id
int64 0
3.57M
| text
stringlengths 0
1.2M
|
---|---|
11,110,299 | Göster: Tüm Başlıklar1 Gün7 Gün2 Hafta1 Ay3 Ay6 Ay1 Yıl Sırala: YazarMesaj tarihiCevaplarKonuGörüntüleme Yön: ArtanAzalan |
11,110,300 | #Kadıköy #Polis #Trafik denetim #NOKTA #Şoför #Plakasız #Araç #Genç sürücü #Tamirci #Iddia #Cezai işlem #Genc
17.11.2022 - 13:45 Yayınlanma
16 Paylaşım
Abone Ol
Abone Ol
Kadıköy’de polisin trafik denetiminde, denetim noktasından önce birbirlerinin yerine geçerek araçta şoför değiştirdikleri ve plakasız araçla trafikte ilerledikleri tespit edilen genç sürücü ve yanındaki arkadaşı polise zor anlar yaşattı. Arabasını tamirciden yeni aldıkları için plakayı taktıramadığını ve şoför değiştirmediklerini iddia eden gence plakasız trafiğe çıkmaktan dolayı 750 TL cezai işlem uygulandı. Ceza yiyen gencin polisle tartışma yaşadığı esnada "Babam görecek" dediği görüldü.
Kadıköy'de Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'ne bağlı Sivil Trafik Ekipler Amirliği'nce trafik denetimi gerçekleştirildi. Denetime takılan 2 genç, denetim noktasına yaklaştıklarında araçta birbirlerinin yerine geçerek şoför değişikliği yaptı. Polis ekiplerinin durumu fark etmesi ve aracı durdurması üzerine gençlerden biri, “Sıkıntı yok abi istediğiniz testi yapabilirsiniz” dedi. Polis ekipleri şoför koltuğundan yan koltuğa geçen gence alkol testi yaptı. Alkolsüz çıkan genç, polise, “O hataya bir kere düştüm” dedi ama genç sürücü ön plakayı takmamaktan dolayı cezai işlem uygulanacağını öğrenince polis ekiplerine zor anlar yaşattı.
"PLAKA OKUNMAZ DİYE TAKMADIM"
Polis ekiplerine peş peşe bahane sıralayan genç, “ Tamponum boyandı kaza yaptım. Arabamı boyacıdan yeni aldım” dedi. Polis ekiplerinin plakanı ön camına koyabilirsin uyarısına, “Ön camında göremezsiniz ki yeni aldım arabayı. Kaza yapmışım, plaka var abi. Bak plakada hiç işlem yok. Ben kötü anlamda demiyorum. Arabada vida yok. Bozuk plaka okunmaz diye kameralar çekiyor diye takmayayım diye düşündüm” dedi.
1987 kışı geri mi dönüyor? İşte o görüntüler
(KAYNAK:İHA)
Bunlar da ilginizi çekebilir
Tinder'da 7,5 milyon TL'lik vurgun! İş insanıyım dedi İstanbul'da öğrenci çıktı!
Konya'da Türk Yıldızları'na ait askeri uçak düştü
Araç bayisinde korkutan yangın
1915 Çanakkale Köprüsü kulelerine Seyit Onbaşı'nın sırtlayarak kaldırdığı 4 top mermisi figürü yerleştirildi
Evcil hayvanlara mikroçip uygulamasında zaman daralıyor
1987 kışı geri mi dönüyor? İşte o görüntüler
Yorumlar
Gönder
Son Haberler
GÜNCEL 14:04 Tinder'da 7,5 milyon TL'lik vurgun! İş insanıyım dedi İstanbul'da öğrenci çıktı!
DÜNYA 13:50 Cesedi televizyonda parçalara ayrıldı
GÜNCEL 13:43 Konya'da Türk Yıldızları'na ait askeri uçak düştü
GÜNCEL 13:30 Araç bayisinde korkutan yangın
GÜNCEL 13:26 1915 Çanakkale Köprüsü kulelerine Seyit Onbaşı'nın sırtlayarak kaldırdığı 4 top mermisi figürü yerleştirildi
MAGAZİN 13:12 Ünlü şarkıcıdan Altın Kelebek'e çok ağır gönderme
GÜNCEL 12:57 Evcil hayvanlara mikroçip uygulamasında zaman daralıyor
GÜNCEL 12:52 1987 kışı geri mi dönüyor? İşte o görüntüler
EKONOMİ 12:42 Arzu Çerkezoğlu,asgari ücret teklifini canlı yayında yineledi: Sofralardaki ekmek küçülüyor |
11,110,301 | 2022 yılı bitmeden yasalaşması beklenen Emeklilikte Yaşa Takılanlar düzenlemesinin yıllarca emeklilik hakları elinden alınan mağdurlar, düzenleme sonrası da işsiz kalma gerçeği ile karşı karşıya kalacak.
Emeklilikte yaşa takılan (EYT) milyonlarca çalışan emeklilik hayali kurarken emekliye ayrılıp çalışmaya devam etmek isteyenler için işten atılma riski ortaya çıktı.
Bakan Nebati'den enflasyon mesajı!
Sözcü gazetesinden Erdoğan Süzer'in haberine göre Halen EYT'li olan çalışanlar yasa çıktıktan sonra emekli olup işine devam etmek istediğinde işverenin SGK maliyeti 450 TL ile 3 bin 400 TL arasında yükseliyor. Yaklaşık 5 milyon EYT'li üzerinden yapılan hesaplamalar ise ortalama maliyetin 2 bin lira civarında olacağını gösteriyor. Bu maliyet nedeniyle işverenlerin EYT'den emekli olanları çalıştırmaya devam etmek yerine işten atıp yerlerine daha ucuz maliyetli işçileri almasından endişe ediliyor.
Halen uygulamadaki yasaya göre, emekliliğe hak kazanan çalışanlar emeklilik başvurusu yapmadığı sürece mevcut işyerlerinde mevcut şartlarla çalışmaya devam edebiliyor. İşverenler, emeklilik hakkı kazandığı gerekçesiyle işçilerini işten çıkaramıyorlar. Ancak emeklilik başvurusu yapanlar için durum değişiyor. Normal çalışanların istihdamını korumak için Hazine tarafından işverenlere 5 puanlık SGK prim desteği veriliyor. Ancak, emekli çalışanlar için çalışandan alınan prim düşürülürken işverenden alınan prim 5 puan artıyor. Bu da işverenin istihdam maliyetini, asgari ücretle çalışanlarda 450 TL, yüksek maaşlılarda 3 bin 500 TL, ortalamada ise 2 bin lira artmasına yol açıyor. Bu fark nedeniyle aktif sigortalıların yüzde 17.5 olan prim maliyetinin brüt maaşa oranı emekli olup çalışmaya devam edenlerde yüzde 24.5'e kadar çıkıyor.
Çift maaş için çalışma
Aktif çalışanlarla emekli çalışanlar arasındaki 2 bin lirayı aşan farkın ortadan kaldırılması için işverenlerin Çalışma Bakanlığı'na öneri götürdüğü öğrenildi. Emekliye ayrılan EYT'liler işini kaybetme korkusu yaşarken işverenler de nitelikli personel kaybına uğramaktan endişe ediyor. İşverenlerin farkın kaldırılması ve emekli çalışanlar için de Hazine desteği verilmesi için talepte bulundu. Bu talebin bakanlık içerisinde alternatif formüllerle çalışıldığı belirtildi.
Bunlar da ilginizi çekebilir
TESK Başkanı açıkladı: Zincir marketlerde ekmek, sigara alkol, et satışına yasak mı geliyor?
Süleyman Soylu'nun yönettiği operasyonda uyuşturucular bebek pusetinden çıktı
Bakan Soylu: Türkiye yüzyılına adım atarken bir tek terörist bırakmayacağız"
Devlet Bahçeli'den 6'lı masa için aday yorumu!
7 bin doktor Sağlık Bakanlığı’na karşı harekete geçti
Anne ve babalar dikkat! Rinovirüs alarmı
Yorumlar
Gönder
Son Haberler
YAŞAM 17:37 Duyanlar inanamıyor... Bu kaplumbağa tam 190 yaşında!
YAŞAM 17:28 Sık görülen rüyalar araştırıldı: Türkiye rüyasında ne görüyor?
GÜNCEL 17:15 TESK Başkanı açıkladı: Zincir marketlerde ekmek, sigara alkol, et satışına yasak mı geliyor? |
11,110,302 | AK Parti Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal, Niyazi Güneş ve AK Parti İl Başkanı Av. İsmail Altınöz beraberindeki heyetle Safranbolu Devlet Hastanesi’nde incelemelerde bulundu. Safranbolu Devl...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karabük’e Selamı Var
Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılan AK Parti Karabük İl Gençlik Kolları Başkanı Nurullah Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tay...
KARDEMİR’E HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ
AK Parti Karabük Milletvekili Cumhur Ünal ve AK Parti Karabük İl Başkanı Av.İsmail Altınöz beraberindeki heyetle KARDEMİR Genel Müdürü Necdet Utkanlar’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. KARDEMİR’in ... |
11,110,303 | Kayseri evden eve nakliyat Arasında uzman Olan eşya Taşıma şirketimiz Müşteri memnuniyetini göz Önünde bulundurarak profesyonel eşya Taşımacılığı HİZMETİ sağlamaktadır.Taşımacılık hizmetlerin Hakkında Müşteri temsilcimizden AYRINTILI Olarak Detaylı Bilgi alabilirsiniz.Gelişen teknolojiyle beraber Firmamız modern bir şekilde sizlere evden eve asansörlü nakliye kolaylığına göre.Gelişen teknoloji ile asansörlü eşya taşıma yöntemine de büyük kolaylıklar getirildi. Asansörler ile taşınıyor.Asansörlü evden eve nakliyat asansörlü ile eşyalar yüksek katlara taşımak artık Asansörlü nakliyat ile daha kolay… gereklidir. Nakliyat
, ihtiyaçlarınız Müşteri Temsilcisi tarafından analiz edilir ile başlar. Asansörlü nakliyat Eksperi taşınma yapmak adrese keşif için gider. Taşınma günü Müşteri Temsilcimiz, sizi yalnız bırakmayacak Taşınma Ekibi ile tanıştırır ve operasyon başlar.
Taşınma günü Müşteri Temsilciniz taşınmazına nezaret eder ve her şeyin önceden planlanmıştır gibi gerçekleşmesini sağlar.
Nakliyat, ihtiyaçlarınız Müşteri Temsilcisi tarafından analiz edilir ile başlar. Asansörlü nakliyat Eksperi taşınma yapmak adrese keşif için gider. Taşınma günü Müşteri Temsilcimiz, sizi yalnız bırakmayacak Taşınma Ekibi ile tanıştırır ve operasyon başlar Kayseri Lüks Asansörlü Evden Eve eşyalarınıza özen göstererek bir yerden diğer yere taşır. Sigorta poliçesi imzalandıktan sonra uzman kadromuz ile eşyalarınız evinizde de-monte edilerek paketlenir ve muntazam bir şekilde araçlarımıza istif edilir. Eşyaları yerleştirirken de yine aynı şekilde araçtan muntazam bir şekilde indirerek özenle yerine yerleştirir ve monte ederiz.Kayseri Asansörlü Evden eve nakliyat sektöründe önemli konulardan biride ambalaj dır. Değerli eşyalarınızın taşıma sırasında zarar görmesini istemiyorsanız eşyalarınızı emin ellere, Çetinler Nakliyat ‘a emanet edebilirsiniz. Çünkü firmamız müşteri memnuniyetini en ön planda tutmayı misyon edinmiştir. Evden eve nakliyat ve her türlü nakliye işlemleriniz için Kayseri evden eve taşımacılık hizmetinizdedir. Kayseri de evden eve taşımacılık ve nakliyat üzerine hizmet veren firmamız tüm müşterilerine %100 memnuniyet garantisi ile hizmet vermektedir. Kayserinin neresinde olursanız olun…
KAYSERİ ŞEHİRLER ARASI NAKLİYAT ❖
Şehirler Arası evden eve nakliyatta Kayseri asansörlü evden eve taşımacılık hizmeti veren firmamız şehir içi, şehirler arası taşımacılık, evden eve nakliyat ve yük taşımacılığı konularında uzman personelleri ve geniş araç filosu ile siz müşterilerimize en iyi hizmeti vermeyi hedeflemektedir.
KAYSERİ EVDEN EVE NAKLİYAT
Kayseri Asansörlü Evden Eve eşyalarınıza özen göstererek bir yerden diğer yere taşır. Sigorta poliçesi imzalandıktan sonra uzman kadromuz ile eşyalarınız evinizde de-monte edilerek paketlenir ve muntazam bir şekilde araçlarımıza istif edilir. Eşyaları yerleştirirken de yine aynı şekilde araçtan muntazam bir şekilde indirerek özenle yerine yerleştirir ve monte ederiz.Kayseri Asansörlü Evden eve nakliyat sektöründe önemli konulardan biride ambalaj dır. Değerli eşyalarınızın taşıma sırasında zarar görmesini istemiyorsanız eşyalarınızı emin ellere, çetinler Nakliyat ‘a emanet edebilirsiniz. Çünkü firmamız müşteri memnuniyetini en ön planda tutmayı misyon edinmiştir. Evden eve nakliyat ve her türlü nakliye işlemleriniz için Kayseri evden eve taşımacılık hizmetinizdedir.
ÜCRETSİZ EKSPERTİZ HİZMETİMİZ
Taşıma Ekspertizi , Çetinler Evden eve Nakliyatın vazgeçilmez unsurlarından bir tanesidir. Taşıma Eksper timiz , müşterilerimizin beklentilerini öğrenir ve taşımanın hangi noktalar arasında , nasıl yapılacağını planlar , planlanan bu hizmeti en yüksek dikkatle , kaliteli servis hizmeti sağlayarak ve çözümler sunarak sonuçlandırır. Çetinler Evden eve Nakliyat bir taşıma metodu planlar. Taşımanın başından itibaren , sizin kaygılarınızı , ihtiyaçlarınızı ve beklentilerinizi biliyoruz. Taşıma eksper timiz , hizmet süresi boyunca , taşınmazının daha kolay olmasını sağlayacak işlemleri belirlerken , ihtiyacınıza uygun çözümleri yerine getirmek için öneriler sunar ve planlamayı gerçekleştirir Sizinle beraber , taşınmanız ile ilgili en uygun zamanı doğru belirlemek için , taşıma ekspertiz her odayı , depoyu inceler ve her türlü eşyayı kayıt eder. Bu inceleme sırasındaki en önemli nokta , evden eve nakliyat işlemi öncesi paketlemenin nasıl yapılacağı , porselenlerin , antika eşyaların , elektronik eşyaların , aynaların ve diğer eşyalarınızın kayıt edilmesi , karton kutuların ölçülerinin ve sayılarının belirlenmesi , paketleme çeşidinin belirlenmesidir. İncelemeler sonucunda taşınma ekspertiz sizin ihtiyaçlarınıza uygun bir teklif sunar , teklifin kabulü halinde evden eve nakliyat hizmetimiz başlamış olur. Kayseri Ev Taşıma Asansörlü Sistem,Taşınmaya Karar verdiğinizde , ” Çetinler Evden eve Nakliyat’ın tecrübe ve hizmet kalitesine güvenebilirsiniz.”; Çetinler Evden eve Nakliyat Olarak Hedefimiz , sizin beklentileriniz den de öte , evinizin taşınması ve Yerleştirilmesi hususunda göstereceğiniz kişisel özenin daha fazlasını göstermektir. Taşınmak için Çetinler Evden eve Nakliyatı Tercih etmeniz halinde , bu işlemin çok daha kolay olduğunu göreceksiniz. Çetinler Evden eve Nakliyatın çalışma sistemimizde en önemli nokta , Siz değerli müşterilerimize verdiğimiz sözü Hizmet Garanti Sertifikası olarak görmemizdir. Samimi, Dürüst , Kaliteli ve çözüm üreten firma kimliğimiz ile, Evden eve nakliyat hizmetinde marka olarak kendimizi daha da geliştirmekteyiz.Kullandığımız Kaliteli ekipmanlar ve sistemler , müşterilerimize verdiğimiz taahhüt ve sunduğumuz kaliteli hizmet politikamızı yansıtmaktadır.Evden eve nakliyat hizmetleri çeşitli aşamalardan oluşan belli bir süreci kapsar.Bu süreç aşağıdaki gibi işler.
Taşınma ekspertizi De monte ve ambalajlama işlemleri Montaj ve eşyaların yerleştirilmesi işlemi
!!! MÜŞTERİ YORUMLARIMIZ !!! ⭐⭐⭐⭐⭐
” Selami Demirci⭐⭐⭐⭐⭐1 hafta önce…
Profesyonel nakliyat anlayışı bence evden eve nakliyat taşıma işi olanlar bu firmadan fiyat almaları lazım..Mehmet bey ve ekibine teşekkürler..
” Emre Baysal ⭐⭐⭐⭐⭐1 hafta önce…
10 numara beş yıldız, uygun fiyat, kaliteli taşımacılık buradan fiyat almadan başka yere gitmeyin derim
”Özsoy Sigorta ⭐⭐⭐⭐⭐6 gün önce….
Gerçekten kaliteli profesyonel bir ekip böyle hizmet eden firmalar bulmak zor teşekkür ederim
”Metin Emiroğlu ⭐⭐⭐⭐⭐2 ay önce…
Merhabalar : Evimiz söz verildiği gibi sigortalı ve sorunsuz bir şekilde denilen günde taşındı Çetinler Nakliyat Ailesine teşekkürler
Tavsiye ederim
”Ahmet Kutuk ⭐⭐⭐⭐⭐13 gün önce…
Boyle bir firma bulmak cok zor esyalarimin tasinmasina yardimci olan mehmet beye ve ekibine tesekkur ederim isinin hakkini veren bir firma her sey icin tesekkur ederim..
”Salih Sarıca” ⭐⭐⭐⭐⭐ 2 gün önce…
Mükemmel bir firma tavsiye ederim başarılarınızın devamını dilerim…
”Mustafa Baldutan” ⭐⭐⭐⭐⭐15 gün önce…
Evimiz söz verildiği gibi sigortalı ve sorunsuz bir şekilde denilen günde taşındı Çetinler Nakliyat Ailesine teşekkürler
”Erkan Topsakal ⭐⭐⭐⭐⭐ 9 gün önce…
Randevu saatinde gelen saygı ve iş disiplini olan ayrıca düzenli ve hızlı bir şekilde çalışan Çetinler nakliyata teşekkürlerimizi sunarız…
‘Kayseri Yarka” ⭐⭐⭐⭐⭐1 hafta önce…
Tecrübeli kadrosuyla sorunsuz olarak eşyamız taşındı Mehmet beye buradan teşekkür ediyorum
Sinan Duran ⭐⭐⭐⭐⭐ 1 ay önce….
Kayseriden aksaraya ewimi tasidilar Mehmet bey ve ekibine çok tesekkur ederim gercekten çetinler den once ismi okadar onemsizki parmaklarima yazik diye yazmiyorum bile tenezul edip yani kisacasi önce cetinler diyorum hersey icin tesekkur edeyrum aldiginiz ücret annenizin ak sutu gibi helaldir size dediginiz saatte dediginiz garantidide tasimacilik sadece cetinler de vardir sanirim hersey icin cok tesekkur ederim |
11,110,304 | Balkanlar’da Balkan Savaşı’nda işgâl edilen bölgelerdeki Müslümanların savaştan önceki ve sonraki nüfusları ele alındığında, 100 yıldır görmezden gelinen büyük bir insanlık suçu ortaya çıkar.
Osmanlı’nın 1906 yılı nüfus istatistiklerine göre Makedonya’da 1 milyon Türk, 750 bin de Arnavut olmak üzere toplam 1 milyon 750 bin Müslüman (Selânik’te 485 bin, Kosova’da 752 bin, Manastır’da 460 bin). Ulahlar ve Sırplar da dâhil olmak üzere 627 bin Rum, 575 bin Bulgar, 200 bin civarında da Yahudi, Ermeni, Katolik ve Protestan bulunuyordu.
Avrupalı kaynaklar da Müslümanları 1 milyon 200 bin ilâ 1 milyon 500 bin arasında gösteriyordu. Ama Avrupalılar, Hristiyanların toplam nüfusunu biraz daha fazla göstermeye gayret ediyorlardı. Balkan Savaşları’ndan önceki nüfus hareketlerini de hesaba katan McCarthy, yeni göçlerle 1911'de Makedonya'yı oluşturan üç vilâyette (Kosova, Manastır ve Selânik) Müslümanların iki milyona ulaştığını söylüyor. Osmanlı Rumelisi’ndeki diğer Müslümanların sayısının da (Edirne vilâyetinde 760 bin, Yanya vilâyetinde 245 bin, İşkodra vilâyetinde 218 bin olmak üzere) 1 milyon 223 bin olduğunu hesap ediyor. Buna göre Balkan Savaşları’ndan önce Osmanlı Avrupası denen Rumeli topraklarında (Arnavutluk ve Bosna Hersek hâriç) toplam 3 milyon 242 bin Müslüman (Türk, Arnavut, Boşnak, Pomak, Çerkez) yaşıyordu. Bulgarların sayısı 1 milyon 220 bin (Makedon ve Sırplar, Bulgar nüfusu içinde sayılıyor), Rumların ise 1 milyon 558 bin idi.
Müslümanlar tek tek her vilâyette ve bölgenin tamamında mutlak çoğunluğu ellerinde tutuyorlardı. Savaşla birlikte Edirne vilayeti dâhil, Osmanlı toprakları tamamen işgâl edildi. Daha sonra Osmanlılar Edirne’yi kurtardı ve buradaki Bulgar’larla, Bulgaristan’da kalan Türk’lerin bir kısmı mübâdele edildi. 1911 yılı istatistiklerine göre hesaplandığında Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan tarafından işgâl edilen bölgelerde bulunması gereken Müslüman nüfus 2 milyon 315 bindi.
Osmanlı topraklarına (Anadolu ve Trakya’ya) sağ sâlim ulaşabilmiş sürgün sayısı 413 bin 922 kişiydi. Türk-Yunan mübâdelesi gereğince, 1921-1926 yılları arasında gelen göçmen sayısı da 398 bin 849 idi. Bu da Balkanlar’dan Türkiye’ye 1912’den 1926’ya kadar toplam 812 bin kişinin ulaştığını gösteriyordu.
Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan’da 1920’li yıllarda yapılan sayımlar ise buralarda kalan Müslüman sayısını 870 bin olarak veriyordu. Bunlar, Türkiye’ye sığınanlarla birlikte 1 milyon 682 bine ancak ulaşıyordu.
Sonuçta Balkanlar’daki Müslüman nüfusunun yüzde 35’i sürülmüş, yüzde 27’si kıyıma uğramıştı. Kalanlar artık azınlıktaydı.
LEON TROÇKİ bundan 96 yıl önce, ''kültürden nasibini almış her insanın, hissetme ve düşünme aczi yaşamayan herkesin tüylerini ürpertecek, midesini bulandıracak suçları'' bir bir sıraladı ve haykırdı: "Neredeler şimdi? O binlerce yaralı Türk nerede? Onlara ne oldu? Onları ne yaptınız? Bize bu soruların cevabını verin”! Bu soruya kimse cevap vermedi. Ne yazık, o gün bugündür bir daha kimse sormadı.
Balkan Savaşları’nda Batı’da Sırp’ların, Kuzey’de Bulgar'ların, Güneyde Yunanların genişleyerek kendi sınırlarına kattığı Makedonya ve ötede Trakya bir cehenneme dönmüştü. İngiliz konsolosluk raporlarından birinde, “hiç abartmaya düşmeden denilebilir ki, Kavala ve Drama yörelerinde Bulgar komitacılarının ve yerel Hristiyan halkın elinden çile çekmemiş tek bir Türk köyü bile yok gibidir. Çoğunda düzinelerle erkek kıyımdan geçirilmiştir, ırza geçmeler ve talan etmeler olmuştur” diye yazılmıştı.
Bulgarlar, Rainovo, Kilkis ve Plantza’da Türkleri toplu halde yakma yoluyla infaz etmişlerdi. Rodop mıntıkasında Pomak köyleri “insanları ve hayvanlarıyla birlikte” top ateşine tutularak yok edilmişti. Dimotike’de “silâhsız Türkleri nehre atıp yaban ördeklerine ateş eder gibi” avlamışlardı. Mustafapaşa’da hayat bir “şeytan oyununa” dönüşmüştü. Makedonya Lejyonu denen katiller çetesinin geçtiği her yerde, örneğin Tırnova’da, Kırcali’de, kadını ve erkeğiyle Müslümanlar “boğazları kesilmiş” olarak yatıyorlardı. “Türk çocuklarının cesetleri de … o kurtarıcı lejyonun muzaffer yolunu” işaret ediyordu. Troçki, Bulgar ordularına esir düşen veya savaş meydanlarında yaralı ele geçirilen Türk askerlerinin de katledildiğini duyurmuştu.
Gene de Yunanlar hakkındaki suç dosyasının, diğerleri kadar kabarık olmamasının bir nedeni, savaşı izleyen gözlemci ve gazetecilerin çoğunun “Hellen âşığı” olmasıydı. Diğer bir sebepse, işgâl altındaki Arnavut topraklarının gazetecilerce tercih edilmemesiydi.
, adlı eserinde, Bulgar ve Yunan işgâli altındaki bölgelerde yaşanan olayları tek tek anlatıyor. Trakya’dan geçen demir yolu boyunca tüm köy, kasaba ve kentlerin tamamen talan edilip yakıldığını, kaçamayan Türk'lerin öldürüldüğünü anlatıyor. Dedeağaç, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çatalca’ya kadar bütün Trakya bu öldürme ve talandan paylarını almıştı. Ama Gümülcine, Kavala’da, Serez’de, Ustrumca’da öldürülenlerin sayısı hesapsızdı. Örneğin Kavala’da yerliler hâriç, buraya sığınmış yedi bin muhacir katledilmişti. Serez’de öldürülenler beş bin kadardı.
İngiliz Konsolos Greig durumu rapor etmişti: “Yalnız Müslümanların yaşadığı köylerin yaklaşık %80’i ve karışık nüfuslu köylerin Müslüman kesimleri, Manastır kazalarından Kirçevo, Florina, Serfiçe, Kialar, Kozan, Elassona, Grevena, Neseliç ve Kastoria’da her yer talan edilmiş veya bütünüyle yakılıp yıkılmıştır”. Bütün bu bölgelerde savaştan önce Müslümanlar çoğunluktaydı. Savaşla birlikte bu nüfusun kimi yerde tamamı, kimi yerde de çoğu yok olmuştu; bir kısmı göç etmişti, bir kısmı da katliama uğramıştı.
Birinci Balkan Savaşı (Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan ve Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’ne karşı) bitip de İkinci Balkan Savaşı (Makedonya’nın bölüşülememesi yüzünden bu ülkelerin birbirine karşı giriştiği savaş) başlayınca ortaya çıktı. Yunanlar Bulgar'ların, Bulgarlar Yunan'ların suçlarını sayıp dökmeye başladılar.
Dünyâ “zavallı Türk’lerin” başına gelenlerin bir kısmını bu sâyede öğrendi.
Meselâ Bulgar yanlıları bildirdiler ki, Türkler Selânik’i Yunanlara değil de Bulgar'lara teslim etseydi, o feci olayları yaşamazlardı. Yunanlar Selânik’i bir protokol ile savaşsız ele geçirmişti. Protokolde Selânik’teki Türklerin ve savaş boyunca buraya doluşmuş on binlerce sığıntının hayatları garanti edilmiş, talan ve yağmaya göz yumulmayacağı taahhüt edilmişti. Tam tersi oldu.
Times muhabiri de “Yunanistan’ın zaferini ne yazık ki fazla takdir edemiyoruz” diyerek olanları özetlemişti. Bütün bu cinayetler işlenirken İngiliz ve Fransız donanması Selânik Körfezi’nde demirliydi ve olanı biteni izlemekle yetinmişlerdi.
MORA’DA TÜRK SOYKIRIMI VE YUNANİSTAN'IN DOĞUMU
1800’lü yılların başında, bugünkü Yunanistan'ın Güney ucunda, Mora Yarımadası’nda kin ve düşmanlığın çığlığı yükselene kadar: Hristiyanlara huzur! Konsoloslara saygı! Türk’lere ölüm”! Balkanlar’ın Türk'lerden temizlenmesine dönük ilk hareket Yunan başpiskoposunun tarihe armağan ettiği bu sloganla başladı. Mora’da başlayan 1821 isyanı, buradaki Türk'lerin toptan katline dönüştü ve bütün Balkan ülkelerine model oldu.
BU İSYAN HÂLÂ BATI DERS KİTAPLARI VE KAYNAKLARINDA SâDECE YUNANLARIN TÜRK YÖNETİMİNE KARŞI KAHRAMANCA İSYANI VE BAĞIMSIZLIK HAREKETİ OLARAK GÖSTERİLİR.
v=32mzSZEShPw","width":"400","height":"300
Bağımsız bir Yunanistan yaratma amacına uzanan yolda Türkler, bir engel olarak görülmekte idiler”. Buradaki Türk varlığı, Osmanlı müdahalesi için bahane oluşturabilir ve Türkler doğal olarak Osmanlı’ya bağlılık duyarlar diye varsayıyorlardı. “Çâre, kökten kazıyıp yok etme idi”. Nitekim Mora’daki (o zamanki Yunanistan sadece Mora Yarımadası’nı kapsıyordu) ayaklanma, doğrudan sivil Türkleri hedef aldı. O sırada Mora’da 30 bine yakın Türk yaşıyordu. İki ay içinde çoğu kıyımdan geçirildi.
George Finlay, şunları yazdı: "Adamlar, kadınlar ve çocuklar hiç acımadan ve sonra da pişmanlık duyulmadan öldürüldüler. Yaşlılar hala taş yığınlarını parmakla gösterip, gezginlere, ‘işte şurada Ali Ağa’nın kulesi vardı; burada hem onu, hem eşlerini ve hizmetkârlarını öldürdük’ diye anlatırlar. Ve bunu anlatan yaşlı adam, yolu üzerinde bir öç alıcı meleğin bekliyor olabileceğini aklına bile getirmeden, bir zamanlar Ali Ağa’nın olan tarlaları sürmek için yürür gider. İşlenen suç bir ulusun suçu idi”… Finlay’i bu denli dehşete düşüren şey, savaş veya isyanlarda görülecek türden öldürmeler değildi. Yunan çeteci ve köylülerin, düpedüz karşılaştıkları her Türk’ü çocuk, kadın, yaşlı, hasta demeden doğramalarıydı. Kasabalar basılıyor, Türkler toplanıp "bir dere yatağına" ya da uygun bir yere götürülüyor ve orada katlediliyorlardı.
Alison Phillips, 1897’de neşredilen kitabında katliamın boyutlarını şöyle anlattı: “Her yerde daha önceden kararlaştırılmış bir işareti almış gibi, köylüler ayaklanmakta ve yakalayabildikleri bütün Türk'leri, erkeğiyle, kadınıyla, çocuklarıyla kıyımdan geçirmek idi. ‘Hiçbir Türk kalmayacak! Ne Mora’da, ne dünyâda’; ağızdan ağza dolaşarak bir kökten kazıma savaşının başlangıcını ilan eden şarkı böyle”…
Justin McCarthy, ÖLÜM VE SÜRGÜN adlı kitabında, öldürülen Türk’lerin 25 bin kişi olduğunu yazdı. Burada ölenlerin sayısından daha önemli olan, bunun bir arındırma politikası olması ve Balkanlar’ın tarihine damgasını vurmasıydı. Olayların Osmanlı başkentindeki yankıları yakıcıydı. Katliamlar karşısında halkın kapıldığı infial ve öfke o denli büyüktü ki, İstanbul’daki Rum'lara karşı her an misilleme hareketleri başlayabilirdi. Padişah Mahmud da öfkesini dizginleyemeyenlerdendi. Kayseri, Edirne, Tarabya, Edremit piskoposları ile İstanbul’daki patrik Gregorius’un idam fermanını verdi. Ortodoksların davranışlarından patrik sorumlu tutulmuştu. Patrik, Fener’deki patrikhânenin “Orta Kapı’sında” asıldı ve yaftası göğsünde üç gün teşhir edildi (o kapı o gün bugündür kapalı tutuluyor).
Öte yandan, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki ordu, Mora’ya çıktı. İsyan kısa zamanda ve şiddetle bastırıldı. Ama işte tam da bu anda, Batılı devletler müdahale çarkını işletti. İsyana sevk ettikleri, destekleyip yönlendirdikleri Yunanistan'ın daha doğmadan ölmesine izin veremezlerdi. Ordularını Mora’dan çekmesi için Osmanlı’ya yönelen baskı ve tehditler işe yaramayınca, dünyâ askerlik tarihinin en utanç duyulacak saldırısını gerçekleştirdiler. İngiliz, Fransız ve Rus gemileri, Navarin’de demirli bulunan Osmanlı-Mısır donanmasını, savaş ilanına gerek duymadan topa tuttu; savaş hâli olmadığı ve herhangi bir saldırı beklemediği için müttefik gemilerinin gelişini seyretmekle yetinen 57 Osmanlı gemisi batırıldı. Sekiz bin denizci oracıkta öldürüldü. Fransa, denizcilik tarihine "şanlı bir zafer" yazdıklarını açıkladı. İngilizler temkinliydi; bir yanlışlık olmuş gibi davrandılar. Osmanlı’nın Mora’dan çekilmesi için bu da yeterli olmadı. Bu kez İbrahim Paşa üzerindeki baskılar artırıldı. Sonunda İbrahim Paşa ikna edildi ve isyanı bastıran ordu Mora’dan çekildi. Osmanlı hâlâ Yunanistan'ın bağımsızlığını kabûl etmiyordu. Artık tek yol kalmıştı: Savaş.
saldırısı (1828) bu şartlar altında başladı ve Osmanlı’nın mağlûbiyetiyle sonuçlandı. Edirne Antlaşması’nın imzalanması Yunanistan'a bağımsızlık, Sırbistan’a da özerklik getirdi. Osmanlı’dan koparılan bu ilk ülkenin kralı da Almanya’dan geldi; BAVYERA PRENSİ OTTO, beyaz bir atın üzerinde muzaffer bir komutan gibi Atina’ya girdi. Antlaşmada adına ‘’bağdaşmazlık ilkesi’’ denen yeni bir anlayış da yüzünü gösterdi: Buna göre, ‘çatışmaları önlemek için ‘’Mora’daki Türk'lerin çıkarılması öngörüldü. Özerkleştirilen Sırbistan’daki Türklerin de, Belgrad ve bir iki kale hâriç, ülkeden sürüldüler.
BALKANLAR’I KANA BOĞACAK, İLERİDE MÜDAHALEYE GEREKÇE OLUŞTURACAK OLAN DA İŞTE BU BATILI İLKEYDİ. BAĞIMSIZLIK FİTİLİNİ TUTUŞTURAN HER BALKAN HALKINA, AYNI TOPRAKLARI PAYLAŞAN TÜRK VE MÜSLÜMANLARI SÜRME, GEREKİRSE YOK ETME İŞARETİ VERİLMİŞTİ.
Bulgaristan olacak ülkede yaşayan Türkler, toptan kıyıma ve sürgüne tâbi tutulmuşlardı. Bir milyonun üzerinde insan sürgünlerin önünde yollara düşmüş ve bunların yüz binlercesi can vermişti. Bulgaristan, Türk'lerin en yoğun yaşadıkları Balkan ülkesiydi. Savaştan önce, yani 1877’de, sonradan Bulgaristan olacak Tuna Vilâyeti ile Edirne vilayetinin Filibe ve İslimye sancaklarında yaşayan Türk'lerin (aralarında Çerkezler de vardı) sayısı 1 milyon 500 ila 1 milyon 700 bin civarındaydı ve toplam nüfusun yarıya yakınını oluşturuyordu. Bulgar'ların sayısı kimi kaynaklara göre Türk'lerden biraz daha az, kimine göre biraz daha fazlaydı. Osmanlı, Rus, İngiliz, Fransız kaynakları her iki halkın nüfusunun aşağı yukarı aynı olduğunda birleşiyordu. Tarihçi Justin McCarthy, Türk nüfusunun 1 milyon 500 bin olduğunu söylüyor. Nüfusla ilgili kaynakları değerlendiren Ömer Turan ise savaştan önce Bulgar olmayanların (1 milyon 949 bin), Bulgar'lardan (1 milyon 793 bin) daha çok olduğunu, Bulgar olmayanların yüzde doksanını da Türk'lerin oluşturduğunu söylüyor: Buna göre, Türkler 1 milyon 600 bin civarındaydı. Rum, Ulah, Yahudi, Ermeni gibi Bulgar olmayan toplulukların sayısı da 350 bin kadardı. Demek ki, “Bulgar devletinin kurulması hazırlıklarının yapıldığı bölgede Bulgarlar çoğunluğu teşkil etmemektedirler”. Bu durum işgâl sonrasını plânlayan Rus Prens Panslavist Çerkaski’nin başkanlığında kurulan Bulgaristan Mülkî İdâre Teşkilâtı’nca da tespit edilmişti. Örneğin Tuna Vilâyeti’ne bağlı Ruscuk, Sofya, Tulça ve Varna sancaklarında Türkler, Vidin ve Tırnovo’da ise gayrimüslimler çoğunluktaydı. Diğer Hristiyan unsurlar dışta tutulunca, hiçbir yerde Bulgarların, etnik bir grup olarak çoğunluğu sağlayamadıkları anlaşılıyordu.
Turan, Bulgaristan Mülki İdâre Teşkilatı’nın Tuna ve Edirne vilayetlerindeki Türk'leri ve Müslümanları "def etmeyi ve yok etmeyi" amaçlayan "nüfus ihtilalinin", bölgenin bu demografik durumunun tesbitiyle planlandığını belirtiyor. Açıkçası katliam ve sürgünlerin nedeni kurulacak Bulgar devletinin Slav çoğunluğa dayanması fikriydi ve önceden planlanmıştı. Savaş ve ardından yürütülen saldırılarla Türk nüfusun bir milyon kadarı topraklarından sürüldü. Bunun 515 bini sığındıkları topraklarda kaldı. Sığıntıların 105 bini Edirne’ye, 60 bini Selânik’e, 140 bini Kosova ve Manastır’a, 120 bini İstanbul'a 90 bini de Anadolu’ya yerleştirildi. Bazıları da savaştan sonra geri döndü. Bulgaristan’ın 1887 yılı nüfus sayımına göre kalan Türk'lerin sayısı 672 bindi. Savaştan sonra da 52 bin Türk’ün Osmanlı Ülkesine göç ettiği kayıtlıydı. Bunlara Osmanlı ellerinde kalmış 515 bin de eklendiğinde, başlangıçtaki 1 milyon 500 bin rakamına ulaşmak mümkün oluyordu. Tarihçi Ömer Turan da Türk nüfusun savaştan sonra yarı yarıya azalarak 800 bin kişiye düştüğünü belirtiyor. Bunun 515 bini göçmen olarak Osmanlı Topraklarına yerleştirildiğine göre, 250 binden fazla (McCarthy’ye göre tamı tamına 261 bin) Türk’ün akıbeti meçhuldü.
Bu katliamın sorumlusu Rus ordusu, bu ordunun Rus Kazaklarından oluşturulmuş dehşetengiz birliği Vahşi Tümen ile Bulgar çeteleri idi. Vahşi Tümen, Rus düzenli ordusunun ardı sıra gelerek, Bulgar çetelerle işbirliği hâlinde Türk köylerine kıyım ve yağma saldırıları düzenlediler. Sivil halkın dehşete kapılıp korku içinde topraklarını terk etmeleri için her türlü şiddete ve rezilliğe başvurdular. Düzenli ordu da onlardan geri kalmadı; geçtikleri her yer “çöle döndü”.
Savaştan önce “Türk vahşetine" ilişkin haberleri yapan Batılı gazetecilerin muhabirleri ortak bir bildiri kaleme almak gereğini duydular. Aralarında Times, New York Herald, Republique Français, Frankfurter Zeitung, Daily Telegraph gibi büyük yayın kuruluşlarının da bulunduğu 21 gazete ve derginin muhabiri “Bulgaristan’ın suçsuz Müslüman ahalisine karşı işlenmiş insanlık dışı eylemlerin bir özetini imzaya bağlamayı görev” saymışlardı. Olaylardan Rus ordusunun sorumlu tutan gazeteciler “kurbanların büyük çoğunluğunun kadınlarla çocuklar olduğunu” da bildiriyordu.
Brophy, “Türk yönetiminin en kötü olmuş hâline kıyasla dahi, sözde büyük bir Avrupa devletinin (Rusya) yönetimi altında durumun eskisine göre on kat daha fazla kötü olduğunu” görmüş ve pek büyük şaşkınlığa kapılmıştı. Edirne konsolosu Blunt, Türk’lerin yaşadığı kıyımları derlemişti. Bir başkası, “Rus’ların kararlı benimsedikleri amacın, bütün Müslümanları ülkeden sürüp çıkarmak” olduğunu tesbit etmişti.
Bilal Şimşir’in yayımladığı sayısız İngiliz belgesi, bu büyük kıyımın büyük devletlerin gözü önünde işlendiğini gösteriyor. Kıyımın bir başka boyutu da Osmanlı uygarlığının izleriyle ilgiliydi. Ekrem Hakkı Ayverdi’ye göre bugünkü Bulgaristan topraklarında, Türk evleri ve dükkânları dışında, 3 bin 339 Osmanlı mimarî eseri vardı. Bunların 2 bin 356’sı câmi, 415’i eğitim yapısı, 174’ü tekke ve zâviye, diğerleri de han, hamam, hastâne, çeşme, köprü gibi yapılardı. Çoğu savaş sırasında, geri kalanlar da savaştan sonra şehir planlarını bozdukları gerekçesiyle yerle bir edildi. Örneğin Filibe şehrinde 33, Sofya’da 82 câmi bulunmaktaydı.
Yüzyıllardır hâkim unsur olarak yaşadıkları topraklar üzerinde Türkler, birdenbire azınlık durumuna düşmekle kalmamışlar, mal ve mülklerini, câmilerini, okullarını, hâttâ mezarlıklarını bile kaybetmişlerdi. Gene de Bulgaristan’daki Türk’lerin sayısı, Bulgarlar için hâlâ tehdit edici düzeydeydi. Bosna-Hersek’in bazı bölgelerinde, Balkan ülkelerinin gözlerini diktiği ve her birinin üzerinde hak iddia ettiği Makedonya (Kosova, Manastır, Selânik vilâyetleri) ile Trakya’da ise Türk ve Müslümanlar mutlak çoğunluktaydı. Müslüman nüfusu rahatsız ederek uzaklaştırma siyaseti, o yüzden, savaştan sonra da devam etti. Makedonya’da sivil halka yönelik çete (çentiklerin) saldırılarının ardı arkası kesilmedi. Bulgaristan’ın 1885’de Doğu Rumeli’yi, Avusturya’nın da 1908’de Bosna-Hersek’i ilhakı üzerine, Hıristiyanların yönetimi altında bulunmayı kabûl etmeyen Müslümanlar dalgalar hâlinde Türkiye’ye göçtü. Karadağ’da neredeyse tek bir Müslüman kalmadı. Öte yandan Ege adalarındaki Türkler de bir daha dönmemek üzere Anadolu’ya taşınıyordu.
Devlletlû'nun kongresinde Kürt Yahudisi, Kürtçe konuştu!
Paylaş Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar
AĞRISIZ YAŞAMAK
Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...
KÜRT SORUNU
25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...
KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU
Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...
SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'
Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...
İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI
İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı... |
11,110,305 | Tüm kategorilerde Kitap (Türkçe) Hollandaca Kitaplar Witte Tulp/Küçükler yayınları Ezan Saati Dijital Kuranı Kerim Hediyelik Hediyelik %10-%40 indirimli Sesli,Görüntülü Cd-Dvd-Vcd Süs,Takı ve Diğer Ürünler
Ara
Detaylı Arama
Sepetim (0) Toplam: 0,00
Anasayfa
Kategoriler
Kitap (Türkçe)
Witte Tulp/Küçükler yayınları
Ezan Saati
Dijital Kuranı Kerim
Hediyelik
Sesli,Görüntülü Cd-Dvd-Vcd
Süs,Takı ve Diğer Ürünler
Hollandaca
Yazarlar
Yayınevleri
Hediyelik
Süs,Takı ve Diğer Ürünler
İletişim
Açık saatler
Ara
Anasayfa
>
Kitap (Türkçe)
>
-Roman - Edebiyat
>
Türkiye Roman
Ne İçin Varsan Onun için Yaşa
Hikmet Anıl Öztekin Destek Yayınları
Liste Fiyatı : 7,50
Aynı gün kargo
Sepete Ekle
1.00/5
Tavsiye et Hata bildir Favorilerime Ekle
Ne İçin Varsan Onun için Yaşa
Destek Yayınları
7.50
Ne İçin Varsan Onun İçin Yaşa
“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”
- Tolstoy
Demirden keskin bir düdük sesi yükseldi o sırada. Ayrılığın ciddiyeti buz gibi sardı bedenimi. Kapılar kapandı sonra... Çantam sağımda, yalnızlık karşımda...
Gidiyorum!
Hayır bir saniye!
Filmlerde böyle olmazdı ki... Son anda muhakkak bir kalma sebebi yazardı senarist. Tam hareket etmek üzereyken trenden atlayıverirdi esas adam.
Oysa şimdi rayların üzerinde kaymaya başlamıştı bile tren... Ayrılığın göğsüme oturan ağırlığıyla camdan dışarı bakıp el sallayan insanlarla dolu peronu izledim.
Beni uğurlamaya gelmeyen herkese teşekkür eder gibi bir damla gözyaşı bıraktım oraya.
Açıklama
Yorumlar
Açıklama
Ne İçin Varsan Onun İçin Yaşa
“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”
- Tolstoy
Demirden keskin bir düdük sesi yükseldi o sırada. Ayrılığın ciddiyeti buz gibi sardı bedenimi. Kapılar kapandı sonra... Çantam sağımda, yalnızlık karşımda...
Gidiyorum!
Hayır bir saniye!
Filmlerde böyle olmazdı ki... Son anda muhakkak bir kalma sebebi yazardı senarist. Tam hareket etmek üzereyken trenden atlayıverirdi esas adam.
Oysa şimdi rayların üzerinde kaymaya başlamıştı bile tren... Ayrılığın göğsüme oturan ağırlığıyla camdan dışarı bakıp el sallayan insanlarla dolu peronu izledim. |
11,110,306 | Firmamız,mutlak müşteri memnuniyeti anlayışı ve sahip olduğumuz, iş disiplini ve felsefesi memnun müşteri, sayımızı günden güne arttırmanın gayretindeyiz. Biz kendimizden emin bir şekilde uzun yıllardır yolumuza devam ediyoruz. Nedeni sizce de ortada değilmi? Eşyalarınızın değerini ancak bizim gibi firmalar bilebilir. Kimileri için biliyoruz ki tek bir düğme bile değerlidir. Biz taşıdığımız iğnenin dahi size hesabını verebilecek bir firmayız taşınırken sizin yapmanız gereken hiç bir şey yok. Biz taşınma esnasında gerekli olabilecek bütün hizmeti en ince ayrıntısına kadar hesaplıyor ve ona göre hizmet sunuyoruz. Bizden sonra hiç bir ustaya ihtiyacınız olmayacak.
www.klasiknakliyat.com
www.klasiknakliyat.com Taşınma işlemi; zorlu bir süreç olmakla beraber eşyalarınıza zarar gelmesi durumunda sizlere maddi açıdan da zarar veren bir işlemdir. Bu nedenle özellikle ev hanımları için dayanılmaz ve zorlu bir süreç olarak bilinir. Zorlu ve sıkıntılı bir işlem olan taşınma işlemi evden eve taşıma şirketleri ile oldukça basit ve kolay bir işlem haline gelmiştir. İstanbul’da yaşayanlar için daha da zor bir işlem olan taşınma işlemi klasiknakliyat Asansörlü firmamız ile artık çok basit ve keyifli bir işlem haline gelmiştir.istanbul.da taşınma işlemi yapmak istiyorsanız sektörde en uygun taşınma tarifeleri ile evinizi profesyonel bir şekilde taşıyan klasik Evden Eve Nakliyat firması evinizi kısa süre de, başarılı ve sorunsuz bir şekilde taşıyor. saygılar.
PARÇA EŞYA TAŞIMA
Parça eşya taşıma hizmeti de sunuyoruz. Memleketinizde bulunan yazlığınıza yada İstanbul’un herhangi bir semtinde yada türkiye nin herhangi bir yerine, parça eşya gönderimi. www.klasiknakliyat.com farkıyla, yapabilirsiniz.Klasik nakliyat Yılların tecrübesiyle istanbul,da evden eve taşımacılığı siz değerli müşterilerimiz için yapıyoruz. Güvenilirliğin, tek adresi.
Yeni bir ev yada ofis aldınız ve taşınmanız gerekiyor, taşınmanın insan hayatındaki stresinin büyük olduğunu çok iyi biliyoruz bunun için sizi gereksiz söylemlerle değil profesyonel klasik nakliyat hizmetiyle tanıştırmak istiyoruz firmamız siz değerli müşteri ‘lerine en kaliteli hizmeti vermenin gayreti içerisindedir memnuniyetiniz ünceliğimizdir.
www.klasiknakliyat.com
EVDEN EVE NAKLİYAT
the only address for reliability www.klasiknakliyat.com fast reliable sure you are in good satisfaction
LEVENT TAŞIMACILIK GÜVENİLİRLİĞİNİ TEK ADRESİ TEL;0552 401 72 38
Güvenilirliğin, tek adresi.
Yeni bir ev yada ofis aldınız ve taşınmanız gerekiyor, taşınmanın insan hayatındaki stresinin büyük olduğunu çok iyi biliyoruz bunun için sizi gereksiz söylemlerle değil profesyonel klasik nakliyat hizmetiyle tanıştırmak istiyoruz firmamız siz değerli müşteri ‘lerine en kaliteli hizmeti vermenin gayreti içerisindedir memnuniyetiniz ünceliğimizdir güvenilirliğin tek adresi
www.klasiknakliyat.com
Levent taşımacılık
profesyonel ve kaliteli hizmet müşteri memnuniyeti gibi nezih ilkelerle şehir içi ve şehirler arası profesyonel taşıma hizmeti vermekteyiz.
Yılların bize kazandırdığı deneyimler, her geçen gün gelişen ve genişleyen servis anlayışımızla eşyalarınızı yeni adresinize dikkatli, güvenli, kaliteli ve hızlı bir şekilde teslim ederiz. www.klasik nakliyat .com güvenirliğin tek adresi.
taşınırken sizin yapmanız gereken hiç bir şey yok. Biz taşınma esnasında gerekli olabilecek bütün hizmeti en ince ayrıntısına kadar hesaplıyor ve ona göre hizmet sunuyoruz. Bizden sonra hiç bir ustaya ihtiyacınız olmayacak.
Güvenilirliğin tek adresi Taşınma esnasında firmamızın görevlendirdiği eksper işinizin başından sonuna kadar sorumluluk almakta ve sizin adınıza işi takip etmektedir. Eşyalarınızın size özel olduğunu ve her müşterinin kendine has bir yaşamı olduğunu biliyoruz. O yüzden sizin eşyalarınızı sizin istediğiniz gibi taşıyoruz. Beklentilerinizin cevabı olarak her zaman hizmetinizdeyiz. www.klasiknakliyat.com
Evden eve nakliyat, özel bilgi, beceri, donanım, ekipman, titizlik, hijyen, güven, pratik çözüm ve disiplin isteyen bir iştir Evden Eve Nakliyat firması olarak tüm kanun ve kurallara uygun bir şekilde sizlere hizmet vermekteyiz.
Firmamız tarafından verilen nakliye ve evden eve hizmetleri Karayolu Taşıma Kanunu’na uygun olarak yapılmaktadır. güvenirliğin tek adresi
Levent evden eve Taşınma sırasında yaşanan problemlerden birisi de fazla gelen eşyalarınız veya sonradan almayı düşündüğünüz eşyalardır. Klasiknakliyat, olarak eşya depolama hizmeti sunuyoruz. Eşyalarınız depolama öncesi uygun şekilde ambalajlanarak, koruma altına alınmaktadır. Eşyaların ambalajlanması tamamlandıktan sonra, eşyalarınızı uygun depolarda muhafaza altına alıyoruz. www.klasiknakliyat.com
Siz Değerli müşterilerine sunduğu her türlü taşıma hizmetlerinde müşteri memnuniyeti prensibini ilke edinmiş olan klasik evden eve nakliye firmamız,arzu ettiğiniz her an hizmetinize hazırdır. Klasik Nakliyat istanbul olarak başlıca amacımız, arkamızda çalışmalarımızdan memnun kalmış ve nakliye firmamızı gönül rahatlığı ile tavsiye edecek müşteriler bırakmaktır.
evinizdeki tüm mobilya, beyaz eşya ve diğer eşyalarınızın komple demonte ve ambalajını yapıp yeni evinize taşıması işlemidir. Bu işi yapan firmalara istanbul, evden eve nakliyat firmaları denir. Eğer istanbul,da bir taşınma durumunuz varsa günül rahatlığıyla klasik nakliyat firmamızı tercih edebilirsiniz. Bu sektör sorunların yaşandığı bir sektördür dolayısıyla taşınacağınız firmayı iyi seçmeniz lazım. istanbulda en güvenilir nakliyeci çevrenizden birinin daha önce taşındığı bir nakliye firmasıdır. Ama eğer böyle bir çevreniz yoksa ikinci seçenek internet ortamında bir istanbul evden eve nakliyat firması bulmanız gerekiyor. Burada da dikkat etmeniz gereken ilk şart kaliteli bir sitedeki firmalar ile çalışmaktır. Örneği bu sitedeki klasik nakliyat , istanbul ilinde çok sayıda taşıma işlemini başarı ile gerçekleştirmiş sayılı firmalardandır. Böyle firmalar hakkında kötü yorum yapılmasın diye işlerini en iyi şekilde yapmak için çaba gösterirler. memnuniyetiniz ünceliğimizdir.
güvenirliğin tek adresi. www.klasiknakliyat.com
Ofis İş yeri taşımacılığı, diğer taşımacılık hizmetleri arasında en özen gösterilen taşımacılık hizmetleri arasında faaliyet göstermektedir. Taşımacılık sektöründe şimdiye kadar gerçekleştirmiş olduğu taşımacılık, hizmetleri ile tüm beğenileri üzerine toplamayı başarmış, bir firma olarak, sizlere en iyi hizmeti vermek birincil hedefimizdir www.klasiknakliyat.com
Klasik, evden eve nakliyatta tüm eşyalarınız, bünyemizde bulunan marangoz ustamız tesisatçı ustamız ve taşımakta görevli ekip arkadaşlarımızca güvenli bir şekilde taşınmaktadır. yatak odası yemek odası ünite sehpa masa ve tüm mobilyalarınızı uygun şekilde söker ve taşımanın gerçekleşeceği adreste tekrar kurulumu yapılmaktadır.
Tesisatçı ustamız, çamaşır makinesi bulaşık makinesi fırın gibi tüm beyaz eşyalarınızı, uygun şekilde ambalaj ve paketlenmesi yapılarak taşımanın gerçekleşeceği adreste kullanılabilir, halde sizlere teslim edilmektedir.
güvenirliğin tek adresi, www.klasiknakliyat.com
Firmamiz Gerek taşıma araçlarının nitelikleri, gerek ise hizmet sunum standartları bakımından bir çok değişik, hizmetin nitelikleri, doğal olarak en kaliteli,şekilde artmasını sağlamış durumdadır. Biz firma olarak sektör ortalamaların üzerinde niteliklere sahip ve müşteri odaklı çözümleri sunuyor ve müşteri memnuniyetini ün plana çıkarıp daha kaliteli hizmet vermenin gayreti içerisindeyiz,
Güvenirliğin tek adresi
Nakliyat sektöründe iyi bir firmadan alacağınız doğru hizmet ile nakliyat artık daha kolay taşınır hale gelmektedir . Nakliye konusunda iyi bir hizmet veren nakliyat firmamiz aracılığı ile zahmetsiz ve hızlı nakliyat sizleri memnun edecektir.klasik nakliyat firmamızın çalışmalarını değerlendirerek nakliye ihtiyacınızda tam destek alabileceksiniz. Çalışmalarında müşteri memnuniyeti kazanmış ve yüksek kaliteye sahip performans ile hızlı güvenli bir nakliyat hizmeti ile tanışabilirsiniz. Klasik nakliyat güvenirliğin tek adresi
Her yapılan icat insan hayatını dahada kolaylaştırmak içindir zorlu ve yorucu olan taşınma işlemleri teknolojinin de oldukça büyük ölçüde ilerlemiş olması le birlikte eskisi gibi artık çok da zorlu bir işlem olmamaktadır. Çünkü gelişen teknoloji ile birlikte asansörlü taşımacılık hizmetleri de çok sıklıkla tercih edilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. klasiknakliyat.com güvenilirliğin tek adresi
Levent taşımacılık Uzun yıllardır evden eve nakliyat ve eşya taşımacılık sektöründe hizmet veren Evden Eve Nakliyat, firmalar arasında referans müşteri potansiyeli en fazla olan nakliye firmasıyız çünkü işimizi gerektiği gibi sizlere verdiğimiz sözler doğrultusunda, hak ettiğiniz evden eve taşımacılık hizmetini sunarak yapıyoruz. Güvenirliğin tek adresi.
Taşınma öncesinde firmamiza başvurduğunuz andan itibaren ücretsiz eksperimiz evinize gelerek veya Musteri Hizmet merkezi Yetkilimiz sizi arar
Nakliyat aşamasi hakkinda musterimiz bilgilendirildikten sonra anlaşma sağlanir
Oncelikle eviniz icindeki ilk aşama demonte ve montaj aşamasidir.
Buyuk kaba eşyalar tek tek söküldükten sonra her bir eşya parcasi eşya tipine uygun olarak ambalaji yapilir. Koltuk, kanepe ve kumaş türündeki esyalariniz
Havali patpatlarla sarilir, kirilacak olan esyalar kraft kagit ustune havali naylona sarilarak taşınmaya hazir hale getirilir. Beyaz eşyalariniz olan buzdolabi, çamaşır makinesi,
bulaşık makinesi gibi eşyalarınız kabarcikli naylon malzemelere sarilir. Kirilacak eşyalarınız özel kraft kâğıtlara tek tek özenle sarildiktan sonra koli ve fıçılar içine konulur
Size sadece yeni evinizde zevkinize göre bardak ve tabaklarinizi dizmek kalir. Elektronik eşyalariniz havali naylon malzemelere sarilir ve kolilere yerleştirilerek taşınmaya hazir hale getirilir.
firmamız 7/24 ulaşabileceğiniz telefonlarımızla sizlere kusursuz bir taşınma garantisi vermektedir.. memnuniyetiniz ünceliğimizdir Firmamız mutlak müşteri memnuniyeti anlayışı ve sahip olduğumuz iş disiplini ve memnun müşteri sayımızı günden güne artırmaktadır. çalışma ve Güvenlik esasları, kullandığımız malzemeler, ambalajlama, yükleme, indirme işlemlerini nasıl gerçekleştirdiğimizi görecek ve bizden taşımamızı istediğiniz eşyanın her parçasını büyük bir özen ve dikkat gösterildiğini göreceksiniz güvenilirliğin tek adresi
Taşınmak bilindiği üzere çok zordur eşya larim sarilacakmi cam porselen gibi mutfak eşyalari beyaz eşyalarin dikkatli tasinmasi mobilyaların nasil sökülüp tekrar takilacağı ve bunlara benzer şeyleri düşünme stresinden kurtariyoruz sizi dilerseniz sigortali taşıyoruz ünceliğimiz eşya larinizin guvenli bir şekilde taşinmasini sağlamaktır
Şehir içi trafiğinde rahat hareket edebilecek çeşitli ebatlarda kamyon,ve kamyonetlerle sorunsuz olarak tasima işini gerçekleşebilecek araclar mevcuttur araclar şirketimizin kendi bunyesine aittir levent taşımacılık güvenilirliğin tek adresi
Evden eve tasimada tecrubeli ekiplerimizle hizmet vermekteyiz her geçen gün dahada ilerlemenin gayreti içerisindeyiz levent taşımacılık güvenilirliğin tek adresi
Levent taşımacılık olarak Tabiki sizlere fiyat teklifleri sunup bir tek fiyat verip sizi ikna etmeye çalışmak gibi bir çabamız olmayacak. memnuniyetiniz unceligimizdir mantigiyla çıktığımız bu yolda
Karşılıklı anlaştığımız fiyatı belirledikten sonra eşyalarınızı sigortalı güvenli bir şekilde taşımak bizim için gururdur ilkelerimizin en önemlisi size iyi bir hizmet sunmaktır.Siz değerli müşterilerimizi fiyat stresinden kurtarıp size en iyi teklifi sağlarız. Evden eve nakliye firması işleten her işletmenin farklı fiyat tablosu ;bulunmaktadır ve bu fiyat tablosunu
taşıyıcı arkadaşlarımız,zaman,mesafe gibi unsurlar belirlemektedir. evden eve nakliyat sektöründe birçok firma vardır. Her nakliyat firması işinde uzman gerçek nakliye firması değildir. Nakliyat alanında birçok korsan nakliyat firmaları vardır. Yapamayacağı vaadlerde bulunur ve oldukça yüksek fiyatlar ile açılışı yapmaktadır. sizin bütçenize uygun fiyatlandırma yaparak iki tarafı da memnun ediyoruz. istanbul ve tüm semtlerine hizmet veren evden eve nakliyat firmasıyız.
Yaptığımız çalışmalarda fiyat konusunda bugüne kadar hiç bir sıkıntı yaşamadık çünkü her zaman bir orta yolu buluruz ve sizin fikirlerinize de önem veririz. Levent taşımacılık güvenilirliğin tek adresi
Şirketimizde aradığınız tüm özellikleri size sunacak profesyonelliği bulacaksınız. kurulduğumuz günden bu yana en iyi hizmeti vermek için sizinle olduk ve olmaya da devam ediyoruz.
En seçkin hizmeti almak ve eşyalarınızı emin ellere teslim etmek için bize sonuna kadar güvenebilirsiniz. Modern malzemelerle eşya kaplama ve koruma işlemlerimizi yapmaktayız.
Ambalajlama, kutulama ve koruma işlemlerimiz profesyonel ekibimiz tarafından özenle yapılmaktadır.Yüksek katlar ve özel durumlarda tercih ederseniz asansörlü taşımacılık hizmetimiz de söz konusudur. Güvenirliğin tek adresi
Klasik nakliyat
Eşyalarınızın paketlenme hususunda ister eşyalarınızı kendi bildiğiniz şekilde paketleyebilirsiz
ister firmadan paketleme ekipmanları talep edebilir, isterseniz de hiç bunlarla uğraşmadan firmadan paketleme hizmeti alarak yorulmadan eşyalarınızın profesyonelce ambalajlanip taşinmasini en ince ayrintisina kadar sağlayabilirsiniz tüm bunları sizlere sunabilecek klasik Nakliyat deneyimleri ile vereceği hizmeti uzmanlıkla gerçekleştirecek ve göz açıp kapayana kadar taşınma işleminiz bitmiş olacaktır. Dolayısıyla gözünüzde korkuttuğunuz bu süreçte elinizi hiçbir şeye değmeden geçip, gitmiş ve çoktan yeni yaşam alnınızın keyfini sürmeye başlamış durumda olursunuz.
Amatör firmalar genelde çok cüzi rakamlar teklif ettiğinden ötürü tercih edilmektedir. Fakat eşyalarınızın gelişi güzel istiflenerek hasara uğraması, sizlerin günlerce taşınma işlemiyle uğraşmanız ve taşındıktan sonra da yeni yaşam alanını düzenlemeniz gibi detaylar düşünüldüğünde aslında çok daha büyük maddi ve manevi kayıp verdiğiniz bilinmelidir.
Bu hususta gönül rahatliğiyla bizi tercih edebilir taşinma işlemi çok kisa surede bittikten sonra bizi dostlariniza tavsiye etmenizin gayreti içerisindeyiz.
Klasik nakliyat guvenirligin tek adresi.
evden eve nakliyat fiyatları dairelerin oda sayılarına göre değişkenlik göstermektedir. Ancak firmamız makul bir hizmet sunmaktadır. Özellikle de şehir içi taşımacılık hizmetleri çok cüzi rakamlar ile verilmektedir. Sizde hemen firmamız ile iletişime geçerek konu hakkında detaylı bilgi sahibi olabilir ve talep ettiğiniz adreslere ekip yönlendirilmesini sağlayabilirsiniz.
Firmamız bünyesinde görev alan taşıma ekibimiz, yaptıkları işin bilincinde kişilerden oluşmaktadır. Kendilerine emanet edilen eşyalara kendi eşyalarıymış gibi davranan ve işlerine sahip çıkan ekip elemanlarımız, şirketimizin hizmet kalitesinde önemli rol oynamaktadır.
dgbnstggs tuzcuoğlu nakliyat Taşıma levent evden eve nakliyat www.hiranakliyat.co www.celebinakliyat.com www.tuzcuoğlunakliyat.biz.tr http://altinuluslararasinakliyat.com/ (&#///#&^^^^)(*/&££=¥€$;=€&;@) (/$&&^/$#@×÷÷÷÷×××××××××) (*&£€&&%^/#/#!@900000) (^^/$$#@)lıurlıyrtflıtrukk kesici merhaba ve ben louygoüüüüüüüü
LEVENT TAŞIMACILIK
Etiketler: Levent evden eve, Levent Evden Eve Nakliyat Nakliyeci, Levent nakliye
2 thoughts on “Levent taşımacılık”
Meriç hanım dedi ki:
Mayıs 9, 2019, 8:23 pm
Başarılar dilerim klasik nakliyat ve çalışanları süz verilen saatte gelmeleri ve işlerini temiz yapmaları gerçekten guven ve huzur verdi tavsiye ederim
Cevapla
Neriman dedi ki:
Haziran 10, 2019, 2:19 pm
Klasiknakliyat ve ekibine yaptıkları işin hakkını vermelerinden dolayı teşekkürü borç bilir kendilerine başarılarının devamını diliyorum şiddetle tavsiye ederim saygılar.
Cevapla
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Yazı dolaşımı
PREVIOUS Previous post: Levent parça eşya taşima
NEXT Next post: Maslak evden eve nakliyat
Related Post
Ümraniye evden eve nakliyat ücretleriÜmraniye evden eve nakliyat ücretleri
taşınırken sizin yapmanız gereken hiç bir şey yok. Biz taşınma esnasında gerekli olabilecek bütün hizmeti en ince ayrıntısına kadar hesaplıyor ve ona göre hizmet sunuyoruz. Bizden sonra hiç bir ustaya
devamı >devamı >
Kayseri evden eve nakliyatKayseri evden eve nakliyat
taşınırken sizin yapmanız gereken hiç bir şey yok. Biz taşınma esnasında gerekli olabilecek bütün hizmeti en ince ayrıntısına kadar hesaplıyor ve ona göre hizmet sunuyoruz. Bizden sonra hiç bir ustaya
devamı >devamı >
Reklam Mecidiyeköy Evden Eve NakliyatReklam Mecidiyeköy Evden Eve Nakliyat
Tel;0552 490 10 34 (552) 401 72 38 taşınırken sizin yapmanız gereken hiç bir şey yok. Biz taşınma
devamı >devamı >
Kategoriler
Blog
Ev Taşıma
Evden Eve Nakliyat
İstanbul Nakliyeci
Nakliyeciler
Ofis Nakliyesi
Parça Eşya Taşıma
Şehir İçi Nakliyat
Şehirler Arası Nakliyat
Son Yazılar
Arçelik Nakliyat
Erenköy Nakliyat
Dudullu Nakliyat
İçerenköy Evden Eve Nakliyat
Samandıra Evden Eve Nakliyat
Osmangazi Evden Eve Nakliyat
Sarıgazi Evden Eve Nakliyat
istanbul Şehiriçi Şehirlerarası Kurumsal Taşımacılık
Balmumcu Evden Eve Nakliyat
Sarıyer Evden Eve Nakliyat
Maslak Evden Eve Nakliyat
Nişantaşı Evden Eve Nakliyat
Etiler Evden Eve Nakliyat
Tarabya Evden Eve Nakliyat
Akatlar Evden Eve Nakliyat
Şişli Evden Eve Nakliyat
Beşiktaş Evden Eve Nakliyat
Levent Evden Eve Nakliyat
Göktürk Evden Eve Nakliyat
Reklam Maslak Evden Eve Nakliyat
Reklam Mecidiyeköy Evden Eve Nakliyat
Reklam Şişli evden eve nakliyat
BALTALİMANI EVDEN EVE NAKLİYAT
Bahçelievler Evden Eve Nakliyat
ALTIYOL EVDEN EVE NAKLİYAT
Kategoriler
Blog
Ev Taşıma
Evden Eve Nakliyat
İstanbul Nakliyeci
Nakliyeciler
Ofis Nakliyesi
Parça Eşya Taşıma
Şehir İçi Nakliyat
Şehirler Arası Nakliyat
Son Yazılar
Arçelik Nakliyat
Erenköy Nakliyat
Dudullu Nakliyat
İçerenköy Evden Eve Nakliyat
Samandıra Evden Eve Nakliyat
Osmangazi Evden Eve Nakliyat
Sarıgazi Evden Eve Nakliyat
istanbul Şehiriçi Şehirlerarası Kurumsal Taşımacılık
Balmumcu Evden Eve Nakliyat
Sarıyer Evden Eve Nakliyat
Son Yorumlar
Reklam Maslak Evden Eve Nakliyat için doğan s
Maslak evden eve nakliyat için terim
Avcılar evden eve nakliyat için polat vy
Avcılar evden eve nakliyat için gullu
Üsküdar parça eşya taşima için derya
Bağcılar nakliye ücretleri evden eve parça eşya için garip
Evden Eve Nakliyat, İş Yeri ve Ofis Taşıma
Computer Repair WordPress Theme İstanbul Evden Eve Nakliyeciler, Evden Eve, İşyeri taşıma, Ofis Taşıma, Parça Eşya Taşıma |
11,110,307 | 13:10 GÜNCELLEME - Alibeyköy'deki tramvay kazasına ilişkin gözaltına alınan vatmana tutuklama istemi|
13:10 Bartın'da her gün 8 bin 500 öğrenciye ücretsiz yemek|
13:11 TBMM'de "Uluslararası Yaşlı Refahı Çalıştayı" başladı|
13:12 Adana'da aracında uyuşturucu bulunan sanığa 15 yıl hapis cezası|
13:12 Borsa günün ilk yarısında yükseldi|
13:13 Kosova Cumhurbaşkanı Osmani, yıl sonuna kadar AB'ye üyelik başvurusu yapacaklarını açıkladı|
13:13 Siirt'te çöp konteynerine atılan köpek yavrularını temizlik personeli kurtardı|
13:14 Kırklareli'nde telefon kablosu çaldıkları iddiasıyla 3 şüpheli tutuklandı|
13:06 2023 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda|
13:01 Bakan Akar, Bakü'deki "Kardeş Yumruğu" tatbikatına katılan personele hitap etti:|
13:09 Trakya'da "Silindir Operasyonu" kapsamında 11 şüpheli yakalandı|
13:09 Başkarcı Dağı'nın zirvesi "bulut deniziyle" kaplandı|
13:26 Konya’da Türk Yıldızları'na ait askeri uçak düştü!|
13:03 Turistten fazla ücret alan taksicinin belgesi 30 gün iptal edildi|
13:03 Gürbulak Gümrük Kapısı'nda 245 bin 120 uyuşturucu hap ele geçirildi|
13:04 Fındık ihracatında bu sezon hedef 300 bin ton|
12:56 Gençlerin iş tercihi kamudan yana|
12:58 Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Teoman Duralı Sempozyumu"nda konuştu:|
12:59 Tuzla'da direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü beton bariyerlere çarptı|
12:59 Bakan Karaismailoğlu, MTOSB otoyol bağlantı kavşağının açılışında konuştu:|
12:57 Bakan Kirişci Konya DSYB standında|
12:59 TBMM Başkanı Şentop, gazetecilerin sorularını yanıtladı: |
12:50 Hakkari'de silahla vurulmuş halde bulunan 3 kişinin cenazesi toprağa verildi |
12:50 İran'daki gösterilerde güvenlik görevlisini öldürmekle suçlanan 5 kişiye idam cezası|
Teknoloji
Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!
Uğur Şahin ve Özlem Türeci'ye İspanya'da büyük ödül
Eklenme Tarihi: 23.06.2021 - 22:16
İspanya'nın en prestijli ödülleri olarak bilinen Asturias Prensesi Ödülleri'nde teknik ve bilimsel araştırmalar dalında ödüle Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci ile bir grup bilim insanı layık görüldü.
İspanya'nın en prestijli ödülleri olarak bilinen ve veliaht Prenses Leonor'a atfen verilen Asturias Prensesi Ödülleri'nde teknik ve bilimsel araştırmalar dalında ödüle yeni tip koronavirüs (COVID-19) aşısının bulunmasıyla bağlantılı olarak Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci'nin de aralarında bulunduğu bir grup bilim insanı layık görüldü.
Asturias Prensesi Ödülleri Teknik ve Bilimsel Araştırmalar Jürisi, COVID-19 aşılarının bulunmasına katkılarından dolayı 2021 yılı ödülüne Uğur Şahin (doktor), Özlem Türeci (doktor), Katalin Kariko (biyokimyacı), Drex Weissman (immünolog), Philip Felgner (immünolog), Derrick Rossi (biyolog) ve Sarah Gilbert'in (aşı uzmanı) layık görüldüğünü açıkladı.
Jüri, bu bilim insanlarına ödülün verilme gerekçesini şu sözlerle duyurdu:
"Çalışmaları, küresel ölçekte sağlığın korunması için temel bilimin öneminin mükemmel bir örneğidir. Temel araştırmalardaki uzun kariyerleriyle, COVID-19 salgınıyla savaşmak için etkili aşılar elde etmek gibi yenilikçi uygulamalara öncülük ettiler. Hem yeni bir teknoloji olan RNA'nın geliştirilmesi hem de adenovirüsler bazlı aşıların üretilmesi, diğer hastalıklara karşı kullanımları için de bir umut yolu açtı."
"Bilimin insanlık için fark yaratabileceğinin tanınması açısından önemli"
Uğur Şahin, ödülü alması dolayısıyla Asturias Prensesi Vakfı'na yaptığı açıklamada, "Asturias Prensesi Ödülü, bilimin insanlık için bir fark yaratabileceğinin mükemmel bir şekilde tanınması açısından önemli. Araştırmalarımızın ve çalışmalarınızın bu salgına karşı mücadeleye katkıda bulunabildiği ve pek çok kişiye yardım edebildiği için çok minnettarım" sözlerini kullandı.
Özlem Türeci de "Asturias Prensesi Ödülü'nün sahipleri arasında yer almak bir onurdur. Bilimin asıl hedefini yaşamın iyileştirilmesi olarak tanımlayan bu ödülle değerli bir büyükelçi olarak görülmekten derin bir onur duyuyorum" açıklamasında bulundu.
Ödüller 8 kategoride veriliyor
İspanya'da 1981'den bu yana verilen ve ilk olarak "Asturias Prensi" adını alan ödüller, şimdiki Kral 6. Felipe'nin babasının yerine 2014'te tahta geçmesiyle veliaht olan büyük kızı Prenses Leonor'a atfen "Asturias Prensesi" adını almıştı.
Toplamda 8 kategoride verilen ödüllere layık görülenlere bir Joan Miro heykelciği, bir diploma, bir rozet ve 50 bin avro veriliyor.
Ödül törenleri geleneksel olarak her yıl ekimde Asturias bölgesinin Oviedo kentindeki Campoamor Tiyatrosu'nda düzenleniyor.
#Uğur Şahin
#Özlem Türeci
Yasal Uyarı:
Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!
3
0
0
0
2
0
0
0
Yorumlar
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Avatar Seç
Avatar Seç
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
gonyalı
1 yıl önce
Böyle insanları yetiştirebilidigimiz için ne kadar gurur duysak azdır. Cumhurbaşkanımız Almanya ziyaretinde bu başarının sırrını anlatmıştı. Dünyanın en çok üniversite ve ögrencisinin bizde olduğunu anlatmıştı.
Cevapla
Begen (0)
Begenme (0)
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Avatar Seç
En Çok Okunan Haberler
Konya'da tarlada ceset bulunmuştu! Ölüm sebebi belli oldu
1
Acı haber Konya'dan! Üniversiteli genç kız trafik kazasında hayatını kaybetti
2
BİM CEO’su Galip Aykaç görevinden istifa etti
3
Konya'da kardeşini şikayete giden kişiyi karakol yakınında vurdu!
4
Konya'da bir kişi tarlada ölü bulundu
5
Konya’da “dur” ihtarına uymayan uyuşturucu tacirleri polise ateş açtı
6
Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı
7
Konya'da futbolcuların bulunduğu otomobilin kamyonetle çarpışması sonucu 5 kişi yaralandı
8
Feci olay! Elektrik direğinde asılı ceset bulundu
9
Konya'da kaza! Kontrolden çıkan otomobil takla attı: 6 yaralı
10
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ” |
11,110,308 | ABD'li aktris Olivia Wilde, birinci direktörlük denemesi olan ve daha gösterime girmeden hakkında çeşitli tartışmaların döndüğü "Don't Worry ...
Woody Allen’dan hayranlarını üzecek açıklama: “Son film olabilir”
by admin
11 Ağustos 2022
0
Ünlü direktör Woody Allen, Instagram Live üzerinden Alec Baldwin'in sorularını yanıtladı. Allen 50. sinemasını Paris'te çekeceğini açıklarken ...
Tom Cruise’lu “Top Gun: Maverick” rekora doymuyor
by admin
4 Ağustos 2022
0
Ünlü oyuncu Tom Cruise'un merakla beklenen devam sineması "Top Gun: Maverick", bu hafta sonu 16 milyar TL'yi (1 milyar Dolar) ...
Fenomen romantik komedi serisi, 20. yılında üçüncü filmle devam ediyor
by admin
26 Haziran 2022
0
Kalbinin Sesini Dinle ve Benim Çılgın Düğünüm-2 (My Big Fat Greek Wedding) olarak Türkçeye çevrilen iki sinemadan sonra üçüncü sinemanın ...
Chris Hemsworth’ten Thor hayranlarını korkutan açıklama: “Geri dönmeyebilirim”
by admin
24 Haziran 2022
0
8 Temmuz'da gösterime girecek olan Thor: Love and Thunder (Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü) için geri sayım başlamışken serinin başrolünden ...
Tom Hanks’in titreyen eli hayranlarını korkuttu
by admin
17 Haziran 2022
0
Hollywood yıldızı Tom Hanks, son sineması "Elvis"i tanıtırken kolunun titremesini denetim altına almakta zorlandığı için hayranları ortasında ...
Joker’in devam filminde sürpriz isim: Lady Gaga da rol alacak
by admin
17 Haziran 2022
0
Joker sinemasının duyurulmasından kısa bir müddet sonra artık de Harley Quinn rolünde hangi ünlü ismin görüleceği açıklandı. Yönetmen ve ...
Yönetmen Todd Phillips paylaştı: Joker geri dönüyor
by admin
9 Haziran 2022
0
2019'da gişe rekorları kıran Batman'in ezeli düşmanı Joker, devam sinemasıyla geri dönüyor. Direktör Todd Phillips, toplumsal medya paylaşımıyla ...
Ata Demirer yıllar sonra büyüdüğü mahalleye gitti
by admin
9 Haziran 2022
0
Yeni sineması 'Bursa Bülbülü'nün çekimlerine başlayan komedyen ve oyuncu Cet Demirer, toplumsal medya hesabından paylaştığı bir fotoğrafla ...
Anasayfa
Futbol
Su Sporları
Basketbol
Tenis
Voleybol
Bisiklet
ankara escort - Ataşehir escort - Anadolu yakası escort - Anadolu yakası escort - Kadıköy escort - Bostancı escort - Bostancı escort - Ataşehir escort - Ataşehir escort - Kadıköy escort - Ümraniye escort - Ümraniye escort - Ümraniye escort - |
11,110,309 | 'Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.' Kızılderili sözü
Birisi bir şey yapmayı planladığını söylediğinde iktisatçının ilk sorusu “ne pahasına?” sorusudur. Bu soru ekonomide alternatif maliyet (vazgeçme maliyeti ya da tercih maliyeti) diye bilinen konuya götürür bizi. Her seçim bir vazgeçmedir. Diyelim ki ayın son günü, işten çıktınız ve cebinizde sadece 25 TL var. Evde yiyecek hiç bir şey yok. Karnınız acıkmış ve sinemada görmeyi çok istediğiniz bir film oynuyor. Bu parayla gidip bir şeyler yiyebilir veya sinemaya gidip patlamış mısır ve içecek bir şey alıp film izleyebilirsiniz. İlkinde açlığınızı çok daha iyi giderir, ikincisinde ise görmeyi çok istediğiniz filmi, açlığınızı daha az gidererek izlemiş olursunuz. Diyelim ki bir şeyler yemeyi tercih edip parayı yemeğe harcadınız. Bu durumda sinemaya gidip film izlemekten vazgeçmiş olursunuz. Eğer film oynamaya devam ediyorsa aybaşında maaşınızı (ya da harçlığınızı) aldıktan sonra o filme yeniden gitme imkanınız olabilir. Ama eğer o filmin son gösterim günüyse bir daha o filmi sinemada görme olanağınız olmayabilir.
Yemek yemek ile sinemaya gitmek arasında yaptığınız tercihin iki türlü maliyeti vardır. İlki yaptığınız işe ödediğiniz fiyattır. Yemeğe 25 TL ödemişseniz o yemeğin size maliyeti budur. Yemek yemeği tercih edip sinemaya gitmemişseniz, yemek yemenin maliyeti, film izlemek, patlamış mısır yemek ve içecek içmekten vazgeçmektir. Buna alternatif maliyet diyoruz.
Bütün ekonomik işlemlerin fiyat ile ölçülebilen bir dolaysız maliyeti bir de alternatif maliyeti vardır. Bazen siyasetçiler “kendi uçağımızı kendimiz yapalım” derler. İktisatçılar burun kıvırır. Toplum büyük ölçüde siyasetçiye hak verir. Oysa iktisatçının burun kıvırması boşuna değildir. Uçak yapmak kolaydır. Bütün mesele ne kadar para harcayacağınız meselesidir. Eğer 100 milyon dolara mal ettiğiniz uçağı başkaları 50 milyon dolara yapıyorsa sizin o uçağı yapmanız sadece bir gösteriş yatırımından ibarettir. Ve o aşamada iktisatçı o kritik soruyu sorar: “Ne pahasına?” Yanıt sanırım “halkın refahı pahasına”dır. Çünkü o uçağı 50 milyon dolara satın almak yerine 100 milyon dolara yaparak harcanan ek 50 milyon dolarla okul, yol, köprü vb yapımından vazgeçilmiştir. Bu durumda o uçağın maliyeti parayla değil vazgeçilen okul, yol, köprü vb sayısıyla ölçülür. Aslında daha ileri bir soru böyle bir uçağa gerek olup olmadığı sorusudur. Çünkü bunu sorguladığımız zaman gereksiz maliyet 50 milyon dolardan 100 milyon dolara, alternatif maliyet de çok daha fazla sayıda okul, yol, köprü vb ye yükselir.
Bu tür alternatif maliyetler bir kişinin veya bir toplumun katlanması gereken maliyetlerdir. Bir de bütün insanlığın, hatta bütün canlıların katlanması gereken maliyetler var: Çevrenin tahrip olması.
Kapitalizmin yaşamımıza getirdiği en büyük kötülük kar maksimizasyonu gibi, büyüme gibi kavramlardır. Büyüme mesela, sihirli bir kavram gibi sürekli çevremizde dolaşıp duruyor. Her gün bunu konuşuyoruz: “Bizim şirket büyüyor”, “işimi hızla büyütüyorum”, “ekonomi büyüyor”, “Avrupa büyüyemiyor.” Neredeyse her şeyi büyümeyle ölçer olduk. Kapitalizmin beynimize yerleştirdiği çip bunu empoze ediyor sürekli. İktisatçı olarak her konuda sorduğumuz “ne pahasına?” sorusunu burada nedense soramıyoruz. Oysa her büyüme, doğanın, çevrenin biraz daha aşındırılmasıyla mümkün olabiliyor. Ekonominin büyümesi için yeni enerji santrallarına, yeni yollara, yeni fabrikalara, yeni hava limanlarına, köprülere, daha çok üretime ihtiyaç var. Bunların hepsi doğanın biraz daha yok edilmesiyle yapılıyor. Yeni hava limanları eski ormanların yok edilmesiyle, yeni yollar, köprüler eski tarlaların betonlaştırılmayla yapılıyor. Üstelik bu yeni yollar, köprüler bir süre sonra yeni araçların trafiğe girmesini teşvik ediyor, trafik arttıkça hava kirliliği artıyor. Daha çok üretim için daha çok tüketim yapılıyor.
Nüfus artışı da doğaya zarar veriyor. Çin ve Hindistan gibi dünya nüfusunun neredeyse yarısını barındıran iki ülkede ortalama refah düzeyi henüz Avrupa ve Amerika’nın ortalama refah düzeyinden uzakta. Bu iki ülkede refah düzeyi hızla yükselir de halkın çoğu buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, klima gibi çevreye zarar veren dayanıklı tüketim mallarını ve deterjan, şampuan gibi suları kirleten tüketim maddelerini yaygın biçimde talep edip kullanmaya başlarlarsa çevreye verilen zarar katlanarak artacak. Bu iki ülke sonuçta büyümüş olacak ama doğa küçülmüş olacak.
Ekonomik büyümeden vazgeçelim demiyorum yanlış anlaşılmasın. Ama her konuda olduğu gibi bunda da sınırlar olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sınırları çok zorladığımızda her konuda olduğu gibi burada da işler karışıyor.
Ekonomide asıl olan alternatif maliyettir. Her tercih bir alternatif maliyet taşır. Bazen tercih edilmediği için pişmanlık duyulan alternatife geri dönüp onu da tercih etme şansını yakalamak mümkün olabilir. Ekonomik büyümenin alternatifi doğanın küçülmesidir. Ve bu tercihte ne yazık ki geri dönüş yok.
Bir Kızılderili Öyküsü
Bir gün New York’ta bir grup iş arkadaşı yemek molası için dışarı çıkıp caddede yürümeğe başlarlar. İçlerinden birisi Kızılderilidir. Yürürlerken Kızılderili bir cırcır böceği sesi duyduğunu söyler. Diğerleri gülerek, bu kadar gürültü arasından cırcır böceği sesinin duyulamayacağını iddia ederler. Kızılderili cırcır böceği sesinin geldiğini söylediği yöne doğru gider. Arkadaşlarından birisi onun nereye gittiğini gözlemek için onu izler. Gerçekten de o kadar yüksek binanın arasındaki küçücük bir yeşillikte cırcır böceğini bulurlar. Arkadaşı “Sende insanüstü güçler var o kadar gürültü içinden bu böceğin sesini duyman bir mucize” der. Kızılderili “Bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmak gerekmez” diyerek arkadaşına kendisini izlemesini işaret eder. Kaldırımın ortasında durur ve cebinden çıkardığı madeni parayı yere atar. İnsanlar madeni paranın düşme sesini duyunca sesin geldiği yöne bakarak ceplerini yoklamaya ve paranın kendilerinden düşüp düşmediğini araştırmaya başlarlar. Kızılderili arkadaşına dönerek “Önemli olan nelere değer verdiğindir. Her şeyi ona gore duyar ve hissedersin” der.
Ekonomi Felsefe
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Adsız 3 Aralık 2014 16:32
Hocam merhaba.
Fitch bazı bankaların "Destek Derecelendirme Tabanı Notu"nu düşürdü. Araştırdığımda pek bir bilgi kaynağına ulaşamadım. Sizin bu not ile ilgili bildikleriniz nelerdir? Bu notun hesaplanması nasıl oluşur ve ülkemizdeki bankaların bu notu neden düştü? Teşekkürler hocam.
Not: Konu ile ilgili olarak, "ihtiyaç halinde Türkiye'nin bankalara yabancı para cinsinden destek verme imkanının yeniden değerlendirilmesi sonucunda" söz konusu notların düşürüldüğünü ifade ediliyor. Ancak yeri geldiği zaman bankalar dışarıdan çeşitli yöntemlerle borçlanabiliyor? Borçlanamadığını varsaysak bile illa ülkenin rezervinde yabancı para olmalı mı? Gerekirse ülke Eurobond vs. ihraç edip yine fonlayamaz mı?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 3 Aralık 2014 16:54
Fitch'in sitesinde support ratişng floor şöyle açıklanıyor:
http://www.crmz.com/Help/FitchGlossary.asp
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Baran 3 Aralık 2014 16:34
Değerli Hocam, kapitalizmin büyüme kavramını beynimize işlemesi insanoğlunu ilkelleştiren ve geriye götüren bir unsur olmuştur. Hapishanelerdeki suçluların ve gardiyanların veya hastanedeki hastaların sayılarının artması ekonomik rakamlara hep büyüme olarak yansımaktadır. Bence kapitalizmin kar ve büyüme kavramlarına ek olarak en büyük günahlarından biri de; gereksiz ihtiyaçlar üzerine endüstri kurmasıdır. Buna örnek olarak kola ürününü gösterebiliriz. Kola insan için bir ihtiyaç değildir ama gizli bir formülü vardır ve insanlar bunu içtikten sonra tekrar içme ihtiyacı hissetmektedir, buna dayanarak da dünyada kola endüstrisi kurulmuştur ve bir gün dünyadaki herkes kola içmeyi bıraktığı anda küresel ekonomi krize girer. Bundan daha komik bir şey olabilir mi? Benzer örnekler uyuşturucu madde veya yetişkin filmleri endüstrileri için de verilebilir. Olmayan ihtiyaçlar bağımlılıklar neticesinde ekonomide ciddi bakiye oluşturan, istihdam yaratan, banka kredileri çeken endüstrilere dönüşmektedir. Dünyanın sonunu da bu saçma düzen getirecektir diye düşünüyorum...
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 3 Aralık 2014 16:56
Evet biraz karamsar bir tablo ama pek çok gerçeği içeriyor.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 21:25
olmayan ihtiyaçları engellemenin en etkili yolu tv &reklam kanallarının kapatılması,zira okul öncesi çocuklar bile tüketim müptelası olmuş durumdalar....
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Unknown 3 Aralık 2014 16:41
Hocam yazının anateması dışında; verdiğiniz uçak örneği sanayileşme sürecinde aldığımız büyük bir darbe değil midir? Evet 50'ye almak ilk adımda rasyoneldir ancak yaparak öğrenme, bilginin yayılması gibi süreçleri ele aldığımızda 100 birimin dönüşü daha fazla olmayacak mıdır? Her türlü maliyetine rağmen uçağı, arabayı 50-60 sene önce yapsaydık çarpan etkisi büyük olmaz mıydı?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 3 Aralık 2014 16:50
Eğer bu yaptığımız uçağı bir süre sonra 40 milyon dolara yapabilirsek ve bunu satabilirsek haklısınız. Ama 50'nin altına mal edemeyeceksek ve satamayacaksak üretmenin anlamı yok.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
neryy 5 Aralık 2014 03:03
Peki dışarıdan almak yerine kendi üreten bir devletin uzun vadede döviz ihtiyacının azalacağını varsayarak, yerli paranın değer kazanacağını ve ülke vatandaşlarının satın alma gücünün artacağı varsayılabilir mi hocam?
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 06:48
Varsayılamaz. Çünkü Türkiye çok uzun yıllardır ürettiği malları bugün de üretiyor ve ürettiğimiz her 100 dolarlık malı 60 doları ithal bileşenlerden oluşuyor.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:08
hocam, uçak örneği pek iyi bir örnek olmamış. keşke başka bir örnek verseydiniz. Atatürk uçak fabrikası kurduysa demek ki bu yapılması gereken bir yatırım ki öyledir. Atatürk yaşarken gelişime en açık mühenislik alanı aerodinamikti. halen dünyada gelişime en açık mühendislik alanları çekirdek fiziği ve aerodinamiktir. Atatürk yaşarken çekirdek fiziğindeki araştırmalar pek bilinmiyor, gizli gizli yürütülüyordu. bilinseydi o alanda da birşeyler yapar, öncülük ederdi.
80 senelik tecrübeye sahip bir uçak fabrikamız olsaydı aerodinamik teknoloji diğer endüstrilere de yayılırdı. bir süre sonra helikopter de yapardık. sonra aerosu iyi olan, iyi yol tutan, iyi viraj alan dünya çapında otomobiller. aero teknoloji gerektiren yüksek yapılar, gemiler, tekneler. mesela İstanbul'daki 2 köprüyü kendimiz yapardık. kendi jetimizi, savaş uçağımızı yapar, daha bağımsız bir dış politikaya sahip olurduk. belki uzaya uydu fırlatmayı da öğrenirdik. uzaydaki askeri uydularımızla caydırıcılığımız artar, yine daha güçlü bir ordu ve dış politikaya sahip olurduk. hatta aero etkinliğin ön planda olduğu Formula 1'de başarılı bir takımımız olurdu. sözün kısası bazı mühendislik alanları vardır ki kısa ve orta vadedeki 50 ile 100 milyon dolar arasındaki fark önemsiz kalır.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:32
Bence uçak örneği iyi bir örnek. Atatürk'ün zamanında kurduğu uçak fabrikası yerinde bir yatırımdı. Çünkü dünya o zaman bu alanda yeni yeni çıkış içindeydi. Ve eğer biz o fabrikayı kapatacağımıza devam edip geliştirseydik muhtemelen bugün belirli bir yerde olabilirdik. Ama bu, o gün doğru olan şeyin bugün de doğru olduğu anlamına gelmiyor. Bugün Boeing, Airbus gibi devlerin yanında yolcu uçağı yapmaya kalkmak hiç anlamlı görünmüyor. 200 yıldır içinde bulunduğu tekstil sektöründe bir dünya markası geliştirememiş olan toplumun kısa sürede Boeing ve Airbus'a rakip olacak bir uçak sanayii geliştirmesi sizce mümkün müdür? Ya da mümkünse "ne pahasına" sorusunu sormak gerekmez mi?
