review
stringlengths
843
19.7k
review_length
int64
117
2.53k
buyrun size 1844 yılında yayınlanan ilk osmanlı yemek kitabı melceuttabbahin yani aşçıların sığınağından imambayıldı tarifi onu günümüz türkçesine dönüştürerek aynen sunuyorum i̇stenen miktarda patlıcanlar boyuna dörder parça kesilip kökünden ayırmayarak usulünce tuzlayıp bekletilir ondan sonra kabaca soğan doğranıp bolca zeytinyağı ile pişirilir bir tencereye konarak üzerine patlıcanlar yerleştirilir diğer yarıları da üzerine döşenip yeterince suyuyla pişirilir i̇çine birkaç baş sarımsağın soyulmuş dişleri de ilave edilir soğuyunca tabaklara konarak yenir bu tarife bakarak daha önce imambayıldı yapmamış birinin onu ağız tadıyla yenebilecek kıvamda pişirme olasılığını takdirlerinize bırakıyorum bu belirsizlik kitabın yazarı mehmet kamil beyin kabahati değil kuşkusuz bütün dünyada eski yemek tariflerinde malzemeler istenen ölçüde ya da aldığı kadar gibi kesin olmayan miktarlarla tarif edilirdi benim bulduğum kaynaklara göre 1896 yılında fannie merrit farmer adında amerikalı bir aşçı kadın mutfaktaki bu savruk düzenden bıkarak boston mutfak okulu yemek kitabı adlı bir kitap kaleme aldı 20 yüzyılın ortalarına dek abdde en çok satan yemek kitabı olan bu eserin ev hanımlarına en cazip gelen yanı herkesin kolayca uygulayabileceği kesin ölçüler getirmesiydi 30 sani̇ye bi̇le önemli̇ bayan farmer ölçü olarak fincan yemek ya da tatlı kaşığı kavramını getirmiş ölçüye kesinlik kazandırmak için bunların tepeleme değil silme olarak kullanılması kuralını da koymuştu yemek yaparken en iyi sonuçları alabilmek için doğru ölçüm başlıca zorunluluktur diyordu farmer bugün amerikan yemek tariflerinde hep fincan kaşık ölçüleri kullanılır avrupa kilo gram veya litre mililitre gibi daha kesin ölçüleri tercih eder ancak farmer tariflerinde sadece sıvı malzemeleri değil örneğin ince kıyılmış fasulyeleri de fincan ölçüsüyle vermekle kendi koyduğu kesin ve tekrarlanabilir tarif kuralını çiğnemekteydi i̇yi yemek pişirmek zaman ve malzeme ölçülerine sıkı sıkıya uyulması gereken bir kimyasal süreç çoğu kez pişirme süresindeki 30 saniyelik zaman ya da bir çay kaşığı kadar tuz farkı mükemmel bir yemeği sıradanlaştırabilir bilim dünyası bir ürünün daima aynı kalitede üretilebilmesi için bu sürecin ayrıntılarına öylesine girer ki bu belirlenen koşullar ve ölçülere uyulduğunda ürün hep öngörülen kaliteye ulaşır mutfakta da yemeklerin hep aynı kıvam ve lezzette pişirilebilmesi tariflerin doğruluğuna bağlıdır dolayısıyla çağdaş yemek kitapları ve tarifler yayınlayan yemek dergilerinin yazarları bu faktörü her an göz önünde tutarlar güveni̇li̇r tari̇fler gerekli̇ günümüz amerikalı ev hanımları fincan ve kaşık ölçüsünden sık sık yakınırlar çünkü bunlar ancak sıvı malzemeleri nispeten sağlıklı ölçebilir nitekim bilim insanları standart kabul edilen bir fincanın silme 236 59 mililitre sıvı aldığını saptamışlar oysa bayan farmer ince kıyılmış taze fasulye salatasında bile silme kaşık ölçüsü kullanıyor vazgeçtim taze fasulyeden siz hiç bir çorba kaşığı kıyılmış maydonozu öbür elinizde tuttuğunuz bir bıçakla silme standardına uygun olarak ölçmeye kalktınız mı denemeyin hiç tavsiye etmem yemek yapmak isteyen kişilerin ayrıntılı bilgiye ihtiyaçları gerçekten büyük henüz mutfağımıza domatesin girmediği dönemde mehmet kamil beyin yazdığı tarife dönersek imambayıldı için kaç patlıcana ne kadar zeytinyağı soğan gerekir usulünce tuzlamadan ne kastediliyor soğanlar haşlanacak mı yoksa kavrulacak mı tüm malzeme pişerken içine katılacak su ne miktarda olmalı ve yemek ne kadar zaman pişirilmeli gibi soruların yanıtlarına yer verilmeliydi oysa yemeğe tuz gerekecek mi bu bile belirtilmemiş ortada bir tarif olmasa yemek yapan kişi sadece içgüdüleriyle hareket etse bile yemek pişirme işlemi sürekli bir ölçüm ve hesaplama işi soğan öldürürken kıvamına ulaşıp ulaşmadığına ne zaman ateşten alınması gerektiğine insan kendi gözleriyle karar verir yoksa tarifte yazılan zamana uyarak değil mısır patlatma sırasında mısırların hepsinin patladığını işitme duyumuz bize haber verir ekmek kızartırken ekmeğin yanmaya başladığını kokusundan fark ederiz aşçılar kararlarını her an bu hesaplamalar ışığında verirler ve miktar zaman sıcaklık ve hacim değişkenlerini her an göz önünde bulundururlar sonuç olarak 19 yüzyıl sonlarına dek profesyonel ortamlarda yemekler ustadan çırağa bizzat yaptırarak öğretildiğinden ve işin incelikleri onlara sır olarak emanet edildiğinden yemek tariflerindeki belirsizlik aşçılık mesleğinde pek sakınca yaratmamıştı ama ev hanımları da profesyoneller kadar iyi yemekler yapmak isteyince güvenilir tarifler zorunlu hale geldi yine de doğru tariflerle gelişmiş tekniklerle ve daha kesin ölçümler yaparak ortaya çok daha iyi yemeklerin çıkarılacağını öne sürmek yanlış olur zira iyi bir aşçının kendi deneyimlerinin içgüdüsel zamanlama yeteneğinin yerini hiçbir tarif ya da hassas ölçüm yöntemi alamaz
649
17 aralık operasyonu bekçi perspektifi ile siyasalı ikame etmeye mahkemeler marifetiyle ise düzen değiştirmeye kalkan çok boyutlu bir girişimden öte anlam taşımamaktadır yaşadığımız süreç ya da krizin mahiyeti nedir mesela 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde ortaya çıkarılan 367 krizi nasıl bir sorundu hukuki bir mesele miydi yoksa siyasi mi krizi nasıl aşmıştık bu soruların cevapları çok karmaşık değil 367 krizinin bütün aşamaları nasıl siyasi müdahalelerle aşıldıysa cari kriz de aynı şekilde aşılacak yukarıdaki sorulara siyaset dışında cevap aramanın bizi götüreceği yer kaostan başka bir yer değildir çünkü hem meşruiyet kaynağı hem de fonksiyonu üzerinde hemfikir olamayacağımız bir unsur nihai çözümü sağlayan değil ancak çözümün bir aracı olabilir siyaset asgari müşterek sorununu çoğunluk formülü üzerinden meşruiyet hususundaki tartışmayı büyük ölçüde bitirdiği için yaşadığımız krizlerde nihai merci konumunu korumaktadır çoğunluk formülüyle barışık olmayanların ise seküler dünyanın bir asırdır inşa ettiği ve türkiyenin nasibine düşen montaj düzene dair yeni bir değerler sistemi önermelerini beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok hal bu iken ortaya çıkan tek öneri olan hukukun sorunlarımızı çözeceği iddia ediliyor hem de bizzat hukuktan kaynaklanan sorunları bile bu çözüm önerisinin üzerine oturduğu bazı varsayımlar var büyük ölçüde hem değerler sistemi hem de tarihi süreçlerini paranteze alarak batıda olgunlaşmış demokrasilerindeki hukuk uygulamalarını üst referans alarak bizlere hatırlatıyorlar batıya nazaran bambaşka bir siyasi bağlam ve tarihe sahip olan bugünkü sorunlarımızın liberal soyutlamanın harikalar dünyasında siyasi bir sorunu hukuku kullanarak bile değil siyasi bir sorunu bizzat hukukun çözmesi gerektiği vaaz ediliyor hızlarını alamayanlar hukukun siyasi bir sorunu çözmesi imkânsız misyonunu da aşıp siyasetin kellesini almasını bile dillendiriyorlar bu cesaret nereden geliyor büyük ölçüde hukukun üstünlüğü diye dillere pelesenk olmuş meşruiyeti ve manası meçhul klişeden geliyor hukukun nasıl ve niye üstün olduğunu bilmiyoruz hukuk düzeni yerine ikame edilen ve artık neredeyse herkesin sorgusuz sualsiz içselleştirdiği bu kutsal ilkenin ne anlama geldiği de meçhul kaldı ki hukukun üstünlüğünün bugünkü demokratik kalite içerisinde yargının veya yargı kurumlarının üstünlüğüne denk geldiği de herkesin malumu kişilerin birbirleriyle veya devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar bütününe hukuk diyoruz bu kurallar bütünü meşruiyetini insanların tercihlerinden alan siyasetin farklı referansları da göz önüne alarak düzenlediği bir alan siyaset marifetiyle değiştirilebilir ve iptal edilebilir bir alandan bahsediyoruz dolayısı ile varoluşsal olarak aktif değil pasif bir alandır hukuk hal bu iken mezkûr alanın üzerinde mutabakata varılmış düzenin yazılımı olmuş ve ortak bir sözleşme olmasının ötesine geçen bir fonksiyonu olması beklenemez bu fonksiyon kendisini var eden alana kast ederse ne olur bugün yaşadığımız krizin sorusu budur bu krizi aşmanın cevabını nerede aramalıyız halkın iradesi versus milli irade 1960 darbesini yapanlar seçilmişler eliyle ortaya çıkan halkın iradesinin geçmiş bugünkü ve gelecek insanların tümünün iradesi anlamında milli irade ile çatıştığını ileri sürdüler buldukları çözüm halkın iradesinin milli irade ile denetlenmesiydi milli iradeyi anayasa ve hukukta tecelli ve temerküz eden irade olarak formüle ettiler böylece egemenlik kayıtsız şartsız milletindir türk milleti egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır hükmü ortaya çıktı genel irade milli irade ile dengelendi milli iradeyi yani anayasada ortaya çıkan iradeyi ise yetkili kılınan organlar kullanmaya başladılar çoğunluk formülü ile barışık olmayanlar anayasa ve hukukta mündemiç olduğunu varsaydıkları milli iradenin egemenliğini savunanlardır çözümün hukuktan anayasadan ve yargıdan beklenmesinin sebebi ise halkın iradesine duyulan güvensizlikten başka bir şey değildir yukarıdaki soruları somutlaştırmanın yolu hukuk düzeni ile hukukun düzen kurması girişimini birbirinden ayırmaktan geçmektedir evet hukuk düzen kurabilir mi yakın tarihimizde kırılma anlarına denk gelen mahkemeler momenti üzerinden ortaya çıkan yeni düzenleri kim var edebilmiştir i̇stiklal mahkemeleri yassıada 12 eylül ergenekon mahkemeleri hukukun gücünden ya da üstünlüğünden mi kaynaklanmıştır yoksa dönemin siyasi momentinden mi burada kurulan yeni düzenin kalitesinden olumlu veya olumsuz olmasından bahsetmiyoruz mevzubahis yaptığımız hukukun düzen kurup kuramayacağıdır sadece mahkemeler momentine bakılsa şu an sürmekte olan tartışma ve kriz de aynı parantez içerisindedir hukukun inşacı aktif bir rol üslenmesi bir yana düzen yıkmakta kullanılan bir araçtan ibaret olduğu görülecektir bu meyanda 17 aralık operasyonu bekçi perspektifi ile siyasalı ikame etmeye mahkemeler marifetiyle düzen değiştirmeye kalkan çok boyutlu bir girişimden öte anlam taşımamaktadır oldukça cesur adımları atmalarını sağlayan ise hormonlu siyasallaşma süreçlerinin ürettiği fanusta yaşamalarından kaynaklanmaktadır siyaset sebep oldukları olağan üstü duruma istisnalar yaratarak cevap vermektedir bu cevaplar verilmeye devam ettikçe neovesayet odağı da varoluşsal krizler yaşamaya devam edecektir siyasetin bir görevi de bu krizleri de yönetmek olmalıdır zira her geçen gün neovesayet odağının böyle bir kabiliyeti olmadığı daha açık bir şekilde ortaya dökülmektedir
708
ekranlara hapsolmadığımız zamanlarda kış geceleri okunması bir gelenek haline gelen kitaplar vardı hayat tarzımız okuma alışkanlıklarımız değişti ama bunlar o kitapları hatırlamamak için mani değil o eski güzel günlerde kış gecelerinde bir sobanın çevresine oturulur ali sancağını alır gelir kılıcı zülfikarı kuşanır atı düldüle binip kafdağının ardına giderdi alinin kahramanlığında anadolu insanı değerlerini yağmalamaya çalışan ejderhaları mağlup ederdi pencereden bakıyorum lapa lapa kar yağıyor aklıma çocukluğumuzun gelenekli evleri gelenekli insanları geliyor bugün hayat tarzımız ile birlikte okuma alışkanlıklarımız da değişti kar halen insanda bir kapanma isteği uyandırıyor fakat yeni eğlence anlayışı insanları ekranlara hapsediyor elbette bu durum okurlarımıza kış gecelerinde okunmak üzere bazı eskimeyen kitapları hatırlatmamıza mani değil mantikut tayr eserin müellifi feridüddîn attâr gerek i̇ran gerekse de türk edebiyatında pek çok şair üzerinde derin tesirler bırakmış önemli bir şahsiyettir türkçeye kuş dili olarak çevrilebilecek olan bu kitapta tasavvuf geleneğindeki seyri sülukun mertebeleri sembollerle aktarılır bir nasihat üslubuyla kaleme alınan bu eser mesnevi tarzında yazılmıştır kitabın önemini anlatmak için mevlananın attar hakkındaki şu sözlerini buraya bırakayım attâr yedi aşk şehrini dolaştı ama biz hâlâ bir sokağının köşesindeyiz geli̇n taci hasta kalplerin i̇lacı olarak da tercüme edilir i̇bn teymiyyeye yazdığı reddiye ile de tanınan ataullah i̇skenderinin hacmi küçük fakat tesiri büyük eseridir orijinal nüshalarından biri süleymaniye kütüphanesinde bulunan kitap geçtiğimiz yıllarda osman arpaçukuru tarafından türkçeye çevrildi 700 yıl önce kaleme alınmış fakat halen güncelliğini koruyor temel tezi insan kalbinin dünya hayatı içerisinde kaçınılmaz olarak hastalanacağı i̇skenderi bu hastalıkların neler olabileceğini anlatıp reçeteler sunuyor güzel tarafı sohbet üslubunda kaleme alınmış olması tuti̇name memleketimizde duduname olarak bilinen türe adını vermiş eser 70 farklı hikayeden oluşuyor yani her gece bir hikaye okuyarak kışı çıkarmak mümkün konusundan kısaca söz edelim tâcir said bilgili akıllı bir papağan edinir sonra işi nedeniyle denize açılır papağanına da o yokken karısına göz kulak olmasını öğütler güzel karısı mahı şeker bir zaman sonra bir âşık edinir papağan da onu âşığına göndermemek amacıyla mahı şekere 30 gün boyunca her gece kıssalar ibretli masallar ve hayvan hikâyeleri anlatmaya başlar böylece kadının aşığına gitmesine engel olur heyecanlı ve sürükleyici olduğu kadar ders ve ibret verici iyi ahlak telkin edici bir kitap güverci̇n gerdanliği 10 ve 11 yüzyıllarda yaşamış 400ü aşkın risale yazmış endülüslü mütefekkir i̇bn hazmın en mühim eserlerinden bir nevi aşk psikolojisi kitabı şiirle düzyazıyı birleştirmiş hukuktan antropolojiye pek çok sahaya temas etmiş i̇spanyolca i̇ngilizce almanca i̇talyanca fransızca japonca felemenkçe ve hinduca gibi dillere çevrilmiş bir kitaptan bahsediyoruz türkçesi de var heyderbabaya selam hayır ben ille de şiir okuyacağım diyorsanız size 20 yüzyılın en büyük şairlerinden biri olan şehriyarın bu şiirini öneririm fazıl hüsnü dağlarca lirizmin lirik kelimesinin manasını bilmeyene bu şiiri gösterin kafidir der okuduğunuzda günlük hayatımızda kullandığımız adeta birer deyim ya da atasözü haline gelmiş pek çok sözün kaynağını bulacaksınız okumak istemiyorsanız bari açın kendi sesinden dinleyin
457
bugün antalya için çok önemli bir gün zira başbakan binali yıldırım antalya büyükşehir belediyesi başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları tarafından 16 ilçeye yapılan 67 projenin açılışını gerçekleştirecek önemli noktalardan biri de binali yıldırımın başbakan olduktan sonra antalyaya ilk gelişi bugün saat 1530da 100 yıldaki 10 bin kişilik spor salonu yanında yapılacak törende açılışı yapılacak tesislerin toplam değeri 731 milyon tl bu tesislerin çoğunluğu antalyanın merkezi konyaaltı gazipaşa döşemealtı serik alanya manavgat kemer muratpaşa akseki korkuteli kaş kumluca kepez aksu elmalı ve finikede tabi törende sadece toplu açılış yapılamayacaktır başbakan binali yıldırım mutlaka antalyalılara müjdeler de verecektir bu açılışların yanı sıra antalya bugün önemli bir toplantıya daha ev sahipliği yapacak ak parti yerel yönetimler başkanlığınca hafta sonu antalyada düzenlenecek belediye başkanları toplantısında hem belediyelerin 2016 faaliyetleri değerlendirilecek hem de cumhurbaşkanlığı sistemi ve ak partinin kampanya stratejisi anlatılacak toplantıda i̇çişleri bakanı süleyman soylu ile çevre ve şehircilik bakanı mehmet özhaseki yerel yönetimler konularında sunum yapacak ak parti genel başkan yardımcıları hayati yazıcı ile cevdet yılmaz da cumhurbaşkanlığı sistemi ve partinin referandum stratejisine ilişkin bilgilendirme yapacak bir başka deyişle ak partinin referandum stratejisi ve startı antalyadan verilecek hükümetin ve ak partinin kurmayları antalyaya çıkarma yapacakları için bugün çok önemli bir gün olacak diye düşünüyorum çünkü alınacak kararların altında antalya yazması bile önemli buraya kadar bugünü anlattım ama haftayı es geçmemek istiyorum antalyanın 30 yıllık rüyası teleferik evet antalyamız için bir rüya daha gerçek oldu kim başlatıp kim devam ettirdiyse ve bu önemli tesisi kentimize kim kazandırdıysa şapka çıkartıyorum belki birilerine küçük bir yatırım gibi görünebilir ama kentin vizyonu açısından çok ama çok önemli bir yatırım bu turizme önemli bir katkı koyacağına inandığım teleferik doğma büyüme antaylalılar için olduğu kadar bu kentte yaşamını sürdürenler için de rüya idi ama her ne olursa olsun bu rüya gerçek oldu ya ölsek de artık gam yemeyiz tabi bu rüyaların peş peşe gerçeğe dönüşmesinde emeği geçenleri unutmamak gerekir teleferiğin pazartesi gününe kadar ücretsiz olacağını bir kez de ben hatırlatıyorum bu nedenle hem bu tesis hem de bugün açılacak tesisler için herkese teşekkür ediyorum sağlıcakla kalın
339
şu sıralar internette şehirlerin popülerliğini anlatan video izlenme rekorları kırıyor 1500 ile 2018 yılları arasında dünyanın en popüler ilk 10 kenti sıralamasını gösteriyor i̇stanbul 1600lü yıllarda daima ilk sırada yer almış izleyen süreçte uzun süre listede kalmış i̇stanbul bugün küredeki popülaritesini marka değerini arttırmak için atılımda… havayolunda kıtalar kavşağı olduk yeni havalimanı bunu pekiştirecek lojistik fuar kongre finans alanında iddialarımız söz konusu şimdi nehir deniz formundaki boğazı altın boynuz haliçi ve yenikapıda inşası düşünülen kruvaziyer limanıyla yeni ufuklar peşinde… kuşadası limanıyla başlattığı denizcilikteki yatırım seferini 10 ülkede 18 noktaya taşıyan i̇şadamı mehmet kutman ile karayipler hamlesi ardından bu alandaki gelişmeleri konuştuk global port holding yönetim kurulu başkanı mehmet kutman yenikapı kruvaziyer limanı sayesinde yılda 2 milyon yolcu garantisi verebileceklerini söylüyor yolcu garantisi istemiyor aksine yolcu garantisi veriyoruz diyen kutman günde 8 gemiye hizmet verecek projesinden söz ediyor rezidanslı avmli liman beklentimiz yok sadece kruvaziyer limanı yeterli olur limanın i̇stanbula katkısı başlangıçtan 300 milyon olur kruvaziyer turizmi son yılların yükselen trendi… bunlardan 6 bin 500 yolcu kapasiteli olanıyla seyahat ettim demir atılan limanlara alışveriş kumanya yakıt ve turist trafiğiyle sağladıkları faydaya tanık oldum şu anda 8 bin 500 kişilik devasa modelleri üretiliyor belli ki bu alanda çok fazla gelişme yaşanacak ve dünyadaki 18 liman türk yatırımcıya ait kutman bu 18 limanımızın her biri türkiyenin büyükelçiliği sayılır diyor holdingin yönetim kurulu üyesi oğuz satıcı limanlardaki mağazalara ülkemizden halı mücevher markaları götürebiliriz bilgisini aktarıyor sahi bu limanlarda neden türk restoranlar çok sayıda simit sarayı olmasın… dünyadaki 28 milyon kruvaziyer yolcusunun 8 milyonuna hizmet verdiklerini belirten kutman nassau ve antiqua barbuda ile eklenecek yeni limanlarla bu sayı 14 milyonu bulacak diyor peki ya bu dev gemiler i̇stanbula gelebilecek mi malüm çanakkale köprüsü altından geçilmesi şart merak ettik en büyük kruvaziyer gemisinin boyunun 70 mt civarında olduğunu öğrendik çanakkale köprüsünü de müteahhitlerinden başar arıoğluna sordum 74 mt sorun yok tümü geçer netice 2 yılda 2 milyon kruvaziyer yolcusu ve orta vadede 1 milyar i̇stanbul turizmine katkı… i̇stanbul böylesi nitelik adımlarıyla yeniden kürede yükselecektir
330
21 ağustosta toplanan ak parti myksı partinin kurucu genel başkanı tayyip erdoğanın halefi olarak ahmet davutoğlunun parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevine layık gördü elbette ki bu tarihi vazife için önerilebilecek ak parti kadroları içerisinden başka siyasi figürler de mevcuttu tüm ihtimaller arasında davutoğlu isminin diğer adaylara göre parti tabanı ve yönetim kurullarında öne çıkma sebeplerinin kavranması erdoğan döneminden miras kalan ak parti vizyonunun daha net anlaşılmasına da vesile olacaktır her şeyden önce ahmet davutoğlu entelektüel birikimi ve küresel vizyonu ile ak partinin değerler üzerine kurulu siyaset anlayışının devamını sağlayacak bir isim olacaktır ak partinin seçmenler nezdinde en başarılı olduğu alanlar sorulduğunda sağlık hizmetleri ve ekonomideki dinamizm genelde dış politikadan da önemli görünmektedir türkiyenin hala gelişmekte olan bir ülke kategorisinde değerlendirildiği düşünülürse parti liderliğine kalkınma ve ekonomik büyüme ile özdeşleşmiş bir isim öne çıkabilirdi ancak gerek bakanlıklar ve gerekse belediyeler seviyesinde ak partinin dengeli ve istikrarlı kalkınma planları zaten değişik kadrolar vesilesiyle sürdürülmektedir türkiyenin eriştiği bölgesel güç statüsü çerçevesinde davutoğlu ile özdeşleşen değerler siyasetine vurgu yapılması ak parti tabanı için daha anlamlı görülmektedir özellikle bu anayasal ve demokratik değerlerin önemi çerçevesinde ahmet davutoğlu türkiyedeki siyasi sistem için büyük bir tehdit olan gülenci paralel yapıya karşı hukuki mücadeledeki kararlılıktan taviz verilmeyeceği iradesini de ifade etmektedir davutoğlunun anayasal ilkeler ve hukukun üstünlüğü konusundaki tavrı bilindiği için 17 aralıktan beri paralel yapının hedefinde başbakan erdoğandan sonraki en önemli isimlerden birisi olması da tesadüfi değildir davutoğlu son 12 yıldır erdoğan liderliğinde türk dış politikasına yön veren haysiyetli dış politika ve vicdan diplomasisinin uygulayıcısı ve sözcüsü olarak kendi dar cemaatlerinin ve örgütlerinin menfaatini türkiyenin çıkarlarından daha önde gören gülen örgütünün komplolarının hedefindeki isimlerin başında gelmekteydi ona karşı yapılan seviyesiz saldırılara karşı ak parti kadroları bu tercih ile davutoğlu diplomasisinin her yönüyle ak parti hükümeti ve türkiye cumhuriyeti devletinin iradesini yansıtan bir diplomasi olduğunu da tekrar beyan etmiş oldular ahmet davutoğlu ak partinin kurulmasına giden süreçte partinin ana ilkelerine yön veren entelektüellerden birisi olarak güçlü bir parti aidiyeti olan ve partinin temsil ettiği fikri kimliği hakkıyla temsil eden bir isimdir bu fikir kimlik ve tecrübe birliğinden dolayı ak parti kadrolarını adeta bir orkestra şefi maharetiyle çalıştırabilecek müktesebata sahip sadakat liyakat ve ehliyet kriterleri arasındaki dengeyi çok iyi kurabilecek bir adaydır davutoğlunun tıpkı selefi erdoğan gibi çok iyi bir dinleyici olup parti istişare heyetlerini başarıyla çalıştırıp istifade edecek bir isim olması sebebiyle ak partideki birikimden azami derecede yaralanabilecek bir mekanizmaya da başkanlık edecektir bu anlamda davutoğlu ak partideki ortak akıl ve tarihi tecrübeyi yoğurup cumhurbaşkanı erdoğanla uyum içinde çalışıp onun hayalini kurduğu yeni türkiye vizyonunu hayata geçirmeye katkı verecek en uygun isim olacaktır ahmet davutoğlunun bir akademisyen ve mektepli olarak meziyetleri de yeni hükümette çok önemli işlevler görecek ve hükümetin başarısına katkıda bulunacaktır zira davutoğlu ak partili olmayan fikir adamları ve kanaat önderleriyle diyalog kurup onların da tavsiye ve hasbıhaline kulak verebilecek türkiyenin entelektüel sermayesini yeni türkiye vizyonuyla buluşturabilecek bir donanıma sahiptir türkiyenin de ötesinde dünyanın diğer ülkelerindeki kamuoyu önderleri akademisyenler ve düşünürlerle yakın dostluğu olan birisi olarak ahmet davutoğlunun başbakanlığı türkiyenin uluslararası vizyonu ve imajına kuşkusuz katkıda bulunacaktır dahası onun küresel ilişkileri makro düzeyde kavrama yeteneği türkiye için mutlaka bir artı olacaktır bu bağlamda tıpkı erdoğan gibi davutoğlu çok iyi bildiği ve emek harcadığı bir bölge olan osmanlı hinterlandındaki milletlerin sıkıntılarını anlayacak ve çözüm geliştirebilecek onların umudu olabilecek bir güvenilirliğe ve saygınlığa da sahip olduğu için yeni ak parti genel başkanı ve başbakan olmaya layık görülmüştür daha da önemlisi davutoğlu başbakanlığındaki ak parti hükümeti kürt sorunun ortadan kalkması için başlatılan çözüm sürecini devam ettirecek kararlılığa ve birikime sahip olacaktır tayyip erdoğan gibi artık başarısı bir efsane olmuş bir tarihi kişiliğin bıraktığı liderlik boşluğunu doldurmak hiçbir ak partili bakan ve milletvekili için kolay değildir zaten tayyip erdoğan yeni gelen liderin kendi kişilik ve liderlik tarzını bu makama taşımasını istemekte ondan yeni bir tayyip erdoğan olmasını beklememektedir üstelik tayyip erdoğanın kendisi de cumhurbaşkanlığı makamında yeni hükümetin başbakanına destek olup türkiyeye hizmet etmeye devam edecektir bu açılardan bakıldığında hitabeti birikimi uluslararası konulara hâkimiyeti sempatisi kişisel özellikleriyle ahmet davutoğlu ak parti siyasi kadroları içerisinde genel başkanlık makamının hakkını verecek ve daha başlangıçta bu makama ağırlığını koyabilecek en ideal isimdir
679
son günlerde türkiye ile i̇srail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ve i̇srailin türkiye üzerinden avrupaya doğalgaz ihracatı yapacağına dair haberler yoğunlaştı bu çerçevede iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi ihtiyacının uluslararası ilişkilerin doğası gereği olduğuna devletlerin sonsuza kadar düşman ya da dost kalamayacağına çıkarları doğrultusunda zaman zaman çatışma ve yeri geldiğinde ise işbirliği içerisinde olacaklarına dair analizler yapıldı bunun yanında iki ülkenin uzlaşı arayışının her ikisinin de ortadoğu siyasetinde sıkışmışlıklarından kaynaklandığı ve hatta türkiyenin i̇srail ile barışmasının filistin davasına ihanet anlamına geldiği yönünde yorumlar ve suçlamalar da medyada yer aldı dış siyaset çerçevesinde atılan adımların çoğu zaman iç politikadaki hesaplaşmalar için bir araç olarak kullanılması nedeniyle bu yorumların genellikle gerçeği yansıtmadığı görülmektedir dış politikanın iç siyasetteki rekabet çerçevesinde suiistimal edilmesi bütün ülkelerde karşılaşılan bir durum olsa da türkiyede bunun ülkemizin çıkarlarına ciddi zararlar verecek düzeye ulaştığının altını çizmek gerekir türkiye ile i̇srail arasında son dönemde söz konusu olan temasların bir normalleşme getirip getirmeyeceği bunun filistin için ne anlama geleceği ve eğer bir normalleşme söz konusu olursa bunun kalıcı olup olmayacağı soruları da cevabı hak ediyor i̇ki ülkenin sonsuza kadar birbirleriyle düşman kalmaları uluslararası ilişkilerin doğası açısından doğru olmayacağına göre ilişkilerin düzeltilmesine dair atılan adımlar doğru yönde atılmış adımlardır ancak bunların başarısını özellikle i̇srail tarafının tutumu belirleyecektir i̇lişkilerin bozulmasının i̇srailin 2008 sonunda gazze şeridine yönelik acımasız saldırıları nedeniyle başladığı hatırlanırsa netanyahu yönetimin gazzeye karşı insanlık dışı ablukasını kaldırması türkiye ile i̇srail arasında normal ilişkilerin kurulmasını sağlayacaktır özür ve tazminat konusunda i̇srail tarafından istediğini alan türkiyenin ilişkilerin normalleştirilmesi için filistinlilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi konusunda ısrar etmesi ankaranın filistinlilerin haklı davasına desteğinin süreceğini göstermektedir cumhurbaşkanı erdoğana filistin halkının duyduğu sempati ve i̇srail tarafıyla görüşmeler sürerken hamasın siyasi lideri halid meşalin türkiyede ağırlanması da bunun açık göstergesidir
279
şiddet yalnızca fiziki görünüme sahip bir olgu değildir karşıdakine zarar verme tehdidi ile uygulanan psikolojik bir davranış biçimi olarak da ortaya çıkabilir burada şiddet bir fiziksellik taşımaz ancak her an fiziksel bir biçime kavuşabileceğini hissettirir bunu ortaya çıkaran kaynak böylece bir korku sarmalı yaratarak meşru olmaksızın varlığını sürdürebilir bu durum kişiler arası ilişkiler bir tarafa devletin tebaası ile ilişkisinde de tarih boyunca var olagelmiştir özellikle mutlaki yöneten yönetilen ilişkisi açısından modern öncesi dönem için söylenebilecek bir ilişki biçiminin modern hukukun en önemli normu olan anayasalar tarafından kurulan düzenlerle oldukça sofistike bir forma kavuştuğu söylenmelidir antoni abati ninet bu durumu anayasal şiddet olarak kavramsallaştırmaktadır ninet kısaca anayasal şiddeti anayasallaştırılmış değerler ve kurumların uyguladığı şiddet olarak ifade etmektedir ninetin kullandığı bu metafor türkiye özelinde 1982 anayasası tarafından oluşturulan düzen açısından önemli ölçüde karşılık bulmaktadır 1982 anayasası hem askeri darbenin sahiplerinin uyguladıkları fiziksel şiddetin çıkış garantilerinin normatif çerçevesini çizmiş hem de darbe zihniyetinin vesayete dayanan yaşam alanının sınırlarını belirlemiştir başka bir ifadeyle anayasa yapılırken fiziksel bir biçime sahip olan şiddet anayasanın yürürlüğe girmesiyle gerektiğinde fiziksel bir boyut da kazanabileceğini psikolojik bir tehdit unsuru olarak seçilmiş sivil iktidarlar üzerinde hissettirmeye çalışmıştır 1982 anayasasının çerçevelediği bu şiddet kurgusu hem siyasi hem de bürokratik anlamda hesap verebilir ve öngörülebilir olmayan aktörler aracılığıyla devletin ve toplumun kontrol altında tutulmasına imkân tanımıştır bu 2007 öncesi örneklerde görüleceği üzere cumhurbaşkanıbakanlar kurulu ilişkisinde 2010 öncesinde anayasa mahkemesi özelinde yargı kararlarında ve 28 şubat postmodern darbesi 27 nisan emuhtırası ve 15 temmuz askeri darbe girişiminde görülebileceği üzere askersivil ilişkilerinde somutlaşmıştır 2000li yılların başından itibaren ak parti iktidarları 1982 anayasasının şiddet üretme potansiyelini önemli ölçüde zayıflatacak adımlar atmıştır askersivil ilişkilerini demokratik zemine çekecek anayasal yasal düzenlemeler 2007de cumhurbaşkanını halkın seçmeye başlaması ve 2010da yargıyı anayasal sınırlarına çeken anayasa değişikliği bunların başlıcalarıdır bugün tartıştığımız cumhurbaşkanlığı sistemi ise bu adımların nihai tamamlayıcısı olarak kabul edilmelidir dünyadaki çeşitli örnekleri dikkate alan ve önemli dengedenetleme imkânları sunan bu sistem cumhurbaşkanlığı özelinde hem yürütme organını hem parlamentoyu hem de yargıyı kendi doğal sınırları içinde tutarak devletin tüm kuvvetlerinin demokratik meşruiyetlerini güçlendirmeyi hedeflemektedir böylece öngörülebilirlik ve hesap verebilirliğin en tepeden başlayarak sistemin tüm aktör ve kurumlarına egemen olması geçmişte sahip oldukları anayasal şiddet kullanma potansiyellerinin ortadan kaldırılması mümkün olabilecektir
361
hukukun üstünlüğü tartışılmaz her şeyin temeli adalet yargının yandaşı partizanı muhalifi de olmaz yargı hem bağımsız hem de tastamam tarafsız olmalıdır buraya kadar sanırım iktidar ve muhalefet cenahında ihtilaf yoktur herkes hemfikirdir demek ki mesele uygulamada anlaşılan o ki küresel sistem yandaşı muhaliflerimiz de uygulamadan çok rahatsız her fırsatta bu ülkede yaşanmaz adalet yok lakırdıları eşliğinde yargının bağımsız olmadığını dile getiriyorlar i̇şin garibi bunların içinde yer alan soldan çarklı muhalif güruh vaktiyle vesayet yargısına sahip çıkıyordu sağdan çarklı muhalif güruh da otonom yargıya hiçbirinin aklına yargının bağımsız ve tarafsızlığı gelmiyordu tam aksine marangoz imamdan aldığı talimatla hüküm veren otonom yargı taha akyolgiller tarafından hukukun üstünlüğü tesmiye ediliyordu şimdi hepsi birden yandaş yargı yaygarası koparıyorlar şayet bu ülkede yandaş yargı varsa en son yandaşlığını bize yaptı bize yani rahmetli ahmet kekeçe turgay gülere ve salih tunaya nasıl mı 28 şubat sürecini teşrih masasına yatırdığımız bir televizyon programında dönemin başbakanı erbakana ulan pezevenk diye hakaret eden adı lazım değil o paşayı söz konusu hakareti üzerinden sert bir şekilde eleştirdik diye her birimizi 6500 tl tazminat cezasına çarptırdı can arkadaşım ahmet kekeç rahmetli oldu ama yandaş yargının elinden kurtulamadı sonuç itibarıyla o paşanın mahut hakareti yanına kâr kaldığı gibi adam başı 6500 tlden toplam 19500 tl kazanç elde etti yandaş yargı sayesinde kimden mi kimden olacak yandaş dedikleri rahmetli ahmet kekeç turgay güler ve benden merhum erbakanın hukukunu savunmanın bedeli olarak bu parayı ödeyeceğiz paşa da afiyetle yiyecek zira yargıtay yaklaşık 2 hafta evvel mezkûr kararı onadı düzeltilme yolu falan da kalmadı gelgelelim bize hakaret davası açan o paşa emekli olduktan sonra da eylemlerine yani hakaretlerine devam etmiş can arkadaşım ahmet kekeç bir yazısında laf kalabalığına getirerek dönemin başbakanı erdoğana da angut dediğini yazmıştı dilinin ayarı olmayan o paşadan her şey beklenir kaldı ki bu hakaret işinden de epey kârlı çıktı valla 19500 tl iyi para o değil de i̇lyas salman geçenlerde cumhurbaşkanımız erdoğana oy verenlere akılsız halk diye hakaret etti ya şimdi ben bu eski komedyeni bu adam diye hitap ederek eleştirsem beni mahkemeye verip tazminat kazanması kuvvetle muhtemeldir çünkü o paşa hakkındaki bu adam ifademiz bile kişilik haklarına saldırı kapsamında değerlendirildi adı yandaşa çıkan kendi halinde bir yazarım bu yaştan sonra yandaş yargının eline düşmek istemem kimsecikler kusura bakmasın
370
kontrollü normalleşme kapsamında mekanlar açıldı 1900a kadar vaktimiz var peki sosyal kelebekler neler yapıyor başlarına gelen ilginç olaylar neler tekrar kapanir mi freelance çalışanlar zamanını kendi yönetenler özgür beyaz yakalılar evden çalışanlar öğle yemeğini es geçip 1500 gibi giyinip kuşanıp mekanlara gidiyor dostlarıyla akşamüstü buluşmaları yapıyor nişantaşı abdi i̇pekçideki giziadan bebek luccaya kadar tüm mekanlar pandemi kurallarına uygun şekilde dolu peki bundan tatmin olduk mu hayır o heyecan o gecenin karanlık cazibesi yok elbette masalardaki sohbet mevzusu ise aynı mekanlar tekrar kapanır mı i̇stanbul risk haritasında kırmızı olur mu temennim o yönde değil elbette çünkü mekanlar yemeiçme stoklarını aylık yaptıkları için kapandıkları an birçok ürünleri de çöp olacak alınan et süt ürünleri gibi raf ömrü olan yiyecekleri ne yapacaklar bir de bunların zararını düşünürseniz aklıma bile getirmek istemiyorum lütfen kurallara dikkat i̇yi ki doğdun gülnur dillere destan düğünü ile akıllara kazınan moda tasarımcısı gülnur güneş geçtiğimiz günlerde doğum gününü kutladı bebekteki ofisinde düzenlediği ufak bir davetle yakın dostlarını ağırlayan gülnur bu hafta sonu da kapadokyada sosyal medyada da ses getirecek bir davet organize ediyor ben detoks kampına gideceğim için orada olamayacağım ama aklım onlarda kalacak birçok ünlü ve popüler arkadaşının da katılacağı davetin detaylarını merak ediyorum i̇yi ki doğdun gülnur bebeköye yenilik geliyor gezginler arasında bu haftanın en çok konuşulan konusu bebeköy backyardın içerisine açılacak olan amanda bravo reşitpaşanın arka sokaklarından bebeköy sırtlarına gelen gurme lezzetleri ile kendi müdavimlerini yaratan markanın yeni adresi için sayılı günler kaldı backyarddaki fuzulinin yerine açılacak restoranın öğle saatlerinde çok müdavimi olacağı kesin backyardın içerisinde yer alan havuz da şehrin yeni keyif dinlence ve de eğlence noktası olacak üyelik sistemi mantığı ile misafirlerini ağırlayacak bu havuzun yaz günlerinde iyi ve sıra dışı bir eğlence alternatifi sunacağı da kesin heyecanla bekliyorum maske aksesuar değildir doğa bekleriz ve duygu zenginin hazırlayıp sunduğu önce sağlık paneli geçtiğimiz günlerde adanada gerçekleşti panelde maskelerden oluşan kabarık eteğiyle dikkatleri üzerine çeken doğa bekleriz amacımız tıbbi maskelerin aksesuar olmadığını hayati bir zorunluluk olduğunu göstermek diye konuştu
324
1934 yılında ayasofyanın camiden müzeye dönüştürülmesine dair alınan bakanlar kurulu kararı dün danıştay tarafından oybirliği ile iptal edildi ve ayasofyanın diyanet i̇şleri başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına ilişkin cumhurbaşkanlığı kararı yayınlandı seksen altı yıldır esaret altında kalan ayasofya için sabırla beklenen muştu nihayet geldi mühürler söküldü zincirler kırıldı 15 temmuzda bu ülke için kıyama duran milletin uhdesinde gerçekleşen bir zaferi bu… 15 temmuz türk siyasetinde tarihi bir dönüm noktasıydı hiç şüphesiz siyaset mekanizmasını kontrol altına almaya çalışan vesayet odaklarının artık milletin egemenliğine el uzatamayacaklarını anladıkları tarihi gün olarak geçti kayıtlara türkiyede artık iktidarın seçim haricindeki yöntemlerle istenildiği vakit değiştirilemeyeceği anlaşılmış oldu ne dışarıdan bulunan destekler halkın üstünde hükümranlık kurmaya yetecekti ne de içerideki vesayet odaklarının bir daha buna cüret etmeye mecali kalacaktı eski türkiye özlemi arayan vesayetçi zihniyet ve dış destekçileri milletin sillesi ile sarsılmıştı milletten aldığı destekle siyaset kurumu içerde ve dışarda bağımsızlığına halel getirecek her türlü girişimin karşısında dimdik durdu elbette bu sürecin dış politikaya yansıması daha fazla otonomi ve daha özerk bir dış politika olarak karşımıza çıktı tıpkı mısır darbesindeki gibi 15 temmuz gecesi kulaklarının üzerine yatan batılı ülkelerin artık türkiye üzerinde herhangi bir etkide bulunma ihtimalleri ortadan kalmıştı başta terörle mücadele olmak üzere türkiyenin tüm güvenlik kaygılarını görmezden gelen fetöye göz yuman ve dış politikada türkiyeyi sınırlandırmaya çalışan tüm aktörler karşısında ankaranın tutumu oldukça netti türkiyenin bağımsızlığına egemenlik haklarına ulusal güvenliğine hukuk devleti yapısına ve dış politika otonomisine saygı göstermeyen ve hatta saygısızlığını alenen izhar ederek pozisyon alan tüm aktörlerle eşit mesafeden konuşan türkiye gerek sert güç imkanlarıyla gerekse etkin diplomasisiyle gereken cevapları vermekten çekinmedi uluslararası siyasetin gidişatını ve abd başta olmak üzere küresel aktörlerin dış politika stratejilerini en iyi okuyan ülkelerden biri olan türkiyenin bölgesel ve küresel siyasetin yapısında yaşanan değişimdönüşümleri çok iyi değerlendirdiğini söylemek mümkündür i̇ç politikada yürütülen yerli ve milli siyasetin türk dış politikasına yansımaları oldukça güçlü bir siyasi hedefi beraberinde getirdi uluslararası ve bölgesel dönüşüm sürecinde türkiyenin dış politika tercihleri sadece ankaranın belirlediği ulusal çıkarlar etrafında hayata geçirildi türkiye ortadoğudaki güç boşluğunu kendisini sınırlandırmak için fırsat olarak görenlerin pek de hoşnut olmayacakları şekilde sınırlarının çok ötesinde kendi haklarını korumaktan imtina edilmeyeceği her fırsatta gösterildi bugün libyada ve doğu akdenizde türkiyeyi sınırlandırmak için uğraşan aktörlerin sayıları ve kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda aslında son dönemdeki milli dış politikanın kat ettiği mesafe daha net anlaşılabilir ayasofyanın camiye rücu ettirilmesi elbette türkiyenin bağımsızlığının ve egemenlik haklarının sembolü niteliğindedir ayasofyanın cami olarak yeniden açılmasına gösterilecek saygı aynı zamanda türkiyenin istiklaline gösterilecek bir saygıdır bu sebeple türkiyenin yeni uluslararası konumuna hızlıca alışabilen aktörler ankara ile işbirliğine çok kolay adapte olabileceklerdir uluslararası toplumdan küresel güçlerden veyahut bazı arap ülkelerinden bile gelebilecek eleştirilerin baskıların ve olası diplomatik inisiyatiflerin irapta mahalli yoktur ayasofyanın mühürleri bu milletin gözyaşlarıyla şahadet kanlarıyla ve liderinin cesaretiyle sökülmüştür sultan fatihin mülkü sultanın vakfettiği üzere cami olarak yaşayacaktır 24 temmuzda cuma namazıyla birlikte ibadete açılacak olan ayasofyanın sadece türkiye değil i̇slam dünyası için yeni müjdelerin habercisi olacağı muhakkaktır tahakküm altında hürriyetinden yoksun bırakılmış tüm mahzun coğrafyaların diriliş umudu da…
491
tüm dertlere deva sihirli bir paket beklentisine girmemek ve küçük de olsa atılacak her olumlu adımı takdir etmek daha doğru bir tutum olacaktır anayasada devlet insan haklarına saygılı atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanır yani demokrasi laiklik hukuk devleti gibi temel nitelikler atatürk milliyetçiliği ve anayasanın en sorunlu bölümü olan başlangıç ilkeleriyle kuşatılarak sınırlandırılmıştır daha doğrusu bu temel nitelikler kendilerini devletin sahibi olarak gören bürokratik elitin keyfi tasarruf ve yorumlarına açık hale getirilmişlerdir neden bunca paket yıllardır anayasal ve yasal düzeyde reform paketleri çıkarılmakta ama devlet bir türlü insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devletine dönüştürülememektedir bugüne kadar pek çok ab uyum paketi anayasa değişiklik paketleri ve yargı paketleri çıkarılmış ama kronik sorunlar çözülememiştir bunca pakete rağmen sorunların hâlâ sürüyor olmasının iki temel nedeni vardır birincisi resmi ideolojisiyle yapılanmasıyla 2010 anayasa değişikliğiyle ciddi yaralar almış olsa da hâlâ varlığını koruyan ve hegemonyasını yeniden kurmak için pusuda bekleyen vesayet düzeniyle hayatımızın her anına ve alanına hükmetmek isteyen ceberut devlet aygıtıdır bugüne kadar çıkarılan paketlerle bu ceberut yapı aslında büyük yaralar aldı ne var ki devletin temel paradigması köklü değişikliğe uğratılmadıkça çıkarılan paketlerin kanayan ve çok acıyan yaralarımıza geçici pansuman işlevi görmekten öteye gidemediği gidemeyeceği anlaşılmaktadır i̇kinci neden ise toplumsaldır cumhuriyet başından itibaren bir yandan toplumu polarize etti kamplara ayırdı her grubu diğerlerinin zihninde ötekileştirdi ve dış tehditiç tehdit algılamaları geliştirerek bir korku toplumu yarattı bunun sonucu olarak toplumsal kesimlerin sorunları ve öncelikli talepleri farklılaştı deyim yerindeyse her kesim kendi derdine ağlayıp çözüm istemeye ve ötekileri görmemeye başladı bu tablo haliyle ciddi bir toplumsal gerilime neden oldu ak parti başta olmak üzere reform yanlısı iktidarlar toplumsal talep ve tepkiler yükseldikçe büyüyen sıkıntıları reform ve demokratikleşme paketleriyle gidermeye çalıştılar sadece 2013te yaşanan gelişmeleri göz önüne aldığımızda tüm dini kültürel etnik grupların siyasi hareketlerin kadınların gençlerin birtakım sorunları olduğunu ve özellikle iki büyük seçimin yaşanacağı 2014e giderken bu sorunların çözümü için seslerini yükselttiklerini görüyoruz buna paralel olarak bölgemizdeki gelişmelerin ve ergenekon vb davalar aracılığıyla eski siyasi sistemle yaşanan hesaplaşmaların yeni ve daha demokratik özgürlükçü ve tüm toplumu kuşatıp kucaklayan adil bir sisteme yönelik beklentileri arttırdığını söyleyebiliriz tüm bunların yanına yeni anayasa ve çözüm sürecini de ekleyecek olursak tüm kesimlerin ne kadar büyük beklentiler içerisine girdiğini anlayabiliriz çözüm süreci ve yeni demokratikleşme paketi özetlemeye çalıştığımız tablo yeni demokratikleşme paketinin sadece çözüm sürecine yani kürt sorununun çözümüne dönük düzenlemelerden ibaret olmamasını gerektiriyor kulislerde dolaşan söylentilerden ve ak partinin bugüne kadar izlediği politikalardan hareketle çıkacak paketin farklı kesimlere hitap eden farklı sorunlarımızı çözmeyi öngören düzenlemeler içereceğini söylemek mümkün kaldı ki kürt meselesi sadece etnopolitik bir sorun değildir aynı zamanda türkiyede cari siyasi ve hukuki sistemin doğurduğu bir problemdir dolayısıyla mevcut siyasi ve hukuki rejimi daha demokratikleştirecek hak ve özgürlük alanlarını genişletip güvenceye alacak her düzenleme hem kürt sorununun çözümü sürecine olumlu katkılar yapacaktır hem de genel anlamda tüm toplumu rahatlatacaktır sorunu ülkenin demokratikleşmesi perspektifini gözeterek çözmek elbette anlaşılabilir bir siyasi tercihtir ve çözüm süreci doğrultusunda atılacak adımlara gerekli toplumsal desteği sağlamak açısından da doğru bir yöntem olarak gözükmektedir pakette neler olacak demokratikleşme paketleri üzerinde bir süreden beri bakanlardan ve ak parti yöneticilerinden oluşan bir heyetin çalıştığı biliniyor ancak paketin içeriğine dair herhangi bir açıklama henüz yapılmış değil bununla birlikte bugüne kadar medyaya sızan bilgilere ve kulis söylentilerine dayanarak şöyle bir çerçeve çizilebilir daha son şeklini almamış olsa da açıklanacak paketin ayrımcılık dil hakları siyasi özgürlükler din özgürlüğü örgütlenme özgürlüğü ve ceza hukuku mevzuatıyla ilgili iyileştirmeler içermesi beklenmektedir bunların her biriyle ilgili pek çok karinenin emarenin varlığından söz edebiliriz sonuç olarak tüm dertlere deva sihirli bir paket beklentisine girmemek ve atılacak her küçük olumlu adımı da takdir etmek durumundayız çünkü maalesef bizde tüm iyileştirmeler zamana yayılarak küçük adımlarla yapılıyor yine öyle olsun ama yeter ki sorunları kapsamlı gören kalıcıköklü çözümler içeren düzenlemeler içersin ve basra harap olmadan çıkarılsın
631
bitmedi elbette mesafe aldık alıyoruz ancak hâlâ bitmiş bir mücadeleden bahsetmiyoruz bahsedemiyoruz fetullahçı terör örgütü çözülmeye devam ediyor önemli bilgiler belgeler ve bağlantılar elde ediliyor bu bilgiler ortaya çıktıkça bu terör örgütünün devletin bekası milli birlik ve bütünlüğümüz için ne denli büyük bir tehdit olduğu daha net anlaşılıyor daha yenilerde adil öksüzün peşine düşen ekibin başındaki ismin fetö mensubu olduğunu öğrendik bu bile tek başına bu örgüte karşı neden teyakkuz halinde olmamız gerektiğini ortaya koyuyor zaman zaman altını çizdiğim 24 haziran seçimlerinden sonra ise artık çok daha önemli hale geldiğine inandığım iki hususu hatırlatmak istiyorum türkiyenin yeni güvenlik konsepti çerçevesinde geliştirdiği terörü kaynağında yok etme stratejisini fetö için işletmenin vakti gelmiştir fetö her nereden kaynaklanıyorsa artık oraya odaklanmak zorundayız yenilerde 15 temmuz darbe görünümlü işgal girişiminin organizatörlerinden fetöcü kemal batmazın fetullah gülenle yaptığı telefon görüşmelerinin tespit edilip abdye gönderilmesi hayli önemli bir adım bu kuşkusuz fetullah gülenin iadesi konusunda türkiyenin eline sağlam bir koz daha kazandırmış oldu fakat hepimiz meselenin esasında hukuki mesele olmadığını türkamerikan ilişkilerinin siyasi boyutuna dair bir mesele olduğunu biliyoruz bu noktada 24 haziran seçimleriyle birlikte türkiyenin elinin çok daha güçlendiğini de vurgulamak durumundayız bu fırsatı iyi değerlendirmek ve fetö ile mücadele namına kullanmak şart dahası bu terör örgütünün kaynağında kurutulabilmesi için abd başta olmak üzere etkin olduğu ülkelerdeki faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve büyük devlet refleksiyle bu faaliyetlerin engellenmesi için yoğun diplomatik ataklar yapılması gerekiyor yeni dönemde benim dışişleri bakanlığından öncelikli beklentim cumhurbaşkanı erdoğanın fetö ile mücadele vizyonunu bütün dış temsilciliklerimizde hayata geçirmesidir fetö ile mücadele tali bir mesele değildir bu ülkenin bekasıyla ilgili en temel meselelerden biridir fetö pkkdan ve deaştan daha tehlikeli bir örgüt olduğunu bugüne kadar ziyadesiyle ispatlamıştır elbette bu devletin pkkya yahut bir başka terör örgütüne karşı mücadelesini savsaklaması anlamına gelmez fakat devlet elitlerinin yeni dönemde fetö ile mücadeleyi öncelikli mesele görmeleri elzemdir altını çizmek istediğim ikinci husus da şudur fetö sivil yapılanması ve mahrem yapılanması olan bir terör örgütüdür yeni dönemde bu örgütün mahrem yapılanmasına çok daha fazla odaklanılması ve örgütün tam da o noktadan çökertilmesi gerekmektedir örgütün sivil yapılanması önemli oranda deşifre olmuşsa da mahrem yapılanmasının hâlâ tam anlamıyla afişe edilemediğini vurgulamamız gerekir önümüzdeki 5 yılı fetö ile mücadele bağlamında da bir fırsat olarak görmeli ve bu örgütün başını ezmeliyiz ezmeliyiz ki bir daha hiçbir kapalı yapı böylesine bir ihanete kalkışmaya cesaret edemesin
384
abdnin 2003te gerçekleştirdiği irak işgali sadece irakta değil tüm bölgede etkileri uzun yıllar sürecek etkiler bıraktı dokuz seneye yaklaşan işgal süreci boyunca hem iraklı gruplar ve işgal güçleri arasında hem de farklı iraklı grupların kendi aralarında girdikleri silahlı çatışmalar ve güç mücadelesi bir yandan unutması zor insani trajedi yaratırken diğer yandan ise ülkeyi etnik ve mezhepsel düzlemde siyasi kamplara böldü i̇şgal aynı zamanda irak topraklarını küresel ve bölgesel rekabet ve çatışma alanına çevirdi 2008de imzalanan sofa anlaşması gereği abd güçlerinin iraktan geri çekilmesi hem irak için hem de bölge için yeni bir dönemin başlangıcı oldu bu yeni dönemde abd muharip güçlerini iraktan çekerken kendisine hem irakta hem de iraka mücavir ülkelerde yeni hareket alanları yarattı bağdatta dünyanın en büyük büyükelçiliğine sahip olan abd bu büyükelçiliğini sayısı 15 bini bulan bir dışişleri ordusu ile doldururken büyükelçiliğin ve diğer diplomatik misyonların korunması amacıyla da irakta önemli bir askeri güç bırakacak aynı zamanda cianin de ülkede artan varlığı çekilme sonrası abdnin irak içi ve bölgedeki istihbari faaliyetlerine güç katacak bütün bunlarla birlikte çekilen askerlerin bir kısmını kuveyt ürdün bahreyn ve katar gibi ülkelere kaydırması abdyi gelecekte de irakta operasyonel kılabilecek diğer bir deyişle abd para ve itibar yatırdığı iraktan kolay vazgeçmeyecek irak egemen mi madalyonun irak yüzünde ise sayısız problem varlığını sürdürmektedir i̇şgalci çekilme törenleri düzenlese de irakın ulusal egemenliğine ilişkin soru işaretleri henüz ortadan kalkmış değil abdnin irakın kalbinde kale kurmasının yanında irakın ulusal egemenliğini kısıtlayan bmnin 7 maddesinin kapsamından henüz çıkarılmaması da bu soru işaretlerini canlı tutmaktadır yeni dönemde irakın egemenlik sorununa diplomatik atılımlarla cevap vermesi ve bölge barışına tehdit olmadığını başta kuveyt olmak üzere uluslararası camiaya kabul ettirmesi gerekecek irak aynı zamanda işgalin mirasıyla da yüzleşmek zorunda kalacak irakta abd vesayeti istikrarlı ve kapsayıcı bir düzenin kurulmasını sağlayamadı aksine etniksekter fay hatlarını harekete geçirip hala devam eden bir çatışma zemini yarattı alelacele hazırlanan anayasa ulusal uzlaşıya dayanmadı ve uzun soluklu üniter ve demokratik yaşam kısa dönemli siyasi kazanımlar ve ittifaklara feda edildi anayasadaki federalizm konseptinin gevşek bırakılması da benzer şekilde ülkenin birliğinin korunmasına dair ciddi sıkıntıları ortaya çıkardı bu sorunlarla baş edebilmek için irakın yeni dönemde ulusal uzlaşıya köklü reformlara ve anayasa tashihlerine ihtiyacı olacak güvenlik boşluğu ise abdnin çekilmesinden çok irak ordusunun merkezi yapılanmadan yoksun olmasından kaynaklanacak etniksekter ayrımcılığı barındıran ve merkezibölgesel ayrımına tabi irak ordusu bir yandan temsil sorununu beraberinde getirirken diğer yandan da irak için ciddi bir güvenlik zafiyeti yaratmaktadır silahlandırılmış aşiretler ve uyuyan hücreler olarak şii sünni ve kürt milislerin varlığı da iraktaki iç güvelik zafiyetini derinleştirmektedir bu durum irak ordusunun iraklılık kimliğinin etrafında yeniden şekillendirilmesini ve profesyonellik ve liyakat ölçülerinin esas alınmasını elzem kılmaktadır üstelik bu yeniden yapılandırma sadece irak için değil komşu ülkelerin güvenliği için de büyük öneme sahiptir vekâlet savaşları kızışıyor irak işgali ülkede bölgesel ve global aktörlerin arasında vekâlet savaşlarını da tetikledi ve ülke bir bölgesel mücadele alanına dönüştü bu rekabetin bölge için maliyeti de yüksek oldu abd bir yandan kürtler üzerinden nüfuz yürütürken i̇ran irakı doğal nüfuz alanı olarak gördü ve sekteryen bir strateji üzerine kurduğu nüfuzunu şii demografisi üzerinde yayıp kendisine yeni politik etkinlik alanları yarattı i̇lginçtir ki abd işgali irakta yükselen i̇ran nüfuzuna zemin hazırladı bu sebepten birçok iraklı abdyi irakı i̇rana altın tepside sunmakla suçladı maalesef abdnin askeri varlığı ve yandaş siyasetçiler üzerinden yürütmeye çalıştığı nüfuzu ile i̇ranın sekteryen çizgilerde ilerleyen irak siyaseti ve i̇ransuud gibi çatışmaların iraktaki tezahürleri irakta istikrarsızlığın ve çatışmanın katalizörü oldu abd çekilmesi sonrası süreçte bu kısır siyasi döngüleri aşabilmek için irak meselesine etnikmezhepsel düzlemde yaklaşmayan ve iraktaki uzlaşıdan ve istikrardan istifade eden türkiye gibi komşu ülkelerin katkıları çok önemli olacak elmaliki neye mâlik i̇şgalin harekete geçirdiği fay hatları vekâlet savaşları ve sistemsel noksanlıklar birleşince irakta çatışma da kaçınılmaz olmaktadır başbakan elmalikinin tüm bu çatışma dinamiklerini kendi koltuğunu sağlamlaştırmak için kullanması ülkeyi tehlikeli sulara itmektedir ülkede inceden inceye konuşulan yeni bir saddam mı doğuyor sorusu sünni cumhurbaşkanı yardımcısı tarık elhaşiminin suikast zanlısı olarak itham edilmesi elmalikinin parlamentodan kendisini otoriterlikle suçlayan sünni başbakan yardımcısı salih elmutlaka desteğini geri çekmesini istemesi gibi gelişmeler irakın huzur ve istikrarına ilişkin endişeleri artırmaktadır diğer taraftan malikinin türkiyeyi irakın içişlerine müdahale etmekle suçlaması ve elhaşimi hadisesini türkiyeyle ilişkilendirme çabası iraktaki bölgesel vekâlet savaşlarını diğer bir ifadeyle milli çıkarlara dış aktörlerin gözlüğüyle bakmanın sakıncalarını gözler önüne sermektedir irak iç siyasetinin sadece yerli aktörler tarafından belirlenmediği bu yeni süreçte uluslararası rekabet parantezinden çıkabildiği ve irakın çıkarlarının etniksekterpartisel çıkarların üstünde tutulduğu oranda barış ve istikrara kavuşacak ve çekilme sonrasında kendisini bekleyen ciddi meydan okumalarla baş edebilecektir
