Unnamed: 0.2
int64
1
27.4k
Baslik
stringlengths
15
120
Ozet
stringlengths
44
350
Kategori
stringclasses
14 values
Link
stringlengths
64
169
Icerik
stringlengths
1
43.8k
Unnamed: 0
float64
0
8.39k
23,398
Borrell: İsrail hükümetini, Yahudi karşıtı olarak damgalanmadan eleştirmek mümkün olmalı
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Yahudi karşıtı gibi algılanmadan İsrail hükümetinin eleştirilmesinin mümkün olması gerektiğini savundu.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/borrell-israil-hukumetini-yahudi-karsiti-olarak-damgalanmadan-elestirmek-mumkun-olmali-811974.html
Borrell, İspanya'nın güneyindeki Malaga kentinde düzenlenen Avrupa Sosyalistler Partisinin kongresindeki konuşmasında, İsrail hükümetini, Yahudi karşıtı olarak damgalanmadan eleştirmek mümkün olmalı. dedi. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla ilgili İsrail'in kendisini savunma şeklinin önemli olduğu konusunda ısrarcı olan Borrell, insanı göz ardı eden bir stratejinin işe yaramayacağını ve barışı imkansız hale getireceğini belirtti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, kendisine göre çözümün 3 evet ve 3 hayır üzerine kurulu olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: Hamas'ın Gazze'ye dönüşüne hayır. Gazze'nin İsrail tarafından yeniden işgaline hayır. Gazze çözümünü bir bütün olarak Filistin sorununun geri kalanından ayırmaya hayır. Gazze'de geçici bir Filistin otoritesinin kurulmasına evet. Arap devletlerinin müdahalesine evet. AB'nin bölgeye daha fazla dahil olmasına evet. AB, Ukrayna'ya desteğini azaltması halinde ABD'yi rahatlatmaya istekli olmalı Rusya-Ukrayna Savaşı'na da değinen Borrell, ABD'nin Ukrayna üzerindeki etkisinin azalması halinde AB'nin bunun yerini doldurmaya, ABD'yi rahatlatmaya hazır ve istekli olması gerektiğini kaydetti. Borrell, Bunu yapmak için gerekli araçlara sahip olan biz Avrupalılar, siyasi ve maddi olarak Ukrayna'ya yardım etmeye ve hatta olası bir desteğinin azalması durumunda ABD'den görevi devralmaya istekli olmalıyız. değerlendirmesinde bulundu. Kongreye, Avrupa'daki sosyalist partilerin liderleri katıldı.
8,271
10,260
Bakan Uraloğlu: Depremden etkilenen yollarımız için 2024'te 12 milyar lira harcamayı planlıyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Depremden etkilenen yollarımız için 2023 yılında 6,3 milyar lira harcadık. 2024 yılında da 12 milyar lira harcama yapmayı planlıyoruz" açıklamasında bulundu.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-uraloglu-depremden-etkilenen-yollarimiz-icin-2024te-12-milyar-lira-harcamayi-planliyoruz-825214.html
Malatya'da etkili olan sis nedeniyle hava yoluyla Adıyaman'a, oradan da kara yoluyla Malatya'ya giden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İkizce bölgesinde yapımı süren TOKİ deprem konutlarının yol şantiyesinde incelemede bulundu. Burada gazetecilere açıklama yapan Uraloğlu, bu yıl insanlık tarihinin en yıkıcı afetlerinden birini yaşadıklarını, 6 Şubat'ta gerçekleşen ve yaklaşık 14 milyon insanı doğrudan etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin herkesi derinden üzdüğünü söyledi. Depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Uraloğlu, depremlerden etkilenen bölgeleri, acil durum planlarına uygun hareket ederek, eskisinden daha ileriye taşıyabilmek için güçlü projelerle meşakkatli ve çetin bir mücadeleyi azimle sürdürdüklerini dile getirdi. 11 ilimizde ulusal yol ağımızın yüzde 98'i depremden herhangi bir zarar görmedi Bakanlık olarak depremin ilk anından itibaren çok önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Uraloğlu, Deprem bölgesinde kara yolları yol ağında bulunan 9 bin 176 kilometrelik yolun sadece yüzde 2'sini oluşturan 184 kilometrelik kısımda hasar oluşmuştu. Yani 11 ilimizde ulusal yol ağımızın yüzde 98'i depremden herhangi bir zarar görmedi. Hasara uğrayan kesimlerde de ulaşım yollarının açık tutulması ve iletişimin kesilmemesi için her an sahadaydık bilgisini verdi. Bakanlık olarak depremin ilk gününden itibaren bölgeden tahliyelerin yapılması ve yardımların bölgeye intikali gibi çok kritik çalışmalar gerçekleştirdiklerini aktaran Uraloğlu, bir yandan bölgeye yerli yabancı arama kurtarma ekipleri ve hayati yardım malzemelerini naklederken, araçların dönüşlerinde de bölgeden ayrılmak isteyen afetzedelere yardım ettiklerini belirtti. Adana, Elazığ, Hatay, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep ve Kahramanmaraş havalimanlarının afet bölgesinde yer aldığını dile getiren Uraloğlu, Deprem sonrasında Bakanlık olarak hızlıca, olumsuz hava şartlarına rağmen bakım ve onarımla ulaştırma altyapımızı, bölgeye lojistik destek sağlayacak şekilde hizmete açık tuttuk. Hava yollarımızı afet lojistiğinde etkin ve hızlı bir şekilde kullanarak 720 bin vatandaşımızı bölgeden tahliye ettik. AFAD Yönetim Merkezi'yle koordineli olarak hava yoluyla birlikte kara, deniz ve demir yoluyla 1 milyonun üstünde vatandaşımızı ücretsiz tahliye ettik diye konuştu. Depremler sonrasında sorumlulukları dahilindeki tüm çalışmaları başlattıklarını kaydeden Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Konteyner kentlerde yaşayan vatandaşlarımız kapsama sorunu yaşamadan iletişim kurabilmekteler. Demir yollarında tren trafiğinin ve kapasitenin etkin olarak kullanılması bakımından hasar gören hatlarımızda, bina ve tesislerimizde oluşan hasarların giderilmesine yönelik çalışmalarımız da yoğun şekilde devam ediyor. Malatya-Narlı-Fevzipaşa-Bahçe hattının iyileştirilmesi için başlatılan çalışmalar neticesinde Divriği-İskenderun ve Suveren-Yolçatı-Malatya üzerinden yapılan taşımalar Çetinkaya-Ulukışla-Yenice-İskenderun üzerinden yapılmaya başladı. Depremlerden dolayı en büyük hasarı gören Hatay Havalimanı PAT Sahaları onarımı ve gelişimi işine ait ihaleyi de gerçekleştirerek 21 Kasım'da yapım çalışmalarına başladık. Kalıcı onarım çalışmalarımız devam ediyor Görüntü Tabanlı Bilgi Yönetim Sistemi üzerinden değerlendirme için insansız hava araçlarıyla test çekimleri de yaptıklarını kaydeden Uraloğlu, şöyle devam etti: Deprem bölgesinde bulunan Erkenek Tüneli gibi tünellerimizin hasar tespiti ve durum incelemesi için Panoramik Görüntüleme Lidar tarama ile çekim çalışmaları başlattık. Depremden etkilenen yollarımızın onarımı ve bu yollardaki sinyalizasyon, oto korkuluk, yatay ve düşey işaretlemelerini yeniliyoruz. Trafik güvenliği tedbirleri artırmak için tüm köprülerimizin bakım ve onarımıyla deprem sismik takviye izolatörlerinin değişimini gerçekleştiriyoruz. Depremde hasar gören tarihi köprülerin, hizmet tesislerinin, yol bakımevlerinin ve diğer hizmet binalarında oluşan hasarların onarımı için de kalıcı onarım çalışmalarımız devam ediyor. Depremden etkilenen yollarımız için 2023 yılında 6. 3 milyar lira harcadık. 2024 yılında da 12 milyar lira harcama yapmayı planlıyoruz. Rezerv alanların imar ve bağlantı yollarının yapımı Cumhurbaşkanlığı kararıyla rezerv alanların imar ve bağlantı yollarının sorumluluğunun Karayolları Genel Müdürlüğüne verildiğini dile getiren Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti: Bu kapsamda 5 ilde 10 ayrı kesimde 38 bin konutun toplam 180 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun inşası için 4 proje ve 8 yapım ihalesi gerçekleştirdik. Toplam proje bedeli 15 milyar lira olan işlerde, yapım çalışmalarına da yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Hatay'da 15 bin 885 konut için toplam 58. 6 kilometre imar ve 10. 6 kilometre bağlantı yolu, Osmaniye'de 1820 konut için 7. 1 kilometre, Şanlıurfa'da 3 bin 252 konut için 37. 9 kilometre, Diyarbakır'da 6 bin 40 konut için 25. 9 kilometre imar ve bağlantı yolunda çalışmalarımız devam ediyor. Elbette Malatya'mızda, İkizce'de 11 bin 131 konut için 46. 3 kilometre imar ve bağlantı yolunda 100 iş makinesi ve 195 personelle çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Malatya'ya yapılan hizmetler Tarihi Kral ve İpek Yolu güzergahında bulunan Malatya'nın bugün kara, hava ve demir yolu ulaşım ağlarını buluşturan konumuyla 16 ilin geçiş noktası olduğunu kaydeden Uraloğlu, tarımsal, ticari ve endüstriyel faaliyetleriyle giderek büyüyen kentte yaptıkları her yatırıma önem verdiklerini belirtti. Malatya'nın 2002 yılında 36 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 464 kilometreye çıkardıklarını dile getiren Uraloğlu, şunları aktardı: 123 metre uzunluğunda çift köprü ve 660 metre uzunluğunda Kömürhan Köprüsü ve Bağlantı Tüneli imalatını tamamlayarak resmi açılışını yaptık. Malatya-Sivas yolundaki Tohma Köprüsü gibi dev kara yolu projesini tamamladık. İlimizde 9 milyar 321 milyon lira proje tutarıyla 14 projemizin yapımına azimle devam ediyoruz. Şu anda da çalışmalarımızın devam ettiği projelerimizden biri olan İkizce TOKİ yolları şantiyesindeyiz. İkizce'de 11 bin 131 konut için 46. 3 kilometre imar ve bağlantı yolunda 100 iş makinesi ve 195 personelle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Projemiz kapsamında, 46. 3 kilometre uzunluğunda yol yapımı, altyapı işleri ve farklı seviyeli kavşak yapacağız. Bugün itibarıyla 7. 5 kilometrelik kesimde çalışmalara devam ediyoruz. 4. 5 kilometrelik kesimi ise terasman seviyesine getirdik. Altyapı çalışmalarımız kapsamında bugüne kadar 185 bin metreküp toprak işi yaptık, bin metre atık su ve 200 metre yağmur suyu hattı döşedik. Yolumuzun üstyapı çalışmalarına da başladık. Şubat 2024 sonu itibarıyla 9. 4 kilometre yolu altyapılarıyla birlikte bitirmeyi hedefliyoruz. İhale kapsamında bağlantı yolunun devlet yoluyla kesiştiği kesimde farklı seviyeli kavşakta teşkil edeceğiz. Bu kavşak aynı zamanda deprem konutlarının karşısında bulunan Malatya Organize Sanayi Bölgesi'ne de hizmet edecek. Uraloğlu'ndan şehit ailesine ziyaret Kuzey Kuşak Yolu'nda devam eden yapım çalışmalarını inceleyen Uraloğlu, daha sonra Irak'ın kuzeyinde terör örgütü PKK'nın saldırı ve sonrasında çıkan çatışmada şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın'ın baba evini ziyaret etti. Bakan Uraloğlu, şehidin babası Engin Taşkın'a başsağlığı diledi. Uraloğlu, daha sonra Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'ı ziyaret etti.
2,613
803
AKYA eğitim torpidosunun denizaltıdan atış testi yapıldı
Milli imkanlarla geliştirilen AKYA eğitim torpidosunun, Marmara'daki denizaltıdan başarılı bir atış testi yapıldı.
Savunma
https://www.trthaber.com/haber/savunma/akya-egitim-torpidosunun-denizaltidan-atis-testi-yapildi-663456.html
Savunma sanayiinde gün geçtikçe yeni başarılara imza atılıyor. Millî olarak geliştirilen AKYA eğitim torpidosu denizaltılarından atış testlerine devam ediliyor. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), milli imkanlarla geliştirilen AKYA eğitim torpidosunun ilk defa 'MÜREN' savaş yönetim sistemi kullanılarak Marmara Denizi’nde TCG PREVEZE denizaltından başarılı bir şekilde atıldığını duyurdu. Millî olarak geliştirilen AKYA eğitim torpidosunun denizaltılarımızdan atış testlerine devam ediliyor. İlk defa “MÜREN” savaş yönetim sistemi kullanılarak Marmara Denizi’nde TCG PREVEZE denizaltımızdan başarılı bir atış gerçekleştirildi. pic.twitter.com/VOHGHBQ5dr Milli Savunma Bakanlığı'na ait sosyal medya hesabı üzerinden konu hakkında yapılan paylaşımda, Milli olarak geliştirilen AKYA eğitim torpidosunun denizaltılarımızdan atış testlerine devam ediliyor. İlk defa 'MÜREN' savaş yönetim sistemi kullanılarak Marmara Denizi’nde TCG PREVEZE denizaltımızdan başarılı bir atış gerçekleştirildi. Bu başarıya katkısı olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı Tersaneler Genel Müdürlüğü, Savunma Sanayi Başkanlığı, TÜBİTAK, ROKETSAN ve ilgili tüm paydaşlara teşekkür ederiz denildi.
687
12,395
Fahrettin Altun: Günümüz Türkiye'si küresel krizlerin çözümünde aktif rol alan bir Türkiye'dir
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Günümüzün Türkiye'si sadece kendi sınırlarında değil, bölgesel ve küresel düzlemde oyun kurucu, kendi aleyhine oluşturulmaya çalışılan oyunları bozan ve sorunların, krizlerin çözümünde aktif rol alan bir Türkiye'dir" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/fahrettin-altun-gunumuz-turkiyesi-kuresel-krizlerin-cozumunde-aktif-rol-alan-bir-turkiyedir-831472.html
Yeni Şafak gazetesinin kuruluşunun 30'uncu yılı dolayısıyla Rami Kütüphanesi'nde düzenlenen Türkiye'nin Birikimi 30 Yaşında programında konuşan Altun, gazetenin, hakkaniyetli haber ve gazetecilik anlayışıyla Türk basın tarihinde müstesna bir yere sahip olduğunu söyledi. Altun, Yeni Şafak gazetesinin yayın hayatına başlar başlamaz jenerasyonları için gerçekten müstesna bir yere sahip bulunduğunu, siyasi perspektif kazanmalarına ve entelektüel zenginlik elde etmelerine katkı sunan önemli bir mecra olduğunu ifade etti. Gazetenin yaptığı haberlerle gizlenmek isteneni, üstü örtüleni, gösterilmek istenmeyeni, hakikatleri görünür kıldığını söyleyen Altun, sesi kısılan, ötekileştirilen, itilen mazlumun, mağdurun sesi olduğunu kaydetti. Altun, dönemi itibarıyla gazetenin hem eleştirel bir çizgide yayın yaptığını hem de milli bir duruş sergilediğini anlattı. Yeni Şafak'ın köşe ve yorum yazılarıyla da entelektüel birikimlerine hatırı sayılır katkılarda bulunduğunu ifade eden Altun, bu yazıların sadece aktüel, yerel olanı değil bölgesel, küresel ve tarihsel olanı ele alan, muhatabına, okurlarına perspektif kazandıran yazılar olduğunu dile getirdi. Altun, birçok değerli ismin Yeni Şafak gazetesinde Türkiye'nin meselelerini ele aldığını, okurlarına istikamet verdiğini belirtti. Gazetenin eski genel yayın yönetmenlerinden Akif Emre'yi anan Altun, üniversiteyi bitirdikten sonra kitap yayıncılığına başladığında Emre'nin İzler ve Küreselliğin Fay Hattı isimli iki eserinin editörlüğünü yapma imkanına eriştiğini, bu eserlerin de Emre'nin gazetede yazdığı yazılardan derlendiğini anımsattı. Altun, Yeni Şafak'ın gazetecilik, habercilik, ve düşünce okulu olduğunu ifade etti. Gazetenin Türkiye'nin Önü Aydınlık manşetiyle yayın hayatına başladığını hatırlatan Altun, Bugün bu cümleyi kurmak kolay. Hepimiz Türkiye'nin önünün aydınlık olduğuna çok güçlü bir şekilde inanıyoruz hamdolsun. Fakat Yeni Şafak gazetesi bu manşeti zor, karanlık günlerde attı, 'Türkiye'nin önü aydınlık.' dedi. Nitekim bu manşetten bir süre sonra Türkiye, 28 Şubat sürecini, zulmünü yaşadı. 28 Şubat sadece milletin değerlerini hedef alan bir saldırı da değildi, esas itibarıyla toplumun yerli ve milli kesimlerini tarih dışına itmeye yönelik kirli bir operasyonun, siyasal mühendislik projesinin de adıydı. Türkiye'yi Batılı sömürü düzeninin ve Batıcı bağımlılık sisteminin bir parçası haline dönüştürmeye, daha doğrusu onu geri döndürülemez şekilde bu bağımlılık düzeninin ve sisteminin bir unsuru yapmaya yönelik bir darbe girişimiydi. Amaç, Türkiye'yi içe kapatmak ve ilelebet kendi çelişkileriyle malul bir halde onu sıkıştırmaktı diye konuştu. Altun, bin yıl süreceği söylenen bu fetret devrinde Türkiye'nin kültürel, siyasal ve toplumsal hatlarının yeni baştan düzenlenmeye çalışıldığını belirterek, şöyle devam etti: Hatırlayın, bazı gazete yöneticilerinin, köşe yazarlarının adeta aynı merkezden işaret almış gibi benzer argümanlarla bu ülkenin çocuklarına nasıl saldırdıklarını gördük, izledik. O yıllarda 'militan gazetecilerin', sözüm ona gazetecilerin zafer sarhoşluğu içinde hareket ettiklerini ve dönemin gazete manşetlerini, köşe yazılarını nasıl kötücül bir şekilde şekillendirdiklerini gördük. Herkesin sus pus olduğu bu dönemde bütün baskı ve politikalara rağmen Yeni Şafak gazetesi susmadı. O nedenle Yeni Şafak gazetesini bugün büyük bir şerefle anıyoruz. O gün orada gerçeklerin ve hakikatin gür sesi olmayı tercih ederek, tarihin doğru yerinde durdu. Böylesi bir ortamda 'Türkiye'nin Önü Aydınlık' manşetiyle yayın hayatına başladı ve dahası darbe ortamına rağmen haktan, hakikatten ve milli iradeden yana durdu. Böylelikle bu ülkeye, bu topraklara, bu vatanın evlatlarına inanarak ve güvenerek hareket etti. O günlerden sonra umudu, Türkiye'nin önü aydınlık sözünü haklı çıkaran gelişmeler olduğunu ifade eden Altun, Hamdolsun ki devreye sokulmaya çalışılan tüm siyasi ve toplumsal mühendislik çabaları akim kaldı ve 2002 yılından itibaren Türkiye yeni bir döneme girdi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı ve dirayetli liderliği ve milletimizin ferasetiyle ülkemizin önüne konulmak istenen bariyerleri yerle bir etti ve Türkiye o dönemden bu döneme bir şahlanış dönemine girdi. Sanayide, dış politikada, savunmada, iletişim ve medya alanında, birçok alanda bugün 30 yıl öncesiyle mukayese edilemeyecek bir Türkiye var karşımızda. ifadelerini kullandı. Türkiye özgürleştikçe, toplumun farklı kesimleri de kamusal alanda görünür hale geldi Altun, günümüz Türkiye'sinin artık üniversite kapılarından kovulan başörtülü öğrencilerin olmadığı, kılık-kıyafeti, dini inancı ne olursa olsun özgürce eğitim almanın ve aynı zamanda da eğitim vermenin mümkün olduğu bir Türkiye olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: Günümüz Türkiye'si, demokratik iradesine cuntacılar tarafından balans ayarı yapılamayan, iç ve dış birtakım mihraklarla işbirliği halinde darbe yapmak isteyenlerin bizatihi milletimiz tarafından derdest edildiği bir Türkiye'dir. Günümüz Türkiye'si, dünyanın neresinde olursa olsun, mazlum ve mağdurun yanında olmayı en önemli insani, tarihi ve vicdani vazifesi telakki eden bir Türkiye'dir. Günümüzün Türkiye'si sadece kendi sınırlarında değil, bölgesel ve küresel düzlemde oyun kurucu, kendi aleyhine oluşturulmaya çalışılan oyunları bozan ve sorunların, krizlerin çözümünde aktif rol alan bir Türkiye'dir. Bugünün Türkiye'si şanla, şerefle kutladığı yüzüncü yılında bir kısım çevrelerin hayal bile edemediği bilimsel başarılara imza atan, uzay yolculuğunu başlatan bir Türkiye'dir. Bugün Türkiye'de siyasal alanda yaşanan çoğulculukla birlikte medya alanında da çoğulculuğun yaşandığını gördüklerini kaydeden Altun, Türkiye'de ne yazık ki yıllar yılı Batıcı elitler nasıl ki toplumun büyük bir kesimini siyasal alandan, kamusal alandan kovmaya çalıştılarsa medya alanından da kovmaya çalıştılar. Medya, bu yönüyle Batılı ideolojinin ve hayat nizamının bir endoktrinasyon aygıtına dönüştü adeta. Tepeden inmeci modernleşmenin bir aracı olarak kurumsallaştı. Ne var ki Türkiye özgürleştikçe, demokratik alan genişledikçe, toplumun farklı kesimleri de kamusal alanda görünür hale geldi. Böylelikle medya alanı da çeşitlendi, güçlendi, genişledi. diye konuştu. Türkiye yeni medya araçları üzerinden devşirilen hibrit tehditlere en fazla maruz kalan ülke konumundadır Altun, Necip Fazıl'ın Türkiye'nin bir buçuk asırdır beklediği gerçek ruh ve kültür ihtilali, önce Babıali'nin millileştirilmesi, ahlakileştirilmesi ve temel görüşe oturtulmasıyla mümkündür. sözlerini anımsatarak, şöyle konuştu: Gerçekten de basın, medya ve iletişim alanında yaşanan millileşme 2002 sonrasında kendisine kurumsal bir karşılık bulabilmiştir. Elbette nasıl ki bir dönem Büyük Doğu gibi yayınlar zorlu dönemlerde varlık göstererek bir değer ve fikir aktarımına imkan tanıdıysa aynı şekilde 1990'ların çetin koşullarında da Yeni Şafak bu değer zincirini başarıyla temsil etmiştir. Bu gayretler olmasaydı biz bugünün medya ekosisteminde nefes alıp veremezdik. Bu gayretler olmasaydı medyada hala Batıcı tahakküm arzıendam etmeye ve milletimizi Batılı sömürge düzeninin beklentileri doğrultusunda büyük bir rahatlıkla manipüle etmeye devam edecekti. Hamdolsun ki bu rahatlığa sahip değiller. Fakat bu demek değil ki rahat duruyorlar. Geleneksel medya araçlarıyla elde edemedikleri ne varsa bunları yeni medya düzeniyle dijital medya araçlarıyla elde etmeye çalışıyorlar. Türkiye'ye karşı hibrit tehditler aracılığıyla, yeni medya yol ve yöntemleriyle bir yıpratma savaşı yürütüyorlar. Türkiye bugün bütün dünyada yeni medya araçları üzerinden devşirilen hibrit tehditlere en fazla maruz kalan ülke konumundadır. Oxford Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların yaptığı somut araştırmalarda Türkiye bugün dünyada en çok dezenformasyona maruz kalan ülke olarak tasnif edilmektedir. Altun, bunun arkasında iktidar mücadelesi olduğunu vurgulayarak, Bunun arkasında, açık ve net bir şekilde ifade etmemiz gerekirki bir küresel, siyasal mühendislik projesi var. Nedir bu? Türkiye'yi yeniden Batıcı bağımlılık düzeninin bir unsuru haline getirmek. Yeniden Batılı sömürge düzeninin izinde giden, bağımlı bir aktöre dönüştürmek ve onu iddialarından vazgeçirmek. diye konuştu. Türkiye'nin son 10 yılda bu bağlamda birçok melez saldırı ve darbeye maruz kaldığını kaydeden Altun, Gezi kalkışmasından darbe görünümlü 15 Temmuz işgal girişimine, ekonomik ataklardan terör saldırılarına kadar birçok saldırıyla Türkiye karşı karşıya kaldı. Şimdi buna sistematik dezenformasyon saldırıları eklenmiş durumda. Tam da bu nedenle biz gayretimizin önemli bir bölümünü dezenformasyonla mücadeleye ayırıyoruz. Bu sistematik dezenformasyonlar sadece medya ve iletişim alanıyla, basın sektörüyle sınırlı bir mesele de değildir. Daha geniş bir alanda siyasi ve stratejik bir zeminde karşımıza çıkan bir tehditten bahsediyoruz. Bu nedenle biz, dezenformasyonla mücadele etmeyi bir ulusal güvenlik meselesi olarak telakki ediyoruz. Bu mücadeleyi de sadece ulusal bir mücadele olarak değil, küresel bir mücadele olarak görüyoruz. ifadelerini kullandı. İsrail'in zulümlerine eşlik eden dezenformasyon kampanyalarına da tam da bu gerekçeyle karşı çıktıklarını ifade eden Altun, İsrail'in dezenformasyon saldırılarını böylelikle sadece Türkiye içinde değil, bütün dünyada bertaraf ettiklerini, bunun için yoğun gayret sarf ettiklerini anlattı. Altun, dezenformasyonla mücadele noktasında Yeni Şafak gibi güçlü, kurumsal, geleneksel medya kuruluşlarının gayretine çok önem verdiklerine dikkati çekerek, Zira bizler ortak bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelenin adı kelimenin tam anlamıyla hakikat mücadelesidir. Zira bugün ziyadesiyle muhtaç olduğumuz temel değer hakikattir. Yalanın sıradanlaştığı, artık hakikatin önemsizleştirilmek istendiği bu dönemde hakikat için verilen mücadele en şerefli mücadeledir. Bu hakikat mücadelesinde doğru haberin, doğru yöntemlerle ve hızla ortaya çıkarılması, gazeteciliğin bir meslek olarak uluslararası alanda savunulması son derece önemli, stratejik, hayati bir unsurdur. diye konuştu. Yeni Şafak'ın bu anlamda analog dönemde ortaya koyduğu başarıyı dijital dönemde de sergilemesinin çok önemli olduğunu söyleyen Altun, bu yöndeki gayretleri için gazeteye teşekkür etti. Yeni meydan okumalarla karşı karşıyayız Altun, bu alanın sürekli geliştiğini ve bu alanda sürekli yeni hibrit tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını dile getirerek, Özellikle yapay zeka teknolojileri sonrasında yeni meydan okumalarla karşı karşıyayız. Yapay zeka alanını yönetmek bu anlamda son derece önemli bir husus. Bugün Türkiye'deki köklü medya kuruluşlarının bir diğer meydan okuması da uluslararasılaşma meselesidir. Yeni Şafak'ın bu yöndeki güçlü gayretlerinin de farkındayız. Bunun için de kendilerini tebrik ediyoruz. Zira artık Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir uluslararası adalet mücadelesi veriyor ve bu mücadelede gerçekten medyamızın desteği çok ama çok önemli. dedi. Türkiye'nin uzun yıllar vesayete karşı bir demokratikleşme mücadelesi verdiğini kaydeden Altun, bu mücadelede Yeni Şafak'ın doğru yerde durduğunu, mücadeleyi desteklediğini söyledi. Cumhurbaşkanımızın 'Dünya beşten büyüktür' mottosuyla ifade ettiği mücadele, uluslararası alanda etkili sonuçlar doğuracak bir mücadeledir Altun, gelinen noktada Türkiye'nin uluslararası alanda adalet mücadelesine öncülük ettiğini dile getirerek, Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Dünya beşten büyüktür.' mottosuyla ifade ettiği bu mücadele, önümüzdeki dönemde, uluslararası alanda son derece etkili sonuçlar doğuracak bir mücadeledir. Biz buna inanıyoruz ve medyamız bu noktada Yeni Şafak gazetesi de dahil olmak üzere yerli ve milli medyamız, Türkiye'nin uluslararası adalet mücadelesine destek verecek şekilde uluslararasılaştırma kabiliyeti geliştirmesi gereken yapılardır. Biz, dezenformasyon rejiminin el birliğiyle, sizlerle, hep birlikte gayret ederek hakikatin yerini almasına müsaade etmeyeceğiz. ifadelerini kullandı. Türkiye'de gazetelerin Tanzimat'tan bu yana yayın hayatlarına devam ettiğini, bu 200 yıllık süre zarfında kimi yayınların eskidiğini, tarih olduğunu, kiminin yaptıkları yayınlarla tarihe geçtiğini belirten Altun, Yeni Şafak'ın 30 yıllık birikimiyle tarihe geçtiğini, önemli işlere imza attığını sözlerine ekledi.
4,748
1,226
Yurt dışına lisansüstü eğitim için 850 öğrenci gönderilecek
Milli Eğitim Bakanlığı'nca, Türkiye'nin nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamak amacıyla 850 öğrenci, resmi burslu statüde lisansüstü öğrenim görmek üzere yurt dışına gönderilecek.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/yurt-disina-lisansustu-egitim-icin-850-ogrenci-gonderilecek-823588.html
2023 Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adayları Seçme ve Yerleştirme (YLSY) kapsamında, yükseköğretim kurumlarından 81 üniversite adına 529, 27 farklı kamu kurumu adına 321 öğrenci yurt dışına gönderilecek. Öğrenciler, 2023 YLSY kapsamında 69 farklı ülkede öğrenim görebilecek. Bakanlığın bu kapsamda burslu olarak yurt dışına lisansüstü eğitim almak için göndereceği toplam öğrenci sayısı 850 oldu. 2023 YLSY kapsamında 430 farklı lisansüstü öğrenim alanında burs tahsis edilecek. Bunlar arasında burs tahsis edilecek bazı alanlar şöyle belirlendi: Ülke/bölge çalışmaları, mimarlık, özel eğitim, psikoloji, sürdürülebilir çevre, deprem çalışmaları, siber güvenlik, veri bilimi ve bulut bilişim, akıllı enerji sistemleri, akıllı ve yenilikçi malzemeler, göç ve göçmen çalışmaları, otonom ve bağlantılı araç teknolojileri, elektrikli ve hibrit araçlar, yapay zeka ve makine öğrenmesi, yazılım mühendisliği, ileri robotik sistemler ve mekatronik, enerji depolama ve enerji verimliliği, iklim değişikliği, savunma teknolojileri, klinik eczacılık, moleküler farmakoloji ve ilaç araştırmaları, blokzincir teknolojisi, nükleer, siber güvenlik/kriptoloji, açık kaynak yazılımlar, bulut bilişim. 47 kontenjan açıldı YLSY kapsamında ülke-bölge çalışmaları alanında 9'u kamu kurumları, 38'i üniversiteler adına olmak üzere toplam 47 kontenjan açıldı. Bu alanda başta Afrika çalışmaları olmak üzere, Balkan çalışmaları, Latin Amerika çalışmaları, Hindistan çalışmaları, Asya Pasifik çalışmaları, Avrupa çalışmaları, Çin çalışmaları, Doğu Asya çalışmaları, Ermeni çalışmaları, Güney Asya çalışmaları, Gürcistan çalışmaları, İskandinav çalışmaları, İspanya çalışmaları, Orta Doğu çalışmaları, Uzak Doğu çalışmaları alanlarında kontenjanlar açıldı. MEB adına 35 kontenjan Öte yandan, 2023 YLSY kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı adına 35 kontenjan açıldı. Buna göre, eğitimde yeni teknolojiler, yapay zeka eğitimi, eğitim felsefesi, istatistik, özel eğitim, öğretim teknolojileri ve materyal geliştirme, yetişkin eğitimi yurt dışında öğrenim görülebilecek bazı alanlar olarak yer alıyor. Doktora öğrenimlerini başarıyla bitiren adaylar, Milli Eğitim Uzmanı kadrosuna atanacak. 2023 YLSY'ye başvuru şartları YLSY'ye başvuru şartları ise şu şekilde: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, en az lisans mezunu olmak, lisans mezuniyet notu 4 üzerinden en az 2.50 olmak, her yıl ilan edilen kılavuzlardaki yaş şartını sağlamak, ALES'ten en az 75 puan almış olmak, yükseköğrenimi veya kamu görevi sırasında kınama cezasından daha ağır bir disiplin cezası almamış olmak. Başvurular 29 Aralık'a kadar Bakanlığın, Resmi Burslu Öğrenci Sistemi (REBUS) üzerinden alınacak. Adaylar geçerli ALES puanı ve lisans mezuniyet puanına göre başvuru yapabilecek. İlan edilen kontenjan sayısının en fazla üç katı kadar aday, ALES puanın yüzde 40'ı ve lisans mezuniyet notunun yüzde 20'si alınarak oluşturulan YLSY Başvuru Puanı üstünlüğüne göre sözlü sınava çağrılacak. Adaylar, birden fazla lisansüstü öğrenim grubundan sözlü sınava giremeyecek, sadece ALES puanı ve lisans mezuniyet notu üstünlüğüne göre sözlü sınavına çağrıldıkları lisansüstü öğrenim grubunun sınavına girebilecek. Burslara başvuru için ilk aşamada yabancı dil şartı istenmiyor. Ancak bursluluğa hak kazanıldıktan sonra yeterli yabancı dil puanına sahip olmayan öğrencilerin yurt dışındaki üniversitelerden kabul almalarını sağlayacak yabancı dil puanlarını alabilmeleri amacıyla yurt içinde ve yurt dışında yabancı dil eğitimi görmelerine imkan tanınıyor ve bu eğitimin tüm masrafları MEB tarafından karşılanıyor. Sözlü sınav uygulaması İlan edilen kontenjan sayısının en fazla üç katı aday, ALES veya yazılı sınav puanının yüzde 40'ı ile lisans mezuniyet not ortalamasının yüzde 20'si dikkate alınarak tercihleri ve puan üstünlüğüne göre Lisansüstü Öğrenim Grubu için sözlü sınava çağrılacak. Sözlü sınavda adaylar, alan bilgisi konularına ilişkin bilgi düzeyi, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade kabiliyeti ve muhakeme gücü, iletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı, akademik çalışmalara yatkınlığı yönlerinden sözlü sınav komisyonu tarafından değerlendirilecek. Her adaya komisyon başkan ve üyeleri tarafından ayrı ayrı 100 üzerinden puan verilecek ve verilen puanların aritmetik ortalaması sözlü sınav puanını teşkil edecek. Kurum kontenjanları Sözlü sınavdan sonra ALES puanının yüzde 40'ı, sözlü sınav puanının yüzde 40'ı ve lisans mezuniyet notunun yüzde 20'sinin hesaplanmasıyla belirlenen YLSY yerleştirme puanı 70 ve üzeri olan adaylar kurum tercihi yapmaya hak kazanacak. Kurum tercihi işlemleri REBUS üzerinden yapılacak ve adaylar YLSY yerleştirme puanı üstünlüğü ile tercihleri doğrultusunda kurum kontenjanlarına yerleştirilecek. Kurum kontenjanlarına yerleşmeye hak kazanan adaylar, Bakanlıkça istenen belgeleri eksiksiz olarak teslim ettikten sonra resmi bursluluk hakkı kazanacak. YLSY kapsamında öğrenciler, yüksek lisans ve doktora seviyesinde öğrenim görebilecek. Süre uzatımları hariç, dil öğrenimi için bir yıl, yüksek lisans öğrenimi için en fazla 2 yıl, doktora öğrenimi için ise en fazla 4 yıla kadar süre verilecek. Fakat bu durum ülkelerin eğitim sistemlerine ve işleyişlerine göre farklılık gösterebilecek. Öğrenimlerini başarıyla tamamlayan öğrenciler yurt içinde öğrenim gördükleri süre kadar, yurt dışında ise öğrenim gördükleri sürenin iki katı kadar süreyle adına öğrenim gördükleri kurumlarda mecburi hizmetle sorumlu olacak. Son 20 yılda 11 bin 943 öğrenci burstan yararlandı Öte yandan, YLSY ile 1929-2002 yılları arasında 9 bin 540 öğrenci, 2002-2022 yılları arasında ise 11 bin 943 öğrenci burstan yararlanarak yurt dışında lisansüstü öğrenim gördü. Halihazırda 3 bin 201 öğrenci MEB bursundan faydalanarak, başta İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Hollanda olmak üzere 47 farklı ülkede öğrenim görüyor. Bakanlığın resmi burslu statüde yüksek lisans ve doktora öğrenimi için ayırdığı bütçe ise son 10 yılda yaklaşık 10 kat artışla 2 milyar 210 milyon liraya çıktı. YLSY, okul ödemeleri, aylık burslar, sağlık giderleri, ulaşım giderleri, yabancı dil sınav ücretleri ve kırtasiye yardımı gibi bir çok kalemde öğrencilere sağlanan maddi destekleri kapsıyor. Burs miktarları, yurt içinde dil öğrenimi görülen süre boyunca aylık 3 bin 100 lira olarak ödenirken, yurt dışında ise öğrencilerin öğrenim gördükleri ülkelere değişiyor.
158
21,921
İsrail Gazze'de BM okulunu bombaladı
İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Birleşmiş Milletler bünyesindeki bir okulu vurdu. Saldırıda çok sayıda ölü ve yaralı var.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/israil-gazzede-bm-okulunu-bombaladi-818265.html
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin güneyinde Han Yunus kentinde çok sayıda kişinin sığındığı Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bünyesindeki Muin Okulu'nu bombaladığı kaydedildi. Açıklamada, İsrail saldırısı sonrası çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı belirtildi. İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı. İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, Gazze Şeridi'ne düzenlenen kara saldırılarında 75, Lübnan sınırında ise 6 İsrail askeri öldürüldü. Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150'den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 bin 899'a yükseldi. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 259 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. İsrail ordusunun 8 Ekim'den bu yana Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında 22 sivil hayatını kaybederken, Hizbullah ile sınırda girdiği çatışmalarda ise 89 Hizbullah mensubu öldü. Hamas ile İsrail arasındaki esir takası mutabakatı İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün insani ara verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girmiş ve daha sonra 3 gün daha uzatılmıştı. İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası mutabakatı çerçevesinde Gazze Şeridi'nden 81 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de 240 Filistinli esir serbest bırakıldı. İsrail ordusu, 1 Aralık'ta insani aranın bitmesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına yeniden başladı.
6,794
1,341
Okul bazlı performans değerlendirme sistemine geçilecek
Okul bazlı performans değerlendirme sistemine geçilerek düşük seviyede gelişim gösteren okulların okul gelişim düşüklüğünün nedeni analiz edilecek. Her öğrencinin akademik ve sosyal faaliyetlere ilişkin kaydının tutulduğu ve öğrenme sürecinin kademeler arasında izlenmesini sağlayan e-Öğrenci dosyası oluşturulacak.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/okul-bazli-performans-degerlendirme-sistemine-gecilecek-805876.html
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayının ardından TBMM'ye sunulan ve 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı'nda, okul öncesi eğitim, okulların gelişimi ve okullardaki teknolojik altyapı gibi başlıklara yer verildi. Bu kapsamda, çocukların kaliteli, evrensel, ücretsiz eğitime erişimlerinde fırsat eşitliği sağlanacak. Okul öncesine erişimin artırılması için gerekli fiziki ve beşeri altyapı oluşturulacak. Kaliteli okul öncesi eğitime erişimi kolaylaştırmak üzere ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyleri dikkate alınarak öncelikli bölge ve ailelerin ihtiyaçları için farklı modeller üzerinde çalışmalar yürütülecek. Öğrenciler arasındaki başarı farkı ile okullar arasındaki nitelik farkı azaltılacak, tüm okullarda nitelikli ve kapsayıcı eğitim hizmet sunumu sağlanacak, bu amaçla insan kaynağının niteliği artırılacak ve eğitim sürecinin önemli bir parçası olan ailelerin bu kapsamda daha fazla katkı sağlamalarına yönelik eğitim faaliyetleri yaygınlaştırılacak. Okul bazlı performans değerlendirme sistemine geçilerek düşük seviyede gelişim gösteren okulların okul gelişim düşüklüğünün nedeni analiz edilecek ve gerekli önlemler alınacak. Uygulanan telafi edici ve destekleyici yetiştirme programları için etkin izleme ve değerlendirme sistemi kurulacak, bu programlar öğrenci ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Her öğrencinin akademik ve sosyal faaliyetlere ilişkin kaydının tutulduğu ve öğrenme sürecinin kademeler arasında izlenmesini sağlayan e-Öğrenci dosyası oluşturulacak. Destekleme programlarına öğrenci yönlendirmeleri etkin hale getirilecek ve bu yönlendirmelerde öğrencilerin duygusal ve sosyal gelişim alanları dikkate alınacak, destekleme programlarının erken yaşlarda da uygulanması sağlanacak. Kaliteli eğitime erişimde fırsat eşitliği sağlanacak. Okul dışındaki çevresel faktörlerden kaynaklı farklılıkların, nitelikli eğitime erişimdeki etkisinin giderilmesi için verilen eğitim destekleri ve burslar hedefli programlar şeklinde uygulanacak, bu desteklerin nitelikli eğitime erişim üzerindeki etkisi analiz edilecek. Kız çocuklarının eğitime katılımları, devamlılıkları ve eğitimlerini tamamlamalarını engelleyen faktörler analiz edilerek okul terklerinin önlenmesi, okul kayıt, devam ve tamamlanma oranlarının artırılmasına yönelik program, proje ve uygulamalar geliştirilecek. Ölçme ve değerlendirme sistemi geliştirilecek Bireyin gelişimini temel alan ve uzun vadeli öğrenme sürecini de içeren ölçme ve değerlendirme sistemi oluşturulacak. Ölçme ve değerlendirme sistemi, yeterlilik temelli olarak eğitimin tüm kademelerinde yapılandırılacak. Ölçme ve değerlendirmede, bilgi ve iletişim teknolojileri aktif olarak kullanılacak. Ulusal izleme araştırmaları için mevzuat altyapısı oluşturulacak. Türkçenin doğru ve güzel kullanımını geliştirmek amacıyla dört temel becerinin değerlendirilmesine yönelik ölçme araçları geliştirilecek. Eğitim sistemi olağanüstü durumlara karşı daha dayanıklı ve esnek bir yapıya kavuşturulacak. Bireyselleşmiş öğrenme sistemi etkin hale getirilecek, uzaktan eğitim altyapısı iyileştirilecek. Olağanüstü durumlarda eğitimin kesintiye uğramasının, öğrenme kayıpları üzerindeki etkisini telafi edici çalışmalar yürütülecek. Uygulamalı eğitimde ölçme ve değerlendirmenin olağanüstü durumlarda sürdürülebilir kılınması için metotlar çeşitlendirilecek, iş başı eğitim ve uygulamaya dayalı sınavların dijital ortamda gerçekleştirilmesi sağlanacak. Eğitimde teknolojinin doğru kullanımı sağlanacak, teknoloji okuryazarlığı artırılacak ve teknoloji kullanımından kaynaklı eşitsizlikler azaltılacak. Okullarda fiber altyapı ve etkileşimli tahta kullanımı yaygınlaştırılacak.
