output
stringlengths
62
421
instruction
stringlengths
497
47.6k
input
stringclasses
1 value
Diyarbakır Silvan'da 13 askerin şehit olduğu saldırının altında terör örgütünün 'derin' uzantıları yatıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Saldırının arkasında PKK'day ayrı çalışan, dışarıdan emir aldığı iddia edilen ve çok sayıda eylemin altında imzası bulunan HPG mi var? Saldırıda grubun neden kaleşnikof kullanılmadığı merak konusuydu. Grubun kullandığı silahların Afganistan'ta bir süre önce ABD cephanesinden çalınan silahlar olduğu idda edildi. Saddam'a karşı ABD ve İsrail ortaklığında bu özel kuvvetlerin kuruluşu 1996 yılına uzanıyor. Silvan'da çatışmaya giren grubun asıl amacının Dağlıca ve Aktütün gibi sansasyonel eylemlere imza atmak olduğu konuşuluyor. Takvim gazetesinden Ergün Diler, derin yapılanmanın ayrıntılarını yazdı. BİNLERCE KÜRT TOPLANIP GUAM ADASINDA EĞİTİLDİ Yıl 1996... Birinci Körfez Harekatı'ndan sonra Saddam Hüseyin'e bağlı birlikler ERBİL'e doğru harekete geçti. Bölgenin perde arkasındaki patronu ABD, Saddam'ın askerlerini durdurmak yerine binlerce Kürdü toplayıp dünyanın bir ucundaki GUAM ADASI'na götürdü. Guam'a taşımayı yapan şirket DYN CORP. Sahibi bir Yahudi. DYN CORP, ilk grubu 15 Eylül 1996 tarihinde adaya indirdi. Bu şirkete, uydusu olan VINNELL firması da yardımcı oldu. Irak polisini de eğiten bu şirket, götürdüğü 6 bin 493 Kürt'ün bin 700'üne çok iyi gerilla eğitimi verdi. 2. Irak Harekatı sonrası, yani 2004'ten itibaren de periyodik olarak Kuzey Irak'a geri getirdi. MERKEZ ÜSSÜ SÜLAYMANİYE Merkez olarak Süleymaniye'deki Kürdistan Yurtsever Partisi'nin eski binası belirlendikten sonra güvenli bir eğitim alanı arandı. Süleymaniye'nin kuzeyindeki PİRAN SUYU'nun yanıbaşında bu iş için güvenli bir alan oluşturuldu. Ve böylece PKK'dan emir almayan HPG içindeki özel kuvvetler kurulmuş oldu. Bu birim kurulduktan sonra GUAM'dan gelenlere Türkiyeli, Suriyeli ve Iraklı Kürtler de eklendi. 15-20 KİŞİLİK HÜCRELERE İSRAİLLİ KOMUTAN 15-20 kişilik hücreler oluşturuldu. Her hücreye İsrailli eski askerler (emekli diyorlar) komuta etmeye başladı. (Seymour Hersh de bunu yazmak istemişti.) Bu hücrelerin birbirinden haberi olmadığı gibi PKK'dan seçilenler de bir daha PKK ile görüşemiyorlardı. İsrailli özel eğitmenlere DEFENDER ESCORT yani muhafız adı verildi. Bunlar arasında 22 dil bilen personelin olduğu söylenir. Bu eğitmenlerin 8'i periyodik olarak değişir. Bir başka Müslüman olmayan ülkeden gelen eğitmenlere de partizan denir. Kimse bunların isimlerini bilmez. Eylem emrini verenleri de sadece bu komutanlar bilir... ÇOK DİL BİLİYORLAR Irak, İran, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerde çalışan elemanların çoğu Asuri, Ermeni, Yezidi ve Hristiyan Arap... Türkçe'den başka Kürtçe, Arapça, Farsça ve Arapça biliyorlar... ASIL HEDEF SİLVAN'DAKİ ASKERLER DEĞİLDİ Silvan'ın Dolapdere Köyü'ndeki hain saldırıyı da bu HPG'li grup gerçekleştirdi. 3 PKK'lı yol göstericinin eşliğinde sınırı geçen bu timin asıl hedefi, Dağlıca ve Aktütün'den daha çok ses getirecek bir eylemdi. Ancak askerlerimizi gören 3 PKK'lının panikleyip ateş açması sonucu çatışma başladı. NEDEN KANAS VE UZİ'LERLE SALDIRDILAR? Askerlerimiz çattıkları silahları alıncaya kadar şehit düştüler. Askerlerimize KANAS, UZİ ve çeşitli otomotik silahlarla saldırdılar. Oysa PKK kaleşnikof kullanır. "Peki bu silahları nereden buluyorlar?" sorunuzu duyar gibiyim. Cevap olarak gazetelerde tek sütun haber olan "ABD'nin Afganistan'daki cephaneliği soyuldu" haberlerine dikkat etmenizi öneririm... TÜRK VE KÜRT EL ELE VERİNCE BELA ORTADAN KALKAR Türkiye sınırına yakın olan Avaşin, Haftanin, Keleres ve Metina gibi PKK'nın terörist yuvalarına birçok kez operasyon düzenlendi. Ancak HPG'nin merkezine şimdiye kadar herhangi bir saldırı ya da sabotaj gerçekleşmedi. Yüreği yanan milyonlarca vatandaşımız bilsin ki asıl tehlike dışarıdan yönetilen bu hain grup HPG... Bu nedenle Kürt aydınları başta olmak üzere herkesin barış adına sesini daha fazla yükseltmesi gerekiyor. Bu bela, TÜRK ve KÜRT el ele verince çok daha çabuk ortadan kalkar. Şimdi kenetlenme zamanı. 1000 yıllık kardeşliğimizi gösterme zamanı. Şimdi oyuna gelmeme zamanı. Bu nedenle ortak tarimizin gölgesinde kirli tezgaha geçit vermeyelim. Bizler bunu yaptık, yine yaparız...
TEOG soruları ve cevap anahtarı eba.gov.tr sisteminden indiriliyor. 23 ve 24 kasım 2016 Türkçe soru cevap anahtarı, Matematik , Din Kültürü , Fen ile İngilizce soruları ve cevap anahtarları. Eba sisteminden tüm soruları indirebilirsiniz.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TEOG soruları ve cevap anahtarı eba.gov.tr sisteminden indiriliyor. 23 ve 24 kasım 2016 Türkçe soru cevap anahtarı, Matematik , Din Kültürü , Fen ile İngilizce soruları ve cevap anahtarları. Eba sisteminden tüm soruları indirebilirsiniz. TEOG cevap anahtarları ve soru kitapçıkları eba.gov.tr'den bugün saat 14.00'de açıklandı. TEOG ortak sınavları kapsamında, dün Türkçe, matematik, din kültürü ve ahlak bilgisi, bugün fen bilimleri, T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil sınavları yapıldı. Bugün gerçekleştirilen oturumla, birinci dönem ortak sınavları bitti. İŞTE TEOG SORULARI VE CEVAP ANAHTARLARI TEOG BİRİNCİ DÖNEM TÜRKÇE SORU CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE SORULARI VE CEVAPLARI VİDEO ÇÖZÜMLERİ TEOG BİRİNCİ DÖNEM MATEMATİK SORU CEVAP ANAHTARI TEOG MATEMATİK SORU VE CEVAPLARI VİDEOLU ÇÖZÜM TEOG BİRİNCİ DÖNEM DİN KÜLTÜRÜ SORU CEVAP ANAHTARI TEOG DİN KÜLTÜRÜ SORU VE CEVAP ÇÖZÜMLERİ VİDEO TEOG BİRİNCİ DÖNEM FEN BİLİMLERİ SORU CEVAP ANAHTARI TEOG BİRİNCİ DÖNEM İNKILAP SORU CEVAP ANAHTARI TEOG YABANCI DİL (İNGİLİZCE) SORU CEVAP ANAHTARI TEOG YABANCI DİL (İTALYANCA) SORU CEVAP ANAHTARI TEOG YABANCI DİL (ALMANCA) SORU CEVAP ANAHTARI TEOG YABANCI DİL (FRANSIZCA) SORU CEVAP ANAHTARI TEOG DİN KÜLTÜRÜ (MUSEVİLİK) SORU CEVAP ANAHTARI TEOG DİN KÜLTÜRÜ (ERMENİ OKULLAR) SORU CEVAP ANAHTARI TEOG'un dün gerçekleştirilen oturumlarının Türkçe - Matematik - Din Kültürü ve Ahlak bilgisi soru ve cevapları saat 14.00'te yayınlandı. Bugün yapılan Fen bilimleri , İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile İngilizce soruları ve cevap anahtarları ise saat 14.00-18.00'de videolu olarak "www.eba.gov.tr" internet adreslerinde yayınlandı. TEOG 1. OTURUMDA NELER YAŞANDI? 1 milyon 190 bin 826 öğrencinin katıldığı TEOG’da birinci gün oturumlarından Türkçe sona erdi. Öğrenciler yarım saatlik aranın ardından matematik oturumuna girdi. Geriye ise Din Kültürü sınavı kaldı. Öğrencilere bugünkü oturumda 20’şer sorudan oluşan üç oturumda sırasıyla Türkçe, matematik ile din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden sorular yöneltildi. Öğrencilere her oturumda bu 20 soru için 40’ar dakika süre verildi. 1. oturumdaki sınavların büyük bir kısmının sonlanması ardından soru ve cevaplar gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı üzerinden yapılan açıklamaya göre TEOG soruları 24 Kasım Perşembe günü yani bugün saat 14.00 itibariyle EBA üzerinden öğrencilerin erişimine açılacak. TEOG SINAV SONUÇLARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK? Geçtiğimiz yıl 25-26 kasım tarihleri arasında yapılan TEOG sınavı, sınavın üzerinden bir buçuk ay geçmesi ya da diğer bir tabirle okulların kapanmasına bir hafta kala, 15 Ocak Cuma günü açıklanmıştı. Bu yıl 23-24 Kasım tarihlerinde yapılan sınavın ardından sonuçların 13 Ocak Cuma günü, okulların kapanmasına bir hafta kala açıklanması bekleniyor. Hem öğrencilerin hem de velilerin büyük bir merakla beklediği bu soruya yanıt, MEB’in resmi sitesinden geliyor. “MEB bilgilendirme” bölümüne bakıldığında geçen seneki TEOG soru ve cevaplarının 1. ve 2. oturumdaki tüm sınavlar bittikten sonra yayınlandığı göze çarpıyor. MEB, resmi internet sitesi üzerinden yayınlandığı soru ve cevaplarla öğrencilerin performanslarını değerlendirebilmesine olanak tanıyor. 2015’te TEOG soru ve cevapları ikinci oturum sonrası açıklanmış olması nedeniyle bu seneki soru ve cevapların da TEOG 2. oturum sonrasında yayımlanması bekleniyor. MEB’in online sistemi sayesinde öğrenciler, soru kitapçıkları ve cevap anahtarları ile doğru ve yanlışlarını tespit edip sınavlarının nasıl geçtiğini kontrol edebilecekler. 970 merkez, 16 bin 235 okul, 93 bin 342 salon, yurt dışında ise 7 ülkede, 14 merkez, 21 okul ve 72 salonda yapılan sınavlarda toplam 60 soru soruldu. Öğrencilere her oturumda bu 20 soru için 40’ar dakika süre verilecek. Her ders için dört seçenekli çoktan seçmeli testlerden oluşan 20 soruluk A, B, C, D kitapçıkları kullanılıyor. Her bir ders yazılısının süresi 40 dakika. Öğrenciler, olağanüstü haller ve özel durumlar dışında kendi okullarında belirlenen sınıflarda sınava girdi. .
Suudi Arabistan’ın Suriye’deki savaşçılarıyla ilgili son açıklaması ABD'nin uyguladığı basıncın bir göstergesi ama başka anlamları da var.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Suudi Arabistan'ın Suriye'deki savaşçılarıyla ilgili son açıklaması, geçiştirilecek basit bir ayrıntı değil. Başkan Obama'nın krallığa yapması beklenen ziyaretin iptal edilmesi tehdidi de dahil olmak zere, Amerika Birleşik Devletleri'nin uyguladığı basıncın kapsamının ciddi bir göstergesi. Ancak hikayenin, başka bir boyutu da var: Suudi savaşçıların kendi ülkelerine dönmeleri. TÜRKİYE ÜZERİNDEN ARABİSTAN'A DÖNEBİLİRLER El Ahbar gazetesinden Fuad el İbrahim'in analizine göre Suudiler, bu savaşçıların ülkelerine kontrolsüz bir şekilde dönmesinden korkuyorlar. Bu dönüş için iki olasılık hazırlandı. Birincisi, 6 Şubat tarihinde Ankara'daki büyükelçinin de bahsettiği üzere, Türkiye'deki Suudi Büyükelçiliği üzerinden sağlanacak güvenlik önlemleri altında bir dönüş. İkincisi ise, Afganistan'daki Suudi savaşçıların deneyimlediği şeyin tekrarlanması olacak şekilde, farklı cephe hatlarına dağılmaları anlamına geliyor. Fuad el İbrahim'in anlatılanlar, krallığın Suriye'deki savaşçılarını terk etmesine ilişkin bilinenlerin sadece bir kısmı. KRAL BUYRUĞU NE DEMEK? Suudi Arabistan'da kraliyet buyrukları, yalnızca bir emirin görevlerinden alınması, onun bir mevkiye atanması durumlarında, yahut devletteki en yüksek otoriteden emir gerektiren, egemenlikle ilgili bir konuyla bağlantılı olarak yayınlanıyor. 3 Şubat günü yayınlanan kraliyet emirleri ise, kral buyruğunun hükümetin otoritesini aştığının açık bir göstergesidir. Bu, bizzat kraldan gelen bir “yazılı taahhüt” olarak değerlendiriliyor. Bu kraliyet emirlerinden üç unsur dikkat çekiyor: Öncelikle emir, ABD Başkanı Barack Obama'nın Mart sonunda Riyad'a yapması beklenen ziyaret hakkındaki medya tartışması bağlamında yayınlandı. Bu ayın başlarında Wall Street Journal ve New York Times gibi Ameriken gazeteleri, muhtemel ziyaretle ilgili haberler yayınladı. Riyad'daki ABD Büyükelçiliği hemen yanıt vererek, Beyaz Saray'ın böyle bir şey söylemediğini ifade etti. ABD Büyükelçiliği'nin yardımcı medya ataşesi Stewart White, “Büyükelçilik ziyaret hakkında herhangi bir bilgi almamıştır ve bu konuda yorum yapamaz” dedi. Bununla birlikte, 3 Şubat tarihli kraliyet buyruğunun yayınlanmasıyla birlikte Beyaz Saray derhal, Obama'nın Mart ayı sonunda Riyad'a ziyarette bulunacağını duyurdu. Kraliyet emri, bütçeyle ilgili olanlar hariç tutulursa, ülke tarihinde yayınlanan bu tür buyruklar içinde en uzun olanıydı. Özetle, dini veya ideolojik aşırıcıları teşvik eden, onlara üye olan, bağış yapan veya öven ister sivil, ister askeri personel, isterse vaizler olsun, Suudi vatandaşlarının karıştığı her tür terörist eylemi toptan kınıyor ve onlara karşı en sert cezaların verilmesi çağrısında bulunuyordu. ABD'DEN SUUDİLERE DOSYA Mevcut bilgilere göre ABD yetkilileri, geçen senenin sonunda Suudilere dev bir dosya sundular. Dosya, Suudi Arabistan'ın Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve hatta Rusya'da terörist faaliyetlere karıştığına dair inkar edilemez kanıtlar içeriyordu. Dosya şimdi uluslararası toplumun ellerinde bulunuyor, bu ise BM Güvenlik Konseyi'nde bir kınamaya ve Suudi Arabistan'ın küresel terörizm destekçisi devlet olarak sınıflandırılmasına yol açabilir. Suudiler mesajı net bir şekilde duydular. Bunun anlamı, 1940'lerde Suudi Kralı Abdülaziz ile ABD Başkanı Franklin Roosevelt arasında imzalanan koruma ve stratejik savunma anlaşmasının terörizmi içermesinin imkansız olduğudur. Terörizm sorunu uluslararası bir meseledir ve ikili anlaşmaların parçasını teşkil etmez. Suudi Arabistan tehdidi hissetti ve bu, ülkedeki en yüksek otoritenin hemen bir pozisyon almasını gerektirdi. Kraliyet ailesinden bazı kişiler bunun, Suudilerin bölgedeki ve dünya çapındaki terörist faaliyetlere karıştığından artık emin olan uluslararası toplumun ve ABD'nin müttefiklerinin kaygılarını gidermek için, Obama'nın Riyad ziyaretinin bir önkoşulu olduğunu anladılar. SİLAHLI SUUDİ GRUPLARA MESAJ İkinci olarak, kraliyet emirleri öncelikli olarak Suriye'de, yanısıra Irak'ta, Lübnan'da ve başka yerlerde bulunan sivil veya silahlı Suudi savaşçılarına verilmiş açık bir mesajdı. Bunun anlamı, evlerine geri dönmeye karar vermeleri halinde kendilerini şiddetli bir kaderin beklediğiydi. Korkunç kaderden ve sert bir şekilde cezalandırılmaktan kaçınmak için, sınırların dışında kalmaları ve misyonlarına, ortadan kalkıncaya kadar veya başka savaş alanlarına dağılıncaya kadar devam etmeleri gerekiyordu; tıpkı ilk Arap-Afgan savaşçılar grubu, 2003'ten sonra Irak'ta, 2007 sonundaki Nehrü'l-Barid savaşı sonrasında Lübnan'da ortaya çıkanlar ve şu anda, Suudi istihbarat şefi Bender bin Sultan ile eski CIA şefi David Petraeus arasında 2012 yazında yapılan anlaşmayı takiben Suriye'de bulunanlar gibi. Bu denli sert bir kraliyet buyruğunun, görevi bu kararla geçmişte bırakılan Bender Bin Sultan'ın temsil ettiği resmi destekçinin arkadan vurulması anlamına geldiği açıktır. Sosyal medya sitelerinde El Kaide destekçilerinin verdiği tepkiler, Suudi Arabistan'a, Afganistan'dan Irak'a, Lübnan'dan şimdi Suriye'ye kadar her defasında savaşçıları aldatması nedeniyle aşırı derecede öfke duyulduğunu gösteriyor. Bu yüzden pek çok Suudi savaşçı ve onların destekçileri, kraliyet emrini provokatif bir eylem olarak görmeye başlıyor. Bu, savaşçıları, onların amaçlarını engelleme, kraliyetin imajını lekeleme ve terörizmi desteklediği izleninimi güçlendirmek amacıyla saçma güvenlik eylemleri gerçekleştirmeye itecek olmalıdır. SURİYE'DE SAVAŞMAK FİTNEDİR FETVALARI Doğal olarak Suudi rejimi, hiçbir zaman ülke dışında savaşılmasını desteklemediği ve bağış toplanmasına veya cihada katılımların teşvik edilmesine izin vermediği bahanesinin arkasına saklanabilir. Yüzeysel olarak bu bahane geçerlidir. Bu yönde ajitasyonda bulunan pek çok vaiz ve cami imamı, Suriye'deki savaş için bağış toplanmasını durdurmak üzere soruşturmalara tabi oldu ve ilave olarak Suriye'de savaşmayı “fitne” olarak gören fetvalar yayınlandı. Diğer yandan gözlemciler, Suudi siyasi ve dini kurumları ile medya kuruluşlarının binlerce Suudi'nin Suriye'deki “sabır toprağına” gitmesinde suç ortaklığı olduğuna ilişkin baskın gelen kanıtlar topladı. Askeri liderliğin özel emirleri dışında yurtdışına seyahat etmelerinin yasaklanmasına rağmen orada savaşan yüzlerce Suudi askerinin katılımını başka hiçbir şey izah edemez. Askeri personelden ve onları bekleyen sert cezalardan bahsedilmesi tesadüf değil. Çok sayıda asleri personelin Suriye'deki savaşa katılımına ilişkin belgelenmiş kanıtlar olmasaydı bu olamazdı. Bu askeri personel, Suriye'deki savaşın babası Prens Bender'in üvey kardeşi, Savunma Bakan Yardımcısı Prens Selman bin Sultan'ın koruması altında, Ürdün üzerinden Suriye'ye geçti. Suudi Arabistan, ikili oynadı. Kamuoyu karşısında, Suudilerin yurtdışındaki savaşlara katılımı veya El Kaide ve onun eski veya yeni bağlaşıkları için bağış toplanmasını konusunda yapmacık bir sıkılık gösterdi. Fakat gizli olarak, savaş alanlarına hiçbir kontrol olmaksızın para, insan ve silah akıyordu. SURİYE'DE SAVAŞ SONA YAKLAŞIYOR Üçüncü mesele, kraliyet buyruğundaki ikincil göstergelere ilişkindir. Bunlar, Suriye'deki savaşın sona yaklaştığını ve silahlı grupların, gerekli finansman, silahlar ve eğitimi kaybettikten sonra yalnız kaldıklarını gösteriyor. Bunun tek anlamı, tedavi bahanesiyle Amerika Birleşik Devletleri'ne uzun bir seyahate çıkan Prens Bender'in rolünün sona ermesi olabilir. ERDOĞAN'IN İRAN ZİYERETİNİN ASIL ANLAMI Bu bizi, Suudilere, isyancılara verdiği desteği kademeli olarak bırakması şartıyla Suriye bataklığından makul bir çıkış sunan İran-Türkiye önerisine getiriyor. Bu iki ülkenin terörizm sorunuyla yüzleşmek için ortak bir üst düzey koordinasyona başladığı açıktır. Ankara'nın geçmişte bunu ciddi bir şekilde düşünmek için gösterdiği tereddüdün ardından şimdi, İran'ın bakış açısına göre, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kısa süre önce İran'a yaptığı ziyaretin ardından Türkiye bu meseleye en geniş ilgiyi göstermeye başlıyor. Buradan çıkan sonuç, Suudilerin kendi savaşçılarının dönüşünden korktuğu, bu yüzden de hesap sırasında şiddetli sonuçların ortaya çıkmasını engellemek amacıyla sert cezalar listesiyle ortaya çıktığıdır. Dahası, onların perspektifine göre daha da tehlikeli olan, Suriye'deki savaştan ve uluslararası düzeyde terörizmi finanse etmekten uzaklaşmadıkları durumda krallığı bekleyen uluslararası yaptırımlardır. Bu, Avrupalı istihbarat kuruluşlarının, Suudi vatandaşlarının kraliyete dönüşünü izlemek üzere bölgedeki varlıklarını arttırmalarına neden oldu. Suudi Arabistan'ın, terörizmi destekleme suçlamalarını başından savmak için verdiği tavizlere dikkat etmek gerekiyor. Son Riyad ziyareti sırasında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suudi liderliğinin İsrail-Filistin ihtilafındaki pozisyonunu şaşırtıcı kelimelerle betimledi. Coşkuyu gerektiren hiçbir şeyin olmadığı bir zamanda, bu konuda krallığın “büyük bir coşku” duyduğunu söyledi. İşte, bilgilerin kesiştiği nokta burası: ABD'nin Suudi muhataplarına sunduğu terörizm dosyası ve Filistin-İsrail ihtilafı dosyası. Ramallah'taki Filistin Yönetimi'ne yakın kaynaklar, Kerry'nin Filistin Yönetimi Mahmud Abbas'tan, başkenti Doğu Kudüs olacak bir Filistin devleti karşılığında, İsrail'i Yahudi devleti olarak tanımasını istedi. Bu, geri dönüş hakkı prensibinin kademeli olarak terk edilmesi ve Arap ülkelerine ilave olarak Avustralya ve Kanada'nın Filistinlileri emeceği yerleştirme projesinin geniş bir ölçekte canlandırılması olacaktır. Filistinli kaynaklar, Başkan Abbas'ın, etkili Arap ülkelerinden, temel olarak da Suudi Arabistan'dan gelecek bir koruma olmaksızın bunu onayladığını açıklama konusunda tereddüt ettiğini ekliyor. Kerry, Abbas'a, kendisinin bu işe şahsen girişeceği güvencesini verdi. Kerry'nin güvenceleriyle Kral Abdullah'ın coşkusu arasında bir ilişki var mı? Genel anlamıyla, kraliyet buyruğunun yeni bir aşamanın göstergesi olduğunu söyleyebiliriz. (medyasafak.com)
Sivas'ta Açık Kadın Ceza İnfaz Kurumu'nda kalan hükümlü kadınların yanında bulunan 26 çocuk mahkumların en büyük neşe kaynağı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sivas'ta kent merkezinde bulunan ve 186 kadın mahkumun kaldığı Açık Kadın Ceza İnfaz Kurumu, çocuk sayısı ile de dikkat çekiyor. Mevzuat uyarınca dışarıda bakacak kimsesi bulunmayan 0-6 yaş grubu çocuklar, cezaevinde anneleriyle birlikte kalıyor. Bu kapsamda açık Ceza İnfaz Kurumu'nda çeşitli yaş kategorilerinde 26 çocuk yer alıyor. Annelerinin cezasını tamamlamasını bekleyerek büyüyen çocuklar, cezaevi personelinin hem de diğer mahkumların neşe kaynağı olarak göze çarpıyor. Çoğu 4-5 yaş aralığında bulunan çocuklar, doğdukları günden bu yana anneleriyle birlikte cezaevinde kalıyor. BAHÇEDE OYUN VE MAVİ GÖKYÜZÜ Cezaevinde büyüyen çocukların en büyük eğlencelerinin, annelerin boş zamanlarında vakit geçirmek için çıktığı bahçe olduğu belirtildi. Geniş bahçede 'Kader arkadaşları' ile koşup oynayan ve dikenli tellerle çevrili bahçeden sadece mavi gökyüzünü görebilen çocuklar kendilerine gösterilen ilgiyi karşılıksız bırakmıyor. Yetkililer yönetmen Tunç Başaran'ın 1989 yılı yapımı ünlü 'Uçurtmayı Vurmasınlar' filmindeki 5 yaşındaki 'Barış' karakterinin duygularıyla büyüyor. Kirli mavi gözleriyle etraflarına neşe saçıyor. "BİZ BİR AİLEYİZ" Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Sıttık Sami Koçak, cezaevinde kalan kişilerin bir biçimde suça bulaştıklarını ama bu ülkenin insanları olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Bunlar bizim insanlarımız. Beklentileri bir an önce tahliye olmak. Mevzuatımız gereği 0-6 yaş arasında dışarıda bakacak kimsesi olmayan çocuklar burada anneleriyle kalıyor. Ceza İnfaz Kurumunu bütün bir aile olarak görüyoruz. Çocuklar da bu ailenin en önemli fertleri." Cezaevlerinin bir eğitim kurumu gibi çalıştığını anlatan Koçak, "Temel amacımız hükümlülerin var olan mesleklerini, eğitimlerini geliştirmek ve tekrar suç işlemeyecek şekilde topluma kazandırmaktır. Biz bu sorumluluk bilincinde hareket ediyoruz" dedi.
Doktorların yaşamaz dediği down sendromlu 5 yaşındaki küçük kız, marka yüzü oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiltere'de down sendromlu Natalia Goleniowski (5), ülkenin en büyük çocuk giyim markalarından JoJo Maman Bebe ve Frugi'nin marka yüzü oldu. The Sun gazetesinde yer alan habere göre; doktorlar kalbinde iki delikle doğan Natalia'nın yaşamasını beklemiyorlardı. Ancak küçük Natalia, ailesinin de desteğiyle Down sendromunun getirdiği tüm zorlukları birer birer aşıyor. Natalia için reklam ajansına başvuran anne Hayley Goleniowski, "Natalia doğduğunda ne konuşabiliyor, ne de yürüyebiliyordu. Şimdi bu noktada olduğumuza inanamıyorum. Natalia kamera önünde olmaya bayılıyor" dedi.
Ankara'nın elmadağ ilçesi yakınlarında meydana gelen zincirleme trafik kazasında 2 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi de yaralandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kamyonet sürücüsü Mehmet Tandoğan'ın yara almadan kurtulduğu kazada, kamyon sürücüsü ile bir kişi hayatını kaybetti. Yaralanan otomobil sürücüsü Adem Dinçer ile 16 BS 827 plakalı otomobilin sürücüsü ve yanında bulunan bir kişi ise, ambulanslarla kaldırıldıkları Elmadağ Devlet Hastanesi'nden Kırıkkale Devlet Hastanesi ve Kırıkkale Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı.
Basit olarak ’yüksek kan basıncı’ anlamına gelen hipertansiyonda yaş, cinsiyet, ırk ve fiziksel durumun kan basıncını etkilediği belirtildi....
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Basit olarak ’yüksek kan basıncı’ anlamına gelen hipertansiyonda yaş, cinsiyet, ırk ve fiziksel durumun kan basıncını etkilediği belirtildi. Özel Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. İbrahim Doğru, yaptığı açıklamada, bugün kabul edilen kan basıncının istirahat halinde 120/80 mmHg olduğunu belirterek, “Herhangi bir kişide kan basıncı uyku sırasında düşük, sinirli, heyecanlı iken veya efor sırasında yüksektir. Kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa hipertansiyondan bahsedilir. Kan basıncı aynı birey için ve bireyler arasında farklılık gösterir. Bu nedenle bireyin kan basıncı doktor tarafından en az 2 kez yüksek bulunmalıdır” diye konuştu. Uzm. Dr. Doğru, hipertansiyonun, kalp hastalıkları için ana bir risk faktörü olduğunu vurgulayarak, eğer tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar, göz ve böbrek hastalıkları için ciddi oranda hastalık ve ölümlerde artışa neden olabileceğini söyledi. HİPERTANSİYON KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR Sanayileşmiş ülkelerde yetişkin nüfusun yüzde 10-20 kadarında hipertansiyon saptandığını ifade eden Doğru, şöyle devam etti: "Hipertansiyon siyah ırkta ve kadınlarda daha sıktır. Kişinin yaşının hipertansiyona katkısı öncelikle damarlarda yaşlanmaya eşlik eden anormalliklerdir. Damarlarda yaşla birlikte esneklik kaybı oluşur. Sanayileşme, yaşam biçimi, örneğin tuz kullanımı, aşırı beslenme, hareketsiz yaşam ve stresin tansiyon üzerinde olumsuz etkileri vardır” HİPERTANSİYONUN BELİRTİLERİ NELER ? Hipertansiyonun belirtilerinin yorgunluk, bulantı, görme bozuklukları, fazla terleme, ciltte kızarma ve solukluk, burun kanaması, endişe ve sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, kulaklarda çınlama ve uğultu olduğunu kaydeden Uzm. Dr. İbrahim Doğru, şunları söyledi: “Hipertansiyon tedavi edilmediği takdirde öldürücü olabilir. Kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine ve damarları zorlayarak damar sertliğine yol açar. Hipertansiyonlu hastalarda beyin kanaması, felç, koroner arter hastalığı, ani ölüm, kalp krizi, ritm bozuklukları, böbrek yetmezliği ve retinopati (görme bozukluğuna yol açan göz bozukluğu) sık görülür.” ESANSİYEL HİPERTANSİYONUN NEDENİ BİLİNMİYOR Esansiyel hipertansiyonun nedeni bilinmeyen hipertansiyon anlamına geldiğini vurgulayan Doğru, “Güçlü genetik (ailesel) faktörler içerir. Esansiyel hipertansiyonun birlikte görüldüğü diğer risk faktörleri ise diyetteki tuz miktarının yüksek olması, anormal stres, ırk, yaş, cinsiyet, şeker hastalığı, aile hikayesinde hipertansiyon bulunması, hiperkolesterolezi (kolesterol yüksekliği, sigara içimi ve obezitedir” dedi. SİGARA VE ALKOL BIRAKILMALI, KİLO VERİLMELİ Doğru,“Sigarayı bırakmak, kilo vermek (özellikle karın bölgesinden), diyet yapmak (taze meyve, sebze, tahıl, az yağlı yiyecekler tüketmek ve kırmızı ı eti kısıtlamak ), düzenli egzersiz yapmak (haftada 3-4 kez 30 dakika egzersiz yapmak), alkol alımını azaltmak, tuz alımını (2 gr/gün) kısıtlamak ve stresle başa çıkmayı öğrenmek.” (İHA)
MARDİN Nusaybin'de bölücü terör örgütü ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada şehit sayısı 3'e yükseldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit sayısı 3'e yükseldi. Akşam saatlerinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında yaşanan çatışmada bir asker şehit düştü. Teröristlerin kazdığı hendek, kurduğu barikat ve tuzakladıkları patlayıcılar yüzünde 14 Mart'ta ilan edilen sokağa çıkma yasağının sürdüğü Nusaybin'de operasyon da aralıksız devam ediyor. Bugün bir asker ile bir polisin şehit düştüğü ilçeden bir acı haber daha geldi. Sabah saatlerinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında Fırat Mahallesi'nde başlayan ve yer yer devam eden çatışma akşam saatlerinde şiddetlendi. Çatışmada, bir asker şehit oldu. İlçede operasyon ve çatışmalar sürüyor.
Atatürk Havalimanı'nda bir pilot, kuleye kural ihlali yapan bir minibüs yüzünden taksi yolunda durmak zorunda kaldığını şikayette bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türkiye'nin en büyüğü olan Atatürk Havalimanı'nda yer hizmetleri veren araçların sayısı da uçak sayısı ile birlikte çoğaldı. Hız sınırları ve diğer bir çok kuralın uygulandığı bu araçlar ile uçaklar bazen karşı karşıya gelebiliyor. Bu sabah saatlerinde bir pilot, kuleye kural ihlali yapan bir minibüs yüzünden taksi (uçağın yer hareketlerinin yapıldığı, park yerinden piste gidene kadar kattettiği yol) yolunda durmak zorunda kaldığını şikayette bulundu. Minibüsün kural ihlalini pilot Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Kulesi'nde bulunan kontrolöre şöyle bildirdi. Pilot : Efendim Golf Kule'de taksi yapacağız ama Çelebi'nin aracı ihlal ediyordu. Şu anda taksiyi durdurmak zorunda kaldık. Numarası 29. Kule : Anladım şu en öndeki minibüs gibi arkasında brandalı şeyi tarif ediyorsunuz değil mi ? Pilot : Negatif. Normal minibüs. Kırmızı çizgiyi geçmişti. Onun yüzünden taksiyi durdurmak zorunda kaldık. Kule : Mutabık. Gördüm. Konuşamadım. 234 numaralı minibüs.Anladım. Teşekkür ediyorum. Bunu ilgililere ileteceğim. İyi uçuşlar Pilot :Teşekkürler GENİŞ GÖVDELİ ZORLANIR Atatürk Havalimanı'nda operasyonların hızlı bir şekilde yapılabilmesi için apronda uçaklar kanat kanada verilen izin dahilinde ilerleyerek piste ya da park pozisyonuna gidebiliyor. Yine bu sabah saatlerinde yoğunluğu gören bir pilot kuleyi uyararak belirttiği noktada geniş gövdeli uçakların geçmekte zorlanacağını dar gövdeli uçaklar için mümkün olabileceğini söyledi. Pilotun uyarısı da ses kayıtlarına yansıdı.
