text
stringlengths
0
9.37k
Oylama sonucu, meclis arbedelerinde uygulanması kabul edilen kurallardan bazıları ise şöyle:
- Meclis çatısı altında kürsü işgal etmiş sayılmak için, bir parti en az 50 milletvekili ile 30 dakika boyunca kürsüyü kontrol altında tutmalıdır. Bunu başaran parti, kendi flamasını kürsüye asar. Karşı taraf ise, rakip partinin işgalini 30 dakika dolmadan savuşturarak komisyonda söz sahibi olmanın yollarını arar.
- Toplantı salonunu işgal edecek ve savunacak ekipler, çıkacak olan arbede öncesi her iki ekipten birer milletvekilinin meclis bahçesinde güreşmesiyle belirlenir. Güreşi kazanan milletvekilinin grubu, salonu öncelikle işgal etme hakkına sahip olur.
- Kavga sırasında karşı tarafa fırlatmak amacıyla kullanılabilecek araç gereçler meclis çatısı altında temin edilebilen malzemelerle (ataş, tel zımba, hesap makinesi, mikrofon, bardak vb.) sınırlıdır. Bunlar dışında kalan maddeler yabancı madde sayılacak ve kullandığı tespi edilen milletvekili, 2 ila 6 hafta arasında (cismin ağırlığına göre) komisyon toplantılarından men edilecektir.
- Yaralıların tedavisini yapmak, genel başkana durum raporu vermek ve sıvı takviyesi amacıyla her iki ekibin bir kavgada toplam 5 dakikayı geçmemek kaydıyla 2 iki kez mola alma hakkı vardır
- Arbedeye her milletvekilinin 2 danışman getirme hakkı vardır. Eğer söz konusu danışman sırf kavgaya getirilmek amacıyla tutulduysa maaşının %50'si bizzat milletvekili tarafından ödenecektir.
- Üstüste 3 kez arbededen galip ayrılan tarafın milletvekillerine 1 maaş ikramiye verilecektir.
Yarın öğlen saatlerinde tekrar toplanacak olan "meclis arbede düzenleme komisyonunun" gündem maddeleri ise, halen tedavisi süre Gemciler'in yerine yeni bir komisyon başkanı seçilmesi, galibiyet primlerinin günün ekonomik şartları göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi ve oturumların canlı yayın hakları için Acun Medya tarafından yapılan 6 milyon dolarlık teklifin değerlendirilmesi olarak belirlendi.
Komik Personel Tedarik Fuarı'nda, En Komik ve Yerel Aksanlı Çalışanlar Ziyaretçilerin Beğenisine Sunuldu Bu yıl 7.si düzenlenen "İstanbul Komik Personel Tedarik Fuarı", dün Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşti. Türkiye çapında toplam 82 şirketin katıldığı fuarda birbirinden komik çaycı, servis şoförü, temizlikçi, güvenlik görevlisi gibi çalışanlar ziyaretçilerin beğenisine sunulurken, özellikle beyaz yakalı çalışanlarının sağda solda anlatabileceği kadar ilginç elemanı olmayan firmalar organizasyona büyük bir ilgi gösterdiler.
Organizasyonu üstlenen DUYEM Fuarcılık adına konuşan Muhittin Duyem, 2005 yılından bu yana düzenledikleri Komik Personel Tedarik Fuarı sayesinde bugüne kadar birçok orta ölçekli firmaya renk katacak, eksantrik eleman sağladıklarını belirtti. Sabah 9 - Akşam 6 çalışılan kurumlarda böyle elemanların iş yeri için çok değerli olduğuna değinen Duyem, "İş hayatının çok eğlenceli olmadığı hepiniz malumu. Sıkıcı görüşmeler, raporlar, projeler vesaire... İşte bu monotonlukta şöyle komik şiveli bir çaycı, şişman bir temizlikçi teyze ya da ofise gelip garip hikayeler anlatacak hafif dengesiz bir servis şoförü işletmeler için olmazsa olmaz..." diyerek, önemli bir ihtiyaca hizmet ettiklerinin altını çizdi.