273
23,710
İstanbul’da kaçak avlanan 8 ton istavrit ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı
Fatih Yenikapı’da balıkçıların avladığı yasal boy sınırının altındaki 8 ton istavrit, el konularak ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. 6 balıkçıya toplamda 123 bin 298 lira cezai işlem uygulandı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/istanbulda-kacak-avlanan-8-ton-istavrit-ihtiyac-sahiplerine-dagitildi-847054.html
Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığına bağlı ekipler, İstanbul-Yenikapı balık indirme noktasında denetim gerçekleştirdi. Ekipler, balıkçılar tarafından avlanan 8 ton istavritin yasal boy sınırının altında kaldığını tespit etti. 123 bin 298 lira ceza El konulan istavritler, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğünce alınan kararla ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere yardım kuruluşlarına bağışlandı. Su Ürünleri Kanunu’ndaki boy yasaklarına aykırı şekilde avlandıkları tespit edilen 6 balıkçıya toplamda 123 bin 298 lira cezai işlem uygulandı.
193
21,413
Han Yunus ve Refah kentlerine yönelik saldırılarda en az 27 Filistinli öldürüldü
Filistin resmi ajansı WAFA: İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus ve Refah kentlerine yönelik saldırılarında en az 27 Filistinli öldürüldü
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/han-yunus-ve-refah-kentlerine-yonelik-saldirilarda-en-az-27-filistinli-olduruldu-820560.html
Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki bazı bölgelere ve güneyindeki Han Yunus ile Refah kentlerine hava saldırıları düzenledi. İsrail ordusu, Refah kentindeki Aşur ve Ebu Ziya ailelerinin evlerine düzenlediği saldırılarda en az 27 Filistinliyi öldürdü. Ayrıca İsrail'in topçu birlikleri Gazze kentinin doğusundaki Ed-Derc ve Et-Tuffah mahalleleri ile Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya beldesini bombaladı. İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim'de kapsamlı saldırı düzenledi. İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı. İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200'ü kadın olmak üzere, 18 bin 608 Filistinli öldü. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 116'sı karadan işgal sürecinde olmak üzere 445 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım'da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan insani arada 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 286 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu ile Lübnan'daki Hizbullah'ın sınır hattındaki çatışmalarında ise 23 Lübnanlı sivil, 100 Hizbullah mensubu ve 5 İsrailli sivil ile 6 İsrail askeri öldü. Gazze'de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1. 9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
6,286
18,839
New York'ta İsrail ve ABD yönetimini protesto eden göstericilerden en az 8'i gözaltına alındı
New York'ta İsrail'in Gazze'ye saldırılarını ve ABD'nin verdiği desteği protesto eden en az 8 gösterici gözaltına alındı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/new-yorkta-israil-ve-abd-yonetimini-protesto-eden-gostericilerden-en-az-8i-gozaltina-alindi-832371.html
Manhattan'da Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesinin (AIPAC) genel merkezi önünde bir araya gelen göstericilerle New York Polis Teşkilatı (NYPD) görevlileri arasında zaman zaman tansiyon yükseldi. AIPAC ofisinin bulunduğu 2. Cadde ile 44. Sokak'ın kesiştiği kavşakta uzun süre slogan atan protestocuların Lexington Caddesi'nde yürümek istemesi üzerine en az 8'i gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Gösteriyi düzenleyen gruplardan Within Our Lifetime'ın (WOL) üyeleri, gözaltına alınanların arasında liderleri Nerdeen Kiswani'nin de bulunduğunu belirterek, serbest bırakılması için polisle uzun süre tartıştı. Saatler süren yürüyüşe katılan Filistin destekçileri, İsrail'in soykırım yaptığına, ABD Başkanı Joe Biden ve yönetiminin buna maddi destek sağladığına dair iddialarını dillendirdi. Göstericilerin sloganları arasında 'İnsanlar birleştiğinde asla yenilmeyecekler, İsrail bombalıyor, ABD parasını ödüyor, Soykırımcı Joe gitmek zorunda şeklindeki ifadeler dikkati çekti. Protestocuların arasında çok sayıda Amerikalının yanında, İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarını doğru bulmayan birçok Yahudi kökenli New Yorklunun da bulunduğu gözlendi. Amerikalı protestocular, İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına inandıklarını belirtti Filistin'e destek için New York'taki gösteriye katılan ABD vatandaşları, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının açık bir soykırıma dönüştüğüne inandıklarını söyledi. Kendisinin de Yahudi asıllı olduğunu belirten kadın protestocu, Geçmişte halkımızın başına gelenlerin hatırasının şu anda soykırımı meşrulaştırmak için kullanıldığını düşünüyorum. Bu dilin İsrail Parlamentosu tarafından kullanıldığını ve İsrail Başbakanı'nın kendilerinden Tanrı'nın çocukları ve Filistinliler için başkaları diye bahsetmesinin başlı başına soykırım niteliğinde olduğunu düşünüyorum. ifadelerini kullandı. Adının Michael olduğunu söyleyen ve sosyal medyadaki görüntülerin İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığının delili olduğunu ifade eden New Yorklu aktivist, Gazze'deki altyapıyı, tüm üniversiteleri bombaladılar. Bütün okulları vurdular, her şeyi yok ettiler. 13 binden fazla çocuğu öldürdüler, liste uzayıp gidiyor. dedi. Baskı görmekten korktuğu için yüzünü maskeyle gizleyen kadın protestocu da Videoları gördüm, insanların söylediklerini gördüm, biraz araştırma yaptım ve bunun (soykırımın) çok açık olduğuna şüphe yok. diye konuştu. New York'taki Filistin protestolarına pek çok kez katılan, ismini vermekten çekinen siyahi Amerikalı da İsrail'in Filistinlilere karşı daha önce de soykırım uyguladığını ve diğer hükümetler müdahale etmediği sürece bunu sürdüreceğini belirterek, Olup bitene dikkat ettiğinizde, dışarıdan baktığınızda, gördüğünüz tek şey nefret, cinayet ve koca bir halkı silme kararlılığıdır. dedi. ABD'de 21-23 Ocak'ta yapılan Economist/YouGov'un anketine göre, her 3 Amerikalıdan en az birinin İsrail'in Filistinlilere karşı soykırım uyguladığına inandığı, bu oranın 18-29 yaş grubundaki gençlerde yüzde 49'a kadar çıktığı bilgisi paylaşılmıştı.
3,712
25,426
Kayak merkezlerinde son durum: Hakkari'de 171 santimetre ölçüldü
Kayak merkezleri arasında en fazla kar kalınlığı, 171 santimetreyle Hakkari'de kaydedildi.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/kayak-merkezlerinde-son-durum-hakkaride-171-santimetre-olculdu-838724.html
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, kayak merkezlerindeki kar kalınlığı Hakkari'de 171, Kartalkaya'da 167, Sarıkamış'ta 155, Palandöken'de 150, Ergan'da 131, Erciyes'te 65, Yalnızçam'da 63, Uludağ'da 62, Davraz'da 59, Kartepe'de 50, Haserek'te 47, Ovacık'ta 40, Ilgaz'da 31, Mersivan'da 26, Yıldızdağı'nda 25, Kop ve Denizli'de 20, Çambaşı'nda 18, Gevaş ve Murat Dağı'nda 17, Yıldıztepe'de 15, Keltepe'de ise 5 santimetre ölçüldü. Bazı kayak merkezlerinde en düşük ve en yüksek hava sıcaklık tahminleri ise şöyle: Merkez 20.02.2024 En düşük En yüksek Hakkari KKY -16 -2 Kartalkaya S -9 1 Sarıkamış ÇB -10 -1 Palandöken ÇB -10 -2 Ergan ÇB -7 -1 Erciyes PB -8 1 Kartepe PB 0 3 Uludağ P -4 2 Çambaşı ÇB -5 0 Yıldıztepe P -4 0 Mersivan ÇB -8 1 Yalnızçam ÇB -7 -1 Ilgaz ÇB -6 0 Yıldız Dağı PB -4 3 Zigana ÇB -5 0 Kop ÇB -5 2 Denizli PB -5 4 (KKY: Karla karışık yağmurlu, ÇB: Çok bulutlu, PB: Parçalı bulutlu, S: Sisli, P: Puslu)
1,909
25,034
Buzdolabı patladı, çıkan yangında iki ev yandı
Kastamonu'nun Cide ilçesinde buzdolabının patlaması sonucu çıkan yangında bitişik haldeki iki ev kullanılamaz hale geldi.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/buzdolabi-patladi-cikan-yanginda-iki-ev-yandi-840586.html
Olay, Cide ilçesi Karakadı köyü Kabaklı Mahallesi’nde meydana geldi. Buzdolabının patlaması neticesinde köyde yangın çıktı. Yangını gören vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. İlçe merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan köye ulaşan ekipler yangını söndürmek için çalışma başlattı. Ekiplerin müdahalesiyle yangın kısa sürede kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında birbirine bitişik halde bulunan iki ev kullanılamaz hale geldi. Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.
1,517
9,415
Alev Alatlı hayatını kaybetti
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yazar Alev Alatlı'nın hayatını kaybettiğini açıkladı.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/alev-alatli-hayatini-kaybetti-834018.html
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yazar Alev Alatlı'nın vefat haberini sosyal medya hesabından duyurdu. Alatlı'nın bir süredir tedavi altında olduğunu belirten Koca, Kendisini ziyarete gittiğimde, 'Bu toprakları daha çok sevdirmeliyiz.' demişti. Bu sözünü aydınlarımıza, yöneticilere, ülkemizin bugününe, yarınlarına etki etme gücüne sahip herkese yönelik bir vasiyet olarak anlamıştım. dedi. Yazar Alatlı'nın fikir ve sanat hayatının büyük isimlerinden olduğunu vurgulayan Koca, 2014 yılında edebiyat dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü başta olmak üzere, pek çok ödülle onurlandırılmıştı. Hepimizin başı sağ olsun. ifadelerini kullandı. Cenazesi yarın defnedilecek Yazar Alatlı'nın naaşı yarın öğle namazına müteakip Eyüp Sultan Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından, Mihrişah Valide Sultan Haziresi'ne defnedilecek. Eserleriyle düşünce dünyasına ışık tutan mütefekkir, yazar Alev Alatlı İzmir'de 1944'te dünyaya gelen Alatlı, liseyi Japonya'nın başkenti Tokyo'da okudu. Ekonomi ve istatistik üzerine lisansını Orta Doğu Teknik Üniversitesinde, yüksek lisansını ise ekonomi ve ekonometri alanında bursla gittiği ABD'deki Vanderbilt Üniversitesinde yaptı. Felsefe üzerine de eğitim alan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire, Dartmouth College'de sürdürdü. İlahiyat, düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. Alev Alatlı, 1974'te Türkiye'ye döndü ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Ankara Devlet Planlama Teşkilatında kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile de ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Yaser Arafat tarafından Özgürlük Madalyası ile onurlandırıldı Cumhuriyet Gazetesi ile Bizim English adında bir dergi çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı. Alatlı, 1985 ve 1986'da Edward Said'in Haberlerin Ağında İslam ve Filistin'in Sorunu kitaplarını çevirdi. Filistin davasını duyurmak üzere yaptığı çalışmalara karşılık Alatlı, 1986'da Tunus'ta sürgünde olan Yaser Arafat tarafından Özgürlük Madalyası ile onurlandırıldı. Yaşamı boyunca birçok ödüle değer görülen usta yazar, 2006'da Rusya'da Mihail Aleksandroviç Şolohov 100. Yıl Edebiyat Ödülü'nü, 2014'te edebiyat alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü aldı. Ayrıca 2012'de Bülent Ecevit Üniversitesi, 2017'de ise Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından fahri doktora payesi verildi. Alatlı, 2005-2017 arasında Kapadokya Meslek Yüksekokulu mütevelli heyet başkanı olarak görev yaptı. 2017 yılı itibarıyla da Kapadokya Üniversitesi mütevelli heyet başkanı olarak görevini sürdürdü. Bize Yön Veren Metinler çalışmasıyla İslam dünyasında yaklaşık üç bin yıllık bir düşünce serüvenine ışık tuttu Usta yazar, ilk telif eseri Aydın Despotizmi ardından 1985'te Yaseminler Tüter mi Hâlâ?yı okurların beğenisine sundu. Eser, Türkiye Yazarlar Birliğinin 1987'de Yılın En İyi Romanı ödülünü kazandı. Kapadokya Meslek Yüksekokulu Yayınlarından çıkan dört ciltlik Batıya Yön Veren Metinler ve iki ciltlik Bize Yön Veren Metinler başlıklı eserlerin derlenmesinde önemli rol üstlenen Alatlı, Türkiye'de ilk defa yapılan bu çalışma ile hem Batı'da hem de İslam dünyasında yaklaşık üç bin yıllık bir düşünce serüvenine ışık tuttu. Alatlı, 2018'de yayımladığı Ben Böyle Düşünüyorum Demekle Olmuyor! eserinde de akıl yürütmenin ve muhakemenin kurallarına dikkat çekti. Usta yazarın röportajlarından oluşan Alev Alatlı ile Türkiye ve Dünya, gazete makalelerinin derlendiği Şimdi Değilse, Ne Zaman?, Hayır Diyebilmeli İnsan!, Hatırla! Geçmişin Geleceğindir, Yorumsuz ve Aklın Yolu da Bir Değildir kitapları da bulunuyor. Alev Alatlı'nın imza attığı eserler şunlar: Roman: Yaseminler Tüter mi Hâlâ, İşkenceci, Viva La Muerte / Yaşasın Ölüm, Nuke Türkiye, Valla Kurda Yedirdin Beni, O.K. Musti Türkiye Tamamdır, Kadere Karşı Koy A.Ş, Schrödinger'in Kedisi Kabus, Schrödinger'in Kedisi Rüya, Aydınlanma Değil Merhamet, Dünya Nöbeti, Eyy Uhnem Eyy Uhnem, Beyaz Türkler Küstüler Makale: Şimdi Değilse Ne Zaman, Hayır Diyebilmeli İnsan, Hatırla Geçmişin Geleceğindir, Yorumsuz, Aklın Yolu da Bir Değildir, Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor Sohbet: Safsata Kılavuzu Laf Ola Beri Gele, Fesüphanallah!-Nasihatname 1, Hafazanallah!-Nasihatname 2 Eleştiri: Aydın Despotizmi İnceleme: Hollywood'u Kapattığım Gün, Batı'ya Yön Veren Metinler, Batı'ya Yön Veren Metinler II Rönesans, Batı'ya Yön Veren Metinler 3, Batı'ya Yön Veren Metinler 4, Funda'nın Mutfak Rehberi Tercüme: Edward W. Said'in Haberlerin Ağında İslam, Filistin'in Sorunu, Tunuslu Hayreddin Paşa'nın En Emin Yol 'Akvam ül-Mesalik'li Marifat Ahval el-Memalik Şiir: Eylül 1998
1,768
13,956
Altay Bayındır Manchester United'da ilk maçına çıkacak
Sezon başında Fenerbahçe’den Premier Lig ekibi Manchester United’a transfer olan milli kaleci Altay Bayındır, İngiltere Federasyon Kupası'nda (FA Cup) oynanacak Newport County karşılaşmasıyla ilk maçına çıkmaya hazırlanıyor.
Spor
https://www.trthaber.com/haber/spor/altay-bayindir-manchester-unitedda-ilk-macina-cikacak-832254.html
Altay Bayındır, Manchester United’ın FA Cup 4’üncü Turu’nda deplasmanda oynayacağı Newport County karşılaşmasında ilk maçına çıkacak. İngiliz basınında yer alan haberlere göre, 25 yaşındaki file bekçisi, Afrika Uluslar Kupası’nda mücadele eden Kamerunlu kaleci Andre Onana’nın yokluğunda maça ilk 11’de başlayacak. Altay Bayındır, Newport County’ye karşı süre alması durumunda Manchester temsilcisinde forma giyen ilk Türk futbolcu olacak. Rodney Parade Stadyumu’nda oynanacak karşılaşma 28 Ocak Pazar günü saat 19.30’da başlayacak.
829
6,762
"15 Temmuz'un Objektifleri" belgeseli izleyiciyle buluştu
15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin canlı tanığı 107 haberci, Malatya'da 10. Uluslararası Film Festivalinde buluştu. Meslektaşlar, yaşanan dehşet anlarını "15 Temmuz'un Objektifleri Belgeseli"nde anlattı.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/15-temmuzun-objektifleri-belgeseli-izleyiciyle-bulustu-635564.html
15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi, haberciler meslek hayatlarının en zor sınavını verdi. Ateş hattındaki o görüntüleri tüm dünya onların objektifinden izledi. 107 haberci Malatya'da buluştu FETÖ terör örgütünün acımasızlığı 15 Temmuz’un Objektifleri adıyla belgesele dönüştü. O gün İstanbul, Ankara ve Marmaris’te görev yapan 107 haberci, içinde oldukları belgeseli izlemek için Malatya'da buluştu. Elbette ki eli kanlı teröristlerin ihanetini görüntülemek ve anlatmak hiçbiri için kolay olmadı. Bu iş burada kalmasın istedik 15 Temmuz’un Objektifleri Belgeseli Yönetmeni Ali Ekber Karaçam, Biz o gece çalışan gazetecilerdik. Ben de dahil olmak üzere sokakta o hain geceyi canlı canlı yaşayan ve tanığı olan gazetecilerdik. Biz bu işin burada kalmamasını istedik. Belgesel 480 gün sürdü. Yaklaşık 30'un üzerinde metin yazarı barındırdı, 10 binin üzerinde görüntü tarandı. 3 ayda metinleri tamamlandı ve ortaya 90 dakikalık güzel bir belgesel çıktı dedi. Belgesel 2 ödül aldı Türkiye Kameramanları Derneği'nin de destek verdiği belgesel 2 ödül aldı. Gazeteci Necmettin Tuncal, O anı bize tekrar yaşattılar. Teşekkür ediyoruz. Allah milletimize böyle günleri bir daha göstermesin. Çok şükür böyle bir milletin içinde doğmayı Allah bize nasip etmiş, gururlandık açıklamasını yaptı. Hakan Hemir ise duygularını şu sözlerle dile getirdi: Gerçekten de çok etkileyici, tarihin canlı tanıkları ile birebir ağızlarından dinlemek, o belgeselcilerle, kameramanlarla aynı gözden bakmak, onların duygularını hissetmek apayrı bir duygu. Belgesel; darbe girişimi gecesi o günkü adıyla Boğaziçi Köprüsü’nde şehadete yürüyen Şehit Erol Olçok’a ithaf edildi.
1,575
23,621
Bakan Fidan: Terörün kökünü kurutmaya kararlıyız
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ege veya Doğu Akdeniz'de hiçbir zaman husumet yaratma arayışında olmadıklarını ancak yaşamsal çıkarları korumaktan da geri durmayacaklarını söyleyerek, terörün kökünü tamamen kurutma noktasında da kararlı olduklarını ifade etti.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/bakan-fidan-terorun-kokunu-kurutmaya-kararliyiz-847767.html
Dışişleri Bakanı Fidan, İzmir temasları kapsamında Kemalpaşa ilçesinde esnafı ziyaret etti. Ardından İzmir Ticaret Odasına geçen Bakan Fidan, İzmir İş Dünyası Buluşması etkinliğinde konuştu. Bakan Fidan, iş dünyasının gerçekleştirdiği etkinlikleri çok kıymetli bulduğunu, dünyanın büyük bir belirsizlik içinde seyrettiği şu günlerde istişareyle ve ortak akılla hareket etmeye çok ihtiyaç olduğunu söyledi. Ege Bölgesi'nin tüm çağlardan beri medeniyet, kültür, ekonomi, ticaret ve ulaşımının beşiği konumunda olduğunu söyleyen Fidan, Bu nedenle genç Cumhuriyet'imizin ilk iktisat kongresinin İzmir'de toplanması da hiç tesadüf değildir. Ege'miz Türk milletinin dinamizmini üretime ve ihracata yansıtan, Türkiye markasının bütün dünyada tanıtılmasında her daim başı çeken bir bölge oldu dedi. Fidan, müteşebbislerin küresel ölçekte önünü açmanın devletin ana stratejileri arasında olduğunu anlatarak, bakan olarak göreve başladıktan sonra temel önceliklerinden birisinin de bu olduğunu ifade etti. 13 yıl istihbarat teşkilatını yönettikten sonra göreve geldiğinde yayımladığı ilk genelgenin ekonomiyle alakalı olduğunu kaydeden Fidan, şunları söyledi: Dünyanın dört bir tarafına yatırım yapan iş insanlarımız var. Vatandaşlarımız, yaşadıkları ülkelerde gurur vesilesi başarılara imza atıyorlar. İlaveten çok devlete nasip olmayan ana vatana gönülden bağlı soydaşlarımız var. Bu büyük eşsiz beşeri gücü küresel bir güce dönüştürmek için de stratejiler geliştirdik. Bütün bunları sizler başta olmak üzere özel sektör platformları ve tüm dünyadaki kuruluşlarımızla hep birlikte hayata geçireceğiz. Devlet, özel sektör olarak hedefimiz bir, rotamız ortak; ülkemizi kalkındırmak, halkımızın refahını arttırmak. Ancak şu bir gerçek ki günümüzde bir ülkenin tek başına küresel ve bölgesel sorunlara göğüs germesi pek mümkün değil. Küresel ölçekte tahribat yaratan savaşların, çatışmaların ve krizlerin tam ortasında yer alan bir ülke olarak bu gerçeği görmekteyiz. Her türlü zor şartlara rağmen en hızlı büyüyen ülkeler arasındayız. İhracatımız tüm zamanların rekorlarını sizler sayesinde kırmakta. Savunma sanayisinde, çığır açıcı alanlarda hiç görülmemiş atılımlar içerisindeyiz. Ancak millet olarak başardıklarıyla asla yetinmeyen de bir karakterimiz var. Dolayısıyla daha da kalkınacaksak, daha da büyüyeceksek bunu komşularımızla, bölgesel ve küresel ortaklarımızla birlikte başarmamız gerekiyor. Ekonomik gelişimi, bölgemize yayıp bir bölgesel refah yaratarak yolumuzda ilerlemek gerekiyor. Bunu başarabilmeninse tek bir yolu var. Şartlar ne olursa olsun etrafımızda barışı, güvenliği ve istikrarı hakim kılmak. Dış politikamızın ana hedeflerinden birisi de budur. Ancak Türkiye gibi büyük ve güçlü devletler böyle bir sorumluluğun altına elini sokabilir. Güvenliğe temel tehdit, terörizmdir Barış ve kalkınma vizyonunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki dış politikanın her adımında, her hamlesinde görüldüğünü ifade eden Fidan, Ukrayna'daki savaşı ve Gazze'deki mezalimi, adil ve kalıcı barış temelinde sona erdirme arayışlarında ön planda olduklarına işaret etti. Balkanlar ve Güney Kafkasya'da bölgesel sahiplenme kültürünü yerleştirerek barış ve istikrar için zemini kuvvetlendirmeye çalıştıklarını aktaran Fidan, şöyle konuştu: Komşumuz Yunanistan ile olumlu gündem üzerinden ilişkilerimizi geliştirip, sorunları çözmeye çalışıyoruz. Biz esasen hiçbir zaman Ege'de veya Doğu Akdeniz'de husumet yaratma arayışında olmadık. Ancak, yaşamsal çıkarlarımızı korumaktan da katiyen geri durmayacağız. Ülkemiz için olsun, bölgemiz için olsun, güvenliğe temel tehdit, terörizmdir. Terörist örgütlerle mücadelemizde eşi benzeri olmayan bir seviyeye ulaştık. Bu başarının üç temel unsuru var. Güçlü siyasi liderlik, milli stratejik kabiliyetlerimiz ve başta Irak olmak üzere komşularımızla yeni ve yapıcı bir angajman süreci. Geldiğimiz bu kritik safhada terörün kökünü tamamen kurutmaya kararlıyız. Gerçekleşmesi için büyük destek verdiğimiz Irak'ın Kalkınma Yolu ve Orta Koridor gibi projelerle, bölgesel ve küresel bağlantısallığı tahkim ediyoruz. Enerji güvenliğimizi de sağlama alıyoruz. Bunu yaparken ortaklarımızla karşılıklı çıkarların korunmasını ve bölgesel işbirliğini teşvik eden bir anlayışı benimsiyoruz. - ABD ve AB ülkeleriyle ekonomik ilişkileri artırma hedefi Türkiye'nin hedefinin belli olduğunu ve bu hedefe giden stratejilerin sonuç odaklı olduğunu bildiren Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü: ABD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere müttefik ve ortaklardan barışın tesisi ve bölgesel kalkınma yolundaki çabalara yapıcı katkı vermelerini bekliyoruz. Maalesef bu stratejik yaklaşımı çoğu zaman göremiyoruz. Türkiye'ye bakışlarında sığ ve günlük siyasi tartışmaların, ön yargıların hala baskın çıkabildiğine şahit oluyoruz. ABD ve AB ülkeleriyle bahsettiğim ön yargılara rağmen, ekonomik ilişkilerimizi arttırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu noktada, ticaret hacmimizin ve doğrudan yatırımların arttırılması ön plana çıkıyor. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisinin sağlanması konularında diplomatik çabalarımıza da hız verdik. Hükümetin İzmir'e yönelik hedeflerinin de çok büyük olduğuna dikkati çeken Fidan, İzmir'i en gelişmiş enerji ve ulaşım ağlarıyla donatılmış, bilgi, teknoloji ve inovasyonu ticari başarıya tahvil eden, bütün küresel stratejik pazarlara erişebilen, gençler için parlak bir gelecek perspektifi sunan, ekonomik ve toplumsal kalkınmaya öncülük eden bir dünya şehri yapmak istediklerini kaydetti. Toplantıya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ercan Korkmaz, Cumhur İttifakı Konak Belediye Başkan adayı Ceyda Bölünmez Çankırı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile iş dünyası temsilcileri katıldı. Program, konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.
104
1,197
Yarıyıl tatili cuma günü başlıyor
Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki 20 milyonu aşkın öğrenci, 19 Ocak Cuma günü karnelerini alarak 16 gün sürecek yarıyıl tatiline girecek.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/yariyil-tatili-cuma-gunu-basliyor-829712.html
MEB'e bağlı okullarda eğitim alan 20 milyon 481 bin öğrenci ve görevli 1 milyon 178 bin öğretmen, yaz tatilinin ardından 2023-2024 eğitim öğretim yılında 11 Eylül 2023'te ders başı yaptı. Türkiye genelinde 74 bin okulda ve 744 bin derslikte başlayan eğitim öğretim yılının ilk ara tatilini 13 Kasım-17 Kasım 2023'te yapan öğrenciler, cuma günü karnelerini alacak ve 16 günlük sömestir tatiline başlayacak. Sınıfta kalma geri geldi Bakanlık, bu yıl eğitim-öğretim süreçlerinde bir dizi değişikliğe gitti. Mevzuat düzenlemeleriyle liselerde devamsızlık koşulları yeniden düzenlendi, sınıf tekrarı yeniden uygulamaya konuldu ve açık öğretime geçişler zorlaştırıldı. Bu kapsamda açık liselere, sadece istisnai durumda olan öğrencilerin kayıtları yapıldı. Ayrıca liselerde öğrencilerin 50 ortalamayla sınıf geçebilmesine yönelik uygulamaya son verildi. Yıl sonu başarı puanı 50 olmak kaydıyla en fazla 1 dersten başarısız dersi bulunanların doğrudan bir üst sınıfa geçme kararı alındı. Liselerde artık devamsızlık affı da yapılmayacak. Özürsüz olarak yapılan her bir devamsızlık günü için öğrenciler, 1 saat fazla sosyal sorumluluk çalışması yapacak. Okullarda sınav haftası uygulaması yapıldı Bakanlık tarafından ilk kez sınavlara ilişkin çatı bir yönetmelik yayımlandı ve tüm sınavların ortak yazılı olarak yapılması hükmü yer aldı. Okullarda öğretmenler tarafından yapılan yazılı sınavlarda açık uçlu ve kısa cevaplı sorular kullanıldı. Eğitim öğretim yılının ilk döneminde ülke genelinde ortak yazılı sınavlar yapıldı. Ortaokul 6. sınıf Türkçe ve matematik dersleri için 26 Aralık'ta, 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ile matematik dersleri için 27 Aralık'ta ülke genelinde ortak yazılı sınav yapıldı. Yeni düzenleme kapsamında bu yıldan itibaren ilkokul 4. sınıflarda yazılı sınav saati uygulaması kaldırıldı ve notlar, öğrenci gelişim dosyasına göre verildi. Ayrıca, okullarda sınav haftası uygulamasına geçildi. Bakanlık, Türkçe ve yabancı dil derslerine ilişkin de önemli kararlar aldı. Türkçe, Türk dili ve edebiyatı ile yabancı dil derslerinin sınavları, dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini ölçmek için yazılı ve uygulamalı olarak yapıldı. Ayrıca öğrenciye anında geri bildirim vermek için kısa süreli sınavlar da yapıldı. Deprem bölgesinde yürütülen güçlendirme ve onarım çalışmalarıyla toplam 48 bin derslik, eğitim öğretime hazır hale getirildi, ayrıca 11 bin 76 konteyner de bölgedeki öğretmenlerin konaklaması için tahsis edildi. Eğitim öğretim yılı takvimi Yeni eğitim öğretim yılı yarıyıl tatili, 22 Ocak Pazartesi günü başlayacak, 2 Şubat Cuma günü tamamlanacak. İkinci dönem, 5 Şubat Pazartesi günü başlayacak ve 14 Haziran Cuma günü sona erecek. İkinci dönem ara tatili ise 8 Nisan-12 Nisan arasında yapılacak. 2024-2025 eğitim öğretim yılı ise 9 Eylül'de başlayacak.
129
18,111
İtalya'da çiftçiler, traktörleriyle yarın Roma'da protesto yapma hazırlığında
İtalya'da bir süredir Avrupa Birliğinin (AB) tarım politikaları ve artan fiyatları protesto eden çiftçilerin yarın başkent Roma'da gösteri yapması bekleniyor.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/italyada-ciftciler-traktorleriyle-yarin-romada-protesto-yapma-hazirliginda-835677.html
İtalyan basınındaki haberlere göre, başkentteki protestolarına ilişkin çiftçilerin, Roma Emniyeti ile günlerdir sürdürdüğü görüşmeler sonucunda 10 traktörün kente polislerin eşliğinde girişine izin çıktı. Bu kapsamda yarın başkentin San Giovanni Meydanı'nda 10 traktör ve 1500 kadar çiftçi, protesto gösterisi yapacak. Gösteriye izin çıkmasına karşın bazı çiftçi temsilcileri de Tarım Bakanı Francesco Lollobrigida ile görüşmek istediklerini, bu taleplerinin cumartesi günü öğlen saatlerine kadar gerçekleşmemesi halinde başkente traktörleriyle girmekte özgür olduklarını dile getirdi. Lollobrigida ise çiftçilerle ve onların belirlediği temsilci heyetleriyle zaten görüştüğünü ancak bazı taleplerin, temsille alakası olmayan kişilerden geldiğini savundu. Ülkenin farklı bölgelerinden traktörleriyle gelen çok sayıda çiftçinin Roma yakınlarındaki bekleyişi sürüyor. Çiftçilerin büyük bir kısmı başkente girmek için beklerken, bir grup da ülkenin en eski müzik festivali olan Sanremo Müzik Festivali'nde sahneye çıkarak seslerini duyurmak istiyor. Bir grup çiftçinin, ülkenin kuzeybatısındaki Sanremo’ya giderek, festival yönetimiyle görüşmeler yaptığı da basına yansıdı. Sanremo'daki sahneden protestolarına dair duyurularının okunmasına izin verilmemesi halinde çiftçiler, kente traktörleriyle gireceği tehdidinde bulundu ve taraflar görüşmeler neticesinde de söz konusu duyurularının yarın akşam festival sunucusu Amadeus tarafından okunması üzerinde anlaştı. Bu arada ülke genelinde yakıt fiyatlarındaki artış, sübvansiyonların aşamalı kaldırılması gibi genel olarak AB'nin tarım politikalarına yönelik protestolarını sürdüren çiftçilerin bir bölümü Sicilya Adası'nda, Palermo-Mazara del Vallo kara yolunda iki kavşakta yol kapama eylemi gerçekleştirdi. Muhalefet partileri de sosyal medyadan yürüttükleri kampanyalarla sağ koalisyon iktidarındaki partileri, tarım sektöründeki vergileri artırmakla suçluyor. Ekonomi Bakanı Giancarlo Giorgetti de tarım sektöründe bazı vergi muafiyetlerini değerlendirdiklerini açıkladı. Başbakan Giorgia Meloni ise dün bir etkinlikte, çiftçilerin protestosuna ilişkin yaptığı açıklamada, hükümet olarak AB'den İtalya'ya Kovid-19 salgını sonrasında ekonomide toparlanma için ayrılan fonun kullanımında tarıma daha fazla kaynak ayrılması için AB ile müzakere ettiğini, böylece protestolardan çok daha önce çiftçilerin yararına adım attıklarını söylemişti. Meloni, Belçika'nın başkenti Brüksel'de 1 Şubat'taki AB Liderler Zirvesi'nin ardından yaptığı açıklamada, AB'nin tarım politikalarında hatalar yaptığını ve bunların değişmesi gerektiğini ifade etmişti. Avrupa'da çiftçiler eylemde Başta Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika, Polonya, İtalya ve Macaristan olmak üzere pek çok AB ülkesinde çiftçiler son dönemde uygulanan tarım politikalarına tepki gösteriyor. Çiftçilerin eleştirdiği konular arasında AB'nin tarım politikaları, doğa restorasyon hedefleri, destek ödemelerindeki kesintiler, Rusya-Ukrayna Savaşı sonucunda ortaya çıkan yüksek enerji, yakıt ve gübre maliyetleri, Ukrayna'dan gelen ucuz tahıl ürünleri ve su tasarruf tedbirleri yer alıyor. Avrupa'nın dört bir yanındaki çiftçiler geçen yıldan beri akaryakıt fiyatları, vergilerdeki artış ve destek ödemelerinin yetersizliğini gerekçe göstererek kamu kurumları ve çeşitli kuruluşların önüne çamur veya gübre dökerek ya da yolları kapatarak protestolar düzenliyor. Avrupalı çiftçiler, AB'nin, Yeşil Mutabakat kapsamında karbon gübre ve pestisit kullanımına ilişkin katı kurallar getirerek tarımsal üretimi zorlaştırdığı eleştirisinde bulunuyor. Polonya ve Romanya'da ucuz Ukrayna tahılının ithalatının yasaklanması talebi öne çıkarken, Fransa'da artan yakıt fiyatları, İtalya'da ise AB'nin Yeşil Mutabakat programı ve artan maliyetler tepkilerin odak noktasını oluşturuyor.
2,984
17,119
BM'den Refah mesajı: İsrail'in saldırısı yardım programlarımızın tabutuna son çiviyi çakacak
BM: İsrail'in Refah'a saldırısı sadece oradaki bir milyondan fazla Filistinli sivil için dehşet verici olmakla kalmayacak, yardım programlarımızın tabutuna son çiviyi çakacak
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/bmden-refah-mesaji-israilin-saldirisi-yardim-programlarimizin-tabutuna-son-civiyi-cakacak-840176.html
BM İnsan Hakları Konseyinin 55. Oturumu'nun açılışında konuşan Guterres, hiçbir şeyin Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki İsrail'e yönelik saldırılarını haklı göstermeyeceğini belirtti. Guterres, hiçbir şeyin Filistin halkının toplu cezalandırılmasını da haklı gösteremeyeceğini vurgulayarak, görev süresi boyunca ilk kez Gazze'de kan dökülmesini durdurmak ve gerilimin tırmanmasını önlemek amacıyla BM Güvenlik Konseyine (BMGK) ateşkes içeren 99. maddeyi hatırlatan mektup gönderdiğini ancak bunun yeterli olmadığını dile getirdi. Uluslararası insancıl hukukun saldırı altında bulunduğuna dikkati çeken Guterres, şunları söyledi: Gazze'de aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu on binlerce sivil öldürüldü. İnsani yardım hala tamamen yetersiz. Refah kenti, insani yardım operasyonunun temelini oluşturuyor ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) da bu çabanın omurgasını oluşturuyor. İsrail'in Refah'a saldırısı, sadece oradaki bir milyondan fazla Filistinli sivil için dehşet verici olmakla kalmayacak, yardım programlarımızın tabutuna son çiviyi çakacak. Guterres, insani ateşkesin yanı sıra tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısını yineledi.
1,992
5,385
Grammy adayı Türk besteci: Esin Aydıngöz
Dünya çapında yoğun ilgi gören “Wednesday” dizisinde yayınlanan “Paint It Black” parçasının düzenlemesini yapan Esin Aydıngöz, 66. Grammy Ödülleri'ne aday gösterildi. 4 Şubat'ta yapılacak törenin öncesinde Aydıngöz ile buluşup Grammy'e uzanan hikayesini ve yaşadığı heyecanı konuştuk.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/grammy-adayi-turk-besteci-esin-aydingoz-822991.html
Müziğe henüz 4 yaşındayken klavye çalarak başladı. Çocukken başladığı bu yolculuk, günümüzde büyük ve heyecan dolu bir serüvene dönüştü. Tim Burton’ın dizisi “Wednesday”in ilk bölümünde yayınlanan Paint It Black şarkısının düzenlemesini yapan Türk besteci Esin Aydıngöz, Grammy Ödülleri'nde en iyi aranjman dalında aday gösterildi. 66'ıncı Grammy Ödülleri, 5 Şubat’ta gerçekleştirilecek törenle sahiplerine verilecek. Alana De Fonseca davet etti Esin Aydıngöz, izlenme rekorları kıran “Wednesday” dizisi için ünlü rock grubu The Rolling Stones’un “Paint It Black” parçasını yeniden düzenledi. Dizinin yayınlanmasının ardından bu aranjman en çok dinlenenler arasına girdi. Aydıngöz’ün Wednesday macerası ise pandemi döneminde başladı. Başarılı besteci, çalışmalarını yakından takip eden ve daha önce farklı projelerde birlikte çalıştığı ünlü prodüktör Alana De Fonseca’nın daveti ile projeye dahil oldu. Bu düzenlemeden ilham alanlar oldu “Düşünürsünüz ki Tim Burton gibi bir ismin projesinde yer alıyorsunuz. Çok fazla revizyon olsun, notlar olsun, istediği gibi olsun Hiç öyle ilerlemedi. Başladığımız gibi bitti” diyor Aydıngöz. Yaptığı düzenlemeyi sadece bir gecede tamamlandığını söylüyor. Bunun nedeni ise şöyle anlatıyor: Eseri, sabah başrol oyuncusunun çello dersi vardı ve ona yetiştirmeye çalışıyorduk. Zamanınızın olmayışından kaynaklı bir adrenalin var. Onun getirdiği ilhamla harika şeyler ortaya çıkabiliyor. Paint It Black de öyle oldu. Eserin diğer sanatçılara ilham vermesi de ayrıca mutlu etmiş Aydıngöz'ü: Bu aranjman çıktığında çeşitli dansçılar, çellistler, illüstratörler ondan ilham alıp yepyeni şeyler ortaya çıkardı. Onu görebilmek bir sanatçı için en büyük hediye. Çok fazla başarılı Türk müzisyen var Esin Aydıngöz henüz 30 yaşında. Bu erken yaşta gelen başarının kendisini hem çok şaşırttığını hem de çok mutlu ettiğini söylüyor. Yeni hedeflerini de anlatıyor: Hayalim EGOT. Ammy, Golden Globe, Oscar, Grammy. Yani hepsini aldığınız senaryo. Çok büyük bir hayal ve küçüklüğümden beri istediğim bir şey. Ne kadar çalışırsanız çalışın tabii ki garantileyeceğiniz bir başarı değil. Aynı zamanda Berklee College of Music’in Film Müziği departmanının bölüm başkan yardımcılığını yapan Aydıngöz, çok sayıda başarılı Türk müzisyen olduğunu da vurguluyor. Bunu hem Amerika’ya taşındığında hem de okuduğu okulda net olarak fark ettiğini söyleyen başarılı besteci, Gençlere verebileceğim en büyük öğüt, sevdikleri şeyi bulmaları ve onun üzerine gitmeleri diyor.
198
24,832
Ankara'da 1 kişinin öldüğü, 5 kişinin yaralandığı olayın zanlısı yakalandı
Ankara'nın Keçiören ilçesinde tadilat nedeniyle komşular arasında çıkan, 1 kişinin öldüğü, 5 kişinin yaralandığı olayın şüphelisi gözaltına alındı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/ankarada-1-kisinin-oldugu-5-kisinin-yaralandigi-olayin-zanlisi-yakalandi-841574.html
Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından 25 Kasım 2023'te yaşanan olayın aydınlatılmasına yönelik çalışma yürütüldü. Ostim OSB Mahallesi 100. Yıl Bulvarı'ndaki bir mescit içerisinde olduğu belirlenen firari zanlı Recep Can Ö, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yakalandı. Recep Can Ö'nün ilk ifadesinde, yakalanmamak için Keçiören Ovacık mevkisindeki mağara, menfez, su kanalları ve boş arazilerde saklandığını söylediği öğrenildi. Sancaktepe Mahallesindeki bir binada 25 Kasım 2023'te tadilat sesi nedeniyle tartışma çıkmıştı. Olayın kavgaya dönüşmesi üzerine Recep Can Ö, binanın içinde E.T, Z.T, M.T, H.T, F.Ö. ve Kerim Tokgöz'e tabancayla ateş açtıktan sonra motosikletle kaçmıştı. Hastanelere kaldırılan yaralılardan Tokgöz kurtarılamamıştı.
