | 11 | 1 | Final | Show TV |
Cennetin Sırları | 70 | 1 | Yayından kaldırıldı Günlük dizi |
Star TV |
Dedektif Memoli | 12 | 1 | Yayından kaldırıldı | TNT |
Derin Sular | 116 | 1 | Final Günlük dizi |
FOX |
Dinle Sevgili | 245 | 2 | Final Günlük dizi |
FOX |
Düz Adam | 28 | 1 | Final | Turkmax |
En Son Ne Olur | 4 | 1 | Final | Kanal 7 |
Farklı Boyut | 39 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Firar | 35 | 2 | Final | Star TV |
Gol Olur | 12 | 1 | Final Program |
Habertürk TV |
Gün Akşam Oldu | 10 | 1 | Final | Show TV |
Hayat Devam Ediyor | 46 | 2 | Final | atv |
Hayata Beş Kala | 35 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Her Şeye Rağmen | 9 | 1 | Final | atv |
Huzurum Kalmadı | 5 | 1 | Final | TNT |
İffet | 40 | 2 | Final | Star TV |
İstanbul Hatırası | 20 | 1 | Final | Kanal 7 |
İstanbul'un Altınları | 16 | 1 | Final | atv |
İzmir Çetesi | 16 | 1 | Final | Star TV |
Kalbim Seni Seçti | 23 | 1 | Final | atv |
Karakol | 8 | 1 | Final | Show TV |
Karımın Dediği Dedik Çaldığı Kontrobas | 4 | 1 | Final Komedi programı |
FOX |
Kayıp Aranıyor | 5 | 1 | Final | TRT 1 |
Keşanlı Ali Destanı | 20 | 1 | Final | Kanal D |
Kız Annesi | 4 | 1 | Final | Kanal 7 |
Kolej Günlüğü | 7 | 1 | Final | TNT |
Kurşun Bilal | 10 | 1 | Final | atv |
Kuzey Güney | 80 | 2 | Final | Kanal D |
Küçük Hanımefendi | 40 | 2 | Final | TRT 1 |
Leyla ile Mecnun | 104 | 3 | Yayından kaldırıldı | TRT 1 |
Mavi Kelebekler | 26 | 1 | Final | TRT 1 |
Mazi Kalbimde Yaradır | 26 | 2 | Final | TRT 1 |
Mor Menekşeler | 29 | 1 | Final | TRT 1 |
Muhteşem Yüzyıl | 139 | 4 | Final | Show TV / Star TV |
Müziklerin Efendisi | 2 | 1 | Final | Kanal 7 |
Naber Bacanak | 7 | 1 | Final | Kanal 7 |
Nuri | 19 | 1 | Final | Kanal D |
Pis Yedili | 101 | 3 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Reis | 9 | 1 | Final | atv |
Sen de Gitme | 54 | 2 | Final | TRT 1 |
Seni Bana Yazmışlar | 11 | 1 | Final | atv |
Sensiz Olmaz | 7 | 1 | Final | Show TV |
Sırat | 5 | 1 | Final | Star TV |
Sihirli Annem | 109 | 3 | Final Günlük / Haftalık dizi |
Star TV |
Sudan Sebepler | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Şahin ve Çetesi | 76 | 2 | Final | TNT |
Şüphe | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Tek Başımıza | 8 | 1 | Final | Star TV |
Tövbeler Tövbesi | 37 | 1 | Final | atv |
Umutsuz Ev Kadınları | 154 | 3 | Final | Kanal D / FOX |
Üsküdar'a Giderken | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Ve İnsan Aldandı Bitmeyen Hikâye | 11 | 2 | Final | Samanyolu TV |
Yalancı Bahar | 9 | 1 | Final | Star TV |
Yamak Ahmet | 39 | 2 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Yeniden Başla | 40 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Yıldız Masalı | 12 | 1 | Final | TNT |
Yıllar Sonra | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Zehirli Sarmaşık | 12 | 1 | Final | FOX |
## 2010
2010 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Al Gülüm Ver Gülüm | 3 | 1 | Final | TRT 1 |
Aşk ve Ceza | 62 | 2 | Final | atv |
Ateşe Yürümek | 4 | 1 | Final | Star TV |
Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi | 96 | 3 | Final | Star TV |
Bitmeyen Şarkı | 32 | 1 | Final | atv |
Cumaya Kalsa | 12 | 1 | Final | Kanal D |
Cümbür Cemaat Aile | 15 | 1 | Final | Star TV |
Çakıl Taşları | 17 | 1 | Final | FOX |
Çocuklar Duymasın | 107 | 2 | Final | atv |
Çete | 15 | 1 | Final | TV8 |
Deli Saraylı | 11 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Dürüyenin Güğümleri | 48 | 1 | Final | Star TV |
Elde Var Hayat | 72 | 2 | Final | TRT 1 |
Farklı Desenler | 124 | 3 | Final | Samanyolu TV |
Fatmagül'ün Suçu Ne? | 80 | 2 | Final | Kanal D |
Gönül Ferman Dinlemiyor | 3 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Gönülçelen | 56 | 2 | Final | atv |
Güneydoğudan Öyküler Önce Vatan | 11 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Güz Gülleri | 29 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Halil İbrahim Sofrası | 39 | 1 | Yayından kaldırıldı | TRT 1 |
Hanımeli Sokağı | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
İhanet | 7 | 1 | Final | Star TV |
Kader Çizgisi | 15 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Kadınları Anlama Kılavuzu | 39 | 1 | Final | Cine5 |
Kalp Ağrısı | 14 | 1 | Final | atv |
Kanıt | 100 | 3 | Final | Kanal D |
Karadağlar | 40 | 1 | Final | Show TV |
Keskin Bıçak | 8 | 1 | Final | FOX |
Kılıç Günü | 8 | 1 | Final | atv |
Kızım Nerede? | 26 | 1 | Final | atv |
Kirli Beyaz | 6 | 1 | Final | FOX |
Küçük Sırlar | 55 | 2 | Final | Kanal D / Star TV |
Küstüm Çiçeği | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Lale Devri | 135 | 4 | Final | Show TV / FOX |
Mükemmel Çift | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Öğretmen Kemal | 18 | 1 | Final | FOX |
Öyle Bir Geçer Zaman ki | 120 | 3 | Final | Kanal D |
Sensiz Yaşayamam | 13 | 1 | Final | FOX |
Sevgi Bağlayınca | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Sınıf 2010 | 170 | 4 | Final Program |
TRT 1 |
Şefkat Tepe | 158 | 4 | Final | Samanyolu TV |
Şen Yuva | 20 | 1 | Final | atv / FOX |
Türk Malı | 33 | 2 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Türkan | 26 | 1 | Final | Kanal D |
Umut Yolcuları | 13 | 1 | Final | Star TV |
Yahşi Cazibe | 93 | 2 | Final | atv |
Yer Gök Aşk | 122 | 3 | Final | FOX |
Yerden Yüksek | 48 | 2 | Final | TRT 1 |
## 2009
2009 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Acemi Müezzin | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Açık Mutfak | 5 | 1 | Final | Turkmax |
Ah Kalbim | 26 | 1 | Final | TRT 1 |
Aile Reisi | 18 | 1 | Final | Star TV |
Aile Saadeti | 6 | 1 | Final | atv |
Alayına İsyan | 5 | 1 | Final | TRT 1 |
Altın Kızlar | 5 | 1 | Final | atv |
Aşk Bir Hayal | 75 | 2 | Final | atv |
Aynadaki Düşman | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Ayrılık | 26 | 2 | Final | TRT 1 |
Balkan Düğünü | 6 | 1 | Final | Show TV |
Bahar Dalları | 30 | 1 | Final | TRT 1 |
Bir Bulut Olsam | 29 | 2 | Final | Kanal D |
Bu Kalp Seni Unutur mu? | 17 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Cam Kırıkları | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Canını Sevdiğimin İstanbulu | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Çılgın Kanal | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Çocukluk Günleri | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Deniz Yıldızı | 1287 | 7 | Final Günlük dizi |
FOX / Star TV / Show TV |
Dördüncü Osman | 38 | 1 | Final | Samanyolu TV |
ES-ES | 21 | 1 | Final | atv / Show TV |
Ey Aşk Nerdesin? | 6 | 1 | Final | atv |
Ezel | 71 | 2 | Final | Show TV / atv |
Geniş Aile | 108 | 3 | Final | Kanal D / Star TV |
Haneler | 52 | 2 | Final Komedi programı |
Kanal D / Star TV |
Hanımın Çiftliği | 70 | 2 | Final | Kanal D |
Hesaplaşma | 5 | 1 | Final | TRT 1 |
Hicran Yarası | 58 | 2 | Final | TRT 1 |
İstanbul Çocukları | 4 | 1 | Final | Star TV |
İyilik Kervanı | 11 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Kahramanlar | 10 | 1 | Final | Show TV |
Kahve Bahane | 16 | 1 | Final | Turkmax |
Kandıramazsın Beni | 1 | 1 | Final | |
Kapadokya Düşleri | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Kapalıçarşı | 38 | 2 | Final | atv |
Kasaba | 20 | 1 | Final | atv |
Ritmini Arayan Kalpler | 30 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Kış Masalı | 11 | 1 | Final | atv |
Kız Kaçıran | 4 | 1 | Final | atv |
Komşu Köyün Delisi | 2 | 1 | Final | TRT 1 |
Kurban | 4 | 1 | Final Mini dizi |
TRT 1 |
Kül ve Ateş | 9 | 1 | Final | Star TV |
Makber | 6 | 1 | Final | Star TV |
Manyak Dükkân | 2 | 1 | Final | Show TV |
Maskeli Balo | 4 | 1 | Final | Star TV |
M.A.T | 6 | 1 | Final | TRT 1 |
Masumlar | 1 | Final | atv | |
Melekler Korusun | 73 | 2 | Final | Show TV |
Nefes | 4 | 1 | Final | atv |
Ömre Bedel | 71 | 2 | Final | FOX |
Papatyam | 121 | 4 | Final | Star TV |
Ramazan Güzeldir | 30 | 1 | Final | TRT 1 |
Sağlık Olsun | 4 | 1 | Final | |
Sakarya Fırat | 151 | 4 | Final | TRT 1 |
Samanyolu | 29 | 1 | Final | atv |
Sarı Sarı Liralar | 1 | 1 | Final | Kanal 7 |
Sıkı Dostlar | 1 | 1 | Yayından kaldırıldı | Turkmax / FOX |
Teyzanne | 6 | 1 | Final | Star TV |
Unutulmaz | 90 | 2 | Final | atv |
Uygun Adım Aşk | 10 | 1 | Final | FOX |
Yalancısın Sen | 10 | 1 | Final | atv |
Yapma Diyorum | 3 | 1 | Final | TRT 1 |
Yeni Baştan | 5 | 1 | Final | FOX |
Zoraki Başkan | 47 | 1 | Final | TRT 1 |
## 2008
2008 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
1 Erkek 1 Kadın | 416 | 8 | Final | Turkmax / Star TV / FOX |
Adanalı | 79 | 3 | Final | atv |
Akasya Durağı | 174 | 5 | Final | Kanal D / Star TV |
Aman Annem Görmesin | 3 | 1 | Final | atv |
Aşk Yakar | 21 | 1 | Final | Kanal D |
Aşk-ı Memnu | 79 | 2 | Final | Kanal D |
Aşkım Aşkım | 26 | 1 | Final | Kanal 1 |
Ateş ve Barut | 5 | 1 | Final | FOX |
Ateşten Koltuk | 1 | Final | FOX | |
Ay Işığı | 8 | 1 | Final | Star TV |
Baba Ocağı | 52 | 1 | Yayından kaldırıldı | Star TV |
Babam Adam Olacak | 6 | 1 | Final | TRT 1 |
Benim Annem Bir Melek | 64 | 3 | Final | atv / Star TV |
Beni Unutma | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Bir Göçmen Kuştu O | 1 | 1 | Final | TRT 1 |
Bir Varmış Bir Yokmuş | 4 | 1 | Final | Star TV |
Canım Ailem | 63 | 2 | Final | atv |
Cennetin Çocukları | 3 | 1 | Final | atv |
Cesaretin Var Mı Aşka | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Çemberin Dışında | 5 | 1 | Final | Star TV |
Çok Güzel Hareketler Bunlar | 90 | 4 | Final Komedi programı |
Kanal D / Star TV |
Dalgakıran | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Dantel | 6 | 1 | Final | atv |
Dedektif Biraderler | 13 | 1 | Final | FOX |
Derdest | 10 | 1 | Final | Star TV |
Derman | 6 | 1 | Final | Kanal D |
Doğruluk Ekseni | 36 | 1 | Yayından kaldırıldı | Samanyolu TV |
Doksandokuz | 99 | Final | Kanal 7 | |
Doludizgin Yıllar | 47 | 2 | Final | atv / TRT 1 |
Dur Yolcu | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Düğün Şarkıcısı | 22 | 1 | Final | Kanal D |
Ece | 3 | 1 | Final | Kanal 1 |
Elif | 15 | 1 | Final | atv |
Emret Komutanım | 15 | 1 | Final | Kanal 1 |
Eyvah Halam | 5 | 1 | Final | Star TV |
Gazi | 19 | 1 | Final | atv |
Gece Gündüz | 29 | 1 | Final | Kanal D |
Gece Sesleri | 26 | 1 | Final | Show TV |
Geç Gelen Bahar | 3 | 1 | Final | atv |
Gonca Karanfil | 2 | 1 | Final | atv |
Görgüsüzler | 6 | 1 | Final | atv |
Gurbet Kuşları | 4 | 1 | Final | atv |
Güldünya | 10 | 1 | Final | Star TV |
Hayat Güzeldir | 7 | 1 | Final | Show TV |
Hemşire Meri | 2 | 1 | Final | Kanal 1 |
Hepimiz Birimiz İçin | 5 | 1 | Final | Kanal D |
Her Halimle Sev Beni | 3 | 1 | Final | TRT 1 |
Hıçkırık | 1 | Final | atv | |
Hicran | 4 | 1 | Final | Kanal 7 |
İpsiz Recep | 26 | 1 | Final | TRT 1 |
İyi Uçuşlar | 5 | 1 | Final | FOX |
Kalpsiz Adam | 10 | 1 | Final | Star TV |
Karamel | 6 | 1 | Final | Show TV |
Kardelen | 6 | 1 | Final | Kanal 1 |
Kayıp Prenses | 29 | 1 | Final | atv / Star TV |
Kendi Okulumuza Doğru | 32 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Kırmızı Işık | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Kız Takımı | 11 | 1 | Final | FOX |
Kolay Gelsin | 4 | 1 | Final Program |
Kanal 1 |
Kollama | 134 | 4 | Final | Samanyolu TV |
Küçük Kadınlar | 120 | 3 | Final | Kanal D / Star TV |
Limon Ağacı | 10 | 1 | Final | atv |
Memur Muzaffer | 4 | 1 | Final | FOX |
Mert ile Gert | 27 | 1 | Final | TRT 1 |
Milyonda Bir | 7 | 1 | Final | Star TV |
Nerede Kalmıştık | 4 | 1 | Final | Turkmax |
Ölüm Çiçekleri-Saraybosna | 4 | 1 | Final | Star TV |
Paramparça Aşklar | 5 | 1 | Final | Kanal 1 |
Pars: Narkoterör | 23 | 1 | Final | Show TV |
Peri Masalı | 4 | 1 | Final | Kanal 1 |
Prenses Perfinya | 28 | 1 | Final | FOX |
Proje 13 | 12 | 1 | Final | FOX |
Pulsar | 17 | 1 | Final | Star TV |
Rüzgar | 1 | Final | Kanal 1 | |
Sen Harikasın | 132 | 4 | Final | atv / Kanaltürk |
Serçe | 8 | 1 | Final | Star TV |
Servet Avcısı | 6 | 1 | Final | atv |
Sınıf | 6 | 1 | Final | Show TV |
Sırma | 1 | Final | atv | |
Son Ağa | 23 | 1 | Final | Star TV |
Son Bahar | 46 | 2 | Final | Star TV |
Süper Babaanne | 17 | 1 | Final | TRT 1 |
Sürgün Hayatlar | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Talih Kuşu | 5 | 1 | Final | atv |
Unutma Beni | 1702 | 8 | Final Günlük dizi |
FOX |
Üvey Aile | 5 | 1 | Final | FOX |
Vurgun | 2 | 1 | Final | Show TV |
Yaban Gülü | 15 | 1 | Final | atv |
Yalancı Romantik | 66 | 2 | Final | Kanal 1 / FOX |
Yol Arkadaşım | 41 | 2 | Final | Kanal D / Star TV |
## 2007
2007 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Affedilmeyen | 5 | 1 | Final | atv |
Annem | 64 | 2 | Final | Kanal D |
Arka Sıradakiler | 193 | 6 | Final | FOX / TNT |
Asi | 71 | 2 | Final | Kanal D |
Aşk Eski Bir Yalan | 4 | 1 | Final | FOX |
Aşk Kapıyı Çalınca | 8 | 1 | Final | Star TV |
Aşk Yeniden | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Ayda | 4 | 1 | Final | atv |
Ayrılık | 6 | 1 | Final | Show TV |
Baba Oluyorum | 1 | Final | TRT 1 | |
Benden Baba Olmaz | 16 | 1 | Final | Star TV |
Bez Bebek | 101 | 3 | Final | FOX |
Bıçak Sırtı | 30 | 1 | Final | Kanal D |
Cumhur Cemaat | 15 | 1 | Final | Star TV |
Çatı Katı | Final | |||
Çok Özel Tim / Ç.Ö. T. | 3 | 1 | Final | Star TV |
Dağlar Delisi | 5 | 1 | Final | Star TV |
Dede Korkut Hikâyeleri | 1 | Final | TRT 1 | |
Dicle | 5 | 1 | Final | atv |
Dudaktan Kalbe | 75 | 2 | Final | Show TV |
Duvar | 10 | 1 | Final | atv |
Düş Yakamdan | 1 | Final | FOX | |
Eksik Etek | 3 | 1 | Final | Kanal 7 / Show TV |
El Gibi | 8 | 1 | Final | atv / Kanal 1 |
Elif'in Günlüğü | 4 | 1 | Final | FOX |
Elveda Derken | 51 | 2 | Final | Kanal D |
Elveda Rumeli | 83 | 3 | Final | atv |
Ertelenmiş Hayatlar | 4 | 1 | Final | atv |
Eşref Saati | 39 | 2 | Final | Show TV |
Evimin Erkeği | 16 | 1 | Final | TRT 1 |
Fedai | 8 | 1 | Final | Star TV |
Fesupanallah | 8 | 1 | Final | atv |
Fikrimin İnce Gülü | 8 | 1 | Final | Show TV |
Fırtınalı Aşk | 33 | 1 | Final Günlük dizi |
atv |
Gemilerde Talim Var | 4 | 1 | Final | atv |
Geniş Zamanlar | 22 | 1 | Final | Star TV |
Genco | 51 | 1 | Final | Kanal D |
Gençlik Başımda Duman | Final | TRT 1 | ||
Gönül Salıncağı | 15 | 1 | Final | TRT 1 |
Güzel Günler | 1 | Final | TRT 1 | |
Hakkını Helal Et | 37 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Hayal ve Gerçek | 9 | 1 | Final | atv |
Hayat Apartmanı | 5 | 1 | Final | Show TV |
Hayat Kavgam | 1 | Final | Show TV | |
Havalimanı | 5 | 1 | Final | Star TV |
Hepsi 1 | 51 | 2 | Final | Show TV / atv |
Hırçın Kız | 2 | 1 | Final | FOX |
İki Yabancı | 13 | 1 | Final | atv |
İpucu: Kriminal | 1 | Final | TRT 1 | |
Kader | 13 | 1 | Final | Star TV |
Kaptan | 3 | 1 | Final | Show TV |
Kara Duvak | 13 | 1 | Final | Show TV |
Kara İnci | 7 | 1 | Final | atv |
Karayılan | 18 | 1 | Final | atv |
Kartallar Yüksek Uçar | 3 | 1 | Final | FOX |
Kavak Yelleri | 170 | 5 | Final | Kanal D |
Kelebek Çıkmazı | 6 | 1 | Final | atv |
Kısmetim Otel | 5 | 1 | Final | Show TV |
Kod Adı: Kaos | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Kod Adı: Sonsuzluk | 1 | Final | FOX | |
Komedi Dükkanı | 101 | 3 | Final Komedi programı |
TV8 / TRT 1 / Star TV |
Komiser Nevzat - Kanun Namına | 4 | 1 | Final | atv |
Korkusuzlar | 4 | 1 | Final | atv |
Kurtlar Vadisi Pusu | 300 | 10 | Yayından kaldırıldı | Show TV / Star TV / TNT / atv / Kanal D |
Kurtlar Vadisi Terör | 2 | 1 | Yayından kaldırıldı | Show TV |
Kuzey Rüzgârı | 20 | 1 | Final | Show TV |
Küçük Adımlar | 1 | Final | TRT 1 | |
Leylan | 5 | 1 | Final | Star TV |
Mahşer-Nabucco'nun Zehri | 4 | 1 | Final | atv |
Menekşe ile Halil | 36 | 1 | Final | Kanal D |
Metropol Cafe | 1 | Final | Cine5 | |
Nazlı Yarim | 6 | 1 | Final | Show TV |
Oğlum İçin | 1 | 1 | Final | Show TV |
OKS Anneleri | 6 | 1 | Final | FOX |
Oyun Bitti | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Ölümsüz Kahramanlar | 168 | 2 | Final | Samanyolu TV |
Parmaklıklar Ardında | 106 | 3 | Final | atv |
Pusat | 13 | 1 | Final | Show TV |
Sana Mecburum | 10 | 1 | Final | Kanal D |
Sarayın Rüzgarı | 1 | Final | TRT 1 | |
Sardunya Sokak | 7 | 1 | Final | TRT 1 |
Senden Başka | 19 | 1 | Final | atv |
Senin Uğruna | 1 | Final | FOX | |
Sessiz Fırtına | 18 | 1 | Final | Kanal D |
Sessiz Gemiler | 20 | 1 | Final | atv |
Sevgili Dünürüm | 21 | 1 | Final | Star TV |
Sır Gibi | 5 | 1 | Final | Star TV |
Sırça Saray | 1 | Final | FOX | |
Sinekli Bakkal | 5 | 1 | Final | atv |
Son Tercih | 7 | 1 | Final | Show TV |
Şölen | 1 | 1 | Final | FOX |
Şöhret Okulu | 4 | 1 | Final | atv |
Suç Dosyası | 1 | Final | FOX | |
Tatlı İntikam | 4 | 1 | Final | Star TV |
Tatlı Bela Fadime | 36 | 1 | Final | Star TV |
Tek Türkiye | 149 | 4 | Final | Samanyolu TV |
Ters Yüz | 1 | Final | Star TV | |
Tılsım Adası | 5 | 1 | Final | atv |
Tutsak | 5 | 1 | Final | FOX |
Üç Tatlı Cadı | 13 | 1 | Final | FOX |
Vatan Sağolsun | 4 | 1 | Final | |
Vazgeç Gönlüm | 47 | 2 | Final | Star TV |
Yalan Dünya | 17 | 1 | Final | Star TV |
Yalnız Kalpler | 1 | Final | Kanal 1 | |
Yaralı Yürek | 16 | 1 | Final | Show TV |
Yasak Elma | 3 | 1 | Final | Show TV |
Yemin | 90 | 2 | Final | FOX |
Yeni Evli | 175 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Yersiz Yurtsuz | 18 | 2 | Final | atv |
Yıldızlar Savaşı | 2 | 1 | Final | Kanal D |
Zeliha'nın Gözleri | 9 | 1 | Final | Star TV |
Zoraki Koca | 26 | 1 | Final | Kanal D |
## 2006
2006 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
29-30 | 1 | Final | Show TV | |
Acemi Cadı | 58 | 2 | Final | Kanal D / Star TV |
Adak | 10 | 1 | Final | Show TV |
Ah Polis Olsam | 9 | 1 | Final | Kanal D |
Ahh İstanbul | 10 | 1 | Final | atv |
Anadolu Kaplanı | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Arka Sokaklar | 679 | 18 | Yayında | Kanal D |
Aynı Çatı Altında | 1 | Final | TGRT | |
Azap Yolu | 15 | 1 | Final | atv |
Bebeğim | 24 | 1 | Final | atv |
Binbir Gece | 90 | 3 | Final | Kanal D |
Bulamadım | 1 | Final | Show TV | |
Candan Öte | 24 | 1 | Final | Star TV |
Cemil Oldu Jimmy | 1 | Final | Kanal D | |
Cemile | 24 | 1 | Final | Show TV |
Çeşm-i Bülbül | 1 | Final | Show TV | |
Daha Neler | 1 | Final | Show TV | |
Deli Dolu | 10 | 1 | Final | TGRT |
Doktorlar | 97 | 4 | Final | Show TV |
Eksi 18 | 9 | 1 | Final | Kanal 7 |
Eksik Etek | 1 | Final | Kanal 7 / Show TV | |
En İyi Arkadaşım | 57 | 2 | Final | Show TV |
Erkekler Ağlamaz | 11 | 1 | Final | atv |
Erkeksen Seyret | 1 | Final | TGRT | |
Esir Kalpler | 4 | 1 | Final | Kanal D |
Ezo Gelin | 59 | 2 | Final | Show TV |
Felek Ne Demek | 1 | Final | Show TV | |
Fırtına | 48 | 1 | Final | Kanal D |
Gizli Patron | 2 | 1 | Final | atv |
Gönül | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Gönül Yokuşu | 30 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Gözyaşı Çetesi | 1 | 1 | Final | atv |
Gülpare | 11 | 1 | Final | Show TV |
Hacı | 15 | 1 | Final | Show TV |
Hasret | 8 | 1 | Final | Kanal D |
Hatırla Sevgili | 68 | 2 | Final | atv |
Hayat Türküsü | 61 | 2 | Final | TRT 1 |
Hayatım Sana Feda | 10 | 1 | Final | atv |
Hisarbuselik | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
İki Aile | 93 | 2 | Final | Star TV |
İlk Aşkım | 1 | 1 | Final | atv |
İmkânsız Aşk | 9 | 1 | Final | Star TV |
İşte Benim / Evet Benim | 2 | 1 | Final | atv |
İyi ki Varsın | 1 | Final | Show TV | |
Kadın Severse | 6 | 1 | Final | atv |
Karagümrük Yanıyor | 15 | 1 | Final | Star TV |
Karınca Yuvası | 10 | 1 | Final | Kanal D |
Kaybolan Yıllar | 49 | 2 | Final | Star TV |
Kınalı Kuzular | 13 | 1 | Final | TRT 1 |
Kırık Kanatlar | 36 | 2 | Final | Kanal D |
Kız Babası | 1 | Final | Show TV | |
Kızlar Yurdu | 24 | 1 | Final | Show TV |
Kod Adı | 10 | 1 | Final | Kanal D |
Köprü | 65 | 2 | Final | Star TV |
Kuş Dili | 12 | 1 | Final | atv |
Maçolar | 5 | 1 | Final | Show TV |
Meçhule Gidenler | 5 | 1 | Final | Flash TV |
Pertev Bey'in Üç Kızı | 6 | 1 | Final | TRT 1 |
Rüya Gibi | 4 | 1 | Final | Show TV |
Rüyalarda Buluşuruz | 8 | 1 | Final | Show TV |
Sağır Oda | 34 | 1 | Final | Kanal D |
Sahte Prenses | 18 | 1 | Final | Show TV |
Selena | 104 | 3 | Final | atv |
Sev Kardeşim | 39 | 2 | Final | Kanal D |
Sevda Çiçeği | 24 | 1 | Final | Show TV |
Sıla | 79 | 3 | Final | atv |
Sırça Köşk | 4 | 1 | Final | Star TV |
Şifacı | 1 | Final | Kanal 7 | |
Tarık ve Diğerleri | 30 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Taşların Sırrı | 6 | 1 | Final | Star TV |
Tutkunum Sana | 1 | Final | Show TV | |
Ümit Milli | 9 | 1 | Final | Star TV |
Yağmurdan Sonra | 39 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Yalancı Yarim | 49 | 1 | Yayından kaldırıldı | Star TV |
Yaprak Dökümü | 174 | 5 | Final | Kanal D |
Yaşanmış Şehir Hikâyeleri | 7 | 1 | Final | Kanal D |
Yeşeren Düşler | 66 | 2 | Final | Samanyolu TV |
## 2000-2005
2000-2005 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
7 Numara | 92 | 3 | Final | TRT 1 |
Ablam Böyle İstedi | Final | TRT 1 | ||
Acı Hayat | 59 | 2 | Final | Show TV |
Ah be İstanbul | 11 | Final | Kanal D | |
Alacakaranlık | 37 | 2 | Final | Show TV |
Alanya Almanya | Final | Star TV | ||
Aliye | 76 | 3 | Final | atv |
Aslı ile Kerem | Final | Show TV | ||
Asmalı Konak | 54 | 2 | Final | atv |
Aşk Her Yaşta | 12 | 1 | Final | Kanal D |
Aşk Oyunu | 47 | 2 | Final | Kanal D / atv |
Aşka Sürgün | 53 | 2 | Final | atv |
Aşkım Aşkım | 25 | 1 | Final | Kanal D |
Aşkımızda Ölüm Var | Final | Show TV | ||
Azize | 1 | Final | TRT 1 | |
Avrupa Yakası | 190 | 6 | Final | atv |
Bayanlar Baylar | 13 | 1 | Final | Kanal D |
Belalı Baldız | 34 | 1 | Final | atv |
Berivan | 64 | 2 | Final | Kanal D |
Beşinci Boyut | 140 | 5 | Final | Samanyolu TV |
Beyaz Gelincik | 74 | 2 | Final | atv |
Bir Dilim Aşk | 1 | Final | Kanal D | |
Bir İstanbul Masalı | 71 | 2 | Final | atv |
Bizim Evin Halleri | 1705 | 10 | Final Günlük dizi |
TRT 1 / Kanal 1 / atv |
Bütün Çocuklarım | 45 | 1 | Final | Kanal D |
Büyük Buluşma | 155 | 4 | Final | Samanyolu TV |
Büyük Yalan | 69 | 2 | Final | atv |
Büyümüş de Küçülmüş | 9 | 1 | Final | Kanal D |
Canım Kocacım | 1 | Final | TRT 1 | |
Cennet Mahallesi | 119 | 3 | Final | Show TV |
Çapkın | 17 | 1 | Final | Show TV |
Çemberimde Gül Oya | 40 | 1 | Final | Kanal D |
Çifte Bela | 1 | Final | Kanal D | |
Çocuğun Var Derdin Var | 66 | 1 | Final Günlük dizi |
TGRT |
Çocuklar Duymasın | 95 | 3 | Final | TGRT / atv / Star TV |
Çarli İş Başında | 17 | 1 | Final | Kanal D / Star TV |
Çocuklar Ne Olacak | 26 | 1 | Final | Star TV |
Dadı | 61 | 3 | Final | Show TV / Star TV |
Davetsiz Misafir | 26 | 1 | Final | Show TV |
Dikkat Bebek Var | 38 | 2 | Final | TRT 1 |
Ekmek Teknesi | 106 | 3 | Final | atv / Show TV |
Emret Komutanım | 80 | 3 | Final | Show TV |
En Son Babalar Duyar | 200 | 5 | Final | TRT 1 / Star TV |
Esir Şehrin İnsanları | 8 | 1 | Final | TRT 1 |
Evdeki Yabancı | 55 | 2 | Final | Kanal D |
Gelin | 18 | 1 | Final | Kanal D |
Gurbet Kadını | 75 | 2 | Final | Show TV |
Gülbeyaz | 26 | 1 | Final | Kanal D |
Gümüş | 100 | 3 | Final | Kanal D |
Güz Yangını | 13 | 1 | Final | Show TV |
Hayat Bağları | Final | Show TV / atv | ||
Hayat Bilgisi | 137 | 4 | Final | Kanal D / Show TV |
Haziran Gecesi | 62 | 2 | Final | Kanal D |
Hekimoğlu | 39 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Hırsız Polis | 50 | 2 | Final | Kanal D |
Hürrem Sultan | 8 | 1 | Final | Star TV |
Ihlamurlar Altında | 80 | 2 | Final | Kanal D |
İkinci Bahar | 37 | 3 | Final | atv |
İyi Aile Robotu | 17 | 1 | Final | Kanal 7 |
Kadın İsterse | 52 | 2 | Final | Show TV / Star TV |
Kalp Gözü | Final | Kanal 7 | ||
Kampüsistan | 44 | 2 | Final | Kanal D |
Kezban Yenge | 46 | 2 | Final | Kanal 7 |
Kınalı Kar | 90 | 3 | Final | Kanal D |
Koçum Benim | 47 | 2 | Final | TRT 1 |
Kurtlar Vadisi | 97 | 4 | Final | Show TV / Kanal D |
Kurşun Yarası | 60 | 2 | Final | atv |
Kuzenlerim | 114 | 3 | Final | TRT 1 |
Lise Defteri | 28 | 1 | Final | Kanal D |
Mavi Rüya | 71 | 2 | Final | Samanyolu TV |
Melekler Adası | 76 | 3 | Final | atv |
Omuz Omuza | 39 | 1 | Final | Kanal D |
Sahra | 1 | Final | Kanal D | |
Serseri | 63 | 2 | Final | Kanal D |
Sihirli Annem | 131 | 4 | Final | Kanal D / Star TV |
Sırlar Dünyası | 131 | 5 | Final Program |
Samanyolu TV |
Sultan Makamı | 26 | 1 | Final | Kanal D |
Şubat Soğuğu | 78 | 2 | Final | Samanyolu TV |
Şöhret | 71 | 2 | Final | atv |
Tatlı Hayat | 104 | 4 | Final | Show TV |
Ters Köşe | 60 | 3 | Final | TRT 1 |
Üzgünüm Leyla | 72 | 2 | Final | TRT 1 |
Vay Anam Vay | 60 | 2 | Final Günlük dizi |
Kanal D |
Yabancı Damat | 106 | 3 | Final | Kanal D |
Yağmur Zamanı | 57 | 2 | Final | Show TV |
Yanık Koza | 68 | 3 | Final | Show TV |
Yarım Elma | 55 | 2 | Final | Kanal D / Show TV |
Yeditepe İstanbul | 47 | 2 | Final | TRT 1 |
Yeniden Çalıkuşu | 7 | 1 | Final | Star TV |
Yusuf Yüzlü | 39 | 1 | Final | Samanyolu TV |
Zehirli Çiçek | 21 | 2 | Final | Show TV |
Zerda | 68 | 2 | Final | atv |
Zeynep | 29 | 1 | Final | Kanal 7 |
## 1975-1999
1975-1999 | ||||
---|---|---|---|---|
Diziler | Bölüm sayısı |
Sezon sayısı |
Durumu | TV kanalı veya yayınlandığı platform |
Acımak | 7 | 1 | Final | TRT 1 |
Affet Bizi Hocam | 16 | 1 | Final | atv |
Aşk-ı Memnu | 6 | 1 | Final | TRT 1 |
Ateşten Günler | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Aynalı Tahir | 175 | 5 | Final | Star TV / Flash TV |
Ayrılsak da Beraberiz | 490 | 5 | Final Günlük / Haftalık dizi |
TRT 1 / atv / Star TV |
Ayşecik | 184 | 2 | Final Günlük dizi |
Show TV |
Baba Evi | 148 | 4 | Final | atv |
Başka Olur Ağaların Düğünü | 5 | 1 | Final | TRT 1 |
Bizimkiler | 459 | 15 | Final | TRT 1 / Star TV / Show TV |
Bizim Aile | 30 | 1 | Final | Kanal D |
Bizim Ev | 101 | 3 | Final | TGRT |
Bizim Kuruntu Ailesi | 47 | 2 | Final | TGRT |
Bizim Mahalle | 510 | 8 | Final Haftalık / Günlük dizi |
TRT 1 |
Böyle mi Olacaktı | 167 | 6 | Final | atv |
Bugünün Saraylısı | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Bücür Cadı | 169 | 1 | Final Günlük dizi |
Star TV |
Canısı | 26 | 1 | Final | Show TV |
Cümbüş Sokak | 25 | Final | Kanal 6 | |
Çarli | 24 | 2 | Final | Star TV |
Çalıkuşu | 7 | 1 | Final | TRT 1 |
Çılgın Bediş | 70 | 4 | Final | Kanal D / Show TV |
Çiçek Taksi | 367 | 7 | Final Günlük / Haftalık dizi |
atv / TRT 1 |
Deli Yürek | 113 | 4 | Final | Show TV / atv |
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Eltiler | 126 | 2 | Final Günlük / Haftalık dizi |
TGRT |
Ferhunde Hanımlar | 1069 | 7 | Final Günlük / Haftalık dizi |
TRT 1 / Star TV |
Gençler | 1 | Final | TRT 1 | |
Gurbetçiler | 152 | 4 | Final | atv / Kanal 6 |
Gülşen Abi | 115 | 3 | Final | TRT 1 |
Gül ve Diken | 9 | 1 | Final | Star TV |
Hastane | 127 | 4 | Final | atv |
Haşlama Taşlama | 21 | Final | Show TV | |
Hüsnü Bey Amca | 155 | 4 | Final | TRT 1 |
İlişkiler | 107 | 3 | Final | atv |
İstanbul | Final | TRT 1 | ||
İz Peşinde | 29 | 3 | Final | TRT 1 / Star TV |
Kaldırım Çiçeği | 8 | 1 | Final | atv |
Kanun Savaşçıları | 234 | 1 | Final Günlük dizi |
TRT 1 |
Kara Melek | 110 | 4 | Final | Star TV |
Kaynanalar | 314 | 14 | Final Günlük / Haftalık dizi |
TRT 1 / Kanal D |
Kaygısızlar | 121 | 4 | Final Haftalık / Günlük dizi |
Kanal D / Star TV / Kanal 6 |
Kıvılcım | 16 | 1 | Final | Star TV |
Kızlar Yurdu | 26 | 1 | Final | Teleon |
Kurtuluş | 6 | 1 | Final | TRT 1 |
Kuruntu Ailesi | 121 | 5 | Final | TRT 1 |
Küçük Ağa | 8 | 1 | Final | TRT 1 |
Küçük Besleme | 175 | 3 | Final Günlük / Haftalık dizi |
Star TV |
Küçük İbo | 83 | 4 | Final | Show TV |
Mahallenin Muhtarları | 337 | 10 | Final | Kanal 6 / atv / Kanal D / Star TV |
Mardin Münih Hattı | 6 | 1 | Final | TRT 1 |
Marziye | 65 | 2 | Final | TGRT |
Melek Apartmanı | Final | Kanal D | ||
Örümcek | 110 | 4 | Final | Show TV |
Perihan Abla | 74 | 2 | Final | TRT 2 |
Portatif Hüseyin | 66 | 2 | Final | Star TV / HBB |
Ruhsar | 108 | 5 | Final | Kanal D |
Samanyolu | 4 | 1 | Final | TRT 1 |
Sıcak Saatler | 80 | 3 | Final | atv |
Sıdıka | 98 | 3 | Final Günlük / Haftalık dizi |
Show TV |
Sırılsıklam | 32 | 2 | Final | Show TV |
Süper Baba | 137 | 4 | Final | atv |
Şaşıfelek Çıkmazı | 63 | 4 | Final | TRT 1 |
Şehnaz Tango | 130 | 4 | Final | Show TV / Star TV |
Şeytanın Gözyaşları | 132 | 1 | Final Günlük dizi |
atv |
Sevginin Gücü | 13 | 1 | Final | Show TV |
Tatlı Kaçıklar | 165 | 5 | Final | atv |
Türkmen Düğünü | 3 | 1 | Final | TRT 1 |
Uğurlugiller | 68 | 4 | Final | TRT 1 |
Umut Taksi | 52 | 2 | Final | TRT 1 |
Üç İstanbul | 1 | Final | TRT 1 | |
Üvey Baba | 204 | 6 | Final | Star TV / Teleon / Flash TV |
Yaprak Dökümü | Final | TRT 1 | ||
Yaz Evi | 100 | 3 | Final | TRT 1 |
Yazlıkçılar | 39 | 6 | Final | TRT 1 / Star TV |
Yılan Hikâyesi | 90 | 3 | Final | Kanal D |
Zirvedekiler | 18 | 1 | Final | Show TV | |
Türk_Edebiyatı_İsimler_Sözlüğü | Görünüm
URL | http://teis.yesevi.edu.tr |
---|---|
Ticari? | Hayır |
Site türü | Ansiklopedi, Biyografi |
Kayıt | Erişim için gerekli değil |
Kullanılabilir dil(ler) | Türkçe |
Geçerli durum | Aktif |
**Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü**, Türk edebiyatına ait yazar ve şairlerin biyografilerini barındıran web sitesi. Sitede, başlangıçtan 20. yüzyıla kadarki divan, âşık ve tekke edebiyatı geleneğine dair isimler yer almaktadır. Biyografi girişleri çok sayıda akademisyen ve yazar tarafından yapılmış, editörler tarafından incelemeye tabi tutulmuştur. İnceleme süreci tamamlanan maddeler erişime açılmıştır.
Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından desteklenen projedeki çalışmalar; 01.01.2013 tarihinde başlamış, 31.03.2015 tarihinde sona ermiştir. Kimi çevrelerce "Türk Edebiyatının Wikipedia’sı" olarak nitelendirilmiştir. |
Türk_Ekonomi_Bankası | Tip | Anonim şirket |
---|---|
Tür | Mevduat bankası |
Kuruluş | 6 Haziran 1927 (97 yıl, 11 gün önce)Kocaeli Halk Bankası adıyla 27 Temmuz 1982 (41 yıl, 326 gün önce) Türk Ekonomi Bankası adıyla |
Genel merkezi | 71 şehir 471 şube, 1,704 ATM (Haziran 2020) , |
Önemli kişiler | Yavuz Canevi (Yönetim kurulu başkanı) Ümit Leblebici (Genel müdür) |
Net gelir | 1,1 milyar ₺ (2019) |
Sahibi | TEB Holding: %55 BNP Paribas: %44,98 Kocaeli Ticaret Odası: %0,02 |
Çalışan sayısı | 8,889 (Haziran 2020) |
Web sitesi | teb.com.tr |
**Türk Ekonomi Bankası** (**TEB**), Türkiye'de faaliyet gösteren İstanbul merkezli özel mevduat bankasıdır. 1927 yılında *Kocaeli Halk Bankası T.A.Ş.* unvanıyla kurulup 1982 yılına kadar bu isimle faaliyet göstermiştir. Bu tarihten itibaren yurt çapında faaliyet göstermeye başlayan bankanın genel müdürlüğü İstanbul’a taşınmış, unvanı da *Türk Ekonomi Bankası A.Ş. (TEB)* olarak değişmiştir. Banka, 2005 yılında Euro bölgesinin ve dünyanın önde gelen bankalarından biri olan BNP Paribas ile stratejik ortaklık anlaşması imzalamıştır. Türk Ekonomi Bankası, Türkiye'deki faal bankalar arasında Ziraat Bankası (1863) ve Türkiye İş Bankası'ndan (1924) sonra en köklü üçüncü banka konumundadır.
TEB, 71 şehirde toplam 471 şubesi (4'ü yurtdışı) ve 1,704 ATM'si ile müşterilerine kurumsal, KOBİ, Hazine ve Sermaye Piyasaları, bireysel ve özel bankacılık hizmetlerinin yanı sıra iştirakleri ve grup şirketleri aracılığıyla da, yatırım, leasing, faktoring ve portföy yönetimi alanlarında da finansal hizmet ve ürünler sunmaktadır.
TEB, inovasyondan spora, finansal okuryazarlıktan girişimciliğe, KOBİ’lerden kadın patronlara kadar geniş bir alanda projeler geliştirmektedir. TEB, Girişim Bankacılığı ile başta tekno girişimciler olmak üzere ülke genelindeki girişimcilere ulaşmak ve onların yenilikçi iş fikirlerini ekonomiye kazandırmak amacıyla çalışmalar yapmaktadır. Finans sektöründe fintech’lerle birlikte finans çalışmaları yapmaya devam etmektedir.
## Tarihi
### İlk yılları ve Kocaeli dönemi
Türk Ekonomi Bankası'nın kuruluşu İzmir İktisat Kongresi'ne kadar dayanmaktadır. İzmit'ten kongreye katılan çeşitli meslek temsilcileri kongrede gerçekleştirdikleri görüşmeler sonucunda kongreye 30 maddelik bir rapor sunup raporun 5. maddesinde bir kredi bankası kurulmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu belirttiler.
Banka, 26 Ocak 1927 tarihinde *Kocaeli Halk Bankası Türk Anonim Şirketi* adıyla kuruldu. Bankanın ana sözleşmesi 26 Mayıs 1927’de mahkemece, 4 Haziran 1927’de de İzmit Ticaret ve Sanayi Odası’nca tescil edildi. 83 kişilik bir ekip tarafından kurulan bankanın resmî kuruluş tarihi ise 6 Haziran 1927 olarak kabul edilmektedir. Bankanın adı 3 Ekim 1961 tarihinde “Kocaeli Bankası” olarak kısaltıldı.
### Ulusal banka dönemi ve yükseliş
Kuruluşundan itibaren yerel bir banka olarak Kocaeli ve çevresinde hizmet gösteren banka 1982'de ulusal bir bankaya dönüştü. Kocaeli Bankası, 27 Temmuz 1982’de *Türk Ekonomi Bankası* adını alarak, bankanın merkezi İstanbul'a taşındı. Banka, 1980'li yıllarda dış ticaret finansmanı ve yatırım bankacılığına odaklandı.
2000'li yılların başından itibaren yükselişe geçen banka için 2004 yılında dünyanın ve Euro bölgesinin önde gelen bankalarından BNP Paribas ile ortaklık görüşmelerine başlandı. 10 Şubat 2005'te bankanın bağlı olduğu *TEB Mali Yatırımlar Anonim Şirketi*’nin hisseleri için BNP Paribas ile anlaşma imzalandı. 2009 yılında, BNP Paribas Grubu'nun *Fortis Bank Belçika* ve *Fortis Bank Lüksemburg*’un çoğunluk paylarını satın alması sonucunda Türkiye'de faaliyet gösteren Fortis Bank'ın da büyük ortağı haline geldi. Bu gelişmeyi takiben, TEB ile Fortis Bank'ın *TEB* markası altında yasal birleşmesi 14 Şubat 2011'de tamamlandı. 21 Mart 2011'de ülke çapındaki tüm Fortis şubelerinin dönüşümleri tamamlanarak TEB ile değiştirildi.
## Operasyonları
TEB, Haziran 2020 itibarıyla Türkiye'nin 71 ilinde 467 şubesiyle faaliyet göstermektedir. Bankanın tüm bu illerde toplam 1,704 adet ATM'si bulunmaktadır. Bankanın Haziran 2019'da Denizbank ve QNB Finansbank ile yaptığı anlaşma gereği bu üç bankanın müşterileri her ay üç kez olmak üzere diğer bankaların ATM'sinden ücretsiz işlem yapabilmektedir. Bu iş birliği ile birlikte TEB'in ATM ağı 1500'e kadar genişlemiştir.
## Dijital bankacılık
TEB, dijital bankacılığa yatırım yapan ilk bankalardan biri olup bu alandaki yatırımlarını, dijital bankacılık platformu CEPTETEB üzerinden hayata geçirdiği uygulamalarla sürdürmektedir. Bireysel müşterilere yönelik olarak 2015 yılında kurulan mobil uygulama CEPTETEB'in 2019 yılı sonu itibarıyla 930 bin müşterisi vardır.
2020 yılının ilk çeyreğinde KOBİ, kurumsal ve işletme müşterileri için finansal işlemlerini kolay ve hızlı bir şekilde yapabilme olanağı tanıyan mobil uygulaması *CEPTETEB İŞTE*’yi de hizmete sundu. CEPTETEB İŞTE, Financial Times’ın bünyesinde yer alan The Banker’ın düzenlediği Innovation in Digital Banking Awards (Türkçe: *Dijital Bankacılıkta İnovasyon Ödülleri*) kapsamında mobil uygulama kategorisinde birincilik kazanmıştır.
## Sponsorluklar
Türk Ekonomi Bankası, BNP Paribas ile birlikte dünyanın önde gelen tenis organizasyonlarından biri olan ve 2011, 2012 ve 2013 yıllarında İstanbul'da düzenlenen WTA Finalleri'nin isim sponsoru oldu. *TEB-BNP Paribas WTA Istanbul Championships* adıyla düzenlenen organizasyonu teklerde Petra Kvitová (2011) ve Serena Williams (2012, 2013) kazandı.
WTA organizasyonunu takiben tenise yaptığı katkıları ve sponsorlukları devam ettiren TEB, Türkiye Tenis Federasyonu ortaklığıyla 19-20 Mayıs 2012 tarihlerinde *TEB Sokak Tenisi* adıyla tüm Türkiye'de etkinlikler düzenledi.
TEB, 2014 yılında WTA Tour kapsamında düzenlenen tenis organizasyonu İstanbul Cup'a *TEB-BNP Paribas İstanbul Cup* adıyla sponsor oldu. Banka Türkiye Tenis Federasyonu’nun da sponsorları arasındadır.
TEB ayrıca 2012'den beri düzenlenen *Türkiye İnovasyon Haftası*’nın da stratejik sponsorlarındandır.
## TEB Akıl Fikir Yarışması
TEB 2007 yılından beri "İcat Çıkar" sloganıyla her yıl üniversite öğrencilerinin, yeni mezunların ve TEB müşterilerinin finans sektörü ile ilgili yaratıcı fikirlerini paylaşabilecekleri *TEB Akıl Fikir Yarışması* düzenlemektedir. Proje kapsamında "üniversite öğrencisi ve yeni mezun", "müşteri" ve "teknolojik girişimci" kategorilerinde olmak üzere kazanan yarışmacılara para, burs ve çeşitli ödüller vermektedir.
## Diğer çalışmaları
1989 yılından bu yana Özel Bankacılık hizmeti sunan TEB, sektörde Özel Bankacılık ve varlık yönetimi hizmeti uygulayan ilk bankadır. TEB Özel Bankacılık, Türkiye çapında yerleşik 11 Özel Bankacılık Merkezi ve 4 şube içi hizmet noktası ile faaliyet göstermektedir.
TEB, 2005 yılından bu yana KOBİ bankacılığı alanında çalışmalar yapmakta olup bu kapsamda 2019 yılında KOBİ Bankacılığı servis modelini yeniden yapılandırdı. Banka bu alanda Dünya Bankası grubu üyesi International Finance Corporation (IFC) tarafından KOBİ bankacılığında 2012 yılında dünyanın en iyi üç bankası arasında gösterildi.
TEB kurumsal bankacılık çalışmaları kapsamında büyük ölçekli ulusal ve uluslararası firma, grup ve holdinglere ürün ve hizmetler sunmaktadır. TEB kurumsal bankacılık iş kolunda; dış ticaret finansmanı, işletme ve yatırım kredileri, nakit ve risk yönetimi ürünleri, standart ve türev hazine ürünleri, kurumsal yatırım bankacılığı ürünleri, emtia finansmanı ve proje finansmanı alanlarında hizmet vermektedir. Banka ürün ve hizmetlerini dış ticaret merkezleri ve çok uluslu firmalara sunmaktadır.
### TEB Çocuk
Türk Ekonomi Bankası tarafından oluşturulan, web sitesinde yer alan eğitim modülleri ve oyunlarla çocuklara finansal okur yazarlık ve tasarruf konularında eğitim vermeyi amaçlayan sosyal sorumluluk projesi. Kasım 2012'de TEB Junior adıyla kurulmuş, 2013 yılında günümüzdeki ismini almıştır. 2014 yılı başlarında iPad uygulaması olarak da yayınlanmıştır.
#### Geçmişi
Türk Ekonomi Bankası tarafından Ekim 2012'de oluşturulan TEB Aile Akademisi sonrasında, 6-12 yaş arasındaki çocuklara finansal okur yazarlık ve tasarruf konularında eğitim verme amacıyla Kasım 2012'de TEB Junior adlı bir proje başlattı. Proje kapsamında oluşturulan web sitesinde amaca yönelik eğitim modülleri ve oyunlar yer almaktaydı. Web sitesi, 2012 Mixx Awards Türkiye kapsamında verilen ödüllerde; Marka Destinasyon Siteleri kategorisinde Altın Mixx, Markalı İçerik kategorisinde Bronz Mixx ise ödüllerinin sahibi oldu. 2013 yılında projenin adı TEB Çocuk olarak değiştirildi. Aynı yıl, 11. Altın Örümcek Web Ödülleri'nde Eğitim kategorisinde Altın Örümcek ödülü başta olmak üzere çeşitli ulusal ve uluslararası etkinliklerde ödüller kazandı. 2014 yılı başlarında iPad uygulaması yayınlandı. Mayıs 2014'te *Rüzgar'ın Kumbarası* oyunuyla faaliyete geçen TEB Çocuk Tiyatrosu ile çocuklara yönelik ve projenin amacına uygun tiyatro oyunları ücretsiz olarak sergilenmeye başlandı. 2014 yılında ikinci kez aynı kategoride kazandığı Altın Örümcek ödülünün yanı sıra Mikrosite kategorisinde de En İyi 2. Web Sitesi ödülünün sahibi oldu. Haziran 2015'te, Antalya'da organize edilen TEB Aile Akademisi Panayırı'nda, proje kapsamında çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. 2015 yılında üçüncü kez üst üste Eğitim kategorisinde Altın Örümcek ödülü kazanırken, Sosyal Sorumluluk kategorisinde En İyi 2. Web Sitesi ödülünün de sahibi oldu.
#### Site ve uygulama içeriği
Site ve iPad uygulamasında yer alan "Paraları Tanı" uygulamasıyla kâğıt paraları bilgisayar kamerasına gösterilerek paranın değeri ve o parayla neler alınabileceği anlatılırken, "Biriktir" bölümünde para biriktirmenin yollarını gösteren bir video yer almaktadır. "Limonatacı" oyunu ile kendi limonata tezgâhlarında limonata satarak çocuklara kâr ve zarar öğretilmesi, "Bakkal Amca" oyununda ise ürünlerle fiyat etiketlerini eşleştirerek paranın değerinin anlatılması hedeflenmektedir.
#### Ödülleri
- 2012
- Mixx Awards Türkiye: Marka Destinasyon Siteleri kategorisinde Altın Mixx ödülü
- Mixx Awards Türkiye: Markalı İçerik kategorisinde Bronz Mixx ödülü
- 2013
- Altın Örümcek Web Ödülleri: Eğitim kategorisinde Altın Örümcek ödülü
- Kristal Elma Reklam Ödülleri: Dijital-Hizmet Web - Mikro Siteler kategorisinde Bronz Ödül
- Kristal Elma Reklam Ödülleri: Dijital - Advergame kategorisinde Bronz Ödül
- WebAwards: Seçkin Web Sitesi Ödülü
- W
3Ödülleri: Mikrosite – Markalaştırma kategorisinde Altın Ödül - W
3Ödülleri: Mikrosite kategorisinde Gümüş Ödül - Communicator Awards: Çocuk kategorisinde Üstünlük Ödülü
- Communicator Awards: Eğitim kategorisinde Üstünlük Ödülü
- Internet Advertising Competition: En İyi Finansal Servis Web Sitesi ödülü
- 2014
- WebAwards: Eğitim kategorisinde Seçkin Web Sitesi ödülü
- Altın Örümcek Web Ödülleri: Eğitim kategorisinde Altın Örümcek ödülü
- Altın Örümcek Web Ödülleri: Mikrosite kategorisinde En İyi 2. Web Sitesi ödülü
- Internet Advertising Competition: Eğitim kategorisinde En İyi Mobil Uygulama ödülü (iPad uygulaması ile)
- Communicator Awards: Çocuk kategorisinde Mükemmellik Ödülü
- Communicator Awards: Eğitim kategorisinde Mükemmellik Ödülü
- Communicator Awards: Çevrimiçi Reklamcılık -Pazarlama kategorisinde Üstünlük Ödülü
- Communicator Awards: Eğitim kategorisinde Üstünlük Ödülü (iPad uygulaması ile)
- 2015
- Altın Örümcek Web Ödülleri: Eğitim kategorisinde Altın Örümcek ödülü
- Altın Örümcek Web Ödülleri: Sosyal Sorumluluk kategorisinde En İyi 2. Web Sitesi ödülü
- WebAwards: Eğitim kategorisinde Mükemmellik Standardı Ödülü
## Grup şirketleri
### TEB Faktoring
1997 yılından bu yana kurumsal ve ticari firmalar ile KOBİ’lere ihracat, ithalat ve yurt içi faktoring ürünleri ile hizmet sunmaktadır. Şirketin tamamı TEB'e aittir.
### TEB Portföy Yönetimi
TEB Portföy, 1999 yılından bu yana varlık yönetimi alanında faaliyetlerini sürdürmektedir. Şirketin %26,6'sı TEB'e aittir.
### TEB Yatırım Menkul Değerler
1996'da faaliyetlerine başlayan TEB Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde sermaye piyasası işlemleri gerçekleştirmektedir. Şirketin %96,62'si TEB'e aittir. |
Türk_futbolunda_lig_sistemi | ## Tarihçe
Millî Lig kurulmadan önce Türkiye'nin bazı illerinde (İstanbul, İzmir, Eskişehir, Adana, Trabzon, Bursa) mahalli ligler kurulmuştu. Bu liglerden İstanbul Ligi ise yabancılar, özellikle de İngiliz askerler ve tüccarlar tarafından kurulmuştur. Türkiye topraklarında yapılan ilk maç ise 1897 yılında İzmir'den İstanbul'a gelen İzmir Karması'yla İstanbul Karması arasında oynanmıştır.
1905 yılından itibaren Türk futbol kulüplerinin kurulmasıyla birlikte Cuma Ligi, Pazar Ligi, İstanbul Şampiyonluğu Ligi gibi organizasyonlar oluşturulmuştur. Daha sonra, 1918 yılında Beşiktaş, Cuma Ligi'ni yetersiz bulması sebebiyle yeni bir lig kurulması fikrini ortaya atmış ve bu fikri destekleyen kulüpler ile birlikte İstanbul Türk İdman Birliği Ligi'ni kurmuştur.
1923 yılında Türkiye Futbol Federasyonu, Yusuf Ziya Öniş başkanlığında kurulmuştur. Yeni kurulan federasyon, 21 Mayıs 1923 tarihinde FIFA'ya, 1962 yılında UEFA'ya üye olmuştur.
Türkiye'de futbol, 1936-1950 yılları arasında İstanbul, Ankara, İzmir şehirlerinin takımlarının ağırlıkta olduğu Millî Küme adlı deplasmanlı bir ligde oynanmıştır.
Türkiye millî futbol takımının 1954 FIFA Dünya Kupası'na katılması ile birlikte Federasyon, profesyonel bir ligin kurulmasına karar vermiştir. Bu doğrultuda, 1956-57 ve 1957-58 sezonlarında Federasyon Kupası adında bir lig düzenlenmiştir. Bu iki sezonda şampiyonluk kupasını Beşiktaş kazanmıştır.
1959 yılında, şu andaki adı Süper Lig olan *Millî Lig* kurulmuştur. Düzenlenen ilk sezonda ligin şampiyonu Fenerbahçe olmuştur. Ligin ilk golünü İzmirsporlu Özcan Altuğ atmıştır. Yeni kurulan ligin ilk sezonunda gol kralı ise Galatasaraylı Metin Oktay olmuştur.
1962 yılında Federasyon, UEFA'ya üye olmuş ve bunun sonucunda UEFA Kupa Galipleri Kupası'na takım göndermeye hak kazanmıştır. Bu sebeple, aynı yıl Türkiye Kupası organize edilmeye başlamıştır. İlk kupayı Galatasaray kazanmıştır.
1963 yılında, şu andaki adı 1. Lig olan *Türkiye 2. Futbol Ligi* kurulmuştur. Bu ligin ilk kazananı Şekerspor olmuştur.
1967 yılında 3. Lig düzenlenmeye başlamıştır.
1989-90 sezonunda, 15 Ekim 1989 tarihinde Beşiktaş, Adana Demirspor'u 10-0 yenerek, Türkiye profesyonel futbol liglerindeki en farklı skora ulaşmıştır. Galatasaray, 2023-24 sezonunu 102 puanla kapatmış ve Süper Lig tarihinde bir rekor kırmıştır.
1991-92 sezonunda Beşiktaş, *Türkiye 1. Futbol Ligi'*ni namağlup şampiyon olarak bitirmiştir. Aynı sezonun son haftasında Fenerbahçe, Gaziantepspor'u 8-4 yenerek rekor kırmıştır.
Türkiye'de mevcut olan lig sistemine 2010 yılında geçilmiştir. 4 kademe şeklinde (Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig) profesyonel Lig oynanmaktadır. Profesyonel Liglerde 126 takım mücadele etmektedir. Amatörden Profesyonele geçiş için Bölgesel Amatör Ligler kurulmuştur. Burada da 12 grup halinde oynanan sezonda şampiyonlar play off oynayıp 3. Lige yükselmektedir. Amatör Ligler ise idari olarak her il bazında süper amatör, 1. Amatör ve 2. amatör şeklinde 3 kademede oynanmaktadır.
## Lig tablosu
Seviye |
Ligler | ||||
---|---|---|---|---|---|
1 |
| ||||
2 |
| ||||
3 |
|
| |||
4 |
|
|
|
| |
5 |
| ||||
6 |
| ||||
7 |
| ||||
8 | 2. Amatör Lig (Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Şanlıurfa, Tekirdağ, Yalova, Zonguldak) | |
Türk_Kahvesi | Türk kahvesi kültürü ve geleneği | |
---|---|
Ülke | Türkiye |
Kaynak | 645 |
Bölge | Avrupa ve Kuzey Amerika |
Tescil geçmişi | |
Tescil | 2013 (8. oturum) |
Osmanlı mutfağı |
---|
**Türk kahvesi**, daha çok Türk kültüründe önemli yere sahip Osmanlı İmparatorluğu'dan günümüze kadar gelmiş bilinen en eski kahve hazırlama ve pişirme metotlarındandır. Kendine has tadı, köpüğü, kokusu, sunuluş biçimiyle özgün bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.
## Tarihi
Araştırmacılar kahvenin 14. yüzyıl başlarında Habeşistan'dan tüm dünyaya yayıldığını, çıkış yerinin de adının etimolojisi de kahve ile benzerlik gösteren Güney Habeşistan'daki Kaffa yöresi olduğunu belirtmektedir.
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası olan Memlûk Çerkeslerinden Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Yeni hazırlama yöntemi ile kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını aldı. Tahtakale'den başlayarak şehre yayılan kahvehaneler halk arasında yaygınlaşmasını sağladı.
Önceleri Arap Yarımadası'nda kahve meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme yöntemiyle özgün tadına kavuşmuştur. Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tüketmiş, Brezilya ve Orta Amerika kaynaklı, *arap* türü, yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve tercihen kömür ateşinde (közde) ağır ağır, titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla oda sıcaklığında su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir, bir fincan kahveye iki çay kaşığı kahve atılır. Küçük fincanlarla servis yapılır. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği'ne göre ölçüsü 70 ml. fincan başına Türk kahvesi ölçüsü 7-8 gramdır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Su, sanıldığı gibi kahvenin sonunda değil; kahveyi içmeden önce içilmektedir. Ayrıca tüm dünyada espresso ile en çok tüketilen kahve türüdür ki dünya genelinde hemen hemen her tür restoranın menüsünde bulunan iki kahveden biridir.
Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuş, saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı.
2013 yılında Türk kahvesi kültürü ve geleneği, UNESCO'nun Somut olmayan kültürel miras listesinde yerini aldı.
## Kültürel etkisi
İngilizler'deki çay saati geleneği gibi, kahvenin de Türk toplumunda bir zamanı vardır. Genellikle sabah ve öğlen öğünleri arasında içilir. Türkçe günün ilk öğünü anlamına gelen "kahvaltı" sözcüğü kahve içimi öncesi yenen şeyler demektir. Yine *Türk kahvesi*, kahve falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türü olup kahvehane adlı işletmelerin doğmasına yol açmıştır. Dini Bayramların ve "kız isteme" törenlerinin geleneksel bir öğesi olmuştur. Bir Türk atasözünde de bu kültür desteklenmiş ve "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır" denilmiştir. Yunanistan'da kahvenin adı Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra kahve endüstrisince değiştirilmiştir.
## Lezzet analizi
Hafif kavrulmuş Türk kahvesinde 50, orta kavrulmuş kahvede 59 ve çok kavrulmuş kahvede 65 farklı tat ve koku maddesi bulunmaktadır. Ayrıca hafif kavrulmuş kahvede ekşi, tatlı, meyvemsi özellikler bulunurken orta kavrulmuşta kavrulmuş, baharatımsı, odunumsu, meyvemsi ve tütünümsü özellikler, çok kavrulmuşta ise kavrulmuş, acı, baharatımsı, odunumsu ve toprağımsı tat ve koku bulunmaktadır. Bununla birlikte kakule bitkisinin çekirdeklerinin kurutulması ve öğütülmesi sonucu ortaya çıkan, Kakule tozuyla yapılan Kakuleli Türk Kahvesi gibi tadına farklı tatlar katan çeşitleri de vardır. Türk Kahvesi, 2 fl oz fincan başına 50 mg kafein içerir.
### Özelliği
Dünyada ocak üzerinde pişirilen tek kahve özelliğini taşımaktadır. |
Türk_Kalp_Vakfı | **Türk Kalp Vakfı (TKV)**, merkezi İstanbul'da olan bir sivil toplum kuruluşu'dur.
1975 yılında faaliyete başlayan Türk Kalp Vakfı'nın kurucuları, şu isimlerden oluşmaktadır: Ahmet F. Ekmekçioğlu, Doğan Gündüz, Doç. Dr. Edip Kürklü, Dr. M. Ali Işığıgür (em. amiral), Dr. Müh. H. Tahsin Önalp, İbrahim Bodur, İzzet İşman, Mehmet Emin Karamehmet, Necmettin Bayramoğlu, Nezih Demirkent, Süha Dağdeviren.
TKV, ABD ve İtalya'dan sonra dünyada üçüncü kalp vakfı olma özelliğini taşır. Vakıf, toplanan yardım, bağış ve kendi olanaklarıyla sağlık ve tedavi - tanı hizmetleri yapmaktadır.
Türk Kalp Vakfı, her yıl "Edip Kürklü ödülü", "İyi kalpli ol" ödülü gibi ödüller dağıtmakta, semt ve okullarda kalp sağlığı taramaları yapmaktadır. Vakfın Yönetim Kurulu başkanı Çetin Yıldırımakın'dır... |
Türk_Kurtuluş_Savaşı_sırasında_katliamlar | Türk Kurtuluş Savaşı boyunca, hem Anadolu Hareketi hem de İtilaf Devletleri sorumluluğunda, Türk, Rum ve Ermeni sivillere yönelik birçok katliam gerçekleşti. Katliamlar boyunca tecavüz, işkence ve soygun yaygın olarak yaşandı.
## Türklerin Rum ve Ermeni katliamları
Rudolph Rummel'e göre 1919-1922 yılları arasında, 264.000 Rum ve 60.000-250.000 Ermeni öldürüldü. İngiliz tarihçi ve gazeteci Arnold J. Toynbee, bölgeyi gezdiğinde "sonuna kadar yakılmış" Rum köyleri gördüğünü rapor etti. Savaş boyunca Ermeni ve Rum Kırımlarının sorumluları arasında ciddi bir devamlılık vardı.
Sivas valisi Ebubekir Hazim Tepeyran, 1919'da "katliamların onları rapor etmeye dayanamayacağı kadar korkunç olduğunu" söyledi. Tepeyran ayrıca 1921 yılında Nurettin Paşa komutasında 11,181 Rum'un öldürüldüğünü rapor etti. Taner Akçam'ın söylediğine göre, Nurettin Paşa Anadolu'da kalan bütün Rum ve Ermeni nüfusunu öldürmeyi önerdi ancak Mustafa Kemal tarafından reddedildi.
Maraş Muharebesi ve sonrasında; Fransız işgalini destekleyenlerle Fransız lejyonu olarak savaşan Ermeniler öldürülmüştür. Dönemin Amerikan ve İngiliz gazetelerinde çıkan haberlerde; Fransız raporlarına göre 5.000 civarı Ermeni'nin öldürüldüğü yazılmaktadır. 18 Ağustos 1920'de, 5.000 Hristiyan, Türkler tarafından öldürüldü. 25 Şubat 1922'de, Pontus bölgesinde 24 Rum köyü yakıldı. Belfast News Letter'ın haberine göre 1922'nin ilk aylarında, ilerleyen Türk birlikleri tarafından 10.000 Rum öldürüldü. Eylül 1922'de, birkaç çocuk hariç Cunda Adası'nın bütün Rum nüfusu, yani yüzlerce kişi öldürüldü.
9 Eylül 1922'de, Türk ordusu İzmir'e girip; şehri Yunan işgalinden kurtardı. Olayları büyük ölçüde düzensizlik takip etti. Yerel halk ve askerler tarafından, Yunan işgalini desteklemiş olan Hristiyanlara, Rumlara ve az sayıdaki Türklere karşı saldırılar gerçekleştirildi. Öldürülen Rumlar arasında Yunan işgalini destekleyen Türk düşmanı Hrisostomos Kalafatis de bulunmaktaydı. 13 Eylül'de başlayan 1922 İzmir Yangını ile şehrin Hristiyan kısmı başta olmak üzere şehir büyük hasar gördü. Yangının sorumlusunun kim olduğu hâlâ bir tartışma konusudur, bazı kaynaklar Türkleri suçlarken bazıları Rumları ve Ermenileri suçlamaktadır. Yangın ve katliamlar sonucu, 2000 ila 100.000 Rum ve Ermeni öldü.
## Yunanların Türk katliamları
Justin McCarthy'ye göre Türk Bağımsızlık Savaşı boyunca 640,000 Türk sivil Yunan ordusu tarafından öldürüldü. 14/15 Mayıs 1919 günü İzmir'in işgal edilmesinden sonra Yunan birlikleri şehrin Türk nüfusunun bir kısmını katletti. İtilaf Devletleri'nin kaynaklarına göre 15 Mayıs 1919 günü 300 ila 400 Türk öldürüldü. Yunan ordusu Anadolu içlerine doğru ilerledikçe bölgede yaşayan Türkler katliamlar, tecavüzler ve yıkımla karşı karşıya kaldı. Bir Britanyalı askerî yetkili olan Harold Armstrong Yunan ordusunun İzmir'den Anadolu içlerine doğru ilerlerken sivilleri katlederek, yakarak, yağmalayarak ve tecavüz ederek gittiğini bildirdi. Britanyalı tarihçi Arnold J. Toynbee, 15 Mayıs 1919 günü İzmir'in Yunanlar tarafından işgalinden sonra organize bir şekilde katliamların yürütüldüğünü yazdı. Toynbee, Yunanların İzmit, Yalova ve Gemlik bölgelerinde yürüttüğü zulme tanıklık ettiğini ve söz konusun bölgelerde evlerin yağmalandığını ve yakıldığını belirtti. Marjorie Housepian'a göre Yunan işgali altındaki İzmir'de 4000 Müslüman idam edildi. Menemen Katliamı'nda 200 Türk sivil öldürüldü. Bir köyde Yunan ordusu köye zarar vermemeleri için 500 altın lira talep etti. Ödeme yapıldı, ancak köy yine de yakılıp yıkıldı. Bergama Baskını sonucu, 80.000-100.000 Türk sivil bölgeyi göç etmeye zorlandı.
birçok kaynağa göre, Yunan ordusu savaşın son kısmında Anadolu'dan çekilirken bir yakıp yıkma taktiği izledi. Ortadoğu tarihçisi Sydney Nettleton Fisher'a göre; "Geri çekilme sırasında Yunan ordusu bir yakıp yıkma taktiği izledi ve öfkelerini savunmasız Türk köylülerinden bilinen her yolda çıkardı." Norman M. Naimark'a göre,"Yunan geri çekilişi yerel halk için işgalden daha yıkıcıydı".James Loder Park, dönemin İstanbul ABD Konsolos yardımcısı, Yunanların Anadolu'yu boşaltmasından hemen sonra bölgeyi gezdi ve İzmir'i çevreleyen, gezdiği yerlerdeki durumu ve 1922 Manisa yangını gibi olayları rapor etti.
Kinross'a göre, "Bölgedeki kasabaların çoğu harabeye dönmüştü. Uşak'ın üçte biri artık yoktu. Alaşehir, yamaçları tahrif eden karanlık bir kavrulmuş boşluktan başka bir şey değildi. Köyün ardına köy, Yunan askerleri tarafından kül yığını haline getirildi. Tarihi kutsal şehir Manisa'daki 18,000 binadan sadece 500'ü ayakta kaldı."
Ölüm sayısı açısından Türklere yönelik en büyük katliam olan Yalova Katliamı'nda Ermenilerin, Rumların ve Çerkeslerin, Yunan ordusu ile işbirliği yaptığı görüldü. Orhangazi, Yenişehir ve Armutlu katliam sırasında yakıldı. Armutlu'da kadınlar sistematik olarak tecavüze uğradı. İstanbul Hükümeti'nin hayatta kalanlar ile yaptığı bir soruşturma sonucu ölü, kayıp ve yaralı sayısı toplam 35 olarak belirlense de, diğer Osmanlı ve Türk belgeleri ölü sayısını 5,500-9,900 olarak tespit etti.
Geri çekilme sırasındaki Yunan vahşeti örneklerinden birinde, 14 Şubat 1922'de Aydın Vilayeti'nin Türk Karatepe köyünde, köy Yunanlar tarafından kuşatıldıktan sonra tüm sakinler camiye konuldu ve cami yakıldı. Ateşten kaçmayı başaran az sayıda kişi vuruldu. Toplam 385 kişi öldürüldü. İtalyan konsolosu M. Miazzi, Yunanların 60 kadın ve çocuğu katlettiği bir köyü ziyaret ettiğini rapor etti. Bu rapor, daha sonra Fransız konsolosu Captain Kocher tarafından doğrulandı.
Mart-Nisan 1921'de, Bilecik kasabası geri çekilen Yunan ordusu tarafından yakıldı. 208 kişi öldürüldü. Yunan ordusunun acelesi, yıkımın seviyesini azalttı.
24 Haziran 1921'de İzmit'te, çoğunlukla erkeklerden oluşan 300 kadar kadar sivil Yunan ordusu tarafından idam edildi. Bununla birlikte şehir yağmalandı ve bir bölümü ateşe verildi.
5 Eylül 1922'de Salihli Yunan ordusu tarafından ateşe verildi. Şehirdeki binaların %65'i yok oldu ve en az 76 kişi yanarak öldü. Ayrıca, 100 kız tecavüz etmek için kaçırıldı.
4 Eylül'de ise Turgutlu kasabası Yunanlar tarafından ateşe verildi. 6 Eylül'e kadar süren yangın sonucu şehrin %90'ı yok oldu ve 1.000 kadar kişi öldü.
Yunan ordusu tarafından çıkarılan yangınlar sonucu Uşak'ta 200, Alaşehir'de 3000 kişi yanarak öldü.
1922 Manisa yangını boyunca 3500 kişi yanarak ölürken, 855 kişi Yunan askerleri tarafından vurularak öldürüldü. Ayrıca Türk kaynaklarına göre, 300 kız tecavüz edilmek için kaçırıldı.
Gülfem Kaatçılar İrem, küçük bir kız olarak Manisa'daki yangına tanık oldu ve ailesi ile tepelere kaçtı, onun hatırladıkları:
"Sabaha karşı milislerden kaçtıktan sonra, tepelerde gizlemek için kuru bir dere yatağına tırmandık. Biz tırmanırken, şehir yanıyordu, ve biz onun ışığı ile aydınlatıldık ve ısısı bizi ısıttı. Şehir üç gün ve üç gece yandı. Ben evlerin pencere camlarını bomba gibi patladığını gördüm. Üzüm reçeli gibi köpüren, birbirine yapışmış. Havada kendi ayakları ile ölü inekler ve atları, balonlar gibi. Eski ağaçlar kökleri ile devrildi. Ben bu şeyleri unutmadım. Isı, açlık, korku, koku. Üç gün sonra, aşağıda vadide toz bulutları göründü. At sırtında Türk askerleri; biz onları tepelerde bizi öldürmeye gelen Yunanlar sanıyorduk. Ben yeşil ve kırmızı bayraklar taşıyan üç asker hatırlıyorum. İnsanlar ağlıyor, atlarının toynakları öpüyordu "Bizim kurtarıcılarımız geldi diye."
Johannes Kolmodin, İzmir'deki İsveçli bir doğubilimci idi. Kendisi mektuplarında Yunan ordusunun 250 Türk köyünü yaktığını yazdı. Ayrıca 30.000'den fazla bina Yunan ordusu, yerel Rumlar ve onların Ermeni destekçileri tarafından yakıldı.
Savaşın son aşamasında, bilirkişilerin oluşturduğu *Tetkik Heyeti*, Aydın ve çevresinde incelemelerde bulunmuş ve rapor vermiştir. Bu rapor, "*Tetkik Heyeti Raporu*" olarak bilinmektedir.