733
siyasi partilerin seçimden sonra ortaya çıkan manzarayı yönetme biçimleri türkiyeyi nasıl yönetecekleri hakkında fikir verecektir seçimlerde kullanılan oyların toplam yüzde 95i mecliste temsil ediliyor dışarıda kalan seçmen iradesi sadece yüzde 5 üstelik bu temsil parçalı da değil sadece 4 parti arasında bölünmüş durumda mecliste temsilin yoğunlaşmasına baktığımızda da karşımıza normal şartlarda gayet olumlu bir manzara çıkıyor birinci parti yüzde 4041lik bir oran yakalamış ve diğer partiler sırasıyla yüzde 25 16 ve 13 oylar almışlar niteliksel dağılıma baktığımızda kağıt üzerinde iç açıcı bir resim var ülkenin merkezinin farklı tonları ak parti ve chp tarafından temsil ediliyor bunun yanında iki milliyetçi kanat da mecliste geleneksel siyasetin kodları ile okursak sağ ve sol temsili var türkiyenin dinamikleri açısından baktığımızda muhafazakarlar ve modernler şehirliler ve taşralılar aleviler gayrı müslimler kısacası bütün toplumsal kesimler 7 haziran seçimleri ile oluşan mecliste kendilerine yer bulabiliyorlar kağıt üzerinde bu kadar kusursuz görünen manzara seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz bir koalisyon ve erken seçim tartışmasını beraberinde getirdi ön alma düşüncesiyle acemilikle veya başbakanhükümet olma hevesiyle hareket eden partiler bir yandan erken seçime kapıları kapatırken bir yandan da onunla koalisyon kurmam bunu istemem minvalli açıklamalar yaptılar şimdi ise neredeyse seçimin üzerinden bir hafta geçmişken kazın ayağının hiç de öyle olmadığını anlayarak başta koydukları kaprislerden vazgeçmek durumunda kaldılar ufak ufak mahcup adımlarla ülkenin yönetilmesi için ne lazımsa yapmaya hazırız noktasına geliyorlar bu tutum değişikliğine rağmen ortada yönetilmesi gereken ciddi bir süreç var mevcut ak partichp ak partimhp dışarıdan destekli chpmhp koalisyon senaryolarının hepsinde muhtemel koalisyon ortakları çözüm süreci yeni anayasa dış politika ve ekonomi gibi temel konularda birbirlerinden ciddi anlamda ayrılıyorlar 19992002 arasındaki son koalisyon döneminde olduğu gibi partileri uyuma icbar edecek bir asker de çok şükür yok hatırlayın o dönem başbakan olan ecevit her cümlesine hükümetimiz uyum içerisindedir diyerek başlardı ve nihayetinde uyum içerisindeki hükümet ülkeyi ekonomik krize ve erken seçime sürüklemişti bugün ne asker ne de onun zoraki uyumu var siyasal ve ekonomik sistem ise 13 sene öncekiyle mukayese edilemeyecek kadar sağlam peki ama tüm bu şartlar altında ülkeyi kim yönetecek süreci ve ülkeyi yönetmek süreç kendi içerisinde çeşitli belirsizlikler ve çelişkiler barındırıyor fakat bütün bu belirsizlikler ve çelişkiler bir yana ortada iki somut gerçeklik var birincisi hiçbir koalisyon formülü denenmeden acil bir erken seçime gitmek kimsenin hayrına değil bir diğer gerçeklik ise en uyumlu ve muhtemel gözüken koalisyon senaryosunun bile uzun soluklu olması mümkün değil bu durumda içerisinde koalisyon görüşmelerini kısa ömürlü ve muhtemelen bol krizli bir koalisyon dönemini ve en nihayetinde erken seçimi barındıran bir süreç içerisine giriyoruz bu süreçte ister iktidar isterse muhalefet kısmında yer alsın süreci iyi yöneten siyasi aktör erken seçimden sonra da ülkeyi yönetecektir seta medya ve i̇letişim araştırmaları direktörü
437
joe bidenın abd başkanı seçilmesi atlantike ve dünyaya yeni bir hareketlilik getirdi fakat biden ve ekibinin bu kez işleri zor görünüyor zira dünya eski dünya değil artık jeokültürel egemenliği sarsılan abdnin dünyayı ideolojik askeri siyasi veya ekonomik doktrinlerle ikna etme dönemi geride kaldı amerikan rüyası her anlamda kabusa dönüşüyor hem amerikalılar hem de dünya için yeni realite artık yeni kâbus senaryoları amerikan hegemonyasının soğuk savaş sonrası 1990lardaki en büyük ideolojik argümanı küreselleşme idi tarihin sonu ilan edilmiş ve neoliberal düşüncenin dünyada rakipsiz kaldığı propagandası yapılmıştı ne var ki bu anlayış tutmayınca bu kez 2000lerde medeniyetler çatışması tezi devreye sokuldu bunun pratiği ise terör ile savaş stratejisiydi ve imperium americana projesini hayata geçirmek için işgallerin kapısı aralandı bu stratejinin de sonuç vermediği görüldü çin rusya ve türkiyeden oluşan direniş ekseni buna set çekti deaş projesi ile son bir hamle yapan abd yine hüsrana uğradı i̇şte donald trump yeni roma olmaya kalkan baba ve oğul bushlar ile clinton ve obamaların yol açtığı siyasi hezimet atmosferinin ürünüdür küreselcilerin maruz kaldığı yenilginin sembolüdür bu yüzden nefretleri bitmiyor öldürdükleri trumpın kadavrasını bile hâlâ bıçaklamakla meşguller bu bağlamda trumptan daha fazla türk rus ve çinli liderlerden nefret ettiklerini unutmayalım ülke içinde kutuplaşmanın had safhaya çıktığı bir aşamada abd emperyalizmi biden yönetimi ile dünyaya yeniden yelken açtı sloganları ise amerika geri döndü ancak bu amerika öyle zannedildiği gibi askeri siyasi ekonomik ve kültürel gücüyle dönmüyor yeni amerikan emperyalizmi big tech denilen büyük teknoloji devleriyle dönüyor buna artık teknolojik tiranlık deniliyor şirketleşen abdden corporate america şirketleşen faşizme corporate fascism giden bir süreç var karşımızda george orwellın ütopik romanı 1984te big brotherın okyanusya ülkesini totaliter bir şekilde yönetmesi gibi amerikanın yeni egemenleri olan big techler de twitter facebook instagram google apple whatsapp ve amazon gibi dijital ordularla tiranlıklarını kuruyor halkı manipüle ederek 3 kasım 2020 seçimlerinde kansız bir devrimle trumpı saf dışı eden bu tiranlar yaptıklarından pişmanlık duymuyor trumpa uyguladıkları faşist sansür sayesinde abddeki silahlı protestoları önlediklerini bile savunuyorlar bu yeni tiranlar sadece trumpa soykırım uygulamadı örneğin abd senatörü josh hawley the tyranny of big tech kitabını iki yıldır basamadı regney yayınevi o da trump seçimleri kaybettikten sonra kitabı basma kararı alabildi kendi başkan ve senatörlerine bunu yapanlar dünyaya neler yapmaz ki tiranların yeni hedefi hükmedemedikleri liderleri beşinci kol faaliyetleriyle tasfiye etmek bunu açıkça söylüyorlar da dolayısıyla kitleleri manipüle ederek sandık sonuçlarını etkileyebildikleri trumpın devrilmesiyle kanıtlandı artık riski yüksek darbe ve işgal benzeri konvansiyonel yöntemler yerine hedef ülkelere yönelik sosyal ve siyasal algı operasyonlarına dayalı yeni tarz dijital darbelere ağırlık verecekler öyle anlaşılıyor ki big brotherdan big teche doğru yol alan yeni dünyada teknolojik savunması zayıf ülkeler abdnin yeni tiranları tarafından teker teker işgal edilecek
437
cumartesi gecesi fenerbahçe başkanı ali koç galatasaraya kadıköyde kaybettiği derbi sonrası bu maç şampiyonluğun habercisi dedi ama bence dün geceki maç yani beşiktaşın konyasporu 70 dakika bir kişi eksik oynayıp yendiği karşılaşma daha çok şampiyonluğun habercisi gibi duruyor rakip ne kadar mütevazı olursa olsun süper ligde 70 dakika bir kişi eksik oynayıp maçı kazanıyorsanız siz çok iyi takımsınız demektir önce nsakala adlı sorumsuzdan bahsedelim… amatör futbolcuların bile yapmayacağı bir hareketle kendini attırdı 510 dakika içinde art arda iki sarı kart gördü ki hakem haklıydı oyundan atılınca tüm beşiktaş için kâbus başladı maç boyu beşiktaş aradı ve sergen yalçın öyle zamanda öyle iki adamı içeri soktu ki maçı da belki onlar aldı görünen maçın berabere biteceğiydi ama son dakikalarda atiba rosiernin önüne müthiş bir top attı yavaş çekimde izliyoruz rosier kafayı kaldırıp kime topu atabilirim diye düşünüyor boşta kimseyi göremiyor ve haklı olarak kaleye vurup golü yapıyor maç boyu bakıyoruz tüm futbolcular özellikle fizik olarak kapasitelerinin üzerinde oynadılar welintonı beğendim ljajic yorulana kadar iyiydi pek tabii ki aboubakar da fazla koşmak zorunda kaldı o da yoruldu ama sonuçta kazanan beşiktaş oldu i̇ddia ediyorum eğer bu sene beşiktaş şampiyon olacaksa dün geceki maç bir kırılma noktasıydı hakem özkahya kırmızı kartta kesin haklı beşiktaşın attığı gol öncesi mükemmel bir avantaj oynattı ki ardından gol geldi ama ikinci yarıda welinton kafayı vururken ceza alanı içinde formasından açıkça çekildi forma uzadı kesin bir var daveti gerekiyordu ama var hakemlerimiz kış uykusunda
236
dün bir maçtan daha fazlası olan bir karşılaşmaydı futbol tarihinin ilk playoffu şampiyonluğun ve son maçın iki taraf arasında kalmış olması galatasarayın şampiyonluk halinde yine türk futbol tarihinde ilk defa ezeli rakibinin sahasında alacağı kupa ve de bütün sezon futbolun bitmeyen sıkıntıları vardı maçın perde arkasında galatasaray turu nerede atacağım derken 9 puanı bir anda eriten fenerbahçe finali kadıköye taşımıştı bu tansiyon ve gerginlik gerçekten bir maçtan daha fazlasıydı i̇zlemek konuşmak yorumlamak kolay da bu tansiyonu yaşayıp kaldırmak bu kadar değil fenerbahçe bu gerilimden uzak kaldığını hafta içi sakin olma demeçlerine bağlı davranacağını gösteren bir başlangıç yaptı sakin ve kontrolluydu elmanderin sakatlanması onlara büyük artı getirebilirdi hakan şükürü diğerlerinden farklı yapan hücum presi özelliği olan elmanderin baskısı olmayınca topla daha rahat çıkabilme şansı elde edebildiyse de koca ilk yarıda benim aklımda kalan tek pozisyon semihin boş kaleye sırtı dönükken sağ ayağının içiyle plaseleyemediği toptu aslında galatasarayı bugünlere getiren defansının ve özellikle orta sahasının pres aksiyonlarıydı aykut kocaman aynı şekilde karşılık vermek isteyince çoğu zaman santra civarında 20 kişinin birbirine yakın olduğu pozisyonlar oluştu böyle bir yoğunluktan ve yakın baskıdan her iki taraf için de ne olumlu bir ara pası ne de bir varyasyon gelişebildi olaylar olmasaydi maç sonu görüntüleri özellikle oyuncuların pozitif davranışları her röportaja gelen galatasaraylı futbolcunun fenerbahçeyi kutlaması bu yarışta görülen tüm zorluklardan sonra güzel bir milad olacaktı eğer taraftarlar maç boyunca gösterdiği centilmen yaklaşımı düdük sonrasında da devam ettirip güzel bir tabloyu yaratma şansını kullansaydı zamanla o da oluşacaktır mutlaka fenerbahçe bu maçı yarından sonra bir daha tekrar edecek olsa eminim ki bugünün dünün tecrübesiyle bugünün kontrolunu bir kenara bırakıp ilk ısınma dakikalarından sonra 55 bin kişiyi arkasına alarak çok daha baskıcı saldırgan agresif şekilde oynayacaktır o maçıböylesine zorlu ve umulmadık olaylarla dolu bir sezonda saha içinde takımlarına saha dışında camialarına çok pozitif bir ilişki yönetimi davranışı göstererek büyük katkı sağlayan terim ve kocamana da bence tüm futbol camiası büyük bir teşekkür borçlu
316
dış aktörler 28 şubat darbesinin gizli planlanan hızlı ve kanlı yürütülen ve askerlerce gerçekleştirilen eski klasik darbe formatında değil de yeni bir tarzda yapılmasını sağlayacak kadar önemliydi silahlı kuvvetler organizasyonunda silahsız kuvvetlerce gerçekleştirilen 28 şubat darbesinin arkasında abd ve i̇srailin bulunduğu çokça dile getirilen bir iddia maalesef ne i̇srailin ne de abdnin darbe sürecinde oynadıkları rol dış ülkeleri suçlama kolaycılığına düşülmeden ele alınmadı hiç şüphesiz ki dış aktörler 28 şubat darbesinin gizli planlanan hızlı ve kanlı yürütülen ve askerlerce gerçekleştirilen eski klasik darbe formatında değil de yeni bir tarzda yapılmasını sağlayacak kadar önemliydi diğer yandan medya stklar sendikalar bazı politikacılar ve askerler gibi darbede rol alan yerel aktörler dış kuvvetlerce zorlanmış değillerdi rouquienin de dediği gibi karayiplerde bulunan doğrudan amerikan himayesindeki ülkecikler de dahil olmak üzere washingtonun emirlerine pasif bir şekilde boyun eğen orduların sayısı azdır dış bağımlılıklar ordu davranışının şartlarını belirler ama ordunun davranışını birinci elden açıklamazlar yani cookun da belirttiği üzere türk ordusunun hükümete karşı harekete geçmek için abdnin erbakan hükümetinin düşmesi gerektiğini söylemesine ihtiyacı yoktu abdni̇n deği̇şen tavri abd refahyol hükümeti kurulduğu andan itibaren refah gitmeli politikasını benimsemedi hükümetin attığı ilk adımlar da buna yardımcı oldu çekiç güçe verilen yetkinin hükümetin de desteğiyle mecliste uzatılması abd tarafından son derece olumlu karşılandı o dönem abd dışişleri bakanlığı siyaset planlama dairesinde çalışan henry barkey abd yönetiminin bu durumdan duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi bizim için en kritik konu iraktı erbakan seçim öncesi çekiç güçe karşı olduğunu söyledi ama seçimden sonra tezkereyle çekiç güçü uzattı abdnin türkiyenin ekonomik yaptırımlar uygulanan irakla imzaladığı anlaşmalardan sonra da türk hükümetinin iraka ilişkin herhangi bir kırmızı çizgiyi ihlal ettiğini düşünmüyoruz türkiyeyi bölgedeki en güçlü destekçilerimiz ve dünyadaki en güçlü dostlarımız arasında görüyoruz diyerek sürdürdüğü bekle ve gör politikasından vazgeçiren adım başbakan erbakanın libya ziyaretinde abd ile ilgili söylediği sözler oldu başbakanın libyanın terörizmi destekleyen bir devlet olduğu yönündeki amerikan beyanatlarına karşı bu bir propagandadır abdnin trablusa 1986da düzenlediği saldırıyı kastederek terörden en büyük acıyı çeken libyadır şeklindeki sözleri ve dış politikada daha bağımsız hareket etme arzusu iplerin tedricen kopmasına neden oldu abd dışişleri sözcüsü 7 ekim 1996da kendisine erbakanın doğu seferi hatırlatılınca en rahatsız edici olanın libya ziyareti olduğunu belirtti sözcü 10 ekimde verdiği brifingde ise erbakanın yorumlarının washingtonda hiç de hoş karşılanmadığını laik bir demokrasi olarak batının parçası olan türkiyenin libyanın terörist faaliyetlerine son verme çabalarına katılması gerektiğini normalde bir nato müttefikine bu şekilde tepki vermeyeceklerini ama ellerinde başka seçenek kalmadığını söyledi 1997nin şubat ayına gelindiğinde abdnin tavrı iyiden iyiye değişmeye başladı robert satloffun da belirttiği gibi abd ikinci seçeneği devreye soktu siyasi değişime evet darbeye hayır darbeye şartli onay abdden darbeye şartlı onay geldiği şartın da siyasi değişimin ülkedeki sivil demokratik maske düşürülmeden gerçekleştirilmesi olduğu anlaşılıyor abd başkanı clinton demokrasi teşvikini dış politikasının merkezine oturtmuşken türkiye gibi ortadoğunun iki buçuk demokrasisinden birinde yapılacak klasik bir darbe pek de hoş olmazdı tam da bu nedenle dışişleri bakanı albright 14 haziranda gazetelere yansıyan açıklamasında türkiyede siyasi değişikliğin demokratik bağlamda ve anayasaya aykırı hareket edilmeden gerçekleşmesi gerektiğini söyledi dışişleri bakanlığı sözcüsü ise 16 haziran brifinginde türkiyede gerekli yerlere abdnin üzerinde ısrarla durduğu türkiyede laik demokrasi devam etmeli görüşünü bildirdiklerini klasik darbe de dâhil olmak üzere anayasaya aykırı adımları onaylamadıklarını söyledi kısmen abdnin şartlı onayı nedeniyledir ki 28 şubat darbesi kâğıt üzerinde demokratik gözüken anlamsız mitingler ve habercilik kılıfına uydurulan operasyonel gazete manşetleri ile kozmetik demokratik bağlam korunarak tsk i̇ç hizmet kanununun 35 maddesi gibi teoride anayasal gözüken yollarla yapıldı dış aktörler darbeyi değil darbenin yöntemini belirledi demokratik yollar kullanılarak hükümet istifa ettirildi
578
bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için dengeli beslenmeye dikkat ettiğimiz bugünlerde kemik suyu et suları ve sebze sularının da önemi gün geçtikçe artıyor aslında yüzyıllardır dünya mutfaklarında kullanılan kemik suyu faydaları sebebi ile son dönemde popülerliği gittikçe artan bir ürün vücut sağlığı açısından haftada en az iki kez tüketilmesi önerilen bir besin kemik suyu mümkünse bol ilik içeren kemiklerin uzun süre su içinde pişirilmesi ile hazırlanır kemiklerin içindeki ilikler bu süre içinde kaynayan su ile birleşir ve içlerindeki tüm vitamin ve mineraller suya geçer evde hazırlamaya imkanı olmayanlar için ise market raflarında artık bolca kemik suyu ürünü bulunabiliyor bugünlük benden bu kadar bana istediğiniz zaman idilikaninmutfagi sabahcom tr adresinden ulaşabilirsiniz mutlu ve sağlıklı günlerde buluşabilmek dileği ile sebze stok malzemeler 2 sap pırasa 1 adet havuç 1–2 adet kereviz sapı 12 adet defne yaprağı 2 diş sarımsak 12 sap taze kekik 78 tane karabiber 2 veya 3 litre su yapilişi yıkadığınız pırasa havuç ve kereviz sapını eşit büyüklükte doğrayın defne yaprağı kekik sarımsak ve karabiberleri bir tülbent ya da bone içine alarak ağzını bağlayın ve tencereye atın üzerine suyu ekleyerek orta ateşte kaynatın su kaynadıktan sonra altını kısın ve 10 dakika daha pişirin sebze suyunu süzün ve oda sıcaklığında dinlendirip soğuttuktan sonra buzdolabına kaldırın et suyu malzemeler 1 kilo kemikli dana eti 1 adet orta boy soğan 1 adet orta boy havuç 1 sap pırasa 3 adet kereviz yapraklarıyla birlikte 1 tatlı kaşığı pirinç 2 tatlı kaşığı tuz 1 diş karanfil 1 diş sarımsak 25 litre su yapilişi etleri derin bir tencereye alın üzerine suyu ilave edip orta ateşte kaynatmaya başlayın havuç pırasa soğan ve sarımsağı soyarak iri iri doğrayın kaynayan kemiklerin köpüklerini aldıktan sonra içine kalan tüm malzemeyi ilave ederek 15 saat kadar kısık ateşte kaynatın et suyunu süzün ve soğuduktan sonra küçük karton bardaklara bölüştürün ve dondurun kemi̇k suyu malzemeler bol ilikli dana kemik eklem yeri ile birlikte 1 yemek kaşığı sirke i̇steğe bağlı biberiye defne yaprağı tane karabiber kereviz sapı yapilişi evde kemik suyu hazırlamak için öncelikle eklem yerleri ile birlikte satın aldığınız ilikli kemikleri yaklaşık 1 saat bol suda bekleterek varsa kanının çıkmasını sağlayalım daha sonra beklettiğimiz suyu dökerek kemikleri geniş bir tencereye alalım kemiklerin üzerini 34 parmak geçecek kadar su ve 1 kaşık sirke ekleyerek ocağa alalım kaynamaya yakın ocağı kısarak kısık ateşte mümkün olduğunca yavaş bir şekilde kaynamasını sağlayalım bu şekilde kemiklerimizi 78 saat kaynatalım bu süre içerisinde et suyumuzun jel kıvamına geldiğini göreceksiniz kemik suyunu ocaktan aldıktan sonra iri kemik parçalarını alalım ve süzgeçten geçirerek varsa küçük kemik parçalarının süzülmesini sağlayalım daha sonra kemik suyumuzu soğumaya bırakalım soğuyan kemik suyunun üzerinde oluşan beyaz yağ tabakasını ayıralım altta kalan jel kıvamındaki kemik suyumuzu saklama kaplarımıza alarak dondurucuya kaldırabilirsiniz ayırdığımız yağı ise kavurarak değil ama dilerseniz pilavların dolmaların ve yemeklerin içerisine ekleyebilirsiniz yemeklerinize lezzet verecektir eğer baharat kullanmak isterseniz kemik suyu kaynadıktan sonra baharatları ilave edebilirsiniz
469
geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan mueller raporunda 2016 başkanlık seçimlerinde trumpın rusya tarafından desteklendiği ve trumpın kampanyasını yürüten ekibin rusyayla işbirliği içine girdiğine yönelik iddialarının somut delillere dayanmadığının ortaya çıkmasının ardından tartışmalar farklı bir noktaya evrildi özellikle demokratların yaklaşık iki yıldır gündemde tuttukları bu iddianın savcı mueller tarafından soruşturulması ve nihayetinde trumpın ekibinin söz konusu süreçte herhangi bir dahlinin olmadığının netlik kazanması trumpın iç kamuoyunda rahat bir nefes almasını sağladı soruşturma ile ilgili raporun gündeme gelmesinin ardından trump yaptığı açıklamada fake news konusuna dikkat çekmiş ve abd anaakım medyasının sosyal ağlarda kendisi ve ekibinin rusya ile işbirliği yaptığına yönelik asılsız iddiaları gündeme getirmesini şiddetli bir biçimde eleştirerek geleneksel medya araçlarının bu yolla fake news konusuna doğrudan destek verdiklerini ifade etmiştir yakın dönemde fake news ve sosyal ağ tabanlı manipülasyonlar fransa ve almanya seçimlerine de damga vurmuştur seçimler öncesinde sosyal medya üzerinden sahte anketler paylaşılmış ve bu anketler gündemde uzun bir süre tartışılmıştır sec¸imlere gidilen süreçte bir site tarafından paylas¸ılan ankette le penin ilk turda yu¨zde 28 1 alarak sec¸imleri kazanacagˆı digˆer bir ankette as¸ırı sagˆ aday franc¸ois asselineaunun ilk turda yu¨zde 56 91 oranında oy alacagˆı bas¸ka ankette ise digˆer bir aday jeanluc melenchonun ilk turu kazanacagˆının iddia edilmesi sosyal medyada yapılan manipu¨lasyonların türüne ilişkin de ipuçları vermektedir almanyadaki seçimlerde de i̇kinci du¨nya savas¸ından sonra ilk defa ırkçı ideolojiye sahip bir parti olan afdnin federal mecliste temsil edilmesi sosyal medyadaki sahte içerik ve bu içeriklerin etkin kullanılması ile yakından ilişkilidir benzer stratejilerle aşırı sağda yer alan siyasi aktörlerin anaakım politik hayata girmesi sosyal ağlarda yapılan bu ve benzeri manipülasyonların ne denli işlevsel olduğunu da göstermektedir türkiye örneği sosyal medya mecraları marifetiyle kritik dönemlerde ve özellikle seçimlerde manipülasyon yapılması türkiyenin yabancı olduğu bir konu değildir 2013teki gezi parkı şiddet eylemleri 7 haziran 1 kasım ve 24 haziran seçimleriyle 16 nisan referandumunda ortaya konan sosyal medya operasyonlarının istenilen yönde bir kamuoyu oluşturma ve seçim sonuc¸larını etkilemeye do¨nu¨k oldugˆu ac¸ık bic¸imde go¨ru¨lmektedir daha c¸ok duyguları harekete gec¸irme amacıyla yapılan manipu¨lasyonlarda o¨ne c¸ıkan yo¨ntemlere bakıldıgˆında siyasi kis¸ilikler u¨zerinden karakter suikastı suriyeli mülteciler üzerinden ırkçılık ve ekonomik konularda spekülasyon yapmak ön plana çıkmaktadır 31 marta gidilen bu süreçte de özellikle mülteciler ve ekonomik gündem üzerinden manipülasyonların yoğunlaşması hiç kuşkusuz cari hükümeti hedef almakta ve seçim sonuçlarını etkilemeye çalışmaktadır nihai kertede dijitalles¸en du¨nyada geleneksel siyaset kodları değişmekte ve siyaset alanı da risklerden payını almaktadır demokratikles¸me alanına katkı sunması beklenen sosyal agˆların gu¨nu¨mu¨zde demokrasiyi tehdit eden en önemli mecralar haline gelmesi u¨zerinde du¨s¸u¨nu¨lmesi gereken bir husustur u¨lkelerin sosyal agˆlar ve internet teknolojilerinin arac¸sallas¸tırılması sonucu ortaya c¸ıkan olumsuzlukları giderme adına c¸es¸itli du¨zenlemeler yaptıgˆı bilinmektedir son do¨nemde kritik toplumsal olaylar ve sec¸imlerde c¸okc¸a tartıs¸ılan asılsız haber ve manipu¨lasyon iddiaları tu¨rkiyenin de bu konuda o¨ncu¨ davranması ve bazı adımlar atmasını gerekli kılmaktadır konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için seta tarafından yayınlanan sec¸im mani·pu¨lasyonları ve yalan haberler 31 mart 2019 yerel sec¸imleri başlıklı rapora bakılabilir
471
geçen hafta paris haute couture moda haftasında ses getiren balmain army defilesinden biraz bahsetmiştim bu hafta ise daha geniş kapsamlı olarak pariste geçtiğimiz hafta neler olduğunu masaya yatırmak istiyorum i̇lk gün gerçekleşen chloe defilesi modaevinin vazgeçilmezi olan sade ve romantik şıklığı devam ettiren bir nitelikteydi renklerin dansı da diyebileceğim defilede omuzları açıkta bırakan bluz ve elbiseler bana yaklaşan yazın heyecanını taşıdı üç yıldır paco rabanneın kreatif direktörü olarak bu modaevine 1960ların zarif ama cesur stilini geri getiren genç tasarımcı julien dossena balenciaganın başına gelen nicolas guesquiere ve balmainin meşhur tasarımcısı olivier rousteinge benziyor dossena onlar gibi eski ve önemli modaevlerinin başına genç yaşta geçip bu markaları bir adım daha ileriye taşıyan moda tasarımının yeni a listesinde yer alan biri geçtiğimiz yıldan itibaren yakından takip etmeye çalıştığım dossena 2016 ilkbaharyaz sezonu için benim son birkaç yıldır çok sevdiğim bir kombin olan dore ya da lame abiye etekleri düz ayakkabılar ve günlük bluz ya da penyelerle kullandığı fresh bir koleksiyon tasarlamış 70lerin havasını yansıtan tasarımlarda yeşil ve bejin ağırlığı görülüyor marant i̇le yarişabi̇li̇rler full house dizisinin bebek ikizleri olsen kardeşlerin markası the row new york havasını parise taşıdı bir şatonun bahçesinde düzenlenen defilede amerikan modasının sade ve basit stili beyazın ağırlıkta olduğu vücut hatlarından ziyade kumaşın kıvrımları ve doğasını ön plana çıkaran kıyafetlerin resmi geçidine sahne oldu fransız modasına bu kadar zıt bir stili paris haute couture moda haftasında görücüye çıkarmak kardeşlerin cesur olduklarını gösterdi bana i̇kizlerin bir hermes bir chanel olmak için çok fırın ekmek yemesi gerekiyor ama isabel marant ile yarışabilirler
251
1929 ekonomik bunalımı ve ii dünya savaşı sonrasında mevcut küresel düzen ve onun kurumları atlantikin iki yakası tarafından domine edilmiştir böylece dünya ekonomisi gelişmiş ülkeler tarafından sözde uluslararası olan bu kuruluşlar aracılığıyla şekillenmiştir örneğin imfde yüzde 167lik bir oy hakkına sahip olan abd imfnin temel çerçevesinde bir değişiklik yapılabilmesi için yüzde 85lik bir oy oranına ihtiyaç duyulduğu dikkate alındığında imfde meydana gelebilecek değişiklikler üzerinde veto yetkisine sahip olmuştur ayrıca imf ve dünya bankasının kuruluşundan beri sürekli avrupalı ve amerikalı başkanlar tarafından yöneltiliyor olması da küresel sistemdeki temsil adaletsizlikler açısından olumsuz bir görünüm ortaya çıkarmıştır ancak 2008de gelişmiş ülkelerde yaşanan küresel ekonomik kriz dünya ekonomisi ve küresel sistem için kırılma noktası olmuştur gelişmekte olan ülkelerin 2008 küresel ekonomik krizinin olumsuz etkilerini kısa sürede giderdikleri ve gelişmiş ülkelere göre daha istikrarlı bir görünüm sergiledikleri görülmüştür bu istikrarlı görünüm sayesinde gelişmekte olan ülkeler küresel ekonomideki bozulmadan kaynaklı dış şokların olumsuz etkisini minimize etmiştir gelişmekte olan ülkelerin dünya üretimindeki payının artması ve gelişmiş ülkelerin ekonomik büyüme hızlarının düşmesi yeni ekonomik aktörleri ortaya çıkarmıştır imf ve financial timesa göre 1980li yıllarda dünya ekonomisinde ekonomik büyüme hızı en yüksek ilk 10 lider ülke içinde 7 gelişmiş ülke abd g kore japonya kanada i̇ngiltere almanya ve i̇talya ve 3 gelişmekte olan ülke brezilya hindistan ve çin var iken 2012 sonrasında tam tersine 7 gelişmekte olan ülke brezilya hindistan çin türkiye endonezya rusya meksika ve 3 gelişmiş ülke abd g kore ve japonya yer almıştır diğer yandan goldman sachs verilerine göre brezilya rusya hindistan ve çinden oluşan ve bric olarak adlandırılan bu ülkelerin toplam gsyh miktarı 2030dan sonra sanayileşmiş 7 büyük ülkenin abd japonya almanya i̇ngiltere fransa i̇talya kanada gsyhsini geçecektir tabii ki bric grubu ülkelere başka ülkelerin de güney afrika meksika ve belki türkiye katılması halinde bu süre daha da kısalacaktır arap baharı gelişmiş ülkeleri kaygılandırmıştır ortadoğuda başlayan arap baharı ve ortaya çıkan ticari fırsatların başta türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkeler lehine gelişmesi gelişmiş ülkeleri kaygılandırmıştır değişen dengeler sonrasında gelişmekte olan ülkelerin dış ticaretindeki eksen genişlemesi latin amerika afrika ortadoğu rusya ve çin gibi ülkelerin ticari ortaklıklar gerçekleştirmesi ve karşılıklı ekonomik çıkar sağlanması gelişmiş ülkeler aleyhine olmuştur ayrıca üretimin ve yeni pazarların doğuda yani gelişmekte olan ülkelerde olması gelişmekte olan ülkeleri daha da avantajlı hale getirmiştir küresel ekonomik krizde ekonomik büyüme hızını kaybeden ve 1929 ekonomik bunalımını adeta yeniden yaşayan gelişmiş ülkelerin sahip oldukları eski şartlara tekrar dönme çabaları içinde oldukları görülmüştür abdnin çıkış stratejisi olan fedin geleceğe dönük parasal sıkılaştırma olasılığı küresel ekonomik kriz dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere akan sermayenin geri çağrılarak gelişmekte olan ülkelerde başlayan şahlanış dönemi için adeta tehdit olarak algılanmıştır ayrıca ortadoğu ülkelerinde demokrasi karşıtı ortaya çıkan darbe ve kaosa gelişmiş ülkelerin kayıtsız kalmaları da gelişmiş ülkelerin ortaya çıkan istikrarsızlık tablosundan memnun olduklarının bir göstergesi olmuştur bu nedenle 19 yüzyıl avrupa ve 20 yüzyıl amerikan çağı olsa da 21 yüzyılın asyanın öncülüğünde daha global bir çağa dönüşeceği öngörülmektedir bu dönüşüm imf ve diğer uluslararası kurumlarda reformların gündeme gelmesine neden olmuştur ancak gelişmiş ülkelerin eski alışkanlıkları ve sahip oldukları imtiyazları kaybetmeme istekleri nedeniyle reformlar konusunda maalesef ipe un serdikleri görülmüştür diğer yandan temsilde adaletsizliklere alternatif olarak geliştirilen g20 platformu küresel ekonomi ve ticareti ilgilendiren yapısal hiçbir konu ile ilgilenmeyen bir istişare platformuna dönüşmüştür bu nedenle g20nin daha kurumsal ve temsil gücü yüksek bir yapıya kavuşturulması önem arz etmektedir aksi halde dünyanın ekonomik çekim merkezinin doğuya doğru hızla evirildiği bu süreçte uluslararası kuruluşlara alternatif arayışlar hızlanarak devam edecektir
566
yaklaşık bir yılın sonunda koronavirüsü beni de buldu i̇ki haftalık bir tedavi sürecinin ardından yavaş yavaş normale dönüyorum gerçi artık hepimizin etrafında bu virüsle boğuşmuş birileri bulunuyor ama bir de ben aktarayım sizlere kişisel tecrübemi öncelikle çok ağır geçirmediğimi söylemem lazım göz ve kas ağrıları hafif öksürük ve titreme gibi belirtiler yaşadım onun dışında ateşlenme sırt ağrısı ve baş ağrısı gibi sorunlarım pek olmadı ama herhangi bir viral hastalıkta olduğu gibi ciddi bir halsizlik ve yorgunluk kaçınılmaz olarak yaşanıyor sanırım herkesin tecrübesi bünyesine göre farklılık arz ediyor ama benim için çok ağır bir süreç değildi normal şartlarda nezle ve grip gibi hastalıkları oldukça ağır geçirdiğimi söyleyebilirim genelde ciddiye almadığım için günlük profesyonel yaşamımı aksatmadığım için bir türlü dinlenme fırsatı bulamam ve dolayısıyla kolay kolay toparlayamam ama korona sürecinde zaten izolasyonda olduğumuz için bolca dinlenme fırsatı bulduğum için olabilir hastalığın dördüncü ve beşinci gününden itibaren iyileşme sürecine girdimi söyleyebilirim ama ilk üç gerçekten sarstı zaten dinlediğim başka hikayelerde de iki veya üç gün boyunca herkesin sarsıldığı görülüyor hastalığı nasıl atlattım hastalığı hafif atlatmanın en önemli yollarından birinin her zaman olduğu gibi erken teşhis olduğunu düşünüyorum çevremde duyduğum birkaç örnekte doktora başvurmakta gecikenlerin ağır hastalandıklarını duyduğumdan semptomları hisseder hissetmez yarım gün içinde test yaptırdım aslında çok da ciddi bir semptom yoktu sabah hafif bir öksürük başladı belki boğazımda bir gıcık olmuştur dedim üç saat sonra birkaç kez öksürdüm bir iki saat sonra tekrar öksürdüğümde hemen test yaptırmaya gittim bildiğiniz gibi test yaklaşık 1012 saatte sonuç veriyor akşamüzeri verdiğim testin sonucu gelmeden ben zaten kendim pozitif olduğumu gece titremeler geldiğinde anladım ağrıkesici falan alıp yattım zaten sabah kapımda filyasyon ekipleri belirdi bana ilaçlarımı verip eşim ve çocuklara test yaptılar onların testi önce negatif çıktı hepimiz ayrı bir odada kendimizi izole ettik dört gün sonra tekrar gelene ekip ikinci bir test yaptı ve onların da testleri pozitif çıktı şimdi onlar da toparlamaya başladı diyebilirim tüm süre zarfında ekiplerin gerçekten kusursuz çalıştığını gördüm aile hekimimizden vefa gruplarına 112den filyasyon ekiplerine kadar kimi aradıysak anında cevap ve hizmet aldık hatta onlar bizi sürekli arayıp defalarca kontrol ettiler bir psikiyatrist bile arayıp ruh sağlığım hakkında sorular sordu ve yardıma ihtiyacım olup olmadığını öğrenmek istedi bütün bunları görünce insan daha da güvende hissediyor kendini yine süreç esnasında birçok eş dost sağ olsunlar hiç yalnız bırakmadı en büyük moral desteği de sanırım insanların arayıp sorması oluyor bu vesileyle arayıp soran duasını esirgemeyen herkese tekrar tekrar teşekkür ederim ben düzeldim allah tüm hastalara şifa versin
405
uzun bir süredir beklenen ekonomik reform paketi dün açıklandı pakete genel olarak baktığımızda iki hususun ön plana çıktığını görüyoruz i̇lk olarak paketle birlikte çok sayıda yenilikdeğişim öngörülüyori̇kinci olarak paketin ekseninde a kamunun kendi işleyişini ve b kamuözel sektör ilişkisini tasarruf verimlilik ve ekonomik hedefler lehine iyileştirmegüçlendirme isteğinin olduğu görülüyor paketteki maddelerin hayata geçirilebilmesi durumunda kamunun daha tasarruflu disiplinli etkin ve verimli hale geleceğini ve vatandaşlara daha iyi ve daha hızlı hizmet sunacağını söyleyebiliriz öte yandan paketin kamu ile özel sektör arasındaki ilişkiyi daha güçlü seçici verimli ve denetimli hale getireceğini ve bu şekilde ekonomi motorunu daha hızlı ve daha etkin çalışır hale getireceğini ifade edebiliriz hasılı paketin –uygulanabilmesi durumunda– genel manada türkiye ekonomisi için olumlu yönde atılmış 1 değil 23 adım anlamına geleceğini görüyoruz bununla birlikte türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarına dair halen atılması gereken önemli reform adımlarının olduğu da ortada bunları da ilerleyen reform paketlerinde görmeyi ümit ediyoruz yapısal reforma ihtiyaç duyulan alanların başında ise vergi rejimi ve istihdam piyasası geliyor kısaca ifade etmek gerekirse vergi rejiminde kdv ötv gibi dolaylı vergilerin payının azalması gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilerin payının da artması gerekiyor yine kayıtdışı istihdamın makul düzeylere geriletilmesi lazım öte yandan istihdam piyasasında çalışma sürelerinin düşürülmesi kısmi süreli işlerin yaygınlaştırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor bu iki alanın düzelmesi durumunda türkiye ekonomisi çok daha sağlıklı hale gelecek istihdam artacak işsizlik oranı arzu edilen düzeylere gerileyecek çalışanların refah düzeyleri yükselecek ve gelir dağılımı ciddi oranda düzelebilecektir gelin dün açıklanan paketi daha yakından inceleyelim pakette ilk olarak kamuda tasarruf noktasında önemli adımların atılması öngörülüyor bu çerçevede a verimli olmayan döner sermayelerin kapatılması ve diğerlerinin merkezi yönetim bütçesine dahil edilmesi b bütçe dışı özel hesap uygulamalarının kademeli olarak kaldırılması c taşıt alımıkiralama ve temsilağırlama harcamalarına sınırlamalar getirilmesi d mahalli idarelerde mali disiplinin güçlendirilmesi ve e hazinenin kullanımı dışında kalan kurumların hesabının tek hazine kurumlar hesabı sisteminde toplanarak verimliliğin artırılması hedefleniyor bu uygulamaların anlamlı bir şekilde hayata geçirilmesi durumunda kamuda ciddi düzeyde bir tasarrufun sağlanabileceğini söyleyebiliriz i̇kinci olarak pakette vergi sisteminin daha dijital ve verimli hale getirilmesiamaçlanıyor bu kapsamda a 724 faal olacak türkiye dijital vergi dairesinin kurulması b mükellef memnuniyetini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak için dijital vergi asistanı sisteminin hayata geçirilmesi c elektronik defterbelge kullanımının yaygınlaştırılması d dijital vergi denetimi sistemiyle vergi inceleme sürelerinin kısaltılması e vergi usul kanununun kayıtdışılığı azaltacak ve vergiye uyumu teşvik edecek şekilde güncellenmesi f vergi cezalarında uzlaşma kapsamının genişletilmesi veg vergi denetiminin iyileştirilmesi öngörülüyor vergi sisteminin bu şekilde dijitalleştirilmesinin gayet olumlu bir adım olduğunu söyleyebiliriz vergi toplanmasında karşılaşılan sorunların azaltılması noktasında atılacak her adımın önemli olduğunu da ifade etmeliyim bunların haricinde basit usulde vergilendirilen tam 850 bin esnaf gelir vergisinden muaf tutulması reform paketindeki önemli maddelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor üçüncü olarak kamuözel sektör iletişimin güçlendirilmesi ve daha verimli hale getirilmesi noktasında birçok yeni kurumun hayata geçirileceğini görüyoruz sağlık endüstrileri başkanlığı ilaç aşı medikal cihazlar ve biyoteknolojik ürünlerde türkiyenin dünyada rekabetçi bir noktaya gelmesi noktasında sorumluluk sahibi olacak yazılım ve donanım endüstrileri başkanlığı ise yazılım teknolojileri hususunda ülkemizin iyi bir noktaya gelmesi noktasında adımlar atmaya çalışacakdört bakanlığın yer alacağı fiyat i̇stikrarı komitesi de enflasyonla ilgili yapısal sorunları değerlendirecek ve gerekli politika adımlarını atacak ekonomi koordinasyon kurulu ve finansal i̇stikrar komitesi ile birlikte şeffaflığın öngörülebilirliğin ve koordinasyonun güçlendirilmesi hedefleniyoryatırım uyuşmazlığı kurumu ile birlikte ise ihtilaflı konuların hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması amaçlanıyor yeni oluşturulacak olan bu kurumların etkin bir şekilde çalışması durumunda türk ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı aşikar dördüncü olarak gıda sektörünün daha verimlietkin hale gelebilmesi noktasında a tüm gıda zincirinin anlık olarak takip edildiği bir erken uyarı sisteminin kurulması b çiftçiler ile tüketiciesnafı aracısız bir şekilde bir araya getirecek dijital tarım pazarının kurulması c gıdada israfı azaltacak soğuk zincirlerin daha çok desteklenmesi ve d uzun süredir çıkmayı bekleyen hal yasası ile ilgili çalışmaların tamamlanması hedefleniyor ayrıca e perakende ticarette özellikle son zamanlarda sıklıkla gördüğümüz fiyatlama bozukluklarını ortadan kaldırabilmek amacıyla yeni düzenlemelerin yapılacağı ifade ediliyor son yıllarda gıda piyasasında yaşanan yapısal sorunların ciddi katkısıyla gıda fiyatlarının kontrolsüz bir şekilde yükselmesi bildiğimiz gibi hem vatandaşların bütçesine zarar veriyor hem de enflasyonu besliyor bu yapısal sorunları ortadan kaldırma noktasında atılacak bu adımların gerçekten önemlikritik olduğunu söyleyebiliriz beşinci olarak katma değerli üretimin ve yatırımların verimlietkin bir şekilde teşvik edilmesi noktasında a teşvik sisteminin daha seçici hale getirileceği b yüksek katma değerli ve bölgesel kümelenme stratejisiyle uyumlu yatırımlara daha çok destek sağlanacağı c kredi garanti fonunun bu uğurda selektif krediler sağlayacak şekilde geliştirileceği ve d verilen teşviklerin etki değerlendirmesinin yapılmaya başlanacağı ve bunun için bir çatı mevzuat oluşturulacağı belirtiliyor türkiyede teşvik sistemi eskiden beri ne yazık ki seçici bir karaktere sahip değildi ve verilen teşviklerin ne şekilde geri dönüşlerinin olduğuna dönük olarak bir değerlendirme mekanizması yoktu bu sorunlara ancak son yıllarda çözüm üretilmeye başlandı bu bağlamda atılacak olan bu adımların son derece kritik olduğunu ve başarılı olması durumunda teşviklerin amaçlarına uygunluk derecesinin ciddi şekilde artacağını söyleyebiliriz altıncı olarak türkiyenin üretim potansiyelinin geliştirilebilmesi noktasında a küresel tedarik zincirlerine daha iyi bir şekilde entegre olabilmesi noktasında imalat sanayiine dönük destek programlarının yürürlüğe sokulması b ihracatçılara destek olmak üzere için yurt dışında lojistik merkezlerinin kurulması c yüksek teknolojili üretimde kümelenmenin sağlanacağı yeni nesil i̇htisas serbest bölgelerinin faaliyete geçirilmesi ve d pozitif ayrımcılık kapsamında beşinci ve altıncı bölgelere yapılacak yatırımlara uzun vadeli cazip kredi imkanlarının sağlanması hedefleniyor yedinci olarak atılacak diğer adımlar arasında a kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışların gerçekleşen değil hedef enflasyona göre belirlenmesi b kartlı ödeme sistemleri markamız troyun bir şirket çatısı altına alınması c girişimciliğin teşvik edilmesi noktasında önemli bir adım olarak kitle fonlaması platformlarının hayata geçirilmesi ve son olarak d kamu özel i̇şbirliği kanunu ile yatırımcıların tek bir kanun ile muhatap olması ve şeffaflığınöngörülebilirliğin artırılması bulunuyor cumhurbaşkanı erdoğan dün yaptığı konuşmada türkiyenin i̇sti̇hsal mücadelesini i̇sti̇klal ve i̇sti̇kbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz dedi bilmeyenler için istihsal üretim anlamına geliyor bu vurgunun gayet yerinde olduğunu söyleyebilirim bu reform paketi de –öngörüldüğü ve amaçlandığı şekilde çalışacak olursa– türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır fakat arzu ettiğimiz noktalara ulaşabilmemiz için vergi rejimi ve istihdam piyasası başta olmak üzere sorunlu alanlara dönük yapısal reformların da hayata geçirilmesi gerekiyor
995
glikoz beynin ana yakıtıdır ve beyin hücreleri dahil birçok hücre şekerle beslenir ancak yapılan araştırmalara göre fazla şeker beyindeki iltihabı artırıyor ve hafızayı kısa süreli olumsuz etkiliyor sağlıklı bir beslenme düzeni denildiğinde genellikle uzak durulması gereken ilk maddenin şeker olduğu düşünülür şeker tüketilmemesiyle ilgili doğru ya da yanlış diyemeyiz aslında ancak işlenmiş şekerlerden uzak durulmalı doğal şekerler kararında tüketilmeli dersek şekere karşı gelişen önyargıyı açıklığa kavuşturmuş oluruz nihayetinde şeker de vücut için önemli dopami̇n salgilaniyor beynin işlevini yerine getirebilmesi için şekere ihtiyacı var glikoz beynin ana yakıtı ve beyin hücreleri dahil birçok hücre şekerle beslenir evrimsel olarak insanlar şekeri seviyor çünkü harika bir enerji kaynağı kandaki glikoz seviyesi düşük olduğunda kafa karışıklığı unutkanlık ve uyku hissi ortaya çıkar öte yandan çok fazla şeker tüketimi de vücutta ve beyinde kötü bazı şeyleri tetikleyebilir şeker yediğimizde beyne sinyal gönderen tat tomurcukları harekete geçer bu sinyal ile kişinin iyi hissetmesini sağlayan beyin kimyasalı dopamin salgılanır sonuç olarak beyin daha çok şeker ister sıklıkla tüketilen yiyeceklerin dopamin üretmesi pek karşılaşılan bir durum değil genellikle yeni ve lezzetli bir şeyler ilk tadıldığında dopamin salgılanır bir dahaki sefere dopamin etkisi kaybolur yani temelde sadece yeni yiyeceklere yanıt olarak dopamin salgılarız ancak şeker farklı her şeker tüketildiğinde dopamin salgılanır dopamin seviyesinin kontrolsüz artması daha fazla şeker tüketme isteğini tetikler bu yüzden bazı insanlar şekerli yiyeceklere bağımlı olur fareler üzeri̇nde test yapildi günümüzde eskiden olduğu gibi şekerli yiyecekler aramamıza gerek yok bariz şekerli yiyecekler dışında içinde şeker olduğunu bile bilmediğimiz yiyecekler var beyin bunları da şeker gibi işliyor fareler üzerinde yapılan araştırmalara göre yüksek şekerli diyetlerle beslendiklerinde beynin yeme dürtüsünü kontrol etmeye yardımcı olan belirli bir kimyasal daha az salgılanıyor böylece fareler yemeyi bırakmıyor ayrıca şekerle beslenen fareler belirli beyin fonksiyonlarının nasıl çalıştığını görmek için teste tabi tutuldular bu fareler hafıza görevlerinde başarısız oldu çalışmalar yüksek şekerli beslenen farelerde beyinde iltihabın arttığını ve kısa süreli hafızanın etkilendiğini de ortaya çıkardı beyni̇ni̇zi̇ eği̇terek şeker bağimliliğindan kurtulabi̇li̇rsi̇ni̇z farkında olmasanız da beyin ve bağırsaklar arasında güçlü bir bağlantı var şeker de burada devreye girer tükettiğimiz şeker bağırsaklara geldiğinde şeker reseptörleri harekete geçer reseptörler de fazla şekerle başa çıkılması için beyne insülin sinyali gönderir yani fazla şeker pankreası kan şekerinin düzenlenmesinde rol oynayan bir hormon olan ekstra insülin üretmeye yönlendirir i̇nsülin aşırı miktarda glikoz yağ asitleri ve diğer kalori açısından zengin maddeleri depolaması için yağ hücrelerine sinyal gönderir sonuçta kan dolaşımında çok az kalori kalır bu nedenle beyin yakıtın artık düşük olduğunu düşünür böylece açlık seviyesi hızla yükselir ve hızlı enerji sağladığı için şeker daha cazip hale gelir döngü de yeniden başlamış olur bu kısır döngünün dışına çıkarak beyninizi daha sağlıklı bir şeker seviyesi ile aynı hizaya getirebilirsiniz ciddi bir şeker bağımlısı değilseniz şekeri kestikten kısa bir süre sonra beyin bu duruma uyum sağlayabilir ve şeker tüketme isteği de ortadan kaybolur şeker bağımlıları için bu süre daha uzun olabilir
467
pkknın silah bırakmasını amaçlayan çözüm süreci ilerliyor pkknın silahlı unsurlarının yurt dışına çıkışı sorunsuz devam ediyor akil adamlarının yedi bölgedeki çalışmaları sona ermek üzere çözüm süreci ilerledikçe de muhalefet cephesindeki reaksiyonerlik sertlik ve siyasi akılla telif edilemeyecek hırçınlık dikkat çekiyor bunun yansımalarını alkol düzenlemesi yavuz sultan selim köprüsü ve gezi parkı tartışmalarında görmek mümkün pkk soğuk savaş dönemi mantığında kuruldu ve 12 eylül darbe rejiminde gelişti önce özal reformları ve sonra da ak parti reformlarıyla türkiye cumhuriyeti soğuk savaş ve 12 eylül mantığından kurtuldu muhalefet bu değişime ayak uyduramadı muhalefet kimlik siyasetine hapsoldu pkkbdp çevresi de muhalif cephenin içinde ve etrafında şekillendiği reaksiyoner cephe merkezinde yer alıyordu son dönemde devlet içindeki ergenekon yapılanmasının ve giderek anlamını kaybeden mhp milliyetçiliğinin yegâne meşrulaştırıcısı pkkbdp çevresi oldu hatta pkk giderek kan kaybeden vesayet sisteminin kan bankasına dönüştü ak partinin 2000daki kürt açılımı pkknın devrimci halk savaşı stratejisi marifetiyle ak partinin kurt kapanına alındığı ve bürokratik vesayetin yeniden ihdas edildiği bir sürece çevrilmeye çalışıldı kapatılma tehdidiyle ve anayasa yapamaz halde bir çaresizliğe hapsedilmek istenen ak parti ergenekon balyoz davaları ve 12 eylül 2010 anayasa değişiklik referandumuyla vesayet sisteminin temellerini yıktı hele balyoz davasındaki mahkûmiyetler bürokratik vesayetin tasfiyesindeki ciddiyeti ve güçler dengesindeki değişimi açıkça gösteriyordu bu göstergelerin siyaset denklemindeki dinamikleri etkilemesi kaçınılmazdı pkkbdp çevreleri bu değişimi botandaki 85lik oy başarısı ve suriyede kazanabilecekleri stratejik derinlik potansiyeliyle görmezden geldiler bildikleri türkiyeyi ve bölgeyi değiştiren ak partiye yönelik husumetleri onları yeniden şiddete yöneltti final yılı ilan ettikleri 2012 yılında pkkbdp çevreleri öcalana rağmen ak partinin şiddet karşısında eski devlet reflekslerine döneceğini veya bunu yapmazsa iktidardan düşeceklerini düşünerek yeniden devrimci halk savaşı stratejisine yöneldiler bu savaştan kamuoyuna aksedenin ötesinde ağır bir mağlubiyetle çıkan pkk her askeri mağlubiyet sonrasında olduğu gibi abdullah öcalanın artan önderlik gücüne tabi oldu devrimci halk savaşının çıkmaz yol olduğu görüldükten sonra öcalan pkknın mücadele yöntemini değiştirecek tarihi bir müdahalede bulundu ak parti hükümeti bürokratik vesayeti tasfiye etme ve devrimci halk savaşını mağlup etmenin güveniyle kürt meselesinin hesabının suriye meselesiyle karışmasına engel olacak bir şekilde öcalanın yöntem değişikliğini kabul etti muhalefetin çıkmazı öcalanın talimatına pkk ve bdpnin itaat etmesiyle yürüyecek yeni denklemin işlediği görüldükçe muhalefetin reaksiyonerliği arttı gelişmeler chp içindeki farklılıkları sivriltecek ve iç çatışmaya yöneltecek bir istikamet kazandı çözüm süreci yeni chp söylemini bitirdi daha da önemlisi kılıçdaroğlu ve ekibinin 2014 mahalli idareler seçim stratejisine de büyük bir darbe vurdu bilhassa i̇stanbuldaki bdp seçmeni dahil kürt seçmeninin oyunu alarak i̇stanbulda bir başarı yakalamayı hedefleyen chpnin oyun planı bu şekilde çöktü bu başarısızlık mustafa sarıgülün önünü açtı chpdeki çatışmadan pay kapabilmek için mhp sertliğin dozajını arttırdı mhp genel başkanı devlet bahçeliinin bursa mitinginde vur de vuralım sloganına onun da sırası gelecek demesi doz aşımını ifade ediyordu bahçelinin bu çıkışı sonrası geri adım atamaması mhpyi çıkmaz bir sokağa hapsetti bahçelinin bütün kariyerini ve itibarını borçlu olduğu ülkücüleri sokaktan uzak tutma başarısı bu sözlerle sona erdi buna anadoluda gezen akil adamalara mhp çevrelerinin saldırgan protestoları eklenince mhp kendini aldığı oy ne olursa olsun marjinalliğe hapsetmiş oldu çözüm süreci chp ve mhp için çok ciddi bir kırılmanın eşiğini temsil ediyor bürokratik vesayet sisteminin güç dengelerine ideolojisine ve siyasi kültürüne göre şekillenmiş olan chp ve mhp çözüm süreciyle kendilerine bir meşruluk alanı veren pkknın silah bırakması ihtimaliyle şaşkınlık yaşıyorlar bu silah bırakma üstelik ak partinin eliyle gerçekleşirse yani ak parti hem muktedir hem de yeni bir düzen kurucu olarak ortaya çıkarsa chp ve mhpnin içeriden ve dışarıdan artan merkez kaç güçler karşısında yenilenmekten ziyade eskiye dönmeleri mümkündür chpnin silivrideki darbe yargılamalarını engellemeye çalışması ve mhpnin tehdit söylemi kimlik siyasetlerinin iflaslarını gösteriyor alkol düzenlemesi ve yavuz sultan selim köprüsü tartışmaları bu iflasın önüne geçebilecek bir damarı ifade etmiyor kimlik siyaseti artık siyasetin kıtalarına değil giderek küçülen yarım adalarına oturuyor muhalefet yeni kıtalar keşfetmek yerine bildiği ve giderek küçülen çıkmaz yarımlara çekilmeye razı görünüyor bu siyaset meydanını tamamen ak partiye bırakmak değilse nedir