1,315
8,347
Erdoğan: Kadınla aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise güçlü kadındır. Hal böyleyken aileyle kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadınla aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/erdogan-kadinla-aile-arasinda-duvarlar-oren-her-turlu-yaklasimi-reddediyoruz-842882.html
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye'ye Güç Veren Kadınlar Programı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: Hayatımıza anlam katan kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarına, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yad ediyorum. Şehitlerimizin her biri birer metanet abidesi olan anne babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla'dan sabırlar diliyorum. 81 vilayetimizin tamamında, 922 ilçemizin her birinde anne olarak, eş olarak, kardeş olarak, evlat olarak hayatımıza anlam katan kadınlarımıza hasleten şükranlarımı sunuyorum. Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete, tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirmek için ömürlerini harcayan elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah'tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü'nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır Biliyorsunuz önümüz seçim. Bundan 22 gün sonra sandıklara giderek inşallah yerel yöneticilerimizi belirleyeceğiz. Belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini görüyoruz. Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş bir kardeşinizim. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda 8 Mart'ı diğer günlerden ayıran yegane husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımız, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır. Yine 8 Mart'ı aracı kılarak devletimizin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçiriyor, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit edersek onu gidermeye çalışıyoruz. Ne gerekiyorsa yaptık ve yapacağız Kendimizi bugüne kadar asla sloganlara hapsetmedik. Kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülkemiz, milletimiz ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinde koştuk. Bu anlayışla kadınlarla buluşmalarımızda şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, strateji belgeleri açıkladık. Kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak fırsat ve imkanlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptık ve yapacağız. Destek mekanizmalarıyla, reform paketleriyle, yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettik. Bunun en son örneği, Aile Bakanımızın biraz önce genel çerçevesini paylaştığı Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planıdır. Strateji belgemiz 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir 2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji belgemiz 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanımızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum. Daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız Cumhuriyetimizin ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açmış bulunuyoruz. Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı'nın hazırlıklarını güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim. Bizim inancımızda ve kültürümüzde aile, toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hz. Adem ve Hz. Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hz. Adem ve Hz. Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise güçlü kadındır Aile bireyleri ayakta tutmuş, toplumu yozlaşmalara karşı korumuş, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin etmiştir. Şurası tartışmasız bir gerçek ki, aile ne kadar güçlüyse, bireyler de o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise güçlü kadındır. Hal böyleyken aileyle kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadınla aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz, farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil, tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz. Kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır Ülkemizde aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesim eskiden beri var. Bunlar modernleşme ve batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı adeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan aile kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız kadın haklarını savunuyoruz derler fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasp edilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan cinsiyetsizleştirme politikalarına karşı tek bir cümle kurmazlar. Aynı şekilde kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar. Esasında bahsettiğim ikircikli tablo, sadece ülkemiz için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerlidir. İsrail'in katlettiği 100'ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Soruyorum sizlere dünyada kadın hakları diye ortalığı ayağa kaldıranların 7 Ekim'den beri Filistin'de katledilen çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiğini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak, hukuk dersi verenlerin İsrail'in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail'in katlettiği 100'ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye'yi eleştiren Avrupa Konseyi'nden ve diğer Avrupa Birliği kurumlarından bugüne kadar İsrail'e gizli-açık destek dışında bir beyan işittiniz mi? Suriye'den Filistin'e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Biz onlar gibi riyakâr değiliz Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların bu katliamları görmezden gelen tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye'deki, Filistin'deki, Arakan'daki, Türkistan'daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir. Türkiye olarak biz, diplomatik girişimlerimizle, yardımlarımızla kamuoyu oluşturma çabalarımızla kendi duruşumuzu sergiliyor, mücadelemizi kararlılıkla yürütüyoruz. Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. Hiçbir zaman da olmayacağız. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Bizim inancımız, cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür. Nene Hatun'dan Nezahat onbaşıya, Şerife Bacı'dan Kara Fatma'ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz. Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve nice kahramanımızın fedakarlıklarını nasıl yok sayabiliriz?15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz. Yürek yüreğe, omuz omuza verdik Son 21 yılda yazdığımız başarı destanından ülkemiz kadınlarının emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkar edebiliriz? Bakınız burada şu gerçeği tüm samimiyetimle ifade etmek isterim. Şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar ortada göz kamaştıran bir başarı varsa, bunda en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeği vardır. Önümüze çıkarılan engellerin, hayatımıza kastetmeye varan saldırıların üstesinden hep siz kadınların desteğiyle geldik. Yürek yüreğe, omuz omuza verdik, Türkiye'yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü, her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim kadın hakları konusunda eski Türkiye'den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat'ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı, üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak, baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak, yani mücadeleyle elde ettiniz. Ne olursa olsun yılmadınız, geri adım atmadınız, böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata, farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkanlarla sizlere destek olduk. Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yaptığımızı en iyi sizler biliyorsunuz. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı haline getirdik. ŞÖNİM, kadın konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihi nitelikli adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70'lerden yüzde 90'lar seviyesine ulaştı. Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10. 5 milyona çıktı. COVID-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan'ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle kadın girişimcilerin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halkbank aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik. Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı Elbette bu süreçte bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırı ile karşılaştık. Attığımız her adım itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık. Hem belediye başkanlığımız hem de 21 yıllık iktidarlarımız dönemlerimizde bu tavrımızın aksine tek bir örnek gösterilemez. Bugün de aynı çevrelerin laf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar, ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırılarda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz. Kadınların 31 Mart'ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inanıyorum. 31 Mart'ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizde kadınlardan yine güçlü destek beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Ödüle layık görülen kardeşlerimi kutluyor, Türkiye'ye güç veren kadınlara en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
700
17,327
ABD'de yolcu uçağı bomba tehdidi nedeniyle acil iniş yaptı
ABD'nin New Jersey eyaletinden California'ya giden yolcu uçağı, tuvaletinde bulunan tehdit notu nedeniyle Chicago'ya acil iniş yaptı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/abdde-yolcu-ucagi-bomba-tehdidi-nedeniyle-acil-inis-yapti-839215.html
ABD medyasında yer alan haberlere göre, Newark Liberty Uluslararası Havalimanı'ndan Los Angeles’a gitmek üzere kalkan United Airline şirketine ait uçakta bomba korkusu yaşandı. Polisin verdiği ilk bilgilere göre, kalkıştan 2 saat sonra uçağın tuvaletinde uçağın patlayacağı yönünde not bulundu. Bunun üzerine, 202 yolcuyu taşıyan uçak, Chicago'nun O'Hare Havalimanı'na acil iniş için yönlendirildi. Güvenlik güçleri, yolcuları tahliye ederek polis köpekleri ile uçakta saatlerce arama yaptı ancak bir şey bulamadı. Daha sonra, FBI Chicago Ofisinden yapılan açıklamada, Şu anda kamu güvenliğine veya tesisine yönelik yakın bir tehdit olduğuna dair bir gösterge yoktur. bilgisi verildi. Asılsız çıkan bomba tehdidinin ardından uçak, Chicago'dan tekrar Los Angeles Uluslararası Havalimanı'na doğru yola çıktı.
2,200
24,641
Konya'da elektrik akımına kapılan kişi öldü
Konya'nın Kadınhanı ilçesinde, elektrik akımına kapılan kişi hayatını kaybetti.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/konyada-elektrik-akimina-kapilan-kisi-oldu-842490.html
İlçeye bağlı Atlantı Mahallesi'nde hayvancılıkla uğraşan 20 yaşındaki Sebahattin Gözlüdağ, inekleri sağmak için ahıra girdi. Süt sağma makinesini çalıştıran Gözlüdağ, makinedeki elektrik kaçağı nedeniyle akıma kapıldı. Gözlüdağ'ı yaralı bulan yakınlarının ihbarı üzerine adrese sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Kadınhanı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Gözlüdağ, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
1,124
1,157
"Hastane sınıfı" özel çocuklara hem "okul" hem "ev" oldu
Etlik Şehir Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde oluşturulan "hastane sınıfı" uzun süreli tedavi gören özel gereksinimli minikler ve depremzede çocukların eğitimden kopmamasını sağlarken, ev sıcaklığında bir ortamda sosyalleşmelerine de katkı sunuyor.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/hastane-sinifi-ozel-cocuklara-hem-okul-hem-ev-oldu-835822.html
Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) işbirliğinde, ağırlıklı olarak Onkoloji Hastanelerinde faaliyet gösteren hastane sınıfları Türkiye'deki sayılı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde de yer alıyor. MEB bünyesindeki öğretmenlerin görev yaptığı, okul müfredatının uygulandığı hastane sınıfları sayesinde, uzun süreli yatarak tedaviye ihtiyaç duyan çocuklar hem okuldan kopmuyor hem de akranlarıyla sosyalleşme imkanı yakalıyor. Etlik Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bünyesinde, Mart 2023'den itibaren hizmet veren hastane sınıfı da serebral palsi (beyin felci) hastalarının yanı sıra 6 Şubat depremlerinde enkaz altında kalan ve çeşitli uzuvlarını kaybeden depremzede çocuklara okul oldu. 300'den fazla çocuğumuz yararlandı Hastane sınıfı öğretmeni Sibel Barut, yürütülen çalışmalara ilişkin MEB bünyesinde 27 yıldır sınıf öğretmenliği yaptığını, kuruluşundan itibaren görev aldığı hastane sınıfının ise kendisi için çok özel olduğunu anlattı. MEB müfredatı kapsamında, birleştirilmiş sınıf uygulamasını yaptıklarını belirten Barut, Buradaki çocuklarımız çok özel, farklı gereksinimleri var. Bu nedenle her biri için bireysel eğitim planları uyguluyoruz. dedi. Çocuklarla, derslerinin yanı sıra kişisel gelişimlerine katkı sunan oyunlar oynadıklarını da aktaran Barut, Hastane sınıfından, kurulduğu günden itibaren yatarak tedavi gören 300'den fazla çocuğumuz yararlandı. Serebral palsili çocuklarımızın yanı sıra 6 Şubat depremleri sonrası hastanede tedavi gören, farklı kliniklerden depremzede çocuklarımıza da hizmet verdik. diye konuştu. Evimizde hissettiğimiz tek yer bu sınıf Barut, depremzede çocukların çok büyük zorluklarla mücadele ettiğine dikkati çekerek şunları söyledi: Depremzede çocuklarımızın çok ciddi travmaları vardı. Yakınlarını kaybeden, kimsesiz kalan, fiziksel kayıpları olan çocuklarımız sınıfta eğitim aldı. Bu nedenle yaşadıkları travmaları hafifletmeye, öncelikle kalplerine girmeye çalıştık. Bu süreç aşıldığında kendi istekleriyle sınıfa gelmeye başladılar ve bana hep 'öğretmenim, kendimizi evimizde hissettiğimiz tek yer bu sınıf' dediler. Bu benim için çok önemli, kıymetliydi. Burası gerçekten ev ortamı gibi, çocuklar sınıfta hem sosyalleştiler hem de birlikte acılarını hafifletmeyi öğrendiler. Konuşmayan çocuklarımız konuşmaya, gülmeyen çocuklarımız gülümsemeye başladı. Barut, hastane sınıfında ailelerin de çocuklarıyla birlikte eğitimlere katılabildiğini sözlerine ekledi. Minik depremzedeye sınıf arkadaşları da şifa oluyor Kahramanmaraş merkezli depremlerde 36 saat enkaz altında kalan, annesi-babası ve kardeşini kaybeden, bir bacağı ampüte edilen 7 yaşındaki Mehmet de hastane sınıfının öğrencileri arasında yer alıyor. Amcasının sahip çıktığı Mehmet, enkazdan çıkarıldığı günden beri konuşma zorluğu çekse de hem tedavisi hem de sınıfta akranlarıyla vakit geçirerek zor günleri geride bırakmaya çalışıyor. Mehmet, hastane sınıfına sevgisini, Hastane sınıfını seviyorum, burada resimler yapıyoruz, çok güzel oyunlar oynuyoruz. Bu okul çok güzel. sözleriyle dile getirdi. Sınıf, kızıma çok iyi geliyor Hastane sınıfına 5. 5 yaşındaki kızı Başak'la birlikte katılan anne Sibel Şahin ise Ordu'dan geldiklerini anlatarak, Kızım üç aydan fazladır hastanede yatıyor. Sınıf etkinlikleri kızıma çok iyi geliyor, burada olmaktan mutluluk duyuyor. ifadesini kullandı. Serebral palsili 6 yaşındaki Mert Enis Barçın da hastane sınıfına her gün geldiğini belirterek, Sınıfta arkadaşlarımla oynamayı, boyama yapmayı, bir de şarkı söylemeyi çok seviyorum. dedi. 11 yaşındaki Kerem, hastane sınıfını çok sevdiğini vurgularken, 14 yaşındaki Nadir de Hastane sınıfında hem ders çalışıyoruz hem de bazen aralarda oyun oynuyoruz. Burayı seviyorum diye konuştu.
89
11,369
Kira uyuşmazlıklarında 69 bin 239'u anlaşma ile sonuçlandı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kira uyuşmazlıklarına karşı hayata geçirilen ara buluculuk uygulamasındaki son rakamları verdi. Tunç, "Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 129 bin 259'u buldu. Bu başvurulardan 69 bin 239'u anlaşma ile sonuçlandı" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/kira-uyusmazliklarinda-69-bin-239u-anlasma-ile-sonuclandi-840204.html
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile Bakanlık işbirliğiyle yürütülen Türkiye'de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi Projesi kapsamında düzenlenen Hakimlere Yönelik Arabuluculuk ve Tahkim Bilgilendirme Semineri'nde katıldı. Burada konuşan Tunç, Türkiye'de ilk kez 2013'te uygulanmaya başlanan arabuluculuğun büyük bir hızla geliştiğini belirterek, ilk önce ihtiyari olarak düzenlenen bu sistemle hukuki uyuşmazlıkların arabulucu sistemi ile daha az sürede ve çok daha az masrafla çözümlenmesinin önünü açtıklarını anlattı. Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 129 bin 259'u buldu Bakan Tunç, arabuluculuğun kapsamını daha da genişlettiklerini kaydederek, şu verileri paylaştı: Bu kapsamda kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 129 bin 259'u buldu. Bu başvurulardan 69 bin 239'u anlaşma ile sonuçlandı. Anlaşamama sayısı ise 41 bindir. Bu da demek oluyor ki 138 binden fazla vatandaşımızın uyuşmazlığını, yargıya taşımadan barışçıl yolla çözümlenmesini sağlamış oluyoruz. Hatta söz konusu sayıya, kiracıların aile bireylerini de katarsak bu sayı çok daha fazla olacaktır. Sayılar bize anlaşma sayısının, anlaşmama sayısından fazla olduğunu gösteriyor. 7. Yargı Paketi ile getirdiğimiz arabuluculuk konuları ile ilgili ortaklığın giderilmesi uyuşmazlıklarından kaynaklı 32 bin 647, kat mülkiyeti uyuşmazlıklardan kaynaklı 7 bin 511, komşuluk hukuku uyuşmazlıklarından kaynaklı 2 bin 590, tarımsal üretim sözleşmelerinden kaynaklı 437 ve buna az önce bahsettiğim kira uyuşmazlığından kaynaklanan 129 bin 259 başvuruyu erklersek toplam 172 bin 444 başvuru yapılmıştır. 100 bine yakın insanın adliyeye düşmeden uyuşmazlığının daha hızlı şekilde çözüldüğünü görüyoruz. Tunç, ihtiyari ve zorunlu arabuluculukta 2013'ten bu yana toplam 5 milyon 486 bin başvuru yapıldığını, 3 milyon 573 bin 900'ünün anlaşmayla sonuçlandığını, başarı oranının yüzde 67 olduğunu aktardı. Tahkim yargılaması hızlı, sade ve esnek bir yargılamadır Temel olarak tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği konularla ilgili uyuşmazlıkların, tahkime elverişli olduğunu, tahkimde tarafların kendi aralarında anlaşarak hakemleri tayin edebilecekleri gibi mahkemece ya da bir tahkim merkezince hakemin belirlenmesi yolunu da tercih edebildiklerini anlatan Tunç, şöyle devam etti: Tahkimde en önemli özellik, uyuşmazlığın, o uyuşmazlık konusunda uzman, alanda tecrübeli hakemler vasıtasıyla ve yasa ile belirlenen kısa sürelerde çözülmesidir. Tahkim yargılaması hızlı, sade ve esnek bir yargılamadır. Tahkimde hakem seçme olanağının bulunması, konusunda uzman hakemlerin görev yapması, uyuşmazlıkların kısa sürede çözülebilmesi, tarafların yargılama usulünü serbestçe belirleyebilmesi, gizliliğin hakim olması ve tahkimde verilen kararlara karşı sınırlı sebeplerle iptal davası ve temyiz yoluna başvurulabiliyor olması gibi özellikler adalet arayışında tarafların tahkimi tercih etmesinin sebeplerinden sadece bazılarıdır. Adalet Bakanı Tunç, yatırımcıların işletmelerine yatırım yaparken hukuki güvence ve istikrar aradıklarını, yatırım ortamının güvenli, adil ve istikrarlı olmasının yatırımcı kazanılmasını sağladığını belirtti. Bu kapsamda yabancı yatırımcıların, yatırım yapacakları ülkede aradıkları en önemli unsurlardan birinin hukuki güvenlik ilkesi olduğunu dile getiren Tunç, Yatırımcılar için, ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıkların en kısa, sade ve etkili şekilde çözebilecekleri hukuki mekanizmaların yatırım yapılan ülkede bulunması önemlidir. Sağlamış olduğumuz hukuki güven sayesinde yabancı yatırımlar için ülkemiz oldukça cazip bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Ülkemiz, maalesef birtakım kara propagandaya sahne oluyor. Ülkemizde hukuki güvenliğe sadık kalınmadığına yönelik birtakım eleştiriler yapıldı. Rakamlara, geliştirdiğimiz alternatif çözüm yöntemlerine baktığımızda ülkemizde hukuka güvenilirliğin daha da sağlamlaştığını görmekteyiz. Bu anlamdaki kara propagandalara da fırsat vermemek lazım diye konuştu. Hukuki güvenlik olmasa, yabancı şirketler Türkiye'ye yatırım yapar mı Bakan Tunç, rakamlara bakıldığında bunun Türkiye aleyhinde bir kampanya olduğunu, bunun da Türkiye'de birtakım siyasi düşüncelerle kara propagandaya dönüştürüldüğünü gördüklerini ve buna itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Yılmaz Tunç, şunları kaydetti: Bu kapsamda 22 yılda ülkemize 262 milyar 338 milyon dolar yabancı yatırım yapılmıştır. Ayrıca 80 bin 504 yabancı sermayeli şirket ülkemizde faaliyet göstermeye başlamıştır. 2002'de doğrudan yabancı yatırım yapan şirket sayısı 5 bin 600. 2023 sonu itibarıyla ülkemizde doğrudan yabancı yatırımcı sayısı, şirket sayısı 5 bin 600'den 80 bin 504'e çıkmıştır. Hukuki güvenlik olmasa, bu yabancı şirketler Türkiye'ye gelip yatırım yaparlar mıydı? Miktara baktığımız zaman 2002'de doğrudan yabancı sermaye miktarı 15 milyar dolar. 2023'te 262 milyar 338 milyon dolar. Nereden nereye geldiğinin de açıkça göstergesi. O nedenle Türkiye'de hukuki güvenliğin olmadığı, 'gelmeyin, Türkiye'ye yatırım yapmayın' diyen muhalefetin liderlerine de itibar edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Tahkimin bilinmesi ve uzmanlığın artırılması önem taşımakta Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı da uyuşmazlıkların dostane yöntemlerle çözülmesi için alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin artırılmasının ve yaygınlaştırılmasının büyük önem arz ettiğini dile getirdi. Tahkimin daha fazla kullanılmasının, mahkemelerdeki iş yükünün önemli ölçüde azalmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Kıratlı, Tahkimin bilinmesi, bu konudaki uzmanlığın artırılması, tüm uygulayıcılar tarafından önemli olduğu gibi hakimler tarafından da büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda tahkim süreçlerine ilişkin olarak kamu kurumları arasında gerçekleştirilecek olan istişarelerin amacına uygun yürütülmesi için bir çalışma gurubu oluşturulmuştur. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı olarak mevzuat bilgi sisteminden çevrim içi olarak erişimin mümkün olduğu çeşitli yayınlarla tahkimin gelişimine katkı sağlamaya da çalışıyoruz. sözlerini sarf etti. Programa, Cumhurbaşkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü Hakkı Susmaz, Adalet Bakan yardımcıları Niyazi Acar ve Akın Gürlek, Cumhurbaşkanlığı Destek ve Mali Hizmetler Müdürü Mehmet Tuncer, HSK Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci, HSK 1. Daire Başkanı Halil Koç, Avrupa Konseyi Temsilcisi William Massolin, bazı hakimler ve milletvekilleri ile davetliler de katıldı.
3,722
11,093
Taksi şoförünü öldüren Oğur Erge'ye ağırlaştırılmış müebbet
İzmir'in Gaziemir ilçesinde, aracına bindiği taksi şoförü Oğuz Erge'yi silahla öldüren sanık Delil Aysal "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/taksi-soforunu-olduren-ogur-ergeye-agirlastirilmis-muebbet-842837.html
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasına, tutuklu sanık Delil Aysal, öldürülen Oğuz Erge'nin boşandığı eşi Nevra Karahan, kızı Naz Erge ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada, savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bekir Şahiner temsil etti. Mahkeme heyeti başkanı, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesince hazırlanan ve şahsın ceza sorumluluğunun tam olduğu belirtilen raporun kendilerine ulaştığını belirtti. Tanık Ö.K, olay gecesi birkaç kez silah sesi duyduğunu söyledi. Dışarı çıkınca taksi şoförünün yerde yattığını gördüğünü anlatan Ö.K, Önce bıçaklandığını sandım, sonra silahla vurulduğunu gördüm. Biz vatandaşlık görevimizi yaptık. Hava çok soğuktu. Ben hala aynı olayı yaşıyorum. Biz kaldırınca yaralıya 'sana ne oldu' diye sorduk. Şoför koltuğuna oturdu. Bir şey mi oldu deyince 'bilmiyorum' dedi. diye konuştu. Tanık M.Y.K. de gece silah sesi duyduğunu belirterek, dışarı çıkınca taksiciyi yerde gördüğünü ve polisi aradığını belirtti. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Bekir Şahiner, kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini istediği sanığa, nitelikli yağmadan 15 yıla kadar, ruhsatsız silah taşımadan da 3 yıla kadar ve en üst sınırdan olmak üzere ceza verilmesini talep etti. Söz verilen maktul Erge'nin kızı Naz Erge ile Erge'nin boşandığı eşi Nevra Karahan da sanığa en ağır cezanın verilmesini istedi. Son sözü verilen tutuklu sanık Aysal, savunacak bir şeyi olmadığını söyledi. Verilen aranın ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti başkanı, sanığın, kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, nitelikli yağmadan 14 yıl 10 ay ile ruhsatsız silah taşımadan da 2 yıl 10 ay olmak üzere 17 yıl 8 ay hapse çarptırıldığını açıkladı. Mahkeme heyeti, sanığa verilen cezalarda herhangi bir indirime gitmedi. Olay Taksi şoförü Oğuz Erge, 31 Ocak'ta saat 03.30 sıralarında Buca Gediz Mahallesi'nden kapüşon ve cerrahi maske takan, Gaziemir'e gideceğini belirten 19 yaşındaki Delil Aysal'ı aracına almıştı. Taksi, Gaziemir Belediyesi yakınlarına vardığında Aysal'ın arka koltuktan tabancayla üç el ateş ettiği Erge ağır yaralanmış, kaldırıldığı İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti. Erge'nin üzerindeki ve aracındaki para ile eşyayı alarak kaçan şüpheli, polisin olay yeri ve çevresindeki 70 güvenlik kamerasının kaydettiği yaklaşık 110 saatlik görüntüyü incelemesiyle Buca'da saklandığı adrese düzenlenen operasyonla yakalanarak, tutuklanmıştı. Olay öncesi, sırası ve sonrasında yaşananları ise araç içi kamerasının kaydettiği ortaya çıkmıştı.
3,446
15,927
ABD-Çin geriliminde yeni perde: TikTok
ABD'nin ulusal güvenlik gerekçesiyle ülke genelinde Çinli ByteDance şirketinin sahibi olduğu sosyal medya uygulaması TikTok'u yasaklama girişimi sonrası iki ülke arasındaki teknoloji rekabetinin ve gerilimin artması bekleniyor.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-cin-geriliminde-yeni-perde-tiktok-845146.html
ABD, TikTok'u veri güvenliği endişeleri ve şirketin Çin hükümeti ile olan ilişkileri nedeniyle bir tehdit olarak görüyor. ABD Temsilciler Meclisi ulusal güvenlikle ilgili sorun oluşturduğu gerekçesiyle TikTok'un ülke genelinde yasaklanmasının önünü açan yasa tasarısını kabul ederek Senato'ya gönderdi. ABD Başkanı Joe Biden da TikTok'a erişim engeli getiren yasa önüne gelirse imzalayacağını söyledi. Çin, TikTok'un yasaklanmasına yönelik bu çalışma ve açıklamalara tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, TikTok vakasının ABD'nin kurallar ve düzen dediği şeyin kendisinden başkasına hizmet etmediğini bütün dünyaya bir kez daha açıkça gösterdiğini savunarak, ABD, TikTok'un ulusal güvenliğini tehdit ettiğine dair hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen ulusal güvenlik kavramını suiistimal ederek devlet gücünü bu şirketi baskı altına almak için kullanıyor. dedi. TikTok Üst Yöneticisi (CEO) Shou Zi Chew de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şirketin yasal haklarını kullanarak uygulamayı korumak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Chew, TikTok'un yasaklanmasının 300 bin Amerikalının işini riske atacağını iddia etti. ABD, TikTok'u siber güvenlik sorunu ve Amerikan siyasetine müdahale aracı olarak görüyor Milli İstihbarat Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Kadir Temiz, TikTok'u yasaklama girişiminin, ABD-Çin ilişkilerinde ticaret alanında yaşanan rekabetin niteliğini, siyasi ve güvenlik konularını da içeren, daha karmaşık ve çatışmacı bir sürece sürükleyeceğini söyledi. Temiz'e göre karar ABD vatandaşlarına de mesaj niteliğinde. TikTok yasağı aynı zamanda Amerikan halkına da bir tür mesaj olarak okunabilir. Bu, Çin menşeli markaların masum gibi görünen ekonomik faaliyetlerinin Amerika'nın güvenliğini tehdit ettiğine dair kamuoyu algısını güçlendirme amacı da taşıyor. Kadir Temiz, TikTok'un Amerika'da yaklaşık 170 milyon kullanıcısıyla hem ekonomik hem de siyasi açıdan oldukça etkili bir sosyal medya platformu olarak diğer teknoloji şirketlerinden ayrıldığını kayderek, TikTok'un veri güvenliği ve siber güvenlik açıklarına dair önleyici tedbirler alınabilirdi. Ancak TikTok, gün geçtikçe mevcut Amerikalı sosyal medya rakiplerine karşı güç kazanması ve piyasada etkili bir konuma yükselmesi nedeniyle ana hedef haline geldi. ifadelerini kullandı. Bu karar mevcut uluslararası ticaret düzenini daha korumacı bir yapıya doğru sürükleyebilir Temiz, TikTok yasağının mevcut uluslararası ticaret düzenini daha korumacı bir yapıya doğru sürükleyebileceğinin altını çizerek, Özellikle veri bilimi, yapay zeka, elektrikli araçlar ve çip gibi alanlarda süren teknoloji rekabetini karşılıklı yaptırım ve önlemlerle daha da sertleştirme potansiyeline sahip. Her ne kadar TikTok kararını yaklaşan Amerikan seçimleri dolayısıyla Amerikan kamuoyunu etkileme ve Çin karşıtlığından faydalanma aracı olarak gören bazı yorumlar olsa da bu kararlar diğer ülkeleri de benzer kararlar almaya zorlayabilir. diye konuştu. Çin'in muhtemel bir karşılık olarak ABD şirketlerine yönelik atacağı adımlara da değinen Temiz, Halihazırda Çin’de Twitter, Facebook ve Youtube gibi sosyal medya şirketleri yasaklı durumda. Çin'in TikTok'a muadil bir karşılık vermesi imkansız. Ancak tartışmayı teknolojik rekabet ve Amerika'nın tek taraflı korumacı kararları üzerinden, dolayısıyla uluslararası serbest ticareti ve piyasayı baltalamaya çalıştığı argümanı ile sürdürecektir. değerlendirmelerinde bulundu.
800
25,582
Park halindeki minibüse çarpan otomobil devrildi: 2 yaralı
İstanbul Üsküdar'da otomobilin park halindeki servis minibüsüne çarpması sonucu 2 kişi yaralandı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/park-halindeki-minibuse-carpan-otomobil-devrildi-2-yarali-837950.html
Zeynep Kamil Mahallesi Nuh Kuyusu Caddesi'nde Dilara T. idaresindeki otomobil, yol kenarında park halindeki servis minibüsüne çarptı. Ters dönen otomobilde sürücü Dilara T. ile yanındaki kişi yaralandı. Haber verilmesi üzerine olay yerine emniyet, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, sağlık ekiplerince olay yerindeki müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle bölgede trafik yoğunluğu yaşandı. Otomobilin çekici yardımıyla kaldırılmasının ardından trafik normale döndü.
2,065
15,034
Beşiktaş ligin ilk yarısında istikrarı sağlayamadı
Trendyol Süper Lig’in ilk yarısını 29 puanla beşinci sırada tamamlayan Beşiktaş, zirvenin 15 puan gerisinde kaldı. Bu süreçte tam 3 kez teknik direktör ayrılığı yaşayan siyah-beyazlılarda, bir de yönetim değişikliği oldu.
Spor
https://www.trthaber.com/haber/spor/besiktas-ligin-ilk-yarisinda-istikrari-saglayamadi-823829.html
Trendyol Süper Lig’in ilk yarısı dün oynanan 18. hafta müsabakalarıyla tamamlandı. MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında hakem Halil Umut Meler’in uğradığı fiziksel saldırı sebebiyle 1 haftası ertelenen ligde takımlar, 17 maç oynadı. Beşiktaş da çıktığı 17 karşılaşmada 9 galibiyet, 2 beraberlik ve 6 mağlubiyetle topladığı 29 puanla ilk yarıyı beşinci basamakta tamamladı. Rakip ağları 25 kez sarsan siyah-beyazlı takım, filelerinde ise 23 gole engel olamadı. 3 kez teknik direktör ayrılığı Sezona Şenol Güneş yönetiminde başlayan Beşiktaş, tecrübeli teknik adamla 7'si Süper Lig, 8'i de UEFA Avrupa Konferans Ligi eleme ve grup aşaması olmak üzere 15 maça çıktı. Güneş, Avrupa'da 8 mücadelede 6 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet yaşarken, ligde ise 4 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldı. Şenol Güneş'in ardından yardımcılığını yapan Teknik Sorumlu Burak Yılmaz takımın başına geçti. Yılmaz'ın bu macerası sadece 6 karşılaşmayla sınırlı kaldı. Süper Lig'de 4 müsabakada 2 galibiyet, 2 mağlubiyet yaşayan Beşiktaş, Burak Yılmaz idaresinde Avrupa Konferans Ligi'nde ise Norveç temsilcisi Bodo/Glimt'e 3-1 ve 2-1'lik skorlarla yenildi. Ardından takımı kulübün efsane isimlerinden Rıza Çalımbay'a emanet eden Kartal’da bu dönem de uzun soluklu olmadı. Çalımbay’ın ikinci Beşiktaş serüveni 7 maç sürdü. Ligde 5 müsabakaya çıkan Rıza Çalımbay idaresindeki Beşiktaş, 2 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldı. Bu süreçte UEFA Avrupa Konferans Ligi D Grubu'nda siyah-beyazlı ekip, evinde Belçika temsilcisi Club Brugge'a 5-0 kaybederken, İsviçre'de karşılaştığı Lugano'yu ise 2-0 mağlup etti. Beşiktaş söz konusu dönemde 8 gol atarken, kalesinde ise 13 gole engel olamadı. Rıza Çalımbay, bu 7 maçta 1.43 puan ortalaması yakaladı. Yönetim değişikliği de yaşandı Süper Lig’in ilk yarısında siyah-beyazlı takım, skor ve oyun anlamında kötü gidişatın yanı sıra bir de yönetim değişikliği yaşadı. Avrupa Konferans Ligi’nde iç sahada alınan 3-2’lik Lugano yenilgisi sonrası Teknik Direktör Şenol Güneş ile yollar ayrılırken, Ahmet Nur Çebi yönetimi de seçime gitme kararı aldı. 3 Aralık 2023 tarihinde gerçekleşen Olağanüstü Seçimli Genel Kurul sonrasında da başkanlığa Hasan Arat seçildi. Arat, Beşiktaş’ın 35. başkanı oldu. 5 isim kadro dışı kaldı Hasan Arat yönetiminde Futbol Takımları Genel Koordinatörü olarak görev yapan Samet Aybaba, 5 futbolcunun performans düşüklüğü ve takım içindeki uyumsuzlukları nedeniyle kadro dışı bırakıldığını açıkladı. Siyah-beyazlılarda Vincent Aboubakar, Valentine Rosier, Eric Bailly, Rachid Ghezzal ile Jean Onana kadro dışı kalan oyuncular oldu. Büyük maçları kazanamadı Beşiktaş, Süper Lig’in ilk devresinde Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor ile oynadığı karşılaşmalarda galibiyetle tanışamadı. İlk olarak 5. haftada Trabzonspor’a konuk olan siyah-beyazlı ekip, rakibine 3-0 mağlup oldu. Ligin 9. haftasında bu kez Galatasaray ile deplasmanda karşılaşan Beşiktaş, sarı-kırmızılılara da 2-1 kaybetti. Son olarak da 15. haftada Fenerbahçe’yi konuk eden Kara Kartal, bu maçtan da 3-1’lik skorla yenik ayrıldı. 25 gol 10 farklı oyuncudan geldi Kara Kartal’ın sezonun ilk yarısında attığı 25 gol 10 farklı futbolcudan geldi. Siyah-beyazlıların, ligdeki en skorer ismi 5 golle Omar Colley oldu. Colley’i 4’er golle Oxlade-Chamberlain ve Aboubakar takip etti. Cenk Tosun’un 3 golü bulunurken, Rashica ve Muleka da 2’şer gol kaydetti. Beşiktaş’ta Salih Uçan, Semih Kılıçsoy, Gedson Fernandes ve Ghezzal’ın da 1’er golü bulunuyor.
1,907
21,360
Biden'dan İsrail'e "siviller konusunda daha dikkatli olun" çağrısı
Gazze'deki İsrail saldırıları devam ederken ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in Gazze'de sivillerin öldürülmemesi konusunda daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/bidendan-israile-siviller-konusunda-daha-dikkatli-olun-cagrisi-820899.html
ABD Başkanı Biden, Maryland eyaletinde katıldığı bir toplantıda İsrail-Filistin meselesine ilişkin bir soruyu yanıtladı. Biden, İsrail'in yılbaşına kadar savaş yoğunluğunu düşürmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? şeklindeki bir soruya, İsrail'den sivillerin hayatlarını nasıl kurtarabileceklerine odaklanmalarını istiyorum. Hamas'ın peşinden gitmeye devam etsinler ama (siviller konusunda) daha dikkatli olsunlar diye yanıt verdi. ABD Başkanı Biden, önceki günkü açıklamasında da, İsrail'in Gazze'de ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü bombalamalar sebebiyle dünyanın desteğini kaybetmeye başladığını ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun uzun vadeli bir çözüm için hükümetini değiştirmesi gerektiğini söylemişti.
6,233
20,216
NATO ülkeleri bin adet Patriot füzesi satın alacak
NATO'nun savunma kapasitesini güçlendirmek amacıyla bin adet Patriot hava savunma füzesi satın almayı planladığı bildirildi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/nato-ulkeleri-bin-adet-patriot-fuzesi-satin-alacak-826142.html
Alman medyasının NATO tedarik ajansı NSPA'ya dayandırdığı haberlerde, 5. 5 milyar dolar değerindeki füzelerin üye ülkeler tarafından ortaklaşa satın alınacağı ifade edildi. Sistemleri satın alacak ülkeler arasında Almanya, Hollanda, Romanya ve İspanya'nın bulunduğu belirtildi. Satın alınacak Patriot füzelerinin NATO ülkelerinin Ukrayna'ya kendi stoklarından daha fazla füze teslim etmelerine imkan sağlayacağı bunun da Ukrayna'nın topraklarını Rus saldırılarına karşı daha iyi savunabileceği anlamına geldiği aktarıldı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de ittifak ortakları tarafından yapılan açıklamayı memnuniyetle karşılayarak, Bu yatırım transatlantik savunma işbirliğinin gücünü ve NATO'nun halklarımızın güvenliğine olan bağlılığını göstermektedir. değerlendirmesinde bulundu. Füzelerin üretiminden Avrupalı savunma üreticisi MBDA ile ABD'li Raytheon şirketi arasında bir ortak girişim sorumlu olacak. Füzelerin üretimi halihazırda bakım desteğinin verildiği Bavyera eyaletine bağlı Schrobenhausen'de gerçekleştirilecek.
5,089
1,650
Nüfus müdürlükleri YKS için hafta sonu da açık olacak
İl ve ilçe nüfus müdürlükleri, ÖSYM tarafından yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2023-YKS) için 17 ve 18 Haziran'da açık tutulacak.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/nufus-mudurlukleri-yks-icin-hafta-sonu-da-acik-olacak-775203.html
ÖSYM'nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, 17 ve 18 Haziran'daki 2023-YKS'ye girecek adaylardan, T.C. kimlik kartını kaybeden, kimlik kartında fotoğrafı bulunmayan, nüfus cüzdanı olmayan veya nüfus cüzdanında T.C. kimlik numarası, fotoğraf, soğuk damga bulunmadığından sınava kabul edilmeyecek durumda olanlar için sınav günlerinde il ve ilçe nüfus müdürlükleri belirli saatlerde hizmet verecek. Buna göre, müdürlükler, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce 17 Haziran Cumartesi 07.00-17.00 ve 18 Haziran Pazar 07.00-15.30 saatlerinde açık tutulacak. Sınav günü ilgili nüfus müdürlüğüne başvuran adaylar, müdürlük personeliyle ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr adresinde yer alan ilgili sınavın başvuru bilgilerine T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleriyle erişebilecek. Geçici kimlik belgesi ile sınava girilebilecek Nüfus müdürlüğü personelince adayın bilgilerinin kontrolü yapılarak adaya fotoğraflı, imzalı-mühürlü, barkodlu-karekodlu veya fotoğraflı, barkodlu-karekodlu geçici kimlik belgesi düzenlenecek. Adaylar düzenlenen bu belgeyle sınava girebilecek. Geçici kimlik belgesi dışında verilen hiçbir belge sınava giriş için kabul edilmeyecek. Bu amaçla nüfus müdürlüğüne başvuran adayın, sınava giriş belgesi ve biyometrik fotoğrafının yanında olması gerekiyor. Adaylar, sınav günü açık tutulacak il ve ilçe nüfus müdürlüklerinin adreslerini ve açık oldukları saatleri, ÖSYM'nin internet adresinden öğrenebilecek.
582
2,150
Bingöl'de sınıflar yeni eğitim-öğretim yılı için süslendi
Yeni eğitim öğretim yılı için okullarda hummalı çalışmalar sürerken, Bingöl’de öğretmenler tarafından sınıflar balon ve renkli kağıtlarla süslenerek eğitime hazır hale getirildi.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/bingolde-siniflar-yeni-egitim-ogretim-yili-icin-suslendi-707803.html
Yeni eğitim öğretim yılı hazırlıkları tamamlanan Bingöl’de bu yıl 441 okulda 60 bin 466 öğrenci ders zilinin çalması ile okullarına kavuşacak. Okullarda boyadan temizliğe, kitaplardan çevre düzenlemesine kadar tüm eksikler tespit edilerek giderilirken, bir yandan da sınıflar süslenmeye başlandı. Bingöl İl Milli Eğitim Müdürü Halil Yücel, okulları tek tek gezerek denetlerken, eğitimcilere de yeni eğitim ve öğretim yılında başarılar diledi. Sınıflar çiçek bahçesine dönmüş Ankara Büyükşehir Belediyesi İlkokulunu gezen Yücel, sınıflarda öğretmenler tarafından öğrencileri için yapılan hazırlıkları inceledi. Balon ve renkli kağıtlarla süslenen sınıfları gören Yücel, “Sınıflarımız adeta çiçek bahçesine dönmüş” diyerek öğretmenleri tebrik etti. Yücel, okulların eğitim ve öğretime hazır olduğunu ve öğrencilerini sabırsızlıkla beklediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: Bu sene ilimizde adeta bir eğitim seferberliği başlatıldı. Özellikle bakanımızın talimatıyla biz hazırız sloganıyla ilimizde bulunan 441 kurum ve 60 bin 466 öğrencimizle yeni eğitim öğretim yılında hazırız, hazırlığımızı tamamladık. İlimizde bir heyecan var, bir şenlik var. Tüm öğretmenlerimize, okul yöneticilerimize yansımış durumda. Sınıflarımızı çiçek bahçesine çevirdik, büyük bir sabırsızlıkla öğrencilerimizi bekliyoruz. Yaklaşık ilimizde 860 bin ücretsiz ders kitabı ve 387 bin yardımcı kaynak kitabı sınıflarda çocuklarımızı bekliyor. Tabii burada sınıflarımızın bu seviyeye gelmesinde bir ön hazırlık var. Tüm çalışma arkadaşlarımı buradan kutluyorum, tebrik ediyorum. Gecesini gündüzüne katarak ekibimiz çalıştı ve sınıflarımızı bu duruma getirdi. Bundan da biz mutluyuz. Şu an tek eksiğimiz çocuklarımız. Bir an önce 12 Eylül'ün gelmesini bekliyoruz ve eğitim öğretimimize hazır olduğumuzu buradan ilan etmek istiyoruz.