HAKKARİ için iftar vakti bugün saat kaçta iftara ne kadar kaldı? 2016 İmsakiyesi'nde iftar vakitleri ile birlikte sahur saatleri ve ezan vakti de yer alıyor. Diyanet imsakiyesi ile vakitler.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: HAKKARİ'de iftar bugün kaçta sahur vakitleri ne zaman giriyor? Bu soruların yanıtını Hakkari İmsakiye 2016 takvimi veriyor. İftar vakitleri ile birlikte sahur saatleri ve sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazı ezan saatleri de bu takvimde yer alıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bu seneki fitre miktarını da belirledi. 2016 yılı fitre miktarı 15 lira olarak duyuruldu. Oruç tutmayanlar da fidye bedelini bu rakam üzerinden hesaplayacaklar. Her gün için 15 lira oruç fidyesi ödenmesi gerekiyor. Hiç oruç tutmayan bir kişinin Ramazan ayı fidye miktarı 450 lira tutuyor. HAKKARİ İFTAR SAATİ SAHUR VAKİTLERİ Hakkari imsakiyesinden gün gün iftar vakitleri ve sahur saatlerini görebilirsiniz. Bugün iftar saat kaçta olacak sorusunun yanıtı sıra ezan vakitleri de imsakiyede yer aldı. EN GÜZEL İFTAR DUASI Ramazan ayında iftarın olmazsa olmazı duasıdır. Türk halkının kulağında en çok yer eden iftar duası ise TRT'de 40 yıldır Ramazan programlarında okunan duadır. Hemen herkesin hafızasında yer alan iftar duası ilahiyatçı Faruk Ermemiş tarafından kaleme alınmış. 40 yıldır aralıksız okunan TRT'deki iftar duası Türkçe sözleri şöyle; -Allah'ım senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım. Ey, bağışlaması bol Rabb'im, beni, ailemi, milletimi, devletimi ve inananları koru. Rahmetini, yardımını esirgeme ülkemizden. Bizlere yaşama sevinci ver. Her türlü güçlüğe karşı dayanma gücü ver. Senin her şeye gücün yeter. Amin. PEYGAMBERİMİZİN İFTAR DUASI Peki peygamberimizin iftar duası ve Türkçe manası nasıldır? Hazreti Muhammed iftarını açarken şu duayı okurdu; -“Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.” TÜRKÇE MANASI : (Ey Allah’ım, Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum.) Peygamberimizin orucunu açtıktan sonra da şöyle derdi; “Susuzluk gitti, damarlar ısındı, inşallah Tealaya sevap kesinleşti.” İslam alimlerinden Abdullah ibni Ömer Radiyallâhu ise iftar vakti şöyle dua ederdi: “Allah’ım, bütün kâinatı kaplayan rahmetinin hakkı için beni affet, günahlarımı bağışla.” 2016 YILI KADİR GECESİ NE ZAMAN? Ramazan ayında yer alan ve bin yıldan hayırlı olarak nitelenen Kadir Gecesi 2016 yılında 1 Temmuz 2016 cuma gününe denk geliyor. Kadir gecesi dualar ve namazlarla ifa edilecek. 2016 YILI FİTRE NE KADAR? 2016 yılında fitre ve fidye miktarı belirlendi. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl için miktarı günlük 15 lira olarak duyurdu. 2016 yılı Sadaka-ı Fıtır miktarı mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak tespit edildi. ORUÇ FİDYESİ NEDİR? Fidye bazı ibadetlerin yapılamaması ya da yapılması sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dini mali yükümlülüktür. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kişiler, daha sonra kaza etmesi mümkün olmayan kimseler oruç tutamadığı her gün için fidye öder. Bir fidye miktarı bir sadaka-i fıtır miktarı kadardır. 2016 ORUÇ FİDYESİ NE KADAR? Fidye fiyatları her yıl değişir ve bu da Diyanet yetkilileri tarafından açıklanır. Diyanet'in belirlediği sadaka-i fıtır miktarı bu yıl 15 lira olarak ilan edildiği için fidye miktarı da bu kadar oldu. Oruç tutmayanlar her gün için 15 lira vermek durumundalar. Bu alt sınır yani bunun altında oruç fidyesi belirlenip verilemez. İsteyen üstünde bir rakam ödeyebilir. Ramazan ayının tamamında oruç tutmayanların fidye miktarı 450 lira yapıyor. ORUÇ FİDYESİ İÇİN PARASI OLMAYANLAR NE YAPACAK? Fidye vermek durumunda olan ancak maddi gücü bulunmayan kişiler ise Allah'tan af diler. Günler uzun olduğu için oruç tutamayan hasta veya yaşlılar kısa günlerde oruç tutarak kaza edebilirler. ORUÇ FİDYESİ NE ZAMAN VERİLİR? Oruç fidyeleri Ramazan ayının sonunda topluca verilebileceği gibi, Ramazan ayında günlük olarak ve ayın başında da verilebilir. ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLMEZ? Ramazan fidyesi zekat verilen kişilere verilebilir. Yani bireyin kendi torunu veya çocuğuna fidye vermesi mümkün değildir. Bunun yanında dedeye, anneye, babaya, büyük anneye, toruna, hanıma, evlada ve kafire fitre verilmez. Eğer gelin, damat, kayınvalide, kayınpeder, üvey çocuk ve kayınbirader gibi kan bağı olmayan akrabalar fakir ise onlara verilebilir. Hala, dayı, amca, teyze gibi kan bağı olan akrabalara fitre vermek daha çok sevaptır. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı birdenbire değişiyor. 3 öğün olan günlük beslenme, 2 öğüne düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı, börek tüketimi artıyor. Oysa günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları ramazan ayında değişmiyor. Her zaman olduğu gibi ramazan ayında da amaç; yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak olmalıdır. ÜŞÜMÜ VE UYUKLAMA Oruç metabolizmada değişiklikler yaratır. Yaklaşık 12 saat süren açlık nedeniyle metabolizma az enerji harcar, vücut hareketleri yavaşlar, bazal metabolizma hızı düşer. Oruç döneminde yemekten sonra üşüme hissi ve ardından uyuklama oluşabilir, bu aç kalan vücuda hızlı ve fazla miktarda besin girmesiyle oluşan kan şekeri hızla yükselmesi ve hızla düşmesinin yarattığı titremedir. Ramazanda Sağlıklı Beslenebilmek İçin Altın Kurallar; Medamerikan Tıp Merkezi Beslenme Uzmanı Müge Arslan, Ramazan ayında dengeli ve yeterli beslenmenin 10 altın kuralına vurgu yaparken, değişen öğün sayısında yemek miktarının abartılmamasını öneriyor. Müge Arslan oruç tutanlara altın tavsiyelerini sıraladı. Ramazanda Sağlıklı Beslenebilmek İçin 10 Altın Kural 1. Mutlaka sahura kalkılmalı, sahurda hafif besinler tüketilmeli. 2. Sıvı ihtiyacını karşılamak için, günde 2-2,5 litre su tüketilmeli. 3. İftarda ilk önce hafif, az yağlı gıdalarla yemeğe başlanılmalı. 4. Yemekler yavaş yavaş ve az porsiyonlarda tüketilmeli. 5. Kan şekerini hızla yükselten besinler yerine posa miktarı fazla kepekli ürünler tercih edilmeli. 6. İftarda kızartma ve yağlı besinler yerine ızgara, haşlama, buğulama yöntemleri kullanılarak pişirilmiş hafif yemekler tercih edilmeli. 7. Tatlı tüketmek istiyorsanız, hamurlu, ağır tatlılar yerine sütlü hafif tatlılar tercih edilmeli. 8. Ara öğün olarak meyveye yer verilmeli. 9. Haftada 3 kez düzenli hafif egzersize devam edilmeli. 10. İftar mönüsünü hazırlarken her grup besinden dengeli bir mönü hazırlamaya özen gösterilmeli. MUTLAKA SAHURA KALKIN! Sahuru atladığınız zaman ortalama 18 saat gibi uzun bir süre aç kalmanıza ve metabolizma hızının yavaşlamasına neden olur. Uzun süre açlıklarda kan şekeri ve tansiyon düşer, boş midede asit salgısı artar. Halsizlik, baş ağrısı görülebilir. Sahur öğününde genellikle; yağ oranı düşük, protein içeriği yüksek, kan şekerini hızlı yükseltmeyen kompleks karbonhidratlardan oluşan bir öğün olması en idealidir. Sahur öğününü kahvaltı tarzında yapılmalıdır. Örneğin; Süt, peynir, zeytin, kepek ekmek, domates, salatalık, biber, reçel gibi kahvaltılık besinler veya süt, yulaf gevreği, meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir öğün tüketmek en doğrusudur. İFTARDA HAFİF AZ YAĞLI BESİNLER TÜKETİN! İftar zamanında çok fazla yemek yiyerek midenizi doldurmayınız. Mide gerginliği tansiyonun yükselmesini sağlar. Son yapılan araştırmalar yoğun yemek sonrasında kalbe binen yük nedeniyle kalp krizi riskinin olduğu yönündedir. Yavaş ve az miktarlarda sık yemeye özen gösterilmelidir. Yemekler arasında sıvı alınmalı ki besinlerin sindirimi kolaylaşsın ve ertesi gün susuzluk hissi olmasın. Orucu ilk olarak 1 su bardağı su içtikten sonra, hurma, peynir, domates, zeytin, kepek ekmek ile orucunuzu açmalı veya çorba etli sebze yemeği gibi hafif yiyeceklerle iftara başlanmalı. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölüp bir dilimini alınmalı. Sindirime zaman tanımak adına 15-20 dakika sonra az yağlı/ızgara et yemeği, kurubaklagil, sebze yemeği, salata, ayran, cacık gibi yemeklerle devam edilir. İftarı geniş bir zaman dilimine yayarak ve yemekler yavaş tüketmelidir. Her yudumdan sonra çatal, kaşık ve bıçağı bırakarak tekrar alma tekniğini kullanmak kişiyi yavaşlatacaktır. İki saat sonra; yarım paket bisküvi veya bir porsiyon meyve ve 1 adet diyet bisküvi veya masum bir sütlü tatlı tüketilebilir. RAMAZAN AYINDA YAPILAN EN BÜYÜK YANLIŞLIKLAR; ÇOK YEMEK; Bütün gün aç kalındığı için iftarda vücudun ihtiyacından çok daha fazla yemek yenir. Boş olan mideye bu kadar çok yemek yüklendiğinde, sindirim zorlaşarak, bu da midede ağırlık, ekşime, yanma, bulantı, uyuklama gibi sorunlara yol açar. Barsaklarda ise şişkinlik, kabızlık ve gaz gibi problemler oluşabilir. ÇABUK YEMEK: Yapılan en büyük yanlışlardan biri de çok çabuk ve yeterince çiğnemeden yemek yemedir. Beyin doyma emrini 15-20 dakikada verir, çabuk yemek yenildiği zaman doyma emrini henüz alamadığı için kendimizi hala aç hissederiz ve gereğinden fazla yeriz. SAHURA KALKMAMAK YA DA SAHURDA ÇOK YEMEK: Bütün gün boş kalan midede asit salgısı artacak ve bu da çeşitli mide rahatsızlıklarına yol açacaktır. Bunun dışında açlık kan şekerinin düşmesi, tansiyonun azalması gibi sorunlarla da karşılaşılacaktır. İFTARI SİGARA İLE YAPMAK: Aç karnına içilen sigaranın zararları çok daha fazla olduğu için yemekten önce sigara içilmemelidir.
ABD'nin Houston eyaletinde katiller, farklı bir araç alıp izlerini kaybettirmek için kadın sürücüyü ve yeğenini aracın dışına sürükledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD'de yeğeni ile birlikte dışarı çıkan bir kadın, eve dönüşte hiç beklemediği bir olay yaşadı. Araçlı hırsızlar, sabah saatlerinde 53 yaşındaki bir kişi öldürmüş ve 22 yaşındaki bir kişiyi yaralanmıştı. Olay yerinden kaçan katiller, araç değiştirmek için bir sokağa girdi. Önlerine çıkan aracın durduğunu fark ettikleri anda arabanın yanına koşan hkatil zanlıları kadını ve yeğenini arabanın dışına sürükledi. Olayın meydana geldiği anda bir kişi ayağından yaralanınca polis tarafından yakalandı. Diğer 3 kişi ise polis ekiplerince aranıyor. (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.)
Almanya'da Mesut Özil'in Milli Takım'ı bırakmasının yankıları devam ediyor. Mesut Özil'in Alman Milli Takımı'nda oynamama kararı almasının ardından bir açıklama da, Alman hükümet sözcüsünden geldi. Alman hükümet sözcüsü, Başbakan Angela Merkel'in Mesut Özil'in kararına saygı duyduğunu belirtti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Almanya'da Mesut Özil'in Milli Takım'ı bırakmasının yankıları devam ediyor. Mesut Özil'in Alman Milli Takımı'nda oynamama kararı almasının ardından bir açıklama da, Alman hükümet sözcüsünden geldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel adına açıklama yapan sözcü, "Başbakan Merkel, Mesut Özil'e büyük değer veriyor. O büyük bir oyuncu ve ulusal takım için çok şey yaptı" dedi. MERKEL NE DEDİ? Alman hükümet sözcüsü, Başbakan Angela Merkel'in Mesut Özil'in kararına saygı duyduğunu da belirtti. GÖÇMEN POLİTİKASI Mesut Özil tartışması nedeniyle Almanya'nın göçmen politikasıyla ilgili de bir açıklama yapan Alman hükümet sözcüsü, "Almanya göçmen kökeni olanları her zaman bağrına basmaya devam edecektir" dedi. ''TÜRK KÖKENLİLER UYUMU BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRDİ'' Alman hükümet sözcüsü, Almanya'daki Türk kökenlilerin büyük bir kısmının uyumu başarıyla gerçekleştirdiğini de ifade etti. Mesut Özil ve İlkay Gündoğan'ın İngiltere'de aylar önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la fotoğraf çektirmesi Almanya'da büyük tepkilere neden olmuştu. Rusya'da düzenlenen Dünya Kupası maçları ve öncesinde oynanan hazırlık müsabakalarında Mesut Özil ile birlikte İlkay Gündoğan ırkçı tezahüratlara maruz kalmıştı. Amine Gülşe'den Mesut Özil'e destek mesajı HABERİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Ankara'da bir üniversitede temizlik görevlisi olarak çalışan Ömer Sarı, kendisini aldattığını düşündüğü eşini vurup intihar etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ANKARA'da bir kişi, kendisini aldattığından şüphelendiği eşini silahla vurup öldürdükten sonra intihar etti. İddiaya göre; Ankara Ticaret Odasında (ATO) temizlik görevlisi olarak çalışan Ömer Sarı (40), TOBB Üniversitesinde aynı işi yapan eşi Yazgülü Sarı'yı (28) 06 BP 5810 plakalı otomobiliyle işe getirdi. Ömer Sarı, TOBB Üniversitesinin Söğütözü Caddesi'ndeki servis girişine geldikleri sırada karısına silahla bir el ateş etti. Belinden yaralanıp araçtan inen karısının başına da bir el ateş eden zanlı, aynı silahla kendini de kafasından vurdu. Çift, olay yerinde hayatını kaybetti. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve çok sayıda polis sevk edildi. Olay yerinde 3 boş kovan bulan polis, araçta Ömer Sarı'nın yazdığı bir mektupla Yazgülü Sarı'ya ait cep telefonu görüşmelerini içeren ayrıntılı dökümü buldu. Ömer Sarı'nın mektupta, kimsenin suçu olmadığını, eşini kendisini aldattığı için vurduğunu yazdığı öğrenildi. İnceleme sırasında, silahın halen Ömer Sarı'nın elinde bulunduğu öğrenildi. Polis, üniversiteye ait güvenlik kamerası görüntülerini incelemeye aldı. Üniversitenin girişi kapatıldı ve öğrenciler diğer kapılardan okula alındı. Olay yerinin etrafını kapatan Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet ve Olay Yeri Büro Amirliği ekiplerinin incelemesi sürüyor. Cesetler, incelemenin ardından otopsi için morga kaldırılacak.
Rusya'nın İran'a S-300 hava savunma sistemlerini teslim etme kararı ABD'nin canını sıktı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Rusya'nın İran'a S-300 hava savunma sistemlerini teslim etme kararını "yapıcı" bulmayarak, "İran'ın bölgedeki istikrarsızlaştırıcı rolü göz önünde bulundurulduğunda, bu satışların yapılması için şu anda zamanın uygun olmadığını" söyledi. Harf, günlük basın toplantısında konuyla ilgili soru üzerine, bu satışla ilgili kaygılarını daha önce de dile getirdiklerini hatırlattı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı telefon görüşmesinde, konuyu gündeme getirdiğini belirten Harf, “Rusya’nın bu konuda adım atmasının, şu zamanda yapıcı bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz” dedi. P5+1 ülkeleriyle İran arasındaki müzakerelerde Rusya ile çok yakından çalıştıklarını dile getiren Harf, konunun müzakerelere etkisinin olacağını sanmadığını, bu ikisinin birbirinden farklı konular olduğunu kaydetti. Harf, bir soru üzerine, Rusya’nın bu kararının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran yaptırımlarının ihlaline yol açmadığını bildirdi. "Bu tarz sistemlerin satılmasının zamanı değil" Bu satıştan neden kaygı duyduklarına yönelik soru üzerine de Harf, “İran’ın, Yemen, Suriye, Lübnan gibi yerler dahil bölgedeki istikrarsızlaştırıcı rolü dikkate alındığında, bu tarz sistemlerin satılmasının zamanı değil” diye konuştu. Harf, Rusya’nın, İran ile petrolle diğer materyallerin değişimini yapacağına yönelik açıklamasının İran’a yaptırımların ihlali anlamına gelip gelmediğine yönelik soru üzerine de konuyla ilgili detaylara baktıklarını söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, S-300 hava savunma sistemlerinin İran'a teslimatı, Rusya topraklarından bu ülkeye transit geçişi, Rus gemi ve hava araçlarıyla taşınmasına yönelik yasağı iptal etmişti. Putin'in imzaladığı kararname, Rusya'nın 22 Ekim 2010'da İran'a silah teslimatının askıya alınmasına yönelik kararından S-300'lerin olduğu kısmı çıkarttı. Rusya ve İran, 2007 yılında S-300 hava savunma sistemi satışı konusunda anlaşma imzalamıştı. ABD ve İsrail, anlaşmaya sert tepki göstermişti. Rusya, 2010'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik silah ambargosu kararı almasının ardından, S-300 anlaşmasını tek taraflı askıya aldığını açıklamıştı.
Sosyal medya en ufak şeyi mizah unsuru yapmaya, sosyal medya kullanıcılarını kırıp geçirmeye devam ediyor. Hadi gelin birbibirin komik o paylaşımlara birlikte bakalım. İşte sosyal medyada çok konuşulan, çok güldüren o paylaşımlar.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sosyal medya en ufak şeyi mizah unsuru yapmaya, sosyal medya kullanıcılarını kırıp geçirmeye devam ediyor. Kimileri gayet normal bir şekilde sosyal medyada paylaşıldıktan sonra mizah unsuru olmuş, kimileri zaten direkt bunun için atılmış. Ne olursa olsun birbirinden komik bu paylaşımlar hala hafızalarda yer edinmeye devam ediyor. Hadi gelin birbibirin komik o paylaşımlara birlikte bakalım. İşte sosyal medyada çok konuşulan, çok güldüren o paylaşımlar.
Fransız oyuncu Florent Johan Malouda’yı kadroya katarak transferde gözünü dünya yıldızlarını çeviren Trabzonspor’da kulüp başkan yardımcısı ...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fransız oyuncu Florent Johan Malouda’yı kadroya katarak transferde gözünü dünya yıldızlarını çeviren Trabzonspor’da kulüp başkan yardımcısı Sebahattin Çakıroğlu, güçlü Trabzonspor’u inşa etmek için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi. Çakıroğlu, Derry City karşısında turu geçen taraf olacaklarını belirtti. Trabzonspor Kulübü Başkan Yardımcısı Sebahattin Çakıroğlu, takım olarak çok iyi bir havada olduklarını belirterek, "Derry Ctiy karşısına ilk maçta aldıkları 4-2’lik galibiyetin avantajıyla rakip karşısına çıkacağız. Trabzonspor, İrlanda’dan rahatlıkla turla dönecek güçtedir. Oyuncularımızın moralleri yüksek, avantajlı gidiyoruz. Turu geçeceğimize inanıyorum" dedi. Sezon başı olması nedeniyle oyuncuların yorgun olduğunu belirten Çakıroğlu, "Oyuncularımız sezon başı kampı geçirdikleri için üzerlerinde biraz olsun yorgunluk var. Derry Ctiy maçında gösterilen hırs bizi memnun etti. Yeni transferlerimiz ilk maçta oynamadı. Onların da katılımıyla çok daha iyi bir Trabzonspor olacak. Çok iyi birer savunma ve forvet oyuncusu kadromuza katacağız. İkinci maçta yeni oyuncularımız da forma giyecek. Malouda da takıma büyük katkı sağlayacak" şeklinde konuştu. "TRABZON BU DURUMA KATLANAMAZ" Transfere devam edeceklerini aktaran Çakıroğlu, "Her alacağımız yere 3-4 isim belirliyoruz ve hocalarımızın belirlediği ismi takıma kazandırmak için çalışıyoruz. Takıma katkı sağlayacak isimler üzerinde her türlü çalışma yapılıyor bu konuda herkes rahat olsun. Transferlerimiz devam edecek" diye konuştu. "Elde yabancı oyuncular var diye bu duruma 2 sene daha katlanamayız" diyen Çakıroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Eldeki yabancı oyuncular konusunda zarar edeceğiz. Ama bu işten zaten yapılma şekliyle kulüp zarar ediyor. Eldeki yabancılar var diye bu takımı 2 sene daha bu halde tutamayız. Trabzon bu duruma katlanamaz. Yarışan bir takımız hedeflerimiz var. Biz göreve gelir gelmez daha transfer yapmadan futbolculara ödediğimiz paralar ortada, biz 2 yıl daha bu oyunculara bu paraları ödemek istemiyoruz. Mevcut yabancılar içinde hocamızın istediği oyuncuyla devam edeceğiz. Düşünmediği isim ise kendine kulüp bulacak. Bulamıyorsa da gereken yapılacak." Çakıroğlu, aksilik olmaz ise forvet ve savunmaya dünya yıldızı iki isim daha katmak istediklerini belirtti. (İHA)
Kıbrıs Harekatı'nın emrini veren yıllarca Bülent Ecevit olarak bilindi. Ancak işin perde arkası hiç de öyle değilmiş.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER- Kıbrıs'ta Rumların Türklere yaptığı zulme son verme amacıyla başlatılan harekatın emrini veren olarak Bülent Ecevit olarak bilinse de perde arkasında en önemli ismin Erbakan olduğu ortaya çıktı. dönemin Başbakan Yardımcılığı yapan Necmettin Erbakan'ın makaslanan röportajında Kıbrıs'a askeri harekat için asıl planlamayı kendilerinin yaptığı ve Ecevit'e bu konuda teklifle gittikleri ifade ediliyor. İşte Erbakan'ın yıllar sonra ortaya çıkan röportajı... HAREKAT KARARINI BİZ ALDIK O kargaşalık esnasında gidip Ada’ya huzuru getirmek lazımdı. Ecevit’i Afyon’a uğurladıktan sonra yaptığımız Genel İdare Kurulu toplantımızda kesinlikle bir kanaate vardık, biz o kararı aldık. Bir an evvel bu müdahale yapılmalıdır. Bir nevi bendeniz tam yetki ile partimiz adına, arkadaşlarımla beraber bir an evvel bu harekatı yaptırmanın gayreti içindeydim. Ayrıca Efendimiz Aaleyhisselatü veselam’ın Halası Ümmü Haram’ın türbesi Larnaka’da bulunduğu için burayı mutlaka almamız gerekir” diye kesin kararlılıkla hareket ettik. DENİZ BAYKAL DA ORADAYDI Bir kısım liderlerimiz, bu harekatın yapılmasını arzu ediyorlardı ama kendilerini bizim istediğimiz kararlılıkta görmüyorduk. Hepsi tereddütler izhar ediyordu. Belki isimlerini açıklamak doğru olmaz ama Deniz Baykal Bey de müzakerede beraberdi. ECEVİT HİÇBİR ZAMAN KESİN EMRİ VERMEDİ Ecevit hiçbir zaman kesin emir vermedi. Biz Milli Güvenlik Kurulu’nda konuyu konuştuk. Konuştuğumuz zaman zaten Afyon’a giderken Ecevit’e olay çok önemlidir gitmeyin dedik. Ondan sonra da biz MSP olarak Ecevit , Afyon’da iken kendi Genel İdare Kurulu toplantımızı yaptık. Mutlaka müdahale etmek lazımdır noktasına geldik MSP olarak. HALK PARTİSİ KARŞI ÇIKTI Onun için Milli Güvenlik Kurulu’nda da MSP kanadı olarak biz hep bir an evvel müdahale edilmelidir diyorduk. Halk Partisi’nin önemli bir kısmı “Bu macera olur, sakın ha böyle bir şey yapılmasın, edilmesin” dediği için bir oyalama oluyordu.
Londra'nın kuzeyinde 16 saat boyunca polisin ikna çabalarına aldırış etmeyen adam intihar etti
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiltere'de bir adam, polisin tüm ikna çabalarına rağmen boynuna dayadığı pompalı tüfekle intihar etti. Londra'nın kuzeyindeki Luton bölgesinde yaşanan olayda, bir adam gittiği parkın ortasında intihar eylemine girişti. Olay yerine gelen polis, tam 16 saat boyunca kimliği bilinmeyen adamı amacından vazgeçirmeye çalıştı. Buna rağmen, amacından vazgeçmeyen kişi boynuna dayadığı pompalı tüfeği ateşleyerek kendisini ağır yaraladı. Pazartesi günü öğlen saatlerinde yaşanan olayın ardından hemen hastaneye kaldırılan adamın hayati tehlikesinin sürdüğü belirtildi.
Başbakan erdoğan'ın makedonya temasları sürüyor. tika tarafından yaptırılan mustafa paşa camisi'ni inceleyen erdoğan, cami avlusunda toplanan soydaşlara seslendi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Erdoğan konuşmasında aradaki mesafenin uzaklığına rağmen iki ülkenin sevinçleri ve hüzünlerinin bir olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Üsküp'ün, Kalkandelen'in, Gostivar'ın, Manastır'ın Debre'nin, Ohri'nin yüreği ile İstanbul'un, Bursa'nın, İzmir'in, Ankara'nın tüm Türkiye'nin yüreği aynı anda atıyor. Şundan emin olun; siz burada ne kadar mutlu, huzurlu olursanız, biz de Türkiye'de o kadar mutlu ve huzurlu oluruz. Sizin sevinciniz, bizim sevincimiz, sizin hüznünüz, bizim hüznümüz, sizlerin huzuru ve mutluluğu için Türkiye olarak her türlü gayreti sarf ediyoruz."
Başbakan Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Çankaya Köşkü'ndeki görüşmesi saat 21 itibariyle başladı. İkilinin görüşmesi basına kapalı gerçekleşiyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Çankaya Köşkü'ndeki görüşmesi saat 21 itibariyle başladı. Başbakan Binali Yıldırım ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki görüşme saat 21'de başladı. Partisinin Zonguldak İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Yıldırım, sınırdaki son gelişmeler için "Türkiye buna göz yumar mı, Türkiye terör örgütlerine pabuç bırakır mı? Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz" demişti. Partisinin Kızılcahamam Kampı'nda bulunan Bahçeli de Afrin harekatına ilişkin açıklamasında "Devletimiz, milletimiz için hayırlı olsun. Allah ordumuzu muvaffak etsin" ifadelerini kullanmıştı. (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.)
4 eski bakan için bugün Meclis'te saat 15.00'da Yüce Divan oylaması yapılacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: NESRİN YILMAZ İNTERNETHABER-ANKARA Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar için bugün karar günü. TBMM'de bugün saat 15.00'da 4 eski bakan için Yüce Divan oylaması yapılacak. Saatiyle olay yaratan Zafer Çağlayan , Muammer Güler , Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar için yapılacak oylamalar gizli oturumla gerçekleşecek. Oylama her bakan için ayrı ayrı yapılacak. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, oylama sonucunun bakanları Yüce Divan'a göndermeme yönünde çıkacağını beklediğini söyledi. Yalşın, oylamanın bu yönde çıkması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vekillere talimat gönderdiğini iddia etti. BEŞTEPE'DEN TALİMAT GİTTİ Aslında oylamanın gizli olması gerekiyor, gruplar da bağlayıcı karar alamıyorlar. Ancak, maalesef Beştepe'deki saraydan AKP'li milletvekillerine talimat gönderildiği yönünde çok ciddi bilgiler var. Oylamanın sonucunu ben malesef ve malesef verilen talimattan dolayı bu kişilerin aklanacağı yönünde bekliyorum. YEGANE AKLANMA YOLU YARGI Adil ve dürüst davranılmıyor, halbu ki bu dört bakanın da aklanmasının yegane yolu yargı önüne çıkabilmektir. Ancak orada aklanabilirler bunun önü de kapandı. Kapanmasının temel sebebi de yargı önünde iş büyüdüğü taktirde işin, dönemin Başbakanının çocuklarına kadar yürüyebileceği endişesidir. Bunun önüne geçebilmenin yolu da AKP'li milletvekillerine talimat vermektir, bu talimat da verilmiş zaten bugün hep birlikte göreceğiz. Sonuç Yüce Divan'a gitmeme yönünde çıkacaktır. Soruştırma Komisyon'unun hazırladığı raporla ikna olmadıklarını belirten Yalçın şunları söyledi: BU KAYITLARI SİLEMEYECEKLER Delillere baktığınızda ikna olmanız zaten mümkün değil. İkna olmadık, ikna olmadığımız gibi her şey ayan beyan ortada. O paraları, o kasaları, o tapeleri, mal varlığındaki değişkenlikleri nasıl izah edeceğiz. Bunun izah yeri yargı önüydü, orada savunmalarını yapabilirlerdi. Şimdi siz o yolu da kesiyor ve tıkıyorsunuz. Ama bu kayıtların hiçbiri silinmez, istedikleri kadar uğraşsınlar eninde sonunda bu dört kişi ve onların bağlı olduğu kişilerin tümü yargı önüne çıkacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi 17-25 aralık süreciyle alakalı Devr-i Sabık yaratacaktır. Seçime gidene kadar da bunu söyleyeceğiz, bu millete sözümüz var.
Gündemde Anayasa değişikliği paketi var. Sabih Kanadoğlu'nun eleştirilerine AK Parti'den cevap gecikmedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: AK Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Suat Kılıç "bu meclis Anayasa değiştiremez" diyen Sabih Kanadoğlu'na "kenarda oturma parti kur" cevabını verdi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Suat Kılıç paketle ilgili yargıdan ve muhalefetten gelen eleştirilere yanıt verdi. Meclis bahçesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin özgürlükleri genişletmek yerine kısıtlayıcı bir rol üstlendiğini savundu. Bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı hatırlatarak, ''(Bu paketi kesinlikle desteklemeyeceğiz, burada son noktayı koyuyoruz) dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu da İçişleri Bakanı Atalay yanıtladı. Atalay, Anayasa değişikliğinin çok önemli bir çalışma olduğunu vurgulayarak, 1982 Anayasası'nın değiştirilmesi konusunda da toplumun genelinde bir beklenti olduğuna dikkati çekti. Atalay, şöyle devam etti: YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK ''Bizim arzumuz şuydu: paketi hazırlarken bütün partilerle daha yoğun paylaşma. Onların da katkısını alma. İçinde olacak değişiklik taleplerini alma. Görüşme-müzakere etme. Ama sizler özellikle parlamentoda görev yapan basın mensubu arkadaşlar, bunları zaten bütün ayrıntılarıyla biliyorsunuz. Niçin bunun gerçekleşmediğini de biliyorsunuz. Bizim bu durumda yapabileceğimiz bir şey yok tabii. Teklifimizi götürdük, Mecliste komisyonda ve Genel Kurulda bunlar görüşülecek. Ondan sonra da gerekiyorsa milletimizin takdirine sunulacak. CHP'NİN GELENEĞİNE UYGUN AÇIKLAMALAR Burada muhalefetle ilgili söylenmesi gereken şu: Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın açıklamalarını ben şu günlerde çok şansızlık olarak görüyorum. CHP'nin geleneğine uygun açıklamalar yapıyor. Sıkıştığında böyle millet iradesi dışı vurgulara çok heveslidir onlar, çok alışkındır. BAHÇELİ'YE CEVAP Tabii Sayın Bahçeli'nin başından beri tavrı bu. Onlar bu Meclisi, Meclis kabul etmiyorlar adeta. 'Bu Meclisin iradesi yoktur, seçimden sonraki Meclis Anayasa yapsın...' Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Bütün bunları milletimiz görüyor. Milletimiz değerlendiriyor ve biz de kararlı bir şekilde hazırlıklarımızı yaptık. Dün gece tekrar bütün sivil toplum kuruluşlarından ve siyasi partilerden gelen teklifleri de masaya yatırdık.'' Atalay, pazar ve pazartesi günü partisinin genel merkezinde çalışma yürüttüklerini hatırlatarak, hazırlanan metne yeni tekliflerin girdiğini açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da ekonomiyle ilgili kuruluşların temsilcileriyle görüştüğünü anlatan Atalay, oradan gelen Ekonomik ve Sosyal Konseyin Anayasal güvenceye kavuşturulması önerisini Anayasa değişikliği teklifine aldıklarını söyledi. EMEKLİLER Sivil toplum örgütlerinin daha çok desteğini, görüşlerini almak için böyle mekanizma getirdiklerini bildiren Atalay, emeklilerin taleplerinin de ele alındığını kaydetti. Toplu sözleşme sonuçlarının hem işçi hem memur emeklilerine yansıtılacağını ifade eden Atalay, şunları söyledi: ''Çok önemli değişiklikler var. Bir konuya da ben özellikle değinmek istiyorum; hepimiz bu Anayasa paketine iyi bakalım. İyi okuyup iyi analiz edelim. Vatandaşlarımıza özellikle ifade etmek istiyorum; bu, inanın iyi bir demokrasi paketi. bireyi öne alan, güçlendiren, hakkını daha fazla koruyan ve milletin iradesini daha güçlendiren bir paket. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi parti kapatan, parlamentodan giden yasaları iptal eden ama genel manada şöyle bir imajı var; yasaklayan Anayasa Mahkemesi. İnanın, uluslararası alanda -bir hukukçu ve bunu bilen birisi olarak ifade ediyorum- Anayasa Mahkemeleri hep özgürlük alanını genişleten mahkemelerdir. İnsan haklarını koruyan mahkemelerdir. Ve biz bireysel başvuruyla bunu getiriyoruz. İnanın, bu paketle Türkiye'de çok ciddi değişiklikler yapılıyor. Bunları biraz analiz etmek gerekir. Siyasi, böyle kestirmeden kısa cümlelerle ve yargılarla yaklaşılmaması gereken bir paket olarak görüyoruz.'' HUKUK DIŞINA TAŞAN İFADELER Atalay, bir gazetecinin, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun ''Anayasa değişikliği, Anayasa'ya aykırı. Anayasa Mahkemesinden döner...'' şeklindeki görüşlerini hatırlatması üzerine de ''Bu tür şeyler ifade ediliyor. Genel manada hukuki açıklamalar olmayınca, hukukun dışına taşan ifadeler olarak görüyorum ben bunları'' dedi. YARGIYA DEMOKRASİ GELECEK İçişleri Bakanı Atalay ''Belki bu zatların rahatsızlıklarından biri, yargı içine de ilk defa demokrasi geliyor. Kürsü hakimleri, savcıları seçimlere katılacaklar. Kendileriyle ilgili karar veren o kurulun üyelerinin yarısını onlar seçecek. 7'si adli yargıdan 3'ü idari yargıdan. Bunlar o kadar önemli ki...'' açıklamasında bulundu. AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç da Anayasa'nın 1, 2 ve 3. maddesiyle TBMM Başkanlığına sundukları teklifin çelişen herhangi bir boyutu olmadığını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Kılıç, şöyle konuştu: SABİH KANADOĞLU PARTİ KURSUN ''Dolayısıyla eski Başsavcı Sayın Kanadoğlu'nun açıklamaları, bu konudaki yaklaşımları tamamen hukuki değerlendirmelerden uzak, görece, kişisel ve politik yaklaşımlardır. Sayın Kanadoğlu'nun yaklaşımları baz alınacak olursa, TBMM bugün tali kurucu iktidar yetkisi kullanması, Anayasa değiştirmemesi gereken bir Meclistir. Kendisine biz çağrımızı daha önce yapmıştık. Sayın Kanadoğlu eğer bu Meclisin Anayasa değiştiremeyeceğini düşünüyorsa, kenardan köşeden konuşmak yerine partisini kursun, halkın önüne çıksın, halkın oyuna kendisi müracaat etsin. Çünkü, bu anlayış, 2007 yılında 'Bu halk Cumhurbaşkanı seçemez' diyen anlayıştır. Bu anlayış, bugün de 'bu millet Anayasa değişikliği referandumunda oy kullanamaz' diyen bir anlayıştır. Bunlar, tamamen hukuktan uzak değerlendirmelerdir.'' BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLLERİNİN TAMAMIYLA GÖRÜŞÜLECEK AK Parti Grup Başkanvekili Kılıç, ''Görüşmelerinizde desteğini açıklayan milletvekili oldu mu? 11 Bağımsız milletvekiliyle siz mi görüşeceksiniz?'' şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı: ''Heyet halinde bağımsız milletvekillerinin tamamıyla görüşülecek. TBMM'de herhangi bir grup bünyesinde ya da herhangi bir partinin üyesi olan milletvekilleriyle zaten partilerinin kurumsal kimliği çerçevesinde temas sağlanmış oluyor. Ancak, Anayasa değiştirmenin mantığı noktasında, çoğulculuk ve katılımcılık burada çok önemli, her bir milletvekilinin iradesine biz değişiklik teklifimizi doğrudan sunmayı, hem Anayasa değiştirmenin mantığına hem de siyasi nezaketin gereğine uygun bir davranış olarak tespit ettik ve bunun gereğini yerine getirdik. Diğer bağımsız milletvekilleriyle de bir bakan, bir grup başkanvekilinden oluşan heyetimiz görüşmelerini yapacak. Kendilerine değişiklik teklifimizi sunduk ve ayrıca sözel olarak içinde neler yer aldığını, özgürlük ve demokrasi ve bireyin hukuku noktasındaki vizyonunu kendileriyle paylaştık. Ama hiçbir bağımsız milletvekilinden pakete destek verip vermeyecekleri noktasında bir sorunun cevabının beklentisi içerisinde olmadık. Zira bildiğiniz gibi Anayasa değişikliği gizli oyla yapılır. Her bağımsız milletvekilinin oy kullanma iradesine sonsuz bir saygı duyuyoruz. Yapmış olduğumuz davranış, Anayasa değiştirmenin mantığına ve parlamenter olmanın saygınlığına uygun düşen bir davranıştır. Bundan sonrası kendilerinin kararıdır.''
Los Angeles Polisi yaptığı açıklamada "göçmenlerin sınırdışı edilmesi konusundaTrump'la işbirliği yapmayacağız" dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Los Angeles Emniyet Müdürü Charlie Beck yaptığı açıklamada, LAPD'nin (Los Angeles Polis Departmanı) göçle mücadele konusundaki tutumunu değiştirme planının olmadığını söyledi. ABD Başkan Vekili Donald Trump'ın göçmenlerin sınırdışı edilmesi konusundaki açıklamalarına yanıt Los Angeles Emniyet Müdürü Charlie Beck'ten geldi. Beck, LAPD'nin (Los Angeles Polis Departmanı) yasadışı göçmenleri sınırdışı etme tutumunu değiştirmeyeceğini söyledi. Beck açıklamasında, "Farklı bir şey yapma niyetinde değilim. Birinin göçmenlik statüsüne dayanan yasa uygulama faaliyetlerine girmeyeceğiz. Vatan Güvenliği ile sınırdışı çabalarına ilişkin olarak Trump ile birlikte çalışmayacağız. Bu bizim işimiz değil, ne de işimizi yapacağız." ifadelerini kullandı. TRUMP: YA GÖNDERİRİZ YA DA HAPSE ATARIZ Amerikan CBS Televizyonu'na demeç veren Trump, 'suç işlemiş, uyuşturucu çetesi ya da suç örgütü üyesi' Kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmesi gerektiğini belirterek, "Bu kişileri ya ülkeden göndermeyi başarırız ya da onları hapse atarız" diye konuşmuştu. ABD'de yaklaşık 11 milyon kaçak göçmenin olduğu tahmin ediliyor. Donald Trump başkanlık kampanyası sırasında, seçilmesi halinde yasa dışı göçle mücadele edeceğini, ülkedeki kaçak göçmenlerin sınır dışı edileceğini, Meksika-ABD sınırına bir duvar ördürmeyi planladığını dile getirmişti.
