comment
stringlengths
1
30.8k
film_name
stringlengths
1
72
point
stringclasses
16 values
son dönemde izlediğimizz filmlerde dikkatimi çeken yada bana öyle gelen bir şekilde bir ruhunda yada nasıl ifade ederseniz o kısmında bir noksanlık olduğu hissediliyor. sürükleyci olma konusunda yer yer zoluyor olsa da gerçek bir hikaye olması dikkatimizi cezbediyor. hani her ne kadar uzun olması biraz bunaltıcı olsa da ne Amistad'ın havasını ne de diğer yapımların tadını veremeyen kendince bir drama.
12 Yıllık Esaret
4,0
1841 yılında Amerika’nın kuzeyindeki New York'ta yaşayan müzisyen Solomon Northup (Chiwetel Ejiofo), bir sirk işi için teklif alır. İki adamla birlikte New York’tan Washington'a gider. Oldukça başarılı geçen bir haftanın ardından kutlama yaptıkları gece Solomon içkiyi fazla kaçırır ve uyandığında kendini zincire vurulmuş bir şekilde bulur. Kuzeyin güneye göre köleliğe bakış acısından hem de güneydeki çiftliklerdeki köle ihtiyacından dolayı Solomon beraberindekiler ile gemiyle güneye gönderilir. Solomon önce kölelerin diğer çiftlik sahiplerinden daha iyi davranan ama borçları nedeniyle de sıkıntı içerisindeki Ford (Benedict Cumberbatch) tarafından satın alınır ve bir süre sonra zalim ve psikolojik olarak zayıf bir karaktere sahip Edwin Epps (Michael Fassbender )’e toprak sahibi hem de eşi oldukça zalim insanlardır. Köleleri mal olarak görmekte onlar üzerinde her türlü hakları olduklarına inanmaktadırlar. 12 Yıllık Esaret, kendi türünde birçok çevrimi olan kölelik filmleri içerisinde biyografi karışımı ile farklı bir noktada. Bildiğimiz kölelik filmleri ya köleler için mücadele eden beyazlar ya da doğuştan itibaren köle olanlar üzerine kurulu. Burada biz özgür olmasına rağmen, kandırılarak köle pazarında satılan bir adamın hayatını görüyoruz. Ten renginden dolayı aşağılanan, işkenceye uğrayan ve kapı önündeki köpekmiş gibi muamele gören insanların dramı, bir kez daha 12 Yıllık Esaret ile gün yüzüne çıkıyor. Filmde kuzey ile güney arasındaki farklılıklar yanında, Brad Pitt ile herkes aynı değil vurgusu gereksiz yere yapılıyor. Filmde en beğenmediğim sahnelerin başında gelir bu gereksiz diyalog. - Köleliğin ne adaleti vardır. Ne de haklı tarafı. Ben bu sahnede siyahi yönetmenin ödül kaygısı ile hareket ettiğini düşündüm. Bu kadar kötülük, nefret, kokuşmuşluk ve uyuşmuşluğun içerisinde küçük bir parantez açarak bakın bütün beyazlar aynı değil yaklaşımı, filmin bütün havasına alıp götürmüş. İki buçuk saate yakın sürelikte bir film içerisinde, karşı duruştan bir tek kişi bile işlenmemişken birden son sahneye yakın böyle bir şey yapılması, yönetmenin bir şekilde bazı şimşekleri üzerine çekmek istemediğini düşündürttü. Oysaki filmin başlarındaki bir sahne aslında kölelik konusuna bakış için oldukça ibretliktir. Sahne şöyle: Solomon özgür olduğu günlerde, eşiyle birlikte gittiği mağazaya, dışarıdan bir siyahi girer ve onun hemen arkasından da sahibi içeri girer. Adam dükkân sahibinden özür diler ve kölesini dışarı çıkarır. O noktada eşi ile alışveriş yapan Solomon bir anlık duraksamadan sonra alışverişine devam eder. Solomon esir düşmeseydi belki de hayatı hep böyle geçecekti. Kendi başına gelmeseydi belki yıllar sonra kölelik için mücadele eden biri asla olmayacaktı. Özgür bir adamken her şeyi olan Solomon, ten renginden dolayı tuzağa düşürülmesi ile belki ilk kez kölelik gerçeği ile karşılaşıyor. Pazarda satılıyor. İlk sahibi ile köleliğin acı taraflarını, ikinci sahibi ve vahşetini yaşıyor. 2 Yıllık Esaret’te birçok filmden esintiler bulabilirsiniz. Benim için can alıcı noktalardan birisi, kölesine karşı duyduğu hislerinden dolayı hem ondan nefret eden, hem de onsuz yapamayan arazi sahibinin, Schindler'in Listesi filmini bir yahudiye aşık olan Nazi subayını ve de Notre Dame'ın Kamburu filmindeki çingeneye aşık olan rahibi hatırlatmasıdır. Uzunca bir film çekince, aralarda boşlukların olması oldukça doğal, bu boşluklar zaman zaman manzara ile kapatılmış. Ben kölelik duygusunun yeterince iyi yansıtılamadığını düşünüyorum. Açıkçası kölelikle ya da ırkçılıkla ilgili çekilen birçok filme göre biraz hafif kalmış. Çok daha ağır şartların yaşandığı, çok daha vahşice olayların işlendiği bir yapım beklerdim. Öte yandan kölelerin kendi içindeki duyguları yerine, Solomon ve bir kadın üzerine kurulu olması da yeterli gelmedi bana. Filmin adı 12 Yıllık Esaret olunca sonunda bu adam kurtulacak diyorsunuz ve hayatı için hiç endişe duymuyorsunuz. Aslında biz burada 12 yılıda hissetmiyoruz. Bunca yıl eziyet gören bir adamın fiziksel olarak ta bir değişime uğramaması inandırıcılık olarak yeterli gelmiyor. Gelelim oyunculuklara, Chiwetel Ejiofor bence bu role uygun bir isim olmamış, kendisinden köle hissini alamadım. Filmin en başarılı ismi hiç şüphesiz kötü sahip Michael Fassbender’dir. Film IMDB’den 8,7 puan almış; ama bence 7,5-8,0 puan aralıklarında bir film.
12 Yıllık Esaret
5,0
Çok vurucu,çok sarsıcı ve tüyleri diken diken eden bir şizme,insan ticaretine,eşitsizliğe,yıllardır siyah ırka yaplıan zulüm ve haksızlığa yönelik sıradışı bir açıkçası ''En İyi Film'' ve ''En İyi Uyarlama Senaryo'' olarak Oscar'da kazanmasını ıca Chiwetel Ejiofor, çok iyi performans göstermiş.McQueen'in de Oscar'da şansı yü arada bana kalırsa Lupita'nın Lawrence karşısında pek şansı yok.Şunu da eklemek Pitt'in yanında Fassbender ve Cumberbatch'de gayet iyi
12 Yıllık Esaret
3,5
Film iyi hoş olmuş da bence gereksiz uzatılmış, aynı konu daha kısa sürede aynı etkiyle verilebilirdi. İnsan haklarının ne derece yok sayılabildiği, Afroamerikanların yaşadıkları iyi anlatılmış ve işkence sahnelerinde aşırıya kaçılmamış. Üstelik konu çok müsait olmasına rağmen dramatize de edilmemiş bence. Bu alanlarda başarılı buldum.