632
milyonlarca vatandaşın borcundan kurtulacağı yapılandırmaya başvurmak için bugün son gün yapılandırma aynı zamanda milyonlarca bağkur’luya da hem emeklilik hem de günlerini dondurma imkânı getiriyor i̇şte ayrıntılar milyonlarca vatandaşın borçlarından kurtulması için son gün bugün 1 şubat pazartesi mesai bitimine kadar başvuran vatandaşların devlete olan borçları yapılandırılacak borçlulara birçok avantaj sağlayan yapılandırma bağkurlulara primleri için yapılandırma dondurma ihya kolaylığı da getirildi yapılandırmaya başvuranlar borcundan kolayca kurtulduğu gibi 5 puanlık indirimden de yararlanacak i̇şte yasa ile sağlanan imkânlar 1 yapilandirma 1 şubata kadar başvuranların gecikme ceza ve faizleri silinecek bunun yerine yi̇üfe üzerinden hesaplama yapılacak 31 marta kadar peşin ödeme yapanlar yi̇üfe tutarının yüzde 90ını ödemeyecek hesaplanan tutarın tamamının ilk 2 taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde ise yi̇üfe tutarında yüzde 50 indirim yapılacak 2 dondurma bağkurlulardan 31 ekim 2020ye kadar olan prim borçlarını 1 şubata kadar ödemeyenlerin ya da yapılandırmayanların prim borcu silinirken borca ilişkin hizmet süreleri dondurulacak bu süreler emeklilik için geçerli olmayacak 3 i̇hya bağkurlu olup da prim borçları nedeniyle daha önce sigortalılık süreleri durdurulanlar ay başına kadar sosyal güvenlik kurumuna ihya başvurusunda bulunabilecek pri̇m borcu i̇çi̇n çözüm prim borcu bulunduğu için emekli olamayanlar yapılandırma ile muradına erecek yeterli primi bulunup borçlu olduğu süreye ihtiyacı olmayanlar borçlarını sildirip günleri dondurarak emekli olabilecek bu arada sgknın bankalarla yaptığı protokol kapsamında borcunu ödemesi durumunda aylık bağlanacak sigortalılara krediyle emeklilik imkânı sunulacak sigortalılar yapılandırılan sigorta prim borçlarının peşin ödeme tarihinin son günü olan 31 marta kadar ilgili bankalardan aylık yüzde 160 faiz oranı ve 36 ay vade ile kredi kullanabilecek
248
suriyede askeri veya siyasi çözümün anahtarı askeri muhalefetin güçlendirilmesi veya rejimin askeri gücünün kırılmasıdır birleşmiş milletlerde suriye kararlarının rusçin vetosuna takılmasının ardından kurulan suriye halkının dostları grubu beşinci toplantısını romada yaptı önceki dört toplantı suriyeli muhaliflere retorik destek siyasi güce dönüşmemiş diplomatik tanınma ve ağıza çalınan bir parmak bal niteliğinde maddi yardım sundu yaklaşık iki senedir suriye halkının düşmanları grubunun tam teçhizatlı ve savaş ahlakından yoksun asker ve paramiliter güçleriyle mücadele eden muhalefet roma toplantısını boykot etme kararını çiçeği burnunda abd dışişleri bakanı john kerry yardımlar somutlaşacak mesajıyla iptal etti kerrynin mesajı sonrasında romaya giden muhalefet aslında devrimin başından beri uluslararası camiaya yönelik tavır almada zorlanmaktaydı bunun asli sebebi uluslararası toplumun özellikle abdnin muhaliflere karşı pozisyonundaki muğlaklıktı örneğin abd şimdiye kadar muhaliflere somut yardımda bulunmadığı gibi somut yardımda bulunmak isteyen özellikle körfez ülkelerini de sıklıkla engellemekteydi tek somut şey silah ve istihbarat ortaya çıkan tablo dışardan askeri ve finansal akışın devam ettiği baas rejimi ile askeri ambargoya tabi tutulan muhalifleri karşı karşıya bırakmakta bu da doğal olarak sahada oyunun değişmemesine ve akan kanın devam etmesine sebep olmakta bu sebeptendir ki muhalefetin somut kelimesinden şu noktada anladığı ve tatmin olacağı tek şey silah ve istihbarat yardımıdır roma toplantısından çıkan en somut sonuç ise abdnin muhaliflere vereceği 60 milyon dolarlık yardım oldu abd daha önce hillary clintonun da vaad ettiği askeri olmayan yardım sözünü yinelerken abd ile muhalefetin somut kelimesinden anladıkları arasında hala büyük bir uçurumun olduğu da ortaya koyulmuş oldu yine de abdnin suriye yaklaşımında bir yeniden gözden geçirme içerisinde olduğu söylenebilir ne esedli ne de esedsiz geçtiğimiz hafta berlinde rus mevkidaşı sergey lavrovla görüşen kerry rusya ile suriye konusunda asgari müşterekleri bulma çabasında libya sonrası suriye meselesi ile kendisini ortadoğu coğrafyasına tekrar kritik aktör olarak sokan rusya abdnin baas sonrası i̇slamcı iktidarı endişesini paylaşmakta sahada güçlenen i̇slami unsurların beslediği bu düşünce dolayısıyla hem rusyada hem de abdde bir an önce kötü de olsa bir çözüm bulunmazsa yeni bir afganistanla karşılaşırız çağrıları karşılık bulmakta bu sebepten iki ülke de esedli veya esedsiz bir siyasi çözüm formülü arayışında abd maddi yardımla muhalefet üzerindeki nüfuzunu artıracağını rusya ise bm kartıyla baas rejimini masaya oturtacağını düşünmekte abd ve rusyanın kilit aktörler olduğu tartışma götürmez fakat suriye krizinin sadece bu iki ülke tarafından çözülebilmesi de mümkün değil abd bu güne kadarki etkisiz rolü rusya da rejime verdiği karşılıksız destek ile suriye meselesinde nihai karar verici olma şansını kaybetti mevcut şartlar altında iki ülkenin desteklemesi halinde bile kalıcı bir siyasi çözümün bulunması oldukça düşük bir ihtimal çünkü sahadaki mevcut denge ve rejimin hava üstünlüğü esedsiz bir siyasi çözümü rejim ve suriye halkının düşmanları grubu tarafından kabul edilebilir kılmamakta esedli bir çözüm ise hem siyasi hem de askeri muhalefetin kırmızı çizgisi durumunda abd son hamleleriyle rejimle diyalog yapmadığı için eleştirdiği siyasi muhalefeti masaya oturmaya ikna edeceğini düşünse de abdnin bu düşünceyi sadece askeri muhalefet içerisinde değil siyasi muhalefet içerisinde bile satabilmesi şu noktada mümkün değildir geldiğimiz noktada suriyede askeri veya siyasi bir çözüm konuşacaksak bu sadece muhaliflerin sahada mutlak üstünlüğü ele geçirmesinden sonra mümkün olacaktır zira rejim sahada kaybettiğini anlamadan ne çatışmayı bırakacak ne de siyasi bir çözüme yanaşacaktır bu sebepten suriyede askeri veya siyasi çözümün anahtarı askeri muhalefetin güçlendirilmesi veya rejimin askeri gücünün kırılmasıdır suriyede esedli çözüm silahlı esedsiz çözüm silahsız olacaktır
536
bu global bir kriz bizim gelecek sezona nasıl sağlıklı gireceğimizin planlarını yapmamız lazım türk basketbolunun seviyesi ve rekabet gücü korunmalı krizden önce de yapmamız gereken şeyler vardı altyapıların canlandırılması gibi… bu süreçte ise kendimizle ilgili önlemleri de almamız lazım türkiyeyi bu sezon fiba şampiyonlar liginde temsil eden ve son 8 takım arasına kalma başarısını gösteren türk telekomun başantrenörü burak gören sabah spora konuştu ligin devam edip etmemesi ile ilgili görüşünüz nedir ben rekabete inanan bir insanım hayatımız sahada rekabet içinde geçiyor gönlümüzden geçen liglerin tamamlanması ama başladığımız günden bugüne kadar gelen tablo bunu göstermiyor ben kişisel olarak liglerin oynanarak biteceğine çok fazla inanmıyorum bence bu sezonu bitirmeyi değil önümüzdeki sezona nasıl sağlıklı bir şekilde başlayabiliriz diye düşünmeliyiz seyirciyi salona getirebilecek miyiz bu boşlukta bunu planlamamız gerekiyor takım ve yabancı sayısı ile ilgili görüşler var siz ne düşünüyorsunuz krizden önce de yapmamız gereken şeyler vardı altyapıların canlandırılması gençlerin yetiştirilmesi gibi… ama alınacak karar ne olursa olsun kendimizle ilgili sıkıntıların da önlemlerini almamız lazım takım sayısı ile yabancı konusunda ise ülke basketbolu ve milli takım seviyesinde rekabet düzeyimizi koruyacak kararlar almamız lazım ayrıca bu pandemi bütün dünyada var her ülke etkilenecek kulüp olarak bu konularda elbet görüş bildireceğiz ama benim temel noktam bu seviye ve güç düzeyinden uzaklaşmamak kontrat problemleri̇ çok ci̇ddi̇ avrupa şampiyonlar liginde sekizli finalde bu kadrodan kimleri göreceğiz şu an için böyle bir çalışma yok sekizli finaller için 30 eylül4 ekim tarihleri verildi ama bu global düzeyde bir problem kontrat problemleri çok ciddi hiçbir takımın da şu anda bunu söyleyebileceğini düşünmüyorum orası karanlık gözüküyor kurallara ai̇lece uyuyoruz kişisel olarak bu günleri nasıl geçiriyorsunuz devletimizin koyduğu kurallara ailece uyuyoruz evde kalmaya sosyal mesafeye ciddi şekilde dikkat ediyoruz basketbol antrenörleri olarak yoğun bir tempoda çalışıyoruz bu dönemde ailemle oğlum yiğitle vakit geçiriyorum kişisel eğitimime zaman ayırıyorum i̇kinci bir yabancı dil öğreniyorum kitap okuyorum şu anda michael jordanı ve felsefesini anlatan jordanizm isimli kitabı okuyorum
313
yarın yapılacak seçimler sonrasında sandıktan çıkacak hükümetin niteliği türkiyenin dış politikasının yönünü ve etkinliğini de belirleyecektir koalisyona ihtiyaç duyulmadan bir partinin tek başına iktidarı sağlayacak sandalye sayısına ulaşması dış politika için ihtiyaç duyulan sağlam zemini de sağlayacaktır demokrasi kültürünün bütün kesimlerin içine sindiği ülkelerde koalisyon hükümetleri de etkin bir dış politika için gerekli istikrarı sağlasa da türkiyenin henüz bu olgunluğa ulaşmadığı görülüyor muhtemel bir koalisyon hükümeti içerideki kavgaların dış politika alanına da taşınacağı ve ülkenin çıkarlarının bundan ciddi zararlar göreceği endişelerini de beraberinde getiriyor geçmiş dönemlerde yaşanan koalisyon tecrübeleri bu endişelerin hiç de yersiz olmadığının açık bir göstergesi olarak karşımızda duruyor türkiyenin gerek terörle mücadele gerekse bölgesinde yaşanan çatışmalar açısından çok hassas bir dönemden geçtiği göz önünde bulundurulursa geçmişteki koalisyon dönemlerinde yaşanan istikrarsızlığın 1 kasım seçimi sonrasında da yaşanma ihtimali milli çıkarlar açısından ciddi bir risk oluşturuyor türkiyenin uluslararası çevrelerden ve onların yerli uzantılarından gelen manipülatif müdahaleler karşısında güçlü kalması ancak istikrarlı bir hükümetle yola devam etmesiyle mümkün olacaktır 2013ten beri yaşanan gezi olayları 1725 aralık darbe girişimi ve pkk terörünün yeniden canlandırılması girişimlerinin türkiyenin çevresinde yaşanan gelişmelere kendi çıkarları doğrultusunda gerektiği gibi tepki verme yeteneğini ne kadar zayıflattığı düşünülürse içeride istikrarsızlığı artıracak bir koalisyon hükümeti bu konuda yaşanan olumsuzlukları daha da ciddi boyutlara taşıyacaktır türkiyenin dışarıdan ve içeriden gelen tehditler karşısında sağlam durabilmesi ve etkin bir dış politika izleyebilmesi için sağlam bir ekonomiye ve istikrarlı bir siyasal yapıya sahip olması gerekmektedir bunun ancak tek parti iktidarıyla mümkün olabileceğini ise geçmiş tecrübeler açık bir şekilde ispat etmiştir çünkü 7 haziran seçimi öncesi ve sonrasında yaşanan tartışmaların şiddeti türkiyenin koalisyon kültürünün temelini oluşturan uzlaşı anlayışından henüz çok uzak olduğunu göstermiştir
269
habertürk canlı yayınındaki konuşmama böyle başlamıştım neticesi de öyle oldu nitekim yayın akışını değiştirip programın tekrarını bile yayınlayamadılar habertürk kendisini ana akım medyada herkese eşit mesafede konumlandırmış saygın bir yayın kuruluşu olarak sunuyor ancak 15 temmuz gecesine değin görevde bulunan nerdeyse tüm üst düzey yöneticileri fetöcü çıkan kanal kapatılan zamandan sonra en çok fetöcüyü bünyesinde barındıran yapı âdeta kaportası değiştirilmiş stv olduğunu unutturamaz türk basın tarihinde bir benzerini hatırlamadığım bir ifşa yaptım çünkü birisinin yapması gerekiyordu her akşam geçmişleri darbe gecesine değin fetöyle yan yana yazılmış bazı konukları üzerinden yayında olmayan birisine itibar suikasti yapan ak partiye yakınmış gibi duran bir konuğu seçip onu diğerlerine ezdiren birkaç muhafazakâr vitrin mankeni koyup tarafsızlık maskesi takan habertürkü savunmak adına kanala ve gazeteye en son monte olan zayıf halka kemâl öztürk kendisini ortaya attı cevabını twitter hesabımdan verdim sustu sonra kanalın ekran yüzü fatih altaylı 2009daki f tipi astsubayın fişleme itirafları manşetinin fotoğrafıyla en güçlü zamanında fetö ile mücadele ettiklerini iddia eden kendine yakışan aşağılıkta bir tivit attı ancak benim konu hakkında zamanında yazı yazdığımı belli ki bilmiyordu yazımda o manşetin çıktığı gün zaman gazetesi biryazıyla habertürkü tehdit edince habertürkün hem haberi her yerden sildirdiğini hem de özür yayınladığını kayda geçirmiştim habertürkü ifşa yayınım sonrası 18 saat düşünüp bu yanıtı bulabilen altaylı cevabım sonrasında tivitini sildi ayrıca yayının ertesi günü fetöcü hesapların sosyal medyayı kasıp kavuran habertürk ifşasını geri planda bırakmak için cumhurbaşkanı erdoğanı hedef alan bir etiket saldırısına geçmesini de not ettim bundan sonra habertürke çıkıp normalleştirme çabası güdecekleri not edeceğim gibi nitekim kimlerin o yayından rahatsız olduğuna ve kimlerin ortalık yıkılmasına rağmen ölü taklidi yaptığına bakarsanız pek çok şey daha net görülür zaten habertürke çağrımı yineliyorum tek tek gelmeyin topunuz gelin
281
pandemide etten peynire taze meyve ve sebzeden dondurulmuş gıdaya kadar her şeyi internetten sipariş ettik son 3 yılda en hızlı büyüyen girişimler arasında yer alan i̇stegelsin pandemide 10 kattan fazla büyüdü ceo yıldırım “en çok meyve sattık” dedi pandemi döneminde pek çok konuda olduğu gibi alışveriş konusunda da alışkanlıklarımız değişti öyle ki daha önce pazar market ve manavlardan yaptığımız alışverişi bile internetten yapmaya başladık i̇nternetten alışverişin adreslerinden biri de i̇stegelsin oldu taze gıda alışverişinin yapıldığı yeni nesil online süpermarket i̇stegelsinde kasaplar bizim için et manavlar taze meyve ve sebze seçiyor pandemi döneminde 10 kattan fazla büyüyen i̇stegelsin deloitte technology fast 50 listesinde son 3 yılda en hızlı büyüyenler arasında ilk sırada yer aldı app store huawei store ve google playde bulunan uygulamasıyla yeni nesil market alışverişi deneyimini yaşatan site soğuk hava depolarında saklanan meyve sebze ve etleri soğuk zincir kırılmadan istenen saatte kapıya kadar teslim etme avantajı sunuyor 10 kat büyüme mobil uygulamanın 4 milyon kez indirildiğini ve 25 milyon aktif kullanıcılarının olduğunu ifade eden i̇stegelsin ceosu sedat yıldırım büyüme rakamlarına dikkat çekti pandemiden önceki dönemlerde yaklaşık 1 yılda alınacak marka büyümesini pandemi döneminde neredeyse 3 ayda yakalandık 2020 yılı içinde 10 kat büyüme gösterdik 2019 ile kıyasladığımızda geçen yıl müşteri sayımız yüzde 138 arttı diğer oranlara bakacak olursak sipariş sayısı yüzde 387 frekans 105 sepet oranı yüzde 67 ürün sayısı 629 yeni üye sayısı 128 ve yeni müşteri sayısı ise yüzde 110 artış gösterdi şu anda i̇stanbul kocaeli ankara bodrum eskişehir i̇zmir ve manisanın bazı bölgelerindeki kullanıcılara hizmet veriyoruz yakın zamanda bursa ve antalyada da hizmet vermeyi hedefliyoruz yönetmek kolay deği̇l yahya ülkerin türkiyedeki girişimcilik ekosistemini desteklemek üzere 2019da kurduğu yıldız venturesın desteklediği girişimler arasında yer alan i̇stegelsin 30 milyon dolar yatırım yapıyor şimdilik başka yatırım almadıklarını belirten sedat yıldırım tedarik zincirini oluşturmanın zorluklarını ise şöyle anlattı 240tan fazla tedarikçisi bulunan i̇stegelsinde meyvesebzeden temel gıdalara teknolojiden tekstile kırtasiye ve oyuncaktan anne bebek malzemelerine 7 bin çeşit ürün bulunuyor dağıtım merkezlerimizde fırın meyve sebze odası et ve süt ürünleri odası ve dondurulmuş gıda olmak üzere 4 farklı oda bulunuyor meyvesebzeler et ve süt ürünleri ve donuk ürünler ideal sıcaklıklarda muhafaza ediliyor ve online sıcaklık takibi ile sürekli kontrol altında tutuluyor 11i i̇stanbul 3ü ankarada bodrum i̇zmit ve eskişehirde birer olmak üzere 17 dağıtım merkezimiz bulunuyor bunların sayısı her geçen gün artıyor 2021 yılı içerisinde 2530 merkez daha açmayı hedefliyoruz kasaptan et manavdan sebze meyve tüketici için halden sebzemeyveyi uzmanının seçtiğine dikkat çeken sedat yıldırım kasaplar et manavlar halden taze sebzemeyve seçiyor üstelik soğuk zincir korunarak eve teslim ediliyor pazardan ürün alanın böyle bir şansı yok bu durum pandemi koşullarını görmeden almam diyenleri de ikna etmemizi sağladı teslimat için bir saatlik zaman aralıkları ile hizmet veriyoruz siparişleri istenen gün ve saatte müşterilere ulaştırıyoruz yüzlerce marka binlerce çeşitten oluşan geniş bir ürün portföyüne sahip olan kullanıcılarımıza stok sorunu son kullanma tarihi gibi problemlerin yaşanmadığı bir market alışverişi tecrübesi yaşatmayı hedefliyoruz en çok meyve alişveri̇şi̇ artti pandemiyle birlikte ofislerin daha az kullanılması ve okulların kapalı olması nedeniyle evlerdeki sepetlerin büyüdüğünü belirten sedat yıldırım pandemi döneminde yaşanan değişimle ilgili şu örnekleri verdi satışlarımız bu dönemde yüzde 80 artış gösterdi günlük sepet ortalamamız ise yüzde 25 arttı kategori bazında büyüme oranlarına incelediğimizde ise 2020de satılan ürün artışında ilk sırada yüzde 1474 artış oranıyla meyve yer aldı onu yüzde 1025 ile sebze takip etti pastacılık malzemelerinin oranı yüzde 834 artarken dördüncü sırada yüzde 788 ile kahve yer aldı baharat çay ve et satışlarında ise yüzde 700ün üzerinde bir artış yaşandı pandemi döneminde gelen müşterilerimizin yüzde 80i kalıcı oldu ve online alışverişe devam ettiler
587
çocukluğumuzun futbol mabedi antalya atatürk stadı antalyalı olan ya da yıllardır memleketimizin havasını soluyanların her birinin en az bir anısı vardır bu statla ilgili antalyanın en büyük markalarından antalyasporun ne başarılarına ne hüzünlerine tanıklık edilmiştir bu statta kim bilir ancak hepimiz gibi binaların da ömrü var atatürk stadına veda ettik daha modern bir stada kavuştuk i̇smini şimdilik bilmiyoruz birileri antalya arena diye uydurdu bazıları antalya stadı dedi çoğunluğumuz yeni yapılan stat diye tarif etti futbolun yeni adresini arena uydurması cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğandan döndü tam isabet arena ismini birçoğumuz zaten içimize sindirememişti futbola sporun ruhuna fair playe uymuyordu bir anlamda barbarlığın hayat bulduğu mekanın adıdır arena aslında şimdi yeni stadımıza verilecek olan isim tartışması başladı bazı siyasilerin ve stk temsilcilerinin atatürk ismi konusunda bana göresiyaseten yaptığı açıklamalarla baskı oluşturulmaya çalışılıyor dedim ya siyaseten yapılan konuşmalar da futbolun ruhuna ve özellikle dev bir sektör haline gelen günümüz futboluna hiç ama hiç uymuyor hele hele yeni stadın adından atatürk adının kaldırıldığını belirtip iade edilmesini isteyenlerin talepleri siyaset yapmaktan öte gitmiyor ne zaman verildi de sonra kaldırıldı biz mi bu kentte yaşamıyoruz acaba tüm kulüplerin yaptığı gibi antalyasporun gelir kazanması için stadın isminin satılması gündemdeyken atatürk ismini vereceğimiz stada nasıl sponsor alacağız asıl antalyaspor açısından düşünülmesi gereken konu bu gibi geliyor bana atatürkün isminin önüne ya da arkasına parayı basan bir ticari firmanın ismini mi koyacağız bu kez de bu sponsor atatürk isminin yanına yakışmaz deyip atatürkü mü kaldıracağız para her şey değildir sponsor alınmayıversin diyenler de olabilir o halde onları futbolun amatör kısmını izlemeye davet edelim sonuç olarak sırf siyaset yapacağım diye günümüz gerçeklerine uymayan taleplerde bulunup antalyasporumuzun önünü kapatmayalım atatürkün isminin statlara verilmesinden vazgeçelim daha büyük ölümsüz sonradan yıkılmayacak eserlere verelim
280
kura çekildiğinde kim çekti bu kurayı dedim ama benficayı her iki maçta izleyince lizbondaki ikinci yarı hariç biz bunları eleyebiliriz diye düşündüm yalnız gıcık sinir bozucu bir skorla kaybettik ilk maçı rakibin çabuk oyuncuları olduğu için kontrollü hücum yapmak gerekiyordu cocu da zaten öyle başladı yavaş yavaş yarı alana itmeye çalışıyordu ki öyle oldu ama tam rakip yarı alanda oyunu kontrol altına alırken golü yedik zaten benficanın şahane orta sahası var pizzi ile fernandes pizzi oyunu başlatıyor fernandes rakip yarı alanda zorluyor i̇şte bu gol bir şok etkisi yarattı ama ilk yarının sonunda gelen gol de dur bakalım bu benficaya iki gol atılabilir düşüncesini getirdi açıkçası fakat hemen hemen hiç pozisyona girmeden hücum yapıyor gözüktü fenerbahçe kaldı ki cocu futbol adına taktik adına oyunun son 2530 dakikasında savunmanın önünde yalnızca sarı kartlı eljifi bırakarak hücum yapmak istedi fakat kenarlara gidip hücum yapamayınca ayew de kalabalığın içine gelince hazır değil benfica da oyunu soğutarak kalesinde pozisyon vermeyerek fenerbahçeyi eledi ve evine döndü 5 üzerinden puan verecek olursak fenerbahçe taraftarı 5 sahiplendiler çok oyunun sonuna dek maça asıldılar takımın 5 üzerinden tamamı 2 yani vasatın üstü oynayan 14 oyuncudan 1 oyuncu bile yoktu ne yapsın x elinden gelen bu kadardı denilecek oyuncu yoktu mücadele etmeyen de yoktu ama taraftarın coşkusuyla istekli arzulu ama çabuk oyunla acele oyunu karıştıran şuursuz ve kontrolsüz teknik olarak da bol hatalı bir maç çıkardılar cocunun planı maç başında doğruydu devamında risk alması da yanlış değildi ama hücum organizasyonlarında takımı çizgiye çıkarıp açacağına merkezden hücumlarda ısrar etmesinin önüne geçemedi artık önce lig sonra da avrupa ligine bakacak
259
pandemi döneminde bunların iki buçuk rakamla 25 önerileri oldu birincisi para basın millete dağıtın i̇kincisi milleti full içeri kapatın kimsecikler dışarı çıkmasın buçuğu mu sahra hastaneleri yapın demekten ibaretti bunu önermekle de kalmadılar örnek kabilinden adanada 1000 kişilik sahra hastanesini hizmete açtıklarını ilan ettiler ne ki bir gün geçti geçmedi hastane dediklerinin hangar olduğu ortaya çıktı peki iktidar bunların önerilerini uygulasaydı ne olacaktı şayet para basılsaydı enflasyon olmuş yüzde bilmem kaç ekmek olmuş 10 lira bu millet ne yiyecek diyeceklerdi şayet millet full evlere kapatılsaydı bugün esnaf ağlıyor diyenlerin o vakit ne diyeceklerini tahmin etmek hiç de güç değil sahra hastanesi diyorlardı çok kısa sürede şehir hastanelerine yenileri eklendi bu sefer de ne işe yarıyor bu hastaneler demeye başladılar türk siyaset tarihi boyunca iktidara gelenlerin ilk icraatı enkaz devraldık diyerek zam üstüne zam yapmaktı dar gelirli ezildikçe eziliyor buna rağmen maaşlarda zırnık iyileştirme yapılmıyordu esnaf kan ağladığı halde vergilerde iyileştirme yapmak şöyle dursun daha da artırılıyordu hülasa görevi devraldıkları eski hükümetin yapıp ettiklerini kendi acizliklerinin bahanesi yapacak kadar istismar ediyorlardı başkan erdoğan da söz konusu eski türkiye hükümetleri gibi pandemiyi bahane edebilirdi üstelik pandeminin dünyanın en gelişmiş ülkelerinin ekonomilerini sarstığı bilinen bir gerçekti moralleri bozmadı hiçbir bahaneye sığınmadı geceli gündüzlü çalıştı eski maliye bakanı albayrak da pandemi dönemi öncesi abdnin ekonomik saldırısına ve finans çevrelerinin operasyonuna rağmen düşük faiz politikasıyla üretime öncelik tanıdı milyarlarca dolar turizm gelirinden mahrum kalmamıza rağmen vergileri ötelemekten para yardımına kadar vatandaşa destek olundu yıkım ekibi de boş durmadı tabii firari fetöcülerin başlattığı algı operasyonunu dolaşıma soktular merkez bankasındaki milyarlarca dolar nereye kayboldu dediler paranın bir yere kaybolmadığı rakamlarla ispatlandı bu sefer de eski maliye bakanımız albayrak için nereye kayboldu dediler oysa sayın albayrak enerji bakanlığı dönenimden beri gözlerinin önündeyken milli enerji ve maden politikalarıyla fark yaratırken mavi vatanımızda doğalgaz rezervleri bulmamızı sağlayan gemileri müthiş bir öngörüyle satın alırken damat damat diyerek çemkirmeye başlamaktan öteye geçmemişlerdi sayın albayrakın üretimi teşvik eden düşük faiz politikasıyla elde ettiği başarı artık avrupa basınında da yer almaya başladı türkiye bugün dünya ölçeğinde pandemi dönemini en iyi atlatan 5 ülke arasında yer alıyor sayın başkan erdoğan damat damat diye tutturan yıkım korosuna başınıza damat kadar taş düşsün dedi ya al benden de o kadar lakin muhalif olarak bilinenlerin dışında birileri daha var kimler mi sinsiler fırıldaklar usaresiz idraksizler ak partiyi ruhundan yani erdoğandan kopartmak için hâlâ erketede bekleyen kifayetsiz muhterisler mesuliyet duygusundan mahrum dedikoducu cavalacozlar hayır bunların da başına taş düşsün demeyeceğim titresinler yeter
405
4 nisan 2019 itibarıyla trablusa saldıran milis lider halife haftar bu hafta başında halkın kendisine verdiği yetkiyle libya siyasi anlaşmasını rafa kaldırdığını önümüzdeki zor süreçte libya ordusunun yönetimde olacağını duyurmuştur bu duyuru zımnen doğu bölgesindeki bütün siyasi yapıların feshi anlamına gelmektedir haftarın 2014 yılı şubat ve mayıs aylarında ilan ettiği darbenin bildirisi okunduğunda aynı kavramları ve aynı üslubu kullandığı ve aynı teklifle geldiği görülecektir fakat 2014 yılı mayıs ayında ilk darbe girişimi başarısız olunca koruyucu şemsiye olarak o zaman tubrukta toplanan temsilciler meclisinin himayesini kabullenmiştir ancak haftar sürekli tmnin siyasi temsilinden rahatsız olmuş ve siyasi muhatap olarak da kabul edilmek istenmiş haftarı destekleyen bae ekseni bu hususta haftara destek vererek onu tedricen siyasi muhataba dönüştürmüştür özellikle palermo ve berlin konferanslarında haftar bizzat siyasi müzakereci olarak kabul görmüştür haftar yaptığı son hamleyle doğu bölgesinde tek siyasi ve askeri aktöre dönüşüp sahadaki ve masadaki bütün süreçleri kendisi yönetmeyi planlamaktadır i̇llegal bir darbeciyi de facto aktör olarak palermo ve berlinde müzakerenin ana aktörüne dönüştürenlerin haftarın bu hamlesini de bir meşruiyet zeminine oturtma kabiliyeti olduğu görülmektedir nitekim haftarın bu hamlesine ilişkin uluslararası aktörlerin açıklamalarının cılız olduğu açıklamalarda daha çok siyasi çözümün önünün tıkanmaması gerektiği kaydedilmektedir haftarın askeri başarı elde edip trablusa girdiği ya da edemeyip mevzilerini koruduğu ya da başarısız olup çekildiği senaryoların herhangi birinde muhatap olarak müzakere masasında olması durumunda haftar ve destekçisi olan bölgesel ve küresel aktörler hala libya dosyasında etkisini koruyor olacaktır bir diğer ifadeyle uluslararası aktörlerin açıklamalarında bir illüzyon olduğu siyasi çözümünün önü kesilmemeli diyerek ne olursa olsun haftara masada yer açmak istedikleri görülmektedir haftar trablusa saldırdığında da aynı kavramsallaştırmayla açıklamalar yapan uluslararası aktörler berlinde haftarı baş köşeye oturmuştu ayrıca haftarın sıklet merkezi tarhunaya yönelik kuşatmayı kırmak olan kapsamlı bir operasyona hazırlığı içinde olduğu da bilinmektedir son yaptığı ateşkes açıklaması hazırlıklarını tamamlamak için zaman kazanmak eğer umh bu duyuruya cevap vermezde de ben ateşkes istedim onlar saldırdı bu nedenle saldırma hakkım var iddiasının bahanesi olarak değerlendirilebilir bu vesileyle haftarın önümüzdeki günlerde saldırılarını artıracağını trablusa girmek isteyeceğini 1 giremese de mevzilerini korumak isteyeceğini 2 en olmadığı batı bölgesinde bazı mevzilerini kaybedeceğini 3 ön görebiliriz haftarın birinci senaryoyu umhnin üçüncü senaryoyu hayata geçirmek için ciddi bir hazırlığının olduğu biliyoruz uzun vadede umhnin başarılı olacağını ön görmekle birlikte muhtemelen orta vadede ikinci senaryoyu seyredeceğiz bu durumda haftar bölgesel ve küresel destekçileri maharetiyle masada hala var olmayı sürdürecektir haftarın son hamlesiyle berlin deklarasyonu hem temellerinden sarsılmış hem de aktörleri açısından anlamsızlaşmıştır çatışmaların galibi belirginleşmeye başladığında yeni bir siyasi süreç başlayacaktır bu süreçte sahada kimin kazanımları daha fazlaysa masaya ele daha güçlü oturacağı kesin ancak yeni başlayacak siyasi süreçte bir barış planı olan masada oyun kurucu olacaktır bu münasebetle türkiye libyada umh ile geliştirdiği iş birliği sonucu sahada elde ettiği kazanımları siyasi kazanıma dönüştürmek için bir barış planına sahip olmalıdır bu barış planı berlin deklarasyonun ana gündem maddeleri olan libyada siyasi askeri ekonomik ve toplum reformun niteliğine dair ayrıntılı bir yol haritası içermelidir
478
suudi arabistanfilistin ilişkileri son yıllarda bir hayli bozuk tarihsel açıdan bakıldığında riyad yönetimleri filistin davasına olan desteği sembolik seviyede kalmıştır bununla birlikte suudi arabistandaki kralların i̇slamcı kimliği krallığın filistin davasındaki siyasetini şekillendirmiştir bu anlamda filistin davasına destek veren istisna kral faysaldır i̇şgalci i̇srail kuvvetlerine destek veren ülkelere petrol ambargosu uygulayan faysal i̇srail karşıtı siyasetinden ötürü sarayında yeğeni tarafından öldürülmüştür bu suikast suudi arabistanın filistin siyasetinin iki unsur tarafından şekillenmesini ortaya çıkarmıştır i̇lki kral ikincisi abd bu anlamda 2015ten beri kademeli şekilde gücünü maksimize eden veliaht prens muhammed bin selman fiili de facto kralı olduğu ülkesinin sırtına yük olarak gördüğü filistin davasına sırtını dönmüştür diğer taraftan abdnin sponsorluğunda ortaya atılan yüzyılın anlaşmasının kabulü için washingtonın riyada yaptığı baskı da gazzenin yalnızlığını derinleştirmiştir tutuklamalar bin selman kontrolündeki suudi arabistanın filistin ihaneti mayıs 2018de krallıkta yaşayan ve hamas ile bağlantılı olan filistinlilerin bazıları ürdün vatandaşı tutuklanmasıyla farklı bir boyut almıştır i̇smi belirtilmeyen terörist oluşumları destekledikleri iddiasıyla filistinliler 2 yıl boyunca yargılanmadan hapsedilmiştir 8 mart 2020 tarihinde ise riyaddaki özel suç mahkemelerinde uluslararası kamuoyundan gizli şekilde yargılanmaları başlatılmıştır uluslararası insan hakları örgütleri tutukluların ailelerinin verdiği bilgiler ışığında mahkumların kötü muameleye maruz kaldığını belirtmektedir örneğin i̇nsan hakları i̇zleme örgütü ortadoğu ve kuzey afrika direktörü micheal page sanıklara yönelik yöneltilen iddiaların yapaylığı ve cezaların ağır olmasının suudi arabistandaki yargı süreçlerine yönelik kuşkuların arttığını dile getirmiştir dahası kovid19 salgınının birçok mahkumun sağlığını ciddi boyutta tehdit ettiği bir dönemde filistinli tutuklular ciddi şiddete maruz kalmaktadır i̇nsan hakları i̇zleme örgütü tutukluklardan 6 kişinin ailesiyle görüşmüş aileler suudi rejimin misilleme yapmasından korktukları için isimlerini vermekten çekinmişlerdir tutukluların yakınlarından bazıları 2019 şubat ve nisan aylarında ev baskınlarına şahitlik ettiklerini ve suudi güvenlik güçlerinin adeta savaşa gider gibi hazırlandıklarını belirtmişlerdir tutuklulardan birisinin 14 yaşındaki çocuğunu elinde tabanca ile sorgulayan 9 yaşında çocuğu korkutarak ağlatan kaçmalarını engellemek için arabalarını parçalayan suudi güvenlik güçlerinin hapishanelerde işkence hücre hapsi gibi hukuksuz uygulamalara başvurduğu iddia edilmektedir akademisyen öğrenci işadamını içeren hamas yanlısı 70e yakın filistinlinin tutuklanması birçok uluslararası hukuk uzmanına göre herhangi bir meşru zemini sahip değildir nitekim birçok isim zorla ortadan kaybolmuş ve mahkumların nerede olduğunu belirtilmemiştir suudi arabistanda uzun yıllar rejimin onayıyla hareket eden filistinlilere yönelik tutuklamalar bazı davalarda keyfiliğe bağlı olarak idama kadar gidebilen cezalar içeren suudi arabistanın terörle mücadele yasası kapsamında değerlendirilmektedir dolayısıyla suudi arabistan bir dönem desteklediği haması üstü kapalı terörist olarak görmektedir bu anlamda mezkur tutuklamalar suudi arabistanın filistin politikasının tedrici olarak dönüştüğünün kanıtı olarak görülebilir hamassuudi arabistan ilişkilerini koordine eden emekli doktor muhammed elhudarinin herhangi bir suçlama olmaksızın tutuklanması bu dönüşümün en somut örneğidir dolayısıyla 40 yıla yakın süreden beri suudi arabistanda faaliyet yürüten elhudari başta olmak üzere birçok ismin tutuklanması siyasidir her ne kadar suudi arabistan resmi söylemde filistini desteklese de i̇srail ile sürdürdüğü istihbari güvenlik ve siyasi ilişkiler bu iddiayı çürütmektedir nitekim suudi arabistan başta müslüman kardeşler türkiye i̇ran ve katar ile yürüttüğü savaşta i̇srail ile örtülü bir ittifak içerisindedir ayrıca başta siber güvenlik olmak üzere iki ülke arasında çok boyutlu bir işbirliğinin sürdürüldüğü aşikardır bu anlamda i̇srail ile resmi düzeyde ilişkiler henüz tesis edilmese de yakın politikalar izleyen suudi arabistanın filistin karşıtı i̇srail yanlısı politikası medya alanına da yansımıştır medya ayağı arap halkları arasında osmanlı özleminin yeniden canlanmasını sağlayan türk dizilerini 2018de yasaklayan ve 2019da osmanlı düşmanlığı üzerine inşa edilmiş amatör bir dizi olan ateş krallıklarını yayınlayan mbc kanalı suudi arabistan ve birleşik arap emirliklerinin filistin karşıtı i̇srail yanlısı siyasetinin bir parçası olarak hizmet vermektedir suud sermayeli bae merkezli kanal çıkış 7 mahraj7 isimli bir dizi yayınlamaya başlamıştır dizi i̇sveçte yaşayan filistinli karikatürist mahmud abbasın petrol fiyatlarındaki düşüşe dair yaptığı çalışma sonrası yayınlanmıştır geleneksel körfez kıyafeti giyen bir arap adamın peşinden yuvarlanan petrol varili suudi trollerin harekete geçmesine neden olmuştur suudi petrol endüstrisinin temsil edildiği dolayısıyla suudi rejiminin ve bin selmanın aşağılandığını iddia edilmiştir alquds alarabi gazetesine göre de bin selmanın emirleri doğrultusunda suudi arabistan siber ordusu karikatürü çizen abbasa karşı saldırıya geçmiştir saldırı sonrası yayınlanan ve filistinlileri hedef alan bu dizinin yayınlanması sosyal medyada tartışmaları beraberinde getirmiştir birtakım siyonist suudi aktivistlerin i̇srailin değil filistinlilerin düşman olduğunu söylemesi büyük tepki uyandırmıştır dizinin bir sahnesinde suudi bir doktor i̇srail ile normalleşmeyi savunurken filistinlileri kastederek asıl düşman desteğimizi takdir etmeyen bizi her gün i̇sraillilerden daha fazla aşağılayandır i̇fadelerini kullanmıştır benzer şekilde sosyal medyada da i̇srail yanlısı suudi troller filistinliler onlarca yıl boyunca yaptıkları her şeye rağmen suudi arabistana sözlü olarak saldırdıklarını iddia etmiştir benzer şekilde aynı gurüh tarafından arapça hesaplarda filistin benim davam değil başlıklı sosyal medya kampanyası başlatılmıştır i̇sraili tatmin etmek bin selmanın tutuklamalar ve medya aracılığıyla sürdürdüğü filistin ihaneti üzerine inşa edilmiş siyaseti i̇srail çevrelerinde olumlu karşılanmaktadır dahası dizideki i̇srailin söylemini destekleyen sahneler i̇braniceye çevrilmiş ve i̇srailin ana akım medyasında servis edilmiştir çıkış 7 dizisine benzer şekilde harunun annesi isimli dizi de i̇srailin işgal projesini meşrulaştırma amacındadır nitekim dizide işgalci i̇srailin 1948deki kuruluşundan önce yahudilerin bölgedeki varlığından bahsedilerek yahudilerin filistinde tarihsel olarak var oldukları ve bölgeye göçlerinin meşru olduğu mesajı verilmektedir bu anlamda i̇srail ordusu sözcüsü dizideki harunun annesinin yahudilerin buralarda önceden beri mevcut olduğunu ve bunun da allahın kitabında yazdığını dile getirmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirtmiştir bu anlamda geçtiğimiz yıllarda bir tv programında siyonist bir kuveytlinin de kuranı kerimdeki maide suresinin 21 ayetini alet ederek işgalci siyonistlerin filistindeki varlığını meşrulaştırma çabasının bir benzerinin harunun annesi isimli dizide olduğu görülmektedir bu anlamda dizinin dini siyasete alet ettiği rahatlıkla söylenebilir dolayısıyla bin selman filistin karşıtıi̇srail yanlısı siyasetinde dini araçsallaştırarak i̇sraili tatmin etmektedir bu anlamda harunun annesi isimli dizi i̇srail ile normalleşme açısından önemli görülmektedir sonuç olarak suudi arabistanın filistin davası tedrici olarak ihanete doğru evirilmektedir bin selmanın filistin ve hamas düşmanlığı üzerine inşa edilen bu yeni politikası abd ve i̇sraili hoşnut etmektedir türkiye gibi birkaç ülke dışında i̇slam dünyasının filistin davasındaki sessizliği i̇srailsuudi arabistan diplomatik ilişkilerinin orta vadede kurulmasını sağlayacak konjonktüre katkı sağlayabilir bu durum aynı zamanda i̇srailin de diktatörler tarafından yönetilen bir arap dünyası hayaliyle filistin işgalini derinleştirecektir
961
milyonlarca emekliye ikinci promosyon geliyor karar verirken dikkatli olun kazançlı çıkın i̇şte promosyonla ilgili soruların cevapları 2017 yılında başlatılan emekliye banka promosyonu 3 yılını doldururken sgk bankalarla yeniden masaya oturacak ve miktarı belirleyecek daha önce 300 375 ve 450 tl olarak üç rakam ödenirken bu miktarların artması bekleniyor bu arada tüm bankalar da büyük bir yarışa başladı emekliler ise karar vermekte zorlanıyor i̇şte emeklilere rehber olacak ve akıllara takılan soruların cevapları hangi emekliler promosyon alıyor emekli maaşı bağlanan herkes bir banka seçerek promosyon almaya hak kazanıyor eskiyeni tüm emeklilerin hakkı var parayı almanın bir şartı var mı emeklinin seçtiği bankaya 3 yıl maaşımı sizden alacağım taahhüdünü vermesi yeterli fatura kredili hesap gibi şartlar yok bunları öne süren bankayı uyarın ya da tercih etmeyin i̇kinci promosyon ne zaman ödenecek emekliler için promosyon 2017nin şubat ayı sonunda hayata geçti bu tarihte başvurup promosyonu alanların 3 yıllık taahhüt süresi bu yıl doluyor i̇kinci ödemeler 3 yıl dolunca yapılacak seçi̇m yapilabi̇li̇r 2017den sonra promosyon alanlar ne yapacak onlar da 3 yıl bitince ikince ödeme alacak örneğin 2018 yılında alan bir emekli 2021de ikinci promosyonu hak edecek aynı bankada kalmak mecburi mi süresi sona eren emekliler istedikleri bankayı seçip ikinci promosyonlarını oradan alabilirler ancak süre dolmadan da banka değiştiriliyor eğer kredi kullanmamışsanız kalan sürenin promosyonunu iade edip ayrılabilirsiniz banka nasıl değiştirilir maaşın yatırılması istenen bankanın herhangi bir şubesine başvurmak yetiyor edevletten de banka ve şubesi kolayca seçilebiliyor tutar artacak mı sgknın bankalarla yaptığı protokol ile 3 yıllık dönem için promosyon tutarları belirlenmişti sgk şubatta yeniden bankalarla masaya oturarak yeni protokol imzalayacak bu protokolde belirlenecek tutar da taban tutar olacak i̇steyen bankalar halen olduğu gibi kampanyalarla daha yüksek ödeme yapabilecek banka seçerken di̇kkat bazı bankalar ek ürünler kullanılması ya da bazı şartlara uyulması halinde promosyon tutarını artırıyor emeklilerin kampanyaların şartlarını detaylıca okuyarak kararını vermesi önem taşıyor kelime oyunlarıyla bazı yüksek rakamlar söylense de bunu almak için çok sayıda şart koşuluyor
314
galatasaray pas trafiği oturmuş bir takım bunun tam tersi fbahçe de bu konuda yetersiz bir de buna mecburiyetler yüzünden orta sahadaki ciddi tahribatlar eklendi 10 numara pozisyonunda mesut özil hazır değildi diğer önemli isimlerden pelkas ve i̇rfan can sakattı ayrıca temel direk gustavo da sakattı bu tabloda gsarayın oyunu domine etmesi beklenen bir durumdu i̇lk yarıda fbahçe takım halinde topun arkasına geçerek mücadele ederek yoğun baskı altına girmesine rağmen pozisyon vermedi hatta maçın başında ve devrenin sonunda iki kez gole yaklaştı i̇kinci devrenin ilk 20 dakikası fbahçe için çok önemliydi çünkü gsaray bu yarıya da tempolu başlayacaktı zaten bilinen bir gerçek gsarayın genel olarak 65 dakika tempolu oynamasıydı altay önce onyekurunun net pozisyonunu kurtardı mostafanın vuruşunda yapabileceği bir şeyi yoktu sonra erol bulut değişliklere gitti skor avantajına sahip gsaray geriye yaslandı fbahçe bazı tehlikeli girişimler yapsa da beraberliği yakalayamadı attıkları gol de kıl payı varda ofsayta takıldı sonuçta bu kritik derbiden gsaray çok kazançlı çıkmış oldu yine taylan her yere yardım götürdü donk ve marcao da son maçlardaki gibi beklenen performanslarını gösterdiler muslera zaten başlı başına bir kazanç fbahçede sezon başından beri vurguladığım bir konu var samatta valencia ve thiam fizik açıdan çok yetersizler ligde bütün takımlarda santrfor var ama fbahçede yok mostafa transferi gsarayda tam isabet alıştıkça katkıları daha da artacak bu transfer gsarayın santrfor sorununu çözmüştür fbahçe ise osayiden ilerleyen maçlarda olumlu verimler alacaktır
226
abdnin rusyanın başlattığı diplomatik girişimlere teslim olmasıyla obama sahneden inerken putin oyun kurucu lider görüntüsü ile sahneye çıktı rusyanın başlattığı diplomatik girişimlere teslim olan abd küresel rekabet yarışında bir adım attı obama sahneden inerken putin oyun kurucu lider görüntüsü ile sahneye çıktı gerek obamanın ertelediği suriyeye müdahale planı gerekse putinin arabuluculuk girişimi ile kimyasal silahların imha edilmesi planı suriye krizine nihai bir çözüm getirmeyi amaçlamıyor abd ve rusya perde gerisinde kontrollü bir krizin devam etmesinin kendi çıkarlarına aykırı olmadığı konusunda anlaşmış görünüyor zira masa üzerindeki seçenekler sahadaki dengeleri değiştirecek cinsten değil suriye krizinin mucizevi bir çözümü yok suriyede iki yılı aşkın bir süredir devam eden kriz ve iç çatışma i̇ran ve rusya gibi güçlerin dışarıdan rejime bazı ülkelerin de muhalefete verdiği destekten dolayı oldukça karmaşık bir yapıya bürünmüş durumda suriye bir taraftan iç savaşın devam ettiği diğer taraftan bölgesel ve küresel güçlerin çıkar ve nüfuz mücadelesinin devam ettiği açık bir rekabet alanına dönüştü bölgesel ve küresel aktörlerin kendi güçlerini de sınadığı bir ülke suriye bu nedenle krize kolay bir çözüm yolu görünmüyor ufukta afganistan ve irak örnekleri de göstermektedir ki bölgeye dışardan müdahaleler her zaman beklenen sonuçları doğurmayabilir suriye krizinde aşağı yukarı şu seçenekler ile karşı karşıyayız bunları anlama ve yorumlama biçimleri suriyenin geleceğini tayin edecek adımların atılmasını gerekli kılacaktır suriyede 120 bin insan öldü ve mevcut durum ve güç dengeleri olduğu gibi devam ederse ölmeye devam edecek ülkenin toplumsal dokusu mezhepsel hatlarda tamir edilemez biçimde yara alacaktır mültecilerin sayısında dramatik artışlar yaşanacaktır türkiyenin sınır güvenliği riskleri de daha artacaktır bu gelişmelere seyirci kalınabilir mi nereye kadar seyirci kalınabilir dış müdahalenin riskleri diğer yandan bir dış müdahale pek çok riski içinde barındırmasına karşın gerçekleştirildiğinde iki ihtimal doğacaktır i̇ktidar değişikliği ile son bulacak bir müdahalede rejim giderse ve bunun yerine yeni ve geniş tabanlı bir hükümet kurulabilirse kolay olmayacaktır kuşkusuz krizin çözümü için bir imkân doğabilir ki suriyede bugünkü krizin başlangıç noktası da demokratik talepler çerçevesinde siyasal alanın açılması idi rejim değişikliği ile sonuçlanmayan bir müdahale durumunda ise tekrar başa dönülme şiddet sarmalının genişleyerek sürme ihtimali oldukça büyük görünüyor diplomatik girişimlere bir şans daha verilmesi durumunda sonuç alınabilir mi sorusu da bu bağlamda sorulmalıdır krizin başlangıcından hemen sonra başlayan arap birliği gözlemcilerinin girişimleri kofi annan arabuluculuğu birinci cenevre zirvelerinin sonuç vermediği göz önüne alınırsa diplomatik yolların da büyük oranda tıkandığı söylenebilir suriyede hangi yöntem tercih edilirse edilsin krize mucize bir çözüm beklenmesi rasyonel ve gerçekçi değildir
395
amerikan ulusal i̇stihbarat direktörlüğü suudi hükümetinin cemal kaşıkçının öldürülmesindeki rolünü değerlendirmek başlıklı raporunu kamuoyuna açık hale getirdi muhammed bin selmanın mbs i̇stanbulda suudi gazeteci cemal kaşıkçıyı yakalamak veya öldürmek üzere operasyonuna onay verdiğini değerlendirdiklerini belirten raporun açıklanmasını daha önce başkan trump engellemişti daha önce de bildiğimiz mbsnin haberi olmadan bu operasyonun gerçekleştirilemeyeceğine vurgu yapmasının ötesinde rapor amerikan hükümetinin mbsyi doğrudan sorumlu tuttuğunu ilan etmesi açısından önem taşıyor amerikan istihbaratının bu değerlendirmesini daha önce okuyan i̇stihbarat ve dış i̇lişkiler komitelerindeki senatörler suudi arabistana silah satışına engel koymuşlardı ancak trump giderayak bu satışa kongreye rağmen onay vermişti raporun açıklanmasıyla biden yönetimi yemen politikasındaki değişiklikler sonrasında abdsuudi ilişkilerini yeniden dizayn etme adına ikinci somut adımı atmış oluyor i̇stihbarat raporunda belirtilen şekilde suudi arabistanda karar verme mekanizmalarının mbsnin kontrolünde olduğu biliniyordu rapor buna ilaveten mbsnin kilit bir danışmanının ve yakın korumalarının operasyonda yer almasını ve veliaht prensin daha önce kaşıkçının da içlerinde olduğu ülke dışındaki muhalifleri susturmak için şiddet kullanmasını delil olarak gösteriyor bu değerlendirmede dikkat çeken nokta mbsnin emriyle operasyonun organize edilip edilmediği konusunda bir şey söylenmiyor operasyonun mbs tarafından onaylı olduğu ve aksinin mümkün olmadığı belirtiliyor ve muhaliflerin susturulması operasyonun amacı olarak gösteriliyor ancak mbsnin doğrudan emriyle organize edildiğini iddia etmiyor bunun sebebi de ya istihbaratın elinde bununla ilgili kesin delil yok ya da delili açıklayabilecek durumda değiller ancak senatör lindsey grahamın aralık 2018deki deyimiyle ortada tüten tabaca yok tüten testere var biden yönetimi işbaşına geldikten hemen sonra yemende suudilere desteğini keseceğini açıklamış ve insani yardımın devam edebilmesi için husilerin terörist ilan edilmesi kararından geri dönme sinyalleri vermişti bidenın i̇ranla nükleer anlaşmaya dönmek istediği ve suudilerin bundan endişeli olduğu da biliniyordu biden bu yüzden yemen kararını açıklarken suudileri i̇rana karşı koruyacağını ilan ederek riyada güvence verdi beyaz saray sözcüsü jen psaki de bidenın suudi liderle ne zaman telefon görüşmesi yapacağı sorularına verdiği yanıtta bidenın denginin kral selman olduğunu ve suudilerle ilişkiyi yeniden kalibre ettiklerini söyledi perşembe günü bidenın kral selmanla telefon görüşmesi sonrası yayınlanan açıklamada ise iş birliği cümleleri vardı ancak kaşıkçı cinayetine herhangi bir referans yoktu cuma günü de daha önce açıklanacağı söylenen rapor nihayet kamuoyuna sunuldu bu sürece bakıldığında biden yönetiminin i̇ranla nükleer anlaşma yüzünden suudileri yabancılaştıran obamanın ve aşırı yakınlık gösteren trumpın arasında bir yerde dengeli bir ilişki geliştirmek istediği söylenebilir kaşıkçının hunharca katledilmesi sonrasında türkiye konunun peşini bırakmayarak dünya kamuoyunda ciddi yankı bulmasını sağlamıştı olayla ilgili hazırlanan ve türkiyenin bilgilendirerek ciddi katkı sağladığı dissident muhalif isimli belgesel olayın birçok önemli boyutunu ortaya koymuştu mbs üzerine yazılan kitaplara bakıldığında da veliaht prensin hızlıca yol alarak suudi arabistanı kendi vizyonu doğrultusunda dönüştürmek istediği ancak muhalif seslere tahammül etmediği biliniyordu kardeşleri sultan ve nayefin 2011 ve 2012de erken ölümleri kral selmanın tahta giden yolda bir anda önünü açınca mbsnin de kısa sürede veliaht prens olarak önü açılmıştı hızlıca hareket edip muhammed bin nayef gibi kuzenlerini ekarte eden mbsnin siyasi hırsı ve sert yöntemleri de krallığı yakın takip edenler tarafından biliniyordu selman kral olduktan sonra savunma bakanı olan mbsnin ilk icraatlarından biri yemene müdahale olmuştu ki bu savaş halihazırda dünyanın en büyük insani krizlerinden biri haline gelmiş durumda baenin lideri mbzyle hareket ederek katara ablukada da önemli payı bulunan mbsnin kısa sürede ülkenin dış politikasında ana oyuncu haline gelmesi çok çabuk bir sürede gerçekleşmişti mbsnin batıda oluşturmaya çalıştığı yenilikçi imajına en büyük darbe kaşıkçı cinayetinden geldi siyasi hırsı en yüksek seviyede olan trumpın başkanlığını fırsat bilerek en üst düzeyde ilişkiler geliştiren kendini suudi arabistanı dönüştürecek lider olarak sunan mbsin muhaliflere hiç tahammülü olmadığı da bilinmeyen bir şey değildi aslında ancak batının mbsnin anlattığı hikâyeyi satın alma konusundaki hevesi de kaşıkçı cinayetiyle kursağındakalmış oldu önümüzdeki dönemde biden yönetiminin suudilerle mbsnin geri planda kalacağı yeni bir ilişki geliştirmek istediği görülüyor ortadoğuda en önemli hedeflerinden birisi i̇ranla nükleer anlaşmasının tekrar hayata döndürülmesi olduğu için bidenın suudilerin potansiyel muhalefetini zayıflatmak istediğini de söyleyebiliriz mbsnin amerikan devleti tarafından kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulması malumun ilanı olsa da abdnin suudi arabistanla ilişkilerinde yeni bir dönem başladığını gösteriyor
648
