target
stringlengths
17
232
feat_Abstract
stringlengths
327
3.62k
text
stringlengths
590
6.6k
feat_PaperTextLength
int64
303
818
feat_PaperAbstractLength
int64
45
442
evaluation_predictions
sequence
Yarı kurak bölgelerde sentetik açıklıklı radar (mikrodalga) görüntüleri ile toprak neminin tahmini
toprak neminin konumsal ve zamansal olarak dağılımı kurak ve yarı kurak bölgelerde kuraklık izlemesi ürün sulama planlaması ürün tahmini gibi havza seviyesindeki tarımsal uygulamalarda anahtar bir parametredir . ayrıca radar uydu görüntüleri çeşitli bölgeler için toprak ve bitki örtüsü dağılımının mekansal ve zamansal olarak ortaya konulmasını sağlamak için kullanılmaktadır . aktif mikrodalga sensör sistemleri kullanarak yüzey toprağı neminin tahmini araştırmacılar koruma planlamacıları ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını izleyen karar vericiler için yararlı bilgilerden biridir . bu çalışma yarı kurak iklime sahip altınova tarım işletmesi arazisinde seçilen altmış dört kilometrekarelik test alanı topraklarında yürütülmüştür . dört farklı zamanda elde edilen sentetik açıklıklı radar görüntülerinin gerisaçılım değerleri ve yüzey toprağı nemi arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır . bu amaçla altınova tarım işletmesine ait dört sar görüntüsü kullanılmıştır . eş zamanlı olarak farklı noktada m aralıklarla yüzey toprak örnekleri cm den alınmış ve çalışma alanı boyunca gravimetrik yöntem kullanılarak yüzey toprağının nemi belirlenmiştir . her örnekleme periyodu için yüzey toprağı nem dağılım haritaları ordinary kriging kullanılarak üretilmiştir . toprak nem dağılım haritalarına göre ağustos verileri çalışma alanı boyunca diğer örnekleme dönemlerine kıyasla yüzey toprağı neminde en fazla değişiklikleri göstermiştir . bu nedenle çalışma alanı boyunca gerisaçılma ile toprak nemi içeriği arasındaki ilişkinin diğer sar veri sonuçlarından daha iyi olduğu bulunmuştur .
toprak nemi birçok hidrolojik ve doğal süreçlerin anlaşılmasında önemli bir etmendir . kutilek ve nielsen zaman alıcı masraflı ve iş gücü gerektirmesi nedeniyle pek mümkün değildir . radar görüntüleri çok geniş bir kullanıcı grubuna hizmet etmektedir . ers sar verilerinden yararlanarak toprak nemi ve sar sinyalleri arasında doğrusal bir ilişki olduğunu tespit etmek için operational metodology kullanmışlardır . kalibrasyon aşamasında sar sinyallerindeki vejetasyon etkisini çıkarmak için yer gözlemleme çalışması yapmışlardır . iç anadolu bölgesinin doğu boylamları ve kuzey enlemleri arasında yer alan ortalama deniz seviyesinden m rakıma sahip olan altınova tarım işletmesi arazileri konya iline bağlı kadınhanı ilçesinin km kuzeyinde ankara ya km ve konya iline km uzaklıktadır . kültür altındaki alanlarda buğday arpa tritikale yonca mısır gibi ürünler yetiştirilmektedir . bunlar arasında buğday en fazla yetiştirilen üründür . elde edilen gravimetrik nem değerleri toprak örneklerinden elde edilen kuru hacim ağırlığı ve cm toprak derinliği değerleri dikkate alınarak mm su derinlik cinsine çevrilmiştir . toprak nem değerlerinin uzaysal değişkenliğinin belirlenmesi amacıyla elde edilen variogram göstergeleri kullanılarak arcmap . cbs yazılımı yardımıyla kriging yöntemine göre haritaları hazırlanmıştır . gamma ve lee filtreleme modelleri görüntü kirliliğinde en çok kullanılan yöntemlerin başında gelmektedir . bu çalışmada alınan radar görüntülerine lee ve gamma filtreleme işlemleri uygulanmıştır araştırmada kullanılan geo rektifikasyonu ve görüntü kirliliği giderimi işlemi yapılmış radar görüntülerinde toprak nem örnekleme noktalarına ait koordinat bilgileri o döneme ait görüntüler üzerine girilerek ilgili noktalardaki gerisaçılım değerleri belirlenmiştir . sigmanought değeri aynı zamanda saçılma katsayısı olarak da ifade edilmektedir . bu çalışmadan elde edilen sonuçlar toprak nem örnekleme sonuçları radar ile ilgili görüntü analizleri ve radar toprak nem ilişkisi olmak üzere başlık altında toplanmaktadır . buna paralel olarak dört nem örnekleme döneminde de çarpıklık değerinin altında olması nedeniyle sola çarpık ve normal dağılıma göre daha basık dağılımlar elde edilmiştir . deneme alanı nem değerlerinin dağılımları variogram parametreleri kullanılarak cbs yazılımı kullanılarak haritalanmış ve şekil te sunulmuştur . altınova tarım işletmesi nde km aralıklar ile ekili ve nadas alanlarında farklı derinliklerde yaptıkları toprak nem örnekleme sonuçlarına göre işletme genelinde kurak iklim koşullarına sahip olan bu bölgede nadas sistemi bitki gelişimine olumlu etki yaparak katkı sağladığını bildirmişlerdir . başka bir deyişle toprak nemi ile araştırma alanı toprak haritası birlikte değerlendirildiğinde toprak haritalama birimleri ile örtüşen alanlar olduğu görülmektedir . radar görüntülerindeki gri ton değerlerinin belirlenmesinde nem değerinden sonra en etkili parametre yüzey pürüzlülüğüdür bu alanlardaki gerisaçılım değerlerinin ağırlıklı ortalaması hesaplanarak toprak nem değerleri ile arasındaki ilişki ortaya konulmuştur . nisan tarihli radarsat uydu görüntüsünden elde edilen gerisaçılım değerleri ile toprak nem değerleri arasında istatistiksel olarak önemli düzeyde ilişki belirlenmemiştir . kurak iklim koşullarında yaptıkları ağustos tarihli radarsat uydu görüntüsünden elde edilen gerisaçılım değerleri ile toprak nem değerleri arasında pozitif yönde ve istatistiksel olarak önemli düzeyde ilişki belirlenmiştir . ers ve landsat tm uydu görüntüsü kullanarak yarı kurak alanda yürüttükleri çalışmada radarın gerisaçılım değerlerinin kuru toprak şartlarında pozitif ancak toprak neminin yüksek olduğu zamanlarda negatif bir korelasyon olduğunu bildirmişlerdir . özellikle kurak dönemlerde radar görüntüleri nem izlemede etkinliği artırmaktadır . diğer bir deyişle radar görüntülerinde renk tonu bilgisi ortamdaki hedef nesnelerin pürüzlülüğü yüksekliği dalga boyu geliş açısı ve polarizasyon gibi parametrelere bağlıdır .
568
214
[ 0, 3, 2, 29, 40, 2, 29, 2, 3, 162, 3, 7, 291, 3731, 63, 11211, 77, 221, 2168, 3 ]
Sulu Yetiştirme Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Verim Öğeleri ile Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi
bu çalışma bahri dağdaş uluslararası tarımsal araştırma enstitüsünde yılı yetiştirme döneminde ekmeklik buğday çeşidi ile sulu yetiştirme koşullarında tesadüf blokları deneme desenine göre tekerrürlü olarak yürütülmüştür . verim verim öğeleri ve bazı kalite özellikleri incelenmiştir . araştırmada elde edilen bulgular bitki boyu . cm başak uzunluğu . . cm başakta tane sayısı . . başakta tane ağırlığı . . g tane verimi . . kg da bin tane ağırlığı . . g hektolitre ağırlığı . . kg protein oranı . . zeleny sedimantasyon ml ve tane sertliği ise . . aralığında değişmiştir . yapılan istatistiki analizler sonucunda çeşitler arasında önemli farklılıklar bulunmuştur . bitki boyu başakta tane sayısı başakta tane ağırlığı hektolitre ağırlığı bakımından bozkır çeşidi en yüksek değere sahip olmuştur . başak uzunluğu ve bin tane ağırlığı bakımından en yüksek değer demir çeşidinde belirlenmiştir . tane verimi bakımından en yüksek değer yunus çeşidinde belirlenirken en yüksek protein oranı ve en yüksek zeleny sedimantasyon değeri sırasıyla karahan çeşidi ve gün çeşidinde elde edilmiştir .
toplam hasat alanı bakımından dünyada en yaygın yetiştirilen ürün olan buğday kuru ve sulu şartlarda ekmeklik buğdayda yürüttükleri çalışmalarda çevre etkisinin verimde ve kalite özelliklerinde farklılık oluşturduğunu belirlemişlerdir . zeleny sedimantasyon aacc a e göre analiz edilmiştir . bitki boyu bakımından ve başak uzunluğu bakımından çeşitler arasında farklılık istatistiki olarak önemli bulunmuştur . demir gün sönmez ve eraybey çeşitleri deneme ortalaması üzerinde bitki boyuna sahip olmuştur . buğdayda bitki boyunun çeşit farklılıklarına göre değiştiği konuyla ilgili yapılan çalışmalarda da belirlenmiştir . bilgin ve korkut kuşcu kaydan ve yağmur . başaktaki potansiyel tane sayısı sapa kalkma başlangıcı ile çiçeklenme arasındaki dönemde belirlenmektedir . çeşitlerin başakta tane ağırlığı . ile . g arasında değişmiş deneme ortalaması . g en yüksek başakta tane ağırlığı demir ve en düşük değer ise gerek çeşitlerinden elde edilmiştir . konya lokasyonunda yetiştirilen adet ekmeklik buğday çeşidinin ortalama tane verimi ve bin tane ağırlığına ait değerler çizelge te verilmiştir . dolayısıyla bölgelere uygun çeşitlerin belirlenmesine yönelik araştırmalar büyük önem kazanmaktadır sulu ekmeklik buğday genotipi yıllarında konya merkez ve çumra lokasyonlarında iki yıllık ortalamalarına göre bin tane ağırlıklarını gruplandırıldıklarında konya çeşidinin en yüksek göksu çeşidinin en düşük grupta yer aldığını tespit etmişlerdir . hektolitre ağırlığı buğdayın kalitesini belirlemede kullanılan en yaygın ve en basit ölçülerden biridir . çeşitlerin protein oranı . ile . arasında değişmiş deneme ortalaması . olup en yüksek protein oranı değeri karahan çeşidinde ve en düşük değer ise gerek çeşidinde elde edilmiştir . sertlik çeşit özelliği olup çevre şartlarından çok etkilenmeyen bir özelliktir . ekmeklik buğday çeşidi ile kuru koşullarda yaptıkları bir çalışmada çeşitler orta sert grupta yoğunlaşmış olup en sert çeşit dağdaş en yumuşak çeşitleri ise bayraktar ve süzen . olarak belirlemişlerdir . bu çalışmada orta anadolu bölgesine uygun olan ekmeklik buğday çeşidinin sulu koşullarda morfolojik ve bazı kalite özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır . çalışma sonucunda bitki boyu bakımından bozkır ve demir başak uzunluğu demir başakta tane sayısı bozkır ahmetağa ve konya başakta tane ağırlığı demir ve bozkır ve tane verimi bakımından yunus ve ahmetağa bin tane bakımından demir ve konya hektolitre ağırlığı bozkır protein oranı bakımından karahan zeleny sedimantasyon gün tane sertliği özelliğini incelediğimizde bayraktar ve gerek çeşitleri yumuşak grupta yer almışlardır .
537
152
[ 0, 3, 2, 29, 3, 162, 3, 7, 83, 76, 3, 1314, 1408, 40, 986, 9, 3, 15, 5848, 15 ]
BASEL III UZLAŞISININ GETİRDİKLERİ VE SÜRECİN TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ
global ya da ulusal krizler ülkenin ilk olarak finans sektöründe bozulmalara neden olurlar . sağlıksız bir finans sektörü de ülkenin tüm ekonomik sisteminin zarar görmesine yol açar . bu çalışmada küresel krizinin olumsuz sonuçları neticesinde ortaya çıkan finansal sorunların çözümü için yürürlüğe konan basel ııı kriterlerinin bankacılık sektörüne ne gibi yenilikler getirdiği incelenmiştir . kriterler uygulamaya konulduğunda türk bankacılık sektörünün sermaye yeterliliği bakımından ne durumda olduğu ve sektörün bugün geldiği nokta incelenmiştir . ayrıca basel ııı uzlaşısına yönelik ortaya konan eleştiriler ve uzlaşıdan duyulan endişeler çalışmanın diğer konu başlığıdır .
dünya üzerinde görülen ekonomik krizler finans sektörüyle her zaman doğrudan ilişkili olmuştur . politik sebeplerle birleşen bu durum türkiye nin finansal sistemini çökertmiştir . türkiye ekonomisi ve türk bankacılık sisteminin gelişmesi hızlı bir şekilde sürmektedir . kaldı ki basel ııı uzlaşısı basel ıı ye göre bazı konularda devrim niteliği taşıyan hükümler içermektedir . ancak amerika da ortaya çıkan son global kriz basel ıı süreci hakkında soru işaretlerini ortaya koyuyordu . buna göre daha yüksek kalitede sermaye zararı daha fazla giderebilen kapasite olarak tanımlanmıştır . ancak basel ııı kararları basel ıı nin tamamen ortadan kaldırılması için değil yılındaki küresel krizde ortaya çıkan basel ıı uygulamalarına ilişkin eksikliklerin tamamlanması için düzenlenmiştir . olası krizleri önlemeyi hedefleyen basel ıı kriterleri krizi önlemede başarılı oldu mu daha kaliteli sermayenin krizlerle mücadelede tek başına yeterli olamayacağını niceliksel olarak da sermaye miktarlarının arttırılması gerektiğini belirtmiştir . ekonomideki büyümeler ya da daralmalara göre değişkenlik göstermeyen rasyolar ile yeri geldiğinde kredi büyümesinin önü alınamıyordu . hızla buharlaşan likit varlıklar bu alanda da düzenlemeler yapılması gerektiğini ortaya koymuş ve bunun neticesinde panik dönemlerinde sıkıntı yaşanmaması adına basel komitesi ilk kez likidite kavramını düzenlemiştir . basel düzenlemeleri esas amacı bankaların risk yönetiminde verimliliğini artırmak ve küresel ve ulusal krizleri önlemeye veya tahribatını en aza indirmeye yönelik olarak hazırlanmaktadır . son yaşanan küresel krizin sonrasında hazırlanan basel ııı düzenlemeleri bankaların bulundurması gereken sermaye miktarını arttırmakla yetinmemekte ayrıca yeni düzenlemeler de getirmektedir . maddesinde oran için asgari seviye olarak öngörülmüş ancak pay ve paydaya ne yazılacağına ilişkin bilgi bankacılık düzenleme ve denetleme kurulu na bırakılmıştır . basel ııı ile getirilen sermayenin nitelik ve niceliğinin artırılmasına yönelik düzenlemeler bddk tarafından . . tarihinde yayımlanıp . . tarihinde revize edilen bankaların özkaynaklarına ilişkin yönetmelik ise bankaların özkaynak yapılarının zararları karşılama kapasitelerinin artırılmasına ilişkin hükümleri içermektedir . bunda bddk nın aşağıdaki uygulamalarının etkili olduğunu söylemek mümkündür hazar vd . örneğin kriz öncesi bankalarımızın sermaye yeterliliği yerlerde sürünmüyordu . yoksa bir bankaya yönelik mevduat çekilişi başladığında sermaye yeterliliğinin yüksek olması o bankayı tek başına kurtarmaya yetmez . bankaların sermaye yapılarının güçlendirilmesi yüksek borçlanma ve iflas risklerini azaltırken aynı zamanda olağanüstü durumlarda taahhütlerini yerine getirme imkanı da sağlamıştır . bununla da kalmayıp bankaların likit varlıkları üzerinde de düzenlemeler yapılmıştır . aksi durumda esnek politikalar güden ülkelere doğru bir arbitraj olması söz konusudur cangürel ve diğ . nitekim bddk sadece likidite karşılama oranı için şimdiye dek ve de olmak üzer üç farklı yönetmelik yayınlamıştır basel ııı kriterleri uygulama açısında da eleştirilmektedir . bu amaçla basel komitesi basel ııı ile finansal istikrarı sağlamak finansal sistemin esas aktörü olan bankalarla ile ilgili yaşanan kötü tecrübeleri yaşamamak veya asgariye indirmek için ortak kontrol ve denetim standartları belirlemiştir . elbette krizin etkileri henüz tamamen geçmese de artık büyüme oranlarındaki artışlar daha net bir şekilde görülebilmektedir .
478
86
[ 0, 3, 8931, 29, 1950, 3, 7, 1272, 157, 17, 4446, 1272, 63, 109, 160, 3, 1629, 348, 103, 2 ]
Çocukluk Döneminde Herpes Zoster Enfeksiyonu: 24 Olgunun Değerlendirilmesi
herpes zoster dorsal kök gangliyonlarında latent olarak kalan varisella zoster virüsünün reaktivasyonuyla oluşmaktadır . hz çocuklarda özellikle immünkompetan çocuklarda nadir görülmektedir . bu çalışmada dermatoloji polikliniğimizde hz tanısı alan çocukların demografik özellikleri klinik bulguları ve komplikasyonlarının incelenmesi amaçlanmıştır . dermatoloji polikliniğinde ekim eylül tarihleri arasında hz tanısı alan yaşından küçük hastaların verileri retrospektif olarak incelendi . hastalar yaş cinsiyet geçirilmiş varisella öyküsü varicella aşısı tetikleyici faktörler klinik bulgular eşlik eden hastalık immünsüpresif ilaç kullanımı enfeksiyonun ortaya çıktığı ay komplikasyon gelişimi ve tedavi açısından değerlendirildi . hz tanısı konulan çocuk hastanın i kız sı erkekti . hastaların ortanca yaşları yıl olarak saptandı . on altı hastada torakal dermatom tutulurken hastada servikal hastada servikotorakal ha tada lumbal dermatom tutulumları izlendi . hastalarımızın hiçbirinde disseminasyon gelişmedi . sekiz hastada bölgesel lenfadenopati saptandı . hastaların hemen tamamında kaşıntı ve veya ağrı yakınması mevcuttu . on sekiz hastada kaşıntı ve ağrı birlikteydi . hastalığı tetikleyebilecek faktörler olarak hastada emosyonel stres ateşli hastalık cerrahi operasyon ve uzun süreli açlık öyküsü vardı . hastaların hiçbirinde immünsüpresyon yaratacak bir hastalık veya ilaç kullanımı yoktu . en sık şubat ayında olmak üzere her mevsimde hz olguları görüldü . hastaların hiçbiri varisella aşısı olmamıştı . suçiçeği geçirme öyküsü hastaların sadece inde vardı . on beş hastaya sistemik antiviral tedavi verildi . hastalarda postherpetik nevralji veya majör bir komplikasyon görülmedi . hz sağlıklı çocuklarda da görülebilmektedir . erişkin hastalara benzer şekilde en sık torakal dermatom etkilenir . aile veya okul kaynaklı stres cerrahi operasyon ateşli hastalık ve oruç tutma gibi uz n süreli açlık sağlıklı çocuklarda hz nin gelişimini kolaylaştırabilir . sağlıklı çocuklarda hz ye bağlı postherpetik nevralji veya majör komplikasyon genellikle gelişmez .
varisella zoster virüs insan herpes virus ailesinin alfa herpes virus alt familyasında yer alan bir dna virüsüdür . bilgileri eksik olan hastalara telefon ile ulaşılarak eksik bilgileri tamamlandı . çalışma için fırat üniversitesi girişimsel olmayan araştırmalar etik kurulundan onay alındı . istatistiksel verilerin analizi için spss programı kullanıldı . hastaların ortanca yaşları yıl olarak saptandı . hastalarımızın hiçbirinde disseminasyon gelişmedi ve trigeminal dermatom tutulumu görülmedi . hastanın ağrı şikayetinin döküntüden önce hastanın döküntüyle beraber ve hastada ise döküntü sonrası başladığı tespit edildi . sistemik antiviral olarak hastaya asiklovir hastaya valasiklovir tedavisi uygulandı . hastalarda postherpetik nevralji veya majör bir komplikasyon görülmedi . yaşamın ilk yılından sonra suçiçeği geçiren çocuklarda hz yılda . olarak bildirilmektedir . gebelik sırasında varisella enfeksiyonu geçiren kadınların fetüsleri enfekte olabilir ve çocuk buna bağlı yaşamın ilk yıllarında hz geliştirebilmektedir . bizim hastalarımızda da immünsüpresyona sebep olacak ek bir hastalık yoktu . bizim çalışmamızda da emosyonel stres ateşli hastalık cerrahi operasyon ve oruç tutma gibi uzun süreli açlık hz yi tetikleyebilecek faktörler olarak tespit edildi . her immünsüprese hz li çocuktan en az birinin her sağlıklı hz li çocuktan en az birinin komplikasyonlar nedeniyle hospitalize edildiği bildirilmektedir . bizim hasta grubumuzda bu komplikasyonların hiçbiri gelişmedi . bu durumun hastalarımızın sağlıklı olması hastalarımızda herpes zoster oftalmikus gibi trigeminal sinir tutulumunun olmaması ve hasta sayımızın az olması ile ilişkili olduğu düşünülmüştür . suçiçeği son derece bulaşıcı olup damlacık yolu veya veziküler sıvı ile direkt kontakt ile bulaşabilmektedir . hz suçiçeği kadar bulaşıcı olmamasına karşın hz veziküllerindeki sıvıdan seronegatif bireylere vzv bulaşı olabilmekte ve suçiçeği gelişebilmektedir . bulaş riski lezyonlar krutlanana kadar devam etmektedir . diğer çalışmalardan farklı olarak çalışmamızda hastalarda kaşıntı ve ağrı yakınması eşit oranlarda görüldü . hz li bütün hastalarda antiviral tedaviler güvenli ve iyi tolere edilebildiği için göz önünde bulundurulmalıdır . ama özellikle yaşın üzerinde orta ya da şiddetli ağrı ve döküntüsü olanlarda ve gövde dışı dermatomların etkilendiği hastalarda önerilmektedir . pediatrik hastalarda kullanımı onaylanan antiviral tedavi asiklovirdir . hastalarımızın hiçbirinde postherpetik nevralji veya majör komplikasyon gelişmediği için çocuklarda hz in tedavisinde antiviral tedavinin komplikasyonları önlemede etkinliği konusunda değerlendirme yapmak mümkün olamamıştır . sonuç olarak nadir olmasına rağmen hz sağlıklı çocuklarda da görülebilmektedir .
349
268
[ 0, 3, 2, 40, 2, 1314, 51, 9, 3, 23, 8970, 77, 3, 89, 2, 1795, 3, 1272, 29, 23 ]
TÜRKİYE’DE ORMAN YOLLARI PLANLAMA VE YAPIM ÇALIŞMALARININ EKONOMİK VE YÖNETSEL DURUMU ÜZERİNE GÖRÜŞLER
bu çalışmanın amacı orman genel müdürlüğü nin orman yolları planlama ve yapım çalışmalarının ekonomik ve yönetsel durumunu incelemektir . bu kapsamda ısparta orman bölge müdürlüğündeki orman mühendisleri memurlar işçiler orman mühendisliği bölümü stajyer öğrencileri ve diğer meslek gruplarından oluşan beş farklı ilgi grubunun bakış açıları ortaya konulmuştur . çalışmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniğinden yararlanılmıştır . anket kişiye uygulanmıştır . anket sorularında li likert ölçeği kullanılmıştır . elde edilen verilerin değerlendirilmesi için spss istatistik paket programından yararlanılmış ve istatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi ölçüt alınmıştır . verilerin normal dağılıma sahip olmaması sebebiyle parametrik olmayan testlerden kruskal wallis testi ile veriler değerlendirilmiştir . araştırmada önemli bulgular olarak ogm nin kurum dışından ihale yoluyla yaptırdığı orman yolları maliyetleri fazladır . önermesine katılımcılar en çok oranla fikrim yok cevabını vermişlerdir . ayrıca ogm nin kurum içinde kendi imkanları ile yaptığı orman yollarının maliyeti fazladır . önermesine katılımcılar yine en çok oranla fikrim yok cevabını vermişlerdir . yol yapımı ile ilgili olarak hazırlanan ihale dosyalarında kazı ve dolgu miktarlarının proje hazırlanmadan sadece arazi keşfi ile düzenlenen tablolara göre birim fiyat ile ihale edilmesi yüklenici firmanın az kazanç ya da fazla kazanç elde ettiği tespit edilememektedir .
yüzölçümü ha olan ülkemizin yılı itibariyle toplam orman alanı ha olarak belirlenmiştir . orman alanları içerisinde normal verimli ormanlar ha ile ormanlık alanın . ini oluşturmaktadır . orman yolları birleşerek orman yol ağlarının ve yol sisteminin oluşmasını sağlarlar . bir orman topluluğundan elde edilecek her çeşit ürünü amaca uygun bir şekilde ve sürekli taşımaya her çeşit ormancılık hizmetlerini yapmaya ormanların çok yönlü fonksiyonel faydalarının gerçekleştirilmesine elverişli dere yolları yamaç yolları ve bağlantı yolları gibi birbirine bağlı birçok ana ve tali yolların tümüne birden orman yol ağı denilmektedir . böylece orman yollarının bugün olduğu gibi gelecekte de ormanların devamlı ve gerektiği gibi işletilmesini sağlayacak şekilde teknik ve ekonomik niteliklere sahip olması sağlanmış olur . orman yolları kuşkusuz ormancılık hizmetleri için gerekli olan ormancılık alt yapısının temel tesisini oluşturan ancak orman ekosistemi üzerinde ise kalıcı zararlara neden olabilen kompleks ve pahalı mühendislik yapılarıdır . ikincil veriler ise bu konuda yapılan çalışmalar ve kitaplar taranarak elde edilmiştir . anket verisinin değerlendirilmesinde spss . istatistik paket programından yararlanılmış ve istatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi baz alınmıştır . bu nedenle ilgi grupları arasında önermelere verilen cevaplar bakımından istatistiksel fark olup olmadığı parametrik olmayan testlerden kruskal wallis testi ile analiz edilmiş ve çapraz tablolarla görüş farklılıklarının hangi ilgi grubundan kaynaklandığı araştırılmıştır . sırada diğer orman yolları ormancılık faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesi için yararlanılan en önemli alt yapı tesisidir . önermesine ü kesinlikle katılmıyorum i katılmıyorum ü fikrim yok i katılıyorum ve sı kesinlikle katılıyorum orman yol ağlarının gelişmiş olması yangına müdahale etmede bize kolaylık sağlar . orman yolları ekolojik ekonomik ve sosyal açıdan bir hizmet sağlamaktadır . orman yol ağları planlanırken orman köylülerinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması kırsal kalkınmayı olumlu yönde etkiler . önermesine orman mühendisleri oranla ve orman işçileri oranla kesinlikle katılıyorum görüşü bildirerek diğer gruplardan ayrılmışlardır . orman mühendisleri ve orman işçileri yangın anında arazi de orman yol ağının yangın emniyet yollarına bağlantısının hayati bir öneme sahip olduğunun bilincinde olmalarından dolayı diğer gruplardan farklılık oluşturduğu düşünülmektedir . orman yolları planlarken fonksiyonel amaca göre kriterler belirlenmeli ve amaca uygun yol yapılması elzem önemlidir . orman yolu yapımı sırasında patlayıcı maddelerin kullanımı ve kayaların parçalanıp etrafa yayılmasıyla yaban hayatını olumsuz etkilemektedir . orman yolu yapımı sırasında patlayıcı maddelerin kullanımından kaçınılmalıdır . böylece orman köylüleri yöreye özgü ürünleri doğaseverlere pazarlama imkanı bulurlar . önermesine katılımcıların si katılıyorum ve ü kesinlikle katılıyorum diyerek toplamda oranla katılıyorum cevabını vermişlerdir . bu yönetmeliğin amacı bir orman topluluğunun entansif olarak işletilmesi için ekim dikim bakım kesim hastalık ve zararlılarla mücadele yangınlardan korunma veya yangınları söndürme gibi çeşitli ormancılık hizmetlerinin zamanında yöntem ve tekniğine uygun olarak yapılabilmesi ormanların çok yönlü fonksiyonel faydalarının hizmete sunulması için yapılacak orman yol ağı planlarını düzenlemek olarak belirtilmektedir . orman yolu yapımı aşamasında orman ekosistemi etkilenmemesi için hassas davranılmaktadır . orman içerisinde yaşayan yaban hayvanlarının gürültü ve hava şoklarına karşı nasıl tepki gösterdikleri veya yaşam alanlarını terk edip etmedikleri konusunda tür bazında belirli sınırlamaların verildiği kapsamlı bir çalışma yoktur . önermesine de yine en çok oranla fikrim yok cevabını vermişlerdir .
496
183
[ 0, 955, 348, 3, 63, 32, 195, 291, 2, 29, 2, 29, 3, 24065, 157, 3, 63, 11431, 40, 1272 ]
Kuvvet ve Hareket ünitesindeki kavram yanilgilarinin çalişma yapraklari ile belirlenmesi
bu çalışmanın amacı . sınıf öğrencilerinin kuvvet ve hareket ünitesi için hazırlanan çalışma yaprakları ile kavram yanılgılarını belirlemektir . araştırmada kuvvet ve hareket ünitesinin kazanımları ve ilgili alan yazın doğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanan adet çalışma yaprağı kullanılmıştır . geliştirilen çalışma yaprakları . sınıf öğrencisine programda belirtilen süresinde hafta boyunca uygulanmıştır . verilerin analizinde kavram yanılgılarını belirlemek amacıyla içerik analizi tekniği kullanılmıştır . sonuç olarak kuvvet ve hareket ünitesindeki kavramlarla ilgili öğrencilerdeki kavram yanılgıları belirlenmiştir . sıvı miktarı kaldırma kuvvetini etkiler . yüzen cisimlere etki eden kaldırma kuvveti cismin ağırlığından büyüktür . gibi kavram yanılgıları çalışma bulguları arasında yer alan yanılgılara örnek olarak gösterilebilir . bu çalışmanın kuvvet ve hareket konularındaki kavram yanılgılarını belirlemeyi hedefleyen öğretmen ve araştırmacılara yol göstereceği düşünülmektedir .
fen olayları insanların yaşamlarında önemli bir yere sahiptir . bu nedenle yapılandırmacı yaklaşımda öğrencinin ön bilgilerinin ne olduğuna hakim olmak öğretmenler için oldukça önemlidir . yukarıda kısaca bahsedilen kavram yanılgılarının oluşma sebepleri ile birlikte mevcut kavram yanılgılarının düzeltilebilmesi için bu yanılgıların neler olduğunun belirlenmesi de oldukça önemlidir . araştırma boyunca kullanılan çalışma yaprakları da bu amaca hizmet etmek için hazırlanmıştır . bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama yöntemi kullanılmıştır . araştırmanın çalışma grubu eğitim öğretim yılı birinci yarıyılında türkiye nin kayseri ilinde bulunan sosyoekonomik düzeyi iyi bir ortaokulda öğrenim gören . tüm konular hafta hafta fen programına uygun olarak işlenmiş ve toplamda adet olan çalışma yaprakları dersin son dakikasında dağıtılmıştır . bu yanılgıların yanında yazan sayılar kaç öğrencinin bu yanılgıya sahip olduğunu göstermektedir . ky askıda kalan cisimlerin yoğunluğu sıvının yoğunluğundan küçüktür . bu çalışma yaprağı ile fen ve teknoloji dersi sekizinci sınıf programındaki kuvvet ve hareket ünitesinin sıvıların ve gazların kaldırma kuvveti ile ilgili yedinci ve onuncu kazanımları hakkında öğrencilerdeki kavram yanılgıları tespit edilmeye çalışılmıştır . ky dengede olan cisimlere batan cisimlerin kabı ağırlaştırma miktarları eşittir . . ky yüzen cisimlere uygulanan kaldırma kuvveti cismin ağırlığından küçük olur . ky gazla doldurulmuş kapalı bir kaptaki balonun hacmi arttıkça gazın uyguladığı kaldırma kuvveti azalır ve balon aşağı iner . araştırmanın dokuzuncu çalışma yaprağı eşleştirme oyunu başlıklı bir materyaldir . burada tespit edilen kavram yanılgıları aşağıdaverilmiştir . ky bir sıvı içinde tabana sabit bir yay ile bağlı ve dengede duran bir balon düzeneğinde sıvı yoğunluğunun artması balona uygulanan basıncı değiştirmez . ky bir sıvı içinde tabana sabit bir yay ile bağlı ve dengede duran bir ba on düzeneğinde sıvı yoğunluğunun artması yay gerilmesini arttırır . ky yatalak hastaların su yatağına yatırılması gaz basıncı ile ilgilidir . ünal coştu nun çalışmasında da bu yanılgılara rastlamıştır sıvı miktarı arttığında cismin batan kısmı da artar azalır sıvı miktarı azaldığında yüzen cisim batar bir cisim az miktardaki sıvıda fazla batar çok miktardaki sıvıda az batar cismin sıvı içindeki durumunu sıvının hacmi belirler gibi . görülen kavram yanılgılarından bazıları alan yazında rastlanan asılı cisimlerin sıvıda bulundukları derinlik değiştikçe sıvının uyguladığı kaldırma kuvveti de değişir . ancak grubun büyük bölümünde bu durum tam tersi olarak bilinmektedir . bu yanılgıya akdemir in ve bozan küçüközer in çalışmalarında da rastlanmıştır katı basıncı sadece temas alanı ile ilişkilidir ve doğru orantılıdır . ayrıca bardaktaki meyve suyunu pipetle içmek sıvı basıncından ziyade gaz basıncı ile ilgilidir . bu çalışmada tespit edilen kavram yanılgıları öğretmenler tarafından derslerde daha fazla dikkate alınabilir . sınıf kuvvet ve hareket ünitesinindeki kavram yanılgılarının belirlenmesine yönelik olarak kullanılan çalışma yapraklarına ek olarak alternatif öğretim yöntemleriyle desteklenen farklı çalışmalar yapılabilir .
430
115
[ 0, 3, 2551, 1314, 17, 2, 52, 51, 9, 4940, 202, 658, 3, 10701, 1618, 2, 1618, 3664, 40, 2 ]
TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DİNLEDİĞİNİ ÖZETLEME BECERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
özetleme durumları ele alınmıştır . çalışma eğitim ve öğretim yılında gazi ve mustafa kemal üniversitesi türkçe eğitimi bölümü nde öğrenim gören dördüncü sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir . öğrenci özetleri başlık yazma bakış açısını doğru kullanma anlatım kipini doğru kullanma önemli bilgiyi seçme önemsiz bilgiyi silme metin dışı bilgiye yer vermeme tutarlı yazma ve kısaltma açısından değerlendirilmiştir . ayrıca özetler metin türü cinsiyet üniversite ve öğretim türü değişkenleri açısından da ele alınmıştır . bu amaçla bilgilendirici öyküleyici ve tartışmacı metinlerin her biri için ölçüt özet oluşturulmuş analizler araştırmacı tarafından geliştirilen özetleme stratejileri puanlama ölçeği kullanılarak gerçekleştirilmiştir . yapılan analizler sonucunda öğrencilerin genel olarak vasatın üstünde bir başarı gösterdikleri belirlenmiştir . öğretmen adaylarının başlık yazma metin dışı bilgiye yer vermeme tutarlı yazma ve kısaltma stratejilerini başarılı bir şekilde kullanabildikleri bakış açısını doğru kullanma anlatım kipini doğru kullanma önemli bilgiyi seçme ve önemsiz bilgiyi silme stratejileri konusunda yeterince başarılı olamadıkları anlaşılmıştır . öğrencilerin tartışmacı metni özetleme konusunda bilgilendirici ve öyküleyici metinlere göre daha başarılı oldukları tespit edilmiştir . çalışmada cinsiyet değişkeni açısından kızların üniversite değişkeni açısından ise gazi üniversitesi öğrencilerinin daha başarılı oldukları belirlenmiştir . öğretim türü bakımından ise birinci ve ikinci öğretim öğrencileri arasında anlamlı bir farka rastlanmamıştır .
özetleme türkçe sözlük te bir yazı veya sözü daha öz sözle anlatmak özünü vermek kısaltmak hülasa etmek şeklinde tanımlanmıştır . ona göre doğrudan alıntı kaynak metindeki önermelerin hiçbir değişikliğe uğramadan özet metne kopyalanması alıntı kaynak metindeki önerme gruplarının kimi birimlerinin silinmesi yoluyla daraltılarak özet metne aktarılmasıdır . özetlemede kullanılacak kip konusunda herhangi bir zorunluluk yoktur . geniş zaman özetleyen kişinin metne daha geniş bir açı ile bakmasına imkan tanıyarak ona kolaylık sağlamaktadır . aksi takdirde ortaya çıkan metnin özet olarak ifade edilmesi mümkün olmayacaktır . bu şekilde yapılan bir eylem özet değil de seçme sözler biçiminde adlandırılabilir . bu yönüyle ele alındığında özet metinde önemli görülen bilgilerin belli kurallar çerçevesinde düzenlenmesini kapsamaktadır . literatürde dinlediğini özetleme konusunda herhangi bir çalışmaya rastlanmaması bir eksiklik olarak görülmüş çalışmamız bu alandaki eksikliğin giderilmesine bir katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir . çalışmada nitel araştırma tekniklerinden doküman inceleme tekniği kullanılmıştır . bu aşamada öğrencilere sarı renkli a kağıtlar verilerek onlardan aldıkları notlardan hareketle metni özetlemeleri istenmiştir . başlık ölçüt özetlerin hepsinde başlık bulunmaktadır . tutarlı yazma ölçüt özetlerde konu bütünlüğü çelişkisiz olma cümle ve paragraflar arası uyum gibi niteliklerin bulunduğu belirlenmiştir . uzmanlardan gelen görüş ve öneriler doğrultusunda düzenlenerek ölçeğe son hali verilmiştir . böyle yapılmasında araştırmacının ilgili konuya daha hakim olması ve stratejilerin nasıl puanlanacağını başka bir araştırmacıya anlatmanın zaman alması etkili olmuştur . tablo te görüldüğü üzere üniversite öğrencileri en yüksek başarıyı metin dışı bilgiye yer vermeme ve başlık yazma da en az başarıyı ise önemsiz bilgiyi silme stratejisini kullanmada göstermişlerdir . bu konuda yapılan çeşitli çalışmaların bulgularıyla çalışmamızın bulguları örtüşmektedir . çalışmada öğrencilerin bilgilendirici öyküleyici ve tartışmacı metinlerde önemsiz bilgiyi silme konusunda oldukça başarısız oldukları tespit edilmiştir . bu konuda garner tarafından gerçekleştirilen çalışmadan elde edilen bulgular da çalışmamızı desteklemektedir . bu durum öğrencilerin orijinal metin dışında yer alan bilgilere özette yer vermeme konusunda bilinçli olmalarına bağlanabilir . yapılan analizler sonucunda bilgilendirici ve tartışmacı metin özetleme konusunda iki üniversite arasında herhangi bir farka rastlanmadığı ancak öyküleyici metin özetleme bakımından gazi üniversitesi öğrencilerinin mustafa kemal üniversitesi öğrencilerinden daha başarılı olduğu belirlenmiştir . diğer taraftan birinci ve ikinci öğretim öğrencileri arasında herhangi bir farkın oluşmaması üniversiteye giriş aşamasında var olan başarı farkının dört yıl boyunca verilen eğitimle giderilmesine ve öğrenci seviyelerinin denkleşmesine de bağlanabilir . öğrencilerin tartışmacı metin özetleme konusunda bilgilendirici ve öyküleyici metinlere göre daha başarılı oldukları çalışmadan elde edilen bir diğer sonuçtur . farklı bakış açılarıyla oluşturulmuş metinlerin öğrenciler tarafından nasıl özetlendiği konusu araştırılabilir . derslerde öğrencilere not alma ve özetleme becerilerini kavratacak etkinliklere ağırlık vermelidirler . not alma ve özetleme kişisel becerilerdir ve herkesin bilişsel farklılığına göre değişen kodlama biçimi vardır .
436
188
[ 0, 3, 2, 776, 17, 109, 526, 3, 11150, 157, 8970, 15, 3, 7, 1872, 172, 40, 1272, 157, 3 ]
ENDÜSTRİYEL ÜRETİM TESİSLERİ İÇİN ASİSTAN ROBOT ARAŞTIRMASI VE ANALİZİ
robot asistanlar üzerinde yoğun çalışmalar olduğu halde endüstride kullanılabilir formda endüstriyel bir ürün uygulamasına rastlanmamaktadır . öte yandan robot asistanlar artık yaşamın her kesimine girmekte işleri kolaylaştırmakta ve birlikte çalışma imkanları yaratılmaktadır . bu alandaki gereksinimi karşılamak için yeni bir ürün geliştirmek temel hedefimizdir . ancak bu ana amacı gerçekleştirebilmek için öncelikle endüstriyel üretim tesislerinde hangi çalışmalarda nasıl bir destek istendiğini ve çalışanların sosyal asistan robottan beklentilerini araştırmak ve analiz etmeye ihtiyaç vardır . bu çalışma bu bilgileri ortaya çıkarmak amacıyla kurgulanmış ve veriler analiz edilerek sonuçları değerlendirilmiştir . keşifsel bir veri analizi olan bu çalışma ülkemizdeki endüstriyel üretim tesislerinde çalışanların insansı robot teknolojisinden beklentilerini yansıtması ve yürütülecek sosyal asistan robot projelerine yön vermesi açısından önemlidir .
yılında george devol ün geliştirdiği endüstriyel amaçlı robot kolu için patent almasıyla başlayan robot çağı günümüzde dünya endüstrisini etkileyici bir döneme sürükler . robotlar üretimi arttırırken üretim süresini kısaltır maliyeti düşürürken kaliteyi yükseltir . world robotics raporuna göre robot kullanımı yıl içinde metal sanayinde elektrik elektronik sanayinde otomotiv sanayinde artmıştır . çin japonya kore amerika birleşik devletleri ve almanya robot marketin nü oluşturmaktadır . ilk defa cobot kavramını ortaya atmış geliştirdikleri prototip düzlemde hareket eden tek tekerlekli bisiklet pasif bir mekanizma tarafından dik tutulur ve operatör tarafından haptik bir arabirim ile kontrol edilir . hägele schaaf ve helms robot asistanların montaj taşıma işleme ve ölçme için kullanabileceğini belirterek robotdan robot asistana doğru gelişimde olması gereken adımları tanımlamıştır . işbirlikçi çalışma alanları için güvenlik güvencesini iki farklı uygulama katmanında incelemiştir insanlar ve robotlar arasında güvenli alan paylaşımına izin veren algoritmalar ve sensor füzyonundan ve çevresel veri analizinden veri toplanmasına olanak sağlayan teknolojiler . insan ve robot sertifikalı bir kamera sistemi kullanarak güvenliğin sağlandığı çitle çevrili olmayan bir hücrede bir arada bulunur . chen wan li mukherjee ve yin dijital fabrikanın mevcut yapısı nedeniyle imalat sanayisini geliştirmek için akıllı fabrikalar kurmak gerektiğini savunmuş ve çalışmasında ilk olarak akıllı fabrikalar için bir hiyerarşik yapı önermiş ve daha sonra temel teknolojileri fiziksel kaynak katmanı ağ katmanı ve veri uygulama katmanı açısından analiz edilmiştir . insan robot birlikteliği ile montaj işlemini tamamlayan bir laboratuvar deneyi sırasında insan ortağa öngörücü asistanlık sağlamak için yan görev tanımlama sistemi kullanan bir robot üzerine bu sistemi uygulamanın sonuçlarını rapor edilmiş ve sonuçlar serbest biçimli bir montaj senaryosu sırasında insan ortaklarına yardım sağlayan ve insanların robotların faaliyetleri ve kullanışlılığı konusundaki algısını arttıran böyle bir sistemin önemini göstermiştir . bu uygulama elle yapılırsa çalışanlar üzerinde yüksek fiziksel yük oluşmasına neden olur . hangi çalışmalarda ve ne tip bir destek istendiğini tespit edebilmek için hazırlanan anket otomotive ağırlıklı bir gruba uygulanmıştır . araştırma verileri olarak öncelikle anket örnek grubu tanımlanmıştır . çalıştığınız bölümü yazınız . yaşınız den büyük . cinsiyetiniz kadın erkek . eğitiminiz ilkokul ortaokul lise üniversite yüksek lisans doktora . sosyal asistan robotun sahip olması istenen yetenekler ile ilgili adet anket sorusunun seçenekleri az önemli önemli çok önemli olarak üçlü likert ölçeği ile ölçeklenmiştir . bu sorular üretim tesislerinde çalışanlardan alınan görüşler doğrultusunda genişletilmiş ve değiştirilmiştir . verilerin excel de düzenlenmesinin ardından spss programına aktarımları ve tanımlamaları yapılmıştır . verilerin tanımsal analizleri yapılarak frekans tablosu çıkarılmış ve çok önemli önemli ve az önemli olarak değerlendirilen beklentiler belirlenmiş ve pay grafikleri çizilmiştir . katkı sunan kişilerin i kaporta i kaynak ü ar ge ve si kalite güvence bölümlerinde çalışmakta ve i operatör i üretim sorumlusu i proses sorumlusu i bakımcı ü cıd kaynak monitörü ü elektrot atölyesi sorumlusu ü geliştirmen ü iş geliştirme ü kaynak takipçisi ü makine mühendisi ü teknik satış mühendisi ü trejektuar ü de yazılımcı olarak görev yaparken i öğrencidir . anketimizin ikinci bölümündeki sosyal asistan robottan beklentilerine ilişkin ifadelerden . . . . . . . . . . . . . . . . . . yeni iş başı yapmış operatörün yeterliliğini ölçsün ifadesinin çoklu mod değeri mevcuttur . robotik teknolojileri ülkemizde üretim tesislerinde montaj gibi tekrarlı işlemlerin yapılmasında yaygın olarak kullanılsa da endüstriyel üretim tesislerinde yapay zekaya sahip sosyal asistan robotlar kullanılmamaktadır .
560
111
[ 0, 3, 2, 40, 2, 29, 3, 157, 2, 7, 2920, 2, 52, 1460, 23, 63, 15, 17, 23, 3 ]
SAĞLIK YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN MOBİL GÜVENLİK FARKINDALIĞI VE DİJİTAL VERİ GÜVENLİĞİ FARKINDALIKLARININ BELİRLENMESİ
bu çalışmada sağlık yönetimi bölümünde okuyan ve temel bilgi teknolojileri dersine devam eden öğrencilerin mobil güvenlik ve dijital veri güvenliği farkındalığı ve aralarındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır . veriler bahar döneminde toplanılmıştır . soru formu sosyo demografik özelliklere ilişkin sorular öğrencilerin akıllı telefon güvenlik farkındalıklarını belirlemek amacıyla mobil uygulamalarda güvenlik farkındalığı anketi dijital veri güvenliği farkındalık düzeylerini belirlemek için dijital veri güvenliği farkındalığı ölçeği kullanılmıştır . veriler google form aracılığıyla toplanılmıştır . verilerin analizinde frekans yüzde ikili ve çoklu karşılaştırma analizleri kullanılmıştır . öğrencilerin dijital veri güvenliği farkındalıklarının akıllı telefonlarda kötü amaçlı yazılımlar ve güvenlik yazılımlarından haberdar olmak uygulama indirirken güvenlik mesajlarına dikkate etmek ve kişisel verilere ulaşmak istemesine dikkat etme durumuna göre değiştiği sonucuna ulaşılmıştır .
günümüz şartlarında akıllı telefon kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır ve bu durumun sonucu olarak da birçok işlemi mobil telefonlar aracılığıyla gerçekleştirmekteyiz . teknolojideki gelişmeler sayesinde artık akıllı telefonlar hayatımızın gerçeği halinde gelmiştir . online süreçler içerisinde gerçekleştirilen ve finansal cezbediciliği olan bu işlemlerin mobil telefonlarla gerçekleştirilmesi kötü niyetli kullanıcılar için kişiyi hedef konumuna getirmektedir . bununla birlikte bilişim suçlarına ilişkin yapılan araştırmalar bilişim suçu faillerinin genellikle genç eğitimli teknik yeteneğe sahip ve agresif oldukları yönündedir . bu tarz uygulamalar kullanıcılar için birçok avantaj sağlamakla birlikte sıkıntılar da getirebilmektedir . bu bağlamda sağlık sektörü için önemli bir yere sahip olacağı düşünülen sağlık yönetici adaylarının mobil güvenlik ve dijital veri güvenliği farkındalıkları arttırılması gelecekte bu alanda çalışmalarını yürütürken bu alanda duyarlı olacakları ve önemli bir maliyet kalemi olan güvenlik yazılımları için daha bilinçli bir bakış açısı geliştirecekleri düşünülmektedir . araştırmanın evren ve örneklemi araştırmanın evrenini eğitim öğretim yılı bahar döneminde bir üniversitenin sağlık yüksekokulu nda öğrenim gören sağlık yönetimi bölümü öğrencileri arasında temel bilgi teknolojileri dersi alan . veri toplama araçları veri toplama aracı sosyo demografik özellikler ilişkin sorulardan oluşan bilgi formu öğrencilerin akıllı telefon güvenlik farkındalıklarını belirlemek amacıyla mylonas kastania ve gritzalis tarafından geliştirilen ve talan aktürk korkmaz ve gülseçen tarafından türkçe kullanımı sağlanılan anket ve öğrencilerin dijital veri güvenliği farkındalık düzeylerini belirlemek için yılmaz ın doktora tez çalışmasında geliştirmiş olduğu dijital veri güvenliği farkındalığı ölçeği nden oluşmuştur . li likert ölçüm tekniğine sahip ölçek kesinlikle katılıyorum ve kesinlikle katılmıyorum şeklinde puanlanmaktadır . ölçekten alınan yüksek düzey puan ortalaması yüksek düzey dijital veri güvenliği farkındalığı anlamı taşımaktadır . bu örneklem için dijital veri güvenliği farkındalığı ölçeği nin cronbach s alpha değeri tir . veri toplanması sürecinde google form aracılığıyla oluşturulan formun eğitim öğretim yılı bahar dönem sonunda öğrenciler tarafından doldurulabilmesi için katılımcılara elektronik ortamda iletilmiştir . verilerin analizi verilerin analizinde spss paket program kullanılmıştır . yapılan analizlerde anlamlılık düzeyi olarak alınmıştır . u aile ekonomik seviyesini gelir gider denk olarak belirtmiştir . si mobil uygulama marketlerinden ücretsiz telefon güvenlik yazılımı araştırmamaktadırlar . bir öğrenci bu durum için biz öğrenciyiz hocam yemek yemeye zor para bulurken bir de uygulama mı satın alalım parola konulabileceğinin farkındayım maddesinde bulunmuştur . uygulama yüklerken kişisel verilere ulaşıp ulaşmadığını dikkate edenler ve etmeyenler arasında dvgfö puan ortalamaları açısından anlamlı fark olduğu bulunmuştur . öğrencilerin yaş cinsiyet aile ekonomik durumu anne ve baba eğitim düzeyi bilgi teknolojileri kullanım deneyimi kişisel verilerin gizliliği ve korunması konusunda endişe akıllı telefonda kişisel ve iş ile ilgili verileri saklama durumu hangi cihazlarda güvenlik yazılımı kullanma durumu gibi özelliklerin dvgfö puan ortalamaları açısından istatistiksel anlamlı fark yaratmadığı belirlenmiştir . çalışmasında kullanıcıların i verilerin gizliliği ve korunması konusunda endişe duyarken si akıllı telefonda bu kişisel verileri sakladığı belirtilmektedir . çalışmalardan da anlaşıldığı üzere bilgi gizliliği konusunda endişe duyulmasına rağmen bireylerin kişisel bilgilerini akıllı telefonlarında saklama eğiliminde oldukları görülmektedir . çalışmada en yüksek puan ortalaması ise ile izinsiz kullanılmaması için cihazlara öğütçü nün çalışmasında bilgisayar açılışında şifre kullananların oranı olarak belirtilmektedir . zorunlu sigortalar hariç sigorta sahibi olmamak sosyal güvenlik kurumu primlerini ödememek gibi davranışlar bu tutumun bir örneğidir .
506
111
[ 0, 3, 2, 40, 265, 9, 8142, 3, 8781, 8654, 17, 15, 3, 7, 2, 157, 2, 29, 17, 2 ]
Mekteb-i Tıbbiye’nin Haydarpaşa’ya Nakli ve Açılışı (1903)
osmanlı nın ilk dönemlerinde medreselerde sürdürülen tıp eğitiminin bağımsız bir yapıya kavuşması kanuni sultan süleyman döneminden itibaren mümkün olmuştur . modern anlamda tıp teşkilatının tesisi ve tıp eğitiminin başlangıcı ise ıı . mahmud döneminde tıbhane i amire nin kuruluşu ile birlikte başlamıştır . bu derlemede tıbhane i amire nin tesisinden ana hatlarıyla bahsedildikten sonra ıı . abdülhamid döneminde haydarpaşa da inşa edilen mekteb i tıbbiye i şahane binasının bu mahalle inşa sebebi nakli ve açılışı ele alınmaktadır . binanın inşa öncesi yer tespiti nakli ve açılışı o dönem türlü siyasi ve özel sebeplerle eleştirilmiş olsa da sultan ıı . abdülhamid in bu eseri türk tıbbının gelişiminde müstesna bir yere sahip olmuştur . çalışma için dönemin arşiv belgeleri gazeteler ve mevcut güncel kaynaklardan yararlanılmıştır .
abdülhamid döneminde yaptırılan mekteb i tıbbiye i şahane binası muazzam ve zarif mimarisiyle istanbul un siluetini oluşturan önemli yapılar arasında yer almaktadır . hastalığın bertaraf edilmesinden sonra mekteb i tıbbiye i şahane da demirkapı daki kışlaya gelmiştir . bu heyetin dönüşü sonrasında istanbul da daülkelb ve bakteriyoloji ameliyathanesi dünyanın ilk kuduz tedavi merkezlerinden birisi olarak kurulmuştu . yurtdışına öğrenci gönderildiği gibi aynı zamanda ülkeye yüksek ücretlerle dışarıdan uzmanlar da getirtilip bu hekimlerin ilminden yararlanıyordu . tıbbiye nin son taşındığı demirkapı daki mekanlar yetersiz kalınca ihtiyaçları karşılayacak yeni bir tıbbiye binası devletin mali gücü sınırlı olmasına rağmen devrinde çok büyük masraflar yapılarak haydarpaşa da inşa edilmişti . bu binanın açılışı sultan ın doğum günü olan kasım tarihine denk getirilmişti . zeki paşa idaresi altındaki kuruluşları en modern şekilde işleterek yeni ilerlemeleri ülkeye yerleştirmenin yollarını arayan ve de sultan a sadakatle sıkı sıkıya bağlı olan bir isimdi . işte tıbbiye nin nakil süreci bu tarihten itibaren başlamıştır . doktor cemil birkaç gün sonra rıza paşa ile görüştüğünde sultan ın şehir haricinde bir mekteb i tıbbiye i askeriye yapılmasını irade buyurduklarını söylemişti . buna göre mekteb i tıbbiye den mezun olan doktorlardan her yıl bir kısmının tıp ve cerrahi bilgilerini genişletmek için avrupa ya gönderilmekte oldukları ancak bu uygulamadan fayda yerine zarar hasıl olduğu bundan sonra bu usulden vazgeçilerek ilim erbabından muallim getirilerek tıp tahsilinin burada ikmal ettirilmesi osmanlı tabiplerinin ahlaklarını muhafaza ile beraber birçok tabibin bilgilerini genişletmek ve hazineye daha az masraf çıkarmak faydalarını sağlayacağı gerekçesiyle mekteb i tıbbiye nin haydarpaşa ya taşınması hedeflenmişti . ancak bu binanın açılışı kasım yılında gerçekleştirilmiştir . nihayet rieder paşa nın sarayı iknası ile mektep yılında açılabildi . . bu iki doktorun gelişi nisan tarihinde istanbul da onaylanmıştı . ahmed tevfik bey yazısında profesör rieder paşa delaletiyle inşa ettirilip henüz resmi açılışı yapılmayan mekteb i tıbbiye i şahane hakkında birtakım entrikalar çevrilerek her gün ilerlemekte olan tıp ilminin ilerlemesini birçok cahilin bazı batıl fikirlerle engellediklerini belirtmişti . bu belgeden de anlaşılacağı üzere mekteb i tıbbiye i şahane müfettişi rieder paşa osmanlı ülkesine gelirken kendisine olan teveccühten yılında eser yoktu . mektep in zaptı raptı için hapishane ile sair mahallerde ve kapılarda nöbet beklemek üzere iki bölük asker bulundurulması ve mektep in bodrum katının pencerelerine demir parmaklık konulması ve iç aydınlatması için hava gazı konulması gerekli görülmüştü . bu açılış dönemin ikdam servet ve servet i fünun gibi büyük gazetelerine ayrıntılı bir şekilde yansımıştı . açılış günü saat civarlarında mekteb i tıbbiye i şahane ve mekteb i tıbbiye i idadi öğretim ve idari kadrosu ile öğrencileri yeni binanın denize nazır olan cephesinin ortasında saf halinde dizilmişlerdi . burada törene katılanlar arasında rieder paşa nın da olduğunu görüyoruz . bunda sosyo kültürel ekonomik adalet sağlık gibi politikalara verdiği önem de etkili olmuştu . abdülhamid diğer sahalarda olduğu gibi sağlık yatırımları ile de ön plana çıkan bir padişahtı .
526
107
[ 0, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3 ]
VİRAL ENFEKSİYONLARIN PATOGENEZİNDE UZUN KODLAMA YAPMAYAN RNA’LAR
viral enfeksiyonlar hücrenin tüm gen ifade profilinde önemli modifikasyonlara sebep olurlar . virüsler enfekte ettikleri konağın bağışıklık sistem ile savaşmak ve replikasyonlarını artırmak için birkaç yol geliştirmiştir . enfekte hücrelerde virüs replikasyonunu artırmaya konak ise savunmaya yönelik stratejiler geliştirmektedir . son yıllarda enfekte hücrelerde virüs konak ilişkisinde uzun kodlama yapmayan rna ların önemli rolü olduğu ortaya çıkmıştır . insan genomunun büyük bir kısmı protein kodlamayan rna lardan oluşmaktadır . kodlama yapmayan rna lar ise içerdikleri nükleotid sayısına göre sınıflandırılırlar . uzun kodlama yapmayan rna lar genellikle nükleotitten daha uzun ve protein kodlama kapasitesine sahip olmayan fonksiyonel rna molekülleridir . bazı uzun kodlama yapmayan rna ların transkripsiyondan sonra düzenleyici fonksiyonlarını yerine getirmek üzere proteinlerle dna ya da diğer rna larla etkileştiği bilinmektedir . birçok uzun kodlama yapmayan rna nın viral enfeksiyonda ve antiviral cevapta rol oynadığı görülmektedir . virüsle enfekte olmuş bir hücrede uzun kodlama yapmayan rna ifadesi virüs tarafından uyarılır ve bu rna lar replikasyonunu artırmak üzere virüs tarafından kullanılır . benzer bir şekilde enfekte edilmiş hücre viral enfeksiyona karşı hücreyi koruyan uzun kodlama yapmayan rna ların ifade olmasına sebep olur . bu çalışmada son yıllarda viral enfeksiyonların hastalık seyri tanısı ve tedavisinde önemli rol oynadığı düşünülen lncrna ların viral enfeksiyonlarla ilişkisi derlenmiştir . uzun kodlama yapmayan rna ların hastalığın seyrine tanısına ve tedavisine yönelik etkileri değerlendirilmiştir . son yıllarda viral enfeksiyonlarla mücadele etmede hastalığın prognozunda etkili olabileceği düşünülen uzun kodlama yapmayan rna ların belirlenmesi ile tedaviye yönelik biyobelirteç olabilecekleri düşünülmektedir .