12 Yıllık Esaret
4,0
oyunculuklarıyla gerçekçi bir anlatımıyla çok başarılıydı 12 yıllık esaret özellikle üstünde konuşulacak sahneleriyle unutulmayacak oscarı haketmiş müzik kullanımı son derece başarılı bir film
12 Yıllık Esaret
4,6
Robert Rodriguezin bir başyapıt çıkaracağını rüyamda görsem inanmazdım ama Frank Millerın eserine sadık kalma çalışmaları Tarantino gibi bir dehanında katkılarıyla unutulmaz bir fantastik Aksiyon. Özellikle Marv karakteri sinemanın en ünlü anti kahramanlarından biri olmuş durumda şimdiden.Son yıllarda Rodrigezin her projesiyle biraz daha saçmalaması ve batmasıyla ikinci ve üçüncü film hakkında beklentilerim oldukça düşsede işallah birkez daha yanıltırda bir kaç başyapıt daha görürüz.
Günah Şehri
5,0
Worth dying for, worth killing for, worth going to hell for!!! (yok böyle bir film)
Günah Şehri
5,0
Film harikadır ve kesin izleyin eşine az rastlanır bir türde bu film ve oyuncular süper iş çıkarmış
Günah Şehri
5,0
Uzun yoruma gerek yok. Frank Miller var Robert Rodriguez var. Film mükemmel herşey mükemmel şiddetle öneririm 10/10
Günah Şehri
5,0
son yılların güzel filmlerinden bir tanesi
Günah Şehri
4,0
Farklı yenilikçi bir iş ortaya çıkarılmaya çalışılmış ama yarısı saçmalıklarla dolu bir yapıt karşımızda. Siyah beyaz olması filme farklı bir atmosfer katıyor. Ama hikayesi ve gereksizliği saçmalığı filmin basit bir hayalgücü ve mantıktan, zekadan uzak bir yol çiziyor. Çizgi roman uyarlamalarında gerçeklik beklemezsiniz. Bu film farklı bir film ama yönetmeninden olsa gerek saçmalık ve aptallıklar diz boyu. Sizi sanatıyla görselliğiyle doyurmuyor. Sadece bir kaç sahte kanlı, siyah beyaz dövüş sahnesi o kadar. Karanlık bir havası var ama filme etkileyiciliği katan şey gerçekçilik ve göz alıcı eksik. Keşke başka birisi yönetseydi sanattan anlayan biri mesela ve birazda ciddiyet katılsaydı iyi bir film olabilirdi. Bu haliyle eksik. 10/6
Günah Şehri
4,0
Böyle bir film ancak böyle bir kadro ile yaratılır. (Oyunculardan bahsediyorum.) Günah şehri 1'i izledim ama ikisine zaman bulamadım diye bilirim. Bir çizgi romana bu kadar güzel uyarlamaları muhteşem.İzlenmesi gereken bir film. 4,0/5
Günah Şehri
4,0
filmin siyah-beyaz olması çok önemli değil fakat genel olarak sıkıcı bir film 6/10
Günah Şehri
3,0
işte gerçek kadro budur abi.Batmanin kadrosu gibi mükemmel. Her iki filminde genç ve yetenekli yönetmenler ve teçrübeli kadroları var. SİN CİTY Josh Hartnett Benicio Del Toro Johnny Depp Leonardo DiCaprio Michael Douglas Brittany Murphy Christopher Walken Bruce Willis Elijah Wood
Günah Şehri
5,0
mickey rourke 'u uzun bir aradan sonra izlemek başrolde iyi olacak benim için.Siyam balığındaki rolünü hiç unutmam oyunucunun...
Günah Şehri
4,0
Fragmanı çok çok güzeldi.Değişik bi film olucak o belli.Ama Mickey Rourke'nin ne kadar değiştiini ve kendine nasıl zarar verip,o güzelim halini mahvettiğini görmek üzücü biraz.Ama naparsın o hep aykırı hep farklı....Seviyoruz ,bekliyoruz..
Günah Şehri
5,0
stallone+willis+tarantino çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum
Günah Şehri
4,0
bencede fragman müthiş çıkar çıkmaz gideceğim adına yakışır bi film gibi gözüküyor bir anönce çıkmasını bekliyorum
Günah Şehri
4,0
Marvelin buyuklere yonelik cizgiromanindan adapte olan filmde vahset, abartili dovus sahneleri ve erotizm akiyordu. Bi cizgi roman fani olarak filmden tam olarak umdugumu buldugumu soyleyebilirim. Kesinlikle muhtesem bi film....
Günah Şehri
4,5
beklediğim gibi oldukça başarılı ve bir o kadar da benzersiz bir film çıkmış ortaya. sinema tarihinde özel bir yer alacığını düşündüğüm bu filmle rodrigez artık olmuş durumda! mickey rourke ve bruce willis gerçekten döktürüyorlar. bu filmdeki estetize edilmiş şiddet o kadar cezbedici ki insanı heyecanlandırıyor. bana göre son birkaç yılın şu an için en iyisi!
Günah Şehri
5,0
Daha filmi seyretmedim. Ama sadece fragmanı tekrar tekrar oynatsalar bile süper bir film olacağını düşünüyorum. Tabii bir de Robert Rodriguez faktörü var. Amerikalı olmayan yönetmenlerin çok daha başarılı olduklarının en iyi kanıtlarından birisidir o.
Günah Şehri
4,0
robert rodrıquez gene yaptı ve çigi romanla film arasında gerçek sğlam bır bağ kurdu film cok etkıleyıcı olmasa ılerıde kult olacağı kesin ben bruce willisin öldürdüğü yaşlı sarı renkli ve pis kokan karektere bayıldım tam bi pislik
Günah Şehri
4,5
Budur!! Nefisti, çekimler, kamera açıları,oyunculuk,atmosferi..vs vs. Senorya var yok değil, adı üzerinde "SIN". 3 farklı konu değil aynı konular, aynı yerde geçiyor.Sıradan filmler 2-3 kişinin baş çektiği senaryosu yok.Ben burada yorum yazıyorum bu anlatılır, sonra başka bir hikayede ben burada yorum yazarken yan tarafta çalışan arkadaşımın hikayesi anlatılır,kamerada bi ara beni yazı yazarken görürsünüz..Bence cizgi roman ruhuna son derec uygun bir film..