1,082
8,626
Bakan Uraloğlu: Sirkeci-Kazlıçeşme Hattı'nı sil baştan yaparak İstanbul'a kazandırdık
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 141 yıldan fazla bir süre İstanbul ulaşımının omurgalarından biri olarak hizmet veren Sirkeci-Kazlıçeşme Hattı'nın atıl bir vaziyette olduğunu belirterek, "Bu hattı sil baştan yaparak bambaşka bir yapıda hem demir yolu hem de yaya odaklı ve çevreci bir projeyle yeniden İstanbul'a kazandırdık" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-uraloglu-sirkeci-kazlicesme-hattini-sil-bastan-yaparak-istanbula-kazandirdik-840220.html
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi'nin açılış töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'na yaraşır eserleri bir bir hizmete aldıklarını aktaran Uraloğlu, 1 ay önce Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı'nın son halkası Kağıthane-Gayrettepe kesiminin açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Uraloğlu, İstanbul'un en eski demir yolu hatlarından biri olan Sirkeci-Kazlıçeşme arasında atıl vaziyette olan 8. 3 kilometrelik hattı, yepyeni bir konsept ile hem demir yolu hem de yaya odaklı bir proje olarak İstanbul'a kazandırmış olmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Açılışın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doğum gününe tesadüf etmiş olmasının da kendilerini ayrıca mutlu ettiğini dile getiren Uraloğlu, Size sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu ve milletimize hizmetle dolu daha nice yıllar Rabbimden niyaz ediyorum. Allah cesaretinizi daim, ömrünüzü bereketli kılsın. Allah size hayırlı, uzun ömür versin. dedi. İstanbul'a şehrin tam kalbinde büyük bir yeşil alan kazandırmış olduk Uraloğlu, 141 yıldan fazla bir süre İstanbul ulaşımının omurgalarından biri olarak hizmet veren Sirkeci-Kazlıçeşme Hattı'nın atıl bir vaziyette olduğunu anımsatarak, bu hattı sil baştan yaparak bambaşka bir yapıda hem demir yolu hem de yaya odaklı ve çevreci bir projeyle yeniden İstanbul'a kazandırdıklarını vurguladı. 22 kara yolu ve yaya alt geçidi içeren projenin sadece İstanbulluların ulaşım ihtiyacını karşılamayacağını belirten Uraloğlu, Aynı zamanda 7. 3 kilometre yaya ve bisiklet yolu, 122 bin 550 metrekare meydan ve rekreasyon alanları, 6 bin metrekare kapalı sosyal-kültürel alanları, 74 bin metrekare yeni yeşil alanıyla sosyo-kültürel yönü itibarıyla da öne çıkmaktadır. diye konuştu. Uraloğlu, 215 bin metrekarelik çalışma alanının 92 bin 450 metrekaresini demir yolu ulaşımı için ayırdıklarına işaret ederek, şunları kaydetti: Geri kalan 122 bin 550 metrekaresini ise yaya yürüme alanı, bisiklet, scooter parkuru, dinlenme ve rekreasyon alanları olarak düzenlendik. Bu kısmı vatandaşlarımızın yaya olarak kullanımına açarak İstanbul'a şehrin tam kalbinde büyük bir yeşil alan kazandırmış olduk. Proje kapsamında raylı sistem, yaya ve mikro mobilite araçları, sosyal aktivite alanları oluştururken, yıllardır kronikleşmiş trafik ve güvenlik sorunlarına neden olan yaya ve kara yolu alt geçitlerini de rehabilite ettik. Projemizle sadece demir yolu inşası yapmayıp, insanımızın yaşam konforunu artıracak diğer düzenlemeleri de hayata geçirdik. Proje kapsamında ecdat yadigarı Yedikule, Kocamustafapaşa, Yenikapı ve Kumkapı tescilli duraklarımızı da sanat tarihçileri, mimarlar, restoratörler ve arkeologlarla birlikte çalışarak kurul kararları doğrultusunda restore ettik. Yine proje kapsamında sahil yolu ile Samatya ve Cerrahpaşa hastanelerini bağlayan kavşağı da modernize ederek Cerrahpaşa ve Samatya hastanelerine erişimi kolaylaştıracak yeni bir istasyonu da ilave ettik. Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Hattı ve Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasındaki 14 kilometrelik kesimin açılışı gelecek ay yapılacak Bakan Uraloğlu, projenin 30 yıllık projeksiyonunda işletme, bakım, trafik kazalarında azalma ve zamandan yapılacak tasarrufla toplam 785 milyon avroluk tasarruf edileceğini hesapladıklarını belirtti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın vatandaşların ulaşım ihtiyaçlarına en üst seviyede cevap verecek yatırımlar yaparken, şehrin en değerli alanlarını da vatandaşların kullanımına kazandırarak, sosyal hayata önemli katkılar sunmaya devam edeceğini aktaran Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım projemiz, bu yaklaşımımızın İstanbul'daki önemli örneklerinden biri olmuştur. Zatıalinize (Cumhurbaşkanı Erdoğan'a), Gayrettepe-Kağıthane Metro Hattımızın açılışını gerçekleştirdiğimiz gün; inşallah, 2024 yılının ilk çeyreğinde Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistem Hattı'nı, Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Hattı'nı ve Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı'nın Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasındaki kesimini açabileceğimizin sözünü vermiştim. Bugün Kazlıçeşme-Sirkeci arasındaki kesimin sizlerle beraber açılışını yapıyoruz. Şimdi sırada Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Hattı ve Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasındaki 14 kilometrelik kesim var. İnşallah önümüzdeki ay içerisinde de onların açılışını yapacağız. İstanbul'un toplam 1004 kilometrelik metro hattına ihtiyacı var Uraloğlu, yaptıkları çalışmaların İstanbul'un toplam 1004 kilometrelik metro hattına ihtiyacı olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, Şimdiye kadar devam eden projelerimiz bittiğinde 398 kilometre olacak. 10 yıllık projeksiyonda Sayın Murat Kurum kardeşimizle inşallah 600 kilometre daha metro yapmayı planladık. Bunu da inşallah hayata geçireceğiz. İstanbul'un ulaşım sorununu artık yüzeyden değil, yer altından metrolarla beraber inşallah çözmüş olacağız. dedi. Ulaşımı sadece metrolarla değil, her yönüyle düşündüklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerini şöyle tamamladı: İstanbul'da temel atamama törenleri, atılmış temelleri kapatma törenleri yapmıyoruz. İstanbul'a Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde daha çok hizmet edeceğiz. İstanbul'un; İstanbullu hemşehrilerimizin dertleriyle dertlenen, tek gayesi sadece İstanbul olan bir belediye başkanını hak ettiğini düşünüyoruz. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Sayın Murat Kurum ile İstanbul'un duraklama dönemine son vereceğiz ve 31 Mart Yerel Seçimleri ile inşallah yeniden bir başlangıç yapacağız. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu'nu bir an yapmadığımızı düşünelim. Sadece İstanbul değil, tüm Türkiye felç olurdu. Bu düşünce bile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın hayata geçirdiği projelerinin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. İstanbul'u geleceğe taşıyacak, vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak projelere hız kesmeden devam edeceğiz. Uraloğlu'nun konuşmasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doğum günü münasebetiyle hazırlanan videonun gösterimi yapıldı.
979
3,203
ABD Uzay Kuvvetleri robot köpek kullanmaya başlıyor
ABD Savunma Bakanlığı, Uzay Kuvvetleri'nin Cape Canaveral üssünde devriye gezmeleri için robot köpekler gönderdiğini açıkladı.
Dünya Dışı
https://www.trthaber.com/haber/dunya-disi/abd-uzay-kuvvetleri-robot-kopek-kullanmaya-basliyor-700940.html
ABD ordusunun en genç kolu olan Uzay Kuvvetleri, Ghost Robotics'in 4 ayaklı insansız kara araçlarını (Q-UGV'ler) hasar tespiti ve devriye için konuşlandırdığını açıkladı. Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Uzay Kuvvetleri'nin bu köpek benzeri robotları, otomatikleştirilebilecek olan manuel ve tekrarlayan devriye görevlerini yerine getirmek için kullanmayı umduğu aktarıldı. Kennedy Uzay Merkezi ve Cape Canaveral'daki tüm uzay fırlatma operasyonlarından sorumlu birim olan Space Launch Delta 45'in, Q–UGV robot köpeklerini önemli ölçüde insan mesaisinden tasarruf etmek için kullanacağı duyuruldu. Yaklaşık 50 kg ağırlığındaki robot köpek, ona otomatik göz ve kulak işlevi kazandıracak bir dizi sensörle donatıldı. ABD'deki federal kuvvetler robot köpeklerle daha önce de çalışmıştı. Bu robotlar ayrıca 2020'de ABD Hava Kuvvetleri tarafından çevre savunma görevleri ve Gelişmiş Savaş Yönetimi Sistemi (ABMS) veri paylaşım ağını test etme sırasında denendi.
244
11,737
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan şehit ailesine başsağlığı mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehit Ulaştırma Sözleşmeli Er Adem Kel'in ailesine taziye mesajı gönderdi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/cumhurbaskani-erdogandan-sehit-ailesine-bassagligi-mesaji-837180.html
Erdoğan, Hakkari-Şırnak yolunda personel ve malzeme sevki esnasındaki kazada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Ulaştırma Sözleşmeli Er Adem Kel'in ailesine mesaj göndererek, başsağlığı dileklerini iletti.
4,090
9,395
Bakan Göktaş: Gazilerimize yönelik haddini aşan skeci kınıyorum
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Bir televizyon kanalındaki gazilerimize yönelik haddini son derece aşan ve 'güldürmeyen' anlamsız skeci şiddetle kınıyorum" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-goktas-gazilerimize-yonelik-haddini-asan-skeci-kiniyorum-834150.html
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: Bir televizyon kanalındaki gazilerimize yönelik haddini son derece aşan ve 'güldürmeyen' anlamsız skeci şiddetle kınıyorum. Vücudunun herhangi bir parçasını gözünü kırpmadan bu vatana feda eden gazilerimizi incitecek çirkin söylemler amacına bakılmaksızın asla kabul edilemez. Şehitlerimizin aileleri, gazilerimiz ve aileleri bizim en kıymetli emanetimizdir.
1,748
20,439
Netanyahu: Mısır-Gazze sınır şeridi İsrail'in kontrolü altında olmalı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki sınır şeridi Selahaddin Ekseni'nin (Philadelphia Ekseni) İsrail'in kontrolü altında olması" gerektiğini savundu.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/netanyahu-misir-gazze-sinir-seridi-israilin-kontrolu-altinda-olmali-825111.html
Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant ile Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz'ın, katılmayı reddettiği basın toplantısında bir konuşma yaptı. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne sürdürdüğü saldırılardan bahseden Netanyahu, Savaş, hedefleri gerçekleşene dek birkaç ay daha sürecek. Zaferin gerçekleşmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var. Gazze'nin herhangi bir tehdit oluşturmamasını garanti altına almak istiyoruz. dedi. Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Philadelphia Ekseni'nin İsrail'in elinde ve kontrolünde olması gerektiğini ifade eden Netanyahu, bunun harici hiçbir düzenlemenin İsrail tarafından kabul edilmeyeceğini söyledi. İsrail ordusu Hamas'tan 8 bin silahlıyı öldürdü Netanyahu, Gazze'de çok bedeller ödedik ama savaş zirve noktasında. Her cepheden savaşıyoruz ve savaşa devam ediyoruz. ifadelerini kullanarak, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyi, güneyi, orta kesimlerindeki tüm bölgelere hava saldırılarını sürdüreceğini ifade etti. İsrail ordusunun Hamas'tan 8 bin silahlı kişiyi öldürdüğünü öne süren Netanyahu, İsrail hükümetinin, Hamas'la esir takası konusunda ise ilerleme ihtimali gördüğünü dile getirdi. İran ve Lübnan'daki Hizbullah'a değinen Netanyahu, savaşın eksenini genişletmeleri halinde kimsenin hayal edemeyeceği darbedeler alacakları tehdidinde bulundu. Netanyahu, Biz her yerde her zaman mümkün olan her vesileyle İran'a karşı çalışmaları yürütüyoruz. İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemeliyiz. diye konuştu. Hükümetten istifasına dair ise Netanyahu, istifasını istediği tek şeyin Hamas olduğunu söyledi. Diğer bir adı Philadelphia Ekseni olarak bilinen Selahaddin Ekseni, Mısır ile Gazze Şeridi arasında Akdeniz kıyısından Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'na paralel uzanan 14 kilometrelik şeridi içeriyor. İsrail devlet televizyonu KAN'ın X sosyal medya platformunda dün yer alan açıklamada, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant ile Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz'ın, Netanyahu'nun Tel Aviv'de düzenlediği basın toplantısına katılmayı reddettikleri ifade edilmişti. Açıklamada Galant ve Gantz'ın bu kararı neden aldığına ilişkin bilgi verilmemişti. İsrail'de 7 Ekim sonrası Netanyahu liderliğinde kurulan ve Gantz ile Galant'ın da üyesi olduğu Savaş Kabinesi içinde savaşın komutası ve esir takası konularında anlaşmazlıklar yaşanıyor.
5,312
20,492
Ukrayna: Rusya'nın füze saldırılarında 30 kişi öldü
Ukrayna İçişleri Bakanı İgor Klimenko, Rus ordusunun bu sabah Ukrayna'ya yönelik düzenlediği füze saldırılarında 30 kişinin yaşamını yitirdiğini, 160 kişinin yaralandığını açıkladı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/ukrayna-rusyanin-fuze-saldirilarinda-30-kisi-oldu-824907.html
Ukrayna İçişleri Bakanı İgor Klimenko, sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamada, füze saldırıları nedeniyle yaralanan ve hayatını kaybeden siviller hakkında bilgi verdi. Mevcut bilgilere göre, saldırılar nedeniyle 30 kişinin yaşamını yitirdiğini, 160 kişinin yaralandığını belirten Klimenko, İçişleri Bakanlığına bağlı arama kurtarma ekiplerince ülke genelinde 8'i enkaz altında olmak üzere toplam 58 sivilin kurtarıldığını kaydetti. Ukrayna'nın çeşitli şehirlerine füze saldırıları düzenlenmişti Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, bu sabah yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna topraklarına yaklaşık 110 füzeyle saldırdığını bildirmişti. Rus ordusunun doğum hastanesi, eğitim binası, alışveriş merkezi, apartmanlar, evler, ticari depolar ve otoparkları hedef aldığına dikkati çeken Zelenskiy, saldırıların, Kiev, Lviv, Odessa, Dnipro, Harkiv, Zaporijya ve diğer şehirlere düzenlendiğini belirtmişti.
5,365
22,293
NATO, Gazze'deki durumun Orta Doğu'da daha büyük çatışmaya dönmesini istemiyor
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Gazze'deki çatışmanın daha büyük bir bölgesel çatışmaya dönüşmesini istemediklerini söyledi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/nato-gazzedeki-durumun-orta-doguda-daha-buyuk-catismaya-donmesini-istemiyor-816539.html
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, geçici ateşkesi belirterek, Aranın daha da uzatılmasının mümkün olmasını ümit ediyorum dedi. NATO'nun teşkilat olarak İsrail-Filistin meselesinde aktif bir rolü bulunmadığını, bazı müttefiklerin farklı şekillerde müdahil olduğunu ifade eden Stoltenberg, şunları kaydetti: NATO'dan vereceğimiz mesajlardan biri, çatışmanın daha büyük bir bölgesel çatışmaya dönüşecek şekilde tırmanmamasıdır. Ayrıca İran'a verilecek mesaj da bu istikrarsızlığı, durumu daha da tırmandırmak için kullanmaması ve kendisi adına hareket edenlere, Hamas ve Hizbullah'a hakim olmasıdır. Uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk gözetilmelidir Stoltenberg, Gazze ve Ukrayna örnek verilerek NATO'nun eleştirilerinde dostları ve karşıtları arasında ayrım yapıp yapmadığı sorusunu yanıtlarken de şunları dile getirdi: Tüm çatışmalarda uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmelidir ve siviller her zaman korunmalıdır. Bu mesaj hem Gazze'deki çatışma için hem de dünyanın diğer yerlerindeki tüm çatışmalar için aynı olmuştur. Çatışmanın şekli ne olursa olsun uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk gözetilmelidir. Gazze ve Ukrayna'daki durum ise birçok açıdan farklıdır. Ukrayna asla Rusya'ya tehdit oluşturmamıştır. Ukrayna Rusya'ya saldırmamıştır. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sebepsizdir. Bu, bir başka ülkenin işgal edilmesidir. Ukrayna'nın kendini savunma hakkı vardır. Stoltenberg, iki gün sürecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısının ilk günkü oturumlarında ayrıca Ukrayna'ya verilen destek, Çin ve Batı Balkanlar gibi konuların ele alındığını bildirdi. NATO toplantısı yarın da devam edecek. NATO-Ukrayna Konseyi, dışişleri bakanları düzeyinde ilk toplantısını yarın yapacak. Konsey toplantısına Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba da katılacak.
7,166
26,155
Defne Devlet Hastanesi'nde 180 bin poliklinik hizmeti verildi
Hatay'da, depremin ardından 60 günde yapımı tamamlanıp 21 Mayıs 2023'te hasta kabulüne başlanan 300 yataklı Defne Devlet Hastanesinde 180 bin poliklinik ve 6 bin 300 acil sağlık hizmeti verildi.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/defne-devlet-hastanesinde-180-bin-poliklinik-hizmeti-verildi-834891.html
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 24 Mart 2023'te temeli atılan ve 2 ayda yapımı tamamlanıp hizmete açılan hastane, depremzedelere şifa olmaya devam ediyor. Defne ilçesi Bostancık Mahallesi'nde 25 bin 400'ü kapalı olmak üzere yaklaşık 79 bin metrekare alanda kurulan Defne Devlet Hastanesinde 51 poliklinik, 11 ameliyathane, 51 yoğun bakım yatağı, 41 acil müşahede yatağının yanı sıra tam teşekküllü modern tıbba uygun görüntüleme merkezi bulunuyor. Hastane girişindeki İnsanlık merhamet üzerine kuruludur yazısıyla hastaların karşılandığı hastanede, 139 doktor ve 148 hemşire görev yapıyor. Hastanemiz bölge halkının birçok derdine deva oldu Defne Devlet Hastanesi Başhekimi Barış Kavvasoğlu, 6 Şubat depremlerinin ardından yaklaşık 3. 5 ay sonra açılışı yapılan Defne Devlet Hastanesinde tüm branşlarda sağlık hizmeti sunulduğunu söyledi. Hastanenin açıldığı günden bu yana bölge halkına kesintisiz hizmet verdiklerini anlatan Kavvasoğlu, Hastanemizde 180 bin poliklinik hastamız, 6 bin 300'ü geçen acil hastamız buradan şifa bulup evlerine mutlu ve huzurlu bir şekilde döndüler. dedi. Kavvasoğlu, hastanede tüm ana branşların aktif olarak çalıştığını belirterek, şöyle konuştu: Özellikle birim olarak fizik tedavi ünitemiz ve evde sağlık hizmetlerimiz hizmete girdi. Kısa süre içerisinde diyaliz ünitemizde açılacak. Nisan ayında da anjiyografi ünitemiz de Allah'ın izniyle açılmış olacak. Depremden önce de bu bölgede herhangi bir hastane yoktu ve ihtiyaç söz konusuydu. Zaten Sağlık Bakanlığımızın çalışmaları da mevcuttu. Ancak depremden sonra bölgede yaşanan felaketten ötürü hastanelerimiz hizmet dışı kaldı. Bu hastanenin hizmete girmesiyle birçok hastanın sevki önlendi ve hastalar hastanemizde tedavi görmeye başladı. Hastanemiz bölge halkının birçok derdine deva oldu diyebilirim. 1000'i aşkın ameliyat gerçekleştirildi Kavvasoğlu, 11 ameliyathaneye sahip Defne Devlet Hastanesinde 1000'i aşkın ameliyatın başarıyla gerçekleştirildiğini söyledi. Hastanedeki doğumhanenin de aktif olarak çalıştığını aktaran Kavvasoğlu, ayrıca hastanede 13 yataklı yenidoğan bakım ünitesinin de bulunduğunu belirtti. Kavvasoğlu, sahip oldukları modern görüntüleme merkezleri sayesinde hastaların başka illere gitmesinin önüne de geçtiklerini sözlerine ekledi.
2,638
9,456
Askerlik sınıflandırma sonuçları açıklandı
Şubat mart ve nisan dönemlerinde silah altına alınacak yedek subay, astsubay ve erlerin sınıflandırma sonuçları açıklandı.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/askerlik-siniflandirma-sonuclari-aciklandi-833642.html
Milli Savunma Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yapıldı. Buna göre, şubat, mart ve nisan döneminde silah altına alınacak yedek subay, astsubay ve erlerin sınıflandırma sonuçları açıklandı. Sonuçlar, e-Devlet ve askerlik şubelerinden öğrenilebilecek.
1,809
10,581
Milliler Avusturya'da dağıldı
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) hazırlıklarını sürdüren A Milli Takım, özel maçta Avusturya'ya deplasmanda 6-1 mağlup oldu.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/milliler-avusturyada-dagildi-847080.html
Avusturya ile A Milli Takımımız başkent Viyana'daki Ernst Happel Stadyumu'nda karşı karşıya geldi. Milliler, Macaristan'ın ardından çıktığı ikinci hazırlık maçını da 6-1'lik skorla kaybetti. Mücadelede ev sahibi takım 2. dakikada Xaver Schlager ile 1-0 öne geçti. Hakan Çalhanoğlu 25. dakikada penaltıdan attığı golle skoru eşitledi: 1-1. 44. dakikada Michael Gregoritsch Avusturya'yı yeniden öne geçirdi ve ilk yarı 2-1 sona erdi. Karşılaşmanın 48. dakikasında Gregoritsch farkı ikiye çıkardı: 3-1. 59. dakikada ise penaltıdan attığı golle kendisinin 3. takımının 4. golünü attı: 4-1. Baumgartner 78. dakikada penaltıdan attığı golle farkı 4'e çıkardı. Maçta son sözü 90+4. dakikada Maximilian Entrup söyledi: 6-1. İlk yarı: 2. dakikada Avusturya öne geçti. Milli takım savunmadan çıkmak isterken Salih Özcan'ın ceza sahası önünde kaptırdığı topu alan Baumgartner'in şutunda, kaleci Uğurcan topu çeldi. Boşta kalan meşin yuvarlağı Schlager ağlara yolladı: 1-0. 6. dakikada milli takım beraberlik golüne yaklaştı. Sol kanattan hareketlenen ve ceza sahasına giren Kenan Yıldız, uygun pozisyondaki Kerem'e pasını attı. Kerem'in ayak içiyle şutunda meşin yuvarlak az farkla yandan dışarıya çıktı. 22. dakikada sağ kanattan Arda'nın kullandığı kornerde, Kenan Yıldız ceza sahasında kafayı vurdu, Avusturya savunmasında Danso topa elle müdahale etti. Hakem Chiffi VAR'dan gelen uyarı sonrasında saha kenarına gelip pozisyonu izledi ve penaltıyı verdi. 25. dakikada penaltı atışını kullanan Hakan Çalhanoğlu fileleri havalandırdı: 1-1. 44. dakikada Avusturya 2. golünü attı. Milli takımın savunmadan çıkarken kaptırdığı topu, Avusturyalı futbolcular ceza yayı üzerinde Gregoritsch ile buluşturdu. Gregoritsch'in köşeye sert şutunda, kaleci Uğurcan'ın müdahalesine rağmen top ağlara gitti: 2-1. Karşılaşmanın ilk yarısı ev sahibi takımın 2-1 üstünlüğüyle sona erdi. İkinci yarı: 48. dakikada Avusturya farkı 2'ye çıkardı. Schmid'in sağ kanattan kullandığı kornerde Gregoritsch arka direkte kafayı vurdu ve meşin yuvarlağı ağlara yolladı: 3-1. 58. dakikada Avusturya penaltı kazandı. Kaan Ayhan ile Laimer arasında yaşanan pozisyon sonrasında hakem VAR'dan da gelen uyarı sonrasında penaltı noktasını gösterdi. 59. dakikada penaltıyı kullanan Gregoritsch topu ve kaleci Uğurcan'ı ayrı köşelere gönderdi: 4-1. 66. dakikada sol kanattan gelişen atakta Cenk Özkacar'ın yerden ceza sahasına gönderdiği top, savunmadan sekip yükseklik kazandı. Altıpas önünde topu düzelten Arda, röveşatayı yaptı, meşin yuvarlak kaleci Schlager'de kaldı. 73. dakikada Cenk Özkaçar ile Posch arasında ceza sahasında yaşanan pozisyonda Posch yerde kaldı, hakem oyunu devam ettirdi. Aynı dakikada gelişen atakta milli takım Barış Alper ile golü buldu. Hakem Chiffi VAR'dan gelen uyarı sonrasında saha kenarına gelip pozisyonu izledi, milli takımın attığı golü iptal edip, Avusturya lehine penaltı kararını verdi. 78. dakikada penaltı atışını kullanan Baumgartner, meşin yuvarlağı köşeden ağlara gönderdi: 5-1. 90+5. dakikada Avusturya 6. golünü buldu. Wimmer'in sol kanattan altıpas içine yaptığı ortaya Entrup kafayı vurdu ve fileleri havalandırdı: 6-1. Karşılaşmayı Avusturya 6-1 kazandı.
2,934
15,995
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Azerbaycan Savunma Bakanı Hasanov ile görüştü
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, temaslarda bulunmak için geldiği Azerbaycan'da Savunma Bakanı Zakir Hasanov ile bir araya geldi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/nato-genel-sekreteri-stoltenberg-azerbaycan-savunma-bakani-hasanov-ile-gorustu-844919.html
Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Hasanov, Bakanlığı ziyaret eden Stoltenberg'i törenle karşıladı. Hasanov, Ermenistan'a karşı Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü destekledikleri için NATO'ya teşekkür etti. Azerbaycan ordusundaki reformlara değinen Hasanov, Stoltenberg'e işgalden kurtarılan bölgelerdeki mayın temizleme çalışmaları, imar ve ihya faaliyetleri ile Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi. Hasanov, NATO ile başarılı işbirliği yürüttüklerini, ilişkileri bundan sonra da geliştireceklerini söyledi. Stoltenberg de Azerbaycan ordusunun barış misyonlarındaki profesyonelliğinden övgüyle bahsetti. Azerbaycan'ın NATO ile ortaklık çerçevesinde diğer alanlardaki faaliyetlerini takdirle karşıladığını belirten Stoltenberg, Azerbaycan ordusunun Türk Silahlı Kuvvetleri ile sıkı işbirliği Azerbaycan-NATO ilişkilerine de önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. dedi. Görüşmede, siber güvenlik, mayın temizleme ve bölgesel güvenlik konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
868
3,972
6 gün enkaz altında kalan Makbule öğretmen proteziyle yeni bir yaşama başlıyor
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 6 gün enkaz altında kalan, 4,5 aylık bebeği ve eşini kaybeden, sol bacağı ampute edilen 31 yaşındaki edebiyat öğretmeni Makbule Kartay, Bilkent Şehir Hastanesinde yapılan proteziyle 7 ay sonra yeniden ayağa kalktı.
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/6-gun-enkaz-altinda-kalan-makbule-ogretmen-proteziyle-yeni-bir-yasama-basliyor-793886.html
Türkiye'yi yasa boğan 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden yaralı kurtarılan ancak hayati riskten dolayı bacak veya kol gibi uzuvlarını kaybetmek zorunda kalan afetzedeler için Sağlık Bakanlığınca ülke genelinde belirlenen 19 merkezde protez uygulamaları gerçekleştiriliyor. Uzun süren iyileşme dönemlerinin ardından kendileri için sağlanan protezlerine kavuşan depremzedeler, fizik tedaviler sayesinde yeniden bağımsız bireyler olarak yaşamlarına devam edebilecek. Depremzedeler için protez uygulamalarını gerçekleştiren merkezlerden Bilkent Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi de en küçüğü 2 yaşında her yaş grubundan hastanın yeniden ayağa kalkabilmesi için yoğun çaba sarf ediyor. Zonguldaklı madenciler tarafından kurtarıldım, 147 saat enkaz altında kaldım Burada yaklaşık 3 hafta önce protezi takılan ve şu an koltuk değneğiyle yürümeye başlayan 31 yaşındaki edebiyat öğretmeni Makbule Kartay, yaşadığı zor süreci anlattı. Depreme Hatay'da yakalandıklarını belirten Kartay, Eşimi ve 4. 5 aylık oğlumu kaybettim. 6. günün sonunda Zonguldaklı madenciler tarafından kurtarıldım, 147 saat enkaz altında kaldım. Bebeğim enkazda 6 gün boyunca kucağımdaydı. İlk 3 günün geçtiğini, daha önce o gün için eşimin kurduğu telefon alarmının çalmasıyla anladım. Bilincim hep açıktı ama günler çok belirsizdi, zaman kavramımı kaybetmiştim dedi. Adana'da sol diz üstünden amputasyon geçirdiğini ve 20 Şubat'tan itibaren Bilkent Şehir Hastanesinde tedavi gördüğünü söyleyen Kartay, geçirdiği ciddi enfeksiyon ve 17 replasman ameliyatının ardından bugünlere gelmiş olmaktan mutluluk duyduğunu vurguladı. Kartay, Allah hayatta kalmamı istedi ve bunun bir sebebi var diye düşünüyorum. 'Nefes alıyorum, nefes alıyorsam umut da var.' diyorum kendime. Bu süreçten öğrendiğim en önemli şey, hayat her şeye rağmen devam ediyor. diye konuştu. Öğrencilerime dönmeyi çok istiyorum Kendisini kurtaran Zonguldaklı madencilerle sürekli görüştüğünü ve taburcu edildiğinde de ilk onları ziyarete gideceğini vurgulayan Kartay, sözlerini şöyle sürdürdü: 7 aylık tedavi sürecimde başlangıçta yatakta doğrulamıyordum bile. Doktorlar, hemşirelerim, fizyoterapistlerim iyi ki var. Onların desteği sayesinde bu noktaya geldim. Nefes alıyorsak umut da var, bir şekilde taburcu olduktan sonra hayatıma devam edeceğim. Yeni bir hayat kuracağım kendime. Bazı şeyleri eşim ve oğlum için iki kere yapacağım, onlar her zaman benimle olacak. Çok özlüyorum onları. Birlikte kurduğumuz hayalleri onlar için tek başıma gerçekleştireceğim. Eşiyle enkaz altında helalleşerek vedalaşabildiğini, bir gün onlarla yeniden kavuşacağına inandığını anlatan Kartay, Kimsenin yardımı olmadan tek başıma yürüyebilmeyi, hareket edebilmeyi çok özledim. Taburcu olduğumda da bunu yapabilmek istiyorum. Öğretmenliği, öğrencilerimi de çok özledim, öğrencilerime dönmeyi çok istiyorum. ifadelerini kullandı. Kartay, deprem sonrası benzeri acıları birçok insanın yaşadığına dikkati çekerek, bundan sonraki sürecin herkes için daha iyi ve güzel olmasını diledi. Hastamızı 2-3 hafta sonra taburcu etmeyi planlıyoruz Uzman fizyoterapist Hanifi Erol da Makbule öğretmenin uzun süren yara tedavilerinin ardından protezinin uygulandığını dile getirerek, Hastamızla şu an yürüme çalışmalarını devam ettiriyoruz. İnşallah en kısa sürede bağımsız bir şekilde yürümeye başlayacak. Rehabilitasyon uzun bir süreç, Makbule Hanım, Fizik Tedavi Hastanemizde yaklaşık 2 aydır tedavi görüyor. 2-3 hafta sonra da taburcu etmeyi planlıyoruz dedi. 79 ampute hastamız protez temini için hastanemize yatırıldı Bilkent Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimvekili Uzm. Dr. Özge Tezen de depremzedelerin tedavi süreçlerine ilişkin bilgileri paylaştı. Hastanede bugüne kadar 249 depremzedenin tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinin tamamlandığını anlatan Tezen, sinir hasarı ve uzuv kaybı yaşayan hastaların ihtiyaç duyduğu ortez ve protezlerin teminiyle ilgili daha önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yayımlandığını, Sağlık Bakanlığıyla bu konuda yoğun bir çalışma yürütüldüğünü söyledi. Ortez-protez uygulamalarının 16 ildeki 19 merkezde gerçekleştirildiğini belirten Tezen, Hastalarımız için en uygun olan, en üst düzeydeki protezleri tedarik ediyoruz. Bunun için bütün ekipler gayretle çalışıyor. Şu ana kadar 79 ampute hastamız rehabilitasyon süreçleri ve protez temini için hastanemize yatırıldı. Hastalarımızın yarısının protez temini ve eğitim süreçleri tamamlanırken, 28 ampute hastamızın da protez uygulama süreçleri devam ediyor bilgisini verdi. Amacımız hastalarımızın bağımsız olarak hayatlarını sürdürebilmeleri Protez uygulamalarının uzun iyileşme dönemlerinin tamamlanmasıyla gerçekleştirildiğine dikkati çeken Tezen, uyum açısından fizik tedavi süreçlerinin, protez eğitimlerinin büyük önem taşıdığına işaret etti. Tezen, En büyük amacımız, amputasyon geçiren hastalarımızın desteksiz, bağımsız, başkasının yardımına ihtiyaç duymadan hayatlarını sürdürebilmeleri. Ekiplerimiz hastalarımızın sosyal hayata en kısa sürede katılabilmeleri için bu anlamda büyük çabayla çalışıyor ifadelerini kullandı. Tezen, deprem felaketi sonrası Türkiye genelinde 850-1000 ampute hasta bulunduğunu da kaydetti.
535
3,653
Zeugma Mozaik Müzesi'nde yeni yıl hedefi 600 bin ziyaretçi
Başta "Çingene Kızı" mozaiği olmak üzere birçok esere ev sahipliği yapan, dünyanın en büyük mozaik müzelerinden Zeugma, 2024'te 600 bin ziyaretçiye ulaşmayı hedefliyor.
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/zeugma-mozaik-muzesinde-yeni-yil-hedefi-600-bin-ziyaretci-825140.html
9 Eylül 2011'de 30 bin metrekarelik alanda hizmete açılan Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep'e gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği ilk mekanların başında yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne de sahip müzede, Çingene Kızı, Mars heykeli, Roma dönemine ait çeşmeler ve Fırat Nehri kenarındaki villalarda bulunan mozaikler sergileniyor. Müze, 2022'de 440 bin ziyaretçi sayısına ulaşırken, 6 Şubat depremleri nedeniyle 2023'de 220 bin kişiye ev sahipliği yaptı. Yoğun ilgi görüyor Zeugma Müze Müdürü Özgür Çomak, Zeugma Mozaik Müzesi'nin bölgedeki en büyük müze olduğunu ve yoğun ilgi gördüğünü belirtti. Ziyaretçilerin özellikle Roma ve Yunan mitolojisine konu olan ve 13 farklı renk skalası ile üç boyutlu olarak yapılan mozaikleri yerinde görmeye geldiklerini aktaran Çomak, şöyle konuştu: 6 Şubat depremlerinden önce özellikle 1-30 Ocak 2023 arasında ziyaretçi yoğunluğu vardı. Ziyaretçi sayısı 27 bine ulaşmıştı. Deprem yaşanmamış olsaydı 2023'de 700 binlere ulaşacağımızı tahmin ediyorduk. Bu yıl müzemizi 220 bin kişi ziyaret etti. Müzemiz depremlerden dolayı 74 gün kapalı kalmıştı. Bakanlığın izinleri ile Ramazan Bayramının arife gününde müzemizi açmıştık. Temmuzdan sonra ziyaretçi yoğunluğu artmaya başladı. Sonbaharda zirveye ulaştık. İnşallah 2024 yılında 600 bin rakamına daha hızlı ulaşacağız. Herhangi bir afet ve olağanüstü bir şey olmadığı sürece bu sayıya ulaşacağımızı düşünüyoruz. Gün geçtikçe Zeugma Mozaik Müzesi, ilgisini kat kat artırarak hizmet vermeye devam ediyor. Bu yaz müzeye Avrupa ülkelerinin de ilgisi oldu Çomak, müzeye Uzakdoğu ülkelerinden turistlerin yoğun ilgi gösterdiğine işaret ederek, şunları kaydetti: Bu yılın yaz dönemi içerisinde özellikle Avrupa ülkelerinden Almanya ve İtalya başta olmak üzere ziyaretçi ilgisini gördük. Müzemiz aynı zamanda sesli rehberlik hizmeti veriyor. Gişemizden sesli rehberlik hizmetini edinmek isteyen vatandaşlar bunları kullanabiliyor. 10 farklı sesli rehberimiz var. Özellikle Almanca, İtalyanca ağırlıklı dili kullanarak müzemizi gezen ziyaretçi kitlesini gördük. Bu yıl Avrupa ülkelerinden de büyük bir ilgi vardı. Ama Uzakdoğu ülkeleri her zaman Zeugma Mozaik Müzesi'nde başı çekiyor. Müzenin yurt dışında bilinirliliği çok fazla. Japon, Çin, Koreli ziyaretçilerimizin çok önem verdiği bir müze. Ziyaretçiler Antalya'dan müzeyi ziyarete gelen Şevket İnce, Çok harika bir yer. Hoşuma gitti. Burada müthiş eserler bulunuyor. dedi. Antalya'nın Alanya ilçesinden turla Gaziantep'e gelen Bahar Kızıl, müzenin Gaziantep'e kültürel bir değer kattığını, özellikle yeni neslin müzeye gelip mutlaka buradaki eserleri görmesi gerektiğini kaydetti.
216
20,062
Paris'te Filistin destekçileri gösteri düzenledi
Fransa'nın başkenti Paris'te gösteri düzenleyen Filistin destekçileri, İsrailli bakanların Gazzelileri "göç ettirmek" istemesine tepki gösterdi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/pariste-filistin-destekcileri-gosteri-duzenledi-826889.html
Fransa'nın başkenti Paris'te gösteri düzenleyen Filistin destekçileri, İsrailli bakanların Gazzelileri göç ettirmek istemesine tepki gösterdi. Paris'in Bastille Meydanı'nda bir araya gelen Filistin destekçileri, Millet Meydanı'na kadar yürüdü. Gazze'de ateşkes sağlanmasını ve soykırımın durdurulmasını isteyen göstericiler, ayrıca İsrailli bakanların Gazzelileri göç ettirmek istemesine tepki gösterdi. Filistin Halkına Yönelik Soykırımı Durdurun ve Gazze Seninleyiz yazılı dövizler taşıyan göstericiler, Bu bir savaş değil, soykırım, Yaşasın Filistin ve Sürgüne hayır sloganları attı. Büyük Filistin bayraklarının açıldığı gösteriye, aileleriyle çocuklar da katıldı. Eylemde, göstericiler, Gazze'de yaklaşık son 3 ayda İsrail'in saldırılarında yaralanan sivillerin görüntülerini izledi. Burada sorun şu ki yaralı sağlık personeli de var Gösteriye katılan ve soyismini açıklamak istemeyen radyoloji teknisyeni Asma, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tüm savaşlarda yaralılar var ancak burada sorun şu ki yaralı sağlık personeli de var. ifadesini kullandı. Asma, Gazze'de sağlık çalışanlarının öldürüldüğünü ve hastanelerin bombalandığını belirterek, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sona erince bütün bu hastanelerin yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Gazze'de olup bitenin bir facia olarak niteleyen Asma, Savaş şimdi sona ermeli. dedi. Asma, Gazze'deki sağlık çalışanlarına, 2024 Nobel Barış Ödülü'nün verilmesi çağrısını doğru bulduğunu ve bu kişilerin bu ödüle layık olduğunu kaydetti. Şifa Hastanesinde sağlık çalışanlarının hayatları pahasına hastaları kurtarmak için orada kalmaya karar verdiğini vurgulayan Asma, (Gazze'de) Bugün ilaç olmadığı için bir ağrı kesicinin yarısı verilen çocuklar ampute ediliyor. dedi. Asma, tıbbi malzemeleri olmamasına rağmen bölgedeki sağlıkçıların hastaları için ellerinden geleni yaptığını yineledi. Gösteriye katılan doktor ve Gazze Beyaz Önlüklüler Topluluğu Üyesi Yasmine Atoui, 7 Ekim 2023'ten sonra oluşan toplulukları bünyesinde farklı mesleklerden kişilerin bir araya geldiğini kaydetti. Atoui, 2024 Nobel Barış Ödülü'nün Gazze'de sağlık personeline verilmesi çağrısının güzel bir haber olduğunu ifade etti. Doktor Atoui, gösteride, Gazze'de öldürülen sağlık çalışanlarının fotoğraflarının yer almasını Fransa'nın sessizliğini kınamak ve bu insanların sadece bir sayıdan ibaret olmadığını göstermek için yer aldığını kaydetti. Atoui, Gazze'de hastanelerin bombalanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Milletvekili Thomas Portes, 2024 Nobel Barış Ödülü'nün Gazze'deki sağlık çalışanlarına verilmesini önermişti. Bu ödülün Gazze'deki sağlıkçılara verilmesi için www.change.org sitesinde imza kampanyası başlatılmıştı.
4,935
18,436
Irak: "ABD saldırıları ülke egemenliğinin ihlalidir"
Irak yönetimi, ülkenin batısındaki ABD saldırılarının ülke egemenliğini ihlal ettiğini açıkladı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/irak-abd-saldirilari-ulke-egemenliginin-ihlalidir-834163.html
Irak Başbakanlık Askeri Sözcüsü General Yahya Resul, yaptığı yazılı açıklamada, Irak'ın batısındaki Enbar'a bağlı Kaim ve sınır bölgelerinin ABD uçakları tarafından saldırıya maruz kaldığını belirterek, Bu saldırılar, Irak'ın bölgede istikrarı sağlamaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Bu, Irak'ın egemenliğinin ihlali ve Irak hükümetinin çabalarının baltalanması anlamına geliyor. dedi. Söz konusu ABD saldırılarının Irak'ı ve bölgeyi istenmeyen sonuçlara sürükleyen bir tehdit olduğuna dikkati çeken Resul, bunun sonuçlarının Irak ve bölgenin güvenlik ve istikrarı açısından vahim olacağını kaydetti. Irak'ın batısında Şii milis gücü Haşdi Şabi'ye ait silah deposunun ABD saldırısında vurulduğu belirtilmişti. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, üs saldırısına karşılık olarak Irak ve Suriye'de İran Devrim Muhafızları Ordusuna ait hedeflere yönelik hava saldırıları düzenlediğini duyurmuştu. CENTCOM tarafından yapılan yazılı açıklamada, Suriye ve Irak'ta İran devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü ile bağlı milis gruplara ait en az 85 hedefin hava saldırısıyla vurulduğu bildirilmişti. Saldırılarda ABD'den havalanan uzun menzilli bombardıman uçaklarının da yer aldığı ve 125'ten fazla güdümlü bombanın kullanıldığı belirtilen açıklamada, hedeflenen bölgelerde kumanda ve kontrol merkezlerinin, roket ve füzeler ile insansız hava araçlarının vurulduğu ifade edilmişti. ABD'ye ait Kule 22 adlı üsse düzenlenen saldırıda 3 Amerikan askeri ölmüş, 40'tan fazla asker de yaralanmıştı. ABD yönetimi, söz konusu saldırıya karşılık olarak çok katmanlı ve zamana yayılmış şekilde saldırılar düzenleyeceğini ve İran destekli grupların hedef alınacağını açıklamıştı.
3,309
25,548
Samsun'da 15 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
Samsun'un Çarşamba ilçesinde market deposunda çalışan 15 kişi, gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanede tedavi altına alındı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/samsunda-15-kisi-gida-zehirlenmesi-suphesiyle-hastaneye-kaldirildi-838054.html
Irmaksırtı Mahallesi'ndeki marketin deposunda çalışan 15 kişi, yedikleri yemek sonrası fenalaştı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Çarşamba Devlet Hastanesine kaldırılan çalışanların, yedikleri yemekten zehirlendikleri üzerinde duruluyor.
2,031
13,623
Galatasaray'dan Hakim Ziyech açıklaması
Galatasaray'dan yapılan açıklamada, Faslı futbolcu Hakim Ziyech'in sol ayak bileğinde zorlanma ve kemik ödemi tespit edildiğini açıkladı.
Spor
https://www.trthaber.com/haber/spor/galatasaraydan-hakim-ziyech-aciklamasi-834760.html
Afrika Uluslar Kupası'nda ülkesinin elenmesi sonrası Türkiye'ye dönen Hakim Ziyech'in sağlık durumuyla ilgili Galatasaray'dan açıklama yapıldı. Sarı-kırmızılılardan konuyla ilgili yapılan açıklamada, Afrika Kupası’nda ülkesi Fas’ın Zambiya ile oynadığı karşılaşmada sakatlanan ve oyuna devam edemeyen futbolcumuz Hakim Ziyech, ülkesinin turnuvadan elenmesinin ardından 3 Şubat Cumartesi günü İstanbul’da takıma katılmış, 4 Şubat Pazar günü yapılan tetkiklerinde ayak bileği distorsiyonu (ileri derece burkulma ve dönme) sonucu sol ayak bileğinde iç yan bağ, dış yan bağ ve sindezmozunda gerilme ve zorlanma, ayak bileğini oluşturan kemiklerde ise kemik ödemi tespit edilmiş olup tedavisine başlanmıştır. ifadelerine yer verildi.
496
23,543
İzmir'de dairede çıkan yangında bir kişi öldü
İzmir'in Bornova ilçesinde apartman dairesinde çıkan yangında aynı aileden bir kişi hayatını kaybetti, 3 kişi dumandan etkilendi.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/izmirde-dairede-cikan-yanginda-bir-kisi-oldu-848069.html
Ergene Mahallesi 523 Sokak'ta bulunan 4 katlı apartmanın 3'üncü katında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Alevler daireyi sararken apartman sakinleri, kısa sürede binayı tahliye etti. İhbar üzerine olay yerine 112 Acil Sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Yangına müdahale eden ekipler, dairede mahsur kalan ailenin kurtarılması için çalışma başlattı. Ekiplerin yoğun çalışması sonucu söndürülen alevlerin arasında kalan 90 yaşındaki Hakkı Zeki Koçeli'nin yaşamını yitirdiği belirlendi. Koçeli'nin cenazesi, incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Yangında dumandan etkilenen İ.K., eşi H.K. ile çocukları B.K. daireden çıkarılarak çevredeki hastanelere kaldırıldı.