ülkemizdeki bugüne kadar birçok araştırma genomun sadece lik kısmının transkribe olup sonrasında proteine dönüştüğü üzerine yoğunlaşmıştır . kodlama yapmayan genom içinde uzun kodlama yapmayan rna lar özellikle zengin bir kategoridir . virüsler konak hücredeki fonksiyonlara benzer moleküler mekanizmaları benimsemişlerdir . bu yolla virüs konak hücre mekanizmalarını kullanabilmektedir . konak hücrelerde ifade olan birçok lncrna virüsler tarafından da ifade edilmektedir . bunun nedeni ise lncrna ların kodlama yapan genlere göre mutasyonları daha iyi tolere etmesidir aktivasyonu ya da interferon tedavisi vasıtasıyla transkripsiyonu indükleyen mekanizmalar pek çok lncrna nın ifadesinde değişikliklere sebep olmaktadır . hıv ile enfeksiyon sonrası geç evrede benzersiz viral proteinin ifadesi nron ekspresyonunu artırmaktadır . bundan dolayı hıv enfeksiyonu boyunca değişen nron düzeyi transkripsiyonun düzenlenmesine aracılık etmektedir . bu sonuç enfekte hücrelerde lncrna düzeylerinin doğru değerlendirilmesinin enfeksiyon sonrası farklı zamanlarda yapılması gerektiğini göstermektedir . diğer taraftan pkr bir ıfn indüklü kinazdır . aktivasyondan sonra pkr nin anahtar fonksiyonlarından bir tanesi ökaryotik translasyon başlangıç faktör a nın fosforilasyonudur . hücresel lncrna nın çoğunun birkaç mekanizma ile inflamasyonu ve antiviral gen ekspresyonunu düzenlediği görülmektedir . bu yolakta rolü olan viral lncrna lardan sfrna pr b nin trım oluşumunu virüsle ilişkili rna nın ve epstein barr virüsünün kodladığı rna nın ise pkr yolağını inhibe ettiği belirtilmiştir . hücresel cevapta inflamatuar yanıt molekülleri ve bunları etkileyen lncrna lar önemli yer tutar . enfekte hücrelerde lncrna transkriptomunun nasıl değiştiğinin ve bu değişikliklerin de viral ve hücresel döngüyü nasıl etkilediğinin iyi bir şekilde anlaşılması için çeşitli çalışmaların yapılması gerektiği vurgulanmıştır . bu çalışmaların yeni hücresel yolakların belirlenmesine yardım edeceği üzerinde durulmuştur . bunlara ek olarak enfekte hücrelerde lncrna çalışmalarının bu rna lar ve terapötik etkileri arasındaki ilişkinin gelişmesine ön ayak oluşturması beklenmektedir . son olarak bazı lncrna lar tedaviye ait hedefler olarak kullanılabilir . bu durum özellikle latent enfeksiyonlarda ifade olan lncrna larla ilişkili olabilir . viral enfeksiyonlarla mücadele etmek için çeşitli terapötiklerin geliştirilmesine odaklanılması gerektiğini belirterek gelecekte araştırma öncelikleri için bir yol haritası oluşturmuşlardır .
361
218
[ 0, 3, 157, 32, 26, 40, 265, 9, 3, 63, 9, 102, 13726, 152, 873, 3114, 202, 3, 23, 8970 ]
Susanna Tamaro’nun “Tombul Yürek” Kitabında Büyülü Gerçekçilik
başlangıçta alman filozof novalis tarafından bir sınıflama amacıyla başvurmuş olduğu büyülü gerçekçilik kavramı latin amerika da gelişmiş bir akımdır . tam olarak genel geçer bir tanıma sahip olmasa da büyülü gerçekçi kurgu gerçek ve gerçeküstünün bir arada herhangi bir çatışmaya girmeden birlikte yaşadığı kurgu olarak tanımlanmaktadır . büyülü gerçekçi kurguları fantastik kurgudan ayıran en önemli nitelik kahramanların iki farklı düzlemi bir arada sorunsuzca yaşamayı kanıksamış olmalarıdır . büyülü gerçekçi yazarlar anlatılmak istenenin sadece gerçeklikle anlatılamayacağını iddia eder ve bunun için de gerçeküstüne başvurmayı tercih ederler . araştırma kapsamında susanna tamarro nun tombul yürek adlı kitabının büyülü gerçekçilik akımının niteliklerini yansıtıp yansıtmadığı irdelenmiştir . çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır . incelenen kitabın kurgusunda başkahraman michell ailesiyle kiloları yüzünden problem yaşamış ve kurgu boyunca bu problemi çözmek için çabalamıştır . çalışmada metnin derin yapısı irdelendiğinde ise yetişkinlerin çocukların sorunlarına yine çocukların pencerelerinden bakmaları gerektiği tespit edilmiştir . eserde okura verilmek istenen bu ileti büyülü gerçekçi anlayış aracılığıyla aktarılmış ve böylece sadece gerçek düzlemle verildiğinde yeterli etkiyi gösteremeyecek olan ileti hem gerçek hem de gerçeküstünün aynı anda sunulmasıyla daha ilgi çekici ve çarpıcı bir biçimde sunulmuştur . sonuç olarak michelle nin başından geçen olaylar değerlendirildiğinde tombul yürek adlı kitabın büyülü gerçekçi akımın özelliklerini yansıttığı görülmüştür .
edebiyatta gerçek ile gerçeküstü olanı aynı düzlemde ve bir arada sunan bir anlayış olan büyülü gerçekçilik yaklaşımı özellikle latin amerika edebiyatında gelişim imkanı bulmuştur . ona göre edebiyat gerçeğin iki aşamasının birleştiği gerçek dünya ve hayali dünya yeni bir atmosfer yaratma gücüne sahiptir . bontempelli nin büyülü gerçekçiliği edebiyat dünyasına kazandırmasından sonra bu kavram farklı yönleriyle ele alınıp geliştirilmiş ve edebiyatta büyük önem kazanmış ilgi görmüştür . bu betimlemeler büyülü gerçekçi metinlere gerçekçilik niteliği kazandırmaktadır . büyülü gerçekçi metinlerde gerçek olan ile gerçeküstü uyum içerisinde bir aradadır . metinlerde karşılaşılan doğaüstü sıradan bir olaydan farksızdır . walter fantastikten farklı olarak büyülü gerçekçilikte anlatıcıların da karakterlerin de doğaüstünü oldukça doğal bir durummuş gibi karşıladıklarını belirtir . çocuk edebiyatı çocuğun duygu ve düşüncelerini yaşantı kazandırarak zenginleştiren yazınsal ürünlerin bütünü için kullanılan bir adlandırmadır . sever çocuk edebiyatını erken çocukluk döneminden başlayıp ergenlik dönemini de kapsayacak bir yaşam evresinde çocukların dil gelişimine ve anlama düzeylerine uygun olarak duygu ve düşünce dünyalarını sanatsal niteliği olan dilsel ve görsel iletilerle zenginleştiren beğeni düzeylerini yükselten ürünlerin genel adı olarak tanımlamaktadır . dilidüzgün e göre çocuklar yetişkinler gibi akla uygun ve nesnel düşünceler üretmezler . kendilerine ait dünyalarındaki her değer onlar için mutlaktır . çocukların yetişkin dünyasına hazırlanmasında çocuk edebiyatı ürünlerinin katkısı mutlaktır . akranlarına göre biraz fazla tombul olması annesi ve babası için ciddi bir sorundur . michele orda her gün çok ağır sporlar yapar ve zayıflamak için berbat perhizlere maruz kalır . michele uzunca bir süre yürüdükten sonra ormanda kaybolduğunu fark eder . michele yarasa olarak gerekli gözlemleri yaptıktan sonra bay kakkolen bu sefer onu denizin altına canavarı öldürmeye gönderir . büyülü gerçekçilik anlatıda bir yandan inanılması güç akıl ve mantık süzgecinden geçemeyen öğeleri içerirken diğer yandan ise gerçekçi akla ve mantığa uygun olan öğelerin sunulduğu modern kurgudur . ailesinin kendisini sert önlemler alarak zayıflamaya zorlaması sonucunda zayıflama okulundan kaçan michele daha sonra konuşan bir sansarla karşılaşmıştır . kurgudaki bu gibi örnekler tamaro nun kitabı yazarken büyülü gerçekçiliğe bağlı kaldığını göstermektedir . kitapta da kilo sorunu olan bir çocuğun olağan yaşamı anlatılırken aynı zamanda konuşan bir buzdolabı arkadaşının olması konuşan bir sansarla karşılaşması dünyadaki bütün elektronik cihazlarla iletişim halinde olan bir bilim adamıyla tanışıp insanların rüyalarını canavardan kurtarması gibi olağanüstülüklerinde aynı anda işlenmesi kitaptaki büyülü gerçekçi anlatının ispatıdır . kitaptaki kahraman michele bay kakkolen in elektronik cihazlarla olan ilişkisini öğrenmekte fakat bunu normal karşılamakta ve ardından bay kakkolen e buzz un dilinden anlayıp anlamadığını sormaktadır . okuyucu kitaptaki kahramanın bu olağanüstü durumu kanıksadığını ve gayet normal bulduğunu görmekte ve kendisi de büyülü süreci artık normal karşılamaya başlamaktadır . bu yanlışı okula aktarmak isteyen susanno tamaro michele in kaçışını ve kaçışıyla birlikte yaşadığı macerayı gerçek ve gerçeküstü öğeleri bir arada işleyerek büyülü gerçekçi anlatı yoluyla okura anlatmıştır . bunun yerine bizim dünyamızda bulunan ve nesnel dediğimizden farklı bir gerçeklik deneyimini yaşayan insanların bakış açılarını kullanır . bu kurgu ne düşünce deneyimi ne de spekülasyondur bize dünyayı başka bir gözle göstermeye çalışır .
463
192
[ 0, 3, 15483, 63, 13198, 1272, 3, 1304, 8970, 15, 157, 8970, 173, 23, 2, 23, 3, 15, 221, 115 ]
Taban mera ıslahında farklı metotların etkinliği: I. Agronomik özellikler
bu çalışmanın amacı taban bir merada gübreleme ve g ye ilave olarak dinlendirme üstten tohumlama havalandırma ilkbahar biçimi selektif herbisit ile üt ve total herbisit ile üt kombinasyonlarının mera kuru otu ve ham protein verimi ile botanik kompozisyon gibi agronomik özellikler bakımından etkinliklerinin belirlenmesidir . kontrol grubunda sadece aşırı ve zamansız otlanma önlenmiştir . deneme tesadüf blokları deseni ne göre yılları arasında samsun ilinde yürütülmüştür . kontrol parsellerinin kuru ot verimi yıllık deneme sonunda başlangıca göre yaklaşık kat artmıştır . üç yıllık çalışma neticesinde g g d g h ve g ib uygulamaları eryngium centaurea türlerine ait istilacı bitki türlerini yüksek oranda elemine etmiştir . bu istilacı türlerin oranı denemenin sonu itibarıyla başlangıcına göre yaklaşık kat azalmıştır . genel olarak bu istilacı türlerin yerini baklagil ve diğer familyalara ait türler almıştır . çalışılan merada kuru ot üretimini artırmak için en etkili ve ekonomik metot g r kombinasyonu olmuştur . bu uygulama kuru ot üretiminde denemenin başlangıcına kıyasla denemenin ilk yılında ikinci yılında ve üçüncü yılında ise kat artış sağlamıştır . bu sonuçlara göre çalışılan merada kuru ot verimini artırmak için en etkili ve ekonomik metodun g d kombinasyonu olduğu söylenebilir .
klimaks meralar otlayan hayvanların performanslarını zirveye taşıma potansiyelinde olan üretkenliği yüksek otlak alanlarıdır . çalışmanın yapıldığı taban mera aşırı ve zamansız otlatma yanında zaman zaman yüzeye çıkan yüksek taban suyu nedeniyle de bitki örtüsü bakımından klimaks durumundan önemli derecede uzaklaşmış ve uzaklaşmaya da devam etmektedir . gibi kaliteli yem bitkilerinin yaşam olanaklarını kısıtlayan ve hatta hayvanların diğer yem bitkilerini otlamalarını da zorlaştıran istilacı bitki türlerinin oranları oldukça artmıştır yılları arasında yürütülmüştür . denemede yer alan baklagil buğdaygil ve diğer familyalara ait bitkilerin oranları sırasıyla . . ve . tir . ilkbaharda biçim yapılan parsellere biçimden sonra herbisit uygulanan parsellere ise ekim yapıldıktan sonra uygulanmıştır . parsellerden elde edilen kaba yemlerin ham protein oranları foss nır sytems .
528
203
[ 0, 3, 2, 29, 2, 3, 63, 9, 1314, 265, 3, 9, 1618, 3, 8970, 2, 157, 7, 2, 17 ]
Malatya Ekolojisinde ‘0900 Ziraat’ Kiraz Çeşidinin Meyve Tutumu ve Meyve Kalitesi Üzerine Bal Arısı ve Diğer Böceklerin Etkisi
kiraz üretiminde lider konumda olan ülkemizde en fazla üretimin ve ihracatın yapıldığı kiraz çeşidi ziraat tır . meyve kalitesi yönüyle üstün özellikte olan bu çeşitte önemli oranda meyve tutum sorunu bulunmaktadır . yeterli tozlanma kiraz bahçelerinde kaliteli ve bol ürün eldesi için şarttır . ancak kirazın tozlanmasında etkili faktörlerden olan böceklerin ve bilhassa arıların etkinliği üreticilerce yeterince bilinmemektedir . malatya kayısı araştırma enstitüsü nde yıllarında yürütülen bu çalışmada ziraat kiraz çeşidinin tozlanmasında bal arısı ve diğer böceklerin etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır . çalışmada üç farklı uygulama yapılmıştır . bunlar a x mm tül uygulaması b x mm tül uygulaması ve c serbest uygulamadır . deneme bahçesine çiçeklenme öncesinde adet arılı kovan bırakılmış ve uygulamaların yapılacağı dallarda çiçek sayımları yapılarak tül ile keselenmiştir . çiçeklenme süresince serbest uygulamada bal arısı ve böceklerin çiçeklere gerçekleştirdiği ziyaretler sayılmıştır . ayrıca uygulama yapılan bütün dallarda meyve tutum oranları belirlenmiş ve elde edilen meyvelerde pomolojik analizler yapılmıştır . çalışmada çiçeklere en yoğun ziyareti bal arılarının gerçekleştirdiği ortalama meyve tutum oranının rüzgarın etkili olduğu x mm tül uygulamasında . morfolojik olarak bal arılarından küçük böceklerin etkili olduğu x mm tül uygulamasında . ve arıların da etkili olduğu serbest uygulamada ise . oranında gerçekleştiği saptanmıştır . pomolojik analiz sonuçlarında uygulamaların meyve kalitesine etkisi önemsiz bulunmuştur . sonuç olarak kirazların tozlanmasında en etkili faktörün bal arıları olduğu ve meyve tutumunu büyük oranda artırdığı belirlenmiştir .
sert çekirdekli meyve türlerinden olan kiraz dünyada en fazla tüketilen meyveler arasında yer almaktadır . ülkemizde gerçekleştirilen kiraz üretim ve ihracatında en büyük paya sahip olan çeşit ziraat kiraz çeşididir . yabancı tozlanan bitkilerin hemen hemen tamamında kendine tozlanan bitkilerin ise birçoğunda arıların yapmış olduğu tozlama verimde ve kalitede artış sağlamaktadır . ancak bitkisel üretimle uğraşan yetiştiriciler tozlanmada bal arılarından yeterince yararlanma çabası içerisinde değillerdir . çalışma malatya kayısı araştırma enstitüsü müdürlüğüne ait iki dekar alanda ziraat kiraz çeşidi ile kurulu on yaşlı kiraz bahçesinde yürütülmüştür . b rüzgar ve morfolojik olarak bal arılarından küçük böceklerin etkilerini belirlemek amacıyla gözenek ebadı x mm olan tül ile dallar keselenmiştir . uygulamaların tekerrürleri belirlenen ağaçların farklı yönlerine dağıtılmıştır . çiçeklenme süresince her gün serbest uygulamada çiçeklere gerçekleşen arı ve böcek ziyaretlerinin sayımı yapılmıştır . çalışmada bal arısı morfolojik olarak bal arısından küçük böcekler ve bal arısından büyük böcekler ayrı ayrı sayılmıştır . . uygulamaların meyve kalitesine etkisini belirlemek amacıyla uygulama yapılan dallardan elde edilen meyvelerden rastgele seçilen şer adet meyvede pomolojik analizler gerçekleştirilmiştir . çalışmadan elde edilen verilere tarist paket programı ile varyans analizi uygulanmıştır . çiçeklenme döneminde günlük sıcaklık ve yağış değerlerinin tozlamada önemli bir faktör olan arı ve böcek faaliyetlerini engelleyecek düzeyde olmadığı görülmüştür . çalışmada ziraat ile tozlayıcı çeşitlerde çiçeklenmenin eş zamanlı olduğu görülmüştür . çiçeklenmenin başlangıcında ar dakikalık süre içerisinde ortalama adet bal arısının çiçekleri ziyaret ettiği görülürken çiçeklenmenin orta dönemi olan . morfolojik olarak bal arısından küçük olan böceklerin ziyareti bal arısı ziyaretlerinde olduğu gibi çiçeklenme başlangıcında daha az sayıda iken çiçeklenmenin orta döneminde en yoğun seviyede ile . g meyve sapı uzunluğu . ile . mm sçkm oranı ise . ile . arasında değişmiştir . çalışmada kiraz çiçeklerine en fazla ziyareti lik payla bal arılarının gerçekleştirdiği belirlenmiştir . kirazda yapılan başka bir çalışmada ise bal arısının etkin olduğu uygulamada meyve tutumunun . olarak gerçekleştiği ve bal arısının meyve tutumunu önemli oranda artırdığı bildirilmektedir topal ve ark . elmada yapılan çalışmalarda bal arılarının meyve tutumunu önemli ölçüde artırdığı bildirilmektedir canverdi shaheen ve ark . sonuç olarak malatya ekolojisinde ziraat kiraz çeşidinde çiçeklenmenin gün dolayında sürdüğü ve bu süreç içerisinde kiraz çiçeklerini en fazla bal arılarının ziyaret ettiği ve en fazla meyve tutumunun bal arılarının etkin olduğu uygulamadan elde edildiği belirlenmiştir .
492
215
[ 0, 3, 2, 40, 291, 2, 29, 3768, 3, 157, 1272, 8970, 1272, 157, 3, 15, 17, 157, 173, 6655 ]
Farklı Tozlarla Yanma Odası Yüzeyleri Termal Yalıtılmış Bir Dizel Motorunda Biyoyakıt Kullanımının Yalıtım Malzemesi ve Motor Parçaları Üzerindeki Etkileri
bu çalışmada plazma püskürtme yöntemiyle farklı tozlarla yanma odası yüzeyi yalıtılmış bir dizel motorunda uzun bir çalışmadan sonra kaplama tabakasının mikroyapı analizi ve çalışma performansına etkileri incelenmiştir . ilk önce motorun yanma odasına bakan piston ve supaplarının alın yüzeyleri motorun sıkıştırma oranı değişmeyecek şekilde plazma sprey yöntemi ile μm kadar nicral astar tabaka ve bu tabakanın üzerine μm olmak üzere zro mgo ve al o ana kaplama malzemesi ile kaplanmıştır . daha sonra yalıtılmış bu dizel motorda d d da ve biyoyakıt ile uzun süre çalıştırılarak biyoyakıtın motor parçaları ve termal bariyerle kaplanmış malzeme üzerindeki etkileri incelenmiştir . çalışma sonucunda yanma odası parçalarının plazma püskürtme yöntemi ile kaplanabilirliği piston ve supapların verimliliğini arttırabildiği tespit edilmiştir . ayrıca makroyapı ve sem incelemeleri sonucunda tabakalar arası bağlanmanın iyi bir şekilde gerçekleştiği kaplama tabakasında hiçbir gözenek ve çatlak gibi süreksizlerin oluşmadığı görülmüştür .
günümüzde içten yanmalı motorların yanma odası elemanlarının yüksek sıcaklığa maruz kalmalarından dolayı metal parçalarında erimeler görülmektedir . soğutma sistemi elemanlarının ortadan kalkmasıyla motor ağırlığında ve parça maliyetinde azalmanın yanı sıra oranında yakıt tasarrufu sağlanacaktır . bu faktörlerden bazıları yanma odası dizaynı yanma odasında yeteri kadar türbülans sağlanamaması ortamdaki oksijen azlığı yanma sıcaklığının düşük olması sıkıştırma oranı ve püskürtme avansı gibi etkenlerdir . termal spray işleminde damlacık oluşturulması ve bu damlaların alt tabaka üzerine çarpması sarf malzemesi kesintisiz bir kaplama oluşturulur . termal bariyer kaplamaların bilim ve teknolojide yılında bir araştırma motoru türbin kanatları üzerinde ilk test raporlarından bu yana yapılan önemli ölçüde ilerlemelerdir . seramik malzemeler yüksek ergime sıcaklığı yüksek sertlik aşınma mukavemeti iyi korozyon dayanımı ve düşük ısıl iletkenlik gibi üstün özellikleri sayesinde içten yanmalı motorlarda termal bariyer olarak kullanılması özellikle metal malzemeli pistonlar yüksek basınç ve sıcaklığa fazla mukavemet göstermeyip deforme olmalarına çözüm olduğu bildirilmektedir . bugün seramik malzemelerin kullanılmaya başlanması yıl öncesine dayanmaktadır . termal bariyer seramik kaplamalar meme kılavuz kanatlarında türbin kanatları silindir gömlekleri ve kafaları için dizel motorlarda ve gaz türbini motorlarının yanma odası başarılı uygulamalar için kullanılır . şekil de piston ve supapların alın yüzeyleri kaplandıktan sonraki şekli görülmektedir . kaplama prosesinde plazma sprey yöntemi kullanılmıştır . kaplama malzemesinin tozlarının plazma alevinde maruz kaldığı sıcaklık ise ortalama oc dir . dakikada gram seramik tozu bu plazma alevine gönderilmiştir . piston ve supapların alın yüzeyleri ile buluştuğu anda ise yüzeylere yapışmış ve katı faza geçmiştir . tekrar edilen bu pasolarla arzu edilen kaplama kalınlıkları elde edilmiştir . uzun süreli testler boyunca motorda ilk hareket sorunu görülmemiştir . uzun süreli testler sonucunda termal yalıtımlı emme ve egzoz supaplarında herhangi bir sorun görülmezken yalnızca pistonun bir kenarında kısmi bir deformasyon olduğu görülmüştür . motorun çalışması sonucunda yanma odası elemanlarının yüzeyinde normal sayılabilecek karbon birikintisi görülmüştür . emme supabı sapında ve giriş kanallarında karbon birikintilerine rastlanılmamıştır . silindir yüzeyinde herhangi bir anormalliğe rastlanılmamıştır . bunun için termal yalıtımlı pistondan üç farklı kesit alınarak şekil de görüldüğü gibi . şekil ve şekil e incelendiğinde kaplama katmanları net bir şekilde görülmektedir . nicral bağ tabakanın hemen üstünde bulunan μm kalınlığındaki zro mgo al o ana tabakanın yapışma mukavemetinin yüksek olduğunu ve tabakalar arası sınırın da net bir şekilde görüldüğünü söyleyebiliriz . kullanılan toz malzemesinin cinsine bağlı olarak kaplamalarda lere kadar porozite bulunabilir . bu porozitelerin yapı içerisindeki bulunma sıklıkları homojen değildir . ayrıca uzun süreli testler boyunca termal bariyer kaplı motorun ilk hareketinden ve motor çalışmasında da herhangi bir sorun görülmemiştir .
398
141
[ 0, 3, 2, 76, 17, 51, 9, 6517, 23, 3, 400, 348, 40, 291, 2, 29, 2, 29, 2, 29 ]
Konya Akşehir Taş Medresesinin Taş Eserler Müzesine Dönüşümü
medrese yapıları kültürümüzün birer parçası ve geçmişimizi yansıtan eserlerimiz arasında yer almaktadır . ancak geçen zamanla birlikte değişen şartlar binaların işlevlerinin yok olmasına sebep olabilmektedir . bu yapıların günümüzde tekrardan kazandırılması hem toplum yararına olacaktır hem de yapının zaman içinde yok olmasını önleyecektir . çalışma kapsamında günümüzde konya nın akşehir ilçesi için önemli bir kültür mirası olan sahaib i ata fahrettin ali medresenin müze olarak yeniden işlevlendirmesi ile tefriş ve tanzim projesinin tasarım süreci ele alınmıştır . bu kapsamda yapının restorasyonu sonrası hem kendisi hem de medrese işlevinin sergilenmesi gereken bir özellik olması nedeniyle izlenilen aşamalar incelenmiştir . tüm çalışmalar bir kültür varlığı olan medrese binasının yeniden kullanımı amacıyla dönüşüm sürecinde restitüsyon ve restorasyon çalışmalarının önemine vurgu yapmıştır . ayrıca teşrif ve tanzim projelerinin hangi aşamalarda hazırlandığını ortaya koymayı hedeflemiştir .
önemli bir kültür kaynağı olan mimarinin sürdürülebilirliği koruma ve restorasyon çalışmalarının yapılması ile mümkündür . türkiye de konya selçuklu belediyesi tarafından gerçekleştirilen tarihe vefa projesi ile aya eleni kilisesi restore edilerek müze olarak kullanıma açılmıştır . böylelikle kültür turizmini canlandırarak yapının sürdürülebilirliği sağlanmak istemiştir . osmanlı döneminde medrese tarihinde modernleşme dönemi ise batı tipi yüksek öğretim kurumlarının açılması ile olmuş ancak . bu kapsamda bir kültür varlığı olan medreseler günün gerektirdiği çağdaş kullanımlara uyarlanması gereken bir yapı türü olup müze olarak kullanılması durumunda işlevlendirme aşamasında önerilen mekanlar ve oluşturulan senaryonun yapı ile uyumuna dikkat edilmelidir . yunan mitolojisinde mouseion müzelerin yaşadığı yer müzelere adanmış olan anlamındadır . bir kültür varlığının müze olarak kullanılmasının seçiminde genellikle iki yol izlenmektedir . bunlardan ilki müzenin niteliğinin ve gereksinmelerinin belirlenip buna uygun bir binanın seçilmesidir . cumhuriyet dönemimde de önemli bir yer olan akşehir özelliklede askeri zaferlerin kazanılmasında stratejik konum olarak önemli bir yer oynamıştır . medrese genel olarak doğu batı doğrultusunda uzanan dikdörtgene yakın bir plan şemasına sahiptir . giriş cephesinin güney ucundaki kareye yakın dikdörtgen plana sahip mekanın yalnızca bir kısmı ayaktadır . bu duvarlardan özellikle kuzeydekinin ilk inşaattan olup olmadığı kesin değildir . akşehir de bulunan taş medresenin de aslında dört eyvanlı bir yapı olması kuvvetle muhtemeldir . yapını bahçesinde zemin doğu ve güneyindeki zemin kotuna bağlı olarak bu bölümlere engelli rampası yapılmıştır . bu bağlamda inşasına başlanılan yapının konumu m si yeniden belirlenen koleksiyona göre gerekli açık ve kapalı olanın bulunması yapının restorasyonu sonrası hem kendisi hem de medrese işlevinin sergilenmesi gereken bir özellik olması nedeniyle teşhir ve tanzim projesi hazırlanmasına başlanmıştır . belirlenen işlevlerde temel olarak medresenin sağ tarafı medrese eğitimini anlatan sol tarafı ise figürlü taşlardan oluşan koleksiyonlardan oluşmaktadır . oda uyuma odası oda eğitim odası olarak mizansen canlandırılacaktır . mekanın ana caddeye bakan cephesi şeffaf camla kaplanacaktır . avluya yapılacak havuz ile oturma birimleri ilişkisi kurulacaktır . avlu ile medrese odaları arasında küçük mimari buluntuların sergilenmesi planlanmıştır . yer alacaktır sergilemede mimari parçaların önemli olanları çizim ve belgelerle anlatılacaktır . medrese yapıları da yapıldıkları dönemler için mimari açıdan simgesel bir yapı özelliği taşımakta olup günümüzde ise işlevsel açıdan uyum sağlayamamaktadır . çalışma kapsamında akşehir taş medresenin akşehir taş medrese taş eserler müzesi olarak yeniden işlevlendirilmesi teşrif ve tanzim projesi ile önerilen iç mekan çalışmaları değerlendirilmiştir . bu aşamadan sonra müze olarak kurgulanması istenen yapıya kimlik katma amacıyla teşrif ve tanzim projesi hazırlanmaya başlamıştır . tasarım sürecine ait şemanın bu ve benzeri çalışmalar için tasarımcılara katkı sağlayacağı düşünülmektedir .
400
137
[ 0, 3, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 3, 157, 13198, 11150, 3, 8781, 3, 157, 13198, 11150, 3, 18075 ]
SLEGS ROBOT TABANLI YÜRÜME ENGELLİ ARACI TASARIMI
giderek yaşlanan dünya nüfusuna paralel olarak engelli insan sayısı da her geçen yıl artmaktadır . engelli bireyler dünya nüfusunun yaklaşık lik bir kısmını teşkil etmekte ve bu sayı yaşlılık ve hastalıkların artması ile giderek artış göstermektedir . engelli bireyler içinde yüksek oranda yer alan yürüme engelli bireylerin özellikle merdiven gibi engebeli yerlerde rahat hareket etmeleri yaşam kaliteleri açısından oldukça önemlidir . bu bağlamda geliştirilmiş araçlar bulunmakta ve satılmaktadır . fakat bunlar hem pahalı hem de bir refakatçi gerektiren ürünlerdir . yürüme engelli bireyler için merdiven gibi yerlerde rahat hareket etmelerini sağlayacak araç tasarım ve üretim amacı ile bu çalışma gerçekleştirilmiştir . slegs robot olarak bilinen tekerlek teknolojisi fusion programı ile yürüme engelli araçları için tasarlanmıştır . engebeli yerlerde s şekline normal zeminlerde ise o şekline dönüşebilen tekerlekler engelli aracının her alanda rahatlıkla hareket etmesini sağlayabilecektir . tekerleklerin hareketi için servo motorlar ve arduino nano kullanılmıştır . bir prototip üzerinde önerilen tasarım gösterilmiştir . önerilen ürünün yürüme engelli bireyler için hem yerli hem de ucuz bir ürün olarak rahatlıkla kullanılabileceği düşünülmektedir .
yaklaşık milyar insanın yaşadığı dünyamızda yaş ve üstü bireyler bulunmaktadır . altınok ve kars engelli nüfusun içerisinde en fazla yürüme engellilerin olduğunu ve bu insanların hem çevrelerinde hem de konut gibi yerlerde hareket alanının oldukça sınırlı olduğu yetersiz kaldığını belirtmektedir . literatürde engelli bireylerle ilgili birçok çalışmaya rastlanılmıştır . turan güneş enerjili tekerlekli araba tasarımı gerçekleştirmiştir . literatüre bakıldığı zaman genellikle engellilerin günlük yaşamdaki çevre koşulları beklentileri gibi konuların çalışıldığı görülmektedir . incelenen firma ürünlerinin refakatçi yardımı ile engellilerin merdiven gibi yerlerde zorlanmadan inme ve çıkmalarını sağlayan engelli araçları üretip sattıkları görülmüştür . tablo de görüldüğü gibi yürüme engelli bireylerin özellikle merdiven gibi yerlerde inip çıkmaları için geliştirilmiş cihazlar olsa da bunlar hem ithal hem de pahalı ürünler olduğundan dolayı engelliler zorluk yaşamaktadırlar . bunda özellikle robotların artık yaşantımızda daha fazla yer almasının oldukça önemli bir payı vardır . bu tasarım oldukça detaylı ve uzun süren çalışmalar ve araştırmalar neticesinde bulunmuş önemli arge projesidir . literatür çalışmalarında olmayan bu tasarım için patent çalışmalarının olduğu bilinmektedir . slegs robotun sahip olduğu kendisine has bacaklar birçok farklı alanda ve amaçla kullanılmaya uygundur . bu bacaklar karşılaştıkları yol ve engebe durumuna göre otomatik olarak şekil değiştirir . her bir bacak adet servo motor ile hareket edebilmektedirler . bulut tabanlı olması ve öğrenciler ile eğitimcilere ücretsiz sunulması da programın önemli avantajlarıdır . yapılan tasarımlar ultimaker üç boyutlu yazıcısı kullanılarak çıktı alınmıştır . şekil nin kısmında gösterildiği gibi kullanıcı istediği bir anda tekerleklerin s konumuna geçmesini sağlayabilir . prototip sayesinde slegs tekerleklerin çalışma şekli daha rahat anlaşılabilecektir . boyutlu yazıcıdan çıkan prototip cura adlı programda dilimlenmiştir . çalışmada prototip oluşturmak için kullanılan malzemeler ve fiyatları tablo de verilmiştir . tablo de verilen malzeme ve fiyatları örnek prototipi oluşturmak için kullanılan malzeme ve fiyatlarıdır . böyle tipte akü kullanılabileceği gibi farklı özelliklere sahip batarya sistemleri hatta güneş panelleri yardımıyla enerji sağlama gibi unsurlardan da faydalanılabilir . bu artış ile birlikte engelli bireylerin yaşadığı güçlükler de artmaktadır . merdiven gibi engebeli yerlerde tekerlekli sandalyenin çıkıp inebilmesi için slegs robot olarak bilinen robot tekerleklerinin engelli arabası için tasarımı fusion programı ile gerçekleştirilmiştir . bu tasarımın gerçek boyutlarda üretime dönüştürülmesi ile birlikte yürüme engelli insanların yaşam şartlarının iyileşeceği düşünülmektedir . ürünün gerçek boyutlu bir tasarımı yapılarak model üzerindeki testler gerçekleştirilebilir ve gerçek maliyetleri ortaya konabilir .
370
161
[ 0, 3, 2, 29, 2, 52, 40, 2, 3, 63, 9, 1314, 2, 157, 1337, 120, 291, 3, 1314, 1272 ]
TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI – 11 İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ STANDARDININ İNCELENMESİ VE YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NA GEÇİŞ SÜRECİNDE YILLARA YAYGIN İNŞAAT TAAHHÜT İŞLERİ UYGULAMA ÇALIŞMASI
inşaat sektörü kendisine girdi sağlayan diğer sektörlerle birlikte gayri safi milli hasıla lük katkısıyla ekonominin itici bir gücü ve sağladığı istihdam açısından da önemli bir sektördür . böylesine önemli bir sektörü düzenleyen vergi düzenlemelerimiz muhasebe uygulamalarında tamamlama yönteminin kullanılması konusunu zorunlu kılmıştır . bu nedenle de inşaat işlerindeki muhasebe uygulamaları vergisel amaçlara hizmet eder hale gelmiştir . oysa tamamlama yöntemi gelirin iş tamamlandığında doğduğunu ve karın da bu gelir tutarıyla o güne kadar biriken giderlerin karşılaştırılması suretiyle saptanarak işin bittiği yıla ait olacağını öngörmektedir . bu ise birbirinden bağımsız faaliyet dönemleri itibariyle yapılacak karşılaştırmaları anlamsız kılan bir varsayımdır . bu durum denetlenmiş mali tablolarda dahi dönemsellik ilkesine uyulmaması sonucunu doğurmaktadır . buna karşılık türkiye muhasebe standardı tarafından da önerilen tamamlanma yüzdesi yöntemi yukarıdaki yöntemin sakıncalarını giderecek bir işleve sahiptir . bu makalenin amacı nolu türkiye muhasebe standardında bahsedilen inşaat sözleşmelerinin muhasebeleştirilmesinde tamamlanma yüzdesi yöntemine açıklama ve yaklaşım getirmektir .
birçok kişi ve kesimler tarafından ekonominin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörü kendine has özellikleri nedeniyle büyük önem taşımaktadır . bu yüzden çalışma kapsamında aşağıda yapılmış olan açıklama ve uygulamalar yabancı bir ülkede tamamen başkası adına ve hesabına inşa edilecek olan yapı ile ilgili inşaat taahhüt işleri ile sınırlı olacak ve diğer inşaat faaliyetlerini içermeyecektir . no . lu inşaat sözleşmeleri uluslararası muhasebe standardı dikkate alındığında gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında yapılan yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinin muhasebeleştirilmesinde tamamlanma yüzdesi yönteminin kullanılmasının daha sağlıklı sonuçlar vereceği açıktır . bu tanımın yanında değişik kriterleri dikkate alan çeşitli tanımlar da mevcuttur . tarih ve sayılı bakanlar kurulu kararı nda ancak belediyenin işini yapan müteahhit ile işçisi arasındaki hukuki ilişki hizmet akdidir . bunlardan herhangi birinin bulunmaması durumunda ortada bir eser sözleşmesi ya da istisna akdi bulunmamaktadır denilebilir . bu uygulama söz konusu işlerde yıl esası itibarıyla ticari kazanç veya zararın belirlenmesinde güçlükten kaynaklanmaktadır . müteahhit ilk yıllarda sürekli olarak harcama yapmak durumundadır ve ortada bir gider fazlası olacaktır . özellikle ihale yöntemiyle alınan taahhüt işlerinde durum daha da karışmaktadır . bu belge işin süresinin çeşitli nedenlerle uzaması halinde söz konusu uzatma sürelerini de dikkate alarak hazırlanmakta ve tıpkı işe başlama belgesi gibi resmi işlemlerde kullanılmaktadır . kısaca belirtmek gerekirse yurtdışında yapılan inşaat taahhüt işlerinin başlama ve bitiş tarihleri ilgili ülkelerdeki ticaret müşavirliklerimiz tarafından düzenlenen belgeler ile ispat edilmektedir . özetle yıllara yaygın inşaat kavramı birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat işlerini belirtmekte ve yıllara yaygın olup olmadığının belirlenmesinde yukarıda açıklanmış olan şartların oluşması gerekmektedir . ülkemizde de uygulanan ve bir anlamda gelir vergisi kanunu nun üncü maddesinin zorlaması altında uygulanan tamamlanmış sözleşme yöntemine göre sözleşme konusu işe ilişkin kar veya zarar işin bitimine kadar tespit edilmemektedir . işin başlama ve bitim tarihleri ise yukarıda anlatıldığı üzere işyeri teslim tutanağı ve geçici kabul tutanağı ile tespit edilmektedir . maddesinde sınıflandırılmış ve verginin hesaplanması işin bitimi olarak kabul edilen döneme bırakılmış olan işler için dönemsel olarak hesaplanmış vergiler de bu kapsamda indirilebilir geçici farklar olarak muhasebeleştirilmelidir . örneğin bir işletme amerika birleşik devletleri dışişleri bakanlığı na ırak ta yıllara yaygın bir inşaat taahhüt işi yapmaktadır . standardın inci maddesinde ise sözleşmede saptanan başarı standartlarına ulaşılması veya bu standartların aşılmasını sağlayacak düzeyde inşaat işlerinin yapılmış olması ve teşvik ödemesinin tutarının güvenilir biçimde saptanabilmesi durumunda teşvik ödemelerinin de sözleşme geliri kapsamına alınması öngörülmektedir . oysaki örneğimizde söz konusu gider müşteriye yüklenemeyecek bir giderdir ve inşaat taahhüt işletmesinin kusurundan kaynaklanmış ve karşılanmıştır . maliyet artı kar şeklinde yapılan sözleşmelerde ise sözleşme sonucunun güvenilir bir biçimde tahmin edilebilirliğine ilişkin kriterler sözleşmenin doğası gereği azalmaktadır . bununla beraber tahakkuk ettirilerek sözleşme geliri olarak gelir tablosunda yer almış bir tutarın tahsil edilebilirliği konusunda sonradan bir belirsizliğin ortaya çıkması durumunda tahsil edilemeyen veya geri alınabilme olasılığı ortadan kalkan bu tutara ilişkin sözleşme gelirinde herhangi bir düzeltme yapmaksızın bu tutarın gider olarak dikkate alınması ve muhasebeleştirilmesi gerekmektedir . bu durumda sözleşme geliri ancak katlanılmış maliyetlerden tahsil edilme olasılığı yüksek olan kısım esas alınarak tahakkuk ettirilmelidir . yukarıda sayılan şirketler aralık tarihinde veya özel hesap dönemi dolayısıyla daha sonraki bir tarihte sona erecek olan hesap dönemlerine ilişkin ticari defterlerine dayanarak hazırlayacakları bilançolarını tms ye göre düzeltmek ve düzeltilmiş bilançolarını ocak tarihinde veya özel hesap dönemi bulunanlar daha sonraki bir tarihte başlayacak hesap döneminin açılış bilançosu olarak ticari defterlerine ve finansal tablolarına geçirmek zorundadır . bu noktada söz konusu inşaat sözleşmesinin yurtiçi ya da yurtdışında gerçekleştirilmesinin bir farklılığı bulunmamaktadır . ayrıca yurtiçi ve yurtdışı inşaat sözleşmelerinin bir arada yapılması halinde de vergileme açısından dikkat edilmesi gereken hususlar ortaya çıkmaktadır .
580
147
[ 0, 3, 2, 29, 2, 52, 40, 2, 3, 162, 3, 88, 7, 9, 115, 2, 29, 9, 16, 1314 ]
KURUMSAL BİLGİ GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ YAZILIMLARI: ÖRNEK BİR YAZILIM GELİİTİRİLMESİ
kişisel ve kurumsal bilgi güvenliği artık günümüzde birbiri ile doğrudan ilişkili kavramlar haline gelmiştir . birçok organizasyon müşterileri veya çalışanlarının kişisel bilgilerini korumanın yanı sıra kurumsal açıdan önemli olan bilgi varlıklarını da korumak zorundadır . bu yüzden dünyaca kabul görmüş standartları uygulamak ve kurumsal bilgi güvenliğini sağlamak bir gereklilik halini almıştır . günümüzde ıso ıec bilgi güvenliği standardı gibi standartlara uygun bilgi güvenliği yönetim sistemleri uygulamalarının kurumlar ya da firmalar tarafından gerçekleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir . bu noktada bir bgys sistemini dinamik bir yazılım sistemi ile oluşturmak daha hızlı ve etkili bir sonuç verecektir . bu çalışmada bir bgys sisteminin temel unsurları açıklanmış ve geliştirilen açık kaynak kodlu bgys yazılımı incelenmiştir .
internet ortamında son yıllarda artan saldırılarla açık hedef hale gelen kişi ve organizasyonlar için bilgi güvenliği önemli bir konu haline gelmiştir . ülkemizde ve dünyada gsm şebekelerinin internete daha hızlı bağlanabilmesi için . g ya da g gibi üst düzey veri iletim teknolojisi hizmetlerini abonelerine sunmaya başlaması ile birlikte daha çok veri üretilmeye ve paylaşılmaya başlanmıştır . kişilerin günlük hayatta e devlet uygulamaları internet bankacılığı veya e ticaret uygulamalarını daha fazla kullanması hem kişisel hem de kurumsal bilgi güvenliğini ön plana çıkarmaktadır . dünya genelindeki birçok kurum ıso ıec uygunluk denetim birimleri tarafından akredite edilmektedir . bgys nin farklı konuları ile ilgili literatürde çeşitli çalışmalar mevcuttur . bunun için katılımcıdan oluşan bir gruba bgys temel süreçlerini belirlemek için kriterlerin adını vermelerini istedikleri bir anket formu sunmuşlardır . bu problemi çözmek için çalışmasında bgys nin kurumlara olan ekonomik etkisi üzerine bir analiz gerçekleştirmiştir . ayrıca bgys ile yıllık . kişilik iş gücü yaratma etkisinin oluşturulduğu belirtilmiştir . kurumlar bir nevi bu yol haritasını kullanarak kendi içinde ihtiyaç duyacağı bgys sistemlerini oluşturmaktadır . bu çalışmada uluslararası bgys standartları dikkate alınarak örnek bir bgys yazılımı gerçekleştirilmiştir . bir bgys ıso gibi resmi bir standardı tamamen uygulamak yerine onu rehber edinerek organizasyona yapısına göre şekillendirilebilir organizasyon içinde idari yönetimin bgys ye inanması çok önemlidir . bu adımlar işlemleri yürüten çalışanların yanı sıra yönetiminde kapsamlı katılımını gerektirir . ıso ıec standardı güvenlik politikası bilgi güvenliğinin organizasyonu varlık yönetimi insan kaynakları güvenliği fiziksel ve çevresel güvenlik haberleşme ve operasyon yönetimi erişim kontrol bilgi sistemleri edinimi geliştirme ve bakım bilgi güvenliği olay yönetimi iş sürekliliği yönetimi ve uygunluk olmak üzere onbir kontrol alanına sahiptir o yüzden süreçler ekranına geçip bilgi varlığı bir sürece atanmalıdır . örneğin retina tarama sistemi adlı kontrol e posta sunucusuna yetkisiz erişim adlı risk ile ilişkilendirilmektedir . özellikle bgys sistemini kurumuna ya da firmasına kurmak isteyenlere bgys siteminin aşamaları ve bir bgys yazılımının içeriği hakkında fikir vereceği düşünülmektedir . günümüzde özellikle kobi ölçeğindeki firmaların kurumsallaşması yönünde atacağı adımlarda bgys uygulamalarının benimsenmesi firmaların geleceği açısından büyük önem taşımaktadır . çalışmanın bgys sistemi uygulamak isteyen tüm kurum ve firmalar için küçük bir rehber olacağı düşünülmektedir .
450
106
[ 0, 3, 2, 15, 75, 3, 76, 63, 8765, 40, 1598, 177, 15, 2998, 2647, 5397, 1171, 23, 10853, 89 ]
Konya İli Kuru Şartlarında Arpa (Hordeum vulgare L.) Genotiplerinin Verim ve Bazı Tarımsal Özelliklerinin Araştırılması
bu çalışma arpa hat ve çeşitlerinin verim ve bazı tarımsal özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır . çalışmada materyal olarak bahri dağdaş uluslararası tarımsal araştırma enstitüsü arpa ıslah programındaki hat ve standart çeşit kullanılmıştır . deneme yetiştirme sezonunda kısmen dengeli latis deneme deseninde tekerrürlü tarla denemesi olarak konya da yürütülmüştür . denemede tane verimi bitki boyu başaklanma gün sayısı olgunlaşma gün sayısı ve kış zararı özellikleri incelenmiştir . araştırma sonuçlarına göre genotiplerin tane verimi kg da arasında değişirken deneme ortalaması kg da olmuştur . en yüksek verim numaralı hattan elde edilmiştir . denemede bitki boyu . ile . cm arasında başaklanma gün sayısı ile gün arasında olgunlaşma gün sayısı ile gün arasında ve kış zararının ise . ile . arasında değiştiği belirlenmiştir . incelenen tane verimi başaklanma ve olgunlaşma gün sayısı ve kış zararı özellikleri yönünden istatistiki olarak seviyesinde genotipler arasında önemli farklar bulunurken bitki boyu özelliği önemsiz bulunmuştur . bu çalışmada özellikle tane verimi ve bazı özellikler bakımından melez hatların standart çeşitleri geride bıraktığı görülmüştür . ileri çıkan bu hatların ıslah programlarında kullanılmaya devam edilmesi gerektiği düşünülmektedir .
arpa dünya da buğday çeltik ve mısırdan sonra en fazla tarımı yapılan tahıl türüdür . türkiye de ise yıldan yıla değişmekle birlikte yaklaşık . milyon hektar ekim alanı . milyon ton üretim ve kg da verim ile buğdaydan sonra en çok ekimi yapılan tahıl türüdür . türkiye arpa üretimindeki en önemli pay iç anadolu bölgesinindir . iller bazında bakıldığında ise gerek ekim alanı gerekse üretim miktarı yönünden ilk sırayı konya almaktadır . arpa üretiminin büyük çoğunluğu ülkemizde yağmura dayalı şartlarda yapılmaktadır . deneme yetiştirme sezonunda x kısmen dengeli latis deneme deseninde tekerrürlü tarla denemesi olarak konya da yürütülmüştür . deneme ekimi mibzerle parsel sıra arası cm sıra ve m uzunluğunda olacak şekilde yapılmıştır . tane verimi bitkiler hasat olgunluğuna geldiğinde parsellerden elde edilen ürün dekara verim şeklinde çevrilerek bulunmuştur . bitki boyu hasattan önce her parselden adet olmak üzere bitki toprak seviyesinden uç kısmına kadar ölçülüp ortalaması alınarak bulunmuştur . başaklanma gün sayısı ocak tan başlayarak parselin sinin başaklandığı güne kadar geçen günler sayılarak bulunmuştur . olgunlaşma gün sayısı ocak tan başlayarak bitkilerin hasat olgunluğuna geldiği güne kadar sayılarak bulunmuştur . kış zararı kıştan sonra bitkilerin zarar görme oranları skalasına göre belirlenerek bulunmuştur . bu skalaya göre zarar görmemiş parsel tamamen zarar görmüş olarak değerlendirilmiştir . en yüksek verim numaralı hattan elde edilirken en düşük verim numaralı hattan elde edilmiştir . standart çeşitlerden ise kg da ile en yüksek verime çıldır ulaşırken bunu kg da ile karatay çeşidi izlemiştir . denemede tane verimi değerleri genel olarak düşük gerçekleşmiştir . bunun nedeni olarak da yağış miktarının düşük seyretmesi olarak açıklanabilir . genotipler arasında verim farklılıklarının oluşması çevre etkisinden ziyade genotip etkisinden olduğu düşünülmektedir . standart çeşitlerden ise en erken başaklanan . gün ile karatay çeşidi olmuştur . çalışmada olgunlaşma gün sayısına göre genotipler incelendiğinde genotipler arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur . denemede en erken olgunlaşma . gün ile numaralı hatta olurken en geç olgunlaşma gün ile numaralı hatta olmuştur deneme ortalaması ise . gün olarak tespit edilmiştir . standart çeşitlerde ise en erken olgunlaşma . gün ile tokak çeşidinde olmuştur . bazı arpa çeşitlerinin verim ve tarımsal özelliklerini inceledikleri çalışmada arpa çeşitlerinin olgunlaşma gün sayılarını ortalama . gün olarak bildirmişlerdir . denemede genotipler tane verimi kış zararı başaklanma gün sayısı olgunlaşma gün sayısı ve bitki boyu özellikleri yönünden incelenmiş yapılan analizler sonucunda incelenen özelliklere göre genotipler arasında önemli farklılıklar belirlenmiştir . buradan hareketle verim ve diğer özellikler yönünden ön plana çıkan hatların arpa ıslah programında kullanılmaya devam edilmesi gerektiği ayrıca bu hatların melez bahçesine ilave edilerek melezlemelerde kullanılması gerektiği kanaatine varılmıştır .
433
192
[ 0, 3, 2, 15, 51, 3, 1272, 10682, 14481, 15, 2168, 3, 35, 3, 1872, 9660, 40, 23, 726, 3 ]
Teknolojik Pazarlama Üzerine Bir İnceleme
bu çalışma teknoloji teknoloji pazarlaması ve yöntemleri hakkında bilgiler içermektedir . teknoloji günlük hayatımızın her alanında tüm yaş gruplarını etkilemekte ve her geçen gün hayatımızdaki yerini ve önemini arttırmaktadır . mobil teknolojilerin ve internet servis altyapılarının gelişmesi ve uygun fiyatlı olması ile birlikte artık zaman ve yer kısıtlarına bağlı kalmadan teknolojiden ve beraberinde getirdiği yeniliklerden faydalanmak mümkün olmaktadır . sosyal medyanın ve paylaşım ağlarının ortaya çıkışı ve her geçen gün kapsama alanlarının artmasıyla birlikte toplumların teknoloji bağımlılığı artmış ve insanlar arasında her konuda çok yönlü veri aktarımı ve paylaşımı imkanı ortaya çıkmıştır . bunun neticesinde de dijital pazarlama kavramı kendine yer bulmuştur . teknoloji hedef kitleye ulaşmada vazgeçilmez bir unsurdur . teknolojik pazarlama teknoloji kullanılarak markaların reklamı pazarlanması ve teknolojinin sosyal amaçlar için pazarlanması anlamlarını taşımaktadır . ayrıca teknoloji her konu üzerinden yapılan pazarlamanın etki çapını arttırmaktadır . bu çalışmada teknolojik pazarlamanın aşamaları çeşitleri önemi ve sağladığı avantajlar incelenmektedir .
globalleşen dünyamızda nüfusun artması serbest piyasa ekonomisinin tüm dünyada yaygınlaşması hayat standartlarının iletişim ve haberleşme ağlarının gelişimi ve buna paralel olarak teknolojiye olan talep hızla artmaktadır . bu açıdan bakıldığında teknoloji günlük hayatımızda yer alan vazgeçilmez bir unsur olarak yer almakta ve kitlelere ulaşmak pazarlama yapmak için teknolojiden daha uygun bir altyapı daha etkili bir alan bulunmamaktadır . örneğin spor alanı üzerinden yapılan bir reklam veya pazarlamanın etkisi spor etkinliğinin yer aldığı salon veya stat kadarken teknolojinin devreye girmesi ile birlikte internet ve televizyon gibi araçlar aracılığıyla tüm dünyaya ulaşmaktadır . teknoloji günümüz toplumunda insan yaşamının her alanında yer almaktadır ve giderek önemi etkisi artmaktadır . terim özellikle ikinci sanayi devrimi ile bağlantılı olarak gelen büyük yeniliklerle . teknoloji tüketicisi tüm toplumda teknolojik ürün ve hizmetleri tüketen birey ve işletmeler olarak belirtilebilir . firmalar arasında büyük çekişmeler adeta savaşlar yaşanabilmektedir . fuar gibi teknolojik organizasyonların yönetimini ve pazarlamasını içerir . hızla gelişen teknoloji artan mobil cihazlar insanların yaşam tarzını değiştirdiği gibi satın alma alışkanlıklarını da değiştirmiştir . arama motorları kullanımı te yahoo ve altavista ile başlamış bunları de ask . com izlemiştir böylece kullanıcılar buralarda ürün ve hizmetlerle ilgili bilgilere ulaşabilmişlerdir . sonrasında teknoloji bağlantılı büyümede artış meydana gelmiş ve bu teknoloji şirketlerinin performansının göstergesi olarak kabul edilmişti . çok daha yeni olan facebook twitter gibi paylaşım ağları ve bloglar yeni pazarlama alanları doğmuştur . yeni mobil ve interaktif platformlar yaratıcılığa açık pazarlama olanağı sunmaktadır . sem uygulamaları sadece arama sonuçları ile sınırlı olmamakla birlikte seçimlere göre ilgili piyasayla ilgili olan siteler içerisinde de reklam varyasyonlarının gösterilmesine olanak sağlar . seo hiç bitmeyen sürekli devam etmesi gereken bir pazarlama çalışmasıdır . oyunlaştırmanın merkezinde ürün ya da hizmet bir başka deyişle asıl değer denilen ana iş yer alır . eğer yemeksepeti . com üzerine kullanıcı etkileşimini arttırmak amacıyla ödül sistemi üyelik kaydınızın ne kadarını doldurduğunuzu gösteren bir progress bar yemeğe meraklı kullanıcılar için oyun unsurları eklenerek eğlenceli bir statüye dönüştürülebilir . içeriğin alıcının ilgilendiği alanlarla alakalı olması doğru kişiye doğru zamanda doğru mesajı göndermek her başarılı e posta pazarlama stratejisinin köşe taşlarından biri olmuştur . mobil telefonlar mobil pazarlama içinde önemli bir tutundurma aracı olmasından dolayı satış reklam satış geliştirme halkla ilişkiler ve doğrudan pazarlama faaliyetlerinin daha etkin bir şekilde yerine getirilmesini sağlamaktadır . çekme stratejisi ise daha çok şifre gönder çekilişe katıl şeklindedir . sosyal ağlarda gizlilik ve güvenlik konusu kullanıcılar tarafından her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır . teknoloji alanında her yeni gün beraberinde yenilikler ve değişiklikler getirmektedir . pazarlamanın p si olarak bilinen karma elemanları işletmelerin tüm pazarlama faaliyetlerini oluşturur . teknolojik pazarlamaya ilişkin uygulamada birçok örnek bulunmaktadır . wikitude un zenginleştirilmiş gerçekliği ile kullanıcı akıllı telefonu elinde tutarak ve çevresindeki kuruluşlarla temasta bulunabilmekte bazı kuruluşlar reklam verebilmektedir .
426
141
[ 0, 3, 2, 40, 291, 2, 29, 2, 29, 3, 63, 9, 1314, 265, 2, 29, 2, 29, 3, 8781 ]
Şeftalilerde merkezi lider terbiye sisteminin büyüme, verim ve kalite üzerine etkileri
bu çalışma şeftalilerde merkezi lider terbiye sisteminin büyüme verim ve kalite üzerine etkilerini belirlemek için yıllarında karadeniz tarımsal araştırma enstitüsünde yürütülmüştür . denemede çöğür anacına aşılı redhaven ve elegant lady şeftali çeşitleri kullanılmış ve fidanlar yılı şubat ayında dikilmiştir . araştırmada merkezi lider terbiye sistemi ile goble terbiye sistemi karşılaştırılmıştır . denemeye alınan ağaçlarda ağaç çapı ağaç boyu taç boyu ve taç hacmi belirlenmiştir . ayrıca araştırmada ağaç başına verim meyve ağırlığı ve suda çözünebilir kuru madde içeriği de saptanmıştır . denemede elegant lady çeşidi merkezi lider terbiye sistemindeki ağaçların meyve ağırlığı verim ve sçkm değerleri bakımından goble sistemindekinden daha iyi sonuçlar verdiği tespit edilmiştir .
anavatanı çin olan şeftali rosales takımının rosaceae familyasının prunoidea alt familyasına bağlı olan prunus cinsine girer . bu gelişme daha çok elma armut kiraz bahçelerinde gözlense de özellikle şeftali bahçelerinde goble dışında yetiştiricilik yapılmamaktadır . terbiye sistemleri ağaçların güneşten en iyi şekilde faydalanması bunun sonucunda da maksimum fotosentez yapılması ve yüksek kalitede meyve ve yüksek miktarda verim elde edilmesi için çok önemlidir . aksi takdirde ülkemizde de küçülen meyve bahçeleri azalan nitelikli tarım işçisi miktarı ve yükselen işçilik maliyeti dikkate alındığında meyvecilik sürdürülebilir olmaktan çıkabilir . denemede çöğür anaç üzerine aşılı redhaven ve elegant lady şeftali çeşitleri kullanılmıştır . meyveleri oldukça kırmızı yuvarlak iri meyve eti sarı sulu ve dayanıklıdır . ayrıca merkezi lider terbiye şekli uygulanırken daha etkin bir yan dallanma için göz yönetimi tekniği kullanılmıştır taç uzunluğu alt kısımdaki ilk ana dal ile ağacın tepe noktası arasındaki mesafe olarak belirlenmiştir meyvelerden elde edilen ve filtre kağıdından süzülen meyve sularından alınan örneklerin sçkm içerikleri el refraktometresi ile tekerrürlü olarak belirlenmiştir . yılında dikilen ağaçlarda veriler yıllarında alınmış merkezi lider terbiye sisteminin ağaçların vejetatif gelişim düzeylerine verim ve meyve özelliklerine etkisi incelenmiştir . çizelge de görüldüğü gibi yılında ağaç çapı bakımından her iki çeşitte de uygulanan terbiye sistemleri arasında istatistiki düzeyde önemli bir farklılık görülmezken yılında redhaven çeşidi goble sisteminde ağaç çapı bakımından merkezi liderden daha yüksek değere sahip olmuş ve bu değer istatistiki olarak önemli bulunmuştur . ağaç boyu açısından te redhaven da uygulanan terbiye sistemleri arasında farklılık bulunmazken elagant lady çeşidinde merkezi liderdeki değer daha yüksek olmuş ve bu değer istatistiki olarak önemli bulunmuştur . yılında ise ağaç boyları her iki çeşitte de merkezi lider terbiye sisteminde istatistiksel olarak daha yüksek olmuştur . ayrıca denemedeki merkezi lider ve goble sistemindeki ağaçların genel görünümü şekil ve de verilmiştir . çizelge te merkezi lider terbiye sisteminin incelenen çeşitlerde bazı meyve özellikleri üzerine etkisi verilmiştir . yılında meyve ağırlığı ve verim bakımından her iki çeşitte de uygulanan terbiye sistemleri arasında istatistiki olarak önemli bir farklılık görülmemiştir . söz konusu araştırıcıların sonuçları bizim sonuçlarımız ile kısmen çelişse de birim alan dikkate alındığında benzerlik göstermektedir . yaptıkları bir çalışmada merkezi liderin şeftaliler için uygun bir terbiye sistemi olduğunu bildirmişlerdir . ülkemiz birçok meyve türünde olduğu gibi dünya şeftali üretiminde de önemli bir konumdadır . dünyada meyvecilikte yetiştirme sistemleri üzerine yoğun çalışmalar yapılmakta bu çalışmalar sonucunda yeni sistemler geliştirilmektedir . geliştirilen bu sistemler ağaçların erken meyveye yatması verim etkinliğinin artırılması ve işçiliğin azaltılması gibi birçok önemli avantaj sağlamaktadır . ülkemizin dünya meyve yetiştiriciliğindeki yerini daha ileriye götürebilmesi için terbiye sistemleri ve bahçe yönetimi ile ilgili çalışmalara önem verilmelidir . bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre ülkemizde şeftali yetiştiriciliğinde merkezi lider terbiye sisteminin kullanılabileceği ve konu ile ilgili daha çok çalışılması gerektiği ortaya konulmuştur .