Ermenistan tarafının normalleşme protokollerine ön şart getirmesine sert çıkan Erdoğan Karabağ vurgusu da yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye ile imzalanan protokolleri onaylarken Türkiye sınırlarını tanıma ve soykırım komisyonu kurulmasına şerh koyan kararıyla ilgili olarak “Ermenistan, metnin üzerinde operasyona kalkıştı” dedi. İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile ortak basın toplantısında soruları yanıtlayan Erdoğan, Ermenistan’ın tavrıyla ilgili bir soru üzerine, “Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın gerekçesinde, temel ilke olarak asla kabul edilemeyecek bir yaklaşım tarzı olduğunu” söyledi. KARABAĞ OLMADAN OLMAZ Erdoğan, “Biz bu metni hemen parlamentomuza gönderdik, herhangi bir kurumu aracı olarak sokmadık. Cümleler arasında operasyon da yapmadık. Aynen gönderdik ve biz orada samimiyet gösterdik” dedi. “Şu anda Ermenistan, metnin üzerinde operasyon yapmaya kalkıştı. Bunun tabii düzeltilmesi lazım, bu düzeltilmedikten sonra süreç zedelenmiş olur” diye konuşan Erdoğan, “Kaldı ki Ermenistan-Azerbaycan arasındaki ilişkiyi bu işin dışında tutmak gibi bir lüksümüz de yok” dedi. Erivan’dan siyasi irade bekliyoruz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan’a, Anayasa Mahkemesi’nin protokoller hakkında yayımladığı ayrıntılı kararına ilişkin rahatsızlığını iletti. Cidde’deyken kendisini arayan Nalbantyan ile telefonla görüşen Davutoğlu, mahkeme kararının kabul edilemez bir biçimde ön koşullar ve kısıtlayıcı yorumlar içerdiğini aktardı. Türkiye’nin protokollerin ruhuna bağlı kalmaya devam ettiğine dikkati çeken Davutoğlu, aynı kararlılık ve iyi niyetin Ermenistan’dan da beklendiğini vurguladı. Protokollerin içeriğinin bir bütünlük oluşturduğunu ve unsurların bağlamından koparılmasının normalizasyon sürecinin amaçlarından ve felsefesinden uzaklaşmak anlamına geleceğini belirten Davutoğlu, Türkiye’nin Ermenistan hükümetinden gerekli siyasi iradeyi sergilemesini beklediğini vurguladı. Ayetli CEVAP Erdoğan, “Türkiye’nin, Arap halkına karşı değişen olumlu tavrının, AB’ye üyelik durumunda değişip değişmeyeceği” sorusu üzerine, “Bizim değişmez ilkemiz var” diyerek Hud Suresi’nin 112. ayetiyle karşılık verdi: “Emrolunduğun gibi dosdoğru olacaksınız.” “Ortadoğu’daki tavrımızı, kendi değerlerimizden gelen insani bir tavır olarak ortaya koyduk” diyen Erdoğan şöyle konuştu: “Bu tavrımızı Gürcistan’da da ortaya koyduk. AB bunu değiştirmez. Biz AB’yi Hıristiyan kulübü olarak değil siyasi kulüp olarak görüyoruz.” İspanya’dan ‘ittifak’ ödülü İspanya’nın Endülüs özerk yönetiminin başkenti Sevilla, Medeniyetler İttifakı projesinin harekete geçirilmesinde üstlendiği ‘önemli rolü’ nedeniyle Başbakan Erdoğan’ı ödüllendirdi. Ödül, daha önce eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a, UNICEF’in iyi niyet elçisi Mia Farrow’a ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı El Baradei’ye de verilmişti. Erdoğan’a ödül olarak, sanatçı Ben Jessef’e ait orijinal heykelcik ile 30 bin doları verilecek
Göz6 yarışmasının 17 Aralık 2016 Cuma akşamı yayınlanan bölümünde bu hafta Göz6'dan elenen isim belli oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tv8'de yayınlanan Göz6 yarışmasının 17 Aralık 2016 Cuma akşamı yayınlanan bölümünde bu hafta en az SMS desteğini alarak elenen isim Yasemin oldu. Göz6 Eleme Gecesi potaya çıkan isimler kızlar takımından oldu. Hafta boyunca erkeklerden daha az oyun kazanarak elemeye çıkan kızlar takımı, oylama sonucu ilk eleme adayının kim olacağına karar verdi. Yasemin'i eleme potasına sokan kızlar grubunun ikinci eleme adayını da SMS birincisi olan Ecem belirledi. Haftanın birincisi olduğu için manevi bir ödülle birinciliği taçlandırılan Ecem, eleme adayı olarak çıkaracağı ismi açıklamadan önce kısa süre duygusal anlar yaşadı. Ardındansa Berna'nın ismini vererek eleme potasına giren ikinci adayın ismini açıkladı. Göz6 Eleme Gecesi 10 Aralık 2016 Cuma günü Survivor hayallerine veda eden isimse izleyicilerden düşük oy alan Yasemin oldu. Yasemin'in Göz6 evine ve Survivor hayallerine veda ettiği anlar :
Türk Hava Yolları'nın Boing 777 tipi uçaklarında artık cep telefonu kullanmak ve sınırsız internete ulaşmak serbest.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türk Hava Yolları (THY) uçuş kalitesinde ve standartlarında yaptığı değişiklere bir yenisini daha ekledi. Artık THY'nin Boing 777 tipi uçaklarıyla uçanlar hem cep telefonlarını kullanabilecekler hem de uçuş boyunca sınırsız internet keyfi yaşayacaklar. Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil, bazı Avrupa ülkelerinde ard arda yaşanan krizin kendilerini korkutmadığını, aksine bunun THY için pozitif etkileri olacağını söyledi. 2011 yılı için planlarını da özetleyen Kotil, yılbaşında teslim edilecek Boeing 777'lerde yolcuların cep telefonu ve kablosuz internet bağlantısı kullanabileceğini, uydudan canlı televizyon yayını izlemenin de mümkün olacağını söyledi. Kotil, "Daha önce teslim edilen 777'lerde bu sistemleri biz yapacağız, yeni gelecek 777'ler ise Boeing tarafından bu teknoloji kurulmuş olacak. Ocak itibariyle bu hizmet başlayacak" dedi. Kotil, Los Angeles, Vietnam, Filipinler'de Manila, Bangladeş'te Daka seferlerinin başlayacağı bilgisini verdi. KOBE GELİYOR THY'nin Manchester United, Barcelona futbol takımları ile Euroleague basketbol ligine sponsor olması, Kevin Costner'li reklam filmlerinin ardından şimdi de ünlü basketbolcu Kobe Bryant'ın reklam filmlerinde oynayacağını kaydeden Kotil, "Kobe Bryant'lı reklam filmlerimizin çok ilginç bir senaryosu var" dedi. YOĞUNLUK SIKINTI YARATIYOR Kotil, İstanbul Atatürk havalimanındaki kapasite sorununun THY'nin büyümesi önünde bir engel olup olmadığı sorusuna yanıtlarken de "Doğru. Orada bir sıkıntı var. Ne yapabiliriz, uçuşları başka nerelerde artırabiliriz diye çalışıyoruz. Bazı iç hat uçuşlarımızı Sabiha Gökçen'e kaydırıyoruz" diye konuştu. YABANCI PİLOTLARIN SAYISI 230 THY'nin kaptan pilotlarının yüzde 10'unun yabancılardan oluştuğunu ve bunun da Türkiye'de kaptan pilot sıkıntısından kaynaklandığını açıklayan Kotil, "Gerçi bir ton kişiyi yetiştiriyoruz, ancak kaptanlık belirli bir süre gerektiriyor, yıllar alıyor. Sürekli büyüdüğümüz için yurt dışından epeyce kaptan aldık, çalışıyorlar. Gönül isterdi ki tüm kaptanlarımız Türk olsun" dedi. Kotil, 230 yabancı kaptan pilotun THY'de görev yaptığını belirtti.
Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında Zarrab davasına ilişkin ilginç bir ayrıntı aktardı. Selvi, jürinin incelemesine sunulan isim listesinde şehit polisin de bulunduğunu yazdı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Zarrab davasında soruşturmayı yürüten federal savcıların jürinin incelenmesi için listeyi hazırlarken, FETÖ’cü polislerin suç duyurusunda bulundukları isimleri aynen aldıkları ortaya çıktı. Abdulkadir Selvi bugünkü köşe yazısında itirafçı olarak tanık durumuna geçen Zarrab davasıyla ilgili bir detayı paylaştı. Jürinin incelemesine sunulan isim listesinde Amerikan adalet sisteminin güvenilirliğini sarsan “kes-yapıştır” işlemi yapılmış. İşte Selvi'nin yazısının ilgili bölümü: BEŞİKTAŞ SALDIRISINDA ŞEHİT OLMUŞTU (...)FETÖ’den dolayı polislikten ihraç edilen ve bir süre tutuklu kalan Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Selami Yıldız, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hakan Sıralı ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Arzum Nazman hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Jüriye sunulan isim listesinde bu üç isim yer alıyor. Tabii FETÖ’cü Hüseyin Korkmaz da... Ama sadece bu değil. 14.08.2014 tarihli suç duyurusunda ismi geçen Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu da yer alıyor. FETÖ’cü polis suç duyurusunda Vefa Karakurdu’ndan söz etmiş ya ‘Amerikan Mahkemesi’ de bunu almış, aynı şekilde isim listesine yerleştirilmiş. Jüri üyelerine bunları soruyor. Jüri üyeleri gerek gördükleri takdirde bu isimlere soru sorabilecek. Ancak Vefa Karakurdu’nda bir sorun var. Çünkü Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu şehit oldu. FETÖ’cülerin verileriyle hareket eden mahkeme isim listesine şehit Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu’nun da ismini koymuş. Vefa Karakurdu, 11 Aralık 2016 tarihinde Beşiktaş-Bursaspor maçından sonra yaşanan terör saldırısı sırasında şehit düştü. Gözleri o denli kararmış ki, şehidimizi dahi o isim listesine eklemişler." Resimli kandil mesajları
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 2010 yılı sendikal hakların ihlali raporunu yayınladı. Sonuç ürpertici
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu tarafından hazırlanan rapora göre, geçen yıl 90 sendikacı öldürüldü, 75 sendikacı ölümle tehdit edildi. Sendikal faaliyetlerde bulunan 2 bin 500 kişi tutuklandı, 5 bin kişi işlerinden atıldı. ITUC'un Sendikal Hakların İhlali Raporu 2011, 2010 yılında sendikal hakların dünya genelindeki durumunu bütün çıplaklığıyla ortaya koydu. Raporda, 143 ülkenin sendikal hak ihlalleri, sendikal hakların pratikte nasıl uygulandığı ve ulusal yasaların sendikal hakları ne ölçüde ve nasıl koruduğuna dair bilgilere yer verildi. Raporda, özellikle sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık yapma hakkı konusunda dünya genelinde yaşanan gerilemeye vurgu yapıldı. ITUC'un raporuna göre, küresel ekonomik kriz ile daha da belirgin hale gelen istihdam sorunu, istihdamın yaratılması ve korunması için politika üretmeye çalışan ülkelerde dahil olmak üzere tüm dünyada devam ediyor. İşsizlik, yoksulluk ve güvencesizlik artarken büyük bankaların, finans gruplarının ve büyük şirketlerin hükümetlerin politikalarını yönetmesine izin veriliyor. Eşitsizlik büyürken bu eşitsizliğe bizzat neden olan temel uluslararası çalışma standartları da sürekli saldırıya uğruyor. Bu küresel eğilimler hızlarını artırırken, birçok ülkede sendikalar, hükümetler ve işverenler tarafından sert bir şekilde baskı altına alınmaktadır. 2010 yılında, yasal sendikal faaliyetlere katılan 90 kişi öldürüldü ve 75 kişi ölüm tehditlerine maruz kaldı. Ayrıca 2 bin 500 sendikacı tutuklandı ve 5 bin sendikacı işlerinden atıldı. Bunların dışında anti-sendikalist yapılardan kaynaklanan ve sendikacıları yıldırmayı amaçlayan birçok kayıt altına alınmamış olay bulunuyor. EN ÇOK ÖLÜM ABD'DE Bu yıl bir kez daha Amerika en çok ölümün yaşandığı bölge oldu. Kolombiya'da 49, Guatemala'da 10 kişi öldürüldü. Ayrıca Kolombiya'da 20 ve Guatemala'da da 2 cinayet teşebbüsü kaydedildi. Bangladeş, Brezilya, El Salvador, Honduras, Pakistan, Filipinler, Swaziland ve Uganda'da da cinayetler işlendi. Bütün uluslararası protestolara rağmen İran'da da öğretmen bir sendikacı idam edildi. Belarus, Burma, Kamboçya, Cibuti, Rusya Federasyonu, Honduras, İran, Nepal, Nikaragua, Nijerya, Meksika, Filipinler, Swaziland ve Zimbabve'de birçok sendika, şiddet ve sürekli tehdit koşulları altında faaliyetlerine devam ediyor. ILO Zimbabve Araştırma Konseyi, Zimbabve hükümetinin sendikal hakları sistematik bir şekilde ihlal ettiğini ortaya koydu. Cibuti'de çeşitli sendikal hak ihlali durumlarını çözmek için hükümetin hiçbir çabada bulunmaması da ILO tarafından açık bir şekilde tespit edildi. ORTADOĞU'DA Kİ DURUM DA ENDİŞE VERİCİ Rapor, Bangladeş'ten, Güney Kore'den, Kamboçya'dan, Mısır'dan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Hindistan'dan, İran'dan, Nijerya'dan, Panama'dan, Filipinler'den, Katar'dan, Tunus'tan ve Yemen'den de vakalar içeriyor. Rapora göre, İran'da Tahran Otobüs İşçileri Sendikası'nın tutuklu lideri Mansour Osanloo serbest bırakılmadı ve en az 7 kişi daha hapsedildi. Ayrıca bir kişi de dayak cezasına çarptırıldı. Panama'da, çalışanların en temel yasal haklarını ortadan kaldıran düzenlemelere karşı düzenlenen protesto gösterilerine müdahale edilmesi sonucu yaklaşık 700 kişi yaralandı ve 101 kişi tutuklandı. Grev ve diğer sendikal faaliyetler üzerindeki sert kısıtlamalar etkili sendikal temsili olumsuz etkilerken Burma, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde sendikacılık tamamen yasaklanmış durumda. Özellikle tarım, kamu sektörü ve iç hizmetler gibi belli sektörlerde çalışan işçiler, aşırı geniş şekilde yapılan ''gerekli hizmetler'' tanımından dolayı sendikal haklardan mahrum bırakılmakta. Çin'de, Laos'ta, Kuzey Kore'de, Suriye'de, Vietnam'da ve birkaç ülkede daha ise tek, hükümet kontrollü ya da hükümet tarafından desteklenen sendikacılık modelleri faaliyette.
Kadınların cinsel isteksizliğini giderip seks arzularını artıran ilaçlar var mı? Erkeklerin derdinin dermanı viagra peki ya kadınlar cinsel isteksizlik sorununu nasıl aşabiliyorlar? İşte cinsel isteksizliğe karşı yapılan bilimsel çalışmalar.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Gıda ve İlaç Bakanlığı (FDA), “kadınlara yönelik viagra” olarak da bilinen Flibanserin adlı ilacın kullanımına onay verip vermeyeceğini tartışıyor. İlacın lehinde ve aleyhinde görüş belirten uzmanlar var. Erkeklerin cinsel sorunlarına viagra derman olurken kadınların cinsel isteksizliğinin dermanı bu ilaç olabilir mi? Yaşı ilerledikçe cinsel sorunlarla yüz yüze gelen sadece kadınlar değildir. Erkeklerin Viagra kullanımı bunun açık göstergesidir. California Üniversitesi’nde psikiyatrist Stephan Stahl tıptaki şu deyimi hatırlatıyor: “Erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğu üç şekilde görülür: Ereksiyon, ereksiyon, ereksiyon.” Ve şu eklemeyi yapıyor: “Kadınlarda da cinsel fonksiyon bozukluğu üç şekilde görülür: Arzu, arzu, arzu.” Cinsel arzu neden azalıyor? Bilim insanları açısından hem arzudaki bu azalmanın nedeni, hem de arzunun kaynağı gizemini koruyor. Tek bilinen şey bu sorunun beynin ödül bağlantılarıyla ilgili olduğu. Bu konudaki teorilerden biri, kadınlarda cinsel isteğin azalması bozukluğunun (HSDD), beynin ön kısımlarında günlük işlerle ilgili kısmın devre dışı kalamamasından kaynaklandığını ileri sürüyor. Bu nedenle beyinde motivasyon ve zevki harekete geçiren ödülle ilgili bağlantılar sınırlanmış oluyor. Viagra'nın kadınlar için olanı var mı? : Bir zamanlar erkeklerin cinsel bozukluklarını tedavide oldukça başarılı görülen Viagra’nın ardından benzer bir ilacın kadın versiyonunu bulma yarışı başlamıştı. Kadınlardaki arzu sorunundan dolayı bu ilaç cinsel organa değil, beyne yönelik olacaktı. Flibanserin bu yöndeki adımların bir ürünü. Başlangıçta antidepresan olarak geliştirilen ilacın ruh hali üzerinde bir etkisinin olmadığı görüldü. Fakat ilacın klinik deneme aşamasına katılan kadınlar bir yan etkiden söz etmeye başlamıştı: sekse karşı ilgilerinin artması. Flibanserin, bu devre sisteminde nörotransmiter adı verilen sinyal moleküllerinin (dopamin, nöradrenalin ve serotonin) dengesine ince ayar çekiyordu. Stahl, bu ilacın “bu devre sisteminin ayarlı olmasını sağlayacak şeyin yerini aldığını ya da onu normal seviyede tuttuğunu” belirtiyor. “Belki de kadınların cinsel isteklerini sınırlayan beyninin ön kısmındaki bu devreleri kapatmasını sağlıyordur” diyor Stahl. Bu ilaç cinsel arzuyu artırıyor mu sonuçlar ne? Cinsel isteği artıran yiyecekler! Bunlar afrodizyak Flibanserin’den antidepresan olarak vazgeçilmiş, ama HSDD bozukluğu olan kadınlarda cinsel isteği canlandırmak için kullanılması önerisi getirildi. Fakat ilk denemelerde kadınlar “tatmin edici bir cinsel hayat”tan söz etseler de, ilacın cinsel istekleri üzerinde önemli bir etkisi olduğunu gösteremediler. Bu nedenle FDA ilacın bu amaçla kullanımına 2010’da onay vermedi. Fakat daha sonraki araştırmalar bu ilacın cinsel isteği artırıcı etkisinin olduğunu, fakat bu etkinin sınırlı kaldığını gösterdi. Kadınlardaki HSDD bozukluğuna yönelik ilaç bulunması doğrultusunda kampanya yürüten Even The Score adlı kampanya grubunun (maaşı bir ilaç şirketi tarafından ödenen) başkanı Susan Scanlan, sorunun bu etkinin nasıl ölçülebileceğinde yattığını belirtiyor. “Ortalama bir Amerikalı kadın ayda üç kez seks yaşıyor. Eğer hasta bu aylık sayıyı tutturamadıysa bu ilacın başarısız olduğu anlamına mı gelir?” diye soruyor. Flibanserin kullanan kadınların 28 gün içinde 2,5 kez seks yaptığını, HSDD bozukluğu olan kadınlarda bu sayının 1,5’te kaldığı belirtiliyor. Cinsel isteği artıran ilacın yan etkileri : Bu gelişmelere karşılık bazı yan etkileri vardı ilacın: baş dönmesi ve bulantı gibi. Scanlan bunun Viagra ve ereksiyon sorunuyla ilgili diğer ilaçların yan etkileri kadar şiddetli olmadığını söylüyor. “Erkekler için onay verilen bu ilaçların 26’sında kalp krizi, körlük, ani ölüm ve peniste delinme gibi yan etkiler gözlenmiştir” diyor. Bazıları ise Flibanserin gibi bir ilaca onay verilmesinin, kadınları, ilişki uzmanlarına danışma ya da hayatlarındaki aşırı çalışma ve depresyon gibi diğer sorunları çözmeye yönelme yerine hemen tıbbi çözüme başvurmaya itebileceğini söylüyor. Cinsel istek sorununda ilişkilerin, ruh hali, mahremiyet gibi faktörlerin önemli olduğu belirtiliyor. Fakat yine de bazı durumlarda ilaca dayalı çözüm gerekebileceği, ancak bu ilacın klinik olarak önemli gelişmeye işaret etmesi ve yan etkileri konusunda daha ayrıntılı bilgiye ihtiyaç olduğu görüşü savunuluyor. Flibanserin’in reddedilmesi halinde ise daha etkili alternatif arayışlarının sekteye uğramasından da endişe duyuluyor.
BURDUR milletvekilleri AK Parti (AKP), MHP, CHP, HDP, İYİ Parti listesi. Burdur ilçeleri Ağlasun, Altınyayla, Bucak, Burdur, Çavdır, Çeltikçi, Gölhisar, Karamanlı, Kemer ,Tefenni ve Yeşilova seçim sonuçları.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BURDUR milletvekilleri AK Parti (AKP), MHP, CHP, HDP, İYİ Parti listesi. Burdur ilçeleri Ağlasun, Altınyayla, Bucak, Burdur, Çavdır, Çeltikçi, Gölhisar, Karamanlı, Kemer ,Tefenni ve Yeşilova seçim sonuçları. Burdur ilinde 24 Haziran 2018 seçim sonuçları oy dağılımı ile Burdur milletvekilleri listesi ortaya çıktı. Yeni Burdur milletvekilleri 27. dönemde mecliste kenti temsil edecekler. Türkiye 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne AK Parti, CHP, HDP, HÜDA PAR, İYİ Parti, MHP, Saadet Partisi ile Vatan Partisi katıldı. BBP'nin adayları AK Parti, DP'nin adayları ise İYİ Parti listelerinden seçime girdi. 2018 seçimlerinde Burdur ilinde ittifaklar çekişti. Cumhur ittifakı AK Parti ve MHP milletvekillerini belirlerken Millet İttifakı oyları ise CHP, Saadet Partisi ve İyi Parti milletvekili listesini oluşturdu. Burdur milletvekili listesi ve Burdur seçim sonuçlarını Anadolu Ajansı'nın geçtiği son dakika verileri ile internethaber.com seçim sayfasında bulabilirsiniz. Türkiye 27. dönem milletvekili genel seçimi Burdur sonuçları sayfasına gitmek için buraya tıklayın! Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için bu sabah saat 08.00'dan itibaren 56 milyon seçmen 180 bin 65 sandıkta oy kullandı. Oy verme işlemi saat 17.00'de sona ererken herkesin merak ettiği seçim sonuçları ajanslardan son dakika haberi olarak düşmeye başladı. Burdur milletvekili adayları kimlerdi? YSK listesi için tıklayın 24 HAZİRAN 2018 SEÇİMLERİNİN İLKLERİ : Seyyar sandık uygulaması, 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adaylığı, cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için aynı gün sandığa gidilmesi gibi pek çok ilke sahne olacak 24 Haziran seçimlerinde, Türk siyasi tarihinde ilk kez siyasi partiler ittifak yaparak halkın oyunu istedi. İşte 24 Haziran 2018 seçimin ilkleri: 1- Daha önce ilk kez 10 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirken, 24 Haziran'da seçmenler ilk kez cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için aynı gün sandığa gitti. 2- Vatandaşlar, bu seçimde 550 yerine 600 milletvekili için oy kullandı. Bazı illerin çıkaracağı milletvekili sayıları da bu kapsamda değişirken, Ankara ilk kez 3 seçim bölgesine ayrıldı. 3- Cumhurbaşkanlığına aday gösterme usulü bu seçimde farklılık gösterdi. Daha önce en az 20 milletvekili ya da son seçimde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10'u geçen siyasi partilerce ortak cumhurbaşkanı adayı gösterilebiliyordu. Bu seçimde TBMM'de grubu bulunan ya da son seçimde yüzde 5 oy alan siyasi partiler ya da 100 bin vatandaş, bulundukları ilçe seçim kuruluna imza vererek aday teklifinde bulundu. 4- Siyasi partilerin ittifak kurarak seçime girebilmesi de 24 Haziran seçimlerinin ilkleri arasında yer aldı. 5- Yatağa bağımlı hastalar için seyyar sandık uygulaması da bu seçimde ilk kez hayata geçirildi. Bu kapsamda, seyyar sandıklarda oy kullanabilmeleri için hastalığı ve engeli sebebiyle yatağa bağımlı olduğunu beyan eden seçmenlerin ayağına sandık götürüldü. 7 HAZİRAN 2015 SEÇİM SONUÇLARI : Türkiye 7 Haziran seçimlerinde AK Parti'ye tek başına iktidar şansı vermemişti. 25. dönem milletvekili genel seçiminde AK Parti 258 milletvekili çıkarabilmişti. CHP 132 milletvekili alırken, HDP ve MHP 80'er milletvekiline sahip olmuşlardı. 12 HAZİRAN 2011 SEÇİM SONUÇLARI : AK Parti 2011 seçimlerinde yüzde 49.9 oranında oy alarak meclise 326 milletvekili sokabildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yüzde 25.9'luk oyla 135 milletvekili, MHP yüzde 13 oranındaki oyuyla 54 milletvekiline sahip oldu. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun desteklediği bağımsız adaylar ise yüzde 6 oy oranıyla 36 milletvekilini parlamentoya soktu. 22 TEMMUZ 2007 SEÇİM SONUÇLARI : AK Parti 2007 seçimlerinde oyların yüzde 46.4'ünü alarak 341 milletvekili kazandı. CHP yüzde 20.8 oranındaki oyuyla 112 milletvekili, MHP yüzde 14.2 oranındaki oyuyla 71 milletvekili aldı. Bağımsız olarak 26 milletvekili meclise girdi. 3 KASIM 2012 SEÇİM SONUÇLARI : AK Parti'nin siyaset sahnesine çıktığı 22. dönem milletvekili genel seçim sonuçları herkes için sürpriz oldu. Bu seçimde AK Parti yüzde 34,28 oy oranıyla 363 milletvekili çıkardı. AK Parti anayasayı değiştirecek çoğunlukta milletvekiline baraja takılan MHP sayesinde ulaştı. 2002 seçimlerinde CHP'nin başında Deniz Baykal bulunuyordu ve partisi yüzde 19,39 oy oranıyla 178 milletvekili çıkardı. 2002 seçimleri sadece AK Parti açısından değil köklü partiler için de milat oldu. DSP, DYP ve ANAP gibi partiler baraj altında kalırken MHP de baraja takıldı. 2002 seçimlerinden sonra parlamentoda sadece 2 parti yer aldı.
Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarı'ndan küresel krize ilişkin korkutucu tahminler geldi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Düşünce kuruluşu Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarı (LEAP) Batılı ülkelerin Yunanistan örneğini takip ederek önümüzdeki yıl kamu borçlarının ortalama yüzde 30'unu silecekleri öngörüsünde bulundu. Aboneleri arasında 50 civarında ülke, dev bankalar ve AB kurumları bulunan LEAP'a göre gelecek yıl Avro Bölgesi üyeleri, İngiltere, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, ABD ve Japonya'yı kapsayacak borç indiriminin boyutları 1,5 yıl içinde 15 trilyon dolara ulaşacak. Düşünce kuruluşuna göre, Yunanistan'dan alacaklarının bir gecede yüzde 50 silinmesi örneğinde olduğu gibi ellerindeki ülke tahvillerinin büyük oranlarda kırpılmasıyla devasa zararlarla karşılaşacak Batılı bankaların en az onda biri iflas edecek. YÜZDE 30 DEĞER KAYBI Avrupa'daki borç krizinin bu yıl sonunda ABD'yi de tetikleyeceğini tahmin eden düşünce kuruluşuna göre dolar, 2012 yılı boyunca diğer önemli para birimleri karşısında yüzde 30 civarında değer kaybedecek. Kriz nedeniyle askeri harcamalarını kırpmak zorunda kalacak ABD, Avrupa'daki son askerini 2017 yılında çekmiş olacak. LEAP analistlerine göre Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk turda elenecek. Yarış Sosyalistlerin adayı François Holande ve Ulusal Cephe'nin adayı Marine Le Pen arasında geçecek.
Enkazın altında öyle bir halde bulundular ki, kurtarma ekipleri gözyaşlarına boğuldu...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Van'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından süren arama ve kurtarma çalışmaları enkaz altındaki dramları da ortaya çıkarıyor. Uzman çavuş Abdülkadir Tekinyaş, eşi ve 2 kızının el ele tutuşmuş şekilde enkaz altında bulunan cesetleri görenleri ve kurtarma ekiplerini gözyaşlarına boğdu. FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN... Erciş A Tipi Kapalı Cezaevi'nde görev yapan uzman çavuş Abdülkadir Tekinyaş eşi ve iki çocuğu, depreme, Erciş Kışla Yolu Caddesi'ndeki Tedaş binasındaki 3. kattaki evlerinde mutfakta yemek yerken yakalandı. Uzman çavuş ile 37 yaşındaki eşi Gülümser Tekinyaş, 14 yaşındaki kızları Yeşim Tekinyaş ve 11 yaşındaki Feyza Tekinyaş, depremin ardından yıkılan binanın altında kaldı. MUTFAKTA EL ELE TUTUŞMUŞ ŞEKİLDE BULUNDULAR Arama kurtarma ekipleri, sabah saatlerinde Tekinyaş ailesinin cansız bedenlerine ulaştı. Kurtarma ekipleri gördükleri manzara karşısında gözyaşlarına hakim olamadı. Beton blokların üzerlerine çöktüğü sırada hayatını kaybeden Uzman çavuş Abdülkadir Tekinyaş, eşi Gülümser Tekinyaş ve kızları Yeşim Tekinyaş ile Feyza Tekinyaş'ın cansız bedenlerinin mutfakta el ele tutuşmuş şekilde bulunduğu belirtildi. KIRIKKALE'DE TOPRAĞA VERİLDİ Van'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde enkaz altında kalarak yaşamlarını yitiren uzman çavuş, eşi ve iki kız çocuğu Kırıkkale'de göz yaşları arasında toprağa verildi. Van'ın Erciş ilçe merkezinde 7.2 büyüklüğündeki deprem ile yerle bir olan ve bir çok kişiye mezar olan Dağ Apartmanı'nda oturan Uzman Çavuş Abdülkadir Tekinyaş (39), eşi Gülümser (36), kızları Yeşim (16) ve Feyza'nın (11) cansız bedenlerine ulaşıldı. Erciş E Tipi Cezaevi'nde görevli olan Kırıkkaleli uzman çavuş, eşi ve 2 kızının cesedi yakınları tarafından teşhis edilirken, Tekinyaş ailesinin fertlerinin cenazeleri uçakla Ankara'ya, oradan da helikopter ile Kırıkkale'ye götürüldü. Cenazeler, kılınan namazın ardından Kırıkkale'nin Yuva mezarlığında toprağa verildi. Annesi ve babasını daha önce kaybeden Uzman Jandarma Çavuş Abdülkadir Tekinyaş, daha önce Rize de görev yaptığı, 2 ay önce tayininin Van'a çıktığı belirlendi. Oturdukları apartmanın enkazı altında çocukları ve eşi ile birlikte hayatını kaybeden uzman çavuşun 2 yıl sonra emekli olacağı belirtildi. Uzman Çavuş Tekinyaş ve ailesinden geriye mutlu günlerinde aile dostları ile çektikleri bir fotoğraf kaldı.
Fazla kilolarının nedenini hastalığına bağlayan Kaya, eleştirilere de cevap verdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bir süre ekranlardan uzak olan güzel oyuncu Hazal Kaya, geri döndüğünde fazla kilolarıyla dikkatleri üzerinde toplamıştı. Öyle ki Kaya'nın kilo almış halleri eleştirilere neden oluyordu. Genç oyuncu fazla kilolarına ilişkin ilk kez konuştu. "ŞEKER HASTASI OLDUĞUM İÇİN KİLO ALDIM" Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kaya, 'Hastalığım yüzünden dengeli beslenmek zorundayım. Şeker hastası olduğum için su içsem yarıyor. Tedavi sürecim olumlu geçiyor ve ciddi bir hastalığım olmadığı için de çok mutluyum' dedi. "KİLOLARIM GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ YARATMIYOR" Genç oyuncu son olarak Behzat Ç. dizisinde konuk oyuncu olarak rol aldığında kilolarından ötürü kendisine sosyal medyada 'pehlivan' diye lakap takılmasına da ince bir gönderme yaparak 'Şu an ekran önünde de olmadığım için aldığım kilolar görüntü kirliliği yaratmıyor’ diyerek gülümsedi.
Bursa'da iki grup arasında çıkan ve 1 kişinin ölümü, 2 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan kavganın ardından aranan Çeçen kadın yakalandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bursa'da 12 Haziran'da iki grup arasında 1 kişinin ölümü, 2 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan kavganın ardından azmettirici olduğu iddiasıyla aranan Çeçen kadın ve imam nikahıyla yaşadığı kişi, kılık değiştirerek saklandıkları evde yakalandı. İl Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar'ın talimatıyla Ahıska Türkü Vatan Mavludov'un (34) yaşamını yitirmesi, arkadaşı Murat Demirel (35) ve Çeçen uyruklu Mahmut Eşref'in ağır yaralanmasının ardından kaçan 9 kişinin yakalanması için özel ekip kuruldu. Yaklaşık 20 gündür zanlıları takip eden Asayiş Şubesine bağlı 6 kişiden oluşan 2 ekip, İstanbul'un Aksaray ve Pendik ilçelerinde zanlıların gidebilecekleri evlerin önünde seyyar mısır satıcısı gibi beklemeye başladı. İSTANBUL'DAKİ EKİPLERDEN DESTEK ALINDI İstanbul'daki ekiplerden destek alan Bursa polisi, azmettirici olduğu iddia edilen Çeçen Laura K. (34) ve imam nikahıyla yaşadığı Muhammed B'nin kılık değiştirdiğini belirledi. Bursa, İstanbul, Yalova ve Kocaeli'deki çeşitli adreslere de baskın düzenleyen polis, çok sayıda kuru sıkı tabanca ve mermi, sustalı bıçak, yabancı dilde basılı mühürler ve sahte pasaportlar ele geçirdi. Zanlıların kaçma ihtimaline karşı sınır kapılarını bilgilendiren ekipler, Interpol'den de destek aldı. Ekipler, zanlıları geldikleri Aksaray'daki eve düzenledikleri operasyonda yakaladı. Aikidoda siyah kuşak sahibi zanlılar ile ekipler arasında bir süre boğuşma yaşandığı öğrenildi. TANINMAMAK İÇİN ÇARŞAF GİYDİ Yurt dışına kaçmak için sahte pasaport temin etmeye çalıştıkları sırada yakalanan Laura K'nın tanınmamak için çarşaf giydiği, Muhammed B'nin de saç ve sakalını kestiği belirlendi. Bursa'ya getirilen zanlılar, emniyetteki ifadelerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Kılık değiştiren Laura K ve imam nikahıyla yaşadığı Muhammed B, basın mensuplarınca görüntülendi. Soruşturmayı derinleştiren ekipler, olaya karışan 9 kişiye ait çok sayıda sahte pasaport olduğunu, zanlıların bir kısmının Türkiye'ye sığındığını, bir kısmının ise ülkeye yasa dışı yollarla girdiğini tespit etti. Kod adı kullanan zanlılardan Laura K'nın "Melike" diye tanındığı belirlendi. Polis ekipleri, 4 firari şüpheliyi yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor.
Guinness Dünya Rekorlar Günü'nde yeni bir rekor kırmak isteyen 57 kişi soyundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Guinness Rekorlar derneği yararına bu yıl dördüncüsü düzenlenen günde, Londra'nın iş semti Canary Wharf'ta 57 Londralı da iş dünyasında ahlak adına dev bir iç çamaşırın içine girmek için soyundu. Dünyanın karayolunda kullanılmasına izin verilen en küçük otomobili sergilenirken, arabanın 103 cm yüksekliğinde, 66 cm genişliğinde ve 132 cm uzunluğunda olduğu belirtildi. Dünyanın en küçük otomobili, dünyanın en hızlı banyo küveti ve dünyanın en hızlı tekerlekli engelli aracı arasında yapılan yarışı engelli aracı kazandı. İngiltere'nin güneyindeki Portsmouth'da da 100 kiloluk dünyanın en büyük poşet çayı sergilendi. İngiltere'nin Essex bölgesinde, 334 kişi geleneksel kıyafetlerle Çay Partisi için toplanırken, İrlanda'nın başkenti Dublin'de 262 kişi İrlanda folklorunun figürü elf kıyafeti giydi. ABD'nin Florida eyaletinde de 91 yaşındaki Bernice Mary Bates dünyanın en yaşlı yoga öğretmeni unvanı aldı. Çin'de 800 kadın ve erkek dünyanın en büyük "ekspres randevusu" (speed dating) için bir araya gelirken, daha sportif olan Almanlar da elle iki dakikada en fazla sayıda küçük ok yakalama rekoru kırmaya çalıştılar.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek kesimlerde kar yağışı etkili olmaya başladı. Ağrı Dağı'na ve Palandöken Dağı'nın yüksek kesimlerine mevsimin ilk karı düştü. Mezradan köye götürülen koyun sürüsü de kar ve tipiye yakalandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: "Türkiye'nin çatısı" olarak bilinen Ağrı Dağı'na ve Palandöken Dağı'nın yüksek kesimlerine kar yağdı. Iğdır ile Ağrı arasında yer alan, 5 bin 137 metrelik rakımıyla ülkenin en yüksek dağı olan ve "Türkiye'nin çatısı" olarak nitelendirilen Ağrı Dağı'nın yaklaşık 4 bin rakımından zirveye kadar olan bölümü, kar nedeniyle beyaza büründü. Erzurum'daki Palandöken Dağı'nın zirvesi olarak bilinen Ejder Tepesi ile Tekman yolu da karla kaplandı. KOYUN SÜRÜSÜ TİPİYE YAKALANDI Erzurum’un Horasan ilçesine bağlı Çayanyurdu mezrasından Kadıcelal köyüne koyun sürüsünü indirmeye çalışan çobanlar kar ve tipiye yakalandı. Sibirya’yı aratmayan görüntülerin yaşandığı güzergahta çobanlar zor anlar yaşadı. Öte yandan Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki 6 ilde sağanak beklendiği bildirildi. Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, havanın parçalı ve çok bulutlu olması beklenen bölgede, Erzurum, Erzincan, Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı'da aralıklı olarak sağanak görülecek. Sıcaklığın mevsim normallerinde seyredeceği bölgede rüzgar güneyli yönlerden hafif, zaman zaman orta kuvvette esecek. Yetkililer, bölge genelinde akşam saatlerinden itibaren yer yer kısa süreli fırtına beklendiğinden meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı vatandaşların ve ilgililerin dikkatli ve tedbirli olmasını istedi.