Hasan Abilerin, Gülden Teyzelerin, Remzi Amcaların beyaz yakalılar için sadece iş yerinde değil, sosyal hayatta da çok önemli olduğunu ifade eden Muhittin Duyem, "Bu insanlar işten çıktığında ne anlatacak sanıyorsunuz? Tabii ki koşa koşa arkadaşına gidip Hasan Abi'nin ne acayip bir adam olduğundan bahsedecek, Gülden Teyze'nin nasıl tatlı ama dünyadan bihaber olduğundan dem vuracak. Facebook'ta komik video paylaşmak gibi bi şey bu..." dedi. Daha sonra fuarın en çok ilgi gören elemanlardan Malik Abi'yi yanına alan Duyem, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"Bakın mesela bu Malik Abimiz, kendisi çaycıdır. Çok konuşur, at yarışı oynar, sürekli söylenir, fırsatını bulursa el şakası yapar, politikacılara küfür eder, kafasına eserse kimseye çay vermez. Hafiften de kadınlara asılır, o özelliği de kendisine ayrı bir renk katar. Şimdi tabii iş dünyasını iyi bilmeyenler için Malik Abi'nin pek bir numarası yokmuş gibi gelebilir ancak içerisinde azcık ciddiyet olan bir kuruma gidin, o zaman Malik Abi'nin ehemmiyeti ortaya çıkar. Nasıl her sigara molasında herkes onun yanına koşuyor, biraz kızdırıp ağzından laf alıp iki dakika kafa dağıtıyor, eş dost ortamında konuşacak mevzu bulamayınca 'Bizim Malik abi alem yaa' diye onun saçmalıklarını anlatıyor asıl o zaman anlarsınız..."
Fuarın katılımcılarından Eskiz İnsan Kaynakları Şirketi Halkla ilişkiler Sorumlusu Nilgün Atabol ise, özel olarak getirdikleri şoför Necdet Amca modeli hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Karadeniz şivesiyle konuşan ve sırf bu özelliğiyle bile ofise yeterince renk katabilen Necdet Amca'nın gençliğinde halinin vaktinin gayet yerinde olduğunu dile getiren Atabol, "Kendisi parasının büyük kısmını kumarda, alkolde yiyip, sonrasında da karısından boşanmış. Bi ara da içeriye girip çıkmışlığı var. Bu hikayeyi aralıksız 3 saat 27 dakika anlatma kapasitesine sahip Necdet Amcanın diğer önemli özellikleri de, sesinin güzel, kafasında bi iki tahtanın da eksik olması..." sözleriyle, elemanına duyduğu güveni gözler önüne serdi.
Katılımcıların Necdet Amca ve Malik Abi gibi modellerle bol bol fotoğraf çektirdiği "Komik Çalışan Tedarik Fuarı" toplamda 3 gün sürdü ve 726 sıradışı eleman sergilendi. Ziyaretçi sayısının 2500'e yaklaştığı öğrenilirken, şirketlerin en çok tikli modellere ilgi gösterdiği ve özellikle de güvenlik görevlisi tercihlerini tikli çalışanlardan yana kullandıkları da gelen haberler arasında.
Ahiret Günü İçin Danışmanlık Hizmeti Veren Hukuk Bürosu, Gördüğü İlgiden Memnun Türkiye'nin Ahiret günü için savunma hazırlama konusunda danışmanlık hizmeti veren ilk hukuk bürosu olma özelliğini taşıyan Kantar&Kantar Hukuk Bürosu yeni hizmetleri konusunda oldukça iddialı. "Önce tedbir sonra tevekkül" sloganıyla hizmet veren firma, sorgulamadaki genel prosedürler, karşılaşılması olası sorular ve yapılabilecek karşı hamleler gibi konular hakkında müvekkillerine ayrıntılı bir danışmanlık hizmeti sağlıyor.