487
108
[ 0, 3, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 3, 1859, 3302, 9, 15, 384, 9, 7, 2, 29, 2, 29 ]
Diş hekimliği öğrencilerinin biyoistatistik dersine yönelik tutumları ve başarı durumlarının incelenmesi
biyoistatistik diş hekimliğinde araştırma tasarlanması ve uygulanması için verilerin analiz edilmesi sonuçların yorumlanması ve yüksek kalitede yayın basılmasında büyük öneme sahiptir . bu çalışma diş hekimliği fakültesinde öğrenim görmekte olan lisans öğrencilerinin biyoistatistik dersine yönelik tutumlarını ve derse ilişkin başarılarını incelemeyi amaçlamaktadır . gereç ve yöntem çalışma eğitim öğretim yılında ege üniversitesi diş hekimliği fakültesi ndeki iki kredilik zorunlu biyoistatistik dersini alan lisans birinci sınıfta öğrenim gören öğrenciye uygulanmıştır . öğrencilerin tutumları dokuzlu likert tipinde hazırlanmış geçerliliği ve güvenilirliği daha önceden çalışılmış olan ölçek kullanılarak belirlenmiştir . ön test ve son test için güvenilirlik analizi yapılıp ölçek toplamı ve ölçek alt boyutları için cronbach alfa katsayıları elde edilmiştir . tutum puanlarının ve sınav notlarının normal dağılıp dağılmadığını görmek için shapiro wilk testi kullanılmıştır . ön test ve son test tutum ölçeği puanlarının karşılaştırılmasında iki bağımsız grup için t testi kullanılırken vize ve final sınavları notları ile örnek soru puanlarının karşılaştırılmasında iki bağımlı grupta wilcoxon işaretli sıra testi . anlamlılık düzeyinde kullanılmıştır . bulgular cronbach alfa katsayısı ön test için . son test için . bulunarak ölçeğin oldukça güvenilir olduğunu belirlenmiştir . öğrencilerin ders yılı sonundaki tutum puanlarında artışlar olduğu görülmüş ön test ve son test tutum ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık elde edilmiştir . ara sınav ve final sınavı notları arasında ve her iki sınavda sorulan örnek soru puanı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır . sonuç biyoistatistik dersinin işlenişi öğrencilerin derse yönelik tutumlarını ve başarılarını olumlu yönde etkilemiştir . bu nedenle diş hekimliği fakültesinde okutulmakta olan biyoistatistik dersinin etkili işlendiği söylenebilir .
üniversitelerin farklı lisans programlarında öğrenciler için istatistik dersi oldukça önemlidir çünkü öğrencilerin istatistik üzerine bilgi ve tecrübeleri gelecekteki kariyerlerini etkileyebilmektedir . literatüre bakıldığında istatistiğe yönelik tutumun geliştirilebilir olduğu ortaya çıkmaktadır . özellikle sağlık alanındaki çalışmalara bakıldığında verilerin toplanması toplanan veya deneysel olarak elde edilen verilerin uygun istatistiksel yöntemlerle analiz edilmesi ve bu analiz sonuçlarının yorumlanması gibi aşamalarda hataların ve eksikliklerin olduğu görülmektedir . bu amaçla biyoistatistik dersine yönelik tutumların belirlenmesinde istatistiğe yönelik tutum ölçeği uygulanıp ders yılı öncesi ve sonrasında derse yönelik tutumun olumlu yönde artış gösterip göstermediği incelenmiştir . bu çalışmada diş hekimliği lisans öğrencilerinin eğitim öğretim yılında ege üniversitesi diş hekimliği fakültesi ndeki iki kredilik zorunlu biyoistatistik dersine ilişkin tutumları ve başarıları değerlendirilmiştir . çalışma durum saptamasına yönelik olduğu için betimsel analiz yapılmıştır . birinci sınıfta öğrenim gören si kadın ve i erkek olmak üzere toplam öğrenci çalışmaya katılmıştır . elde edilen verilerin istatistiksel analizinde ıbm spss versiyon . istatistiksel paket programı kullanılmıştır . çalışmada kullanılan ölçek için e posta yolu ile yazardan kullanım izni alınarak çalışmaya başlanmıştır . bu ölçekten alınabilecek en düşük tutum puanı en yüksek tutum puanı ise olarak belirtilmiştir . ara sınavda adet doğru yanlış sorusu ve adet açık uçlu soru sorulurken final sınavında adet çoktan seçmeli ve adet de açık uçlu soru sorulmuştur . biyoistatistik dersinde yapılan uygulamada öğrencilerin tutum ölçeği puanlarından ve sınav sonuçlarından elde edilen bulgular aşağıda sırasıyla verilmektedir . son testte tutum ölçeği toplam puan ortalamasında ve minimum maksimum puan değerlerinde artış olduğu görülmektedir . bu değer ölçeğin oldukça güvenilir olduğunu göstermektedir . istatistiğin meslek yaşantısı ile ilişkisinde istatistik kaygısı korkusunda istatistikten keyif alma ve algılanan istatistik güçlüğünde son test ortalama puanlarındaki artışlar istatistiğe yönelik tutumun olumlu yönde arttığını ortaya çıkartmaktadır . bu alt boyutların içerdikleri sorular hesaplanan cronbach alfa katsayıları puan ortalamaları ve standart sapmaları tablo ten görülebilmektedir . istatistiğe yönelik tutum ölçeğinin eğitim öğretim süreci sonunda son test ortalama puanlarındaki artışlara göre istatistiğin meslek yaşantısı ile ilişkisinde istatistik kaygısı korkusunda istatistikten keyif almada ve algılanan istatistik güçlüğünde istatistiğe yönelik tutumun olumlu olduğu fakat istatistiğin önemi konusunda öğrencilerin henüz bilinçlenemedikleri ortaya çıkmıştır . biyoistatistikçilerin istatistiksel danışmanlığa gelenlerden aldığı geri bildirimler doğrultusunda araştırmacıların öğrencilik döneminde istatistiğe yeterince önem vermediklerini belirtmektedir . bu nedenle istatistiğin öneminin meslek eğitimi tamamlandıktan sonra anlaşıldığı söylenebilmektedir . avrupa da ortodonti yüksek lisansı yapan öğrencilerin biyoistatistik bilgisinin sadece önceki eğitimlerinden etkilendiğini belirtmiştir . fakat diş hekimliğindeki araştırma süreçlerinde biyoistatistik danışmanlık alma oranı oldukça düşük olduğundan lisansta alınan biyoistatistik eğitiminin büyük önem taşıdığı söylenebilmektedir . ileride yapılması planlanan çalışmalarda tutum ölçeğinin diş hekimliği eğitiminin son yılına gelmiş aynı öğrenci grubuna uygulanarak sonuçların bu pozitif değişimi daha açık bir şekilde gösterip göstermediği incelenebilir . bir yıllık dersin sonunda ara sınav ve final sınavındaki soruların puan değerlendirmelerine bakıldığında öğrencinin dönem sonuna kadar biyoistatistik bilgilerini unutmadıkları ve yeni bilgiler kazandıkları ortaya çıkmaktadır . dolayısıyla verilen eğitimin kalıcılığı arttırdığı görülmektedir . bu nedenle diş hekimliği fakültesinde okutulmakta olan biyoistatistik dersinin etkili işlendiği söylenebilmektedir .
467
246
[ 0, 3, 2, 29, 23, 624, 3585, 1171, 77, 623, 157, 40, 2, 3, 40, 159, 3247, 478, 40, 291 ]
Turist Rehberliğinde İstihdam Alanları ile İlgili Sorunlar
bu çalışmanın amacı turist rehberliği mesleğinin istihdam alanlarıyla ilgili yaşanan sorunların genel bir bakış açısıyla değerlendirilmesini sağlamaktır . turist rehberlerinin istihdam alanlarıyla ilgili sorunların ortaya konulması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi dolayısıyla turist rehberlerinin mesleğe bakış açılarını olumlu yönde etkilemek ülke turizmine katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir . konuyla ilgili gerçekleştirilmiş kuramsal ve uygulamalı çalışmalar ile mevcut uygulamalar dahilinde elde edilen bilgiler doğrultusunda ikincil veri analizi ve yazarların turizm sektöründeki ve alandaki gözlemlerine dayanılarak hazırlanan bu çalışmada özellikle konuyla ilgili taraflara öneriler getirilmesi ve sorunların ortadan kaldırılması için adımların atılmasına önayak olmak hedeflenmektedir . yapılan literatür taraması kapsamında turist rehberlerinin yaşadığı sorunlar istihdam alanları bağlamında ortaya konulmuş ve turist rehberleri ile istihdam alanları konusunun önemi vurgulanmıştır . daha sonra turist rehberlerinin istihdam alanları ile ilgili yaşadıkları veya yaşayabilecekleri sorunlar ifade edilerek çözüm önerileri getirilmiştir . konuyla ilgili yapılan çalışma sayısının az olması ve az sayıdaki bu çalışmaların da genellikle turist rehberlerinin eğitimi ve sektörün sorunlarına yoğunlaştığı görülmüştür . bu bağlamda turist rehberlerinin istihdam alanlarıyla ilgili sorunlarının genel olarak değerlendirildiği bu çalışmanın alana katkı sağlaması beklenmektedir . bu çalışma ağırlıklı olarak turizm ve özellikle turist rehberleri üzerine konuyla ilgili gerçekleştirilmiş çalışma sonuçları ve bunların değerlendirilmesi ile sınırlıdır .
yüzyılın ilk yıllarından itibaren hızla gelişme gösteren teknoloji ile birlikte birçok sektör daha önce hiç olmadığı kadar ivme kazanarak gelişmeye başlamıştır . bu bağlamda turizmde aracı rolü üstlenen seyahat işletmeleri turisti karşılayan gezdiren ve turistin ikametgahına dönmesini sağlayan işletmelerdir . özellikle kitle turizminin artış gösterdiği son yıllarda çeşitli çaba ve masraflarla kazanılan turistlerin sürekli müşteri haline gelebilmesinde turist rehberlerinin rolü yadsınamaz . turist rehberliğinin gerek net bir istihdam alanının olmaması sorunu gerekse mesleğin ana meslek gruplarından biri değil de genellikle ek iş olarak kabul edilmesinden kaynaklanan sorunlar bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturmuştur . bu çerçevede çalışmanın amacı turist rehberliği mesleğinin istihdam alanlarıyla ilgili yaşanan sorunların genel bir bakış açısıyla değerlendirmesini yapmaktır . çalışmada son olarak söz konusu bu süreçte yaşanan sorunlara özet bir bakış sunulmuş değerlendirilmiş ve konuyla ilgili olarak turist rehberliği mesleğinde yaşanan istihdam sorunlarına karşı neler yapılabileceğine ilişkin ilgili taraflara ve araştırmacılara öneriler sunulmuştur . türk dil kurumu na göre rehber kelimesi birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan yol gösteren kimse veya şey delil olarak tanımlanmaktadır . rehberliği meslek olarak tercih eden ve rehberlik çalışma kartına sahip olan kişilere profesyonel turist rehberi denilmektedir . insanlar birbirinden farklı amaçlarla sürelerle ve şekillerle turizm faaliyetine katılmaktadırlar . bu durum turist rehberlerinin üstlendikleri misyonun bilgi vermekten çok daha fazlasını ifade ettiğini göstermektedir . rehberlerin eğitimli olmaları acentalar tarafından tercih edilmelerinde önemli bir rol oynamaktadır . dolayısıyla turist rehberlerinin istihdam alanları denildiğinde ilk akla gelen yer seyahat acentalarıdır . bununla birlikte turist rehberlerinin mesleklerini icra ederken çalışma alanları turizm çeşidine ve turist profiline göre değişebilmektedir . turist rehberleri seyahat işletmelerinde sabit geliri olan personel olarak çalışabildikleri gibi mesleklerini serbest olarak da icra edebilmektedirler . turun hazırlanmasıyla başlayan bu süreç turist rehberi için diğer süreçlere göre daha az sorunun yaşandığı süreç olmakla birlikte stratejik anlamda en önemli süreçtir . tur esnasında yaşanan sorunlar turist rehberleri için sorunun yoğun olarak yaşandığı sürecin tur esnası olduğunu söylemek mümkündür . önemli olan turist rehberinin sorunlar karşısında hazırlıklı ve mesleğin gereklerinden olan kriz yönetimini iyi yapabilme konusunda liderlik edebilmesidir . örneğin tur öncesinde yaşanan sorunların çözümü için turist rehberleri tur planını hazırlarken dikkatli davranarak oluşabilecek aksaklıklara karşı önlemlerini de almalıdır . tur esnasında yaşanan sorunlar için ise turist rehberi yaşanan herhangi bir sorun karşısında adeta acil durum personeli gibi soruna direkt müdahale edebilmelidir . tanıtım faaliyetlerinde turist rehberlerinden faydalanılacaktır ifadesine yer verilmesi turist rehberlerinin istihdam alanlarını genişletme konusunda atılacak bir adım olarak ifade edilebilir . bu da turizm işletmelerindeki işgörenlerin eğitimli ve konularına hakim olmalarıyla sağlanabilir . sonuç olarak turist rehberlerinin istihdam alanlarıyla ilgili sorunlar yaşaması muhtemeldir . bu konuda turist rehberlerine düşen yaşanan sorunları en kısa ve en etkili yöntemlerle çözüme ulaştırmak için elinden geleni yapmaktır . en nihayetinde belediye ve kültür ve turizm il müdürlüklerinde turist rehberi bulundurmak bu kurumlar kapsamında yapılan geziler için avantaj sağlayacaktır . aynı zamanda turist rehberleri için yeni istihdam alanı açılmış olacak ve kurumlar da turist rehberlerinden verim alabileceklerdir .
462
189
[ 0, 3, 2, 40, 51, 9, 2754, 2, 3, 8781, 3, 8781, 23, 3, 8781, 3, 8781, 23, 3, 8781 ]
İstanbul, Ankara ve Sakarya İllerinin 2018 Yılı İtfaiye Olaylarının Karşılaştırılması
yangın yanıcı maddenin yakıcı madde ile belirli oranlarda yeterli ısı ile birleşmesinden kaynaklanmaktadır ve hayatımızı olumsuz yönde etkilemektedir . yangına kısa sürede müdahale edilmez ise can ve mal kayıpları yaşanabilir hatta yaşanan olay felakete dönüşebilir . günümüzde yangınlar birçok nedenden dolayı meydana gelmektedir . tutulan verilerin işlenmesiyle oluşturulan istatistiklere göre birçok yangının temel nedeninde insanlardan kaynaklı hatalar bulunmaktadır . birçok ülkede yangınlar hakkında genel istatistikler tutulmaktadır . ülkelerin yönetim mekanizması olan devlet bu istatistikler sayesinde ulusal tedbirlerin alınması için kamu spotu eğitim vb . yöntemlerle halka bilgilendirme yapmaktadır . bunlara en iyi örnek amerika birleşik devletleri nin bir kuruluşu olan ulusal yangından korunma birliği gösterilebilir . ülkemizde ise benzer istatistiki çalışmaları bir çeşit yerel yönetim olan ve sayılı yasaya tabi olan belediyeler tarafından tutulmaktadır . belediyelerin itfaiye daire başkanlıkl rı tarafından hazırlanan bu istatistikler bazı illerimiz tarafından faaliyet raporu veya yıllık istatistiki veriler olarak yayımlanmaktadır . bu verilerin tek bir istatistik havuzunda toplanıp yönetilmesi ve ulusal tedbirlerin alınması bir ihtiyaçtır . bu ihtiyaç doğrultusunda yangınları önleyici faaliyet çalışmaları ülkemizde ulusal bir kuruluş tarafından yönetilebilir . bu çalışmada istanbul ankara ve sakarya illeri yılı verileri incelenmiştir . her üç ilimiz için kayıt altına alınan yangın sayıları yangınların mevsimsel dağılım yapısal veya yapısal olmayan yangınlar ve yangının başlangıç nedenleri incelenmiştir . çalışmanın istanbul ankara ve sakarya illerindeki itfaiye olayları hakkında genel bilgi vermesi beklenmektedir .
ateşin bulunması sayesinde insanoğlu geçmişten günümüze kadar büyük gelişme yaşamıştır . yangın olaylarının azaltılabilmesi için eğitim ve bilinçlendirme şarttır . eğitimin yeterli ve kaliteli seviyede olabilmesi için yaşanmış olaylardan ders çıkarılması ve gerekli önlemlerin alınması sağlanmalıdır . yılsonu nüfus sayımlarına göre istanbul ili . . ankara ili . . ve sakarya ili . . nüfusa sahip olmuştur . ankara ve sakarya illerinde üçüncü sırada en fazla yangın kış ve ilkbahar aylarında yaşanmıştır . ayrıca istanbul ili için kış ilkbahar ve sonbahar mevsimleri arasında yüzdesel olarak fazla fark olmadığı görülmüştür . istanbul ilinde yaz mevsiminde gerçekleşen . yangın olayının . adedi ot yangınları olarak kayıtlara geçmiştir . bu sayılara göre istanbul ilinde yaz mevsiminde gerçekleşen yangın olaylarının yaklaşık u ot yangınlarından kaynaklanmıştır . aşağıda istanbul ilinin yılı sonbahar mevsiminde yaşanan yangınlar incelenmiştir . yaşanan adet yangının dağılımı şekil te gösterilmiştir . yangın sebepleri çok çeşitli olup yangın türü içerisindeki başlıca iki yangın sebebi paylaşılmıştır . bu yangınların adedi çöp araç konut gecekondu ve işyeri yangınlarıdır . oranında ise farklı yangın türleri meydana gelmiş olup bu yangınlar adettir . tablo da ise yılında sakarya ilinde kış mevsiminde meydana gelen ve toplam adet olan bina çöp işyeri ve araç yangınlarının başlıca sebepleri paylaşılmıştır . ilkbahar mevsiminde toplam adet yangın meydana gelmiştir . sakarya ilinde yılı yaz mevsiminde meydana gelen ve şekil te gösterilen yangınlar oranındadır . aşağıda sakarya ilinin yılı sonbahar mevsiminde yaşanan yangınlar incelenmiştir . istanbul ili için yılında gerçekleşen . adet yangın verisi yapısal ve yapısal olmayan yangın dağılımlarına göre incelendiğinde şekil elde edilmiştir . sigaradan veya kibritten kaynaklı yangınlar risklerinin azalması için ülkemizde sayılı tütün ürünlerinin zararlarının önlenmesi ve kontrolü hakkında kanun etkinlik kapsamı arttırılarak mevcut risk faktörleri azaltılabilir . araçlarda meydana gelen elektrik yangınlarının risk faktörleri azaltılması ise denetimlerin arttırılmasıyla sonuç verebilir . bu durum için kamu spotu ile toplumu bilinçlendirilme çalışmaları yapılabilir . bu yangınların adedi konutlarda adedi fabrikalarda yaşanmıştır . yılında ankara ilinde yapısal yangın meydana gelmiştir . çalışma içerisinde daha önceki yıllara ait verilere yer verilmemiştir fakat önceki yıllara nazaran yılında çalışmada geçen üç ilimizde elektrik sebepli yangınlarda önemli bir artış meydana geldiği gözlemlenmiştir . bu sayede bazı ülkelerde olduğu gibi ülkemiz de yangın olaylarına karşı proaktif bir yaklaşım sergileyebilir ve yerel tedbirler yerine ulusal bilinçle yangın ı önleme politikası yürütebilir .
369
210
[ 0, 389, 4031, 9, 3, 162, 3, 7, 1639, 1208, 9, 3, 7613, 77, 221, 3, 1272, 8970, 1272, 29 ]
FARKLI KÜLTÜREL ALTYAPIDAN GELEN AİLELERLE ÇALIŞMADA OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLARA YÖNELİK KULLANDIKLARI ÇÖZÜM YOLLARI
bu araştırmanın amacı okul öncesi eğitimde farklı kültürel altyapıdan gelen aileler ile çalışırken okul öncesi öğretmenlerin karşılaştığı sorunlar ve bu sorunlar karşısında öğretmenlerin geliştirdikleri çözüm yöntemlerinin neler olduğunun tespit edilmesidir . araştırmanın çalışma grubunu diyarbakır ve şırnak illerinde okul öncesi okullarda farklı kültürel altyapıdan gelen öğrencilerin bulunduğu tespit edilen sınıflarda eğitim öğretim yılında görev yapmakta olan okul öncesi öğretmen oluşturmuştur . betimsel kapsamda nitel yöntemin kullanıldığı araştırmada veriler araştırmacı tarafından geliştirilen ve dört sorudan oluşan görüşme formu aracılığı ile toplanmıştır . görüşmeler sonucunda elde edilen veriler bilgisayar ortamında yazılmış ve içerik analizine tabi tutulmuştur . yapılan analiz sonucu ortaya çıkan bulgular okul öncesi öğretmenlerin aileler ile iletişim kurmada bireysel görüşmeleri planlamada aile eğitim çalışmalarının yürütülmesinde ve ev ziyaretlerinde bulunma sürecinde çeşitli şekillerde sorunlar yaşadıklarını bu sorunları gidermede ise yeterli çözüm yöntemleri geliştiremediklerini ortaya koymuştur . bunun temel nedeni ise başta öğretmenlerin yörenin dilsel ve kültürel yapılarına yabancı olması yöre hakkında yeterli bilgi sahibi olmaması geldiği görülmüştür . buna göre araştırma yöresindebu araştırmanın amacı okul öncesi eğitimde farklı kültürel altyapıdan gelen aileler ile çalışırken okul öncesi öğretmenlerin karşılaştığı sorunlar ve bu sorunlar karşısında öğretmenlerin geliştirdikleri çözüm yöntemlerinin neler olduğunun tespit edilmesidir . araştırmanın çalışma grubunu diyarbakır ve şırnak illerinde okul öncesi okullarda farklı kültürel altyapıdan gelen öğrencilerin bulunduğu tespit edilen sınıflarda eğitim öğretim yılında görev yapmakta olan okul öncesi öğretmen oluşturmuştur . betimsel kapsamda nitel yöntemin kullanıldığı araştırmada veriler araştırmacı tarafından geliştirilen ve dört sorudan oluşan görüşme formu aracılığı ile toplanmıştır . görüşmeler sonucunda elde edilen veriler bilgisayar ortamında yazılmış ve içerik analizine tabi tutulmuştur . yapılan analiz sonucu ortaya çıkan bulgular okul öncesi öğretmenlerin aileler ile iletişim kurmada bireysel görüşmeleri planlamada aile eğitim çalışmalarının yürütülmesinde ve ev ziyaretlerinde bulunma sürecinde çeşitli şekillerde sorunlar yaşadıklarını bu sorunları gidermede ise yeterli çözüm yöntemleri geliştiremediklerini ortaya koymuştur . bunun temel nedeni ise başta öğretmenlerin yörenin dilsel ve kültürel yapılarına yabancı olması yöre hakkında yeterli bilgi sahibi olmaması geldiği görülmüştür . buna göre araştırma yöresinde çalışacak öğretmen ve diğer kamu görevlilerinin çocukları ve aileleri kendi dinamiği ve kültürel çeşitliliği içinde benzersiz ve değerli kabul edebilecek donanıma sahip olmalarının sağlanmasını gerekli kıldığı kanısına varılmıştır .
kültür belli bir mirasa tabi olan insan toplulukları tarafından paylaşılan ve nesilden nesile aktarılan tutumlar değerler inanç sistemleri normlar ve geleneklerdir şeklinde tanımlanmaktadır . çok kültürlü bir yapıyı bünyesinde barındıran türkiye de bu çeşitliliği görmek mümkündür . bunlar çocukların sınıf içinde fazlaca ön planda veya arka planda olmasını önlenmek değerlendirmeleri ayrım ve ayrıcalık yapmadan uygulamak çocuktaki dil gelişimine dikkat etmek yönergeleri ilk zamanlarda çocuğun ana dilinde vermek sınıf yönetimi ve disiplin konularında esnek yenilikçi ve yaratıcı olmaktır . bu çalışmada türkiye de okula başlayan çocukların geldikleri ortam ve evlerinde anneleriyle konuştukları diller incelenmiştir . bu durum öğretmen ve aile arasındaki iletişimi güçleştiren diğer bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır . bu araştırmanın amacı okul öncesi eğitimde farklı kültürel altyapıdan gelen aileler ile çalışırken okul öncesi öğretmenlerin karşılaştığı sorunların saptanması ve saptanan bu sorunlar karşısında öğretmenlerin çözüm yollarını veya önerilerini tespit etmektir . analizinde kullanılmak üzere araştırmacı tarafından oluşturulan görüşme sorularından faydalanılarak dört kategoriye ve bu kategoriler altında beş temaya ulaşılmıştır . veriler yazılırken öne sürülen çözüm ve öneriyi desteklemek amacı ile katılımcıların internet ve telefon görüşmesi sonucu elde edilen yorumlarından alıntılara yer verilmiştir . araştırma bulguları elde edilen veriler sonucunda öğretmenlerin faklı kültürel altyapıdan gelen öğrenci aileleri ile bir takım sorunlar yaşadığını ortaya çıkarmıştır . konuşmalarından ta i bir şey anlamasam da memnuiyet içinde olduklarını anlayabiliyorum . . aile eğitim çalışmalarında eve gönderilen anketler bilgilendirme çalışma sayfaları geri alınmadan sürdürülüyor . ev ziyaretleri aile katılım çalışmaları içinde yer alan stratejilerinden biridir . bu sorunun nedenini öğretmenler velilerin ilgisizliği yeterince zamanlarının olmaması ya da sosyal normlardan dolayı annelerin gelememesi şeklinde açıklamışlardır . farklı olarak öğretmenlerden sadece biri içinde bulunduğu toplumun dilini öğrenmeye çalıştığını söyleyerek ikinci bir çözüm yolu ortaya koymuştur . bilinmelidir ki çocuğun okuldan edindiği yaşantı örnekleri onun kültürel değerlerine eklenecektir .
444
353
[ 0, 3, 24065, 157, 3, 157, 13198, 11150, 40, 1272, 3, 8781, 1870, 9, 7, 9, 3808, 23, 3, 32 ]
Yapılı Çevrede Renk Tercihleri
renkler insan yaşamının her anında düzenleyici ayırt edici ve fark edici unsurlar olarak kullanılmaktadır . farkında olmadan algı sınırları içinde düşünülmekte ve tanımlanmaktadır . simgesel anlamları ile ortak bir renk dilinin oluşması gibi renkler bir araç olarak her türlü görsel öğe ve insan psikolojisi üzerinden özne ile etkileşim halindedir . bu çalışmada yapılı çevre üzerinden renklerin cinsiyet değişkeni ile olan ilişkisi irdelenmektedir . bu ilişkiyi ölçmek üzere katılımcıyla bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir . çalışmanın sonuçları çevrede görülen yapılar ile renklerin bir ilişkisi olup olmadığını kişilerin yapıları hangi renklerle bağdaştırdığını ve belirtilen renklerin kişilere çağrıştırdığı kavramları ortaya koymaktadır .
aynı zamanda insana hitap eden her türlü görsel öğenin içinde yer alarak fiziksel duygusal zihinsel ve ruhsal dünyaya çağrışımlarda bulunan derinden etkileyen bir güçtür . çünkü yeşilin sakinleştirici etkisi olduğu düşünülmektedir ve sakin karar verilmesi gereken anlarda bu renkten yararlanılmaktadır . otomotiv sektörü adrenalin yükseltici etkisi dolayısıyla spor arabalarda bu rengi kullanmaktadır . gıda sektörüne bakıldığında kırmızının iştah açıcı özelliğinden faydalanılmaktadır . birçok araştırma çocukların duvarları mavi olan okullarda daha uyumlu olduklarını göstermektedir . yeşil rengin diğer benzer renkler ile birlikte konsantrasyonu arttıran bir özelliğe sahip olduğu zihinsel aktivitelerin daha kolay gerçekleştirilmesini sağladığı ortaya konulmuştur . aydınlığı fazla olan sıcak renkler ise bunlarla birlikte birçok renk ve renk kombinasyonlarının farklı kullanımlarına dair tercihler mevcuttur . tek bir renk veya renk kombinasyonları ile harekete geçen duyulara renk duyusu denir . örneğin hapishane yapılarında renklerin ve doğal ışığın mekanlarda daha fazla kullanılmasının mahkumların iyi yöndeki davranışlarında artışa neden olduğu ortaya çıkmıştır . renkler üzerinden renklerin cinsiyet yaş ve kültür gibi değişkenler ile olan ilişkisi sorgulanmaktadır . yapılı çevreye ilişkin çağrışımlar ve bina türlerine göre renk tercihleri irdelenerek yapılarla renklerin ne tür bir ilişki içerisinde olduğu ortaya konulacaktır . kadın katılımcılarda ise krem bej ve tonları gibi açık renklerin tercihi söz konusudur . kadınlar krem ve tonlarını evin iç mekanı için huzur sadelik ve ferahlık ile bağdaştırmış evin dışı için belirttikleri krem ve tonlarını beyaz ve griyi sadelik ve dikkat çekmemesi açısından tercih ettiklerini belirtmişlerdir . kadınların si gri rengi hastalık ve kasvet ile erkeklerin u sarı rengi hastalık ve ayrılık ile bağdaştırmaktadır . hastane yapısı için kadınların erkeklere göre daha fazla renk seçeneği sundukları saptanmıştır . erkek katılımcılar kırmızı rengi tek başına eğlence olarak yorumlamıştır . mavi ile beyaz aynı oranda bunu takip eden renk ikilisi olmuştur . kadınların verdikleri cevaplarda gri renk oda rengi olarak belirtilmiştir . sarı renk güneş ile mavi renk ise sakinlik ile eşleşecek şekilde cevaplanmıştır . her iki grupta da en çok verilen cevap toplamda oranında kırmızı olmuştur . kırmızı iştah açıcı olması açısından her iki grupta da aynı cevaba denk gelmektedir . mimariden modaya mobilyadan ürün paketlerine ve düzenleyici kurallara kadar renkler insan yaşamında önemli bir yer tutmaktadır . bu bağlamda iç mekanlarda yapılarda ve kentlerde kullanılan renkler bir ruh hali yaratmaktadır .
393
93
[ 0, 3, 2, 29, 157, 1272, 3, 8781, 8654, 17, 15, 10447, 7, 152, 1313, 7, 63, 106, 76, 768 ]
Hatay‟dan seçilmiş bazı erkek incir genotiplerinin (Ficus carica var. caprificus) tozlayıcı özellikleri
bu araştırma hatay dan seçilmiş bazı erkek incir genotiplerinin tozlayıcı özelliklerini ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilmiştir . araştırmada altınkaya harbiye harbiye hisarcık kışlak kışlak genotipleri ve ak ilek armut ilek elma ilek hamza küçük konkur ve taşlık çeşitleri materyal olarak kullanılmıştır . tüm genotiplerin ilek ürünlerinde olgunlaşmanın yoğun olduğu dönem ilek meyvelerinden çıkan arıcıkların yüzdesi sürgündeki meyve sayısı meyve ağırlığı meyve eni meyve boyu boyun uzunluğu ostiol genişliği meyve kabuk rengi ilek meyvelerinden çıkan blastophaga ve sarıca sayıları ilek meyvelerindeki erkek çiçek sayısı başçık sayısı çiçek tozu üretim miktarları ve çiçek tozu canlığı ölçümleri gerçekleştirilmiştir . incir genotiplerinin sürgündeki meyve sayısı . . adet meyve ağırlığı . . g meyve eni . . mm ostiol genişliği . . mm çıkış yapan blastophaga sayısı adet meyve arasında değişim göstermiştir . harbiye genotipinin a değerinin pozitif düşük c ve h açı değerleri ile siyah meyve kabuk rengine sahip olduğu saptanmıştır . yapılan tartılı derecelendirme sonucunda altınkaya hisarcık ve kışlak genotiplerinin tozlayıcı özellikleri standart erkek incir çeşitleriyle kıyaslandığında iyi birer tozlayıcı özelliğe sahip oldukları belirlenmiştir .
incir ginodioik bir tür olup diğer meyve türlerinden farklı olarak çiçekleri meyve kılıfı içerisinde yer almaktadır . bu nedenle meyve tutumu tozlayıcı arıcığı ile gerçekleşmektedir adi incir bu grupta yer alan incirler döllenme olmadan ilkbahar ve yaz ürünleri meyve tutabilmektedirler . izmir tipi bu gruptaki çeşitlerin meyve tutması için mutlaka döllenmeye gereksinimleri bulunmaktadır . ülkemizin en önemli kurutmalık incir çeşidi sarılop ve sofralık çeşidi bursa siyahı ile birlikte ülkemizdeki genotiplerin büyük bir çoğunluğu döllenme durumu bakımından izmir tipi grubuna girmektedir . incir yetiştiriciliğinde kullanılacak ilek meyvelerinde istenilen özellikler ilek arıcığı miktarı fazla erkek çiçeklerin çiçek tozu üretim miktarı ve canlılığının yüksek olgunlaşma dönemi dişi incirlerle aynı zamanda gerçekleşen hem çok hem de iri ilek ürünlerine sahip ebe ve boğa ürünlerini içeren ve hastalık ile zararlılardan ari olmak şeklinde sıralanabilir meyve ağırlığı meyve eni meyve boyu boyun uzunluğu ostiol genişliği meyve kabuk rengi ilek meyvelerinden çıkan toplam blastophaga ve sarıca sayıları ilek meyvelerindeki erkek çiçek sayısı başçık sayısı çiçek tozu üretim miktarları ve çiçek tozu canlılığı ölçümleri gerçekleştirilmiştir . ilek ürünlerindeki meyve kalite ve renk analizleri yinelemeli ve her yinelemede meyve olmak üzere toplam meyvede yapılmıştır . çiçek tozu canlılık testi için her genotip ve çeşitten başçıkları patlamamış ve arıcık çıkışı başlamamış adet meyve toplanarak laboratuvara getirilmiştir . hatay dan seçilmiş olan erkek incirlerden harbiye ve altınkaya erkenci harbiye hisarcık kışlak ve kışlak genotipleri ise geçci olarak tespit edilmiştir . erkek incir çeşitlerinde ise olgunlaşmanın yoğun olduğu tarih ak ilek elma ilek hamza ve taşlık çeşitlerinde orta mevsim armut ilek ve küçük konkur çeşitlerinde geçci olarak belirlenmiştir . erkek incir genotipleri incelenen özellikler bakımından büyük farklılıklar göstermiştir . genotipler arasında en büyük varyasyon meyvedeki sarıca ve blastophaga sayısı sürgündeki meyve sayısı blastophaga çıkış süresi meyve ağırlığı ostiol genişliği ve meyvedeki erkek çiçek sayısında tespit edilmiştir . eroğlu ege bölgesi nden seçilen erkek incir genotiplerinde meyve ağırlığının . . g meyve eninin . . mm meyve boyunun . . mm arasında akaroğlu ve ark . gün arasında değişmiştir . incirde mutlak tozlanmaya gereksinim duyulan çeşitlerde ileklemenin birer hafta arayla en az iki defa yapılması önerilmektedir kahramanmaraş ilinden seçmiş oldukları erkek incir genotiplerinde başçık sayısının . . adet çiçek arasında başçıktaki çiçek tozu sayısının adet arasında bir çiçekteki çiçek tozu sayısının adet arasında ttc testinde çiçek tozu canlılığının . . arasında değişim gösterdiğini bildirmiştir . bu genotiplerden altınkaya meyve iriliği sürgündeki meyve sayısı ve ilek meyvesinden çıkan blastophaga sayısının yüksekliği ile dikkati çekmiştir .
590
176
[ 0, 3, 2, 15, 40, 2, 29, 221, 3, 23, 8970, 49, 159, 77, 221, 3, 9, 26, 23, 16 ]
Sulu Koşullarda Yetiştirilen Makarnalık Buğday Islah Materyalinin Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi
bu çalışma yıllarında konya merkez lokasyonunda sulu koşullarda ön verim verim ve bölge verim denemelerinde yer alan makarnalık buğday genotiplerinin kalite özelliklerinin belirlenmesi ve bu özelliklerin ıslahta seleksiyon kriteri olarak değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür . araştırmada bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı protein oranı sds sedimantasyon ve renk değeri incelenmiştir . yıllık dönemde denemelere ait toplam örneğin kalite analizleri yapılmış ve kalite özelliklerinin değerlendirilmesi ile genotipin ileri kademelere aktarılmasına katkı sağlanmıştır . ön verim verim ve bölge verim denemelerinde yıllık dönemde incelenen özelliklerin değişim aralığı bin tane ağırlığı . . g hektolitre ağırlığı . . kg protein oranı . . sds sedimantasyon değeri ml renk değeri . . olarak tespit edilmiştir . seçilen hatların ortalama bin tane ağırlığı . g hektolitre ağırlığı . kg protein oranı . sds sedimantasyon değeri . ml renk değeri . olmuştur . incelenen kalite özellikleri genotiplere ve yıllara bağlı olarak geniş varyasyon göstermiştir .
ülkemiz iklim ve coğrafya bakımından makarnalık buğday üretimine oldukça elverişli ülkelerden birisidir . türkiye makarnalık buğday üretiminde lik pay ile ilk sırayıgüneydoğu anadolu bölgesi almakta sırasıyla batı anadolu ege bölgesi akdeniz bölgesi orta anadolu bölgesi izlemekte ve üretimin ini bu beş bölge gerçekleştirmektedir . yüksek protein içeriği ve sert yapısı makarnalık buğdayı özel amaçlar için uygun hale getirmektedir . makarnalık buğday sadece makarna üretiminde değil kuskus irmik ve bulgur üretiminde de kullanılmaktadır . makarnalık buğdayın ve bu buğdaydan elde edilen irmiğin kalitesi makarna kalitesini belirleyen önemli parametrelerdir . bu araştırmada yetiştirme dönemlerinde sulu koşullarda konya merkez lokasyonunda tesadüf blokları deneme desenine göre yürütülen ön verim verim ve bölge verim denemelerindeki makarnalık buğday genotip sayısı adet olup iki tekerrürlü olarak toplam örnekte kalite özeliklerine ait çalışmalar yapılarak elde edinilen veriler genel ortalamalar üzerinden değerlendirilmiştir . yılları arasında yapılan analizlerde en düşük protein oranı . en yüksek oran . olmuş en fazla fark yetiştirme dönemindeki materyalden . olarak elde edilmiştir . protein oranı genotip ve çevre şartlarından etkilenmekte olup değişim göstermektedir . genotip ve çevre faktörleri protein oranı ve protein kalitesini etkilemekte olup sds sedimantasyon değerleri bu durumdan etkilenmiştir . yılında sulu makarnalık buğday ön verim kademesine ait materyal olmadığından bu kademeye ait kalite analizleri yapılmamıştır . yıl bazında yetiştirme dönemindeki protein oranlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir . makarnalık buğday genotiplerinin kalite özelliklerini inceledikleri bir çalışmada ortalama sedimantasyon değerini . ml olarak belirlemişlerdir . birçok araştırmada makarnalık buğday kalite özelliklerinde genotip ve çevrenin etkili olduğu belirtilmektedir farklı kalite parametrelerini inceledikleri bir çalışmada makarnalık buğdayda çevresel koşulların kalite özelliklerinin çoğunluğu üzerinde güçlü etkisinin olduğunu genotip etkisinin renk ve sds sedimantasyon üzerinde yüksek olduğunu belirlemişlerdir . hektolitre ağırlığı değeri . . kg arasında değişmiş en fazla fark . kg ile yılında elde edilmiştir . sds sedimantasyon değeri . . ml aralığında değişirken en fazla fark . ml ile döneminde elde edilmiştir . renk değeri aralığı ise . . arasında değişmiş yıl olarak değerlendirdiğimizde en fazla fark . ile yetiştirme döneminde elde edilmiştir . yetiştirme döneminde bin tane ağırlığı yüksek olup seçilen hatlar ortalaması deneme ortalaması ve standartlar ortalamasının üzerinde olmuştur . renk değeri ortalama değerinin . standartlar ortalamasının . ve seçilen hatlar ortalamasının ise . olduğu belirlenmiştir . hammadde kalitesi makarna kalitesi için temel oluşturmakta makarnalık buğdayın kalitesinin ıslah programları ile arttırılması hem üretici hem de tüketicilerin isteklerinin karşılanabilmesi yönünden büyük önem taşımaktadır . bu doğrultuda araştırma enstitülerinde yeni makarnalık buğday çeşitleri geliştirme çalışmaları süreklilik göstermektedir . denemelerde yer alan hat ve standart çeşitlerin bazı kalite özelliklerinin yıllara göre ortalama kalite değerleri seçilen hatlar standart çeşitler ve deneme ortalaması ile mukayese edildiğinde bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı protein oranı sds sedimantasyon renk değerleri bakımından standart çeşitlere yakın ya da yüksek değer verdiği tespit edilmiştir .
526
146
[ 0, 3, 2, 52, 51, 23, 2, 23, 3, 162, 3, 1272, 10682, 14481, 15, 3, 1272, 10682, 14481, 15 ]
Kuru tarımda farklı toprak işleme sistemleri ile buğday üretiminin enerji kullanım etkinliği analizi
bu çalışmada sivas ilinde kuru tarım şartlarında buğday tarımında farklı toprak işleme sistemlerinin enerji kullanım etkinliği incelenmiştir . denemelerde tohumluk olarak bezostaja kışlık buğday çeşidi kullanılmıştır . enerji parametreleri olarak enerji oranı özgül enerji enerji verimliliği net enerji ve enerji karlılığı göz önüne alınmıştır . buğday üretiminde incelenen toprak işleme sistemlerinin hepsinde toplam girdi enerjileri içerisinde en yüksek payı kimyasal gübre enerjisi alırken bunu tohum enerjisi ve yakıt yağ enerjisi takip etmiştir . araştırma sonuçlarına göre en yüksek ve en düşük enerji oranı değerleri sırasıyla at ve gt sistemlerinde elde edilirken en yüksek özgül enerji değeri gt ve en düşük özgül enerji değeri ise at sisteminde elde edilmiştir . toprak işleme sistemleri net enerji değeri bakımından gt at kt de şeklinde sıralanmıştır . enerji oranı özgül enerji enerji verimliliği ve enerji karlılığı değerlerine göre sivas ilinde buğday tarımında geleneksel toprak işleme yöntemi yerine doğrudan ekim koruyucu toprak işleme ve azaltılmış toprak işleme sistemlerinin kullanılabilir olduğu sonucuna varılmıştır .
son yıllarda gerek dünyada ve gerekse ülkemizde doğal ekosistemi ve özellikle de daha hassas olan agro ekosistemi korumak için temel amacın toprağı korumak ve toprak verimliliğini artırmak olduğu sürdürülebilir tarım uygulamaları gündeme gelmiştir . enerji etkinliğini artırmak için üretim verimini artıracak veya verimi etkilemeden enerji girdisini koruyacak adımların atılması gerekir tarladaki enerjinin unun toprak işlemede tüketildiğini bonari ve ark . orta anadolu koşullarında farklı toprak işleme sisteminin buğday üretimindeki enerji bilançolarını belirledikleri çalışmalarında en yüksek çıktı girdi oranına sahip olan doğrudan ekim uygulamasının daha karlı bir üretim tekniği olduğunu ifade etmişlerdir . kışlık buğday için geleneksel toprak işlemede . mj mg harcandığını ve koruyucu toprak işlemede . mj mg harcama ile tasarruf yapılırken doğrudan ekim sisteminde ise . mj mg ile . tasarruf sağlandığını belirtmişlerdir . eşitliklerde di çeki kuvveti fi toprak tekstürüne bağlı boyutsuz bir faktör a b ve c makineye özgü parametreler s çalışma hızı w makine iş genişliği t makine iş derinliği em transmisyon ve güç aktarma organlarının mekanik etkinliği et çeki etkinliği qdizel yakıt tüketimi pt işlem için toplam iş gereksinimi ptmax maksimum elde edilen pto gücü ca tarla kapasitesi ef tarla etkinliğidir . saatlik yakıt tüketimi değeri ile tarla kapasitesi değeri çarpılarak birim alandaki yakıt tüketimi bulunmuştur . en yüksek buğday verimi geleneksel toprak işlemede ve en düşük buğday verimi ise doğrudan ekim sisteminde elde edilmiştir . istatistiksel olarak gt at at kt ve kt de sistemleri arasında önemli bir farklılık bulunmamaktadır . çalışmada buğday üretimi için gereksinim duyulan girdiler içerisinde incelenen dört toprak işleme sisteminde en yüksek payın gübre enerjisinde olduğu ve bunu tohum yakıt yağ ve makine imalat enerjisinin takip ettiği belirlenmiştir . toprak işleme sistemleri toplam enerji girdisi bakımından gt at kt de şeklinde sıralanmıştır . buğday üretimde girdi kaynaklarının ne kadar verimli kullanıldığı ve ne kadar etkin bir şekilde çıktıya dönüştüğünü ifade edebilmek için toprak işleme sistemlerinin çizelge da verilen enerji parametrelerine göre karşılaştırılması gerekir . toprak işleme sistemleri arasındaki farklılığı görmek için yapılan çoklu karşılaştırma testi sonuçları ve ortalama değerler çizelge da verilmiştir . iran da kuru tarım şartlarında buğday üretiminde enerji oranının . ve sulamanın yapıldığı şartlarda ise . olduğunu belirtmişlerdir . çalışmadaki sonuçlara göre gt sisteminde mj enerji ile . kg buğday üretiliyorken bu değer at kt ve de sistemlerinde ise . kg olarak belirlenmiştir . ayrıca enerji karlılığının da gt sisteminde en düşük olduğu belirlenmiştir . ancak diğer enerji parametreleri dikkate alındığında istatistiksel sonuçlar çalışma bölgesinde kuru tarım şartlarında enerji kullanımı açısından geleneksel toprak işleme yerine doğrudan ekim koruyucu toprak işleme veya azaltılmış toprak işleme sistemlerinden birisinin kullanılması gerektiğini göstermektedir . toplam girdi içerisinde en yüksek payı sırasıyla gübre tohum ve yakıt yağ enerjisi almıştır .
586
191
[ 0, 3, 2, 40, 2, 157, 3, 162, 3, 5543, 440, 1639, 3, 23, 8970, 77, 3, 5543, 440, 1639 ]
Avrupa Birliği Eğitim Programlarından Erasmus Programına Katılan Akademisyenlerin İzlenimleri
bu çalışmanın amacı cumhuriyet üniversitesinde avrupa birliği eğitim programlarından erasmus a katılan öğretim elemanlarının izlenimlerini ortaya koymaktır . bu çalışmayla öğretim elemanlarının bu programlara katılma nedenleri katılım sürecinde yaşadıkları sorunlar kendi algılarına göre elde ettikleri kazanımlar ve ülkemiz ile ev sahibi ülkelerin eğitim sistemleri arasındaki farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır . çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır . veriler araştırmacı tarafından hazırlanan görüşme formları aracılığıyla yılları arasında erasmus programına katılan öğretim elemanıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla ve cumhuriyet üniversitesi dış ilişkiler biriminin sağladığı dokümanların analizinden elde edilmiştir . veriler içerik analizi tekniği ile analiz edilerek yorumlanmıştır . elde edilen bulgular katılımcıların erasmus programında yer alma nedenleri bu süreçte yaşadıkları güçlükler kendi algılarına göre elde ettikleri kazanımlar ve bulundukları ülke ile ülkemiz yükseköğrenim sistemi arasında yaptıkları karşılaştırmalar çerçevesinde analiz edilerek alt başlıklar altında sunulmuştur . çalışmanın bulguları erasmus programının tüm katılımcılar için yararlı olduğunu ve avrupa birliği eğitim programlarının amaçlarına uygun olarak ileri düzeyde sonuçlar elde edildiğini ortaya koymuştur .
türkiye nin avrupa birliğine girme sürecine ilişkin tartışmalar ve adaylık süreci devam ederken türkiye bir süredir avrupa birliğinin düzenlediği birçok etkinlikte yer almaktadır . ayrıca birliğin en önemli hedeflerinden olan avrupalılık bilincinin ve ortak vatandaşlık duygusunun üye ülkelerin bireylerine kazandırılması eğitim yoluyla daha etkili gerçekleştirilebilir . bununla birlikte eğitim sisteminin yapısı ve uygulamaları birliğe üye ve aday olan ülkelerde farklılıklar göstermektedir . ab adaylığının onaylanmasının ardından türkiye söz konusu üç programa katılımı adaylık perspektifinde değerlendirerek ulusal program da kısa vadeli öncelikler kapsamına almıştır . türkiye eğitim programlarına katılım için öngörülen hazırlık süreci kapsamında yürütülecek çalışmalar ve finansmana ilişkin dört anlaşmayı aralık tarihinde ab komisyonu ile imzalamıştır . yılının mayıs ayında türkiye nin üç topluluk programına katılımı doğrultusundaki çalışmalar tamamlanmıştır . türkiye haziran ayının başından itibaren her üç programa dahil olmuştur . pilot uygulama yılı olan te türk üniversitesi giden ve gelen öğrenci ile ilk değişim deneyimini yaşamıştır . araştırmada nitel çalışmalar için uygun olan amaçlı örneklem yöntemi kullanılmıştır . doküman incelemesine alınan belgeler arasında programa katılan bireylerle ilgili hazırlanan dosyalar ev sahibi ülkenin ilgili birimlerince hazırlanmış raporlar ve cumhuriyet üniversitesi dış ilişkiler birimi tarafından uygulanan değerlendirme formları bulunmaktadır . bu çalışma bir nitel durum çalışması olduğundan genelleme amacı taşımamaktadır . kat ılımcıların bazıları kendi g irişimleri ile bazıları ise arkadaş yönlendirmesi ile programa katıldıkla rını ifade etmişlerdir . katılımcıların çoğunluğu erasmus programına katılma amaç larını diğer ülkele rin eğ itim sistemle rin i görme k yeni ü lke ler görme k yeni kültürleri tanıma k yurt dışındaki üniversitelerin teknik donanımlarını görme k ola rak ifade et mişlerdir . erasmus programına katılan akademisyenlerin katılım amaç larını ve ka zanımların ı gösteren grafikler karşılaştırıldığ ında kazanımların daha fazla ifade edildiğ i açıkça görüleb ilir . bu nedenle farklı kü ltürle ri tanıd ıkla rına vurgu yapmış olab ilirler . onları burada uygulamaya çalışıyoruz . . eğ itim fakültesinden seçilen katılımc ılar ev sahibi ülkenin eğ itim ve öğretmen yetiştirme sistemle rin i görme olanağı buldukla rın ı belirt mişle rdir . oradaki akademik hayatı gördü m ço k da faydası oldu iyi oldu . ingiltere almanya ve fransa gibi gelişmiş gruba giren ülkeler bir yana bırakıldığında bizim eğitim sistemimiz daha iyi diyen katılımcıların çoğunluğu oluşturduğu görülmektedir . değişik zamanlarda birden fazla ülkede bulunmuş olan katılımcılar ülkemizin ve eğitim sistemimizin diğer birçok avrupa birliği üyesi ülkelerden daha iyi olduğunu vurgulamışlardır . ama oralarda öğrenci sayısı az olduğu için ve tabi avrupa birliğinden destek aldıkları için teknoloji ve fiziki bakımdan bazı üyeler daha iyi durumdalar görsellik ve uygulama ön planda orada . temel amacı avrupa düzeyinde ortak bir yükseköğretim alanı yaratmak olan bu programlar katılımcılara birçok bakımdan önemli kazanımlar sağlamaktadır . bu duruma yol açan en önemli neden öğrenci sayılarındaki fark olabilir .
522
151
[ 0, 3, 2, 23, 2998, 6517, 77, 77, 3, 63, 9, 102, 2, 7, 2, 3, 162, 3, 9, 1135 ]
Yemlik Arpa Genotiplerinin Kalite Özellikleri Açısından Islah Programı Kapsamında Değerlendirilmesi
bu çalışma yılları arasında farklı lokasyonlarda yağışa dayalı şartlarda ön verim verim ve bölge verim kademelerindeki yemlik arpa genotiplerinin kalite özelliklerinin belirlenmesi ve seleksiyon kriteri olarak değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür . çalışmada toplam örneğin bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı protein oranı selüloz ve elek analizleri yapılmıştır . verim hastalıklara tolerans ve kalite özellikleri yönüyle iyi performans gösteren ıslah materyali bir üst kademeye aktarılmıştır . ayrıca yıl ve çevre faktörlerinin kalite parametreleri üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir . kalite özellikleri içerisinde protein oranı bin tane ağırlığı ve selüloz oranının seleksiyonda etkin bir şekilde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır .
arpa dünyada en fazla üretimi yapılan tahıllar içinde buğday çeltik ve mısırdan sonra dördüncü sırada yer alan bir tahıl cinsidir . arpa daha çok hayvan yemi olarak malt sanayinin hammaddesi ve azda olsa insan beslenmesinde kullanılmaktadır . konya ilinde arpa ekilişi . . da üretimi . ton ve dekara verimi ise kg da civarındadır . dünyada üretilen arpanın i başta hayvan yemi olmak üzere değişik alanlarda değerlendirilirken i malt endüstrisinde hammadde olarak değerlendirilmektedir . verim belirli bir seviyeye ulaşınca verimin yanında diğer unsurlarda aranmaya başlar . yapılan bu ıslah çalışmalarının amacı üreticiye verimi ve kalitesi yüksek hastalık ve zararlılara dayanıklı yeni çeşitlerin sağlanmasıdır . çalışmamızın amacı arpa ıslah programının değişik kademelerindeki materyalin fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemek seleksiyonda kalite özelliklerini etkin şekilde değerlendirmek kalite yönünden ümit var olan hatların standartlarla karşılaştırılarak üstün performans gösteren genotipleri tespit etmek bir üst kademeye aktarmak ve kaliteli yeni arpa çeşidi ve genotipi geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmaktır . kuru koşullarda ekimle birlikte her parsele . kg da n ve . kg da p o üst gübre olarak da kg da n verilmiştir . elek analizi gram numune dk elenerek elde edilmiştir . genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme döneminde materyalin protein oranının yüksek olduğu ve seçilen genotiplerin standart çeşitlerden yüksek değerler verdikleri tespit edilmiştir . seçilen hatların deneme ortalaması ve standartlar altında selüloz değerleri verdiği tespit edilmiş olup yemlik arpalar için isabetli seçim yapılmıştır . kuru arpa ön verim denemesinde yılları arasında yer alan materyalde fiziksel ve kimyasal kalite analizleri yapılmış olup genotip ileri kademelere aktarılmıştır . elek üstü ortalama değerinin . denemede yer alan standart çeşitlerin ortalama değerinin . ve seçilen hatların ortalama değerinin ise . olduğu tespit edilmiştir . kuru arpa bölge verim denemelerindeki genotiplerin uzun yıllar deneme aralıklarını incelediğimizde bin tane ağırlığının . . g arasında değiştiği en fazla farkın yetiştirme dönemindeki materyalden sağlandığı belirlenmiştir . elek üstü . . arasında değişmiş en fazla fark yetiştirme dönemindeki materyalden elde edilmiştir . protein oranı . . arasında değişmiş en yüksek fark yetiştirme döneminde incelenen materyalde elde edilmiştir . kalite analizleri ortalama değerlerini incelediğimizde bin tane ağırlığı ortalama değerinin . g denemede yer alan standart çeşitlerin ortalama değerinin . g ve seçilen hatların ortalama değerinin ise . g olduğu belirlenmiştir . genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme dönemindeki materyalin bin tane ağırlığının yüksek olduğu tespit edilmiştir . seçilen hatların deneme ve standart ortalaması altında değer verdiği genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme dönemindeki materyalin selüloz oranının düşük olduğu tespit edilmiştir . hektolitre ağırlığı ortalama değerinin . kg hl denemede yer alan standart çeşitlerin ortalama değerinin . kg hl ve seçilen hatların ortalama değerinin ise . kg hl olduğu tespit edilmiş genel olarak değerlendirdiğimizde yetiştirme dönemindeki materyalin hektolitre ağırlığının yüksek olduğu tespit edilmiştir . genel olarak bütün bitkilerde olduğu gibi arpa bitkisinde de çeşitlerin farklı çevrelerdeki performansları değişiklik göstermektedir . kısa mesafeler arasında bile büyük çevre farklılığı bulunan ülkemizde değişebilen ortamlarda aynı performansı sürdürebilen çeşitler arzu edilmekte ve bunlar stabil çeşit olarak adlandırılmaktadır değerlerinin standart çeşitlere göre daha yüksek olduğu selüloz oranı bakımından ise standart çeşitlere göre daha düşük olduğu bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlıkları bakımından seçilen hatların deneme ortalamasına göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir .
559
93
[ 0, 3, 2, 7, 521, 107, 3664, 40, 2, 1314, 1982, 291, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 2, 29 ]
TÜRKİYE’DE EV İŞÇİLERİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü türkiye de kadınları geçmişte ve günümüzde ev hizmeti işinden ve bakım emeğinden sorumlu tutmaktadır . kadınlar geçmişte bir statü göstergesi olarak günümüzde ise hem ücretli çalışma yaşamına katılım hem de yine bir statü göstergesi olarak evlerindeki bakım işlerini başka kadınlara yaptırmaktadırlar . söz konusu kadınlar osmanlı da köleler cumhuriyet in ilk yıllarında evlatlıklar günümüzde ise gündelikçilerdir . bu kadınların ortak özellikleri yoksul ve düşük eğitim seviyelerinden gelmeleridir . ev hizmeti işinin her kadının doğal olarak yapacağı iş olarak görülmesi ise bu işe ve çalışanlarına düşük değer verilmesine neden olmaktadır . bu çalışmanın amacı ev işçilerinin türkiye deki tarihçesini açıklayıp bu işteki cinsiyet ayrımcılığının ve sınıf sömürüsünün ortaya konmasıdır .
kentte yaşayan eğitim düzeyi düşük bir mesleği olmayan yoksul kadınlar ile daha iyi bir yaşam için köyden kente göç etmiş göçmen kadınlar ekonomik sıkıntılar karşısında ailelerini ekonomik darboğazdan kurtarmak için çalışma yaşamına katılmaya başlamışlardır . bir mesleği ve vasfı olmayan bu kadınların en kolay bulabilecekleri iş ise enformel sektör kapsamında yer alan toplumsal cinsiyetleri ile uyumlu ev işçiliğidir . çağdaş anlamda ev işçiliği ırk etnik köken cinsiyet sosyal sınıf ve ulusa dayalı hiyerarşiyi sürdüren küresel bir olgudur . ev işçiliği geçmişte de günümüzde de niteliksiz bir iş olarak görülmektedir . çünkü bu işe bütün kadınların yapabileceği bir iş gözüyle bakılmakta v ev işçiliği kadınların doğuştan getirdikleri bir özellikmiş gibi görülmektedir . ılo ve okur un da belirttikleri gibi ev işinin içeriği geniştir . bu işleri aile içinde genellikle kadınlar yerine getirmektedirler . gündelikçilerin yaptıkları ev hizmetleri de herhangi bir iş olmayıp doğrudan mekana yönelik işler olarak konut ile direkt bağlantı içerisindedir . köle ve cariyeler her şeyden önce hukuki işlemlere konu olmaları bakımından adeta birer olarak mal kabul edilmektedir . eskiçağ devletlerince kölelik ekonomik ve sosyal önemine binaen uygulanagelen bir sistemdir . fakat osmanlı da köleliğin kaynağı savaş esirlerinin yanında köle pazarlarından da oluşturmaktadır . ancak köle statüsüne geçirilen bu esirlerin kesinlikle gayrimüslim olmaları gerekmektedir . osmanlı da ev işlerinde kullanılan köleler ve onların ticareti avrupa ülkelerinin özellikle ingiltere nin baskılarıyla ve tanzimat fermanı yla birlikte tartışılmaya başlanmıştır . ancak köle alım satımına getirilen yasağın hayata hemen geçirildiğini söylemek zordur . yüzyılda osmanlı daki iç ve dış savaşlar kıtlık üretimin yavaşlaması salgın hastalıklar gibi sorunlar köle kullanımının ücretli hizmetçiliğe dönüşümünü yavaşlatmıştır . dolayısıyla evlatlık kurumu temelde bir yandan köleciliğin ortadan kalkması ile oluşan boşluğu doldurma öte yandan kimsesiz fakir kızları koruma gibi iki taraflı amaçları taşımaktadır . böylece devlet herhangi bir masraf yapmadan bu çocukların bakımını sağlamış ve üzerine düşen sorumluluktan kurtulmuş olmaktadır . ikinci dünya savaşı sırasında ise açlık ve sefalet içinde olan anadolu köylüsü kızlarını kentteki bir aileye evlatlık vermek için adeta yarışmışlardır . katılımcıdan yalnızca üçü evlatlık olarak refahlarında genel bir yükselme yaşamıştır . sonuçta evlerde temizlik ve bakım hizmetlerinde evlatlıkların kullanılması cinsiyetçi işbölümünün dolayısıyla ataerkil sistemin bir neticesidir . ev hizmetlerinde evlatlık uygulaması zamanla yerini yine yoksul kadınları bekleyen gündelikçiliğe bırakmıştır . özbay ın belirttiğine göre gündelikçiler ların ikinci yarısından sonra önemli ölçüde ortadan kalkan evlatlıkların yerini doldurmuştur . bu işler her kadının birincil ve doğal görevi olarak görüldüğünden ücretli çalışan orta ve üst sınıf kentli kadınlar bu işleri piyasadan karşılamak zorunda kalmaktadırlar . özellikle sovyet sosyalist cumhuriyet birliğinin yılında dağılmasından sonra kurulan devletlerdeki kadınlar ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ev hizmetlerinde çalışmak üzere türkiye ye gelmeye başlamışlardır . ev işlerinin kolay ve yetenek istemeyen işler olarak görülmesi ve yasal düzenlemelerin bulunmayışı ücretlerin aşağıya çekilmesinde önemli rol oynamaktadır .
442
103
[ 0, 3, 2, 52, 157, 3, 15, 17, 4953, 3, 15898, 2217, 3, 157, 4617, 3, 122, 1872, 8970, 3 ]
Tematik Park Kavramının Kayseri Anadolu Harikalar Diyarı Örneğinde İrdelenmesi
tema parklar kentsel açık yeşil alan sisteminde yer alan kent hayatının insana yaşattığı fiziksel ve ruhsal olumsuzluklardan uzaklaşıp rekreasyonel aktiviteler yapmasını sağlayan mekanlardır . son zamanlarda özellikle nüfus olarak yoğun kentlerde tema parkları yapımı hızla artmaktadır . ayrıca açık ve kapalı alanlarda yer alan ve farklı aktiviteleri bünyesinde barındıran tema parkların insanların eğlenceli vakit geçirmesini amaçlamasının yanı sıra ülke ekonomisine sağladıkları katkı da son derecede önemli bir yere sahiptir . yapılan bu çalışmada tema park kavramının tarihsel süreci önemi planlama tasarım kriterleri doğrultusunda dünyada ki ve ülkemizdeki örnekleri irdelenmiştir . bu bağlamda anadolu harikalar diyarı ziyaret edilip gözlemler yapılmıştır . buna ilaveten anket çalışması gerçekleştirilerek elde edilen bulgular değerlendirilmiştir . elde edilen anket sonuçları tezin bulgular kısmında yorumlanmıştır . sonuç olarak elde edilen bulgular doğrultusunda kayseri kentinde ki anadolu harikalar diyarı tema park planlama kriterleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmiş ve yapılması gerekenler hususunda öneriler getirilmiştir .
günümüzün en önemli turizm sektörlerinden biri olan tema ve eğlence parkları bulundukları ülkelerin tanıtımına ve ekonomik kalkınmasına önemli katkı sağlamakta ve turizm sektörünü desteklemektedir . eğlence parkları yer aldıkları bölgenin kültürel ve ekonomik yönden gelişimine önemli katkı sağlamaktadırlar . toplamda katılımcıyla kayseri kent merkezinde anket gerçekleştirilmiştir . eğlence dünyası adı verilen kısım ana bölümden oluşmaktadır . her bir bölüm dünya üzerinde kurulmuş bir uygarlığı temsil etmektedir . . m arazi üzerine kurulu olan anadolu harikalar diyarı hayvanat bahçesi şuan için ün üzerinde farklı hayvan türü ve e yakın hayvan türünü barındırmaktadır . ziyaretçilere ilk olarak su kayağı hakkında bilgi verilip daha sonra gerekli eğitimler tamamlanıp talimat formu imzalatılmaktadır . su kayağı parkurunda yapılan aktiviteler ise şu şekildedir . m alana kurulu buz pateni pistinin zemin yapısı doğal buzdan olup pistin kullanım alanı m den oluşmaktadır . bu sayede ebeveynler buz pateni yaparken çocukları da oyun parkında vakit geçirmektedir . ortalama gelir düzeyine baktığımızda tl civarı olduğu anlaşılmaktadır . ziyaret sıklığı sorulduğunda ile yılda birden fazla ziyaret edenler ilk sırada yer almaktadır . bunun yanı sıra parkı hiç ziyaret etmeyen luk oranda olduğu görülmektedir . parkı ziyaret edenlerin genellikle km mesafede ikamet ettiği görülmektedir . ü ise iç mekanda vakit geçirmeyi tercih ettiğini belirtmiştir . bunu takiben oranla hayvanat bahçesi de en çok kullanılan . parkla ilgili olumsuz özellikler sorulduğunda ise genellikle parka girişin ücretli olması ve ücretlerin yüksek olması dile getirilmiştir . ziyaretçilerin parkı ziyaret etme sıklığına bakıldığında ankete katılanların oran ile büyük çoğunluğu yılda birden fazla geldiklerini söylemiştir . fakat alanda yapılan gözlemler ve anketlerden çıkan sonuca göre ziyaretçilerin parkı özellikle mayıs eylül ayları arasında yoğun olarak ziyaret ettikleri ve bu aylar dışında eğlence parkı ünitesinin açık olmadığı anlaşılmıştır . tema parklar tasarlanırken her yaş grubuna her kültürden insana ve ekonomi bakımından her bütçeye uygun olması ziyaretçi yelpazesini geniş tutmada önemli olmaktadır bu doğrultuda çalışma alanının olumsuz özellikleri sorulduğunda ziyaretçilerden en çok alınan cevap bütün birimlerin ücretli olmasından hoşnut olmadıkları yönünde olmuştur . ziyaretçilerin geliri sorulduğunda en fazla ziyaret eden grubun oran ile tl arası gelire sahip olduğu gözlenmektedir . fakat toplu taşıma aracını kullananların sayısı da lik dilimi oluşturmaktadır . söz konusu bu durumda ziyaretçilere büyük kolaylık sağlamaktadır . bu sorunları gidermek için özellikle eğlence parkında engellilere yönelik birimler tasarlanmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir . park alanının bütününde farklı temalara yer verilmesi parkın cazibesini ve ziyaretçi potansiyelini artıracağı düşünülmektedir . kentte yaşayan insanlar hayatın yoğun temposundan arta kalan zamanlarda farklı aktivitelere ihtiyaç duymaktadır .
405
137
[ 0, 3, 2, 40, 1433, 2447, 40, 291, 2, 3, 8781, 3, 15, 4470, 32, 20068, 3, 4766, 157, 2 ]
Ot toplama tırmığı montaj işleminde çalışma duruşlarının anybody modelleme sistemi ile analizi
firmaların ürün kalitelerini arttırmaları ve aynı zamanda ürün maliyetlerini düşürebilmeleri için imalat süreçlerinde sürekli iyileştirme çalışmaları yapmaları gerekmektedir . ürünün kalitesini ve üretim maliyetini etkileyen unsurlardan en önemlisi çalışanlardır . çalışanları etkileyen çalışma koşullarının incelenmesi analiz edilmesi ve değerlendirilmesi üretim süreçlerinde yapılacak iyileştirmelerde önemli rol oynamaktadır . çalışma sırasında tekrarlanan ve uzun süreli çalışma duruşları çalışanın vücudunda çeşitli şiddetlerde zorlanmalara ve zamanla kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına neden olabilmektedir . kisr çalışanın performansını ve iş verimini olumsuz etkilemektedir . çalışma pozisyonları rula reba nıosh owas vb . gözlemsel yöntemler ile analiz edilebilmektedir . bunların yanı sıra insan vücudunu biyomekanik esaslara göre inceleyerek eklem reaksiyon kuvvetlerine göre değerlendirme yapılmasına olanak sağlayan yazılımlarla da analiz yapılabilmektedir . bu çalışmada tarım aletleri üreten bir işletmede ot toplama tırmığı montajında görülen duruş bozuklukları insan vücudunun biyomekanik esaslara göre analizini sağlayan bilgisayar destekli ergonomi yazılımı anybody modelleme sistemi ile incelenmiştir . yapılan değerlendirme sonucunda çalışma esnasında oluşan duruş bozukluklarını gidermek amacıyla yeni bir montaj ünitesi tasarımı önerilmiştir .
montaj işlemleri esnasında çalışanlar uzun süre ayakta kalmakta uzanarak çömelerek veya eğilerek çalışmaktadırlar . insan makine sistemlerinde insanın kas iskelet sisteminin analizini gerçekleştirerek insana hasar vermeden uygun bir çalışma ortamı sağlamak amacıyla bilgisayar destekli ergonomi yazılımları da kullanılmaktadır . montaj tekniği ve ergonomik duruşlar arasındaki ilişkiyi değerlendirmişlerdir . geliştirilen sanal insan modeli sanal prototipleme ve sanal ürün geliştirmede uygulanmıştır . bakım işlerinde kas iskelet sistemi rahatsızlıklarının çalışan ile makine arasındaki uyumsuzluktan kaynaklandığını belirtmişlerdir . ams de modeller kas kuvvetlerinin eklem reaksiyonlarının mekanik işin ve verimliliğin kullanıcı tarafından belirtilen ölçüler ve tanımlanan hareketler için hesaplanmasını sağlamaktadır . oturup kalkma ayakta durma sürecindeki kas kuvvetlerinin belirlenmesi için bir ters dinamik yaklaşımı geliştirmişlerdir . detaylı bir kas iskelet modeli kullanarak vinç çalıştıran bir denizcinin üst gövdesinin hareketlerini hesaplamak için ters ters dinamik tekniğini uygulamışlardır . montaj işleminde bir çalışan çömelerek somunları anahtar ile tutmakta diğer çalışan hava tabancası ile altı köşe başlı cıvataları sıkmaktadır . bu çalışmada tarım aletleri üreten bir işletmenin ürün gamı içerisinde yer alan yuvarlak başlı kasa cıvatası ile birleştirilen ot toplama tırmığının yıldız çarkı montaj sürecindeki uygun olmayan duruş duruşlarının iyileştirilmesi amaçlanmıştır . çalışmanın gerçekleştirildiği işletmede ot toplama tırmığı yıldız çarkının yuvarlak başlı kasa cıvatası ile montajı esnasında işgörenin çalışma pozisyonları incelenmiştir . tellerin disk üzerine ön yerleştirilmesi yapıldıktan sonra kasa cıvatalarının üzerine kg ağırlık konularak somunlar hava tabancasıyla sıkılmaktadır . cıvata sıkma işlemi için çalışan montaj sehpasının altına çömelerek işlem yapmaktadır . yıldız çarkının oluşturulması sırasında uygun olmayan iki çalışma duruşu görülmektedir . bu işlem nedeniyle çalışan özellikle bel ve bacak ağrılarından şikayet etmektedir . yıldız çarkı montajı esnasında işgörenin çalışma duruşları ams ile analiz edilmiştir . görülen zorlanmaların azaltılması amacıyla ağırlığın kasa cıvatalarının üzerine yerleştirilmesini kolaylaştıracak bir çözüm önerilmiştir . şekil de önerilen durum için oluşturulan sanal insan ve montaj işlemi modeli verilmiştir . kas aktivasyon seviyeleri yorulma ile direkt ilişkilendirilebilen bir veri olduğu için çalışanın yorulması ve verimi hakkında bilgi edinilmesi amacı ile kullanılabilmektedir . basınçlı hava tabancasıyla somun sıkma işleminde tabancadan gelen moment yükü sanal insan modelinin sağ eli üzerine uygulanmıştır . bu çalışma durumunda uzun süre çalışılması halinde çalışanın bacak bel boyun ve kol kaslarında zorlanmalar oluşmaktadır . çalışmada montaj sisteminin çevrilerek baş üstü çalışmadan kaçınmaya yönelik değerlendirmeler yapılmıştır . bu çalışma durumunun iyileştirilmesi için tellerin disk üzerine yerleştirilmesini takiben montaj sehpasının şekil de görüldüğü gibi çalışanın boyuna göre yükseltilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir . bu zorlanmalar çalışanın erken yorulmasına neden olmakta ve çalışma performansını olumsuz etkilemektedir . çalışmanın devamında el ve kol postür tanımlamalarının hassasiyetinin hareket yakalama sistemi veya gonyometre ölçümleri ile iyileştirilebileceği düşünüldüğünden insan modeline ait çalışma duruşunun hareket yakalama sistemiyle elde edilmesine yönelik çalışmalar yapılması önerilmektedir .
428
155
[ 0, 3, 19272, 2, 51, 3, 23, 1314, 109, 51, 1171, 23, 3, 15, 7, 29, 9, 7, 2, 727 ]
VARLIK DERGİSİ’NDE YAHYA KEMAL BEYATLI
yahya kemal beyatlı yirminci yüzyılın başında türk şiirinin sesini bulan sanatçıdır . onun şiir ve sanatını idrak etmek eseri üzerindeki hassasiyetini bilmekle ilgilidir . şiirleri bir arayışın ürünleridir . yıllarca bir kuyumcu titizliği ile çalışır . yahya kemal beyatlı kendi şiirini oluştururken geçmiş edebiyat birikimini yok saymaz . divan edebiyatı geleneğini göz ardı etmeden çağdaş türk şiirini kurar . şiirleri ati ileri ve dergah gibi dergilerde yayımlanır . yaşadığı dönemin en popüler sanatçılarındandır . şiire getirdiği yenilikler sayesinde tüm dikkatleri üzerine çeker . genç edebiyatçılar tarafından yakından takip edilmektedir . herhangi bir dergide yayımlanan şiiri dergilerin tirajına büyük bir katkı sağlamaktadır . onun varlık dergisi ndeki önemi hakkındaki yazılarla ilgilidir . varlık dergisi yılında yaşar nabi nayır ın kuruculuğu ile yazın yaşamına başlar ve günümüzde de varlığını devam ettirmektedir . yapılan bu çalışmada yahya kemal beyatlı nın varlık taki yazıları ve hakkındaki yazıların dizini verilerek bu dergide yer almama nedeni üzerinde durulmuştur .
niteliği yüksek olan dergiler bir ayna aksiyle topluma mektep işlevi sağlamaktadır . türk edebiyatının seçkin ürünleri neşredilirken dünya edebiyatının önde gelen sanatçılarının eserleri de türk diline tercüme edilmiş ve yayımlanmıştır . klasik türk edebiyatının zevk ve estetiğini müzik destekli olarak elde eden şair daha sonra gittiği paris sanat ortamından da etkilenir . gün geçtikçe edebiyat çevresinde okuyucu kitlesi artan şairin dergi nüshalarındaki popülerliği de artar . yahya kemal beyatlı nın şiirlerine ilk kez yılında bir başka tepeden adlı şiiriyle varlık sayfalarında yer verilir . şairin istanbul sevgisiyle sembolleşen şiiri cumhuriyet sayfalarından alınmıştır . ekol ayırt etmediğinize göre bunda aruz veznini sebep yahut engel olarak gösteremezsiniz . sonra bu işi bir gazetemiz devamlı yaptığına göre satirimizin de müsaadeleri var demektir . herhalde düşünemediğimiz başka bir sebep olsa gerek . elimizde olsaydı elbette ki şiirlerini yayınlamaktan kaçınmazdık . sayısında bulunan okuyucularımızla baş başa bölümünde okur soruları vardır . sorulardan bir tanesi yahya kemal beyatlı nın mülakat verme hassasiyetiyle alakalıdır . verilen mülakat haberi ve izin durumuna verilen cevap şöyledir yahya kemal in o arap gazetesinde çıkan mülakatı hakkında o sıralardaki varlıklardan birinde bir not vardır . ihtimal sözü geçen arap yazarı özel bir mülakat şeklinde yayınlamıştır . bizim böyle izinsiz bir harekette bulunmayacağımızı taktir edersiniz . . aşağı yukarı dedi ki yeni şiirde mana olmadığını söylüyorlar . sonra türkçe bu gençlerin elinde hiç bir zaman erişmemiş olduğu bir zirveye yükseldi . yahya kemal beyatlı hayattayken eserlerini yayımlatma arzusundadır . bu niyete beni teşvik eden şey bilhassa eski bazı parçalarımın unutulmayışı oldu . fikir hayatımızda da kadınlar büyük başarılara imza atmıştır . kadınlar ve erkekler toplumun fikir üretiminde bilim ve düşünce pervanesine birlikte yön verirler . kadınlar yalnız ve yalnız doğurmak anne olmak çocuk büyütmek için yaratılmışlardır . yahya kemal in yazdığı süre içinde hiçbir şairimize açık yürekle büyük diyemedik kimisi şair bile sayılamadı .
319
136
[ 0, 3, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 3, 15, 7, 49, 1171, 23, 20, 3, 11150, 157, 1227, 747 ]
Şeker Pancarı Yaprak Spektral Yansımalarında Meydana Gelen Değişimin Topraklardaki Farklı Seviyede Ağır Metal İçeriklerine Bağlılığının Belirlenmesi
ağır metaller ile kirlenmiş topraklarda gerçekleştirilen bitkisel üretimler gıda zincirine dahil olmakta ve tüm yaşam sistemlerini olumsuz etkilemektedir . bu nedenle toprakta doğal ve veya yapay yollarla meydana gelebilen ağır metal kirliliği özellikle tarım alanlarında kontrol edilmesi ve izlenmesi gereken zorunlu konulardan biridir . günümüzde pratik hızlı ve çevre dostu yöntemler olan spektral teknikler farklı çalışmalarda ağır metal kirliliği veya kirlilik potansiyeli olan alanları belirlemek için kullanılmaktadır . bu çalışmada konya çumra bölgesinde jeogenesis kaynaklı ni ve cr ağır metal birikiminin bölgede geniş bir alanda yetiştirilen şeker pancarı bitkisi yapraklarının spektral imzasına etkilerinin landsat etm çok bantlı uydu görüntüsü ile belirlenmesi amaçlanmıştır . bu amaçla ağır metal birikimi belirlenen parseller ile kirlilik olmayan parsellere ait şeker pancarı yaprak spektral yansımalarının ortalama değerleri anova testi ile istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır . araştırma ile ortalam spktral imza eğrilerinde grafiksel olarak nm dalgaboylarında yansıma farklılıları oluştuğu ancak ni ve cr ile kontamine olmuş topraklardan elde edilen yaprak spektral yansımalarında kontaminasyon olmayan bölgelere göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir . çalışma sonucu yansımaları etkileyen diğer besin elementi içeriklerinin grafiksel değişimin nedeni olarak ayrıca incelenmesi gerektiği ve ağır metal birikiminin devam etmesi riskine bağlı olarak bölge topraklarının belli aralıklar ile analiz edilmesi önerilmektedir .
ağır metal terimi cd co cr cu fe hg mn mo ni pb as ve zn gibi yoğunlukları . mg m olan metalik elementler için kullanılmaktadır . ağır metaller madencilik çalışmaları gübre ve pestisitler sanayi atıkları ve hidrokarbon yanma ürünleri ile su hava ve toprağa ulaşabildiği gibi toprak ana materyalinin ayrışma prosesleri olarak da birikim gösterebilmektedir dalgaboyu arasında yüksek korelasyon olduğu ve yansıma değerleri ile laboratuvar analiz sonuçlarının regresyon analizi sonucu r . doğruluk katsayısı ile tahmin modeli geliştirildiği bildirilmiştir . . ayrıca geometrik distorsiyonların giderilmesi için el gps i ile alınan koordinatlar kullanılarak geometrik düzeltme yapılmıştır . lmaxλ lmınλ qcalmax ve qcalmın ile ölçeklenmiş spektral radyasyon değerleri çizelge de sunulmuştur . qcalmın en küçük kalibre edilmiş piksel değeri qcalmax en yüksek kalibre edilmiş piksel değeri daha sonra toa radyans değerlerinin her bir piksel için yansıma oranlarına dönüştürülmesinde aşağıdaki formül kullanılmıştır . burada pλ her bir piksel için yansıma oranı π matematiksel sabiti l λ toa radyans dönüşümü sonucu üretilen raster veri d dünya güneş uzaklığı . olarak belirlenmiştir . örnek lokasyonlarına göre ağır metal birikimi belirlenen alanların dağılımı ve ortalama spektral yansıma değerleri çizelge da sunulmuştur . çalışmada ni ve cr kontaminasyonu belirlenen parseller ile ağır metal birikimi olmayan alanların vnır bölge ortalama parsel yansıma değerleri karşılaştırılmış ve spektral imzalarda değişim olduğu belirlenmiştir . nitekim nm dalgaboyu yansıma oranlarındaki değişim fotosentez aktivitesi ile doğrudan ilişkilendirilmekte ve nm dalgaboyu klorofil a ve b absorpsiyon bantı olarak belirtilmektedir forma geçmediğini ve toksik etkilerinin olmadığını göstermektedir .
594
203
[ 0, 3, 2, 52, 1946, 3282, 1171, 3, 23, 8970, 77, 3, 10701, 1618, 2, 40, 51, 7935, 9, 26 ]
Farklı Ekolojik Şartlarda Danelik ve Silajlık Mısır Çeşitlerinin Dane ve Silaj Özelliklerinin Karşılaştırılması
bu araştırma antalya ve mersin ekolojik şartlarında bazı danelik ve silajlık hibrit mısır çeşitlerinin dane ve yeşil ot verimi performanslarını karşılaştırmak ve tescil edilebilecek aday danelik çeşidi belirlemek amacıyla ana ürün yetiştirme sezonunda yürütülmüştür . denemeler tesadüf bloklar deneme deseni ne göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur . araştırmada farklı fao gruplarında yer alan ü aday çeşit olmak üzere toplam adet danelik mısır çeşidi ve adet silajlık mısır çeşidi kullanılmıştır . araştırmada çeşitler ortalamasında en yüksek dane verimi kg da ile standart danelik çeşit pr a çeşidinden en düşük ise kg da ile silajlık standart çeşit ossk çeşidinden elde edilmiştir . henüz tescil edilmemiş olan danelik mısır çeşit adayı ısh dekara kg dane verimi ile ilk sırada yer almıştır . araştırmada en yüksek yeşil ot verimi kg da ile silajlık standart çeşit pr y çeşidinden en düşük ise kg da ile standart danelik çeşit dkc çeşidinden elde edilmiştir . danelik mısır çeşit adaylarından ısh dekara kg yeşil ot verimi ile aday çeşitler arasında ilk sırada yer almıştır . araştırmada danelik sınıftaki mısır çeşitleri dane verimi silajlık sınıftaki mısır çeşitleri de yeşil ot verimi bakımından üstünlük göstermiş olup çeşitlerin kendi kullanım alanlarında değerlendirilmesinin doğru olacağı düşünülmektedir . ayrıca danelik mısır çeşit adayı ısh asıl sınıfının danelik olmasına rağmen yeşil ot verimi bakımından hem diğer aday hem de diğer danelik çeşitlere göre üstün performans göstermiştir .
mısır çok yönlü kullanım alanının yanında geniş adaptasyon yeteneği ve yüksek verim potansiyeli sebebiyle dünyada değişik enlem ve boylamda tarımı yapılan bir bitkidir . ülkemizde de yılı tuik verilerine göre bin hektar alanda . milyon ton mısır üretimi yapılmıştır . buna rağmen danelik çeşitlerin farklı ekolojik şartlara göre silajlık ve danelik kalite özelliklerinin karşılaştırılması üzerine çok bir çalışma yoktur . günümüzde yerli ve yabancı çok sayıdaki firma tarafından yüzlerce hibrit mısır çeşidi üretilerek piyasaya sunulmaktadır . yerli tohum firma sayısının artışı tohum üretimi ve ticaretini arttırmaktadır . bu konuda çiftçilerimiz için firmalara ve kurumlara büyük sorumluluk düşmektedir . kullanılan çeşitler fao ve daha üstü olum grubunda yer almakta olup bunlara ati genel özellikler çizelge de verilmiştir . bir deneme çeşitlerin dane verimi belirlemek sıra arası cm sıra üzeri cm olarak bir deneme de çeşitlerin yeşil ot verimini belirlemek için sıra arası cm sıra üzeri cm olarak ayrı ayrı düzenlenmiştir . hasat her parselde hasat zamanında parsel ortasındaki iki sırada elle yapılmıştır . ayrıca fe zn mn içerikli yaprak gübreleri g da oranında yapraktan kurt ilacıyla beraber uygulanmıştır . silajlık çeşitlerde değerlendirme kriteri olan yeşil ot verimi için parsellerin orta iki sırası süt olum dönemi sonu ve hamur olum dönemi başında toprak yüzeyinden cm yükseklikten biçilip tartılarak yeşil ot verimleri olarak hesaplanmıştır . adaylar arasından . kg da dane verimi ile son sırada grubuna dahil olan danelik çeşit adayı ısh olmuştur . lokasyonlar ortalamasına göre silajlık standart çeşitlerden ossk çeşidi ortalama . kg da dane verimi ile son sırada yer alıp yapılan gruplandırmada grubuna dahil olmuştur . ığdır da . kg da vartanlı ve emeklier kg da han giresun kg da kalkan konya kg da tezel ve ark . tokat kazova da kg da ve zile de kg da howell ve ark . grubuna dahil olmuştur . silajlık çeşitlerde yeşil ot verimi üzerine yapılan çalışmalarda keskin ve ark . antalya ve mersin ekolojik şartlarında yürüttüğümüz çalışmamızda silajlık değerlendirme performansında mersin lokasyonu yeşil ot verimi . . kg da arasında antalya lokasyonunda . . kg da arasında değişim göstermiştir . genel ortalamaya göre . . kg da arasında değişim göstermiştir . araştırma sonuçlarımızı diğer çalışmalarla benzerlik ve farklılık göstermiştir . aday danelik mısır çeşidi ısh asıl sınıfının danelik çeşit olmasına rağmen yeşil ot verimi bakımından hem diğer aday hem de diğer danelik çeşitlere göre üstün performans göstermiş olması farklı lokasyonlarda dahi istikrarlı dane verim sonucu vermesi nedeniyle aday çeşit olarak gösterilebilir .
469
223
[ 0, 3, 2, 40, 2, 29, 2, 29, 3, 63, 152, 2, 727, 9, 3, 729, 23, 1314, 3374, 9 ]
Blok Zinciri Mimarisi ile Elektronik Tıp Kayıtlarının Modellenmesi Üzerine Bir Araştırma
günümüzde veriler bilgisayar destekli günlük hayat faaliyetlerinin neredeyse tamamını kapsamaktadır . bu durum kişiye ait verilerin oldukça artmasına neden olmaktadır . kişisel verilerdeki müthiş artış depolama ve yönetim süreçlerinde bulut ortamını gerekli kılmaktadır kişinin sağlıkla ilgili hassas verilerinin bulut ortamında saklanması ve korunması kritik öneme sahiptir . bu problemin çözümünde farklı yaklaşımlar olsa da blok zinciri mimarisi gizliliği güvenliği ve ölçeklenebilirliği kapsayan bir çözüm sunmaktadır . izinli ve izinsiz olmak üzere iki farklı şekilde tasarlanabilen blok zinciri mimarisinde veriler bloklar halinde saklanmaktadır . çalışmada yapılan araştırma sonucu verilerin blok zinciri içerisinde organize edilmesi ile elektronik tıbbi kayıtların güvenli bir şekilde oluşturulması erişilmesi ve paylaşılmasının mümkün olduğu tespit edilmiştir .
sağlık bilgisi sitemi sürecindeki bir model olan elektronik tıp kayıtları sağlık hizmetleri sürecinde önemli yer tutmaktadır . bu sorunlar birden fazla birim arasında oluşacak olan veri saklama veri paylaşma veriye erişimin kontrolü ve veriye erişim aşamasındaki onay süreçleri olarak sıralanmaktadır mandl vd . verilerin aktarılması noktasında elektronik kayıtların yanı sıra posta ile gönderilen verilerin olması durumunda hassas bilgilere izin verilmesi verilerin aktarılması süreci zaman alıcı olduğu gerçeğini değiştirmemektedir . bunun sebebi sistemde oluşabilecek güvenlik problemi belki de tüm ülkenin sağlık verileri açısından bir darboğaza sürüklenmek anlamına gelmektedir . üretilen her bir veri sağlayıcı uygulaması üzerinden bir apı aracılığıyla blok zinciri olarak eklenmektedir . izinsiz blok zinciri sanal makine üzerinde iki farklı türde hesap oluşturulabilmektedir . akıllı sözleşme kişisel durum geçişi işlevlerini kodlamak için kullanılmaktadır . her bir farklı girdi yeni bir geçerli bloğun elde edilen farklı gereksinimleri karşılamaktadır . mevcut pow blok işlemleri blok zinciri nin güvenliğini önemli ölçüde etkilemeden saniyede tan fazla işlem üretememektedir . izinli blok zinciri izinli ve açık kaynaklı bir blok zinciri uygulamasıdır . bunlar üyelik hizmetleri blok zinciri hizmetleri ve zincir kod hizmetleridir . sağlık hizmetleri ayarlarında bağlantılı eşler arasında gerçekleştirilen etk verilerini oluşturma yükleme veya aktarma işlemi olarak bir işlemi blok zinciri mimarisi içerisinde tanımlayabiliriz . bu mimaride belirli bir zamanda gruplandırılmış işlem kümesi tüm işlemi kaydeden ve dolayısıyla ağın durumunu temsil eden deftere eklenmektedir . verilerin bulut ortamına taşınmasıyla bazı politika ve çerçevelere uymak için veri paylaşımı geleneksel erişim kontrolleriyle sağlanmaktadır . risklerin var olması ve gizliliğin sağlanamaması durumlarında medikal verilerin paylaşılması ve tedavinin gerçekleştirilmesi hasta tarafından engellenebilmektedir . şekil te gösterilen medikal kayıt ortamlarında tanımlama kimlik doğrulama ve yetkilendirme ile verilerin paylaşımı gerçekleştirilmektedir . şifrelenen veriler sağlık çalışanı rolüne sahip kullanıcılar tarafından imza ile veritabanına kayıt edilmektedir ya da veritabanındaki veriler güncellenmektedir esposito vd . gizlilik hastanın mahremiyeti hastaya verileri üzerinden izinler yoluyla ince taneli erişim kontrolü belirleme olanağı istenerek sağlanmaktadır . ikincisi yalnızca doğrulama düğümlerinin bir kısmı ağ operasyonlarına zarar vermeye niyetliyse gerçekleşebilmektedir . bulut kayıt defterinden paylaşılan veriler veriler yüklenmeden önce bir kullanıcının gizli bir anahtarı ile işaretlenmekte ve imzalanmaktadır . verilerin depolanması için bir bulut platformu sağlayarak paylaşılan verilerin kullanılabilirliği garanti edilmektedir . rol tabanlı uygulama ara yüzleri zincir kodlarını çağırmak ve sorgulamak için ağda kayıtlı herhangi bir düğümde kullanılabilmektedir . bir blokta bir blok veya işlem sayısı oluşturma sıklığı parti boyutu olarak isimlendirilir . verilerde yapılan değişiklikler ve ağın sürekli güncel hale gelmesiyle farklı sağlık kuruluşları olsa da hastaya ait verilere ulaşabilmektedir . özellikle hastanın farklı sağlık kuruluşlarındaki teşhis ve tedavi süreçleri birbirine bağlı olarak takip edilebilir ve erişilebilir olarak sürdürülmesine olanak sağlanabilecektir .
403
103
[ 0, 3, 2, 40, 2, 157, 3, 3727, 122, 159, 23, 353, 51, 23, 3, 7, 4087, 15, 23623, 15 ]
6063 alüminyum alaşımının sertliği ve taneler arası korozyonu üzerine suni yaşlandırmanın etkisi
bu çalışmada alüminyum alaşımının sertliği ve korozyon özelliği üzerine suni yaşlandırmanın etkisi araştırılmıştır . alüminyum alaşımının çökelme sertleşmesi prosesinde zaman ve sıcaklık önemli bir rol oynamaktadır . sonuçlar alüminyum alaşımının sertliğinin zaman ve sıcaklıktaki değişimler ile değiştiğini göstermektedir . korozyon testi alaşımın korozyon direncinin kuvvetli olarak suni yaşlandırma zamanına bağlı olduğunu göstermiştir . tüm suni yaşlandırma sıcaklıkları için en yüksek korozyon direnci elde edilen en yüksek sertlik değerinde gözlemlenmiştir .
alüminyum ve alüminyum alaşımları hafiflik termal iletkenlik yüzey işlemlerine uygunluk ve korozyona karşı direnç gibi özelliklerinden dolayı otomobil yapı ve ambalaj sektörleri başta olmak üzere çok farklı alanlarda kullanılmaktadır . ana alaşım elementi olarak mg ve si içeren xxx serisi alüminyum alaşımlarının genel olarak ekstrüzyon ve hadde kabiliyetleri iyi olduğu gibi atmosferik ortamlar başta olmak üzere korozyon dirençlerinin iyi olduğu bilinmektedir . bu olumlu özelliklere ek olarak xxx serisi alüminyum alaşımlarının anodizasyon sonrası yüzeylerinin parlaklığını koruması da ticari olarak kullanım miktarının gün geçtikçe artmasını sağlamaktadır . xxx serisi alüminyum alaşımları için çözeltiye alma işlemi genellikle oc arasında gerçekleştirilmekte ve bunu takiben su verme işlemi yapılmaktadır ki buradaki amaç tüm alaşım elementlerini çözeltiye alarak aşırı doymuş katı eriyiğini elde edebilmektir . bununla birlikte svenningsen ve arkadaşlarının yaptığı sınırlı sayıdaki araştırmalar dışında literatürde serisi alüminyum alaşımlarında görülen taneler arası korozyon üzerine suni yaşlandırma işleminin rolü hakkında sistematik bir araştırma mevcut değildir . alüminyum ve alaşımları yüzeyinde barındırdıkları ince koruyucu bariyer oksit tabakası sayesinde korozyona karşı dirençlidirler ancak ortamda klorürün var olması halinde bu koruyucu oksit tabakası bölgesel olarak korozyona uğrama eğilimi gösterir . alüminyum alaşımlarının korozyon direncini etkileyen en önemli unsurlardan biri sahip oldukları alaşım elementleri olmakla birlikte özellikle bu alaşımlara uygulanan ısıl işlemlerde kullanılan sıcaklık ve sür gibi parametreler korozyon direncinin değişimi üzerinde baskın rol oynamaktadır . yaşlandırma işlemi öncesi c de saatlik çözeltiye alma sonrası su verilerek elde edilen aşırı doymuş katı eriyik halindeki numunenin taneler arası korozyon deneyi sonucunda optik mikroskop ile alınan kesit görüntüsü şekil te görülmektedir . bekletilerek suni yaşlandırılmış alüminyum alaşımının taneler arası korozyon hassasiyeti artan bekleme süre ile azalmaktadır . lık bekleme süresinde ulaşılmıştır ki en iyi taneler arası korozyon direnci de bu sürede elde edilmiştir . lık beklemenin sonucunda ise alüminyum alaşımında oyuklanma korozyonu hassasiyetinin iyice arttığı görülmektedir . tanelerarası korozyon hassasiyeti azalarak da olsa gözlemlenirken alaşımda oyuklanma korozyonu direncinin azaldığı va aşırı yaşla ma ile de oyuklanma korozyonunun baskın hale geldiği tespit edilmiştir . suni yaşlandırma için seçilen sıcaklık değeri arttıkça 𝛽 fazının çökelmesinin tamamlanması daha kısa sürede gerçekleşmiştir tüm yaşlandırma sıcaklıkları için 𝛽 fazının çökelmesi tamamlanıncaya kadar malzemenin sertliğinde artış gözlemlenirken 𝛽 fazının 𝛽 ve 𝛽 fazına dönüşümü evresinde sertlik değerlerinde düşüş gözlemlenmiştir suni yaşlandırma prosesi sırasında 𝛽 fazının çökelmesi tamamlanıncaya kadar olan süreçte alaşımın tanelerarası korozyon hassasiyeti azalarak devam etmektedir .
686
66
[ 0, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3 ]
Kayısı Bahçelerinde Uygulanan Değişik Toprak İşleme Yöntemlerinin Toprağın Penetrasyon Direnci ve Hacim Ağırlığı Üzerine Etkileri
bu çalışma malatya kayısı araştırma enstitüsü bünyesinde bulunan x m aralık ve mesafedeki hacıhaliloğlu kayısı çeşidi bahçesinde yılında yürütülmüştür . uygulanan değişik toprak işleme yöntemlerinin toprağın penetrasyon direnci hacim ağırlığı ve nem değişimine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır . çalışmada altı farklı toprak işleme yöntemi uygulanmıştır . bu yöntemler ilkbahar döneminde azaltılmış toprak işleme uygulaması ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde azaltılmış toprak işleme uygulaması toprak işlemesiz yöntem toprak işlemesiz ağaç talaşı malçlama yöntemi toprak işlemesiz bitki sap saman malçlama yöntemi ve kontrol uygulamalarıdır . deneme tekerrürlü ve her tekerrürde iki ağaç olarak planlanmıştır . toprak penetrasyon direnci hacim ağırlığı ve nem ölçümler ve cm toprak derinliğinde gerçekleştirilmiştir . analiz sonuçlarına göre derinlik arttıkça penetrasyon direnci değerleri artmaktadır . bu artış oranı e uygulamasında . ile en yüksek olurken b uygulamasında . ile en düşük olmuştur . kök gelişimi için kritik değer olarak kabul edilen . mpa değerinin cm derinlikten sonra yer yer aşıldığı görülmüştür . toprak işleme uygulamalarının toprak hacim ağırlığına etkisinin istatistiksel olarak p . seviyesinde önemli olduğu ve derinliğin ise istatistiksel olarak önemli bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir . ayrıca cm ve cm derinliklerde ölçülen hacim ağırlığı değerleri karşılaştırıldığında toprak işleme uygulamaları arasındaki farklılığın cm derinlikte p . seviyesinde önemli ve cm derinlikte ise istatistiksel olarak önemsiz olduğu belirlenmiştir . hacim ağırlığı değerleri genel olarak yüzeysel derinlikte daha düşük bulunmuştur . c uygulamasında sınır değerlerin aşıldığı görülmüştür . toprak işlemenin yapılmadığı c d ve e uygulamalarında elde edilen hacim ağırlığı değerleri daha yüksek bulunmuştur .
kayısı ülkemizin önemli ihraç ürünlerinden biri olup dünya genelinde yaklaşık ha alanda milyon ton kayısı üretimi yapılmaktadır . tarımsal işletmelerde uygun toprak işleme yönteminin belirlenerek üretim işlerinin zamanında tamamlanması işletmeler için en kritik kararlardandır . koruyucu toprak işleme uygulamalarının hava kirliliği üzerine olumlu etkileri vardır . karbondioksit miktarı toprak işlemenin yoğunluğu ile doğrudan ilgilidir . geleneksel toprak işleme uygulamalarında aşırı toprak işleme birçok olumsuz etkiyi beraberinde getirir . ayrıca toprak sıkışıklığı belirli bir değeri aştığında bitki köklerinin sıkışmış tabakaya penetrasyonu tamamen kaybolmaktadır . yapılan bir araştırmada bar sıkıştırma basıncında pamuk köklerinin ancak inin sıkışmış katmanı geçtiği bar da ise köklerin penetrasyon yeteneğinin tamamen durduğu görülmüştür . malatya ve çevresinde kayısı yetiştiriciliğinde geleneksel olarak sonbaharda pullukla derin sürüm ilkbaharda kültivatör ile ikincil işleme ve mayıs eylül ayları arasında yabancı ot ile mücadele için defa toprak işleme uygulaması yapılmaktadır . denemede kullanılan kültivatörün teknik özellikleri şekil de verilmiştir . ayrıca çelik silindirlerin toprağa çakılma işlemi için çakma aparatından yararlanılmıştır . çalışmada oluşturulan parsel konuları arasında tecrit sıraları bırakılmıştır . her bir parsel alanı m olup toplam deneme alanı m x m m dir . toprak işleme uygulamalarına ağaçlardan önce ve sonra metre daha devam edilmiştir . çalışma boyunca yabancı otlar cm boylanınca motorlu el tırpanı ile defa biçilmiştir . toprak örneklerinin hacim ağırlığı eşitlik den nem içeriği ise eşitlik den yararlanılarak belirlenmiştir elde edilirken toprak işlemenin yapılmadığı e uygulaması ile arasında istatistiksel olarak önemli bir farklılık bulunmamaktadır . bahçelerde etkili kök derinliğinde ölçüm yapılması gerektiği bilinmekle birlikte bahçe toprak katmanlarının aşırı sert tabaklara sahip olması sebebiyle mevcut cihazla cm altında ölçüm yapılamamıştır . ayrıca çalışmada toprak işleme uygulamaları arasındaki farklılığı görmek için duncan çoklu karşılaştırma testi cm ve cm derinliklerde ölçülen penetrasyon direnci değerlerini karşılaştırmak için de tek yönlü varyans analizi yapılmıştır . toprak işleme uygulamaları arasındaki farklılığın cm derinlikte p . seviyesinde önemli ve cm derinlikte ise istatistiksel olarak önemsiz olduğu belirlenmiştir . hacim ağırlığı değerleri genel olarak yüzeysel derinlikte daha düşüktür . ortalama olarak en düşük ve en yüksek hacim ağırlığının elde edildiği c ve b uygulamalarında derinlikle meydana gelen değişim sırasıyla . ve . oranlarında gerçekleşmiştir . varyans analizi sonuçlarına göre uygulamaların ve derinliğin istatistiksel olarak önemli bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir . ortalama nem içeriği değerleri cm derinlikte . . ve cm derinlikte . . değerleri arasında değişmektedir . çalışmada malatya ilindeki kayısı bahçelerinde uygulanan geleneksel toprak işleme sistemleri ile azaltılmış toprak işleme sistemleri ve toprak işlemesiz sistemlerin toprak penetrasyon direnci hacim ağırlığı ve nem içeriği yönünden karşılaştırılmıştır . ayrıca ve cm derinliklerde ölçülen nem içeriği değerlerinde istatistiksel olarak önemli bir farklılık olmadığı görülmüştür .
446
241
[ 0, 3, 2, 157, 2, 1314, 51, 2, 1314, 3808, 9, 18075, 9, 4550, 15, 1313, 7, 63, 106, 76 ]
Yerel ceviz çeşidinde (Juglans regia L.) abiyotik stres faktörlerine karşı dayanıklılık mekanizmasının belirlenmesi
bu çalışmada yerel ceviz genotipinin farklı abiyotik stres faktörlerine karşı tepkisi araştırılmıştır . bunun için l hacminde oranında harç karışımı içeren saksılarda yetiştirilen yapraklı ceviz fidanlarına tuz ağır metal kireç fabrika baca tozu ve kurak stresi uygulamaları altı hafta süresince uygulanmıştır . uygulamalardan sonra toplanan yaprak örneklerinde fotosentetik pigment protein prolin miktarı malondialdehit ve hidrojen peroksit konsantrasyonu apx cat ve sod aktiviteleri ölçülmüştür . bulgulara göre klorofil b toplam klorofil ve karotenoit miktarı kireç ve ağır metal uygulamasında protein demir baca tozu ve çinko uygulamasında prolin h o apx ve sod değerleri tüm stres uygulamalarında cat değeri çinko nikel ve kireç uygulamalarında yüksek bulunmuştur . mda içeriği ise kireç uygulamasında yüksek diğer gruplarda düşüktür . sonuç olarak yerel ceviz genotipi tuz konsantrasyonları ve kuraklığa duyarlı ağır metal toksisitesine toleranslı ve fabrika baca tozu ve caco uygulamalarına ise orta derecede toleranslı bulunmuştur .
ceviz besin içeriği ve insan sağlığı açısından son derece faydalı ve tüm dünyada fazla miktarda tüketilen bir meyvedir . ülkemizde ceviz üretiminin en fazla üretildiği iller karaman kastamonu ve hakkari olarak bildirilmektedir . çünkü ekonomik ve standart bir üretim için çöğür ağaçlarından elde edilen ürünler kalite verim ve standart farklılığından dolayı çok önemli zaman ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır . süperoksit dismutaz katalaz guaikol peroksidaz ve askorbat peroksidaz gibi antioksidant enzim aktivitelerinde ağır metal ve kireç solüsyonları ile sulanmıştır . kurak uygulamasında çeşme suyu kullanılmış olup su eksikliği toprak su kapasitesine göre ml olarak gerçekleştirilmiştir . özellikle çinko demir klor bizmut alüminyum kurşun arsenik ve bor gibi elementler toksik değerdedir . uygulamalar arasında en yüksek prolin miktarı . ile mm nacl en düşük prolin değeri ise . ile zncl de saptanmıştır . diğer uygulamaların prolin değerleri bu iki değer arasında yer almıştır . protein içeriği fecl baca tozu ve zncl uygulamalarında kontrole göre arttığı diğer stres uygulamalarında azaldığı tespit edilmiştir . diğer uygulama gruplarında mda içeriği kontrole göre düşüktür . en düşük enzim aktivitesi sırasıyla mm mm mm nacl baca tozu kurak ve fecl uygulamalarında görülmüştür . en yüksek kl b toplam klorofil ve karotenoit miktarı caco ve fecl stres uygulamalarında tespit edilmiştir . çünkü tuz baca tozunda bulunan aşırı na ca mg mn fe zn cl br as pb gibi metaller iyon toksisitesine neden olarak metabolik reaksiyonları enzim aktivitelerini ve biyokimyasal bileşiklerin sentezini baskılamakta ve ayrıca zar yapısının bozulmasına neden olmaktadır . ancak ağır metal ve caco uygulamalarında klorofil pigmentlerindeki artış şaşırtıcıdır . jiang ve huang sharma ve dietz zengin ve munzuroğlu serrano meletiou christou ve ark . bulgulara göre tuz caco baca tozu kuraklık ve fecl stres uygulamaları ile prolin fecl baca tozu ve zncl uygulamaları ile de protein miktarı arasında ise pozitif ilişki saptanmıştır . ros lar membran lipidlerinin de dahil olduğu biyomoleküllere zarar vererek hücresel zarların bütünlüğünün bozulmasına ve mda birikimine sebep olmaktadır . uygulamalardan sadece caco mda içeriğinde artışa neden olurken h o içeriği tüm uygulamalarda kontrole göre yüksek bulunmuştur . sinha ve saxena gajewska ve sklodowska sharma ve ark . khan ve panda tuzun ve kuraklığın apx cat gr gpx pod ve sod gibi enzimlerin aktivitesini konsantrasyonlara bağlı olarak farklı etkilediğini bildirmişlerdir . ayrıca çeşidin lipit peroksidasyonu seviyesi açısından zncl mm baca tozu fecl kurak nicl ve mm nacl cat aktivitesi kapsamında ise zncl nicl ve caco uygulamalarına dayanımı yüksek iken fotosentetik pigment protein miktarı ve cat aktivitesi açısından ise tuz konsantrasyonları ve kurak uygulamalarına ise düşük olmuştur .
513
163
[ 0, 3, 2, 15, 157, 17, 9, 3, 7, 9, 2, 40, 2, 3, 9, 8970, 2, 7, 2, 29 ]
Elma Üretiminde Pazarlama Etkinliğinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma: Isparta Senirkent İlçesi Örneği
türkiye nin birçok bölgesinde ekonomik anlamda yetiştiriciliği yapılan elmanın eski bir kültür bitkisi olması nedeniyle elma üretiminde pazarlama etkinliğinin belirlenmesi önem taşımaktadır . bu çalışmada hem dolaylı hem de doğrudan pazarlama kanallarında elma üreticilerinin pazarlama etkinlikleri karşılaştırılmalı olarak incelenmiştir . bunun yanında çalışmada üreticilerin pazarlama etkinliğini geliştirmek için kullanılan pazarlama stratejilerine yönelik bazı öneriler getirilmiştir . bu çalışmanın ana materyalini ısparta ilinin senirkent ilçesindeki elma üreticisinden anket yoluyla elde edilen veriler oluşturmaktadır . pazarlama etkinliği en genel anlamıyla pazar çıktısının pazar girdisine oranı olarak tanımlanmakta olup bu orandaki artış etkinlikte iyileşme olduğunu göstermektedir . çalışmada elma üreticilerinin etkinliği belirlenirken acharya nın modifiye edilmiş pazarlama etkinliği indeksi formülünden yararlanılmıştır . pazarlama etkinliği indeksi katsayısının den büyük olması üreticilerin pazarlamada etkin olduğunu göstermektedir . bu çalışmada pazarlama etkinliği indeksi . olarak hesaplanmıştır . pazarlama etkinliği indeksinin den küçük çıkması elma üreticilerinin kullandığı pazarlama kanallarının etkin olmadığını ortaya koymaktadır . diğer yandan üreticilerin doğrudan pazarlama kanallarını kullanması durumunda pazarlama etkinliği indeksinin . ye yükseldiği görülmektedir . elma üreticilerinin pazarlama etkinliğini artırması için doğrudan pazarlama seçeneklerini de tercih etmelerini sağlamak önemli görülmektedir .
elma dünya üzerinde çok geniş yayılma alanı gösteren ve değişik ekolojilerde üretimi yapılabilen bir meyve türüdür . tarımında birim alandan sağlanan ürün miktarının büyük ölçüde doğa koşullarına bağlı olması ve ürünlerin fiyatlarındaki dalgalanmalar üreticinin gelirini belirsiz kılmaktadır . çalışmanın son bölümünde ise elma üreticilerinin pazarlama etkinliğine yönelik değerlendirme yapılarak önerilerde bulunulmuştur . çalışmada ayrıca konu ile ilgili yazılmış raporlar ve makalelerden yararlanılmış tüik gibi kurumların istatistik veri tabanları kullanılmıştır . çalışmada üretici etkinliği belirlenirken acharya nın modifiye edilmiş pazarlama etkinliği formülünden yararlanılmıştır işletme yöneticisinin yaş ve eğitim özellikleri saptanmaya çalışılmıştır . toprak tarım işletmeleri için sadece kuruluş yeri değil aynı zamanda tarımsal üretimin yapıldığı alandır . toplam işletme arazisi üreticinin çalıştığı ve tarımsal üretimi gerçekleştirdiği arazi parçası ya da parçalarının bütünüdür . araştırma kapsamındaki işletmelerde gelirin en çok elma üretiminden sağlandığı tespit edilmiştir . alınan desteklerin daha çok tarımsal girdi kullanımı üzerine olduğu görülmektedir . işletme başına işgücü tutarının ise çeki gücü tutarından fazla olduğu hesaplanmış toprak işleme masrafı işletme başına ortalama . tl da olarak belirlenmiştir . gübreleme işleminde ortalama çeki gücü ile işgücü kullanımının . saat da ile birbirine eşit olduğu belirlenmiştir . işletme başına yabancı ot temizleme masrafı . tl da olarak hesaplanmıştır . meyve seyreltmenin işgücüne dayalı olduğu birçok işletmenin ürünlerini daldan sattıkları için meyve seyreltme işlemini yapmamayı tercih ettikleri gözlemlenmiştir . incelenen işletmelerde hasatta genellikle işgücü kullanıldığı makine gücüyle hasat yapmanın günümüz koşullarında mümkün olmadığı belirlenmiştir . işletmelerde hasatta kullanılan ortalama işgücü tutarı . tl da ve çeki gücü tutarı . tl da olarak hesaplanmıştır . çizelge da incelenen işletmelerdeki elma üretimine ilişkin brüt kar hesaplamaları yer almaktadır . araştırma kapsamındaki işletmelerde dekara değişen masraflar dekara . tl olarak hesaplanmıştır . bunu sırasıyla meyve döneminde ağaç üzerinden götürü satış olarak da bilinen kabala satış çiçek döneminde kabala ve perakende satış takip etmiştir . bu üreticinin toplam satış içerisindeki payı . olarak hesaplanmıştır . hindistan da üzüm yetiştiriciliğinde acharya nın modifiye edilmiş pazarlama etkinliği farklı satış kanallarında . ile . arasında bulunmuştur dastagiri ve ark . hindistan ın andra pradesh ve karnataka şehirlerinde yapılan bir başka çalışmada ise pazarlama etkinliği indeksi mangoda . üzümde . muzda . ve narda . olarak hesaplanmıştır murthy ve ark . diğer bir ifadeyle elma üreticilerin kullandığı dolaylı pazarlama kanalları etkin değildir . çünkü doğrudan pazarlamada üretici ile tüketici arasındaki pazarlama marjını sıfıra indirerek hem tüketici hem de üretici için avantaj sağlamaktadır . bu nedenle doğrudan pazarlamadaki bu fiyat avantajını korumak için üreticilerin kooperatif kurmaları sağlanmalı ve ürettikleri ürünlerin bir kısmını okul hastane bakımevleri gibi toplu yerlere doğrudan pazarlamaları teşvik edilmelidir .
435
166
[ 0, 3, 2, 40, 51, 9, 3, 22592, 63, 9, 3, 1272, 2558, 77, 221, 3, 24065, 157, 3, 729 ]
Geçiş Dönemindeki Esmer Irkı İneklerin Yavru Cinsiyetine Bağlı olarak Bazı Mineral, Hormonal ve Metabolik Parametrelerinin Karşılaştırılması
sığırlarda geçiş dönemi doğum öncesindeki hafta ile doğum sonrası haftayı kapsayan bir dönem olarak tanımlanmaktadır . bu çalışma erkek ve dişi yavru taşıyan esmer ırkı sığırların periparturient dönemdeki bazı mineral hormonal ve metabolik kan parametrelerinin karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır . çalışmada gebe esmer ırkı inek kullanılmıştır . ineklerden tahmin edilen doğum öncesi . günde kan örneği alınmıştır . doğum sonrasındaki . günde bu ineklerden rasgele seçilen ineğin kan numunesi kontrol grubu olarak kullanılmıştır . kan serumlarında glikoz üre kolesterol kreatinin bazı mineral maddeler ve fsh lh ve progesteron hormon düzeyleri incelenmiştir . ineğin erkek yavru ineğin de dişi yavru doğurduğu doğumla teyit edilmiştir . doğum öncesi . gündeki üre seviyesi erkek yavru taşıyan annelerde dişi yavru taşıyan anneler ve doğum sonrası . günde kan örneği alınan k grubundakilere göre önemli derecede yüksek bulunmuştur . eya grubundaki kalsiyum düzeyi k grubuna göre önemli derecede yüksek bulunmuştur . diğer taraftan eya ve dya gruplarındaki glikoz sodyum klor ve p seviyesi k grubundan önemli derecede yüksek tespit edilmesine rağmen kolesterol seviyesi ise önemli derece düşük bulunmuştur . bununla birlikte kreatinin potasyum fosfor magnezyum demir fsh ve lh düzeyleri açısında her grup arasında da anlamlı bir fark gözlenmemiştir .
sığırlarda geçiş dönemi doğum öncesindeki hafta ile doğum sonrası haftayı kapsayan bir dönem olarak tanımlanmaktadır . geçiş dönemi ile ilgili bilgiler diğer dönemlere oranla daha kısıtlı seviyededir . özellikle gebelikten laktasyona geçişin sağlandığı bu dönemde birtakım fizyolojik değişiklikler meydana gelmektedir . bu dönemde kandaki bazı biyokimyasal değerlerin ölçülmesi ile hormonal ve metabolik profil hakkında bilgi sahibi olunmaktadır . kandaki mineral madde düzeyleri ve bazı biyokimyasal parametreler hayvanlarda bağışıklık sistemi ile de yakından alakalıdır ve subklinik bazı problemlerin ortaya çıkarılabilmesi besleme hataları ve gebeliğin durumu hakkında da bilgi verebilir . sığırlarda yavrunun anne karnında gelişimi erkek veya dişi olmasına göre değişmektedir . ayrıca gebelik süresinin de yavrunun cinsiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterdiği de bildirilmiştir . erkek buzağıların dişi buzağılara göre daha geç doğdukları bildirilmiştir . tüm hayvanlarda gerçekleşen sağlıklı doğum sonrasında doğan yavrunun cinsiyetine göre hayvanlar erkek yavru taşıyan ve dişi yavru taşıyan anneler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır . çalışmaya başlamadan önce atatürk üniversitesi hayvan deneyleri yerel etik kurulundan onay alınmıştır . elde edilen veriler spss programında tek yönlü varyans analizi ve post hoc duncan testi kullanılarak analiz edildi . diğer taraftan eya ve dya gruplarındaki glikoz sodyum klor ve p seviyesi k grubundan önemli derecede yüksek tespit edilmesine rağmen kolesterol seviyesi ise önemli derece düşük bulunmuştur . sığırlarda gebelikten laktasyona geçiş dönemi olarak adlandırılan ve hakkında sınırlı bilgi bulunan geçiş dönemi pek çok metabolik ve hormonal değişimi de içine alan bir süreçtir . sığırlarda yapılan çalışmalarda gebelikte kan glikozunun prepartum dönemde çok az arttığını ve doğumdan sonra kandaki glikoz seviyesinin hızlı bir şekilde düştüğünü bildirmişlerdir . çalışmamızda elde edilen glikoz düzeylerinin gebelerde kontrol grubundakine oranla yüksek olması yukarıdaki verilerle uyumludur . gebeliğin son dönemlerinde yem tüketiminde azalma gözlenmektedir . bilindiği üzere erkek yavrularda testosteron seviyesi dişi yavrulara göre daha yüksektir . testosteron seviyesinin düşmesi protein metabolizmasının yavaşlamasına neden olabilir . ancak bununla ilgili bilimsel bir veri olmadığından bu konuda daha fazla bilimsel çalışma yapılmasına ve bu verilerin desteklenmesine ihtiyaç duyulmaktadır . özellikle doğuma yakın zamanlarda anne vücudunda ödem şekillenmektedir . özellikle vücudun su tutmasında kilit role sahip olan element ise na ve cl dur . bu durum vücutta dolaşım için artan sıvı miktarını karşılamak amacıyla daha fazla na ve cl tutulması gerektiği hipotezine uymaktadır . bu çalışmada eya grubundaki ca oranı istatistiksel olarak k grubuna göre yüksek bulunmuştur . diğer taraftan çalışmadaki bütün parametreler fizyolojik sınırlar içerisinde bulunmuştur . k grubu ile kıyaslandığında ise her iki grubun söz konusu parametreleri arasında önemli fark bulunduğu tespit edilmiştir .