Erdoğan, konuşmasını 16 basamakla çıkılan sahnede yapıyor. Peki bu 16'ıncı basamağın sırrı ne?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Erdoğan’ın 4. ve son kez genel başkan adayı olacağı AK Parti kongresi, Ankara Kapalı Spor Salonu “Arena”da yapılıyor. Kongreye üst yönetimdeki değişikliklerin yanı sıra Erdoğan’ın konuşması damga vuruyor. Erdoğan’ın Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Çelik, Ömer Çelik, Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’dan oluşan ekibin üzerinde gece gündüz çalıştığı manifesto niteliğindeki konuşmasında, 2023 vizyonuna ilişkin “cesur” mesajlar veriyor.. Erdoğan, manifesto kapsamında “gündem oluşturacak” değerlendirmelerinin yanı sıra tutuklu vemahkûmların eşleriyle görüşebilecekleri özel oda düzenlemesi gibi bazı somut adımları da anlatacak. KURTULMUŞ 2 NUMARA MI? Kongrede, en üst karar organı 50 kişilik MKYK üyelerinin üçte birinin yenilenmesi planlanırken, esas değişimin genel başkan yardımcılarının dağılımlarında gerçekleşmesi bekleniyor. Yeni yönetim listesi, Erdoğan’ın olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı sonrası AK Parti’nin izleyeceği rota hakkında da fikir verecek. Yeni transferler Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Osman Can MKYK’da olacak. Kurtulmuş’un adı partinin iki numaralı koltuğu Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı için geçiyor. MKYK’nın kadın üyeleri için ise Ayşe Türkmenoğlu, Tülay Selamoğlu, Ayşenur Bahçekapılı, ÖzlemTopal, Öznur Çalık,Mihrimah Belma Satır, Emine Çift, Zeynep Karahan Uslu, Sema Özdemir, Asuman Erdoğan, Canan Candemir Çelik ve Nur Özkaya’nın adı dile getiriliyor. SÜRPRİZ İKİ İSİM Eski MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat ve Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay’ın da MKYK listesinde bulunduğu öğrenildi. Genel Başkan Yardımcılarından Abdülkadir Aksu, Bülent Gedikli ve Reha Denemeç’in ise yeni MKYK’da yer bulamadıkları iddia edildi. Yalçın Akdoğan, Nabi Avcı, Mehmet Ali Şahin, Naci Bostancı, Nihat Zeybekçi, İsmail Safi, Hüseyin Aydın, Mehmet Müezzinoğlu, Mustafa Akış, Bülent Turan ile Bayram Özçelik’in de MKYK’ya girebileceği dile getiriliyor. Kabineden MKYK’ya girmesi beklenen isimler ise Hayati Yazıcı, Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Beşir Atalay, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, İdris Naim Şahin, Nihat Ergün ve Fatma Şahin. Kongrede ele alınacak bir başka konu tüzük değişikliği. 3 dönem milletvekili ve belediye başkanı olanların bir daha seçime girmelerine engel olan tüzükte değişiklik için taslak hazırlandı. Taslak kabul edilirse, bir dönem ara verenler yeniden aday olabilecek. AK Parti’nin kurmaylarına ve bakanlara belediye başkanlığı yolu açılacak. MURSİ ŞEREF KONUĞU Sloganı “BüyükMillet, Büyük Güç, Hedef 2023” olarak belirlenen kongrede Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi şeref konuğu. Kongreyi Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi LideriMesud Barzani ve Hamas Lideri Halid Meşal’in de aralarında yer aldığı 50 ülkeden 100 civarında yabancı davetli izliyor. 16 BASAMAĞIN SIRRI Erdoğan, konuşmasını 16 basamakla çıkılan sahnede yapacak. Basamak sayısının tarihte kurulan 16 Türk devletini temsilen tercih edildiği belirtildi. RAKAMLARLA KONGRE: 1489 delege oy kullanacak. 100 yabancı konuk katılıyor. 10 bin partili salonda izliyor. 20 bin partili kongreyi salon dışında ekrandan izliyor. 3 işaret dili tercümanı görev yapıyor. 9 locanın, 7’si yabancı, 2’si yerli konuklar için. 12 kamerayla full HD canlı yayın yapılıyor. 80’i yabancı 880 basın mensubu kongreyi izliyor. 100 seyyar tuvalet hizmet veriyor..
Daha önce limana yaklaşamadığı belirtilen iki feribot, Bingazi limanına yanaştı! Orhangazi-1 yola çıktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türkleri yurda getirmek üzere yola çıkan, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'ye (İDO) bağlı “Orhan Gazi-1” ve “Osman Gazi-1” feribotları Bingazi'ye ulaştı. Orhangazi-1 feribotu yola çıktı. Öte yandan dört bakanla yapılan eşgüdüm toplantısında Libya'ya bugün iki gemi daha gönderilmesi kararlaştırıldı. Libya'daki Türkleri yurda getirmek üzere yola çıkan, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'ye (İDO) bağlı iki feribottan “Osman Gazi-1” de Bingazi Limanı'na yanaştı. Feribotun limana yanaşmasının ardından Libya'daki muhalif güçlerden olduğu tahmin edilen 6 kişilik bir grup, görevlilerle konuşmak üzere gemiye bindi. Feribotlardaki mürettebat ve muhabirlerin gemi dışına çıkmasına izin verilmedi. Limanın yaklaşık 1 kilometre uzağında bulunan Türk vatandaşları, eşyalarıyla yürüyerek feribotların bulunduğu noktaya geldi. Limandaki görevlilerin yönlendirmesinin ardından vatandaşlar feribotlara bindi. 26 SAAT SONRA LİMANA YANAŞTILAR Yenikapı Limanı'ndan yola çıkan Osman Gazi-1 feribotu ile Orhan Gazi-1 feribotu, dün saat 13.00 sıralarında Akdeniz açıklarında buluştu. Daha önce Libya'nın Derne ve Trablus kentlerine gitmesi planlanan feribotlar, yaklaşık 26 saat süren seyrin ardından Bingazi'ye ulaştı. Bingazi Limanı'na ilk olarak Orhan Gazi-1 feribotunun yanaşmasına izin verildi. Bingazi'de bekleyen 1500 Türk vatandaşının bu feribota bindirilmesinin ardından, açıkta bekleyen Osman Gazi-1 feribotuna da 1500 vatandaş alınacak. Feribotlara alınan yolcuların pasaport kontrolleri yapıldı. LİBYA'DAKİ GELİŞMELER- CANLI TAKİP KADDAFİ'NİN DÜNYAYI BATIRACAK PLANI KADDAFİ'Yİ 40 BAKİRE KADIN KORUYOR KADDAFİ İSTİFA ETMEDİ, TEHDİT ETTİ KADDAFİ HALKIN KARŞISINA BÖYLE ÇIKTI FOTO GALERİ MARMARİS'E DOĞRU YOLA ÇIKTI Libya'daki Türk vatandaşlarını Türkiye'ye getirmek için Bingazi limanında bulunan Orhangazi-1 feribotu yola çıktı. Geminin giriş katındaki aşırı yoğunluk nedeniyle oturacak yer bulamayan ve bu nedenle koltukların arasındaki yerlere oturmak zorunda kalan yolcular bu durumdan sıkıntı duyduklarını dile getirdi. Yer bulamayan yolcuların, geminin üst katına çıkıp bu bölümde oturmak istediklerini belirtmeleri üzerine personel, geminin hareket etmesinin öncelikli olduğunu ifade ederek vatandaşlardan sabırlı olmalarını istedi ve tartışma yaşandı. Güvenlik görevlilerin araya girmesiyle tartışma sona erdirildi. Bingazi limanından ayrılan Orhangazi-1 feribotunun, Marmaris'e doğru yol aldığı bildiriliyor. Bu arada, Osmangazi-1 feribotuna yolcu alımı da sürüyor. Bingazi Limanı'nın dışında bekleyen 200 Türk vatandaşı ile konsolosluklardan haber bekleyen ve kentin farklı bölgelerinde toplu halde bulunan vatandaşların tahliyesi de tekrar Bingazi'ye dönecek bu feribotlarla yapılacak. Feribotlarda, İstanbul Sağlık Müdürlüğü ve Ulusal Medikal Kurtarma ekipleri, Dışişleri Bakanlığı görevlileri, gemi mürettebatı, Anadolu Ajansı ve TRT muhabirleri yer alıyor. Her iki feribotta, Türk Kızılayı'nın Türk vatandaşları için hazırladığı toplam 40 tonluk yardım malzemesi de bulunuyor. DÖRT BAKANLA EŞGÜDÜM TOPLANTISI Toplantıda Libya'daki Türk vatandaşlarının Türkiye'ye nakli konusunda yapılan çalışmalar ve alınabilecek ilave tedbirlerin değerlendirildiği ifade edildi. Vatandaşların Libya'dan havayoluyla tahliyesi konusunda girişimlerin sürdüğü, İstanbul'dan gönderilen 2 feribotla 3 bin yolcunun Türkiye'ye getireleceği bildirildi. Ayrıca toplantıda, Samsun ve Ankara feribotlarının da Libya'ya gönderilmesine karar verildiği belirtildi. Toplantıdan sonra yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Toplantıda, Libya’daki vatandaşlarımızın ülkemize nakli konusunda yapılan çalışmalar gözden geçirilmiş ve alınabilecek ilave tedbirler değerlendirilmiştir. Bingazi'ye varacak gemilerle yaklaşık üç bin vatandaşımızın Bingazi’den ülkemize nakli planlanmaktadır. Tahliyenin başarıyla sonuçlanması halinde gemilerimizin Marmaris’e intikalleri planlanmıştır. Deniz Kuvvetlerimize ait İskenderun feribotu da 24 Şubat 2011 tarihinde Libya sahillerine varacaktır. Toplantıda ayrıca, Samsun ve Ankara feribotlarının da Libya’ya gönderilmesine karar verilmiştir." Bu feribotlardan ilkinin dün, diğerinin ise bugün yola çıkacağı ve feribotlarda Libya halkına yardım amaçlı gıda, ilaç ve tıbbi malzeme de taşınacağı belirtildi. Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: "Vatandaşlarımızın hava yoluyla ülkemize tahliyesi konusunda çalışmalar da devam etmektedir. Halihazırda 19 Şubat tarihinden bu yana 2141 vatandaşımız ülkemize getirilmiştir. Libya’da şu an uluslararası hava trafiğine açık olan tek havaalanı Trablus’tur. Buradan vatandaşlarımızın nakline THY uçakları ile devam edilmektedir. Ülkedeki diğer havaalanlarından da tahliye konusundaki girişimlerimiz devam etmektedir. Bakanlığımız vatandaşlarımızın yoğun bilgi taleplerini karşılayabilmek üzere Libya için tahsis edilen Kriz Merkezinin kapasitesini artırmıştır. Bakanlığımızın evvelce bildirilen Kriz Merkezi telefonlarına ilaveten 0 (312) 292 29 29 (20 hat) Çağrı Merkezi de bugün itibariyle hizmete sokulmuştur."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hırvatistan'da laiklik ve yeni anayasaya ilişkin konularda önemli açıklamalar yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa’da laikliğe dokunmadan İslam’a vurgu yapılması yönündeki değerlendirmelere ilişkin soruya yanıt verirken “Devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olması esas alınıyorsa, özellikle İslam’a vurgu yapmaya ne diye ihtiyaç olsun?” dedi. Azerbaycan ziyaretinin ardından geçtiği Hırvatistan’da, kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi meşgul eden önemli gündem maddeleri hakkında açıklamalarda bulundu. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklik çıkışıyla ilgili olarak Erdoğan şunları söyledi: LAİKLİĞİ DİN KARŞITLIĞI GİBİ SUNARSANIZ ELBETTE İTİRAZLA KARŞILAŞIRSINIZ Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başkanının ağzına herhalde kimse kalkıp kilit vuracak değil. Bu insan, hayatı siyasetin içinde geçmiş biri. Ortada bir Anayasa çalışması var, o da görüşünü söylemiş. Beğenirsin beğenmezsin, o ayrı mesele. “Peki bu konuda, Tayyip Erdoğan olarak siz ne düşünüyorsunuz?” diye soruyorsanız, benim düşüncem AK Parti’yi kurduğum dönemden itibaren belli. Laiklikle ilgili düşüncemizin ne olduğu, kurucusu olduğum AK Parti’nin programında kayıtlı. Kaldı ki İsmail Bey de AK Parti’nin mensubu olarak parlamento başkanı olarak seçildi. Bu da onun, AK Parti programında belirtilenleri kabul ederek oraya gelmiş olduğunu gösterir. Ben bu konudaki görüşümü, Mısır’da Kahire’de o dev opera binasındaki konuşmamda da söyledim. Hatta o zaman, şimdi hapiste olan Müslüman Kardeşler yetkilisi Muhammed Bedii, “Bu dediğiniz nasıl bir şey?” diyerek şaşkınlığını dile getirmişti. Ben de kendisini kahvaltıya çağırmıştım. Kahvaltıda kendisine anlatmamın akabinde de “Böyle olduktan sonra ben de bunu tasvip ediyorum” demişti. Laikliği, ladinilik, din karşıtlığı gibi sunar ya da uygularsanız, elbette itirazlarla karşılaşırsınız. Oysa laiklik, devletin, tüm inançlara, ateistler dahil tüm gruplara eşit mesafede olması; tüm inanç gruplarının devletin güvencesi altında olmasıdır. Türkiye’de TBMM Başkanı’mızın bazı ifadelerinden hareketle yaygara koparılarak bir yere varılabileceğini düşünmüyorum. Ama muhalefette her olayda sadece hakaret peşinde koşanlar olduğu da malum. Başlarındaki zatın sağda solda benimle ilgili hakaretamiz konuşmaları ortada. DEVLETİN TÜM İNANÇ GRUPLARINA EŞİT MESAFEDE OLMASI ESAS ALINIYORSA Erdoğan ayrıca AK Parti'nin yeni anayasada Anayasa’da laikliğe dokunmadan, İslam’a biraz daha vurgu yapacağı iddialarıyla ilgili olarak da şu yanıtı verdi: "Bunların hepsi boş şeyler. Anayasa’da bu ülkedeki tüm dini grupların inançları güvence altına alınıyorsa, devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olması esas alınıyorsa, özellikle İslam’a vurgu yapmaya ne diye ihtiyaç olsun? Yeni Anayasa konusunda da önemli olan, ülkemize yakışanı yapmaktır. Hatta gerekiyorsa, şu anda ABD’de olduğu gibi, içeriği belli ara başlıklardan, içeriği fıkralardan oluşan, kısa bir Anayasa yapılmalı. Ki arkadaşların birçoğu, mesela Mustafa Şentop Hoca da bu işe olumlu bakıyor. Bu işi süratlendirir diye düşünüyorum. Bir başkanlık sistemini konuşuyorsun, kıyamet kopuyor. İtirazları da biz söyledik diye! Ama önerebildikleri bir alternatif de yok. Patinaja son vermek, patinajdan kurtulmak lazım. Ülkenin, çift başlılık görüntüsünden kurtulması lazım. Bu başarılırsa ülke hızlı mesafe alır. Halk buna hazır aslında. Sıkıntı, siyasi kadroların başındakilerde. Temenni ederim ki bu sıkıntılar aşılır." HER TÜRLÜ HAKARETİ EDECEK HEM DE GELİP ELİNİN SIKILMASINI BEKLEYECEK Kılıçdaroğlu ile tokalaşmadığı yönündeki soruya Erdoğan böyle cevap verdi: "Birileri hem Cumhurbaşkanı’na kalkıp “Kalpazan” diyecek, her türlü hakareti edecek hem de gelip elinin sıkılmasını bekleyecek... Böyle bir şey olabilir mi? Ben parlamentoda değilim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’yım. Dolayısıyla bir insan saygı duyarsa, biz de ona saygı duyarız. Bu makamdayız diye, sağ yanağımıza vuranlara hiç ses çıkarmayıp bir de sol yanağımızı çevirecek değiliz. Kusura bakmasınlar Tayyip Erdoğan böyle biri değil."
Amerikalı bilim insanları, Alzheimer hastalığının bağışıklık sisteminde aminoasidleri tüketen hücrelerden kaynaklanabileceğine dair bulgulara ulaştı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Amerikalı bilim insanları, bağışıklık sistemiyle Alzheimer hastalığının bağlantılı olabileceğini ortaya koydu. Alzheimer çalışmalarında büyük bir ilerleme olarak görülen sonuçlara göre, bağışıklık sistemi içinde normalde beyni koruyan bazı hücreler 'arjinin' adlı aminoasidi tüketmeye başladı. Araştırmacılar, fareler üzerinde yapılan deneylerde küçük moleküllü ilaçlarla beyne giden damarlarda plak oluşumu ve hafıza kaybının önüne geçilebildiklerini belirtti. ABD'de Duke Üniversitesi'nin Journal of Neuroscience adlı dergiden yayımladığı araştırmada, bağışıklık sistemi hücrelerinin nasıl bir rol üstlendiklerine ilişkin net bir bulguya ulaşılamadı. Fakat incelemeler Alzheimer hastalığının olası nedenine ilişkin yeni tedavi yollarına yönelik stratejiler belirlenmesini sağlayabilir. AFP haber ajansının aktardığına göre Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü Profesörü Carol Colton bulgularla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Tabi ki eğer arjinin tüketimi hastalık sürecinde o kadar önemliyse, o zaman bunu engeller ve hastalığı önleyebiliriz." Plaklar ve yumaklar Alzheimer hastalarının beyinlerinde yapılan incelemelerde 'damar plaklarına' ve 'damar yumaklarına' odaklanılıyor. Alzheimer hastalığı, beyinde amiloid beta protein plaklarının ve tau proteininden oluşan nörolif yumaklarının birikimi sonucunda meydana geliyor. Birkaç yıl önce, benzer bir bağışıklık sistemine sahip olacak şekilde yaratılan bir fare üzerinde yapılan incelemelerde, microgliya adlı bağışıklık sistemi hücrelerinin bölünmeye ve Alzheimer'ın ilk safhalarında değişmeye başladığı görüldü. Bilim insanları ilk belirtilerden önce, eflornitin (DFMO) adlı ilaç kullanımıyla, arjini bölen bir enzim pşam arginazın verdiği zararın önüne geçebildi. Araştırmacılardan Matthew Kan, "Tüm bunlar, aminoasidin yok olmasına neden olan sürecin engellenebileceğini dolasıyla, en azından farede yapılan deneye göre Alzheimer hastalığından korunmanın mümkün olduğunu gösteriyor" dedi.
DASK 5.9 şiddetindeki depremle sarsılan ve büyük hasara uğrayan Simavlılara ödediği tazminatla halkı memnun etmedi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: DASK, 5.9'la sarsılan Simav'da yaklaşık 500 sigortalısına 2 milyon TL tazminat ödedi. Ancak bu tazminat "Hasarımız çok daha büyük" diyen bazı sigortalıları memnun etmedi Kütahya'da 19 Mayıs'ta meydana gelen 5.9 şiddetindeki depremin ardından yaraların sarılması için DASK devreye girdi. Kütahya'da 6 bin 794 konut hasar gördü. Depremde hasar gören bin 100 zorunlu deprem sigortalı konuttan şu ana kadar yaklaşık 500'üne DASK tarafından 2 milyon TL tazminat ödemesi yapıldı ve diğerlerinin çalışmaları devam ediyor. Ancak bu ödemeler sigortalıları tam olarak memnun etmedi. Birçok sigortalı hasarının ancak yarısını alabildiklerini iddia etti. Kütahya'nın Simav ilçesinde yaşayan Oğusan Kaykancı, Ali Rıza Çaltu ve Turgut Akbal deprem sonrası evlerinin durumunu ve iyileştirme çalışmalarını anlattı. DEPREM DEĞİL SİGORTA MAĞDURUYUZ * Oğusan Kaykancı: "Evimi geçen yıl 150 bin TL'ye aldım. DASK'a başvurarak sigorta yaptırdım ve 200 TL prim ödedim. Depremden sonra evimde sağlam duvar kalmadı. DASK'tan gelen hasar tespit ekipleri yalnızca kolonlara bakarak iyi çıktığı için hafif hasarlı dediler. Artçı depremler devam ettiği için duvarlardaki çatlaklar da büyüdü. DASK bana 8 bin TL ödedi. Tamire bir hafta önce başladık hala da devam ediyor. Masraflar 20 bin TL'yi buldu. Ben de cebimden 13 bin TL para ödüyorum." İKİ ARADA BİR DEREDE KALDIK * Ali Rıza Çaltu: "15 ay önce üç katlı binama sigorta yaptırdım.Yıllık yaklaşık 650 TL prim ödedim. Bayındırlık'tan gelen eksperler ve DASK eksperleri hafif hasarlı raporu verdiler. Bu raporun ardından kaymakamlığa gittim dilekçe verdim. Kolonlarda hasar olmadığı için hafif denildi ancak benim binamın merdivenleri yıkık, duvarları tekrar örülücek, evdeki mutfak dolabı gibi eşyalar kırıldı. Artçı depremler devam ettiği için hasar da büyüyor. DASK bana 19 bin 500 TL ödeme yaptı. Bir inşaat şirketiyle görüştüm masrafım ortalama 26 bin TL. İki arada bir derede kaldık. DASK bana masraflarını faturalandır ona göre karşılayayım derse büyük kolaylık olur". UYGULAMA PROSEDÜRE UYGUN DEĞİL * DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı eleştirilerin haksız olduğunu belirterek şunları söyledi: "Zarar hasar eksperleri tarafından tespit ediliyor. Binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınıyor. Ancak sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla tutulmuyor. Ayrıca, Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları gereği sigorta bedelinin yüzde 2'si her bir hasarda muafiyet olarak uygulanıyor. Sigorta bedelinin yüzde 2'sinin üzerinde olan tutar, tazminat ödemesi olarak sigortalıya ödeniyor. Zorunlu deprem sigortası ile insanlar küçük primlerle evlerini çok güzel teminat altına alabilirler." DASK'ı olmayana da karşılıksız 750 TL yardım DASK tarafından hasarlı binalar için ödemeler yapılırken devlet de zarar gören evler için yardımda bulunuyor. Bu yardım yöntemlerini Simav Kaymakamı Yüksel Ünal şöyle anlattı: "Devlet tarafından, depremde konutları zarar görenlere projeler gerçekleştirildi. 15 gün önce başlayan bir uygulama ile az hasarlı konut sahiplerine 750 TL ödeniyor. Her pazartesi yapılan ödemelerde şimdiye kadar yaklaşık 750 kişiye yardım edildi ve uygulama devam ediyor. Bu ödenekler karşılıksız olarak sigortalı olana da olmayana da veriliyor."
Sabiha Gökçen'in Atatürk Havalimanı'nı geçmesini sağlayacak yeni yatırımları Kurtköy-Tuzla-Kartal'da emlakta beklenen patlamayı getirecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dumankaya Yönetim Kurulu üyesi Ali Dumankaya, "Uçak kalkışa hazır. Yatırımcılar geç kalmamalı" uyarısını yaparken, bölgede otel yatırımına da göz kırptı. Bugün'den Selma Şenol'un haberine göre Kurtköy-Kartal-Tuzla bölgesinde son yıllarda 7 binden fazla kaliteli konutlara imza atan Dumankaya, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın Atatürk Havalimanını geçmesini sağlayan yatırımların bölgeyi uçuşa geçireceğine inanıyor. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya, Sabiha Gökçen'e yönelik hareketlilik ve yatırımların Kurtköy-Tuzla-Kartal tarafında emlakta asıl beklenen patlamayı getireceğini belirterek, "Uçak kalkışa hazır, havalanmak üzere. Yatırımcılar İstanbul'un en hızlı gelişen bölgesinde geç kalmamalı" uyarısını yaptı. Ali Dumankaya şirket olarak 2000'li yıllarda da bu bölgeye konut projeleri yaptıklarını ama asıl iddialı yatırımlarının havalimanı sonrası yeni Kurtköy'ün oluşması ile gerçekleştiğini hatırlatarak, 14 yıldır ciddi takipte bulundukları bölgede fiyatların metrekare bazında 500 lira seviyesinde 2 bin liralar seviyesine geldiğini açıkladı. Dumankaya "Dörde katlayan fiyatlar burdaki gelişimin bir sonucu ama asıl patlama bundan sonra olacaktır, çünkü yeni üniversiteler, yeni alışveriş merkezleri, oteller, fuar alanları ile burası şehrin en hızlı gelişen bölgesi. Bu nedenle şimdi 2 bin liralar seviyesinde olan fiyatlar belli bir perspektifte, en çok 5 yılda 4-5 bin lira seviyelerine gelecek" dedi. OTEL YATIRIMINA GÖZ KIRPTI Sabiha Gökçen'in bulunduğu bölgede biri yeni açılmak üzere dört üniversite bulunuyor. 2011 yılında Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nin yapımı tamamlanıyor, Teknopark'ın inşaatı sürüyor, 3 yeni otelin açılmasıyla 4 lüks otele kavuşan bölgede yeni otel yatırımları da gündemde. Hatta Ali Dumankaya, bölgede bir otel yatırımına da göz kırptı. Bu konuda görüşmelerin sürdüğünü belirten Dumankaya, şimdilik detay vermiyor. Yine bölgede 4 ünlü alışveriş merkezi de faaliyet gösteriyor. Dumankaya'ya göre tüm bu gelişmelerle birlikte Kurtköy-Kartal-Tuzla bölgesi, şehrin konut ihtiyacını karşılayacak bölge olmaya doğru ilerliyor. Ali Dumankaya yeni yatırımlarının da yine bu bölgede olacağını açıkladı. SEZONU YILA YAYDIK Ali Dumankaya yıllık yüzde 25 büyüme hedefi doğrultusunda ilerlediklerini, bu nedenle yılda 4 ile 6 proje gerçekleştirdiklerini belirterek, büyüme hedefinin tutturulabilmesi için sezonu tüm yıla yaydıklarını açıkladı. Dumankaya şunları söyledi: "Eskiden konutta kampanyalar nisanda başlar haziran ortası biterdi. Sonra Eylül’de başlar Aralık’a kadar devam ederdi. Bu değişmeye başladı. Artık ocak, haziran yada ağustosta kampanyalar olabiliyor. Sezonu yıla yaydık, bunun faydalarını da görüyoruz. Bizim temmuz ağustos aylarımız bu yıl geçmiş yıllara göre en başarılı yaz dönemi oldu. Ölü sezon bırakmadık. Geçen ay 100 konut sattık, bu ay da 100'ün üzerinde satış grafiği var. En kötü zamanda bu hareketi sağladık. Bayram dönemi bile kampanya yapıyoruz, artık yılın her ayı değerli." REFERANDUM OLUMLU OLURSA İYİ OLUR Ülke gündemini de değerlendiren Ali Dumankaya, "Referandumda hayır çıkması dünyanın sonu olmaz. Ama şahsi görüşüm, olumlu çıkarsa ciddi anlamda istikrara katkı sağlar. Olumsuz olsa belki bir duralama olur ama Türkiye büyük dinamizme sahip, bunu da başka şekilde aşabilir. Seçimlerde koalisyon hükümeti bile çıksa eğer büyüme odaklı çalışan ulumlu bir hükümet olursa bu piyasayı destekler. Radikal bir değişimi şimdi yorumlamak ise mümkün değil" dedi. NOTER SÖZLEŞMESİ İKİNCİ BİR GARANTİDİR Ali Dumankaya, şirket olarak noter sözleşmesiz işlem yapmadıklarını belirterek konut alıcısına şu uyarıyı yaptı: "Sözleşme tek başına yeterli değil ama varlığı, şirketin ciddiyetini ve güvenilirliğini gösterir. Bazıları noter masrafından kaçınıyor ama kaçınmasın. Müşteri adına, projede bankanın olması ilk garantidir, noter sözleşmesi yapılması ikinci bir garanti olur."
Polis devriye aracına, motosiklette bulunan kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 2 polis şehit oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ADANA'da özel bir hastaneden çıkan polis aracına, motosikletli 2 kişi tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırı sonucu 2 polis ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralı polisler, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak, şehit oldu. Adana Valisi Mustafa Büyük, olayla ilgili ilk bulguların saldırıyla ilgili olarak PKK'yı işaret ettiğini söyledi. Şehit polislerin acı haberi ailelerine ulaştı. Adana'da devriye gezen polis aracına düzenlenen silahlı saldırıda 2 polis memuru şehit oldu. Olay saat 20.00 sıralarında merkez Seyhan İlçesi Akkapı Mahallesi'ndeki özel bir hastanenin önünde meydana geldi. Dağlıoğlu Polis Merkezi'nde görevli ekip aracı hastane bahçe kapısından çıkış yaptığı sırada motosiklet üzerindeki kasklı ve maskeli iki kişi tarafından ateş açıldı. Saldırıda araçta bulunan iki polis memuru ağır yaralandı. Saldırganlar motosikletle kaçarken, yaralı polisler ekip otomobilinin sürücüsü tarafından tekrar özel hastaneye götürülerek yoğun bakım ünitesine alındı. Burada yapılan müdahalelere rağmen yaralı polisler şehit oldu. OPERASYON BAŞLATILDI Kaçan saldırganların yakalanması için bölgede geniş çaplı araştırma başlatılırken, Adana Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek'te hastaneye gelerek polislerle ilgili bilgi aldı. Bölgede olayın ardından silah sesleri duyuldu. VALİ BÜYÜK: İLK BİLGİLERE GÖRE TERÖR SALDIRISI Adana Valisi Mustafa Büyük, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve İl Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek ile saldırıda yaralanan İlhanlı'nın kaldırıldığı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine gelerek, yetkililerden bilgi aldı. Büyük, gazetecilere yaptığı açıklamada, 20.10 civarında adli rapor almak için gittikleri özel hastaneden çıkışta Dağlıoğlu Polis Karakolu ekibine silahlı saldırı düzenlendiğini belirtti. ŞEHİT POLİSLERİN HABERİ YÜREK DAĞLADI Adana'daki saldırıda şehit olan polis memuru Süleyman Çakır’ın Adana’nın Ceyhan ilçesindeki baba ocağı yasa büründü. Baba Ali ve anne Meryem Çakır olayın duyulmasının ardından Adana Balcalı Hastanesi’ne giderek oğullarını görmek istediler. Oğullarının şehit olduğu haberini alan aile Ceyhan’a döndü. Acılı baba Ali Çakır oğlunun görevini yaparken hayatını kaybettiğini belirterek taziyeye gelenlere vatan sağolsun dedi. Sinir krizi geçiren anne Meryem Çakır'ı ise polis memurları ve komşuları teselli etti. Şehit Polis Memuru Süleyman Çakır’ın evli ve 2 çocuk babası olduğu ve eşi Nazlı Çakır ile Adana’da oturduğu öğrenildi. ŞEHİDİN BABASI : YALAN OLUR... Adana’da saldırı sonucu şehit olan polis memuru 50 yaşındaki Bircan İlhanlı’nın Kozan ilçesindeki baba evinde de yas var. Şehidin babası İzzet İlhanlı gazetecilere yaptışı açıklamada; 'Siz benden ne kadar bir mesaj bekleseniz de verecek bir mesajım yok. Bu saatten sonra ne desem yalan. Çocuğum gitmiş Allah rahmet eylesin siz bana bir şey sormayın bende bir şey söylemeyeyim. Bu Türkiye böyle kurtulmaz her gün şehit her gün şehit. Kurban olduğum Allah herkesin çocuğunu korusun.' dedi. KIZINI OKUTMAK İÇİN EMEKLİ OLMADI Şehit Polis Memuru Bircan İlhanlı’nın emekli olmak istediği fakat bu yıl kızı üniversiteyi kazandığı için emekli olmadığı öğrenildi.
Karaman'da akraba ziyaretinden bisikletiyle evine dönen Hikmet Göktaş'a çarparak ölümüne yol açan sürücü yakalandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kazanın ardından kaçan 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü H.S. ise, otomobilden düşen kırık far parçaları sayesinde yakalandı. Kaza, dün saat 22.00 sıralarında Karaman- Ereğli karayolunun 2'nci kilometresinde meydana geldi. Bahçelievler Mahallesi'ndeki akrabalarını ziyaret eden Hikmet Göktaş, TOKİ Konutları'ndaki evine gitmek için bisikletiyle yola çıktı. Göktaş, plakası alınamayan bir otomobilin çarpması sonucu kanlar içinde yere yığıldı. Otomobil sürücüsü de hızla olay yerinde uzaklaştı. Kazadan kısa bir süre sonra yoldan geçen 29 yaşındaki sürücü Vural E., yerde bir kişinin yattığı fark etti. Yerde yatan kişinin kanlar içinde olduğunu fark edince 112 Acil Servisi'ne haber verdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri Göktaş'ın yaşamını yitirdiğini saptadı. Göktaş'ın cesedi otopsi yapılmak üzere Karaman Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Bunun üzerine polis çağrıldı. Polis, kaza yerine düşen kırık far ve tampon parçalarından yola çıkarak çalışma başlattı. Polis, kısa süre sonra olay yerine yaklaşık 16 kilometre ileride Canhasan Köyü yakınlarında kazaya karışan 70 FC 817 plakalı otomobili yakaladı. Gözaltına alınan otomobil sürücüsü H.S.'nin ise 17 yaşında ve ehliyetsiz olduğu ortaya çıktı. Kazanın ardından korkup kaçtığını ve otomobili ailesinden izinsiz aldığını öne süren H.S., ölümüne neden olduğu Göktaş'ın cenazesinin kaldırıldığı Karaman Devlet Hastanesi'ne getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Göktaş'ın yakınlarının da hastanede olması nedeniyle, hastane çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Genç sürücü sağlık kontrolünün ardından sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi,“Metro-Metrobüs Yaya Bağlantı Tüneli'nin 2 Eylül’de açılacağını duyurdu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNET HABER - İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB), İstanbul Metrosu Gayrettepe İstasyonu ve Zincirlikuyu Metrobüs Durağı arasında yaya ulaşımını sağlamak üzere yapımı tamamlanan “Metro-Metrobüs Yaya Bağlantı Tüneli”nin 2 Eylül’de açılacağını duyurdu. İBB tarafından yapılan yazılı açıklamada, “En yoğun metrobüs istasyonlarından biri olan Zincirlikuyu Metrobüs istasyonunun yaya erişimleri de yeniden düzenlenerek özürlülere uygun hale getirildi. Metrobüsü kullanan yolcular tünelden metroya rahatlıkla ulaşıp istedikleri yöne gidebilecekler. İnşaat ve iç dizayn çalışları bir süredir devam eden Zincirlikuyu Metrobüs durağının güney ve kuzey bağlantıları D100 karayolunda trafik kesilmeden yerin altında sürdürülüyordu” denildi. Açıklamada, “Metro-Metrobüs tünelinin güvenlik sistemi de en üst düzeyde kuruldu. Yaya bağlantı tünel sisteminin elektronik işleyişi ve kontrolü İstanbul Metrosuna entegre edildi. Ortak standartlarda kullanım, kameralı güvenlik kontrolü, sulu - gazlı sistem yangın söndürme ve algılama sistemleri, temiz hava besleme üniteleri ve kirli havanın tünel dışına atılması ortak yönetim merkezinde birleştirildi. Tünel 2 Eylül Pazartesi günü hizmete alınıyor” ifadelerine yer verildi. 906 METRE UZUNLUĞUNDA 906 metre uzunluğundaki tünelde toplam 736 metrelik 14 adet yürüyen bant, 11 adet asansör ve 6 adet yürüyen merdiven bulunuyor. Tünelde ayrıca acil durumlarda kullanılmak üzere, 152 adet acil durum hoparlörü, 224 adet yangın dedektörü, 31 adet yangın butonu ve 23 adet yangın flaşörü yer alıyor.