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 09:33
Bugün Boeing, Airbus firmalarıyla yarışamasak bile ileride yarışamıcağımızı kimse söyliyemez.Birden gelişmiş ülkeler düzeyine çıkamıcağımız gibi bu tarz yatırımlar yapmadığımız takdirdede gelişmeyi beklemek anlamsız olur.Yeni bir teknoloji devrimi olduğunda hazırlıksız yakalanırız.Atatürk zamanında pervaneli motorlar vardı.jet motoru çıktığında piyasaya,pervane teknolojisi geçersiz kaldı.Herkes yeni çıkan teknolojiye adapte olmaya çalıştı.Yeni bi teknoloji devrimi geldiğinde treni kaçırmamak istiyorsak maliyeti ne olursa olsun bi yerden başlamamız lazım.refahın artırmasını istiyosak,belli sınırlar içinde teknolojik yatırımlarda maliyeti düşünmememiz lazım.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 11:52
mesele aslında uçak değil. Boeing veya Airbus'la rekabet etmek de değil. mesele dünyada gelişime açık olan mühendislik alanlarında bir şeyler yapabilmek. "uçak fabrikası" denilince sadece ticari uçak yapan bir fabrika anlaşılıyor. "uçak fabrikası" bir aero teknoloji kompleksi aslında. bir nevi üniversite, temel bilgi üretim alanı. diğer taraftan, uçak fabrikasında geliştirdiğiniz teknolojiyle illaki ticari uçak yapmak zorunda değilsiniz. örneğin askeri bağımlılığınızı azaltacak savaş uçağı yaparsınız. veya bir yığın başka alanda kullanırsınız.
aerodinamik ve uzay-havacılık Atatürk zamanında da bugün de derya deniz, uçsuz bucaksız bir alan. ancak aero alanında söz sahibi olmak istiyorsanız başlangıç yatırımı epey yüksek olacaktır. bunu göze almak durumundasınız. rüzgar tünellerinden elde edeceğiniz veriyi istatistiki olarak anlamlı bir şekilde yorumlayabilmek için bile yıllar geçmesi gerekebilir. geliştirdiğiniz uçağı pat diye kullanıma sokamazsınız, en az bir milyon mil test edeceksiniz. sabretmek zorundasınız.
mesela aynısını elektronik için söyleyemeyiz. yabancının hardware'ını alıp kendi geliştirdiğiniz bir yazılımla ve uzman bir hizmet ekibiyle hardware'ı geliştirenden daha fazla katma değer yaratabilirsiniz. yani müellif mühendise baskın çıkabilir. ama bazı mühendislik dalları vardır ki kısa-orta vadeli maliyet hesabı yapmadan girmek zorunda kalırsınız. zaten bu tarz durumlar nedeniyle ABD'de mühendislerin işletme veya iktisat master'ı yapmaları çok teşvik edilir ki mühendislik ve ekonomi bilgisini bir araya getirerek daha verimli olabilsinler diye. çünkü iktisatçı veya işletmecilerin çoğu elementer düzeyde bile mühendislik bilgisine sahip değiller.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 13:30
Mühendislerin ekonomi ve işletme öğrenmesinin teşvik edilmesinin nedeni maliyet, fizibilite ve kârlılık kavramlarını öğrenmeleri içindir. Çoğunun bu kavramlarla ilgisi yoktur. Maliyet olayını yok sayarsanız herkes her şeyi yapabilir. İki şey önemlidir ekonomide : (1) Kaça mal olacak? (2) Fizibil olacak mı? Yani yaptığımızda birilerine satarak parasını çıkarabilecek miyiz? Bu soruları sormadığınız zaman yapamayacağınız şey yoktur.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 17:08
mühendise maliyet, fizibilite ve karlılık öğretmek, iktisatçıya mühendislik disiplinlerini öğretmekten çok daha kolay. birçok mühendis fabrika kaynaklarının optimizasyonu diyebileceğimiz operations research dersi alıyor. endüstri mühendisleri muhasebe ve kendilerini ilgilendiren hukuk branşlarında eğitim alıyor.
ABD federal hükümeti, Mars projesine bugüne dek 16 milyar dolar para harcadı. Hindistan ise 70-80 milyon dolar maliyetle Mars'ın yörüngesine uydu oturttu. şimdi ABD federal hükümeti Mars projesinden vaz mı geçsin? yoksa Hintlilere bu işi outsource mu etsin? Airbus, Boeing'e kıyasla uçak başına %30-35 daha fazla muhasebe maliyetine sahip. Airbus uçak üretmekten vaz mı geçsin? vazgeçmezler çünkü bu sektör gelişime çok açık bir alan. o kadar fazla kamusal fayda sağlıyor ve taklit edilmesi o kadar zor teknoloji üretiyor ki birkaç istisna hariç diğer sektörlerde bu kadar faydayı elde etmek şimdilik mümkün görünmüyor. zaten gelişmiş ülkeler o istisna olan sektörleri de ihmal etmiyorlar. ben o nedenle uçak örneği iyi bir örnek olmamış diye yazdım. başka bir sektörden örnek verseydiniz belki bu kadar karşılıklı tartışma olmayacaktı.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 21:55
Sayın hocam, bir uçağı yüz milyon dolar karşılığı TL harcamak yerine, elli milyon dolar USD ödeyerek, elli milyon USD karşılığı TL elde etmiş olarak ifade etmemiz yanlışmı olur. Yurt dışına ödenecek dövizi tedarik etmenin siyasi,sosyal,iktisadi alternatif maliyetleride yokmu. Para'nın fiili ve hukuki durumunun mal olduğu yerde, siyasetin ve ticaretin muktedirlerinin, arz-talep dengeleri ile çıkarları istikametinde manipülasyon yapmamaları mümkün mü! Fiyat piyasada belirleniyor, serbest pazar!
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 06:56
Konu sadece fabrika kaynaklarının optimizasyonu ya da şirketin muhasebesiyle bitseydi mühendislerin aldıkları bu dersler yararlı olurdu. Konu daha çok makroekonomi bilgisiyle ilgili.
Mars örneği aslında çok güzel. Hindistan ne pahasına Mars'a uydu oturtuyor? İktisatçı buna bakar.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 6 Aralık 2014 01:07
Bu arkadaşa alternatif maliyeti tam kavrayamamis sanırım. Eger saray yaptırırken halk hala askari ucrette 5 liranın hesabını yapıyorsa sarayın Maliyeti 1.5 milyar degil sefil yasayan kesimin artmayan gelirdir. Uçak mevzusuna gelince ucak yapmak için bu halk nelerden vazgacecek bu onemli kuzey Kore de herseyini kendisi yapıyor ama halk ne ozgur nede refah ıcınde onların alternatif maliyeti acık
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Unknown 7 Aralık 2014 15:26
Konuyla pek alakası olmamasına rağmen nerden çıktı bu saray örneği? Seviyeli bir tartışmaya yakışacak olan alakalı bir örnek vermek olurdu ki siz nefretinizle insanları tahrik etmeye yönelik bilimselliği amaçlamayan bir yazı paylaşmışsınız. Ben arkadaşı tüm kalbimle tebrik ederim. Görüşünü, referanslara dayanarak geliştirip örneklerle destekleyerek savunduğu için. Zaten Mahfi hocayla bir konuda tartışabilmek de bunu gerektirir.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:23
[1. BÖLÜM]
(Toplam 45 bölümlük yorum)
Sayın Eğilmez’e ve bu sayfanın ziyaretçilerine hatırlatma:
HAYATTA KENDİNİ SATMAYA ÇALIŞAN SADECE “CV” DEN İBARET BİR ÜRÜNE DÖNÜŞTÜĞÜMÜZÜN FARKINDA MIYIZ ?!
“REKABET” KELİMESİNİ BEBEKLİĞİMİZDEN İTİBAREN BİZE NASIL ÖĞRETİYORLAR ?!
Tarih: 18 Eylül 2014
Yazan: Nevzat Evrim Önal
“Aklımıza ve yalanlara dair...”
Çok yalan söylediler bize, ama herhâlde en çirkini “birbirinizin üstüne basa basa yükseleceksiniz”di!
1995 eylülünde, İTÜ İşletme Mühendisliği’ni kazanmış öğrenciler olarak Maçka yerleşkesi giriş kattaki sınıflardan birine doluşmuş; bize okuyacağımız bölümü tanıtan hocamızı dinliyorduk.
Uzun uzadıya; ne kadar gözde bir bölüm kazandığımızı, iş dünyasının bizim mezuniyetimizi nasıl dört gözle beklediğini anlatan hocanın kim olduğunu hatırlamıyorum (iyi ki de hatırlamıyorum çünkü ismini vermek zorunda kalırdım), ama söylediklerini hiç unutmadım:
“Siz, Türkiye’de sadece İTÜ’de bulunan İşletme Mühendisliği’ni kazanmış şanslı gençlersiniz. Şanslısınız, çünkü sadece birbirinizin rakibisiniz.”
Utanç verici; bilhassa “Bir Bilim Adamının Romanı’nı (Prof. Mustafa İnan’ın yaşam öyküsü, 1975)” yazan Oğuz Atay’ı yetiştirmiş üniversitede bir kürsüde bunların dile getirilmiş olması!
Ama utanç verici olduğu kadar ikna ediciydi de. Öyle ki, bazı arkadaşlarımız hemen havaya girip daha ilk yıldan derslerde tuttukları notları kimseyle paylaşmama kararı aldılar. Tesadüfe bakın ki, İTÜ aynı yıl öğrencileri “çan eğrisi”yle yani objektif, bilimsel ölçütlere göre değil; birbirlerine göre ne kadar başarılı olduklarına bakarak değerlendirmeye başlamıştı!
Bu durum, “iş hayatına yönelik üniversite eğitimi!” almış herkesin hikâyesi aslında!
Hepimiz bu yalanları bir biçimde duyduk:
Bize;
“Özel” olduğumuz,
“Yetenekli” olduğumuz,
Başkalarından “daha iyisine” layık olduğumuz söylendi.
Ve
Başarımızın ölçütü hep aynıydı: Yanı başımızdakinden, sınıf arkadaşımızdan, sınıfdaşımızdan daha fazlasını yapmak!
Evet, iyi bir üniversitenin gözde bir bölümünden diploma almış olabilirdik; ama yetmezdi. Bunun için durmaksızın koşturmaya devam ettik: Dil kursları, MBA programları, şirket tarafından verilen “sertifikalandırılmış!” hafta sonu eğitimleri, “kişisel gelişim kitapları!”…
Bizim hayatımızda bize ait olan ve uyumaya ayırmak zorunda olmadığımız saatlerin hepsini; hayatımız içinde adına “mesai!” denen, patronumuza satacağımız saatleri daha nitelikli kılmak için harcadık! Bütün bu çılgınlığın adı “kariyer!”di ve kendimizi buna vakfettikçe; sadece “CV”mizden ibaret bir şeye dönüştük!
“Kariyer basamakları!”nı tırmandıkça, Aragon’un o güzel şiirinde “hiçbir yere ulaşmayan merdiven”e benzettiği yalnız insanın elli ayaklı, vücuda gelmiş hâli olduk.
(...
Yalnız insan merdivendir
Hiçbir yere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan
Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir
Yalnız insan yok ki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan
Yalnız insan kayıp mektup
Adresi mi yanlış nedir
“Sevgiler” der fırlatılır
Kim bilir kim tarafından
...)
[Devamı 2. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:23
[2. BÖLÜM]
Bununla da kalmadı, kalamazdı; zira sakallı bilgenin dediği gibi:
“ İnsanoğlunun bugüne kadarki koşullarının, ahlâksızlığının doruğu ‘rekabettir.’* ”
(* Friedrich Engels’in “Ekonomi Politiğin Bir Eleştiri Denemesi” başlıklı makalesi; “Sol Yayınları” tarafından basılan “1844 Elyazmaları” adlı kitap, 2. baskı, 369. sayfa)
Hâl böyle olunca her türlü “ofis komplosu”, “dedikodu”, “ispiyonculuk” vb. alçaklıklar biz yapmasak da hayatımızın olağan, yadırgamadığımız bir parçasına dönüştü. Kariyer basamaklarını hepimizden hızlı tırmanan bazı arkadaşlarımız kendi merdivenlerinin sonundan atlayıp boğaza ya da betona çakıldığında üzüldük kuşkusuz, ama çoğumuz da normal karşıladık!
“Hayatımızın sadece mesai saatlerini değil tamamını tepe tepe kullansın da kâr etsin!” diye diye tüm benliğimizi “patronlarımıza!” böyle teslim ettik! Kariyer yalanlarına kanarak; ama bir yerden sonra kendi aklımızla, ellerimizle, bile isteye...
Bu cendereden kurtulmak, hayatımızı geri almak zorundayız!
İlk yapmamız gereken de birbirimizle rekabet etmeyi bırakmak!
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/aklimiza-ve-yalanlara-dair-97337
* * *
“ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ” DERKEN NEYİ GÖRMEZDEN GELİYORUZ ?!
“CAHİL BIRAKAN”
İLE
“CAHİL BIRAKILAN”
AYRIMINI NİÇİN İNATLA ANLAMAK İSTEMİYORUZ ?!
Tarih: 25 Eylül 2014
Yazan: Nevzat Evrim Önal
“‘Yüzde 60’ niye bize düşman?”
Şu kadarını söyleyebilirim; mesele “dindarlık-laiklik” meselesi değil. En azından sadece o değil.
Evet, çoğumuz ailesinin görüşlerinin de etkisiyle Cumhuriyet’in “laiklik ilkesi” ve “batılılaşmak-modernleşmek” projesiyle içselleştirilmiş bağlar kurdu. Aldığımız eğitim; aklımızı açan, dinsel inançları sorgulamayı kolaylaştıran nitelikteydi. Böylece azımsanmayacak bir kısmımız din ile ilişkisini tamamen kesti. Çoğumuz ise sadece manevi bir dayanak olarak inanıyor ve dinin vecibelerini yerine getirme işini en kötü ihtimâlle ölüm korkusunun aklı karartmaya başladığı yıllara erteliyor.
Ama gerçek hayat, Platon’un mağara alegorisinin tam tersidir. Maddi gerçekler ideallerin değil, idealler (veya düşünceler) maddi gerçeklerin gölgesidir. Dolayısıyla AKP mitinglerini dolduran kitlelerin bizden hazzetmemelerinin sebebi sadece dini duygularımızın daha “gevşek” olması olamaz. Eğitimli, profesyonel emekçilerle, az eğitimli yoksul kitleler arasındaki “psikolojik mesafe”nin böylesine açılmasının maddi bir sebebi olmalı!
Bu sebep “ücret eşitsizliğidir!”
Patron, vasıflı emekçiye daha fazla ücret vermek zorundadır çünkü o emekçi hayatının bir bölümünü çalışmaya başlamadan önce eğitime ayıracaktır (evet, kendimiz için değil “müstakbel patronlarımız için!” okuyoruz; liseye, üniversiteye, yüksek lisans yapmaya onlar için gidiyoruz!) Dolayısıyla, mühendis veya doktor ücreti asgari ücrete eşit olamaz çünkü arada fark yoksa kimse patronların hayrına yıllarca üniversite okumaz; “ücret eşitsizliği” kapitalizmde zorunludur!
Buna rağmen;
Yoksul kitlelerin önemli bir bölümünün (“hepsi” diye yazmadığımı vurgulamak isterim!) görece yüksek ücret alan “profesyonel emekçilere!” karşı beslediği düşmanlık yeni bir olgu; zira AKP gericiliği, daha önce hiçbir iktidarın cesaret edemediği bir işi yaptı ve bir kısmı sefalet koşullarında yaşayan kitlelere bizi hedef gösterdi!
İslamcı muhafazakârlığın din ve ahlâkını reddediyor olmamız bir meseleydi kuşkusuz; ama ülkenin üzerine çökmüş karanlığın başmimarının sesini titrete titrete çektiği:
“Hor görülmenin ne demek olduğunu iyi biliriz!” söylevleri,
“Bunlar rakı sofrasında ülkeyi kurtarır!”dan çok;
“Bunların tuzu kuru, siz sefillere ben sahip çıkıyorum; bundan sonra yerinizi yurdunuzu iyi belleyin!” vurgusuna dayanıyordu!
[Devamı 3. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:24
[3. BÖLÜM]
Çok sayıda insanın geçinmek için AKP’ye el açar hâle gelmesi, geçim yardımlarının hak olmaktan çıkıp basbayağı adam seçilerek verilen bir sadakaya dönüşmesi, yoksul kitlelerin gittikçe artan oranlarda “kalpsiz dünya karşısında afyona*” muhtaç edilmesi bunu kolaylaştırdı.
(* Marks’ın neredeyse her zaman eksik alıntılanan “din; kitlelerin afyonudur” lafının tam hâli şudur:
“Din; ezilen insanın içli ezgisini, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığını, tinin dıştalandığı toplumsal koşulların tinini oluşturuyor. Din, halkın afyonunu oluşturuyor.”
Eser: “Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi”, “Sol Yayınları”, 2. baskı, 192. sayfa)
Ama asıl mesele resmi söylemde:
“Mum gibi eriyen ama aydınlatan” öğretmenin yerini;
“Yılın üç ayı yata yata maaş alan” öğretmenin alması,
“Şifa dağıtan” doktorun yerini;
Günde yüzlerce vakaya bakmak zorunda bırakılan ve acil serviste hasta yakınları tarafından linç edildiğinde “sahip çıkılmayan” doktorun almasıydı!
“Yeni Türkiye!” inşa edilirken devletin âli kürsülerinden yaşamın her alanında yoksullara hedef gösterildik:
HAYATIMIZ KUŞATILDIKÇA, ÇARESİZLİĞİN VERDİĞİ ÖFKEYLE “CAHİL BIRAKAN” İLE “CAHİL BIRAKILANI” AYNI KEFEYE KOYDUK VE SIRADAN İNSANLARA DUYDUĞUMUZ ÖFKEYİ ÇOK SAKİL BİÇİMLERDE DIŞAVURARAK YENİLGİMİZİ KENDİ ELİMİZLE TAMAMLADIK!
Biz Aziz Nesin’in “halkın yüzde 60’ı aptal” lafı üzerinden kendi kendimizi eylerken;
AKP’nin ideolojik bombardımanı altındaki yoksullar sefil hayatlarının sebebi olarak asla karşılaşmadıkları “Koç ve Sabancı”ları değil;
Her gün karşılaştıkları “biz”i görmeye başladı!
AKP; ilkellik ve hasetlerini körükledikçe, sahip olduğumuz ve herkesin sahip olması gereken yaşam kalitesine kendileri de sahip olmayı değil;
Bizim elimizdekileri kaybedip onlar gibi olmamızı, onlara benzememizi ister hâle getirildiler!
Artık kaçacak yerimiz kalmadı!
Elimizdeki ayrıcalıkları (ki buna “düşünebilme ayrıcalığı!” da dâhil) savunmaya çalıştıkça, her şeyi kaybedeceğiz!
Bu cendereden tek kurtuluşumuz var:
Toplumda tutabildiğimiz kadarıyla gerici kuşatmayı yarıp, sefalet ve cehaletten başka bir şey üretmeyen bu düzeni yıkmak, herkesi eşit ve insanca bir yaşama kavuşturmak zorundayız!
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/yuzde-60-niye-bize-dusman-97691
[Devamı 4. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:25
[4. BÖLÜM]
HERKESE “AFYON”, BİZİMKİSİ “AYFON” !
Tarih: 2 Ekim 2014
Yazan: Nevzat Evrim Önal
“Orhan Kemal” büyük eseri “Bereketli Topraklar Üzerinde”de; öldüresiye çalıştırdığı ırgatlara el altından esrar satıp verdiği yevmiyenin bir kısmını geri alan ırgatbaşından bahseder.
Bu sadece roman akışının bir parçası değil, aynı zamanda bir metafor!
İçinde yaşadığımız düzen bizi yoğun, stresli ve sağlıksız çalışma koşullarına maruz bırakırken;
Bir yandan da bize bunların yarattığı mutsuzluğa çare olduğunu iddia ettiği türlü çeşitli uyuşturucular satıyor!
Bu satılık mutlulukların (“uyuşturucuların!”) tümü bağımlılık yapıyor ve sadece bir amaca hizmet ediyor: Düzeni bizim için katlanılabilir, dolayısıyla sürdürülebilir kılmak!
“Din”; bunların içinde en ucuz olanı ve satış rakamı en yüksek olanı gibi bir verinin ortaya çıktığı söylenebilir! Ama patronlara düşünsel becerilerimizi sunmak için eğitilmiş olan bizler açısından çok da ikna edici değil.
Sultanbeyli’de doğup büyümüş, hayatında bir kez bile boğaz kıyısında oturup bir bardak çay içmemiş yoksul genci allahla kandırıp üç kuruşa çalıştırabilirler;
Ama bize daha egzotik, karmaşık uyuşturucular sunmak zorundalar! Bunlar aynı zamanda; “pahalı”, gelirimizle ancak alınabilir olmalı ki, bize bir “erişmek” hissi, bir “özel olmak” hissi versin!
Bizim “uyuşturucularımız!”;
Satın almak için yüzlerce insanın sıraya girdiği, fiyatı 2300 liradan başlayan “ayfon” benzeri şeyler olabilir ancak, aşağısı kurtarmaz!
Marks bu durumu “meta fetişizmi*” kavramıyla açıklıyor.
(* Eser: “Kapital; 1. cilt”, “Sol Yayınları”, 7. baskı, 81. sayfa)
“Modern insan!”; piyasadaki malları:
Ortaya çıkmalarını sağlayan “üretim ilişkileri”nin farkında olmadan,
Fabrikalarda kaç yüzbin işçinin kemiklerindeki iliğin son zerresine kadar sömürüldüğünü bilmeden,
Kerameti kendinden menkul nesneler olarak görüyor ve bu nesnelere değer atfediyor! İlkel mağara adamı nasıl yontulara, fetişlere kutsallık atfediyorsa; “modern insan!” da mallara kutsallık atfediyor:
Bu sayede;
Prangamız olsun diye,
“Düşünce emekçileri!” her yerde ulaşılabilir ve çalıştırılabilir olsun diye,
Patrondan gelebilecek “e-mail!” leri her dakika kontrol edip “meeting; toplantı!” & “business; iş!” üzerinde hazır bulunsunlar diye,
İcat edilmiş olan “akıllı telefon!”;
Bizim için “peşinden koşulacak!”, “uğruna aylarca taksit ödemek göze alınacak!” bir arzu nesnesine dönüşüyor!
Peki, nasıl yuttuk bu numarayı ?!
[Devamı 5. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:25
[5. BÖLÜM]
Bize yüksekçe bir maaş verdiler, ama el çabukluğuyla pahalı şeyler satın almaya mecbur ettiler, bunu da esasen bizi zamana sıkıştırarak yaptılar!
“Plaza!” içindeki yemekhanelerimiz kapandı ve elimize bir “ticket koçanı!” tutuşturuldu; aynı anda “plaza!”nın etrafında yemek fiyatları iki katına çıktı!
Öğle tatillerimiz bir buçuk saatten bire, sonra 45 dakikaya indi!
Zaten tüm gün bilgisayar başında oturduğumuzdan, her öğlen dürüme abanıp obez olmamak için hem daha sağlıklı, hem de “hızlı yenebilecek!” şeyler bulmak zorunda kaldık; bir bardak suda fırtına kopmasına sebep olan “suşi” ve niceleri ile böyle tanıştık!
Yalnız çuvaldızı kendimize batıralım:
Yoğun iş günlerinde patron “yemeğe çıkmayalım, ‘Yemeksepeti’nden bir pizza söyle de birlikte yiyelim” dediğinde; bilgisayar başında pizza kutusu fotoğrafını “ajansta pizza keyfi” diye “Facebook”tan paylaşmak kendi enayiliğimizdi!
BU ENAYİLİĞİ YAPTIK! ÇÜNKÜ ÇOCUKLUĞUMUZDAN BU YANA HAYATIMIZIN HER ANININ DEĞERLİ VE ÖZEL OLMASI GİBİ İMKÂNSIZ BİR ŞEYİ ARZULAMAYA KOŞULLANDIRILDIK!
Eninde sonunda “ücret karşılığı saatlerimizi satıyor olduğumuzu!” anlar gibi olduysak da; kabullenmedik!
Zamanla, hayatımız işimiz ve o iş sayesinde tükettiğimiz nesnelere daraldı ve kendimizi bu “parasal değer!” üzerinden tanımlar hâle geldik.
“Spor salonları”, “Starbucks”, “Ikea” ve benzerlerine müşteri olmamızın yaşam ve iş koşullarımızdan kaynaklı nesnel sebepleri var.
AMA ZATEN SORUN TEK TEK BU MARKALARI TÜKETMEMİZ DEĞİL;
BUNLARIN TOPUNUN BİR HAYAT ETTİĞİNİ ZANNETMEMİZ!
ÜZERİMİZDE OYNANAN SAHTEKÂRLIKLARI GÖRMEYE BAŞLADIĞIMIZ HÂLDE, KENDİMİZİ KANDIRMAYA İNATLA DEVAM EDİYORUZ; NE YAZIK!
Bizim afyonumuz işte bu fetişleştirdiğimiz nesnelerle süslediğimiz hayatımız!
Sıradan insanın afyonu; metro kazasında oğlunun kalçasına saplanan demiri “takdir-i ilahi” görmesine;
Bizimkisi; hayatımızı dolu ve anlamlı gösteren nesneleri, dolayısıyla o nesneleri edinmemizi mümkün kılan işimizi vazgeçilmez görmemize sebep oluyor!
İdeolojik içerik farklı ama sonuç aynı:
Çeşit çeşit afyon; düzeni katlanılabilir, dolayısıyla sürdürülebilir kılıyor!
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/herkese-afyon-bizimkisi-ayfon-98019
[Devamı 6. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:26
[6. BÖLÜM]
MORATORYUM
Tarih: 16 Ekim 2014
Yazan: Nevzat Evrim Önal
Bu yazının kadrajını hemcinslerime daraltacağım.
Başlığın fonetiği (ses bilgisi & yapısı) ölümü çağrıştırsa da anlamı “ertelemek, askıya almak”. Bir sorumluluğu ya da alınması gereken bir kararı “ertelemek” olarak kullanılıyor. Bence bu kavram hayatlarımızın çok önemli bir ortak noktasını anlatıyor; zira hepimiz, imkân yaratabildiğimiz müddetçe hayatımızda önemli değişiklikler yaratacak dönemeçleri erteleyebildiğimiz kadar erteliyoruz.
Genel kanının aksine ben bunun çok da eleştirilebilir olduğunu düşünmüyorum; zira bugünün Türkiyesinde eğitimli bir erkeğin önüne konan;
“MEZUNİYET → ASKERLİK → İŞ → EVLİLİK → ÇOCUK → BAŞARILI KARİYER → İYİ MAAŞ → BAŞARILI KARİYER → İYİ MAAŞ → BAŞARILI KARİYER → İYİ MAAŞ → BAŞARILI KARİYER → İYİ MAAŞ → ...”
şeklindeki yaşam izleğinin keyifli bir yaşam isteyen bir insan için çekici hiçbir yanı yok. Bu yüzden moratoryum; (bizi kırmızı halılarla bekleyen bir patron hayali kuracak kadar bulutlarda gezmiyorsak!) üniversitenin uzatılmasıyla başlıyor!
Sonra en yaygın “askerlik tecil yöntemi!” ve eğitimli emekçiler için artık bir “kariyer zorunluluğu!” hâline gelmiş olan “yüksek lisansa!” başlıyoruz.
Bu yıllarda ailesinden maddi yardım görebilenler ya okulu,
Ya da yüksek lisans yapmamış olanlara verilen “ücretin düşüklüğünü” gerekçe gösterip çalışmıyor.
Maddi desteğe sürekli erişebilme olanağına sahip olmayanlarımız ise onlarca yıllık okul, dershane, sınav stresi, üniversitenin (ve sonrası dönemin) uzaktan-yakından karşılığı olamayacak bir ücretle çalışmaya başlıyor ve harçlığını çıkartabildiği müddetçe “moratoryum” sürüyor!
Nihayetinde; ailemizden gelen “düzen kurmak”, “evlenmek” vb. konulu basınç çok artarsa en etkili bahane cebimizde: “Bedelli!” bekliyoruz! Sonuçta; eğer yırtması mümkünse kim kendi çocuğunu askere göndermek ister ki?
Kaçtığımız, ertelediğimiz en önemli şey şu:
“Aile kurmak”
Zira [iş+çocuk] formülünün sonucunda ortaya çıkan iş yükü, ebeveynler tarafından eşit biçimde paylaşıldığında nitelikli kişisel zamanın her iki taraf için neredeyse sıfırlanması demek. Bu konuda toplumsal basınç esasen kadının üzerinde olduğu için de rahatız; kaçan değil kovalananız. Belki ilişkiyi başlatan teklifi biz yapıyoruz, ama evliliği artık kadınlar teklif ediyor; biz de kendimizi naza çektikçe çekiyoruz.
BU NAZ HÂLİNE PEK ÇOK ÖRNEKTE ADI AÇIKÇA KONMAYAN BİR “İŞBÖLÜMÜ PAZARLIĞI” EŞLİK EDİYOR VE LAFA GELDİĞİNDE EN MODERN BİZ (ERKEKLER) OLSAK DA ASLINDA ÖNCELİKLE BERABER PLAYSTATION OYNAYACAK VEYA DİZİ İZLEYECEK BİRİNİ DEĞİL; BASBAYAĞI BİZE ANNELİK YAPACAK BİRİNİ ARIYORUZ, DİĞER BEKLENTİLERİMİZ İSE BONUS!
“SEVGİLİLİKTEN → EVLİLİĞE” GEÇİŞİN KİLİT NOKTASI BU OLUYOR. EVLENDİKTEN SONRA, BİZ İÇİMİZDEKİ PLAYSTATION RUHUNU DEVAM ETTİRİYORUZ, “EŞ”İMİZ İSE SESİ GİDEREK KISILARAK “ÇOCUK DA YAPARIM KARİYER DE!” ŞARKISINI SÖYLÜYOR. ÇOCUK OLDUĞUNDA İSE GENELDE ŞARKI BİTİYOR!
Feminist arkadaşlarım bana kızacak ama “Otisabi” benzeri bir alçaklığa gömülenler haricinde, bu berbat tabloda erkeği suçlamanın sınırı var.
Ne olmasını bekliyoruz? Neredeyse hepimiz ya dağılmadığı için içindeki herkesin mutsuz olduğu orta direk, ya da dağılıp bizi göçebe etmiş orta sınıf ailelerin çocuklarıyız. “Einstein”ın dediği gibi, aptallığın en basit tanımı aynı şeyi yapıp başka bir sonuç almayı beklemektir; bu yüzden de çoluğa çocuğa karışma konusunda hevesli olmamamız yadırganmamalı, zira pek de aptal değiliz. En azından babalarımızın yaptığı hatayı yapıp ellimizde orta yaş bunalımına girmek yerine kendi hatamızı yapıp ergenlikten hiç çıkmamaya çabalıyoruz!
[Devamı 7. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:27
[7. BÖLÜM]
Moratoryumun özü şu:
Hiçbir anlamı olmayan bir yaşam izleğini reddediyor; ama yerine anlamlı bir amaç değil, tekrarlamaktan sıkılmayacağımızı umduğumuz “kullan; at”, “kullan; at”, “kullan; at” tarzı bireysel hazlar koyuyoruz!
Sebebi ise evrensel: Özellikle bugünün dünyası içinde; insanlığa uğrunda ne yaşanacak, ne de ölünecek bir şey sunamaz hâle gelen çürüme yıllarında yaşıyoruz! Moratoryumumuz bunun binlerce işaretinden biri.
Yüz yıl önce de durum çok farklı değildi. O yılların kahramanı yatağından kalk(a)mayan “Oblomov”du! Bizim kahramanımız ise tek tasası odayı dolu gösteren halısı olan “Jeff Lebowski (nam-ı diğer; ‘The Dude’)!”
Benzerlik bu kadar açıkken, ve eğer bu ebedi erteleme hâlinden kurtulmak, uğruna yaşanacak bir şeylere sahip olmak istiyorsak bakacağımız yer yüz yıl önceki moratoryumdan nasıl çıkıldığıdır.
O çıkışın tarihi de 1917 yılının bir takvime göre Ekim ayının sonuna, bir diğerine göre Kasım ayının başına denk gelir!
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/moratoryum-98706
[Devamı 8. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:27
[8. BÖLÜM]
BİR ÖLÜMÜN ARDINDAN...
Tarih: 23 Ekim 2014
Yazan: Nevzat Evrim Önal
Yukarıda okuduğunuz “Moratoryum” başlıklı yazımın ilk satırlarında, “ertelemek” anlamına gelen bu kelimenin ölümü çağrıştırmasından bahsetmiştim. Yazının yayınlandığı saatlerde bir insan, “Mehmet Pişkin”, benzerliğin sadece kelime kökünde olmadığını hepimize gösterdi! Tüm tanıyan ve sevenlerin affını dileyerek bu yazımı ona ayıracağım ve anısına saygısızlık etmemeye gayret göstererek, bize bir insanın sonundan çok daha fazlasını anlattığını düşündüğüm ölümünden yola çıkarak bir şeyler söylemeye çalışacağım.
John Carpenter’ın “Çılgınlığın Ötesinde” adlı filminde, insanlığın sonunun geldiğini bilen dedektif Trent, “her canlı türü soyunun tükenişini hisseder” der.
Türlere genişletilemeyecek bir iddia bu, ama insanlık için bir açıdan doğru olduğunu düşünüyorum.
“Sorgulayıcı aklı” ve “hayata dair algıları” biraz açık her insan, içinde yaşıyor olduğu uygarlık çürüyüp çökmeye başladığında bunun alametlerini fark eder:
Toplumsal ilerleme; belki son durağa gelmiş bir buharlı tren gibi istim (gücünden yararlanmak için elde edilen buhar) salarak durmaz ama hiçbir yere ulaşmayan bir dairesel hatta döner, döner, döner...
Hayat kısırlaşır, en üretken insan dahi köstekler hâle gelir.
“Sanat” kendisini tekrar etmeye,
“Sanatsever” daha güzeli aramaya değil bu tekrarı oburca tüketmeye alışır.
İktidar despotların meşgalesi olur çünkü artık yönetenlerin elinde yönetilenlere vaat edecekleri, daha iyi bir yarına giden bir yol haritası yoktur; sadece harisçe, dört elle sarılıp dişlerini geçirdikleri ve hiç bitmesin diye uğraştıkları bir “bugün” vardır. Despotluk bunun sürdürülmesinin tek yoludur.
Bahsettiğimiz;
Artık çapı hiç genişlemeyen bir pastadan hep daha kalın bir dilim kapmaya çalışan üçkâğıtçıların,
Kasaba avukatı kılıklıların,
Zübükzadelerin uygarlığıdır!
Bu çürüyen uygarlıkta;
“Güzele”,
“Naziğe”,
“Kaliteliye” yer yoktur:
“NAZİK, NEŞELİ, EĞLENCELİ, AKIL VE RUH OLARAK BÖYLE BİR İNCELİK VE DERİNLİĞE SAHİP BİRİSİ OLMAYI ÇOK ÖNEMSEDİM VE ŞU ANDA BUNLARI KORUMAK VE SAĞLAMAK CİDDİ BİR YÜK HÂLİNE GELDİ BENİM İÇİN.
BU KONUDA TAKATİMİN ARTIK TÜKENDİĞİNİ, İŞİN O KARANLIK TARAFININ DAHA AĞIR GELDİĞİNİ VE TAŞIYAMADIĞIMI VE BİR ŞEKİLDE BUNUNLA İLGİLİ DONANIMLARI DA ZAMAN İÇİNDE GELİŞTİRMEDİĞİMİ FARK ETTİM” DİYEN PİŞKİN’İN BAHSETTİĞİ, BUDUR!
Samimiyetle sormak istiyorum:
Çoğumuz bu hissiyatı taşımıyor muyuz?
[Devamı 9. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:28
[9. BÖLÜM]
“Yiğit Özgür”ün o olağanüstü karikatüründe pencereden bakıp “bu ne lan; dünün aynısı!” diyen adam gibi değil miyiz?
(Karikatür için:
http://karikaturistan.files.wordpress.com/2014/01/dunun_aynisi-yigit_ozgur.jpg?w=547 )
Felaket filmleri izlerken içimizden gizli gizli insanlığı yok olmasını dilemiyor, mucizevî bir şekilde kurtulduğunda hayal kırıklığına uğramıyor muyuz?
İnsanları korkutup hizada tutmak için uydurulmuş dinsel kıyamet masallarını okuduğumuzda “keşke olsa” dediğimiz olmuyor mu?
Evet, pek çoğumuzun koşulları Mehmet Pişkin’e benzemiyor. Biz; ofislerdeki, plazalardaki işlerimize, onun sahip olup “vazgeçtiklerine!” bir gün sahip olmak hayaliyle gidiyoruz!
BİZİM İNTİHARLARIMIZ “BİR ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN DAHA İNTİHAR ETTİ” DİYE HABERLEŞTİRİLİYOR!
AMA KENDİ HAYATINI BİTİRİRKEN BUNU KENDİNCE TASARLAYAN VE SESİ GÜR ÇIKAN BİR İNSANA KIZMAK DEĞİL, KULAK VERMEK GEREKİR. PİŞKİN’İN MADDİ KOŞULLARI BİZİMKİNDEN İYİ OLABİLİR; AMA BAŞINI BİRKAÇ DEFA ÇARPTIĞI VE DAHA FAZLA ÇARPMAK İSTEMEDİĞİ DUVARA HİÇBİRİMİZ YABANCI DEĞİLİZ!
Aynı duvar “Joseph K.”nın başını çarptığı mahkeme duvarıdır; Pişkin’in tek farkı, cellâtlarının elindeki bıçakla kendi canını almayı kabullenmiş olmasıdır.
Aynı duvar:
Önünde son sözleri “çok acı var, dayanamıyorum” olan “Dicle Koğacıoğlu”nun arabasından indiği,
“Virginia Woolf”un ceplerine taşlar doldurmaya başladığı,
“Stefan Zweig”ın peşinden Avusturya’dan Brezilya’ya kadar gelen duvardır!
ÇÜRÜME YILLARINDA HAYAT ANCAK BU DUVARA KARŞI MÜCADELE VERİLDİĞİNDE “ANLAM” KAZANIR, ÇÜNKÜ DAHA İYİ BİR YARIN ANCAK BUGÜNÜ YIKTIKTAN SONRA KURULABİLİR!
ÖTEKİ TÜRLÜ ANLAMSIZ VE AMAÇSIZ HAYATIMIZI YA DİNSEL HURAFELERLE YA DA BİREYSEL HAZLARLA DOLDURMAK GEREKİR. BENİM ON DAKİKADA TANIMAYA ÇALIŞTIĞIM “MEHMET PİŞKİN”; BİRİNCİSİNİ YAPMAYACAK KADAR AKILLI, İKİNCİSİNİ SÜRDÜREMEYECEK KADAR KISIR DÖNGÜLERE DAYANAMAYAN BİR İNSANDI.
YAPTIĞI NE OLUMLANABİLİR, NE ROMANTİZE EDİLEBİLİR;
AMA BİR ŞEY ASLA UNUTULMAMALIDIR:
“MEHMET PİŞKİN”İN ÇIĞLIĞI HEPİMİZİM ÇIĞLIĞIDIR!
Onun önünde hayatını sonlandırdığı duvar; bütün insanlığın önüne dikilmiş duvardır!
Bu duvar yıkılmalıdır!
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/bir-olumun-ardindan-99036
[Devamı 10. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:29
[10. BÖLÜM]
HANİ “KAPİTALİZM” ADLI SİSTEMDE ÖZGÜRDÜK, KENDİ HAYATIMIZI KENDİMİZ YAPIYORDUK; NE OLDU O İŞ ?!
Tarih: 6 Kasım 2014
Yazan: Nevzat Evrim Önal
“Yapboz”
90 ve 2000’lerin en nitelikli deneysel rock gruplarından “Tool”un “Schism (bölünme)” şarkısı “parçaların birbirine uyduğunu biliyorum çünkü dağılırlarken izliyordum” diye başlar.
Bir aşk şarkısıdır ama gençliğini 90’lar, genç yetişkinliğini 2000’lerde yaşayan insanların serencamını özetler niteliktedir:
Biz, sadece lise yıllarımızın değil; hayatımızın müfredatı dağılmış “kredili sistem mağdurları”yız!
Bir ölçüde bütünlüklü, insanın içinde kendisini anlamlandırabileceği bir dünya gözümüzün önünde parçalandı ve burnumuza iki seçenek dayandı:
Bir tarafta doyuran ama lezzetsizliği kesin bir fiks çekirdek aile menüsü,
Diğer tarafta ise bazıları lezzetli olsa da birbirine uymayan, üstelik porsiyonları küçük meze ve ara sıcaklarla eşelenip, şef garson surat assa da paramızın yetişmeyeceği ana yemeği sürekli erteleyeceğimiz, sonunda da sipariş etmeden hesabı isteyeceğimiz bir alakart.
Cümleten afiyet olsun da hani “kapitalizm” adlı sistemde özgürdük, kendi hayatımızı kendimiz yapıyorduk; ne oldu o iş?
BİZE HEP “ESKİDEN BU KADAR MARKA, ÇEŞİT YOKTU. HERKES AYNI KIYAFETLERİ GİYERDİ. HA BİR DE TÜP GAZ KUYRUĞUNDA BEKLERDİK” HİKÂYESİ ANLATILDI.
BUGÜN HER MARKA VAR DA HAYATLARIMIZ ÖZGÜNLEŞTİ VE ÖZGÜRLEŞTİ Mİ PEKİ ?!
“Ayfon!” kuyruğuna dair diyeceğimi demiştim yukarıda okudunuz, zaten en fazla yılda bir tane çıkıyor ama “Ikea”da gezerken Erdil Yaşaroğlu’nun karikatürünü* hatırlatacak hislere kapılmıyor muyuz?
(* Blog sitesinin güncellenmesi veya herhangi bir sebepten ötürü silinmesi riskini unutmadan karikatürü bu adrese tıklayarak görebilirsiniz:
http://3.bp.blogspot.com/-8_nfXUKRtMM/TfYQ9hoRL_I/AAAAAAAADfw/ei6P1uA12c4/s1600/ikeaaaaa.jpg )
Böyle onlarca örnek sayamaz mıyız? Dahası, haftalardır ortak dertlerimiz hakkında konuşuyoruz. Bir yanda bu kadar “çeşitlilik”, “seçme özgürlüğü” lafları duyup; diğer yandan da bu kadar “benzer hayatlar” ve “sorunlar” yaşıyor olmamız tuhaf değil mi?
Mesele şu:
Hayata gözlerimizi açtığımızda, 20. yüzyılın büyük mücadelesinin son raundu oynanıyordu.
Bu mücadele yüzyılı 1917’den itibaren şekillendirmiş, insanlığın uzaya açılmasına, son büyük sanat dalı olan sinemayı geliştirmesine, sayısız romana, senfoniye, diplomaside inceliğe ve benzeri nice zenginliğe vesile olmuştu.
Belki binlerce çeşit ürün ve her ürünün onlarca markası cirit atmıyordu piyasada, ama dünyanın üçte birinde bambaşka bir hayat kuruluydu ve onunla rekabet etmek zorunda olan kapitalizm de kendi uygarlığını derinleştirmek zorunda kalıyordu.
Sonra mücadeleyi “sermaye düzeni!” kazandı ve onun uygarlığının çürüme yıllarına girdik!
Her şeyin bölünerek dağılması bu yılların nişanesiydi. Emperyalizm Yugoslavya’yı parçalarken yaşanan trajediler hepimizin çocukluk anılarında önemli bir yer tutar. Sonra ülkelerin, insanların parçalanması o denli sıradanlaştı ki, aklımızı koruyabilmek için başkalarının acılarına “yabancılaşmak!” zorunda kaldık!
Bu olurken her birimizin hayatı da parçalanıyordu ama bu parçalanma adı “yapısökümü” konarak şirinleştirilmişti.
Artık hayat anlamlı ve amaçlı bir bütün olmayacak, aynı bedende yaşanıyor olmasının ötesinde birbirleriyle ilişkisi çok sınırlı bir deneyimler dizisine dönüşecekti.
İnsanlar ikide birde iş değiştirmek zorunda kalacak ve bunun adı “kariyer!” olacaktı!
Hayatımızın tamamına yayılan “mesai!”; kişisel ilişkiler kurmayı zorlaştıracak,
Özel hayat; güven duyulan dostlarla derin ilişkiler kurmaktan ziyade iyi “partilenen” kankalarla pek kişiselleştirilmeyen eğlencelere dönüşecekti!
[Devamı 11. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:30
[11. BÖLÜM]
David Harvey, gerçekliğin imgelerle ya da hayatın fotoğraflarla indirgenebileceği düşüncesini eleştirirken sene 1990’dı*.
(* “Postmodernliğin Durumu”, Metis yayınları, 3. baskı, 346. sayfa)
On dört yıl sonra “Facebook” kuruldu ve hepimiz yediğimiz ve gezdiğimizin fotoğraflarını paylaşmaya başladık. Yiyen ve gezenin biz olduğunu ispat edebilmek için de “selfie!” çeker olduk; çünkü kadraja bilmem hangi manzara alınıp yapılan “özçekim!”, deneyimin “sahihlik belgesi!”ydi!
Böylelikle hayatımızı;
İstediğimiz unsurlarını yok sayıp istediklerimizi vitrine koyduğumuz,
Bir süre sonra da “ hayatımızı o vitrinden ibaret zannettiğimiz bir yapboz ! ” a dönüştürdük!
Hâl böyle olduğunda kendimizi biricik sanmak da kolaylaştı; çünkü artık önemli olan ne yediğimiz veya nereye gittiğimiz değil; bunları yapanın “biz!” olmasıydı. Her birimiz “göstermek için yaşadığı!” hayatının başrolündeydi ve dolayısıyla benzersizdi!
Peki, o zaman ne yapsak en fazla iki günlüğüne geçen, sonra migren ağrısı gibi geri gelen bu “eksiklik ve aynı yerde dönüp duruyor olmak hissi” niye?
Eksikliğin sebebi şu:
Dünya bir tane büyük ve muhteşem yapbozdan ibaret, adı da “insanlık”!
Kendimize kaç parça eklersek ekleyelim, ancak o büyük yapbozun içinde bir yere uyduğumuzda eksik hissetmeyiz; çünkü o zaman hayat döngüsel olmaktan çıkar; işte o an hayat bir “amaç”, dolayısıyla “anlam” kazanır.
İhtiyacımız:
“Sosyal medyadaki vitrinlerimize yerleştirmek üzere!” daha fazla deneyim değil;
Aklımıza ve ufkumuza yakışacak nitelikte bir “amaç” ve “anlam”!
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/yapboz-99688
[Devamı 12. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:30
[12. BÖLÜM]
Tarih: 9 Eylül 2014
BİR YANDA: Bakımlı, dışarıya kapalı, korunaklı evlerde ve kulüplerde yaşayan zengin bir azınlık;
ÖTE YANDA: Yardımlarla, boğaz tokluğuna çalışarak ayakta durmaya çalışan,
Ve sayıları her gün katlanarak artan “ işe yaramazlar ordusu ! ”
“ EĞER BAZI İNSANLAR HIZLA DEĞİŞEN EKONOMİNİN HIZINA YETİŞEMİYORLARSA;
ARTIK BU SADECE ONLARIN SORUNUDUR ! ”
Bu “ işe yaramazlar ordusu ! ” otomatik olarak:
Eğitimsizlikle,
Sosyal beceri yoksunluğuyla,
Ve
Çalışmaya gönüllerinin olmamasıyla suçlanıyor!
Ne var ki, yoksulluk çoktan beri toplumun merkezine yerleşmiş durumda!
VE “YÜKSEK TEKNOLOJİ ÇAĞI” DEDİĞİMİZ 2000’Lİ YILLARDA BİLE,
ÇOĞUMUZ;
HÂLÂ BU TEHLİKEYİ GÖRMEZDEN GELEREK, HASTALIĞI KENDİ ELLERİMİZLE YAYIYORUZ!
Piyasa ekonomisinin buz gibi mantığı, insanı insan yapan tüm değerleri öldürmüyor mu?!
“ Rekabet ! ” i hayatın her alanına taşıyan “ serbest piyasa öncelikleri ! ” ;
Birlikteliğimizi zehirledi,
Herkesi birbirinin korkak rakibine dönüştürdü,
Ve
Herkesi birbirine karşı savaşa tutuşturdu!
Korku ve çaresizlik bir toplumun temelini oluşturamaz, bunlar bireyin gelişmesini engeller;
Dayanışma, empati ve güven duygusunu yok eder!
Dünyada:
İşsizlerden ve emeklilerden, yetersiz ücretli ya da geçici işlerde çalışma döngüsüne kapılmış milyonlara kadar; her gün daha fazla sayıda insan ülkelerinin refahından dışlanıyor!
Eskiden, bu insanlar toplumda kendilerine belli bir destek, bir dayanışma bulacaklarını varsayabilir,
Duruşlarını ve karşı çıkışlarını ona göre belirleyebilirlerdi;
Artık o günler geçti!
Peki:
Bizleri yarın ne bekliyor?!
Kitap: Küresel Çarkın Dışında Kalanlar
Yazan: Kathrin Hartmann
Çeviren: Etem Levent Bakaç
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
(Hazırlayan: Arif Müezzinoğlu)
[Devamı 13. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:31
[13. BÖLÜM]
===1. UYGAR NEFRET===
“Tüketim toplumu”; mevcudiyetini neden “ötekileştirmek! (İngilizce: Alienation)” vasıtasıyla garantiye alıyor?!
Ve
Orta sınıf gerçek hayatta yere çakılırken, gözünü neden yukarıya dikiyor?!
Çokuluslu bir şirketin sözcüsü bir röportajda:
“Gıda-yardım merkezlerinden yemek alan insanların kamu yararına işler yapmakla yükümlü tutulması gerektiğini düşünüyorum!” diyor. Bu bağışlar olmaksızın yaşamlarını sürdüremeyecek insanların midelerine girecek lokmaları öncelikle “haketmeleri gerektiğini!” söylemek istiyor.
Üst-orta sınıfa mensup, “gıda-yardım merkezleri dünyası”nı bilmeyen şirket sözcüsü bu şahıs nasıl böyle bir fikre varabiliyor?!
Orta sınıfa mensup, alt tabakanın günlük yaşamının içinde olan bir öğretmen ise:
“Gastronomi ve oteller yıllardan beri ‘yalvar yakar’ yetiştirecek eleman arayışında!
Aslında bütün suç bu ‘elemanlarda!’; çalışmak istemedikleri için otellerin sunduğu bir meslekte uzmanlaşamıyorlar da!”
diyor!
Orta tabakanın müdavimler masasından bir manzara:
Bir grup gazeteci ve akademisyen bir lokantada oturuyor. Karınlar tok, bardaklar kırmızı şarapla dolu. Birisi aniden yoksulluk yardımı alanların ek olarak gıda yardımı almalarını; “iPhone almak istemeleri”ne bağlıyor!
Bu korkunç iftira masadaki kimseyi rahatsız etmiyor ve kimse itirazda bulunmuyor!
Bu, nasıl olabiliyor?!
Hattâ aralarından bazıları eskiden solcu (bugün ise “gerçekçi!” olduklarını öne sürüyorlar!)
Bir diğeri onu tasdik ediyor: “Hepsinin elinde son model cep telefonlarından var, ayrıca gıda-yardım merkezlerine gidenlerin giyim kuşamları süper; gerçekten ihtiyacı olanlara ulaşılamıyor bile.”
Başka birisi söylenenleri tamamlıyor: “Isıtma parası aldıklarından beri, deliler gibi ısıttıklarını duydum.”
Gariptir ki:
Yoksulların dışlanması ve orta sınıfın onların sırtından üstünlüğünü sergileme çabaları bağlamında yukarıda birkaç örneği verilen karakteristik öfke;
Zengin bir ülkede “insanların niçin yemek bağışlarına muhtaç duruma düşmeleri sorusuna” karşı değil,
Bu insanların bir cep telefonuna sahip olmasına ve kış aylarında evlerini ısıtmasına karşı ifade buluyor!
Ne acı!
Almanya’da yaşayan her yedi kişiden biri ise yoksulluk sınırında veya altında yaşıyor; 6,7 milyon insan resmi yoksulluk yardımı alıyor.
Göreceli yoksulluk, kulağa ne kadar da masum geliyor!
Sanki Alman yoksullar, aslında gerçek anlamda yoksul değil de, yalnızca “daha az varlıklılarmış!” gibi.
En azından dünyanın başka bölgelerinde sokaklarda ölen insanlara kıyasla; yani başkalarına bakacak olursak, biz yine iyiyiz!
Zengin ülkelerin yoksulları işte bu nedenle en fazla umursamazlıkla; ama çoğu zaman öfke ve hor görülmeyle karşılanıyor. Almanya’daki yoksulluğun ağırlığı, yalnızca maddi yoksunluklardan değil; duygudaşlık ve hoşgörü yoksunluğundan da kaynaklanmakta!
[Devamı 14. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:32
[14. BÖLÜM]
Bangladeş’teki yoksulluğun da korkunç ve yürek yakıcı olduğu açık. Fakat o insanlar yoksulluklarından dolayı suçlanmıyor. Bir başlarına kalmış ve suskun değiller; hoşnutsuzluklarını, mücadelelerini sokaklara taşıyorlar.
Ancak Almanya ve Avrupa’nın diğer zengin ülkelerinde, yoksullara kederleri bile çok görülüyor. Yoksullukları bile ellerinden alınıyor.
Ayrıca, madalyonun diğer yüzü var:
Almanya’da insanlar fakirleştikçe;
Öbür yanda “daha fazla zenginlik→daha az zümrede” yoğunlaşmaktadır!
“BU TOPLUMDA KİMSENİN TEMBELLİĞE HAKKI YOKTUR!” açıklaması yapan eski Sosyal Demokrat Başbakan gibi,
“YOKSULLUĞA KARŞI AŞEVLERİ; DOYURURKEN TEMBELLEŞTİRİYOR MU?” sorusu minvalinde yapılan tartışma forumları,
Ve
“ALDIKLARI YARDIM PARASININ KARŞILIĞINDA BİR ŞEYLER VERSİNLER!” diyen sokaktaki süslü yurttaşın sözleri ile;
Her düzeyde sadece “daha adil bir iş ve gelir dağılımı”nın politik olarak başarılamadığı göz ardı edilmiş olmuyor,
Aynı zamanda “sosyal adalet hedefinin yerine→verime bağlı adalet tanımı”nı koyarak; sistemin kurbanları fail konumuna, “işe yaramazlar ordusu!” içine oturtuluyor!
Toplum içinde bir talepte bulunma hakkı yalnızca “performans gösterenlere!” mahsustur;
“ÇALIŞMAYANA YEMEK YOK”tur!
Kapitalist sistemde “bir maddeden/hizmetten yararlanmak & en yüksek verimlilik” mantığı;
Aile,
Okul,
Ve “sosyal ilişkiler” gibi;
Aslında iktisadi ilkelere göre İŞLEMEYEN kurumlara giderek daha fazla nüfuz ediyor!
Bu kitapta yalnızca haksızlıklar teşhir edilmemiştir. Sadece siyasi reformlar yapılmasını talep etmek meseleyi çok basite indirgemek olur; yalnızca biraz daha dayanışma gösterilmesini talep etmek, sosyal vicdana çağrı yapmak belki dünya kiliseler günü kutlamalarında olabilir!
Kitapta:
Seçkinlerin insan onurunu hiçe sayan hangi stratejilerle kendi varlıklarını koruyup; hepimizi “mülksüzleştirdiği!”,
Kimlerin “yoksulluk sayesinde zenginleştiği!”,
Devlet politikalarının “neden yoksulluğa karşı değil; yoksullara karşı savaş açmış!” olduğu,
Holdinglerin “sosyal girişimcilik pazarlaması!” faaliyetleriyle;
Neden yoksulluğun yapısını değiştirmediği; hattâ tam tersine sağlamlaştırdığı,
Ve
İlk bakışta rasyonel gözüken ticarileştirilmesinin arkasında, giderek daha fazla onaylanan “tehlikeli bir eşitsizlik ideolojisi!” nin olduğu anlatılıyor.
[Devamı 15. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:32
[15. BÖLÜM]
===2. “...O HÂLDE PASTA YESİNLER”===
Almanya’da 877 gıda-yardım merkezinden, 1 milyonu aşkın insan haftada bir kez yemek alıyor.
“Tüm zamanların en büyük sosyal yardım hareketi” olarak böbürlenilen gıda-yardım merkezlerinde fahri görevliler:
Süpermarketlerden,
Ucuzluk mağazalarından,
Ve
Toptancılardan;
Satılabilir nitelikte olmamasına rağmen hâlâ yenilebilir gıdaları topluyor!
Bunlar çoğunlukla meyve, sebze ve süt ürünleri gibi çabuk bozulan, son kullanma tarihinin hemen öncesinde veya sonrasında toplanan mallar.
NORMALDE İMHA EDİLECEK OLAN BU ARTIKLAR; YOKSULLARA DAĞITILIYOR!
“Gelir dağılımı adaletsizliği” denen tehlikenin derhâl bertaraf edilmesi yerine;
Sadaka sistemi,
Başlangıçta evsiz-barksızlar ve uyuşturucu bağımlıları gibi hiçbir sosyal gruba tutunamamış insanlara acil yardım götürmek amaçlı oluşturulan bu kurumlar;
Bugün:
İş piyasalarında başvurulan “reformlar!” sonucunda gıda bağışlarına muhtaç kalacak kadar yoksullaşan yurttaşlara yönelik bir “tedarik sistemi!” ne dönüştü!
2003 ile 2009 yılları arasında Almanya’daki gıda-yardım merkezlerinin sayısı üçe katlandı. Toplamda gıda-yardım merkezleri Almanya’da yoksullara her yıl 130 bin ton gıda dağıtıyor. Bu miktar Almanya’da her yıl çöpe giden 20 milyon ton gıdanın yalnızca ufacık bir parçası.
Bir yandan dünya üzerinde 1 milyardan fazla insan açlık çeker ve günde en az 20.000 insan açlıktan ölürken;
Endüstrileşmiş ülkelerde imâl edilen gıdaların büyük kısmı çöpe gidiyor:
AVRUPA VE KUZEY AMERİKA’DA İMHA EDİLEN GIDA MİKTARI; DÜNYADA AÇLIK ÇEKEN İNSANLARIN BESLENMESİNE ÜÇ KEZ YETECEK BOYUTLARDA!
[Devamı 16. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:33
[16. BÖLÜM]
===3. KENTSEL SEÇKİNLEŞTİRMEDEN ZENGİNLERİN SİTELEŞMESİNE===
Şehirlerde:
Yoksullar zenginler tarafından nasıl yerlerinden ediliyor?
Siyaset bunu nasıl destekliyor?
(Detaylı bilgi için: “Soylulaştırmak; İngilizce: Gentrification” kavramını inceleyebilirsiniz.)
Şehrin merkezinde köhne binaların olduğu işçi semtleri; “kentsel seçkinleştirme!” süreciyle varlıklı semtlere dönüştürülüyor.
Eskiden; kiralara gücü yeten öğrenciler ve sanatçıların doğaçlama olarak yaratıcılıklarıyla ortaya çıkardığı zarafet ve kentsel yaşam duygusu;
Bir müddet sonra bölgenin yüksek tabakalara çekici hâle gelmesine,
Artan talebin kiraları uçurmasına,
Onarımsız evlerin lüks dairelere dönüşmesine,
Ve
Düşük gelirlilerin merkeze uzak, ucuz evlere taşınmaya mecbur bırakılmasına yol açıyor!
Yüksek duvarların arkasında izole olanların vurguladığı “güvenlik!”,
Herşeyden önce bir “statü ve zenginlik sembolü!”,
Villalar bölgesinin “tel örgüleri!”;
Teşhir edilen zenginliğin son derece bayağı bir ifadesi!
İnsanlar burada fakirlere karşı değil; diğer zenginlere karşı duvarlar örüyor:
Kimin tel örgüleri daha uzun, kimin direkleri daha yüksek?!
Buna bir “comparatio genitalis” denebilir; yani zenginler ve iyi eğitimliler arasında bir “tenasül uzvu karşılaştırması!”
[Devamı 17. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:34
[17. BÖLÜM]
===4. SEÇKİNLERİN GÜCÜ===
Güzel bir numara:
Sistemi eleştirmek hakkını; sistemden avantaj sağlayanlar kendilerinde saklı tutuyor.
Sistemin dibini tanıma “imkânı!”na sahip olanlarınsa; öfkeli, kinci ve kıskanç oldukları bahanesiyle kozları ellerinden alınıyor!
Zenginler; “toplum içinde yaşam”a neden veda ediyor? Ve avantajları için savaşmaya nasıl devam ediyor?
“İlkokulun 4 yıldan 6 yıla uzatılması reformu” ile:
Özellikle maddi açıdan güçsüz öğrencilerin daha henüz 4. sınıftan sonra gerçekleşen ayıklanmanın kurbanları olmalarının önlenmesi hedefleniyordu.
Üst tabakanın “öğrenmek istiyoruz” başlıklı protesto kampanyasıyla reformun önlenmesi:
Eğitimin seviyesini yükseltmek için değil;
Zaten daha iyi konumdaki çocuklarına ilave ayrıcalıklar sağlayan “seçici okul sistemi”nin daha da güçlendirilmesi için yapılmıştı.
Seçkinler kendilerini “aşağıya karşı!” kapatıyor; “aşağı tabakalar!”dan gelebilecek saldırılara karşı daha korunaklı hâle getiriyorlardı!
Bu; aşağıdan kimse yukarıya çıkamazsa, yukarıda hemen hemen her şeyin olduğu gibi kalacağı anlamına geliyor; “ steril ! ” ve “ fildişi kulelerde müreffeh bir hayat ! ” → Kendi kokusunu inatla yayar ama hiçkimsenin kokusunu kendisine yaklaştırmaz!
Seçkinlerin radikalleşmesinden bahsedilirken, bundan seçkinlerin “kendi çıkarlarını daha büyük bir sertlikle savunması” kastediliyor. Seçkinlerin yalnızca ekonomi, yargı ve bürokrasiye değil; siyasete de yoğunlaşması, yani politikanın giderek “elitleştirilmesi!” sonrasında; demokraside halkın artık ne ölçüde temsil edildiği sorgulanıyor.
Bir zamanlar demokratik bir şekilde seçilen halkın temsilcileri, artık nüfusun geniş bir bölümünü hiçe sayarak siyaset yapmalarının meyvelerini; şimdilerde ekonomide sahip oldukları cazip işler vasıtasıyla topluyorlar.
Bir federal çalışma bakanı, taşeron işçilikte süre sınırlamasını kaldırıp ve taşeron işçiliğin yasal çerçevesini “liberalleştirdikten!” sonra görevinden ayrılmış, hemen sonrasında da Almanya’nın beşinci büyük taşeron işçilik şirketinde önemli bir göreve getirilmişti!
Aynı iş için daha az ücretin ödendiği ve sosyal güvencenin tanınmadığı sürekli yükseliş içindeki bu “modern kölelik süreci!” bütün partilerin katkısıyla gerçekleşiyor:
Örneğin “Yeşiller Partisi”; sol bir direniş partisinden → bir tür “yeşil astarlı liberal parti!”ye dönüşüme ışık tutarken,
Muhafazakâr görüşleri benimsemeksizin ve ekonomik gücün yanında yer almaksızın muhalefetten hükümete yükselmesinin kesinlikle mümkün olamayacağını savunuyor.
[Devamı 18. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:35
[18. BÖLÜM]
===5. NİHAYET BİRİSİ, SÖYLENMESİ GEREKENİ SÖYLÜYOR!===
“Bir kısım asalaklar toplumun sırtında bir yük olarak yaşıyor!”
Maddi yönden güçsüzlere yapılan saldırılar; akademisyenler ve ciddi medya organlarının bile bu saldırıya katılmasından bu yana iyice belirgin hâle geldi.
Sorgulanması istenmeyen acı reçeteler topluma şöyle ifade ediliyor:
“Şık olmamakla birlikte, başka çaresi yok. Maalesef, evet, maalesef!”
Böylesi “hoş olmayan gerçekler!”; egemen sınıfın en severek başvurduğu bahane!
Bir hâkimin bazı vandallara verilen sert cezalarla birlikte söylediği sözler önemli:
“Toplumun dürüst üyeleri sizin gibilerden bıktı, sizlerden yorulduk!”
Bu dehşetengiz durum:
Tarafsızlığını koruması beklenenlerin; yukarıdan aşağıya, adeta tepeden-inmeci bir diktayla başlattığı ve birçok örneği sürekli görülen “ayrımcılık!”tan başka bir şey değildir!
[Devamı 19. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:35
[19. BÖLÜM]
===6. DAYANIŞMANIN SONU===
“Taşeron işçilik”; 1967 yılına kadar Almanya’da yasaktı.
70’li yıllarda 3,
1985’de 6,
1994’te 9,
1997’de 12,
Ve
2002’de 24 ayla sınırlandırılmak üzere sürekli uzatıldı.
2004’ten beri taşeron olarak çalıştırılma için herhangi bir süre sınırlaması yok!
BİR ÇALIŞAN; BİRGÜN İŞTEN ÇIKARILIP, ERTESİ GÜN DAHA DÜŞÜK ÜCRETLE YENİDEN İŞE ALINABİLİYOR ARTIK!
Taşeron işçilik; haklardan yoksun bir işçilik, yani köleliğin modern bir biçimidir!
İncelemelere göre %20-50’lere uzanan daha düşük ücret alma ile taşeron işçilik, yaşlılık döneminde yoksulluğun başlıca nedeni;
Çünkü emeklilik hakkı; düşük ücretler ve çalışma aralıkları yüzünden son derece sınırlı.
Taşeron işçiler; kötü koşullarda ve düşük ücretle çalışmakla kalmıyor,
Daimi (“kadrolu!”) çalışanların öfkesini de üzerlerine çekiyorlar!
Taşeron işçiler; “doğru dürüst bir işe!” sahip olanlar için ete kemiğe bürünmüş bir tehdit anlamına gelmekte. İşçilerin üzerinde “Bugün sen, yarın onlar” diye sallanan Demokles’in kılıcı; toplu sözleşmelerde reel ücretlerin sürekli düşürülmesine neden oluyor!
Taşeron işçilik; iş güvencesini yok etmek ve çalışma koşullarını genel anlamda kötüleştirmek için de kullanılıyor:
EKONOMİK BÜYÜME UĞRUNA DAHA GENÇ YAŞTA ÖLÜNÜYOR. YALNIZCA İŞİN AĞIRLIĞI NEDENİYLE DEĞİL;
SÜREKLİ GÜVENSİZLİK,
İŞYERİNİN SIK SIK DEĞİŞMESİ,
BERBAT ÜCRET VE TAŞERON İŞÇİLİĞİN GİDEREK DEĞERSİZLEŞMESİ SONUCUNDA OLUŞAN PSİKOLOJİK BASKI NEDENİYLE DE İŞÇİLER YIPRANIYOR.
PSİKOLOJİK SAĞLIK SORUNLARI VE BUNA BAĞLI DEVAMSIZLIKLAR ÇOK YÜKSEK,
KAS-İSKELET SİSTEMİ SORUNLARINDA İSE DAHA DA YÜKSEK.
ALMANYA’DA YOKSULLAR ORTALAMAYA GÖRE 7 YIL DAHA AZ YAŞIYOR!
“Sermaye”nin ve “Alman ihracat endüstrisi”nin etkisiyle;
Giderek ortadan kalkan “sosyal sigorta” kavramının sonucu şudur:
Bir tarafta: Sesini çıkaramayacak kadar, hakkını arayamayacak kadar çökmüş, yıpranmış ve korku dolu devasa bir “yedek işçi ordusu!”,
Öbür tarafta: Yukarıya yaltaklanan ve aşağıya tekmeler savuran özgüvensiz bir orta sınıf!
Bu ikisinin üstünde ise:
Adil bir ücret ve makul bir vergi ödemeye razı olmadığını gözlerden kaçırmak üzere; zengin ile yoksul arasındaki derin uçurumu “sosyal sorumluluk masalı!”yla doldurma niyetinde olan “güçlüler!”…
[Devamı 20. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:36
[20. BÖLÜM]
===7. DÜNYANIN KURTULUŞUNUN “ ÖZELLEŞTİRİLMESİ ! ”===
Bangladeşli iktisat profesörü ve bankacı Muhammed Yunus’un:
“Merhamet sınırlı; business sınırsızdır!”
sözü neyi ifade ediyor?!
2006 yılı Nobel Barış Ödülü’nü; “yoksullara mikro kredi!”ler açma konseptiyle alan Yunus, o günden beri ekonomi temelli dünya kurtuluşunun evliyası olarak kabul ediliyor!
Yunus’un bir sonraki fikri “Social business” oldu:
Belli bir sosyal sorunu çözmek üzere kurulan, fakat elde edilen kârı ortaklara dağıtmayıp; sosyal etkiyi artırmak için yatırıma yönlendiren bir şirket.
Şirketin bu bağlamda; devlet desteğine ve bağışlara muhtaç olmamak için “ rantabl ! ” olması ve kendi ayakları üstünde durması gerekiyor. Model; bu tür ekonomik faaliyetleri büyük holdingler için de cazip kılan bir önkoşul.
Yunus;
“Danone”,
“Adidas”,
“BASF”,
“Veolia”,
Ve
“Otto” gibi çok uluslu şirketlerle “Social business” ortaklıkları kurdu.
Artık “vicdanlı kapitalizm!”;
“Sosyal girişimcilik!” anlamına geliyordu.
“Sosyal girişimcilik” sayesinde: Yoksulluk gibi sosyal sorunlar siyaset tarafından değil; şirketler tarafından çözülecekti!
İçinde bulunduğumuz 10 yılın mottosu: “Daha iyi bir dünya; girişimcilikle mümkün!” oldu:
Sosyal hamak anlayışına karşı bireysel sorumluluk!
BU YAKLAŞIMIN ARKASINDA ASLINDA GÜNÜMÜZDE NEO-LİBERALİZMİN TEMEL İLKESİ HÂLİNE GELEN; “HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR!” BİLGELİĞİNDEN BAŞKA BİR ŞEY YOK!
[Devamı 21. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:37
[21. BÖLÜM]
Yunus; bir kuyumcunun oğlu, üst-orta sınıfa mensup ve ABD’de iktisat eğitimi almış.
Ekonomik açıdan “ rantabl ! ” kalkınma yardımına, yoksulluğa baktığı gibi “Batı gözü!”yle bakıyor.
BATILI SEÇKİNLERİN DAVRANIŞ BİÇİMİNİ İYİ BİLDİĞİ İÇİN BATILI SEÇKİNLER ONU CİDDİYE ALIYOR!
Taraftarları arasında “Hillary Clinton” veya “Nicolas Sarkozy” gibi tanınmış politikacıların yanısıra,
“Angelina Jolie” ve “Brad Pitt”, “Bono” ve “Bob Geldof”, bestseller yazar “Paulo Coelho” gibi süper zengin dünya starları da var; Muhammed Yunus da artık bu pohpohlama kültürüne dâhil oldu!
Süt ürünlerinde dünyada lider konumda olan “Danone”; 2006’da Muhammed Yunus ile işbirliği içerisinde Bangladeş’te bir “sosyal yoğurt fabrikası!” açtı.
Burada:
Çocukları kötü beslenmeye karşı koruyan,
Vitamin ve minerallerle zenginleştirilmiş,
“Yoksulların cüzdanına uygun!” bir yoğurt üretilmekteydi!
Yoğurt fabrikasında bölgenin küçük köylerinin sütü kullanılıyor, çevrede yaşayan insanlar çalışıyor, yoğurdun pazarlanması; yoksul köy evlerini kapı kapı dolaşıp kendilerine böylece bir gelir sağlayan satıcı yoksul kadınlar tarafından yapılıyordu. Bu girişim; “Social business” konseptinin uygulamalı örneği olarak çok sayıda ödül aldı. Tüm zamanların “yeni sosyal ekonomi mucizesi!” olarak gösterildi.
Bangladeş’teki uzun gözlem ve görüşmelerden sonra:
“Danone” satıcısı kadınların satacakları yoğurdu önce satın almak zorunda olduklarını,
Dolayısıyla “düzenli maaş alamadıklarını!”,
Bunun “micro business!” ın temel fikri olduğunu;
Yani kadınların kendi işlerini “mikro krediler!” alarak kurması olduğunu,
Aslında “Danone’ye daha fazla muhtaç hâle getirildiklerini!” öğrendik!
ORTAKLIĞIN KURULMASINDAN 2 YIL SONRA “SOSYAL YOĞURT FABRİKASI!” İFLASIN EŞİĞİNE GELDİ!
Yönetim şu açıklamayı yaptı:
“Bundan böyle stratejimiz:
1. Satış yapmak,
2. Satış yapmak,
3. Satış yapmak,
Ve
4. Masrafları düşürmek
olarak belirlenmiştir.”
Oysa bir zamanlar strateji olarak:
1. Yetersiz beslenmeye karşı mücadele etmek,
2. Yoksulluğa karşı mücadele etmek,
3. Kadınların kendi ayakları üstünde durmasını sağlamak,
Ve
4. Yeni işler yaratmaktan bahsedilmiyor muydu?!
Satış yapan kadınların geliri geçinmeye yetmiyor ve ayrıca köylerde hakarete uğruyorlardı!
Yıllık cirosu 15.2 milyar Euro olan (bu gerçek her fırsatta dile getirilmeli!) borsaya kayıtlı “Danone Holding”:
Yalnızca yerel üreticiden topladığı sütlerin fiyatlarını böylesine düşük tuttuğu için ayakta durabiliyor!
“Adidas”,
“BASF”,
Ve
“Otto”
gibi başka “iyilik gönüllüleri!” de buna benzer faaliyetler sürdürdü;
Ve başarısızlıkla sonuçlanan “Danone sosyal yoğurt fabrikası!” nın ardından bu ortaklıklardan, büyük lafların haricinde herhangi bir şey duyulmadı!
Her ne kadar Bangladeş, holdingler için başarısız bir “deney laboratuvarı!” hâline geldiyse de;
Yarının “Sosyal seçkinleri!” nin yetiştirilmesi süreci devam ediyor!
Bu çerçevede “European Business School (EBS)” adını taşıyan,
Ve
Kendisini “girişimciliğin elit yüksek okulu!” ve “yarının yönetici seçkinlerinin nokta adresi!” olarak gören bir özel üniversite var!
Bu yüksek okulda Almanya’nın ilk “Social business!” kürsüsü kuruluyor:
Tahmin edin bakalım kimin sponsorluğunda; yanılmadınız, elbette Danone’nin!
[Devamı 22. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:38
[22. BÖLÜM]
===8. MİKRO KREDİLER===
Muhammed Yunus, yetmişli yılların başında ABD’de bir üniversitede tarımsal ekonomik gelişme dersleri veren bir profesördü.
1974-75 yıllarında Bangladeş’te büyük bir kıtlık hâkimdi ve Yunus kendini yoksullukla mücadeleye adadı.
Bir köyde genç bir kadınla karşılaştı. 21 yaşında olan bu kadının 3 çoçuğu vardı ve ailesiyle birlikte derme çatma, damı akan kerpiç bir kulübede yaşıyor ve el işçiliğiyle bambudan sandalyeler yapıyordu.
Yunus, bu kadının bambu alabilmek için yerel tefeciye borçlanmak zorunda kaldığını öğrendi.
Faiz o kadar yüksekti ki, sandalyelerin satışından geçinemiyordu. Küçük rakamlar yüzünden birer köleye dönüşen bu insanların listesini hazırladı ve toplam 20 Euro (!) borcu olan 42 kurban (!) bulunduğunu saptadı:
“Gördüklerime katlanmam mümkün değildi. Parayı çıkartıp masanın üzerine koydum ve onlara bu paranın yardımıyla özgürleşmelerini söyledim” (!) diyor, Yunus.
Mikro kredi düşüncesinin bu doğuş anından sonra 1983 yılında “Grameen Bank” kuruldu.
Fikir çok basitti:
Mikro kredi sistemi vasıtasıyla güvence gösteremedikleri için bankalardan para alamayan kişilere düşük meblağlı krediler verilecekti. Bunlar bu küçük kredilerle işlerini büyüterek veya geçimlerini sağlamak için bir iş kurarak kredileri faizleriyle birlikte geri ödeyeceklerdi.
Böylece fahiş faizli tefeciliğin önü kesilmiş olacaktı. Mikro kredilerin neredeyse tamamı kadınlara veriliyordu; amaç kadınların bağımsızlığını desteklemekti. Kadınlar özellikle güvenilir olarak kabul ediliyor.
Bangladeş’te 2 milyar Euronun üzerinde bir meblağ; mikro kredi olarak dolaşımda bulunuyor ve faizler kuruma göre %20-40 (!) arasında değişiyor.
BÜTÜN BU SÜRECİN SONU KADINLARIN ANLATTIKLARIYLA ÖZETLENEBİLİR:
“ESKİDEN HAYATIMIZ ZOR VE YOKSULLUK İÇİNDE GEÇİYORDU; FAKAT BUGÜNDEN DAHA İYİYDİ. ŞİMDİ HERKES YALNIZCA BORCUNU ÖDEMEKLE MEŞGUL!”
YAPILAN ARAŞTIRMALARIN SONUCU:
MİKRO KREDİ KULLANANLARIN YALNIZCA %5’İ KREDİDEN YARAR SAĞLIYOR.
BUNLARIN YARAR SAĞLAYABİLMESİNİN NEDENİ İSE, KREDİYİ ÇEKMEDEN ÖNCE DE GÜVENİLİR BİR GELİR KAYNAĞINA SAHİP OLMALARI.
KREDİ ALANLARIN %50’Sİ HAYAT STANDARDINI YÜKSELTEMEDİ, KALAN %45’İN DURUMU İSE BÜYÜK ÖLÇÜDE KÖTÜYE GİTTİ!
Mikro kredilerin yoksullukla mücadelede uğradığı başarısızlık apaçık ortada!
Mikro krediler, “piyasa ekonomisi!” ni dünyanın en ücra köşelerine götürerek;
Yoksulların sermaye için ilginç bir alan olduğunu,
Yoksulların da tüketebileceğini,
Ve
Kapitalizmin yoksullar için de işlediğini “finans piyasalarına!” kanıtladı!
[Devamı 23. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:38
[23. BÖLÜM]
===9. GELSİN GÜZEL HAYAT!===
Siyaset teorisi, sosyoloji ve dilbilim konuları üzerine önemli eserler bırakmış, İtalyan marksist düşünür “Antonio Gramsci”nin emekçilere söylediği:
“Eğitim görün!
Çünkü tüm aklınıza ihtiyacımız var,
Faal olun!
Çünkü tüm çoşkunuza (öğretmenize) ihtiyacımız var,
Örgütlenin!
Çünkü tüm gücünüze ihtiyacımız var.”
sözü unutulmamalıdır!
Özellikle 2010’lu yıllarda, birçok ülkede başlayan “kitlesel protesto hareketleri” ni dikkatle tahlil etmek gerekiyor!
Bu protesto dalgalarında ortak çığlık şudur:
“Bir şeyler harekete geçiyor; daha adil bir düzen için.
Eşitlik mutluluktur: Adil toplumlar herkes için daha iyidir!
Eşitsizlik; mutsuz, hasta ve saldırgan yapıyor!”
UZUN ZAMANDIR İÇLERİNDE BİRİKTİRDİKLERİ “HAKKANİYETSİZLİĞİN YARATTIĞI ÖFKEYİ!” SINIRSIZ BİÇİMLERDE DIŞA VURAN GENÇLERİN DURUMU MÜHİM BİR GERÇEĞİ İŞARET EDİYOR:
“Dışlanma (İngilizce: Alienation)”:
Yalnızca bireyi değil;
Tüm toplumu tahrip ediyor!
“Korku”nun,
Ve
“Tüketim toplumunun çılgınlıklarına katılma hırsı!” nın giydirdiği deli gömleğinden kurtulmak isteyenler;
Yepyeni bir tavır benimsemek zorunda değil!
Korkusuzca:
Hepimizin sonuçta “insan!” olduğunu,
Bu “yıpratılmış!” gezegene muhtaç olduğumuzu hatırlamak,
Ve
İçimizdeki “korkuya ve hırsa direnen sesi dinleyerek”;
Ruhumuzun; “şefkat”, “sezgi” ve “duygudaşlık” gibi değerlerini yeniden keşfetmek yeterli!
Sayıca kalabalığız ve yalnızca birbirimize sahibiz!
Herkese yetecek kadar zenginlik var!
“Zenginlerin→yoksullara karşı” sürdürdüğü savaşın paralı askerleri olmayalım,
Ortaklaşarak eyleme geçelim!
Hemen, şimdi!
Adresler:
https://www.ayrintiyayinlari.com.tr/inceleme/kuresel-carkin-disinda-kalanlar
http://www.kitabinomurgasi.com/2014/09/kuresel-carkin-disinda-kalanlar-kathrin.html
[Devamı 24. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:39
[24. BÖLÜM]
ROBOTLAR YERİMİZİ ALACAK MI?
Zaten almaya başladılar ve öngörüler 20 yıl sonra yapay zekânın birçok mesleği yok edeceğini gösteriyor. Ama yeterince yaratıcı olabilirseniz yeni alternatifler de sizi bekliyor:
“Kişisel dijital küratörlük”,
“Merak eğitmenliği”,
“Kent çobanlığı” seçenekler arasında.
Tarih: 27 Temmuz 2014
İş dünyası, girişimcilik ve inovasyon alanlarında çalışmaları bulunan “Nevra Yaraç”; geleceğin işçilerini neler beklediğini Al Jazeera Türk’e anlattı.
AL JAZEERA TÜRK: İş hayatında son 20 yılda ne değişti?
NEVRA YARAÇ: 1990’larda hayatımıza giren internet; “beyaz yakalı”lar için olduğu kadar otomasyon sistemlerinin gelişimine katkıda bulunarak “mavi yakalı”lar için de iş yapma biçimlerini büyük değişime uğrattı.
“Sanayi Devrimi”nin ardından teknolojik gelişmenin insanları işlerinden edeceğine ilişkin kaygılar, yine teknolojinin yeni iş alanları yaratmasıyla giderilse de; 2000’li, 2010’lu yıllar için aynısını söylemek pek mümkün değil.
İNGİLİZ İKTİSATÇI JOHN MAYNARD KEYNES’İN 1930’LARDA DİLE GETİRDİĞİ;
“TEKNOLOJİK İŞSİZLİK”
KAVRAMI DA AĞIRLIĞINI ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE İYİCE HİSSETİRECEK.
Piyasa araştırma şirketi “Ipsos MORI”nin Londra ofisinde Araştırma Direktörü Alim Erginoğlu, iş hayatında uluslararası alanda son 20 yılda meydana gelen değişimi şöyle açıklıyor:
“İşveren açısından talepler, rekabet ortamı değişiyor. Her geçen gün yeni işler kurmak, yatırım yapmak zorlaşıyor. Hattâ dünyadaki konjonktüre bakılırsa, sürekli olarak ‘büyük balığın → küçük balığı yutması’ durumu var. Bu, son 20 yılda çok daha dramatik bir hâle geldi. Bu gelişmelerle birlikte çalışan da, işçi sınıfı da çok sert rekabet ortamına girdi.”
“Hızlı değişim”; önümüzdeki dönemde bu taleplerin hem “işverenler”, hem de “çalışanlar” açısından karşılanmasını zor hâle getirecek gibi.
Amerikalı ekonomist Lawrence H. Summers, geçen ay Wall Street Journal’da yayımlanan makalesinde*:
“Yakın gelecekte ekonominin önündeki sorun yeterince üretim yapmak değil; yeterli sayıda ‘iyi iş’ sağlamak olacak.
Verimliliğin artması nedeniyle işlerini kaybedenler diğer sektörlerde çalışabilir ancak günümüzde ihtiyaç duyduğu istihdamın azaldığı sektör sayısı, istihdam yaratandan daha fazla.” diye uyarmıştı.
( *Summers’ın makalesi için:
http://online.wsj.com/articles/lawrence-h-summers-on-the-economic-challenge-of-the-future-jobs-1404762501 )
Uluslararası danışmanlık şirketi “McKinsey”in Ocak 2014’te yayınladığı; “Eğitimden İstihdama: Avrupa Gençliğini İstihdam Etmek*” raporuna göre de:
İşverenlerin %27’si aradıkları yetenekleri bulamadıkları için geçen yıl bir pozisyonu açık bırakmış. Avrupa’da eğitim kurumlarının %74’ü mezunlarının işe hazır olduğunu söylese de, bu konuda gençlerin sadece %38’i, işverenlerin de %35’i aynı fikirde.
Geçmişte “iyi üniversiteden mezun olmak → iyi iş bulmak” için yeterliydi.
Bugün kariyer adımlarını; sahip olunan yetenekler, beceriler sağlamlaştırıyor.
( *McKinsey’in raporu için:
http://www.mckinsey.com/insights/social_sector/converting_education_to_employment_in_europe )
AL JAZEERA TÜRK: Geleceğin iş dünyası nasıl şekilleniyor, yapay zekâ çağı mı geliyor?
NEVRA YARAÇ: Araştırmalar, geleceğin iş dünyası için “melez bir yapı” öngörüyor.
Bazı meslekler bütünüyle “makinelerin kontrolü”ne geçerken bazıları “insanlar tarafından” gerçekleştirilmeye devam edecek ve bazı alanlarda da en iyi sonuçlar “insan-makine işbirliği”nden gelecek.
Oxford Üniversitesi’ne bağlı “Ofxord Martin School”un Eylül 2013’te yayınladığı; “İstihdamın Geleceği: Meslekler Bilgisayarlaşmaya Ne Kadar Duyarlı?*” araştırması:
“Yapay zekâ” alanındaki gelişmeler mevcut hızda devam ederse ABD’deki mesleklerin %47’sini bilgisayarların ele geçirme riski olduğunu gösteriyor. Bilgisayarlar; taşımacılık, lojistik, üretim işçiliği ve idari destek alanlarında birçok çalışanın yerine geçiyor.
( *Oxford Üniversitesi’nin araştırması için:
http://www.oxfordmartin.ox.ac.uk/downloads/academic/The_Future_of_Employment.pdf )
[Devamı 25. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:40
[25. BÖLÜM]
“Teknoloji ↔ İstihdam” ilişkisini ele alan;
“Race Against the Machine ( http://raceagainstthemachine.com/ )”,
Ve
“The Second Machine Age ( http://www.secondmachineage.com/ )”
kitaplarının yazarları “Erik Brynjolfsson” ve “Andrew McAfee” ise:
Tıp, finans, mağazacılık, üretim ve bilimsel icatlarda yarışı kazanmanın makinelere karşı değil;
Onlarla birlikte yarışmakla mümkün olduğunu savunuyor.
Zira bilgisayarların zayıf olduğu noktalarda insanın güçlü olması mükemmel bir ortaklık yaratıyor.
Geleceğin iş dünyasının çalışanları ve liderleri bugünün “Y kuşağı” dediğimiz genç nüfustan ve dijitale doğan “Z kuşağı”ndan oluşacak. Bu grup, çağın gerekliliklerine yanıt vermeye önceki nesillerden çok daha yatkın. Ancak becerilerini ve yetkinliklerini geliştirmeleri gerekenler sadece onlar değil; yetişkinlerin de kendilerini geleceğe hazırlamaları gerek. Bu noktada tablo pek iç açıcı değil.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin temel becerilerin toplumda ne ölçüde var olduğunu, iş ve ev ortamında nasıl kullanıldıklarını ölçmek için yaptığı; “Becerilere Bakış 2013: Yetişkin Becerileri Araştırması İlk Sonuçları*” çalışmasına göre:
Birçok ülkede, nüfusun büyük bölümü gündelik işlerin çoğunda bilişim ve iletişim teknolojilerini kullanmak için gerekli becerilerden ya yoksun ya da hiç deneyimleri yok. “Teknoloji yoğun ortamlar”da problem çözme ölçeğinde; yetişkinlerin sadece %2,9 ila 8,8’i en yüksek düzeyde yeterlilik gösteriyor.
( *OECD’nin çalışması için:
http://skills.oecd.org/OECD_Skills_Outlook_2013.pdf )
AL JAZEERA TÜRK: Geleceğin iş dünyasına nasıl hazır olunur, nasıl bir kariyer planlaması gerekli?
NEVRA YARAÇ: İş dünyası; organizasyon ve liderlik anlamında dikeyden ziyade yatay örgütlenme ve yönetim anlayışını benimsemeye başlıyor. İşbirlikleri, esneklik ve yenilikçilik bu yapının temel taşları.
Bağımsız stratejik araştırma kurumu “Institute for the Future”un (IFTF) hazırladığı; “Geleceğin İş Becerileri 2020*” çalışması, önümüzdeki dönemde meslekler ve öğrenme yöntemlerinde değişim yaratacak faktörleri ve bu değişime hazır olmak için gereken becerileri ele alıyor.
( *IFTF’nin çalışması için:
http://www.iftf.org/futureworkskills/ )
Çalışmaya göre:
İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte sahip olunan kariyer sayısının artması “yaşam boyu öğrenme”yi zorunlu kılıyor. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Direktörü Tamer Atabarut, özellikle gelişen Batı toplumlarında çalışanların kariyerleri süresince beş kez kariyer değiştirdiklerini, yani birbirinden farklı uzmanlık/meslek alanlarında çalışmak durumunda kaldıklarını söylüyor. Bu da onların, bildiklerinin yeterli olmadığının bilinciyle; yetkinliklerini sürekli çeşitlendiren ve geliştiren bireyler olmalarını gerektiriyor.
“Makine-insan işbirliği”nin sağlıklı yürümesi içinse; çalışanların “karşılaştırmalı üstünlükleri”ni keşfetmesi şart. Makinelerin üretim ve hizmet sunma aşamasında sahip olmadığı; anlamlandırma, eleştirel düşünme, adaptasyon, esneklik, yaratıcılık, inisiyatif alabilme, takım çalışması, analitik düşünme kabiliyeti, plânlama, sosyal ilişkiler ve iletişim gibi yetenekler aranan nitelikler olacak.
[Devamı 26. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:41
[26. BÖLÜM]
Her şeyin programlanabilir olduğu bir çağda sonsuz miktardaki veriye dayanan kararlar almak için gereken becerilerse; veriyi soyut kavramlara dönüştürebilme ve veri temelli akıl yürütme.
Video üretimi, dijital animasyon, artırılmış gerçeklik, oyunlaştırma çerçevesinde gelişecek yeni medya kanalları için de yeni bir dil geliştirmek gerekecek. Yeni medyanın sunduğu enformasyonu filtrelemek önem kazanacak. Yeni nesil organizasyonel kavramlar geleneksel yönetim teorilerinden değil; oyun tasarımı, nörobilim ve mutluluk psikolojisi gibi alanlardan geliyor. Bu alanlar yeni eğitim paradigmaları ve araçlarının yaratılmasını sağlayacak.
Farklı kültürel ortamlarda iş görebilmek de bu yeni dünyanın en önemli özelliklerinden. Sadece dil bilmek değil, değişen durumlara uyum sağlamak ve anlamlandırarak karşılık verebilmek önemli.
Sonuç olarak yarının çalışanı mutlaka “disiplinler ötesi” niteliğe, “T-şeklinde”; yani bir alanda derinlemesine anlayış sahibi, başka birçok alanda da anlama kapasitesine sahip olmalı.
AL JAZEERA TÜRK: Değişimin getirdiği riskler ve avantajlar neler?
NEVRA YARAÇ: İş hayatındaki bu dönüşüm, teknoloji sayesinde düşen maliyetler ve artan verimliliğin yanında belli kesimler için ciddi riskler barındırıyor.
İngiltere’nin inovasyon alanındaki en önemli kurumlarından NESTA’nın Haziran ayında yayınladığı; “İşimiz Bitti: Robot Ekonomisi Üzerine Görüşler*” adlı kitapta, ekonomi yazarı Frances Coppola; otomasyon ve endüstriyel robotlar alanındaki mevcut gelişmeler ışığında önümüzdeki dönemi şöyle özetliyor:
“Orta düzeyde becerilere sahip olanlar daha düşük vasıflar gerektiren işlerde çalışmak durumunda kalabilir. İstihdam edilmeyi bekleyen iş gücü çok fazla olursa; işverenler çıtayı yükseltmek isteyebilir ve belli bir iş için gerekenden daha yüksek vasıflara sahip olanları işe alabilir.
Düşük vasıflı işler için rekabetin, bu tür işlerde çalışanların ücretlerini otomasyon maliyetinden düşük tutma eğilimiyle birleşmesi; maaşların yüksek vasıflı işlerinkiyle aynı hızda artmayacağını gösteriyor.
Orta düzeyde vasıf gerektiren işlerin kaybolması,
Yüksek vasıflı çalışanların kıtlığı,
Ve
Düşük vasıflı çalışanların yerini → ‘makine’lerin alması;
Emek piyasasında çatallaşmaya neden olur.