412
209
[ 0, 961, 8970, 23, 1314, 3, 26, 1872, 9660, 23, 103, 2, 440, 3, 11431, 2319, 77, 221, 2168, 3 ]
KLİNİĞİMİZDE UYGULANAN FETOSİD VAKALARININ RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ
kliniğimizde canlı ektopik gebelik üçüzden ikize redüksiyon ikiz eşinde major anomali olan vakalarda uygulanan selektif fetosid işleminin perinatal sonuçlarını ve ektopik gebeliklerin sonuçları ile ilgili retrospektif verileri sunmayı amaçladık fetosid işlemi için ultrason eşliğinde ml potasyum klorid intrakardiak uygulanmıştır . üçüz olguda redüksiyon işlemi hafta arası uygulandı ve . haftada sağlıklı ikiz bebekler doğurtuldu . ikiz eşinde ensefalosel ve anensefali olan gebeliklerde sırasıyla . ve . haftalarda selektif fetosid uygulandı . ensefaloselli ikiz gebelikte gün sonra normal olan fetus ex oldu ve gün sonra gebelik düşükle sonuçlandı . anensefalili ikiz gebelikte ise selektif fetosid uygulanan fetusta aynı gün erken membran rüptürü oldu ve hafta sonraki kontrolde biri ex diğeri canlı haftalık amniyon mayi normal gebelik izlendi . patau sendromlu olan ikiz eşine . haftada selektif fetosid uygulandı ve bu olgu . gebelik haftasında doğurtuldu . ektopik gebelik tanısı alan olgu . gebelik haftalarında fetal kalp atımı pozitif olup human koryonik gonadotropin değerleri yüksek idi . bu olgularda ise beta hcg değerleri hafta içinde sıfırlandı ve operasyona gerek kalmadı . dikoryonik diamniotik ikiz eşi majör fetal anomalili gebeliklerde selektif fetosid trikoryonik triamniyotik üçüz eşine sağlıklı fetüsün yaşam şansını arttırmaya ve morbiditeyi azaltmaya yönelik reduksiyon işlemi ultrasonografi eşliğinde intrakardiak kcl uygulanabilen bir yöntemdir ve muhtemel komplikasyonları tartışılarak ailelere prenatal tedavi seçeneği olarak sunulmalıdır . rüptüre olmayan canlı ektopik gebeliğin birçok tipi lokal kcl ile cerrahi müdahale olmadan başarılı bir şekilde tedavi edilebilir .
gelişmiş ülkelerde çoğul gebeliklerin insidansı son yıllarda önemli oranda artmıştır . kliniğimizde üçüzden ikize redüksiyon canlı tubal ektopik gebelik ve ikiz eşinde major anomali olan vakalarda uygulanan selektif fetosid işleminin perinatal sonuçlarını ve ektopik gebeliklerin akibeti ile ilgili retrospektif verileri sunmayı amaçladık . mustafa kemal üniversitesi eğitim ve araştırma hastanesine yılları arasında ikiz eşinde major anomalisi olan olgu üçüz gebeliği olan olgu ve canlı tubal ektopik gebeliği olup opere olmak istemeyen olgu başvurdu . verilerine ulaşılan ve takip edilebilen olgu çalışmaya alındı . olguların geliş şikayetleri fetosidin yapıldığı hafta işlemle ilgili komplikasyonlar ve gebeliğin seyri doğum haftaları ve doğum ağırlıkları ve ektopik gebeliğin akıbeti ile ilgili parametreler değerlendirildi . bu prosedür povidon iodin ile gerekli saha temizliğini takiben transabdominal ultrason eşliğinde gauge spinal iğne ile perkütanöz olarak kcl solüsyonu enjekte edilerek uygulandı . gebelik haftasına kadar ml gebelik haftasından sonra ml potasyum klorid intrakardiak uygulandı ve dakika boyunca fetal asistoli gözlenene kadar spinal iğne yerinde bırakıldı . dakika sonra ise fetal ölümü teyid etmek için tekrar usg yapıldı . bu işlemler esnasında vakaların hiçbirinde maternal komplikasyon gözlenmedi . üçüz olguda redüksiyon işlemi sonrası komplikasyon gelişmedi ve haftada sağlıklı ikiz bebekler doğurtuldu . haftada fetosid yapıldı gün sonra diğer fetusda ex oldu ve gün sonra düşük gerçekleşti . selektif terminasyon ve fetal reduksiyon uygulanan olguların klinik parametreleri tablo de özetlenmiştir . gebelik haftalarında kardiyak aktivite pozitif olup hcg değerleri idi . selektif terminasyon çoğunlukla ikiz gebeliklerde fetuslardan birinin ciddi ve inkurable bir patolojisi olduğunda uygulanır fetal reduksiyon ise çoğul gebeliklerde fetus sayısını indirgeyerek fetal mortaliteyi ve maternal morbiditeyi azaltmak için bir veya iki normal fetusa uygulanır . ikinci olarak anöploidi için nt taraması yapılması gerekliliği ve eğer nt ölçümleri arasında diskordans varsa ona göre seleksiyon yapmak amacı iledir . son olarak ıvf ve ıcsı gebeliklerinde anöploidi insidansı yüksek olması sebebi ile bazı unitelerde reduksiyon öncesi koryon villus sampling ile karyotip analizi rutin olarak önerilmektedir . bir üçüz gebelikte perinatal mortalite oranı ve bir veya daha fazla fetusta serebral palsi gelişme oranı dir . papa georghiou ve arkadaşlarının serisinde trikoryonik üçüzler haftadan önce tekize indirgendiğinde düşük riski olup bu oran ikize indirgendiğinde daha düşüktür . selektif fetosid seçeneği düşünülüyorsa tekniği belirleyen en önemli faktör koryonisitedir . özetle etkilenmiş fetusun kalbine veya umblikal korduna kcl enjekte ederek yapılan selektif fetosid efektif ve güvenli bir prosedürdür fakat terminasyonun uygulanacağı optimum gestasyonel hafta halen net değildir . hafta arası gebelikte düşük oranı hafta arasında ve hafta üstünde ise olarak rapor edilmiştir . fetosid uyguladığımız vaka ise canlı tubal ektopik gebelik olguları idi . rüptüre olmamış ektopik gebeliğin konservatif tedavisinde mtx kabul edilmiş bir modalitedir . fakat büyük gestasyonel sac ölçümü kardiak aktivite varlığı ve yüksek b hcg değerleri düşük başarı oranlarından dolayı mtx tedavisinin rölatif kontrendikasyonlarıdır . dkda ikiz eşi majör fetal anomalili gebeliklerde selektif fetosid trikoryonik triamniyotik üçüz eşine sağlıklı fetüsün yaşam şansını artırmaya ve morbiditeyi azaltmaya yönelik reduksiyon işlemi ultrasonografi eşliğinde intrakardiak kcl enjeksiyonu uygulanabilen bir yöntemdir ve muhtemel komplikasyonları tartışılarak ailelere prenatal tedavi seçeneği olarak sunulmalıdır .
518
239
[ 0, 3, 2, 23, 2998, 3, 162, 3, 2551, 1314, 17, 2, 52, 51, 9, 65, 17, 9, 1496, 630 ]
Bazı siklamen türlerinde farklı doku kültürü ortamlarının gynogenesis üzerine etkileri
siklamende görülen kendileme depresyonu farklı ploidi seviyeleri kendine uyuşmazlık ve abortif embriyo oluşumu nedeniyle klasik yöntemlerle siklamen ıslahı oldukça zordur . bu nedenle in vitro haploidizasyon siklamen ıslahında yaygın olarak kullanılmaktadır . bu çalışmada in vitro haploidizasyon ve in vitro çoğaltımın ilk aşaması olarak bitki doku kültürü ortamlarının ve hormonların etkisi araştırılmıştır . çalışmada bitkisel materyal olarak cyclamen persicum ve cyclamen pseudibericum un ovül eksplantları ortam olarak ise dichlorophenoxyaceticacid ve purine in farklı konsantrasyonlarını içeren ½ms ve b ortamları kullanılmıştır . çalışma sonucunda cyclamen persicum türünde en iyi kallus oluşum oranı . mg l elde edilmiştir . cyclamen pseudibericum türü için ise kallus oluşum oranı olmuş ve mg l d ve . mg l ip içeren b ortamından elde edilmiştir . cyclamen persicum türünde en yüksek embriyo uyartımı . mg l d ve . mg l ip içeren ½ms ortamında gelişen kalluslardan elde edilmiştir . ancak cyclamen pseudibericum türünde besi ortamlarının hiç birinden embriyo uyartımı sağlanamamıştır . sonuç olarak kallus uyartımında b ortamı ½ms ortamından daha iyi sonuç vermesine rağmen embriyo uyartımı için yüksek oksin ve düşük sitokinin konsatrasyonuna sahip ½ms ortamı daha iyi bulunmuş ve . mg l d ve . mg l ip içeren ½ms ortamından adet bitkicik elde edilmiştir .
çiçek soğanları den fazla botanik cinsi barındıran değişen çevresel faktörlere karşı gelişim biyolojisi ve fizyolojisi bakımından çok farklı tepkiler gösteren bitki grubudur . bu bitkiler ticari olarak kesme çiçek üretimi ve saksı bitkisi olarak işlenmekle birlikte dış mekanda çevre düzenlemesi ve bahçelerde kullanılmak üzere çoğaltım materyali olarak da değerlendirilmekte ve global çiçek endüstrisinde önemli bir rol oynamaktadırlar . haploid bitkiler normol dihaploidlerden morfolojik özellikleri bakımından biraz daha küçük ve kısır olup tohum bağlayamazlar . dihaploidizasyonla kısa sürede homozigot saf hat elde edilebilmektedir . bu yüzden öncelikle bitkisel materyale uygun doku kültürü protokolünün oluşturulması ve doku kültüründe etkili olan faktörlerin değerlendirilmesi gerekmektedir . çalışmada bitkisel materyal olarak ülkemizde doğal olarak yayılış gösteren cyclamen persicum ve cyclamen pseudibericum türleri kullanılmıştır . steril kabin içerisine getirilen örnekler ilk olarak lik etilalkol de dk . açı transformasyonu sonrasında elde edilmiş değerler parantez içinde verilmiştir . ortalamalar arasındaki farklılıklar harflerle gösterilmiştir . c . persicum türüne ait ovül örnekleri her iki ortamda da değişen oranlarda rejenere olmuş ve farklı kallus yapılarını meydana getirmiştir . denemede kullanılan ortam hormon intereaksiyonunun cyclamen pseudibericum ovül eksplantlarında kallus gelişim oranına etkisi çizelge de verilmiştir . yapılan gözlemler sonucunda meydana gelen embriyojenik kalluslar her haftada bir hormon içermeyen besiyerlerinde alt kültüre alınmıştır . c . persicum türünde embriyo uyartımına kullanılan besi ortamlarının etkisi istatistiki açıdan önemli bulunmazken hormon ve besi ortamı hormon interaksiyonu önemli bulunmuştur . en yüksek embriyo uyartımı . mg l d ve . mg l ip içeren besi yerinde ortalama oranında gerçekleşmiştir bunu . mg l d . mg l ip ve . mg l d . mg l ip takip etmiştir . bu kapsamda . mg l d ve . mg l ip içeren ½ms ortamında oluşan kalluslarda oranda en yüksek embriyo uyartımı gerçekleşmiştir . c . persicum türünde embriyo uyartımı gerçekleştikten sonra oluşan embriyoya benzer yapılar gelişerek normal bir embriyonun gelişim sürecindeki aşamaları takip etmiştir . yaklaşık hafta sonra gelişen embriyolardan bitkiciğe dönüşüm sağlanmıştır . c . pseudibericum türünden izole edilen ovüllerden ise kallus oluşumu gerçekleşmiş ancak bir müddet sonra oluşan kallus yapıları siyahlaşarak gelişimini tamamlamış ve sonrasında bir farklılaşma gözlenmemiştir . bu nedenle kallus oluşum oranının türler ve genotipler arasında farklılık göstermesinin en önemli nedenlerinden biri de eksplant kaynağının genetik yapısıdır . genel olarak her iki tür içinde kallus rejenerasyonu gerçekleşmiştir . besi ortamı hormon interaksiyonu göz önünde bulundurulduğunda c . persicum türünde . mg l d ve . mg l ip içeren ½ms besi ortamından embriyo uyartım oranı olmuştur . çalışmada besi ortamlarının embriyo uyartımı üzerine etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmasa da besi ortamı ve hormon interaksiyonuna bakıldığında besi ortamının etkisinin yadsınamayacak derecede yüksek olduğu tahmin edilmektedir . bu nedenle embriyo uyartımının ½ms besi ortamında daha iyi gerçekleştiğini söyleyebiliriz . amini ise yine ülkemizde doğal olarak yetişen ve kültüre alınan cyclamen persicum genotiplerinde yapmış olduğu çalışmada embriyo uyartım oranının . . arasında değiştiğini bildirmiştir . bizim çalışmamız ile yukarıda belirtilen üç çalışmada da benzer ortamlar ve hormon içerikleri kullanılmakla birlikte embriyo uyartım oranları arasında belirgin bir farklılık görülmektedir .
500
214
[ 0, 3, 2, 15, 40, 2, 1314, 11374, 9, 720, 2168, 7, 15, 40, 3, 5058, 651, 138, 3, 17401 ]
İşiten ve İşitme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Özetleme Becerilerinin Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi
bu çalışmada sekizinci sınıfta öğrenim gören işiten ve işitme yetersizliği olan öğrencilerin öyküleyici metinleri özetleme becerileri ve oluşturulan metinlerin bağdaşıklık düzeyleri açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır . araştırmanın çalışma grubunu ankara da sekizinci sınıfta öğrenim gören işitme yetersizliği olan öğrenci ile işiten öğrenci oluşturmaktadır . yapılan analiz sonucunda özetlemenin içerik biçim dil ve anlatım metin yapısıalt boyutlarında ve özetleme toplam puanında işitme yetersizliği olan öğrenciler ve işiten öğrenciler arasında anlamlı bir fark bulunmuştur . işiten öğrencilerin özetleme becerisinin alt boyutlarına ilişkin puanları ve özetleme becerisi toplam puanlarının işitme yetersizliği olan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür . bağdaşıklık düzeyinde ise gönderim eksiltili anlatım bağlama ögeleri alt boyutlarında ve bağdaşıklık araçlarını toplam kullanım sıklıklarında işitme yetersizliği olan öğrenciler ve işiten öğrenciler arasında anlamlı bir fark bulunmuştur . b ğdaşıklık düzeyinin değiştirim alt boyutunda işiten ve işitme yetersizliği olan öğrenciler arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır .
okuma bireyin tüm hayatını özellikle de akademik yaşamını etkileyen önemli bir beceridir . özetleme okunan metnin akışını bozmadan önemli bilgileri içerecek şekilde okuyucunun metni kendi cümleleri ile kısaltmasıdır . akyol a göre hikaye edici metinler diğer metin türlerine göre ve kısa olan metinler uzun olanlara göre daha kolay özetlenmektedir . şahıs zamirleri metin içerisinde bir kişiye ilişkin gönderimde bulunmak amacıyla kullanılır . arda bir işe başladığı zaman mutlaka sonunu getirirdi fakat burak onun kadar azimli değildi . genellikle soru cevap tarzındaki diyaloglarda kullanılmaktadır . cümlesinde geçmiş zaman eki olan dı tı eylemlerin birinde kullanılırken diğerinde kullanılmamış ve eklerin düşürülmesiyle oluşan eksiltili bir anlatıma örnek olmuştur . cümlesinde öyle yaptı fiili evden çıkmamak fiilinin yerine kullanılmış ve değiştirim oluşturmuştur . zıtlık bildiren bağlama ögeleri olumlu ve olumsuz iki durumu birbirine bağlamak için kullanılmaktadır . yani gerçekten aslında başka bir deyişle kısacası herhalde sanki zaten açıkçası gibi ifadeler sık kullanılan açıklama bildiren ögelerdir . başlıca kullanılan örnekleme bağlama ögeleri ise örneğin mesela ve benzeri ve saire dir . sınıfa devam etmekte olan işitme engelli toplam kaynaştırma ğrencisi katılmıştır . öğrencilerin okuması için karasu girgin ve uzuner tarafından hazırlanan formel olmayan okuma envanteri kitabındaki sel isimli öykü kullanılmıştır . bu forma ilişkin hesaplanan kapsam geçerlik indeksi . tür . yapılan analiz sonucunda işitme yetersizliği olan öğrencilerin özetleme becerileri toplam puanları ve özetleme becerilerinin alt boyutlarına ilişkin alınan puanları işiten öğrencilere göre zayıf olduğu görülmektedir . özetlemenin içerik boyutuna bakıldığında işitme yetersizliği olan öğrencilerin işiten öğrencilere göre düşük performans gösterdikleri görülmektedir . üçüncü alt boyut olan dil ve anlatım boyutuna bakıldığında işitme yetersizliği olan öğrencilerin işiten öğrencilere göre düşük performans gösterdikleri görülmektedir . öğrencilerin yazdıkları özetlere bakıldığında işiten öğrencilerin işitme yetersizliği olan öğrencilere göre bağlama ögelerini daha sık kullandıkları ve buna bağlı olarak karmaşık cümleler kurmuş oldukları görülmektedir . varonis ve gass işitme yetersizliği olan öğrencilerin farklı bir dilde okuma yapan bireylerin yaptığı gibi önceki bilgi ve deneyimleri ile metinin ne demek istediğini tahmin etmeye çalışarak bir sonuca vardıklarını ifade etmektedir . bu öğrencilerin yazılı metinde yer alan cümlelerin içinde ve cümleler arasında bağdaşıklık araçlarını kullanım sıklıklarının yetersiz düzeyde olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır tarafından yapılan çalışmalarda işitme yetersizliği olan bireylerin yazdıkları metinde cümleleri birbirine bağlamak için az sayıda bağdaşıklık araçlarına yer verdikleri görülmüştür . özetleme becerisinde başarılı olmak için işitme yetersizliği olan öğrenciler okuma görevinde daha aktif ve bilinçli rol almalıdır . bu durum öğrencilerin sadece metindeki önemli bilgilerin farkındalığı ile ilgili değil aynı zamanda bu bilgileri yazıya nasıl dahil edebileceklerini de kapsamalıdır . ayrıca işitme yetersizliği olan öğrenciler ile bireysel olarak yapılan yazım becerisinin geliştirilmesine ilişkin etkinliklerin onların yazma becerilerinin gelişimine katkı sağladığı alanyazındaki çalışmalarla kanıtlanmıştır . buna rağmen öğrencilerin yazdıkları özetlerin özetleme becerileri ve bağdaşıklık düzeyi açısından çok zayıf olması bize bu konuda daha fazla eğitime ve araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir .
476
137
[ 0, 3, 2, 15, 17, 2168, 1306, 35, 3, 1872, 9660, 40, 23, 3, 8781, 36, 2110, 23, 12594, 3 ]
Sentiment Analizinde Öznitelik Düşürme Yöntemlerinin Oto Kodlayıcılı Derin Öğrenme Makinaları ile Karşılaştırılması
günümüz teknolojisinde internetin her kesim tarafından çok yoğun olarak kullanılmasından dolayı insanlar artık görüş fikir ve hislerini sosyal paylaşım siteleri forum blog benzeri birçok ortam aracılığı ile paylaşmaya başlamıştır . ancak her geçen gün artan veri sayısı ve boyutu bu verilerden manuel olarak anlamlı bilgiler çıkartılmasını çok zahmetli ve pahalı bir iş haline getirmektedir . otomatik olarak verinin duygu içerip içermediğinin saptanması ve bu duygunun olumlu olumsuz veya tarafsız olma durumunun belirlenmesi duygu analizi yardımıyla gerçekleştirilmektedir . duygu düşünce analizinde konuşma dilinin karmaşıklığı değerlendirilen metin sayısının fazlalığı ve uzunluğu çok sayıda gereksiz ve gürültü içeren öznitelik vektörüne neden olmaktadır . boyut problemi olarak adlandırılan bu durum hesaplama zamanın artmasına ve sınıflama hatalarına yol açmaktadır . bu çalışmada ise bahsedilen problemlere çözüm olarak önerilen derin öğrenme tabanlı oto kodlayıcı modeli ile gürültü giderici oto kodlayıcı modeli boyut düşürme tekniği olarak kullanılmış ve literatürde yaygın olarak kullanılan diğer boyut düşürme teknikleri ile kıyaslanmıştır . elde edilen tüm veri setleri için sınıflama algoritması olarak destek vektör makinaları ve yapay sinir ağları kullanan farklı modeller geliştirilmiştir . yapılan analizlerin sonucunda boyut düşürme tekniklerinin duygu analizi için elde edilen sonuçları iyileştirdiği önerilen oto kodlayıcı modellerinin ise var olan tekniklere benzer ya da onlardan daha iyi sonuçlar aldığı gözlemlenmiştir .
günümüzde teknoloji alanındaki gelişmeler ile birlikte internet sağlık bilim eğlence spor sanat gibi insan hayatının hemen hemen her alanına girmeyi başarmıştır . bu paylaşımlar ile birlikte internet devasa büyüklükte bir metin deposu haline dönüşmüştür . duygu analizi sözlüğe dayalı modeller ve makine öğrenmesine dayalı modeller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır . sözlüğe dayalı modellerde ilk olarak metinlerde hangi duygu durumlarının aranmak istendiği belirlenir . son adımda ise istatistiksel yöntemler ile metnin hangi duygu durumunu ifade ettiği tahmin edilir . makine öğrenmesi yöntemleri denetimli ve denetimsiz öğrenme olarak iki ana başlık altında toplanmaktadır . nb dvm ve maksimum entropi yöntemlerini kullanan üç farklı modeli twitter verisi kullanarak eğitmiş ve başarı oranı elde etmişlerdir . nizam ve akın dengeli ve dengesiz veri seti kullanmanın başarı oranına etkisini göstermek için twitter verileri ile iki farklı set oluşturmuş oluşturulan bu veri setlerini nb rastgele orman sıralı minimum optimizasyonu j ve k en yakın komşu algoritmalarını kullanarak sınıflamış ve dengeli veri seti için lara varan daha iyi başarı oranı elde etmişlerdir . sınıflama yöntemlerini tek başına kullanarak bir model geliştirmek mümkün olduğu gibi yöntemin kendine has dezavantajlarından kaynaklanan hatalarını gidermek amacı ile başka yöntemler ile birlikte kullanılması da mümkündür . bu analizin sonucunda bayes tabanlı yöntemin başarı oranını artırdığı ve zaman kazandırdığı görülmüştür . tan ve zhang veri seti üzerinde doküman frekansı ki kare bilgi kazancı ve karşılıklı bilgilendirme öznitelik seçim yöntemlerini uygulamış elde edilen yeni veri setleri ile beş farklı sınıflama algoritmasını kullanarak eğitmiş oldukları modellerde e varan başarı oranı elde etmişlerdir . svm nb me algoritmaları ve bunların ensemble yönteminden oluşan dört farklı modeli iki farklı boyut düşürme algoritması ile birlikte kullanarak yapmış oldukları uygulamalarda başarı oranı elde etmişlerdir . sınıflama algoritmasından doğacak farklıkların boyut düşürme tekniklerine etki etmemesi için bu teknikler iki sınıflama algoritması için de ayrı ayrı değerlendirilmiştir . boyut düşürme yöntemi olarak da kullanılabilen tekil değer ayrışımı bir matrisi çarpanlarına ayıran önemli bir lineer cebir yöntemidir . en büyük varyans ile en az kaybı hedefleyen bu yöntemin ilk aşamasında her bir değişken için diğer değişkenlerle olan kovaryans değeri eşitlik de formülize edildiği gibi hesaplanır . korelasyon matrisi veri setinin fa için uygun olup olmadığını gösteren önemli bir etkendir . oto kodlayıcı girdi katmanı gizli katman ve çıktı katmanı olmak üzere üç katmandan meydana gelen tam bağlı bir yapay sinir ağıdır . oto kodlayıcı modelindeki çıktı katmanında girdi katmanındaki verinin aynısını elde etmeye çalışmak bazı sistemler için o verinin ezberlenmesine ve test verisi için kötü sonuçlar elde edilmesine neden olmaktadır . destek vektör makinaları doğru düzlem ya da hiper düzlem yardımı ile verilerin iki sınıfa ayrıldığı bir makine öğrenmesi yöntemidir . durumu verinin birinci sınıfa durumu ise verinin ikinci sınıfa ait olduğunu temsil etmektedir . çkysa da eğitim oto kodlayıcı modeline benzer bir şekilde eşitlik ve kullanılarak ileri doğru ve geri besleme olmak üzere iki aşamada ağırlıklar belirlenerek yapılır . terim olarak da isimlendirilen birbirinden farklı kelimeler öznitelik olarak ele alınmış ardından terim frekansları ve ters doküman frekansları yardımıyla vektör uzay modelleri oluşturulmuştur . bu veri seti dvm ve ysa sınıflama algoritmaları kullanılarak ilk önce orijinal boyutta eğitilmiş daha sonra tba çtba tda fa oto kodlayıcı ve denoising oto kodlayıcı olmak üzere farklı boyut düşürme yöntemi uygulanarak yeni veri setleri elde edilmiştir . bu tabloda yöntem sütundaki her bir satır geliştirilmiş modelleri temsil etmektedir . performans ölçütlerinden görüleceği üzere boyut düşürme tekniklerinin istisnai bir durum olan çtba ile dvm yöntemlerini birlikte kullanan model haricinde daha iyi bir başarı oranı elde ettiği gözlemlenmiştir .
566
199
[ 0, 3, 2, 1536, 2687, 23, 3, 63, 11431, 3524, 1171, 23, 177, 15, 2998, 7, 23, 172, 3, 1872 ]
E-ÖĞRENME ve TÜRKİYE AÇISINDAN SORUNLAR, ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
bu çalışmada e öğrenmenin eğitsel yararları üzerinde durulmuş özellikle türkiye açısından sorunlar genel hatlarıyla ele alınarak tartışılmıştır . çalışmada e öğrenmeye ilişkin olarak eğitim kurumlarının yaşadığı temel sorunlar ön plana çıkarılmıştır . bu sorunların giderilmesi için çeşitli çözüm yolları ortaya konup özellikle e öğrenmenin temel alt yapısını teşkil eden donanımsal ve yazılımsal eksiklikler belirtilmiştir . e öğrenmenin etkili ve verimli şekilde uygulanabilirliğini yükseltmek için öncelikle içerik sorunun giderilmesi ve e öğrenmenin gerekliliği ve önemi konusunda toplumsal bilinç oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır .
bilindiği üzere teknolojideki her türlü yenilik insanoğlunun hayatını önemli ölçüde etkilemektedir . dolayısıyla yeni verilere ulaşma daha hızlı çaba gösterme zorunluluğunu getirmektedir . günümüzde özellikle ticaret ve eğitim başta olmak üzere aşina olduğumuz birçok kavram internet sayesinde başına elektronik kelimesinin ilk harfi olan e ekini alarak yeni anlamlar kazanmıştır . ağır işleyen bürokrasi e devlet uygulamasında bütün organlarını elektronik ortama taşıyabilme çabası içerisindedir . yine lisansüstü programların elektronik ortamda yürütülmesi yönündeki çabalar sınırlı da olsa türkiye açısından önemlidir . internetin sunduğu tüm katkılar yanında bilinçli kullanım düzeyi ve toplumun farklı kesimlerine aktif kullanım olanağı sunabilmede yaşanan yetersizlikler beraberinde farklı sorunları da getirmektedir . uzaktan eğitimin temel gelişimi aşkar ında vurguladığı biçimiyle dört evrede sıralanabilir . özellikle yaşam boyu öğrenme gereksinimi geleneksel eğitimden yararlanamama teknolojilerin yayılması bilgi ve becerilerin artması değişmesi ve çeşitlenmesi bir anlamda uzaktan eğitimi zorunlu kılan temel boyutlardır . donanımsal gelişime paralel olarak yazılım dünyasında da ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir . türkiye açısından durum incelendiğinde tüm bunların yanında öğretim amaçlı web içeriklerinin yeterli olmadığı görülmektedir . e öğrenmenin beraberinde getirdiği bu olanaklar bireyin kendi özgünlüğünü ortaya koyabilme açısından önemlidir . özellikle çeşitli sertifika programlarının lisansüstü programların e öğrenme ortamından sağlanması gibi uygulamalar yaşam boyu öğrenmenin önünü açmada ciddi olanaklar sunmaktadır . dolayısıyla öğretmen öğrenci etkileşimi çok sınırlı düzeyde kalmıştır . cebeci geleneksel öğretim ile e öğrenmenin eğitsel anlamda sunduğu olanakları karşılaştırmalı olarak çizelge deki gibi vermektedir . aynı raporda uzaktan eğitimin yaygınlaşamamasındaki temel sorunlar ise . her ne kadar oranlar tübitak tarafından yapılan yılı araştırma sonucuna göre lik orandan . e çıkarak bizlere iyimser bir tablo sunsa da özellikle daha çok işyerinde internetten yararlanma olanağının olması iş verimliliği açısından çeşitli sorunlar yaratabilecek görünüm sergilemektedir . çizelge incelendiğinde türkiye genelinde internet kullanım sıklığının belli bir düzeyi yakaladığı söylenebilir . ancak internetin yaygınlaşmasıyla daha da güncel hale gelen e öğrenme beraberinde önemli bir sorunu da getirmektedir . bu büyüklüğün süreç içerisinde sosyal yapıya da olumsuz olarak yansıyacağı söylenebilir . yukarıda bahsi edilen sorunların e öğrenmenin yaygınlaşma sürecini olumsuz yönde etkileyebileceği ve bu olanaklardan daha çok yararlanabilme açısından gecikmelere neden olabileceği söylenebilir . tüm okullara hızlı internet erişimi sağlanması çalışmalarının en kısa zamanda tamamlanması . dpt tarafından ve eylem planı çerçevesinde eğitime yönelik alınan kararlar bilgi teknolojilerinin gerek yaygınlaştırılması ve gerekse eğitim amaçlı kullanımının sağlanması açısından önemlidir . e devlet bünyesinde barındırdığı bütün kurumların e olmasını gerektirir . günümüzde e öğrenme sunduğu olanaklar ile ciddi bir alternatif modeldir . e öğrenmeye yönelim ve e öğrenmenin sunduğu olanaklardan yararlanabilme başta dtp ve eylem planında alınan kararların ciddi anlamda uygulamaya konulmasıyla doğru orantılı olarak artış gösterebilecektir .
396
72
[ 0, 3, 2, 29, 2, 52, 40, 2, 3, 63, 35, 23, 3, 1272, 2558, 15, 3, 1272, 2558, 15 ]
GEÇMİŞTEN BUGÜNE SAFRANBOLU’DA BATIL İNANÇLAR (Hamile Kadınlar, Gelinler ve Çocuklar Örneğinde)
insanoğlu için hayatın her devresinde kendi üzerinde tesirli olacağına inandığı çeşitli düşünce ve inançlar var olmuştur . bugün hala başvurulan birçok inancın temelinde geçmiş inanışların izleri vardır . bu geçmiş inançların temelinde ise insanoğlunun kendini çağın gereklerine uygun olarak korumak istemesi ve anlamlandıramadığı birçok doğa olayına kutsal anlamlar yüklemesi sonucu oluşmuş davranış ve benimsemeler mevcuttur . dünyada özellikle çok geniş bir coğrafya ve derin bir tarihin sahibi olan türkler geçmiş inanç ve yaşantılarının hepsini dini ve coğrafi değişimlerle terk etmeyip bir kısmını veya tamamını yaşatmışlardır . bunların en güzel örneklerinin yaşandığı bölgelerden biri de çok eski bir yerleşim merkezi olan karabük ilinin safranbolu ilçesidir . bakıldığında çocuğun sarılık olmaması için doğumdan sonra koluna bir parça sarı yün ip bağlanması konuşma çağı geldiği halde konuşamayan çocuklar için dil çözme adeti uygulanması evlerden elma erik şeker gibi yiyecekler toplanması toplanan bu yiyeceklerin çocuklara yedirilmesi yürüyemeyen sürekli düşen çocuklar için köstek kesme işlemi uygulanması gibi birçok inanış geçmiş türk kültürünün izlerini taşır .
her toplumu etkileyen önemli olaylar ve bu olayların konu olduğu anlatı ve inanışlar vardır . hurafe dine sonradan girmiş yanlış inanç . temelde bakıldığında da bu tanımların her birisi farklı bir muhtevaya sahip olsa da öz itibarı ile hepsinin ortak noktaları bilimsellikten uzak tamamen kişisel yoruma dayalı düşüncelerin ürünü olmalarıdır . çünkü her ne kadar bunlar hafızalarda birbirine yakın kavramlar gibi dursalar da diğerlerinden farklı olarak mitler çağın gereklerine uygun olarak insan hayatını kolaylaştırmak adına insan aklını ve bilimi aşan konularda korku ve endişelerin önüne geçebilmek için başvurulan yorumlamaları içerir . bu yüzden mitleri ortaya çıktıkları dönemlerin değer yargılarını ve hayat şartlarını göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir . bunlardan bazıları dünyanın birçok toplumunda benzer anlamlar taşırken bazıları ise toplumdan topluma değişiklik gösterebilir . buna rağmen her toplumlar bu tür inanışların batıl veya gerçek dışı olduğunu kabul etse de yaşatmaya devam ederler . bireyin şanslı bir sayısının ya da şapkasının olması gibi gruplandırılabilir . . yine bu zengin kültürel inanışlara göre eşikte oturanın er ya da geç iftiraya uğranılacağına inanılır . elden ele makas verilirse verildiği yerde kavga çıkacağına inanılır . makas bıçak ve benzeri aletleri boş yere açıp kapatan kişinin annesi ile babasının birbiri ile veya başkaları ile kavga edeceğine inanılır . görüldüğü üzere anadolu nun her yöresinde olduğu gibi safranbolu da hemen her konuda zengin batıl inançlar ile karşılaşmak mümkündür . hamile kadın aynaya bakarsa çocuğun güzel olacağına inanılır . çünkü kırk gün boyunca lohusa kadının mezarının açık kaldığına inanılır . bebek kırkı çıkmadan odada yalnız bırakılırsa kırk basacağına inanılır . bunun dışında safranbolu da kırk basmış sürekli hastalanan çelimsiz salya sümük ağlayan çocuklar eski hamamda erkekler bölümündeki mühürlü kurnadan alınan su ile yıkanır . çocuğun hangi işte başarılı olması isteniyorsa ve hangi mesleğe yönelmesi isteniyorsa göbek bağı ona uygun bir yere gömülür ya da saklanır . gelin erkek tarafının evine gittiğinde az ya da çok bir bardak su dahi olsa bir şeyler yiyip içer bu sayede evi benimsemesi kolay olur .
435
154
[ 0, 3, 2, 15, 40, 2, 29, 2, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781 ]
Muhasebede Çift Taraflı Kayıtlama ve Kitab-Us Siyakat
muhasebenin insanlığın var olduğundan beri uygulandığı bilinmektedir . muhasebenin tarihi gelişimi incelendiğinde muhasebede kullanılan kayıtlama yöntemlerini tek taraflı ve çift taraflı kayıtlama olarak özetlemek mümkündür . bunlardan ilk kullanılanı tek taraflı kayıtlamadır . bu kayıtlamaya göre muhasebe ile ilgili bilgilerin tamamı değil amaçlanan kısmı veya kısımları kayda alınır . alacakların borçların gelir ve giderlerin takibini tek taraflı kayıtlamaya örnek olarak verebiliriz . tek taraflı kayıtlamada alacak ve borçlar takip edilirken bunlara ait tahsilat ve ödemeler ayrıca başka hesaplarda kaydedilmez . gelir ve giderler takip edilirken gelirin tahsilinde ve giderin ödenmesindeki nakit giriş ve çıkışları da ayrıca diğer hesaplarda izlenmez . kitab us siyakat te bu tür kayıtlamalar yapılmıştır . bu nedenle kitab us siyakat teki kayıtlama yöntemi kesinlikle tek taraflı kayıtlama değildir . sistemin tümü ve kullanılan defterler incelendiğinde bu durumu açık bir şekilde görmek mümkündür . çift taraflı kayıtlamada ise temelde varlık kaynak gelir gider ve sonuçla ilgili bilgilerin tamamının izlenmesi amaçlanır . araştırma konumuzu oluşturan kitab us siyakat te devlet muhasebesinde kullanılan merdiven yöntemi açıklanmaktadır . devlet bütçe gelir ve giderlerinin izlenmesinde kullanılan bu yöntem osmanlı devletinde ortadoğu da . yıla yakın bir süre kullanılmıştır . bu yöntem ortadoğu devletlerinden abbasiler tarafından bulunmuş ilhanlılar tarafından geliştirilmiş ve osmanlı imparatorluğu nda da olgunlaştırılarak uygulanmıştır . bu kitap luca pacioli den yıl önce yazılmıştır . sistemin tümü incelendiğinde bu kitapta kullanılan defter i kebir hesaplarını bütçe gelirleri bütçe giderleri hazine alacak borç ve sonuç olarak özetlemek mümkündür . bu hesaplara kaydedilen borç ve alacak tutarları da eşittir . yalnız defter i kebir hesaplarına ait tutarlar borç ve alacak tutarı şeklinde ayrı ayrı değil istenileni kısa yoldan ifade etmek olan siyakat yazı sistemi nin özelliğine uygun olarak borçlandırılacak ve alacaklandırılacak hesaplar için tek tutar şeklinde kaydedilmiştir . bu uygulama çift taraflı kayıtlamaya aykırı bir sonuç yaratmaz . muhasebe tarihinin duayeni olan stevelinck bu tebliğin yazarlarından prof . dr . remzi örten e ortadoğu da luca pacioli den önce çift taraflı kayıtlamanın açıklandığı bir kitabın yazıldığını buna ait bilginin istanbul daki süleymaniye kütüphanesinde olduğunu bildirmişti . bunun üzerine prof . dr . remzi örten in de başkanı olduğu komisyonda bu eser incelenmiş ancak çeviri yapanın muhasebe teknik bilgisi olmayan bir dil uzmanı olması nedeniyle çift taraflı kayıtlamanın bu kitapta yazıldığı sağlıklı bir şekilde anlaşılamamıştı . . dünya muhasebe tarihçileri kongresi için yaptığımız daha ayrıntılı bir araştırma inceleme ve değerlendirmede stevelinck in yazmış olduklarının doğru olduğu ve çift taraflı kayıtlama yöntemine ait temel esasların adı geçen kitapta açıklandığı sonucuna varılmıştı . bu çalışmamızda . dünya muhasebe tarihçileri kongresi nde sunduğumuz tebliğin kitab us siyakat e ve çift taraflı kayıtlamaya ait kısmı esas alınmıştır . bu çalışmanın amacı çift taraflı kayıtlama yöntemine ilişkin temel esasların bu kitapta var olduğunun yeniden gözden geçirilmesi ve ilgililere daha kolay anlaşılır bir şekilde sunulmasıdır .
muhasebenin insanlığın var olduğundan beri uygulandığı bilinmektedir . çünkü luca pacioli nin bizzat kendisi kitabından yıl önce çift taraflı kayıtlamanın uygulandığını söylemiş ve venedikli diğer bir papaz olan angelo senizo luca pacıoli den yıl önce çift taraflı kayıtlama ile ilgili bir kitap yazmıştır . bütçe gelirleri mukataa sistemine göre değil hazine sistemine göre devlet tarafından tahsil edilmişse bütçe gelirlerinin alacağı karşılığında borçlandırılacak hesap doğal olarak hazine hesabıdır . bu uygulama cizye gelirleri muhasebesinde sıkça yapılmıştır . için parça altın gümüş gibi kıymetli madenler için miskal kadife ipekli yünlü kumaşlar için top vb . bir hesabın tutarı belirlendikten sonra buna bir ekleme yapıldığında başvurulan bir yoldur . her sayfadan sonra toplam alınması da öngörülmektedirbu defter muhasebede belgeleme ilkesini yerine getirir ve öteki defterlere kayıtlar bu bilgilere dayanılarak yapılır . avarece . bu hesaplarda oluşan eksiklik veya fazlalık inceleme konusu yapılır . vezir in bu harcama emri üzerine muhasebeci söz konusu harcama kayıtlarını tevcihata yapar . risale i felekkiye de her vilayetin gelirleri ve giderlerinin ayrı kalemlerden oluştuğu belirtilmiştir . bu defterde bir vilayette alınan vergilerin adları zikredilmiş bu vergilerin oranları ve miktarları ayrı ayrı belirtilmiştir . defterde vergilerin nitelikleri ve oranları yanında vergileme usulünün nasıl olacağı da belirtilmiştir . eksiklik veya fazlalık durumunda ambar memuru sorumlu tutulur . bu durum darphanenin merkezi yönetime bağlı ama ayrı olarak yönetilen bir birim olması nedeniyle muhasebesinin de bağımsız olarak yürütülmesini gerektirmiştir . bu yöntemin daha kısa silinmeye hata ve hileye meydan vermeyecek şekli olarak aşağıdaki özet yöntemi önermiştir kitab us siyakat in çift taraflı kayıtlama açısından değerlendirilmesi ile ilgili yapılan bazı çalışmalarda araştırmacıların en büyük eksiği risale i felekkiye deki sistemin tümünü birleştirmeden sadece gelir ve gider hesaplarını esas almasıdır . gelir tahakkuku ile ilgili örnek mukataa yolu ile mültezim hoca celal ud din tarafından tahsil edilen bağdat vilayetine ait vergiler . . dinar dır . örnekte mukataa amil mültezim gibi bir sözcüğün olmaması da bu durumu netleştirmektedir . yapılan harcamalar kadar bütçe gideri hesabı borçlandırılmış ve hazine hesabı alacaklandırılmıştır . ödenen ücretin . dinar lık kısmı ise tacik askerlerine ait ücrettir . bu özel bütçe giderlerinin ayrıntısı da şöyledir malzeme ödemesi . dinar emir ali ve vekilharç ödemesi . dinarörnekte mültezim ifadesinin olması ve örnekteki diğer bilgiler gelir tahsilatı ve gider ödemesinin aracı tarafından yapıldığını vurgulamaktadır . bu örnek kitab us siyakat te sadece gelir ve giderin değil borcun da takip edildiğini göstermek açısından önemlidir . muhasebenin tarihi gelişimi incelendiğinde muhasebede kullanılan kayıtlama yöntemlerini tek taraflı ve çift taraflı kayıtlama olarak özetlemek mümkündür . bu kayıtlamaya göre muhasebe ile ilgili bilgilerin tamamı değil amaçlanan kısmı veya kısımları kayda alınır . devlet bütçe gelir ve giderlerinin izlenmesinde kullanılan bu yöntem osmanlı devletinde ortadoğu da . yıla yakın bir süre kullanılmıştır .
437
417
[ 0, 3, 2, 40, 2, 29, 2, 29, 2, 3, 157, 440, 9, 1314, 40, 291, 3, 23, 8970, 77 ]
Anne Baba Tutumlarının Çocukların Sosyal Becerileri Üzerindeki Etkisi
aile çocukların yaşama dair ilk deneyimlerini edindikleri büyüyüp geliştikleri ve toplumsal davranışları öğrendikleri ortamdır . bu araştırma ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarının çocukların sosyal becerileri üzerindeki etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır . araştırmanın evrenini mersin ili merkez yenişehir ve mezitli ilçelerindeki okul öncesi dönem çocukları araştırma örneklemi ise bu ilçelerdeki okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden yaş grubu çocuk oluşturmaktadır . bu çocuklardan u yenişehir ilçesinde ü mezitli ilçesinde okul öncesi eğitim almaktadır . araştırmada araştırmacı tarafından hazırlanmış olan aile bilgi formu çocuk yetiştirme tutum ölçeği ve sosyal becerileri değerlendirme ölçeği kullanılmıştır . araştırma sonucunda anne babaların çocuk yetiştirme tutumlarının çocukların sosyal becerileri üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir .
anne babalar çocuklara çeşitli fiziksel sosyal ve duygusal ortam yaratarak çocukların gelişimini ve öğrenmesini destekleyen çocukların hayatındaki ilk öğretmenleridir . anne babaların çocuğa uyarıcı ortam sunmasında ve çocuğun gelişimine yön vermesinde onların çocuk yetiştirme tutumları oldukça önemlidir . aile fizyolojik olduğu kadar ekonomik ve sosyal yönleriyle de çocuğa şekil vermekte ve çocuğun kişisel sosyal uyumunda aktif rol oynamaktadır . çocuk doğumdan itibaren sürekli olarak ailenin inançları değerleri gelenekleri tutumları ve uygulamalarından etkilenmektedir . anne babanın çocukla olan etkileşimi çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir . ana babaların çocuklarla olan duygusal ilişki boyutu çocuğu merkez alan kabul edici tutumdan reddedici tutuma kadar uzanan bir yelpazede farklılaştığı görülür . sosyal olgunluk bir kimsenin anlayış duygu tutum beceri gibi özellikler bakımından içinde yaşadığı toplumun beklentileri doğrultusunda gösterdiği olgunluktur . yaşam boyu gelişen sosyal yeterlilik olumlu etkileşimi zaman içinde farklı durumlarda sürdürürken kişisel amaçları gerçekleştirme becerisidir . bu araştırmanın genel amacı ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarının çocukların sosyal becerileri üzerindeki etkisini incelemektir . betimsel araştırmalar bir konu hakkındaki durumu araştırmak ve belirlemek amacıyla yapılmaktadır . mersin iline bağlı merkez yenişehir ve mezitli ilçelerinde bulunan resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden yaş grubu çocuklar araştırma evrenini oluşturmaktadır . araştırmanın örneklemini ise çocuk ve ebeveynleri oluşturmuştur . bu çocuklardan u yenişehir ilçesinde ü mezitli ilçesinde okul öncesi eğitim almaktadır . araştırmada araştırmacı tarafından hazırlanmış olan bilgi formu çocuk yetiştirme tutum ölçeği ve sosyal becerileri değerlendirme ölçeği kullanılmıştır . bilgi formu araştırmacı tarafından uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanmış olup çocukların yaş ve cinsiyet gibi demografik özelliklerine yönelik sorulardan oluşmaktadır . çocuk yetiştirme tutum ölçeği yaş arasında çocuklara sahip ailelerin çocuk yetiştirme tutumlarını değerlendirmek amacıyla kılınç tarafından geliştirilmiş olup maddeden oluşmaktadır . ölçeğin cronbach alfa güvenirlik katsayısı . iki yarım güvenirlik katsayısı . ve test tekrar test güvenirlik kat sayısı . bulunmuştur . uygulama eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında gerçekleştirilmiştir . öğretmenlere araştırma hakkında önceden bilgilendirilmiş ve araştırmaya katılmak isteyen öğretmenlerden her bir çocuk için sosyal beceri ölçeği doldurmaları istenmiştir . elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılmış olup çocukların yaşlarına göre sosyal becerilerinin farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile çözümlenmiştir . gruplar arasında anlamlı farklılık düzeyi kabul edilmiştir . toplanan veriler spss . paket programında değerlendirilmiştirçocukların sosyal beceri ölçeği toplam puanlarına ilişkin betimsel istatistikler incelendiğinde yaş grubunda çocuğun ortalama sosyal beceri ölçeği toplam puanı . yaş grubunda çocuğun sosyal beceri ölçeği toplam puanı . yaş grubunda çocuğun sosyal beceri ölçeği toplam puanı . olduğu belirlenmiştir . bu araştırma ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarının çocukların sosyal becerileri üzerindeki etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır . bu doğrultuda ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutum puanlarının sosyo ekonomik ve kültürel düzeylere göre farklılaşıp farklılaşmadığına yönelik çalışmalar planlanabilir . yaşokul öncesi dönem resimli çocuk kitaplarında yer alan baba figürünün arasındaki çocukların yaşlarının sosyal gelişimine etkisinin incelenmesi amacıyla farklı sosyo ekonomik düzeydeki bölgelerde farklı yaşlardaki gruplarla ve daha büyük örneklem gruplarıyla daha kapsamlı çalışmalar yapılabilir .
472
103
[ 0, 389, 9, 4698, 10810, 52, 2, 29, 3, 24065, 1071, 8142, 52, 9, 3, 24065, 1071, 8142, 52, 9 ]
Kariyer Geçişlerinde Umut Değişkeninin Rolü
bu makalede kariyer geçiş aşamasındaki bireylerin kariyer gelişimlerinde umut düzeylerini arttırabilmek amacıyla kariyer danışmanlarının kullanabilecekleri yaklaşımların tanıtılması amaçlanmıştır . üçüncü kariyer dalgasında post modern yaklaşımlardan umut değişkenini ele alan yaklaşımlar incelendiğinde heroıc düşünce anlayışı modeli ve umut odaklı kariyer danışması modellerinin göze çarptığı görülmektedir buradan hareketle bu makalede bu iki yaklaşım açıklanmıştır . heroıc düşünce anlayışı ve umut odaklı kariyer danışması modeli ile kariyer danışmanları kariyer geçiş aşamasında bulunan bireylerin yaşamlarında kendilerini yeni fırsatlara açabilmelerine ve onları bir sonraki yaşam bölümlerine taşımak için umut ve öz farkındalık düzeylerini arttırabilmelerine yardımcı olabilir ve bu konuda danışanlarını destekleyebilirler .
mobil süper bilgisayarlar akıllı robotlar kendi kendine sürüş arabaları nöro teknolojik beyin gelişmeleri genetik düzenlemeler gibi dramatik olarak nitelendirilebilecek değişimin kanıtının hepimizin çevresinde üstel bir hızla gerçekleştiğini belirten dünya ekonomik forumu nun kurucu ve yürütücü başkanı profesör klaus schwab . yüzyılın herkesin hayatında derin ve öngörülemez değişikliklere yol açacağını vurgulamıştır . yüzyılın bireylerin hayatına getirdiği bu yeniliklere paralel bir şekilde bireylerin çalışma koşullarının da değiştiği söylenebilir . bununla birlikte post modern yaklaşımların hemen hemen hepsinin . betz hammond multon çalışan bireylerin kariyer beklentilerini etkilediğini belirten çalışmalar olduğu görülmektedir . bu bulgulara paralel olarak yapılan bazı çalışmalarda kariyer uyumunu arttıran umut iyimserlik gibi pozitifliğe yatkınlığı çağrıştıran kavramların kariyer geçişlerinin neden olduğu psikolojik sıkıntı kaygı gibi problemleri çözmede önemli bir psikolojik hazırlık olduğu vurgulanmıştır . örneğin heppner kariyer geçişini görev pozisyon ya da meslek değişimi olarak ele almıştır . umut duygusu bireylerin sağlıklı geçişler yapmasında destekleyici ve sürdürücü bir faktördür . bu bilişsel filtreler düşünce anlayışı olarak ifade edilmiştir . bu düşünce anlayışı danışanların ileriye dönük adımlar atmalarında bir yol sunmaktadır . her biri ingilizce adlarının baş harfinden oluşarak adını alan heroıc model umut yetkinlik psikolojik sağlamlık iyimserlik kasıtlı keşif açıklık ve merak olmak üzere altı unsur içermektedir . iyimserlik çözüm arama yanlış giden şeylerin tersini görme ve şimdi ve gelecek arasındaki boşluğu azaltma yeteneğidir . bu da ancak iyi olayların kalıcı bir sebebi olduğuna ve kötü olayların sebeplerinin geçici olduğuna inanarak ve başarısızlık için evrensel açıklamaları reddederek olabilir bu yolla fırsatlar genişletilebilir . danışanlara bir strateji oluşturma ve kasıtlı keşif için planlama yapma olumlu ipuçları alma ve fırsatları belirleme ve takip etmeyi amaçladıkları amaçlı taahhütleri netleştirmelerine sonraki adımları belirlemeleri için harekete geçmelerine yardımcı olunmalıdır . özellikle diğer olasılıklar konusunda onları yönlendirerek meraklarının yeni olasılıklar üretmesine izin verilmiş olunur . bu model bandura nın insanların seçim yapma ve bu seçimleri yaşam içerisinde uygulama kapasitesine sahip olduğunu vurguladığı açıklamalardan etkilenmiştir . bu yönelimler umut odaklı kariyer danışması modeli nde de yer almaktadır . bu teoride bireylerin hem kendilerine hem de mesleklere ilişkin farkındalıklarını etkileyebilecek umut kendini ortaya koyma benlik netliği öngörü hedef belirleme planlama ve uygulama uyum sağlama olmak üzere toplam yedi tutum ve davranış belirlenmiştir . umut düzeyinin artması için bireyleri belirli ve ulaşılabilir hedefler belirlemesi bu hedeflere ve hayal ettiği geleceğe ulaşmada yollar ve stratejiler belirlemesi ve bu yolları takip etmek ve stratejileri kullanmaya devam etmek için gerekli zihinsel enerjiye ve motivasyona sahip olması gerekmektedir . bu aşamadan sonra seçilmiş bu hedefe ulaşmak için hangi adımların atılacağı belirlenir ve son aşama olarak çevresel koşullara uygun olarak bu planlar uygulamaya konulur . amerikalı üniversite öğrencileri üzerinde yapılan çalışmalar umut odaklı kariyer envanteri nin yedi boyutlu ve maddeli yapısının doğrulandığını göstermektedir . bununla birlikte danışanın geçmiş yaşantıları ve geçmiş başarıları üzerine odaklanarak bu unsurlar açısından hangi noktalarda danışanın desteklenmeye ihtiyacı olduğu belirlenmektedir . unutulmamalıdır ki bu modelleri kullanmak için öncelikle psikolojik danışma eğitimi almış olmak gerekmektedir . psikolojik danışma ve ilgili eğitim kurumlarının akreditasyonu kurulu nun hazırlamış olduğu standartlar incelendiğinde kariyer danışmasının hem bir psikolojik danışma uzmanlığı hem de genel psikolojik danışma uygulamasının temel unsurlarından biri olduğu görülmektedir .
531
93
[ 0, 3, 476, 1272, 4164, 2, 40, 2, 29, 2647, 60, 63, 1171, 77, 3, 12687, 144, 2, 29, 9 ]
Şırnak İli İdil İlçesinde Yetiştirilen Mahalli Üzüm Çeşitlerinin Değerlendirilme Şekilleri
asma diğer meyve türleri karşılaştırıldığında en fazla çeşide sahip olan türlerden biri olup dünyada ülkemizde ise den fazla üzüm çeşidi tipi bulunurken şırnak ili idil ilçesinde yetiştiriciliği yapılan üzüm çeşidi tespit edilmiştir . sağlıklı ve dengeli beslenmede önemli bir yeri olan üzüm genellikle sofralık şaraplık şıralık ve kurutmalık olarak değerlendirilmekle beraber yörelerimize has pekmez pestil sucuk kesme salamura sarmalık yaprak gibi değerlendirme şekilleri de vardır . özellikle son yıllarda söz konusu geleneksel ürünlere karşı ilginin arttığını söylemek mümkündür . şırnak ili genelinde bağ alanı da üretim miktarı ise ton iken idil ilçesinde bu değerler sırayla da ve tondur . idil de bağcılığın il genelinde yapılan bağcılık içerisinde önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir .
dünyada bağcılık ekonomik olarak genellikle kuzey yarım kürede güney yarım kürede ise enlem dereceleri arasında yapılmaktadır . ülkemiz ise kuzey enlemleri arasında yer alıp bağcılık açısından oldukça uygun bir konumda bulunmaktadır . çalışma yıllarında idil ilçesine bağlı köylerde yürütülmüş olup yörede yetiştirilen yöresel üzüm çeşitleri ve değerlendirme şekilleri araştırmanın konusunu oluşturmaktadır . yılı dinlenme döneminde tarım ve orman ilçe müdürlüğü nden idil ilçesinde bağcılığın yaygın olarak yapıldığı köyler belirlenmiştir . öncelikle aile ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yetiştirilen bu üzümlerin ihtiyaç fazlası ilçenin mahalli pazarında tl ye satışa sunulmakta ya da diğer şekillerde değerlendirilmektedir . idil de sofralık olarak tercih edilen mahalli üzüm çeşitleri mazrone zeynebi bahdo bakari bilbizeki ve raşe kewnar dır . üzüm kurutmada amaç tanenin su içeriğini azaltmak suretiyle dayanıklılığı artırmak böylece daha uzun süre değerlendirmek ve alternatif bir ürün ortaya çıkarmaktır . ülkemizde kuru üzüm denildiğinde daha ziyade çekirdeksiz kuru üzüm akla gelmekle beraber çekirdekli üzümlerde oldukça yaygın olarak kurutulmaktadır . yörede kurutulan mahalli üzüm çeşitleri genellikle zeynebi kerküş bilbizeki bakari şikari hasani raşe kewnar dır . küllü suya daldırarak kurutma dane rengini korumak ve urumayı hızlandırmak için başvurulan daha eski ancak halen az da olsa kullanılan bir yöntemdir . sergi yerleri olarak yörelere göre ev damları ev önünde hazırlanan beton zeminler ya da bağ içi tercih edilebilmektedir . üzüm kurutma hem çerezlik tüketim için hem de satış için yapılmaktadır . omca üzerinde kurutma bölgede nadiren başvurulan bir yöntemdir . ancak bu amaçla bazı yörelerde karbonat veya odun külü kullanılmaktadır . pekmez kokusu gelene kadar kaynayan şıra birkaç saat dinlenmeye alınır . meyveleri uzun süre saklamanın ve dengeli beslenmede değerlendirmenin en eski yöntemlerinden biri de pestil yapılmasıdır didin ve ark . ilk kaynama ve dinlenmeden sonra şıranın alınmasına kadar pekmez yapımıyla aynı işlem uygulanır . pestil için yörede daha çok mazrone üzüm çeşidi kullanılmaktadır . yapımı pestil ile aynıdır ancak oran olarak katılan un miktarı biraz daha fazla olup yaklaşık yani dir . yörede yetiştirilen üzüm çeşitlerinde bu ürünlerin haricinde cevizli sucuk ve muska gibi ürünlerde yapılmaktadır . hasattan sonra salkımlar tanelenerek bir kap içerisinde beklemeye alınır . yörede en fazla yetiştirilen mazrone mahalli üzüm çeşidi ise şeker oranı düşük su oranı çok yüksek olduğu için şarap yapımında fazla tercih edilmemektedir . bu çalışmanın sonuçlarına göre idil bölgesinin asma genetik kaynakları bakımından zengin ve araştırıcılar tarafından incelenmeye değer mahalli üzüm çeşitlerine sahip olduğu görülmektedir .