ABD'nin yayınladığı 2014 Terörizm Raporu'nda "Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki örgütlere kaynak ve transit ülke olmayı sürdürürken Türk hükümetinin yabancı savaşçılara karşı çabalarını yoğunlaştırdığı" belirtildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yayınladığı 2014 Terörizm Raporu'nda Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki örgütlere kaynak ve transit ülke olmayı sürdürürken Türk hükümetinin yabancı savaşçılara karşı çabalarını artırdığı belirtildi. Raporda Türk hükümetinin Türkiye üzerinden Suriye ve Irak'a ve ters yönde geçiş yapan şüpheli yabancı savaşçıları önleme yönündeki çabalarını yoğunlaştırdığı bildiriliyor. Bu kapsamda Türkiye'nin aldığı bazı önlemler dışında diğer yabancı 'terörist' kaynağı ülkelerle işbirliğini de artırdığı belirtildi. Raporda, "Türkiye IŞİD'le Mücadele Küresel Koalisyonu'nun aktif bir üyesidir" ifadesi de yer aldı. Raporda, Türkiye'deki 'terörist' gruplar arasında PKK'nın öne çıktığı, ancak 2012 sonunda başlayan barış sürecinin devam ettiği belirtildi. 2014'te ülke içindeki 'terörist' saldırıların devam ettiği, DHKP-C'nin "hem ABD hem de Türkiye'nin çıkarlarını tehdit ettiği de" aktarıldı. Raporda Türkiye'deki 'terör' örgütleri arasında 'Türk Hizbullahı'ndan da' bahsedildi. 'Terör' saldırılarında büyük artış Raporda 2014 yılında 'terör' saldırıları ve bu saldırılarda ölenlerin sayısındaki artışa dikkat çekildi. Rapora göre 2014 yılında yaklaşık 13 bin 500 'terör' saldırısı gerçekleştirildi. Bu rakam 2013 yılındaki orandan yüzde 35 daha yüksek. Bu saldırılarda yaklaşık 33 bin kişi öldü. Böylece 'terör' saldırılarında ölenlerin sayısı geçen yıla oranla yüzde 81 oranında artmış oldu. Raporda özellikle Irak, Afganistan ve Nijerya'daki saldırıların artışına dikkat çekildi. ABD, 2014'te 'terör' saldırılarının 95 ülkede gerçekleştiğini ancak Orta Doğu, Güney Asya ve Batı Afrika'da yoğunlaştığını söyledi. IŞİD'in geçen yıl Haziran ayında Irak'ın Musul kentindeki bir hapishaneye yaptığı saldırıda 670 Şii mahkumu öldürmesinin, 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana gerçekleştirilen en kanlı saldırı olduğu bildirildi. Raporda; Pakistan, Filistin, Nepal ve Rusya'nın da içinde yer aldığı bazı ülkelerde militanların faaliyetlerinin azaldığı aktarılıyor.
Kayseri'de bir kadın sevgilisi ile bir oldu ve kiralık katil tutarak eşini bıçaklattı.Bakın o olay nasıl gelişti
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kayseri'de bir süredir birlikte olduğu sevgilisiyle işbirliği yaparak, tuttukları kiralık katile eşini bıçaklatan 48 yaşındaki kadın ve sevgilisi polis tarafından gözaltına alındı. 6 AY SONRA YAKALANDI Kocasinan İlçesi Mithatpaşa Mahallesi Öğün Caddesi'nde 12 Haziran 2012 günü meydana gelen olayda Kamil Sarar (49), kimliği belirlenemeyen bir kişi tarafından bıçaklanarak yaralandı. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Kamil Sarar, polise saldırganın eşgalini verdi. Polis ekiplerinin yaptığı araştırma sonucu saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen C.E. 6 ay sonra yakalandı. 100 BİN LİRAYA İRALIK KATİL TUTTU Kamil Sarar, kendisine bıçakla saldıran C.E.'yi teşhis edince olay aydınlandı. C.E. polise verdiği ifadede, H.S. ile sevgilisi H.Ü.'nün, Kamil'in öldürülmesi için kendisiyle 100 bin lira karşılığında anlaştığını anlattı. C.E.'nin ifadesi doğrultusunda H.S. ile sevgilisi olduğu iddia edilen H.Ü. gözaltına alındı. Yetkililer, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü kaydetti.
ABD'nin doğu yakasındaki 4 eyalette kar fırtınası nedeniyle acil durum ilan edildi. Bazı şehirlerde okullar ve resmi daireler tatil edildi, halka sokağa çıkmama uyarısı yapıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Amerikan Ulusal Meteoroloji Dairesinin, ülkenin kuzeydoğusunda ''tarihin en büyük kar fırtınası'' beklendiğine ilişkin duyurusu eyalet bazında alarma geçilmesine neden oldu. Doğu yakası eyaletlerinden New York, New Jersey, Rhode Island ve Massachusetts'te beklenen kar fırtınası nedeniyle acil durum ilan edildiği bildirildi. Rhode Island Valisi Gina Raimondo, düzenlediği basın toplantısında, sürücülerden ''en azından'' saat 20.00'den Salı sabahına kadar seyahat etmemelerini istedi. Fırtına nedeniyle eyalette acil durum ilan edildiğini duyuran Massachusetts Valisi Charlie Bake de 500 Ulusal Muhafız Birliği askerinin fırtınaya müdahale için hazır olduğunu belirtti. Connecticut'ta Vali Dannell Malloy ''tehlikeli fırtına'' nedeniyle saat 21.00'den itibaren seyahat yasağı konulduğunu, New Jersey Valisi Chris Christie de acil durum ilan edildiğini, tüm resmi dairelerin kapatıldığı bildirdi. OKULLAR TATİL EDİLDİ Fırtınanın etkili olacağı New York, New Jersey, Connecticut, Rhode Island ve Massachusetts eyaletlerinde okulların bugün tatil olduğu bildirildi. Bazı eyaletler, okulların çarşamba günü de tatil edilebileceğini açıkladı. Ulusal Hava Dairesi verilerine göre yer yer saatte 100 km hıza ulaşacak fırtına da 40 milyon insanı etkileyecek. Fırtına nedeniyle şu ana kadar toplam 6 bin 900 uçuş iptal edildi. AMERİKALILAR ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNE AKIN ETTİ Son yılların en büyük kar fırtınasını bekleyen Amerikalılar hazırlıklarına devam ediyor. İnsanlar en az birkaç günlük yemek ihtiyacını karşılamak için alışveriş merkezlerine akın etti. Meteoroloji uzmanları kuzeydoğu eyaletlerinde etkili olacak fırtınanın elektrik kesintilerine neden olabileceğini, ona göre önlem alınması gerektiğini ifade etti. Wal-mart gibi büyük alışveriş merkezlerinde satılacak suyun kalmaması dikkat çekti. Fırtına öncesi alışveriş eksiklerini tamamlayan Bernadette Marciniak adlı vatandaş, "Yapmam gereken bütün işlerimi tamamladım. Buraya alışveriş yapmaya geldim. Arabam için benzinimi de aldım. Bundan sonra endişelenecek bir durum yok. Artık evime gidip yemek yapacağım" dedi. Market çalışanları ise fırtına öncesi çok yoğun çalıştıklarını, amaçlarının müşterilerin bütün ihtiyaçların karşılamak olduğunu belirtti. Birçok sürücü de istasyonlarda benzin sırasına girdi. Elektriklerin kesilmesi halinde benzin istasyonları satış yapamayacak. BİNLERCE KAR TEMİZLEME ARACI HAZIR BEKLETİLİYOR Fırtınanın etkili olacağı saatlerde otobanlardaki kar birikintilerini temizlemek için binlerce araç hazır bekletiliyor. Buzlanmaya karşı tonlarca tuz yollara dökülecek. New Jersey Valisi Chris Christie, 2 bin 600 aracın yolları tuzlamak için hazır bekletildiğini duyurdu. Massachusetts eyaletinde de 4 bin civarında kar temizleme aracı ile 250 bin ton tuzun hazır bekletildiği bildirildi. THY NEW YORK SEFERİNİ İPTAL ETTİ ABD'nin kuzeydoğu eyaletlerinde beklenen kar fırtınası nedeniyle, Türk Hava Yolları'nın bugün gerçekleştirilecek İstanbul-Newyork seferinin karşılıklı olarak iptal edildiği açıklandı. Konuyla ilgili olarak dün Türk Hava Yolları resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri'nin Kuzeydoğusunda beklenen kar fırtınası sebebiyle 26 Ocak tarihinde Boston ve Newyork seferlerimizin sefer saati değişmiştir. 27 Ocak tarihli Boston ve Newyork seferlerinde de değişiklik olması ön görülmektedir. 27 Ocak tarihli Boston ve Newyork sefer saatlerinin güncel durumu için yolcularımızın seyahatlerinden önce uçuşlarıyla ilgili son durumu www.thy.com adresinden veya 444 0 849 numaralı çağrı merkezimizden öğrenmelerini rica ederiz" denilmişti. Bugün sabah saatlerinde ise, Türk Hava Yolları'nın saat 07.25'te yapılması planlanan İstanbul-Newyork seferinin karşılıklı olarak iptal edildiği duyuruldu. 3 BİN CİVARINDA UÇUŞ İPTAL ABD'de 3 bin civarında uçuşun iptaline yol açan kar fırtınası, New Jersey transit tren seferlerinin de bu akşam 20.00'den Perşembe gününe kadar iptal edilmesine neden oldu. Fırtına nedeniyle New York eyaletinde Salı günü resmi dairelerle devlet okullarının tatil olacağını bildiren yetkililer, halktan evlerinde kalmalarını istedi. New York eyaletindeki otoyolların bu akşam 22.00'den itibaren Salı sabahına kadar kapatılacağı açıklandı. New York Belediye Başkanı Bill De Blasio, ''New York şehri daha öncesi yaşadığından daha büyük bir kar fırtınasına hazırlanıyor'' açıklamasında bulundu. Blasio, New York belediye yetkililerinin Cuma gününden beri kar fırtınası için hazırlarını sürdürdüğünü, ambulans sayısının bugünden itibaren yüzde 40 oranında arttırıldığını bildirdi. New York'ta saat 23.00'den sonra acil yardım araçları hariç tüm araçların trafiğe çıkması yasaklandı. Şehirde toplu ulaşım araçları 19.00'a kadar normal programa göre çalışırken, sonraki saatlerde daha seyrek aralıklarda çalışacağı ifade edildi. Saat 18.00'den itibaren şehirdeki tüm parkların kapatılacağı belirtildi. BM'DEKİ PROGRAMLAR İPTAL EDİLDİ Meteoroloji yetkililerinin açıklamasında New York'ta kar kalınlığının 45 ila 60 santimetre arasında olacağı, Long Island ve Connecticut'ın bazı yerlerindeki 90 santimetreyi bulacağı aktarıldı. Boston Belediye Başkanı Martin Walsh, düzenlediği basın toplantısında şehirde Salı ve Çarşamba günleri okulların tatil edildiğini duyururken, halka evlerinde kalmaları uyarısında bulundu. Öte yandan merkezi New York'ta bulunan Birleşmiş Milletler'deki tüm programın fırtına nedeniyle iptal edildiği, CIA Başkanı John Brennan'ın Dış İlişkiler Konseyi'nde (CFR) yapacağı ve New York'taki yabancı gazetecilerin canlı bağlanacağı basın toplantısının ertelendiği bildirildi. Kar fırtınası ayrıca Amerikan basketbol Ligi'nde (NBA) bu akşam New York'ta oynanacak Brooklyn Nets-New York Knicks maçının da iptal edilmesine neden oldu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ''Henüz AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı belli değil'' dedi. Ancak Mehmet Ali Şahin satır arasında Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkması halinde Başbakanlık koltuğuna oturacak 4 ismi işaret etti. Erdoğan Köşk'e çıkarsa Başbakan Yardımcıları Başbakan olur diyen Şahin'in işaret ettiği 4 isim Bülent Arınç, Emrullah İşler, Ali Babacan ve Beşir Atalay. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABDULLAH GÜL'ÜN AÇIKLAMALARI Şahin, cuma günü Cumhurbaşkanı Gül'ün ''Bu şartlarda gelecekle ilgili siyaset planım yok'' açıklmasını değerlendirdi. Gül'ün açıklamalarını bir tek cümleye indirgemenin yanlış olacağını söyleyen Şahin şunları kaydetti: "Orada yaptığı açıklamayı sadece bu cümleye bağlı değerlendirirsek isabetli sonuca ulaşamayız diye düşünüyorum. Konuşmadaki başka cümleleri de hatırlarsak gerçek niyetini de öğrenebiliriz diye düşünüyorum. Mesela şu bir gerçek ki ben bağımsız bir şekilde siyasete girmiş ve cumhurbaşkanı olmuş biri değilim diyor. Dolayısıyla arkadaşlarımla konuşacağımızı ve birlikte karara varacağımızı söyledim dedi. Dolayısıyla şu an için gelecekle ilgili bir siyasi planım yok derken bunlarla birlikte gerçek niyetini ve mesajını anlamak ve yorumlamak gerekir diye düşünüyorum. GÜL BİZİM YOL ARKADAŞIMIZ Sayın cumhurbaşkanımız sayın başbakanımız işte sayın Arınç ve arkadaşlarımızla birlikte 2001 yılı 14 Ağustos'unda AK Parti'yi kurduk. Sayın cumhurbaşkanı bizim birlikte yola çıktığımız yol arkadaşlarımızdan biridir. Bizim misyon olarak bazı ilkelerimiz var. Hangi konumda olursak olalım o ilkelerimize uygun davranırız. Bir defa hiçbir zaman bir görev talebinde bulunmayız. Siyasi bir beklentisi olduğu için cumhurbaşkanı seçilmesi sayın cumhurbaşkanımız. İstişareler sonucunda kendisinin cumhurbaşkanı adayı olması kararlaştırıldı. 2007 yılında görev süresi dolmuştu ve sayın başbakanımız bir grup toplantısında sayın Gül'ün elini kaldırarak cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Abdullah Gül'dür demişti. Sayın cumhurbaşkanımızın Kütahya'da ben bağımsız bir şekilde siyasete girmiş ve cumhurbaşkanı olmuş biri değilim diyor. Arkadaşlarımla konuşacağım ve birlikte karar vereceğiz diyor. Meclis başkanlığı yaptım ben ama siyasi hedeflerimden biri değildi. Bir görev bir sorumluluk düşerse biz millete hizmet etmek için yola çıkmış insanlarız. AMACI SPEKÜLASYONLARA SON VERMEK Kendisi Kütahya'da yapmış olduğu açıklamada gereksiz spekülasyonlara son vermek için yaptığını düşünüyorum. Yerel seçimlerden hemen sonra hatta seçim sonuçlarıyla ilgili tartışmalar devam ederken hemen cumhurbaşkanlığı ile ilgili önemli bir konuyu gündemimize aldık Türkiye olarak. Hatta ilk açıklama sayın cumhurbaşkanımızdan geliştir. Artık cumhurbaşkanlığı konusunu görüşmeliyiz demişti. Nasıl ki 2007 yılında kendilerinin cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması bir istişare sonucu belirlenmişse şimdi de yine bir istişare sonucu belirlenecektir. Herkes başbakanımızın cumhurbaşkanlığı adaylığı gerçekleşmiş gibi bakıyor. Böyle bir şey olsa istişarelere ne gerek var. Geçtiğimiz Cuma günü il başkanlarımızla, belediye başkanlarımız da vardı böyle bir istişare yaptık. Biz cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu görüşürken partinin geleceğini de ihmal etmemek durumundayız. GÜL BAŞBAKANLIK'I RET Mİ ETTİ? Gerçek amacını bilmem ama benim yakinen tanıdığım cumhurbaşkanımızın gerçek niyetinin bu istişareler sonucunda ortaya çıkacak duruma göre hareket edeceği şeklindedir kanaatim. Bizim AK Parti olarak henüz cumhurbaşkanı adayımızın kim olacağı belli değil. Henüz açıklanmadı. Sanıyorum çokça konuşuldu yazıldı çizildi kendisiyle ilgili konuşmaların önünü kesmek için bir açıklama yapmak zorunluluğunu hissetti diye değerlendiriyorum. Beklemiyordum tabii. Ama bir olumsuz sonuç da çıkarmıyorum. 'BAŞBAKAN KÖŞK'E ÇIKARSA, BAŞBAKAN YARDIMCILARINDAN BİRİ...' Sayın Başbakan Köşk'e çıkarsa başbakan yardımcısı arkadaşlarımızdan birinin başbakanlık yapması mümkündür. Bu konunun da cumhurbaşkanlığı kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak bu konu sayın Arınç demişti ki; başbakanımız cumhurbaşkanı adayı olursa ilk turda seçileceğine inanıyorum demişti. Gönlümüzden geçen de cumhurbaşkanımız sayın Gül'ün partinin başına geçmesi ve başbakanlık görevini yürütmesi demişti. O hissiyata katıldığımı ifade etmiştim hala o düşüncedeyim. Kendisine birlikte yola çıkan arkadaşları olarak 9 milyonluk AK Parti camiası olarak kendisine böyle bir teklif getirilirse reddedeceği kanaatinde değilim. Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı iki ayrı isim olabilir mi? Hukuken buna mani bir hal yok. Ancak bunun sağlıklı ve yürütülebilecek bir formül olduğu kanaatinde değilim. Bir siyasi parti eş başkanlık uygulaması yapıyor biliyorsunuz ve biz de bir yasal düzenleme ile eşbaşkanlık imkanını getirdik. Bizim partimizde bunu uygular mı şeklinde bir gündemi biz henüz oluşturmadık konuşmadık. Doğrusu ben bu sisteme biraz mesafeliyim.
Galatasaray'ın başkan adayları Adnan Polat ve Adnan Öztürk merakla beklenen listelerini açıkladı. Kimin listesinde kimler var?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Adnan Polat, kongre için yeni yönetim kurulu listesini açıkladı. Adnan Polat'ın 2 yıl önce başkan seçildiği yönetim kurulundaki 8 kişi, bu kez listede yerini 8 yeni isme bıraktı. Galatasaray Cafe Crown Basketbol Takımı'nda yaşanan Cemal Nalga skandalının ardından yönetim kurulundan istifa eden, ancak başkan danışmanı sıfatıyla çalışmalarını sürdüren Yiğit Şardan ile birlikte, Cemal Özgörkey, Murat Yalçındağ, Ali Haşhaş, Haldun Üstünel, Işın Çelebi ve Mehmet Helvacı, yeni dönem için de başkan Adnan Polat tarafından yönetim kurulu listesine alındı. Adnan Polat'ın yönetim kurulu listesinde Selim Sayılgan, Emir Sarıgül, Hakan Üstünberk, Vedat Eşkinat, Doğan Yalçınkaya, Yalçın Orhon, Taner Aşkın ve İbrahim Çağlar ise yeni isimler oldular. Öte yandan, Galatasaray Yönetim Kurulu'ndan daha önce istifa eden Ahmet Dedehayır ile birlikte Sinan Kılıç, Faruk Bil, Mümtaz Tahincioğlu, Adil Emecan, Nejat Uygur, Metin Karakaya ve Tunca Hazinedaroğlu da bu kez listenin dışında kaldı. Seçimlere gireceği yönetim kurulu listesindeki isimlerin, tek tek hazırlanan özel platforma davet edilmesini izleyen Adnan Polat, "Keşke 30 kişilik bir yönetim kurabilseydik ve mevcut üyelerimizle birlikte yeni isimleri alabilseydik" dedi Galatasaray Kulübü'nün Pazartesi günü vefat eden eski başkanı Özhan Canaydın için, toplantının başında 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Özhan Canaydın'ın 2008 yılı mali genel kurul toplantısında yaptığı konuşmadaki, "Bugün sizlere veda ediyorum. Hakkınızı helal edin" sözleri ekrana yansıtılırken, davetlilerin oldukça duygulandıkları görüldü. ESKİ BAŞKANLAR DA KATILDI Adnan Polat'ın yönetim kurulu listesini tanıttığı toplantıya, bazı eski başkanlar da katıldı. Toplantı salonunda sarı-kırmızılı kulübün eski başkanlarından Ali Tanrıyar, Faruk Süren ve Mehmet Cansun da yer aldı. Toplantıya, Doğru Yol Partisi'nin eski başkanlarından Mehmet Ağar, Türkiye Değişim Hareketi Lideri ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer de katıldı. CANSUN'UN OYU ADNAN POLAT'A Galatasaray Kulübü eski başkanlarından Mehmet Cansun, 27 Murat Cumartesi günü yapılacak seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısında, Adnan Polat'ı destekleyeceğini söyledi. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Adnan Polat'ın yönetim kurulu listesini tanıttığı toplantıya katılan Mehmet Cansun, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Oyumu Adnan Polat'a vereceğim, ancak seçimin sonucunu önceden tahmin etmek zor" dedi. İki Adnan'ın başkanlık için yarıştığını ve bunu da şimdiye dek layıkıyla sürdürdüklerini belirten Cansun, "Cumartesi günü, kim hayırlı işler yapacaksa o kazansın, ancak bence belli projelere başlamış yönetimin kısa vadede değişmesi zarar verir. Ben zaten açıklamıştım, oyumu Adnan Polat'a vereceğim" diye konuştu. Seçimi bir maça benzeten ve kimin kazanacağının belli olmayacağını ifade eden Mehmet Cansun, seçimde açık farklı bir sonuç olacağını da sanmadığını kaydetti. ADNAN ÖZTÜRK DE LİSTESİNİ AÇIKLADI.. ÖZTÜRK'ÜN LİSTESİNDE YER ALAN İSİMLER BİR SONRAKİ SAYFADA [PAGE] Galatasaray Kulubü'nde 27 Mart 2010 tarihinde yapılacak seçimlerde aday olan Adnan Öztürk, yönetim kurulu listesinde yer alan isimleri açıkladı. Öztürk'ün listesinde şu isimler yer alıyor: "Hayrettin Kozak, Hamdi Yasaman, Murat Ece, Ömer Kayalıoğlu, Osman Hattat, Abdürrahim Albayrak, Can Topsakal, Mehmet Cibara, Reşit Sinanlı, Emre Alkin, Fatih Gökşen, Emre Erdoğan, Cem Ersan, Necati Demirkol, Kaan Boyner"
Fethullah Gülen'e ilişkin bugüne kadar gündeme getirilmeyen dosyaların çıkarılacağını öne süren Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'den olay yaratacak Gülen iddiaları...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM- 17-25 Aralık döneminden bu yana gitgide gerilen Cemaat-Hükümet ilişkileri ve Fethullah Gülen cemaati ile AK Parti hükümeti arasındaki savaş hakkında en çok sorulan sorulan sorulardan biri bu kavganın ne zaman biteceği üzerine oldu. Özellikle köşe yazarlarının ve kanaat önderlerinin de özellikle üzerinde durduğu 'Cemaat-Hükümet' kavgasında, bu sorunun cevabı genellikle 'olumsuz' yanıtlarla karşılık buldu. Zira Cemaat ve Hükümet arası rüzgarlar, ortaya çıkan yeni tartışma konuları ve belgelerle gitgide kuvvetli fırtınaya dönüşüyor. YENİ ŞAFAK'TAN GÜNDEMİ KARIŞTIRACAK İDDİA: 'GÜLEN MASON' Yeni Şafak gazetesinin bugün yer verdiği bir haberindeki iddia da bu fırtınayı arttıracak cinsten... Tartışmaya neden olacak bu haberde Cemaat lideri Fethullah Gülen'le ilgili olduğu iddia edilen yeni belgeler var Bu belgelere göre Gülen'in 'Mason' olduğu iddia edildi. KARAGÜL DUYURDU: GÜLEN'LE İLGİLİ YAZI DİZİSİ GELİYOR! Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, bugün manşette yer alan 'Fethullah Gülen'in sırlarla dolu karanlık dünyası' haberi için kendi köşesinden 'bir süre devam edecek bir yazı dizisi' olduğuna dair açıklama yaptı. Karagül, bu dosyaların çok gizli olduğunu ve Gülen'le ilgili pek çok bilinmeyeni ortaya çıkaracağını söyleyerek şu ifadeleri yazdı: "CUMHURİYET TARİHİNİ TERSİNE ÇEVİRECEK BİR DOSYA..." Yayınlanacak dosyalar sadece Fethullah Gülen ve ilişkileriyle sınırlı değil. Gülen dosyası bu haberler serisinin sadece ilk bölümü. Ardından Atatürk’le ilgili keskin bir tartışmayı yeniden açmayı, CHP’nin gizli tarihi ile ilgili ibretlik örnekleri ortaya koymayı, Menderes’le ilgili hiç yayınlanmamış trajik olaylara yer vermeyi planlıyoruz. Eğer nefesimiz yeterse, Cumhuriyet tarihini tersine çevirecek, çok vahim bir dosyayı daha tartışmaya açacağız. "FETHULLAH GÜLEN'İ 40 YIL ÖNCE İŞLEMEYE BAŞLADILAR" İDDİASI Karagül'ün köşesinde kaleme aldığı yazısında, "Fethullah Gülen’den Türkiye düşmanı bir yapı çıkarıldığını", bunun da Türkiye coğrafyası üzerindeki yüzyıllık hesaplarla yapıldığını, bunu yapanların da, kırk yıl önce işlemeye başladıkları Fethullah Gülen’i, bir gün Türkiye’nin karşısına dikmeyi hesapladıklarını ve sonuç olarak bu günleri gördüğümüzü ifade etti. "GÜLEN ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLEN TÜRKİYE PROJESİ" Karagül'e göre, Gülen'i, 'bu güçler gençlik yıllarında aralarına almışlar, finanse etmişler, güçlendirmişler, onunla birlikte temiz Anadolu çocuklarını bir yabancı istihbarat servisine dönüştürmüşler (...) Gülen üzerinden büyük bir Türkiye projesi yürütülmüş.' Karagül, "Şimdilerde o yapının başkent başkent dolaşıp Türkiye karşıtı kampanya yapmalarının ve “Türkiye düşmanı” bir yapı olarak yeniden kurgulanmasının nedenlerini bu ilişkilere bakarak pekala anlayacaksınız." diyerek Gülen'in sırlarla dolu bir dünyası olduğunu iddia etti. İşte o yazıdan çarpıcı satırlar: "GÜLEN ARAPLARI, KÜRTLERİ VE İRANLILARI HİÇ SEVMEZDİ" Şunu biliyordum: Gülen ve ekibi, Arapları hiç sevmezdi. Kürtleri hiç sevmezdi. İranlıları hiç sevmezdi. 17 Aralık darbe girişimi başarısız olduktan sonra bu ekibe Türkiye’yi ve Türkleri de sevmeyen bir yapı olarak yeni bir kimlik kazandırıyorlar. Coğrafyamızın ana kurucu unsurlarını oluşturan dört millete de düşman olarak kurgulanan bir yapı, kimlerin nasıl bir projesinin ürünüdür, çok iyi sorgulamak gerekiyor. Anadolu çocuklarından Türkiye düşmanı bir yapı çıkarmak kadar sofistike ve başarılı bir proje, bu topraklarda bugüne kadar hiç olmadı. Türkiye’nin Gülen cemaatini değil, Gülen ve dar ekibini ve arkasındaki güçleri çok iyi çözmesi gerekiyor. Kendisine yönelen kitlelerin büyük bölümünün dindar, vatansever olduğunu, bu yönlerinin sorgulanamaz olduğunu biliyoruz. Ama böyle bir yapı üzerinden bir uluslararası proje servis edilmesinin, Türkiye’yi yeniden vesayet altına alacak bir proje uygulanmasının ciddiyetini herkesin anlaması gerekiyor. Zira bu bir Türkiye mücadelesidir. Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük çıkışın engellenmesi projesinin temellerinin kırk yıl önce atıldığını görmek oldukça ürkütücüdür. YENİ ŞAFAK'TAN GÜLEN'LE İLGİLİ YAZI DİZİSİ Yeni Şafak, bugünden itibaren tartışmalara neden olacağını düşündüğüm haberler serisine başlıyor. Bu dosyalardan sadece bir tanesi Fethullah Gülen’le ilgili ve birkaç gün devam edecek. "BUGÜNE KADAR GİZLİ KALMIŞ BİR ÇOK KONU..." Daha İzmir Kestanepazarı döneminde küresel sistemin Türkiye’deki aktörleriyle tanıştırılıp, onların koruması altına alınmasını, kendisine verilen destekleri, yabancı istihbarat servisleriyle bağlantılarını, İsrail’i bu kadar sevmesinin hikmetini, mason teşkilatının kendisini korumaya almasını, para ilişkilerini, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başbakanlığa kadar ulaşan şikayet dilekçelerini, Mesihlik hezeyanlarını ve bugüne kadar gizli kalmış daha bir çok konuyu, bütün açıklığı ile ortaya koyacak. "GÜLEN NEDEN ABD'DE..." Gülen ve yakın istihbarat ekibinin bugünlerde neden ABD’de olduğunu, neden orada korunduğunu, neden Türkiye’ye saldıran en güçlü yapı olarak kullanıldığını işte o zaman anlayacaksınız. Bu haberleri yayınlarken hiçbir şekilde kişisel hesap gütmüyoruz. Bütün çabamız, Türkiye’nin ayaklarına dolanan engellerden kurtulması, büyük yürüyüşünü durdurmak için karşısına dikilen proje yapılardan arındırılmasıdır. Biz Türkiye’nin yanındayız ve bu topraklarda yüz yıldır verilen mücadelenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Yüz yıldır ilk kez Türkiye’yi bütün bu kamburlardan kurtaracak güçlü bir siyasi akıl oraya çıktı ve bu aklın yeni Türkiye’yi şekillendirecek basirete sahip olduğuna inanıyoruz. Hareket noktamız her zaman olduğu gibi bu hesaplaşmadır. Bence bugünden itibaren Yeni Şafak’ı özellikle izlemeye alın…
Mehmet Altan, Star yazarı Eser Karakaş ve Zaman yazarı Şahin Alpay canlı yayında 'yandaş medya'yı topa tuttu...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Mehtap TV ekranlarının 'liberal yüzü' olan 'Akıl Defteri'ne hükümet ve hükümet medyasına dönük eleştiriler damga vurdu. Mehmet Altan, Star yazarı Eser Karakaş ve Zaman yazarı Şahin Alpay'ın hazırladığı programda 'yandaş medya' eleştirilerinden geçilmedi. Şahin Alpay, hükümeti detekleyen medyanın 'silahşörlük' yaparak eski düzeni sürdürdüğünü söylerken AK Parti'yi eleştirdi: "Medya patronları gazetecilik yapmak yerine hükümete karşı kullanıyorlardı. Bu durum AKP iktidarında ne kadar değişti? Bu konuda soru işaretleri var. AKP daha önce medyanın kendisine bir silah olarak kullanmasına karışılık basında editoryal bir özgürlük sağlayacağına medyada kendisinden yana silahşörler yarattı. Medyanın hükümetlerin kontrolünde olması noktasında değişen fazla bir şey yok. Taraf gazetesi olmasa bugün Türkiye'de ne olup bittiğini doğru düzgün takip etmenin bir yolu yok..." Mehmet Altan ise hükümeti destekleyen medyanın finansal kaynaklarına dikkat çekerek son günlerde sık sık dile getirdiği eleştirileri yineledi, hükümeti topa tuttu: "Bir gazetede tiraj yoksa patron açısından zarar zardır demektir. Eğer halkın ihtiyaçları üzerinden değil de siyasi propaganda üzerinden yayın yapıyor, siyasi bir mekanizmayla ilan toplayarak finans sağlarsanız özgür bir basının önemi de gözden kaçacaktır. Burada yapısal sorunlar var. Eğer finansal kaynağın siyasi iktidara dayalı bir mekanizmaysa onun ihtiyaçlarını gözetirsin başka bir şeye bakmazsın."
Tasarımı ve mühendisliği, İstanbul Ulaşım A.Ş. tarafından yapılan İstanbul Tramvayı, InnoTrans/Berlin’de Türkiye’yi temsil edecek. <br/>Yapı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tasarımı ve mühendisliği, İstanbul Ulaşım A.Ş. tarafından yapılan İstanbul Tramvayı, InnoTrans/Berlin’de Türkiye’yi temsil edecek. Yapımı ve mühendislik tasarımları Ulaşım A.Ş. üretimi yerli sanayilerin işbirliği ile gerçekleşen İstanbul Tramvayı Berlin’de gerçekleşecek Inno Trans Fuarı’nda Türkiye’yi temsil edecek. 1996 yılından bu yana her iki yılda bir gerçekleşen fuara 100’ü aşkın ülke temsilcisi ve 100 binlerce ziyaretçinin katılması bekleniyor. 2014 Şubat ayında ‘Yüzde Yüz İstanbullu’ sloganı ile kullanıma başlanan tramvayın InnoTrans/Berlin Fuarı’nda sergileneceğinin müjdesini Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 4’üncü EurasiaRail Fuarı’nda duyurmuştu. Sektörün en prestijli fuarları arasında gösterilen organizasyonda ayrıca, Ulaşım A.Ş.’nin bakım ve mühendislik alanındaki faaliyetleri de tanıtılacak. 23-26 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek fuara, TCDD başta olmak üzere 37 ayrı Türk sanayicileri de katılacak. (İHA)
Google, Facebook ve Twitter'ın ardından sosyal alışveriş alanına adım atmaya hazırlanıyor. Googe'a satın alma tuşu geliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Google, Facebook ve Twitter'ın ardından sosyal alışveriş alanına adım atmaya hazırlanıyor. Googe'a satın alma tuşu geliyor. Google'ın arama motoruna satın alma tuşu ekleyeceği öğrenildi. Google, sadece mobil cihazlarda geçerli olacak içerikle eBay ve Amazon gibi firmalara rakip olacak. Wall Street Journal'da yer alan habere göre, arama motoruna yerleştirilecek 'Shop on Google' seçeneği, kullanıcılara aradıkları ürünü doğrudan satın alma imkanı verecek. NASIL OLACAK? Kullanıcılar alışveriş tuşuna tıkladıklarında, ürünün boyutu ve rengi gibi özellikleri belirleyebilecekleri sayfaya yönlendirilecek. Satın alınan ürün, perakendecilerden doğrudan alıcıya gönderilecek, böylece Google Amazon gibi depolama yapmayacak. Google, müşteri tecrübesinin kaybolmaması için anlaşacağı perakendecilere pazarlama programlarını sunma imkanı da sunacak. Dahası, kullanıcıların yönlendirileceği sayfalar markaların reklamlarıyla ve başka ürünlerin bağlantılarıyla dolu olacak. Bitcoin'in de dahil olması beklenen birçok ödeme şeklinin geçerli olacağı alışverişte, satıcılar sadece bağlantılarına yapılan tıklama kadar ödeme alacak. Kredi kartı bilgileri gelecekte yapılacak alışverişler için saklanacak ve sadece Google'da bulunacak. Google, arama motorunun mobil cihazlardaki kullanımının PC'yi geride bırakmasının avantajını alışveriş tuşuyla kullanmak istiyor. Sadece mobilde geçerli olacak içeriğin Mayıs sonu veya Haziran başında hayata geçebileceği belirtildi. (Kaynak: Al Jazeera, WSJ)
Kısmetse Olur 2 Nisan 2017 tarihinde kim elendi sızdı. 2 Nisan Kısmetse Olur elemesinde eve veda eden isem gelinler evinden olacak peki yeni gelen kim?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kısmetse Olur evinde geçen hafta Onur ve Gamze elenmek üzere ismi yazılan kişiler olmuştu. Onur'un yerine de Tankut elenmeyi istemiş ve eve veda etmişti. Bu hafta Kısmetse Olur evinde erkekler evinden İlkay ismi en çok yazılan kişi olacak. Gelinler evinden de Sevgican Erdinç ayağa kalkacak. Kısmetse Olur 2 Nisan elemesinde eve veda eden isim de Sevgican Erdinç olacak.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4+4+4 yasasını eleştirirken, Erdoğan'ı en zayıf yerinden vurdu...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TBMM'de tartışmalarla devam eden 4+4+4" düzenlemesi görüşmelerinde Kur'an-ı Kerim'in seçmeli ders olarak okutulması yasasının kabul edilmesini eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümete ağır sözlerle yüklendi: "Cumhuriyet tarihinde ilk kez, AKP'nin oylarıyla kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim yolsuzluklara kalkan edilmiştir." CHP lideri Kılıçdaroğlu, AK Parti'yi eleştiri bombardımanına tuttu. İşte o eleştiriler... "Bana bir Allah'ın kulu çıkıp söyleyebilir mi, 20 milyar dolarlık ihaleler nasıl oluyor da Kamu İhale Kurumu'nın, İhale Yasası'nın dışına çıkarılıyor. Kime vereceksiniz bunları, müşterileri belli... Cumhuriyet tarihinde ilk kez, AKP'nin oylarıyla kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim yolsuzluklara kalkan edilmiştir. Bunu söylemekten utanıyorum, bu ahlaksızlıktır. Kutsal kitabımız hepimizin baş tacıdır. Evlerimizde tutar, başucuna asarız. Annelerimiz kılıfının etrafını işlemelerle süslerler. Elimize duayla, besmeleyle alırız. Açarken de beslemeyle açarız. Sen tutup 20 milyar dolarlık yolsuzluğun kılıfı olarak millete sunuyorsun. Din eğitimine karşı değiliz, inançlarımıza saygılıyız. Pedagoji uzmanlarını çağırıp elbetteki din eğitimi verebiliriz. CHP, hiçbir zaman yolsuzlukların kılıfı olarak inançları kullanmadı. İnançları siyasete alet etmedi. Bizim özümüz de sözümüz de birdir. Hiçbir zaman yolsuzluk yapanların arkasında durmadık, savunmadık. İnançlarımızı yolsuzluklara kılıf olarak kullananlara izin vermeyeceğiz."