adalet ve kalkınma partisinin milletvekili listelerinin ilanı seçim beyannamesinin açıklanması ve başbakan erdoğanın özellikle kürt meselesi hakkındaki açıklamaları eski tartışmaları yeniden gündeme getirdi niyet okumasına dayalı eksik değerlendirmeler ak parti kurulduğundan bu yana tartışmalara yön veriyor i̇ktidarının ilk yıllarında siyasal kimlik ve ajanda başlıkları altında yapılan eleştiriler geçen dokuz yılda şekil değiştirerek bu defa partinin gelecek perspektifi üzerinden yapılmaya başlandı dün ak parti düzeni değiştirmek isteyen i̇slamcı bir parti olarak nitelendirilirken bugün düzeni savunan devletçi bir parti olarak eleştirilmektedir erdoğanın siyasal duruşunu doğru tahlil edemeyen bazı yorumcular onu reformculuğunu kaybetmek statükoya teslim olmakla eleştirmektedirler bu eleştirilerin kaynağında erdoğanın devletçi bir çizgiye kaydığı ve müesses nizama ram olduğu şeklinde genel bir argüman bulunuyor aslında erdoğan bu sorulara partisinin kuruluş döneminde yoğun biçimde cevap verdi erdoğan 12 ekim 2003te partisinin 1 olağan kongresinde yaptığı konuşmada ak partinin çatışmacı değil uzlaşmacı bir siyaset anlayışını benimsediğini söylerken muhafazakâr demokrat kimliğin neleri kapsadığını uzun uzun anlattı son tartışmalarda da görüldüğü üzere toplumun bir kısmından yükselen radikal değişim arzusuna erdoğan sıcak bakmamakta ve değişimin tabii seyrinde ve tedrici ilerlemesi gerektiğini düşünmektedir bu strateji erdoğanın partisine siyasal karakter veren en önemli prensiplerden biridir erdoğan muhafazakâr gelenekte kaim olduğu üzere önce iktisadi ve toplumsal sorunları çözmek daha sonra değişen siyasal atmosferle birlikte siyasal sorunları çözmek istemektedir bu politik stratejinin doğruluğu konusunda şüphesi olanlar yakın dönem türkiye pratiğine veya özal deneyimine bakabilirler bu çizgi bir yandan muhafazakâr dini değerlere saygılı diğer yandan kalkınmacılığı ve teknolojik modernleşmeyi esas alan yeni bir cumhuriyetçilik yorumu geliştirmek istemektedir strateji değişikliği mi taktik değişikliği mi ak parti listeleri üzerinden spekülatif bir tartışmanın içinde olmak istemem yapılacak analizin partinin siyasal prensipleri ve programı üzerinden yürütülmesinin bizi daha serinkanlı bir noktaya götüreceğini düşünüyorum erdoğan kürt meselesiyle ilk defa iktidarı döneminde muhatap olan bir lider değil i̇stanbul i̇l başkanlığı döneminden itibaren sorunu yakından takip eden ve bu meseleye yoğunlaşan biri erdoğan geçen son 9 yılda sadece söyledikleriyle değil yaptıklarıyla da devletin resmi kürt siyasetini değiştirdi ona sebep bu meselede geri adım atması mümkün değil geri adım atma tartışması bir yana dün erdoğanı açılım yapmakla eleştiren çevrelerin bugün açılımı sonlandırmakla itham ettiklerine dikkat çekmek gerekiyor aslında erdoğanın demeçleri yakından takip edildiğinde çizgisinde bir kırılma değil kararlılık görülüyor bugünkü tartışma hadisenin noktasal bazı sözler üzerinden yapılmasından kaynaklanıyor kürt meselesini genel demokratikleşme perspektifi içinde çözmeyi amaçlayan erdoğan sorunun kapsamlı çözümü için paralel yürüyen üçlü bir çerçeveyi önermektedir kalkınma demokratikleşme ve bu iki unsurun tamamlayıcısı olarak güvenlik bu yaklaşım ak partinin çözümü ekonomi özgürlük ve güvenlik kavramlarının öne çıktığı bir formülde gördüğü anlamına gelmektedir bu yaklaşımda isimler değil prensipler öne çıkmakta ve genel perspektif önem kazanmaktadır ak parti programında siyasi bir sorun olarak kürt meselesinin çözümünü asayiş yaklaşımında ve güvenlik tedbirlerinin artırılmasında görmediğini söyleyip demokrasinin tek çare olduğunu ifade edilmektedir ak parti kürt meselesini ne sadece bir iş ve aş meselesi ne de salt bir kimlik meselesi olarak görmektedir erdoğanın demokratikleşme vaadi ve özgürlüklerden yana olan tavrı 2 genel 2 yerel ve 2 referandum olmak üzere toplam 6 seçimde partisini bölgede birinci yapmıştır erdoğanın muhafazakârdemokrat ve reformcu söylemi kürtler arasında karşılık bulurken uzun bir aradan sonra ilk defa bölgede rekabetçi bir siyasi yapı ortaya çıkmıştır erdoğan sorunun tanımlanmasında mhp ile çözümünde bdp ile anlaşamamaktadır erdoğan bu partilerle milliyetçilik yarışına girmeyip makul çoğunluğa seslenmeyi ve sorunu tabi seyri içinde çözmeyi amaçlamaktadır ak parti bdpnin kimlik siyasetine karşı dururken merkez sağ partilerden farklı olarak sadece hizmet siyasetine dayanmamakta kimlik konusunda da önemli düzenlemeler yapmaktadır hakkını teslim etmek gerekirse erdoğan kürt meselesi karşısında hem turgut özal hem de necmettin erbakandan daha cesur bir siyaset izlerken kürtlerin haklarını mgkya değil ab kriterlerine havale etmektedir son tahlilde başbakan tayyip erdoğanın kürt sorununa yaklaşımının değişip değişmediğini isimler üzerinden tartışmak yerine ilkeler ve vaatler üzerinden tartışmak gerekmektedir büyük resme bakıldığında erdoğanın kürt meselesinin çözümünde bir siyaset değişikliğine değil taktik değişikliğine gittiği görülüyor
624
geçtiğimiz yıllarda red bull jump and freeze olarak bilinen ülkemizde bu yıl 6ncısı düzenlenen red bull kar havuzu yarışmasında yüzlerce katılımcı çılgın kostümleriyle snowboard veya kayak ekipmanlarıyla rampadan kayarak buz gibi suya atladı yılın en soğuk yarışmasının jüri koltuğundaydım ben de yarışma geçtiğimiz yıllardan kesinlikle daha soğuk bir ortamda 10 derecede gerçekleşti kar havuzuna bu yıl pandemi şartlarından dolayı sınırlı bir katılım vardı bu yılın bir özelliği de yarışmanın aksiyon dolu bir filme dönüşmesiydibu filmin başrolünde kimler var diye soracak olursanız sosyal medya ve televizyon dünyasının bilinen isimlerinden nisa bölükbaşı ve barış murat yağcı ünlü youtuber orkun işıtmak ralli pilotu doğan kabak seyahat yazarı kerimcan akduman espor dünyasının ünlü ismi cantuğ ve kıvanç talu uludağda filmin çekimleri için herkes yerini aldı biz de yarışmacıların kayak ve snowboarddaki yeteneklerini özgün kostümleriyle atlayışlarını oyladık buz gibi suyla dolu havuza en havalı atlayışı yapıp jüriyi etkilemeye çalışmak belki delilik değil ama büyük çılgınlıktı bence kostüm savaşlari film çekimlerine yönetmenin 321 kayıt demesiyle başlandı heyecan doruktaydı nefesler tutuldu yarışmacılar kostümleriyle havuza doğru şov yaparak geldi yarışmanın adı bu saatten sonra red bull kar havuzu kostüm savaşları oldu çünkü kıyafet tasarımları o kadar başarılıydı ki puan vermek güçtü jüride en düşük puanı veren genelde ben oldum su sıçratan yarışmacıdan puan kıran isim ise şokopoptu dünya tekvando şampiyonu milli sporcu kübra dağlı atlama performanslarını neslişah şatıroğlu kostümleri değerlendirdi red bull türkiye instagram hesabı üzerinden jüriye katılmaya hak kazanan erdem oktay ile nures gürses ise ortalama puanlar verdi kıvanç talunun jüriyle atışmaları ve yarışmacılara sorduğu sorular da güldürdü 10 derecede stand up izledik özetle birbirinden renkli kostümler giyen katılımcılar soğuk havayı şölene çevirdi planör köpekbalığı kostümü zürafa ve unicorna kadar çeşitli kostümlerle buz gibi havuza atlayan herkesi cesaretlerinden dolayı kutluyorum favori̇m unicorn nisa bölükbaşı unicorn kostümüyle öyle şahane bir şovla atladı ki havuza o an açık ara farkla birinci olacağı belliydi hak edilmiş bir diğer derece ise ralli arabasıyla performans sergileyen doğan kabakın ikinciliği oldu planör kostümüyle yarışan orkun işıtmak da üçüncü oldu 10 kadindan 6sinin hayalleri̇ engelleni̇yor kadınların hayallerine giden yol eğitimle desteklendiğinde öyle güzel bir yöne evriliyor ki elidorun yaptığı bir araştırma her 10 genç kadından 6sının hayallerimle aramda engeller var dediğini ortaya koyuyor kadınların hayallerine giden yolda engel olmayın destek olun çünkü kadın desteklenirse güzelleşir sağlıklı nesiller yetiştirir 8 mart dünya kadınlar günü dolayısıyla birçok etkinlik düzenleniyor birçoğunun içi boş kadının sadece adı var elidorun toplum gönüllüleri vakfı tog ve online eğitim platformu udemy iş birliğiyle hayata geçirdiği kendi yolumuzda projesi ise farkındalığı yüksek projelerden biri genç kadınları hayallerine giden yolda eğitimle destekleyen projede binlerce genç kadına ücretsiz kişisel gelişim programı sunuluyor
428
recep tayyip erdoğan liderliğindeki erdemliler hareketi ile 2001de siyaset sahnesinde yerini alan ak parti modern türk siyaset tarihinin kendinden önceki bütün meydan okumalarının hepsini geride kalan 18 yıla sığdırdı şimdi 19 kuruluş yılını kutluyor kapatma davaları sokak kalkışmasıyla iktidarı devirme operasyonları ekonomik saldırılar emuhtıra fiziki darbe teşebbüsü kapsamlı terör saldırıları ve daha onlarca örtük operasyonun hedefi haline gelen türkiye hepsinin de üstesinden gelmeyi başardı bağımsızlığını yavaş yavaş savaşarak yeniden kazandı ve konsolide etti aradan geçen 18 yıl sonunda şimdi çok daha çetin bir kavga ile karşı karşıya ak partiden önce geride kalan çetin mücadelenin en önemli cephelerinden biri dış politikaydı ak parti 2002 öncesi savunmacı bir dış politika zihniyetinin hakim olduğu kemalist dış politika paradigmasını yerinden ederek yeni bir dış politika paradigmasını devreye soktu i̇çe kapanık dışlayıcı bir milliyetçiliğe dayalı bir ulusdevlet anlayışını dış politika paradigmasının merkezine yerleştiren kemalist strateji batı eksenli jeopolitik düzeninin ayrılmaz bir parçası olarak kurguladığı türkiyeyi bölgesel düzenin pasif bir öznesi olarak konumlandırmıştı psikolojik korkulardan beslenen toprak kaybetme ve küçülmenin korkusunun hâkim olduğu bu savunmacı jeopolitik vizyon türkiyeyi sınırlarının hemen yanı başına hapseden bir dış ve güvenlik pratiği geliştirmesini beraberinde getirdi ve türkiyeye minimize edilmiş bir hareket alanı bıraktı bu hareket alanının neden olduğu sınırlı jeopolitik etkinlik alanı türkiyeyi her dış politika krizinde reaktif bir tepkiye iterek savunmacı bir pozisyona mahkûm etmişti bu dönem aynı zamanda kurumsal olarak ordunun dış politikanın tayin ve tespit edilmesinde özne olduğu bir dönem olarak tarihe geçti türkiyenin temel dış politika sorunlarının yönetiminde hükümetler iktidar olarak yürütme erkinde bulunsa da ordu bütün dış politika konularında tanımlayıcı özne olarak ortaya çıkarak bizatihi dış politika üzerinde söz söyleme tekelini elinde bulunduruyordu ak partiden sonra ak partinin iktidara gelmesiyle birlikte yeni bir jeopolitik vizyon ortaya koyuldu dışlayıcı ulusdevlet anlayışından demokratik bir millidevlet modeline geçiş dış politikanın da motoru olarak iş gören demokratikleşme hamlesi ile tamir edildi böylece hem içeride dış politikanın tayin ve tespit edilmesinde yeni bir kamusal alan oluşurken dış politikanın aktörleri değişmeye başladı ve bölgesel ölçekte türkiyenin yeri yeniden konumlandırıldı 20022007 arasında dış politika paradigmasını değişimiyle uğraşan ak parti bu dönemde batının temsilcisi ve sözcüsü olmaktan çıkmaya çalışarak coğrafi olmayan bir kimlik inşası ile medeniyet eksenli yeni bir dış politika asabiyesi oluşturmaya çalıştı amaç büyük ölçüde tarihin normalleştirilerek türkiyenin mücavir coğrafyası ile kurduğu ilişkinin bütünleştirici bir söylem ve pratikle yeniden tesis edilmesiydi böylece türkiye kendine tayin edilen pasif uluslararası rolü yeniden tanımlayarak uluslararası konumunu değiştirme imkânı yakalayacaktı avrupa birliği ekseninde yakaladığı dış politika ritmini bölgesel ve küresel ölçekte diplomatik aktivizmiyle besleyerek bu dönemde uluslararası algısında büyük bir değişime imza attı 20022007 arasında değişme uğrattığı dış politika paradigmasını 20082012 arasında konsolide etme fırsatı yakalayan ak parti bu dönemde dış politika ufkunu küresel ölçeğe demirleyen iddialı bir rol tanımlaması ekseninde hayata geçirmeye çalıştı bölgesel ölçekli diplomasi ağını küresel ölçekli bir yapılanmaya doğru dönüştürmek suretiyle cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak diplomatik temsilcilik noktasında küresel temsilcilik sıralamasında yedinci sıraya yükseldi bu diplomatik genişlemeyi ekonomik genişlemeyle besleyen türkiye diplomatik derinleşme ile de yakın coğrafyasında birçok meselede inisiyatif alarak destekledi adeta bölgesel ve küresel sorunların çözümünde aktif bir ara bulucu rolü oynayarak türk diplomasinin hareket alanını küresel ölçeğe taşımayı başardı bu dönemde türkiyenin küresel aktörlerle ilişkileri derinleşti ve yükselen bir güç olarak yeni bir statü elde etti bu dönemin türkiye için en kritik yıllarını ise 20102012 dönemi oluşturdu bu dönem hem türkiyenin ortadoğu ölçekli bölgesel düzeni normalleştirme fırsatı yakaladığı hem de dış ve güvenlik çevresinin hatta paradigmasının köklü bir değişime uğrayacağı yıllar oldu 2010 sonunda tunusta başlayan devrim dalgasının ülkedeki 24 yıllık bin ali rejimine son vermesi mısırda 40 yıldır iktidarda olan hüsnü mübarek yönetimini yıkması libyada kaddafinin 1969da kurduğu diktatörlüğü devirmesi türkiyenin bölgesel ölçekli yeniden hayata geçirmeye çalıştığı jeopolitik oryantasyonu için büyük bir fırsat olarak görüldü nitekim devrimler öncesi de bölgesel ve küresel bir ölçeklendirme ile mevcut güç statüsünden memnuniyetsizliğini dile getiren dış politika söylem ve pratiği arap baharını gerçekten bölgenin demokratik konsolidasyonu açısından bir fırsat olarak görmüştü türkiyenin temel düşüncesi arap ayaklanması ekseninde gelişen demokratik dalganın ortadoğuda halkların iktidara gelmesini sağlaması ve böylece bölgesel düzenin yeniden tesis edilmesi yönündeydi bu nedenle türkiye arap baharına yönelik stratejisini bu değişim dalgasını sahiplenme ekseninde belirledi otoriter rejimlerin tek tek devrilmesi esed rejiminin de suriyede hızla mevzi kaybetmesi ve uluslararası rüzgarın arap baharının demokratik dinamiğinin arkasında olduğunun varsayılması türkiyeyi yeni değişim dalgasını yönetmekyönlendirmek şeklinde gelişen bir stratejiye doğru yöneltti bölgesel kaos 20122016 dönemi ise türkiye için bölgesel ölçekli kaosunun neden olduğu güvenlik ve jeopolitik risklerin minimize edilmesiyle geçti ancak türkiyenin bölgesel değişimi yönetme yönündeki hedefinin sınırlandığı alanlardan biri suriye oldu suriyenin politik bir kriz olmaktan hızla çıkarak önce silahlı çatışmaya dönüşmesi arkasından da vekalet savaşı ekseninde askeri çatışmaya evrilmesi türkiyenin değişim dalgasını yönetme şeklinde belirlenen stratejisinde geriden idare ederek suriye rejimini devirmeye yönelen mütecaviz bir strateji benimsemesini de beraberinde getirmişti ne var ki 2013te rejimin 1600den fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olan kimyasal silah saldırısı sonucu hareketsiz kalan amerikan yönetimi suriyede türkiyenin geriden idare etme stratejisinde yalnız olduğunu göstermişti bu dönemde obama yönetimi ve avrupanın mısırda muhammed mursinin kanlı bir darbe ile iktidardan devrilerek hapse atılmasına sessiz kalması arap baharında türkiyenin yakalamayı umduğu yeni jeopolitik oryantasyon fırsatını büyük ölçüde zayıflatmış ya da ortadan kaldırmıştı bu dönemde libya da fiili olarak ikiye bölünmüştü söz konusu süreçte askeri gücünün de fetö nedeniyle bölgesel meselelerde gerektiği şekilde bir kaldıracak olarak kullanılamadığı daha sonra anlaşılacaktı suriye krizinin silahlı çatışmadan çıkarak bölgesel ve küresel ölçekli yeni bir askeri ve jeopolitik çatışmaya dönmesiyle sınır güvenliği dahil kapsamlı bir güvenlik kriziyle karşı karşıya gelen türkiye suriye eksenli arap baharı stratejisinde sahip olduğu pozisyonda değişime giderek krizin neden olduğu güvenlik sorunlarından kaçınmayı sağlayacak bir stratejiye geçiş yapmak zorunda kaldı bu dönemde pkknın türkiyeye karşı yürüttüğü terör stratejisinde kapsamlı bir değişime giderek alan kazanma ekseninde değiştirmesi ve suriyede abd sayesinde kazandığı topraksal genişleme türkiyenin bölgesel güvenlik siyasetini adeta derinden sarstı ancak bu dönem çok uzun sürmedi ve türkiye deaş ve pkknın neden olduğu güvenlik tehditlerini yeni bir askeri angajman stratejisiyle aşmayı başardı yeni dış politika ve güvenlik asabiyesi 15 temmuz 2016da fetö tarafından organize edilen darbe girişimi türkiyenin dış politika ve güvenlik siyasetindeki asabiye ve hareket tarzında köklü bir değişime neden oldu yeni strateji önce fırat kalkanı harekatı ile başladı zeytin dalı harekatı ile devam ederek barış pınarı harekatı ile derinleşti 2016 sonrası yeni bir bölgesel askeri stratejiyi devreye sokan türkiye bir taraftan sınır ötesi askeri hareketliliğini arttırırken öte yandan katar ve somali gibi örneklerle güç projeksiyonu yapan bir bölgesel oyuncuya dönüşmüştü dolayısıyla 2012 yılı öncesinde yumuşak gücüyle ve ticaret devletinin imkanları ile bölgeye nüfuz etmeye çalışan türkiye 2016 ile beraber askeri imkanlarını daha fazla kullanan bir dış ve güvenlik politikasına geçiş yaptı libyada meşru hükümet ile kurduğu ilişki üzerinden suriye ölçekli stratejisini akdeniz ölçeğine taşıyan türkiye mücavir bölgesinde askeri caydırıcılığını devreye sokarken bölgesel krizlerde kararlı diplomatik ve askeri adımlar atabilme kabiliyetini ise pekiştirmişti libya ve akdeniz hamlesiyle mücavir deniz alanlarında stratejik manevra ve operasyonel kabiliyetini genişletme imkanı yakalayan türkiye bölgesel güç projeksiyonu ve güç statüsünün değişmesinin de büyük ölçüde önünü açmayı başardı bm tarafından tanınan libya ulusal mutabakat hükümeti ile yapılan 27 kasım 2019 tarihli anlaşma ile de türkiye doğuakdeniz ölçekli jeoekonomik rekabette aktif bir pozisyon aldı ancak bu durum 2016 ile beraber hayata geçirilen yeni stratejinin bölgesel ölçekli yeni meydan okumaları da peşi sıra getirdi esasen atılan bütün dış politika adımları türkiyenin ulusal güvenliğini ve egemenlik haklarını korumasını sağlarken aynı zamanda bölgesel düzeydeki jeopolitik mücadelede türkiyenin katı bir ittifakın karşısında konumlanmasını da beraberinden getirdi dış politikada yaşanan gelişmeler ortadoğu ile de sınırlı kalmadı balkanlarda bölgesel güvenliğini riske eden gelişmelerin aksine türkiyenin bölgesel güç statüsünü pekiştiren bir süreç yaşansa da rusyanın kırımı uluslararası hukuka aykırı şekilde işgal ve ilhak etmesiyle büyük ölçüde karadeniz ölçekli güç dengesinde kendi aleyhine yeni bir durumun ortaya çıkması söz konusu oldu öte yandan rusyanın suriye ekseninde sahip olduğu yeni araç ve imkanlar ise türkiyenin rusyayı bölgesel bir oyuncu olarak daha yakınında hissetmesine de neden oldu ankara ile moskova arasında 2015te yaşanan uçak düşürme hadisesinden sonra yeni bir yakınlaşma dönemi ortaya çıksa da türkiyenin jeopolitik ortamının köklü şekilde değişti bu dönemde türkiye bir yandan darbe girişimi sonrası kurumsal reformlar yapma yoluna giderken diğer yandan dış ve güvenlik politikasında askeri unsurlara daha fazla yer vermeye başladı ve gerektiğinde tek başına harekete etme kabiliyetini arttırdı suriye libya ve doğu akdeniz gibi türkiyenin güvenlik politikaları açısından hayati önemde olan bölgelerde askeri unsurları etkili bir şekilde devreye sokan türkiye bölgedeki caydırıcılığını arttırdı ve bölgesel ölçekli güç projeksiyonu yapan bir aktöre dönüştü dış politikadan büyük stratejiye geride kalan 18 yıl ak partinin türkiyenin dış ve güvenlik siyasetinde kendinden önceki kalan bütün sorunları önemli ölçüde değişime uğrattığı yıllar oldu ancak türkiyenin jeopolitik ortamı bu dönemde önemli değişimler geçirdi 19 yılını kutlayan ak partinin türkiyenin dış ve güvenlik siyasetinde geride kalan tecrübesinin muhasebesini yaparak 100 yılda türkiyeyi bölgesinde büyük stratejiye sahip bir aktör haline dönüştürme sorumluluğu bulunmaktadır bunun için kapsamlı bir yol haritasıyla dış politikadan büyük stratejiye doğru yönelen bir paradigma benimsemelidir söz konusu büyük strateji türkiyenin tarihinde mevcut olduğu gibi sahip olduğu imkan ve kabiliyetler de bu büyük stratejinin oluşturulması için elverişli bir noktaya gelmiştir bu strateji küresel sistemin dönüşümünü merkeze alan sonrasında yeniden şekillenecek uluslararası sistemin dinamiklerine intibakı da kolaylaştıracak türkiyenin çevresinde yer alan stratejik ortamda aktif bir şekilde davranmasını sağlayacak bir bütünsellikte kapsamlı olmak durumundadır
1,516
alanya ligin esaslı kadrolarından birine sahip ama i̇stanbulun üç büyüklerinin alanya dahil ligde bir anadolu takımına aynı sezonda üç kez mağlup olması sadece futbol şansı oyuncu performansı ile açıklanamaz bu önemli bir zaafiyettir i̇şte tam da bu yüzden fatih terim bu sezon iki kez kaybettiği rakibine karşı üçüncü sınavı öncesinde takımını 3 gün önceden belekte kampa aldı kupa sınavından çıkartılacak dersler vardı yedlin tek başına bırakılmamalıydı arda ve emre kılınç bu kademeyi iyi yaptılar alanya rakibin iki sol bekinin olmadığı ve ömerin oynadığı kanattan efecan kozunu ise yeteri kadar iyi kullanamadı galatasarayda taylan alanyada siopisin yedek kalması sezon performanslarına baktığınız zaman elbetteki sürpriz ancak sarıkırmızılı takımda kasımpaşa maçındaki kötü zemindeki etebo ve luyindamanın iyi performansı bir hafta sonra tekrar formayı almalarını sağladı i̇lk yarıda galatasarayın kaçırdığı iki pozisyon ardından salihin direkten dönen topu ve devamında emre kılınçın attığı gol bıçak sırtı bir maçta tabela galatasaray lehine devrilirken ikinci yarıda i̇stanbuldaki lig maçının benzeri bir oyun izledik alanya oyunu sete çevirdi ama rakibi hataya zorlayacak yüksek tempoyu bir türlü yakalayamadılar galatasarayın son 15 dakikada döktüğü ecel terlerinin havlusu muslera idi ligin ilk yarısındaki oyunun son çeyreğinin bir benzeriydi aradaki fark uruguaylı kaleci oldu
192
bitmeyen tartışmamız taraftarı olduğumuz takımı önceliyerek türk futbolu nasıl kurtulur diye konuşur dururuz sportif başarısızlığın altında da hep hesapsız transferleri kulüplerin borçlarını gösteririz futboldaki finansal başarısızlık maalesef kulüplerin basketbol voleybol gibi branşlarını da olumsuz etkiler yani sporun bir anlamda taşıyıcı gücü futboldur türkiyede i̇şte bu nedenle futbol kulüplerinde mali yapının düzelmesi türk sporu için bir devrim olarak kabul edilmeli sorun teşhis edildi tedavi yöntemi belirlendi reçete yazıldı türkiye bankalar birliği başkanı hüseyin aydın başkanlığında futbolun finansörü bankalar ile tff ve kulüpler uzun süren borç yapılandırması görüşmelerinde sona geldi önümüzdeki günlerde detaylarıyla ilan edilecek denizbank genel müdürü hakan ateş ile konuştum 1998den beri finanse ettikleri türk futbolundaki sorunun gelir değil doğru yönetim ve harcama sorunu olduğunu söyledi bugün türkiyedeki futbol kulüplerinin yaklaşık 65 milyar tl borcu var bunun 57 milyar tlsi 4 büyük kulüpte ateş türkiye bankalar birliği ve futbol ailesinin etkin çalışmasının içinde yer aldık öncelikle tüm borçlar tlye döndü gelirlere bakıldı makul faiz oranlarıyla ödemesiz dönemler de verilerek 9 sene gibi uzun vadelere yayıldı bunlar geri ödenirken de futbol ailesinin yaşaması lazım bunun için her gelirin yarısının kulübe bırakılıp yarısının tahsil edilmesi kararlaştırıldı uefa ya da şampiyonlar ligi gelirlerinin de bir kısmı borç ödemesinde kullanılacak böyle olunca borç yönetilebilir duruma geldi dedi artık 4 büyük kulübün yönetim kurulu üyeleri yetkili oldukları kadar sorumlu da olacaklar bugüne kadar transfer edilen yabancı sporcular için dünya örneklerinin 710 katına kadar bedeller ödeniyordu artık yönetim bir harcama yapıyorsa bunun sorumluluğunu da üstlenecek ateş ödemeleri bir disiplin altına aldığınız zaman bu içinden çıkılmaz bir sorun değil kolay değildi elbirliğiyle bu işin üstesinden geldik sorun çözüm buldu i̇nşallah yakında ilan edilecek dönen bir çark oluşacak herkesin ayağını yorganına göre uzatacağı bir dönem olacak bu kulüp yönetimlerini de çok rahatlatacak sağlıklı bir şekilde finanse edilmiş sporumuzdan çok daha yeni gençler şampiyonlar yetiştirebiliriz dedi hayırlı olsun bu sadece türk futbolu için değil ekonomi için de dönüm noktası
310
küresel piyasalar bu kez merkez bankası politikalarındaki belirsizliğin etkisi altında kalmaya başladı abd merkez bankasının fed tahvil alım programını sonlandırmak üzere olması diğer merkez bankalarının bekleneni vermemesi borsalarda satış baskısı oluşturuyor dünya ekonomisinden giderek daha fazla olumsuz işaret gelirken parasal genişlemenin giderek durmaya yüz tutması piyasalardaki tedirginliği artırıyor dünya durgunluğa sürüklenirken en kötü görünüm avrupadan geliyor en sağlam ekonomiye sahip olan almanyadan ekonominin küçüldüğüne yönelik veri akışı devam ediyor i̇talyada ekonomi daralırken matteo renzi hükümeti üzerindeki baskılar giderek artıyor i̇spanyadaki ekonomik kriz yeni sokak hareketlerini tetikliyor fransada ekonomi durgunluktan hiç çıkamayacak gibi bir görüntü sergilerken hükümet bütçe açıklarını azaltmak için bazı sosyal harcamaları kesmeye hazırlanıyor yunanistanda kurtarma programı bu yıl sona eriyor ülkenin yeni bir yardım almadan devam etmesi imkansız ama imf ve ab ile sürdürülen görüşmeler sonuçsuz kalıyor i̇şin ilginç yanı avrupa merkez bankasının yanı sıra hükümetlerin de göstere göstere gelen büyük durgunluğa karşı kayıtsız kalması dünya ve asya ekonomisinin motoru olan çinden gelen ekonomik veriler de yavaşlama gösteriyor japonyaya ise uygulanan parasal genişlemeci politikalar sonrasında korku hakim olmaya başladı dolaryen paritesi 110a dayanınca sürekli devalüe olan bir para birimiyle ekonomik dengelerin korunamayacağı gerçeği su üstüne çıktı bu tehlike en başından bu yana vardı ve çok sayıda hedge fon önce japon yeninin ardından japon tahvil piyasasının çöküşü üzerine pozisyon almış durumda dolaryenin 120nin de üzerine çıkması durumunda spekülasyonların hızlanacağı ve paritenin hızla tırmanışa geçeceği tahmin ediliyor bu durumda dünyanın en borçlu ülkesi japonyanın tahvil piyasasından kaçışlar yaşanması ve büyük bir mali çöküş riski bulunuyor doların yükselmeye devam etmesi ve japon hükümeti ile merkez bankasının devalüasyona engel olmak için savunmaya geçmesi önümüzdeki dönemin en ilginç senaryolarından birini oluşturabilir önlem yok dünya ekonomisi uzun sürecek ve sonuçları çok olumsuz olacak bir durgunluğa doğru ilerlerken ekonomi yönetimi gelişmelere karşı önlem alma noktasına gelmiş değil başbakan yardımcısı ali babacan açıkladığı orta vadeli programda büyüme tahminlerini aşağıya çekmekle yetindi merkez bankası ise sıkı para politikasını sürdürmekte kararlı gözüküyor merkez bankası başkanı hafta içinde washingtonda yaptığı sunumda dünya ekonomisindeki yavaşlamaya karşın ihracattaki olumlu gelişmenin büyümeyi desteklediğini enflasyon görünümünde bir iyileşme yaşanıncaya kadar sıkı politikanın süreceğini açıkladı irak ve rusyaya yapılan ihracattaki kayıplar ab ülkeleriyle telafi edilmiş durumda ama avrupa resesyona girerken bu durumun korunması giderek zorlaşacak i̇ç piyasadan gelen göstergeler de işlerin yavaşladığını ortaya koyuyor ekonomiyi destekleyen önlemler alınması kaçınılmaz olacak gözüküyor
377
matruşka rus yapımı bir geleneksel oyuncak türüdür ahşaptan yapılan ve çeşitli renk ve şekillerde boyanan figürleri açtıkça içinden bir yenisi çıkar her çıkan figür bir öncesinden küçüktür ruslara has hediyelik eşya denildiğinde akla ilk gelen şüphesiz bu oyuncaklardır hem oymacılık hem de sanat açısından rusyanın ruhu olan bu oyuncak bebekler 3 ilâ 15 parçadan oluşabilir nadir de olsa matruşka bebeklerinin sovyetler birliği liderlerinin şekline girdiği de görülür 1990larda sovyet birliğinin yıkılmasının ardından bu matruşkalar bir hayli ilgi görmüştür genelde matruşka bebeklerinin hep tek sayılardan oluşmasının bir sebebi de vardır bu da rusların tek sayıların uğuruna inanmalarından ileri gelmektedir geleneksel oyuncakların genelde bir dili kendine göre bir anlamı vardır matruşka oyuncağının sadece ruslara has anlamının ötesinde belki bir insanın psikolojisi bağlamında farklı benlikleri içeren ve zaman ve mekan şartlarına göre farklı nitelik ve ruh hallerinin dışa yansımasını simgeleyen bir metafor olarak da algılanabilir bazen insanlar hiç beklenmedik zamanda hiç alışılagelmiş hallere bürünür duruşuna uymayan aykırı hareket ve söylemlerde bulunabilir örneğin korkak olarak bilinen bir şahsın farklı şartlarda cesaretlenmesi veya makam sahibi bir siyasetçinin birdenbire kendi ideolojik çizgisiyle tezat oluşturan söylemler geliştirip icraata dönüştürmesi gibi oportünist duruşunu dışa vurabilir haliyle çevresindeki insanları şaşırtabilir bu gibi durumlarda insanların ruh derinliklerinde bulunanlar birer birer çözülür ulu orta ifşa olmaktan kurtulamaz son dönemde devlet adamları sınıfında insan psikolojisinin farklı benliklerini matruşka metaforu anlamında dışa vuran cumhurbaşkanı emmanuel macron dünya kamuoyunu şaşkına çeviren bir profil çizmektedir hem iç siyasette ve hem de dış politika alanında adeta macron matruşka figürünün içinden sürekli figürler çıkmaktadır figürler küçüldükçe dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlunun da belirttiği üzere macron gittikçe ayakları pislik içinde gömülüyken öten horoza benzemeye başlamıştır 2016 nisan ayı macronun siyasi hayatının yeni dönüm noktasıydı cumhurbaşkanı hollande döneminde yürüttüğü bakanlık görevinden istifa ederek değişim ve refah sloganları ile en marche yürüyüş hareketini başlattı macron imajını toplumun zayıf halkalarından teşekkül olan seçmenlerine genç ezilmiş sosyal güvenceden yoksunlar eğitimli fakat işsiz olanlar toplumun dışladığı afrika kökenli insanlar müslüman azınlıklar çevre ve insan hakları hususunda hassas olan burjuvazi vs göre dizayn ederek ilkeli hoşgörülü liberal çevreci özgürlükçü şeffaf ve reformist bir profil çizdi fransanın parti sisteminde solun bölünmüşlüğünü de fırsata çevirerek iktidara gelen macron elysee sarayında 2017den bu yana geçirdiği son üç yılda vaatleri ile icraatları arasında çelişkiler manzumesi oluşturan yönetim tarzı fransa halkının nazarında zamanla inandırıcılığını yitirmiş ve kredisini tüketme noktasına getirmiştir macronun bu çöküş süreci incelendiğinde gelinen nokta netleşmektedir · akaryakıt zamlarını sokaklarda protesto eden sarı yeleklilerin ülke sathına yayılan protestoları polis şiddetiyle bastırılmaya çalışılması macronun otoriter bir yönetim tarzı olarak algılanmıştır · macronun fosil yakıtlara karşı çıkan ekolojistlerin protestosunu alaycı bir tavırla küçümsemesi imajının çevreciden kalkınmacı reaksiyoniste değişmesine sebep olmuştur · macronun gazeteci ve gençleri kamuoyu önünde hiddetli şekilde azarlayarak hadlerini bildirmeye kalkışması hoşgörüden ne kadar uzak olduğunun göstergesidir · seçim kampanyasında özellikle afrika kökenli seçmenlere bir sözü vardı macronun i̇ktidara geldiğinde ruandada hutular tarafından tutsilerin soykırımına uğraması soncunda 800 bin insanın ölümünde fransanın belgelenmiş suç ortaklığı hususunda fransız arşivlerinin kamuoyu ile paylaşılması sözünü vermişti lakin fransanın ulusal çıkarlarına zarar vermesi sebebiyle bu sözünü tutmadı macron için şeffaflığın bir sınırı olduğu bu kararıyla belgelenmiştir anlaşılan macron fransanın kanlı tarihiyle hesaplaşmayı rafa kaldırmıştır böylelikle macronun laiklik cinayet işlemez söyleminin başka bir söylemi olan laiklik birleşik fransanın çimentosudur ile birleştirildiğinde inandırıcılığını ve şeffaflığını ruanda bağlamında yitirdiği görülmüştür jakoben fransa cumhuriyetine hoş gelmiş bulunmaktayız · i̇slam dini ile alakalı son çıkışı ile macronun tutumunu i̇slamofobik olarak nitelemek abartı olmayacaktır bu haklı tanımlama macronun sadece i̇slamın yeniden yapılandırılmasına ve aydınlanmacı bir i̇slam anlayışının teşvik edileceğine dair sözlerinden kaynaklıdır nitekim müslüman olmayan birinin din üzerinden bir mühendislik yapmaya çalışması asla kabul edilebilir bir durum değildir netice itibarıyla emmanuel macron 3 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine has bir yönetim tarzıyla esaslı bir duruş sergileyememiştir matruşka metaforunda olduğu gibi kılıktan kılığa bürünüp tekleyen çömez bir lider profilini yansıtmaktadır her farklı kılığa bürünüşünde de seçmenin nazarında küçülmüştür tıpkı matruşka oyuncağı gibi
633
hedefinizdeki kiloya ulaşmak ve kilonuzu korumak için öncelikle kaç kaloriye ihtiyacınızın olduğunu belirleyin bir beslenme uzmanıyla birlikte yaşam koşullarınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı değerlendirebilirsiniz kilo vermek için hangi yaşta olduğunuz değil o yaşta vücudunuzun nasıl çalıştığını bilmeniz önemli tabii bir de yaşınız için ideal kiloya ulaşmanın yolu doğru kalori alımı uzmanlara göre özellikle kadınlar 1970li yıllara göre yüzde 20 daha fazla kalori alıyor bu oran az gibi görünse de kadınların ortalama yüzde 19u düzenli olarak egzersiz yapıyor bu da demek oluyor ki yüzde 81lik kısım aldığı kaloriden çok daha azını yakıyor yani kilo alıyor 40lı yaşlarındaki kadınların ortalama 25 kilo daha ağır olmasının temel nedeni de bu kalori̇ i̇hti̇yacinizi öğreni̇n ortalama olarak fiziksel sorunlar 50li yaşlarda ortaya çıkmaya başlar 55 yaş üstü yetişkinlerin yaklaşık yüzde 80i bu durumdan etkilenir diyabet gibi birçok kronik durum kilo kaybına doğrudan müdahale edebilir diğer bazı hastalıklar da genellikle kilo almaya yol açabilecek ilaçlarla tedavi gerektirir eğer 50li yaşlarınıza kadar sağlıklı bir yaşam tarzından uzak kaldıysanız yine de geç değil mevcut sağlık problemlerinizi kontrol altına almayı ve kilo vermeyi yine de başarabilirsiniz kronik bir rahatsızlığınız varsa kilo vermenize engel olup olmadığını öğrenmek için doktorunuza danışın mutlaka egzersiz yapın ve çevrenizde size destek olan kişiler olduğundan emin olun hedefinizdeki kiloya ulaşmak ve kilonuzu korumak için kaç kaloriye ihtiyacınız olduğunu belirleyin bir beslenme uzmanıyla birlikte yaşam koşullarınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı değerlendirerek sonuç alabilirsiniz ya da ben kendi kalorimi kendim sayarım diyorsanız hedef kilonuzu egzersiz yapmıyorsanız 10 düzenli egzersiz yapıyorsanız 15 ile çarpın vücut ağırlığının her bir kilogramı günde 1015 kalori yakar ortaya vücudunuzun ihtiyacı olan günlük kalori miktarı çıkar size de yediklerinizin kalorisine dikkat etmek kalır sağliksiz di̇yetler hasara yol açar gençli̇ği̇ni̇zde vücudunuza verdiğiniz zararlar 60lı yaşlardan itibaren gün yüzüne çıkmaya başlar bilinçsizce yapılan diyetler kilo vermeyi zorlaştıran metabolik hasarlara yol açar ve 65 yaş üstü kişilerin yarısı bundan kaynaklı problemlerle mücadele etmek zorunda kalır ayrıca bu yaşlarda uykuya dalmak zorlaşır uyku eksikliği kilo vermeyi fazla kilolar da iyi uykuyu olumsuz etkiler 60larınızda da egzersizden vazgeçmeyin fiziksel durumunuza uygun egzersizler yapın uykuya dalma rutininizin kötüye gittiğini düşünüyorsanız bir uzmana danışın sağlıklı beslenme ve kalori alımı bu yaşlarda da önemli örneğin meyve suyu yerine meyvenin kendisini tercih etmeniz daha az kalori almanızı sağlar yüksek yağlı yiyecekler fındık peynir vs tüketecekseniz öğün başına yalnız bir yüksek yağlı yiyecek seçin öğünlerinizin en az yarısını sebzelere ayırın pirinç tahıl fıstık ezmesi ve yağ gibi yüksek kalorili yiyecekleri ölçülü tutun atıştırmalıklarınızı meyvelerden seçin unutmayın her yaşın bir güzelliği var eğer vücudunuza iyi bakarsanız her yaşta kendinizi iyi hissedersiniz
415
bu sezon topu rakibe ver derin savunma yap kompakt oyna kıstırırsan golü at anlayışı futbola çok hakim oldu denizlispor 451 düzeninde orta alanı ve savunmasını kalabalık tutunca trabzonspor topa hakim olmasına rağmen pozisyon üretmekte zorlandı trabzon merkezden denizlispor duvarını aşamayınca zorunlu olarak kanatlara inmeye çalıştı nwakaeme solda buluştuğu toplarda çalım becerisini öne çıkarıp bireysel olarak hareket edince verimli olamadı ve pas kayıpları yaşadı santrfor görevini ekuban ile ortaklaşa yapan djaniny kanada her geçtiğinde trabzonspor etkili ataklar yaptı djaninynin zarif çalımlarla getirdiği iki pozisyonun birinde ekubanın kafa vuruşu üst direğe çarptı ayrıca mustafa yumlunun topa vuramayıp ekubanın kaval kemiğine yaptığı sert darbe penaltıydı numanoğlunun varda izlemesine rağmen penaltıyı neden vermediğini anlayamadım trabzonspor ikinci yarı kazanma duygusu adına çok adamla önde baskı yapınca oyun denizlispor kalesine yıkıldı bakasetasın attığı gol tam bir karambol pozisyonuydu çünkü denizli savunması yediği baskı yüzünden ilk kez pozisyon hatası yaptı denizli duvarını delen gol öncesi bakasetasın takipçiliği ve tek vuruş tercihi kalitesinin göstergesiydi gol sonrası trabzonlu oyuncuların skoru koruma adına geriye yaslanmaları hataydı beratın çizgiden çıkardığı pozisyondan sonra avcı oyuncularına geriye yaslanmayın uyarısını yaptı avcının trabzonun enerjisini ve mücadele gücünü yükseltmek için bakasetas ile ekubanı çıkarıp flavio ile yunus mallıyı alması zamanlama olarak doğruydu trabzon kazanarak hem zirve yürüyüşünü sürdürdü hem de denizliye takılma fobisini aştı
209
türkiye ekonomisinin çözülmeyi bekleyen belirli problemleri var özellikle istihdam piyasası vergi rejimi ve gelir adaleti boyutlarında atılması gereken önemli adımlar bulunuyor gıda tedarik zincirinin iyileştirilmesi gerektiği de ortada muhalefet ise bu problemli alanlar üzerinden bir söylem üretmeye çalışmak yerine ak partinin on sekiz yıllık iktidarı boyunca her şeyin kötüye gittiği şeklinde bir hikaye anlatma telaşında doğal olarak bu hikayenin gerçeklerle bağı epey zayıf çoğu durumda da ekseninde dezenformasyon bulunuyor kısacası muhalefet ak partinin iyi yaptığı şeylerin hakkını verip eksiklerine dikkat çekmeye çalışmıyor direkt olarak ve oldukça yüzeysel bir şekilde iyi yaptığı şeyleri kötü göstermeye çalışıyor bu tarz bir siyasetin ülkemiz için oldukça zararlı olduğunu da söylemeye gerek yok türkiyede 2000lerde gerçekleşen büyük dönüşümlerden bir tanesi düşük gelirlilerin durumunda yaşanan önemli iyileşme oldu bizler bunu canlı canlı yaşadık düşük gelirlilerin meyvesebze alırken bile ciddi sıkıntılar yaşadığı bir zeminden ciddi ölçüde daha iyi durumda oldukları bir noktaya ulaştık bu demek değil ki şimdi her şey güllük gülistanlık daha katedilecek çok mesafe var fakat eskiye kıyasla bugün durumların çok daha iyi olduğu da ortada yaşanan bu büyük değişimin ise iki bacağı var asgari ücretin ciddi şekilde yükselmesi ve sosyal harcamaların önemli ölçüde genişlemesi asgari ücret 2003te 226 tl idi 2020 itibarıyla 2 bin 325 tlye ulaştı doğal olarak bu süreçte enflasyon da yaşandı gerçek bir karşılaştırma yapabilmek için bunu hesaba katmamız lazım 2003ten bu yana fiyatlar tam 4 6 katına çıktı asgari ücret ise 10 2 katına 2003teki 226 tllik asgari ücretin bugünkü karşılığı da 1042 tl o zaman ne görüyoruz enflasyondan arındırarak baktığımızda asgari ücret 20032020 arasında tam 2 23 katına çıkmış hakkını vermemiz lazım bu gerçekten olağanüstü bir dönüşüm bu noktada şöyle bir itiraz gelebilir asgari ücretlilerin gelirlerinin büyük kısmı gıda ve kiraya gidiyor enflasyon sepetinde ise bu ikisinin toplam ağırlığı yüzde 38 görece düşük çünkü bu sepet ortalama tüketiciye göre belirleniyor şu halde asgari ücretlinin hissettiği enflasyon ortalama tüketiciden farklı bu noktayı göz önünde bulundurarak gıda ve kira harcamalarının çok yüksek ağırlıklara gıda yüzde 40 konut yüzde 30 toplam yüzde 70 sahip olduğu bir enflasyon sepeti oluşturdum asgari ücretlilerin durumunu daha iyi yansıttığı söylenebilecek bu tarz bir enflasyon hesabına göre de asgari ücret 20032020 döneminde tam 2 04 katına çıkıyor yani enflasyon sepetindeki ağırlıkları ciddi şekilde değiştirmeniz durumunda da genel tema değişmiyor peki muhalefetin bu konudaki söylemi ne reel ücrette yaşanan artışı iyi karşılamak mı kesinlikle hayır genel olarak muhalefetin –tecrübelerimize ve hakikate meydan okuyarak– asgari ücretlilerin eskiden daha iyi durumda olduklarını iddia ettiğini görüyoruz bunu ispat etmek için ise ya fiyatı son on sekiz yılda 10 kattan daha fazla artmış ürün bulmaya çalıştıklarını ya da düpedüz dezenformasyon yaptıklarını müşahede ediyoruz bu yollara ek olarak asgari ücretin alım gücünü altın üzerinden hesaplamaya çalışanları bile görmüş olmanın gerçekten ciddi bir şanssızlık olduğunu belirtmem gerek gelelim sosyal harcamalara… asgari ücrette yaşanan büyük dönüşümün bir benzerinin de sosyal koruma harcamalarında yaşandığını görüyoruz bu harcamaların toplam düzeyi 2002de 33 milyar tl iken 2018 itibarıyla 436 milyar tlye yükseldi bu süreçte genel olarak fiyatlar da 4 55 katına çıktı bu durumu dikkate alarak hesap yaptığımızda 2002deki 33 milyar tlnin 2018deki 149 milyar tlye eş değer olduğunu görüyoruz bu da sosyal koruma harcamalarının reel düzeyinin 20022018 döneminde neredeyse 3 katına çıktığı anlamına geliyor bu dönemde reel sağlık harcamaları neredeyse 2 katına çıkarken emekli ve yaşlılar için harcanan para reel olarak 3 6 katına yükseldi engelli ve maluller dul ve yetimler ve fakir aileler için harcanan para miktarında çok ciddi artışlar yaşandı i̇şsizlik maaşı ödemesi de 0 4 milyar tlden 10 4 milyar tlye kadar yükseldi muhalefet ise sosyal politikada yaşanan bu devrimi uzun yıllar boyunca makarnakömür siyaseti olarak damgalamaya çalıştı son yıllarda ise ya sessizliğe büründü ya da kimin parasıyla yapıyorlar argümanına sarılmaya çalıştı hasılı hem asgari ücrette hem de sosyal harcamalarda yaşanan dramatik iyileşmeler türkiyede fakirliğin 2000lerde ciddi şekilde gerilemesine neden oldu peki ne kadar dünya bankasının 2011 satın alma gücü paritesine göre hesaplanmış iki fakirlik eşiği bulunuyor 3 2 ve 5 5 dolar dünya bankası verilerine göre türkiyede günde 5 5 dolardan daha az gelire sahip olanların oranı 2002de yüzde 35ti bu oran 2018 itibarıyla yüzde 9a geriledi günde 3 2 dolardan daha az gelire sahip olanların oranı da 2002de yüzde 13 idi bu oran 2018 itibarıyla yüzde 1 4e kadar geriledi i̇çinde bulunduğumuz koronavirüs covid19 sürecinde türkiye hem sağlık hem de ekonomi boyutlarında gerçekten iyi bir performans sergiledi koronavirüsü kontrol altında tutmayı başardık birçok ülke hastane ilaç solunum cihazı tıbbi ekipman ve maske konularında önemli kapasite sorunları yaşarken biz görece rahat bir konumda bulunduk hatta ihtiyaç sahibi olan birçok ülkeye sağlık ihracatı ve yardımı yaptık tabii bu başarıda devletin önceki yıllarda sağlık sektörüne yaptığı ciddi yatırımlar önemli bir paya sahip oldu özellikle son yıllarda açılan şehir hastaneleri bu konuda elimizi hatırı sayılır ölçüde rahatlattı bu konuda muhalefetin tavrı ise gerçekten çok garip oldu koronavirüs salgınından önce şehir hastanelerine gerek yok israf argümanını seslendiren muhalefet bugün biz şehir hastanelerine karşı çıkmadık iddiasını seslendirmeye başladı bu tarz bir muhalefetin türkiye için çok büyük bir şanssızlık olduğunu söylemeye gerek yok sanırım yüzyılın en büyük sağlık krizini yaşadığımız bu süreçte reel ekonomi özellikle nisan ve mayısta ciddi şekilde yavaşladı hükümet ise türkiye tarihinin en büyük kurtarma paketini açıkladı başlangıçta 100 milyar tl olarak açıklanan paket zamanla 280 milyar tlyi aştı bu süreçte ekonomik olarak önemli zorluklar çeken geniş bir kesim olduğu muhakkak fakat alınan kapsamlı ekonomik önlemlerle bir taraftan reel ekonominin ayakta kalması sağlandı diğer taraftan da milyonlarca kişiye yapılan 1000er tllik yardımlarla insanların mutlak yokluğa düşmesi engellenmeye çalışıldı bu süreçte ekonomik anlamda olumsuz bir psikoloji içine girilmemesinde türk ekonomisinin ve toplumunun kendine has özellikleri kadar alınan ekonomik önlemler de etkili oldu haziranda ise hepimizi şaşırtacak şekilde ekonomik psikoloji pozitife döndü ekonomik güven endeksi ciddi şekilde yükseldi banka kartı ve kredi kartı harcamaları da haziranda koronavirüs öncesi düzeyleri yakaladı bu kadarını muhtemelen kimse beklemiyordu yinelemek gerekir ki tüketici harcamalarındaki bu hızlı canlanmanın arkasında toplumun kendine has dinamikleri olduğu gibi ekonomiye ve ekonomik gidişata duyulan güven de bulunuyordu bu konjonktürde muhalefet ise her zaman olduğu gibi ekonominin çok kötü durumda olduğunu iddia etmeye devam ediyor gelenek değişmiyor türkiye ekonomisi son yedi yıllık süreçte birçok zorlukla karşı karşıya geldi ekonomik olarak canlı dönemler de gördük durgun dönemler de fakat muhalefet için her zaman ekonomi çok kötü durumdaydı ve felaket kapıdaydı muhalefet ne yazık ki yapıcı eleştirilerde bulunup iktidarı daha iyiye yöneltmeye çalışmak yerine siyahbeyaz ikiliği çerçevesinde her şeyin kötü olduğu ve daha da kötüye gideceği şeklinde inanılmaz derecede yüzeysel ve anlamsız bir retoriğe saplanmış vaziyette türkiye ekonomisinin 2000lerde genel olarak iyi bir performans göstermiş olması da muhalefeti dezenformasyonun kucağına itiyor zira güneş tepedeyken havanın karanlık olduğuna insanları ikna etmenin başka yolu yok vurgulamak gerekir ki türkiye ekonomisinde çözülmesi gereken önemli problemler var fakat türkiyede muhalefet bunları konuşmuyor i̇lginç bir şekilde görece iyi olunan noktaları kötü gösterme telaşı içinde bulunuyor bu da ülkemiz için ciddi bir şanssızlık
1,115
z kuşağının durumu isimli bir araştırmaya göre 15 ülkeden yaşları 18 ile 24 arasında değişen 5 bin 952 gencin yüzde 50si bir şirket için çalışmaktansa kendim için çalışırım diyor bu çalışma vodofone tarafından yougova yaptırılmıştı ve gençlerin yüzde 47si yapay zekanın gelişmesi büyük veri kullanımı ve otomasyon sayesinde 50 yıl içinde pek çok iş ve meslerin yerini makinelerin alacağına inandığını söylemişti daha da ilginci araştırmaya katılan gençlerin yüzde 36sı sosyal fayda odaklı bir iş bulmanın yüksek maaştan daha önemli olduğunu yüzde 19u da dijital ekonomiye hazırlanmak için başkalarının desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirmişti ancak gençlerin sadece yüzde 17si kodlama robotik sosyal medya yönetimi sanal gerçeklik programlama ve siber güvenlik gibi gerekli becerilere sahip olduğunun altını çizmişti diyeceğim o ki gençler değişen mesleklerin ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara dönük mesleklerin ve de bu mesleklerde teknolojinin payının ne kadar büyük olduğunun ve bu konularda eğitim ya da destek almaları gerektiğinin farkında aynı zamanda gençler sosyal girişimin önemi konusunda pek çok y ve x kuşağından çok daha bilinçli ancak desteklenmek istiyorlar i̇şte o nedenle size bir önceki yazıda söz ettiğim hsbsnin desteği ve türkonfedin işbirliği ile hackquarters tarafından sosyal girişimin ön planda olduğu startup şirketlere verilen eğitim çok önemli bakın birazcık destekle gençler nasıl müthiş işler yapıyor sürdürülebilir büyüme programına katılmayı hak kazanınca 6 ay eğitimden geçen ve işlerini daha da geliştiren topluma faydayı ön plana alan 5 sosyal girişim girişimci olmak isteyen gençlere örnek oluştursun istiyorum bu girişimlerden blindlook yapay zeka kullanarak geliştirdiği mobil bir aplikasyon aracılığıyla görme engelli bireylerin üye işletmelere rahatça ulaşımını ve bu işletmelerde başkalarından destek almadan hizmet alabilmelerini sağlıyor restoranları ve menülerini görme engelliler için erişilebilir kılıyor eğitim ve maddi destek alan bir diğer sosyal girişim olan composeit geliştirdiği fonksiyonel kit ile gıda atığından yararlanılarak atıkların yüksek verimli toprağa dönüştürülmesine ve şehirlerde tarım alanları yaratılmasına destek oluyor yazılıraımı takip edenlerin hazırlayacağı ecording ise ağaçlandırılması gereken ve ulaşılması zor alanlarda insansız hava aracı ecodrone aracılığıyla havadan tohum topu atışı yaparak filizlenme sağlıyor desteğe hak kazanan sosyal girişim mana iş gücüne katılmak isteyen kadınların adil ticaret ilkelerinden ödün vermeden kalkınmasına destek olmak amacıyla doğaya saygılı sürdürülebilir ürünler üretilmesini ve satışının yapılmasını sağlıyor mana üretimini yaptığı bölgelerin zenginliklerinden faydalanarak özgün ve el yapımı ürünler tasarlayıp üretirken bu ürünlerin yarattığı katma değer ile yine bu bölgelerdeki sosyal sorunları iyileştirmeyi amaçlıyor mumo hepimizin hala gündelik hayatımızdan çıkaramadığı buzdobalı poşeti ve streç filme şahane bir alternatif çevreci ürün geliştirmiş tüketiciler tarafından tekrar kullanılabilir bir yiyecek saklama kumaşı sunarak şirket hepimizi tek kullanımlık ürünlere doğal ve uzun ömürlü alternatiflerle değiştirmemiz için teşvik ediyor böylesi gezegeni ve insanı düşünen güzel sosyal girişimlerle öne çıkan gençler ise hem fark yaratıyor hem de uluslararası örgütlerin ve şirketlerin desteğini alıyor araba ev sahibi olmayı düşünmeyen ama gezegene daha duyarlı olan z kuşağı işte böyle fark yaratacak
456