“ | Madde 32: Alevler içinde kalan mahalleden kaçmaya çalışan kadın erkek, çocuk, Türklerin büyük bir kısmı mahalleyi şehrin kuzey kısmına bağlayan bütün yolları tutan Yunan askerleri tarafından sebepsiz olarak öldürülmüşlerdir.
|
„ |
“ | Madde 40: Aydın Vilayeti’nin Yunan kuvvetleri tarafından işgali, mahsul ve mülk bakımından büyük maddi hasarlar yaratmıştır.
|
„ |
## Ermenilerin ve Fransızların Türk katliamları
Türklerin bölgedeki Fransız işgaline karşı direnişi üzerine Antep'te, Maraş'ta ve Urfa'da, büyük ölçüde sivil kayıplara ve katliamlara sebep olan muharebeler yaşandı. Maraş'ta, 4.500 Türk öldürüldü. Kaç Kaç Olayı boyunca sivillere yönelik saldırılar yaygındı. Ermeni Kırımı, katliamları yapan silahlı Ermenileri yaptıklarının haklı olduğuna ikna etti. 1920 yılında, Ermeniler tarafından Kozan Katliamı yapıldı. Ermeniler ayrıca Yalova Katliamı ve 1922 Manisa yangını'nda önemli bir rol oynadı. |
Türk_Mukavemet_Teşkilatı | Türk Mukavemet Teşkilâtı | |
---|---|
Kuruluş | 1958-1976 |
Kurucu(lar) | Daniş Karabelen |
Lider(ler) | Rauf Denktaş |
Amaç | EOKA ve EOKA-B ile mücadele etmek |
Etkin bölgeler | Kıbrıs |
İdeoloji | Türk milliyetçiliği, Taksim |
**Türk Mukavemet Teşkilatı** ya da **Türk Direniş Örgütü** (kısaca **TMT**), Kıbrıs Türk toplumunun taksim hedefini gerçekleştirmek için faaliyet gösteren silahlı örgüttür. Kıbrıslı Rumların EOKA örgütüne karşı faaliyet göstermek üzere 1957'de kurulan TMT, 1958'de fiilî olarak faaliyet göstermeye başladı. Daha sonraları Millî Muhafız Ordusu, Akritas örgütü ve EOKA-B ile mücadele etti. 1 Ağustos 1976 tarihinde Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na dönüştürüldü. Üyelerine "mücahit" denmekteydi. Kıbrıs Harekâtı'nın başladığı 20 Temmuz 1974 tarihinde TMT üyesi 17.151 mücahit bulunuyordu.
## Tarih
### Kuruluş
Rum EOKA örgütü, aslen Britanya sömürge yönetimine karşı mücadele etmek ve adanın Yunanistan'la birleşmesini sağlamak (enosis) için 1955 yılında kurulmuştu. EOKA İngilizlere karşı mücadeleye başlayınca İngiliz yönetimi polis gücüne çok sayıda Kıbrıslı Türk aldı ve böylece EOKA'nın saldırılarında Türk polislerle Rum EOKA'cılar karşı karşıya geldi.
EOKA'nın Enosis hedefleyen saldırılarından huzursuz olan Kıbrıslı Türkler ve Türkiye, buna karşılık olarak Taksim ideolojisini geliştirdi. EOKA'nın Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarına karşılık vermek amacıyla 1956 yılında Volkan örgütü kuruldu. Bu dönemde Fazıl Küçük tarafından kurulmuş olan Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği ve Kara Çete gibi diğer örgütler başarısızlığa uğrayarak Volkan'a katıldı.
Türk Mukavemet Teşkilatı, 23 Kasım 1957 akşamı, Lefkoşa varoşlarındaki Eylence'de, Türkiye Kıbrıs Büyükelçiliği görevlisi Mustafa Kemal Tanrısevdi'nin evinde, Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Mustafa Kemal Tanrısevdi tarafından kuruldu. Lefkoşa Türk Lisesi tarafından basılıp 26 Kasım 1957 günü örgüt, tüm Kıbrıslı Türk direnişçilerini TMT çatısı altında toplanmaya çağıran ilk bildirisini yayınladı. Ancak Türkiye tarafından desteklenmeyen bir mücadelenin başarıya ulaşmayacağı düşünülmesi nedeniyle, bu dönemde herhangi bir yapılanmaya gidilmediği gibi herhangi bir lider de belirlenmedi.
Örgüt, ikinci bildirisini 13 Aralık 1957 günü yayımladı. İlk bildirilerde, henüz örgüte Türkiye'nin desteği olmaması ve Kıbrıslı Türkler arasında silahlanmanın az olmasının da etkisiyle silahlı direnişten ziyade ada sathına yayılan pasif bir direniş öngörülmekteydi. Bununla birlikte, ikinci bildiride her köyde teşkilat temsilcilerinin olduğu, bu temsilcilere dair bilgi verenlerin cezasının ölüm olacağı ifade edildi. Bu dönemde adanın her bölgesindeki köylerde örgütlenme çalışmaları başladı. Bununla birlikte, Britanya koloni yönetimi, TMT'nin Volkan'ın devamcısı olduğu ve Volkan gibi kapasitesi sınırlı, dikkate alınmaması gereken bir örgüt olduğu düşüncesindeydi.
Denktaş, 2 Ocak 1958 günü Fazıl Küçük'le gittiği Ankara'da Türkiye Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'yla görüştü ve konudan bahsetti. Zorlu Denktaş'a gönderirlerse silah alıp alamayacaklarını sorunca Denktaş alabileceklerini söyledi. Zorlu konuyu Genelkurmay Başkanlığı'na bildirdi. Konuyla ilgili olarak birkaç ay süren değerlendirmeler sonrasında örgütün kurulması için izin çıktı ve bu iş için Daniş Karabelen görevlendirildi. İzinde hükûmetin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin adının bu olaya karıştırılmaması da kesin bir dille emrediliyordu.
Bu gelişmeler üzerine örgütün kuruluşu için çalışmalara başlandı. Konuyla ilgili olarak "Kıbrıs'ı İstirdat Projesi" (KİP) adlı bir proje hazırlandı. Daha sonra TMT'nin Kuruluş ve Çalışma Planı hazırlandı ve üst düzey yetkililerin onayı alındı. Bu plana göre TMT lideri doğrudan Özel Harp Dairesi'ne bağlı ve sorumlu olacak; ama arada herhangi bir resmî bağlantı olmayacak, tüm bağlantılar sözlü olarak yürütülecekti. Örgütün liderliği Türkiye'den gönderilecek ve "süresiz izinli" sayılacak subaylarla yapılacak, TMT'nin varlığının açığa çıkarılacağı gün EOKA saldırılarına göre belirlenecekti. Bu güne kadar örgüt toplantı veya gösteri yapmayacak, bildiri dağıtmayacaktı. Örgüt 18 yaşını geçmiş erkek veya kız gençlerle oluşturulacak, örgüte alınanların Türkiye'de veya Kıbrıs'ta eğitimden geçirilmesi zorunlu olacaktı. Planda örgüt mevcudu kısa vadede 5000, uzun vadede 10,000 olarak planlanmıştı. Kıbrıs'a TMT lideri başkanlığında ilk etapta beş subay gönderilecek, örgütün gelişmesine paralel olarak bu sayı ilk önce ona, daha sonra yirmiye çıkarılacaktı. Bunların yanı sıra en az on beş yedek subay da adaya gönderilecekti.
Nisan 1958'de Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş TMT'nin yapılanmasını konuşmak üzere Ankara'ya çağrıldı. Yapılan toplantıda 1958-60 döneminde TMT'de görev alacak Türk askerlerine ilişkin 23 kişiden oluşan bir liste hazırlandı. Toplantıda ilk TMT lideri olarak Rıza Vuruşkan'ın (kod adıyla "Ali Conan") atanması kararlaştırıldı. 5000 gençten oluşan silahlı gücün eğitiminin ise 1959 yılı sonu itibarıyla tamamlanmış olması hedeflendi.
Vuruşkan ve dört diğer subay 31 Temmuz/1 Ağustos 1958 gecesi Kıbrıs'a vardı. TMT'nin fiili olarak kuruluşu bu tarihte gerçekleşmiştir ve bu nedenle bu tarih kuruluş yıldönümü olarak kutlanır. Bundan kısa bir süre sonra adaya altı subay daha gönderildi. Örgütün kurulmasının ardından kişiliği, yaşı ve sağlığı itibarıyla uygun görülenler yemin ederek örgüte üye oldular. Böylece ağustos ayı başlarında TMT'nin ilk hücresi oluşmuş olur ve Türkiye'de faaliyete geçen eğitim kamplarına gençler gönderilmeye başlanır.
### 1958'de eylemler
4 Nisan 1958'de yayımladığı ve Britanya arşivlerinden erişilmiş olan bildirisinde TMT, "Komünizmin başı görüldüğü yerde ezilmelidir." ilkesine bağlılığını ifade etti ve "Rum sendikalarına [...] ihmalkârlık sonucunda hâlâ üye olan [Türkler] varsa, bir an önce istifa etmelidirler." ifadesini kullandı. Bu dönemde sol görüşlü bazı Kıbrıslı Türkler, PEO sendikası çatısı altında Kıbrıslı Rumlarla birlikte faaliyetlerini sürdürmekteydiler; bu kesim Türk Eğitim Kulübü (TEK) çatısı altında teşkilatlanmıştı. Niyazi Kızılyürek'e göre özellikle 1 Mayıs yürüyüşünde Türk ve Rum sendikacıların beraber yürümesi sonrası TMT'nin Türk sendikacılara karşı faaliyetleri şiddetlendi. Bu dönem gerçekleşen ve TMT'yle ilişkilendirilen şiddet olayları arasında 22 Mayıs'ta PEO Türk Şubesi Sorumlusu Ahmet Sadi Erkurt'un eşiyle birlikte evinin önünde kurşunlanarak yaralanması, 24 Mayıs'ta *İnkılâpçı* gazetesi sahibi Fazıl Önder'in öldürülmesi, 29 Mayıs'ta TEK Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Yahya'nın öldürülmesi yer almaktadır. Rauf Denktaş, ifadelerinde ve hatıratında bu dönemde solculara karşı gerçekleşen şiddet olaylarından TMT'nin sorumlu olduğunu kabul etmemiştir. Hatıratında "Bu cinayetler hep 'faili meçhul cinayetler' listesine geçti. Bunları TMT'ye mal etmek isteyenler vardır. Bu büyük bir hatadır. [...] O günlerde şahsi hesapların da 'millî perde' arkasında görülmesi çok oluyordu. Bu cinayetlerin sorumluluğunu üstlenen olmadı." ifadesini kullandı. 26 Mayıs 1958 tarihinde TMT tarafından yayımlanan ve Britanya arşivlerinden erişilen bildirideyse, "Türk Mukavemet Teşkilatı harekete geçmiş ve [...] kızıllara hizmet etmekten mutluluk duyan alçak hainlere hak ettikleri ölüm cezasını vermeye başlamıştır. [...] Vatan haini ve komünist maşası ilan edilen Sadi Erkurt ve Fazıl Önder hak ettikleri cezayı almışlardır." ifadeleri kullanıldı.
## Örgütlenme
TMT'nin dört farklı seviyede birlikleri bulunmaktaydı. Aşağıda bunlar küçükten büyüğe doğru sıralanmıştır:
- Manga: 5 ila 8 mücahitten oluşurdu. İlk adı "çadır" olup, 1961'den sonra "oğul", 1963'ten sonra da "manga" olarak adlandırılmaya başladı.
- Bölük: 5 ila 8 mangadan oluşurdu. İlk adı "oba" olup, 1961'den sonra "petek", 1963'ten sonra da "bölük" olarak adlandırılmaya başladı.
- Tabur: 5 ila 8 bölükten oluşurdu. İlk adı "otağ" olup, 1961'den sonra "kovan", 1963'ten sonra da "tabur" olarak adlandırılmaya başladı.
- Sancak: 5 ila 8 taburdan oluşurdu. İlk adı "yayla" olup, 1961'den sonra "sancak" olarak adlandırılmaya başladı, 1963'te adı değişmedi. 1961'den önce sancağa bölgedeki saygın insanlardan biri olan "baş yayla" komuta ederdi. 1961'de liderlik "sancaktar" adı verilen rütbeye verildi ve baş yaylalar, "serdar" adıyla sancaktar yardımcısı olarak görev yapmaya başladı.
1961'deki sistem değişiklikleri Türkiye'deki 27 Mayıs 1960 Darbesi'nin bir etkisi olarak yapıldı. 1 Ağustos 1976 tarihinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na dönüştürüldüğünde TMT'de 11 sancak bulunmaktaydı. Bu sancaklar şunlardı:
1958 yılında kurulanlar:
Kanlı Noel'den sonra kurulanlar:
- Boğaz Sancağı (Temmuz 1964)
- Erenköy Sancağı (Ağustos 1964)
- Yeşilırmak Sancağı (Ocak 1965)
- Serdarlı Sancağı (Eylül 1969)
- Mehmetçik Sancağı (Ocak 1975 - Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra)
Bunların yanı sıra, 1963'ten sonra mücahit olarak adlandırılan teşkilat üyesi erlere de kuruluşta "kurt", 1961-63 yılları arasındaysa "arı" denilmiştir.
### Bayraktarlar
TMT "bayraktar" adı verilen Türk subayları tarafından yönetilmiştir. Bu subayların listesi aşağıdaki gibidir:
- Rıza Vuruşkan (Haziran 1958 - 26 Eylül 1960)
- Şefik Karakurt (26 Eylül 1960 - 28 Şubat 1962)
- Ahmet Göçmez (Bayraktar Vekili; 28 Şubat 1962 - 2 Ekim 1962)
- Kenan Çoygun (3 Ekim 1962 - 15 Şubat 1967)
- Cevat Giray (Şubat 1967 - Temmuz 1968)
- Rüştü Kazandağ (Temmuz 1968 - Ağustos 1970)
- Süleyman Eyüpoğlu (Ağustos 1970 - Temmuz 1972)
- Arif Eryılmaz (Temmuz 1972 - Eylül 1974)
- Çetin Başar (Eylül 1974 - Ağustos 1976)
- Aydın İlter (Ağustos 1976)
### Eğitimler
1958 yılından itibaren TMT mensuplarına ya Türkiye'de ya da Kıbrıs'ta eğitimler verilmeye başlandı. Bu eğitimlerde teorik ve pratik olarak silah kullanımıyla ilgili bilgiler, örneğin silahların kurulumu ve bozulumu, tesir mesafeleri, atış biçimleri gibi konular işlendi. Kıbrıs'taki eğitimler her sancakta gerçekleşti. Türkiye'deki eğitimler ise Ankara'da ve Antalya'da düzenlendi. Ankara'daki ilk eğitim Zir Vadisi'nde 6 Ağustos 1958'den itibaren düzenlendi, bunun sonrasında 17 Ocak 1964'e dek Zir Vadisi'ndeki eğitimler devam etti. Son grubun eğitimi sırasında Kanlı Noel olaylarının patlak vermesi ve TMT'nin açığa çıkması nedeniyle Türkiye'deki eğitimler sonlandırıldı ve eğitime Kıbrıs'ta devam edildi. Antalya'da ise eğitimler Kemer yakınlarında bir kampta Eylül 1959'dan itibaren gerçekleştirildi. |
Türk_Nefroloji_Derneği | **Türk Nefroloji Derneği**, İstanbul'da yerleşik bir sivil toplum kuruluşudur.
3 Mart 1970 tarihinde İstanbul Üniversitesine bağlı Haseki Hastanesi Farmakoloji ve Tedavi Kliniğinde kurulan Türk Nefroloji Derneği (TND), İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa, Kayseri ve Konya'da olmak üzere altı şubeye sahiptir.
## Amacı
TND, amacını; böbrek yapı, fonksiyon, hastalıkları ile hipertansiyon ve bunlarla ilgili konulardaki bilgileri geliştirmek, araştırma yapmak, yaptırmak ve yaymak, böbrek hastalıkları ile ilgili konularda medikal ve sosyal çalışmalarda bulunmak şeklinde açıklamakta, bu doğrultuda çeşitli toplantılar düzenlemek, halkı bilgilendirmek, ulusal ya da uluslararası bilimsel çalışmalar (kongre, sempozyum, seminer, kurs gibi) yapmak, projeler geliştirmek gibi etkinliklerde bulunmaktadır.
## Kurucu üyeler
- Ord. Prof. Dr. Sedat Tavat
- Ord. Prof. Dr. Ekrem Şerif Egeli
- Prof. Dr. Reşat Garan
- Prof. Dr. Gıyas Korkut
- Prof. Dr. Osman Barlas
- Prof. Dr. Kemal Önen
- Prof. Dr. Ferhan Berker
- Prof. Dr. Necdet Koçak
## Derneğin etkinlikleri
### Çalışma Grupları
TND, amaç hedef ve ilkeleri doğrultusunda yedi çalışma grubu oluşturmuştur. Bu gruplar;
- Polikistik Böbrek Hastalığı Çalışma Grubu
- Hemodiyaliz Çalışma Grubu
- Deneysel Araştırma Grubu
- Beslenme Çalışma Grubu
- Hipertansiyon Çalışma Grubu
- Periton Diyalizi Çalışma Grubu
- Renal Anemi Çalışma Grubu adları altında toplanmaktadır.
### Yayınlar
TND, çeşitli yayınlarla etkinliklerini desteklemektedir. Türk Nefroloji Derneği'nin yayınları şu şekildedir:
- Uluslararası dergilerde yayınlanan çalışmalar
- Ulusal dergilerde yayınlanan yabancı dildeki çalışmalar
- Yabancı dilde
- Türkçe
- Ulusal dergilerde yayınlanan Türkçe çalışmalar
- Türkçe
- Yabancı dilde
- Ulusal dergilerde yayınlanan yabancı dildeki çalışmalar
- Yabancı dildeki kitaplar
- Uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler
- Ulusal kongrelerde sunulan bildiriler
- Türkçe kitaplar
- Yabancı dilde ve Türkçe kitap bölümleri
- Ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler
- Kitap bölümü çevirileri
- Tezler
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
### Kongreler
TND, düzenli olarak, Ulusal Nefroloji Hipertansiyon Diyaliz ve Transplantasyon kongreleri düzenlemekte olup, en son 19. Kongre yapılmışttır.
### Burs
Türk Nefroloji Derneği TND, 2000 - 2001 akademik yılından itibaren her yıl, TND üyesi üç nefrolog ve üç patologa eğitim bursu vermektedir.
### Renal Afet Yardım Gücü
TND, potansiyel yeni depremler vb. afetlerdeki can kayıplarını azaltabilmek amacı ile Renal Afet Yardım Gücü adında bir çalışma yapmakta olup, böyle bir durumla ilgili koordinasyon oluşturmuştur.
### Hasta okulu
TND, internet sitesinde, Kronik böbrek hastaları için eğitim kitapçığı adıyla eğitici sayfa açmıştır. |
Türk_pop_müziği | Türk müziği |
---|
**Türk pop müziği**, **Türk popu**, **Türkçe pop**, **Anadolu pop** veya **T-pop**[ daha iyi kaynak gerekli] modern popüler müzik kalıplarıyla oluşturulmuş ya da yoğun modern müzik kalıplarının üzerine hafifçe alaturka ve halk müziği ezgileri monte edilmesiyle oluşturulmuş Türk müziği çeşididir.
Batı Avrupa melodileri baz alınarak geliştirilen Türk pop müziği, Klasik Türk müziğinden ve halk müziğinden yoğun olarak beslenirken popüler müziğin evrensel çizgilerine sadık kalmıştır.
## Tarihçe
### Cumhuriyet öncesi
Pop müziğin temelleri Osmanlı Devleti'nde ıslahat hareketlerinin görüldüğü II. Mahmut döneminde atıldı. Bu dönemde Dede Efendi, Hacı Arif Bey gibi besteciler klasik üsluptaki eserlere göre daha hafif nitelikte şarkı formunda eserler verdiler.
1870 sonrasında ortaya çıkan kantolar, başlangıçta Fransız opera şarkılarından ve İtalyan müzik türlerinden etkilenen bir türdü. Zamanla yerli motiflerle kaynaşarak ülkenin ilk popüler müzik türü haline geldi. 1900’lerin başında ise tango dönemin en popüler müziği oldu ve özgünleşerek Türk müziğini şekillendirmede rol oynadı.
### 1920-1960 arası
Cumhuriyet döneminde Türkiye’de Osmanlı müziğini tamamen reddeden, batı müziğini esas alan bir anlayış hakim oldu. Resmî müzik politikasına göre halk batı müziğine yönlendirilmeye çalışılırken, radyo dinleyicilerinin Arap radyosu dinlemeye başlaması ile Doğu etkisi Türk müzik zevkine işledi.
1950’li yıllarda caz, rock-n-roll, ça-ça, mambo gibi yeni batılı türler ilgi görmeye; pek çok müzisyen kendi orkestrasını kurarak gece kulüplerinde bu müzikleri çalmaya başladı.
### 1960’lar
1960’lar Türkiye’de meşhur yabancı şarkılara Türkçe sözler yazılarak oluşturulan aranjmanların popüler olduğu dönemdir. Aranjmanlar TRT tarafından *Türk Hafif Müziği* olarak adlandırılmıştır. Fecri Ebcioğlu’nun Fransızca şarkılara Türkçe sözler yazarak oluşturduğu "Bak Bir varmış Bir Yokmuş" ile "Her Yerde Kar Var" şarkıları, bu türün en önemli örneklerinden kabul edilir. Sezen Cumhur Önal, bu dönemde yaptığı aranjmanlarla tanınmış; Erol Büyükburç taş plakta dinleyiciye ulaşan "*Little Lucy*’’ adlı şarkıyla büyük ilgi görmüştür. 1962 yılında o sırada Galatasaray Lisesi’nde öğrenci olan Barış Manço, *Harmoniler* adlı grubu ile ilk Batı müziği 45’liğini çıkardı.
1964’te Tülay German, *Burçak Tarlası* adlı albüm ile Anadolu-pop akımının öncülerinden oldu. Bu akım, yerli melodilerin batı sazları ile yorumlanmasını içermekteydi. Cem Karaca ve Erkin Koray'ın besteleri Anadolu pop akımının oluşmasında rol oynadı. Anadolu Pop ismini ilk defa 1970 yılında Moğollar grubu telaffuz etti. Anadolu pop akımı etkisini 1970'lerde de sürdürdü.
Hürriyet gazetesinin 1965 yılından itibaren düzenlediği Altın Mikrofon yarışması ile Milliyet gazetesinin organize ettiği *“Liselerarası Müzik Yarışması*” Türk pop müziğini etkileyecek birçok müzisyenin adını duyurmasında etkili oldu.
1960’lar boyunca Anadolu pop akımının yanı sıra aranjmanlar da varlığını sürdürdü. Kimi Avrupalı şarkıcılar popüler şarkılarını Türkçe söyleyip plağa döndürdüler. 1960’ların sonunda Ajda Pekkan *İkiYabancı* albümü ile dönemin ünlü yıldızlarından biri oldu. Bora Ayanoğlu ve Timur Selçuk gibi bestecilerin Türkçe sözlü özgün besteler yapmalarıyla aranjmanlar etkisini yitirdi.
### 1970’ler
1970’lede teknolojik gelişmeler ve yapım şirketi girişimleri müzik piyasasında büyük bir canlanmaya neden oldu. Besteci Ali Kocatepe’nin kurduğu *1 Numara Plak Şirketi* ile Şanar Yurdatapan ve Atilla Özdemiroğlu’nun kurduğu ŞAT Yapım dönemin önemli girişimlerindendi. Nükhet Duru, Nilüfer, Sezen Aksu, Erol Evgin, besteci Melih Kibar ve söz yazarı Çiğdem Talu dönemin en önemli pop müzik sanatçılarındandır. Türkiye ilk defa 1975’te Seninle Bir Dakika adlı şarkı ile Eurovision’a katıldı.
Bu dönemde devrin toplumsal atmosferine bağlı olarak politik müziğe ilgi arttı. Cem Karaca, Edip Akbayram gibi sanatçılar sloganlaşan şarılar üretti.
### 1980 sonrası
1980 sonrasında Türkiye’de müzik piyasasında Batı teknolojisinin eş zamanlı olarak uygulanmaya başlaması; 1990’larda özel radyo ve televizyonların açılması pop müziğini etkiledi. Kaset üretimi artmasına rağmen 1980’li yılların başında Türk pop müziği 1980 askeri hareketinin etkisiyle bir krize girdi. Anadolu – Pop’un özellikle politik karakterli bir müzik tavrını savunan şarkıcıları piyasadan çekildi, kimisi yurtdışına yerleşti.
1980'lerin ortasından itibaren piyasa yeniden canlandı. Sezen Aksu’nun Sen Ağlama, Mazhar-Fuat-Özkan üçlüsünün Ele Güne Karşı albümleri pop müzik piyasasında yeniden canlanmada etkili oldu Türk Sanat Müziği formlarının yoğun biçimde pop’un içinde yer alması bu yıllardaki Türk pop müziğinin ayırıcı bir özelliği oldu.
1990’lı yıllarda çok sayıda müzik albümü yapıldı ancak türlerin birbirinin içine geçtiği görüldü. Yonca Evcimik'in *Aboneyim* ve hemen ardından çıkan Harun Kolçak'ın "Gir Kanıma" şarkıları ile 90'lar pop şarkıları dönemi başladı. 24 saat Türk pop müziği yayını yapan kanallar pop müzikteki canlanmayı destekledi. |
Türk_Psikologlar_Derneği | Görünüm
**Türk Psikologlar Derneği** merkezi Ankara'da olan bir sivil toplum kuruluşudur.
Türk Psikologlar Derneği, 1976 yılında bir grup psikolog tarafından Ankara'da kurulmuştur.
## Amacı
İstanbul, İzmir, Bursa ve Mersin'de şubeleri bulunan kuruluş, psikolojinin araştırma ve uygulama alanlarında bilimselliğe daha çok vurgu yaparak, günümüz biliminin gerektirdiği niteliklere sahip, bilimsel ve eğitimsel etkinlikler aracılığıyla psikologların ve psikoloji öğrencilerinin gelişimlerine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
## Etkinlikleri
Kısa adı TPD olan Türk Psikologlar Derneği, amacı doğrultusunda bir dizi etkinlik gerçekleştirmektedir.
### Yayınlar
- Anormal Davranışlar Psikolojisinde Vak'a Çalışmaları, 2003, T. F. Oltmanns, J. M. Neale ve G. C. Davison
- Geçiş Döneminde Türkiye: Değişim, Gelişim, Tutumlar ve Değerler, 2004, Fatma Başaran
- Anormal Psikolojisi, 2004, G. C. Davison ve J. M. Neale
- Koşullama ve Öğrenmenin Temelleri, 2004, Michael Domjan (Çev. Hakan Çetinkaya)
- Evrimsel Psikolojiye Giriş, 2004, Dylan Evans ve Oscar Zarate (Cev. Hakan Çetinkaya)
- Bilişsel Terapi: Temel İlkeler ve Ötesi, 2006, Judith S. Beck (Çev. Nesrin H. Şahin)
- Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, 2006, Suna Tevrüz (Editör)
- Psikolojiyi Anlamak, 2007, C. G. Morris
- Kültürel Bağlamda Örgütsel - Yönetsel Davranış, 2007, Ramazan Erdem, Cem Şafak Çukur
- Bilişsel - Davranışçı Terapiler, 2003, Işık Savaşır, Gonca Soygüt ve Elif Kabakçı (Editör)
- Türkiye'de Yönetim, Liderlik ve İnsan Kaynakları Uygulamaları, 2000, Zeynep Aycan (Editör)
- Psikoloji Terimleri Sözlüğü, 2000, H. B. Ayvaşık, N. M. Er, Ş. T. Kışlak ve A. Erkuş
- Sağlık Psikolojisi: Giriş, 1999, Ülgen H. Okyayuz (Editör)
- Endüstri ve Örgüt Psikolojisi II, 1998, Suna Tevrüz (Editör)
- IX. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmalar, 1998, Güler Okman Fişek (Editör)
- Stresle Başa Çıkma: Olumlu Bir Yaklaşım, 1998, Nesrin Hisli Şahin (Editör)
- Kısa Süreli Grup Terapileri: İlkeler ve Teknikler, 1998, Irvin D. Yalom (Çev. Nesrin H. Şahin)
- Zihinsel Özürlüler İçin Beceri Saptama Formu, 1998, Mustafa Özekes
- Yönetim Eğitimi Alıştırmaları: Kuramdan Uygulamaya, 1997, Robert Schemel (Çev. Nedret Öztan ve Uğur Çoruh)
- Eğitimde ve Psikolojide Ölçme Standartları, 1997, Selim Hovardaoğlu ve Nilhan Sezgin (Çeviri)
- Bilimsel Psikoloji: Temel İlkeler, 1997, Sirel Karakaş
- Cinsel Tedaviler El Kitabı, 1996, Işık Savaş ve Gonca Boyacıoğlu
- VIII. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmaları, 1996, Yurdal Topsever ve Melek Göregenli
### Eğitim çalışmaları
- Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği'nin (WISC-R) Tanıtımı, Uygulanması ve Yorumlanması
- İnsan Kaynakları Uygulamalarında Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Sertifika Programı
- Çocuk Değerlendirme Paketi
- Psikodrama Kuram ve Uygulaması
- Çocuk Değerlendirme Paketi
- Bilişsel-Davranışçı Açıdan Sınav Kaygısı ve Başa Çıkma Yolları
- Aile ve Evlilik Terapisi
- Adli Psikoloji Uygulamaları
- Klinik Görüşme
### Kongreler
- 5. Uluslararası Travma Sempozyumu (İstanbul) [12.12.2007]
- International Conference on Psychological Assessment in Personnel Selection (Delhi) [23.11.2007]
- III. Özürlüler Şurası (İstanbul) [19.11.2007]
- Brain Research: Improving Global Harmony (Washington) [15.11.2007]
- 3rd Indian International Conference on Artificial Intelligence (Pune) [12.11.2007]
- IX. Ulusal Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Kongresi [17.10.2007]
- The Many Faces of Fear: Attachment, Trauma & Neurosicence Perspectives (San Diego) [17.10.2007]
- 30th National Conference of the Australian Association for Cognitive and Behaviour Therapy (Gold Coast) [06.10.2007]
- Internationa Conference on Applied Psychology (Iasi, Romania) [20.09.2007]
- VI. Türk-Alman Psikiyatri Kongresi (İstanbul) [12.09.2007]
- I. Psiko - Onkoloji Çalıştayı [10.09.2007]
- International Conference on Psychology (Athens) [07.09.2007]
- International Conference on Psychology in Mental Health (Bangolore) [26.07.2007]
- Seventh Conference of Asian Association of Social Psychology (AASP), Malaysia [25.07.2007]
- 40th Annual Meeting of the Society for Mathematical Psychology [25.07.2007]
- Fifth Biennial Conference of the International Society of Critical Health Psychology (Boston) [18.07.2007]
- 20th Annual Conference of the German Peace Psychology Association [15.07.2007]
- Cognitio (Montreal) [15.07.2007]
- International Attachment Conference 2007 (Braga) [11.07.2007]
- 5th Global Conference: Making Sense Of: Dying and Death (Oxford) [09.07.2007]
- International Association for Relational Psychoanalysis and Psychotherapy (Athens) [05.07.2007]
- X. European Congress of Psychology (Prague) [03.07.2007]
- VII International Congress on Traumatic Stress (Buenos Aires) [28.06.2007]
- 5. İstatistik Kongresi (Antalya) [20.05.2007]
- 43. Türk Pediatri Kongresi (Bodrum) [16.05.2007]
- 15th Annual International Conference on Conflict Resolution (St. Petersburg) [06.05.2007]
- IV. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi (İstanbul) [03.05.2007]
- The 2007 International Meeting for Autism Research (Seattle) [03.05.2007]
- IV. Ulusal Aile ve Evlilik Terapileri Kongresi (İstanbul) [16.03.2007]
- Treatment Aspects of Serious Mental Illness: Clinical Neurosciences 2007 (Vancouver) [23.02.2007]
- Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Sempozyumu [15.02.2007] |
Türk_Sultanına_Mektup_Yazan_Zaporojya_Kazakları | *Türk Sultanına Mektup Yazan Zaporojya Kazakları*
Sanatçı | İlya Repin |
---|---|
Yıl | 1880-1891 |
Tür | Yağlı boya |
Boyutlar | 203 cm × 358 cm (80 in × 141 in) |
Konum | Rus Devlet Müzesi, Sankt Petersburg |
* Osmanlı İmparatoru Sultan IV. Mehmed'e mektubu yazan Zaporojya Kazakları* veya
*o (Rusça: Запорожцы пишут письмо турецкому султану; sanatçının verdiği ad: Запорожцы,*
**Türk sultanına mektup yazan Zaporojya Kazakları****Zaporojya Kazakları**), Rus sanatçı İlya Repin'in bir tablosudur. Sanatçı, boyutları 2.03 m'ye 3.58 m olan tuvale 1880'de başladı ve 1891'de tamamladı. Bitirdiğinde, III. Aleksandr tabloyu 35.000 rubleye ressamdan satın aldı. Bu, o devre kadar bir Rus tablosuna ödenen en yüksek fiyattı. Tablo hâlen Sankt-Peterburg'daki Rus Devlet Müzesi'nde sergilenmektedir.
Tablonun konusu, 1676'da Osmanlı Padişahı IV. Mehmed'in Zaporojya Kazaklarına yazdığı söylenen mektuba cevaben Koşovi Ataman İvan Sirko'nun yazdığı düşünülen mektupla ilgilidir.
## Tarihî bağlam
*Zaporojya Kazaklarının Cevabı*, 1676'da Kazakların Osmanlı İmparatorluğu'nun sultanı IV. Mehmed'e gönderdiği cevap mektubu hakkındaki söylentiyi işlemektedir. Repin'in tablosu, 1676 Zuravno (İzvança) Antlaşması'na göre Türk egemenliğine geçmesi gereken Zaporojyalıların kafa tutmasını yansıtır. 1675'te Siç'i ele geçirmek için yollanan 10.000 kişilik ordunun neredeyse tamamı Kazaklar tarafından katledilmişti. Leh kralı III Jan, Zuravno'da kuşatma altındayken İvan Sirko komutasındaki Kazak güçleri Kırım'da Simferopol ve Bahçesaray'ı yağma etmişlerdi, Selim Han Giray kaçarak yakalanmaktan kurtulmuştu. Tablonun konusu olan, IV. Mehmed'den gelen mektup hakkında bilgi yoktur ama eğer gerçekten böyle bir mektup vardıysa IV. Mehmed'in zaferin kaçınılmaz olduğuna inanarak daha fazla kan akmaması için Kazaklara teslim olmalarını emretmiş olabileceği düşünülür.
Tablodaki Kazaklar Ukrayna'daki Dinyeper Nehri'nin etrafındaki toprakları kaplayan Zaporojya host'undan (idari biriminden) gelmektedir. IV. Mehmed Türk egemenliğine boyun eğilmesini isteyince İvan Sirko yönetimindeki Kazaklar bu emri sıra dışı bir şekilde cevaplamış, hakaret ve küfür dolu bir mektup yazmışlardır. Tablo, Kazakların birbirinden adi küfürler bulmak için birbiriyle yarışmaktan duyduğu zevki sergilemektedir.
### Mektuplar
Rapin, bu olayı Ukraynalı etnolog ve tarihçi Dmitri Yavorinitski (Дмитрий Иванович Яворницкий)'den öğrenmişti. Mektubun aslı veya böyle bir yazışma Osmanlı arşivlerinde mevcut değildir. Rus ve Ukrayna kaynaklarında bu mektupların 17 çeşitlemesi bulunmaktadır.
Bu mektubun sadece edebî bir eser olduğu ve gerçek bir belge olmadığı pek çok kere öne sürülmüştür. Kazakların yabancı ülkelere bu tarzda yazılar yolladığına dair bir kayıt yoktur. Bu mektup metninin farklı tarihli (1600, 1619, 1620, 1667, 1696, 1713 ve diğerleri) ve farklı imzalı (ataman Zaharçenko, Ivan Sirko, Niz Kazakları ve diğerleri) çeşitli versiyonları mevcuttur. Bu versiyonların her biri farklı kişilere yazılmıştır: Osman, II. Ahmet, III. Ahmet, IV. Ahmet, IV. Mehmed ve başkaları (Örneğin ). Bu çeşitlemelerin varlığı, mektubun edebî kaynaklı olduğunun, milliyetçi duyguları beslediği için zamanla efsanevi bir özellik kazanmış olabileceğinin belirtisi olabilir. Buna karşın, bu belgelerin varlığı, gerçekten bu şekilde yazılmış bir ilk mektup olabileceğini de yalanlamamaktadır. Bu ilk mektup gerçekten IV Mehmed'e yazılmış ama sonradan halk kültürüne geçip tekrar tekrar yazılmış da olabilir. Ancak, böyle bir mektubun Sultan'ın eline geçtiğine dair bir kayıt yoktur.
#### Sultan'ın Kazaklara mektubu
Sultan'ın mektubu Kazaklara teslim olmayı emretmektedir:
*Ben, Muhammed'in oğlu; Güneş ve Ay'ın kardeşi; Tanrı'nın torunu ve veziri; Makedonya, Babil, Kudüs, Yukarı ve Aşağı Mısır'ın hükümdarı; İmparatorların imparatoru; hükümdarların hükümdarı; hiç yenilmemiş harikulade savaşçı; Hz. İsa'nın kabrinin yılmaz bekçisi; Tanrı tarafından seçilmiş mütevellinin ta kendisi; Müslümanların ümidi ve huzuru; Hıristiyanların kahredicisi ve koruyucusu olan; ben, Sultan -- size emrediyorum Zaporojya Kazakları, kendi rızanızla ve direnmeden bana teslim olun ve saldırılarınızla beni rahatsız etmekten vazgeçin.*—Türk Sultanı IV. Mehmed
#### Kazakların cevabı
Efsaneye göre cevap, Sultan'ın unvanlarını alaya alan, ağır hakaret ve müstehcen ifadelerle dolu Ukraynaca bir yazıydı. Mektubun çeşitli çeşitlemeleri mevcuttur ve bazıları diğerlerinden daha ağır ifadeler içerir. Aşağıdaki metin Kostomarov tarafından 1872'de yayımlanmıştır, linguistik bakımdan bunların en eskisidir ve dil özellikleri "Orta Ukraynaca" (14-18. yüzyıl arası) olarak tanımlanabilir. Aşağıdaki çeviri metnin İngilizceye çevirisinden yapılmıştır:
*Seni Türk şeytanı lanet olası iblisin kardeşi ve refakatçısı, Lucifer'in kâtibi. Sen ne biçim zebani beyisin, çıplak götünle bile bir kirpi öldüremezsin. Şeytanın sıçtığını ordun yer. Seni orospu çocuğu, asla Hıristiyan oğullarını tebaana alamazsın; ordundan korkumuz yoktur, ister karada ister denizde seninle cenk ederiz ananı da sikeriz.*
*Seni Babil'in bulaşıkçısı, Makedonya'nın tekerlekçisi, Kudüs'ün biracısı, İskenderiye'nin keçi sikicisi, Yukarı ve Aşağı Mısır'ın domuz çobanı, Ermenistan'ın dişi domuzu, Podolya'nın canisi, Orta Asya'nın ibnesi, Kamenets'in cellatı ve tüm dünyanın ve cehennemin soytarısı, Tanrımızın nezdinde soytarı, Yılan'ın torunu ve sikimizin ağrısı. Domuzun burnu, kısrağın götü, mezbaha iti, vaftiz edilmemiş kaş, şeytan kıçını buğulasın.*
*Kazaklar böyle der, seni aşağılık herif. Hıristiyan domuzları bile güdemeyeceksin. Şimdi sadede gelelim, tarihi bilmiyoruz takvimimiz de yok; gökyüzünde mehtap var ve yıl da Efendimizin yılıdır; orada hangi günse o gündür burada da; öp götümüzü emi!*
-- Koşovi Ataman İvan Sirko, Zaporojya Hostu ile birlikte.
## Kültürel bağlam
Zaporojyalı Kazakların özgür ve bağımsızlığına düşkün bir halk olduğu imajı, tablonun yapıldığı dönemde Rus insanının hayalinde önemli bir yer tutmaktaydı. Gogol, Taras Bulba eseriyle (1835-42) bunu daha da popülerleştirmiştir. Tez canlı Kazaklar, hem bir efsane konusu hem de bir idealdi. 17. yüzyıl Kazak topluluklarının demokratik ruhu 19. yüzyıl Rusya'sındaki siyasi ortamla bir tezat oluşturuyordu.
Bu korkusuz ve özgür Kazak temasının 19. yüzyıl Rus sanatına yansıması edebiyatta Gogol ve Tolstoy tarafından, resim sanatında da İlya Repin, Vasilyi Surikov ve Sergey İvanov tarafından gerçekleştirildi. (Gerçi, 19. yüzyıldaki Kazak toplumunda 17. yüzyılın bu efsanevi, yerinde durmaz özgürlük ruhu artık kalmamıştı; Ukrayna her ne kadar yerel özerkliğe sahipse de, Ukrayna Kazakları Rus ordusuna bağlı sıradan bir birlik oluşturuyorlardı.)
Repin'in tabloyu yapmasından önceki yıllarda Zaporojyalı Kazaklar çeşitli sanatçılarca işlenmişti, bunların çoğu Gogol'un öyküsünden esinlenmişti. 1871'de Viktor Vasnetsov, Gogol'un Taras Bulba eserinden esinlenen bir dizi çizim yapmıştır. 1873'te Yevgeny Yevgenieviç Lanceray, *Çarpışma sonrasında Zaporojyalı Kazak* adlı bir küçük bronz heykel yapmıştır. 1888'de heykeltıraş Leonid Pozen *Zaporojyalı Kazaklar bir Keşif Seferinde* adlı bir eser sergiledi.
## Kişisel bağlam
Repin, inceleme ve eğitim için gittiği Avrupa gezisinden 1878'de döndüğünde dönemin hümanist ve milliyetçi duygularına sempati duyuyordu. Çarlık Sanat Akademisinin resmî politikalarına baş kaldıran Peredvijniki (Gezginler) grubuna katıldı ve örgüt içinde önemli bir konuma geldi. Gezginler grubu, "sanat için sanat" görüşünü reddeden, sanatın halka yararlı olması gerektiğine inanan sanatçılardı. Gezginler, sanatın kısıtlanmasına karşı çıkıyor ve özellikle millî ve halkçı temaların işlenmesini savunuyordu.
Repin'in 1878'ten sonra yaptığı eserlerde zengin renkler, dikkatli portreler, gerçeklere sadakat ve güçlü bir sunum bulunuyordu. Ressam, çeşitli temalarda resimler yapmıştı, seçtiği konuların bazıları geçmiş yüzyıllara dayansa da hepsi milliyetçi bir cazibe ve amaca sahipti. Repin, Zaporojya Kazakları eserine o yıl başladı ama bitirmesi 13 yıl sürdü. 1878'de Repin'in ilgi duyduğu konulardan biri, 17. yüzyıl Ukrayna Kazaklarının gelenekleriydi. Tarihçi Yavornitskyi bu konuda pek çok belge vererek onu teşvik etti. Verdiği belgeler arasında Osmanlı sultanına Kazakların yazdığı rivayet edilen mektubun bir kopyası vardı. Repin Osmanlı İmparatoruna bu şekilde cevap yazma cesaretini gösteren bu bağımsızlık aşığı savaşçılara hayran oldu. Bu sırada 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşının sürmekte olması da onun konuya ilgi duymasına muhtemelen katkıda bulunmuştur.
Repin, 17. yüzyıl Zaporojya Kazaklarını, özgürlükleri için mücadele eden, cesaret, kahramanlık ve moral güçle dolu bir halk olarak görüyordu. Kazak kökenli bir Rus olan Repin, Kazaklara duyduğu hayranlığa rağmen bir Kazak özgürlükçüsü değildi, kendini bir Rus olarak görürdü. Kazakların Ruslarla olan Ortodoks inanç ortaklığı, doğu ve batı Slav kardeşler arasındaki farklılıklardan daha önemliydi. Repin onların toplumsal değerlerine odaklanmıştı: "Gogol'un onlar hakkında yazdığı her şey doğru! Kutsal bir millet! Bu dünyada özgürlük, eşitlik ve kardeşliğe daha sıkı sarılan kimse yoktur" diye yazmıştır. Sanatçı, bir mektubunda, Kazakların cumhuriyet düzenine (örneğin, bkz. Koşovi Ataman maddesi) duyduğu ilginin kendisini bu tabloyu yapmaya ittiğini belirtmiştir.
## Resmin içeriği
Resimde açık havada, üzerine iskambil kartları saçılmış bir masa etrafında toplanmış bir grup Ukrayna Kazağı görünmektedir. Kazaklar, kendilerinden teslim olmalarını istemiş olan IV. Mehmed'e cevaben bir hakaret mektubu yazmaktadır. Herkes mektuba eklenmesi için favori küfürlerini saymakta ve son derece eğlenmektedir. Piposunu tüttürmekte olan grubun lideri İvan Sirko söylenenleri dikkatlice dinlemektedir. Sirko'nun önünde oturan, onun söylediklerini kağıda aktaran kâtibin yüzünde müstehzi bir gülümseme vardır. Neşe, kendine güven duygusu ve meydan okuma ruhu bütün gruba yayılmıştır ve yüz ifadeleri arasında alaycı gülümseme, tebessüm, sırıtma, eğlenmiş gülümseme, kahkaha, katılarak gülme, gözünden yaşlar gelerek gülme gibi ifadeler görmek mümkündür. Rivayete göre Repin bu tablosuna gülme üzerine bir çalışma olarak başlamıştır. Bu tablodan evvel Avrupa sanatında gülmeyi gösteren tabloya hemen hemen hiç rastlanmaz.
Gruptakiler karışık bir topluluk oluşturmaktadır, aralarında asık suratlı eski askerler, iri yapılı neşeli tipler, kaba görünümlü kel adamlar vardır. Kâtip ve yanındaki genç adam hariç diğer karakterler kel kafalıdır, bazıları kafalarının tepesinde bir tutam saç bırakmıştır. Çoğu uzun bıyıklıdır. Bazılarının altın küpeleri vardır, bazıları kürk kaban veya yün palto giymektedir. Önünde iskambil kartları olan adam gömleksiz olarak oturmaktadır (kumarbazlar üzerlerinde kart saklamadıklarını göstermek için gömleksiz oynarlardı). Kumarbazın kucağındaki müzik enstrümanı Kazakların müzik sevgisini temsil etmektedir. Kukuletalı beyaz cüppe Kazakların geleneksel bir giysisidir. Yüzlerin dikkatli şekilde modellenmiş olmasına karşılık, giysi ve süsler sadece ana hatlarıyla sunulmuştur.
Ivan Serko'nun etrafındaki askerler Gogol'un öyküsündeki subayları betimlemektedir. Gogol'un kahramanı Taras Bulba'nın da resmedildiği sanat eleştirmenlerince genel kabul görmüştür. Taras Bulba resmin sağındaki, kırmızı palto ve beyaz kalpaklı iri kişidir.
Tuvalin alt kenarında Repin çalıştığı yılları kaydetmiştir.
## Yapılışı
Empresyonist ressamların aksine Repin bir realistti ve eserleri uzun çalışmalar ve ince ayarlamaların sonucu tamamlanırdı. *Zaporojya Kazakları* eserinin yüzlerce ön çalışması ve on yıl boyunca yapılmış üç versiyonu vardır. Repin çalışmalarının sonuçlarından memnun kalmamış, resmi daha etkili kılacak kompozisyonlar ve renklendirmeler aramıştır. Ayrıntıların doğrudan gözlemlere dayanmasına karşılık resmin genel görünümü ressamın içinden gelen bir arayışın tatminine yönelik olmuştur.
1878'de Repin Ukraynalı arkeolog ve tarihçi Dmitri Yavorinitski ile tanıştı. Yavorinitski özellikle Zaporojya Kazaklarının tarihi ile ilgiliydi. Repin, Sultana yazılan mektup hakkında belgeler topladı ve Yavorinitski'nin araştırmasından esinlenerek bu konuda bir tablo yapmak için hazırlıklara başladı.
Repin, 1880, 1888 ve 1890'da üç kere Zaporojya bölgesinde inceleme gezilerine gidip malzeme topladı ve tablosunda kullanabileceği tipik kişiler aradı. Tarihçi Kostomarov ona gezeceği yerlerin bir güzergâhını çıkardı, Repin Kazakların eski kiliselerini, eski mezarlıklarını, etnografya müzelerini, Siçin bulunduğu yeri gezdi. 1880'de Kazakların kostüm ve silahlarının eskizlerini yapmak üzere Dinyeper bölgesinde Krasnodar Krayı'nda bulunan ve Kuban Kazak köyü olan Paşkovski, Dnipro ve Çernigov Guberniyası'na gitti. Döneme ait otantik eşyaların tablosunda görünmesinin son derecede önemli olduğuna inanıyordu, ancak bu konuda büyük zorluklarla karşılaştı. 1887'de eski Kazak eşyalarına sahip bir bilim adamıyla tanışınca ara vermiş olduğu tablosunu yapmaya devam etti.
Repin konuyla ilgili olarak tarihçi Yavorinitski ile ayrıntılı araştırmalar yapmıştır. Tablosundaki Kazakların lideri olarak ataman İvan Sirko'yu kullanmaya karar verdi. Yavorinitski de yüz ifadelerinin eskizlerini yapması için Ukraynalı entelektüellerle onu temasa geçirdi. Repin halktan insanların eskizlerini de yapmak istiyordu ama başlangıçta buna razı olan modeller bulmakta epey zorlandı. Sonunda kırk kadar kara kalem ve bir yağlı boya eskiz yaptıktan sonra 1880'de asıl tablosu üzerinde çalışmaya başladı. Bu ön çalışmalarının çoğu hâlen Moskova'da Tretyakov Galerisi'nde bulunmaktadır. Tablosu 1891'de bitene kadar yüzden fazla karakalem ve yağlı boya eskiz yapmıştı.
### Ön çalışmalardan örnekler
-
Karakalem eskiz (1878). Tretyakov Galerisi
-
Karakalem eskiz (1878). Tretyakov Galerisi
-
Karakalem eskiz (1878). Tretyakov Galerisi
-
Karakalem eskiz (1878). Kel kafalı savaşçı asıl tablodaki gibi oturmaktadır ama üzerinde gömleği vardır. Sırtı dönük olan öbür karakter asıl resimde yüzü izleyiciye dönük olan kâtiptir. Özel koleksiyon.
-
Zaporajyalı albay (1880). Zaporajya Kazaklarının Türk Sultanına Cevabı için çalışma. 56 × 31 cm. Sanat Müzesi, Sumi, Ukrayna.
-
Zaporajyalı (1884). Zaporajya Kazaklarının Türk Sultanına Cevabı için çalışma. Yağlı boya. 49 × 41.5 cm. Güzel Sanatlar Müzesi, Nijnyi Tagil, Rusya.
-
Ataman Ivan Dmitrievich Sirko (1889). Zaporajya Kazkalarının Türk Sultanına Cevabı için çalışma. Yağlı boya. 68.5 × 82 cm. Özel koleksiyon.
### Tablonun versiyonları
Zaporojya Kazakları üzerindeki araştırmaları ve eskizlerinin ardından Repin önce resmin küçük boyutlu (67 x 87 cm) tuval üzerine bir yağlı boyasını yaptı. Bununla eş zamanlı olarak 1891'e kadar sürecek olan büyük boyutlu versiyon üzerinde çalıştı. Ancak, 1880'lerde Repin tablosunu sık sık kenara koyarak başka tablolar üzerinde de çalıştı, Kursk Vilayetinde Haç Yürüyüşü (1881—83), *Korkunç İvan Oğlunu Öldürüyor* (1885) ve Aziz Nikola (1888) gibi.
Resmin en meşhur versiyonu 1891'de bitmiştir ama Repin daha onu bitirmeden, 1988'de ikinci bir versiyona başlamıştır. Bunu yapmasının nedeni, asıl resimdeki bazı ayrıntıların gerçekçi olmadığına dair eleştirilmesiydi. Daha bitmeden tabloyu gören bir eleştirmen, resimdeki iki savaşçının üzerindeki beyaz cüppeleri banyo bornozuna benzetmişti. Repin araştırmalarına dayanarak bu giysilerin Zaporoyja Kazaklarında yaygın olduğunu savunmuş, buna rağmen, bu beyaz cüppelerin olmadığı yeni bir versiyon yapmaya girişmiştir. Kayıtlarda 1893 tarihli görünen bu tablo aslında bitmemiş, sadece o tarihte üzerinde çalışmayı bırakmıştır. Sanatçı tablonun bu versiyonundan memnun kalmamış olmalıydı. Bu tablo önce Tretyakov Galerisi'nde sergilenmiş, 1932'de oradan Harkiv Tarih Müzesi'ne aktarılmış, 1936'dan beri de Harkiv Sanat Müzesi'nde bulunmaktadır.
-
Ön çalışma (1878). Tuval üzerine yağlı boya. 67 x 87 cm. Moskova. Tretyakov Devlet Galerisi.
-
Ön çalışma (1880'ler). Tuval üzerine yağlı boya. 32,4 cm x 49,8 cm. Minsk, Beyaz Rusya Güzel Sanatlar Millî Müzesi.
-
Asıl tablo (1891). Tuval üzerine yağlı boya. 203 x 358 cm. Sankt-Peterburg, Rus Devlet Müzesi.
-
1893 versiyonu. Tuval üzerine yağlı boya. 174 × 265 cm. Harkiv, Devlet Güzel Sanatlar Müzesi.
### Modeller
Repin tablosundaki tipleri çizerken çeşitli modellerden yararlanmıştır. Ancak, bu kişileri aynen tuvaline aktarmamış, onları ön çalışmalarında belirlemiş olduğu Kazak tiplerine benzetmiştir. Repin ve Yavorinitski yıllar sonra yazdıkları anılarında tablodaki karakterler için kullanılan modellerin çoğunu hatırlamışlardır:
Karakter |
|
Karakter |
|
Sanatçı tarafından çizilen en renkli kişilerden biri, sanatçı Ivan Franzevich Tsionglinskogo'in bir tablosundan esinlenilmiştir. Tsionglinskogo, Sankt-Peterburg'daki Sanatın Teşviki için İmparatorluk Derneği'nin çizim okulunda öğretmendi. Bu modelin adı Ian Brilling'di, kendisi Polonyalı olmasına rağmen resimde bir Kazak olarak çizilmiştir. | Kamp lideri İvan Sirko, tablonun merkezî karakterlerinden biridir. Bu tipi canlandıracak bir model arayan ressam sonunda general Mihail Ivanoviç Dragomirova üzerine karar kılmıştır. Dragomira, Kiev askerî bölgesinin komutanıydı. | ||
Bu model Rus bestecisi Mihail Glinka'nın büyük torunudur. Zeki ve asil bir gülümsemesi olan bu delikanlıyı Repin, Sankt Petersburg'da bulmuştur. | Bu karakter bir Tatarı canlandırmaktadır. Model, Tatar bir öğrenciydi ama ressam, resimde görünen dişleri için kamp yakınlarındaki kazılarda bulunan bir Zaporojya Kazağının kafatasını kullandı. | ||
Başı bağlı adam, Odessalı sanatçı Nikolay Kuznetsov'du. Şakacı ve sporcu olarak bilinen ve Yunan asıllı olan model, Odessa Güzel Sanatlar Akademisi'nin üyesi ve profesördü. Ayrıca Odessa Edebiyat ve Sanat Derneği'nin Odessa Güney Rus Sanatçılar Derneğinin kurucusuydu. | Bu şişman adam bir diğer klasik karakter olan Taras Bulba'yı temsil etmektedir. Model, Petersburg konservatuvarı profesörü Alexander I. Rumen'di. Kendisi St. Petersburg'da yaşıyordu ama aslen Polonyalıydı. | ||
Dişleri dökülmüş ve yüzü buruşuk bu tip, Aleksandr (günümüzde Harkiv) limanından rastgele biriydi. Hakkında bir bilgi kaydedilmemiştir. | Yarası yüzünden bu tip ince ve zayıf görünmektedir. Model, Mariinski Tiyatrosunda solist olan Fyodor Stravinski Ignateviç'ti, meşhur besteci Igor Stravinsky'nin dedesidir. | ||
Sanatçı Porfiri Demyanoviç Martinoviç, Akademide filigre (telkârî) çalışıyordu, 25 yaşında hastalandıktan sonra bir daha gözü görmemiş ve sanatı bırakmak zorunda kalmıştı. Repin bu genç adamı tipik bir Zaporojyalı olarak görmüş ve yüzünün alçı maskesini çıkarmıştır. | Bu kel kafanın sahibi Georgi Petroviç Alekseev'di. Yekaterinoslav'in şeref vatandaşı, hemen tüm Rus nişanlarının sahibi, asillerin başı ve İmparatorun saray nazırı olan bu kişi, nümismatik meraklısıydı. Repin bu kel kafayı görünce onu resminde kullanmayı istemiş ama Alekseev bir ressam için modellik yapmayı hiddetle reddetmiştir. Repin'in arkadaşı Yavorinitski yardıma gelmiş, kendi sikke koleksiyonunu görmesi için Alekseev'i evine çağırmıştır. Alekseev hayranlıkla onun paralarını incelerken arkasında duran Repin onun kafasının eskizini çizebilmiştir. Tablo bitip Tretyakov Galleri'sinde sergilenince kendi kafasını tanıyan Alekseev, ressam ve arkadaşına son derece içerlemişti. | ||
Karanlık bakışlı bu tipin modeli olan Vassili Tarnowski, Ukraynalı bir koleksiyoncu ve hayırseverdi. | Yarı çıplak savaşçı (ve ayrıca kumarbaz), Repin ve Yavornitski'nin arkadaşı Konstantin Dmitrieviç Belonovski'ydi. Resimde bu savaşçının yarı çıplak olmasının nedeni, kumar oynayan kazakların kart gizlemediklerini kanıtlamak için gömleklerini çıkarmasıydı. | ||
Bu adam Tarnowski'nin şoförü Nikişka'ydı. Tabloda Golota adlı bir Kazak askerini canlandırmaktadır. Repin, tek gözlü ve kırık dişli gülüşü ile Nikişka'nın eskizini gemide giderken çizdi. | Resmin bir diğer merkezî karakteri olan ordu kâtibi, Repin'in arkadaşı Dmitri Yavorinitski'ydi. Yavorinitski genelde asık suratlı bir kişi olduğu için ondan bir tebessüm elde etmek kolay olmamıştı. Repin onun eline bir karikatür dergisi vermiş, o sayede Yavorinitski'den bir küçük gülümseme elde edebilmişti. |
## Karşılanışı ve etkileri
Kasım 1891'de Repin, 298 eserini İvan Şişkin'le ortak bir sergide halka sundu. Repin'in tabloları arasında nihayet bitmiş olan *Zaporojya Kazakları Türk Sultanına Alaycı bir Mektup Yazıyor* da vardı. Bunun ardından tablo hem Rusya hem yabancı ülkelerde (Chicago, Budapeşte, Münih, Stokholm) sergilendi ve büyük beğeni kazandı. 1892'de Rus Çarı tabloyu 35.000 rubleye satın aldı. Bu, o zamana kadar hiçbir tablo için ödenmemiş bir miktardı. Tablo 1917'ye kadar Çarın özel koleksiyonunda kaldı, bunu izleyen devrimlerden sonra Sankt Petersburg'daki Rus Devlet Müzesi'ne aktarıldı. Günümüzde hâlâ orada sergilenmektedir.
Tablonun bu kadar beğenilmesi hem Repin'in hem de ait olduğu Geziciler grubunun itibarını artırdı. Çar, Repin'den Çarlık Sanat Akademisi'nde reformlar yapmasını istedi. Repin bu talebi kabul etti ve çalışmalarının sonunda sanat dersleri dershane yerine stüdyoda verilmeye başlandı ve öğrenciler resim konularını seçmekte özgür oldular. Repin 1907'ye kadar Akademi'de eğitim vermeye devam etti.
Rus Devriminden sonra Bolşevikler de tabloyu ve aktardığı duyguları kutlamışlar ve onu "Rus sanatının bir şaheseri" ilan etmişlerdir.
### Yorumlar
Dönemin eleştirmenleri tabloyu genelde siyasi bir açıdan değerlendirdiler. Örneğin Vladimir Stasov, bu tablonun Taras Bulba'nın en güzel bölümleriyle kıyaslanabileceğini söylemiştir. Çistiakov ise "resim iyice planlanmamış olsa ve biraz kabaca boyanmış olsa da özgün bir Rus eseridir" demiştir. Herkes Repin'in cesur tekniğini beğendi ama bazı genç sanatçılar, resmi halkın beğenisini elde etmek amacıyla yapmış olması nedeniyle onu eleştirdiler. Bazıları millî bir temayı işlemesinden dolayı memnuniyetlerini ifade etmişler, bazıları ise "özgür" halkların değerlerini övmesinden dolayı mutluluklarını dile getirmişlerdir.
Sonuçta, tabloda sunulan ilkel canlılık ve milliyetçi içerik tablonun resmî beğenisini sağladı ve Çar tabloyu satın alarak Repin'i ödüllendirdi.
### Sanata yansıması
- Repin 82 yaşındayken Zaporojya Kazakları temasına geri dönmek istedi. Meşhur tablosunun eskizlerinde olan ama son versiyonundan çıkardığı bir karakteri içeren Hopak (veya Gopak) adlı bir tablo yaptı. Kazaklar hep beraber Hopak adlı neşeli ve hareketli bir halk dansı yapmaktadır. Bu tamamlanmamış tablo Repin'in ölümünden önceki son büyük eseri olmuştur.
- Apollinaire Repin'in tablosundan esinlenerek 1913'te
*La Chanson du Mal-aimé*şiirinin içinde yer alan*Reponse des Cosaques Zaporogues Au Sultan de Constantinople*("Zaporojya Kazaklarının İstanbul'daki Sultana Cevabı") adlı bölümü yazmıştır.Apollinaire'in şiiri de ardından Şostakoviç'in 1969'da bestelediği 14. Senfonisi'nin 8. bölümüne ilham kaynağı olmuştur.
- Sovyet besteci Reinhold Glière'in
*Zaporojtsi*adlı 1921 senfonik şiir ve balesi Repin'in tablosuna dayandırılmıştır. - 1923'te
*Krasny perets*gazetesindeki karikatürlerden birinde tabloya atıf yapılmaktadır. "Bolşevikler İngiliz Curzon'a mektup yazıyor" adlı karikatürdeki gülen tipler Bolşevik karakterleridir (Kamenev, Zinoviyev, Stalin ve Troçki gibi), mektup ise modern bir zalim sayılan Lord Curzon'a yazılmaktadır. - Gavril Gorelov'un
*Tretyakov Galerisi'nde Kızıl Ordu Askerleri Repin'in Tablosu 'Zaporojya Kazakları'na bakıyor*(1935) tablosunda müze rehberi Repin'in tablosunu anlatırken ziyaretçi askerler gülmektedir ve Kazakların ruh halini paylaşmaktadır.
- Krasnodar şehir meydanınındaki kabartma, Repin ve Gorki'nin eserlerine dayandırılmıştır. Anıt 2008'de, Repin'in tablosuna malzeme toplamak için şehre gelmesinin 120. yıldönümünde ithaf edilmiştir. Anıt üzerindeki yazıda "Bu anıt, Rus Sanatçısı İlya Repin'in tablosuna modellik yapan Kubanlı Zaporojya ordusunun varislerinin şerefine dikilmiştir" yazmaktadır.
- 2009 yapımı Rus-Ukrayna ortak yapımı filmi "Taras Bulba"nın bir sahnesinde Taras Bulba'nın Kazakları Repin'in tablosundaki gibi toplanarak sultana mektup yazmaktadır. Film tarihsel bir çarpıtmadır, çünkü Taras Bulba mektup hikâyesinin geçtiği zamandan yaklaşık yüz yıl önce yaşamasına rağmen İvan Sirak yerine mektubu imzalamaktadır. Filmde mektubun metni sansürlenmiştir.
### Toplumsal etkisi
İlhamını efsanevi bir mektuplaşmadan alan bu tablonun başarısı, efsanenin daha da yayılmasını sağlamıştır. Cesur ve çılgın Kazakların tablosu ve yazdıkları efsanevi mektup Ukrayna'nın kültürel mirasının parçası sayılmaktadır. Tablonun uyandırdığı milliyetçi duygular Rusya'da hem devrim öncesi hem devrim sonrasında, devlet yöneticilerinden sade halka, askerlerden sanatçılara pek çok kişiyi etkilemiştir.
*Zaporojya Kazakları*'nın Stalin üzerinde de büyük etkisi olmuştur. Tablonun konusu olan mektupları ezbere bildiği rivayet olunan Stalin'in Zapojya Kazaklarının Mektubu'nun en beğendiği tablo olduğunu söylemiştir. Stalin'in daçasının yatak odasında tablonun bir kopyası bulunmaktaydı. II. Dünya Savaşı sırasında Büyük Britanyalılarla müzakereler sırasında Stalin, Kazakların mektubunun bir kopyasını cebinde taşır ve arada yardımcılarına gösterip "İngiltereyi düzdük!" derdi.
Ukrayna Kazakları ile Osmanlı Sultanı arasındaki bu yazışmanın muhtemelen uydurma olması değerini eksiltmemiştir. Hurafeler toplumların inançlarını ve tutumlarını yansıtmaları bakımından bilgilendiricidir. Örneğin Stalin'in, Repin'in bu tablosunun bir kopyasını çalışma odasında bulundurması ve ziyaretçilerine söz konusu mektupları ezbere okuması, mektubun Rus kültürüne olan etkisinin bir belirtisi sayılabilir. Stalin'in gerçekten bu mektupları ezberlemiş olmasının veya sadece ezberlemiş olduğuna inanılmasının, bu etkiyi göstermek açısından aynı derecede anlamlı olduğu öne sürülmüştür. Repin'in bu tablo üzerinde 13 yıl çalışmış olması da mektupların etkisinin bir diğer belirtisi sayılabilir. |
Türk_Ticaret_Bankası | Slogan | İkinci Adresiniz |
---|---|
Ticari ismi | Türkbank |
Tür | Mevduat bankası |
Kuruluş | 9 Mart 1913, Adapazarı İslam Ticaret Bankası1924, Adapazarı İslam Ticaret Bankası Türk A.Ş.1928, Adapazarı Türk Ticaret Bankası A.Ş.1937 Türk Ticaret Bankası A.Ş. |
Feshedilme | 9 Ağustos 2002 |
Genel merkezi | Ümraniye, İstanbul , |
Web sitesi | www.turkticaretbankasi.com.tr |
**Türk Ticaret Bankası A.Ş.**, (**Türkbank** ya da **TTB** olarak da bilinir), Türkiye'de özel sektör tarafından kurulan ilk bankadır.
9 Mart 1913'te **Adapazarı İslam Ticaret Bankası** adıyla kurulan banka, 1924'te, **Adapazarı İslam Ticaret Bankası Türk A.Ş.**, 1928'de **Adapazarı Türk Ticaret Bankası A.Ş.** ve 1937'de **Türk Ticaret Bankası A.Ş.** adlarını almıştır. Kuruluşta Adapazarı'nda olan merkezi 1934'te Ankara'ya, 1952'de İstanbul'a taşındı. Türk Ticaret bankası'nın kuruluş sermayesi 13,629 Osmanlı lirası. Bu miktar 1924'te 200,000 TL'ye, 1972'de 125 milyon TL'ye, 1989'da 100 milyar TL'ye yükseldi. 1990 sonu itibarıyla özkaynaklar toplamı 338,800,000,000 TL, toplam mevduat 3,490,900,000,000 TL, bir kısmı kısa vadeli olmak üzere dağıttı krediler toplamı 1,667,100,000,000 TL olan bankanın 412 şubesinde 8,298 kişi çalışmıştır.
26 Mayıs 1997 tarihinde, yüzde 84.52'lik hissesi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildi. Banka, 1998'de ihaleyle iş insanı Korkmaz Yiğit'e satıldı, ancak ihale kısa süre sonra iptal edildi. 1997-2000 yılları arasında toplam 952 milyon 447 bin 814 dolar kaynak aktarımına rağmen satış imkânı bulunamayan bankanın 1 Temmuz 2001'de bankacılık yapma ve mevduat toplama yetkisi kaldırıldı. Ağustos 2002'de TTB için tasfiye kararı verildi. 18 Kasım 2003'te başlayan fiziki tasfiye süreci hukuki problemi nedeniyle tasfiyesi zaman alacak olan hesaplar haricinde tamamlanmıştır.
20.11.2021 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan BDDK kararı ile yeniden faaliyet izni verilmiştir. TMSF bünyesinde bulunan banka 27 Nisan 2023 tarihinde 455 Milyon TL'ye Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne ait İhracatı Geliştirme A.Ş.'ye satıldı. |
Türk_Vakıf_Hat_Sanatları_Müzesi | **Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi**, İstanbul Beyazıt Meydanı'nda bulunan, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı hat müzesidir.
Bayezid Camii külliyesine ait olan medrese binası içindedir. Çeşitli yerlerden hatlar ve hatlarla ilgili araç gereçler sergilenir. 1984 yılında hizmete girmiştir. Restorasyon nedeniyle günümüzde ziyarete kapalıdır.
Müzede kronolojik sırayla Mustafa Dede, III. Murad, Hâfız Osman, Yedikuleli Seyyid Abdullah, III. Ahmed, Kâtibzâde Mehmed Refî, Mahmud Celâleddin, II. Mahmud, Sultan Abdülmecid, Râkım Efendi, Ali Haydar Bey, Vahdetî Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Mehmed Şefik Bey, Mevlevî Zeki Dede, Mehmed İzzet Efendi, Sâmi Efendi, II. Abdülhamid, Hasan Rıza, Mehmet Nuri Sivasi, Kamil Akdik, Necmeddin Okyay, Hamit Aytaç gibi hat sanatı üstatlarının eserleri teşhir edilmektedir.
Medresenin dershane kısmı “*Kutsal Emanetler*” seksiyonu halinde düzenlenmiştir; ortasında 1884 tarihli Kâbe kapısı örtüsü yer alır. Bu seksiyonda en değerli parçalar sakal-ı şerifle bir şişe içinde peygamber kabrinden alınmış topraktır. Ayrıca Mekke, Medine, Mina ve Müzdelife’yi tasvir eden minyatürler vardır.
Medresenin avlusunda Ali, Sâmi Efendi ve Mustafa İzzet imzalı taş kitâbeler bulunur.
Müze bahçesinde, Ahmet Ziya Bey tarafından yapılmış iki güneş saati vardır.
## Bölümleri
- Küfi Kur'an-ı Kerim, Risâleler, Hint ve Mağrip Hatlı Yazma Eserler ve Levhalar
- Nesih Kur'an-ı Kerimler ve Ahşap Kat'ıa Eserler
- Muhakkak Kur'an-ı Kerimler ve Sülüs Levhalar
- Tâlik Yazmalar ve Levhalar
- Sülüs ve Aynalı Yazılar
- Tuğralar ve Nesih Kuran-ı Kerimler
- İcazetler, Nesih Kur'an-ı Kerimler
|
- Hilyeler
- Hanım Hattatlar-İşleme Yazılar
- Meşkler-Muhakkak Kur'an-ı Kerimler
- Etnografik Teşhir Bölmü
- Sülüs ve Nesih Murakkâlar
- Kutsal Emanetler
| |
Türk_ve_İslam_Eserleri_Müzesi | Türk ve İslam Eserleri Müzesi | |
---|---|
Açılış | 1913 | )
Konum | Sultanahmet Meydanı, Fatih, İstanbul |
Koordinatlar | 41°00′23″K 28°58′28″D / 41.00639°K 28.97444°D |
**Türk ve İslam Eserleri Müzesi**, İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan, İslâm sanatı eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesidir.
19. yüzyılın sonunda başlayan kuruluş çalışmaları 1913 yılında tamamlanmış ve müze, Mimar Sinan'ın en önemli yapılarından biri olan Süleymaniye Camii külliyesi içinde yer alan imaret binasında, 1914'te, "Evkaf-ı İslâmiye Müzesi" (İslâm Vakıfları Müzesi) adı ile ziyarete açılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise bugünkü adını almıştır. Uzun süre Süleymaniye Külliyesi'ndeki imaret binasında yer alan müze, 1983'te Sultanahmet Meydanı'nın batısında yer alan İbrahim Paşa Sarayı'na (16. yüzyıl) taşınmıştır.
İbrahim Paşa Sarayı, sultan sarayları dışında günümüze kadar gelebilen tek özel saraydır. Kemerler üzerine yükseltilmiş yapı üç taraftan ortadaki terası çevreler. Terastan müzenin ilk bölümüne merdivenlerle ulaşılır. Odalar ve salonlarda İslam dünyasının değişik ülkelerinde meydana getirilmiş nadir sanat eserleri sergilenmektedir. Taş ve pişmiş toprak, metal ve seramik objeler, ahşap işlemeler, cam eşyalar, el yazma kitaplar devirlerinin en kıymetli örnekleridir. Büyük salonların bulunduğu geniş camekanlı kısımda, 13-20 yüzyılların el işi Türk halılarının şaheser örnekleri sergilenir. 13. yüzyıl Selçuklu halıları ve sonraki asırlara ait diğer parçalar itina ile sergilenmiştir. Halı bölümünün alt katı son birkaç asrın Türk günlük yaşamı ve eserlerinin sergilendiği etnografik bölümdür. |
Türkan_Saylan | Türkan Saylan | |
---|---|
Doğum | 13 Aralık 1935İstanbul, Türkiye |
Ölüm | 18 Mayıs 2009 (73 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Ölüm sebebi | Meme kanseri |
Defin yeri | Zincirlikuyu Mezarlığı, İstanbul |
Milliyet | Türk |
Meslek | Tıp doktoru · akademisyen · yazar · eğitimci · aktivist |
Ebeveyn(ler) | İsmail Fasih SaylanLeyla Saylan |
**Türkan Saylan** (13 Aralık 1935, İstanbul - 18 Mayıs 2009, İstanbul), Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin eski Genel Başkanıdır.
## Hayatı
13 Aralık 1935'te İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet döneminin ilk müteahhitlerinden Fasih Galip Bey ile (evlendikten sonra Leyla adını alan) İsviçreli Lilimina Reimann'ın beş çocuğunun en büyüğüdür. 1944-1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946-1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi'nde okudu. 1963'te İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi'nden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığını aldı.
1968 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda Başasistanlığa başladı. 1971'de İngiliz Kültür Heyeti'nin bursuyla İngiltere'de ileri eğitim gördü, 1974'te Fransa'da ve 1976'da İngiltere'de kısa süreli çalışmalar yaptı, 1972'de doçent, 1977'de profesör oldu. 1982-1987 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981-2001 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü'nü yürüttü. 1990'da oluşturulan "İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi"nin kuruluşunda görev aldı ve 1996'ya kadar müdür yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatörlüğünü yaptı. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı ve 13 Aralık 2002'de emekli oldu.
1976 yılında lepra (cüzzam) çalışmalarına başladı, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı'nı kurdu. 1986'da kendisine Hindistan'da "Uluslararası Gandhi Ödülü" verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü'nün lepra konusunda danışmanlığını yapmıştır. Uluslararası Lepra Birliği'nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcısıdır. Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği'nin üyesidir. Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasında yer aldı. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği'ni yaptı.
1957'de evlendi ve bu evlilikten iki oğlu oldu. Biri grafiker diğeri hekim iki oğlundan iki torunu vardır. Son 17 yıldır meme kanseri hastası olan Saylan, 18 Mayıs 2009 tarihinde saat 04.45'te öldü. Öldüğünde gönüllü kuruluş olarak ÇYDD'nin Genel Başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığı'nı sürdürmekteydi.
## Etkinlikleri
1989 yılında, "Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak" amacı ile oluşturulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) kurucularındandır ve uzun bir süre Genel Başkanlığını yürütmüştür. Bunun yanı sıra, 14 Nisan 2007 Ankara-Tandoğan ve 29 Nisan 2007 İstanbul-Çağlayan Cumhuriyet Mitinglerinin organizasyonunda ve icrasında bulunmuştur.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin dışında farklı sivil toplum kuruluşlarında da çeşitli görevlerde bulunmuş, örneğin 1990'da oluşan "Öğretim Üyeleri Derneği"ni kurmuş ve ilk dönem II. Başkanlığını yapmıştır. Ayrıca 1995'te, mezun olduğu lise için oluşturulan Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı'nın (KANKEV) ve yine 1995'te kurulan Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı'nın (TÜRKÇAĞ) kurucusu ve başkanıydı.
Ergenekon Operasyonu dahilinde 13 Nisan 2009'da, oturduğu ev ve başkanlık ettiği ÇYDD'nin çeşitli merkezlerinde aramalar yapılmış, bazı ÇYDD yöneticileri göz altına alınmış, birçok bilgisayar ve belgeye el konulmuştur.
## Diğer görevleri ve başarıları
- 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçilmiştir.
- 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Üniversitelerarası Kurul kontenjanından 2 Şubat 2001'de YÖK üyeliğiyle görevlendirilmiş 13 Aralık 2002'de üniversitelerdeki görevlerinden yaş haddinden ötürü emekli olduğu için ayrılmıştır. Mart 2003'te ise Bakanlar Kurulu kontenjanından YÖK üyeliğine getirilmiş ve bu görev Mart 2007'de bitmiştir.
- 2003-2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur.
## Ödülleri
- 1996'da İstanbul Üniversitesi kendisine "Atatürk İlke ve Devrimleri" ödülünü vermiştir.
- İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) ve "Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği" (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir. Bugüne kadar çok sayıda ödüle layık görülmüştür.
- "Atatürk İlke ve Devrimleri Ödülü" İstanbul Üniversitesi (1996),
- "Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü" (1990),
- "Melvin Jones Ödülü" (1991),
- "Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü" İncirli Lions (1996),
- "Kuvayi Milliye Ödülü" Haliç Rotary (1997),
- "Fahrettin Kerim Gökay Ödülü" Türk Lions Vakfı (1997),
- "Türkiye Ziraatçiler Birliği Dayanışma Ödülü" (1998),
- "75. Yıl Ödülü" Türk Kadınlar Birliği Şişli Şb. (1998),
- "Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Ödülü" ADD İstanbul Şubesi (1999),
- "Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı - Beyaz Yaşam Ödülü" (2000),
- "Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Onur" Ödülü" (2000),
- İtalya "Foyer des Artistes Kurumu Ödülü" (2001),
- Cüzzamlı Hastalara verdiği uzun süreli hizmet ve getirdiği bakış açısı nedeniyle "Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği 2001 Yılı Ödülü",
- "Atatürk Ödülü" Amerika / Atatürk Topluluğu (2001),
- "Sanat Kurumu Onur Ödülü" (2002),
- "Atatürk / Çağdaşlık Ödülü" Dünya Atatürkçü Kuruluşları (10 Kasım 2003),
- "
*Üstün Hizmet Ödülü*" Yıldız Teknik Üniversitesi (2004), - Eğitime yaptığı katkılar nedeniyle "Eğitim Ödülü" TED Koleji,
- "Kendinden once hizmet" ilkesine örnek davranışı nedeniyle "100. Yıl Mesleki Başarı Ödülü" Rotary Kulübü,
- "İnsan Hakları Ödülü" İzmir Karşıyaka Belediyesi (2004),
- "
*Türkiye'nin En İyi Eğitimcisi*" Ödülü - Tempo Dergisi (2004), - Kültür Üniversitesi'nin İstanbul genelindeki üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleri arasında yaptığı anket sonucunda "
*Yılın En Yürekli Kadını Ödülü*" (2004), - "Puduhepa Ödülü" - Adana Kütür Sanat Derneği (2005),
- "Meslek Hizmetleri Ödülü" Ankara Emek Rotary Kulübü (Ekim 2005),
- "
*Toplumsal Barış Ödülü*" Barış Radyo, - "İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü"
- Sosyal Demokrasi Vakfı İnsan Hakları Demokrasi Barış ve Dayanışma Ödülü (2005),
- "İyi Kalpli Ol Ödülü" Türk Kalp Vakfı (2006),
- "Yılın Başarılı İş Kadınları Ödülü" Dünya Gazetesi (2006),
- "ÇEK Eğitim Ödülü", Çağdaş Eğitim Kooperatifi (2006),
- Vehbi Koç Ödülü (2009).
- Kabataşlılar Derneği Ahmet Taner Kışlalı "Aydın İnsan" Onur Ödülü (2009)
## Yayınları
- 2005 yılı itibarı ile, toplam 440 yayını bulunmaktadır. Bunların 50'si yabancı dergilerde yayınlanmış tıbbi çalışmaları, 204'ü tıbbi, sosyal ve siyasal içerikli gazete makaleleri, 186'sı ise Türkçe tıbbi dergilerde ve kongre kitaplarında yayınlanmış araştırma, derleme ve olgu bildirimleridir.
- 2'si kitap, 3'ü seminer kitabı olmak üzere 5 yayını editör grubunda yer almıştır. 1. Basamak Sağlık Hizmetlerinde Deri ve Zührevi Hastalıklar El Kitabı adlı ve 5 baskı yapan ders kitabı, makalelerini içeren ve üç baskı yapan Cumhuriyetin Bireyi Olmak, çocukluk yaşamını anlatan ve 4 baskı yapan "AT KIZ", son yazılarının toplandığı ve 2003'te yayınlanan Cumhuriyetin Bireyi Olmak II, 2004'te Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nca kaleme alınıp T. İş Bankası'nca bastırılan, yaşamının öyküsünü içeren ve altı baskı yapan Güneş Umuttan Şimdi Doğar, 2006'da yayınlanan Cumhuriyet Radyo'da konuklarıyla yaptığı söyleşilerden oluşan "Geçmişten Geleceğe Radyo Cumhuriyet'te Çağdaş İnsan Söyleşileri" olmak üzere altı kitabı yayınlanmıştır. 2005'te Cumhuriyetin Bireyi Olmak I ve II, son dönem yazıları da eklenerek genişletilmiş ve birleştirilmiş baskı şeklinde yayınlanmıştır. Zehra İpşiroğlu'nun Türkan Saylan'la yaptığı, uzun zaman dilimini içine alan bir söyleşiyi kapsayan kitap Yapıcılığın Gücü 2006'da yayınlanmıştır.
## Mirası ve popüler kültüre etkileri
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından 2010 yılından itibaren adına Türkân Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri verilmektedir.
Ayşe Kulin'in yazdığı *Tek ve Tek Başına: Türkan* adlı Saylan'ın hayatının konu edildiği roman 31 Ekim 2009'da yayımlandı. Senaryosu bu kitaptan uyarlanan *Türkan* adlı televizyon dizisi Kanal D'de 2010 yılında yayınlanmaya başladı ve 14 Nisan 2011'de final yaptı Filmi ise 19 Mayıs 2011'de gösterime girdi.
Gazeteci Özlem Özdemir'in, Saylan'ın 88. doğum gününe armağan olarak senaryosunu yazdığı *Türkan: Bir Bilim Kadınının Öylüsü* adlı belgesel filmin ilk gösterimi 13 Aralık 2023'te Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkez'nde gerçekleşti. |
Türki_diller | |
Türkî diller | |
---|---|
Coğrafi dağılım | Orta Asya Doğu Asya Kuzey Asya Batı Asya Doğu Avrupa Güney Avrupa |
Sınıflandırma | Kendi başına bir dil ailesi. |
Alt bölümler |
- Güneybatı (Oğuz grubu)
- Kuzeybatı (Kıpçak grubu)
- Güneydoğu (Uygur grubu)
- Kuzeydoğu (Sibirya grubu)
- Ogur grubu
- Argu grubu
|
ISO 639-5 | trk |
Türk dillerinin coğrafi dağılımı |
**Türk dilleri** veya **Türkî diller**, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerbaycanca, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.
Tüm Türk dilleri Ana Türkçe adı verilen varsayımsal anadilden türemiştir. Aile kendi içerisinde Oğuz, Kıpçak, Karluk ve Sibirya kollarını kapsayan Şaz öbeği ile Ogur öbeği olmak üzere ayrılır.
Türk dillerini diğer dil ailelerinden farklı kılan önemli bir özelliği, konuşucularının uzun süre göçebe olarak yaşamışlığı ve buna bağlı olarak bu dillerin sürekli birbirlerinden etkilenmiş olmalarıdır. Türk dilleri çok sayıda aynı anlamda kullanılan ortak sözcüklere sahip olmalarının yanı sıra tümce yapıları da hep aynı kalır. *Çağdaş Türk yazı dilleri* veya *Türk dilinin kolları* gibi adlandırıldıklarına da rastlanır. (*Bakınız*: "Dil" ve "Lehçe" tartışması)
## Tarihçe
Yüzyıllar boyunca Türk dilleri konuşan halklar özellikle Fars, Slav ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır. Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiş, benzer şekilde de diğer dilleri etkilemişlerdir. Bu yüzden Türk dilleri kümesi ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri kimi yönlerden belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samoyloviç'in genetik sınıflandırması olmakla birlikte ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir.
Çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı sözcükler şeklinde bilinen ilk örneklerine rastlanan Türk dili, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.
19’uncu yüzyıl sonlarına doğru yoğunluk kazanan araştırmalarla Altay dilleri olarak adlandırılan Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri ile Fin-Ugor dilleri olarak anılan Fin, Macar ve Samoyed dillerinin Ural-Altay adında bir dil ailesi oluşturduğu düşüncesi, yeryüzünde genel kabul görmüş bir kuramdı. Ancak, 20’nci yüzyılın ikinci yarısından beri yürütülen dil bilimi araştırmalarıyla Ural ve Altay dillerinin bir dil ailesi oluşturamayacağı düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Fin, Macar ve Samoyed dilleri ile Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri arasında benzerlikler bulunuyordu ama bu benzerlikler bir dil ailesi oluşturmaya yetecek ölçüde bir kaynak dilden miras kalan ortak dil ögesi içermiyordu.
Altay dil ailesi varsayımı için gösterilen kanıtların modern dil bilimsel standartları karşılamaması ve Türk ile Moğol dillerinin zaman içinde ayrışmak yerine yakınlaştığını gösteren bulgular, 1950'lerden bu yana Altay ailesinin dil bilimciler tarafından genel kabul görmemesine yol açtı. Günümüzde Türk dilleri kendi başına bir dil ailesi olarak kabul edilmektedir.
Türk yazı dilinin tarihi VII ve VIII. yüzyıllarda Orhun vadisinde dikilmiş olan yazıtlarla başlar. Gerek Orhun Yazıtları’nda kullanılmış olan gelişmiş ve işlek dil gerekse komşu ülke kaynaklarında yer alan bilgiler, Türk yazı dilinin başlangıcının çok daha eskiye gittiğini gösterir. Yakın dönemde bulunan yeni yazıtların okunması Türk yazı dilinin tarihini daha da gerilere götürmemizi sağlayacaktır. Çin yıllıklarındaki bir Hun ağıtına ait iki dize ile birkaç sözcük MS 4’üncü yüzyıl Türkçesi hakkında fikir vermektedir. Ancak, edebi metin niteliğindeki ilk büyük metinler Tonyukuk (725), Bilge Kağan (731) ve Kül Tigin (732) adına dikilmiş olan Göktürk Yazıtları’dır. Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Divanü Lugati’t-Türk ise 1072 yılında Kâşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Yaklaşık 9 bin sözü içeren eser, yalnızca bir sözlük, yalnızca bir dil bilgisi kitabı değil, aynı zamanda Türk yazı dilinin ve ağızlarının ele alındığı, kültür değerlerinin kayda geçirildiği anıtsal folklorik bir kaynaktır. Kâşgarlı Mahmut; Karahanlı, Uygur, Oğuz, Kıpçak, Kırgız ve diğer akraba topluluklarının söz varlığını bir araya getirerek hazırladığı yapıtına Divanu Lugat'it-Türk adını vermiştir. Kâşgarlı Mahmut’un yirmiyi aşkın yazı dilini ve ağzını Türk adı altında toplaması, bilimlik bir gerçekliği ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde ortak dil ögelerine dayanan bu yazı dilleri ve ağızlar, zaman içerisinde kendi iç gelişmelerini sürdürerek bugün yazı dilleri ve resmî diller hâline gelmişlerdir.
Tarihçi ve Türkolog Osman Karatay (2022), Ön-Türklerin Moğollar ve Tunguz halklarından ziyade eski Hint-Avrupalılar ve Urallar ile daha yakın bir ilişkisi olduğu sonucuna varmıştır. Zamanla, Türk halkları hem İranlılar hem de Moğollarla uzun süreli temas halinde olmuş ve Orta Asya Bozkırı çobanları arasında baskın grup haline gelmiştir. Karatay, dilsel verilere dayanarak şu sonuca varmıştır: "*Proto-Hint-Avrupa ve Proto-Türkçe arasındaki sözlü yazışmalar da oldukça dikkat çekicidir. Ön-diller çağındaki bu yakın ilişki öyle bir gerçeğe işaret etmektedir ki, en erken ya da Proto-Türkler bir tarihte ortaya çıkmıştır. Ural ve Hint-Avrupa çekirdek topluluklarına yakın veya bitişiğindeki alan.*"
## Coğrafî dağılım
Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzey Asya gibi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'nın yaklaşık %1,8'i Türkçe konuşabilmektedir.
Alman asıllı Rus Türkolog W. Radloff'un dünya dilleri arasında Türk dili kadar geniş bir alana yayılmış başka bir dil daha bulunmadığını söylediği belirtilmektedir.
19’uncu yüzyılda Türkolog Á. H. Vámbéry, Türk dilinin yayılma alanının genişliğini yaptığı gezi sırasında görmüş ve Balkanlardan Mançurya’ya kadar yolculuk yapacak bir kişinin Türk dilini bilmesi durumunda bu yolculuğunu en kolay bir biçimde yapabileceğini; zira bu topraklarda en geçerli dilin Türk dili olduğunu söylemişti. Bugün bu alan daha da genişlemiştir.
[Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren çalışmak ve okumak başta olmak üzere çeşitli nedenlerle sanayileşmiş Avrupa ülkelerine Türklerin göçmesi sonucunda Türk dilinin yayılma alanı Balkanları da aşarak Atlas Okyanusu kıyılarına ulaşmıştır.
*kaynak belirtilmeli*]Türk dili, yoğunluğu Orta Asya ve Orta Doğu’da bulunan ve en azından son bin yıldır yerleşik halklar hâlinde olan; Türkiye Cumhuriyeti, eski Sovyetler Birliği’nden bağımsızlaşmış Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi Türk cumhuriyetleri, Balkan ülkeleri, Rusya, İran, Irak, Afganistan, Çin gibi devletler içinde konuşma dili veya yazı dili olarak yaşayan yirmi yazı dili koluna ayrılmaktadır.
Orta Çağ ile Yeni Çağı Osmanlı İmparatorluğu ve Altın Ordu Devleti gibi büyük coğrafyalara yayılan siyasi birlikler içinde yaşayan bu Türk toplulukları, 20’nci yüzyıl ilk çeyreğine kadar etkili olan klasik yazı dilleri Osmanlıca ve Çağataycanın birleştirici karakteriyle güçlü bir yazılı edebiyat ve millî bir halk edebiyatı geliştirmiştir. Dil mirasının çok büyük bir kısmını oluşturan sözler, atasözleri, deyimler ve temel kavramlar bu Türk topluluklarının dillerinde ortaktır.
Türk dilinin bu ortak ve bütünleştirici özelliği, konuşma dillerindeki, ağızlardaki farklılıklarına karşın yazılı çeşitli lehçeleri, farklı konuşma dilleri bulunan Arapçanın, Çincenin veya Hintçenin durumu ile benzerlik göstermektedir. Bu dillerin içinde alt diller olarak gelişen birçok farklı ağza karşın tek bir dilin olması gibi, Türkçe de Sovyetler Birliği’nin özel siyasi şartları altında farkları yapay olarak artırılmış yazı dillerine ayrılmıştır.
[Bu yazı dilleri Türkçe, Azerice, Türkmence, Özbekçe, Kazakça, Kırgızca, Tatarca, Başkurtça, Uygurça, Gagavuzca, Karakalpakça, Kumukça, Karaçay-Balkarca, Nogayca, Hakasça, Altayca, Tuvaca, Çuvaşça ve Yakutçadır.
*kaynak belirtilmeli*]Öte yandan büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Avrupa Birliği ülkelerine yerleşen yaklaşık 6 milyon Türk kökenli birey bulunmaktadır. Avrupa Birliği üyesi olmayan bazı Avrupa ülkelerinde de önemli ölçüde Türk nüfusu bulunmaktadır. Bu nüfusun önemli bir kısmı, yaşadığı ülkenin vatandaşıdır. Ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni üyelerinden Romanya’da, özellikle de Bulgaristan’da bu ülkelerin vatandaşı olarak çok sayıda Türk yaşamaktadır. Makedonya, Kosova gibi diğer ülkelerdeki yerleşik Türklerle birlikte bütün Avrupa kıtasındaki Türk nüfusun 7 milyonu aştığı düşünülmektedir. Avrupa’daki bu nüfusun tamamının dili Türkçedir. Bu ülkelerde Türkler tarafından yayımlanan gazeteler, dergiler, kitle iletişim araçları Türkçeyi kullanmaktadır.
Çeşitli devirlerde Arabistan yarımadasındaki ve Kuzey Afrika’daki ülkelere; Güney ve Kuzey Amerika kıtasında başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere ve Avustralya’ya yerleşen konuşurları sayesinde, bugün Türk dili dünyanın dört bir köşesinde yaşayan, konuşulan, kullanılan dil konumuna ulaşmıştır. Uydudan yapılan radyo ve televizyon yayınları, ağ evresinde yayıncılık, yurt dışında da yayımlanan gazetelerimiz ve dergilerimiz, öğretim kurumları ve kurslar aracılığıyla bugün Türk dili yeryüzünde etkin bir biçimde işlevini sürdüren dil konumuna ulaşmıştır.
Bugünün dünya siyasi haritasına bakıldığında farklı yönetimler altında ama sınırdaş ülkelerde yaşayan ve birbirine çok benzer dilleri konuşan Türk soylu halkların dil benzerliğinin yanı sıra çok büyük ölçüde kültür benzerlikleri gösterdiği bilinen bir gerçektir. Anadolu’daki bir halk türküsü Balkanlarda, Orta Doğu’da, Kafkaslarda hatta Orta Asya’da bilinmekte, dinlenmekte ve söylenmektedir.
[Türk mutfağının sevilen yemeği mantı, boyutları ve adı değişse de Sibirya’dan Çin’e, Orta Asya’dan Anadolu’ya ortak özellikler gösterir. Nasrettin Hoca’nın ünü ve fıkraları Türk soylu halklar arasında yayıldığı gibi, aynı topraklarda komşu uluslararasında da yaygınlaşmıştır. Ancak Türk dili konuşurları arasında en dikkat çekici benzerlik söz varlığında ve biçim özelliklerinde kendisini göstermektedir.
*kaynak belirtilmeli*]Dünya da birçok ülkede bağımsız olarak yürütülen akademik Türkoloji çalışmalarının sonuçlarına göre, bu Türk yazı dilleri, sözlük bilimi ölçeklerine göre sıralanan söz varlığı verilerine göre birbirinin ses dengi hâlindeki sözlere sahiptir. Hiçbiri yabancı dillerden alıntı olmayan temel söz varlığı sayesinde Türk toplulukları araya bir başka iletişim aracı koymadan kendi dilleri aracılığıyla birbirleriyle anlaşabilmektedir.
[
*kaynak belirtilmeli*]Bütün bu yazı dillerinde ve lehçelerde sayı adları, adıllar, fiiller ortaktır. Atlas Okyanusu kıyılarından Çin’in içlerine değin uzanan topraklarda 220 milyon insan bir, iki, üç, dört/tört, beş, altı, yedi/yeddi/ceti, sekiz, dokuz/tokuz, on diyerek saymaktadır. Birkaç sayı adındaki küçük ses değişikliği dışında bütün sayı adları tam bir ortaklık gösterir. Lehçeler arasındaki bu ses farklılıkları genel farklılıklardır ve düzenli olarak diğer sözlerde de görülürler.
Türk dillerinde fiillerde de büyük ölçüde ortaklık olduğu bilinmektedir. Var olan örneklerin yanı sıra, Türk yazı dillerinin sözleri, birbirinden kimileyin tek bir sesin değişkenliği ile ayrılmaktadır. Türk dilinin bu kollarının bağımsız sınırlara sahip ülkelerde yazı dilleri olarak kullanılması, onları birbirinden bağımsız olmayan diller halinde kabul etmemize imkân verir.
Bu dillerin söz dizimi de aynı yapılık özelliği göstermektedir. Tamlamada tamlayan daima tamlanandan önce gelmektedir. Cümlede ögelerin dizilişi de:
özne + tümleçler + yüklem
biçimindedir. Gagavuzca ve Karayca gibi az sayıda lehçe dışında bütün Türk dillerinde söz dizimi benzerliği kendini göstermektedir.
## Sınıflandırma
"Ağızlar, yazı dilinin bozulmuş bir şekli değil, onun yanında, fakat ondan bağımsız olarak yaşayan ve nesiller boyu devam edegelen dil değerleridir." "Bugün Anadolu’nun birçok yer, köy, oba, dağ, ırmak ve saire adları, Türk boy, uruğ ve soylarına izafe edildiklerinden bu eski Türk hatıralarını muhafaza ettikleri gibi, eski gelenek ve görenekler de silinip ortadan kalkmamıştır. Hele şive ve ağız malzemesi bakımından, Türk kabilelerin, Türk uruğlarının ve sairenin, Türk dili tarihinde unutulmaz hizmetleri vardır."
### Sınıflandırma sorunları
Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksandr Samoyloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır.
### Çuvaşçanın ayrımı
Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan *Bolgarca* dalını oluşturur. Kimi bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:
- Çuvaşca "tahar", ama Nogayca "togiz" – ("dokuz")
- Çuvaşca "kör", ama Türkçe "köz"
Çuvaşça, Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistan'da 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkurtistan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak İdil Bulgarlarının torunları olarak görürler.
### Halaçcanın ayrımı
Diğer Türk dillerinden uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkî-i Kadim'den çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer dillerden ayrı kalması ve Farsçadan etkilenmesine rağmen ana dilden parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsçaya benzer.
### Öteki ayrımlar
Türk dillerin öteki dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece;
- Kıpçakça: Kuzeybatı Türk dili
- Oğuzca: Güneybatı Türk dili
- Uygurca: Güneydoğu Türk dili
- Sibirya Türk dili diye ayrılırlar.
Yakutça ve Dolganca da uzun süre ayrı kalmalarından dolayı diğer Türk dillerinden farklıdır. Bu diller zamanla daha çok Tunguz ve Moğol dillerine yaklaşmışlardır, diğer dillerdeki Arapça ve Farsça sözcükler bunlarda bulunmaz.
Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsçadan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir.
Özellikle Tanzimat döneminden sonra Türkçe, Fransızcadan pek çok terim almıştır. Bunların yanında son dönemde İngilizceden de Türkçeye pek çok sözcük girmiştir; ancak Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Atatürk tarafından TDK'nin kurulmasıyla birlikte Türkçede öze dönüş süreci başlamıştır.
### Modern dil bilimindeki sınıflandırma
En son verilere göre Türk dilleri grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):
**Ana Türk dili**
**Ogurca**(ya da**Bolgarca**)- Bolgarca (ölü), Çuvaşça (1,8 milyon), Hunca (ölü), Avarca (ölü)
**Türkî-i Kadim**(**Genel isim olarak kullanımı**)**Kıpçakça**(**Kuzeybatı Türk**)**Batı:**Kırım-Tatarcası (500.000), Kumıkça (280.000), Karaçay-Balkarca (250.000), Karaimce (ölmek üzere), Kumanca (ölü)**Kuzey:**Tatarca (7,8-8.8 milyon), Başkurtça (2,2 milyon)**Güney:**Kazakça (14-16 milyon), Kırgızca (5,2 milyon), Karakalpakça (400.000), Nogayca (70.000), Sıbırca (200.000)
**Oğuzca**(**Güney-Batı Türkî**)**Batı:**Türkçe (77 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 83 milyon), Azerice (35-40 milyon), Gagavuzca (400.000)**Doğu:**Türkmence (6,8-8.5 milyon), Horasan Türkçesi (400.000 ?)**Güney:**Kaşgayca (1,5 milyon), Afşarca (300.000), Aynallu dili (7.000), Sonkori (?)**Salar:**Salarca (60.000)
**Uygurca**Uygurca 20-25 milyon (**Güneydoğu Türkçe**)**Çagatay**Çagatayca (ölü)**Batı:**Özbekçe (28 milyon)**Doğu:**- Ana Türkçe (Orhun Kök, Yenisey Kök, Eski Uygurca, Karahanlıca) (ölü)
- Uygurca (20-25 milyon)
- Yugurca (Batı Yugur) (5.000)
- Ayni dili (Ainu) (7.000)
- İli Türk dili (100)
**Sibirce**(**Kuzeydoğu Türk**)**Argu**- Halaçça (Kalayca) (42.000)
### Sınıflandırmanın kriterleri
Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanı sıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:
- Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır.
- Sibirya-Türk dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir. Yalnızca Halaç dilinde "hadak" denir.
- Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır. Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türk dillerinde "kal
**g**an"; "bulanmak", diğerlerinde "bul**g**anmak". - Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türk grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık).
## Demografi
Dillerin nüfus sıralaması ana dili (birinci dil), ikinci dil, yabancı dil konuşurları bakımından birkaç ölçüt göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ana dili, birinci dil, ikinci dil ve yabancı dil olarak konuşurlar bakımından İngilizcenin 2 milyara yaklaşan bir konuşuru olduğu kestiriminde bulunulmaktadır. Ana dili konuşurları bakımından yapılan sıralamalarda ise Çince farklı lehçeleri olmasına karşın birinci dil olma özelliğine sahiptir. Birbirinden ses, biçim ve söz varlığı özellikleri bakımından ayrılan sekiz ayrı lehçesiyle Çincenin, pek çok lehçesinin yanı sıra Urduca ile birlikte Hindustânînin tek dil kabul edildiği ve buna göre dünyada en fazla konuşuru bulunan diller sıralamasında Çincenin birinci, Hintçenin ikinci dil kabul edilmesi karşısında Türk dili de 180 milyon insan dolayında konuşuruyla sıralamada tek bir dil olarak kabul edilmelidir. Bu ölçütlerle Türk dili dünya da en fazla konuşuru bulunan diller arasında sekizinci sırada yer almaktadır.
Çin dilleri
|
Hindistanî diller
|
İspanyol dili
|
İngilizce
|
Arapça
|
Portekizce
|
Bengalce
|
Türk dili
|
Rusça
|
Japonca
|
Almanca
|
Fransızca
|
1.280 milyar | 490 milyon 1 |
410 milyon | 360 milyon 2 |
290 milyon 3 |
220 milyon 5 |
210 milyon | 180 milyon 3 |
150 milyon | 125 milyon | 120 milyon | 110 milyon 4 |
(Tüm İngiliz Milletler Topluluğu üyelerindekiler ile birlikte) 2 (Tüm lehçeleriyle birlikte) 3 (Tüm Frankofon üyelerindekiler ile birlikte) 4 (Brezilya ve tüm bağımlı ve diğer eski sömürgelerdekiler ile birlikte)
5 | |||||||||||
|
## Dünyada Türk dilinin öğretimi
Ana dili konuşurları dışında Türk dili lehçelerinin birinci dil, ikinci dil veya yabancı dil konuşurları da bulunmaktadır. Özellikle Türkçenin pek çok ülkede konuşuru olduğu saptanmıştır. Ethnologue verilerine göre Türkiye Cumhuriyeti dışında 34 ülkede Türkçe konuşucusu bulunmaktadır. Konuşur nüfusunun yanı sıra Sovyetler Birliği’nin dağılması, Körfez Savaşı gibi yakın tarihte yaşadığımız olaylar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesinde ve dünyadaki önemini artırmış, Türkiye çekim merkezi hâline gelmiştir. Bu gelişmeler, Türkçenin Türk cumhuriyetlerinde ve diğer ülkelerde öğretimi konusunda çeşitli aşamalardaki yeni öğretim kurumlarının, üniversitelerde yeni bölümlerin kurulmasını ve özel dershanelerde kursların açılmasını sağlamıştır.
II. Abdülhamid döneminde başlayan Türkçe eğitimi faaliyetlerinin Osmanlı Devleti'nin yıkılması ve Türkiye kurulduktan sonra da süren bazı problemler sebebiyle 1950 yılına kadar rafa kaldırıldığı, bu tarihten sonra üniversitelerde yeniden bu sahada faaliyetlerin görülmeye başladığı, özellikle 1960 yılından sonra Türkçe eğitimine yönelik yazılmış çok sayıda kitabın göze çarptığı ifade edilmektedir. Yabancı dil olarak Türkçe eğitimine yönelik kurulan ilk kurumun Ankara Üniversitesi bünyesinde TÖMER (1964) olduğu, sonradan birçok üniversite bünyesinde TÖMER kurulduğu, yurt dışında ise Yunus Emre Enstitüleri ve yabancı üniversitelerin Türkoloji bölümlerinde Türkçe eğitimi verildiği bilinmektedir. Türkiye'deki bazı üniversiteler ise Dil Öğretimi ve Araştırma Merkezi gibi farklı birimlerde (örneğin Pamukkale Üniversitesi'nde PADAM'da) yabancı öğrencilere Türkçe eğitimi vermektedir.
Geçmişte Gülen cemaati adıyla bilinen ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ adıyla anılan yapılanmanın yurt dışında Türkçe eğitimine yönelik faaliyetlerinin *Türkçeyi istismar ettikleri* şeklinde yorumlandığı görülmekte ve bu eğitimin verildiği kurumların bir kısmının Türkiye Maarif Vakfı'na devredildiği belirtilmektedir.
Günümüzde yabancı dil olarak Türkçe öğretmenliği yapmak isteyenler çoğunlukla üniversitelerin ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların açtığı sertifika programlarına katılmakla birlikte bu sahada akademik çalışma yapmak isteyenler bazı üniversitelerdeki yüksek lisans ve doktora programlarına yönelmekte, bununla birlikte henüz Türkiye'deki herhangi bir üniversitede YADOT lisans programı bulunmamaktadır.
Özbekistan Devlet Televizyonu'nda "Türkçe Saati" adıyla bir program yapılması konusunda Yunus Emre Enstitüsü ile iş birliği yapılmasının görüşüleceği duyurulmuştur ve Özbekistan'da Milliy Teleradiokompaniyasi (MTRK) tarafından kurulan *Foreign Languages* adlı kanalda Türkçe derslerinin yanı sıra Türkçe televizyon programlarına yer verilmektedir.
Ülkelerdeki Türk nüfusun yoğunluğuna ve isteğe göre ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretildiği seksen yedi ülke bulunmaktadır. En az bir ortaöğretim kurumunda Türkçenin öğretildiği bu ülkeler şunlardır: ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahili, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kamboçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğolistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam, Yemen
Bazı ülkelerde ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretilmesinin yanı sıra özel kurslarda da isteğe göre Türkçe öğretilmektedir. Kurslarda Türkçe öğretilen kırk altı ülke saptanmıştır. Bu ülkeler şunlardır: ABD, Almanya, Belçika, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kırgızistan, Kolombiya, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Meksika, Mısır, Moğolistan, Norveç, Peru, Polonya, Portekiz, Rusya, Singapur, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkmenistan, Vietnam, Yunanistan
Dokuz ülkede Türkçe öğretimin yapıldığı üniversite bulunmaktadır. Bu ülkeler şunlardır: Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Romanya, Türkmenistan
Bünyesinde Türkçe öğretilen, Türk dili ve edebiyatı araştırmalarının yapıldığı, Türkoloji bölümlerinin bulunduğu yirmi sekiz ülke vardır. Bu ülkeler şunladır: Almanya, Avustralya, Azerbaycan, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Endonezya, Fildişi Sahili, Gürcistan, Irak, İran, İsveç, Japonya, Kamerun, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Kosova, Litvanya, Macaristan, Mısır, Moldova, Romanya, Rusya, Türkmenistan, Ukrayna, Venezuela, Yemen
**Sonuç**
Bugün Türk dilleri, yaklaşık 12 milyon kilometre karelik bir alanda 180 milyon nüfusun konuştuğu, yüze yakın ülkede öğretiminin yapıldığı, kökleri tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan, 600 bini aşkın söz varlığına sahip dünya dilleridir. Özellikle giyim, yiyecek, askerlik başta olmak üzere hemen her alanda çok sayıda Türk dili kökenli sözcük ile tarihte ve bugün Türk soylu halkların yaşadığı coğrafyalardaki Türk dili kökenli çok sayıda yer adı dünya dillerinde varlığını bugün de sürdürmektedir.
Dünyanın hemen her bölgesinde öğretimi yapılan, bilimsel araştırmalara konu olan, dünya dillerine katkıda bulunan Türk dili, en yaygın ve en köklü dünya dillerinden biridir.
## Türkiye'deki çalışmalar
Türkiye'de Türk dilleri veya Türk lehçeleri adı altında birçok Türk dilinin bir arada veya müstakil olarak ele alındığı akademik yayınlar mevcuttur. Makaleler dışında birçok Türk dilinin birlikte ele alındığı başlıca kaynaklardan bazıları şunlardır:
- Ahmet Cevat Emre, Türk Lehçelerinin Mukayeseli Grameri, TDK, İstanbul 1949.
- Saadet Çağatay, Türk Lehçeleri Örnekleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1950.
- Ahmet Bican Ercilasun vd., Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Kültür Bakanlığı, Ankara 1991.
- Timur Kocaoğlu vd., Türk Dünyası Konuşma Kılavuzu, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1992.
- Talat Tekin, Türk Dilleri -Giriş-, Simurg, İstanbul 1999.
- Ahmet Buran, Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ, İstanbul 2001.
- Nami Ardakoç vd., Modern Türk Dilleri Seyahat ve Konuşma Kılavuzu, Geçit Kitabevi, İstanbul 2005.
- Ahmet Bican Ercilasun vd., Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ, İstanbul 2007.
Bunlardan Kültür Bakanlığı'nın 1991 yılında yayınlamış olduğu Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü adındaki sözlük Türk Dil Kurumu'nun resmî sözlük sitesinde çevrimiçi olarak kullanıma açılmıştır. Pamukkale Üniversitesi'nden bir araştırma görevlisi tarafından hazırlanan PAÜ ÇTLE adlı sitede de çeşitli Türk Lehçelerinin sözlükleri ve sözcük öğrenmeye yönelik oyunlar çevrimiçi olarak bulunmaktadır.
## Diğer ülkelerdeki çalışmalar
Türkiye dışında Türk dilleri üzerine yapılan çalışmaların büyük bir kısmı misyonerlik ve espiyonaj çalışmalarıyla yakından ilgilidir. 1823 yılında Hristiyan olan ve Mirza Aleksandr Kazem-Bek adını alan Azerbaycanlı şarkiyatçının Türk dillerinin grameri üzerine *Grammatika turetsko-tatarskogo yazıka* (Türk-Tatar dilinin grameri) adlı eseri 1839'da Kazan'da neşredilmiş ve eserin J. T. Zenker tarafından yapılan Almancaya tercümesi Allgemeine Grammatik der turkisch-tatarischen Sprache adıyla Leipzig'de 1848 yılında yayımlanmıştır. 150'den fazla eseri bulunan ve *Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte* (Türk lehçelerinin bir sözlük denemesi) adlı 4 ciltlik eser hazırlayan Alman asıllı Rus Türkolog F. W. Radloff'un Çarlık Rusyası'nın Rus olmayan milletleri Hristiyanlaştırma politikasına yönelik Kazan'a müfettiş olarak gönderildiği ifade edilmektedir. Slovar' Altayskogo i Aladagskogo Nareçiy Tyurkskogo Yazıka (Türk Dilinin Altay ve Aladağ Diyalektleri Sözlüğü) adlı eserin müellifi olan Verbitski de bir misyonerdi.
## "Dil" ve "Lehçe" tartışması
SSCB kurulmadan önce Türk dilli halkların başlıca iki yazı dili vardı: Osmanlı Türkçesi ve Çağatay Türkçesi. Bu dönemde Osmanlı ve Azerbaycan sahası dışında Türk dünyasının önemli bir kesimi Çağatay Türkçesini kullanır ve bu yazı diline **Türkî Til** derlerdi. Bu dönemde ve hatta SSCB kurulduktan sonra da bir süre yabancıların da tasnifte Türk lehçeleri adlandırmasını kullandıkları görülür. Esasen Rusların her bir Türk boyuna ayrı birer yazı dili oluşturma gayretleri Çarlık Rusyası zamanında başlamıştır. Bununla birlikte W. Radloff'un Opıt slovarya tyurkskih nareçiy (Versuch eines Wörterbuches der Turk-Dialecte) I-IV adlı eseri de *Türk Lehçelerinin bir Sözlük Denemesi* ismini taşımaktaydı ve eserde bugün birer yazı dili hâline gelmiş olan Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, vd. lehçe olarak tasnif edilmişti. Özbek Abdurrauf Fitrat'ın 1919 yılında yayımlanan Tilimiz başlıklı yazısında kendi dilinden Türkçe adıyla bahsettiği görülür. Azerbaycanlı Mirza Alekber Sabir'in de 1910 yılında “Günəş” gazetesinde Osmanlıcadan kendi diline tercüme yapılmasını Türkçeden Türkçeye tercüme olarak yorumladığı ve eleştirdiği görülür. Azerbaycanlı şair, yazar ve aynı zamanda eğitimci olan Abdulla Şaiq'in Türk dili (1924) ve Türk ədəbiyyatı (1924) adlı eserleri de Azericenin Türk dili olarak adlandırılmasına örnek teşkil etmektedir. B. Ercilasun. Türkiye'de Türk lehçeleri şeklindeki tasnifin geçmişten beri devam eden bir uygulama olduğunu ve bunu yapmanın Rusların uyguladığı dil politikası neticesinde ortaya çıkan tasnifi kabul etmemekten ibaret olduğunu iddia etmektedir. Talat Tekin'in de önceleri lehçe tasnifini kabul ettiği, sonradan dil tasnifine yöneldiği görülmektedir.
Türkiye'de Türk dilleri ailesinin adlandırılması ve bu dillerin yalnızca bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil Kurumu, yayınlarında önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. Türkiye genelinde birçok üniversite lehçe tasnifini kabul ederek Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları ismiyle bölümler açmıştır. İstanbul Üniversitesi ise daha aşırı bir tutumla "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Ancak İstanbul Üniversitesi'nde Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü açılmış olması bu görüşten vazgeçildiğini göstermektedir. Bu durumda Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında artık eskimiş olan üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir:
- Türkiye haricinde dünya genelindeki dil biliminin ve Hacettepe Üniversitesinde Türkolog ve Altayist Prof. Dr. Talat Tekin'nin görüşü:
**diller**, - Ankara Üniversitesi'nin, Türk Dil Kurumu'nun ve Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü açan üniversitelerin görüşü:
**lehçeler**, - İstanbul Üniversitesi'nin eski görüşü: Çuvaşça, Yakutça ve Halaçça
**lehçe**, diğerleri**şive**.
## Türk dilleri ailesi
Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 189 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Yeryüzündeki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir.
### Tükenmek üzere olan Türk dilleri
Bazı diller yalnızca birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır:
- Güney Sibirya'da Tofaca
- Litvanya'da ve Polonya'da Karaimce
- Musevi-Kırım-Tatarcası
- Kuzeybatı Çin'de İli Türkçesi (İli ovasında).
Yalnızca birkaç bin konuşanı kalmış olanlar:
- İran'da Aynallu dili
- Çin'de Yugurca (Kansu ili)
- Kaşkayca (Kaşkay ili)
- Kuzey Sibirya'da Dolganca
- Güney Sibirya'da Çulimce (Altay bölgesinin kuzeyinde Çulım ırmağı kenarında).
Diğer Türk dilleri böyle bir yok olma tehlikesi taşımıyor ve büyük Türk dillerinin konuşan sayısı giderek artmaktadır.
Konuşan Sayısı | Tehlike Durumu | Konuşulduğu Bölge | |
---|---|---|---|
Fuyü Kırgızcası | 10 | Kırmızı | Çin |
İli Türkçesi | 999 | Kırmızı | |
Yugurca | 4.600 | Kırmızı | |
Aynuca | 12.000 | Kırmızı | |
Lopnor Uygurcası | 24.000 | Kırmızı | |
Salarca | 95.000 | Sarı | |
Halaçça | 20.000 | Sarı | İran |
Kırımçakça | 200 | Kırmızı | Kırım |
Balkan Gagavuzcası | 331.000 | Sarı | Kuzey Makedonya |
Karayca | 500 | Kırmızı | Litvanya |
Tuhaca | 20 | Kırmızı | Moğolistan |
Duhaca | 500 | Kırmızı | |
Gagavuzca | 200.000 | Sarı | Moldova |
Soyotça | 0 | Siyah | Rusya |
Çulımca | 35 | Kırmızı | |
Tofaca | 40 | Kırmızı | |
Orta Çulımca | 50 | Kırmızı | |
Alabuga Tatarcası | 400 | Kırmızı | |
Kumandıca | 1044 | Kırmızı | |
Dolganca | 5.500 | Sarı | |
Hakasça | 6.000 | Sarı | |
Baraba Tatarcası | 8.000 | Kırmızı | |
Güney Altayca | 10.000 | Kırmızı | |
Şorca | 10.000 | Kırmızı | |
Nogayca | 70.000 | Sarı | |
Tuvaca | 242.754 | Yeşil | |
Urumca | 10.000 | Kırmızı | Ukrayna |
## Resmî durum
Türkçe, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk cumhuriyetlerinde ve Türk bölgelerinde resmî dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkurtça, Yakutça, Hakasça, Tuvaca, Altayca ve Çin'de Uygurca.
Türk dilleri Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur. Çizelge alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar yalnızca ana dili olarak konuşanları göstermektedir.
ve dilleri
Grup |
Konuşanların sayısı |
Konuşulduğu ülkeler |
---|---|---|
OGUR ya da BOLGAR grubu
| ||
Çuvaşça | 2 milyon | Rusya (Çuvaşistan) 2 milyon, Kazakistan 22.000 |
KIPÇAK grubu
| ||
Karaimce | ölmek üzere | Litvanya 20, Ukrayna <10, Polonya <10 |
Kumukça | 420.000 | Rusya (Dağıstan) |
Karaçay-Balkarca | 300.000 | Rusya (Karaçay-Çerkesya, Kabardino-Balkarya) |
Kırım Tatarcası | 500.000 | Ukrayna 200.000, Özbekistan 190.000, Kırgızistan 40.000, Türkiye (belirsiz) |
Tatarca | 8.8 milyon | Rusya 5.800.000 Özbekistan 470.000, Kazakistan 330.000, Kırgızistan 70.000, Tacikistan 80.000, Türkmenistan 50.000, Ukrayna 90.000, Azerbaycan 30.000 etnik olarak Tatarlar: 6,6 milyon |
Başkurtça | 2.5 milyon | Rusya 1,8 milyon, Özbekistan 35.000, Kazakistan 20.000 |
Nogayca | 70.000 | Rusya (Kuzeykafkas) |
Sıbırca | 200.000 | Rusya (Tümen Oblastı, Omsk Oblastı, Novosibirsk Oblastı) |
Karakalpakça | 400.000 | Özbekistan |
Kazakça | 16 milyon | Kazakistan 11,7 milyon, Çin 700,000, Özbekistan 800.000, Rusya 650.000, Moğolistan 100.000, Türkiye 30.000 |
Kırgızca | 5.5 milyon | Kırgızistan 4.5 milyon, Özbekistan 200.000, Çin 200.000, Türkiye 5.000 |
OĞUZ grubu
| ||
Türkçe | 83 milyon | Türkiye 72.5 milyon, Balkanlar 1 milyon-1.5 milyon, Irak 600.000-3.000.000, Kıbrıs 280.000, Rusya 100.000, Almanya 2,8 milyon-3.5 milyon, Batı Avrupa 2.000.000, Suriye 200,000-1.5 milyon |
Gagavuzca | 300.000 | Moldova 170.000, Balkanlar 50.000, Ukrayna 20.000, Bulgaristan 10.000,Rusya |
Azerbaycanca | 41 milyon | İran 30 milyon, Azerbaycan 9 milyon, Türkiye 500.000, Rusya 2 milyon, Gürcistan 500.000 |
Türkmence | 7.5 milyon | Türkmenistan 4,8 milyon, İran 2 milyon, Afganistan 750.000, Irak 250.000, Özbekistan 250.000 |
Ahıska Türkçesi (Eski Türkçe) | 500-600 bin | Türkiye 100 bin, ABD 10 bin, Gürcistan 1000, Rusya 100 bin, Özbekistan 15 bin, Ukrayna 7 bin, Azerbaycan 38 bin, Kazakistan 110 bin, Kırgızistan 40 bin |
Horasan Türkçesi | 400.000 |
İran (Horasan ili) |
Kaşgayca | 1.5 milyon |
İran (Fars, Kuzistan illeri) |
Aynallu | 7.000 | İran (Markazi, Ardebil ve Zanjan illeri) |
Afşarca | 300.000 | Afganistan (Kabul, Herat), Kuzeydoğu İran |
Salarca | 55.000 | Çin (Qinghay ve Gansu illeri) |
UYGUR grubu
| ||
Özbekçe | 28 milyon-30 milyon | Özbekistan 25 milyon, Afganistan 2,5 milyon, Tacikistan 1 milyon, Kırgızistan 750.000, Kazakistan 400.000, Türkmenistan 300.000, Türkiye 50.000 |
Uygurca | 20 milyon | (Doğu Türkistan) Çin 20 milyon, Kırgızistan 200.000, Kazakistan 200.000, Türkiye 20.000 |
Yugurca | 5.000 | Çin (Gansu ili) |
Ayni (Türk dili) (Japon kavimi Aynu ile ilgisi yoktur) | 7.000 | Çin (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) |
SİBİRYA grubu
| ||
Yakutça | 456.000 | Rusya (Yakutistan Özerk Bölgesi) |
Dolganca | 5.000 | Rusya (Taymir Özerk Bölgesi) |
Tuvaca | 350.000 | 313 940 Rusya, 31 823 Moğolistan, 4 000 Çin
|
Tofaca | Konuşulmuyor † | Rusya (Tuva Özerk Bölgesi) |
Hakasça | 65.000 | Rusya (Hakasya Özerk Bölgesi) |
Altayca | 75.000 | Rusya, Altay Özerk Bölgesi) |
Şorca | 10.000 | Rusya, (Altay Özerk Bölgesi, Kemerovo) |
Çulımca | 44 |
Rusya, Krasnoyarsk Krayı) |
ARGU grubu
| ||
Halaçça | 42.000 | İran (merkez il, Kom ve Arak arasında) |
Toplam |
- 167,000,000 |
### Ulusal diller
Türkçe, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmî dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkurtça, Yakutça, Hakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca.
## Türk diller arasındaki benzerlikler
Aşağıdaki çizelgelerde Türk dillerinde tümce yapısının benzerlik ve farklılıklarını gösteren örnekler sunulmuştur:
Diller
|
Tümce yapısı
|
---|---|
Türkçe | Çocuklar okulda dilimizi Latin alfabesi/abecesi ile yazar. |
Gagavuzca | Uşaklar şkolada/okulda dilimizi latin alfavitindä yazêr. |
Azerice | Uşaqlar məktəbdə dilimizi latın əlifbası ilə yazır. |
Türkmence | Çagalar mekdepde dilimizi latyn elipbiýi bile(n) ýazýar. |
Özbekçe | Bolalar maktabda tilimizni lotin alifbosi bilan/ila yozadi. |
Uygurca | Balilar mektepte tilimizni latin elipbesi bilen yazidu. |
Kazakça | Balalar mektepte tilimizdi latın älippesimen jazadı. |
Kırgızca | Baldar mektepte tilibizdi latın alfaviti menen cazat. |
Tatarca | Balalar mäktäptä telebezne latin älifbası belän yaza. |
Başkurtça | Balalar mäktäptä telebeźźe latin älifbahı menän yaźa. |
Tuvaca | Uruglar surguulda dılıvıstı Latın alfavidi-bile bijiirler. |
Sıbırca | Pallar mäktäptä telebesne latın älippä män yasatlar. |
Diller
|
Tümce yapısı
|
---|---|
Türkçe | Yeni yılınız kutlu olsun. |
Gagavuzca | Yeni yılınızı kutlerim. |
Karayca | Sizni yanhı yıl bıla kutleymın. |
Azerice (Kuzey) | Yeni iliniz mübarək olsun. |
Azerice (Güney) | Təzə/Yeni iliviz/iliniz mübarək olsun. |
Irak Türkçesi (Irak) | Y'engi iliwiz mübarak olsun. |
Türkmence | Täze ýylyňyz gutly bolsun. |
Özbekçe | Yangi yilingiz mubоrak bo'lsin. |
Uygurca | Yengi yılıngızğa mübarek bolsun. |
Kazakça | Jaña jılıñız quttı bolsın |
Karaçay-Balkarca | Cañı cılığız bla alğışlayma. |
Nogayca | Yaña yılıñız men. |
Karakalpakça | Jaña jılıñız quttı bolsın. |
Kırgızca | Cañı cılıñız quttu bolsun. |
Tatarca | Yaña yılığız qotlı bulsın. |
Kırım Tatarcası | Yañı yılıñız hayırlı (mubarek) olsun. |
Romanya Tatarcası | Ceni cılınız kutlu bolsun. |
Başkurtça | Yañı yılığıź qotlo bulhın. |
Kumukça | Yañı yılığız qutlu bolsun. |
Hakasça | Naa çılnañ alğıstapçam (-alkış) şirerni. |
Tuvaca | Caa çıl-bile bayır çedirip or men. |
Altayca | Slerdi canñı cılla utkup turum. |
Şorca | Naa çıl çakşı polzun. |
Sahaca | Ehigini sanga cılınan eğerdeliibin. |
Çuvaşça | Śĕnĕ śul yaçepe salamlatap. |
Sıbırca | Yaña yılığıs yaqşı pulsın. |
Türk dillerde aynı zamanda büyük ve küçük ses uyumu vardır (Özbekçe hariç), yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve tümce yapısı özne-nesne-yüklem sırasıyla oluşturulur. Kazakça örnek:
- jaz (yaz)
- jaz-uw (yazı)
- jaz-uw-şı (yazıcı/yazar)
- jaz-uw-şı-lar (yazıcılar)
- jaz-uw-şı-lar-ım (yazıcılarım)
- jaz-uw-şı-lar-ım-ız (yazıcılarımız)
- jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da (yazıcılarımızda)
- jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da-ğı (yazıcılarımızdaki)
- jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da-ğı-lar (yazıcılarımızdakiler)
- jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da-ğı-lar-dan (yazıcılarımızdakilerden)
### Türk dilleri ve anlaşılabirlik
Türk dillerini konuşanların dörtte üçü en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:
**Türkçe**; yaklaşık 77 milyon ana dili olarak konuşanı vardır. Türkiye, Balkanlar, Batı ve Orta Avrupa'daki ikinci dil olarak konuşanlar ile 83 milyonu bulur.- Özbekçe; 28-30 milyon konuşucu: Özbekistan, Kuzey Afganistan, Tacikistan ve Batı Çin.
- Azerice; 40-45 milyon konuşucu: Azerbaycan ve Güney Azerbaycan, Gürcistan, Rusya, Türkiye. Doğu Slav ülkeleri, Irak ve Suriye
Bir milyondan fazla konuşucusu olan diğer Türk dilleri:
**Kazakça**16 milyon konuşucu: Kazakistan, Özbekistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya**Uygurca**20-25 milyon konuşucu: Çin-Sincan**Türkmence**8.5 milyon konuşucu: Türkmenistan, Kuzey İran**Kırgızca**5,2 milyon konuşucu: Kırgizistan, Kazakistan, Doğu Türkistan**Çuvaşça**2 milyon konuşucu: Rusyanın Avrupa kısmında**Başkurtça**2,5 milyon konuşucu: Başkurtistan**Tatarca**8,8 milyon konuşucu: Merkez Rusya dan Batı Rusyaya kadar**Kaşkayca**1,5 milyon konuşucu: İran'ın Fars ve İsfahan ve Huzistan illerinde**Gagavuzca**350.000 konuşucu:Moldova Gagavuzya özerk yönetimi,Ukrayna,Romanya,Rusya**Tuvaca**400.000 konuşucu: Tuva özerk Cumhuriyeti,Moğolistan Sengel,Doğu Türkistan Altay,Rusya
Sayılar 8/2007 tarihli kaynaklardan alınmıştır. %5 - %10 daha yüksek sayılar gösteren kaynaklar bulmak da mümkündür.
Neredeyse tüm Türk dillerinin sesbilim, sözdizim ve şekil bilgisi aynıdır. Yalnızca Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur.
Türk dillerini birbirlerini anlayabilen dillerden oluşan gruplara ayrılır. En büyük grup Türkçe, Azerice ve Türkmence'yi içine alan Oğuz grubudur. Diğer gruplar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu gruplarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır; ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabilirliği zorlaştıran ya da imkânsız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok sözcük vardır:
Eski Türkçe | Türkçe | Azerice | Türkmence | Tatarca | Kazakça | Özbekçe | Uygurca | Tuvaca | Başkurtça |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
ana | ana | ana | ene | ana | ana | ona | ana | ava | äsä |
burun | burun | burun | burun | borın | murιn | burun | burun | dumçuk | tanau (w=u) |
qol | kol | qol | gol | qul | qol | qo‘l | qol | hol | qul |
yol | yol | yol | ýol | yul | jol | yo‘l | yol | oruk | yul |
semiz | semiz | semiz | semiz | simez | semiz | semiz | semiz | semis | himeź |
topraq | toprak | torpaq | topraq | tufraq | topıraq | tuproq | tupraq | dovurak | tupraq |
qan | kan | qan | gan | qan | qan | qon | qan | han | qan |
kül | kül | kül | kül | köl | kül | kul | kül | hül | köl |
sub | su | su | suw | su | suw | suv | su | sug | hıu (w=u) |
aq | ak | ağ | ak | aq | aq | oq | aq | ak | aq |
qara | kara | qara | gara | qara | qara | qora | qara | kara | qara |
qızıl | kızıl | qızıl | qyzyl | qızıl | qızıl | qizil | qizil | kızıl | qıźıl |
kök | gök | göy | gök | kük | kök | ko‘k | kök | kök | kük |
(*Daha fazla örnek için buraya bakınız*: söz varlığı karşılaştırması)
## Yazı sistemleri
- En eski Türk yazıları Orhun-Yenisey runlarıdır. Bunların çoğu 7. ve 8. yüzyıldan kalmadır. Bu yazı, eski Germen runlarına benzediği için
*Run*olarak adlandırılır; ama aralarında akrabalık yoktur. Sadece biçim ilişkisi vardır. - Asıl yazı geleneği 10. yüzyılın sonlarında ve 11. yüzyılın başlarında Güneydoğu Türk halklarında, Karahanlılar döneminde, Türkî-i Kadimin bir lehçesi olan Karlukça ile gelişir.
- Güneybatı Türk dillerinin yazıya alınması, 10. ve 11. yüzyılda Selçuklu dili ile başlar. Kardeş diller olan Eski Osmanlıca ve Eski Azeri dillerinden günümüz Türkçe ve Azerice gelişmiştir.
- 14. yüzyılın Harezm Türkçesi de Güneybatı Türk dillerine mensuptur. Bu dilden günümüz Horasanca ve Türkmence gelişmiştir.
- Kuzeybatı Türk dillerine ait en eski belgeler, Kumanca dili ile yazılmış olan Codex Cumanicus'dur ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilin günümüzdeki torunları Tatarca ve Başkurtçadır.
- İdil Bulgarları dilinde yazılmış en eski yazılar 13. ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilden ya da buna yakın bir dilden Çuvaş dili gelişmiştir.
- Güneydoğu Türk dillerinden olan Çağatayca yazıların 15. yüzyıla dayanan örnekleri bulunmuştur. Çağatayca, günümüz Uygurca ve Özbekçesinin temelini oluşturur.
### Türk dillerinin yazılışları
- Klasik Edebiyat dilleri olan Osmanlıca, Azerice, Çağatayca, Tatarca ve Kırım Tatarcası yalnızca Arap alfabesini kullandılar.
- 1924-1930 yılları arasındaki sürede başka Türk dilleri de, önce yalnız Azerice'de kullanılan latin alfabesi ile yazılmaya başlandı.
- 1936-1940 yıllarında Rus bölgelerinde, Türk dillerince değiştirilmiş bir Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Arap ve Latin alfabesi kullanan Türk dilleri birbirlerıne daha da yakınlaşırken, Kiril alfabesi kullanan diller farklılaşmışlardır. Dillerin farklılaşarak ayrı diller haline gelmesi desteklenmiştir.
- 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla yeni Türk cumhuriyetleri kurulmuştur. Bu ülkeler, yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan, 2005 yılına kadar Türk dillerine uygun bir ortak Latin alfabeye geçmek için antlaşma imzalamışlardır. Amaç Türk kültür mirasının korunmasıdır. Ayrıca diğer ülkelerde yaşayan Türk azınlıkların 2010'a kadar bu ortak alfabeye katılmaları gerektiğine karar verilmiştir.
- Türk dilleri konuşan Museviler, İbrani alfabesi'ni kullanırlar.
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Kıbrıs Türkleri de Kıbrıs Türkçesi'ni kullanırlar. |
Türkiye'de_çok_partili_dönem | Türkiye tarihi |
---|
**Türkiye'de çok partili dönem**, 1945 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dışında ikinci bir partinin -Nuri Demirağ liderliğindeki Millî Kalkınma Partisi (MKP)- kurularak 1946 genel seçimlerine çok partili sistemle gidilmesi ile başlamıştır. Cumhuriyet'te çok partili hayat bundan önce Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF; 1924-25) ve Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF; 1930) ile başlamış lakin bu partilerin ömürleri çok kısa olmuştur.
## İkinci dünya savaşının etkisi
İkinci Dünya Savaşını tek partili, tek liderin tüm yetkilere sahip olduğu faşist rejimler kaybetti. Savaşı kazanan iki taraftan bir tanesi Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa gibi çok partili demokrat devletler ve kazanan diğer taraf ise Sovyetler Birliği gibi tek partili sosyalist devletler oldu. Dünya'da iki siyasi kutbun oluştuğu bu dönemde Türkiye ile Sovyetler Birliği'nin arası bozulmaya başladı. 1945 yılının Mart ayında, iki devlet arasında 1925 yılında imzalanmış dostluk ve tarafsızlık antlaşmasının yenilenmeyeceği Stalin yönetimi tarafından ilan edildi. Ardından antlaşmanın yenilenmesi için Sovyetler Birliği boğazlarda üs ve doğuda toprak talebinde bulundu. Türkiye 22 Ağustos ve 18 Ekim 1945 tarihlerinde bu talepleri tamamen reddetti. Türkiye, Sovyetler Birliği'nin agresif politikalarına devam etmesinden dolayı ABD'ye yakınlaşmak durumunda kaldı.
ABD, Türkiye'ye siyasi ve ekonomik destek verebilmek için Türkiye'nin çok partili sisteme geçmesini şart koşuyordu. CHP, "Millî Şef" unvanlı tek parti rejimini, çok partili demokrat devletler savaşın üstünlüğünü ele alana kadar korumuştur. Sovyetler Birliği'nin tehditleri sonucu Türkiye'nin zor durumda kalması, Türkiye'nin batı ittifakına katılımını mecburi bir duruma getirdiği değerlendirmesi yapıldı ve CHP yönetimi çok partili sisteme, demokrasiye geçiş kararı aldı. Bu konu hakkında dönemin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı şöyle dedi:
- "
*Amerika yardımlarının hedefi bu memleketlere demokrasiyi (çok partili sistemi) yerleştirmek*".
İsmet İnönü, San Francisco Konferansı'na katılacak olan diplomat Feridun Cemal Erkin'e şöyle dedi:
*"Amerikalılar çok partili demokrasiyi ne zaman kuracağımızı sorabilirler, şöyle cevap verirsiniz: Savaş bitince bu amacı gerçekleştirmek Cumhurbaşkanı'nın en aziz arzusudur"*
TBMM'deki ilk muhalefet ve İsmet İnönü'nün 19 Mayıs 1945 tarihindeki söylevi çok partili yaşamı müjdeliyordu. 29 Mayıs 1945 tarihinde TBMM Şükrü Saracoğlu Hükümeti'nin güven oylamasını yaptı ve neticeler sonunda 7 kişinin hükûmete güvensizlik oyu verdiği görüldü. Bu isimler; Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü, Refik Koraltan, Emin Sazak, Hikmet Bayur ve Recep Peker'di. Bu küçük kıvılcımın dört ismi Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuad Köprülü 7 Haziran 1945 tarihinde Dörtlü Takrir adlı önergeyi CHP Grup Başkanlığı'na sundular. Dörtlü Takrir, parti içinde özgür bir tartışma ortamının yaratılmasını istiyordu. O günlerde de TBMM Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nu görüşmekteydi. Kanunun özellikle 17. maddesi çok büyük tartışmalara neden oldu ve maddeye muhalefetin başında ise Aydın milletvekili Adnan Menderes geliyordu. Söz konusu madde büyük toprak sahiplerinin topraklarını sınırlandırıyor ve büyük bir kısmının toprak sahibi olmayan köylülere tahsis edilmesini öngörüyordu. Adnan Menderes de bir toprak ağası olduğu için şiddetle muhalefet etmekteydi. Ancak bu muhalefete rağmen kanun 11 Haziran 1945 tarihinde kabul edildi. Hemen ertesi gün Millî Şef İsmet İnönü Dörtlü Takrir'i CHP grubuna reddettirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin TBMM grubu Dörtlü Takrir'i reddedince takrirde imzaları bulunan Adnan Menderes ve Fuat Köprülü *Vatan* gazetesinde muhalif yazılar yazmaya başladılar. CHP bu davranışı etik bulmayarak bu iki ismi 21 Eylül 1945 tarihinde partiden ihraç etti. Bu karara tepki gösteren Celâl Bayar 28 Eylül 1945 tarihinde milletvekilliğinden istifa etti. İsmet İnönü 1 Kasım 1945 tarihinde yaptığı konuşmada ülkenin tek eksiğinin iktidar partisi karşısında bir muhalefet partisi bulunmaması olduğunu söyledi ve muhalif isimlere parti kurmaları için yolu açtı. Bunun üzerine Celâl Bayar 1 Aralık 1945 tarihinde parti kuracaklarını açıkladı ve 3 Aralık 1945 tarihinde CHP'den istifa etti.
Nihayet 7 Ocak 1946 tarihinde Celâl Bayar genel başkanlığında Demokrat Parti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yepyeni bir devir açılmıştı.
Demokrat Parti (DP) kurulduktan sonra CHP bazı uygulamalara son verdi. 10 Mayıs 1946 tarihinde toplanan II. Olağanüstü Kurultay'da İsmet İnönü Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan unvanlarını üzerinden attı. Tek dereceli çoğunluk esasına dayanan seçim kanunu kabul edildi. Bazı vergiler kaldırıldı. Sendikalaşmaya izin verildi. Sınıfsal partilerin kurulması serbest bırakıldı. CHP her ne kadar demokratikleşmek için çaba gösterse de yine de iktidarı bırakmak niyetinde değildi. Bu sebeple 1947 yılında yapılması gereken seçimleri 21 Temmuz 1946 tarihine aldı. Böylece henüz teşkilatlanmasını tamamlayamayan DP karşısında iktidar ve zaman kazanılacaktı.
## Geçiş dönemi
Çok partili sistemi savunan bir anlayış kısa zamanda Türkiye meclisinde oluştu. Buna CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi. Bunu takip eden gelişmelerde, meclisteki bütçe görüşmeleri sırasında, CHP içinde başını Adnan Menderes, Feridun Fikri Düşünsel, Yusuf Hikmet Bayur, Emin Sazak gibi bazı milletvekillerinin çektiği bir muhalefet oluştu. 11 Haziran'da kabul edilen Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, parti içindeki muhalefetin güçlenmesine yol açtı. Bu yasanın görüşüldüğü sırada Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan, parti Meclis Grubu'na Dörtlü Takrir olarak bilinen bir önerge verdiler. Ülke ve parti yönetiminde liberal düzenlemeler yapılmasını isteyen bu önerge, 12 Haziran'da reddedildi. Bu gelişmelerden sonra Menderes, Köprülü ve Koraltan partiden çıkarıldı. Bayar ise önce vekillikten, sonra partiden istifa etti.
7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından Demokrat Parti (DP) kuruldu. DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu ve kuruluşu CHP iktidarı tarafından önceleri hoş karşılandı; 1950 genel seçimlerinin kazananı oldu. Başta Başbakan Adnan Menderes başkanlığındaki hükûmet, kamu Müslümanlığına getirilen kısıtlamaları hafifletti ve Marshall Planı sayesinde gelişen bir ekonomiye başkanlık etti. Ancak on yılın ikinci yarısında, hükûmet muhalefeti sınırlayan sansür yasalarını çıkardı; yüksek enflasyon ve büyük bir borca dönüştü. Hükûmet ayrıca siyasi rakiplerini bastırmak için orduyu kullanmaya çalıştı.
### CHP iktidarı (1946-1950)
Demokrat Parti programını iki esas etrafında şekillendirmişti: liberalizm ve demokrasi. Cumhuriyet Halk Partisinin ekonomi politikası olan devletçiliğin aksadığı yönler vurgulanarak CHP'ye karşı çıkılmaktaydı. Demokrat Parti üzerinde daha önceki acı tecrübelerin yarattığı ilk kuşkular dağıldığında büyük kitlelerin DP'yi desteklediği görüldü. Bunu şüphesiz iktidardaki CHP de görmekteydi. Meclis tek dereceli seçim kanununu ve 21 Temmuz 1946'da seçimlerin yapılmasını kabul ederek dağıldı. DP başta seçime katılıp katılmama konusunda kararsız kalsa bile katılmaya karar verdi. Bunun üzerine iktidar basın kanununda değişikliğe gitmeye karar verdi. İktidarın basın üzerindeki baskısı daha da arttı. Bozuk olan ekonomide dış ödeme dengesinin bozulması sonucu 7 Eylül 1946'da Türk lirasının değeri düşürüldü. Bu olay DP'ye daha çok prim kazandırdı ve iktidarın güç yitirmesine neden oldu. 1947'de bütçe görüşmeleri sırasında Başbakan Recep Peker ile DP'liler arasında sert tartışmalar yaşandı. DP, TBMM'yi terk etti. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün araya girmesi ile sorun aşıldı.
7 Ocak 1947'de DP ilk kurultayını yaptı. Bu toplantıda özgürlük ve demokrasi arzuları bir defa daha vurgulanırken bunları içeren Hürriyet Misakı kabul edildi. Bunun üzerine iktidar tarafından DP'ye sert hücumlar başladı. Haziran ayında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar arasında bir dizi görüşmeler yapıldı ve sonunda İnönü 12 Temmuz 1947'de 12 Temmuz Beyannamesi'ni yayınladı. Beyannamede İnönü, siyasal partilerin Türk demokrasisinin vazgeçilmez unsurları olduğunu vurguladı. Başbakan Recep Peker ayrıldı ve yerine Hasan Saka getirildi.
DP içerisinde bu yumuşama ve iktidarla düzeltilen ilişkiler tepki çekti ve bunun güdümlü demokrasi olduğunu öne süren bir grup partiden ayrıldı. Bu grubu oluşturan Fevzi Çakmak, Yusuf Hikmet Bayur, Kenan Öner, Osman Bölükbaşı, Sadık Aldoğan ve Yusuf Kemal Tengirşenk, 20 Temmuz 1948'de Millet Partisini (MP) kurdu. Böylece 12 Temmuz Beyannamesi ile hem Cumhuriyet Halk Partisi hem de DP, sertlik ve otoriteryanizm yanlısı gruplardan kurtulmuş bulunuyordu. DP, 17 Ekim 1948'de ara seçimlere, seçime güven duymadığı için MP ile birlikte katılmadı. 16 Ekim 1949 ara seçimlerinde de bu tavrını sürdürdü.
DP ikinci büyük kurultayını 20 Haziran 1949'da yaptı. Seçimlerde milletvekili adaylarının **%**80'ini örgütün saptaması kabul edildi. Bu kurultayda seçimlerde alınan oylara sahip çıkılmasını içeren Millî Teminat Andı kabul edildi. Ancak iktidar bu anda "Millî Husumet Andı" adını taktı. 16 Şubat 1950'de gizli oy, açık tasnif ve yargı denetimini kabul eden, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan bir Yüksek Seçim Kurulunu öngören seçim yasası kabul edildi. DP bu kanuna çok çabalamasına rağmen nispi temsil ilkesini koyduramadı. Bu şartlar altında Türkiye, 14 Mayıs 1950 seçimlerine gitti.
Seçim sonuçlarını takip eden 22 Mayıs 1950 tarihinde TBMM’de yapılan oylamada Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Refik Koraltan da meclis başkanı seçilmiştir. Öte yandan Demokrat Parti’nin genel başkanı olarak da Adnan Menderes seçilmiş ve hükûmeti kurma ile görevlendirilmiştir (Aslan, 2014: 40). Bundan sonraki süreç, Demokrat Parti’nin iktidar süreci olarak devam etmiştir. Demokrat Parti dönemi olarak nitelendirilen 1950-1960 yılları arası iç ve dış siyasette çok önemli gelişmelerin yaşandığı önemli bir dönem olarak tarihte yerini almıştır
### 1950 seçimleri
14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimler Türkiye'de 27 yıllık tek parti devrini sona erdirdi. 1923'ten beridir tek başına ülkeyi idare eden Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı halk oyu ile Demokrat Parti'ye devredecekti. Seçim sonuçlarına göre DP %52.7 oy alarak 408 milletvekilliği kazanmıştı. CHP %39.4 ile 69 milletvekili ile temsil edilme hakkı kazandı. Millet Partisi 1, bağımsızlar 9 milletvekiline sahip oldular. Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra 11.5 yıldır cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan İsmet İnönü artık ana muhalefet lideriydi. 22 Mayıs 1950 günü TBMM açıldı. Refik Koraltan başkanlığa seçildi. Ardından yapılan cumhurbaşkanlığı oylamasında DP Genel Başkanı, İzmir milletvekili Celâl Bayar 453 milletvekilinin katıldığı oylamada 387 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü cumhurbaşkanı seçildi. Hükûmeti kurmakla DP Aydın Milletvekili Adnan Menderes görevlendirildi. Aynı gün Menderes kendisinin ilk, Cumhuriyet'in 19. Hükûmeti'ni kurdu. 2 Haziran'da güvenoyu aldı. 9 Haziran 1950'de DP Genel İdare Kurulu Adnan Menderes'i genel başkanlığa seçti. Dünyada belki çok nadir görülen bir olay gerçekleşmişti. Uzun yıllar boyu ülkeyi kendi otoritesi ile yöneten iktidar, tamamen serbest, hür, kansız ve hilesiz bir seçim ile yerini bir başka partiye bırakmıştı. Bu yüzden 1950 seçimleri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Beyaz ihtilal olarak adlandırılmıştır.
Hükûmet programında devri sabık yapılmayacağı belirtilerek, 27 yıllık dönemin hesabını sormaya kalkmayacağı açıklandı. Ancak DP'nin yasal anlamda ilk çalışması Arapça ezan yasağını kaldırmak oldu. Radyoda dini yayınlar yapılması ve mevlit yayınlanması üzerindeki yasaklar kaldırıldı.
II. Dünya Savaşı boyunca başarılı bir biçimde yürütülen tarafsızlık politikası, uygun dış ticaret ilişkileri geliştirmişti. Bu yüzden DP iktidarı ilk yıllarında dış kredi kaynakları bulmada başarılı oldu ve bunlardan yararlandı. Ayrıca savaş boyunca Merkez Bankası rezervleri de altın ve döviz bakımından iyi bir seviyeye ulaşmıştı. Kore Savaşı'na asker gönderilmesi ve böylece NATO'ya giriş vizesinin alınması uluslararası koşulları Türkiye'nin lehine çeviriyordu. Tarım ürünlerinin dış pazarda uygun fiyatlardan müşteri bulması ve Marshall Planı çerçevesinde dışarıdan gelen para bu ilk dönemde ciddi bir iktisadi ferahlama getirdi. Tarımda makineleşme sağlandı. Karayolları politikasına hız verildi, köyler kasabalara kasabalar da kentlere hızlı bir biçimde bağlanmaktaydı.
Kitlelerin II. Dünya Savaşı yıllarında yaşanan yoksulluğu henüz unutmamış olması DP'ye olan sempatiyi daha da arttırdı. ABD ve Dünya Bankası raporları çerçevesinde hazırlanan iktisadi programlar ile liberal bir ekonomik anlayışın tüm alanlarda hakimiyetine çalışıldı. Ancak KİT'lerin de büyümesi sağlandı. DP özel girişimciliği KİT'ler kanalı ile desteklemiştir. Hammadde ve aramalı transferinin KİT eli ile yapılması sağlandı. Tarım kalkınmanın en önemli aracı olarak görüldü ve bir taraftan uygun fiyatta pazar politikası bir taraftan da çağdaş girdiler kullanılması yoluna gidildi. Bunda başarılı da olundu.
### DP iktidarı 1950-1960
#### Devr-i sabık
DP iktidarı döneminde CHP'nin malvarlığı ve Halkevleri'nin durumu tartışmaya açılmıştır. Refik Şevket İnce ve yedi diğer DP'li milletvekilinin girişimi ile TBMM'de 8 Ağustos 1951 tarihinde kabul edilen ve 11 Ağustos 1951 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5830 sayılı kanun ile Türkiye genelindeki bütün Halkevleri kapatılarak malları hazineye devredilmiştir.
14 Aralık 1953'te DP'nin girişimi ile *"Cumhuriyet Halk Partisinin Haksız İktisaplarının İadesi Hakkında Kanun"* teklifi Meclis genel kuruluna getirilmiş ve onaylanan kanun 16 Aralık 1953'te yürürlüğe girmiştir. Kanun ile CHP teşkilatının kullandığı Türkiye genelindeki çok sayıda bina hazineye devredilmiştir.
#### NATO üyeliği
Haziran 1950'de Kore Savaşı'nın patlak vermesi, birlikte çalışan tüm komünist ülkelerin belirgin tehdidini arttırması NATO'yu somut askerî planlar geliştirmeye zorladı. Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı (SHAPE), Avrupa'daki kuvvetleri yönlendirmek için kuruldu ve Ocak 1951'de Yüksek Müttefik Komutanı Dwight D. Eisenhower'ın altında çalışmalarına başladı. Eylül 1950'de NATO Askerî Komitesi, Sovyetler Birliği ile denge sağlamak için konvansiyonel kuvvetler kurulması çağrısı yaptı ve daha sonra Şubat 1952'de, Lizbon'daki Kuzey Atlantik Konseyi toplantısında bu durumu yeniden ifade etti. NATO'nun Uzun Dönem Savunma Planı için gerekli olan güçleri sağlamayı amaçlayan Lizbon konferansında tümen sayısının 96'ya çıkarılması çağrısı yapılsa da, bu gereklilik bir sonraki yıl nükleer silah kullanabilecek yaklaşık otuz beş tümene düşürüldü. O zaman için NATO, Orta Avrupa'da on beş civarı, İtalya ve İskandinavya'da ise on hazır tümeni çağırabiliyordu. Lizbon'daki konferansta örgütün en rütbeli sivil amirliği olan NATO Genel Sekreterliği pozisyonu da oluşturuldu ve bu göreve Hastings Ismay getirildi.
Eylül 1952'de, Danimarka ve Norveç'in savunulmasının uygulaması olan ve 200 gemi ile 50.000'den fazla personelin katıldığı, NATO'nun ilk büyük deniz tatbikatlarından biri olma niteliği taşıyan Mainbrace Tatbikatı başladı. Takip eden diğer büyük tatbikatlar arasında Akdeniz'de gerçekleştirilen deniz ve amfibik tatbikatları olan Grand Slam Tatbikatı ile Longstep Tatbikatı, Kuzey İtalya'da gerçekleştirilen hava-deniz-kara tatbikatı Italic Weld, İngiliz Ren Ordusu (BAOR), Hollanda Kolordusu ve Orta Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri'nin (AAFCE) katıldığı Grand Repulse, Merkez Ordu Grubu'nun katıldığı simüle edilmiş atomik hava-kara tatbikatı Monte Carlo ve ABD, Birleşik Krallık, İtalya, Türkiye ve Yunanistan deniz kuvvetlerinin katıldığı Akdeniz'deki amfibik karaya çıkma tatbikatı Weldfast yer aldı.
1952'de ittifaka katılan Türkiye ve Yunanistan'ın askerî komuta yapısına nasıl dâhil edileceği konusu ABD ve Birleşik Krallık'ın başı çektiği bir dizi tartışmalı görüşmeye yol açtı. Bu belirgin askerî hazırlık devam ederken başlangıçta Batı Avrupa Birliği tarafından yapılan ve başarılı bir Sovyet işgalinden sonra karşı koymaya devam edecek olan, aralarında Gladio Operasyonu'nun da bulunduğu gizli "stay-behind" düzenlemeleri NATO kontrolüne geçirildi. Sonuç olarak NATO'nun silahlı kuvvetleri arasında NATO Kaplan Birliği gibi gayriresmî bağlar ve Canadian Army Trophy gibi oluşumlar oluşmaya başladı.
#### Güç Birliği Cephesi
1957 Türkiye genel seçimleri öncesinde Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere muhalefet partilerinin iktidardaki Demokrat Parti hükûmetine karşı siyasi işbirliği oluşturmuşlardır. Ancak aynı yıl seçim kanununda yapılan değişiklik ile siyasi partilerin seçimde işbirliği yapmaları yasaklandığından işbirliği fikri sözde kalmış, seçimlerden sonra parti birleşmeleri yoluyla fiili olarak kısmen gerçekleşmiştir. Bu işbirliğine tepki olarak Demokrat Parti tarafından Vatan Cephesi oluşturulmuştur.
Demokrat Parti meclis grubunun önerisi ile 1958'de yapılacak genel seçimlerin erkene alınması 11 Eylül 1957'de TBMM gündeminde görüşülmüş ve oy çokluğuyla genel seçimlerin bir yıl öne alınarak 1957'de yapılmasına karar verilmiştir. Seçim öncesinde Demokrat Parti'nin önerisi ile seçim kanununda değişikliğe gidilmiştir. Yapılan düzenleme ile siyasi partilerin birbirlerini desteklemesi ve işbirliği yasaklanmıştır. Bu yasa değişikliği TBMM'de sert tartışmalara sebep olmuş, muhalefet partilerinin yanı sıra bazı Demokrat Parti üyeleri tarafından da tepki çekmiş, Mehmet Fuad Köprülü gibi Demokrat Parti üyeliğinden istifa eden milletvekilleri olmuştur.