26
26,090
Türkiye'nin üçüncü kayın ağacı türü keşfedildi
Düzce Üniversitesi'nde görevli akademisyenler, Bolu ormanlarında yürüttükleri araştırma sonucunda, Türkiye'nin 3'üncü kayın ağacı türünü keşfetti.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/turkiyenin-ucuncu-kayin-agaci-turu-kesfedildi-835177.html
Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Necmi Aksoy, Dr. Öğr. Üyesi Neval Güneş Özkan, Dr. Öğr. Üyesi Turgay Birtürk ve doktora öğrencisi Ahmet Ayteğin, Bolu ormanlarında kayın türleri üzerine araştırma yaptı. 2020 yılında başlayan çalışmaların sonucunda Bolu'da melez bir kayın ağacının yayılış gösterdiği tespit edildi. Keşfedilen türün Doğu kayını ve Avrupa kayını arasında doğal melez bir tür olan Kırım kayını olduğu belirlendi. Yeni keşif ile Türkiye'deki kayın ağacı tür sayısı 3'e yükseldi. Söz konusu araştırma, Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi 2024 sayısında da yayımlandı. Kritik Tehlike Altında (CR) olarak listelenmeli Prof. Dr. Necmi Aksoy, Bu yeni kayıtla Türkiye florasındaki kayın cinsine ait tür sayısı 3'e çıkmıştır. Dar bir alanda yayılış yaptığından Kırım kayını, Türkiye için nadir bulunan bir türdür. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) kategorilerine göre; türün koruma durumunun Kritik Tehlike Altında (CR) olarak listelenmesi gerekmektedir. Üniversitemiz akademisyenleri ülkemizdeki varlığı yeni keşfedilen bu melez ağacın yayılış alanının, 'kullanımı ilgili mevzuatla düzenlenen korunan alanlar' statüsünde olduğunu, bu nedenle yalnızca bilimsel ve eğitimsel çalışmalara izin verildiğini; ancak bu melez ağaçların yayılış alanlarındaki bireylerinin popülasyon, sağlık durumu ve üreme durumlarının belirlenmesi ve izlenmesi gerekiyor dedi.
2,573
11,079
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu seçim benim için bir final
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim için bu bir final, yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim, çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/cumhurbaskani-erdogan-bu-secim-benim-icin-bir-final-842936.html
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen 7. Gençlik Buluşması öncesinde vakfın 81 il temsilcisiyle bir araya geldi. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmayı şereflendirdikleri için gençleri en kalbi duygularıyla selamladığını söyledi. Çok önemli bir dönemin arifesinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malum 31 Mart Türkiye'de bir dönüm noktası. Ve bu dönüm noktasında tüm İslam dünyasının gözleri Türkiye'de. Türkiye'de ne olacak? Her ne kadar bu bir genel seçim değilse de yerel seçimde gözler, AK Parti'nin bu seçimlerden alacağı netice ne olacak? Onun için tabii çok güçlü bir gençliğe sahip olan davamız, inşallah sandıkları adeta patlatırcasına 31 Mart akşamında o farklı bakanlara gereken cevabı verecektir diye inanıyorum. dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere 22 gün kaldığını anımsatarak, 22 günü en güzel şekilde değerlendirerek, gerek ana kademe, gerek kadın kolları, gerek gençler, beraberce bir çalışmayla inşallah gerekli cevabı sandıkta vereceklerini dile getirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Ardı arkası kesilmeyecek şekilde çalışmalarımı sürdürüyorum. Adeta nefes almaksızın koşturuyoruz. Çünkü benim için bu bir final. Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim ama buradan çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak. Onun için de hazırlıklarımızı buna göre yapıp, adımı da buna göre atmamız lazım ki çok farklı bakanlara karşı gereken cevabı istiyoruz ki 31 Mart akşamı verelim. 1 Nisan'dan itibaren de yeni bir dönemi inşallah başlatalım. Gençlere inandığını ve güvendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnşallah başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, bütün buralarda bir değişim dönüşümü yapalım. Çünkü gözler burada. ifadelerini kullandı.
3,432
8,514
Emekliye 3 bin lira ikramiye Meclis'te kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda görüşmeleri süren 8. Yargı Paketi'nde yer alan emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liraya çıkarılmasına yönelik madde kabul edildi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/emekliye-3-bin-lira-ikramiye-mecliste-kabul-edildi-841429.html
TBMM Genel Kurulunda görüşmeleri süren 8. Yargı Paketi'nde yer alan emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liraya çıkarılmasına yönelik madde kabul edildi. Düzenlemeye komisyon aşamasında eklenen bir madde ile emekliye Ramazan ve Kurban Bayramlarında verilen 2 bin liralık ikramiye, yüzde 50 artışla 3 bin liraya yükseldi.
867
16,010
Putin: Rusya ile NATO arasında çatışma mümkün
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya ile NATO arasında çatışmanın mümkün olduğunu belirterek, "Bu çatışma, tam kapsamlı bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın bir adım ötede olmasına yol açacak ama kimsenin bu konuyla ilgilendiğini düşünmüyorum." dedi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/putin-rusya-ile-nato-arasinda-catisma-mumkun-844843.html
Putin, devlet başkanı seçiminin sona ermesinin ardından seçim karargahından vatandaşlara seslendi. Halka seçime katılımdan dolayı teşekkür eden Putin, Ukrayna'da temas hattında bulunan Rus ordusuna özellikle teşekkürlerini vurguladı. Putin, yeni dönemde Rus ordusunun yeteneklerini güçlendirmenin gerekli olduğunu ifade etti. Tüm halkın dini inanç ve etnik kökene bakılmaksızın kendilerini tek bir Rus ailesi gibi hissettiğini belirten Putin, bunun ileriye doğru hareketin en önemli koşulu olduğunun altını çizdi. Geçen ay Federal Meclis'te yaptığı konuşmada dile getirdiği tüm görev ve hedeflerin çözüleceğine ve gerçekleştirileceğine dair güvence veren Putin, seçim sonucunun ülke vatandaşlarının kendisine duyduğu güvenin ve her şeyi planladığı gibi yapacağına dair umudun göstergesi olduğunu ifade etti. Putin, daha sonra karargahta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir ABD’li gazetecinin sorusu üzerine, Rus muhalif Aleksey Navalnıy'ın hapishanede ölmesini üzücü olay şeklinde nitelendiren Putin, insanların hapishanede öldüğü başka vakaların da yaşandığını ama bu tip olayların ABD’de de olduğunu hatırlattı. Putin, ölüm haberi gelmeden birkaç gün önce Navalnıy’ı Batı ülkelerinde hapiste bulunan Rus vatandaşlarıyla değiştirme fikrini kabul ettiğini açıkladı. Ukrayna topraklarında 'sıhhi bölge' oluşturulabilir Belgorod bölgesinin güvenliğinin sağlanması için Harkiv bölgesinin Rusya’ya katılmasını gerekli görüp görmediği sorusunu da cevaplayan Putin, sınır bölgelerinin bombalanmasıyla ilgili trajik olaylar göz önüne alındığında Rusya’nın Ukrayna toprakları içerisinde bir noktada sıhhi bölge oluşturmak zorunda kalacağını kaydetti. Belirli bölgeler ile birleşme planları hakkında konuşmaya hazır olmadıklarını dile getiren Putin, Düşmanın kullandığı yabancı silahlar yüzünden aşılması oldukça zor bir güvenli bölge oluşturma gerekli hale gelebilir. ifadesini kullandı. Ukrayna’ya sığınan Rus silahlı oluşumların sınır bölgelerine yönelik saldırılarına ilişkin de yorum yapan Putin, Rusya’da idam cezası olmasa da bu kişilerin hepsinin yok edileceğini bildirdi. Putin, Savaş bölgesinde nasılsa bu insanlara her zaman eli silahlı insanlar gibi davranacağız. dedi. Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Rusya’nın sınır bölgesine 5 bin kişilik bir grubu yoğunlaştırdığını belirten Putin, bu güçlerin yüzde 40'ının kayba uğradığını, yüzde 35'inin öldüğünü söyledi. Putin, bu güçlerin akılsızca saldırdığını ifade ederek, bu durumun kendi çıkarlarına olduğunun altını çizdi. Barış görüşmelerinden yanayız Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2024 Paris Olimpiyatları süresince ateşkes teklifinden haberi olmadığını aktaran Putin, Rusya’nın her koşulda kendi çıkarlarına ve çatışma bölgesindeki duruma göre hareket edeceğini vurguladı. Putin, sözlerini şöyle sürdürdü: Biz barış görüşmelerinden yanayız ancak düşmanın cephanesi bittiği için değil, eğer gerçekten ciddilerse, uzun vadede barışı inşa etmek istiyorlarsa, barış görüşmelerinden yanayız. Yeniden silahlanma için 1. 5-2 yıl ara verilsin diye değil. Fransa’ya Ukrayna’da çatışmaları ağırlaştırmasını değil, barışçıl çözüme katkıda bulunmasını öneren Putin, Ukrayna’da NATO askerlerinin bulunduğunu bildiklerine dikkat çekti. Rusya-NATO çatışması Üçüncü Dünya Savaşı'nın bir adım ötede olmasına yol açar” Rusya ile NATO arasında çatışma olup olmayacağına yönelik soruyu cevaplayan Putin, Modern dünyada her şey mümkün. Bu çatışma, tam kapsamlı bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın bir adım ötede olmasına yol açacak ama kimsenin bu konuyla ilgilendiğini düşünmüyorum. dedi. Yeni yönetimde değişiklik çalışması için zaman var Yeni dönemde devlet başkanlığında ve hükümette bir değişiklik yapıp yapmayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Putin, Şimdi mesele, ekip çalışmasının genel sonucunun maksimum olması için kimin hangi yerde en etkili çalışacağını belirlemektir. şeklinde konuştu. Hükümet, devlet başkanlığı yönetimi ve Merkez Bankası yönetimiyle sakin şekilde düşüneceklerini, ardından karar vereceklerini ifade eden Putin, aceleye gerek olmadığını, yasal olarak 2. 5 aylık süreye sahip olduğunu aktardı.
883
3,588
İklim değişikliği aşırı hava oluşumlarını tetikledi
İklim değişikliğinin etkisiyle geçen kasımda Karadeniz'i vuran Bettina Fırtınası, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkede yoğun kar ve şiddetli yağışa neden oldu.
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/iklim-degisikligi-asiri-hava-olusumlarini-tetikledi-833018.html
Uluslararası akademik işbirliği olarak öne çıkan World Weather Attribution'ın (WWA) parçası olan İngiltere, Hollanda, ABD, Almanya ve İsviçre'deki üniversite ve kurumlarda görevli 10 araştırmacı, Karadeniz çevresinde Ukrayna, Rusya, Moldova, Romanya, Bulgaristan, Türkiye ve Gürcistan bölgelerini kapsayan bir alanda 3 günlük ortalama yağış ve maksimum rüzgar hızını inceleyerek küresel ısınmanın etkisi altındaki iklim şartları ile sanayi öncesi dönemin iklimini karşılaştırdı. Doğu Avrupa'da 28 Kasım'da karaya çıkan Bettina Fırtınası, Moldova, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna'ya yoğun kar yağışı, Kırım, Ukrayna'nın doğusu ve Türkiye'nin büyük bölümüne ise şiddetli yağış getirdi. Karadeniz'de hızı saatte 120 kilometreye varan kasırga şiddetinde rüzgarlar görülürken, fırtına sırasında çoğu Ukrayna'da olmak üzere en az 23 kişi hayatını kaybetti, 2. 5 milyondan fazla insanı etkileyen elektrik kesintileri yaşandı, altyapılar hasar gördü ve ulaşımda aksaklıklar meydana geldi. Araştırmacıların yürüttüğü ilişkilendirme analizine göre, insan faaliyetlerinin yol açtığı iklim değişikliği nedeniyle yaşanan Bettina Fırtınası, şiddetli yağmur ve kar yağışı olasılığını iki katına çıkardı. İklim değişikliği, yağışları yaklaşık yüzde 5 daha şiddetli hale getirdi, daha fazla yağışın kar yerine yağmur olarak düşmesine yol açtı. Araştırmacılar, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Bettina Fırtınası'nın etkilerinin şiddetlenmesinde rol oynadığını belirterek, çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilen Ukraynalıların bu durumdan etkilendiğini, en fazla etkilenenlerin ise dondurucu soğuklara karşı en savunmasız ve tahliye imkanı az olan yaşlılar, çocuklar ve engellilerin olduğunu ifade etti. Analize göre, insan faaliyetleri kaynaklı küresel ısınmanın devam etmesiyle Doğu Avrupa'da kış fırtınalarından kaynaklanan yağışlar daha da yoğunlaşacak. Savaşlar, ülkelerin afetlere müdahale kabiliyetini zorlaştırıyor Araştırmayı yürüten bilim insanlarından Londra Imperial College Grantham Enstitüsü İklim Değişikliği ve Çevre Bölümü Araştırma Görevlisi Mariam Zachariah, bulguların, Karadeniz çevresindeki şiddetli yağmur ve kar fırtınalarının sıklığının iklim değişikliğiyle arttığını gösterdiğini ve bu sonucun benzer analizlerle uyumlu olduğunu söyledi. Londra Imperial College Grantham Enstitüsü İklim Değişikliği ve Çevre Bölümü İklim Bilimi Kıdemli Öğretim Görevlisi Friederike Otto da iklim değişikliği ve çatışmanın bir araya gelerek yıkıcı sonuçlar doğurabildiğine işaret ederek, şunları kaydetti: Afrika Boynuzu, Batı Asya ve Libya'daki aşırı hava olayları üzerine yapılan son Dünya Hava Durumu Araştırmaları, savaşın insanların felaket sonrasında müdahale etme kabiliyetini büyük ölçüde azalttığını ortaya koydu. Yüz binlerce Ukraynalı savaş nedeniyle yerlerinden edildi ve kış aylarında sivil enerji altyapısının zarar görmesi, savunmasız bir nüfus üzerinde geniş kapsamlı etkilere yol açmaya devam ediyor. Dünya fosil yakıtları yakmayı bırakana kadar dört bir yanındaki aşırı hava koşulları şiddetlenmeye devam edecek ve dünyayı daha istikrarsız ve daha tehlikeli hale getirecek. Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi Direktörü Julie Arrighi de iklim değişikliğinin çatışma dönemlerinde durmadığını ve savaşın, ülkelerin şiddetli fırtınalar gibi afetlere müdahale kabiliyetini zorladığını vurgulayarak Kritik sistemlerin ve altyapının zarar görmesi, çatışmalardan etkilenen insanların savunmasızlığını artırıyor. değerlendirmesinde bulundu.
151
15,865
İsrail'de muhalefet lideri Lapid: Dış ilişkilerde çöküş yaşanıyor
Eski İsrail Başbakanı ve ana muhalefet lideri Yair Lapid, ülkesinde "ihmalkar" olarak nitelendirdiği bir hükümetin varlığı nedeniyle Tel Aviv'in dış ilişkilerinde çöküşe tanık olduğunu söyledi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/israilde-muhalefet-lideri-lapid-dis-iliskilerde-cokus-yasaniyor-845350.html
Lapid, Kanada hükümetinin İsrail'e silah satışını durdurma kararına ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu. Kanada'nın İsrail'e silah tedarikini durdurma kararının yanlış, zararlı ve tehlikeli olduğunu savunan Lapid, ülkesinin aşırılıkçı ve sert bir terör örgütüne karşı savaş yürüttüğünü, Kanadalıların gerçekte ne olduğunu anlamadıklarını ileri sürdü. Lapid, Bu, İsrail'in dış ilişkilerinin, kötü yönetilen, ihmalkar bir hükümet yüzünden çöktüğüne tanık olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. ifadesini kullandı. Kanada İsrail'e silah satışına son verecek Toronto Star gazetesine dün konuşan Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly, Avam Kamarası tarafından Filistin hakkında kabul edilen önergenin, bağlayıcı olmamasına rağmen Kanada hükümetinin bundan sonra İsrail'e silah ihracatını durduracağını söylemişti. Askeri mal ve teknoloji ihracatına yönelik izinleri onaylama ve reddetme yetkisi bulunan Bakan Joly, yapılan bu değişikliğin sembolik kalmayacağını, önemli olduğunu vurgulamıştı. Üzerinde düzeltmeler yapılan önergede, Filistin Devleti'nin tanınması şeklindeki ifade Filistin Devleti'nin kurulmasının desteklenmesi, İsrail'e yönelik silah satışlarıyla ilgili bölümde yer alan askıya alma ifadesi ise durdurma veya yasaklama şeklinde değiştirilmişti. Önergedeki değişiklikler, Kanada Avam Kamarasında 117'ye karşı 204 oyla kabul edilirken, Başbakan Justin Trudeau'nun da önerge değişikliği lehine oy kullandığı bildirilmişti. Dışişleri Bakanı Joly, İsrail'e askeri malzeme ve teknoloji ihracatına ilişkin ihracat izinlerini 8 Ocak itibarıyla geçici olarak askıya almıştı.
738
18,521
AP: ABD casusluk operasyonu üst düzey Venezuelalı yetkilileri hedef aldı
ABD'nin, Uyuşturucu ile Mücadele İdaresi (DEA) tarafından uzun yıllardır yürütülen gizli operasyon kapsamında, Venezuelalı üst düzey yetkilileri bir casusluk programıyla hedef aldığı öne sürüldü.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/ap-abd-casusluk-operasyonu-ust-duzey-venezuelali-yetkilileri-hedef-aldi-833780.html
Associated Press'in (AP) ele geçirdiği gizli bir resmi yazışmaya göre, DEA uzun yıllardır, Venezuelalı üst düzey hükümet yetkililerine yönelik uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin davaların açılmasına neden olacak durumları gizlice kayıt altına almak üzere bu ülkeye ajanlar gönderdi. 2018 tarihli 15 sayfalık belgede, Para Porsuğu Operasyonu ismi verilen operasyon kapsamında, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro dahil birçok üst düzey yetkilinin hedef alındığı belirtilerek, Bu operasyonun tek taraflı ve Venezuelalı yetkilileri haberdar etmeden yapılması zaruridir. ifadesi kullanıldı. Konuya yakın iki kaynak, bu notun, DEA ve Miami'deki savcıların 100 civarında Venezuelalıyı soruşturmak için 2013'te başlattığı Para Porsuğu Operasyonunun agresif bir şekilde genişlemesi demek olduğunu belirtti. Biz dünyanın polisiyiz AP'nin haberinde, ABD'nin, başından bu yana planın, uluslararası hukukun ihlali tartışmasını beraberinde getirdiğini kabul ettiği yorumu yapıldı. Daha önce DEA'nın Venezuela ataşesi olan Wes Tabor, yaptığı açıklamada, Bunu açıkça söylemek istemeyiz ama biz dünyanın polisiyiz. ifadesini kullandı. Operasyon hakkında yorum yapmayan Tabor, Venezuela gibi ülkelerde tek taraflı ve gizli operasyonların etkili olabileceğini kaydetti. Tabor, Bu ülkeler düzenbaz rejimlerse ve ABD'lilerin hayatı söz konusuysa ülke kanunlarına uyan bir iş yapmıyoruz. Venezuela özelinde de, bizi uyuşturucuya boğuyorlar ve bu risk almaya değer. görüşünü paylaştı. Bu operasyonla ABD uluslararası hukuku hiçe mi saydı? AP'nin haberinde, ortada ABD'yi bu konuda hukuki olarak sorumlu tutacak bir mekanizma bulunmadığı ancak ABD'nin bu operasyonla uluslararası hukuku hiçe saydığı belirtildi. Virginia'daki William & Mary Üniversitesi Hukuk Profesörü Evan Criddle, uluslararası hukukun, bu tür gizli operasyonların, hedef alınan ülkenin rızası bulunmadan yapılmasını yasakladığına dikkati çekerek, bu yazışmanın açığa çıkmasıyla, ABD'nin utanmasını, Venezuelalı diplomatların itirazları dile getirmesini ve potansiyel olarak gelecekteki işbirliğinin baltalanmasını beklediğini bildirdi. Yazışma yanlışlıkla yayımlandı Öte yandan haberde, söz konusu yazışmanın geçen yıl Manhattan Başsavcılığı tarafından iki eski DEA yetkilisinin yargılanması esnasında yanlışlıkla internet sitesinde yayımlandığı kaydedildi. Belge birkaç saat içinde siteden kaldırılsa da AP muhabirinin ısrarı üzerine başsavcılığın belgeyi AP'ye vermek zorunda kaldığı belirtildi. AP, operasyonda yer alan yerel kişileri ifşa edebileceğinden, notun orijinaline haberde yer vermedi.
3,394
22,922
DSÖ: Gazze'nin güneyinde 'güvenli bölge' önerisi felaket reçetesi
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail'in, Gazze Şeridi'nin güneyindeki El-Mevasi'de sözde bir "güvenli bölge" oluşturulması önerisini "felaket reçetesi" olarak nitelendirdi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/dso-gazzenin-guneyinde-guvenli-bolge-onerisi-felaket-recetesi-813700.html
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, BM Genel Kurulunun New York'taki genel merkezinde Gazze'deki insani durum hakkında düzenlenen oturumda konuştu. DSÖ'nün bu hafta İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yaşanan ölüm ve yaralanmalara ilişkin güncelleme alamadığını hatırlatan Ghebreyesus, Açık olan şu ki Gazze halkının sağlık ihtiyaçları her geçen gün artıyor ve sağlık sistemi çökmek üzere. dedi. Gazze'de sadece 10 hastanenin faaliyette olduğunu ve sadece 1400 hasta yatağının bulunduğunu belirten Ghebreyesus, tedavileri kesintiye uğrayan 2 binden fazla kanser hastası, 1000 böbrek hastası, 50 bin kalp-damar hastası ve 60 bin diyabet hastasının risk altında olduğunu vurguladı. Dehşeti tarif edecek kelime yok Ghebreyesus, her gün 200 kadar kadının akla gelebilecek en kötü koşullarda doğum yaptığını ifade ederek, Dehşeti tarif edecek kelime yok. diye konuştu. Bu hafta Gazze'ye giren az miktardaki yakıtın da çoktan tükendiğini dile getiren Ghebreyesus, BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) kabul edilen ve Gazze'de çatışmalara acil ve uzatılmış ara talep edilen kararı memnuniyetle karşıladıklarını, tüm tarafları karara derhal uymaya çağırdı. Ghebreyesus, sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların da durması gerektiğini söyledi. İsrail'in, Gazze'nin güneyindeki El-Mevasi'de sözde bir güvenli bölge oluşturulması önerisini felaketin reçetesi olarak nitelendiren Ghebreyesus, sınırlı altyapı ve hizmetin bulunduğu oldukça küçük bir alana bu kadar çok insanı doldurmaya çalışmanın sağlık risklerini ciddi ölçüde artıracağına dikkati çekti. İsrail'in tepkisinin ölçeği giderek daha haksız görünmektedir Ghebreyesus, DSÖ'nün, Gazze'de geniş bir mutabakat olmaksızın, güvenlik ve diğer temel ihtiyaçların karşılanmadığı ve uygulamayı denetleyecek bir mekanizmanın tesis edilmediği sürece sözde güvenli bölge oluşturulmasına katılmayacağını vurguladı. Yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere en az 11 bin 500 Gazzelinin öldürüldüğü, 1. 7 milyon insanın yerinden edildiğini ve Gazze'deki hastanelerin üçte ikisinin devre dışı kaldığını anımsatan Ghebreyesus, İsrail'in tepkisinin ölçeği giderek daha haksız görünmektedir. ifadesini kullandı. Ghebreyesus, bu krizin Avrupa Birliği (AB) için de bir test olduğunu ifade ederek, Eğer BM üyesi devletler olarak bu kanı durdurmayacak ya da durduramayacaksanız, o zaman sormamız gerekir: BM ne için var? dedi. Gazze'de yaşananların BM ve insanlık için bir kriz olduğunu kaydeden Ghebreyesus, konuşma yapmanın yeterli olmadığını, harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.
7,795
22,846
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi: İsrail'in Gazze'deki vahşet ve terörü insanlığa hakarettir
Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaptıklarının vahşet ve terör olduğunu, hiçbir şekilde haklı gösterilemeyeceğini ifade etti.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/filistinin-bm-daimi-temsilcisi-israilin-gazzedeki-vahset-ve-teroru-insanliga-hakarettir-814082.html
Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, Mansur, BM Genel Sekreteri, bu ayki BM Güvenlik Konseyi Başkanı (Çin) ve BM Genel Kurul Başkanı'na gönderdiği mektuplarda Gazze Şeridi'nde yaşananlara ilişkin bilgi verdi. Mansur, mektubunda, İsrail'in Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği vahşet ve terör, insanlığa karşı bir hakarettir ve hiçbir bahaneyle haklı gösterilemez. ifadesini kullandı. Mansur, tahmini verilere göre, Gazze'de 3 bin 250'si kadın, 5 bini çocuk olmak üzere 12 bin 200 kişinin hayatını kaybettiğini, 29 bin kişinin yaralandığını belirtti. 4 bin kişinin de enkaz altında olduğunu ifade eden Mansur, Batı Şeria'da da 200'den fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiğini, yaklaşık 3 bin kişinin yaralandığını bildirdi. Mansur, sivillere Gazze'nin kuzeyini boşaltıp güneye gitmeleri yönünde emirler veren İsrail'in güneyi de bombalamaya devam ettiğini, Tel Aviv'in ateşkese ilişkin dünyadan gelen çağrıları görmezden geldiğini ifade etti. Mektubunda, İsrail'in, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına bağlı onlarca kurum ve binayı direkt hedef aldığını, yüzlerce kişinin bu saldırılar sonucu öldüğünü belirten Mansur, BM'nin bayrağı himayesindeki bu sığınma mekanlarının defalarca buna maruz kalmasına nasıl izin verildiğini sordu. BM'nin 21 bağımsız raportör uzman ve kuruma bağlı çalışma gruplarının ateşkesin acil uygulanması yönündeki çağrılarına işaret eden Mansur, söz konusu uzman ve raportörlerin İsrail'in Filistin halkını yok etmek niyetinin açık olduğu yönündeki uyarılarına dikkati çekti. Mansur, Filistinli sivillerin korunması ve zorla göçün durdurulması çağrısı yaparak, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi'nin insanlık karşıtı suçların ve savaş suçlarının durması için elle tutulur icraatlarda bulunması gerektiğini, kararların tek başına Filistin'deki kriz için çözüm olamayacağını kaydetti.
7,719
9,343
Telsiz anonsundaki polisler 6 Şubat'ta yaşadıklarını anlattı: Unutulması zor bir dönemi yaşadık
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş'ta, afet anı ve sonrasında telsiz anonslarıyla kentteki düzenin sağlanmasına önemli katkı sunan emniyet mensupları, afetin ilk dakikalarında yaşadıklarını anlattı.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/telsiz-anonsundaki-polisler-6-subatta-yasadiklarini-anlatti-unutulmasi-zor-bir-donemi-yasadik-834406.html
Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde olan 7. 7 ve 7. 6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Kentte çok sayıda binanın yıkılması ve hasar görmesine neden olan depremde Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri de önemli görevler üstlendi. Afet sonrası ilk müdahaleye koşan polis, kolluk görevini eksiksiz yerine getirmenin gayretiyle çalışırken kimi zaman arama kurtarma ekipleriyle koordineli şekilde faaliyetlere katıldı, bazı zamanlarda ise mobil mutfak tırında kendi elleriyle hazırladığı sıcak yemekleri dağıttı. Yaşanan felakette evleri yıkılan, yakınlarını kaybeden ve hayatlarını çadırlarda geçirmek zorunda kaldığı halde haftalarca gözünü kırpmayan polis, tüm olumsuzluklara rağmen takviye ekipler gelinceye kadar ellerinden telsizlerini bırakmadan görevlerini icra etti. Depremin oluşturduğu panikle merkeze gelen anonslar karıştı Sarsıntının yaşandığı an ve sarsıntıdan hemen sonra kayda giren telsiz konuşmalarıyla 6 Şubat'ın simgesi haline gelen polisler, o gün hissettiklerini anlattı. Haber merkezinde görevli polis memuru Recep Meric, deprem anında müdür yardımcısının telsize girerek ekiplerin sevk ve idaresini sağlamaya çalıştığını hatırlattı. Haber merkezinin bulunduğu binayı terk ederken el telsizlerini de yanlarına aldıklarını ve bir süre anonsları güvenli alanda geçtiklerini belirten Meric, Ana bölgeleri, ana güzergahları açmaya çalıştık. Ekiplerimize mümkün olduğu kadar yolları açık tutmaları talimatlarını veriyorduk. Depremin oluşturduğu panikle merkeze gelen anonslar karıştı. İlk anons benimdi. Zelzelenin heyecanı ve korkusu sesime de yansımış şekilde 'İstasyonlar zelzele oluyor, deprem oluyor' diye geçtiğim anonsla ekiplerimizi bilgilendirmeye, duyarlı hale getirmeye çalışıyordum diye konuştu. Meric, afetin boyutunu anlamak adına kentteki ulaşabildiği tüm ekiplerle irtibata geçtiğini söyledi. Soğukkanlılığımızı korumak zorundaydık Meric, gelen anonsların çok ürkütücü olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: Ekiplerimiz bulundukları alanlardaki binaların çöktüğünü anons ediyordu. Hatta 'Azerbaycan Bulvarı komple yıkıldı', 'Trabzon Bulvarı komple yıkıldı' diye anonslar geliyordu. Anonslarda yardım isteyen vatandaşların sesleri de duyuluyordu. Büyük bir trajedi, büyük bir afetti. Zor bir durum. Onların yardımına yetişmeye çalışıyorsunuz. Çünkü bir yerden gelmiyor anons. Yangınların, patlamaların olduğunu söylüyorlar. Bir süre sonra telefon iletişiminin tamamen koptuğunu dile getiren Meric, şöyle devam etti: Soğukkanlılığımızı korumak zorundaydık. Çünkü burada bir tek merkeziz. İletişimi, koordinasyonu sağlayan biziz. Hani biz de paniğe kapılsaydık arkadaşlar nereye anons edecek, nereden cevap bekleyecekler, nereden bilgilerinin iletilmesini sağlayacaklardı. Onun için kendimiz de soğukkanlı olmaya çalıştık. O gece unutamadığım ve halen kafamda olan anonslar var. İki mesai arkadaşım 'Merkez, ailem göçük altında kaldı, bana yardım gönderin' diye anons etti. Yetişebildiğimiz kadarıyla acil çağrı yerlerine, AFAD'a bilgi verdik ancak bir arkadaşımızın ailesinin yarısı öldü, diğer arkadaşım ise sadece kendisi hayatta kaldı. Allah rahmet eylesin. Unutulması zor bir dönemi yaşadık Trafik polis memuru Osman Olası da deprem gecesi Kayseri çevre yolunda polis aracıyla ilerlerken depreme yakalandıklarını söyledi. Ebrar Sitesi'nin yıkıldığını, toz duman içinde kaldığını, ardından da elektriklerin tamamen kesildiğini, kent merkezine girdiğinde binaların tamamen yıkıldığını ve yolların kapandığını gördüğünü belirten Olası, Yardım ekiplerinin bölgeye daha rahat ulaşabilmesi ve özellikle ana arterlerin açık kalması için çaba sarf ettik. Olayın hemen ardından yaralıların tahliyesine de yardımcı olduk ve şehirlerarası yollarda önlem aldık. Unutulması zor bir dönemi yaşadık diye konuştu. Yaşanan felakette amcası ve yeğenlerini kaybeden polis memuru Harun Şeker de yıkılan binaları haber merkezine anons ederek yardım talebinde bulunduklarını aktardı. Elimizden geldiğince kendi imkanlarımızla, gücümüz nispetinde enkaz altındaki vatandaşlarımızı çıkarmaya çalıştık diyen Şeker, deprem olmasa görevi devredeceği arkadaşının yaşadığı binanın da yıkıldığını gördüğünü anlatırken gözyaşlarını tutmakta ve sözlerini tamamlamakta zorlandı. Mahalle bekçisi Uğur Karamazı da depremin olduğu an görevli olduğu toptancılar sitesinde patlamaların ve yangınların çıktığını, merkeze anons geçerek destek istediğini belirtti. Telsiz konuşmalarından Depremden hemen sonra polis telsizinden yapılan bazı anonslar medyada geniş yer bularak, depremin simgelerinden olmuştu. Polisler arasında geçen anonslardan alınan kayıt şöyle: Haber merkezi: Tamam istasyonlarımız sakin olalım, çevre ana güzergahları kontrol edelim ivedi tamam. Ekip: Efendim Gazi Paşa Mahallesi'ndeki bina çöktü. Ekip: Merkez, hal içerisinde patlamalar oluyor efendim. Haber merkezi: Tamam istasyonlarımız lütfen teker teker söyleyelim. Ekip: Gazipaşa Mahallesi'ndeki bina çöktü, efendim bina çöktü. Ekip: Beyazıtlı Mahallesi'nde çok sayıda bina yıkık durumda efendim. Ekip: Trabzon Caddesi Şelale Kavşağı'nda çok sayıda bina çöktü efendim. Ekip: Merkez, bina altında çok sayıda şahıs var. Haber merkezi: Tamam istasyonlar, ekiplerimiz bölgemizde sakin olalım, duyarlı olalım, yollarımızı açık tutalım. Malum bu konulardan haberleri var. Artçılar da devam ediyor halen. Ekip: Alparslan Türkeş Bulvarı'ndaki Kervan binası komple çökmüş durumda tamam. Ekip: Merkez, Global mağazasından belediye binasına kadar tüm binalar, Piazza AVM civarındaki tüm binalar yıkılmış durumda. Haber merkezi: İstasyonlar, emniyette de durumlar iyi değil, artçılar devam ediyor. Ekip: Merkez, Ebrar Sitesi çöktü efendim. Merkez, ayrıca enkaz altında insanlar var buraya da ekip gönderirseniz. Ekip: Tamam, efendim çıkardık yaralıyı. Ekip: Merkez, Malik Ejder Caddesi'nde çok sayıda bina yıkılmış durumda efendim. Haber merkezi: Tamam istasyonlar, biz de muhabereyi dışarıdan takip ediyoruz binayı terk ettik tamam. Ekip: Şazibey Mahallesi hal içerisinde dükkanlar yanıyor, patlamalar oluyor efendim.
1,696
25,573
Erzincan'da kayıp işçileri arama çalışmaları sürüyor
Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden 3’ünün, "manganez ocağı"nda olduğu ihtimali üzerinde durulması üzerine çalışmalar bu bölgede yoğunlaştırıldı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/erzincanda-kayip-iscileri-arama-calismalari-suruyor-837974.html
İlçeye bağlı Çöpler köyündeki maden ocağı sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında kaybolan 9 işçiyi arama çalışmaları, devam etti. Maden ocağında olay günü toprak kayması, iki yönlü olarak gerçekleşerek yığın liç alanından dere yatağı ile hemen arkasında bulunan manganez ocağı bölümüne doğru aktı. Ekiplerin izlediği güvenlik kamerası görüntüleri sonucu çalışma yapılan bazı noktalarda metal yoğunluğu tespit edildi. Maden sahasında toprak kaymasının ilk yaşandığı yığın liç alanının arka kısmındaki manganez ocağı bölümü de çalışmalarda metal yoğunluğu belirlenen noktaların arasında bulunuyor. Olay anında bu bölgedeki yol üzerinde hareket halinde olan iki aracın, toprak kaymasının etkisiyle yığın liç alanının arka bölümünde yer alan manganez ocağına düştüğü değerlendiriliyor. İlk günden itibaren ciddi heyelan riskinin devam ettiği alanda, riskin azalması üzerine çalışmalar yoğunlaştırıldı. Geçmişte kullanılan manganez ocağına doğru gelen heyelan nedeniyle burada yaklaşık 35 metre yüksekliğinde 1. 5 milyon metreküp toprak yığını olduğu düşünülüyor. Ekipler, iş makineleriyle bölgede çalışma yürütüyor. Derin bir oyuk halinde ve toprak kaymasını önlemek için şev yapılan bu ocakta daha önce araçlara ait bazı parçalar bulunmuş ve izlenen güvenlik kamerası görüntüleri ile bulgulardan yola çıkan ekipler, kayıp 3 işçi ile 2 aracın bu noktada olduğu ihtimali üzerinde durmuştu. Suyla ilgili her gün 9 noktada inceleme yapıyoruz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, maden ocağı yerleşkesinde bulunan Kriz Yönetim Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, haritalar üzerinden arama kurtarma çalışmalarında gelinen son duruma ilişkin bilgi verdi. Bakan Bayraktar, açıklamasında şunları kaydetti; Her gün suyla alakalı 9 farklı lokasyondan ölçüm alıyoruz. Çok şükür bu 9 lokasyonun hiçbirinde suda halk sağlığına zarar verecek herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil bugün itibariyle. Temiz suyun buradaki dere havzasına karışmadan daha farklı yollarla aktarılmasıyla alakalı da özellikle DSİ'nin koordinasyonu ve kontrolünde ciddi bir çalışmayı yürütüyoruz. Heyelan sonrasında yaklaşık 10 milyon metreküplük toprak aktığını, hesaplamalara göre Sabırlı Deresi'ne ise yaklaşık 5 milyon metreküp toprağın hareket ettiğini söyleyen Bayraktar, heyelanın iki yönlü gerçekleştiğini hatırlattı. Arama kurtarma çalışması süren 9 kişiden 6'sının bu dere yatağına gelen toprak alanının içerisinde, 3'ünün ise manganez ocağının içerisinde olduğunu düşündüklerini kaydeden Bayraktar, çalışmaları bu bölgeye yoğunlaştırdıklarını dile getirdi. Manganez ocağında 1. 5 milyon metreküpe yakın bir toprak bulunduğunu, bu toprağın 35 metre yüksekliğe ulaştığını, bunun da neredeyse 12 katlı bir apartmana karşılık geldiğini aktaran Bayraktar, şöyle konuştu: Dolayısıyla oraya erişmeye çalışıyoruz. Özellikle geçtiğimiz 3 gün içerisinde çok ciddi bir heyelan riski devam ediyordu. Dolayısıyla AFAD çalışanlarımızın da çalışma alanını riske sokacak bir durumdaydı. Biz özellikle dün akşam itibariyle biraz daha sahanın stabil, durgun olduğunu gördük. Onun için de çalışmalarımızı geceden itibaren yoğunlaştırdık. Çok büyük bir topraktan bahsediyoruz, yaklaşık 210 bin metrekarelik bir alanı etkiledi. Dolayısıyla burada özellikle yaptığımız radar ölçümleri, dedektörlerle yaptığımız çalışmalar neticesinde potansiyel işçi kardeşlerimizin ulaşacağı yerleri tespit edip oralara yoğunlaşmış durumdayız. Dere yatağına gelen toprağın kaldırılmasının öncelikli konulardan biri olduğunu, bunun çok zaman alabileceğini dile getiren Bayraktar, Ama bu toprakları da herhangi bir yere gelişigüzel bir şekilde koyma şansımız yok. Dolayısıyla bu kontamine olmuş toprağı, en emniyetli olabilecek yer olarak manganez ocağının yanında geçmişte çalışılmış bir mermer ocağına aktarmayı planlıyoruz. Buna karar verdik. Mermer ocağını hazırlıyoruz. Gerekli tedbirleri almak suretiyle inşallah buradan toprağa hızlı bir şekilde şuraya aktarmış olacağız. diye konuştu. Kamyona ait parçaları bulduk Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bayraktar, toprak kaymasının olduğu gün dinamit patlaması olduğu iddialarıyla ilgili soru üzerine müfettişlerin bu konuda soruşturmasının sürdüğünü ancak toprak kaymasının olduğu gün patlatma yapıldığıyla alakalı kendilerinde bir veri olmadığını söyledi. Patlamayla ve sahada bulunan dinamitle alakalı şu ana kadar gördükleri bir aykırılık olmadığını aktaran Bayraktar, Ama soruşturma bitmeden de bir şey söylemek erken olur diye düşünüyorum. dedi. Başka bir gazetecinin kayıp madencilerin kullandığı bir kamyonun parçalarının bulunduğu iddiasıyla ilgili sorusu üzerine de Bayraktar, Evet bu kamyona ait parçaları bulduk. Dolayısıyla oraya odaklanmış durumdayız. diye konuştu. 5 işçinin konteyner içerisinde olduğu ve 6 metre derinlikte tespit edildiği iddialarına ilişkin soru üzerine ise Bayraktar, bu konuda çok net bir bilgilerinin olmadığını, madencilerin dere yatağına gelen kısımda konteynerin içerisinde veya civarında olduklarının tahmin edildiğini, tespit edilen bazı lokasyonlar bulunduğunu bildirdi. Maden ocağının çevre izin ve lisans belgesi iptal edildi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca, maden ocağının çevre izin ve lisans belgesi iptal edildi. Karara gerekçe olarak; yaşanan heyelan olayının ardından yığın linç sahasında bulunan malzemenin Sabırlı deresi ve ocak sahasına doğru akmasından ötürü lisans şartlarının ortadan kalkmasına neden olduğunun tespit edildiğinden maden ocağının çevre izin ve lisans belgesinin iptal edildiği kaydedildi. Gözaltına alınan 8 şüpheliden 6'sı tutuklanmıştı İliç'e bağlı Çöpler köyündeki altın madeninin bulunduğu bölgede 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kayması sonucu kaybolan 9 işçinin bulunması için çalışma başlatılmıştı. Toprak kaymasına ilişkin soruşturmada ise aralarında firmanın Kanadalı yöneticisinin de bulunduğu 6 zanlı tutuklanmış, 2 zanlı adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
2,056
2,335
Meslek liselerinde elde edilen gelir 560 milyon liraya ulaştı
Meslek liselerinde, 2022 yılının ilk 5 ayında üretimden elde edilen gelir, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 231 artarak, yaklaşık 560 milyon liraya ulaştı.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/meslek-liselerinde-elde-edilen-gelir-560-milyon-liraya-ulasti-687416.html
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yazılı açıklamasında, mesleki eğitimin yaşanan paradigma değişimi, geliştirilen projeler ve yapılan yatırımlarla yeniden Türkiye'nin umudu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini, dönüşümün üretime de doğrudan yansıdığını kaydetti. Meslek liselerimiz artık yurt dışına ihracat da yapıyor Mesleki eğitimde kurulan Ar-Ge merkezleriyle artık inovatif çalışmalar yapıldığını, patent, marka, faydalı model ve tasarım tescilleri alındığını aktaran Özer, Meslek liselerimizde, 2022 yılının ilk 5 ayında üretimden elde edilen gelir, 2021 yılının aynı dönemine göre yüzde 231 artırarak, yaklaşık 560 milyon liraya ulaştı. Bu ürünler, katma değeri olan ürünler. Meslek liselerimiz, yerli ve milli üretimimize taze bir soluk katıyor, artık yurt dışına ihracat da yapıyor. Gelinen nokta gerçekten çok sevindirici. ifadelerini kullandı. En fazla gelir Ankara, İstanbul ve Gaziantep'ten Bakan Özer, bu yılın ilk 5 ayında, üretimden en fazla gelir sağlayan ilk 3 ilin sırasıyla Ankara, İstanbul ve Gaziantep olduğunu belirterek, Bu dönemde, mesleki ve teknik eğitim okullarımız, Ankara'da 54 milyon 230 bin, İstanbul'da 48 milyon 552 bin, Gaziantep'te 45 milyon 327 bin lira gelir elde etti. bilgisini verdi. Gaziantep Beylerbeyi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi birinci Bakanlık verilerine göre, okul bazında yapılan üretim sıralamasında, 14 milyon 132 bin lira ile Gaziantep Beylerbeyi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi birinci oldu. Ankara Fatih Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9 milyon 203 bin liralık üretimle ikinci, Hatay Dörtyol Recep Atakaş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 8 milyon 624 bin liralık üretimle üçüncü oldu. Bu okullarda üretim, bilişim teknolojileri, elektrik elektronik teknolojisi, metal teknolojisi, kimya teknolojisi, makine teknolojisi, mobilya ve iç mekan tasarımı, yiyecek içecek hizmetleri alanlarında yapıldı. Türkiye genelinde, bu yılın ilk 5 ayında, üretimden en fazla gelir getiren alanlar, yiyecek içecek hizmetleri, mobilya ve iç mekan tasarımı, konaklama ve seyahat hizmetleri, kimya teknolojisi ve bilişim teknolojileri olarak sıralandı.