417
116
[ 0, 3, 2, 40, 2, 1314, 51, 9, 3, 63, 2, 195, 291, 2, 727, 9, 3, 23, 26, 173 ]
CEVİZ DIŞ TİCARETİ VE DEĞER ZİNCİRİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
türkiye dünya ceviz üretiminde önde gelen ülkelerden biridir . buna karşılık dünya kabuklu ceviz ithalatında italya ile birlikte en fazla ithalat yapan ilk iki ülke arasında yer almaktadır . ülkemiz iç cevizde hem ithalatçı hem de ihracatçı konumdadır . dünya kabuklu ve iç ceviz ihracatında lider ülke abd dir . dünya genelinde cevizden en iyi geliri elde eden ülkeler abd ve fransa dır . bu iki ülkenin ceviz değerini artırmak için üretimde kültürel uygulamalara önem verdikleri iyi örgütlendikleri ürün farklılaştırma çalışmaları yaptıkları ve pazarlama yeteneklerini artırdıkları görülmektedir . ülkemizde cevizin pazarda daha yüksek bir değer bulmasını sağlayan kriterler ince kabuklu olması çabuk kırılması beyaz iç rengine sahip olması iç randımanının yüksek olması hastalıktan ari ve iri olmasıdır . bu kalite kriterleri çeşit seçiminden başlamak üzere kültürel uygulamalardan ve ceviz kabuğunun soyularak kurutulmasına kadar pek çok faktörden etkilenmektedir . ülkemizde cevize değer katacak faktörler üretimde teknik desteğin sağlanması ürünlerin işlenmesi örgütlenme ve pazarlama çalışmalarına ağırlık verilmesidir . cevizin iç ceviz olarak satılması hem iç pazarlarda hem de dış pazarlarda değerini en fazla artıran uygulamadır .
ceviz botanikte dicotiledoneae sınıfı juglandales takımı juglandaceae familyası ve juglans türünde yer almaktadır . cevizin kullanım alanının çok fazla olması sadece meyvesinden değil aynı zamanda yaprakları kerestesi ve yeşil kabuğundan da yararlanılması bu ürünü tüm dünya genelinde önemli bir hale getirmiştir . yılları ortalamasına göre çin dünya ceviz üretiminin yaklaşık yarısını gerçekleştirmektedir . değer zincirinde yaşanan değişimleri anlamanın başlangıç noktasını uluslararası ticaretin ve ülkeler ile firmalar arasındaki ilişkilerin incelenmesi oluşturmaktadır . bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde ceviz dış ticareti incelenmiş ardından ceviz tedarik ve değer zincirleri ortaya konmuştur . çağlayancerit cevizi maraş çeşidi ceviz fidanlarından elde edilmektedir . yurtdışına gönderilen ürün miktarının çok düşük olması nedeniyle parsiyel yükleme yapıldığı anlaşılmaktadır . abd nin ülkemiz dışındaki diğer önemli pazarları sırasıyla italya hindistan birleşik arap emirlikleri ve ispanya dır . bu ülkelerin hepsi dünya ortalama fiyatının çok altında kabuklu ceviz ihracatı gerçekleştirmektedir . dünya da yılı itibariyle yaklaşık bin ton kabuklu ceviz milyon değerinden ithal edilmiştir . kabuklu ceviz ithalatı birim değerleri hesaplandığında en yüksek değerler . ton ile abd ve . ton ile şili ye aittir . kabuklu cevizin aksine ülkemiz iç ceviz ithalatında yüksek bir orana sahip değildir . iç cevizde ise değer bakımından pozitif bir görünüm sergilememize rağmen miktar bakımından . ton iç ceviz ihtiyacının dışarıdan karşılandığı görülmektedir . fransa nın dünya çapında oldukça iyi tanınan ürünü grenoble cevizi dir . bu ceviz için ilk olarak yılında grenoble cevizi federasyonu kurulmuş ardından bazı aile şirketleri üreticilerden ceviz toplayarak hem yurtiçi hem de yurtdışı satış yapmaya başlamıştır . bazı sıca ların üyeleri arasında sivil toplum kuruluşları ya da araştırma kuruluşları da olabilmektedir . çünkü ülkemizde çok farklı ceviz türleri üretilmekte aynı zamanda kabuklu ceviz ithal edilmekte ve her birinin kalitesi ile pazarda bulduğu değer de farklı olmaktadır . doğru çeşit seçimi ve bahçe tesisinin yanı sıra gübreleme budama hastalıklar ile mücadele ve sulama gibi bahçe bakımı uygulamaları da verim ve kalite üzerinde çok etkili olan faktörlerdir . ülkemizde de son dönemlerde bu makineler yaygınlaşmaya başlamıştır . ticari anlamda piyasaya ürün verecek olan tüccar ya da şirketlerin oldukça az bir kısmı ceviz kırma ekipmanlarına sahiptir . tedarik zinciri içerisinde ithalat ve ihracat da yer almaktadır . bahçelerdeki ağaçların sürekli yenilenmesi ile üretimde belli bir hacmi ve standardı bulmak zorlaşmaktadır . ancak burada işlenecek cevizler için uygun makinaların bulunması ve uygun ölçeğin saptanması son derece önemlidir . abd nde ceviz üretiminde arz ve değer zinciri üzerine yapılan çalışmalarda üreticilerin büyük bir çoğunluğunun başlangıç aşamasında cevizleri kabuklu olarak satmayı tercih ettikleri daha katma değer yaratan işlenmiş ceviz satışına aşamalı olarak geçtikleri tespit edilmiştir . bu durumda her bir kalite grubundaki ürünü talep eden farklı pazarlar bulmak gerekmektedir .
418
162
[ 0, 3, 2, 40, 2551, 7, 2, 29, 2, 3, 24065, 157, 3, 89, 9, 172, 521, 3, 32, 40 ]
Çalışma İradesi Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması
bu çalışmanın amacı duffy diemer perry laurenzi ve torrey tarafından engellere rağmen mesleki tercihler yapma kapasitesi olarak tanımlanan çalışma iradesini ölçmek amacıyla geliştirilen çalışma iradesi ölçeği nin türkçe çeviri geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını yapmaktır . katılımcılar yaşları ile arasında değişen çalışan yetişkinden oluşmaktadır . çalışma iradesi ölçeği nin üç faktörlü yapısının sınanması amacıyla doğrulayıcı faktör analizi yapılmış ve sonuçlar orijinal çalışma ile benzer olarak irade yapısal ve finansal engeller isimli alt ölçeklerin türk çalışanlar içinde doğrulandığını göstermiştir . ayrıca çalışma iradesinin temel benlik değerlendirmeleri ve iş doyumu ile beklenen yönde orta derecede ilişkili olduğu görülmüştür . ölçeğin cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini anlamak için ölçmenin değişmezliği testi yapılmıştır . ölçeğin tamamı için iç tutarlık katsayı . irade alt ölçeği için . yapısal engeller alt ölçeği için . ve finansal engeller alt ölçeği için . olarak hesaplanmıştır . bulgular genel olarak değerlendirildiğinde çalışma iradesi ölçeği nin ülkemizde çalışan yetişkinlerde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir .
günümüz iş dünyasında düzenli gelir sağlayan tam zamanlı ve insan onuruna yakışır saygın bir iş bulmak her geçen gün zorlaşmakta buna karşın yarı zamanlı sigortasız geçici işler ve kayıt dışı istihdam oranları artmaktadır . çalışma iradesi bireyin karşılaştığı engellere rağmen kariyeri ile ilgili seçimler yapma kapasitesine yönelik algısını ifade ettiği için çalışma iradesi düzeyi geliştirilebilir görülmekte ve müdahale programları ile arttırılabileceği düşünülmekte ve bu nedenle oldukça önemli görülmektedir olan ölçek duffy diemer perry laurenzi ve torrey tarafından bireylerin engellere rağmen mesleki seçimler yapma kapasitesine yönelik algısı olarak tanımlanan çalışma iradesini ölçmek amacıyla geliştirilmiştir . ölçeğin orijinal geliştirilme sürecinde duffy ve diğerleri ilk olarak açımlayıcı faktör analizi yapmış ve bir faktörün en az üç maddeden oluşması madde yükü en az . ve üzeri olma ve sadece tek bir faktöre yüklenme kriterlerini dikkate alarak madde havuzunu den e düşürmüşlerdir . ayrıca güven de ölçeğe ilişkin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarında bulunmuştur . kisbu afa yaptığı ölçek maddelerinin iki faktörde toplandığını ifade ederken güven ölçeği orijinalinde olduğu gibi tek faktörlü kullanmıştır . ölçeğin türkçe formunun faktör yapısı ile ilgili farklılıkların kaynağının yapı geçerliğinde sadece açımlayıcı faktör analizi kullanılması olduğu düşünülebilir . farklı çalışmalarda ölçeğin tamamı için hesaplanan iç tutarlık katsayılarının . . ve . olarak rapor edildiği görülmektedir . bu çalışmada ise ölçeğin güvenilirlik katsayısının . olduğu tespit edilmiştir . buçalışmada ölçeğin iç tutarlılık katsayısı . olarak hesaplanmıştır . çalışma iradesi ölçeği nin türkçe versiyonunun geçerlik ve güvenirlik çalışmaları için ilk olarak ölçeğin geliştirildiği makalenin sorumlu yazarından gerekli izinler alınmıştır . ayrıca çalışma iradesi ölçeği temel benlik değerlendirmeleri ölçeği ve iş doyumu ölçeği arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla korelasyon katsayıları hesaplanmıştır . dfa ile sınanan üç faktörlü yapının değerlendirilmesinde kullanılan diğer uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde ölçeğe ait üç faktörlü yapının veri ile iyi düzeyde uyum sağladığı ve doğrulandığı anlaşılmaktadır . ile benzer olarak çalışma iradesi ölçeği ile temel benlik değerlendirmeleri ölçeği ve iş doyumu arasında negatif yönde ve anlamlı ilişkiler bulunmaktadır . doğrulayıcı faktör analizi sonucunda elde edilen veri ile modelin iyi düzeyde uyum sağladığı görülmüştür . biçimsel değişmezliğin sağlanmış olması başusta ve gelbal ında belirttiği gibi ölçek yapısının gruplar arasında aynı olduğunu dolayısıyla kadın ve erkek katılımcıların ölçek maddelerine yanıt vermede aynı kavramsal bakış açılarını kullandıklarını göstermektedir . gerekli izinler tamamlandıktan sonra ölçeğin çevirisi başlığı altında detaylı bir şekilde açıklandığı gibi uzman ve hedef kitle görüşleri alınarak son şekli verilen ölçeğe ilk olarak yapı geçerliği kapsamında doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır . çalışma iradesi temel benlik değerlendirmeleri ve iş doyumu arasındaki ilişkilere bakıldığında türkçe versiyona ait katsayıların orijinal çalışmada rapor edilen katsayılardan düşük olduğu görülmesine rağmen katsayıların orta düzeyde korelasyon katsayısına ve aynı anlamlılık düzeyine sahip olduğu söylenebilir . bu durumun en önemli nedeni ise çalışma kapsamında verilerin sadece internet üzerinden toplanmış olmasıdır . bunun en önemli nedeni alt gruplar arasında karşılaştırma yapılabilecek yeterlikte katılımcı dağılımının sağlanamamış olmasıdır . bu nedenle sonraki araştırmalarda çalışma iradesi farklı meslek grupları farklı eğitim ve gelir düzeylerine sahip çalışanlarda karşılaştırılarak incelenebilir .
624
159
[ 0, 3, 2, 52, 2, 29, 3, 7, 9, 2, 5595, 152, 3, 17, 265, 3, 1629, 348, 40, 2 ]
Doğal florada yetişen sarıçiçekli gazal boynuzu (Lotus corniculatus L.) ve dar yapraklı gazal boynuzunun (Lotus tenuis Waldst. & Kit.) toprak tercihleri, komşu bitkileri ve yem değerleri
bu çalışmada karadeniz bölgesi doğal florasında yetişen sarıçiçekli gazal boynuzu ve dar yapraklı gazal boynuzu türlerinin tercih ettiği toprak özellikleri ile etkileşim halinde olduğu bitki türleri ve yem değerleri incelenmiştir . l . corniculatus l . tenuis e göre daha yüksek kireç ve ph lı düşük organik maddeli toprakları tercih ettiği belirlenmiştir . l . corniculatus un l . tenuis in ise farklı bitki türüne komşu olduğu belirlenmiştir . komşu bitki familyalarının frekansı bakımından iki tür arasındaki farklılık önemli bulunmuştur . gazal boynuzu türleri ile etkileşim halinde yetişen dominant bitki türleri medicago lupulina trifolium pratense trifolium repens cynodon dactylon lolium perenne ve plantago lanceolata olduğu belirlenmiştir . dactylis glomerata nın da l . corniculatus a yüksek oranda komşu olduğu belirlenmiştir . l . tenuis daha yüksek fosfor metabolik enerji ve nispi yem değeri ile daha düşük asitte ve nötral çözeltide çözünmeyen lif oranına sahip olmuştur . sonuç olarak kurulacak suni mera tesislerinde ve doğal meraların ıslahında doğal ortamda gazal boynuzu türleri ile uyum içerisinde yetişen ve olumlu etkileşim gösteren yukarıda söz edilen türler tercih edilmelidir .
meraya dayalı hayvancılıkta mera verimliliğini ve besin değerini arttırmak için meraların botanik kompozisyonunu düzenlemek ana hedeflerden birisidir . nitekim hayvanların bazı bitki tür veya türlerini daha fazla tercih etmeleri diğer bitki tür veya türleri üzerindeki otlatma baskılarını azaltabilmekte ve böylece otlayan hayvan türlerine göre lezzetli olan bitki türlerinde azalma lezzetsizlerde ise artış görülebilmektedir vejetasyondaki bazı türlerinin ortamdan çekilmesine tercih ettikleri toprak yapısına sahip meralarda olumlu etki yapabilmektedir . çalışmada bu türlere ait aynı ortamda yetiştirilen bitkilerin yem değerleri de karşılaştırılmıştır . çalışmanın yürütüldüğü bölgenin coğrafi ve iklimsel özellikleri l . corniculatus ve l . tenuis türlerine ait tohumların toplandığı lokasyonlar ile bu tohumların çimlendirme ve şaşırtma işlemleri hakkındaki detaylı bilgiler daha önceki yayınlarda verilmiştir ve yılları arasında yürütülen bu çalışmada lotus türlerinin toprak tercihlerini ve komşu bitkilerini belirlemek için doğal florada bulundukları alanlardan iki yılın temmuz ve eylül ayları arasında toprak örnekleri alınmış ve bunlara komşu baskın bitki türleri belirlenmiştir . incelenen lotus türlerinin yoğun olarak bulunduğu ve aralarında en az m mesafe bulunan alanların cm lik toprak profilinden toprak burgusu ile alınan örnekler etiketli polietilen poşetlere yerleştirilmiştir . çalışmada incelenen türler ile bunlara komşu yaygın türler arasındaki ilişkiler komşu türlerin frekansları üzerinden değerlendirilmiştir . l . corniculatus un l . tenuis in ise farklı bitki türü ile komşu olmuş ve her iki türe komşu baskın bitki türlerine ait frekanslar arasında değişmiştir . l . corniculatus a komşu bitkilerin tek yıllık iki yıllık ve çok yıllık bitki türlerinin frekansları sırasıyla . ve . . olarak tespit edilirken l . tenuis için aynı değerler . ve . ve . şeklinde sıralanmıştır . christenhusz ve byng şahinoğlu ve uzun valkov ve chiurazzi . bu durum her iki tür ile etkileşim halinde olan tek yıllık baklagiller özellikle medik türlerinin otlatma baskısına diğer türlerden daha dayanıklı olmasıyla ilgili olabilir ammi visnaga l . anagallis arvensis l . anthriscus sp . circium arvense l . convulvulus arvensis l . convulvulus assyricus griseb . . ve k mg azaltabilmektedir dikkate alan frekanslarına göre mera ıslahında ve hayvansal verimliliğin arttırılmasında komşu bitkilerin hangi özelliklerine öncelik verileceğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır .
580
201
[ 0, 3, 2, 49, 720, 2168, 3, 11150, 1171, 77, 23, 836, 1024, 3, 89, 9, 172, 521, 3, 449 ]
Üstten tohumlanan ve gübrelenen merada otların nitrat ve makro element içerikleri
ekolojinin ve bitkisel varlığın uygun olduğu yerlerde meralarda verimliliği arttırmanın en etkili yolu bu alanların gübrelenmesidir . meralara uygulanan fosforlu ve potasyumlu gübrelerin baklagilleri azotlu gübrelerin ise buğdaygilleri teşvik ettiği bilinmektedir . dolayısıyla uygulanan gübrelerin doz ve cinsine bağlı olarak meranın botanik kompozisyonunda belirgin bir değişim olabilir . hayvan besleme açısından hem otun mineral içeriği hem de bazı mineraller arasındaki oranlar önem taşımaktadırlar . bu çalışma iki yıllık bir sürede üstten tohumlama ve npk lı gübrelemenin mera otunda nitrat makro element içerikleri ve elementler arası bazı oranlara etkilerini belirlemek için yapılmıştır . üstten tohumlama ve gübreleme fosfor ve potasyum dozunun karışımı sırasıyla ana parsel ve alt parseller olarak kullanılmıştır . mera bitkilerinin nitrat makro element içerikleri ve elementler arası bazı oranları üstten tohumlamadan etkilenmemiştir . gübreleme otun kalsiyum magnezyum potasyum fosfor ve kükürt içeriklerini değiştirmiştir . otun k ca p ve n s oranları sırasıyla . . . . ve . . arasında değişmiştir . farklı gübre dozlarında bitkilerin nitrat içeriği ise mg kg arasında değişmiştir . ayrıca baklagiller buğdaygillerden daha fazla nitrat biriktirmişlerdir . bu çalışmanın sonuçları otun makro element içerikleri ve oranlarının otlayan hayvanların ihtiyaçlarını karşılayacak yeterlilikte veya daha yüksek olduğu ve nitrat içeriğinin gebe ve genç hayvanların sağlığı açısından risk oluşturabileceğini göstermiştir .
ülkemizde meralarda verimliliği arttırmak için başta azot olmak üzere yoğun bir makro gübreleme yapılmaktadır . whitehead baklagil bitkilerinin kalsiyum ve magnezyum bakımından buğdaygillere göre çok daha zengin olduğunu bu nedenle baklagil bitkilerinin dominant olduğu mera alanlarında otlayan hayvanlarda çayır tetanisi vakalarına sık rastlanmadığını tespit etmiştir . denemenin yürütüldüğü toprağın karakteri tınlı bünyeye sahip ph bakımından nötr az kireçli ve tuzsuz olduğu tespit edilmiştir . deneme ekim ayının sonunda kurulmuş ve üstten tohumlama işlemiyle birlikte gübre kombinasyonları uygulanmıştır . baklagil familyasında dominant olarak ak üçgül ve yoncanın yanında şerbetçiotu yoncası arap yoncası huds . bunun nedeni üstten tohumlama yapılarak vejetasyona ilave edilen bitkilerle vejetasyondaki yerleşik bitkilerin element içeriklerinin benzer olmasından kaynaklanmaktadır . zira azot uygulamalarının meralarda baklagil bitkilerini azalttığı bilinmektedir . baklagiller ve diğer familyaların ca içerikleri nrc nin koyunlar için referans gösterdiği sınırların üzerindedir . buğdaygil bitkilerinin ca içerikleri ise otlayan koyunların ihtiyaçlarını karşılayacak durumdadır . araştırmada ca içeriğine ilişkin elde ettiğimiz sonuçlar acar ve ark . . kontrol parsellerinin ortalama mg içeriği . g kg olarak gerçekleşmiştir . en düşük mg içeriği ise . g kg ile buğdaygil familyasına aittir . nın bildirdikleri değerlerden yüksek ve aydın ve ark . nin koyunlar için ve nrc nin sığırlar için referans gösterdiği sınırların üzerindedir . otun nitrat içeriği üzerine gübreleme işlemlerinin etkisi önemli olmuştur . kontrol parsellerini ortalama nitrat içeriği mg kg olmuştur . azotun dekara kg olarak uygulandığı parsellerdeki bitkilerin nitrat oranları kontrol parseli ile birbirinden farklı değildir . genelde meralara uygulanan azot miktarı arttıkça otun içerdiği nitrat miktarının da artması beklenir . familyaların ortalama nitrat içeriğine ilişkin değerler şekil . a da verilmiştir . gübreleme işlemi mera otunun k oranını etkilemiştir . en yüksek k oranı . ile buğdaygillere aitken en düşük değerler sırasıyla . ve . ile baklagiller ve diğer familyalarda görülmektedir . familyaların ortalama ca p oranına ilişkin değerler şekil . c de verilmiştir . ca p oranı açısından baklagil bitkileri buğdaygillere göre kat daha fazla bir değere sahiptir .
365
230
[ 0, 3, 19272, 5430, 173, 384, 9, 7, 2, 727, 9, 12613, 625, 76, 2, 76, 3, 935, 9, 3 ]
Düzce ve Zonguldak İllerinde doğal olarak yetişen kocayemiş (Arbutus unedo L.) genotiplerinin fizikokimyasal karakterizasyonu
kocayemiş meyvelerinin insan sağlığı ve beslenmesindeki önemi yapılan araştırmalarla ortaya konulmuş ve bu açıdan popüler olan meyve türleri arasındaki yerini almıştır . yapılan bu araştırmada zonguldak iline bağlı kilimli beldesi ile alaplı ilçesi ve düzce ili akçakoca ilçesinde doğal olarak yetiştirilen kocayemiş genotiplerine ait meyvelerin fizikokimyasal karekterizasyonu yapılmıştır . çalışmada meyve ağırlığı meyve eni meyve boyu ve şekil indeksi sırasıyla . . g . . mm . . mm . . arasında değişiklik gösterdiği saptanmıştır . incelenen genotiplerin sçkm ve asitlik içeriklerine bakıldığında en yüksek sçkm oranı a genotipinde . ve en yüksek asitlik içeriği k genotipinde . olarak tespit edilmiştir . çalışmada ayrıca meyve şekli meyve rengi meyve tadı taşlılık sululuk pürüzlülük ve görünüş gibi diğer kalite kriterleri de belirlenmiştir . kocayemiş genotiplerine ait meyvelerin biyokimyasal ve fiziksel özellikleri bakımından p . istatistiksel önemlilik derecesine göre farklılıklar tespit edilmiştir . söz konusu araştırmada a a k k k ve a enotiplerinin diğer genotiplerden daha ümitvar oldukları belirlenmiştir .
artan dünya nüfusuna bağlı olarak insanların besin değeri yüksek gıdalara olan ihtiyacı da doğru orantılı olarak artmaktadır . bu türler arasında özellikle besinsel değeri yüksek olan kocayemiş meyvelerine olan rağbetin son dönemlerde arttığını görebilmekteyiz . kabuk kısmı kırmızımsı kahve renkli olup yaşlı ağaçlarda levhalar halinde çatlaklıdır . yaprakların üst yüzü parlak yeşil alt yüzü ise açık yeşil renktedir . çiçekleri beyaz veya açık pembe rengindedir ve bileşik salkım halinde kurullar oluştururlar . bu nedenle nöro bozuklukları kalp damar hastalıkları ve karsinogenezin bastırılmasında kocayemiş meyvelerinin sağlık açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır meyve sapından ayrılan meyvelerin . g a duyarlı terazide tek tek tartılmasıyla elde edilmiştir . örnekler damıtık su ile ml ye tamamlanarak bir gece buzdolabında bekletilmiştir . seyreltilen örnekler . n naoh çözeltisi ile fenol fitaleyn ayıracı yardımıyla titre edilmiştir . asit ölçümlerinin sonuçları kocayemiş de yaygın olarak bulunan malik asit cinsinden değerlendirilmiştir meyve eni meyve boyu ile oranlanarak hesaplanmıştır . yapılan çalışmada incelenen kocayemiş genotiplerine ait meyvelerin fiziko kimiyasal karakterizasyonuna ait bulgular ortaya konulmuştur . genotiplere ait meyve ağırlıklarına bakıldığında en yüksek değerler k genotipinde . g a ve k genotiplerinde . g olarak tespit edilmiştir . incelenen genotiplerin şekil indekslerine bakıldığında en yüksek değer k genotipinden . ve en düşük değer ise a genotipinden . olarak belirlenmiştir . asitlik meyvelerde doğrudan tat oluşumu üzerinde etkili olan temel faktörlerden biri olup seleksiyon kriterleri arasında önem teşkil etmektedir . tarafından yapılan araştırmada kocayemiş genotiplerine ait meyvelerin ağırlıkları . . g suda çözünür kuru madde oranları ve asitlik oranları . . olarak tespit edildiği bildirilmiştir . meyvelerin ıslah kriterleri arasında meyve şekli meyve rengi ve meyve tadı gibi özelliklerin belirleyici faktörler arasında yer aldığı bilinen bir gerçektir . çalışmada genel olarak sarı üzerine koyu kırmızı rengin genotipler bazında ön plana çıktığı görülmüştür . ayrıca ülkemiz biyo çeşitliliğinin ortaya konulması açısından da yapılan bu araştırmanın artı bir değer taşıdığı kanısındayız .
437
152
[ 0, 3, 2, 15, 40, 2, 29, 3768, 3, 157, 32, 658, 63, 15, 51, 23, 1314, 140, 63, 4911 ]
Kayısının (Prunus armeniaca L.) konvektif, mikrodalga ve mikrodalga-konvektif yöntemleriyle kurutulması ve matematiksel modellenmesi
bu çalışmada kayısı örneklerinin kurutma parametreleri üzerine konvektif mikrodalga ve mikrodalga konvektif kurutma yöntemlerinin etkisi incelenmiştir . kurutma işlemlerinde en iyi ince tabaka kurutma modelini seçmek için matematiksel model deneysel verilere uygulanmış ve bu modellerin performansları kikare hataların karelerinin karekök ortalaması ve belirtme katsayısı na göre karşılaştırılmıştır . incelenen kurutma modelleri arasında midilli ve ark . modeli kayısı örneklerinin kurutma davranışlarının tanımlanması için en iyi model olarak bulunmuştur . artan kurutma hava sıcaklığı ve mikrodalga güç seviyelerinin daha kısa kurutma süresine neden olduğunu deneysel sonuçlar göstermiş ve mikrodalga konvektif birleşimi yöntem diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında en büyük zaman kazanımını sağlamıştır .
kayısı rosales takımının rosaceae familyasının prunus cinsi altında sınıflandırılmıştır . ülkemiz ekonomisinde çok önemli bir yeri olan kayısının ana vatanı çin olup iyi bir a vitamini demir ve şeker kaynağıdır . dünyada en yaygın yetiştirilen meyvelerden biri olan kayısının verilerine göre dünya da toplam üretimi yaklaşık . milyon ton olarak gerçekleşmiştir . türkiye de üretilen kayısıların yaklaşık sı taze ü ise kuru kayısı şeklinde değerlendirilmektedir . konvektif kurutma gıdalarda nemin uzaklaştırılmasında kullanılan en yaygın yöntemdir sıcak hava püskürtmeli vakum ve dondurarak kurutma gibi var olan kurutma yöntemlerine eklenerek denenmektedir . gıdaların mikrodalga konvektif kurutulması pek çok araştırmacı tarafından son yıllarda araştırılmaktadır . literatürde bulunan kayısı kurutma çalışmaları incelendiğinde toğrul ve pehlivan ve akpinar ve ark . belirlenirken e m değeri t m ya da o m değerleriyle karşılaştırıldığında çok küçük olduğu için eşitlik sadeleştirilerek eşitlik elde edilmiş ve hesaplamalar bu eşitliğe göre yapılmıştır yapmış olduğu domates dilimlerini kurutma çalışmasında mikrodalga ve sıcak hava yöntemlerinin birlikte kullanılmasının yalnızca sıcak hava uygulamasına göre yaklaşık kuruma süresini azalttığını belirlemiştir . modelinden elde edilen tahmini nem oranı değerleri ile deneysel olarak elde edilen nem oranı değerlerinin karşılaştırılması görülmekte olup verilerin açıyla çizilmiş bir çizginin etrafında toplandığı görülmektedir . sonuç olarak kayısının konvektif kurutma yöntemiyle farklı sıcaklıklarla kurutulmasında elde edilen bu değerler midilli ve ark . modeline göre w uygulaması için r . rmse . ve χ . x değerleri elde edilirken w sıcaklık uygulaması için r . rmse . ve χ . x değerleri elde edilmiştir . daha önce yapılan mikrodalga kurutma çalışmaları incelendiğinde darvishi ve w g mikrodalga gücü yoğunluklarıyla patates dilimlerini kurutarak elde ettiği deneysel sonuçları uygulamış olduğu farklı model arasında en iyi açıklayan modelin midilli ve ark . bununla birlikte şekil c de deneysel olarak elde edilen sonuçlarla midilli ve ark . ayrıca artan sıcaklık ve mikrodalga güçlerinin kuruma sürelerinin azalmasında en önemli etken oldukları saptanmıştır . modeli kayısı örneklerinden deneysel olarak elde edilen nem oranı değerlerine en yakın sonuçları sağlamıştır .
529
110
[ 0, 3, 2, 29, 2, 29, 3, 63, 11431, 3524, 1171, 630, 3, 15, 9434, 687, 15, 157, 177, 35 ]
Farklı Polen Kaynakları ile Tozlanan Alphonse Lavallée Üzüm Çeşidinde Tane Büyüme Seyri ve Tane Şekil İndeksi
üzüm tanesinin çift sigmoid büyüme eğrisine etki eden genetik ve çevresel faktörler üzerine oldukça fazla araştırma bulunmaktadır . ancak literatür incelemelerine göre farklı tozlayıcıların ana çeşide ait tanelerin büyüme seyrine etkisi üzerine yeterli düzeyde araştırma bulgusuna ulaşılamamıştır . bu çalışmada farklı polen kaynakları ile tozlanan alphonse lavallée üzüm tanelerinin boyu ve eni günlük aralıklarla ölçülerek farklı polen kaynaklarının tane büyüme eğrisi ve tane gelişim aşamaları üzerine etkileri araştırılmıştır . elde edilen çift sigmoid tane büyüme eğrilerinin farklı polen kaynaklarına göre yapısal olarak büyük oranda benzediği ancak farklı büyüme aşamalarına geçiş sürelerinin tozlayıcılara göre farklı olduğu belirlenmiştir . örneğin tane büyümesinin en hızlı olduğu birinci gelişme aşaması kendileme yapılan tanelerde yabancı çeşitlerle tozlananlar göre gün daha kısa sürmüştür . korelasyon analizlerine göre . ile . c arasında değişen çevre sıcaklığı çift sigmoid eğriyi önemli derecede etkilememiştir . farklı tozlayıcılar tane şekil indeksini önemli derecede etkilememiştir .
bahçe bitkilerinde meyve ya da tanenin zamana bağlı büyüme grafiği türe özgü niteliktedir çeşitlere ekoloji ve azda olsa bakım işlerine göre değişebilir sert çekirdekli meyve türlerindeki meyve ve üzümlerdeki tane gelişimi eğrisi çift sigmoid gerçekleştirilmiştir . sağlıklı bir karşılaştırma gerçekleştirilebilmesi için salkım gücüne bağlı olarak her salkımda adet sağlıklı dişi organ bırakılmıştır . tane tutumundan yaklaşık hafta sonra izolasyon keseleri kaldırılmıştır ile saatlik olarak kaydedilmiştir . araştırma süresince sera iç ortamında ölçülen sıcaklık ve nem değerleri şekil de sunulmuştur . tane büyüme hızının en yavaş olduğu temmuz arasında sıcaklık ve nem değerleri sırasıyla . c ve olarak belirlenmiştir . bu rakamlar araştırmalarda tane büyümesi için ideal olarak nitelendirilen değerler arasında bulunduğundan araştırmanın sıcaklık ve nem bakımından uygun şartlarda yürütüldüğü düşünülmektedir . üzümlerde tanelerin inç çapına ulaştığı dönem tane tutum dönemi olarak ifade edilmektedir . tane tutumunu takiben yapılan ilk ölçümlerde en yüksek tane boyu değeri alphonse lavallée x tarsus beyazı melezleme kombinasyonunda saptanmıştır . bu kombinasyonu sırasıyla alphonse lavallée x trakya ilkeren ve alphonse lavallée x serbest tozlanma melezleri izlemiştir . bu ölçüm tarihinde tane eni değerlerine göre sıralama alphonse lavallée x tarsus beyazı alphonse lavallée x trakya ilkeren alphonse lavallée x pembe çekirdeksiz serbest tozlanma ve kendileme şeklinde olmuştur . bu tarihten itibaren yapılan ölçümlere göre tüm gruplara ait tanelerin gelişim hızının önemli derecede azaldığı belirlenmiştir . günler arasında son derece yavaş bir tane büyümesi saptanmıştır . tane tutumundan gün sonra tüm gruplarda ane büyüme hızı tekrar artmıştır . birinci gelişme dönemi gün olarak en kısa süren aşama olmakla birlikte tane büyümesinin oransal olarak en fazla gerçekleştiği dönem olmuştur . hava sıcaklığındaki değişimlerin tane büyüme seyrine muhtemel etkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılan korelasyon analizlerine göre araştırma süresince . ve . c arasında değişen ortam sıcaklık değerleri ile tane boyu ve eni değerlerindeki değişimler arasında önemli bir ilişkinin olmadığı saptanmıştır . tane şekil indeksi bulguları genel olarak göz önünde bulundurulduğunda değerlerin birbirine oldukça yakın olduğu ve bu nedenle farklı polen kaynaklarının tane şeklini önemli derecede etkilemediği söylenebilir . alphonse lavallée üzüm çeşidi ile yürütülen bu araştırmanın genel sonuçlarına göre farklı tozlayıcıların ertkisi altında çift sigmoid tane büyüme eğrilerinin yapısal olarak büyük oranda benzediği farklı tane büyüme aşamalarına geçiş süreleri bakımından tozlayıcıların etkileri arasında farklılıklar olduğu . ile . c arasında değişen gündüz ortalama sıcaklığının çift sigmoid tane büyüme eğrisini önemli derecede etkilemediği ve tane şekil indeksinin tozlayıcılara göre önemli derecede değişmediği saptanmıştır .
534
140
[ 0, 3, 2, 40, 2, 157, 40, 2, 157, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781, 3, 8781, 3 ]
Yayalaştırılmış Bölge Kafeler Caddesi'nin (Isparta) Peyzaj Mimarlığı Açısından İrdelenmesi
bu araştırmada ısparta kent merkezinde yer alan kafeler caddesi nin yayalaştırılmasının peyzaj mimarlığı açısından irdelenmesi amaçlanmıştır . araştırmanın amacı yayalaştırılmış kafeler caddesinin çevresine olan etkileri tercih edilme nedenleri kullanım amaçları kullanıcıların ihtiyaçlarına ne derecede cevap verebildiği bu yaya bölgesini kullanan insanların karşılaştığı sorunlar ve planlamasından kaynaklanan genel eksiklikler olarak belirlenmiştir . ayrıca yaya ve taşıt yolu arasındaki ilişkisi ve yaya aksı üzerindeki perakende ticaret mekanlarına olan etkisi de belirlenmiştir . bu çalışmada yaya bölgesi kullanıcıları ve işyeri sahiplere yönelik iki farklı anket çalışması uygulanmıştır . li likert ölçeği ile hazırlanan anketler ve elde edilen veriler spss programı ile analiz edilmiştir . elde edilen veriler ışığında araştırma alanının sorunları irdelenmiş ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri sunulmuştur .
insan var olduğu ilk zamanlarda bir yerden başka bir yere yaya olarak gitmiştir . yayalaştırma kavramı şehir planlama ve kentsel tasarım projelerinde trafiksiz yürünülebilir yaya alanları oluşturmak için yapılan müdahaleler olarak da görülmektedir . yayalaştırma katılımcılara sosyalleşme estetik memnuniyet fiziksel ve duygusal sağlık açısından birçok fayda sağlar . zaman uyarlı yaya alanı bu genellikle hizmet amaçlı olarak belirli zamanlarda araç trafiğine izin verilen alandır . . . tarihinde kabul edilerek . . yılında sayılı resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı karayolları trafik kanunu nda yer alan . yaya yolları taşıt ve yaya trafiğinin derecelerine bağlı olarak gruba ayrılmaktadır . yaya bölgelerinin giriş ve çıkışlarına özel düzenlemeler getirilmelidir . taşıt trafiğinin yavaşlamasını sağlayacak düzenlemeleri taşıtların konutların çok yakınından geçmesini engelleyici düzenlemeler getirilmelidir . çocuk oyun alanları zorunlu olarak motorlu trafikten korunmalı ve belirli engellerle ayrılmalıdır . yaya bölgeleri düzenlemesi araç trafiğinin yoğunluğuyla ilgilidir ve planlamada da göz önünde bulundurulmalıdır . sokaklara ait zemin döşemesi alan boyunca aynı olup sokaklardan ana caddeye bağlanan kısımlara kadar devam etmektedir . katılımcıların ını öğrenciler oluştururken geri kalan meslekleri yapan en fazla i mimar mühendis i öğretmen akademisyen ı işsiz ve ü de memurlardan oluşmaktadır . katılımcıların gelir düzeyleri açısından bakıldığında . tl den az geliri olanların . . tl arasında geliri olanların . . tl arasında geliri olanların oranı . . tl arasında geliri olanların oranı ve . tl üzerinde geliri olanların oranı ise tır . araştırmada halk görüşlerinin peyzaj mimarlığı açısından incelenmesine yönelik dikkate alınması gereken faktörlerin ne olması gerektiği ile ilgili olarak ifadeden oluşan bir gösterge listesi halk grubunun değerlendirmesine sunulmuş ve halk grubundan bu ifadeleri en önemli gördükleri ifadeye en önemsiz gördükleri ifadeye puan vermek sureti ile puanlamaları istenmiştir . bu durumda bireylere sunulan tüm bu soruların yaşam kalitesini açıklayıcı önemli noktaların bulunduğunu ve yansıttığını göstermektedir . ifadesinin puanla en yüksek değeri aldığı görülmektedir . çalışma ile elde edilen bu bulgular peyzaj açısından ayrılacak bireylerin çevre düzenine anlamlı ölçüt bulup bulmadığının büyük önemini göstermektedir . ilişkin frekans ve yüzde değerleri bu başlık altında gösterilmiştir . esnafların iş yerine mal taşınırken kamyon kullanmasının oranı u u kamyonet kullanırken sadece insan gücüyle çalışan işletmelerde ı kendi araçları ve şirket aracıyla birlikte otomobil kullanan esnafın oranı ise olarak görülmektedir . kullanımlarına göre bakıldığında katılımcıların en fazla oranla otoparka park etmekte olduğunu genelde cadde üzeri kullanımını zorunda kalmadıkça ve az tercih ettiklerini oranında belirtmektedir . çalışma ortamlarından memnun olma durumlarına baktığımızda esnafın büyük çoğunluğu kafeler caddesinde memnun bir çalışma ortamında olduklarını oranında evet memnun olmayan esnafa yönelik cevapların ise oranında hayır olarak yanıtlamış oldukları görülmektedir . anket çalışmasının sonuçlarına göre alan kullanıcıları taşıt trafiğinin cadde dışına taşınmasını istemektedirler . yaya bölgesine belli ve sınırlı saatlerde sadece servis girişlerine izin verilmelidir . alanda yapılacak planlama ve tasarımlar için alanın mevcut mekansal yapısının ve yayaların hareket kompozisyonunun birlikte değerlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır .
459
110
[ 0, 3, 476, 9, 63, 9, 3, 63, 32, 195, 291, 2, 3, 162, 3, 24065, 157, 3, 9, 8970 ]
Konya’da Sulu Şartlarda Yetiştirilen Yulaf Hat ve Çeşitlerinin Ot Verimi ve Bazı Yem Kalite Özelliklerinin Araştırılması
yulaf insan yiyeceği ve hayvan yemi olarak kullanılan önemli bir tahıldır . bu çalışmada konya sulu şartlarında geliştirilen bazı yulaf hat ve çeşitlerin ot verim verim unsurları ve bazı ot kalite özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır . araştırma yetiştirme sezonunda yürütülmüş yulaf hattı ile tescilli yulaf çeşidi kullanılmıştır . deneme mart sonunda tesadüf blokları deneme deseni ne göre tekrarlamalı olarak kurulmuştur . genotipler süt olum hamur olum döneminde biçilerek verimler belirlenmiş ve kimyasal analizleri yapılmıştır . araştırmada yeşil ot verimi kuru ot verimi ham protein oranı kuru madde oranı adf ndf ve kül özellikleri incelenmiştir . araştırma sonuçlarına göre yeşil ot verimi kg da kuru ot verimi kg da ham protein oranı . . kuru madde oranı adf oranı . . ndf oranı . . ve kül oranı . . arasında değişmiştir .
buğday ve arpanın kültürü çok eskiden yapılırken yulaf uzun zaman yabani ot olarak değerlendirilmiştir . son beş yıllık ekim alanı ve üretim miktarı dikkate alındığında ülkemizdeki yulaf ekim alanı ve üretiminde önemli bir değişme olmazken yulafın dünyadaki ekim alanı yaklaşık milyon ha azalmış toplam üretimde ise herhangi bir değişme olmamıştır . yulaf dünyada yaklaşık milyon ha ekim alanı milyon ton üretim ve kg da verime sahiptir . bu artışın sağlanmasında yulaf önemli bir alternatif bitkidir . analiz sonuçlarına göre ekim yapılan bahri dağdaş uluslararası tarımsal araştırma enstitüsü arazisi denemenin yapıldığı topraklar killi tınlı bünyeye sahip olup organik madde içerikleri orta düzeydedir . bu yağış miktarı uzun yıllar ortalaması olan . mm üzerinde gerçekleşmiştir . m lik alandan biçilen yulaf otu tartılarak dekara çevrilmiş ve yeşil ot verimi hesaplanmıştır . kuru ot verimi her parselden hasat edilen yeşil otlar tartıldıktan sonra içerisinden rasgele alınan . kg lık yeşil ot örnekleri kese kağıtlarına konulacak kurutma dolabında saat oc de kurutulmuştur . yapısında hemiselüloz selüloz lignin silis bulunmaktadır . metoduna göre gerhard fibretern marka cihazla tespit edilmiştir . kül oranı örnekler kül fırınında oc de rengi beyaz ya da açık gri renk olana kadar yakılarak kül oranı tespit edilmiştir . hatlar içerisinde en yüksek yeşil ot verimini numaralı hat kg da ile vermiştir . bu farklılığın ekim zamanı genotip çevre ve uygulamaların farklılığından kaynaklandığı düşünülmektedir . hatlar içerisinde ise en yüksek değeri numaralı hat kuru madde oranıyla sahip olmuştur . bu çalışmada kg da dan elde ettikleri . kuru madde oranı çalışmamıza elde ettiğimiz ortalama değer olan dan düşük olduğu görülmüştür . acar sulu şartlarda ikinci ürün olarak bazı baklagil yem bitkileri ve tahıl karışımları ile ilgili yaptığı araştırmada saf olarak yetiştirdikleri yulafın protein oranını ortalama . tespit ettiğini bildirmiştir . bu oranın çalışmamızda elde ettiğimiz ortalama . ham protein oranından düşük olduğu görülmüştür . bu farklı sonuç kullanılan çeşit çevre şartlarından uygulanan kültürel işlemlerden kaynaklanmış olabilir . rivera ve parish çalışmalarında kaba yem kalite standardı olarak ham protein oranlarına göre için yaptıkları sınıflandırmada kaba yemin protein oranı dan büyükse o yemin en üstün kaliteli yem olduğunu aralığında yüksek kaliteli aralığında iyi kaliteli aralığında ise orta kaliteli buna karşılık aralığında zayıf ve den düşük ise o yemin çok kötü kalitede olduğunu bildirmişlerdir . bu sınıflandırmaya göre çalışmamızda ham protein oranı bakımından kullandığımız yulaf genotiplerinin . . aralığı ve . deneme ortalaması ile zayıf orta kalitede ot verdikleri söylenebilir . çalışmamızda kullanılan genotiplerin ndf ortalaması . olmuştur . yapılan analiz sonucunda standart olarak kullanılan çeşitler içerisinde en düşük değeri . ndf oranı ile seydişehir yulaf çeşidi alırken denemede yer alan hatlardan ise en düşük değeri numaralı hat . ndf oranı tespit edilmiştir . bu sınıflandırmaya göre çalışmamızda ndf oranı bakımından kullandığımız yulaf genotiplerinin . . aralığı ve . deneme ortalaması ile orta kalitede ot verdikleri söylenebilir . rivera ve parish çalışmalarında kaba yem kalite standardı olarak adf oranlarına göre için yaptıkları sınıflandırmada kaba yemin adf oranı in altında ise o yemin en üstün kaliteli yem olduğunu aralığında yüksek kaliteli aralığında ise iyi kaliteli aralığında ise orta kaliteli buna karşılık aralığında ise zayıf ve in üstünde ise o yemin çok kötü kalitede olduğunu bildirmişlerdir . araştırmada kullanılan yulaf genotipleri kül oranı bakımından varyasyon göstermişlerdir .
533
138
[ 0, 3, 476, 83, 9, 89, 3, 22592, 63, 9, 26, 11259, 3, 15, 19754, 3, 9, 1618, 2, 3 ]
Psikolojik Danışmanların Ruh Sağlığı Sürekliliğinin Yordanması: Etkili Psikolojik Danışman Nitelikleri ve Kariyer Uyumluluğunun Rolü
bu çalışmanın amacı psikolojik danışmanların etkili psikolojik danışman nitelikleri ve kariyer uyumlarının ruh sağlığı sürekliliğini ne derece yordadığının incelenmesidir . araştırmanın çalışma grubunu istanbul ilindeki farklı liselerde çalışan psikolojik danışman oluşturmaktadır . katılımcılar uygun örnekleme yöntemiyle seçilmiştir . verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu etkili psikolojik danışman niteliklerini değerlendirme ölçeği ruh sağlığı sürekliliği kısa formu ve kariyer uyumluluğu ölçeği kullanılmıştır . araştırmadan elde edilen bulgular çoklu doğrusal regresyon analizi ve pearson momentler çarpım korelasyon tekniği ile gerçekleştirilmiştir . veriler spss . programında analiz edilmiştir . araştırmanın bulgularına göre psikolojik danışmanların etkili psikolojik danışman nitelikleri ile kariyer uyumluluğunun birlikte toplam varyansın ünü açıkladığı görülmüştür . bu sebeple psikolojik danışman ruh sağlığı sürekliliğinin korunmasında etkili psikolojik danışman nitelikleri ile kariyer uyumluluğunun dikkate alınmasının önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir .
ülkemizin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde ekonomik siyasal sosyal ve kültürel alanda yaşanan değişim ve dönüşümler metropol yaşamın popülerleşmesi ile bireyselcilik ön plana çıkarmaktadır . psikolojik danışma mesleği de bu hizmetlerin önemli bir parçasıdır . psikolojik danışmanların yaşadığı zorluklar ile ilgili yapılan çalışmalar ele alındığında bir yardım mesleği olarak psikolojik danışma mesleğinin etkileşimsel özelliğinin de psikolojik danışmanların kişisel ve profesyonel yaşamını önemli ölçüde etkilediği görülmektedir . bu araştırma verileri için ruh sağlığı sürekliliği ölçeği nin yapı geçerliğini test etmek amacıyla doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır . gerçekleştirilen dfa sonucunda ölçeğin orjinalinde olduğu gibi bu araştırmada da üç boyutlu modelin uyum değerlerinin kabul edilebilir olduğu görülmüştür . maddelerin faktör yükleri . ile . arasında sıralanmıştır . bu ölçeğin faktör yükleri . ile . arasında değişmektedir . yürütülen bu araştırmanın verileri için ölçeğin güvenirlik ve geçerliklerine ayrıca bakılmıştır . ruh sağlığı sürekliliğinin alt boyutu olan psikolojik iyi oluş ile kariyer uyumluluğunun kariyer planlaması ve kariyer keşfi alt boyutları arasında yüksek düzeyde pozitif doğrusal anlamlı bir ilişki vardır . ruh sağlığı sürekliliğinin alt boyutu olan sosyal iyi oluş ile etkili psikolojik danışman niteliklerinin entellektüel yeterlik enerji esneklik destek iyi niyet ve öz farkındalık alt boyutları arasında düşük ve orta düzeyde pozitif doğrusal anlamlı bir ilişki bulunmuştur . psikolojik danışmanların etkili psikolojik danışman nitelikleri ve kariyer uyumluluğunun ruh sağlığı sürekliliğini anlamlı düzeyde yordadığı görülmüştür . kariyer yapılandırma kuramı bireylerin kariyere ilişkin kimliklerini ve uyumlarını içermektedir . bireyler psiko sosyal kimliklerini kendi benlikleri ile toplumun onlara sunduğu roller arasındaki ilişkinin gücüne bağlı olarak geliştirmektedirler . psikolojik danışma sürecinin başarılı olabilmesi için psikolojik danışmanın etkin gerekli bilgi birikimine deneyime ve becerilere sahip olmasının yanı sıra ruhsal yönden sağlıklı olması gerekmektedir . bu araştırma sonucunda katılımcıların etkili psikolojik danışman nitelikleri ve alt boyutları ile kariyer uyum düzeyleri ve alt boyutları arasında da pozitif yönde anlamlı ilişkiler olduğu görülmüştür . urbanaviciute kairys pociute ve liniauskaite yaptıkları çalışmada bireylerin kariyer seçimi veya kariyer ikilemiyle karşı karşıya kaldıklarında kariyer uyumluluğunun mesleki öz yeterlilik duygularını geliştirmelerine yardımcı olabildiği ve karar alma zorluklarını ortadan kaldırmalarına yardımcı olduğunu bulmuşlardır . bu araştırmada da benzer biçimde kariyer uyumu artıkça psikolojik danışmanların etkili psikolojik danışman niteliklerinin de arttığı sonucuna ulaşılmıştır . bu özelliklere sahip bir psikolojik danışmanın kariyer uyumunun da yüksek olması beklenebilir . bununla birlikte kariyer uyumu ve etkili psikolojik danışman niteliklerinin alt boyutlarından bazıları arasındaki ilişkilere dair araştırmalar bulunmaktadır . meb dışındaki kurumlarda psikolojik danışmanlık yapan bireylerde de bu model test edilebilir . bu programlar içerisinde danışmanların etkili psikolojik danışman niteliklerine ilişkin farkındalık kazanabilecekleri ve kariyerlerine uyum becerilerini geliştirebilecekleri modüllere yer verilebilir .
541
120
[ 0, 3, 2, 15, 157, 3, 15, 17, 157, 699, 1816, 51, 7, 15, 40, 3, 1872, 172, 7999, 2 ]
Edirne Rüstempaşa Kervansarayı’nın Yeni İşlevinin Değerlendirilmesi
değişimin sürekliliğine ayak uyduramayan tarihi yapılar zamanla işlevini yitirmektedir . işlevi sona eren yapılar önce terk edilmekte daha sonra hızlı bir yıkılma sürecine girmektedir . bu yapıları kullanılabilir hale getirmek günlük yaşamın içine dahil etmek ve yaşatarak korumak için yeniden işlevlendirme yöntemi kullanılmaktadır . bu çalışmada sürdürülebilir koruma anlayışının bir parçası olarak yeniden işlevlendirmenin önemini vurgulamak yeniden işlevlendirmeyi teşvik etmek ve tarihi yapılara verilecek verilmiş çağdaş işlevin yeterliliğini irdelemek amaçlanmaktadır . bu kapsamda örnek olarak edirne rüstempaşa kervansarayı nın yeni işlevini irdelemek ve değerlendirmek hedeflenmektedir . çalışmada öncelikle yapının tanımı mimari özellikleri geçmiş ve günümüz işlevi anlatılmıştır . edirne rüstempaşa kervansarayı na verilen yeni işlev konum mekansal elverişlilik mekansal gereklilik ve mekanlar arası ilişki kurgusu açısından dört farklı çözümlemeyle ele alınmıştır . belirtilen bu dört çözümleme güçlü ve zayıf yanları fırsat ve tehditleri olmak üzere incelenmiştir . swot analizi olarak isimlendirilen bu yöntemde üstünlükler ve fırsatlar yeniden işlevlendirmenin olumlu yönlerini oluştururken zayıflıklar ve tehditler olumsuz yönlerini meydana getirmektedir . boyutsal yeterlilik için kaynak araştırması yapılarak boyut ve kapasiteyle ilgili kriterler belirlenmiştir . belirlenen kriterlere göre mevcut mekanların boyutsal yeterliliği irdelenmiştir . değerlendirmenin sonucunda otelde lobi balo salonu satış ofisleri restoran vestiyer ve servis merdiveni gibi mekanların bulunmadığı bar ve toplantı salonu gibi mekanların yeni işleve elverişli olmadığı müşteri ve servis sirkülasyonun çakıştığı resepsiyon bankosunun olması gerekenden daha kısa olduğu yatak odalarının boyutlarının standartların alt sınırını sağladığı kahvaltı salonu ve odaların iyi ışık almadığı ortaya çıkmaktadır . yeni işlevin olumlu ve olumsuz yönleri göz önünde bulundurulduğunda işlevsel aksaklıklara rağmen yeni işlevin sürdürülebilir korumaya katkıları ile ekonomik çevresel sosyal tarihi ve kültürel katkıları bulunmaktadır .
mimari miras insan ömründen daha uzun bir yaşam süresine sahip kültürel bir öğe ve toplumsal bir üründür . artan arsa fiyatları restorasyon amacıyla yapılan strüktürel müdahalelerin getirdiği maliyetler bu mali kaynakların temin edilme güçlüğü yapıların zamanla işlevsiz kalması ve yapılardan ekonomik kazanç sağlama çabası göz önünde bulundurulduğunda yeniden kullanımın haklı gerekçeleri bulunmaktadır . yapıların sürekli bakımının yapılması da onları yıkılma sürecinden kurtarmaktadır . yeniden kullanımla yapı üretimi yüzünden doğal kaynakların tükenme ve atık üretme oranı azalmaktadır . bu çalışmada günümüz konfor koşullarını sağlayamayan kervansarayların kullanım dışı kalması sonucu harap olmasına engel olabilmek için yeni bir işlevin verilmesini teşvik etmek ve verilen yeni işlevin yapı için uygun olup olmadığını araştırmak amaçlanmaktadır . swot analizi eskiden işletmeler için kullanılan bir yöntemken günümüzde eğitim bilimleri turizm coğrafya mühendislik ve mimarlık gibi alanlarda da kullanılmaktadır . boyutsal yeterlilik için kaynak araştırması yapılarak boyut ve kapasiteyle ilgili kriterler belirlenmiştir . belirlenen kriterlere göre mevcut mekanların boyutsal yeterliliği irdelenmiştir . bunun sebebi konumu itibariyle kervansarayın birçok ihtiyacının kent merkezinden karşılanabiliyor olmasıdır . bir başka değişle yatma birimleriyle hizmet birimleri fonksiyonel olarak birbirinden ayrılmıştır . buna göre büyük kervansarayın zemin katı ve üst katı misafirlerin konaklaması için küçük kervansarayın zemin katı ahır mutfak ve depo amaçlı üst katı hizmetlilerin konaklaması için kullanılmıştır . üst katta pencerelerin etrafında kesme taştan dikdörtgen pencere sövesi ve söve üstünde sivri tuğla kemer ve alınlık yer almaktadır . bu cephede de dikdörtgen söveli pencereler ve mazgal pencere yer almaktadır . kervansarayın girişi otel işlevine dönüşümünden sonra değiştirilmiştir . giriş kısmından devam edildiğinde solda tuvaletler yere gömülü teknik mekan ve çeşme bulunmaktadır . servis birimlerine hizmet sağlayan ayrı bir servis girişi bulunmaktadır . küçük avludan büyük avlu tarafına geçildiğinde sağdaki ve soldaki mekanlar idari birimler olarak tasarlanmıştır . avluyu saran revakların arkasındaki diğer mekanlar yatak odaları ve depolar olmak üzere kurgulanmıştır . üst katta batı köşesinde her iki bloktan da kullanılabilen hamam ve duşlar tasarlanmıştır . küçük avluya bakan revaklı galeri cam ve metal çerçeveyle kapatılmış olup koridor haline getirilmiştir . bir işlevin yapıya uygunluğunu belirlemek için bu dört faktörün ele alınması gerekmektedir . otellerin mekan boyutları ve kapasitelerine ilişkin değişik kaynaklarda çok çeşitli standartlar bulunmaktadır . rüstempaşa kervansaray otel projesinin ağa han mimarlık ödülü ne layık görülmesinde konaklama fonksiyonuyla birlikte koruma eyleminin yoğrulması etkili olmuştur . tüm olumsuzluklara rağmen yeni işlevin olumlu yönleri de mevcuttur . geçmişte konaklama işlevine hizmet eden kervansarayın günümüzde de aynı amaçla kullanılması geçmiş ve günümüz arasındaki kavramsal bağlantıyı sağlamaktadır .
397
247
[ 0, 3, 476, 9, 102, 2, 40, 291, 2, 29, 3, 10701, 1618, 2, 51, 521, 3, 63, 9, 102 ]
GUAVA (Psidium guajava L.) TOHUMLARININ ÇİMLENMESİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR
guavada tohumdan çoğaltılan bitkiler diğer türlerde olduğu gibi yabancı tozlanmadan dolayı heterojenlik göstermektedir . bu nedenle tohumla çoğaltma ancak ıslah ve genetik çalışmalarında kullanılmaktadır . ticari bahçelerin tesisinde ise vejetatif çoğaltma yöntemleri tercih edilmektedir . ülkemizde guavada henüz kapama bahçeler yaygın olmamakla birlikte ticari çeşitle ilk bahçe kurulumu antalya nın gazipaşa ilçesinde ruby supreme çeşidi ile başlamıştır . mevcut bahçelerin önemli bir kısmı ise tohumdan çoğaltılmış fidanlarla tesis edilmiştir . bu nedenle ülkemizde bulunan mevcut guava ağaçları önemli varyasyon göstermektedir . bu varyasyonlardan yararlanmak ve ileride guavada yapılacak ıslah çalışmaları sonucunda tohumlarda çimlenme oranını artırmak ve fidanlarda homojen gelişim sağlamak amacı planlanan bu çalışmada tohumlara yapılan bazı ön işlemlerin çimlenme üzerine etkisi araştırılmıştır . araştırmada materyal olarak ruby supreme çeşidi kullanılmıştır . tohumlara sekiz farklı ön işlem uygulanmıştır . bu ön işlemler sırası ile kontrol mpa peg ppm ga₃ su saf sülfirik asit saf sülfürik asit mpa peg ppm ga₃ mpa peg saf sülfürik asit ppm ga₃ çözeltilerinde bekletme şekilde planlanmıştır . araştırmada uygulamaların çimlenme oranı süresi ve hızı ile klorofil indeksi değerleri üzerine etkileri belirlenmiştir . klorofil indeks değerleri dışında incelenen tüm kriterler üzerine uygulamaların etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur . çimlenme oranı uygulamalara göre değişmekle birlikte ile arasında saptanmıştır . çimlenme süresi . gün ile . gün arasında değişim göstermiştir . en yüksek çimlenme enerjisi uygulama ve uygulama de belirlenmiştir . tüm uygulamalar göz önüne alındığında incelenen kriterler açısından tohumların saf sülfürik asitte dakika bekletme uygulaması guava tohumlarının çimlenmesi açısından en başarılı uygulama olarak tavsiye edilmiştir .
guava myrtacae familyasına ait bir tür olup dünyada tropikal ve subtropikal iklim koşullarında yetiştirilen birçok ülkede yetiştirilmektedir . sahil kesiminde iklimin guava yetiştiriciliğine uygun olması ve bu türe karşı tüketici taleplerinin artması türün yetiştiriciliğine olan ilgiyi arttırmaya başlamıştır . guavada tohum çimlenmesi üzerine yapılan araştırma sayısı oldukça sınırlıdır . bu ön işlemler arasında suda bekletme yaralama ve kimyasal uygulanması gibi metotlar sayılabilir . polietilen glikol içeren osmopriming uygulamasının türlere göre değişmekle birlikte tohum çimlenme fide çıkışı ve özellikle de stres şartlarında çimlenmeyi teşvik ettiğini bildirmişlerdir . bu araştırma yılları arasında modern konstrüksiyonlu bir fide üretim tesisinde yürütülmüştür . bu uygulamalar sırasıyla kontrol mpa peg çözeltisinde gün ppm ga₃ çözeltisinde dakika suda dakika saf sülfürik asit çözeltisinde dakika saf sülfürik asit çözeltisinde dakika mpa peg çözeltisinde gün ppm ga₃ çözeltisinde dakika mpa peg çözeltisinde gün ve saf sülfürik asit çözeltisinde dakika ppm ga₃ çözeltisinde dakika olarak planlanmıştır . araştırma süresince sera ortamında ortalama sıcaklık ve oransal nem ise oranında tutulmuştur . çimlenme süresi ellis ve roberts çimlenme oranı güneş ve ark . . guava tohumlarının çimlendirilmesinde mutlaka ön uygulamalara ihtiyaç duyulduğunu belirtirlerken . mpa peg de saat bekletmenin saat bekletmeye göre çimlenme süresi ve hızı bakımından daha avantajlı olduğunu bildirmişlerdir . buna karşın bhanuprakaçimlenmesinde ga₃ kullanımının hcl kullanımına göre daha çok tavsiye edilebilir nitelikte olduğunu bildirmişlerdir . bu farklılığın uygulanan suyun sıcaklık derecesinden kaynaklandığı düşünülmektedir . guava tohumlarının çimlenme süresi üzerine uygulamaların etkisi şekil b de gösterilmiştir . bulgularımız sonucunda özellikle sülfürik asit uygulaması alves ve ark . çilek tohumlarının saf sülfürik asitte bekletilmesinin uç kesme ve sıcak su uygulamalarına göre çimlenme oranını arttırdığını ve çimlenme süresini kısalttığını bildirmişlerdir . bulgularımız rahman ve quadir ve pandey ve gorakh ile uyum içerisinde olup sülfürik asitte bekletme çimlenme süresi bakımından diğer uygulamalara göre daha iyi sonuç vermiştir . nitekim en yüksek çimlenme enerjisi ile sıcak su uygulamasında belirlenirken bunu . ile sülfürik asit uygulaması . ile ga₃ uygulaması ve . ile de ga₃ sülfürik asit uygulamaları izlemiştir . bu şekilde de görüldüğü gibi uygulamalar arasında yaprak klorofil indeks değerleri bakımından istatistiksel bir farklılık saptanmamıştır . guava tohumlarının çimlenmesi üzerine tohum ekiminden önce yapılan farklı uygulamaların etkilerinin araştırıldığı bu çalışmada çimlenme oranı çimlenme süresi ve enerjisinin uygulamalara göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir . tüm uygulamaların kontrole göre incelenen kriterler üzerine pozitif yönde katkı sağladığı kaydedilmiştir .