Yasa değişikliği sonucu hukuken partiler arası işbirliği imkanı kalmadığından 1957 seçimlerine muhalefet partileri yalnız olarak girmiştir.
Seçimlerde mümkün olmayan Güç Birliği düşüncesi fiili olarak seçimlerden sonra parti birleşmeleri yoluyla 1958'de gerçekleşmiştir. 1958'de CMP ile Türkiye Köylü Partisi birleşerek Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ni oluşturmuş, aynı yıl ayrıca Hürriyet Partisi de CHP'ye katılmıştır. HP ile CHP'nin birleşmesini dönemin başbakanı Adnan Menderes, "Ehl-i Salip Cephesi" olarak yorumlayarak eleştirmiştir.
## 1960 askerî müdahalesi
Adnan Menderes iktidarının uygulamalarına üniversiteler, öğrenciler ve toplumun çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler üzerine albay ve daha alt rütbeli subaylar tarafından 1960 yılında ordu hiyerarşisine aykırı bir şekilde askerî darbe gerçekleştirilmiştir.
27 Mayıs Darbesi sonrasında cumhurbaşkanı Celâl Bayar, başbakan Adnan Menderes ve bazı bakanlar yakalanarak Yassıada'da yargı önüne çıkarıldılar. Sivil ve askerlerden oluşan bir mahkemede yargılanan siyasiler, vatana ihanet, kamu fonlarının kötüye kullanımı ve anayasaya karşı gelmek ile suçlanıyorlardı. Dava, başbakan Adnan Menderes, dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve maliye bakanı Hasan Polatkan'ın İmralı adasında 16 Eylül 1961 günü idam edilmesi ile sonuçlandı.
### 21 Ekim Protokolü
Adnan Menderes'in idamından üç hafta sonra 15 Ekim 1961'de Demokrat Parti'nin oy tabanının "mirasçıları" Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi oyların % 62'sini alarak 277 milletvekili çıkarmışlardır. Buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi 173 milletvekili çıkarabilmiştir. Bu seçim *"Menderes'in zaferi"* olarak nitelendirilmiş ve ordu durumdan rahatsız olmuştur.
Bunun için 24 Ekim'de Çankaya'da Ragıp Gümüşpala (Adalet Partisi), Ekrem Alican (Yeni Türkiye Partisi), İsmet İnönü (Cumhuriyet Halk Partisi), Osman Bölükbaşı (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi), Cevdet Sunay, Cemal Gürsel ve generallerin önünde Yassıada mahkûmlarına af çıkarılmayacağına, Emekli İnkılap Subaylar Derneğine bağlı subayların orduya geri alınmayacağına ve Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışacaklarına dair protokolü imzalamışlardır.
25 Ekim 1961'de 12. dönem TBMM toplandı ve askeri rejim sona erdi.
Ali Fuat Başgil'in MBK üyeleri tarafından ölümle tehdit edilerek adaylıktan çekilmesiyle 26 Ekim 1961'de yapılan seçimle tek aday Cemal Gürsel cumhurbaşkanlığına getirildi.
## 1971 Muhtırası
12 Mart Muhtırası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen ikinci askeri darbe eylemidir. 1971 yılında 12 Mart günü saat 13.00'da TRT radyolarından okunan aşağıdaki bildiri ile ilan edilmiştir:
*"Parlamento ve Hükûmet, süregelen tutum, görüş ve icraatı ile yurdumuzu, anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür."*
10 Mart'ta tüm albayların da katılımıyla çok geniş bir toplantı yapıldı ve Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ordunun emir ve komuta zinciri içinde hareket etmesini isteyerek kendisinin dört Kuvvet Komutanı'yla birlikte imzalayacağı bir muhtıra vererek ordunun yapılmasını istediklerini açıkça TBMM'den talep etmek ve mevcut hükûmetin istifa etmesini sağlamak formülünü ortaya attı. Bu formül büyük bir kabul gördü. Bu formülle emir komuta zinciri dışında 27 Mayıs benzeri sol bir askerî darbenin önü kesilmiş oluyordu.
12 Mart'ın her iki müdahaleden farkı parlamentonun kapatılmamış olmasıdır. 12 Mart Genelkurmay Başkanı ve dört Kuvvet Komutanı'nın imzaladıkları bir muhtıra ile ortaya çıktı. Buna bir ültimatom demek daha doğru olacaktır. Muhtıradaki şartlar yerine getirilmediği takdirde TBMM'nin kapatılacağı söyleniyordu. İlk istek de mevcut hükûmetin istifa etmesiydi. Hükûmet de hemen istifa etti. Artık 12 Mart dönemi başlıyordu. Bu dönemin adı ara rejim olarak konuldu.
12 Mart'ın yerine getirilmesini istediklerinin başında reformlar geliyordu. 12 Mart dönemi sol içerikli bir muhtırayla doğmuş oluyordu. Tarafsız bir Başbakan'ın başkanlığında parlamentodaki bütün partilerin katılacağı ama reformları yürütecek olan bakanlıkların birer bağımsız bakana verileceği bir hükûmet modeli ortaya çıktı.
1. Erim Hükûmeti'nin ömrü 1971'in Aralık ayında Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın reformcu bakanları hedef alan ağır eleştirileri ve onların istifası ile son buldu. İkinci Erim hükütinin yeni bağımsız bakanları solcu olmayan daha muhafazakâr isimlerden seçilmişlerdi. Daha 2. Erim Hükûmeti kurulmadan önce anarşik olaylarda önemli bir artış olmuş ve sıkıyönetim ilan edilmişti. Sıkıyönetimle birlikte birçok solcu da tutuklanmaya başlamıştı.
1973'te ordu Faruk Gürler'in Cumhurbaşkanlığını destekler gözükse de bunda çok ısrarcı olmadı. Fahri Korutürk 6. Cumhurbaşkanı oldu. AP ve CGP tarafsız Naim Talu'nun başbakanlığında yeni ve olagan bir hükûmet kurdular. 12 Mart ara rejim dönemi artık fiilen son bulmuştu.
1973 seçimlerinde seçmen ilk defa ortanın solunda bir partiyi; CHP'yi birinci parti yapmıştır.
## Sağ-sol çatışması
1970'li yılların başından itibaren bir sol-sağ çatışması ve bu çatışmanın yarattığı terör başta üniversiteler olmak üzere tüm Türkiye'yi pençesine almıştı. 12 Eylül öncesinde günlük ortalama kurban sayısı 30'a kadar çıkmıştı. Ülke en değerli evlatlarını siyasal teröre kurban veriyordu.
Sıkıyönetim ilan edilmesi gerekti. Fakat ordu, kısa bir süre önce iktidardan uzaklaştırdığı Demirel'e güvenmediği gibi, iktidarın da, bu rejimi değiştirme kavgasında bir taraf olduğunun bilinciyle, sivil politikacılara tam destek vermedi.
1973'ten sonra giderek anarşi tırmandı. Sağ-sol çatışması büyüdü. Şehirlerde kurtarılmış bölgeler ortaya çıktı. Her kademede eğitim gittikçe zorlaşıp imkânsız hale geliyordu. Yüksek bir enflasyon büyük bir ekonomik krizin haberciliğini yapıyordu.
Milliyetçi Cephe hükûmetlerinin ardından seçmen, sosyal demokratlara tarihin en büyük desteğini vererek CHP'yi 1977 seçimlerinde birinci parti yaptı. Tek başına hükûmeti kuracak çoğunluğa erişemeyen Ecevit bir takım transferlerle, bağımsız on bir milletvekilinin desteğini alarak hükûmet kurdu ama bu hükûmetin büyük başarısızlığı hem sosyal demokrasinin hem de sivil siyasetin sonunu getirdi.
Ne birinci ne de ikinci MC hükûmetleri ne de Ecevit'in bağımsızlarla kurduğu hükûmet bu gidişi durduramadılar. Ecevit'in başarısızlıkla sonuçlanan hükûmet denemesinden sonra azınlık hükûmeti olarak Demirel iktidara gelmiştir.
1980'de Genelkurmay Başkanı ve dört Kuvvet Komutanı Cumhurbaşkanı'na tırmanan anarşiden endişe ettiklerini ve buna mutlaka bir çare bulunmasının gerektiğini ifade eden bir mektup verdiler. Mektubu yılbaşından önce alan Cumhurbaşkanı 2 Ocak günü Başbakan Demirel'e vermiştir.
Bu süreç yaşanırken Demirel ekonomik bir "restorasyon" programını, Özal'ın hazırladığı ünlü 24 Ocak 1980 kararlarını yürürlüğe koydu.
## 1969 darbe girişimi
1966'da Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in hastalığı yüzünden TBMM tarafından görevinden alınmasından sonra cumhurbaşkanlığına Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay seçildi. Sunay'dan boşalan genelkurmay başkanlığı görevini 16 Mart 1966'da Cemal Tural devraldı. Tural'ın 3 yıllık genelkurmay başkanlığı görevinden sonra 16 Mart 1969'da yerine Memduh Tağmaç getirildi.
Mayıs ayında Meclise 218 imzalı bir anayasa değişikliği teklifi verildi ve siyasi hakların iadesi öngörüldü. 14 Mayıs 1969 tarihinde, uzun yıllardır kavgalı olan iki lider, İsmet İnönü ve Celâl Bayar buluştular ve barıştılar. DP'lilere haklarının iadesini zaten CHP de öngörüyor hatta İnönü bu fikre öncülük ediyordu. Aynı günlerde Ankara'daki genelkurmay karargahındaysa çok farklı hazırlıklar yapılıyor ve ordu, Bayar ve arkadaşlarına siyasi haklarının iade edilmemesi için darbe yapmayı düşünüyordu.
Amerikan Dışişleri Bakanlığının belgelerine göre, 19 Mayıs 1969 akşamı Ankara'daki Merkezî İstihbarat Teşkilatındaki bir CIA görevlisinin Washington'a gönderdiği mesajda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin müdahaleye 16 Mayıs günü karar verdiği söyleniyordu. Aynı gün Cumhurbaşkanı Sunay, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla bir hayli uzun bir görüşme yapmıştı. Bu görüşme sonrası ordunun anayasa değişikliğini istemediği saklanamaz bir gerçek hâlini almış, gazetelere de yansımıştı.
20 Mayıs'ta İnönü, Cumhurbaşkanı Sunay'a bir mektup yazdı. Mektupta,
“ | Sayın Cumhurbaşkanı, CHP Genel Başkanı olarak ben ve partimin yetkili organları, siyasi hakların iadesi için Millet Meclisine verilmiş bulunan 218 imzalı bir anayasa değişikliği teklifini destekleme kararı aldığımızdan beri, gerek Zatı Devletlerinin, gerek bazı yüksek komutanların uyarı ve ısrarlarına muhatap olmaktayız... | „ |
deniyordu. İnönü, darbe tehdidine karşı duruyordu.
Süleyman Demirel de aynı gün partisinin grup toplantısında bir konuşma yaptı ve, *"Asker muhtıra vermedi."* dedi, sonra ekledi:
“ | Seçimlere gidelim. Hem Meclisin verdiği oylar boşa gitmez hem de Senatomuz zedelenmez... Ordu, Hükûmete bir muhtıra vermemiştir. Biz bazı sıkıntılar içindeyiz... | „ |
Sonuç olarak birkaç gün sonra anayasa değişikliği teklifi Komisyona geri çekildi, sonra genel seçime gidildi. Süleyman Demirel önderliğinde Adalet Partisi, 1969 Türkiye genel seçimlerinde büyük başarı kazanarak yeniden tek başına iktidar oldu. Bayar ve arkadaşlarının 27 Mayıs Darbesi'yle kaybettikleri siyasi hakları 1970'lerin ortalarına kadar da iade edilmedi.
## 15-16 Haziran Olayları
1970'te, çalışma yaşamını ve temel sendikalar mevzuatını düzenleyen 274 sayılı İş Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası'nda değişiklik yapan tasarı, Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisinin iş birliğiyle önce Millet Meclisi, ardından Senatodan geçirildi. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi. Yasa taslağı 11 Haziran 1970'te Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın onaylamasıyla yürürlüğe girdi.
Kanunlaşan tasarı esas olarak TÜRK-İŞ'ten DİSK'e işçi akışını önlemeyi amaçlamaktaydı. DİSK ve bağlı sendikalar yeni yasaya tepki gösterdiler. Türkiye İşçi Partisi ise söz konusu yasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesine götüreceğini açıkladı ve iptal davası açtı.
DİSK'li sendikacıların ve yöneticilerin tepkileri, 15 Haziran 1970 sabahı İstanbul'un belli başlı merkezlerine doğru yürüyüşe geçmeleriyle yeni bir evreye girdi. Gösterilere pek çok fabrikadan 75.000 dolaylarında işçi katıldı. Gösterilen tepki esas olarak DİSK üyesi işçilerden geldiği hâlde yürüyüşlere çok sayıda TÜRK-İŞ işçisi de toplu hâlde katıldı. Olayların birinci günü akşamı Bakanlar Kurulu 60 günlük bir sıkıyönetim ilan etti. DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin pek çoğu sıkıyönetim mahkemelerince tutuklandılar ve yargılandılar. Kadıköy'de meydana gelen olaylarda 2 işçi, 1 polis ve 1 esnaf yaşamını yitirdi. 16 Haziran'da Ankara, Adana, Bursa ve İzmir'de de küçük çaplı olaylar yaşandı.
## Öğrenci olayları
Siyasi krizler ve işçi sendikaları tarafından gerçekleştirilen eylemlerin yanı sıra hükûmetin üstesinden gelmesi gereken bir başka durum da üniversitelerdeki öğrenci olaylarıydı. Solun bir nevi yükselişe geçtiği yıllardı. Üniversiteliler, hükûmeti politikaları nedeniyle ağır bir şekilde eleştiriyorlar ve *"Türkiye’yi Amerikan bağımlılığından kurtaracaklarını"* iddia ediyorlardı. Fakat bu durum üniversiteleri bir nevi çatışma merkezi hâline getiriyordu çünkü karşıt görüşlü gruplar pek çok zaman karşı karşıya geliyorlar ve olaylar çıkıyordu. İngiliz Büyükelçiliği de bu duruma dikkat çekmiş ve üniversitelerin içinde bulunduğu bu durumun askerlerin ülkeye müdahalesine zemin hazırladığı yönünde bir değerlendirmede bulunmuştu. Dört Amerikan askerinin kaçırılması da durumun ciddiyetini ortaya koyması açısından belirtilmiştir. Deniz Gezmiş ve arkadaşları tarafından kaçırılan bu dört asker daha sonra serbest bırakılmışlarsa da önceki günlerde askerlerin ve onları kaçıranların bulunması için ODTÜ'ye girmek isteyen güvenlik güçleriyle öğrenciler arasında çıkan çatışma sonucu komando eri Mevlüt Meriç'in öldürülmesi Türk Silahlı Kuvvetlerinde büyük tepki yaratmıştır. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, *"Orta Doğu Teknik Üniversitesinde, Türk askerine, Türk oldukları iddiasında bulunanların ateş etmeleri Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde nefret uyandırmıştır."* demiştir. 12 Mart Muhtırası'ndan kısa süre önce meydana gelen bu olay ülke gündemini oldukça meşgul etmiştir.
## 9 Mart 1971 darbe teşebbüsü
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından emir komuta zinciri içerisinde 12 Mart Muhtırası verilmemiş olsaydı TSK içinde kurulmuş olan ve içlerinde emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun da bulunduğu askerî cunta harekete geçebilirdi. Cunta içine sızmış ve önemli görevler üstlenmiş olan Mahir Kaynak vasıtası ile darbe planları önceden haber alınmış ve darbeye adı karışan ve orgeneral rütbesinden daha kıdemsiz olanlar resen emekliye sevk edilmişlerdir.
12 Mart 1971 Darbesi'ne giden süreçte Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı Devrim gazetesi etrafında toplanan ve içlerinde 27 Mayıs Darbesi'ni yapan Millî Birlik Komitesinin gerçek lideri emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun da bulunduğu "Millî Demokratik Devrimciler", o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek *"ulusçu-devrimci yöntem"* olarak ifade edilen ilkeler doğrultusunda parlamento dışı muhalefeti savunuyorlardı. Devrim gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal, çok sonraları anılarını anlattığı Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim adlı kitabında, o zamanki maksatlarının, *"ulusalcı subayları ikna ederek onlarla birlikte bir 'Millî Demokratik Devrim' darbesi yapmak"* olduğunu yazdı.
9 Mart 1971 tarihinde planlanan darbe, içlerinde Mahir Kaynak ve Mehmet Eymür'ün de bulunduğu Millî İstihbarat Teşkilatı mensuplarının durumu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün'e haber vermesiyle akamete uğratıldı.
## 12 Mart Muhtırası
Darbe, 12 Mart 1971 günü saat 13.00'te TRT radyolarından okunan bildiri ile ilan edilmiştir. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu'nun imzasını taşıyan muhtıra şöyleydi:
1. Parlamento ve Hükûmet süregelen tutum, görüş ve icraatı ile yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, ATATÜRK'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve Anayasa'nın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
2. Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silâhlı Kuvvetlerinin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliği giderecek çarelerin, partiler üstü bir anlayışla Meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek ve Anayasa'nın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılâp kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir Hükûmetin demokratik kurallar içinde teşkili zarurî görülmektedir.
3. Bu husus sür'atle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silâhlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi doğrudan doğruya üzerine almağa kararlıdır.
Bilgilerinize.
### Muhtıra sonrası
Muhtıra metninde geçen "*Atatürk'ün bize verdiği hedef*" gibi ifadeler nedeniyle Doğu Perinçek, Mihri Belli gibi isimlerin olduğu Millî Demokratik Devrimciler ve Mahir Çayan'ın etkisindeki DEV-GENÇ, TÖS, DİSK ve Hikmet Kıvılcımlı gibi sol görüşlü çevreler tarafından muhtıra sosyalist görüş lehine müdahale edildiği zannıyla ilk günlerinde desteklendi. TİP'in büyük çoğunluğu desteklemese de, milletvekili sıfatıyla Mehmet Ali Aybar da muhtıra sonrası kurulan I. Erim Hükûmetini destekledi.
### Orduda tasfiye
Muhtırayı veren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, orgeneral rütbesindekiler hariç 9 Mart 1971 darbe teşebbüsüne adı karışan başta Tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tüm subayları resen emekliye sevk etti. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün de bu teşebbüse adı karışan Devrim yazarlarını Ziverbey Köşkü'nde Millî İstihbarat Teşkilatı vasıtasıyla sorguya çekti. Bu sorgularda, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur'un da 9 Mart hareketine önce destek verdikleri fakat sonra istihbarat bilgileri Genelkurmay Başkanı Tağmaç'a ulaşınca desteklerini geri çektikleri ortaya çıktı.
### Balyoz Harekâtı
İsrail Başkonsolosu'nun Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi militanları tarafından kaçırılıp öldürülmesinden sonra İstanbul'da sol görüşlü yasak yayınların toplanması için ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve tutuklamalar zinciridir. Sonucunda TİP ve DİSK kapatılmıştır.
### 14 Ekim 1973 genel seçimleri
14 Ekim 1973 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde TBMM 15. dönem milletvekilleri seçilmiştir. Bunun sonucunda 185 milletvekiliyle CHP iktidar, Bülent Ecevit de başbakan olmuştur.
## Kıbrıs Harekâtı
ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
1960'ta Kıbrıs'ta yaşayan Rum ve Türk cemaatleri arasında kurulan ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti yaşanan iç çatışmalar sonucu sürdürülemez olmuş ve 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan cuntasının Kıbrıs'ta darbe yaptırması sonucu 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden Kıbrıs Harekâtı gerçekleştirmiştir.
1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak Birleşik Krallık'a verdi. I. Dünya Savaşı’nda da Birleşik Krallık, Kıbrıs’a el koydu. 1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rumlar böyle bir Ortak Devlet’e razı olmadılar. Kıbrıs’ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; anlaşmaları, uluslararası anlaşmaları çiğneyerek ve Anayasayı çiğneyerek ve soykırımla Türklere saldırılarda bulunarak, Rumlar, 1963 yılında Ortak Devlet’i yıktılar.
Başbakan Bülent Ecevit, adada gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti.
20 Temmuz 1974 sabahı Türk Ordusunun Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Kıbrıs'a havadan indirme ve denizden çıkarma yapmaya başladı.
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada’da **garantör** olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdâhalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır.
8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Millî Muhâfız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır.
Türkiye, Rum-Yunan hükûmetleriyle anlaşmanın mümkün olmadığı kararına vararak 14 Ağustos'ta başlayıp 16 Ağustos'ta sona eren üç günlük II. Harekâtını gerçekleştirdi.
İkinci Harekâtı'nın hemen ardından 25-26 Ağustos 1974 tarihinde BM Genel Sekreteri Kıbrıs'a gelmiş ve toplumlar arasında ikili görüşmelerin başlatılmasını istemişti. İkili görüşmelerde varılan mutabakat gereği nüfus mübadelesi yapılmış ve Rumlar güneye Türkler ise kuzeye geçmiştir. Böylece iki bölgeli ve iki toplumlu bir federal yapı için uygun ortam sağlanmış oldu. 13 Şubat 1975 günü Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanı Doktor Fazıl Küçük tarafından açıklanarak gerçekleşti. Amaç federal bir Kıbrıs Devleti yaratmaktı ancak bu gerçekleşmediğinden 8 yıl sonra Türkler yol ayrımına giderek kendi cumhuriyetlerini kurmak yoluna girdiler.
15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanı gerçekleşti.
Yıllarca süren toplumlararası görüşmelerden bugüne değin herhangi bir sonuç çıkmamıştır. En son BM Kıbrıs Çözüm Planı ile iki toplum arasında yeniden birleşme imkânı da referandum'da Türklerin "evet"ine karşı Rumların "hayır" demesi sonucu gerçekleşmemiştir.
## Nihat Erim suikastı
12 Mart Muhtırası sonrasında 26 Mart 1971-22 Mayıs 1972 tarihleri arasında kurulan 33 ve 34. Türkiye Hükûmetlerinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görev yapan, 1961 Anayasası'nda değişiklikler yaptıran; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idamlarıyla sonuçlanan Balyoz Harekâtı'nı başlatmasıyla bilinen Nihat Erim'in 19 Temmuz 1980 tarihinde İstanbul'da DEV SOL militanları tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesi olayı. Nihat Erim'in öldürülmesi Türkiye'de büyük bir infiale neden oldu, Bülent Ecevit ve Alparslan Türkeş millî birlik çağrısında bulundu, basın büyük tepki gösterdi. 12 Eylül Darbesi'ne giden süreç ivme kazandı.
## 27 Aralık Muhtırası
Sayın Cumhurbaşkanım,
Ülkemizin içinde bulunduğu ortamda devletimizin bekası, milli birliğinin sağlanması, halkın mal ve can güvenliğinin temini için; anarşi, terör ve bölücülüğe karşı parlamenter demokratik rejim içerisinde Anayasal kuruluşların ve özellikle siyasi partilerin, Atatürkçü milli bir görüşle müştereken tedbirler ve çareler aramaları kaçınılmaz bir zorunluk olarak görülmektedir.
Milli Güvenlik Kurulunun muhtelif toplantılarında bu konuda alınan kararların muhalefete mensup siyasi partilerin kısır tutum ve davranışları yüzünden olumlu sonuçlara götürülemediği yüksek malûmlarıdır.
Kuvvet Komutanları ile beraber yaptığım son gezilerimde Ordu ve Kolordu Komutanı seviyesindeki general ve amirallerle görüşmelerimde, milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, süratle bir sonuca ulaşabilmek için gerekli tedbirlerin müştereken tesbiti amacı ile, tüm Anayasal kuruluşlar ve siyasi partilerin bir kere daha uyarılması bütün Komutanlarca müştereken dile getirildi.
Bu karar ışığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşlerini, Milli Güvenlik Kurulu Başkanı olarak Zat-ı âlilerine sunuyorum.
Gereğini yüksek takdirlerine arz ederim.
Saygılarımla
Orgeneral Kenan Evren
Genelkurmay Başkanı
Türk Silahlı Kuvvetlerinin GörüşüÜlkemizin içinde bulunduğu son derece önemli siyasi, ekonomik ve sosyal ortamda her geçen gün hızını biraz daha artıran anarşi, terör ve bölücülüğe karşı milli birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için, Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke yönetiminde etkili ve sorumlu Anayasal kuruluşları ve özellikle siyasi partileri göreve davet etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Kahramanmaraş olaylarının yıldönümünde, henüz ilk ve orta öğretim çağındaki evlatlarımızın örgütlü eylemciler tarafından zorla sürüklendikleri anarşik olaylar ibretle müşahade edilmektedir.
Anayasamızın getirdiği geniş hürriyetleri kötüye kullanarak, İstiklal Marşımız yerine komünist enternasyonali söyleyenlere, şeriat düzeni davetçilerine, demokratik rejim yerine her türlü faşizmi getirmek isteyenlere, anarşiye, yıkıcılığa ve bölücülüğe milletimizin tahammülü kalmamıştır.
İktidar olan siyasi partilerin bütün devlet kademelerini kendi siyasi görüşleri doğrultusunda hareket edecek kişilerle doldurması, kamu görevlilerinin ve vatandaşların bölünmesini zorunlu hale getirmektedir. Siyasi partilerce yaratılan bu bölünme giderek anarşi ve bölücülüğü destekleyen iç kaynakların şekillenmesine, himayesine, polis, öğretmen ve diğer birçok kuruluşun birbirine düşman kamplara ayrılmalarına neden olmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarına bir çözüm getiremeyen, anarşi ve bölücülüğün ülke bütünlüğünü tehdit eden boyutlara varmasını önleyemeyen, bölücü ve yıkıcı gruplara tavizler veren ve kısır siyasi çekişmeler nedeni ile uzlaşmaz tutumlarını sürdüren siyasi partileri uyarmaya karar vermiştir.
Bölgemizdeki gelişmeler Orta Doğu'da her an sıcak bir çatışmaya dönüşebilecek durumdadır. İçte anarşist ve bölücüler yurt sathında genel bir ayaklanmanın provalarını yapmaktadırlar.
Ülkede birlik ve beraberliğin, vatandaşın can ve mal güvenliğinin süratle sağlanabilmesi için gerekli kısa ve uzun vadeli tedbirlerin yüce meclislerimizde en kısa zamanda kararlaştırılması bugünkü ortam içinde hayati bir önem taşımaktadır.
Diğer yandan meclislerin açılışından bir buçuk ay sonra komisyonların ancak teşkil edilebilmesi ve ülkenin acilen çözüm bekleyen konularıı müzakere için bugüne kadar müşterek bir gündemin saptanamaması üzüntü ile izlenmektir.
Atatürk milliyetçiliğinden alınan ilham ve hızla vatandaşlarımızı kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde milli şuur ve ilkeler etrafında toplamanın, iç barış ve huzurun sağlanmasında temel unsur olduğu apaçık bir gerçektir. Ülkenin içinde bulunduğu bu durumdan bir an evvel kurtulması hükümetler kadar diğer siyasi partilerimizin de görevleri arasındadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri iç hizmet yasası ve kendisine verilen görev ve sorumluluğunun idraki içinde ülkemizin bugünkü hayati sorunları karşısında siyasi partilerimizin, bir an önce milli menfaatlerimizi ön plana alarak, Anayasamızın ilkeleri doğrultusunda ve Atatürkçü bir görüşle biraraya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik her türlü hareketlere karşı bütün önlemleri müştereken almalarını ve diğer Anayasal kuruluşların da bu yönde yardımcı olmalarını ısrarla istemektedir.
Korutürk bu mektubu 6 gün sakladı. Saklama gerekçesini ise yakın çevresine, "yılbaşı öncesinde halkın huzurunu kaçırmamak" olarak açıkladı. 1 Ocak 1980 tarihinde Korutürk; Kenan Evren'i, kuvvet komutanlarını ve Jandarma Genel Komutanı'nı Çankaya Köşkü'ne davet etti ve onlarla bir konuşma yaptı. Bu konuşmada, kendisinin görevinin biteceği nisan ayına kadar bir müdahale yapılmamasını isteyerek isterlerse istifa edebileceğini bildirdi.
Türkiye ise bu muhtırayı 2 Ocak'ta Cüneyt Arcayürek'in Hürriyet gazetesinde yaptığı haberle öğrendi. Bunun üzerine Korutürk, aynı gün içinde Başbakan Süleyman Demirel ile ana muhalefet lideri Bülent Ecevit'i Köşk'e çağırarak muhtıranın birer kopyasını onlara verdi. Başbakan Demirel, "35 günde ne yapılabilirse onun azamisini yaptık." şeklinde kısa bir açıklama yaptı. Mektubun muhatabını kendisi kabul etti, Millî Savunma Bakanı Ahmet İhsan Birincioğlu'nu çağırıp duyduğu üzüntüyü ve istifa etmeyi düşündüğünü bildirdi. Hemen sonra Birincioğlu'nun Evren'i ziyareti sırasında Evren ise, "Mektubun Hükûmet'e verilmediğini, mektubu okuyan herkesin böyle olduğunu rahatlıkla anlayacağını, istifa etmeyi gerektirecek bir durum olmadığını, istekleri gerçekleşirse daha rahat iş yapabileceğini, üzüntü yerine sevinç duyması gerektiğini" söyledi. Demirel göreve devam etti. Ana muhalefet lideri Ecevit, "Mektup 12 Mart'a oranla değişik, hiç olmazsa bir model göstermiyor, ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir döneminde demokrasiyi koruma açısından bir uyarı almadı, oysa bu hükûmet daha 51'inci gününde böyle bir uyarı almıştır. Bu, aramızdaki farkı göstermektedir." diyerek Başbakan Demirel'i ve Adalet Partisini eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Korutürk; TBMM Başkanı Cahit Karakaş, Cumhuriyet Senatosu Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil, Cumhuriyet Senatosu Millî Birlik Grubu Başkanı Fahrettin Özdilek, Cumhuriyet Senatosu Kontenjan Grubu Başkanı Zeyyat Baykara ile Millî Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu ve Demokratik Parti Genel Başkan Vekili Mehmet Faruk Sükan'a da mektubun birer örneğini gönderdi.
### Muhtıra sonrası
Muhtıradaki istekler gerçekleşmedi, 12 Eylül Darbesi'ne giden süreç ivme kazandı. Eski başbakanlardan Nihat Erim suikastla öldürüldü. Erim'in yanı sıra Ümit Kaftancıoğlu, Gün Sazak, Kemal Türkler gibi isimler de suikasta kurban gitti. 1980 yılının ilk 8 ayında ölü sayısı 1.900'ü geçti. Enflasyon %100'ün üzerine çıktı. 24 Ocak kararları açıklandı. 1980 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi krize dönüştü, 22 Mart 1980'den 12 Eylül 1980'e kadar cumhurbaşkanı seçilemedi. 30 Ağustos 1980 günü Zafer Bayramı'nın Anıtkabir'deki kısmı ile Genelkurmay Başkanlığında yapılan kutlama törenlerine katılmayan Millî Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 6 Eylül 1980'de Konya'da "Kudüs Mitingi" düzenledi.
Yaşananların ardından 12 Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yönetime el konuldu.
### 1980 cumhurbaşkanlığı seçimi bunalımı
6 Nisan 1980 tarihinde 7 yıllık görev süresi dolacak Fahri Korutürk'ün yerine cumhurbaşkanlığına geçecek kişiyi belirlemek üzere 450 TBMM üyesi ile 184 Cumhuriyet Senatosu üyesinin katıldığı ortak oturumlarda yapılan oylamaların ilk iki turunda 3'te 2 çoğunluk (423), sonraki turlarda ise salt çoğunluk (318) arandı. 22 Mart 1980 tarihinde yapılması gereken seçim, aday çıkmaması nedeniyle 25 Mart 1980 tarihine ertelendi. Bağımsız milletvekili Nurettin Yılmaz'ın adaylığını koymasıyla 25 Mart 1980 tarihinde oylamalar başladı.
En çok oyu Eski Türk Hava Kuvvetleri Komutanı ve Kontenjan Senatörü Muhsin Batur aldı. Oyu 300'ü geçti ama yeterli sayıya ulaşamadı. Batur, görev süresini tamamlayıp emekliye ayrıldıktan sonra oylamalar 11 Eylül 1980 tarihinde yapılan 124. tura kadar devam etti.
Meclis'in en büyük iki partisi olan AP ve CHP'nin liderleri Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit, seçim konusunda anlaşamadı. Oy kâğıtlarına Ajda Pekkan, Bülent Ersoy, Aynur Aydan gibi isimlerin de yazıldığı seçim turları sonuç vermedi. 12 Eylül Darbesi'yle yönetime el koyan Millî Güvenlik Konseyinin başkanı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, 1982'deki referanduma kadar Devlet Başkanı olarak görev yaptı.
## 1980 askerî darbesi
Türk Silahlı Kuvvetleri'in 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askerî müdahale, 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesidir.
Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükûmet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1960 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir baskı dönemi başladı.
12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'de halkın önemli bölümü tarafından, siyasi ve ekonomik sorunların hiçbirine çözüm bulamayan iflas etmiş parlamenter rejimin 'haklı' alternatifi olarak görüldü. Bu nedenle, darbeye bir direniş olmadığı gibi, büyük çoğunluk, darbe liderlerini, ülkenin yeni liderleri olarak kısa sürede benimsedi.
12 Eylül 1980'e gelindiğinde 19 ilde sıkıyönetim uygulanıyordu.
Ülkede, yönetemeyen hükûmet, karar alamayan Meclis ve ardı arkası kesilmeyen siyasi cinayetlerin yol açtığı yılgınlık havası, 12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Süleyman Demirel'in "70 sente muhtacız" sözü ile özetlenen işsizlik, kıtlık ve işyeri anlaşmazlıkları ile yoğunlaştı.
12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı. Bu durum, siyasi partilerin sürekliliği konusunda tarihsel sorunlar yaşayan Türkiye'de siyasi temsilin demokratikleşmesi önünde yeni bir engel oluşturdu, siyasi gelenekler geçici de olsa alt-üst edildi.
### Yeni Anayasa'nın hazırlanması ve kabul edilmesi süreci
Danışma Meclisi (DM), öncelikle kendi üyeleri arasından 15 üyeden oluşan bir Anayasa Komisyonu seçti.23 Ekim 1981'de açılan Danışma Meclisi, yeni anayasayı hazırlamaya başladı. Kenan Evren, Anayasa'nın ilk üç maddesinin *"değiştirilemeyeceğini ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini"* dördüncü madde olarak taslağa ekletti. Cumhurbaşkanlarının iki dönem görevde kalmalarını sağlayan maddeyi "bir dönem" olarak değiştirtti. Anayasa'daki cumhurbaşkanı yetkilerinin *"az olmasını"* ise ileride, Anıları'nın dördüncü cildinde şöyle açıklayacaktı:
"Anayasa'yı düzenlerken cumhurbaşkanına verilen yetkilerin kısıtlı olmasına ben sebep oldum. İleride bu makama gelecek olanlar bu yetkileri suistimal eder diye düşündüm, onun için fazla yetki ile donatılmasını uygun görmedim."
Hazırlanan ve son şeklini alan 1982 Anayasası, 18 Ekim 1982 tarihinde Millî Güvenlik Konseyi tarafından kabul edildi. Anayasa'nın halkın onayına sunulmasından önce Evren bazı illere gidip konuşmalar yaptı. Anayasa'nın çeşitli başlıklarını halka anlattı. Oy kullanırken iki renk olacaktı: Mavi renk, "hayır"; beyaz renk, "evet" demekti. Evren yaptığı konuşmalarla halkı mavi oy vermemesi konusunda telkin etti, verilecek beyaz oylarla Anayasa'nın kabul edilmesini istedi. Evren, referandumdan iki gün önce de radyo ve televizyondan bir konuşma yaparak Anayasa'ya destek istedi. Anayasa, 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halk oylamasında %8,63 "RED" oyuna karşılık %91,37 "KABUL" oyuyla kabul edildi. Evren, yürürlüğe giren Anayasa'nın 1. geçici maddesi uyarınca yedi yıllık bir süre için Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı sıfatını kazandı ve 9 Kasım 1982 günü göreve başladı. Hemen sonra 21 Kasım 1982'de Ordu'ya giden Evren, oylama sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
"Bu reyler Orgeneral Kenan Evren'e verilmedi. Bu reyler bizlere, Konsey üyelerine verilmedi. Bu reyler şunun için verildi: Millet huzur ve güven istiyor, huzur ve güven için verildi! Bu oylar devlet otoritesinin sağlanması için verildi! Bu oylar Atatürkçülük için verildi! Ve yine bu oylar birbirleriyle kavga eden, her gün birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döken ve değil selamlaşmak, el sıkmayı bile yapamayan kişilerden memnun kalınmadığını belirtmek için verildi. Bu millet artık kavga değil, kardeşlik ve huzur bekliyor."
Anayasa'nın kabulünün önemli sebebi olarak ihtilal öncesi iç savaş ortamı nedeni ile vatandaşların kendi hayatlarından endişe etmeleri ifade edilir.
Danışma Meclisi (DM) hazırladığı Anayasa taslağını 17 Temmuz 1982 tarihinde Danışma Meclisi'ne sundu. Danışma Meclisi'nin görüşmelerinin ardından taslak, 23 Eylül 1982 tarihinde kabul edildi. Tasarı, 18 Ekim 1982 tarihinde Milli Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilerek, halkoylamasına sunulmak üzere 20 Ekim 1982 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı. 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halkoylaması sonucunda tasarı, %91.37 oranında "evet" oyu alarak kabul edildi. Halk tarafından kabul edilen Anayasa, 9 Kasım 1982 tarihinde 2709 sayılı Kanun olarak Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu oran 1961 Anayasasının yüzde 61,5 olan "evet" oylarına göre çok yüksek bir kabul düzeyini yansıtmaktadır. Bu yüksek kabul oranının sebepleri arasında MGK'nin partilerüstü görünümü, medyanın sıkı denetim altında tutulması, siyasi partilerin kapatılmış olması, 12 Eylül 1980 öncesinin halkta derin izler bırakması, şiddet olaylarına tepki, eski siyasi iktidarlara güvensizlik ve referandum sonucunun "hayır" çıkması hâlinde olacakların belirsizliği sayılabilir.
6 Kasım 1983'te milletvekili genel seçimleri yapıldı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı da 6 Aralık 1983'te oluştu. Bu tarihte, Anayasanın 177. maddesi gereği, Milli Güvenlik Konseyi'nin ve Danışma Meclisi'nin hukuki varlıkları sona ermiştir.
Kabul edilen Anayasa'da bulunan; Askerî Yönetim döneminde Millî Güvenlik Konseyi, Hükûmet ve Kurucu Meclis üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen geçici 15. madde, 2010 Türkiye anayasa değişikliği referandumuna kadar kaldırılmadı.
### Darbe sonrası süreç
#### Zincirbozan
1983'te siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verildi. Ancak Millî Güvenlik Konseyinin yayımladığı 31 Mayıs 1983 tarih ve 79 sayılı kararla Adalet Partisinden Süleyman Demirel, Ali Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, Yiğit Köker, İhsan Sabri Çağlayangil; Cumhuriyet Halk Partisinden Sırrı Atalay, Metin Tüzün, Celal Doğan, Deniz Baykal, Ferhat Aslantaş, Süleyman Genç, Yüksel Çakmur; Büyük Türkiye Partisinden Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan olmak üzere 16 eski siyasetçi 121 gün süreyle Çanakkale'nin Lapseki ilçesindeki Zincirbozan askerî üssünde zorunlu ikamete tabi tutuldu.
Millî Güvenlik Konseyinin yeni kurulan partilerin kurucularını veto etmesi ve bazı partilerin ülke genelindeki gerekli teşkilatlanmayı seçim dönemine yetiştirememeleri nedeniyle 6 Kasım 1983 genel seçimlerine katılmasına izin verilmeyen Büyük Türkiye Partisinin devamı niteliğinde olan Doğru Yol Partisi, Sosyal Demokrasi Partisi ve Refah Partisine "Yasaklılar"; Konsey tarafından genel seçimlere katılmaları uygun bulunan Emekli Orgeneral Turgut Sunalp'ın liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi, eski Başbakanlık Müsteşarı Necdet Calp'ın liderliğindeki Halkçı Parti ve 24 Ocak kararlarını hazırlayan Turgut Özal'ın liderliğindeki Anavatan Partisine "İcazetliler" veya "6 Kasım Partileri" denildi.
#### 1983 genel seçimleri
6 Kasım 1983 genel seçimlerini Anavatan Partisi kazandı, Halkçı Parti ikinci ve Milliyetçi Demokrasi Partisi de sürpriz bir şekilde üçüncü oldu. Seçimlerden sonra milletvekillerinin parti değiştirmeleri sonucunda Doğru Yol Partisi ve Sosyal Demokrasi Partisi de Meclis'e girdi. Daha sonra alınan başarısız seçim sonuçları nedeniyle Milliyetçi Demokrasi Partisi kendisini feshetti, Halkçı Parti ise Sosyal Demokrasi Partisi ile birleşerek Sosyaldemokrat Halkçı Partiyi kurdu.
### 1987 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesi ile getirilen 10 ve 5 yıllık siyasal yasakların kalkıp kalkmaması konusunda 6 Eylül 1987'de düzenlendi. Seçmen kütüklerinin belirlenmesi amacıyla 12 Temmuz 1987'de tüm yurtta sokağa çıkma yasağı uygulandı. Yüksek Seçim Kurulu, halk oylaması sonuçlarını 12 Eylül 1987'de açıkladı. Halk oylamasına 24.436.821 seçmen katıldı. Geçerli 23.347.856 oydan 11.711.461'i 'evet' (% 50.16), 11.636.395'i 'hayır' (% 49.84) çıktı. Böylece, Geçici 4. madde yürürlükten kalktı.
Bu referandumda *Evet* oyları ile *Hayır* oyları arasında sadece 75.066 oy çıkmıştır. Sonuçların açıklanmasından önce dönemin Başbakanı Turgut Özal erken genel seçim kararı almış ve aynı yıl 29 Kasım'da 1987 Türkiye genel seçimleri yapılmıştır.
## 1990'lar
### Kardak Krizi
25 Aralık 1995 tarihinde Yunanistan ile Türkiye arasında Figen Akat isimli Türk bandıralı kargo gemisinin Kardak Kayalıkları'nda karaya oturması sonucu Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasında çıkan anlaşmazlık sonucu patlayan diplomatik ve askerî kriz çıktı. İki ülkeyi savaşın eşiğine getirmiştir. Olayı 20 Ocak 1996 tarihinde ilk kez Yunan Gramma gazetesi kamuoyuna duyurmuştur. Olaylardan yaklaşık on yıl sonra ikinci bir kriz Yunan balıkçılarının bölgeye yaklaşmasıyla ortaya çıktı.
29 Ocak 1996 gecesi başkent Ankara'da dönemin başbakanı Tansu Çiller, Dışişleri Bakanı Deniz Baykal ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya; Yunanistan'a nasıl karşılık verileceği üzerine toplanmıştı. Dönemin başbakanı Tansu Çiller, "*O bayrak inecek, o asker gidecek.*" diyerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaşa hazır olduğunu belirtti ve en yakın zamanda batıdaki kayalıklara asker çıkarılmasını istedi. Tansu Çiller'in açıklaması ve Türk Deniz Kuvvetlerinin de uluslararası sulara inmesiyle tam bir kriz oluştu ve iki ülke savaşla burun buruna geldi.
1995 genel seçimlerinde Refah Partisi %21 oy oranı ile 1. parti olmuş ve Tansu Çiller genel başkanlığındaki DYP ile koalisyon hükûmeti kurmuştur.
### 28 Şubat süreci
12 Eylül Darbesi sonucu ortaya çıkan siyasetin etkisiyle 1980 ve 1990'larda radikal sağcı grupların güçlenmiş ve bunun sonucu olarak Refah Partisi 1995'teki genel seçimlerinde siyasette güçlü duruma gelmiştir. 1996 yılında, seçimlerinin ardından kurulan DYP-ANAP hükûmetinin kısa sürede dağılmıştır. Bunun üzerine TBMM'de birinci parti durumunda olan RP ile DYP arasında kurulan 54. hükûmet, 8 Temmuz 1996'da TBMM'de yapılan oylamada güvenoyu almayı başarmıştır.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın 'havada yakıt ikmali' olarak tanımladığı başbakanlık görevini hükûmet ortağı DYP genel başkanı Tansu Çiller'e vermek amacıyla 18 Haziran 1997'de istifasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sundu. Ancak Demirel, hükûmet ortaklarının arasındaki protokolü dikkate almayarak hükûmeti kurma görevini ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz'a verdi. 12 Temmuz'da Mesut Yılmaz başkanlığında ANAP-DSP-DTP arasında kurulan 55. hükûmet TBMM'den güvenoyu aldı.
MGK'nun 28 Şubat kararlarının ardından özellikle 18 Nisan 1999 seçimlerine kadar süren zaman diliminde 14 Ağustos 1997'de 8 yıllık kesintisiz eğitim kanunu TBMM’de kabul edildi. Bu kanunla İmam Hatip Liseleri dahil Meslek Liselerinin ortaokul bölümleri kapatıldı, yalnızca lise olmaları sağlandı.
24 Aralık 1995 tarihindeki seçimlerde oy oranını artırarak solun en büyük partisi hâline gelen DSP, ANAP ve DTP'yle birlikte kurulan Anasol-D hükûmetinde yer almış ve Bülent Ecevit Başbakan yardımcısı olmuştur. Daha sonra da DYP ve ANAP'ın desteğiyle DSP bir azınlık hükûmeti kurmuştur.
#### Yargılamalar
2012 yılında TBMM, "Darbeleri Araştırma Komisyonu" kurmuş" ve 28 Şubat başta olmak üzere askerî darbeleri araştırmaya başlamıştır. Bu sürecin yargılanması ise 28 Şubat'ta etkin rol oynayanların tutuklu yargılanması ile başlamıştır.
2 Ekim 2012 tarihinde dönemin Başbakan Yardımcısı ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "mağdur" sıfatıyla ifade vermiştir. Dönemin 54. Türkiye Hükûmetini "zorla devirmeye, düşürmeye ortaklık" ile suçlanan ve aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz, dönemin orgeneralleri Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da olduğu 103 sanık hakkında açılan dava Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüştür.
14 Nisan 2018 tarihinde kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, “Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini zorla düşürme veya vazife görmekten men” suçlamasıyla, aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Emekli Orgeneral Çevik Bir, Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 21 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini duyurmuştur. Sanıkların duruşmalardaki tutum ve davranışları lehlerine kabul edilerek cezada indirim yapılmış ve ceza, müebbet hapse çevrilmiştir. Sanıklara, yaşları ve sağlık sorunları gerekçesiyle adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
9 Temmuz 2021 tarihinde 14 sanığın müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onanmıştır.
19 Ağustos 2021 tarihinde 14 sanık hakkında yakalama kararı çıkartılmıştır.
### Susurluk skandalı
Susurluk skandalı veya Susurluk kazası, 3 Kasım 1996'da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu, yasadışı polis-mafya-aşiret ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak veren skandal. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli skandallarındandır.
Kazanın ardından kamuoyu, "devlet, siyaset, mafya" üçgeninde yasadışı ilişkilerin ortaya çıkartılmasını talep etti. "Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" ismi verilen sivil toplum eylemleriyle ve medyanın desteği ile üstü örtülen ilişkilerin ve faaliyetlerin açıklanmasını talep etti.
### Anayasa kitapçığı krizi
Cumhuriyet tarihinin ekonomik ve siyasi boyutuyla "en derin krizlerinden biri " olarak yorumlanır ve bu yönüyle "Kara Çarşamba" olarak da bilinen anayasa kitapçığı krizi. Aynı gün İstanbul Borsası yüzde 14, ertesi gün yüzde 18 değer kaybetti. Gecelik faizler yüzde 760'a, Hazine borçlanma faizi yüzde 144'e kadar yükseldi. 680.000 lira seviyesinde olan Amerikan doları bir hafta içinde 1.000.000 lirayı geçmişti. Kriz sonunda çok sayıda iş yeri kapandı, işsizlik kayda değer oranda yükseldi. 2001 yılı sonunda kamunun faiz harcamaları toplam vergi gelirlerinin yüzde 92,3'üne ulaştı. 2001 Türkiye ekonomik krizinin nedenlerinden biri hâline geldi.
## AK Parti dönemi (2002-günümüz)
### 2002 genel seçimleri
Mayıs 2002'de Başbakan Bülent Ecevit'in rahatsızlanması ve ilerleyen yaşının etkisiyle sağlık durumunun düzelememesi iddiası ile görevine devam edip edemeyeceği yönünde tartışmalar başladı. Tartışmaların Demokratik Sol Parti'nin (DSP) içine de yansımasıyla temmuz ayı içinde DSP grubunun sayısı, Ecevit'in görevden çekilmemesine tepki gösteren milletvekillerinin istifasıyla yarı yarıya düştü. Bu gelişmeler sırasında koalisyon hükûmetinin ikinci büyük ortağı Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü, partisinin Bursa İl teşkilatının Keles ilçesinde düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istedi.
16 Temmuz 2002'de koalisyon hükûmetini oluşturan üç partinin genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım'da erken seçim yapılması kararı alındı. 31 Temmuz 2002'de TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada, erken seçim önergesi oylamaya katılan 514 milletvekilinden 449'unun kabul oyuyla kabul edildi.
Demokrat Türkiye Partisi ve Aydınlık Türkiye Partisi, Doğru Yol Partisi listelerinden, Halkın Demokrasi Partisi, Emeğin Partisi ve Sosyalist Demokrasi Partisi de Demokratik Halk Partisi listelerinden seçime girdiler. Türkiye Komünist Partisi'nin katılmasıyla Türkiye tarihinde ilk kez adında komünist kelimesi geçen bir parti seçimlere katıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi yasağı nedeniyle seçimlere katılamadı. Seçim takviminin 7 Ağustos tarihinde başladığı 2002 seçimlerinde, gümrüklerde oy verme işlemi 2 Ekim tarihinde başlayıp 3 Kasım tarihinde sona erdi.
3 Kasım 2002 tarihinde 81 ildeki 85 seçim çevresinde düzenlenen seçimlere katılım oranı yüzde 79,13 olarak gerçekleşti. Yüzde 10'luk ülke barajı nedeniyle geçerli oyların yaklaşık yüzde 45'i TBMM'ye yansıyamadı; seçimlere katılan 18 siyasi partiden yalnızca Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 10'luk ülke barajını aşarak TBMM'de temsil edilmeyi başardı, böylece 1946'dan sonra ikinci kez TBMM'de yalnızca iki parti temsil edildi. Geçerli oyların yüzde 34,29'unu alan Adalet ve Kalkınma Partisi elde ettiği 363 milletvekilliği ile (9 Mart 2003'te düzenlenen ara seçimlerden sonra 365'e yükseldi) tek başına hükûmeti kuracak çoğunluğu sağlarken, oyların yüzde 19,38'ini alan Cumhuriyet Halk Partisi ise kazandığı 178 milletvekilliği ile mecliste temsil edilen tek muhalefet partisi oldu. Ayrıca 9 bağımsız aday da TBMM'ye girdi. Seçilen 550 milletvekilinden yalnızca 24'ü (%4,36) kadın olan 22. Dönem'de bir önceki dönemden yalnızca 60 milletvekili (%11) yeni dönemde yer alabildi.
1999 genel seçimlerinden sonra kurulup 2002 seçimlerine kadar ülkeyi yöneten koalisyon hükûmetinin ortaklarından Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi'nin yanı sıra muhalefetteki Doğru Yol Partisi, Saadet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi barajı aşamayarak TBMM dışında kaldı. Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli aday olduğu Osmaniye'den %29,19 (58.622), ANAP lideri Mesut Yılmaz aday olduğu Rize'den %28,58 (46.577) ve Doğru Yol Partisi lideri Tansu Çiller aday olduğu Muğla'dan %22,66 (87.454) oy almalarına rağmen partileri baraja takıldığından milletvekili seçilemediler. Yenilgiyle ayrılan partilerden ANAP'ın lideri Yılmaz ve DYP'nin lideri Çiller görevlerinden istifa ettiler. Elazığ'dan bağımsız milletvekili seçilerek TBMM'ye giren Mehmet Ağar, aralık ayında yapılan kongrede DYP Genel Başkanlığı'na seçildi. Seçimlerden kısa süre önce iş adamı Cem Uzan tarafından kurulan ve hemen hemen hiçbir siyasi geleneğe dayanmayan Genç Parti ise aldığı 7,25 oy oranıyla, yoğun propaganda faaliyetine rağmen yine de sürpriz sayılabilecek bir başarı kazandı.
14 Kasım 2002 tarihinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmeden sonra, Erdoğan'ın milletvekili olmaması nedeniyle, 16 Kasım 2002 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkan yardımcısı Abdullah Gül, Sezer tarafından hükûmeti kurmakla görevlendirildi. 58. Hükûmetin 18 Kasım'da Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanmasıyla ilk Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmeti göreve başladı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Doğanköy'de sandık kurullarının oluşturulmaması ve bir sandığın kırılması nedeniyle Siirt'teki seçimlerin iptali için Yüksek Seçim Kurulu'na başvurdu. Başvuruyu haklı bulan YSK 2 Aralık 2002 tarihinde, Siirt'teki seçim sonuçları iptal ederek bu seçim çevresindeki seçimlerin yenilenmesine karar verdi. İptal kararıyla, 3 Kasım'daki seçimde Siirt'ten milletvekili seçilen, AK Parti'den Mervan Gül, CHP'den Ekrem Bilek ile bağımsız Fadıl Akgündüz'ün üyelikleri düştü. Siirt'te yapılacak ara seçim öncesinde Deniz Baykal liderliğindeki CHP'nin desteğiyle yapılan anayasa değişikliğiyle Erdoğan’ın milletvekili seçilmesinin önündeki engel kaldırdı. 9 Mart 2003'te yenilenen ve yalnızca 4 partinin katıldığı seçimler sonucunda Adalet ve Kalkınma Partisi 3 milletvekilliğini de kazandı, böylece Adalet ve Kalkınma Partisi'nin milletvekili sayısı 365'e yükselirken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekili sayısı 177'e, bağımsızların sayısı ise 8'e geriledi. Aynı seçimde Recep Tayyip Erdoğan da Siirt'ten TBMM'ye seçildi.
### 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
2000 yılında seçilen 10. cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi 16 Mayıs 2007'de dolmaktaydı. TBMM, cumhurbaşkanlığı adaylığı son başvuru tarihini 25 Nisan gecesi ve ilk tur oylama gününü 27 Nisan olarak belirlemişti. Seçim dönemine, başörtüsü ve laiklik tartışmalarıyla gelinmişti. Ülkenin çeşitli yerlerinde "Cumhuriyet Mitingleri" adıyla geniş katılımlı gösteriler düzenlendi ve iktidar partisinin, kendi siyasal çizgisinden bir ismi cumhurbaşkanlığına seçmesi engellenmek istendi. Seçimin kaderini ise, dört ay önce ortaya atılan 367 tartışmaları belirledi. Anayasa'nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) aranıyordu. Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006'da Cumhuriyet'te yayımlanan yazısında, Anayasa'da belirtilen 367'nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğunu ortaya attı. Bu görüşe göre oylamalara en az 367 kişinin katılması gerektiği, aksi halde sonucun geçersiz olacağı iddia edildi. Böylece meclisteki sandalye sayısı 354 olan iktidar partisi, tek başına kendi oylarıyla cumhurbaşkanı seçemeyecekti. Aynı dönemde ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal, iktidar partisinin uzlaşma olmadan kendi adayını çıkarması durumunda oylamalara katılmayacaklarını ve 367 tartışmalarının ciddiye alınması gerektiğini söyledi. İktidar partisi dönemin dışişleri bakanı olan Kayseri milletvekili Abdullah Gül'ü aday gösterdi. Bu arada yine iktidar kanadından Ankara milletvekili Ersönmez Yarbay adaylık başvurusu yapmıştı ancak Yarbay ilk tur oylaması öncesi adaylıktan çekildi. İlk tur oylama 27 Nisan'da yapıldı. Toplam 361 oy kullanılırken, Abdullah Gül 357 oy aldı. Oylamanın hemen sonrasında, CHP 367 iddiasıyla seçimi Anayasa Mahkemesine taşıdı. Aynı günün akşamı Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine, daha sonra e-muhtıra olarak anılacak, bir basın açıklaması konuldu. Açıklamada seçimlerde laikliğin tartışma konusu yapıldığı ve Genelkurmay'ın bu konuda taraf olduğu söylendi. Anayasa Mahkemesi 1 Mayıs'ta verdiği kararla, 367 iddiasını kabul ederek yapılan birinci tur oylamayı iptal etti. Bunun üzerine 6 Mayıs'ta yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının (367) bulunamayışı yüzünden 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi.
ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
Anayasa Mahkemesinin oylama iptali kararı üzerine, cumhurbaşkanlığı seçimi henüz tekrarlanmadan, AK Parti'den erken genel seçim kararı çıktı; 24 Haziran'da seçimlere gidilmesi için meclise teklif sunuldu. Daha sonra, Yüksek Seçim Kurulunun seçim takviminin işleyebilmesi için 22 Temmuz tarihi önerisine uyularak, tüm partilerin desteğiyle seçim kararı alındı.
Mecliste seçim kararı alınmasının yanında, Anayasa'da bazı değişikliklere gidildi. Buna göre, genel seçimlerin yapılma süresi beş yılda birden, dört yılda bire düşürüldü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin iptaline yol açan toplantı yeter sayısı konusu, meclisin tüm işlemlerinde üçte bir çoğunluk olarak netleştirildi. Cumhurbaşkanının meclis tarafından değil, halk tarafından iki turlu oylamayla seçilmesi kararlaştırıldı; yedi yıl olan görev süresi beş yıla düşürülerek, iki kez seçilebilmenin önü açıldı. Değişiklik paketi mecliste 376 oyla kabul edilmişti. Ancak yeni cumhurbaşkanı seçilemediğinden, görev süresi dolmasına rağmen görevini sürdüren Ahmet Necdet Sezer, yapılan değişiklikleri "rejimi sıkıntıya sokar" eleştirisiyle veto etti. Değişiklik paketi tekrar geldiği mecliste, bu kez 370 oyla aynen kabul edildi. Aynı metinle ikinci kez önüne gelen paketi veto yetkisi bulunmayan Sezer, 15 Haziran'da paketi halk oylamasına sunma kararı aldığını; ayrıca Anayasa Mahkemesine iptal davası açacağını duyurdu. Yüksek mahkeme 5 Temmuz'da verdiği kararla Cumhurbaşkanlığının iptal taleplerini reddetti. Değişiklik paketi 21 Ekim'de yapılan halk oylamasında, %68 oyla kabul edilerek yürürlüğe girdi.
Alınan karar sonucu 22 Temmuz'da erken seçime gidildi. Seçimde %46,6 oy alan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, 341 milletvekilliği ile yeniden tek başına iktidar oldu. Ancak partinin oy oranı yaklaşık %12 artmasına rağmen, Devlet Bahçeli başkanlığındaki MHP'nin de %14,3'le barajı geçmesi ve meclisteki üçüncü parti olması dolayısıyla, iktidar partisinin meclisteki sandalye sayısında düşüş oldu. %20,85 oy alan Deniz Baykal yönetimindeki CHP ana muhalefet partisi konumunu korudu. Oyları az da olsa artan partinin sandalye sayısı, yine meclise MHP'nin de girmiş olmasıyla, 178'den 112'ye kadar geriledi.
### Ergenekon davası
Ergenekon adlı gizli bir örgütün üyeleri olduğu iddia edilen kişiler 2008 yılında gözaltına alındı. Üyeler, 2003-2004 yıllarında Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetini devirmeye yönelik darbe planlarını, 2006'da bir yüksek yargıcın öldürüldüğü Danıştay Saldırısını, 2007'de Malatya'da üç Hristiyanın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamını gerçekleştirdiğini ve 2008-2009 yıllarında bazı suikast planları yapmakla suçlandı.
### Balyoz darbe planı iddiası
19 Temmuz 2010'da İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi İstanbul Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Murat Yönder, Süleyman Pehlivan ve Ali Haydar'ın hazırladığı iddianameyi kabul ederek tamamı asker 196 kişi hakkında dava açtı. 968 sayfalık iddianamede sanıklara "Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren ıskat ve vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek" suçlaması yöneltildi. Fakat eski TCK'nın 61/1. maddesine dayanılarak "eksik teşebbüs" nedeniyle cezalarda indirim yapılması istendi ve her sanık için 15 yıldan 20 yıla kadar hapis talep edildi.
### Deniz Baykal kaset skandalı
Kaset, 6 Mayıs 2010 gecesi, video paylaşım sitesi Metacafe'de "Deniz Baykal - Seks Kasedi" başlığı altında paylaşıldı ve bu video birkaç saat içerisinde *Akit* gazetesinin internet sitesi habervaktim.com adlı web sitesinde, görüntülerdeki kadının Nesrin Baytok olduğu söylemiyle haberleştirildi.
8 Mayıs 2010'da videoyu barındırdığı için Metacafe'ye Türkiye'den erişim engellendi. Baykal ve Baytok, kendilerine ait olduğu ileri sürülen görüntüler için "komplo" açıklamasında bulunurken, Baykal'ın avukatı da görüntülerin montaj olduğunu belirtti. Bu haberle birlikte eşinin girdiği ihalelerle ilgili iddialar tekrar gündeme geldi ve Can Baytok, bu iddialara karşı yargıya başvurdu.
Deniz Baykal, 10 Mayıs 2010 günü düzenlediği basın açıklamasıyla yaklaşık 15 yıl 8 ay sürdürdüğü CHP genel başkanlığı görevinden istifa ettiğini duyurdu. İstifadan iki gün sonra parti sözcüsü Mustafa Özyürek, Baykal'ın kurultaya katılmayacağını ve Baykal'ın gönlündeki ismin de herkesin olduğu gibi CHP grup başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu ise, istifanın ve Özyürek'in açıklamasının ardından, parti içi dengeleri gözeterek iki kez kurultayda aday olmayacağını söyledi. Baykal'ın istifasının ardından, Baykal'ın evinde çeşitli Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve milletvekilleri ile partinin geleceğinin konuşulduğu görüşmelerde genel sekreter Önder Sav, parti üyelerine Baykal'ı geri getireceklerini söyledi. Ancak Kılıçdaroğlu, kurultaya beş gün kala partinin hâlâ genel başkan adaysız kalmasından rahatsız olan birçok partilinin isteğini ve halkın desteğini göz önünde bulundurarak, 17 Mayıs 2010 tarihinde CHP grup başkanvekilliğinden istifa ettiğini ve 33. Olağan Kurultay'da aday olacağını açıkladı.
Videonun Gülen Hareketi tarafından sızdırıldığı öne sürülmektedir. Baykal ve MHP'lilerin kasetlerinin yayınlanmasındaki şüpheliler arasında Fetullah Gülen, Osman Hilmi Özdil, polis şefleri Ömer Altıparmak, Recep Güven, Coşgun Çakar, Zeki Güven ve Tarkim'in sahibi Ömer Faruk Bayındır gibi bireyler yer almaktadır. Toplam şüpheli sayısı 97'dir. Deniz Baykal ise kasetin yayınlanmasından kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada, Cemaatten üst düzey bir yetkilinin kendisini arayarak, "Bu kasetle ilgimiz yok" dediğini öne sürmüştür. Tevfik Diker, 2014'te Baykal ile görüşen üst düzey Cemaat yetkilisinin eski AK Parti milletvekili İlhan İşbilen olduğunu açıkladı. 2014'te Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğu ileri sürülen bir ses kaydına göre sızıntının Erdoğan tarafından gerçekleştirildiği öne sürüldü, bu iddia Erdoğan tarafından sert bir dille yalanlandı.
### 2010 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
2010 Türkiye anayasa değişikliği referandumu | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Referandumda Anayasa'nın yirmi altı maddesi var. | |||||||||||||
Tarih | 12 Eylül 2010 | )||||||||||||
| |||||||||||||
|
Referandum sonucu değişikliklerin kabul edilmesiyle (%57,88 "evet") 13 Eylül 2010 tarihinde çeşitli sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler ve bazı kişiler 12 Eylül'ü yapanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Bütün suç duyurularını toplayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "Millî Güvenlik Konseyi (MGK) adı altında 12 Eylül 1980'de ülke yönetimine el koyan ve 7 Aralık 1983 tarihine kadar bu statüsünü sürdüren askerî cunta yönetiminin hayatta kalan üyeleri Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya'nın işlediği (A) Nürnberg Şartı ile kabul edilmiş ve tüm devletlerin kendi kanunlarında yer almasa dahi suçun oluşumu hâlinde takip etmek zorunda oldukları uluslararası hukukun buyruk kuralı niteliğine sahip insanlığa karşı suçlar (B) 765 Sayılı Ceza Kanunu'nun 146, 147, 153, 174, 179, 180, 181. maddeleri kapsamında, insanlığa karşı suçlar ve resen takdir edilecek suçlar nedeniyle haklarında başsavcılık tarafından ceza dava açılması ve haklarında gerekli önlemlerin alınması istemi..." ile 7 Nisan 2011 tarihinde ilk soruşturmayı başlattı. 4 Nisan 2012 tarihinde darbenin yargılanmasına başlandı. Davaların sonucunda, 2014 yılında, Evren ve Şahinkaya mahkeme tarafından müebbet hapis cezası aldı. Karar sonrası temyize gidildi, bu süreçte hem Evren hem Şahinkaya öldü. Bunun üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, kamu davasını ortadan kaldırdı ve sanıkların ölümünden dolayı davanın düşürülmesine karar verdi. Kararlar kesinleşmedi. Ayrıca Yargıtay, Evren ve Şahinkaya'nın rütbelerinin sökülmesine ve mal varlıklarına el konulmasına yer olmadığını hükmetti. Davanın müdahillerinden olan Devrimci 78'liler Federasyonu, davadan vazgeçmeyeceklerini ve 57 ilde "işkence" iddiasıyla açılan davaları yakın takipte tutacaklarını belirtti.
### 2013-2017
27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin parka girmesinin ardından bu haberin sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılması sonucunda bazı aktivistlerin parka gidip çalışmaları durdurmaya çalışmasına polis orantısız müdahalede bulunmuştur. Bu müdahaleler ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın inşaatın yapımında ısrarcı açıklamaları ile protestolar hükûmet karşıtı gösterilere dönüşmüş ve başta Ankara, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere Türkiye'nin diğer illerine de yayılmıştır. 1 Haziran tarihinde polis kuvvetleri Taksim Meydanı'ndan çekilmiştir ve protestocular Gezi Parkı'nda bir kamp kurmuşlardır. Kampta gönüllülerin çalıştığı kütüphane, revir, mutfak gibi tesisler kurulmuştur. 15 Haziran akşamındaki polis müdahalesi sonrasında ise Gezi kampı dağıtılmıştır. Bu olaydan sonra Türkiye'nin çeşitli illerindeki parklarda forumlar düzenlemeye başlanmıştır.
Projenin dayanağı olan planlar İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından 6 Haziran 2013 tarihinde iptal edilmiştir. Başbakan Erdoğan'ın göstericilere "çapulcu" demesi sonrasında, bu kelimenin kullanılmasından dolayı 2003 yılında açılan bir davada davacıya 10 milyar TL (Şimdiki 10.000 TL) tazminat ödendiğine dair emsal kararı ortaya çıkınca protestocular kendilerini çapulcu kelimesi ile ifade etmeye başlamışlardır. Bazı medya kuruluşlarının gösteri ile ilgili haberleri yayınlamamasına tepki gösterilmiştir. Örneğin CNN Türk haber kanalının gösterilerin yoğun olduğu sırada penguenlerle ilgili belgesel yayınlaması karikatürler ve çeşitli şekillerde tepkilere neden olmuştur ve penguen de gösterilerde kullanılan sembollerden biri hâline gelmiştir. İçişleri Bakanlığı'nın 23 Haziran'da yaptığı açıklamaya göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2,5 milyon kişi katılmış, bundan daha fazla kişi de sosyal ağlar aracılığıyla görüşlerini aktarmışlardır. Olaylar sonucunda 8 sivil (Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif ve Elif Çermik) ve 2 güvenlik görevlisi (polis komiseri Mustafa Sarı ve polis memuru Ahmet Küçüktağ) hayatını kaybetmiş, 9063 kişi yaralanmıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 18 Haziran 2016 tarihinde katıldığı bir davette Gezi Parkı'nın yıkılıp yerine tekrar topçu kışlası yapılacağını dile getirdi. Bu açıklamanın ardından insanlar Twitter'da açıklamaya tepki gösterdi.
Ağustos 2014'te Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olarak seçildi. Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihi'nde ilk kez bir cumhurbaşkanı doğrudan halk oylaması ile bu seçimde seçildi.
Ankara garı katliamı, 10 Ekim 2015'te yerel saatle 10:04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısında 109 kişinin ölmesi ile modern Türkiye tarihindeki en ölümcül intihar saldırısı olmuştur. Saldırı sonrası RTÜK tarafından yayın kuruluşlarına geçici yayın yasağı getirildi ve internet servis sağlayıcıları tarafından bazı sosyal medya (Twitter, Facebook) sitelerine erişim engeli uygulandı.
#### 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu
Soruşturmalar Eylül 2012 ve Şubat 2013'teki bir dizi ihbarla başlamıştır. 17 Aralık 2013 günü Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın gözaltı talimatları ve ilgili mahkemelerin arama kararlarının yerine getirilmesi ile kamuoyu tarafından duyulmuştur. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen soruşturmada aralarında iş adamları, bürokratlar, banka müdürü, çeşitli düzeyde kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükûmeti kabine üyesi dört bakan ile üç bakan çocuğunun olduğu kişiler hakkında "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarını işledikleri iddiası yer almıştır. 16 Ocak 2014 tarihli Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı ile soruşturmayı başlatan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın görev yeri değiştirilmiş, soruşturma diğer savcılar tarafından yürütülmüştür.
Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, soruşturmayı yürüten yargı ve emniyet mensuplarının Gülen Hareketi tarafından yönetildiğini ve "paralel devlet" yapılanmasında yer aldığı iddia etti. Soruşturmaların ardından Egemen Bağış Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bakanlık görevlerinden istifa ettiler; Bayraktar ayrıca milletvekilliğinden de istifa etti. 5 Ocak 2015'te TBMM'de yapılan oylamada eski bakanların Yüce Divan'a gönderilmemesine karar verildi.
##### Sonraki gelişmeler
Rıza Sarraf 19 Mart 2016'da Amerika Birleşik Devletleri'nin Miami kentinde banka dolandırıcılığı ve kara para aklamanın yanı sıra ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu delmek suçlamaları ile göz altına alındı ve ardından mahkeme tarafından 75 yıla kadar hapis istemiyle tutuklandı. Reza Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman aracılığıyla Manhattan Bölge Mahkemesi’ne yaptığı 50 milyon dolarlık kefalet başvurusuna, New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, 17 Aralık fezlekesini delil göstererek itiraz etti. Savcı Preet Bharara itirazında, Emine Erdoğan'ın kurucusu olduğu TOGEM-DER gibi derneklere yapılan bağışları söz konusu ederek, Sarraf’ın dolandırıcılık, altın kaçakçılığı, rüşvet, fuhuşa aracılık etmek suçlarına karıştığına, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devletin üst kademeleriyle olan ilişkilerini kullandığına ilişkin kanıtlara yer verdi ve salıverilme ihtimaline dair şu uyarıyı yaptı: “Yapılan yardım ve derneğin yapısı, Sarraf’ın üst düzey bürokrat ve devlet yetkilileri ile ilişkisini ortaya koyuyor. Bu bakımdan zanlının Türkiye’ye geçmesi durumunda geri gelmemesi ya da gelmesinin engellenmesi büyük ihtimaldir.”
25 Mayıs 2016 tarihinde CHP İstanbul milletvekili İlhan Cihaner, ABD'deki iddianameyi gerekçe göstererek 17 Aralık soruşturmasındaki takipsizlik kararının kaldırılmasını ve yeni bir soruşturma açılmasını talep ederek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
#### 15 Temmuz darbe girişimi
15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye siyasi tarihinde 12 Eylül 1980 askerî darbesinden otuz yıl sonra yaşanan ilk askerî darbe teşebbüsü olarak kayıtlara geçti.
15 Temmuz 2016, saat 10.30 civarında Kara Havacılık Komutanlığında görevli Binbaşı O.K. darbe girişiminden haberdar oldu. Bunun üzerine öğle saatlerinde kendi inisiyatifi ile bölüğünü terk etti ve Millî İstihbarat Teşkilatına giderek yapılacak olan kalkışmaya dair ihbarda bulundu. Darbe hazırlığında olunduğuna dair 15 Temmuz, 16.00'da istihbarat edinen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'e ilk bilgilendirmeyi verdi. 17.30'daki ayrıntılı bilgi paylaşımı sonrasında durumun ciddi olduğu değerlendirmesinde bulunuldu ve Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanlığına davet edildi. Saat 18.00 sularında Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve komuta kademesiyle görüşmek için karargâha gitti. MİT'e gelen ihbarın daha büyük bir planın parçası olabileceğinin altını çizdi. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı; hava sahasının kapatılması, tüm askerî hareketliliğin yasaklanması, Kara Havacılık Okulunun ivedi teftiş edilmesi gibi tedbirler aldı. Karargahta yaşanan bu hareketlilik ve Hulusi Akar’ın Türk hava sahasını kapatma emri üzerine deşifre olduklarından şüphelenen darbeciler, kalkışmayı 03.00'ten 20.30'a çekti.
15 Temmuz Darbe Teşebbüsün ardından geçen süre boyunca aralarında Boğaziçi Köprüsü, Büyük İstanbul Otogarı ve Ilgaz Dağı Tüneli'nin de yer aldığı birçok yapı, mekân, meydan ve yerin adı, darbe girişiminin tarihine ithafen değiştirildi. Ayrıca 15 Temmuz tarihi, darbe girişiminde hayatını kaybedenleri anmak amacıyla Demokrasi ve Millî Birlik Günü adıyla 2017'de resmî tatil olarak ilan edildi.
#### MİT TIR'ları skandalı
19 Ocak 2014'te Suriye'ye giden üç TIR, Hatay'da Adana TMK 10. madde ile yetkili savcılık talimatıyla Kırıkhan Savcılığı tarafından durduruldu ve TIR'lara refakat eden araç içerisindekiler ve TIR içerisinde yer alan bir kişi, Kırıkhan Başsavcısı ve Kırıkhan savcısına, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu olduklarını ve araç içerisinde yer alan malzemelerin "devlet sırrı" niteliğinde olduğunu ifade etti. Dönemin Hatay valisi, personelin MİT personeli olduğu ve araçların MİT'e ait olduğu belirtilen talimat yazısıyla tır aranmadan jandarma tarafından yola devam etmesine izin verildi. Fakat TIR'ların önü daha sonra polislerce kesildi fakat daha sonra emniyet güçler geri çekilmesiyle TIR yoluna devam ederek Suriye'ye geçti.
*Cumhuriyet* gazetesi 29 Mayıs 2015 tarihinde "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" başlığıyla konu ile ilgili haber yayımladı. Haberin içeriğinde MİT'e ait bir TIR'ın içinde Suriye'ye götürülen silahların görüntüleri ortaya çıktığı belirtildi. Ayrıca MİT'e ait TIR'larla Suriye'deki gruplara silah ve cihatçı sevk edildiği iddia edildi, kanıt olarak da savcılık dosyasından alındığını belirtilen görüntüler verildi. Aynı gün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan gönderilen yazı üzerine haber kaldırıldı. Yasaklanan bu görüntülerde, ilaç kutularının altından çıkan havan topu mermileri ve diğer mühimmat yer aldı.
##### Adalet Yürüyüşü
14 Haziran 2017'de MİT TIR'ları görüntülerini eski Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar'a verdiği suçlamasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'na yirmi beş yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verildi. "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından yargılanan Berberoğlu'na ilkin müebbet ardından "failin geleceği üzerindeki olası etkileri" sebebiyle indirim takdiri kullanılarak ceza 25 yıla indirildi. Aynı gün CHP, meclisi terk etti. Parti grubuyla olağanüstü gündemle toplanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 15 Haziran'da Ankara'daki Güvenpark'ta saat 11.00'de bir araya geleceklerini duyurdu. CNN Türk'tek *Ne Oluyor?* programında canlı yayına katılan Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşüne dair şu bilgileri verdi: "Elimde sadece 'Adalet' yazan afiş olacak. Yürüyeceğim. Bıçak kemiğe dayandı. Adalet sağlanıncaya kadar yürüyeceğim. Güvenpark'tan başlayacak, (Berberoğlu'nun tutuklu bulunduğu) İstanbul Maltepe Cezaevi'ne yürüyeceğiz. Kaç gün sürer bilmiyorum. Durmadan yürüyeceğiz."