Becerilere göre istihdam profili bir kum saatine benzemeye başlar:
Şişkin yerlerde yüksek ve düşük vasıflı işler,
Dar kısımdaysa giderek kaybolan orta düzeyde vasıf gerektiren işler.”
( *NESTA’nın hazırladığı kitap: http://www.nesta.org.uk/sites/default/files/our_work_here_is_done_robot_economy.pdf )
Bununla birlikte otomasyon sistemleri tasarlama, geliştirme ve işletme becerilerine sahip olanları bol kazançlı bir gelecek bekliyor. Alternatif bir bakış açısı da otomasyonun iş yapma biçimlerimizi ve hayatlarımızı değiştirme konusunda gerçek bir fırsat sunduğu. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılamak için uzun saatler sıkıcı, tekrarlayan, fiziksel olarak yorucu işler yapmak durumunda değil artık. Kendilerine ayıracakları, zevk alarak daha verimli şekilde yapabilecekleri işler için daha fazla zamanları oluyor. Tabii bu işleri yapabilecek becerilere sahiplerse…
AL JAZEERA TÜRK: Bugünün okulları, iş dünyası geleceğe ne kadar hazır?
NEVRA YARAÇ: Teknoloji kuşkusuz geleneksel eğitim kurumlarındaki reformlardan daha hızlı ilerliyor.
Birçok ülke, eğitim sistemlerinde bu hıza yetişmek için girişimlerde bulunuyor. Bu çabalara devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları da destek oluyor. “Online” eğitimler; kişilere birden fazla beceri kazandırmaya çalışıyor. Özellikle de dijital dünyaya yönelik eğitimlere başlama yaşı giderek düşüyor.
[Devamı 27. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:41
[27. BÖLÜM]
Örneğin İngiltere’deki okullarda Eylül ayında uygulamaya geçecek zorunlu müfredatla, yedi yaşından itibaren çocuklara basit program yazılımları dersi verilecek. 11 yaşına gelen bir öğrenci tek başına telefon aplikasyonu geliştirebilecek, liseyi bitirdiğindeyse karmaşık programları yazabilecek beceriye sahip olacak. Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda mesleki ve teknik eğitim; orta öğretim aşamasında başlıyor. Yaşam boyu eğitim ise birçok ülkenin eğitim politikalarında önemli rol oynuyor.
İş dünyası da kendini bu sürece hazırlıyor. Şirketler bu değişime ayak uyduramadıkları ya da direndikleri takdirde rekabetin, yarışın dışında kalacaklarının farkında. Bu nedenle çalışanlar yeni dönem hakkında bilgilendirilmek amacıyla eğitiliyor, onlara gerekli becerileri kazandırmak için şirket akademileri kuruluyor. “Y kuşağı”nı anlamak ve bu kuşağın becerilerini en verimli şekilde kullanmak için çaba sarf ediliyor.
AL JAZEERA TÜRK: Türkiye’de ne yapılıyor?
NEVRA YARAÇ: Türkiye’de geleceğin çalışanlarına ihtiyaç duydukları becerileri kazandırma konusunda belli başlı çalışmalar yapılıyor;
Ama
“Diploma vermeye ve sınavlara hazırlamaya odaklı bir eğitim sistemi”nin;
Bu ihtiyaçları karşılayamadığı bir gerçek.
Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Direktörü Tamer Atabarut:
“Bakanlık, üniversiteler, belediyeler, odalar, bazı STK’lar eğitim faaliyetleri düzenliyor. Ancak kalitesi, içeriği, süresi, çeşitliliği, katılımcı sayısı konusunda kat etmemiz gereken epey yol var.” diyor.
Atabarut’a göre gelişmenin önündeki engeller maddi kısıtlamalar ve toplumsal algı:
“Doğup büyüdüğü aileden başlamak üzere, bireyin bir meslek sahibi olması teşvik ediliyor. Global iş hayatı bu doğrultuda ilerlemiyor. Bu gerçek benimsenerek, topyekûn bir zihinsel dönüşüm gerek.”
New York Üniversitesi’nden istatistik ve davranış bilimleri uzmanı Doç. Selçuk Şirin’e göre, dünya hızla doğal kaynaklara ve emeğe dayalı ekonomiden yüksek inovasyona, beceriye dayalı ekonomiye geçerken rekabet edebilmek için yüksek teknoloji ithal etmek yetmiyor:
“O teknolojiyi sizin de üretmeniz, onu kullanacak bireyleri iyi eğitmeniz gerek. Dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyiz ama son yayınlanan inovasyon endeksinde ilk 60 ülke arasında yokuz. İş dünyası yüksek teknolojiye yatırımı; yani araştırma ve geliştirme bütçesini gereksiz görüyor çünkü hâlâ inşaat, teknolojiden daha cazip bir yatırım aracı.
İnovasyonun olması için özgür düşünmeniz, bilgiye rahatça ulaşmanız ve sınırsız bir hayalgücüne sahip olmanız gerek. Bu olanaklar bizim üniversitelerde yok. Patent başvurularının çok az olması boşuna değil. Zaten OECD’nin (İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı) yaptığı PISA (Programme for International Student Assessment ~ Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) testi durumu açığa vuruyor. Gençlerin rekabet güçlerini; fen, matematik ve daha da önemlisi yaratıcı problem çözme becerileriyle ölçen araştırmada Türkiye gerilerde.*”
( *
http://gpseducation.oecd.org/CountryProfile?primaryCountry=TUR&treshold=10&topic=PI )
“Ipsos MORI” Londra ofisinden Alim Erginoğlu’na göreyse Türkiye; teknoloji, yeni insan kaynakları sistemlerini ithal etmek açısından çok başarılı:
“Part-time, farklı saat dilimlerinde, evden ya da mobil çalışma gibi düzenlemeleri Türkiye’deki büyük uluslararası şirketler 3-4 yıldır uygulamaya başladı.
İngiltere’de bir süre önce esnek çalışma saatlerini talep etmek her çalışan için bir hak oldu. Eğer işveren bu talebi reddediyorsa geçerli bir nedeni olmak zorunda.
Danimarka’da bu hak için toplu iş sözleşmelerine atıfta bulunulmuş, sendikalara yetki verilmiş.
Fransa’da ise yasayla düzenlenmiş.
Oysa Türkiye’de genelde bir çalışanın işverenine esnek çalışma saatleri talebinde bulunması; kariyerine olumsuz etki edebilir.”
[Devamı 28. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:42
[28. BÖLÜM]
AL JAZEERA TÜRK: Hangi meslekler kaybolmaya mahkûm?
NEVRA YARAÇ: Kuşkusuz “otomasyon” sadece üretim değil; hizmet sektöründe de bazı meslekleri tekeline alacak.
Bu süreç hâlihazırda başladı. Her gün karşılaştığımız gişe memurları ve kasiyerlerin sayısı giderek azalıyor.
Sürücüsüz otomobiller; taksi ve otobüs şoförlerini de koltuklarından edebilir.
Hastane görevlileri yerlerini “robot hasta bakıcılar”a bırakabilir.
E-ticaret, alışverişi tamamen “online”a taşıyabilir.
“Communicating with the Future*” kitabının yazarı, fütürist “Thomas Frey”:
( *
http://www.amazon.com/Communicating-Future-Re-engineering-Intentions-Master/dp/098384710X )
2030’da 2 milyar işin kaybolacağını söylüyor.
“İstihdamın Geleceği: Meslekler Bilgisayarlaşmaya Ne Kadar Duyarlı?” araştırmasında sıralanan 720 işten 10’u otomasyona karşı en savunmasız olanlar:
Telepazarlamacılar,
Belge inceleyici, soyutlayıcı ve araştırıcılar,
Kanalizasyoncular,
Matematik teknisyenleri,
Sigortacılar,
Saat tamircileri,
Kargocu ve nakliyeciler,
Vergi hesaplayıcıları,
Fotoğraf işleme ve işleme makinesi operatörleri,
Kütüphane teknisyenleri.
2030’da olsaydık, benle röportaj yaptığınız bu haber pekâlâ bir robotun imzasını taşıyor olabilirdi!
Zira ABD merkezli “Narrative Science” adlı şirket 2012 yılında; veriler girildiğinde haber yazan bir yazılım geliştirmiş.
Şirketin ortağı “Dr. Kristian Hammond” da 2030’da haberlerin %90’ının algoritmaların kullanıldığı “robot gazeteciler” tarafından yazılacağını söylemişti.
20-30 yıl sonra “Ne iş yapıyorsun?” diye sorduğumuzda; şu yanıtları almamız kuvvetle muhtemel:
“Verimlilik danışmanıyım”,
“Kişisel dijital küratörüm”,
“Mikrobiyal dengeleyiciyim”,
“Merak eğitmeniyim”,
“Alternatif para birimi spekülatörüyüm”,
“Kent çobanıyım”,
“3D yazıcı uzmanıyım”,
“Dijital detoks terapistiyim”,
Ya da
“Mahremiyet danışmanıyım”...
Kaynak:
http://dergi.aljazeera.com.tr/2014/07/27/robotlar-yerimizi-alacak-mi/
[Devamı 29. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:43
[29. BÖLÜM]
HAK YOK, İŞ ÇOK!
İşçiler, “taşeron sistemini” yukarıdaki iki cümleyle özetliyor.
Herkesten çok çalışıp, herkesten az kazanmaktan şikâyetçiler!
“Kıdem yok, tatil yok; neden?” diye soruyorlar.
Hükümetin konuyla ilgili yeni tasarısı mecliste. Yetersiz bulan da var, milat olacak diyen de.
Tarih: 27 Temmuz 2014
Yazan: Onur Burçak Belli
Ankara’da cehennem sıcağı, çöl kurusu bir hava.
Hacettepe Tıp Fakültesi’nin arkasında, birkaç sene öncesine kadar virane görünümündeki Hamamönü sessiz sedasız iftara hazırlanıyor. Hamamönü, yenileme çalışmalarının ardından şimdi uğrak mekânlardan.
İftar kalabalığını bekleyen Mehmet Akif Ersoy Parkı’nda, Hacettepe Hastanesi’nde çalışan üç taşeron işçisi; “Sabır Şahin”, “Dilek Gül” ve “Murat Özer” ile buluşuyoruz. Bir pastanede oturuyoruz.
Sabır Şahin Hacettepe Hastanesi’nde temizlik görevlisi olarak çalışıyor. 11 yıldır aynı yerde taşeron işçi. Şahin yol parasından tasarruf etmek için “açık öğretim” ortaokuluna kayıt yaptırmış; böylece kendisine öğrenci pasosu çıkarmış. Şimdi mezun olup liseye de devam etmeyi hedefliyor. 50 yaşındaki Şahin, en çok; gece geç vakit tek başına eve dönerken tedirgin oluyor.
Dilek ve Oğuz Gül çifti, şanslılarsa haftada bir gün evde beraber vakit geçiriyor. Oğuz Gül 14 aylık oğlu Ali’ye pek vakit ayıramıyor. Zamanının çoğu işte geçiyor. Çoğu zaman o da olmuyor.
Murat Özer 12 senedir Hacettepe Hastanesi’nde taşeron işçi. Garsonluk yapıyor. Oğlu Meriç Yağız’a, akraba evliliğinden kaynaklandığı söylenen bir kemik hastalığı teşhisi konmuş. Meriç en fazla üç yaşında görünüyor. İyi beslenmesi gerek ama evde çoğu zaman makarna ve patates pişebiliyor. Özer, ulaşıma ayda 60 TL vermemek için her gün işe yürüyerek gidip geliyor.
Maaş gününe daha on gün var. Eller çantaların içinde cüzdanları arıyor. İçi kâğıt ve kimliklerle dolu, şişkin, eskimiş, siyah cüzdanın yanındaki fermuarlı bozuk para cebinden buruşuk bir kâğıt beş lira, biraz daha aranınca da iki lira çıkıyor. Diğer cüzdandan da iç içe katlanmış bir 15 lira. Mahcup gülüşmeler.
Murat Özer, arkadaşlarının cüzdanındaki parayı görünce; “Benim biraz fazla. Hanım ailesinin yanındaydı. Eve para bırakmadım.” diye açıklama ihtiyacı duyuyor.
“Hiç fiyatını sormadan bir kilo domates aldınız mı ya da fiyat etiketine bakmadan alışveriş yaptınız mı?”
Son bir aydır sayısız işçi ile yaptığımız görüşmelerde bu soru hiç olumlu yanıtlanmadı. “Hayır”, “Hiç” ya da şaşkın bir “Yoookk!” cevabı.
“Ama fiyatından dolayı almadan bıraktığımız çok oldu.” En sık verilen yanıt. “Bir yerden kısacaksın. En çok da kendinden.” Bu, asgari ücretle çalışan taşeron işçilerin geçim felsefesi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2012 verilerine* göre, kamuda “585 bin 788” ve özel sektörde “419 bin 466” taşeron işçi çalışıyor. Taşeron işçiliğin en yaygın olduğu sektörler temizlik ve inşaat.
( *
http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/csgb.portal?page=haber&id=basin491 )
Ancak Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) ile Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DİSK) tarafından kısa süre önce yayımlanan raporlara göreyse; Türkiye’de en az 1,5 milyon işçi, taşeron tabir edilen tedarikçi alt işveren şirketler bünyesinde çalışıyor.
Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Öz, kamuda ve özelde maliyetleri düşürmek için akla ilk önce işçilik maliyetlerini azaltmanın geldiğini, bunun da taşeronlaşmanın motivasyonu olduğunu anlatıyor: “Devlette işçi istihdamına yol açmak yerine adeta işçi kadroları kısıtlandı.” diyor.
Öz, işçilik maliyetlerini düşürmek için toplu sözleşme, iş güvencesi gibi hakları teminat dışına çıkarmak amacıyla taşeron işçiliğin teşvik edildiğini düşünüyor.
[Devamı 30. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:43
[30. BÖLÜM]
13 Mayıs’ta 301 işçinin öldüğü Soma’daki maden kazasının ardından Çalışma Bakanlığı’nın 30 Mayıs’ta “taşeron uygulaması” düzenlemelerinin yer aldığı kanun tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçti. Tasarıya son hâli; DİSK, Türk-İş ve Hak-İş sendika konfederasyonları başkanları ile görüşülüp, itirazları dinlendikten sonra verildi.
Hüseyin Öz, var olan İş Kanunu’nun zaten Türkiye’deki tüm işçilerin mevzu bahis haklarını tespit ettiğini ve koruduğunu, esas sorunun “uygulamada” olduğunu söylüyor:
“Özellikle belediyeler, kamu sağlık kurumları, bakanlıklar, alt işverenden hizmet alımlarını; kamu kurumlarınca belirlenen özel hükümler çerçevesinde gerçekleştirebiliyor. Böylece ‘Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’ kapsamındaki hizmet alımlarında işin kendisi de taşeron şirketlere verilebiliyor.”
Hüseyin Öz, 2007’de çıkan norm kadro (Kamu kurumlarının kadrolu çalıştırdığı işçi ve memur) yönetmeliğinin tüm kamu kuruluşlarında taşeron şirketlerden ihale usulü ile hizmet alımı yapılmasını kaçınılmaz kıldığını belirtiyor.
Öz: “Norm kadro yönetmeliğinin ardından kamu kurumlarında gerekli kadrolu personeli istihdam etmek neredeyse imkânsız hâle geldi.” diyor ve devam ediyor: “Ancak maalesef yasada 1936’dan beri bulunan taşeron sistemi Türkiye’nin gerçeği hâline gelmiş durumda… Bu sistemin tamamen kaldırılmasını talep etmek gerçekçi değil. Biz en azından uygulamadaki eşitsizlik ve haksızlıkları ortadan kaldırma çabası içerisindeyiz.”
Öz; komisyonun onayladığı tasarıyı olumlu bir adım olarak algıladıklarını ve en azından özellikle itiraz edilen bazı noktalarda fikir birliği sağlanmasına yönelik adımlar atıldığını, kadrolu ile taşeron çalışanları arasındaki eşitsizliklerin elimine edilebileceğini düşünüyor: “Bizce bu tasarı bu hedefe yönelik bir kilometre taşı olabilir.”
Tasarının yeniden gözden geçirilmesi sürecinde meclisteki komisyon çalışmalarına katılan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu aynı fikirde değil. Taşeron sisteminin düzenlemelerle bile çok sorunlu olduğunu söylüyor.
Çerkezoğlu: “Taşeron sistemini kaldırmaya yönelik düzenleme yok. Taşeronun tamamen kaldırılmasını öngörmeyen yasa tasarısını kesinlikle kabul etmiyoruz.” diyor.
Sabır Şahin de çalışma koşullarının kabul edilemez olduğunu düşünen işçilerden. 50 yaşında. 11 sene önce Hacettepe Hastanesine hizmet sağlayan bir taşeron firmada, tanıdık aracılığıyla temizlikçi olarak işe başlamış. O zamandan beri asgari ücretle çalışıyor. Bu sürede hastaneden pek çok taşeron şirket gelip geçmiş. Sabır Hanım asıl işveren olan Hacettepe Hastanesi’nde 11 yıldır aynı görevde, hastane kadrosunda çalışan aynı şeflerin sorumluluğunda çalışıyor.
Buna rağmen sosyal güvenlik kayıtlarında; hastane, temizlik işleri ihalelerini yeniledikçe “işten çıkarılıp → yeniden başka şirketlerde işe başlamış gibi” görünüyor.
Yeri gelmiş ya aylarca maaşları ödenmemiş ya da haftada 100-200 liraya bölünerek ödenmiş: “Maaşlar parça parça ödenince maaş aldığını bile anlamıyorsun. Borcunu harcını bile ödeyemeden yitip gidiyor para.” diyor.
EŞİ MEHMET ALİ ŞAHİN 2001’DEKİ EKONOMİK KRİZDE İFLAS EDENE KADAR Sabır Hanım çalışmıyormuş. Oturdukları evi bile kaybedince, 38 yaşında çalışmaya başlamış. Beş sene önce bodrum katta bir daire almışlar. Ayda 800 TL ev kredisi ödüyorlar.
Mehmet Ali Bey iki ay önce emekli olmuş: “680 TL emekli maaşı bağladılar. Evin kredisini mi ödeyelim, geçinelim mi? Sabır Hanım çalışmasın isterdim. Koca kadın gece 11’lere kadar… İnsan endişeleniyor.”
Hacettepe Hastanesi’nde taşeron şirkete bağlı temizlik işçileri günde üç vardiya çalışıyor:
İlk vardiya: Sabah 7 ile öğleden sonra 3,
İkincisi: Öğleden sonra 3 ile gece 11,
Son vardiya: Gece 11 ile sabah 7 arasında.
15 günde bir vardiya değişiyor.
Sabır Şahin haftada bir gün izin kullanıyor. 7-3 vardiyasında çalıştığı zamanlarda ve bazen izin günlerinde evlere temizliğe gidiyor.
[Devamı 31. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:44
[31. BÖLÜM]
Taşeron işçilik dosyasını hazırlamak için bir aydan fazla bir süre boyunca, farklı sektörlerden pek çok işçi ile görüştük. ONLARCA İŞÇİDEN SADECE ÜÇÜ ADINI GİZLEMEDEN BİZİMLE HİKAYELERİNİ PAYLAŞMAYI KABUL ETTİ. Hemen hemen hepsi işlerini kaybetmekten korktuğu için konuşmamayı, sıkıntılarını anlatmamayı tercih etti.
Herkes, işinin devamlılığının “şef” ya da “müdür” dedikleri taşeron yetkililerinin iki dudağının arasında olduğunu ve sudan bir bahaneyle işlerini kaybetme riskinin yükseldiğini anlatıyor.
36 yaşındaki Murat Özer konuşmayı seçen üç kişiden biri. 12 senedir Hacettepe Hastanesi’nde garson. Ek iş olarak düğün salonlarında garsonluk yapıyor. Murat ve eşi Meral Özer, Mamak’ta Saime Kadın’da oturuyor. Sıvasız, yıkık bahçe duvarlı, üç katlı apartmanın ikinci katında; iki odalı, ofisten bozma eve 300 TL kira ödüyorlar.
“Ev kredisi almak için bankaya gittim. Bana ‘Sen çalışmıyor görünüyorsun.’ dediler. ‘Nasıl ya, Hacettepe Hastanesi’nde çalışıyorum.’ dedim. ‘Sigorta kayıtlarında işten çıkmış görünüyorsun.’ dediler. Alamadım krediyi.” Murat Özer’in krediye başvurduğu dönem, Hacettepe Hastanesi’nin taşeron şirketle ihaleleri yenilediği zamana denk gelmiş.
Devlet hastaneleri ve belediyeler başta olmak üzere kamu sektöründe taşeron olarak adlandırılan tedarikçi firmalardan hizmet alımları ihale usulü ile yapılıyor. Bu ihaleler üç ya da altı aylık ancak daha çok yıllık yenileniyor. Bu şirketlere bağlı olarak kamu sektörleri bünyesinde çalışan işçiler de, ihalelerin yenilenme dönemlerinde işten çıkarılmış, ihaleyi alan şirketin hizmetinin başlamasıyla birlikte yeniden işe alınmış gibi gösteriliyor.
Bu uygulamanın işçiler açısından en ağır faturası ise; yıllarca aynı işyerinde, aynı görevle çalışmalarına rağmen, işçilerin kıdem tazminatı haklarının ihlâl edilmesi oluyor. Çünkü kıdem hakkı kazanmak için işçinin en az bir yıl aynı yerde çalışması gerek.
Hak-İş’in kısa süre önce yayımladığı “Taşeron İşçi Gerçeği” raporuna göre, işçilerin iş güvenliği ve sosyal güvenlik hakları da bu uygulamalarla kesintiye uğruyor. Farklı sektörlerden taşeron işçilerle görüşmeleri temel alan rapor; özellikle işten çıkarma, yeniden işe alma süreçlerinin işçileri kıdem tazminatı, yıllık izin gibi yasal haklarından mahrum bırakarak, mağdur ettiğine işaret ediyor.
DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş sendikası Merkez Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Çelik, 1984’te hazırlanan “Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı”yla gündeme gelen sağlıkta hizmet alımı ve taşeronlaştırmanın; AKP hükümetinin “Sağlıkta Dönüşüm Programı”yla hayata geçtiğini söylüyor.
Çelik: “Programla ‘sözleşmeli personel’; istihdamın esası oldu. Hizmetler; taşeronla yürütülmeye, özel hastane işletmeciliği modeli, temel hastane organizasyon yönetim modeli olarak benimsenmeye başlandı. Hastanelerde yardımcı hizmetlerin neredeyse tamamı taşeron aracılığıyla veriliyor.” diyor.
Çelik’e göre, taşeron şirketlerden hizmet alımının kamu maliyetlerini düşürdüğü savunması da yanıltıcı: “Aslında taşeron da maliyetli bir sistem. Devlet taşeron işçilere asgari ücretten maaş veriyor. Ayrıca taşeron şirketlere de ödeme yapıyor. İşçiler düşük ücrete mahkûm edilirken ihaleye girmek dışında işe katkısı olmayan taşeron şirketlere dünya para kazandırılıyor.”
Hacettepe’deki taşeron işçiler beş sene öncesine kadar izin ve mesai ücreti haklarını kullanamıyor olmalarına, maaşların düzenli ödenmemesi eklenince sendikalı olmaya başlamış. 2010’da da; “İnsanca yaşam, güvenceli gelecek, düzenli maaş” talepleriyle eylem düzenlediler.
Sabır Şahin ve Murat Özer sendikalı olmalarının ve bu eylemin ardından maaşlarını düzenli almaya başladıklarını söylüyor. Ama eylemler ve sendikal faaliyetler nedeniyle işten atılan pek çok arkadaşları olduğunu da ekliyorlar.
[Devamı 32. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:45
[32. BÖLÜM]
Hükümetin yeni yasa tasarısındaki taşeron işçilerin sendikalı olmalarının önünün açılacağına dair düzenlemeler, taşeron işçilik bağlamında uzun süredir tartışılıyor. Sendikalı olmak Türkiye’deki işçilerin anayasal hakkı. Ancak uygulamada işçilerin sendikayla ilişkilenmeleri, sendikal faaliyet yürütmeleri işten atılmalara varan baskılarla karşılık bulabiliyor.
Dilek ve Oğuz Gül çifti sendikal örgütlenme çalışmaları sırasında tanışmış. “Siz o sendikalaşma çalışmalarının faturasını bize sorun.” diyerek lafa giriyor Dilek Gül: “Vardiyalarımızla bir oynadılar; birbirimizi göremez olduk! Bizim gibi karı koca çalışan ve çocuklarına bakacak kimsesi olmayan bir sürü insan var. Vardiyamızı ona göre düzenliyoruz. Bakıcıya verecek paramız yok. Bazen mesai değişiminde kapıda ya da durakta çocuklarını birbirlerine teslim eden çiftler görürsünüz.”
Hacettepe’de “joker eleman” olarak çalışan yani herhangi bir birimde bir eksik olduğunda takviye eden Oğuz Gül geçen sene eylemlere mesai saatleri dışında katılmış. Dilek Gül ise doğum iznindeymiş: “İşten çıkarmaya bahane bulamadılar ama iş yerinde çok üstüme geldiler. Çok baskı yaptılar.” diyor.
Dilek Gül yedi yıldır Hacettepe Hastanesi’nde hasta bakıcı. Görevi; hemşireler çalışırken malzemeleri getirip götürmek, dezenfekte etmek, hastaların hareket ettirilmesinde hemşirelere yardımcı olmak. Ama sonda takmak, serum çıkarmak, hastaların altını değiştirmek gibi uzmanlık eğitimi isteyen işleri yapmaya zorlandıklarından şikâyet ediyor:
“ ‘Alt bakımı yapacaksın.’ diyorlar. Kırığı çıkığı olan var. Benim işim değil. Nasıl tutacağımı bilemem ki. Yanlış yapacağım diye ödüm kopuyor. Ama gelde yapma !…”
Murat Özer lafa giriyor: “Yapmazsan hemşire seni şefine şikâyet ediyor. Şefin de söylediği şu: ‘Hacettepe’nin yedi kapısı var; hangisinden çıkmak istersin?’”
Murat Özer onkoloji bölümünde kanser tedavisi ya da ileri görüntüleme teknikleri odalarında bile taşeron işçilerin çalıştırıldığını anlatıyor: “Normalde oradaki uzmanlar altı saat çalışır, biz sekiz saat çalışıyorduk. Onların haftalık izinleri iki gün, bizim tek. Üstelik onların altı ayda bir şua izinleri de var.”
Dev Sağlık-Sen yönetim kurulu üyesi Zeynep Çelik de şua izni ve daha kısa süreli mesai gibi koruma tedbirlerinden taşeron işçilerin; sağlık işçisi, hastane çalışanı sayılmadıkları için faydalanamadıklarını doğruluyor.
Al Jazeera’ye konuşan işçiler röportaj ve fotoğraf çekimlerinin ardından vedalaşırken BİR KEZ DAHA AYNI SORUYU TEKRARLIYORLAR:
“NEDEN DAHA ÇOK ÇALIŞIP, DAHA AZ HAKLA YAŞIYORUZ?”
Tasarı ne getiriyor:
-Düzenlemeye göre, yer altı işçilerinin (taşeron bile olsalar) çalışma günleri çalıştıkları iş yerine göre hesaplanacak.
-Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar bir gün dahi çalışsalar kıdem tazminatından yararlanabilecek.
-Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan taşeron işçilerin kıdem tazminatı çalıştıkları taşeron firma tarafından değil, ilgili kurum ya da kuruluş tarafından ödenecek.
-İşveren taşerona verdiği işlerde, işçilerin maaşlarının ödenip ödenmediğini kontrol etmek, ödenmeyen ücretleri işçiye ödemek zorunda.
-Taşeron işçilerin firma değiştirdiği ancak aynı iş yerinde çalışmaya devam ettikleri durumlarda, yıllık ücretli izin süreleri o iş yerindeki çalışma süreleri dikkate alarak belirlenecek. İşveren bunun denetiminden sorumlu.
Kaynak:
http://dergi.aljazeera.com.tr/2014/07/27/hak-yok-is-cok/
[Devamı 33. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:46
[33. BÖLÜM]
SERAMİK SEKTÖRÜNDE; “YA İŞSİZLİK YA ÖLÜM” DÜZENİ!
Tarih: 13 Kasım 2014
Yazan: Coşkun Canıvar
“Silikozis” deyince aklımıza “kot kumlama” geliyor.
Merdivenaltı atölyelerde onlarca arkadaşımız bu yüzden yaşamını yitirdi, yüzlercesi köylerinde ölümü bekliyor!
Kot kumlama yasaklanınca sanki silikozis de bitti gibi bir algı yaşandı!
Oysa silikozis; madenler, taş ocakları, seramik, cam, metal, tuğla... Kısacası kum püskürtmenin olduğu tüm iş kollarında yaşanan bir gerçeklik ve hâlâ üzeri örtülüyor!
Bilecik’e bağlı Bozüyük’e 9 Kasım Pazar günü giden uzman arkadaşlarımız silikozis teşhisi konan işçiler ve aileleriyle buluştu.
Seramik sektöründe yaşanan bu gerçeklik,
Karşı çıkanların işsizlik tehdidi altında olması,
Ve bir ilçede yaşananlar…
Silikozis hastalığı, kot kumlamada çalıştırılan işçilerde ardı ardına ölümlere neden olması ve binlerce insanın bu hastalığa yakalanarak ölümü bekler hâle gelmesiyle kamuoyunun gündemine taşındı.
Bozüyük’te seramik fabrikalarında çalışan işçilerden Gürhan Yüksel’in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yaptığı şikâyet sonrası silikozis tanıları arka arka gelmeye başladı. Kendisi de silikozis hastalığına yakalanan seramik işçisi Yüksel’in “Alo 170 hattı”na yaptığı şikayet sonrası yapılan iş yeri teftişinin raporlarında: “Vitra Eczacıbaşı Yapı Gereçleri” isimli şirketin işyerinde; “Tozun kaynağında yok edilmesini sağlayacak tedbirlerin yeterince alınmadığı, bu yüzden özellikle keçe ile kuru rötuş ve ön sırlama işlemlerinde çalışanların toza maruz kaldıkları, dolayısıyla yaptıkları çalışmalar nedeniyle pnömokonyoz-silikozis hastalığına yakalandıkları kanaati oluşmaktadır.” ifadelerine yer verildi. Aynı işyerinde çalışan 61 işçiye Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nce silikozis tanısı koyuldu. 16 işçide silikozis şüphesi, 37 çalışanda da mesleki risk faktörüne maruz kalma tespit edildiği belirtildi.
9 Kasım 2014’te Bozüyük’te silikozis hastası işçilerin organize ettiği; Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan ve Av. Gülseren Tekeş’in katıldığı bir panel düzenlendi.
Katılımcıların tıbbi ve hukuki değerlendirmeleri sonrası söz alan silikozis hastası işçiler yaşadıklarını anlattılar. 2013 yılı mayıs ayında Hasan Ali Uyar isimli emekli seramik işçisinin silikozis nedeniyle hayatını kaybettiği anlatıldı. Panel öncesi görüştüğümüz Hasan Ali Uyar’ın yakınları, uzun yıllar seramik fabrikasında çalıştıktan sonra 2003 yılında emekli olduğunu, 2011 yılında nefes darlığı şikâyetlerinin ilerlediğini ve Mayıs 2013’de 56 yaşında hayatını kaybettiğini belirttiler.
Hasan Ali Uyar’ın ölüm raporunda asli ölüm nedeninin silikozis olarak kayıtlara geçtiği öğrenildi. 10’dan fazla seramik fabrikasının olduğu bölgede işçilerin ifadesiyle 10 bine yakın seramik işçisi var. Sadece Vitra Eczacıbaşı Yapı Gereçleri isimli şirkette 1800 işçi çalışıyor. Denetim sonrası; adı geçen fabrikada tozun havaya yoğun olarak karıştığı kuru teknikten, yaş sisteme geçildiği ama diğer fabrikalarda binlerce işçinin hâlen kuru teknikle çalışmaya devam ettiği anlatıldı. Bozüyük’te işçilerle yapılan görüşmelerde, Çorum’da 600 işçinin çalıştığı “Ece Seramik” isimli fabrikada da silikozis tanısı konmuş işçiler olduğu ve fabrikada çok sayıda işçide silikozis olduğuna yönelik kuşkular olduğu öğrenildi.
MESLEK HASTALIĞI TANISI KONAN BİR İŞÇİNİN İŞSİZLİK TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIĞI PAYLAŞILDI. ÖTE YANDAN SİLİKOZİSE YAKALANANLARIN HAYATINI NASIL KAYBETTİĞİNİN BİLİNMESİ NEDENİYLE BİNLERCE İŞÇİNİN ÖLÜM KORKUSU VE İŞÇİ AİLELERİNİN DE YAKINLARINI KAYBETME KORKUSUYLA YAŞADIKLARI ANLATILDI. BİRÇOK İŞÇİDE VE YAKINLARINDA BU KAYGIYA BAĞLI PSİKOLOJİK SORUNLAR ORTAYA ÇIKTIĞI PAYLAŞILDI. SİLİKOZİS TANISI KONANLARIN DAVA SÜREÇLERİNİN ÇOK UZUN SÜRDÜĞÜ BELİRTİLDİ. BU FABRİKALARDA ÇALIŞMIŞ VE EMEKLİ OLMUŞ ÇOK SAYIDA İŞÇİNİN NE KADARINDA HASTALIK GELİŞTİĞİ BİLİNMİYOR.
[Devamı 34. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:46
[34. BÖLÜM]
6331 sayılı yasa gereği; şirketin vermesi gereken “iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri”ni sorduk.
Bugüne kadar herhangi bir eğitim almadıklarını ve şirket yetkilileri tarafından, katılmadıkları hâlde eğitim çalışmalarına katıldıklarına dair imza attırıldığını anlattılar. Aynı yasa gereği iş yerinde oluşturulması gereken iş sağlığı ve güvenliği kurullarından işçilerin haberinin dahi olmadığı ve çalışan temsilcilerinin kim olduğunu bilmedikleri ifade edildi. Altı ayda bir akciğer filmi çekildiğini anlatan işçiler bu hastalığın daha önceden saptanmış olup kendilerinden saklandığı konusunda şüphe duyduklarını anlattılar.
Türk-İş’e bağlı Çimse-İş Sendikası’nın fabrikalarda örgütlü olduğu ama bugüne kadar işçi sağlığı konusunda herhangi bir mücadele yürütmediği anlatıldı. Teftiş ve hastane başvuruları sonrası silikozis gerçeğinin ortaya çıkmasıyla sendikanın bu konuda yürüttüğü faaliyetin “meslek hastalıklarıyla ilgili broşür dağıtmak”tan ibaret olduğu ifade edildi.
Havaya karışan “serbest slika tozları”na maruz kalınması sonucu gelişen silikozis; DİĞER MESLEK HASTALIKLARINDA DA OLDUĞU GİBİ %100 ÖNLENEBİLİR!
Slikanın havaya karıştığı tüm iş kollarında ayrıntılı risk değerlendirmelerinin yapılması, düzenli aralıklarla ortam toz ölçümlerinin yapılması, ortam koruyucu olarak bilinen etkin havalandırma sistemlerinin kurulması gereklidir. İşçilerin riskler ve tehlikeler konusunda işçi sağlığı eğitimleriyle bilgilendirilmesi, işçilerin periyodik muayeneden geçirilmesi, hastalık şüphesi durumunda konunun uzmanına veya meslek hastalıkları hastanesine işçinin yönlendirilmesi, kişisel koruyucuların temini ve kullanımının sağlanması gereklidir.
Bozüyük özelinde ifade edecek olursak; bölgedeki slika maruziyetinin olduğu tüm fabrikalarda periyodik muayene sonuçları tekrar değerlendirilmelidir. Hastalık saptanması durumunda, yeni veya eski muayene ve tetkik sonuçlarıyla fabrika taramaları hızla yapılmalıdır. Bölgede seramik fabrikalarından emekli olmuş olan tüm işçilere ulaşılarak sağlık taraması yapılmalıdır. Tanı koyulan işçilere iş görmezlik oranı tespiti ve tazminat belirleme gibi hukuki süreçler hızla yerine getirilmelidir. İş yerlerinde sendika temsilcilerinin ve çalışan temsilcilerinin de katıldığı iş sağlığı ve güvenliği kurulları oluşturulmalı ve işlevsel olarak, patron baskısından kurtularak çalıştırılması sağlanmalıdır. Meslek hastalığı tanısı konan işçiler; aynı işyerinde tozsuz ortamda veya kamuda başka bir iş kolunda istihdam edilerek mesleki rehabilitasyon programları hayata geçirilmelidir. Mesleki rehabilitasyon haricinde bahsi geçen tüm düzenlemeler yürürlükte olan yasalarda mevcut olup, fiiliyata geçirilmesi gerekmektedir.
İşsizlik tehdidinin ortadan kaldırılabilmesi için mesleki rehabilitasyonla ilgili tüm iş kollarını kapsayan, işçi hakları lehine bir düzenlemeye acilen ihtiyaç vardır.
Tüm bu mevcut düzenlemelerin ve yeni taleplerin hayata geçirilmesini sağlayabilmek için bunların önündeki engelleri net tanımlamak gerekir.
[Devamı 35. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:47
[35. BÖLÜM]
Soma, Mecidiyeköy, Ermenek ve Isparta’da yaşanan toplu işçi katliamlarında açıkça ortaya çıktığı gibi siyasi iktidar kendi yaptığı yasal düzenlemeleri hayata geçirmemektedir. Tüm iş cinayetleri kazaya özgü detaylarla açıklanmaya çalışılmakta ve hükümetin açıkça sermaye yanında almış olduğu tavır gizlenmek istenmektedir.
İşçi sağlığı sürecini “emek/sermaye çelişkisi” üzerinden okumadığımız sürece konu hükümetin manipülasyonlarına açık hâle gelmektedir.
Mesele sadece;
“Aşırı kâr hırsından”,
Ve
“Yetersiz denetimlerden” ibaret de değildir!
HER ŞEYİN “ REKABET ! ” ÜZERİNE KURULDUĞU KAPİTALİST SİSTEMDE; İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN MALİYET UNSURU OLMASI VE BURADAN HER FIRSATTA KESİNTİYE GİDİLMESİ SON DERECE DOĞAL BİR TAVIRDIR. SİSTEM, BU KESİNTİLERİ YAPMANIZI ŞART KOŞMAKTADIR!
Devlet ve iktidar tüm kurumlarıyla hâkimiyetini ve hegemonyasını, sermayenin tahakkümü üzerinden kurmaktadır. Hükümet, sosyal devlet kamuflajı altında kendisine hakem rolü biçerek, yerli & küresel sermaye ve onun patron kulüpleriyle iç-içe geçme hâlini gizlemeye çalışmaktadır.
Türkiye’de her yıl en az 1500 işçinin iş cinayetlerinde öldüğü ve meslek hastalıklarına bağlı beklenen ölümlerin bu sayının 6 katı olduğu (yılda en az 9000 işçi ölümü) bilinmektedir!
ILO (International Labour Organization ~ Uluslararası Çalışma Örgütü) verilerine göre Türkiye’de çalışan sayısı üzerinden değerlendirme yapıldığında her yıl 200 binin üzerinde meslek hastalığı tanısı koyulması beklenmektedir. SGK’nın son verilerine göre ise tanı konan meslek hastası sayısı 500 civarında iken meslek hastalığına bağlı bir yılda sadece bir kişi hayatını kaybetmiştir.
Bugün milyarlarca dolar “artı değer!” üreten seramik fabrikalarının silikozisle işçi katliamı yapmasına siyasi iktidarın göz yumması ve meslek hastalıkları istatistiklerinin dahi üzerinin kapatılması ancak “iktidar↔sermaye arasındaki göbek bağı”nın mevcudiyetiyle açıklanabilir.
“İşçi sınıfı” açısından mücadele gündemi apaçık ortada:
Sistem içi tüm mücadele yöntemlerini kullanarak kazanım elde etmeyi amaçlayan,
Ancak;
Temel sorunu; “üretim araçlarının mülkiyeti”nde gören,
Ve
“Emekçi↔Demokrasi↔Özyönetim” i içselleştirmiş bir örgütlenme mücadelesi kelimenin tam anlamıyla “hayati”dir!
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
Bozüyük 9 Kasım 2014 Panel ve basın açıklaması:
https://www.youtube.com/watch?v=orHGwSHgjW8
Kaynak:
http://www.sendika.org/2014/11/seramik-iscilerinde-silikozis-bozuyukte-binlerce-isci-silikozis-tehdidiyle-karsi-karsiya-coskun-canivar/
[Devamı 36. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:48
[36. BÖLÜM]
NE İŞLE MEŞGULSÜNÜZ?
Soruya “İşsizim!” yanıtını vermek kolay değil!
Ama Türkiye’de milyonların cevabı bu!
Aslında Eurostat’ın 2013 rakamlarına göre Türkiye’de işsizlik birçok Avrupa ülkesinin gerisinde. Fransa dahil AB üyesi 10 ülkeden daha iyi durumda. Buna rağmen Türkiye’de 2.5 milyondan fazla işsiz var!
BELİRLİ BİR KONUDA UZMANLIĞINIZ YOKSA
VEYA
ÇALIŞMA YAŞAMINA KATILMAYA ADAY BİR GENÇSENİZ RİSK BÜYÜK!
İYİ EĞİTİM ALMIŞ OLMANIZ, BİRKAÇ YABANCI DİL BİLMENİZ DE YETERLİ OLMAYABİLİYOR!
Tarih: 27 Temmuz 2014
Yazan: Sadık Güleç
HER GÜNE İŞSİZ BAŞLAMAK
Özgür Gülsoy, daha iş hayatının başında işsiz kalan “beyaz yakalı” binlerce gençten biri.
İstanbul Üniversitesi İşletme mezunu. İyi derecede İngilizce ve İspanyolca biliyor. 2006’da üniversiteye başlamış. Dört yılda bitirdiği okulun ardından önündeki en büyük engellerden “askerlik sorununu” da hemen hâlletmek istemiş.
Askerlik kararı alırken bir yandan da, okulu zorunlu tutmadığı hâlde, stajını tamamlamaya girişmiş. İlk hayal kırıklığını da bu kısa süreli iş arama döneminde yaşamış:
“Mesleğim nedeniyle, ‘satışa yönelik’ işler aradım. Muhasebe, denetim, hazine, insan kaynakları… Staj için eleman alıyorlar ama çok az sayıda. Mesela denetim şirketleri; öğrenci tecrübe kazanacağı bir yer ararken, şirketler az da olsa tecrübe istiyor. Mühendisliklerin işi biraz daha kolay… Çünkü zorunlu stajları var.”
Bu süreçte tecrübe kazanacağı bir iş bulamayan Gülsoy, 2011’de kısa dönem yaptığı askerliğin ardından artık ciddi iş başvuruları yapmaya başlamış. Uzun süreli iş arama çabası ummadığı kadar kısa sürede sonuç vermiş: “Büyük bir banka geri dönüş yaptı. Bir test yaptılar. Başarılı oldum. Altı ay içinde iş bulmuştum. Dört ay Unkapanı, dört ay da Bakırköy şubesinde çalıştım.”
Ailesiyle birlikte yaşadığı Bakırköy’de hayalindeki iş olan bankacılık sektöründe çalışmaya başlayan Özgür Gülsoy’un iş yaşamı hiç ummadığı bir anda kesintiye uğramış.
Önce “geçici gişe” denen göreve atanmış. Bunun anlamı ise, izne ayrılan personelin yerine çalışmak. Bunu şöyle anlatıyor Gülsoy:
“Düzenli bir şubede çalışırsanız şirketlerle görüşüyorsunuz, toplu satış oluyor. Şirketlerin bir aylık faturasını alınca ‘satış’, yani ‘performans hedefi’ni tutturmuş oluyorsunuz. Oysa ben bir gün sonra hangi şubede çalışacağımı dahi bilmiyordum. Bu, İkitelli ya da Kavacık olabilirdi…”
Uyum sağlayamadığı bu “geçici görevlendirme” altı ay kadar sürmüş. Sonra performans düşüklüğü gerekçesiyle işine son verilmiş:
“Bölge genel müdürlüğüne çağırdılar. ‘Çıkışınızı veriyoruz. Tazminatınız yatacak.’ dendi. Bir kâğıt imzalattılar. O dönem sadece ben değildim çıkarılan.”
Özgür Gülsoy, KISA İŞ DENEYİMİNİN ARDINDAN; 15 AYDIR İŞ ARIYOR.
Başlangıçta, edindiği tecrübe nedeniyle bir başka bankada iş bulabileceğini düşünürken zamanla her türlü şirkete başvuru yapmaya başlamış: “Denetim firmaları, bankalar ve şirketlerin hazine, muhasebe bölümleri ile görüşerek iş aramaya başladım. Bazıları hiç geri dönüş yapmadı. Bazıları da mail atıp ‘Sizinle çalışmayı uygun görmedik.’ veya ‘Bir başkası ile çalışacağız.’ şeklinde dönüyorlardı.”
Her yeni güne iş başvurularının sonuçlarını görmek için maillerine bakmakla başlıyor: “Her gün kariyer ve iş bulma sitelerini, bankaların personel alımlarını takip ediyorum. Her Bakırköylünün âdetidir; mutlaka ‘havaalanı’na başvuru yapar. Ben de başvurdum. Ama henüz sonuç yok.”
27 yaşındaki Özgür Gülsoy ailesinin tek çocuğu. Emekli anne ve babasına daha fazla yük olmak istemiyor: “ARTIK ‘MAVİ YAKALI’ BİR İŞ BULSAM DA TERCİH ETMEK ZORUNDAYIM. ÇÜNKÜ İŞSİZ KALMA GİBİ BİR LÜKSÜM YOK. AİLEMİN MADDİ DURUMU BELLİ. BİR BUÇUK YIL İŞSİZ KALMAK BANA ÇOK AĞIR GELDİ !...”
[Devamı 37. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:49
[37. BÖLÜM]
BİR ZEYTİNBURNU BİR DİLOVASI
Bir mesleği olmayanların en büyük sorunu; “sürekli çalışacakları iş” bulamamak!
Onlar da ekmeğini; işçi arayanların kendilerini bulabileceği “kahvehane” ya da “amele pazarları”nda arıyor. Hüseyin Yıldırım ile İstanbul’un varoşlarından Ümraniye’de bir kahvehanede buluşuyoruz…
Aslında geniş bir iş alanı var 30 yaşındaki Hüseyin Yıldırım’ın. İnşaatlarda çalışıyor, malzeme taşıyor, kaynakçılık yapıyor ve doğalgaz tesisatından anlıyor. Hayatında en uzun çalıştığı iş bir yıl sürmüş. Onu da şöyle anlatıyor: “Sivas’ta doğalgaz işiydi. Bu işi sürekli yaptığımız için bir sürü kişide telefonum vardı. Şuraya 10 kişi isteniyor diye arıyorlardı; gidiyorduk.”
Kahramanmaraş’tan göç eden bir ailenin yedi çocuğundan biri Yıldırım: “Hep Mustafa Kemal mahallesinde yaşadım. Sürekli boru taşıyordum. ESKİDEN SU VEYA DOĞALGAZ BORULARINA DİŞ AÇARDIM. ARTIK ONU DA ‘MAKİNE’LER YAPIYOR.” diyor.
Eskiden daha uzun süreli işler bulabildiğini söyleyen Hüseyin Yıldırım o dönemi şöyle anlatıyor: “Bunlar parça parça işlerdi. Bir dairenin işini alıyorsun. Bir bakıyorsun Zeytinburnu’nda, bir bakıyorsun Dilovası’nda çalışıyorsun. 250 liraya alıyorsun işi mesela. İstersen bir günde bitir istersen bir haftada.”
Artık eskisi kadar uzun süreli işler gelmiyor. Daha çok taşımacılık ya da yıkım işleri yapıyor Hüseyin Yıldırım. Bu tür işlerde günlük olarak alabildiği en fazla ücret 50 lira.
Güvencesizliğin yanı sıra, bir yandan da sık sık iş kazaları yaşanıyor. Böyle birçok kaza yaşamış Hüseyin Yıldırım: “Yıkılan eski bir hastanenin kazan dairesini söküyorduk. Kesme işleminde kullandığımız kaynak makinesinde arıza varmış. Bir anda büyük bir patlama oldu. Kolum neredeyse yerinden kopacak kadar parçalandı.” Sigortası da olmayan Yıldırım, uzun süre hastanede kalmış: “Başlangıçta bizi götüren taşeron şirket biraz ilgilendi; yani dava filan açmayalım diye. Biraz iyileşince unuttular. Şu anda bileğimi kıvıramıyorum.”
Kısa süreli, günübirlik işlerde çalışan bu işçileri daha çok taşeron şirketler tercih ediyor. Tamamlanmayan ya da eksik kalan bazı işleri birkaç günlüğüne çalıştırmak için getirdikleri bu işçiler yapıyor:
“Taşeronun→taşeronunun→taşeronunun→taşeronu yanında çalışıyoruz. 200 bine aldıkları işi son taşeron 80 bine yapıyor. Bu da işçinin aldığı ücrete doğal olarak azalarak yansıyor.”
Günübirlik çalışan bu işçilerin çalışma saatleri ise çoğu zaman belli değil: “Sabah hava aydınlanır çalışmaya başlarsın, akşam hava kararır çalıştırırlar. Bazen boru gelir. Tonlarca boruyu taşırsın. Devrilir ayağın ezilir. Sol ayağımın üzerine düştü. Hâlâ acısını çekiyorum.” diye anlatıyor çalışma koşullarını.
Daha çok doğu illerinden gelen işçilerin artık bu pazarda rakipleri var: Suriyeliler, Afrikalılar, Ermenistan, Gürcistan ya da Nahçıvan’dan gelen işçiler de artık günübirlik işleri kovalıyor.
Hüseyin Yıldırım onların koşullarının daha kötü olduğunu söylüyor: “KİME NE PARA ÖDENDİĞİ BELLİ DEĞİL. İŞÇİLER ARASINDA BİRLİK YOK. BİR İNŞAATTA BİRKAÇ AYLIK İŞ BULMUŞTUK. BENİM YANIMA ÇIRAK OLARAK BİR GÖÇMEN İŞÇİ VERDİLER. ÇIRAK DEDİĞİM; EVLİ, İKİ ÇOCUĞU VAR. ALDIĞI PARA 600 LİRA. ACIDIM, ŞANTİYE ŞEFİNE; ‘BU ADAMIN PARASINI YÜKSELTİN’ DEDİM. ‘SEN KENDİ İŞİNE BAK’ DEYİP BENİ İŞTEN ÇIKARDILAR. KAÇA TUTTURABİLİRLERSE ÇALIŞTIRIYORLAR.”
Geçici işlerde çalışan işçilerin en büyük sorunlarından biri güvencesiz çalışmaları: “15 yıldır bu şekilde çalışıyorum. Bazen bir iş alır birkaç ay çalışırsın. Sürekli sigortan yok. En son baktım; 1000 gün falan sigortam var.”
Yıldırım artık uzun süreli bir iş umudunun kalmadığını söylüyor:
“Evlilik falan bizim için çok zor. Burada babamlarla kalıyorum. Bereket onların bir evi var; kira ödemiyorum. Yoksa hayatım daha da zor olurdu.”
[Devamı 38. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:49
[38. BÖLÜM]
İŞÇİ KALİFİYE; PEKİ YA ÜCRET?
Bursa ve çevresinde çok sayıda otomotiv ve gıda fabrikası bulunuyor. Bu işletmeler önemli sayıda kalifiye elemana ihtiyaç duyuyor. Ancak buna rağmen işsizlik bu bölgede de önemli sorun. Mehmet Mercan’la Bursa’nın Karacabey ilçesi yakınlarında büyük bir gıda fabrikasının çevresindeki kahvede buluşuyoruz.
İki çocuk babası 38 yaşındaki Mercan 2012’ye kadar 13 yıl süreyle bu fabrikada çalışmış:
“Babam ‘Bir mesleğin olsun.’ deyip Endüstri Meslek Lisesi elektrik bölümüne yazdırdı.” diyor.
Meslek lisesini bitirmesinin ardından memleketi Karacabey ve çevresinde bulunan küçük elektrik atölyelerinde çalışmış Mehmet Mercan. Askerliğin ardından iş aramaya başlamış. Türkiye’nin sayılı süt ve süt ürünleri fabrikalarından biri olan işletmenin işçi aradığını duyunca hemen başvurmuş:
“Ben elektrik ile ilgili bir iş bekliyordum. Ama ‘makine operatörü olacaksın’ dediler. O zamanlar kalifiye elemana çok ihtiyaç duyuluyordu. İşi kısa sürede öğrendim. Makinelerin gramajlarını ayarlıyordum; yani kutuya konacak ayran ya da sütün miktarını belirliyordum. Makineleri kontrol ediyordum. Bir de bantta çalışan işçilerin kontrolü bana aitti. Yani şefler ile işçiler arasında yer alıyordum.”
Kalifiye olmalarına rağmen aldıkları ücretin çok az olduğunu aktarıyor Mehmet Mercan: “Zaten asgari ücretle işe başlıyorsun. 19 yıllık makine operatörünün aldığı 1100 lira.14 yıldır burada çalışan kalifiye olmayan bir işçinin eline bazen mesaiyle birlikte 840 lira para geçiyor.”
Çalışma koşullarının ağır olduğunu belirten Mercan: “Makineler sürekli çalışıyor, işçiler banttan ayrılamıyor. Bazen yıllık izinleri dahi kullanamıyorsunuz.” diyor.
2012’de, bin yüz kişinin çalıştığı fabrikada zam yapılmaması işçilerin iş bırakmasına yol açmış. O günleri şöyle anlatıyor Mehmet Mercan:
“Sendika falan yoktu. Bölüm şefleri bizi sıkıştırdı. Ben de ‘İşçi çalışmıyor ne yapabilirim?’ dedim. Galiba o günkü tavrım hoşlarına gitmedi. Patron geldi; ‘Paranız düzenli ödeniyor. Daha ne istiyorsunuz?’ dedi. O gün öyle geçti. Birkaç ay sonra benim ve bazı işçilerin işine son verildi. Gerekçe göstermediler.”
13 yıl emek verdiği işinden bir çırpıda atılan Mercan bir süre aldığı tazminat ve işsizlik parası ile geçinmiş. Aynı fabrikada çalışan eşi de bir süre sonra işten atılınca iş arama süreci başlamış:
“Çocuklarımın biri 12, diğeri 2,5 yaşında. Aldığımız tazminat ve işsizlik parası bir süre yetti. Yaşadığımız ev kendimizin. O yüzden başlarda çok zorlanmadım. Ama sonuçta çalışmaya alışmışız. İş yapmamız lazım.”
Önce sahiplerini tanıdığı küçük atölyelerde eski işi olan elektriğe dönmüş. Fakat aldığı işlerin sürekli olmaması nedeniyle kazancı düşükmüş. Bu yüzden çevre fabrikalara başvurarak iş aramaya başlamış:
“Bir yıl birçok yere başvurdum. Fabrikalarda eskisi kadar iş yok. Belki bir yerlerden çıkar ama eskisi kadar da aramıyorum. Ek işler yaparak idare etmeye çalışıyorum. Çok borçlanmamaya çalışıyorum.”
Kaynak:
http://dergi.aljazeera.com.tr/2014/07/27/ne-isle-mesgulsunuz/
[Devamı 39. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:50
[39. BÖLÜM]
===KİTAP TAVSİYESİ #1===
Kitap: BEYAZ YAlaKA “Kariyer İçin Hayat Feda Etme Sanatı”
Yazan: Sarp Mogan
Yayınevi: Okuyan Us Yayınları
Parıltılı üniversite diplomanız,
Her geçen sene daha da göz kamaştırıcı hâle gelen “ CV ! ” niz,
Sizi her fırtınadan sağ çıkaracak hırslarınız ve ideallerinizle başarı merdivenlerini birer birer tırmanırken bir anda kanser olduğunuzu öğrenseniz ne yapardınız?
“Ölümcül bir hastalığınız var. İyileşmek için tek seçenek olarak size önce radyoaktif maddeler yükleyip, sonra da kurşunla kaplı bir kutunun içine koyacağız.
Bir köşede tuvaletiniz olacak; kurşun bir tuvalet. Ve özel ambalajlar içerisinde günde üç öğün yemeğiniz de hazır olacak. Yemek atıklarınız ise astronot kıyafetli adamlar tarafından toplanıp imha edilecek.
Kurşun bir kutunun içinde, sadece birkaç hafta sabredeceksiniz.”
Durun bir dakika! Bunu planlamamıştınız…
Kariyerinin en parlak zamanlarında;
Tam da iki sene içinde “genel müdür!”,
Beş sene içinde “C-Level Yönetici!”,
Ondan sonra da artık kısmette hangi “ mevki ! ” varsa o olmayı hedeflerken;
Kendisine konulan hastalık teşhisiyle hayata bakışı değişen Sarp Mogan, tamamen kurşunla kaplı birkaç metrekarelik bir odada yazdığı bu kitapta;
“Mutluluğun parlak bir kariyerle tanımlandığı günümüz iş hayatı!”nın pratiklerini mercek altına alıyor,
“Okullarda öğretilmeyen kirli başarı reçetelerini!” bir bir ortaya döküyor!
Sen artık sen değilsin! Sen artık bir “ürün”sün!
Kendini bir “ürün!” gibi görmezsen kariyer yapmayı unut gitsin!
Kariyer yapmak, asla ve asla “kendin olmamak!” demektir. Bir roldür. Bir “markalaşma!”, “pazarlama!” ve “halkla ilişkiler!” çalışmasıdır!
Üzülme:
Yaz tatilinde anneannenin yazlığında kayısı marmelatlı katmer yerken parmak arası terliğinle kendin olabilirsin.
Yılda beş-altı gün ama, daha fazla değil;
Kalan 360 gün bize lazımsın!
Sarp Mogan;
İnsanların yaşadıkları muhitin kalitesi,
Kullandıkları arabanın modeli,
Ve
Banka hesaplarındaki rakamlar kadar varolduğu bir dünyada;
Zirvelere tırmanmak için hangi yolları izleyeceğimizin,
Nelerden vazgeçeceğimizin,
Ve
Bu yolculukta “neye!” dönüşeceğimizin betimlemesini yapıyor!
Adres:
http://www.okuyanus.com.tr/kitap/beyaz-ya-la-ka/
[Devamı 40. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:51
[40. BÖLÜM]
===KİTAP TAVSİYESİ #2===
Kitap: Prekarya “Yeni Tehlikeli Sınıf”
Yazan: Guy Standing
Çeviren: Ergin Bulut
Yayınevi: İletişim Yayınları
(Guy Standing; çalışma ekonomisi, istihdam piyasasının esneklik dereceleri, işgücü politikaları, işsizlik ve sosyal güvenlik konularında uzman iktisat profesörüdür.)
“Prekarya”… Bu “yeni” kelime, yeni zamanların toplumsal gerçekliğinin çarpıcı bir yüzünü tanımlıyor:
Alabildiğine “esnekleşmiş!” bir istihdam dünyasında sürekli değişen işlerde, adeta hep geçici bir statüde çalışanlar… Düzenli olarak “düzensiz işlerde!” çalışanlar…
Bütün dünyada giderek genişleyen bu kitleyi;
“Çalışan yoksullar”
Veya
“Güvencesiz işçiler” diye tanımlayanlar da oldu.
İngiliz iktisatçı Guy Standing; “prekarya”yı teşhis edebilmek için onların kimliksizliğini göz önüne almak gerektiğine dikkat çekiyor:
“Bir geleceği olmayan ve ‘toplumsal hafızadan yoksun’ işlerde çalışmaya mecbur bırakılıyorlar…” uyarısını yapıyor.
Guy Standing’in “prekarya” olgusu ve kavramı üzerine referans olan kitabı; “yeni tehlikeli sınıf” alt başlığını taşıyor.
Birçok düşünür ve sosyal bilimci; “prekarya”yı zamanımızın “proletarya”sı olarak tanımlıyor. En azından, günümüzde “prekarya gerçekliği”ni ve kavramını hesaba katmadan; “işçi sınıfı”, “proletarya” üzerine düşünmek mümkün değil.
Standing bu kitabında; “küreselleşmenin çocuğu!” dediği “prekarya” olgusunun nasıl meydana geldiğini, gündelik yaşamını ve çelişkilerini büyük bir sarahatle tasvir ediyor.
“Prekarya”nın iç ayrımlarını, tâbi olduğu sömürü mekanizmalarını zengin bir örnek dökümüne dayanarak inceliyor. “Yeni bir emek hareketi” için ipuçları çıkartmaya da yarayan bir analiz sunuyor.
“İktisatçı Guy Standing, kullanım süresi geçen ‘proletarya’ ve ‘orta sınıf’ terimlerinin yerine; ‘prekarya’yı koyarak hedefi tam on ikiden vuruyor.”
Zygmunt Bauman (Sosyolog)
“‘Prekarya’ fikrinin teorik ve ampirik açıdan eksikleri var;
Fakat doğru anlaşıldığında bir çoğunluk inşa edecek yeni bir radikal projeye temel oluşturabilir.”
Richard Seymour (Marksist yazar, aktivist ve yayıncı)
(Kitaptan kısa bir bölüm okumak için adres:
http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/prekarya1.pdf )
[Devamı 41. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:51
[41. BÖLÜM]
===KİTAP TAVSİYESİ #3===
Kitap: Modernite Nasıl Unutturur
Yazan: Paul Connerton
Çeviren: Kübra Kelebekoğlu
Yayınevi: Sel Yayıncılık
“Olayları”, “yerleri” ve “şeyleri” neden unuturuz?
“Modernite”, hatırlama yetimizi nasıl etkiler?
Antropolog Connerton modern toplumun belleğimizi nasıl aşındırdığını ele alıyor:
İnsanüstü hız,
Öğrenilemeyecek denli büyük megakentler,
Emek süreciyle bağı kopmuş tüketicilik,
Nasıl ve kimin ürettiğini bilmediğimiz nesneler,
Kent mimarisinin kısa ömrü,
Geçici işler,
Sürekli maruz kalınan görüntü bombardımanı,
Toplumsal ilişkilerin bulanıklaşması…
Söz konusu olan sadece “bellek yitimi” değil; “kişisel hatıra” ve “alışkanlık” bile edinememek. Sherlock Holmes’un Watson’a sürekli olarak dediği gibi: “Görüyorsun ama gözlemlemiyorsun.”
Aşina olduğumuz toplumsal ilişkilerle örülmüş bir yaşam ve çalışma deneyiminin mümkün olmadığı modern dünyada hayatın ölçüsü “insan” değildir!
Bu bellek yitiminin yol açtığı tedirginliğe, geçmiş zaman modalarına ya da anıtlara duyulan tuhaf bir ilgi eşlik ediyor ve bu ilgi “nostalji tacirleri” tarafından sömürülüyor!
Belleğimizi, çağımızı kuşatan kolektif amneziden (hafıza kaybından) kurtarmanın yolu:
“Nostalji aşkı” ya da “anı yaşamak sarhoşluğu”ndan değil;
Modern kapitalizmin unutturduklarını hatırlamaktan geçiyor!
Adres:
http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=798
[Devamı 42. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:52
[42. BÖLÜM]
===KİTAP TAVSİYESİ #4===
Kitap: İşletme Hastalığına Tutulmuş Toplum
Yazan: Vincent de Gaulejac
Çeviren: Özge Erbek
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Otuz yılı aşkın bir süredir çalışmanın örgütlenmesinde esaslı bir dönüşüm yaşandı. Esneklik ilkesi ve ağ imgesi etrafında şekillenen yeni yönetim paradigması, risk iştahıyla ve müteşebbis (girişimci) ruhuyla sürekli beşeri sermayesini artıran bir işçi tipi oluşturmayı hedefliyor. Üstelik bu paradigma artık sadece işyerini ve çalışma yaşamını değil; benliğimizi, gündelik hayatımızı ve toplumsal kurumları da biçimlendirmeye başladı!
Klinik sosyolog “Vincent de Gaulejac”, İşletme Hastalığına Tutulmuş Toplum’da “işletme ideolojisi” ve “yönetsel tahakküm” olarak kavramsallaştırdığı bu paradigmanın yarattığı bireysel ve toplumsal tahribatı ele alıyor.
İşletme; araçların, prosedürlerin, “bilgi-iletişim araçları”nın arkasında işleyen dünya görüşü ve inanç sistemi olarak bir “yanılsama”yı sürdürüyor, bir “hâkimiyet projesi”ni toplumun geniş bir kesiminden gizliyor!
Bu ideolojinin temelinde:
Her şeyi ölçülebilir hâle getirmeyi amaçlayan bir “nesnelcilik”,
(Örneğin “iş arama siteleri”ne kaydedilen CV’lerin içinde yazılmış olan özelliklerin, geliştirilen algoritmalarla birbirinden ayıklanması ve sektörel bazda tasnif edilip şirketlerin “damızlık merkezleri!” olan “İnsan Kaynakları!” birimlerine sunulması durumu;
Sadece “robotizm”, “kusursuz otomasyon” ve “hızlı üretim” temelleri üzerine kurulmuş bir kapitalist sistemde, “insan” adlı varlığı bir tür "barkodlu sağmal inek!” yerine koymaktan ibarettir. “Ölçümleme yapmak!” kelimeleri, ifadeyi şirin göstermek çabasından başka birşey değildir!
Nihai hedef: “İnsan”ı minimum duyguya sahip bir cisme dönüştürmek ve mekanikleştirip sisteme karşı çıkamaz hâle getirmektir!
“Duygu”yu tam manasıyla yok etmek istememelerinin nedeni ise; aynı özelliklere sahip diğer “cisim!” lerle dert ortaklıkları kurmamızı sağlamak; böylece birbirimizi teselli ederek “sistemin devamlılığını!” korumaktır!)
Yapıyı, organizasyonu, örgütü, topluluğu, şirketi vb.’lerini; “amaçları önceden tanımlanmış veri” olarak kabul eden bir “işlevselcilik”,
Uzmanlığın tartışılmaz konumuna dayalı teknokratik bir “araçsalcılık”,
Ve
İşçiyi firmanın etkinliği için (yani; “sömürmek için!”) “insan kaynağı!” olarak gören bir “faydacılık!” bulunmakta!
Gaulejac’a göre hızla yayılan ve son derece tehlikeli bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız! Şayet haklıysa; doğru bir teşhis ve etkili bir tedavi için kaybedecek vakit yok!
“İşkolik; çalışmaya karşı uyuşturucu bağımlılarıyla aynı semptomları gösteren bir bağımlılık ilişkisi geliştirir. İlk zamanlar hiperaktivizmin, performansı uyarıcı etkileri olur: Aşırı duygusal uyarılma, narsistik ödüllendirmeler, firma üzerinde güçlü bir grup desteği, ‘benlik’ ile ‘ideâli’ bütünleştirme hayali vs.
Ancak çok hızlı bir biçimde gevşemenin imkânsızlığı, durdurulamaz faaliyet ihtiyacı, hafta sonu migreni, tatil sıkıntısı, yaratıcılık ve hayalgücü kapasitesinde azalma gibi başka etkiler de hissedilir!
İş bağımlılarında yoksunluk duygusu, firmadan kopma durumunda dramatik bir hâl alabiliyor: İşten çıkarıldıktan altı ay sonra bile hergün şirkete gitmeyi sürdüren bir yönetici gibi!”
[Devamı 43. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:53
[43. BÖLÜM]
===KİTAP TAVSİYESİ #5===
Kitap: Makine Kırıcılık “Ned Ludd ve Queen Mab”
Yazan: Peter Linebaugh
Çeviren: Deniz Esen
Yayınevi: Otonom Yayıncılık
Kapitalist modernleşmenin şafağı...
“Mülksüzleştirmek” ve “işçileştirmek” pratiklerine karşı direnenlerin tarihi.
Çitlemelere, üretimin makineleşmesine, yoğun “köle emeği” kullanımına karşı;
Efsanelerden, mitolojik figürlerden, kehanetlerden beslenen,
Kapitalist üretimin tahakkümüne girmeyi reddeden,
Ve en önemlisi de;
Ortak olandan yoksun bırakılmaya ve değersizleştirilmeye meydan okuyan bir başkaldırı tarihi.
Proleter isyanların; en doğrudan, en tehditkâr ve ilk küresel biçiminin;
“ Makine Kırıcılar ! ” ın gerçek öyküsü!
“Sanayi Devrimi”nden sonra özellikle İngiltere’de 19. yy’ın ortalarına doğru; el yordamıyla geçimini sağlayan küçük tekstil atölyeleri bir bir kapanmaya başlar.
Buharla çalışan devasa makineler, “fabrika” denen geniş kompleksler içinde kurulmaya başlayınca; bu tekstil atölyesi sahipleri ve onların yanında çalışanlar “ekmeğimizle oynuyorsunuz” diyerek fabrikaları basar. Yepyeni teknoloji ile çalışan dokuma ve envaiçeşit tezgâhı parçalar.
Bu kişilere, o dönemde (tahmini tarih; 1779-1811 arasında) bu makineleri kıran ilk kişi olması sebebiyle “Ned Ludd (Edward Ludlam)” isminden türetilmiş “Luddites ~ Luddit’in takipçileri” ismi verilir.
Bu olay büyüyerek diğer sektörleri de kapsayacak şekilde bir tür greve evrilir. Fransa’da 1789’da yaşanan ihtilâlin bir değişik versiyonu İngiltere’nin de başına çatmasın diye “hükümet” ve “büyük sermaye sahipleri” bir araya gelerek, toplumda ara ara tsunami kadar yükselen muhalefet dalgalarını dizginleyebilmek için, onların temsilcileri ile masaya oturmak zorunda kalır.
Ve bu masadan çıkan kararlar ile, şu anda, 21. yy, Aralık 2014 itibariyle dünya çapında devam etmekte olan “çalışma hayatı” genel kurallarının ilk adımları atılır:
*Sendikaların kurulmasına ve objektif bir şekilde emekçinin hakkını gözetmesine,
*“Sosyal sigorta”, “sağlık/sigorta/süreklilik için bir resmi güvenlik kurumu” ve “emeklilik sistemi”nin kurulmasına,
*Günlük çalışma süresinin 8 saatten fazla olmamasına,
*Günlük/haftalık/aylık/yıllık periyotlar hâlinde “dinlenme & tatil süreleri”nin ortak karar alınarak belirlenmesine,
*“Meslekleşme” ve “uzmanlaşma”nın bir an önce yaygınlaşması için gerekli tüm kararların alınmasına,
... sayabileceğimiz diğer tüm değerler.
Adres:
http://www.otonomyayincilik.com/index.php?option=com_k2&view=item&id=81:makine-k%C4%B1r%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k&Itemid=105
[Devamı 44. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:54
[44. BÖLÜM]
===KİTAP TAVSİYESİ #6===
Kitap: Karakter Aşınması “Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri”
Yazan: Richard Sennett
Çeviren: Barış Yıldırım
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Yeni ekonomik düzenin büyülü sözcüğü “değişim”in doğası nedir, insanlara nasıl yansıyor?
Her zaman “kısa vadeye odaklı” bir ekonomide kişi nasıl kalıcı değer ve hedeflere sahip olabilir?
Her an “parçalanan” veya “sürekli yeniden yapılanan” kurumlarda, kişi kendi kimliğini ve yaşam öyküsünü nasıl oluşturabilir?
Küreselleşme olgusunu makro düzeyde inceleyen birçok kitap yayımlandığı hâlde, bu sürecin “mikro” düzeyi, “insan karakteri üzerindeki etkileri” pek az incelendi.
Sosyolog Richard Sennett; “Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri”nde bunu yapıyor.
Sennett’ın araştırmaları sonucu ortaya çıkan verilere göre;
“Sermaye” adlı mefhumun, günümüz ekonomisinin bütün dünyaya yayılmış dalgalı denizlerinde “hızlı kâr”ın dışında başka bir amacı yok:
“Sermaye”:
*Şirketlerini piyasadaki anlık değişimlere müdahale edecek biçimde esnekleştirip, yeniden yapılandırıyor.
*Kişilerden; “sürekli kendisini yenilemesini”, “seyyar olmasını”, “risk almasını”, “takım çalışmasında uyumlu olmasını”, “ rekabet becerisini geliştirerek yırtıcı bir karakter edinmesini ! ” bekliyor.
Ancak eski kapitalizmin “rutin” ve “monoton” yapısına karşı savunulan bu yeni politikaya yakından bakıldığı zaman sadece eski iktidar yapılarının rengini değiştirdiği görülüyor. Renk değişiyor ama öz hâlâ aynı: Sömürmek! “İnsan Karakteri”ni un ufak ettikten sonra arta kalanları kendisine benzetmek!
Çalışanlar için “esnekliğin anlamı” ise:
*Yaşam boyu iş güvencesinin yok olması,
*Sürekli iş ve şehir değiştirerek yön duygusunu kaybetmek,
*“İstikrarlı işler”in yerini → “geçici projeler”e bırakması ve bir işten diğerine, dünden yarına sürüklenen yaşam parçacıklarından beslenen, rekabetin körüklediği “güvensizlik” ve “kayıtsızlık” duygusu...
Ve bir de “karakter aşınması” !...
Oysa “insan karakteri”; duygusal tecrübelerimizin uzun vadeli olması ve başkalarıyla kurduğumuz ilişkilere yüklediğimiz etik değerler üzerinden gelişir.
Karakter;
“İçsel bütünlük”,
“İlişkilerde karşılıklı bağlılık”,
Ve
“Uzun vadeli bir hedef için çaba harcamak” biçiminde kendini gösterir.
Yeni kapitalizm ise “güvenmeyi”, “bağlanmayı” ve “uzun vadeli planlar yapmayı” KÂRLI BULMAZ, REDDEDER!
SENNETT “KARAKTER AŞINMASI”NDA;
GELİŞMİŞ BİLGİSAYARLARLA ÜRETİLEN EKMEĞİN KALİTESİNDEN ÇOK,
EKMEĞİ YİYENLERİN HAYATINA BAKIYOR VE SORUYOR:
“BU SİSTEM İNSANIN YAŞAMINA DEĞER VE ANLAM KATIYOR MU?”
VE EKLİYOR:
“ İNSANLARI BİRBİRLERİ İÇİN KAYGILANMAZ HÂLE GETİREN BİR REJİMİN, MEŞRUİYETİNİ UZUN SÜRE KORUYAMAYACAĞINDAN EMİNİM ! ”
“Sennett ikna edici bir biçimde, işçilerin gittikçe daha fazla yaşadığı güvensizliğin; ahlâki bir kimliğin oluşmasını imkânsız kıldığını savunuyor...
‘Karakter Aşınması’ keskin ampirik gözlemin ve yoğun etik tartışmaların mükemmel bir sentezi.”
Richard McKay Rorty, Stanford Üniversitesi
“Sennett’in okurun içine işleyen çarpıcı kitabı ‘esnek’ ve ‘istikrarsız’ istihdama geçişi ele alıyor...
Yazar, şirketlerin ambalajlarının şıklaşırken hainleşmesi meselesini değerlendirmemizi istiyor!”
Robert Merton Solow, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü
[Devamı 45. bölümde]
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 18:55
[45. BÖLÜM - SON]
“...
Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar.
Bilimi yarı yolda bırakmayın; olur mu çocuklar?!
Oppenheimer gibi hissediyorsanız; bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın!
Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir;
Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın!
Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir;
Bırakınız parayla da onlar uğraşsın!
Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa,
Siz de Leonardo Da Vinci gibi ‘Kuvvet nedir?’ diye merak ediyorsanız:
Buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim.
Çünkü:
Bazılarına göre ‘kuvvet’; ‘para’ ile ‘organizasyon’un çarpımına eşittir!
Bize göre de ‘kuvvet’; ‘ivme’ ve ‘kütle’yi ilgilendiren bir büyüklüktür!
Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın; olur mu çocuklar?!
‘Kürsü’ ile ‘ticarethane’yi birbirine karıştırmayın; olur mu çocuklar?!
...”
[Prof. Dr. Mustafa İnan
İnşaat Mühendisi
1911-1967
“Bir Bilim Adamının Romanı”
Oğuz Atay
1975]
* * *
Aşağıda sayın Eğilmez’in yazdıkları ile beraber yorum pencerelerini sonuna kadar lütfen acele etmeden ve dikkatle okuyunuz.
Okuma esnasında karşılaşacağınız “referans bilgiler”i, bir köşeye kaydediniz ve imkânınız el verdiği müddetçe bu bilgilere ulaşmaya çalışınız:
1. Ahbap Çavuş Kapitalizmi
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/ahbap-cavus-kapitalizmi.html
2. Temel Yanılgılarımız
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/temel-yanlglarmz.html
3. Girişimcilik
http://www.mahfiegilmez.com/2014/06/girisimcilik.html
4. İİBF’de Bölüm Seçimi
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/iibfde-bolum-secimi.html
5. Küresel Krizin Çözümü İçin Maliye Politikasına İhtiyaç Var
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/kuresel-krizin-cozumu-icin-maliye.html
6. Fiyat, Faiz, Kur Derken Asıl Meseleyi Kaçırıyoruz
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/fiyat-faiz-kur-derken-asl-meseleyi.html
7. Büyüme Düştü, Merkez Yandı
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/buyume-dustu-merkez-yand.html
8. İİBF Sorunu
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/iibf-sorunu.html
9. Türkiye Ekonomisinin Bugünkü Sorunları
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/turkiye-ekonomisinin-bugunku-sorunlar.html
10. Reform İllüzyonu
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/reform-illuzyonu.html
11. Üniversite Süresini Nasıl Değerlendirmeli?
http://www.mahfiegilmez.com/2014/10/universite-suresini-nasl-degerlendirmeli.html
===UYARI MESAJI #1===
Animasyon video:
“Hayatta herbirimizin görevi var; peki ama bu görevler ne ?!
El Empleo
The Employment”
Süre: 7dk.
Adres:
http://vimeo.com/32966847
===UYARI MESAJI #2===
“Sınıf bilinci nedir ?!”
“Kaç Bize Gel !”
Süre: 5dk.
Adres:
http://vimeo.com/57447092
“Hayatta kalma rehberi (1)”
http://kacbizegel.com/wp-content/uploads/Kac-bize-gel-brosur-1.pdf
“Hayatta kalma rehberi (2)”
http://kacbizegel.com/wp-content/uploads/Kac-bize-gel-brosur-3.pdf
===UYARI MESAJI #3===
“Bencillik Çağı ~ Ben Çağı (The Century of the Self)”
Hazırlayan: Adam Curtis (İngiliz belgesel ve film yapımcısı)
Yayın yılı: 2002
Bölümler:
Bölüm 1: Mutluluk Makineleri (Happiness Machines)
Türkçe altyazılı video:
http://vimeo.com/22918234
Bölüm 2: Rıza & İkna etme mühendisliği (The Engineering of Consent)
Türkçe altyazılı video:
http://vimeo.com/23204840
Bölüm 3: Herbirimizin kafasının içine birer polis yerleştirilmiş: Bütün bunları kafamızdan kovmalıyız.
(There is a Policeman Inside All Our Heads: He Must Be Destroyed.)
Türkçe altyazılı video:
http://vimeo.com/23485787
Bölüm 4: Kettering’de şarap yudumlayan sekiz kişi
(Eight People Sipping Wine in Kettering)
İngilizce video:
http://www.dailymotion.com/video/x17b3nc_the-century-of-the-self-eight-people-sipping-wine-in-kettering-4_news
===UYARI MESAJI #4===
Prof. Dr. Yankı Yazgan (psikiyatrist) ile yapılan röportaj:
“REKABET” KELİMESİNİ BEBEKLİĞİMİZDEN İTİBAREN BİZE NASIL ÖĞRETİYORLAR ?
Adres:
http://www.youtube.com/watch?v=o-0pePCFp4A
Saygılarımla.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:35
Bu yorumlar kitap gibi olmuş. Emeğinize sağlık. Katkılar için teşekkürler.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 12:02
Nevzat bey yazdıklarınız bir ütopya, gerçekler ise 20.000 yıldır aynı şekilde devam ediyor. rekabet son yüzyılda ortaya çıkan bir şey değil, kapitalizm adını almış pratikten önce 10.000 lerce yıl süreç ve doğa bu şekilde ilerliyor. esas "ütopya"halkın afyonudur gerçekler ise uyarıcıdır. Adaptasyon realitesi eşitlik ve denklik ilkelerini altüst eder.dediğim gibi binlerce yılın gerçeğini bir yüzyılın ideali ile yıkamazsınız sadece daha da güçlendirirsiniz.
saygılarımla
Hasan
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 18:50
[1. BÖLÜM]
(Toplam 2 bölümlük yorum)
Hasan Bey,
Yazıları yazan kişi sayın “Nevzat Evrim Önal” ile görüşmek isterseniz; yazıların hemen altında “kaynak” bölümünde verilen adresleri ziyaret ederek iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.
Kendisinin yazdıklarının %95’ine katılan, ve yazdıklarından bir seçki hazırlayıp bu blog sayfasında paylaşan biri olarak; “ütopya” kelimesi minvalinde beyan ettiğiniz görüşlerin yanlış olduğunu bildirmek zorundayım.
“Kapitalizm” isimli sistemin;
Hayatın doğal akışı içinde kendiliğinden ortaya çıktığı,
Ve
Bu sistemin “disipliner zeminde daha işler hâle” getirildiği yıl varsayılan 1776’dan (“The Wealth of Nations ~ Ulusların Zenginliği” adlı eserin yayımlandığı tarih) beri:
En iyi olmasa bile, en iyiye en yakın sistem olduğu görüşü;
En hafif tabir ile bir “ dayatma ! ” dan ibarettir.
“Kapitalizm” isimli sistemin beslendiği yegâne iki kaynak; “rekabet” ve “bencillik” alanlarıdır.
“İnsan” isimli varlık; diğer türler ile kıyaslandığında, dürtülerini kontrol edebilme yeteneğini daha da geliştirebilmiş olması sebebi ile:
“Rekabet etmek” eylemini en aza indirgeme ve hattâ bitirme
Ve
"Bencilce davranmak" eylemini en aza indirgeme ve hattâ bitirme
yeteneklerini görece geliştirmiştir.
Zaman mefhumunu sizin beyan ettiğiniz ölçüt olarak; 10.000 ~ 20.000 yıl alsak bile:
Onca yıldır süregelen bir sistem artık adım atamaz hâle geldi ise,
Kendi yarattığı çürümenin en yüksek evrelerinden birini daha yaşıyor ise,
Bu sistem;
“ Onca yıldır devam etti, yine devam edecek; değiştirmek mümkün mü ?! ”
sorusu nedeni ile; “ortadan kaldırılamaz” değildir.
Hayat;
Öncülüğünü René Descartes’ın yaptığı; sadece “determinism” bakış açısından ibaret değildir.
“Hayatın gerçekliği”
ile
“Kapitalizmin gerçekliği”
birbiriyle ilişkisi olmayan iki ayrı kulvardır, karıştırılmamalıdır.
[Devamı 2. bölümde]
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 18:50
[2. BÖLÜM]
“İktisat” isimli disiplinin düştüğü en büyük hata; bu disiplinin muhtevasının sadece ama sadece “kapitalizm” isimli sistemin dayattıklarından ibaret olduğunu zannetmesidir.
Günümüzde devam etmekte olan “gerçekçilik” kavramı; birbirinden ayrı düşünülmesi imkânsız olan “siyasi” ve “iktisadi” sütunlara dayanır.
Niccolò Machiavelli,
Thomas Hobbes,
Charles Maurice de Talleyrand-Périgord,
Carl von Clausewitz,
Otto von Bismarck,
Joseph Stalin,
Hans Joachim Morgenthau,
George Frost Kennan,
Henry Kissinger
gibi isimler:
“Hayatın gerçekliği” üzerine kafa yormuş kişiler değil;
“Devlet kapitalizminin gerçekliği”
ile
“Özel sektör kapitalizminin gerçekliği” arasında gidip-gelen kişilerdir.
Gerçekte, “devlet kapitalizmi” olan “komünizm” isimli sistem nasıl yıllarca “önkoşul!” olarak dayatıldı ise;
Gerçekte, “özel sektör kapitalizmi” olan “serbest piyasa ekonomisi” isimli sistem de yıllardır “önkoşul!” olarak dayatılıyor.
Lütfen dikkat buyurunuz:
“Hayat”; sadece ikisinden ibaret değildir!
Bu tuzakları görmek, ve önlemler almak için derhâl eyleme geçmeye mecburuz.
Görüşlerinin büyük bir bölümüne katılmıyor olmakla birlikte;
Karl Marks’ın şu uyarısı unutulmamalıdır:
Türkçe:
“Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; aslolan sorun ise onu değiştirmektir.”
İngilizce:
“The philosophers have only interpreted the world, in various ways. The point, however, is to change it.”
Almanca aslı:
“Die Philosophen haben die Welt nur verschieden interpretirt; es kommt aber darauf an, sie zu verändern.”
(Kaynak:
“Feuerbach Üzerine Tezler”,
11. tez,
Yazıldığı tarih: 1845,
Yayımlandığı tarih: 1888)
Lütfen dikkat buyurunuz:
Bu uyarı bir ütopya değildir!
“Hayatın gerçekliği” ile “Kapitalizmin gerçekliği” birbiriyle ilişkisi olmayan iki ayrı kulvardır, karıştırılmamalıdır.
Yukarıda yazılanları daha iyi anlamak için:
Aşağıda sayın Eğilmez’in yazdıkları ile beraber yorum pencerelerini sonuna kadar lütfen acele etmeden ve dikkatinizi vererek okuyunuz.
Okuma esnasında karşılaşacağınız “referans bilgiler”i, bir köşeye kaydediniz ve imkânınız el verdiği müddetçe bu bilgilere ulaşmaya çalışınız:
1. Ahbap Çavuş Kapitalizmi
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/ahbap-cavus-kapitalizmi.html
2. Temel Yanılgılarımız
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/temel-yanlglarmz.html
3. Girişimcilik
http://www.mahfiegilmez.com/2014/06/girisimcilik.html
4. İİBF’de Bölüm Seçimi
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/iibfde-bolum-secimi.html
5. Küresel Krizin Çözümü İçin Maliye Politikasına İhtiyaç Var
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/kuresel-krizin-cozumu-icin-maliye.html
6. Fiyat, Faiz, Kur Derken Asıl Meseleyi Kaçırıyoruz
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/fiyat-faiz-kur-derken-asl-meseleyi.html
7. Büyüme Düştü, Merkez Yandı
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/buyume-dustu-merkez-yand.html
8. İİBF Sorunu
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/iibf-sorunu.html
9. Türkiye Ekonomisinin Bugünkü Sorunları
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/turkiye-ekonomisinin-bugunku-sorunlar.html
10. Reform İllüzyonu
http://www.mahfiegilmez.com/2014/09/reform-illuzyonu.html
11. Üniversite Süresini Nasıl Değerlendirmeli?
http://www.mahfiegilmez.com/2014/10/universite-suresini-nasl-degerlendirmeli.html
Saygılarımla.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 19:56
Yaziniz icin cok tesekkurler. Hocam aklima uzun zamandir takilan soruyu size sorayim. Ornekten yola cikarsak yemek yemenin alternatif maliyeti sadece sinemadan vazgecmek midir? Tiyatroya gitmemek veya futbol maci izlememek de olabilir. Bunu gibi binlerce ornek cogaltamaz miyiz? Peki bu durumda alternatif maliyet biraz soyut kavram olmuyor mu? Iktisadi kar hesaplamasinda alternatif maliyeti hesaba kattigimiza gore Nasil hesaplayabiliriz ki kacirdigimiz firsati? Tesekkurler
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:39
Eğer o anda kafanızda sinema veya tiyatro ya da futbol maçı varsa bunlar da alternatif maliyete girer tabii. Ama yatırım yaparak bir üretim işine giren bir kişi için örneğin alternatif maliyet parasını bu işe yatırmak yerine mevduat ya da tahvile yatırıp faiz kazanmak ve bir işe girip ücret elde etmektir. Yani yatırımı sonucunda elde ettiği kazancı hesaplarken bunları da düşmesi gerekir. Eğer muhtemel faiz ve ücret gelirlerini düştüğünde hala kazançlıysa o zaman ekonomik anlamda kar etmiş sayılır.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 20:28
Hocam, şu Kaçak Saray ne pahasına yapıldı ? ona da bir açıklama getirseydiniz sevinirdik doğrusu..İlk verdiğiniz örnekte iki simit alıp filmi izleyerek alternatif maliyetleri eşitlemek de vardı..Sizin yazılarınızı okumanın da bir maliyeti var ama biz severek katlanıyoruz bu maliyete. Okumadan edemiyoruz, varsın yatsın öteki işler,ziyanı yok
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:41
Teşekkürler.
Sözünü ettiğiniz saray birçok açıdan sorunlar yaratan bir yatırım. İktisatçı gözüyle tümüyle israf.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 3 Aralık 2014 22:21
Hocam Merhaba,
Tahvil piyasaları faiz oranları üzerinde Hicks'in gösterdiği kadar etkili mi? Ayrıca Hicks'in önerdiği modelde tahvil fiyatlarındaki artışın faiz oranını düşürdüğü söyleniyor. Tahvil piyasalarını incelerken ise faiz oranındaki düşüşün tahvilin fiyatını düşürdüğünü görüyoruz. Hangisi bağımlı hangisi bağımsız?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:46
Tahvil fiyatı düşerse faizi artar ya da tahvil fiyatı artarsa faizi düşer. 100 TL'lik bir yıl vadeli bir tahvil düşünün. Bunu 90 TL'ye satıyorlar. Faizi (100 - 90) / 90 = % 11. Şimdi bu tahvile talep olduğunu ve tahvili 92 TL'ye aldıklarını düşünün. Bu durumda tahvilin fiyatı artmış olur (90 TL'den 92 TL'ye.) Buna karşılık faizi düşer (100 - 92) / 92 = % 8,7. Hesap budur. Faiz bağımlı değişken.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 00:43
Değerli Hocam, merhaba ,ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Yazıyı okuduktan sonra kullanmış olduğunuz başlık beni şu düşüncelere sevketti.Malumunuz İstanbula yapılmasına başlanan yeni havalimanı. Projenin maliyeti sadece yaplmakta olan gözle görülen çıplak proje maliyeti değil , ulaşım, altyapı şehirin gelişme aksının çok ileriye ötelenerek tarımsal alanlara sıçreması, merkeze olan uzaklıktan dolayı kişilerin zaman kayıpları ve benim bir mühendis olarak göremediğim yığınla negatif etki.Hocam,devlet planlama teşkilatı en ufak bir baraj yapılırken dahi fizibilite açısından projeleri etüt ederken neden bundan çok daha büyük mega projeler için kamuoyuna görüş deklare edemiyolar yada bu bahsettiğim konu göreceli bir kavram mıdır yoksa benmi yanlış düşünüyorum. Bu konu ile ilgili Sayın Ege CANSEN abimizin ısrarla belirttiği üzereki bence çok haklı bu konu siyaset dışında değerlendirilecek bir konu değilmi?NE PAHASINA böyle yeni bir havalimanına sahip olacağımız konusunda kısa da olsa bir analiz yaparsanız en azından bizlerde olayı net ve tarafsız bir açıdan görmüş olacağız. Saygı ve Hürmetlerimle
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:49
Teşekkürler.
Evet çok doğru. Bu tür yatırımlar çevreyi öldürerek yapılıyor ne yazık ki. Tabii bu tür yatırımlar bu şehre göçü daha da arttırıyor ve yenilerini yapmak gerekiyor.
Aslında bu yazımda belki havaalanını örnek vermedim ama bunları anlattım.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Unknown 4 Aralık 2014 02:45
Hocam bugün yazı beklemiyordum ama yine de bi bakayım dedim bloga.
İyi ki bakmışım.
Düşünüp te dillendiremediğim birçok şeyi kapsamlı ve anlamlı olarak gayet iyi yazmışsınız.
Hocam herkes her alanda büyümek istiyor. Sokaktaki bakkaldan , tekelci şirketlerden tutun devletlerin kendilerine kadar. Bu böyle nereye hocam?
Bir de örneğin ben Bodrum'da yaşıyorum ve işçiyim. 3-4 sene önce ev fiyatları merkezde 120 bin civarından başlıyordu. Şimdi 220 bin den başlıyor. Sürekli talep olduğundan artmaya da devam ediyor. Ben maaşımla asla bu hıza yetişemem. Bu ülkede yaşamaya devam edersek ; gelir adaletsizliği , vergi adaletsizliği falan derken ben ve benim gibiler hep yerinde mi sayar yoksa daha da geri mi gider?
Bazı ekonomistler konut balonundan bahsediyor umarım öyledir.
Bu arada yazılarınızı merak ve keyifle takip ediyorum. Çok aydınlatıcı bilgi ve birikimler için teşekkürler.
Ayrıca her yoruma ilgi ile cevap vermeniz de harika , bütün yorumları merakla okuyorum.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:50
Çok teşekkür ederim.
Ne yazık ki sabit gelirliler bu ülkede her zaman sıkıntıyı çeken kesim oluyor. Ben çocukken de öyleydi şimdi de öyle.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
neryy 5 Aralık 2014 03:16
Hocam, bu konuya da bir değinseniz çok güzel olur. neden sabit gelirliler bu kadar sıkıntı çekiyor?sebepleri nedir? çözüm ne olabilir?