Her ikisi de avukat olan Özdemir ve Faruk Kantar kardeşler tarafından 4 yıl önce kurulan Kantar&Kantar Hukuk Bürosu, geçtiğimiz ay duyurduğu yeni hizmetiyle bir anda dikkatleri üzerine çekti. Çeşitli kesimlerin tepkilerine rağmen kısa sürede yoğun ilgi gören Ahiret Sorgusu danışmanlığıyla ilgili olarak "Herhangi bir inanca saygısızlık ettiğimizi düşünmüyoruz. Büyük çoğunluğun öyle ya da böyle dini inancının bulunduğu bir ülkede bu tip bir danışmanlık hizmeti, her şeyden öte bir ihtiyaçtır" diyen Av. Özdemir Kantar(34), toplumdaki mevcut bir gereksinimi karşılayan ilk firma olmanın kendileri için gurur verici olduğunu belirtti.
"Önce tedbir sonra tevekkül" sözünden hareketle böyle bir hizmeti başlatmayı uygun gördüklerini söyleyen Kantar, "O yüzden tek bir dine göre ahiret sorgusu hizmeti de vermiyoruz. Ne olur ne olmaz diyerek, başta semavi dinler olmak üzere ölümden sonra hayat ve sorgu inancının olduğu ne kadar din varsa hepsi için ayrı ayrı savunma metinleri hazırlıyoruz. Şüphesiz büyük çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede ağırlığı islami savunma usullerine verdik ama dünya üzerindeki genel dağılıma da bakarsak yani gerçekçi olmak gerekirse diğer tarafta ne çıkacağı tam belli değil. Çat diye karşınıza Buda falan da dikilebilir. Bizim amacımız müvekkillerimizi olası bütün senaryolara karşı hazırlıklı bir hale getirmek" diyerek bu amaçla hizmetin kapsamının oldukça geniş tutulduğunu sözlerine ekledi.
Avukat kardeşlerden Faruk Kantar(32) ise hizmetin içeriği hakkında kısaca şu bilgileri verdi: "Bir defa en başta müvekillerimize diğer tarafta her ne ile karşılarılarsa karşılaşsınlar mümkün mertebe sakin ve kendinden emin görünmeye çalışmalarını öğütlüyoruz. Ama bu kesinlikle laubali olun sallamıyormuş gibi yapın anlamına da gelmiyor tabi. Esas mesele şu ki, yani bu taraftaki mahkemelerde de aynı şey vardır; iddia makamı siz panik yaparsanız şüphelenip daha çok üstünüze gelir. Panik yok. Olan olmuş zaten o noktada daha ne paniği artık..."
Müvekillerine ikinci tavsiyelerinin ise kesinlikle suçlamaları inkar etmemeleri yönünde olduğunu ifade eden Kantar, şöyle devam etti: "Mantık olarak, eğer o tarafta sizi sorguya çeken birileri varsa kesin sizi yaşarken gözetleyen birileri de vardır. Yani ellerinde delil olmadan konuşmazlar. Suçlama neyse kabul edip hemen ardından çok pişman olduğunuzu, şeytana uyduğunuzu söyleyin. Genelde bütün dinlerde yaradan epey bağışlayıcı oluyor. O yüzden duygu sömürüsüne yüklenin. Eğer yaşarken inandığınız dinden başkası çıkmışsa o zaman iş biraz daha zor çünkü çalışmadığınız yerden soracaklar. O noktada 'benim kalbim temiz'le başlayıp 'zaten hissediyordum bizimkinde bir yanlışlık olduğunu, içimde bir sıkıntı vardı ama toplum baskısı yüzünden cesaret edemedim. Tam sizinkine geçecektim ömrüm yetmedi' gibi bir kaç savunmamız daha var. Mümkün mertebe suçu anaya babaya atmak da işe yarayabilir. Neticede onlardan ne gördüysek öyle gidiyor. Bu televizyonlarda gördüğümüz, o jürili amerikan mahkemeleri gibi bir sistemle karşılaşırlarsa iş nispeten kolay. O sistemde en azından o kadar nesnel yürümüyor davalar. Goygoyla, laf kalabalığıyla, duygu sömürüsüyle filan yedi cehennemlik adamı ipten almak mümkün..."