501
285
[ 0, 3, 2, 23, 1314, 526, 9434, 3, 8781, 8654, 17, 15, 12, 4884, 3, 8970, 603, 40, 35, 526 ]
Şehir ve Bölge Planlama Disiplininde Eğitim, İş Bulma ve Mesleki Öz Yeterliliğe İlişkin Kaygı ve Beklentiler
türkiye nin savaş sonrası kalkınma hamleleri yatırımların bölgeler arası farklılaşması kırdan kente göç hareketleri konut taleplerinin hızla artması vb . gelişmeler sonucunda kentlerin kontrolsüz büyümeye başlaması planlı bir kentleşmeyi zorunlu kılmakla birlikte ülkede şehir plancısı ihtiyacını da gündeme taşımıştır . bu ihtiyacın karşılanabilmesi için dünyada yirminci yüzyılda başlayan planlama eğitimi ülkemizde yarım asrı aşkın bir süre sonra orta doğu teknik üniversitesi nde şehir ve bölge planlama bölümü nün açılmasıyla başlamıştır . lisans düzeyinde eğitim veren bölümler izmir ve istanbul başta olmak üzere diğer kentlerde de yaygınlaşmış bölüm sayısı özellikle son on yılda ivmelenerek yılı itibariyle ye ulaşmıştır . günümüzde kentsel sorunların yaygınlaşması plancıların görev kapsamını genişleterek mesleki açıdan daha donanımlı olmalarını zorunlu kılmıştır . nitekim şehir plancıları geleneksel planlama tekniklerinin yanı sıra teknolojik gelişmelere de ayak uydurabilen parçacıl bakış açısı yerine ilişkisel bütünlüğü sentezleyebilen sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent için karmaşık kentsel sistemlerin işleyişini yorumlayabilecek teorik pratik ve teknik bilgi düzeyine sahip olmalıdır . ancak şehir planlama yaklaşımlarında yaşanan bu devinim bölüm sayısının hızla artmasıyla birlikte mezunlar arasında daha rekabetçi bir ortamı da beraberinde getirmiştir . mesleki yeterliliğin ve rekabetin önem kazanması ise hem lisans öğrencileri hem de mezunlarda mesleki bir baskıya kaygıya sebep olurken planlama eğitiminin çağın koşullarına adaptasyonunu bir kez daha sorgulatmaktadır . bu bağlamda türkiye de şehir ve bölge planlama eğitimi veren bölümlerin öğrenci ve profesyonel plancı bakış açısıyla değerlendirilmesi plancı adaylarını bekleyen iş bulmaya ve mesleki hayata yönelik problemlerin ortaya konulması çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır .
kentin planlanması ve düzenlenmesi fikri çok eski çağlara dayanmakla birlikte şehir planlama eğitimi ilk kez civic design adı altında liverpool üniversitesi nde başlamış daha sonra yılında lviv teknik üniversitesi yılında university college london yılında karlsruhe teknoloji enstitüsü kent planlamayı öğretim programlarına dahil etmiştir . bu durum yetenekleri küçümseme veya mükemmeli yakalama isteğinin bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir . nitekim okula ait algılar akademik motivasyonla hedef yönelimi ve akademik öz yeterlilik . katılımcıların ü öğretim üyeleri öğrencilere eşit mesafede yaklaşırlar önermesini reddetmektedir . planlama öğrencilerinin teorik derslere ilişkin tutumlarını belirlemeye yönelik hazırlanan ölçüt ile amaçlanan öğrencilerin verilen dersler ile mesleki bağıntıyı kurup kuramadıklarının tespit edilmesidir . katılımcıların si teorik dersler detaylı olarak işlenmektedir önermesini reddederken seçmeli derslerin sayısı yeterlidir önermesine ünün katılıyorum sının kesinlikle katılıyorum yanıtını verdiği görülmektedir . planlama mesleği çeşitli ölçeklerde bu görüş ı . dönem planlama okullarında biraz daha baskındır . görüldüğü üzere öğrenciler arasında sınav sistemine ve değerlendirme yöntemlerine ilişkin kaygı düzeyi yüksektir . bu başlıkta planlama öğrencilerinin sosyal ilişkilerine odaklanılmıştır . planlama öğrencileri çalışma hayatına katılmak için oldukça istekli olmakla birlikte bu konuda yüksek kaygı düzeyine sahiptirler . bunların ilki planlama alanında ilk profesyonel iş deneyiminizin mezun olduktan kaç yıl sonra olacağını düşünüyorsunuz diğer sorunlar ise plan onama yetkisinin birçok kurum arasında dağıtılması yetki kargaşası onama süreçlerinin çok uzun sürmesi hak edişlerin resmi kurumlar tarafından zamanında ve fatura bedeli kadar ödenmemesi sivil toplum kuruluşlarının planlara teknik olarak değil siyasi açıdan yaklaşmaları planların yerel yönetimler tarafından siyasi araç olarak kullanılması liyakatsiz yöneticiler düşük bedellerle yapılan işlerdeki kalite yoksunluğu olarak sıralanmaktadır . işleyiş ve kadro durumları nedeniyle kamu kurumlarından farklı bir statüye sahip yerel yönetimlerde ise yine farklı kaygılar ve sorunlar gözlenmiştir . toplumda saygın bir meslek grubu olarak görülmemeleri entelektüel kalitenin düşmesi cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle üst düzey yöneticilik görevlerinde yer alamamak mesleki rekabetin kişiselleştirilmesi üniversitelerin yayın ve proje desteklerini kısıtlaması şeklinde sıralamaktadır . bu yanlış algının ortadan kaldırılması için tüm planlama bölümlerinin bir araya gelerek planlama eğitiminin ihtiyaçlarını ve gerekliliklerini üst mercilere duyurması gerekmektedir . planlama okullarında uygulamalı derslerin değerlendirmesi daha önce de belirtildiği üzere dersi veren öğretim üyelerinden oluşan bir jüri tarafından yapılmaktadır . sınav ve değerlendirme hususunda bir diğer eleştiri teorik derslerde çok fazla ödev verilmesi ezbere dayalı bir sınav sisteminin uygulanması ve sınav soruları ile derste işlenen konuların benzerlik göstermemesidir . her geçen yıl bir yenisi açılan planlama bölümleri nedeniyle de işsiz mezun sayısında artış yaşanacağı açıktır . bu nedenle özellikle yeni mezunlar hak görev yetki ve sorumluluklarının bilincinde ol madığı için piyasalar tarafından emek sömürüsüne maruz kalmaktadır .
532
238
[ 0, 3, 2, 60, 2998, 3, 1272, 63, 15, 1171, 23, 3, 1872, 2, 1536, 75, 699, 60, 3, 15 ]
Mutfak Müzelerinin Sergileme Şekilleri ve Turist Rehberlerinin Etkisi: Şanlıurfa Hacıbanlar Evi Mutfak Müzesi Örneği
bu çalışmanın amacı son yıllarda faaliyet ve ziyaretçi sayılarında artış gösteren gastronomi müzelerinde kullanılan sergileme yöntemlerini ve bu yöntemlerin belirlenmesinde turist rehberlerinin etkisini belirlemektir . gastronomi müzelerinin kurulmasına bilgi temin etmek ve gastronomi müzeleri üzerine yapılan çalışmaların literatürüne katkı sağlamaktır . bu çalışmada nitel araştırma tercih edilerek gözlem ve görüşme tekniğinden yararlanılmıştır . örneklem olarak seçilen şanlıurfa hacıbanlar evi mutfak müzesi nde mutfak kültürünün sergilenme şekilleri gözlem yapılarak belirlenmeye çalışılmıştır . gözlem formu doldurularak veriler kayıt altına alınmıştır . ayrıca müze sorumluları ile görüşmeler gerçekleştirilerek sergileme şeklinin tercihinde turist rehberlerinin etkisi belirlenmeye çalışılmıştır . şanlıurfa kültür ve gastronomi turizmi ile ön plana çıkan şehirlerden biri olup kültürel değerlerin sunulmasında müzelerden yararlanmaktadır . yaşayan mutfak kültürünün en güzel örneklerinden bir tanesini yansıtan şanlıurfa hacıbanlar mutfak müzesi ziyaretçilere şehrin mutfak kültürünü anlatmaktadır . müzede sadece durağan sergileme tekniği kullanıldığı belirlenmiştir . özellikle vitrin içi sergileme mankenler bilgi panoları ve görsellerin çoğunlukta olduğu belirlenmiştir . sergilenme şeklinin tercihinde turist rehberlerinin etkisi bulunmazken sergilenen eserlerde ve konumlarında etkilerinin olduğu sonucuna varılmıştır . mutfak kültürü kitle turizminden bireysel turizme geçiş aşamasında turistlerin ilgi odağı haline gelmiş ve gastronomi turları düzenlenmeye başlanmıştır . mutfak kültürünü gelecek nesillere aktarmada müzelerin kullanımı sergileme şekillerinin incelenmesi ve turist rehberlerinin etkisi çalışmanın özgünlüğünü sağlamaktadır . çalışmanın sadece şanlıurfa hacıbanlar evi mutfak müzesi örnekleminde yapılması sınırlılıklarını oluşturmaktadır .
müzeler toplumun bilimsel ve kültürel geçmişini yansıtan ve geleceği biçimlendirilen eğitim kurumları olarak tanımlanmaktadır . türkiye uluslararası müze konseyi ne göre müze uygarlık tarihine ait her türlü objenin bilimsel kurallar altında sergilenerek halkın beğeni ve kültürel birikimini zenginleştiren araştırmacıların çalışmalarını kolaylaştırıcı ve geliştirici tarihi verilerin gelecek kuşaklara aktarıldığı mekanlardır . şanlıurfa hacıbanlar evi müzesi bulunduğu şehrin mutfak kültürünü somut hale getirerek ziyaretçilere aktaran müzelerden biridir . dinamik sergileme teknikleri sesli yönlendiriciler film video ve slayt gösterileri hareketli modeller canlı yorumcular bilgisayar destekli sergiler simülatörler interaktif gösterimler video diskleri ve dramalar dinamik sergileme teknikleri olarak adlandırılmaktadır . gözlem kaydını gerçekleştirmek amacıyla gözlem formu hazırlanmıştır . ayrıca sergilenme şeklinin belirlenmesinde turist rehberlerinin etkisinin olup olmadığını tespit etmek amacıyla müze sorumluları ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir . müze oluşturulmasında rehberlerin katkısı olup olmadığı varsa hangi şekilde olduğuna ilişkin sorular müze sorumlularına yöneltilmiştir . müze girişinde danışma ofisi yer almakta olup turnike bulunmamaktadır . konağın beş odası olup geniş bir avluya sahip olmakla birlikte avluda iki adet su kuyusu bulunmaktadır . müzenin giriş bahçesinde tokmak dibek tel şehriye makinesi su küpleri gibi araç gereçler sergilenmektedir . odalar tamamen ahşap olup odalarda genelde ahşap gömme dolap ve nişler bulunmaktadır . yazlık eyvan bölümünde eski zamanlara ait televizyonlar radyolar plak çalar kasetçalar yöresel kadın kıyafetleri ve iki adet ahşap bilgi panosu yer almaktadır . yaşam odası diğer odalar gibi sedirle kaplı olup duvarları gömme dolap ve nişlerle kaplıdır . ayrıca salonun merkezinde içli köfte ve ağzı açık yapımı mankenler aracılığıyla tasvir edilmektedir . yaşam odasının hemen alt kısmı zerzembe odası olarak adlandırılmıştır . kilerde harman gemi bulunmakta olup ne işe yaradığı ile ilgili bilgi yer almamaktadır . ayrıca duvarda yer alan nişlerde mutfak araç gereçleri sergilenmektedir . şanlıurfa hacıbanlar evi müzesi nde yapılan gözlem esnasında durağan sergileme tekniklerinin yoğun olarak kullanıldığı görülmüştür . dinamik sergileme tekniklerinin ise müzede kullanılmadığı belirlenmiştir . kiler olarak adlandırılan odalarda ağrılıklı olarak mutfak araç gereçlerinin vitrinde sergilendiği dikkati çekmektedir . vitrinlerde sergilenen araç gereçlerin tanıtımını yapmak amacıyla isimlikler bulunmaktadır . kışlık hazırlıkların yapıldığı canlandırma da ev halkının dışında dışarıdan kadınların birlikte hazırlık yaptığı mankenler aracılığı ile canlandırılmıştır . müzede sadece mutfak kültürünü yansıtan unsurlara rastlanılmamakta geçmiş zamanda yaşam kültürü hakkında da bilgi sahibi olunmaktadır . bu amaca ulaşmak için müzelerin kurulum aşamasında sergileme teknikleri bilinçli seçilmeli koleksiyonun ve müzenin özelliğine göre dinamik sergileme teknikleri de yer almalıdır . her iki sergileme tekniğinin bir arada kullanılması ile ziyaretçilerin eğlenerek öğrenmeleri sağlanmış olacaktır .
382
202
[ 0, 3, 2, 23, 2998, 3, 10923, 440, 40, 291, 2, 29, 2, 3, 17401, 1639, 3, 17, 152, 2 ]
Orman üçgülü yulaf karışımlarının silaj kalitesinin belirlenmesi
bu çalışmada orman üçgülü oü c . h . stirt . ile yulaf y karışımlarının silaj kalitesinin belirlenmesi amaçlanmıştır . hasat edilen bitkiler cm boyutunda parçalandıktan sonra karışım oranları dikkate alınarak vakum poşetlere doldurulmuş ve gün süre ile oc de muhafaza edilmiştir . silaj örneklerinde fiziksel gözlemler ile kuru madde ham protein ham kül adf ndf laktik asit asetik asit bütürik asit potasyum fosfor kalsiyum magnezyum demir çinko mangan molibden bakır ve sodyum oranları belirlenmiştir . en yüksek ham protein oranı . ile yalın orman üçgülünde belirlenmiş ancak y oü karışımı da yalın orman üçgülü ile aynı grupta yer almıştır . adf ve ndf oranı sırasıyla . . ve . . arasında değişmiştir . en yüksek laktik asit içeriği y oü oü ve y oü en düşük ise y oü silajlarından elde edilmiştir . silajların asetik asit içeriği . . arasında değişirken bütürik asite rastlanılmamıştır . mineral içerik bakımından oü ve y oü silajları diğer karışımlardan daha yüksek değere sahip olmuştur . sonuç olarak fiziksel kriterler ile kalite özellikleri göz önüne alındığında yulaf ile orman üçgülünün karışımının silaj kalitesinin diğer karışımlara oranla daha iyi olduğu tespit edilmiştir .
hayvanlar gereksinim duydukları yeşil yem ihtiyaçlarını yıl içerisindeki belli sürelerde çayır ve mera alanlarından karşılamaktadır . yeşil yemlerin yeşil olarak saklanmasında en ucuz ve kolay yol ise silaj yapımıdır . günümüzde hayvancılıkla uğraşan büyük işletmelerin çoğu silaj yapma yoluna gitmektedir . eğer silaj yapılacak bitkilerde özellikle de karbonhidrat oranı düşükse silaja katkı maddesi ilave edilmesi gerekmektedir . bu durum genellikle baklagil bitkilerinde söz konusu olup buğdaygiller ile kıyaslandığında buğdaygillerin silaj için daha avantajlı bitkiler olduğu söylenebilir . bu nedenle baklagiller silolanırken belli oranlarda buğdaygil bitkileri ile karıştırılmalıdır . orman üçgülü bitkisi üzerinde gerek ülkemizde gerekse dünyada ot verimi ve kalitesi ile tane verimine ilişkin çalışmalar olmasına rağmen silaj kalitesi ve silolanabilirliği üzerinde yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır . çalışma vejetasyon döneminde samsun ondokuz mayıs üniversitesi ziraat fakültesi uygulama ve araştırma arazisinde yürütülmüş yulaf ve orman üçgülü ayrı parsellere ekilmiş ve yulaf süt olum orman üçgülü ise çiçeklenme döneminde hasat edilmiştir . nın bildirdiği değerlendirme kriterlerine göre belirlenmiştir . hesaplanan flieg puanına göre ise silaj kalite sınıfları belirlenmiştir . protein analizi için hazırlanan örneklerde adf ve ndf değerleri ise sırasıyla van soest ile van soest ve wine e göre ankom fiber analyzer cihazı kullanılarak belirlenmiştir . nispi yem değerinin belirlenmesinde ise aşağıdaki formül kullanılmıştır . laktik asit asetik asit ve bütürik asit analizleri yüksek performanslı sıvı kromatografi besin elementleri ise fosfor kalsiyum magnezyum demir çinko mangan kobalt bakır selenyum ve sodyum indüktif eşleşmiş plazma kütle spektrometre cihazı kullanılarak belirlenmiştir . orman üçgülü ve yulafın yalın örnekleri ile farklı orandaki karışımlarından elde edilen silajlara ait fiziksel kalite kriterleri toplam puanları ve yem nitelik sınıflandırılmaları çizelge de verilmiştir . çalışmada silaj örnekleri fiziksel özellikleri yönünden değerlendirildiklerinde yem nitelik sınıfları orta ve çok iyi düzey arasında değişmiştir . en yüksek kuru madde oranı y oü y oü ve y oü en düşük ise . ile y oü karışımından elde edilmiştir . en yüksek ham protein oranı istatistiki olarak aynı grupta yer alan oü ve y oü en düşük ise y ve y oü işlemlerinden elde edilmiştir . tarafından belirlenen kalite sınıfına göre değerlendirildiğimizde yalın yulaf silajı . sınıf y oü y oü y oü y oü ve y oü karışımları . sınıf oü silajı ise başlangıç sınıfında yer almıştır . silajların laktik ve asetik asit oranları şekil ve de verilmiştir . alçiçek ve özkan silajda laktik asit değerinin nin üzerinde olması gerektiğini bildirmiştir . çalışmada tüm silajların asetik asit içerikleri bu kritik değerin altında tespit edilmiştir . en yüksek zn içeriği oü ve y oü en düşük ise y işleminden elde edilmiştir . mürdümük ile arpa ve yulaf karışımlarında mn oranının . . ppm cu içeriğinin ise . . ppm arasında değiştiğini bildirmiştir .
484
222
[ 0, 3, 476, 15, 1816, 40, 3, 63, 15, 1816, 40, 3, 17401, 1639, 3, 7, 1639, 1618, 2754, 2 ]
Türkiye’ye Yönelen Düzensiz Göç ve İşgücü Piyasalarına Bazı Yansımalar
özellikle son yıllarda türkiye nin de dahil olduğu bir çok ülke düzensiz bir göç olgusunun hedefi haline gelmiştir . bu yönü ile türkiye bulunduğu coğrafya içinde lardan itibaren göç alan ve batı ülkelerine göç veren ülke konumuna ek olarak düzensiz göçmenlerin transit geçiş ve kalış ülkesi konumuna girmiştir . hedef ülkelerin konumlarının ve göçü sınırlanmasında farklılıkları bulunmasına rağmen gelen göçmenlerin karşılaştıkları yaşamsal trajediler nerede ise birbirine benzer yapıdadır . ülkelerin sınırlarını koruyan güvenlik birimleri her yıl artış gösteren ve ülkeye girmeye çalışan göçmenlerle mücadele alanlarını bir yanı ile genişletirken bir yanı ile çeşitlendirmektedirler . alınan önlemler ve duvarların her yıl daha da yükseltilmesi ve göçün denetlemesine gayret edilmesine rağmen düzenli ve düzensiz göçün arttığı anlaşılmaktadır . türkiye lı yıllarda başlayan ve artan göçün hedef ülkelerinden biri olması yanı sıra bu göçmenlerin bir bölümünün yaşamsal nedenlerle iş piyasasına dahil olmaları ile farklı sorun alanlarını karşımıza çıkarmaktadır . özellikle yılından itibaren ülkeye gelen suriyeli ve ıraklı sığınmacılar sorunun insani boyutu ile daha fazla gözükmesine ve ağırlaşmasında etken olmuşlardır . bu bağlamda ele almayı planladığımız çerçeve bu düzensiz göçün artışı ile ortaya çıkan çalışma sağlık ve sosyal güvenlik ile ilgili sorunlarıdır .
göç olgusunun her zaman ve tarih içinde çok farklı nedenleri bulunmakla birlikte önemli bir nedeni de göçmenlerin daha iyi bir yaşam kalitesini kendileri ve ailelerine sağlamak için ülkelerini terk etme istekleri öne çıkabilmektedir . kasım itibari ile . bine ulaşmıştır . bu kadar yüksek sayıda sığınmacının türkiye de bulunuşu özellikle güneydoğu anadolu bölgesi gibi istihdam açısından oldukça sınırlı olanaklara sahip bir bölgede işgücü piyasalarını olumsuz etkilenmektedir . s . yorgun a . şenkal benzer bir sınıflama farklı yazarlar tarafından yapılmaktadır . türkiye ye giriş veya çıkış yaparken yakalanan kağıtsız göçmenlerin sayısı arasında azalmaya rağmen toplam da bine ulaşmıştır . aşağıdaki çizelge de çalışma izni alan yabancı göçmen sayılarında yıllara göre dağılımı görülmektedir . güvenlik güçleri tarafından yasadışı yollardan ülkeye girenler sınırdışı edilmesi kesinleşen göçmenler iltica veya sığınma başvurusu reddedilenler sayılı yasaya muhalefet edenlere ilişkin bilgiler düzensiz göçmenlere dair bazı sayısal bazı tahminleri sağlayabilmektedir . genel anlamda bu grupta kalan göçmenlerin üç gruba ayırmak mümkündür . türkiye de hizmet sektörü başta olmak üzere yaygın bir kayıtdışılığın bulunuşu düzensiz göçmenlerin ve transit göçmenlerin ve sonrası gelen geçici sığınma statüsünde olan suriye ve ırak vatandaşlarının iş bulma ve çalışmalarını için çeşitli olanaklar sağlamaktadır . emek yoğun olan sektörler genel olarak ortalama ücret düzeyleri düşüktür . bu tehdit kadın ve çocukların özelikle son dönemde daha fazla oranda iş piyasalarına dahil olmalarını getirmiştir . bu anlamda sosyal güvenlik sistemine dahil olmadan çalışan göçmenlerin herhangi bir sağlık ve sosyal güvenceleri bulunmamaktadır . ödemeleri gereken genel sağlık sigortası primi oranı dir . ayrıca sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası yasası nda yapılan değişiklik ile gss den yararlanan yabancıların gss li olmadan önceki kronik rahatsızlıkların tedavi bedelleri kurum tarafından karşılanmayacaktır . aksine sağlık hizmetlerinden yararlanmanın çok sınırlı ve hatta imkansız olduğuna dair farklı tanıklıklar bulunmaktadır . yasadışı göçmen statüsündekilerin içinde bulunduğu durum bir hayli karmaşıktır . göçmenlerin özellikle işgücü piyasasına yasadışı yollardan katılımı onlara yüklediği ciddi bir maliyeti bulunmaktadır . emek ve sermayenin hareketliliği sayesinde küçülen bir dünya içindeyiz .
450
182
[ 0, 3, 2, 29, 11101, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 3, 63, 9, 172, 29, 23, 3, 9, 1618 ]
ÇAĞDAŞ UYGUR EDEBİYATINDA ÖNEMLİ BİR YAZAR: ZORDUN SABİR
xıx . yüzyılın sonu ile xx . yüzyılın başlarında başlayan çağdaş uygur edebiyatı klasik uygur edebiyatının zenginliklerinin mirasçısı olarak kısa zamanda büyük gelişme göstermiştir ve önemli temsilciler yetiştirmiştir . türk dünyasının köklü ve zengin kültürüne sahip olan uygur türklerinin çağdaş edebiyatı ve önemli yazarları politik nedenlerden dolayı türk dünyası ve edebiyatında pek tanınmamaktadır . zordun sabir çağdaş uygur edebiyatındaki ünlü yazarlarından biridir . onun kaleme aldığı birçok eser uygur edebiyatında büyük yankı uyandırmıştır . bu makalede zordun sabir in hayatı edebi kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilmiş daha sonra da onun uygur edebiyatındaki yeri incelenmiştir .
çağdaş uygur edebiyatının teşekkülünde köktürk uygur kara hanlı harezm ve çağatay dönemi eserleri önemli rol oynamıştır . bu politika doğu türkistan ve uygurlara yönelik yumuşama siyasetini de beraberinde getirmiştir . tüm bu olumlu koşullar yazarların büyük bir coşkuyla eser vermelerini sağlamıştır . dolaysıyla bu dönemin önde gelen önemli temsilcilerinden biri zordun sabir dir . çağdaş uygur edebiyatında önemli bir yer tutan zordun sabir yılının nisan ayında doğu türkistan ın ili vilayetine bağlı gulca kasabasının yenitam köyü bostan mahallesinde sabir isimli çiftçi ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir . çocukları üvey anaya bırakmam diyen sabir çocukları ortaokulu bitirene kadar tekrar evlenmemiştir . zordun okul yaşına geldiğinde babası sabir onu okutmak için köydeki okula kaydettirir fakat kitap defter kalem ve diğer okul malzemelerini parası olmadığı için alamaz . ilkokulu başarı ile tamamlayan zordun ortaokul için e inden uzak bir ilçeye gitmek zorunda kalır ve o dönemdeki birçok zorlukların ve yoksulluğun engellemesine rağmen bu zeki çocuğun geleceği parlak diye düşünen zamanidin isimli öğretmenin her türlü yardımı sayesinde ortaokula devam eder ve ortaokulu da başarıyla bitirir . zordun sabir yılından yılına kadar ili gimnaziyum da okudu . daha sonra mezun olduğu enstitüde öğretim elemanı olarak çalışan yazar yılında ili vilayetine dönüp öğretmenlik yaptı . izdiniş romanı uygur romancılığının gelişmesine büyük katkıda bulunan bir eserdir . izdiniş romanı yazarın kendi hayat hikayesinden hareketle kültür devriminin etkisi altındaki tüm uygur halkının hayatını yansıtmaktadır . roman uygur edebiyatında aydın karakterini yaratan ilk eser olarak sadece köylü ve çiftçi karakterlerine yer veren konudaki eserlere ve bu bağlamda uygur edebiyatına büyük yenilikler getirdi . bu dönemde yazar suudi arabistan da yaşayan uygur türklerinin hayatını anlatan baş ahiri yok hetler eserini yazdı . almanya da ünlü türkolog annemarie von gabain le görüşen yazar orada çok kısa süre kalmasına rağmen almanya halkının iki almanya nın birleşme isteğini yansıtan sizik ademlergila işsizlar tehimu işçan gibi hikayeler yazdı . lı yıllarda keni u baġlar dolkunlar sadasi kuyaş vehimisi yeñilanġan hava keşker koçiliri hörmet şikayet gibi hikayeleri sada tuman zamandaşlar ahirki padiçi keçküz isimli povestleri ata anayurt gibi romanları yazdı . ancak anayurt romanı yazarın vefatından sonra yayınlandı . yazarın roman ve povestleri şöyledir romanları . onun eserleri sayesinde uygur edebiyatı değişik renklere ve yeni seslere sahip oldu . okurlar arasında büyük etki yaratan yazar yılında tanrıdağ dergisi nin uygur edebiyatında halkın en sevdiği yazar oylaması sonucunda sabir bu şerefe nail oldu . zordun sabir uygur edebiyatında yurt dışında ödül alan ilk uygur yazardır . zordun sabir uygur edebiyatının nesir türünü tema çeşitliliğine sahip ettiğinden ziyade çeşitli renkler ve şekiller yarattı . o uygurların yaşadığı hayatı tüm çıplaklığıyla anlatan ilk yazardır . bugüne kadar onun eserleriyle ilgili araştırmaları konu alan kitap yayınlandı . tabiat tasvirlerindeki başarısından ve duygularındaki heyecandan okuyucu çok etkilenir .
466
88
[ 0, 3, 2, 29, 3, 63, 9, 1314, 2, 29, 9, 3, 63, 35, 155, 265, 3, 15898, 63, 1272 ]
ARAP YARIMADASI’NDAKİ EKONOMİK ŞARTLARIN HZ. PEYGAMBER’İN (S.A.S.) HAYATINA VE HADİSLERE YANSIMASI
arap yarımadası nın coğrafi konumu şartları ve iklim yapısı bölgenin ekonomik yapısı üzerinde önemli rol sahibidir . yarımada nın sıcak iklim kuşağında bulunmasının bir sonucu olarak tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin sınırlı kalması bölge halkını mecburen daha başka geçim kaynakları sağlamaya itmiştir . yağma ve savaşlardan elde edilen ganimetler ile ticari etkinlikler bu kazanç yollarından ikisidir . bölgenin söz konusu ekonomik kaynakları ve buna dayalı etkinliklerin halk kültürünü ve yaşamını yönlendiren önemli amillerden biri olduğu açıktır . dolayısıyla söz konusu kültür ve yaşamın bir bölge insanı olan hz . peygamber in yaşamına tutum davranış ve ifadelerine de aksettiği görülmektedir . bu çalışma ile arap toplumunun ekonomiye dayalı bazı uygulamaları ve düşünme biçimlerinin hz . peygamber ve hadisler üzerindeki yansımalarına işaret etmek amaçlanmıştır . dolayısıyla ilk olarak kısaca bölgedeki ekonomiye dayalı kültür hakkında bilgilere yer verilmiş daha sonra hz . peygamber in bu kültürle ilişkili bazı uygulamaları ve hadislerinden örnekler sunulmuştur .
peygamber olmakla beraber tarihi kimliği sabit bir beşer olması o nun içinde bulunduğu zaman ve zeminle ilişkisini zorunlu kılar . aşağıda bölgedeki bazı ekonomik kaynaklara ve bu kaynaklara bağlı olarak ortaya çıkan ekonomi kültürüne yer verilerek bu kültürel yapının hadislerdeki izdüşümüne dair örnekler sunulacaktır . peygamber zübeyr b . avvam ın daha yukarıda olan hurmalığını sulayarak su miktarı topuk seviyesine çıkıncaya kadar suyu tutmasını daha sonra ise suyu aşağıdaki arazi sahibi için salmasını buyurur . bütün elverişsizliğine rağmen bölgede biraz su olan her yerde sebzeler ve hurma ağaçları bitmektedir . mesela hurma güzel bir sahur yemeği olarak hadislerde zikredilirken iftarı hurmayla açmanın ise bereket sebebi olduğu ifade edilir . hurma cennettendir . dolayısıyla bu hususta bir ilaç kültürünün oluştuğunu söylemek mümkündür . hz . bal şerbeti içmenin şifa kaynağı olduğu her ay üç kere bal yiyen kimseye bela uğramayacağı ifade edilerek bölgenin bu değerli ürünü hz . mekkeliler bizans iran habeşistan yemen ve diğer bölge hükümdarları ile ticari antlaşmalar imzaladıkları için her yıl adetleri olduğu veçhile suriye mısır ırak yemen ve habeşistan a kervanlarla gitmektedirler . islam öncesi dönem tüm bu faaliyetlerin merkezinde olan mekkelilerin ticarette en parlak ve aktif oldukları dönemdir . bu yoğun ticari mekke ortamında dünyaya gelen hz . seferler sırasında kabile ve yerleşim birimlerini pazarlarda karşılaşılan muhtelif kabilelerden insanları pazardaki mal çeşitlerini ve pazarlık esnasında anlaşmayı sağlayan hitap tarzlarını göz önüne aldığımızda hz . peygamber in buralardan bazı kelimeler öğrendiği açıktır . zira hz . zaman zaman bazı yabancı kelimeler kullandığı da nakledilmektedir . hac mevsimi özel olarak mekke genel olarak arap yarımadası için en ehemmiyetli ticaret mevsimidir . arapların ekonomik kaynaklarından biri de yağma ve savaşların sonucunda elde ettikleri ganimetlerdir . ganimetin yanı sıra yarımadadaki verimli bölgelere su kaynaklarına sahip olma veya liderlik tutkusu da onların savaşmaları için birer sebeptir . bununla beraber onlar savaş silahlarını hep kendilerine doğrultmuşlardır . ficar savaşları ve eyyamu l arab bunu açıkça ortaya koymaktadır . onların bu savaş tutkuları şiirlerine de yansıdığı için kabileler arası savaşlar cahiliye şiirinin en önemli konusu kabul edilir . watt sürüleri yağmalamanın araplar için milli bir spor olduğunu ifade eder . onlar bununla da kalmaz baskın verdikleri kabilelerin kadın ve çocuklarını bile esir ederler . peygamber in ifadelerinde de barış halinin esas olduğu vurgulanır . peygamber düşmanla karşılaşınca da sabır ve cihadı emrederek cennetin kılıçların gölgesi altında olduğuna işaret eder . o nun kendisini rahmet peygamberi şeklinde vasıflandırmasının yanı sıra harb peygamberi olarak tanımlamış olmasını da bu doğrultuda anlamak mümkündür . arapların cahiliye savaşlarında öldürmekle yetinmeyip insanlık onurunu zedeleyici bazı davranışlar sergiledikleri kaynaklarda yer almaktadır . peygamber in amcasının cansız bedenini bazı parçaları kesilmiş bir halde görünce kureyş e karşı zafer kazandıklarında onlardan otuz kişiye hamza ya karşılık müsle yapmaya ant içtiğini haber verir . eğer sabrederseniz bilin ki sabrınız sizin için çok daha hayırlıdır . inkarcıların sana yaptıklarına üzülme kurdukları tuzakları dert edinme . ayet bir peygamberin ganimet malına ihanet etmesi asla düşünülemez . zira iyi bir savaşçı olmak için küçüklüğünden beri gayret sarf eden bir arabın gayretinin ve maharetinin karşılığını almasından daha tabii bir şey olmadığı gibi cihada koşan müslümanlar ın sadece uhrevi bir ödülle müjdelenmelerinin tatmin edici olduğunu söylemek de zordur . kendi paylarına düşen ganimetleri gönül rahatlığıyla yiyebilecekleri müslüman mücahitlere müjdelenir . ganimet bir teşvik unsuru olarak özellikle kullanılır . zira huneyn gazvesi nin ardından ganimet ve esirler cirane de toplanır . esirleri azat etmek türlü bahanelerle teşvik edilir . bu davranışta bulunanlar allah katında birçok mükafatla müjdelenir . peygamber en azından bu konumda olan insanlara daha iyi şartlar sağlama amaçlı hükümler de koyar . onun hayvancılıkla ilgili ayrıntılı hükümleri sanayileşmiş şehirlerde hayat sürenlerin işine yaramasa da o gün ve toplum için elzem bir ihtiyaçtır .
554
137
[ 0, 3, 2, 29, 836, 1024, 3, 63, 76, 4031, 2, 26, 9, 3, 32, 1618, 3, 5, 3, 2 ]
TFRS 15 MÜŞTERİ SÖZLEŞMELERİNDEN HÂSILAT STANDARDI ÇERÇEVESİNDE YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM FAALİYETLERİNİN İNCELENMESİ
global düzeydeki ticari faaliyetler kapsamında işletmelerin raporlama yaparken uluslararası muhasebe standartlarına uyum konusunda yaşadıkları sorunlara istinaden oluşturulan standartların da güncellenmesi ve yenilenmesi gereği ortaya çıkmıştır . bu doğrultuda tms inşaat sözleşmeleri standardı ile tms hasılat standardı yürürlükten kaldırılmış ve tfrs müşteri sözleşmelerinden hasılat standardı yürürlüğe konulmuştur . tfrs bünyesinde birçok yeniliği ve farklılığı da barındırmaktadır . tfrs in özellikle işletme uygulamalarına nasıl etki edeceğinin tespit edilmesi ve araştırılması önem arz etmektedir . dolayısıyla bu çalışmanın amacı tfrs in işletmeler için oluşturacağı farklılıkların ve yeniliklerin araştırılması ve uygulama örnekleri ile çalışma kapsamında açıklanmasıdır . çalışmanın amacı doğrultusunda oluşturulan uygulama örnekleri sayesinde özellikle tfrs kapsamında yıllara yaygın inşaat ve onarım faaliyetlerinde gelirin nasıl tespit edileceğinin hesaplanması ve yapılacak yevmiye kayıtlarının nasıl olacağı açıklamalar yardımı ile gösterilmektedir .
standardı olan inşaat sözleşmeleri standardı ve tms hasılat standardının kaldırılması ve yerine konulan tfrs müşteri sözleşmelerinden hasılat standardıyla yıllara yaygın inşaat ve onarım faaliyetlerinden doğan hasılatın raporlanması oldukça önem kazanmıştır . standardın taşımış olduğu karakteristik özelliklerden kaynaklanmaktadır . dolayısıyla tfrs in en fazla etkin olduğu sektörler içinde yer alan yıllara yaygın inşaat ve onarım faaliyetlerinin raporlanması oldukça önemli hale gelmiştir . yine tfrs in yürürlüğe girmesiyle ortadan kalkan tms hasılat standardı hizmet sektörü açısından birden fazla satışı ayrıntılı olarak irdelememesi nedeniyle finansal tabloların karşılaştırılabilirliği açısından sıkıntılara neden olmakta idi kur değişiminin etkileri standardı kapsamında forfaiting sözleşmelerindeki tarafların muhasebe esasları açıklanmakta ve yapılması gereken muhasebe kayıtları ile ilgili örnek uygulamalar sunulmaktadır . bu doğrultuda literatür araştırmasından faydalanılarak tfrs standardının kullanıcılara yönelik uygulamalarının anlaşılabilirliğinin sağlanması ve hasılatın daha doğru bir biçimde tespit edilmesi hedeflenmektedir . bunlar yapılan iş inşaat ya da onarım işi olmalıdır inşaat işi taahhüde bağlı olmalıdır inşaat ya da onarım işi birden fazla takvim yılı sürmelidir . dolayısıyla iş devam ettiği müddetçe finansal raporlarda gelir değil yapılan maliyetler aktifleştirilmektedir . oysa standarda göre inşaat bitmemiş olsa da döneme ait gelir ve giderlerin gelir tablosuyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir . işlem bedelleri sabit veya değişken olarak veya hem sabit hem değişken olarak belirlenebilir . işlem bedelinin dağıtımında satış fiyatı esası dikkate alınır . tamamlanma yüzdesi yönteminde finansal tablolara yansıtılacak olan hasılat tutarı işlemin veya sözleşmenin tamamlanma düzeyine göre belirlenir . bu durumda işletmenin . tl lik idareden alacağı doğmaktadır . ancak bazı durumlarda idarenin belirlemiş olduğu hak ediş tutarı işletmenin tanınacak hasılatından fazla olabilir . bu durumda ise işletmenin idareden alacağı değil borcu doğacaktır . bu borç devam eden inşa sözleşmelerinden borçlar hesabında izlenecektir . klm işletmesi bir yıl sonra ihale kurumu ile sözleşme şartlarını yeniden gözden geçirmiş ve işletmenin ikinci yıl maliyetinin . tl arttığını tespit etmişlerdir . bu duruma göre gelir tahmini aşağıdaki gibi olacaktır tamamlanma düzeyi gelir . x . tl kar . tl dir . örnek klm inşaat işletmesi bir otoyol ihalesini . tl ye x yılında almış bulunmaktadır . inşaat işletmesinin dönem sonuna kadar yapmış olduğu maliyet . tl dir . örnek klm inşaat işletmesi bir kooperatifin inşaat işini almış ve inşaata başlamıştır . tfrs işletmenin sözleşme hasılatı olarak muhasebeleştirilmiş bir tutarın tahsiline imkan kalmaması durumunda daha önce yapmış olduğu hasılat kaydının iptal edilmesi yerine bu tutarın gider olarak kaydedilmesini istemektedir . bu durumda klm işletmesi daha önce yapmış olduğu hasılat kaydını düzeltme yoluna gitmeyecek tahsil edemeyeceği tutarı direkt gider olarak yazacaktır . işletmenin girdiği ihale sonucu elde ettiği hasılat tutarı idarenin belirlediği hak ediş tutarından daha fazla ise işletmenin idareden doğan alacağı devam eden inşa sözleşmelerinden alacaklar hesabında izlenecektir .
485
124
[ 0, 5150, 2, 3, 32, 1618, 16, 1314, 9, 144, 3, 7, 1872, 172, 109, 1314, 2341, 49, 23, 1068 ]
Fiziksel Bilimlerin Evriminde Başlıca Felsefi ve Metodik Düşünceler
bu çalışmanın amacı çeyrek asırdan beri bir hobi olarak ilgilendiğim ve zaman zaman seçmeli ders olarak fizik öğrencilerine verdiğim bilim felsefesi dersinin ana konularından biri olan fiziksel bilimlerin felsefesi ve yöntemleri konusundaki araştırmalarımı ve deneyimlerimi bilim okuyucularıyla paylaşmak ve fiziksel bilimlerin gelişim sürecinde etkin rol oynayan felsefi ve metodik düşünceleri tanıtmak bu konuda araştırma yapmak isteyenlere bir ışık tutmaktır .
bilimde en büyük beş fikir kitabının çeviri editörü akut gence sunuş yazısında diyor ki ülkemizde ne yazık ki bilimsel okuryazarlık düzeyi oldukça düşüktür . öyleyse çağdaş toplum içindeki rolünün bilincini taşıyan gerçek bilim insanları geniş halk katmanlarına bilimdeki gelişmeleri sunma çalışmalarına kayıtsız kalmamalıdır . insan aynı zamanda bir filozofun bilimcinin bilim felsefecisinin ya da fizikçi filozofun fiziksel bilimlerin yöntemi ve felsefesi konusunu kendi bakış açılarından ele alarak oldukça farklı bir görüş noktasından inceleyebileceklerini düşünebilir . bu girişten sonra fiziksel bilimlerin evriminde rol oynayan başlıca felsefesi ve metodik düşünceler üzerine literatürde verilen değişik görüşlerin ve düşüncelerin bir sentezini sunmadan önce konuyla yakından ilgili olan felsefe bilim bilimin sınıflandırılması bilim felsefesi fizik bilimi felsefe bilim ve fizik ilişkisi gibi temel bilimsel kavramları tanımlamak konunun daha iyi anlaşılması açısından yararlı olacağı düşünülmüştür . bir disiplinin temel ilkelerini ortaya koymaya yönelik düşünce sistemi . artık günümüzde bilim anlayışının oldukça değiştiğini görüyoruz . matematikçi filozof henry poincare ye göre bilim yapı taşları gerçekler olan bir binaya benzer bu binanın birçok odası vardır ve her biri bilimin bir alanını temsil eder . gerçeklere ulaşmak için bilginin izlenmesi aranması araştırılmasıdır . bu devrimin en önemli tarafı tüm etkileşmelerin bir alan aracılığıyla gerçekleştiğini ve ışığın da bir elektro manyetik dalga olduğunu göstermesidir . yöntemli ve düşünüyorum öyleyse varım diyen ve kanıtlarının kesin ve apaçıklığı nedeniyle matematiğe öncelik veren descartes metafiziği yeniden kurmak ve tanrı vardır önermesinin önermesi kadar apaçık olduğunu kanıtlamak ister . bu metodun deneysel metotla birleşmesiyle fizikte göz kamaştırıcı gelişmeler dönemi başlamıştır denebilir . fransız matematikçi laplace göre bu düzeni tümüyle bilemiyorsak ya da yakalayamıyorsak bu bizim yetersizliğimizdendir . ikincisi deneysel felsefedir deneyci felsefeciler deneyci felsefenin temellerini dogmatik akılcılığı sorgulayarak kurarlar . buna karşılık bir yandan ölçme bunun kesinliği ve hataları değerlendirme kaygılarının gündeme gelmesi öbür yandan bir kuramı benimsemek ya da başka bir kurama yeğlemek için sağlanması gereken koşulların belirlenmesi söz konusu değişimlerin itici gücünü oluşturmuştur . fizik son yıllarda hem kuramsal hem de deneysel yöntemlerinde büyük gelişmeler göstermiş bulunmaktadır . doğa yasalarında matematiksel güzellik fikri fiziksel dünyanın matematik vasıtasıyla betimlenebileceği gerçeğine dayanır . matematiksel güzellik fikri insanın sahip olduğu yüce duygulardan biridir . deneysel verileri kullanarak fenomolojik kuramları formüle etmek . yani kuantum mekaniğini matrislerin zaman içerisindeki değişimleri cinsinden bugün bildiğimiz şekliyle formüle etmişler . kuantum mekaniğini görelilik kuramının çerçevesinde geliştirmeye çalıştı fakat tam başaramadı . fakat kuramın hidrojen atomuna uygulandığı zaman deneyle uyuşmadığı görüldü . ancak böyle yapıldığında kalıcılığı olan kapsamı geniş deneysel verilerle daha uyumlu olan hatta yeni öngörülerde bile bulunabilen kuramlar geliştirmek olasıdır . böylece matematik işlemlerinin ve kurallarının çoğu uygulamada fiziksel bilimlerin anlaşılmasına doğrudan büyük katkı sağlar . bugün fizikte birçok problemin çözülebilmesi için yeni matematiklere gereksinim duyulduğunu ifade edenler bulunmaktadır . bu nedenle günümüzde fizik sadece fizikçilerin bir uğraş alanı değil konularıyla uzaktan yakından herkesi ilgilendiren bir bilim dalıdır .
440
60
[ 0, 3, 2, 63, 1306, 7, 15, 3664, 2, 26, 9, 1314, 420, 5171, 3, 23, 8970, 77, 221, 2168 ]
E-Devlet Adaptasyonunda Etkili Olan Faktörlerin Belirlenmesine İlişkin Ampirik Bir Araştırma: Yalova Örneği
bu araştırma ile vatandaşların e devlet adaptasyonunu etkileyen kritik faktörleri belirlemek amaçlanmaktadır . araştırma kapsamında e devlet hizmetleri kullanan kullanıcı ile yüz yüze anket yapılarak bulgular elde edilmiştir . analizler sonucunda e devlet kabulüne etki edebilecek çeşitli faktör grupları ile e devlet adaptasyonu arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak ortaya konmuştur . kaynakların kullanılabilirliği algılanan fonksiyonel fayda ve algılanan hizmet yanıtının e devlet adaptasyonunda pozitif bir etki oluşturdukları görülmüştür . ayrıca algılanan hizmet yanıtı ve kaynakların kullanılabilirliğinin de fonksiyonel faydayı olumlu yönde etkilediği görülmüştür .
bilgi ve iletişim teknolojileri ilk kullanılmaya başlandıkları lardan beri kamu sektöründe kullanılmaktadır . böylece devlet hizmetlerinin elektronik ortamlarda yürütülmesini içeren birçok politika geliştirilmiştir . kurumlar tarafından hizmetler bir taraftan elektronik ortama aktarılırken diğer taraftan bu hizmetlere erişim kullanım isteği kullanım becerisi farkındalık algılanan fonksiyonel fayda kaynakların kullanılabilirliği e devlet hizmetlerine duyulan güven e devlet kapsamında araştırılması gereken konular olarak araştırmacıların ilgisini çekmeye devam etmiştir . bu alanda yapılan tartışma ve araştırmalara bakıldığında dünya genelinde e devletin farklı şekillerde kavramsallaştırıldığı görülmektedir . tüm bunlara ek olarak e devlet sadece mevcut devlet fonksiyonlarını elektronik ortama taşıma süreci olmayıp gerekli olanları değiştirmek yenilerini koymak ve mevcutlarda iyileştirmeler yapmaktır . bir diğer araştırmada dwivedi ve yıllarında transforming government people process and policy de yayınlanan makaleyi incelemiş e devlet konusunda yapılan araştırmaların çoğunun kavramsal boyutu örnek olayla incelediğini tespit etmiştir . araştırmaya göre algılanan fayda görece avantaj ve güven kullanıcı adaptasyonunda önemli ölçüde bir etkiye sahiptir . algılanan fayda aynı zamanda öznel normlar imaj çıktı kalitesi ve algılanan kullanım kolaylığı tarafından doğrudan etkilenmektedir . . bardakçı şahin ve taşpınar konya ilinde e devlet uygulamalarını en az bir kez kullanmış olan vatandaşlarla yaptıkları araştırmada güven değişkenine vurgu yapmışlardır . yine bir başka araştırmada vatandaşların e devlet algısı incelenmiş beklentilerinin neler olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır . özellikle gelişmekte olan ülkelerde e devlet adaptasyonunda kaynakların kullanılabilirliği önemli bir konumdadır . bilgisayarın internetin ve modern bilgi ve iletişim teknolojilerinin olmadığı vatandaşların ekonomik olarak yoksul ve eğitimsiz olduğu sosyal ve kültüre olarak yeni teknolojilere aşina olmadığı bir yerde insanlar bir e devlet sistemini kullanmanın onlar için faydalı olacağına inanmayacaklardır . davranışsal açıdan değerlendirildiğinde kullanıcılar müşteri hizmetlerinin daha iyi seviyede olduğunu algılarlarsa e devlet hizmetini tekrar kullanmalarını sağlamak mümkün olacaktır . h algılanan hizmet yanıtı ile algılanan fonksiyonel fayda arasında pozitif bir ilişki vardır . araştırmanın hipotezleri aşağıdaki model ile test edilecektir . araştırmanın temel amacı kamusal hizmet dönüşümünün önemli bir göstergesi olan e devlet adaptasyonunda kaynakların kullanılabilirliği algılanan fonksiyonel fayda ve algılanan hizmet yanıtı faktörlerinin etkilerinin belirlenmesidir . araştırma yalova ili ölçeğinde nisan temmuz döneminde yapılmıştır . buna göre öncelikle doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilerek ölçüm modelinin geçerlilik ve güvenilirliği test edilmiş daha sonra ise araştırma hipotezleri doğrultusunda oluşturulan yapısal model test edilmiştir . maddelere ait faktör yükleri standart hata kovaryans katsayıları ve modifikasyon göstergeleri incelenerek sorunlu maddeler belirlenmiştir . ki kare istatistiğinin muhtemelen örneklem hacmine bağlı olarak anlamlı çıkmış olmasına rağmen p . elde edilen uyum indeksleri data ile model arasında tatmin edici bir uyuma işaret etmiştir . bu araştırma ile daha önce özellikle gelişmiş birçok ülkede test edilmiş olan e devlet kabulüne etki eden faktörlere ait ölçeklerin türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede bölgesel ölçekte uygulanmış ve sonuçlar tartışılmıştır . algılanan hizmet yanıtı olarak ifade edilen bu durum e devlet adaptasyonunu pozitif yönde etkilemektedir .
516
74
[ 0, 3, 2, 15, 51, 3, 15, 51, 3, 15, 51, 3, 15, 51, 3, 15, 51, 3, 15, 51 ]
11-12 Yaş Grubu Çocukların Ağız ve Diş Sağlığı Konusundaki Bilgi ve Davranışlarının Değerlendirilmesi
çocukluk çağı ağız ve diş sağlığı sorunlarının erken dönemde tespit edilmesi ve koruyucu ağız ve diş sağlığı davranışları geliştirmek açısından önemlidir . amaç bu çalışmada yaş grubu çocukların ağız ve diş sağlığına ilişkin bilgi ve davranışlarının değerlendirilmesi amaçlandı . yöntem tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini manisa il merkezindeki devlet okullarında okuyan toplam öğrenci örneklemini ise bu okullardan kura ile seçilen okulda okuyan öğrenci oluşturdu . veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan ağız ve diş sağlığı değerlendirme formu kullanılarak mart mayıs tarihleri arasında toplandı . bulgular katılımcıların . ü erkek . sının gelir durumu orta düzey olarak saptandı . çocukların yaş ortalaması . . ağız diş sağlığı bilgi puanı ortalaması puanı . . çürük sayısı ortalaması . . dir . çocukların ağız ve diş sağlığı bilgi düzeyi ve çürük sayısının ebeveynlerinin eğitimi ekonomik durum yaşanılan yer gibi sosyo demografik özelliklerden ve hem ebeveyn hem de çocukların ağız diş sağlığına ilişkin davranış ve uygulamalarından etkilendiği belirlendi . sonuç bu çalışmanın sonunda çocukların ağız ve diş sağlığına ilişkin bilgi davranış ve uygulamalarının literatürdeki diğer çalışma sonuçları ile benzerlik gösterdiği saptandı . çocukların hem çürük diş sayıları hem de ağız ve diş sağlığı bilgi puanlarının gelir durumu ebeveynlerin eğitim durumu ve ebeveynlerinin ağız diş sağlığına ilişkin uygulamaları gibi değişkenlerden etkilendiği bulundu . çocukluk döneminde verilecek olan etkili bir ağız diş sağlığı eğitiminin bireylerde olumlu sağlık davranışı geliştirmeye katkı sağlayacağı düşünüldü .
sağlık bütüncül bir kavramdır ağız diş sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır . okul çağı çocuklarında görülen ağız ve diş sağlığı sorunları genel olarak diş çürüğü diş eti hastalıkları yerleşim bozuklukları travma ve yaralanmaları kapsar . diş çürükleri çocuklarda en sık rastlanan kronik hastalıklardan biridir . aynı ortam ve koşullarda çocuklara eğitimin verildiği okullar bu eğitim için en uygun yerlerdir . sapma ve güven aralığında ulaşılması gereken en küçük sayı olarak hesaplandı . her bir ortaokuldan alınacak en az öğrenci sayısı okulların öğrenci sayılarına orantılı tabakalama yöntemiyle belirlendi . özel okullarda öğrenim gören öğrenciler çalışmaya dahil edilmedi . ön uygulama sonrası anlaşılır ve uygulanabilir olduğuna karar verilen form örneklem grubuna uygulandı . veri toplama formunu tamamlayan öğrencilerin ağız diş sağlığı muayenesi yapılıp formlarına not edildi . veriler toplandıktan sonra öğrencilere ağız ve diş sağlığı konusunda eğitim veridi . araştırma kapsamına alınan çocukların sosyo demografik ve bazı tanımlayıcı özellikleri tablo de verildi . sınıf öğrencisi . sinin en uzun süre yaşadığı yerleşim birimi il merkezi . sının geliri gidere denk . ünün annesi ortaokul ve altı öğrenim düzeyinde . ünün babası lise ve üzeri eğitim düzeyinde sinin annesi ev hanımı . ünün babası işçi . ü çekirdek aile yapısına sahip ve . ünün sosyal güvencesi bulunmaktaydı . tablo de ebeveyn ve çocukların ağız ve diş sağlığı davranış ve uygulamalarının dağılımı verildi . cinsiyet anne eğitim düzeyi anne ve babanın işi aile yapısı ve sağlık sigortasının olma durumu ile çocukların ağız diş sağlığı bilgi puanı ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmadı . ayrancı nın eskişehir ilinde içinde zihinsel olarak engelli çocuklara da eğitim veren bir ilkokulda yürüttüğü çalışmasında öğrencilerin çürük diş sayısı ortalaması . . olarak saptanmıştır . ayrancı nın çalışmasındaki yüksek çürük diş ortalaması örneklem grubuna zihinsel engelli çocukları da dahil etmesi ile açıklanabilir . yapılan farklı çalışmalarda şehirlerin içme sularındaki florür düzeyinin bu şehirlerde görülen çürük diş oranlarını etkilediği içme suyundaki florür düzeyi yüksek olan yerleşim yerlerinde çürük diş oranlarının anlamlı derecede düşük olduğu bulunmuştur . . çocukların anne ve babalarının eğitim düzeyleri ile çürük diş sayıları ve bilgi puanları karşılaştırıldığında ebeveynlerin eğitim düzeyi arttıkça çocukların çürük diş sayısında azalma bilgi puanlarında artma gözlendi . literatürde genellikle çalışma bulgularıyla uyumlu araştırma bulguları olmakla birlikte benzer olmayan araştırma sonuçları da bulunmaktadır . bu durum köy yerleşim yerinde yaşayan bireylerin genel anlamda sağlık kurumlarına ulaşım ve sosyal olanaklarının sınırlılığı ekonomik düzeylerinin düşüklüğü ile açıklanabilir . ayrancı yaptığı çalışmada düzenli diş fırçalayan bireylerin fırçalamayanlara oranla daha az çürüğü olduğunu saptarken lourenco ve arkadaşları yaptığı çalışmada diş fırçalama sıklığı ile çürük sayısı arasında anlamlı fark saptamamıştır . çalışmalar arasındaki farklı sonuçlar araştırmanın yürütüldüğü örneklem grubunun farklı özelliklere sahip olması ile açıklanabilir .