çok aydınlatıcı bir yazı olacağından eminim, şimdiden teşekkürler ))
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Economist 4 Aralık 2014 03:11
Güzel bir yazı olmuş hocam. Yazdıklarınıza katılmamak elde değil. İktisatçılar, şirket yöneticileri, politikacılar; bazen büyüme / kar artışı gibi hedeflere o kadar odaklanıyorlar ki aslında bunların amaç değil araç olduklarını unutuyorlar. İnsanlar için esas amaç mutlu, refah içerisinde bir hayat sürmek ve sonraki nesillere çok fazla tahrip tahrip edilmemiş, daha güzel bir dünya bırakmak olmalı. Ekonomik büyüme araç değil amaç olsa çalışma saalerini 8-17'den 6-19'a çıkarır, ekonomik olarak büyürdük; kişi başına milli gelirimiz artardı ama bu bizi daha mutlu yapmazdı.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 07:52
Çok doğru. Bütün mesele eskilerin deyimiyle izan veya ölçüyü kaçırmamak. Büyümek iyidir ama aşırı büyüme arzusu ve zoru çevreyi bitirmeye kadar itiyor insanoğlunu. Kendi yaşam alanlarını bitirdiğini farkedemiyor.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
ilhanharbili 4 Aralık 2014 08:35
Hocam yazılarınızı beğenerek okuyorum öncelikle teşekkürler.
Bu haftaki teziniz biraz kafamı karıştırdı.
Kapitalizmin en büyük kar maximizasyonu ve büyüme.
Fiyatlar düşüp Fakir halk lüks ürünlere fiyat düştüğü için ulaşabiliyor ise bu refahı arttırmaz mı?
Ya da fiyatlar aynı kalıp fakir halk zenginleşip bu ürünlere ulaşabiliyor ise bu refahı arttırmaz mı?
Iki durumda da fakir halkın refahı artıyor, fakir halk zenginleşmesin doğa mahfolur tezi kapitalizmi yenerken övmüyor mu?(sosyal eşitlik imkansızdır tezi gibi olmuş sanki)
Yazılarınız için teşekkürler
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 13:32
Fiyatlar düştüğünde bilin ki o mal lükslükten çıkmış yerine pahalı mallar yani yeni lüks mallar gelmiştir.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
gizem 4 Aralık 2014 08:37
Merhaba hocam, öyle güzel yazılar yazıyorsunuz ki iktisat doktora öğrencisi olarak imreniyorum ve ilerde umarım sizin gibi iyi bir iktisatci olabilirim. Bugün yazdığınız yazının ana teması bence "abd yi yeniden keşfetmeye gerek yok" önemli olan bundan sonraki süreçlerde biz yeni ne katabiliriz hem ülkemize hem dunyaya.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 13:33
Çok teşekkür ederim.
Umarım istediğinizi yapma fırsatı bulursunuz.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 10:57
Hocam selamlar,
yazınız doğa ve dünyamız açısından çok iyi bir yere değinse de biraz "duygusal" bir yazı olmuş iktisatçılar için, zira uçak üretmeyi sadece maliyet olarak kıyaslarsanız, bir ülkenin "know-how" elde etmeme maliyetini de katmanız gerekir. Inovasyonun veya icat'ın bir maliyeti vardır ve bu maliyeti ödemezseniz ileri ülkeler konumuna geçemezsiniz aynı zamanda bu inovasyon maliyeti evet okul yapımı hastane vb. maliyetleri göze almayı gerektirir.
Kısacası başka ülkeler çok daha ucuza savaş uçağı yapıyor diye veya entegre devreler yapıyor diye bu işlere girişmez isek peki nasıl gerçekten bilim ve mühendislikte orjinal ve karlı ürünler yapabiliriz? çin yıllarca batının ürünlerini taklit ederek maliyetli bir şekilde ürünleri çıkardı ve ta ki orjinal ve ucuza getirmenin yolunu bulduklarında dünyaya açıldılar.
"daha ucuzu var sizin yapmanız anlamsız ve maliyetli" demek bilim ve mühendisliğe uymaz ama ticarete pekala uyar.
iyi çalışmalar.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 13:38
Dediğiniz doğru tabii ama 200 yıldır tekstil sektöründe en az 60 yıldır da otomotiv sektöründe bulunduğu halde her iki sektörden de bir tek dünya markası çıkaramamış bir ülkenin bunlarla uğraşıp buradan katma değer elde etmek yerine hiç bilmediği bir uçak işine girip milyarlarca doları yatırması akıllıca bir seçim olur mu? Ben bu seçimin bilim ve mühendisliğe uyacağını düşünemiyorum. Çünkü bilim de mühendislik de gerçeğin karşısında olamaz.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
halil 4 Aralık 2014 12:09
Hocam merhaba. CNBC deki yorumlarınızda sürekli olarak Türkiyenin önümüzdeki dönemlerde %5 lik potansiyel büyümenin altında bir büyüme göstereceğini tahmin ettiğinizi söylüyorsunuz. Bunun temel nedeni nedir hocam? Türkiye şu anda tam olarak nasıl bir büyüme modeli izliyor hocam bu konuda bilgi verirseniz çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 4 Aralık 2014 13:39
Bunun temel nedeni cari açığın frenlenmesi gereğidir. Türkiye cari açık vererek büyüyebilen bir ekonomi. Bunu durdurunca büyüme de düşüyor. Yalnız bu petrol fiyatları düşüşü durumu biraz lehimize çevirecek gibi.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Harun Zontul 4 Aralık 2014 14:07
Kapitalizmin kurallarıyla oyunu oynamayı kabul etmiş bir ülke olduğumuz gerçeğini unutmayarak kendimizi eleştirmemiz gerktiğini düşünüyorum. Bu noktada getirdiğimiz eleştiriler kendi bacağımıza sıkıp yarışta geri düşmemize sebep olmamalı. Yok ben farklı paradigmaları savunuyorum diyenlere saygı duyarım. Mesela yazının başındaki sözü söyleyen kızıl derili sisteme içinden bir eleştiri getirmiyor, o paranın yani kapitalizmin varlığına toptan bir karşıtlık sergiliyor. Sisteme içinden getirilen eleştiriler ise üretilen konfor ve refahtan vazgeçemeyen fakat bazen de doğanın tüketildiği gerçeğini hatırlayıp hayıflanan bireylerin veya doğayı bir asset olarak gören ve sistemin sürdürülülebilirliği için bu eleştirileri yapan aklın karşı çıkışları olabilir ancak. Burada ikinci sınıfa giren eleştiriler paragrafın başında yazdığım gerçeği de göz önünde bulundurarak ülkemizin bu yarışta geri düşmesine sebep olmayacak dengeyi tutturmuş olmalı.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 4 Aralık 2014 15:55
hocam 99-01 arası uygulanan döviz çapası uygulamasına bir nevi sabitr kur politikası diyebilir miyiz?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 06:59
Bu uygulamaya sabit kur denmek yerine daha çok 'bir bant içinde dalgalanma rejimi' deniyor. Yani kur bandın üst veya alt limitlerini geçmeye yöneldiğinde MB müdahale ederek kuru yine bant içine sokuyor.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
neryy 5 Aralık 2014 03:28
Tekrar merhabalar Hocam,
uçak üretme örneğinden yola çıkarak bir soru sormak istiyorum.
dışarıda 50, bizde 100 milyona üretiliyor diyelim.
Ama dışarıdan EURO cinsinden alınabilmekte, yurtiçinde ise TL cinsinden üretilebilmekte, ve biz 5-10 sene sonra kurun nerelerde olacağını bilemiyoruz.
bu açıdan nasıl yaklaşabiliriz?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 07:01
O zaman iş değişebilir. Ama gerçek durum böyle değil. Çünkü bırakın uçağı biz ürettiğimiz malların yüzde 60'ını ithal mallar kullanarak yapıyoruz. Bugün ihraç ettiğimiz her 100 dolarlık malın 60 - 70 doları ithal mallardan oluşuyor.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Timur Çimen 5 Aralık 2014 08:48
Mahfi Bey günaydın,
"İhraç ettiğimiz her 100 dolarlık malın 60-70 doları ithal mallardan oluşuyor." tespiti bir araştırmaya mı dayanıyor? Bu çalışmayı kim yapmış? Bu araştırmayı okuyabilme imkanımız var mı?
Bir başka köşe yazısında, bu rakam %40 olarak yazıldı. Doğrusu nedir anlamında sormuyorum, böyle bir araştırma var ise okumak isterdim.
Bildiğim kadarıyla dahilde işleme rejimi vasıtasıyla ihraç edilmek kaydıyla aramalların ithal edilmesi söz konusu. Ve bu sonuca göre bu oran, ne kadar aramal ithal edildi (bölü) bu kapsamda yapılan ihracatın oranıdır. Ki o zamanki çalışmada % 80 gibi bir rakam ortaya çıkmıştı. Şimdi bu oran %60 indiyse bir gelişme var demektir.
Yalnız bizim tüm ihracatımız bu rejim kapsamında olmuyor, bir de bu rejim vasıtasıyla yapılan ithalatlarda ne yazık ki hepsi ihracat için kullanılmıyor. İç tüketime de gidiyor. Burda bir vergi kaybı söz konusu aslında. Dolayısıyla bu oranda sağlıklı bir oran olmadığı ortaya çıkıyor.
Ama bu bir başka ciddi bir çalışmanın ürünüyse, dediğim gibi okumak isterim.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Timur Çimen 5 Aralık 2014 09:05
Bazı tercihlerin sonuçları bugüne bir faydası olmayabilir, hatta anlamsız ve ekonomik olmayabilir de. (Hindistan örneği) Ama bu çalışmalar kesintiye uğramaz, gelişim göstermeye devam ederse gelecek nesillerin çok duasını alır bugünkü tercihler. Tıpkı zamanında Devrim arabalarında yaşadığımız süreci bitirmeseydik, şimdi biz de çok müteşekkir olacağımız gibi.
Uçak burada ileri düzey teknolojiyi temsil ediyor. Aslında örneğinizde eksik kalan husus, uçak üreteceğimize, şu ileri düzey teknolojiye yatırım yapmalıyız olmalıydı. Çünkü daha evvelki yazılarınızda da yüksek katma değerli ürünlere yönelmemiz gerekliliğini yazıyorsunuz zaten.
Ve bence asıl yönelmemiz gereken alan enerji olmalı. Enerji alanlarında teknoloji üreten, bilim üreten bir ülke olmalıyız. Aksi halde bugünkü enerji bağımlılığımızı ileride arar duruma gelebiliriz. Bu konuda fazla bilgim olmadığından soruyorum, fosil yakıtlar bitince, bu gemiler, uçaklar, tırlar hangi yakıtla, hangi teknolojiyle hareket edecekler? İhraç edeceğimiz malları ne ile taşıyacağız? Bu Çin o yüzden mi bir tren hattı döşemek istiyor avrupaya kadar?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 10:09
Devrim arabasının yapıldığı zaman ile bugün çok farklı. Ayrıca arabayla uçak aynı şey değil. Bugün bir şey yapacaksanız mevcudu aşacak ya da mevcuttan ucuza çıkacak şey yapmalısınız ki ticari açıdan bir anlamı olsun. Bizim illa kendi uçağımızı yapacağız diye mevcuttan geri, daha pahalı ve dolayısıyla başkalarına satış şansı olmayan bir uçak yapmamızın bir anlamı yok. Benim anlatmaya çalıştığım budur. Sizin de vurguladığınız gibi asıl olarak bizim yeni teknoloji üretecek işlere yatırım yapmamız lazım. Buna hiç bir itirazım yok. Ama bunu yapabilmek için önce o teknolojiyi düşünecek, planlayacak insanlar yetiştirmemiz lazım. Bugünkü eğitimle bunu yapmamız mümkün görünmüyor.
Çin niye bu düzeye geldi? Kore bu işi nasıl yaptı? Bu soruları yanıtlamak için önce bizim eğitim sistemiyle onlarınkini karşılaştırmamız lazım.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Timur Çimen 5 Aralık 2014 10:59
Güney Kore'nin bir avantajı vardı, okuduğum kadarıyla söylüyorum, araba sektörünü desteklemek için gümrük vergilerini çok arttırmıştı zamanında. Herhalde yeni bir Güney Kore vakası ortaya çıkmaması için Dünya Ticaret Örgütü bu uygulamayı kısıtladı. Mesala bizim elimizde böyle bir opsiyon yok şuanda.O dönemde Güney Kore'nin de olmasaydı bu alanda varolamazdı belki de, değil mi?
Eğitim uzun vadeli bir yatırım, bizim kısa vadede de birşeyler yapmamız lazım. Eldekinleri de kullanacağız :) 15 sene bilimsel eğitimle yetişmiş nesli bekliyelim dersek de olmaz.
Yalnız Mahfi Bey, neden peşin hükümlü oluyoruz " illa kendi uçağımızı yapacağız diye mevcuttan geri, daha pahalı ve dolayısıyla başkalarına satış şansı olmayan bir uçak yapmamızın bir anlamı yok " diyerek. 2 seçeneğimiz yok ki, iyisini yapacağız ya da kötüsünü. Şuan taşıt sektörümüz de var değil mi? Markamız yok, ama üretiyoruz, burada üretilenleri satın alıyoruz, ihraç da ediyoruz. Ve bu sektörde de ciddi bir istihdam var. Aynı metod uçak sanayinde neden olmasın ki? Zaten kimseninde kısa vadede %100 yerli, kendi markamız olan bir uçak üreteceğiz dediği yok. Bu uzun vadeli bir hedeftir. Ama bizim bu sektörde ciddi harcamalarımız var, uçak ile iç ve dış hatlarda yolcu taşımacılığı gibi.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 11:43
Mahfi Bey,
Atatürk çocuğuyum... Yakında mirsaı açıklanacakmış (açıklanmayan mirası)... Bu konudaki düşüncelerinizi önmesiyorum. Saygılar...
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 12:47
İsterseniz açıklanınca bir daha konuşuruz bu konuyu. Şimdi ne desek spekülasyondan öteye gitmez.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 13:09
peki Mahfi Bey, teşekkürler....
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 12:24
Tünaydin hocam. Öncelikle yaziniz icin tesekkür ederim.
Ucak ve araba konusunda Ricardo'nun karsilastirmali üstünlük (comparativ advantage) teorisi bize yanit vermeye yeterli mi? (Bu baglamda Singer-Prebish tezini dikkate almadigimizi varsayalim.)
Biliyorsunuz hocam, The Club of Rome 1970'li yillarin basinda Dennis ve Donella Meadows yönetiminde (Proje timinde yanilmiyorsam Türkiye'den Ilyas Bayar'da vardi) bilimsel bir calisma yapildi. Ölcüt olarak cevre, nüfus ve kit olan kaynaklarin dagilimi esas alindi. Meadows büyümenin sinirlari adli kitabi yazdi. Makroekonomik derslere büyüme hadleri ve sürdürülebilirlik kavramlari katildi. Aradan yaklasik 45 yil gecti.
Peki durum ne? En gelismis ekonomiye sahip olan ABD Kyoto Protokolünü imzalamiyor. Dünya nüfusu 7 milyari asti. Afrika'dan tekneler ile Avrupa'ya gitmek isteyip de Akdeniz'de bogulan mülteciler. Insanlar bogulmayi göze aliyor, cünkü alternatifi ise ya savastan ya da acliktan ölecek! Güncel olan ve gündemden cikan, kit kaynaklarin paylasimi icin yapilan, savaslari da dikkate aldik mi, hic de bir ic acici tablo ortaya cikmiyor.
Bilmiyorum konuyla ne kadar baglantisi vardir, fakat aklima Bertolt Brecht'in su deyimi geliyor, önce ekmek sonra ahlak!
Hocam, mutlu hafta sonrali dilerim. Saygilarimla.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsız 5 Aralık 2014 13:53
Haklısınız.
Özellikle bugün:
“ İnsan ! ” faktörü; “iktisat” disiplini içinde, geçmişte hiç olmadığı kadar unutulmaya yüz tuttu!
Şu kökü unuttuk:
“EKONOMİ”, İNSAN İÇİNDİR;
“İNSAN”, EKONOMİ İÇİN DEĞİLDİR!
Daha acı olan ise:
Özellikle İ.İ.B.F.’lerin;
İktisat,
İşletme,
Uluslararası finans,
Çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri
bölümleri başta olmak üzere, neredeyse hepsinde, öğrencilerin beyninde bu kök (çok küçük bir azınlık haricinde) artık hiç yetiştirilmiyor!
Saygılarımla.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 15:23
Çok güzel bir yazı olmuş, hocam soru şu Venüs projesi (kaynak bazlı ekonomi) inceleme fırsatınız oldu mu ilk bakışta çok mantıklı geliyor, bir bilginiz varsa değerlendirmenizi merak ederim, sevgiler. Barış.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 5 Aralık 2014 16:18
Evet inceledim. Hoş bir proje ama hayata geçirilme şansı çok düşük. Ancak kapitalist sistem çökerse hayata geçirilebilir. Kapitalist sistem çökerse başka şeyler gündeme geleceği için yine bu sisteme sıra gelmeyebilir.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 18:14
Hocam,
Ne hükümetin, ne paralelin ne de başka bir grubun tarafındayım.
Şu yazının, objektif bir bakış açısı ile yazıldığı kanaatindeyim.
Özellikle, ülkede kronik hale gelmiş ‘dual (ikili) harcama yapısı’, ‘AKP’nin iktisadi hedefi’ başlığı altında ikinci paragrafta yazılanlar (‘Artık iktisat literatürü bile’ ile başlayan kısım) ve ilerleyen paragraflarda geçen ‘yeniden dağıtım (re-distributional)’ düzeninin niçin uzun vadede ülke ekonomisi için yeterli olmayacağını çok iyi ifade etmiş.
Sizin bu yazınızın konusu ile yakından ilgili hocam. Umarım dikkate alırsınız.
*
AKP’NİN GÜCÜ NEREDEN GELİYOR?
Öner Günçavdı
4 Aralık 2014, t24.com.tr
Genellikle bizim gibi ülkelerdeki beklenti, aşırı vergileme nedeniyle özel kesimin vergiye tabi gelirlerini düşük gösterip, daha az vergi vermesi ve bunun için de gelirlerinin bir kısmını kayıt dışına taşımasıdır. Bu hususta Türkiye’nin özgünlüğü ise, özel kesim gibi kamu kesiminin de, uzun yıllar amaç edinilen mali disiplin gereği kamu bütçesine getirilen kısıtlamalar sebebiyle gelir ve giderlerini bütçe dışına çıkarması ve böylece bir çeşit kayıt dışılığı tercih etmesidir.
Bu şekilde kamu kesimi, tıpkı özel kesim gibi tahmin edilenden çok daha yüksek düzeyde harcama kabiliyeti kazanabilmektedir. Bir yandan, bütçe kapsamındaki harcamaların sınırlandırılmasıyla sağlanan ‘mali disiplin’ ile uluslararası kurum ve yatırımcılar nezdinde önemli bir makroiktisadi hedefe ulaşılmakta ve ülke kısa vadeli sermaye yatırımları için cazip hale gelmektedir. Öte yandan bütçe dışı hacamalar yoluyla, kaynak kullanımları açısından kamu kurumlarına ‘denetimsiz bir özgürlük’ sağlayabilmektedir.
Bu noktada merak edilen husus, Türkiye’de uygulandığı şekliyle mali disiplinin amaçladığı gibi kamuyu harcamaktan alıkoyup koymadığı ve/veya bu harcamaların rasyonel bir şekilde yapılabilmesine olanak sağlayıp sağlamadığıdır.
Uzun yıllar boyunca devam eden uygulamalar neticesinde bu yöntem, giderek kanıksanmış ve çok büyük miktarlara varan kaynakların kayıt dışına çıkarılmasına vesile olmuştur. Günümüzde önemi artık yadsınamaz nitelik taşıyan bu konu, ekonomideki mali kaynakların nasıl kontrol edileceği, kimin tarafından ve hangi amaçlarla kullanılacağı noktasında düğümlenmiştir.
Bu sorulara verilecek yanıt ise, aynı zamanda mali kaynakların kullanımını belirleyecek modelin temel unsurlarını oluşturacaktır. Bu unsurlar AKP iktidarının uyguladığı finansman modelinin sağladığı mali kaynakların kullanımına yön vermektedir.
Borçlanarak elde edilen kaynakların ekonomide yarattığı ‘likidite bolluğu’ ve yüksek harcama kapasitesi, özel kesime olduğu kadar kamu kesimine de, gerek bütçe dahilinde gerekse bütçe dışında informel yollarla yüksek harcama kabiliyeti kazandırmıştır. Özellikle kamu kesimi harcamalarının bütçe dışı harcamalar haline dönüşmesi AKP iktidarı açısından ciddi bir siyasi avantajın doğmasına da vesile yaratmıştır.
Son yıllarda gerçekleşen kayıt dışı harcamaların ulaştığı boyut ve işaret ettiği yüksek refah düzeyi artık TÜİK başkanının bile dikkatini çekmiş ve milli gelir hesaplama yönteminde yapacakları revizyona dayanak teşkil eder duruma gelmiştir.
=====>
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 18:14
=====>
MALİ DİSİPLİN VE DUAL (İKİLİ) HARCAMA YAPISI
2002-2007 yılları arasındaki birinci döneminde IMF ile daha önce varılan anlaşma gereklerine uyan AKP iktidarının önüne, ekonomi alanında önemli yeni fırsatlar çıkmıştır. Enflasyon ve faiz büyük oranlarda düşüş kaydetmiş, dışardan gelen sermaye içeride enflasyonla mücadele politikasının yarattığı mali kısıtların etkisini azaltarak döviz kurunun düşmesine imkan sağlamıştır.
Ekonomideki kaynakların etkin kullanımının bir göstergesi olarak değerlendirilen ‘mali disiplin’ performansı yabancı sermayenin ülkeye girişini teşvik etmiş ve ekonomideki harcamaların artışını sağlayan likidite bolluğuna sebep olmuştur. ‘Daha fazla mali kaynak, amacı ne olursa olsun daha kolay harcanabilir duruma gelmiştir.’
Tüm bunların psikolojik etkisi AKP iktidarının popülaritesinin artması sonucunu doğurmuştur. Ekonominin borçlanarak elde ettiği büyük mali kaynaklar ‘formel’ ve/veya ‘informel’ yollarla geniş halk kitlelerinin hizmetine sunulabilmiştir. Bu makroiktisadi başarıların sürdürülebilmesi ise ancak enflasyon, faiz ve kur düzeyinde elde edilen istikrarın devamıyla mümkün olmuştur. İstikrarın devamlılığı ve ihtiyaç duyulan sermaye girişlerinin sürekliliği için de ‘mali disliplinin’ gözetilmesine ve bununla bağlantılı olarak kayıt altındaki harcama hedeflerine getirilen sınırlamalara uymaya özen gösterilmiştir.
2001 öncesinde yüksek faiz ve iç borçlanma yoluyla, kamunun ihtiyaç duyduğu kaynakları kolaylıkla temin eden iktidarların, gözetilen yeni makroiktisadi hedefler nedeniyle ihtiyaç duyulan kaynakları 2001 sonrasında da aynı şekilde elde edebilme imkanı kalmamıştır. İster kayıtlı sistem içindeki kaynaklar olsun, isterse kayıt dışında oluşan bu kaynaklara iktisadi sistem içinde hala ihtiyaç bulunmaktadır. Ne var ki ‘mali disiplin’ adı altında harcama hedeflerine yönelik kısıtlamalar, AKP iktidarının da kendine göre ulaşmak istediği birtakım iktisadi amaçları bulunduğu ve bu amaçları gerçekleştirecek kaynaklara ihtiyaç duyduğu gerçeğini değiştirmemiştir.
‘Mali disiplin’ koşulu ile ekonomideki mali kaynakların kullanımına getirilen sınırlama gerçekten AKP kadrolarının pragmatizmi sayesine kolayca çözülebilmiştir. Bir yandan kamu kesiminin kayıt içindeki faaliyetlerinin oluşturduğu bir mali disiplin performansı ile dış dünyanın duymak istediği mesajlar verilirken, bütçe dışı kaynak kullanımları yoluyla da, dışarıya verilen mesajla çelişen kendi siyasi amaçlarına yönelik harcamaları gerçekleştirebilmiştir. Öncelikleri farklı iki harcama yapısı birbiriyle çelişen iki farklı mesaj içermektedir; birisi dışarıya olumlu bir makroiktisadi yönetim mesajı verirken, diğeri içeride geniş halk kitlelerine yönelik popülist bir mesaj vermektedir.
Bu durum, büyük bölümü ticaret hayatından gelen AKP kadrolarının çok da yabancısı olmadıkları bir uygulamadır. Zira ülkemizdeki, özellikle küçük esnafın ‘ikili bir mali kayıt sistemine’ sahip olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri vergi matrahlarının hesabı için resmi olarak tuttuları defterlerdeki, diğeri ise beyan edilmeyen iktisadi faaliyeleri içeren ve sadece ilgili kişiye özgü bir anlam ifade eden mali kayıt sisteminin bulunmasıdır. Gündelik hayatımızda bir norm haline gelmiş olan bu tarz uygulamalar, AKP iktidarı döneminde gerçekleşen birtakım harcamalara kaynak yaratılmasında mahirane bir şekilde kullanılmıştır.
=====>
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 18:14
=====>
AKP’NİN İKTİSADİ HEDEFİ
Günümüzde küreselleşmenin en önemli etkisi, dünya zenginliklerinin geniş halk kitleleri tarafından daha görünür hale gelmesine yol açması ve bu zenginlikten daha fazla insanın yararlanmasının sağlanmasıdır. Yalnız Türkiye değil, aynı zamanda Türkiye’ye benzer birçok gelişmekte olan ülkedeki siyasi sıkıntıların kaynağı, bir yönüyle küreselleşmeyle ortaya çıkan refaha erişim mücadelesidir. Arap Baharı’nı doğuran nedenler ve sonrasında yaşananlar hem siyasiler, hem de iktisatçılar tarafından bu yönüyle değerlendirilmektedir.
Artık iktisat literatürü bile, sadece büyüme sağlayıcı politikaların ve uygulamaların peşinde değildir. Aynı zamanda elde edilen büyümeyle birlikte ortaya çıkan refaha geniş halk kitlelerinin erişiminin nasıl sağlanacağının üzerine de kafa yorulmaktadır. Bütün ülkeler büyüme sürecinin beraberinde getirdiği refahın tabana yayılmasını sağlayan bir büyüme arayışı içine girmiştir.
Bu tarz bir büyümenin gereksinim duyacağı mali kaynaklar konjonktürel olarak dünya ekonomisinde ortaya çıkmış ve dünya likiditesi 2002 sonrası dönemde önemli artışlar göstermiştir. Bu artışta hem ABD, hem de Avrupa Birliği ekonomilerinde yaşanan ekonomik darboğazların etkisi yadsınamaz. Böylece gelişmekte olan ülkeler mali kaynaklara daha önce olmadığı kadar kolay erişim olanağı elde etmiştir. Dahası aynı erişim kolaylığı yurtiçi mali piyasalar üzerinden geniş halk kitlelerinin kredi imkanlarına erişimleri için de sağlanmıştır. En azından bu genişleme döneminde, mali kaynaklara erişim kolaylığı olan halkın refahında önemli oranda artışlar gerçekleştirilebilmiştir.
Türkiye örneğinde 2001 sonrası reformlar ve mali kesimde sağlanan istikrar vasıtasıyla, geçmişe göre daha geniş halk kitlelerinin krediye kolay erişimi sağlanabilmiş; çok daha önemlisi, bu kolaylığın sürekliliği olumlu dış konjonktürün etkisiyle oldukça uzun bir süre temin edilebilmiştir. İktidar için böyle bir durum, geniş halk kitlelerinin ülkenin genel ekonomik gidişatı hakkındaki olumlu algısının ve desteğinin alınmasına yetmiştir. Ancak bu politikanın uzun dönemde sürdürülebilirliği son zamanlara kadar hiçbir şekilde gündeme gelmemiştir.
Düşük gelir gruplarının krediye erişimleri bu kadar kolay olmasa da, bu kaynakların bir bölümü, kamu eliyle üretilip ortak kulanıma sunulan hizmetlerin miktarının arttırılması ve kalitelerinin iyileştirilmesinde kullanılmıştır. Böylece, kredi imkanlarına erişim kolaylığı olmayan düşük gelirli kesimlerin bile bu likidite bolluğunun yarattığı refahtan yararlanması sağlanmıştır. Altyapı imkanlarının iyileştirilmesi, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma gibi konulardaki projeler bu amaçla hayata geçirilmiş projelerdir.
Dikkat edilirse AKP döneminde iktisaden amaçlanan, uluslararası likiditenin sağlayacağı harcamalardan geniş halk kitlelerinin yararlanabilmesine imkan vermek ve bu şekilde mevcut kaynaklara mali kesim üzerinden doğrudan ve/veya devlet üzerinden dolaylı yoldan erişimi sağlayarak refah artışı temin etmektir.
Amacın bu niteliği nedeniyle, AKP’nin izlediği iktisadi politikalar değerlendirilirken, bunların daha çok üretim yoluyla kaynak yaratan politikalar değil, aksine mevcut kaynakların geniş kitlelerce kullanımını temin etmek üzere oluşturulan ‘yeniden dağıtım (re-distributional) politikaları’ olduğuna dikkat etmek gerekmektedir. Dolayısıyla 12 yıl boyunca AKP politikalarının ağırlıklı olarak mevcut kaynakların kullanımına yöneldiği, aksine ülkenin öz kaynaklarının artışını sağlayacak üretim kabiliyetinin geliştirilmesine öncelik vermediği görülmektedir.
=====>
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 5 Aralık 2014 18:15
=====>
Popülizm unsurları taşıyan bu iktisat politikalarının temel noktalarını şu şekilde ifade etmek mümkündür. Öncelikle ‘düşük kur’ vasıtasıyla halkın fazladan bir satınalma gücü ve refah artışı elde etmesi sağlanacak; ardından bu satınalma gücünün bugün kullanılması ve refah artışından bugün yararlanılması için ‘düşük faiz’ yoluyla harcamaların ertelenmesinin önüne geçilecek; ve nihayet elde edilen yüksek satınalma gücü ve refah düzeyinin istikrarı da ‘düşük enflasyon’ ile temin edilecektir.
Bu hedeflere ulaşılabilmesi büyük ölçüde dışarıdan gelecek olan mali kaynak akımına ve buna yol açacak iyi bir makroiktisadi yönetime bağlıdır. Aslında 2002 sonrası uluslararası gözlemcilerin övgüyle karşıladığı makroiktisat uygulamalarını bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır. Dahası böyle bir makroktisadi yönetimin vazgeçilmez unsuru ise kamu kesiminin, harcamalarını belli bir bütçe disiplini içinde yapma gereğidir. Durum bu olunca, ‘siyasi sonuçlar elde etmeye yönelik harcamalarının yetersiz bütçe imkanlarıyla gerçekleştirilebilmesi mümkün olmazken, bu harcamaları yapmakta kararlık gösteren iktidarın yeni finansman imkanları yaratmaya çalışması bir zaruret haline gelmektedir.’
Kaynak yaratma konusunda önümüzdeki günlerde yaşanacak herhangi bir başarısızlık, toplumsal talepleri karşılamakta yetersiz kalan iktidarın ilerleyen günlerde giderek otoriterleşmesine neden olacaktır. Özellikle son zamanlarda ABD ekonomisinde görülen iyileşmelerin neticesinde giderek azalan uluslararası likidite, Türkiye gibi ülkelerin kaynak taleplerinin karşılanmasını güçleştirmektedir. Bu durum iktidardaki kadroların iddialı siyasi ihtiraslarıyla birleşince, toplumsal talepleri baskılayıcı otoriter bir yönetim şeklinin ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Ülke ekonomisindeki harcamaların dual (ikili) yapısı iktidara aday bir muhalefete de çok fazla hareket alanı bırakmamaktadır. Zira 12 yıl boyunca bütçe dışı yollarla finanse edilen birtakım harcamaların bütçe kapsamı içine alınması, ‘mali disiplinden’ sapmadan aynı düzeyde harcamanın yapılabilmesi bütçe kapsamında kaynak yaratılmasını zorunlu kılmaktadır.
Ancak bu, önümüzdeki dönem maruz kalacağımız dış konjonktür ve ülke ekonomisinin karşı karşıya kalacağı düşük büyüme performansıyla gerçekleştirilebilecek bir durum olmayacaktır.
( http://t24.com.tr/yazarlar/oner-guncavdi/akpnin-gucu-nereden-geliyor,10754 )
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Adsız 6 Aralık 2014 00:34
Hocam türev ürünleri, swap, futures ve diğer piyasalar için bir yazı yazsanız çok iyi olurdu.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 6 Aralık 2014 21:45
Bir ara yazarım.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 6 Aralık 2014 14:25
Mahfi Bey,
Lütfen şimdi okuyacağınız kelimenin zıttını şahsınız için kastettiğimi sanmayın.
Tüm samimiyetimle söylüyorum:
-Vicdanlı- bir yazı kaleme aldığınız için size minnettarız!
Galiba iktisatta -vicdan- kelimesinin hangi teorem içinde bir değişken olarak kullanıldığını gösteren bir formül, [Case/Shiller index]e benzer bir şablon henüz geliştirilmedi. -İnsan davranışları- gibi daha genel bir değişken kullanılıyor olabilir ama -vicdan- daha spesifik. Ve bunun ölçümünün yapılması neredeyse imkansız!
Umarız bir gün -vicdanı- göz ardı etmeyen bir teori günyüzüne çıkarırlar da, bu çabaya destek olan kişilerden biri olarak sizi de her zaman anarız.
Saygılarımızla...
YanıtlaSil
Yanıtlar
Mahfi Eğilmez 6 Aralık 2014 21:45
Teşekkür ederim.
Sil
Yanıtlar
Yanıtla
Yanıtla
Adsız 6 Aralık 2014 22:47
hocam şuan kapalı kapılar ardında olan şeyler nedir? petrol düellosu demiş msn http://www.msn.com/tr-tr/finans/ekonomi/petrol-d%C3%BCellosu/ss-BBgmVU2?ocid=mailsignout#image=1
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
R.Emre ÖZEL 6 Kasım 2021 11:10
Kızılderili öyküsünün ülkemizdeki karşılığına gelen söz; "Namazda aklı olmayanın ezanda kulağı olmaz." olsa gerek.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Yanıtla
Yorum ekle
Daha fazlasını yükle...
Yorum Gönder
Bu blogdaki popüler yayınlar
Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!
Temmuz 03, 2016
Son yıllarda nereye dönsek şöyle bir iddiayla karşılaşıyoruz: ‘Lozan Antlaşması 100 yıl süreli yapılmıştır. Antlaşmaya ekli gizli maddelerde, Türkiye’nin bor ve petrol başta olmak üzere madenlerini çıkarması yasaklandığı için biz bunlardan yararlanamıyoruz. Antlaşmanın süresi 2023 yılında dolacak, dolayısıyla 2023’den itibaren madenlerimizi yer üstüne çıkarıp kullanarak ve ihraç ederek hızla gelişmiş ülke statüsüne geçeceğiz.’ Bu iddia doğru mu yoksa bir şehir efsanesi mi? Eğer doğruysa bugüne kadar çıkaramadığımız madenlerimizi çıkararak 2023’den sonra zengin olacağız demektir. Eğer bu bir şehir efsanesiyse o zaman bunu kanıtlayalım ve tarihin çöplüğüne atalım.
Devamını okumak için »
Doların Geleceği
Nisan 18, 2022
Doların Dünya Parası Olmasının Tarihçesi 19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde kâğıt paranın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte İngiltere’de altın standardına geçildi. İngiliz Poundu, altına bağlı para olduğu için genel kabul gördü ve giderek dünyadaki en önemli rezerv para haline geldi. Altın standardı sistemi, ülkelerin, kendi kâğıt paralarını belirli bir ağırlıkta saf altın olarak tanımlamasıyla ortaya çıkmış bir sistemdir. Kâğıt paranın altına, altının da kâğıt paraya sorunsuz çevrilebilmesine konvertibilite deniyordu. Altın standardında bütün ekonomiler kendi parasını belirli bir oranla altına bağladığında, sisteme girmiş bulunan bütün ülkelerin paraları sabit kur üzerinden öteki paralara bağlanmış oluyordu. Birinci Dünya Savaşı öncesinde hemen her yerde hükümetler kâğıt para basımını tekel haline getirdi ve çoğu bu yetkiyi Merkez Bankasına verdi. Basılan kâğıt paraların altın karşılığı vardı. Bu karşılığı bulundurmakla, kâğıt parayı getirene o karşılığın altın olarak ödenmesi
Devamını okumak için »
Ukrayna Savaşının Ekonomik Etkileri: Güncel Değerlendirme
Mart 06, 2022
Savaşın Finans Piyasalarına Etkileri Rusya’nın, Donbas bölgesinden sonra bütün Ukrayna’yı işgale başlamasıyla savaş farklı bir boyuta taşınmış oldu. Savaşın finansal piyasalarda yarattığı ilk etkileri aşağıdaki tablo özetliyor: ABD, bölgeye uzak olduğu, Rusya ile doğal gaz alış verişi olmadığı ve bir sıcak savaşa girme eğilimi sergilemediği, karşılıklı ticaretin kesilmesinden de ABD zararlı çıkmadığı için (ABD dış ticarette Rusya’ya karşı 14 milyar dolar dolayında açık veriyor) Dolar Endeksi değer kazanıyor. Avrupa ise Rusya ile ticaret ilişkilerinin sekteye uğramasından Rusya’nın tutumuna göre oldukça zararlı çıkabilir. Çünkü Avrupa ülkeleri doğalgazı büyük ölçüde Rusya’dan alıyor Avrupa’nın 2021 yılında Rusya’dan aldığı doğalgazın toplam miktarı 155 milyar m3 (bu miktar toplam tüketimlerinin yüzde 45’ine denk geliyor.) Bu kadar yüksek miktarlı ithalatın başka üreticilere kaydırılması kolay değil. Karşılıklı ambargolar çerçevesinde Rusya’nın doğalgazı kesme olasılığının varlığı |
11,110,310 | Tamamen Türk Malı olan Kolonlu Döküm Radyatörler, dört ve altı kolonlu yapısı ve retro, endüstriyel görünüşü ile her projeye uygundur
Kolonlu döküm radyatörler, “Ham dökme demir”, halk arasındaki ismi ile “Pik Döküm”, malzemeden üretilmektedir. Dört ve altı kolonlu radyatör dilimleri için oluşturulan kalıplara, yüksek ısıdaki fırınlarda eriyik halde bulunan demirin dökülmesi ile imal edilirler. Üretimi oldukça zahmetli olan kolonlu döküm radyatörler, son iki yüz yıldır önemini kaybetmeden mekanlarımızdaki yerini korumaktadır. |
11,110,311 | Ortopedi doktoru Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen, kalça çıkığının anne karnında, rahimde yani intrauterin dönemde başlayan bir bozukluk, hastalık olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca kalça çıkığının, bebeğin anne karnındaki pozisyonundan, ailedeki genetik yatkınlığa kadar birçok sebebi olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Bilgen, çocukluk dönemindeki kalça çıkığının teşhis ve tedavi süreçlerinin, pediatrik ortopedi uzmanları tarafından takip edildiğinin altını çizmektedir.
Bebeklerde Kalça Çıkığı Nasıl Anlaşılır?
Özel Medicabil Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen, anne ve babalara bazı ikazlar yapmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken ve üzerinde durulması gereken soru: “Bebeklerde kalça çıkığı nasıl anlaşılır?“, sorusudur. Önleyici tedavi olarak bebeklerin, bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından doğar doğmaz muayene edilmesi gerekmektedir. Eğer imkân varsa ve şartlar uygunsa bebeğin bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı tarafından muayene edilmesi de bu noktada çok doğru olacaktır. Böylelikle sıkıntı varsa anında görülebilir ve erken teşhisle birlikte uygun tedavi geliştirilebilir. Ebeveynler, bebek dünya geldikten sonraki 6 aylık süreçte kontrolleri aksatmamalıdır. Bunun yanı sıra ara bezini birazcık fazla kullanmaları, bacağı açık tutmaları, kundak yapmamaları da annelerin dikkat etmesi gereken noktalardır.Prof. Dr. Bilgen, günümüzde Sağlık Bakanlığı’nın uyarıları sonucunda toplumumuzun bilinçlenmesiyle bu gibi durumlara daha az rastladığımızı ifade ederken, anne ve babaların artık geleneksel uygulamaları sürdürmediğini söylemektedir. Ancak birkaç noktanın altının çizilmesinde fayda vardır. Bebek intrauterin içerisindeyken pozisyonu, genetik faktörler ya da hormonal değişiklikler sonucunda gelişim ile ilgili birtakım eksiklikler olabilir. Bu durum eğer çocukluk döneminde atlanır, farkına varılmaz ise ilerleyen zamanlarda, genç erişkin dönemde, 10 yaşında, 15 yaşında, 20 yaşında, 30 yaşında ortaya çıkabiliyor. Bu noktada erken teşhis ve tedavi önemlidir. |
11,110,312 | Nasıl İptal Edilir; Tüketicilerin faydalanması için kurulan bir yol haritası. Abonelik iptali, üyelik iptali hakkında ayrıntılı bilgilendirme Nasıl İptal Edilirde!
Biz Kimiz?
Blog
Üyelik İptali
Abonelik İptali
Nasıl Yapılır
Hesap Silme
Bilet İptali
İletişim
Etiket: Badoo üyelik iptali
Hesap Silme Üyelik İptali
Badoo Hesap Silme Nasıl Yapılır?
2006 yılından günümüze kullanıcılara arkadaşlık ve tanışma sitesi olarak hizmet veren Badoo, günümüzde popüler olarak kullanılan uygulamalar arasındaki yerini korumaya devam ediyor. Badoo web tarayıcı […] |
11,110,313 | İnce film yüzeylere sahip olan Kargo Poşetleri özel Polietilen Ham Maddelerden kullanılarak üretilmektedir.Coex Polietilen malzemelerden elde edilen kargo poşeti; cepli kargo poşeti ve şeffaf kargo poşeti olarak çeşitlere ayrılmaktadır.Özel bir malzeme olan Polietilen, elastik özelliği sayesinde tüm ebatlarda fonksiyonel bir kullanım sağlar.Kargo poşeti üzerine baskı yapıldığında yüzey gerilimi artar ancak elastik özellik eksilmez.
Basklı kargo poşeti modellerini dilediğiniz renk ve desenlerde tercih edebilir veya 6 farklı renkte üretilen kargo poşeti modeli tercih edebilirsiniz. Her boy kargo poşeti için 6 farklı renkte baskı imkanına sahip olan LDPE ve MDPE ham madde kullanılarak üretilen kargo poşetlerinin en önemli özelliği doğa da çok kısa süre de çözünmeleri ve toprakta kaybolmalarıdır.
Farklı boyut ve renklerdeki kargo poşetleri her türlü ihtiyacınıza ve yoğun kargo içeriğinize göre farklı ölçülerde düzenlenmiş olup, talebinize uygun poşet modelini bulmanız mümkündür.
Poşetleri satın aldığınız şekilde kullanabileceğiniz gibi, üzerine marka adı ve amblemini de kolaylıkla bastırarak kullanabilirsiniz.
Firmaya özel olarak baskı ve logo tasarımı yapılan baskılı kargo poşeti hem firmanızın sembolü haline gelecek hem de firmanızın reklamının ücretsiz olarak yapılmasını sağlayacaktır.
Kargo firmaları,Lojistik firmaları,Tekstil firmaları,Evrak Kuryesi firmaları,Bankalar ve benzer kurumsal firmalar tarafından kullanılan kargo poşetleri ihtiyaç taleplerine göre değişen özelliklerde ve farklı ebatlarlarda da üretilmektedir.
Kargo poşetleri üzerinde alıcı ve gönderen iletişim bilgilerinin yer aldığı bilgi formu da yer almaktadır.Aynı zamanda yapışkanlı olan kargo poşetlerinin yapışkanlı kısımları da boyuta göre değişmekle birlikte en az 5 santimetredir.
İhtiyacınıza yönelik olarak her boy kargo poşeti mevcuttur. Çok büyük içerikler için battal boy poşetleri satın alabilirsiniz. Kargo gönderiminde teslimatı yapılan ürünler genel de orta boyutluysa orta boy kargo poşetleri daha çok işinizi görecektir.
Kargo firmaları genellikle bu boyuttaki ürünleri daha sıklıkla tercih etmektedir. Küçük boyutlu, kitap, takı, aksesuar, kağıt gibi ürünlerin kargo edilmesi için ise küçük boy poşetleri satın alabilirsiniz. Firmanızda zaman zaman istisnai boyutta ürünleri de kargo ediyorsanız, özel kargo poşeti ürünlerinden yararlanarak ihtiyaçlarınız doğrultusunda dilediğiniz boyutu seçebilirsiniz.
NOT:Kargo gönderimlerinde faturalandırma yapmak, kargo alıcısının ve göndericisinin bilgilerini yerleştirmek için Cepli Kargo Poşeti daha uygun bir seçenek olmaktadır. Böylelikle önem taşıyan bilgileri poşetin üzerine yapıştırmak zorunda kalmaz ve bilgilerin zarar görmesinin önüne geçmiş olursunuz. Üretilen poşetlerin cep kısımları hem fatura hem de alıcı- gönderici bilgisini koymak için yeterli büyüklük ve genişliğe sahiptir.
Özel Baskı ve Ölçüleriniz İçin Bizimle İletişime Geçebilirsiniz.
ADVANTAGE
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
AXESS
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
BANKKARTCOMBO
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
BONUS
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
MAXIMUM
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
PARAF
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
WORLD
Taksit Sayısı
Taksit Tutarı
Toplam Tutar
Tek Çekim
220,00 TL
220,00 TL
3 Taksit
74,98 TL
224,95 TL
6 Taksit
38,60 TL
231,58 TL
Comments
ŞEFFAF KARGO POŞETİ 35x45+5cm Yorumları
Yeni yorum yaz
En Yeni Yorumlar En Eski Yorumlar En Yüksek Puana Göre En Düşük Puana Göre
Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.
Pazartesi - Cuma: 08:30 - 18:00
0530 442 12 05
[email protected]
KURUMSAL
Hakkımızda
Banka Hesap Bilgilerimiz
Teslimat Bilgileri
Mesafeli Satış Sözleşmesi
Üyelik Sözleşmesi
Gizlilik Politikası
Garanti ve İade Koşulları
KVKK Aydınlatma Metni
İletişim
Kategoriler
KARGO POŞETLERİ
TERMAL BARKOD ETİKETLER
ÖZEL BASKILI
TERMAL RULOLAR
FATURA - EVRAK CEBİ
SARF MALZEMELER
Copyright © 2021 neoetiket.com
TreeGroup Technology
Anladım
Alışveriş deneyiminizi iyileştirmek için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgi için Çerez Aydınlatma Metni ’ni okuyabilirsiniz. |
11,110,314 | Bazı ürünlerin görselleri İthalatçısı tarafından bütün renklerini göstermek amaçlı çoklu hazırlanmıştır.Bu gibi durumda ürün adında miktar belirtilmemişse stokta olan renklerinden 1 adet gönderilmektedir.
Ürünlerimiz adet olarak satılmaktadır (Bazı ambalajlı ürünler hariç) , tereddüt ettiğiniz ürünler için "Soru Sor" bölümünden bize yazabilirsiniz.
Bazı ürünler asortidir ve stokta olan renkleri/modelleri gönderilmektedir.
Kitaplarda güncel kapak ve güncel içerik takip edilmektedir, ürün görseli sizi yanıltmasın.Basım yılı eski bile olsa müfredat değişmediği için içeriği günceldir.Müfredat değiştiğinde yayınevlerine ilgili kitaplar iade edilmektedir.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Ürüne Ait Gönderim Bilgileri;
Ürünlerimiz sitemizde belirtilen miktarlarda stoklarımızda mevcutttur ve stoktan aynı gün kargo teslimi yapılmaktadır.
Siparişinizdeki ürünlerin stoklarında bir problem oluşması durumuda müşteri temsilcimiz sizinle iletişim kuracaktır.
Sitemizdeki ürünlerin gönderim miktarları adet'tir. Ürünün resimleri ürünü tam anlamıyla anlatabilmek amacı ile kutulu veya diğer renkleriyle eklenmiş olabilir, bu ürünün kutu,paket veya koli olarak satıldığı anlamına gelmemektedir.
Aklınızda oluşabilecek her türlü sorunuz için 0216 680 27 80'nolu iletişim hattımızdan 1003 dahili numara ile görüşebilir veya ürün detayında bulunan Soru Sor bölümünden bizimle iletişime geçebilirsiniz..
Gönderim Süreci;
Ürünlerin gönderim süreci, siparişinizi oluşturduktan hemen sonra, ilgili bankanın onayı ve güvenlik birimimizin kontrolünün ardından başlar ve saat 14.00'e kadar verdiğiniz siparişler aynı gün kargoya verilir.
Kargoya Teslim Edildikten Sonra;
Kargoya teslim edilen ürünler Marmara Bölgesi ve çevresinde ertesi gün, merkez dışı bölgelere ise 2 iş günü içerisinde ulaşmaktadır. Siparişinizin kargoya tesliminin ardından, size ileteceğimiz kargo takip numarası ile gönderinizin durumunu takip edebilirsiniz. Ayrıca haftasonları kargo firmaları çalışmadığı için kargolama yapılamadığını hatırlatmak isteriz.
Lütfen bu ürünün hakkında önerilerinizi, aşağıdaki ilgili alanları işaretleyerek ve eklemek istediğiniz açıklamanız eşliğinde bizlere ulaştırınız. Bu bölüme yazılan açıklamalar sitede yayınlanmaz.
Ürün detay bilgilerinin iyileştirilmesi adına yardımlarınız için teşekkür ederiz.
Konu
Ürün açıklamasını yetersiz veya yanlış buluyorum Ürün fiyatı piyasadan yüksek Ürünün resmi görüntülenemiyor veya çok kalitesiz Bu ürünün bu sitede satılmaması gerektiğini düşünü Ürünün resmi ayrıntılı değil
Ad Soyad
Telefon
E-posta
Mesaj
Gönder
"Cayma Hakkı Kullanımı ve İade Şartları", "6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun" ve "Mesafeli Satışlara Dair Yönetmelik" hükümlerine tabidir.
İade olacak ürünün Fiş/Fatura ile birlikte anlaşmalı kargomuz ile tarafımıza ulaştırmanız gerekmektedir.Diğer kargolar ile gelen talepler kabul edilmeyecektir.
İade edeceğiniz ürünün, paketi hasar görmemiş, kullanılmamış ve kullanım hatası sonucu zarar görmemiş olması gerekmektedir.
İade etmek istediğiniz ürün/ürünleri tüm aksesuarları ve orijinal kutusu ile iade etmeniz gerekmektedir.
Tek kullanımlık ürünlerin ve hızlı bozulan veya son kullanma tarihi geçme ihtimali olan ürünlerin iadesi kabul edilmemektedir.
Kitap, kopyalanabilir yazılım ve programlar, DVD, VCD, CD ve kasetler ile kırtasiye sarf malzemeleri (toner,kartuş, şerit vb.) ancak ambalajı açılmamış, denenmemiş, bozulmamış ve kullanılmamış olmaları halinde iade edilebilir.
Alıcının isteği ile kişiye özel olarak üretilen, üzerinde değişiklik veya ilave yapılarak kişiye özel hale getirilen ürünlerin iadesi mümkün değildir. |
11,110,315 | Volvo - Xc90 - B5 Awd 7 - K Inscription Dizel/Elektr Gear Dizel Suv - İkinci El Satılık Volvo Xc90 - 11000146608 | Otokoç 2. El
Otokoç 2. El
2. El Araç Almak İstiyorum
Aracımı Satmak İstiyorum
Koşulsuz İade
Bayi Başvurusu
Ücretsiz Oturum Aç
2. El Araç Almak İstiyorum Aracımı Satmak İstiyorum Koşulsuz İade Bayi Başvurusu
Anasayfa
Şubelerimiz
Diğer Hizmetler
Sigorta
Kredi Seçenekleri
Ekspertiz
Araç Koruma Sistemi
Aksesuar
Temassız Süreç Nedir?
Otoblog
İletişim
İKİNCİ EL DANIŞMA HATTI
444 3 300
Volvo Xc90 B5 Awd 7 K Inscription Dizel/Elektr Gear Dizel Suv - 11000146608
İlan No : 1000146608
Favorilere
Ekle
Yazdır
Paylaş
Facebook
Twitter
Whataspp
Telegram
Arkadaşına öner
Otokoç 2. El Araçlar
VOLVO
XC90
B5 AWD 7-K INSCRIPTION DİZEL/ELEKTR GEAR Dizel Suv
2.842.500 TL
Online'a özel fiyatları görmek için lütfen giriş yapın
Opsiyonlanmıştır
Gizlilik Tercih Merkezi
Platformumuzda, içeriğin tarafınıza sağlanması, Platform’un performansının optimize edilmesi ve ziyaretçi profilinin anlaşılması için gerekli olan çerezler kullanılmaktadır. Platform üzerinde kullanılan çerezler hakkında detaylı bilgi almak için Çerez Politikası’nı incelemenizi rica ederiz.
Kişisel verilerinizin sitede gezinme deneyiminizi iyileştirme, web sitesinin performansını ölçümleme ve iyileştirme, kişiselleştirme, hedefleme ve reklamcılık faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla işlenmesini, yurt dışında bulunan tedarikçi ve iş ortaklarımıza aktarımını kabul ediyorsanız “Kabul Et ”’i, etmiyorsanız “Seçimlerimi Yönet”i seçiniz.
Zorunlu Çerezler
Zorunlu çerezler, Platform’u görüntülemeniz esnasında cihazınıza yerleştirilen ve sunulan online servislerin düzgün şekilde çalışabilmesi için gerekli olan çerezlerdir.
İşlevsellik Çerezleri
İşlevsellik çerezleri, Platform üzerindeki belirli işlevlerin sağlanması ve bunlara dair tercihlerinizin hatırlanması için gerekli olan çerezlerdir. Platform üzerinde dil tercihinizi hatırlamak ya da çerez kullanımına yönelik ayarlarınızı kaydetmek için işlevsellik çerezleri kullanılır.
Performans ve Analitik Çerezleri
Performans çerezleri, Platform’u görüntüleyen kişi sayısı ile Platform trafiğini takip ve analiz etmemizi sağlar. Bu çerezler sayesinde Platform üzerindeki alanlardan hangilerinin en sık ya da seyrek ziyaret edildiği gibi bilgileri edinebilir ve Platform’un trafiğini optimize edebiliriz.
Kişiselleştirilmiş Reklam Çerezleri
Kişiselleştirilmiş reklam çerezleri, sizlere Platform’da veya Platform haricindeki mecralarda görüntüleme geçmişinize ve ziyaretçi profilinize uygun olarak kişiselleştirilmiş ürün ve hizmet tanıtımı yapmak için kullanılır.
TÜMÜNÜ ONAYLA
AYARLARI KAYDET
SEÇİMLERİ YÖNET
Otoblog Sıkça Sorulan Sorular Kullanım Şartları Kişisel Verilerin Korunması Sertifikalar ve Faaliyet Raporu Etik İlkeler ve Uyum Politikaları Çerez Politikaları İletişim İnsan Kaynakları |
11,110,316 | Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Ankara Şubesi’nin 15. Olağan Genel Kurulu Ankara PÜİS Genel Merkezi’nde gerçekleşti.
PÜİS Genel Başkanı İmran Okumuş Genel Kurul’da yaptığı konuşmada 50. yılını kutlayacak PÜİS’in akaryakıt sektörünün çatı kuruluşu olduğunu söyleyerek; “ Sendikamız Türkiye’de teşkilatlı en büyük işveren sendikasıdır. Bunun için PÜİS’in kıymetini, değerini bilmeliyiz. Bugün buraya vakit ayıran herkese teşekkür ederim” dedi.
Faaliyet Raporu, Denetleme Kurulu Raporları ve 4 yıllık bütçe kalemlerinin okunarak kabul edildiği Genel Kurul’da yeni yönetim şu isimlerden oluştu;
Yönetim Kurulu Üyeleri Asil Üyeler; İbrahim Uğurlu, İsmet Yıldırım,Nurettin Yılmaz,Mehmet Yapıcı,Mustafa Kadaifcioğlu
Yönetim Kurulu Üyeleri Yedek Üyeler; Hasan Karakaya, Hasan Atasoy, Mustafa Bulan, Ayhan Alataş, Atalay Yöntem |
11,110,317 | İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir. |
11,110,318 | Yüzük Kardeşliği – Yüzüklerin Efendisi / J.R.R.Tolkien Birinci Kitap 1 Dört Gözle Beklenen Davet Hobbitler arasında bir efsane olarak anılan Bilbo Baggins, esrarengiz yolculuğundan döneli 60 yıl olmuştu. Merak konusu olan serveti ve yılların onu neredeyse hiç yaşlandırmamış olması pek tuhaf karşılanıyordu. Bilbo, Eylül’ün 22’sinde 111. yaşını kutlamaya hazırlanıyordu. 99 yaşındayken evlat edinip, varisi ilan
Devamını oku →
Tagged with
jrr tolkien fellowship of the ring jrr tolkien the war of the ring yüzüklerin efendisi 2 yüzüklerin efendisi 1 yuzuklerin efendisi tam metni yuzuklerin efendisi film yuzuklerin efendisi hakkında yuzuklerin efendisi html yuzuklerin efendisi imdb yuzuklerin efendisi karakterler yuzuklerin efendisi kitabı yuzuklerin efendisi oyunculari yuzuklerin efendisi özeti yuzuklerin efendisi roman yüzüklerin efendisi yüzük kardeşliği extended yüzüklerin efendisi yüzük kardeşliği indir yüzüklerin efendisi yüzük kardeşliği pdf yüzüklerin efendisi yüzük kardeşliği türkçe altyazılı |
11,110,319 | The Sims 4: 20 Temmuz 2021 Güncellemesi | Sim Dünyası ~ The Sims 4 & The Sims 3 Haberleri, Rehberleri, İncelemeleri
Skip to content
Sim Dünyası ~ The Sims 4 & The Sims 3 Haberleri, Rehberleri, İncelemeleri
The Sims 4, The Sims 3, The Sims 2 ve diğer Sim oyunlarından son haberler, incelemeler, rehberler ve dahası!
Ana Sayfa
The Sims 4
Ana Oyun
Eklenti Paketleri
Get to Work
Get Together
City Living
Cats & Dogs
Seasons
Get Famous
Island Living
Discover University
Eco Lifestyle
Eşya Paketleri
Luxury Party
Perfect Patio
Cool Kitchen
Spooky
Movie Hangout
Romantic Garden
Kids Room
Backyard
Bowling Night
Vintage Glamour
Fitness
Toddler
Laundry Day
My First Pet
Moschino
Tiny Living
Oyun Paketleri
Outdoor Retreat
Spa Day
Dine Out
Vampires
Parenthood
Jungle Adventure
StrangerVille
Realm of Magic
Rehberler
Hileler
Meydan Okumalar
Türkçe Yama
The Sims 3
Ana Oyun
Eklenti Paketleri
World Adventures
Ambitions
Late Night
Generations
Pets
Showtime
Supernatural
Seasons
University Life
Island Paradise
Into the Future
Eşya Paketleri
High-End Loft
Fast Lane
Outdoor Living
Town Life
Master Suite
Sweet Treats
Diesel
70s 80s 90s
Movie
Rehberler
Hileler
The Sims Mobile
Ana Oyun
Rehberler
The Sims Freeplay
Ana Oyun
Hileler
İpuçları
Bebek Yapmak
Evlenmek
Görev Paketleri
Mystery Boxes
Wedding Belles
Sim Dünyası
Ekip
Kurallar
İletişim
Rehberleri
The Sims 4 Satın Al
Popüler Paketler
Eco Lifestyle
Seasons
Cats and Dogs
Realm of Magic
Parenthood
Tiny Living
Tatil Paketleri
Island Living
Jungle Adventure
Outdoor Retreats
Gençlik Paketleri
Discover University
Bowling Night
Fitness
Kariyer Paketleri
Get Famous
Get to Work
Cats and Dogs
Modern Yaşam Paketleri
City Living
Get Together
Moschino
Soru – Cevap
The Sims 4: 20 Temmuz 2021 Güncellemesi
21/07/2021 Yiğit Eğlence Dünyası, Genel 5 Yorum
The Sims 4’e yepyeni bir güncelleme geldi!
(Oyunda CC ve modlarınız varsa her güncellemede olduğu gibi bu sefer de devre dışı kalacaktır. Aktif hale getirmeyi bilmiyorsanız BURAYA tıklayabilirsiniz!)
İşte yeni güncellemeyle oyuna eklenenler:
Artık doğal su kütleleri yapabilirsiniz! İnşa Moduna girin, “Arazi İşleme Aracı”yla bir delik açın ve suyla doldurun. Ördek ve kuğulardan sinir bozucu sivrisineklere kadar göletinizin görünümünü tamamlamak için her türlü canlı mevcut. Bir timsah bile var!
Önceden yalnızca Seasons ile kullanılabilen takvim; artık doğum günleri, okul ve iş programları, festivaller ve fuarlar gibi yaklaşan etkinlikleri görmek için ana oyun ile birlikte kullanılabilir.
Yemek yapmak artık tek kişilik bir iş değil. Sim’ler artık çocuklar da dahil olmak üzere en fazla beş Sim’den oluşan gruplar halinde yemek pişirebilir. Bir buzdolabını, ocağı veya herhangi bir boş tezgahı seçerek birlikte pişirmeye başlayabilirsiniz.
Çocuklar artık ekerek, sulayarak ve yabani otları ayıklayarak bahçeye yardım edebilirler. Bunları yaparken zihinsel becerilerini geliştirirler.
“bb.moveobjects” hilesi ile yapılmış bir arsayı indirdiğinizde, oyun artık bunu size bildiriyor olacak. Böylece arsayı yerleştirmeden önce hileyi etkinleştirmeniz gerektiğini biliyor olacağız.
Biliyorum ki mevcut mahalledeki Sim’leri bulmak arada sırada zor olabiliyor. Ama artık ilişki panelinden Sim’lere tıklayarak “Kamerayı Odakla” veya “Kamerayı Kilitle” seçeneklerinden birini seçebiliriz.
Eskiden telefon tıklayarak bulunan “Not Defteri” düğmesine artık telefonun yanındaki kendine özel düğmesi ile ulaşılacak.
Yeni bir hizmet olan “Zoomer Yemek Teslimat Hizmeti” ile yeni yiyecekler söyleyebilirsiniz ve her gün pizza yemekten kurtulabilirsiniz.
LGBTQ+ topluluğundan iki yetenekli sanatçı olan Ashley Lukashepsky ve Mohammed Iman Fayaz’ın yapmış olduğu 3 yeni tablo.
Yeni modern afro saç.
Hata düzeltmeleri…
güncellemethe sims 4
Yazı dolaşımı
Önceki Yazı:The Sims 4 Cottage Living: Atlar ve Göletlerle İlgili…
Sonraki Yazı:The Sims 4: Industrial Loft Kit (SP25)
5 Yorum
Simsirella dedi ki:
21/07/2021, 11:55
Çok güzel bir güncelleme geliyor :)
Cevapla
SadMoment dedi ki:
22/07/2021, 21:59
Güncellemeyi yaptım, Cottage Living oynadım. Gerçekten çok hoş, oynaması da belli bir noktaya kadar keyifli ama söylemeliyim ki hala aynı Sims 4… Büyük ihtimalle mevzu böyle kapanıp gidecek, artık The Sims 5 duyurusunun eli kulağındadır, yılın son çeyreği ya da 2022 içerisinde mutlaka duyurulacak, duyurulması da şart. Oyunun belli bir kapasitesi / motoru var. Üzerine çıkamıyor, çıkamayacak… Yine de başladığımız noktaya kıyasla geldiğimiz yer çok iyi, keyifli ve süreç alındığını gösteriyor.
Her zamanki gibi ekonomik koşulları göz önüne alarak herkese korsan indirip hevesleri geçinceye dek oynamalarını tavsiye ederim.
Cevapla
Berkay dedi ki:
23/07/2021, 00:52
Sims 4 için yeni stüdyo açılıyor oyun uzun yıllar devam edecek bunları geçtim oyun motorunu geliştirmek için de iş ilanları veriliyor sims 5 hala kavramsal aşamada 2023 den önce çıkmayacaktır artık bu sene geçti tanıtım yok orası kesin çünkü eaplay bitti 2022 eaplayinde tanıtılsa bile her zaman 1 sene yada daha sonra çıkar sims 4 tabikide eski oyunlar kadar mükemmel olamayabilir sonuçta temeli Multiplayer olan bir oyun ama potansiyeli sonuna kadar kullanılırsa süper bir sonuç ortaya çıkar ea oyuna bütçe vermiyor oyun 2020 nin en çok kazana 9.oyunu önceki senelerdede aynı ama ea parayı sanırım başka oyunlara yatırıyor eski oyunlarda 2 de ve 3 de store vardı hatta 2 store da renk örnekleri bile parayla satılıyordu onun için paketler doluydu şimdi kitler geldi 4 e daha insaflı store olayına göre birde diğer paketlerin büyümesini sağlayacaktır
Cevapla
Rubi dedi ki:
29/07/2021, 13:54
Ellerine sağlık Yiğit’im. 🥰❤
moveobjects hilesi ile hazırlanmış arsa meselesi çok ilginçmiş ayrıca. 😎
Cevapla
Berkay dedi ki:
23/08/2021, 20:45
Kübra abla biliyorum buradan yazmam tuhaf ama sana nasıl ulaşabilirim özelden
Cevapla
Bir Cevap Yaz Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Δ
Bir Şey Mi Arıyorsunuz?
Ara:
Ara
Türkçe Yama
Facebook Sayfamız
Follow @SDunyasi
Sim Dünyası
Tüm hakları Sim kristalinin içinde gizlidir. Sitedeki tüm materyaller, aksi belirtilmedikçe, Sim Dünyası'na aittir ve izinsiz kopyalanamaz. |
11,110,320 | Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu Hull City, üst üste alınan 4 yenilginin ardından Şota Arveladze ile yollarını ayırmıştı. Kötü gidişe dur demek isteyen Championship takımının tecrübeli bir teknik adam aradığı ifade edilirken İngiliz basını Ilıcalı'nın listesinde daha önce birlikte program da yaptığı eski dostu Sergen Yalçın'ın bulunduğunu belirtti.
İngiltere Championship takımlarından Hull City'nin sahibi olan Acun Ilıcalı, üst üste alınan 4 yenilgiden sonra teknik direktör Şota Arveladze ile yollarını ayırdı. Ilıcalı, 'Çok yakın arkadaşım' dediği Şota ile başarısız sonuçların gelmesinden sonra yoluna yeni teknik direktör ile devam edecek.
SERGEN YALÇIN İSMİ ÖN PLANA ÇIKIYOR
Gürcü teknik adam, 30 maça çıktığı Hull City ile 9 galibiyet alabildi. Kadrosunda Ozan Tufan, Doğukan Sinik gibi milli oyuncuların yanı sıra Süper Lig tecrübesi de olan Seri, Adama Traore, Pelkas, Estupinan ve Tetteh'i bulunduran Hull City için Sergen Yalçın ismi ön plana çıkıyor.
İNGİLİZ BASINI NET KONUŞUYOR
Yorkshire Post'un haberine göre, son olarak Beşiktaş'ı çalıştıran ve 1 senedir boşta olan Sergen Yalçın, Hull City'nin yeni teknik direktörü olacak. Ilıca'nın listesinin en başında yer aldığı iddia edilen Yalçın'ın yardımcısı Murat Şahin de geçtiğimiz günlerde verdiği röportajlarda teklifler aldıklarını ancak en doğru yeri beklediklerini ifade etmişti.
TERİM VE GÜNEŞ İSİMLERİ DE YAZILMIŞTI
Hull'un yerel gazetesi Hull Daily Mail de Şota'nın ayrılığından sonra teknik direktör adaylarıyla ilgili bir anket yayınlamıştı. Ankette Fatih Terim, Şenol Güneş ve Sean Dyche gibi isimler yer alıyordu. Son olarak Cuma günü sahasında Luton'a 2-0 yenilen Hull City, 11 maç sonunda 11 puanla 24 takımlı ligde 20. sırada yer alıyor.
YORUMLAR (1)
mert çelik: asgarı ucrete calısan acun hey gıdı sans adam zengın oldu nasıl olduysa Cevap Yaz 4 2 Yayından Kaldır
Kullanıcı Adı
500
Trabzonspor-Hull City maçının ardından
Şota Arveladze, Sergen Yalçın, Acun Ilıcalı, Hull City, Spor, Son Dakika
Son Dakika › Spor › Şota'yı Hull City'den yollayan Acun Ilıcalı'nın ilk hedefi Sergen Yalçın - Son Dakika
Son Dakika
14:39 Alibeyköy'de İETT otobüsüne çarpan vatmanın ilk ifadesi ortaya çıktı: Açlıktan gözüm kararmış veya bayılmış olabilirim
14:37 Bütçe görüşmelerinin sürdüğü Genel Kurul'da AK Parti ve İYİ Parti milletvekilleri arasında yumruklu kavga
14:35 Fenerbahçe'ye talih kuşu kondu! Takımda kadro verilmek istenmeyen 3 futbolcu kasayı dolduracak
14:16 TÜRK-İŞ Başkanı, asgari ücret masasına 3 konu başlığıyla gelecek!
13:44 "Dünyayı kurtarma isteği beni oyuncu yaptı" diyen Pınar Deniz'e meslektaşları Burcu Özberk ve Farah Zeynep Abdullah'tan tepki
13:40 Bakan Soylu'dan Taksim'deki bombalı terör saldırısıyla ilgili yeni açıklama: Bomba sosyal medya üzerinden imal edildi
13:34 Diyet yapanlar dikkat! Aralıklı oruç yavaş yavaş ölüme götürüyor
13:26 Konya'da askeri eğitim uçağı düştü! Pilot uçaktan atlayarak kurtuldu
13:16 Baba-oğula pusu kurdular! Araç kurşun yağmuruna tutulurken, 1 kişi hayatını kaybetti
12:07 Raylara yatıp dakikalarca beklemiş! Tramvayın çarptığı genç yaşamını yitirdi
•
24 saat son dakika haber yayını
Hakkımızda | Reklam | İletişim | Künye
Son Dakika
Güncel
Politika
Ekonomi
Spor
Magazin
Dünya
Yerel
SonDakika.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir. 6.12.2022 14:50:20. #1.12#
SON DAKİKA: Şota'yı Hull City'den yollayan Acun Ilıcalı'nın ilk hedefi Sergen Yalçın - Son Dakika
[Kullanım Şartları] - [Gizlilik Politikası] - [Çerez Politikası] - [Kişisel Verilerin Korunması] - [Ziyaretçi Aydınlatma Metni] - [Hata Bildir] |
11,110,321 | Rusyaʹnın son zamanlardaki agresif tutumu! Bardağı taşıran son damla... - Sonnokta Gazetesi Avusturya
Anasayfa
Avusturya
Gündem
Yazarlar
Foto
Video
Menü
Üye Girişi
Haber Arşivi
Haber İhbar
Reklam
İçerik
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar
Röportaj
Avusturya
Gündem
Ekonomi
Siyaset
Spor
Dünya
Yaşam
Sağlık
Magazin
Asayiş
Teknoloji
Kültür & Sanat
Eğitim
Servisler
Sinemalar
Şehir Rehberi
Hava Durumu
Seri İlanlar
Eczaneler
Lig Fikstürü
Namaz Vakti
Gazete Manşetleri
Vefatlar
Trafik Durumu
Kurumsal
Kuruluş Hakkında
Künye Bilgileri
Yayın İlkeleri
Topluluk Kuralları
Haber İhbar
Adres ve İletişim
Banka Hesapları
Reklam Seçenekleri
Abonelik
Veri Politikası
Son Dakika Avusturya Haberleri
12:30 Finanzamt'tan uyarı!
12:50 Adana’ya acı haber. Binbaşı şehit oldu
12:20 VW Passat, Avrupa’ta tarih olacak
12:30 16 yaşındaki gence polis kurşunu
12:40 Köpek kaçırdı 21 yıl hapis cezası aldı
12:03 Beyin çipi için 1.500’den fazla canlı öldü
12:12 THY’nin değeri altından elmasa yükseldi
22:22 Avusturya hükümeti yeterince yardım yapmıyor
22:32 FPÖ: Rusya yaptırımları Avusturya’ya zarar veriyor
22:12 Atatürk hayranı Alman, Müslüman oldu, Kemal adını aldı
30 Oca 2022 - 16:35- Dünya Güncelleme: 14 Eki 2022 - 10:49
Rusyaʹnın son zamanlardaki agresif tutumu! Bardağı taşıran son damla...
Rusya ve Batı İttifakı arasında yaşanan krizin tarihsel nedenlerini sıralayan Bülent Güven, son günlerde yaşanan Ukrayna krizine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
WhatsApp Twitle Paylaş - +
İşte Bülent Güvenʹin ʹRusyaʹyı anlamakʹ başlıklı o makalesi: ABD ve Batı ittifakının Rusyaʹya verdiği sözlerden biri NATOʹnun Avrupaʹnın doğusuna yani eski Varşova Paktı ülkelerine doğru genişlemeyeceği yönünde idi. Bu vaade rağmen, NATO ilk olarak 1999 yılında Polonya, Çekya ve Macaristan gibi ülkelere doğru genişleyerek, Rusya sınırına yaklaşmaya başladı. Başta Gürcistan olmak üzere, Kırgızistan ve Ukrayna gibi Rusyaʹnın çemberinde bulunan ülkelerde yaşanan ʹrenkli devrimlerʹ Putinʹi iç politika açısından iktidarının tehlikede olabileceği yönünde bir algıya itti.Rusyaʹnın bugünkü tutumunu ˮanlamakˮ için sadece güncel gelişmelere bakmak kanaatimce pek de yeterli olmayacaktır. Fakat Rusyaʹyı ˮanlamayaˮ çalışmaya başlamadan önce bu makalenin başlığında da geçen ˮanlamakˮ fiili ile Rusya ile empati kurmayı değil, Rusyaʹnın son yıllarda zirve yapan agresif tutumunun altında yatan nedenleri kavranmak istediğimi vurgulamak isterim.Zira Rusyaʹnın Ukrayna üzerinden başta Doğu Avrupa, AB ve özellikle ABDʹye karşı ortaya koyduğu tutumun bazı tarihsel gerekçeleri bulunmaktadır. Putin ve Rus yetkililerin yaptıkları açıklamalarla ip uçlarını verdikleri bu gerekçeleri ancak tarihsel bir perspektiften bakarsak anlamak mümkündür.
ʹYENİ BİR SAVAŞ SEBEBİʹ
20. yüzyılın en önemli iktisatçılarından birisi olan John Maynard Keynes, Birinci Dünya Savaşı sonrasında savaşın galipleri olan İngiltere, Fransa ve ABD gibi ülkeler ile savaşın mağlupları olan Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu gibi devletler arasında yapılan görüşmelere İngiliz hazinesinin bir memuru olarak katılarak, anlaşmanın mantığını ve içeriğini değerlendirme fırsatı bulur.Bu tecrübesinden yola çıkarak barış sözleşmesi sonrası yazdığı ve 1920ʹde yayınladığı ˮEconomic Consequences of the Peaceˮ eserinde, galip devletler ile mağlup Almanya arasında yapılan Versay Anlaşmasıʹnı eleştirerek bu anlaşmanın Almanya açısından adil olmadığını ve bunun bir barış anlaşması değil, ancak geçici bir ateşkes anlaşması olacağını, Almanya bu ağır şartların altından kalkamayacağı için ilk fırsatta bu anlaşmayı revize edeceğine dikkat çekerek, bu tutumun yeni bir savaşa neden olabileceği öngörüsünde bulunur.Keynes haklıdır çünkü anlaşma şartları hem Almanyaʹyı Weimar Cumhuriyeti döneminde ciddi bir ekonomik krize sürükler hem de Almanların gururunu inciten birçok madde içerdiği için Almanyaʹda milliyetçi bir dalgaya yol açar.
NAZİLERİN İKTİDARA YÜRÜYÜŞÜ
Nitekim Nazilerin iktidara yürüyüşlerinde kullandıkları en önemli argümanlardan bir tanesi de Versay Anlaşmasıʹnın adaletsiz yönüne vurgu yapmaları olur. Yani kısaca, Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanlar ile yapılan ve Keynesʹin de teyit ettiği ˮadaletsiz barış anlaşmasıˮ İkinci Dünya Savaşıʹnın nüvelerini içinde taşımaktaydı ve Almanların İkinci Dünya Savaşı ile ilgili amaçlarından en önemlilerinden bir tanesi Versay anlaşmasının revize edilmesi idi.Sonuçta Almanlar bu savaşta da yenilmelerine rağmen bu sefer ABD, İngiltere ve Fransa savaştan aldıkları tüm insani ve maddi zararları bir kenara atmış ve Keynesʹin vurgu yaptığı noktaları dikkate alarak Almanlar ile daha adil bir barış anlaşması imzalamıştır. Bu doğrultuda Almanyaʹyı Batı ittifakının bir parçası haline getirmişlerdir. Bu durum bilindiği gibi bugüne kadar devam etmiştir.Unutmamak gerekir ki Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğuʹna dayatılan Sevr Anlaşması da oldukça ezici şartlar barındırmaktaydı. Bu açıdan dönemin bazı Osmanlı subayları bu şartları kabul etmemek için savaş sonrası bir mücadele tertip etmiş ve Sevr Anlaşmasıʹnı ciddi anlamda revize ederek Sevrʹe göre çok daha olumlu olan Lozan Anlaşmasıʹnı müttefiklere kabul ettirmiştir.Peki benzer durumu Rusya açısından düşünmek mümkün müdür?Bilindiği gibi Rusya ya da o dönemki adıyla Sovyetler, İkinci Dünya Savaşıʹndan galip ayrılmıştır. Fakat süreç içinde Sovyetler ile Batıʹnın arası açılmış ve Batı için Sovyetler en basit tabiriyle bir düşman haline gelmiştir. Nihayetinde Sovyetler çökmüş ve Sovyet coğrafyası ciddi bir kaosa sürüklenmiştir. Sonuçta Putinʹin 20. yüzyılın en büyük felaketi olarak Sovyetler Birliğiʹnin yıkılması olarak görmesi boşuna değildir. Zira Batı Bloku o dönem Sovyetlerin çöküşünün şokunu yaşayan ve kendine yeni bir yol bulmaya çalışan Rusyaʹya karşı bugünden geriye bakıldığı zaman, çok da adil davranmamış ve Rusyaʹnın gururunu inciten davranışlar içine girmiştir.
RUSYAʹDA BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Süreç, Sovyetlerin çöküşünden sonra Rusyaʹya verilen sözler ve vaatler ile başlamıştır. ABD ve Batı ittifakının Rusyaʹya verdiği sözlerden biri NATOʹnun Avrupaʹnın doğusuna yani eski Varşova Paktı ülkelerine doğru genişlemeyeceği yönünde idi. Fakat bu vaat yazılı bir anlaşmaya dökülmemişti. Sözlü verilen bu vaade rağmen, NATO ilk olarak 1999 yılında Polonya, Çekya ve Macaristan gibi ülkelere doğru genişleyerek, Rusya sınırına yaklaşmaya başladı. NATO ikinci genişlemesini ise 2004 yılında yine Rusya sınırlarına doğru gerçekleştirdi. Bu iki genişleme sürecinden sonra NATO 2008 yılında Rusya ile doğrudan sınırı olan Ukrayna ve Gürcistanʹın NATOʹya üyelik talebine kısa vadede evet demedi fakat uzun vadede üye olacaklarına dair bir perspektif verdi. Bu durum Rusyaʹda bardağı taşıran son damlalardan birisi oldu.
ALMANYAʹNIN RUSYA İLE EMPATİ YAPAN TAVIRLARI
NATOʹnun verdiği bu perspektif 2008 yılında Rusyaʹnın ilk önce Gürcistanʹa askeri müdahalesini getirdi. Daha sonra Rusyaʹnın NATOʹnun kendi sınırının sıfır noktasına yönelik bu genişleme sürecinin dışında ABʹnin 2014 yılında Ukrayna ile özel bir anlaşma imzalamak istemesi Rusyaʹda tekrar ciddi bir tepkiye neden oldu ve Rusyaʹnın Ukraynaʹnın doğusuna fiili müdahalesini doğurup Kırımʹın Rusyaʹya iltihak sürecini beraberinde getirdi. Süreç içinde Birinci Dünya Savaşı sonrası benzer bir süreci yaşamış olan Almanyaʹnın yer yer Rusya ile empati yapan tavırlar gösterdiği de oldu. Örneğin Almanya, Gürcistan ve Ukraynaʹnın NATOʹya alınmasına başından itibaren temkinli yaklaştı. Yine son dönemde ABD başkanlığında Batı ittifakı ve Rusya arasında Ukrayna merkezli yaşanan söz düellosunda da daha temkinli bir dil kullandı. Ayrıca 2014ʹden itibaren Ukrayna üzerinden seyreden Rusya – Batı arasındaki tartışmalarda daha dengeli bir politika izledi.Batılı devletlerin Rusyaʹya karşı Soğuk Savaş sonrası dönemde uyguladıkları, Rusyaʹnın hassasiyetlerini istismar eden ve empati yönü eksik olan bu politikanın tesiri Rusyaʹnın sadece dış politikasında değil, iç politikasında da etkili olmaya başladı. Sovyetlerin çöküşü sonrası marjinal olan Rus etnik milliyetçiliği Rusyaʹyı köşeye sıkıştıran Batı politikasının da etkisiyle yükselmeye başladı. Aynı Birinci Dünya Savaşıʹndan sonra Almanyaʹda yaşandığı gibi.Halbuki Rusya 1990 yıllarda Batıʹyı örnek alarak neo-liberal ekonomik politikalar uygulamıştı. Fakat bunlar Rusyaʹya refah getirmemiş, tam tersine Sovyet döneminin aksine gelir dağılımında dengesizliğe yol açarak toplumun geniş kesimlerini fakirlik sınırının altına itmişti. Ayrıca özelleştirme sürecinde eski kamu şirketlerini ellerine geçiren bazı oligarklar devlet içinde devlet haline gelmişti.Rusyaʹnın ve Putinʹin bugün Ukraynaʹya müdahale tehdidinin arka planını bu siyasal süreci dikkate almadan anlamak çok zordur. Putin, Rusyaʹnın Batıʹya yönelik yaşadığı hayal kırıklığına karşı ilk tepkisini 2007 yılındaki Münih Güvenlik Konferansıʹnda ABDʹyi ve genel olarak Batıʹyı suçlayan bir konuşma ile verdi. Konuşma özünde Batıʹnın 18. 19. ve 20. yüzyılda Rusyaʹya karşı uyguladığı emperyalist politikasını bugün de devam ettiğine dikkat çekiyor ve Rusyaʹnın bu duruma tepkisiz kalmayacağının altını çiziyordu. Ayrıca başta Gürcistan olmak üzere, Kırgızistan ve Ukrayna gibi Rusyaʹnın çemberinde bulunan ülkelerde yaşanan ˮrenkli devrimlerˮ Putinʹi iç politika açısından iktidarının tehlikede olabileceği yönünde bir algıya ittiğini de belirtmek gerekir.
PUTİNʹİN TEDBİRLERİ
Rusya ve aslında artık onun ete kemiğe bürünmüş hali olan Putin bu meydan okumalara karşı iç ve dış politikada bazı yeni politikalar geliştirerek muhtelif tedbirler aldı.İlk olarak iç politikada yükselen milliyetçi dalgayı kontrol altına alıp kendi iktidarını tahkim edebilmek için milliyetçi kesimler ile irtibat ve ittifak kurmaya başladı. Putin ayrıca kendisi de milliyetçi bir söyleme yönelmeye başladı. Nesswissimaya Gasete isimli gazeteye yazdığı bir makalede russkij ve rossisjski kavramları arasındaki farka dikkat çekerek kendisi açısından yeni bir milliyetçilik anlayışı geliştirdi. Russkij Rusçada etnik milliyetçilik, rossisjski ise Rus üst kültürü altında yaşayan insanlar kast etmekteydi. Yüzden fazla etnik gurubun seksen beş federatif parça içinde yaşadığı bir ülkede etnik milliyetçilik yapmanın bedelini çok iyi bilen Putin, Rusyaʹda birçok etnik gurubun bir arada yaşadığına dikkat çekerek bu farklı unsurları bir arada tutan medeniyetin Rus etnik gurubuna dayanan Rus medeniyeti olduğuna vurgu yapıyordu. Fakat Putinʹin milliyetçilikle ilgili görüşlerinin biraz muğlak olduğunu belirtmek gerekir. Örneğin kendisi doğrudan etnik milliyetçiliğe vurgu yapmaktan kaçınmakla birlikte etnik Rusların Rusya Federasyonun tutkalı olarak en önemli ögesini olduğuna işaret eder. Kendisi ˮen büyük milliyetçi benimˮ derken bu soyut ve müphem milliyetçiliği kast etmektedir.
MİLLİYETÇİ POZİSYON
Putinʹin aldığı bu milliyetçi pozisyonun iç politikadaki amacı toplumda yükselen milliyetçi dalgayı kendi iktidarını tahkim için kullandığı açıktır. Bu milliyetçi duruşun dış politikadaki fonksiyonu ise Batılı ülkelere karşı 2008ʹlerden itibaren uygulanan agresif politikanın ideolojisi olmasıdır.Putin Batıʹya karşı ortaya koyduğu ideolojik yeni yapılanmasının yanında, Rusyaʹyı askeri anlamda da yeniden yapılandırma çalışmıştır. Bu bağlamda 2008 yılından itibaren askeri anlamda Rus ordusunu on yıllık bir reform sürecinden geçirerek, Rus askeri gücünü dünyada ABD ve Çinʹin ardından önemli bir noktaya getirmiştir. Bugün Rus ordusu 850 bin askeri, 250 bin paramiliter gücü, 6 bin 255 nükleer başlığı, 4 bin 173 askeri uçağı, 12 bin 420 tankı 605 savaş gemisi, bin 543 askeri helikopteri ve 70 denizaltısı ile dünyanın en güçlü ordularındandır.Ukraynaʹyı tehdit eden, Batıʹya karşı meydan okuyan Putin, milliyetçilik gibi bir ideolojiye ve tasvir edilen askeri gücüne güvenerek pozisyonunu savunmaktadır. Rusyaʹnın bu askeri tehdidi karşısında Batı ittifakı karşı tedbir olarak ambargolardan bahsetmektedir, ama kendi içindeki anlaşmazlıklardan ve Pasifikʹte Tayvan konusunda teyakkuz halinde bulunan Çinʹden dolayı an itibari ile somut bir politika geliştirmiş durumda değildir. Rusyaʹnın olası bir askeri müdahalesine ABDʹnin başını çektiği Batı ittifakının askeri bir karşılık vermesi söz konusu bile değildir. Batılı devlet adamları Ukraynaʹnın NATO üyesi olmaması hasebiyle NATOʹnun olası bir müdahalede askeri bir karşılık vermeyeceğini açıkça beyan etmişlerdir.Diğer taraftan Rusya hâlihazırdaki askeri ve ideolojik gücüne rağmen ekonomik boyutu eksik bir ülke konumundadır. Devlet bütçesinin gelirlerinin yüzde 60ʹdan fazlası doğal kaynakların satışından elde edilmektedir. Askeri teknolojideki üstünlüğüne rağmen, bu teknolojiyi ekonomik bir ürüne dönüştürecek bir özel sektörü yoktur. Fakat ekonomik ayağının eksikliğine rağmen, askeri anlamda Rusyaʹnın, özellikle Avrasya bölgesinde önemli bir güç olmaya devam edeceği açıktır. Başka bir ifadeyle Rusya, Batı için ne bünyesine dahil edebileceği ne de mağlup edebileceği bir ülke konumundadır. Bu mücadele gelecekte Çinʹin beklenen yükselişi ile çok daha ilginç bir hal alabilir, fakat bu konu ayrı bir yazının konusu olacak kadar derinlikli bir konudur.
#
30 Oca 2022 - 16:35 - Dünya Yazdır
Twitle Paylaş
GİRİŞ YAP
göndermek için kutuyu işaretleyin
Yorumunuz yarım kaldı, devam etmek için üstteki yoruma, silmek için buraya tıklayın
Kırmızı alanları dolduralım
Kırmızı alanlar eksik veya hatalı girildi. Lütfen bu alanları düzeltip tekrar gönderelim
Yorumunuz gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorumunuz için teşekkürler, en kısa sürede gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorum yazarak Son Nokta Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Nokta Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Son Nokta Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Nokta Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Son Nokta Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Nokta Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Son Nokta Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Nokta Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Sosyal Sayfalar
BEĞEN 32 B
TAKİP ET 110
TAKİP ET
Avusturya’da Noel’den önce 400 Euro’ya kadar yardımlar geliyor
Bakteri son bir haftada 6 çocuğu öldürdü
Sudan fırlayan timsah küçük bebeği yuttu
Akıllı telefonu olanlara müjde! Artık tarihe karışacak..
Göz kapaklarını 10 yıldır bir kere kırpmadı
Almanya’da korona aşısı yerine tuzlu su enjekte etti
GALERİ
İngiltere'de pahalılığı protesto eden aktivistler, Van Gogh'un ünlü eserine domates çorbası döktü
Siparişleri Roller Coaster’la Yollayan Restoran
Viyana’da AZERİ-DER’den Adalet protestosu
Hilye-i Şerif ve Tesbih Müzesi
Eski adıyla Siyavuşpaşa Medresesi Yeni adıyla Hilye-i Şerif ve Tesbih Müzesi
Sitemizde online
Reklam seçeneklerimizi inceleyin
Sitemizdeki dış bağlantılar referans amaçlıdır, dış bağlantıların içeriklerinden
kuruluşumuz
sorumlu değildir
Kuruluş Hakkında
Künye Bilgileri
Yayın İlkeleri
Haber İhbar
Reklam Ver
İletişim
Foto Galeri
Video Galeri
Yazarlar
Anketler
Arşiv
Konular
Röportaj
Avusturya
Gündem
Ekonomi
Siyaset
Spor
Dünya
Yaşam
Magazin
Asayiş
Teknoloji
Kültür & Sanat
Eğitim
Servisler
Sinemalar
Mekanlar
Hava Durumu
Seri İlanlar
Eczaneler
Lig Fikstürü
Namaz Vakti
Gazete Manşetleri
Vefatlar
©Copyright 2022 Son Nokta Gazetesi Tüm Hakları Saklıdır - Veri PolitikasıKullanım Şartları +43 (660) 834 60 05
daktilo haber yazılımı - v1.9
GİRİŞ YAP
göndermek için kutuyu işaretleyin
Yorumunuz yarım kaldı, devam etmek için üstteki yoruma, silmek için buraya tıklayın
Kırmızı alanları dolduralım
Kırmızı alanlar eksik veya hatalı girildi. Lütfen bu alanları düzeltip tekrar gönderelim
Yorumunuz gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorumunuz için teşekkürler, en kısa sürede gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorum yazarak Son Nokta Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Nokta Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Son Nokta Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Nokta Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Son Nokta Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Nokta Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Son Nokta Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Nokta Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
A A 9
Anasayfa
Yazarlar
Röportaj
Avusturya
Gündem
Ekonomi
Siyaset
Spor
Dünya
Yaşam
Sağlık
Magazin
Asayiş
Teknoloji
Kültür & Sanat
Eğitim
Şehir Rehberi
Sinemalar
Şehir Rehberi
Hava Durumu
Eczaneler
Lig Fikstürü
Namaz Vakti
Gazete Manşetleri
Vefatlar
Trafik Durumu
Kurumsal
Seri İlanlar
Kuruluş Hakkında
Künye Bilgileri
Yayın İlkeleri
Topluluk Kuralları
Haber İhbar
Adres ve İletişim
Banka Hesapları
Reklam Seçenekleri
Abonelik
Veri Politikası
Kullanım Şartları
GİRİŞ YAP KAYIT OL
Foto Galeri
Video Galeri
Anketler
Arşiv
Haber İhbar
Hakkında
İletişim
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. |
11,110,322 | Orman Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılında önce orman muhafaza memurlarına daha sonra Orman Genel Müdürlüğü teknik personeline uygulamakta olduğu rotasyon adı altındaki hukuksuz uygulama can almaya devam ediyor.
İstekleri dışında rotasyon adı altında sürgün edilen, emekçiler yaşam alanlarının değişmesi, aile düzenlerinin bozulması ve ekonomik sıkıntıları nedeniyle çok zor günler geçirmektedir. Rotasyon uygulaması 176 yıllık geçmişi olan Orman Genel Müdürlüğü’nün tarihine kara leke olarak düşmüştür. Bu uygulama sonucu ormancılık faaliyetleri durma noktasına geldiği gibi en acı bedelini de yıllarca bu kurumun bütün faaliyetlerini yüklenerek, bu günlere taşıyan emekçiler ödemektedir. 2013 8.ayından bu güne kadar nedeni rotasyon olan bu uygulama sonucu dokuz (9) orman muhafaza memuru yaşamını yitirmiştir. Ölenlerin yaş ortalamaları ise 39-51 yaş arasıdır. Yaşamını yitiren emekçilerin altısı kalp krizi, biri beyin kanaması, ikisi ise intihar sonucu meydana gelmiştir. Yani bu ölümler, asla kader değildir. Ne yazık ki son kurban, Sendikamız TARIM ORMAN-İŞ’in Bartın İl Temsilciliğini yürütmekte olan Orman Muhafaza Memuru Hasan ÇAYLI olmuştur.