Günah Şehri
5,0
tenten ile james bond filmlerini bir guzel ayni tencerede karistirin, icine bir tutam da the usual suspects ve 24 katin, iste size "north by northwest".. filmin gectigi yerlerden biri de ucsuz bucaksiz tarlalari ile unlu indiana eyaletidir ve 40 kusur yildir yoldaki asfalt ile tabelalar disinda pek de bir sey degismedigini ben garanti edebilirim.. lakin diger taraftan, istemediginiz kadar cok olan o misir tarlalari meshur ucak sahnesinde kahramanimizin cok isine yaramistir.. ba$tan sona oldukca surukleyici devam eden filmin, sanina yakismayan bir oeehh'likte bitmesi bizleri uzse de filmin genel olarak saglam senaryosuna golge dusurmuyor.. meraklısına iki not: 1. filmin birleşmiş milletler binası önündeki sahnesi için izin istenmiş ama alınamamıştır. ekip binanın karşısında bir süt arabasının içine yerleştirdiği kamerayla çekim yapar. bu sahnede cary grant taksiden inip binaya yürümeye başladığında ona doğru hareketlenen iki adam dikkat edilirse görülebilir. bunlar gerçek bm güvenlik elemanlarıdır. [/spoiler] filmin sonlarına doğru eva marie saint'in cary grant'i vurduğu sahnede [spoiler] filmin tek hatası vardır. arka planda kalabalık içindeki çocuk daha silah patlamadan kulaklarını tıkar. bu durum fark edilmiş, hitchcock uyarılmış ama yine de en iyi etkiyi yakaladığı için hatalı da olsa bu sahneyi kullanmayı tercih etmiştir. kaynak. filmin orijinal dvd'sinde bulunan making the movie belgeseli. burada senarist lehman var ayrıca sunucu eva marie saint. yaşlanmış olsa da hala çekici ve bebek gibi... birkaç ilginç fikir ve mizansenin "bunları bir filmde kullansak ne harika olur" parolasıyla, bir gayret biraraya getirilmesi sonucu ortaya çıkmış bir senaryoya sahiptir bu film. her ne kadar cinayet aletini lap diye eline alma klisesi ve birkaç oeehh dedirten sahne mevcut olsa da, 1959 yılına göre çok yüksek ve devamlı temposu, açıklıkta büyük düşmana karşı çaresizlik hissini seyircinin iliklerinde hissettiren uçakla kovalama sahnesi, yerinde ve dozunda serpiştirilmiş komedi öğeleri ile essential bir hitchcock filmidir. rushmore dagi aniti'nda, başkanların ağzına yüzüne sürttürürler korkusuyla çekim yapılmasına izin verilmemiş, bunun üzerine anıtın dev bir maketi inşa edilerek çekimler orada tamamlanmıştır. george kaplan mevzusunda gerçek bir olaydan esinlenilmiştir. ikinci dünya savaşında ingilizler makara olsun diye sadece isimden ibaret bir ajan icat edip, almanları fena halde keklemişlerdir. bu olayı bir gazeteciden dinleyen hitchcock, senaristiyle birlikte filmini bu fıkra gibi olay üzerinden inşa eder. renkli olması filmin cazibesinin katlarken, açılış jeneriği ve suspense pompası müziği pek şıktır. oyunculuk açısından filmi cary grant sırtında taşır, ancak delici bakışlar taşıyan kocaman gözleri ile martin landau da dikkat çekicidir. hitchcock'un zirve yaptığı başyapıtı içinse bir sene sonrasına bakmak gerekir: (bkz: psycho filmin ilginç bir özelliği cary grant'in ekranın hep sol tarafında görünmesidir. ayrıca roger o thornhill'in ortasındaki gizemli "o" harfi, hitchcock'u kolundan çekip hollywood'a getiren ünlü yapımcı david o selznick'e bir göndermedir, referanstır. bir ara eve karakteri roger'a ismindeki "o"nun ne anlama geldiğini sorup, -nothing- cevabını alır. zaten david o selznick'deki "o"nun da bir anlamı yoktur. sadece isme daha bir karizma katsın diye eklenmiştir. ama bu konuda hiç kimse cecil b demille'le yarışamaz diye düşünüyorum. gerçi simpsons'da "cecil is a girl's name" diye dalga geçmişlerdi.
Gizli Teşkilat
4,5
hiçbir niteliği olmayan, gereksiz zaman kaybı yaratan bir film.. sırf merak ve söylenen güzel sözlerin üzerine izledim fakat elle tutulur hiçbir şey çıkaramadım.. bu filmin bu kadar popüler hale gelmesinin sebepleri derinlerde galiba... (:
Duvar
1,0
öncelikle bu filmi kesinlikle çok büyük beklenti içerisine girmeden izlerseniz filmin sonuna kadar dayanabilirsiniz ben o hatayı yaptım ve son 10 dakkasinı hadi bit artık diye geçirdim ve inanılmaz berbat bir son olamazdı filmi özetlersek aslında konusu biraz farklı ve ilgi çekici geliyor ama gel görki bu kadar basit sıradan işlenemezdi oyunculuk fena değil ara arada biraz ne olacak diye heyecan yapıyorsunuz ama inanın 2 saat çok uzun bir süre ve geçmek bilmiyor filmin tek ve en önemli artısı görsel şölen diyebilirim sizi 3 d seçeneğiyle bir hayli etkiliyor diyebilirim zaten başkada elle tutulacak bir tarafı yok imkanınız varsa 3d izleyin yoksa zaten 50dk dan sonra filmi kapatırsınız tavsiye etmiyorum ama bunalıma girecek derseniz karar sizin dipnot: eğer bu tarz film seviyorsanız Tom Hanks'in efsane Cast Away filmini şiddetle tavsiye ediyorum pişman olmazsınız...
Pi'nin Yaşamı
3,5
pardon notorious diyeceğime cinayet var demişim..
Gizli Teşkilat
5,0
Film iyisinden kötüsüne tümü zeki olan ve adeta satranç oynayan bunca kişinin karmaşık bir strateji oyunu şeklinde geçer ki bu açıdan tadından yenmeyen tekrar izlenesi bir hitchcock filmidir, bu dedigime örnek vermek için filmin müzayede salonu ve tren sahnelerine özellikle dikkatinizi cekmek isterim.
Gizli Teşkilat
4,0
hitchcock’un en iyi 3 filminden biri... cary grant yine döktürmüş..eva marie saint de çok iyi performans sergilemiş..filmin senaryosu çok kaliteli, entrikalarla dolu...sürekli yanlış anlaşılmalar, kaçışlar ve kovalamacalar sayesinde sizi içine çekmesi uzun sürmüyor...hitchcock, gerilim yaratmadaki ustalığını bir kez daha gözler önüne seriyor..araya mizahi tatlar katmayı da ihmal etmiyor..filmde yine kendisini görmek mümkün, otobüsü kaçıran adam rolünde... hiç durmayan temposu ile olağanüstü bir başyapıt.. özellikle grant’ın uçakla takip edildiği ve taş heykellerin olduğu yerde geçen sahneler müthiş...hitchcock işte, ismi bile izleme sebebi...
Gizli Teşkilat
5,0
vertigo ile birlikte en iyi hitchcock filmidir kanımca.hitchcock ustanın akla gelen ilk filmlerinden. baştan sona düşmeyen temposu, başrol oyuncuları arasındaki uyum, müzikleri, senaryosu dört dörtlük. derin devlet konusuna değinilen belki de ilk filmlerden. mizahi unsurların da ön plana çıktığı bir yapım. rushmore dağı sekansları ise leziz. tabii filmin afişlerine konu olan uçakla takip sahnesini ayrı tutuyorum ki bu sahne daha sonra tadından yinmez ayrı bi yapım olan "arizona dream"de de kullanılmıştır.