CHP'nin Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve TBMM Grubu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen “Ortak Çalışma Toplantısı” sona erdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ortak Akıl Toplantısı'nda, “kendi içinde demokratik söylemlerle eksikliklerini söyleyen, yeni öneriler getiren, daha aktif daha etkili çalışan bir CHP'yi parlamentoda nasıl egemen kılabileceklerini” tartıştıklarını söyledi. CHP lideri toplantıya verilen arada öğle yemeğini Deniz Baykal ile yedi. Büyük Anadolu Otel'de basına kapalı yapılan toplantının ikinci gününde Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, faaliyetlerine ilişkinh sunum yaptı. 24. dönem 1. ve 2. yasama yılı çalışmalarına ilişkin bilgi verildiği, TBMM'nin yeni yasama yılı muhtemel gündemine ilişkin değerlendirmelerle çalışma programının da ele alındığı belirtilen toplantıda, tüm katılımcılar da 7'şer dakika konuştu. Toplantının dünkü bölümünde ise CHP'nin yerel seçim stratejisi üzerine değerlendirmeler yapılmıştı. CHP'nin yerel seçim stratejileri arasında bazı illerde aday belirlemeye yönelik anket çalışması, bazılarında ise eğilim yoklaması ve ön seçim yapılması yer alıyor.Ortak Çalışma Toplantısı Kılıçdaroğlu'nun kapanış konuşmasıyla sona erdi. Konuşma, basına kapalı gerçekleşti. DAHA ÇOK ÇALIŞMALIYIZ Kılıçdaroğlu, toplantı sonrası otelden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantının nasıl geçtiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, güzel görüşler ve öneriler ortaya çıktığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Yeni yasama yılına daha güzel hazırlanacağız. Yerel yönetim stratejimizi tartıştık, belediye başkanlarıyla olgunlaştırdığımız metni tartıştık. Bu konuda da arkadaşların güzel düşünceleri oldu. Bu toplantı şunu ortaya çıkardı; kendi içinde demokratik söylemlerle, eksikliklerini söyleyen, yeni öneriler getiren, daha aktif daha etkili çalışan bir CHP'yi nasıl parlamentoda egemen kılabiliriz bunun tartışmaları yapıldı. Sonuçta ortaya çıkan gerçek şu; Biz her zamankinden daha fazla çalışmalıyız, çünkü Türkiye'nin CHP yönetimine ihtiyacı var.” ENDİŞE ETMEYİN! Kılıçdaroğlu, toplantının öğleden sonraki bölümünde Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu arasında tartışma yaşandığının belirtilerek, “Kulkuloğlu ile Aygün arasındaki tartışma tatlıya bağlandı mı” sorusu üzerine de “Hiç endişe etmeyin” yanıtını verdi. Toplantıda, Kulkuloğlu ile Aygün arasında, Aygün'ün daha önce yaptığı bazı açıklamalar nedeniyle gerginlik yaşandığı iddia edilmişti. Kılıçdaroğlu, ortak çalışma toplantısına verilen arada eski Genel Başkan Deniz Baykal’la aynı masada birlikte yemek yedi. İki lider, yemek salonunda gençlerin oturduğu masayı tercih ederken, Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Doğan, Parti Meclisi’nin genç üyeleri ile sohbet etti.
Bakan Atalay Açılım çalışmalarında Hükümetin yaptıklarını anlatmak üzere kürsüye çıktı ama asıl amaç 'diktasınız' diyenlere yanıttı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER İçişleri Bakanı Beşir Atalay Hükümetin "Kürt açılımıyla" ilgili son çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunmak üzere basının karşısına geçti. Yeni hiçbir şey söylemedi. Bu basın toplantısındaki amaç sanki, muhalefetin sürekli "tek parti diktatörlüğü, polis devleti" eleştirilerine örneklerle cevap vermekti. Bakan yapılanları ve yapılacakları anlattıktan sonra CHP ve MHP'ye göndermede bulundu. "Ülkemizin tek parti diktatörlüğüne ve polis devletine doğru gittiği iddia ediliyor" dedi ve hükümetin yaptığı bu açılımlarla sonraki diktaların bile önünün kesildiğinini söyledi. AKAN KANA SEYİRCİ KALAMAYIZ İşte Bakanın diktaları engelleyecek dediği açılımlar: "Hükümetimiz çözümsüzlüğü politika olarak benimsemez. Biz de geçmiş iktidarların yaptığı gibi ülkenin kanayan yaralarını görmezden gelebilirdik. Ama biz farklı bir iktidarız. Yıllarca akan kanın akmasına seyirci kalmayız, kalmayacağız En baştan beri sizlerle 'demokratik açılım' çalışmalarını sizle paylaştık. Birincisi terörün sona erdirilmesi, ikincisi ise temel hak ve hürriyetlerin gerçekleşmesi, demokratik çıtanın yükseltilmesi... İki hedefimiz budur! Bu hedeflere aklı başıdnda kimsenin karşı çıkacağını zannetmiyoruz. Bu nedenle bu çalışmaya milli birlik ve kardeşlik projesi dedik. TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDİYOR Kardeşlik projemiz kararlı bir şekilde devam ediyor. 1. boyutu yani terörün sonlandırılması için içerde ve dışarda çok kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Terörün sona erdirilmesi için gereken ne varsa yapıyoruz. Türkiye'ye yönelik terör zaman zaman komşu ülkelerden, zaman zaman Avrupa ülkelerinden destek görmüştür. Şu anda Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye uluslararası bir ülke. Bu gücünü terörü bitirmek için kullanıyor, kullanacağız. TEK PARTİ DİKTATÖRLÜĞÜ DİYORLAR Bu gerçekler ortadayken son günlerde yaşanan bir tartışma trajikomik bir mahiyet kazandı. Ülkemizin tek parti diktatörlüğüne ve polis devletine doğru gittiği iddia ediliyor. Yeni bir temcit pilavıyla adeta karşı karşıyayız. Sivil darbe, sivil faşizm gibi özünde çelişkili ifadeler yine gündeme getirilmeye çalışılıyor. Bunlar bazı siyasetçilerin klasiğidir. Bunların hepsi önceden biraz çalışılmış, manipülatif sosyal mühendislik icatlarıdır. Milli birlik ve kardeşlik projemizin varlığı bile bu argümanları tek başına düşürmeye yetecek delildir. Biz akan kan dursun deyince miletimiz bizim derdimizi anlıyor. GELECEKTE BİLE DİKTA YAPILAMAYACAK Bizim derdimizi anaların vicdanı çok iyi anlıyor. Girdiğimiz yol, analar daha fazla ağlamasın, daha güçlü bir Türkiye ortaya çıksın yoludur. Türkiye büyüyor, normelleşiyor ve normalleştikçe büyümeye devam edecek. Başbakanımızın çok güzel ifade ettiği gibi dere yatağında akmaya başladı. Bırakın divil diktayı, bizim getirdiğimiz mekanizmalar bir daha gelecekte bile bu yolu engelleyecek mekanizmalardır. TÜRKİYE'DE O YOLLAR GERİDE KALDI İnsan doğrusu bu tartışmaları ortaya çıkaranlara hayret ediyor. Biz idareden bağımsız mekanizmalar getirme peşindeyiz. Yani demokrasiyi daha da derinleştiren mekanizmalardır bunlar. Bunlardan sonra kimse diktaya cesaret edemez. Polis devleti diyorlar, bağımsız kolluk mekanizması kuruyoruz. Polis devleti peşinde olanlan bunları kurmaz. Yani bunlar milletimizin zihnini karıştıramaya yönelik suçlamalardır. Türkiye'de artık o yollar geride kaldı! Biz yeter ki bu özelliğini takviye edelim, karanlık odalar kalmasın, karanlıkta bir şey kalmasın, her şey şeffaf açık! Bizim dönemimizde böyle... KISA VADELİ AÇILIMLARIN HEPSİNİ YAPTIK İkinci boyuta geldiğimizde 13 Kasım'da Meclis'te tarihi bir açılım gerçekleştirdik. Burada demokratik açılımla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli projeleri açıkladık. Oradaki ifadelerimiz bizim taahhütlerimizdir. Onları takip ediyoruz. Kısa vadeli çalışmaların büyük kısmını hayata geçirdik: Yönetmelikler: - Cezaevlerinde tutukluların farklı dil ve lehçelerde iletişimini sağlayan yönetmelik yürürlüğe girdi. - TRT 6 yayına başlamıştı. Şu anda da özel radyoların da 24 saat farklı dil ve lehçelerde yayın yapmasına olanak sağlandı. - Üniversiteler bünyesinde farklı dil ve lehçelerde enstitü kurulmasına olanak sağlandı. YÖK'ün tasarrufunda devam ediyor - Yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asgari seviyeye indirilmesi için genelgeler hazırlandı. Yetkili makamlara gönderildi. Bunlar bazı illerdeki vatandaşlarımız için hayatı kolaylaştıran adımlardır. ORTA VADELİ AÇILIMLAR 18 yaş altındaki tüm çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmasını sağlayan kanun tasarısı Meclis'e gönderildi. Meclis'ın gündeme almasını bekliyoruz. Türkiye İnsan Hakları kurumunun kurulması, bağımsız kolluk tasarısı, işkenceye karşı, ayrımcılığıa karşı kurumların kurulması... Bu mekanizmaların en az 3 ortak özelliği var. İnsanın daha iyi korunması içindir. Bu kurumlar bağımsızdır, kimseden emir almazlar ve resen ya da kendi insiyatifiyle çalışacaktır. 4 YENİ MEKANİZMA KURULACAK İnsan hakları kurulu: Her türlü hak arama başvurusunu değerlendirecektir. Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu: Anayasamıza göre herkes din, dil, ırk gözetmeksizin kanun önünde eşittir. İşte bu anayasa uygulaması izleyecek bağımsız mekanizmadır... Her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve ihlal durumunda ihlalin kaldırılması için görev yapacak. Kurulun kararları tüm devlet organlarını bağlayıcı olacaktır. Kurulun para cezası verme yetkisi olacak, kararı mahkemeler tarafından bilirkişi raporu olarak kabul edilecektir. Kolluk gözetim komisyonu: İşkenceye ve kötü muameleye sıfır tolerans konusundaki kararlılığımızı başarıyla uygulamaktayız. Bu komisyon kolluğun görevlerini yaparken ihlal ididalarını değerlendirecek. komisyonda barolardan, üniversitelerden kişiler görev yapacak. Vatandaşımız direk başvurabilecek. Burası bu konuda izleyici olacak. Sadece vatandaşın hakkını korumak için değil, güvenlik güçlerinin haksız yere yıpratılmasını da englelleyecek! İşkenceye karşı ihtiyari protokolün onaylanması: İşkence ve kötü muamelenin uluslararası denetlenmesi! Türkiye BM'nin ihtiyari protokolüne çekince koymuş. Biz buna da imza atıyoruz.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi İncirli köyü kırsalında güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada 3 terörist öldürüldü
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kahramanmaraş Valiliği, Pazarcık'taki çatışmada 3 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Pazarcık'ta çıkan çatışmada etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin sözde Pazarcık sorumlusu ''Sipan'' kod adlı Selahattin Efe olduğu ortaya çıktı. KAÇAN TERÖRİST İÇİN OPERASYONALAR SÜRÜYOR Kahramanmaraş Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, operasyonda örgütün sözde Pazarcık sorumlusu ‘Sipan’ kod adlı Selahattin Efe’nin de etkisiz hale getirildiği bildirildi. Açıklamada, “11 Ekim 2012 Perşembe günü gece saatlerinde Pazarcık ilçesinde eylem hazırlığı içinde olan 4 terör örgütü mensubunun takibi sonucu çıkan çatışmada biri sözde Pazarcık sorumlusu olduğu tespit edilen ‘Sipan’ kod adlı Selahattin Efe olmak üzere 3 terörist ölü olarak ele geçirilmiştir. Kaçan bir teröristin yakalanması için takip ve tarama faaliyeti devam etmektedir. Terörist grubunun daha önce Narlı-Pazarcık, Pazarcık-Gölbaşı karayollarında ve Pazarcık-Malatya demiryolunda yapılan bombalama eylemlerinin failleri olduğu tespit edilmiştir. Aynı grubun Pazarcık’ta resmi kurum ve görevlilerle ilgili bilgi topladıkları ve eylem hazırlığı içinde oldukları öğrenilmiştir” denildi.
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe transferde ardı ardına bombaları patlatmaya başladı. Yılın üç bomba ismi takım değiştirdi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sezonun en flaş isimlerinden, transferin gözdesi Emmanuel Emenike Fenerbahçe'ye transfer oldu. Karabük-Fenerbahçe maçında sakat olduğu iddiasıyla oynamayarak gündeme oturan yıldız futbolcu, Trabzonspor cephesini kızdırmıştı. Şenol Güneş dünkü basın toplantısında bu futbolcu için "Emenike'nin son maçlarda oynamaması sezonun en önemli olayıdır" demişti. Geçtiğimiz sezon Karabükspor'da forma giyen Nijeryalı futbolcunun 9 milyon Euro'ya transfer olduğu belirtildi. Fenerbahçe Eskişehirspor'dan Sezer Öztürk ile de büyük ölçüde anlaşma sağlamıştı. Selçuk İnan'ın maliyeti açıklandı Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş'den, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına (İMKB) gönderilen ve Kamuyu Aydınlatma Platformunda yer alan açıklamada, ''Profesyonel futbol oyuncusu Selçuk İnan ile 2011-2012 futbol sezonundan başlamak üzere 5 futbol sezonu için sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre oyuncuya her bir sezon için 2 milyon avro sabit transfer ücreti ve maç başına 15 bin avro ücret ödenecektir'' ifadesine yer verildi 24 yaşındaki futbolcu aynı zamanda Nijerya Milli Takımı'nda da forma giyiyor. Karabükspor Kulübü sezon boyunca Emenike için 10 milyon Euro bonservis bedeli istediklerini açıklıyordu. İMZAYI ATTI FENERBAHÇE TV'YE KONUŞTU Anlaşmanın sağlanmasının ardından açıklama yapan Emmanuel Emenike Fenerbahçe’ye geldiği için çok mutlu olduğunu ifade ederek, "Tüm kalbim ve ruhumla Fenerbahçe için mücadele edeceğim" dedi. Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan "Gündem Programına" konuk olan Emmanuel Emenike, "Fenerbahçe’ye geldiğim için çok çok mutluyum. Tüm kalbimle Fenerbahçe’nin başarısı için mücadele edeceğim. Taraftarların yüzünü güldüreceğim. Taraftarlar bana güvensin destek versin. Elimden geleni yapacağım. Tüm kalbim ve ruhumla Fenerbahçe için mücadele edeceğim " dedi. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nın çok güzel olduğunu belirten Emenike, Alex içinse, "İnanılmaz bir oyuncu" ifadesini kullandı. KARABÜK'TEN AÇIKLAMA Kardemir Karabükspor Kulübü Başkanı Hikmet Feridun Tankut, ''Emenike, 9 milyon avroya Fenerbahçeli oldu'' dedi. Hikmet Feridun Tankut, yaptığı açıklamada, bugün Fenerbahçe ile yapılan transfer görüşmelerinde hızlı gelişmeler yaşandığını belirterek, şöyle konuştu: ''Emenike konusunda son noktaya gelindi ve Fenerbahçe'ye transferi gerçekleşti, hayırlı olsun diliyorum. Emenike, 9 milyon avroya Fenerbahçeli oldu. Emenike iyi futbolcu, onu bulup Karabük'e getirdik. Burada yıldızı parlayarak Türkiye'deki büyük takımlardan biri olan Fenerbahçe'ye transfer oldu. Emenike, çok daha iyi yerlere gelecektir. Transferin futbolcu, Fenerbehçe ve Kardemir Karabükspor için hayırlı olmasını temenni ediyorum.'' EMENİKE ÇOK ÖNEMLİ BİR OYUNCU Fenerbahçe asbaşkanı Şekip Mosturoğlu Emmanuel Emenike transferi ilgili Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan "Gündem Programına" konuk oldu. Emenike transferinin Aykut Kocaman’ın isteği doğrultusunda gerçekleştiğini söyleyen Şekip Mosturoğlu, "Aykut hoca sezon içerisinde oluşturmak istediği kadro için bir rapor hazırladı ve bu raporu sezon sonunda bize sundu. İstediği isimlerin başında da Emmanuel Emenike yer alıyordu. Hocamın istediği ilk oyuncularından birisini transfer etmek bizleri de ayrıca mutlu etti" dedi.
27 yaşındaki F.Y., kendisini taciz eden zanlıyı çantasından çıkardığı çakıyla yüzünden ve omzundan yaraladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bursa'da, genç bir kızı taciz ettiği için aranan şüpheli, ikinci işinde taciz ettiği kız tarafından bıçaklanınca yakalandı. Yüzünden yaralanan zanlı, iki ayrı cinsel saldırı suçundan sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı. DUDAKLARINDAN ÖPMEYE ÇALIŞTI Edinilen bilgiye göre ilk olay, 3 Şubat'ta merkez Nilüfer ilçesi Küçük Sanayi Metro İstasyonu önünde meydana geldi. Yeni evlenen fabrika işçisi 29 yaşındaki İ.Ö, takip etmeye başladığı 28 yaşındaki R.Ş.'yi sıkıştırdı. Şüpheli, metro istasyonun merdivenlerinde taciz ettiği genç kızın dudaklarını öpmeye kalkıştı. Genç kızın imdat çığlıkları üzerine paniğe kapılan şüpheli sırra kadem bastı. Mağdur genç kız karakola müracaat ederken, polis olayla alakalı soruşturma başlattı. GENÇ KADININ KALÇASINI ELLEMEYE ÇALIŞINCA... Diğer olay ise, dün merkez Nilüfer ilçesi Ataevler Mahallesi Ali Rıza Bey Caddesi üzerinde meydana geldi. Türkiye, Mersin'de vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'a kilitlendiği sırada şüpheli işe koyuldu. Zanlı İ.Ö., iş yerine giden 27 yaşındaki F.Y.'yi takip etmeye başladı. Genç kızı yol üstünde sıkıştıran İ.Ö., F.Y.'nin kalçasına elleyince hiç beklemediği bir saldırıyla karşılaştı. Takip edildiğinin farkında olan genç kız, çantasından çıkardığı çakıyı can havliyle sallamaya başladı. Yüzünden ve omzundan yaralanan şüpheli, panikle kaçarken şoka giren genç kız karakola giderek başından geçen dehşet dakikalarını anlattı. Takip edildiğini hissettiğini söyleyen F.Y, "Kalçamı elleyince bıçağımı çıkartıp rast gele salladım. Onu yaralayınca da polise başvurdum" dedi. BIÇAKLA SURATINA KESİK ATTI Şüpheli İ.Ö, tedavi için gittiği hastanede Nilüfer Araştırma Bürosu ekipleri tarafından gözaltına alındı. Yüzündeki kesikle ilgili tedavi olan zanlının 13 gün önce de bir başka kızı taciz ettiği ortaya çıktı. Çağrılan her iki müşteki de kendilerini taciz eden kişinin bu şüpheli olduğunu teşhis etti. YENİ EVLENMİŞ! Yeni evlendiği öğrenilen şüpheli İ.Ö., iki ayrı "sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı" suçundan adliyeye sevk edildi. Zanlı adli mercilerce tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yüzünde yara bandı olan şüpheli, görüntüsünü almaya çalışan gazetecileri görünce yüzünü kapattı.
Bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonların bilançosu açıklandı. Terör operasyonları kapsamında 24 Temmuz 2015'den bu yana 393 güvenlik görevlisi şehit düştü, 4 bine yakın terörist öldürüldü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Güneydoğu'da bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik 24 Temmuz 2015 başlatılan operasyonlarda 3 bin 953 terörist öldürüldü. Bu operasyonlarda 393 asker ve polisimiz şehit düştü. Bölücü terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda şehit olan güvenlik görevlisi sayısı ise şöyle: "20 subay, 55 astsubay, 123 uzman, 34 er, 153 polis ve 8 korucu olmak üzere toplam 393." Operasyonlarda, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu bin 271 güvenlik görevlisi, 755 polis ve 24 korucu yaralandı. YURT İÇİNDE 3 BİN 953, YURT DIŞINDA BİN 844 ÖLÜ TERÖRİST Yurt içinde Temmuzdan bugüne etkisiz hale getirilen terörist sayısı ise şöyle: 2 bin 109 ölü, 106 yaralı , 665 yakalama, 201 teslim olma olmak üzere toplam ise 3 bin 81. Yurt dışında etkisizleşen terörist sayısı ise bin 844 ölü, 500 yaralı. Yurt içi ve yurtdışında toplam 3 bin 953 terörist ölü, bin 879 yaralı, yakalama ve teslim olmak üzere toplam 5 bin 832 terörist. BÖLGEDE 35 BİN 421 EV ARANDI Operasyonlarda 15 Aralık 2015'ten bugüne aranan ev sayısı 35 bin 421 oldu. İlçelerde yapılan operasyonlarda bugüne kadar imha edilen kaldırılan el yapımı patlayıcı sayısı 4 bin 489 oldu. 2 bin 111 barikat ve 773 hendek kapatıldı. OPERASYONDA ELE GEÇİRİLEN MÜHİMMAT SAYISI Genelkurmay Başkanlığı ve güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, bölücü terör örgütüne yönelik operasyonların başladığı 24 Temmuz'dan bu yana teröristlerden ele geçirilen silahlar şöyle; AK-47 ve M-16: 1402, Zagros ve Kannas:49, RPG:154, Doçka:8, Havan:6. Ele geçen mühimmat ise bin 419 RPG-7/11, 163, Havan(60,82mm), bin 528 El Bombası, 284 bin 623 Hafif silah mühimmatı olarak bildirildi.
Yeni liseye geçiş sınavı ile ilgili MEB'den son dakika açıklama geldi. İsmet Yılmaz yaptığı son açıklamada liseye geçiş sınavıyla ilgili bilgiler verdi. Peki yeni liseye geçiş sınavı kaç dakika olacak hangi konular var? Liseye geçiş sınavı tüm bilgiler internethaber'de.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İsmet Yılmaz tarafından açıklanan bilgiye göre yeni liseye geçiş sınavı detayları belli olmaya başladı. Binlerce öğrenci merakla yeni liseye geçiş sınav konularını merak ediyor. Yeni liseye geçiş sınavında 20 fen, 20 Matematik, 20 Türkçe, 10 İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, 10 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 10 yabancı dil sorusu sorulacak. Herkes merakla yeni liseye geçiş sınavının kaç soru olduğunu merak ediyordu. Böyleyelik sınav sorularının 90 tane olduğunu öğrenmiş olduk. YENİ LİSE SINAV SİSTEMİ HANGİ KONULAR VAR? Sınav sorularının kaç adet olduğunu öğrendikten sonra herkes merakla sınavın hangi konulardan oluşacağını merak ediyor. Yeni liseye geçiş sınavında sadece 8.sınıf müfredatı sorulacak. HANGİ LİSELER SINAVLA ALACAK? Hangi liselerin sınavla alacağı henüz belli olmadı. Yakın zamanda hangi liselerin sınavla alacağının açıklanması bekleniyor. Milli Eğitim Bakanı Yılmaz'dan flaş yeni sistem açıklaması...
Hakkari'deki Nevruz'da konuşan Gültan Kışanak bu sözleri ile ne demek istedi? Diyarbakır'da Öcalan konuşacak iddiaları ateşleyecek sözler.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER - Hakkari'deki Nevruz kutlamasında konuşan BDP eşbaşkanı Gültan Kışanak, gündeme bomba gibi düşecek bir ifşaatta bulundu. Kışanak, "Çok kısa bir sürede Öcalan aramızda olacaktır" deyip bunun için de 21 Mart tarihini işaret etti. Gültan Kışanak'ın Hakkari merkezde yaptığı konuşma 21 Mart'ta Öcalan'ın video mesajının yayınlanacağı iddialarını alevlendirecek. ÖCALAN DİYARBAKIR NEVRUZUNDA Kışanak, şu sözleri söyledi; "Çok kısa bir sürede Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan aramızda olacaktır. Sayın Öcalan 21 Mart'ta Amed (Diyarbakır) Newroz'unda demokratik çözümün yol haritasını açıklayacaktır. Tüm halkların yararlanabileceği bir deklarasyon açıklanacaktır. Bu yeni süreç, demokratik kurtuluş mücadelemizdir." "Öcalan'a özgürlük Kürtlere statü" pankartının asıldığı Nevruz mitinginde polis sıkı önlemler aldı. Herhangi bir gerilim yaşanmadan başlayan mitingde Kışanak, Demirtaş'ın İmralı'ya gittiği için katılamadığını söyledi. BAŞBAKAN KUCAKLAŞMAMA KIZDI Kışanak ardından şöyle devam etti; "Ben de gitmek istedim; ancak Şemzinan'da gerilla ile merhabalaşmam Başbakan'ı kızdırmış olacak ki engeller konuldu. Ancak ben buradayım Kürdistan'ın kalbindeyim". İMRALI GÖRÜŞMELERİ İÇİN UMUT İmralı görüşmelerine de değinen Kışanak, "Bu görüşmelerden bir şey çıkar mı? Güvenmiyorsunuz biliyorum, kuşkuyla yaklaşıyorsunuz biliyorum. Ama yıllardan beri bugüne halkımızla beraber direnerek, bedel ödeyerek, geldik. Bugünden sonra da, aynı direniş aynı inançla şehitlerimizin özgürlük mücadelesini bizler tamamlayacağız. Onların kararlı duruşu devam ettikçe, Öcalan halkıyla buluşacak, Kürt halkı özgürleşecektir" dedi. Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'daki Nevruza katılıp halka hitap edeceğine dair iddialar bir süre önce ortaya atılmıştı. İddiaya göre Öcalan bir video konferans sistemi ile hitap edecek. (DEVAMINI OKU)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu gün "şok oldum" dediği olayı anlattı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan'ın AK Parti'nin Kızılcahamam kampındaki konuşmasındaki eleştirilerden Süleyman Demirel ve MHP lideri Devlet Bahçeli de nasibini aldı. Çözüm süreci karşıtlığında Akil İnsanlara saldırılar için İşçi Partisi ile yapılan işbirliğine dikkat çeken Erdoğan ÇOBANLAR İŞÇİ PARTİSİ'NİN KOYUNU OLDU Siyasette "Çoban Sülü" olarak bilinen Süleyman Demirel geçtiğimiz günlerde İşçi Partisi'ne övgüler yağdırarak "Türkiye’yi ayağa kaldırıyorlar” demiş ve AK Parti'nin yıkılmasının işten bile olmadığını öne sürmüştü. Başbakan Erdoğan İşçi Partisi ve MHP arasındaki ittifaka da dikkat çekerek İP lideri Perinçek'in Öcalan ile olan resimlerini hatırlattı. "Dünün çobanları bugün İşçi Partisi'nin koyunu oldu" dedi. MHP'nin de İşçi Partisi'nin yedeği haline geldiğini belirten Erdoğan, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in Öcalan ile olan resimlerini hatırlattı. Koalisyon dönemindeki ekonomik krizin bedelini kendilerinin ödediklerini kaydeden Başbakan MHP döneminde yapılanları anlatmak için broşür hazırlattıklarını ve halka dağıtıp bunları unutturmayacaklarını da ilan etti. İşte o sözleri: Statüko partileri Cumhuriyete miyop bir gözle bakmış. CHP ve MHP Cumhuriyet çınarının köklerini göremedikleri için korunacak durumda zannetmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kökü derinlerde olan güçlü bir çınar gibidir. Bu çınar kasırgalara direnecek kadar güçlüdür. İçinden çürütülecek dışından baltalanacak kadar aciz değildir. Cumhuriyet çınarına miyop gözle bakanlar onun her an yıkılacağını zannederker. Muhalefet partileri 10 yıldır öldük bittik diyorlar. Ama bakıyorsunuz ekonomi güçleniyor biz yola devam ediyoruz. Biz 10 yıl öncede görevi devraldığımızda döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Bakın şu an en son açıklanan rakamla rekoru kaydettik. 132 milyar dolara ulaştık. Sevgili kardeşlerim IMF'ye olan borç 27,5 milyar dolardı. 400 milyon dolara indirdik. 2 hafta sonra borcu tamamen kapatıyoruz. Ey Bahçeli ey avaneleri, Ey Kılıçdaroğlu ey avaneleri. Bu mu bölünen Türkiye. Sizin borçlarınızı biz ödüyoruz. Ey Bahçeli siz borçlandınız biz ödedik be. BAŞBAKAN OLDUĞUM GÜN ŞOK OLDUM Tabi bunları halkımıza anlatmamız lazım. Siz işçi kardeşimin maaşını daha kaynakta parasını kestiniz ve zorunlu tasarruf adı altında işçiye memura borçlandınız. Kim ödedi bunu? Geldim önüme bu kondu. Başbakan olduğumun ilk günü. Şok oldum, şaşırdım. Bu borcu kim ödedi, biz ödedik. Aynı şekilde konut edindirme yardımı adı altında da para aldılar. Ortada ne konut var ne bir şey var. Kim yavru CHP yani DSP, MHP ve ANAP. BELGELERLE AÇIKLAYACAĞIZ Şimdi sıkılmadan gönder Yüce Divan'a diyor. Yüce Divan seni kabul eder mi bilmiyorum. Olur ya zamanaşımına girdi girmedi bunlar da olabilir. Durmadan da meydan okuyor. Ben milletin hafızasına girsin diye belgeleri açıklayacağım. Teşkilata da göndereceğimiz belgeleri herkese anlatacağız. Vatandaşımız bunların kirli yüzünü görecek. Hakikaten utanmıyorlar ya. Geride bıraktığımız 10 yılı gözlerinizin önüne serin. Birkaç istisna dışında her uygulamamızın karşısında bir blok cephe oluştu. Her ne yaparsak yapalım karşımızda yer aldı. 2010 halk oylamasını hatırlayın, karşımızda durdular. Biraraya gelmeleri hayal edilemeyen uçlar AK Parti karşısında ittifak yaptılar. Milletim bunlara cevabı 27 Temmuz ve 12 Haziran'da verdiler. MHP İŞÇİ PARTİSİNİN YEDEĞİ Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi. DÜNÜN ÇOBANLARI İŞÇİ PARTİSİNİN KOYUNU OLDU Şu anda çözüm sürecinde aynı blok tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısında dizildiler. Milletin defterini dürdüğü siyasetçiler İP önderliğinde yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. MHP İŞÇİ PARTİSİ İTTİFAKI Önceki gün MHP genel başkanı bizim MÜSİAD konuşmamız için yazılı açıklama yapıyor. Edepsizlik yapınca bu ittifakı kapatmaya çalışıyor. Benim MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim İşçi Partisi ile ittifakı görmeli. Şu an şehirlerde bir avuç çapulcunun İP ve MHP'nin yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül verenler de görüyor. İP lideri terör örgütü lideriyle fotoğraflar çektirdi. BU CHP yönetimi bu MHP yönetimi, İşçi Partisi biraraya gelmiş değiller. Bunların eylem birliği bugüne ait değil. Kavga ediyormuş gibi yapıyor statükoyu ayakta tutuyorlardı. Kan ticareti içinde işte bu beyefendiler geçinip gidiyorlar. Takke bir kez daha düştü. Bunların ellerinde tek bir tutunacak dal vardı o da terördü. Bunlar son sığınaklarını ellerinden kaçırdılar. Bunlar iktidara gelseler Kandil'e davet gönderip teröristleri mağaralara geri çağırırlar. Çünkü bunlar terörden beslenirler. Çözüm sürecinde Türkiye'nin başını eğecek hiçbir girişim içerisinde değiliz. Müzakere taviz verme pazarlık asla ve asla söz konusu değildir. Ve buradan ana muhalefetin genel başkanına yavru muhalefetin genel başkanına sesleniyorum. Biz bugüne kadar kimseyle bu ülkenin, bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar düşmedik, alçalmadık asla da alçalmayız.
Fetullahçı Terör Örgütü "çatı davası"nın firari sanığı ve eski Koza Holding yöneticisi Hamdi Akın İpek'le ilgili sabah bir son dakika haber gelmişti. Haberde Akın İpek'e İngiltere'de ev hapsi verildiği ve İpek'in pasaportuna el konulduğu iddia ediliyordu ancak Akın İpek'in sosyal medya hesabından paylaşılan bir mesaj kafaları karıştırdı. Akın İpek İngiltere'de ev hapsine alındı mı?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Eski Koza Holding yöneticisi Hamdi Akın İpek'le ilgili bir son dakika haberi geldi. Akın İpek'e ev hapsi verildiği ve pasaportuna el konulduğu iddia edildi. Ancak Akın İpek'in Twitter hesabından paylaşılan bir mesaj kafaları karıştırdı. İngiliz makamlarının İpek hakkında yakalama kararı çıkararak mahkemeye sevk ettiği ve İpek'in Londra'dan ayrılması ve evi dışında bir yerde kalmasının yasaklandığı iddia ediliyordu. EV HAPSİNE ALINDI PASAPORTUNA EL KONULDU İDDİASI: Akın İpek hakkında bugün yaşanan gelişme şöyleydi: Akın İpek hakkında ev hapsi kararı verildi ve pasaportuna el konuldu. İngiliz makamları Akın İpek hakkında yakalama kararı çıkararak mahkemeye sevk etti. İpek'in Londra'dan ayrılması ve evi dışında bir yerde kalması yasak. İngiltere Türkiye'yi haklı bulursa Akın İpek Türkiye'ye iade edilecek. AA: SERBEST BIRAKILDI PASAPORTUNA EL KONULDU: Akın İpek'le ilgili Anadolı Ajansı ise şu gelişmeyi paylaştı: İpek'in iadesine yönelik Türkiye'nin talebi, İngiliz Dışişleri Bakanlığının onayı ile yargıya havale edildi. Bu çerçevede mayısta yakalanan İpek'i mahkeme 50 bin sterlin kefaletle serbest bırakırken, ülkeyi terk etmesini önlemeye yönelik pasaportuna el koydu. AKIN İPEK'TEN YALANLAMA GELDİ: Akın İpek sosyal paylaşım sitesi Twitter'da şu mesajı paylaştı: ''Yoldayım, ev hapsinde değilim. Suçlu hiç değilim. Her vesile ile, dünyanın her yerinde, pırıl pırıl tertemiz olduğumuzu çok rahat anlatırım... Belgeleri ile ispat ederim... Bu benim kimliğim ve bu kimlik, her yerde geçer... Kardeşim'' İNGİLTERE'DE LÜKS İÇİNDE YAŞIYOR: 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ardından, bulunduğu İngiltere’nin başkenti Londra’dan dönmeme kararı aldığını açıklayan İpek, kentteki 3 ofisinde ve kendi soyadını plakasında taşıyan lüks aracı ve şoförüyle rahat bir yaşam sürüyordu.Akın İpek, kısa bir süre önce Londra’da görüntülenmişti. Kent merkezindeki "Temple" semtindeki lüks, tarihi binada bir ofisi merkez olarak kullanan İpek’in, kentin finans merkezi The City’de ve Gray's Inn Road’da da birer ofisi bulunuyor. DAVALARI KAYBETTİ: İngiltere Yüksek Mahkemesi İpek'in şirketin varlıklarını kişisel hukuki masrafları için kullanmasına izin vermemişti. Mahkeme, Koza Altın’ın İngiltere’deki iştiraki Koza Ltd’in İpek’in kişisel hukuki mücadelesini finanse etmek zorunda olmadığına hükmetmişti. Alınan kararda İpek’in, şirkete ait on milyonlarca doları banka dekontları ve diğer belgelerle sakladığının kanıtlanması etkili olmuştu. KOZA İPEK DAVASINDAN YARGILANIYOR: FETÖ çatı davasının firari sanığı Koza Holding eski yöneticisi Hamdi Akın İpek, kardeşi Cafer Tekin İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın yargılandığı Koza İpek Holding davasının da sanıkları arasında bulunuyor. Firari Akın İpek hakkında yakalama kararları bulunuyor. İpek, "terör örgütü yöneticiliği, terörizmin finansmanı, zimmet ve terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından hakkında başlatılan ceza soruşturması sırasında verilen, arama, el koyma ve kayyum atama kararları nedeniyle adil yargılanma ve mülkiyet hakları ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. MAHKEME KABUL ETMEDİ: Mahkeme, İpek'in, adil yargılanma, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarını "kabul edilemez" bulmuş ve mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermişti. Akın İpek bakın nerede ortaya çıktı! Lüks yaşama devam HABERİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Kim demiş kadınlar futboldan anlamaz diye.Onlar kadın ve anne... Hemen hepsi çocuk da yapmış, kariyer de... Futboldan da anlıyorlar, siyasetten de.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: NESRİN YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA- Bugünkü Galatasaray ve Fenerbahçe arasında yaşanacak dünyanın sayılı derbilerinden biri olan çok özel maç için aradığım CHP kadın milletvekilleri aslında beni bile şaşırttı itiraf etmeliyim ki. Siz sadece erkeklerin mi evde arkadaşlarıyla maç izlediğini sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Çünkü CHP'li kadın milletvekilleri bu akşam hep birlikte, kadın kadına maç izleyecekler. CHP Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka'nın evinde buluşacaklar, hem sohbet edecekler, hem de derbinin heyecanını yaşayacaklar. KOYU BİR GALATASAY TARAFTARI Önce ev sahibine sordum yarın derbide ne olur diye, Aylin Nazlıaka Ankaragücünü de desteklese de koyu bir Galatasaray taraftarı. Hiç öyle iyi olan kazansın falan demeden direk, ben Galatasaray'lıyım elbette bütün kalbimle Galatasaray'ın kazanmasını istiyorum diyerek gönlünden geçeni söylüyor. Çok heyecanlı, çok çekişmeli bir maç olsun ki, izlerken zevk alalım diyor. Kadınların futboldan anlamadığı görüşünü doğru bulmuyor ve maçı izlerken o heyecanı yaşayacağım diyor. DERBİDE TARAFSIZ CHP'nin kadın milletvekillerinden yarın Aylin Nazlıaka'nın evinde maç izleyeceklerden biri de CHP İstanbul milletvekillerinden Melda Onur. Melda Hanım Beşiktaş taraftarı. Derbide tarafsız olduğunu söylüyor, iki takımdan da çok sevdiğim arkadaşlarım olduğu için berabere biterse sevinirim diyerek de futbolun kadınların elinde olsa hiç kavga, kargaşa çıkarmayacak bir spor olabileceğini de ispatlıyor. Derbiyi kadın kadına izleyeceklerini hatırlatınca da, ben Beşiktaşlıyım, o zaman servisleri de ben yaparım diyerek, kadın eli değdiği her yeri barış ortamına çevirdiğini gösteriyor ve son zamanlarda futbolu kirleten şike söylemlerinin ve şiddet görüntülerinin üstüne bir çizik atmayı da başarıyor. NE EŞİNE KIYDI NE DAMADINA CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter futboldan hiç anlamayan kadınlardan. Yani anlamıyor dediysem, futbol izlemeyen kadınlardan. Hemen, kadın futboldan ne anlar demeyin, aradığım erkek milletvekillerinden de çok sayıda "takım tutmuyorum, futbolla da hiç alakam yok" diyen çok oldu. Yani futboldan anlamayan erkekler de var. Ama Nur Serter Galatasaray yensin istiyor, "Eşimin hatırı için Galatasaray kazansın ama bu seferde damadım üzülecek" derken, o da kadın yüreğinin yumuşacık hissini bize gösteriyor. İYİ OLAN KAZANSIN İzmir milletvekili Hülya Güven, takım tutmayan ama futbol izleyen bir kadın. Milli takımı tutuyorum sadece diyor ve ekliyor "ama yarın ki maçı izleyeceğim." futbolu keyif için izlediğini söyleyen Hülya Hanım iyi oynayan kazansın diyor. BU SEFER EZBER BOZULACAK CHP İstanbul Milletvekili Sedef Küçük ise çok koyu bir Galatasaray taraftarı. Maçın heyecanını şimdiden yaşıyor gibi. Galatasaray takımının eski milli yüzücülerinden. Derbinin sonucununda ne olur diye soruyorum, her ne kadar Fenerbahçe karşısında genellikle kaybetsek de bu sefer ezber bozacağız diyor, Sedef Hanım'a göre kesin Galatasaray kazanacak. Kazanmaları için dua edeceğim ve gerekli pozitif enerjiyi göndereceğim diyor. TAKIM TUTMUYORUM CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ise takım tutmayan kadın vekillerden. Takım tutmuyor ama onun da gönlünden geçen bir isim var. Dilek Hanım Fenerbahçe kazansın istiyor.