Orman Muhafaza Memuru Hasan ÇAYLI
uzun yıllar görev yaptığı Kdz. Ereğli Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Alaplı Orman İşletme Şefliği’nden iki yıl önce isteği dışında Bartın Orman İşletme Müdürlüğü emrine tayin edilmiştir. Ailesi ise çocuklarının eğitim durumu nedeniyle eski görev yeri olan Alaplı’da kalmıştır. Göreve başlamasından bir hafta sonra geçici görevle bir başka şefliğe gönderilmiş, ardından üç ay geçici süreyle Zonguldak merkeze, yine bu görevinin bitimine müteakip bir başka şefliğe geçici görevle gönderilmiş, dönemin Bölge Müdürü Hakkı DEMİREL tarafından kendisine mobbing uygulanmıştır. Yaşadığı bu sıkıntılı günler, beraberinde ekonomik sıkıntıları ve ardından aile içinde de huzursuzluklara neden olan süreç başlamıştır. Ne yazık ki Hasan ÇAYLI içinde bulunduğu bu sıkıntılı günlerden kurtulabilmek için Orman Genel Müdürlüğü’nün mazeret tayin talebi uygulaması gereği başvuruda bulunmuş, 14 ağustosta açıklanan mazeret tayinlerinde talebinin kabul edilmemesi Hasan ÇAYLI’yı bir kez daha yıkıma uğratmıştır. 18 ağustos sabahı içine düştüğü bunalımdan çıkışının tek yolunun intihar olduğunu düşünen arkadaşımız yaşamına son vermiştir.
Buradan başta Orman Bakanı Veysel EROĞLU’na, Orman Genel Müdürü İsmail ÜZMEZ’e, (hala kendisini TOÇ BİR-SEN Genel Merkez Yöneticisi zanneden) Personel Daire Başkanı Hayri ÜNAL’ı bir kez olsun vicdanlarının sesini dinlemeye davet ediyoruz. Bu ölümlerdeki paylarını bizler çok iyi biliyoruz. Belki bu ülkenin yargı sistemi onları yargılamayacak ve hesap sormayacak. Ama unutmasınlar ki bu Kuruma yıllarını veren namuslu orman emekçileri onlardan bu yaptıklarının bedelini ağır bir şekilde ödetecektir!
Son kez başta orman muhafaza memurları olmak üzere tüm orman çalışanlarını, bu hukuksuz uygulamalar karşısında SUSMAMAYA davet ediyoruz! Unutulmasın ki mücadele edenler, her zaman kazanamayabilir ama; kazananlar hep mücadele edenlerdir. Bu hukuksuz ve insanlık dışı uygulamalara karşı verilecek mücadele aynı zamanda çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek ve onurlu bir yaşam mücadelesi olacaktır.
Yaşamını yitiren meslektaşımız ve kardeşimiz Hasan ÇAYLI’ya Tanrı’dan rahmet, ailesine ve tüm emekçi dostlarına başsağlığı diliyoruz.
TARIM ORMAN-İŞ GMYK. ADINA Şükrü DURMUŞ
Genel Başkan
Haber Arşivi >>>
Bu haberi paylaşın...
KATEGORİLER
Hakkımızda
Haber Arşivi
Duyuru Arşivi
Başkanımızdan
Üyelik İşlemleri
Basında Biz
Konfederasyonumuz
Yayınlarımız
Haber Arşivi
Duyuru Arşivi
3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ
03.Ara.2022
TERÖRÜ LANETLİYORUZ !
13.Kas.2022
CUMHURİYET GAZETESİNDE YAYIMLANAN HABERİMİZ
12.Kas.2022
ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN
24.Kas.2022
18.11.2022 FACEBOOK HESABIMIZDAN CANLI YAYIN YAPILACAKTIR
18.Kas.2022
DEVLET MEMURLARI ÜVEY EVLAT MI?
14.Ekm.2022
Hızlı Erişim
TARIM ORMAN-İŞ
Ülkemiz tarihi bir süreçten geçmektedir, Sosyal Güvenlik Sisteminin Çöktüğü, adalet sistemine yönelik ağır saldırıların yaşandığı, emekçilerin açlık sınırında yaşamak zorunda kaldığı, sendikal hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığı, işsizliğin katlanarak arttığı... |
11,110,323 | Online profesyonel temsilcilerimiz dünyanın en büyük bazı markalarıyla çalışmıştır. 9Ekim Gümrük Müşavirliği firması 1989 yılında şahıs firması olarak kurulmuştur. 1993 yılında Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Müsteşarlığı'na bağlı resmi ve lisanslı Gümrük Müşavirlik Limited Şirketi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Araç Listesi
Hizmetlerimiz
Sıkça Sorulan Sorular
Blog
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Vergisiz Araç Nedir?
Satılanlar
+90 444 12 37
[email protected]
Ataköy 7-8-9-10. Kısım Mah. Bedri Rahmi Eyüboğlu Cad, Selenium Residence B Blok D:121, 34156 Bakırköy/İstanbul |
11,110,324 | Londra Bilim Müzesi, 6 milyon sterline mal olan yeni bölümü "Merak Laboratuvarı"nı (Wonderlab) hizmete açtı. İngiltere'nin en büyük etkileşimli bilim galerisi niteliğindeki Wonderlab bünyesinde çocukların merak duygusunu harekete geçirerek bilime ilgi duymalarını sağlamaya dönük 50'den fazla uygulama ve oyun bulunuyor. Galeri ses, ışık, kuvvet, elektrik, madde, uzay ve matematik konularına ayrılmış 7 alt bölümden oluşuyor. |
11,110,325 | Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
beylikdüzü escort
ÜlkücüMilliyetçiTürkçüTürkeşÜlkü OcaklarıdövizakpchpmhpAhmet b.karabacakhasan külünk
Profil
İçerik Yönetimi
İçerik Ekle
Yazar Sayfam
Çıkış Yap
Ülkücü Milliyetçi Türkçü Türkeş Ülkü Ocakları döviz akp chp mhp Ahmet b.karabacak hasan külünk
DOLAR
18,6381
EURO
19,5735
ALTIN
1.062,81
BIST
5.029,25
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
13°C
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
14°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Çok Bulutlu
18°C
Anasayfa
Güncel
Siyaset
Dünya
Ekonomi
Spor
MHP
Kültür-Sanat
Türk Dünyası
Ülkücü Hareket
Giriş Yap / Üye Ol
SON DAKİKA
OSMANLI HANEDANI
Türkçülük ve Turancılık
YAKUB ALPEREN KAYSİ DÜNYA ŞAMPİYONU OLDU
İtham Etmek Yerine Kendinize Bakın
Black Friday: Kara Cuma’dan Efsâne Cuma’ya…
TÜMÜNÜ GÖSTER →
MİLLET VE DEVLETİN VARLIK SEBEBİ, MİLLİYETÇİLERDİR…
Anasayfa » Manşet » MİLLET VE DEVLETİN VARLIK SEBEBİ, MİLLİYETÇİLERDİR…
Devlet, milletin en büyük siyasi teşkilatıdır.
Manşet Safter TANIK
11.03.2016
0
0
A+
A-
ABONE OL
Safter TANIK
Sosyolojik açıdan millet; insanın bedevi bir toplumdan, medeni bir topluma geçişinin son toplumsal şeklidir. Yani millet; medeniyet ile “komün-klan-aşiret-feodal-ümmet” şeklinde bir gelişim ve değişim gösteren toplumun, daha üst seviyedeki bir halini ifade eder.
Kavim, Ümmet ve Millet
Kavim sözcüğü; her ne kadar soy anlamında kullanılsa da, daha ziyade ortak bir dil ve geleneğe sahip “Türk kavmi, Arap Kavmi, Alman Kavmi” gibi bir toplumu ifade eder. Bazen “Ural-Altay topluluğu” gibi aynı dil grubu içinde yer alan toplumları ifade etmek için de kullanılır.
Ümmet sözcüğü; evrensel bir dine mensup fertlerden “Muhammet ümmeti, İsa ümmeti, Musa ümmeti gibi” oluşan bir topluluğu ifade eder. Bunun dışında; İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik gibi, İbrahimî dinlere mensup toplumları ifade etmek için de kullanılır.
Millet sözcüğü ise; coğrafi, ırki, siyasi, idari bir topluluğu değil; dili ortak olan, aynı eğitimi almış, bir kültürel birliği ifade eder.
Millet; sözlük olarak, “ümmet” demek ise de, bizde; daha ziyade, sosyolojik anlamda kullanılan bir kavramdır. Bazıları; bir anlam karışıklığına meydan vermemek veya farklı bir millet tanımı nedeni ile de “ulus” sözcüğünü kullanıyor.
Sosyal-Kültürel Yapı Farklılığı
Kavim toplumu; komün-klan-aşiret-boya dayalı veya bir boyun öne çıktığı, kavmi din ve törenin her şeyin başında geldiği, üretim ve üretim ilişkilerinin en basit ve dar seviyede kaldığı, seçkinler ile halktan oluşan, kapalı ya da yarı açık özellikteki bir toplumdur.
Ümmet toplumu; imparatorluk devletinin sosyal-kültürel yapısı olup, kavmi toplumun daha gelişmiş bir halidir.
Bünyesinde birçok kavim ile din ve mezhep grubunu barındıran, din kültürünün öne çıktığı, din kültürü potasında kavimlerin kimliğini eriten, din kültürü ve gelişmişlik düzeyine göre sosyal yapının feodal-cemaat-tarikat vb şekilde şekillendiği, muhafazakâr bir görünüm arz eden bir sosyal-kültürel özelliğe sahiptir.
Millet toplumu; toplumların gelişim ve değişiminin son şekli olup, ortak dil ve kültürün öne çıktığı, işçi-memur-köylü-sermaye-esnaf-serbest meslek sahibi-aydın-üniversite gençliğinin örgütlü olduğu, kurumsal kimliğe sahip sendika-oda-birlik-dernek gibi kurumların bulunduğu, milletlerarası ilişkiye açık, millet bilincinin yanı sıra sınıf bilinci olan bir toplumdur.
Batı’daki dinci, liberal, sosyalist ve komünist partilerin milli olmaları bu nedene dayanır. Zira varlık sebebi; farklı bir şey olsa da, öncelik arz eden şey millettir.
Medeniyet, Toplum ve Devlet
Medeniyet; bir toplumun maddi ve manevi birikimini ifade ettiği gibi, daha geniş anlamda uluslararası alandaki gelişmişlik durumunu ifade eder. Haliyle bu anlamdaki medeniyet; milletlerin ortak ürünüdür, milletlerin rekabetine dayanır.
Devlet ise; kendisine ait teşkilatı, toprağı, nüfusu olan bir varlıktır.
Medeniyet; toplumsal değişimi getirirken, toplumsal değişim de devleti yeniden yapılandırır. Bu nedenle devlet; tarihi toplumsal gelişim ve değişime paralel olarak etnik, imparatorluk ve milli olmak üzere üç farklı bir genel değişimi gösterir.
Devlet, Egemenlik ve Egemenliğin Meşruiyet Kaynağı
Kavim devletinde; Yunan site devletleri dışında, devlet; gücü elinde tutan, iktidar yani siyasi otorite ile eş anlamlıdır.
Hükümdarın; ülkeyi uzun süre yönetmiş bir soydan gelmesi ya da bir kutsiyeti olması gerekir. Haliyle siyasi otoritenin meşruiyet kaynağı bir soya mensup olma ya da ilahidir.
Hükümdarın bir kutsiyeti olduğundan da devlet, ilahi bir kurum ve ilahi bir iradenin bir ürünüdür.
İmparatorluk devletinde, devlet; bir hanedan ile sosyal-kültürel yapıya göre şekillenen bir teşkilatı ifade eder.
Hanedan; devleti kuran, ele geçiren bir kişi ile O’nun soyundan gelenlerdir.
Siyasi otoritenin meşruiyet kaynağı, Hıristiyan dünyasında; Tanrı krallığının yeryüzündeki temsilcisi olan Papa’nın onayı, İslam dünyasında ise; örf, hükümdarın devleti dini esaslara uygun olarak yönetmesi ya da hilafet veya imamettir.
Milli Devlet
Devlet, milletin en büyük siyasi teşkilatıdır.
Devlet; milletin hukuki ve siyasi açıdan teşkilatlanması sonucu doğan, tüzel kişiliğe ve egemenliğe sahip bir varlıktır.
Devlet, soyut bir kavramdır. Bunu somutlaştıran ise cumhurbaşkanı, başbakan, TBMM, yasama-yürütme-yargı erkleri, asker, polis, bayrak, milli marş, dil, başkent vb. kurumlar ile varlığının kanıtları olan unsurlardır. Hükümet de devletin en büyük icra organıdır.
Devlet ile hükümet vb unsurlar, farklı alan ve anlamları olan kavramlardır. Bunun için hükümete, ona, buna kızıp “kahrolsun devlet veya katil devlet” diyenler; ya “kendi ayağına kurşun sıktığının” farkında değildir, ya da haindir.
Millet ile devlet arasında sıkı bir bağ vardır.
Devletlerin sınırları ortadan kalkmadan; milletin ötesine giden bir toplumsal yapının oluşturulması mümkün değildir. Bu nedenle Anarşistlerin; millet ve devlet reddi, Marksistlerin; proleter milleti, küresel liberallerin; dünya milleti düşüncesi bir ütopyadan öteye gidemez.
Milletsiz bir devlet düşünülemez.
Milli devlet; “Millet” denilen bir sosyal-kültürel yapıyı içerir. Nüfusun az veya çok olması ise önemli değildir.
Bir milletin zaman içinde çeşitli sebeplerle etkin olmaktan çıkması veya varlığını kaybetmesi; ortaya çıkan boşluğun başka bir millet tarafından doldurulmasına, bu da; yeni bir devletin doğuşuna yol açar.
Bir ülkede; iki veya daha çok sayıda millettin varlığından söz etmek, ateşle oynamaktır.
Devletin; kurucu unsurunun, tek olması esastır. Zira kurucu unsuru birden fazla olan devletler, her an yeni bir devleti doğurmaya adaydır.
Yugoslavya’nın dağılması; “Sırplar-Hırvatlar-Slovenler gibi” üç kurucu unsura, Belçika’daki bölünme riski de “Flamanlar ve Valonlar gibi” iki kurucu unsura dayanması ile ilgilidir.
Kurucu unsuru tek olsa bile; “iki veya daha çok sayıda millettin var olduğunu” söylemek, iki veya daha çok sayıda devletin varlığını kabul etmek gibi bir şeydir.
Hâkimiyet; devletin varlığının olmazsa, olmazıdır. Haliyle devletin hâkim olmadığı bir yerde devlet yoktur, kaos ve anarşi vardır.
Halk; düzenli ve istikrarlı bir teşkilat kurmadığı, teşkilat da; sınırları belirli bir coğrafyada yer alan nüfusu bağımsız olarak idare etmeye başlamadığı müddetçe devletin varlığından söz edilemez. Bu, devlet otoritesinin geçersiz olduğu bir alan ve nüfus için de geçerlidir.
Egemenliğin meşruiyet kaynağı millettir.
Devletin egemenliği ile devlet adına bu yetkiyi kullanan iktidarın meşruiyet kaynağı millettir.
Üniter Devlet; tek milleti pekiştiren, ülke bütünlüğünden asla taviz vermeyen, federal devlet ise; ayrışmayı tetikleyen, alt kimlikleri üst kimliğe dönüştüren, bölünmeyi kolaylaştıran bir teşkilat yapısına sahiptir.
Örneğin; İspanya’da, bölgesel yönetime gidilmesi; Bask, Katalan, Galiza vb alt kimlikleri üst kimliğe dönüştürürken, ülkeyi de bölünme noktasına getirdi.
Federal devlet yapısındaki Almanya ve ABD’nin birliğini korumasının nedeni nedir?
Almanya’da; kurucu unsur, tektir. ABD ise; vatandaşlık temeline dayalı bir millet tanımı var ise de, kurucu unsur; Beyaz-Anglosakson-Protestan’dır. Ayrıca ABD’nin süper devlet gibi bir özelliği vardır.
Devletlerarası ilişkilerde, güçlü olan haklıdır.
Bugün; dünyada, devletlerin genel olarak hâkimiyet ve uluslararası ilişkiler açısından, eşit haklara sahip olduğu kabul edilir. Tabii ki bu, kâğıt üzerinde geçerli bir durum; uygulamada ise bunun devletlerin gücü ile sınırlı olduğu, A.B.D. İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in de imtiyazlı konumunu sürdürdüğünü görüyoruz.
Her devletin ve milletin bir adı vardır.
Her devlet ve millet; bir ad ile tanınır, anılır; adsız bir devlet ve millet olamaz.
“Türkiyeli, Türkiye Milleti” gibi kavramlar; tarihi derinliği olmayan, sosyo-psikolojik gerçeklere aykırı, tutmayacak, aksine alt kimlikleri öne çıkaracak yapay kavramlardır.
Bugün; milletin ismini değiştirmek isteyenler, yarın devletin ismini değiştirmeye yeltenirse buna şaşmamak lazım. Ne de olsa; Türkiye, “Türklerin vatanı” demek olan bir soyu çağrıştırıyor.
Bir milletin adı; birileri “böyle olsun” dedi, diye olmaz.
Bir milletin adı; tarihi, ekonomik-sosyal-kültürel-siyasi olaylar sonucu ortaya çıkar, toplumun aidiyet ve kabulü ile bir değer arz eder. Bunun için tarihi derinliği olmayan, sosyo-psikolojik gerçeklere aykırı, yapay bir ad kabul görmez.
Örneğin, Osmanlı’da; vatandaşlık temeline dayalı “Osmanlı Milleti” tanımının tutmaması, aksine Bulgar-Rum-Romen-Sırp-Arap-Arnavut vb. alt kimlikleri öne çıkarması, haliyle başka bir millet tanımı arayışı içine girilmesi bu nedenler ile ilgilidir.
Milletin farklı tanımı, birleştirici faktör ile ilgilidir.
Milletin; dil, din, mezhep, kültür-soy-coğrafya-vatandaşlık-iktisadi hayat vb. temele dayalı birçok tanımı var.
Almanya’da; soya, Fransa ve Çin’de; kültüre, A.B.D.’de; vatandaşlığa, Avusturya’da; mezhebe, İspanya-Belçika ve İsviçre’de; coğrafyaya, Slav ve Arap ülkeleri ile Romanya’da; dile, İran’da; din ve mezhebe, eski SSCB’nde de dil-coğrafya-iktisadi hayata dayalı bir millet tanımı yapılmış. Bu da; ortak değer, yani birleştirici faktör ile ilgilidir.
Millet çoğunluğa dayanır ve tüm toplumu kucaklar.
Hiçbir toplum, homojen değildir. Bir toplumun tümünün ortak bir kabulü olması, sosyolojik açıdan da imkânsızdır. Bunun için çoğunluk ve azınlık kavramı vardır. Önemli olan ise çoğunluğun bir ortak kabulü olmasıdır.
Haliyle millet çoğunluğa dayanır, onun adını alır, tanınır ve anılır. Bununla birlikte milletin azınlığa saygılı olması, toplumun tamamını kucaklaması da esastır.
Millet, inkârı olmayan ve olmayacak bir gerçektir.
Marks ve Engels’e göre; millet, “toplumun; feodal yapıdan kapitalist yapıya geçişte, burjuvazinin çıkarlarını korumak için ortaya koyduğu bir sosyal yapıdır”.
Buna rağmen, Stalin; coğrafya-Slav dili-iktisadi hayat, Mao ve Enver Hoca’da; kültür temeline dayalı bir milleti inşa etti. Öyle ki Enver Hoca; “Arnavut’un dini, Arnavut olmaktır” diyerek, bunu soya kadar götürdü.
DEVAM EDECEK
Escort Kayseri Escort Ardahan Escort Balıkesir Escort Nevşehir Escort Muş Escort Tunceli Escort Niğde Escort Şırnak Escort Giresun Escort Çanakkale Escort Manisa Escort Afyonkarahisar Escort Tekirdağ Escort Kars Escort Ankara Escort Polatlı Escort Mamak Escort Çankaya Escort Haymana Escort Sincan Escort Keçiören Escort Pursaklar Escort Etimesgut Escort Aydın Escort Kırklareli Escort Trabzon Escort Ordu Escort Konya Escort Siirt Escort Kahramanmaraş Escort Artvin Escort Kilis Escort Yalova Escort Batman Escort Van Escort Eskişehir Escort Antalya Escort Muratpaşa Escort Kemer Escort Kaş Escort Alanya Escort Konyaaltı Escort Manavgat Escort Kumluca Escort Tokat Escort Bayburt Escort İstanbul Escort Sancaktepe Escort Bağcılar Escort Kayaşehir Escort Mecidiyeköy Escort Fulya Escort Beşiktaş Escort Zeytinburnu Escort Kartal Escort Tuzla Escort Küçükçekmece Escort Üsküdar Escort Merter Escort Güngören Escort Sarıyer Escort Bayrampaşa Escort Çatalca Escort Esenler Escort Bakırköy Escort Kadıköy Escort Maltepe Escort Şerifali Escort Çekmeköy Escort Kağıthane Escort Beylikdüzü Escort Başakşehir Escort Kurtköy Escort Beykoz Escort Ataşehir Escort Sultanbeyli Escort Esenyurt Escort Fatih Escort Eyüpsultan Escort Avcılar Escort Büyükçekmece Escort Beyoğlu Escort Nişantaşı Escort Pendik Escort Bahçelievler Escort Ümraniye Escort Şişli Escort Kocaeli Escort İzmit Escort Gebze Escort Karaman Escort Ağrı Escort Rize Escort Adana Escort Seyhan Escort Çukurova Escort Amasya Escort Erzincan Escort Kastamonu Escort Malatya Escort Yozgat Escort Mersin Escort Anamur Escort Yenişehir Escort Akdeniz Escort Erdemli Escort Mezitli Escort Silifke Escort Edirne Escort Çorum Escort Gaziantep Escort Şehitkamil Escort Şahinbey Escort Nizip Escort Isparta Escort Karabük Escort Düzce Escort Gümüşhane Escort Kırıkkale Escort Bartın Escort Burdur Escort Uşak Escort Adıyaman Escort Muğla Escort Dalaman Escort Marmaris Escort Milas Escort Datça Escort Fethiye Escort Bodrum Escort Samsun Escort İlkadım Escort Atakum Escort Aksaray Escort Bilecik Escort Şanlıurfa Escort Zonguldak Escort Osmaniye Escort Sakarya Escort Bingöl Escort Kütahya Escort Elazığ Escort Bursa Escort İzmir Escort Konak Escort Çeşme Escort Gaziemir Escort Buca Escort Bayraklı Escort Karşıyaka Escort Urla Escort Balçova Escort Bornova Escort Bergama Escort Çiğli Escort Bolu Escort Bitlis Escort Diyarbakır Escort Sivas Escort Iğdır Escort Denizli Escort Sinop Escort Erzurum Escort Kırşehir Escort Çankırı Escort Mardin Escort Hatay Escort Hakkari
Yorumlar
[ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.
Benzer Konular
GIDA YÖNETİMİ -2-
GIDA YÖNETİMİ -2- Safter TANIK “Serbest ekonominin hâkim olduğu, ülkelerin birbirine bağımlı hale geldiği bir dünyada; gıda fiyatlarındaki artışı, sadece iç nedenler ile açıklamak mümkün değildir. Zira bu hem iç, hem de dış nedenlere dayanır. En az etkilenecek ülke ise; plan-program-kontrole dayalı ekonomiyi uygulayan, bağımlılığı da en az olan ülkedir....
31.07.2022
0
GIDA YÖNETİMİ
GIDA YÖNETİMİ Safter TANIK “Gıdayı kontrol eden, topluma hükmeder. Temel gıda ürünleri; küresel güçlerin, para ve enerjiden sonra en çok başvurduğu siyasi bir operasyon aracıdır. Gıdada; yeterli olmayan bir ülke, tam bağımsız olamaz. Siyasi iktidar da varlığını uzun süre sürdüremez. Zira böyle bir ülke gıda operasyonuna açıktır, toplumu provoke etmek-yönlendirmek...
06.07.2022
0
BUHRAN DÖNEMİ
SAFTER TANIK “ Bugün; dünyada, eski düzenin son bulduğu, yeni dünya düzeni ve ideolojisini belirleyecek olan bir küresel egemenlik-paylaşım savaşı yaşanıyor. Yeni bir dünya düzeni ve ideolojisi olmadan da dördüncü sanayi dönemine geçilmesi mümkün görülmüyor. Dolayısıyla dünya; 1973-1987 dönemindeki benzeri olayların yaşandığı, ilaveten salgın hastalık-kıtlık-kitlesel göçlerin yaşanacağı, düzensizliğin düzeni belirleyeceği...
17.05.2022
0
NİSAN’DA YAĞAN KAR
Gazi KARABULUT Alpaslan Türkeş bir ülküdür. Türk’ün tarihi misyonunu hatırlatan, yeniden diriliş davasına mimarlık yapan, ümitsizliği ümit haline getiren ebediyen yaşanacak bir ülkü. O, Allah’ın Türk milletine bir ihsanıdır. Çünkü onunla hatırladı Türk milleti asl-i cevherini, onunla dirilişe geçti birlik ruhu… O yaktı “esir Türklere hürriyet” ateşini ve tutuşturdu Turan...
03.04.2022
0
OSMANLI, NEDEN GERİ KALDI?
OSMANLI, NEDEN GERİ KALDI? -9- Safter TANIK “Yeni ticaret yollarının keşfiyle ortaya çıkan küresel ticaret ve rekabetin önemini kavrayamadı, mevcut ekonomik sistemini sürdürmekte ısrarcı oldu, ekonomide yeniden bir yapılanmaya gidemedi. Osmanlı ekonomik sistemi; Batı’nın Merkantilizmine oranla daha serbest bir özelliktedir. Bu; Osmanlı’nın yumuşak karnı oldu, askeri üstünlüğünü kaybetmesiyle Batı’nın suistimalini...
20.01.2022
0
OSMANLI, NEDEN GERİ KALDI?
Safter TANIK OSMANLI, NEDEN GERİ KALDI? -8- “Yeni ticaret yollarının keşfiyle ticari gelirin düşüşü ve kaybedilen savaşlar, bütçe açığını doğurdu. Bütçe açığını; tarımdaki vergi artışı ve toprağa dayalı iç borçlanmayla kapaması, hem toprak yönetimini bozdu, hem de tarımda krizi getirdi. Osmanlı’da; Para Vakıflarının sermaye ve finans alanında bir rolü varsa... |
11,110,326 | Toplantıda seks Ve sonunda yengem benim oldu Karımı Komşuma Siktiriyorum Pazarda Teyzeme Sürttüm Evde Birlikte Olduk Aile içi grup seks deneyimi 2 kuzenimle grup seks yaptık Sex Hikayesi Okuyup Seviştik Yengemin muhteşem vücudu Baldızım karım oldu Yengem Önce Azdırdı, Sonra Siktirdi! |
11,110,327 | Bir kadının hamileliğinin 12. haftasına kadar kendi kendine uygulayabileceği en güvenilir ve emniyetli kürtaj, 2 ilacın kullanımıyla mümkündür. Bu ilaçlardan birincisi Mifepristone ikincisi de Misoprostol’dur (kürtaj hapı).
Eğer emniyetli kürtaj olanaklarının sağlanmadığı bir ülkede bir ülkede yaşıyorsanız ve Mifepristone veya Misoprostol ile tıbbi kürtaj gerçekleştirmek istiyorsanız Women on Web (www.womenonweb.org) sayfasını ziyaret edin.
Kaç haftalık hamile olduğunuzu bilmeniz çok önemlidir. Eğer ultrasona giremiyorsanız, gebelik sürenizi hesaplamak için son adet döneminizin ilk gününden itibaren sayabilirsiniz.
Eğer güvenli kürtaj koşullarını erişiminiz yoksa veya güvenli kürtaj hizmetinin varolduğu herhangi bir ülkeye seyahat edemiyorsanız:
1.Mifepriston ve Misoprostol kullanarak medikal kürtaj olmak için Women on Web
servisinin yardımını isteyebilirsiniz: https://www.womenonweb.org/tr/i-need-an-abortion
Women on Web çevrimiçi bir medikal kürtaj havale sistemidir ve başvurunuzu lisanslı bir doktora aktarır. Doktor, size ancak aşağıdaki koşullarda yardım edebilir:
Eğer, güvenli kürtaj hizmetlerine erişimin kısıtlandığı bir ülkede yaşıyorsanız
Eğer, 9 haftadan daha az süredir hamileyseniz
Şiddetli herhangi bir hastalığınız yoksa
Başvurunuzu yapmadan önce, bir gebelik testi yapmanız, veya mümkünse, ultrasona girmeniz önemlidir. Başvuru, 25 sorudan oluşmaktadır. Başvurunun sonunda, bilgilerinizi doktora aktarmak için izniniz istenecektir. Bu bilgiler, gizli tutulmaktadır. Eğer herhangi bir kontraendeksiyon yoksa, medikal kürtaj hapları ev adresinize yollanacaktır. Paketin ulaşması 1 ila 3 haftayı bulabilmektedir. Gerekli bilgilere sahip olduğunuz ve komplikasyonların oluşması durumunda bir hastaneye erişiminiz olduğu takdirde, medikal kürtaj evinizde güvenli bir şekilde yapılabilir.
Websitesinin devamlılığını sağlamak ve diğer kadınlara yardım etmeye devam ettiğinden emin olmak için, sizden 90 Euro’luk minimum bir bağış talep edilecektir. Bağışınızı kredi kartı veya banka havalesiyle gerçekleştirebilirsiniz. Herkes, yardıma ihtiyacı olmaksızın da, her zaman Women on Web’e bağışta bulunabilir.
2- 12 haftaya kadar, yalnızca Misoprostol kullanarak da medikal kürtaj olabilirsiniz.
Yerel bir eczaneden veya güvenilir bir kaynaktan, 12 tablet Misoprostol bulmayı deneyiniz. Misoprostol’ün farklı marka isimleri vardır, ülkenizde mevcut olan marka ismini bulmak için lütfen aşağıdaki linke başvurunuz: http://www.womenonwaves.org/en/map/country.
Aşağıdaki durumlardan herhangi biri söz konusuysa ilaçları kullanmamalısınız:
gebeliğinizi sonlandırmanız için birileri sizi zorluyorsa
gebeliğinizi sonlandırmak istediğinizden emin değilseniz
Misoprostol’e ya da prostaglandinlere alarjiniz varsa
Belirtilen hastalıklardan herhangi birine sahipeseniz: Kronik adrenal yetmezliği, şiddetli böbrek yetmezliği, Hemorojik bozukluk veya kanama hastalığı veya bozukluğu, Hemorrhagic disorders or bleeding disorders/diseases, kalıtsal porfori. (Bu hastalıklardan herhangi birine sahip olmanız ve bunun farkında olmamanız ihtimali oldukça düşüktür)
dış gebeliğiniz varsa (rahmin dışında gelişen gebelik).
bir saat içinde hastaneye veya bir ilk yardım merkezine erişemeyecek durumdaysanız
yalnızsanız. İlaçları kullanırken, partnerinizden, arkadaşınızdan veya güvendiğiniz bir kişiden yanınızda olmasını rica ediniz. Kötü bir tıbbi durumdaysanız, örneğin ağır kansızlık, henüz iyileşmemiş olan karın operasyonları geçirmişseniz, daha önce ağır kanama gibi komplikasyonlarla gerçekleşmiş olan doğumlar gerçekleştirmişseniz, sezaryen olduysanız, lütfen ilk olarak bir doktora(bizim doktorunumuza) danışınız.
Eğer rahimiçi cihazınız varsa(IUD), ilaçları kullanmadan önce bunu çıkarttırmanız tavsiye olunur. Doktorunuz bunu çıkartmak istemezse, her halükarda medikal kürtaj olabilirsiniz. Rahimiçi cihazın daha fazla komplikasyona sebebiyet verdiği kanıtlanmamıştır.
Eğer 12 haftadan daha uzun süre gebeyseniz, lütfen bize yazınız. Bu durumda, komplikasyon riskleri artmaktadır ve Misoprostol kullanımı farklılık göstermektedir. info@womenonweb.org
12 haftadan daha az süredir hamileyseniz ve güvenli kürtaj hizmetine erişminiz yoksa veya güvenli kürtaj servisinin olduğu bir ülkeye seyahat edemiyorsanız:
Aşağıda İLAÇLARI NASIL KULLANMALI, NELER BEKLEMELİ ve KOMPLİKASYON BELİRTİLERİile ilgili bilgileri bulacaksınız.
İLAÇLARI NASIL KULLANMALI
Bu süreçte rahat ve size özel bir alanda olmalı ve dinlenmelisiniz, ve yakınızda bir tuvalet olmalı. Süreç boyunca, bir arkadaşınızdan sizinle olmasını rica ediniz. Acil bir komplikasyon durumunda bir hastaneye birkaç dakikalık uzaklıkta olmalısınız. Medikal kürtaj yaptığınız günde, alkolden ve ağır yiyeceklerden uzak durunuz, ancak takip eden günlerde dilediğiniz gibi yiyip içebilirsiniz.
Her biri 200 mcg'lik 12 Misoprostol tablete ihtiyacınız olacaktır
Talimatları takip edin:
4 adet Misoprostol'ü (200 mcg)dilinizin altına yerleştiriniz ve ilaçları en az 30 dakika orada bekletiniz. Tükürünüğünüzü yutabilirsiniz, fakat tabletler çözünürken yemekten ve içmekten sakınınız. 30 dakika sonra, kalan parçaları tükürebilirsiniz (özellikle de kullandığınız ilaçlar oxaprost veya arthotec'se)
3 saat sonra, 4 adet Misoprostol'ü (200 mcg) dilinizin altına yerleştiriniz ve ilaçları en az 30 dakika orada bekletiniz,
3 saat sonra, 4 adet Misoprostol'ü (200 mcg) dilinizin altına yerleştiriniz ve ilaçları en az 30 dakika orada bekletiniz,
Kürtajın gerçekleştiğine inansanız ve kanamanız başladıysa bile, ikinci ve üçüncü doz misoprostolü uygulamanız önemlidir. . Bunlar sürecin tamamlanmasına yardım edeceklerdir ve sonrasında tıbbi gözetim ihtiyacınızı azaltacaktır.
NELER BEKLEMELİ
Genellikle, ilk doz misoprostol kullanımından 4-6 saat sonra kanama başlar, ancak bu bazen 1 saat sonra olmak üzere daha erken başlayabilir veya bazen 12-24 saat sonra olacak şekilde geç de başlayabilir. Kürtaj süreci normal adet dönemindekinden daha ağır kramplara, ağrıya ve dokulu kanamaya sebep olabilir. Gebeliğinizde ne kadar ileriyseniz, ağrı ve kanamanızda o kadar şiddetli olacaktır.
Kadınlar aynı zamanda misoprostolün normal etkisi olarak mide bulantısı, kusma, ishal ve baş dönmesi deneyimleyebilirler. Kürtaj tamamlandıkça, kramp ve kanamalarda gitgide azalır.
Kanamanın 1-4 hafta süresi periyod içinde, hatta daha uzun bir süre sonra, hafiflemesi ve yavaşça azalması normaldir. Kürtaj sonrasında ilk adet döneminizi 4-6 hafta sonra deneyimleyebilirsiniz, bu daha uzun da sürebilir. Adet pedleri kullanınız, tampon kullanmayınız.
3 hafta sonra, sonucu teyit etmek için gebelik testi yapabilirsiniz.
Eğer ilaçları kullandıktan sonra kanamanız olmadıysa ve 3 hafta sonra gebelik testi hala pozitifse:
Kullandığınız ilaçlar sahtedir ve misoprostol değildir. Maalesef, bu konuda özellikle internette sahte ilaçların satıldığı çok fazla dolandırıcılık siteleri mevcuttur. Eğer, halsizlik, kramp, ateş, ağrı veya mide bulantısı deneyimlediyseniz, bu misoprostol olmayan bir ilaç kullandığınız anlamına gelmektedir.
Tek başına Misoprostol 75-90 % etkilidir ve her zaman kürtaja sebebiyet vermez. Eğer, gerçek misoprostol kullandığınıza eminseniz, 3 gün sonra tekrar kullanabilirsiniz.
Dışgebeliğiniz vardır, dış gebelik uterüsün dışında gelişen gebeliktir. Misoprostol bu durumda işe yaramayacaktır ve ACİLEN bir doktora görünmeniz gerekmektedir. Lütfen, okuyunuz: https://www.womenonweb.org/tr/page/525/what-is-an-ectopic-pregnancy-and-how-do-you-know-you-have-one
KOMPLİKASYON BELİRTİLERİ
Aşağıdaki komplikasyon belirtilerinden herhangi birini gözlemliyorsanız, hemen bir doktora görünmelisiniz:
Ağır kanama (saat başı 2 maksi pedden daha fazla kanama, 2 saat ve daha fazla süre boyunca. Bu bir çeşmeyi açtığınızda gelen kanama gibidir, ancak basınç yoktur);
Ateş herhangi bir zamanda 39º ateş, veya 24 saat boyunca 38º'lik ateş ;
Şiddetli ve kalıcı ağrı; kürtajdan sonra aşağı karın bölgesinde gitmeyen ağrı ve basınç
Anormal vajinal salgı (renk, doku ve/veya kokuda anormallik)
Eğer hastaneye giderseniz, doktorlara düşük yaptığınızı söyleyebilirsiniz zira bazı ülkelerde kadınlar kürtaj yaptıkları için cezalandırılabilmekteler. Kürtaj ve düşük için belirtiler ve tedavi aynıdır, doktorlar düşükle nasıl başa çıkacaklarını bilmektedirler.
AĞRI KESİCİLER
Misoprostol kullanımından sonra kadınlar genellikle kramp hissedebilirler. Bunun için Ibuprofen veya Diclofenac( bunlar en etkilidir) veya Paracetamol etken maddeli ağrı kesiciler kullanabilirsiniz. Kadınların birçoğu ağrı kesici kullanarak ağrıyla başaçıkabilmişlerdir.
Lütfen, kullanabileceğiniz maksimum miktarı öğrenmek için aldığınız ağrı kesicinin hasta talimatlarını okuyunuz.Daha fazla bilgi için: http://www.womenonweb.org/article-2092-en.html
Misoprostol içeren bazı markalar( Arthotec veya Oxaprost gibi) aslında misoprostol ve diclofenac ağrı kesici kombinasyonudur. Arthotec, ya Arthotec 50 olarak veya Arthotec 75 olarak mevcuttur. Bu numaralar, her tabletin içerdiği Diclofenac miktarını belirtmektedir. Misoprostol miktarı hepsinde aynıdır- 200 mcg. Her tablet, küçük bir diclofenac tabletinin kalın misoprostolle çevrelenmesiyle hazırlanır. Eğer tableti kırarsanız, bunu daha net olarak görebilirsiniz. Misoprostol biraz daha yumuşak olup, diclofenac'tan daha hızlı kırılır ve çözünür. Arthotec veya Oxaprost'un ilk dozunu aldığınız, her 4 tabletten 1'inin kalıntılarını yutabilirsiniz( kalanlar küçük diclofenac'lardır), misoprostolün çözünmesinden sonra 3 tabletten kalanları tükürünüz.
MISOPROSTOL’A NASIL ULAŞILIR
Bazı ülkelerde Misoprostol eczanelerden satın alınabilir ve tek başına kullanılabilir. Fakat Women on Web den yardım alabilirseniz Mifepriston ve Misoprostol’un birlikte kullanımı başarı şansını arttırır. Mifepriston ve Misoprostol’ün birlikte kullanımında ortalama başarı %98 iken, yalnızca Misoprostol kullanımında bu oran %90’dir.
Misoprostol’ün piyasada bulunan marka isimleri arasında Cytotec, Arthrotec, Oxaprost, Cyprostol, Prostokos and Misotrol sayılabilir. Kimi zaman reçetesiz olarak satılsa da bazen reçete gereklidir. Reçete gerektirmeme olasılığı en yüksek ilaç formu Arthrotec’tir. Bir kadın, reçetesini kendi de temin edebilir (aşağıdaki örnekleri görünüz).
Misoprostol mide ülserlerini önlemede kullanılır.
Cytotec, Cyprostol, Mibetec, Misotrol ve Prostokos, Misoprostol içeren ilaçların marka isimleridir.
Arthrotec and Oxaprost Misoprostol ve Diclofenac isimli ağrı kesici içerir. Eklem ve romatizma ağrılarında kullanılır. Arthrotec genellikle Cytotec’ten daha pahalıdır.
- Cytotec (200µg Misoprostol)
- Arthrotec 50 or 75 (200µg Misoprostol)
- Cyprostol
- Misotrol (Şili)
- Prostokos (25µg Misoprostol) (Brezilya)
- Vagiprost (25µg Misoprostol) (Egypt)
- Oxaprost 50 or 75 (200µg Misoprostol) (Arjantin)
- Misotac (Mısır, Gana, Sudan, Tanzanya, Uganda, Zambiya)
- Mizoprostol (Nijerya)
- Misive (İspanya)
- Misofar (İspanya)
- Isovent (Kenya, Nepal)
- Kontrac (Hindistan, Kongo)
- Noprostol (Endonezya)
- Gustrul (Endonezya)
- Asotec (Bangladeş)
- Cyrux (Meksika)
- Cytil (Kolombiya)
- Misoprolen (Peru)
- Artrotec (Venezuela, Hong Kong, Avustralya)
(Misoprostol içeren diğer ilaçlar: Mibetec, Cytomis, Miclofenac, Misoclo, Misofen, Arthrofen, Misogon, Alsoben, Misel, Sintec, Gastrotec, Cystol, Gastec, Cirotec, Gistol, Misoplus, Zitotec, Prestakind, Misoprost, Cytolog, GMisoprostol, Mirolut, Gymiso)
Bu ilaçları eczaneden alabilmek için, örneğin, büyükannenizin romatoid artriti (eklem romatizması) olduğunu fakat çok şiddetlendiği için eczaneye kendisinin gidemediğini ve doktora gidip reçete yazdıracak paranızın olmadığını söyleyebilirsiniz.
Eğer ilaçları bir eczaneden temin etmekte zorlanırsanız, bir diğerini deneyebilirsiniz. Hatta bir erkek arkadışınızın ya da eşinizin gitmesi kolaylık sağlayabilir. Bunları reçete edecek bir doktor bulmayı deneyebilirsiniz. Genellikle zincire bağlı büyük eczanelerden ziyade küçük yerel eczaneler daha olumlu sonuç verir.
Cytotec kimi zaman karaborsada bulunabilir (esrar satılan yerler gibi). Ancak aldığınız hapların Misoprostol olduğundan, sahte hap ya da başka bir ilaç olmadığından tamamen emin olmalısınız!
Tablet başına 200 mikrogram (=mcg) içeren en az 12 hap satın alınmalıdır. 1 tablet Cytotec veya Arthrotec 200 mcg Misoprostol içermelidir. Tablet başına düşen Misoprostol miktarı (dozaj) paketlerin üzerinde belirtilmiştir, genelde 1 tablet, 200 mcg Misoprostol içerse de diğer dozajlar mevcuttur. Eğer tablet başına düşen Misoprostol, 200 mcg’den farklı ise, yeterli ve gereken miktarda Misoprostol kullanabilmek için tekrar hesaplama yapılmalıdır.
GELECEK İÇİN
İstenmeyen gebeliğin tekrar olmaması için doğru doğum kontrol yöntemleri kullanın. Kanama bittikten, hamilelik testi negatif sonuç verdikten ve ultrason ile rahmin boş olduğu doğrulandıktan sonra, doktor tarafından RİA (rahim içi araç, örneğin spiral) yerleştirilebilir. Ağız yoluyla alınan doğum kontrol haplarına, kanama durduktan sonra başlanabilse de ilk ay kullanımı sağlıklı değildir. İlk ay süresince prezervatif gibi ekstra korunma yöntemlerine başvurun.
Bu metod hakkında sorularınız ya da paylaşmak istediğiniz deneyimleriniz için info@womenonweb.org adresine email yollayabilirsiniz. |
11,110,328 | 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramının 103. Yıl kutlamaları tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de coşkuyla kutlandı.
Belediye Kültür Merke-zinde yapılan kutlama saygı duruşu ve istiklal marşı okunmasıyla başladı. Ardın-dan Okul öğrencileri “Atatürk ve 19 Mayıs” konu-lu çeşitli şiirler okudu.
Spor gösterileri bölümünde ise Serhat Gençlik Spor Boks Takım Antrenörü Hanefi Ce-lebi yönetiminde boks göste-rileri, Gençlik Spor İlçe Müdürlüğü Antrenörü Mesut Küpçü ve Mustafa Özen yönetiminde Belediye Spor Kulübünün sporcuları Güreş gösterileri, Gençlik Spor İlçe Müdürlüğü Antrenörü Ser-dar Kılıç yönetiminde Belediye Spor Kulübünün sporcuları Taekwondo göste-rileri, Şehit Hüseyin Düzenli Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Judo Takım Ant-renörü Tarık Türkeş yöneti-minde Judo gösterileri başa-rıyla sunuldu. Gösteriler sonunda ellerinde bayrak-larla salonu dolduranları selamlayan sporcular, seyir-cilerden büyük beğeni ve alkış aldı.
Suluova’da düzenlenen, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramının 103. Yıl kutlamaları 19 Ma-yıs Haftası kapsamında düzenlenen Masa Tenisi, Dart ve Langırt yarışma-larında dereceye giren öğren-ci ve takımlara Kaymakam Abdullah Şen ile Belediye Başkanı Fatih Üçok ve Cum-huriyet Savcısı Mustafa Akbaş tarafından kupa ve madalyalarını vermesiyle son buldu.
21/05/2022
0
Facebook Twitter LinkedIn Tumblr Pinterest Reddit VKontakte Odnoklassniki Pocket
Daha Fazla Göster
Paylaş
Facebook Twitter LinkedIn Tumblr Pinterest Reddit VKontakte Odnoklassniki Pocket E-Posta ile paylaş Yazdır |
11,110,329 | 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Özkan Kaya ve beraberindekiler Belediye Başkanı Mehmet Sarı’yı makamında ziya-ret etti.
Ziyarette minik öğrenci Aymira Kurt Başkan Sarı’yı ‘Çevre Dostu Başkan’ ilan etti.5 Haziran Dünya Çevre Günü ne-deniyle, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Özkan Kaya, Müdür Yardımcısı Os-man Tok, Çevre Yönetimi Şube Müdürü Sevim Söküt, kurum çalışanları ve minik öğrenciler, Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı’yı makamında ziyaret ederek, çiçek takdim ettiler.
Başkan Sarı ile bir süre sohbet eden Minik öğrenci Aymira Kurt kendisini ‘Çevreci Dostu Başkan’ ilan etti.
‘ÇEVRECİ BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI İLE HİZMET EDİYORUZ’
Geleceğin teminatı çocuklara çevre bilinci ve doğa sevgisini aşılamanın asli görevler arasında yer aldığını söyleyen Belediye Başkanı Mehmet Sarı konuş-masında şunları kaydetti;“Bu konuda hepimiz üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz. Amasya Belediyesi olarak bizler doğa dostu ve çevreci belediyecilik anlayışı ile hizmet ediyoruz.
Çevremiz, sokaklarımız, caddelerimiz her daim temiz ve yeşil… Yaşanabilir bir şehir ve gelecek nesillere temiz bir doğa bırakmak için biz gece gündüz demeden çalışıyoruz. Hemşehrilerimizden de çev-remizi temiz tutma, koruma ve sorum-lulukları konusunda duyarlılık bekliyoruz. Yaşadığımız bu güzel şehre karşı has-sasiyet göstermek önemli bir vatan borcudur.
Vatansever olmak sadece söylemle olmaz, fiiliyatla, vatanımıza olan görev-lerimizi yerine getirmekle olur.
Tüm hemşehrilerimizin bu hassasiyetle yaşamalarını diliyorum ve bu vesileyle çevre günlerini kutluyorum.
Çevre günü sebebiyle bizleri Çevreci Başkan olarak onure eden misafirlerimize teşekkür ediyor, 5 Haziran Dünya Çevre Günlerini kutluyorum” dedi.
Başkan Sarı’nın büyüdüğün zaman ne olacaksın sorusuna Başkan olacağım cevabını veren minik Aymira Kurt, kol-tuğundan kalkan Sarı’nın yerine birden oturdu. Başkan Sarı durumu görünce şaş-kınlık yaşayarak, kendisini alnından öpüp tebrik etti.
07/06/2021
0
Facebook Twitter LinkedIn Tumblr Pinterest Reddit VKontakte Odnoklassniki Pocket
Daha Fazla Göster
Paylaş
Facebook Twitter LinkedIn Tumblr Pinterest Reddit VKontakte Odnoklassniki Pocket E-Posta ile paylaş Yazdır |
11,110,330 | Futbol yorumculuğu yapan teknik direktör Güvenç Kurtar, Beşiktaş'ın Hollandalı yıldızı Wout Weghorst için dikkati çeken ifadeler kullandı. Kurtar'ın golcü oyuncu için 'kazma' demesi siyah-beyazlı taraftarların büyük tepkisini çekti.
Haber Merkezi 27 Eylül 2022, 10:22 Son Güncelleme: 27 Eylül 2022, 10:55 Yeni Şafak
Weghorst 7 maçta 7 gole direkt katkı sağladı.
YORUM YAP
Güvenç Kurtar, Beşiktaş'ın sezon başında Burnley'den kiralık olarak kadrosuna kattığı Weghorst ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Hollandalı futbolcu için olumsuz yorumlarda bulunan Kurtar'ın sözleri sosyal medyada gündem oldu.
"Bir tane adam geçsin köpek gibi havlarım"
A Spor'da yorumculuk yapan Güvenç Kurtar, "Weghorst var ya tam bir kazma. Kafa toplarından başka bir şey yok. Dönemiyor, edemiyor Golcü ona bir şey demiyorum ancak klas bir hareketi yok. Bir tane adam geçsin var ya köpek gibi havlarım. Geçemez abi" ifadelerini kullandı.
Deneyimli teknik adamın bu sözleri siyah-beyazlı taraftarların büyük tepkisini çekti.
Weghorst, Süper Lig'de çıktığı 7 maçta 3 gol atıp 4 de asist kaydetmiş ve kısa süre içerisinde gösterdiği performansla Beşiktaş taraftarının büyük beğenisini kazanmıştı. |
11,110,331 | Stok kodu: KUPE264005 Kategoriler: Dantel Ürünleri, El İşi ve El Emeği Ürünler, Örgü Ürünler, Takı Tasarım |
11,110,332 | Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
13°C
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
14°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Çok Bulutlu
18°C
Kadın.Net
Yemek Tarifleri
Anne Bebek
Aşk
Burçlar
Dekorasyon
El İşleri
Evlilik
Güzellik ve Bakım
Moda
Sağlık
Kadın.Net
Yemek Tarifleri
Anne Bebek
Aşk
Burçlar
Dekorasyon
El İşleri
Evlilik
Güzellik ve Bakım
Moda
Sağlık
Etiket: Muzlu Tarifler
Kadın.Net » Etiket: Muzlu Tarifler
Damla Çikolatalı Muzlu Şarlot Tatlısı Tarifi
İşte hem çok pratik hem de çok lezzetli bir tatlı tarifi daha size. Bir kere yedikten sonra tadı damağınızda kalacak ve vazgeçemeyeceksiniz. Mutlaka denemelisiniz. Damla Çikolatalı Muzlu Şarlot Tatlısı Tarifi için Malzemeler 1 paket sade petibör büsküvi 1 paket kremşanti 2-3 çorba kaşığı damla çikolata 1 su bardağı süt 1...
02.09.2014
0
Muzlu Puding Tarifi
Hazır puding tarifleri yerine ev yapımı puding tarifi denemek isterseniz, bizim muzlu puding tarifimizi deneyebilirsiniz. Az malzeme ile nefis bir puding hazırlamak isterseniz, buyrun tarifi: Muzlu Puding Tarifi için malzemeler 1 kilo süt 8 yemek kaşığı un 10 yemek kaşığı toz şeker 2 tane muz 2 paket vanilya 50 gram...
02.09.2014
0
Ev Yapımı Muzlu Rulo Pasta Tarifi
Evinizde kolayca hazırlayabileceğiniz hem sağlıklı hem de lezzetli bir pasta yapmaya ne dersiniz? Cevabiniz evet ise buyurun size muzlu rulo pasta tarifi. Bu pasta tarifi ile çocuklarınızın ve misafirlerinizin damaklarını şenlendireceğinizden hiç kuşkunuz olmasın. Ev Yapımı Muzlu Rulo Pasta Tarifi için malzemeler Pandispanya hazırlamak için: 4 tane yumurta 1 çağ...
15.09.2013
0
Tart Hamurundan Muzlu Pasta Tarifi
Gerekli malzemeler: Hamuru için; 1.5 su bardağı un- 3 çorba kaşığı şeker- 3 çorba kaşığı tereyağ- 2 çorba kaşığı su Kreması için; 1 su bardağı süt- 2.5 çorba kaşığı şeker- 2 çorba kaşığı tereyağ- 1 çorba kaşığı un- 1.5 tatlı kaşığı nişasta- 1 paket vanilya Üzeri için; 3 adet ince...
28.12.2012
0
Kupda Muzlu Supangle Tarifi
Gerekli malzemeler: 6 su bardağı süt- 3 adet yumurta- 3.5 kahve fincanı un- 2 su bardağı şeker- 5 çorba kaşığı kakao- 2 paket vanilya- 3 adet muz Un,şeker ve kakaoyu karıştırın,içine süt ilave ederek çırpma teliyle sürekli karıştırarak muhallebi kıvamında pişirin.Karışım iyice soğuyunca içine teker teker yumurtaları kırın ve vanilyayı...
16.12.2012
0
Muzlu Rulo Pasta Tarifi
3 yumurta-1 su bardağı şeker-1 su bardağı un-1 paket kabartma tozu-limon kabuğu rendesi-2 adet muz Kreması için malzeme:3 su bardağı süt-3 çorba kaşığı un-5 çorba kaşığı şeker-125 gr.margarin-1 yumurta-2 paket vanilya Pasta Tarifi Yumurta ve şeker çırpıldıktan sonra içine un,kabartma tozu ve limon kabuğu rendesi konulup karıştırılır.Karışım yağlı kağıt serilmiş...
15.12.2012
0
Muz Şerbeti Tarifi
Gerekli malzemeler: 750 gr. muz- 2.5 su bardağı şeker- 2 su bardağı su- yarım limonun suyu Tatlı Tarifleri Muzların kabuklarını soyun ve tencerenin içinde çatalla ezin.Üzerine su ve şekeri koyup kaynatın.Muz şerbeti kaynayınca limon suyunu ekleyip tel çırpıcı ile karıştırın ve soğumaya bırakın.Soğuduktan sonra cam şişelere koyup buzdolabında bekletin.(Muz şerbetini...
11.12.2012
0
Muzlu Pasta Tarifi
Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere çok kolay ve bir o kadarda lezzetli, herkesin gözünde büyütmeden yapacağı enfes bir muzlu pasta tarifi vereceğim. Ben kendimde bu tarifi çok defa denedim. Bugüne kadar hiç pasta deneyimi olmayan arkadaşlar bile kolaylıkla verdiğim bu tarifi yapabilirler. Muzlu pasta malzemeleri Kek için: —5 yumurta —2 bardak...
16.07.2012
0
Yemek Kategorileri
Aşamalı Tarifler
Börek Tarifleri
Çorba Tarifleri
Dolma Tarifleri
Et Yemekleri
Hamur İşleri
Kek Tarifleri
Köfte tarifleri
Kurabiye Tarifleri
Makarna Tarifleri
Meze Tarifleri
Pasta Tarifleri
Pilav Tarifleri
Poğaça Tarifleri
Salata Tarifleri
Sarma Tarifleri
Sebze Yemekleri
Sütlü Tatlılar
Tavuk Yemekleri
Tatlı Tarifleri
Dondurma Tarifleri
Hamur Tatlıları
Hoşaf Tarifleri
İrmikli Tatlılar
Kadayıf Tarifleri
Marmelat Tarifleri
Meyveli Tatlılar
Muhallebi Tarifleri
Puding Tarifleri
Şerbetli Tatlılar
Sponsorlu Bağlantılar
Sıcak Tarifler
İç Pilavlı Tavuk Dolması Tarifi
Merhabalar değerli ziyaretçilerimiz, bence İç Pilavlı Tavuk Dolması tarifimiz dolma tarifleri arasında en doyurucu ve en lezzetli dolma tarifi, Tavuk dolması tarifidir. Özellikle misafir geleceği zaman, akşam davetleri için menü hazırlıyorsanız tavuk dolması tarifi tam size göre bir yemek tarifi. Hem yapılışı kolay bir dolma tarifi hem de sunumu çok...
13.07.2021
0
Kolay Börek Tarifi
Evet, hanımlar sizlere muhteşem ve bir o kadar da basit börek tarifi vereceğim. Kolay börek yapayım diyorsanız hemen bizim bu kolay börek tarifimizi denemelisiniz. Çok az malzeme ile kolayca bir tepsi börek hazırlayabilirsiniz. Bu kolay börek tarifi içine süt konulduğu için çıtır börek elde etmenizi sağlıyor. Biz bu kolay börek...
24.10.2019
0
Pasta Kreması Tarifi
Pasta kreması, lezzetli bir pasta için olmazsa olmazlardan. Pasta kreması kıvamı ne kadar iyi tutturulursa, pasta o kadar lezzetli olur. Pastanelerde de hazır satılan pasta kremaları var ama ben her zaman kendi pasta kremasını kendim yaparım. Hemen her şeyin hazır satıldığı günümüzde, kendi ellerinizle harika bir pasta kreması yapmak istemez...
11.10.2019
1
Kakaolu Muhallebi Tarifi
En güzel muhallebi tarifleri arasında yer alan, kakaolu muhallebi tarifi ile bugün karşınızdayız. Kolay muhallebi tarifleri arasında yer alan kakaolu muhallebi tarifi, en çok yapılan muhallebi tarifleri içinde yer alıyor. Hem lezzetli hem de pratik muhallebi yapmak istiyorsanız, kesinlikle bu muhallebi tarifi tam size göre. Kakaolu muhallebi tam bir klasiktir....
11.07.2019
0
Tavuk Göğsü Tarifi
Merhaba değerli Kadın.Net ziyaretçileri bugün sizlere en çok beğenilen tatlı tariflerinden biri olan Tavuk göğsü tatlısının tarifini vereceğiz. Tavuk Göğsü tatlımızda kıvamını tam tutturmak için, vanilyayı tencereyi ocaktan almadan 1 dakika önce ekleyin ve ocaktan aldıktan sonra 10 dakika mikserle çırpın. Üzerine tarçın serpmek isterseniz, çay süzgüsünü kullanabilirsiniz. Şekilli bir...
18.06.2019
2
Beğenilen Yemek Tarifleri
İrmik Tatlısı Tarifi
İrmik tatlısı genelde az malzeme ile yapılan bir tatlı türü. Ocakta tencerede pişirilen irmik tatlısının yanında fırında pişirilip, şerbetlenen irmik tatlısı da sıkça yapılan tatlı tarifleri arasında yer alıyor. Biz burada fırında pişirilen irmik tatlısına yer verdik. İkinci tarifimiz ise, gerçekten yapması çok kolay bir tatlı. Hem de o kadar...
Köstebek Pasta Tarifi
Köstebek pastayı kendi zevkinize göre tasarlayabilir ve yapabilirsiniz. Ben köstebek pastayı muzlu yapıyorum. Bazen de kivili ve çilekli de yapıyorum. Köstebek pastanın özelliği ne biliyor musunuz? Görünüşü toprak yığını gibi küçük bir tepeciği andırır. Sanki köstebek yuvasına benzer yani. Bu nedenle adı köstebek pasta diye kalmış ve öyle bilinir. Bakalım...
Çikolatalı Pasta Tarifi
Çikolatalı pastayı sevmeyen parmak kaldırsın? İlkokulda sınıf öğretmenimiz böyle enteresan bir soru sormuştu. Çikolatalı pasta sevmeyen birinin var olduğuna inanmak dünya dışı varlık olduğumuza inanmak kadar güçtü benim için. Sonra arkalardan bir yerden tek bir parmak kalktı. ‘ben sevmiyorum öğretmenim’ diye. O çocuğu daha önce hiç bu kadar teferruatlı incelediğimi...
Ramen Tarifi
Ramen Malzemeleri 1 paket ramen eriştesi 1 tane kuru soğan 300 gram kuşbaşı et Yarım demet dereotu Yarım demet maydanoz 1 kahve fincanı sıvıyağ 1 tane pırasa 1 tane havuç 1 tane sivri biber 1 tane kırmızı taze biber 1 tatlı kaşığı tuz 1 çay kaşığı kuru nane Makarna Tarifi...
Profiterol Tarifi
İnternetin en güzel yemek tarifleri sitesine hoş geldiniz. Bugün sizlere profiterol tarifi için vereceğim en önemli püf noktalardan biri hamurun kabarması için yumurtaları tek tek katarak mikserle iyice çırpmanız gerekiyor. Hamurları pişirken de profiteroller kabardıktan sonra hemen fırından çıkarmayın ve fırını kapatıp 10 dakika daha fırında tutun, çünkü hemen çıkarırsanız...
Kol Böreği Tarifi
Kol böreği, aslında evde kendinizin açacağınız yufka ile daha güzel oluyor ama biz burada hazır yufkadan kol böreği tarifi derledik. İç malzeme olarak peynir ve maydanoz kullandık ancak siz dilerseniz patlıcan veya kıyma kullanabilirsiniz. Kol Böreği Tarifi için malzemeler 6 tane hazır yufka Bir buçuk su bardağı süt 1 tane...
Kadın.Net Diğer Eklenen Yazılar
Alt Kategorilerimiz
Balık Yemekleri, Biber Yemekleri, Domates Yemekleri, Fasulye Yemekleri, Güveç Tarifleri, Hamurlu Tarifler, Havuç Yemekleri, Simit Tarifleri, Tart Tarifleri, Tava Tarifleri, Turşu Tarifleri, Ispanak Yemekleri, Kabak Yemekleri, Kadayıf Tatlıları, Krep Tarifleri, Kıyma Yemekleri, Mantar Yemekleri, Mantı Tarifleri, Mercimek Yemekleri, Patates Yemekleri, Patlıcan Yemekleri, Pirinç Yemekleri, Pırasa Yemekleri |
11,110,333 | Yesemek Ultra trail, UNESCO Dünya Kültür Mirasi geçici listesinde yer alan, antik dünyanın ilk heykel atölyesi kabul edilen Yesemek açık hava müzesi içerisinden tırmanarak başlar.Tarihi taş ocağının yanından , orman patika yollarını takip ederek Kuzey Levant bölgesindeki Tilmen Höyük antik kentine ulaşmaktadır. Tilmen Höyük’ün tarihi ortamını turladıktan sonra Karasu ırmağı boyunca yer yer dere geçişleri içeren parkur, hafif balçık toprak zeminler ve tarlalar arasında uzanarak, Tahta köprü barajını geçip Yesemek köyünde biter.
Koşu,11 Haziran 2022 tarihinde yapılacaktır.Katılımcıların kısmi yeterlilik esasına göre, 11 saat içerisinde parkuru tamamlamaları gereklidir. Kısmi yeterlilik, katılımcıların karşılaşabilecekleri doğa koşullarında güvenli bir şekilde koşularına devam etmelerine olanak sağlayacak malzemeleri yanlarında taşımaları anlamına gelmektedir.
KMZ Dosyası
GPX DOSYASI
Genel Bilgiler
Yükseklik Kazanımı : 1584m
Yükseklik Düşüşü : -1584m
Check PoInt
YUT 65K parkurunda su, soda, kola, çay, kahve, limon, tuz, çikolata, bisküvi, kraker, meyve vb. hizmetler olacaktır.
Plastik veya karton bardak bulundurulmayacaktır. Her yarışmacı kendi bardağını kullanacaktır.
Zorunlu Ekipmanlar
Tavsiye edilen Malzemeler
ÖDÜLLER / TASNİF
Kayıt işlemini tamamlayan her sporcuya Yesemek Ultra Trail temalı “anı tişörtü” ve parkuru ilan edilen süresi içerisinde bitiren herkese “finisher madalyası” verilecektir.
Genel klasmanda dereceye giren sporculara plaket/kupa verilecektir. YUT 65K ve TUT 45K parkurlarında Gastronomi şehrine özel sürpriz sponsor ödülleri olabilir.
LEV 5K parkuru hariç tüm parkurlarda yaş gurubu tasniflemesinde derece yapan sporculara plaket/kupa verilecektir.
LEV 5K parkurunda yaş grubu tasnif işlemi yapılmayacaktır. Sadece, genel klasmanda derece yapan sporculara plaket/kupa verilecektir.
Genel klasmanda derece yapan sporcular yaş grubunda tasnif dışıdır.
Yarışmacılar arasında tasnifleme aşağıdaki şekilde olacaktır
Kadınlar ve Erkekler Genel Klasman 1 / 2 / 3
Kadınlar ve Erkekler 40 yaş altı (1983 – 2004 arası doğumlular)
Kadınlar ve Erkekler 40-49 yaş arası (1982 – 1973 arası doğumlular)
Kadınlar ve Erkekler 50 yaş üstü (Doğum tarihi 1972 ve öncesi doğumlular)
Genel klasmanda derece yapan sporcular yaş grubunda tasnif dışı kalacaktır.
EMANET ÇADIRI/DROPBAG
Start-Finiş alanında çanta bırakma alanı ve üst değişim kabini sağlanacaktır.
SAĞLIK HİZMETLERİ
Start-Finish alanında ambulans aracı, doktor ve hemşire hizmeti sağlanacaktır.
11.HAZİRAN.2022 KOŞU FESTİVALİ Program
10.HAZİRAN.2022 KİT DAĞITIM Program
Katılımcı Listesi
(Katılımcı listesi belirli aralıklarla güncellenmektedir.Son güncelleme 02.06.2022- 22:30)
Katılım Şartları
Yesemek Ultra trail maratonu 18 yaşın üzerindeki herkese açıktır.
Katılımcıların 11 haziran 2022 tarihinde geçerli ve koşmalarına engel olmadığını belirtir bir sağlık belgesine veya ilgili spor federasyonlarından alınmış onaylı sporcu lisansını ibraz etmeleri gereklidir. Bu belgelerin onaylı asıllarını koşu öncesi organizasyona gösterilecektir.
Koşucuların atletik hazırlıklarının olması ve farklı hava ve doğa şartlarına uygun kıyafetler giymeleri gerekmektedir.
Katılımcıların yarıştan önce-kit alımları sırasında- katılımcı taahhütnamesini imzalamaları gerekmektedir.
İlgili parkurlarda belirtilen zorunlu malzemelerini kit teslimi sırasında ibraz etmeyen katılımcılara göğüs numarası teslimi kesinlikle yapılmayacaktır ve yarışa kabul edilmeyecektir.
65 yaş ve üstü katılımcılar, EKG ve kardiyologdan almış oldukları sağlık raporuyla yarışmaya katılabilirler.
Yarış fiziksel ve ruhsal olarak üst düzeyde dayanıklılık gerektirdiğinden her koşucu yarıştan önce koşuya kendi isteğiyle katıldığını ve tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu kabul eden bir muvafakatname imzalayacaktır.
Kayıt
1. Kayıt şekli
Kayıtlar www.yesemekultra.org sitesindeki “kayıt ol” seçeneğine tıklayarak yönlendirilen apphurra.com internet sitesi üzerinden gerçekleştirilecektir. Son kayıt tarihi 31 Mayıs 2022 saat 17:00’dir.
İlgili kategorinin kaydı katılım ücretinin ödenmesi ile gerçekleşmiş sayılır.
Ödeme yapılmadan kesin kayıt gerçekleşmiş sayılmaz.
Parkur değişiklikleri için son tarih 31 Mayıs 2022 saat 17:00’dir. Katılımcı limitine ulaşılmış olan parkura geçiş yapılamaz.
Maksimum katılımcı sayısı 500 kişi ile sınırlandırılmıştır. Kayıtlar bu limite ulaşıldığında son kayıt tarihi beklenmeden kapatılacaktır.
Koşuya sadece kayıtlı koşucular katılabilir. Kayıt devrine veya bir katılımcı yerine başka birisinin koşmasına izin verilmeyecektir.
2. KAYIT ÜCRETİ
İade edilebilir kayıt ücreti 15 Mayıs 2022 tarihine kadar yapılacak olan kayıt iptallerinde kayıt ücretinin %80’i oranında yapılacaktır. Sonrasında iade yapılamaz.
Paralimpik ve Özel Sporcu Kaydı
Yesemek Ultra trailin tüm parkurlarında paralimpik veya özel sporcular özel bir kategori açılmaz.
Her yarışın gerektirdiği fiziksel ve zihinsel yeterliliğe sahip sporcular eşit şekilde katılır, yarışın genel ve yaş tasnifinde değerlendirilir. Yarışın ve katılanların güvenliği için, her yarış mesafesi bazında ayrılmış paralimpik ve özel sporcu kotası vardır.
Katılım kotası LEV-5K parkurunda 10 kişi, diğer parkurlarda 2’şer kişidir.
Paralimpik lisans veya özel sporcu belgesi gösterilmesi durumunda kota dahilinde sporculara ücretsiz kayıt yapılır.
* Paralimpik, engelli ve özel sporcu kaydı için ilgili belgeler “bilgi@yesemekultra.org ” adresine mail atılmalıdır. Gerekli kontroller edildikten sonra kayıt işlemi tamamlanır.
Yarışmaya ilişkin genel bilgi ve kuralları Genel Bilgiler Kurallar ve Ücretler sayfasından ulaşabilirsiniz.
Kayıt Ol
İletişim
bilgi@yesemekultra.org
+(90) 530 665 26 77
* Yalnızca WhatsApp
Zafer ÖZER
Copyright © 2022 Gaziantep Yesemek Rotary Kulubü
Designed by sbkomurcu
Kayıt Ol
Çerez İzinleri
En iyi deneyimleri sağlamak için, cihaz bilgilerini depolamak ve/veya erişmek için tanımlama bilgileri gibi teknolojiler kullanıyoruz. Bu teknolojilere izin vermek, bu sitede gezinme davranışı veya benzersiz kimlikler gibi verileri işlememize izin verecektir. Onay vermemek veya onayı geri çekmek, belirli özellikleri ve işlevleri olumsuz etkileyebilir.
Functional Functional Always active
The technical storage or access is strictly necessary for the legitimate purpose of enabling the use of a specific service explicitly requested by the subscriber or user, or for the sole purpose of carrying out the transmission of a communication over an electronic communications network.
Preferences Preferences
The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
Statistics Statistics
The technical storage or access that is used exclusively for statistical purposes. The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
Marketing Marketing
The technical storage or access is required to create user profiles to send advertising, or to track the user on a website or across several websites for similar marketing purposes. |
11,110,334 | 2002 yılında elektronik güvenlik sistemleri alanında, uluslararası birçok firmanın bayiliğini alarak bu sektörde hizmet vermeye başladık. Küçük ve büyük ölçekli firmalardan konutlara uzanan geniş bir yelpazede uygun çözümler sunarak sahip olduğumuz prestijli referanslar, bize güvenliğinizi sağlamaya devam etmek için güç verdi ve yenilikler yapmaya yöneltti.
Kurumsal Sayfalar
Vizyonumuz
Misyonumuz
Hakkımızda
Bizden Kareler
anasayfa / haberler / haber
Haberler / haber
haber
haber
kurumsal
2002 yılında elektronik güvenlik sistemleri alanında, uluslararası birçok firmanın bayiliğini alarak bu sektörde hizmet vermeye başladık. Küçük ve büyük ölçekli firmalardan konutlara uzanan geniş bir yelpazede uygun çözümler sunarak sahip olduğumuz prestijli referanslar, bize güvenliğinizi sağlamaya devam etmek için güç verdi ve yenilikler yapmaya yöneltti. |
11,110,335 | Deneme bonusu veren bahis siteler ile her saat ilgi gösterdiğiniz yarışmalara alelacele bir halde bahis hizmeti sağlamakta. Çoğunun etrafında olan tarafsız departmanlarının olduğunu görüyorsunuzdur. Bu nedenlerden dolayı canlı bahis arenası güvenini iletmekte ve gereğinden çok kumar sayfası keşfedilmektedir. Başarılı taktikler halinde kazanımlarınızı büyük noktalara ulaşmış olacaksınız. Yeni üyelik bonusu veren bahis siteleri tüketicilerine fazla iddaa yöntemi sağlayabilmiştir, hoşu uzatmaları kim kazanır’dır. Dövüş sporu mücadelesi başlangıç saatinden önce iddaa oranları açıklanmış sayısal bir donedir, online olarak mücadelenin stadyumuna göre azalmaktadır veya çoğalmaktadır.
Deneme bonusu veren siteler listesi herhangi mücadele devam ettikçe oyuncuları büyülemek için daha fazla mükemmel ödüller vermektedirler. Durumu avantaja döndürerek TL’lerinizi yüksek yere getireceksiniz. Yalnızca benimsenen free ikramiye kodlarını isteyip, keyifli vakitler geçirmek garanti. Döndürme kurallarını gerçekleştirmeniz doğrultusunda sunulan bedeli para cinsinden kazancınızı arttırabileceksin. Müşterilerin belirlediği branş içerisinde yatırım şartsız casino deneme bonusu yer alıyor. Hızlıca oynanmakta olan jackpot makinaları harika bir vakit tadıyor olmanızı amaçlayabiliyorlardır.
25 FREESPIN
50 TL BEDAVA BONUS
1.500 TL HOŞGELDİN BONUSU
1.500 TL HOŞGELDİN BONUSU
1.500 TL HOŞGELDİN BONUSU
1.500 TL HOŞGELDİN BONUSU
1.500 TL HOŞGELDİN BONUSU
1.500 TL HOŞGELDİN BONUSU
5.000 TL HOŞGELDİN BONUSU
50 TL BEDAVA BONUS
1.000 TL HOŞGELDİN BONUSU
50 TL BEDAVA BONUS
20 TL BEDAVA BONUS
20 TL BEDAVA BONUS
2.000 TL + 250 BEDAVA FREESPIN
600 TL HOŞGELDİN BONUSU
20 TL BEDAVA BONUS
500 TL Hoşgeldin Bonusu
15 TL Bedava Bonus
500 TL Hoşgeldin Bonusu
3 Tl Bonus Veren Yasal Bahis Siteleri
Dice of Ra video slot makinesi en çok bilinen oyun türüdür ve yüzlerce sınırsız grafiği Microgaming işletmesi yapmaktadır. Kaliteli bi vakit tadabilmeniz için oluşturalan kağıt oyunlarından biriside Casino bedava bonus’dir. Heads up poker gibi değişik farklı türleride bulunuyor. Tüketicilerin hoşlanmış olduğu canlı oyunlar seçeneklerinde speed baccarat gelmekte. Takdim edilen bu oyunlardan her an yüksek tutarlar elde edebilmektesin.
Deneme bonusu casino şahıslara çeşitli depozit platformları sunmaktadırlar. Yapılmakta olan bütün yatırımlara ekstra 0,25 dolayında bonus talep edmektesin. Kârınızı ucu ucuna paraya çevirmeyi hedeflediysen Hızlı Havale ile karşılaşıyorsun. Verimli kullanılan çekme metotlarında cevaplama süreleri arasında farklılıklar olacaktır. Arama motorlarında merak edilen departmanları makalemizde lisansına göre kolay gözlemliyoruz. Kolay yoldan paralar elde etmenin hepten sıkıntılı olduğu bu dönemde, cebinizdeki parayı çoğaltmak için arayışta olduğunuzu biliyoruz. Yalnız piyasada birden fazla sahte şubeler toplandığını bilin.
Web yardımıyla bahis oynamak bir anda keder yaratabilir. Güvenli olanı keşfetmek için en başta sitenin legal bilgilerini görüntülemeniz önem arz edebilecektir. Hemen size harika birini isteyip katılabilir, hatta bir işletmede royal hold’em poker oynamanın heyecanından söz edebilirsin. Casino bonusu veren siteler girişe bağlanarak erişim problemi bulunmadan kaydolabilir hem avantajlı kritik gerçekleştirebilirsiniz.
Bahis Üyelik Bonusu
Üyeler akıllı cihazlar ile yayınladığımız firmalarda mobil görünüm alternatifi var olduğundan hoş anlar görebiliyor. Bir pürüz koşulunda çabucak faal olan canlı destek çalışanından detay rica edebilir hem de daha önce derlenmiş S.S.S. konusundan bakabileceksiniz. Bilinen servisler aksadıysa güzel güzel irtibat kurmayı seçersen, Yandex yolu ile çevrimiçi eğitmenlerden hızlıca bilgi alabileceksin. Genellikle kullanılan esaslı oyun seçenekleri üzerinden en çok müşteri kadrosuna hitap eden benzersiz evolution rulet, Omaha poker, Zodiac Wheel oyun üreticisi piyasada faaliyetlerini sürdürmektedir. Üyelik açarken aktaracağınız dataların yeterli olup olmadığını ispat etmek için yasal belgenizi çabucak ibraz etmeniz gerekebilir. Ancak güvenlik işlemini sağlayamıyorsanız kaydınız iptal edilebilecek.
Bonus Veren Siteler İddaa
Katılımcılar bu mevzuyu eksik bulmuşsa fikirlerini forumlarda bahsederler, sinirlenilen şikayetler hemen hemen oyunların yüklenmemesiyle ilgilidir. Arada bir Yatırım şartı yok bonus tüketicileri tarafından gönderilmiş geniş çaplı yorumlara inanmak çok kolaydır. Oluşturulanlardan epey tereddüte girmeden tercih yapabilmeniz oldukça yeterli olarak yansıtılır. Evvela şirketin müşterilerini kontrol altında tutabilmesi için anlaşma belgesi var oluyor. Yalnızca bir yere üyelik işlemi esnasında yapılması zorunlu olan koşul ve şartları onay veriyor hemde kabul ediyor sayılmaktasınız. İlgi göstermeden önce yasal biçimini anlamış olmanız, kazançlarınızın teminat kapsamı altına konulduğunu gösterir. Vahim sonuçlar ile karşılaştığınızda destek alabileceğiniz NHS gibi aracı tesisler görülüyor. Seçtiğin bahis sağlayıcısının güvenli olduğunu tescillemek için icabından fazla yollar türetilmiştir, tanınanlardan sağlam olanı kurumsal yönetimidir.
İfade edilen seçenekler arasında arayüz tasarımın yararlı geliştirilmiş olmasıdır. Jackpot oyunlarının mobil versiyonu olması çok çok adı duyulan ayrıntılar arasında bulunur. Oluşturulmuş olan sorgulamalar ile beraber süper olana ulaşmaya çalıştık. Son dakika haberlerimizi değerlendirerek ön plana çıkarılan tüm ayrıntıları kolaylıkla deneyebilmektesiniz. Bonus veren bahis siteleri bonusal tablosu teknik servislerimiz sayesinde ehemmiyetle tarif edilmiştir. Bahis gruplarının çokçası legal olarak Avrupa şehi̇rleri̇nde varlık sağlar. Sıkı çalışıp çaba gözden çıkartarak tek bet üreticileri modelini değil, sayfamızda tedirginlikleriniz arttığında bizden keyifli çözüm alabiliyorsun. Samimiyet için açıkça teşekkür eder, i̇ddaacılara önemli bir yıl gerçekleştirmeniz dileğiyle. |
11,110,336 | porno sitemizde hd kalitede sex videolar izleyebilirsiniz, hd porno izleme keyfini en iyi şekilde yaşayın.
Log In
Kullanıcı adı ya da e-posta adresi
Parola
Lost password?
Beni hatırla
Beğenilenler
Anasayfa
Anal
Altyazılı
Amatör
Konulu
HD Porno
Hardcore
Türk
İletişim
Karaoke Yapan Hatunu Siken Çinli
Like?
Share
Paylaşan pornocu on Ekim 9, 2020
Karaoke yaparken kız arkadaşına yavaşça dayıyıp elleriyle kalçasını avuçlar. Sonra azgın çinli kadını domaltmaya çalışır. Ama azgın Asyalı hatun direk sikiş yerine saksoyla başlamayı ister. Sonrada herifin istediği gibi domalarak kalın aleti içine alır.
Kategoriler:
Asyalı
Açıklamayı Gör Açıklamayı kapat
You may also like
Çin’de Liseli Öğrencisini Siken Öğretmen İfşa
pornocu 1 sene ago
0 Views0 Comments8 Likes
Erkeklerin ve kadınların lise dönemleri oldukça tehlikeli dönemlerdir. Cinsel anlamda hormonların tavan yaptığı, etrafındakileri sürekli olarak cinsel bir unsur olarak gördüğü, özellikle de öğretmenlerine ilgi duyduğu...
Asyalı Milf Hatun Masajda En İyisi
pornocu 1 sene ago
0 Views0 Comments20 Likes
Masaj denildiğinde herkesin aklına Asya ülkeleri gelmektedir. Masaj yapma konusunda Asyalı kadınlar dünya üzerinde baya meşhur durumdadırlar. En iyisini onlar yaparlar. Yağlı ve seks masajları olduğunda ise Asyalı kad...
Asyalı Tatlı Japon Çıtır
pornocu 1 sene ago
0 Views0 Comments20 Likes
Tatlı ve minyon görünümlü Japon genç kız daracık amına aldığı sikleri öyle iyi boşaltır ki onu sikmek ister bir çok arkadaşı. Daracık amı içine giren siki sırılsıklam ediyor ve o dar yolda tüm hislerin hissedilmesine ...
Asyalılardan Thai Seks
pornocu 1 sene ago
0 Views0 Comments3 Likes
Asyalı dövmeli tipler sikişirken biraz hırçın olurlar. Asya halklarının sakinliğine ve disiplinine nazaran bu noktaya gelirler. Zaten dövmeli olmak Asya'da zorken ibir de böyle birisi olmak oldukça zordur fakat seks k...
Asyalı Zayıf Liseli Soyunma Odasında Hocasıyla Sikişiyor
pornocu 1 sene ago
0 Views0 Comments1 Likes
Asya bu zayıf liseli hatun okula ve gelmiştir. O gün boş dersleri vardır ve vaktini spor yaparak geçirmeye karar verir. Okuldaki spor hocası ile spor salonunun soyunma odasında karşılaşırlar. Üstünü çıkaran liseliyi g...
Asyalı Üvey Annesini Babasının Yatağında Sikiyor
pornocu 1 sene ago
0 Views0 Comments2 Likes
Olgun Asyalı kadın üvey oğlunu sabah odasında görür. Sohbet etmeye başlarlar. Ve günlük rutinin görür bu genç delikanlı. Balkondan çıplak şehri seyredişini de. Ve konuyu bir şekilde sekse getirir. Yanlış olduğunu bili...
Asyalı Fahişe İş Başında
pornocu 2 sene ago
0 Views0 Comments1 Likes
Akıllı uslu görünen ama alakası olmayan asyalı süt beyazı fahişe iş başındayken adama asılır. Adam da onun azgınlığına uyar. Hemen ellerini harekete geçirerek karıyı soyar ve aletini ağzına sokar. Sonrasında sert bir...
Liseli Japon Kızın Sevgilisi ile İlk Seksi
pornocu 2 sene ago
0 Views0 Comments0 Likes
Henüz liseli olan Japon kız, kendisinden yaşça büyük bir sevgiliye sahip olmanın arkadaşları arasında oldukça havalı olduğunu düşündüğü için böyle bir sevgili bulur. Fakat adamın kızdan bir takım cinsel beklentileri v...
Taylandlı Asya Kadının Zevk Anları
pornocu 2 sene ago
0 Views0 Comments4 Likes
Asyalı hatunların turistler için ayrı bir yeri var. Bu sebeple oraya giden her erkek bir Asyalı porno çeker. Bu anları da kadınların gözünden gösterilmesi daha iyi olur.
Asyalı Emlakçı Kızın Seksi Pornosu
pornocu 2 sene ago
0 Views0 Comments1 Likes
Bir emlak şirketinde satış danışmanı olarak çalışan Asyalı kız, oldukça seksi bir görünüme sahiptir. Bir müşterisine ev göstermek isteyen kız, adamın yakışıklı olması nedeni ile porno videolarını aratmayacak ölçüde bi...
Asyalı Bebek Gibi Kızı Analdan Sikti
pornocu 2 sene ago
0 Views0 Comments2 Likes
Oldukça genç olmasının yanında, bir de güzel olan Asyalı kız, daracık deliğine aldırmadan anal seks yapmaya karar verir. Partneri oldukça profesyonel olduğu için, kıza kısa bir süre içinde arkadan girmeyi başarır. Biz...
Çinli Kıza Masaj ve Seks Pornosu
pornocu 2 sene ago
0 Views0 Comments1 Likes
çinli kadın, kendisini hem rahatlatmak, hem de cinsel anlamda tatmin etmek için bir masaj salonuna gider ve masaj hizmeti alır. Fakat bu anların video olarak kaydedilip porno sitelerine gönderileceğinden haberi yoktur.
Leave a Reply Cancel reply
Your email address will not be published. Required fields are marked *
Name *
Email *
Website
Comment
Kategoriler
Alman
Altyazılı
Amatör
Anal
Arap
Asyalı
Ayak Fetişi
BDSM
Beyaz Tenli
Brazzers
Büyük Memeli
Cosplay
degistir
Dövmeli
Dul
Ensest
Esmer
Fake Taxi
Gay
Genç
Gizli
Grup
Hamile
Hardcore
HD Porno
Kızıl
Konulu
Kumral
Latin
Lezbiyen
Liseli
Mastürbasyon
Milf
Mobil Porno
Öğretmen
Olgun
Oral
Parody
Porn Memes
Porno Star
Pov
Public Agent
Rus
Sarışın
Sekreter
Şişman
Step Sister
Tecavüz
Temizlikçi
Threesome
Türbanlı
Türk
Twitter
Zenci
Son Yazılar
Almak İstediği Evin Esme Sahibini Sikti
Evde Tek Kalınca Üvey Kız Kardeşini Sikti
Çin’de Liseli Öğrencisini Siken Öğretmen İfşa
Eve Gelen Temizlikçi Lain Kadını Sikti
Öğrencisine Masaj Yapıp Siken Yoga Eğitmeni
Liseli Esnek Kızın Akrobatik Pornosu
Üvey Kız Kardeşine Masaj Yapan Adamın Pornosu
Anneden Oğluna Anal Seks Sürprizi Pornosu
FakeTaxi’ye Binen Azgın Dövmeli Sarışın Kadın
Havuz Başında Mia Khalifa Pornosu
Son Yorumlar
Başlangıç
İletişim
Copyright 2022 © HD Porno, Sex Videoları, Porno izle, Sikiş izle All rights reserved.
Porno izle mek için çıktığın bu amansız yolda hala aradığını bulamadın mı ? Korkma biz yanındayız abaza adminlerimizin özenle seçtiği ve sadece kendi göz zevkimize özgü hd pornolar ile sizlere bu kutsal hizmeti veriyoruz. Artık sizde yarak kürek pornolardan bıktıysanız ve şuan bu yazıyı okuyorsanız doğru yolu bulup kaliteli pornolara ulaştınız demektir. Sitemizde öncelik verilen kategoriler arasında beyaz tenli porno ve Sarışın Porno kategorileri bulunmaktadır. Adminler olarak beyaz ten hariç bi renklinin vajinasını görünce kustuğumuz için malesef diğerlerini paylaşamıyoruz. Porn memes kategorimiz ile sizlere sadece porno izletmiyor, porno izlerken eğlendiriyoruz. daha fazla konulu porno, sarışın porno, götten sikiş videosu izlemek için bizleri takip edin. |
11,110,337 | Rotasyon veya film-druck baskı makineleri girişlerinde kullanılır. Bu ünite mekanik açıcı ve havalı açıcının beraber kullanıldığı bir kenar kıvrım açma sistemidir. Baskı makinesinde ortalayıcıdan çıkan kumaşın blankete sevki sırasında kenarlarının tekrar katlanması durumunda kullanılır. Kumaşın blankete yapıştığı silindire minimum seviyede yaklaştırılarak montaj yapılır. Mekanik ve pnömatik açıcı ile açılan kumaş kenarı tekrar katlanmadan blankete sevk edilmiş olur. Yapılan uygulamaya göre istendiğinde pnömatik açıcının hava girişi kapatılabilir. |
11,110,338 | Bugünkü maç sonuçları, Türkiye Süper Ligi Futbol takımlarından GS ve FB gibi takımların iddaa sonuçları, puan durumu, Şampiyonlar ligi ve..
Devamı »
10 Ağustos 2018
Dünkü Maç Sonuçları
Dünkü Maç Sonuçları hakkında bilgi edinebilmek için nesine ve bahislopedi gibi Real Madrid, süper ligin GS, FB ve BJK takımlarının..
Devamı »
10 Ağustos 2018
GS TV
GS TV, Galatasaray kulübü bünyesinde gerçekleştirilen spor karşılaşmalarını GS TV’de HD kalitede donmadan, şifresiz bedava ve canlı izleyebileceğiniz spor kanalıdır. Özellikle..
Devamı »
Justin TV
Taraftarium24 İzle
Lig TV İzle
Spor Kanalları izle
© 2022 Canlı Maç Sonuçları Tv Tüm Hakları Saklıdır. Sitemizden canlı maç sonuçları ile alakalı bütün bilgilere ulaşabilirsiniz. Rulet oyunları - Biabet - Biabet Girişi - Biabet Casino - Biabet Bahis - Biabet Bonus |
11,110,339 | Bireysel ya da kurumsal müvekkillerimizin yaptığı veya yapacağı her türlü hukuki işlemde profesyonel destek sağlanması, günümüz koşullarında artık bir gereklilik halini almıştır. Hukuk büromuzdaki danışmanlık hizmetleri müvekkillerimize hukuki ilişkilerinde karşılaşabilecekleri olası zararlardan önceden korunma olanağını sunduğu gibi uğranılan bir zararın giderilmesi bakımından da destek sağlamaktadır.
2009 yılında kurulan Selçuk Türkmenoğlu Hukuk Ofisi, 10 yılı aşan tecrübe ve dinamizmi birleştiren kadro yapısı ile etkin ve sonuç odaklı avukatlık hizmeti sunmaktadır. |
11,110,340 | Sosyal TV ile ilgili en çok takip edilen yer olan Twitter’a, Tumblr eklendi. Bu alanda farklı karakteristikte olan Tumblr’ın açıkladığı medya bilgilerine göre, Twitter’da bir yayın hakkında konu konusulup çok çabuk sonlanırken Tumblr’da yayının etkisi çok daha uzun sürüyor.
Bir yayın ile ilgili en çok paylaşım Tiwtter’da anlık olurken Tumblr’da yayından 1 saat sonra oluyor.
Paylaşımlar yine Twitter’daki gibi saman alevi gibi değil, yayından günler sonra da devam edebiliyor. Bu yüzden reklam vermek için olan süre de artmış oluyor.
Aşağıdaki grafikte de görüleceği üzere Tumblr’da etki, Twitter’a göre oldukça fazla devam etmekte. Bu yüzden Sosyal TV ratingleri ile ilgilenen firmaların odağında olması gereken Tumblr gibi yeni yeni mecralar hayatımıza girmiş oluyor.
Türkiye’de ne yazık ki henüz Sosyal TV ile ilgili derinlemesine bilgi analizi yapıp bu bilgilerden faydalanmamızı sağlayan firmalar olmasa da, yurtdışındaki bu tarz firmalarda Tumblr’a doğru da bir kayış göreceğiz. |
11,110,341 | Danimarka'nın sınırdığı etmek istediği isimlerden Suriyeli Faeza Satouf - © David Keyton/Copyright 2021 The Associated Press. All rights reserved -
Bu haberi paylaş
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırın
Kopyala
Paylaş
Tweet
Paylaş
send
Paylaş
Tweet
Paylaş
send
Daha fazlaGizle
Paylaş
Paylaş
Paylaş
'Sıfır sığınmacı' politikasına sahip Danimarka'nın son dönemde Suriyeli mültecileri ülkelerine göndermeye başlaması tepkileri beraberinde getirdi.
Bir dönem Avrupa'nın 'en iyi insani yardım ülkelerinden biri' olarak bilinen Daninarka'nın bugün mültecilere karşı Macaristan gibi katı göç politikası uyguladığı belirtiliyor.
Danimarka'nın sınır dışı etmek istediği isimlerden biri Suriyeli Faeza Satouf.
25 yaşındaki mülteci, ailesiyle iç savaştan kaçarak Danimarka'ya ulaştı. 2015'te sığınma hakkı aldılar. Ancak altı yıl sonra kendisine geri dönmesi gerektiği söylendi.
AP'ye konuşan Satouf, "Suriye'de beni Danimarka'da olduğu gibi koruyabilecek hiçbir yasa yok. Babam Suriye'de aranıyor, bu yüzden elbette döndüğümde tutuklanacağım." dedi.
Satouf geçtiğimiz altı yıl içinde Danca öğrendi, liseden başarılı bir şekilde mezun oldu. Bir süpermarkette işçi olan Satouf, hemşire olmak için çalışıyor. Entegrasyonu teşvik eden ve bir pandemi sırasında hemşirelere ihtiyaç duyan bir ülkenin neden kendisini ve diğerlerini, özellikle de kadınları "kovduğunu" anlamadığını söylüyor.
Çoğunluk kadın mülteci
Danimarka, Beşar Esad yönetimine karşı ayaklanmanın başlamasından 10 yıl sonra Suriye başkenti Şam ve komşu bölgelerin güvenli olduğunu savunarak bazı Suriyeli mültecilerin oturma izinlerini iptal etmeye başlayan ilk Avrupa ülkesi oldu. Çok az uzman Danimarka’nın değerlendirmesine katılıyor.
Danimarka'nın bu kararı, Suriye ordusuna zorunlu asker olarak alınabilecek erkekler gibi, hayatları için özel bir tehdit olduğunu kanıtlayabilenleri kapsamıyor.
Satouf’un avukatı Niels-Erik Hansen, kendisine gelen dava dosyalarının yüzde 90'ının kadın olduğunu söylüyor.