Gizli Teşkilat
4,0
"gerilim" türüyle özdeşleştirdiğimiz büyük yönetmen alfred hitchcock yine müthiş bir esere imza atıyor,bunu yaparken de gerilimden çok aksiyon,macera,komedi sularında geziniyor diyebiliriz.filmin bazı kısımlarında gerilim doruğa ulaşıyor fakat genel olarak sanırım north by northwest için "eğlenceli" tanımını kullanabiliriz.en azından diğer pek çok filmindeki kadar karanlık bir hava yok bu sefer.muhteşem bir cary grant ve muhteşem bir eva marie saint var film boyunca her saniyede,filme çok şey katıyorlar.senaryo yine muhteşem,özellikle bu ikili arasında geçen diyaloglar benzersiz denebilir.mekanlar,çekimler çok iyi.filmde sinema tarihine geçen en az iki-üç sahne mevcut.konusu ilgi çekici,sürükleyici ve öncü bir konu.bana göre sinemada büyük önem taşıyan "karakterlere ısınma" konusunda şu ana kadar görmüş olduğum en yerinde örneklerden birisi.samimi oyunculuklar sayesinde gerçekten ilk dakikadan onlara sempati duyuyorsunuz.klasikleri izledikçe bugünün aktör ve aktrisleri aklıma gelir sık sık,ve ne yapılırsa yapılsın,hangi teknoloji kullanılırsa kullanılsın yine de onların karizmasına,çekiciliğine,sadeliğine yaklaşılması çok zor artık günümüzde.toplamak gerekirse eksiksiz,harika bir sinema keyfi.izleyip de beğenmemenin mümkün olmadığı filmlerden.hitchcock sinemasının pek çok diğer örneğinde olduğu gibi.
Gizli Teşkilat
5,0
ustanın en iyi filmlerinden biri kurgu atmosfer oyunculuklar harika
Gizli Teşkilat
5,0
sürükleyici bir havaya sahip olan film basit bir finalle hayal kırıklığı 5/10
Gizli Teşkilat
2,5
Sinemanın dehalarından biri olan Alfred Hitchcock'un izlediğim 5. filmi. Yalnız, nedendir bilmiyorum bu filmi diğerleri kadar beğenemedim. Bir şeyler eksikti sanki bu filmde. Ya da bazı şeyler fazla abartı ve göze batıyordu. Hitchcock efsane bir yönetmen bunda şüphe yok. Ama bu filmi benim çok içime sinmedi. Senaryosunda bazı eksiklikler ve gariplikler mevcuttu. Bazı şeyler sanki tesadüf eseri olmuşta filmde bulunmuş gibiydi. Aslında güzel başlayan bir film oldu. Bir yanlışlık vesilesiyle, başka birinin yerine kaçırılan masum bir adam ve onun çevresinde gelişen olaylar. Önceleri ilginç ve biraz da adamın durumu nedeniyle acınası bir durumdu. Ama daha sonra hikaye farklı bir yön aldı. İşte asıl o kısım bana biraz saçma geldi. Rushmoredaki çekilen sahneler yılına bakıldığında sıra dışı ama şu anda bir sinemasever gözüyle bakınca basit duran sahneler. Yine de o ilk bölümde ki absürtlük ve kurgusundan dolayı izlenebilecek bir film. Yer yer komik öğeler de barındırıyor. Rear Window, Vertigo, Dial M For Murder, Psycho gibi filmlerden sonra yavan bir film oldu benim için. Hitchcock severler yine izlesinler. Dahi beynin dokunuşları yine belli oluyor. İyi seyirler... 7.0/10
Gizli Teşkilat
3,5
robert benton'un still of the night filmini izleyenlere;o filmdeki müzayede sahnesi bu filme göndermedir.bu filmde cary grant peşindeki adamlardan kurtulmak için müzayedeye giriyordu ve hakikaten komik bir sahneydi.benton'un filminde ise adam meryl streep'i kaçması için uyarmak amacıyla müzayedeye giriyordu.ii seyirler...
Gizli Teşkilat
4,0
Hayatımda seyrettiğim en iyi filmlerden bir tanesi de artık North by Northwest. Çok çok çok güzel bir casusluk-gerilim filmi. Özellikle benim çok sevdiğim 50li yıllarda geçmesi ve o atmosferi herşeyiyle yansıtması harika olmuş. Kurgusu, çekimleri, akıcılığı, klasik dağ sahnesi ve bir anda kesilen kötü finaliyle (!) 10 puanı hakeden bir film. Bu filmi izleyince brian de palma'nın kimi nasıl taklit etmeye çalıştığını gayet iyi anlıyorsunuz...
Gizli Teşkilat
5,0
alfred amcanın izledigim 4.filmi daha kötüsüne denk gelmedim dördü de birbirinden lezzetliydi.North by northwest 6 saat sürse farketmeyeceginiz sizi sürükleyen harika bir film.Metallica klibinde de burdaki ucak sahnesine bir selam oldugunu filmi izleyince gördüm harika 8.5/10
Gizli Teşkilat
4,0
Hitchcock hayranı biriyim ama ustanın bu filminin aman aman bir film olduğunu düşünmüyorum.Tabi güzel sahnelerde vardı,mesela müzayede sahnesi baya şamataydı;ama benim için bir 'Vertigo' değil.
Gizli Teşkilat
3,0
Usta'dan bir başyapıt daha bu kadar geç keşfettiğim için kendime kızdım tabiri caizse.59 yılının imkanları düşünüldüğünde hitchcock kısıtlı şeylere rağmen inanılmaz bir iş ortaya çıkarmış kesinlikle,en dikkat çeken şeylerden biri de temposunun bir saniye bile düşmemesi,sıkılmak nedir bilmiyor insan filmin içinde!
Gizli Teşkilat
4,5
...Hitchcock'un en iyi uc filminden biri olan "Gizli Teskilat" (klasik bir laf olacak ama) kacirilmamasi gereken bir basyapit...(9/10)
Gizli Teşkilat
4,5
Cary Grant 'ın müthiş performansıyla temposu hiç düşmeyen günümüz de de pek çok başarılı türdaşı yapılmasına rağmen hala sinema tarihinin en başarılı polisiye/macera filmlerinden biri. Unutulmaz uçak sahnesi ise Hitchcook 'un neden çok iyi bir yönetmen olduğunun dersidir kanımca.filmin adının north by nortwest olmasının bir sebebinin ise film boyunca hikayenin amerika nın kuzeyinden - kuzeybatısına doğru sıralanan şehirlerde (new york, boston, chicago, detroit, south dakota) geçmesinden dolayı olduğunu duymuştum.Gelmiş geçmiş en iyi 100 filmler listesinde her zaman kendine üstlerde bir yer bulan film İmdb de de top 250 de 25.sıradadır.SPOiler : Bir Hitchook filmini eleştirmek haddimize değildir ama daha sağlam bir final beklentisi içinde değildim desem halan olur hani...
Gizli Teşkilat
4,0
Eskiden işte böyle gerçekci aksiyon sahneleri çekilirdi,şimdi bir yeşil perdenin önüne geçip rol kesmiyorlardı,Cary Grant hakikaten çok büyük bir efor sarfetmiş...
Gizli Teşkilat
5,0
Konusu, senaryosu, çekim teknigi (yila bagli), kalitesiyle size kendisini zevkle izlettirecek bir film. Senaryo gerçekten zekice ve çekici, akici bir sekilde filme sizi bagliyor. Oyunculuk kaliteli ve ortalamanin üzerinde. Filmde sürekli ilgi ile ne olacak diye bekliyorsunuz, çözülecek derken hersey birbirine dolasiyor, konu sizi içine çekiyor, oyunculuk ve görüntü ve çekim tekniklerinin güzelligi birlesince tadina doyum olmayan bir ziyafet olusuyor. Küçük esprili diyaloglarda gerçekten zekice serpistirilmis. Izlenmesi geren bir yapit..