Dünyanın en büyük buğday ihracatçılarının stokları eriyor. Uzmanlar en büyük sekiz ihracatçının stokunda dünyaya en fazla 26 gün yetecek buğday kalacağı uyarısı yapıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dünya Gazetesi'nin haberine göre analistler fiyatların o dönemdeki kadar yüksek olmamasının rahatlatıcı bir unsur olmasına karşın, stokların kriz alarmı vermeye başladığını söylüyor.Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC), küresel buğday üretiminin, 2018/19 sezonunda 42 milyon ton düşüşle 716 milyon tona gerilemesini öngörüyor. IGC'nin Ağustos raporunda, 2017/18 sezonunda 758 milyon ton olarak gerçekleştiğini öngördüğü küresel buğday üretiminin, 2018/19 sezonunda, Temmuz raporundaki öngörüsünden 5 milyon ton, önceki sezondan 42 milyon ton düşüşle, 716 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtildi.
Afganistan'da uyuşturucuya karşı mücadeleye rağmen, haşhaştan arındığı düşünülen birçok eyalette çiftçiler yeniden haşhaş ekimine döndü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Afganistan'da uyuşturucuya karşı mücadeleye rağmen, haşhaştan arındığı düşünülen birçok vilayette çiftçiler yeniden haşhaş ekimine döndü. Afganistan, eroinin hammaddesi olan haşhaş üretiminde yıllardır ilk sırada. Üretimin çoğu İran, Rusya ve Avrupa'ya ihraç ediliyor. Köylüleri haşhaş ekmekten alıkoymak için NATO önderliğindeki uluslararası ISAF birliklerinin, Afgan hükümetinin ve Birleşmiş Milletler'in yürüttüğü programlar kısmen başarılı oldu. Fakat köylüler, fiyatının yüksekliği nedeniyle haşhaş ekiminin cazip olduğunu söylüyor. Başka bir gerekçeleri daha var: Afgan hükümeti ve uluslararası toplum haşhaştan arınma programları uygulamaya çalıştıysa da, birçok köylü yüksek kalite tohum ve gübre tedariki, kalkınma programları ve alternatif meslekler edindirme gibi vaatlerin tutulmadığından yakınıyor. Üstelik ürünü tahrip etme girişimlerine rağmen, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin (UNODC) yayınladığı rapora göre, 2012'de haşhaş ekili tarlaların alanı % 18 artışla 154 bin hektara çıktı. 2011'de ise bu alan 131 bin hektar olmuştu. Rapordaki olumlu veri ise haşhaş üretimindeki %36'lık düşüş: 2011'de 6 bin ton olan üretim 2012'de 3,7 bin ton olarak gerçekleşmiş. Fakat uzmanlar bu durumu haşhaş bitkisinde çıkan bir hastalığa ve kötü hava koşullarına bağlıyor. Haşhaş iyi gelir getiriyor Afgan köylüleri, geleneksel ürünlerden yeterince para kazanamamaktan şikayet ediyor. "Buğday eksek elimize ekmek geçecek sadece. Oysa bizim giysiye, ilaca ve başka şeylere de ihtiyacımız var" diyor Helman vilayetinin Nad Ali bölgesinden Gül Ahmet adlı bir köylü. "Buğday ekince kuyudan su çıkarmak için kullandığımız benzinin parasını bile çıkaramıyoruz." Pamuk gibi geleneksel ürünlere yönelen bazı çiftçiler fiyatların düşüklüğünden ve iç ve dış pazarda talep azlığından yakınıyor. Afgan hükümeti 2011’de 191 bin 500 hanenin geçimini haşhaştan sağladığını tahmin ediyor. UNODC’nin 2012 yılı raporunda, ankete katılan köylülerin sadece yüzde 30’u bir önceki yıl tohum, gübre, sulama konusunda yardım alabilmiş. Yerel hükümetler, çiftçilere yönelik yardım projeleri konusunda uluslararası toplumdan yeterince destek alamadıkları için vaatlerini de yerine getiremediklerinden şikayet ediyor. 2008’de haşhaştan arınmış statü kazanan fakat bir yıl sonra bunu kaybeden Nangarhar vilayetinden Rahman Gül, “Küçük bir tarlam var. Tek gelir kaynağım o. Başka ürünler eksem ailemi bri yıl boyunca geçindirecek parayı kazanamam” diyor. Son birkaç yıldır haşhaş ekimi vilayetler arasında ya da aynı vilayet içinde farklı bölgelerde gidip geldi. Resmi rakamlara göre Afganistan’ın 34 vilayetin 17’sinde haşhaş ekimi 100 hektardan az alanda yapıldığı için bu vilayetler haşhaştan arınmış olarak kabul ediliyor. Fakat bu durum çok değişkenlik gösteriyor; haşhaştan arınma statüsü vilayetler arasında gidip geliyor. Köylüler bazen hükümet baskısıyla, bazen kalkınma projeleri vaatleriyle haşhaş ekimine son veriyor; ancak alternatifler yeterince para kazandırmadığında ya da devlet denetimi gevşetildiğinde yeniden ekmeye başlıyor. Esrar ve safrana yönelim Afgan hükümeti 2012’de haşhaşa karşı savaşı görülmemiş bir düzeye çıkararak 10 bin hektarlık haşhaş tarlasını imha etti. Fakat ülkenin bazı bölgelerinde şimdi de haşhaş yerine esrar bitkisi ekiliyor. Bu bitkiden elde edilen gelir haşhaş düzeyinde hatta bazı durumlarda aşıyor bile. Son yıllarda bazı bölgelerde çiftçiler safran ekimine başladı. Kandahar eyaletinden Rahmetullah adlı çiftçi, son iki yıldır safran ektiğini ve haşhaştan kazandığı parayı kazandığını ifade ederek devletten ürünlerine Pazar bulmasını talep ediyor. Haşhaşa karşı savaş riskli BM ve Afgan hükümetinin verileri, 2012’de haşhaş üretiminin yüzde 95’inin, ülkenin batısı ve güneyindeki en az güvenli dokuz vilayette yoğunlaştığını gösteriyor. Afganistan’daki toplam haşhaş üretiminin yarısı, binlerce İngiliz ve Amerikan askerinin konuşlandığı güneydeki Helmand vilayetinde gerçekleşiyor. Taliban 2000’de haşhaş üretimini yasaklamıştı; fakat 2001’de ABD işgali ile devrilince Taliban’ın bazı çiftçileri haşhaş ekmeye teşvik ettiği ve korumaları altına aldığı haberleri çıkmıştı. Afgan yetkililer, Taliban’ın kontrolü altında olan bölgelerde haşhaş eken köylülerden ve uyuşturucu üreticilerinden yılda 100 milyon dolar haraç topladığını belirtiyor. Bu da haşhaştan arındırma işinin de tehlikeli hale geldiğini gösteriyor. Resmi rakamlara göre, Afganistan’da 2012’de haşhaş ekimine karşı mücadelede 102 kişi öldü, 127 kişi de yaralandı. Saldırıları gerçekleştirenler ise haşhaş eken köylüler, uyuşturucu kaçakçıları ve Taliban’dı. Bazı köylüler, tek geçim kaynağı olan haşhaş tarlalarını korumak için şiddete başvuruyor. Nangarhar vilayetinden Hacı Munib, “Yoksul ve çaresiz insanlarız. Hükümet iş ve yardım sağlayamıyorsa tarlalarımızı imha ederek bize zarar da vermemeli” diyor. Uluslararası toplumun Afganistan’daki askeri varlığı sona yaklaşıyor fakat uzmanlar uyuşturucu üretiminin sorun olarak öncelikli konumunu uzun yıllar koruyacağını düşünüyor.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun, Çanakkale ziyaretinde duygusal anlar yaşandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun Soylu'nun partisinin icraatlarını anlattığı sırada bazı partililer, gözyaşlarını tutamadı. Biga İlçesi'nde, 'Siyaset Akademisi' toplantısına katılan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, daha sonra Çanakkale'ye geçerek partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Soylu, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu partililere, hükümetin 10 yıllık iktidarı dönemindeki icraatlarını ve geleceğe yönelik hedeflerini anlattı. Ak Parti'nin iktidar olduğu geçmiş dönemlerde çok büyük atılımlara imza attığını anlatan Soylu, Van depremi sonrası yapılanlar ve sağlık hizmetlerindeki gelişim süreciğini anlattığı sırada partililer gözyaşlarını tutamadı. Kadınların yanı sıra bir erkek partili de Soylu'nun konuşması sırasında duygusallaşarak ağladı. BAŞKANLIK SİSTEMİNİ GETİRMEK ZORUNDAYIZ Başkanlık sistemine de değinen Soylu, şunları söyledi: "Yerelleşmenin daha arttığı, yerel inisiyatifle beraber her ilimizin kendi kararını verdiği ama yasamanın, yürütmenin ve yargının bu erklerin, bu güçlerin ayrı ayrı olduğu herbirinin birbirine karşı sorumlu olduğu bir başkanlık sistemini Türkiye'ye getirmek zorundayız. İnanın, Türkiye o zaman kendisini o gelişmiş ülkelerin, büyük ülkelerin, kişi başına gelir seviyesi 35 bin, 40 bin, 45 bin dolar olan ve yıllarca izlediğimiz o birinci sınıf, birinci lig ülkelerinin içine atabilme fırsatını yakalayabilecektir. Parlamenter sistem, bürokrasinin mengenesinde kalmıştır. Onu oradan çıkarıp almamız, onu tedavi edebilmemiz bugün mümkün değildir. Ak Parti, parlamenter sistem içinde Türkiye'ye yapabileceği katkıyı en büyük ölçüde yapmıştır. Bu saatten sonra Türkiye'yi taşıyabilecek temel nokta, hizmetlerin hepsini gerçekleştirebileceği, sadece yeryüzün değil, Avrupa'da, Güney Amerika'da değil, uzayda bile yapılabilecek en önemli sistemlerden bir tanesi parlamenter sistemi, yani bu hükümet sistemini değiştirmek ve Türkiye'yi başkanlık modeline getirebilecek anlayışı ülkemizle bütünleştirmektir." SİLİVRİ'DEKİ İZDİHAMA TEPKİ Geçen 13 Aralık'ta İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine devam edilen Ergenekon Davası sırasında Silivri Cezaevi'ndeki yaşanan izdiham ile ilgili de konuşan Soylu şöyle devam etti: "Türkiye'nin en önemli siyasi davalarından bir tanesi olan Ergenekon Davası için, Silivri'de neredeyse mahkemeyi basabilecek cürette ortaya konulan bir anlayışı tüm Türkiye seyretti. Bir meşru siyasi parti için bu doğru bir yaklaşım mıdır? Yasama meclisinde, her türlü meseleyi anlatma, her türlü bağımsız ve özgür şekilde değerlendirme fırsatı olan bir siyasi parti, her şeyi konuşan bir siyasi parti için soruyorum, bugün gazetelerde çıktı ya KCK davası için BDP'de 10 binlerce insanı oraya taşır ve o mahkemeyi kuşatırsa Türkiye'de hukukun üstünlüğünü kim savunur. Daha henüz mahkeme tamamlanmadan, kimin suçlu, kimin suçsuz olduğu bilinmeden mahkemeye yapılacak baskı, anayasamızın 138'nci maddesine aykırıdır. AK PARTİ HUKUKUN MEŞRU ÖLÇÜLERİ İÇERİSİNDE DERDİNİ ANLATTI Ak Parti, kendi partisi kapatılırken, 8 milyon üyesiyle meydan yıkma gibi bir anlayışı ortaya koydu mu? Hayır. Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Orada kendi derdini hukukun meşru ölçüleri içerisinde anlatmaya çalıştı. Böyle bir sorumsuzluk Türk siyasi hayatının içerisine sığdırılabilir, anlayışla karşılanabilir bir hadise kesinlikle değildir. Siyaset, meşru zeminlerde hukukun ve demokrasinin içerisinde yapılması gereken sorumlu bir anlayışın ta kendisidir. Onun ötesi sorumsuzluktur ve millet bunun cevabını en iyi şekilde ortaya koyacaktır. Bunun demokrasilerde en önemli yerlerinden birisi meclistir, birisi de sandıktır. Demokrasinin başka bir alternatifi söz konusu değildir."
Kastamonu’da aç kaldığı için köye kadar inen ayı, 50 gün önce defnedilen bir cenazeyi mezardan çıkartıp yedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kastamonu'nun Ağlı ilçesine bağlı Yağlıca Mahallesinde 50 gün önce yakalandığı bir hastalık sonucu hayatını kaybeden Halil Ünivar'ın (54) mezarı, sabah saatlerinde mantar toplamaya giden vatandaşlar tarafından tahrip edilmiş bir şekilde bulundu. Ceset ise mezardan 2-3 metre ileride bulundu. Köy halkı tarafından polis ekiplerine haber verilmesi üzerine olay yerine gelen emniyet güçleri, tutanak tuttu. Ardından ceset, yeniden kefenlenerek aynı mezara defnedildi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Twitter'ın hükümete olumsuz yanıt vermesini değerlendirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, sosyal paylaşım sitesi twitter'in Taksim Gezi Parkı odaklı olaylarla ilgili hükümetin işbirliği çağrısına olumsuz yanıt vermesine, "Bildiğiniz gibi twitter'ın amblemi kuştur. Hükümet her kuşun etinin yenmeyeceğini görmüştür" dedi. Tekin, Milas ilçesinde parti teşkilatını ziyaret ederek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ziyarette, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayları değerlendiren Tekin, camide alkol tüketildiği iddialarının ardından ifadesine başvurulan Bezm-i Alem Valide Sultan Camii İmamı Fuat Yıldırım'a verdiği ifadeden dolayı teşekkür etti. Camii imamının 'Müslüman yalan söylemez' cümlesinin altı çizilecek bir cümle olduğuna vurgu yapan Tekin, "Takdir ettiğimiz bir cümledir. Toplumun vicdanı olmuştur. Bir başbakanın en kutsal değerlerimizi hunharca nasıl kullandığının cevabını Fuat Hoca (Yıldırım) vermiştir. Ben başta İhsan Eliaçık, daha sonra Fuat Hoca'ya çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bizim de özlem duyduğumuz din adamlarının nasıl örnek teşkil etmesi gerektiğini en açık dille ifade etmiştir" dedi. Twitter’ın uluslararası konjonktürde bir site olduğunu ifade eden Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Twitter'ın amblemi kuştur. Hükümet her kuşun etinin yenmeyeceğini görmüştür. Siz Aydın Doğan'a saldırırsınız, Karamehmet'e saldırırsınız, Türkiye'deki gazeteyi, medyayı istediğiniz gibi yönetirsiniz, devletin elindeki televizyonları adeta sizin kendi kanallarınızmış gibi kullanabilirsiniz ama unutmayın uluslararası konjonktürde kurulmuş twitter'ı sizin etkilemeniz ya da ona Türkiye'de kurmuş olduğunuz baskıyı kurmanız mümkün olmaz. Yani, her kuşun eti yenmez Sayın Başbakan" Başbakan Erdoğan'ın "Polisimiz destan yazdı" sözlerini eleştiren Tekin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Başbakanın bilmesi gereken şu; dünyanın hiçbir yerinde kolluk kuvvetleri destan yazmaz. Destan ancak ve ancak Çanakkale'de olduğu gibi düşmana karşı yazılır. Destan yazacaksanız destanın yazılacağı yer parlamentodur, TBMM'dir. Tam da o destanı dün Cumhuriyet Halk Partisi yazdı. İlk kez Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı 5 saat kürsüye oturarak demokrasiyi işletti. 5 tur içinde arkadaşlarımız kendini temsil edecek isimleri seçti. Demek ki destan, polis copuyla, biber gazıyla olmuyor, demokrasiyle, özgürlükle oluyor."
Kısmetse Olur evine yeni giren Onur Yüksel kimdir , instagram hesabında neler var ve aslen nerelidir? Kismetse Olur evinden elenen isim Suat olurken yerine Onur geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kısmetse Olur evinde 23 Ekim elemesinde eve veda eden damat adayı Suat oldu. Leyla Keskin'in ardından onun yaşıtı olan Suat'ın elenmesi sürpriz olmadı. Asıl sürpriz eve giren yeni damat adayı Onur Yüksel'di. Peki kimdir Onur Yüksel? Kısmetse Olur elemesinde bu hafta erkekler evine yeni damat adayı katıldı. Onur Yüksel isimli damat adayı gelinler evine adım attığı anda Ayça Beğen şoke oldu.
Ailesi birlikte yaşayan ve sevgilisinden hamile kalan kadın evinde doğurduğu bebeğini ölüme terk etti. Dehşetin adresi Karaman...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: KARAMAN'da sevgilisinden hamile kalan 22 yaşındaki Huriye P., hastanede doğum yapmayı reddedip ailesiyle kaldığı evine döndü, ardından kendi imkanlarıyla dünyaya getirdiği kız bebeği balkona bıraktı. Bebek, doğumdan iki gün sonra polis tarafından balkonda ölü olarak bulundu. Huriye P. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Karaman'da ailesiyle birlikte yaşayan bekar Huriye P., iddiaya göre oto elektrikçisi sevgilisi bekar 25 yaşındaki Ramazan Y.'den hamile kaldı. Huriye P., geçen çarşamba günü tedavi için Karaman Devlet Hastanesi Kadın Doğum Acil Servisi'ne geldi. Burada yapılan kontrolde doktorlar, Huriye P.'ye bebeğin doğum kanalına girdiğini ve doğumun başlamak üzere olduğunu söyledi. Huriye P. de iddiaya göre doğum yapmayı reddetti. Doktorlar, ancak bebeğin babasının da rızasıyla kendisini doğum yapmadan taburcu edebileceklerini söyledi. Huriye P. sevgilisi Ramazan Y.'yi hastaneye çağırdı. İki sevgili gerekli evrakları imzalayıp, doğum yapmadan hastaneden ayrıldı. HASTANE POLİSE BİLDİRDİ Evine dönen Huriye P. iddiaya göre aynı gün öğle saatlerinde kendi imkanlarıyla evde doğum yapıp, dünyaya getirdiği kız bebeğini beze sarıp kanlar içinde evin balkonuna bıraktı. Bu sırada hastane yönetimi, doğum yapmadan ayrılan Huriye P.'yi polise bildirdi. Geçen Cuma günü polis tarafından karakola davet edilen Huriye P.'nin hamile olmadığı fark edildi. Polisin yaptığı sorgunun ardından Huriye P. ailesinin hamile olduğunu bilmediğini, kendi imkanlarıyla evde doğum yaptığını ve bebeğin ölü doğduğunu öne sürdü. Bununu üzerine genç kızın ailesiyle birlikte oturduğu evde arama yapan polis, bebeğin cesedini evin balkonunda buldu. Yapılan ilk otopside bebeğin canlı doğduğu belirlendi. Bebeğin ölüm nedeninin ise Adli Tıp'ta yapılacak otopsinin ardından netlik kazanacağı belirtildi. TUTUKLANDI Polis Huriye P., annesi F.P., babası H.İ.P., erkek kardeşi M.P., kız kardeşi H.P. ile sevgilisi Ramazan Y.'yi gözaltına aldı. Yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Huriye P. tutuklandı, diğer şüpheliler ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Hayatın her alanına giren cep telefonları artık cinsel hayatınızı da yakından takip ediyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: iOS 9'a eklenen yeni bir özellik sayesinde, Apple’ın bir programı olan HealthKit’i cinsel aktivitelerinizi takip edebilecek. HealthKit’te üreme sağlığı bölümünün altında cinsel aktivite bölümü eklendi. Bu özellik cinsel aktivite sıklığını ve yumurtlama testleri sonuçlarını takibe izin verecek. Bu takip sonucu oluşturulan rapor; gizli kalacak. Ancak dileyenler, verileri doktorlarıyla paylaşabilecek. GEREKTİĞİNDE PAYLAŞIYOR Cinsel ilişki uzmanı Tracey Cox; seksin unutulduğunu ve bunun bir şey tarafından hatırlatılmasının güzel olduğunu belirtiyor. HealthKit, iPhone sahiplerinin sağlık verilerini toplayan ve gerektiğinde doktorlarıyla paylaşan bir program. iOS 9 yayınlandığında, iPhone artık cinsel hayatınızı da takip edebilecek.
Mobil cihazlardan alışveriş yapanların sayısı iki yıl içinde yüzde 50 artarak, 2014 yılı sonunda 580 milyon olacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Juniper araştırma şirketinin raporundan derlenen bilgilere göre, her geçen gün daha çok tüketici hem içerik hem de ödeme mekanizması açısından mobil teknolojileri tercih ediyor. Turkcell'in Yeni Teknoloji İşlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Bayrakdar, m-ticaret platformunun temellerini uzun yıllar önce atmaya başladıklarını dile getirdi. Müşterilerinin tüketim ve finansal ihtiyaçlarının hemen hepsini cep telefonları üzerinden mobil bir cüzdan ile yapabilecekleri bir gelecek hayal ettiklerini anlatan Bayrakdar, ''Bu hayalimizi kısa bir süre önce Turkcell Cüzdan ile hayata geçirdik. Bankalar ve sektörün diğer oyuncularıyla birlikte çalışarak kurduğumuz altyapı sayesinde Turkcell Cüzdan dünyanın en gelişmiş mobil cüzdan çözümü haline geldi.''
Yaz aylarında ciltte oluşan güneş lekelerini silmek isteyenler için en etkili tedavi yöntemi renk açıcı kremler ve peeling yöntemleri.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Böylece güneşin neden olduğu lekeler açılırken, ciltteki kırışıklıklar, sarkmalar ve solgun görünümden de kurtulmak ve ışıl ışıl bir cilde kavuşmak mümkün... Ancak bu uygulamaların mutlaka konunun uzmanı tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan uyarıyor: Kulaktan dolma bilgiler ve yanlış ürün kullanımı bırakın lekeleri yok etmeyi, ciltte çok daha ciddi sorunların doğmasına bile neden olabilir! Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan; özellikle yaz aylarında tatil dönüşünde ortaya çıkan cilt ve güneş lekeleriyle ilgili şu bilgileri verdi: • Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte cilt hastalıkları hekimlerine leke nedeniyle başvuran hasta sayısında belirgin bir artış olur. Kızgın güneş, mevcut lekeleri koyulaştırmanın yanında yeni leke oluşmasına sebebiyet verir. • Leke, cildimize renk kazandıran melanin hücrelerinin fazla çalışmasından kaynaklanan bir sorundur. Kadın hastalarda daha sık görülür ve rahatsız edicidir. Melanin hücrelerinin fazla çalışması çok sayıda sebepten dolayı olur. Kullanılan ilaçlar, sistemik hastalıklar (böbrek üstü bezi, tiroit bezi ve bazı bağırsak hastalıkları, demir metabolizması bozuklukları) yanlış kozmetikler, genetik nedenler, uzun süreli ve yoğun güneşe maruz kalınması, bazı enfeksiyon hastalıkları ve dermatolojik hastalıklar lekeye neden olabilecek başlıca sebeplerdir. YAZ AYLARINDA KOZMETİĞİ AZALTIN! • Doğum kontrol hapları, tansiyon düşürücü ilaçlar, antibiyotikler, psikiyatrik ilaçlar, ağır metaller ve kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar leke artışına neden olabilecek ilaç gruplarıdır. Bunların içinde en önemlisi doğum kontrol haplarıdır. Bu sebepten doğum kontrol hapı kullanan kişilerin yaz döneminde lekelenme riskinden dolayı güneş koruyucu kullanmaları gerekir. • Kozmetik ürünlerin içinde bulunan bazı maddeler güneşe karşı hassasiyet yaratarak leke artışına neden olabilir. Özellikle esans içeren kozmetik ürünlerin güneşe karşı hassasiyet yaratma riskleri bulunmaktadır. Bu sebepten kişilerin yaz aylarında kış mevsimine göre daha az kozmetik kullanmaları ve kullanacakları kozmetiklerin güneş koruyucu içermesine dikkat etmeleri önerilir. ESMERLER LEKEYE DAHA YATKIN • Cilt rengi koyu olan kişilerde, aktif melanosit sayısı açık renkli olan kişilere göre daha fazladır. Bu sebepten sorun esmerlerde daha belirgindir. Cilt yaraları ve dermatolojik hastalıklar esmer kişilerde lekeyle iyileşir. Sivilce, egzama ve liken gibi dermatolojik hastalıkların iyileşmesi leke şeklinde olacağı gibi; ağda, düşme, sürtünme, yanık ve çizilme gibi nedenlerle tahriş olan deri bölgeleri de renk koyulaşması şeklinde iyileşir. Bu sebeple esmerler, derilerinin fazla zarar görmemesi konusunda dikkatli olmalıdır. Sivilcelerini sıkmamaları, egzamalarını kaşımamaları, yara kabuklarını koparmamaları ve mevcut dermatolojik rahatsızlıklarını hemen tedavi ettirmeleri gerekir. RENK AÇMA ZAMANI GELDİ! • Yaşlılık lekeleri ya da karaciğer lekeleri dediğimiz lekeler; açık tenli kişilerde, güneş gören alanlarda görülen düz açık kahverengi ile koyu kahverengi tonları arasında oval lekelerdir. El sırtı, göğüs, sırt, omuz ve yüzde görülürler. Orta yaşlarda görülmeye başlarlar ve yıllar içinde sayıları artar. Güneş koruyucu kullanımı ve güneşten kaçınarak yeni leke oluşumu engellenir. • Leke tedavisi disiplin gerektiren bir tedavidir. Güneş koruyucular tedavinin en önemli basamağıdır. Güneş koruyucuların hem ultraviole A hem de ultraviole B ışınlarından korumasına, uzun süreli etki göstermesine, hipoalerjenik olmasına, suya ve tere dayanıklı olmasına dikkat edilmelidir. Kapalı ortamlarda bile kullanılmalıdırlar. Kişiler ciltlerini tahriş edici ürün kullanımından kaçınmalıdırlar. Lekeye neden olabilecek dahili hastalıktan şüpheleniliyorsa onun araştırması yapılmalıdır. İlaç kökenli leke artışı olasılığında riskli olan ilaç kesilmelidir. DERİN LEKELERE PEELİNG GEREK • Leke tedavisinde renk açıcı kremler ve peeling yöntemlerine başvurulur. Renk açıcı kremler; hidrokinon, retinoik asit, azeleik asit, kojik asit, arbutin ve glikolik asit gibi maddeler içermektedir. Bu maddeleri içeren ürünler tek başına kullanılabileceği gibi birbirleriyle kombine bir şekilde de kullanılabilir. Tedavinin mutlaka dermatolog kontrolünde olunması gerekir. Tedavide alınacak cevap iki ay sonra kendini belli etmeye başlar. Mutlaka güneş koruyucuyla birlikte kullanılmaları gerekir. • Peeling; leke tedavisinde başvurulan bir diğer yöntemdir. Özellikle derin yerleşimli olduğu düşünülen lekelerde peeling yöntemi, evde kullanılacak krem tedavisiyle birlikte daha iyi cevap verir. Peeling, meyve asitli ya da TCA peeling şeklinde olabilir. Amaç hem deride lekeli olan hücrelerin soyularak atılmasını sağlamak, hem de ciltteki renk hücrelerinde renk üretimini baskılamaktır. LEKELERLE BİRLİKTE ÇİZGİLERE DE VEDA! • Peeling tedavisi, iki ya da üçer hafta arayla dört ila altı seans arasında yapılır. Peeling işlemi için kullanılacak asidin konsantrasyonun güçlü olmamasına dikkat edilmelidir. Güneş koruyucu kullanımı tedavi sonrası devam ettirilmelidir. Peeling sonrası ciltte kızarıklık, hafif kabuklanma ve kepeklenme gibi bulgular gözlenebilir. Bu bulgular birkaç günde nemlendiricilerle hafifler. • Leke tedavisi bir sistemik protokol şeklinde de gerçekleştirilebilir. Kişide leke sorununun yanında güneş hasarı, kırışıklık ve mat görüntü gibi yakınmalar varsa; hem kişinin kullanacağı ürün tedavisi, hem de yapılan peeling uygulamasıyla lekeler açılır. Bu uygulama sayesinde aynı zamanda cilde parlak, sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırılır. Özellikle leke sorunun yanında amaç cildin görünümünün değişmesi, sağlıklı bir görünüm kazandırmaksa bu sistem bu hedefe yöneliktir. Renk artışında azalmanın yanında ince kırışıklıklarda, ciltteki sarkmada ve solgun görünümde azalma gibi yaşlanmadan kaynaklanan sorunlar da hafifletilmiş olur.
Milli Piyango Yılbaşı özel çekilişi için geri sayım sürerken Milli Piyango haram mı soruları yeniden alevlendi. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın vermiş olduğu 'Milli piyango haram' fetvası var. Peki piyangodan kazanılan para bağışlanırsa sevabı var mıdır? İşte o sorunun ve piyango fetvasının ayrıntıları.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 2018 Milli Piyango yılbaşı büyük ikramiyesi için özel çekiliş 31 Aralık 2017'yi yeni yıla bağlayan saatlerde gerçekleşecek. Milli Piyango sonuçları yeni yılla birlikte bazılarını zengin edecek. Peki Milli Piyango haram mı? Piyango parasını helal kılmanın yolu var mı? 61 milyon liralık Milli Piyango büyük ikramiyesi için Diyanet'ten 'piyango haramdır' fetvası bulunuyor. Din İşleri Yüksek Kurulu daha önce yayınladığı bir fetvada 'Şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, loto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertip ve oyunlar da kumardır ve haramdır' diyor. Diyanetin Milli Piyango, Şans Topu, Sayısal Loto, On numara, Ganyan için yayınladığı haram fetvasında şöyle deniliyor; 'Taraflardan birisinin kazanıp diğerinin kaybetmesi esasına dayalı bütün şans oyunları kumar kapsamında değerlendirilip haram kılınmıştır. Zira bir taraf kaybederken, diğer taraf da hak etmeden kazanmaktadır. Buna göre şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, loto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertip ve oyunlar da kumardır ve haramdır. Bu tür kumarların, geniş kitlelerin iştirak etmesi sebebi ile zararı daha da yaygın olmaktadır. MİLLİ PİYANGO İKRAMİYESİNİN SADAKASI OLUR MU? : Peki Milli Piyango'dan ikramiye kazanan kişi bunun zekatını verip hayır işleyebilir mi? Diyanetin fetvasında bu soruya da şu şekilde yanıt veriliyor: -'Bu tür oyunların hasılatından bazı kuruluş ve hayır kurumlarının yararlanması, onları meşru hale getirmez ve haramlık hükmünü değiştirmez. Bu yollardan birisiyle elde edilen kazançlar, sevap beklenmeyerek yoksullara veya hayır kurumlarına verilmelidir. Zira Hz. Peygamber bu tür haram kazançların harcanmasının ve güya sadaka olarak verilmesinin mümkün olmayacağını haber vermiştir.' YILBAŞI BÜYÜK İKRAMİYESİ NELER ALIYOR? : Diyanet Milli Piyango ikramiyesi için haram derken bir çok kişi 2018 yılbaşı gecesi için zengin olma hayalleri kuruyor. Peki 61 milyon liralık büyük ikramiye ile neler yapılır, neler alınır? UÇ UCA EKLENİNCE ANKARA'DAN ATİNA'YA : İkramiye 5 liralık banknotlar haline getirilip uç uca eklendiğinde yaklaşık Ankara ile Atina arasındaki mesafeye ulaşıyor. Söz konusu ikramiyenin ağırlığı, 1 liralık madeni para olarak hesaplandığında da 500 tonu buluyor. Ortalama bir otomobilin ağırlığının bin 100 kilogram olduğu göz önüne alındığında, ikramiye yaklaşık 455 otomobilin ağırlığına denk geliyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün 32 katı : Büyük ikramiye, en büyük kağıt para olan 200 liralık 305 bin adet banknot haline getirilip, uç uca dizildiğinde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün 32 katı uzunluğuna erişiyor. 61 milyon liraya denk gelen en küçük kağıt para olan 5 liralık banknotlar uç uca eklendiğindeyse, bin 586 kilometre uzunluğa ulaşıyor ve bu uzunluk yaklaşık Ankara ile Atina arasındaki mesafeye karşılık geliyor. 5 liralık banknotlar yan yana dizildiğinde ise yaklaşık 10 bin 150 metrekarelik alan oluşturuyor. Bu da 1,5 futbol sahasının ya da 24 basketbol sahasının zeminini kaplayabiliyor. 2018 YILBAŞI BÜYÜK İKRAMİYESİ NELER ALIR? : 2018 yılbaşı büyük ikramiyesiyle 38 bin 485 adet 10 gramlık 22 ayar bilezik, 57 bin 656 adet Cumhuriyet, 111 bin 721 adet yarım ve 223 bin 443 adet çeyrek altın alınabiliyor. Bu parayla, en pahalı otomobiller arasında gösterilen Bugatti Veyron'dan 6 adet, Ferrari'den 21 adet ya da lüks bir jet alınabiliyor. İkramiye ile 1 milyon lira değerinde 61 lüks yata ya da 10 bin iPhone X'e sahip olunabiliyor. Söz konusu parayla 300 bin lira değerinde 203, 500 bin lira değerinde 122 daire ya da 3 milyon lira değerinde 20 lüks villa satın alınabiliyor. İkramiye bankaya yatırıldığında, ortalama gecelik 13 bin lira, aylık 600 bin lira faiz getirisi elde edilebiliyor.
İstanbul Haliç'te balıkçılar tarafından 35 yaşında olduğu belirlenen Erdal Duman isimli vatandaşın cesedi bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Haliç’te avlanan balıkçılar, denizde fark ettikleri cesedi polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen deniz polisi tekneye aldığı cesedi, karaya çıkardı. Olay yeri inceleme ekipleri, Erdal Duman (35) isimli kişinin cesedi üzerinde inceleme yaptı. Duman'ın ölüm sebebinin yapılacak otopsinin ardından kesinlik kazanacağı belirtildi. Yapılan incelemelerin ardından ceset, Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi.
Kobani'ye peşmerge geçişini sağlayacak olan koridorun detayları netleşmeye başladı. Tezkereye evet diyen MHP bu geçişlerin suç olduğu görüşünde.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: NESRİN YILMAZ İNTERNETHABER-ANKARA Peşmerge'nin Türkiye topraklarını kullanarak Kobani'ye geçmesi için Mesud Barzani Ankara'dan talepte bulundu. Ankara'da Peşmerge'nin Türkiye topraklarını kullanmasına izin verdi. Buna göre Kuzey Irak Kürt askerleri Türkiye'ye gelecek ve buradan Kobani'ye nakledilecek. Hükümetin suç işlediğini belirten MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, konunun takipçisi olacaklarını ifade etti. Celal Adan, İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: HÜKÜMET SUÇ İŞLEMİŞ OLACAK Bu bir suç. Hükümet buna yol verdiği zaman suç işlemiş olacak çünkü peşmergenin bir statüsü yok. Bizim tezkereden anladığımız dışardan bir saldırı olursa Türkiye'nin kendisini koruması noktasındadır. Oysa oradaki bütün gruplar Türk milletinin birlik düşmanlarıdır, biz meseleyi böyle değerlendiriyoruz. Orada bir koridor açma yetkileri yoktur, bunun ancak meclisten geçmesi gerekir, böyle bir irade de söz konusu değil, korsan bir takım işler yapılıyor. Devletin yasaları, kanunları ayaklar altına alınıyor. PYD iktidara göre dün terör örgütüydü, bugün PYD'ye destek verildiği ifade ediliyor. PKK gelip buralardan geçip gidiyor, bunun takipçisi olacağız.