Suriye'ye dönmeyenler Danimarka'da "hapishaneye" gönderiliyor
Danimarka'nın Suriye ile diplomatik ilişkisi olmadığı için ülkeyi terk etmeyi reddedenler Suriye'ye gönderilemiyor. Bunun yerine, sınır dışı etme merkezlerine alınanlar, ailelerinden ayrılmaya zorlanıyor ve çalışamıyorlar; ayrıca eğitim programlarına da katılamıyorlar.
Bekar kadınlar, Kopenhag'ın yaklaşık 300 kilometre batısındaki uzak bir kompleks olan Kaershovedgaard sınır dışı etme merkezine gönderiliyor. Buraya erişim sınırlı; ancak Kızıl Haç fotoğrafları, yemek pişirmenin yasaklandığı ve etkinliklerin kısıtlandığı temel altyapıyı gösteriyor. Bu kampta Danca derslerine de izin verilmiyor.
Kızıl Haç için birkaç yıldır merkezi ziyaret eden Gerda Abildgaard, "Burası bir hapishane gibi, ancak gündüz dışarı çıkmalarına izin veriliyor" dedi.
Abildgaard, “Suriye yine güvenli mi? Bunu söyleyen sadece Danimarka. Diğer tüm Avrupa ülkeleri bunu söylemiyor. Yalnızca Danimarka söylüyor. " diyerek kararı eleştirdi.
Danimarka Başbakanı Frederiksen: Sosyal uyumumuz tehdit altında; hedefimiz 'sıfır sığınmacı'
Danimarka'da "göçmen karşıtı" politikaya geçiş
Danimarka'da bu politikanın arkasında, göçmenlik tutumu aşırı sağ partilere benzeyen sol kanat Sosyal Demokrat liderliğindeki hükümet var. Ülkedeki sığınmacıların sayısı, özellikle salgın sırasında o zamandan beri düşmüş olsa da Başbakan Mette Frederiksen ocak ayında "sıfır sığınmacıya" sahip olma vizyonunu yineledi.
Sosyal Demokrat milletvekili ve Parlamentonun Göçmenlik ve Entegrasyon Komitesi üyesi olan Rasmus Storklund, "Geçici korumaya sahip oluyorsunuz ve artık korumaya ihtiyacınız kalmazsa, Danimarka'yı terk etmeniz gerekecek," diyerek politikalarını savunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, yayınladıkları ortak bir bildiride, "Suriye'nin hiçbir yerinde güvenli geri dönüş için şartların mevcut olmadığı" uyarısında bulunarak Kopenhag yönetimini kınadı.
Danimarka'nın sıkılaştırıcı göç mevzuatının, mültecilerin İsveç ve Almanya gibi ülkelere kaçabileceği anlamına geldiğini belirtiliyor.
Satouf'un avukatı Hansen, "Bu aynı zamanda Avrupa'nın geri kalanıyla dayanışma eksikliği. Bu mülteciler için oturma izinlerini geri almaya başlayan ilk ülke olarak, aslında insanları diğer Avrupa ülkelerine gitmeye zorluyoruz." dedi.
Mültecilerin oturumlarını iptal etmeye başlayan Danimarka: Artık Suriye'ye dönmeniz güvenli
Bir ulusun dramatik dönüşümü
Danimarka'nın yaklaşımı, 1951 BM Mülteci Sözleşmesini ilk imzalayan ve uzun süredir açıklık ve hoşgörünün bir örneği olarak görülen "bir ulusun dramatik bir dönüşümüne" işaret ediyor.
Sivil toplum örgütü "Mülteciler Danimarka'ya Hoş Geldiniz" başkanı Michala Bendixen, “Eskiden özgürlük ve insan haklarına büyük saygı ile Avrupa'nın en iyi insani yardım ülkelerinden biri olarak biliniyorduk." diyor.
Nihai hedefin "mülteciler ve yabancıların Danimarka'ya gelmesini daha az çekici hale getirmek" olduğunun altını çizen Bendixen, Danimarka'nın politikalarının Macaristan gibi katı göç politikalarına sahip ülkelere çok benzediğini belirtiyor.
Ek kaynaklar • AP
Bu haberi paylaş
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırın
Kopyala
Paylaş
Tweet
Paylaş
send
Paylaş
Tweet
Paylaş
send
Daha fazlaGizle
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Bu haberler de ilginizi çekebilir
Danimarka’da eski göç bakanı, sığınma talebinde bulunan çiftleri ayırmaktan yargılanacak
Belçika'da mülteci krizi barınak sıkıntısı nedeniyle büyüyor
Türkler en çok hangi Avrupa ülkelerine iltica ediyor?
DAHA FAZLA
AŞIRI SAĞ POPÜLIZM SIĞINMACI SURIYELI MÜLTECILER MÜLTECILER DANIMARKA
Günün etiketiyle ara
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Mahsa Amini Jack Dorsey (Twitter) Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Çin'deki vahşi hayvan eti tüketimi karantina New York Savunma Ayetullah Humeyni belediye Ekonomist
Themes
My Europe
Dünya
Ekonomi
Spor
Green
Next
GEZİ
Kültür
Video
Programlar
Services
Canlı
Bülten
Hava durumu
Son Dakika Haber Akışı
Bizi takip edin
Apps
Mesajlaşma uygulaması
Widgets & Services
Africanews
Games
Job offers from Jobbio
Daha fazla
Euronews hakkında
Commercial Services
AB programları
Şartlar
Cookie politikamız
İletişim
Press Office
İş ilanları
Bizi takip edin
Newsletter
Copyright © euronews 2022
-
Türkçe
English
Français
Deutsch
Italiano
Español
Português
Русский
Türkçe
Ελληνικά
Magyar
فارسی
العربية
Shqip
Română
ქართული
български
Srpski
ÖNE ÇIKAN KONULAR
KEMAL KILIÇDAROĞLU CHP MAHSA AMINI JACK DORSEY (TWITTER) GÜÇLENDIRILMIŞ PARLAMENTER SISTEM ÇIN'DEKI VAHŞI HAYVAN ETI TÜKETIMI
My Europe Dünya Ekonomi Spor Green Next GEZİ Kültür Video Tüm Programlar Algeria Tomorrow Croatia 360 KORONAVİRÜS Doğu Akdeniz Krizi İklim Krizi Destination Dubai Angola 360 Explore Azerbaijan
Canlı
Newsletter
Tüm görüşler
Bülten
Son Dakika
Hava durumu
Games
English Français Deutsch Italiano Español Português Русский Türkçe Ελληνικά Magyar فارسی العربية Shqip Română ქართული български Srpski |
11,110,342 | [Milliyet] Kurtuluş Savaşı sırasındaki milis mücadelesiyle kendinden söz ettiren, ancak düzenli ordunun emri altına girmediği … |
11,110,343 | Bir zamandır herhalde havaların da düzelmesi beni tahrik etmeye başladı. Zevk için görüşen ücretsiz Bodrum escort ilanımı tekrar yazıp yazmama konusunda bayağı bir ikileme düştüm. |
11,110,344 | Kripto para birimleri alanı 2009 yılından bu yana eleştiriliyor. Bu süre zarfında az sayıda kişi Bitcoin‘i ve birkaç altcoin‘i benimseyerek piyasanın balinaları haline geldiler.
‘Balina’ terimi, büyük kripto varlıklarını kullanarak piyasayı manipüle edebilen kişi veya bir grubu ifade ediyor. Balinalar, kripto ekosistemi için bir metafor olan okyanusun büyük oyuncuları… Piyasadaki son trend, küçük yatırımcıların (küçük balıklar) biraz para kazanabilmek için dev oyuncuların kendi yararları için yarattığı dalgaları gözleme üzerine. Bitcoin gibi kripto para birimleri yerine daha küçük hacimli altcoin’leri hedef alırlar. Bitcoin’in yaratıcısı Satoshi Nakamoto, görünürde 1 milyon adet Bitcoin’e sahip olan kripto alanındaki en büyük balına olarak kabul ediliyor.
Balina tespiti
Küçük tüccarlar için bir balinanın ne zaman alıp sattığını bilmek oldukça önemli. Yanlış bir karar ağır bir kayıpla sonuçlanabilir. Dolayısıyla piyasa trendini dikkatle gözlemlemek mühim. Son zamanlarda bu büyük oyuncuları tespit edebilmek için birçok program geliştirildi. Elbette bunların hiçbir kesinliği yok. Kripto piyasasını daha iyi anlamak için programlardan ziyade manuel olarak işe koyulmanız önerilir.
Bir balina alımı nasıl tespit edilir?
Küçük balıklar için balinaların sipariş defterinde görünmesini beklemek çok önemli. Aşağıda balinaları avlayabilmenize yardımcı olabilecek birkaç ipucu yer alıyor.
İpucu 1: Teklif boyutunda olağan dışı bir artış için sipariş defterini (order book) kontrol edin
Örneğin, ortalama alış miktarının 1000, satış miktarının ise 2000 olduğunu varsayalım. Ortalama alış miktarından daha büyük alış miktarları varsa bu durum bir balinanın o kriptoya girmek istediğine işaret edebilir.
İpucu 2: Piyasa durgun olduğunda fiyattaki ve volatilitedeki değişiklik
Genel olarak bir coin oldukça sabit bir fiyat aralığında hareket ediyorsa ve aniden volatilite ile fiyatta bir artış yaşarsa bu bir balinanın veya bir grup balinanın varlığını gösterir.
İpucu 3: Satış hacmine karşı alış hacminde çıkıntı arayın
Genellikle bir kripto piyasasında alım ve satım hacimleri eşit oranda bölünür. Fiyat arttıkça alıcıların oranı yüzde 70, satıcıların oranı ise yüzde 30 olabilir. Fiyat düşmeye başladığında da tersi olur. Bununla birlikte piyasada bir balina varsa alıcıların oranı kısa sürede yüzde 90’a kadar bir artış görebilir.
Balina satışları nasıl tespit edilir?
Piyasada bir Ayı Balina varsa bu küçük tüccarlar için çok riskli olabilir, çünkü büyük miktardaki varlıklarını tasfiye ederek fiyatları oldukça aşağı çekebilirler. İşte Ayı Balinalarının izini sürmek için ipuçları…
İpucu 1: Muazzam satın alma emirlerinin anında iptallerini izleyin
Piyasayı izlerken büyük bir satın alma emri hızlı bir şekilde kaybolmaya başlarsa bu o kripto paranın düşeceğinin işareti olabilir. Örneğin alış emirlerinde birkaç büyük emir olduğunu ve bir süre sonra ortadan kaybolduklarını varsayalım… Bu durumda büyük bir satış emrine karşı dikkatli olunmalı. Ayrıca satış duvarı olarak da bilinen sipariş defterindeki büyük bir satış, diğer piyasa oyuncularının davranışlarını değiştirebilir ve kripto paranın fiyatını düşürebilir.
İpucu 2: Kısa süre içinde fiyatta güçlü bir dalgalanmanın olup olmadığının kontrol edin
Bir kripto parada kısa sürede artan bir fiyat görmeniz balinalara işaret edebilir ve roket misali arttığı gibi aniden ölür. Fiyat dalgalanması haberler veya başka nedenlerden dolayı oluşmamış olabilir fakat balina varlığı nedeniyle olabilir. Fiyat artışı balinaların istediği seviyeye ulaştığında tüm varlıklar satılarak çöpe atılmaya başlanır.
İpucu 3: Hacimde güçlü momentum
Hacimdeki anormal bir büyüme bir balinanın içeride olduğunu gösterir. Örneğin hacim rutin hacimden üç kat daha büyük olduğunda bu bir balinanın veya balina grubunun işi olabilir. Bir yandan hacmin yükseldiğini bir yandan da satış miktarının daha da arttığını gözlemliyorsanız bu durum ivmenin değişmekte olduğunu gösterir.
Piyasa ani ve beklenmedik bir şekilde çöktüğünde balinalar hep suçlanır. Birçok kripto meraklısı balina olmak için neye ihtiyacı olduğunu merak ediyor. Birkaç foruma ve kripto uzmanına göre bir balina olarak nitelendirilebilmek için yaklaşık 1000 ile 10.000 Bitcoin gerekiyor. |
11,110,345 | 32 yaşında 1.70 boyunda yeşil gözlü sarı saçlı bir bayanım. Resimlerin hepsi bana aittir. Resimlerdende anlaşılabileceği gibi pürürsüz bir vücut hatlarına sahibim. Siz elit beylerle olan görüşmelerimi Sizin yerinizde ( güvenlikli olmak şartıyla) ve 4-5 ** otellerde gerçekleştirmekteyim. Temizlik Ve Hijyen olmazsa olmazımdır bu yüzdendir ki korumasız ve ters ilişkide bulunmuyorum. daha fazla detaylı bilgi ve randevu almak için aşağıdaki numaradan bana ulaşabilirsiniz. |
11,110,346 | Koleksiyonlarında toplumun farklı ön yargılarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan DB Berdan, bu kez ahlak kavramındaki yanlışlıkları koleksiyonuna taşıyarak "Bedeninle gurur duy" mesajını verdi. Defile öncesi kuliste modellere koleksiyonun canlı renklerini yansıtan, metalik ışıltıların ön planda olduğu bir makyaj uygulandı.
Niyazi Erdoğan'dan sonsuzluğa övgü
5 sezondur aralıksız olarak koleksiyonlarını Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul'da sergileyen başarılı tasarımcılardan Niyazi Erdoğan, çağdaş erkeklere hitap eden Sonbahar 2015 koleksiyonunda ilhamını İlhan Koman'ın heykellerinde gözlemlenebilen zıtlıkların uyumundan alıyor. Defilede kağıt heykelleriyle son dönemde dikkat çeken Papier Atelier'nin maskeleri beğeni topladı.
fotoğraf: Abdurrahman Erduran
Share This Story
Share on Facebook
Share on Twitter
Pin this Post
Tags:
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt
goze
Zaman sahip olunabilecek en değerli şeydir.
You Might Also Like
0 yorum
Newer
Stories
Older
Stories
Merhaba!
Ben Göze, 2009'da kendi dolabımdan yola çıkarak His Wardrobe adını verdiğim bu blogu yazmaya başladım. Kendi blogum dışında bir çok markanın sosyal medya hesaplarını da yönettim / yönetiyorum. Her türlü soru, görüş, öneri ve iş birlikleri için gozesener@gmail.com'dan benimle iletişime geçebilirsiniz. Sevgiler!
Labels
HM moda hiswardrobe Vakko indirim kanyon sale Aksesuar vogue Koton hm turkiye Anneler gunu Hm conscious VFNO designer moccasins pazar gunu ne yapsak powerfm Fashions night out paul frank turkey vfno2012 goze sener vfno2011
Popular Posts
UNITED COLORS OF BENETTON İÇİN SİYAH VE BEYAZ
Siyah ve beyaz: Bu mükemmel ikili renkler içerisinde belki de anlamlara, değerlere ve duygulara en fazla katılmış iki renk. Tar...
"H&M Home: Uygun Fiyatlı Ev Modası" Çok Yakında Türkiye'de!
Yaklaşık dört sene önceki H&M serüvenimle başlamıştı herşey. Modaya olan ilgimi keşfetmem, bugünkü moda ve sosyal medya üzerine yaptığım...
Tommy Hilfiger 2013 Sonbahar - Kış Koleksiyonu
Merhaba Sevgili His Wardrobe Takipçileri ve Moda Tutkunları, Geçtiğimiz gün Tommy Hilfiger Türkiye'ye 2013 Sonbahar - Kış kol...
Benetton’la Şehri Keşfet!
Uzun zamandır sizlerle paylaşmak istediğim güzel bir proje vardı, yazın da kapıyı çalmasıyla zamanı geldi! Yaz deyince renkler, renk deyin...
"Man Boot Top Ten" 2011
Merhaba sevgili takipçilerimiz. Bu hafta His wardrobe ekibi olarak sizin için kışlık bot avına çıktık. Malum soğuk kış gelip kapımızı çaldı,... |
11,110,347 | İstanbul Eskort Bayanlar Corona Virüs Bilgilendirmesi - İstanbul Escort, İstanbul Escort Bayan, Escort İstanbul
Welcome, visitor! [ Login ]
İstanbul Escort, İstanbul Escort Bayan, Escort İstanbul
İstanbul Escort ve Escort İstanbul Bayanlarının En güzelleri ve En Elitleri Güncel Bir Şekilde Sitemizde Sergilenmektedir.
Home
Categories
Adalar
Akatlar
Aksaray
Arnavutköy
Atakent
Ataköy
Ataşehir Escort
Avcılar
Avrupa Yakası
Bağcılar
Bahçelievler
Bahçeşehir
Bakırköy
Başakşehir
Bayrampaşa
Bebek Escort
Beşiktaş
Beylikdüzü
Beyoğlu
Büyükçekmece
Çapa
Çatalca
Emirgân
Esenler
Esenyurt
Etiler
Eyüp Escort
Fatih
Fındıkzade Escort
Fulya
Gaziosmanpaşa
Güngören
Halkalı
istanbul
istanbul vip
Kâğıthane
kayaşehir
Küçükçekmece
Levent
Mecidiyeköy
Merter
Nişantaşı
Ortaköy
Sarıyer
sex hikaye
Silivri
Şirinevler
Şişli
Sultangazi
swinger sex hikayeleri
Taksim
Topkapı
Ulus
Yenibosna
Yeşilköy
Zeytinburnu
Blog
Post an Ad
Home » Genel » İstanbul Eskort Bayanlar Corona Virüs Bilgilendirmesi
0
İstanbul Eskort Bayanlar Corona Virüs Bilgilendirmesi
devran Genel 2 Temmuz 2019
Sevgi ve aşk dolu birliktelikleri özledin mi? Senin için hazır, aşk ve arzu ile yanan birçok kadın var biliyorsun. Ancak son dönemde yaşanılan bazı sıkıntılar nedeni ile sosyal mesafemizi de korumamız gerekiyor. Bu nedenle biz İstanbul eskort bayanlar corona virüs konusunda oldukça titiz davranmak istiyoruz. Bir süreliğine bazı önlemler alarak birlikteliklerimize yön vermeliyiz.
Bu şekilde kendimizi ve birlikte olduğumuz kişileri de salgına karşı korumuş olacağız. İstanbul escort kadınları bu konulara dikkat etmiyor diye düşünmeyin. Gerçekten temiz ve titiz olan, hijyene önem veren kadınlar, özellikle daha dikkatli olurlar. Genel olarak bayanlar corona virüs konusunda daha tutarlıdır. Davranışları, titizliği ve bilinçli olmaları nedeni ile de daha az virüse yakalandıkları görülmektedir.
İstanbul Escort Bayan Covid-19 Hakkında Bilgi
Bilindiği üzere tüm dünyada etkili olan korona virüsü, oldukça hızlı yayılan bir virüstür. Bu nedenle İstanbul escort bayan covid-19 konusunda ciddi anlamda dikkatli davranmaktadır. Yaptıkları açıklamalar, korunma önlemleri ile tam bir karantina ortamında yaşarlar. Kendilerini en iyi şekilde korudukları için de bu virüse yakalanmamaktadırlar.
Temiz, düzenli ve seçici olmaları nedeni ile her zaman sağlıklıdırlar. Düzenli olarak doktor kontrolüne girerler. İstanbul escort kızları ile harika zaman geçirebilmeniz için sizler de bu kurallara uyunuz. Ellerinizi sık sık uzun süre sabunla ve ılık su ile yıkayınız. Mutlaka maske kullanınız. Her bakımdan bu virüsün yayılma şekli hava ve nefes yolu ile olduğu için kendinizi izole ediniz. Alacağınız önlemler sayesinde, hem bizi hem de kendinizi, sevdiklerinizi korumuş olacaksınız. Lütfen biraz daha tizi ve dikkatli olup, sosyal mesafemizi koruyalım.
corona-virus
İstanbul Escort Kızlar Corana İle Mücadeleye Destek Veriyor
Sizlere etkili ve güzel bir hizmet vermek her zaman bu hoş bayanların önceliğidir. Ancak sağlık ise hepimizin ilk önceliğidir. Bu kriz ortamı düzene kadar ciddi bir şekilde dikkat etmemiz gerektiğini unutmamalısınız. İstanbul escort kızlar gibi sizler de kendinizi izole edebilir, temizlik kurallarına aktif olarak kullanabilirsiniz. Bu sayede ülkemizde ki ulusal salgına karşı en ideal şekilde korumuş olacağız. Eskort kadınlar ile birlikte olmadan önce nelere dikkat ettiğini kontrol edin.
Mümkün oldukça temiz ve bakımlı olanları tercih edin. İstanbul escort kızlar corona hakkında gayet bilinçliler. Gerekirse ne yapmanız gerektiği konusunda onlara sorular sorabilirsiniz. Etkili ve özel sonuçları alabilmek adına en ideal içerikleri okuyun. Uzun süre bir insanla aynı ortamda bulunacağınız zaman mutlaka maskenizi kullanın. Bu virüsün hava ve temas yolu ile bulaştığını unutmamak gerekiyor.
Hasta olduğundan şüphelendiğiniz insanlarla zaman geçirmeyin. Gerekirse görüşmelerinizi bir süre erteleyin. Bu şekilde virüsün yayılmasını hızlı bir şekilde durdurarak, eğlenceye kaldığımız yerden devam edebiliriz. Artık evde kalmak zorunda olmadığımız özel günlerin kısa sürede gelmesi dileğiyle…
No Tags
15 total views, 2 today
Leave a Reply
Cancel Reply
You must be logged in to post a comment.
Popular
Comments
Tags
Anadolu Yakası Escort
by devran on 16 Mayıs 2020 - 0 Comments
Hemen her bölgede hatta ülkemizde diyelim her zaman özellikle seksi Anadolu yakası escort konusunda inanılmaz bir istek olabilir, değil mi? Yani anadolu yakası escort kızlar ile olmak isteyen erkeklerin sayısı oldukça fazladır gerekiyor. Bu konuda yani bunun bu şekilde olmasının en büyük nedenini söylemek isteriz. Elbette seksi olan Anadolu yakası escort bayanlarının muhteşem derece ateşli […]
Beylikdüzü Escort Bayanları Nerelerde Görüşüyor?
by devran on 16 Nisan 2020 - 0 Comments
İstanbul’un en gözde semtlerinden bir tanesi olan Beylikdüzü’nde eğlence anlamında gerçekten kendinizi çok iyi hissedeceğiniz ve tadını sonuna kadar çıkarabileceğiniz çok sayıda mekan bulunmaktadır. Fakat bu anlamda sizlerin öncelikli amacı bu mekanlardan sizlere daha iyi hizmet sunan yerleri tercih etmeniz gerekir. Sizlere hizmet kalitesi anlamında iyi bir eğlence ortamı sunmayan ve pişmanlık yaratan yerlere tekrardan […]
Avrupa yakası escort
by devran on 4 Mart 2019 - 0 Comments
Açıkçası her zaman sizlere Avrupa yakası escort konusunda değişik olan bayanlar, farklı olan seks türleri vermekte olan sitemizin bundan sonra yine en özel şekilde buna devam edeceğini söylemek isteriz. Üstelik kesinlikle bu site üzerinde bulunan kızların bundan sonra Avrupa yakası escort olarak son derece de mükemmel olduklarından emin olun. Yine bu kızların seks konusunda uzman […]
Avcılar Escort Bayanlarının Kaliteli Sunumları
by devran on 6 Ocak 2019 - 0 Comments
Fantezi arayan bayanlar ile gerçekten cinselliği en üst seviyede yaşayacağınızı bilmelisiniz. Güzel fanteziler kurarak, sizler de cinsel anlamda güzel bir ilişkinin tadını en iyi biçimde alabilirsiniz. Sıcak ve güzel olan fantezileri sizlere bir arkadaş sıcaklığı ve güzel bir sevgili sıcaklığında sizlere yaşatacak olan avcılar escort bayanlarını internet üzerinden çok kolay bir şekilde bulabilirsiniz. Kadınların sizlere […]
Escort bayan
by devran on 16 Haziran 2020 - 0 Comments
Sitemiz sizlere escort bayan konusunda en farklı olan hatunları her zaman için rahatlıkla sunacak ve sizlerde bu sayede mutlu olacaksınız arkadaşlar. İşte bunu mükemmel şekilde yaşamak adına yapmanız gereken ise sadece en iyi olan hatunu seçmek olacaktır diyebiliriz. Bunu yapmak ve de mutlu olmak adına sizlerde o zaman hemen harekete geçebilir tatmin olmak adına escort […] |
11,110,348 | 2021 Bağımsız Denetçilik Sınav Tarihleri Açıklandı 2021 yılında yapılacak Bağımsız Denetçilik Sınavları 13 Haziran 2021 ve 14 Kasım 2021 tarihlerinde…
2021 Bağımsız Denetçilik Sınav Tarihleri Açıklandı
Tarih: 15 Şubat 2021
2021 Bağımsız Denetçilik Sınav Tarihleri Açıklandı
2021 yılında yapılacak Bağımsız Denetçilik Sınavları 13 Haziran 2021 ve 14 Kasım 2021 tarihlerinde yapılacaktır. Ayrıntılı açıklamalar ileriki tarihlerde Sınav Duyurusu ile yapılacaktır. |
11,110,349 | Yüze pozitif bir görünüş ve canlılık kazandırmak için allık uygulaması gereklidir. Sağlıklı bir şekilde uyuyamamış, veya yorgun olabiliriz. Bu ve benzeri durumlar, cildimizin soluk bir renk almasına ve cansız görünmesine sebep olacaktır.
Devamını Oku >>
Yüz ve Cilt Bakımı
Yüz ve Cilt Bakımı
Günlük yaşantımızı devam ettirirken, aslında cildimize yönelik pek çok saldırı gerçekleşmektir. Ama biz çoğu zaman, hayatın akışı içindeki problemlerle uğraşırken, cildimizi ihmal edip, onunla ilgilenmeyiz.
Devamını Oku >>
Parfüm - Parfümler
Parfüm - Parfümler
Aslında parfüm kullanımı yaklaşık 4000 yıl öncelere dayanmaktadır. Kelime kökeni olarak, Latince \"Per fumum\" dan gelmektedir. \"Per\" sayesinde, aracılığıyla demektedir. \"Fumum\" ise duman anlamına gelmektedir.
Devamını Oku >>
Deodorant - Deodorantlar
Deodorant - Deodorantlar
Sıcak bir hava. Ve pek çoğumuz gün içinde oradan oraya koşturmak zorundayız. Doğal olarak hiçkimse terli (kötü) kokmak istemez. Çoğumuzun aklına bu istenmeyen durumdan kurtulmak için (en azından hafifletmek veya ter kokusunu bastırmak için) dedorantlar gelir.
Devamını Oku >>
Saç Bakımı
Saç Bakımı
Saçımızın Sağlık ve Bakımı
Temel olarak sağlıklı saçlara sahip olabilmek için söylenebilecek en önemli şey, saçlarımızın saç kökleri vasıtasıyla ve kan ile beslendiği gerçeğidir.
Devamını Oku >>
Kozmetik Dünyası
Kozmetikde Herşey - Kozmetik Dünyası
Bilgi edinimi ve paylaşımı açısından olduğu kadar internet üzerinden kozmetik ürünlerinin alışveriş hacmi de gün geçtikce artıyor ülkemizde. |
11,110,350 | Fikret Çavuşoğlu ile K.T.H.Yolları Şti. 22/1992 sayılı İş Yasasının 12 maddesinin (6). fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiası - İş akdinin feshi – Sözleşme hukuku – Kişisel hizmetlerde serbest irade esastır – Sözleşme hukukunun genel ilkleri, sözleşmeye taraf olanların serbest iradelerinin varolmasını bir ön koşul olarak kabul etmektedir – Anayasanın 1,7,10. ve 46. Maddeleri
İndir
06.11.1996
A/M
Numara:4/1996
D. No:8/1996
Cumhurbaşkanı ile Cumhuriyet Meclisi Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasasının 6(1)(3)(4), 8, 9, 10(1)(3), 11, 12, 13,14,16. Maddelerinin anayasaya aykırılığı iddiası - Sözleşme özgürlüğü – Toplu sözleşme –Sendika – Toplu iş sözleşmesi yapılmasında en fazla üyeye sahip sendikanın yetkili olması -Grev hakkı – Anayasanın 46, 48, 49(1)(2), 53(1), 54(1)(2) mad.
İndir
28.06.1996
A/M
Numara:8/1995
D. No:7/1996
Vakıflar Örgütü ile Cumhuriyet Meclisi 41/77 İTEM Yasasını tadil eden 52/95 sayılı Yasanın 1, 96 ve geçici 8. Maddesinin anayasaya aykırılığı iddiası -Göçmen evi – İşçi evi – Vakıf mallarının kamulaştırılması –Takas Anayasanın 1,8,36,41,42,131 ve 159. Maddeleri
İndir
28.06.1996
A/M
Numara:3/1995
D. No:6/1996
İsmet Üstüner ile Başsavcılık Anayasasının 158 (4) (a) maddesinde geçen `kamu yararı’ sözcüklerinin yorumlanması istemi - Görüş istemi – Takipsizlik Kararı (Nolle presequi) – Takipsizlik, bir ceza davasını askıya alma veya süresiz ertelemedir Anaysanın149. Maddesi
İndir
27.06.1996
A/M
Numara:12/1995
D. No:5/1996
K.T.Emlak Sahipleri Birliği ile Cumhuriyet Meclisi 52/95 sayılı İTEM (Değ) Yasasının 4,6,7,10 ve 13. Maddelerinin anayasaya aykırılığı iddiasıKurum, kuruluş ve sendikaların kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren konularda iptal davası açabilmeleri Anayasanın 147. Maddesi
İndir
30.05.1996
A/M
Numara:5/1995
D. No:4/1996
Dr. Sıdıka Kayımbaşoğlu ile Ekonomi ve Maliye Bak 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 54(1) maddesinin Anayasaya aykırılığı idiası - Etkenlik şartı – İptal kararı isteme – Anayasanın 8(1) maddesi
İndir
19.04.1996
A/M
Numara:13/1995
D. No:3/1996
K.T.Mühendis ve Mimar Odaları ile Cumhuriyet Mec Değiştirilmiş şekliyle 41/1977 sayılı İskan Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 69. A maddesinin (5). fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiası - Orman ve Alçak Orman Ayrımı – Orman arazileri gerçek ve tüzel kişilere devredilemez – Anayasanın 1,3,5,7,8,10,40(1),159(2). Maddeleri
İndir
07.03.1996
A/M
Numara:15/1995
D. No:2/1996
Sarper İnce ile Göksel Yaradan ve diğeri Bölüm 339 Türk Aile Yasasının 44. ve 46. maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası - Hak arama özgürlüğü ve getirilen sınırlama – Aile Yasasının 44 ve 46. maddelerinde öngörülen bir aylık dava açma süresinin kişinin temel hakkı olan “davasını mahkemeye sunmak ve bunu hazırlamak için gerekli zamana sahip olma” hakkının özüne dokunup dokunmadığı tartışması –Temel hakların özüne dokunulmaması Anayasanın 17(4)(b) maddesi
İndir
18.01.1996
A/M
Numara:10/1995
D. No:1/1996
K.T.Esnaf ve Zanaatkarlar Odası ile Cumhuriyet Mec 51%95 Belediyeler Yasasının 78. Maddesinin Anaaysaya aykırılığı iddiası -Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin Belediyeler Yasası altında düzenlenmesi –Resim ve harçların bir vergi olmadığı nedeniyle kişilerin mali durumuna göre saptanmaması ilkesi – Tüzük – Tüzüklerin Belediye Meclisince hazırlanıp Bakanlar Kurulunca denetlenip yayınlanması -Meslek vergisi –-Vergi – Vergi tarh edilirken, vergi mükellefinin mali gücünün dikkate alınması gereği Anaysanın 1,3,5,7,8(1)(2), 10, 36/1), 48. Maddeler
İndir
Bu bölümde »
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
Detaylı Karar Arama
Anayasa Mahkemesi
Yim
Yim İstinaf
Yargıtay Hukuk
Yargıtay Hukuk İstida
Yargıtay Ceza
Yargıtay Ceza İstida
Yargıtay Aile
Yargıtay Asli Yetki
Asli Yetki İstinaf
Asli Yetki İstida
Asli Yetki İstida/İstinaf
Yüksek Seçim Kurulu Kararları
Alt Mahkeme Kararları
Dergiler
News & events
Bugün Mahkemelerde davanız mı var ? Günlük dava listelerini görmek için tıklayın.
Avukata mı ihtiyacınız var? Avukat Telefon Fihristi için tıklayın. (Fihrist)
Ask Admissions
Diğer KKTC Kamu Kurumları web sitelerini ziyaret etmek istermisiniz? "Aşağıda ilgili bağlantıları bulabilirsiniz."
KKTC E-Devlet | KKTC Cumhuriyet Meclisi | KKTC Başbakanlık | Sayıştay Başkanlığı | Kamu Hizmeti Komisyonu | Maliye Bakanlığı | Milli Eğitim Bakanlığı ve daha fazlası |
11,110,351 | Mustafa Ufuktan ile Sonay Ufuktan Mahkeme emrine riayetsizlik - Riayetsizlik nedeniyle şahıs zapt müzekkeresi ısdarı talebi - Velâyeti anneye bırakılan çocukla Mahkeme emrine rağmen görüşemediğinden Müstedinin şahıs zapt müzakeresi ısdarı talebi ........
İndir
10.07.1989
Yrg/aile
Numara:2,3/1988
D. No:3/1989
Nilgün Özcan Barkut ile Özcan Barkut Ara nafaka - Mahkemenin dava neticesine kadar ara nafakası emri verebileceği – Evlilik birliğinin ihmali – İkametgah temin etmeme evlilik birliğinin ihmali sayılır Fasıl 339, Md. 29 (2)
İndir
09.05.1989
Yrg/aile
Numara:12,13,14/1988
D. No:2/1989
Salih Akdeniz ile Sultan Akdeniz Ek şahadet verilmesini talep eden istidalarda istidanın dayandırıldığı yasa veya nizamata atıfta bulunulması gerekliliği - Boşanma - Şiddetli geçimsizlikten boşanma Fasıl 339, Madde 26 - Boşanma yerine adli ayrılığa hümedilmesi (Judicial Separation). H.M.U.T. E.48, n.2(1)
İndir
06.04.1989
Yrg/aile
Numara:1/1989
D. No:1/1989
Hüseyin Yılmaz ile Gülizar Hüseyin Yılmaz Nafakanın artırılması - Koşulların değişmesi halinde nafaka miktarının artırılabilmesi - Çocukların velayeti – Velayet kararı verilirken gözönünde bulundurulması gerken en önemli faktör çocukarın yararıdır. Fasıl 339, Md. 35
İndir
Bu bölümde »
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
Detaylı Karar Arama
Anayasa Mahkemesi
Yim
Yim İstinaf
Yargıtay Hukuk
Yargıtay Hukuk İstida
Yargıtay Ceza
Yargıtay Ceza İstida
Yargıtay Aile
Yargıtay Asli Yetki
Asli Yetki İstinaf
Asli Yetki İstida
Asli Yetki İstida/İstinaf
Yüksek Seçim Kurulu Kararları
Alt Mahkeme Kararları
Dergiler
News & events
Bugün Mahkemelerde davanız mı var ? Günlük dava listelerini görmek için tıklayın.
Avukata mı ihtiyacınız var? Avukat Telefon Fihristi için tıklayın. (Fihrist)
Ask Admissions
Diğer KKTC Kamu Kurumları web sitelerini ziyaret etmek istermisiniz? "Aşağıda ilgili bağlantıları bulabilirsiniz."
KKTC E-Devlet | KKTC Cumhuriyet Meclisi | KKTC Başbakanlık | Sayıştay Başkanlığı | Kamu Hizmeti Komisyonu | Maliye Bakanlığı | Milli Eğitim Bakanlığı ve daha fazlası |
11,110,352 | Gemliki ile İstanbul arası 20 dakikaya düşüyor. Gemlik Belediyesi’nce hazırlanan projenin onay alması halinde önümüzdeki yıl başından itibaren Gemlik’e deniz uçağı seferleri başlayacak.
Gemlik Belediye Başkanvekili Refik Yılmaz, Bursalı sanayici ve işadamlarının yanı sıra İstanbul ile bağlantılı pek çok kişinin zaman kaybına uğramadan İstanbul’a gidebileceğini belirterek, “Bu proje Gemlik’e artı değer kazandıracaktır. Gemlik’in marka değerini ve ismini daha da yükseltecektir” dedi.
Bursa Deniz Uçağı
Gemlik’e gelen BURULAŞ Genel Müdürü Levent Fidansoy, Seabird Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kürşad Arusan, Kaptan Pilotlar Stephen Bursey, Kirk Allen ve Fabio Ciovaccani ile birlikte kampus önü, Dörtyol iskelesi ve sahil kesiminde incelemelerde bulunan Yılmaz, BURULAŞ ile proje ortaklığı yapacaklarını belirterek, alt yapı, fizibilite ve izin konusundaki çalışmaları başlattıklarını kaydetti.
19 KİŞİLİK OLACAK
Gemlik ile İstanbul arasının deniz uçağı seferleriyle 20 dakikaya ineceğini bildiren Yılmaz, 19 kişilik deniz uçaklarının Haliç’ten kalkıp, Gemlik Dörtyol mevkiine ineceğini anlattı.
Gemlik Liman Müdürü Serkan Canlı ile de görüşen heyet, gerekli çalışmaların tamamlanması halinde yeni yılda bu seferleri başlatacaklarını açıkladı. Geçen yıl Haliç’ten Türkiye’nin 4 noktasına deniz uçağı ile hizmet vermeye başlayan Seabird Havayolları Şirketi ise Gemlik Belediyesi’nin talebi doğrultusunda merkez noktayı önce 5’e, ardından da 14’e çıkaracaklarını söyledi.
Deniz uçağının sefere başlaması ile Gemlikte kiralık mağaza bulmak zorlaştı, CİUS Avm MÜDÜRÜ Hasan Deliduman kiralık mağaza talepleri bir anda arttı dedi.
CİUS AVM
Benzer Yazılar
Categories: Haberler Tags: Bursa Uçak, CİUS Avm, Gemlik Deniz Uçağı, Gemlik Uçak, Hasan Deliduman
Benzer Yazılar
yorumlar (0) geribağlantılar (0) yorum ekle geri bağlantı
şimdilik yorum yok.
şimdilik geri bağlantı yok
isim (gerekli)
e-posta (gösterilmeyecek) (gerekli)
web adresi
yorum akışına abone olun
WordPress Toplu Yorum silme ve WordPress Akismet Spam Yorum Koruma Ercan Çetiner ‘Büyük Reis’ Genç Yaşta Vefat Etti
RSS
Google
Youdao
Xian Guo
Zhua Xia
My Yahoo!
newsgator
Bloglines
iNezha
Kategoriler
Diğer Konular (93)
Eğitim Öğretim (20)
Film Tutkusu (12)
Gelecek Görüşleri (41)
Haberler (84)
Hazır Sistemler (4)
İnternet ve Bilgisayar (35)
Müzik Dünyası (4)
Paket Programlar (9)
Programlama Dilleri (5)
Sağlık,Diyet ve Zayıflama (17)
Seçmece Fotoğraflar (4)
Şehirler Rehberi (6)
Seo Makaleleri (23)
Site Tanıtım (54)
Ürün Tanıtımı (27)
WebMaster Tecrübeleri (36)
Son Yazılar
Derya Şireci Açıklaması
Sabit SEO Paketleri Zarar Veriyor!
Eyüp Belediyesi Köylere Hafta sonu Ziyareti…
Kredi kart aidatı kesintisini iade ediyoruz
Vinç Çeşitleri Nelerdir?
İstanbul Boğazında Özel Yat Kiralama
Kurumsal Seo Danışmanlığı
Fizik tedavi ve rehabilitasyon nedir?
SanalReyonum.Com Mağdurları
Anjiyo Neden Bu Kadar Önemlidir?
İstanbul İkinci El Eşya Satın Al
WordPress Toplu Yorum silme ve WordPress Akismet Spam Yorum Koruma
Bursa Deniz Uçağı
Ercan Çetiner ‘Büyük Reis’ Genç Yaşta Vefat Etti
Link Kısalt İnternetten Para Kazan tr5.in
Son Yorumlar
Sponsorlar
Faruk usta ve ekibi Ahşap ev sektöründe sizlerle.
Tatil, Otel, Tatil Rehberi Otellerinizi ve tatil köylerinizi bu sitede yayınlanmasını sağlayabilirsiniz.
Arşivler
Arşivler Ay seçin Temmuz 2015 Ekim 2014 Eylül 2014 Ağustos 2014 Temmuz 2014 Aralık 2013 Kasım 2013 Ağustos 2013 Temmuz 2013 Nisan 2013 Mart 2013 Ocak 2013 Aralık 2012 Ekim 2012 Eylül 2012 Ağustos 2012 Temmuz 2012 Haziran 2012 Nisan 2012 Mart 2012 Şubat 2012 Ocak 2012 Aralık 2011 Kasım 2011 Ekim 2011 Eylül 2011 Ağustos 2011 Temmuz 2011 Haziran 2011 Mayıs 2011 Nisan 2011 Mart 2011 Şubat 2011 Ocak 2011 Aralık 2010 Kasım 2010 Eylül 2010 Ağustos 2010 Temmuz 2010 Mayıs 2010 Mart 2010 Şubat 2010 Ocak 2010 Aralık 2009 Kasım 2009 Ekim 2009 Eylül 2009 Ağustos 2009 |
11,110,353 | Slav kadınlarından hoşlanan Türk erkekleri içine en elit, yabancı kadın olarak geliverdim. Rize escort Rus Eva ismini sarışın ve zayıf olması ile özdeşleştirebilirsiniz. İncecik bedenime dokunurken zevkin her türlüsünü hissedeceğinizin garantisini sunuyorum. Bundan dolayı kendime çok güveniyor ve beyleri memnun edebildiğim için son derece başarılı bir kadın olduğuma inanıyorum. Lafı çok uzatmayı sevmem. Bundan dolayı kısaca kendimi tanıtarak cümlelerimi sonlandırmak istiyorum. Ailem ben doğmadan önce St. Petersburg bölgesinde tanışmışlar. Birbirlerini çok sevmiş ve evlenmişler. Aşk evliliği ürünüyüm. Birbirlerini severek hallettikleri için böylesine güzel olduğumu düşünüyorum. Uzun boylu, mavi gözlü ve ferah nefesliyim. Dişlerimin bembeyaz olması beylerin pek hoşuna gidiyor. Sizleri her halinizle Rize escort zevklerini yaşamaya davet ediyorum.
Tatil için gelmiştim, yolluk olup kalıverdim. Rize escort markasını nasıl benimsediğimi ben dahi algılayamadım. Her şey ışık hızıyla gerçekleşti. Bir gece barda bir kaç kişiden oluşan erkek grubu ile takılmaya başladım. Alkolün etkisiyle birlikte ellerinin arasında eriyen bir helva gibi hissetmeye başlamıştım. En sonunda grup teklifinde bulundular. Elbette ki hem paralarını yemek hem de aletlerini tek parçada ham yapmak için tekliflerini alkolünde etkisiyle kabul ettim. Ancak saatler ilerledikçe işler sarpa sardı. Ne sordularsa ‘’da’’ yani evet demekle yetindim. Meğer hiç hoş şeyler sormuyorlarmış. Başıma gelen ilk şey analdan almayı hiç sevmeme rağmen analdan sırasıyla girmeleri oldu. Açıkçası esmer olanın dolgun aleti anüsüme girer girmez bayılıp düşmüşüm. Geri uyandığımda yani kendime geldiğimde artık anal yapmayı seviyorum. Adamlar resmen hallede hallede analı sevdirdiler. Helal olsun. Rize escort markasına kadın aradıklarını ise bilmiyordum. Meğer kalite kontrolünden geçiriyorlarmış. Yalnız hakları var yalnızca kalite kontrolünden değil, aynı zamanda feleğin çemberinden de geçiriyorlar. Acıdan keyif almamı sağladıkları için tekliflerini kabul ettim. En nihayetinde kollarınızın arasına girmeye artık hazırım. Yakın bir dönemde sektöre giriş yaptığım için hala ufak tefek aksaklıklar yaşayabiliyorum. Örneğin uzunca bir süre ağzıma aldıktan sonra öğürme ihtimalim çok fazla. Buna karşın pek çok erkek öğürmemi Rusça bir şeyler söylemem olarak algılıyor. Yani en olumsuz halimden dahi olumlu bir şeyler çıkarabileceğinizi düşünüyorum. Rize escort yollu bir kadından ziyade arzulu bir kadındır. Kilometrelerce yolu yalnızca Haydarları tatmak için gelmedim. Tabi ki öyle bir amacım vardı ancak bu kadar değildi. Uzun lafın kısası, aletin uzununu kelamın özünü severim. Bu ikisini bir arada sunabilene ise kukumu verebilirim.
elit escort rize
1204 genel görüntüleme, 1 today
Çok incelenenler
Comments
Tags
Escort Rize Anal Yapan Emel
by admin on 8 Ocak 2017 - 0 Comments
Karınızın ailesi misafirliğe geldi ve bir haftadır tık yok mu? O zaman doğru adrese gelin. Escort Rize anal yapan Emel ile birlikte tık değil, taka toka tak tak yapmaya davetlisiniz. Sizlerin eli uçkurunda tüm gün gezmesini ve son çare duşta otuz bir çekmesini bilmeye gönlüm el vermiyor. Bunun yerine doğrudan vajinamı veya dilediğiniz olması halinde
Escort Rize Eve Gelen Büşra
by admin on 1 Şubat 2017 - 0 Comments
Kendisine kaliteli bir zevk yaşatmak isteyen elit ve özel beylere selamlar, ben Eve gelen Escort Rize Büşra. Ama güvendiğim beylerin kendi evlerine de gidiyor, onlara gerçek zevki kendi evlerinde de yaşatıyorum.Kaliteli bir gecede sizi zevk içinde kıvrandırmak için buradayım. Özel anlarda beylerin yanında oluyor, onlara özel bir ilgi göstererek gerçek zevkle tanışmalarını sağlıyorum. En büyük
Kızıl Rize Escort Gökçen
by admin on 22 Aralık 2016 - 0 Comments
Kızıl Rize Escort Gökçen olarak son derece nazik ve dişi bir yapıya sahip olsam da puro ve viski içmek gibi erkeksi zevklerim vardır. Oldukça elit zevklere sahip olan bir bayanım. Caz ve blues haricindeki bütün müzik türleri bana yavan ve kaba gelmektedir. Hayatımı zevklerim doğrultusunda yaşarken para kazanmayı da ihmal etmemem gerektiğini bildiğim için Rize
Rize Escort Oral Ebru Sizi Zevkten Uçursun
by admin on 31 Ocak 2017 - 0 Comments
Soluksuz bir zevk, nefes nefese bir seks yaşamak isteyen beylere selamlar, ben Oral Rize Escort Ebru. Anal seks yapmak ve masaj yapan bayan bulmak istediğinizde benimle iletişime geçin. Her zaman özel fanteziler kurar, elit beyleri unutamayacakları bir zevkin içine çekerim. Bir erkeğin bana kibar davranması ve yanıma bakımlı gelmesi durumunda onun için yapamayacağım şey yok.
Rize Escort Anal Yapan Melisa
by admin on 23 Kasım 2016 - 0 Comments
Buğday tenli, kısa boylu, fındık burunlu ve genç bir kadınım. Balık etli bedenimin seçkin tadına bakmak isteyen erkeklere anal yapan Rize Escort Melisa adıyla kendimi sunuyorum. Bu sektöre girmek için can atmıyordum. Ancak hayat şartları ve biraz da istek sonucu kendimi burada bulduğumu dile getirebilirim. Bugüne kadar koynuna yattığım erkeklerde hep huzur ve aşkı aradım.
Afetler Anal yapan Rize escort Ardeşen escort Ardeşen escort bayan Bulunacak Düşünceleri elit escort rize Escort Escort Rize Eve otele gelen Rize escort Geceden Gelen Hanımlar Harika Kalma kondomsuz escort rize Kumral Kızlar Orgazmını rize anal escort Rize Ardeşen escort RizeEscort Rize Escort Bayan rize escort minyon Rize eve gelen escort Rize eve otele gelen escort rize grup escort rize masöz escort Rize otele gelen escort rize sınırsız escort rus escort rize rus rize escort Sunacak Sıcak Tatlı Umutlarla yabancı rize escort Yaşamak yeni rize escort Özel
Kategoriler
RİZE ESCORT
Rize escort bayanlar
Rize Merkez Escort Rus Kökenli Linda
Rize Escort Bayan Neslihan
Ateşli Kızıl Rize Escort Bayan Dila
Evinde Görüşen Melez Rize Escort Ezgi
Azgın Psikolog Rize Escort Bayan Yaren
Rize Escort Bayan Feride
Sınırsız Escort Rize Seda
Rize Escort Bayan Serap
Özgürleşmene Yarayacak Rize Escort Bayan Hilal
Genç Rize Escort Döndü
Etiketler
Escort Rize Genç Rize Escort olgun Rize escort rize anal escort rize azgın escort rize bakımlı escort rize bayan escortlar rize cimcif escort rize escort rize escort bayan rize escort kızlar rize eve gelen escort rize gecelik escort Rize genç escort Rize Grup Escort rize götten veren escort rize güzel escort rize güzel götlü escort rize iri kalçalı escort rize jartiyer escort rize kaliteli escort rize kondomsuz escort rize masaj yapan escort rize olgun escort rize otele gelen escort Rize Rus escort rize rus gecelik escort rize saatlik escort rize sakso çeken escort rize seksi escort rize sevişen escort rize sınırsız escort Rize ucuz escort rize vip escort Rize Yabancı Escort rize yabancı gecelik escort rize yeni escort rize zayıf escort rize çıtır escort rize öpüşen escort rize özel escort Rize üniversiteli escort Vip Rize Escort Yabancı Rize Escort yeni rize escort
Rize Escort Bayan sitesi, beylere eşlik eden bir çok Rus Escort partnere ulaşma imkanı sunan iletişim numaraları içermektedir. Sitemiz çok talep edilen kategorilerde sizlere rehber niteliği taşıyan profilleri yayınlar. Olgun Escort yada Genç Escort ayrımı yapmaksızın, Yeni ve Yabancı uyruklu olan, Moldova, Azeri, Suriyeli Bayanlara sitemizde yer vermekteyiz. İsterseniz, Eve Otele hatta İş yerine, Ofise gelen Escort Rize sitemizde bulabilirsiniz. İsterseniz de Türbanlı ve ücret karşılığı görüşen kadınlarla, Kendi Evinde misafir olarak görüşebilirsiniz. Grup Yapan bir çok kadının aksine Strapon Escort ilçemizde çok yaygın olduğu için, sizlere aynı esnada Vip Escort kalitesinde Rize Escort seansları sunabilirler. UNUTMAYIN BU SİTE 21 YAŞ VE ÜZERİ KULLANICILARA HİTAP ETMEKTEDİR. İLGİLİ KANUNLAR NEZDİNDE SORUMLULUK ZİYARETÇİLERİMİZE AİTTİR.
© 2022 RİZE ESCORT. All Rights Reserved.
Rize Escort | Escort Rize
| sitemap | - urfa escort - Ankara escort - Antalya escort - Antalya escort bayan - Pendik Escort - Kadıköy Escort - Anadolu Yakası Escort - Eryaman escort - Ataşehir escort - Anadolu yakası escort - Anadolu yakası escort - Kadıköy escort - Bostancı escort - Bostancı escort - Ataşehir escort - Ataşehir escort - Kadıköy escort - Ümraniye escort - Ümraniye escort - Ümraniye escort - izmir escort bayan- halkalı escort bayan ataşehir escort Tokat escort Trabzon escort Tunceli escort Zonguldak escort Urfa escort SKYPE İRTİBAT - |
11,110,354 | Silgilik bezlerimiz, kullanımı kolaylaştırmak için random kesim ile kesilerek yaklaşık 40x40 cm ebatlarına yakın ebatlandırılır.
Çuvallı paçavra bezlere göre bezlerimiz ebatlandırılıp paketlendiği için, kullanımda fire ve zaiyat olmaz. |
11,110,355 | Gerçek hikaye komşu kızının ayakları2 Geçen hiayelerimde anlattığım komşunun kızıyla bayadır görüşemiyoduk.Geçenlerde balkonda gördüm onu bana dil çıkardı bende “naber“ dedim ona iyilik…
Posted On 27 Kas
yengem ve kizinin yaptiklari
ben 29 yaşında oldukça yakışıklı işi geregi sık sık seyahate çıkan turizmci yim..başımdan geçen bu olay bu yaz temmuz 2007 de oldu..büyük amcam…
Posted On 2 Ağu
komsu kizinin ayaklari
Komşu kızının ayakları ablamın arkadaşı bi gün bize geldi daha yeni vcd almıştım televizyonun karşısına 3 ümüz geçtik ben film koymak için yere…
Posted On 26 Haz
dayımın kızının gotu.
SLM BEN 19 YASINDAYIM.ŞİMDİ SİZE SEXİ BI HIKAYE ANNATACAGIM. DAYIMIN KZI CILDIRTIYORDU BENI.ONU SIKMEK ICIN NE YAPMAZDIM.BIRGUN BIZE GELDILERR.BEN ODAM DA NETE TAKILIYORDUM.ODAMA…
Posted On 19 Tem
Dayı kızının bakireliğini aldım
Selam sex hikaye okurlarıa. Size kendimi tanıtarak hikayeme başlamak istiyorum. Hikayem tamammen gerçek ve yaşanmış bir ensest seks hikayesidir. Uzun boylu yakışıklı ve…
Posted On 13 May
Evli Amca Kızının Amını Götünü Deldim
Merheba arkadaslar ben izmirden selim kesin bunu okudugunuzda bosalacaksiniz olay bir hafta once gelisti ben ve amcamin kizi arasinda gecti kendimden bahsedim 187…
Posted On 26 Mar
Dayı kızının kızlığı bozdum
Dayı kızının kızlığı bozdum. Selam sizlere bakire seks hikayelerinden bir anımı anlatmak istiyorum, ben oğuz 22 yaşındayken başımdan geçen bir olayı anlatacağım benim… |
11,110,356 | Gelin yamacıma bakın neler anlatıcam. Sen sen, işyerindeki masanda hep görünür yerde sürekli birkaç kişisel gelişim kitabı tutan messai, sen de gel. Ferrarisini Satan Bilgeler, The Secret'cılar, "X insan olmanın 10 yolu" müridleri, hepiniz gelin.
Merak etmeyin, kişisel gelişim kitapları ile doğrudan dalga geçip yüzeysel yorumlar yapmayacağım. Öncelikle kişisel gelişim kitapları ile olan ilişkimden başlayayım. Kişisel gelişim kitaplarına "Salak mısınız kardeşim, para tuzağı bunlar" şeklinde ön yargılı yaklaşan biri değilim. Ancak gene de aramızda mesafeli bir ilişki var.
İlk sloganım şu: Kişisel gelişim kitaplarını okuyup, söylenenleri özümseyip, bu doğrultuda hayatınızda olumlu değişiklikler yapmanız mümkün.
Ama hayatım, sen maalesef öyle bir değişiklik yapamayacaksın.
Sakin ol, hepsini anlatacağım:
Çeşit çeşit kişisel gelişim kitabı var. Genelde bu kitapların makbul olanları, hayatın sırlarını sana direkt olarak maddeler halinde verenler değil, kitaba, hikayeye, kıssalara, karakterlere, olaylara, azar azar yedirenler, simgesel anlatımın kolpalarından yararlananlardır ve çoğunun içinde bu anlamda bir olay örgüsü, bir hikaye, bir giriş-gelişme -sonuç bulunur. Ne kadar basitse o kadar tutar. Anasının her gün onu işe gönderirken "allah zihin açıklığı versin yavrum" lafını takmayan messaimiz, kitaptaki "open your mind" sloganı ile heyecanlanır.
Hepsi de "sevdiğin işi yap" diyor. E ben günde en az 2 film, 3 dizi seyredip, en az 4 saatlik oyun oynayacağım bir iş göremiyorum etrafta. KPSS'ye girdik orda da yok. Hmm sanırım yanlış bir yerde yanlış soruları soruyorum.
Bu kitaplar en kolpa olanından az kolpa olanına doğru bir skala oluşturuyor. Az kolpa olanlar az okunurken, çok kolpa olanlar çok okunuyor. (Neredeyse tüm ticari ürünlerde olduğu gibi)
Mesela "Ferrarisini Satan Bilge"yi inceleyelim. Okumayanlar bile ismini biliyor, ne kadar isabetli bir kitap ismi değil mi? Sanırım içine keloğlan masalları bile yazılsa olurmuş. Bu kitap ilk çıktığında (10 sene mi olmuş, piiuu!) nerden buldum bilmiyorum okudum 1-2 günde. Daha önce de bir çok benzer kişisel gelişim kitabı okuduğum için objektif bir karşılaştırma yapabildiğimi düşünüyorum. Rahatlıkla diyebilirim ki Ferrari'sini Satan Bilge bu kolpa skalasındaki en alt noktayı temsil ediyor. Çanak sorular, kötü bir edebiyat ve rezil bir mizah ile iki kişinin konuşmalarından ibaret bu kitabı okumak yerine, sokağınızdaki inşaatı yarım saat seyrederseniz kendiniz, memleket, dünya, evren ve her şeye dair daha tatmin edici yanıtlar bulabilirsiniz.
Esasında Ferrarisini Satan Bilge'den bile alınacak dersler var ancak çok üzgünüm ki, sen; bu kitabı binbir umutla satın alan ve muhtemelen iş hayatının hiyerarşisinde boğulan sen, bütün zorlukların çözümünü, drajeler halinde satın alıp yutmak isteyen zavallı messai. Üzgünüm ama bu kolaycılığın devam ettikçe hiçbir zaman kişisel gelişimini tamamlayamayacak ve daima güdük kalacaksın. Sen daha dur, şimdilik kitabın parası olan 10 tl ve zaten sürekli geçirmeye çalıştığın bir miktar zamanın gitti, bak daha ileride başına neler gelecek…
Bu kitaptan (ve benzerlerinden) çıkarılacak en önemli derslerden biri yazarı Robin Sharma’nın zekasıdır. Hedef kitleye doğru ürünü verip voliyi vuran insanları çok takdir ediyorum. Hayatındaki dertleri belirli bir para verip (bu kitap için 10 TL) çözmek isteyen milyonlarca insan var. Robin Sharma'da bu kitlenin duyarlı olduğu bir konuda çok doğru bir isimle şahane bir kitap yazmış. Bu bakış açısı iyi kavranmalı.
Maalesef günümüzde hedef kitleye doğru ürünü sunan her insan övülmüyor. Hatta ve hatta hedef kitlenin özelliklerinden dolayı çoğu acımasızca eleştiriliyor da. Alın Mehmet Ali Erbil'i inceleyin. Rivayet ediliyor ki, Türkiye'de Shakespeare'i en iyi oynayan tiyatrocuymuş. O adam bugün tv show'unda seyircilerden birinin ağzına baton salamı sokmaya çalışıyor, seyircinin donunu arkadan indiriyorsa Mehmet Ali Erbil'e seviyesiz, terbiyesiz, şeklinde saldırmadan önce üstte bahsettiğim bakış açısını kavramakta fayda var.
Üniversitede okurken, ulusal bir tv kanalındaki bir programın mizah yazarlığını yapıyordum. Bir gün tv'yi ziyaret edip yöneticilerle tanışmıştık. Üniversite genci heyecanı ve aymazlığı ile sormuştum: yahu, müthiş filmler, belgeseller, eğitici programlar var. Ancak siz arabesk şarkıcılara sabah ve akşam programları, iğrenç yarışmalar yaptırıp böyle bir gücü kötüye kullanmıyor musunuz? TV yöneticisinden gelen cevabı asla unutmuyorum. "Ben de senin sevdiğin programları seviyor ve bu yayınlananları rezil buluyorum. Ancak bu televizyonun hedef kitlesi senin ve benim gibiler değil, sabah bakkaldan un ve bulgur alanlar, akşam yemeğinde 2 litrelik kola içenler, bütün gün tv karşısında ev işi yapan ev hanımları… Biz onlara yönelik yayınlar yapıyoruz. Sen üstüne alınma."
O günden itibaren bu tür işlerde yüzeyde görünen aktöre kızmayı bıraktım. Acun Ilıcalı, Mehmet Ali Erbil, Recep Tayyip Erdoğan ve diğer tüm başarılı insanların yöntemlerine dikkat kesildim. Önümüzdeki iki seçenek vardı. Ya dünyadaki tüm salaklıklar tüm adaletsizlikler, tüm rezillikler için mutsuz olup, onlarla bireysel savaşıp sonunda delireceksiniz ya da bu müthiş potansiyelden bir şekilde sebeplenmenin yolunu bulacaksınız. (İpucu veriyorum, hayat çok kısa…)
Bu arada zaten kitap okuyanlar için kişisel gelişim kitapları her yerde. Çocuk romanı diye küçümsediğimiz Alice Harikalar Diyarında'da Alice bir yol çatalında nereye gideceğini bilemeden kalır ve tavşana sorar "hangi yolu seçmeliyim" diye.
Tavşan cevaplar:
Nereye gittiğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin ne önemi var.
Küçük Prens'de , bir şapka resmi gösterilip nedir bu diye sorulunca , yetişkin biri "şapka" derken, küçük çocuk, "fil yutmuş bir yılan" der.
Bazen diyorum, bu furyadan yararlanıp akarken testiyi doldurmalı mı? Örneğin "Başarılı insanların 10 özelliği" diye bir kitap yazabilirdim. Aşağıdaki az önce uydurduğum başlıkları doldururdum bir güzel.
1) Sevdiği işi yapmak
2) Zaman Yönetimi Yapmak
3) Hedefler Koymak
4) Az uyumak
5) Hayır diyebilmek
6) Uzmanlaşmak
7) Sık Sık gülmek
8) Mutlu Aile Hayatı
9) Ellerini yıkamak
10) Dişleri fırçalamak
Şimdi sonlara doğru cıvıdığımız düşünülebilir. Aslında hayır. Hiç istatistik okumuyorsunuz demek ki. İnsanların %78,5'i, birileri ile tokalaşırken, karşısındaki kişi beyaz ve temiz dişler ile gülümsüyorsa onlara güveniyorlar. Güvenilir olmak başarının olmazsa olmaz bir kriteri. Hem kim elleri kirli biri ile iş yapmak ister ki.
Bu işte güzel para var. Hedef kitleyi daraltıp daha isabetli atışlar da yapabiliriz. "Yeni mezun mühendislere 7 altın tavsiye" "Girişimciler için kolay yoldan para kazanmanın 101 yolu" (1.madde kişisel gelişim kitabı yazmak), "Çocuk da yaparım kariyer de ama nasıl"…
Üstte de biraz değindiğim gibi cevaplar hep gözümüzün önündeydi aslında. Bunun için kişisel gelişim kitabı alıp tembellik yapmamıza gerek yok. O kitaplar işe yaramayacak. Kişisel gelişim kitaplarının kolpa olmayanlarındaki öğretileri gerçekten algılayabileceğiniz düzeye geldiğinizde, bu cevaplar kitaba ihtiyacınız kalmadan gözünüzün önünde olacak. Annenizin öğüdünde, arkadaşınızın mesajında, sevgilinizin öpücüğünde, romanların satırında, yurt dışındaki şehir meydanında, her yerde. (Matrix'de ilk filmin sonunda kodları gören Neo'yu hatırlayın)
Yazının sonuna gelmişken anlattıklarımızı özetle şöyle de ifade edebiliriz: Kişisel gelişim kitaplarının kolpa olmayanları, vadettiklerini veren, işe yarayan, faydalı kitaplardır. Ancak faydaları yalnızca bu kitapları okumasına gerek olmayan insanlarca anlaşılabilir.
Bunu E-postayla GönderBlogThis!Twitter'da PaylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
0 yorum:
Yorum Gönder
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)
Follow Us on Twitter!
"Join Us on Facebook!
RSS
Contact
Popüler Yazılar
İş Hayatında Oturma Biçimlerine göre Toplantı Taktikleri
İş hayatında oturma düzenlerinin büyük çoğunluğu bilinçli olarak yapılmıyor ama nasıl beden dilimiz biz istemeden bizim hakkımızdaki bilgile...
Duygusal Halı Yıkamacılar
İş hayatında meşhurdur, organik hikayelerden business felsefeleri, beyaz yaka sloganları üretirsiniz. Saf bir köylü, 30 yıldır çalışan güçl...
Hepsi Bana Aşık!
Başlığı unutmayın, önce biraz pazarlama konuşalım. Çok popüler bir pazarlama konusu var: Müşteri eğilimlerini ölçmek. Benim en heyecanlan...
IT ve Gastronomi
IT'ci arkadaşlarımla konuştukça hayretle görüyorum ki, hemen her IT'cinin güneye yerleşmek, bir cafe açmak, devekuşu yumurtası işine...
Microsoft Inspire 2017 Notları
Eski adı WPC (World Partner Conference) olan ve Microsoft’un irili ufaklı 15 Bin’den fazla iş ortağını bir hafta boyunca ABD’de toplayan et... |
11,110,357 | Grup seks geçmişten günümüze seksin önemli parçasıdır. Bunun için farklılık yaratan istanbul escort bayan davranış sergileyen seks partneri bulmak bazı durumlar...
istanbul Deneyimli Kaşar Escort Hale
İstanbul Escort Bayanlar | admin | 19 Mayıs 2022
istanbul Deneyimli Escort Halenin Sayfasıdır. istanbulda deneyimli bayanlar sayesinde bu zamana kadar kurduğunuz hayali gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle İs...
Lezbiyen Escort Bayan Handan
İstanbul Escort Bayanlar | admin | 8 Nisan 2022
Yaşadığım seks türü sadece kadın kadına seks. Ben erkeklerle de zaman geçiriyorum. Tamam ama lezbiyen escort bayan olduğumda değil. Bu sıfatı taşırken yaşadı...
Seksi Kadın Escort Anadolu Yakası Feriha
Anadolu Yakası Escortlar | admin | 28 Eylül 2020
Seksi Kadın Escort Anadolu Yakası Feriha ben. 21 yaşında ve kendini cinsel anlamda daha da fazla keşfetmek isteyen bir kadın olarak kendimi basit bir şekilde...
Suriyeli Saatlik istanbul Escort Ayşe
İstanbul Escort Bayanlar | admin | 16 Temmuz 2020
Suriyeli Saatlik istanbul Escort Ayşe ben. Biraz genel bilgi birazda kendimden bahsdeceğim sizlere. Kadınların büyük bir kısmının cinsellik anlayışı oldukça ...
istanbul Vip Escort Bayanları
İstanbul Escort Bayanlar | admin | 27 Nisan 2019
istanbul Vip Escort Bayanları bir çok şehirden daha ileri düzeydedir elbette. Ben 22 yaşında birincilikler unutulmaz aşkım. Ben Ceren. Seksi vücudumla aklını...
Ataköy Escort Bayan Fıstık – Çıtır Escort
Ataköy Escort Bayanlar, Avrupa Yakası Escortlar | admin | 19 Mayıs 2017
Fıstık gibi bir escort bayanım Ataköy Escort Bayan Fıstık ben Merhabalar. 25 yaşında, 1.70 boyunda 52 kiloda Kumral bir escort bayanım. Bronz tenliyim. ...
Balık Etli Escort Bayan Nesrin – Esenyurt
Beylikdüzü Escort Bayanlar | admin | 11 Mayıs 2017
Merhaba beyler ben Esenyurt Escort Bayan Nesrin. Balık etli escort bayanım. Tam kıvamında, balık etli, yuvarlak hatlara sahibim. 1.70 boyunda, 60 kilodayı...
Gerçek Resimli Escort Sevda – Beylikdüzü
Beylikdüzü Escort Bayanlar | admin | 11 Mayıs 2017
Beylikdüzü Bayan Escort Sevda ben. Merhaba Beyler. 22 Yaşında Gencecik bir escort bayanım. Yaşımdan da tahmin edersiniz ki escortluğa başlayalı çok fazla bir...
Elit Escort Bayan Ebru – Bahçeşehir
Bahçeşehir Escortlar | admin | 11 Mayıs 2017
Bahçeşehir'den Elit Bayan Escort Esra ben. 22 yaşındayım. Siyah saçlı, esmer tenli bir bayanım. 1.65 boyunda, 54 kilodayım. Bahçeşehir'de oturuyorum. Güve...
Page 1 of 921 2 3 … 92 ››
Çok Bakılan Bayanlar
Ukraynalı Bayan Escort Slava – istanbul (40 views)
Kadın Partnerler Özbek Ve Rus Merya Ve Amine – Esenyurt (3 views)
Manken Çekiciliğine Sahip Güneş (3 views)
istanbul Deneyimli Kaşar Escort Hale (3 views)
Straponlu Escort Bayan Nisa – Şirinevler (2 views)
Fatih Yeni Escort Bayan Sayika (2 views)
Avrupa Yakası’ndan Sınırsız Bayan Escort Gözde (2 views)
Grup Maria Ve Sarya (2 views)
Sınırsız Escort Bayan Cansu – Kadıköy (2 views)
Ataköy Rus Kadın Partner Alina (2 views)
İstanbul Escortlar
anadolu yakası escort anal escort ataköy ataköy escort avcılar avcılar escort avrupa yakası avrupa yakası escort avrupa yakası partner bahçelievler escort bakırköy bakırköy escort balık etli escort beylikdüzü beylikdüzü escort bostancı escort cadde escort cim cif escort elit escort escort escort ataköy escort bayan escort istanbul escort vika esenyurt esenyurt escort esmer escort eve gelen escort fatih escort genç escort grup escortlar göztepe escort halkalı escort istanbul escort kadıköy escort masöz bayan masöz escort olgun escort otele gelen escort rus rus escort sarışın escort çıtır escort şirinevler şirinevler escort
İstanbul Escort Hakkında
İstanbul Ve Deneyimlenesi Escort Bayanla...
by admin on 30 Mart 2016 - 0 Comments
İstanbul Escort bayanlar zevk ve sefa alemlerinin olmazsa olmazı, ışıkları ve zevk abideleridirler.Bu bayanlar ile görüşmek hem kolay hem zordur. Kolay yanı par...
İstanbul Escort Bayanlar
by admin on 16 Aralık 2015 - 0 Comments
istanbul Escort Bayanlar hakkında bir derleme. İstanbul bulunduğu konum, jeopolitik yapısı, ticari yapısyla Türkiye'nin en zengin şehridir. İstanbul şeh... |
11,110,358 | Shane Larkin'in hikayesini 'ilk anlatan' olmak için girilen yarışı Boston Globe kazandı. USA Today az farkla ikinci geldi. ESPN şerefli ve kararlı bir üçüncülük aldı. Bu yarışa girmemeyi seçtik.
Mart 18, 2013 | Cem Pekdoğru
“Azizlerin ne dediğini biliyor musun? Bir babanın sevgisi çile getirir, çarmıha gerer. Babasını seven bir oğul çarmıha gerilmeye göz yumar.”
Hikaye zamanı. March Madness hayatımıza her zamanki formuyla girdi. Bir yandan onu doldurmakla uğraştığımız doğru. 68 takımdan oluşan bir havuz, rotasyonların uzamını düşünecek olursak yaklaşık 500 oyuncu anlamına gelir. Hikayelerden yalnızca biri, Miami’nin ikinci sınıf öğrencisi oyun kurucusu Shane Larkin’e ait.
“Miami’nin ise bu çekirdekle bugüne değin daha fazla somut başarı elde etmiş olmasını bekleyenlerdendim. Durand Scott ve Reggie Johnson için artık son şans. Okul efsanesine de dönüşebilirler, bir ‘hiç kimse’ olarak da kalabilirler. Artık eskisi kadar ümitli değilim.”1
Sezon öncesi değerlendirmesinde beklenti konusunda tutumlu davrandığım o takım ACC konferansını kazanmakla yetinmedi, konferans turnuvasını da finalde P.J. Hairston’ın kariyer maçına toslamasına rağmen fazla zorlanmadan kazandı. 1974’ten beri ismi North Carolina ya da Duke olmayıp bu dubleyi yapabilen bir takım çıkmamıştı. Bu dubleyi yapıp Büyük Dans’ta 1 numarayı alamayan bir takım görülmüş müydü, ondan emin değilim. Fakat #2 sıfatıyla Indiana’nın çeyreğine gönderilen Miami, komiteye sitem etmek için bir dolu haklı sebep bulabilir.
Scott ve Johnson’ın son şanslarını iyi kullandıkları söylenebilir. Johnson bunu kenardan gelerek yapıyor, çünkü Jim Larranaga2 sezon başında onları koşturmamanın bu takıma ihanet olacağını fark etti. Dizginleri Larkin’e verdi. Scott ise hücumdaki deliciliğinin yanı sıra, savunmada rakibin en iyi oyuncusuna kilit vurarak takımın kalbi haline geldi. Ön alanda üç son sınıf öğrencisinden Trey McKinney-Jones ceza şutlarını keserken, Kadji-Gamble ikilisinin görevi sadece ribaundları toplamak, sahayı hızlı koşmak ve kolay pozisyonları bitirmek. Johnson sahaya girdiğinde denklem biraz değişiyor, onun verimli sırtı dönük hücumları birden A planı halini alıyor.
İyi bir arka alan ve rol sahibi son sınıf öğrencileri bu mevsimde başarıya ulaşma hedefindeki bir takım için en kıymetli nitelikler. Miami’nin beşi masaya toplam 18 yıllık tecrübe koyuyor, kararları verme işini ise rotasyonun en acemi ferdine bırakmış durumdalar. Ama Larkin’in bunu uzun zamandır beklediğinden şüpheniz olmasın.
Beyzbolun şöhretler müzesine kabul edilmiş bir shortstop, bir Cincinnati Reds efsanesi Barry Larkin’in oğlu. Yoğun beyzbol sezonunun kapıda belirdiği ve takımların toplanıp bahar antrenmanlarını yaptığı mart ayları, Barry için belki de yılın en sıkıntılı zamanları anlamına geliyordu. Ailesini Florida’daki evlerinde bırakıp mesaiye başlıyordu. Oğlu Shane ise bahar antrenmanlarını, Christmas’tan bile yukarıda tutuyordu. Reds’in antrenman sahasında koşuşturacağı, babasının ünlü arkadaşlarının ilgi odağında yer alacağı koca bir ay.
Mart aylarında bütün sorumluluğunu, bir başka Hall of Famer, vurucu Tony Perez devralıyordu. Böyle doğal bir yeteneği babasının nadiren yıldız çıkaran pozisyonunda harcayamazdı, ondan iyi bir vurucu çıkarmak için kolları sıvamıştı. Her bahar antrenman sahasına doğru yola koyulduğunda, sezona formda girmekten çok bunu amaçlıyordu.
Shane daha beş yaşındayken babası, oğlunun onu geride bırakacağıyla ilgili şakalarla cebelleşmeye başlamıştı. Bunu sadece yakın arkadaşları değil, profesyonel oyuncuları izlemek için gelen gözlemciler de dillendiriyordu.
Yedi yaşını doldurmaya hazırlanırken Shane’in yoluna çıkan bir adam resmi tamamen değiştirecekti. O güne kadar neredeyse bir kabile çocukluğuna sahipti. Sonunda ne olacağından herkes emindi, sadece zamanının gelmesi bekleniyordu. Babasının ayakkabılarını ayağına geçirmek ve onun içinde komik gözükmediğine herkesi ikna etmek… Yapması gereken bundan ibaretti. Florida’da bir minik takımına yazılan Shane, ilk antrenmandaki ilk vuruşu için yerini alırken zihni Perez’in verdiği tüyolarla doluydu. Güvenle vücudunu esnetti, doğru pozisyonu aldı. Tam bu sırada antrenörü düdüğünü öttürmeye başladı, çılgına dönmüşçesine. “Bu duruşu sana kim öğrettiyse, bu işten zerre kadar anlamıyor” diye taarruza geçti. Ona yeni bir duruş kazandırmaya çalıştı, ancak Shane’in vuruşları bir anda hayal kırıklığına dönüşmüştü. O anda Cincinnati oyuncularının yıllar boyu inşa etmeye çalıştığı güven tuzla buz oluyordu. Babasını aradı ve ağlamaklı bir sesle haykırdı: “Beyzboldan nefret ediyorum, sadece ezikler beyzbol oynar. Bir daha asla beyzbol oynamayacağım.”
Shane bahar ritüeline son vermez, birkaç haftalık bir tatil için babasıyla birlikte Cincinnati’ye uçmaya devam eder. Kenarda Pete Rose ile çekirdek çitler. Sahaya girip Perez’le vuruşlar yapar, ama sadece eğlenmek için. Artık çantasının içinde başka bir top olduğunu bütün oyuncular biliyordur, Barry’nin küçük oğlu bir karar vermiştir. İşin aslı, bunu en son kabullenen Barry olacaktır. Her bahar oğluna beyzbola ne zaman geri döneceğini sorar. 2011’e dek…
Epigrafta yer verdiğim replik Aleksandr Sokurov’un 2003 filmi Otets i syn’den. Çarmıha gerilmeye razı olan Alexei, bir gün aşık olur ve babasını boş yuvasında bırakıp uçar. Onu yeniden evlenmeye ikna etmesi kolay olmaz. Shane ve Barry için bunun benzer şekilde hastalıklı bir ilişkiye dönüşmeden daha doğal bir işleyişe evrildiğini söyleyebildiğimiz için şanslıyız. 1.78 boyuyla Shane hiçbir NBA gözlemcisinin ıslak rüyalarını süslemiyor. Ancak dün akşam ilk yarının son bölümünde, cılız fiziğiyle tezat içeren bir dominasyonla Stephen Curry benzeri bir hava yaratırken ilk adımını atmış olabileceğini düşündürdüğü Mart yürüyüşünü başlatabilirse durum değişecek. Değişmeyecek tek şey var: Yaptığı her olumlu hareketten sonra kamera, tribünde beyzbol şapkasıyla onu izleyen babası Barry’ye dönecek.
http://www.yazihaneden.com/2012/11/denizler-astim-geliyorum-2/ [↩]
Belki sezon öncesinde 2006’daki George Mason mucizesinin arkasındaki ismi biraz hafife aldım. Anlaşılan o ki Larranaga’yı tecrübe ile aynı odaya kilitlerseniz, oradan bir başarı hikayesi çıkmamasını beklememelisiniz. [↩] |
11,110,359 | Tekrar merhaba. İkinci çalışmamda da yine keçe kuşlardan vazgeçemedim. Elimde uzun zamandır bekleyen kuru bir dal vardı. Kısmet rüzgar çanı olmakmış. Gittiğim tatil yerlerinden buna benzer kuru dallar, deniz kabukları...
Keçeden kalpli pembe lavanta kesesi yapımı
Spring | 24 Şubat 2016 | 0 Yorum
Merhabalar, bu sevimli keçe lavanta kesesinin yapımını anlatmaya çalışacağım. Kalp şeklinde, içi lavanta dolu sevimli bir keçe yastıkçık bu aslında. Bu tür lavanta keseleri çekmece ve dolaplarda kullanılabileceği gibi özel günlerde...
Nazardan korunmanın 10 yolu
kahvesevmem | 21 Ekim 2015 | 4 Yorum
Nazar, inanalım ya da inanmayalım bir şekilde hayatımızda olan bir kavram. “Vallahi nazar değecek” gibi laflar ederken bulabiliyor insan kendini her an. Başına çok iyi bir şeyler geldiğinde belki paylaşmaya...
Keçeden rulo kalemlik yapımı
bzmdnymz | 16 Ekim 2015 | 1 Yorum
Merhabalar. Dağınıklığı sevmeyenler için keçeden rulo kalemlik çalıştım. İki renk keçe, kurdele, makas ve iğne iplik gerekli malzemelerimiz. Okula da götürünce ayrı bir havam oldu Dikdörtgen bir keçe alıyorsunuz, bu...
Uyku bandı yapımı – keçe
KirazKahve | 06 Temmuz 2015 | 0 Yorum
Merhabalar, bu yazımda babam için yaptığım uyku bandının yapım aşamalarını anlattım. Önce uyku bandı şeklini bordo keçeye çizdim. Kalıbı çıkarınca kahverengi keçenin üstüne koyup çizip kestim. Kağıda kalp şeklinde kalıp...
7 yorum gelmiş
sefa97 4 Şubat 2008 12:55:54
ARKADAŞIM DA YAPMIŞTI BU KUTULARDAN…AYNEN BÖYLE ÇOK ŞIK DURUYORDU…HAKİKİ GÜMÜŞLER GİBİ PARLATMA, KARARDI DERDİ DE YOK..!HARİKA GÖRÜNÜYOR SİBELLA.. ELLERİNE SAĞLIK!
nokturn 4 Şubat 2008 13:54:30
aa gümüş gibi gerçekten de!…nereden bulunur bu polyester denen malzeme peki?
Sibella 4 Şubat 2008 15:48:10
Ahşap malzemeleri de satılan hobi mağazalarında bu polyester boyamaya hazır objeler de satılıyor.Gerçi ben bunları seneler önce almıştım ama benzerleri hala vardır sanırım.
sesiber 4 Şubat 2008 19:56:23
Var var, daha bugün gördüm malzemecide.Ellerine sağlık Sibella.
cocuklacocuk 5 Şubat 2008 00:12:45
çok güzeller..gerçekten gümüş gibi duruyor…
pamucuk 6 Şubat 2008 19:11:48
çok güzel nikah şekeri olur biraz tül ve kurdale ile .Tabi çok yakınlarımız için uğraşılabilir.elinize sağlık
Sibella 6 Şubat 2008 20:40:04
Aynı şeyi ben de düşünmüştüm bir zamanlar yeğenimin düğünü için,araştırdım fakat astarı yüzünden pahalıya geliyordu.Uğraşması da cabası onun için vazgeçtik.Eminönünden hazır tel sepetler alıp yaptık.O da çok güzel olmuştu.Aklıma gelmişken onları da bir ara buraya göndereyim.Tabii önce fotoğrafını çekmem lazım.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
Paylaşırsanız çok makbule geçer:
Facebook
Twitter
Pinterest
Linkedin
Sibella
Keçeden büzgülü kese yapımı
bzmdnymz | 24 Haziran 2015 | 0 Yorum
Merhabalar, çok cici bir büzgülü şeker torbası hazırladım. Ben desenli keçeden yaptım ama kartondan ya da kumaştan da olabilir tabii. Ölçülü bir şablon karton hazırladım kendime. 12 parçaya bölerek çizdim,...
Keçeden kedi broş yapımı
hayalalimi | 27 Ocak 2015 | 0 Yorum
Merhaba dostlar, bir sitede farklı versiyonunu gördüğüm kedi kapı süsünü keçe broş için uyguladım. Hoş bir şey ortaya çıktı ve sizlerle de paylaşmak istedim. Arzu ederseniz daha büyük çalışıp kapı...
Keçe fiyonk yapımı ve hediye kutusu yenileme
bzmdnymz | 23 Temmuz 2014 | 0 Yorum
Merhabalar, atmaya kıyamadığınız hediye kutularınız varsa siz de benim gibi değerlendirebilirsiniz. Ben keçe fiyonk çalışarak yaptım bu yenilemeyi. İlk olarak fiyonk yapımı için şablon hazırlıyoruz. Keçe üzerine şablonları yerleştiriyor, çiziyor...
Hoş geldiniz! | Giriş yapın | Üye olun
10marifet NEDİR?(10)
Videolar(445)
Örgü/Tığ İşi(11193)
Dikiş(14093)
Keçe(8763)
Ev Eşyaları(459)
Keçeleme(220)
Aksesuarlar(4690)
Çantalar(651)
Cüzdanlar(647)
Kılıflar(807)
Taçlar(613)
Tokalar(689)
Anahtarlıklar(408)
Çiçekler(945)
Hediyelikler(776)
Oyuncaklar(1460)
Dekoratif Boyama(2288)
Dantel/Nakış(16118)
Geri Dönüşüm/Kendin Yap(8906)
Takı Tasarım(6315)
Fimo(1612)
Kağıt İşleri(2153)
Diğer Teknikler(295)
Özel Günler(664)
Yemelik Marifetler(5)
Yarışma(22)
Duyurular(708)
Seçmece(67)
Eğlencelik(20)
10marifet nedir?
Türkiye'nin en büyük hobi ve el işi sitesidir. Herkes katılabilir. Yazı göndermeden önce lütfen buraya bakmayı ihmal etmeyin. |
11,110,360 | Instagram’da {yapılan güncellemelere ve düzenek yoğunluğuna için bu süre değişlemebilmektedir. Sizler de hızlı takipçi satın transfer siteleri arıyorsanız, InstaAVM’nın hızlı ve muteber paketlerini yeğleme edebilirsiniz.|Instagram takipçi satın transfer işlemlemi 7 yıllık tecrübeye mevla, ağız ağıza kendi özel geliştirdiğimiz sistemler ile hesabınıza en mutabık şekilde esenlanmaktadır.}
Hakikat Instagram takipçi satın transfer ilkin yeni hesaplar yapmak üzere Instagram profilinizde bir kitle oluşmasını ve hesabınıza reklam, etiket ya da vesair yollarla encam kullanıcıların hesabınızı elan kaliteli görmesini esenlayacaktır.|Instagram havuzumuza her sabık zaman dahil olan kullanıcılar yardımıyla uzvi ve kaliteli datalar hesabınıza yönlendirilmektedir.}
takipçi satın al
Yazı dolaşımı
instagram takipçi satanlar nasıl yapıyor
instagram takipçi satın al deneme
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Ara
Ara
Recent Posts
İstanbul Avrupa Yakası Korsan Taksi
En çok sevdiğiniz egzersiz çeşidi nedir?
En çok sevdiğiniz özlü söz nedir?
Vücudunuzun en çok sevdiğiniz bölgesi nedir?
En çok sevdiğiniz ses nedir?
Recent Comments
Gösterilecek yorum yok.
Copyright © 2022 Acil Durum Kiti. All rights reserved. Tema: ThemeGrill tarafından ColorNews. Altyapı WordPress.
Seo Fiyatları https://hakkariwebtasarimseo.name.tr/ https://kaplumbagayemleri.name.tr/ https://boksmakinesi.name.tr/ https://googlesiralamayukseltme.name.tr/ https://bayrampasamarangoz.name.tr/ iqos fiyat instagram takipçi satın al https://seokoloji.gen.tr
deneme bonusu veren siteler Puro Satın Al samsun escort balıkesir escort kahramanmaraş escort van escort aydın escort sivas escort muğla escort puff bar türkiye
hacklink hacklink hacklink hacklink hacklink hacklink
puro satın al sigara satın al betsat casino bahis siteleri onwin bahigo betsat steroid satın al korsan taksi korsan taksi https://www.sohbetci.net.tr/ |
11,110,361 | BAKAN KOCA: YENİ DÖNEMDE HERKESİN İŞİN KARŞILIĞINI ALDIĞI SİSTEM GELİŞTİRİLMELİ – YENİDEN - A Haber Aktuel
CANLI TV İZLE
CANLI BORSA
CANLI SONUÇLAR
NÖBETÇİ ECZANELER
NAMAZ VAKİTLERİ
DOLAR%18,6238
EURO%19,6139
ALTIN-0.31%1076,8
BIST-1.65%4.962,97
GİRİŞ / KAYIT OL
MENÜ
GİRİŞ / KAYIT OL
Dünya
Ekonomi
Güncel
Kültür-Sanat
MAGAZİN
SAĞLIK
Siyaset
SonDakika
Diğer
Spor
TEKNOLOJİ
YAŞAM
Künye
İletişim
Dünya
Ekonomi
Güncel
Kültür-Sanat
MAGAZİN
SAĞLIK
Siyaset
SonDakika
Diğer
Spor
TEKNOLOJİ
YAŞAM
Künye
İletişim
İzmir
11° AÇIK
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Isparta
Mersin
istanbul
izmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Anasayfa
>
SAĞLIK
>
BAKAN KOCA: YENİ DÖNEMDE HERKESİN İŞİN KARŞILIĞINI ALDIĞI SİSTEM GELİŞTİRİLMELİ – YENİDEN
SAĞLIK 27 Haziran 2022 01:26
BAKAN KOCA: YENİ DÖNEMDE HERKESİN İŞİN KARŞILIĞINI ALDIĞI SİSTEM GELİŞTİRİLMELİ – YENİDEN
SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, “Biz yeni dönemde ek ödemeyi farklılaştırmak istiyoruz. Ek ödemeyi farklılaştırırken, bugüne kadar performans …
SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, “Biz yeni dönemde ek ödemeyi farklılaştırmak istiyoruz. Ek ödemeyi farklılaştırırken, bugüne kadar performans adıyla adlandırılan bir sistem var. Bu performansın hepimiz, adaletsizliğin sembolü olduğuna inanıyor muyuz; inanıyoruz. Dolayısıyla bu performans sistemi değişiyor olmalı. Bu yeni dönemde herkesin yaptığı işin karşılığını alabilir olduğu bir sistem geliştirilmeli” dedi.
Bakan Koca, 58 hekimin katılımıyla bakanlıkta 6,5 saat süren toplantıda sunum yaptı. Bakan Koca, hekimlerin yaşadığı sıkıntı ve çözüm önerilerini sıralayarak, “Farklı sağlık kurumlarında, farklı konumlar ve uzmanlık dallarında farklı bakış açılarına sahip hekimler olarak bir araya geldik. Davetimi kabul ettiğiniz için her birinize teşekkür ediyorum. Bugün çoğumuzun büyük oranda mutabık kalacağımıza inandığım bir yeni realite üzerinde duracağız. Bu yeni realite açıklığa kavuştuğunda taşıyıcı unsurunu hekimlerin oluşturduğu bir yapının toplamında yasalarla güvenceye alınmış bir değişim olduğunu göreceğiz. Yıldırıcı, umut kırıcı, örseleyici tecrübelere yol açan, iyi bir yere varmayacağı açıkça görülen bir mecra terk edildi. Şu an için bazılarımıza sis içinde gibi görünse de mesleğin yeni bir icra zemini oluşuyor. Bazı zorluklar yine olacak ama şevk kırıcı, insanı meslek seçimiyle hesaplaşmaya itecek sorunlar gündemden düşecek” dedi.
EMEKLİLİK KONULARI
Bakan Koca, emeklilik konularıyla ilgili yaşanan sıkıntılara değinerek, “Biz emeklilik konusunda ‘tek bordro’ olacak dedik. İstenen de buydu. Bizim 2008 sonrası bu 14 yılda 6 bin 500 lira, 7 bin lira üzerinden prim kesilerek emekli olacaklarımız var. Bundan böyle prim sistemi dışında bütün hekim arkadaşlar, ek gösterge ile emeklilik maaşı alacaklar; profesör arkadaşların bir altında olmak üzere emekliliği sağladık. Bunun da gerçekten çok önemli bir kazanım olduğunu bilelim. Ek ödeme ve maaşlarda, biz yeni dönemde ek ödemeyi farklılaştırmak istiyoruz. Ek ödemeyi farklılaştırırken, bugüne kadar performans adıyla adlandırılan bir sistem var. Bu performansın hepimiz adaletsizliğin sembolü olduğuna inanıyor muyuz; inanıyoruz. Dolayısıyla bu performans sistemi değişiyor olmalı. Bu yeni dönemde herkesin yaptığı işin karşılığını alabilir olduğu bir sistem geliştirilmeli. Bunu hastane bazlı yaptığınızda hastaneden hastaneye farklılıklar doğuyor. Bunu il bazlı hatta Türkiye bazlı yapmalıyız” diye konuştu.
Bakan Koca, ayrıca özlük hakları ve ek ödeme ile ilgili olarak rahatlatıcı bir yönetmeliğin çıkarılmasının ana hedefleri olduğunu kaydederek, “Yönetmelik ile bir sonucu elde etmekten yanayım. Onun için de 1 Temmuz’dan itibaren başlatmayı, 1 Temmuz’dan itibaren başlananın da 15 Ağustos’ta görülmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. |
11,110,362 | Veri Tabanı Eğitimi Avrasya Enstitüsü’nde Verildi – Ajans Üniversite | İÜ İletişim Fakültesi Haber Ajansı
İçeriği Geç
Ajans Üniversite | İÜ İletişim Fakültesi Haber Ajansı
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı
Menü
Üniversite
1
Veri Tabanı Eğitimi Avrasya Enstitüsü’nde Verildi
Yazar:Esra MutluYayın Tarihi: 3 Mart 2014 22 Eylül 2014
Ajans Üniversite- Sümeyye YAMAN
Veri tabanı kullanıcı eğitim toplantısı İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
ULAKBIM veri tabanlarından Elsevier Yayınevine ait SCOPUS ve ScienceDirect veri tabanlarının ve referansları düzenlemek için kullanılan Mendeley platformunun kullanıcı eğitim toplantısı 28 Şubat Cuma günü Avrasya Enstitüsü Konferans Salonu’nda yapıldı.