Kılıçdaroğlu ayrıca yürüyüşün nedenleri arasında kanun hükmünde kararnamelerin uzun süreli olmasını, bu yetkinin FETÖ ile mücadelenin önüne geçilip bütün muhalif kesimlerle mücadeleye dönüşmesini, milletvekillerin tutuklanması, üniversite hocalarının (barış bildirisine imza atanlar dahil) meslekten atılmasını gösterdi ve şunu ekledi:
"Ülkede demokrasi ve adalet yoktu ve süratle hem demokrasiden hem de adaletten uzaklaşan oluştu Türkiye'de. Temel nedenlerden birisi şuydu: Adalet olmadığı içindi, çünkü yargı siyasetin emrine verildi. Yargı eğer siyasetin sopası olarak kullanılıyorsa, muhalefetin tasfiyesine yönelik bir operasyonun ana unsuru olarak kullanılıyorsa, demokrasi yok demektir. Ve dolayısıyla bu yürüyüşü başlattık."
Haber sonrası CHP İzmir Milletvekili ve Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen hükûmetin istifa etmesi gerektiğini söyledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, parlamentonun onayı olmadan böyle bir şeyin yapılmasının suç teşkil ettiğini söyledi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT TIR'larının Adana'da durdurulmasını aylarca 'ihanet' olarak nitelendirdiğini hatırlattı. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, TIR'lar "Türkmenlere gidiyordu" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avukatıma talimatı verdim, davayı anında açtım. Bu haberi özel haber olarak yapan kişi de öyle zannediyorum ki bunun bedelini ağır ödeyecek." dedi. Erdoğan, TRT 1'deki *Cumhurbaşkanı Özel Yayını* programında MİT TIR'larına yönelik operasyon ve *Cumhuriyet* gazetesinin yayımladığı haberle ilgili soru üzerine Erdoğan, bunun Bayırbucak Türkmenleriyle alakalı bir konu olduğunu ve söz konusu haberin Türkiye'nin imajına gölge düşürmeye çalıştığını söyledi. *Cumhuriyet* gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Erdoğan'ın sözlerinden sonra 2 Haziran 2015'te "Tehdidi bırak, bu 20 soruya yanıt ver!" başlıklı bir yazı yazdı. Erdoğan, 24 Kasım 2015'te verdiği demeçte MİT TIR'larının durdurulmasıyla ilgili "O ihaneti biliyorsunuz değil mi. İşte onlar, Türkmenlere insani yardım götüren TIR'lardı. Silah varsa ne olacak, yoksa ne olacak?" diye konuştu. Açılan soruşturmada Can Dündar ile Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasına karar verildi.
### 2017-günümüz
#### 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
Başkanlık sistemi, 2005'te Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından önerildi ve Başbakan Erdoğan tarafından desteklendi. Bu süre zarfından sonra başkanlık sistemine geçiş Adalet ve Kalkınma Partisi liderleri tarafından "yeni anayasa" ile birlikte birçok kez açık bir şekilde dile getirildi. Ekim 2016'da partinin Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Nisan 2017'nin değişiklik için referandum tarihi olacağını açıkladı. Kasım 2016'da AK Parti, getirmeyi istediği sistemin adının başkanlık sistemi değil cumhurbaşkanlığı sistemi adıyla anılacağını duyurdu. 10 Aralık 2016'da AK Parti ile MHP, 21 maddelik anayasa değişikliği önerisi üzerinde görüşmek için bir araya geldi ve referanduma gidilmesi için gerekli olan meclis onayı sürecine geçmek için milletvekillerinden imza toplamaya başladı. Bunun üzerine değişiklik teklifinin destekçisi olan hükûmete yakın medya, kullanmakta olduğu başkanlık sistemi adını terk ederek cumhurbaşkanlığı sistemi adını kullanmaya başladı.
Nisan 2017'de seçmenler, mevcut Türkiye Anayasası'nın 18 maddesi üzerindeki değişikliklerini oyladı. Hükûmetteki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve kurucularından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından desteklenen madde değişiklikleriyle ilgili tartışmalar uzun süre devam ettikten sonra muhalefetteki Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) desteğiyle birlikte meclisten geçerek halk oylaması kararı alındı. Değişiklik paketi, yürürlükteki parlamenter sistemin kaldırılarak yerine başkanlık sisteminin getirilmesini, başbakanlık makamının ortadan kaldırılmasını, meclisteki vekil sayısının 550'den 600'e çıkarılmasını ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısında değişiklikler yapılmasını içermektedir.
Anayasa değişikliği teklifi ilk olarak AK Parti tarafından 2011 genel seçimlerinin hemen peşine duyuruldu ancak meclisteki tüm partilerden oluşan anayasa komisyonunun fikir birliğine ulaşamaması üzerine geri çekildi. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı koltuğuna oturmasıyla birlikte başkanlık sistemine geçiş tartışmaları hız kazanarak daha çok gündeme geldi ve hem Haziran 2015 genel seçimlerinde hem de Kasım 2015 genel seçimlerinde AK Parti'nin en önemli seçim politikalarından biri oldu. Mayıs 2016'da başbakanlığı ortadan kaldıracak anayasal değişiklik konusunda Erdoğan'la anlaşmazlıklar yaşayan Ahmet Davutoğlu görevden istifa ederek yerine en önemli gündeminin anayasa değişikliği olduğunu söyleyen Binali Yıldırım geldi. Geçmişte birçok kez başkanlık sistemine karşı olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ekim 2016'da değişiklik teklifini meclise getirmesi için hükûmete çağrı yaptı ve süreçte iş birliği içinde olabileceklerini duyurdu. Bir aylık görüşmelerin ardından Aralık'ta teklif üzerinde anlaşmaya varan AK Parti ve MHP, böylece önerinin referanduma sunulması için gerekli olan meclis onayı sürecini başlattı.
20 Ocak 2017'de beşte üç oy sayısı 330'u aşarak 339 oy toplayan anayasa değişikliği teklifi meclisten geçerek referandum kararı verildi. Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), oylamalar sırasında gizli oy kullanılması gerekirken açık oy kullanılması gibi çeşitli usulsüzlükler yaşandığını belirtti.
Toplam koltuk sayısı 550 olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 537 milletvekili oylamaya katıldı. Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 11 milletvekili henüz kanıtlanmamış terörizm suçlamalarından dolayı tutuklu olduğu için oylamalarda yer alamadı, tutuklu milletvekilleri anayasa görüşmelerinin iç tüzüğe aykırı olduğunu bildirerek durdurulmasını isterken geriye kalan 48 HDP'li milletvekili ise oylamaları boykot etti. Meclis Başkanı İsmail Kahraman ise hastaneye kaldırıldığı için oy kullanamadı, yerine geçici başkanlık eden Ahmet Aydın ise meclis başkanlarının oylamaları katılmaması kuralı nedeniyle oy veremedi.
Toplamda 537 milletvekili oylamaya katılabilecekti ve bunlardan 315'i AK Parti'den, 133'ü CHP'den, 48'i HDP'den ve 39'u MHP'dendi; bunlara ek olarak iki bağımsız vekil bulunmaktaydı. MHP milletvekillerinden 6 kişi değişiklik teklifine karşı olduklarını belirterek 'Hayır' diyeceklerini açık bir şekilde duyurunca 'Evet' oyunun fire olmaksızın 348 olması tahmin edildi. CHP'nin 133 milletvekili ile iki bağımsız vekil Aylin Nazlıaka ve Ümit Özdağ da oylamada 'Hayır' diyeceğini açıkladı. HDP ise oylamayı boykot etti.
Meclis oylaması 9 Ocak'ta başladı ve oylamanın ilk turu 15 Ocak'ta tamamlandı. Değişikliğe karşı olan milletvekilleri, ara verilmeksizin aynı gün içinde birden çok maddenin oylandığına dikkat çekerek acelecilik olarak nitelendirdikleri bu durumu eleştirdi. Oylamalara usulsüzlük tartışmaları gölge düşürdü; CHP milletvekilleri, AK Parti yönetiminin hangi oyu kullanacağı belirsiz olan kendi milletvekillerini 'Evet' oyuna zorlamak için yasalar tarafından izin verilmediği hâlde açık oy kullanımını şart koştuğunu ifade ederek oylama sırasında açık oy kullanan AK Parti milletvekillerinin fotoğraf ve videolarını çekti. AK Parti milletvekilleri, kendilerini açık oy kullanırken görüntüleyen kişilere tepki gösterdi ve bu yüzden hükûmet ile muhalefet vekilleri arasında zaten yaşanan sözlü tartışmalar zaman zaman fiziki kavgaya dönüştü. CHP'li vekil Fatma Kaplan Hürriyet, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile Başbakan Binali Yıldırım'ı açık oy kullanırken görüntülediği için AK Parti milletvekilleri tarafından darp edildi. Bazı milletvekilleri fiziki kavgalar sonucunda hastaneye kaldırılırken tartışmalar sırasında meclis kürsüsünde yer alan €15.000 değerindeki bir mikrofon kayboldu. Oylamanın ikinci turu ise 20 Ocak'ta tamamlandı ve teklifin tüm maddeleri meclisten geçti. Onaylanan değişikliği yürürlüğü koymak için yapılan nihai oylama referandum sınırı olan 330'u geçerek 339 oyla kabul edildi ancak doğrudan yürürlüğe girmesi için gerek olan 367 barajının altında kaldı.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan anayasa değişikliği referandumu %51.41 oranla kabul edildi. Resmi olmayan sonuçların açıklanmasının ardından, Yüksek Seçim Kurulu'nun mühürsüz oyların geçerli sayılmasına yönelik kararını protesto etmek için Türkiye'nin birçok şehrinde gösteriler düzenlendi. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere Muğla, Aydın, Mersin, Kocaeli, Adana, Çanakkale ve Konya illerinde toplanan eylemciler referandumun iptali talebinde bulundu ve YSK'nın kararı protesto edildi.
##### Erdoğanizm
Mustafa Akyol, Erdoğanizmi, Rusya'daki Putinizm'e benzer bir otoriterlik biçimine atıfta bulunarak, temelde Erdoğan etrafında bir kişilik kültüne dayanan bir ideoloji olarak tanımladı. Akyol ayrıca Neo-Osmanlıcılığı, İslamcılığı, Türk milliyetçiliğini, Batı devletlerinin Ortadoğu'ya siyasi müdahalesinden şüphe duymayı, Kemalizm'i reddetmeyi ve merkeziyetçiliği Erdoğanizm görüşünün temel özellikleri olarak tanımlıyor.
###### Antitez
3 Mart 2023 tarihinde ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğanizme eleştiri getirerek, *"Sevgili halkım biz bu yola çıkarken hep Halil İbrahim sofrasından bahsettik. Çünkü 'bu sofraya bu ülkenin tüm renklerini davet etmemiz gerekir' dedim, 'yoksa bu ülke iflah olmaz' dedim. Türkiye’nin bütün renklerini birleştire birleştire kazanmak için yola çıktık. Soframız böylece gittikçe genişledi. Çünkü amaç sadece ceberut sarayı göndermek ya da değiştirmek değildi, amaç aynı zamanda yeni güzel bir Türkiye oluşturmaktı. 'Bu sofraya o oturmasın bu oturmasın' diyerek, bu ülkeyi toparlayamayız. Birilerini hor görerek, göz ardı ederek Türkiye’yi değiştiremeyiz. Bu Türkiye’yi 20 yıldır yaşıyoruz zaten. 'Erdoğan gitsin, Erdoğanizm gelsin' bu da olmaz. Tarihi sorumluluğumuz var bizim. İttifakımızın diğer ortakları medyaya çıkıp hakaretler etmiyor. İttifaka zarar veren demeçler hiç vermiyor. Hiçbirinin ittifak içinden oy devşirmeye çalıştığını da görmedim. Sürekli aynı olgular, birbirini tekrar eden hamleler. Biz ülkeyi siyasi operasyonlar ile yönetmeye talip olmayacağız. Hepimizin sorumluluğu var ve sorumlu davranacağız"* ifadelerini kullandı.
#### 2019 yerel seçimleri
2019 yerel seçimlerinde iktidar partisi AK Parti, 16 yıl sonra ilk kez İstanbul ve Ankara'nın yanı sıra Türkiye'nin en büyük 6 ilinden 5'inin yönetimini kaybetti. Kaybetmenin nedeni, büyük ölçüde AK Parti'nin Türkiye'deki ekonomik krizi kötü yönetmesine, artan otoriterliğe ve hükûmetin sığınmacı krizi konusundaki tavırlara bağlanıyor. Seçimlerden kısa bir süre sonra, YSK, İstanbul'da yeniden seçim kararı aldı. Karar, AK Parti'nin popülaritesini düşürdü ve AK Parti, Haziran'daki seçimleri daha da büyük bir farkla yeniden kaybetti.
#### Altı siyasi partinin parlamenter sisteme yeniden dönüş çalışması
Güçlendirilmiş parlamenter sistem, kavram olarak değilse de terim olarak ilk olarak 2011 yılında Cumhuriyet Halk Partisi seçim bildirgesinde kullanıldı. Burada söz konusu terim, "Yeni Anayasa'nın temel ilkeleri" başlığı altındaki 12 ilkeden biri olarak yer aldı. *Güçlendirilmiş parlamenter sistem* daha sonraki dönemde, hedeflenen siyasal rejimi tanımlayan, kapsamlı bir şemsiye kavrama dönüşerek CHP bildirgesindeki diğer 11 ilkeyi ve çok daha fazlasını içerdi. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, güçlendirilmiş parlamenter sistemin "yürütmeyi güçlendiren modeller karşısında yasama organının güçlenmesi amacına yönelik" bir kavram olarak ilk kez 2015 yılında siyaset bilimci Doç. Dr. Burak Cop tarafından kullanıldığını belirtmektedir.
2017 referandumuyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemini Türkiye'deki ekonomik ve siyasal krizlerin sebebi olarak gören muhalefet partileri parlamenter sisteme dönüş talebini dile getirmeye başladılar. Öte yandan 2017 öncesindeki sistemin de yetersiz olduğu görüşü, önerilen yeni siyasal düzenin *güçlendirilmiş parlamenter sistem* olarak adlandırılmasını beraberinde getirdi. Muhalefet partileri 2018 seçimlerinin ardından güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme arzularını kamuoyuyla ayrı ayrı paylaştılar. Kasım 2020'de Gelecek Partisi, Mayıs 2021'de İYİ Parti,, Ekim 2021'de DEVA Partisi kendi güçlendirilmiş parlamenter sistem hedeflerini bağımsız olarak ilan ettiler. Bu süreçte güçlendirilmiş parlamenter sistem hakkında siyasi partilerden bağımsız akademik yayınlar da yapıldı. CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek Partisi, SAADET ve DP, Ekim 2021 itibarıyla TBMM'de bir araya gelerek ortak metin çalışmalarına başladı. Altı partinin genel başkan yardımcılarından oluşan ortak komisyon beş başlıklı bir taslak metin üzerinde çalışmaya başladı. Metin, 2021 Aralık ayında tamamlandı. 28 Şubat 2022 günü yapılan imza töreniyle parti liderleri bu metni onayladı ve kamuoyuna sundu.
Metnin içeriğinde, altı partinin fikir birliğine vardığı ilkeler yer aldı. Eski parlamenter sistemden farklı olarak hükûmet kurmanın kolay, düşürmenin ise zor olması amaçlandı. Bunun için, hükûmet düşüren TBMM üyelerine, yeni hükûmeti de belirleme zorunluluğu getirilmesi hedeflendi. Cumhurbaşkanlığı sisteminden farklı olarak, hükûmetin meclis tarafından kurulması, Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisinden istifa etmesi ilkeler benimsendi. Bunlar dışında yargı sisteminde, basın özgürlüğünde ve kamu atamalarında değişiklikler öngören ilkeler yer aldı.
28 Kasım 2022 gününde altı partinin ortak komisyonu tarafından "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi" başlıklı 84 maddelik anayasa değişikliği teklif maddeleri kamuoyuna sunuldu. Değişikliğe konu maddeler mutabakat metninde yer alan ilkelere uygun olarak düzenlendi. Ancak Sürecin işleyişi şeffaf ve tutarlı olmadığı için eleştiriliyor. Metin, geniş toplum kesimleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmemesinden eleştiriliyor. Muhalefetin 2017 yılında AK Parti ve MHP tarafından yürütülen anayasa değişiklik sürecine benzer eleştiriler yapıp ama kendilerinin bunu güçlendirilmiş parlamenter sistem süreci için yapmadıkları tutarsızlık olarak görülüyor.
Anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler'e göre, Türkiye altılı masanın önerdiği sistemle 2014-2018 arasındaki sisteme geri dönecektir. Yani Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği ve bir Bakanlar Kurulunun ve bir Başbakanın bulunduğu bir sistem. "Allah aşkına 2014-2018 arasında Türkiye’de tek adam rejimi yok muydu? Bu dönemde Başbakan Ahmet Davutoğlu veya Başbakan Binali Yıldırım Cumhurbaşkanına karşı direnebilmiş miydi?"
#### Millet İttifakı
Türkiye'de 2023 genel seçimlerinde ana rakip olan Cumhur İttifakı'na karşı yarışmak üzere altı muhalefet partisinden oluşan millet ittifakı kuruldu. Aslen 2018 genel seçimlerinden önce kurulan ittifak, Türkiye'nin yeni kurulan otoriter eğilimli başkanlık sistemine direnme konusunda ortak payda bulan siyasi yelpazedeki dört muhalefet partisi tarafından resmen başlatıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti, muhalefete yıllar sonra ilk büyük seçim başarısını kazandıran 2019 yerel seçimleri için ittifakı yeniden kurdu.
İttifak o zamandan beri genişledi ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisinden ayrılan iki yeni partiyi bünyesine dahil etti: Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA). Her iki parti de Millet İttifakı partileriyle birlikte ortak bir aday gösterme niyetlerini önceden açıklamıştı. Genişlemeden kısa bir süre sonra Millet İttifakı gelecekteki hükûmet programlarını açıklayarak Türkiye'de seçimlerden önce bunu yapan ilk siyasi oluşum oldu. Millet İttifakı, 30 Ocak 2023 tarihinde Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni Ankara'da kamuoyu ile paylaştı.
Millet İttifakı güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin kurulmasına özellikle vurgu yaptı. Ülkedeki mevcut demokratik gerileme ve otokratik yönetim eğilimini tersine çevirme, hukukun üstünlüğünü ve kuvvetler ayrılığını yeniden tesis etme ve Türkiye'nin insan hakları sicilini iyileştirme ittifakın hükûmet programında değindiği konular arasında yerini aldı.
İktidardaki AK Parti ve siyasi müttefiki MHP'nin girişimiyle başlayan, 31 Mart 2022'de Türkiye Büyük Millet Meclisinden oy çokluğuyla geçen yasa neticesinde bir partinin meclise girebilmesi için gereken seçim barajı %10'dan %7'ye düşürüldü. Yeni seçim kanununda yer alan yasaların uygulanabilmesi için yasaların mecliste kabul edilmesinin üzerinden en az 1 yıl geçmesi gerekmektedir. Dolayısıyla yeni seçim barajı 31 Mart 2023'ten sonra yapılacak seçimler için geçerlidir. Bu değişiklik 1980 Darbesi'nin ardından Milli Güvenlik Konseyi tarafından uygulamaya konulan ana seçim barajıyla alakalı ilk değişikliktir.
Ayrıca, ittifaktaki partiler için bu seçimde, önceki seçimden farklı olarak, milletvekili dağılım hesabına toplam ittifak oyu değil, ittifak oyunun oransal olarak partilerin kendi oyuna eklenmesiyle oluşan son parti oyu girmektedir. Tek başına giren partiler ve bağımsız adaylar için bu durumda değişiklik yoktur. Bu nedenle Millet İttifakını oluşturan altı parti, 22 Mart'ta 2023 genel seçimlerine ittifak olarak girmek için Yüksek Seçim Kuruluna ittifak protokolünü teslim etti. CHP ve İYİ Parti, 5 milletvekilinin altında milletvekili çıkaracak olan 25 dolayındaki ilde fermuar sistemini uygulayıp seçime ortak liste ile ve güçlü olan partinin logosu altında girilmesi halinde daha fazla milletvekili çıkarılabileceği hesabı yaptı. Ayrıca Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da daha fazla millet vekili sayısına ulaşılabilmesi için "ittifak içi ittifak" veya "üçlü ittifak" denen formülü Gelecek Partisi ve DEVA Partisine önerdi. Buna göre bu partiler Saadet Partisi listelerinden seçime girecek ve artık oylar boşa gitmeyecekti. Ancak Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun bu fikre olumlu yaklaşmasına karşın DEVA Partisi lider Ali Babacan'ın olumsuz karşılaması sebebiyle bu formül uygulanmadı. Onun yerine 7 Nisan tarihinde CHP ve İYİ Parti, seçimlere kendi logolarıyla ve listeleriyle; Demokrat Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi milletvekili adaylarını CHP listelerinden gösterme konusunda YSK'ya ek protokol metni sundu. Böylece dört siyasi parti ortak liste olarak CHP listelerinden seçimlere girdi.
RTÜK'ün CHP'li Üyesi İlhan Taşcı’nın açıklamasına göre, 1 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında devlet kanalı TRT’de Erdoğan’a 48 saatten fazla yer verilirken diğer cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu için bu süre 32 dakikaydı. Kampanya sürecinde Cumhur İttifakı’ndan milletvekili adayı olan bakanlar istifa etmediği için kamu gücünün seçim kampanyasında kullanılması iddiaları yoğunlaştı.
Seçime günler kala AK Parti'nin dilinde Millet İttifakı'nın terör örgütleriyle ilişkisi olduğu iddiaları yoğunlaştı. Erdoğan 7 Mayıs İstanbul mitinginde, Millet İttifakı'nın 14 Mayıs seçimleri için hazırladığı kampanya filminin üzerine, PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın 2015 yılındaki konuşmaları montajlandı ve bu tek bir filmmiş gibi gösterildi.
##### "Beşli Çete" terimi
İlk olarak Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon Holding, Kolin Holding ve Makyol Grubu'nu kapsayan; muhalefet tarafından yolsuzluk ile suçlanan şirketlere dair bir siyasi terim olarak ortaya çıkmıştır. Dünyada en çok ihale alan şirketlerin arasına girmişlerdir.
Osmangazi Köprüsü, İstanbul Havalimanı, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi birçok büyük kamu ihalesini almışlardır. Bunun gibi projeler için vergi affı ve devlet garantili ödeme[a] gibi bazı ayrıcalıklar tanınmıştır. AK Partili 85 milletvekilinin sunduğu torba yasa teklifinde, şirketlerin güvenilirliği konusunda tereddüte yol açacak nitelikte haberlerin engellenmesi istendi. Muhalefet, bu teklifin "beşli çete" denen şirketleri korumak için yapıldığını savundu.
##### 128 milyar dolar tartışması
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faizleri düşük tutmak adına dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önderliğinde 128 milyar dolar harcadığı iddiası vardır. Kasım 2020'de ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs'ın tahminlerine göre merkez bankası Türkiye'de faizlerin düşük tutulması için 100 milyar dolardan fazla rezerv harcadı.
Kerim Rota'nın tahminlerine göre 128 milyar dolarlık TCMB döviz rezerv satışına Mart 2019'da yerel seçimler öncesi başlandı. Döviz rezervlerinin satışı 2020 Kasım’da dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifası ve dönemin TCMB Başkanı Murat Uysal'ın görevden alınması ile sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu iddiaları yalanladı ve rezerv kaybı olmadığını, bu paranın "Milletin hazinesinde ve Merkez Bankası'nda" olduğunu iddia etti. Ancak bundan önce yaptığı açıklamalarda Erdoğan, “128 milyar doların COVID-19 pandemisi ile mücadelede”, ve “Yatırımlara, depreme karşı harcandığını” iddia etmişti. Erdoğan bu açıklamalardan sonra, sorulara cevap verirken “Merkez Bankasının rezervlerinin nerede olduğu sorulur mu?” diye sordu. Gazete Duvar'ın yayımladığı bir manşete göre; “3,5 ayda bu soruya 5 farklı cevap verildi.”
### Rekabetçi otoriterlik endişeleri
Freedom House Dünya Özgürlük Raporu'na göre Türkiye'yi 2002 yılından beri yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), son yıllarda giderek otoriterleşmiş, anayasa değişiklikleriyle geniş bir gücü elinde toplamış ve muhalefet baskılanmaya başlamıştır. Derinleşen ekonomik kriz devam etmektedir ve 2023 seçimleri sürecinde hükûmet muhalefeti baskılamak ve halkın söylemini sınırlamak için bazı adımlar atmaya çalışmıştır. Hukukçu Michael Meyer-Resende, geçmişte Rusya ve Venezuela'nın rekabetçi otoriter rejimler olarak kabul edildiğini, ancak artık bu ülkelerin muhalefetin seçimi kazanmasının neredeyse imkansız olduğu baskıcı diktatörlükler haline geldiğini belirtti. Aynı şekilde, Belarus'un da hızla baskıcı bir diktatörlüğe dönüştüğüne dikkat çekti. Lukaşenko'nun 2020'deki seçimlerde yenildiği yönündeki genel inanç üzerine kitlesel protestoların başladığını ve rejimin bu protestoları şiddetle bastırdığını ifade etti.Meyer-Resende, rekabetçi otoriter rejimlerde muhalefetin sürekli olarak adil olmayan koşullarda yarışmak zorunda olduğunu ve muhalefetin değişim için bir ivme oluşturması gerektiğini vurguladı. Seçimleri kazanmanın mümkün olduğuna inanmayan bir muhalefetin seçmeni ikna edemeyeceğini, bu nedenle seçim boykotu çağrılarının artabileceğini belirtti.
Bahattin Yücel'e göre seçim sonuçları, muhalefetin AK Parti'nin önceki ekonomik politikalarına benzer alternatifler sunmak yerine seçmenlerde beklenen ilgiyi uyandıramadığını gösteriyordu. Bahattin Yücel'in ifadesine göre, açıklanan ekonomik program, sadece mali disiplin değil, aynı zamanda otoriter bir yönetim modeliyle desteklenebileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
## Not listesi
**^**Gerçekleştirilen yap-işlet-devret modelli projelerde devlet tarafından şirketlere yolcu, hasta, geçiş ücreti garantileri verilmiştir. Garanti edilen hedefin tutmaması hâlinde aradaki gelir farkı, hazine tarafından ödenir. |
Türkiye'de_antikomünizm | **Türkiye'de antikomünizm**, kapitalist görüşlere karşı olan ve aksinin gerçekleşebileceğini öneren komünizm düşüncesine karşı olarak komünist sistem ve görüşlerin Türkiye'de yayılımını engelleme çalışmalarıdır.
Türkiye'de komünist faaliyetler 1918 yılına, yani I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti'nin topraklarının işgaline dayanır. Bu süreç içinde ülke gerçekliğine ve evrensel Marksist hareketin dönemsel şartlarına göre farklılık gösteren pek çok komünist parti, hareket ve grup faaliyet göstermiştir. İlk legal parti olan Türkiye Komünist Partisi kurulduğu yıl Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmesinin ardından parti kadroları yasa dışı zemine çekilmiştir. Günümüze kadar programında Marksist öğeler içeren pek çok legal parti kapatma ile sonuçlanmıştır. Bununla birlikte bazı gruplar ise parti kurma fikrini dışlayıp örgüt yapısı altında devrimci faaliyetler yürütmüştür.
## Dönemlerine göre olaylar
### 1920'li yıllar
Anadolu'da antikomünist faaliyetler 20. yüzyılın başlarından itibaren gelişmiş, 1920'li yıllarda kapsamlı bir hal almıştır. Bu kapsamda Komintern delegesi ve Türkiye Komünist Partisi kurucusu Mustafa Suphi, 28 Ocak 1921 tarihinde 14 yoldaşı ile birlikte öldürülmüştür. Bu gelişmeyi izleyen yıllarda Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarılarak bütün partiler baskı altına alınmış ve ardından 1927 Tevkifatı olarak bilinen tutuklama süreci başlatılarak Türkiye Komünist Partisi üyelerine karşı yaygın tutuklama politikası devreye konmuştur. Hikmet Kıvılcımlı, Nâzım Hikmet, Şefik Hüsnü gibi isimler yargılanarak hapis cezalarına çarptırılmışlardır. Vedat Nedim Tör ve Şevket Süreyya Aydemir ise yargılandıktan sonra beraat etti.
### 1930'lu ve 1940'lı yıllar
1930'lu yıllarda Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında diplomatik yakınlaşma meydana gelmiştir. Bu bağlamda İsmet İnönü 25 Nisan - 10 Mayıs 1932 tarihleri arasındaki Sovyetler Birliği'ne gitmiş ve birtakım görüşmeler yapmıştır. İnönü Moskova'ya gitme amacını şu şekilde izah etmektedir:
Rusya'dan komünist değil, fakat daha şuurlu olarak geliyorum. Türkiye'nin iktisat ve inşa planını yapmak, inkılap fırkasını komünist ve faşist, yani eski nizamdan yeni nizama geçen memleketlerin fırkalarından örnek alarak kurmak, bürokrasi yerine ihtilalci metodlar almak, hiç durmaksızın büyük yığının terbiyene geçmek.
— İsmet İnönü, 1932
Bununla birlikte Türkiye içerisinde gerek milliyetçi kesim, gerek muhafazakâr kesim (Komünizmle Mücadele Derneği gibi), gerekse zaman zaman ordu nezdinde antikomünist propagandalar yapılmıştır.
1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk başkanlığındaki heyet, Hikmet Kıvılcımlı'nın yazılarını zararlı ilan ederek sansürleme kararı almıştır. Kararda *"Hikmet Kıvılcımlı tarafından yazılarak İstanbul'da Gütenberg matbaasında basılan "Demokrasi, Türkiye, Ekonomi Politikası" adlı broşürün zararlı yazıları taşıdığı anlaşıldığından, Matbuat kanununun 51. Maddesi mucibince satışının yasak edilmesi; Dahiliye vekilliğinin 18.11.937 tarih ve 7478/33, 7969/3 sayılı tezkereleri ile yapılan teklifleri üzerine İcra Vekilleri Heyeti'nce 15.12.937 tarihinde onanmıştır"* ifadeleri geçmektedir.
#### Nazi Almanyası ile ilişkiler
ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
II. Dünya Savaşı yıllarında, Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler, dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye 1 Mart 1941 tarihinde mektup yazmıştır. Hitler mektubunda "Savaşın sona ermesinden sonra Avrupa'nın yaralarını sarma yolunda başlayacak ekonomik gelişme, Almanya’yı ve Türkiye’yi zaruri olarak, tekrar yakın münasebetler içine sokacaktır" ifadelerini kullanmış ve iki ülke arasındaki ilişkilerin iyi yönde artmasını talep etmiştir.
Savaş devam ettiği dönemde Nazi Almanyası büyükelçisi Franz von Papen aracılığıyla diplomatik ilişkiler geliştiren Türkiye, Nazi Almanyası ile 18 Haziran 1941'de Türk-Alman Dostluk Paktı'nı imzaladı ve Nazilere 90.000 ton krom madeninin satımı başladı. Bunun karşılığında ise Türkiye'nin silah ve araç ihtiyacı Naziler tarafından karşılanacaktı. İmzalanan antlaşmadan dört gün sonra Barbarossa Harekâtı başladı. Bu harekâtın ardından Nazi Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop, büyükelçi aracılığıyla Nazi kuvvetlerinin Türkiye üzerinden Kafkaslar'a ve Irak'a sevkiyatı için Türkiye'ye baskı yapmaya başladı, bu isteğin yerine getirilmesi hâlinde Türkiye'ye Balkanlar'da bazı toprakların ve Ege'de bir adanın teslim edileceği taahhüt edildi. Ancak Türkiye temkinli davranarak açıkça savaşa girmekten kaçındı.
Nazi Almanyası'nın Haziran 1941'de Barbarossa Harekâtı kapsamında Sovyetler Birliği'ne saldırmasından sonra, Türkiye bu savaşa dair tarafsızlığını ilan etmiştir. Sovyet kaynakları bu tarafsızlığın daha çok Hitler Almanyası'na yaradığını belirtmiş ve bu zaman zarfında dönemin Türkiye gazetelerinin, Nazilerin kısa zamanda zaferi kazanacağını yazdığını ifade etmiştir. Bununla birlikte Naziler'in saldırısından 5 gün sonra Sovyetler, Adolf Hitler'in "SSCB'nin İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki talepleri ve SSCB'nin Bulgaristan'ı işgal etme niyeti" konulu deklarasyonuna manşetlerine taşıyan Türkiye gazetelerinin iddialarını da yalanlayıcı açıklama yapmıştır. Ardından 10 Ağustos 1941 tarihli notasıyla Sovyet Dışişleri Halk Komiserliği, SSCB'nin Türkiye'ye karşı hiçbir toprak talebi olmadığını ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin hükümlerini sıkı sıkıya izlemeye hazır olduğunu belirtmiştir.
Dönemin Türkiye Berlin Büyükelçisi Numan Menemencioğlu'nun Berlin'de yaptığı konuşmada "Türkiye gerek önceden, gerekse şimdi Bolşevik Rusya'nın mümkün olduğu kadar tam bir yenilgiye uğratılmasından kesinlikle kazançlı çıkacaktır." ifadelerini kullandığı belirtilmiştir. Dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu da "Bir Türk olarak 'Rusya'nın ortadan kaldırılmasını hararetle istediğini" ifade etmiştir.
Türkiye hükûmeti 1941 yılında Anti-Komintern Paktı'na gözlemci olarak katılmış ve Türk-Alman Dostluk Paktı kapsamında Nazi Almanyası ile dostluk ilişkilerini geliştirmiştir.
1942 yılında Sovyet-Alman Cephesindeki durum özellikle Kızıl Ordu için elverişsizken Türkiye Hükûmeti SSCB sınırına 25'ten fazla tümen yığmıştır. Bu nedenle Sovyet Komutanlığı Büyük Vatanseverlik Savaşı'nın en çetin döneminde çok sayıdaki silahlı kuvvetini SSCB-Türkiye sınırında, Kafkasya'da tutmak zorunda kalmıştır.
Sovyet kaynaklarına göre; Friedrich Paulus komutasındaki 33 Alman tümeninin Stalingrad Muharebesi kapsamında Volga'da bozguna uğratılması, Türkiye'de de yankı bulmuş, dönemin yöneticileri kendi prestijlerini kurtarmak için yaşlı Mareşal Fevzi Çakmak'ı suçlamışlardır. Daha sonra 1946 Temmuzunda Paris gazetesi *L'Ordre* bu konuda şunları yazmıştır:
“ | "1942 yılında Müttefikler Rusların Stalingrad'ta tutunamamaları hâlinde Türkiye'nin Ruslara saldırmak niyetinde olduğunu biliyorlardı. Ama Paulus silahını bıraktığı zaman İsmet İnönü, bir 'günah keçisi' buldu. Fevzi Çakmak bu girişimi hükûmete danışmadan yapmakla suçlandı. 70 yaşını doldurduğu için emekliye sevk edildi."
|
„ |
Adolf Hitler tarafından savaş gözlemcisi olarak davet edilen Cemil Cahit Toydemir liderliğindeki Türkiye askeri heyeti- 26 Haziran 1943 ve 7 Temmuz 1943 tarihleri arasında Hitler'in Doğu Prusya'daki karargahı Wolfsschanze'yi ziyaret etmiştir. Ziyarete Walter Schellenberg de eşlik etmiştir.
Müttefik Devletler'in savaştaki üstünlüğü Türk-Nazi ilişkilerini de etkiledi ve 20 Nisan 1944'te Naziler'e yapılan krom sevkiyatı durduruldu. Nazilerin buna tepkisi büyükelçi aracılığıyla nota vermek oldu. Ağustos 1944'te Bulgaristan Krallığı, savaştan çekildi ve ülkeye Kızıl Ordu birlikleri girdi. Bu gelişmelere paralel olarak Türkiye, Nazi Almanyası ve onun müttefiki Japon İmparatorluğu ile bütün ilişkilerini kestiğini duyurdu.
*Tan* gazetesi baskını
II. Dünya Savaşı öncesi ve savaş sırasında Nazi Almanyası ile ilişkilere sahip olan Türkiye'de, açık açık söylenmemesine rağmen komünizm ve Sovyetler Birliği karşıtlığı bulunmaktaydı. 4 Aralık 1945 günü, İstanbul'da, devlet yapısındaki genel antikomünist görüşlerin aksine Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerinin düzelmesini savunan *Tan* gazetesi ve civardaki kitapçılar Turancı ve İslamcı gruplarca yağmalanmış, bu saldırılarda çok sayıda insan yaralanmıştır. *"Allah Allah", "Komünistlere ölüm"* ve *"Ne faşistiz, ne komünistiz, demokrat vatanseverleriz"*, *"Kahrolsun komünistler"* nidalarıyla Beyoğlu'na çıkan göstericiler burada da, sosyalist eğilimli olarak bilinen "Görüşler" dergisiyle "Yeni Dünya" ve "La Turquie Kemaliste" gazetelerini tahrip ettiler.
Olayların ardından tahrip edilen gazete ve dergilerle birlikte Tan Gazetesi de yayın hayatına son vermek zorunda kalmıştır.
### 1960'lı yıllar
1952 yılında *Komünizm tehdidi ile mücadele amacıyla* kurulan NATO'ya giren Türkiye'de, bu ittifak kapsamında birçok yasa çıkarılmış, çok sayıda para ve askeri malzeme alınmıştır. Bu gelen yardımlar kapsamında ABD'nin 6. Filo'su Türkiye'ye gelmiş, fakat bunu protesto etmek için Altıncı Filo'yu protesto olayları olarak anılan birçok gösteri düzenlenmiştir. 16 Şubat 1969 tarihinde 6. Filo eylemleri kapsamında düzenlenen *Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü* öncesinde, milliyetçi görüşleri ile bilinen bazı gazeteler *"Kızılları Boğmanın Vakti Geldi"*, *"Ya Tam Susturacağız Ya Kan Kusturacağız"* manşetlerini atmıştır.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural 11 Haziran 1966 günü yaptığı konuşmasında komünizmin bir tehlike olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir;
“ | "Komünizm, devletin müesses iktisadi, sosyal, siyasi veya hukuki temel nizamlarını bozmayı hedef tutmaktadır. Bu gibi davranışlar Türk milletini ilkel çağa götürür. Milletimizi bu gibi aşırı sol cereyanlara kaptırmamak için devamlı olarak çalışmak, gerçek aydınların başlıca görevidir."
|
„ |
### 1970'li yıllar
#### Türkiye'nin Kalbi Ankara belgeseli sansürü
1933 yılında Sovyet yönetmen Sergey Yutkeviç tarafından çekilen *Türkiye'nin Kalbi Ankara* adlı belgesel 1934 yılında gösterildikten sonra, 1969 yılına kadar devlet politikaları gereği gösterilmemiştir. 10 Kasım 1969 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 31’inci yılı münasebetiyle TRT Program Daire Başkanı Mahmut Tali Öngören tarafından arşivden çıkartılarak yayına verilmiş, fakat belgesel tam televizyonda gösterildiği sırada dönemin TRT Genel Müdürü Adnan Öztrak tarafından bir gece baskınıyla, *"Bu film ancak Moskova'da seyrettirilebilir, komünizm propagandası yapılıyor"* denilerek yayından kaldırılmıştır. Ayrıca Mahmut Tali Öngören de görevinden alınmıştır. Belgesel bu tarihten sonra bütün olarak görülmediği gibi törenle ilgili Sovyetler Birliği ile ilgili kısımları kesilerek bazı parçaları televizyonlarda kopuk kopuk yer almıştır. Belgeselin başında geçen İsmet İnönü'nün Sovyetler Birliği ile dostluğu anlatan konuşması hala piyasadaki ve internetteki versiyonlarında mevcut değildir.
#### 12 Mart Muhtırası
1970'li yıllarda 12 Mart 1971 askeri muhtırası öncesinde, Yeniden Millî Mücadele Hareketi dergisi etrafında örgütlenen ve aralarında Cemil Çiçek, Melih Gökçek, Taha Akyol, Hüseyin Gülerce gibi isimlerin de bulunduğu çeşitli gruplar antikomünizm propagandaları yapmışlardır. 16 Şubat 1971'de derginin kapağında, dönemin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın fotoğrafı yer alarak "Komünistlere karşı ordu-millet el ele" başlığı atılmıştır.
12 Mart 1971 askeri muhtırası sonrası cunta yönetimi sosyalist görüşlere sahip kurum ve kişilere karşı hem orduda hem de halk nezdinde temizlik başlatmış; birçok asker, sosyalist aydın, sendikacı ve öğrenci tutuklanmış ve işkence görmüştür. Türkiye İşçi Partisi (TİP) yöneticileri Behice Boran ve Sadun Aren tutuklanmış, Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli ve Doğan Avcıoğlu gibi isimler yurtdışına kaçmak zorunda kalmıştır. 1972 yılında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Şubat 1973'te *Komünistler İşçilerimizi Nasıl Aldatıyorlar* adlı kitapçık bastırmıştır. Bu Kitapçık "Genelkurmay Başkanlığı, 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı, Selimiye - İstanbul" üst başlıklı, 32 sayfalık bir broşür olup, içeriğinde şu ifadeler yer almaktadır;
“ | "Komünizm, Allah'ı bulamayan, mülkiyet tanımayan ve tatbikatıyla insanları köle gibi kullanan ilkel bir rejimdir. Komünizmi bir rejim olarak sistemleştiren Karl Marks bile, ölümünden az önce: "Pireler ektim, ejderhalar biçtim. Ben marksist değilim. Ben marksist değilim." demek suretiyle bu vahşet örneğini suçlamak zorunda kalmıştır."
|
„ |
#### Bülent Ecevit dönemi
1974 yılında 37. Türkiye Hükûmetinde başbakan olarak göreve başlayan Bülent Ecevit, çeşitli yöntemlerle komünizm karşıtı politikaların hayata geçirilmesinin şart olduğunu ifade etmiştir. Ecevit, konu hakkındaki görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir;
“ | "...ve demokrasiye inananlar için, komünizmle özgürlükçü demokrasinin bir arada yürüyemeyeceğini, bizim gibi düşünenler için, bu komünizm tehlikesini önlemek gereklidir. Ama nasıl komünizm, beynelmilel komünizm tek değilse, komünizmi önlemenin yolları da tek değildir. Bunun bir yolunu Demirel idaresi 12 Mart'tan önce denedi, başarılı olamadı. Şimdi biz başka bir yol deneyeceğiz arkadaşlar."
|
„ |
Bununla birlikte Ecevit, "Türkiye 1965-75" isimli kitabında *"Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin en güçlü partisidir. Komünizmi, o önleyecektir, o güçlü oldukça, Türkiye'de komünizm olamayacaktır."* ifadelerine yer vererek komünizm ile mücadele politikalarını sürdüreceklerini ifade etmiştir.
### 1980'li yıllar
#### 12 Eylül Darbesi
12 Eylül Darbesi'nin mimarı Kenan Evren *"Biz gelmesek komünistler gelecekti"* diyerek durumu şu şekilde anlatmıştır;
“ | "... Müdahaleye karar vermek çok zor bir olaydı... Düşününüz biz sonra ortaya atıldık, 'Ya herru ya merru' dedik. Başarılı olmasaydık biz gidecektik, yerimize onlar gelecekti. İktidarda komünistler olacaktı."
|
„ | |
Türkiye'de_Avokado_üretimi | Türkiye, FAO'nun 2020 verilerine göre Avokado üreten ülkeler arasında 41. sırada yer almaktadır. Sıcak iklimlerde kültüre alınan meyvenin Türkiye'de tamamına yakını Akdeniz Bölgesi'nde Antalya'dan Hatay'a kadar olan kuşakta ve Muğla ilinde yetiştirilir. Buna ek olarak Rize gibi donun az olduğu Doğu Karadeniz Bölümü'ndeki illerde yetiştirilmesi denenmektedir. 1970'li yılların başında FAO aracılığıyla ABD'nin Kaliforniya eyaletinden deneme amaçlı çeşitli avokado fideleri getirilmiş, deneme üretimine başlanmış ve bu şekilde avokado Türkiye'ye girmiştir. Türkiye'de BATEM gibi enstitüler Avokado üretimini denetlemektedir. Hass, günümüzde dünyada ve Türkiye'de yetiştirilen en yaygın Avokado kültivarıdır.
## Tarihçe
Devlete bağlı Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) (NAR-SER) tarafından Antalya ve Alanya koşullarında 1969–1983 yılları arasında yapılan denemede; ‘Fuerte’, ‘Hass’, ‘Bacon’ ve ‘Zutano’ çeşitlerinin bölgeye adapte olabildiklerini ve çeşide özgü karakterleri gösterdiklerini belirtilerek, bu çeşitlerin ticari yetiştiriciliklerinin yapılabileceği sonucu elde edilmiştir. Bu deneme üretiminden sonra Avokado üretimi Türkiye'de giderek yayılmaya başlamış Antalya, Mersin, Muğla, Adana ve Hatay illerinde denize yakın, dondan korumalı alanlarda avokado yetiştirilmesine başlamıştır. 2008 yılında Türkiye’nin toplam avokado üretimi 958 ton ve üretim alanı toplam 130 hektar olmuştur.
2020'de üretimi 5.923 tona ulaşmıştır. |
Türkiye'de_emeklilik_sistemi | Makale serilerinden |
Emeklilik, insanların çalışma gücü ve yeteneklerini yitirip, çalışma hayatından ayrılmalarıyla gelir kaynaklarının ortadan kalkması üzerine kazandıkları haktır. Emeklilik sayesinde, prim ya da kesenek ödeyen işçi, memur ya da bağımsız çalışanların yasayla belirlenmiş bir süre sonunda işten ayrılarak, bir hizmet karşılığı olmaksızın aylık alması sağlanır.
19. yüzyıla kadar birçok sosyal hak gibi emeklilik veya emekli aylığı olmadığı için, çalışanlar genellikle ölene kadar ya da kişisel ve ailelerine ait servetleri ölçüsünde çalışma hayatının içinde yer alırlardı. Bu hakkın kullanılabilir hale gelmesi, on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru, sosyal güvenlik sistemlerinin gelişmeye başlamasıyla söz konusu olmuştur.
Günümüzde çoğu gelişmiş ülkede, insanların ilerleyen yaşlarda işgücünün dışında kalmalarından dolayı mağduriyete uğramamaları için sosyal güvenlik sistemleri geliştirilmiş, çalışanlara emeklilik hakkı tanınmıştır. Emekli aylıkları çalışanlardan kesilen primlerle karşılanabildiği gibi doğrudan devlet tarafından da karşılanabilir. Buna rağmen halen çoğu gelişmekte olan ülkede işgücünden ayrılanların geçimi aileleri tarafından sağlanmaktadır. Emeklilik yaşı ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. 55-70 aralığında değişebilen emeklilik yaşı, cinsiyete göre de değişebilir. Çoğunlukla tehlikeli ya da yıpratıcı olarak adlandırılan meslek dallarında çalışanlara erken emeklilik hakkı tanınır. Ayrıca bu iş kollarından emeklilik hakkı kazananların emekli aylıkları diğer iş kollarına nazaran daha yüksektir.
Bununla birlikte, emeklilikle ilgili sorunlar ülkeden ülkeye ve zamana göre değişmektedir. Sağlık ve beslenme ile ilgili gelişmelerin ortalama insan ömrünü uzattığı gelişmiş ülkelerde bile gelir yetersizliği nedeniyle emeklilerin ikinci bir iş talebi artmaktadır.
## Çalışan emekliliği sistemi
Türkiye'de emeklilik kamuya ait veya özel olabilir. 1982 Türkiye Anayasası'nın 60. Maddesi "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" demektedir.
Mayıs 2006'ya kadar üç ayrı sosyal güvenlik kurumu bulunmaktaydı: özel sektör ve kamu sektörü çalışanları için SSK; devlet memurları için Emekli Sandığı (ES) ve serbest meslek sahipleri ve çiftçiler için Bağ-Kur. Bu kurumların hepsi 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) adı altında birleştirilmiştir.
Devlet emeklilik sistemi, çalışanlardan ve işverenlerinden sigorta primi toplayan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yönetilmektedir. SGK'ya gerekli süre boyunca prim ödeyen bir kişi emeklilik yaşına geldiğinde SGK emekli aylığı almaya hak kazanır ve emekli aylığının miktarı ödediği prim miktarına göre belirlenir. SGK emeklilik maaşlarına ek olarak, kişiler sigorta şirketleri tarafından yönetilen özel emeklilik fonlarına ek katkı payı ödeyerek özel emeklilik sistemini kullanabilirler. Özel emeklilik sistemi kanunla düzenlenmektedir. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları için OYAK adında ayrı bir emeklilik fonu bulunmaktadır.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), hükûmet tarafından aktif olarak teşvik edilmektedir. 2013 yılına kadar katkı paylarının %30'una kadar vergi iadesi yapılmaktaydı. 2013 yılından sonra devlet, ödenen katkı paylarının %25'i oranında katkıda bulunmaya başlamıştır. Bu devlet katkıları özel şartlar altında kazanılabilir. 2017 yılında hükûmet, belirli çalışanların maaşlarının %3'ü ile sisteme otomatik olarak katıldığı ve sistemden ayrılma seçenekleri de olan Otomatik BES'i uygulamaya koymuştur. Eylül 2020'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, BES fonlarının kredi amaçlı kullanılabileceğini açıklamıştır.
### Emeklilik yaşı prim günü şartları
#### Erkek için
Sigorta Primi Ödeme Başlangıç Tarihi | Yıl Şartıyla Prim Gün Sayısı | Emeklilik Yaşı Şartı |
---|---|---|
31.12.2008 ve sonrası | 7200 gün | 60 yaş |
09.09.1999 ~ 31.12.2008 | 7000 gün | 60 yaş |
24.11.1998 ~ 08.09.1999 | 25 yıl; 5975 gün | yaş şartı yok |
24.05.1997 ~ 23.11.1998 | 25 yıl; 5900 gün | yaş şartı yok |
24.11.1995 ~ 23.05.1997 | 25 yıl; 5825 gün | yaş şartı yok |
24.05.1994 ~ 23.11.1995 | 25 yıl; 5750 gün | yaş şartı yok |
24.11.1992 ~ 23.05.1994 | 25 yıl; 5675 gün | yaş şartı yok |
24.05.1991 ~ 23.11.1992 | 25 yıl; 5600 gün | yaş şartı yok |
24.11.1989 ~ 23.05.1991 | 25 yıl; 5525 gün | yaş şartı yok |
24.05.1988 ~ 23.11.1989 | 25 yıl; 5450 gün | yaş şartı yok |
24.11.1986 ~ 23.05.1988 | 25 yıl; 5375 gün | yaş şartı yok |
24.05.1985 ~ 23.11.1986 | 25 yıl; 5300 gün | yaş şartı yok |
24.11.1983 ~ 23.05.1985 | 25 yıl; 5225 gün | yaş şartı yok |
24.05.1982 ~ 23.11.1983 | 25 yıl; 5150 gün | yaş şartı yok |
24.11.1980 ~ 23.05.1982 | 25 yıl; 5075 gün | yaş şartı yok |
24.05.1979 ~ 23.11.1980 | 25 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
09.09.1976 ~ 23.05.1979 | 25 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
08.09.1976 ve öncesi | 25 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
#### Kadın için
Sigorta Primi Ödeme Başlangıç Tarihi | Yıl Şartıyla Prim Gün Sayısı | Emeklilik Yaşı Şartı |
---|---|---|
31.12.2008 ve sonrası | 7200 gün | 58 yaş |
09.09.1999 ~ 31.12.2008 | 7000 gün | 58 yaş |
24.05.1999 ~ 08.09.1999 | 20 yıl; 5975 gün | yaş şartı yok |
24.05.1998 ~ 23.05.1999 | 20 yıl; 5975 gün | yaş şartı yok |
24.05.1997 ~ 23.05.1998 | 20 yıl; 5975 gün | yaş şartı yok |
24.05.1996 ~ 23.05.1997 | 20 yıl; 5900 gün | yaş şartı yok |
24.05.1995 ~ 23.05.1996 | 20 yıl; 5825 gün | yaş şartı yok |
24.05.1994 ~ 23.05.1995 | 20 yıl; 5750 gün | yaş şartı yok |
24.05.1993 ~ 23.05.1994 | 20 yıl; 5675 gün | yaş şartı yok |
24.05.1992 ~ 23.05.1993 | 20 yıl; 5600 gün | yaş şartı yok |
24.05.1991 ~ 23.05.1992 | 20 yıl; 5525 gün | yaş şartı yok |
24.05.1990 ~ 23.05.1991 | 20 yıl; 5450 gün | yaş şartı yok |
24.05.1989 ~ 23.05.1990 | 20 yıl; 5375 gün | yaş şartı yok |
24.05.1988 ~ 23.05.1989 | 20 yıl; 5300 gün | yaş şartı yok |
24.05.1987 ~ 23.05.1988 | 20 yıl; 5225 gün | yaş şartı yok |
24.05.1986 ~ 23.05.1987 | 20 yıl; 5150 gün | yaş şartı yok |
24.05.1985 ~ 23.05.1986 | 20 yıl; 5075 gün | yaş şartı yok |
24.05.1984 ~ 23.05.1985 | 20 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
09.09.1981 ~ 23.05.1984 | 20 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
01.04.1981 ~ 08.09.1981 | 20 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
01.04.1981 ve öncesi | 20 yıl; 5000 gün | yaş şartı yok |
## Engelliler için erken emeklilik şartları
Sigorta Primi Ödeme Başlangıç Tarihi | 3. derece; %40 ile 59 arası | 2. derece %60 ile 79 arası | 1. derece %80 ve üzeri |
---|---|---|---|
05.08.1991 ve daha önce | 15 yıl; 3600 gün | 15 yıl; 3600 gün | 15 yıl; 3600 gün |
06.08.1991 ~ 05.08.1994 | 16 yıl; 3760 gün | 15 yıl 8 ay; 3680 gün | 15 yıl; 3600 gün |
06.08.1994 ~ 05.08.1997 | 17 yıl; 3920 gün | 16 yıl 4 ay; 3760 gün | 15 yıl; 3600 gün |
06.08.1997 ~ 05.08.2000 | 18 yıl; 4080 gün | 17 yıl; 3840 gün | 15 yıl; 3600 gün |
06.08.2000 ~ 05.08.2003 | 19 yıl; 4240 gün | 17 yıl 8 ay; 3920 | 15 yıl; 3600 gün |
05.08.2003 ~ 30.09.2008 | 20 yıl; 4400 gün | 18 yıl; 4000 gün | 15 yıl; 3600 gün |
Sigorta Primi Ödeme Başlangıç Tarihi | 3. derece; %40 ile 59 arası | 2. derece %60 ile 79 arası | 1. derece %80 ve üzeri |
01.10.2008 ~ 31.12.2008 | 18 yıl; 4 bin 100 gün | 16 yıl; 3 bin 700 gün | 15 yıl; 3 bin 700 gün |
01.01.2009 ~ 31.12.2009 | 18 yıl; 4 bin 200 gün | 16 yıl; 3 bin 800 gün | 15 yıl; 3 bin 800 gün |
01.01.2010 ~ 31.12.2010 | 18 yıl; 4 bin 300 gün | 16 yıl; 3 bin 900 gün | 15 yıl; 3 bin 900 gün |
01.01.2011 ~ 31.12.2011 | 18 yıl; 4 bin 400 gün | 16 yıl; 4 bin gün | 15 yıl; 3 bin 960 gün |
01.01.2012 ~ 31.12.2012 | 18 yıl; 4 bin 500 gün | 16 yıl; 4 bin 100 gün | 15 yıl; 3 bin 960 gün |
01.01.2013 ~ 31.12.2013 | 18 yıl; 4 bin 600 gün | 16 yıl; 4 bin 200 gün | 15 yıl; 3 bin 960 gün |
01.01.2014 ~ 31.12.2014 | 18 yıl; 4 bin 680 gün | 16 yıl; 4 bin 300 gün | 15 yıl; 3 bin 960 gün |
01.01.2015'ten sonra | 18 yıl; 4 bin 680 gün | 16 yıl; 4 bin 320 gün | 15 yıl; 3 bin 960 gün |
## Bireysel emeklilik / Özel emeklilik sistemleri
7 Ekim 2001 yılında yürürlüğe giren, 27 Ekim 2003 yılında fiilen uygulamaya başlanan özel bir emeklilik sistemidir. İnsanların çalışma hayatlarında birikim yapabilmelerini amaçlayan sistem, emeklilik döneminde harcanabilecek bir yatırım hedeflemektedir. Bireysel emeklilik sistemine dahil olan vatandaşlar, yaptıkları yatırımın yüzde 30'u oranında devlet katkısı alarak teşvik edilmektedir. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun aldığı kararla 18 yaşını tamamlamamış çocukların da Bireysel Emeklilik Sistemi'ne dahil olabilmelerine karar verilmiştir. |
Türkiye'de_golf | **Türkiye'de golf**, 1895 yılından bu yana oynanmaktadır. Uzun bir geçmişi olmasına karşın, küçük bir golfçü grubu olarak kalmıştır. İstanbul'daki saha iki defa yer değiştirmiştir. Daha sonra da 18 çukurdan 9 çukura inmiş, günümüze kadar Harp Akademileri'nin arazisinde yaygın olan bir spor dalı olarak varlığını sürdürmüştür. Günümüzde İstanbul Golf Kulübü çağdaş normlarda bir spor kulübü olarak İstanbul'un ortasında bir doğal park olarak varlığını sürdürmektedir.
## Türkiye'de golf tarihi
### Başlangıç Dönemi 1890-1924
Golf sporu, Türkiye'ye ise 1895'te İstanbul Kulübü'nün kurulmasıyla girdi. Bu kulübün 12 delikten oluşan sahası 1914 yılı sonuna kadar Okmeydanı'nda bulunuyordu. Bu arada 1911 yılında Bebek yakınında kurulan Boğaziçi Golf Kulübü varlığını 1923 yılına kadar sürdürdü. İstanbul Golf Kulübü ise 1920 yılında Maslak'ta yeni bir saha açtı. 1922'de kulüp binası inşa edilerek delik sayısı 18'e çıkarıldı.
İstanbul Golf Kulübü, 1952 yılında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nce tescil edilerek Türkiye Tenis Federasyonu'na bağlandı. Bugün Yenilevent'te bulunan alan, aynı arazinin 1972 yılında Harp Akademileri Komutanlığı'na geçmesiyle daraltıldı ve 9 delikli oldu. İstanbul Golf Spor İhtisas Kulübü adıyla faaliyet gösteren ve dünyanın en eski kulüplerinden biri olma özelliğini taşıyan kulüp, bugün çeşitli turnuvalara ev sahipliği yapıyor.
### İngiliz Elçisi
Türkiye'de ilk golf sahası İngiliz Büyük Elçisi tarafından 1895 yılında dönemim Osmanlı Padişahı'ndan izin alınarak açılmıştır. 18. yüzyılın sonuna doğru Batılılaşma sürecine giren Osmanlı halkı, spor dallarını da birbiri ardından tanımaya başlaması ile Batıda yapılan tüm spor dalları İstanbul‘da taraftar bulmaktaydı. On yıl içinde her yerde olduğu gibi İstanbul‘da da futbol oynanmaya başlandı. Ancak golf, tenis, atletizm, kriket, kürek, yelken gibi sporlar çok ilgi görmedi. İstanbul‘da küçük bir grup, en fazla 25-50 kişi golf oynamaya başladı. İngiliz elçisi gücüyle saha yeri tahsis edilip inşaata başladı. İlk saha Okmeydanı’nda inşa edildi. Daha sonra İzmir‘de 1905 yılında ikinci golf sahası devreye girdi. O dönemde İzmir en önemli ihraç limanı olmasından dolayı, şehirde uluslararası bir statüye sahip elçilik statüsünde konsolosluklar bulunmaktaydı. Kentin ileri gelen zenginleri ve Levantenler golf oynamaya başlamışlardı.
### Cumhuriyet Dönemi
Cumhuriyet döneminde Golf sporu açısından büyük bir değişiklik olmamıştır. İstanbul Golf Kulübü iki kez yer değiştirmek zorunda kalmış ve 18 çukurdan 9 çukura düşürülmüştür. Ankara Golf Kulübü ise 1949 yılında yapılmıştır. Spordaki yapılanma o yıllarda Avrupa ile paralel gelişim göstermiştir. 1923 yılında Okmeydanı’ndan Bebek'e taşınan saha kapatılıp, 1. Levent'e taşındı.
Golf sahaları İstanbul Bebek (1895-1923), İzmir (1905-1970) ve Ankara (1949-1980) ile ABD Tuslog'un Karamürsel Sahası (1960-1975) birbiri ardından kapatıldı. Geriye yalnızca İstanbul 4. Levent'te bulunan dokuz çukurlu saha kaldı.
Turgut Özal Dönemi'nde Antalya çevresinde uzmanların ve yakın çevresinin desteğiyle bugün Golf Turizminin başlamasına neden olan projeler başlatıldı.
Bu dönemde Turizm Teşvik Belgesi alan 18 Çukurluk Golf sahaları şunlardır:
- National Golf – Antalya David Feherty /David Jones 6279 Metre
- Kemer Golf –İstanbul Joan Dudok Van Heel 6113 Metre
- Gloria "Old" Golf –Antalya Michael Gayon /Belçika Int.JNC 6181 Metre
- Tat Golf –Antalya Hawtree of England 5750 Metre
- Klassis Golf –İstanbul Tony Jacklin 6072 Metre
- Nobilis Golf –Antalya Dave Thomas 5877 Metre
Golf projeleri AKP iktidarının konuya ağırlık vermesiyle yeniden bir başlangıç dönemine girdi. Antalya Belek‘de Sirene Grubunun yaptığı iki saha daha hizmete girdi. Böylelikle Antalya Belek bölgesi golfün merkezi olma özelliğini kazanmış oldu .
- SultanGolf –Antalya European Golf Designers 6411 Metre
- Paşa Golf –Antalya European Golf Designers 5731 Metre
- Gloria Verde Golf - Antalya Michael Gayon 2926 Metre
- Gloria "New" Golf - Antalya Michael Gayon 6239 Metre
Turizm Bakanlığı bölgelerden gelen teklifle ve Türkiye Golf Federasyonu'nun desteğiyle yeni golf sahaları ve teşvikleri ihaleleri yapıldı. Bu yatırımcılar dünya çapında ünlü iki golfcünün saha mimarlığını yaptığı iki sahayı bir ilk olarak Antalya'da işletime açtılar
- Nick Faldo Sahası Cornelia ve Colin Montgomery sahası. Bunlardan Nick Faldo sahası 2006 yılının sonbaharında hizmete açıldı.
- Sueno Hotels Golf Belek, 2007 Ekim'de açılan 2 adet 18 delikten oluşan Pines ve Dunes son zamanların en iyi golf sahalarından biri olarak kabul edilmektedir.
## Golf Kulüpleri
- Türkiye Golf Federasyonu
- İstanbul Golf Kulübü: Türkiye' de kurulan ilk golf kulübü İstanbul Golf Kulübü'dür. Halen Maslak Harp Akademileri arazisi içinde 9 çukurlu sahası ve yenilenmiş Driving Range ile üyelerine ve Türk golfüne hizmet vermektedir .
- Klasis Golf Kulübü: İstabul Silivri'de kurulan ilk 18 çukurluk şampiyona sahasına sahiptir. Turizme, üyelerine ve Türk golfünün gelişmesi için çevre gençlerine kapıları açan golf kulübü, Türk Milli Takımına birçok sporcu yetiştirmiştir.
- Kemer Golf Kulübü: İstanbul Kemerburgaz mevkiinde 18 çukurlu bir şampiyona golf sahasına sahip olan kulüp, turizme, üyelerine ve Türkiye Golf Federasyonu'na hizmet vermektedir.
- National Golf Kulübü-Antalya: Antalya'da açılan ilk 18 çukurlu şampiyona golf sahasıdır. Birçok uluslararası ödüle layık görülen saha, Avrupa'nın en iyi sahalarından biri olarak kabul edilmektedir.
- Gloria Golf Kulübü - Antalya: Tasarımı ünlü mimar Michel Gayon tarafından gerçekleştirilen Gloria Golf Club, iki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli (akademik), toplam 45 delikli golf alanıyla Türkiye’nin en büyük golf sahası olma özelliğini taşımaktadır. |
Türkiye'de_hükûmet_sistemi_tercihine_yönelik_anketler | Görünüm
## Sistem tercihi anketleri
Bu listede, Türkiye'deki mevcut sistem olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin mi yoksa muhalefet partilerinin uygulanmasını önerdiği güçlendirilmiş parlamenter sistemin mi tercih edildiğini gösteren anketler listelenmektedir.
### Grafik gösterimi
Grafikler teknik sorunlar nedeniyle geçici olarak kullanılamıyor. (T334940) |
### Yıllar
#### 2022
Tarih | Anket şirketi | Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi |
Güçlendirilmiş parlamenter sistem |
Kararsız |
---|---|---|---|---|
Eylül | SAROS | 36,7 | 52,0
|
11,3 |
Yöneylem | 30,9 | 63,5
|
5,6 | |
EDAR | 57,3
|
37,1 | 5,6 | |
Ağustos | Yöneylem | 29,1 | 64,9
|
6,0 |
AREA | 30,3 | 53,2
|
16,5 | |
Haziran | Yöneylem | 27,7 | 64,2
|
8,1 |
ORC | 32,4 | 51,9
|
15,7 | |
Mayıs | AREA | 28,1 | 61,6
|
10,3 |
SAROS | 31,8 | 55,4
|
12,8 | |
Yöneylem | 30,9 | 59,8
|
9,3 | |
Nisan | AREA | 33,1 | 55,5
|
11,4 |
Mart | AREA | 33,3 | 52,2
|
14.4 |
Yöneylem | 32,1 | 60,2
|
7,7 | |
Şubat | AREA | 32,0 | 54,9
|
13,1 |
Ocak | AREA | 29,7 | 55,0
|
15,3 |
MAK | 31,0 | 64,0
|
5,0 |
#### 2021
Tarih | Anket şirketi | Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi |
Güçlendirilmiş parlamenter sistem |
Kararsız |
---|---|---|---|---|
Aralık | AREA | 34,6 | 65,4
|
– |
ASAL | 43,0
|
39,0 | 18,0 | |
ORC | 35,2 | 57,8
|
7,0 | |
Kasım | AREA | 35,1 | 64,9
|
– |
Ekim | Yöneylem | 33,0 | 48,1
|
18,9 |
AREA | 39,2 | 60,8
|
– | |
Eylül | AREA | 32,8 | 62,2
|
– |
Ağustos | AREA | 40,3 | 59,7
|
– |
Temmuz | AREA | 43,2 | 56,8
|
– |
Haziran | AREA | 44,6 | 55,4
|
– |
Mayıs | AREA | 44,3 | 55,7
|
– |
Nisan | AREA | 38,4 | 61,6
|
– |
Mart | AREA | 46,8 | 53,2
|
– |
Şubat | MAK | 37,0 | 48,0
|
15,0 |
AREA | 43,1 | 56,9
|
– | |
Ocak | AREA | 42,0 | 58,0
|
– |
#### 2019-2020
Tarih | Anket şirketi | Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi |
Güçlendirilmiş parlamenter sistem |
Kararsız |
---|---|---|---|---|
Aralık | MetroPOLL | 34,5 | 57,7
|
7,8 |
Kasım | Gezici | 35,4 | 50,9
|
13,7 |
AREA | 37,1 | 50,4
|
12,5 | |
Ekim | MAK | 37,0 | 40,0
|
9,0 |
Ağustos | ADA | 40,0 | 46,6
|
13,4 |
Temmuz | Avrasya | 32,0 | 58,9
|
9,1 |
Haziran | AREA | 34,0 | 54,0
|
12,0 |
Mayıs | AREA | 42,7 | 57,3
|
– |
Nisan | AREA | 43,2 | 56,8
|
– |
2020 | ||||
Haziran | MetroPOLL | 39,4 | 58,6
|
2,0 |
2019 |
## Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi memnuniyet anketleri
16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu ile 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan hükûmet sisteminin başarısız olup olmadığıyla alakalı anketler burada listelenmektedir.
### Grafik gösterimi
Grafikler teknik sorunlar nedeniyle geçici olarak kullanılamıyor. (T334940) |
### Yıllar
#### 2022
Tarih | Anket şirketi | Çok başarılı | Başarılı | İdare eder | Başarısız | Çok başarısız | Kararsız |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Ağustos | AREA | – | 30,7 | – | 55,0
|
– | 14,3 |
Mayıs | AREA | – | 26,3 | – | 67,0
|
– | 6,7 |
Nisan | AREA | – | 33,9 | – | 60,4
|
– | 5,7 |
Mart | AREA | – | 34,7 | – | 60,0
|
– | 5,3 |
Şubat | AREA | – | 34,0 | – | 58,6
|
– | 7,4 |
Ocak | AREA | – | 20,9 | – | 73,9
|
– | 5,2 |
Sosyo Politik | 7 | 17,3 | – | 41,6
|
18,4 | 15,7 |
#### 2021
Tarih | Anket şirketi | Çok başarılı | Başarılı | İdare eder | Başarısız | Çok başarısız | Kararsız |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Aralık | AREA | – | 30,5 | – | 65,3
|
– | 4,2 |
Kasım | AREA | – | 30,6 | – | 65,5
|
– | 3,9 |
Ekim | AREA | – | 33,9 | – | 57,8
|
– | 8,3 |
Artıbir | 10,2 | 16,4 | 14,7 | 32,6
|
26,1 | – | |
Eylül | AREA | – | 36,6 | – | 58,0
|
– | 5,4 |
Ağustos | AREA | – | 33,7 | – | 56,0
|
– | 6,8 |
Temmuz | AREA | – | 40,7 | – | 51,6
|
– | 7,7 |
Haziran | Sosyo Politik | – | 20,2 | – | 58,3
|
– | – |
AREA | – | 43,1 | – | 49,8
|
– | 7,1 | |
Mayıs | AREA | – | 42,5 | – | 51,3
|
– | 6,2 |
Nisan | AREA | – | 36,0 | – | 53,9
|
– | 10,1 |
Mart | AREA | – | 44,6 | – | 48,9
|
– | 6,5 |
Şubat | AREA | – | 39,9 | – | 51,4
|
– | 9,7 |
MAK | – | 37 | – | 53
|
– | 10 | |
Ocak | AREA | – | 39,3 | – | 54,2
|
– | 6,5 |
#### 2019-2020
Tarih | Anket şirketi | Çok başarılı | Başarılı | İdare eder | Başarısız | Çok başarısız | Kararsız |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Aralık | KHAS | 18 | 20,7 | 29,3
|
14,9 | 17,1 | – |
Ekim | Artıbir | 15,7 | 22,5 | 9,9 | 27,6
|
24,3 | – |
Haziran | AREA | – | 36,8 | – | 54,2
|
– | 9 |
Nisan | SAD | – | 31,2 | 32,5 | 36,3
|
– | – |
2020 | |||||||
Haziran | MetroPOLL | – | 41 | – | 51
|
– | 8 |
2019 | |
Türkiye'de_internet | Makale serilerinden |
**Türkiye'de internet**, ilk kez 12 Nisan 1993 tarihinde kullanılmaya başlamıştır.
Dijital pazarlama ajansı We Are Social'ın 2020 yılı raporuna göre Ocak 2020 itibarıyla Türkiye nüfusunun %74'ünü oluşturan 62,7 milyon kişi internet kullanmaktadır. Kullanıcılar 7 saat 29 dakikayı ise herhangi bir cihazla internete bağlanarak geçirmektedir; ortalama 4 saati mobil bir cihazla internete bağlanmaktadır. Speedtest.net raporuna göre 2022 yılının Şubat ayında ortalama sabit geniş bant internet hızı 27,64 Mbps olan Türkiye, dünya sıralamasında 102. sıradadır.
## Tarihçe
Türkiye'de internet ile ilgili ilk çalışmalar 1980'li yıllarda başlamış; 1987'de Ege Üniversitesi'nin öncülüğünde, *Türkiye Üniversite ve Araştırma Kurumları Ağı (TÜVAKA)* adıyla akademik tabanlı bir ağ kurulmuştu. Türkiye'nin ilk akademik tabanlı olmayan ve birçok kurum ve kuruluşu İnternet bağlantısına kavuşturmayı amaçlayan internet ağı projesi ise 1991 yılında ODTÜ ve TÜBİTAK tarafından başlatılmıştı. Bu çerçevede ilk deneysel bağlantı 1992 yılının Ekim ayında Hollanda'ya yapılmasından sonra ilk internet bağlantısı ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'na ait yönlendiriciler ve PTT'den sağlanan 64 Kbps kapasiteli kiralık hat kullanılarak gerçekleştirildi ve ABD'deki NSFNet ile bağlantı kuruldu. Bu nedenle 12 Nisan tarihi, Türkiye'de İnternet'in "doğum günü" olarak kabul edilir.
1993-1996 yılları arasında, Türkiye'deki üniversitelerin birçoğu ve kimi kamu kuruluşları ODTÜ üzerinden internete bağlandılar. Bu yıllarda sırayla Ege, Bilkent, Boğaziçi ve İstanbul Teknik üniversitelerinde de internet bağlantı gerçekleştirildi. İlk Türkçe içerikli web sayfaları ODTÜ ve Bilkent Üniversitelerinin web siteleri oldu. Bunu, doksanlı yılların sonunda hayata geçen Ekşisözlük ve Mynet gibi siteler takip etti.
İnternetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçti. TURNET'in hatlarından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı şirketler (ISS) ortaya çıktı ve internet hizmetini üçüncü kişilere belirledikleri fiyattan satmaya başladılar. 1997'ye gelindiğinde, ISS sayısı sekseni geçmişti.
1996 sonlarından itibaren Türkiye'de birçok gazete ve dergi internet üzerinden yayımlanmaya; 1997 yılının ortalarından itibaren bankalar internet üzerinden bankacılık hizmeti vermeye; 1997'nin sonlarında bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanları sunmaya başladı. Bu dönemde ülkede internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000'e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000'e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000'e ulaştı.
1990'lı yılların sonu-2000'li yılların başında Ekşi Sözlük, sahibinden.com, itiraf.com, siberalem.com gibi internet girişimleri ortaya çıktı; Türkiye'nin ilk e-ticaret devleri, Gittigidiyor ve Sahibinden.com hayata geçti.
2012 yılında Türkiye genelinde internet kullanımı toplam nüfusun %45'ine ulaşmıştır. 2015 itibarıyla Türkiye, 35 milyona yaklaşan aktif internet kullanıcılarının %94'ü (32,7 milyon) Facebook üyesi olan, Twitter'daki aktif kullanıcı sayısı ise 9,6 milyona ulaşan bir ülkedir. 2017 yılı raporlarına göre ise Türkiye'de nüfusun %60'ını oluşturan 48 milyon kişi internete bağlanmaktadır.
## İstatistik
Yıllar
|
2002
|
2003
|
2004
|
2005
|
2006
|
2007
|
2008
|
2009
|
2010
|
2011
|
2012
|
2013
|
2014
|
2015
|
2016
|
2021
|
%
|
11,38 | 12,33 | 14,58 | 15,46 | 18,24 | 28,63 | 34,37 | 36,40 | 39,82 | 43,07 | 45,13 | 56,07 | 59,31 | 62,76 | 66,81
|
82,6
|
## İnternet sansürü
Türkiye'de 7.000'den fazla internet sitesi engellidir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından engellenen sitelerin engeli için mahkeme kararı aranmaktadır. Yine Türkiye'de Mayıs 2008 ve 2010 tarihleri arasında YouTube, 2009 yılında Gabile ve GayRomeo.com gibi birçok site sansürlenmiştir. Yine BTK tarafından arama motorlarında birçok kelime *yasaklı kelime* olarak nitelendirilmiştir. |
Türkiye'de_jeotermal_enerji | Makale serilerinden |
Türkiye günümüzde jeotermal enerji kapasitesi ve doğrudan kullanımda Avrupa'nın lideri dünyada 4. sıradadır. Bunun en çoğu direkt ısıtmada kullanımdır. Bunun yanı sıra jeotemal elektrik ile Türkiye'nin potensiyal 4,5 GWe, ama 2019 kapasitesi 1,5GW.
## Direkt ısıtma
Jeotermal kaynaklar % 94'ü düşük ve orta sıcaklıklı olup, doğrudan uygulamalar için uygundur.
Doğrudan ısıtmadaki kullanım bölgedeki 103,000 residansın ısıtılmasına hizmet eder (827 MWt ve 7712.7 TJ/sene). Ayrıca ferdi ısıtmada vardır (74MWt ve 816.8 TJ/sene); 800,000 m² sera ısıtması (192MWt ve 3633 TJ/sene); ve 215 balneological kolaylıklar, 54 spazm, banyo ve yüzme havuzları (402MWt ve 12,677.4 TJ/sene).
Dünyada jeotermal enerjiden elektrik üreten ilk beş ülke; ABD, Filipinler, Meksika ve İtalya'dır. Kaplıca ve jeotermal ısı kullanımında ilk beş; Çin, Japonya, ABD, İzlanda ve Türkiye'dir.
## Elektrik
Kızıldere tesisleri 20MW kapasiteye sahip olup yıllık 12-15 MW ortalama kapasiteyle çalışır.
## Karbon dioksit
Sadece Buharkent'te yok[ kaynak doğrulanamadı], başka yerlerde karbondioksit emisyonları vardır
Kızıldere üretim tesislerinde 120.000 ton likit karbon dioksit ve soğutucu olarak kullanılan katı karbon dioksit üretiminde elde edilir.