543
220
[ 0, 3, 2, 1536, 75, 173, 6655, 3, 9, 2, 172, 1227, 1314, 3, 7, 9, 2, 40, 2, 29 ]
İnşaat sektöründe toplam kalite yönetimi ve Türkiye’deki uygulamalar
bu çalışmada inşaat sektöründe kalite kavramı ve ürüne yönelik özellikler tanımlanmış toplam kalite yönetiminin uygulanması kurum kültürü kavramı uygulamada karşılaşılan güçlükler ve elde edilen sonuçlar anlatılmıştır . türkiye de inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamalarını değerlendirmek amacı ile yapılan alan çalışması kapsamında elde edilen bulgular incelenerek değerlendirmeler yapılmış inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamalarının başarılı olmasında ana faktör olarak belirtilen kültürel değişimin sağlanıp kurum kültürünün oluşturulması için önerilen araştırma modeli ve araştırma kapsamında ileri sürülen diğer varsayımlar sınanmıştır . yapılan alan çalışması kapsamında inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamalarının çoğunun başarısız olduğu gözlenmiştir .
globalleşen dünya pazarlarında artan yoğun rekabet şartları firmaların önüne hayatta kalabil mek için gerekli en temel kriteri çıkartmıştır müşteri tatmini . ayrıca sektörde ürünün ve sürecin özelliklerinden dolayı toplam kalite yönetiminin uygulanamayacağına yönelik bir inanış hakimdir . inşaat sektörü ele alındığında kalite değişik boyutlarda karşımıza çıkmaktadır . bu özelliklerin insan ihtiyaçları doğrultu sunda beklenen seviyelerde veya üstünde sağlanması durumunda o binanın kaliteli olma koşullarından en önemlisi sağlanmıştır denebil mektedir . binanın yapımı için seçilen teknik kullanı lacak malzemelerin özellikleri bu malzemelerin birbirleri ile olan uyumu birleşme noktalarının çözümü vb . binanın öncelikle müşte ri beklentileri doğrultusunda içinde yer alacak işlevlere uygun tasarlanması ve binanın yer alacağı çevrenin de tasarımda etkin olması çok önemlidir . dayanıklılık binanın dayanıklılığı kalite kavramında önemli bir yer tutmaktadır . servis edilebilirlik servis edilebilirlik binada kullanım sırasında oluşabilecek sorunların çözü mü için gerekli özelliklerin varlığıdır . estetik kelimesi genellikle mimari ile birlikte anılan en önemli terimlerden biridir ve anlamı duyulara seslenebilme yeteneğidir . algılanan kalite binanın kalitesi için müşte rinin hissettiği memnuniyet derecesidir . göre celi bir kavramdır ve bunun nedeni insanların değer duygularının birbirinden farklı olmasıdır . proje bir yapma çevrenin oluşturulmasında birden fazla süreci kapsayan başlangıç ve bitimi belli olan bir olgudur bina yapma fikrinin doğmasından başlayarak tasarlama ihale yapım işletme hatta yıkımı içeren süreç olarak da tanımlanabilmektedir . bunların öncelikleri nitelik ve nicelikleri de birbirinden farklı olacaktır . inşaat sektöründe ürünün özellikleri diğer sek törlere göre farklılık göstermektedir . şekil de bu sonuçlar şematik olarak gösteril miştir . araştırma kapsamında ileri sürülen varsayım ların sınanması için kullanılan analizler ana kitle özelliklerini ortaya çıkarmayı veya bu özelliklerle ilgili genelleme yapmayı amaçlayan parametrik testlerden olan korelasyon analizi ana kitle dağılımı hakkında herhangi bir varsa yıma dayanmayan dolayısıyla ana kitle hakkın da hiç birşey bilinmediği zamanda güvenle kullanılabilen nonparametrik testlerden olan mann whitney u testi ve kruskal wallis h testidir . çalışanların memnuniyetinin ölçülmesi ko nusunda firmaların . sinde çalışanların memnuniyeti ölçülmemekte . ünde ise ölçülmektedir . çatışmaların yönetimi konusunda firmaların inde çatışma yönetimi yapılmamakta sinde ise yapılmaktadır . çalışanların eğitimi ile ilgili olarak firma ların sinde çalışanlara eğitim verilmek te sinde ise verilmemektedir . benchmarking uygulama alanları ile ilgili olarak ise firmaların . si iş geliştirme ve ihale . si kalite tekniklerinin kullanımı tasarım ve mühendislik servisleri . ü kalite tekniklerinin kullanımı karlılık ve iş geliştirme ve ihale . ü müşteri memnu niyeti tasarım pazar payının artışı ve iş geliştirme ve ihale konularında benchmarking uygulamaktadırlar . elde edilen bu değerler türkiye de inşaat sektö ründe faaliyet gösteren firmalara ve firmaların toplam kalite yönetimi uygulamalarına yönelik tanımlamalar yapmakla beraber bu değerlerdeki değişimin büyük olduğunu göstermektedir . araştırma kapsamında ileri sürülen ilk varsa yımda kurum kültürünün oluşturulması için öne rilen araştırma modelinin toplam kalite yöneti minin başarısına etkisi sınanmıştır . inşaat sektöründe firmalarda kültürel değişimin sağlanmasına yönelik uygulamalardan motivas yon yöntemleri çalışanların memnuniyetinin ölçülmesi çatışma yönetimi ve benchmarkingin mevcudiyetinin çalışanların katılımını arttıra cağı ve toplam kalite yönetimi uygulamalarının başarısını etkileyeceği düşünüldüğünden araştır ma kapsamındaki ikinci varsayımda inşaat sektöründe toplam kalite yönetimi uygulamala rında kültürel değişimin sağlanmasına yönelik uygulamaların toplam kalite yönetiminin başarı sına etkisi sınanmıştır . yapılan analizler sonucunda firmalarda kalite ile ilgili bir birimin olması ile olmaması arasın da iç müşteri kavramının anlaşılması iletişim ve üst yönetimin liderliği açısından bir fark çıkmazken çalışanların katılımının sağlanması ve müşteri beklentilerinin belirlenmesi açısın dan bir fark çıkmış ve firmalarda kalite ile ilgili bir birim olması ile olmaması arasında toplam kalite yönetiminin uygulanması açısından bir fark olduğuna karar verilmiştir . oluşturulmadığı uygula malar gerçekleşmekte ve bu nedenle de inşaat sektöründe uygulamaların çoğu başarısız olmak tadır .
528
89
[ 0, 3, 2, 29, 2, 29, 3, 11431, 1272, 29, 1272, 29, 3, 162, 3, 7, 1272, 7886, 29, 3 ]
Oğuz Tansel’in Al’lı ile Fırfırı Adlı Masal Kitabında Konuyu Yapılandıran Ögeler
çocuk edebiyatı eserleri çocukların bilişsel gelişimlerini destekleyerek bakış açılarını zenginleştiren önemli unsurlardır . bünyesinde çeşitli türler barındıran çocuk edebiyatı eserlerinden masallar ise çocukların hayal dünyalarını geliştirerek düşsel zenginliklerini açığa çıkarmalarını sağlamalarıyla dikkat çekmektedir . bu çalışmada oğuz tansel in al lı ile fırfırı adlı masal kitapları konuyu yapılandıran ögeler bağlamında incelenmiştir . al lı ile fırfırı adlı masal kitaplarında konu ve olay örgüsünün nasıl oluşturulduğu incelenerek kurgulanan olaylardaki merak ögesini canlı tutan çatışmaların türlerine yönelik çıkarımlarda bulunulmuştur . çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan doküman incelemesi metodu kullanılmış ve araştırma oğuz tansel in söz konusu kitaplarının temininin yapılması okuma parçalarının taranması elde edilen verilerin araştırmanın problemleri kapsamında değerlendirilmesi çerçevesinde yapılandırılmıştır . sonuç olarak al lı ile fırfırı adlı masal kitaplarında yer alan toplam masalın çatışma türlerindeki frekans değerleri kişi kişi çatışması kişi toplum çatışması kişi doğa çatışması ve kişinin kendisiyle çatışması olmak üzere tespit edilmiştir . dolayısıyla söz konusu masal kitaplarında en çok kişi kişi çatışmasına yer verildiği bunu sırasıyla kişinin kendisiyle olan çatışması kişi toplum ve kişi doğa çatışmasının izlediği gözlemlenmiştir . bu verilere dayanarak yazar en çok kullandığı çatışma türlerinden olan kişi kişi çatışması ve kişinin kendisiyle çatışması aracılığıyla masal kahramanları arasındaki iletişimi ve etkileşimi arttırmış böylece bu çatışmalar aracılığıyla çocuklarda merak duygusunun sürekli üst düzeyde tutulmasını sağlamıştır .
edebiyat insanları duygu düşünce ve hayal bakımından yüksek bir kültüre eriştirmeyi amaçlayan eğitici öğretici bir bilim ve sanattır . yılında dünyaya gözlerini açan tansel in edebi yaşantısı bazı dergilerde yayımladığı yazılar ve şiirlerle başlamıştır . savrulmayı bekleyen harman gözünü sevdiğim sarıkız yolu bektaşi dedikleri dağı öpmeler mutluluk peşinde altı kardeşler yedi devler üç kızlar mavi gelin bir de varmış iki de varmış çobanla bey kızı konuşan balıkla yalnız kız oğuz tansel in yayımlanmış diğer eserleridir . her metin türünde olduğu gibi oğuz tansel tarafından derlenen masalların da eğitim çocuk edebiyatı halk bilimi ve dil sosyolojisi açısından taşıdığı önem göz önünde bulundurularak çok boyutlu bir biçimde ele alınması masal incelemeleri açısından oldukça yararlı olacaktır . bu çatışmalar şu şekilde sınıflandırılabilir a kişi kişi çatışmasıb kişinin kendisiyle olan çatışmasıc kişi doğa çatışmasıd kişi toplum çatışması . cildi ele alındığında ciltte yer alan masalların sırasıyla konuyu yapılandıran ve zayıflatan ögeler açısından taşıdığı özelliklere aşağıda değinilmiştir masal üç peri kızı adlı masalda konusu itibariyle üç peri kızının ekmekçi eyerci ve çamaşırcı olarak hayatlarını sürdüren üç delikanlıya aşık olması ve bunun sonucunda gelişen olaylar ele alınmaktadır . ekmekçi nin kendisini evine zor atması doğal çevrenin ona olay örgüsü içerisinde yarattığı zorluklardan kaynaklanmaktadır . numaralı alıntıda masalın yan karakterlerinden oğlan ın annesi ve mavi benekli firik in annesi arasında geçen diyalogdan hareketle her iki karakterinde de dile getirilen konu hakkında ortak bir duruş içerisinde olamadıkları yani olay örgüsü içerisinde bir çatışma içerisinde bulundukları görülmektedir . numaralı alıntıda geçen diyalogda kız ın kendi giyitinden bir tüy dahi olsa vermesi için oğlan a yalvardığı fakat oğlan ın bu du uma razı olmayarak kız ın isteğine olumsuz bir dönütte bulunduğu gözlenmektedir . masal naz kız adlı masalda olay örgüsü arap vezir ve karısının evlenme çağına erişmiş oğullarına gelin araması naz kız ı bularak oğullarıyla evlendirmeleri düğün gecesi oğlanın naz kız ı terk ederek ortalıktan kaybolması daha sonra arap vezir in oğluna benzeyen başka birisinin kente gelerek arap vezir in kaybolan oğlu sanılması ve naz kız ile evlenerek mutlu mesut bir yaşam sürmeleri üzerine kurgulanmıştır . masal de geçen çatışmalara ve türlerine ise tablo de yer verilmiştir tablo de de görüldüğü üzere becerikli kız adlı masalda üç adet kişi kişi çatışmasına yer verildiği gözlenmiştir . numaralı alıntıda kız ile ana arasında geçen diyalogdan hareketle karakterler arasında ortak yol bulunamadığından olay örgüsündeki gerilimin arttığı görülmektedir . kız ın sormuş olduğu sorulara yanıt alamaması ve bu durum sonucunda keloğlan ı şiddet unsurları ile tehdit etmesi olay örgüsünde gerilimin en üst seviyeye ulaştığı şeklinde yorumlanabilir . söz konusu gerilimin kişi kişi çatışmasının yaşlı adam ın oğlan ı vazgeçirme çabasının sonuçsuz kalacağını öngörmesi üzerine karakterler tarafından olay örgüsünün doğal bir parçası olarak sonlandırdığı gözlenmektedir . numaralı alıntıda ise hançeroğlu nun gezginler in söylemi ile aynı görüşte olmaması karakterler arasında bir anlaşmazlığın oluşmasına sebep olmaktadır . numaralı örnekte gösterilen alıntı topal dev ile oğlanlar arasındaki çatışmayı göstermektedir . numaralı alıntıda köylü karakterinin bulduğu nesne üzerinde gerçekleştireceği eylemin ne olacağı konusunda bir kararsızlık içerisinde bulunduğu görülmektedir . ve numaralı alıntılarda beyoğlu nun gördüğü kız karakterini daha önce gördüğünü düşünmesi fakat görüp görmediği konusunda net bir çıkarım yapamaması söz konusu karakterin kendisiyle çatıştığını bizlere göstermektedir . bu durum olay örgüsü içerisinde gerçekleşmekte olan kişi doğa çatışmasının bir işaretidir . bu durum olay örgüsünü yapılandıran ve heyecan durumunu pekiştiren bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır . tablo ele alındığında mavi gelin adlı masalda bir adet kişi kişi çatışmasına iki adet kişinin kendisiyle çatışmasına yer verildiği gözlenmiştir . tablo incelendiğinde perioğlu adlı masalda iki adet kişi kişi çatışmasına yer verildiği tespit edilmiştir . ikilemleri içerisinde yansıttığı göz önüne alındığında bazı masallarda olumlu değer yargılarının yüceltildiği tespit edilmiştir . benzer şekilde kişi doğa çatışmasına da kurgu içinde çok az yer verilmiştir . bu durum kurgu içerisinde yer alan her türlü olayın çocukların zihninde daha somut hale getirmelerini sağlamaktadır .
595
200
[ 0, 3, 2, 76, 172, 3, 17, 9, 27977, 3, 8781, 3, 24065, 157, 3, 24065, 157, 4940, 76, 17 ]
Konya Bölgesi Doğal Meraları İçerisindeki Bazı Bitkilerin Ham Protein ve Besin Elementi İçerikleri
araştırma konya il merkezinin yaklaşık km kuzeyinde konya afyon karayolu üzerinde selçuk üniversitesi kampüsünü de içine alan mera alanlarında yetişen farklı bitki türlerinin besin elementi içeriklerini belirlemek amacıyla yılında yürütülmüştür . tipik karasal iklim kuşağında yer alan araştırma alanı derinliği topoğrafyaya göre değişmekle birlikte oldukça sığ bir toprak yapısına sahiptir . killi tın bünyeye sahip olan toprakların ph ve kireç değerleri oldukça yüksek organik maddesi düşüktür . bitkilerin toprak üstü aksamları haziran ayında vejetatif gelişmenin son dönemlerinde toplanarak analiz edilmiştir . bitki analizleri neticesinde elde edilen makro ve mikro besin elementi kapsamları bitkilerin türüne göre farklılık göstermiştir . buna göre makro besin elementlerinden azot incelenen bitkiler içerisinde en yüksek euphobia macroclada boiss . bitkisinde bulunurken fosfor glaucium grandiflorum boiss . et huet in boiss . var . torguatum culllen . bitkisinde ve potasyum ise salvia sclarea l . bitkisinde tespit edilmiştir . kalsiyum magnezyum ve kükürt elementlerinin en yüksek değerleri fosforda olduğu gibi yine glaucium grandiflorum boiss . et huet in boiss . var . torguatum culllen . bitkisinden elde edilmiştir . achillea wilhelmsii c . koch . bitkisinde ise diğerlerine göre daha fazla oranda sodyum tespit edilmiştir . elde edilen azot değerlerine bağlı olarak en yüksek ham protein içeriği de yine aynı bitkide elde edilmiştir . mikro besin elementlerinden demir çinko ve manganın sırasıyla thymus sipyleus boiss . subsp . rosulans jalas . eryngium campestre l . var . virens link . ve achillea wilhelmsii c . koch . bitkilerinde diğerlerine oranla daha fazla bulunduğu belirlenmiştir . bromus tectorum l . bitkisinde ppm b tespit edilmiştir . araştırmaya alınan bitkilerin tamamında bakır elementi okuma sınırlarının altında kalmıştır .
dünya üzerinde çok çeşitli bitki türü doğal olarak mevcuttur . hayvanlar için en ucuz kaba yem kaynağı olan meraların botanik kompozisyonlarının yanında merada bulunan bitkilerin veya bu bitkilerden elde edilen yemlerinin kimyasal bileşenlerinin de bilinmesi önemlidir . hayvan yetiştiriciliğinde kaliteli kaba yemin önemi büyük olup yemin kalitesi de belirli ölçülerde besin maddeleri ile mineral elementler içeriğine ve yemdeki dengeli dağılımına göre değişmektedir . bitkilerde kuru ağırlığın büyük bir kısmı karbon oksijen ve hidrojenden oluşur . miktarca dördüncü sırayı azot alır ve bunu potasyum kalsiyum magnezyum fosfor kükürt vb . bu araştırma konya il merkezinin yaklaşık km kuzeyinde konya afyon karayolu üzerinde selçuk üniversitesi kampüsünü de içine alan mera alanlarında yetişen bazı bitkilerin içerdiği besin elementleri miktarlarını belirlemek belirlenen bu veriler ile tabii olarak yetişen bu bitkilerin besin maddesi hayvan besleme ve toprak ıslahı alanlarında değerlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla planlanmıştır . bitkilerde bulunan ham protein ve mineral elementlerin miktarı ve çeşitleri öncelikle bitkinin türü olmak üzere bitkinin yaşı kök gelişmesi toprağın fiziksel kimyasal ve biyolojik yapısı toprakta yarayışlı halde bulunan elementlerin miktar ve çeşitleri uygulanan tarımsal yöntemler hava koşulları gibi çok çeşitli faktörlerin etkisi altındadır . araştırma seçilen adet bitkinin analizi sonucu elde edilen azot ve azottan hesaplanan ham protein oranları çizege ve şekil de verilmiştir . bitki türleri arasındaki hp oranındaki farklılıklar meraların tür bileşiminin farklılığı sebebiyle genetik olarak ışıklanma su ve besin kullanım ve depolama etkinliklerinin farklı olmasından ileri gelmektedir . bu açıdan bakıldığında araştırmaya konu olan adet bitkinin her birinden elde edilen fosfor sonuçları ile ortalama p oranı yönünden genel sınırlar içinde yer aldığı sonucuna varılabilir . diyarbakır şanlıurfa illeri arasındaki karacadağ ın sekiz farklı yükseltisinde yer alan meraların kalite derecesi ve ot kalitesini belirlemek amacıyla yürütülen bir çalışmada da fosfor oranı . olarak tespit edilmiştir . bununla birlikte farklı meraların ot kompozisyonuna göre potasyum oranı daha yüksek bulunabilmektedir . bitkilerin kimyasal işlemler neticesinde elde edilen ortalama kalsiyum kapsamları . olup en yüksek kalsiyum içeren bitki . ca ile boynuzlu gelincik en düşüğü ise . ca ile koyun yumağı bitkisidir . elde edilen sonuçlar kacar ın bitkiler için genel olarak bildirdiği sınır değerler arasında yer almakta olup bazı bitkilerden elde edilen değerlerin bayraktar tarafından taban ve orman içi meralar için bulduğu değerler ile bazılarının ise aydın ve başbağ tarafından farklı meralar için bulduğu ortalama kalsiyum oranı ile uyumlu olduğu söylenebilir . bu verilere göre bulunan kalsiyum sonuçlarının en düşük değerinin bile üst sınr değerine yakın olduğu düşünülürse kalsiyum açısından elde edilen sonuçların da oldukça yeterli olduğu ve en düşük değerde dahil tüm değerlerin nrc tarafından besi sığırları için tavsiye edilen ca değerinden de fazla olduğu söylenebilir . elde edilen bulgulara göre çalışılan meranın ortalama magnezyum içeriği . olarak belirlenmiş olup söz konusu mera magnezyum yönünden nrc tarafından besi sığırları için tavsiye edilen mg değerinin üzerinde bir ot kalitesine sahiptir . kacar ın bitkiler için genel olarak bildirdiği sodyum yönünden sınır değerleri arasında yer almaktadır . meralarda yapılan bir çalışmada taban ve orman içi meraların kükürt içeriklerinin nisanda sırasıyla . ve . olarak tespit edildiği ilerleyen dönemde inişli çıkışlı bir seyir ile giderek azaldığı ve orman içi merada temmuzda . olarak tespit edilirken taban merada ekimde . olarak tespit edildiği rapor edilmiştir . çünkü magnezyum kalsiyum ve fosforun fonksiyonunda ve dağılımında görev yapmaktadır . çalışmaya esas teşkil eden adet bitkinin k oranları ile ilgili sonuçlara bakıldığında bu oranın ile . arasında değiştiği ve ortalama . olduğu belirlenmiştir . çünkü kekik bitkisinde yapılan bir çalışmada bu araştırmada kekik için bulunan değerden daha yüksek sonuçlar elde edilmiştir ın bitkiler için genel olarak bildirdiği sınır değerlerden hem de bayraktar tarafından taban ve orman içi meralar için bulunan değerlerden daha yüksektir . söz konusu durumun toprak özellikleri bitkilerin toplandığı mevsim şartları ve bitkilerin çeşitliliğinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir . örneğin farklı meraların karşılaştırması şeklinde yapılan bir çalışmada taban merada bakır oranı . . ppm arasında değişirken orman içi merada . . ppm arasında değişmiştir . bu verilere göre bulunan mangan sonuçlarının en düşük değerinin bile üst sınır değerinden yüksek olduğu düşünülürse mangan açısından elde edilen sonuçların oldukça yeterli olduğu söylenebilir .
697
254
[ 0, 3, 2, 52, 40, 2, 29, 3, 157, 8699, 3, 63, 15, 1109, 3, 1872, 9660, 23, 3, 15483 ]
Peyzaj Mimarlığı Ve Hafıza Mekânları: İstanbul, Tarihi Yarımada Örneği
bu çalışma toplumlar tarafından tarihi süreç içinde oluşturulan hafıza ve anıların korunup saklandığı alanlar olan hafıza mekanlarının ulusal simge kültürel kimlik ve mekansal sürdürülebilirliklerini peyzaj mimarlığı kapsamında irdeleyerek en büyük güncel sorunlardan olan kentlerdeki kimliksizleşme ile yerel kültürü yansıtan bu alanların olumsuz etkileşim ve dönüşümü konusunda farkındalık yaratmak amacı ile gerçekleştirilmiştir . hafıza mekanları doğrudan duyu organları ile algılanabilen fiziksel alanların yanı sıra fiziksel boyut ile yankı bulan ve duyumsal zihinsel etkileri olan alanlar bağlamında da değerlendirilmiştir . istanbul tarihi yarımada unesco dünya kültür mirası listesi nde yer alan taşınmaz kültür varlıkları kapsamında tartışılmıştır . bu çalışma ile ulusal kimlik ve hafıza mekanlarının hızla tüketildiği bir süreçte ülkesel ve ulusal kimlik oluşumu açısından birincil derecede öneme sahip hafıza mekanlarının önemi vurgulanarak korunması ve sürdürülebilirliği kapsamında farkındalık yaratılması ve bilinç oluşturulması hedeflenmiş bu anlamda peyzaj mimarlığı meslek disiplini katkıları tartışılmıştır .
toplumlar varlıklarını sürdürürken bulundukları peyzajın içinde barındırdığı özelliklere uygun çevre ve mekanlar oluşturmaktadırlar . geçmişten bugüne çevre oluşumu irdelendiğinde mekan oluşumunda birçok farklılıklar görülmektedir . kentsel dönüşüm iyileştirme veya değişim kavramları kapsamında mekanlar kentlere olan aidiyetlerini yitirme tehlikesi altında bulunmaktadırlar . ulusal hafızayı temsil eden hafıza mekanları toplumların kültürel kimliğini yansıtan en önemli bileşenler olarak ait oldukları yere özgü kültürel peyzajın oluşumunda da belirleyici olmaktadırlar . kültürel peyzaj insan etkinliğinin çevrede bıraktığı iz ve toplumun yaşam biçimi ile sosyal ve kültürel etkinliklerinin doğrudan yansımasıdır . ancak zaman süzgecinden geçirilen duygu ve deneyimler ile kavranabilen alanlardır . müze saray köşk dini yapı arasta bedesten mezarlık kütüphane gibi mekanlar bu kapsamdaki hafıza ile ilgili fiziksel alanlardan bazılarını oluşturmaktadır . bu alanlarda algılanan önceden bilinene dayanmakta ve beyinde taşınan zihinsel bir harita olarak anlamlandırılmaktadır . her ne kadar hafıza ile geçmişe gönderme yapılıyor olsa da söz konusu geçmiş belirli biçimlerde ve seçilerek hatırlanmaktadır . sosyal hafıza sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme kodlama depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçleri kapsayan hafızadır . oysa tarih herkesin ortak paydası olup bireysel bir olgu ya da algı biçimi oluşturmamaktadır . bir tarih içindeki anma bilincinin sürüp gittiği uç tarzı oluşturmaktadırlar . yılları arasında mimar sinan tarafından kanuni sultan süleyman adına yapılmış bir hafıza mekanıdır . cami yılları arasında inşa edilmiş olup medrese imaret kervansaray gibi farklı hafıza mekanlarının yer aldığı bir külliye içinde yer almaktadır . yıllarında inşa edilen yapı roma döneminden kalma en eski dini yapılar arasında yer almaktadır . yılında inşa edilmiş istanbul un en eski kapalı çarşılarından olan ve osmanlı dönemine ait toplumsal yaşam ve geleneklerden izler taşıyan bir hafıza mekanıdır . yüzyıl a ait iki bedestenden oluşan yapının içinde onlarca sokak ve çok sayıda dükkan bulunmaktadır . ticari odak niteliğinde her türlü ürünün ticaretinin yapıldığı mekanlar olarak dönemin özelliklerini yansıtması ve çok çeşitli meslek gruplarının ticaret yaptığı mekanlara sahip olması açısından bir hafıza mekanıdır . sarnıç roma dönemi kalıntısı olan medusa başı bizans ve osmanlı dönemi mimari özellikleri özgün bir su yapısı olarak bugüne ulaşan ulusal ve uluslararası etkinliklerin gerçekleştirildiği hafıza mekanları arasında yer almaktadır . yapı sur yapısı iç ve dış koruma alanı olmak üzere üç kısımdan oluşmakta kenti karadan ve denizden gelebilecek tehditlere karşı koruyacak biçimde inşa edilmiş olması ve sahip olduğu askeri kimliğin yanı sıra arkeolojik sembolik ve tarihi değeri ile önemli bir hafıza mekanıdır . bu geleneksel doku ve yapı kültürü insan ilişkilerini kültürel yapısını yaşam tarzlarını ekonomik durumlarını bulundukları sokak ile bağlarını sanata ve çağdaş yaşama bakış açılarını simgelemesi açısından anısal değeri yüksek soyut sosyal geleneksel ve kültürel değerlere sahip hafıza mekanlarıdır . hafıza mekanlarının niteliği söz konusu olduğunda ilk anımsanması gereken bu mekanların insanlar için var olduğu ve özelikle de toplumsal dönemsel ya da tarihi bir olay veya kullanımlar ile ilgili olarak değer taşımasıdır . toplumsal ruhu yaşatmak ve kültürel sürekliliği sağlamak ancak hafıza mekanlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması ile mümkün olabilmektedir . istanbul tarihi yarımada bütüncül olarak değerlendirildiğinde gerek tüm yarımada gerekse her bir taşınmaz kültür varlığı ve alan farklı uygarlık dönem mimari özellik anısal kültürel tarihi ve sembolik değeri ile hafıza mekanı olarak varlığını sürdürmektedir . yarımada roma imparatorluğu nun önemli kentsel odağı forum romanum un konumlandığı ve dönemin enerjisini taşıyan bizans döneminin dünya ölçeğinde en önemli yapıtı olan ayasofya nın dini manevi sembolik değerinin oluşturduğu hafıza mekanları osmanlı imparatorluğu nun yaklaşık dört yüz yıllık yönetsel merkezi olan topkapı sarayı nın siyasi kültürel tarihi kimliği sultan ahmet camii n taşıdığı dini sembolik mimari duygusal değerler ile son derece etkili özgün ve üst üste çakışmış çok katmanlı yani çok boyutlu hafıza mekanları dizisine sahiptir .
572
136
[ 0, 3, 2, 23, 1816, 51, 3, 162, 63, 9, 3, 1258, 11473, 51, 40, 291, 2, 29, 3, 157 ]
PİLOT KURTARMADA PLATFORMUN GEREKLİLİĞİ
havaalanlarında görev yapan hava aracı kurtarma ve yangınla mücadele ekiplerinin en önemli ve öncelikli görevi hava aracında meydana gelen acil durum kaza veya kırım sonrasında can kurtarmaktır . pilot personel ve yolcuların kurtarılmasına yönelik havaalanı yangınla mücadele araç ve personel teşkilat yapısı sağlanacak koruma seviyeleri kurtarma ve yangınla mücadele araçları en iyi şartlarda muhafaza edilmelidir . mevcut uygulamalar kapsamında özellikle muharip uçaklar üzerinde kurtarma faaliyetlerinde merdiven kullanılmaktadır . kurtarma uygulamalarında merdiven kullanımı hem kurtarmacı personel hem de kurtarılanlar açısından çok riskli ve emniyetsiz olduğu pilot kurtarma araçlarına kazandırılacak bir platform sayesinde arff personelinin çalışmaları ve kazazedelerin kurtarılma faaliyetleri esnasında daha emniyetli şartların sağlanabileceği değerlendirilmektedir . bu çalışmada pilot kurtarma ve veya yangın söndürme araçlarına platform özelliği kazandırılması incelenmiş ve tasarlama aşamasında platformun ihtiva etmesi gereken özellikler ve dayanımları tespit edilmiştir .
kurtarma ve yangınla mücadele personelinin bir uçak içerisindeki kazazedelere koruma sağlamak ve hızlı bir şekilde onları kurtarmak en öncelikli görevleridir . yangının sirayetinden sonra bir hava aracında yolcuların ve mürettebatın saniyeden sonra hayatta kalmaları beklenemez . kurtarma ekiplerinin bu durumdaki kazazedelere hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşması amacıyla kurtarma ve yangınla mücadele araç gereç malzeme ve teçhizatları da sürekli geliştirilmelidir . sivil ve askeri alanda kullanılan hava araçlarında meydana gelmesi muhtemel kaza kırım olayları sonrasında hava araçlarını kendi imkanlarıyla terk edemeyen kazazedelerin kurtarılması esnasında uçak üzerinde bulunan tehlikeli sahalar kurtarma esnasında mevcut uygulamalar kapsamında merdiven kullanılması nedeniyle düşme ve düşürülme kazazedelerin mevcut yaralanmalarının kurtarma esnasındaki pozisyonları nedeniyle daha kötü bir durum alması ve geri dönülemeyen vücut hasarları gibi sorunlar yaşanabilmektedir . bu tehlikeler sonunda savaş pilotlarının kurtarılmasına yönelik reaksiyon sürelerinin kısaltılması ve emniyetli kurtarma teknikleri geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir . bu tarz kaza kırım olaylarında kurtarma faaliyetleri dünya literatüründe hali hazırda merdivenlerle yapılmaktadır . fakat bu kurtarma yöntemi uçak teknolojisinin gelişmesiyle birlikte yakın zamanda hava kuvvetleri envanterine girecek olması uçaklar üzerinde bulunan tehlikeli sahaların artması uçak kaza kırımlarının oluş yeri istatistikleri incelendiğinde ortalama inin havaalanı sınırları içerisinde meydana geldiği görülmektedir . şekilden de anlaşılacağı üzere büyük gövdeli uçaklar nispeten benzer yerlerde kaza yapmıştır . olay vardır ki bu olaylar eşikten metreye kadar olan uzaklıkta ve merkez hattının metre civarında vakaların sı yani olay ise pist sonunda ve pist bitiminden metre ve merkez hattından metre mesafe içinde meydana gelmiştir . bu sınırlar içerisinde meydana gelen uçak kazalarında çoğunlukla ilk müdahale edecek birimler uçuş birlikleri havalimanı yangın ekipleri olacaktır . havaalanı veya yakınında meydana gelen bir uçak kazası olayıyla ilgili hazırlık öncelikli bir konudur çünkü hayat kurtarma fırsatının en fazla olduğu sahalar buralardır . çünkü bu alanlar aynı zamanda ihtiyaç halinde zorla giriş aletleriyle çalışma ve kazazedelerin stabil halde kurtarılma ihtiyacının en fazla olduğu alanlardır . ülkemizde kullanılmakta olan askeri uçakların bazılarına ait ölçüler belirlenmiş tablo . de gösterilmiştir . tablo . ye göre bir planlama yapıldığı taktirde meydan kategorisi olacaktır . havalimanı arff ünitelerinde bulunan araç çeşitleri x su köpük kkt sistemli yangın söndürme aracı x su köpük sistemli yangın söndürme aracı x su köpük sistemli yangın söndürme aracı x kuru kimyevi toz sistemli ani müdahale yangın söndürme aracı merdivenli bina tipi yangın söndürme aracı su ikmal aracı pist köpükleme aracı kurtarma aracı zor çevre kurtarma aracı olarak karşımıza çıkmaktadır . dağılma meydanları için benimsenen kategori kriterlerine göre asgari söndürme maddesi . litrelik su ve köpük kapasitesini sağlayacak olan araç sayısı en az tür . da merdivenle muharip uçaktan pilot kurtarma uygulama örneklerine ulaşılmıştır . cm sn de piston hareketi tamamlayacak hidrolik ünitesi elektrik motorlu olacak ve elektriği araçtan alacaktır . emniyet gerilmesi mpa emniyet gerilmesi mpaanaliz sonucu oluşan gerilimler şekil . görsellerde sıcaklık dağılımları olarak inceleyecek olursak modelimizde oluşan maksimum gerilme mpa dır ve emniyet gerilmesini geçmemiştir . çıkan sonuçlara göre bu şartlarda tasarlanan platformun geneli oldukça mukavim olacaktır . asıl gerilme yığılmaları sepetin kafes yapısında gözükmektedir . üzerinde kurtarma personeli ile birlikte kazazede bulunduran bir yapı olduğu için emniyet katsayılarını . civarında tutmak gerekmektedir . bu çalışmada platform yardımıyla kurtarma çalışmalarının merdivenle kurtarma çalışmalarına nazaran daha emniyetli olacak merdivenle kurtarma faaliyetlerindeki riskleri platform kullanılarak hem kurtarmacı personel hem de kazazedeler açısından en az seviyeye indirilecektir .
546
127
[ 0, 3, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 2, 29, 3, 8781, 3, 1314, 15, 157, 173, 221, 30, 40 ]
ARAŞTIRMACILARIN VE LİSANS ÖĞRENCİLERİNİN GÖRÜŞLERİ IŞIĞINDA E-DEVLET EĞİTİMİNDE GÜNCEL GELİŞMELER
bu çalışmada e devlet projelerinde karşılaşılan başarısızlıklarda insan faktörünün ve eğitimin önemine değinilerek türkiye deki kamu yönetimi bölümlerinde e devlet eğitiminin durumu incelenmiştir . çalışmada kullanılan veriler kamu yönetimi bölümlerinin müfredatlarının incelenmesi lisans düzeyinde sorumlu öğretim üyelerine yönelik olarak yarı yapılandırılmış mülakat ve soru formu uygulaması ve kamu yönetimi lisans öğrencileri ile gerçekleştirilen anketlerden elde edilmiştir . çalışma sonucunda elde edilen en önemli bulgu kamu yönetimi bölümlerinde bilişim teknolojileri ve e devlet konularında önemli bir eksikliğin olmasıdır . disiplinlerarası bir bakış açısıyla e devlet derslerinin nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi gerektiği savunularak çeşitli öneriler getirilmiş ancak bu yapılırken benzeşim riskine dikkat edilmesi vurgulanmıştır .
en geniş anlamda devlet vatandaş özel sektör ve diğer devletlerarasındaki iş süreçleri ve hizmet sunumlarının elektronik ortamda gerçekleştirilmesi olarak tanımlanabilecek e devlet kavramı yönetimler için önemli olanaklar sağlamaktadır . e devlet eğitiminde karşılaşılan bu durumun çeşitli nedenlerinden bahsedilebilir . bu öneriler tüm lisansüstü kamu yönetimi öğrencilerinin bilgisayar kullanımı konusunda bir ders almalarının önkoşul haline gelmesi lisansüstü kamu yönetimi öğrencilerinin bilgisayar uygulamalarını yönetim için etkin bir biçimde kullanabilmelerini sağlayacak bir ders almaları bazı okulların bilişim yönetim alanında yoğunlaşması ve bilgisayar bilgisinin kamu yönetiminin muhasebe finans bütçe ve personel gibi diğer temel derslere yaygınlaştırılması olarak sayılabilir . yılı verilerine göre ab tarafından belirlenen yirmi e devlet hizmetinin sunumu konusunda türkiye yirmi yedi ülke ortalamasının üzerinde yer alırken olan vatandaşların bu hizmetleri kullanma oranı ortalamanın son derece altındadır . diğer yandan özel sektör ve vatandaşlardan oluşan kullanıcıların kendileri için oluşturulan bu hizmetlerden nasıl yararlanabileceklerini bilmeleri amaçlanan çıktılara ulaşılması için yaşamsal öneme sahiptir . değişen teknolojiye paralel olarak türkiye de de yüksek öğretim kurumları e devlet konusunda eğitim ve araştırma yapan birimler oluşturulmuştur . günümüzde üniversitelerin tamamında temel bilgi teknolojileri kullanımına yönelik dersler bulunmakta kamu yönetimi işletme bilgisayar mühendisliği iletişim enformatik gibi farklı bölümlerde bilişim teknolojilerinin değişik boyutlarını inceleyen ve e devlet konularını ele alan dersler sunulmaktadır . diğer yandan arbis kayıtlarında e devlet ile ilgili özel sektörde görevli araştırmacıların sayısı tir . bir başka deyişle önemli sayıda araştırmacının e devlet ile ilgili alanlarda çalıştığı ileri sürülebilir . izleyen bölümlerde bu geniş kapsamlı eğitim gündeminin yalnızca bir bileşeni olarak konumuzun odağını oluşturan türkiye deki kamu yönetimi bölümlerinde e devlet eğitiminin durumu ile ilgili çalışmamızın sonuçları sunulmuştur . bu nedenle kamu yöneticilerinin işlettikleri sistemlerin teknik yasal ve örgütsel boyutları konusunda bilgi sahibi olmaları gerektiği kuşkusuzdur . bunun sağlanmasında ise temel amacı kamu kurumlarının ihtiyaç duyduğu nitelikli mezunları yetiştirmek olan kamu yönetimi bölümlerinin sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir . ankete katılan öğrencilerin si kadın ü ise erkektir . elde edilen veriler ve istatistik analizler ışığında kamu yönetimi bölümlerindeki e devlet eğitiminin durumu riskler olanaklar ve e devlet eğitiminin yaygınlaşması ile ilgili tartışma ve değerlendirmeler yapılmıştır . eğitim öğretim yılında kamu yönetimi bölümlerinin eğitim programlarında yer alan e devlet ve teknoloji konularındaki lisans yüksek lisans ve doktora dersleri ile ilgili bilgiler aşağıdaki tabloda sunulmuştur ders planlarında e devlet dersi olan bölümlerden ilgili öğretim elemanları ile yapılan e posta ve telefon görüşmelerinde bu tablonun da dikkatli değerlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır . kim ve layne ise kamu yönetimi yüksek lisans programlarına e devlet yönetimi konuları ve e devlette kamu yöneticileri üzerine yoğunlaşan içeriklerin eklenmesini önermekte ve e devlet konusunda örnek olaylar pratik yönler ve bilişim teknolojileri kapsamındaki e devlet araştırmalarının önemine vurgu yapmaktadır . ancak verilecek bu derslerin statüsü konusunda cevaplar farklılık göstermektedir . böylelikle e devlet derslerinin geleceği açısından bu alanda bir farkındalık ve ilgi yaratılması gerektiği ileri sürülebilir . öğretim üyelerine göre bu dersler açıldığında öğrencilerden yoğun bir ilgi görmektedir . öte yandan bir öğretim üyesi kendisinin kurum değiştirmesi halinde dersin devam ettirilmeyeceğini düşündüğünü belirtmiştir . daha önce de belirtildiği gibi sürdürülebilirlik konusu önemli bir sorun olarak ön plana çıkmaktadır . e devlet dersi alan öğrencilerin e devlet konularına verdikleri önem ile e devlet alanında çalışan araştırmacıların bu konulara verdikleri önem arasında bir farklılık olup olmadığını ortaya çıkartmak için yapılan test analizin son aşamasını oluşturmaktadır . dünyanın birçok yerinde e devlet projelerine önemli miktarlarda zaman ve para harcanmaktadır . her ne kadar bilişim teknolojileri ve e devlet konularında akademik bilgi üretimini arttırmaya yönelik önemli çabalar gösterilse de e devlet hizmetlerinin arzı ile bu konulardaki eğitim arzı arasında bir dengesizlik göze çarpmaktadır . öğrenci ve öğretim üyelerinin bu konuya ilgi duymasını sağlayabilecek bilimsel etkinlikler düzenlenebilir .
560
96
[ 0, 3, 2, 29, 15, 2998, 1171, 3, 23, 8970, 77, 3, 1872, 9660, 40, 23, 3, 7, 9, 2 ]
Mekanize fındık hasadı ile toplanan fındığın yatay hava tünelinde taş ve topraktan temizlenme olanaklarının incelenmesi
bu çalışmada mekanize fındık hasadı sırasında yerden toplanan materyal karışımından taş toprağın yatay hava tüneli kullanılarak temizlenme olanakları ve gerekli sistem parametrelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır . denemeler iki farklı karışım oranında ve taş toprak ve oranında tane fındık tekli ikili üçlü çotanak ve zuruflu fındık dört farklı besleme miktarında ve beş farklı hava hızında gerçekleştirilmiştir . denemeler sonucunda a ve b karışımları için en yüksek temizleme etkinliği değerleri sırasıyla ms hava hızlarında ve cm ürün dökülme mesafelerinde elde edilmiştir . a karışımında taş ve toprak temizleme etkinlikleri sırasıyla ve olurken b karışımında ve olarak elde edilmiştir . aynı parametreler için kayıp fındık oranları a karışımında b karışımında ise olmuştur .
fındık dünyada bademden sonra yetiştiriciliği en yaygın yapılan sert kabuklu meyve çeşididir . ülkemiz yaklaşık bin hektar fındık üretim alanıyla dünyada lider konumdadır . yıllık kabuklu fındık üretim miktarı yaklaşık bin tondur . bu nedenle olgun meyveler kendiliğinden zuruftan ayrılmamakta ve çotanaklar halinde dökülmektedir . son yıllarda yerel imalatçılar tarafından sınırlı sayıda da olsa mekanik ve pnömatik toplama üniteli fındık hasat makinaları imal edilmekte ve bu makinalarla toplanan fındık taş toprak vb . yabancı materyal içerdiğinden fındığın temizlenmesi ayrı bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır . ayrıca zeminden toplanan yabancı materyallerin büyük bölümünü ise toprağın oluşturduğunu tespit etmiştir . yine sauk türkiye de düz ve düze yakın arazilerde yetiştirilen fındığın mekanik hasat olanaklarını incelediği çalışmasında prototip imalatı yapılan mekanik etkili toplama üniteli fındık toplama makinasının farklı bahçe verimi koşullarında alan iş başarısının . . hah ve ürün iş başarısının . . kgh yabancı materyal ayıklama etkinliğinin . . olduğunu belirlemiştir . temizleme kayıplarının besleme hızı ve hava hızının artması ile arttığını ve en yüksek harmanlama etkinliğinin . olduğunu bildirmişlerdir . hava hızındaki artışla kayıp oranında artma meydana geldiğini ve farklı besleme miktarlarında e kadar kayıp ürün olduğunu tespit etmişlerdir . bu çalışmada makine ile hasat edilen fındığın yabancı materyallerden temizlenmesi için yatay hava tüneli kullanılmış bu sisteme ait işletme parametreleri belirlenmeye çalışılmıştır . fındıkların nem içeriği hasat zamanındaki nem içeriği baz alınarak olarak ayarlanmıştır . besleme ünitesinin materyal giriş açıklığı x mm materyal çıkış açıklığı x mm ve yüksekliği mm dir . temizleme ünitesi x mm ölçülerinde adet eş ürün dökülme kabından oluşmakta olup besleme ünitesinden temizleme ünitesine iletilen materyale kolayca ulaşabilmesi için yan tarafına çıkarılıp takılabilen bir kapak ilave edilmiştir . devir sayısının kabaca ayarı el ile hassas ayarı ise frekans dönüştürücü ile yapılmıştır . bitkisel materyalin ağırlıklarını ölçmek için g kapasiteli ve . g hassasiyetli dijital terazi kullanılmıştır . vantilatörden istenilen hızların tespiti için dijital göstergeli anemometre kullanılmıştır . denemeler beş farklı hava hızında dört farklı besleme miktarında ve farklı materyal karışımında tekerrürlü olarak yürütülmüştür . besleme ünitesinin kapasitesi kg olup a karışımı taş toprak tane fındık tekli ikili üçlü çotanak ve boş zuruf ve b karışımı taş toprak tane fındık tekli ikili üçlü çotanak ve boş zuruf şeklindedir . yatay hava tünelinde materyallerin farklı aerodinamik özelliklerinden faydalanarak fındık taş ve toprak karışımından taş ve toprağın temizlenmesi amacıyla yapılan denemelerde hava hızı ve ürün dökülme mesafesinin interaktif etkilerinin temizlenme etkinliğine etkisinin çok önemli düzeyde olduğu belirlenmiştir . toprak parçalarının yüzeylerinin girintili çıkıntılı ve pürüzlü olmasına bağlı olarak aerodinamik sürüklenme katsayısını yüksek olması tüm parametreler için toprak temizleme etkinliğinin taş temizleme etkinliğinden düşük olmasına sebep olmuştur . yatay hava tüneli kullanılarak yapılan çalışmalarda işletme parametrelerinden olan ürün dökülme mesafesi ve hava hızı değerlerinin taş ve toprak temizleme etkinliğine ve fındık kayıp oranına etkisi önemli düzeyde bulunmuştur . hasat sırasında yerden toplanan materyal karışımındaki taş ve toprak yoğunluğu kontrol edilemeyeceği için temizleme etkinliği için hava hızı ve ürün dökülme mesafesi kritik önem taşımaktadır . toprak temizleme etkinliği tüm uygulamalar için taş temizleme etkinliğinden düşük bulunmuştur . temizleme etkinliğinin arttırılması ve daha düşük hava hızlarında da temizleme sağlanabilmesi için cm ürün dökülme uzaklığında toplama kaplarında ayrılan materyal karışımının ikinci bir seperasyon düzeneği ile ayrılma olanağı araştırılabilir .
551
158
[ 0, 3, 476, 9, 3478, 75, 2, 3, 5058, 651, 11211, 77, 3, 15483, 63, 1272, 157, 3, 115, 7898 ]
SAHİLÇAMI AĞAÇLANDIRMA ALANLARININ VERİMLİLİKLERİ İLE BAZI EKOLOJİK FAKTÖRLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER (SİNOP-BEKTAŞA YÖRESİ ÖRNEĞİ)
türkiye de odun hammaddesine olan talep artışını karşılamak için ağaçlandırma çalışmalarına ağırlık verilmesi zorunluluk haline gelmiştir . ağaçlandırma çalışmalarında genellikle kanaatkar ve hızlı gelişen türlerin kullanılması tavsiye edilmektedir . bu itibarla ülkemizde sahilçamı endüstriyel ağaçlandırmalarda kullanılacak iyi bir tür olarak gözükmektedir . bu nedenle sahilçamı nın gelişimini ve büyümesini etkileyen en önemli yetişme ortamı faktörlerini ve etki derecelerini saptayarak dönem sonunda en yüksek geliri elde etmek için verimliliğin en yüksek olduğu yerlerden çalışmaya başlamak önem arz etmektedir . dolayısıyla bu türün en iyi gelişme gösterdiği batı karadeniz bölgesi nde yetişme ortamı özelliklerini araştıran çalışmaların yetersiz olduğu görülmektedir . bu çalışmada sinop bektaşa orman işletme şefliği sınırları içerisinde yayılış gösteren sahilçamı ağaçlandırma alanındaki toprakların mutlak derinlik mekanik bileşim toprak tepkimesi organik madde miktarı dış toprak durumu ve humus formu gibi bazı özellikleri ile verimlilik arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır . bu amaçla sinop bektaşa orman işletme şefliği sınırları içerisindeki sahilçamı meşcerelerinden adet örnek alandan toplam adet toprak örneği alınmıştır . alınan toprak örnekleri üzerinde toprak türü toprak reaksiyonu organik madde faydalanabilir su kapasitesi vb . gibi özellikler belirlenmiştir . ayrıca her bir örnek alan için yaşındaki üst boy değerleri hesaplanmıştır . hesaplanan verimlilik endeksi iyi orta düşük olmak üzere gruba ayrılmıştır . her bir örnek alandaki verimlilik endeksi ile bazı toprak özellikleri arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak ortaya konulmuştur . sonuç olarak verimlilik endeksi ile kil miktarı toz miktarı ortalama organik madde ve ortalama fsk arasında pozitif kum miktarı arasında negatif ilişkiler bulunmuştur .
pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de hızlı gelişen yerli ve yabancı türlerle ağaç ıslahı tedbirleri ve yoğun kültür önlemleri kullanılarak endüstriyel ağaçlandırmalar kurulmuştur . bu durumda çıkar yol olarak verimsiz orman alanlarının kısa sürede ağaçlandırılarak verimli ormanlara dönüştürülmesi ve hızlı gelişen yerli ve yabancı ağaç türlerine öncelik verilmesi görüşü ağırlık kazanmaktadır . sahilçamı nın odunu başta reçine üretimi olmak üzere selüloz ve kağıt hamuru elde edilmesinde kullanılır . genç yaşlarda çok hızlı büyüyen bu tür özellikle sahil kumulu ağaçlandırılmalarında başarı ile kullanılmaktadır . bu çalışmada sahilçamı meşcerelerinin verimliliği üzerinde hangi edafik etmenlerin etkili olduğu belirlenmeye çalışılmıştır . araştırma alanına en yakın meteoroloji istasyonu olan sinop meteoroloji istasyonu nun gözlemleri ve ölçüm değerlerinden yararlanılarak araştırma alanının iklim tipinin belirlenmesinde thornthwaite ve kantarcı yöntemlerinden yararlanılmıştır . alnus galium aparine hedera helix helleborus orientalis ilex cholchicum laurus nobilis malus sylvestris mentha pulegium mespilus germanica paliurus spina christii periploea graeca phylrae latifolia phytolacea americana pimpinella ssp . her bir toprak çukurundaki toprak katmanları belirlenerek her bir toprak katmanından yeterli miktarda toprak örneği alınmıştır . örnek alanlardaki verimlilik tayini için meşcere yaşı ve meşcere üst boyunun belirlenmesi gerekmektedir . araştırma alanındaki toprakların ah horizonundaki aktüel asitlikleri incelendiğinde ünün orta derecede asit ve sini ise kuvvetli asit özellikte olduğu anlaşılmaktadır . verimlilik sınıfında yoğunlaştığı bunu ı . verimlilik ve ııı . araştırma alanında çok az humuslu topraklara rastlanmamıştır . tablo incelendiğinde araştırma alanındaki toprakların ael horizonundaki organik madde içeriklerinin orta derecede humusludan çok az humusluya doğru bir değişim içerisinde olduğu görülecektir . gibi arasında istatistiksel analizler yapılmıştır . bu istatistik analizin yapılmasındaki amaç her bir horizona ait ortalama değerler ile verimlilik arasında ne tür bir ilişkinin var olduğunu ortaya çıkarmaktır . onun için mekanik bileşim kısmında toprağın ince kısmı olan kum toz kil üzerinde durulacaktır . bunun ekolojik anlamı toprakların ince kısmı içerisinde yer alan toz ve kil miktarının toprakta belli bir orana kadar yüksek olması verimliliği olumlu yönde etkileyecektir . buna karşın toprakların ince kısmı içerisinde yer alan kum toprak suyunu yüzey gerilimi ile tuttuğundan bu sudan bitkiler yararlanamamaktadır . her ne kadar böyle ise de yine de alanda ham humusa rastlanmamış olması yeterli düzeyde bir ayrışmaya işaret etmektedir . zira yapılan istatistiksel analizlerden elde edilen sonuçlara göre toprağın ortalama organik maddesi ile verimlilik arasında pozitif bir ilişki vardır . bunun ekolojik olarak topraktaki organik madde miktarının artmasına bağlı olarak verimlilikte artmaktadır . bu gibi olumlu etkilerinden dolayı toprakların ortalama organik madde miktarı ile bonitet endeksi arasında pozitif bir ilişkinin ortaya çıktığı düşünülmektedir . tarafından yapılan çalışmada araştırma alanındaki toprakların taşlılık yönünden orta derecede taşlı ve çok taşlı oldukları tespit edilmiştir . taşlılık oranının artmasına paralel olarak fsk nın azaldığı saptanmıştır . sahilçamı ile yörenin asli ağaç türlerinin verimliliğine yönelik karşılaştırmalı araştırmalar yapılmalıdır .
447
240
[ 0, 3, 2, 7, 521, 107, 2, 3, 157, 2, 7, 9, 3, 7, 4087, 15, 221, 3, 9, 2 ]
Türkiye’de mercimek piyasasının ekonomik analizi ve pazarlama marjları
bu çalışmada türkiye de yeşil ve kırmızı mercimeğin üretici tüketici fiyatları ve pazarlama yapısı incelenmiştir . yılları arasında üretim tüketim dış ticaret fiyat dalgalanmaları ve pazarlaması üzerinde durulmuştur . türkiye de ekim alanları ve üretim miktarında düşüş olmasına karşılık verimde artış olduğu tespit edilmiştir . ithalatta yıllara göre artış ihracatta ise azılış olmuştur . yeşil ve kırmızı mercimeğin cari ve reel fiyatlara göre pazarlama marjları hesaplanmış aracılar eline geçen oranın yükseldiği gözlemlenmiştir . cari fiyatlara göre üretici ve tüketici zincirleme indeksleri hesaplanarak yıllık enflasyon oranları ile karşılaştırılmıştır . mercimek üretici fiyatlarının çoğu yılda enflasyon oranının altında kaldığı tespit edilmiştir . kırmızı mercimek ile ilgili arz ve talep modelleri tahmin edilmiş ve istatistiki olarak yorumlanmıştır . sonuçta kırmızı mercimek üretim miktarı üzerine üretici reel fiyatlarının kırmızı mercimek tüketim miktarı üzerine ise tüketici reel fiyatlarının etkili olduğu belirlenmiştir . kırmızı mercimek arz ve talep fonksiyonlarına göre arz elastikiyeti . talep elastikiyeti . bulunmuştur .
baklagiller familyasına ait türler tüm dünya için çok önemli bitkisel protein kaynağıdırlar . kuru baklagillerden olan mercimek birçok yönden öneme sahip bir bitkidir . tahıllara göre daha yüksek protein miktarına sahiptir ve iyi bir protein kaynağıdır . mercimek kurak bölgelerde ekim nöbetine girerek hem üreticiye hem de ülke ekonomisine ek gelir sağlayan bir bakliyattır . dünyada mercimek üretimi toplam baklagiller üretiminin unu oluşturmaktadır . yılı itibariyle baklagiller yaklaşık milyon dekar alanda ekili olup milyon ton üretim gerçekleşmiştir . yılında toplam bin ton mercimek üretilmiş olup bunun bin tonu yeşil bin tonu ise kırmızı mercimekten oluşmaktadır . yılı itibariyle baklagiller yaklaşık milyon dekar alanda ekili olup milyon ton üretim gerçekleştirilmiştir . yine üretici ve tüketici cari ve reel fiyatlarına göre pazarlama marjları tespit edilmiştir . üretim ihracat ve ithalat verileri kullanılarak tüketim miktarları tespit edilmiştir . türkiye de toplam mercimek üretiminin ünü kırmızı mercimek oluşturduğu için sadece kırmızı mercimek arz ve talep modelleri tahmin edilmiştir . kırmızı mercimek kişi başına tüketiminde yıllara göre artış olmuş kişi başına ortalama tüketim . kg olarak hesaplanmıştır . kırmızı mercimek fiyatlarında en fazla artış yılında gerçekleşmiş ve bir önceki yıla göre oranında artış göstermiştir . cari fiyatlar dikkate alındığında yıllara göre aracıların eline geçen yüzde oranlar yeşil mercimekte çiftçi eline geçen oranlar ise arasında değişmektedir . mercimek reel fiyatlarını incelediğimizde yılında yeşil mercimeğin üretici fiyatı kg iken yılında enflasyondan arındırılmış fiyatı . kg dır . enflasyondan arındırılmış fiyatlar mukayese edildiğinde tüketicinin yıllık periyotta kırmızı mercimek fiyatları üzerinden satın alma gücü oranında azalmıştır . bu yıllardaki fiyatlar üreticinin aleyhine olmuştur . kırmızı mercimek arz fonksiyonunu ile ilgili olarak tahmin edilen modelde tespit edilen işaretlere göre kırmızı mercimek üretimi ile kırmızı mercimek üretici reel fiyatı arasında doğru bir ilişki yeşil mercimek üretici reel fiyatı arasında ise ters bir ilişkinin bulunduğu görülmektedir . yine bağımsız değişkenlerden kırmızı mercimek üretici reel fiyatı önem seviyesinde istatistiki olarak önemli diğer bağımsız değişkenlerin önemsiz olduğu tespit edilmiştir . yapılan f testine göre kırmızı mercimek talep fonksiyonu için tahmin edilen model önem seviyesinde istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur . sonuç kırmızı mercimek arz ve talep fonksiyonlarına göre arz elastikiyeti . talep elastikiyeti . bulunmuştur . bu durumda üreticilerin fiyatlardaki değişimlere karşı duyarlılığı tüketicilere göre daha fazla olmaktadır . verim yükselmesine rağmen ekiliş alanlarında önemli düşüş yaşanmıştır . ithalata dayalı bir sisteme doğru gidilmekte aracıların etkisi artmakta çiftçi eline geçen oran azalmaktadır . ekiliş alanlarının artırılması için arz modelimizde önemli çıkan üretici fiyatları bazında çiftçinin desteklenmesi gerekmektedir .
413
139
[ 0, 3, 476, 2, 40, 2, 727, 9, 12947, 526, 157, 3, 1272, 10682, 1109, 77, 73, 76, 3, 32 ]
Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinde Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi
bu araştırma ile yıllarında siirt ekolojik koşullarında yürütülmüştür . araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre tekerrürlü olarak kurulmuştur . bu araştırmada arpa çeşidi kullanılmıştır . araştırmada başaklanma süresi bitki boyu yatma oranı m de başak sayısı başak uzunluğu bin tane ağırlığı başakta tohum sayısı tane verimi hektolitre ağırlığı ve ham protein oranı değerleri belirlenmiştir . çalışmanın sonunda elde edilen iki yıllık sonuçlara göre arpa çeşitlerinin tane verimi . . kg da arasında değişirken protein oranı . ile . arasında değişmiştir . en yüksek tane verimi tarm ve samyeli çeşitlerinden elde edilmiştir .
arpa önemli bir endüstriyel ham madde ve hayvancılık acısından değerli bir yem kaynağıdır . özellikle tanede bulunan ve besin lif olarak kullanılan yüksek β glukan içeriğine sahiptir ise önder arpa çeşidinde tespit edilmiştir . araştırma sonunda arpa çeşitlerine ait bitki boyu değerleri çizelge te verilmiştir . en yüksek yatma oranı boylarının uzun olmasından dolayı altıkat ve samyeli çeşitlerinde görülmüştür . benzer bir çalışmada trakya bölgesi nde arpa için bitki boyu özelliğinin çok önemli olduğu ve özellikle cm den sonra yatma oranın artığı görülmüştür . yıllar itibari ile fazla yağışın görüldüğü yıllarda yatmaya dayanıklı çeşitlerde bir verim artışı görülmüştür birinci yıla göre daha yüksek olmuştur . yıllar itibari ile en yüksek ortalama m de başak sayısı samyeli ve tarm çeşitlerinden elde edilmiştir . buna neden olarak da yetişme periyodunun kısalması metrekarede başak sayısının azalmasına neden olmuştur . ülker ve sönmez çevresel faktörlerin etkisi altındadır . başakta tane sayısı bakımından çeşitler arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak düzeyinde önemli bulunmuştur . araştırma sonuçlarına göre başaktaki tane sayısı yıllar itibari ile istatistiksel olarak önemli olmamıştır . arpa çeşitleri arasında en yüksek bin tane ağırlığı tarm ve önder çeşitlerinden elde edilmiştir . yıllar itibari ile tane verimleri incelendiğinde araştırmanın ikinci yılında elde edilen tane verimi . kg da ilk yıl ise daha düşük . kg da olarak elde edilmiştir . araştırmada elde edilen tane verimleri sonuçlarına göre en yüksek verimin elde edildiği tarm ve samyeli çeşitlerinin bölgede başarılı bir şekilde yetiştirilebileceği görülmüştür . araştırma sonunda elde edilen verilere göre hektolitre ağırlığı bakımından çeşitler yıl ve çeşit x yıl interaksiyonları arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur . yıllar itibari ile protein oranı ise ilk yıl . ikinci yıl ise . oranında gerçekleşmiştir . bu araştırmada yetiştiricilik açısından en belirleyici karakter tane verimi olup en yüksek ortalamyüksek ortalamalar tarmalar tarm ve samyeli çeşitlerinden elde edilmiştir . böylece üstün genotiplerin de bölgede denenmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur .
403
94
[ 0, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3, 2, 3 ]