text
stringlengths 0
1.17k
|
---|
diyalog kolay değil — ne kişiler arasında ne gruplar arasında ne de devletler arasında — ama çok gerekli |
eğer çatışmaları politik açıdan çözme yoluna gideceksek eğer herkesin kullandığı teknoloji ile desteklenen aşağıdan gelen bu yeni grupları anlayacaksak biz diplomatlar olarak yemek masasında rahat rahat oturup devletlerarası ilişkilerde bulunduğumuza inanamayız |
bu derin değişimlerle bağlantı kurmalıyız |
diyalog gerçekten neden ibarettir |
diyolağa girdiğimde diğer tarafın benim bakış açımı algılamasını görüşlerimin ve değerlerimin onlar üzerinde bir etki bırakmasını umut ederim |
diğer tarafın görüşlerini dinlemeye açık olacağıma dair sinyal yollamazsam bunu yapamam |
bunu yapmak için çok daha fazla eğitime ve sorun çözmede nasıl ilerleyeceğimiz konusunda çok daha fazla pratik yapmalıyız |
kişisel deneyimlerimizden biliyoruz ki bazen yürüyüp gitmek çok kolaydır ve bazen savaşmanız gerekebilir |
tüm koşullarda bunu yapmanın yanlış olduğunu söylemem |
bazen yapmanız gerekiyor |
ama o strateji sizi nadiren ileri götürür |
alternatif ise bir taahhüt stratejisi ve prensip edilmiş bir diyalogtur |
bu yaklaşımı modern diplomaside sadece devletler arasında değil ama devletler içinde de kuvvetlendirmemiz gerektiğine inanıyorum |
yeni bazı belirtiler görüyoruz |
eğer diplomasiyi sivil toplumu devreye sokarak farklı bir şekilde yapmasaydık insan öldürmeye yönelik mayınlara karşıt kongreyi ve miskey bombasını yasaklayan kongreyi asla yapamazdık |
birdenbire sivil toplum kuruluşları yalnızca sokaklarda sloganlarını hayıkırmıyor aynı zamanda onları müzakerelere götürüyorlardı kısmen bu silahların kurbanlarını temsil ettikleri için |
kendi bilgilerini getirdiler |
ve diplomasi ve alt tabakadan gelen güçler arasında bir iletişim oldu |
bu belki de bir değişimin ilk öğesi |
gelecekte inanıyorum ki bu farklı tanımlardan örnekler çıkarmalıyız halktan ve sivil toplumdan kopuk diplomasi gerçekleştirmek için değil |
ve ayrıca geleneksel diplomasi ötesinden zamanımızın en can alıcı sorununa gitmeliyiz iklim değişikliği |
eğer sivil toplumu ve halkı problemin bir parçası değil de çözümün bir parçası yapmazsak müzakereler vasıtasıyla iklim değişikliğini nasıl çözeceğiz |
bugün zorlu iklim müzakerelerinin yeni turlarına girerken uyguladığımızdan çok daha farklı dahil edici bir diplomasi süreci gerekecek seferberlik anlamında çok daha kapsamlı birşeye doğru hareket ediyoruz |
anlamımız çok önemli teknoloji nedeniyle ve küreselleşme alt tabakadan yukarı çıkan toplumlar nedeniyle |
bizler diplomatlar olarak toplulukların sosyal çıkarlarını bilmeliyiz |
i̇nsanların yalnızca devletler arası değil ayrıca devletler içinde birbirlerine güvenmelerini sağlayan şey nedir |
eğer bu zamanda kabaca grup olarak adlandırdığımız bu daha da geniş toplum güçleri tarafından da ifade edilmez ve kavranmazsa diplomasinin diplomatlar olarak tasarladığımız çözümlerinin meşruluğu nedir |
i̇yi olan taraf güçsüz olmamamız |
hiçbir zaman bu kadar çok iletişim aracına bağlanma uzanma ve dahil etme aracına sahip olmamıştık |
diplomatik araç kutusu aslında iletişimimizi güçlendirmek için kullanabileceğimiz değişik araçlarla dolu |
fakat mesele şu ki ona dokunmaya korktuğumuz bir dönemden çıkıyoruz |