Ramazan Bayramı tatilinin başlamasıyla birlikte yollara düşen tatilcilerin çilesi Bolu’da devam ediyor. Gerede’de akşam saatlerinde gün batı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ramazan Bayramı tatilinin başlamasıyla birlikte yollara düşen tatilcilerin çilesi Bolu’da devam ediyor. Gerede’de akşam saatlerinde gün batımıyla birlikte tatilcilerin çilesi bitmek bilmedi. Bolu’da cuma gününden itibaren başlayan bayram trafiği artarak devam ediyor. Saat 20.30 itibarıyla Gerede bağlantı yolu ve Karadeniz’e açılan D-100 karayolunda 25 kilometrelik araç kuyrukları oluştu. Tatilciler İstanbul’dan Gerede’ye 12 saatte ulaşırken, gün batımında tatilcilerin çilesi daha da arttı. Polis ekipleri trafik yoğunluğunun gece boyunca devam etmesini beklediklerini ifade ettiler. (İHA)
Apple'ın Siri'si dünya çapında büyük beğeni kazandıktan sonra 2018 yılı içinde Samsung, Asistan B'yi duyurmuştu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çinli teknoloji devi Oppo, Türkiye'de resmi olarak yer almaya başladıktan sonra, dünya devlerine rakip olması beklenen Breeno adını verdiği sesli asistanını duyurdu. Oppo’nun düzenlediği Geliştirici Konferansı’nda konuşan Oppo Başkan Yardımcısı ve Yazılım Mühendisliği Departmanı Başkanı Wu Heng, akıllı sesli asistan olan Breeno’yu açıkladı. Açıklamaya göre Breeno'nun algılama, karar alma ve öğrenme işlemlerini birleştiren bir akıllı asistan ve kullanıcıya göre özelleşebilen bir yapıya sahip olması bekleniyor. 7 ana modülü bulunan sesli asistan, tavsiye, ekran tanıma, farkındalık, hız, ses, sürüş ve alan. Breeno’nun tavsiye özelliği sayesinde kullanıcılarına otomatik olarak tavsiyelerde bulunuyor.
Cemalettin Haşimi, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü ve Başbakanlık Başmüşaviri olarak atandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kamu Diplomasisi Koordinatörü Alınan bilgiye göre, 4 yıldır BYEGM Genel Müdürü olan Murat Karakaya da Başbakanlık Müşaviri olarak görevlendirildi. Eylül 2012 tarihinden beri Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünün (KDK) başında bulunan Cemalettin Haşimi'nin, Başbakanlık Başmüşaviri ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü olarak ataması yapılırken, kamu diplomasisi faaliyetlerinin de bundan böyle BYEGM çatısı altında yürütüleceği öğrenildi. Bu atamayla, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a bağlı olan KDK ve BYEGM’nin işlevlerinin birleştirilmesi ve kamu diplomasisi faaliyetlerinin BYEGM üzerinden yürütülmesi hedefleniyor. Türkiye’nin en köklü kurumlarından biri olan BYEGM’nin yurt içinde il müdürlükleri ve yurt dışında basın müşavirlikleri bulunuyor. Kamu diplomasisi faaliyetlerinin bundan böyle BYEGM çatısı altında yürütüleceği bildirildi. CELALETTİN HAŞİMİ KİMDİR? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu. Manchester Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans Programını, “Trajedi, Siyaset ve Siyasal: Hans J. Morgenthau ve Uluslararası İlişkiler Teorisi” başlıklı teziyle, ‘Yüksek Şeref’ derecesiyle bitirdi. Akademik çalışmalarına Johns Hopkins Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Teorisi Programında doktora adayı olarak devam etmektedir. 2003-2008 yılları arasında asistanlık yaptığı aynı üniversitede, “Dünyanın Nomos’u: Avrupamerkezcilik ve Uluslararası İlişkiler” başlıklı tez çalışmasını sürdürmektedir. Türkiye, Avrupa ve Avrupa Birliği (2011, Meydan Yayıncılık) isimli kitabın editörlüğünü yapan Haşimi’nin uluslararası ilişkiler teorisi, Avrupa-merkezcilik, siyasal alan ve kimliklerin oluşumu, İslamofobi ve Avrupa Birliği gibi konular üzerine yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. 2009´dan beri Başbakanlık Müşaviri olarak görev yapan Cemalettin Haşimi, 11 Eylül 2012´de Kamu Diplomasisi Koordinatörü olarak atanmıştır.
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine bağlı bir köyün imamı, kafasından silahla vurularak öldürülmüş olarak bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: AĞRI'nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Uzunyazı köyü çıkışındaki kırsal alanda yol kenarında, hareketsiz yatan bir kişiyi gören vatandaşlar durumu jandarmaya bildirdi. İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ile cumhuriyet savcısınca yapılan incelemede, silahla kafasından vurularak öldürüldüğü belirlenen kişinin Uzunyazı köyünde imamlık yapan Ramazan Bozdağ (30) olduğu anlaşıldı. Bozdağ'ın 2 gün önce memleketi Çorum'dan Uzunyazı köyüne geldiği öğrenildi. Güvenlik güçleri, cinayet zanlısını yakalamak için çalışma başlattı.
Terör örgütü PKK'nın Van'da askeri araca saldırması sonucu 1 asker şehit olurken, 3 asker de yaralandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Van'ın Saray ilçesi kırsalında, terör örgütü PKK üyelerinin askeri araca saldırması sonucu, 1 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı. Saray ilçesi kırsalında askeri aracın geçişi sırasında, terör örgütü PKK üyelerince, uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıda, kimliği henüz belirlenemeyen 1 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı. Van Valisi Münir Karaloğlu, yaralılardan 2'sinin ameliyata alındığını, diğer yaralı askerin sağlık durumunun iyi olduğunu bildirdi.
"CHP ve MHP komisyonda olsaydı kıyamet kopardı" BDP'li Sakık'ın bu sözleri muhalefeti kızdıracak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BDP milletvekili Sırrı Sakık CHP ve MHP'nin çözüm sürecindeki tutumunu yerden yere vurarak komisyona üye vermemelerinin iyi tarafını söyledi. Kanal 7 Ankara Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi, bu hafta BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ı ağırladı. CHP VE MHP OLSA KIYAMET KOPARDI Haber 7'nin haberine göre CHP ve MHP'yii eleştiren BDP Muş milletvekili, "Keşke CHP yer alsaydı ama almayınca çok rahatlıkla tartışabiliyoruz, konuşabiliyoruz. Orda kürt, Kürdistan sözcükleri konuşuluyor. Kimse çok fazla tepki göstermedi. O komisyonda MHP ve CHP olmuş olsaydı, kıyametler kopardı" değerlendirmesini yaptı. CHP 12 EYLÜL ANAYASASINDAN BESLENİYOR CHP ve MHP'yi Anayasa'ya direnmekle suçlayan Sakık, CHP'yi 12 Eylül Anayasası'ndan beslenmekle MHP'yi ise hamasi nutuklar atıp, herkese küfür etmekle suçladı. CHP içindeki barış sürecine destek veren muhaliflerle ilgili de değerlendirme yapan Sakık, "İyi niyetli olmak çok birşey ifade etmiyor" dedi. AK Parti'nin, CHP ve MHP'yi küstürmemek adına yasaların arkasından dolaşmakla suçlayan BDP'li milletvekili, Anayasa'nın bir an önce değiştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM ANAMUHALEFET BİZİZ Anayasa'da yer alan Türklük kavramı ile ilgili sorunlarının olmadığını söyleyen Sakık, "Anayasa bütün kimliklere nötr olmalıdır" dedi. Israrlarının demokrasi için olduğunu vurgulayan Sakık, "Önümüzdeki dönem biz Türkiye'de anamuhalfet görevini üstleneceğiz" dedi
Manisa'da Bülent Arınç'ın katıldığı 'Uluslararası Yunus Emre Günleri' programı öncesi daha önceden aralarında husumet olan Can Şişmanlar, Ak Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur'un fotoğrafçısı Özhan Haluk Satır'ı bıçakla yaraladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yunusemre Belediyesi tarafından Atatürk Spor Salonunda 'Yunus Emre Gecesi' düzenlendi. Bülent Arınç'ın da katılacağı gece öncesinde bıçakla yaralama olayı yaşandı. Gece başlamadan önce basın mensuplarıyla birlikte aynı masada oturan Ak Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur'un fotoğrafçısı Özhan Haluk Satır bıçaklı saldırıya uğradı. Yunusemre Belediyesi Zabıta Müdürü Cengiz Şişmanlar'ı elinden bıçakla yaraladığı iddia edilen Özhan Haluk Satır, basın mensuplarıyla masada oturduğu sırada yanına gelen zabıta müdürünün kardeşi Can Şişmanlar ve arkadaşı ile tartışmaya başladı. Tartışma büyüyünce Şişmanlar yanında getirdiği bıçakla Satır'a saldırdı. Satır'ı göğsünden bir bıçak darbesiyle yaralayan Şişmanlar'a gecede görevli olan polisler müdahale etti. Tehditler savuran Şişmanlar, elindeki bıçağı polisin kendisine silah çekmesinin ardından yere attı. Polis, Şişmanlar'ı gözaltına alarak karakola götürürken, yaralanan Satır ise ambulans ile Manisa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Özhan Haluk Satır'ın sağlık durumunu iyi olduğu belirtilirken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı. ARINÇ EŞİ MÜNEVVER ARINÇ'LA GECEYE KATILDI Yaşanan olaydan yarım saat sonra Arınç ve eşi Münevver Arınç 'Yunus Emre Gecesi'ne katıldı. Geceye Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Ak Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Ak Partili Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, sivil toplum örgütleri ile yaklaşık 3 bin vatandaş katıldı. Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlayan gecede Makedonyalı sanatçı Burhan Şaban ilahiler okudu. GECEYE DOMBIRA ŞARKISI DAMGASINI VURDU Gecenin en önemli sanatçısı olarak sahne alan Kazakistan'ın ünlü sanatçısı Arslanbek Sultanbekov'un 'Dombıra' şarkısı geceye damgasını vurdu. Sahneye çıkan ünlü sanatçı Arslanbek Sultanbekov sahnede ilk olarak Türkiye'ye ve Kazakistan'a selam gönderdi. Ardından 'Dombıra' şarkısını seslendiren Arslanbek Sultanbekov'a, kendisini izleyenlerde eşlik ederken, şarkısıyla Arınç'ta yerinden alkış tutarak eşlik etti.
Köylü kendi imkanlarıyla cami yaptı. Yetmedi imam için lojman inşa etti. Ama 17 yıldır imam gelmiyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Gaziantep'in Araban ilçesine bağlı Doğan Köyü'ndeki camiye, 17 yıldır imam ataması bekleniyor. İlçeye bağlı 36 hane 250 nüfuslu Doğan Köyü vatandaşları, kendi imkanlarıyla 17 yıl önce köylerine yaptırdıkları camiye 17 yıldan beri imam ataması yapılmasını bekliyor. Vatandaşlar, 17 yıldan beri imam atanmayan camide Cuma namazı, Ramazan aylarında teravih namazı, Bayram namazı ve cenaze namazlarını kılamadıklarını, bu namazları kılmak için 2 kilometre uzaklıkta olan Fakılı Köyü yada 4 kilometre uzaklıkta olan Taşdeğirmen köylerine gitmek zorunda kaldıklarını belirttiler. Köylü vatandaşlardan 70 yaşındaki Hasan Yılmaz, "17 yıl önce köyümüze yaptırdığımız camiye imam ataması yapılmadı. Kendi imkanlarımızla yaptırdığımız camimize imam görevlendirilmesini istiyoruz. 17 yıl aradan sonra kendi imkanlarımızla yaptırdığımız camimizde namaz kılarak ibadetimizi yapmak istiyoruz. Lojmanı da 2 yıl önce yaptık, köyümüzün lojman ihtiyacı da yok, yetkililer neden köyümüze imam görevlendirmiyorlar, anlamıyoruz" dedi.
Suriye'de bitmek bilmeyen iç savaş çocukları ailesiz bırakmaya devam ediyor. Bu kızın yaşadıklarına yürek dayanmaz
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Esed birlikleri ve muhalif gruplar arasında derinleşerek artan iç savaşın faturası 10 yaşındaki Suriyeli Gedira’yı hem annesiz bıraktı hem de gözlerini kan gölüne çevirdi. Küçük yaşta savaş tanığı olan gözlerinin, yaşadığı psikolojik travmalara bağlı olarak kan gölüne dönüştüğünü söyleyen küçük kız ülkesi için yardım çağrısında bulundu. SAVAŞIN KANLI YÜZÜ Suriye’de rejim krizinin neden olduğu iç ayaklanmandaki savaşın kanlı yüzü 10 yaşındaki Suriyeli Gedira’nın iki gözüne yansıdı. Halep’in Afrin ilçesine bağlı Ceb-el Ekrad bölgesinde yaşanan bombardımanda annesini kaybetmesinin acısı ve devam eden saldırıların psikolojik korkusu küçük kızın mavi gözlerini kan çanağına döndürdü. Henüz çocuk yaşta olduğunu ve ülkesindeki savaşın kendisinde derin yaralar açtığını söyleyen küçük kız; “Bombaların seslerinden dolayı korkudan gözlerim kan doldu. 15 gündür gözlerim bu şekilde. Doktora gittim ama bana korkudan olduğunu söylediler. Esad üzerimize uçaklarla bombalar attı. Saldırıda annemi kaybettim. İğne ve haplarla tedavime devam ediliyor. Ama ruhumda açılan yaralar nasıl tedavi edilecek bilemiyorum” diye konuştu.Dedesi ile birlikte çareyi Türk sınırlarına sığınmakta bulduğunu anlatan küçük kız, geride bıraktığı ülkesi için yardım çağrısında bulundu.
Havalimanı polisi tarafından yapılan kontrollerde darbe girişimi nedeniyle aranan 58 kişi gözaltına aldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hakkında yakalama kararı çıkan toplam 58 kişi Atatürk Havalimanı’ndan yurt dışına gitmek isterken yakalandı. Havalimanı polisi tarafından yapılan kontrollerde 17 Temmuz’dan itibaren darbe girişimi nedeniyle aranması olan 58 kişi tespit edilerek gözaltına aldı. Sınır kapıları ve Atatürk Havalimanı’nda darbe girişimcilerinin kaçışını önleme maksadıyla yeşil, gri pasaportu bulunanlar ve KKTC ile Gürcistan’a gidecek olanlar için yeni uygulamalar devreye sokulmuştu.
İzmir'de eski kız arkadaşının babasının arabasına zarar verdiği için tazminata mahkum olan genç, bin 200 liralık ödemeyi 24 bin adet 5 kuruş ile ödemek isteyince bakın neler oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İzmir'de, eski kız arkadaşının babasının otomobiline zarar verdiği iddiasıyla yargılandığı davada verilen bin 200 liralık cezayı ödemek için adliyeye 24 bin adet "5 kuruş" getiren Emrah A, davacının "Sen 5 kuruş etmez adammışsın, ben niye senden şikayetçi oldum ki" sözünün karşılığında bu davranışı sergilediğini söyledi. Emrah A, yaptığı açıklamada, evlilik planları yaptığı sırada ayrıldığı eski kız arkadaşının bazı davranışlarının zoruna gitmesi nedeniyle, babasına ait aracın 4 lastiğine zarar verdiğini, daha sonra yaptığından üzüntü duyduğunu belirtti. Olayın ardından şikayetçi olunması nedeniyle İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakkında dava açıldığını aktaran Emrah A, yargılama sürecinde avukat tutmadığını, suçu kabul edip, pişmanlığını dile getirdiğini söyledi. İNAT ETTİ 5 KURUŞLA ÖDEYECEK Emrah A, mahkemedeki ilk duruşmanın çıkışında eski kız arkadaşının babasının, "Sen 5 kuruş etmez adammışsın, ben niye senden şikayetçi oldum ki" sözlerine maruz kaldığını, bunun da zoruna gittiğini kaydetti.Yargılama sonunda bin 200 lira para cezasına çarptırıldığını, cezanın 14 Aralık'a kadar ödenmesi, aksi halde hapis cezasına çevrileceğinin bildirildiğini ifade eden Emrah A, bu sözlerin uzun süre aklından çıkmadığını, cezanın kesinleşmesi sonrası "nasıl intikam alırım" düşüncesine daldığını ve aklında bir fikir oluştuğunu anlatarak, şunları söyledi: "Adaletin bana kesmiş olduğu bir ceza bu, buna saygı duyuyorum. Ama aklıma, bu cezayı '5'er kuruşlar' halinde vermek ve sözüne karşı kendimce intikam almak istedim. Tazminatı ödemek için ayırdığım bin 200 lirayı Merkez Bankasına götürerek 5'er kuruşlar halinde vermelerini istedim. Onlar da bir hafta süre istedi. Bildirilen tarihte, 15 Aralık'ta 5'er kuruşluk halde bin 200 lirayı alarak adliyeye götürdüm. Parayı ödemeyecek olsaydım, adliyeye kadar gitmezdim."Ödeme süresini geçirdiği için cezanın hapse dönüştürüldüğünü öğrendiğini söyleyen Emrah A, yasal haklarını arayacağını, hapis cezasından kurtulmayı ümit ettiğini de sözlerine ekledi.
Çin'de iki işyeri sahibi kavga etti, bir kişinin kafası kesildi 3 kişi öldü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çin'de bir AVM'de iki dükkan sahibi birbirine girdi. Eline bıçak alan bir kişi dehşet saçtı. 1 kişinin kafası kesildi, en az 3 kişi hayatını kaybetti. Çin'inde Yan'an şehrinde bir AVM'de dükkan sahipleri birbirine girdi. Yaşanan olayda bir kişinin kafası kesildi, bir diğer kişi ise bıçaklandıktan sonra kan kaybından hayatını kaybetti. Hastaneye gönderilen bir kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Ciddi şekilde yaralanan bir diğer kişinin ise hayati durumunun belirsizliğini koruduğu ifade edildi. Saldırganın polis tarafından yakalandığı bildirildi. Görgü tanıklarının çektiği fotoğraflar ise kan dondurdu. Çeşitli haber sitelerine yansıyan fotoğraflarda, iki kişinin cesetleri kendi kanları içerisinde yatarken görülüyor. Üçüncü bir kişinin cesedi ise yürüyen merdivende bulunuyor. Polisin kesik kafayı poşede koyduğu an, yaşanan vahşetin boyutunu gözler önüne serdi. Olay yeri inceleme ekipleri olayı araştırırken, AVM'nin dışında yüzlerce kişinin toplandığı bildirildi.
Bazı bankaların maaş promosyonu adı altında emekli aylıklarına kullanılabilir kredi ekleyerek, mağduriyet yaşattığını iddia edildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bursa Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, bazı bankaların maaş promosyonu adı altında emekli aylıklarına kullanılabilir kredi ekleyerek, mağduriyet yaşattığını iddia etti. Yılmaz, dernek binasında düzenlediği basın toplantısında, bankaların emeklilere maaş taşıma konusunda reklam ve ilanlarında "300 lira promosyon", "çeyrek altın" ve "düşük faizli kredi" gibi cazip tekliflerde bulunduğunu söyledi. 500 LİRA TUTARINDA KREDİ KOYDULAR Emeklilerin de bu cazip tekliflerden yararlanmak istediğini belirten Yılmaz, "Maaşlar bankaya yattıktan sonra bazı bankalar emeklinin maaşına 300 lira promosyon parası koymak yerine 500 lira tutarında kullanılabilir kredi koymaktadırlar. Maaş ve kredi ayrı ayrı tanımlanmadığı için de emekli çok yüksek faizli kredi kullandığının farkına geç varmaktadır. Bazı bankalar bir elden emekliye vermiş gibi gözüktüğü parayı, diğer elden fazlasıyla geri almaktadır. BDDK GÖREVİNİ YERİNE GETİRMELİ Tüketicinin bu mağduriyetine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) duyarlı olmalı ve denetim görevini yerine getirmelidir." diye konuştu. Yılmaz, Bursa'da maaşını bankaya taşıyan bir emeklinin, promosyon adı altında mağdur edildiğini öne sürdü. İlgili bankanın, bu emeklinin maaşına 500 lira kullanılabilir kredi koyduğunu iddia eden Yılmaz, şöyle devam etti: SON 50 LİRASINI ÇEKERKEN FARKETTİ "Emekli, maaşının son 50 lirasını çekerken kredi uyarısını fark etti ve durumu banka yetkileriyle görüştü. Maaşının içine hangi yetkiyle kredi konulduğunu sordu ve banka yetkilisi emekliye cevap veremedi. Banka yetkilileri emekliye verdiği 300 liranın yanı sıra 150 lirayı tüketiciden alarak krediyi kapattı. 4-5 günlük süre içinde bu kredi nedeniyle Yılmaz bankaya 5,82 lira faiz ödeme durumuyla karşı karşıya kaldı. Bankaya itirazda bulunan emekli haklı bulundu ve banka 5,82 liralık faizi sildi. BİR KAÇ GÜN İÇİNDE BORÇLANDI Yanlışlıkla çektiği krediye karşılık birkaç gün içinde bankaya 5,82 lira borçlanan emekli, maaşının tümünü bankaya vadeli yatırsaydı aylık bu kadar gelir elde etmesi mümkün değildi. Emeklilerimiz maaşlarını taşırken çok dikkatli davranmalı, sadece promosyona kanmamalı, hesap işletim ücretine ve diğer kesintilere kadar bankalarla müzakere etmeli, ondan sonra kararını vermelidir." Banka yetkililerine çağrıda bulunan Yılmaz, haksız hukuksuz uygulamaların er ya da geç yargıdan döneceğini sözlerine ekledi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, 9 Eylül 2015'te Diyarbakır'da yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın, güvenlik gerekçesiyle başka bir ile nakledilmesi talep edildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın, güvenlik gerekçesiyle başka kente nakledilmesi talep edildi. Önceki duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sistemi ile savunma yapmak istemeyen Demirtaş'ın mahkeme salonuna getirilmesi yönünde karar veren Diyarbakır 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi, bu kararını da güvenlik gerekçesiyle kaldırdı. Diyarbakır 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün saat 14.30'da görülmesi gereken davada, mahkemenin 13 Ekim günü ara karar vererek nakil talebinde bulunduğu ortaya çıktı. 'KAMU GÜVENLİĞİ AÇISINDAN TEHLİKE OLUŞABİLİR' Mahkemece verilen ara kararda, "Her ne kadar duruşma 21 Kasım 2017 tarihine bırakılmış ise de sanığın SEGBİS aracılığıyla duruşmalara katılmak istemediğini, duruşmada bizzat bulunarak savunma yapmak istediğini bildirdiği, bu nedenle yargılamanın sürüncemede kalmaması amacıyla sanığın sonraki duruşmada bizzat bulundurulmasına karar verildiği anlaşıldığından; sanığın halen Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunduğu ve Diyarbakır'da bizzat bulundurulmasının kamu güvenliği açısından tehlike oluşturabileceği değerlendirilmekle bu karardan vazgeçilmesine karar verilmiştir" denildi. BAŞKA KENTE NAKİL TALEBİ Kararda, yargılamanın 4 celsedir devam ettiği ancak sanık savunmasının hâlâ alınamamış olduğu belirtilerek, Demirtaş'ın SEGBİS duruşmalarına da katılmadığı ifade edildi. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Sanığı sonraki duruşmalarda da SEGBİS aracılığıyla beyanının tespit edilemeyeceği; önceki celselerde SEGBİS aracılığıyla savunmasının tespitine karar verildiği halde, sanığın SEGBİS duruşmalarına ısrarla katılmadığı, bu nedenle bu yolla savunmasının alınamadığı da gözetilerek; sanık hakkında Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın Diyarbakır'da görülmesinin kamu güvenliği açısından tehlike oluşturabileceğinden davanın nakline karar verildiği hususu dikkate alınarak; sanığın yargılamasının Diyarbakır'da yapılması halinde kamu güvenliği açısından tehlike yaratması ihtimaline binaen davanın naklinin değerlendirilmesi hususunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verildi." Bugüne kadar davaya katılmayan Selahattin Demirtaş, SEGBİS aracılığıyla savunma yapmak istemediğini, duruşma salonunda bulunmak istediğini iletmişti. Demirtaş'ın talebini kabul eden mahkeme, 6 Temmuz günü verdiği kararda, savunmasının alınabilmesi için sanığın mahkemeye getirilmesine karar verdi. Davayı kasıma erteleyen mahkeme, 13 Ekim'de dava dosyası üzerinde yaptığı inceleme sonucunda Demirtaş'ın mahkemeye getirilmesi yönündeki kararın yerine getirilmediğini belirterek, bu karardan vazgeçilmesine hükmetti. Mahkeme, davanın nakli talebi sonuçlandıktan sonra Demirtaş'ın mahkemeye getirilmesi talebinin yeniden değerlendirilmesine karar verdi. NAKİL İSTEĞİNİN İPTALİ İÇİN YAPILAN TALEP, REDDEDİLDİ HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın, güvenlik gerekçesiyle başka kente nakledilmesi ara kararına yapılan itirazı mahkeme, reddetti. Diyarbakır 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde, bugün görülen duruşmada açıklanan mahkeme kararı, şöyle: "Diyarbakır ilinin sosyal kültürel ve siyasal yapısı, sanığın bulunduğu konum dikkate alınarak, halen başka suçtan tutuklu olarak Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulanan sanığın Diyarbakır ilinde hazır edilmesinin ve bu şekilde savunmasının başvurulmasının kamu güvenliği açısından tehlikeli olabileceği dikkate alınarak bu husustaki taleplerin reddine karar verildi."
Çilek Kokusu 13. fragmanlarından neler olacak Aslı kimi tercih edecek. Çilek Kokusu 13. bölüm fragmanları internethaber'de. Çilek Kokusu son bölümde Volkan ve Burak kavga etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çilek Kokusu 13. bölüm fragmanları yayınlandı mı, Çilek Kokusu 13. bölüm 1. ve 2. fragmanları internethaber'de olacaj. Çilek Kokusu 12. bölümde Volkan ve Burak Aslı yüzünden yumruk yumruğa kavga ediyor. Çilek Kokusu son bölümde Aslı ve Burak'ın arası bir kez daha açılıyor ortaya çıkan gerçekler şok ediyor. İŞTE 13. BÖLÜM FRAGMANI Çilek Kokusu 12. bölümde Aslı'nın garson olduğunu öğrenen Çağla bunu koz olarak kullandı ve Aslı'yı rezil etti. Burak ve Volkan'ın arası da Aslı yüzünden açıldı. iki kuzen yumruk yumruğa kavga etti. ÇİLEK KOKUSU 12. BÖLÜMDE NE OLACAK? Çağla, Burak’la olan ilişkisinin bitmesine her geçen gün daha da hırslanmaktadır. Burak’ı geri almak için her şeyi yapmaya hazırdır. Kulübe giderek Burak’la konuşur. Burak’ın kararlı tavrı karşısında deliye döner. Bu arada Aslı’nın kulüpte garson olarak çalıştığını öğrenen Çağla’nın eline büyük bir koz geçmiştir. Bunu en iyi şekilde kullanmak için planlar yapmaya başlar. Evinde bir davet verir. Davete Volkan ve Aslı’yı davet eder. Amacı Aslı’yı küçük düşürüp rezil etmektir ama olaylar hiç de planladığı gibi gelişmez. 11. BÖLÜMDE NELER OLDU? İŞTE ÇİLEK KOKUSU 11. BÖLÜM FİNAL SAHNESİ Burak ve Aslı her geçen an birbirleriyle daha da yakınlaşmaktadır. Bu arada Burak’ın ani ayrılık kararıyla yıkılan Çağla’nın Burak’tan vazgeçmeye niyeti yoktur. Bunun için her şeyi yapmaya hazırdır. Gölge gibi Burak’ın peşinde olan Çağla, Aslı ile kulüpte karşılaşır. Her şeyin sorumlusu olarak Aslı’yı görmektedir. Çağla’nın gazabına uğrayan Aslı’nın imdadına Volkan yetişir. Aslı’ya karşı bir şeyler hissetmeye başlayan Volkan’la Burak arasında kıyasıya bir mücadele başlar. Bu mücadelenin galibi kim olacaktır?
Sözcü Gazetesi'nin sahibi Burak Akbay'ın FETÖ okulunda eğitim aldığını iddia eden Fehmi Koru, bugünkü davada tanık olarak dinlendi. Fehmi Koru Burak Akbay iddiasından 'güzel insanlar' sözüyle çarketti. Koru, Ertuğrul Akbay'ın kendisine 'gerçekte' ne dediğini açıkladı. Şimdi Sözcü davasında ara karar çıktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İSTANBUL 37. Ağır Ceza Mahkemesinde tanık olarak Rahmi Turan ve Fehmi Koru'nun dinlendiği dört sanıklı Sözcü Gazetesi davasının 3. duruşmasında ara karar çıktı. Sözcü Gazetesi'nin sahibi Burak Akbay hakkındaki yakalama ve Gökmen Ulu ile ilgili yurt dışı yasağının devamına karar verildi. Sözcü Gazetesi avukatları yasak ve yakalama kararının kaldırılmasını talep etmişlerdi. Mahkeme heyeti Fehmi Koru ve Burak Akbay'ı tanık olarak dinlediği davayı 30 Mayıs 2018 tarihine erteledi. FEHMİ KORU NE DEDİ? BURAK AKBAY İFADESİ Bugünkü duruşmada ifade veren Fehmi Koru sözlerine 'özür dileyerek' başladı. Fehmi Koru, Burak Akbay'ın FETÖ okullarında eğitim aldığına ilişkin yazısıyla ilgili de 'gerçekleri' anlattı. Fehmi Koru, Akbay'ın babasının kendisine 'FETÖ' değil 'güzel insanlar' dediğini kendisinin FETÖ kanaatine vardığını itiraf etti. İşte Fehmi Koru'nun ifadesi: -"Mahkemenizden özür dilerim. Geçen celsede gelmem gerekirdi. Bana yazı yazılmadığı için gelmedim. -Gezi sırasında Ertuğrul Akbay'ın bana söylediklerinden dolayı bunu yazdım. Ertuğrul Akbay 1990'larda bana "Oğlum güzel insanlarla tanıştı" demişti. Ben sonradan güzel insanları FETÖ olarak düşündüm. Bu yazım 2010 yılında yayınlandı. O dönem FETÖ cemaat olarak adlandırılıyordu. Yazının asıl konusu da bu değildi, bir nottu. Burak Akbay'ın suçlanmasına neden olan yazısı hakkında "Hiçbir temeli olmayan fikirlerimi yazdım". RAHMİ TURAN : ÇOCUKLUĞUNU BİLİRİM Fehmi Koru'dan önce ifade veren Sözcü Gazetesi'nin başyazarı Rahmi Turan ise şunları anlattı; -Sözcü'den önce Gözcü gazetesi vardı, Doğan grubu bunu kapatınca Gözcü'nün ekibini alarak devam edebilirsiniz dedim. Burak Akbay'la konuştuk. Adını Sözcü yaptık. Böyle FETÖ ile ilişkilendirildiği zaman acı acı gülmek istiyorum. Bu mümkün değil. BURAK AKBAY İSVİÇRE'DE OKUDU -Burak Akbay'ı doğduğu günden tanırım. Doğu Koleji'nde, İsviçre'de okudu. FETÖ okullarında okuduğu iddiası uzaydan gelmiş gibi. Sözcü ilk günlerde 60 bin satıldı. Çünkü reklam yapılamadı, bütçe yoktu. Eğer FETÖ ile ilişkili olsaydı reklam yaptırırdık. Sözcü gazetesinin yapısı kurulduğundan beri muhaliftir. Hâlâ da öyledir. Niye böyle bir iftira atıldı anlayabilmiş değilim." 17-25 ARALIK MANŞETLERİ FETÖ'CÜLERLE AYNI MI? Duruşmada hâkim, Rahmi Turan'a '17-25 Aralık sonrası başlıkları FETÖ'nün başlıklarıyla aynıydı iddiası var. Ne dersiniz?' diye sordu. Turan şu yanıtı verdi; -"55 yıllık gazeteciyim. Kimse bana şu başlığı at dememiştir. Meslek ahlakıma aykırıdır. FETÖ'den talimat gelecek de biz onu başlık yapacağız. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Tamamen uydurma." Sözcü'nün sahibi Burak Akbay kimdir nerede yurtdışına mı kaçtı? Sözcü'nün sahibi Burak Akbay FETÖ'cü mü? Fehmi Koru bombası Burak Akbay kripto FETÖ'cü mü 7 yıl sonra yanıt verdi
İran'da ''Kutsal Savunma Haftası'' törenleri sırasında meydana gelen patlamada ölenlerin sayısı 11'e çıktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İran'ın resmi haber ajansı IRNA, Mehabad kentindeki ''Kutsal Savunma Haftası'' törenlerinin yapıldığı sırada halkın bulunduğu noktada meydana gelen patlamada ölenlerin 10'unun kadın, birinin ise çocuk olduğunu duyurdu. Patlamada yaralanan 50 kişiden 15'inin hastanelerdeki tedavisinin devam ettiği ifade edildi. Batı Azerbaycan Eyaleti Valiliği, ''terör saldırısını gerçekleştirenlerin yakalanması için güvenlik güçlerinin çalışmalarını sürdürdüğünü'' açıkladı. Eyalet Valisi Vahid Celalzade de olayla ilgili açıklamasında,''Terör saldırısını gerçekleştiren devrim karşıtlarının asıl amacı, halktan intikam almak ve törenlere katılımı engellemektir'' ifadesini kullanmıştı. Sivil halkı hedef alan saldırıyı henüz üstlenen olmadığı belirtildi.
Birlik Vakfı’nın düzenlediği iftar programına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk orucunu vatandaşlarla beraber açtı. <br/>Başbakan R...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Birlik Vakfı’nın düzenlediği iftar programına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk orucunu vatandaşlarla beraber açtı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayının ilk gününde kurucusu olduğu Birlik Vakfı’nın iftar davetine katıldı. Başbakan Erdoğan’ı İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu ve diğer siyasiler karşıladı. Başbakan Erdoğan’ın gelişi nedeniyle vakıf ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Erdoğan’ın iftar davetine katılacağını öğrenen vatandaşlar, vakfın girişinde Başbakanı bekledi. İftar vaktine yakın vakitte gelen Başbakan Erdoğan, kendisini bekleyen vatandaşların yanına gelerek tokalaştı. Erdoğan, ardından basına kapalı gerçekleşen iftar yemeği için vakfa giriş yaptı. (İHA)
İskoçya'da bulunan yeni belgeler ışığında, futbolun on beşinci yüzyıldan beri oynanmakta olduğu bildirildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İskoçyalı uzmanlar ülkelerinde beş yüz yıl önce futbol oynanmakta olduğunu ortaya koyan bulgulara ulaştıklarını açıkladılar. Dönemin Kraliyet Sarayının muhasebe kayıtlarında bulunan yeni belgeler, 1497 yılının Nisan ayında, Kral 4. James'in, içinde "fut ballis" bulunan bir torba için iki şilinlik ödeme yaptığını gösteriyor. Kayıtlarda geçen "fut ballis" sözcüğünün, o zamanki futbol oynanan topu ifade ettiği bulgusuna ulaşan İskoçya Futbol Müzesi yetkilileri, bu bulguyu 15. Yüzyıldan itibaren futbol oynanmakta olduğunun kanıtlarından biri olarak değerlendirdiler. 1540 yılından kalma, dünyanın bilinen en eski futbol topu da, İskoçya'da bulunmuştu. Ancak yeni belgeler futbolun bu dönemden daha önce de oynanmakta olduğu kanısını güçlendirdi. İskoçya Futbol Müzesi'nin küratörü Richard McBrearty, yeni bulgular ışığında, futbolun 19. Yüzyılda keşfedildiği inancından ziyade, zaman içinde evrim geçirerek bugünkü haline geldiği görüşünün daha güçlendiğini belirtti. McBrearty, futbol oyununun ilk kurallarının 15 ve 16. Yüzyıllarda ortaya çıktığını, 1848 yılında ise oyunun bugünkü futbola bir hayli yakın bir hal aldığını belirtti. Richard McBreaty, futbolun gelişimini ortaya koyan belgeler arasında yalnızca oyunun özelliklerine dair olanlar değil, kavgacı oyuncuların yarattığı olaylar gibi ilginç hikayelerinde de yer aldığını ekledi.
Okula gelmemesi üzerine çilingir yardımıyla kapısını açan arkadaşları tarafından evinde ölü olarak bulundu
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BURSA'nın Gemlik İlçesi'nde Endüstri Meslek Lisesi öğretmeni 58 yaşındaki Kenan Doğan'ın, karne dağıtımında okula gelmemesi üzerine çilingir yardımıyla kapısını açan arkadaşları tarafından evinde ölü olarak bulundu. Evli ve 4 çocuk babası öğretmenin kalp krizi sonucu yaşamını öldüğü belirlendi. Osmaniye Mahallesi Zambak Sokak'ta oturan Endüstri Meslek Lisesi öğretmeni Kenan Doğan, üniversite öğrencisi oğlunu ziyaret etmek isteyen eşini 2 gün önce Ankara’ya uğurladı. Daha sonra kendisini Ankara'dan arayan eşinin telefonlarına bir türlü cevap vermeyen Kenan Doğan, karne dağıtım günü de okula gelmeyince öğretmen arkadaşları çilingir yardımıyla evin kapısını açtırdı. Eve giren öğretmenler, Kenan Doğan'ın cesedi ile karşılaştı. 3 yıl önce kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören ve 15 yıldan bu yana görev yaptığı Gemlik Endüstri Meslek Lisesi'nde sevilen elektrik öğretmeni Kenan Doğan'ın kalp krizi geçirdiğini belirledi.