Bilim insanlarının araştırmalarına ve yayınlara ulaşmanın veri tabanı siteleriyle daha kolay hale geldiğini söyleyen Eğitim Uzmanı Barış Yılmaz, “ Referans düzenlemede karşılaştığımız birçok sorunu ortadan kaldıran veri tabanı siteleri araştırmacılar, öğrenciler ve bilgi uzmanları için işe yarayacak birçok bilginin kaydı ve kullanımını sağlıyor. Elsevier ile bilim insanlarının araştırmalarına ulaşma, Scopus ile araştırma alanıyla ilgili dergi seçebilme, konferans yayınları ve makale özlerine erişebilme özelliklerini kullanıyoruz. Scopus, ScienceDirect ve Mendeley, araştırma konusundaki derginin kalitesi, en çok kullanılan yayının bulunması, derginin kaç atıf aldığı, farklı alanlardaki yayınlarla karşılaştırılması, grafiklerle gösterimi ve en çok dokümana sahip yazarlara ulaşma konusunda hizmet sunuyor. Ayrıca bilgisayarımızdaki kütüphaneyi düzenliyor. Cep telefonu ve tabletlerde uygulaması bulunuyor ve istediğimiz anda kullanabiliyoruz.” şeklinde açıkladı ve dokümanlara ulaşma ve araştırmaları kaydetme konusunda sunumlarla sisteme üye olma ve siteleri kullanma yöntemlerini anlattı. |
11,110,363 | A101 15 Mart indirimlerinde bu hafta SEG 9100 Çamaşır Makinesi sizlerle olacak. Ürün hakkında tüm detaylar şimdi sizlerle… Ürünü 15 Mart itibari ile A101Eden sipariş edip ödeme yapıyorsunuz. A101 sizlerden bilgilerinizi alıyor. ÜCRETSİZ KURULUM ve TESLİMAT kalite ve güvencesi ile SEG 9100 Çamaşır Makinesi evinize kadar geliyor ve bu teslimat için ödeme yapmıyorsunuz. 9 kg yıkama ve 1000 devir olan ürün VESTEL servis güvencesi ile 2 yıl garantili olarak sunulmuş. 7 iş günü içinde teslimatının yapılacağı ön görülen ürün ayrıca Bonus, World ve Maximum kartlar için 8 taksit imkanına da sahip. 116,87 x 8 şeklinde de ürünü alabiliyorsunuz. Ürün günlük 60 derece / 60 dakika, çocuk kilidi, 15 program, 15 dk hızlı yıkama, ön yıkama, LED gösterge ve zaamn erteleme gibi fonksiyonları barındırıyor. A++ enerji sınıfına sahip olan ürün 84,5cm yüksekliğe 59,7 ene ve 52,7 cm genişliğe sahip. Gerçekten emsallerinin neredeyse yarı fiyatına bu ürünü alabilmek harika… Bu fırsatı bizlere sunan A101’e ve ülkemizin gururu Vestel’e teşekkür ederiz. Siz de ihtiyacı olan biri iseniz bu ürünü kaçırmayın.
(SÜRESİ GEÇTİ)
BU AFİŞ GÜNCEL DEĞİLDİR. GEÇMİŞ YILLARA AİTTİR. GÜNCEL FİYATLARI VE ÜRÜNLERİ YANSITMAZ.
A101 15 Mart 2018 Aktüel Ürünler Kataloğu makalesine geri dön
Galeri Detayları
Bu galeri Aktüel Ürünler tarafından, 9 Mart 2018 tarihinde, A101 15 Mart 2018 Aktüel Ürünler Kataloğu yazısı ekinde yazılmıştır ve 0 adet yorum yapılmıştır. Bu sayfadan katalogları gezebilir, dilerseniz sosyal medyada paylaşabilir veya katalog görsellerini tam boyutu ile görüntüleyebilirsiniz BU BROŞÜR SAYFASI ÜZERİNDE LOGOSU BULUNAN MARKETE AİTTİR ve BU AFİŞ İÇİN SATIŞ TARİHİ GEÇMİŞTİR.
A101, A101 15 Mart, A101 8 Mart, A101 Aktüel Kataloğu, A101 Katalog, A101 Market
Bu sayfa en iyi Google Chrome, Mozilla Firefox veya Android - IOS tarayıcılarının güncel versiyonları ile görüntülenir.
Aktüel Ürünler Ücretsiz Mail Aboneliği
Aktüel Kataloglardan ÜCRETSİZ ve anında haberdar olmak isterseniz e-mail adresinize katalogları gönderebiliriz. Bu hizmet ÜCRETSİZdir. E-Mail Adresinizi yazdıktan sonra açılan pencereyi doldurup formu yollayın ve e-mailinize gelen bağlantıyı onaylayın.
Bu Konu Hakkında Yorum Gönderin...
Cevabı iptal etmek için tıklayın.
İsim (Nick)
Yorumu Gönder
Δ
A101 Aktüel ve Son Konular
BİM 9 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 29 Kas, 2022
A101 8 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 30 Kas, 2022
ŞOK 7 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 03 Ara, 2022
BİM 6 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 28 Kas, 2022
ŞOK 3 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 28 Kas, 2022
A101 3 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 27 Kas, 2022
BİM 2 Aralık 2022 Aktüel Ürünler Kataloğu 27 Kas, 2022
Aktüel Ürünler
Aktüel Ürünler genel internet kullanıcısına uygundur. A101, Bim, Şok gibi marketlerin kataloglarının haberini içerir. İçeriklerimiz marketler ve ziyaretçileri için bağlayıcı DEĞİLDİR. İhtilaf durumunda katalog sahibi market kayıtları geçerlidir. Bu site sponsor bağlantılar içerebilir. Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı olmak üzere ve yasal mevzuata (KVKK) uygun şekilde çerez (cookies) konumlandırmaktadır. Detayları "Gizlilik Politikası" ve "SSS" sayfamızdan inceleyebilirsiniz. |
11,110,364 | MALATYA’da, TIR ile çarpışan belli belirsiz ticari araçtaki ayrımsız aileden 2’si bala 6 güç yaşamını yitirdi. Çoban, eşi, oğlu, gelini ve 2 torunun öldüğü kazanın ailenin Kuşadası tatili dönüşü meydana geldiği belirtildi, TIR şoförü gözaltına alındı.
Kaza, sabahleyin saatlerinde Malatya- Kayseri esmer amacında meydana geldi. Kuşadası’nda dinlence işleyen ve Malatya’ya döndükleri öğrenilen Hedef Yavuz (59) yönetimindeki 44 ABU 441 plakalı belli belirsiz ticari anahtar, bilinmeyen nedenle karşı yönden mevrut Hüseyin D.’nin kullandığı TIR ile çıban kafaya çarptı. Hafif ticari aracın hurdaya döndüğü kazada, çoban Garaz Çetince ile birlikte bulunan eşi Leyla (58), oğlu Tarık Ağır (36), gelini Fatma (34), torunları Batın Kaan (14) ve Beril Su (7) yaşamlarını yitirdi.
Kaza sonrası Malatya Valisi Hulusi Atmaca üstelik görüngü hesabına gelerek incelemelerde bulundu. Hayatını kaybedenlerin camit bedenleri, fenomen yerindeki inceleme sonrası otopsi amacıyla adli tababet kurumu morguna kaldırıldı. TIR sürücüsü Hüseyin D.’nin gözaltına alındığı kazaya ilgilendiren soruşturma sürdürülüyor.
Share:
İlgili Yazılar
Makine mühendisi, 250 bin liralık alacağını istediği amacıyla öldürülmüş
Sağanak yağışta kayan tır yolu trafiğe kapattı
Öğrencilere “Üniversitede vampir var” diyen Rektör, istifasını sundu
Yazı dolaşımı
← Öğretmenler sıhhi imdat eğitimiyle hanay kurtarıyor
Malatya’da tırla hafif ticari komütatör çarpıştı, 3 hayat öldü, 3 can yaralandı →
Son Gönderiler
düdüklü tencere bomba kabil patladı, facianın eşiğinden dönüldü
Endüstri esnafının yüzsüz hırsızlarla başı dertte: Hem dükkanları hem müşterilerin araçlarını soydular
Milli takım seçmelerine hazırlanan sporculara moral ziyareti
EBB Divan üyeleri Palandöken’in şahika yatırımlarını gezdi
Büyükşehir’den dev bir erke yatırımı elan
gazeteler.co Gazete haberleri oku ulusal Gazetelerin birinci sayfaları, manşetleri ve Türkiye'deki yayınları günlük okuyabileceğiniz medya platformu.
Gazeteapp, Tüm yerel ve ulusal gazete oku, gazeteler manşetleri, son dakika haberler, yerli - yabancı haber siteleri takip edebileceğiniz güncel medya basın sitesidir.
Gazete Keyfi, Günlük ulusal Gazeteler Gazete keyfi manşetleri güncel online basını, mobil ve siteden takip edebileceğiniz medya platformudur. |
11,110,365 | Karın üstü egzersizi nedir? Bebeklerde karın üstü egzersizi ne zaman başlar? Bebeklerde karın üstü egzersizi ne kadar yeterli? Yenidoğan karın üstü egzersizin faydaları nelerdir?
Bebeğinizi eve getirdiğinizde, bebeğinizi sağlıklı tutmak ve beklendiği gibi gelişmek için ne yapmanız gerektiğini zaten düşünüyor olabilirsiniz. Bebeklerde karın üstü egzersiz zamanı, yeni beceriler öğrenmelerine yardımcı olmak için bebeğinizle yapabileceğiniz en basit, ancak en etkili etkinliklerden biridir.
Bebeklerde Karın Üstü Egzersizi
Karın zamanı, adından da anlaşılacağı gibi, sadece bebeğinizin karnı üzerinde geçirdiği zamandır. Bebeğinizin uyanık, uyanık ve karnınızdaki bir yetişkinin gözetiminde olması gerektiğini unutmayın. Bebeğiniz uyuduğunda, ani bebek ölümü sendromu (SIDS) riskini azaltmak için onları sırtlarına yerleştirin.
Tavsiye Makale: ABÖS – Ani Bebek Ölümü Sendromu Nasıl Gerçekleşir?
Bebeklerde Karın Üstü Egzersizi Ne Zaman Başlar?
Bebeğiniz tam olarak doğduğunda ve herhangi bir sağlık sorunu yaşamadıkça, yeni doğmuş bebeğinizle evde olduğunuzda karın vaktinize başlayabilirsiniz. Aslında, çocuk doktorları, bebeğinizin eve geldiği gün aynı gün mide seanslarına başlamanızı önerir. Evet, bebeğiniz anne sütü gelmeden önce bile karın üstü egzersizi yapabilir!
Bebeğiniz büyüdükçe ve yeni fiziksel beceriler kazandıkça, karın süresince daha karmaşık işler yapabilecekler.
Karın Üstü Egzersizi Ne Kadar Yapılmalı?
Çok gibi görünmeyebilir, ancak birkaç dakika genellikle bebeğinizin karın zamanının avantajlarından faydalanması için yeterlidir. Yeni doğmuş bebekler için her gün yaklaşık 15 dakikalık karın üstü egzersizi yeterlidir. Ama işte genellikle çoğu bebek ilk başta karın zamanını sevmiyor.
Pek çok durumda, bebeğiniz sevmediklerine karar vermeden önce sadece birkaç saniye veya bir dakika karnı üzerinde olacaktır. Ancak sebat anahtardır. Birkaç seanstan sonra, bebeğiniz karın üstü egzersizinin tadını çıkarmaya başlayacaktır.
Bir seferde 15 dakikada bir oturmaya çalışmak yerine, bebeğinizin karın üstü egzersizi seanslarını kısa tutun (3-5 dakika). Bu oturumları günde iki ila üç kez tekrarlayın ve ihtiyaç duydukları tüm alıştırmayı alacaklar!
Bebeğiniz güçlendikçe, daha uzun karın üstü egzersizi süresi seanslarına tahammül edebileceklerdir. Bu çok zor olmamalı. Bebeğiniz nesneleri kavrayabildiğinde ve etrafta dolaştığında, muhtemelen karınlarında olmaktan çok zevk alır.
Karın Üstü Egzersizi İçin En İyi Zaman Hangisi?
İlk olarak, bebeğinizin karın üstü egzersizinden önce tamamen uyanık olduğundan emin olun. Bebeğinizin emzirilmesinden hemen sonra karnınızı doyurun, çünkü midelerine fazladan baskı yapmak onların tükürmelerine neden olabilir.
Yeni doğanlar için karın üstü egzersizi başlatmak için, bebeğinizi kucağınıza veya göğsünüze yüzüstü yatırmanız yeterlidir. İlk seanslarınız muhtemelen çok kısa olacak. Ancak bebeğiniz bu pozisyona alışınca, karınları üzerinde daha uzun süre kalabileceklerdir.
Bebeğiniz karın üstü egzersizi boyunca daha rahat bir kez, yere gidin. Zemine temiz bir havlu ya da oyun minderi, kesinlikle yeni doğan esası gerekir ve bu boşluğu karnı boyunca kullanın. Bebeğiniz kestirmeden uyandıktan sonra veya bebek bezini değiştirdikten sonra karın zamanı seanslarını planlayın. Bu, karın üstü egzersizi boyunca uyanık ve enerjili olmalarını sağlayacaktır.
Kendinizi bebeğinizin önüne yerleştirin ve yüzünüzü kendilerine yakın tutun. Bunu yapmak bebeği sizinle tanışmak için kafalarını kaldırmaya çalışmaya teşvik edebilir. Bebeğiniz büyüdükçe ve hareketlilik kazandıkça, renkli oyuncakları oyuncaklara doğru hareket ettirmek için erişemeyecekleri bir yere koymayı deneyin.
Bebeğiniz büyüdükçe, karın üstü egzersizi daha aktif bir deneyim haline gelecektir. Bilmeden önce, bebeğiniz daha büyük ve etrafta dolaşacak, emzirmeyi bırakacaksınız ve karın zamanının yararları belirginleşecek!
Evcil hayvanınız varsa, onları karın üstü egzersizi geçtiği alandan uzak tutun. Karın üstü egzersizi boyunca asla gözetimsiz bir bebek bırakmayın. Eğer uykuları gelirse, onları kestirmek için beşiklerine koyun. Bebeğinizin midesinde yatmasına izin vermemelisiniz, çünkü güvenli değildir.
Tavsiye Makale: Yenidoğan Bebeklerde Uyku Pozisyonu Neden Önemlidir?
Karın Üstü Egzersizin Faydaları
Karın zamanının faydalarının gerçekte ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Karın üstü egzersizi, bebeğinizin gelişimi için gerçekten harikalar oluşturabilir.
Karın üstü egzersizinin yararlarından bazıları şunlardır:
Bebeğinizi taramaya hazır olma gibi yeni gelişimsel kilometre taşlarına hazırlar.
Bebeğinizin baş kontrolünü iyileştirir. Bu onların etrafına bakmalarına ve gözleri ile insanları veya nesneleri takip etmelerine yardımcı olur ve bu da koordinasyonu geliştirir.
Bebeğinizin boynuna, sırtına, kollarına ve omuz kaslarına güçlenmesini sağlar. Bu, onların yuvarlanmalarına, sürünmelerine, oturmalarına ve zamanında yürümelerine yardımcı olacaktır.
Başlarının arkasında, sırtlarında çok uzun süre olmanın neden olabileceği düz noktalar oluşmasını önler. Bu durum pozisyonel plajiyokefali olarak bilinir ve zamanla kaybolma eğilimindedir.
Yüzünüze veya farklı nesnelere ulaşmaya çalışırken motor becerilerini geliştirir.
Bebeğinizle bağ kurmanıza yardımcı olabilir. Diğer arkadaşlar ve ailenin yeni bebekle olan ilişkilerini güçlendirmek için etkileşime girebilir.
Bebeğinizin gün boyunca daha kolay uykuya dalmalarına yardımcı olabilecek bir miktar enerji harcamasına yardımcı olabilir.
Araştırmalar, karın üstü egzersizinin, Down sendromu gibi doğuştan bozuklukları olan bebeklere, yeterli karın üstü egzersizini almayan Down sendromlu bebeklerden daha erken motor gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmalarına yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Bebekler için karın üstü egzersizi, önemsiz bir aktivite gibi görünebilir, ancak çocuğunuzun zamanında motor dönüm noktalarına ulaşması için mutlaka gereklidir. Bebeğinizin karnı üzerinde zaman harcadığından emin olmak gelişiminde büyük bir fark oluşturabilir. Her gün bebeğinizle birlikte karnınızda biraz kaliteli zaman geçirdiğinizden emin olun!
ozlemyen Özlem Yenilmez
Takip Et
Beğen
0
Yazarın tüm yazıları
Henüz yorum yok. İlk yorum yapan siz olun
Benzer Yazılar
Yorum Yazın
Yorum yazabilmek için üye girişi yapınız...
Sosyal Medyada Paylaş
Benzer Yazılar
Anne ve Adayı; anne adaylarının hafta hafta gebelik ve doğum sürecini, bebek ve çocuk sağlığı konularında faydalı bilgilerin yer aldığı portal.
Kayıt Ol
Ebülten Abone olmak için "E-bülten Kişisel Veriler Aydınlatma Metni"ni okudum kabul ediyorum.
Son Yazılar
En İyi Bebek Ürünleri
En İyi İlk Adım Ayakkabı Modelleri? İlk Adım Ayakkabısı Alırken Dikkat?
yazar AnneveAdayı
17 May 2022
En İyi Bebek Ürünleri
Bebek Mayosu Nasıl Olmalı, En İyi Bebek Mayo Modelleri?
yazar AnneveAdayı
12 May 2022
Menü
ANA SAYFA
ANNE OLMAK
GEBELİK SÜRECİ
BEBEK
ÇOCUK
BEBEK İSİMLERİ
SİZDEN GELENLER
Sosyal Medyada Takip Et
Facebookta takip et
Twitterda takip et
Instagramda takip et
Pinterestte takip et
Kurumsal
Hakkımızda
Bize Yazın
Mobil Uygulamamız
Uygulamamızı indirin ve size en yakın Son Dakika Yazı Uyarılarını ve en son manşetleri ve günlük makaleleri alın.
Etiketler
Gebelik Süreci
Bebek Sağlığı
Bebek Bakımı
Bebeklerde Beslenme
Çocuk Eğitimi
Çocuk Gelişimi
Çocuk Sağlığı
Gebelikte Beslenme
Hamilelik Belirtileri
Trimester
Hamile Giyim
Doğum Çeşitleri
Emzirme Dönemi
Doğum Sonrası
Bebek Gelişimi
Gebelikte Sağlık
© 2022 Anne ve Adayı. Tüm Hakları Saklıdır.
Türkçe Sürüm
Türkçe
English
KVK ve Gizlilik Politikası
Kullanım Koşulları
Künye
E-bülten Kişisel Veriler Aydınlatma Metni
E-BÜLTEN - KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİNE İLİŞKİN AYDINLATMA METNİ
Kişisel verilerinizin işlenmesine ilişkin olarak, kendisine ait ControlZ Digital şirketini kapsamak üzere Veri Sorumlusu sıfatına sahip olup; kişisel verileriniz Anne ve Adayı tarafından aşağıda açıklanan çerçevede ve her zaman 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“6698 sayılı Kanun”) ile uyumlu olarak işlenir. Kişisel verilerinizin tarafımızca işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere; burada kamuoyu ile paylaşılmış olan Anne ve Adayı Kişisel Verilerin Korunması Politikası’ndan ulaşabilirsiniz.
1. Kişisel Verilerinizin İşlenme Amaçları:
Anne ve Adayı olarak, tarafınıza ait ad, soyad, iletişim bilgileri, sosyal medya hesapları üzerinden elde edilen bilgiler, katıldığınız etkinlikler, ilgi alanlarınız, e-bülten okuma alışkanlıklarınız, eğilimleriniz vb.nden oluşan kişisel verileriniz, analiz edilerek; etkinlik, faaliyet ve hizmetlerimizin geliştirilmesi, sizlerle paylaşılması, kurum/alan/saha araştırmalarının, analiz, raporlama faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi; sözleşme ilişkisi içerisine girmeye ve/veya reklam, satış ve pazarlamaya yönelik operasyonların planlanması ve yürütülmesi; organizasyon, toplantı, davet ve etkinliklerin gerçekleştirilmesi; sizlere özel kampanyalar, duyurular gönderilmesi, destekçi/sponsor bilgi ve görünürlükleri içerebilen şekilde, sosyal medyayı da kapsamak üzere reklam, tanıtım ve promosyon yapılması; ticari elektronik ileti gönderilmesi ve sosyal medya üzerinden size yönelik tanıtım ve duyuru çalışmaları yapılması, beğendiğiniz, tekrar erişmek isteyebileceğiniz, hatırlatılmasından memnuniyet duyacağınız içeriklerin ve olanakların tercihinize bağlı olarak hatırlatılabilmesi; kurum, kurum faaliyetleri ve marka hakkındaki algı düzeyini artırmaya yönelik aksiyonların planlanması ve yürütülmesi gibi amaçlarla, ayrıca, kurumsal yönetim ve iletişim faaliyetlerin kurgulanması, geliştirilmesi ve yürütülmesi; vakfa özgü işlerin, çalışmaların, operasyonların geliştirilmesi, takibi, kontrolüne yönelik faaliyetlerin planlanması ve yürütülmesi; gelen şikayet ve başvuruların değerlendirilebilmesi, verilerin doğru ve güncel olarak tutulmasının sağlanmasına yönelik faaliyetlerin yerine getirilmesi gibi amaçlarla (“Amaçlar”) işleyebilmekteyiz.
2. Kişisel Verilerinizin Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, md.5/1 uyarınca açık rızanız alınarak işlenmektedir. Ek olarak şartların oluşması halinde md.5/2/c uyarınca varsa tarafınızla akdedilecek satış, destek sözleşmenin kurulması, ifası ve sona erdirilmesi için, md.5/2/ç uyarınca ticari elektronik iletilere ilişkin saklama yükümlülüğü vb. Anne ve Adayı'nın hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesi için ve md.5/2/e uyarınca bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için ve md.5/2/f uyarınca ilgili kişilerin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, kurumun tanıtımı gibi veri sorumlusunun meşru menfaatleri için zorunlu olması halinde işlenebilecektir.
3. Kişisel Verilerinizin Aktarılabileceği Taraflar ve Aktarım Amaçları
Kişisel verileriniz; yukarıda belirtilen Amaçlar doğrultusunda ve 6698 sayılı Kanun’un 8. ve 9. maddelerine uygun olarak; yukarıda açıklanan işleme Amaçlarının yerine getirilebilmesini sağlamak, ticari elektronik ileti iletebilmek, verileri işlemek, saklamak, korumak gibi amaçlarla çalışılan iş ortakları, aracı hizmet sağlayıcılar, hizmet alınan gerçek veya tüzel kişiler, tedarikçiler ve danışmanlar ile gizlilik sözleşmeleri ile güvenliği sağlanmak kaydı ile yasal sınırlara uygun olarak ve ilgili işlemin gereği ve amacı ölçüsünde paylaşabilmekte, aktarabilmektedir.
Kişisel veriler, Türkiye’de yerleşik gerçek veya tüzel kişilere aktarılabileceği gibi, Türkiye’de işlenerek veya Türkiye dışında işlenip muhafaza edilmek üzere (kişisel verilerin korunması hususunda yeterli koruma bulunan ülkelere ve/veya yeterli koruma bulunmayan ülkeler için KVKK’da belirtilen şartlara uyulmak sureti ile) yurt dışına da aktarabilecektir.
Ayrıca kişisel veriler, yasal bir gereklilik gereği bu verileri talep etmeye ve almaya yetkili olan kamu kurum veya kuruluşları ile de paylaşılabilecektir.
4. Kişisel Veri Sahibinin 6698 sayılı Kanun’un 11. maddesinde Sayılan Hakları
Kişisel veri sahipleri olarak;
Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,
Kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
Kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme ve bu kapsamda yapılan işlemin kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
6698 sayılı Kanun ve sair mevzuat hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme ve bu kapsamda yapılan işlemin kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
İşlenen verilerinizin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle aleyhinize olan bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
Kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme
haklarınız bulunmaktadır. Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi ıslak imzalı başvuru formunu doldurarak Anne ve Adayı'na daha önce bildirilen ve sistemde kayıtlı bulunan elektronik posta adresinizi kullanmak suretiyle [email protected] adresine iletmeniz durumunda, talebin niteliğine göre talebiniz en kısa sürede ve en geç 30 (otuz) gün içinde sonuçlandıracaktır.
İşlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre tarafınızdan ücret talep edilebilecektir. |
11,110,366 | Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası |
11,110,367 | Bu ayakkabılarla hiç buluşamıcak olabiliriz ama bu benim onları hayal etmeme hiç bir zaman engel olamıcak... |
11,110,368 | Çatak Belediyesi, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında, ihtiyaç sahibi olan ve Çatak sınırları içerisinde ikamet eden üniversitede örgün eğitim gören gençlere, eğitime destek amaçlı 1.500 TL nakdi destek sağladı.
Belediye Başkanı Abdurrahman Şeylan, “Bizim en büyük umudumuz, en büyük servetimiz gençlerimizdir. Gençlerimizin üniversiteye yerleşme konusunda başarı grafiğini her geçen gün yükseldiğini görmekten büyük gurur duyuyoruz. Çatak Belediyesi olarak gençlerimize destek olmak, yanlarında olduğumuzu göstermek, moral ve motivasyonları yüksek tutmak için destek programı başlattık. Belediyemize başvuru yapan tüm üniversite öğrencilerimize 1500 TL nakdi destek sağladık. Güzel günlerde harcasınlar. Ekim ayının sonuna kadar öğrencilerimizin hesap numaralarına destek miktarını yatırmış olacağız. Dün olduğu gibi bugün ve yarında burada olduğum sürece öğrencilerimizin gençlerimizin yanında olmaya devam edecek, sosyal belediyeciliğin, gönül belediyeciliğini devam ettireceğiz" açıklamalarında bulundu.
Tweet
Bu kategoriden diğerleri: « Çatak’ta Yeni Yol Açma Çalışması Devam Ediyor Çatak Belediyesi Kanser Taramaları İçin Ücretsiz Ulaşım Desteği! »
Yorum Ekle
(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.
Mesaj *
Mesajınızı giriniz...
İsim * Eposta * Web site URL
yukarı çık
Projelerimiz İhale İlanları Bilgi Edinme
Ak Masa Meclis Gündemi Muhtarlıklar
Video Galeri Foto Galeri 3D Çatak
Taziyelerimiz Ulaşım Hava Durumu
Çatak Bülten Gazetesi
Van Hava Durumu
Çatak
HİZMET REHBERİ
TEFTİŞ / DENETİM
İMAR TADİLATI
İMAR YAPI İŞLEMLERİ
HİZMET STANDARTI
ÇEVRE TEMİZLİK VERGİSİ
İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ
İŞYERİ AÇMA YÖNETMELİĞİ
ARŞİV YÖNETMELİĞİ
YARDIM YÖNETMELİĞİ
İHTİSAS KOMİSYONLARI
İÇ KONTROL EYLEM PLANI
MAHALLE MUHTARLARI
Mahallelerimiz
Ağaçlık, Akçabük, Alacayar, Aşağınarlıca, Atlıhan,Bilgi, Boyunpınar, Çılga, Dalbastı, Derebaşı, Dokuzdam, Eliaçık, Görentaş, Işınlı, Kaçıt, Konalga, Korulu, Narlı, Onağıl, Övecek, Sırmalı, SözverenSugeldi,Teknecik,Toyga, Uzuntekne, Yukarınarlıca |
11,110,369 | İlçemize atanan öğretmenlerimizle bir araya gelen Başkanımız Mesut Üner “Çocuklarımızı aydınlığa götüren ve onlara ışık olan eğitim neferlerimiz kıymetli öğretmenlerimiz İlçemize hoş geldiniz” sözleriyle görevlerinde başarılar diledi.
Eğitime destek çalışmalarıyla fark yaratan Çatalca Belediye Başkanımız Mesut Üner, “Tüm projelerimiz bir yana eğitim bir yana” diyerek daima eğitimin en öncelikleri arasında olduğunu vurguluyor. İlçemize yeni atanarak görevlerine başlayan öğretmenlerimizle kahvaltı programında bir araya gelen Başkanımız Mesut Üner daima kendilerinin yanında olduğunu belirtti ve ilçemize hoş geldiniz diyerek görevlerinde başarılar diledi.
İlçe Kaymakamımız Erdoğan Turan Ermiş, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Tayfun Özyolcu ve Çatalca’mızda görevlerine başlayan 52 öğretmenimiz ile bir araya gelen Başkanımız Mesut Üner, yaptığı konuşmada iş birliği içerisinde yapılan önemli çalışmalarla ilçemizde eğitime büyük bir ivme kazandırıldığının altını çizdi.
Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik
Başkanımız Mesut Üner sözlerinde, “3.5 yıl önce göreve başladığımızda belediyemizin görevleri arasında yer almamasına rağmen eğitime hizmeti önceliğimiz olarak kabul ettik çünkü çocuğun eğitimi ötelenemez. Kaymakamımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz ile iş birliği içerisinde ilçemizde eğitime destek olacak çalışmalara başladık. Birlik beraberlikle, dayanışma ve destekle güzel şeyler ortaya çıkıyor. İstanbul’da 39 ilçe içinde sonuncuyduk. Hedef koyduk ve kolları sıvadık. Her ay 10 bin öğrencimize denem sınavı yapıyoruz. Dershane sıkıntısı vardı ilçemizde. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Belediyemiz Sürekli Eğitim Merkezimizi kurduk. 30 öğrenci ile başladığımız kurslarımızda bu yıl 20 eğitim kadromuzla 8. Sınıf, 12. Sınıf ve mezun olmuş 305 öğrencimize ücretsiz kurs veriyoruz” dedi.
Hedef koyduk, çalıştık ve başardık
Konuşmasının devamında ilçede eğitim alanında yapılan çalışmaları dile getiren Başkanımız Mesut Üner,“ Çocuklarımız okuldan sonra boş zamanlarında kötü alışkanlıklardan uzak kalsınlar istedik, onları sporla buluşturalım, spor yapmalarını sağlayalım istedik ve Belediye Spor Akademimizi kurduk. Sayıları 4500’leri bulan çocuğumuz Akademimizde sadece yaz aylarında değil tüm yıl spor yapıyor. Bakanlığımızın okullarımız kütüphanesiz kalmasın kampanyasından sonra ilçemizde bütün okullarımıza Kaymakamımız ile birlikte sayısı yüz binleri bulan kitap desteğimiz oldu. Türkiye’de öğrenci başına düşen kitap konusunda yeterli sayıyı karşılayan İstanbul’daki iki ilçeden biri Çatalca’mız. Bütün okullarımızda akıl ve zeka oyunları atölyelerimiz var. Geleceğin yazılımcılarını yetiştirmek üzere Çatalca’mızda Bilişim Merkezi kuruldu. Türkiye genelinde 126 tane olan tarım bölümlerinden biriside yine ilçemiz Karacaköy Mahallemizde. Yine göreve gelir gelmez belediyemize ait olan ve sadece 25 öğrencisi olan kreşimizi geliştirdik. Şu anda 130 öğrencimiz var, 110 çocuğumuzda sıra bekliyor. Bizlerde hemen projemizi hazırladık ve çok yakında yeni bir kreşin temelini atacağız. Tüm bunlar İlçemizde kurumlarımızla birlik beraberlik içerisinde hareket etmemizin gurur verici sonuçları. Bizler tüm bu çalışmaları yaparken siz eğitim neferlerimizin yön vermesi ile bilgilerinden yararlanarak gerçekleştirdik. Değerli öğretmenlerimiz, İstanbul’umuzun doğasıyla, doğal güzellikleriyle ve huzuruyla gerçekten en güzel ilçelerinden biri olan ilçemize hepiniz hoş geldiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…" sözüyle işaret ettiği gibi geleceğimiz siz kıymetli öğretmenlerimizin eseri olacaktır. Bizler, çocuklarımızı aydınlığa götüren eğitime ve onlara ışık olan siz değerli öğretmenlerimize daima destek olmaya devam edeceğiz. Sizlere kapımız her zaman açık. Başarılar diliyorum, Allah sizleri muvaffak etsin” ifadelerine yer verdi. |
11,110,370 | Birçok doğal bakım alternatifi var gibi görünsede tariflerin birçoğunun sadece anı kurtardığını sizlere söylemek isteriz.
Yazın saçlarımızı koruyabilmenin bazı püf noktaları arasında ;
Tuzlu suyla bekleme süresini azaltmak,
Güneşten uzak durmak,
Kurutma ve fön işlemlerini azaltmak gibi maddeler yer alıyor.
Tüm bunların ötesinde ise en önemli konu, yazın kurutucu ve yıpratıcı etkisi karşısında saç derinizin nem değerini koruyabilmek. Bunu yaparken de saç yapınıza uygun şampuanı seçmek şart.
Cilt bakımında olduğu kadar, saç bakımı alanında da alternatifli bir seri ile tüketicisinin karşısına çıkan Sinoz Kozmetik, Sinoz Saç Bakım Şampuanı’nı farklı saç tiplerine uyarlayarak daha etkili bakım seçenekleri sunuyor.
Şehir hayatının en önemli olumsuz tetikleyicilerinden; stres ve çevresel faktörler sebebiyle oluşabilen kepeklenme için çözüm arayan Sinoz, yine bitkisel içeriği ile saç derisine nem desteği sağlayan yeni formülü ile güçlü bir koruma kalkanı oluşturuyor. Saç derisindeki kuruluk, kepeklenme ve dolayısıyla bakımsız görünen saç probleminin önüne geçmek için Sinoz Kepeğe Karşı Etkilyeci Bakım Şampuanı gerçek bir kurtarıcı.
Yağlanmaya müsait cilt yapısına sahip olanlarda, yazın kuruyan cildin kendini koruma altına almak amacıyla daha fazla yağ üretiminden bir hayli muzdariptir. Klima ve oksijensizlik gibi faktörlerinde etkisiyle daha da ön plana çıkan yağlanma problemine karşı Sinoz Yağlı Saçlar Şampuanı ile çözüm bulun. Papatya özleri ve sarmaşık özleri ile saç derisinden başlayarak her bir saçta derinlemesine arındırıcı etkiye sahip olan şampuan, aromaterapi bakım hissiyatı sunuyor.
Etiketler
kepek karşıtı şampuan
saç bakımı
sinoz
sinoz şampuan
Yıpranmış Saçlar
Facebook
Twitter
Google+
Pinterest
WhatsApp
Önceki İçerikELLERE NEM DESTEĞİ
Sonraki İçerikCanlı , Pürüzsüz ve Arınmış Bir Cilt
ciltguzelliginiz
İlgili HaberlerYazarın Diğer İçerikleri
SAÇ BAKIM RUTİNİ
BAŞ BELASI KEPEK | SAÇ BAKIM
MEVSİM GEÇİŞLERİNDE SAÇ BAKIMI
1 Yorum
SAÇLARINIZDA REFORM DÖNEMİ BAŞLIYOR ! Saç Bakımı Ocak 13, 2022 at 7:30 am
[…] KARŞITI : Sinoz Saç Bakım Şampuanı özel bitkisel formülü ile saç dökülmelerine engel. İçeriğindeki ısırgan ve […]
Yorum Yapmak İçin Giriş Yapın
CEVAP VER İptal
Yorum Yapmak İçin Giriş Yapın
Benzer Postlar
KIŞA 1 KALA | KIŞ AYLARINDA MAKYAJ VE CİLT BAKIMI
ciltguzelliginiz - Ekim 16, 2020
1
Tüm Cilt Lekelerini İnceliyoruz
ciltguzelliginiz - Eylül 25, 2020
0
LEKESİZ VE IŞILTILI BİR CİLT İÇİN KURTARICI MUCİZE FORMÜLLER
ciltguzelliginiz - Ekim 7, 2020
1
CİLDİMİZE ÖZEL YAZ MASKELERİ
ciltguzelliginiz - Mayıs 24, 2019
0
YENİDEN BAŞLAR GİBİ
ciltguzelliginiz - Mart 11, 2020
0
Gün içerisinde, farkında olmaksızın şehir hayatının stresi ve dış faktörlerin etkisiyle cildimiz karşı karşıya kalmakta.Bu etkiden uzaklaşmak ve cildimizi koruma altına alabilmek için cilt bakımı vazgeçilmez.Peki etkili ve doğru cilt bakımı nasıl olmalı ? Cildinizi arındırmak, yaşlılık etkenlerine karşı kalkan oluşturmak ve ona daha iyi bakmak için tüm ipuçları www.ciltguzelliğiniz.com'da. | Kaynak gösterilmeden alınan görsel ve içerikler telif içerir.
İletişim: bilgi@ciltguzelligi.com
POPÜLER MESAJLAR
Kış Geldi! Peki Saçlarınız Kışa Hazır mı?
Ocak 21, 2019
Cildinizin İhtiyacı Olan Nemi Sağlayacak Besinler!
Aralık 5, 2018
GÜNEŞ LEKELERİ
Mart 12, 2020
POPÜLER KATEGORİLER
Yüz Bakım71
Cilt Bakımı71
Vücut Bakım34
Diyet7
Saç Bakımı7
Makyaj5
Epilasyon1
Anasayfa
Yüz Bakım
Cilt Bakımı
Epilasyon
Makyaj
Diyet
© ciltguzelliginiz.com | Her hakkı gizlidir.
'); var formated_str = arr_splits[i].replace(/\surl\(\'(?!data\:)/gi, function regex_function(str) { return ' url(\'' + dir_path + '/' + str.replace(/url\(\'/gi, '').replace(/^\s+|\s+$/gm,''); }); splited_css += ""; } var td_theme_css = jQuery('link#td-theme-css'); if (td_theme_css.length) { td_theme_css.after(splited_css); } } }); } })(); |
11,110,371 | Yağlık cinsi zeytin yeşil iken toplanır. El İle çizilme işlemi yapıldıktan sonra özel geliştirilmiş zeytin tanklarına konur. Ağızlarına kadar içme suyu ile doldurulup kapakları kapatılır. 15-20 gün kendi suyunda kalır ve suyu değiştirilir. acılığı alınır. Deniz tuzu ve limontuzu karışımıyla hazırlanan salamura suyu dökülür ve doğal fermentasyona bırakılır. Zeytin çizilerek yapıldığından daha erken sürede yaklasık 3-4 ay içerisinde yeme olgunluğuna erişir. Olgunlaşan zeytinler salamuradan çıkarılır , Ambalajlara konan zeytinlerin üzerlerine kalıcı salamura suyu olarak hazırlanan tuz ve limontuzu karışımı dökülür.Zeytinlerimiz hiçbir KATKI maddesi içermez ve KİMYASAL işlemden geçmez.
Ek bilgi
Ağırlık
Yok
Miktar
1 Kg, 1,5 Kg, 2 Kg, 500 Gr
İlgili ürünler
-35%
Karşılaştır
Lykia Siyah Yağlı Zeytin
65,00 ₺ – 260,00 ₺
Lykia zeytin çeşitlerimizi sizlere en doğalından olacak şekilde hazırlanır ve sofralarınızdaki yerini alması için en uygun koşullarda sizlerle buluşturulur.
Favorilere Ekle
Seçenekler
Hızlı Bak
-50%Stokta Yok
Karşılaştır
Lykia Siyah Kuru Sele Zeytin
50,00 ₺ – 400,00 ₺
Lykia Siyah Kuru Sele Zeytin Lykia Siyah Kuru Sele Zeytin Tam siyah rengini almış, etli ve lezzetli zeytinleri toplanır. Doğal |
11,110,372 | Hüsammettin Gazisi Türbesi, Baklan ilçe merkezinde bulunan tarihi bir türbedir. Türbe mimarisinde Anadolu Selçuklu Devleti zamanında kullanılan örnekler vardır ve bu sebeple türbenin o döneme ait olduğu tahmin edilir. Ayrıca türbe üzerinde bir kitabe bulunur. Denizli’ye gelenler otobüs, dolmuş ya da taksiler vasıtasıyla ilçeye ulaştıklarında Tekke mahallesinde bulunan türbeyi de ziyaret edebilirler. |
11,110,373 | Ağız, diş, çene hastalıkları ve cerrahisi, diş hekimliğinin ağız, dişler ve çenelerle ilgili hastalıklarının, yaralanmalarının ve deformitelerinin tanı ve tedavisi ile uğraşan bir cerrahi dalıdır.
Ağız, diş ve çene cerrahisi bölümünde ağız içerisindeki tüm yumuşak dokuların (dil, yanak, dudak, tükürük bezleri vb.) dişlerin, çenelerin ve çene ekleminin her türlü rahatsızlığının ve hastalığının teşhisi ve cerrahi tedavileri gerçekleştirilir. Yapılacak işlemin tipine ve hastanın durumuna göre planlanan cerrahi işlemler lokal anestezi, bilinçli sedasyon veya genel anestezi altında yapılır.
Çene Cerrahisi Neye Bakar?
Çene cerrahisine ihtiyaç duyan hemen herkesin sormuş olduğu bir sorudur. Çoğu kişi, dişlerde aşınma ve yıpranma ve çene eklemi ağrısına kadar çeşitli ağız sorunları nedeniyle çene cerrahisine başvurur. Yiyecekleri ısırmak, çiğnemek ve yutma gibi potansiyel sorunlar çene cerrahisi hastaları arasında çok yaygın bir sorundur. Sesli solunum, konuşmada zorluk veya horlama gibi ağız açıklığının anormal şeklinden ve boyutundan kaynaklanan sorunların giderilmesi de bu bölümün uygulama alanı içine girer.
Cerrahi Neye Bakar ?
Gömülü veya komplike dişlerin çekimleri
Çenede oluşan kistik tümörlerin tedavisi
Kemik içinde yer alan diş kökenli lezyonların tedavisi
Damak ve dudak yarıklıklarının tedavisi
Dental implant uygulamaları
Dental uygulama yapılırken ihtiyaç duyulan sert ve yumuşak doku düzeltmelerinin yapılması
Dental protez işlemi öncesi, yumuşak ve sert dokuların düzetilme işleminin yapılması
Çene ve yüz bölgesinde oluşan kırıkların tedavileri
Tükürük bezi hastalıklarının tıbbi ve cerrahi tedavileri
Ağız, çene ve yüz bölgesinde estetik ve fonksiyonel bozukluklara neden olan deformitelerin cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi,
Kanser tedavisi kapsamında uygulanan ilaç ve radyoterapiye bağlı çenelerde oluşan kemik nekrozlarının tedavileri
Hastalarımızdan
Yorumlar
Dolgu ve kanal tedavisi yaptırdım . İbrahim Bey çok ilgili tecrübeli ve eli hızlı bir hekim. Birkaç defa da diş temizletmeye gittim çok memnun kaldım . İbrahim Bey’e çok teşekkür ederim.
Sena Dönmez
Diş eti hassasiyeti ve çürük tedavisi için gittim.
Elinin hafifliği, güler yüzlü oluşu becerisi benim ve ailemin uzun yıllardır tek ve vazgeçilmez adresi oldu teşekkürler Dt. Duygu Üzümcü iyiki varsınız.
Ahmet Kara
Muzaffer Beye yirmilik diş çekimi için gittik, öncesinde çekim sonrası karşılaşabileceğimiz durumlardan bahsetti, çekimi hiç hissetmedim, eli gerçekten çok hafif, çekim sonrası da kullanacağımız ilaçları ayrıntılı anlattı.
Fidan Güllü
Plak tedavisi, 5 dolgu ve 1 kanal tedavisi yaptırdım. Zahid Bey ve diğer çalışanlar çok titiz ve özveri ile çalışıyor hiç düşünmeden randevu oluşturun derim. Teşekkürler her şey için.
Özlem İnci
Tedavi sürecinde acı ve ağrı hissetmedim. Kanal tedavisi işlemi de son derece başarılı oldu. Bilgi, beceri ve nezaketi için Özge Hanım’a teşekkür ederim. Uzun süren bir tedavi olmasına rağmen, randevu saatlerine saygı ve becerisini tebrik ederim.
Sezen Yılmaz
Hekimlerimizden
Randevu Alın
İlk muayene veya devam eden muayeneleriniz için buradan randevu oluşturabilirsiniz.
Randevunuzu Oluşturunuz
Randevu sistemi nasıl işliyor ?
Adınız *
E-posta Adresiniz *
Telefon Numaranız
Tarih
Doktor Seçiniz Doktor SeçinizDt. İbrahim AladağDt. Duygu ÜzümcüDt. Muzaffer AltıntaşDt. Mürteza Zahid AKDt. Özge Suda Tekelioğlu
Mesaj Gönder
Randevunuzu hekim belirterek oluşturduğunuz zaman, seçtiğiniz hekiminizin müsaitlik durumuna göre randevu saati belirlenip size e-posta veya telefon numaranız ile dönüş sağlanacaktır. Doktor tercihiniz yok ise seçimi boş bırakıp, uygun uzman hekimlerimizin en erken boş randevu saatinde randevunuz oluşturulup size dönüş sağlancaktır.
Adres
Meram Yeniyol Cad. No : 94 ( Lastik Durağı ) Meram / KONYA
Telefon
0332 323 97 97
E-mail
info@dentium.com.tr
Çalışma Saatleri
Hafta İçi : 08:30-18:00
Hafta Sonu : 08:30-14:00
Telefon: 0332 323 97 97
Adres: Meram Yeniyol Cad. No : 94
E-posta: info@dentium.com.tr
Kurumsal
Hakkımızda
Kariyer
Hekimlerimiz
İletişim
Sosyal Medya
Bu sosyal bağlantılarda Dentium ‘u ziyaret edin ve bizimle bağlantı kurun. Hesaplarımızı takip ettiğinizden emin olun.
Yasal Uyarı
Site içeriğinde bulunan bilgiler bilgilendirmek içindir, bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amacıyla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez. |
11,110,374 | Üniversite öğrencisi Muğlalı Güleda Cankel’i (19) Isparta’da öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapse çarptırılan Zafer Pehlivan’ın cezasının “ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmesi” istemiyle Yargıtay’a yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine, Cankel ailesi Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı.
GÜNCEL 01.04.2022 19:26
Abone Ol
Isparta’da üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Muğlalı Güleda Cankel’i öldüren Zafer Pehlivan’a, Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 20 Ağustos 2020 tarihinde, müebbet hapis cezası verilmişti. Cankel ailesinin istinaf mahkemesine 2 Aralık 2020 tarihinde yaptıkları başvurunun, 14 Aralık 2020 tarihinde reddedilmesi üzerine, 25 Ocak 2021 tarihinde Yargıtay’a yaptıkları başvuru da 11 Ocak 2022’de reddedildi ve sanık Pehlivan’ın müebbet hapis cezası hükmü kesinleşti.
Aile Yargıtay kararı üzerine 7 Mart 2022’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı.
Anayasa Mahkemesi’nde de olumsuz karar alınırsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyleyen Cankel ailesinin avukatı Alev Öztürk şunları söyledi:
“7 Mart’ta adil yargılanma talebimiz elimizden alındığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurunuzu yaptık. Dosya kapsamı ve davanın ilerleyiş sürecine baktığımızda hukukun işlemediği, dosyadaki mevcut delillerin göz ardı edildiği, bizim beyanlarımızın dikkate alınmadığı, ölü bir kadının ardından sanığın, karşısında onu yalanlayabilecek birinin olmamasının verdiği rahatlıkla birçok iddiada bulunmuştu. Mahkeme sadece bunları dikkate aldı. Bizim hiçbir beyanımızı dikkate almadı. Bizim dosyaya sunmak istediğimiz deliller vardı onları da dikkate almadı. Bu hükmün arkasından kararın bozulması için istinafa başvuru yaptık. İstinaf da 6 günde ret kararı verdi. Bu zaten başlı başına adil yargılanma hakkımızın elimizden alındığının göstergesiydi.”
“ANAYASA MAHKEMESİ’NDE GEREKÇELERİN DİKKATE ALINACAĞI UMUDUNU TAŞIMIYORUM”
Öztürk, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bundan sonraki süreçte çok umutlu olduğumu söyleyemeyeceğim. Çünkü davanın en başından beri ortada planlanmış, tasarlanmış bir cinayet söz konusuydu. Dosyadaki tüm delillerde ortadaydı. Herkes artık bunu biliyor. Sanığın kendi eliyle yazdığı mektup vardı, Güleda’yı öldüreceğine sonra kendini öldüreceğine dair. O gece Güleda’yı evde alıkoyması, darp etmesi. Bunun üzerine vatandaşların ihbar edip karakola gidilmesi, Güleda’ya açıkça, ‘Seni 12’ye kadar öldüreceğim sonra da kendimi öldüreceğim, onun için geldim’ demesi. Bunların hepsi tasarlamaya çok bariz delillerdi ama hiçbiri ne yerel mahkemece ne Bölge Adliye Mahkemesi’nce ne de Yargıtay’ca dikkate alındı. Anayasa Mahkemesi’nde de gerekçelerimizin çok dikkate alınacağı umudunu taşımıyorum. Çünkü artık kadına yönelik şiddet davalarında mahkemelerin, hakimlerin, savcıların sistematik bir cezasızlık yönünde uygulama yaptığını, dosyalardaki birçok delile rağmen sanıklara yok haksız tahrik indirimi, yok iyi hal indirimi gibi gerekçelerle çok az ceza vermeleri, artık ülkede kendini çok bariz gösteriyor.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİR FELSEFEYDİ”
Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden el çekildikten sonra yargılama da bu çok daha fütursuzca yapılmaya başladı. İstanbul Sözleşmesi’ni her ne kadar uygulatamamış olsak da İstanbul Sözleşmesi bir felsefeydi ve bir şekilde topluma ve devletin kurumlarına o felsefe yansıyordu, bir baskısı vardı. Bir gece de hukuksuzca el çektik ve süre daha kötü gitmeye başladı.
Bundan sonrasında eğer buradaki talebimiz de ret olursa AİHM’ye başvuracağız. Oradan bir umut taşımak istiyorum. Çünkü burada dikkate alınmayan şeylerin en azından orada dikkate alınacağını düşünüyoruz, adaletin tecelli edeceğini ve Türkiye’nin bir tazminata mahkûm olacağını düşünüyorum.
“KADINA YÖNELİK SUÇLARDA İNDİRİM UYGULAMAYACAĞIZ DENMESİ SAMİMİ DEĞİL”
Ceza Kanunu’nda birtakım değişiklikler yapılmaya çalışılıyor. Bunların hepsi tamamen göz boyama. Bunların hepsi İstanbul Sözleşmesi’nde vardı ve emrediyordu. Nitekim İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı çok net dosyadır Güleda’nın dosyası. Hem polislerin gerekli koruma tedbirlerini almaması hem de İstanbul Sözleşmesi’nin ‘Partnere karşı işlenen suçlarda da ağırlaştırılmış ceza vereceksin’ hükmüne uyulmaması. Hem İstanbul Sözleşmesi’nden el çekip hem de Ceza Kanunu’nda kadına yönelik şiddet suçlarında indirim uygulamayacağız denmesi tabi ki bizler için samimi değil, gerçekte değil.”
NE OLMUŞTU?
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü birinci sınıf öğrencisi Güleda Cankel, 19 Kasım 2019’da kaldığı apartta eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Pehlivan hakkında “tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmış, mahkeme heyeti sanığa “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası vermişti. (ANKA)
Günün Önemli Manşetleri
Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun
Tags: AYM güleda cankel kadın cinayetleri
Continue Reading
Previous: Ethem Sancak: Bir partiden ihraç edilmek dünyanın sonu değil
Next: Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden fırtına uyarısı
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Related Stories
Twitter’ın Biden sansürünü deşifre etti: Musk ABD seçimlerine nasıl müdahale edildiğini ortaya çıkardı
2 min read
Haber
Twitter’ın Biden sansürünü deşifre etti: Musk ABD seçimlerine nasıl müdahale edildiğini ortaya çıkardı
4 Aralık 2022
Gaziantep’teki PKK operasyonunda 2 tutuklama
1 min read
Haber
Gaziantep’teki PKK operasyonunda 2 tutuklama
3 Aralık 2022
Türkiye’nin en az merkez nüfuslu kıyı ilçesi: Doğanyurt
3 min read
Haber
Türkiye’nin en az merkez nüfuslu kıyı ilçesi: Doğanyurt
3 Aralık 2022
Kategoriler
Ekonomi
Haber
Sağlık
Tanıtım
Teknoloji
Yaşam
Son Yazılar
Twitter’ın Biden sansürünü deşifre etti: Musk ABD seçimlerine nasıl müdahale edildiğini ortaya çıkardı
Gaziantep’teki PKK operasyonunda 2 tutuklama
Türkiye’nin en az merkez nüfuslu kıyı ilçesi: Doğanyurt
Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı şikâyetçi oldu: 6 yaşında imam nikâhı ve tecavüz!
HDP Diyarbakır Vilayet Eş Lideri Zeyyat Ceylan: Muhalefet AKP’den daha cesaretli olmalı
Minimum fiyat için “kırmızı çizgimiz” diyerek verdiği sayı reaksiyon çeken türk-İş Lideri Atalay’dan açıklama
Bakan Soylu’dan Başkan Erdoğan’a teşekkür
BM uzmanları: İsrail’in Filistinli aktivisti sınır dışı kararı “savaş suçu” teşkil edebilir
Yeni Indiana Jones filminin ismi açıklandı ve ilk fragmanı yayınlandı
Konya’da 4 milyon 200 bin lira değerinde kaçak sigara ele geçirildi
AB’den Rus petrolüne 60 dolar tavan fiyat teklifi
Gümüşhane’de engelli gencin hayat mücadelesi yaşıtlarına örnek oluyor
Mekanik tesisat sektörü MechTalks’ta bir araya geldi
Panzerler, Dünya Kupası’na havlu attı! Alman basını yerden yere vurdu: Utanç verici
Athena, Adana Demirspor marşını yorumladı
ankara eryaman escort
kocaeli escort
bursa escort
escort bursa
pendik escort
tuzla escort
izmit escort
bursa escort bayan
avcılar escort
esenyurt escort
istanbul escort
beylikdüzü escort
bakırköy escort
halkalı escort
şirinevler escort
sefaköy escort
bayan escort
ataköy escort
kocaeli escort
izmit escort
canlı casino
grandpashabet
van escort
deneme bonusu veren siteler
istanbul escort
sweet bonanza oyna
ganobet
hiperwin
sugar rush oyna
egt oyna
gates of olympus oyna
big bass bonanza oyna
adana-saglik.xyz
adiyaman-saglik.xyz
afyon-saglik.xyz
agri-saglik.xyz
aksaray-saglik.xyz
amasya-saglik.xyz
ankara-saglik.xyz
antalya-saglik.xyz
ardahan-saglik.xyz
artvin-saglik.xyz
aydin-saglik.xyz
balikesir-saglik.xyz
bartin-saglik.xyz
batman-saglik.xyz
bayburt-saglik.xyz
bilecik-saglik.xyz
bingol-saglik.xyz
bitlis-saglik.xyz
bolu-saglik.xyz
burdur-saglik.xyz
bursa-saglik.xyz
canakkale-saglik.xyz
cankiri-saglik.xyz
corum-saglik.xyz
denizli-saglik.xyz
diyarbakir-saglik.xyz
gelibolu-haber.com.tr
gemerek-haber.com.tr
gemlik-haber.com.tr
genc-haber.com.tr
gercus-haber.com.tr
gerede-haber.com.tr
gerger-haber.com.tr
germencik-haber.com.tr
gerze-haber.com.tr
gevas-haber.com.tr
geyve-haber.com.tr
gokceada-haber.com.tr
gokcebey-haber.com.tr
goksun-haber.com.tr
golbasi-haber.com.tr
golcuk-haber.com.tr
gole-haber.com.tr
golhisar-haber.com.tr
golkoy-haber.com.tr
golmarmara-haber.com.tr
golova-haber.com.tr
golpazari-haber.com.tr
golyaka-haber.com.tr
gomec-haber.com.tr
gonen-haber.com.tr
You may have missed
Twitter’ın Biden sansürünü deşifre etti: Musk ABD seçimlerine nasıl müdahale edildiğini ortaya çıkardı
2 min read
Haber
Twitter’ın Biden sansürünü deşifre etti: Musk ABD seçimlerine nasıl müdahale edildiğini ortaya çıkardı
4 Aralık 2022
Gaziantep’teki PKK operasyonunda 2 tutuklama
1 min read
Haber
Gaziantep’teki PKK operasyonunda 2 tutuklama
3 Aralık 2022
Türkiye’nin en az merkez nüfuslu kıyı ilçesi: Doğanyurt
3 min read
Haber
Türkiye’nin en az merkez nüfuslu kıyı ilçesi: Doğanyurt
3 Aralık 2022
Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı şikâyetçi oldu: 6 yaşında imam nikâhı ve tecavüz!
3 min read
Haber
Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı şikâyetçi oldu: 6 yaşında imam nikâhı ve tecavüz! |
11,110,375 | Sivas’ta, 20 yaşındaki Esma Hatun Öcalan karın ağrısı, mide bulantısı ve sindirim sistemi şikayetleriyle hastaneye başvurdu. Karnında küçük bir kitle tespit edilen Öcalan’ın tedavisine kendi isteği üzerine ara verildi. İlerleyen günlerde ağrıları artan ve yeniden hastaneye başvuran Öcalan’ın karnındaki kitlenin karpuz büyüklüğüne ulaştığı tespit edildi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Levent Kandemir ve Op. Dr. Gültekin Koçun, yaklaşık 2 saat süren başarılı bir operasyonla kitleyi çıkarmayı başardı. Hastanın açık ameliyat yapılması halinde ileride çocuk sahibi olamama ihtimali bulunduğunu belirten Kandemir, bu nedenle zor da olsa kapalı ameliyatı tercih ettiklerini anlattı. Ameliyatın başarılı geçtiğini ve hastanın sağlığına kavuştuğunu aktaran Kandemir, “Kapalı ameliyatın daha çok avantajları var. Hasta bir günde iyileşip gidebiliyor.” ifadelerini kullandı. Koçun, kitlenin karpuz büyüklüğünde olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Kitlenin büyüklüğü 20 santimetre. Bir küre gibi, benzetmek gerekirse 4-5 kiloluk karpuz büyüklüğünde. Hastanın bütün konforunu bozuyor, mide, bağırsak hareketlerini azaltıyordu. Hastamızda çok büyük rahatlama olacak, ilk günden de bu rahatlamayı bize ifade etti. İnşallah bundan sonra böyle bir şikayeti olmayacak.” Kızı sağlığına kavuştuğu için mutlu olduğunu belirten anne Zeliha Öcalan ise ameliyatı gerçekleştiren ekibe teşekkür etti.
Tags: Ağrı ameliyat hastane Sivas uzman
Continue Reading
Previous: Prof. Dr. Özgür Enginyurt: Mayıs ayında, pandemi bitti deriz
Next: Bugünkü koronavirüs vaka ve vefat sayısı kaç? 17 Mart Perşembe 2022…
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet. |
11,110,376 | Başta Suriye, Afrika ve Bangladeş de aktif olarak insani yardım çalışmaları yürüten derneğimizin faaliyetlerini sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. |
11,110,377 | Lanetli Gözyaşları, (The Curse of Llorona) doğaüstü varlıklarla ilgili korku filmlerine ilgi duyanlar için biçilmiş kaftan diyebileceğimiz bir yapım. Filimcik takipçileri için Türkçe dublaj alternatifiyle yayınladığımız filmi indirmeden ve HD kalitesinde izleyebilirsiniz.Hikaye bizi Anna’nın verdiği mücadeleye götürüyor. Genç kızın hem kendisine hem de ailesine musallat olan doğaüstü varlıklar vardır. Sosyal hizmetler görevlisi olarak çalışan kahramanımız, o dönemde ilgilendiği bir dosyanın derinlerine indikçe kendi ailesinde yaşanan olaylara çok benzeyen bir vakayla karşılaşır. Eski zamanlarda yaşayan La Llorona yani ağlayan kadın, kıskançlık krizine girip kendi çocuklarının canına kıymıştır. O günden bu güne bir lanetin içinde yaşayan bu varlık, başka çocukları avlayarak kendi çocuklarının yerine geçirmek ister. Bu yüzden musallat olduğu kişiyi dehlizlere çeker ve ruhsal karmaşalar yaşatır. Anna ise bu durumun farkında olmasına rağmen nasıl içinden çıkacağını bilemediği için arayış içinde olan bir rahipten destek ister. Artık çocuklarını kurtarmak için kendine hakim olması ve inandığı değerlere sımsıkı sarılması gerekmektedir.Filmin başrolünde Freaks and Geeks, Yeşil Rehber ve Benim İçin Ölüsün gibi yapımlardan hatırladığımız güzel oyuncu Linda Cardellini yer alıyor. Ayrıca Marisol Ramirez ve Raymond Cruz gibi iki önemli ismi izleme olanağı buluyoruz. Yönetmenliğini Michael Chaves’in yaptığı filmi online izlemek için play butonuna tıklamanız yeterli. Filimcik.com iyi seyirler diler.
120
IMDb 6.2
6.844
0
KATEGORİLER
+18 (Erotik)
2018
2019
2020
2021
2022
2023
Aile
Aksiyon
Animasyon
Bilim Kurgu
Biyografi
Dram
Fantastik
Fragman
Gerilim
Gizem
IMDB +7.0
Komedi
Korku
Macera
Mitolojik
Müzikal
Polisiye
Politik
Psikolojik
Romantik
Savaş
Spor
Suç
Tarihi
Türkçe Altyazılı
Türkçe Dublaj
Vizyon Filmleri
Yerli Filmler
SON EKLENEN VİDEOLAR
Puss in Boots The Last Wish (Çizmeli Kedi: Son Dilek) Türkçe Dublaj izle 2022, Aile
Samaritan Türkçe Dublaj izle 2022, Aksiyon
Indiana Jones 5 Türkçe Dublaj izle 2023, Aksiyon
Titanic 2 – The Return of Jack Türkçe Dublaj izle 2023, Aile
Wakanda Forever Türkçe Dublaj izle 2022, Aksiyon
John Wick 4 Türkçe Dublaj izle 2023, Aksiyon
Filimcik.com; sinemaseverler için sadece vizyondan kalkmış ve Türkçe dublaj olan filmleri yayınlar. Sitemizde bize ait bir server bulunmamaktadır. Tamamen yabancı kaynaklardan (Youtube, Vimeo veya farklı platformlardan) alınan paylaşımlar yapılmaktadır. Filimcik.com sadece sinemaseverlere aracılık eden, sorumluluğunun farkında olan ve işini yüksek kalitede yapmayı hedef almış bir film sitesidir. |
11,110,378 | anka capital markets lisanslı mı Etiketleri - Forex Firmaları - Güvenilir Forex Firmaları, Güncel Forex Giriş Adresleri, Forex Kurum Tercihi
Anasayfa
Güvenilir Forex Firmaları
Riskli Forex Firmaları
Forex Eğitimleri
Haberler
Analizler
FOREX ÜYELİK OLUŞTUR
Anka Capital Markets Güvenilir Mi? Şikayetler & Yorumlar 2022
ANKA CAPİTAL MARKETS 2019 yılında İngiltere’de kurulan bir forex aracı kurumudur. Ancak aracı kurumun merkezleri hakkında yalan beyanda bulunmaları, resmi bir lisansa sahip olmamaları ve haklarında ciddi şikayetlere sahip olmalarından ötürü güvenilir aracı kurum sıfatına uygun niteliklere sahip değildir.
Devamını Gör
Reklam
Kurum Listesi
Phase Forex (9.1) Güvenilir Kurum
İncele
GKM Forex (8.9) Güvenilir Kurum
İncele
Omio Fx (8.5) Güvenilir Kurum
İncele
FxPro (8.3) Bilinmiyor
İncele
Riskli Kurumlar (Lisanssız & Tehlikeli)
Fiber Markets (4.2) Bilinmiyor
İncele
Bal FX (4.1) Bilinmiyor
İncele
Fund Fx (3.8) Bilinmiyor
İncele
Olive Markets (3.7) Bilinmiyor
İncele
Kale FX (3.6) Bilinmiyor
İncele
Balans FX (3.6) Bilinmiyor
İncele
Klas FX (3.6) Bilinmiyor
İncele
Zes Forex (3.5) Bilinmiyor
İncele
Optimum Global Markets (3.2) Bilinmiyor
İncele
York Markets (3.1) Bilinmiyor
İncele
Anka Capital Markets (3.1) Bilinmiyor
İncele
Efor fx (3.1) Bilinmiyor
İncele
Alba Brokers (3.1) Bilinmiyor
İncele
İdol FX (3.1) Bilinmiyor
İncele
XCM Markets (2.9) Bilinmiyor
İncele
Avs Brokers (2.6) Bilinmiyor
İncele
AS FX (2.6) Bilinmiyor
İncele
Lidya Trade (2.6) Bilinmiyor
İncele
Amor Fx (2.5) Bilinmiyor
İncele
Gann Markets (2.4) Bilinmiyor
İncele
PoundFx (2.4) Bilinmiyor
İncele
Ekol FX (2.3) Bilinmiyor
İncele
Ga Fx (2.2) Bilinmiyor
İncele
Price Box FX (2.2) Bilinmiyor
İncele
Capital Trader (2.2) Bilinmiyor
İncele
Yapı Fx (2.1) Bilinmiyor
İncele
Destek Fx (2.1) Bilinmiyor
İncele
Bnd Markets (2.1) Bilinmiyor
İncele
Giz Fx (2.1) Bilinmiyor
İncele
Port Fx (2.1) Bilinmiyor
İncele
Index FX (2.1) Bilinmiyor
İncele
Goldenvest (2.0) Bilinmiyor
İncele
Trend Fx (2.0) Bilinmiyor
İncele
Hedef Capital (1.9) Bilinmiyor
İncele
Ayox Trade (1.8) Bilinmiyor
İncele
Marmara Fx (1.8) Bilinmiyor
İncele
Ruka Fx (1.7) Bilinmiyor
İncele
Piramit Fx (1.6) Bilinmiyor
İncele
FOREX EĞİTİMİ
BİLGİ BANKASI
TÜM FOREX FİRMALARI
LİSANS & AÇIKLAMALAR
En Son Forex Firmaları
Universal Global Fx Güvenilir Mi? Şikayetler & Yorumlar 2022
Vlom Güvenilir Mi? Şikayetler & Yorumlar 2022
Rota Capital Güvenilir Mi? Şikayetler & Yorumlar 2022
Elit Trade LLC Güvenilir Mi? Şikayetler & Yorumlar 2022
Zonex Capital Güvenilir Mi? Şikayetler & Yorumlar 2022
Analizler
10 Ocak 2022 BTCUSDT Analizi
23 Kasım 2021 – SHIBAUSDT Analizi
19 Kasım 2021 – NASDAQ Analizi
XAUUSD Analizi – 5 Kasım 2021
Haberler
Güvenilir Forex Firmaları Nasıl Seçilir?
Maaliye Bakanı Değişti! İşte Yeni İsim
İletişim
Forex Firmaları olarak bizlere bir çok mecradan ulaşabilirsiniz.
Copyright © 2022 ForexFirmalari.ORG | Forex Firmaları – Güvenilir Forex Firmaları, Güncel Forex Giriş Adresleri, Forex Kurum Tercihi. Tüm hakları saklıdır.
Skype İletişime Geçmek için Tıklayınız
5 Kasım 2021 A Markets Güvenilir Mi? A Markets İ A Markets İnceleme A Markets Şikayet Aktif Forex Aktif Forex Güvenilir mi Alba Brokers Güvenilir Mi? Alba Brokers Lisanslı Mı? AllWays İnvestments nasıl AllWays İnvestments nedir AllWays İnvestments şikayetler AllWays İnvestments yorumlar Altın Analizi amor fx amor fx güvenilir mi amor fx inceleme amor fx lisanslı mı amor fx şikayetler analiz anat fx güvenilir mi anat fx lisanslı mı anat fx nasıl anat fx nedir anat fx şikayetler anat fx yorumlar anka capital markets bonus ve kampanyalar anka capital markets güvenilir mi anka capital markets hesap türleri anka capital markets lisanslı mı anka capital markets nasıl anka capital markets para yatırma çekme anka capital markets şikayetler as fx as fx güvenilir mi as fx hesap türleri as fx incelem as fx inceleme as fx lisanslı mı asal forex güvenilir mi asal forex nasıl asal forex nedir asal forex şikayetler asal forex yorumlar avs brokers güvenilir mi avs brokers inceleme avs brokers lisanslı mı avs brokers para yatırma çekme avs brokers şikayetler avs brokers yorumlar ayox trade ayox trade 2022 ayox trade güvenilir mi ayox trade inceleme ayox trade lisanslı mı ayox trade şikayetler bal fx bal fx güvenilir mi bal fx inceleme bal fx lisanslı mı bal fx şikayetler balans fx balans fx güvenilir mi balans fx lisanslı mı balans fx şikayetler Best Capital güvenilir mi Best Capital inceleme Best Capital nasıl Best Capital nedir Best Capital şikayetler bitcoin analiz bitcoin ne olur bitcoin yükselecek mi bnd markets bnd markets güvenilir mi bnd markets inceleme bnd markets lisanslı mı bnd markets şikayetler boney market güvenilir mi boney market nasıl boney market nedir boney market şikayetler btc btc analiz btc ne olur btcusdt btg capital güvenilir mi btg capital nasıl btg capital nedir btg capital şikayetler btg capital yorumlar capital trader capital trader güvenilir mi capital trader inceleme capital trader lisanslı mı capital trader şikayetler cio markets güvenilir mi cio markets nasıl cio markets nedir cio markets şikayetler cio markets yorumlar Coin ile forex yatırımı nasıl yapılır destek fx destek fx güvenilir mi destek fx inceleme destek fx lisanslı mı destek fx şikayetler efor fx efor fx 2022 efor fx güvenilir mi efor fx inceleme efor fx şikayetler ekol fx inceleme ekol fx şikayetleri elite trade güvenilir mi elite trade lisanslı mı elite trade nasıl elite trade nedir elite trade şikayetler endex markets endex markets güvenilir mi endex markets inceleme endex markets lisanslı mı endex markets şikayetler Expert Capital güvenilir mi Expert Capital inceleme Expert Capital Lisanslı mı Expert Capital nasıl Expert Capital nedir Expert Capital şikayetler Fiber Markets Fiber Markets güvenilir mi Fiber markets lisansı fiber markets şikayetleri fiz fx Forex Firmaları Seçimi Nasıl Yapılır forex güvenilir mi forex güvenli mi Forex Kripto Yatırım forex nedir Forex STP forex tıj güvenilir mi forex tıj nasıl forex tıj nedir forex tıj şikayetler forex tıj yorumlar fund fx fund fx güvenilir mi fund fx güvenilir mi şikayetler fund fx lisanslı mı fund fx şikayetler fx pro fx pro 2022 fx pro güvenilir mi fx pro inceleme fx pro lisanslı mı fx pro şikayetler Ga Fx Ga Fx Güvenilir Mi? Ga Fx Şikayetleri gann markets bonus ve kampanyalar gann markets güvenilirmi gann markets hesap türleri gann markets inceleme gann markets lisanslı mı gann markets nasıl gann markets para yatırma çekme gann markets şikayetler gann markets yorumlar giz fx giz fx güvenilir mi giz fx inceleme giz fx lisanslı mı giz fx şikayetler GKM Forex İnceleme GKM Forex nasıl GKM Fx güvenilir mi GKM Fx Şikayetler goldenvest goldenvest forex goldenvest güvenilirmi goldenvest inceleme goldenvest lisanslımı goldenvest şikayet Güncel Shiba Analizi güveni Güvenilir forex firmaları Güvenilir Forex Firması nasıl anlaşılır Güvenilir Forex Firması Nasıl Seçili güvenli forex firması hedef capital hedef capital güvenilir mi hedef capital inceleme hedef capital lisanslı mı hedef capital şikayetler Hızlı Forex Hızlı Fx Hızlı Fx Güvenilir Mi hot forex hot forex 2022 hot forex güvenilir mi hot forex inceleme hot forex lisanslı mı hot forex şikayetler idol fx bonus ve kampanyalar İdol FX güvenilir mi idol fx güvenilir mi idol fx hesap türleri idol fx lisans İdol FX lisanslı m idol fx lisanslı mı İdol FX Nasıl idol fx nasıl idol fx para yatırma ve çekme idol fx şikayetler index fx index fx 2022 index fx güvenilir mi index fx inceleme index fx lisanslı mı index fx şikayetler inova global güvenilir mi ınova global güvenilir mi ınova global nasıl ınova global nedir ınova global şikayetler ınova global yorumlar kale fx kale fx güvenilir mi kale fx lisnslı mı kale fx şikayetler kale fxinceleme Klas FX Klas FX güvenilir mi Klas FX inceleme Klas FX lisanslımı Klas FX şikayetler Kripto ile ödeme alan forex firmaları Kripto Yatırım Tavsiyeleri lidya trade lidya trade güvenilir mi lidya trade inceleme lidya trade lisanslı mı lidya trade şikayetler Lisanslı Forex Firmaası lisanslı forex firması Lotas Capital Güvenilir Mi? Lotas Capital Şikayetleri Lotas Capital Şikayetvar lütfi elvanın istifası maaliye bakanı marmara fx marmara fx güvenilir mi marmara fx inceleme marmara fx lisanslı mı marmara fx şikayetler mobil fx güvenilir mi mobil fx hesap türleri mobil fx kampanya ve bonuslar mobil fx lisanlı mı mobil fx nasıl mobil fx para yatırma ve çekme mobil fx şikayetler nedir Olive Forex Olive Fx Olive Fx şikayet Olive Markets omio fx güvenilir mi omio fx nasıl omio fx şikayet optimum global markets optimum global markets güvenilir mi optimum global markets inceleme optimum global markets lisanslı mı optimum global markets şikayetler Phase Forex Phase Forex Güvenilir Mi? Phase Forex Şikayetleri Pin Point Global Markets güvenilir mi Pin Point Global Markets inceleme Pin Point Global Markets lisanslı mı Pin Point Global Markets nedir Pin Point Global Markets şikayetler piramit fx piramit fx 2022 piramit fx güvenilir mi piramit fx İNCELEME piramit fx inceleme piramit fx lisanslı mı piramit fx şikayetler piramit fxşikayeler port fx port fx 2022 port fx güvenilir mi port fx inceleme port fx lisans port fx şikayetler poundfx poundfx 2022 poundfx güvenilir mi poundfx inceleme poundfx lisans poundfx şikayetler price box fx bonus ve kampanyalar price box fx güvenilir mi price box fx hesap türeri price box fx lisanlı mı price box fx nasıl price box fx para yatırma ve çekme price box fx şikayetler rota capital firmaso rota capital güvenilir mi rota capital nasıl rota capital nedir rota capital şikayetler rota capital yorumlar ruka fx ruka fx 2022 ruka fx güvenilir mi ruka fx lisanslı mı ruka fx nasıl ruka fx şikayetler Shiba Shiba ne olur Şikayetler şikayetler Sky Financial Market Sky Financial Market güvenilir mi Sky Financial Market inceleme Sky Financial Market lisanslı mı Sky Financial Market nasıl STP Çalışan Forex Firması Nasıl Anlaşılır STP Nedir temel Trampa fx inceleme Trampa fx nasıl Trampa fx nedir Trampa fx şikayetler Trampa fx yorumlar Trend Trend Forex Trend Fx Trend Fx Güvenilİr Mi Universal Global Fx Universal Global Fx güvenilir mi Universal Global Fx lisans Universal Global Fx nasıl Universal Global Fx nedir Universal Global Fx şikayetler vlom güvenilir mi vlom lisanslı mı vlom nasıl vlom nedir vlom şikayetler wafra fx inceleme wafra fx nasıl wafra fx nedir wafra fxgüvenilir mi wafra fxyorumlar west global west global investments güvenilir mi west global investments inceleme west global investments nasıl west global investments nedir west global investments yorumlar XAUUSD xcm markets xcm markets 2022 xcm markets güvenilir mi xcm markets inceleme xcm markets lisanslı mı xcm markets şikayetler xm fx xm fx güvenilir mi xm fx lisanlı mı xm fx şikayetler xtb fx güvenilir mi xtb fx hesap türleri xtb fx kampanya ve bonuslar xtb fx lisanslı mı xtb fx nasıl xtb fx para yatırma çekme xtb fx şikayetler Yapı Fx Yapı Fx Güvenilir Mi? yeni maaliye bakanı york markets york markets 2022 york markets güvenilir mi york markets inceleme york markets lisans york markets şikayetler zeal capital markets güvenilri mi zeal capital markets inceleme zeal capital markets nasıl zeal capital markets nedir zeal capital markets şikayetler zeal capital markets yorumlar zes forex zes forex güvenilir mi zes forex inceleme zes forex lisanslı mı zes forex şikayetler zonex capital firması zonex capital güvenilir mi zonex capital nasıl zonex capital nedir zonex capital şikayetler
Çerez Politikası
Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak için web sitemizde çerezleri kullanıyoruz. “Tümünü Kabul Et” seçeneğine tıklayarak TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Ancak, kontrollü bir onay vermek için "Çerez Ayarları"nı ziyaret edebilirsiniz.
Çerez AyarlarıTümünü kabul et
Manage consent
Close
Privacy Overview
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary
Necessary
Always Enabled
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
Cookie
Duration
Description
cookielawinfo-checkbox-analytics 11 months This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional 11 months The cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary 11 months This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others 11 months This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance 11 months This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy 11 months The cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional
Functional
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance
Performance
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytics
Analytics
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement
Advertisement
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.
Others
Others
Other uncategorized cookies are those that are being analyzed and have not been classified into a category as yet. |
11,110,379 | Opencartfrm.com Olarak 2011 Yılından günümüze kadar 3000 den fazla opencart eticaret sitesine sanalpos, xml entegrasyonu, web hosting, sunucu optimizasyonu vb. alanlarda hizmetler vermiştir. Hizmet vermeye devam etmektedir.
Hızlı Linkler
Ana Sayfa
İletişim
Xml Entegrasyonları
Gelişmiş Xml Entegrasyonu V2
Sanalpos Entegrasyonları
Opencart Hız Optimizasyonu
Hızlı Menüyü Aç
Facebook'ta Biz
E-Ticaret Paketi
Opencart üzerinden ihtiyaçları karşılayacak eticaret paketi oluşturduk. Halihazırda birçok alanda kullanılmaktadır. Aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz |
11,110,380 | KONYA EMNİYETİ'NİN FURKAN HAREKETİ MENSUBU KADINLARA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİNE TEPKİLER BÜYÜYOR!
Furkan Hareketi Mensubu: "Tüm Türkiye duysun, bugün Konya Emniyeti'nde Çıplak Arama Yapıldı!"
Van'da 5.3 şiddetinde deprem korkuttu
KONYA EMNİYETİNDE GERÇEKLEŞEN ÇIPLAK ARAMA SKANDALI TÜRKİYE GÜNDEMİNDE!
Dezenformasyon Yasası'nın Öngördükleri
Tüm Gündem Haberleri
Dünya
İran Devrim Muhafızları: Baskılar devam ederse petrol geçişini engelleyebiliriz!
Hindistan, Müslümanların evini yıkmaya başladı!
Hazreti Muhammed'in kızıyla ilgili filme tepki gösteren imam işten çıkarıldı
Esad: ''Türkiye'nin olası bir operasyonuna askeri yanıt vermekten çekinmeyeceğiz''
İşgalci İsrail'in esaretindeki Abdullah Bergusi açlık grevine girdi!
Tüm Dünya Haberleri
Ortadoğu
Mali'de 1 Ürdün askeri daha öldü
Suriye'de mayın patlaması sonucu 11 sivil yaşamını yitirdi
Mısır'dan yeni petrol bölgesi adımı
"İsrail İran'a karşı BAE ve Bahreyn'e radar sistemleri yerleştirecek"
Yahudi yerleşimciler Filistinlilerin buğday tarlalarını ateşe verdi
Tüm Ortadoğu Haberleri
Ekonomi
Kira artışı %25'i geçemeyecek! Yasa yürürlüğe girdi
3 buçuk TL'ye ekmek satan fırınlara ceza
Gelire endeksli senet koşulları açıklandı
Resmî Gazete'de yayımlandı. Devlet yardımları bir kişiye bağlandı!
Motorine dev zam geliyor!
Tüm Ekonomi Haberleri
Siyaset
Soylu: 1200 mahalle yabancıların ikâmetine kapatılacak!
Erbaş: "Adaleti gözetmeyen kim olursa olsun onu uyarmak gerekir!"
Ankara Barosu'ndan 'Kur'an Kursu' Açılmasına Tepki!
Erdoğan 3.kez Cumhurbaşkanı adayı olabiliyor mu?
Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayını açıkladı!
Tüm Siyaset Haberleri
Analiz
Erdoğan o açıklamayı yaparsa inanan olur mu?…
Halka tepeden bir gözle bakış
Çığlık çığlığa bir ülke!
Muhafazakarlık mı İslamcılık mı?
Fakirden alıp zengine vermek
Tüm Analiz Haberleri
Daha Fazla
SAĞLIK
EĞİTİM
AİLE & YAŞAM
KÜLTÜR & SANAT
BİLİM & TEKNOLOJİ
RÖPORTAJLAR
Anasayfa
GÜNDEM Haberleri
Dezenformasyon Yasası'nın Öngördükleri
Dezenformasyon Yasası'nın Öngördükleri
Türkiye’nin dezenformasyon yasası tasarısı, dezenformasyonu yeni bir suç olarak tanımlıyor. İfade özgürlükleri adına endişe ile anılan tasarı, sosyal medya kullanıcılarının tümünü ilgilendiren önemli değişikliklere sahip.
12 Haz 2022 20:16:08
Geçtiğimiz on yıl, internetin ve sosyal ağların tüm dünyada yaygınlaştığı bir teknolojik atılım süreciydi. Bu süreçte ‘bilgi’ daha önce hiç olmadığı kadar hızla, ilk defa bu kadar fazla sayıda insana ulaşabildi ve ‘bilgi kirliliği’ aleni bir sorun haline geldi. 2016 ABD Başkanlık Seçimleri ve Brexit sürecinde, sosyal ağlarda kitlelerin bozulmaya uğratılmış veya yanlış bilgiler ile manipüle edilmesi, internetin demokrasilere doğrudan etkisinin somut örnekleri ve hükümetlerin ardı ardına interneti tahakküm altına alma girişimlerinin başlangıcı oldu.
Dezenformasyon tehdidini yasalar ile önlemeye çalışan öncünün Avrupa Konseyi olduğunu söylemek mümkün. 2017’de bu tehdidi tanımlamak ve politikalar oluşturmak adına hazırlanan raporun ardından bugün, benzer temaya sahip mücadeleler yaklaşık 30 ülkede işliyor.
Freedom House’un İnternette Özgürlükler 2021 Raporu’na göre, son on yıl aynı zamanda internette ifade özgürlüklerinin ciddi anlamda azalışına da sahne oluyor.
AKP ve MHP imzalarıyla Meclis’e sunulan ‘dezenformasyon yasası’ tasarısını da bu sürecin bir parçası olarak okumak ve Türkiye’nin internete dönük mevcut politikalarını kısa bir kıyas yoluyla kavramak mümkün.
Türkiye’nin Dezenformasyon Yasası Tasarısı
Türkiye’de AKP ve MHP imzalarıyla üzerinde çalışmaların bir süredir devam ettiği ve ‘yeni bir yasa’ söylentilerinin ortaya çıkışından bu yana ifade ve basın özgürlüklerini olumsuz etkileyeceğine dönük endişeler ile anılan yasa tasarısı, “Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” olarak Meclis’e taşındı.
Kanun tasarısına dönük eleştirilere cevap veren AKP’lİ Mahir Ünal, kanunun bir sansür yasası olmadığını, dünyanın kabul ettiği dezenformasyon riskini hedef aldığını belirtirken Almanya gibi bazı ülkelerin yasalarını ‘daha sert’ olduklarını öne sürerek örnek gösterdi.
40 maddeden oluşan tasarı sosyal medya platformları, internet gazetecileri, basın mensupları ve sosyal medya kullanıcılarının tümünü ilgilendiren önemli değişiklikler öngörüyor.
‘Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yaymak’ Yeni Bir Suç Olarak Tanımlanıyor
Kanun teklifi, özellikle dezenformasyona dönük düzenlemeleriyle öne çıkıyor ve Türk Ceza Kanunu’na yeni bir suç eklenmesini içeriyor. Bu yeni suçun kapsamı, “halkı yanıltıcıyı bilgiyi alenen yaymak”.
Haklarında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası uygulanacak suçun failleri şöyle tanımlanıyor:
“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli bir şekilde alenen yayan kimse”
Kamu Barışına Karşı Suçlar arasına yerleşecek yeni suçun failinde “özel kast, gerçeğe aykırı bilgide özel nitelik ve eylemde elverişlilik arandığı” ifade ediliyor. failin gerçek kimliğini gizlediği ve/veya suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştiği durumlarda cezanın yarı yarıya artacağını ekliyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın faaliyetleri ve personeline yönelik suç barındıran içerikler de katalog kapsamına alınıyor.
Tasarı gerekçesinde dezenformasyon kısaca, “yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eylemi” olarak tanımlanıyor. ‘Halkı yanıltıcı bilgi’, ‘gerçeğe aykırı bilgi’, ‘halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saiki’ gibi kavramların tanımlarına ise yer verilmiyor.
İnternet Haber Siteleri Basın Kanunu Kapsamına Giriyor
Tasarı, internet haber sitelerini Basın Kanunu’nun Cezai ve Hukuki Sorumluluklar kapsamına alıyor. Yeni düzenlemelere göre internet haber siteleri, anasayfaları üzerinde iletişim ve adres bilgilerini açık bir şekilde belirtecekler, içeriklerini ne zaman yayımladıkları ve içerikteki düzenlemeler tarihleriyle açıkça belirtilecek. Gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere içerikler, iki yıl doğruluğu ve bütünlüğü sağlanarak saklanacak. İnternet haber sitelerinde zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısı, hiçbir düzenleme ve ekleme yapılmaksızın sitede yer alacak. Yeni düzenlemeyle bu platformlarda çalışanlar da basın kartı talep edebiliyor.
‘Halkı Yanıltıcı Bilgi’yi Alenen Yayanların Basın Kartı Geçersiz Hale Getirilebilir
Tasarı kabul edilirse basın kartı başvuruları, İletişim Başkanlığı’na yapılacak ve basın kartı resmi bir kimlik belgesi olarak kabul edilecek. Başkanlık bünyesinde 9 kişiden oluşan Basın Kartı Komisyonu tarafından düzenlenecek olan basın kartını talep edenlerin, bir dizi şartın yanında ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ suçunun da dahil olduğu Kamu Barışına Karşı Suçlara karışmamış olması gerekiyor. Adli sicil kaydında basın kartı verilmesine engel bir suçtan mahkumiyeti bulunan kişilere bu mahkumiyetler adli sicil kaydından silinmedikçe veya yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilmedikçe basın kartı düzenlenmeyeceği öngörülüyor
Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin Görev Alanı Genişletiliyor
Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin görev alanı erişim engelleme ve içerik kaldırma kararlarının uygulanmasına yönelik diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri kapsayacak şekilde genişletiliyor. Birlik ve erişim sağlayıcılar arasında içeriğin kaldırılması ve engellenmesi konusunda hızlı adımlar atılabilmesi için yazılım ve donanım kurulması sağlanıyor. Erişim engelleme konusunda içerik ve yer sağlayıcının nerede bulunduğu ile değişen yetki farkı, yurt içi ve yurt dışı ayrımı kaldırılarak son buluyor.
Suç Barındıran İçerik Sahiplerinin Bilgileri Verilmezse, Sosyal Ağ Bant Genişlikleri %90’a Kadar Daraltılabilecek
Yeni tasarıya göre, Türkiye’den günlük erişim bir milyondan fazla olan Sosyal Ağ Sağlayıcıların temsilcileri artık Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşları olmak durumunda. Erişim 10 milyondan fazlaysa temsilci, teknik, idari, hukuki ve mali anlamda tam yetkili oluyor.
Sosyal Ağ Sağlayıcıları, B.T.K’ya başlık etiketleri, öne çıkarılan ya da erişimi azaltılan içeriklere yönelik algoritma, veri işleme mekanizmaları, reklam politikaları gibi, B.T.K’nın istediği bilgileri kuruma vermekle yükümlü oluyor. B.T.K Başkanının aldığı, içerik kaldırma ya da erişim engeli kararı uygulanmazsa, Türkiye’de yerleşiklerin ‘Sosyal Ağ Sağlayıcı’ya reklam vermeleri 6 aya kadar yasaklanabilecek.
T.C.K’da yer alan; çocukların cinsel istismarı, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarını barındıran internet içeriklerini oluşturan ve yayan faillere ulaşmak için gerekli bilgiler soruşturma aşamasında istenirse, Sosyal Ağ Sağlayıcı Türkiye temsilcisi bilgileri adli mercilere verecek. Bilgiler verilmezse bant genişliklerinin %90’a kadar daraltılması için süreç başlayacak.
Dünyadan Dezenformasyon Politikası Örnekleri
ABD, dezenformasyon problemini görünür kılan Cambridge Analytica Skandalı gibi bir dizi olayın merkezi olmasına rağmen sosyal ağ sağlayıcıları üçüncü kişilerin davranışlarından sorumlu tutulmuyor ve dezenformasyona karşı herhangi bir yasal düzlem oluşturulmuş değil.
İngiltere’de de dezenformasyona dair bir yasal düzenleme yok. Konu İngiltere’de parlamento komisyonları tarafından ele alınıyor. Zira, 1688 tarihli bir yalan haberi yayma yasağı, 1988 tarihli Kötücül İletişim Kanunu ve 2003 tarihli İletişim Kanunu bulunuyor. İngiltere’de Parlamento’ya bağlı Dijital, Kültür, Medya ve Spor Komisyonu konuya ilişkin incelemeler yapıyor. Veri güvenliğine yönelik bir ‘Bilgi Komiserliği Ofisi’ bulunuyor. Acil Yanıt Ünitesi yanlış bilgilere karşı dört aşamalı bir stratejiyle çalışıyor:
1)Bul: Dezenformasyon yayan kaynakların bulunması ve gözetlenmesi
2)Değerlendir: Bulunan kaynağın risk değerlendirmesinin yapılması ve makamlara konuya dair bilgi verilmesi
3)Yarat: Doğru bir içerik yaratılarak dezenformasyon dolu anlatının dengelenmesi
4)Hedefle: Uygun içeriğin kamunun geneline görünür ve erişilir olabilmesine olanak sağlayacak şekilde hedeflenmesi
Fransa’da Aralık 2018’de Enformasyonun Manipüle Edilmesine Karşı Mücadele Kanunu ayrı bir kanun olarak yürürlüğe girdi. Bu kanuna göre günlük belirli bir sayıda kullanıcısı olan ağlar Fransa’da temsilci bulundurmak durumunda. sosyal ağlar seçim süreçlerinde sponsorlu içerikler hakkında hesap vermek durumundalar. Yalan haberlerin yayılmasını önlemek adına ise bu süreçte yasal işlem başlatılıyor. Yalan haberin tanımlanması ise 1881 tarihli basın özgürlüğü kanununa ve hakime bırakılıyor.
Kanunda yalan haber için üç önemli kriter bulunuyor:
1)Yalan haber açık olmalı
2)Yapay yollardan ve büyük çapta yayılmaya başlamış olmalı
3)Kamu düzeni veya seçim salahiyetini bozma potansiyeli taşımalı
Almanya, Aralık 2016’da dezenformasyon yayılımına karşı politika önerileri içeren kapsamlı bir rapor hazırlamasının ardından Ekim 2017’de Sosyal Ağların Düzenlenmesi Kanunu’nu (NetzDG) yürürlüğe aldı. Kanunun odağı ‘nefret söylemi’, amacı sosyal medya platformlarını hesap verebilir hale getirmekti. Kanun, dezenformasyonu yasal zeminde çözmeyi hedefleyen Türkiye’nin de dahil olduğu çoğu ülkenin öne sürdüğü gibi, dezenformasyonu yasal zemine oturtan bir kanun değil. Sosyal ağları düzenlemeyi hedefleyen yasa, dezenformasyona dair yeni bir yasa ortaya koymuyor. Mevcut kanunları işaret ediyor.
Bu kanun ile Almanya’da günlük 2 milyonun üzerinde kullanıcıya sahip sosyal ağ platformları suç unsuru taşıyan nefret, istismar, hakaret ya da kamu düzenini sekteye uğratan içerikleri bizzat kaldırmakla, aksi durumlarda 5 milyon euro ceza ödemekle yükümlü. Bunun yanında bir kimseye dair aslı olmayan, doğrulanamayacak, karalama ya da kamuoyunu olumsuz etki potansiyeline sahip yalan haber yapmak azami bir yıl, suç kasten işlenmişse 2 yıl hapis ya da para cezası ile cezalandırılabilir halde olduğu belirtiliyor.
Avrupa Konseyi, 2017’de ‘bilgi sorunu’na karşı politikalar oluşturmak adına hazırladığı raporda, yanlış bilgi yayılımına karşı ifade özgürlüklerinin korunarak önlem alınması gerektiğini belirtiyor, ‘dezenformasyon’, ‘mezenformasyon’ ve ‘malenformasyon’un tanımlarını detaylı bir şekilde sunuyor. ‘Yanlış haber’ deyimini kullanmaktan özellikle çekinen rapor, bu tanımın politikacılar tarafından ‘kabul edilemeyen’ haberleri tanımlamak üzere sık sık kullanıldığını, kavramın bu haliyle ifade özgürlüklerini korumayı öncelemeyen ülkelerde kısıtlayıcı bir etkiye sahip olabileceğini belirtiyor.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ‘yasal zemin’ çözümünü savunan bir dizi ülke için bu rapora ek olarak Fransa ve Almanya örnekleri, her ne kadar Almanya’nın düzenlemesi yeni bir yasa ortaya koymamış olsa da, birer meşruiyet kaynağı görevi görüyor.
Örnek olarak Kamboçya, Vietnam, Tayland, Endonezya, Singapur, Filipinler ve Malezya’nın son yıllarda oluşturdukları dezenformasyon karşıtı yasa gerekçelerindeki ortak nokta; Almanya’nın ya da Avrupa Birliği’nin düzenlemelerini meşruiyet kaynağı olarak sunmaları. Sıralanan ülkelerin sahip oldukları yasaların hepsi, ifade özgürlükleri bağlamında ciddi tartışmalara sahne oldu. Özellikle Malezya’nın yaşadığı süreç, dezenformasyon karşıtı yasaların istismar edilme potansiyelinin iyi bir örneği olabilir.