günaydın ekimizin birinci sayfasındaydı haber dün aslında sabahın ana gazetenin manşetinde olmalıydı başkan erdoğanın i̇nsan hakları eylem planını açıklayacağı gün ülkenin başkan ve adalet bakanı önderliğinde adalet reformu için kolların sıvandığı dönemde üstelik bize mektebi mülkiyede öğrettiler ama aslını ararsanız tüm hukukların kökü roma hukukuna kadar gider geciken adalet adalet değildir hukuk reformu ilk önce bunu sağlamak zorundadır bu ülkede hele tapu davaları üç hatta dört nesil sürer dedenin babası açar davayı torunların torunları hâlâ bitiremezler çünkü uzatmayayım günaydındaki yunus emre kavak imzalı haber şöyle sarıyerde bir villada oturan i̇pek hattat soyadına dikkat çok ünlü ve zengin bir ailedir tabletini tamir ettirmiş yeniden arıza yapınca telefon etmiş şirket eve kuryesini yollamış sonrası film gibi kurye eve girer girmez kapı arkasından kilitlenmiş telefonu elinden alınmış ve parçalanmış bir kenarda köpeğin dışkı kabı var onun üzerine oturmaya zorlanmış kurye geri dönmeyince telefonu da açılmayınca patron polisi aramış polis villaya gelmiş kapıyı çalmış açılmamış i̇ki saat sonra polis savcılıktan izin alıp gelmiş zorlayıp içeri girmişler aşırı alkollü i̇pek hattatı sevgilisini ve şoförünü gözaltına almışlar kuryeyi kurtarmışlar polis kuryeyi rehin alan işkence eden ve özgürlüğünü sınırlayan üç kişiyi adliyeye sevk etmiş karar adli kontrol altında serbest şimdi sonucu söyleyeyim muhtemelen dava bile açılmaz zengin aile bir şekilde fakir kurye ile anlaşır diyelim açıldı devam ederken bir şekilde düşmedi ve devam etti sürer de sürer sonunda hükmün açıklanması ertelendi kararıyla biter fakir kuryenin insan haklarını hiçe sayıp ona hayvan muamelesi yapanlar sıfır ceza ile kurtulurlar şimdi bir an tersini düşünün i̇pek hanım tabletini alıp o zavallı kuryenin nöbetçi olduğu dükkâna gitseydi kurye i̇pek hanımı içeri alıp arkasından kapıyı kilitlese ve iki saat içerde rehin tutsaydı bu haber günaydında mı verilirdi birinci sayfanın manşetinde mi o kurye adliyede serbest bırakılsa hemen her gazetenin her köşe yazarı neler neler döşenmez sosyal medya yeri yerinden oynatmaz mıydı o zaman da o adli kontrolle serbest bırakan ayni mahkeme tekrar toplanıp bu defa tutuklama kararı almaz mıydı yüzlerce örneğini yaşamadık mı sadece son aylarda şimdi adalet bakanına soruyorum olay polisin eve baskını ile sonuçlanmadı mı demek suçüstü durumları var neden ceza muhakemeleri yasasının suçüstü hükümleri uygulanmadı da dava hemen orada bilmedin 24 saatte bitirilmedi toplanacak delil mi var gelemeyecek şahit mi sayın adalet bakanım bu basit davada bile zengin fakir kadınerkek ayrımı yapılıyor ve uygulanıyorsa her şeyi elde suçüstü yapılmış bir olay bile anında yargılanıp bitirilmiyor ve sürüncemede bırakılıyorsa bu sürüncemeler yüzünden bazı tutuklu sanıklar için tutukluluk ceza olarak uygulanıyorsa söyleyin bakalım bu ülkede adalet reformu deyince en çok neye ihtiyaç var her şeye hi̇çbi̇r şey olmayacak galatasaray başkanı mustafa cengizin ısrarlı uyarılarıma rağmen adını anmadığı güya galatasaray adası boğazda bir leş halinde duruyor geçen hafta onu yazdım ve büyükşehir belediyesini göreve davet ettim cevap geldi yazınızda konu edindiğiniz galatasaray adasının şu anki durumu i̇bb olarak bizim için de ne i̇stanbulumuza ne de boğaziçimize yakışan bir görüntüdür ancak sizin de bildiğiniz gibi mülkiyeti galatasaray kulübü ve milli emlaka ait olan ada ile ilgili uzun süredir bizim taraf olmadığımız bir hukuki süreç devam etmekte bu sürecin bir an önce bitmesini en çok biz istemekteyiz hukuki sürecinin tamamlanması hukukun gereğinin ortaya çıkması ardından i̇bb gereken neyse onu yapmaktan hiç çekinmeyecek ve hemen harekete geçecektir bekliyoruz ve diliyoruz ki hukuk süreci hızla tamamlanır kentimiz o görüntü kirliliğinden bir an önce kurtulur i̇stanbul belediyesi ve her şey çok güzel olacak diyen belediye başkanı niye bugüne dek gözle görülür elle tutulur bir şey yapmadı anladınız mı bu ülkede en bitmez süreçtir hukuk süreci yani mustafa cengiz her kimle gizlice anlaştı da adasına sahip çıkmıyorsa o cennet boğazın öngörünüm bölgesinde karadan ve denizden her geçenin önünde bir rezil ve sahipsiz i̇stanbul imajı yatıp duracak öyle mi bu kentte belediye bir evin bahçesindeki otoparkın üzerine hasırdan bir örtü kondu diye yıkım ekipleri ve televizyonlarla baskın yaptı biliyoruz belediye yasalarını iyi okuyun boğaziçi öngörünüm bölgesinde bu rezilliğe el koyma hakkınız dahi yoksa ki var ne işe yararsınız siz gerçi ne işe yaradığınızı başkanınız bizzat gelip gördükten ve de emir verdikten sonra bile aynen bırakılan kuzguncukta görmüştük ya ben bu cevabı alacağımı bile bile yazdım o yazıyı her şeye hiçbir şey olmayacağını kanıtlamak için bi̇r yaşar kemal ve musa eroğlu gecesi̇ dedim ya hayatımın gururudur yaşar kemalle arkadaş olmak ölümünün altıncı yılında biraz daha kasılmak geldi içimden 81 yıllık ömrümdeki en unutulmaz gecelerden birini hatırladım çukurova üniversitesi fahri doktor unvanı veriyordu büyük ustaya biz de takıldık nebille özgentürk nebil adanalı ya o zaman adana yüzevler dünya ünlüsü bir mekân aradı bize bir özel oda hazırlattı yaşar ağabeyle özel kutlayacağız tören akşamı ama bir eksik var sade kebapla bu iş olmaz musa ustayı hatırladım yaşamdan dakikalara konuk olmuş ve coşturmuştu mutta yaşıyordu gelir miydi acaba adanaya bize katılır mıydı i̇kiletmedi bile telefonda o dünya insanı dünya dostu dünya mütevazısı musa usta tabii dedi ve işte o gün 11 ekim 2009da bu köşede yazmışım çukurova üniversitesi dünyanın en güzel kampüslerinden biri ve 35 bin öğrenci 35 bin gençten oluşan bir çağın ötesinde kent hızla da gelişiyor hele bir kültür merkezi yapıyorlar ki şimdilik salon 500 kişilik girenler talihli kapıda kalanlar yığınla üniversite yeni ders yılını açıyor i̇lk ders yaşar kemalden çukurova adını dünyaya duyuran adamdan yaşar kemal kapıda görününce kıyamet koptu herkes ayakta alkışlar dinmiyor kültür bakanı ertuğrul günay parise gidiyordu yaşar kemal için programını değiştirmiş koşmuş çukurovaya nasıl içten nasıl sıcak nasıl güzel konuştu politikacı gibi değil tam bir kültür adamı bir dost gibi sonra yaşar kemal çıktı kürsüye masasına oturdu yeni giydiği cüppesi ve kuşandığı şalıyla i̇çim orda cız etti sadece böyle törenlerde üniversite hocaları da resmi kıyafetleri yani cüppeleri ile gelirler onur konuğuna saygılarından bir tek rektör cüppeliydi ötekiler sivil hani ödül almaya kot pantolonla çıkan havalı sinema ve tiyatro sanatçıları var ya onlara benzettim saygın bilim adamlarımızı cüppe giyseler eksilirdi ya saygınlıkları harvard niye harvard yale niye yale bir merak etseler de baksalar yaşar kemal açış dersine konu olarak çukurova doğa ve romanı seçmişti güya yazmıştı konuşmasını ama okumaktan çok anlattı nasıl tatlı nasıl şirin nasıl esprili yani her ders böyle olsa ömür boyu okur insan ortaokul terkim ben dedi ortaokul terk türkçeyi dünyada en güzel kullanan adamlardan biri dünyaca ünlü bir romancı ben ramazanoğlu kütüphanesinden mezunum dedi orada çalışmış çalışırken de okumuş bir romancı hem doğunun hem batının klasiklerini ustalarını özümsemek zorundadır karacaoğlan da dadaloğlu da pir sultan abdal da benim ustamdır cervantes de tolstoy da stendhal de çehov da dede korkuttan da çok şey öğrendim i̇lyadadan da sadece yazılı edebiyat değil ona yazdıran destancıları âşıkları türkücü masalcıları dinlemiş çukurovada köyden köye yayladan yaylaya dolaşan bir destanı yaratan kadar anlatan da yaratır dedi her defasında başka anlatır i̇nce memedi anlatan adama rastladım yemin ederim benden iyi anlatıyordu bir gün bir i̇ngiliz gazeteci bana bir cümleyle yaşar kemali anlat demiş anlatmış usta yaşar kemal değişmenin romancısıdır çukurovanın topyekûn değişmesini gözleriyle görmüş yaşamış ve yazmış çukurova yaşar kemalin dedeleri van muradiyeden göçüp yerleştiklerinde ormanlar makiler ve bataklıklarla dolu halkı türkmenler ülke nüfusu 15 milyonken çukurovada hayvancılık yapan 15 milyon göçebe türkmen yaşıyor ne var ki sıtma felaket çocuklar ölüyor sıtma ile savaş için sivrisinek kaynağı bataklıkları kurutmaya başlamışlar çukurova toprağı zaten bereketli hele bataklık toprağı iyice mümbit 1950lerde marshall yardımı ile traktör gelince değişim kökünden başlamış traktör sadece pamuk eken değil arkasına bağlanan aletlerle makileri ağaçları köklerinin derinlerinden söken alet bataklıklar ormanlar makiler ve otlakların yerini tarlalar alınca hayvancılık ve göçebelik bitiyor yerleşik yaşama geçiliyor değişen sadece insanların yaşamı değil doğa da değişiyor bataklıklar kuruyunca tarım ilaçları dökülünce sinekler böcekler tükeniyor böcekler tükenince onlarla beslenen turnalar leylekler gelmez oluyor onlar gelmeyince onları avlayan kartallar da yok oluyor bir kızıl kartallar var nesli tükenmekte olan at vebası da onları bitiriyor veba olan atları zehirleyip ovaya atıyorlar zehirli leşi yiyen kızıl kartallar da kalmıyor çukurova çok toprak kazandı ama kuşları kelebekleri bitkileriyle bir dünya yitirdi diyor yaşar kemal böyle bir doğa böyle bir yaşam değişikliği bir çocukluğa bir gençliğe sığarsa iyi bir gözlemci bunu romana çevirir işte hele de kan davası yörenin geleneği olursa ne dramlar ne öyküler çıkar bir yazarın ne kadar birikimi varsa yaratma gücü o kadar artar elbette her birikimi olan yazarın bir de yarattığı coğrafyası vardır yaşadığım çukurovayla da yarattığım kendi çukurovamla da alışverişim hep iyi olurdu her iki çukurovamı da canı yürekten seviyorum ben de seni çok seviyorum yaşar usta açılış dersinde çukurova gençlerine yaşam umutsuzluktan umut yaratmaktır dediğin günümüz gençlerine en çok ihtiyaçları olan şeyi umudu bıkmadan usanmadan tekrar tekrar verdiğin için çok seviyorum tebessüm tebessümden ders hukuk fakültesi 1 sınıfında yılın ilk dersine giren profesör bir öğrenciye adını sorar ali der öğrenci hoca bir anda defol bu sınıftan bir daha asla dersime gelme diye bağırır neye uğradığını anlamayan ali sınıfı terk ederken bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir hoca sınıftaki sessizlik sürerken sıralar arasında başlar bütün öğrencileri şöyle bir süzer ve derse başlar kanunlar ne için vardır diye sorar bir öğrenci düzeni korumak diğeri toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak insan haklarını sürdürmek bir başkası devlete güveni insana o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek bir diğeri her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve vatandaşa haklarını nasıl arayacağını göstermek için der hoca başka diye tekrar sorunca öğrenci adalet için diye yanıt verir hoca sınıfa sorar peki o zaman az önce arkadaşınıza adaletsiz mi davrandım tüm öğrenciler ayni yanıtı verirler evet hocam hoca sınıf kapısını açarak dışarıdaki öğrenciyi içeri alır ve yerine geçebileceğini söyler ve gene sorar peki bu adaletsizliğe hepiniz şahit oldunuz da neden hiç tepki göstermediniz bir açıklama istemediniz arkadaşınızın hakkını savunmadınız sınıftan çıt çıkmaz hoca bakın sevgili arkadaşlar bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir ders var bunu size 100 saat ders versem anlatamazdım der ve dersini bağlar asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetinde olmayın o yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkûmdur bir insana yapılan haksızlık herkese karşı yapılmış bir tehdit demektir sevdi̇ği̇m laflar bir saat adaletle hükmetmek bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır hadisi şerif
1,633
4 ki̇şi̇li̇k ayvaları üç parmak eninde kesin ve fırın tepsisine dizin üzerine şekeri döküp 200 derede 35 dakika kadar pişirin muhallebiyi yapmak için yumurta sarısı süt ve şekeri çırpın nişasta ilave ederek koyulaşıncaya kadar pişirin ocaktan alıp içine vanilyayı ekleyip karıştırın muhallebi biraz ılınınca içine rendelenmiş muzları ekleyin kaselere bir kat ayva bir kat muhallebi olacak şekilde dizin üzerine fıstık ve pudra şekeri serpip servis yapın malzemeler 3 adet ayva 1 su bardağı şeker 3 adet muz muhallebi için 2 su bardağı süt 3 çorba kaşığı buğday nişastası 5 çorba kaşığı şeker 2 paket vanilya 1 yumurta sarısı 8 ki̇şi̇li̇k mısır patlaklı kurabiye yumurta akı şeker ve sıvı yağı karıştırın üzerine patlamış mısır ve unu koyup harmanlayın yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine kaşıkla koyup 190 derecedeki fırında 20 dakika pişirin malzemeler 1 çay bardağı şeker 2 adet yumurta akı 5 çorba kaşığı sıvı yağı 1 su bardağı un 2 su bardağı patlamış mısır 6 ki̇şi̇li̇k renkli mantı ispanağı haşlayın un ve tuzu az miktarda suyla yoğurun i̇kiye bölüp yarısına salça diğer yarısına ıspanağın suyunu ekleyip sert bir hamur yoğurun rendelenmiş soğan kıyma tuz ve karabiberi yoğurun unlanmış tezgahta hamurları karelere bölün üzerlerine iç harcı paylaştırıp kapatın kaynayan tuzlu suda haşlayın malzemeler 1 çorba kaşığı salça 45 su bardağı un 300 gr ıspanak 400 gr kıyma 1 adet soğan tuz karabiber
220
i̇pek yolu günümüzden iki bin beş yüz yıl önce çinin xian şehrinden başlayarak hayata geçirilen ve yüzyıllar içinde karadan ve denizden avrupaya ulaşan bir diyalog yoludur büyük i̇skenderin batıda makedonyadan başlayarak doğuda hindistana kadar gerçekleştirdiği seferler ve fetihler sonucunda sağlanan güvenlik sayesinde i̇pek yolu mö 3 yüzyıldan itibaren kültürler medeniyetler ülkeler ve bölgeler arası etkileşim iletişim ulaşım ve ticaretin en önemli güzergâhlarından birisi haline geldi bu güzergâhın 1500lü yıllara kadar dünyanın en önemli ticaret yollarından birisi olduğu söylenebilir çoğunluğu kara yolunda bulunan bu güzergâhın iç denizler olarak bilinen kızıldeniz akdeniz karadeniz ve adriyatik denizine uzanan kolları da vardı karayolları hattı daha çok ipek deniz yolları ise baharat yolu olarak bilinmekle birlikte anılan deniz yolları boyunca doğudan batıya ipek ve lüks mallar transferi batıdan doğuya da altın ve gümüş akımı yüzyıllar boyunca devam etmiştir asya afrika ve avrupa kıtaları arasındaki bu ticaret yolu aynı zamanda medeniyetler ve kültürler arasındaki diyaloğun da en önemli güzergâhı olmuştur yusuf as ın mısırda kuyudan çıkarılışında bu güzergâhta ticaret yapan bir tüccar kafilesinin rol oynadığı söylenebilir çinden başlayarak akdenize ve avrupaya kadar uzanan ipek ticaret yolları boyunca kültürel ilmi ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinde diğer devletler ve milletler yanında göktürler uygurlar selçuklular ve osmanlıların ayrı ve önemli rolleri olmuştur deyim yerindeyse türkçe konuşulan devlet ve topluluklar yüzyıllar boyunca doğubatı ticaretinde emniyet bölgeleri olarak öne çıktı ve medeniyetler kültürler ve bölgeler arası iletişim ve etkileşimin gelişmesinde önemli rol oynadılar kadim ticaret yolu avrupalı ulusların 15 yüzyılın sonu ve 16 yüzyılın başlarında okyanus aşırı yollardan asyaya ulaşmasıyla birlikte doğu batı ticaretinde yeni bir durum ortaya çıktı avrupalılar gelene kadar karasal bağlantıları ipek yoluyla sağlanan kızıldeniz hint okyanusu ve büyük okyanus arasındaki ticarete farklı dili konuşan farklı dinlere inanan ve farklı kültür ve medeniyet havzalarında yaşayan tüccarlar dahil olabilmekteydi ancak avrupalılar 16 yüzyılda bu duruma uyum sağlamak yerine bu ticareti ipek ve baharat tekellerine alma mücadelesine giriştiler ve modern dönem ile ticaret kapitalizmi merkantilizm dönemi boyunca bunda başarılı oldular dünya tarihinde 2000 yıldan fazla dünyanın en önemli güzergâhı olan bu yol atlantik kıyısındaki ulusların etkisiyle daha doğru bir deyimle develerin sırtındaki yükün gemilere aktarılması ve özellikle de batı avrupalı ulusların tekelci monopolist uygulamalarıyla yeni bir durum ortaya çıktı pusulanın batılı uluslarca kullanılmaya başlanmasıyla doğubatı ticaretinde deniz yollarının önemi giderek artmaya başladı bu durum 19 yüzyılda demiryollarının inşa edilmesine kadar devam etti 19 yüzyılda demiryolunun devreye girmesiyle inşa edildiği ülkeler içindeki bölgesel ekonomik entegrasyonlar hızlandı ve demiryolunun dünya ticareti ve ekonomisinde önemi giderek artmaya başladı 20 yüzyılda kara deniz ve demiryolu ulaşımına havayolu da dahil olduğunda miktar yanında mal ve eşya taşımacılığındaki hızda da yeni bir ivmeye ulaşılmış oldu evet avrupalılar beş yüz yıl önce tarihi ipek yoluna alternatif yolları devreye soktular ve yüzyıllar içinde osmanlı devleti ve türkiyenin de içinde yer aldığı geçiş coğrafyasındaki ülkelerin doğubatı ticaretindeki önemleri giderek azalmaya başladı türkiye cumhuriyetinin ilanının 90 yılında 29 ekim 2013 günü birçok yabancı devlet adamının da katılımıyla sayın abdullah gül ve sayın recep tayyip erdoğanın açışını gerçekleştirdiği marmaray ile tarihi ipek yolu doğuda asya pasifikteki çin pekin ile batıda atlantik kıyısındaki londra demiryolu ile bağlanmış oldu acaba avrupalıların ipek yolundaki alternatif ticaret yolu yeniden aslına mı dönüyor veya pusula yeni bir yönü mü işaret ediyor
524
çarşamba akşamı jimmy fallonun tiryakisi olduğum programı tonight showu izliyorum böyle şovlarda sistem yıllardan beri değişmez hepsi hemen her kanalda aynidir önce şovmen gelir günlük olaylar üzerine yazılmış taşlamalardan oluşan monoloğunu söyler güldürür sonra masasına oturur ekibi tarafından hazırlanmış genelde görüntülü güldürülerini sunar ardından iki konuğunu alır onlarla konuşur program ünlü bir müzisyenin performansıyla kapanır digiturk 4te hafta içi her gece 2200de ama ben kaydediyorum ve yatağa girdiğim saatte genelde 1130 izliyor ve keyifli bir uykuya dalıyorum fallon daha açılışta beni çok güldürdü amerikada da korona aşısında öncelik bizdeki gibi yaşlıların i̇ki genç kız kendilerine bir güzel yaşlı makyajı yapmışlar amerikada beyan esastır söylenen şey kabul edilir belge istenmez saçlarını da yaşlı kadınlar gibi kestirmişler ve aşı istasyonuna gitmişler ama gene de aşı olamamışlar i̇stasyon görevlileri aşıyı yapacaklar onlarla havadan sudan konuşurken ikisinin de yaşlı kadın değil tersine çok genç kızlar olduğunu anlamışlar nasıl mı amerikanın esas kanallarında prime time yani akşam 8 ile 10 arasındaki dizilerden söz açmışlar bakmışlar iki yaşlı kadının bu dizilerden haberi bile yok siz yaşlı olamazsınız olsanız bu dizilerin en az birinin takipçisi olurdunuz siz gençsiniz demişler ve işte o zaman kimlik demişler güzel yakalamış değil mi olayı fallon şimdi düşünün amerikada prime time dizileri genelde 45 dakika dizi artı dizi içine 10 dakika aralarla yerleştirilmiş toplam 15 dakika da reklamdan oluşur buna rağmen bu dizileri gençler pek izlemezler ya derslerindedirler ya arkadaşlarından birinin evinde oyunda ya da dışarıda sevgilileri veya guruplarıyla prime time dizileri genelde aile büyükleri içindir gündüz dizileri ki onlara içlerine bol bol sabun reklamı aldıkları için soap opera denir ev kadınlarına ve de halk arasındaki deyişle evde kalmış kızlara yöneliktir şimdi gençlerin yani en aktif ve en tüketici kitlenin prime timeın bir saatlik dizilerine tahammülü yokken düşünün 180 dakikalık dizileri bu en aktif yaş gurubu izler mi anneler ve babalar bile değil onların da çoğu çalışır çünkü erken kalkmak zorundadırlar saat 8de tv başına oturup bir başladı mı 15 dakika süren reklamlar ve 3 4 dakika süren tanıtımlara da tahammül edip gece saat 1de yatağa girenler kimler büyükanne ve büyükbabalar peki onlar bir şey satın alırlar mı ev otomobil beyaz eşyayı geçin migrosa gidip çerez alırlar mı 180 dakikalık dizi aile programı olur mu o programa yerleşen reklamların firmalarına zerre faydası olur mu fransayı kim yönetir diye sordular napolyona küçük oğlum dedi o annesini yönetir annesi beni ben de fransayı şimdi kör değneğini bellemiş ya her televizyon şu anda bu bilgisayarın kullandığı elektrikten dahi hisse alan kamu televizyonu trt dahil hepsi ama hepsi evde sadece ve sadece dede ve ninelerin bir de sabahtan akşama ekran başında oturup dün gece falan dizide ne oldu bu gece filan dizide ne olacak yazmayı marifet sayan aslında kendi guruplarının reklamını yaptıklarını düşünerek geçinip giden sözüm ona televizyon yazarları dışında karantinada bile reytingleri ana haberlerin altında kalan bu 180 dakika dizilerine tüm ana kanallar birbirinden kopya uyuyorlar sürüden ayrılanı kurt kapar korkusuyla aynen uyuyorlar ama devamı hiçbirinin aklına gelmiyor sürüden ayrılmazsan o zaman da hayat boyu koyun olarak kalırsın dünyaya bakmak örnek almak gece prime time yani aile izleme saatinde tüm aileyi bir saat için ekran başında toplayacak eğlence programları yarışmalar diziler tabii 1 saatlik diziler belgeseller yayınlamak hiçbirinin aklına gelmiyor bu ülkede tv yayınlarının siyahbeyaz olduğu yıllarda hem de trt böylesine doğru seçimleriyle o aile i̇zleme saatinde sokakları sayım günü gibi boşaltır tüm aileyi hatta komşuları ekran başında toplardı bizim atv bir ara sarsılır gibi olmuştu türker ağbi i̇nanoğlu geldi işin başına ve fırtına olduk gene rekorlar kırdık çünkü tıpkı yeşilçamda olduğu gibi televizyonda da halkın nabzını avucunun içinde tutuyor ve ne zaman kim neyi izler sorusunun yanıtını biliyordu harikalar yarattı atv o zaman türk televizyonları şimdi bir önder arıyor örnek olacak yürekli bir önder ve de dizi izleyip yazmayı marifet sayanlar değil gerçek tv habercileri ve eleştirmenleri umudum var mı yok o zaman niye yazdım çıkmayan candan umut kesilmez demiş atalarım da ondan koronayı vuhanda bir tek bir kişi başlattı unutmayın türk kanallarının da bir tek bir cesur televizyoncuya ihtiyacı var gelir başarırsa öbürleri zaten koyun konsolosumuzun can bedeli̇ bir çocuğun can bedeli yazımda amerikada bir fakir ailenin 11 yaşındaki çocuğunun konteyner bozması evlerinde gece elektrikler kesilince soğuktan donarak öldüğünü ve ailenin elektrik şirketi aleyhine 100 milyon dolarlık tazminatcan bedeli davası açtığını yazmıştım los angelesta yaşayan gazeteci arkadaşım safter yılmazdan bir mail aldım okuyun ve de düşünün istedim sevgili hıncal bir çocuğun can bedeli yazın beni 40 yıl öncesine götürdü kısaca yazayım 1982 yılının 29 ocakında los angeles başkonsolosu kemal arıkan bir asala teröristi tarafından öldürülünce eşini zenci avukat johnny cochrana götürmüştüm daha sonra karısını ve onun sevgilisini öldüren amerikan futbolunun yıldız oyuncusu ve sinema aktörü o j simpsonu beraat ettirerek türkiye dahil bütün dünyada isminden bahsettirecek bu avukat o sene cezaevinin hücresinde ölü bulunan genç bir basketbolcu için polisi dava edip büyük tazminat kazanmıştı adını oradan biliyordum rahmetli kemal bey çok mütevazı bir kişiydi emekliliği yakındı daha önce çalıştığı avustralyaya yerleşmek istiyordu karısı ve kızının ondan kalan emekli maaşı ile geçinmelerinin güç olacağını düşünerek johnny cochrandan randevu aldım rahmetlinin eşi ve kızı ile birlikte bürosuna gittik cochran los angeles polisi iyi koruma yapmadı büyük ihmal var dava açalım dedi ve teklifini yaptı davayı 10 milyon dolardan açacağım bu eşinizin değeri değil onu biliyorum bu davayı kazandığında tazminatın yüzde 30unu alacaktı 3 milyon dolar yani kemal beyin eşi hemen bir karar vermeden cenaze için ankaradan gelen dışişleri yetkilileriyle konuşayım dedi sonuçta davayı açtırmadılar johnny cochran daha sonra çok ünlü bir avukat oldu ancak beyin tümörüyle genç yaşta öldü halen ismi büyük bağışlar yaptığı hollywood yıldızlarının hastanesi cedars sinainin girişinde yer alıyor selam ve sevgiler safter i̇şte kuklamiz ali koç nihat özdemir başkana neyin başkanı mı güya futbolun emretti galatasaray derbisine yasak saatlerde sokağa çıkma izni olan sağlıkçıları davet edelim jest olur dedi zorlu toplantısından bu yana koçun her dediğine başüstüne diyen hakemleri bile ona sormadan atayamaz hale gelen başkan da anında peki dedi şu anda 6222 savcılığında sağlıkçı diye stada giren ve spor bakanı ile federasyon başkanının yanında fatih terim ve kaptan arda başta ısınmak için sahaya çıkan tüm galatasaraya ana avrat bacı sövenler adalet nasıl tecelli edecek bilmiyor ve bekliyoruz 6222 varsa ne olacağı belli de 6222 bugüne dek uygulandı mı diye sorarsanız ben bilmiyorum neyse dün bizim sporda devasa haberdi trabzonda oynanacak trabzonfener derbisinde trabzondaki sağlıkçıları davet etmek için nihat özdemir başkandan izin istemiş trabzon başkanı ahmet ağaoğlu ve o muhteşem bir değil üç ünlem işaretli başkan tam da tahmin ettiğiniz gibi olmaz demiş sağlıkçılar ali koç için gelirse tamam ama ali koça karşı gelirse hiç olur mu öyle şey ahmet başkan senin dünyadan haberin yok yahu ben bu teklifi nihat özdemirin ipliğini pazara çıkarmak için yaptım diyorsan gene geçersiz o iplik zaten pazarda hani fener stadının yanında salı pazarı var ya kadıköyde git bak orda duruyor bi̇tcoi̇n ve mali̇yemi̇z çarşamba sabahı ben çalışırken maliye bakanlığı basın müşaviri murat nuhoğlu aramış ben çalışırken telefon falan açmam ya öğleden sonra döndüm sizi sayın bakanımla görüştürmek için aramıştım dedi ama şu anda toplantıda bağlamam mümkün değil ama ben size bilgi verebilirim dedi verdi de bakanlık bitcoin ile ilgili gelişme ve endişeleri yakından izliyor hatta bununla ilgili olarak bir bakan yardımcısını özel görevlendirdi halkımıza en kısa zamanda açıklama yapılacak yani duruma devlet el koymuş bu güzel şimdi benim tavsiyemi dinleyin sakın ama sakın devlet resmi bir açıklama yapmadan bitcoin işine girmeyin hani hangi siteye girerseniz girin karşınıza mutlak tıklayın ve bitcoinle kazanmaya hemen başlayın diyen o sitelerin oyuncağı olmadan bekleyin 3 haftada milyoner olayım derken aç ve açıkta kalmayın bir düşünün üç haftada hemen herkesin banka hesabına girecek o milyarlarca dolar nerden gelecek kim kaybedecek o paraları amerikan merkez bankası dolar basmayacağına göre tesla bezos gibi dolar milyarderleri kazanırken kim kaybedecek ha tebessüm amerikada milyonlarca avukat hemen hepsi de milyoner avukat diye yazmıştım ya salı günü anadolu yakası i̇stinaf mahkemesi başsavcısı asım erken üstat yıllar önce yazdığı adliye koridorları düşün ce gül adlı kitabından bir paragraf yolladı bana naklediyorum japonyada avukat sayısı neden azdır japonyadaki bütün avukatların sayısı amerikan başkenti washingtondaki avukat sayısının yarısı kadarmış sebebi sorulduğunda japon barolar birliği genel sekreteri koji yanase anlatmış bir amerikalı atış poligonunda hedef tahtasının arkasında durur ve vurulursa derhal dava açar oysa ayni yerde duran bir japon vurulsa kabahat bendeydi orda durmamalıydım der ve mahkemeye gitmeyi aklına bile getirmez avukat sayısındaki fark buradan geliyor işte ben mi kesin dava açardım o poligonu yönetenler benim orada durmamı engellemek zorundaydılar diye düşünüyorum orada bir çocuk da durabilirdi mesela ya da bir dalgın bir demans hastası amerikalı değilim ama japon da olamam sevdi̇ği̇m laflar kelebek ayları değil anları sayar ve onun bile yeterince zamanı var tagore
1,423
hangi metrobüs koltuğusun kalabalıktan geçilmeyen i̇stanbul şehrinde metrobüs adeta çekilmez bir çileye dönüşebiliyor peki sen hangi metrobüs koltuğusun testi çöz ve öğren hadi başlayalım 1 ayakta bile kitap okumaya çalışan bir kitap kurdu musun tabi ki kitap benim vazgeçilmezim ama yine de okuyor gibi yapıyorum belki düşer abi bukowski yaa kitap ne ya 21 yüzyıldayız yolculuk boyunca oturur tweet atar ülkeyi kurtarırım midemi bulandırıyor benim sabit bir yere bakmak kafamı cama yaslayıp ayakta bile uyurum ben kulaklığımı takıp yolun geçmesini bekliyorum spotify listem var benim paylaşıyım mı burada 2 kapının önünü hesaplamaya çalışanlardan mısın i̇lk durakta biner keyfime bakarım cevizlibağdan biniyoruz bir zahmet boş gelmez abi zaten bizim oradan bir umut beslersin büyütürsün içinde 3 senin ruh hayvanın hangisi sırtlan olabilir ya da çakal tavus kuşu i̇guana penguen 4 son sorumuza geldik aşağıdakilerden hangisi okumaktan en çok zevk aldığın dergi bot dergi kalburüstü edebiyat kalburabastı dergi komodo ejderi dergi sizin için metrobüste oturmak neyi simgeliyor mutluluk izdırap ay tutulması huzur sonuçlar eğer alar çoğunluktaysa siz metrobüsün ön tarafında karşılıklı olarak bulunan tekli koltuklarsınız gidiş yönüne doğru olan tek kişiliklerden bahsediyorum yolculuğun en rahatını siz bilirsiniz keyfinizden ödün vermezsiniz eğer bler çoğunluktaysa siz ayakta kalmaya mahkûmsunuz daha akbili bastığınızda nasıl körüğe geçerim diye planlar yapmaya başlıyorsunuz hayata karşı biraz daha umut dolu bakabilmeyi öğrenmelisiniz eğer cler çoğunluktaysa sizin için sadece oturmak önemli şu ters olan neden yapıldığı ile ilgili herkesin farklı fikre sahip olduğu tekli desen değil çiftli desen değil işte şu ne idüğü belirsiz koltuk tam size göre her şeye razısınız işte eğer dler çoğunluktaysa siz en masum duyguların insanısınız kapının kenarındaki tekli koltuk etliye sütlüye karışmadan yan duran koltuk sizsiniz bugün hangi selami şahinsiniz yunan mitolojisinden ruh ikizinizin kayınbiraderini bulun sadece 3 iqya sahip olanların geçebildiği bu testi bakalım geçebilecek misin hangi zimbabwe kültürel yemeğisin ünlülerin bilmediğiniz öğrenince kendinizden geçeceğiniz birbirinden farklı tek özelliği
305
temel soru şudur cemaatin türkiyede ve dünyada bu kadar farklı alanda varlığını sürdürerek ne olmak istediğine dair verdiği bir cevap var mıydı gülen cemaatinin dershanelerin akıbetine dair başlattığı tartışma birkaç hafta içinde bambaşka bir boyut aldı burada feci bir iletişim kazasından söz etmek mümkün olduğu kadar kaza yaşanmazdan evvel frene basmak için yeterince mesafenin ve uyarı levhasının var olduğunu da hatırlatmak lazım son tahlilde bir çok farklı ismin farklı düzeylerde dahil olduğu bir tartışma yaşandı bu tartışmaları kamp ve mevzi siyaseti düzeyinde ele alanlar olduğu gibi sosyolojik ve siyasal dinamikler üzerinden değerlendirenler de oldu tartışmalardan ortaya çıkan manzaranın maalesef iç açıcı olduğunu söylemek zor lakin bu durumun hazin son olduğunu iddia etmek de mümkün değil zira bir eğitim tartışmasını içerik düzeyinde darbe bağlamında ele alarak usul düzeyinde ise yeryüzünün merkezine koyan tarzın ciddiyet ve ikna sorunları içinde farklı bir netice üretmesi de beklenemezdi geçen hafta bu köşede yaşanan tartışmanın sosyolojik ve siyasal gerçeklik dünyasında oturması muhtemel makası değerlendirmiştik türkiyede devlet ve toplum dönüşürken siyasal ve sosyal yapıların da dönüşmek durumunda olduğunu dillendirmiştik bu dönüşümü okumakta zorlanan aktörlerin özünde bir adaptasyon sıkıntısı olarak atlatabilecekleri sorunu varoluşsal bir krize dönüştürme tehlikesinden bahsetmiştik maalesef geçen hafta boyunca bunun en canlı örneklerini gördük yıllarca diyalog çalışmaları yürütmüş türkiyede neredeyse kimse kimseyle konuşamazken herkesle konuşabilmenin yolunu başarıyla bulmuş olan gülen hareketinin çok güçlü bir müzakere geleneği ve tecrübesi olduğu farz edilirdi maalesef profesyonel bir münasebetten ibaret olan diyaloğun steril dünyasından gerçek insanların gerçek sorunlarının konuşulduğu dünyaya gelince sükûnetin yerini acemi bir telaşın doldurduğu görüldü bütün bunlar yaşanırken düzeysiz tartışmaları bir kenara bırakacak olursak meseleyi ciddi bir şekilde ele almaya çalışan analizleri de benzer bir çarpıtma ve üslupsuzlukla tehdit parantezine almaktan çekinmediler hocaefendi her zaman sulh yolunda başlıklı sohbetinde son bir kaç hafta boyunca yaşananlara dair oldukça toparlayıcı açıklamalarıyla tartışmanın istikametine ve üslubuna yönelik çok sıhhatli bir müdahale yaptı hocaefendi kendi deyimiyle ayar kaçmış mihenge vurulmadan bazı şeyler ortaya atılmış ve endazesiz şeyler söylendi diyerek sürecin net bir şekilde fotoğrafını çekmiş oldu hal bu iken yaşanan tartışmayı geniş bir çerçeveden ele alan ciddi bir yaklaşım görmek de mümkün olmadı büyük ölçüde savunma psikolojisi içinde yoğun bir saldırı söylemini hayata geçirmeye çalışan bu yeni imkânsız taktik mgk belgelerinin sızdırılmasıyla tartışmayı bambaşka bir yere götürmüş oldu mgk kararı ve ak parti hükümeti marifetiyle tasfiye edildiğini veya edileceğini yüksek sesle komik bir mazoşizme varacak şekilde dillendirenler çok daha sevimsiz bir durumun ortaya çıkmasına yol açtılar karanlık odalar dünyası ve siyasallaşma bu süreçte önemli olan çok abartılı bir şekilde darbe nitelendirmesiyle başlatılan bir sürecin nasıl kısa sürede bütün siyasi iddiaları anlamsızlaştırdığını ve tartışmanın mecrasının nerelere kaydığını görebilmektir buradan bakınca bu kötü siyasal mühendisliğin tartışmaya ve gülen cemaatine dair yapılan ciddi ve düzeyli analizleri anlamamasına şaşırmamak lazım siyasallaşma sürecini çok hızlı günlük siyaset ve istihbarat üzerinden yaşayan zihinlerin en temel sorunu siyasalın tabiatını anlama ve hayata dair başı sonu belli bir felsefi duruş sahibi olma noktasında ortaya çıkmaktadır hal bu olunca da tartışma bekçi perspektifinin ürettiği karanlık odalar zekâ ve ahlak düzeyini aşamayan bir istifham dünyasına hapsolmaktadır bu durum maalesef dershane sorununu kaset tartışmasına devletin normalleşmesi sorununu liberal nihilist antisiyaset düzeyine stkların şeffaflaşma sorununu artık mesiyanik bir hal alan sayıştay tartışmalarına türkiyede devletin ne olması ve nasıl dönüşmesi gerektiğine dair ağır sorunu lüksemburg olmalı düzeyine neovesayet sorunsalını siyasi partiler kanununa ciddi bir siyasal dil inşasını medyada bol belalı ve imalı kocakarı diline farklı analizlerdeki samimi ve rasyonel teklifleri tehdit düzeyine kaba ve bir o kadar da naif bir şekilde indirgemektedir bu üslup ve usul hepsinden önemlisi de içerik sorunu devam ettikçe samimi ve velut bir tartışma yapma ümidi bulunmamaktadır büyük bir fedakarlıkla herkesin saygı duyması gereken okul hizmetleri başta olmak üzere yıllar içinde ortaya çıkan rahmetin bu tartışmalarda araçsallaştırılması ise çok daha üzücüdür ortaya çıkan manzaraya dair temel soru şudur geçtiğimiz haftalar boyunca yaşanan tartışmaların hiç birisi yaşanmamış olsaydı gülen cemaatinin 21 yüzyıl türkiyesinde ve dünyasında bu kadar farklı alanda varlığını sürdürerek ne olmak istediğine dair verdiği bir cevap var mıydı eğer bugünlerde özellikle hocaefendinin son açıklamalarından sonra bu suale ciddi ikna edici ve samimi cevaplar verilebilirse sulh yoluna en ciddi katkı yapılmış olur bu sual elbette cevaplanmak zorunda da değil tıpkı kapitalizmin sınırsız birikim sorunsalına cevap vermek yerine düzenli krizler yaşamayı tercih etmesi gibi lakin i̇smet özelden ödünç alırsak herkes için yani bir birey devlet cemaat ve benzerleri için geçerli olan uyarı şu olabilir taşları yeme taşları yemek yasak i̇nsanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun öyleyse şunu düşün insanın ihtiyacı olandan fazlasını elinde tutması kendisi için taş gibidir sana yaramadığı halde sen de olan hem senin hem başkasının aleyhinedir
750
yakın zamanlarda türkiye ve yunanistanın özellikle doğu akdenizde yaşadığı gerilim aslında iki ülkenin ege denizinde benzer meseleler ve daha fazlası üzerinde 1950lerden beri yaşadığı sayısız gerilim ve hatta sürtüşmelerin sonuncusudur i̇ki ülkeyi ara ara savaşın eşiğine de getiren gerilimlerin temelinde gerçekte tek bir unsur bulunuyor yunanistanın karasularının muhtemel genişliği egemenlik yunanistanın ulusal hava sahasının genişliği kıta sahanlığı sınırının oluşturulması ve silahsızlandırılmaya dair belli başlı bütün sorunların temelinde ege adaları bulunmakta hatta denebilir ki adalar denizi diye de bilinen ege denizinde şayet hiç ada olmasa idi ya da ihmal edilecek kadar az sayıda ada olsaydı diğer hiç olmayacak veya yunanistanın muhtemel karasuları genişliği ve kıta sahanlığı sorunları kolayca çözülebilir sorunlar olacaktı osmanlı devletinin son döneminde diğer devletlere devredilip de osmanlı kıyılarına yakın doğu ege adalarının silahsız kalmasını sağlama anlayışı daha 1913te yerleşmeye başlamıştır balkan savaşlarından sonra yunanistan ve osmanlı devleti tarafından 17 mayıs 1913 tarihli londra protokolü ile yetkilendirilen altı devlet almanya avusturyamacaristan i̇ngiltere fransa i̇talya ve rusya 13 şubat 1914te taraflara bildirdikleri kararda yunanistana bırakılacak adaların tahkim edilemeyeceğine ve askerideniz amaçlı kullanılmayacağına hükmettiler silahsızlandırılan bu adalar i̇talyaya bırakılmış olan oniki adalar hariç doğu egede bulunan ve yunanistana verilen bütün adalardı lozan antlaşmasının 12 maddesi altı büyük devlet tarafından alınan bu kararı aynen onayladı 13 maddesi ise yunan adaları midilli sakız sisam ve ahikerya adalarında hiçbir deniz üssü kurulmayacak hiçbir istihkâm yapılmayacak ve hatta bu adalarda yunan askeri kuvvetleri askerlik hizmetine çağrılmış ve bulundukları yerde eğitilebilecek normal asker sayısından çok olmayacağı gibi jandarma ve polis kuvvetleri de bütün yunan ülkesindeki jandarma ve polis kuvvetlerine orantılı bir sayıda kalacaktır gibi daha da kısıtlayıcı bir hüküm getirmiştir oniki adaların askersizleştirilmesine dair hüküm ise i̇kinci dünya savaşından sonra –yunanistan dahil– galip sayılan yirmi devletin i̇talya ile yaptıkları 10 şubat 1947 tarihli paris antlaşması ile getirilmiştir bu antlaşmanın 14 maddesinin 1 paragrafı oniki adalar başlığı altında ismen sayarak meis adası dahil 14 adanın i̇talyadan yunanistana devredildiğine hükmederken 2 paragrafı da bu adalar askerden arındırılacak ve öyle kalacaktır kuralını getirmiştir görüldüğü gibi türkiyenin güvenliğinin korunması temel amacıyla doğu ege adalarının osmanlı veya türkiye dışında hangi ülkeye geçerse geçsin silahsız kalacağı hem anlayış olarak hem de hukuken sağlam bir şekilde yerleşmiş durumdadır lozan antlaşması ile ege denizinde kurulmaya çalışılan hassas dengenin çok önemli bir unsuru olan ve türkiyenin güvenliği ile doğrudan alakalı bu durum yunanistan tarafından değiştirilmeye ve tümden kaldırılmaya çalışılmaktadır doğu ege adalarının silahlandırılması sorunu ise yeni bir sorun değil 1960larda başlangıçta gizli tutulmaya çalışılarak bazı doğu ege adalarının silahlandırılmaya başlandı türkiye de ilk defa 1960ların ortalarında durumu fark edip ilk resmi itirazını yaptı 1970lerle birlikte yunanistan bu durumu gizlemeye gerek duymadan bu adaları silahlandırdığını açıkça beyan etmeye başladı açık ve net hukuki düzenlemelere rağmen günümüzde bu tutum hukuki bir durummuş gibi gösterilmeye ve uluslararası kamuoyuna kabul ettirilmeye çalışmaktadır türkiyenin güvenliği için oluşturduğu ege ordusunu 4 ordu ege adaları ile neredeyse hiçbir alakası bulunmayan kıbrıs sorununu ve adaya gerçekleştirilen barış harekatını yine adalarla doğrudan alakası olmayan türkiyenin karasularının genişletilmesini savaş sebebi sayacağına dair 8 haziran 1995 tarihli tbmm kararını gerekçe göstererek bütün bunların meşru müdafaa hakkının ve adaların silahlandırılmasının gerekçeleri olduğunu iddia etmek aslında hukuku kabul edilemez şekilde bükmek anlamına gelir uluslararası hukukta meşru müdafaa hakkı muhtemel gelişmelerden ziyade mevcut bir saldırıya bağlı bir hak olarak tanımlanmıştır yukarıda sayılan hususlar ise silahsızlandırılmayı öngören uluslararası antlaşmaların sona erdirebilmesine yol açacak hukuki hususlar değildir yunanistanın 1947 antlaşmasına türkiyenin taraf olmadığı ve bu antlaşma hükümlerini ileri süremeyeceğine dair iddia da hukuken dayanaksızdır zira hukuken önemli olan husus yunanistanın bu antlaşmaya taraf olması ve hukuki yükümlülük altına girmiş olmasıdır yunanistan 1993te uluslararası adalet divanının zorunlu yargı yetkisini tanıdığı halde ulusal güvenlik çıkarlarına dair alınan tedbirleri hariç tutarak adaların silahlandırılması sorununun mahkemeye gitmesinin önünü kapatmış olması da yunanistanın açık hukuki düzenlemelere aykırı bir şekilde adaları silahlandırdığı gerçeğini gösteren kanıtlardan biridir
619
i̇lk yarı dökülen beşiktaşın ikinci yarıda değişen oyununu nasıl değerlendiriyorsunuz linz maçında skordan ziyade eleştirilen oyun ve performanstı erzurumda lig için ne yapacağı önemliydi beşiktaş öyle bir ilk yarı oynadı ki bu kadar net pozisyonlar verdiği ve kaleye gidemediği bir 45 dakika hatırlamıyorum beşiktaşın yapamadığı şey orta sahada pas işlerinde medel ve necipin oyunu kuramayışıydı şenol hoca 37 dakikada oğuzhanı çıkarıp yerine caneri aldı sorulması gereken oğuzhan mı kötüydü yoksa o mevkide mi verimsizdi bunu çok iyi ayırt etmek gerekir çünkü orta sahada becerikli oyuncu ile oynayacağım diyerek oğuzhan ile necip arasında necipi tercih etmek çok kolay değil i̇kinci yarıda sadece oyuncu değil oyunu da değiştiren beşiktaş 44 2ye dönerek babeli de merkeze aldı topu orta sahada vakit geçirmeden kenara oynayarak quaresma ve canerin kenar toplarıyla ikinci yarının ilk 15 dakikası istediği işleri yapıp oyunu 11e getirdi daha sonra lensi de oyuna alarak yaptığı hamlelerden istediği geri dönüşleri aldı erzurum oyuna ortak olacakken skoru 21e getiren beşiktaş quaresmanın 3 golüyle de maçı kopardı lige 6 puanla başlamak çok önemli ama oyunun gücü hakkında her takımda olduğu gibi beşiktaşta da 5 haftayı beklemek gerekir konu negredoysa gomez demba ba aboubakar ve cenk gibi santrforlarla kıyasladığınızda performansı sorgulanır ama mevcut kadrodaki santrforlara baktığınızda negredo diğerlerinin önünde gözüküyor
205
hdpnin de içinde yer aldığı i̇yi̇ parti chp ve saadet partisinin de bir araya gelerek hepimizin abdullah gülü çatı adayı olarak göstermemiz istendi i̇yi̇ parti lideri akşener daha önce katıldığı bir programda böyle söylemişti i̇stendi fiilinin öznesini hâlen tam olarak bilmiyoruz ama kendisine hdpnin de bu ittifaka ortak olduğunu söylendiğini biliyoruz geçtiğimiz günlerde de akşener yine katıldığı bir canlı yayında şöyle dedi millet i̇ttifakı ile cumhur i̇ttifakını karıştırıyorsunuz cumhur i̇ttifakı ettırnak mezara kadar kader birliği gözleri yanıyor birbirleri hakkında konuşurken çok duygusal bir ittifak bizimki öyle değil ki bizimki proje bazlı bir ittifak akşenerin cumhur i̇ttifakının menfaat temelinde değil de ilkeler temelinde kurulduğunu söylemesi bence bu senenin en önemli itirafıydı zira cumhur i̇ttifakının hayalindeki türkiye belli anayasa çalışmalarını millet önünde yapmaya davet etmeleri de bunun en büyük kanıtı yani cumhur i̇ttifakı ilkesel sınırları belli ortak bir temel üzerine ülkeyi yükseltmek için kurulmuş bir birlikteliğe işaret ediyor ülkeyi yıkıma götürmek isteyen 15 temmuz gecesinin cumhur i̇ttifakının kuruluş gecesi olması da bu minvalde tesadüf değil ancak millet i̇ttifakının ortaklaştığı tek bir ortak ülkü ve hülya var erdoğanı yıkmak bu sebepten ötürü örneğin ittifakın iki kadın lideri meclise i̇stanbul sözleşmesi yaşatır maskesi takarak gelirken saadet partisinin ayasofyanın cami olduğu günkü gündemi bile sözleşmenin kaldırılması üzerineydi ya da millet i̇ttifakının i̇yi̇ parti ayağı üniter devleti savunuyorken chp ayağı ise avrupa birliği özerklik şartı diye diretebiliyor bu yüzden de onlar anayasa çalışmalarını halktan gizli kapalı kapılar ardında yapmak zorundalar sorarım size buradan yapıcı bir birliktelik ülkeyi ileri taşımaya doğru bir irade çıkması mümkün müdür olmadığını proje bazlı derken erdoğanı yıkma projesinden bahsedildiğini akşener de biliyor ama kamuoyuna açıklanabilecek olanı ancak bu kadarı nitekim bu ittifak o kadar kırılgan ki maalesef akşener adını hdp lideri pervin buldanla birlikte anan ekrem i̇mamoğluna tek söz bile edemedi i̇yi̇ partililer i̇mamoğluna ateş püskürürken hatta siyaset kaşarı diyenleri bile beğenirken akşener herkesin fikir özgürlüğü dedi ve işin içinden çıktı evet ümit özdağı fikirleri sebebiyle partiden kovan aynı akşenerden bahsediyoruz dolayısıyla bence ittifakın en rahatsız üyesi sayın akşener olsa gerek bu kadar lapsus sebepsiz olamaz diye düşünüyorum
336
1970ler batı dünyasında liberal siyasetin canlanışına şahitlik etti liberal canlanış devlet ve toplum karşısında sermayenin güçlenmesi demekti 1980lerin hemen başında abd ve i̇ngiltere başta olmak üzere batı dünyasında neoliberalizmde temellenen yeni sağ siyaset hakim hale geldi i̇ktisat ağırlıklı modern liberalizmle eş zamanlı olarak sivil ve siyasi özgürlükleri merkeze alan klasik liberalizm de bir canlanış içerisine girdi ağırlık noktaları birbirinden farklı olmasına rağmen –ilki iktisat ikincisi etik– her iki liberalizm türü de bireyci sivil toplumcu ve çoğulcu bir siyaseti önermekteydi türk siyaseti de batıda yaşanan bu gelişmelerden önemli ölçüde etkilendi 1980lerde türkiye turgut özal liderliğinde hem iktisadi hem de sivil ve siyasi özgürlükleri merkeze alan liberal siyasetin hakimiyeti altına girdi bu gelişme türkiyede siyasetin yapı taşlarını yerinden etti çünkü bu osmanlıdan cumhuriyete miras kalan devlet merkezli siyasi yapıların yerini sermaye merkezli yapılara bırakması demekti bu dönemde ayrıca toplumsal güçler de devreye girdi 1994 yerel seçimlerini toplumsal çevreden gelen refah partisinin kazanması işleri daha da karmaşık hale getirdi devlet sermaye ve toplum güçleri arasında çetin bir mücadele başladı 1990lardan 2010a uzanan dönem devlete yerleşik bürokratik güçlerin bu yapısal değişime mukavemetine şahitlik etti ak parti bu siyasi ve entelektüel ortamda doğdu toplumsal çevrenin temsilcisi konumundaki ak parti büyük sermaye ve liberal aydınlarla ittifaka girdi sonuçta toplum ve sermaye devlete yerleşik bürokratik oligarşiyi alt etmeyi başardı toplumcu bir siyaset öngören ak parti için kritik öneme sahip olan milli irade ve milletin taleplerinin belirleyici olmasıydı sermayenin siyasetini yapan güçler için ise esas olan bireycilik ve küresel piyasanın çıkarlarının merkeze alınmasıydı ortak düşman bertaraf edilince ortaklık da büyük ölçüde bozuldu ak partinin başarısı 2010 sonrası dönemde ak partinin ortaya koyduğu milli irade siyasetine karşı bürokratik ve sermaye güçlerinin ortak mücadelesi başladı gezi parkı şiddet eylemleri pkk ayaklanması ve fetö darbe girişimleri bu döneme damgasını vurdu siyaset dışı müdahalelerle dışarıdan kuşatılan ak parti içeriden de çoğulcu siyasetin baskısını üzerinde hissetti 15 temmuzla 2016 bu mücadele zirve noktasına ulaştı başarısız darbe girişiminin ardından yeni bir dönem başladı bu dönemin en belirgin özelliği milli irade siyasetinin hegemonik hale gelmesiydi hem devletçielitist hem de çoğulcu siyaset güden partiler –başta chp olmak üzere– milli iradenin ve yerlimilli siyasi duruşun gerçek temsilcisi olduklarını iddia etmeye başladılar oysa bundan daha birkaç yıl öncesine kadar chp ve arkasındaki literati milleti açıkça aşağı gören bir siyaset takip etmekteydi ayrıca taktik olarak çoğulcu bir siyaseti de kullanmaktan kaçınmıyorlardı böylece türkiyede hem devletçikemalist hem de sermayeciliberal dönem kapanmış oldu başta chp olmak üzere türkiyenin geleneksel partilerinin yaşamış olduğu bu toplumcupopülist dönüşüm ak partinin başarı hanesine yazılmalı çünkü bu durum ak partinin iddia ettiği gibi milli iradenin ve milletin taleplerinin siyasetin merkezine yerleşmesi demek i̇ronik bir şekilde bu başarı ak partiyi sıkıntıya soktu milletin iradesine karşı koyan rakiplerini alt etmek çok kolaydı ancak bu rakiplerin millet iradesini benimsemesi ya da böyle görünmesi ak partinin kendisini diğerlerinden ayrıştırmak için ekstra çaba sarf etmesi sonucunu doğurdu herkesin milli irade siyaseti güttüğü bir yerde milli iradeye sahip çıkmak bir fark yaratmamaya başladı ve böylece alternatif kutuplaşmalar devreye sokuldu muhalefet ak partiyi sanki ülkenin elitlerinin partisiymiş gibi lanse ederek tüm toplumsal kesimleri ak parti karşıtı bloka istiflemeye çalışmaya başladı zenginfakir kutuplaşması üzerinden ak partiye karşı bir süredir sistematik bir zayıflatma politikası takip ediliyor ak parti ise buna beka siyasetiyle cevap verdi fakat 31 mart ve 23 haziran 2019 yerel seçimleri göz önüne alındığında istediği sonucu alamadı yaşananlar ak parti siyasetinde bir belirsizlik ve kafa karışıklığı yarattı ve bu durum halen varlığını sürdürmektedir şüphesiz bir siyasi parti için en istenmedik durum siyasetinde yaşadığı belirsizliktir ak partinin önündeki meydan okuma toplumcu köklerini hatırlayarak bu tıkanıklığı aşmaktır bunun yolu da yeniden dağıtımcı bir anlayışla toplumun dezavantajlı kesimlerinin ekonomik durumunu iyileştirecek ve genç işsizliğinin hararetini düşürecek somut adımlar atmaktır ak parti bu yönde hareket ettikçe ülkenin asıl krema tabakasının muhalefeti oluşturan partiler özellikle de chp olduğu açıkça görülecektir ak parti kendisine karşı bir silah olarak kullanılan zenginfakir kutuplaşmasını sahiplenerek dengeleri kolayca kendi lehine çevirebilir
638
bülent serttaş’ın oryantal didem’in yüzüne bakmamasının gerçek sebebi anlaşıldı didem bülent serttaş’ın sahneye çıktığı düğünü “şu adreste pandemi kurallarına aykırı eğlence düzenleniyor” diye polise ihbar etmiş son birkaç gündür herkes bir tv programına katılan bülent serttaşın dans eden oryantal dideme bakmamak için verdiği uğraşı konuşuyor serttaşın yayında sergilediği duruş o kadar komikti ki kimi durumu serttaşın eşi selvi hanıma gösterdiği sadakat duygusuyla özetlemeye çalıştı kimi de eşinden korktuğu için böyle davrandı dedi ama böyle düşünenler sanırım pandemi günlerinde serttaşla ilgili bir detayı hafızalarından silmiş olmalı öyle ya yıllar önce serttaşın ünlü rus tenisçi maria sharapovaya olan bakışı nasıl unutulabilir ki o bakış aynı anda 15 oryantali pür dikkat izlemeye eşdeğerdi konu üzerine serttaş cephesi sessizliğini korurken oryantal didem bu duruma içerlediğini beyan etti ancak işin aslının bambaşka bir boyutta olduğuna dair iddiaları var şöyle ki bülent serttaş ve oryantal didem geçtiğimiz yaz floryada bir düğünde sahne almış düğüne geç gelen didem organizatör tarafından sahneden erkenden indirilmiş ve sonra didem büyük bir sinirle düğünün yapıldığı mekandan ayrılıp polisi arayarak ihbarda bulunmuş düğün yerine gelen polis pandemi kurallarına uygun olmayan eğlence düzenlendiğini tespit ederek herkese ceza uygulamış o sıralarda serttaşın sahnede olduğu yapılan bu harekete sinirlendiği o gün oryantal didem ile arasına mesafe koyduğu söyleniyor eğer bu gerçekse didemin yaptığı büyük ayıp serttaş az bile yapmış onun yerinde başkası olsa yüzüne bakmamayı bırakın programa katılmaz veya o an oturduğu yerden kalkıp kulise gidebilirdi o anne terli̇ği̇ni̇n altinda sami̇mi̇yet var esra erol yıllardır atvde yayınlanan esra erolda programıyla tüm izleyicileri ekran başına kilitliyor geçtiğimiz günlerde programda 19 yaşındaki nilüfer uysalın sevgilisi salih kaya ve onun resmi nikahlı eşi mevla kaya ile aynı evde yaşadığının ortaya çıkması tüm türkiyeyi şaşkına çevirmişti uysalın annesi hayriye uysalın kızının rahat tavırlarına dayanamayıp program kapanışında ayağındaki terliği çıkartıp fırlatması ise anne terliği geleneğimizi bir kez daha hepimize hatırlattı esra erolun da dediği gibi gene geldi o terlik bir annenin evladına terlik fırlatması esra erolun ve programının samimiyetini ve doğallığını bir kez daha ortaya koydu aslında i̇zleyiciler ve konuklar erolu o kadar çok sevip benimsemişler ki onun yanında kendilerini evlerindeki gibi rahat hissedebiliyor sevinçlerini mutluluklarını öfkelerini içlerinden geldiği gibi gösterebiliyorlar zaten erolun en büyük serveti de kasmadan kıvırmadan kendini tutmadan dimdik şekilde durması değil mi şenol hoca kaliplara takilmaz ezber bozar futbolcu olarak trabzonda teknik direktör olarak beşiktaşta ve iki kez göreve geldiği türkiye a milli futbol takımında başarılarıyla alkış alan şenol güneş her zaman spor dünyasında önemli bir figür olmuştur geçenlerde sarıyer spor kulübü as başkanı serkan torunun yaptığı şenol hoca risk alan biri bir pozisyonda sabit bir oyuncuya takılı kalmıyor alternatif oyuncuları cesurca oynatıyor bu davranışını seviyorum açıklamasını okudum toruna katılıyorum şenol hocanın başarısı kalıplara takılmayıp ezber bozması net
442