## Finans
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Türkiye'nin en büyük jeotermal santrali için uzun vadeli finansal destek sağlayacağını duyurdu. |
Türkiye'de_koalisyon_hükûmetleri | **Türkiye'de koalisyon hükûmetleri**, Türkiye'de birden fazla siyasi partinin iktidarda yer aldığı hükûmetlerdir.
Türkiye'de milletvekilliklerinin partilerin oy oranıyla çakışacak biçimde paylaşılmasını sağlayan milli bakiye ilkesine dayalı bir nispi temsil sisteminin kabulünden sonra 1965'e değin kurulan koalisyon hükümetleri güçlü ve istikrarlı bir yürütme organının oluşabilmesini zorlaştırmıştır. Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükûmeti 1961 Türkiye genel seçimleri sonrası İsmet İnönü başkanlığında Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisi arasında kuruldu. 1961-1965 arasında koalisyon hükûmetleriyle geçen bir dönemden sonra nispi temsilde milli bakiye uygulamasının kaldırılıp d'Hondt sisteminin getirilmesinden sonra 1965-71 arasında tek parti çoğunluğuna dayalı hükûmetler kurulabildi.
Ama 12 Mart 1971 askeri müdahalesiyle başlayan ve 1973'e değin süren ara rejim döneminde, tarafsız başbakanların kurduğu ve parlamentoda geniş bir çoğunluğa dayanan partiler üstü koalisyon hükûmetleri işbaşına getirildi. 1973 ve 1977 seçimlerinde parlamentoda hiçbir partinin tek başına çoğunluğu sağlayamaması yüzünden başvurulan koalisyon modelleri, 12 Eylül 1980 Darbesi'nin gerekçelerinden birini oluşturan siyasal istikrarsızlığın başlıca nedenlerinden biri olarak sunuldu.
Askeri yönetim döneminden hazırlanan seçim yasasının öngördüğü barajlı d'Hondt sistemi 1983 ve 1987'de tek parti hükûmetlerinin kurulabilmesine olanak verdi; bu arada seçim sistemi büyük partileri daha da güçlendirecek biçimde birkaç kez daha yeniden düzenlenmişti. Ama aynı seçim sistemiyle 1991'de kurulan Doğru Yol Partisi-Sosyaldemokrat Halkçı Parti hükûmeti, sağın ve solun iki büyük partisini olağan rejim koşullarında ilk kez bir araya getirmesi bakımından Türkiye için yeni bir deneyim oldu.
Bununla beraber özellikle 1991-1999 yılları arasındaki 28 Şubat süreci olarak bilinen ara rejimin de dahil olduğu dönemde Türkiye 8.5 yılda 8 farklı koalisyon veya azınlık hükûmeti tarafından yönetildi. 1999 genel seçimlerinden sonra Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi tarafından kurulan 57. Hükümet, Türkiye tarihinin en geniş tabanlı koalisyon hükûmetlerinden biri olmasına karşın hükûmete üye partiler arasındaki anlaşmazlıklar karar verme sürecini yavaşlattı. 2002 genel seçimleri Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidara gelmesinde istikrarsız koalisyon hükûmetlerinin önemli etkisi oldu.
## Liste
Sayı | Tarih | Başbakan | Başbakan'ın partisi | Koalisyon ortağı parti/partiler | Not |
---|---|---|---|---|---|
26. | 20 Kasım 1961 – 25 Haziran 1962 | İsmet İnönü | CHP | AP | VIII. İnönü hükûmeti olarak bilinir. |
27. | 25 Haziran 1962 – 25 Aralık 1963 | YTP - CKMP | IX. İnönü hükûmeti olarak bilinir. | ||
29. | 20 Şubat 1965 – 27 Ekim 1965 | Suat Hayri Ürgüplü | Bağımsız | AP - YTP - CKMP - MP | Ürgüplü hükûmeti olarak bilinir. |
33. | 26 Mart 1971 – 11 Aralık 1971 | Nihat Erim | AP - CHP - CGP - Bağımsızlar | I. Erim hükûmeti olarak bilinir. | |
34. | 11 Aralık 1971 – 22 Mayıs 1972 | II. Erim hükûmeti olarak bilinir. | |||
35. | 22 Mayıs 1972 – 15 Nisan 1973 | Ferit Melen | CGP | AP - CHP - Bağımsızlar | Melen hükûmeti olarak bilinir. |
36. | 15 Nisan 1973 – 26 Ocak 1974 | Naim Talu | Bağımsız | AP - CGP - Bağımsızlar | Talu hükûmeti olarak bilinir. |
37. | 26 Ocak 1974 – 17 Kasım 1974 | Bülent Ecevit | CHP | MSP | I. Ecevit hükûmeti olarak bilinir. |
39. | 31 Mart 1975 – 21 Haziran 1977 | Süleyman Demirel | AP | MSP - MHP - CGP | IV. Demirel ve I. Milliyetçi Cephe hükümeti olarak bilinir. |
41. | 21 Temmuz 1977 – 5 Ocak 1978 | MSP - MHP | V. Demirel ve II. Milliyetçi Cephe hükümeti olarak bilinir. | ||
42. | 5 Ocak 1978 – 12 Kasım 1979 | Bülent Ecevit | CHP | CGP - DP - Bağımsızlar | III. Ecevit ve Motel Hükümeti olarak bilinir. |
49. | 20 Kasım 1991 - 16 Mayıs 1993 | Süleyman Demirel | DYP | SHP | VII. Demirel hükûmeti olarak bilinir. |
50. | 25 Haziran 1993 – 5 Ekim 1995 | Tansu Çiller | SHP (1993-1995) CHP (1995) |
I. Çiller hükûmeti olarak bilinir. | |
52. | 30 Ekim 1995 – 6 Mart 1996 | CHP | III. Çiller hükûmeti olarak bilinir. | ||
53. | 6 Mart 1996 – 28 Haziran 1996 | Mesut Yılmaz | ANAP | DYP | II. Yılmaz Hükûmeti veya ANAYOL Hükûmeti olarak bilinir. |
54. | 28 Haziran 1996 – 30 Haziran 1997 | Necmettin Erbakan | RP | Erbakan Hükûmeti veya REFAHYOL Hükûmeti olarak bilinir. | |
55. | 30 Haziran 1997 – 11 Ocak 1999 | Mesut Yılmaz | ANAP | DSP - DTP | III. Yılmaz Hükûmeti veya ANASOL-D Hükûmeti olarak bilinir. |
57. | 28 Mayıs 1999 – 18 Kasım 2002 | Bülent Ecevit | DSP | MHP - ANAP | V. Ecevit Hükûmeti veya ANASOL-M Hükûmeti olarak bilinir. |
63. | 28 Ağustos 2015 – 24 Kasım 2015 | Ahmet Davutoğlu | AK Parti | HDP - Bağımsızlar | İlk seçim hükümeti olarak bilinir. | |
Türkiye'de_kurulmuş_tarihi_devletler_listesi | Görünüm
**Türkiye'de kurulmuş tarihi devletler listesi**, günümüzde Türkiye'nin Asya (Anadolu) ve Avrupa (Trakya) kıtalarındaki topraklarını merkez alarak kurulmuş yani başkenti bu topraklar üzerinde olan Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ dönemleri içindeki tüm siyasi birlikleri, krallıkları, beylikleri, imparatorlukları ve devletleri ele alır.
## Liste
İsim | Dönem | Başkent | Resim | Bilgi | Harita |
---|---|---|---|---|---|
Türkiye |
- 1923–
|
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nin ardılı olup Anadolu ve Doğu Trakya toprakları üzerinde varlığını halen devam ettiren devlettir. Kurtuluş Savaşı neticesinde 1923 yılında, Atatürk önderliğinde resmen kurulan devlet, günümüzde dünyanın en gelişmiş ilk 20 ekonomisinden biri olup G-20 üyesidir.
|
|||
Hatay Cumhuriyeti |
- 1938–1939
|
Hatay Cumhuriyeti aslen Osmanlı İskenderun Sancağı, Osmanlı idaresinde iken geniş özerklikle Fransız Suriye Mandasına bağlanır. 1936 yılında Fransa bölgeden çekilirken, burayı Suriye'ye bırakır. Özerlikliğini yok sayan bu karara itiraz eden Türkiye ve uluslararası baskılar neticesinde, bölgede 5 Temmuz 1938 günü yapılan referandum ile Hatay bağımsızlığını ilan eder. Bir yıl sonra ise ülkede yapılan başka bir referandum sonucunda Hatay halkı Türkiye'ye bağlanmayı kabul eder.
|
|||
Osmanlı İmparatorluğu |
- 1299–1922
|
Osmanlı Devleti, Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmasıyla 1299 yılında Osman Bey tarafından kurulan beylik, batıda Balkanlar, doğudaki Türk beylikleri üzerinden genişlemiştir. En geniş sınırları kendine bağlı topraklarda dahil olmakla bereber, kuzeyde Karadenizin kuzey kıyıları ve Macaristan'a, güneyde Yemen'e, batıda Dalmaçya kıyıları ve Cezayir'e, Doğuda ise kabaca günümüz İran sınırlarına kadar yayılmıştır. Zaten bulunduğu dönemde gerileme sürecinde olan devlet I. Dünya Savaşına katılıp malüp olunca, gücünü tamamen kaybetmiş, daha da küçülmüş ve ardılı olan Türkiye'nin otoritesini tanımak zorunda kalmıştır.
|
|||
- 1352–1608
|
Ramazanoğulları Beyliği, Misis ve Adana yöresinde 1352 yılında kurulmuş bir Anadolu beyliğidir. Kurulduğunda yaklaşık yarım asır kadar Memlükler'e tabi olan beylik, Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı yönetime bağlanmıştır. Beyliğin resmi olarak kaldırlışı I. Ahmet döneminde, Adana'nin Halep'e; Kozan (Sis) ve Tarsus'un da Kıbrıs Beylerbeyiliği'ne bağlanmasıyla gerçekleşmiştir.
|
||||
- 1339–1521
|
Dulkadiroğulları Beyliği, II. Dönem Anadolu Beylikleri'den biridir. 1339-1521 yılları arasında Anadolu'nun güneyinde, Elbistan merkez olmak üzere kurulmuşlardır bir Türkmen beyliğidir. İlk reisi Zeyneddin Karaca Bey'dir. Beylik, Ramazanoğulları Beyliği gibi Osmanlı İmparatorluğu ve Memlükler arasında tampon bölge görevi yapmış ve devletler arası mücadeleye neden olmuştur. Turnadağ Muharebesi'yle (1515) yıkılarak Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmıştır.
|
||||
Akkoyunlular |
- 1378–1508
|
Akkoyunlular, Timur'un kendisini destekleyen Kara Yülük Osman Beyin Diyarbakır'ı vermesiyle kurulan beylik, en parlak dönemini hükümdar Uzun Hasan yönetiminde yaşadı. Karakoyunluları yenerek, başkentini Tebriz'e taşıyan devlet, sınırları İran'ın içlerine kadar genişletti. Genişlemeye paralel olarak, doğuda Osmanlı-Akkoyunlu rekabeti arttı. Fatih'in Otlukbeli Savaşı ile elde ettiği zaferden sonra ağır bir yenilgi alan devlet, Safevi Devleti tarafından tamammen kaldırıldı.
|
|||
Karamanoğulları Beyliği |
- 1250–1487
|
Karamanoğulları Beyliği, 2. Anadolu beylikleri döneminde en güçlü beylik olarak, Karaman'da ortaya çıkan beyliktir. Beyliğin diğer en önemli özelliği Karamanoğlu Mehmet Beyin, Türkçeyi devlet yönetimini resmi dili olarak ilan etmesidir. Osmanlının Balkan seferleri sırasında, devlete doğudan saldıran ve Timur'la olduğu gibi karşı ittifaklara katılan Karamanoğulları beyliği, II. Murat döneminde Osmanlı'ya bağlanmıştır
|
|||
Karakoyunlular |
- 1380–1469
|
- Erciş
- Tebriz
|
Karakoyunlular, İlhanlı Devletinin güç kaybetmesiyle orta çıkan beylik, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, İran Azerbaycanı ve Kuzey Iraka egemen olmuştur. Timur İmparatorluğu döneminde gerileyen devlet, Timur'un ölümü sonrasında hükümdar Kara Yusuf'un Tebriz'i geri almasıyla tekrar toparlanmıştır. Akkoyunlular tarafından yıkılmıştır.
|
||
Candaroğulları Beyliği(İsfendiyaroğulları) |
- 1292–1461
|
Candaroğulları Beyliği, Kastamonu çevresinde kurulmuş, denizcilik özelliği ile bilinen beyliktir. Kastomonu topraklarının Osmanlılarca ele geçirilmesi üzerine Sinop'a çekilen beylik ancak Timur yardımıyla bölgede tekrar hakim olabildi. Fatih Sultan Mehmet döneminde uzlaşma politikası sayesinde barışçı yollarla Osmanlı Devletine bağlandı
|
|||
Trabzon İmparatorluğu |
- 1204–1461
|
Trabzon İmparatorluğu 1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferi ile Konstantinopolis'in Latinler eline geçmesi üzerine, Trabzon'a sığınan Bizans tahtının varisi Komninos Hanedanına mensup Aleksios ile David tarafından kurulan bir devlettir. Trabzon hükümdarları 1461’de Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmasına değin "Büyük Komninos" (Yunanca: Megas Komninos) ve "imparator" unvanlarını kullanmışlardır. Devlet, kurucu hanedanın adıyla "Komninos İmparatorluğu" olarak da adlandırılmıştır.
|
|||
Doğu Roma İmparatorluğu |
- 330–1204
- 1261–1453
|
Doğu Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nun 395'te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla resmen kuruldu. Roma İmparatorluğun Akdeniz kıyısındaki, İtalya, Kartaca ve Mısır gibi pek çok toprağı egemenlik altına aldı. Batıdan gelen Latin, güneyden gelen Arap, doğudan devletin Anadolu topraklarını etkileyen Türk etkisiyle küçülen ve zayıflayan devlet, Dördüncü Haçlı Seferi sırasında başkent İstanbul'un düşmesiyle bir süre tarih sahnesinden silindi. Ardılı İznik İmparatorluğu'nun kenti almasıysa tekrar ortaya çıkan devlet yine de gerileyerek kent devleti duruma düştü ve 1453 yılında Osmanlılar tarafından ortadan kaldırıldı.
|
|||
- 1283–1428
|
Germiyanoğulları Beyliği, Batı Anadolu’da Kütahya merkezli olarak 1283 yılında kurulmuş bir Türkmen beyliğidir. Bu beylik Oğuzlar’ın Avşar boyundandır ve beyliğin adı bir Türk boyu olan Germiyan'dan gelmektedir. I. Murat döneminde bazı toprakları (Tavşanlı ve Kütahya) çeyiz olarak Osmanlılara verildi. Ankara Savaşı’ndan sonra yeniden kurulurken, II. Murat 1428 yılında son verdi. Böylece Germiyanoğulları beyliği, Osmanlılara katıldı.
|
||||
- 1308–1426
|
Aydınoğulları Beyliği, 1308 yılında Aydın ve çevresinde kurulan bir Anadolu beyliğidir. Özellikle denizcilik alanında etkili olmuştur. Aydınoğlu Gazi Umur Bey beyliğin en önemli hükümdarıdır.
|
||||
- 1260–1424
|
Menteşoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde Güneybatı Anadolu’da kurulmuş bir Türk beyliğidir. Sınırları aşağı yukarı bugünkü Muğla iline denk gelen bu beyliğin hakimiyeti, 13. yüzyılın ortalarından 15. yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir. Diğer Anadolu Beylikleri gibi Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçmiştir. Muğla ili Osmanlı Devleti 'nin son dönemlerine kadar Menteşe vilayeti olarak anılmıştır.
|
||||
- 1301–1423
|
Hamitoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasında sonra Eğirdir ve Isparta bölgesinde kurulan 2. Dönem Anadolu Beylikleri'ndendir.
|
||||
- 1302–1410
|
Saruhanoğulları Beyliği Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde, Batı Anadolu’da Manisa ve çevresinde kurulmuş bir beyliktir. Ağırlıklı olarak[ komşu Aydınoğulları beyliği ile ittifak içinde Doğu Roma İmparatorluğu ile savaşmıştır. Beylik ilk kez 1390'da Yıldırım Bayezid tarafından, kesin olarak da I. Mehmed tarafından 1410'da Beyliğin son Saruhan beyi Hızır Bey'den alınmasıyla Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır.
|
||||
- 1102–1409
|
Artuklu Beyliği, 1. dönem Anadolu beyliklerinden içinde en uzun süre egemenliğini korumuş olan beyliktir. Mardin, Hasankeyf bölgesi egemen olmuştur. Malabadi Köprüsü bu beyliğe ait en bilinen mimari eserlerdendir. Beyliğin alt kolları Eyyübiler, Anadolu Selçukluları ve Karakoyunlular tarafından ortadan kaldırılmıştır.
|
||||
Kilikya Ermeni Krallığı |
- 1198–1375
|
Kilikya Ermeni Krallığı, Çukurova bölgesine egemen olmuş, Ruben Hanedanı tarafından yönetilmiş krallıktır.
|
|||
- 1077–1308
|
Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu Devletinin Anadolu'daki ardılı ve Haçlı seferleri sırasında Anadoluya egemen olay devlettir. Miryokefalon ve Kösedağ Muharebesi devletin askeri tarihinin önemli yapıtaşlarıdır. Moğollar tarafından yağılma süresine sokulan devletin parçalara ayrılmasıyla, Anadoluda 2. beylikler dönemi başlamıştır.
|
||||
Antakya Prensliği |
- 1098–1268
|
Antakya Prensliği, Birinci Haçlı seferi sırasında I. Boemondo'nun Antakya'yı fethiyle kurulan Latin kökenli şehir devleti, prensliktir. Sınırlarını güneyde Lazkiye kadar genişleten devlet, birçok müslüman liderin işgal ve kuşatmalarına karşı koymuştur. Prensliğe, Memlükler tarafından son verilmiştir.
|
|||
- 1204–1261
|
İznik İmparatorluğu, Dördüncü Haçlı sefeririyle İstanbul'dan kovulan, Doğu Romalıar tarafından bu dönemde kurulan 3 devletten en büyüğüdür. Anadolu Selçukluların başkenti İznik'i alarak kendine başkent yapan devlet, doğuda bu devletle mücadele ederken, batıda ise kaybedilen İstanbul ve batı topraklarını Latinlerden almak için çabalamıştır. Cenevizliler ile ittafak kurarak, 1261 yılında İstanbul ele geçirmiş ve Doğu Roma İmparatorluğunu tekrar kurmuştur.
|
||||
Latin İmparatorluğu |
- 1204–1261
|
Latin İmparatorluğu, 1204 yılında Dördüncü Haçlı seferi sırasında Konstantinopolis'in işgal ederek kurulan bir devlettir. Haçlıların "Romanya" adını verdiği bu devlet 57 yıl ayakta kalmış, 25 Temmuz 1261 tarihinde İznik İmparatoru VIII. Mihail'un Konstantinopolis'i Haçlılardan geri almasıyla ortadan kalkmıştır.
|
|||
- 1080–1228
|
Mengüçlü beyliği, Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Erzincan merkez olmak üzere, Kemah, Divriği, Şebinkarahisar yöresinde kurulmuş bir beyliktir. Kurucusu Selçuklu Sultanı Alp Arslan'ın komutanı olarak katılmış Mengücek Gazi'dir. 1142 yılında Mengücek Gazi'nin oğlu İshak'ın iktidara gelmesiyle Erzincan kolu ve Divriği kolu olmak üzere ikiye bölündüler. Erzincan kolunu 1228 yılında Erzincan'ı alan I. Alaeddin Keykubat bitirmiştir. Divriği kolu da 1252 yılında Selçukluların yönetimi altına girdi.
|
||||
- 1100–1207
|
Ahlatşahlar Beyliği, Selçuklu Azerbaycan valisinin emrindeki Sökmen Bey tarafından 12. yüzyılda kuruldu. Ahlatşahlar komşu beyliklerle (Artuklu, Saltuklu, Mengücek beylikleriyle ) nüfuz çekişmeleri içinde geçen sürelerde güçlerini korudular. 12. yüzyılın ikinci yarısında hakimiyet sınırlarını Kars'a kadar genişlettiler. Fakat 1207 yılında, İzzettin Balaban'ın beyliği döneminde, Eyyubiler bu beyliğe hakim oldu.
|
||||
- 1071–1202
|
Saltuklu Beyliği, Malazgirt Savaşı sonrası Anadoluda kurulan 1. beylikler dönemi içinde kurulan bir Türk beyliğidir. Kurucusu, Selçuklu komutanlarından Ebulkasım Saltuk Bey dir. Tarih boyunca Gürcüler ve Haçlılarla savaşan beylik, Anadolu Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından ortadan kaldırılmıştır.
|
||||
- 1080–1174
|
Danişmendliler Beyliği Selçuklu komutanlarından Danişmend Gazi tarafından Yukarı Kızılırmak bölümde kuruldu. Sınırlarını Malatya'dan, Ankara'ya kadar genişletti. Kuruluşunda itibaren Anadolunun Selçuklu Devleti ile Doğu Roma ve Haçlılara karşı ittifak kuran beylik, iki devletin aralarının açılması ve Anadolu Selçukluların, doğuya genişleme hareketi sonucunda bu devletin idaresi altına girdi.
|
||||
- 951–1174
|
- Divin
- Gence
- Ani
|
Şeddadiler, 951 - 1174 yılları arasında Ermenistan ve Arran'da hüküm sürmüş Kürt hanedanıdır. 1067'ten itibaren Şeddadiler hanedanı Selçukluların kontrolü altına girmiş ve 1174'te kadar Selçukluya bağımlı bir hanedan olarak devam etmiştir.
|
|||
Urfa Kontluğu |
- 1098–1149
|
Urfa Kontluğu veya Edessa Kontluğu, Birinci Haçlı seferi sonucu 12. yüzyılda Urfa şehri ve civarında Haçlılar tarafından kurulmuş bir devlettir. Kurucusu, daha sonra Kudüs kralı olacak olan Boulogne'lu Baudouin'dir. Zengiler tarafından 1144 yılında Urfa'nın ele geçirilmesiyle, kaldırılmıştır.
|
|||
- 990–1085
|
Mervaniler, Diyarbakır ili ve çevresinde etkili olan Kürt beyliğidir. Musul'e uzanan seferler düzenlemişlerdir.
|
||||
Pakraduni Hanedanlığı |
- 885–1045
|
Orta Çağ Ermeni Krallığı ya da Bagratlı Krallığı, Bagrat hanedanlığının Ermeni kolu olan Pakraduni Hanedanlığı tarafından kurulan, sınırları Doğu Anadolu'nun büyük bölümünü içine alacak kadar genişleyen Ermeni krallığıdır. Özellikle batıda ve güney topraklarında egemenliği kaybetse de, krallığın merkezi sayılabilecek Kars-Erivan bölgesinde hakimiyeti daha uzun süre sürdürebilmiştir.
|
|||
- 908–1021
|
Vaspurakan Krallığı,Pakraduni Hanedanlığına bağlı olan bölge, hanedanlığın ülkenin güneyinde etkisi kaybetmesiyle, bağımsızlığı kazanan yine Ermeni kökenli olan Artsruni hanedanlığı tarafından yönetilmiştir. Van gölü ve çevresini hakimiyeti altına almıştır.
|
||||
- 840–978
|
- Ardanuç
- Kutaisi
- Tiflis
|
Gürcü Krallığı, Bagrat hanedanlığının, Gürcü kolu tarafından kurulan, tüm Güney Kafkasyaya egemen olmuş krallıktır.
|
|||
- 860–964
|
Kaysites Emirliği,Bizans-Arap Savaşları sonucunda, tüm Doğu ve Güneydoğu Anadoluda egemenlik kuran İslam Devletinin, bölgede etkinliğini kaybetmesi neticesinde, bağımsızlık kazanan ve Malazgirt çevresinde egemenlik kuran Arap emirliğidir.
|
### Notlar
- İsimler seçilirken tek kriter devletlerin başkentlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalmasıdır.
- Farklı dönemlerde farklı başkentlere sahip olan devletler, bu başkentlerden her birinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olup olmamasına bakılmadan listeye dahil edilmiştir. Örneğin Akkoyunlar devleti ilk olarak Diyarbakır'ı başkent olarak kullansa da, daha sonra başkentini Tebriz'e taşımıştır. Ancak Diyarbakır nedeniyle bu listededir.
- Sadece Türkiye'de içinde kalan yerleşim yerleri, bu yerlerin özellikle belirtilmesi için bağlantı eklenmiştir.
- Devletler yıkılış yıllarına göre sıralanmaktadır.
- Anadolu Beylikleri döneminde kurulan devletlerden sadece 100 yıllık ve daha uzun egemenliğe sahip olanlar listededir. |
Türkiye'de_nükleer_enerji | Makale serilerinden |
Türkiye'de şu an **nükleer enerji santrali** yapılma aşamasındadır. 1970 yılından itibaren nükleer santral kurulma girişimlerinde bulunuldu fakat bu girişimlerin çoğu sonuçsuz kalmış, 2004'te nükleer enerji santrali konusu yeniden gündeme gelmiş ve toplamda üç santralden biri için yapıma aşamasına gelinmiştir. İki santral daha planlama aşamasındadır.
## Tarihi
Türkiye'de nükleer çalışmalar, nükleer teknolojiye sahip olmayan pek çok Avrupa ülkesiyle eş zamanlı olarak, "Atom enerjisinin barışçıl amaçlarla kullanılması" konusunda düzenlenen 1. Cenevre Konferansı'ndan hemen sonra 1955 yılında başlatılmıştır. 1961 yılında, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde, eğitim ve temel araştırmalar için yararlanılan 1 MW gücünde bir deney reaktörü işletmeye alınmıştır. Elektrik üretimi amacıyla kurulması tasarlanan nükleer santralle ilgili ilk fizibilite etütleri 1968 yılında başlatılmıştır. 1972-74 yıllarında yapılabilirlik etüdleri ve yer araştırmaları değişen şartlara göre revize edilmiş, 1976 yılında Silifke'nin batısındaki Akkuyu mevkii ilk kuruluş yeri olarak seçilmiş ve yapılan geniş kapsamlı araştırmalara dayanarak Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu'ndan yer lisansı alınmıştır. 1976 yılında nükleer santral ihalesi için girişimde bulunuldu ve tekliflerin değerlendirilmesi sonucunda 1977'de ASEA-ATOM ve STAL-LAVAL firmaları ile sözleşme öncesi görüşmeler başladı ancak 12 Eylül 1979'da görüşmeler çeşitli sebeplerden sonuçlanmadı.
### 1980'ler
1982 yılında herhangi bir ihale açılmadan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanlığı aracılığıyla Atomic Energy of Canada Limited (AECL), Siemens-Kraftwerk Union (KWU) ve General Electric (GE) firmalarından teklifler toplandı. 30 Ağustos 1984'te bu firmalarla yapılan pazarlık görüşmelerinde anlaşma sağlansa da hükümet, nükleer santrallerin anahtar teslimi esasına göre başlattığı ihalenin temel şartını "Yap-İşlet-Devret" şartına dönüştürdüğünü açıklayınca KWU ve kendisine Akkuyu yerine Sinop nükleer siti teklif edilmiş olan GE firmaları ihaleden çekildi. Öte yandan, 2 Kasım 1983 tarihinde devlet kuruluşlarının reorganizasyonu kapsamında tüm nükleer konuları bir çatı altında yürütmek üzere Nükleer Elektrik Santralları Kurumu: NELSAK kararnamesi hazırlandı, onaylandı ve dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren Türkiye'de üç ayrı tipte üç nükleer santralın kurulacağını açıkladı. Fakat NELSAK kararnamesi hiçbir zaman uygulanmadı. Mart 1985'te AECL ile görüşmelere devam edildi ve ağustos ayında ön protokol imzalandı. Ancak, Kanada hükûmetinin ön protokole bağlanan şartları ve finansmanın %60'ını (geri kalan %40'ını TEK ve Türkiye üstlenecekti) garanti etmeyi kabul etmemesi üzerine 1986 yılı başlarında AECL ile yapılan görüşmeler de durduruldu. Nisan 1986'da Sovyetler Birliği'nde meydana gelen Çernobil reaktör kazasından ötürü Türkiye'de de nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alınmıştır. 1988 yılında TEK Nükleer Santrallar Dairesi kapatıldı.
### 1990'lar
1989'da Arjantin ile 25 MW'lık pasif sistemli modüler prototip projesine girişilmek istenmiş, 1991 başlarında yeterli görülmeyen bu girişimden vazgeçilmiştir. 1992 yılında dünyadaki belli başlı firmalara birer mektup gönderilerek, 2002 yılında devreye girecek biçimde ve 1000 MW gücünde bir veya iki üniteli santralın anahtar teslimi veya Yap-İşlet-Devret modeli ile kurulması için teknik ve mali konularda bilgi istenmiştir. Aynı yılın aralık ayında dönemin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Ersin Faralyalı'nın Bakanlar Kurulu'na sunduğu bir raporda, ülkenin başka enerji kaynakları ihdas etmediği takdirde 2010 yılında büyük bir enerji krizine düşeceğine ve bunu önlemek için de mutlaka nükleer enerjiden yararlanılması gerektiğine dikkat çekmiştir. Bunun üzerine 1993 yılı başlarında toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu nükleer enerjiden elektrik üretimini ülkenin üçüncü öncelikli meselesi olarak tespit etti. 1995 yılında TEAŞ, nükleer santral ihâlesinin ön incelemelerini yapmak üzere danışman olarak Güney Kore'nin KAERI firmasıyla anlaştı. 1996'da Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı'nın görevlendirdiği üç danışman ile TEAŞ Nükleer Santraller Dairesi'nden iki elemandan oluşan bir komisyon ihâle şartnâmesine son şeklini verdi. 17 Ekim 1996'da Resmî Gazete'de Akkuyu Nükleer Enerji Santrali için ihâle açılmış olduğu ilân edildi. 15 Ekim 1997’de AECL, NPI (Nuclear Power International/Siemens ve Framatome Konsorsiyumu) ve WESTINGHOUSE (Mitsubishi ile birlikte) tekliflerini sundular fakat 2000 senesinde hükûmet bu projenin sonuçlandırılmasından ve ülkede nükleer santral kurulmasından vazgeçtiğini açıkladı.
### 2000'ler ve sonrası
Mayıs 2004'te dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, "Yakında bu santrallerin üreticisi ülkelerle görüşeceğiz." diyerek nükleer enerji santrali konusunu yeniden gündeme getirdi. Güler yaptığı açıklamada nükleer santraller konusunda teknik incelemelerin sürdüğünü, kurulmasında şartname aşamasına gelindiğini ve kısa zamanda görüşmelerin yapılacağını açıkladı. Aynı açıklamada, santrallerin işletilmesi özel sektörde olacağı ve santrallerin yeri konusunda araştırmaların sürdüğü, daha önce santralin kurulacağı yer olarak tespit edilen ve çevreci grupların karşı çıktığı Mersin'deki Akkuyu bölgesi de alternatiflerden biri olarak gündemde olduğu ifade edildi. 2005'in ocak ayında 2005 yatırım programına alınan üç santral için Elektrik Üretim A.Ş. ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun yatırım bütçesine 7 milyon TL'lik ödenek konuldu. Haziran 2005'te dönemin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Okay Çakıroğlu, ilk santralin 2012'de açılacağını belirtti. Güler, ilk santralın inşaatına 2007'de başlanılacağını Şubat 2006'da açıkladı.
2010-2020 arasında 5 bin megavatlık üç nükleer santral kurmayı amaçlayan "Nükleer Enerji Yasası", 17 Ocak 2007'de çıkarıldı. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, santrali kuracak şirketin yapısı, denetimi, söküm masrafı gibi alanlarda anayasaya aykırılıklar olduğu gerekçesiyle yasanın üç maddesini veto etti.
## Nükleer güç santralleri
### Akkuyu Nükleer Güç Santrali
12 Mayıs 2010’da Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında Türkiye’nin güney kıyısındaki Mersin ilinin Gülnar ilçesinde VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşa edilmesini öngören İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. 13 Aralık 2010’da, anlaşmanın koşulları uyarınca Rus tarafı, Türkiye Cumhuriyeti’nde AKKUYU NÜKLEER ANONİM ŞİRKETİ proje şirketini kurmuştur. ROSATOM'un projedeki payı %99.2’dir. Projenin toplam maliyeti, 20 milyar ABD doları seviyesindedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez 9 Mart'ta yaptığı açıklamada Akkuyu nükleer santralinin ilk reaktörünün 2023 yılında devriyeye gireceğini belirtti.
### Sinop Nükleer Güç Santrali
Türkiye'deki diğer nükleer santral projesi Sinop Nükleer Güç Santralidir. 3 Mayıs 2013 tarihinde Japonya tarafından Türkiye'ye yapılan bir ziyaretten sonra nükleer santral kurulması için uluslararası anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma uyarınca, santrali işletecek konsorsiyum Japonya, Fransa ve Türkiye'den oluşacak; Türkiye'den kamu adına Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) %49, iki Japon şirketi toplam %30 ve Fransız ortak %21 hisse sahibi olacaklar.
27 Haziran 2019 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdiği mülakatta artan masraflar nedeniyle Sinop NGS projesinin durdurulduğunu açıkladı. Eylül 2022'de yapılan açıklamada santral projesi konusunda Rusya ile görüşüldüğü duyuruldu. Ocak 2023'te Güney Koreli KEPCO yetkilileri santral için teklif sundu.
### Trakya Nükleer Güç Santrali
14 Ekim 2015 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun tarafından ülkenin üçüncü nükleer enerji santralinin İğneada'da yapımının planlandığı açıklandı. Bu açıklamanın ardından Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz, nükleer santralin ilk gündeme geldiği günden bu yana ilçe ve belde halkı tarafından istenmediğini dile getirdi. Trakya’yı kapsayan üst ölçekli planlarda 2013 yılında yapılan değişiklikle eklenen "enerji üretim santralleri yapabilir" maddesine Trakya Platformu tarafından dava açıldığı ve yürütmeyi durdurma kararı alındığı, bu nedenle Trakya’nın herhangi bir yerine enerji üretim santrali yapılamayacağı ileri sürülmektedir. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise 16 Ekim 2015'te İğneada'da nükleer santralle ilgili bir çalışma ve başvuru olmadığını söyledi.
8 Kasım 2022'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Trakya'daki nükleer santralin yer tespiti çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. 24 Mayıs 2024'te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Trakya'da yapımı planlanan dört reaktörlü nükleer santralle ilgili olarak Çin ile görüşüldüğünü duyurdu. |
Türkiye'de_yabancı_dil_öğretimi | Makale serilerinden |
**Yabancı dil**, Türkiye’de ilköğretim, lise ve üniversitede Türkçe dışında öğretilen dillere verilen genel isimdir.
Türkiye'de uzun yıllar yabancı dil olarak öğretilen İngilizce bu statüsünü korumaktadır. Türkiye'de İngilizce öğretimi Fransızcanın etkisini kaybetmeye başladığı dönemde atılım yapmıştır. Bir zamanların soylular dili olan Fransızca önemini yitirmiş ve II. Dünya Savaşı sonrası artan Amerikalı etkisiyle İngilizce, Türkiye'de ve dünyada önem kazanmıştır.
Sekiz yıllık ilköğretim yasasından sonra İngilizce, ilköğretim ikinci sınıflara kadar çekilmiştir. Genel liselerin dört yıla çıkmasıyla beraber hazırlık sınıfı kavramı ortadan kalkmış, İngilizce derslerinin haftalık ders saati artırılmıştır.
Pek çok üniversite, liselerde hazırlık sınıfı okunmuş bile olsa öğrencilerini bir yeterlilik sınavından geçirerek İngilizce seviyelerini ölçmektedir. Ön koşullara uymayan öğrenciler bir yıl süreyle hazırlık sınıfında yoğun İngilizce programlarıyla yeterli seviyeye getirilir. İngilizce öğretmenliği programlarında da bu yeterlilik sistemi uygulanmaktadır. İngilizce öğretmenliği programları -hazırlık sınıfı dâhil edildiğinde- beş yıl, on yarıyıldan oluşmaktadır. Yeterlilik sınavını veren öğrenciler; sekiz yarıyıl boyunca İngilizce okuma ve konuşma becerileri, İngilizce dil bilgisi, yazma becerileri ve bu becerileri öğretme yöntemleriyle ilgili dersler aldıkları gibi İngiliz edebiyatı, Amerikan edebiyatı ve İngiliz dilinin tarihi ve yapısıyla ilgili yoğun olmayan dersler alırlar. Ayrıca günümüzde İngilizcenin önem kazanmasıyla birlikte çok sayıda dil eğitim siteleri kurulmuştur. Aynı zamanda İngilizcenin bilgisayar ortamında öğretilmesiyle ilgili Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığının çeşitli projeleri bulunmaktadır. Ancak İngilizce, Türkiye'de resmî işlerde kullanılmamaktadır.
## Okullarda yabancı dil
İlkokullarda yabancı dil eğitimi olarak İngilizce, ikinci sınıfta başlamaktadır. Dersler İngilizce öğretmenleri tarafından verilmektedir. Dördüncü ve beşinci sınıflarda da haftalık ders saati üçtür.
Ortaokulda ise yabancı dil ders saati dörttür. Öte yandan özellikle özel okullarda 14 derse kadar çıkmaktadır.
Ortaöğretimde yabancı dil zorunlu olmakla beraber okul türlerine göre çeşitlilik göstermektedir. Anadolu liselerinde dokuzuncu sınıflarda haftalık ders saati altı iken ve kimi okullarda ek olarak iki saatlik video dersi okutulur. Düz liselerde yabancı dil ders saati üçtür. Ayrıca Anadolu liselerinde ikinci yabancı dil olarak Almanca ve seyrek olarak Fransızca da okutulmaktadır. |
Türkiye'de_yayımlanan_gazeteler_listesi | Görünüm
Makale serilerinden |
Aşağıda Türkiye'de yayınlanan gazetelerin listesi bulunmaktadır.
## Ulusal gazeteler listesi
İsim | Yayın sıklığı | Politik görüş | Tiraj |
Yayıncı/ortak şirket |
---|---|---|---|---|
Hürriyet |
Günlük | Popülizm, merkez sağ | 106.191 | Demirören Holding |
Posta |
Günlük | Popülizm | 59.698 | Demirören Holding |
Sözcü |
Günlük | Ulusalcılık, Atatürkçülük, sekülerizm | 101.816 | Estetik Yayıncılık |
Sabah |
Günlük | Liberal muhafazakârlık, merkez sağ | 111.573 | Turkuvaz Medya Grubu |
Türkiye |
Günlük | Liberal muhafazakârlık, merkez sağ | 110.042 | İhlas Medya Holding |
Milliyet |
Günlük | Popülizm, merkez sağ | 100.867 | Demirören Grubu |
Yeni Şafak |
Günlük | İslamcılık, liberal muhafazakârlık, sağ | 50.390 | Albayrak Medya Grubu |
Anayurt |
Günlük | Popülizm, sosyal demokrasi | Belde Basın Yayın | |
Takvim |
Günlük | Popülizm, sağ | 53.252 | Turkuvaz Medya Grubu |
Akşam |
Günlük | Merkez sağ | 101.730 | TürkMedya |
Doğruhaber
|
Günlük | Muhafazakar | 3.168 | Doğru medya |
İstiklal |
Günlük | Muhafazakârlık, merkez sağ | ||
Aydınlık |
Günlük | Ulusalcılık, Atatürkçülük, sol | 10.466 | |
Yeni Akit |
Günlük | İslami köktendincilik, aşırı sağ | 52.652 | |
Cumhuriyet |
Günlük | Sosyal demokrasi, merkez sol | 15.246 | Cumhuriyet Vakfı |
Yeni Mesaj
|
Günlük | Muhafazakârlık, mezhepsel | Mesaj Yayın Grubu | |
Milat |
Günlük | İslamcılık, muhafazakârlık | 10.285 | |
Diriliş Postası |
Günlük | İslamcılık, aşırı sağ | 6.589 | |
Yeni Birlik |
Günlük | Milliyetçi- Muhafazakâr | 10.545 | Birlik Medya grubu |
Karar |
Günlük | Muhafazakârlık | 11.736 | |
Korkusuz |
Günlük | Ulusalcılık, Atatürkçülük, sekülerizm | 38.776 | Estetik Yayıncılık |
Millî Gazete |
Günlük | İslamcılık, Millî Görüş | 5.308 | |
Yeni Asır |
Günlük | Merkez sağ | 50.418 | Turkuvaz Medya Grubu |
Birgün |
Günlük | Sosyalizm, sol | 4.455 | |
Yeni Asya |
Günlük | İslamcılık, muhafazakârlık, aşırı sağ | 2.877 | |
Hürses |
Haftalık | Milliyetçilik | n/a | |
Türkgün | Günlük | Milliyetçilik | 33.792 | Milliyetçi Hareket Partisi |
Analiz | Günlük | Ekonomi | 10.445 | Yeditepe İstanbul Gazetecilik |
Ayrıntılı Haber | Günlük | Muhafazakarlık | 3.984 | |
Nasıl Bir Ekonomi | Günlük | Ekonomi | 3.506 | |
Doğruhaber | Günlük | İslamcılık | 3.168 | |
Evrensel | Günlük | Sosyalizm, Hocaizm | 2.781 | |
Dünya | Günlük | Ekonomi | 686 |
## Spor gazeteleri
İsim | Yayın sıklığı | Tiraj |
Yayıncı/ortak şirket | Website |
---|---|---|---|---|
Pas Fotomaç |
Günlük | 210.248 |
Turkuaz Medya Grubu | |
Fanatik |
Günlük | 191.964 |
Demirören Holding | |
Açık Mert Korkusuz (AMK) |
Günlük |
## Diğer dillerdeki gazeteler
İsim | Dil | Tiraj | Sıklık | Not |
Website |
---|---|---|---|---|---|
Good Morning Turkey |
İngilizce, Almanca, Rusça | Günlük | |||
Hürriyet Daily News |
İngilizce | |
Günlük | ||
The New Anatolian |
İngilizce | ||||
Agos |
Ermenice* |
Haftalık | |||
Marmara |
Ermenice | Günlük | |||
Şalom |
Ladino* |
Haftalık | |||
Azadiya Welat |
Kürtçe | ||||
Aujourd'hui la Turquie |
Fransızca* |
Aylık | |||
Apoyevmatini |
Yunanca | |
|||
İho (Yankı) |
Yunanca | |
|||
Jamanak |
Ermenice | Günlük | |||
Ağani Muruʒxi |
Lazca | 1000 | Aylık | ||
Türkei Kurier |
Almanca |
## Yerel gazeteler
Şehirlere göre yerel gazeteler:
- Adana
*Adana Yerel Haber**Başak Gazetesi**Bölge**Esenler Haber*-*Ekspres Gazetesi**Medya Yenigün**Yeni Adana**Yeni Gün*
- Adıyaman
- Afyonkarahisar
*Afyon Postası**Afyon Haber**Afyon Odak**Afyon Kent Haber**Gazete Gerçek**Sandıklı Haber*
- Amasya
*Bilgi Gazetesi*
- Ankara
*Sonsöz Gazetesi**Gazete Ankara**Haber Etimesgut*
- Antalya
*Akdeniz Telgraf**Akdeniz Gerçek**Akdeniz Manşet**Akdeniz'de Yeni Yüzyıl**Antalya Ekspres**Antalya Gündem**Antalya Hilal**Antalya Körfez**Antalya Son Haber**Gazete Bir**Hürses**İleri*
- Alanya
*Mega Tv**Alanya Postası**Gerçek Alanya**Haber Alanya**Yeni Alanya**Akdenizim*
*Elmalı**Toros*
*Finike**A Gazetesi**Finike Akdeniz*
*Gazipaşa**Gazipaşa**Gazipaşa Manşet**Gazipaşa Sahil**Selinus*
*Kaş**Kaş Aydın Haber*
*Kemer**Kemer Gözcü*
*Korkuteli**Korkuteli Gündem**Korkuteli Manşet*
*Kumluca**Batı Antalya*
*Manavgat**Akdeniz Haber**Manavgat'ın Sesi**Nehir*
*Serik**Ayyıldız Toros*
- Artvin
*08 Haber**Çoruh Postası**Artvin Medya**Artvin Gazetesi*
- Aydın
*Aydın Kritik**Aydın Denge**Aydın Ses**Hedef Gazetesi**Mücadele Gazetesi*
- Balıkesir
*Ayvalık Sözcü**İlk Haber**Körfez'in Sesi Gazetesi*
- Batman
*Batman Çağdaş**Batman Doğuş**Batman Express**Batman Gazetesi**Batman Haber Portalı**Batman Postası*
- Bayburt
*Yeşil Bayburt Gazetesi*
- Bingöl
*Bingöl Gazetesi**Bingöl'ün Sesi*
- Bolu
*Bolu Express**Bolu Gündem**Bolu Olay**Bolu'nun Sesi**Bolu'da Yenihayat**Geredemiz**Yeni Ufuk*
- Burdur
*Burdurlu'nun Sesi**Hedef Gazetesi*
- Bursa
*Ağ Bursa**Bizim Bursa**Bursa Hakimiyet**Bursa Olay Gazetesi**İlk Haber**Ekohaber**Kent Gazetesi**Mudanya Online**Tuna Gazete**Yaşayan Bursa**Yeni Bursa*
- Çanakkale
*Ayvacık Gazetesi**Burası Çanakkale**Çanakkale Haber**Çanakkale Olay**Gazete Boğaz**Gelibolu**Lapseki Gazetesi*
- Çankırı
*Anadoluya Tercüman**Bizim Çankırı**Çankırı'da Yeni Gün**Doğruyol**Karatekin*
- Çorum
*Çorum Haber**Çorum Dost Haber**Kesin Karar Gazetesi*
- Denizli
*Demokrasi Zemini**Denizli Haber**Denizlili*
- Diyarbakır
*Mücadele Gazetesi**Diyarbakır Söz**Güneydoğu Ekspres*
- Düzce
- Düzce Postası Gazetesi - 26 Nisan 1951
*Düzce Damla Gazetesi*
- Edirne
*Edirne Gazetesi**Edirne'nin Sesi**Trakya Net Haber**Trakya'nın Sesi*
- Elazığ
*Turan Gazetesi**Elaziz.net**Elazığ Son Nokta Gazetesi**Elazığ Hakimiyet Gazetesi**Fırat Gazetesi**Günışığı Gazetesi**Haberkent Gazetesi**Onuncuköy Gazetesi*
- Erzincan
*Özsöz Gazetesi*
- Erzurum
*Erzurum Gazetesi*
- Eskişehir
*2 Eylül Gazetesi**AkisGazetesi.com.tr**Anadolu Gazetesi**Eshaber**Eskişehir Sakarya**Eskişehir Son Haber**Eskişehir Yenigün**İstiklal Gazetesi*
- Gaziantep
*Güncel Gazetesi**Olay Medya*
- Giresun
*Giresun Işık**Özbulancak Gazetesi*
- Hakkâri
*Yüksekova Haber*
- Hatay
*Antakya Gazetesi**Hatay Gazetesi**Hürhaber**Kardelen Gazetesi**Kırıkhan.net**Özyurt*
- Iğdır
*Çağdaş Gazetesi**Güven Gazetesi**Hudut Gazetesi**Yeşil Iğdır Gazetesi*
- Isparta
*Gülses**Isparta Manşet*
- İskenderun
*Güney Gazetesi*
- İstanbul
*Ataköy Gazete**Bakırköy Postası**Son Havadis**Beşiktaş Gazetesi**Bölge Gazetesi**Çağdaş Kadıköy**Esenler Haber**Gazete Beşiktaş**Halka Tercüman**Gazete Boğaz**Güzel Vatan**Kartal Gazetesi**Özden Gazetesi**Pendik Son Söz**Yaşam Gazetesi**Pendik Gazetesi**Yerel Haber**Yöremiz**İktidar Gazetesi**İstanbul Son Dakika*
- İzmir
*Anadolu**Ulusal Birlik**Hizmet*- Gazete Yenigün
*Yeni İzmir Gazetesi**Ahenk**İzmir Postası**Halkın Sesi**Duygu*- Ege'de İzmir Haber
*Balkan Günlüğü Gazetesi**Aliağa Ekspres**Demokrat Aliağa**Demokrat Urla**Ege'de Yedigün Gazetesi**Gazete Karşıyakalı**Haber Ekspres**Kuşadası Haber**Kuzey Ege**Menderes Postası**Menemen'in Sesi**Yarım Ada*
- Kahramanmaraş
*Manşet Gazetesi**Elbistan'ın Sesi**Kahraman Maraş Gazetesi**Kayzen**Kent Maraş*
- Kars
*Kars Postası**Siyasal Birikim*
- Kastamonu
*Kastamonu Postası*
- Kayseri
*Kayseri Gündem**Kayseri Haber*
- Kırıkkale
*Yeşilyurt Gazetesi*
- Kilis
*Kilis Postası*
- Kocaeli
- 41 Saat Kocaeli Haber
*Gebze Gazetesi**Gebze Haber**Haberci 41**Kocaeli Gazetesi**Özgür Kocaeli*
- Konya
-
*Anadolu Manşet**Anadolu'da Bugün**Anadolu Telgraf**BBN Haber**Er Haber**Hakimiyet**İlk Haber**İstasyon Gazetesi**Konya Bakış Gazetesi**Konya Postası**Konya Yenigün**Konya'nın Sesi**Konya Takip**Memleket Gazetesi**Merhaba Gazetesi**Milli İrade**Rasyonel Haber**Pusula Haber**Yeni Haber**Yeni Konya**Yeni Meram*
- Akşehir
*Akşehir Postası**Pervasız (Akşehir)*
- Beyşehir
*Beyşehir'in Sesi**Beyşehir Göl**Beyşehir İlk Haber*
- Bozkır
*Bozkır Postası*
- Çumra
*Çumra Postası*
- Ereğli
*Ereğli Gazetesi**Ereğli Güneş**Yeni Ereğli*
- Hüyük
*Hüyük Gündem*
- Karapınar
*Yeşilpınar Gazetesi*
- Kadınhanı
*Haber Kadınhanı*
- Kulu
*Kulu Gündem**Kulu'nun Sesi**Öz Kulu*
- Sarayönü
*Sarayönü Manşet*
- Yunak
*Haber Yunak*
-
- Karaman
*Anadolu Manşet**Karaman Uyanış Gazetesi**Yeşil Ermenek**Karaman Gazetesi**Karaman Gündem**İmaret Gazetesi**Karaman Olay Gazetesi**Karaman Postası**KGRT Gazetesi**Karaman Güncel**Karaman Asayiş*
- Kütahya
*Akis Gazetesi**AkisGazetesi.com.tr**Haber Kütahya**Bizim Tavşanlı**Kütahya Gazetesi**Tavşanlı'nın Sesi**Tellal**Yeni Kütahya*
- Malatya
*Darende Haber**Malatya Haber**Sonsöz Gazetesi**Malatya Haberleri**Malatyam.com*-
Haber]
- Manisa
*Manisa Haber**Soma Olay*
- Mersin
*Mersin Haber*-*Güney Gazetesi**Mersin Tercüman Gazetesi**Tarsus Haber**Mersin Blok Haber**Tarsus Gazetesi**Çamlıyayla Haber'*
- Muğla
*Batıhaber**Bodrum Yarımada**Dalaman Gazetesi**Ege Fethiye**Fethiye Manşet**Güney Ege**Marmaris Gündem**Marmaris Sun**Muğla Haber**Sportaca**Dalaman Gazetesi*
- Osmaniye
*Başak Gazetesi**Düziçi Erdem Gazetesi**Erdem Gazetesi*
- Sakarya
*Adapazarı Gazetesi**Bizim Sakarya**Sakarya Akşam Gazetesi**Sakarya Yenigün**Sakarya Yenihaber**Yeni Sakarya*
- Samsun
*Hedef Halk**Gazete Arena**Haberde Denge**Gazete Gerçek**Samsun*
- Siirt
*Siirt Mücadele Gazetesi*
- Sivas
- Büyük Sivas Haber
- Sivas Postası
*Gürün Haber*- Sivas Haber
*Sivas Hakikat**Yeni Ülke**Sularbasi-haber/Gürün*
- Şanlıurfa
*Güneydoğu Gazetesi**Şanlıurfa**Urfa Haber**haberler/urfa**urfanatik gazetesi*
- Uşak
- Tekirdağ
*Çerkezköy Haber**Şarköy'ün Sesi*
- Tokat
*Yeşil Niksar*
- Trabzon
*Bölgede Gündem**Hüryol**Karadeniz Gazetesi**Karadeniz Haber**Karadeniz'den Günebakış**Kuzey Ekspres Gazetesi**Taka**Trabzon'un Sesi**Türk Sesi Gazetesi*- " Yeni Şalpazari Gazetesi"
*Akçaabat Yeni Haber**Pulathanehaber**Yerel spor*
- Yalova
-
*Haberci**Yalova**Yalova Hayat*
-
- Yozgat
*Sorgun Postası*
- Zonguldak
*Değişim Gazetesi**Karabük Net**Zonguldak Net**halkın sesi**pusula gazetesi**inanış gazetesi*- Karadeniz Ereğli
*Değişim Gazetesi*
## İnternet gazeteleri
Türkiye'de habercilik yapan bilinir internet siteleri şöyledir:
- Milliyet gazetesi
- Hürriyet gazetesi
- t24 haber sitesi
- Mynet Haber
- Diken
- BBC Türkçe
- Sputnik
- Sabah gazetesi
- Cumhuriyet gazetesi
- Haber7
- Haber.com
- Gazete.net
- Medyascope
- Haberler.com
- soL Haber Portalı
- Evrensel
- NTV.com.tr
- Gazete Duvar
- Mücadele Gazetesi
- Wall Street Journal Türkiye
- SuperHaber
- Ensonhaber
- Detail Haber
- İnternethaber
- Son Havadis
- Özgür Kocaeli
- Karşı Gazete
- Son Dakika Haber
- Haberzamani.com
- Medyaege.com.tr
- bugunguncel.com
- haberea.com
- aykiri.com.tr
- vaziyet.com.tr
- Bölge Gündem Haber
- sondakika.net.tr
- turkiyeiyigazete.com
- Yeşil Gazete
- imparator Gazetesi |
Türkiye'de_yenilenebilir_enerji | **Türkiye'de yenilenebilir enerjinin** resmi alt yapı kazanması 2005'te çıkartılan Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK)'e dayanmaktadır, ayrıca AB'ye uyum kapsamında 2011-2020 yıllarını kapsayan Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planı (YEEP) yürürlüğe girmiştir. Plana göre 2023'te Türkiye'de üretilen elektriğin %22'si hidroelektrikten (ama miktar daha büyük olacak çünkü toplam çok daha büyük olacak) ve %16'sı diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesi hedeflendi YEEP'e göre ulaştırma sektörünün %10'u yenilenebilir enerjiden yararlanması planlandı. 2023 yılı sonu verilerine göre yenilenebilir enerji kurulu gücü 59 bin 236 megavat oldu. 2023 yılında yenilenebilir enerjinin kurulu güçteki payı %56, üretimdeki payı ise %42 oldu.
Plana göre rüzgâr 3 GW'tan (gigawatt) 20 GW'a ve güneş enerjisi 5 GW'a çıkartılacak.
Türkiye, 2013 yılında yenilenebilir enerjide dünya ortalamasının üzerinde üretim gerçekleştirmiştir. Dünyada üretilen enerjinin %22'si yenilenebilir iken Türkiye'de bu oran %29'a ulaşmıştır. 2015 yılı sonu itibarıyla Türkiye elektriğinin %32.5'ini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmiştir. %25.8 hidroelektrik, %4.4 rüzgâr %1.3 jeotermal %0.6 biyogaz ve diğerleri %0.4 güneş enerjisinden üretilmiştir. Şebeke paritesine, güneş enerjisi için 2018 ve rüzgâr için 2019'da ulaşılacağı tahmin ediliyor. Şebeke paritesi, alternatif yollarla üretilen elektrik enerjisinin fiyatının, eski yöntemlerle üretilip, şebekeden satın alınan kadar ucuz olmasını ifade eder.
## Hidroelektrik
%71 depolama tipi.
## Rüzgâr Gücü
Türkiye Rüzgâr Atlası (REPA)’nda yer seviyesinden 50 metre yükseklikteki rüzgâr potansiyelleri incelendiğinde Ege, Marmara ve Doğu Akdeniz bölgelerinin yüksek potansiyele sahip olduğu görülmektedir. 7 m/s’den büyük rüzgâr hızları göz önüne alınarak Türkiye rüzgâr enerjisi potansiyeli 47,849 MW olarak belirlenmiştir.
Türkiye’de şebekeye bağlı rüzgâr enerjisi ile elektrik üretimi 1998 yılında başlamış ve özellikle 2005 yılından itibaren özellikle 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunun çıkmasından sonra kurulu güç ve enerji üretiminde ilk yıllarda katlanarak artış göstermiştir, bugün artış hızında dünyadaki trend yakalanmıştır.
Türkiye'de, 2020 yılı sonu yıllık rüzgâr enerjisi üretim miktarı 25 TWh'tir. 2021 yılı sonu itibarıyla işletmede olan rüzgâr enerji santralarının kurulu gücü ise 10.750 MW'tır. 2023 yılı sonu itibarıyla kurulu güç 11.803 MW oldu.
## Güneş Enerjisi
Enerji Bakanlığı'nca hazırlanan, Türkiye'nin Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, yıllık toplam güneşlenme süresi 2,737 saat (günlük toplam 7.5 saat), yıllık toplam gelen güneş enerjisi 1.527 kWh/m².yıl (günlük toplam 4.2 kWh/m²) olduğu tespit edilmiştir.
2012 yılı itibarı ile toplam kurulu güneş kolektör alanı yaklaşık 18,640,000 m² olarak hesaplanmıştır. Yıllık düzlemsel güneş kolektörü üretimi 1,164,000 m², vakum tüplü kolektör ise 57,600 m² olarak hesap edilmiştir. Üretilen düzlemsel kolektörlerin %50'si, vakum tüplü kolektörlerin tamamı ülke içerisinde kullanıldığı bilinmektedir. 2012 yılında güneş kolektörleri ile yaklaşık olarak 768,000 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) ısı enerjisi üretilmiştir. Üretilen ısı enerjisinin, 2012 yılı için konutlarda kullanım miktarı 500,000 TEP, endüstriyel amaçlı kullanım miktarı 268,000 TEP olarak hesaplanmıştır.
Lisanssız elektrik üretim santrallerinin kurulmasıyla birlikte 2015 yılı sonu itibarıyla güneş enerjili santral sayısı 362 olarak görülürken bu santrallerin toplam kurulu gücü ise 248.8 MW’dir. Enerji Bakanlığı'nca 2023 hedefine göre; en az 3000 MW lisanslı PV santral kurulu gücüne ulaşılması hedeflenmektedir.
2015'te tamamlanan Antalya Stadyumu, günde 550 evin ihtiyacını karşılayacak güneş enerjisi santrali devreye alındı. 2023 yılı sonu itibarıyla kurulu güç 11.315 MW oldu.
## Jeotermal Enerji
Türkiye’de elektrik üretimine uygun potansiyel içeren 17 adet saha bulunmaktadır ve bu sahaların tamamı Batı Anadolu’da yer almaktadır. Bu sahalarda üretim yapan kurulu güç 91.7 MWe'tir (megawatt.elektrik). Tüm bu sahaların geliştirme çalışmaları tamamlandığında bu kapasite 630 MWe’e çıkarılabilecektir. 2023 yılı sonu itibarıyla kurulu güç 1.691 MW oldu.
## Yasal Düzenlemeler
Türkiye'de yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi lisanslı ve lisanssız olarak ikiye ayrılmaktadır. 1 MW'a kadar devlet tüketiciye kendi elektriğini üretme hakkı tanımıştır. 1 MW üzerinde ise kurulacak santraller için EPDK'ya lisans başvurusunda bulunulur ve EPDK belirlediği ihtiyaca göre lisansları dağıtır. |
Türkiye'deki_çocuk_mahkemeleri | **Türkiye'deki çocuk mahkemeleri**, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan ceza mahkemelerinden biridir.
Çocuk mahkemeleri; suç işleyen çocukların yargılandığı, yargıç ve savcısının özel eğitimden geçirildiği, sosyal çalışmacının çocuğun durumu üzerine rapor vererek yargılamayı yönlendirebildiği özel bir mahkemedir. 2005 yılında yürürlüğe giren "Çocuk Koruma Kanunu" çocuğun tanımını yaparken *"Çocuk; daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi...ifade eder"* düzenlemesiyle çocuk mahkemelerinin on sekiz yaşının altındakiler için yargılama yapabileceğini belirtmiştir.
Bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır. İhtiyaç sayısına göre birden fazla kurularak numaralandırılabilirler. (Örneğin; Ankara 1. Çocuk Mahkemesi, Beyoğlu 2. Çocuk Mahkemesi gibi.) Her ilde kurulur ve bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak kurulabilir. Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur.
Türkiye'deki çocuk mahkemelerinde, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalar görülür. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar, çocuk ağır ceza mahkemelerinde görülür. Çocuk mahkemesinin hakim ve savcılarının nitelikleri de kanunla düzenlenerek, çocuk hukuku alanında uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim almış olan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının seçileceği kurala bağlanmıştır.
Yargılama usulüne ilişkin de mahkemenin ihtisasına göre düzenlemeler getirilmiştir. Bu farklardan birisi de Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulmasıdır. Çocuk bürosu savcıları suça sürüklenen çocuğun soruşturmasını yürütmek, çocuk hakkında acil tedbirler almak ve eğitim, iş, barınma dahil çocuğun ihtiyaç duyduğu destek hizmetlerini sağlamakla görevlidir.
##### 2007 yılında Türkiye'deki çocuk ve çocuk ağır ceza mahkemelerine açılan davalardaki çocuk sanıkların mahkeme türüne ve yaş gruplarına göre dağılımı.
2007 | Çocuk mahkemesi | Çocuk ağır ceza mahkemesi |
---|---|---|
12-15 yaş arası | 13412 | 576 |
16-18 yaş arası | 30412 | 3482 |
Toplam | 43824 | 4058 | |
Türkiye'deki_ağır_ceza_mahkemeleri | **Ağır ceza mahkemeleri**, ceza davalarına bakan mahkemeler arasında, kanunlarda öngörülen cezaların ağırlığı kriteri uygulanarak görevlendirilmiş olan mahkemelerdir. Ağır ceza mahkemeleri, kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan yağma(TCK m.148), irtikap (TCK m.250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (TCK m.204/2), nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158), hileli iflas (TCK m.161) suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve "10 yıldan fazla" hapis cezalarını gerektiren suçlarla iligli dava ve işlere bakmakla görevlidirler. Ele aldıkları dâvaların cezaları daha ağır olduğundan, sulh ceza hakimlikleri ve asliye ceza mahkemelerinden sonra ilk derece ceza mahkemeleri arasında 3. basamakta yer alan yüksek görevli mahkemelerdir.
Asliye ceza mahkemeleri tek hakimli olduğu halde, ağır ceza mahkemeleri bir başkan ve iki üye olmak üzere üç hakimden oluşan ve kurul halind egörev yapan, oy çukluğu veya oy birliğiyle karar veren mahkemelerdir. Yargılama işlemleri ve duruşmalar Cumhuriyet Başsavcılığını temsilen bir veya birden fazla savcının katılımı ile icra edilir. |
Türkiye'deki_Arap_karşıtlığı | **Türkiye'de Arap karşıtı ırkçılık**; Araplara veya Arap kültürüne karşı duyulan düşmanlığı, nefreti, güvensizliği, korkuyu ve genel hoşnutsuzluğu ifade eder. Türkiye'de ırkçılığın göçmen krizi ile beraber arttığı belirtilmiştir. Arap karşıtı ırkçılık, İslamofobi ile karıştırmamalıdır.
## Tarihçe
Araplar arasındaki lakabı *as-saffah* (السفّاح), yani "katil" olan Cemal Paşa; 6 Mayıs 1916'da Şam ve Beyrut'ta hainlikle suçladığı birçok Lübnanlı, Suriyeli ve Hristiyan Arap'ın ölümünden sorumludur. Ayrıca ölümlerin Arap Ayaklanması'nın nedenlerinden biri olduğu belirtilmiştir.
Haaretz'in raporuna göre Araplara karşı yapılan ırkçılık Türkiye'de temel olarak iki grubu etkiler: körfez ülkelerinden gelen, "zengin ve küçümseyici" olarak karakterize edilen turistler ve Suriyeli sığınmacılar. Raporda ayrıca Türkiye'deki Suriyeli karşıtlığının Filistinlileri de kapsayacak şekilde tüm Araplara karşı yaygınlaştığından bahsedilmiştir.
Arap Ayaklanması nedeniyle, Araplar 1930'lardan bugüne kadar geri kalmışlık ve medeniyetsizlikle ilişkilendirilerek kötü bir şekilde tasvir edildi. Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı Atatürk'ün "[Türkler] Arap dinini kabul ettikten sonra (...) bu din (...) Türk milletinin millî rabıtalarını gevşetti; millî hislerini, millî heyecanlarını uyuşturdu." ve "Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır." şeklinde ifadeler öne sürdüğü geçmişte iddia edilmiştir. Bu, Arapları kötü bir şekilde tasvir eden modern resmi tarihyazımını etkilemiştir.
Artan düzensiz ve yasadışı göç nedeniyle Türkiye'de araplara karşı ırkçılığın arttığı belirtilmiştir. |
Türkiye'deki_bölge_idare_mahkemeleri | **Türkiye'deki bölge idare mahkemeleri**, Türkiye'de idari yargı kolunun içinde yer alan mahkemelerden biridir. Genel idari yargı düzeninde ilk derece idare mahkemelerinin bir üstünde olan mahkeme olarak oluşturulmuştur. Bölge idare mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda gösterilen kurallara tabidir. Ülke genelinde dokuz tane bölge idare mahkemesi vardır ve bunlar bulundukları ilin adı ile adlandırılır. Mahkemeler 20 Temmuz 2016'da faaliyete başladı. Haziran 2020'de Adana'da, Eylül 2021'de Bursa'da birer bölge idare mahkemesi daha kuruldu.
Bölge idare mahkemeleri, bölge idare mahkemesi başkanı ile iki üyeden oluşur. Mahkemenin başkan ve üyeliklerine Hakimler ve Savcılar Kurulu'nca atama yapılır.
Türkiye'deki bölge idare mahkemeleri, yargı çevresindeki idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verdiği kararları itiraz üzerine inceler ve kesin olarak hükme bağlar. Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlar ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirir. Bölge idare mahkemesi başkanı, bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde bulunan idare ve vergi mahkemelerinin genel işleyişinden sorumludur, bu mahkemelerin düzenli ve verimli çalışmaları için gerekli tedbirleri idare ve vergi mahkemeleri başkanlarına danışarak alırlar. Her yıl kendi yargı çevrelerindeki işlerin durumu, bunların yürütülmesinde aksaklıklar varsa sebepleri ve alınmasını lüzumlu gördükleri tedbirleri içeren bir raporu, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı'na gönderirler.
Bölge idare mahkemelerinin kuruluş ve yargı çevrelerinin tespitinde, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı'nın görüşleri alınır, Adalet Bakanlığı tarafından kurulur.
## Mahkemeler listesi
Ad | Yer | Kuruluş |
---|---|---|
Adana Bölge İdare Mahkemesi | Adana | 3 Haziran 2020 |
Ankara Bölge İdare Mahkemesi | Ankara | 20 Temmuz 2016 |
Bursa Bölge İdare Mahkemesi | Bursa | 1 Eylül 2021 |
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi | Erzurum | 20 Temmuz 2016 |
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi | Gaziantep | 20 Temmuz 2016 |
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi | İstanbul | 20 Temmuz 2016 |
İzmir Bölge İdare Mahkemesi | İzmir | 20 Temmuz 2016 |
Konya Bölge İdare Mahkemesi | Konya | 20 Temmuz 2016 |
Samsun Bölge İdare Mahkemesi | Samsun | 20 Temmuz 2016 | |
Türkiye'deki_devlet_yolları_listesi | Numara |
Rota |
Not
|
Batı-Doğu Doğrultusundaki Yollar
|
|
Karasu - Akçakoca - Zonguldak - Bartın - İnebolu - Sinop - Samsun - Ordu - Giresun - Trabzon - Rize - Artvin - Ardahan - Arpaçay |
Hopa - Sarp dalı parçalı D 010oldu ,,
|
|
Kaynarca - Karasu
|
|
Ümraniye - Çekmeköy
|
|
Edirne - Kırklareli - Saray - İstanbul - Şile - Sakarya (Adapazarı)
|
|
Gökçebey - Karabük - Kastamonu - Boyabat - Havza - Taşova
|
|
Şebinkarahisar - Kelkit
|
|
Gümüşhane - Bayburt - İspir - Yusufeli
|
|
Köse - Bayburt
|
|
İşhan - Olur - Göle - Akyaka - Ermenistan sınırı
|
|
Tortum - Oltu
|
|
Kars - Tuzluca
|
|
Horasan - Kağızman - Iğdır - Azerbaycan sınırı
|
|
Bulgaristan sınırı - Edirne - Lüleburgaz - Çorlu - İstanbul - Kocaeli (İzmit) - Sakarya (Adapazarı) - Düzce - Bolu - Ilgaz - Tosya - Osmancık - Amasya - Erbaa - Suşehri - Erzincan - Erzurum - Ağrı - İran sınırı |
Suluova Kavşağı-19 Mayıs Tüneli arasıD 100oldu ,,,
|
|
Yunanistan sınırı - Keşan - Tekirdağ - Silivri
|
|
Kavakköy - Şarköy
|
|
Karamürsel - Kocaeli (İzmit)
|
|
Akyazı - Mudurnu - Ankara - Kalecik
|
|
Orhangazi - İznik - Geyve - Taraklı
|
|
Bursa - Bilecik - Bolu
|
|
Göynük - Nallıhan
|
|
Çankırı - Çorum - Amasya - Tokat
|
|
Delice - Sungurlu - Turhal
|
|
Çanakkale - Bandırma - Bursa - Bozüyük - Eskişehir - Polatlı - Ankara - Kırıkkale - Yozgat - Sivas - Refahiye |
Sivrihisar Kavşağı-Afyonkarahisar il sınırı arası D 200oldu , ,,,
|
|
Çanakkale - Çan
|
|
Edremit - Balıkesir - Harmancık - Kütahya - Eskişehir
|
|
Bergama - Akhisar // Sındırgı - Kütahya
|
|
Menemen - Manisa - Turgutlu
|
|
Afyonkarahisar - Sivrihisar - Polatlı - Gölbaşı - Kırşehir - Kayseri - Şarkışla - Kangal - Arapgir - Elazığ
|
|
Karayazı - Tutak
|
|
Bulanık - Malazgirt - Patnos - Erciş - Muradiye
|
|
Adilcevaz - Erciş
|
|
Çeşme - İzmir - Salihli - Uşak - Afyonkarahisar - Konya - Aksaray - Nevşehir - Kayseri - Gürün - Malatya - Elazığ - Bingöl - Muş - Tatvan - Van - İran sınırı |
,,,,
|
|
Nevşehir - Ürgüp
|
|
Torbalı - Ödemiş - Alaşehir
|
|
Aydın - Denizli - Dinar - Yalvaç |
(kısa bir parça)
|
|
Bodrum - Muğla - Serinhisar - Burdur - Isparta - Beyşehir - Konya - Ereğli - Niğde // Göksun - Elbistan - Kürecik
|
|
Seydişehir - Ermenek - Mut
|
|
Seydikemer - Korkuteli - Antalya // Bozkır - Karaman - Ereğli |
(kısa bir parça)
|
|
Türkoğlu - Adıyaman - Siverek - Diyarbakır - Baykan
|
|
Diyarbakır - Batman - Siirt - Şırnak
|
|
Midyat çevre yolu
|
|
Mardin - Cizre
|
|
Bozova - Hilvan
|
|
Datça - Fethiye - Antalya - Mersin- Adana - Osmaniye - Gaziantep - Şanlıurfa - Nusaybin - Şırnak - Hakkâri - İran sınırı |
Eskiden Datça-Gökova arasıD 440'tı Antalya -Tarsus arası 'nin parçası oldu.,
|
|
Hassa - Kilis
|
D 412 |
Dörtyol - Hassa
|
Yolun yapımı devam etmektedir.
|
|
Samandağ - Antakya - Reyhanlı
|
|
Cizre - Silopi - Irak sınırı
|
Kuzey-Güney Doğrultusundaki Yollar
|
|
Karaburun - Urla
|
|
Selçuk - Kuşadası - Söke
|
|
Ortaklar - Söke - Milas
|
|
Bulgaristan sınırı - Lalapaşa - Edirne
|
|
Havsa - Keşan - Eceabat - (*feribot*) - Çanakkale - Edremit - Bergama - İzmir - Aydın - Muğla - Ula |
,
|
|
Bulgaristan sınırı - Kırklareli - Tekirdağ - Malkara - Şarköy // Biga - Balıkesir - Sındırgı // Akhisar - Salihli // Dalaman
|
|
İğneada - Lüleburgaz - Tekirdağ // Bandırma - Balıkesir - Akhisar - Manisa - İzmir
|
|
Saray - Silivri
|
|
Çatalca - Büyükçekmece
|
|
Karacabey - Mustafakemalpaşa - Susurluk |
Eski adı D 220
|
|
Karamürsel - Yalova - Orhangazi - Bursa - Uludağ |
Mudanya - Bursa dalı çıkarılmıştır.
|
|
Demirci - Salihli - Sarayköy - Kuyucak - Tavas - Denizli - Çavdır |
(kısa bir ortak kısım)
|
|
Bursa Yenişehir Havalimanı
|
|
Karamürsel - İnegöl - Tavşanlı - Simav - Uşak - Honaz
|
|
Kefken - Kandıra - Kocaeli (İzmit)
|
|
Altıntaş - Dumlupınar
|
|
Çivril - Dinar - Keçiborlu
|
|
Kızılkaya - Korkuteli - Finike
|
|
Karasu - Sakarya (Adapazarı) - Bilecik - Kütahya - Afyonkarahisar - Keçiborlu - Burdur - Antalya
|
|
Akçakoca - Düzce // Mudurnu - Nallıhan |
D 100, D 160 ve D 140 - belki eski
|
|
Eskişehir - Afyonkarahisar
|
|
Mahmudiye - Emirdağ - Çay
|
|
Gönen - Isparta - Antalya
|
|
Beyşehir - Derebucak - Taşağıl
|
|
Polatlı - Akşehir - Beyşehir - Manavgat
|
|
Seydişehir - Konya
|
|
Çumra - Hadim
|
|
Kulu - Konya - Karaman - Silifke
|
|
Zonguldak - Gerede - Ankara - Aksaray - Ulukışla - Pozantı - Tarsus
|
|
Kırıkkale - Kulu
|
|
Bartın - Karabük - Eskipazar
|
|
Kırşehir - Aksaray
|
|
Cide - Seydiler
|
|
İnebolu - Kastamonu - Çankırı - Kalecik - Kırıkkale - Kırşehir - Nevşehir - Niğde
|
|
Kastamonu - Tosya - İskilip
|
|
Sinop - Boyabat - Kargı - Osmancık - Çorum - Sungurlu // Yerköy - Kırşehir
|
|
Samsun - Merzifon - Çorum - Yozgat
|
|
Çekerek - Sorgun - Kayseri - Niğde - Ulukışla
|
|
Pınarbaşı - Kozan - Adana - Karataş
|
|
Kozan - Ceyhan - Yumurtalık
|
|
Yeşilkent - Kahramanmaraş - İslahiye - Kırıkhan - Antakya - Yayladağı - Suriye sınırı
|
|
Kırıkhan - Reyhanlı - Suriye sınırı
|
|
Kahramanmaraş - Gaziantep
|
|
Ünye - Tokat - Sivas - Gürün - Malatya - Gölbaşı - Gaziantep - Kilis - Suriye sınırı
|
|
Mumcuçiftliği - Şarkışla - Pınarbaşı
|
|
Ordu - Koyulhisar
|
|
Giresun - Şebinkarahisar - Zara
|
|
Keban - Yazıhan - Malatya // Adıyaman - Şanlıurfa
|
|
Tirebolu - Torul // Refahiye - Arapgir
|
|
Kırıklı - Kelkit // Suruç - Suriye sınırı |
Trabzon yakınlarında D885 oldu, eski D885 kısım 61-55 oldu
|
|
Trabzon - Gümüşhane - Erzincan - Tunceli - Kovancılar - Elazığ - Diyarbakır - Siverek - Şanlıurfa - Akçakale - Suriye sınırı
|
|
Erzincan Havalimanı
|
|
Viranşehir - Ceylanpınar - Suriye sınırı
|
|
Of - Bayburt - Aşkale
|
|
İyidere - İspir - Erzurum
|
|
Artvin - Erzurum - Bingöl - Diyarbakır - Mardin - Kızıltepe - Suriye sınırı
|
|
Ermenistan sınırı - Posof - Ardahan - Göle - Oltu - Köprüköy - Muş // Yeniçağlar - Batman - Midyat - Mardin - Alakuş
|
|
Kars - Sarıkamış
|
|
Bulanık - Hasköy
|
957 Yolunun, Köprüköy-Hınıs arası kısmı D955 olmuştur.
|
|
Ardahan - Kars - Kağızman - Ağrı - Patnos - Bitlis - Baykan - Siirt
|
|
Iğdır - Doğubayazıt - Van - Bağışlı
|
|
Ermenistan sınırı - Karakoyunlu
| |
Türkiye'deki_iklim_çeşitleri | Türkiye, iklim kuşaklarından ılıman kuşak ile subtropikal kuşak arasında yer alır. Türkiye'nin coğrafî konumu ve yer şekilleri sonucunda iklimi, farklı özellikte iklim tiplerinin oluşmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Dağların yüksekliği ve uzanışı deniz etkilerinin iç kesimlere ulaşmasını engeller. Bu nedenle iç kesimlerinde karasal iklim özellikleri görülür.