şimdi umarım gelecek yıllarda bazı somut örneklerle korkunun azaldığını ve ve sorun çözme yöntemlerini desteklemek için farklı ülkelerdeki sivil toplumların sahip olduğu o birlikten cesaret alabileceğimizi gösterebiliriz özellikle afganlar arasında filistin nüfusu içinde filistin ve i̇srail halkı arasındaki birliklerden |
ve arap dünyasında yaşanan bu kapsamlı eylemi anlamaya çalışırken güçsüz değiliz |
gerekli becerileri geliştirmemiz gerekiyor ve onları kullanmak için cesarete ihtiyacımız var |
ülkemde i̇slamcı ve hristiyan gruplarının konseylerinin bir araya geldiklerini gördüm devletin girişimi ile değil kendi girişimleriyle biraraya geldiler herşeyin ılımlı bir tonda devam ettiği bir dönemde temas ve diyalog kurmak için |
ve gerilim yükseldiği zaman zaten o diyaloğu kurmuşlardı ve bu farklı sorunlarla başa çıkmak için bir kuvvetti |
modern batı toplumlarımız eskisinden çok daha karmaşık bu göç zamanında |
eğer iletişim becerilerimizi geliştirmezsek nasıl sorunlarımızla başa çıkmak için daha büyük bir " " biz " " oluşturacağız |
ortada birçok neden var ve bütün bu nedenlerden dolayı zaman geldi ve bu yüzden konuşmalıyız |
dikkatiniz için teşekkür ederim |
( alkışlar ) |
gates vakfı &apos ndaki işimin en sevdiğim kısmı dünyanın gelişmekte olan bölgelerine sık sık seyahat edebilmem |
ve dünyanın farklı bölgerindeki annelerle tanıştığımda birbirimize aslında ne kadar benzediğimize şaşıyorum |
biz çocuklarımız için ne istiyorsak onlar da aynı şeyleri istiyorlar büyüyünce başarılı olmaları sağlıklı olmaları ve başarılı bir hayata sahip olmaları |
aynı zamanda yoksulluğu görüyorum ve bunun hem boyutu hem de kapsamı çok sıkıntı verici |
hindistan &apos a ilk gittiğimde birisinin evindeydim yerler topraktandı suları akmıyordu elektrik yoktu ve aslında bunu bütün dünyada görüyorum |
kısacası onların sahip olmadığı şeyler karşısında dehşete düşüyorum |
ama aynı zamanda sahip oldukları başka birşey de beni oldukça şaşırtıyor cocacola |
kola her yerde |
gerçekten de dünyanın gelişen bölgelerine gittiğimde de kolanın ne kadar da bol olduğunu görüyorum |
ve bu seyahatlerimden döndüğümde ilerleme hakkında düşünüyorum uçakta düşünüyorum " i̇nsanlara prezervatif veya aşı götürmeye çalışıyoruz " ve kolanın bu başarısı insanı durup düşünmeye sevk ediyor kolayı bu kadar da uzak yerlere nasıl götürebiliyorlar |
onlar bunu yapabiliyorsa neden hükümetler ve sivil toplum örgütleri de aynı şeyi yapamıyorlar |
ve bu soruyu soran ilk kişi ben değilim |
bence toplum olarak daha öğrenecek çok şeyimiz var |
cocacola &apos nın yaptığı çok şaşırtıcı |
her gün 15 milyar bardak içecek satıyorlar |
bu bir bakıma dünyadaki her erkek kadın çocuğun haftada bir bardak kola içmesi demek |
peki bu neden önemli |
eğer süreci hızlandırmak istiyorsak ve dünyaca kararlaştırdığımız yeni binyıl i̇lerleme planı &apos nda daha hızlı gitmek istiyorsak bu yenilikçilerden öğrenmemiz gereken şeyler var ve bu yenilikçiler olabilecek her iş dalından gelebilir |
bence cocacola &apos nın nasıl olup bu kadar bol bulunduğunu anlarsak öğrendiklerimizi toplum yararına kullanabiliriz |
cocacola &apos nın başarısı bu açıdan çok önemli çünkü onu çözümleyebilirsek ondan öğrenebilirsek hayat kurtarabiliriz |
bu yüzden bu kola hakkında biraz çalışma yaptım |
bence cocacola &apos dan öğreneceğimiz üç şey var |
gerçek zamanlı bilgi alıp bunu hemen ürüne uyguluyorlar |
bölgesel girişimci yeteneklerle çalışıyorlar ve inanılmaz pazarlama yapıyorlar |