Gizli Teşkilat
3,5
senayosu itibariyle çekildiği tarih de göz önüne alındığında orjinal bir film diyebiliriz ama iş hitchcock un en iyi filmi denildiğine gelindiğinde kimse psycho yu bir kenara atmasın. Film senaryosu iyi olmasına rağmen o kadar tatmin edici deil.sürükleyici bir film olduğu iddiasına karşı çıkıyorum.film konusu itibariyle daha ilgi çekici bir hal alabilirdi.
Gizli Teşkilat
3,5
Hıtchcock'un en iyilerinden olan filminde kullandıgı mekan çekimi,gerilim içine mizah ve romantizmi çok iyi yedirmesi,baştan sona sürükleyici hikayesi ile(ben biraz final sahnesinin seyri zor uzunlugundan şikayetci olsamda)saglam bir film.Uzun plan çekimleri(Grant'in planör,tren sahnesi) ve o bilnmezligin yarattıgı gerilim duygusu filmin sürükleyici unsurlarından. Eva Marie Saint ve Cary Grant bu filmde çok başarılı oyunculuklarıyla filmin gerilim atmosferini seyirciyi içine almasını kolaylaştırıyor.
Gizli Teşkilat
4,0
"Efsane Adam" öyle ahım şahım bir film değil ama baştan sona sürükleyici bir seyirlik. Ruhu genç kalmış, hayata tutkuyla bağlı yaşlı bir adamın hayalini gerçekleştirmek için yaptığı uzun yolculuğun öyküsünü anlatıyor nihayetinde. Ama bu öyle sıradan bir yol filmi, bir "azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz" öyküsü, tatsız bir "hayallerinizin peşinden gidin" öğüdü değil. Özellikleri ince ince işlenmiş bir karakter var karşımızda. Ona inanıyor, onu seviyor ve dünyanın bir ucundan diğerine yaptığı yolculukta ona arkadaşlık ediyorsunuz. Sir Anthony yaşlılık denen insan halinin ille de duraklama devri sayılmayacağının, insanın ölmeden mezara girmeyeceğinin canlı bir kanıtı olan Burt Munro'yu bu kadar parlak bir başarıyla canlandırıyor. Yönetmen Roger Donaldson da deneyimli, işini bilen bir sinemacı ve karakter odaklı, diyalogları başarılı senaryodan istediği sonucu alıyor. Sir Anthony Hopkins'i izlemek apayrı bir zevk. Sıcacık bir film var karşınızda. Haftanın en iyilerinden...
Efsane Adam
4,0
Düşünün arkadaşlar gerçekten bu küfürleri duyan bu işkencelere, cinsi sapkınlıklara maruz kalan küçük çocuklar var Yılmaz Güney bunu bize başka türlü nasıl anlatabilirdi, "Ah canım cicim" diyen gardiyanlarla mı ? Hayatımda izlediğim en güzel film, hele o sondaki çocukların isyanı... Dipnot: Yılmaz Güney'in bu filmi gurbette, sınırlı kadroyla ve maddi imkansızlıklarla çektiğini hatırlatmak isterim
Duvar
5,0
Türk sineması yıllar ama çokkk yıllar önce bile şu anki durumundan öte bir yerdeydi. İşte size Y.Güney’in eserleri buna örnek. Duvar filmi dünya sinemalarında çocuk hapisane gerçekliği üzerine çekilmiş (tabi işin içine imkanları da katınız)en yetkin filmdir demk haksızlık olmayacaktır.10/10
Duvar
5,0
Gerçek bir film izlemek istiyorsanız Duvar’ı ne yapın edin izleyin,her yönüyle ülkemizin gerçeğine ışık tutan bir film.Türk Sineması’nın en büyük ismi Yılmaz Güney’in altın palmiye kazandığı bu film,türk sinemasında ki ender Gerçek bir filmdir.
Duvar
4,5
Güney kendi deneyimlerini,anılarını,acılarını bir günlükten bize okur gibi aktarmış.Açıkçası çokta iyi etmiş.Çoğu sahnesi ile akıllardan çıkmayacak bir film olmuş duvar.Mahkumun ne olduğunu,onların da birer insan olduğunu anlatmış,hatırlatmış.
Duvar
3,5
dünyada enbüyük türk yönetmeni olarak hala YILMAZ GÜNEY bilinir..onun adına dünya televizyonlarında belgeseller bile yapılmıştır...ama türkiyede değeri daha yeni anlaşılmaya başlamıştır...eskiden biri YILMAZ GÜNEY''in filmini seyrediyorsa solcu , kominist diye ithamlarda bulunulurdu...ama ya şimdi!! iki yıl öncesine kadar hayatımızda kaçtane YILMAZ GÜNEY filmi seyretmiştik!?! işte ne olduysa son iki yılda oldu...dünyanın kabul ettiği bu büyük yönetmeni biz daha yeni yeni kabul ediyoruz... filmlerini tekrar yada çevrilmesinden 15 yıl sonra ilk defa sinemalarda seyretme olanağı buluyoruz...VCD standlarında filmleri en üst sıralarda yer alıyor...adını şimdiye kadar gazetelerden yada kitaplardan duyan genç nesil onunla yeni yeni tanışmaya başlıyor...hiç bir kitabını okumamış yada hiç bir filmini seyretmemiş insanın düşünceleri bile YILMAZ GÜNEY''in filmini seyredince değişiyor...peki YILMAZ GÜNEY''i dünyada bu kadar büyük yönetmen-senarist yapan neydi?? birincisi o halkdan biriydi...halkını ülkesini çok iyi tanıyordu ve gördüklerini yaşadıklarını perdeye yansıtıyordu...toz pembe hayaller içinde yaşayan halkda gerçekleri tüm çıplaklığıyla perdede görünce isyan ediyor gerçekleri kabullenmek istemiyordu..herşeye rağmen YILMAZ GÜNEY halkını perdeye yansıtmaya devam ediyordu...sonuçta perdede gördüklerimiz beyensekte beyenmesekte bizim kültürümüz bizim insanımızdı...o tamamen bizi yansıtıyordu...insanların bu olayları kabullenmesi 20 yıla yakın bir zaman almıştır...halbuki herşeyi ozaman görüp kabullensek belki ülkemizde , sinemamızda insanımızda şimdikinden çok farklı yerlerde olucaktı...yeni yeni kabulleniyoruz diyoruz çünkü o zamanlar dehşetle perdede seyrettiklerimizi artık her akşam televizyonumuzda haberlerde seyrediyoruz...ve bu artık bizim için sıradan her zamanki olaylar olarak belleğimize yer ediyor...yıllar ilerledikcede yazarlarımızın yönetmenlerimizin işide daha zorlaşıyor...çünkü öyle bir ülkede yaşıyoruzki yakında komedi filmide dram filmide çevrilmiyecek yada yazılmıyacak duruma geliyor...bir süre sonra neyi filme alalımki diyeceğiz!?!...komedi yapmak istesek haberleri seyredince vazgeçiyoruz...dram yapmak istesek haberleri seyredince vazgeçiyoruz...