## Türkiye'nin iklim tipleri
Türkiye'de belli başlı dört ana iklim tipine rastlanır. Bunlar:
### Karasal iklim
Bu iklim tipi, İç Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin büyük bir kısmı (Gaziantep, Kilis hariç) ve Trakya'nın iç kısımlarında görülür. Bitki örtüsü bozkırdır. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır.
#### İç Anadolu karasal iklimi
Kışlar, bölgenin doğusunda daha fazla olmak kaydıyla soğuk, yazlar biraz sıcaktır. En soğuk ay -0,7 °C ile ocak, en sıcak ay 22 °C ile temmuzdur. Yıllık ortalama yağış miktarı 413,8 mm; yıllık ortalama sıcaklık 10,8 °C'dir. Yaz mevsiminin yağış oranı %14,7; en yağışlı mevsim ilkbahardır. Ortalama yıllık bağıl nem %63,7'dir. Bölgede doğal bitki örtüsü alçaklarda bozkır, yükseklerde yağışın artmasına bağlı olarak kurakçıl meşe ormanlarıdır.
#### Doğu Anadolu Bölgesi karasal iklimi
Yazlar kısa ve serin, kışlar soğuk ve uzundur. Kışın yağışlar kar şeklindedir ve çokça don olayı görülür. Alçak alanlarda yazlar biraz sıcaktır. Ocak ayı ortalama sıcaklığı -4,2 °C; temmuz ortalaması 24,2 °C'dir. Yıllık yağış ortalaması 579 mm; yıllık ortalama sıcaklık 10,2 °C'dir. Yağışın çoğu ilkbahar ve yaz düşer, yaz yağış oranı %20,8'dir. Ortalama yıllık bağıl nem %50,2'dir.
Doğal bitki toplulukları alçaklarda bozkır, daha yüksek alanlarda kuru orman, en yüksek yerlerde alpin çayırlar olarak görülür.
#### Güneydoğu Anadolu karasal iklimi
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde (Gaziantep, Kilis Bölümü Hariç ) görülen iklim çeşididir. Yaz mevsimi çok sıcak, kışlar nadir soğuk geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 16,4 °C; ocak ayı ortalaması 3,7 °C; temmuz ayı ortalaması 29,8 °C'dir. 565 mm'lik yıllık ortalama yağışın çoğu kış ve ilkbaharda düşer. Yaz yağışlarının oranı %2,6'dır. Yıllık bağıl nem ortalaması düşüktür: %53,6. Düşük bağıl nem ve sıcak yaz mevsimi kuraklığın şiddetini artırmaktadır. Bitki örtüsünü zayıf bozkırlar ve kurakçıl çalılar oluşturur.
#### Trakya karasal iklimi
Yaz mevsimi sıcak, kışlar soğuk geçer. Yıllık sıcaklık ortalaması 13,2 °C, Ocak ayı ortalaması 2,8 °C; Temmuz ayı ortalaması 23,9 °C'dir. Yağışın çoğunluğu ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde düşer. Yıllık ortalama yağış 559 mm'dir. Yaz yağışlarının oranı %17,6; yıllık ortalama bağıl nem %69'dur. Bitki örtüsü kurakçıl orman ve antropojen bozkırdır.
### Akdeniz iklimi
Bu iklim tipi, Akdeniz, Ege, Güney Marmara ve Fırat'ın batı kısmında Gaziantep, Kilis bölümünde görülür. Ancak Marmara'da görülen Akdeniz ikliminin özellikleri daha serttir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Turunçgillerin tarımı için elverişlidir. Güney enlemlerde görüldüğünden don olayı ve kar yağışı kıyı kuşağında ender görülür. Torosların yükseklerinde kışlar kar yağışlı ve soğuktur. En soğuk ay 6,4 °C ortalama ile Ocak ayı, en sıcak ay 26,8 °C ortalama ile Temmuz ayıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 16,3 °C'dir. En yağışlı mevsim kış, yıllık yağış ortalaması 725,9 mm'dir. Sıcak olan yaz mevsimi aynı zamanda kuraktır, yağışın %5,7'si bu mevsimde düşer. Yıllık bağıl nem ortalaması %63,2'dir.
Bitki örtüsü doğal alanlarda kızılçam, ormanın tahrip edildiği alanlarda makidir. Genellikle 0-800 metreler arası maki hakimdir. Yüksek alanlarda karaçam, köknar ve sedir ağaçları hakimdir. Bu iklimin görüldüğü şehirlerde palmiye ve hurma ağaçları yetiştirilmektedir ve ticareti yapılmaktadır.
### Karadeniz iklimi
Bu iklim tipi, Karadeniz kıyıları ve kuzey Marmara'da görülür. Her mevsim yağışlıdır. Yazlar serin, kışları kıyılarda ılık, yükseklerde soğuk ve kar yağışlıdır. Yağış yıla dağılmıştır, kurak mevsim görülmez. En soğuk ay ocak (4,2 °C), en sıcak ay temmuz (22,2 °C) ayıdır. Yıllık sıcaklık ortalaması 13,0 °C'dir. Yıllık yağış ortalaması 842,6 mm'dir. Yıllık bağıl nem ortalaması %71; yaz yağışlarının oranı %19,4'tür.
Bitki örtüsü kıyılarda geniş yapraklı, kışın yaprak döken, nemcil türlerden (kayın, gürgen, kestane, kızılağaç vb.) oluşan orman, yükseklerde, nemli soğuk şartlara uymuş iğne yapraklılar hakimdir.
### Marmara (geçiş) iklimi
Marmara Bölgesi'nin Kuzey Ege'yi de içine alacak şekilde güney kesiminde görülür. Kışları Akdeniz iklimi kadar ılık, yazları Karadeniz iklimi kadar yağışlı değildir. Karasal iklim kadar kışı soğuk, yazı da kurak geçmemektedir. Bu özelliklerden dolayı Marmara iklimi, karasal Karadeniz ve Akdeniz iklimleri arasında bir geçiş özelliği göstermektedir. Buna bağlı olarak doğal bitki örtüsünü alçak kesimlerde Akdeniz kökenli bitkiler, yüksek kesimlerde kuzeye bakan yamaçlarda Karadeniz bitki topluluğu özelliğindeki nemli ormanlar oluşturmaktadır. Soğuk ay olan ocak ayı ortalama sıcaklığı 4,9 °C, sıcak ay olan temmuz ayı ortalama sıcaklığı 23,7 °C, yıllık ortalama sıcaklık 14,0 °C 'dir. Ortalama yıllık toplam yağış 595,2 mm'dir ve yağışların çoğu kış mevsiminde düşer. Yaz yağışlarının yıllık toplam içindeki payı %11,7'dir. Yıllık ortalama nispi nem %73'tür.
## Bölgelerin ortalama iklim değerleri
Bölgeler | Ortalama Sıcakl. | En yüksek Sıcakl. | En düşük Sıcakl. | Ort.Bağıl nem | Ort. Yağış | ||||
Marmara Bölgesi | 13,5°C | 56,3°F | 44,6°C | 112,3°F | -27,8°C | -18,0°F | 71,2 % | 564.3 mm | 22,2 in |
Ege Bölgesi | 15,4°C | 59,7°F | 48,5°C | 119,3°F | -45,6°C | -50,1°F | 60,9 % | 706,0 mm | 27,8 in |
Akdeniz Bölgesi | 16,4°C | 61,5°F | 45,6°C | 114,1°F | -33,5°C | -28,3°F | 63,9 % | 706,0 mm | 27,8 in |
Karadeniz Bölgesi | 12,3°C | 54,1°F | 44,2°C | 111,6°F | -32,8°C | -27,0°F | 70,9 % | 828,5 mm | 32,6 in |
İç Anadolu Bölgesi | 10,6°C | 51,1°F | 41,8°C | 107,2°F | -36,2°C | -33,2°F | 62,6 % | 392,0 mm | 15,4 in |
Doğu Anadolu Bölgesi | 9,7°C | 49,5°F | 44,4°C | 111,9°F | -45,6°C | -50,1°F | 60,9 % | 569,0 mm | 22,4 in |
Güneydoğu Anadolu Bölgesi | 16,5°C | 61,7°F | 48,4°C | 119,1°F | -24,3°C | -11,7°F | 53,4 % | 584,5 mm | 23,0 in |
## İklimi etkileyen hava kütleleri
Türkiye ikliminin oluşmasında çevreden Anadolu'ya doğru gelen hava kütlelerinin özellikleri önemlidir. Bu hava kütleleri Türkiye'de hava durumunu ve uzun zamanda iklimi belirler. Kış mevsiminde kutupsal, yaz mevsiminde tropikal hava kütleleri hakimdir.
**Karasal Kutbî Hava Kütlesi**: Kış mevsiminde Türkiye üzerinde etkili olan Sibirya kökenli hava kütleleridir. Kuzeyden, kutup yakınlarından geldiğinden soğuk, kara üzerinde oluştuğu için kuraktır. Sis ve ayaza neden olabilir. Karadeniz'i geçerken nem kazandığı durumlarda yamaç yağışlarına sebep olabilir.**Denizel Kutbî Hava Kütlesi**: Atlas okyanusunun kuzeyinden doğar. Avrupa ve Balkanlar üzerinden gelerek Anadolu'ya ulaşır. Yılın tamamında etkili olan hava kütleleri Karadeniz sahillerine yağmur, iç bölgelerde kar yağışına neden olur. Akdeniz üzerinden gelirse daha etkilidir, her türlü yağışa neden olabilir.**Denizel Tropikal Hava Kütlesi**: Azor adalarındaki yüksek basınç alanı ve Akdeniz kaynaklıdır. Bütün yıl Türkiye üzerinde etkilidir. Sıcak ve bol nem taşıdığından özellikle Türkiye'nin batısına bol yağış bırakır.**Karasal Tropikal Hava Kütlesi**: Kuzey Afrika'da Sahra çölü üzerinde oluşan dinamik yüksek basınç alanından doğar. Yazın ısınmaya bağlı olarak kuzeye doğru genişler. Sahra çölü üzerinde oluştuğu için sıcak ve kuraktır. Kutupsal hava kütleleriyle karşılaştığında yağışa neden olabilir. Akdeniz'den nem alarak yağışa neden olabilir. Bir, iki gün esen sıcak rüzgardan sonra yağmur yağarsa çamur yağdığı görülür. Bu hava kütlelerinin, çölden kaldırıp Türkiye'ye kadar taşıdığı tozlar çamur yağışına neden olur.
## Köppen sınıflandırmasına göre iklim tipleri
Köppen iklim sınıflandırması dünyada en çok kullanılan iklim sınıflandırmasıdır. Bu iklim tiplerinden B (kurak), C (kışları ılıman nemli orta enlem) ve D (kışları soğuk, nemli orta enlem) harfleri ile gösterilen iklimler Türkiye’de yaygındır. Bu iklim tiplerinin 10 alt türü ülkede görülür. Ülkede A (nemli tropikal) ve E (polar) iklimler görülmez.
**Kurak iklim (B)**, İç Anadolu'nun geniş kısmı, Orta Karadeniz ve Batı Torosların iç kesimleri, Orta Fırat bölümünün bir kısmı (güneydoğu Anadolu), Yukarı Fırat bölümünün (doğu Anadolu) güneyinde, Iğdır çevresinde yaygındır. Denizden uzak alanlarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar kuru soğuktur. Ortalama yağış 332 mm, ortalama sıcaklık 12,4 °C'dir.
**Orta enlem kışları ılıman nemli iklimi (C)**, Güneydoğu Anadolu'nun büyük kısmı ile kıyı bölgelerinde yaygındır. Orta Toroslar ve Karadeniz’de dar bir kıyıda, Batı Anadolu’da daha geniş alanlarda etkindir. Ortalama yağış 689 mm, sıcaklık 14,2 °C'dir.
**Karasal veya kışları soğuk orta enlemin nemli iklimi (D)**, Doğu Anadolu'nun tamamı, Güneydoğu ve İç Anadolu'nun dağlık alanlarında, Karadeniz’in iç kısımlarındaki dağlarda, Orta Toroslar Dağları üzerinde görülür. Karasallık ve yıllık sıcaklık farkı en fazla olan iklimdir. Kışlar sert geçer. Yıllık yağış ortalaması 507 mm, ortalama sıcaklık 9,5 °C'dir.
Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre Türkiye’de 13 farklı Köppen-Geiger iklim bölgesi bulunmaktadır. Bu sınıflandırmaya göre Akdeniz kıyıları “ılıman-kurak-sıcak yaza sahip iklim - Csa” sınıfında çıkarken, Konya Bölümü ve Güneydoğu Anadolu’nun güneyi “kurak-sıcak ve soğuk step iklim- Bsh-k” tipinde, Kuzeydoğu Anadolu’da ve Ağrı Dağı’nda ise ET yani tundra sahalardan oluşmaktadır.
## Şehirlerin ortalama iklim değerleri
İklim diyagramı: İstanbul (Marmara Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
98.4
9
3
|
80.2
9
3
|
69.9
11
4
|
45.8
17
8
|
36.1
21
12
|
34.0
26
16
|
38.8
28
19
|
47.8
29
19
|
61.4
25
16
|
96.9
20
12
|
110.7
15
9
|
123.9
11
5
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
İklim diyagramı: Ankara (İç Anadolu Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
40
2
-7
|
31
4
-5
|
36
10
-2
|
51
16
3
|
52
20
7
|
39
24
9
|
17
28
13
|
15
28
13
|
18
24
8
|
32
18
4
|
36
11
-1
|
48
4
-3
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
İklim diyagramı: İzmir (Ege Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
125.2
13
6
|
97.6
13
6
|
79.4
17
8
|
48.1
21
12
|
26.4
26
16
|
11.4
31
20
|
9.6
33
23
|
4.6
33
23
|
34.9
29
19
|
51.6
24
15
|
110.5
18
11
|
135.0
14
8
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
İklim diyagramı: Antalya (Akdeniz Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
227
15
6
|
139
15
6
|
100
18
8
|
61
22
11
|
32
26
15
|
9
31
19
|
6
35
22
|
5
34
22
|
16
31
19
|
86
27
15
|
172
21
10
|
269
16
7
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
İklim diyagramı: Zonguldak (Karadeniz Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
133.1
9
4
|
85.8
9
3
|
87.8
11
5
|
57.5
15
8
|
51.3
19
12
|
71.2
23
16
|
81.3
25
18
|
88.4
25
18
|
122.5
22
15
|
153.3
18
12
|
147.3
15
8
|
153.8
11
5
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
İklim diyagramı: Şanlıurfa (Güneydoğu Anadolu Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
74
10
2
|
74
12
3
|
63
17
6
|
43
22
11
|
27
29
16
|
5
35
21
|
3
39
25
|
5
38
24
|
7
34
20
|
28
27
15
|
49
18
8
|
76
12
4
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
İklim diyagramı: Erzurum (Doğu Anadolu Bölgesi) | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
O | Ş | M | N | M | H | T | A | E | E | K | A |
20
-4
-15
|
24
-3
-14
|
33
3
-7
|
58
12
0
|
70
17
4
|
43
22
7
|
27
27
10
|
16
28
10
|
21
23
5
|
49
15
1
|
33
7
-5
|
22
-1
-11
|
sıcaklık (°C) • yağış (mm) |
## İklim Grafikleri
Bazı illerimize ait sıcaklık ve yağış grafikleri.
-
Ankara
-
Antalya
-
Istanbul
-
Van
-
Ordu
-
Samsun
Not: Kırmızı çizgi sıcaklığı, mavi çizgi yağışı gösterir. Sarı alan kurak zamanı, mavi taralı alansa yağışı ifade eder.
## İklim değişikliği
Küresel ısınma yüzünden Türkiye'nin bölgelerindeki iklimler farklılaşmaktadır. |
Türkiye'deki_sulh_ceza_hakimlikleri | Makale serilerinden |
Türkiye'de Siyaset |
---|
Türk hukuk sisteminde ilk derece karar organı.
Sulh Ceza Hakimlikleri, Haziran 2014 değişikliği ile kuruldu. Bu değişiklik ile Sulh Ceza Mahkemeleri kaldırılmış, bu mahkemenin görev alanına giren suçlar Asliye ceza mahkemelerine devredilmiştir. Sulh Ceza Mahkemesi'nin yerini Sulh Ceza Hakimlikleri doldurmuştur. Sulh Ceza Hakimlikleri, 5235 sayılı " Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun " unun 10. maddesine göre resmen kurulmuştur.
Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur. Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hakimliğinde görevlendirilen hakimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. Ayrıca Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
Sulh Ceza Hakimliği'nin görev alanı içinde; yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek sulh ceza hakimliğinin görev alanı içerisindedir. Örneğin arama, yakalama, tutuklama kararı verme gibi. Ayrıca Sulh Ceza Hakimi, CMK m.163 maddesinde yer alan istisna hükme göre soruşturma evresinde yapılması gereken işlemlerin gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu işlemlerin yerine getirilmesi veya suçüstü hallerde de görevlidir.
## Eleştiriler
Sulh Ceza Hakimliklerinin, "Kanuni hâkim" veya "Olağan hâkim" de denen "Tabii hâkim ilkesi" ne aykırı görüldüğü sebebiyle çoğu kez eleştirilere maruz kalmıştır. Özellikle kurulduktan kısa bir zaman sonra "Paralel Yapı" iddiaları üzerine başlatılan sahur operasyonlarıyla, Sulh Ceza Hakimliği' nin bu ilkelere açıkça aykırı olduğu iddiaları sebebiyle eleştirilmiştir. Ayrıca, Sulh Ceza Hakimliklerindeki itiraz usulü de oldukça eleştirilere maruz kalmıştır. Çünkü bu mahkemelerde, bir üst mahkemeye itiraz edilememekte, bir sulh ceza hakimliği dairesinin verdiği karara karşı, onu takip eden numaraları dairesine karşı itirazlar ileri sürülebilmektedir. Bu durumun hukuk devleti ilkesine, tabii hâkim ilkesine, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile adil yargılanma hakkına aykırı olduğu sıkça dile getirilmektedir. |
Türkiye'deki_tüketici_mahkemeleri | **Türkiye'de tüketici mahkemeleri**, 4077 sayılı *Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun* uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan her türlü uyuşmazlığa bakmakla görevlidir. Tüketici mahkemelerinin yargı çevresi, Hakimler ve Savcılar Kurulunca belirlenir. Tüketici mahkemelerinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca gider avansı ödenmesi gerekmektedir.
Değeri her yıl Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanacak tebliğle belirlenen parasal tutarların altında bulunan uyuşmazlıklarda "tüketici sorunları hakem heyetlerine" başvurmak zorunludur. Hakem heyetinin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflas Kanunu gereğince ilam niteliğinde sayılan belgelerdendir. Taraflar hakem heyeti kararlara karşı on beş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir. |
Türkiye'deki_vergiler_listesi | Görünüm
Bu listede **Türkiye'deki vergilerin listesi** yer almaktadır.
Vergi kodu | Vergi adı | Notlar |
---|---|---|
0001 | Yıllık Gelir Vergisi | |
0002 | Zırai Kazanç Gelir Vergisi | |
0003 | Gelir Vergisi S. | |
0004 | Gelir Götürü Ticari Kazanç | |
0005 | Gelir Götürü Serbest Meslek Kazancı | |
0006 | Gelir Götürü Ücret | |
0007 | Dağıtılmayan Kar Stopajı | |
0008 | Kurumlar Vergisi | |
0009 | Kurumlar Vergisi Stopajı | |
0010 | Gelir Vergisi (gmsı) | |
0011 | Basit Usulde Ticari Kazanç | |
0012 | Gerçek Usulde Katma Değer Vergisi | |
0013 | Götürü Usulde Katma Değer Vergisi | |
0014 | Mep İştirakçisi Kurumlar Vergisi | |
0015 | Banka Muameleleri Vergisi | |
0016 | Sigorta Muameleleri Vergisi | |
0017 | 5811 Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıklar | |
0018 | 5811 Türkiye'de Sahip Olunan Varlıklar | Gelir Vergisi mükellefi olmayanlar için |
0019 | Gelir Vergisi Geçici Vergi | |
0020 | Gelir Geçici Vergi | |
0033 | Kurum Geçici Vergi | |
0040 | Damga Vergisi | Beyannameli Damga Vergisi mükellefi |
0046 | Akaryakıt Tüketim Vergisi | |
0048 | Gelir V. M.Talih Oyunları Asgari Vergi | |
0049 | Her Türlü İspirtolar Ve Füzel Yağından Alınan Ek Vergi | |
0050 | Kurumlar V. M.Talih Oyunları Asgari Vergi | |
0051 | Diğer Ücretler | |
0053 | Kurumlar Vergisi Kurum Geçici Vergi | |
0056 | Oyun Kağıtlarından Alınan Ek Vergi | |
0057 | Röntgen Filmlerinden Alınan Ek Vergi | |
0060 | Mülga Maden Fonu | |
0061 | Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintisi | |
0062 | Mülga Kooperatifçilik Tanıtma Ve Eğitim Fonu | |
0067 | G.V.K. Geçici 67/11 Maddesine Göre Yapılan İhtiyari Beyan | |
0071 | Petrol Ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi | |
0073 | Kolalı Gazoz, Alkollü İçecekler Ve Tütün Mamüllerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi | |
0074 | Dayanıklı Tüketim Ve Diğer Mallara İlişkin Özel Tüketim Vergisi | |
0075 | Alkollü İçeceklere İlişkin Özel Tüketim Vergisi | |
0076 | Tütün Mamüllerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi | |
0077 | Kolalı Gazozlara İlişkin Özel Tüketim Vergisi | |
0091 | Tütün Mamüllerine İlişkin Ek Vergi | |
0092 | Her Türlü Alkollü İçkilere İlişkin Ek Vergi | |
0093 | Sair Şarap Ve Biralara İlişkin Ek Vergi | |
0094 | Her Türlü Alkolsüz İçeceklerden Alınan Ek Vergi | |
1013 | Eğitim, Gençlik, Spor Ve Sağlık Hizmetleri Vergisi | |
1018 | Mahsuplardan Kesilen Damga Vergisi | |
1020 | Fon Payı | |
1026 | 5254 Sayılı Kanuna Göre Muhtaç Çiftçilere Verilen Ödünç Tohumluklardan Hazine Alacağına Dönüşenler Ait Faiz | |
1027 | 2004/5682 Sayılı Bkk İle Hazine Alacağına Dönüşen Tohumluk Kredilerine Dönüşenler Ait Faiz | |
1028 | 5335 Sayılı Kanuna Göre Destekleme Fiyat İstikrar Fonuna Ait Faiz | |
1030 | Pişmanlık Zammı | |
1034 | İki İhale Arasındaki Fark İçin Alınan Faiz | |
1037 | Trafik Muayenesi Para Cezaları | |
1042 | Eğitime Katkı Payı | |
1043 | Özel İşlem Vergisi | |
1046 | Tevkifattan Alınan Damga Vergisi | |
1047 | Damga Vergisi | |
1048 | 5035 Sayılı Kanuna Göre Damga Vergisi | |
1050 | Vergi Barışı Tefe Tutarı | |
1051 | Vergi Barışı Geç Ödeme Zammı | |
1052 | 5335 Sayılı Kanuna Göre Hazine Alacağına Dönüşen Tohumluk Kredilerine Ait Geç Ödeme Zammı | |
1053 | 5736 Sayılı Kanun Uyarınca Geç Ödeme Zammı | |
1055 | Düşük Olan Değerleme Tutarı | |
1060 | 6111 Yeniden Yapılandırma Tefe Tutarı | |
1061 | 6111 Yeniden Yapılandırma Geç Ödeme Zammı | |
1067 | Vergi Yargı Harçları | |
1084 | Gecikme Faizi | |
1085 | Para Cezası Faizi | |
1086 | Gecikme Zammı | |
1087 | Erken Ödeme İndirimi | |
1088 | Peşin Ödeme İndirimi | |
1089 | Alınan Diğer Faizler | |
1090 | Kanuni Faiz | |
1091 | 5736 Sayılı Kanun Uyarınca Alınan Faiz | |
1092 | Hesaplanan Faiz | |
1093 | 6111 Katsayı Tutarı | |
1095 | Savunma Sanayi Destekleme Fonu | |
1096 | Konut Fonu | |
3024 | Kaynak Kullanımı Destekleme Primi Cezai Faizi | |
3061 | Cezai Faiz | Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintileri |
3073 | Usulsüzlük Cezası | |
3074 | Özel Usulsüzlük Cezası | |
3076 | Kusur Cezası | |
3077 | Ağır Kusur Cezası | |
3078 | Kaçakçılık Cezası | |
3080 | Vergi Ziyaı Cezası | |
3099 | Vuk 112/4 Maddesi Gereğince Ödenen Faiz | |
4001 | Ek Gelir Vergisi | |
4003 | Ek Ücret Gelir Vergisi | |
4004 | Ek Götürü Ticari Kazanç Vergisi | |
4005 | Ek Götürü Serbest Meslek Kazancı Vergisi | |
4006 | Faiz Vergisi | |
4007 | Ek Emlak Vergisi | |
4008 | Gelir Dahili Tevkifat | |
4010 | Ek Kurumlar Vergisi | |
4011 | Kurumlar Vergisi Arge Harcamaları | |
4012 | Kurum Dahili Tevkifat | |
4014 | Münferit Gelir Ekonomik Denge V. | |
4015 | Türk Hava Kuvvetlerinin Güçlendirilmesi Ve Milli Hava Sanayi Kurulması Katılma Payı | |
4016 | Ücretlerden Alınacak E.D.V. | |
4021 | 4705 Sayılı Kanuna Göre Tahsil Edilen Özel İşlem Vergisi | |
4023 | 5811 Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıklar | Banka ve aracı kurumlar |
4024 | 5811 Türkiye'de Sahip Olunan Varlıklar | |
4030 | G.V.K. Geçici 67. Maddesine Göre Yapılan Tevkifat | |
4034 | Motorlu Taşıtlar Ek Vergisi | |
4035 | 4837 S.K Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi | |
4036 | 4962 S. Taşıt Vergisi | |
4037 | Trafik Muayene Ücreti Hazine Payı | |
4040 | Mülga Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonu Reklam Gelirleri | |
4041 | Gelir Ve Kurum Ekonomik Denge Vergisi | |
4042 | 5035 RTÜK Eğitime Katkı Payı | |
4043 | Götürü Ekonomik Denge Vergisi | |
4044 | Gelir Ve Kurum Stopaj Ekonomik Denge Vergisi | |
4046 | Akaryakıt Fiyat İstikrar Payı | |
4047 | Tek Başına Alınabilen Damga Vergisi | |
4048 | Şans Oyunları Vergisi | |
4049 | 5035 Sayılı Kanuna Göre Finansal Faaliyet Harcı | |
4050 | Tekel Safi Hasılat | |
4060 | Tecilli Alacaklardan Tahsilat | |
4061 | İthalatta Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintisi | |
4063 | Noter Harçları | |
4070 | G.V.K. Geçici 70. Md Kapsamında Muhtasarv. | |
4071 | Elektrik Ve Havagazı Tüketim Vergisi | |
4072 | Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin Özel Tüketim Vergisi | Tescile tabi olmayanlar |
4073 | Ertelenen Gelir Stopaj | 4325 4.Madde/4369 Geçici 5.Madde |
4074 | Ertelenen Gelir Stopaj | 4747 Sayılı Kanununun 2.Maddesi |
4077 | Münferit Kurum E. D. V. | |
4078 | Net Aktif Vergisi | |
4079 | Kıymetli Maden Ve Zıynet Eşyasından Alınan Vergi | |
4080 | Özel İletişim Vergisi | |
4081 | 5035 Sayılı Kanuna Göre Özel İletişim Vergisi | |
4101 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Yıllık Gelir Vergisi | |
4103 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Gelir Vergisi S. | Muhtasar |
4107 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Dağıtılmayan Kar Stopajı | |
4110 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Kurumlar Vergisi | |
4112 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Gelir Vergisi | Gmsi |
4114 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Basit Usulde Ticari Kazanç | |
4115 | Vergi Barışı Matrah Artırımı Gerçek Usulde Katma Değer Vergisi | |
4121 | Vergi Barışı Kesinleşen Kamu Alacakları 2. Madde 1/Ab | |
4122 | Vergi Barışı Kesinleşen Kamu Alacakları 2. Madde 1/C | |
4123 | Vergi Barışı Kesinleşen Kamu Alacakları 2. Madde/6 Mtv | |
4124 | Vergi Barışı Kesinleşmeyen Kamu Alacakları 3. Madde | |
4125 | Vergi Barışı İnceleme Ve Tarhiyat 5.Madde | |
4126 | Vergi Barışı Pişmanlık 6.Madde 1/Ab | |
4127 | Vergi Barışı Pişmanlık 6.Madde 1/Diğer Hükümler | |
4128 | Vergi Barışı Ecrimisil 15.Madde | |
4130 | Vergi Barışı Kıymetli Maden Ve Ziynet Eşyası Beyanı | |
4140 | 6183 B/4 Tahsilat Genel Tebliği Tahsilatı | |
4150 | Kurumlar Vergisi | Petrol gelirleri |
4151 | Kurum Petrol Geçici Vergi | |
4178 | Gelir Vergisi Kanunu Geçici 78. Madde Kapsamında Muhtasar Vergisi | |
4201 | 6111 Madde 6/1-2 Gelir Vergisi Matrah Artırımı | |
4203 | 6111 Madde 8/1-2 Matrah Artırımı | Ücret |
4204 | 6111 Madde 8/3-A, 8/4-A Matrah Artırımı | Serbest meslek |
4205 | 6111 Madde 8/3-B Ve 8/4-C Matrah Artırımı | Vergiden muaf esnaf |
4206 | 6111 Madde 8/3-A, 8/4-B Matrah Artırımı | Kira Stp. |
4207 | 6111 Madde 8/3-B Ve 8/4-C Matrah Artırımı | Çiftçiler |
4208 | 6111 Madde 8/3-B Ve 8/4-C Matrah Artırımı | Yıllara sair inşaat |
4210 | 6111 Madde 6/1-3 Kurumlar Vergisi Matrah Artırımı | |
4211 | 6111 Madde 6/5-6 Kurumlar (stopaj) Vergisi Matrah Artırımı | |
4215 | 6111 Madde 7/1 Matrah Artırımı | |
4216 | 6111 Madde 7/2a-3 Matrah Artırımı | |
4217 | 6111 Madde 7/2b-3 Matrah Artırımı | |
4218 | 6111 Madde 7/2c Matrah Artırımı | |
4220 | 6111 Sayılı Kanunun 10. Maddesine Göre Verilecek Kdv Beyannamesi | |
4222 | 6111 Sayılı Kanunun 11/2 Maddesine Göre Beyan | |
4811 | 4811 Vergi Barışı Tecilli Tahsilat | |
5030 | G.V.K. Geçici 67. Maddesine Göre Yapılan Tevkifat Ek2 Ek3 | |
5228 | 5228 Tecilli Tahsilat | |
5569 | 5569 Sayılı Kanun Uyarınca Kobi Tecilli Tahsilat | |
5766 | 5766 Kanuna İstinaden Tecil | |
6100 | 6111 Madde 2/1 Kesinleşmiş Alacaklar | |
6101 | 6111 Madde 2/3 Kesinleşmiş Alacaklar | Geçici vergi |
6102 | 6111 Madde 2/4 Kesinleşmiş Alacaklar | Plaka bazında |
6103 | 6111 Madde 2/1ç Kesinleşmiş Alacaklar | Özel tahakkuklar |
6104 | 6111 Geçici Madde 3/2 5811 Sayılı Kanun | |
6105 | 6111 Madde 3 Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Amme Alacakları | |
6106 | 6111 Madde 4 İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan | |
6107 | 6111 Madde 5 Pişmanlıkla Ya Da Kendiliğinden Yapılan Beyanlar | |
6183 | 6183 Tecilli Tahsilat | |
9000 | İdari Para Cezası | 4703 Sk |
9001 | Emaneten Yapılan Tahsilat | |
9002 | Nüfus Para Cezası | |
9003 | Seçim Para Cezası | |
9004 | Askerlik Para Cezası | |
9005 | Adli Mahkeme Para Cezası | |
9006 | 1475 Sayılı İş Kanununa Bağlı Para Cezası | |
9007 | 3516 Sayılı Kanuna Göre Ölçü Ayar Para Cezası | |
9008 | Trafik Zabıtası Tespitine Dayalı Özel Usulsüzlük Cezası | |
9009 | Turizm Para Cezası | |
9010 | Tüketiciyi Koruma Kanununa Göre Kesilen Para Cezası | |
9011 | Çevre Kirliliği Para Cezası | |
9012 | Esnaf S. Harç | |
9013 | Gümrük Vergisi | |
9014 | Yurt Dışı Çıkış Harcı | |
9015 | Katma Değer Vergisi Tevkifatı | |
9016 | Bilirkişi Ücreti | |
9017 | Türk Uluslararası Gemi Sicil Kayıt Harcı | |
9018 | Yıllık Tonaj Harcı | |
9019 | Elektrik Piyasası Kanunu Para Cezası | |
9020 | Mükelleflerin Vergi Borcuna Mahsuben Yapılan Tevkifatlar | |
9021 | 4961 Banka Sigorta Muameleleri Vergisi | |
9022 | Kur Farkı Hesabı | |
9023 | Yüksek Öğrenim Kredi Borcu Hesabı | |
9024 | Kaynak Kullanımı Destekleme Primi Hesabı | |
9025 | İhracatta Vergi İadesi Hesabı | |
9026 | Geliştirme Ve Destekleme Fonu Hesabı | |
9027 | Çalışma İzin Ücreti | |
9028 | Destekleme Ve Fiyat İstikrar Fonu Hesabı | |
9029 | Diploma Harcı | |
9030 | Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi | |
9031 | Veraset Ve İntikal Vergisi | |
9032 | Ek Taşıt Alım Vergisi | |
9033 | TPDK İdari Para Cezası | Tütün, Tütün Mamulleri Ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu Ve Kurulu |
9034 | Motorlu Taşıtlar Vergisi | |
9035 | Taşıt Alım Vergisi | |
9036 | Yiyecek Bedelleri | |
9037 | Teminat O. Yapılan Ths. | |
9038 | İadelerden Alacaklılar | |
9039 | Hesap Kart Ve Defterlerine İşlenmeyen Tahsilatlar | |
9040 | Mera Fonu | |
9041 | Mera Fonu Para Cezası | |
9042 | Mülga Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonu Ticari Plaka Gelirleri | |
9043 | Mülga Yatırım Teşvik Fonu | |
9044 | 4961 S.K. Geçici 2. Mad. 3.Fıkrasına Göre Tahsilat | |
9045 | Tahsilatı Hızlandırma Tebliğine Göre Verilen Tahakkuk | |
9046 | Özel Hesap Gelirleri | |
9047 | Tek Başına Alınabilen Damga Vergisi | |
9048 | 5035 Sayılı Kanuna Göre Harç | |
9049 | 4749 Kamu Finans Borç Yön. Düzen. Hak. Kanun Hazine Alacakları | |
9050 | Karayolları Taşıma Kanunu İdari Para Cezası | |
9051 | Dış Seyahat Harcamaları Vergisi | |
9052 | Taşınmaz Mallar Satış Gelirleri | |
9053 | Ecrimisil Gelirleri | |
9054 | Diğer Taşınmaz Mallar İdare Gelirleri | |
9055 | Taşınır Mallar Satış Gelirleri | |
9056 | Doğalgaz Piyasası Kanunu Para Cezası | |
9057 | Doğrudan Gelir Desteği Ödemeleri | |
9058 | Petrolden Devlet Hakkı | |
9059 | Ticaret Sicil Harcı | |
9060 | Madenlerden Devlet Hakkı | |
9061 | Oyun Kağıdı Gelirleri | |
9062 | Tapu Harçları | |
9063 | Yeniden İnşa Olunacak Bina Vesair Tesisleri Tescil Harcı | |
9064 | Pasaport Ve Konsolosluk Harçları | |
9065 | Trafik Harçları | |
9066 | Yargı Harçları | |
9067 | İthal Ve İmal Ruhsat Ve Temdit Ücreti | |
9068 | Gemi Ve Liman Harçları | |
9069 | Diğer Harçlar | |
9070 | Noter Kağıtları Satış Bedeli | |
9071 | Tavizlerden Geri Alınanlar | |
9072 | İkrazlardan Geri Alınanlar | |
9073 | Yem Analiz Ücreti | |
9074 | Şeker Fiyat Farkı | |
9075 | Akaryakıt Fiyat Farkı | |
9076 | Başka Muhasebe Birimi Adına Yapılan Tahsilat | |
9077 | Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin Özel Tüketim Vergisi | Tescile Tabi Olanlar |
9078 | Gübre Deney Ve Analiz Ücreti | |
9079 | 4961 S.K. Geçici 1. Mad. Göre Para Cezası | |
9080 | Diğer Para Cezaları | |
9081 | Zimmetlere Geçirilen Para Ve Değerlerden Borçlular | |
9082 | Fazla Ve Yersiz Yapılan Ödemelerden Borçlular | |
9083 | Sosyal Dayanışma Ve Yardımlaşmayı Teşvik Fonu | |
9084 | İstihsal Vergisi | |
9085 | Trafik Cezaları | |
9086 | Hesaplanan Gecikme Zammı | |
9087 | Takip Giderleri Karşılığı Alınan | |
9088 | Çıraklık Fonu | |
9089 | 2000/266 Sayılı Bkk Gereğince Yatırımları Teşvik Fonuna Aktırılacak Tutarlar | |
9090 | Çeşitli Gelirler | |
9091 | Petrolden Devlet Hissesi | |
9092 | Yüksek Öğrenim Harç Kredisi | |
9093 | Resmi Arabuluculuk Ücreti | |
9094 | Em.San. 17 Mad. Gelirlerin Thk Edilmemesi Cezası | |
9095 | 4961 S.K. Geçici 2. Mad. 1.Fıkraya Göre Tahsilat | |
9096 | 4369/15 Suça İştirak Eden Kişiler | |
9097 | Haksız Alınan Vergi İadesi | |
9098 | Haksız Alınan Vergi İadesi Cezası | |
9099 | Kaldırılan Vergi Artıkları | |
9101 | Şeker Kanunu İdari Para Cezası | |
9102 | Geçiş Ücreti Ve İdari Para Cezası | |
9103 | 5188 Sk. Göre Güvenlik Ruhsatı Harcı | |
9104 | Telgraf ve Telefon Kanunu 2. Madde İdari Para Cezası | |
9105 | Spor Müsabakalarında Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesi Kan. Uyarınca İ.P.C. | |
9106 | 4857 S.K. 101. Mad. Kap. İdari Para Cezaları | |
9107 | Enerji Desteği Ödemelerinden Geri Alınanlar | |
9108 | 4857 Sayılı Kanuna Göre Gelir Kaydedilecek Para Cezaları | |
9109 | 5326 S. Kabahatler Kanunu İdari Para Cezası | |
9110 | 93/4000 Sayılı Yatırımların, Döviz. Kaz. Hiz. Teşvikine İlişkin B.K.K.`Nca Haksız Ödenen Enerji Teşvik Geri Ödemesi | |
9111 | Orköy Fonu Gelirleri | |
9112 | 2762 Sayılı Kanuna Göre Alınan Taviz Bedeli | |
9113 | Gelir Vergisi Tevkifatı | |
9114 | Yabancı Ülkede Güç Ve Muhtaç Duruma Düşenlere Yurda Dönüş İçin Ödünç Verilen Paralar | |
9115 | Sorumlu Sıfatıyla Verilen Kdv. | |
9116 | Hazine Zararının Geri Alınması | |
9117 | Evrensel Hizmetin Gelirleri Katkı Payı | |
9118 | Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Yatırılan Telgraf Ve Telefon Kanunu İdari Para Cezaları | |
9119 | Sivil Hava Araçları Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Devlet Garantisi Bedeli | |
9120 | Telsiz, Telefon Ve Telgraf Kanunu İdari Para Cezası %20 Si | |
9121 | 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu İ.P.C. | |
9122 | 5307 Sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu İ.P.C. | |
9123 | Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca Ödenen Analiz Ücretinin Geri Alınması | |
9124 | Kişilerden Alacak Faizleri | |
9125 | Ağaçlandırma Fonu Yönetmeliğine Göre Verilen Kredilerden Geri Alınanlar | |
9126 | 5254 Sayılı Kanuna Göre Muhtaç Çiftçilere Verilen Ödünç Tohumluklardan Hazine Alacağına Dönüşenler | |
9127 | 2004/5682 Sayılı Bkk İle Hazine Alacağına Dönüşen Tohumluk Kredileri | |
9128 | 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Uyarınca Kesilen İ.P.C. | |
9129 | 4904 Sayılı İş Kurumu Kanunu Uyarınca Kesilen İ.P.C. | |
9130 | Yabancılara Verilecek Çalışma İzin Belgesi Harcı | |
9131 | Veraset Ve İntikal Vergisi | Sair İvazsız İntikaller |
9132 | Kılavuzluk Ve Romörkörcülük Hizmet Payı | |
9133 | Mahalli İdarelerden Alınan Paylar | |
9134 | İki İhale Arasındaki Fark | Menkul mallar için |
9135 | İki İhale Arasındaki Fark | Gayrimenkul mallar için |
9136 | Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Katılım Payı | |
9137 | Gelir Vergisi Münferit Beyan | |
9138 | Kurumlar Vergisi Özel Beyanı | |
9139 | Yabancı Devletlere Ait Vergi Alacağı | |
9140 | Deniz Araçları Bağlama Kütüğü Ruhsatnamelerinden Ve Vizelerinden Alınacak Harçlar-Denizcilik Müsteşarlığı | |
9141 | Deniz Araçları Bağlama Kütüğü Ruhsat Ve Vize İdari Para Cezası | |
9142 | Belediyelerce Tahsil Edilen Eğlence Vergisi %75 Lik Kültür Bakanlığı Payı | |
9143 | Tedavi Masraflarının Tahsili | |
9145 | Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfı Alacakları | |
9146 | Motorlu Araç Trafik Belgesi Bedeli | |
9147 | Motorlu Araç Tescil Belgesi Bedeli | |
9148 | 4915 Ve 5035 Sk. Göre Avcılık Ruhsatı Harcı | |
9149 | Kirletilen Çevrenin iyileştirilmesi İçin genel Bütçe Kaps. İd. Yapılan Harcamaların Tahsilatı | |
9152 | 5602 Sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon Ve Paylar | |
9153 | 5736 Sayılı Kanun Uyarınca Tahsil Edilecek Ecrimisil Gelirleri | |
9154 | Kimlik Adres Paylaşım Sisteminden Alınan Kayıt Katılım Payı | |
9155 | Karayolları Geçiş Ücreti | |
9159 | Spk Tarafından Verilen İ.P.C.’LERİN %50 Bütçeye Gelir Kaydedilecek Kısmı | |
9160 | Madenlerden Alınan Devlet Hakkından %50 İl Özel İdare Payı | |
9161 | Madenlerden Alınan Devlet Hakkının %30 Fazlaları | Orman Genel Müdürlüğü payı |
9162 | Kadastro Harçları | |
9164 | Pasaport Satış Bedeli | |
9166 | Karar Ve İlam Harcı | |
9169 | Maden Ruhsat Harcı | |
9170 | Banka Kuruluş Faaliyet Harcı | |
9171 | Sorumlu Sıfatıyla Verilen Ötv 1. Liste | |
9172 | Askeri Kantin Ve Sosyal Tesislerde Verilen Açığın Geri Alınması | |
9173 | Ecrimisil 6009 S.K 24. Maddesi Bütçe Geliri | |
9174 | Ecrimisil 6009 S.K 24. Maddesi Köy Payı | |
9175 | Suriye Uyruklulara Ait Taşınır Ve Taşınmaz Mal Gelirleri | |
9180 | Telsiz, Telefon Ve Telgraf Kanunu İdari Para Cezası %80'i | |
9181 | 6111 Sayılı Kanunun 10. Maddesine Göre Verilecek Ötv Beyannamesi | |
9190 | Çeşitli Gelirler | Gecikme Zammı hesaplanan |
9198 | Muayene Denetim Ve Kontrol Ücretleri | |
9200 | DSİ Sulama Tesisleri İşletme Ve Bakım Ücreti | |
9201 | Dsi Sulama Tesisleri Yatırım Bedeli | |
9202 | Dsi İçme-Kullanma, Sanayi Suyu Ortak Tesis İşletme Ve Bakım Masrafı | |
9203 | Dsi Hes’lere Su Sağlayan Tesislere Yapılan İşletme Ve Bakım Masrafları | |
9220 | 6200 Sayılı Kanuna Göre Alınan Zam | |
9221 | Diğer Hizmet Gelirleri | |
9301 | Genel Bütçe Dışında Kalan Kurumlar Tarafından Yapılan İ.P.C. | |
9302 | Karayolları Geçiş Ücreti/İdari Para Cezası | |
9303 | 6183 S.K. 22/A Maddesine Göre İ.P.C. | |
9304 | Telgraf Ve Telefon Kanunu 2. Madde İdari Para Cezası | |
9305 | Spor Müsabakalarında Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu Uyarınca İ.P.C. | |
9306 | 1475 Sayılı İş Kanununa Bağlı Para Cezası | |
9307 | 3516 Sayılı Kanuna Göre Ölçü Ayar Para Cezası | |
9309 | Turizm Para Cezası | |
9310 | 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi İ.P.C. | |
9311 | Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun Uyarınca Al.İ.P.C. | 4207 S.K. |
9312 | Elektronik Haberleşme Kanunu İdari Para Cezası | |
9315 | Şeker Kanunu İdari Para Cezası | |
9316 | 4054 Sayılı Rekabet Kanununun 55. Madde Kapsamında İ.P.C. | |
9317 | 5326 Sayılı Kanun Uyarınca Cumhuriyet Savcılıklarınca Verilen İ.P.C. | |
9318 | 5326 Sayılı Kanun Uyarınca Mahkemeler Tarafından Verilen İ.P.C. | |
9319 | Spk Tarafından Verilen İ.P.C.’LERİN %50 Yatırımcıları Koruma Fonu Payı | |
9341 | Mera Fonu Para Cezası | 5326 S. kabahatler |
9901 | Adi Ortaklık Mükellefiyetsiz Mükellef Kaydı İçin Vergi Kodu | |
Türkiye'nin_ilçeleri | **Türkiye'nin ilçeleri**, Türkiye'de illerden sonraki gelen idari bölümlerdir. Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ilçeler kaza olarak bilinmekteydi.
Her il birden fazla ilçeden oluşur. İl merkezi de bir ilçe oluşturmakta olup buna merkez ilçe denir. Büyükşehir belediyesi olan il merkezleri ise birden fazla merkez ilçeden oluşabilir. İlçe merkezlerinin adı illerde olduğu gibi ilçenin kendi ile aynıdır. İlçelerde yönetme ve yürütme görevini, devlet tarafından atanan kaymakamlar yerine getirir. Merkez ilçelerde (büyükşehirler hariç) ise bu görev doğrudan bağlı bulunduğu ilin valisi tarafından yerine getirilir. İlçelerin kurulup kaldırılması ve değiştirilmesi de tıpkı illerde olduğu gibi kanunla olmaktadır. Türkiye'de 1999 yılında Düzce'nin il olması ile beraber 81 il ve bunlara bağlı toplam 973 ilçe bulunmaktadır. İlçelerin 51'i aynı zamanda il merkezidir. Bulundukları yere göre;
- En kuzeyde bulunan ilçe; Sinop merkez, Sinop
- En güneyde bulunan ilçe; Yayladağı, Hatay
- En batıda bulunan ilçe; Gökçeada, Çanakkale
- En doğuda bulunan ilçe; Aralık, Iğdır
- En az ilçeye sahip il; 3 ilçe ile Bayburt
- En çok ilçeye sahip il; 39 ilçe ile İstanbul
- Nüfus bakımından en küçük ilçe; Yalıhüyük (1854), Konya
- Nüfus bakımından en büyük ilçe; Esenyurt (957.398), İstanbul
- Yüzölçümü bakımından en büyük ilçe; Karaman merkez (3709 km²), Karaman
- Yüzölçümü bakımından en küçük ilçe; Güngören (8,39 km²), İstanbul
## Adana
## Adıyaman
## Afyonkarahisar
## Ağrı
## Aksaray
## Amasya
## Ankara
## Antalya
## Ardahan
## Artvin
## Aydın
## Balıkesir
## Bartın
- Bartın (İl merkezi)
- Amasra
- Kurucaşile
- Ulus
## Batman
## Bayburt
## Bilecik
## Bingöl
## Bitlis
## Bolu
## Burdur
## Bursa
## Çanakkale
## Çankırı
- Çankırı (İl merkezi)
- Atkaracalar
- Bayramören
- Çerkeş
- Eldivan
- Ilgaz
- Kızılırmak
- Korgun
- Kurşunlu
- Orta
- Şabanözü
- Yapraklı
## Çorum
## Denizli
## Diyarbakır
## Düzce
## Edirne
## Elâzığ
## Erzincan
## Erzurum
## Eskişehir
## Gaziantep
## Giresun
## Gümüşhane
## Hakkâri
## Hatay
## Iğdır
- Iğdır (İl merkezi)
- Aralık
- Karakoyunlu
- Tuzluca
## Isparta
## İstanbul
- Adalar
- Arnavutköy
- Ataşehir
- Avcılar
- Bağcılar
- Bahçelievler
- Bakırköy
- Başakşehir
- Bayrampaşa
- Beşiktaş
- Beykoz
- Beylikdüzü
- Beyoğlu
- Büyükçekmece
- Çatalca
- Çekmeköy
- Esenler
- Esenyurt
- Eyüpsultan
- Fatih
- Gaziosmanpaşa
- Güngören
- Kadıköy
- Kâğıthane
- Kartal
- Küçükçekmece
- Maltepe
- Pendik
- Sancaktepe
- Sarıyer
- Silivri
- Sultanbeyli
- Sultangazi
- Şile
- Şişli
- Tuzla
- Ümraniye
- Üsküdar
- Zeytinburnu
## İzmir
## Kahramanmaraş
## Karabük
## Karaman
- Karaman (İl merkezi)
- Ayrancı
- Başyayla
- Ermenek
- Kazımkarabekir
- Sarıveliler
## Kars
## Kastamonu
## Kayseri
## Kırıkkale
## Kırklareli
- Kırklareli (İl merkezi)
- Babaeski
- Demirköy
- Kofçaz
- Lüleburgaz
- Pehlivanköy
- Pınarhisar
- Vize
## Kırşehir
## Kilis
## Kocaeli
## Konya
## Kütahya
## Malatya
## Manisa
## Mardin
## Mersin
## Muğla
## Muş
## Nevşehir
## Niğde
## Ordu
## Osmaniye
- Osmaniye (İl merkezi)
- Bahçe
- Düziçi
- Hasanbeyli
- Kadirli
- Sumbas
- Toprakkale
## Rize
- Rize (İl merkezi)
- Ardeşen
- Çamlıhemşin
- Çayeli
- Derepazarı
- Fındıklı
- Güneysu
- Hemşin
- İkizdere
- İyidere
- Kalkandere
- Pazar
## Sakarya
## Samsun
## Siirt
## Sinop
## Sivas
## Şanlıurfa
## Şırnak
- Şırnak (İl merkezi)
- Beytüşşebap
- Cizre
- Güçlükonak
- İdil
- Silopi
- Uludere
## Tekirdağ
## Tokat
## Trabzon
## Tunceli
## Uşak
## Van
## Yalova
## Yozgat
## Zonguldak
## İsimlerine göre ilçeler ve nüfusları
Bu bölümün daha doğru ve güvenilir bilgi sunması için güncellenmesi gerekmektedir.Daha fazla bilgi için tartışma sayfasına bakınız. | |
Türkiye'nin_illeri | Anadolu yarımadası ile Trakya toprakları üzerine kurulan Türkiye'nin, 81 ili vardır. İller, Türkiye'nin en büyük idari bölümleridir. Bu seksen bir il, dokuz yüz yetmiş üç ilçeye bölünmüştür. Bu ilçeler, en küçük idari birim olan mahalle ve köyleri içinde barındırır. İllerde yönetme ve yürütme görevi, içişleri bakanı tarafından önerilen ve bakanlar kurulunun onayından sonra cumhurbaşkanı tarafından atanan valiler tarafından yerine getirilir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı ve 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin resmen kuruluşundan sonra idari sistemde değişikliklere gidildi. İki yıl sonra Ardahan, Beyoğlu, Çatalca, Dersim, Ergani, Gelibolu, Genç, Kozan, Oltu, Muş, Siverek ve Üsküdar illeri ilçeye dönüştürüldü. 1927'de ise Doğubayazıt ilçeye dönüştürüldü ve Ağrı'ya bağlandı. 1929'da Muş tekrar il oldu, Bitlis ilçe hâline getirildi. Dört yıl sonra Aksaray, Cebelibereket, Hakkâri ve Şebinkarahisar'ın ilçe olması, Mersin ile Silifke'nin birleştirilip İçel[B] adında yeni bir ilin oluşturulmasıyla ve Artvin ile Rize'nin birleştirilip Çoruh adında yeni bir ilin oluşturulmasıyla sayı elli altıya düştü. 1936'da Rize, Tunceli ve Hakkâri tekrar il oldu, yine aynı yıl Dersim'in adı Tunceli olarak değiştirildi; 1939'da Hatay Devleti, Türkiye'ye bağlanarak il oldu. 1953'te, Uşak'ın il, Kırşehir'in ilçe olması kararlaştırıldı, 1954'te Adıyaman, Nevşehir ve Sakarya il statüsü kazandı. 1956'da Çoruh ilinin ismi Artvin olarak değiştirildi, 1957'de Kırşehir'in il statüsü geri verildi. Bu yıldan sonra otuz iki yıl boyunca il sayısında herhangi bir değişiklik olmadı. 1989'da Aksaray, Bayburt, Karaman ve Kırıkkale; 1990'da Batman ve Şırnak; 1991'de Bartın; 1992'de Ardahan ve Iğdır; 1995'te Yalova, Karabük ve Kilis; 1996'da Osmaniye, ve 1999'da Düzce il oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'nin nüfusu 2019 yılı itibarıyla 83 milyon kişiye ulaştı. Bu rakamın 77 milyonunu il ve ilçe merkezlerinde yaşayanlar oluşturdu. Ülkedeki en fazla nüfusu barındıran il İstanbul, en az nüfusu barındıran il Bayburt'tur. Ayrıca en büyük yüzölçümüne sahip il Konya, en küçük yüzölçümüne sahip il Yalova'dır. Merkezi İzmit olan Kocaeli ili, merkezi Adapazarı olan Sakarya ili ve merkezi Antakya olan Hatay ili dışında büyükşehir olmayan tüm illerin merkez ilçelerinin adı, il ile aynı adı taşır.
## İller
Başkent ve büyükşehir | |
Büyükşehir |
|
## Türkiye il merkez rakımları
İl Adı | Rakım (Google Earth) |
---|---|
Adana | 25 |
Adıyaman | 701 |
Afyon | 1012 |
Ağrı | 1630 |
Amasya | 400 |
Ankara | 905 |
Antalya | 62 |
Artvin | 530 |
Aydın | 92 |
Balıkesir | 145 |
Bilecik | 513 |
Bingöl | 1159 |
Bitlis | 1637 |
Bolu | 741 |
Burdur | 963 |
Bursa | 238 |
Çanakkale | 11 |
Çankırı | 730 |
Çorum | 822 |
Denizli | 392 |
Diyarbakır | 674 |
Edirne | 50 |
Elâzığ | 1041 |
Erzincan | 1216 |
Erzurum | 1923 |
Eskişehir | 796 |
Gaziantep | 838 |
Giresun | 14 |
Gümüşhane | 1174 |
Hakkâri | 1756 |
Hatay | 89 |
Isparta | 1058 |
Mersin | 18 |
İstanbul | 25 |
İzmir | 9 |
Kars | 1756 |
Kastamonu | 814 |
Kayseri | 1060 |
Kırklareli | 231 |
Kırşehir | 991 |
Kocaeli | 4 |
Konya | 1023 |
Kütahya | 958 |
Malatya | 970 |
Manisa | 79 |
Kahramanmaraş | 562 |
Mardin | 938 |
Muğla | 659 |
Muş | 1334 |
Nevşehir | 1197 |
Niğde | 1239 |
Ordu | 25 |
Rize | 11 |
Sakarya | 41 |
Samsun | 10 |
Siirt | 887 |
Sinop | 27 |
Sivas | 1313 |
Tekirdağ | 28 |
Tokat | 630 |
Trabzon | 36 |
Tunceli | 922 |
Şanlıurfa | 527 |
Uşak | 915 |
Van | 1728 |
Yozgat | 1317 |
Zonguldak | 10 |
Aksaray | 1228 |
Bayburt | 1555 |
Karaman | 1063 |
Kırıkkale | 746 |
Batman | 570 |
Şırnak | 1343 |
Bartın | 12 |
Ardahan | 1799 |
Iğdır | 860 |
Yalova | 8 |
Karabük | 264 |
Kilis | 660 |
Osmaniye | 121 |
Düzce | 149 |
Rakım (Google Earth) valilik binalarının bulunduğu yerdir.
## Eski iller
- Doğubayazıt ili, Ağrı iline bağlandı.
- Çatalca ili, İstanbul iline bağlandı.
- Gelibolu ili, Çanakkale iline bağlandı.
- Genç ili, Bingöl iline bağlandı.
- Kozan ili, Adana iline bağlandı.
- Şebinkarahisar ili, Giresun iline bağlandı.
- Siverek ili, Şanlıurfa iline bağlandı.
- Silifke ili, Mersin iline bağlandı. |
Türkiye-Afganistan_İttifak_Antlaşması | Tür | İttifak ve dostluk antlaşması |
---|---|
İmzalanma | 1 Mart 1921 |
Yer | Moskova |
İmzacılar | Yusuf Kemal Tengirşenk Rıza Nur Muhammed Veli Han |
Taraflar | Afganistan Türkiye Büyük Millet Meclisi |
Diller | Afganca, Türkçe |
Vikikaynak'ta Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması |
**Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması**, 1 Mart 1921 tarihinde müzakere için Moskova'da bulunan Türk heyeti ile yeni kazanmış bulunan Afganistan temsilcileri arasında imzalanan dostluk antlaşmasıdır. Antlaşma 10 maddeden oluşmaktadır.
Bu antlaşma ile taraflar:
- Maddi ve manevi menfaatleri tamamen müşterek olan bu iki kardeş devlet ve millet, eskiden beri mevcut olan manevi bağlarını ve tabii ittifaklarını resmi bir anlaşma ile belirtmeye karar verdiklerini;
- Birbirlerinin bağımsızlıklarını tanıdıklarını;
- Taraflardan birine yapılacak bir tecavüzün, diğer tarafa da yapılmış sayılacağını ve tehdidi bertaraf etmeyi kabul ettiklerini;
- Kültürel bağları güçlendirmek için Türkiye'den Afganistan'a öğretmen ve subayların gönderilmesi hususunda mutabakat sağlandığını;
- Türkiye ve Afganistan arasında zaten mevcut olan dostluk bağlarının daha da kuvvetlendirileceğini kararlaştırmışlardır.
## Maddeleri
Bismillâhirrahmanirrahim,
Yüce Türkiye Devleti ve Afganistan, içtenlikle birbirine bağlı, bir umut ve kutsal amaçla gönülleri dolu olarak; nesnel ve moral bakımdan bütünüyle yüksek ortak çıkarlara sahip bulundukları ve bu devletlerden birinin mutluluk ve felâketinin ötekinin mutluluk ve felâketine neden olacağı kanısı ve inancıyla; Doğu dünyasının uyan ve makurtuluşunun başlangıcının sevinçle görüldüğü şu anda, geçmiş zamanlardaki gibi bağlantısız (irtibatsız) ve yalnız kalınamayacağı ve kendilerine kimi tarihsel görevler düşmekte olduğu bilinci içinde; bir vücudun parçası gibi, Taraflardan birine gelecek sıkıntı ve dertten öteki Tarafın etkilenip üzüntü duymasını doğal sayan bu iki kardeş Devlet ve ulus, aralarında öteden beri var olan moral birliği ve doğal ittifakı siyaset alanına geçerek, bu ittifaka somut ve resmi bir nitelik verip tüm Doğunun gelecekteki mutluluğu için hayırlı bir başlangıç olmak üzere, uğurlu bir İttifak Antlaşması yapmayı kararlaştırmışlardır. Bu amaçla,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nce: Hükûmet üyelerinden Ekonomik İşler Bakanı Yusuf Kemal ve Eğitim İşleri Bakanı Dr. Rıza Nur Beyler;
Yüce Afganistan Devleti'nce: Olağanüstü Büyükelçi Sayın General Mehmet Veli Han; yetkili Temsilci olarak atanmışlardır. Adı geçen yetkili Temsilciler, birbirlerinin yetki belgelerinin düzenli olduğunu görerek, aşağıdaki maddeleri kabul etmişlerdir:
- Çok şükür bağımsız bir yaşam sürdüren Türkiye Devleti, içtenlikle ve gönülden bağlar ile bağlı bulunduğu Yüce Afganistan Devletini gerçek anlamıyla bağımsız tanımayı bir görev bilir.
- Bağıtlı Yüksek Taraflar, tüm Doğu uluslarının kurtuluş, bütünüyle her Ulusun istediği herhangi bir rejim ve hükûmet biçimi ile kendisini yönetmekte özgür olduğunu açıklar; Buhara ve Hayve Devletlerinin bağımsızlığını tanırlar.
- Yüce Afganistan Devleti, yüzyıllardan beri İslâmiyet'e önderlik ve ona üstün görevler yapmış olan, Hilâfet dünyasını elinde tutan Türkiye'nin bu alanda lider olduğunu, bu fırsattan yararlanarak da açıklar.
- Bağıtlı Taraflardan biri, Doğuyu istilâ ya da sömürge yapma siyasetini izleyen herhangi bir emperyalist Devlet tarafından ötekine yapılacak saldırıyı bizzat kendine yapılmış sayarak, elindeki araçlar ve olanaklarıyla, onu püskürtmeyi kabul eder.
- Bağıtlı Taraflardan her biri, ötekinin anlaşmazlık içinde bulunduğu üçüncü devletin çıkarlarına uygun ya da öteki bağıtlı Tarafın çıkarlarına zararlı herhangi bir devletler arası antlaşma ve sözleşme yapmamayı ve herhangi bir devletle antlaşma imzalayacağı zaman öteki Tarafa haber vermeyi yükümlenir.
- Bağıtlı Taraflar, arasındaki ekonomik ve ticaret ilişkilerinin ve Konsolosluk işlemlerinin düzenlenmesi için gerekli sözleşmeleri ayrıca yapacaklar ve şimdiden birbirlerinin Başkentlerine Büyükelçi göndereceklerdir.
- Bağıtlı Taraflar iki ülke arasında düzenli ve özel postalar kurarak, siyasal durumları ile eğitim, ticaret vb. durumlardan ve her türlü gereksinim ve isteklerinden, karşılıklı ve en ivedi olarak, birbirlerine bilgi vereceklerdir.
- Türkiye Afganistan'a kültür alanında yardım etmeyi, öğretmen ve subay göndermeyi ve bu öğretmenler ve subayların en az beş yıl görevde kalmasını ve bu sürenin sonunda, Afganistan isterse, yeniden eğiticiler göndermeyi yükümlenir.
- Bu Antlaşma en kısa sürede onaylanacak ve o andan başlayarak yürürlüğe girecektir.
- Bu Antlaşma iki örnek olarak Moskova'da düzenlenmiş ve Tarafların tam yetkili Temsilcilerine imza edilip verilmiştir. Antlaşma Hicri yılın bin üç yüz otuz dokuzunda, Cemaziyelahirin yirmi birinci gününe rastlayan, bin üç yüz otuz yedi yılı Martının birinci salı gününe rastlayan, bin üç yüz otuz yedi yılı Martının birinci salı günü imza edilmiştir.
Antlaşma, 1928 tarihinde Ankara'da yenilenmiş ve yeni antlaşmada ittifak taahhüdü tadil edilmiştir. |
Türkiye-Ukrayna_Dostluk_ve_Kardeşlik_Antlaşması | **Türkiye-Ukrayna Dostluk Antlaşması**, Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile Türkiye arasında imzalanan 1922 tarihli antlaşmadır.
## Arka plan
Çarlık döneminde, henüz I. Dünya Savaşı başlamadan Ukrayna'da Rusya'ya karşı artan bağımsızlık isteği ile *Ukrayna Kurtuluşu Birliği* kurulmuştu. 1914 yılından itibaren yapılandırdığı birçok şubeden birini de İstanbul'da açmasıyla Türkiye, Ukrayna ile tekrar birebir ilişki kurulmuştur.
1917 yılında Bolşevik İhtilaliyle başlayan Brest Litovsk Müzakereleri döneminde, Osmanlı Devleti ve Ukrayna arasında 9 Şubat 1918 yılında bir barış antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Ukrayna'nın bağımsızlığı da tanınmıştır.
Bu dönemden sonra ikili ilişkiler dostane bir seyir izlemiştir. İki devlet arasında savaş dönemi boyunca esir edilen asker ve sivillerin geri verilmesi için 12 Şubat 1918 ve daha sonra 17 Eylül 1921 tarihlerinde antlaşmalar imzalanmıştır. Bundan sonra diplomatik ilişkiler yoğunluk kazanmış ve karşılıklı olarak Türk-Ukrayna elçilik heyetleri gönderilmiştir. Yapılan ticari antlaşmalarla her iki taraf ticari haklar kazanmış ve ortak ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır.
Diğer yandan, 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Antlaşması ile, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile (Türkiye) Büyük Millet Meclisi Hükûmeti arasında barış, hattâ yardımlaşmaya varan bir dostluk dönemi başlamıştı. Ardından Ekim 1921 tarihinde imzalanan Kars Antlaşması ile Türkiye'nin doğu bölgesindeki günümüzdeki sınırlar çizilmişti. Bu ortamda SSCB içindeki ikinci önemdeki Ukrayna SSC'nin de Ankara Hükûmeti ile ilişkisini arttırmasının şartları oluşmuştu.
## Antlaşmanın gerçekleşmesi
O dönemde Ukrayna SSC dışişlerinde bağımsız politika izleyebiliyordu. Ukrayna SSC ile resmi ilişkilerin başlangıcını Ukrayna Bolşevik Partisi Merkez Komite delegelerinden ve SSCB Merkez Komitesi üyesi Mihail Vasilyeviç Frunze'nin ve 40 kişilik bir heyetinin 26 Kasım 1921 tarihinde başlayan Türkiye ziyareti oluşturmuşturdir. Heyet önce deniz yoluyla Trabzon'a gelir ve birkaç gün burada kalır. Aralık ayında Ankara'ya gelinir. 25 Aralık günü TBMM heyetiyle bir araya gelirler ve Ukrayna-Türkiye konferansı başlar. Dostluk havası içinde geçen konferans, 2 Ocak 1922 tarihinde Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile Türkiye arasında, Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması imzalanmasıyla sonuçlanmıştır. Antlaşmayı Ankara Hükûmeti adına Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk), Ukrayna SSC adına daha önce Ukrayna'nın Ankara büyükelçiliği de yapmış olan SSCB Merkez Komitesi üyesi Mihail Frunze imzaladı.
## Antlaşmanın maddeleri
Antlaşmanın, iki devletin karşılıklı olarak birbirini tanıması, Karadeniz'e kıyısı olan devletlerin katıldığı konferansta Karadeniz’in ve içine dökülen nehirlerin uluslararası statüsünün belirlenmesi, Karadeniz ülkelerinin onayı olmadan İstanbul ve Çanakkale boğazlarında özel bir rejimin uygulanmaması, diplomatik ilişkilerin kurulması gibi maddeleri vardı.
## Antlaşma sonrası
Antlaşma ile yeni bir boyut kazanmış olan ilişkiler, Mayıs 1922'deki ticaret antlaşması ile daha da güçlenmiştir. |
Türkiye-Yunanistan_ilişkileri | Yunanistan |
Türkiye |
---|---|
Diplomatik Misyon | |
Yunanistan'ın Ankara Büyükelçiliği | Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği |
Temsilcilik | |
Büyükelçi Kyriakos Loukakis | Büyükelçi Burak Özügergin |
Yunanistan'ın, 1821'de bağımsızlığını kazanmasından itibaren **Türk-Yunan ilişkileri** kısa dönemli uzlaşmalar hariç, genellikle gerginlikler ve savaşlarla belirlenmiştir. Bu savaşlar sırasıyla 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı, I. Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı, Türk Kurtuluş Savaşı ile birlikte doğrudan olmasa da dolaylı olarak 1974 Kıbrıs Harekâtı'dır.
## Diplomatik misyonlar
- Türkiye'nin Atina'da büyükelçiliği, Selanik, Gümülcine, Pire ve Rodos Adası'nda başkonsoloslukları vardır.
- Yunanistan'ın Ankara'da büyükelçiliği, İstanbul ve İzmir'de başkonsoloslukları, Edirne'de konsolosluğu vardır.
## Tarihçe
### Selçuklu-Osmanlı ve Bizans ilişkileri
Selçuklu Hanedanı ve Bizans İmparatorluğu arasındaki ilk büyük çekişmeler 1048 yılında, Pasinler Savaşı ile başlamış; bunu takip eden süreçte iki imparatorluk arasında onlarca savaş yaşanmıştır. 1300'lü yılların başında, Selçukluların yıkılmasından sonra kurulan Osmanlı Devleti döneminde de iki ülke arasındaki rekabet devam etmiştir.
1453 yılında İstanbul'un Fethi'yle beraber Bizans'ın son büyük kalesi ve başkenti düşmüş, Osmanlı Devleti ise bölgedeki tek hakim güç haline gelmiştir. 1460 yılında Mora, 1522'de Rodos, 1571'de Kıbrıs ve 1699'da Girit Osmanlılar'ın eline geçmiştir. İyon Adaları da kısmen Osmanlı egemenliği altında yönetilmiştir.
## Güncel olaylar
### DHKP-C
- 2013 yılında Yunan makamları tarafından, Yunanistan-Türkiye sınırına yakın iki ayrı noktada düzenlenen operasyonlarda dört DHKP-C militanı Türkiye'ye karşı bir saldırı hazırlığındayken yakalanarak tutuklandı.
- 2014 yılında yine Yunanistan tarafından düzenlenen bir dizi operasyon sonucunda aralarında üst düzey yöneticilerin de olduğu birçok örgüt üyesi tutuklandı.
- 28 Kasım 2017'de, Yunan polisinin Atina'da düzenlediği bir baskında dokuz Türk'ü (bir kadın ve sekiz erkek) birçok DHKP-C'li gözaltına alındı. Militanların Yunanistan'ı ziyareti sırasında Recep Tayyip Erdoğan'a karşı bir suikast planı hazırladıkları ortaya çıktı.
- Şubat 2018'de; Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan bir şüpheli, Yunanistan'a kaçak yollardan girmeye çalışırken yakalandı. Yunan yargısı şüphelinin Türkiye'ye iade edilmesine hükmetti.
### Ayasofya'nın statüsü
21 Haziran 2017'de, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kadir Gecesi'ne özel düzenlenen bir programın çekimleri Ayasofya'da yapıldı. Ertesi gün 22 Haziran'da Yunan hükûmeti tarafından bir açıklamada, 'Ayasofya'nın UNESCO dünya mirası listesinde olduğu ve camiye çevrilmemesi gerektiği' vurgulandı. Açıklama, Türk merciiler tarafından kınandı. Bütün bu gelişmelere rağmen 10 Temmuz 2020 tarihinde Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Bunun üzerine Ayasofya, tekrar cami statüsüne dönmüş oldu.
### 2023 Kahramanmaraş depremleri
06 Şubat 2023'te 9 saat arayla gerçekleşen Kahramanmaraş depremleri sonrası Türkiye'ye ilk yardım teklifinde bulunan ülkelerden biri olması ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Türkiye'ye destek vererek, yardım ekibi yollaması ile Türkiye Yunanistan ilişkilerinde yakınlaşmaya sebep olmuştur.
### Doğu Akdeniz Krizi
6 Şubat 2018’de başlayan ve Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Yunanistan ve Mısır ile ortaklaşa yürüttüğü münhasır ekonomik bölgesini (MEB) kapsayan diplomatik bir anlaşmazlıktır. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Şubat 2018'de 2003 Kıbrıs-Mısır MEB anlaşmasının uluslararası geçerliliğinin olmadığını ve antlaşmanın reddi için BM'ye başvurduklarını ve Türkiye'nin bölgede gaz araştırmaları yapma niyetinin olduğunu açıklamasıyla başlamıştır. 9 Şubat'ta, Türk Donanması'nın Kıbrıs tarafından arama ruhsatı verilen İtalyan petrol şirketi ENI'ye ait bir sondaj gemisini, 3 numaralı parselde doğal gaz aramasını engellediğinde bölgedeki gerginlik daha da artmıştır. |
Türkiye_Çevre_Eğitim_Vakfı | Görünüm
**Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV)**, merkezi Ankara'da olan bir sivil toplum kuruluşudur.
Kısa adı Türçev olan Türkiye Çevre Eğitim Vakfı, 1993 yılında Turizm Bakanlığı'nın girişimiyle Mavi Bayrak Programı'nın Türkiye'de de başlatılabilmesi amacıyla kurulmuştur. Başta Antalya İzmir ve Muğla illeri olmak üzere ülke çapında etkinlik göstermektedir. Vakıf, Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (Foundation for Environmental Education, FEE) üyesidir.
## Amacı
Dünya'yı çevrece zenginleştirmek ve korumak; uluslararası çevre örgütleriyle birlikte çalışıp Türkiye'nin doğal güzelliklerini tanıtmak amacıyla kurulmuştur.
## Faliyetler
- Gerekli standartları taşıyan plajlara
*Mavi Bayrak*ödülü/simgesi verilmesi, bunun duyurulması. - Temiz ve sağlıklı yüzülebilir denizler oluşturulması yolunda kamuoyu yaratmak, insanları bilinçlendirmek.
- Sağlık Bakanlığı'yla iş birliği halinde deniz suyu analizleri yapmak.
- Eko-Okullar Programı ilköğretim okullarında çevre bilinci, çevre yönetimi ve sürdürülebilir kalkınma eğitimi verilmesi.
- Okullarda, çöp - atık - geri dönüşüm, su, enerji, biyolojik çeşitlilik gibi temel çevre konularından başlangıçla iklim değişikliği, ulaşım, sağlıklı yaşam, gürültü kirliliği konularında öğrencilere eğitim verilmesi.
- Çevre ve Yenilikçi Fikirler Projesi hayata geçirildi.
- Dünya çapındaki eko-okulları birbirleriyle sürekli bağlantı halinde tutmayı amaçlayan 'Bağlı Okullar Projesi' başlatıldı.
- Seminerler düzenlendi. |
Türkiye_Üçüncü_Sektör_Vakfı | **Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı** (TÜSEV), 1993 yılında 23 vakıf ve derneğin Türkiye'de üçüncü sektörün yasal ve mali altyapısını güçlendirmek amacıyla bir araya gelerek oluşturduğu bir vakıftır. Bugün vakfın 100’ü aşkın mütevellisi, TÜSEV çatısı altında iş birliği yapmaktadır.
Bu doğrultuda TÜSEV amaçları;
- STK’lar için daha destekleyici bir yasal ve mali ortam yaratılması,
- STK’lara stratejik ve etkin kaynak aktarımının sağlanması,
- Kamu, özel sektör ve üçüncü sektör arası iş birliğinin teşvik edilmesi,
- Uluslararası topluluğun Türkiye'nin üçüncü sektörünü tanıması ve işbirlikleri kurması,
- Sivil toplumla ilgili araştırma projelerinin hazırlanması,
- Bu araştırmaların sivil toplum paydaşlarının gelecek faaliyet ve programlarında yol gösterici şekilde kullanılması olarak özetlenebilir.
## Program alanları
TÜSEV'in dört program alanı bulunmaktadır.
**Yasal Çalışmalar**: Yasal çalışmalar programı kuruluşundan günümüze TÜSEV’in ana program alanı olmuş, sektörün bu konuya ihtiyacı ve öneminin artmasıyla geçtiğimiz on yıl içinde büyük gelişme göstermiştir. Programın amacı vakıf ve dernekler için daha elverişli ve kolaylaştırıcı bir altyapıyı teşvik etmektir.
**Sosyal Yatırım Girişimi**: Canlı ve etkin çalışan bir sivil toplum için STK’lara daha fazla, etkin ve sosyal değişim odaklı kaynak aktarımının sağlanmasını amaçlamaktadır. TÜSEV, bu programı kapsamında Türkiye'nin ilk sosyal yatırım vakfı olan Bolu Bağışçılar Vakfı'nın kuruluş çalışmalarına destek vermiştir. Ayrıca sosyal girişim modelinin Türkiye'de gelişebilmesi için Sosyal Girişimcilik Projesini yürütmektedir.