1,267
6,721
Tarihi silahların üzerindeki yüzlerce yıllık yorgunluk siliniyor
Yaklaşık 500 yıllık zülfikar şeklindeki kılıç, 18’inci yüzyıla ait şehzade kılıcı, 16’ıncı yüzyıla tarihlenen kalkan… Milli Saraylar Kompozit Eserler Atölyesi, yüzlerce yıllık eserleri restore ederek kültürel mirasın korunmasına katkı sağlıyor.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/tarihi-silahlarin-uzerindeki-yuzlerce-yillik-yorgunluk-siliniyor-639230.html
Dünyanın sayılı silah koleksiyonlarından biri Topkapı Sarayı’nda yer alıyor. Geçmişi bin 300 yıl öncesine dek uzanan koleksiyon İç Hazine Binası’nda yer alıyor ve her gün binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihine tanıklık eden eserlerin bakımı büyük önem taşıyor. Yüzyılların yorgunluğunu taşıyan bu paha biçilmez eserlerin bakımı ve restorasyonu, Milli Saraylar Kompozit Eserler Atölyesi’nde gerçekleştiriliyor Kılıçlardan mühürlere sayısız eser restore ediliyor Her biri kullanıldığı dönemin izlerin taşıyan eserler, Milli Saraylar Kompozit Eserler Atölyesi Restoratörü Onur Recep Er’in maharetli ellerine emanet. Restore ettiği her eser üzerinde titizlikle çalışan Er, “Padişahların fermanları imzaladığı devlet mühürleri, savaşta kullandıkları kılıçlar, üzerlerine giydikleri miğferler ve kalkanlar… Bunlar direkt elinizde ve sizin müdahalenizden geçtiği için o anda gerçekten heyecanlanıyorsunuz” diyor. Her eserin restorasyon şekli de süreci de birbirinden farklı… Er, bunun eserin durumuna göre değiştiğini ifade ediyor: “Bir ay da sürebilir altı ay da iki sene de Eserin durumuna göre doğru müdahaleyi yapmak istiyoruz. Restoratör ve eser ilişkisi aslında hasta-doktor ilişkisi gibidir. Her hastanın rahatsızlığı farklıdır ve rahatsızlığa özgü tedavileri vardır. Restorasyonda da durum böyle.” Orijinaline uygun malzeme esas Tarihi eser uygulamalarının temel prensipleri olduğunu ifade eden Er, eserin mevcut durumuna göre hareket ettiklerini söylüyor ve süreci şöyle anlatıyor: “Eserin orijinal haline uygun malzeme kullanmak esasımız. Detaylandırmak gerekirse, bir eserin varsa daha öncesine ait fotoğraflarına, çizimlerine ve yazılı kaynaklarına bakıyoruz. Mevcut durumuna ilişkin notları alıyoruz. Fotoğraflarla belgelemesini yapıyoruz. Yine ihtiyaç varsa çizimini yapıyoruz.” Ardından ise uygulama planı hazırladıklarını ifade eden Er, “Hangi malzemeyi kullanacağımızla ilgili kararı alıyoruz. İşleme aşamasında farklı şeylerle karşılaşabiliyoruz. Bu bizi uygulama planında farklı bir yöne yönlendirebiliyor. Böyle bir durumla karşılaştığımız andaki problemi titizlikle not etmek çok önemli. Bu notlar bizden sonra gelecek restoratörlere çok önemli bir bilgi kaynağı olacaktır” şeklinde konuşuyor. 500 yıllık zülfikar kılıç Milli Saraylar Kompozit Eserler Atölyesi’nde halihazırda restore edilen eserlerden biri 16’ncı yüzyılın sonu ile 17’nci yüzyılın başına ait olduğu tahmin edilen zülfikar şeklindeki kılıç ve kını… Altın süslemeli kılıç bir zamanlar törenlerde kullanılıyormuş. Kılıcın kime ait olduğu bilinmiyor. Tahminler bir padişaha veya üst düzey bir devlet adamına hediye edildiği şeklinde. Kılıcın üzerinde bir kısmı okunabilen Osmanlıca bir yazı da yer alıyor. 18’inci yüzyıla ait bir şehzade kılıcı da restorasyonu devam eden eserler arasında. Altın, deri ve demirden imal edilen 38 santimetre uzunluğundaki kılıç bir şehzadeye ait. 16’ncı yüzyıla tarihlenen tombak kalkan da halen restorasyon süreci devam eden bir başka eser. Bu eserlerin restorasyon işlemleri tamamlandıktan sonra Topkapı Sarayı Müzesi’nin ikinci avlusunda yer alan İç Hazine Binasında sergilenmeleri planlanıyor. İç Hazine Binası, Topkapı Sarayı’nın Mukaddes Emanetler’den sonra en fazla ziyaret edilen bölümleri arasında.
1,534
4,235
Antakya’nın güzel abisi: Ahmet Karagöz
Depremin ilk günü emektar arabasına atlayıp Hatay’a gitti. Gördüklerinden çok etkilendi. Ailesinden helallik istedikten sonra kentten ayrılmadı. İşini, evini tüm yaşamını bırakıp kendisini depremzedelere adayan Ahmet Karagöz’e çocukların taktıkları lakap “güzel abi.”
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/antakyanin-guzel-abisi-ahmet-karagoz-763897.html
Türkiye’yi sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerin derinden etkilediği isimlerden birisi de Ahmet Karagöz. Ankara’da bir çay ocağında çalışan Karagöz, depremle birlikte pek çok kişi gibi yardım etmek için elinden geleni yapmaya çalıştı. Önce topladıklarını yardım kuruluşlarına vermeyi düşünse de deprem bölgesinde ve depremzedelerle birlikte olması gerektiğine karar verdi. Ankara’dan Hatay’a “Elimde avucumda ne varsa harcadım, ilk etapta ihtiyaç duyulacak malzemeleri aldım. Sağ olsun arkadaşlar, dostlar da epeyce şey aldılar. Doldurdum arabama. Arabam eski, o kadar yolu gider mi diye merak etsem de ‘Bismillah’ deyip yola çıktım. Önce Maraş’a gitmekti niyetim ama Maraş’a vardığımda kamyonları, tırları, yardım kuruluşlarını gördüm çok kalabalıklardı. Ben de devam edip Hatay’a sürdüm arabamı.” Hatay’ın Kırıkhan ilçesine gelen ve mahallelere dalan Ahmet Karagöz, yıkıntıların olduğu bir bölgede karar kılmış. Hemen çalışmaya başlamış. “Her yer karanlık, insanlar paniklemiş, hava soğuk, korku içinde herkes. Baktım bir cami var arabamı çektim bahçesine. Cami sağlamdı. Önce girdim içine sarsıntılarla dökülen saçılanları toplayıp temizledim. Ardından tuvaletlerine baktım tek tuvalet ve perişan haldeydi. Bahçeden bir yerden herhâlde bir su borusu patlamış temiz su çıkıyordu. O suyla tuvaletleri temizledim depremzedelerin kullanmaları için açtım. Sabah olunca caminin imamı geldi. Benim yaptıklarımı görünce hoşuna gitti. Sağ olsun çok destekledi. Yardımları dağıtmaya başladım. Hemen bitti. Sonra Ankara’yı arayıp arkadaşlarımdan dostlarımdan yardım istedim, bölgede gördüklerimi anlattım. Çok zor bir durum. İnsanlar yakınlarını, evlerini, işlerini kaybetmiş. Herkes şok içinde, öyle dolanıyorlar sağda solda.” Yaptıklarını sosyal medyasında paylaşan Ahmet Karagöz pek çok kişinin bölgeye yardım yapmasını da sağlamış. İnsanların bu ağır felaket karşısında duyarlılık geliştirmekle birlikte deprem bölgesine gelmeden, o atmosferi yaşamadan tam anlaşılamayacağını söylüyor. “Allah razı olsun bir sürü insan hiç esirgemeden yardım gönderdi. Bunları en çok ihtiyaç sahibine göre taksim yaptım. İnsanlar vicdani bir muhasebeyle yardım yapıyorlar ama buraları görmeleri gerekiyor. Eğer burada yaşananlar tam anlaşılabilirse işte o zaman her şey çok daha kolay olacak. Çünkü bizim insanımız vicdanlıdır, bizim insanımız iyidir.” Antakya’nın güzel abisi İyi insanlardan birisi de Ahmet Karagöz. Bölgede depremzedeler için hiç karşılık beklemeden çalışması, insanlarla ve özellikle çocuklarla yakından ilgilenmesi üzerine ona bir de lakap kazandırmış. “Güzel abi.” “Benim bu dünyaya ait bir şeyde gözüm yok. Ailem ve çocuklarımla kıt kanaat ama şükrederek geçiniriz. Sonra hayat gösteriyor bize ki ne kadar kıt kanaat yaşasak bile bir deprem onu bile elinizden alabiliyor. Bu nedenle şükrümden vazgeçmem. Ben Ankara’daki ailemin bana ne kadar ihtiyaç duyduğuna baktım. Sağ olsun bir oğlum var çalışıyor bekar. Aileye sen bakacaksın dedim helallik istedim ve çıkıp geldim. İnsana el uzatmak, rızasını Allah’tan bekleyerek yardımlarına koşmaktan daha güzelini ben bilmiyorum. Buradaki insanlarla depremin başından beri beraberiz. Birbirimizi tanıdıkça yakınlaştık, kaynaştık; ‘estağfurullah ama bana güzel insan’ diye lakap takmışlar. Ben de onlara; ‘güzel insan sizsiniz’ diyorum, benim kulluk vazifem ve ne olduğumu ancak Allah bilir, ama tabi hoşuma gidiyor sevmeleri.” Enkazdaki Mushaflar Ahmet Karagöz yardım işlerinden fırsat bulduğunda enkazda Kur’an-ı Kerim aramaya çıkıyor. Yanı sıra dini kitapları bularak temizledikten sonra temizleyip ihtiyaç duyanlara dağıtıyor. “Kutsal kitabımız, içerisinde Allah’ın kelamı peygamberlerimizin adı var. Allah devletimize zeval vermesin, yardımlar, yemek, temizlik hizmetleri bir sistem içerisinde yürütülüyor. İnsanların artık başka ihtiyaçları var. Bir tırnak makası, bir dikiş iğnesi, bir kibrit, bir mum çok sevindirebiliyor insanları. Elbette her şeylerini kaybettiler. Bir gün enkazın birinde Kur’an gördüm. Alıp temizledim, sildim. Yolda yürürken bir kadın elime bakıyor. Sordum meğerse ne zamandan beri Kur’an, Yasin arıyormuş depremde kaybettiklerine okumak için. Diyanet İşleri Başkanlığı pek çok yerde dağıtmış duydum ama tabi her insana ulaşmak mümkün değil. O günden sonra enkazlar, içine girilebilecek binaları dolaşmaya başladım ve kitapları toplamaya başladım. Bazen girmeye korktukları binalardan insanların eşyalarını da çıkartıyorum, çocuğunun bir oyuncağını, bir fotoğraf isteyenler oluyor. Onların da bu taleplerini elimden geldiğince karşılamaya çalışıyorum.” Bayezid-i Bistami Türbesi Deprem bölgesinde pek çok türbe de ağır hasar gördü. Hatay'da Kırıkhan-Hassa yolundaki Alabeyli köyünde bulunan Bayezid-i Bistami Türbesi de onlardan biri. Kırıkhan’da yardımına koştuklarından birinin bu durumdan bahsetmesi üzerine Ahmet Karagöz arabasına atlayıp türbeye koşmuş. “Büyük alim, büyük mutasavvıf. Duyunca doğrusunu isterseniz gücüme gitti. Çıktım yola. Epeyce hasar görmüştü. Dökülen taşları tek tek topladım, içeriyi temizledim halıları silkeledim. Bir gün orada kaldım, elimden geleni yapmaya çalıştım. Yapısına dokunmadım o benim işim değil, zaten hemen ardından vakıfların ekipleri gelip çalışmalara başladılar. Orada çok güzel şeyler yaşadım ama tabi bunu anlatmam mana alemi için doğru olmaz.” Geri dönüş Depremle birlikte bölgeye koşan arama kurtarma ekipleri, bazı yardım kuruluşları ve ekipler görevleri sona erdikçe geri dönüyorlar. Enkaz kaldırma çalışmalarının sürdüğü bölgede okullar açıldı, konteyner kentler ve köy evlerinin teslimine başlandı. Yaşamın normalleşmesi adına çok yoğun bir çalışma yürütülüyor. Görevi tamamlanan ve ihtiyaç kalmayan ekipler dönerlerken Ahmet Karagöz’ün planlarında böyle bir şey yok. “Ben bir anlamda buralı oldum. Buralarda Allah razı olsun devlet tüm imkanlarıyla sahada ve her şeye koşuyor. Bana yardım anlamında çok ihtiyaç kalmadı. İyi kötü bir çadırım var burada. İçerisine kitap ve oyuncak dolduruyorum. Çocuklar ilgiye çok muhtaç. Okulları açıldı, pek çok etkinlik düzenleniyor onlar için ama benim de birkaç kuklam var. Onları eğlendiriyor, kuklaların ağzından hikayeler anlatıyorum. Çok seviyorlar, ben de çok mutlu oluyorum. Büyük, küçük, çocuk, bebek; kimin neye ihtiyaç duyarsa o ihtiyacı karşılamak için elimden geleni yapacak ve burada olmaya devam edeceğim. Bu bir iğne, bir kürdan olsa bile…” Kamera/Dron: Fatih Karadavut
798
24,816
Bodrum'da içme suyu isale hattı patladı, yollar göle döndü
Muğla'nın Bodrum ilçesinde içme suyu ana isale hattında patlama meydana geldi. Yollar göle dönerken çukura giren bir araç da güçlükle kurtarıldı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/bodrumda-icme-suyu-isale-hatti-patladi-yollar-gole-dondu-841635.html
Bitez Mahallesi Şah Caddesi'nden geçen ve yeni döşendiği öğrenilen içme suyu isale hattında, henüz belirlenemeyen nedenle patlama oldu. Patlamanın etkisiyle oluşan çukura giren bir araç güçlükle kurtarıldı. Çevredeki bazı iş yerlerini de su bastı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ekipleri, hattaki suyu kapatarak onarım çalışmalarına başladı.
1,299
19,787
Haksız yere 44 yıl hapis yatan kişiye 25 milyon dolar tazminat ödenecek
ABD'de haksız yere 44 yıl hapis yatan kişiye 25 milyon dolar tazminat ödeneceği açıklandı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/haksiz-yere-44-yil-hapis-yatan-kisiye-25-milyon-dolar-tazminat-odenecek-827985.html
Kuzey Carolina eyaletinde 54 yaşında bir kadına tecavüz suçlamasıyla 44 yıl hapis yatan siyahi Ronnie Long'un suçsuz olduğu ortaya çıktı. ABD Temyiz Mahkemesi Yargıcı Stephanie Thacker, konu hakkında yapılan ifşaatlar sonucu polisin maddi delilleri kasıtlı sakladığının anlaşılmasının ardından 27 Ağustos 2020'de Long'un mahkumiyetinin iptal edildiğini belirtti. Haksız yere, 44 yıl 3 ay 17 gün hapis yatan Long'un avukatları, anlaşmaya varılan rakamı (25 milyon dolar) ülke çapındaki en büyük haksız mahkumiyet tazminatlarından biri olarak nitelendirdi. Kasıtlı suiistimallerinin sorumluluğunu kabul ediyoruz Long'un tazminat davası açtığı Concord Şehir Meclisinden yapılan yazılı açıklamada, Concord şehri, önceki şehir çalışanlarının Long'un haksız mahkumiyetine yol açan önemli hataları ve kasıtlı suiistimallerinin sorumluluğunu kabul ediyor ifadesine yer verildi. Açıklamada, Bay Long ve ailesine onlardan alınan her şeyi tam olarak geri verecek hiçbir önlem olmasa da, bu anlaşma aracılığıyla geçmişteki yanlışları düzeltmek ve sorumluluğu üstlenmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. denildi. İki kez ömür boyu hapis cezası almıştı ABD medyasında yer alan bilgilere göre, 68 yaşında olan Long, 1976'da, 21 yaşındayken, beyaz bir kadına tecavüz ve hırsızlıkla suçlanmış ve tamamı beyazlardan oluşan jüri kararıyla iki kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.
4,660
23,631
Bursa'da yanan villanın bodrumunda ceset bulundu
Bursa'nın Osmangazi ilçesinde 3 katlı villada bir kişinin yaralandığı patlama ve yangın sonrası yapılan incelemede, bodrum katında ceset bulundu.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/bursada-yanan-villanin-bodrumunda-ceset-bulundu-847665.html
İnkaya Mahallesi'nde sahipleri yurt dışında yaşayan villada bahçıvanlık yapan Ali Vurgun, binaya girdiğinde bodrum katında henüz belirlenemeyen nedenle patlama yaşandı. Daha sonra bodrum katında ve çatıda yangın çıktı, diğer katlarda da camlar kırıldı. Kıyafetleri tutuşan Vurgun, alevler içinde kendisini sokağa attı. Yoldan geçen kişinin yardımıyla giysilerini çıkarılan Vurgun'un vücudunda yanıklar oluştu. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, 112 Acil Sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralanan Vurgun, ilk müdahalesi yapılarak Bursa Şehir Hastanesi'nde tedaviye alındı. İtfaiye ekipleri ise yaklaşık 1 saatte yangını söndürerek soğutma çalışması yaptı. Yangında mı yoksa daha önce başka bir nedenle mi öldüğü araştırılıyor Söndürme çalışmasının ardından içeri giren itfaiye ekipleri, bodrum katında ceset gördü. Vücudundaki yanıklar nedeniyle kimliği belirlenemeyen ceset, DNA testi ve otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Tedavisi süren Vurgun'un ilk ifadesinde, villadaki cesedin 52 yaşındaki M.Ş'ye ait olduğunu söylediği öğrenildi. Bu kişinin hem kimlik tespiti hem de yangında mı yoksa daha önce başka bir nedenle mi öldüğü, ayrıca patlamanın nedenine ilişkin polis tarafından başlatılan araştırma devam ediyor. Çevrede bulunan bir güvenlik kamerasının kayıtlarında, patlamanın ardından villadan duman yükseldiği, bahçıvanın alev alan kıyafetleriyle kendini sokağa attığı, giysilerini çıkarmasının ardından ambulansa alındığı görülüyor.
114
4,410
La Nina bitiyor, 2023 daha da sıcak olacak
İngiltere Meteoroloji Ofisi, 2023'ün geçen yıla kıyasla daha sıcak olacağı tahmininde bulundu. La Nina’nın sona ermesiyle sıcaklıklarda görülecek artış elbette Türkiye’yi de etkileyecek. Peki ama nasıl? Gelin birlikte yeni yılın meteorolojik değerlendirmesine yakından bakalım…
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/la-nina-bitiyor-2023-daha-da-sicak-olacak-735357.html
Geçen yıl termometreler İngiltere ve Almanya’da 40, Pakistan ve Hindistan’da ise 51 santigrat dereceyi aşan değerlere ulaşmış, sıcaklık rekorları kırılmıştı. Ancak 2023’te bu rekorlara yenileri eklenebilir. Çünkü meteorolojik tahminlere göre bu yıl daha da sıcak olacak gibi görünüyor. Bunun nedeni ise Pasifik’te etkili olan hava olayı La Nina’nın sona ermesi… Bu ne anlama geliyor? Türkiye’nin iklimine nasıl bir yansıması olacak? 2023’ün meteoroloji takviminde öngörüler ne? Merak ettiğimiz bu soruların yanıtlarını Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek ile konuştuk. “Kış ayları ılıman geçecek” Meteoroloji Mühendisi Adil Tek de küresel sıcaklıklardaki artışın sürdüğüne dikkati çekiyor. Son 30 yılın ortalamalarına göre ocak, şubat ve mart aylarında sıcaklıkların yüksek olacağının tahmin edildiğini vurguluyor: “Kış aylarına baktığımızda bölgemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin genelde üzerine çıkmış olacak. Bu biraz daha ılıman bir kış olacağını bize söylüyor. Nisan, mayıs, haziran ayı yani yılın ilk yarısını değerlendirdiğimizde sıcaklıklar hep ortalamalar üzerinde seyredecek gibi görünüyor. Bu tabii bütün günler sıcak olacak anlamına gelmiyor. Arada serin günlerde olacak ama genel ortalamaları baz aldığımızda üzerine çıkmış oluyor. Yani sıcak günlerin sayısı, soğuk günlerin sayısından biraz daha fazla olacak görünüyor.” “La Nina dönemi yavaş yavaş sona eriyor” Adil Tek, Pasifik’te etkili bir hava olayı olan La Nina’nın dünyaya etkisinden bahsediyor. “La Nina Ekvatoryal bölgede deniz suyu yüzeyi sıcaklığının ortalamanın altına düşmesi, El Nino da deniz suyu sıcaklığının ortalamanın üzerine çıkması demek” diyor ve ekliyor: “Bize direkt etkisi yok ama ikincil etkiler görünüyor. Yani oradaki gelişmelerden bizde ne olabileceğine dair fikir veriyor. Küresel bazda bir işaret aslında. Ondan dolayı yaz aylarında Türkiye’de sıcak hava dalgalarının sayısının artması söz konusu. Örneğin, haziran ayında ‘Afrika üzerinden gelen sıcak hava dalgası sıcaklıkları şu kadar arttırdı’ gibi haberlerin sıklığı artacak. Geçtiğimiz yaz bir tane yapıldıysa bu yaz belki iki tane, üç tane yapılacak. Bu sıcak hava dalgalarının süreleri belki üç gün, belki bir hafta olacak.” İstanbul’a kar beklentisi şubatta Ocak ayında olmamıza rağmen İstanbul’da ne kara kış kendisini gösterdi, ne şiddetli yağmur ya da kar… Görünen o ki İstanbullular bir süre daha bu hasreti yaşayacak. Adil Tek özellikle ocak ayında sistem geçişlerinin çok az göründüğünü söylüyor. Kar yağışı için ise öngörüler, şubat ayını işaret ediyor: “Yağış sistemleri kendi ortalamasına göre baktığımızda yok denecek kadar az. Ocak ayında yağışların az olacağını söyleyebiliriz, şubat ayında biraz yağış alabiliriz. Bunun içerisinde de kar yağışı olma olasılığı var. Yani İstanbul için kar yağışının şubatta görülme olasılığı daha yüksek. Özellikle kıyı bölgeleri için. Özetle kar beklentisi şubat ayına kaldı. Mart ayında ise yağışlar ortalamaların altında kalıyor.” Beklenen yağmur bahara kaldı Kurak geçeceği tahmin edilen kış aylarının ardından umutla yolu gözlenen yağışların ise kendisini nisan ayında göstermesi bekleniyor. Adil Tek, nisanda yağış miktarının ortalamaların üzerine çıkacağı beklentisine dikkati çekiyor. “Umut bahara kaldı” diyor. Erken olsa da hayati bir uyarıyı da dile getiriyor Tek. “Nisan, mayıs hatta haziran aylarındaki yağışlar riskleri de beraberinde getiriyor. Kuvvetli yağışlar sel ve su baskınlarına yol açabilir. Öngörülere göre özellikle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da yağışlar ortalamaların hayli üzerinde olabilir.”
973
5,604
Sarp kayalık üzerindeki Micingirt Kalesi turizme kazandırılmayı bekliyor
Orta Çağ'ın önemli kalelerinden biri olan Kars'ın Sarıkamış ilçesinde bulunan sarp kayalık üzerindeki Micingirt Kalesi, tarihi özellikleriyle turizme kazandırılmayı bekliyor.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/sarp-kayalik-uzerindeki-micingirt-kalesi-turizme-kazandirilmayi-bekliyor-801395.html
Tarih boyunca ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetten izler taşıyan kale, Orta Çağ'ın en şöhretli kalelerinden biri olarak nitelendiriliyor. Tek parça halinde sarp kayalık üzerinde dikkati çeken kalenin 1000 yıldan fazla bir geçmişe sahip olduğu tahmin ediliyor. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Orta Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı'ndan emekli Dr. Öğretim Üyesi ve tarih araştırmacısı Gürsoy Solmaz, Micingirt Kalesi'nde birçok dönemin izlerinin görüldüğünü, surlarında çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan oyma taşların olduğunu anlattı. Solmaz, Evliya Çelebi'ye göre burası Akkoyunlu yapısı denilse de tartışmaya açıktır. 1394'lerde Timur'un geldiği, damgalarını vurduğu, kitabesini düştüğü önemli kavşak yerindeki kalemiz ve etrafındaki bir kısım yapılar Saltuklu sınırında olduğunun delili sayılır dedi. İlhanlılar döneminde darphanenin bulunduğu yer Kalenin konumu itibarıyla önemli bir kavşak noktasında bulunduğunu ifade eden Solmaz, şu bilgileri verdi: Orta Çağ'da yukarı Pasinler'in merkezi olan bu köy, İlhanlılar döneminde darphanenin bulunduğu yer olarak tarih kitaplarında geçer. Buradan değerlendirerek Orta Çağ'ın en şöhretli kalelerinden birisidir. Değişik kervan yollarının, değişik savaşlara dahil olacak askerlerin geçiş güzergahı, 1202 yılında Selçuklu 2. Rükneddin Süleyman Şah ve Gürcü kraliçesi Tamara'nın savaşmış oluğu yer, köy ve mıntıka olarak bilinir. Timur'un burada kalenin değişik yerlerinde çintemani denilen, it ayağı da diye anılan ve onun simgesi olan dünyanın 3 küresi, yan yana işlenmiş taşlar var. Burada İslami kitabeler depremde dökülmekle beraber tarihçilerimiz tarafından araştırılıp çevrilmiştir. Timur dönemi ve sonraki döneme ait bir kısım izleri burada görme imkanımız var. Kalenin tarihi süreç içinde Arapların, Bizanslıların ve Selçukluların eline geçtiğini anlatan Solmaz, şunları söyledi: Kalenin arka tarafında bir kümbet bulunur, Erzurum'daki kümbetle benzerlik gösterir. Buradaki çanak, çömlek kırığı, renkler, desenler, buranın tarihi zenginliğinin delilleridir. 9. yüzyıldan beri bu kale var, su künkleri burada bulunuyor. Mağara taşları, kuş ve kaplumbağa başlı taşlar var. Muhakkak turizme kazandırılmalı, gelenler buraya ilgi göstereceklerdir. Böylesine tarihi eserlerin bulunduğu coğrafya ve yerleşke çok az.
417
22,110
Gazze'de görevli AA kameramanı hava saldırısında hayatını kaybetti
AA'nın Gazze'de görev yapan kameramanı Muntasır es-Savvaf, İsrail hava saldırısında hayatını kaybetti. Kameraman es-Savvaf, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik yoğun bombardımanını takip etmişti.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/gazzede-gorevli-aa-kameramani-hava-saldirisinda-hayatini-kaybetti-817523.html
Veri Yok
6,983
6,102
Engelleri gitar çalarak aştı
Bünyamin Çevik, tekerlekli sandalyesiyle yaşamını sürdüren 36 yaşında bir müzisyen. Çocukluğundan beri azmi ve gitar çalma tutkusuyla hayata sımsıkı sarılan Çevik, şimdi çevresindekilere umut oluyor.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/engelleri-gitar-calarak-asti-728053.html
Bünyamin Çevik, cam kemik hastalığıyla doğdu. İlkokulu Adıyaman'da okudu. Okulun fiziki koşullarının yeterli olmaması nedeniyle Ankara'ya gelen Çevik, engelliler okulunda 6 yıl ortaokul ve lise hayatını tamamlarken gitarla ve müzikle tanıştı. Mezun olduğu okulda arkadaşlarına gitar eğitimi de veren Bünyamin Çevik, yeteneğiyle yurt dışında düzenlenen bir yarışmada Türkiye'yi temsil etti. Tüm engelleri müzikle aşan Çevik 15 yaşında bu yana sokaklarda, festivallerde gitar çaldı, yüzlerce kişiye enstrüman çalmayı öğretti. Öğrencileri ve veliler başlangıçta şaşırsa da müzikteki yeteneği, insanların Çevik'e bakışını tamamen değiştirdi. Gitarı öğrenmeden önce girdiği ortamlarda 'neden bu halde olduğuna' dair sorular geldiğini söyleyen Çevik, Ne zaman ki müzik hayatıma girdi, bir makyaj gibi sanatla bedenimi süsleyince insanlar bana müzikal ve entelektüel sorular sormaya başladılar dedi. Halk Eğitim Merkezinde gitar kursu veren Bünyamin Çevik, iki yıl önce Ankara'da kendi müzik evini açtı. Çevik, Enstrüman çalmak hayal değil, resmi yapmak hayal değil, sadece yeteneğini keşfet. Şans diye bir şey yok. Hayat çok çabuk geçiyor bir an önce adım atsınlar diye konuştu. Haber: Aynur Bayram
915
20,793
Nijerya'da havai fişeklere yasak getirildi
Nijerya'da güvenlik sorunları nedeniyle Noel ile yılbaşı kutlamalarında havai fişek ve patlayıcı ürünlerin kullanılması yasaklandı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/nijeryada-havai-fiseklere-yasak-getirildi-823488.html
Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, ülkede artan güvenlik sorunları nedeniyle eyaletlerde Noel ve yılbaşı kutlamalarında havai fişek ile tüm patlayıcı ürünlerin satışı ve kullanımının yasaklandığı belirtildi. Halkın güvenliği için böyle bir karar alındığı aktarılan açıklamada, temerrüde düşenlerin gözaltına alınacağı ve haklarında dava açılacağı ifade edildi. Açıklamada, halka kutlamalar sürecinde patlayıcı maddelerden uzak durmaları çağrısında bulunuldu.
5,666
16,132
Güney Kore "Kuzey'in tehditlerine karşı" ABD ile ortak hava tatbikatı düzenledi
Güney Kore ve ABD'ye ait hava kuvvetleri unsurları, "Kuzey'in tehditlerine karşı" savaş uçaklarının katıldığı ve gerçek mühimmatın kullanıldığı ortak tatbikat yaptı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/guney-kore-kuzeyin-tehditlerine-karsi-abd-ile-ortak-hava-tatbikati-duzenledi-844381.html
Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Hava Kuvvetleri, bugün sona erecek hava tatbikatına iki ülkeden 40 hava aracının katıldığını bildirdi. Konuya ilişkin açıklamada, ABD ve Güney Kore'nin hava kuvvetlerinin ortak tatbikatında gerçek mühimmat kullanıldığı, pilotların Kuzey Kore tehdidine karşı seyir füzeleri ve güdümlü bombalarla atış eğitimi aldığı aktarıldı. Güney Kore ile ABD'nin ortak savunma duruşunun güçlendirilmesi hedefiyle düzenlediği Özgürlük Kalkanı adlı 11 gün süren ortak tatbikat, 14 Mart'ta tamamlandı.
1,005
5,347
Halide Edip Adıvar dünyayı da kendine hayran bıraktı
Anadolu Ajansı'nın (AA) isim annesi, Kurtuluş Savaşı'nın "Halide Onbaşısı", Türk edebiyatının "ilk savaş romancısı" Halide Edip Adıvar, Türk kadının gücü ve zekasıyla dünya basınında da yer aldı.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/halide-edip-adivar-dunyayi-da-kendine-hayran-birakti-827244.html
Türk edebiyatının seçkin isimlerinden Halide Edip Adıvar'ın vefatının üzerinden 60 yıl geçti. Halide Edip, Milli Mücadele'ye olan katkıları, İzmir'in işgalinden sonra, İstanbul halkını harekete geçirmek için yaptığı konuşması, Sakarya Savaşı sırasında onbaşı unvanı alması, Türk edebiyatına ilk savaş romancısı olarak kazandırdığı eserleri ve Anadolu Ajansının kuruluş çalışmalarındaki emeği ve isim anneliğiyle Türk tarihinin önde gelen isimlerinden oldu. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da birçok çalışma ve çeviride imzası bulunan Halide Edip Adıvar, Türk kadınının vatanperverliği ve zekasıyla yabancı basın tarafından da ilgi gördü. Dünyanın en zeki 5 kadını arasında gösterildi Adıvar'ın 1938 ve 1947 yıllarında yabancı basında yer alan haberleri, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri envanterinde araştırmacıların hizmetine sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri başkanlığından alınan bilgiye göre, Washington Daily News gazetesinin 31 Ağustos 1938 tarihli sayısında, Halide Edip Adıvar'ın Vassar Kadın Koleji tarafından, dünyanın en zeki 5 kadını arasında gösterildiğine ilişkin haber dikkati çekti. Devlet Arşivleri envanterinde yer alan gazete kupürü, dönemin Washington Büyükelçisi Mehmet Münir Ertegün'ün bilgilendirme yazısıyla Dışişleri Bakanlığı'na iletildi. Halide Edip'in fotoğrafının da yer aldığı haberde, Halide Edip, Paris'te yaşıyor, Türk romancı, İstanbul Üniversitesi'nde eski profesör, üç kitabın yazarı ve 2 çocuk annesi. bilgilerine yer verildi. Haberde, Halide Edip Adıvar ile dünyanın en zeki kadınları arasında; Çin lideri Çan Kay Şek'in karısı Song Mey-ling, uluslararası işçi hareketi savunucularından, aktivist Angelica Balabanoff, ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt'in eşi Anna Eleanor Roosevelt ve Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinin önde gelen isimlerinden Sarojini Naidu'ya da yer verildi. Türk kadınları, kendi yeteneklerini kanıtladı Arşivlerde ayrıca Brezilya'nın Sao Paulo şehrinde yayın yapan Estado de Sao Paulo gazetesinde, Ian Bevan'ın 19 Eylül 1947'de Halide Edip Adıvar ile yaptığı röportaja ilişkin makalesinin Fransızca tercümesi de yer aldı. Rio De Janeiro Büyükelçiliği imzasıyla Dışişleri Bakanlığına bir üst yazıyla iletilen makalenin Fransızca çevirisinde, Atatürk devrimlerinin ardından geçen 20 yılda, Türk kadınının harem dönemine kıyasla daha mutlu olup olmadığı sorusunun yanıtı arandı. Halide Edip Adıvar, bu soru karşısında, reformların gerçekten gerekli olduğunu ve bugün Türk kadınlarının büyükannelerine kıyasla çok daha iyi yaşadığını belirtti. Adıvar, Türk kadınları, eski bir ulusun kalıntılarından yeni bir ulus yaratma gibi zorlu bir görevin bir kısmını yerine getirerek, kendi yeteneklerini kanıtladı. ifadelerini kullandı. Türk kadınının artık parlamentoda da milletvekili koltuğunun bulunduğuna işaret eden Adıvar, kadınların, hastanede kritik operasyonlarda cerrahlık görevi yürüttüğünü, üniversitelerde öğretim görevlisi olarak ve İstanbul Üniversitesinin tüm fakültelerinde öğrenci olarak eğitim hayatına katıldığını anlattı. Kadınlar, bugün en iyi gazeteciler ve çağdaş romancılar arasında yer alıyor Kadınların, tüm mesleklere giriş yaptığını belirten Adıvar, şöyle devam etti: Ticaret ve sanayinin tüm kollarındalar, tarım ve madencilik endüstrisinde bilimsel yöntemlerin uygulanmasına yardım ettiler. Yakın zamana kadar 'fikirsiz mahluklar' olarak görülen ve erkeklerin sohbetlerine katılmaya cesaret edemeyen kadınlar, bugün en iyi gazeteciler ve çağdaş romancılar arasında yer alıyor. Halide Edip Adıvar'ın kadınların ekonomik özgürlüklerine ilişkin şu değerlendirmeleri de dikkati çekti: Kadınlar, ekonomik alana adım attıkları günden bu yana, onlara hiçbir kısıtlama yapılmadı. Kadınlar hep erkeklerle aynı maaşı elde ettiler ve evli ya da bekar olmaları onların iş bulmalarına engel olmadı. Hayatını kazanabilen kadın özgür kadındır ve özgürlük mutluluğun temel şartıdır. Dünyanın en olağanüstü kadınlarından biri Ian Bevan, Şüphesiz dünyanın en olağanüstü kadınlarından birini ziyaret ettim. diyerek, Halide Edip'e ilişkin ilişkin izlenimlerini şöyle aktardı: Onu ilk gördüğüm andaki şaşkınlığımı hayal edebilirsiniz. Küçük, yumuşak sesli, gri saçlı, hayatı kitaplar ve edebiyat etrafında dönen bir kadın buldum. Bu 64 yaşındaki narin kadına hayat veren ve ona, kendilerini bağlayan asırlık zincirlerden yurttaşlarını kurtarmak için çok önemli reformlar icra etmesini sağlayan ahlaki gücü anlamam çok zaman almadı. Önümde, sorumun canlı bir cevabının olduğunu anlamam da çok zaman almadı. Çünkü Adıvar hanımefendi, ziyadesiyle mutlu bir kadın. Sonuç olarak, Adıvar'a göre bu hayat, kadınlara harem dönemine kıyasla daha fazla mutlu olma şansı verdi.
160
7,835
Bakan Kacır sahurda gençlerle bir araya geldi
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Milli teknolojiyle milli savunma sanayimizle terörü topraklarımızdan kazıdık, sildik artık. Şimdi kafalarını çıkarmaya bile cüretleri, cesaretleri yok Allah'ın izniyle" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-kacir-sahurda-genclerle-bir-araya-geldi-847093.html
Bakan Kacır, AK Parti İl Gençlik Kollarının kentteki bir restoranda düzenlediği sahur programına katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada, yurdun dört bir yanında gençlerle bir araya geldiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci asrına, üretim gücü ve Milli Teknoloji Hamlesi ile girdiğini aktaran Kacır, teknolojinin tüm alanlarında gençlerle birlikte çok büyük işler yapacaklarının altını çizdi. Türkiye Yüzyılı'nın, gençlerin yüzyılı olacağına işaret eden Kacır, Üretimin yüzyılı olacak. Milli teknolojinin yüzyılı olacak ve bu ülke bu zor coğrafyada tarih boyunca olduğu gibi başı dik, alnı açık, kimseye el avuç açmadan tam bağımsızlık iddiasıyla yoluna devam edecek dedi. Kacır, 40 yıla yakındır ülkede terörle mücadele sonucunda şehitler verildiğini ve teröristlerin Karadeniz'e kadar gelmeye cüret eder hale geldiğini dile getirerek, Biz Eren Bülbül kardeşimizi nerede şehit verdik? Trabzon Maçka'da şehit verdik ama Allah'a hamdolsun, işte milli teknolojiyle milli savunma sanayimizle terörü topraklarımızdan kazıdık, sildik artık. Şimdi kafalarını çıkarmaya bile cüretleri, cesaretleri yok Allah'ın izniyle diye konuştu. Ülke sınırları ötesinde kurulmaya çalışılan teröristan haritalarını silip attıklarını vurgulayan Bakan Kacır, şöyle devam etti: Sırtlarını hangi ağababalarına yaslamış olurlarsa olsunlar Türkiye'nin sınırlarında bir teröristan kurulmasına izin vermedik, vermeyeceğiz ve 70 kilometre öteye kadar süpürüyoruz oradan teröristleri. Daha da süpüreceğiz inşallah. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin geleceği için tehdit oluşturabilecek bir terörist dahi o bölgede kalmayana kadar inşallah mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama bu mücadele Türk gençliğinin mücadelesidir. Bu mücadele sizin öncülüğünüzde başarıya ulaşacağımız, tamama erdireceğimiz bir mücadele. Hangi alanda olursak olalım, hangi cephede mücadele ediyor olursak olalım, Allah'ın izniyle bu mücadelede alın teriyle akıl teriyle el ele, omuz omuza başarıya ulaşacağız. Yeri geldiğinde cephede, yeri geldiğinde bilgisayarda kod yazarak, sizler bu mücadelenin sahibi olacaksınız. Samsun'un her alanda potansiyelinin yüksek olduğunu ve son 8-9 ayda yeni organize sanayi bölgesinin temellerini attıklarını anlatan Kacır, şunları kaydetti: Organize sanayi bölgelerimizi geleceğe hazırlamaya yönelik genişleme projelerini başlattık. Lojistik yatırımları, ulaştırma yatırımlarıyla taçlanacak ve inşallah Türkiye'de Marmara Bölgesi'nde yoğun olarak gerçekleşen sanayinin Anadolu'ya yayılma sürecinde Samsun-Mersin hattı önümüzdeki dönemde giderek yükselen bir üretim hattı haline gelecek ve Samsun, liman potansiyeli ile birlikte inşallah önümüzdeki dönemde bu bölgenin yeni üretim hattı olacak. TEKNOFEST ile birlikte Samsun'a geleceği için çok kıymetli izler bıraktıklarının altını çizen Kacır, dünyanın hiçbir yerinde Türk gençliğinin sahip olduğu heyecan, coşku, azim ve gayretin görülmediğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: Türk gençliğine hamilik yapan TEKNOFEST kuşağını himaye eden bir sağlam irade var. Allah'ın izniyle Cumhuriyeti'n 100. yılında Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme kararlılığında olan bir güçlü irade var. Allah'ın izniyle her daim Türk gençliğinin önünü açan, gençlere sahip çıkan bir liderimiz var. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan var. Birlikte gayret ettiğimiz, Türkiye'nin geleceği için birlikte çalıştığımız, Türkiye'yi geleceğe birlikte taşıdığımız, bütün mücadelede omuz omuza, el ele olduğumuz bir Cumhur İttifakı'mız var. Sizlerden Cumhur İttifakı'na ve Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'a desteğinizi en güçlü şekilde göstermenizi bekliyoruz. Programa Vali Orhan Tavlı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş ile AK Parti Samsun Milletvekilleri Orhan Kırcalı, Ersan Aksu, MHP Samsun Milletvekili İlyas Topsakal, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse, MHP İl Başkanı Burhan Mucur, AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayı Halit Doğan ve AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı Mücahit Yılmaz da katıldı.