çünkü komedinin alasını dramanın okkalısını nasıl olsa halk haberlerde görüyor...artık film tarzında haberleriyle , müziklerle duygu sömürüleriyle yani ağlanacak halimize gülerek bunları seyrediyoruz ... gerçek bir hikaye vardır...yurtdışından bir profosör konferans vermek amacıyla ülkemize geliyor...havaalanında profosöre sorular soruyorlar...bir soruda hiç türk yazarı tanıyıp tanımadığı oluyor...o da AZİZ NESİN''i çok iyi tanıdığını bütün hikayelerini okuduğunu ve çok geniş hayal gücüne sahip büyük bir yazar olduğunu söyler...bundan bir ay sonra ülkesine dönmekte olan profösöre tekrar sorarlar...nasıl ülkemizden memnun kaldınızmı?? profosörde çok memnun kaldığını söyler ve ekler...ben AZİZ NESİN''nin geniş hayal gücüne sahip büyük bir yazar olduğunu söylemiştim ...ama kardeşim AZİZ NESİN geniş bir hayal gücüne sahip değilmiş ki!! adam ne görüyorsa onları yazıyormuş!! bu aslında bizim için trajikomik bir hikaye...ülkemizdeki böyle insanları sırf bize gerçekleri gösteriyor diye yargılamadıkmı!?!UĞUR MUMCU''ları AZİZ NESİN''leri,YILMAZ GÜNEY''leri hep aynı akıbet beklemedimi!?! yurt dışında türk sinema tarihinin en önemli ödülünü hatta dünyanın en saygın ödüllerinden biri olan CANNES film festivali en iyi film ödülünü bir türk yönetmen almadımı?...anlattığı hikaye beyensekte beyenmesekte bizi anlatmıyormu?bütün dünya bu içten yüreğe ses vermedimi?perdede kendi kültürümüzü hatta kendi kendimizi eleştirmemizi alkışlamadılarmı? sonuçta dünya YILMAZ GÜNEY''e bir yönetmen olarak bakıyor...faşist,kominist,muhafazakar yani hiç kimse bunlarla ilgilenmiyor!! onlar sadece perdede anlatılanlara bakıyor...o kişinin samimiyetine o kişinin anlatımına o kişinin sanatına bakıyor...ve bizdeki bu kafalar değişmedikce belkide uzun yıllar hala en büyük türk yönetmeni olarak YILMAZ GÜNEY''i bilecekler!!! türk sinemasının en büyük filmlerine bir göz atın,bakın bakalım ne görüceksiniz? bütün o büyük filmler iyi kötü bizi anlatır...bizim kültürümüzü anlatır...yani şimdiki medyatik yönetmenlerin çektiği sözüm ona avrupayi filmler gibi değillerdir...ZÜĞÜRT AĞA,SÜRÜ,DUVAR,MASUMİYET,YOL,ZÜBÜK,KİBAR FEYZO,EŞKIYA ve sayamadığım bir çok başyapıt niteliğindeki filmlerimiz...bunların hepsi bizim kültürümüzün ürünleridir...sırf oyuncu kadrosuyla insanları filme çekmek yerine sırf konusuyla-senaryosuyla insanları sinema salonlarına çekmeyi başarmalıyız... işte biz kendi özümüze dönersek kendi kültürümüzü anlatırsak yani kendimiz olursak o zaman hayalini kurduğumuz OSCAR''a bile gidebiliriz...ama bu gidişle kendi kimliğimizi kaybettiğimiz şu günlerde anlatacak bir kültürümüz bile olmayacak...kendimizi kaybetmeden herşeyi yoluna koyarak yada en azından herşeyi düzeltmeye çalışarak buna sahip çıkmalıyız... yeterki biz kendimiz olalım!! evet buraya kadar yazılanlar türk sinemasıyla ilgili bir yazımdı..yazımda adı geçen Duvar filminin de forum sayfasında anlamlı olacağını düşündüm... DUVAR filmi YILMAZ GÜNEY''in çektiği en iyi filmlerden biridir...o zamanın şartlarında türkiyede hemde kendi sistemini eleştiren bir film çekilemiyeceği için tamamı yurt dışında çekilen mükemmel bir film...filmde anlatılan ülke aslında önemli değil..burada bir insanlık dramından bahsediyor..insanın en temel hakkı yaşama hakkı nasıl oluyorda bu kadar kısıtlana biliyor...cezalarını çekmeleri için hapishanelere gönderilmiş insanların halkın gözünde nasıl zavallı olduklarını anlatıyor..BU FİLM TAM ANLAMIYLA İNSANLIK DRAMINI ANLATIYOR... ülkemizde yıllar önce GECEYARISI EKSPRESİ adlı film büyük yaygaralar koparmıştı...bu filmi bir yabancı yönetmen çekmişti..yine bir hapishane filmi..ve bukezde bir türk yönetmen...yanlız değişen hiç birşey yok..türkiyede çekemiyor ve yurtdışında çekiyor...filmi yasaklanıyor..gerekçe TÜRKİYE''yi küçük düşürücü insanları yanıltıcı devleti kötü gösteren bir olduğu şeklinde...eeee ya şimdi televizyonda haberlerde bu olanların kat ve kat fazlasını seyredince hiç bir tepki yok..çünkü artık herşeye alıştık...NE DE OLSA İNSAN HAKLARINI TAMAMEN ÇÖZDÜK!!!
Duvar
4,0
gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koymak isterken bir film olduğunu unutuyor bence.öyle sahneler varki izlenmesi yürek istiyor.bu kadarı bana fazla geldi.
Duvar
2,5
Gercekleri o kadar gozumuze sokarcasina gosteriyor ki, bir yerden sonra seyircisini rahatsiz ediyor. Cok etkileyici sahnelere sahip, seyircisine sert bir tokat yapistiran bir Yilmaz Guney filmi... (7/10)
Duvar
3,5
bu filmi hala değerli kılan yılmaz güney,tuncel kurtiz tabiki ama önemli bir ayrıntı daha var o zamandan bugüne türkiyenin hapisane yaşamı hiç değişmedi.10/9
Duvar
4,5
Fram benim izleme gibi bi şansım olmadı daha sıradaki flimlerin bitmesi gerekiyo tam olarak hımmm 12 flimden sonra gelecek herhalde ama söz sırf sen bu kadar ısrar ettin diye izliyecem (Efsane çirkin kral ) maziden bu güne diyesim geliyo walla...:===)))
Duvar
2,5
Eğer Yılmaz Güney yaşasaydı Oscarı çoktan almıştı...
Duvar
5,0
Sansürlenmesi gerektiğini savunan arkadaşlar var bazı bölümleri için. Bunun adına realist sanat deniyor bilmeyenler için. Sansürlenmesini düşünen arkadaşlar da izlemesinler...
Duvar
4,0
film gerçektende yasanmış hissi veriyo.film diye izlemiyorsun sanki gerçek.(zaten anlatılanlar gerçek yasamdan kesintiler)
Duvar
4,5
hapishane yaşamını gerçek bi şekilde anlatan film.tabi ÇiRkiN kRAL sayesinde...
Duvar
5,0
Hayatımda izlediğim en güzel 5 film arasındadır.