ssk ve bağkur emeklilerinin maaşı ocak zammı ve enflasyon farkıyla yüzde 65 memur ve emeklilerinin maaşı da toplu sözleşme ve farkla yüzde 55 arttı aralık enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte ssk ve bağ kur emeklileri yüzde 650 zam alırken memur ve memur emeklileri de yüzde 4 toplu sözleşme zamlarına ilaveten yüzde 150 enflasyon farkı alacak memurların ve memur emeklilerinin enflasyon farkı temmuz ayında aldıkları yüzde 5lik zamma göre belirleniyor 6 aylık enflasyonun yüzde 5i aşan 150lik kısmı fark olarak maaşlara ekleniyor böylece memur ve memur emeklileri çift artış almış oluyor ek ödeme de veri̇li̇yor emeklilerin taban maaşlarına eklenen yüzde 650lik zam haricinde ayrıca yüzde 4 ek ödeme veriliyor maaşa gelen zamla ek ödemelerde de artış meydana geldi aralık itibarıyla 2 bin lira taban maaşı olan bir emekli 80 lira ek ödeme alıyordu bu emeklinin çıplak maaşı yüzde 650 zamla birlikte 2129 lira 80 kuruş olacak yüzde 4 ek ödeme ile bankaya yatacak para 2 bin 215 liraya yükselecek ssk ve bağkur emeklileri zamlı paralarını bu ay içinde maaş ödeme günlerinde ceplerine koyacak devlet memurları sözleşmeliler ve geçici personel zamlı maaşlarını ve enflasyon farkını 15 ocakta alacak maaşlarını ayın 1i ile 5i arasında alan memur emeklilerinin zam ve enflasyon farkı daha sonra hesaplarına yatırılacak not maaşlara ayrica yüzde 4 ek ödeme eklenecekti̇r
209
tribündekiler ekranları başında olanlar iki yıllık şampiyonluktan sonra kayseri maçını biraz ciddi gözle izlemediler i̇lk yarıda zaten kayserisporun 34 tane tehlikeye dönüşebilecek pozisyonu vardı ama beşiktaşın 12 tane şutu var bir kere quaresmanın müthiş makası ikincide de zaten adriano klas bir vuruşla golü attı beşiktaş biraz daha kontrollü oynarken kayseri dağınık bir görüntü verdi umut bulut çok sinirliydi bu da takıma yansıdı klasik kayserispor içeride ya da dışarıda 34 net pozisyon bulur dün bunları bulamadılar vidanın iyi oynaması bunda etkendi orta sahanın göbeğindekiler de iyi sıkıştırdı oyunu fabri de iyi olunca pozisyon vermediler oyunu akışına bıraktı yani beşiktaş beşiktaş klasik kadrosuyla oyun yapısıyla oynadı atiba sanırım sezonu kapattı tolgay medel ikilisinin önünde babel talisca quresma ve önlerinde love vardı vagner loveın hiçbir heyecanı yok beni gönderin havası var bile diyebilirim 10 kişi kalmasına rağmen pozisyon vermedi takım bir de babelin attığı bir gol var loveın kafaya çıkmasından dolayı mı verilmedi bilemiyorum ama bence gol güme gitti kayseri rölanti oynadı kapanıp kontratağa çıkmak istedi ama yapamadılar çok sıkı olmayan bir beşiktaşa karşı da değildi bu galatasaray yenilgisi sonrası şampiyonluk ümitleri gitmiş belki bir ihtimal şampiyonlar ligi elemesi olur mu diye çıkılmış bir maç bu maçtan önce şenol hocaya yapılan sevgi gösterisi önemliydi metin ali feyyazları ondan önceki sanlı abileri de hatırlıyorum metin ali feyyaz rızalı kadroyu idare etmek kolay bu takımda dünyanın her ülkesinden oyuncu var aboubakar geliyor gidiyor medel oynamayınca huysuzlanıyor negredosu var vs şenol güneşin önümüzdeki yıl kontratının olduğunu vurgulaması önemli bence şenol hoca bu sezon da başarısız değildi buraya kadar gelen rekabet ortamında iş yapmak kolay değil 3 sene bile şampiyon yapsanız mental olarak yorulursunuz 3 büyüklerde beşiktaş kulübünde ben hocayla asla ve asla yolların ayrılacağını düşünmüyorum
279
lige kötü başlayan beşiktaş şimdi lider… sizce koltuğunu koruyabilir mi sezonun ilk haftalarını hatırlayalım transfer süreciyle birlikte fenerbahçe ve ilk haftalarda galatasaray ekseriyet tarafından şampiyon ilan edilmişti karamsarlık bjk camiasının bir bölümünü de etkisi altına almıştı beşiktaş oynamadan adeta mezara gömülmüştü hem bu sütunlarda hem de trtspordaki programımda defaatle gsaray ve fbahçeye yapılan övgülerin iltifatların kdvsi beşiktaşa yapılsa yarışın içinde olurlar demiştim hatta beşiktaşın 11i şampiyon olabilir sözüm üzerine bazı dostların alaycı bakışları dün gibi aklımda beşiktaş bugün lig lideri bütün hesapları bozdu ligin dengelerini altüst etti herkesin futbolunu alkışladığı bir ortamda hak ederek koltuğa oturdu 81 hafta sonra liderlik koltuğuna oturmak zor oldu ama liderliği sürdürmek daha zor beşiktaş bu zoru başarabilir mi geldiği yere ve şartlara bakılırsa bunu başarabilir ancak bunun tek şartı kadronun güçlendirilmesi 40 maçlık uzun ve meşakkatli yolda 14 iyi oyuncuyla yarışı tamamlamanız mucize olur bu yüzden kaliteli kadro alternatifli kulübe gerekiyor şampiyonluk gelirse rakamı kendisi yazar beşiktaş sergen yalçına hemen imza attırmalı mı yoksa sezon sonunu mu beklemeli sergen yalçın kağıda imza atmadı 25 bin kişinin önünde kalplere attı oynadığı maç sayısı itibariyle en çok puanı toplayan teknik adam diyelim ki başarısız oldu 5 yıllık kontratı olsa bırakır gider başarılı olur beşiktaşı şampiyon yaparsa kimse ona sözleşme uzatamaz rakamı kendi yazar önerileni değil istediğini yazar hal böyleyken hem sergen yalçın hem de beşiktaş yönetimi için imzayı gündeme getirmenin pek anlamı ve faydası olduğunu düşünmüyorum transfer şart beşiktaşın transfere ihtiyacı var mı varsa takviyeler hangi bölgelere olmalı limitler açıklandı gelirler pandemi dolayısıyla 35 azaldı beşiktaşın satmadan takıma 23 tane iyi takviye yapma şansı yok öncelikle takıma yük olan boyd mirin lens ve douglastan kurtulup bütün desteğe rağmen verim alınamayan adem ljajicin gönderilmesi gerekiyor ljajic giderse 3 mevkiye ihtiyaç var 1 aboubakarı yarıştıracak bir golcü cenk tosun biçilmiş kaftan 2 ljajicin yerine kapanan takımlara karşı çilingir görevi görecek bir yetenek talisca demeye dilim varmıyor maxim bakasetas gibi 3 marcelo tarzı lider bir stoper kalede risk olsa da yabancı kontenjanından dolayı bu riski alınabilir görüyorum bunlar beşiktaşın elini güçlendirecek ve şampiyonlukta daha iddialı kılacaktır
337
ak parti ve mhpnin gündemdeki bazı konulara ilişkin görüş ayrılıkları cumhur i̇ttifakının geleceğine dair tartışmaları da beraberinde getirmiştir bir süredir 2019 yerel seçimlerine yönelik olası bir ittifak ihtimalinin belirsizliği hafta içinde ilgili parti genel başkanlarının açıklamaları neticesinde netlik kazanmıştır mhpnin gündeme getirdiği af teklifi erken emeklilikte yaş meselesi ve son olarak danıştayın tartışmalı öğrenci andı kararına yönelik iki müttefik partinin farklı tutumu ittifakın geleceğine dair soru işaretlerine sebep olmuştur partisinin grup toplantısında konuşan ve mhpnin yerel seçimlerde artık ittifak yapmak istemeyişine değinen ak parti genel başkanı ve cumhurbaşkanı erdoğan ak parti ve mhpnin yerel seçimlerde kendi adaylarıyla devam edeceklerini belirtmiştir buna rağmen her iki lider cumhur i̇ttifakının devamından yana olunduğunun altını çizmişlerdir cumhur i̇ttifakının geleceğine ve muhtemel zorluklara dikkat çekmeden önce bu iş birliğinin oluşum sürecini yeniden hatırlatmak gerekmektedir söz konusu ittifak bilhassa 15 temmuz 2016da gerçekleşen fetö darbe kalkışmasıyla birlikte toplumsal mutabakatın fiili ve etkin bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır geride bırakılan bu kritik süreçte halk iradesinin ittifaka sunduğu destek yeni bir vatanseverlik ve kapsayıcı bir milliyetçilik yaklaşımının şekillenmesine katkı sağlamıştır aynı şekilde iç ve dış terör tehditlerine karşı ittifakın geniş bir toplum desteğini sembolize etmesi yerli ve milli bir birlikteliğin taşıyıcısı olmuştur her iki partinin hassas bir şekilde üzerinde durduğu bu yaklaşım 7 ağustos yenikapı mitingiyle de tahkim edilmiş toplumsal desteği belirginleştirmiştir daha sonraki süreçte türkiyenin kronik bir sorununu teşkil eden hükümet sistemi tartışmalarına da yine söz konusu ak parti ve mhp birlikteliğinin öncülük ettiği mutabakat zemini son vermiştir nitekim 16 nisan referandumu ile cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören anayasa değişikliği toplum nezdinde teveccüh görmüştür 24 haziran cumhurbaşkanı ve meclis seçimleri vesilesiyle söz konusu ittifakın yasal bir zeminde sürdürülmesine de imkân sağlanarak yeni sisteme geçiş süreci böylelikle tamamlanmıştır bu süreçte ortaya çıkan yapısal denklem son günlerde yerel seçimlere yönelik de birtakım soru işaretlerini gündeme getirmiştir örneğin cumhurbaşkanı seçiminde aday göstermeyerek ak partinin adayı recep tayyip erdoğanı destekleyen mhp yerel seçimlerde de i̇stanbulda aday göstermeyeceğini açıklamıştır ancak bunun benzer bir karşılık bulamayacağı ve her iki partide de bazı zorluklara yol açabileceği üzerinde durulmuştur zira türkiyenin her kesiminden ve her bölgesinde oy alabilen tek parti olan ak parti yerelde de sürdürülebilecek olası bir ittifak halinde bazı şehirlerde fiilen aday göstermekten feragat etmesi gerekecektir ancak iktidarda olan bir partinin yerelde sergileyeceği böyle bir tavır hem parti teşkilatı hem de toplumsal beklenti açısından karşılık bulmakta zorlanacaktır aynı şekilde muhtemel bir yerelde ittifak durumunda i̇stanbul teklifinde de görüldüğü üzere mhpnin de birçok yerde bir feragat talebinde bulunması muhtemeldir dolayısıyla böyle bir denklemin her iki partiye açık bir şekilde kaybetkaybet etkisi yaşatacağı üzerinde de durulmuştur ayrıca seçmen bağlamındaki tüm oy geçişkenliğine rağmen en nihayetinde iki ayrı partinin varlığı söz konusudur i̇lgili parti tabanlarının da yerelde bu tür kombin yaklaşımlara sıcak bakmayacağı tahmin edilmektedir öne çıkan bir diğer husus ise yerel seçimlerde ittifak yapılmayışının geneldeki cumhur i̇ttifakını nasıl etkileyeceğidir bu anlamda her iki parti liderinin görüş ayrılıklarına rağmen ittifakın zarar görmemesi için hassasiyet gösterileceğine işaret etmeleri önemli bir irade belirtisidir son olarak devlet bahçeli liderliğindeki mhpnin emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili meclis araştırma önergesine desteğini çekmesi ittifakın sürdürülmesine yönelik olumlu yaklaşımın da bir yansımasıdır ancak bu ilkesel ve ittifakın devamından yana sergilenen tavra rağmen ittifak partilerinin yerelde karşı karşıya gelecek olmaları bazı olası riskleri de beraberinde getirmektedir bu sebeple türkiyedeki genel dinamiklerin ülkenin yerel siyasetini de etkileme ve hatta belirleme potansiyeline sahip olduğu unutulmamalıdır zira türkiyede yerel seçimlerde dahi seçmenin kararını yalnızca yereldeki adaylar değil partinin meclisteki tutumu genel başkanların ve hatta başbakanıncumhurbaşkanının performansı da etkilemektedir mevcut durumda ise cumhur i̇ttifakının yerelde gerçekleşmeyecek olması meclisteki ittifaka rağmen yereldeki kontrol edilebilirliği zorlayabilecektir haliyle yereldeki mhp ve ak partili adayları da karşı karşıya getirebilecektir dolayısıyla seçim sürecinde siyasi rekabetin dozunun iyi ve hassas bir şekilde ayarlanması ve cumhur i̇ttifakına zarar getirmeyecek ölçüde bir dengenin gözetilmesi üzerinde durulacaktır sonuç itibarıyla cumhur i̇ttifakının kısa vadeli ve taktiksel bir motivasyonla oluşmadığı göz önünde bulundurulmalıdır bu sebeple spesifik konulardaki fikir ayrılıklarına rağmen ittifakın sürdürülmesinin önünde yapısal engeller bulunmamaktadır ancak söz konusu fikir ayrılıklarının şimdilik ve kısmi bir neticesi olarak yerel seçimlerde ittifak yapılmayacak olması tüm sınırlılığına rağmen genel anlamdaki cumhur i̇ttifakına yönelik bazı riskleri de belirginleştirmektedir buna rağmen cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin güçlü bir yürütmeyi öngörmesi yanında ittifak partisi genel başkanlarının partilerindeki güçlü konumları ittifakın zarar görmesi olasılığının asgari düzeyde tutulacağını işaret etmektedir
699
16 nisan 2017de yapılan referandum ile kabul edilen anayasa değişiklikleri 24 haziran 2018de cumhurbaşkanı seçilen tayyip erdoğanın göreve başladığı tarih olan 9 temmuz 2018de yürürlüğe girmiş ve türkiyenin yeni hükümet sistemi uygulanmaya başlanmıştır hükümet sistemi tartışmalarının önemli bir yönü de cumhurbaşkanına tanınan kararname çıkarma yetkisiydi cumhurbaşkanının bir kanuna dayanmadan doğrudan anayasadan aldığı bir yetkiyle herhangi bir konuda ilk elden kararname çıkarma yetkisine sahip olmasının meclisi işlevsizleştireceği ülkenin kararnamelerle yönetileceği ve yasamanın asli fonksiyonunu yerine getiremeyeceği ileri sürülmüştü cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuk sistemimiz açısından yeni bir kurum olarak kabul edilmesinin sebebi bir kanuna dayanmak zorunda olmamasıdır i̇darenin kanuniliği ilkesi gereğince yürütme organının bütün düzenleyici işlemlerinin bir yasal dayanağının olması gereklidir anayasanın eski halinde kanun hükmünde kararnamelerin khk yetki kanununa tüzük ve yönetmeliklerin ise o konuyu daha önceden düzenlemiş bir kanuna dayanması gerekiyordu olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri ohal khk ve sadece cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği konusunda çıkarılabilen eski tip cumhurbaşkanlığı kararnameleri bunun iki istisnası idi türkiyenin yeni hükümet sisteminde ise daha geniş bir alanda çıkarılabilecek cumhurbaşkanlığı kararnameleri için bir yasal dayanak aranmaması yürütmenin düzenleyici işlemleri konusunda önemli bir yenilik olmuştur bu kararnameler sebebiyle cumhurbaşkanının kanuna gerek olmadan meclisi işlevsizleştirerek sadece kararnamelerle ülkeyi yöneteceği ve yasama yetkisine ortak olacağı yönünde eleştiriler ileri sürülmüştür oysa ki anayasadaki düzenleme birçok başkanlık sisteminden çok daha sınırlı bir şekilde cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi tanımıştır 104 maddede yer alan bu anayasal sınırlar şu şekilde sıralanabilir yürütme yetkisine ilişkin konularda çıkarılabilir kişi hakları siyasal haklar ve ödevler konusunda çıkarılamaz anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda çıkarılamaz önceden kanunda açıkça düzenlenmiş konularda çıkarılamaz benzer şekilde anayasanın 104 maddesine göre cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır türkiye büyük millet meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir anayasadaki bu hükümler cumhurbaşkanlığı kararnameleri için konu yönünden sınırlı bir alan çizmiş ve normlar hiyerarşisinde açık bir şekilde kanunun altına yerleştirmiştir her türlü çatışma durumunda kanuna üstünlük tanımıştır böylece cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuki niteliğini normlar hiyerarşisinde kanunun altında yer alan ve kanuna dayanmak zorunda olmaması sebebiyle yürütmenin asli düzenleyici işlemi şeklinde özetleyebiliriz uygulamada cumhurbaşkanlığı kararnameleri anayasal düzenlemelerin yanında iki buçuk yıllık uygulamaya bakıldığında da eleştirilerde haklılık payı olmadığı görülüyor yeni hükümet sisteminin gerektirdiği şekilde yürütmenin yeniden kuruluşu amacıyla 2018 ve 2019 yıllarında çok sayıda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmıştı 2020 yılı ile kıyaslayabilmek açısından 2019 yılında çıkarılan kararname ve kanun sayılarına bakmak yerinde olacaktır 2019 yılında meclis 42 kanun kabul etmişken cumhurbaşkanı 39 kararname çıkarmıştır 2019 yılında çıkarılan kararnamelerden dördü idarenin kuruluşuna ilişkin yeni kararnameler iken diğerleri ağırlıklı olarak yeni sisteme uyum amacıyla çıkarılmış önceki kararnamelerde değişiklik yapan kararnamelerdir yani büyük oranda yeni sisteme uyum amacıyla yapılan düzenlemelerden bahsedilebilir 2020 yılında ise tbmmnin kabul ettiği 56 kanuna karşılık 13 cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmıştır bu yıl koronavirüs salgını sebebiyle meclis çalışmalarına uzun süre ara vermesine rağmen iki kapsamlı yargı paketi sosyal medya düzenlemesi ve salgına karşı alınacak önlemeleri içeren yasa gibi önemli kanunları yasalaştırdı kararnamelerin çoğunluğu ise cumhurbaşkanlığı ve bakanlıkların teşkilatlarında yapılan bazı düzenlemelere ve daha alt düzeyde yeni birimlerin kurulması veya bunların değiştirilmesine ilişkindir görüldüğü üzere 2020 yılında meclis etkili bir şekilde yasama faaliyetlerine devam ederken cumhurbaşkanlığı kararnamelerine istisnai hallerde başvurulmuştur başkanlık sistemlerinde olduğu gibi 2017 değişikliği ile cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi tanınması yeni sistemin bir sonucuydu gerek anayasal düzenlemeler gerek uygulama kararnamelere dönük tenkitlere hak vermenin mümkün olmadığını gösteriyor
539
geride bıraktığımız beş yıl küresel ekonominin de etkisiyle yavaşlayan ekonomik büyümeyi artık olumlu manada etkileyecek adımlar atmak gerekiyor son dönemde hükümet tarafından açıklanan üretim ve ihracat odaklı paketlerin gayet önemli olduğunu düşünüyoruz bunların yanında vergisel açıdan da birçok konuda ince bir çalışma yapılmalıdır geçmişte bazı vergisel düzenlemelerle ilgili yorumlarda bulunmuştuk bu noktada uzun zamandır bulunduğumuz farklı ortamlarda sıkça gündeme gelen üretim ithalat ve maliyet konularına etkisi hasebiyle reel sektör açısından önemli bir yer teşkil eden kkdfden bahsetmek istiyoruz kkdf bankalarca kullandırılan tüketici kredilerinde 15 ithalat yapan firmaların kabul kredili vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta vadeli alımlarında ise 6 oranındadır banka ve diğer finans kuruluşları haricindeki şirketlerin yurtdışından sağladıkları 1 yıla kadar vadeli döviz kredilerinde 3 olarak uygulanan kkdf 12 yıl vadeli kredilerde 1 23 yıl vadeli kredilerde 05tir son yıllarda toplanan rakam artmasına rağmen genel bütçe içinde toplam kkdfnin payı 1 dolaylarında ithalattaki kkdfnin payı ise ancak binde 1 civarında gerçekleşmiştir buradaki katkının özellikle ithalattaki kısmının payı çok anlamlı bir rakam değilken bunun üretim ve ihracata dayalı olan kısmının etkilerinin sorgulanması ve detaylıca incelenmesi bir zaruret haline geliyor özellikle özel sektörün yurtdışından sağladığı fon noktasındaki vergilendirme konusu ise ayrıca düşünülmesi gerekmektedir burada her ne kadar uzun vadeli fonlamanın teşvik edildiği bahanesi gündeme getirilse de esas önemli olanın özel sektörün kendi imkânlarıyla yurtdışından finansman sağlamasına kendi parası dahi olsa köstek olmak değil teşvik etmek gerektiğidir 2011de yapılan düzenlemeyle artırılan bu oranların ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gerekmektedir artık son 5 yılda uygulanan bazı standart ezberlerin bozulması ile yeni çözüm ve reçetelerin üretilmesi artık hayati önem taşımaktadır çünkü gerçekleşmesi beklenen ekonomik sıçramanın da bunun gibi prangalardan kurtulmakla mümkün olduğu aşikârdır not bu iş artık kabak tadı verdi güya akıllarınca siz mi faizin düşmesi için bu kadar gürültü çıkarırsınız alın size bunun bedeli olarak biz de kuru manipüle eder ülkenin ve ekonominin huzuruyla oynarız mesajı veriyorlar her faiz indirimi tartışmasında rant lobisinin olağan şüpheli oyuncuları aynı oyunu oynuyor bunların hepsi tek tek biliniyor kusura bakmayın ama buna artık sokaktaki vatandaş bile inanmıyor bu spekülatif işlemleri yapanların ve bunların bu kadar rahat top koşturmasına izin veren yetkililerin artık uzatmaları oynadığını ve bundan sonra bu kadar rahat zemin bulamayacaklarını düşünüyoruz yeni ekonomi anlayışında yapanın da izin verenin de yanına kâr kalmamalı bu tip hareketler tıpkı dünyadaki diğer önemli ülkelerdeki gibi
380
donald trumpın benzersiz olarak nitelediği i̇ran yaptırımlarının ikinci ayağı 5 kasım itibarıyla uygulamaya konuldu i̇lk yaptırımlar ağustosta yürürlüğe girerken enerji satışları ve bankacılık işlemlerini de içeren kapsamlı yaptırımlar i̇randan enerji ithal eden ülkelerin kendilerini adapte edebilmeleri için daha geç döneme bırakılmıştı yaptırımların abdnin tahran elçiliğinin basılmasının 40 yıl dönümüne denk gelmesi birçok gözlemcinin dikkatini çeken bir ayrıntıydı bununla birlikte henüz yaptırımlar resmen başlamadan i̇randan önemli ölçüde petrol ithal eden çok sayıda ülke alımlarını tamamen durdurmuş ya da ciddi oranda azaltmıştı nitekim i̇ranın yaptırımlar öncesi günlük 25 milyon varil olan ihracatı 5 kasıma gelindiğinde yaklaşık yüzde 50 azalmış durumdaydı abdnin i̇ranın temel müşterisi olan ülkelerin hemen tamamına muafiyet tanımasının nedenlerinden birisi de buydu washington daha ilk aşamada tahrana önemli darbe indirmeyi başarmış ve ilerisi için ek zaman tanıyarak alıcıların alternatif kaynaklara yönelmesine imkân tanımıştır öte yandan birçok gözlemci zaten i̇ranın satışlarının sıfıra inmesinin gerçekçi olmadığını başından beri dile getiriyor özellikle piyasadaki talep artışı ile i̇ran yaptırımlarının birleşmesi durumunda petrolün varil fiyatının 100 doları aşabileceğini belirtiyordu dolayısıyla muafiyet için belirlenen altı aylık sürenin sonunda da bile abd i̇ranın petrol satışına belli ölçüde izin verecektir ama unutulmaması gereken mesele bu muafiyetlerde dahi ödeme sistemleri üzerindeki yaptırımların kalkmaması yani uluslararası finans sistemini kullanarak ya da dolar ya da i̇ran riyali ile ödeme yapılmasının mümkün olmaması bu durumda i̇ran ya obama dönemindeki gibi kaçak ödeme yöntemleri kullanacak ve bu da işlem maliyetlerini ciddi ölçüde artıracak ya da komşu ülkelerle takas üzerinden ticaret geliştirmek zorunda kalacaktır ki bu gerçekleşirse türkiyenin önemli bir rol oynaması muhtemel görünüyor yine ab ülkelerinin tesis çabası içinde oldukları özel amaçlı ödeme aracı special purpose vehicle sisteminin nasıl çalışacağı ve i̇ranın beklentilerini ne ölçüde karşılayacağı şu an için net değil belirsizlik sürüyor trumpın seçim kampanyasından beri dile getirdiği i̇ran stratejisinin temel hedefinin ne olduğu belirsizliğini koruyor hasan ruhaninin de dahil olduğu birçok i̇ranlı yetkiliye göre abd yoğun baskılarla ekonomik felakete yol açmak böylece geniş kesimlerin nezdinde devletin meşrutiyetini ortadan kaldırmak ve ardından rejimi devirmek istiyor bu görüşün hakim olması nedeniyle i̇ran yönetimi şu ana kadar defalarca trump yönetimiyle masaya oturmayacağını açıkladı yine de gözden kaçırılmaması gereken husus şudur obama dönemindeki yaptırımların başında da i̇ranlı üst düzey yetkililerin benzer sert açıklamalarda bulunması tarafların üç yıllık süreç içinde masaya oturmasına engel olmamıştı bu nedenle trumpın taleplerini makul seviyeye çekmesi ve i̇rana rejim değişikliği gibi meselelerde tatmin edici güvenceler vermesi halinde tahran yönetiminin yeniden masaya oturacağı düşünülebilir eğer söz konusu muhtemel uzlaşı gerçekleşmez ve abd yönetimi john bolton gibi i̇ran konusunda daha ideolojik ve şahin isimlerin uzun süredir gündeme getirdikleri çatışmacı yöntemleri tercih etmeye başlarsa iki ülke arasındaki gerilim kontrolden çıkabilir suudi arabistan bae ve i̇srail gibi trumpın bölgesel partnerlerinin de bu şıkkı tercih ettikleri ileri sürülebilir zira yeni bir i̇ran anlaşmasını ikinci dönem başkanlık seçimlerinde pazarlayabileceği kampanya malzemesi olarak gören trumpın aksine yalnızca tahran konusunda değil genel olarak bölgesel konularda koordineli hareket eden bu eksen yaptırımları i̇randan kalıcı olarak kurtulmak için tarihi fırsat olarak görüyor yaptırımların şiddetlenerek i̇ranı ekonomik felakete itmesi ya da çok daha kötüsü gerilimin askeri boyutlara taşınması türkiye dahil tüm bölgeyi yeni ve daha büyük bir kaos ortamı ile karşı karşıya bırakabilir
511
türkiye’de siyasal olguların olayların ve nihayet tarihin siyasal düşüncekuram bağlamında yorumlanmadığını öne sürüyorum bugüne değin yazılanlar ya siyasal tarihtir ya da tarihin siyasal yazımıdır siyasal tarihin siyasal kuram açısından yazıldığı kitap sayısı yok denecek kadar azdır yıllardır iki kitapla uğraşıyorum attila i̇lhanın şiirinde dediği gibi anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek kitaplardan biri türk siyasetinin yapısal analizi isimli ilk iki cildini yayımladığım metnin üçüncü cildi 1960 1983 arasını kapsayacak fakat dönemin karmaşası beni kitabı tamamlamaktan alıkoyuyor her bitirdim dediğimde başka bir belge bilgi yorumla yeniden yazıyorum ayrıca yazdıklarımı bilgisayarda yitirme ve arama meseleleri de var daha yazacağım anlaşılan diğer kitap doktora tezimden başlayarak onu çekirdek alarak sürdürdüğüm bir tür chp analizi aslında doktora tezimde de mesele chp değildi sosyal demokrasiydi o konuda başka birçok kitap yazdım fakat tezde sosyal demokrasinin oluşumu daha doğrusu gerçek bir sosyal demokrasinin oluşamaması üstünde durmuştum i̇ngilizceydi daha sonra bin yıllık dostum fahri aral metni türkçede yeniden yazmamı istedi başladım ama o da benzer nedenlerle ilerlemiyor daha doğrusu ilerlemesini bir türlü durdurmuyor her iki metinde de temel bir arayışım ve iddiam var türkiyede siyasal olguların olayların ve nihayet tarihin siyasal düşüncekuram bağlamında yorumlanmadığını öne sürüyorum bugüne değin yazılanlar ya siyasal tarihtir ya da tarihin siyasal yazımıdır siyasal tarihin siyasal kuram açısından yazıldığı kitap sayısı yok denecek kadar azdır chpyi bu bakımdan sosyal demokratik bir çekirdek etrafında ele alıp ona direnen ondan uzaklaşan bir zihniyet kurumu olarak temellendirmek istedim aynı şeyi diğer kitapta da yapmaya çalıştım çalışıyorum olursa yapabilirsem o kitabın diğer chp kitaplarından sadece kronolojk tarihyazımına indirilmş metinlerden farklılaşacağını varsayıyorum çok az yapılan bir şey bu siyasal tarihin analitik şekilde ele alınmaması siyasal tarihin olaylar zinciri halinde yazılmamasına bir örnek vereyim artık eski bir metin kabul edilebilecek ama önemini hâlâ ve kesinlikle koruyan çağlar keyderin türkiyede devlet ve sınıflar adından da anlaşılacağı gibi marksist bir analizdir perspektifine katılır veya katılmaz okur ama keyderin olanın ardındaki dinamikleri göstermesi bakımından yapıtı bütün mekanik dokusuna rağmen mükemmeldir şerif mardin hocamızın kitaplarını elbette bu bağlama oturtmak gerekir çığırı açan da odur fakat mateessüf devam ettirilmemiştir çok önemsenmesine rağmen mardin oğulsuz bir babadır siyasal tarih bakımından da bilinen olgusal tarihyazımını aşan ilk metin hepimizin paltosunun altından çıktığını söylemekten zevk duyduğumu mete tunçayın türkiyede tek parti yönetiminin kurulması 19231931 isimli büyük çalışmasıdır tunçay tarihçidir ama siyasal düşünce kökünden gelmiştir daima da o alanla ilişkisini sürdürmüştür o sahanın büyük kitaplarını çevirmiştir bu metin bir tarihtir fakat bize siyaset düşüncesi bakımından büyük yorum imkanları sunar kitabın i̇ngilizceye çevrilip yayımlanmamasını büyük bir eksiklik olarak görürüm bunu tunçayın kendisine belirtmişimdir bu kitap bir araştırma dosyasıdır demiş çevrilmesindeki güçlüklere değinmişti oysa dünyada editörlük diye bir kurum var tunçayın kitabı i̇ngilizce yayımlansaydı daha sonra gelen çalışmalar çok daha farklı olacaktı bir şey kaybetmedik hâlâ yapılabilir erich zürcherin bilhassa bazı makaleleri de gene bir tarihçi olmakla birlikte bu kanava üstünde görülebilir o da siyasal tarihi kurucu ögeler arkasındaki zihniyet ve güdüler yönünden yorumlamıştır terakkiperver cumhuriyetçi fırkadan başlayarak sürdürdüğü çalışmalar ve en son makalelerinin toplandığı savaş devrim ve uluslaşma çok önemli değerlendirme ve gözlemler içerir bu kitap hakkında yazdığım yazıya şu kaynaktan ulaşılabilir httpkitapradikalcomtrmakalehaber yenibirturkiyetarihi54070 geçerken başka bir noktaya daha değineyim türkiyede entelektüel tarih veya düşüncezihniyet tarihi de yok denecek kadar azdır bu nedenle analitik biyografi de yazmamışızdır şükrü hanioğlunun şimdi türkçeye çevirmekte olduğu atatürk an intellectual biography böyle bir kitaptır ama hanioğlunun çok kuvvetli tarih kitapları da bu entelektüel tarih bakımından çok güçlü zeminler taşır gene geçerken belirteyim büyük boşluklarına ve tüm zaaflarına karşın ayşegül komsuoğlunun siyasal yaşamda bir lider süleyman demirel isimli doktora tezi kitabı bu yönde atılmış bir adımdır geliştirilmelidir bu yönlerden bakınca chp tarihi özel bir yer tutuyor bu tarihin yazılması tarık zafer tunayanın türkiyede siyasi partiler kitabından bu yana devam ediyor i̇lk ve hâlâ yerli yerinde duran tunçayın değindiğim kitabından sonra gelen prof suna kilinin yer yer çok önemli saptamalar içeren ama kendisini alamayıp bülent ecevitten sayın diye söz ettiği kitabı 19601975 döneminde chpde gelişmeler siyaset bilimi açısından bir i̇nceleme evet amerikan siyaset bilimi anlayışı içinde ele alınan siyasal parti çözümlemeleri bağlamında yerini bulmuş bir kitaptır özellikle kaynak ve metin açısından zengindir ve onları usulünce kullanmıştır ondan önceki bir metin prof fahir giritlioğlu tarafından yazılmıştı türk siyasi tarihinde cumhuriyet halk partisinin mevkii kuşkusuz bugün her bakımdan aşılmış bir kitaptır ama zamanında bir işlevi yerine getirmiştir gene siyaset bilim açısından bir başka ve yazıldıktan sonra hiç ele alınmayan kitap ayşe sencer ayatanın çalışmasıdır chp örgüt ve i̇deoloji tabii şimdi kendisine sağlık dilediğimiz deniz baykalın doçentlik tezi olarak yayımlanan kitabı siyasal katılma bir davranış i̇ncelemesi de 1960ların ikinci yarısında gelişen davranışçı ekolün türkiyedeki zamanlı bir yansımasıydı bu parantezle de şuna değineyim başka çalışmalar da var ama adalet partisi konusunda da akademik açıdan belli bir düzeyi aşan çalışma tanel demirelin kitabıdır adalet partisi i̇deoloji ve politika bu kitap daha ileri çalışma ve yorumları hak etmektedir çünkü malum zaaflara düşmeden başlı başına bir siyaset bilimi çözümlemesidir ve başlığın hazırladığı içeriktedir bu yönde çok kullanılan ve vakitsiz kaybına kadar zaman içindeki gelişmeleri de derç eden kitap hikmet bilanın chp isimli yapıtıdır neticede bir gazetecilik kitabıdır ama dediğim gibi gündelik kullanım bakımından işlevseldir bunlardan sonra bu yöndeki en kapsamlı ve sebatlı çalışmayı hakkı uyar yaptı önce mete tunçayın kitabına açık çağrışımlı tek parti dönemi ve cumhuriyet halk partisi isimli yapıtını yayımladı hatırladığım kadarıyla mete tunçay bu kitapla ilgili bir yazı yayımlamıştı arşivimde bulamadım ama mete hocayla kitabın üstünde konuştuğumuzu anımsıyorum daha sonra irili ufaklı kitaplar çıkardı mahmut esat bozkurt hakkında bir monografi hazırladı o kitap da bu konuda çalışanların chp ve kemalistler konusundaki genel eğilimlerini yansıtıyor uyar bozkurtu öyle değerlendiriyordu sol milliyetçi bir türk aydını mahmut esat bozkurt geniş ölçüde anakronik bir metindi ve daha konvansiyonel bir bakış açısını yansıtıyordu sonra chp tüzüklerini yayımladı ardından fethi nacinin yayımladığı ve zamanında çok yararlı olmuş 100 soruda dizisine atfen bir kitabı geldi 100 soruda cumhuriyet halk partisi tarihçesi 19232012 bu da popüler bir kitaptı ve uyarın bazı makalelerinde gördüğümüz pedantik yaklaşımdan yoksundu oysa bazı makalelerinde uyar önemli noktaları yakalamıştır uyar chp konusundaki çalışmalarını belli ki sürdürüyor şimdi iki kitabı çıktı demokrat parti i̇ktidarında chp 19501960 ve i̇ki darbe arasında chp 19601971 doğan kitap yayınladı i̇ki kitap da benim siyasal tarih yazımı diye nitelendirdiğim bir anlayışı yansıtıyor yer yer değinmekle birlikte uyarın dönemin siyasal zihniyeti üstünde çözümlemeleri kitaplarda yer almıyor mete tunçayın kitabındaki türden bir derinlik bulunmasa da olguları hazırlayan olaylar gereğince irdelenmiş dönemlere ayırıp bir partiyi bu şekilde irdelemek geç kalmış bir yaklaşımdır ama bu durumda dönemlerin bütün kapsamıyla yazılması gerekir sonunda uyar bir tarihçi ve bir dönem monografisi ortaya koyuyor gazete referanslarını aşan bir boyutun bulunması beklenir başka tür bir kitap olsaydı elimizdeki metinler belki bunu beklemezdik ama bu koşullarda en azından işaret etmek zorundayız bu yönde ikinci bir hususa değineyim öylesi bir boşluk oluşunca uyar bu çok hareketli dönemlerin zihinsel analizine girmemiş hemen belirteyim doğrudan bir tarih kitabı var elimizde dolayısıyla derinlemesine bir zihniyet çözümlemesi beklemek haksızlık olur fakat 195060 arasının büyük çalkantıları 1971e giden tarihte yaşanan ortanın solu gelişmesine uyar daha kapsamlı bir şekilde yaklaşabilirdi kısacası iyi ve doğru bir tarihyazımı sağlamış uyar ama belirttiğim hususlar hâlâ araştırmacılarını bekliyor gene geçerken belirteyim bu tür kitaplarda literatürbibliyografya başlı başına bir yöntem ve deontoloji sorunudur uyarın kitapları bu bakımdan hayli eksik hele bir indeksin yer alamaması daha da vahim akademik yayıncılık bunları daha baştan gereksinir bütün bu özellikleriyle elbette çok yararlı önemli işlevsel ama tekrarlar içeren bir çalışma uyarınki o araştırmacılardan biri yunus emre daha önce i̇ngilizce yayınlanan kitabını chp sosyal demokrasi ve sol türkiyede sosyal demokrasinin kuruluş yılları 1960 1966 adıyla hazırlamış i̇letişim yayınları 2013 i̇letişim yayınları sonradan bu adeti çıkardı ve iç künye sayfasında eğer bir tercümeyse türkçe adın hemen altında kitabın orijinal adını basıyor gereksiz ve fazla özenti duran hiç görülmedik bir tutum bu kitap daha öncekilerden farklı meselenin zihinsel ve akımlar yönüne daha fazla eğilen bir çalışma elbette bu kadar spesifik bir konu ve dönem söz konusu olunca beklenti yükseliyor gene de kendi entelektüel hassasiyetini koruyan bir metin kitap üç bölümden oluşuyor önce sosyal demokrat hareket ve ideoloji ele alınıyor doğal kuramsal bir kitapta kaçınılmaz daha sonra gene kaçınılmaz bir şekilde 1961 anayasasına atıfla yeni rejim irdeleniyor i̇tirazlarım var elbette ortada yeni arayışlar ve açılımlar var ama bu dönemi yeni rejim diye nitelendirmek fazla iyimser ve gereksizce abartılı bir yaklaşım üçüncü bölümde chp ve sol ele alınmış bu bölümde de emre her zaman görüldüğü üzere konuyu yön dergisi ve ti̇p ile birlikte işliyor anlaşılabilir ne var ki bölümün temel eksiği bu hareketlerin eleştirel ve daha içeriden daha derinlemesine bir bakışla ele alınmaması muhtemelen kitabın orijinali bu kadarına izin veriyordu ama emre bu ayrıntılara türkçe basımda yönelebilirdi son bölüm asıl eleştirel olması düşünülmüş bölüm chpsol i̇lişkisini tartışılan üç konusu bu üç konu toprak reformu antiamerikanizm ve antiemperyalizm ve devlet planlama teşkilatı ve planlı kalkınma doğrudur ne var ki burada da aynı noktayı belirtmem gerek yazar bu üç konuyu özellikle de antiemperyalizm meselesini bir olgu şeklinde değil bir zihniyet durumu olarak yeniden kurgulamalıydı bu çabasını değerlendirseydi ortaya bir tez veya model çıkarabilirdi asıl eleştirim ise bütün bu çalışma boyunca chpnin sosyal demokrasi bağlamına nasıl ve niye oturduğunun belirtilmemesi burada bir sorun var chp tarihi boyunca hiçbir zaman sosyal demokrat bir parti olmadı sd sadece bir kabul ve ona atfedilen bir siyasal hareket nitekim son sayfalarda emre de buna değiniyor ecevitin 197778den itibaren gerçek soldan nasıl kopup popülist bir sola kaydığını anlatıyor böyle olunca kitabın başlığıyla ilgili epistemolojik bir sorun ortaya çıkıyor olmayan bir sosyal demokrasi en fazlasından demokratik sol kavramı kullanılmıştır ve türkiyede sosyal demokrat partilerin bambaşka bir tarihi vardır hatta bizzat mustafa kemal paşa sosyal demokrat bir partinin kurulmasına bakanlar kurulu kararıyla izin vermemiştir bu konuda hasan i̇lerinin türkiyede sosyal demokrasi 19081998 isimli kitabında bilgi mevcuttur ayrıca tunayaya da bakılabilir chpye sıvanıyor dolayısıyla da kitap soldan ortanın solundan bir analizi bu defa sosyal demokrasiyle bütünleştiriyor ortanın solu ile sonraki sosyal demokrasi açılımları arasında bir çin seddi yok ama zihinsel olarak sosyal demokrasiyi başka bir mecrada aramak gerek gene de yunus emrenin kitabı bu bakımdan daha eski ve kökenler düzeyinde kalan geliştirilmeye açık bir siyasal çözümleme denemesi her ne kadar chp ve sol denildiğinde genel ve maalesef gerçek dışı bir kabulü ek analizlere gitmeden benimsiyorsa da bizdeki geleneksel tarihyazımını aşan niteliği öne çıkıyor kitabın türkiyedeki akademinin ilgisi bu konulardan uzaklaşmış durumda ya uyar gibi chp konusunu öteden beri çalışanlar yöneliyor bu çalışmalara ya da yunus emre gibi siyasetle ilgili olanlar oysa sol chp ve sosyal demokrasi gibi kavramların asıl şimdi irdelenmesi gerekiyor ama bu irdelemenin belirttiğim özellikleri taşıması ve hep içinden dışına doğru değil bu tarihyazımıdır artık dışından içine doğru bu siyasal ve toplumsal kuram yaklaşımıdır gelişmesi şarttır o zaman sadece geçmişi değil bugünü de çok daha iyi anlayacağız
1,752
yunanistanın eski başbakanı 19962002 kostas simitis aynı dönemlerde savunma bakanı olan akis çohacopulosu alenen rüşvet almakla suçladı rüşvet iddiaları nedeniyle 2 yıl önce yargılanan ve ilk aşamada 25 yıl hapis cezası alan çohacopulosun devam eden davalarına tanıklık yapmak için mahkemeye davet edilen simitis şunları söyledi çohacopulos pasokun en güçlü zamanlarında ikinci adam konumundaydı savunma bakanlığı süresinde kimseye hesap vermeden silah sistemleri satın alıyordu 1996 kardak krizinden hemen sonra türkiye ile olası bir çatışma olabileceği düşüncesiyle savunma harcamalarının artırılmasına karar vermiştik ancak türkiye ile ilişkilerimizin normale dönmesi sonrasında savunma harcamalarımızı dondurma kararı almıştık buna şiddetle karşı çıkan çohacopulos ise türk tehdidi gerekçesiyle abd almanya ve rusyaya çok sayıda ve sürekli olarak silah sistemleri siparişi veriyordu besbelli komisyon kamuflesi altında mali çıkarları vardı çohacopulos aleyhinde bugüne dek açılan ve halen süren davalarda 80 milyon eurodan fazla rüşvet aldığı iddia ediliyor
138
yıl 1964 i̇lginç olan şu ki o yıllarda allah’ın unuttuğu kars’ta bir çocuk onun filmleriyle heyecanlanıyordu oralarda bile ‘star’dı lewis ardından çok lewis filmi gördüm bütün kuşakdaşlarım gibi 22 ağustos 2017 altıyedi yaşlarımdayım demek yıl 1964 karstayız o akşam sinemaya gideceğimiz söylendi filmin adı da verildi jerry lewis korede akşam oldu babam geldi hep birlikte evden çıkacağız o kadar heyecanlıyım ki yerimde duramıyorum evin içinde zıp zıp zıplıyorum bir yandan da bağırıyorum jerry lewis korede jerry lewis korede gittik sinema delisiyim babamın her zaman kiraladığı locada oturduk sımışka rusça günebakan çekirdeği demek yiyerek izledik bazı sahnelerini hiç unutmadım sonradan aradım buldum meğer o film lewisin the geisha boy isimli filmiymiş ama kuşkularım var çünkü ben basbayağı bir savaş filmi görmüştüm muhtemelen lewisin at war with the army filmi gösterilmişti ve o adla sunulmuştu çünkü hatırladığım sahneleri sonra o filmde buldum i̇lginç olanı şu ki daha o yıllarda allahın unuttuğu karsta bir çocuk onun filmleriyle heyecanlanıyordu oralarda bile stardı lewis ardından çok lewis filmi gördüm bütün kuşakdaşlarım gibi ama o türden komediyi sonradan hiç sevmedim hele dean martinle oynadıkları filmlerin canciğer kardeşler olarak ve kayseri şivesiyle seslendirilmesine güldüm evet ama hiç mi hiç haz etmedim frannco franchi ile cicio ignasettin isimli iki i̇talyanın oynadığı filmlerin türkçe seslendirilmesi olan yavru ile katip bence daha uygun ve hoştu ama onda bile bunalırdım lewisin oynadığı karakterlerde o üst üste gelen aptallıkları baktım içime sıkıntı veriyor bıraktım i̇şin daha da ilginci aktörün belli bir dönem amerikadan çok fransada tanınmasıydı legion dhoneur vermişlerdi kendisine onların louis de funesleri vardı onu lewisten daha fazla seviyorum asıl dahi o bence hâlâ izliyorum filmlerinden sahneleri çok sıkıldığımda bana göre funes burjuva komedyendi gene de onun çok büyük bir komedyen neredeyse bir dahi olduğunu kabul ederim 1950 ve 60larda amerikan kültürünün yayılmasında büyük işlev üstlenmiştir komedi sinemasına standuplara katkılar getirdiği açık öyle olmasa ortağı dean martini sahneden silmezdi i̇yi de olmuş o da gidip kendisine müzik kariyeri yaptı öldüğünü duyunca işte böyle şimşek hızıyla yaşadım 50 küsur yılı zihnimde anilar ve yeni̇ler 20 ağustos 2017 sınıfa şöyle küçükten de küçük büyük ve geriye doğru oval kafalı çok tatlı bir çocuk girdi babası ahmet tufan gül maliye bakanlığının washington görevlisiymiş türkiyeye dönmüş oğlu i̇ngilizceyi anadili olarak bildiği için seviye sınavına almışlar ankara kolejinin lise birinci sınıfına kaydetmişler yaşı bizden küçük faruk gül isimli bu çocuğu yanıma oturttular benim türkçem edebiyatım kuvvetli imiş ona yardım edecekmişim onlar bir yana müthiş arkadaş olduk birbirimizin evine gitmeye başladık onların evine gittiğim o karlı günü hiç unutmam herhalde hayatımda birçok şeyi o gün gördüm mesela corn flakes babası evdeydi tanıştık bana ilk hasan bey diye hitap eden kişilerdendir annesi çok güzel yapılı bir kadındı daha sonraki gidiş gelişlerimde onu hep divana uzanmış romanlar okurken hatırlıyorum asıl girdiğim eve vuruldum cinnah caddesi no 19 müthiş bir binaydı zaten cinnah yokuşunu tırmanırken amerikan kütüphanesinin karşısındaki bu biraz da şaşırtıcı binayı beğeniyor merak ediyordum üstelik sanırım onu da ilk görüyordum ev içeriden dupleksti ve çok sevmiştim uzun koridoru binayı dışarıdan yanından ören garip doku hepsi çok şahsiyetli görünüyordu sonra lise bitti herkes kendi yoluna gitti başlangıçta tutuk olan faruk sonradan matematik dersinde falan çok açıldı birbirimizi neredeyse 30 yıl görmedik bir gün amerika uçağında yanıma geldi kendisini tanıttı sonra biraz yazıştık gene suskunluğa gömüldük hayatlar yıllar sonra hiç unutmadığım bir olayı o da bana yazdı kimya dersinde ikimiz de ayrı ayrı 10 üstünden 05 almıştık faruk i̇stanbulda tıp fakültesini kazandı yıl 1975 sonradan duydum ki boğaziçi üniversitesi iktisat bölümüne girmiş bitirmiş gene bizim sınıftan siminle erman evlenmişler i̇ktisat alanındaki akademik kariyerinde müthiş başarılar kazandı faruk şimdi princetonda ben princetondayken odamdan çıkmayan john nash ha bire ondan söz ederdi nobeli almasını bekliyorum bütün bunları hürriyet gazetesinin yaptığı 100 mimari eser soruşturmasında önem verdiğim bazı mimarların türkiyedeki en önemli yapılar arasında farukların bahsettiğim o güzel evlerinin bulunduğu binayı cinnah 19 zikrettiklerini görünce hatırladım evet ankaradan ayrılana kadar çok gördüğüm ama bir daha içine hiç girmedim gözümün önünde yaşlanan ve yıpranan o binayı nejat ersin 1960ta tamamlamış gerçekten hoş bir modernist yapı nereden nereye listeye geleyim fazla bir şey söylemeyeceğim 100 yapıt çok fazla neredeyse öne ele gelen tüm klasik yapılar mevcut listede ayrıca soru sorulan insanların bir bölümü bu işlerle amatör olarak bile ilgili değil bir de 20 yapı seç ve tarih sınırlaması olmasın deyince antik yunandan bugüne uzanan bir liste çıkmış bu listeler önemlidir ayıklayarak seçmeci bir yaklaşımla hazırlamak gerekir i̇kiye bölünseydi antik ve modern yapılar diye daha iyi olurdu bir de keşke sadece uzmanına sorulsaydı kendi listemi yayınlayacağım hem de iki liste olarak gene de bu listeden bilmediğim bazı yapıları öğrendim onları görmeye çalışacağım anılar ve yeniler kısa günün kazancı
762
keşmir meselesi britanyanın 1947de hint alt kıtasındaki sömürge yönetimini sona erdirmesinden bu yana dünya kamuoyunu meşgul eden ve halen çözüm bulunamamış önemli sorunların başında gelmektedir her ikisi de nükleer silahlara sahip olan pakistan ve hindistan 1965 ve 1999 yıllarında iki kere keşmir nedeniyle savaştılar i̇ki ülke 2018 yazında da savaşın eşiğine geldiler ancak bu gerilim uluslararası baskılar sayesinde yatıştırıldı pakistan ve hindistanın nükleer silahlara sahip olmaları muhtemel bir nükleer savaş ihtimalini de dünya gündeminde tutmaktadır i̇ki ülke arasında keşmir nedeni ile ortaya çıkan tüm gerilimler dünya kamuoyunun ilgisini bu bölgeye yoğunlaştırmaktadır nüfusunun yüzde 90 civarındaki kısmını müslümanların oluşturduğu keşmir toprakları hâlihazırda pakistan yüzde 35 hindistan yüzde 45 ve çin yüzde 20 arasında paylaşılmaktadır keşmir halkı büyük ölçüde pakistan yönetimi altında özerk bir statü kazanmak istemekte birleşmiş milletler güvenlik kurulunun bmgk 1948 tarihli 47 nolu kararı ise keşmirin askerden arındırılmasını ve nihai statüsünün halk oylaması ile belirlenmesini ön görmektedir hindistan tarafından kontrol edilen jammu keşmir 1949dan bu yana hindistan içerisinde özerk statüye sahiptir jammu keşmir bu statü ile dışişleri savunma ve iletişim alanları dışında kendi yasalarını çıkarmakta kendine ait bayrak ve anayasaya sahiptir hindistanda iktidarda bulunan başbakan narenda modinin başında bulunduğu hindu milliyetçisi hindistan halk partisi bjp 5 ağustosta aldığı kararla jammu keşmirin özerk statüsünü kaldırma ve mevcut statükoyu değiştirme kararı aldı bu karar jammu keşmirin özerkliğini kaldırmanın yanı sıra ilgili bmgk kararlarının da çiğnenmesi anlamına gelmekte karar başta pakistan olmak üzere bölgede infiale neden oldu son yıllarda hint güvenlik güçlerinin baskı ve saldırılarını yoğunlaştırdığı jammu keşmirde aynı zamanda paramiliter güçler üzerinden kirli bir savaş yürütülmekte hindistanda iktidarda bulunan aşırı hindu milliyetçileri mevcut gerilimden istifade ederken keşmirin yeniden ateş hattına sürüklenmesine neden olmaktalar hindistan neden keşmiri istiyor jammu keşmirin doğrudan hindistana bağlanması modinin seçim vaatleri arasında yer almaktaydı modi ve hindu aşırı milliyetçileri aynı zamanda hindistanın süper güç statüsü kazanması için böylesi adımların atılmasının gerekliliğini savunmakta bölgede pakistan tarafından desteklenen yerel paramiliter gruplar ise hindistan güvenlik güçleri ve hint paramiliter güçleri ile arasındaki çatışmalar son dönemde yoğunlaştı bugüne kadar jammu keşmirde 70 binin üzerinde can kaybına neden olan gerilim ve çatışmalar hint aşırı milliyetçilerinin doğrudan yönetim taleplerine de dayanak teşkil ettiği için hint tarafının işine yaramaktadır bjp tarafından cesaretlendirilen hindu ırkçıları dini çeşitliliğe tahammül etmedikleri gibi müslümanların azınlık oldukları yerlerde ırkçı çeteler üzerinden müslümanlara karşı aşırı şiddet uygulamaktadırlar müslümanların iş yerlerine ve ibadethanelerine yapılan saldırılarla sistematik baskılama politikaları yürütülmektedir hint polisi ise çoğu zaman bu saldırılara sessiz kalmakta ve müslümanların şiddete maruz almasına dolaylı şekilde destek olmaktadır bu şiddetin kökeni yalnızca dini değildir hint alt kıtasında kültürel ve ekonomik eliti içerisinde müslümanların önemli bir etkisi bulunmakta bu etkinin kökenleri tarihsel bir sürece dayalı olarak ortaya çıkmıştır popülist hindu milliyetçileri tarafından desteklenen ırkçı hindu çeteleri müslümanları ekonomik açıdan da sindirerek başka bölgelere göç ettirmeye çalışmaktalar sonuçta son dönemde artan hindu ırkçılığı keşmir de dahil hindistanın birçok bölgesinde müslümanları hedef almaktadır i̇kinci dünya savaşı sonrasında oluşan dünya düzeninin halen çözemediği filistin meselesi ve keşmir sorunları 1 5 milyardan fazla müslümanın uluslararası sisteme ve adalete olan inançlarını da azaltmaktadır her iki sorunun mağdurları da müslümanlardır keşmir sorunun yeniden tırmandırılması bölgeyi yeniden çatışma ve terör sarmalına itme potansiyeline sahiptir böylesi bir gerilim jeopolitik olarak pakistançin ekonomik koridorunu da istikrarsızlaştıracak ve çinin çıkarlarına da zarar verecektir keşmirde son dönemde nefret ve ırkçılık uygulamaları üzerinden gerilimi tırmandıran hindu milliyetçileri yerel ve küresel jeopolitik açısından etkileri olabilecek fay hatlarını harekete geçirmektedirler bu gerilim ne hindistanın ne pakistanın ne de bölgedeki diğer aktörlerin menfaatlerine katkı sağlamayacaktır
566
fırat kalkanı harekatı fkh ile özgürleştirilen ilk şehir olan cerablus rus hava kuvvetlerinin saldırısına maruz kaldı saldırıda hedef alınan petrol rafinerisi fırat kalkanı harekatı bölgesindeki sivil yaşam için büyük ehemmiyete haiz olan bir alandı nitekim bölgede elektrik su ve ısınma ihtiyaçları benzin ile sağlanmaktadır bu saldırının hemen akabinde rus hava kuvvetleri i̇dlib bölgesinde türk sınırına 10 km yakınlıkta suriye milli ordusunun eğitim kampını hedef aldı ve 50nin üzerinde suriyeli askeri şehit etti saldırıda hedef alınan feylak elşam grubu türkiyenin i̇dlibde en yakın çalıştığı gruptur grup aynı zamanda bölgedeki türk askeri için ön güvenliği sağlamakla sorumludur buna ilaveten feylak el şamın hem astana görüşmelerinde hem de anayasa komitesi çalışmalarında temsilcisi bulunmaktadır peki rusya neden hem cerablusu hem de suriye milli ordusunu hedef aldı aslında bunun cevabı azerbaycanın karabağı özgürleştirmesi ve türkiyenin bu süreçte oynadığı aktif rolde bulunmaktadır rusya açısından bu o kadar aleni ki geçtiğimiz günlerde katıldığım yabancı kanaldaki tartışmada ilk sözü alan rus araştırmacı da i̇dlibdeki saldırının türkiyeye karabağdaki rolüne dair bir uyarı olduğunu ifade etmekten çekinmedi hatta rus haber ajansları i̇dlibdeki saldırıda hedef alınan suriyelilerin karabağa savaşmak üzere eğitim gördüğü yalanını ortaya attı anlaşılan o ki rusyanın kendi sorumluluk alanı olarak gördüğü kafkaslarda türkiyenin aktif bir politika oynamasından rahatsızlık duymaktadır buna ilaveten türk yapımı si̇haların suriye ve libyadan sonra karabağda da rus hava savunma sistemlerini imha etmesi ve türkiyenin ukrayna ile yaptığı savunma sanayii iş birliği ve ortak üretim anlaşmaları da gelmektedir kısaca türkiyenin proaktif dış politikasından rahatsız olan rusya türkiyeye suriye üzerinden uyarı mesajı göndermektedir benzer bir durum geçtiğimiz aylarda da yaşanmıştı türkiyenin libyadaki büyük galibiyeti sonrasında rusya suriyede elbab şehrini bombalamıştı saldırının akabinde türkiye sınırında bulunan dirbesiye kasabasında ypg ile toplantı halinde olan rus subayları kamikaze drone saldırısına maruz kalmış ve yaralanmıştı bu olayın sonrasında rusya tarafından uzun bir süre benzer bir provokasyon gerçekleşmemişti görünen o ki rusya türkiyenin dış politikasından rahatsız olduğunda ne libyada ne kafkaslarda ne karadenizde ne de başka bir sahada türkiyenin doğrudan karşısına çıkmıyor ancak kendisini askeri olarak üstün gördüğü suriyeden cevap vermeye cesaret edebiliyor nitekim i̇dlib gerginliği azaltma bölgesi anlaşmasındaki tecrübe gösteriyor ki rusya askeri olarak caydırıcılık ile karşılaşmadığında daha fazla agresifleşiyor ve anlaşmalara rağmen ihlallerini artırarak devam ettiriyor türkiye bahar kalkanı harekatında olduğu gibi askeri caydırıcılığını gösterdiğinde rusya masada anlaşma yapmayı kabul ediyor türkiye bir yandan rusyaya karşı askeri caydırıcılığını idame ederken diğer yandan da suriye dosyasında elini güçlendirmelidir esed rejimi tarafından kuşatma altına alınan ve cephe hattının gerisinde kalan türk gözlem noktalarının i̇dlibin iç bölgelerine doğru geri çekilmesi son derece doğru bir karar olmuştur bu adım ile beraber türkiye i̇dlib bölgesini fkh zeytin dalı harekatı ve barış pınarı harekatı bölgeleri gibi fiili güvenli bölgeye çevirmesi gerekmektedir bunu sağlamak için türk askeri i̇dlibdeki yoğunlaştırılmış nokta hakimiyetinden alan hakimiyeti modeline geçmeli ve bölgedeki radikal unsurlar tamamen tasfiye edilmelidir mart 2020den bu yana i̇dlibde bulunan elkaideye bağlı grupların askeri yapılanmaları htş tarafından yok edilmiş lider kadroları ise abdnin si̇ha saldırıları ile etkisiz hale getirmiştir türkiye rusyanın i̇dlibdeki siyasi kozunu elinden alıp bölgedeki htşyi kendisini lağvetmeye zorlamalıdır htşnin lağvedilmesi sonrasında türkiyenin eli rusya karşısında özellikle diplomasi masasında daha da güçlenecek ve türkiye rusyaya ypgnin tel rıfat menbiç ve fıratın doğusundaki varlığı üzerinden baskı kurabilecektir hem askeri hem de diplomatik olarak türkiyenin rusya karşısında suriyede güçlü konuma geçmesi türkiyeyi dış politikada rusyaya karşı daha güçlü bir pozisyona getirecektir rusya da suriye üzerinden kendince sopa göstermek yerine türkiye ile müzakere masasında diyalog ile orta yolu bulma gayretini artıracaktır