188
7,845
Bakan Fidan: İsrail zalimliğiyle bir başına kaldı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Gazze Şeridi'nde acilen ateşkes sağlanması konusunda kabul ettiği karar tasarısına ilişkin, "Kararın çıkmasını bu kez Amerika bile engelleyemedi. İsrail, zalimliğiyle bir başına kaldı" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-fidan-israil-zalimligiyle-bir-basina-kaldi-847064.html
Bakan Fidan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve diğer ilgililerin katılımıyla Yüreğir ilçesi Akıncılar Mahallesi'nde düzenlenen iftar programına katıldı. Fidan, burada yaptığı konuşmada, ramazanda vatandaşlarla bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu söyledi, onlara Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını iletti. Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gece gündüz demeden milleti için çalıştığını, mücadele ettiğini belirterek Yaptıklarımız yeter mi? Elbette ki hayır. Zira bir milli şahlanış dönemindeyiz. Bu şahlanışın ismi Türkiye Yüzyılı'dır. Formülü ise gücünü de odağını da bu topraklar ve milletten alan, her türlü ekti alanından bağımsız milli bir politikadır. Bu stratejinin Türkiye'mizi nerelere getirdiğini, her alanda nasıl çığır açtığını hep birlikte, her gün görüyor ve yaşıyoruz. ifadelerini kullandı. Türkiye'nin, stratejik bir öngörüyle ilk nükleer enerji santralinin temelini Akkuyu'da attığını belirten Fidan, şöyle konuştu: Bu hamleyle zor bir coğrafyada, zor bir denklemde enerji güvenliğimizi sağlamayı hedefliyoruz. Temiz enerjiye kavuşmayı amaçlıyoruz. Adana'yı çok etkileyen küresel ısınmayla mücadele etmeye çalışıyoruz. Ne var ki muhalefet, bu büyük hamleyi, güzel hizmeti de eleştirmekten geri durmadı ama ne derse desinler, biz doğru olanı yapmaya devam edeceğiz. Fidan, Belçika'da düzenlenen Birinci Nükleer Enerji Zirvesi'ne değinerek 35 kadar ülke bir nevi 'nükleer enerji ligi'nde bir araya geldi. Türkiye de 10 yıl önce attığı öngörülü adımlar sayesinde nükleer masada yerini alan ülkeler arasındaydı. Nükleer enerji hamlesi, ülkemizde 21 yıldır verilen mücadelenin bir somut tezahürüdür. Sadece çok önemli bir konuda örnek verdim. Bu ne demek? Artık Türkiye olarak her sahada, masada varız. dedi. Terör koridoruna izin vermedik, izin vermeyeceğiz Adanalıların mertliği ve yiğitliğiyle bilindiğini söyleyen Fidan, vatandaşların her zaman Milli Mücadele ruhuna sahip çıktığını vurguladı. Fidan, gelecek süreçte de milli egemenliğe hep birlikte sahip çıkmaya devam edeceklerini belirterek şöyle devam etti: Bölgemizi hatta bütün dünyayı ilgilendiren jeopolitik gelişmeleri bir düşünün. Doğu Akdeniz'de bekamızı ilgilendiren konular, Kıbrıs davası, Suriye krizi, Gazze'deki savaş, Ukrayna'nın etkileri, enerji hatları, bunların ortak noktası nedir? Bunların hepsi Adana'nın da parçası olduğu bu coğrafyayı yakından ilgilendirmekte. Milli güvenlik sistemimizi güçlendirmek için Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde attığımız bu adımlar işte bu yüzden çok önemli. Savunma sanayisinde yerlilik ve millilik oranının yüzde 80'lere çıkarıldığını anımsatan Fidan, Güçlü bir siyasi irade, artan milli imkan ve kabiliyetlerle birleşince yurt içinde başta PKK ve FETÖ olmak üzere bütün terör örgütlerinin belini kırdık. Terör örgütleri, Türkiye'de bulamadıkları alanı artık başka ülkelerde arıyorlar ama biz dostlarımız ve komşularımızla işbirliği içinde oralarda da onlara dünyayı dar etmeye devam edeceğiz. Suriye ve Irak'ta arkasında her kim olursa olsun bir terör koridoruna izin vermedik, izin vermeyeceğiz. diye konuştu. Diplomasinin bütün imkanlarını seferber ediyoruz Bakan Fidan, dünyanın karmaşık ve zor bir süreçten geçtiğini anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün her türlü zorlu koşula rağmen Ukrayna, Gazze, Güney Kafkasya, Irak, Libya ve Balkanlar'da bir yandan barış için çabalıyoruz diğer yandan bekamızı, soydaşlarımızı ve din kardeşlerimizi korumak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Diplomasinin bütün imkanlarını, yeni ve denenmemiş yöntemlerle seferber ediyoruz. Bunu yaparken bölgesel sahiplenme meselemize sahip çıkma anlayışını ön plana çıkartıyoruz. Yeni, denenmemiş bütün yöntemlerle kendi kaderimize kendimiz sahip çıkıyor, kendi sorunlarımıza kendimiz çözümler üretiyoruz. Biz büyük Türk dünyasını, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında işte böyle birleştirdik. Fidan, Filistin davasına sahip çıktıklarını belirterek Bütün İslam Alemi adına hareket eden bir temas grubu kurduk. Türkiye olarak biz de elbette grupta yerimizi aldık. Kurduğumuz uluslararası baskı sonuç veriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden nihayet ateşkes ve acil insani yardım çağrısı yapan bir karar çıkması da bunun bir tezahürü oldu. Kararın çıkmasını bu kez Amerika bile engelleyemedi. İsrail, zalimliğiyle bir başına kaldı. Bizler, Gazze'deki mezalimin sona ermesi ve Filistin devletinin ayakları üstüne kalkacağı adil bir barışın tesis edilmesi için her platformda Filistinlilerin sesi, nefesi olmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin farkı tam da buradadır. Konu veya mekan fark etmez, biz söylem ve eylemlerimizde hegemon güçlere hoş gözükme derdinde değiliz. Doğru ve adil olan neyse onu dile getiriyoruz, öyle davranıyoruz. ifadelerini kullandı. En büyük ve stratejik yatırım gençler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde verilen mücadelenin milletin desteğiyle mümkün olduğunu dile getiren Fidan, şöyle konuştu: Türkiye'nin topyekun şahlanmasının yolu milletimizin teveccühünden geçmekte. Güçlü bir Adana, Türkiye istiyorsak yapmamız gerekenler çok açık. Adana ile Ankara arasındaki uyum ve anlayış işbirliğini yeniden sağlamak zorundayız. Geleceğimize yapılacak en büyük ve stratejik yatırım gençlere yapılan yatırımdır. Adana'mızın gençlerini geleceğe hazırlamamız, geleceği onlarla birlikte inşa etmemiz gerekiyor. Fidan, Cumhur İttifakı'nın Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Fatih Mehmet Kocaispir ve Yüreğir Belediye Başkan adayı Halil Nacar'ın kenti çok daha iyi seviyelere taşıyacağını, 31 Mart'ta Adana'nın yiğit insanlarının en doğru kararı vereceğini kaydetti. Büyük zafere doğru ilerliyoruz AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik de Bakan Fidan ile dünyanın her yerinde temaslarda bulunduklarını, Fidan'ın kente gelişinin çok kıymetli olduğunu ifade etti. Yerel seçime büyük coşkuyla ilerlediklerini belirten Çelik, Önümüzde iki bayram var. Biri Ramazan Bayramı, Allah ailelerinizle, sağlıkla kutlamayı nasip etsin. Diğeri demokrasi bayramı. Demokrasi bayramını kutlamak için Türkiye'nin her yerinde hazırlanıyoruz. Yüreğir'de kutlamak için Halil Nacar'ı başkan yapıyoruz. Adana'da Fatih Mehmet Kocaispir, Yüreğir'de Halil Nacar ile bütün ilçelerimizde, Türkiye'nin her tarafında bu büyük zafere doğru ilerliyoruz. İnşallah 31 Mart akşamı Sayın Cumhurbaşkanı'mıza buraların müjdesini vereceğiz. 31 Mart akşamı demokrasi bayramımızda görüşmek üzere. Programa milletvekilleri, belediye başkan adayları ve vatandaşlar katıldı.
198
4,215
Vakıflar dayanışmanın simgesi
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Osmanlı döneminden bugüne değin varlığını sürdüren 6 bine yakın vakıflara ait eserleri ayakta tutuyor, eğitimden aşevlerine birçok kalemdeki hizmetleriyle yüzbinlerce insana yardım eli uzatıyor. Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu ise vakıfların dayanışmanın simgesi olduğunu ifade ediyor.
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/vakiflar-dayanismanin-simgesi-765970.html
Kişiler ya da kurumların varlıklarını ihtiyacı olanların faydalanabilmesi amacıyla tahsis etmesiyle oluşturulan yapılara ‘vakıf’ deniliyor. Sivil toplum örgütü olarak vakıfların Türk tarihinde Selçuklu, Memluk ve Osmanlı’dan beri devam eden bir varlığı söz konusu. Bugün de Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü aracılığıyla bu tarihi gelenek ve yapılar devam ettiriliyor ve topluma önemli hizmetler veriliyor. Ayasofya gibi tarihi camilerin faaliyetlerinden aşevlerine hatta üniversitelere kadar birçok kurum, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetiliyor. 7-14 Mayıs Vakıf Haftası nedeniyle TRT Haber’in sorularını yanıtlayan Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu, özetle şunları anlattı: “Vakıf Yardım Demektir” “Vakıf demek yardım demektir. Her şeyi devletten bekleyemeyiz. Mutlaka sosyal dayanışmanın olması lazım. Vakıf kültürü de bu sosyal dayanışmanın zirve yaptığı bir kurumdur. Osmanlı’da bugün devlet kurumlarının yaptığı faaliyetleri vakıflar yaparmış. İnsana hizmeti vakıflar yürütürmüş. Bugün devlet kurumlarımız yapıyor ama kurumlarımızın her anlamda her insanımızın ihtiyacını karşılaması tabii ki beklenemez. Türk toplumunun en önemli özelliği yardımlaşmadır. Bunu da vakıflar bünyesinde yapıyor ve yapmaya da devam edecek inşallah.” Vakıf Kültürü “İslam dünyasında Hz. Peygamber’le başlayan bir dayanışma kültürü var. Vakıf mantığı şudur: Vakfet, yaşat ve yaşa. Yani insanların ihtiyacı olan her türlü yapı, faaliyet, yardım, destek, hepsini vakıflar bünyesinde yapabilirsiniz. Vakıf kültürü şöyledir: Bir cami yaptırır, bir mektep, bir aşevi yaptırır. Geniş bir külliye İnsanların konaklaması için han, kervansaray yaptırır, temizlenmesi için hamam yaptırır. Bunların hepsinin de ayakta kalması için bir çarşı yaptırır ve gelirlerini bu eserlerin ayakta kalması için vakfeder. İnşallah vakıflar kıyamete kadar insanımıza hizmet etmeye devam edecek.” 6 Bin Vakıf Var “Ülkemizde altı bine yakın yaşayan vakfımız var fakat esas Genel Müdürlüğümüzü oluşturanlar, Osmanlı döneminden kalan vakıflarımız. Bu vakıflar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesine alınmış, faaliyetlerini de bu bünyede yapmasına ilişkin kanunlar çıkarılmış. Biz Osmanlı vakıflarının hizmetlerini devam ettiriyoruz, günümüz vakıflarını da denetliyor, yönlendiriyoruz.” Verilen Hizmetler “İiki tane üniversitemiz var. Binlerce öğrenciye burs veriyoruz. Yüzbinlerce insana aşevi hizmetimiz var. Engellilere, öksüz ve yetimlere maaş veriyoruz. Binlerce vakıf eserinin bünyesinde insanlara pek çok hizmeti sağlamaya devam ediyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü, insanımız için var ve her alanda hizmet etmeye devam ediyoruz.” 678 Eser Depremden Etkilendi “Aklınıza gelen bütün büyük eserler, büyük camiler Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetindedir. Yani Ayasofya, Sultanahmet, Selimiye, Anadolu’daki bütün büyük ulu camiler, şehir merkezlerindeki sanatsal yapılar Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde. Bunları sürekli takip ediyor, restorasyonla yeniliyor, onları ayakta tutmak için olağanüstü bir gayret sarf ediyoruz. ‘Asrın Felaketi’ olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli ve on bir ili etkileyen deprem, vakıf eserlerine de büyük zarar verdi. 678 tane vakıf eserimiz tahrip oldu, yıkıldı. Bazıları yerle bir oldu. Şu andaki en önemli faaliyetimiz öncelikle depremde yıkılan vakıf eserlerinin ayağa kalkması. Osmanlı dönemindeki gayrimüslim vakıfların mülkleri de yine Vakıflar Genel Müdürlüğü uhdesinde. Deprem bölgesindeki gayrimüslim vakıflara ait eserler de bizim sorumluluğumuzda. Son on yılda 20’den fazla gayrimüslim cemaatlerin ibadethanelerini yeniledik, ayağa kaldırdık. Şu anda depremde hasar gören 12 gayrimüslim ibadethanesi var. Onlarla ilgili çalışmalara başladık. 2 tanesinde inşaat aşamasına geçildi.” Ayasofya’ya İlgi Büyük “Ayasofya bin 500 yıldır ayakta kalan insan yapısı. Sultan Fatih Mehmet Han Vakfı’nın mülküdür. Fatih, bu mülkü ‘İstanbul halkına ibadet etmeleri için cami olarak’ vakfetmiş. Vakfılar Genel Müdürlüğü’nün görevi vakfedilen bütün mülkleri vakıf amacına, vakıf senedine uygun kullanmaktır. Ayasofya’nın üç yıllık süreç zarfında 35 milyonu aşkın ziyaretçisi oldu. İnşallah da artarak devam edeceğini umuyorum. Ayasofya müthiş bir ilgi ve alaka var. İnsanımız Ayasofya için Türkiye’nin her yerinden koşarak ziyarete geliyor. Turistlerin ziyaretleri de devam ediyor. Dünya tarihinde dahi önemli yeri olan bu yapıyı ayakta tutabilmek için üniversitelerle, bilim kurulları ile birlikte çalışıyoruz. Her gün Ayasofya’nın bir restorasyonu, onarımı, bakımı yapılıyor. Şu anda da restorasyon projelerimiz ve Ayasofya’yı orijinal tarihi dokusuna kazandırmayla ilgili üniversiteler ve kurullarla yaptığımız çalışmalarda sona geldik. İleride çeşitli restorasyonlarımız olacak.” Balkanlarda Çalışmalar “Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak son on yıldır Osmanlı coğrafyasındaki tüm vakıf eserlerini ayağa kaldırmak gibi yeni bir hedefe sahibiz. Son bir yılda Balkanlar’da 12 vakıf eserinin restorasyonu tamamlandı. 30’a yakın vakıf eseriyle ilgili çalışma devam ediyor. Aynı zamanda bu vakıflar, özellikle Balkan coğrafyasında ve sınırlarımızın dışındaki Osmanlı tebaasına hayır hizmetleri konusunda destek olmaya devam ediyor. Biz tüm vakıf eserlerinin gelirlerini artırarak hem hayır hizmetleri hem de vakfedilen mülklerin ayakta kalması için hizmetimize devam edeceğiz. Hedefimiz bu.” “Kıyamete Kadar Devam Etsin” “Vakıf Haftası her yıl 7-14 Mayıs arasında vakıf kültürünü anlatabilmek için hatırlatmak amacıyla kutlanan rutin bir programımız. Biz bugün yaşayan kuşakların da gelecek kuşaklara bir şeyler bırakabilmesi, onların hizmetine, faydasına olabilecek pek çok şeyi bugün yaşayan insanımızdan da bekliyoruz ki gelecek kuşaklar faydalanabilsin, istifade etsin. Bu kültür kıyamete kadar inşallah devam etsin istiyoruz. Onun için de bu hizmetlere biz de devam edeceğiz.”
778
4,500
Zaman yaşlandıkça daha mı hızlı geçiyor?
Size de çocukken zaman sonsuzmuş gibi gelir miydi? Dersler hiç bitmeyecek, bir sonraki yıl gelmeyecek ve yetişkinlik uzun bir bekleme süresi gerektirecek... Oysa yetişkin olduktan sonra yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor, öyle değil mi?
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/zaman-yaslandikca-daha-mi-hizli-geciyor-720131.html
Daha dün gibi Zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş! Eğer bu cümleleri sıkça kullanmaya başladıysanız hayat yolculuğunun ilk gençlik yıllarını tamamlamış olmalısınız. Çünkü yaş almak, zamanı daha hızlı algılamamıza yol açıyor. Hatta bilim, çocukken geçen 5 yılın yetişkinlikten yaşlılığa geçen 40 yılla eşit hissedildiğini söylüyor. Peki nasıl? Bilim bu duruma birkaç teoriyle açıklık getiriyor. Oran, biyolojik saat ve gençlik pınarı teorileri Gelin Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz'ın görüşlerine de yer vererek, yıllar geçtikçe zamanı algılama hızımızın nasıl değiştiğine açıklık getiren bu teorilere yakından bakalım. İlk Teori: Oran Teorisi Bu teoriye göre 5 yıl ile 40 yıl aynı hızda algılanıyor. Beynimiz zamanı, belirli bir noktaya kadar yaşanan süre üzerinden hesaplıyor. Örneğin; 2 yaşında bir çocuk için 1 yıllık zaman ömrünün yarısını ifade ederken yaş ilerledikçe, her yıl, hayatın toplam yüzdesinde daha küçük bir orana denk geliyor. Bu durumda 10 yaşındaki halimiz için 1 yıl hayatımızın onda biri anlamına gelirken; aynı zaman dilimi 20 yaşına geldiğimizde hayatımızın yüzde beşini ifade ediyor. Bu açıdan baktığımızda, 10 ila 20 yaş arasındaki 10 yıllık süreç, 5-10 yaş arasında geçen 5 yıllık süreç kadar hızlı geçmiş gibi geliyor. Yaş ilerledikçe bu durum daha da enteresan bir hal alarak; 40 ile 80 yaş arasındaki 40 yıllık süreç, 5 yıllık bir zaman kadar kısa sürmüş gibi hissettiriyor. Yani bizim de zaman algımız logaritmik şekilde hızlanıyor. Ömrümüz kısalırken hayatı algılama hızımız artıyor. İkinci Teori: Biyolojik Saat Beynimizin zamanı ölçmesi yalnızca logaritmik değil. Aynı zamanda da bedenlerimizin de bir saati bulunuyor: Biyolojik saat Biyolojik saatimizin hızı, biz yaş aldıkça yavaşlıyor ve bu da kalp atışlarımızı nefes alışımızı yavaşlatıyor. Böylece zamanın daha hızlı geçiyor olduğunu hissediyoruz. Kalp ritmini ve nefesi bir saatin tik takları olarak düşünürsek, gençken bir dakikaya sığdırdığımız tik takların sayısının yaşlılığımızda aynı olmadığını söyleyebilmek mümkün. Bir yetişkinden ve bir çocuktan 1 dakika geçtiğini düşündükleri zaman haber vermesini isteyip, beklediğimizde; kuvvetle muhtemel ikisinin cevap verme süreleri birbirinden farklılık gösterecektir. Çocuklar tahminen daha kısa sürelerde 1 dakikanın dolduğunu söylerken; yetişkinler tam tersi 1 dakika dolduktan sonra sürenin bittiğini ifade edebilir. Üçüncü Teori: Gençlik Pınarı Sıra dışı olaylar veya tecrübeler yaşadığımızda beynimizin salgıladığı dopamin, zaman algımızın farklılaşması anlamında bir diğer faktör… Çocukluk ve gençlik dönemlerinde yaşadığımız deneyimlerimizin büyük bir çoğunluğu alışılmışın dışında gerçekleşiyor. Öyle ki, bunlar yaşamımızın ilk numuneleridir. Bu gibi özgün tecrübeler beynin daha fazla enerji sarf etmesini sağlar ve işlenmesi için de daha fazla zaman gerektirir. Bu yüzden gençken, beyinlerimiz dünyayı anlamaya çalıştığı için daha hareketli ve daha detaylara odaklıdır. Ancak belli bir süre sonra beynimizin işlerin nasıl yürüdüğünü anlamasıyla dikkate alınacak detaylar da azalır. Beyin yavaşlamaya başlar ve bu da zamanın daha hızlı aktığını düşünmemize sebep olur. Yaşlandıkça zaman uçup gidiyor ama neden? Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz zamanın yaşlandıkça baş döndürücü bir hıza kavuşmasıyla ilgili yapılan araştırmaların, yaşamlarımızı sorumluluklarımız ve endişelerimizle doldurmanın bir sonucu olmadığını gösteriyor diyor. Yaş aldıkça vücudumuzun bütün organları yaşlanırken, beynimizdeki sinir nöronları da olgunlaşarak daha karmaşık bir hal alıyor. Böylece anılarımız gençliğimizden daha uzun bir seyahat yolu ile karşı karşıya kalıyor. Sorularımızı Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz'a yönelttik. Çocukların beyni görüntüleri daha mı hızlı işliyor? Küçükken beynimiz yaşadığı her şeyi çok daha hızlı işler çünkü bir sürü yeni bilgiyle karşılaşırız. Yeni yediğimiz bir yemek, denize ilk defa gidişimiz, ilk defa bir hayvanı görüşümüz gibi… Beyindeki bu yoğun uyarılma hali zamanı çok daha yakından deneyimlememizi sağlıyor ve bu da zamanın farkındalığının artmasına neden oluyor. Büyüdükçe, tanıdık kişiler, tanıdık ortamlar, benzer tecrübeler vesilesiyle beynimizin uyarılması azalarak devam ediyor. İşte bu deneyimleme sırasında da beyin adeta uyuklayabilir ve farkındalık arası zamanın çok hızlı aktığını düşünmemize neden olur. Bu vesileyle çocuklukta deneyimlediğimiz yeni bilgi miktarının fazla olması, zamanın daha yavaş algılanmasında önemli bir etken. Bu konuda yapılan araştırmaları biraz anlatır mısınız? Amerikalı Biyolog Robert B. Sothern zaman algısındaki değişimi kendi yaşamında sınamak için son 45 yılını bu konuyu incelemeye ayırdı. Günde beş kez ateşini ve tansiyonunu ölçen Sothern, aynı zamanda bir dakikanın geçiş süresine dair tahminlerini kaydediyordu. Tatildeyken bile bu işlemleri hiç ihmal etmedi. Asıl ilgilendiği konu, tıbbi tedavilerin uygulandığı zamanın tedavinin etkisini artıracak şekilde düzenlenmesinin mümkün olup olmadığıydı. Çoğu araştırmacı bu konuya şüpheyle yaklaşıyordu. Sothern, yaşı ilerledikçe zamanın daha hızlı aktığı hissine kapıldığını fark etti. Çalışma, Almanya ve Avusturya'dan, 303'ü kadın 197'si erkek olmak üzere toplam 500 katılımcı ile gerçekleştirilmiş. Katılımcılar, 14-19 yaştan 80 yaş ve üzeri olmak üzere sekiz gruba ayrılmış. Grubun en genç üyesi 14 yaşında, en yaşlı üyesi ise 94 yaşındaymış. Katılımcıların genel eğitim düzeyleri, hayata ve topluma dair fikirleri önceden tespit edilmiş. Buradaki en büyük kriter, katılımcıların hiçbirinin nörolojik ya da psikolojik bir rahatsızlığa sahip olmaması. Çalışma, katılımcıların zaman deneyimlerini ne düzeyde algıladıklarını araştırmaya yönelik olarak yapılmış. Katılımcılara, geçmiş, şimdi ve gelecek hakkında çeşitli sorular yöneltilmiş. Bu sorulara ek olarak ne düzeyde zaman baskısı hissettikleri, kendi işlerine ne sıklıkla zaman ayırıp ayıramadıkları gibi sorular da ayrıca yöneltilmiş. Şimdiki zamana göre değerlendirme sorularından alınan yanıtlar, geçmiş zaman deneyimine yönelik sorulara verilen cevaplar arasında anlamlı bir fark bulunamamasına rağmen, “Geçtiğimiz son 10 yıl sizin için ne kadar hızlı geçti?” sorusuna verilen cevaplarda anlamlı bir farklılık oluştu. Buradan yapılacak iki çıkarıma ulaşılmış: Yaşlandıkça öznel zaman algısının hızını artıran durum, gelişimini tamamlamış ya da gerilemekte olan hafızada saklı olabilir görüşü ve çevre şartlarının zaman algısında önemli bir faktör olduğu… Ve gelişen teknoloji ile sosyal yönden etkileşimlerin artması, zamanın giderek daha hızlı bir şekilde ilerlediği izlenimine yol açabilir görüşüdür. İşin bir de psikolojik boyutu var mı? Hayatımızdaki bazı olayları, özellikle korkutucu ya da üzgün olanları ağır çekimle görürüz. Bunun hafızamızın çalışma prensibiyle ilgisi var. Korkutucu bir an yaşarken beynimiz süper güçlerinden birini harekete geçirir. Her ayrıntıyı yakalar ve analiz eder. Bu yüzden zor şeyler yaşayan insanlar zamanın donup kaldığını hisseder. Bazı duygular iç saatimizi hızlandırır. Bazıları ise yavaşlatır. Mesela belirsizliğin zamanı uzatma etkisi vardır. Önemli bir şeylerin sonucunu beklerken geçen 10 dakika 1 saatmiş gibi gelebilir. Rutin işleri yaparken de zaman oldukça hızlı geçer. Genellikle bu sırada güçlü duygular hissetmeyiz ve sonunda düşüncelerimizde kayboluruz. Olağan dışı bir tecrübe yaşadığımız zamanlarda ise bilincimiz tamamen açık olur ve her ana fazlasıyla odaklanırız. Bu yüzden zaman donmuş gibi gelir. Öte yandan kişisel algılarımızda yaşadığımız yoğunluk da süre tahmini konusunda bizi yanıltabilir. Bizi çok etkilemiş olan yaşadığımız bir olayı düşünürken o olayla aramızdaki zaman farkını pek önemsemeyiz. Cümleye, “hatırlıyorum daha dün olmuş gibi” diyerek başladığımızda, zamanın ne kadar yakın tarih olduğunu hissederiz. Bunlar psikolojik duruma nüfuz eden ve istesek de zihnimizden çıkaramadığımız anılardır. Bu tür travmatik olaylar şimdiki zamandan bakıldığında “karşıdan karşıya bir taş atımı” kadar ki mesafedeymiş gibi kısa görünür. Örneğin, ikili ilişkilerde yaşadığımız sorunlu olayların çözümüne ilişkin bekleyişler gerginlik yaratır ve bu bekleyiş o anda sonsuza kadar uzun gelebilir. Ama vakit geldiğinde ise dört gözle beklediğimiz bir olay çabucak geçip gider. Dolayısıyla önceki dönemle oluşturduğu zıtlık nedeniyle zaman hızlanır. Belleğin süre ve tempo değerlendirmesinde rol oynuyor olması, şimdiki deneyimimizde geçmişin bulunabileceği anlamına gelir. Bu durum aynı zamanda psikolojik yanılsama olarak da nitelenebilir. Grafik: Hafize Yurt
1,063
22,030
Mahmud Abbas: Nekbe'nin tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, koşullar ne olursa olsun 1948'deki "Nekbe"nin (Büyük Felaket) tekrarlanmasına müsaade etmeyeceklerini vurguladı.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/mahmud-abbas-nekbenin-tekrarlanmasina-izin-vermeyecegiz-817788.html
Filistin resmi ajansı WAFA'da yayımlanan habere göre, Abbas, Ramallah'taki başkanlık merkezinde düzenlenen Filistin liderlik toplantısında konuştu. Hürriyet ve bağımsızlık mücadelesinde Filistin halkıyla birlikte kararlı şekilde direnmeye devam ettiklerini kaydeden Abbas, Oldu bittiler karşısında teslim olmayacağız, diz çökmeyeceğiz; ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun, 1948'deki Filistin Nekbe'sinin tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz dedi. 60 binden fazla kişi öldü, 1 milyon 700 binden fazla kişi evsiz bırakıldı Abbas, ABD Başkanı Joe Biden'dan saldırılara son vermesi için İsrail'in zorlanması konusundaki sorumluluğunu üstlenmesini istedi. Filistin Devlet Başkanı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının yeniden başladığını, aynı saldırıların işgal altındaki Batı Şeria ile Filistin'in başkenti Doğu Kudüs'te de devam ettiğini, Filistin halkına yönelik soykırım savaşı ile saldırgan tehcir planlarının sürdüğünü vurguladı. Abbas, Gazze Şeridi'ndeki bu vahşi saldırıların çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 60 binden fazla can kaybı, yaralı ve kayba yol açtığını; 1 milyon 700 binden fazla insanın zorla yerinden edilerek evsiz bırakıldığını hatırlattı. İsrail'in Batı Şeria ve Kudüs'teki saldırılarının daha az tehlikeli ve korkunç olmadığını belirten Abbas, İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin katletme, etnik temizlik, saldırı, gözaltı, kuşatma ve altyapının tahrip edilmesi eylemlerine devam ettiğini belirtti. Gazze Filistin'in ayrılmaz bir parçası İsrail hükümetinin uygulamalarında faşizmin ulaşılabilecek en uç noktasına ulaştığını vurgulayan Abbas, uluslararası toplumun yapıcı ve etkili bir müdahale girişiminde bulunmaması durumunda, işlerin düzeltilemeyecek noktaya geleceği uyarısında bulundu. Abbas, birinci önceliğin saldırıların kalıcı şekilde durdurulması ve Gazze'deki halkın tüm insani ihtiyaçlarının güvence altına alınması olduğunu ifade etti. Gazze'nin Filistin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu yineleyen Abbas, tüm siyasi çözüm önerilerinin başkenti Kudüs olan Filistin devleti topraklarının tamamını kapsaması gerektiğinin altını çizdi. Filistin Devlet Başkanı, askeri çözümlerin güvenlik, barış veya istikrar getirmediğini ve getirmeyeceğini vurguladı. Tarihi Filistin toprakları üzerinde 14 Mayıs 1948'de İsrail'in kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kalan Filistinliler, o günü büyük felaket anlamına gelen Nekbe olarak isimlendiriyor.
6,903
26,230
MİT ve Mersin polisinden ortak DEAŞ operasyonu: 2 tutuklama
MİT Başkanlığı koordinesinde Mersin polisi ile birlikte terör örgütü DEAŞ mensuplarına operasyon düzenlendi. 2 kişi tutuklandı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/mit-ve-mersin-polisinden-ortak-deas-operasyonu-2-tutuklama-834542.html
MİT Başkanlığı koordinesinde Mersin Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekiplerce DEAŞ terör örgütü mensuplarının eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik operasyon gerçekleştirdi. Zanlıların, geçmişte DEAŞ içerisinde faaliyet yürüttüğü, Mersin'de hücre evi yapılanması arayışında oldukları ve diğer üyelere barınma ile nakdi yardımda bulundukları tespit edildi. Gözaltına alınan 2 kişi tutuklandı.
2,713
17,240
BM raportörleri, İsrail'e silah satışının derhal durdurulması çağrısında bulundu
Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, Gazze'de kullanılacağı ve uluslararası hukuku ihlal edeceği gerekçesiyle İsrail'e silah satışının derhal durdurulması çağrısında bulundu.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/bm-raportorleri-israile-silah-satisinin-derhal-durdurulmasi-cagrisinda-bulundu-839649.html
BM raportörlerince, İsrail'e silah satışının yasaklanmasına ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Gazze'de kullanılacağı ve uluslararası hukuku ihlal edeceği gerekçesiyle İsrail'e silah satışı derhal durdurulmalı. ifadesinin yer aldığı açıklamada, tüm ülkelerin, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve uluslararası hukuk uyarınca silahlı çatışmanın taraflarının uluslararası insancıl hukuka saygı duymasını sağlaması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, ihracatçı ülkeler, silahların hukuku ihlal edecek şekilde kullanılması hedefi bulunmasa veya bu şekilde kullanılacağını kesin bilmese de açık bir risk olduğu sürece bu tür satışların yasak olduğu hatırlatıldı. Hollanda'da temyiz mahkemesinin, uluslararası insancıl hukuk ihlalleri sebebiyle İsrail'e F-35 savaş uçağı parçalarının satışının durdurulması kararının memnuniyetle karşılandığı bildirilen açıklamada, mahkemenin, parçaların uluslararası insancıl hukukun ciddi ihlallerini gerçekleştirmek veya bu ihlalleri kolaylaştırmak için kullanılmasına ilişkin açık bir risk olduğunu tespit ettiği hatırlatıldı. Açıklamada, 7 Ekim 2023'ten bu yana 29 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğü ve 69 binden fazla kişinin yaralandığı hatırlatılırken, İsrail'in, uluslararası hukuka uyma yönünde defalarca yapılan çağrılara kayıtsız kaldığına işaret edildi. Silah Ticareti Anlaşması'na taraf ülkelerin, silahların uluslararası suçların işlenmesinde kullanılacağını bilmeleri veya transfer edilen silahların ciddi uluslararası insancıl hukuk ihlallerinde kullanılabileceğine dair ağır basan bir risk olması halinde silah ihracatını reddetmeleri yönünde ek anlaşma yükümlülüklerinin bulunduğu aktarılan açıklamada, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin de AB'nin silah ihracatı kontrol yasasına tabi olduğu vurgulandı. Açıklamada, İsrail'e silah ambargosu ihtiyacının, Uluslararası Adalet Divanının 26 Ocak'ta Gazze'de soykırım riski konusunda makul kanıtlar bulmasının ve o zamandan bu yana sivillere yönelik ciddi zararın devam ettiğine ilişkin aldığı kararların ardından daha da arttığı bildirildi. BM özel raportörleri BM özel raportörleri, İnsan Hakları Konseyinin özel mekanizmaları olarak tanınan sürecin bir parçası olarak biliniyor. BM İnsan Hakları sistemindeki bağımsız özel mekanizmalar, Konseyin belirli bir ülkenin durumunu veya dünyanın herhangi bir yerindeki tematik sorunları ele alan bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak öne çıkıyor. Kurumun bünyesinde bulunmayan özel mekanizmaların uzmanları, gönüllülük esasına göre ve bağımsız şekilde çalışmalarını yürütüyor.
2,113
10,554
Kurtulmuş, Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğuna saldırıyı kınadı
TBMM Başkanı Kurtulmuş, terör örgütü PKK yandaşlarının Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğu binasına yaptığı saldırıyı kınayarak, "On yıllar boyunca hem Avrupa toplumlarıyla uyumlu hem de milli kimliğini koruyarak ayakta kalmış olan güçlü Türk diasporasını parçalamayı hiç kimse başaramayacaktır" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/kurtulmus-turkiyenin-hannover-baskonsolosluguna-saldiriyi-kinadi-847262.html
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik provokasyonlara bir yenisinin eklendiğini ve Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğuna saldırıda bulunulduğunu belirtti. Bu alçakça eylemi gerçekleştirenleri telin ediyor, vatandaşlarımıza ve başkonsolosluk mensuplarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. ifadelerine yer veren Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu: Ülkemizde milletimizi birbirine düşürmeye çabalayan terör örgütünün yurt dışı uzantılarının hadsiz ve mütecaviz tavırlarını, Avrupa ülkelerindeki yöneticilerin engellemeleri gerektiğini ve Türk toplumunun can ve mal emniyetini sağlamak zorunda olduklarını bir kez daha hatırlatıyoruz. On yıllar boyunca hem Avrupa toplumlarıyla uyumlu hem de milli kimliğini koruyarak ayakta kalmış olan güçlü Türk diasporasını parçalamayı hiç kimse başaramayacaktır.
2,907
6,604
Bu hafta 7 film vizyona girecek
Bu hafta Kenneth Branagh'ın yönetmenliğini üstlendiği ve başrolünde yer aldığı "Nil'de Ölüm" haftanın iddialı gerilim filmi olarak öne çıkıyor.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/bu-hafta-7-film-vizyona-girecek-653664.html
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 3'ü yerli 7 film sinemaseverlerle buluşacak. Uncharted Tom Holland, Mark Wahlberg, Antonio Banderas, Sophia Ali ve Tati Gabrielle'nin başrollerini paylaştığı Uncharted, aksiyon ve macera tutkunlarını sinema solanlarına çekmeyi amaçlıyor. Bir hazine avcısı olan Nathan Drake'i odağına alan video oyun serisinin sinema uyarlaması filmde, ana karaktere Tom Holland hayat verirken, Nathan'ın mentoru Victor Sullivan'ı ise Mark Wahlberg canlandırıyor. Ruben Fleischer'in yönetmenliğini üstlendiği film, yetenekli genç hırsız Nathan Drake'nin, 500 yıl önce Ferdinand Magellan'ın kaybettiği bir serveti kurtarmak için deneyimli hazine avcısı Victor Sully Sullivan tarafından işe alınmasını ve ikili için bir soygun olarak başlayan işin bir yarışa dönüşmesini konu ediniyor. Evlen Benimle Jennifer Lopez, Owen Wilson, Sarah Silverman ve Chloe Coleman'ın başrollerinde oynadığı Evlen Benimle, romantik komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday filmler arasında yer alıyor. Yönetmen koltuğunda Kat Coiro'nun oturduğu yapımda, Lopez müziğin süper starı Kat Valdez rolünde, Owen Wilson ise matematik öğretmeni Charlie Gilbert rolünde, evlenmeye ve birbirlerini daha sonra tanımaya karar veren iki yabancıyı canlandırıyor. Nil'de Ölüm Kenneth Branagh'ın yönetmenliğini üstlendiği ve başrolünde yer aldığı Doğu Ekspresinde Cinayetin devam filmi Nil'de Ölüm, Agatha Christie'nin 1937 yılında yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlandı. Sevilen dedektif Hercule Poirot'nun karşılaştığı yeni bir cinayet vakasını konu edinen filmde, başarılı oyuncuya Gal Gadot, Emma Mackey, Armie Hammer ve Rose Leslie başrolde eşlik ediyor. Senaryosu Michael Green tarafından kaleme alınan filmin konusu özetle şöyle: Belçikalı dedektif Hercule Poirot'un göz alıcı nehir vapurunda geçen Mısır tatili, mükemmel görünen bir çiftin huzurlu balayı trajik bir şekilde yarıda kesilince korkunç bir katil arayışına dönüşür Bergman Adası Mia Hansen Love'ın yönettiği Bergman Adası adlı filmde, Tim Roth, Mia Wasikowska, Vicky Krieps ile Grace Delrue rol aldı. Fransız film yönetmeni Mia Hansen Love'ın son filmi olan yapım, hem kendine hem Bergman'a göndermelerle dolu, aşk, kayıplar ve Bergman sevgisini ele alan bir dram türü olarak izleyici karşısına çıkıyor. Yapım, yeni filmlerinin senaryosunu yazmak için bir adaya giden sinemacı çiftin hikayesini konu ediniyor. Malazgirt 1071 Özgür Bakar ve Bilal Kalyoncu'nun yönetmenliğini yaptığı dönem filmi Malazgirt 1071 yerli aksiyon meraklılarının ilgisini çekmeye aday. Cengiz Coşkun, Haluk Piyes, Caner Kurtaran, Vildan Atasever ve Hasan Küçükçetin'in başrollerinde oynadığı yapım, Anadolu tarihinin önemli savaşlarından Malazgirt'in hikayesini ele alıyor. İsmetse Olur Umut Kaya'nın yönettiği, Turan Özdemir, Ayça Ekin Beğen, Melis Buse Betkayan ve Aytaç Özgür gibi isimlerin rol aldığı, yerli komedi filmi İsmetse Olur, Kısmetli köyüne bir grup yabancının gelmesiyle gelişen olayları anlatıyor. Lietli: Cin Kabilesi Cemal Aşkın Alpçetin ve Can Yelkenciler'in birlikte yönettiği Lietli: Cin Kabilesi haftanın tek yerli korku filmi olarak vizyonda sinemaseverlerin karşısına çıkıyor.
1,417
25,014
Motosikletin devrilmesiyle patlayan silah kuzenini öldürdü
İzmir'in Bornova ilçesinde motosikletin devrilmesiyle belindeki silahın ateş alması sonucu kazara kuzenini öldüren kişi gözaltına alındı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/motosikletin-devrilmesiyle-patlayan-silah-kuzenini-oldurdu-840653.html
Kazım Dirik Mahallesi'nde Eren Güney G. (24) idaresindeki motosiklet ile arkasında bulunan kuzeni M.G. (23) bir marketin önünde durdu. Bu sırada motosikletin devrilmesi sonucu henüz belirlenemeyen bir nedenle M.G'nin belinde bulunan tabanca ateş alıp kuzeni Eren Güney G'nin başına isabet etti. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Eren Güney G'nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Olayın ardından kaçan M.G, polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı.
1,497
26,999
Rize'de otomobil ile hafif ticari araç çarpıştı: 6 yaralı
Rize'nin Derepazarı ilçesinde, otomobil ile hafif ticari aracın çarpışması sonucu 6 kişi yaralandı.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/rizede-otomobil-ile-hafif-ticari-arac-carpisti-6-yarali-830840.html
Rize'nin Derepazarı ilçesinde Hamza Bacıoğlu idaresindeki otomobil, Karadeniz Sahil Yolu Rize istikametinden Trabzon istikametine seyir halindeyken, Derepazarı döner kavşaktan Karadeniz Sahil Yoluna dönüş yapan Ahmet Kaya yönetimindeki hafif ticari araçla çarpıştı. Kazada, sürücüler ile Meryem Tuana, Fatoş Aysima, Melisa ve Merve Kaya yaralandı. Yaralılar, Rize Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.
3,482
18,709
Texas'ta ulusal muhafızlar bu hafta da görev başında
ABD Yüksek Mahkemesinin kaldırılması yönünde aldığı karara rağmen Texas ulusal muhafızları, bu hafta da sınır güvenliği mesaisini sürdürüyor.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/texasta-ulusal-muhafizlar-bu-hafta-da-gorev-basinda-832934.html
ABD Başkanı Joe Biden ve hükümetine karşı sınır anlaşmazlığı konusunda direnen Texas Valisi Greg Abbott'un emriyle hareket eden ulusal muhafızlar, yeni haftanın başlamasıyla Eagle Pass bölgesindeki güvenlik çalışmalarını yoğunlaştırdı. Düzensiz göçmenlerin ABD'ye giriş için en çok tercih ettiği Shelby Park bölesine konuşlanan eyalet muhafızları, günün ilk ışıklarıyla Rio Grande Nehri'nde devriye turlarına ve jiletli telleri yerleştirmeye başladı. Eyalet askerleri, düzensiz göçmenlerin tellerin altından açmaya çalıştıkları minik tünelleri de kapattıklarını, birçok sığınmacının sınırı geçmek için özellikle havanın kararmasını beklediğini belirtiyor. Biden hükümeti ile Texas Valisi Abbott arasındaki anlaşmazlık Texas Valisi Abbott, Biden yönetimini, sınır güvenliği konusunda yeterli önlem almamakla suçlayarak, düzensiz göçmenlerin ABD'ye geçmek için çoğunlukla tercih ettiği Eagle Pass kentindeki sınır bölgesine yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda dikenli tel çekilmesini emretmişti. Biden yönetimi de sınır güvenliğinin federal hükümetin yetkisi içinde olduğunu belirterek, dikenli tellerin kaldırılması için ABD Yüksek Mahkemesine başvurmuştu. Yüksek Mahkeme, Meksika sınırının Rio Grande Nehri boyunca çekilen dikenli tellerin kaldırılmasına hükmetmiş ancak Texas Valisi Abbott'un bu karara uymayacağını açıklaması üzerine Biden hükümeti ile arasındaki anlaşmazlık tırmanmıştı. Texas ulusal muhafızları, mahkeme kararına rağmen 23 Ocak'ta ABD sınır devriyesinin işini yapmasına izin vermemiş, dikenli telleri yerleştirmeye devam etmiş, 25 Cumhuriyetçi eyaletin valileri de ortak bildiriyle Texas'ın yanında olduklarını açıklamıştı.