bilgiyle başlayalım |
çok belirgin bir amaçları var hissedalara rapor veriyorlar kar etmek zorundalar |
bu yüzden bilgiyi alıyorlar ve gidişatı ölçmek için kullanıyorlar |
çok sürekli bir geri bildirim döngüleri var |
birşey öğreniyorlar onu ürüne uyguluyorlar pazara geri sürüyorlar |
" " bilgi ve sezgi " " isimli bir takımları var diğer tüketimci şirketleri gibiler |
mesela cocacola &apos nın namibya kolunu idare ediyorsanız ve 107 şubeniz varsa nerede ne kadar teneke ya da şişe sprite fanta ya da kolanın satıldığını bunların bir büfede mi bir süpermarkette mi yoksa bir seyyar satıcıda mı satıldığını bilirsiniz |
eğer satışlar düşüyorsa yetkili kişi sorunu teşhis edebilir ve onunla ilgilenebilir |
simdi bununla ilerleme arasında bir bağ kurmaya çalışalım |
i̇lerlemede değerlendirme projenin en sonunda yapılır |
bu tarz birçok toplantıya katıldım ve oraya gelinceye kadar bilgiyi kullanmak için çok geç oluyor |
bir keresinde bir sivil toplum örgütünden birisi bana bunu karanlıkta bowling oynamak olarak tarif etti |
" " topu yuvarlıyorsun bazı lobutların düştüğünü duyuyorsun |
ama karanlık olduğu için ışıklar yanana kadar hangilerinin düştüğünü bilmiyorsun ancak o zaman yaptığının etkisini görebiliyorsun " " demişti gerçek zamanlı bilgi ışıkları yakar |
peki cocacola &apos nın başarılı olduğu ikinci şey ne |
yerel girişimcilerden yararlanmada iyiler |
kola afrika &apos da 1928 &apos den beri var ama çoğunlukla uzak pazarlara ulaşamadılar çünkü sistemleri gelişmiş dünyadakine benziyordu yolda yürüyen büyük bir kamyon |
ama afrika &apos nın uzak bölgelerinde iyi bir yol bulmak biraz zor |
ama kola başka birşeyi fark etti fark ettiler ki bölgenin insanları ürünü toptan alıp bu zor ulaşılan yerlerde yeniden satıyorlardı |
kola bunu analiz etmeye kara verdi |
ve 1990 &apos da bu bölgesel girişimcilere ufak krediler verip onları eğitmeye karar verdi |
onları mikrodağıtım merkezleri olarak hazırladılar bu yerel girişimciler bisikletle seyyar satıcı arabalarıyla el arabalarıyla satış yapacak insanlar tutacaklardı |
şimdi afrika &apos da bu merkezlerden 3000 tane var ve bunlar 15000 insan çalıştırıyorlar |
tanzanya ve uganda &apos da bunlar toplam kola satışlarının yüzde 90 &apos ını oluşturuyorlar |
şimdi de işin ilerleme kısmına bakalım |
hükümetler ve sivil toplum kuruluşları koladan ne öğrenebilirler |
hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarının da yerel girişimcilerden yararlanmaları gerekiyor çünkü zor yerlere nasıl ulaşılacağını bilenler ve değişim için gerekenleri en iyi anlayanlar bölge insanları |
bence bunun harika bir örneği etiyopya &apos nın yeni sağlık programı |
etiyopya hükümeti birçok insana sağlık kliniklerinin bir günlük yol uzağında olduğunu belirledi |
yani acil bir durumda mesela doğurmak üzere olan bir anne iseniz bir sağlık kuruluşuna gitmeniz imkansızdı |
bundan daha iyisinin yapılabileceğine karar verdiler ve hindistan &apos a gidip kerala eyaletindeki benzer sistemi incelediler ve bunu etiyopya &apos ya uyarladılar |
ve 2003 &apos te etiyopya hükümeti bu yeni sistemi kendi ülkelerinde uygulamaya koydular |
i̇nsanlarda direk ilgilenecek 35000 sağlık elemanı eğittiler |
sadece beş yılda oran her 30000 kişiye bir sağlık elemanından her 2500 kişiye bir sağlık elemanına düştü |
şimdi bunun insanların hayatlarını ne kadar değiştirebileceğini düşünün |