562
pandemi dolayısıyla gülüşümüz maskelerin ardında kalmış olsa da bugünler de geçecek mükemmel bir gülümseme özgüveninizi artırır ve size milyon dolarlar kazandırabilir kolayca gülebilen insanlar genelde daha etkileyicidir daha güven verirler i̇lk izlenim çok kritiktir ve her zaman kalıcı etki bırakır günümüzün en başarılı insanları bu gerçeği çok ciddiye alır yüzlerine saçlarına tırnaklarına makyajlarına kıyafetlerine harcadıkları kadar bakımları için zaman harcarlar ve her zaman dışarıya çıkmadan önce ayna karşısında kendilerini kontrol ederler i̇nsanlarla tanışırken yaptığımız ilk şey gülümsemektir ve bu vücut dilimizle kelimeler olmadan rahatlıkla yapılan en samimi jesttir temiz olmayan tütün lekeli çürük dişli bir ağızla yapılan gülümseme bir kişinin tüm sempatisini yok eder bu bir iş görüşmesi için muntazam bir takım elbise giyip tırnak altlarının pis omuzlarına kepeklerin yayılmış olmasına benzer çapraşık dişler kabul edilip görmezden gelinebilmesine rağmen yetersiz hijyen kabul edilemez ve kişinin karakterini yansıtır aynı zamanda kötü nefes de kişiyi gözden düşürür ve imajını zedeler gülüş hi̇çbi̇r zaman deği̇şmez güldüğümüzde iyi ya da kötü bir etki bırakırız hollywood starları her kamera karşısına geçtiklerinde o etkiyi yaratırlar güzel fotoğrafları ağırlıklı olarak dişlerinin güzelliğine bağlıdır sağlıklı ve güzel dişlerle gülümsemek herkes tarafından kazanılabilen bir özelliktir ve kişinin toplumdaki cazibe silahıdır maliyeti aynıdır ve kendi sosyal çevremiz olduğundan dişlerimizi düzelttirme çabamıza değer dişler için estetik tedavi arama ile ilişkilendirilen büyük heves özünde sağlığı iyileştirmek içindir ve yapılan uygulamaların en önemli yan ürünüdür maliyeti sadece diş sağlığının iyileştirilmesiyle dişlerine doğduğundan beri iyi bakan ayrıcalıklı insanlar içinse mükemmel bir gülüşe sahip olmalarıyla sınırlı olabilir cildimizin tırnaklarımızın saçlarımızın aksine dişlerimiz yaşadığımız sürece kendini yenileme yeteneğinden mahrumken şanslı olduğumuz şey gülüşümüzün değişmemesidir bu durum dişler için bir avantajdır çünkü diş eğer iyi bakılırsa aşınmalar ve yıpranmalar dışında büyük ölçüde etkilenmeden kalabilir mükemmel bir gülümseme öz güveninizi artırır ve size milyon dolarlar kazandırabilir kolayca gülebilen insanlar genelde daha etkileyici sosyal ve iş yaşamlarında başarılıdırlar nasıl daha iyi dikkat çekeceklerini bilirler kendine güvenin kendisi çekicidir mükemmel dişlere sahip olmak bir insanın özgüvenini artırır ve eğer mükemmel hissetme duygusu daha çok gülmeye ve gülümsemeye teşvik ederse hayata da neşe katar gülümsemenize sebep olacak tüm engelleri aşmak sizin elinizde unutmayın güzel bir gülüş sizin en güzel takınızdır ve değeri milyon dolarlarla ölçülür fobi̇si̇ olana sedasyonla tedavi̇ gülüşünüzün bozulmaması için gayret gösterin i̇lk yapmanız gereken mevcut durumu en sağlıklı şekilde korumaktır eksikliklerinizi tamamlarken de sırayla en iyisini yaptırarak yavaş yavaş yol almalısınız eğer aşağıdaki 14 sorudan büyük çoğunluğuna evet cevabı verdiyseniz ve benim zamanın yok bir de çok korkuyorum diyorsanız hafif bir uyku halindeyken problemlerinizin çözümü mümkün diş hastalarının dişçi koltuğu ile ilgili önyargıları ve korkuları vardır hatta bu korku bazılarında fobi boyutuna bile ulaşmıştır oysa endişelenecek bir şey yok sedasyon yöntemiyle bazen ağızdan bazen damar yolu ile sakinleştirici dediğimiz ilaçlar kullanılarak bu tip hastalarımızın çok rahat bir şekilde her türlü diş işlemlerini ve ameliyatları yapılabilir hastalara olabilecek tüm hastalıkları ile kalphipertansiyondiyabet böbrekkaraciğer ve akciğer rahatsızlıkları değerlendirilip engel bir durum yoksa allerjik özelliğini de ekarte ettikten sonra rahatça yapılacak implantkanal tedavisi veya diş kesimi gibi işlemlere başlanabilir bu sırada parmaktan optik bir okuyucu ile hastaların hayati oksijen seviyelerinin güvenli aralıkta olup olmadığı takip edilir bu monitörizasyonla birlikte kalp ritmi ve tansiyonu da izleyerek güvenli bir şekilde operasyonlar hiçbir şey hatırlamadan ve hissettirmeden gerçekleşebilmektedir i̇şlem 115 saat sürse bile hasta bu operasyon boyunca diş hekiminin komutlarına riayet eder ve hiçbir ağrı duymadan gülümseyerek koltuktan kalkar sosyal hayatinizi etki̇ler diş hekimliğinde kişinin ağızdiş sağlığı ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin önemi yaşam kalitesi değerlendirmelerini gündeme getirmiştir 20 yıl kadar önce ağız sağlığı ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi ölçen indeksler olmamasına rağmen günümüzde sağlık ve yaşam kalitesi üzerinde ağız içi problemlerin etkisini değerlendiren bir dizi ölçek bulunmaktadır ağız sağlığı ile ilişkili yaşam kalitesi ölçekleri ağız içi problemlerinin fonksiyonel psikolojik ve sosyal etkilerini tanımlama amacı ile kullanılır kişilerin dişleri veya protezleri onların hayatlarını fonksiyonel kısıtlılık fiziksel ağrı psikolojik rahatsızlık fiziksel yetersizlik psikolojik yetersizlik sosyal yetersizlik ve engelli olma durumları bakımından etkiler yaşam kalitesini ölçmede çok yaygın olarak kullanılan bir skalada kişilere yöneltilen sorular şu şekildedir ohip14 oral health impact profile 14 soruları bu sorulardan en az bir tanesinin evet ya da bilmiyorum olması diş hekiminizden randevu alma zamanının geldiğinin bir göstergesidir cevaplar evet hayir veya bi̇lmi̇yorum şeklinde olmalıdır fonksi̇yonel kisitlilik 1 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü konuşmada veya herhangi bir kelimeyi telaffuz etmede sorun yaşadınız mı 2 dişleriniz veya protezlerinizde oluşan problemlerden ötürü tat alma duyunuzun bozulduğunu hissettiğiniz oldu mu fi̇zi̇ksel ağri 3 ağzınızda ağrı hissettiğiniz oldu mu 4 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü herhangi bir yiyeceği yerken zorlandığınız oldu mu 5 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü sıkılgan olduğunuz oldu mu 6 dişleriniz veya protezlerinizden ötürü gergin hissettiğiniz oldu mu fi̇zi̇ksel yetersi̇zli̇k 7 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü beslenmenizin yetersiz olduğunu düşündünüz mü 8 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü yemeğe ara vermeniz gerekti mi psi̇koloji̇k yetersi̇zli̇k 9 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü kendinizi rahat hissetmede zorlandığınız oldu mu 10 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü utandığınız oldu mu sosyal yetersi̇zli̇k 11 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü başka insanlardan rahatsızlık hissettiniz mi 12 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü günlük işlerinizi yapmada güçlük çektiğiniz oldu mu engeli̇ olma 13 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü hayatta daha az başarılı olduğunuzu düşündüğünüz oldu mu 14 dişleriniz veya protezlerinizdeki problemlerden ötürü tümüyle fonksiyon göremediğiniz oldu mu
855
kuzey iraktaki hassas siyasi dengeler bir süredir sarsılmaktaydı irak kürt bölgesel yönetiminin ikby 2017deki tek taraflı bağımsızlık referandumu irakta ve uluslararası arenada tepki toplamış referandum sonrasında irak ordusu ikby ile merkezi irak hükümeti arasındaki tartışmalı bölgelere girmiş ve ikbynin buralardaki kontrolünü büyük ölçüde sona erdirmişti kerkük gibi önemli merkezlerdeki kontrolünü yitiren ikby haşdi şabiden pkkya kadar pek çok milis gücü ve terör örgütünün alan kazanmasına mani olamadı örneğin yezidi nüfusuyla öne çıkan sincar bölgesinde hem haşdi şabi hem de pkk yerleşmeye çalıştı ve pkk ciddi oranda saha kontrolü elde etti pkknın kontrol ettiği ve medya savunma alanları adını verdiği türkiye sınırından i̇ran sınırına doğru uzanan ve i̇ranirak sınır hattı boyunca kandile kadar inen bölge de düşünüldüğünde kuzey irakta kapsamlı bir türk harekatı da kaçınılmaz bir hal aldı nitekim türkiye de 2019un mayıs ayından bugüne bölgede pençe pençe2 pençe3 pençekartal ve pençekaplan harekatlarıyla pkkyı karadan ve havadan hedef aldı hakurk ve haftanin bölgelerinde pkknın elindeki saha kontrolünü sona erdirip bölgede giderek derinleşen noktalarda askeri üsler kurmaya başladı suriyenin batısındaki afrinden rasulayntel abyad hattına haftaninden i̇raniraktürkiye sınır köşesindeki hakurk bölgesine kadar türkiyenin güney sınırları karşısında kontrol ettiği bölgeleri bir bir kaybeden pkknın karşı hamleleri ise cılız kaldı en son bu hafta içerisinde türkiye sınırları içinde yol yapımında çalışan üç işçiyi katleden pkk sınır ötesinde kaybettiği denetimin etkisiyle kapsamlı terör saldırıları gerçekleştiremiyor fırsat buldukça yol işçileri gibi yumuşak savunmasız hedeflere saldırmaya devam ediyor pkk türkiye karşısındaki bu aciz görüntüsünün faturasını çok geçmeden ikby yönetimini elinde tutan barzani ailesinin partisi kürdistan demokratik partisine kdp fatura etti pkk defaatle kdpyi türkiyeye istihbarat sağlamakla suçladı dahası kdp kontrolündeki silahlı güçlerin peşmerge pkk kontrolündeki bölgelerde saldırı hazırlığı içinde olduğunu hatta türkiyenin direktiflerine göre hareket ettiğini iddia etti kdp ise çeşitli ağızlardan pkknın kuzey iraktaki varlığının illegal olduğunu bu varlığın türk ordusunu kuzey irak içine çektiğini dile getirerek pkkdan kontrolünde tuttuğu bölgeleri ikby güçlerine terk etmesini talep etti ne var ki kdp ile pkk arasındaki gerginlik sadece söylemde kalmadı pkk geçen yıl temmuzda ikbynin başkenti erbilin merkezinde bir restoranda saldırıda bulunmuş türkiyenin erbil başkonsolosluğunda görevli diplomat osman köseyi şehit etmiş saldırıda iki irak vatandaşı da hayatını kaybetmişti saldırının failleri mazlum dağ ile muhammed beşiksiz ikby tarafından yakalandı ve idam cezaları geçtiğimiz aylarda onaylandı saldırı talimatını veren pkklı hacı kurhan ise yakalanan saldırganların verdikleri ifade sayesinde türkiyenin hava operasyonuyla etkisiz hale getirildi pkknın erbilde saldırı düzenlemesi terör örgütüyle ikby arasındaki gerilimi daha da arttırdı geçtiğimiz ay 8 ekimde ikbynin gümrük müdürlerinden gazi salih duhokun amedi ilçesindeki evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybederken kdp saldırıdan pkkyı sorumlu tuttu kdp dalga operasyonlarla pkk ile ilişkili olduğunu düşündüğü çok sayıda ismi tutukladı aynı zamanda irak merkezi hükümetiyle sincardaki kontrolün pekiştirilmesi için bir anlaşma imzalayan kdp bu bölgenin de pkknın elinden tümden çıkacağının sinyalini göndermiş oldu pkknın cevabı ise 28 ekimdeki petrol boru hattı saldırısı oldu pkk uzun bir süredir türkiyeye giden petrol boru hatlarına saldırı düzenlemiyordu zira bu hatlar geliri petrol satışına bağlı olan ikby için hayati önemde ancak 28 ekimdeki saldırıyla pkk bu dönemin geride kaldığını ilan etmiş oldu karşılıklı hamleler bu saldırıyla da sona ermedi kdpye bağlı peşmerge güçlerinin dohuk kırsalındaki yeniden konumlanmasını kendisine karşı bir kuşatma olarak yorumlayan ve kdpnin amacının garemetina bağlantısını kesmek olduğunu iddia eden pkk dohuk amediye bağlı çemanke bölgesinde peşmerge güçlerine saldırı düzenledi saldırıda bir peşmergenin hayatını kaybettiği bir kısmının ise yaralandığı duyuruldu türkiye ne yapmalı peki tüm bu gelişmeler türkiye için ne anlama geliyor türkiyenin iraktan talebi gerek merkezi hükümetin gerekse bölgesel yönetimin pkkya alan açmaması irakın kendi egemenliğine gölge düşüren terör örgütlerinin kontrol sahalarını ortadan kaldırması olageldi ancak gerek bölgesel yönetimle merkezi yönetim arasındaki anlaşmazlıklar gerekse de irakın giderek eriyen devlet kapasitesi böyle bir beklentiyi gerçekçi olmaktan uzaklaştırdığı için türkiye ipleri kendi eline aldı ve ülkede kapsamlı hava ve kara harekatlarıyla pkknın türkiyeye geçiş güzergahlarını bir bir kendi kontrolüne almaya başladı hak iddia ettiği şehirlerde pkk haşdi şabi ve merkezi yönetime alan kaybeden kdp bölgede türkiyenin de giderek daha büyük bir sahayı kontrol etmesinden şu aşamada rahatsız olmamalı zira türkiye üslerini pkkdan temizlediği kdpnin zaten giremediği bölgelere kurmakta ancak son girişimi başarısız da olsa uzun vadede bağımsız bir devlet kurmayı planlayan kdp bırakalım devlet kurmayı kendi kontrolündeki federal bir bölgeyi bile yönetememekten ve bu durumun verdiği acizlik görüntüsünden rahatsız da kdp ile pkk arasındaki gerginlik arttıkça kdpnin türkiyeye sunacağı istihbarat desteği ve sahada sağlayacağı farklı kolaylıklar artacaktır daha da önemlisi türkiyekdp yakınlığı türkiyeyi kürt düşmanı gibi göstermeye çalışan uluslararası algı çalışmalarına sekte vuracak türkiyenin probleminin pkk ile olduğu mesajını daha güçlü kılacaktır ancak bu ilişkinin de sınırları olduğu ikbynin tek taraflı bağımsızlık referandumunda ortaya çıktı irakın toprak bütünlüğünü savunan türkiye sınırına komşu ülkelerde oldubittilerle tek taraflı girişimlerle toprak bütünlüğünü ortadan kaldıracak ve istikrarsızlık oluşturacak gelişmelere karşı duracağını göstermiştir bu noktada bir ortak anlayış tek taraflı girişimlerle çiğnenmezse pkk ile ortak mücadele türkiye ile kdpyi birbirine yaklaştırmaya devam edecektir
796
avrupa birliği ab ülkelerinde devam eden borç krizi ve talep daralması nedeniyle 2012de dünya ekonomilerinde durgunluğun yaşanacağı beklentisi mevcuttur uluslararası para fonu imf tarafından eylülde yayımlanan dünya ekonomik görünüm raporuna göre 2012de dünya ekonomisi için tahmin edilen büyüme rakamı yüzde 4 gelişmiş ülkeler için yüzde 19 ve euro bölgesi için ise yüzde 1e yakındır türkiye de maalesef ab ülkelerinde devam eden borç krizi ve küresel ekonomide yaşanan daralma nedeniyle oluşan karamsar senaryolardan nasibini almıştır imf türkiye ekonomisinin zayıf sermaye girişleri nedeniyle 2012de yüzde 2 ekonomik i̇şbirliği ve kalkınma örgütü oecd ise yüzde 3 büyüyeceğini tahmin etmektedir bu tahminler ve küresel ekonomide meydana gelecek tüm olumsuz senaryolardan dolayı 2011de açıklanan orta vadeli programda ovp türkiye ekonomisi için yüzde 4lük bir büyüme oranı hedeflenmektedir tüm bu öngörülere rağmen ab ülkelerinde krizin devam ettiği bu dönemde türkiye ekonomisi 2009un son çeyreğinden itibaren son 8 çeyrek dönem boyunca kesintisiz büyümeye devam etmiştir dünya ekonomilerinde sermaye girişlerini olumsuz yönde etkileyecek durumlar yaşanmadığı sürece dış talepte meydana gelecek zayıflamaya rağmen iç talepte canlılık nedeniyle ekonomik büyümenin 2012de de devam edeceği ve öngörülen rakamlardan daha yüksek oranlarda gerçekleşeceği beklenmektedir şunu da ifade etmek gerekir ki ekim 2010da açıklanan ovpde 2011 yılı ekonomik büyüme için yüzde 45 oranı hedeflenmiş ancak 2011in ilk 9 ayında gerçekleşen rakamlara göre ekonomik büyümenin yüzde 8 üzerinde gerçekleşmesi güçlü bir olasılık haline gelmiştir dolayısıyla ekim 2011de açıklanan ovpde 2012 için öngörülen yüzde 4 büyüme hedefi de rahatlıkla aşılacaktır ekonomide kamu maliyesi alanında elde edilen başarılar sayesinde borcun ve bütçe açığının gsyh içindeki payı maastricht kriteri altında kalmıştır 2012de ab tanımlı genel devlet borç stokunun gsyhya oranının yüzde 37 ile yüzde 60 olan maastricht kriterinin altında gerçekleşmesi beklenmektedir diğer yandan bütçe açığının gsyh içindeki payının ise yüzde 15 ile yüzde 3 olan maastricht kriteri altında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir kamu maliyesinde gerçekleşen bu başarı ab ülkelerinde devam eden borç krizinin olumsuz etkilerini bertaraf etme ve geniş manevra alanı bulma imkânı sağlamıştır ayrıca düşük bütçe açığı ve kamu borç yükü nedeniyle 2012de enflasyonun düşmesi ve dolayısıyla tlde daha az değer kaybı yaşanması beklenmektedir ab ülkelerinde ve türkiye ekonomisinde iktisadi faaliyetlerin yavaşlayacağı beklentisi ve döviz kurlarının dengeye gelmesi de 2012de enflasyonun tek haneye düşmesine katkı sağlayacaktır 2011de ekonominin en önemli problemlerinden bir olan cari açığın gsyh içindeki oranının 2012de düşeceği öngörülmektedir 2011de kur oranlarındaki oynaklık ihracatı artırarak hem cari açığın düşmesine hem de iç ve dış talebinin dengelenmesine katkıda bulunacaktır çünkü dövizin serbest piyasada belirlenmesi ve herhangi bir kısıtlama olmadan tlnin değer kaybetmesi türkiye ekonomisinin rekabet gücünün artmasında önemli bir faktör olmuştur diğer yandan euro bölgesi içinde bulunan ülkelerin borç krizine rağmen euroda kalmaları ve ab ülkelerinin arasında mali entegrasyonu güçlendirmek için avrupa anlaşmalarının değiştirilmesi gibi önlemlerin kısa sürede hayata geçirilmemesi mevcut durumu türkiye lehine çevirmiştir ayrıca türkiyenin jeopolitik konumu nedeniyle avrupa ve ortadoğu pazarlarına yakın olması ve asya ülkelerine nispeten küçük miktarlardaki taleplere daha kolay ve hızlı cevap verebilmesi türkiyenin küresel ekonomik krizden avantaj sağlayabileceği beklentisini yükseltmiştir bununla beraber türkiye ekonomisinde cari açık miktarından çok cari açığın finansmanı yani kredi kanalı daha önemli hale gelmiştir ab borç krizi nedeniyle avrupa merkez bankasından piyasalara önemli miktarda likidite enjekte edilmektedir tabi ki buradaki en önemli nokta piyasalara enjekte edilen likiditenin bankalar arasında dolaşıma katılıp katılmayacağı ve bu likiditeden türkiye ekonomisinin yararlanıp yararlanmayacağıdır eğer türkiye piyasalara enjekte edilen bu sermaye bolluğundan yararlanır ise cari açığın finansmanında sıkıntı yaşamayacaktır sonuç olarak 2012 için öngörülen tüm olumsuz senaryolara rağmen ekonomik büyümede çok keskin bir düşüş yaşanmadan büyüme dinamiğinin devam edeceğini söylemek mümkündür bunun yanı sıra ekonomide üretimin istikrarlı olması için yurtiçi üretimde verimlilik artışının sağlanması katma değeri yüksek ürünlerin üretimine öncelik verilmesi ekonomik büyümeyi kısıtlayan tasarrufun artırılması ve rekabet gücü yüksek sektörlere odaklanılması gibi temel sorunlara çözüm bulunması gerekmektedir
607
bu ülkenin tarihinde siyasetçiler tüm politik kariyerleri boyunca hep mevcut ahval ve şerait içinde siyaset yapmaya çalıştılar hep askeri vesayet altında yaşadılar her zaman i̇yi saatte olsunlar hazretleri siyasetçilerin ensesinde boza pişirdi türk siyasi hayatında i̇yi saatte olsunlar hazretlerinin saltanatına son veren kişi recep tayyip erdoğan oldu siyaset kurumunun ve siyasetçilerin üzerindeki tüm vesayeti ortadan kaldıran ve kendinden sonra gelecek tüm siyasetçileri de özgürleştiren yolu erdoğan açtı bundan böyle kendi başarısıyla yani kendi et ve tırnaklarıyla gerçek bir siyaset adamı gibi yardıra yardıra demokratik yolla seçilerek bir yerlere gelen siyasi liderin üzerinde hiçbir vesayet olmayacak i̇yi saatte olsunlar mekanizması bu ülkede artık bitmiştir ak parti içindeki sadettin bilgiçlerin kendi mahfillerinde ama şimdi de üzerimizde erdoğan vesayeti var sözlerini söylediğini biliyorum bunu diyenler kendi mücadeleleriyle kendi etleri ve tırnaklarıyla siyasette bir yerlere gelebilmiş olsalardı zaten böyle zavallıca sözler etmezlerdi ona buna şişirme kitaplar yazdırarak siyasi tarihe geçilmez et ile kan ile gerçek mücadeleyle tarihe geçilir sadettin bilgiç de kendisinin demirelden çok daha üstün lider meziyetlerine sahip olduğuna dair kitaplar yazdırdı ama siyasi tarihe geçen tüm hayatı dehşet bir mücadeleyle geçen süleyman demireldir o beğenmediğimiz hatta korkak bulduğumuz demirelin 10da 1i siyasi liderlik yeteneği ve cesareti olmayanlar hiçbir konuma kendi başlarına gerçek bir mücadeleyle gelemeyenler ancak erdoğanın dedikodusunu yapar ama bir yandan da erdoğan ölürse önümüz açılır sinsi hesaplarına girerek suspus otururlar bu tür adamlar gerçek siyasi aktör değildir mesela benim de her zaman aleyhinde olduğum demirel gerçek bir siyasi aktördür beğenin beğenmeyin adam gerçek bir siyasetçiydi düşer kalkar yenilir ama hep mücadele eder armut piş ağzıma düş diye bekleyen kişi gerçek bir siyasetçi hatta gerçek bir karakter bile değildir o yüzden bu ülkede yeni siyasal devrimleri yapacak adam yine erdoğandır türkiye erdoğanla demokratik devrimi yapıp vesayeti bitirmiştir türkiye hukuk devrimini de erdoğanla yapacaktır şu an hukuk devleti değiliz ama olacaksak erdoğan ile olacağız türkiye ekonomik devrimini erdoğanla yaparak fukaralıktan kurtulmuş ve satın alma paritesi cinsinden imf rakamlarıyla kişi başı 25 bin doları bulmuştur türkiye hürriyetler devrimini de erdoğanla yapacaktır türkiye erdoğanla hak ettiği özgürlükçü hukuk rejimine kavuşmak zorundadır aksi halde türkiye ayakta kalamaz türkiye halkının çoğunluğu tüm bilimsel araştırmalara göre her geçen gün daha çok hukuk ve daha çok özgürlük talep ediyor herkes bu iki şeyi istiyor hürce düşünmek hürce konuşmak ve adalete güvenmek önümüzdeki dönemde yapılacak hukuk ve özgürlükler devrimini erdoğan değil de şu adam yapar diyen varsa beri gelsin şu anki zor dönemeci aşarak türkiyenin özgürlükçü demokratik hukuk rejimine tam geçişini erdoğan değil de şu adam sağlar diyen varsa beri gelsin önümüzdeki 10 yıl yine erdoğan yılları olacaktır ve erdoğan da milletinin çoğunluğunun talepleri doğrultusunda küllerinden doğan özgür ve demokratik hukuk rejimine dayalı bir ülke yaratmak durumundadır türkiye için başka çare yoktur
454
herkese merhaba i̇dilikanın mutfağında bugün adını duyunca hemen memleketini bulacağınız nevi şahsına münhasır lezzetlere yer veriyorum antepin meşhur nohut dürümü sakaryanın meşhur islama köftesi ve balıkesir in dillere destan tatlısı höşmerim meşhur nohut dürümü malzemeler 500 gr haşlanmış nohut 1 yemek kaşığı biber salçası 12 yemek kaşığı domates salçası 34 yemek kaşığı zeytinyağı pul biber karabiber kimyon tuz salatasi i̇çi̇n 23 domates 1 adet kıvırcığın yarısı 1 kırmızı soğan yağ sirke limon tuz sarmak i̇çi̇n i̇nce lavaş tortilla ekmeği ya da tırnak pide yapilişi nohutlar haşlanır tavada yağ ısıtılıp biber ve domates salçası kavrulur salçalara nohut ve istenilen baharatlar istenilen ölçüde eklenir ve bu şekilde salça ve nohut iyice birbiriyle birleşinceye kadar kavrulur daha sonra salata malzemeleri oldukça minik ve ince doğranarak bol malzemeli bol limonlu ve hafif sirkeli bir salata yapılır lavaş ekmeğin içerisine yaklaşık 34 yemek kaşığı nohutlu karışım ve bir o kadar da salata eklenir üzerinden yine hafif bir limon suyu geçirilip sarılır höşmeri̇m malzemeler 1 kg çiğ süt 1 çay kaşığı peynir mayası 1 su bardağı irmik 35 su bardağı şeker 1 yumurta sarısı yapilişi i̇nek memesinden çıkmış sıcaklıktaki çiğ sütün içine peynir mayasını katıyoruz daha sonra beş dakika bekliyoruz i̇çine irmikle şekeri bir kapta karıştırıp içine katıyoruz yumurta sarısını da ekledikten sonra ateşe koyuyoruz sürekli karıştırıyoruz ki dibi tutmasın kaynamaya başlayınca 15 dakika kaynatıp sonra servis ediyoruz islama köfte malzemeler 500 gr köftelik kıyma 1 adet kuru soğan 3 dilim ekmek 115 tatlı kaşığı tuz 1 tatlı kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı kimyon 2 yemek kaşığı sıvı yağ ekmekleri̇ islatmak i̇çi̇n 12 adet dilimlenmiş bayat ekmek 12 yemek kaşığı tereyağı 1 tatlı kaşığı salça 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber 1 adet küp şeker 23 su bardağı et suyu 1 çay kaşığı tuz servi̇s i̇çi̇n taze ya da közlenmiş 1 adet domates sivri biber ve soğan yapilişi kullanacağımız ekmeğin bir gün önceden kalmış biraz bayatlamış taş fırın ya da kara fırın ekmeği olması sonucu daha iyi yapacaktır köfte için malzemeyi güzelce yoğuruyoruz yoğurduğumuz köfte harcını ikiüç saat kadar dinlendiriyoruz diğer yandan et suyumuzu ısıtıyoruz et suyunun içine bir adet küp şeker ekliyoruz başka bir tavada tereyağını eritiyoruz i̇çine salçayı ilave ediyoruz ve kokusu çıkana kadar salçayı biraz kavuruyoruz ardından bu salçalı karışımın içine kırmızı toz biberi de ekliyoruz i̇kiliyi hemen hızlıca karıştırıyoruz ve ocağın altını kapatıyoruz tavadaki salçalı biberli sosu et suyunun içine boşaltıyoruz ve hepsini güzelce karıştırıyoruz islama köfte haline getirmek için dinlenmiş köfte harcını yağlı ellerimizle bir kez daha yoğuruyoruz ve yine ellerimizi yağlayarak yatsı uzun köfteler hazırlıyoruz ardından ekmekleri dilimliyoruz köfteleri elektrikli ızgarada ya da tavada pişiriyoruz köfteler kızarırken ekmekleri hazırladığımız ılık haldeki biberli sos karışımına batırıp çıkarıyoruz ve ızgarada ekmekleri kızartıyoruz sunum aşamasında tabağımıza üç adet kızarmış ekmek yerleştiriyoruz ekmeklerin üzerine beşaltı köfte koyuyoruz biber ve domatesle servis ediyoruz
458
başbakan erdoğanın anayasa uzlaşma komisyonunun çalışmalarını mart 2013te bitirmemesi durumunda yeni anayasa için uzlaşma komisyonu dışında bir yol aranacağını ve ak partinin kendi anayasa teklifini sunacağını söylemesi yeni tartışmalar yol açtı kimileri başbakan erdoğanın çıkışını uzlaşmadan hatta yeni anayasadan vaz geçme işareti olarak görürken kimileri de ak partinin kendi anayasasını hatta başkanlık sistemini dayatması olarak takdim ettiler hâlbuki başbakan erdoğanın muhtelif açıklamalarında da anayasa uzlaşma komisyonu üyesi mustafa şentopun açıklamalarında da komisyonda bir uzlaşma yakalanabilirse ak partinin başkanlık sisteminde ısrar etmeyeceği açıkça ifade edilmişti öyleyse başbakan erdoğan uzlaşma komisyonunun süresinin sınırlandırılmasını neden istiyor komisyon süresinin neden sınırlandırılması gerektiği sorusunun cevabı türkiyenin siyasi takvimi pkknın silahsızlandırılması müzakereleri ve suriye başta olmak üzere arap baharının etkilediği ortadoğu dinamikleri dikkate alınmadan verilemez her şeyden önce ak parti ve diğer siyasi partiler de hem 2007 seçimlerinde hem de 2011 genel seçimlerinde seçmene yeni bir anayasa vaat ettiler anayasa uzlaşma komisyonu 2011 seçimlerinden sonra tbmmde grubu bulunan dört siyasi partinin üçer üyeden oluşan eşit temsil ve tam mutabakatıyla aralık 2012de çalışmalarını tamamlamak amacıyla kuruldu komisyon 2012 sonunda anayasa yazım çalışmasını tamamlayamadı ve bu süreye ilaveten üç ay daha süre verildi dolayısıyla başbakan erdoğan komisyonun süresini kısaltmıyor yeni bir şey de söylemiyor komisyonun görev süresi içinde yeni anayasa yazılamazsa olabilecekleri hatırlatıyor herhangi bir komisyonun süresinin sonsuz olamayacağı açıktır kaldı ki türkiye 2014 martında yerel seçim 2014 ağustosunda da cumhurbaşkanlığı seçimleri takvimiyle karşı karşıya tbmm 2013 temmuzunda tatile ve sonbahardaki yeni yasama yılında da seçim sürecine girecektir bu durumda yeni anayasanın 2013 martıyla temmuz arasında tbmmden geçmemesi halinde yeni anayasanın yapılmasını beklemek siyasi açıdan gerçekçi değildir bu bakımdan başbakan erdoğanın çıkışı yeni anayasa sürecine verilmiş güçlü bir destek olarak da yorumlanabilir anayasanın siyasi yansımaları yeni anayasa 2013 ilkbaharı ile yazı arasında yapılabilirse pkknın silah bırakma müzakereleri ve kürt sorunun demokratik reformlarla aşılması bakımında katalizör görevi görmesi mümkündür yeni anayasa bir yandan vatandaşlık tanımı mahalli idarelerin güçlendirilmesi ve devletin ideolojilerden arındırılmasıyla kürt sorununun demokratik yollarla aşılmasını mümkün kılarken diğer yandan da din ve vicdan hürriyeti ordunun demokratik denetiminin sağlanması bürokratik vesayetin tamamen tasfiyesi ve bireysel özgürlüklerin güvence altına alınmasıyla genel demokratikleşmenin önünü açabilir bütün bunların eş anlı olarak yeni anayasa çerçevesinde yapılabilmesi kürt sorununun genel demokratikleşme dalgası içindeki reformlarla çözülmeye çalışılması hem içerideki reaksiyonları azaltabilir hem de kürt sorununun etrafındaki siyasi hareketi ikna edebilir yeni anayasanın 2013te tamamlanması ortadoğudaki değişim ve abdeki sıkışma dolayısıyla türkiyeye dışarıda da ciddi bir alan açacaktır suriye irak ve i̇randaki kaos ihtimaline ve güvenlik riskine karşı kürt sorununu din ve vicdan hürriyetini bürokratik vesayeti aşmış daha nitelikli bir demokrasiye sahip olmuş bir türkiyenin esnekliği ve problem çözme kabiliyeti siyaset sivil toplum ekonomi ve devlet düzeyinde artmış olacaktır sıkışmış abye stratejik bir derinlik ekonomik canlılık ve yeni ufuklar vaat eden demokratik anayasa yapmış bir türkiye güçlü bir ortak olabilecektir obamanın ikinci dönemini yaşayan abd için ise iç meselelerini halletmiş bölgede problem çözen ve yumuşak gücü artan bir türkiye tercihe şayan olacaktır bu vadide başbakan erdoğan ve ak parti için yeni anayasa siyasi hesaba ve akla uygun kârlı bir siyasi teşebbüstür başbakan erdoğanın komisyona 2013 martını hatırlatması bu bakımdan anayasada uzlaşmayı zorlaştıran değil mümkün kılabilecek bir zorlamadır muhalefetin polemik yerine başbakan erdoğanın çıkışındaki siyasi gerçekçiliği ve aynı zamanda uzlaşma olursa ak partinin başkanlık sisteminde ısrar etmeyiz vaadini dikkate alarak uzlaşma komisyonunun çalışmalarını hızlandırması kendileri açısından siyasi akla uygun olacaktır aksi halde ak parti yeni anayasa projesini bir başkanlık sistemi tartışmasına dönüştürerek muhalefeti önümüzdeki seçimlerde zorlayacaktır muhalefetin siyasi akılla mı antierdoğancılıkla mı hareket ettiğini mart sonuna kadar göreceğiz
572
günaydının müzik yazarı hakan uç müzik endüstrisinde son dönemin en büyük skandallarından birini ortaya çıkardı dünyaca ünlü dijital müzik platformu spotifyda allah peygamber ve dini sembollerle dalga geçen paylaşımlar ve listeler yayınlanıyormuş ★ hz alinin makas atarken dinlediği şarkılar allahın hz ademi cennetten kovarken dinlediği şarkılar tarzı pespaye başlıklar atılıyormuş haberde uçun örnek gösterdiği rezillikler en masum olanları daha berbatları var ★ haber yayınlandı ertesi gün sanat dünyası ayağa kalktı ama hâlâ spotify yönetiminden ve türkiyedeki temsilcilerinden bir açıklama gelmedi normalde bu haberden sonra hemen uçla irtibata geçilmeli ve en azından bir basın açıklaması yapılmalıydı ★ sonuçta bu başlıklar ergenlerin yaptığı şakalar olabilir ama provokasyon amaçlı da yapılmış olabilir i̇kinci seçenek çok tehlikeli ★ spotifyın basın işleriyle ilgilenen pr house nasıl bir pr şirketi anlamadım ülkenin en önemli gazetesinde bu skandal haber oluyor ve açıklama yapmıyorlar spotifyda türkiye içerikli listelerden nazlı yırtar adlı editörün sorumlu olduğu söyleniyor o da hiç konuşmadı bu rezilliği bitirmek için bir şey yapıyor mu onu da bilmiyoruz ★ yırtarın türkiye karşıtı terör örgütlerine sempatiyle yaklaştığı spotifydan bu örgütlere seslerini duyurmaları için alan açtığı yönünde iddialar var hatta yırtara özellikle türkiyeye yönelik rap listelerinde bazı sanatçıları yok saydığı manipülasyon yoluyla teröre destek veren şarkıcıları ön plana çıkardığı yönünde de ciddi suçlamalar yapıldı ★ spotifydan bu suçlamalarla ilgili de bir açıklama gelmedi spotifyın türkiye için atadığı temsilci kim ne iş yapar bu skandallarla ilgili bir şey yapılmayacak mı ★ i̇nsanların dini inançlarıyla dalga geçmek hakaret etmek düşünce özgürlüğüyle açıklanamaz güle güle kaseti̇n muci̇di̇ müzikte kaset devrimine vesile olan kompakt kaset teknolojisini geliştiren hollandalı mühendis lu ottens 6 mart tarihinde 94 yaşındayken hayata veda etti 60ların başında ottensin geliştirdiği ilk kaset prototipi ahşap gövdeye sahipti ve cebe sığabiliyordu philips şirketi başta bu icadın başarılı olacağına inanmadı ottens sonunda şirketini ikna etti ve 1963 yılında tanıtılan kompakt kaset kullanıcılara ses ya da müzik ile doldurmaları için boş bir şekilde satılıyordu kullanıcı tekrar tekrar kaseti doldurabiliyordu ottens sony ve philipsin kompakt kaset geliştirmesi için yardımcı oldu kaset sayesinde walkman icat edildi ve insanoğlu yürürken hareket halinde şarkı dinleme devrimini yaşadı hikayenin geri kalanını biliyorsunuz bizim ergenlik yıllarımız harçlığımızı kasete yatırmakla geçti akmar pasajında kaset defineciliği yapardık şimdi o kasetlerin hepsi kutulara istiflenmiş bir şekilde duruyor o kasetleri şimdi internetten bir tıkla bedavaya indirebiliyorsun teşekkürler lu ottens senin merakın ve çok çalışman sayesinde koca bir müzik sektörü gelişti albümler yapıldı ve biz de keyifle dinledik bi̇ri̇ i̇ner bi̇ri̇ çikar ünlü bir i̇spanyol tekstil grubunun net kârı koronavirüs salgını ve pandemi yasakları yüzünden 2020de yüzde 70 düşüşle 11 milyar euroya gerilemiş marketlere akti salgında dışarıya çıkamayan insanlar giyim kuşama para harcamadı para tek sosyalleşme alanı olan marketlere aktı her krizde inişe geçen sektörlerin yanı sıra yükselişe geçenler de olur şimdi piyasalarda pandemiden sonra hangi sektörler yükselişe geçecek onun hesabını yapıyorlar normalleştikten sonra sosyalleşme mekanlara akma gezip tozma çılgınlığı yaşanacağı kesin yeni̇ the palu ai̇lesi̇ 40 yaşındaki abdurrahman çığ ormanda çekilmiş çıplak fotoğraflarıyla müge anlıya başvurdu ve anlının programında 20 yıllık eniştesinin evlendirme vaadiyle kendisine 500 bin liralık senet imzalattığını söyledi çığ enişte i̇sa tarafından dolandırıldığını işkenceye ve tecavüze uğradığını da iddia etti enişte i̇sanın 2019 yılında yaptığı peynirleri tüketen 9 kişinin sağlık problemi yaşadığı 1 kişinin ise öldüğü ortaya çıktı i̇nanılmaz iddialar yoksa yeni bir the palu ailesi vakası mı geliyor palu ailesindeki skandalların çıkış noktası da enişte tuncer ustaeldi güneşi̇n batmadiği i̇mparatorluk prens william kardeşi prens harry ile eşi meghan markleın i̇ngiliz kraliyet ailesine yönelik ırkçılık suçlamalarına biz kesinlikle ırkçı bir aile değiliz diye yanıt verdi aslında bu fotoğraf çok şey anlatıyor bir zamanlar güneşin üzerine batmadığı kadar geniş bir coğrafyada kolonileri olan büyük britanya yüz yıllarca sömürgecilik ve köle ticaretiyle dünyayı yönetti yeni nesil kraliyet ailesi üyeleri ne kadar modern olsalar da sömürgecilik döneminden kalan alışkanlıklar bu fotoğraftaki gibi folklorik eylemde bile kendini gösteriyor yeni gelin meghanın ten rengi yüzünden çocuğunun hangi ten rengine sahip olacağı başta kraliçe olmak üzere kraliyet ailesi fertlerini endişelendirdi mi acaba en azından dedikodusu yapılmıştır meghan böyle hassas bir konuda yalan söyleyecek değildir herhalde
663
bu yazıda meslektaşlarımdan özür dilemek istiyorum çünkü geçtiğimiz hafta iki konuda yanılmış olabileceğimi fark ettim bir aslında uzmanlaşma bizim zannettiğimiz kadar önemli değilmiş muhabirler haber yaptıkları konu hakkında bilgi sahibi olmasa da olurmuş sabahta da yayımlanan i̇lk yerli anakart 18 yaşındaki girişimci tarafından üretildi haberinde olduğu gibi bilgisayarın tüm iç ve dış donanım birimlerinin üzerindeki bağlantı portlarına bağlandığı elektronik devre elemanlarının bulunduğu bilgisayarda en temel parça olan anakartta ilk yerli üretime bursada ferit borku imza attı projeye henüz 16 yaşında başlayan borku ortağıyla birlikte şirket kurarak ulutek teknoparkta çalışmalarına başladı yaklaşık 2 yıllık çalışmanın ardından ilk yerli ve milli anakartı ürettiklerini anlatan mikro aygıtlar limited şirketi yönetim kurulu başkanı ferit borku şirketinin kurulumundaki ana temasının türkiyede yerli ve milli anakart fabrikasının kurulması olduğunu ifade etti eğer bu haberi yapan ajans muhabiri ve sabahta yayımlanmasına onay veren editörler teknoloji okuryazarı olsalardı ana kart üretmenin o kadar da kolay olmadığını milyarlarca liralık yatırım ve ciddi bir insan kaynağı gerektirdiğini bileşenlerini tek tek üretmenin yıllar alacağını bilirlerdi dolayısıyla kendilerine anlatılanlara şüpheyle yaklaşır ve yayımlamazlardı haber yayımlanmasaydı konuya vakıf olan okurlar tepki göstermez haberde sözü edilen hadisenin de bir dolandırıcılık vakası olabileceği anlaşılmazdı nitekim güneş gazetesinin haberiyle ortaya çıktı ki tek bir parçasını bile üretmediği sahte projesiyle bursa ulutek teknoloji geliştirme bölgesine girmeyi başaran borku kendisini deha olarak göstermenin yanı sıra devletten hibe desteği istedi sözde arge harcamaları için 436 bin tllik naylon fatura kestirdi hatta sözde özgün tasarımını gözlemci akademik heyetten onay alarak teknolojik ürün şeklinde tescillettirmeyi bile başardı ancak söz konusu anakartın çinli teknoloji devi dianjitek firmasına ait olduğu tespit edildi arama motoru geliyoruz ikinci meseleye öteden beri çeşitli vesilelerle meslektaşlarımızı arama motoru gazeteciliği dediğimiz çalışma tarzından uzak durmaya çağırırız yalnızca internette bulduklarınıza dayanarak haber yapmayın işin künhüne vakıf olmaya çalışın deriz görüyorum ki biraz haksızlık etmişiz bu haberi yapan yayan arkadaşlarımız arama motorunu kullanmaya dahi lüzum görmemişler görüştükleri kişi ya da ürettiğini iddia ettiği ürün hakkında üstünkörü bir tarama dahi yapmamışlar yapsalardı teog 1inciliği dahil pek çok şaibeli meselenin vaktiyle gündeme geldiğini fark edecek ve haberi yayımlamadan önce bir durup düşüneceklerdi i̇şte o zaman da yine bu sahte haber yapılmayacak ve dolayısıyla bir dolandırıcılık vakası ortaya çıkarılamayacaktı bu yüzden kendilerine teşekkür ediyorum fakat aynı hataları tekrar tekrar yapmamalarını ümit ederek çünkü malum özlü sözde de ifade edildiği gibi gerçek ayakkabılarını giyene kadar yalan dünyayı dolaşabilir her zaman bir düzelten bulunmayabilir söz ola değerli adliye muhabiri ve değerli editör arkadaşlarım kelime seçimi önemlidir özellikle karmaşık hukuki süreçler söz konusu olduğunda yanlış bir kelime ya da tamlama anlamın ve bağlamın değişmesine yol açabilir i̇stihbarat servisinden ali öztürk tarafından yapılan ve 4 eylül salı günü günaydında yayımlanan haberde olduğu gibi i̇lk sayfadaki başlık mahkeme son kararı verdi sunal ailesine telif yok i̇ç sayfada ayrı bir başlık beş yıldır devam eden telif davası sonuçlandı avukat bir okurumuzun da uyardığı gibi nasıl sonuçlanmış diye baktığınızda davanın aslında sonuçlanmadığını görüyorsunuz şöyle ki i̇lk derece mahkemesi bir karar vermiş yargıtay bu kararı bozmuş bunun üzerine ilk derece mahkemesi kararında direnmeyip farklı bir karar vermiş haberde böyle anlatılıyor şu halde bu bir nihai karar değil çünkü tarafların halen temyiz hakkı var i̇lk derece mahkemesinin yargıtayın belirttiği yönde bir karar alması da durumu değiştirmiyor hatta yargıtay bu ikinci kararı onasa bile istisnai bir yol olan tashihi karar hakkı var diğer süreçlere hiç girmiyorum bile kim tam olarak ne yazmış kim bunu nasıl değiştirmiş neler eklenmiş ya da çıkarılmış konusuna da burada girmeyeceğim ama kesin olan bir şey var henüz yargı süreçleri sonuçlanmamış iş bitmemiş mesele kapanmamış yani bu başlıklar ve haberin sunulma şekli hatalı arkadaşlarımızdan kelime seçimi konusunda daha dikkatli davranmalarını rica ediyorum
594
fransa 17 yüzyılda cezayir’i defalarca bombardıman etti cezayir deniz gazileri fransa’yı bombardımanı durdurmaları için uyardılar ancak ihtara rağmen fransız donanması çekip gitmeyince yakaladıkları fransızlar’ı toplara koyarak ateşlediler garb ocakları diye anılan cezayir trablusgarb ve tunustaki türk deniz gazileri köle ve ticari mal taşıyan hristiyan gemilerine saldırarak ganimet alırlardı avrupalı devletler türk deniz gazilerinden korunmak için haraç verirlerdi zeynep dramalının tarihi tersten okumak isimli eserinden bu konudaki ilginç bir hadiseyi naklediyoruz fransa cezayi̇ri̇ bombaliyor fransa 17 yüzyılın sonlarında saldırılardan kurtulmak için cezayirle bir antlaşma yapmıştı ancak fransızlar esir değiş tokuşu maddesine uymayarak antlaşma şartlarını ihlal ettiler gemilerinde forsa olarak kürek çeken güçlü müslüman esirleri vermeyerek sadece yaşlı ve hasta müslümanları serbest bıraktılar bunun üzerine fransız gemilerinin güvenliği ortadan kalktı fransız donanması 1682 ve 1683te cezayiri bombardımana tuttu fransızların elinde aldığı yaralardan dolayı i̇talyanca mezemorta hüseyin reis vardı hüseyin reis gençliğinde 810 yerinden yaralanmış ve öldü zannedilmişti ancak hüseyin reisin iyileşmesi üzerine i̇talyanca yarı ölü manasına gelen mezzomorta kelimesinden bozma mezemorta lakabını almıştı fransızlar antlaşma yapması için mezemortayı cezayir dayısına gönderdiler ancak deniz gazileri arasında çok sevilen mezemorta cezayire çıkınca yaşlı dayıyı devirip idareyi eline aldı fransızlar mezemorta hüseyin reisten fayda beklerken yeni dayı olarak karşılarında bulmuşlardı cezayir deniz gazilerinin elinde fransızlar kadar güçlü toplar yoktu bu yüzden fransız donanmasına karşılık veremiyorlardı ancak ilginç yöntemleri vardı mezemorta hüseyin reis fransızlara top kullanma konusunda bizim de kendimize has yöntemlerimiz var eğer bombardıman devam ederse fransız konsolosunu papazları ve diğer fransızları teker teker topa koyup ateşleyeceğim dedi dayının bu cevabından sonra çıkarma için hazırlıkları olmayan fransızlar çekip gittiler fransizlar pes etti̇ bu arada cezayir ile fransa arasındaki görüşmeler devam etti ancak bir antlaşmaya varılamadı bunun üzerine 1687 haziranının ortalarında fransız donanması tekrar cezayir açıklarına gelerek bombardımana başladı beş yıl önce fransızları tehdit eden hüseyin reis sözünü tuttu fransız konsolosu ile 4 fransız teker teker topa konularak ateş edildi fransızlar da buna karşılık üç rehine müslümanı öldürerek bir salın içerisinde gönderdiler cezayirli deniz gazilerinin cevabı gecikmedi 25 haziranda mezemorta hüseyin reis 5 fransızı daha topun içerisine koyarak ateşledi fransızların da cevabı gecikmedi ertesi gün üç müslümanın cesedi kıyıya vurdu cezayir deniz gazilerinin her zamanki gibi inatlarının kırılamayacağı anlaşılmıştı bu sırada avusturya ile fransanın ilişkileri gerilmişti donanmaya ülkeye geri dönmesi emri verildi bir yıl sonra fransızlar 1688de tekrar cezayir önlerine geldiler ancak topa tutulan cezayir deniz gazileri yine teslim olmadı ve fransız donanması yine eli boş geri döndü mezemorta hüseyin reisin namı i̇stanbula kadar gelmişti osmanlı devletinde uzun süredir denizcilikten gelme bir kaptanı derya yoktu 4 ocak 1690da mezemorta hüseyin reis kaptanı deryalığa tayin edilerek bir an önce i̇stanbula gelmesi için emir gönderildi ancak cezayirdeki yeniçerilerin muhalefetinden dolayı ilk kaptanı deryalığı kısa sürdü mezemorta 1695te ikinci defa kaptan ı deryalığa tayin edildi altı yıldan fazla süren ikinci kaptanı deryalığı türk denizciliğinin parlak dönemlerinden biri oldu osmanlı bahriyesi yeni baştan düzenlendi mezemorta hüseyin paşanın bir deniz muharebesi cezayi̇rde 314 yillik türk haki̇mi̇yeti̇ barbaros kardeşler vardar yenicesinden gelip midillinin fethinden sonra buraya yerleşen yakub adlı bir türk sipahinin çocuklarıdırlar barbaros hayreddin paşanın ağabeyi oruç reis türk denizcilerine büyük yardımlarda bulunan i̇kinci bâyezidın oğlu şehzade korkudun desteğiyle bir gemi sahibi olarak deniz gaziliğine başladı ancak şehzadenin yavuz sultan selim karşısında taht mücadelesini kaybetmesi üzerine 1510da anadolu kıyılarından ayrılarak kardeşi hızır ile birlikte tunus kıyılarındaki cerbe adasına gitti barbaroslar cesaretleri sayesinde burada kısa sürede kendilerini kabul ettirdiler bu sırada afrika yavaş yavaş i̇spanyol hakimiyetine giriyordu ancak i̇spanyollar afrikadaki topraklarının anavatanlarına uzaklığı ve bölge halkının da müslüman olması yüzünden bu bölgelerde hakimiyetlerini rahatça kuramıyorlardı cezayirden gelen bir heyet barbaroslardan i̇spanyolların cezayirin bir şehri olan becayeden çıkarılmasını talep etti bunun üzerine 1513te harekete geçen barbaroslar becayenin 60 mil doğusundaki cicelliyi ele geçirdiler daha sonra cezayir halkının davetinden de istifade ederek 1516da cezayire hakim oldular oruç reis cezayirde hükümdarlığını ilan etti cezayirin barbarosların eline geçmesi i̇spanya açısından büyük bir tehlike idi ancak şarlkenin cezayire gönderdiği donanma bir sonuç alamadı bunun üzerine i̇spanyollar tlemsen emirini devreye soktular durumu haber alan oruç reis tlemseni zapt etti fakat daha sonra 1518de yerli halkın bir kısmıyla anlaşan i̇spanyollara karşı yaptığı mücadelede şehid düştü şehadetinden sonra yerine kardeşi hızır reis geçti hem i̇spanyollar hem de yerli halkla uğraşan hızır reis bir ara cezayiri terk etmek zorunda kaldı ancak kısa bir süre sonra daha kuvvetli bir şekilde buraya hakim oldu hızır reis 1519da yavuza elçi göndererek osmanlı desteğini aldı cezayir de osmanlı hakimiyetine girdi hızır reis 1534te osmanlı donanmasının başına geçirildi kanuni zamanında osmanlılardan yardım isteyen fransızlar barbaros hayreddin paşa komutasındaki osmanlı donanmasının 1543teki nice kuşatması sırasında cezayirli türk denizcileriyle tanıştılar cezayirdeki türk hakimiyeti zaman zaman sekteye uğradıysa da beylerbeyi paşa ağa ve dayı sıfatlı idareciler vasıtasıyla türk hakimiyeti devam ettirildi osmanlı i̇mparatorluğu cezayiri uzun bir süre bölgeye atadığı dayılar vasıtasıyla yarı özerk bir vaziyette idare etti fransanın 5 temmuz 1830daki işgaline kadar tam olarak üç asırdan fazla bir süre türk hakimiyeti altında huzur içerisinde idare edildi
798
ünlü model tülin şahinin mahkemelik olduğu sözde eşi portekizli iş insanı pedro de noronha ile arasındaki sular durulmuyor noronha mahkemeye başvurarak tülin şahin bana kızımız siena leylayı göstermiyor diyerek dava açmıştı bunun üzerine mahkeme noronhanın her ayın ilk 7 günü annesi tülin şahinin evinde kızını görmesine izin vermişti bu süreçten sonra aralarında suların durulduğunu düşünmüştüm ama maalesef öyle olmamış şimdi de şahini kızının babası tarafından kaçırılma korkusu sarmış yakın dostlarıyla bu korkusunu paylaşan şahin noronhanın eve kızını görmeye geldiğinde şüpheli davranışlarına şahit olduğunu söylemiş noronha en son gelip gittiğinde de evdeki kameraların yönünün değiştirildiğini fark edince iyice korkmaya başlamış şimdi kızını yanından ayırmamaya işi olmadığı sürece evden çıkmamaya özen gösteriyormuş umarım tülin şahin yüzlerce örneği olan babaların çocuklarını alıp memleketlerine kaçırdıkları bir hikayenin mağduru olmaz saticidan i̇yi̇ haber bodrumda geçirdiği talihsiz kazanın ardından yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren oğuz satıcı ile ilgili bu kez güzel haberim var golf arabasından düşen kafatası kemiği kırılan ve beyin kanaması geçiren oğuz satıcı tedaviye cevap vermiş dün sabah uyandırılan ve durumu yavaş yavaş iyiye giden satıcı ağızdan beslenmeye başlamış hastane kapısında nöbet tutan kızları diba ve mina bu güzel gelişmeyle umutlanmış ve rahatlamış ben henüz 56 yaşında olan oğuz satıcının sağ salim hastaneden çıkacağına ve allahın onu kızlarına ve sevenlerine bağışlayacağına inanıyorum ali̇şanin ali̇si̇ gi̇tti̇ ünlü spiker sonay dikkaya şarkıcı ufuk yıldırımla evliliğinden dünyaya gelen otizmli oğlu şanın daha iyi eğitim alabilmesi için kariyerini bırakıp beş yıl önce orlandoya yerleşmişti annelik destanı yazdığı söylenen dikkaya geçen yıl aşkı da bulmuş abdde kamyonda yemek satan ali adlı bir türkle flört etmeye başlamıştı dikkaya oğluyla da çok iyi anlaşan sevgilisini hayatımın en anlamlı üç harflileri ali+şan=alişan notuyla sosyal medyada paylaşmıştı ancak öğrendim ki alişanın alisi gitmiş mutluluğu kısa süren ve alisinden ayrılan dikkaya şanıyla birlikte hayatına devam ediyormuş sahi̇psi̇z taya kol kanat gerdi̇ derin mermerci gibi 50 tane daha gerçek hayvansever olsa sokakta yardım bekleyen hayvan kalmayacak sokak hayvanları için maddimanevi desteğini esirgemeyen mermerci aylar önce ormanda yaralı olarak bulunan tayı bile sahiplenmiş taya kendi adını verip tedavisini yaptıran mermerci ona bir de güvenli bir yuva bulmuş derini yük hayvanlarını koruma ve kurtarma derneğine emanet etmiş adaşının fotoğrafını derin bugün arkadaşlarıyla mutlu mesut koşup oynuyor notuyla paylaşan mermerciyi bu davranışlarından ötürü ne kadar takdir etsek az hadi siz de bir hayvan evlat edinin…
377