**Uluslararası İlişkiler ve Ağ Kurma** : Uluslararası ortaklıklar ile sektörden lider ve uzmanların tecrübe ve bilgilerinden faydalanılarak, yeni kavram ve uygulamalar geliştirilmesini sağlamaktadır.
**Araştırma ve yayınlar**: Araştırma ve bilgi üretimi sektörün görünürlüğünün artırılması, güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesi ve sivil toplum geliştirme girişimleri için ortam yaratılmasını sağlar. Türkiye'de sivil toplum alanında yapılan ilk araştırma TÜSEV'in CIVICUS ortaklığıyla gerçekleştirdiği Sivil Toplum Endeksi Projesi'dir.
TÜSEV European Foundation Centre, WINGS, CIVICUS ve International Society for Third Sector Research(ISTR) üyesidir. |
Türkiye_çevre_ve_şehircilik_bakanları_listesi | Görünüm
(Türkiye çevre ve şehircilik bakanları listesi sayfasından yönlendirildi)
Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı | |
---|---|
Atayan | Türkiye Cumhurbaşkanı |
Görev süresi | Sınırlama yok |
Oluşum | 26 Mayıs 1920 |
İlk sahibi | İsmail Fazıl Paşa |
Bağlılık | Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı |
Websitesi | csb.gov.tr |
Aşağıdaki liste **Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları** listesidir.
## Bakanlar
№ | Bakan | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi | Parti | |
---|---|---|---|---|---|
TBMM Nafia Vekilleri (1920-1923) | |||||
1 |
İsmail Fazıl Paşa | 26 Mayıs 1920 | 27 Aralık 1920 | Bağımsız | |
2 |
Ömer Lütfi Argeşo | 27 Aralık 1920 | 21 Kasım 1921 | ||
3 |
Rauf Orbay | 21 Kasım 1921 | 14 Ocak 1922 | ||
4 |
Feyzi Pirinççioğlu | 14 Ocak 1922 | 30 Ekim 1923 | ||
Bayındırlık Bakanları (1923-1983) | |||||
1 |
Ahmet Muhtar Cilli | 30 Ekim 1923 | 19 Ocak 1924 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
2 |
Süleyman Sırrı Aral | 19 Ocak 1924 | 22 Kasım 1924 | ||
3 |
Feyzi Pirinççioğlu | 22 Kasım 1924 | 3 Mart 1925 | ||
4 |
Süleyman Sırrı Aral | 3 Mart 1925 | 16 Aralık 1925 | ||
5 |
Behiç Erkin | 14 Ocak 1926 | 15 Ekim 1928 | ||
6 |
Recep Peker | 15 Ekim 1928 | 27 Eylül 1930 | ||
7 |
Zekai Apaydın | 27 Eylül 1930 | 29 Aralık 1930 | ||
8 |
Hilmi Uran | 29 Aralık 1930 | 26 Ekim 1933 | ||
9 |
Fuat Ağralı | 28 Ekim 1933 | 16 Şubat 1934 | ||
10 |
Ali Çetinkaya | 16 Şubat 1934 | 3 Nisan 1939 | ||
11 |
Ali Fuat Cebesoy | 3 Nisan 1939 | 9 Mart 1943 | ||
12 |
Sırrı Day | 9 Mart 1943 | 7 Ağustos 1946 | ||
13 |
Cevdet Kerim İncedayı | 7 Ağustos 1946 | 10 Eylül 1947 | ||
14 |
Kasım Gülek | 10 Eylül 1947 | 10 Haziran 1948 | ||
15 |
Nihat Erim | 10 Haziran 1948 | 16 Ocak 1949 | ||
16 |
Hasan Şevket Adalan | 16 Ocak 1949 | 22 Mayıs 1950 | ||
17 |
Fahri Belen | 22 Mayıs 1950 | 28 Ekim 1950 | Demokrat Parti | |
18 |
Kemal Zeytinoğlu | 22 Aralık 1950 | 9 Aralık 1955 | ||
19 |
Muammer Çavuşoğlu | 9 Aralık 1955 | 12 Ekim 1956 | ||
20 |
Ethem Menderes | 12 Ekim 1956 | 19 Ocak 1958 | ||
21 |
Ahmet Tevfik İleri | 19 Ocak 1958 | 27 Mayıs 1960 | ||
22 |
Daniş Koper | 30 Mayıs 1960 | 27 Ağustos 1960 | Askerî | |
23 |
Sıtkı Ulay | 29 Ağustos 1960 | 10 Eylül 1960 | ||
24 |
Ali Mukbil Gökdoğan | 12 Eylül 1960 | 23 Ağustos 1961 | ||
25 |
Sıtkı Ulay | 22 Ağustos 1961 | 20 Kasım 1961 | ||
26 |
Mehmet Emin Paksüt | 20 Kasım 1961 | 25 Haziran 1962 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
27 |
İlyas Seçkin | 25 Haziran 1962 | 22 Ekim 1963 | ||
28 |
Arif Hikmet Onat | 22 Ekim 1963 | 20 Şubat 1965 | ||
29 |
Orhan Alp | 20 Şubat 1965 | 27 Ekim 1965 | Adalet Partisi | |
30 |
İbrahim Etem Erdinç | 27 Ekim 1965 | 3 Nisan 1967 | ||
31 |
Orhan Alp | 3 Nisan 1967 | 3 Kasım 1969 | ||
32 |
Turgut Yaşar Gülez | 3 Kasım 1969 | 26 Mart 1971 | ||
33 |
Cahit Karakaş | 26 Mart 1971 | 10 Kasım 1971 | ||
34 |
Mukadder Öztekin | 10 Kasım 1971 | 15 Nisan 1973 | Bağımsız | |
35 |
Nurettin Ok | 15 Nisan 1973 | 26 Ocak 1974 | Adalet Partisi | |
36 |
Erol Çevikçe | 26 Ocak 1974 | 17 Kasım 1974 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
37 |
Vefa Tanır | 17 Kasım 1974 | 31 Mart 1975 | Adalet Partisi | |
38 |
Fehim Adak | 31 Mart 1975 | 21 Haziran 1977 | Millî Selamet Partisi | |
39 |
Abdülkerim Zilan | 21 Haziran 1977 | 21 Temmuz 1977 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
40 |
Mehmet Selahattin Kılıç | 21 Temmuz 1977 | 5 Ocak 1978 | Adalet Partisi | |
41 |
Şerafettin Elçi | 5 Ocak 1978 | 12 Kasım 1979 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
42 |
Mehmet Selahattin Kılıç | 12 Kasım 1979 | 12 Eylül 1980 | Adalet Partisi | |
43 |
Tahsin Önalp | 21 Eylül 1980 | 13 Aralık 1983 | Askerî | |
44 |
Safa Giray | 13 Aralık 1983 | 21 Aralık 1987 | Anavatan Partisi | |
İmar ve İskân Bakanları (1958-1983) | |||||
1 |
Medeni Berk | 25 Kasım 1957 | 11 Aralık 1959 | Demokrat Parti | |
2 |
Hayrettin Erkmen | 11 Aralık 1959 | 27 Mayıs 1960 | ||
3 |
Orhan Kubat | 30 Mayıs 1960 | 27 Ağsutos 1960 | Askerî | |
4 |
Fehmi Yavuz | 27 Ağustos 1960 | 6 Şubat 1961 | ||
5 |
Mehmet Rüştü Özal | 6 Şubat 1961 | 20 Kasım 1961 | ||
6 |
Mehmet Muhittin Güven | 20 Kasım 1961 | 25 Haziran 1962 | Adalet Partisi | |
7 |
Fahrettin Kerim Gökay | 25 Haziran 1962 | 27 Kasım 1963 | Yeni Türkiye Partisi | |
8 |
Hayri Mumcuoğlu | 27 Kasım 1963 | 25 Aralık 1963 | Bağımsız | |
9 |
Celalettin Uzer | 25 Aralık 1963 | 15 Aralık 1964 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
10 |
Cafer Sadık Kutlay | 15 Aralık 1964 | 20 Şubat 1965 | ||
11 |
Ali Recai İskenderoğlu | 20 Şubat 1965 | 27 Ekim 1965 | Yeni Türkiye Partisi | |
15 |
Haldun Menteşeoğlu | 27 Ekim 1965 | 3 Kasım 1969 | Adalet Partisi | |
12 |
Hayrettin Nakipoğlu | 3 Kasım 1969 | 26 Mart 1971 | ||
13 |
Selahattin Babüroğlu | 26 Mart 1971 | 11 Aralık 1971 | Bağımsız | |
14 |
Serbülent Bingöl | 11 Aralık 1971 | 22 Mayıs 1972 | ||
15 |
Turgut Toker | 22 Mayıs 1972 | 15 Nisan 1973 | Adalet Partisi | |
16 |
Mehmet Nebil Oktay | 15 Nisan 1973 | 26 Ocak 1974 | Cumhuriyetçi Güven Partisi | |
17 |
Ali Topuz | 26 Ocak 1974 | 17 Kasım 1974 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
18 |
Selahattin Babüroğlu | 17 Kasım 1974 | 31 Mart 1975 | Bağımsız | |
19 |
Nurettin Ok | 31 Mart 1975 | 21 Haziran 1977 | Adalet Partisi | |
20 |
Erol Tuncer | 21 Haziran 1977 | 21 Temmuz 1977 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
21 |
Recai Kutan | 21 Temmuz 1977 | 5 Ocak 1978 | Millî Selamet Partisi | |
22 |
Ahmet Karaaslan | 5 Ocak 1978 | 2 Ekim 1979 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
23 |
Mehmet Yüceler | 15 Ekim 1979 | 30 Ekim 1979 | ||
24 |
Turgut Toker | 30 Ekim 1979 | 12 Eylül 1980 | Adalet Partisi | |
25 |
Şerif Tüten | 21 Eylül 1980 | 14 Temmuz 1982 | Askerî | |
26 |
Ahmet Samsunlu | 14 Temmuz 1982 | 13 Aralık 1983 | ||
Bayındırlık ve İskân Bakanları (1983-2011) | |||||
1 |
Safa Giray | 13 Aralık 1983 | 31 Mart 1989 | Anavatan Partisi | |
2 |
Cengiz Altınkaya | 31 Mart 1989 | 23 Haziran 1991 | ||
3 |
Hüsamettin Örüç | 23 Haziran 1991 | 21 Kasım 1991 | ||
4 |
Onur Kumbaracıbaşı | 21 Kasım 1991 | 27 Temmuz 1994 | Sosyaldemokrat Halkçı Parti | |
5 |
Mustafa Yılmaz | 28 Temmuz 1994 | 23 Eylül 1994 | ||
6 |
Halil Çulhaoğlu | 3 Ekim 1994 | 27 Mart 1995 | ||
7 |
Erman Şahin | 27 Mart 1995 | 14 Temmuz 1995 | ||
8 |
Halil Çulhaoğlu | 15 Temmuz 1995 | 5 Ekim 1995 | ||
9 |
Tunç Bilget | 6 Ekim 1995 | 31 Ekim 1995 | Doğru Yol Partisi | |
10 |
Adnan Keskin | 31 Ekim 1995 | 7 Mart 1996 | Cumhuriyet Halk Partisi | |
11 |
Mehmet Keçeciler | 7 Mart 1996 | 29 Haziran 1996 | Anavatan Partisi | |
12 |
Cevat Ayhan | 29 Haziran 1996 | 30 Haziran 1997 | Fazilet Partisi | |
13 |
Yaşar Topçu | 30 Haziran 1997 | 11 Ocak 1999 | Anavatan Partisi | |
14 |
Ali Ilıksoy | 11 Ocak 1999 | 28 Mayıs 1999 | Demokratik Sol Parti | |
15 |
Koray Aydın | 28 Mayıs 1999 | 5 Eylül 2001 | Milliyetçi Hareket Partisi | |
16 |
Abdülkadir Akcan | 20 Eylül 2001 | 20 Kasım 2002 | ||
17 |
Zeki Ergezen | 20 Kasım 2002 | 3 Haziran 2005 | Adalet ve Kalkınma Partisi | |
18 |
Faruk Nafız Özak | 3 Haziran 2005 | 1 Mayıs 2009 | ||
19 |
Mustafa Demir | 1 Mayıs 2009 | 6 Temmuz 2011 | ||
Çevre Bakanları (1991-2003) | |||||
1 |
Ali Talip Özdemir | 22 Ağustos 1991 | 20 Kasım 1991 | Anavatan Partisi | |
2 |
Bedrettin Doğancan Akyürek | 20 Kasım 1991 | 25 Haziran 1993 | Doğru Yol Partisi | |
3 |
Rıza Akçalı | 25 Haziran 1993 | 5 Ekim 1995 | ||
4 |
Ahmet Hamdi Üçpınarlar | 5 Ekim 1995 | 23 Şubat 1996 | ||
5 |
Işılay Saygın | 23 Şubat 1996 | 6 Mart 1996 | ||
6 |
Mustafa Rüştü Taşar | 6 Mart 1996 | 28 Haziran 1996 | Anavatan Partisi | |
7 |
Ziyaettin Tokar | 28 Haziran 1996 | 30 Haziran 1997 | Refah Partisi | |
8 |
İmren Aykut | 30 Haziran 1997 | 11 Ocak 1999 | Anavatan Partisi | |
9 |
Fevzi Aytekin | 11 Ocak 1999 | 18 Kasım 2002 | Demokratik Sol Parti | |
10 |
İmdat Sütlüoğlu | 18 Kasım 2002 | 14 Mart 2003 | Adalet ve Kalkınma Partisi | |
11 |
Kürşat Tüzmen | 14 Mart 2003 | 8 Mayıs 2003 | ||
Çevre ve Orman Bakanları (2003-2011) | |||||
1 |
Osman Pepe | 8 Mayıs 2003 | 29 Ağustos 2007 | Adalet ve Kalkınma Partisi | |
2 |
Veysel Eroğlu | 29 Ağustos 2007 | 6 Temmuz 2011 | ||
Çevre ve Şehircilik Bakanları (2011-2021) | |||||
1 |
Erdoğan Bayraktar | 6 Temmuz 2011 | 25 Aralık 2013 | Adalet ve Kalkınma Partisi | |
2 |
İdris Güllüce | 25 Aralık 2013 | 24 Kasım 2015 | ||
3 |
Fatma Güldemet Sarı | 24 Kasım 2015 | 24 Mayıs 2016 | ||
4 |
Mehmet Özhaseki | 24 Mayıs 2016 | 10 Temmuz 2018 | ||
5 |
Murat Kurum | 10 Temmuz 2018 | 21 Nisan 2021 | Adalet ve Kalkınma Partisi | |
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları (2021-günümüz) | |||||
1 |
Murat Kurum | 10 Temmuz 2018 | 4 Haziran 2023 | Adalet ve Kalkınma Partisi | |
2 |
Mehmet Özhaseki | 4 Haziran 2023 | Görevde |
Adalet ve Kalkınma Partisi |
## Bakan yardımcıları
№ | Bakan Yardımcısı | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|---|
1 | Muhammet Balta | 15 Eylül 2011 | 10 Şubat 2015 |
2 | Mehmet Ceylan | 2 Ocak 2016 | 10 Temmuz 2018 |
3 | Mücahit Demirtaş | 23 Temmuz 2018 | 22 Haziran 2023 |
Mehmet Emin Birpınar | 23 Temmuz 2018 | 22 Haziran 2023 | |
Fatma Varank | 23 Temmuz 2018 | Görevde
| |
Hasan Suver | 26 Aralık 2019 | Görevde
| |
4 | Refik Tuzcuoğlu | 22 Haziran 2023 | Görevde
|
Vedad Gürgen | 22 Haziran 2023 | Görevde
| |
Türkiye_İş_Bankası_İktisadi_Bağımsızlık_Müzesi | Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi | |
---|---|
Açılış | 2 Mayıs 2019 | )
Konum | Altındağ, Ankara, Türkiye |
Koordinatlar | 39°56′34″K 32°51′17″D / 39.94278°K 32.85472°D |
Tür | Kurum tarihi müzesi |
Koleksiyon(lar) | Bankacılıkta kullanılan nesneler koleksiyonʊ Türk Kurtuluş Savaşı |
Toplu ulaşım | EGO(Ulus) |
Otopark? | Yok |
Türkiye İş Bankası bünyesindeki diğer müzeler | |
**Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi**; Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan bir tarih müzesidir. Türkiye İş Bankası'nın Ulus Meydanı'nda bulunan eski genel müdürlük binasının dönüştürülmesiyle hem Türkiye'deki önemli ekonomik gelişmeleri hem de bankanın tarihçesini anlatan bir müze oluşturulmuştur. İstanbul'daki Türkiye İş Bankası Müzesi'nden sonra kurum bünyesinde açılan ikinci müze olma özelliğini taşır.
## Tarihçe
İnşası tamamlandıktan sonra 26 Ağustos 1929'dan itibaren Türkiye İş Bankası'nın üçüncü genel müdürlük binası olarak kullanılmaya başlanan bina, uzun yıllar boyunca bu amaca hizmet etti. Merkezin Kavaklıdere'ye taşınmasıyla birlikteyse "*Heykel Şubesi*" adıyla günlük bankacılık işlemlerinin devam ettirildiği ve kurum bünyesindeki eğitimlerin yapıldığı bir birim haline geldi. Ulus Meydanı ve çevresindeki alanların düzenlenerek bir kültür merkezi haline dönüştürülmesi projesi kapsamında banka yönetimi tarihi binadaki şubenin kapatılarak buranın müzeye çevrilmesine yönelik karar aldı. Yapılan düzenlemeler sonrasında, "Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi" adıyla 2 Mayıs 2019 tarihinde açılışı yapıldı.
## Mimari
### Dış cephe tasarımı
Bugün müze olarak kullanılan bina, 1929 yılında İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından projelendirilerek inşa edildi. Dış cephesinde yoğun olarak Osmanlı ve Selçuklu mimarilerinden figürler barındıran yapı her ne kadar genel itibarıyla Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın etkisiyle tasarlanmış olsa da katlar arası geçişlerde kullanılan yatay hatlar Neo-Rönesans Mimarisi'nden, ana giriş kapısının üstündeki cam markiz ise Art Nouveau üslubundan da yararlanıldığını gösterir.
### İç dekorasyonu
Oval formda tasarlanan binanın ana holü, örtü elemanı olarak cam tavan tercih edilmesi sonucunda hem doğal ışıklandırma yöntemiyle aydınlatılmış hem de İtalyan sanatçılar Salvatore Corvaya ve Carlo Bazzi tarafından üretilen vitraylar sayesinde estetik bir görünüme kavuşmuştur. Söz konusu vitray çalışmasında elinde gücün sembolü olan yılanlı asası ile Hermes tasvir edilmiştir. Hermes, Yunan mitolojisinde para ve ticaretle ilişkilendirilen bir figürdür. Binanın orijinal iç dekorasyonu ise Türk mimar Selahattin Refik Sırmalı tarafından yapılmıştır. Müzeye çevrilme kararı alındıktan sonra Türk tarihçi Zafer Toprak danışmanlığındaki bir ekip binanın iç kısmında yenileme ve düzenleme çalışmaları gerçekleştirmiş; müzebilimci Burçak Madran küratörlük, grafik tasarımcı Emre Senan ise görsel tasarım görevlerini üstlenmiştir. Hem kurum tarihini anlatmayı hem de Türkiye'nin iktisadi tarihine ışık tutmayı amaçlamasıyla birbirinden farklı içerikleri ortak bir bağlamda bir araya getirmeyi hedefleyen müzenin mekânsal kurgusu, tarihi ve moderni bir araya getirme motivasyonuyla yapılmıştır.
## Koleksiyon
Müzenin bodrumunda kiralık kasa dairesi, giriş katında ise banko ve vezneler vardır. Giriş katında ayrıca İş Bankasi kitapları satılmaktadır. Toplantı odaları birinci katta yer alır. Toplantı odalarından biri de 22 Ekim 1929 tarihinde Atatürk'ün konuk edildiği odadır. Bu katta ayrıca bankanın eski Genel Müdürlük binalarının maket ve fotoğrafları da vardır. İkinci katta geçmiş yıllardaki banka reklamları ve banka faaliyetleri tanıtılmaktadır. Üçüncü kat bir sanat galerisidir. Devamlı sergi adını alan dördüncü kat Türk Kurtuluş Savaşına ayrılmıştır. Beşinci kat çeşitli faaliyetler için kullanılmaktadır.
## Galeri
### Tarihçe
-
Binanın 1941 yılında bir gece görüntüsü
-
İş Bankasının bir dönem çok yaygın olan kumbaraları
-
Banka kurucular galerisi
-
İş Bankası'nın ilk logosu
### Müze binası
-
Yönetim kurulu toplantı salonu
-
*Mavi Salon'*da Mustafa Kemal Atatürk'e ayrılmış olan köşe -
Mermer kaplama merdivenler
-
Binanın tavanındaki vitray süslemesi
-
Giriş katındaki sergi salonunun caddeye bakan penceresi |
Türkiye_İmar_Bankası | Slogan | İşte fırsat (1992) Çok kazandıran banka (1996) |
---|---|
Tür | Mevduat bankası |
Kuruluş | 22 Mart 1988 |
Feshedilme | 8 Haziran 2005 |
Web sitesi | imarbankasi.com.tr (Çevrimdışı) |
**Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi** (veya **İmarbank**), Uzan ailesi üyelerinin Türkiye'de 1988-2003 yılları arasında etkinlikte bulunmuş bankası.
Banka, 22 Nisan 1988 tarihinde 1.000.000 Türk lirası sermaye ile kuruldu. 90'lı yıllarda yıllık %13 gibi yüksek faiz oranları nedeniyle tartışmalara yol açsa da birçok Türk vatandaşı bankayla çalışmıştır. 1975'te Doğuş Grubu kurucusu Ayhan Şahenk ve Ekim 1984'te Uzan Grubu kurucusu Kemal Uzan tarafından satın alınmıştır.
## El Konulması
90'lı yıllarda etkili olan ancak 1999 ve 2001 Türkiye ekonomik krizlerinden sonra sorun oluşturan *off-shore* sistemiyle yüksek kazanç sağlaycakken oluşan iç açık nedeniyle, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılmasına gerekçe oluşturan Bankacılık Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrası gereğince, istenen tedbirlerin kısmen ya da tamamen alınmadığı ve yükümlülüklerin vadesinde yerine getirilmediği nedeniyle 3 Temmuz 2003 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilerek etkinliğine son verildi. İmar Bankası'na BBDK tarafından el konulduğunda bankanın 169 şubesi bulunmaktaydı. Kapatılan İmar Bankası'nın muhabir bankası İmar Bank Off Shore, off-shore hesabı bulunan mudilerinin başvurması için onlara yönelik bir duyuru yayımladı ve belirli bir adres verdi. Duyuruda, İmar Bank Off Shore'un Türkiye'deki muhabir bankası konumundaki İmar Bankası T. A.Ş'nin bankacılık faaliyetlerine son verildiği, buna karşılık İmar Bank Off Shore'un *faaliyetlerine ve hizmetlerine aynen devam ettiği* vurgulandı. Muhabir banka konumundaki İmar Bankası T. A.Ş.'nin faaliyetlerinin sona ermesi nedeniyle İmar Bank Off Shore mudilerinin 21 Temmuz 2003 tarihinden itibaren banka ile ilgili olarak Tavşanoğlu Hukuk Bürosu'na başvurmaları istendi.
2003 yılında BDDK tarafından İmar Bankası’ndaki kayıt dışı mevduat soygununun bankada sadece birkaç kişinin kullanım yetkisi bulunan GMO4 programı kullanılarak ters kayıtlar verilmesi yoluyla gerçekleştirildiği açıklanmıştır. BDDK’nın uyarısına rağmen bankanın, sadece 12 Haziran 2003’ten sonra 616 trilyon lira, 17.5 milyon dolar ve 9.4 milyon euroluk mevduatı off-shore’dan tasarruf mevduatına dönüştürdüğü, açığa devlet tahvili ve hazine bonosu satışıyla topladığı paranın ise 728.4 trilyon lira olduğu bildirilmiştir. Gizlenen mevduat nedeniyle sadece 2003'ün ilk beş ayında kaçırılan verginin 125 trilyon lira olduğu belirlenmiştir.
Bankaya el konulmasının ardından BDDK tarafından bankanın yönetim kurulu başkanlığına 16 Şubat 2003 tarihinden 3 Temmuz 2003'e kadar yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış Zeki Cumhur Doğan atanmıştır. Bankanın batışı, 2003 yılında dönemin parasıyla ülke ekonomisine 9 katrilyon Türk lirası (1 Ocak 2009'da tedavüle giren para birimine göre 9 Milyar TL) iç zarar oluşturmuştur.
Halk arasında *İmarzede* olarak anılan banka mudilerine bir yıl sonra devlet tarafından ödeme yapılmaya başlandı. TMSF’den yapılan açıklamada, İmar Bankası’ndan karşılıksız hazine bonosu alıp, TMSF’ye başvuruda bulanan toplam 22 bin 145 adet hak sahibine bugüne kadar 25 etap halinde toplam 914.174.801,20 TL’lik ödeme yapıldığı bildirildi. Açıklamaya göre 22 Şubat 2010 Pazartesi günü 32 adet hak sahibine Ziraat Bankası tarafından 26. etap ödemesi olarak 2.127.334,94 TL tutarında ödeme yapılacak.
## İmar Bankası Davası
Bankayı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 3'ü gıyabi (Kemal, Yavuz ve Hakan Uzan), 12'si normal tutuklu olmak üzere 25 sanıklı, İmar Bankası Davası açıldı. İmar Bankası'nın kaynaklarını zimmetine geçirdiği iddiasıyla yargılanan Cem Uzan, 1994'ten itibaren bankadan ayrıldığını belirterek, *O tarihten sonra benim durumum bankada hesabı bulunan herhangi bir kişi konumundadır. Yani kredi kartı borcum ve vergi borcum da kişisel hesaplarımdan ödenmiştir* biçiminde bir savunma yapmıştır.
Dava sonucunda mahkeme, *Bankanın belge ve kayıtlarını denetime ibraz etmemek ve denetime engel olmak* suçlarından sanıklar Bahattin Uzan, Tacettin Pak, Hilmi Başaran ve Mustafa Akar'ın banka tüzel kişiliği içerisindeki konumları, meydana gelen neticenin ağırlığı ve sanıklardaki suç kastının yoğunluğu göz önüne alınarak 1 yıl 8 ay hapis ve 1666 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına; Gürol Demirkol, Birol Çilingir, Yaşar Avni Gürol, Erol Hürbaş, Çiğdem Karakoç ve Nuray Özel'in ise 1 yıl 3 ay hapis ve 1250 YTL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar vermiştir. 26 Şubat 2013 tarihinde zaman aşımı nedeniyle düştü.
## Reklamları
Bankalar Birliği'nin o dönemki *mevduata verilen faizin reklamını yapmama* kararından dolayı diğer bankalar, Uzan Holding'in kanalları Star TV ve Kral TV'ye reklam vermezken, diğer basın organları da İmar Bankası reklamı almıyorlardı. Bu nedenle bankanın reklamları 90'lı yıllarda sadece bu iki kanalda yayınlanmıştır.
*Dolara, marka yüksek faiz veren banka*
Bankanın 1996-1998 yılları arasında yayınlanmış ve en çok hatırlanan reklamında beyaz ceket ve siyah mini etekli bir bayan bazı veriler açıklarken, arka planda beyaz bir at koşmuştur. Halkın o dönemki bakış açısından görüldüğü üzere banka, sabit çizgili reklam tipleriyle, insanların kafasında konseptini konumlandırmakta başarılı olmuştur. İnsanlara film gibi reklamlar sunan diğer bankaların insanların kafasında yarattığı imaj geçici ve değişken iken; İmar Bankası, elinde dövizi olan ve ne yapacağını bilmeyen vatandaşın aklına gelen ilk banka olmuştur. Daha sonraları benzer bir reklam da Metin Serezli'nin seslendirmesiyle hazırlanmıştı.
*İkimiz de kazanabiliriz*
Bankanın 90'lardaki bir diğer reklamında ise bilardo oynayan iki adamın konuşmasından bir cümle olan *İkimiz de kazanabiliriz*, bir dönemin önemli cümlelerinden olmuştur. Adam bu cümleyi her ne kadar *Paramızı İmar Bankası'na yatıralım, yüksek faiz alalım* anlamında sarf ettiyse de o dönem Star TV'de yayınlanan Olacak O Kadar programında Levent Kırca tarafından *Masa parasını ödemeden sıvışalım* olarak algılanıp hicvedilmiştir.
*Macit beni otomobillendir*
Özel televizyonculuğun ilk döneminde TRT baskısından kurtulmanın verdiği rehavetle Star TV tarafından cinsellik her fırsatta sunulmaya başlanmıştı. 1992 yazında yayınlanan ve Türk televizyonlarına erotizmden ziyade ciddi ciddi renkli ve Türkçe bir önsevişme getiren bu reklam, dönemin en akılda kalıcı sahnelerinden birini ve ağızlara dolanan "*Macit beni otomobillendir*" sloganını içermişti. Macit seslendirmesi Erhan Yazıcıoğlu'na aitti; ayrıca at araba tarafından, avrat banyodan yeni çıkmış Ceren tarafından, silah da ticaret konusu olan Amerikan doları ve bugün aramızda olmayan Alman markı tarafından canlandırılmıştı. Reklamdaki şaşırtıcı iki olay "Macit beni otomobillendir" diyen bacakların sahibinin bir erkek olması ve BMW'nin direksiyonundaki gözlüğün sırrının çözülememiş olmasıdır. Reklamın yayında olduğu dönemde bir grup feminist İmar Bankası Alsancak Şubesi'nin önünde eylem yapmıştı ve üzerlerinde bornoz vardı. Bu reklam da Olacak O Kadar'ın bir skecinde "*Macit beni eşeklendiiiir*" diye tiye alınmıştı. |
Türkiye_Şeker_Fabrikaları | Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş | |
---|---|
Kuruluş | 6 Temmuz 1935 |
Tür | Kamu kurumu |
Merkez | Ankara |
Genel Müdür | Muhiddin Şahin |
Resmî site | turkseker.gov.tr |
**Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.** (kısaca **Türkşeker**), ana faaliyet alanı kristal şeker üretimi olan ve bünyesinde 15 şeker fabrikası, 2 makine fabrikası, 2 alkol fabrikası, 1 tohum işleme fabrikası, 1 emaf, 1 araştırma enstitüsü barındıran büyük bir KİT'tir. Ortadoğu şeker pazarının %65'ine hakim olan Türkşeker, şekeri şeker pancarından elde etmektedir. Yan ürün küspe hayvancılığın gelişmesini teşvik eder. Diğer yan ürün melas ise maya, yem ve alkol sanayisinin en temel hammaddesidir.
## Tarihçe
Türkiye’de şeker üretimi ile ilgili çalışmaları 19. yüzyılın başlarına kadar geri götürmek mümkündür. Bu konuda ilk teşebbüs 1839’da Necip Paşa’nın bizzat ilgilenmesi neticesinde bir fabrika kurulması için Almanya’dan makine ve teçhizat getirtmesiyle yapılmış, ancak kendisinin ölümüyle bu faaliyet gerçekleşememiştir. 1840 yılında Arnavutköylü Dimitri Efendi tarafından bir diğer teşebbüste bulunulmuştur. Bundan sonra sırasıyla 1867 yılında Davutoğlu Karabet’in, 1879 yılında Fenerler İdaresi Müdürü Michel Paşa’nın, 1890 tarihinde Yusuf Bey’in, asrın sonlarına doğru da Rauf Paşa’nın teşebbüsleri vardır. Bu teşebbüslerden sonra, bazı müteşebbislerin Akşehir civarlarında, I. Dünya Savaşı sıralarında da yabancılar tarafından Adapazarı ve Karacabey havalisinde fabrika etütleri yaptığı görülmüştür. Ankara, Kastamonu, Bursa, Çanakkale, Sivas ve Elazığ'da yapılan etütler ve nihayet 1917 yılında kurulan Zenit Şirketi’nin teşebbüsleri de diğerleri gibi neticesiz kalmıştır.
Türkiye, gerek Birinci Dünya Savaşı, gerekse Kurtuluş Savaşı sırasında çok büyük şeker sıkıntısı çekmiştir. Bu sıkıntıyı gidermek amacıyla Türkiye’de ulusal nitelikte şeker sanayiini kurma girişimleri Cumhuriyet döneminde olmuştur. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması’nın getirdiği geniş olanaklar şeker sanayiin kurulmasına yol açan ilk hareketlere zemin hazırlamıştır. Birçok müteşebbisin katılımıyla 19 Nisan 1923 yılında "Uşak Terakkii Ziraat T.A.Ş." kurulmuştur.
1925 yılında çıkarılan 601 numaralı kanunla; şeker fabrikası kurulması teşvik edilmiş, şeker fabrikası kurmak isteyen özel girişimcilere ayrıcalıklar tanınmış, şeker ithalatı zorlaştırılmıştır. Böylece Lozan Antlaşması'nın hükümleri, devletin gümrük tarifeleri serbestisini kullanmasını ve dolayısıyla şeker ithalat vergisini artırmasını beş yıl için kısıtlarken çıkarılan bu kanunla şeker üretimini desteklemek için çeşitli ayrıcalıklar getirmiştir. Ulaştırma ve tarım sektörlerini de canlandıracak olan şeker üretiminin devlet tarafından bu şekilde desteklenmesi şüphesiz ki tesadüf değildir. Nitekim Hükûmet tarafından Büyük Millet Meclisi'ne sunulan gerekli sebepler layihası ve Ticaret – Kavanini Maliye ve Muvazene-i Maliye Encümenleri’nin mazbatalarında şeker üretiminin ülke ekonomisi için düşünülen fayda ve gayeleri son derece önemlidir:
5 Nisan 1925 tarih ve 601 sayılı kanunla şeker fabrikaları, tanınan imtiyaz ve muafiyetlerle devlet himayesine alınınca 6 Aralık 1925 yılında Uşaklı Molla Ömerzade Nuri öncülüğünde Uşak Şeker Fabrikası'nın temelleri atıldı. Bu tarihten kısa bir süre sonra başka bir müteşebbis heyet tarafından kurulan "İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş." tarafından 22 Ocak 1925'te Alpullu Şeker Fabrikası'nın temelleri atıldı. 26 Kasım 1926'da Alpulu Şeker Fabrikası'nın, 17 Aralık 1926'da da Uşak Şeker Fabrikası'nın açılış törenleri yapıldı. 1926 yılında açılan bu iki fabrikadan 7 sene sonra 1 Şubat 1933'te Eskişehir Şeker Fabrikası'nın temeli atılarak, 5 Aralık 1933'te açılışı yapılmıştır. Eskişehir Şeker Fabrikası'nın montajı devam ederken 7 Ekim 1933'te Turhal Şeker Fabrikası'nın temeli atılmış, 19 Ekim 1934'te de açılış töreni yapılmıştır. Bu dört şeker fabrikası, 18 Haziran 1935 tarih, 2850 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına istinaden, 6 Temmuz 1935 tarihinde "Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş." adıyla birleştirildi.
Şeker üretimi 1950 yılına kadar mevcut olan bu dört şeker fabrikası ile yapılmıştır. "Şeker Sanayii'nin Tevsi Programı" 1951 yılında hazırlanarak yeni şeker fabrikalarının kurulma çalışmaları başlatılmıştır. Bunun yanında pancar ekicilerinin kooperatifleşme çalışmaları da başlatılmıştır.
Sırasıyla Adapazarı (1953), Amasya (1954), Konya (1954), Kütahya (1954), Burdur (1955), Susurluk (1955), Kayseri (1955), Erzincan (1956), Erzurum (1956), Elazığ (1956) ve Malatya (1956) Şeker Fabrikaları kurulmuştur. 1956 yılına gelindiğinde 1950'de dört olan fabrika sayısı onbeşe yükselmiştir. Ankara (1962) ve Kastamonu (1963) Şeker Fabrikalarının %65'i yerli imkanlarla (1 makina fabrikası ve 2 atölye) geliştirilerek işletmeye alınmışlardır. İlerleyen yıllarda artan şeker ihtiyacını karşılamak için Afyon (1977), Muş (1982), Ilgın (1982), Bor (1983), Ağrı (1984) ve Elbistan (1985) Şeker Fabrikalarının %95'e varan makina ve tesisleri mevcut beş makina fabrikasında üretilerek işletmeye alınmışlardır.
1989 ile 2001 yılları arasında sırasıyla Erciş (1989), Ereğli (1989), Çarşamba (1989), Çorum (1991), Kars (1993), Yozgat (1998), Kırşehir (2001) Şeker Fabrikaları işletmeye alınmıştır. İlerleyen yıllarda faaliyete geçen Çumra, Boğazlıyan ve Aksaray şeker fabrikalarıyla Türkiye'de pancar şekeri üreten tesis sayısı 33'e yükselmiştir. |
Türkiye_21_yaş_altı_kadın_millî_futbol_takımı | Görünüm
Federasyon | Türkiye Futbol Federasyonu | ||
---|---|---|---|
Konfederasyon | UEFA (Avrupa) | ||
Teknik direktör | Talat Tuncel | ||
FIFA kodu | TUR | ||
| |||
İlk maç | |||
En farklı galibiyet | |||
En farklı mağlubiyet | |||
Yok |
**Türkiye 21 yaş altı kadın millî futbol takımı,** Türkiye'nin 21 yaş altı millî futbol takımıdır ve Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yönetilir.
## Sonuçlar
### 2014
26 Kasım 2014 Dostluk | Belçika
|
0–2
|
Türkiye
|
Blegny, Belçika |
---|---|---|---|---|
16:00 | Rapor | Hakem: Virginie Derouaux (Belçika) Yardımcı hakemler: Berengere Pierart Michel Etienne |
## Tüm zamanların kayıtları
26 Kasım 2014 itibarıyla, aşağıdaki tablo Türkiye kadınlar U-21 takımının tüm zamanların uluslararası kayıtlarını göstermektedir:
Dönem | O | G | B* | M | AG | YG |
---|---|---|---|---|---|---|
2014 | 1 | 1 | 0 | 0 | 2 | 0 |
## Mevcut kadro
(26 Kasım 2014 itibarıyla)
**Teknik Direktör** : Talat Tuncel
**Antrenör**: Necla Güngör
**Kaleci Antrenörü** : Atilla Küçüktaka |
Türkiye_Amatör_Futbol_Şampiyonası | Ülke | Türkiye |
---|---|
Kuruluş | 1952 |
Lağvediliş | 1996 |
Takım sayısı | değişik |
Son şampiyon | Diyarbakır DSİ Spor (1. kez) |
En çok şampiyon olan | İzmir Denizgücü (4 kez) |
**Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası**, **Türkiye Amatör Takımlar Birinciliği** ya da **Türkiye Amatör Takımlar Şampiyonası** Türkiye'de ülke çapında yapılan eski amatör futbol şampiyonasıdır. 1952 yılından 1996 yılına kadar sadece kulüplerin amatör takımları arasında oynandı.
## Tarihçe
TFF, eski Türkiye Futbol Şampiyonası'nın yerine turnuvayı yalnızca amatör takımlar için devam ettirmeye karar verdi. 1952'de Helsinki Yaz Olimpiyatları nedeniyle düzenlenmeyen turnuva 1953 yılında ilk kez yeni formatında icra edilip kupayı Galatasaray Amatör takımı kazandı. Bu turnuvanın en ilginç hikâyelerinden biri 1958 yılında yaşandı. Trabzon'da düzenlenen kupanın son maçında Trabzon İdman Ocağı ve Ankara Havagücü arasında oynanan son maç berabere bitti. İdman Ocağı Trabzon'da oynanacak tekrar bir maç isterken, Havagücü ise maçın tarafsız sahada oynanmasında ısrar etti. İki taraf anlaşamayınca ise kupa Sanat Lisesi'nde ikiye bölünüp, iki takıma da verildi. 1966'da Başbakanlık Kupası yeniden oynatılmaya başlandı. Kupanın yeni formatında ise Amatör Şampiyona birincisi ile 2. Lig birincisi karşı karşıya geldi. Ahmet Suat Özyazıcı'lı, Necmi Perekli'li İdman Ocağı, Başbakanlık Kupası'nda mücadele eden ilk amatör şampiyon oldu. 1967 ve 1968 yıllarında şampiyon olan İzmir Denizgücü ikinci denemesinde İzmirspor'u uzatmalarda 2-0 yenerek Başbakanlık Kupası'nı kazanan tek amatör takım oldu. 1970'te kupanın formatı tekrar değişti ve amatör şampiyonlar bu kupaya katılma hakkını yitirdiler. Öte yandan bir süre Amatör Futbol Şampiyonu, bir sonraki sezon Türkiye Kupası'na katılmaya hak kazandı.
## Şampiyonlar
Yıl | Şampiyon (şampiyonluk sayısı) | İkinci |
---|---|---|
1952 | Helsinki 1952 Yaz Olimpiyatları nedeniyle yapılmadı
| |
1953 | Galatasaray (Amatör) (1) | Ankara Havagücü |
1954 | Adana Demirspor (1) | Hacettepe |
1955 | Acar İdman Yurdu (1) | Karagümrük |
1956 | Ankara Karagücü (1) | Bursa Merinosspor |
1957 | Muhafızgücü (1) | ? |
1958 | Ankara Havagücü (1) Trabzon İdman Ocağı (1)
|
Bursa Güvenspor |
1959 | Bursa Güvenspor (1) | ? |
1960 | Sakarya Yıldırımspor (1) | Samsun Fener Gençlik |
1961 | İzmir Karagücü (1) | ? |
1962 | İzmir Karagücü (2) | Eskişehir Şekerspor |
1963 | Çukurova İdman Yurdu (1) | ? |
1964 | Trabzon İdman Ocağı (2) | ? |
1965 | İzmit Kağıtspor (1) | Samsun Yolspor |
1966 | Trabzon İdman Ocağı (3) | ? |
1967 | İzmir Denizgücü (1) | ? |
1968 | İzmir Denizgücü (2) | ? |
1969 | Sebat Gençlik (1) | ? |
1970 | Muhafızgücü (2) | ? |
1971 | İzmir Denizgücü (3) | ? |
1972 | Trabzon Gençlerbirliği (1) | ? |
1973 | İzmir Denizgücü (4) | ? |
1974 | Zonguldak Erdemirspor (1) | ? |
1975 | Orduspor (Amatör) (1) | ? |
1976 | Bursaspor (Amatör) (1) | ? |
1977 | Ankara Demirspor (1) | ? |
1978 | Sakarya Karadenizspor (1)
|
Muhafızgücü |
1979 | Kayseri Sümerspor (1) | ? |
1980 | Ankara DSİ (1) | ? |
1981 | İstanbul Yeldeğirmeni (1) | ? |
1982 | İzmit Kağıtspor (2) | ? |
1983 | Maraşspor (1) | Sakarya Karadenizspor
|
1984 | Tarsus İdman Yurdu (1) | ? |
1985 | Beşiktaş (Amatör) (1) | ? |
1986 | Bursaspor (Amatör) (2) | ? |
1987 | Hatay Sahilspor (1) | ? |
1988 | Beşiktaş (Amatör) (2) | Kayseri Emniyetspor |
1989 | Adana Gençlerbirliği (1) | Maltepespor |
1990 | Çengelköy (1) | Ankara Polisgücü |
1991 | yapılmadı
| |
1992 | İçel Polisgücü (1) | Dikilitaş SK |
1993 | Diyarbakır DSİ Spor (1) | ? |
1994 | yapılmadı (sadece grup maçları oynandı, finaller yapılmadı)
| |
1995 | yapılmadı (sadece grup maçları oynandı, finaller yapılmadı)
| |
1996 | yapılmadı (sadece grup maçları oynandı, finaller yapılmadı)
|
## Şampiyonluk sayıları
24 Eylül 1951'de Türkiye'de futbolda profesyonelliğe geçildikten sonra kazanılan kupaların takımlara dağılımı (1952-1996):
# | Takım | Şampiyonluk sayısı |
Yıl(lar) |
---|---|---|---|
1
|
İzmir Denizgücü | 4 | 1967, 1968, 1970, 1973 |
2
|
Trabzon İdman Ocağı | 3 | 1958, 1964, 1966 |
3
|
Muhafızgücü | 2 | 1957, 1970 |
Beşiktaş (Amatör) | 1985, 1988 | ||
Bursaspor (Amatör) | 1976, 1986 | ||
İzmir Karagücü | 1961, 1962 | ||
İzmit Kağıtspor | 1965, 1982 | ||
4
|
Adana Demirspor | 1 | 1954 |
Adana Gençlerbirliği | 1989 | ||
Ankara Demirspor | 1977 | ||
Ankara DSİ | 1980 | ||
Ankara Havagücü | 1958 | ||
Ankara Karagücü | 1956 | ||
Bursa Acar İdman Yurdu | 1955 | ||
Bursa Güvenspor | 1959 | ||
Çukurova İdman Yurdu | 1963 | ||
Diyarbakır DSİ Spor | 1993 | ||
Galatasaray (Amatör) | 1952 | ||
Hatay Sahilspor | 1987 | ||
İçel Polisgücü | 1992 | ||
Çengelköyspor | 1990 | ||
İstanbul Yeldeğirmeni | 1981 | ||
Sakarya Karadenizspor | 1978 | ||
Kayseri Sümerspor | 1979 | ||
Kahramanmaraşspor | 1983 | ||
Orduspor (Amatör) | 1975 | ||
Sakarya Yıldırımspor | 1960 | ||
Tarsus İdman Yurdu | 1984 | ||
Trabzon Gençlerbirliği | 1972 | ||
Akçaabat Sebatspor | 1969 | ||
Zonguldak Erdemirspor | 1974 | |
Türkiye_başbakan_yardımcıları_listesi | **Başbakan Yardımcısı**, 1946-2018 yılları arasında bazı aralıklar dışında bakanlar kurulunda yer alan alan ve başbakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların yönetilmesinde rol oynayan makamdı. Başbakan Yardımcısı aynı zamanda Millî Güvenlik Kurulu üyesiydi. Koalisyon hükûmetlerinde koalisyon ortağı partilerin genel başkanları eğer isterse başbakan yardımcısı olurdu. Eğer bir parti tek başına iktidar olmuşsa milletvekillerinden birisini seçerek Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirirdi. Başbakan Yardımcılarının kendisine bağlı kuruluşları da bulunmaktaydı. Genellikle bu kuruluşlar hükûmetin kurulması sonrası Başbakan ve başbakan yardımcıları arasında yapılan görev dağılımıyla yardımcılıklara dağıtılmaktaydı.
Başbakan Yardımcılığı, 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumunun ardından yapılan 2018 Türkiye genel seçimleri ile Başbakanlıkla birlikte kaldırıldı. |
Türkiye_başbakan_yardımcısı | Görünüm
Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı | |
---|---|
Üyelik | Bakanlar Kurulu Millî Güvenlik Kurulu Yüksek Askerî Şûra |
Atayan | Cumhurbaşkanı (Başbakanın tavsiyesi üzerine) |
Oluşum | 7 Ağustos 1946 |
Açılışı yapan | Mümtaz Ökmen |
Kaldırılma | 9 Temmuz 2018 |
Son sahibi | Bekir Bozdağ Mehmet Şimşek Fikri Işık Recep Akdağ Hakan Çavuşoğlu |
Bağlılık | Türkiye Başbakanı |
**Başbakan yardımcısı**, Türkiye'de başbakana görevinde yardım eden Bakanlar Kurulu üyesiydi. 2011 yılında Devlet Bakanlığı kaldırılana kadar, başbakan yardımcısı aynı zamanda da devlet bakanı olurdu.
Başbakan yardımcısı aynı zamanda Millî Güvenlik Kurulu üyesiydi. Koalisyon hükûmetlerinde koalisyon ortağı partilerin genel başkanları, isterse başbakan yardımcısı olurdu. Başbakan yardımcılarının kendilerine bağlı kuruluşları bulunurdu. Bu kuruluşlar genellikle hükûmetin kurulması sonrası başbakan ve başbakan yardımcıları arasında yapılan görev dağılımıyla belirlenirdi.
Başbakan Yardımcılığı, 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumunun ardından yapılan 2018 Türkiye genel seçimleri ile birlikte kaldırıldı. |
Türkiye_Cumhurbaşkanlığı_genel_sekreterleri_listesi | Görünüm
Bu liste **Türkiye Cumhurbaşkanlığı genel sekreterleri**nin listesini içermektedir.
№ | Genel Sekreter | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|---|
1 |
Ercüment Ekrem Talû | 12 Mart 1924 | 30 Nisan 1924 |
2 |
Tevfik Bıyıklıoğlu | 1 Mayıs 1924 | 9 Kasım 1927 |
3 |
Yusuf Hikmet Bayur | 20 Kasım 1927 | 4 Kasım 1928 |
4 |
Tevfik Bıyıklıoğlu | 4 Kasım 1928 | 4 Mart 1932 |
5 |
Yusuf Hikmet Bayur | 27 Mart 1932 | 21 Ekim 1933 |
6 |
Ruşen Eşref Ünaydın | 21 Ekim 1933 | 17 Mart 1934 |
7 |
Hasan Rıza Soyak | 14 Kasım 1934 | 2 Ocak 1939 |
8 |
Hasan Kemaleddin Gedeleç | 3 Ocak 1939 | 13 Temmuz 1947 |
9 |
Cemal Yeşil | 4 Kasım 1947 | 23 Ocak 1951 |
10 |
Nurullah İhsan Tolon | 25 Ocak 1951 | 2 Mayıs 1954 |
11 |
Ali Haydar Görk | 15 Haziran 1954 | 14 Mayıs 1955 |
12 |
Ömer Fikret Belbez | 29 Eylül 1955 | 28 Mayıs 1958 |
13 |
Munis Faik Ozansoy | 31 Temmuz 1958 | 27 Mayıs 1960 |
14 |
Osman Köksal | 13 Haziran 1960 | 25 Ekim 1961 |
15 |
Ali Nasır Zeytinoğlu | 21 Kasım 1961 | 14 Nisan 1966 |
16 |
Mehmet Cihat Alpan | 14 Nisan 1966 | 3 Temmuz 1972 |
17 |
Fuat Bayramoğlu | 15 Temmuz 1972 | 13 Temmuz 1977 |
18 |
Haluk Bayülken | 14 Temmuz 1977 | 12 Temmuz 1980 |
19 |
İlhan Öztrak (vekil) | 12 Temmuz 1980 | 12 Eylül 1980 |
20 |
Haydar Saltık | 12 Eylül 1980 | 24 Ağustos 1981 |
21 |
Necdet Üruğ | 24 Ağustos 1981 | 1 Temmuz 1983 |
22 |
Necip Torumtay | 1 Temmuz 1983 | 31 Ağustos 1983 |
23 |
Sedat Güneral | 1 Eylül 1983 | 9 Kasım 1989 |
24 |
Kemal Yamak | 9 Kasım 1989 | 15 Haziran 1993 |
25 |
Necdet Seçkinöz | 15 Haziran 1993 | 29 Mayıs 2000 |
26 |
Kemal Nehrozoğlu | 30 Mayıs 2000 | 4 Eylül 2007 |
27 |
Mustafa İsen | 5 Eylül 2007 | 10 Eylül 2014 |
28 |
Fahri Kasırga | 11 Eylül 2014 | 9 Temmuz 2018 | |
Türkiye_Cumhuriyeti'nin_ilanı | Cumhuriyetin ilanı | |
---|---|
Tarih | 29 Ekim 1923 | )
Saat | 20.30 (yaklaşık) |
Konum | Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara, Türkiye |
Diğer adı | 29 Ekim 1339 tarihli ve 364 sayılı Kanun'un kabulü |
Neden |
- Devletin şeklinin belirlenmesi gerekliliği
- 27 Ekim 1923'te Hükûmetin istifasıyla oluşan kabine bunalımı
|
Sonuç |
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması
- Mustafa Kemal Paşa'nın oy birliğiyle cumhurbaşkanı seçilmesi
- İsmet Paşa'ya başvekillik görevinin verilmesi
|
Makale serilerinden |
**Cumhuriyetin ilanı**, hukukî olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türk devletinin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesidir.
Daha geniş anlamıyla cumhuriyetin ilanı, Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaçlayan Atatürk Devrimleri'nin bir parçasıdır, diğer yenileşme ve reformların da önünü açan bir siyasal inkılap hareketidir.
"*29 Ekim 1339 (1923) tarih ve 364 sayılı Teşkilât-ı Esasîye Kanununun Bazı Mevaddının Tavzihan Tadiline Dair Kanun*" ile 1921 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun altı maddesinde (1, 2, 4, 10, 11 ve 12. maddeler) değişiklik yapılmış; birinci maddesi şu şekilde değiştirilmiştir:
"*Hâkimiyet, bilâkaydü şart Milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekl-i Hükûmeti, Cumhuriyettir.*"
Anayasanın diğer maddelerinde yapılan değişiklikler ile cumhurbaşkanlığı makamı oluşturulmuş; cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendi üyeleri arasından seçileceği öngörülmüş; hükûmetin kuruluş usulü değiştirilmiştir. Hükûmetin kuruluş şeması bakımından meclis hükûmeti sisteminden vazgeçilerek parlamenter sisteme geçilmiştir.
## Arka plan
Osmanlı Devleti, 1876 yılına kadar mutlak monarşi ile yönetilmiştir. Bu dönemde padişahlık kurumu, halk üzerinde mutlak bir egemenlik sürdürmüştür. Tanzimat dönemiyle beraber, *cumhuriyet* düşüncesinden söz edilmeye başlanmışsa da Osmanlı aydınları meşrutiyetin kurulmasını yeterli görmüşlerdi; meşrutiyetin daha ilerisine gidilmedi veya talep edilmedi. Osmanlı Devleti, 1876-1878 ve 1908-1918 yılları arasında meşrutiyet rejimiyle idare edildi.
Osmanlı Devleti'nin yıkılması ile sonuçlanan I. Dünya Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan ulusal mücadelenin, daha ilk yıllarından itibaren artık yönetimde halk iradesinin egemen olacağı açıkça ilan edilmiştir. Erzurum Kongresi'nin ardından 23 Temmuz 1919 tarihinde yayımlanan bildirinin 3. maddesindeki "Ulusal kuvvetleri etkin ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." kararı bu anlayışın bir ifadesiydi.
Ulusal iradeyi somut olarak gösterecek meclis, İstanbul'un işgal edilip Meclis-i Mebûsan'ın dağıtılması üzerine *Büyük Millet Meclisi* adıyla 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplandı. Olağanüstü yetkilerle donatılmış 390 kişilik meclisin başkanı, aynı zamanda hükûmet ve devlet başkanı olarak görevlendirilmişti.
Meclisin 20 Ocak 1921'de kabul ettiği ve bir anayasa niteliğinde olan Teşkilât-ı Esâsîye Kanunu başlıklı yasa ile egemenliğin Türk ulusuna ait olduğu ilan edildi. Saltanat hükûmetinin kendini hâlâ Türk ulusunun temsilcisi saymasına karşı bir tepki olarak meclis, 1 Kasım 1922'de aldığı kararla saltanatı kaldırdı.
Birinci meclisin seçimin yenilenmesine karar vererek 1 Nisan 1923'te dağılmasından sonra yeni meclis toplanıncaya kadar Mustafa Kemal'in direktifi ile yeni bir anayasa tasarısı hazırlıkları başlamıştır. Mevcut anayasa, ulusal iradenin Türk ulusuna ait olduğunu, bu iradeyi ulus adına temsil yetkisinin meclise devredildiğini onaylamıştı ancak devletin yönetim şeklini ve başkentini ilan etmemişti. Yeni anayasa tasarısı hazırlıkları sırasında Mustafa Kemal, çevresindekilerle cumhuriyetin ilanı ile ilgili görüşmeler yapmıştır. Mustafa Kemal'in Avusturya'nın Neue Freie Presse gazetesinin muhabirine 22 Eylül 1923'te verdiği ve Türkçe bir özeti ilk defa İkdam gazetesinde yayımlanan demeçte, muhabirin sorusu üzerine ilk defa *cumhuriyet* kelimesini açıkça ortaya atması ülkede ve yurtdışında büyük yankı uyandırdı. Ekim 1923'te İsmet Paşa ve bir grup mebus Ankara'nın hükûmet merkezi olarak kabul edilmesi yolunda bir kanun teklifi verdi. 13 Ekim 1923'te TBMM'de kabul edilen tek maddelik yasa ile Ankara, devletin başkenti oldu. Devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son veren bu yasa ile cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmış oldu.
## Süreç
### Hükûmet bunalımı
1 Kasım 1922'den itibaren artık saltanatın olmadığı ülke, meclis hükûmeti tarafından yönetilmekteydi. Bu hükûmet sisteminde her bakan meclis tarafından seçildiğinden uyumsuz kişilerin bir araya geldiği hükûmet biçimine yol açmaktaydı; ayrıca her bir bakanlık için uzun süren tartışmalar yaşanmaktaydı. Yeni Meclis seçildikten sonra kurulan İcra Vekilleri Heyeti'nin üyeleri bu şartlar altına çalışmanın güçlüklerinden şikayetçi idi. Hükûmetin zayıflığı, 23 Ekim'de net bir şekilde ortaya çıktı. Aynı zamanda Dahiliye Vekili olan İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Fethi Bey, Dahiliye Vekilliğini Ferit Tek Bey'e bırakmak istemiş ancak meclis bunu kabul etmeyerek Erzincan milletvekili Sabit Bey'i seçmişti. TBMM ikinci başkanı Ali Fuat Bey de görevi bırakmak isteyip yerine Yusuf Kemal Bey'i aday göstermiş ancak meclis kabul etmeyerek Rauf Bey'i seçmiştir.
Bu durum üzerine Meclis Başkanı Mustafa Kemal, 25 Ekim 1923 akşamı hükûmeti Çankaya'da topladı. Toplantıda, Vekiller Heyeti'nin istifa etmesine ve yeni seçilecek Vekiller Heyeti'nde görev almamasına karar verildi. Böylece ülkeyi Cumhuriyet rejiminin ilanına götürecek bir hükûmet bunalımı oluşturuldu.
### Anayasa değişiklik tasarısı
27 Ekim 1923'te Vekiller Heyeti'nin istifası TBMM'de okunduktan sonra, yeni bir vekiller heyeti kurma yolunda çalışmalar başladı. Muhalefetin yeni hükûmet kurma çabasında bir sonuç alınamadı. 28 Ekim'de Çankaya Köşkü'ndeki akşam yemeğinde İsmet Paşa, Fethi Bey, Kazım Paşa (Özalp), Kemalettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize mebusu Fuat ve Afyon mebusu Ruşen Eşref Bey'i misafir olarak ağırlayan Mustafa Kemal Paşa, kabine bunalımından çıkma yolu üzerine görüştü ve misafirlerine "*yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz*" dedi. Yemekten sonra Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa birlikte kanun tasarısını hazırladı.[ daha iyi kaynak gerekli]
### Halk Fırkası Grubu toplantısı
Mecliste 29 Ekim 1923 sabahı toplanan Halk Fırkası Grubu kabine değişikliği için görüşmelere başladı. Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa'nın meselenin halli için görevlendirilmesine karar verildi. Çözüm için bir saat izin isteyen Mustafa Kemal, bir saat sonra kürsüye çıkarak yönetim biçiminin Cumhuriyet olması halinde hükûmet bunalımlarının yaşanmayacağının, bunun için rejimin Cumhuriyet olarak tescil edilmesi ve yönetim biçiminin buna göre düzenlenmesi gerektiğini ifade etti ve anayasa değişikliği teklifini sundu. Fırka toplantısında yapılan konuşmaların ardından teklifin önce bütünü, sonra ayrı ayrı maddeleri okunarak kabul edildi.
### Meclis toplantısı
Halk Fırkası Grubunun toplantısından hemen sonra meclis toplantısı açıldı. Meclis başka konularla meşgul olurken, teklif edilen kanun tasarısı Kanun-ı Esasî Encümeni tarafından usulen incelenip tutanağı hazırlandı. Kanun, birçok konuşmacının "Yaşasın Cumhuriyet!" sesleriyle alkışlanan konuşmalarıyla kabul edildi.
[Ardından cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. 158 üyenin oybirliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal cumhurbaşkanı seçildi.
*kaynak belirtilmeli*] |
Türkiye_Cumhuriyeti'nin_tek_partili_dönemi | Türkiye Türkiye Cumhuriyeti | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1923-1945 | |||||||||||||
1927 yılında Türkiye'nin idari haritası. Yıllar sonra, 1939'da, Hatay Devleti, Türkiye'ye katıldı. | |||||||||||||
Başkent | Ankara | ||||||||||||
En büyük şehir | İstanbul | ||||||||||||
Resmî dil(ler) | Türkçe | ||||||||||||
Resmî din | İslam (18 Nisan 1928'e kadar)Seküler devlet (18 Nisan 1928'den 5 Şubat 1937'ye kadar de facto, 5 Şubat 1937'den sonra de jure) | ||||||||||||
Demonim | Türk | ||||||||||||
Hükûmet | **1923-1937**: Üniter tek partili parlamenter cumhuriyet**1937-1945**: Üniter Kemalist tek partili parlamenter cumhuriyet
| ||||||||||||
Cumhurbaşkanı | |||||||||||||
| |||||||||||||
Başbakan | |||||||||||||
| |||||||||||||
Yasama organı | Türkiye Büyük Millet Meclisi | ||||||||||||
Tarihî dönem | Savaş arası · II. Dünya Savaşı | ||||||||||||
| |||||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||||
1940 | 783.562 km2 | ||||||||||||
Nüfus | |||||||||||||
| |||||||||||||
Para birimi | Türk lirası | ||||||||||||
| |||||||||||||
Günümüzdeki durumu | Türkiye |
Türkiye tarihi |
---|
**Türkiye'de tek partili dönem**, 29 Ekim 1923'te cumhuriyetin ilanıyla başladı. Millî Kalkınma Partisi (MKP) kuruluncaya kadar, kısa aralıklar dışında 1923-1945 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tek yasal siyasi partiydi. Demokrat Parti (DP) karşısında 1946'daki ilk çok partili seçimleri kazandıktan yaklaşık dört yıl sonra, CHP 1950 seçimlerinin neticesinde iktidarını kaybetti. Tek partili dönemde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, çok partili demokrasiye geçiş için CHP'ye karşı muhalefet partilerinin kurulmasını istedi; 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) kuruldu ancak olaylı İzmir mitingi sonrası parti kendi kendini feshedilmeye zorlandı ve kurucusu tarafından lağvedildi. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) 1924'te Kâzım Karabekir tarafından kuruldu, ancak üyelerinin 1925'te Şeyh Said İsyanı'na karıştığı iddiasıyla ve TCF'nin "parti, dini düşünce ve inançlara saygılıdır" maddesi gerekçe gösterilerek yasaklandı. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı süresince 2 kere çok partili bir sistem kurma çabalarına rağmen, bu yalnızca Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın 1930'da kapatılması sonrası 15 sene aradan sonra 1945'te gerçekleşti.
Tarihsel sıralamayla, Sovyet Rusya (1917) ve Mussolini İtalyası (1922) sonrası Avrupa'da tek parti sistemine geçen ülke Türkiye oldu. Türkiye'yi 10 sene sonra, Hitler tarafından Almanya'da çok partili sistemin kaldırılmasıyla kurulan Nazi Almanyası (1933) ve Franco İspanyası (1939) takip etti. Avrupa'da demokrasinin azaldığı bu dönemde 1940 yılının sonunda sadece İngiltere, İsveç, İrlanda, Finlandiya ve İsviçre'de demokrasi bulunuyordu.
## Kurtuluş Savaşı dönemi: 1919-1923
İstiklal Harbi sırasında ilki, (23 Nisan 1920 toplantısı için) 19 Mart 1920'de; ikincisi ise 1923'te yapılan iki seçim vardır. Servet esası kalkmış ve seçmen yaşı 18'e inmişti. 1927, 1931, 1935, 1939, 1943, 1946 ve 1950 seçimlerinin ilk dördü İntihab-ı Mebusan Kanununa göredir. 5 Aralık 1934'te 2598 sayılı kanunla kadınlara da seçme ve seçilme hakkı verildi. Seçmen yaşı 22 oldu. 1942 tarihli Mebus Seçimi Kanunu da, iki dereceli sistemi kabul ediyordu. İlk defa 1946 tarihinde, Milletvekili Seçimi Kanunu ile tek dereceli sistem getirilmiştir.
### Devlet kuran parti: CHP
Mustafa Kemal, işgallere karşı Samsun'a çıkarak Anadolu'da kurtuluş ümidi ararken, Erzurum'a, oradan da Sivas'a geçerek kongreler topladı. Ulusun kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesinde Anadolu'nun çeşitli yörelerinde kurulmuş olan dernekler 4 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi'nde Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleşerek ülkenin geleceğini tartışmış ve ayrıca CHP'nin kuruluşuna uzanan ilk kurultay olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak daha ilk kurultayda, sonraki dönemlere de damgasını vuracak muhalif hareketler de başlamıştı.
İlk kurultayını Sivas'ta yapan Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından "Halk Fırkası" adıyla 9 Eylül 1923'te kuruldu. 20 Kasım 1923'te ise Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti, Halk Fırkası'nın bünyesine katıldı.
1924'te Halk Fırkası'na muhalefet edilmesi için Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu. 1930'da ise Atatürk'ün teşvikiyle Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Ancak ikisi de, Türkiye tarihine acı hatıralarla geçen iki ayaklanmanın gerçekleşmesi nedeniyle kısa sürede kapanmak zorunda kaldı.
CHP, bu dönemde yine genç cumhuriyetin büyümesi için atılan adımlarda başrolü oynuyordu. 15 Ekim 1927'de başlayan 2. kurultay, 20 Ekim'e kadar sürdü ve tarihe geçti.
### Türk devletinin adı: Türkiye Cumhuriyeti
Cumhuriyetin ilanı, milletin yönetilme şeklinin belirlenmiş olduğu, Atatürk'ün siyasi devrimlerinden bir tanesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 25 Ekim 1923'te ortaya çıkan kabine bunalımı sonucunda, bu yönetim şeklinin kusurları daha net ortaya çıkmış ve 29 Ekim'de Anayasanın ilgili maddeleri değiştirilerek, ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirlenmiştir.
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Antlaşması'nın ardından TBMM'de en çok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu. Hükûmetinin dayandığı prensipler demokratikti ama bir taraftan da adı "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti" idi. Bazı yabancı ülkeler, Lozan Antlaşması'nı imzalamak ve onaylamak için yeni devlet rejiminin daha açık bir şekilde belirlenmesini istiyorlardı.
Mustafa Kemal Paşa 28 Ekim gecesi İsmet İnönü'yle, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı. 29 Ekim 1923 günü;
*"Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devletinin hükûmet şekli Cumhuriyettir"*
esasına dayalı olarak Cumhuriyet ilan edildi ve yeni Türk Devleti'nin adı artık Türkiye Cumhuriyeti idi.
## Atatürk dönemi: 1923-1938
### Atatürk Devrimleri
Atatürk İlkeleri olarak bilinen ilkeler doğrultusunda, 1922 ve 1938 yılları arasında hayata geçirilen bir dizi yasal değişiklik yapılmıştır. Bu devrimlerin amacı, Atatürk tarafından; "Türkiye'yi gelişmiş devletler seviyesine çıkartmak" olarak beyan edilmiştir.
Tarihçi Toktamış Ateş, *Türk Devrim Tarihi* adlı eserinde şunları yazıyor:
*"Kemalist Devrim'in özü, felsefe olarak Tanrı egemenliğine dayanan bir monarşiden, halk egemenliğine dayanan bir cumhuriyete geçilmesi; iç siyaset amacı olarak monarşik iktidarın 'kaderci kulları' yerine çağdaş bir cumhuriyetin 'onurlu vatandaşlarını' oluşturmak; dış siyaset amacı olarak da 'tam bağımsızlıktan kesinlikle ödün vermeden', karşılıklı çıkar temeline dayanan eşitlikçi ilişkiler kurmaktı. Tüm Kemalist devrimler aslında bu amaçlara yöneliktir."*
Atatürk Devrimlerinin karakteristik özellikleri şöyle sıralanabilir:
- Devrimler; bir bağımsızlık egemenlik mücadelesidir.
- Türk milletinin çağdaşlaşmasını sağlayan kökten, sosyal bir değişimdir.
- İlerleme ve gelişmeyi hedefleyen dinamik bir harekettir.
- Millî birlik ve beraberliğe önem verir.
- Ayrıca bu devrimler demokratik rejime yönelmiş ve onun savunucusu olmuştur.
### İç siyaset
Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir *demokrasi* olmadığı çok açıktır, tek partili cumhuriyet *insan haklarına saygı* ve *özgürlük* kriterleri açısından çok eleştiriye maruz kalmıştır.
Kurtuluş Savaşı döneminden cumhuriyetin ilanına kadar TBMM aynı zamanda hükûmet görevi de yapmıştır. Cumhuriyet Halk Fırkası kurulana değin Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Meclisteki tek parti olarak bulunmuştur. Mustafa Kemal Türk Devleti'nin aynı zamanda ilk başbakanıdır. Cumhuriyetin ilanına kadar Mustafa Fevzi Çakmak, Hüseyin Rauf Orbay ve Ali Fethi Okyar da Başbakan olarak görev yapmışlardır. Ali Fethi Okyar hem Meclis Hükûmeti hem de Cumhuriyet Hükûmeti Başbakanlığı yapan tek isimdir.
Ali Fethi Okyar, 15 Ağustos 1921'de İstanbul Milletvekilliğine seçilerek TBMM 1. Dönem'e katıldı. 10 Ekim 1921 - 4 Ekim 1922 arasında Dahiliye Vekilliği yaptı. TBMM 2. Dönemde yeniden İstanbul Milletvekili seçildi. 14 Ağustos 1923'ten cumhuriyetin ilanına kadar İcra Vekilleri Heyeti Reisliği ve Dahiliye Vekilliği yaptı. Cumhuriyetin ilk Meclisinin 1 Kasım 1923'teki toplantısında TBMM Başkanı oldu.
İsmet İnönü, cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanan süreçte, Mustafa Kemal'le yakın siyasal işbirliği içindeydi. İlk Cumhuriyet hükûmetini kurdu (30 Ekim); aynı zamanda Halk Fırkası (sonradan Cumhuriyet Halk Partisi-CHP) genel başkan vekilliğini üstlendi. Böylece hükûmet ve parti üzerinde otorite kurma olanağı elde etti. Muhalefet partisi olarak kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) karşısında istediği yetkileri elde edemediği için 8 Kasım 1924'te başvekillikten istifa etti
Atatürk döneminde çok partili hayata geçiş çalışmaları olmuşsa da pek başarı sağlanamamış ve kurulan siyasi partilerin ömrü kısa olmuştur.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir, Refet Bele, Rauf Orbay ve Adnan Adıvar’ın öncülüğünde 17 Kasım 1924’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. siyasi partisidir. 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır. Haziran 1926'da İzmir Suikastı sonrasında bazı paşalar tutuklanır ve idam hükmüyle yargılanır. Fakat Kazım Karabekir'in de içinde bulunduğu bu paşalar İsmet İnönü'nün müdahalesi ile idamdan kurtulmuştur.
Serbest Cumhuriyet Fırkası Atatürk'ün istek ve onayıyla, dönemin Paris Büyükelçisi Fethi Okyar'ın başkanlığında Cumhuriyet Halk Fırkası'na karşı biriken hoşnutsuzluk ve tepkileri dağıtmak, hükûmeti sarsmayacak bir muhalefet partisi oluşturmak amacıyla kuruldu.
### Dış siyaset
Yeni Türk Devleti’nin uluslararası alanda meşruiyet kazanması Lozan Konferansı ile gerçekleşmiştir. Devlet bağımsızlığına sınırlama getirecek milletlerarası bağlardan uzak kalmayı, barışçı bir politika ile komşularıyla dostluk ilişkilerini geliştirmeyi tercih etmiştir. Kendi içinde kalkınma hareketleri gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti hem iç hem de dış ilişkilerinde barış ve huzura ihtiyaç duymuştur.
1923-1932 yılları arasında Türk Dış Politikası Lozan Konferansı’nda sonuçlandırılamamış konuların ulusal çıkarlar doğrultusunda çözümlenmesine çalışılmıştır. Bu konular İngiltere ile Musul Sorunu, Fransa ile Kapitülasyonlar ve diğer sorunlar, Yunanistan ile Mübadele olarak sıralanabilir.
- İngiltere ile ilişkiler
İngiltere ile ilişkiler Musul Sorunu'na rağmen 1932 yılında Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne katılması, 1934 yılında İtalya’nın Balkan politikalarına karşı oluşturulan Balkan Antantı ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi görüşmeleri esnasında İngiltere’nin Türkiye’nin yanında yer alması ile daha ılımlı bir hale gelmiştir.
- Yunanistan ile ilişkiler
- SSCB ile ilişkiler
- Fransa ile ilişkiler
- Ankara Antlaşması (1921)
- Suriye-Türkiye sınırı
- Fransa-Türkiye Dostluk ve İyi Komşuluk Sözleşmesi
- Bozkurt-Lotus davası
- İtalya ile ilişkiler
- İslam ülkeleri ile ilişkiler
- Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması
- Türkiye-Afganistan Dostluk Antlaşması
- İran-Türkiye Dostluk Antlaşması
## İsmet İnönü dönemi: 1938-1950
İsmet İnönü, Atatürk'ün ölümü üzerine 11 Kasım 1938'de cumhurbaşkanlığına seçildi. Etkin siyasal yaşamdan çekildikten bir yıl sonra cumhurbaşkanı seçilebilmesi, büyük ölçüde cumhuriyetle özdeşleşmiş olmasıyla ilgiliydi. Cumhurbaşkanlığının yanı sıra CHP genel başkanlığına da getirildiğinden yönetim üzerinde geniş otorite sahibi oldu. CHP'nin 26 Aralık 1938'de toplanan I. Olağanüstü Kurultay'ında partinin "değişmez genel başkan"ı seçildi. Ayrıca kendisine "Millî Şef" sıfatı verildi.
Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra başlayan II. Dünya Savaşı (1939-1945) döneminde İnönü ülkeyi savaştan uzak tutmaya çalıştı. Savaş yıllarındaki ekonomik ve toplumsal sıkıntılar ise, dönemin unutulmayan mirası olarak kaldı. Gene bu dönemde Hasan Âli Yücel'in öncülüğündeki Köy Enstitüleri kuruldu ve geliştirildi.
II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi.
### II. Dünya Savaşı
II. Dünya Savaşı süresince Türkiye'nin savaşa girmeme eğilimi sebebiyle türlü politika değişikliklerine gidilmiş ve ülke içinde savaşın sosyoekonomik etkileri görülmüştür. Mihver ve Müttefik devletlerin isteklerine rağmen Türkiye, fiilen savaşa katılmaksızın 23 Şubat 1945'te resmen savaş ilanı ile yetinmiştir. Savaşta Yunanistan'a yardım, Türkiye'ye sığınan mültecilerin bakımı, ordunun silah altında tutulması, dış ticaretin ciddi zarar görmesi sebebiyle yokluk ve pahalılık görüldü. Bu da Varlık Vergisi, ekmeğin karneyle dağıtılması gibi uygulamalara yol açtı. Savaşın etkisiyle 1938'den 1945'e ithalat yaklaşık 1.000.000 ton; ihracat ise 1.800.000 ton azaldı. Ülkedeki nüfus artışına rağmen tarım üretiminin 1938'den 1945'e 3.000.000 ton azalması, daha fazla ekonomik tedbire yol açtı; kısmi olarak vatandaşların elindeki tarım, hayvan ve orman ürünlerine el konuldu. Dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu, 11 Kasım 1942'de yaptığı konuşmada gerekçenin orduyu ve ülkeyi emniyet altına almak olduğunu belirtti. Ülkedeki yokluğa paralel olarak karaborsacılık faaliyetleri arttı; hükûmetin tepkisi ise idama varacak kadar ağır cezalar vermek oldu. Yetersiz beslenmeye bağlı salgın hastalıklar görüldü.
Bu dönemde Türk basınında savaşın gidişatına göre ideolojik benimsemeler görüldü, örneğin 1942'de Saraçoğlu'nun varlık vergisiyle ilgili basından destek istemesi üzerinde gazetelerde ve dergilerde gayrimüslimleri hırsızlıkla, dolandırıcılıkla itham eden haberler yapıldı; karikatürler çizildi. Varlık vergisinin gündemde olduğu günlerde dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü "*Üç beş yüzü geçmeyen bu insanların vatana karşı aşikâr olan zararlarını gidermenin yolu elbette vardır. Ticaretin ve ekonomik çalışmaların serbestliğini bahane ederek milleti soymak hakkını hiç kimseye hiçbir topluluğa tanımamalıyız.*" dedi. Aynı dönemde kapatılan gazeteler de görüldü; 1942 yılı içinde beş farklı gazete 1 ilâ 60 gün arasında değişen süre zarfında kapatıldı. 1945 yılında ise Sovyet Rusya'nın Türk-Sovyet Saldırmazlık Paktı'nı tek taraflı olarak feshetmesi ülke gündeminde yer edindi ve Sovyet Rusya ile dostluğu savunan *Tan* gazetesi tepki çekti; sonuç olarak 4 Aralık 1945'te üniversite öğrencileri tarafından birkaç kitabeviyle birlikte *Tan* gazetesi baskına uğradı. |