Duvar
5,0
bu flim için anlatılacak çok şey var. bu flimin türkiyede yapılması yasaklanmış bu sebepten ötürü flimi fransa çekmiş yılmaz güney. fransada bu flim çoğu kez belgesel tarzında gösterildi. yılmaz güneyin ne kadar zorluklar içinde yönettiği. hatta bi rolde çocuğun ağlaması gerekirken ağlayamaması ağlatmak için çocuğa azarlaması pataklaması gibi. gardiyan cafer tiplemesini oynayan adama nasıl çocuk dövüyorsun daha gerçekçi olsun demesi gibi. baş yapıt denilir bu flime. fransızlar bu flime hayran kalıyorlar. çoğu oyuncuda fransada yaşayan müslümanlar türkçe konuşmayı bile bilmiyolar izlerken farketmişsinizdir. izleyin inanılmaz bir flim
Duvar
5,0
Gerçekten Etkileyici bir filmdi..Kendimi bir an o hapishanede hissettim:S
Duvar
5,0
Duvar, Yılmaz güney imzalı en iyi film... "arkadaş" filmi çok vasat ve etkisiz.. "yol" eksiklerine rağmen iyi bir film.. ve son olarak "duvar" çok iyi bir film.. çocuk oyuncular mükemmel oynamış özellikle "şaban" karakteri çok etkili anlatılmış.. filmin başrolü bence o çocuktu.. tuncel kurtiz değil.. usta oyuncu da tabiki çok başarılıydı ama geri plandaydı rolü.. senaryodan bazı kısımlar çıkarılsaymış mükemmel bir film olabilirdi bence.. birincisi doğum sahnesi.. ne gerek vardı ki böyle tuhaf bir sahneye ? hiç anlam veremedim o sahneye.. çok gereksiz ve iticiydi.. filmin konusuyla bir alakası olsa tamam olabilir derdim ama tamamen alakasız bir durumdu.. ve filmde bir anlık kopukluk olmasına neden oldu.. ikincisi ise o büyük ve sapkın lafların edildiği şiir.. arkadaş filminde hemen hemen her sahnede düştüğü büyük laf etme tuzağına, bu filmde sadece bu sahnede düşmüş yılmaz güney.. ve ayrıca şahsi fikrim ve inancımdan dolayı da çok itici geldi bu sahne bana.. senaryodan bu 2 kısım çıkarılsa tam anlamıyla mükemmel bir film olabilirmiş duvar.. ama ıskalanmış.. sonuç itibariyle çok iyi bir film.. çok etkileyici, çok çarpıcı.. 9/10
Duvar
4,5
Yılmaz Güney hayatının büyük bir kısmını tutsaklık altında geçirmiş bir sanatçı-aydındır. Buna rağmen mücadelesinden ve sanatından bir an olsun vazgeçmemiş ve Cannes da altın palmiye ödülü alarak sanatını taçlandırmıştır. Bunca yıllık tutsaklığını kitaplarında anlatmaya çalışmıştır ama uzmanlık alanı olan sinemaya da dökmek ister içindekileri ve Duvar filmi çıkar ortaya. Film kesinlikle bir başyapıt. İnsan hiç bir filmi özler mi ? Ben özleyip özleyip tekrar tekrar izliyorum....
Duvar
5,0
berbat kürt ırçısı bir film al sana 50 karakter daha ne diyim.......................................
Duvar
0,5
Pi'nin Yaşamı, inanılması pek mümkün olmayan bir hikâye anlatarak insanları Tanrı'nın varlığı, ona inanma, inanmayı ya da inanmamayı seçme gibi konular üzerine bir şeyler söylüyor. Bunu son derece etkileyici, görsel olarak son derece estetik, güzel görüntülerle yapıyor. Eğer filmi izlerseniz yukarıda söylediğim konular üzerine sizi de düşündüreceğine eminim; ancak şu konularda aklınıza gelmeyebilir diye kendi düşüncelerimi söylemek istiyorum: Pi'nin Yaşamı, Maymunlar Cehennemi gibi son dönem filmlerinin aksine hayvanları insana benzer özellikler taşımak yerine mümkün olduğunca oldukları gibi resmederek, onlardan bir filmde beklemeyi adet edindiğimiz şirinlikler göstermeden, yabani, vahşi, sadece oldukları şeyi yansıtarak bize sunuyor. Bunu bir filmde görmek şaşırtıcı bir şey; çünkü bilgi ve iletişim biçimleri karmaşık hale gelip çoğaldıkça, doğru olana işaret etme, onu olduğu gibi algılama ve sunma seçenek ve imkânlarımız da artıyor. Bu yüzden kurgu bir film içerisinde, hayvanları anlatılan hikâyeye dahil ederken onları insansı varlıklara dönüştürmeden, sadece kendi karakterleri, kendilikleri olarak sunabilmek, insanbiçimci/antropomorfist yaklaşımlardan uzaklaşabilmektir, doğru olana daha yakından bakabilmektir. Hayatta kalmak; insan ya da hayvan, his ve duyguları olan bütün canlıların amacıdır. Bunu acıma ya da şefkat duygusunu kaşımadan, olduğu gibi dile getirebilmek bir meziyet olmalı sinema için. Filmin sonunda Richard Parker'ın (kaplanın) ormana giderken yaptığı hareket hayvanların bize şirin görünmesi için onları biçimden biçime sokan insanlara, hayvanları tanımak için hayvanat bahçelerine, aquaparklara, yunus gösterilerine giden insanlara, hepimize verilmiş bir cevaptır. Sevmek; sevdiğimizi iddia ettiklerimizi kendi istediğimiz biçimlere, şekillere sokmak değildir. Hayvanlar için de, insanlar için de, Tanrı için de düşünebileceğimiz bir fikir. Bu anlamda; yabani olan, doğal olan; yaratıldığı üzredir, ve kendisidir. Bizim yapabileceğimiz belki bakmak, seyretmek ve geçip gitmek olabilir.
Pi'nin Yaşamı
5,0
başında sıkıldım diyebilirim ancak sonunu izleyince izlemeye ayırdığınız tüm vaktin değdiğini anlayacaksınız :)
Pi'nin Yaşamı
3,5
Film tam bir görsel şölen. Senaryosu, yönetmenliği, oyunculuğu olağanüstü. En az bir tane oskar alacağından eminim.
Pi'nin Yaşamı
5,0
kesinlikle 3D izleyin arkadaşlar. Ayrıca öncesinde klasik koşullanma ile ilgili bir iki cümle de okumayı ihmal etmeyin. Dinsel öğeler, okyanus, kaplan ve simgesel bir anlatım ile karşılaşacağınız için salondan çıkarken her izleyicide farklı bir hikaye olacak. Bu yüzden üzerine çokca konuşulabilir.
Pi'nin Yaşamı
3,0
Film sürükleyici, kimi yerlerde hayranlık uyandırıcı. Metaforlarını ve insanı düşünmeye sevk eden, merak ettiren özelliklerini kabul ediyor ve çok abartılı seviyelerde olmasa bile beğeniyorum. Fakat görsellik bana kalırsa biraz büyütüldü. Filmi bu çerçevede çok beğenenler kusura bakmasın ama, 2013'e girdiğimiz şu günlerde beni havuzda yüzen bir adamı tabandan çekerek arkada bulutlar göstermek çok fazla şaşırtmıyor. Ha şunu da söyleyeyim, kesinlikle başarısız demiyorum. Özellikle bazı çok güzel öne çıkan sahneler de mevcut, Ang Lee zaten kendine has bir "görsellik tarzı" olan bir yönetmendir. Ama işte her yerlerde bu kadar övüp bitirilemeyecek derecede olduğunu da sanmıyorum. Film bir şeyler hissettiriyor izleyiciye. Kitabını önceden okumuş olanlar tabii ki daha farklı bir bağ kuracak, daha farklı değerlendirecektir. Bütün adayları henüz görmedim ama, en azından "En İyi Film" kategorisinde "muhakkak almalı" diyemiyorum. Film ile ilgili izledikten sonra mutlaka düşünün, hatta bir iki analiz okuyun derim.