küresel piyasalar geçen hafta merkez bankaları politikalarına yönelik beklentilerle hareket etmeyi sürdürdü dolar yükselirken emtia fiyatları düşmeye devam etti japon yeninin hızla değer kaybetmesi ve rusyada rublenin kontrolden çıkması haftanın önemli gelişmelerinden biriydi japonyanın parasal genişleme düğmesine ikinci kez basmasının ardından en büyük yük avrupa merkez bankasının ecb sırtına binmiş durumda avrupa ekonomisinde yaprak kıpırdamadığı için piyasalar ecbnin daha büyük para basma hamleleri yapmasını bekliyor perşembe günkü ecb toplantısı beklendiği gibi yeni bir önlem açıklanmadan sona erdi son aylarda açıklanan programların sonuçları görülmeye çalışılacağı için birkaç ay daha bu eylemsizlik hali devam edebilir ecb açısından en ilginç haber başkan mario draghinin istifa edeceği yönündeki dedikodulardı draghi konuşmalarıyla bankanın politikalarının çok ötesinde beklentiler yaratıyor bunun bazı üye ülke merkez bankalarını rahatsız ettiği ise şimdi ortaya çıktı almanya zaten fren yapan ülke konumunda bunun ötesinde istifaya varacak bir anlaşmazlık olması draghinin ve zaman içinde ecbnin güvenirliliğini daha fazla yitirmesine yol açabilir abdde ise ekonominin durumunu olduğundan iyi gösteren bir işsizlik verisi daha açıklandı abdnin büyüme enflasyon ve işsizlik verileri abd merkez bankasının fed politikalarını yönlendiriyor ama bunlar en az çinin açıkladığı göstergeler kadar sorgulanır hale gelmeye başladı bu ayki istihdam verilerindeki gariplik ise 1624 yaş grubunda tarihte görülmemiş bir istihdam artışının buna göre ekimde 528 bin genç iş buldu açıklanmasıydı japonyanin hamlesi̇ japonyanın parasal genişlemeyi hızlandırması kendi dengeleri açısından önemli riskler içeriyor para birimi yenin değer kaybının hızlanması spekülasyonları artırabilir ve dünyanın en büyük borçlu ülkesinde tahvil piyasasından kaçış yaşanabilir bu japon mali sisteminin de çöküşü anlamına gelecektir japonyanın parasal genişlemesinin önemli bir yönü daha var aynı fedin para basma politikalarının sonuçları gibi özellikle asyada istikrarsızlık üretiyor yen sadece dolar karşısında değil rakip konumda olan ülkelerin para birimleri karşısında da değer yitiriyor güney kore tayland malezya gibi para birimleri daha istikrarlı seyreden ülkeler bundan en fazla zararı görüyor ihraç pazarlarındaki rekabetçilikleri törpüleniyor 1997 asya krizi de bu şekilde çıkmıştı dolaryen paritesi 1995 yılındaki 80 seviyesinden 1997 yılında 147ye yükseldi diğer yapısal sorunlar da eklenince önce taylandda ardından malezya ve güney korede sert devalüasyonlarla birlikte kriz patladı çin ile japonya 11 ana sektörde rekabet içinde buna karşın japonyanın hamlelerine çin yanıt veremiyor bunun önemli bir nedeni çinin de devalüasyona yönelmesi halinde ciddi iflaslar yaşanması olasılığı çine özellikle 2008 krizinden sonra ciddi bir döviz borcu girişi oldu büyük bölümü hong kong üzerinden yapılan bu borçlanmaların toplamının 1 2 trilyon dolara ulaştığı hesaplanıyor çin merkez bankasının kontrol altında tuttuğu yuanı devalüe etmesi bu şirketler arasında iflasları hızlandırabilir öte yandan çinin ekonomi çarklarının yavaşlamasına da tahammülü yok 2008 krizinden sonra da çin hızlı büyümeyi sürdürmek için dünyada görülmemiş bir kredi balonunu şişirdi şimdi komünist rejim ekonomiyi raydan çıkarmadan reformları sürdürmeye çalışıyor bu nedenle ekonominin hızla yavaşlaması da başta emlak balonunun sönmesi olmak üzere birçok risk içeriyor çin japonyanın hamleleri nedeniyle iyice köşeye sıkışıyor
456
çok ilginç bir dönemdeyiz türkiye tarihinde ilk kez nerdeyse tüm devlet kurumları abdye karşı ortak bir tavır içinde bunun bir benzeri kararlılık 1974 kıbrıs harekâtı sonrası süreçte abdye karşı yaşanmıştı o günlerden beri türkiye cumhuriyeti içinde hemen her devlet kurumunun abd karşısında tavır bütünlüğüne sahip olduğu böyle başka bir dönem yaşanmadı abd şu an kendine türk devleti içinden müttefik olacak bir önemli devlet yetkilisi bile bulamaz haldedir çok önemli ve daha önce siyasi tarihimizde görülmedik bir olaydır bu ordu içinde proamerikan yani abd taraftarı yani abdyi müttefik görüp saygı duyan tek bir general kalmamıştır tsk tarihinde 72 senedir böyle bir hadise hiçbir dönem yaşanmadı ki biliyorsunuz tsk bu ülkede hep amerikan güdümünde olmakla çeşitli siyasi kesimler tarafından suçlanan kurumdur aynı şey mi̇t için de geçerlidir bir dönem cianın türkiye şubesi gibi çalışmakla muarızları tarafından suçlanan mi̇t içinde de proamerikan yetkili nerdeyse kalmamıştır üstelik ne tsk ne de mi̇t ak parti siyasal kimliğinin yani muhafazakâr demokratlığın domine ettiği kurumlar asla değildir bu iki kurumun personel profilinin çok büyük çoğunluğu ak partinin dışında bir politik hüviyete sahiptir elbette cumhurbaşkanı erdoğanın otoritesi şu an çok güçlüdür ama daha önce de yazdığım gibi tskda seçim yapılsa ak parti çok düşük bir oy alır aynı seçim sandığı mi̇t ve hatta yargı ile hariciye camiası içinde de konulsa durum çok farklı değildir türkiye cumhuriyeti devleti kimilerinin göstermek istediği gibi bir parti devleti asla değildir ak partililer de kendini hiç kandırmasın bu tamamen yanlış ve hakikate aykırı bir teşhistir fakat tüm bu farklılıklara rağmen tüm devlet mekanizması abd konusunda tam bir bütünlük ve mutabakat içindedir bu nasıl böyle olmuştur da tüm farklı devlet içi siyasal kimlikler aynı noktada buluşmuştur meselesi ayrı bir konudur ama reel durum budur devletin içinin objektif röntgeni ya da devlet içi eğilimlerin bilimsel analizi şu an budur
308
bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak yeni yatırımları özendirmek üretimi ve istihdamı artırmak amacıyla hazırlanan yeni teşvik sistemi geçtiğimiz hafta başbakan erdoğan tarafından açıklandı hem eski teşvik sisteminin etkinliğinin azalması hem de 4 bölge içinde yer alan illerin zaman içinde gelişmişlik göstergelerinin farklılaşması nedeniyle teşvik sisteminin yeniden dizayn edilmesi zarureti ortaya çıkmıştı bu doğrultuda türkiyenin öncelliklerinin değişmesi ve ekonomide mevcut yapısal sorunların çözülmesi için türkiyenin hızlı değişimine uyum sağlayabilecek yeni bir teşvik sistemi hazırlanmıştır türkiyedeki bölgeler ve illerin gelişmişlik düzeyleri arasındaki farklar gözetilerek önceden 4 olan bölge sayısı 6ya çıkarılmış ve il bazlı bölgesel teşvik sistemi tasarlanmıştır ayrıca bölgelere verilen desteklerin süreleri uzatılmıştır bu kapsamda en uzun süreli destek altıncı bölgede yapılan yatırımlar için öngörülmüştür altıncı bölgeye işgücü maliyetlerini azaltmaya yönelik sağlanacak olan teşvikler ve bu teşviklerin sürelerinin uzun olması hem bölgeyi işgücü açısından avantajlı konuma getirmeyi hem de bölgenin yüksek olan tarım dışı işsizlik oranlarını düşürmeyi hedeflemektedir hazırlanan teşvik paketinde finansman imkânları artırılmış kümelenme ve arge yatırımlarının bir alt bölgenin teşviklerinden yararlanması tasarlanmıştır böylece arge yatırımlarına yönelik teşvikler ve kdv indirimleri aracılığıyla üretim ve istihdamda yüksek artışların gerçekleşmesi beklenmektedir kamu maliyesinde elde edilen başarılara ekonomik büyümede ve ihracatta gerçekleşen rekorlara rağmen son yıllarda cari açıkta meydana gelen artış ekonomide meydana gelen iyileşmelerin olumsuz değerlendirilmesine neden olmuştur özellikle küresel ekonomik kriz ile birlikte türkiye ekonomisinde bir kırılganlık unsuru olarak öne çıkan cari açığın orta vadede azaltılması amacıyla rekabet gücü yüksek olan sektörlere yoğunlaşmak yüksek katma değerli yüksek teknolojili ve daha önce ülkede hiç üretilmeyen malların üretimini teşvik etmek mevcut ekonomik büyüme dinamiğinin devam ettirilmesi için zorunlu hale gelmiştir bu doğrultuda genel teşvikler bölgesel teşvikler ve büyük ölçekli yatırımların teşviklerine ek olarak stratejik yatırımların teşviki yeni sistemde dördüncü bir uygulama olarak ortaya çıkmıştır stratejik yatırım teşviklerinin ürün bazlı olması ve bu ürünlerin yüzde 50den fazlasının yurtdışından ithal edilen yatırım mallarından oluşması ara malların üretimini artırarak ihracatın ithalata olan bağımlılığını büyük ölçüde kırmayı ve teknolojik dönüşümü sağlamayı hedeflemektedir dolayısıyla ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malların üretiminin artırılması orta vadede cari açığın azaltılması ve ortauzun vadede bu yapısal problemin ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacaktır ekonomideki bu yapısal probleme çözüm olarak tasarlanan yeni teşvik sistemi problemlere neşter vuracak böylece cari açık yatırımlar ve ekonomik büyüme önünde bir engel olmaktan çıkacaktır öncelikli yatırımlara sağlanan teşviklerle özellikle denizyolu ve demiryolu yolcu ve yük taşımacılığı eğitim turizm ve madencilik yatırımlarının desteklenmesi hedeflenmektedir bu sektörlerdeki yatırımlar hangi ilde yapıldığına bakılmaksızın beşinci bölge teşviklerinden yararlandırılacaktır eğitim hususunda beşinci bölge desteğinden faydalanacak olan yatırımcı bu alanda ilk kez yapılan teşvik aracılığı ile iller arası sosyal kültürel ve ekonomik farklılığı ortadan kaldırmaya da yardımcı olacaktır yeni teşvik sistemi hem yerli yatırımcının yatırım yapmasında hem de doğrudan yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesinde aktif bir rol oynayacaktır bu amaçla yabancı yatırımcılara daha cazip fırsatlar ve kolaylıklar sağlayan diğer gelişmekte olan ve yükselen piyasalar içinde yer alan ülkeler ile rekabet edebilmek için bedelsiz arazi tahsisleri vergisiz dönemler gümrük vergilerinde muafiyetler ve sigorta primlerinde işveren paylarının devlet tarafından ödenmesi gibi bir takım teşvikler ve kolaylıklar sağlanmıştır bunun da türkiyede hem cari açığın finansmanına katkı sağlaması hem de teknolojiyoğun ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimini artırması beklenmektedir sonuç olarak yeni teşvik paketinin 61 kritere göre belirlenmesi ve bu kriterlerin dinamik bir şekilde sürekli güncellenecek olması adil ve ihtiyacı karşılamaya yönelik bir teşvik sistemi oluşturulduğunun göstergesidir yeni teşvik sisteminin devreye girmesi ile beraber söz konusu teşviklerin etkinliğiverimliliği ölçülmeli ve sürdürülebilirliği mutlaka izlenmelidir bu konuda illerin içinde bulunduğu kalkınma ajansları ile teşvik sistemi mutlaka irtibatlandırılmalıdır bu yüzden kalkınma ajanslarına önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir kalkınma ajansları da verilecek olan teşviklerin uygulamasını izlemeli ve ortaya çıkan durumun nitel ve nicel analizini gerçekleştirip karar vericilere zamanında gerekli geri bildirimleri sağlamalıdır bu da teşviklerin uygulama süreci ve etkinliği konusunda önemli ipuçları verecektir
608
öğrenci andı ritüelini savunan siyasetçiler son günlerde i̇stiklâl marşında açık ırkçılık vurguları bulunduğu gerekçesiyle çok daha masum içeriğe sahip olduğunu düşündükleri söz konusu yemine karşı çıkılmamasını talep etmektedir i̇lk bakışta mugalatacehalet melezi böylesi bir tezin çürütülmesinin gereksiz olduğu düşünülebilir buna karşılık millet ve millî kavramlarında olduğu gibi ırkın da güncel anlamından yola çıkarak yapılan retrospektif yorumlar ciddî hatalara düşülmesine neden olduğu için konunun değerlendirilmesi yararlı olacaktır yeni kavramlar eski kelimeler modernlik sonrası gerçekliğine cevap vermeye çalışan tüm toplumlarda görüldüğü gibi osmanlı entelektüelleri de değişim sürecinde yeni bir siyaset lisanı yaratmaya çalışmışlardır bu çerçevede vatan millet kavim benzeri kelimeler yeni kavramları tanımlama amacıyla kullanılmıştır örneğin kişinin doğup büyüdüğü yer anlamındaki vatan kelimesi çok daha geniş ve soyut bir kavramı dile getirmeye dinî cemaate atıfta bulunan millet nation karşılığı olarak istimâl olunmaya kavmiyetçilik ise milliyetçilik nasyonalizmi ifade etmeye başlamıştır bunun neticesinde aynı kelimeler farklı mânâlarda kullanılmış namık kemal vatan ile yeni bir kavramı dile getirirken osmanlı gazetelerinde ticaret için azimet buyurdukları dersaadetten vatanları olan manisaya avdet ettiler benzeri açıklamalar yer alabilmiştir benzer şekilde osmanlı milleti ile ermeni katolik milleti eşzamanlı olarak kullanılabilmiş müslümanlar millet i merhumenin mensubu olduklarını düşünmüşlerdir damar nesil sülâle soy neseb cins anlamları taşıyan ırk sözcüğü de bu çerçevede değişik kavramlara atıfta bulunmaya başlamıştır bu osmanlı toplumuna özgü bir gelişme olmamıştır avrupa lisanlarında da benzer karşılıkları bulunan raceırk rasseırk kelimesi almancada ancak on sekizinci asırda kullanıma girmiştir batıda on altıncı asır sonrasında millet ve milliyetleri kantın dört temel ırkı grundrassen ele alan 1775 tarihli eseri blumenbachın çalışmaları akabinde ivme kazanan fizikîbiyolojik antropoloji araştırmaları ve ilerleyen dönemlerde de darwinizmin etkisiyle yeni kavramsallaştırmalara işaret etmeye başlamıştır ancak osmanlı ve batı toplumlarında ırkın eski anlamlarında da istimâli sürmüştür örneğin türbedâr ahmed amiş efendi gençliğinde yanık selvi sevlievo bektaşî dergâhına giderek sadık efendiye intisab etmek istediğinde kendisine oğlum daha gençsin vaktin gelince ırkı temiz birisi gelib seni bulunduğun yerde irşâd eder cevabı verilmiştir buna karşılık jön türk neşriyatında türklerin ırkı asfer sarı ırka değil ırkı ebyaz beyaz ırka ait olduğu vurgulanırken yusuf akçura üç tarzı siyaset çalışmasında osmanlı devletinin önündeki en anlamlı seçeneğin ırk esasına müstenid türk milliyetçiliği olduğunu dile getirmiştir türk yurdu dergisi de cemaleddin efganînin hindistanda makalâtı cemâliye başlığıyla neşrolunan derlemesi içinde lisan birliğinin önemine değinen yazısının tercümesini 1912de vahdeti cinsiye irkiye felsefesi başlığı altında yayımlamıştır efganînin cinscinsiyet ifadeleri çeviriyi yapan resulzâde mehmed emin tarafından türkçeye bazen ırk bazen de milliyet sözcükleriyle aktarılmıştır millete atıf ırkın bu dönemdeki yaygın anlamını yansıtmıştır batı toplumlarında race kelimesinin kullanımı alanında da benzer bir gelişme yaşanmıştır race ırk bir yandan iyi soydan gelmeye atıfta bulunmayı sürdürürken frenoloji çalışmaları ile antropometrik ölçümleri bilimsel analiz aracı olarak sunan sarı ve siyah ırkların düşük kalitesini vurgulayan antropoloji çalışmaları raceırkı farklı bir anlamda kullanmışlardır kavram bu dönemde batıdaki yaygın kullanımında da milliyetetnik gruplara atıfta bulunmuştur örneğin 1908de scotus viator takma adı ile racial problems in hungary kitabını kaleme alan r w setonwatson çalışmasında ırk problemlerine değil sloven ve rumenler gibi milliyetlerin macar yönetiminden kaynaklanan sorunlarına odaklanmıştır mehmed âkifin milleti irk kavramının yaygın biçimde milletmilliyete atıfta bulunması birinci dünya savaşı sonrasında da sürmüştür örneğin barış antlaşmalarında değişik milliyetler ve etnik azınlıklar için nationalitäten karşılığı olarak races ifadesi tercih olunmuştur 1918 sonrası osmanlı kullanımında ise ırk ağırlıklı olarak mutasavver müslüman milleti ile bileşenlerine atıfta bulunmuştur örneğin misakı millî işgal altındaki arap vilâyetleri dışında kalan bölgelerde yaşayan müslümanların oluşturduğu mustafa kemal paşanın muhtelif anâsır ı i̇slâmiyeden mürekkeb olduğunu vurgulayacağı bir milleti oluşturan unsurların hukuki ırkiyelerine vurgu yapmıştır bu günümüz anlamıyla ırkçı bir yorum değildir i̇slâmcılığın önde gelen simâlarından mehmed âkifin i̇stiklâl marşını kaleme aldığı bu dönemde ırk ile müslüman milliyetçiliğinin öznesi olan millete atıfta bulunduğu şüphesizdir mehmed âkif berlin hatırâları manzûmesinin da ortaya koyduğu gibi ırkın diğer anlamının da farkında olmuş ama buna eleştirel yaklaşmıştır i̇lerleyen yıllarda yükselen ırkçılık avrupada olduğu gibi türkiyede de ırkın yaygın biçimde fizikî antropoloji temelli kavramsallaştırmalar ve bunlara dayanan millet tanımı için kullanımına yol açmıştır örneğin türklerin sarı ırka mensup olmadıklarını ispatlaması için eugène pittardın yanına tez yazmaya gönderilen âfet i̇nan devlet desteğiyle 64 000 denek üzerinde yapılan antropometrik ölçümler neticesinde milleti brakisefal kafataslıların oluşturduğu ırk birliği üzerinden tanımlar türkiyenin millî ırk toprağı olduğunu savunurken atsız mecmua türklerin aryanî sayılması gerekliliğine işaret etmiştir 1942de yayına başlayan gökbörü dergisi ise kelâmı kibâr olarak her irkın üstünde türk irkı ifadesini seçecektir bu süreçte ırkın eski kullanımları bütünüyle terkolunmuştur i̇kinci dünya savaşı sonrasında diğer mânâları sözlüklerde kalmış olan ırk kelimesi fazlasıyla olumsuz kavramsallaştırmalara atıfta bulunmaya başlamış ve siyaseten doğru olmayan bir sözcük haline gelmiştir irkın yaptığı atıflar alanında yaşanan değişimin ayrıntılarını bilmemek mümkündür buna karşılık birinci meclisin 1921de millî marş olarak kabûl ettiği metindeki kahraman ırkıma ve ırkıma yok izmihlâl ifadelerinden ırkçılık türeterek otoriterlik savunusu yapmanın sadece bilgisizlikten kaynaklanmadığı ortadadır
769
almanya başbakanı merkele türkiyeye yapacağı ziyaretin cumhurbaşkanı erdoğan ve başbakan davutoğluna destek anlamına geleceği için türkiyeye gelme çağrısı yapmışlardı kim mi anlı şanlı 100 akademisyen türkçe almanca ve i̇ngilizce olarak hazırladıkları mektup marifetiyle aynı zihniyetle malul küresel sistem yandaşı bilumum muhalifler de erdoğan ve davutoğlunun türkiyeyi avrupadan uzaklaştırdığını her fırsatta jurnalliyorlardı hatta chp genel başkanı kılıçdaroğlu erdoğan türkiyeyi ortadoğu bataklığına sürüklüyor avrupadan uzaklaştırıyor diye gammazlıyordu chp randıman alamadığından olsa gerek son zamanlarda bu tarz söylemlerden uzaklaştı fakat geçenlerde çok tuhaf bir şey oldu sayın davutoğlu yunan gazetesi kathimeriniye erdoğan türkiyeyi avrupadan uzaklaştırıyor başlıklı bir röportaj verdi olur olur da gündüz gözüyle bu kadar mı olurdu çok üzüldüm ve bir önceki yazımda davutoğluna yıllar önce yatsı namazından sabah namazına kadar hirada geçirdiğini ifade ettiği geceyi hatırlatıp lütfen o gecenin hatırına kendine şunu sor dedim bana ne oldu da tüm ömrümü mücadele etmekle geçirdiğimi söylediğim chpyle kılıçdaroğlunun ifadesiyle yüzde 99 benzer hale geldim bana ne oldu da daha dün hiç kimse benim ağzımdan benim dilimden benim zihnimden cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı duymayacak derken bugün müstevli medyasına cumhurbaşkanı erdoğanı gammazlar hale geldim maksadım polemik değil nefs muhasebesine vesile olmaktı yazık ki olmadı olmadığı gibi sayın davutoğlunun partisinden tuhaf bir cevaba maruz kaldım bu cevaba daha doğrusu basın açıklamasına vurgu yapan partili bir il başkanları da onların görevi çamur at izi kalsın dedi bakınız bayım onlar dediklerinizin partisinde ak parti vaktiyle genel başkan bakan milletvekili myk üyesi il başkan ila ahir olan sizlerdiniz fakir ak parti dahil hayatımın hiçbir döneminde hiçbir partiye üye olmadım değil bir partiye kanarya derneğine bile üye değilim gayem i̇stiklâli tam mücadelesine elimden geldiğince omuz vermektir sayın cumhurbaşkanımız erdoğanın yanında yer almam da bu gaye uğrunadır yoksa hiçbirinizin gündelik politik çıkarlarınız zerre miskali umurumda değildir i̇mdi gelelim adı lazım değil il başkanlarının çamur dijital medyalarının skandal dedikleri söz konusu yazımı gazetecilik ilkelerine hem de ahlaki kurallara riayet etmemekle itham eden basın açıklamalarına röportaj talebi kathimerini gazetesinden gelmiştir salih tuna konuyu kathimerini ile de görüşebilir diyorlar aksini iddia etmedim aynı şekilde söyleşiyi yapan manolis kostidisin de deneyimli itibarlı ve trtde falan çalışmış olmasının da o geceyi düşün ahmet hoca başlıklı o yazımla uzaktan yakından alakası yok zira o yazıda ben sadece erdoğan türkiyeyi avrupadan uzaklaştırıyor ifadesine yer verdim haliyle gazetecilik ilkelerine ve ahlaki kurallara riayet etmediğimi kanıtlayabilmek için mezkûr ifadeyi sayın davutoğlunun serdetmediğini ortaya koymaları gerekirdi tam aksine google translate ile yorulmayın diye kathimerini gazetesinde yer alan mülakatın ara başlıklarını yunancadan çevrilerek aynı şekilde sizinle paylaşmak isterim demişler ve bu paylaştıkları başlıklardan birisi olarak erdoğan türkiyeyi avrupadan uzaklaştırıyor ara başlığına bizzat kendileri yer vermişler bir de ironi denemesi yapmışlar genel başkanımız sayın ahmet davutoğlunu anlayabilmek için google translateden çok daha fazlasına ihtiyaç vardır birbirinizi anlamışsanız mesele yok hayırlı olsun lakin biraz acıklı olacak ama şuncağızı söylemek zorundayım bir köşe yazısını anlayabilmek için dilinizden düşürmediğiniz liyakatli olmaya bile gerek yok
471
imf türkiye ekonomisinin 2020 yılında 44 oranında daralacağını tahmin ediyor oecd 29 fitch 32 jp morgan 22 daralma bekliyor büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi ise bambaşka bir tabloyu gösteriyor ekim ayında yıllık 102lik artış var son çeyreğe de güçlü bir performansla başladık yani bu demektir ki yıl sonunda ekonomi yönetiminin hedeflediği 03lük büyümenin üzerinde bir rakama doğru yelken açmış durumdayız türkiye gerçekleşmelerle dünyadan pozitif ayrışırken uluslararası kuruluşların her yıl gerçeklerden daha da uzaklaşan tahminleriyle nasıl negatif ayrıştığı ortada yeni dünyada değişim biraz da bu kuruluşlara uğrasa hiç fena olmayacak yoksa koca koca kurumların tahminleriyle yatırımcıları manipüle etmek ya da ülkelerin algılarıyla oynamak gibi bir görevi olduğunu düşüneceğiz özlem doğaner büyüme ufukta göründü gida ve su savaşinda cephanemi̇z güçlü mü virüsle savaşımız bitmeden yeni tehlike çanları çalıyor bu kez de kuraklık su ve gıda savaşları kapıda vitamini gıda yerine haptan aldığımız bir çağa doğru gün be gün sürükleniyoruz şu anda dünyanın en stratejik sektörü tarım tüm dünya gıda ithalatı yaparak stoklarını doldurmaya çalışıyor gıda fiyatları 6 yılın zirvesinde türkiyede de gıda fiyatları ile mücadele yıllardır devam ediyor son dönemde pek çok uzmandan dinlediğim farklı nedenler var dikkatimi çeken ise üretim planlaması örneğin bu yıl sebze fiyatlarındaki yükselişin nedenlerinden biri olarak çiftçinin geçen yıl sebzeden para kazanmadığı için bu yıl ekmemesi gösteriliyor bu noktada çiftçi kayıt sistemi önemli ancak sebze gibi bazı ürünlere destek verilmediği için kimin ne ektiği bilinemiyor teknolojiden destek alınacak türkiyenin her parseli dijitize edildi ekilip ekilmediği tespit edildi bundan sonra renklerden ürün desenleri belirlenecek destek ve yönlendirme de buna göre yapılacak türkiye tarımda dünyanın en büyük 7nci ülkesi ancak 2040da nüfusun 100 milyonun üzerine çıkması gıda ihtiyacının 50 artması bekleniyor bugüne güvenmeyip görünen sıkıntılı gelecek için gıda ve suda kayıp ve israfın önlenmesi için seferberlik başlatmalıyız kendinizden başlayın musluğu 1 dakika daha az açık tutsanız yılda 5 ton su tasarrufu sağlanır saklama görmezden gelme ne yazık siyasetten edebiyata her yerden kadına taciz ve tecavüz haberleri geliyor maalesef kimileri susuyor kendi tacizcilerine sahip çıkıyor anlamak mümkün değil herkes aynayı kendine çevirsin çalışanları korkmayıp seslerini yükseltmeye başlasalar eminim iş dünyasından pek çok ismi de bu listelerde göreceksiniz kimi işini kaybetmemek için susuyor kimi mobing diyerek işten ayrılıyor artık bu ahlaksızları deşifre etmekten korkmayalım
365
sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın gömelim gel seni târîhe desem sığmazsın herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb seni ancak ebediyyetler eder istîâb i̇stiklâl marşının ve yukarıda bir kıtasını epigraf niyetine alıntıladığım çanakkale şehitlerine şiirinin yazarı mehmet âkif ersoy çok yönlü çok meslekli bir insandı asıl mesleği baytarlıktı ancak tutkuyla bağlı olduğu asıl iş edebiyattı bir münevverdi ancak aynı zamanda kendisi bunu hedeflememiş olsa da meclis bünyesinde vekillik yapmış bir siyasetçiydi muharrirdi ama bunun yanı sıra çevresine ve milletine didaktik olmayan bir ruhla öğretmenlik yapan bir muallimdi i̇yi bir hafız ve vaizdi ama aynı zamanda her ne kadar eserini hiçbir zaman yayınlanmaması için yakmış olsa da bir kuran meali yazarı… hepsinden önemlisi bir şairdi büyük bir şairdi bunun yanı sıra birinci dünya savaşı ve i̇stiklâl savaşı yıllarında vatan savunmasında aktif rol almış bir paramiliter istihbaratçı ve aksiyon adamıydı öyle ki meşhur i̇ngiliz casus thomas edward lawrenceın operasyonlarına mani olmak üzere arabistana gitti ancak o arap yarımadasına gittiğinde maalesef iş işten geçmiş osmanlıya karşı isyan başlamıştı asil i̇smi̇ ragîfti̇ perşembe akşamı cumhurbaşkanlığı külliyesi kongre ve kültür merkezinde düzenlenen i̇stiklâl marşının kabulünün 100 yılı ve mehmet akif ersoyu anma programındaydık programda erdoğan içinde farklılık ve birliklerimiz vurgularının geçtiği bir konuşma yaptı erdoğanın i̇stiklâl marşı bizim ortak andımız vurgusu önemliydi bu ortaklık üzerinden marşı i̇stikbal marşı olarak nitelendirmesi de… erdoğan farklılıklarımızın millet olarak bizim zenginliğimiz olduğunu ancak farklılıklarımızın kardeşliğimizin önüne geçmemesi gerektiğini de söyledi mehmet âkifin çok yönlülüğüne erdoğan da vurgu yaptı ve milli şairimizin üç dili arapça farsça ve fransızca ana dili gibi kullanabildiğini belirtti âkifin asıl ismi ragîfti babası 20 aralık 1873te karagümrükteki evlerinde doğan oğluna ebcet hesabıyla doğum tarihini belirten ragîf adını verdi ancak pek yaygın olmayan bu isim yerine çocukluğundan itibaren bütün çevresi ona âkif diye seslenince hep bu isimle anıldı âkifin babası aslen kosovalı bir arnavut olan fatih camii hocalarından i̇pek tahir efendi idi annesi ise vaktiyle buharadan anadoluya göç etmiş bir ailenin kızı olan emine şerif hanım bu şecereye sahip mehmet âkifin nüfus kaydı doğumundan sonra babasının imamlık yaptığı ve kendisinin de ilk çocukluk yıllarını geçirdiği için çanakkale bayramiçte âkif 19111933 yılları arasında yedi şiir kitabı yayınladı bunların hepsinin bir araya getirildiği safahat onun temel eseri milli şairimiz ii meşrutiyet döneminden itibaren sıratı müstakim sonraki adıyla sebilürreşad dergisinin başyazarlığını yaptı 1888de yani henüz 15 yaşındayken babasını kaybetti yetim kaldı bir yıl sonra büyük fatih yangınında evlerinin yanmasıyla ailesi perişan oldu sonra babasının öğrencisi tarafından aynı arsa üzerine yapılan eve yerleştiler âkif ilk sivil veteriner yüksekokulu olan ziraat ve baytar mektebini 1893 yılında birincilikle bitirdi 1898 yılında tophanei âmire veznedarı mehmet emin beyin kızı i̇smet hanımla evlendi bu evlilikten beş çocuğu oldu balkan savaşından sonra 1913 yılında yaptığı kimi yayınlarda iktidarı eleştirdiğinden ötürü darülfünun müderrisliği görevinden ayrıldı bunun üzerine i̇ttihatçıların üç liderinden biri olan enver paşanın kurduğu teşkilatı mahsusaya girdi i̇slam birliği kurma gayesi güden tunuslu şeyh salih şerif ile birlikte almanyaya gitti i̇ngilizlerle birlikte osmanlıya karşı savaşırken almanlara esir düşmüş müslümanların kamplarında incelemelerde bulundu burada yazdığı berlin hatıraları adlı şiirini dönünce sebilürreşadda yayımladı i̇stanbula döndükten sonra 1916 yılında teşkilatı mahsusa tarafından bu kez arabistana gönderildi görevi bu topraklardaki arapları osmanlıya karşı kışkırtan i̇ngiliz propagandasına karşı propaganda yapmaktı yani âkif irak haritasını çizen i̇ngiliz kadın casus gertrude bellin öğrencisi thomas edward lawrenceın bölgedeki ayrılıkçı faaliyetlerine karşı mücadele etmeye çalıştı ancak bu faaliyetlere başlandığında iş işten geçmişti âkif i̇ngiliz desteğiyle bir ayaklanma başlatmayı planlayan mekke şerifi hüseyin paşa ile görüşemedi bile ve zaten ayaklanma da başladı müslüman hi̇ntli̇leri̇ osmanli safina katti bununla birlikte âkif arabistanda i̇ngiliz saflarında savaşan hintlileri etkileyici vaazları sayesinde osmanlı ordusuna dâhil etmeyi başardı yani arap yarımadasındaki aşiretlerin osmanlıdan ayrılmasına mani olamadı ama düşman saflarındaki müslüman hintlileri osmanlı saflarına kattı bu süreçte teşkilatı mahsusanın efsanevi isimlerinden kuşçubaşı eşrefle çalıştı necid çöllerindeki bu istihbarat operasyonları akifin safahatine de konu oldu âkif mektuplarında kuşçubaşı için kardeşim iki gözüm eşrefçiğim gibi gönülden ifadeler kullandı arabistan dönüşünde iki ay lübnanda kalan mehmet âkif ayrıca necid çöllerindenmedineye adlı şiirinde bu seyahatlerini anlatır âkif 14 ay süren çanakkale savaşının zaferle sonuçlandığı haberini de arabistandayken aldı o coşkuyla yazının girişinde bir dörtlüğünü anımsattığımız çanakkale şehitlerine şiirini yazdı i̇stanbula döndükten sonra düşman işgalinin milletimizin ruhunda açtığı yarayı bir sanatçı olarak derinlikli biçimde gözlemledi bu gözlemlerle yazdığı şiirler milletimizin özgüveninin tazelenmesine hatırı sayılır bir katkı sağladı mehmet âkif ersoy mütevazı bir hayat sürdürdüğü i̇stanbul beyoğlundaki mısır apartmanında 28 aralık 1936da vefat etti i̇stiklâl marşının kabulünün 100 yılı memlekete hayırlı olsun milli şairimizi de bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyoruz kendisinin de dediği gibi allah bir daha bu millete i̇stiklâl marşı yazdırmasın
749
türkiye i̇statistik kurumu tüi̇k verilerine göre gayri safi yurtiçi hasıla gsyh 2013 yılı ikinci çeyrek dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 4 ile beklentilerin üstünde büyümüştür bu büyüme oranı gezi olayları ortadoğudaki gelişmeler ve küresel ekonomideki dalgalanmalar gibi öngörülmeyen olumsuz faktörlere rağmen gerçekleşmiştir bu da türkiye ekonomisi için önemli bir performans ve şoklara dayanıklılık göstergesi olmuştur ayrıca türkiye ekonomisinin sahip olduğu kamu maliyesi göstergeleri sağlam bankacılık sektörü güçlü reel sektör ve hane halkının güçlü yapısı ekonomiyi dış şoklara karşı koruyan başlıca faktörler olarak öne çıkmıştır bununla beraber gerçekleşen yüzde 4 4 büyüme oranı ve 6 aylık dönemde gerçekleşen yüzde 3 7 büyüme ile birlikte 2013 2015 orta vadeli programda ovp hedeflenen yüzde 4 0 büyüme hedefine de yaklaşılacağı öngörülmektedir türkiye olumlu ayrışıyor son 15 çeyreklik dönemde sürekli büyüyen türkiyenin gelişmiş ülkelerden daha da ayrıştığı ortaya çıkmıştır türkiyede 2013 yılı ikinci çeyreğinde gerçekleşen yüzde 4 4 ile euro bölgesine üye 17 ülkenin tamamından yüksek bir ekonomik büyüme gerçekleştirmiştir ayrıca g20 olarak adlandırılan dünyanın en büyük 20 ekonomileri içinde çin ve endonezyadan sonra en hızlı büyüyen ülke olmuştur türkiye ekonomisinin konjonktüre göre kendini uyarlaması sayesinde adeta akordeon gibi bazen dış talep bazen de iç talebin katkısıyla büyüdüğü görülmüştür bu çeyrekte de uluslararası ve bölgesel konjonktürdeki dalgalanmalara bağlı ağırlıklı olarak iç talep artışıyla büyümeye devam etmiştir bu sayede ekonomide gerçekleşen tüketim harcamaları ile otonom yatırım harcamaları kendilerinin birkaç katı oranında yani çarpan ya da çoğaltan etkisi ile üretimi yani gsyhyi artıracaktır diğer yandan bu dönemde bir önceki döneme nazaran nihai tüketim mallarına olan talepte meydana gelen artış yatırım mallarına olan talepte de çok daha fazla bir artışa yol açacaktır bu da hızlandıran prensibi ile yatırımların artışına önemli katkılar sağlayacaktır makas değişikliği için düşük faiz zorunlu türkiye ekonomisinde son dönemlerde ortaya çıkan tlde yaşanan değer kaybı faiz lobisi için bir umut ışığı olmuş ve faizlerin artırılması için ciddi tartışmalar başlamıştır fakat merkez bankası tldeki değer kaybını önlemek için çok kolay bir yol olan faiz artırımı ile kısa dönemli bir rahatlama sağlama yoluna gitmemiştir çünkü yüksek faiz düşük kur filmi daha önce bu ülkede izlenmiş ve bu politikanın en önemli sonucu olan yüksek cari açık düşük ekonomik büyüme ile telafi edilmiştir bu da gsyhnın düşük seviyelerde gerçekleşmesine neden olmuştur bu nedenle türkiye gelecek 10 yıl için hedeflediği ekonomik göstergelere ulaşmak için faizlerin düşük olması gerekmektedir merkez bankası başkanı erdem başçının son dönemde uyguladığı düşük faiz stratejisi ile önceki dönem merkez bankalarının sürekli uyguladığı yüksek faiz düşük kurun sebep olduğu yapısal sorunlar düşünüldüğünde bu politika tercihinin yerinde bir karar olduğu görülecektir dolayısıyla ekonomik büyümenin aralıksız ve sorunsuz devam ettirilmesi için faiz dışında diğer araçların kullanımına devam edilmesi gerekmektedir bu politika ile hem hedeflenen uzun vadeli yatırımların gerçekleşmesi daha avantajlı olacak hem de faizlerin yükselmesi ile ülkeye girecek spekülatif sermaye ve neden olduğu tl değerlenmesi ile oluşacak yüksek miktardaki ithalat dolayısıyla cari açık problemi ile karşılaşılmayacaktır diğer yandan döviz kurunun artması kısa vadede özel sektör ve maliyetler aleyhine olsa bile orta ve uzun vadede ise istikrarın devamlılığı ve küresel piyasalardaki ateşin sönmesi ile yeniden sermaye girişlerini beraberinde getirecektir bununla beraber yüksek kur ülkede üretilmeyen malların üretilmesini teşvik ederek hem ithalatın azalmasına hem de dışa bağımlı üretimin azalmasına önemli katkılar sağlayacaktır ayrıca bu dönemde döviz kurunun artışı öngörülen mega projelerin maliyetlerini artırabilir ancak bu projeler maliyetli olsa da önceliklendirme yapılmadan tamamlanması zorunludur zira söz konusu projeler hem yatırımcı çekme hem de ciddi istihdam yaratma kapasitesi ile türkiye ekonomisinin en önemli yapısal sorunlarının çözümüne büyük katkılar yapacaktır
567
gün batar daima batar i̇nsan soran soruşturan bir fıtrattır bazıları için kelimelerin ayrı bir önemi vardır mesela ne zaman biri allah dese bir sözün içinde adı geçse onların kalplerinde bir ışık yanar büyük harfin küçük harfin şeklin biçimin itibarı kalmaz mânâ bünyeyi sarar sevgi öyle boş bir laf değil i̇nsan sevdiğini dostunu yoldaşını bir annenin bebeğini sevdiği gibi seviyor mu sevmiyor mu ben ona bakarım gerisi boştur demiş mealen şemsi tebrizî o kayıp bilge çağının gayp kutbu… annenin sevgisi demiş oraya dikkat çekerim bebeğini sever gibi sev diyor sevdiğini dostunu kardeşini aşk derken merhamet şefkat neşe feragat kendini buluş yükseliş adanış coşku ve yol arkadaşlığı diyorum yıldızlar ve kuşlar kediler tomurcuklar ve lacivert denizlere akseden serenat… sevmek bir antrenman işidir ezan beş vakittir i̇nsan tekrarladıkça öğrenir… bunu bilmek birinci kapıdan eller kalpte geçmek demek egonu o yersiz kibrini kınama kapısından kendinle dalga geçmenin özeleştiri kapısından geçirmek demek neyse işte gün batar daima batar bir sait faik gider diğeri gelir şefik can hoca eski asker dizinin dibindekilere mesneviden gülümser âsaf hâlet ile şeyh bedreddin ev kredisi borcu için yapılandırmada karşılaşır şehrin cübbesiz bilgeleri elleri kolları dolu evlerine döner gün batar kimse bilmez hızır kimdir sihirli kelimeler sade insanların yakalarına konar su testisine göre akar… hülyalı insanların bildiklerini çözmek için onların hizasında göz hizasında yaşamak icap eder… şunu duydun mu sormak istiyorum bir âyet işaretler derin cümleler diyorum yani hiç şakkadanak vurdu mu seni şöyle bir aydınlandın mı coşkulu bir güzelliğin şıklarından biri oldun mu bağlandın mı söylesene bana yarıldı mı toprak çıktı mı içindeki cevher ortaya bir sûreye sarılarak uyudun mu hiç emin ve mutmain illa ki memnun yeni duydum aşk bir yorgana benzetilirmiş üşümüşler tarafından… yok elbette biliyorum kıyısız bir ummanın ortasında gariban bir sandalda korkudan tereddütten tir tir titreyerek geçiyor ömür akıl ve kalp bazen üst üste bazen birbirinden açılarak… böyle anlarda sadece içindeki suyla konuşuyor insan… dert ağlatır aşk söyletir denmiştir derdi olmayanın irfanı olmaz bir derdi olan konuşmak resmetmek bestelemek yazmak ister sanatın hülasa mı desem özeti budur ve fakat oraya anca erimiş bir baharla girilir ve o baharın ipleri serdengeçtilerin elindedir… gece bir ders gibi kaldırıyor peçesini sabah kör karanlıkta insancıklar ekmek parasına yolcu uykulu vapurlarla mahmur otobüsler biniyor göğsüme üstüme iyilik sağlık kalbimde yaralı sosyalist bir düşünce maske ve mesafe… aşk hastalıklı bir gezegendir mirim diyen yılgın gerçekçilere ya da kötümserpozitivistlere inat kapanmışız kendimize sen bensiz ben sensiz diyen nihavent kadının sesine kulak ver bir masalmış geçen yıllar aşk bir rüyaymış uyandık adı kaldı elimizde… evet ayıltıcı ve de ters köşe bir seher yelidir artık lisânımız büyük aşk yaratılışın amentüsü i̇htimam gösteriyoruz o aktıkça büyüyor çünkü o nadide çiçek ondandır biz bu dünyaya bölmeye değil birleştirmeye geldik dostum küçük insan bölmeye çalışır kâmil insan zaten var oluşun bir olduğunu bilir ona göre yaşar yaşamak dediğin ağlamalı gülmeli bir film gibi geçer ruh asıl âlemde o kayıp diyarda anca ölümle uykudan kalkar yaşanan gerçek ise şudur finalde insan geçer gün daima batar
491
almanya başbakanı merkelin geçen hafta katıldığı bir televizyon programında ailesiyle beraber dört yıldır almanyada oturma izni bekleyen ve eğer oturma izni alamazlarsa lübnandaki mülteci kampına geri gönderileceklerini söyleyen filistinli reeme verdiği cevapla küçük kızı ağlatması bir anda dünya gündemine oturdu sayılardan ve istatistiklerden ibaret milyonlarca mülteciden sadece bir tanesinin aradan sıyrılarak insani hikâyesini ortaya koyması merkele ve birçok batılı siyasetçiye bir kez daha mülteciler sorununun insani ve ahlaki boyutunu hatırlatmış oldu bm mülteciler yüksek komiserliğinin rakamlarına göre dünyamız kayıtların tutulmaya başlandığı i̇kinci dünya savaşından sonra en büyük mülteci krizi ile karşı karşıya 2014 yılı itibariyle 60 milyon insan savaşlar nedeniyle mülteci durumunda bu rakamın 38 milyonunu kendi ülkesi içinde yer değiştirmek zorunda kalan mülteciler oluşturuyor sadece suriye krizi nedeniyle 11 milyon insan mülteci konumuna düşmüş durumda bu rakamlar ile suriye uzun yıllar birinciliği elinde tutan afganistanı geçerek dünyada en fazla mülteci veren ülke durumuna geldi türkiyenin 6 milyar dolardan fazla para harcayarak sayıları 3 milyona yaklaşan suriyeli mülteciyi misafir ettiği bir dönemde ab ülkelerinin 40 bin mültecinin kabul edilmesi konusunu iki yıldır müzakere etmeleri insan hakları konusunda şampiyonluğu kimselere bırakmayan ab için büyük bir utanç kaynağı haline gelmiş durumda bm mülteciler yüksek komiserliğine göre suriyeli mülteciler için acil olarak 45 milyar dolar kaynağa ihtiyaç duyulmakta iken bugüne kadar yapılan bağışlarla ancak 1 milyar dolar toplanmış durumdadır ab bütün bu utanç yetmezmiş gibi bir yandan avrupa birliği sınır güvenliği birimi frontex ile denizde yakalanan mültecileri avrupa adalet divanının aldığı kararları hiçe sayarak kuzey libya gibi iç savaşın devam ettiği ülkelere geri göndermektedir ab frontex operasyonları ile adeta etrafına yeni bir berlin duvarı inşa ederek abyi yüksek güvenlikli duvarlarla çevrili bir kaleye dönüştürmektedir diğer yandan ab ülkeleri içerisinde yükselen aşırı sağ partilerin etkisiyle beraber mültecilere yönelik saldırılar artmakta ve aşırı sağın yükselişini engellemek isteyen ana akım siyasi partiler mülteci karşıtı politikaları savunmaya başladılar sadece almanyada her hafta mülteci kamplarına yönelik en az üç saldırı yaşanmaktadır avusturyada viyana yakınlarındaki traiskirchen kasabasında bulunan mülteci kampında utanç verici manzaralar yaşanmaktadır bu kampın kapasitesi 480 kişilik olmasına rağmen kampta 2000 mülteci zorunlu olarak tutulmaktadır mültecilerin birçoğu bahçede açık alanlarda uyumak zorunda kalmaktadırlar avusturya ve almanya gibi ekonomik durumları çok iyi durumda olan ülkelerin mültecilere kayıtsız kalmasının abnin insan onurunu ve haklarını koruyan değerleri ile bir alakası bulunmamaktadır bütün bu durumu daha trajikomik hale getiren şey ise avusturya devletinin bakmakta zorlandığı traiskirchen kasabasındaki mültecilere bir türk camisi tarafından din dil ırk ayrımı yapmadan her gün ücretsiz yemek dağıtılması olmuştur türkiyenin sadece devletiyle değil halkıyla da mazlumun ve ezilenin yanında olduğunu göstermesi bakımından bu örnek dikkate şayandır ab ve avrupa ülkeleri mülteci politikalarını acilen gözden geçirmelidir fakat her şeyden önce eğer savunduğunu iddia ettiği değerlere gerçekten inanıyorsa bu krizde insani ve ahlaki olarak büyük bir sorumluluğunun olduğunun farkına varmalıdır türk alman üniversitesi seta dış politika araştırmaları
459
acı hepimizin bağrına saplansa da ateş düştüğü yeri yakıyor geride kalan üçdört aylık bebekler babasız büyüyecek çocuklar genç yaşta eşini kaybettiği için hayatın tüm yükünü omuzlamak durumunda kalan kadınlar gözü yaşlı anneler babalar şükürler olsun ki bu devlet şehidinin emanetine sahip çıkıyor maddi manevi gücünü hissettiriyor türk silahlı kuvvetleri emniyet ve istihbarat teşkilatında özel görevli ekipler düzenli olarak şehit ailelerini ziyaret ediyor hayat yarışına mağlup başlayan şehit çocuklarını bağrına basıyor milli dayanışmanın örneklerini sergiliyor güvenlik ve operasyonel istihbarat hakikaten oldukça zorlu alanlar bir süredir sahada ve birebir temaslarımda gözlüyorum çok net olarak söyleyebilirim ki fetö belası tsknın her düzeydeki komuta kademesine hakikaten büyük zarar vermiş fetöcülerin kritik mevkilerden ayıklanması milli ordunun yeniden inşasına ne kadar katkı sağladı ise geçiş döneminde askerlerimizin yükünü de bir o kadar artırmış öyle ki üst rütbeyle yürütülmesi gereken birçok görev ancak olağanüstü şartlarda olduğu gibi ya vekaleten ya da bir alt rütbeye tevdi edilerek sürdürülür hale gelmiş bu büyük özveri ekstra mesai ve dayanıklılık demek hem vatan savunmasında hem de vatana yönelen tehdidin olduğu noktalarda devletin bekası milletin istikbali için canını ortaya koyanlardan allah razı olsun askerimize dua eder ailelerine metanet dilerken tabii ki görünür gerçekliği kimi kararları ordunun ihtiyaçlarını ve giderilme zamanlamasını da göz ardı etmeyeceğiz eğer yapılıyorsa açıklanmasında fayda var yok gerekliliği tespit edilmiş de yerine getirilmesi bekleniyorsa burada da hızlanma zorunluluğu söz konusu bilhassa operasyon bölgeleri ile hava ve doğa şartlarının riskli olduğu yerlerde askeri helikopterlerimizin teknik donanımlarını daha da iyileştirmek durumundayız belli meteorolojik verilere ve güvenlik uyarılarına sahip olsa da askeri helikopterlerimizde görerek uçuş yapılmasını veya pilotaj kabiliyetiyle olası açıkların telafi edilmesini yeterli görmemeliyiz ayrıca merhum osman erbaş paşamızın çoktan ordu komutanlığına atanabilecek liyakat askeri deneyim ve kıdemde olduğunu ama eş değerlerinin gerisinde kolorduda tutulduğunu unutmamalıyız yerli ve milli savunma sanayinin geliştirilmesini önemseyen kariyerinde kesintisiz biçimde fetöcülerle kanun ve askeri disiplin dışı kişilerle mücadele eden osman paşa ayarında general ve kurmay subay bulmanın şu an için kolay olmadığını akıldan çıkarmamalıyız ve bence artık tam vaktidir cumhurbaşkanlığı devlet denetleme kurulu silahlı kuvvetlerin güncel durumunun fotoğrafını çekmelidir böylece tskdaki fetö tahribatının düzeyi fetö temizliğinin boyutu fetö sonrası ordunun performansı halihazırdaki insan kaynağı orta ve üst rütbedeki personel planlaması teknik donanımı iyileştirilmesi gereken alanları ve öncelikleri büyük resimle ortaya konulabilir biliyoruz ki en küçük rütbeliden en üst rütbelisine kadar tsk mensupları gerektiğinde birkaç kişinin yükleneceği görevi kendisinden ve ailesinden fedakarlık yaparak tek başına yerine getirmekte 15 temmuz hain darbe girişiminden 45 gün sonra suriye sahasında dünyayı şaşkına çeviren harekatı başarabilmekte i̇mkansız denilen anlarda ve sınırlarda benzeri nadir görülecek stratejik sonuçları elde edebilmekte askerimizle gurur duymak için ne kadar çok sebebimiz varsa onların şartlarının iyileştirilmesi için o kadar çok sorumluluğumuz da var
438
yunanistan geçtiğimiz hafta paskalya yortusunu kutladı tatil günlerini değerlendirenler soluğu kent dışındaki kırlarda köylerde aldı kimisi de kent içinde kalmayı tercih etti aile efradı ile geçirilen bu günlerde müzikhollere gidenler de oldu bir arkadaşın doğum günü vesilesiyle biz de yunanistanın en ünlü ses sanatçılarından biri olan ploutarchosu dinlemeye gittik yaklaşık bin kişilik müzikhol iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı ploutarchos görkemli dekorların arasından sahneye çıkar çıkmaz yer yerinden oynadı kızlar erkekler ayağa kalkmış sanatçıya içleri karanfil dolu sepetler fırlatıyor coşkulu sevgi gösterilerinde bulunuyordu program sabahın saat 0500ine kadar devam etti salondakiler programın sona ermesiyle yakılan ışıkların arasında masalarından kalkmaya ve sendeleye sendeleye dışarıya çıkmaya başlamadan önce etraflarında fır dönen garsonlara hesap anlamına gelen el kol işaretleri yapıyorlardı garsonlar ise fiş yerine müşterilerin kulağına fısıldarcasına ödenecek hesabın ne kadar olduğunu söylüyordu hayret kimse ne fiş istiyor ne de fiş veriyordu oysa yunan hükümeti fiş kesmeyen işletmelere ağır para cezaları uygulanacağını açıklayıp duruyordu anlaşılan hükümet kararlarına pek kulak asan yoktu fiyatlara gelince aşağı yukarı adam başına 50 euro düşüyordu yani yaklaşık 150 tl hem de yemeksiz sahnelere fırlatılan karanfil dolusu sepetlerin ederi ise 10 euroydu kulak misafiri olduğum bir plourachos hayranının 7 bin euro hesap ödediğini bile öğrendim paskalya yortusu tatili ve eğlenceleri son bulduktan sonra herkes işinin başına döndü çiçeklere şarkıcılara bol miktarda para ödeyenler de işsiz kalanlar da iş yerlerini kapatmak zorunda kalanlar da her durumda krizden sağ salim çıkan devlet memurları da televizyonda panik havası yaratan haber bültenlerinde yeni yunan hükümetinin ülkeyi iflastan kurtarmak adına ab ve imfden kredi koparmak için verdiği mücadeleyi izlemeye koyuldu
256
beşiktaş sezon başından bu yana ofansif ve güzel oyunun bayraktarlığını yaptı ancak trabzonspor ve özellikle antalyaspor maçlarında önemli olan skordur diyerek defans futbolunun limitlerini zorlayanlar kamuoyu tarafından takdir gördüler ve görüyorlar kazanmak için her kötü oyun mübahtır anlayışı ülke futbolunda hakim olursa ofansif ve güzel futbolu tercih edenler cezalandırılacak onlarla birlikte türk futbolu da kaybedecek beşiktaş son 2 haftada 5 puan kaybetse de güzel oyunu yaşatmaya devam ediyor nsakalanın kırmızı kartı sorumsuzluk örneğiydi ancak necipin de sol beke kaydığı bir ortamda yokluğu çok hissedilmedi bu da onun için esaslı bir ders halis özkahya ve var 54te welintonun ceza sahası içinde kafa vururken çekilmesini es geçti vara gitse penaltıyı verebilirdi 62de aboubakar seri çalımlarla rakiplerini geçti son vuruşunu yaparken abdülkerimin son anda keserek muhteşem bir golü engellemesi siyahbeyazlıların kazanma arzusunun net göstergesiydi sergen yalçın 70te ljajicin yerine atiba aboubakarın yerine nkoudouyu alarak doğru yaptı aboubakar yorgundu larin daha diri 73te larinin yetişemediği opsiyonda çizgiye inip ortalayan rosiernin bu deparları ve felsefesi altyapılarda örnek olarak izlettirilmeli o rosier 73 dakika 10 kişi oynayan takımda sağdan bindirip golü atan ve beşiktaşa zaferi getiren adam rosiernin golü önemli çünkü ofansif futbolun en güzel meyvesi
190
kuruluşundan bu yana türkiye siyasetinde önemli dönüşümler gerçekleştirmiş olan ak parti referandumların bu bağlamdaki öneminin ve dönüştürücü etkisinin bilincinde olan bir siyasi harekettir 2007de gerçekleştirilen ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören halkoylaması ile 2010 anayasa değişikliği referandumu siyasi tıkanıklıkların aşılması yönünde kilit işlevler görmüştür 16 nisanda gerçekleşecek olan ve türkiyenin hükümet sistemi sorununu büyük ölçüde rasyonel bir zemine kavuşturacak olan referanduma da ak parti tarafından benzer bir hassasiyetle yaklaşılmaktadır hükümet sisteminin dönüşümü ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş süreci ak partinin 15 yıllık siyaset tecrübesi ve milli iradeye atfettiği önemin de bir yansımasıdır diğer yandan 16 nisan referandumu ağustos 2014te cumhurbaşkanının doğrudan halkoyuyla seçilmesiyle başlayan sistem dönüşümünün de önemli bir halkası olarak değerlendirilmektedir bu doğrultuda geçmişteki seçim ve referandumlardan edinilen birikimle sürece yönelik strateji ve söylem oluşturulurken mhp faktörü de dikkate alınarak kampanya sürecine bazı yeni unsurlar entegre edilmiştir referanduma gidilen süreçte ak partinin söylem ve eylemleri dikkate alındığında referandum stratejisinin üç ana husus etrafında şekillendiği görülmektedir bunlardan ilki başbakan binali yıldırımın da açıklama ve konuşmalarında fark edildiği üzere anayasa değişiklik teklifinde yer alan maddelerin seçmene net bir şekilde anlatılmasıdır tercih edilen bu söylem anayasa değişikliğinin ne gibi yenilikleri getirdiği hususu üzerine yoğunlaşarak cumhurbaşkanlığı sistemini tüm detaylarıyla kamuoyu ile paylaşmaktadır böylelikle ak partinin temel hedeflerinden biri muhalefetin cumhurbaşkanlığı sisteminin içeriğine yönelik manipülatif açıklamalarının önüne geçmektir muhalefetin söyleminin bilhassa tek adam rejimi çarpıtması üzerinde yoğunlaşarak mevcut vesayetçi parlamenter modelde ısrarcı olması ak partinin değişiklikleri ve yeni sistemin rasyonel getirilerini daha somut bir şekilde kamuoyuna anlatmasını gerekli kılmıştır i̇kinci husus ise süreç boyunca pozitif ve kucaklayıcı bir dilin kullanılmasıdır yıldırımın yaftalayarak değil gönülleri fethederek yol alacağız söylemi ve bu yöndeki genel yaklaşımı ak partinin referandum stratejisini de büyük ölçüde belirginleştirmektedir bu tercih cumhurbaşkanı erdoğanın son haftalarda mhp ve ak parti haricindeki siyasi partilerin tabanlarına da hitap etmesinin devamı mahiyetindedir böylelikle ak parti ve mhp tabanı dışındaki kitlelere de hitap etme düşüncesi öne çıkarken daha önceden farklı yorumlara sebebiyet vermiş olan açıklamalardan da kaçınılmakta bunun yerine sistem değişikliği net bir şekilde anlatılmaktadır bu sebeple kampanya sürecinde cumhurbaşkanlığı sisteminin somut getirileri üzerinde durulurken mevcut sistemin oluşturduğu siyasi krizler anekdotlarla örneklendirilerek kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır dolayısıyla sistem değişimine yönelik ihtiyacın aciliyeti vurgulanırken ortak değerler üzerinden geliştirilen ılımlı bir söylem öne çıkarılmaktadır bu minvalde 15 temmuz fetö darbe girişimi ve yenikapı ruhu mutabakat zemini olarak ön plana çıkarılmaktadır referandumun bir parti meselesi olarak değil türkiyenin geleceğine yön verecek bir düzenleme olarak değerlendirilmesi gerektiği başbakan binali yıldırım ve partililerin açıklamalarından da anlaşılmaktadır son olarak cumhurbaşkanı erdoğanın şahsı ve erdoğan siyasetinin ak partinin referandum stratejisindeki belirleyici rolü kampanya sürecinde önemli rol oynamaktadır seçmen ile son derece kuvvetli bir bağı bulunan erdoğanın da bazı şehirlerde mitingler gerçekleştirmesi ak partinin sürdürdüğü kampanya ve söyleme yön verici bir güce sahiptir kitlelerin birincil olarak erdoğan siyaseti ve söylemine odaklanması ak parti siyasetinin de süreç boyunca bu çizgiyi referans alarak söylem geliştirmesini beraberinde getirmektedir
469