Malezya’da Yalan Haber Karşıtı Kanun, Nisan 2018’de Najib Razak Başbakanlığında yürürlüğe kondu. Yasa, 1MDB yolsuzluğunun daha fazla irdelenmemesi amacını taşıdığı yönünde sert eleştirilerin hedefi oldu. Yasa, yalan haberleri ‘bilerek yaratan, yayan, yayımlayan, dağıtan ve dolaşımda tutan’ herkesi cezalandırıyordu. Malezya’da yeni bir koalisyonun kurulmasının ardından yeni Başbakan Mohamad Mahatir, kanunu Ağustos ayında yürürlükten kaldırdı.
Şubat 2020’de, Pakatan Harapatan iktidarı son buldu. Yeni Başbakan Muhyiddin Yassin, bu kanuna gerek olmadığını belirttikten bir yıl sonra fikrini değiştirerek, Kral’ın öncülüğünde ve parlamentonun askıya alınmasıyla 11 Mart 2021’de Acil Durum Yönetmeliği 2021 adıyla, önceki kanunun ağırlaştırılmış bir halini aniden yeniden yürürlüğe koydu.
Suç; Covid-19 veya olağanüstü durumlarda halk arasında korku ve endişe yaratmak amacıyla tamamen ya da kısmen sahte haber içeren yayınların yayılmasını kapsayan bir hale geldi. Suçun işlenmesine yardımcı olmak, suçun kendisinden daha ağır bir cezaya uğruyor. Üç yıla kadar hapis cezası ya da para cezası öngören hüküm için polis memurları şüphelileri tutuklayabiliyor, verilere erişebiliyor ve süreçte hiçbir mahkeme kararı gerekmiyor, hükümet ve herhangi bir yetkili yönetmelik hükümlerini yerine getirirken gerçekleştirdiği eylemlerden sorumlu tutulmuyor.
Haber Kaynağı: Doğruluk Payı
Etiketler: dezenformasyon yasası
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler
KONYA EMNİYETİ'NİN FURKAN HAREKETİ MENSUBU KADINLARA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİNE TEPKİLER BÜYÜYOR!
Furkan Hareketi Mensubu: "Tüm Türkiye duysun, bugün Konya Emniyeti'nde Çıplak Arama Yapıldı!"
Van'da 5.3 şiddetinde deprem korkuttu
0 Yorum
Yorum Yaz
Yorum Gönder
GÜNDEM Kategorisindeki Son Haberler
KONYA EMNİYETİ'NİN FURKAN HAREKETİ MENSUBU KADINLARA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİNE TEPKİLER BÜYÜYOR!
Furkan Hareketi Mensubu: "Tüm Türkiye duysun, bugün Konya Emniyeti'nde Çıplak Arama Yapıldı!"
Van'da 5.3 şiddetinde deprem korkuttu
KONYA EMNİYETİNDE GERÇEKLEŞEN ÇIPLAK ARAMA SKANDALI TÜRKİYE GÜNDEMİNDE!
Darp Edilerek Gözaltına Alınan Konyalı Furkan Hareketi Mensuplarının Mahkeme Yapılmadan Bırakılmayacağı Aktarıldı!
Davet edildiği mezuniyet töreninde kürsüden yaka paça zorla indirildi
Meteoroloji'den uyarı: Sağanak yağışa dikkat!
MSB: Pençe-Kilit Operasyonu'nda 2 asker şehit oldu, 2asker yaralı
Mezuniyet Töreninde Ali İsmail Korkmaz Pankartı Açmak İsteyen Öğrencilere Gözaltı
Bizi Takip Edin
14,551 beğeni 36,047 takipçi 14,181 takipçi 4,250 takipçi
En Çok Okunan Haberler
Bugün
Bu Hafta
Bu Ay
Etiketler
La İlahe İllallah Laboratuvar Lafarge Laiklik Laiklik Tavsiyesi Larissa üstü Lazkiye Lenin Levent Gültekin Lezzet
Gündeme İslami bakış kazandıran Furkan Haber, Türkiye'den ve İslam Dünyası’ndan son dakika haberler, köşe yazıları yayımlayan bir haber sitesidir. |
11,110,381 | 28 – 29 Ekim Tatil Mi? 29 Ekim’de Yarım Gün Mü Çalışılacak? İş Yerleri ve Okullar Tatil Mi? - Ankara Haberleri
Anasayfa
Yazarlar
Foto
Video
Gündem
Siyaset
Ekonomi
Menü
Üye Girişi
Haber Arşivi
Haber İhbar
Reklam
İçerik
Video Galeri
Foto Galeri
Gazete Manşetleri
Yazarlar
Röportaj
Gündem
Belediyeler
Ekonomi
Spor
Asayiş
Siyaset
Yaşam
Eğitim
Kültür - Sanat
Teknoloji
Dünya
Hukuk
Biyografi
Servisler
Şehir Rehberi
Hava Durumu
Seri İlanlar
Eczaneler
Lig Fikstürü
Namaz Vakti
Trafik Durumu
Kurumsal
Kuruluş Hakkında
Künye Bilgileri
Yayın İlkeleri
Topluluk Kuralları
Haber İhbar
Adres ve İletişim
Banka Hesapları
Reklam Seçenekleri
Abonelik
Veri Politikası
Son Dakika Ankara Haberleri
00:26 Hadise’nin Yeni Sevgilisi Lokum Gibi! “Mehmet Dinçerler İşine Bak Koçum!” Kaslar...
23:53 Ankara Elektrik Kesintisi Bugün! 4 Aralık 2022 Cumartesi Altındağ, Çankaya, Sinc...
23:52 ASKİ Ankara Su Kesintileri: 3 -4 Aralık 2022 Cumartesi Altındağ, Çankaya, Sinca...
23:15 Survivor 2023 Yarışmasın Kadrosu Açıklandı! Acun Ilıcalı Cımbızla Çekip Çekip Al...
22:52 Bensu Soral’ın Minisi Ateş Etti! “Bacım Bizim de Bir Kalbimiz Var!” Fiziği, Cesa...
Anasayfa/
Foto Galeri/
Gündem
- 22 Eki 2022 - 20:02 Güncelleme: 22 Eki 2022 - 20:12
28 – 29 Ekim Tatil Mi? 29 Ekim’de Yarım Gün Mü Çalışılacak? İş Yerleri ve Okullar Tatil Mi?
Her yıl milli bayram ve dini bayramlarda ortaya çıkacak olan resmi tatiller, özellikle de çalışan vatandaşların en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Bu bağlamda yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı da ortaya çıkaracağı resmi tatil süresi ile çalışan vatandaşların gündemine oturmuş bulunuyor. Sizde 29 Ekim tatil durumunu merak ediyorsanız işte detaylar...
29 Ekim’de İş Yerleri ve Okullar Tatil Mi?
Resmi tatillerden yararlanacak olan çalışan ve okuyan kişiler, yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesinde hangi günlerde tatil yapacaklarını merak ile takip ediyor. Peki, 29 Ekim’de iş yerleri ve okullar tatil mi? Bankalar, borsalar, PTT ve kargolar gibi kurum ve şirketler, 28 Ekim 2022 Cuma günü yarım gün; 29 Ekim 2022 Cumartesi günü hiç çalışmayacak. Öte yandan özel sektörde resmi tatil, şirketin kendi politikası çerçevesinde değerlendirilecek.
1 2 3 4
Twitle Paylaş Klavye ile galeriyi gezebilirsiniz
# 29 ekim, 29 Ekim tatil mi, 29 Ekim Kaç Gün Tatil, 28 Ekim tatil mi, Cumhuriyet Bayramı, cumhuriyet bayramı tatil mi
22 Eki 2022 - 20:02 - Gündem Yazdır
# GÜNDEM ÖZETİ İLE İLİŞKİLİ:
Sigara Fiyatlarına Aralık Ayında Zam Gelecek Mi? Şok İddia! Güncel Marlboro, Parliament, Camel, BAT, JTI, Philip Morris Fiyatlar Ne Kadar Oldu? 1 Aralık Güncel Sigara Fiyatları Ne Oldu?
Ziraat Bankası Aralık Ayı Emekli Promosyon Miktarlarını Güncelledi! İşte Emekli Promosyon Miktarı ve Ödeme Tarihleri...
Bu Haber Tüm Ankara’yı İlgilendiriyor! Bakan Karaismailoğlu AKM-Gar ve Kızılay Metro Hattı Açılıyor! Ulaşım Hattında Büyük Değişiklik!
Tarım Kredi Bakkal Bayilik Projesine Nasıl Başvurulur? Şartları Nedir? Tarım Kredi Kooperatifleri'nden Bakkal Bayilik Nasıl Alınır?
KKTC'de Yapılacak Kongrede 70 Ülkeden Diş Hekimliği Öğrencileri Buluşacak!
Sözleşmeli Personelde Son Dakika Gelişmesi! Ağızlar Yarım Metre Açık kaldı; Kapsam Genişledi! Yılardır Bekleniyordu! Neler Oluyor?
TC Kimliğinin Sonu 0, 2, 4, 6 ve 8 Olanlara PTT’den 850 Lira Ödeme! Hem de Tam 1 Yıl Boyunca! E-Devlet’ten Formu Dolduran…
Migros Market Kırmızı Et ve Kıyma Fiyatlarını Dibe Çekti! Hafta Sonu Et, Kıyma, Sucuk ve Köfte Fiyatlarını Görenler Fiyatını Görenler İnanamayacak! İşte 1 Aralık 2022 Fiyat Listesi!
Baba Vanga’dan 2023 İçin Tüyler Ürperten Kehanet! Ne Dediyse Çıkmıştı; Ölümcül Virüs ve Buzul Kehaneti Korkuttu! 2022'de Hepsi Çıktı...
Sözleşmeli Personelin Nevrini Döndürecek Haber Verildi! 83 Milyon Bu Haberi Konuşuyor... Sosyal Güvenlik Bakanlığı Her Şeyi Tek Tek Açıkladı! Meğer…
GİRİŞ YAP
göndermek için kutuyu işaretleyin
Yorumunuz yarım kaldı, devam etmek için üstteki yoruma, silmek için buraya tıklayın
Kırmızı alanları dolduralım
Kırmızı alanlar eksik veya hatalı girildi. Lütfen bu alanları düzeltip tekrar gönderelim
Yorumunuz gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorumunuz için teşekkürler, en kısa sürede gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorum yazarak Haberler Ankara Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberler Ankara hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberler Ankara editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberler Ankara değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haberler Ankara Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberler Ankara hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberler Ankara editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberler Ankara değil haberi geçen ajanstır.
Seda Sayan Taze Kocası İçin Yaptı Yapacağını! “Teyzem Kaç Yaşına Geldin Vazgeç!” Yorumlar Arka Arkaya Geliyor! Meğer…
Hadise’nin Yeni Sevgilisi Lokum Gibi! “Mehmet Dinçerler İşine Bak Koçum!” Kaslar Maslar O Biçim! Genç Kızların İçi Eridi, Bakmalara Doyamadı…
Ankara Elektrik Kesintisi Bugün! 4 Aralık 2022 Cumartesi Altındağ, Çankaya, Sincan, Yenimahalle, Mamak ve Keçiören Ankara Elektrik Kesintisi! EDAŞ Elektrik Ne Zaman Gelecek?
ASKİ Ankara Su Kesintileri: 3 -4 Aralık 2022 Cumartesi Altındağ, Çankaya, Sincan, Yenimahalle, Mamak ve Keçiören’de Sular Ne Zaman, Saat Kaçta Gelecek? İşte Ankara Su Kesintileri
Survivor 2023 Yarışmasın Kadrosu Açıklandı! Acun Ilıcalı Cımbızla Çekip Çekip Aldı; Öyle İsimler Geliyor Ki, Sinir Krizi Geçireceksiniz…
Bensu Soral’ın Minisi Ateş Etti! “Bacım Bizim de Bir Kalbimiz Var!” Fiziği, Cesareti, Çekiciliği… Say Say Bitmiyor!
Sitemizdeki dış bağlantılar referans amaçlıdır, dış bağlantıların içeriklerinden
kuruluşumuz
sorumlu değildir
Kuruluş Hakkında
Künye Bilgileri
Yayın İlkeleri
Haber İhbar
Reklam Ver
İletişim
Foto Galeri
Video Galeri
Yazarlar
Anketler
Arşiv
Konular
Gazete Manşetleri
Röportaj
Gündem
Belediyeler
Ekonomi
Spor
Asayiş
Siyaset
Yaşam
Kültür - Sanat
Teknoloji
Dünya
Hukuk
Biyografi
Servisler
Mekanlar
Hava Durumu
Seri İlanlar
Eczaneler
Lig Fikstürü
Namaz Vakti
©Copyright 2022 Haberler Ankara Tüm Hakları Saklıdır - Veri PolitikasıKullanım Şartları +90 (312) 995 05 01
daktilo haber yazılımı - v1.9
GİRİŞ YAP
göndermek için kutuyu işaretleyin
Yorumunuz yarım kaldı, devam etmek için üstteki yoruma, silmek için buraya tıklayın
Kırmızı alanları dolduralım
Kırmızı alanlar eksik veya hatalı girildi. Lütfen bu alanları düzeltip tekrar gönderelim
Yorumunuz gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorumunuz için teşekkürler, en kısa sürede gözden geçirilip yayınlanacaktır
Yorum yazarak Haberler Ankara Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberler Ankara hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberler Ankara editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberler Ankara değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haberler Ankara Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberler Ankara hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberler Ankara editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberler Ankara değil haberi geçen ajanstır.
A A 9
Anasayfa
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar
Röportaj
Gündem
Belediyeler
Ekonomi
Spor
Asayiş
Siyaset
Yaşam
Eğitim
Kültür - Sanat
Teknoloji
Dünya
Hukuk
Biyografi
Şehir Rehberi
Şehir Rehberi
Hava Durumu
Seri İlanlar
Eczaneler
Lig Fikstürü
Namaz Vakti
Gazete Manşetleri
Trafik Durumu
Kurumsal
Kuruluş Hakkında
Künye Bilgileri
Yayın İlkeleri
Topluluk Kuralları
Haber İhbar
Adres ve İletişim
Banka Hesapları
Reklam Seçenekleri
Abonelik
Veri Politikası
Kullanım Şartları
GİRİŞ YAP KAYIT OL
Foto Galeri
Video Galeri
Anketler
Arşiv
Haber İhbar
Hakkında
İletişim
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. |
11,110,382 | İthalatta yerli yetiştirici alehine gelişen olaylara önlemler alınıyor. Çin asıllı salon tipi sıtma ve soğutma cihazı ile oluşum ve ten sektöründe çetin yerine beğenilen sodyum formiat ithalatına uygulanmakta olan dampinge alın tılsım sürecek. Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlanan ithalatta nahak yere rekabetin önlenmesine ilişik iki ayrı Tecim Bakanlığı tebliğine bakarak, Çin menşeli 8415.83.00.90.00 gümrük tanıtmalık sayımlama pozisyonu altında kayran kayran “bekâr muayyen salon tipi yunak ve antipatik albeni cihazları (fancoil)” ile ilgilendiren planlı soruşturma sonucu, ürünün ithalatında yürürlükte olan dampinge karşı önlemin, CIF bedelinin yüzde 56,50’si şeklinde devam etmesine değişmeyen verildi. Tıpkı gazetede yayınlanan diğer karar layıkıyla, Çin menşeli ve 2915.12.00.00.12 gümrük prospektüs sayım bilimi pozisyona mukayyet sodyum formiat ithalatına planlı sormaca sonucu, yürürlükte olan dampinge alın önlemin, ürünün CIF bedelinin yüzde 31’i şeklinde bitmeme etmesi kararlaştırıldı.
Share:
İlgili Yazılar
Niğde’de domestik buğday ekimlerinden efdal ürün makbuz
Murat arttı, kabak husus fiyatı yükseldi
Eşkal Bankası, 2022 sonu pahalılık tahmini: Yüzdelik 23,2
Yazı dolaşımı
← Borsa İstanbul güne yükselişle başladı
Rusya, amonyum nitrat ihracatını geçici namına durdurdu →
Son Gönderiler
Dövme Modelleri mi Arıyorsunuz?
Konya Belediye Reisi Altay: “Meram Belediyesi’nin Türkiye’ye eş Bizim Uğur Taksi’nin şoförü bu öğün da biz olduk.”
Konya’da kaçakçılara operasyon
Havaların soğumasıyla yün ve termal içliklere istem arttı
‘AŞIK VEYSEL’E VEFA’ TEMASIYLA ORGANİZE EDİLEN 56. KONYA AŞIKLAR BAYRAMI SONA ERDİ
gazeteler.co Gazete haberleri oku ulusal Gazetelerin birinci sayfaları, manşetleri ve Türkiye'deki yayınları günlük okuyabileceğiniz medya platformu.
Gazeteapp, Tüm yerel ve ulusal gazete oku, gazeteler manşetleri, son dakika haberler, yerli - yabancı haber siteleri takip edebileceğiniz güncel medya basın sitesidir.
Gazete Keyfi, Günlük ulusal Gazeteler Gazete keyfi manşetleri güncel online basını, mobil ve siteden takip edebileceğiniz medya platformudur. |
11,110,383 | Son dönemlerin popüler saklı yazı parası Bitcoin, temas hangi büyüklüğünde az buçuk vurdumduymaz çekilse üstelik yatırımcıların bent odağı haline gelmeye devam ediyor. Google’dan gelen veriler ise kripto servet birimine olan ilgilinin adım adım azalmaya başladığını gösteriyor. Sabık yıl 69 bin dolar seviyelerine büyüklüğünde sâdır, ancak bu sene 40 bin dolar civarında seyreden Bitcoin, alelhusus internet kullanıcılarının mukavemetli bile ilgisini çekmiyor. Google’ın verilerine bakarak, acun çapındaki Bitcoin aramaları, 17 April – 23 April haftası üzere sabık yıla göre yüzde 400 azaldı.
Verilere bakarak, Bitcoin ile ilişik yer aşkın kontrol yapılan devlet Nijerya olurken, onu Umum Salvador ve Avusturya strateji etti. Gâh analistlere göre Bitcoin’e olan sargı azalmasına karşın, Altcoin’ler popüler olmaya devam ediyor. Konuya ilgili yorumlarını fail KuCoin CEO’su Johnny Lyu, “Altcoin’ler kullanıcılar için yatırım açısından henüz alımlı hale geldi.” dedi. Mavera yandan, saklı yazı borsası Matrix’in başkanı Vasja Zupan, Google verilerinin kurumsal yatırımcıların ilgisini katakulli etmediğini söylüyor.
Share:
İlgili Yazılar
Elon Musk’ın paylaşımlarıyla Dogecoin rekor kırdı
Metaverse evreninde mevhum arsa satışı: Arz haddinden fazla bağlam İstanbul’a
Brezilya’nın Sao Paulo eyaleti, iPhone’ların kutusundan şarj aleti çıkmasını mecburi kıldı
Yazı dolaşımı
← Instagram, Reels şablonlarını test ediyor
Markka Zuckerberg ’in metaverse takıntısı →
Son Gönderiler
Dövme Modelleri mi Arıyorsunuz?
Konya Belediye Reisi Altay: “Meram Belediyesi’nin Türkiye’ye eş Bizim Uğur Taksi’nin şoförü bu öğün da biz olduk.”
Konya’da kaçakçılara operasyon
Havaların soğumasıyla yün ve termal içliklere istem arttı
‘AŞIK VEYSEL’E VEFA’ TEMASIYLA ORGANİZE EDİLEN 56. KONYA AŞIKLAR BAYRAMI SONA ERDİ
gazeteler.co Gazete haberleri oku ulusal Gazetelerin birinci sayfaları, manşetleri ve Türkiye'deki yayınları günlük okuyabileceğiniz medya platformu.
Gazeteapp, Tüm yerel ve ulusal gazete oku, gazeteler manşetleri, son dakika haberler, yerli - yabancı haber siteleri takip edebileceğiniz güncel medya basın sitesidir.
Gazete Keyfi, Günlük ulusal Gazeteler Gazete keyfi manşetleri güncel online basını, mobil ve siteden takip edebileceğiniz medya platformudur. |
11,110,384 | Kişisel verileriniz bu web sitesindeki deneyiminizi desteklemek, hesabınıza erişimi yönetmek ve gizlilik ilkesi sayfamızda açıklanan diğer amaçlar için kullanılacaktır.
Registration confirmation will be emailed to you
Register
Username or Email Address
Get New Password
← Back to login
Hakkımızda
Ürünlerimiz
Cube
Steel
Jonix Up In
Jonix Inside
Mate Koleksiyonu
Sertifikalarımız
Kullanım Alanları
Ofis
Konut
Eğitim
Mağaza
Sanat Galerisi
Gıda Endüstrisi
Güzellik Merkezi
Medikal Alanlar
Veteriner Klinik
Otel-Cafe-Restoran
Otel Hava Temizleme
Cafe Hava Temizleme
Restoran Hava Temizleme
İletişim
Login
0
No products in the cart.
0
No products in the cart.
Login
Menu
JONIX/Jonix Inside
Jonix Inside
TEMİZ YAŞAM | TASARIM | AMBALAJ | TEKNOLOJİ
HEM EVİNİZDE HEM İŞİNİZDE TEMİZ HAVA
Jonix Inside
Hava dağıtım kanalı, hem fancoil ünitesi hem kontrollü mekanik havalandırma hem de hava ünitelerinin iç yüzeylerini derinlemesine temizler.
INSIDE (HAVALANDIRMA KANALI, FANCOIL ÜNİTESİ, UC, KLİMA SANTRALİ) (DUCT, FANCOIL, UC, AHU)
JONIX INSIDE, hava dağıtım kanalı ve ünitelerinin iç yüzeyleri hem havadaki kimyasal kirleticilerin hem de küf, bakteri lejyonella gibi biyolojik kirleticileri temizler ayrıca yeni oluşumunu da engeller. Toz parçacıklarının küf ve bakteri oluşumu için ideal çoğalma ortamı oluşturmasını kesintisiz temizleme yaparak engellemiş olur.
İLETİŞİME GEÇİN
WHATSAPP DESTEK
Temiz Yaşam
JONIX INSIDE, boruların iç yüzeyi, hava ünitesi ve kontrollü mekanik havalandırma sistemlerinin hava toplama kutusunda bakteri, küf, virüs, kirletici ve koku oluşmasını soğuk plazma teknolojisiyle engeller.
Eksik bakım nedeniyle klima kullanılan ortamlarda havalandırma sisteminde hava kirliliği oluşabilir. Kirlilik açısından Havanın iletilme yöntemine göre farklı riskler söz konusudur:
– Harici hava girişi ve hava devirdaimi kirleticilerin cihazda birikmesi sonucunda oluşan kimyasal kirlilik.
– Toz parçacıklarının ideal çoğalma alanı oluşturduğu bakteri, virüs, küf ve maya gibi mikroorganizmaların yayılmasından kaynaklanan mikrobiyolojik kirlilik.
JONIX INSIDE, oda içerisindeki havanın kalitesini garanti eder.
Tasarım
Cihazlarımız kompakt ve modüler tasarıma sahip olduğundan kurulumu gayet kolaydır. Çok küçük odalardan çok büyük odalara kadar farklı bir çok alanda kullanıma uygun şekilde tasarlanmıştır. Eğer talep edilirse, JONIX INSIDE havalandırma kanallarında duvara (yatay veya dikey olarak) ya da tavana kolayca monte edilerek inşaat aşamasında da entegre edilebilir. Sistem bileşenlerinde, mahfaza yapımcı ile anlaşılmalıdır. JONIX INSIDE, ihtiyaca bağlı olarak hava akışı miktarına göre farklı model ve boyutlarda mevcuttur.
Teknoloji
Jonix INSIDE, havayı temizlemek için Termal Olmayan Plazma (NTP) yöntemini kullanır. Bu ileri bir oksidasyon yöntemidir. Plazma, elektrik yüklü parçacıklardan oluşan iyonlaşmış gazdır. Elektrik yüklü parçacıklar organik ve kimyasal iyon, atom ve moleküllerden oluşur. Bu parçacıklar birbirleriyle çarparak oksitleyici türleri oluştururlar. Soğuk plazma, oda sıcaklığında meydana gelir. Termal Olmayan Plazma teknolojisini kullanan JONIX INSIDE hava temizleme cihazları havalandırma sistemlerini kirleticilerden arındırırlar.
JONIX Kontrollü Mekanik Havalandırma (CMV)
JONIX, son inşaat yönetmelikleri ve mimaride uzun süredir kullanılan kontrollü mekanik havalandırma sistemlerini dikkate alarak geliştirilmiştir. Ayrıca havalandırma kanallarının boru yüzeyinde bakteri kolonilerinin gelişmesini engellemek ve yok etmek için her yere kolaylıkla monte edilebilen soğuk plazma teknolojili CMV temizleme modülünü belirlenmiştir. |
11,110,385 | şirnak Güvenlik İş İlanları İnternet ortamı üzerinde yayınlanan iş ilanları araştırılarak birçok farklı pozisyonda yeni bir kariyer kapısı aralayabilmek mümkündür. Bölge, pozisyon, maaş gibi kriterlere göre filtreleme yaparak iş skalasındaki çeşitlilik kriter bazlı ortaya çıkarılabilmektedir. Sitemiz üzerinden tam zamanlı, yarı zamanlı ve freelance iş başvuruları yapabilirsiniz. İş yaşamınızı sürdürmek istediğiniz bölgeyi seçebilmek için şirnak Güvenlik iş ilanları kategorisine göz atabilirsiniz. şirnak Güvenlik Tam Zamanlı İş İlanları İş arayanların en çok talep ettiği pozisyon tam zamanlıdır. Haftanın altı günü belirli mesai saatleri içinde çalışılan modele tam zamanlı iş adı verilmektedir. İşverenlerin büyük bir kısmı tam zamanlı personel alımına yönelmektedir. Çünkü personelden alınabilecek performans uzun vadeli planlamalarla mümkün olmaktadır. Bu durum çalışanın da lehine bir durum oluşturur. Uzun vadeli iş hayatında kariyer planlaması daha net ortaya konulabilir. Ayrıca özlük hakları gibi her çalışanın sahip olması gereken hakların kazanımı sağlanabilir. şirnak Güvenlik şehrinde iş arayan adaylar sayfamız üzerinden şirnak Güvenlik iş ilanları kategorisinde çok sayıda iş ilanını inceleyebilir. şirnak Güvenlik Part Time İş İlanları Part time, diğer adıyla yarı zamanlı iş; işveren ve çalışan arasındaki ortak anlaşmaya dayanan, standart iş süresinden daha kısa olan çalışma modeline verilen isimdir. Part time işlerin daha çok öğrenciler, ev hanımları, emekliler tarafından tercih edildiği görülmektedir. Okul yaşamına devam ederken para kazanmak isteyen öğrenciler için bu iş modeli oldukça uygundur. Ev hanımları ve emekliler de kısmi zamanlı çalışarak gelir elde edebilmektedir. şirnak Güvenlik iş ilanları sayfamızdan size uygun part time iş ilanlarına başvurabilir, kariyer planlamanızı bu yönde belirleyebilirsiniz. şirnak Güvenlik Freelance İş İlanları Freelancer, serbest ve bağımsız çalışan kişileri ifade eden bir terimdir. Bu iş modelinde aktif olarak bir iş yerinde, bir ofiste bulunmak gerekmez. İş, internet ortamı üzerinden yürütüldüğü için kişi kendi evinde freelance olarak çalışabilmektedir. Bu durumda kişi kendi çalışma saatlerini ayarlayabilir. Tek bir firmaya bağlı kalmayarak farklı firmalardan çok sayıda iş alabilir. Bu iş modelinde çalışmak isteyen adaylar, şirnak Güvenlik iş ilanları kategorimizde freelance ilanlara göz atabilir. şirnak Güvenlik Dönemsel İş İlanları Bazı sektörlerde döneme bağlı istihdam ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle turizm sektöründe dönemsel iş gücü ihtiyacı çok daha fazladır. Bu iş modelinde daha çok öğrencilerin çalıştığı görülür. Tam zamanlı iş bulmakta zorlanan adayların dönemsel işlerde çalışarak gelir elde edebilmesi bir diğer avantajdır. şirnak Güvenlik iş ilanları, diğer çalışma modellerinde olduğu gibi dönemsel iş ilanlarında da talep görmektedir.
ŞUBE PERSONELİ EFORA İNSAN KAYNAKLARI
Danışmanlığını yaptığımız Türkiye 'nin En büyük E-Ticaret firması bünyesinde şubelerimizde çalıştırılmak üzere Şube elemanları aramaktayız. İŞİN TANIMI; Şube Elemanı - Şubelerimizde ring (hat) ara... |
11,110,386 | ISPARTA ŞEHİR HASTANESİ JİNEKOLOJİK ONKOLOJİ UZMANI OP. DR. YAKUP YALÇIN, "ISPARTA ŞEHİR HASTANESİNDE SAĞLIKLI YAŞAM" PROGRAMININ KONUĞUYDU
ISPARTA ŞEHİR HASTANESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ UZMANI SEMRA BOZKURT "ŞEHİR HASTANESİNDE SAĞLIKLI YAŞAM" PROGRAMININ KONUĞUYDU.(18 Nİsan 2018)
Kronik Solunum Yetmezliği İle Başvuran Hastalarımıza Pulmoner Rehabilitasyon Uygulaması eğitimleri verilmiştir.(11 Nisan 2018)
Isparta Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uz Dr Bora ÖZBAKIR Sanal Anjiografi ve Sanal Kolonoskopi işlemlerini anlattı.(5 Nisan 2018)
İletişim &Tanıtım Faaliyetleri
E-Bülten
Dergi
Fotoğraf Galerisi
Cumhurbaşkanımızın ziyareti
Isparta Şehir Hastanesi
Isparta Şehir Hastanesi Açılış Töreni
Videolar
Isparta Şehir Hastanesi 4. Yıl Tanıtım filmi
Isparta City Hospital Promotion Film
Haberler
Türkiye Geçilmez 15 Temmuz resim ...
Türkiye Geçilmez 15 Temmuz resim sergisi etkinliğimiz
14 Temmuz 2021
Sayın Valimiz Ömer SEYMENOĞLU hastanemizi ziyarette bulundular. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik günü kapsamında gerçekleştirilen Türkiye Geçilmez 15 Temmuz resim sergisi etkinliğimize katılarak, sağlık çalışanlarımıza Covid-19 mücadelesinde ve 15 Temmuz gecesi sonrasında göstermiş oldukları yoğun çaba için teşekkür ettiler. |
11,110,387 | Web sitemiz üzerinden İstanbul geneli olmak üzere Anadolu ve Avrupa yakası bölgelerinde bulunan bir çok ilçeden profesyonel hizmet veren bayan masaj terapisti “masöz profillerini” bulabilirsiniz. |
11,110,388 | Bazı durumlarda, psikologlar ayrılık kaygısı olan çocukların henüz yürümeye teşebbüs etmemiş olabileceğini bulmuşlardır. Ebeveynlerin bunun gelişimin normal bir parçası olduğunu anlamaları ve bu süreçte... |
11,110,389 | COVID-19 için Sıcaklık Aralığı Nedir? Ateş dahil olmak üzere COVID-19 semptomları, virüse maruz kaldıktan 2 gün ila 2 hafta sonra başlayabilir. Ateş , vücudunuzun enfeksiyonla... |
11,110,390 | Ürünleri kategorilere göre - VüCUT - CEKETLER - TANKLAR VE CAMILER - AKTIF PANTOLON - KEMERLER - YELEKLER - çANTALAR - EV OFIS MASALARı
Ürünleri kategorilere göre
VüCUT
CEKETLER
TANKLAR VE CAMILER
AKTIF PANTOLON
KEMERLER
YELEKLER
çANTALAR
EV OFIS MASALARı
KAPüşONLULAR
KAZAKLAR
Ürünleri kategorilere göre
VüCUT
CEKETLER
TANKLAR VE CAMILER
AKTIF PANTOLON
KEMERLER
YELEKLER
çANTALAR
EV OFIS MASALARı
KAPüşONLULAR
KAZAKLAR
Başlangıç
VüCUT
CEKETLER
TANKLAR VE CAMILER
Başlangıç
Standart Oyun Zar
Chessex Zar D6 Setleri: İkizler Siyah & Yeşil Ile Altın-16mm Altı Taraflı Die (12) Blok Zar
Son
Chessex Zar d6 Setleri: İkizler Siyah & Yeşil ile Altın-16mm Altı Taraflı Die (12) Blok Zar
₺ 32.34
sayı
alım
Sipariş verilebilir
Malları hakkında
Gözlük
Altın ile İkizler Siyah ve Yeşil-16mm Altı Taraflı Kalıp (12) Zar Bloğu. 16mm = 5/8 inç = standart boyutlu. 6 taraflı zar attı.Bu set içerir 12 d6 standart boyutu zar / Plastik Kutu Dahil Olmayabilir (Satıcı ile Kontrol).Not : Stok Görüntü Kullanılır.Diğer renkler ve stiller Ayrı satılır.Chessex Zar d6 Setleri : İkizler Siyah & Yeşil ile Altın-16mm Altı Taraflı Die (12) Blok Zar.
Sipariş verilebilir
Karakterislikler ilan etmisti
İlgili ürünler
Son
Profesyonel Zar Tepsisi ve Vintage Zar Paketi-Aile Oyun Gecesi, Zar Oyunları, Masa Üstü rpg'ler ve Matematik Etkinlikleri
₺ 89.97
alım
Şanslısınız ki, bu paket, oyun gecesinde en sevdiğiniz zar oyunlarına biraz renk katmak için bu sorunu gidermek için profesyonel bir zar tepsisi + 50 vintage zar sağlıyor!Vintage z
Son
Üniversite Oyunları Pizza Partisi Zar Çocuklar için Hızlı ve Çılgın Zar Oyunu, 2 oyuncu
₺ 35.97
alım
Çocuklar için masa oyunları koleksiyonunuza pizza partisi, 2 kişilik hızlı ve çılgın zar Oyunu ekleyin.Hamsi, domuz pastırması, Biberli, mantar!Diliminizdeki topingleri eşleştir
Son
Üniversite Oyunları Çılgınlığı! Çocuklar için Strateji Zar Oyunu Etkinliği
₺ 86.97
alım
Gaza bas!Bu, tüm aile için yüksek sesle gülmek için bir strateji zar oyunudur.Zar rulo ve ızgara üzerine koyun, böylece oluşturdukları ya da "Vbofatür," kent", "çiftler", "üç E
Son
YUANUS Homeschool Komik Matematik Oyunları Cep Zar Seti, Sınıf Oyunları, Serin Şeyler Matematik Öğrenme DIY Zar
₺ 20.97
alım
ZAR YÜZLERİ KAZINMIŞ DEĞİL PRINTED.LÜTFEN çift kafalı işaretleme kalemini kullanmayın, çünkü el yazısını silmek zordur.Hesaplama sorularını belirlemek için zar setini kull
Son
AUSTOR 100 Adet Oyun Zar Seti Saklama Çantası ile 10 Renk Kare Köşe Zar, Tenzi, Farkle, Yahtzee, Bunco veya Matematik
₺ 145.50
alım
10 renkte 100 adet 6 taraflı zar içerir (her renk 10 parça içindir).Renkler : Siyah, Beyaz, Kırmızı, Kahverengi, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, Mor ve Lavanta.Boyutu : standart 16mm (5
Son
Coghlan'ın Şöminenin Yanında Hikayesi Zar
₺ 33.27
alım
Zarları yuvarlayın ve oyundaki sembollere dayanan hikayelerle gelin dice.No kurallar sadece bir tema ile başlayın ve bir hikaye oluşturmak için renk kodlu zar kullanın.Zarlar temalara
Son
ZenPath Taşınabilir Zar Kulesi ve Tepsi ile Çizilmez Keçe Kaplı Haddeleme ile Kadife Yüzey-DND Katlanır 8 Otomatik
₺ 95.97
alım
Boyutlar katlanmış : 9.Zen Path yeni zar kulesi hazır!Elle yuvarlanma bağlarından kurtulun!Zen Path, her seferinde adil ve gerçekten rastgele bir atış garanti eden bir zar botu (kule
Son
Kapaklı RERİVER Deri Zar Kupası 6 Zar İçerir, Kadife İç Sessiz Yalancılar Zar Farkle Yahtzee Masa Oyunları için
₺ 24.00
alım
ÇOĞU ZAR oyunu içinFarkle, Yahtzee, vb Gibi birçok oyun için harika.herhangi bir sayıda zar oyunu.Ailenizle evde oynamak, partide yaşamak için mükemmel bir ürün.Bir barda veya yer
Son
Koplow Oyunları Karakter Oluşturucu Yüklü Zar
₺ 44.22
alım
Bunlar numaralandırma için gümüş tırtıllı standart boyutlu siyah altı taraflı zarlardır.Normalde numaraları var, ama çok altı rulo için daha büyük olasılıkla onlar ağırl
Son
DND Taklit Göğüs Zar Hapis Cezaevi ile bir Rastgele Çokyüzlü Zar Set Ahşap Lazer Kesim ve Kazınmış Zar saklama
₺ 33.36
alım
SERİN MİMİK GÖĞÜS tasarımıDungeons and Dragons'daki Mimik Canavardan esinlenilmiştir.Bu taklit zar hapishanesi, fantezi oyunları için mükemmel bir atmosfer yaratacak ve rpg'nize
Son
Kicko Köpük Zar Seti-24 Paket Çeşitli Renkli Büyük Kare Bloklar-Bina, Eğitici Oyuncaklar, Matematik Öğretimi,
₺ 32.97
alım
ÇOK RENKLİ KÜPLERKicko'nun göz alıcı renkleri ile bu klasik tarzdaki zarların tadını çıkarın.Her iki taraf da 1 ila 6 siyah nokta içeren geleneksel bir sistemde numaralandırıl |
11,110,391 | Sıhhi Döşem Ne İşe Yarar? Gerçek Sıhhi Döşem Nite Mimarilır? Sıhhi Döşem Projeleri Neleri Kapsar? Sıhhi Döşem Ürünleri Nelerdir? Evetşanabilir kuruluşlarda mekanik döşemın baş aktörlerinden biri de şüphesiz sıhhi tesisattır. Harbi suyun sağlıklı bir şekilde kullanma yerlerine denli iletilmesini, mülevves ve murdar suların toplanarak çatı dışına çısütsüzılmasını sağlayıcı boru ağına sıhhi döşem denir. Mimarilarda suya, sağlıklı şekilde ulaşmanın yolu döşem sisteminin projelendirilmesinden, ürün seçimine ilgilendiren vetirelerden geçer. Sıhhi döşem, benibeşer sağlığının korunmasıyla aracısız ilgilidir. Şehirleşme ve modern yaşam, gereksinimlarla omuz omuza döşem ve döşemçılığın önemini pozitifrdı. Aynı şekilde kullanılan malzemeler de başkalık gösterdi. Suyun taşınması konusu, benibeşer sağlığı ile aracısız doğruya dayalı olduğu karınin harbi ab döşemında kullanılan borular kullanma amacına mütenasip, ab standardını etkilemeyen ve korozyona dayanıklı malzemelerden kuruluşlmalıdır. Örneğin doğru zamana denli kullanılan maça borular giderek aşınan ve paslanan bir kuruluşya iye olduğu karınin bundan sonra üst yapı döşemında yeğleme ediliyor. Asbest çimento borular da yeniden sağlığı gözdağı fail kanserojen kuruluşsından dolayı yerini yeni döl plastik borulara bıraktı. Avrupa İçme Suyu Yönergesinin çıkış noktası ve mantığı “En önemli gıdamız içme suyunun musluktan akacağı son noktada mikrobiyolojik ve kimyevi olarak kullanmaımın ömür boyu benibeşer sağlığına beis vermeyecek şekilde olması gerekmektedir” İstenen ab kalitesinin döşem hammaddesinin özellikleriyle, suyun kuruluşsıyla, montaj özellikleriyle ve maslahatlet şartlarıyla bir umum olarak sağlanması gerekir. Her adımda planlı olunmalıdır. İnsanların ömür alanlarında sağlıklı, emniyetli, konforlu ve iktisadi bir şekilde evetşaması ve çağdaş kuruluşlara iye olunması karınin her noktada özenli bir yaklaşım ve makul standartların olması gerekir. Mimarinın projelendirilmesinden konumlandırılmasına, kellelangıcından tamamlanmasına denli her adımda planlı olunmalıdır. Her kuruluşda, her sitem aynı şekilde uygulanamaz. Bir büro binası ile bir otel binasını aynı tip tasavvurı ile düşünülemez. Bunların etüdünün güzel kuruluşlması gerekir. Mimarilarda umum sistemlerin ön analizi kuruluşlmalıdır ve en esaslı tip tasavvurı uygulanmalıdır. Bir kuruluşnın döşem projesi, mekanik düşünen bir bellek ile mimari düşünen bir aklın kuma planlanması ile daha sükselı olacaktır. Boruların taşınması, geçiş bölgeleri ve takım yerleşimleri mevzularında, başlangıçta alınacak esaslı kararlar örutubet taşır. Bununla omuz omuza ikrar edilebilir bir döşem ömrü karınin ab tabncı, yalıtım, metanet vb. kriterlerde uyanıklık edilerek mütenasip boru ve donatım malzemelerin seçilmesi gerekir. Hayat kalitesi çatı içindeki ab döşemı, atılmış ab sistemleri, yalıtım döşemı vb. birşunca mekanik maslahatle bütünleşiktir. Sıhhi döşem sistemleriyle suyla mülaki olmak karınin kullanılan en uçtaki döşem elemanı ab armatürleridir. Mimarilarda boru sistemiyle taşınan suyun kullanma durumunda kullanmaı, muayeneü ab armatürleri ile kuruluşlır. Kez armatürlerinin temiz olmaları, uzun ömürlü olmaları, bakım ve onarım gereksinimini azaltır ve ömür konforuna dayak evet. Mimarilarda kullanılan sıhhi döşem ürünlerinin seçimleri nazik örutubet taşır. Hiç hareketsiz ürün olarak değil, tip çözümü olarak beklentileri karşılık olmak çatı yapımının umumi performansıdır. Üstelik yalnızca emniyet mazmunında değil, binada kullanılan ürünlerin uzun ömürlü olması, bakım ve onarım gereksinimini azaltır ve ömür konforuna dayak verir. Sıhhi döşem devrelerinde, harbi suyu kullanma noktalarına ulaştırmanın yüzı rabıta kullanılmış olan atılmış suyunda uzaklaştırılması örutubet en etmektedir. Bu atılmış suyun sistemden uzaklaştırılmasında esaslı birliknın sağlanması, harbi ab ile karışmaması benibeşer sağlığı açısından önemli bir noktadır. SIHHİ TESİSAT ÜRÜNLERİNDE NELER VARDIR? SIHHİ TESİSAT ÜRÜNLERİNDE NELER VARDIR? Banyo Armatürleri, bataryaları Lavabo Armatürleri, bataryaları Ocaklık Armatürleri, bataryaları Ankastre banyo, lavabo ve aşhane armatürleri, bataryalar Musluklar Çlakinşır Muslukları Antrakt Musluklar, Taharet Muslukları Ankastre Musluklar Ankastre Antrakt Musluklar Bostan Muslukları Termostatik Teknolojili Armatürler, Bataryalar Fotoselli, Elektronik Kontrollü Bataryalar, Armatürler Pisuvar Muslukları Elektronik Pisuvar Muslukları Global Baslar Duş Sistemleri, duş hulliyatmları, Yurt ve Kıran duşları, Lavabo ve Evye Sifonları Kez armatürleri, banyo/aşhane bataryaları ve muslukların üstün kılan temelı özellikleri: Türk ve Dünya standartlarına uygunluk 6 Yıl’a varan Nezaret onaylı garantisi. Tasarruflu, uzun ömürlü kullanma imkanı Basitçe,hızlı ve sorunsuz montaj, emniyetli döşem, döşemçı dostu Işlevsel tasarım, Hizmet gerektirmeyen uzun ömürlü kullanma, Tamir, bakım kolaylığı, Ferah ve hesaplı ihtiyat devam desteği, Etkin satış sonrası servis hizmetleri, Kanserojen molekül karınermeyen %100 sağlıklı, temiz, yardımcı malzemeler çarpıcı ve tasarruflu ab yönetimi, pres ekonomisi her türlü wc, banyo, aşhane arızalarının giderilmesi her türlü zir yapı üst yapı maslahatlerinizde jettem kanalizasyon olarak hizmetinizdeyiz.
Çırak ol. Bir sıhhi döşem maslahatine koyulmak, kâr üzerine bili gerektirir. Bu bilgiyi maslahatletmenize getirmekle mesuliyetli olacaksanız, muhtıra döşem maslahatinde deneyim kazanmanız gerekecektir. Ticareti öğrenmenin yaygın bir yolu görmüş geçirmiş bir döşemçıevet çırak olarak çalışmaktır. Çıraklık eğitimi birkaç sene sürebilir, fakat size bir sıhhi döşem maslahatini yürütmek karınin gereken becerileri ve deneyimi sağlarlar. Çırak olarak çalışmak, bir müşteri sıralaması vüruttirmenize ve kendinize bir isim vermenize yardımcı olur, sonunda kendi döşem maslahatinize intikali kolaylaştırır. Bölgenizdeki döşemçılara kellevurarak veya döşem eğitimi kursları ile döşemçıların çırağı haline gelmeyi öğrenebilirsiniz. Döşemçılık ticaretiyle dayalı kurslar alın. Topluluk kolejleri, kâr okulları ve bölgenizdeki özge kurumlar döşemçıları eğitmek karınin tasarlanmış eğitim bilimi programları sunabilir. Bu programların tamamlanması birkaç sene sürebilir. Döşemın beceri yönleri, iş şartları ve esenlik, emniyet ve sözleşmelerle dayalı tensikat dair eğitim bilimi sağlayıcı birini arayın. Fiziksel olarak formda olun. Eğer çın döşem çalışmalarının bir kısmını veya topu topunı kendiniz yapacaksanız, pahal cisimleri kaldırmanız, bayağı ve güçlükle alanlara sığdırmanız, yüksekliklerle meşguliyetmanız vb. Sıhhi döşem deneyimi olan diğerlerini bulun. Bir ab döşemı maslahatletmesi düşünmek ve ab döşemı tecrübesine iye değilseniz, bu bilgiyi sağlayabilecek ortağınız veya ekibiniz olması önemlidir. Bir benibeşer ol. Döşem maslahati, çok adetda sülale temamesi yapmayı ve müşterilerle çeşitli şekillerde (telefonla, çevrimiçi vb.) İletişim kurmayı gerektirir. Döşem maslahatiniz kellekalarını kullanıyorsa, özge insanoğluı güzel dümen edebilmeniz gerekecektir.
su tesisatçısı
sincan su kaçağı tespiti
eryaman tesisatçı
etimesgut su kaçağı tespiti
ümitköy tesisatçı
batıkent su kaçağı tespiti
yenimahalle tesisatçı
dikmen tesisatçı
admin
Learn More →
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Related Posts
Uncategorized
İstanbul Avrupa Yakası Korsan Taksi
Çaldatmaışanlamış olurın bereketli çaldatmaışması her yönetici bâtınin önemlidir. Sorumlulukları şehrin farklı yerlerindeki derintiları bâtıneriyorsa, kârlemlerin nüshası ve uzmanların motivasyonu,...
Read More →
Uncategorized
En çok dinlediğiniz şarkı nedir?
İnsanlığın ilk yıllarından itibaren sert çok nöbet bilgiye baliğ olmak bağırsakin çaba gösterilmiştir. Bilginin en sağlıklı ve en saf...
Read More →
Ara
Ara
Powered by WordPress | Developed by AlleyThemes
Seo Fiyatları https://otogaleri.name.tr/ https://osmangazibeyazesya.name.tr/ https://teknolojiblog.name.tr/ https://hataytarihi.name.tr/ https://esenyurtmarangoz.name.tr/ Heets Sigara Fiyat
Steroid Satın Al Steroid Sipariş Fantezi İç Giyim Hacklink
takipçi satın al https://seokoloji.gen.tr
yatırımsız deneme bonusu Puro Satın Al erzincan escort gümüşhane escort hakkari escort Igdır escort karabük escort
Puff Bar nevşehir escort yalova escort
hacklink hacklink hacklink hacklink hacklink hacklink
puro satın al sigara satın al betsat casino bahis siteleri onwin bahigo betsat steroid satın al korsan taksi korsan taksi https://www.sohbetci.net.tr/ |
11,110,392 | Anal Seks Nedir? Anal seks – ilişki (arkadan seks, ters ilişki, livata) özellikle ereksiyon haldeki penisin rektumdan içeri sokulması şeklinde uygulanan cinsel birleşmedir. Bunun haricinde rektum ve anüsü içeren, parmakla, oral yolla (dil atma) ve her nevi cinsel oyuncakla gerçekleştirilen tüm cinsel aktiviteler de anal seks olarak kabul edilir. Bu nedenle penisin rektumdan içeri sokulduğu aktivite rektal birleşme (rectal intercourse) (anal seks) olarak tanımlanır.
Anal seks türleri, özellikle de rektal birleşme ile ilgili birçok yerleşik tabu vardır. Bu nedenle anal seks çiftlerde, ahlaksızlık hissi, suçluluk hissi ve anksiyeteye neden olabilir. Bazı kişiler bu tür seksi iğrenç ve kabul edilemez bulurken bazıları uyarıcı, heyecan verici ve cinsel hayatlarının normal bir parçası olarak görmektedirler. Anal bölge hem erkekte hem de kadında birçok erojen sinir ucunun bulunduğu bir bölgedir.
Homoseksüel erkek çiftlerin yaklaşık olarak üçte ikisi, heteroseksüel çiftlerinse ortalama üçte biri zaman zaman anal seks yapmaktadır. Heteroseksüel çiftlerin yaklaşık yüzde 10’unda anal seksin, cinsel hayatın düzenli bir parçası olduğu, gitgide yaygınlaştığı, bununda pornografik yayınlarda anal seksin sıklıkla gösterilmesinin etkili olduğu düşünülmektedir. 2009 yılında Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırmada, ülkede satışa sunulan porno DVD’lerin yaklaşık yüzde 30’unun rektal birleşme (anal seks) içerdiği görülmüştür. Gerçekte olduğundan farklı olarak, filmlerde bu aktivite bayanlar için oldukça rutin ve acısız olarak resmedilmektedir.
Anal Seks Zararları Nelerdir?
Hemen her cinsel ilişki, HIV/AIDS, jenital uçuk, bel soğukluğu, hepatit B gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) açısından risklidir. Bununla birlikte anal seksin diğer cinsel ilişki türlerine göre daha yüksek bulaşıcı hastalık riski taşıdığı yönünde kanıtlar vardır.
Dışkıdaki bazı mikroplar penisten içeri girer erkeğin cinsel hastalıklara yakalanmasına neden olabilir.
Prostat dediğimiz (prostat yalnızca erkeklerde bulunan ve idrar torbasının orada idrarı ve spermi yönlendiren bir organdır) önemli bir parçasına yerleşerek ileride çok büyük sorunlar yaratabilir.
Kadın için ise önemli olan makattan çıkan penisin vajinaya temizlenmeden sokulmamasıdır. Çünkü dışkıdaki mikroplar vajende hastalık yaratırlar
Ayrıca hemoroid hastalığı (basur) olanlarda arkadan cinsel ilişki ağrıya neden olabilir ve hemoroidi arttırabilir.
Anal seks yapıldığı zaman hamile kalmak mümkündür. Eğer ön sevişme sırasında bir boşalma olmuşsa ve spermler vajina yoluyla rahme girmişse, hamilelik söz konusu olabilir.
anal sevişme kondom livata makat prezervatif rectal intercourse ters ilişki 2019-04-23
Yönetici
Paylaş
Facebook
Twitter
Google +
Stumbleupon
LinkedIn
Pinterest
Tags anal sevişme kondom livata makat prezervatif rectal intercourse ters ilişki
Önceki Boyun Düzleşmesi ve Ağrıları İçin Egzersizler
Sonraki Folik Asit Nedir? Faydaları Nelerdir?
Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Vajinismus Nedir? Vajinismus Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
Atrial Septal Defekt Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
Sifiliz (Frengi) Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
Belsoğukluğu (Gonore) Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
Epididimit Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
CMV Enfeksiyonu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Su Çiçeği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Balanit (Penis İltihaplanması) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Son
Popüler
Yorumlar
Tags
Vajinismus Nedir? Vajinismus Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
23 saat önce
Anoreksiya Nervoza Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
2 gün önce
İdrarda Epitel Hücre Görülmesi Nedenleri, Tedavisi
4 gün önce
Atrial Septal Defekt Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
5 gün önce
Sıkışmış Serumen Nedir? Nasıl Temizlenir?
11 Temmuz 2020 4,108
Alpha Wars Oyna – Online Strateji Oyunu
8 Kasım 2019 1,415
UberStrike Oyna – Online Savaş ve Aksiyon Oyunu
23 Ocak 2018 1,210
Contract Wars Oyna – Online 3D Fps Oyunu
9 Temmuz 2019 1,141
celal: önce liderliği başka birine devret. sonra klandan çık....
Emir: bişey sorcam ittifaktan cıkamıyorum yönetici oldugum icin napabilirim...
ismail kaan tosun: bence oyun güzel çünkü oyun da gelişince çok iyi oluyor...
veysel kara: oyunda sohbete yazamıyorum konuşmaları görüyorum ama mesaj yazamıyorum nasıl yap...
fps oyunlar cms emzirme bebek orgazm cinsel ilişki adsense alternatif adsense alternatives mmorts ecommerce forum sistemi e-ticaret gebelik boşalma viagra kadın cinsel kondom rol yapma oyunu gameforge web comments moba aids spam |
11,110,393 | Strese girdiğinizde, korktuğunuzda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Böyle kalbinizin tam ortasında bir yumru gibi bir şey var, kaşlarınız çatıldı, nefesinizin ritmi değişti, kasıldınız, hatta belki titremeye başladınız.
Peki, hamile misiniz? Bebeğinizin de bu stresi hissettiğini, yaşadığını hatta şu andan itibaren stresle tanıştığını biliyor musunuz? Bebeğiniz altıncı ayından itibaren duygularınızın değişimini anlar. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz size Dr. Thomas Verny ve John Kelly ‘nin Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı isimli kitabını öneririm.
Şimdi gelelim bu stresli, korkulu endişeli anlarımızda nasıl sakinleşeceğimize. Size daha önce duyduğum ve uygulamasını yeni öğrendiğim bir yöntemden bahsetmek istiyorum.
EFT (Emotional Freedom Technique) yani Duygusal Özgürleşme Tekniği. EFT, 5000 yıllık geçmişi olduğu düşünülen bir enerji tekniğidir. Bedendeki bazı özel noktalara (meridyenlere) vuruş yapılarak bilinçaltı düzeyde değişim yapmayı sağlayan bir teknik.
EFT’nin bulucusu Gary Graig “Bütün olumsuz duyguların nedeni, vücudun enerji sisteminin bozulmasıdır” demiş.
İnsan bedeninde akışkan enerji kanalları olduğu söyleniyor. Bu kanallara meridyen denir. Bu meridyenler 5000 yıl önce Çinliler tarafından tanımlanmış. Bu meridyenlerde enerji rahat bir şekilde akarken kendimizi her yönden iyi hissederiz. Ama bu enerji kanalları şöyle ya da böyle bir nedenle tıkandığı ya da durgunlaştığı zaman olumsuz ya da negatif olarak nitelendirdiğimiz duygular ortaya çıkıyor. Enerji bedenimizde bu duyguların ortaya çıkması, fiziksel bedenimizde birçok semptom ortaya çıkıyor, yani yukarıda bahsettiğim ağrı, kasılma, titreme. Biz de öğrendiğimiz EFT tekniği ile birlikte bu tıkanan enerji kanallarını açarak, duyguları boşaltıyoruz.
EFT’nin biraz mantığını pekiştirdikten sonra size Şapka Danışmanlık ‘ tan Bireysel Gelişim Uzmanı Gülbahar Yeni Hoca’dan öğrendiğim bilgiler ile bu tekniği hamilelik ve doğum sürecinde nasıl kullanabileceğimizden bahsetmek istiyorum.
Biliyoruz ve okuyoruz ki, anne karnındaki bebek, annenin duygularından etkilenir… Gülbahar Hoca konuya giriş yaparken, “Dünyanın nasıl bir yer olduğuna ilişkin ilk ve en güçlü algımız anne karnında geçirdiğimiz 9 aylık dönemde oluşur. Bizler anne karnında henüz bir ceninken de algılarımız açık olup annemizin iç dünyasında ve çevremizde olanları algılayabiliriz. Annenin yaşadığı korku, endişe, umutsuzluk gibi olumsuz duygular olduğu gibi bebeğe geçer ve daha da önemlisi bebek, bu duyguları kendisine aitmiş gibi algılar. İlerleyen yaşlarda birçok iyileşmeyen hastalıkta anne karnında alınan olumsuz duyguların rol oynadığı bilinmektedir” diye belirtti.
Hamilelikte EFT yöntemi ile anne adayları taşıdıkları olumsuz duyguları boşaltabilir ve bunlar ile baş edebilir. Aynı zamanda doğum sırasında da kullanabiliriz bu EFT tekniğini. Doğumdan korkmanın en büyük sebebi ağrı ile baş edememektir, ama EFT ile korkularınızın üstesinden gelebilirsiniz. Ben girdiğim birkaç doğumda deneyimledim ve gerçekten de işe yarıyor. Günlük hayatımızda da çok işe yarayan bir teknik, hatta ilk öğrendiğim gün kızım Derin ile evimizde mini bir uygulama yaptık ve kendisi pek eğlendi. Bu arada bazı okullarla öğrenme yöntemi olarak, sınav stresi ile baş etme yöntemi olarak da kullanıldığını duydum.
Anne adayı olarak doğum öncesi, doğum süresince ve sonrasında kendi kendinize rahatlıkla uygulayabilirsiniz. Doğum öncesinde kendi olumsuz duygularınızı temizlemek için, doğum sonrasında özellikle lohusalık döneminde kötü duyguları boşaltmak, lohusalık depresyonunu ve doğum sonu oluşabilecek hastalıkları azaltmak amacıyla sizlere EFT tekniğini öğrenmenizi ve uygulamanızı tavsiye ediyorum.
Facebook Yorumları
YORUMLAR
Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
GÖNDER
CEVAPLA
Değerli HTHayat okurları,
HTHayat ekibi olarak haber değeri taşıyan, herkesin kendine dair bir şeyler bulacağı içerikleri sizlere ulaştırmak için çalışıyoruz. İçeriklerimiz ile ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz. Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak hthayat.haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca hthayat.haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz. Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler hthayat.haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz. hthayat.haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve hthayat.haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, Haberturk.com’da yayınlanan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır. Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.
YORUM KURALLARINI OKUDUM
Yazarın önceki yazıları
02 Eylül 2016 Cuma
Lohusa ayaklanması
12 Ağustos 2016 Cuma
Yenidoğan bebeklerin kundaklanması
29 Temmuz 2016 Cuma
Lohusa bakımı: Anne sütünü arttırmak
15 Temmuz 2016 Cuma
Lohusa bakımı: Perinenin iyileşmesi
17 Haziran 2016 Cuma
Bebeğinizi taşımanın en güzel yolu
26 Mayıs 2016 Perşembe
Duygusal özgürleşme
25 Nisan 2016 Pazartesi
Rahat doğum için öneriler - 2
08 Nisan 2016 Cuma
Rahat doğum için öneriler
17 Mart 2016 Perşembe
Sezaryenden sonra normal doğum mümkün mü?
05 Mart 2016 Cumartesi
Emzirmek ve anne sütü
TÜM YAZILARI
Diğer Yazarların Yazıları
Nafaka neden kadınlara ödeniyor? Av. Aslı Karataş
İkizler burcunda Dolunay: Yanık ten Kristin Demirci
Düşüncelerinde sadeleş Hale Acun Aydın
Çocuk kitapları ve masallar Sinem Uslu
Ona çok bağlandım Yeşim Tijen
Kusursuzluk peşinde... Uzm. Psk. Kıvılcım Yücelen
Son Eklenenler
Zamansız şıklık: Örgü
Kuru saç bakımında dikkat edilmesi gerekenler
40 yaş ve üzeri hamileliklerde dikkat edilmesi gerekenler
Kadın ve erkek beyni arasındaki 5 fark
Engeller hayatın ritmini yakalamaya engel olamaz
Kahve ihtiyacı genetik mi?
Günlük burç yorumları: 3 Aralık Cumartesi
Sıcacık fındıklı browni
GİRİŞ YAP
GİRİŞ YAP
Üye değilseniz üye olmak için tıklayınız.
Şifremi unuttum
FACEBOOK İLE GİRİŞ YAP
TWITTER İLE GİRİŞ YAP
İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Kabul Et
x
Facebook
Twitter
YouTube
Pinterest
Instagram
Hayatın Sesi
Yazı Dizileri
Blog
Astroloji
Güncel Haberler
Günün Yorumu
Haftanın Yorumu
Aşk Uyumu
Yükselen Burç
Genel Burç Yorumları
Moda
Güzellik
Saç
Makyaj
Cilt
Yenilikler
Sağlık
Beslenme
Psikoloji
Egzersiz
Kadın Sağlığı
Çocuk Sağlığı
Covid
Hamilelik
Doğum
Emzirme
Lohusa
Gebelik Günlüğü
Hafta Hafta Hamilelik
Tüp Bebek
İsim Rehberi
Anne - Baba
Ebeveynlik
Bebek
Çocuk
Çocuk Sağlığı
Yaşam
Dekorasyon Önerileri
Kültür & Sanat
Güncel
Magazin
Seyahat
Röportajlar
Yemek Tarifleri
İlişki
İlk Seferim
İlişki Rehberi
Cinsellik
İtiraflar
Evlilik
Künye
İletişim (Bize Ulaşın)
Kullanım Koşulları
Çerez Politikası
Gizlilik ve KVK Politikası
Aydınlatma Metni
hthayat.haberturk.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Haberturk Gazetecilik A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. |
11,110,394 | Değeri radikal sembole girin ve "Çalıştır" ye dokunun / tıklayın, program basitleştirilmiş değeri döndürecektir.
Yalnızca İkinci kök için.
Kullanılabilir değer: "99,999,999"a kadar.
Karekök bulmak için hesaplama programı
Pisagor Teoremi Hesaplama Uygulaması
Hesapla
Lütfen değeri girin
QR of this content
Popüler sayfalar
En küçük ortak katı kolayca bulmak için bir hesaplama programı En büyük ortak böleni bulan hesaplama programı Asal Çarpanlara Ayırma Hesaplayıcısı Pisagor Teoremi Hesaplama Uygulaması Karekök bulmak için hesaplama programı İkinci dereceden denklemleri çözme programı Ters okuma dönüştürme programı |
11,110,395 | Her ameliyat farklı olduğu gibi, her ameliyatın sonucu da hastadan hastaya göre değişiklik göstermektedir. Bunlardan bir tanesi de tüp mide ameliyatıdır. Obez kişilerin sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile kilo verememesi durumunda bariatrik ameliyatlar aşırı kilonun verilmesinde yardımcı olmaktadır. Bu gastrik ameliyatlar arasında en sık yapılanlardan birisi de tüp mide ameliyatıdır. Çeşitli nedenlere bağlı olarak ameliyat sonrasında hastalar istenilen miktarda kilo veremeyebilmektedir. Yeteri miktarda kilo vermeden kilo verme durduğunda ya da tekrar kilo alımı başladığında uygulanan bariatrik operasyon başarısız olarak değerlendirilir. Bu durumda hastaya tüp mide revizyon ameliyatı uygulanmaktadır. Tüp mide revizyon ameliyatı için farklı teknikler uygulanabilmektedir. Bununla beraber hastalara ikinci kez tüp mide ameliyatı da yapılabilir. “Revizyon mide ameliyatı nedir?” sorusu mide küçültme ameliyatı başarısız olan her hastanın kilo verme sürecini devam ettirmek istediği zaman sorduğu soru olarak ortaya çıkar. Bununla beraber tüp mide revizyon ameliyatı fiyatları ile ilgili bilgiler de en çok merak edilen bilgiler arasında yer almaktadır.
Revizyon Bariatrik Cerrahi Hakkında Detaylı Bilgi Alın
Revizyon Ameliyatı Nedir? Neden Yapılır?
Mide revizyon ameliyatı, yapılan bariatrik operasyonun başarısız olması durumunda uygulanır. Bariatrik ameliyat olmayı düşünen birçok kişinin aklına gelen sorulardan bir tanesi “Revizyon mide ameliyatı nedir?” sorusudur. Revizyon mide ameliyatı ilk yapılan bariatrik cerrahi operasyonu başarısız olduğun zaman hastanın talep etmesi halinde yapılan bir operasyondur. Tüp mide ameliyatı gibi bariatrik cerrahi ameliyatları yüksek başarı oranına sahip ameliyatlardır. Ancak ameliyatın başarısı hastanın ameliyat sonrasında yeni yaşam tarzına ne kadar alışabildiği ve kurallara ne kadar uyabildiği ile doğrudan ilişkilidir. Hastaların ameliyat sonrasında sağlıklı beslenmeleri, küçük porsiyonlar tüketmeleri, basit karbonhidrat tüketimini özellikle de şeker tüketimini bırakmaları ve düzenli egzersiz yapmaları gerekmektedir. Bu kurallara uyulmadığı takdirde ameliyat öncesi kiloya ve sağlık sorunlarına geri dönüş kaçınılmaz olmaktadır.
Kimler Revizyon Cerrahisi İçin Uygun Değildir?
Her ne kadar hasta bariatrik operasyon için daha önce uygun bulunmuş olsa da mide revizyon ameliyatı için hastanın durumunun tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastanın daha önce kilo verme ameliyatına uygun bulunmuş olması mide revizyon ameliyatı için de uygun bulunacağı anlamına gelmemektedir. Uyuşturucu ve keyif verici madde bağımlılı olan kişiler, vitamin ve diğer gıda desteklerini almayan hastalar, ameliyat sonrası asit reflü görülen ve bununla ilgili tedavi almayan hastalar ile yeme bozukluğu olduğu tespit edilen hastalar mide revizyon ameliyatı için uygun adaylar arasında değerlendirilmemektedir.
İkinci Kez Tüp Mide Ameliyatı Olunur mu?
Tüp mide ameliyatı ve diğer bariatrik cerrahi ameliyatlarında başarı oranı oldukça yüksektir. Genellikle hastalar ameliyat sonrasındaki bir yılın sonunda fazla kilolarının %75’inden kurtulmaktadır. Ancak düşük oranla da olsa ikinci bir revizyon ameliyatı ihtiyacı gündeme gelebilir. Hastanın sağlıksız beslenmeye ve hareketsiz yaşam tarzı benimsemeye devam etmesi, ilk ameliyatta doğru tekniğin uygulanmaması ya da ameliyat sonrasında asit reflü meydana gelmesi gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak revizyonel ameliyat gerekebilmektedir. Revizyon ameliyatı öncesinde yapılan değerlendirme sonucunda tüp mide ameliyatı başarısız olan hastalara, tekrar tüp mide ameliyatı yapılabileceği gibi bazı durumlarda revizyon ameliyatlarında ilk ameliyattan farklı bir teknik uygulanması söz konusu olabilir.
Revizyon Cerrahisi İçin Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
Revizyon cerrahisinde de farklı bariatrik cerrahi yöntemlerinden yararlanılabilmektedir. Yapılan ilk ameliyatta yanlış tekniğin seçilmesi durumunda revizyon ameliyatını farklı bir teknikle yapmak mümkündür. Ancak başarısızlığın farklı nedenleri olduğu durumlarda ise ilk ameliyatta uygulanan teknik revizyon ameliyatında da uygulanabilmektedir. Tekniğe bağlı olduğu düşünülen başarısızlıklarda revizyon ameliyatında farklı bir tekniğin uygulanması ameliyatın başarı şansının artmasına olanak sağlar. Revizyon ameliyatında aynı yöntemin kullanılması ya da farklı bir yöntemin uygulanması tamamen hastanın durumuna ve mide revizyon ameliyatı nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Mide Bantı Revizyonu
Mide bandı uygulamasında hastanın midesinin üst kısmına bir bant takılarak bu kısmın küçülmesi sağlanır. Bu sayede hasta daha az yemek yiyerek doygun hisseder. Gıdalar ise midenin küçük bölümünden yavaş yavaş büyük kısmına geçer ve burada sindirilmeye devam eder. Mide bandı kayması gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak mide bandı ameliyatı başarısız sonuçlanabilmektedir. “Revizyon mide ameliyatı nedir?” sorusu bu noktada hastaların kendilerine sorması gereken bir sorudur. Genellikle mide bandı başarısız olan hastalara revizyon ameliyatında farklı bir teknik önerilir. Mide bandı ameliyat ile alınır ve hasta için en uygun mide ameliyatı tercih edilir. Genellikle tüp mide ameliyatı ya da gastrik bypass ameliyatıyla hastaların başarılı bir şekilde kilo vermesi sağlanmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatı Revizyonu
Tüp mide ameliyatı sonrası başarısızlık meydana geldiğinde genellikle hastanın midesi tekrar büyümektedir. Kilo vermenin durması ya da tekrar kilo kazanımının başlaması durumunda tüp mide revizyon ameliyatı ihtiyacı ortaya çıkar. Tüp mide revizyon ameliyatı için hastalara farklı teknikler uygulanabildiği gibi tekrar tüp mide ameliyatı da yapılabilmektedir. Bu durum kilo alımının nedenine göre değişiklik gösterebilmektedir. Tüp mide revizyon ameliyatı için ikinci kez tüp mide ameliyatı yapılması oldukça yaygındır.
Gastrik Bypass Revizyonu
Gastrik bypass ameliyatlarında farklı nedenlerle ameliyat başarısız olabilmektedir. Mide ile bağırsağın arasında kalan geçiş kısmının genişlemesi bunlardan bir tanesidir. Bu gibi durumlarda kanal revizyon ameliyatı ile genişletilebilmektedir.
Revizyon Ameliyatı İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler?
“Revizyon mide ameliyatı nedir?” sorusu kadar ameliyat için dikkat edilmesi gerekenler de önemlidir. Hastaların ameliyat sonrası süreci, ilk ameliyatın sonrasına oldukça benzer bir şekilde ilerler. Hastaların şekerli gıdalar tüketmemesi gerekmektedir. Ayrıca katı ve sıvı gıdaların bir arada alınmaması, operasyon sonrası önerilen diyete sıkı sıkı uyulması önemlidir. Sıvı alımının yemekten en az yarım saat önce ya da yarım saat sonra yapılması gerekir. Sıvı tüketimi de iyileşme sürecinde önemli noktalardan bir tanesidir. Hastaların günde en az iki litre su tüketmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yorgunluk gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkmaktadır.
Revizyon Cerrahisi Ücretleri Ne Kadar?
Tüp mide revizyon ameliyatı fiyatları hastaların “Revizyon mide ameliyatı nedir?” sorusundan sonra en sık sorduğu konuların başında gelmektedir. Tüp mide revizyon ameliyat fiyatları hastaya, operasyonun tekniğine ve kapsamına göre değişiklik göstermektedir. Her hastanın sağlık durumu, olduğu ilk ameliyat, revizyon ameliyatı nedeni birbirinden çok farklı olabilir. Bu nedenle sabit tüp mide revizyon ameliyatı fiyatları gibi bir durum söz konusu değildir. Tüp mide revizyon ameliyatı fiyatları hastaların ilk muayenesinden sonra, revizyon ameliyatının planlanma aşamasında belirlenmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Tüp Mide Ameliyatı Kaç Kez Yapılabilir?
Tüp mide ameliyatı bir kez ilk ameliyatı ve bir kez de revizyon ameliyatı olarak iki kez gerçekleştirilebilmektedir.
Mide küçültme ameliyatı sonrası tekrar kilo alınır mı?
Mide küçültme ameliyatı sonrasında hastanın yeni hayat tarzına alışamaması, ameliyat için doğru tekniğin seçilmemesi ve diğer bazı durumlara bağlı olarak hastaların yeniden kilo alması mümkündür.
En sık hangi mide küçültme ameliyatı yapılıyor?
Günümüzde en sık yapılan mide küçültme ameliyatlarının başında tüp mide ameliyatı gelmektedir. Daha önce tüp mide ameliyatı olan kişilere ikinci kez tüp mide ameliyatı yapılabilmektedir.
Tüp mide ameliyatı sonrası iç dikişler ne zaman iyileşir?
Tüp mide ameliyatı sonrasında mideye uygulanan dikişler yaklaşık 15 - 20 gün içerisinde iyileşmektedir. Ancak tam iyileşme 30 - 40 günü bulabilmektedir.
Tüp mide ameliyatında kaçak riski ne zaman biter?
Tüp mide ameliyatının 10 gününden sonra kaçak görülme riski önemli ölçüde düşmektedir. İkinci kez tüp mide ameliyatı olan hastalarda da kaçak riski yine 10 gün sonra oldukça düşmektedir.
Adaymıyım ?
Kilo verme ameliyatına uygun olup olmadığınızı öğrenin
ÖNE ÇIKAN YAZILAR
Obezite Cerrahilerinin Faydaları Obezite cerrahilerin faydaları dendiğinde akla ilk gelen elbette ki bu operasyonların kilo verilmesi.. Mide Balonu Uygulaması Faydaları Geleneksel kilo verme yöntemleri işe yaramadığında sağlığın korunması adına obezite cerrahisi y.. Obezitenin Vücuda Etkileri Nelerdir? Obezite bireylerde yalnızca psikolojik etki yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda vücuda verdiği za.. Obeziteye Yol Açan Risk Faktörleri Obezitenin temel nedeni kalori alımının harcanan kaloriden fazla olması ve ideal kalori dengesinin b..
+90 (850) 885 06 23
info@obeziteturk.com
Ana Sayfa
Hakkımızda
Hasta Yolculuğu
Sık Sorulan Sorular
Blog
İletişim
Tedaviler
Obezite Cerrahisi
Mide Balonu Nedir?
Tüp Mide Ameliyatı Nedir?
Gastrik Bypass Ameliyatı Nedir?
Revizyon Bariatrik Cerrahi Nedir?
Post Bariatrik Cerrahi
ProjeMED © Copyright 2020 - 2021 ObeziteTurk Tüm hakları saklıdır.
Whatsapp
E-Mail
Tedavi Olmak İstiyorum
Aşağıdaki formu doldurarak öğrenin ve bir Sağlıklı Yaşam Koordinatörü sizinle doğrudan iletişime geçecektir. |
11,110,396 | Puro seçiminiz, yakışınız, dâhilişiniz ve keyfine vardığınız bütün tatlar baştan sona size özeldir. Ancak yine de aklınızın ucunda bulunması müstelzim bir kaç radde var! 1- Puro Seçimi Ben bu hatmda hasetn her saatinde dâhilmeyi çok sevdiğim Toscanello Limoncello’yu misafir edeceğim. Siz de keyfinize göre, istediğiniz puroyla zevcelik edebilirsiniz. 2 – Puroyu Denetçi Etme Yönetim konstrüksiyonı Karayip purolarda dâhilmeden önce nemliliğini kontrolör geçirmek gerekir. Bu Toscanello dâhilin makbul değil. Toscanello severler damak zevklerine göre farklı nem oranlarında dâhilmeyi yeğleme edebiliyorlar. Bu seçimde ustalaşmak berenarı da deneyim cenahılma yöntemine ihtiyaç duyuyor. 3- Çakmak Seçimi Yakıma geçmeden önce behemehâl bilinmesi müstelzim önemli bir şart şurt var. Puro yalnızca amma yalnızca kokusuz odle yakılır! Puro her ahit ya bütan gazlı çakmak ya da uzun puro kibritleriyle yakılmalıdır. Puronuzu Zippo kabil benzinli çakmaklar ya da mumlu kibritlerler kabil buke yayan ateş kaynakları ile yakmamalısınız. Bunlar puronunuzun aromasını sözıcı olarak bozar. 4 – Yakma Puro ilişki ve ilgi gerek. Bu yüzden hiç acele etmeyin ve puronuzu titiz bir şekilde andıran. Emin olabilirsiniz ki, kötü bir yakım hem sizin keyfinizi bozar hem de puronuzu berbat fiyat. Puroyu yakarken yalım puroya düver değinme etmemelidir. Ateşin maviliği purodan berenarı ırak tutulmalıdır. Puroyu hakeza ağıza götürmeden yakmaya “kızartma” denir. Puronun ucunun her canipı kırmızıya döndüğünde kızartma işlemini temelardınız demektir. Şimdi size puro yakma ritüelini anlatacağım: Öncelikle puronun ayak tabanığını 90 mertebe eğimle, aleve tam değinme etmeyecek şekilde tutun. Bu işlemi yaparken bütün ayak tabanığın denktaş yanması gerektiği dâhilin puroyu aynı zamanda sistemli bir şekilde 360 mertebe döndürmeniz gerekmektedir. Eğer puro çakmağı kullanıyorsanız, puronuzu ateş deposuna saf alevli çakmalara göre berenarı daha uzakta tutmanızda kâr var. çünkü, bu minval çakmaklar çok çelimlidür ve şu denli andıran tutulursa puronuzu kömüre çevirme potansiyeline sahiptirler. Yakma yahut kızartma işlemi saf alevli çakmaklarla, berenarı ahit alabilir. Bu süre size saat kaybı kabil kaynakükebilir amma puro dayanç ve emek gerek. 5- İyi Yandığını Denetçi Etme Şimdi puroyu ne yaktığınımızı kontrolör edelim. Puroyu kızartma işleminden sonra elverişsiz çevirip façaünüze berenarı yaklaştırın. Yaklaştırdığınız puroya uçukçe ortam üfleyerek nerelerin yandığını görebilirsiniz. Eğer bütün bukanak kıpkırmızı ise yakma işlemini temeları ile gerçekleştirdiniz demektir. Eğer puronun her canipı tam yanmamışsa, şu demek oluyor ki bütün bukanak kıpkırmızı değilse, öncelikle puroyu munsapınıza gdolayın. Sonrasında yanmayan kısmı üste getirerek kükürt yahut çakmağınızla puronuzu ısıtırken bir iki küçük dem daha çekin. Bu sayede puro üste kalan yanmamış bölüm da yanacaktır. 2–3 saniye sonra puronuzu dudaklarınızdan uzaklaştırın. Hafifçe sallamak puronun ucundaki alevi söndürmeye yetecektir. Tebrikler, çıktı puronuz dâhilime apiko. Pekâlâ ya siz apiko mısınız? 6 – Keyfine Varma Puro yavaş yavaş ve keyfini çıiftira çıiftira dâhililmeli. Alacağınız her dem arasında en azından 40 saniye sorutmak gerekir. Eğer bu süreyi azaltıp sigara kabil dâhilmeye çhileışırsanız puronuz ısınmaya başlar. Hızlı dâhilimden dolayı ısınan puronun lezzetindeki bozulmayı da sadece hissedersiniz. İlk başlarda, yalnızca birazcık lezzet kaybı yaşasanız da, hızlı dâhilmeye devam ederseniz, puro o derece çığlıklaşır ki hiç dâhililemeyecek duruma gelebilir. Bayağı bir uyarı: Puro, sigara kabil ciğere çekilmez. Duman uçukçe ağıza doldurulur ve zevk azrailların dumanla ihtarlmasına izin verilir. Şimdi rahatlayın! Puronuzun o eşsiz tütününden mevrut lezzetlerin ve aromaların tadını çıanaçın. Arada puronuz sönerse, bu göstermeniz gerekenden daha az ilişki gösterdiğinizin bir işaretidir. Sönen puronun küllerini bir güzel temizleyin. Bunun dâhilin kürdan kabil bir alete ihtiyaç duyacaksınız. Külleri bir güzel temizlediğinizden sakıncasız olduktan sonra puronuzu yine yakmayı deneyin. Benim dâhiltiğim Toscanello dâhilin yeni baştan yakma sıkıntı teşkil etmez. Ancak yönetim konstrüksiyonı Karayip Purolarında her yeni yakışınızda kalan oranda acılık hissedeceğinizi kesmek isterim.
Eğer puro kaliteli bir puro ise 15 yıl hatta daha uzun bir süre bile saklanabilir. Aynı yıllanmış şaraplar kabil puro da eskidikçe tadı gelişir ve güzelleşir. Puro saklamak istiyorsanız bilmeniz müstelzim ve katiyen şense olan 2 şart şurtı medlulız gerekiyor. Bu önemli kurallardan ilki puronun saklanacağın kucakın sıcaklık dereceıdır. Puroyu kaliteli bir koşulda uzun süre saklamak istiyorsanız kucak sıcaklığının 16 ila 18 mertebe arasında evetğundan sakıncasız olmanız gerekiyor. Ev ortamında bu sıcaklığı yakalamanız berenarı zordur. Bu yüzden kucak sıcaklığı 22 derecenin üstüne ya da 12 derecenin altına inmedikten sonra telaşlanmanıza lüzumlu yoktur. Lakin zahir eğer imkânınız var ise 16 ila 18 derecedeki hıfız kucakını yaratmanız ülküsel olandır. Çünkü bu durumda hiçbir sıkıntı ile karşılaşmazsınız. Saklama kucakı sıcaklığında üs sıkıntı kucakın soğuk değil şu denli hamam olmasıdır. Çünkü hıfız kucakı 22 derecenin üzerine çıktığında tütün böceği sorunu ile karşılaşabilirsiniz. İkinci önemli şart şurt ise hıfız kucakının nemidir. Bağıl nemin ülküsel aralığı %65 ila %70’in altına düşmemesi ve %72’nin üzerine çıkmaması önemlidir. Çünkü puronuz nemli ise yanmayacaktır ve eğer şu denli kuru ise puronun tadı ağarlaşır. Nasıl nem hıfız kucakı sıcaklığına göre değiş gösterecektir ve bu yüzden de hıfız kucakı sıcaklığını sabitlemenizde kâr vardır. Puro Nerede Saklanmalıdır? Puro en ülküsel olarak puro hıfız kutusu adı verilen humidorların içinde saklanmalıdır. Eğer bu özel kutulardan elinizde namevcut ise rastgele bir ortam geçirmeyen kutu, dolap hatta ve hatta ortam geçirmeyen bir odada dahi puroları saklayabilirsiniz. Burada önemli olan hıfız kucakının ortam geçirmemesi ve buna bağlamlı olarak da kutu dâhilindeki nem ile sıcaklığın durağan kalmasıdır. Puro saklamak dâhilin anahtar sıcaklığı ve nemi durağan tutmanızı sağlamlayacak katiyen ortam geçirmeyen kutular ya da benzeri bir ortamdır. En yerinde humidor İspanyol sedirinden yapılan türüdür. Bu sakamla kutuları katiyen ortam geçirmedikleri dâhilin sair rakiplerine kocaman üstelik atarlar. Eğer puro saklamaya hüküm verdiyseniz behemehâl bu humidorlardan almanız gerekir.
puro satın al
https://puromuz2.com/
Puromuz2, Puromuz2 com Ucuz Puro Satın Al Hakkında Bilgi, Puromuz2 com Ucuz Puro Satın Al Seokoloji, Puromuz2 com Ucuz Puro Satın Al Vezir Sosyal Medya, Satın
Yazı dolaşımı
Previous Previous post: Puromuz2.com: Aromalı Puro Satın Al
Next Next post: Puromuz2.com: Türkiye Puro Satın Al
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
İsim *
E-posta *
İnternet sitesi
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Copyright © All rights reserved.
Photomania by WEN Themes
{{ data.title }}
Seo Fiyatları https://toptankuruyemis.name.tr/ https://kisiselsosyalmedyadanismanligi.name.tr/ https://garantisuresi.name.tr/ https://game.name.tr/ https://toprakbilimi.name.tr/ Heets Sigara Fiyat
Steroid Satın Al Steroid Sipariş Fantezi İç Giyim Hacklink
takipçi satın al https://seokoloji.gen.tr
yatırımsız deneme bonusu Puro Satın Al tekirdağ escort sakarya escort denizli escort muğla escort eskişehir escort muğla escort eskişehir escort puff bar satın al
hacklink hacklink hacklink hacklink hacklink hacklink
puro satın al sigara satın al betsat casino bahis siteleri onwin bahigo betsat steroid satın al korsan taksi korsan taksi https://www.sohbetci.net.tr/ |
11,110,397 | Papuska Marketing temelleri 2015'de atılmış bir yapıdır. Tüketicilerin değişen davranışları dikkate alınarak hazırlanan bir alışveriş sitesidir. |
11,110,398 | Kilis Merkez Saç ekiminde farkı yaratan detaylara hakimiyettir. Örneğin saç çizgisi ve alın kısmındaki girintinin dizaynı, ekilen saçların yönü bölgesel olarak da farklılık gösterir. Saç ekim elde etmek istediğimiz; doğal ve aslına uygun görüntüdür.
Özellikle erkeklerin genetiklerine dayalı olarak erken yaşta saç kaybına uğraması, normal olarak kişinin görüntü estetiğini olumsuz olarak etkilediği için can sıkıntısı veren bir durumdur. Kimi bu sıkıntıyı saçlarının tamamını kazıtarak tarz haline dönüştürse de kimi bu tarzı kendisine yakıştıramadığından çeşitli çözüm yollarına başvurmaktadır.
Günümüzde sağlığınızı etkilemeden istediğiniz ideal saça kavuşmanın tek yolu saç ekim merkezi kliniklerinden geçtiğini bilmelisiniz. Sağlık kurallarına uygun ve en önemlisi uzman hekimler tarafından yapılan bu operasyon, sizlerin düşlediğiniz saçlı halinize dönmek için en doğru seçiniz olacaktır. Saçlı veya saçsız olmak kişilerin tamamen özgür iradesine kalmış bir seçimdir. Ancak saçsız oluşundan veya durdurulamayan bir dökülmeden yakınan bireyler, İstanbul saç ekimi konusunda deneyim kazanmış hekimlere danışarak sorunun ana kaynağı bulmalıdırlar. Saç ekiminden önce mevcut sorunun çözülmesi, sonrasında yapılacak tedavinin başarı derecesi için oldukça önemlidir.
Bu konuda her alandan deneyimli hekimleriyle yolunuza ışık tutacak olan rabusesacekim.com sayfamızı ziyaret ederek online muayene olabilir, hekimlerimizden genel durumunuz hakkında ön bilgi alabilirsiniz.
Saçsız halinizle yaşamak istemiyorsanız, bugünün oldukça başarılı fue tekniği ile çalışan uzman hekimlerin deneyimine başvurabilir, sıkıntınızın ne sürede ne denli gidebileceği hakkında bilgi alabilirsiniz. Piyasa üzerinde bu konuda sizlere sunulan çeşitli yöntemlerin kesinlikle başarılı sonuçlar içermediğini belirterek, kalıcı çözümler için saç ekim merkezi kliniğiyle iletişim kurmanızı tavsiye etmekteyiz. Tedavi aşamasında mevcut dökülmeye devam eden bir saç yapınız yoksa ( bu hekimler tarafından yapılan tetkiklerle netleştirilecektir ) tedaviniz ölçülendirme, kanal açma ve yerleştirme olarak 3 ana aşamadan oluşacaktır. Ölçülendirme aşaması, kişinin saç yapısındaki seyrekliği ve açık alanların tespiti ile ne denli ekim yapılacağının karar aşamasıdır. Bu süreçte hekimler Saç Ekimi alanını belirler ve kanal açma işlemi için hazırlık aşamasına geçerler.
Kanal açma öncesinde kişinin ense bölgesinden uygun kıl kökleri alınır ve son derece özenli şekilde açılan kanallara yerleştirilir. Bu operasyon lokal anestezi altında yapılır ve kişi uygulamanın hiçbir aşamasında ağrı sızı hissetmez. Ancak olası enfeksiyon riskine karşı hekim duruma göre hastasına ağrı kesici ve antibiyotik ilaç tedavisi uygulamayabilir. Ekilen yeni saçlar yaklaşık 2 ve 3 hafta kadar uzayabilir ama bu süreçten sonra uzama durarak dökülme evresi başlar. Sizlerin saç ekim merkezi uzman hekimleri tarafından yaptırdığınız bu uygulamada 4 aydan itibaren uzayan saçlarınız 12 ayın sonucunda olması gereken uzunluğa erişecektir.
Kıl köklerinin iyileşme süreci kişiden kişiye değiştiği için net bir rakam söylenmesi mümkün değildir. Bazı kişilerde ekilen saçların tamamı dökülürken bazılarında ise bir kısmında dökülebilir. Bu çıkma sürecinin hızında da aynıdır. Dolayısıyla her Saç Ekimi kişiye özel bir tedavi süreci olup, gelişim evresi de bu yönde ilerleme gösterecektir. Hekiminizle uygun görüldüğü aralıkta iletişim halinde olduğunuz sürece sorunsuz ilerleyen bir tedavi sürecinizin olacağından emin olabilirsiniz.
Saç Dökülmesinin Sebepleri
Ailesel, genetik faktörler, aşırı kilo alma-verme, kadınlarda gebelik ve sonrasındaki hormonal değişimler, muhtelif hastalıklar, beslenme bozuklukları, kullanılan ilaçlar, cinsiyet ve yaşlanma gibi faktörler ile saç dökülmesi oluşabilir.
Saç dökülmesi sebeplerinden birisi de çılgınca kullanımı olan köpük, jöle, saç spreyi gibi saç kozmetik ürünleridir. saç kozmetik ürünleridir. Saç kozmetiği ürünleri bazıları zamanla saç köklerindeki folikülleri öldürür ve saç dökülmesi gelişir. Dengesiz beslenme ve özellikle proteinden fakir ağır diyetler saç dökülmesine sebep olabilir. Proteinin saç gelişimindeki önemi bilinir. Bu sebeptendir ki saç ekimi sonrasında proteinden zengin beslenmeyi öneririz.
Saç dökülmesi özellikle genç ve orta yaş erkeklerde estetik bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüz teknolojisi ile saç dökülmesi ve kellik kader olmaktan çıkmıştır. Erkeklerde en çok talep gören estetik amaçlı uygulamalardan birisi de saç ekimidir. Günümüzde istenilen görünüme ulaşma talebi kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de doğal bir talep olarak kabul edilmektedir.
En İyi Saç Ekim Yöntemi Hangisidir?
İki tür saç ekimi yöntemi vardır: FUT (Foliküler Ünite Nakli) ve FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu). Sizin için en iyi seçenek kişisel ihtiyaçlarınıza ve doktorunuzun tavsiyelerine bağlı olacaktır.
FUE saç ekimi
FUE Saç Ekimi nedir son 15 yılda uygulanmaya başlayan ense bölgesindeki saç köklerinin herhangi bir kesi yapılmaksızın, tek tek alınarak ihtiyaç duyulan bölgelere dağıtılmasını esas alan saç ekim yöntemidir. FUE saç ekimi yöntemi saç ekimi talebinde ciddi bir artış yaratmıştır.
FUT saç ekimi
FUT saç ekimi ense bölgesinden bir saçlı bölgeyi içeren şeritin çıkartılıp, bu kısmın dikilmesi ve sonrasında alınan saçlı bölgedeki saç köklerinin ihtiyaç duyulan bölgelere ekilmesi işlemidir. Ensede saçlı derinin çıkartıldığı bölgede oluşan iz ve saçsız bölge en büyük dezavantajıdır.
Saç ekimi fiyatları
saç ekimi fiyatları ekim sahasına, tercih edilen donör sahaya, saç ekiminin nerede (ameliyathane koşulları ya da muayenehane şartları) yapılacağına göre değişkenlik gösterir. Organik saç ekimi fiyatları, saç ekimi fiyatları için bizimle irtibata geçiniz.
Saç ekimi ameliyathane koşullarında yapılması gerek cerrahi bir prosedürdür.Saç ekimi öncesinde hastayı ve saçlı deriyi muayene eder, gerekli saç analizini yapar, kelliğin tipini belirleriz. Bunun sonucunda yaklaşık gerekli olan greft miktarı ve seans sayısı belirlenir. Saç ekimi yaptırmak isteyen hastalarımızdan sıkça gelen talep "fotoğraf göndersem, fotoğraftan analiz yapsanız bana bir fiyat söyleseniz" dir. Her zaman belirttiğimiz gibi en uygun olanı yüz yüze görüşme ve saçlı deri muayenenizin detaylı olarak yapılmasıdır. Saç restorasyonu dediğimiz olgu sadece saç ekimini kapsamaz. Aynı zamanda doku genişletilmesi ve flepler gibi uzmanlık gerektiren konuları da içerir. Bu tip cerrahi uygulamaları da yapabilecek bir hekim şeçmeniz sizin için en uygunu olacaktır.
İlk görüşmemizde şikayetlerinizin başlangıç zamanı, ailenizde saç durumu, daha önce saç dökülmesi veya kellik sebebi ile herhangi bir işlem yaptırıp yaptırmadığınız sorulacak, saçlarınızın durumu detaylı olarak incelenecektir. Saç ekimi sonrası beklentileriniz ve sizin için en uygun olacak tedavi şeklini beraber belirleyeceğiz.
Ayrıca tıbbi özgeçmişiniz (geçirdiğiniz ameliyatlar, mevcut hastalıklar) sorulacaktır. Bir yeriniz kesildiğinde uzun süre kanar mı(pıhtılaşma bozukluğu),bir yeriniz kesildiğinde iz ile mi iyileşir (hipertrofik skar, keloid),kan sulandırıcı ilaç alıyor musunuz, sigara içiyor musunuz sorularının cevapları alınır. Kan sulandırıcı ilaç alanlarda saç ekimini ilaç kesildikten 1 hafta sonra yapabiliyoruz. Yapılacak işlemin çapına göre ekilecek greft miktarı ve anestezi türü belirlenir. |