3,582
24,432
Ankara'da bazı yollar trafiğe kapatılacak
Ankara Emniyet Müdürlüğü, bugün bazı yolların araç trafiğine kapatılacağını duyurdu.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/ankarada-bazi-yollar-trafige-kapatilacak-843468.html
Ankara Emniyet Müdürlüğü sosyal medya hesabından bugün kapatılacak bazı yollar hakkında bilgi verdi. Yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: 12.03.2024 tarihinde saat 13.30'da düzenlenecek bir program ile ilgili olarak, 12.03.2024 tarihinde saat 00.00'dan itibaren program sona erene kadar, Denizciler Caddesinin Anafartalar Caddesi ile Adnan Saygun Caddesi arasında kalan bölümü ve buraya açılan cadde/sokakların tamamının çift yönlü, Acıçeşme Sokak, Çatalca Sokak ve Çanakkale Sokağı'nın tamamının çift yönlü, Anafartalar Caddesi'nin Hisar Parkı Caddesi kesişimi ile Denizciler Caddesi kesişimi arasında kalan bölümünün Denizciler Caddesi'ne gidiş istikameti tek yönlü, Şehit Teğmen Kalmaz Caddesi'nin Yakut Sokak kesişimi ile Anafartalar Caddesi kesişimi arasında kalan kısmının tek yönlü araç trafiğine kapatılacağından vatandaşlarımızın mağdur olmamaları için öncelikle toplu taşıma araçlarını kullanmaları basına ve kamuoyuna duyurulur.
915
1,439
YKS ek tercih süreci başladı
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ek yerleştirme tercih işlemleri bugün başladı. Adaylar, şehit ve gazi yakını, 34 yaş üstü kadınlar ile depremzedeler için ayrılanlar da dahil yaklaşık 163 bin kontenjan için tercih yapabilecek. Tercihler için son gün 17 Eylül.
Eğitim
https://www.trthaber.com/haber/egitim/yks-ek-tercih-sureci-basladi-794895.html
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 1 Eylül 2023 tarihinde sona eren üniversite kayıt süresi içinde kayıt yaptırmayanlar ya da boş kalan kontenjanlar için YKS adaylarına verilen ikinci şans dönemi ek yerleştirmeye ilişkin esaslar ve kontenjanların yer aldığı 2023-YKS Yükseköğretim Programları Ek Yerleştirme Kılavuzu'nu ön bilgilendirme amacıyla yayımladı. YKS merkezi yerleştirme ve ek yerleştirme kılavuzlarından ve istatistiklerden derlediği bilgilere göre, 2023-2024 öğretim yılı için yükseköğretim programlarına ek yerleştirme tercihleri saat 14.00 itibarıyla başladı ve 17 Eylül'e kadar sürecek. 2023-YKS ek yerleştirmede tercih yapabilmek için adayların 2023-YKS yerleştirme puanlarının hesaplanmış olması gerekiyor. Adaylar, tercih yapma hakları bulunan tablolardan 24'ü geçmemek üzere istedikleri sayıda tercih yapabilecek. Bu yıl 1 milyon 63 bin 807 aday, YKS 2023 birinci yerleştirmede herhangi bir yükseköğretim programına yerleşti. Toplam 162 bin 980 ek kontenjan için tercih yapılabilecek Verilen kayıt süresinin ardından kaydolmayan aday ve boş kalan kontenjan sayısı da belli oldu. Buna göre, şehit ve gazi yakını, depremzede ile 34 yaş üstü kadın ek kontenjanları hariç tutulduğunda, bu yıl herhangi bir programa yerleşemeyen adaylar için 150 bin 119 ek kontenjan bulunuyor. Bunun yanında şehit ve gazi yakını ek kontenjanı 3 bin 236, depremzede ek kontenjanı 2 bin 621 ve 34 yaş üstü kadın kontenjanı 7 bin 4 olmak üzere 12 bin 861 ek kontenjan mevcut. Bu kontenjanlar dahil edildiğinde YKS için adaylar, verilen ikinci şans döneminde toplam 162 bin 980 ek kontenjan için tercihte bulunabilecek. Kontenjanların yüzde 99. 8'i dolmuştu Geçen yıl 3 milyon 243 bin 334 adayın başvuru yaptığı YKS'ye bu yıl yüzde 9'a yakın artışla 3 milyon 527 bin 443 aday başvurmuştu. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde ikamet eden öğrenciler için yaşadıkları ildeki üniversitelerde 24 bin 677 ek kontenjan ayrıldı. Daha önce yükseköğretim imkanlarından faydalanma fırsatı bulamamış 34 yaş üstü kadınlara, devlet yükseköğretim kurumlarında da yaklaşık 21 bin ek kontenjan verildi. Şehit ve gazi yakınları için bu yıl ilk defa vakıf yükseköğretim kurumlarında 3 bin 774 kontenjan ayrıldı. Örgün eğitim veren yükseköğretim programlarında (açıköğretim hariç) toplam kontenjan bu yıl 923 bin 411 olmuştu. Söz konusu kontenjanlara bu yıl 898 bin 24 aday yerleşti. Bu verilere göre, toplam yerleşen sayısı geçen yıla göre 47 bin 393 kişi arttı. 34 yaş üstü kadın, depremzede, şehit ve gazi yakını kontenjanı hariç tutulduğunda genel kontenjanların doluluk oranı yüzde 99. 8 olarak gerçekleşmişti.
371
27,053
Adana'da otomobil park halindeki tıra çarptı: 2 ölü
Adana'nın merkez Sarıçam ilçesinde bir otomobil park halindeki tıra arkadan çarptı. Yaşanan kazada 2 kişi yaşamını yitirdi.
Türkiye
https://www.trthaber.com/haber/turkiye/adanada-otomobil-park-halindeki-tira-carpti-2-olu-830668.html
Orhangazi Mahallesi Adnan Kahveci Bulvarı'nda Selçuk Şimşekli idaresindeki otomobil, park halindeki tıra arkadan çarptı. İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Şimşekli'nin yaşamını yitirdiğini belirleyen sağlık ekipleri, yaralı Yemliha Nergis Yolcu'yu hastaneye kaldırdı. Yolcu, kurtarılamadı. Kazanın ardından bir süre trafiğe kapanan yol, çalışmaların ardından açıldı.
3,536
6,728
Beyoğlu’nun eskimeyen kalesi: Alkazar
Bir dönem sinema izleyicisinin gözde mekânı olan Tarihi Alkazar Sineması yenilenen yüzüyle kapılarını açtı. “Hope Alkazar” artık sinemadan çok daha fazlası.
Kültür-Sanat
https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/beyoglunun-eskimeyen-kalesi-alkazar-638613.html
Mağrip krallarının kalesi anlamına gelen Alkazar, yenilenen ve çeşitlenen sanat dallarıyla kapılarını açtı. Tarihi mekânda izleyici artık sinemadan çok daha fazlasını bulabilecek. Beş yıl süren restorasyonun ardından bünyesine kültür sanattan spora çeşitli etkinlikleri de dâhil eden Alkazar nisan ayına kadar sanatçı Refik Anadol’un “Alkazar Rüyası” adlı dijital sergisine ev sahipliği yapacak. Genç kuşağı sanat dallarıyla kendisine çekmeyi hedefleyen Alkazar, perdelerini açmak için de gün sayıyor. Hope Alkazar direktörü Bahar Türkay, tarihi sinemanın yeni yüzü ile ilgili çok heyecanlı. “Hope Alkazar’ın odağında aslında gençlere umut ve ilham vermek olduğu için o anlamda da heyecan verici bir gelişme olarak sunuyoruz diyebilirim.” Alkazar’ın yeni konseptinin arkasında pek çok profesyonel ekip rol almış. “Hope Alkazar’da çok fazla program ortağımız var. Hareket, spor etkinlikleri, kültür sanat etkinliklerini birlikte kurguladığımız. Başka Sinema ile de sinema tarafında bir ortak çalışmamız var. Dolayısıyla düzenli olarak gösterimlerimiz de başlayacak. Keza hem bu salonda hem alanın diğer mahallerinde çeşitli müzik, dans, spor, hareket, kültür sanat, tiyatro, performans çalışmaları, yaratıcı atölyede çeşitli yaratıcı atölye çalışmaları olacak.” “Özellikle gençlere umut vermek, ilham olmak önemli.” Bu etkinliklerle Alkazar artık bir sinema olmanın çok ötesinde. Türkay, farklı alanlarda gençlerin yapmak istedikleri ile ilgili mekânın önemli bir platform olacağı görüşünde. “Aslında çok fazla fikri, yapmak istediği çok fazla şey olan kişiler, gençler var. Ama alan olarak sıkışmışlık zaman zaman hepimizin hissettiği bir şey. O anlamda Hope Alkazar’da birlikte bir şey yapmak için, çeşitli grupların, toplulukların tanışıp burada içerik üretmesi için, kendilerini nasıl var etmek istiyorlarsa o halleriyle yapacakları şeyler için burası bir platform olsun istiyoruz. O yüzden özellikle gençlere umut vermek, ilham olmak önemli. Bütün programlamamızı da kafamızın bir tarafında da hep bu anlamda ne söylüyor bu içerik diye düşünerek yapmaya çalışıyoruz.” Alkazar’ın rüyası Alkazar bir rüya görseydi bu ne olurdu? Tarihi mekânda bu sorunun da yanıtı var. Türkay'ın anlattıklarına göre yanıt hem eğlenceli hem de öğretici. “Alkazar Rüyası deneyimi, 20 dakikalık aslında bir deneyim. Refik Anadol stüdyonun ortaya attığı soru aslında, ‘Alkazar bir mekân olarak bir rüya görseydi, nasıl bir rüya görürdü?’ sorusu üzerine hazırlanmış bir dijital deneyim. Yaklaşık 150 tane Türk sinema tarihinde yeri olan, toplumsal hafızada bizim için de önemli olan bir seçkinin yapay zekâya yüklenmesi ve onun üzerine ortaya çıkan dijital görselleştirme ve yerleştirmeden oluşuyor ilk deneyim. Burada önemli olan kısım tabii ki işin içinde sinemanın olması. Çünkü eski bir sinema salonundayız. Dolayısıyla zaten işin bağlamı da buna yerleşiyor. Deneyimin ikinci bölümündeyse, interaktif olarak sizin vücut hareketlerinizin yapay zekâ tarafından algılanıp eş zamanlı tepki vermesinden oluşan bir interaktif deneyim söz konusu. O da aslında ilk defa olan, izleyicilerle ilk defa paylaşılan bir deneyim. Orada da aslında siz birey olarak hem eserin içine girmiş oluyorsunuz, hem de yapay zekâyla eş zamanlı o algoritmayla iletişime geçmiş oluyorsunuz.” Adını tarihten alan Alkazar sineması yeni yüzü, yeni konseptiyle Beyoğlu'nda ziyaretçilerini bekliyor. Görünen o ki Alkazar burçlarında sanatın bayrağını daha uzun süre dalgalandıracak.
1,541
11,043
Bakan Göktaş ABD'deki Türk vatandaşları ile bir araya geldi
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bazı Avrupa ülkeleriyle ABD'de de aile ataşeliği açmayı planladıklarını belirterek, "Aile Eğitim Programı'nı 2012’den beri Türkiye de uyguluyoruz. Bu programın farklı bir modelini yurt dışındaki vatandaşlarımıza sunmak için çalışmalarımızı başlattık" dedi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-goktas-abddeki-turk-vatandaslari-ile-bir-araya-geldi-843222.html
Göktaş, BM Kadının Statüsü Komisyonu Toplantıları için geldiği New York'taki Türkevi'nde, Türk vatandaşları ile buluştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek sözlerine başlayan Göktaş, Bugün burada Anadolu’nun sıcaklığı, sevgisi ve muhabbeti var ama aynı zamanda gurbet de var diye konuştu. Kendisinin gurbetin ne anlama geldiğini çok iyi bilen kişiler arasında yer aldığını dile getiren Göktaş, Büyükelçiliklerimizin kapısı vatandaşlarımıza sonuna kadar açık, taleplerini net bir şekilde ifade edebiliyor, büyükelçilerimize, başkonsolosluğumuza her aradığında ulaşabiliyor. Sizler zaman zaman yurt dışında gurbette olduğunuzu hissedebilirsiniz ama her zaman sizinle olan bir devletiniz ve arkanızda duran bir ülkeniz var. ifadelerini kullandı. Yurt dışındaki vatandaşların hassasiyetlerini yakından takip ettiklerini belirten Göktaş, şöyle konuştu: Ülkesinden uzakta vatandaşlarımızın aile bağları kırgınlaşabiliyor veya yaşadıkları ülkelerde çocuklarını yetiştirmede yetkililerle sorunlar yaşayabiliyorlar. Bizler de 2015’te aile ataşeliklerini kurduk, hizmet vermeye başladık. Önümüzdeki dönemde bazı Avrupa ülkeleri ile ABD’de de bunu açmayı planlıyoruz. Aile ataşeliklerimiz vesilesiyle hem ülkemizdeki aile politikaları hem de sosyal devlet olmanın getirdiği bütün hassasiyetleri vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Ailenin güçlü olması, evlatlarımızın temeli sağlam bir zeminde büyümesi ve geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlanması demektir. Bunun için yürüttüğümüz faaliyetlerin başında Aile Eğitim Programı gelmektedir. Bu programları 2012’den beri Türkiye de uyguluyoruz. Bu programın farklı bir modelini yurt dışındaki vatandaşlarımıza sunmak için çalışmalarımızı başlattık.” Daima yanınızdayız Türkiye'ye yönelik yurt dışındaki tehditlere karşı o ülkelerdeki vatandaşların duruşlarının önemine vurgu yapan Göktaş, şunları kaydetti: Burada yaşayan vatandaşlarımızın kardeşlik bağıyla birbirlerine kenetlenmesi ülkemizi daha da güçlü kılacaktır. Birliğimiz, Türkiye’ye kast eden her türlü örgüt ve yapılanmaya karşı özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın savunucusu olacaktır. Beraberliğimiz, ülkemizin bu yapılanmalara karşı haklı davasında milletimizin sesi olacaktır. Bu anlamda yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza hizmet veren, destek olan tüm kuruluşlarımıza ve okullarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yurt dışında yaşayan siz kıymetli vatandaşlarımızın her alanda ortaya koyacağı başarı Türkiye’yi daha güçlü kılıyor. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna olan inancımız artıyor. Biz de devlet olarak her daim sizin yanınızda olmaya, her türlü desteği vermeye hazırız. Evlatlarımızın geleceği, ülkemizin geleceği, milletimizin geleceği için her türlü fedakarlığa hazırız. Diğer konuşmacılar Türkiye’nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş’ı ve beraberindeki heyeti Türkevi’nde ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını belirtti. Bakan Göktaş’ın ABD’deki temaslarının önemine işaret eden Özgür, ABD’deki Türk diplomatik misyonları eliyle yürütülen ve kadınların gelişimine katkı sağlayabilecek çalışma ve projelere yönelik de bilgi verdi. Özgür, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ve diğer ilgili kurumların bu noktadaki katkıları dolayısıyla yetkililere teşekkür etti. Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Sedat Önal da Bakan Göktaş ile beraberindeki heyetin BM’de katıldıkları toplantıların çok önemli olduğunu anlattı. Önal, Bakan Göktaş ile beraberindeki heyeti misafir etmekten memnuniyet duyduklarını ve Göktaş’ın BM’de Türkiye’nin kadın hakları ve kadınların toplumsal rolü ile ilgili görüş ve tezlerini dile getirecek olmasının çok önemli olduğunu belirtti. Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği görevine yakın zamanda resmen başlaması beklenen Önal, Türkevi’nin ABD’deki tüm Türkler için de değerli bir buluşma mekanı olduğunu ve adının ifade ettiği gibi gerçek anlamda bir “Türk evi” olduğunu vurguladı. Önal, Türkevi’nde bu hafta kadınlara yönelik faaliyetlere devam edileceğini de sözlerine ekledi. Toplantıya ABD’deki Türk vatandaşlarının yanı sıra TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan ile KEFEK Başkanvekili ve AK Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal da katıldı. Bakan Göktaş, toplantı sonrası New York'ta, First Robotics Competitions'a (FRC) katılarak Türkiye’yi başarıyla temsil eden İstanbul Tenzile Erdoğan İmam Hatip Lisesi kız öğrencilerinden oluşan robot takımı ile sohbet etti, öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
3,396
12,817
Bakan Koca'dan Fatih Camii'ndeki saldırıda yaralananlara ilişkin açıklama
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul Fatih Camii'nde bıçaklı saldırıya uğrayan imam Galip Usta ve cami cemaatinden Bilal Erdem'in tedavilerinin sürdüğünü, hayati tehlikelerinin bulunmadığını bildirdi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-kocadan-fatih-camiindeki-saldirida-yaralananlara-iliskin-aciklama-827567.html
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, X sosyal medya platformundan dün bıçaklı saldırıya uğrayan Fatih Camii İmamı Galip Usta ve cami cemaatinden hafız Bilal Erdem'in sağlık durumuna ilişkin açıklama yaptı. Bakan Koca, açıklamasında şunları kaydetti; İstanbul Fatih Camii imam hatibi Galip Usta hoca ve cami cemaatinden hafız Bilal Erdem dün akşam bıçaklı bir saldırıya uğradı. Kendilerine, cami cemaatine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Üç yerinden yara alan Galip Usta hoca, Bezmiâlem Üniversitesi Hastanesinde olayın hemen akabinde ameliyata alınmıştır. Halen yoğun bakımdadır, yarın servise çıkarılması planlanmaktadır. Bir yerinden yara alan hafız Bilal Erdem’in tedavisi kaldırıldığı Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi cerrahi yoğun bakım servisinde devam ediyor. Damarlarında zedelenme ve aktif kanaması bulunmuyor. İki hastamızın da durumunda hayati bir tehlike yok. Tedavilerini yakından takip ediyorum. Güven ve teslimiyet mekanı olan bir ibadethanede, bir camimizde yaşanan son derece üzücü olay sebebiyle tüm şiddet olaylarını kınamak, şiddete karşı tavır almak hepimizin boynunun borcudur. Hastalarımıza tekrar acil şifalar diliyorum.
5,170
18,066
İsrail güçleri işgal altındaki Batı Şeria'da 15 Filistinliyi gözaltına aldı
İsrail güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria'ya düzenlediği baskında 15 Filistinlinin gözaltına alındığı bildirildi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/israil-gucleri-isgal-altindaki-bati-seriada-15-filistinliyi-gozaltina-aldi-835884.html
Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinin ortak açıklamasında, İsrail güçlerinin Batı Şeria'daki Filistinlilerin evlerine gece baskınları yaptığı belirtildi. İsrail askerleri, Doğu Kudüs, Ramallah, Tukerim, Nablus ve Eriha kentlerinde düzenlediği gece baskınlarında en az 15 Filistinliyi gözaltına aldı. İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da gözaltına aldığı Filistinlilerin sayısı 6 bin 940'a yükseldi. İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim'den bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarında artış yaşanıyor. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 387 Filistinli hayatını kaybetti.
2,939
16,887
İsrail'de yerel seçimlerde büyük kentlerde belediye başkanları koltuklarını korudu
İsrail'de salı günü gerçekleştirilen yerel seçimlerde kesin olmayan sonuçlara göre seçmenini sandığa götürmeyi başaran ultra Ortodoks (Haredi) Yahudi adaylar öne çıkarken, İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesi ile Tel Aviv Belediye Başkanları değişmedi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/israilde-yerel-secimlerde-buyuk-kentlerde-belediye-baskanlari-koltuklarini-korudu-841074.html
İsrail'in Gazze'ye devam eden saldırıları ve Lübnan ile kuzey sınırındaki çatışmaların gölgesinde 27 Şubat'ta düşük katılımla gerçekleşen yerel seçimlerde, tabanını sandığa götürmeyi başaran Ultra Ortodoks (Haredi) Yahudi listelerin üstünlüğü kesin olmayan sonuçlara göre öne çıktı. Haredilerin yaşadığı mahalleler seçim katılım oranlarının en yüksek olduğu bölgeler oldu. Haredi kenti Bney Brak, yüzde 66 ile seçim katılım oranı en yüksek kent oldu. İsrail'e bağlı Kudüs Belediye Meclisi'nde Ultra Ortodokslar kesin olmayan sonuçlara göre 30 sandalyeden 17'sini alarak mevcut Belediye Başkanı Moshe Lion'un koltuğunu beş yıllığına daha garantiledi. Aşırı sağcıların listesi de Kudüs'te 3 sandalye elde etti. Söz konusu sonuçların kent meclisinde daha Yahudi şeriatına uygun politikaları beraberinde getirebileceği yerel basında değerlendiriliyor. İsrail'in en liberal kenti ve ekonomik dinamosu Tel Aviv'de, kesin olmayan sonuçlara göre Ron Huldai, 20 yıldır sürdürdüğü belediye başkanlığı görevini koruyacak. Yahudi ve Arap nüfusun yaşadığı sahil kenti ve İsrail'in en büyük üçüncü şehri Hayfa'da zirvedeki iki isim yüzde 40 barajını aşamadı, dolayısıyla Belediye Başkanlığı için ikinci tur seçimleri yapılacak. İsrail'in sahildeki Tel Aviv'e komşu Holon kentinde son 30 yıldır Belediye Başkanlığı yapan Moti Sasson, iki muhalif siyasi partinin desteğiyle yüzde 43 oy alan Shai Kenan'a koltuğunu bıraktı. Yine kesin olmayan sonuçlara göre işgal altındaki Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerini bünyesinde barındıran Samiriye Bölge Meclisi Başkanı Yossi Dagan, yüzde 80 oy alarak koltuğunu korudu. Kızıldeniz kıyısındaki Elyat, Akdeniz liman kentleri Askalan (Aşkelon), Usdud'da (Aşdod) mevcut belediye başkanları yeniden seçildi. İsrail genelinde, seçmenini sandığa götürmeyi başaran Haredilerin nüfus yoğunluğu olan kentlerde belediye meclislerinde daha fazla koltuk elde ettiği aktarıldı. Gazze saldırısı Lübnan ile çatışma riski gölgesinde düşük katılım İsrail Merkez Seçim Komitesi'nin açıkladığı rakamlara göre, seçimlere katılım oranı yüzde 49'da kaldı. Bir önceki yerel seçime (2018) katılım oranı yüzde 56 olarak kaydedilmişti. İsrail'in Gazze'ye yaklaşık 5 aydır aralıksız devam eden saldırıları, kuzeyde Lübnan Hizbullahı ile çatışma riski, Gazze'deki İsrailli esirlerin durumu, güvenlik, ekonomik ve siyasi gündemin gölgesinde gerçekleşen seçimlere katılım düşük seyretti. İsrail İçişleri Bakanlığının verilerine göre, ülkedeki 7. 2 milyon kayıtlı seçmenden 400 bini kayıtlı olduğu sandık bölgesinde bulunmadığı için posta yoluyla oy kullandı. Çift zarf ismi verilen bu oyların sayımı zaman aldığı için kesin sonuçların ilerleyen günlerde açıklanması bekleniyor. Bunun yanı sıra silah altına alınan 300 bin İsrail askeri, bazıları Gazze Şeridi içi ve çevresi, Lübnan sınırı, işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail ordusunun kurduğu 775 sandığın yanı sıra 150 kadar da mobil sandıkta oy verdi. Bu oyların da ilgili yerel meclislere dağıtılmasının kesin sonuçların açıklanmasını geciktirdiği aktarılıyor. İsrail'in Gazze çevresi ve Lübnan sınırında tahliye ettiği belde ve şehirlerin yer aldığı 14 yerel yönetimde ise seçimler yapılmadı. Buralarda yaşayan İsrailliler, 19 Kasım'da oy kullanacak.
1,760
13,204
Bilal Erdoğan: Bu kültürel bilinçlenme öz güvene katkı sağlayacaktır
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Batı otoriteleri Rusya'yı cezalandıracağım diye genç sporcuları cezalandırıyor. İsrail apaçık soykırıma imza atarken İsrailli sporcularla ilgili benzer bir tavrı Batı ve uluslararası spor otoritelerinden göremiyoruz." dedi.
Spor
https://www.trthaber.com/haber/spor/bilal-erdogan-bu-kulturel-bilinclenme-oz-guvene-katki-saglayacaktir-838068.html
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, Geleneksel sporların ihyası parolasıyla Antalya'da gerçekleştirdikleri 6. Etnospor Forumu kapsamında, değerlendirmelerde bulundu. Sporun birleştirici gücüne inanmak istediklerini belirten Erdoğan, bir yandan Ukrayna'daki savaş bir yandan Filistin'deki İsrail soykırımının olduğunu dile getirdi. Erdoğan, çifte standardın ortasında kaldıklarını aktardı. Rus sporcular uluslararası etkinliklere kabul edilmiyorlar. Batı otoriteleri Rusya'yı cezalandıracağım diye genç sporcuları cezalandırıyor. İsrail apaçık soykırıma imza atarken İsrailli sporcularla ilgili benzer bir tavrı Batı ve uluslararası spor otoritelerinden göremiyoruz. Bu etkinliğimiz davetler itibarıyla maalesef bu tür gelmeler, gelmemeler noktasında bizi de etkiledi. Sporu bu tür tartışmaların dışında tutacağız herkesin birbiriyle konuşabildiği bir araya gelebildiği gençlerin fiziksel etkinlikleri için kötü alışkanlıklardan uzak durmak için korunduğu, korunaklı bir alan olduğunu düşüneceğiz. Eğer sporu siyasi bir araç haline getirecekse Batı, o zaman bunda uyguladığı çifte standartları biz dünyaya haykırmak zorundayız. Bugün eğer bir soykırımdan dolayı sporcular cezalandırılacaksa İsrailli sporcuların ülkelerinde çıkamaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu da Batı'nın çifte standartlarının bir göstergesi. Biz yine de davet edebildiğimiz kadar çok ülkeden bakan davet ediyoruz. İrtibata geçebildiğimiz kadar çok üniversiteyle geleneksel spor federasyonuyla irtibat kurmaya çalışıyoruz. Erdoğan, dünyanın kültürel zenginliğini korumak için mücadele verdiklerini vurgulayarak, toplumların kendi kültürlerini öz güvenle yaşayıp, yaşatabilmelerini, toplumlararası karşılıklı saygının oluşması için olmazsa olmaz bir koşul olduğunu düşünerek bunu yaptıklarını aktardı. Erdoğan, mücadeleye devam edeceklerini bildirdi. Umuyorum bu kültürel bilinçlenme öz güvene katkı sağlayacaktır. Dünyanın küçük ülkelerinin bile kendilerine has kültürleri, özellikleri var. Bunları yaşatabilirlerse saygı görebileceklerini düşünüyorum. Yani illa dünyadaki saygı görmek bir yere gelmek için Batı'ya yaranmak, Batı gibi olmak, Batı'ya benzemek gerekmediğini artık tüm dünyanın öğrenmesi gerektiğinin zamanın geldiğini düşünüyorum. Katılımcı bakanlarla iyi niyet belgesi imzalanması Her forumda katılan bakanlar iyi niyet belgesi imzaladıklarına değinen Erdoğan, imza atan bakan sayısının her geçen yıl arttığına dikkati çekti. Erdoğan, diğer yandan forumda 60 federasyonla Dünya Etnospor Konfederasyonunun branşlarındaki uluslararası müsabaka kurallarının belirleyicisi olacağına dair belge imzalayacaklarını kaydetti. Bu konfederasyonumuzun dünya geleneksel sporlarına başka bir katkısı olacaktır Erdoğan, dolayısıyla uluslararası etkinlik yapıldığında Dünya Etnospor Konfederasyonundaki kural setinin kullanılacağına işaret etti. Bu konfederasyonumuzun dünya geleneksel sporlarına başka bir katkısı olacaktır. Bunu yaparken de branşın bütün federasyonlarını bir araya getiriyoruz. Kural setinde olması gereken konularda hepsinin söyleyeceklerini alıyoruz. Üzerinde anlaştıklarını kayda geçiriyoruz. Üzerinde anlaşamadıklarını da anlaştırma konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Hatta bunun da ötesinde belki bugüne kadar düşünülmemiş yönlerini de yani hakem eğitiminden antrenör eğitimine varıncaya kadar standardizasyonda neler eksikse bunları da kapatmaya, boşlukları doldurmaya çalışacağız. Bu da geleneksel sporların dünyada kurumsallaşması, seyir zevkinin artması, kişi ve canlı sağlığına daha saygı içerisinde gerçekleşmesini teminat altına alacaktır. İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları Erdoğan, İsrail'in Filistin'de yaptığı katliamlara spor üzerinden çağrı yaparak, buradaki değerlerin, saygı, barış, dayanışma ve gelenek olduğunu belirtti. Biz geleneği yaşatarak karşılıklı saygının ve dayanışmanın oluşabileceğini ve bunun da dünya barışına katkı sağlayacağının mesajını vermeye çalışıyoruz. Ama bugün Gazze'de, Filistin'de, Batı Şeria'daki katliamları es geçmemek gerekiyor. Tüm dünya sisteminin barışa yönelik teminatların ayaklar altına alındığını görüyoruz. Hatta sporun barışa hizmet etmesine yönelik hayallerin suya düştüğünü görüyoruz. Bir taraftan Ukrayna Savaşı'nda Rus sporculara yapılanlar bir tarafta İsrailli sporculara yapılmayanlar. Eğer yapılacaksa İsrailli sporculara da yapılması gerektiğini, bu çifte standartların Batı'nın tüm saygınlığını değer verdiklerini söyledikleri tüm değerlerin aslında onlar için kullanışlı birer araç olduğunu göstermiş oluyor. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz.
77
22,508
İsrail, serbest bırakılması planlanan ikinci grup esirlerin isim listesini aldı
İsrail, Gazze'den bugün serbest bırakılması planlanan ikinci grup esirlerin isim listesini aldı. İkinci grupta daha fazla sayıda çocuğun yer almasının beklendiği ifade edildi.
Dünya
https://www.trthaber.com/haber/dunya/israil-serbest-birakilmasi-planlanan-ikinci-grup-esirlerin-isim-listesini-aldi-815571.html
İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde, Gazze Şeridi'nden bugün serbest bırakılması planlanan ikinci grup esirlerin adlarının yer aldığı listenin İsrail makamlarına ulaştığı bildirildi. Kadın ve çocuklardan oluşan 13 İsrailli esirin bugün serbest bırakılmasının planlandığı belirtilen haberde, ikinci grupta daha fazla sayıda çocuğun yer almasının beklendiği ifade edildi. İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün insani ara verilmesine ilişkin uzlaşma dün saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girmişti. Dün akşam saatlerinde Hamas 13 İsrailli esiri, İsrail de işgal altındaki Batı Şeria'daki İsrail hapishanesi Ofer'de bulunan 24'ü kadın, 15'i çocuk 39 Filistinliyi serbest bırakmıştı. Uzlaşı kapsamında, Hamas'ın elindeki 50 İsrailli esire karşılık İsrail hapishanelerindeki 150 Filistinli serbest bırakılacak. Serbest kalacak esirler her iki taraftan kadın ve çocuklardan oluşuyor.
7,381
9,783
Selçuk Bayraktar: Fergani Girişimi bu yıl ilk uyduyu fırlatacak
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Fergani Girişimi olarak ilk uydularını bu yıl uzaya fırlatmış olacaklarını söyledi.
Gündem
https://www.trthaber.com/haber/gundem/selcuk-bayraktar-fergani-girisimi-bu-yil-ilk-uyduyu-firlatacak-830250.html
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Taksim Meydanı'ndaki dome çadır” adı verilen dev kubbeli planetaryuma ilk Türk astronot Alper Gezeravcı'nın yolculuğunu takip etmek için gitti. Bayraktar, burada yaptığı açıklamada, bugün ilk Türk astronotun uzaya gideceğini vurgulayarak, TEKNOFEST'te milyonlarca gence bir çocuk gelsin, bir uçağa dokunsun, belki ileride ülkenin uzay programında çalışabilir fikrini aşılamaya çalıştıklarını söyledi. Bayraktar, Bütün bu emek, bütün bir gayret gök vatanda hür ve bağımsız olmamız için yürütüldü. Ülkemizin tam bağımsız müreffeh ve güçlü yarınları için yürütüldü. Bugün de yine havacılıkta ve uzayda tarihi bir ana tanıklık etmek için burada gençlerimizle birlikte, TEKNOFEST'in şampiyonlarıyla birlikte Taksim Meydan'ında o tarihi anı genç kardeşlerimizle izleyeceğiz. Dualarla geleceğe uzanan adeta bir kapı gibi böylesine bir günde dualarla büyük bir coşkuyla kutlayacağız diye konuştu. Türkiye’nin ilk uzay misyonu için geri sayım devam ediyor. BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, @trthaber'in sorularını yanıtlıyor.#GururDuyTürkiye???????? https://t.co/lH1dCH4zHZ Bu mücadele sürecek Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST'te yetiştirmeyi hayal ettikleri neslin böyle gençler olduğunu belirterek, şöyle devam etti: TEKNOFEST'i ilk yıllarda şöyle tanımlamıştık: 'Kızım astronot olsun, oğlum uzaya gitsin' diyenlerin festivali TEKNOFEST demiştik. Bugün de Alper abileri bir anlamda ülkemizin ilk astronotu onlara rol model olacak. Sadece astronotlukta veya pilotlukta değil, teknolojinin her alanında ülkemiz tam bağımsız ve müreffeh oluncaya dek bu mücadele sürecek. Burada az önce yapılacak deneylerden bir tanesi biyoteknoloji alanındaydı. Hatta öğrenci kardeşlerimizin önerdiği bir deney olduğunu da duydum. İnsanlığın ihtiyacı olan her alanda muasır medeniyetler seviyesinde ve hatta ötesinde teknolojinin mevcut olduğu yere değil, gelecekte gittiği yere çalışacak nesiller yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu amaç da büyük oranda TEKNOFEST'te hasıl oldu. O kuşak şimdi burada. İlk astronotumuzu, rol modellerini izlemeye geldi. Fergani Girişimi olarak ilk uydularını bu yıl uzaya fırlatmış olacakları bilgisini paylaşan Bayraktar, alçak yörünge takım uyduları üzerine çalıştıklarına dikkati çekti. Bayraktar, şunları kaydetti: Yörünge transfer araçları üzerine de çalışıyoruz. Biliyorsunuz ülkemiz, savunma sanayisinde büyük atılımlar başardı. Sadece insansız hava araçlarında değil. Bunun yanında fırlatma etki sistemlerinde, roket motorlarında da artık katı yakıtlı motorlarını yapabilir hale geldi. Daha çok savunma sanayisi alanında bunlar. Bizlerin de hedefi Fergani adlı girişim olarak fırlatma sistemlerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunun yanında kamunun kurduğu şirketler de var. Elbette bunlar böyle büyük sabır gerektiren stratejik projeler. Büyük sabır ve açıkçası büyük takımlarla adanmış takımlarla yapılan projeler. Aynen insansız hava araçlarımızda 20 yıldır katettiğimiz yol gibi. Aslında önemli olan o takım ve onun ruhu.
2,136
3,635
Hain planı canı pahasına engelleyen kahraman: Fethi Sekin
Terör örgütü PKK'nın 5 Ocak 2017'de İzmir Adliyesine yönelik düzenlediği saldırıda facianın önüne geçilmesi için canını siper eden şehit polis memuru Fethi Sekin, saldırının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen unutulmuyor.
Yaşam
https://www.trthaber.com/haber/yasam/hain-plani-cani-pahasina-engelleyen-kahraman-fethi-sekin-826481.html
İzmir Adalet Sarayının C Blok girişinde PKK'lı teröristlerce bomba yüklü araç ve uzun namlulu silahlarla gerçekleştirilen saldırıda örgüt mensuplarıyla girdiği çatışmada şehit olan polis memuru Fethi Sekin ve saldırıda kurşunların isabet etmesi sonucu şehit olan adliye çalışanı Musa Can, şehadetlerinin yıl dönümünde anılıyor. Adliye önünde motosikletli trafik polisi olarak görev yaparken teröristlerin planını gerçekleştirmesini engelleyen ve tüm Türkiye'nin kahramanı olan Fethi Sekin'i arkadaşları meslek aşkı, yardımseverliği ve neşeli tabiatıyla hatırlıyor. Hiçbir menfaat, karşılık beklemeyen bir cengaverdi Fethi Sekin ile yaklaşık 15 yıl mesai arkadaşlığı yapan emekli trafik polisi Şahin Çevik, şehit polis memurunun adının verildiği caddede, her yıl 5 Ocak'ta yüreğinin burulduğunu, üzüldüğünü ancak arkadaşıyla gurur duyduğunu anlattı. Fethi Sekin'i mükemmel üstü bir insan olarak tanımladığını ifade eden Çevik, Fethi farklı bir insandı. Çok sevecen, yardımsever, 10 numara bir insandı. İnsanlara hep yardım etmek isteyen, yardım ederken hiçbir menfaat, karşılık beklemeyen bir cengaverdi. Her yere koşan bir insandı dedi. Fethi Sekin ile uzun yıllar sabah 07.30'dan akşam 19.30'a kadar birlikte görev yaptıklarını, aynı noktada nöbet beklediklerini aktaran Çevik, Adliye önündeki o kocaman caddenin üzerinde beraber görev yapardık. Çok anılarımız var. Hatıralarımızda yaşıyor. Unutmam mümkün değil. Öyle bir insanla arkadaşlık yaptığım için de gurur duyuyorum. Çünkü gerçekten unutamayacağımız bir arkadaşımızdı. İyi olduğu kadar çok şakacı da bir insandı. diye konuştu. Freni patlayan tıra müdahale Çevik, Sekin'in telsiz anonsundan geçen olayları dikkatle takip ettiğini, bir an önce müdahale etme gayreti içinde olduğunu belirterek, bu konuda unutamadığı bir anısının olduğunu anlattı. İzmir Adliyesi önünde çalışırken 2014 yılında telsizden Manisa'dan gelen bir tırın frenlerinin patladığı, yokuş aşağı kontrolsüz şekilde ilerlediği ihbarı geldiğini anlatan Çevik, Fethi hemen atladı motoruna gidiyordu. Ben, 'Senin görev yerin burası, ne işin var orada?' dedim. 'Abi gideyim, ben çabuk giderim, belki daha önce yetişirim, uyarabildiğim kadar aracı uyarayım.' demişti. Fethi motoruyla son sürat olay yerine gidip tır oraya gelmeden bir sürü aracı yoldan çekerek büyük bir kazayı önlemişti diye konuştu. Sekin'in duyduğu tüm olaylara müdahale etmeye çalıştığını, kendisinin de ona kızdığını vurgulayan Çevik, 'Bu İzmir'i sen mi kurtaracaksın?' derdim. İzmir'de çok çok büyük bir olayı önlemiş oldu. Orada olayın büyümesini önledi. Çok insan bunu fark etmiyordur belki ama çoğu insanın yapamayacağı yapıp, kendisini ölüme attı. Aracın arkasında siper edip karşı tarafı oyalayabilirdi. Ama ne yaptı? Resmen üzerlerine yürüdü. Alsa unutamayacağımız bir kardeşimiz. Olay sanki daha dün olmuş gibi. ifadelerini kullandı. Şehit polis Fethi Sekin Şehit polis Fethi Sekin, 1973'te Elazığ'ın Baskil ilçesine bağlı Doğancık köyünde doğdu. Lise eğitimi sonrası girdiği Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulundan 1995 yılında mezun olan Sekin'in ilk görev yeri Kilis oldu. Bingöl'e 1999'da tayini çıkan Sekin, kentte 3 yıl görev yaptıktan sonra 2002'de İzmir'de görevlendirildi. Fethi Sekin, büyük bir kahramanlık gösterdiği İzmir'de yaklaşık 9 yıl Motosikletli Şahinler Timi'nde çalıştı. Evli ve 3 çocuk babası Sekin, İzmir Adliyesinde mesleğini titizlikle yapıp, gönüllerle taht kurdu. Şehadet günü Saldırı planlayan PKK'lı 2 terörist, bomba ve silah yüklü otomobille 5 Ocak 2017'de saat 16.00 civarında İzmir Adliyesi önüne geldi. Sürücü koltuğundaki terörist, aracın direksiyonunu kırıp otomobiliyle İzmir Adliyesi C Kapısı önünde bulunan polis memuru Oğuzhan Batuhan Atik'e çarptı. Planları dahilinde olmadığı anlaşılan bu olayla panikleyen teröristler, eylemi gerçekleştirmek için bomba yüklü araçtan inip yaya olarak uzaklaştı. Caddenin karşısına geçen teröristler, bomba yüklü otomobili patlattı. Patlama sesi üzerine bölgede görevli polis memuru Fethi Sekin, tereddüt etmeden teröristlerle çatıştı. Teröristlerden birini etkisiz hale getiren Sekin, diğer teröristin bir aracın arkasından AK-47 (Kalaşnikof) silahla açtığı ateş sonucu vurularak şehit oldu. Fethi Sekin'i şehit eden terörist de polis tarafından etkisiz hale getirildi. Teröristlerde 2 AK-47, RPG-7 roketatar, TNT, 8 roketatar mühimmatı, el bombaları bulunduğu tespit edildi. İsmi ölümsüzleşti Kahramanlığın sembol ismi olan Fethi Sekin, 7 Ocak 2017'de memleketi Elazığ'ın Baskil ilçesine bağlı Doğancık köyünde son yolculuğuna uğurlandı. Hain saldırının ardından adliyeye gelen İzmirliler, Türk bayraklarıyla teröre karşı birlik mesajı verdi. Adliye önünde saldırı ve çatışmanın yaşandığı İslam Kerimov Caddesi'nin ismi, Şehit Polis Fethi Sekin olarak değiştirildi. Yurt genelinde birçok yere şehit polisin adı verildi, böylece Fethi Sekin ismi ölümsüzleştirildi. Türkiye çapında birçok spor organizasyonu Fethi Sekin anısına yapıldı. Memleketi Elazığ'daki şehir hastanesine ve İzmir'deki bir okula da adı verilen Sekin'in ismi, cadde ve sokaklardan parklara, okullardan kütüphanelere kadar birçok yerde yaşatılıyor. Şehit adliye çalışanı Musa Can Şehit Musa Can, 1969 yılında Tokat'ın Turhal ilçesine bağlı Çayıraltı köyünde doğdu. Evli ve 3 çocuk babası olan Can, daha önce Tekel'de çalışırken kurumun kapatılması sonrası İzmir Adliyesinde görev yapmaya başladı. 48 yaşında şehit olan Musa Can, 12. Asliye Ceza Mahkemesinde 5 yıl önce çalışmaya başladı, emekliliğine kısa bir süre kala İzmir Adliyesi C kapısı önündeki terör saldırısında evrak taşıdığı sırada silah seslerini duyması üzerine camdan bakıp, bir kurşunun isabet etmesi sonucu şehit oldu. Can'ın cenazesi 7 Ocak 2017'de Uzundere Cemevi'nde düzenlenen törenin ardından Uzundere Mezarlığı'nda toprağa verildi.
198