Pi'nin Yaşamı
3,5
Müthiş bir görsel yoğunluğu olan izlenilmesi gereken bir film. Sadece sonuyla ve görsel efektleriyle değerlendirmek yanlış olur. Filmin içinde bolca metaforlar iki ana metafor üzerinde gidiyor: Kaplan ve ada. Dikkatle izleyin, gerçektende çok fazla gönderme ve metaforlar var filmde.
Pi'nin Yaşamı
4,5
film çok güzeldi .görsel efektler ve hikaye çok güzeldi .sonunu .çok iyi bitirmişler bence bu filmi oneririm.
Pi'nin Yaşamı
3,5
Etkileyici bir yapım..Görsellik üst düzeydeydi o yüzden sinemada izleyenler şanslıydı.
Pi'nin Yaşamı
3,5
Sinemada izlemek istediğim filmlerden biriydi Life of Pi ve Türkiyede vizyona girer girmez dün filmi sinemada izledim.Filmi izlemeden önce fragmanı olsun imdb aldığı puan olsun beklentilerim yüksekti izledikten sonra az da olsa bir hayal kırıklığı yaşadım çünkü film tam olarak ben tatmin etmedi.Öncelikle film hafif disney filmi gibi olmuş,kurguyu beğenmedim,neden hafif çocuksu bir film yapmışlar anlamadım keşke daha büyüklere yönelik olsaymış.Film son sahnelerine kadar nerdeyse hiç sıkmıyor özellikle Pi'nin çocukluğunu gösterdikleri sahneler oldukça eğlenceli,denizde mahsur kaldığı sahnelerde ise başlarda hayvanlarla olan iletişimi vs. heyecanlı ve zaman zaman iç burkucu.Filmin ortaları her ne kadar benzeyen sahnelerle doldurulmuş olsada görsellik gerçekten üst düzey çekim tarzları vs. gerçekten filmin eksikliklerini kapatmış.Filmin 3D kısmı bence zayıf ben daha iyi bekliyordum ama 3D kısmı zayıf olmuş yani 3D izlemesseniz bir şey kaybetmessiniz.Film aslında 127 Hours,Cast Away tarzı "mahsur kalma" temalı filmleri sevenler için gerçekten ideal artı üzerine görsellik sosu da var tabi filmde yönetmenin başarısı da es geçilmemeli.Filmin en büyük eksikliği kesinlikle müzikleri bu film etkileyici müziklerle bence kesinlikle daha iyi bir film olabilirdi ama müzikleri zayıf kaldığı için benim üzerimde fazla etki bırakmadı,filmin felsefi kısmına hiç girmicem herkes farklı bir şeyler anlamış olabilir ama filmde üzerinde düşünülmesi gereken felsefi fikirler var.Pi'nin kaplanla olsan sahneleri hem heyecanlı hem de oldukça eğlenceli zaten filmin hafif komedi yönü de var.Son olarak ben her ne kadar beklediğimi alamasamda filmi beğendim izlemeden önce çok fazla beklentiniz olmadığı takdirde beğenebileceğiniz keyifli ve sürükleyici bir film Life of Pi ama bana göre bu yılın en iyi filmi değil. 7/10
Pi'nin Yaşamı
3,5
Son zamanlarda en çok etkilendiğim Filmlerin başında gelir , özellike Filmin Finali beni çok etkiledi.Finalinden söz etmek istemiyorum yoksa Filmin manası kaçar.Özetle iyi bir Film zaten aldığı Puandan da belli.İyi Seyirler
Pi'nin Yaşamı
5,0
Felsefe yapan fantastik film... Pi'nin Yaşamı, harika bir fragman ile pazarlanan orta kalite bir film. Fragmanını izleyince filme kesin giderim diyorsunuz fakat gittiğinizde de biraz hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Bu da fragman şirketlerinin film için önemini gösteren bir gözlem. Film, müthiş bir hayvanat bahçesi ve güzel bir müzik eşliğindeki jenerikle başlıyor. 15-20 dk boyunca güzel devam ediyor. Ama bu sırada din ve mitoloji gibi felsefi konuları biraz abartmışlar. Bu yüzden filmin ortalarına kadar koltuklarınızda yavaşça kayıyorsunuz ve gözleriniz kapanıyor. Bu uyku seansından sonra müthiş bir gemi kazası meydana geliyor. Yalnız filmin bu kısımlarını sizi güzel bir uykudan uyandıracak kadar iyi yaptıklarını söylemek lazım. Bu güzel sahneden sonra ikinci bir uyku seansı başlıyor... Koca bir gemiden kurtulan sadece iki kişi var; bir çocuk ve bir kaplan. Bu ikili okyanusun ortasında bir kayıkta baş başa kalıyorlar. Ve uzun bir süre film böyle ilerliyor. Ama kabul etmek lazım ki bu seferki uykunuz ara sıra kesilecek çünkü müthiş çekimlerle harika bir görsel ziyafet sunuluyor size. Zaten bu sahnelerin birçoğu fragmanda görünüyor. İlk defa "bir filmde 3D kullanmaları iyi olmuş" diyorum. Harika su altı görüntüleri, müthiş, gizemli ve olağanüstü çekimler, meercat'lerle dolu bir ada, suyun içinden fırlayan bir balinanın olduğu sahneler filmi sevmenizi ve uykunuzu dindirmenizi sağlıyor. Filmin bu başarısı sayesinde filmden çıktığınızda uykunuzun geldiğini unutuyorsunuz ama filmin sonuna gereksiz bir sahne ekleyerek, güya size sürpriz yaptıklarını zannederek bu sefer de filmin beğendiğiniz yönlerini unutmanıza neden oluyorlar. Life of Pi, fragmanını izledikten sonra beklentilerinizi karşılayamayan, sizi biraz hayal kırıklığına uğratacak bir film. Keşke böyle gereksiz bir son hazırlayarak salondan mutsuz ayrılmanıza sebep olmasalardı ve film akıllarımızda iyi yönleriyle kalsaydı.
Pi'nin Yaşamı
3,0
Film bir başyapıt. Muhteşem bir si, görsel efektleri ile filmin içine giriyorsun ve çıkmak istemiyorsun. Ayrıca 3D' si de gayet iyiydi. Bu film bu yıl izlediğim en iyi film! 5/5. Mutlaka izleyin.
Pi'nin Yaşamı
4,5
çok güzel dediler izledim...görsel olarak egzantrik sinemada izlenebilirdi ama konu hoşuma gitmedi hem kaplan kendi hem film bitene kadar kaplanla savaşıyor kaplanda nasıl kaplansa çocuk kadar anca var farklı bi konu denemişler ve sonuda hade ya dedirtmeye çalışmışlar ama bence becerememişler.
Pi'nin Yaşamı
2,5
Ben beğendim açıkcası;görsel şölen,efektler keyifliydi..akıcı gidiyor,sıkılmıyorsun..Suraj ın ilk deneyimi olmasına rağmen iyi oynamış..kaplan da başarılıydı :)Sonundaki bir kaç sahne gerçekten gereksiz olmuş..
Pi'nin Yaşamı
4,0
Öncelikle film 3D çekimin hakkını veriyor,şimdiye kadar çekilen 3d filmelerde düzgün bir 3d sahnesi yoktu,ama bu film 3d izlenmeli,hele başını hiç kaçırmayın,tam bir 3d şöleni,filme gelince:İzlenmesi gereken ,kaçırılmaması gereken ,başarılı bir film olmuş.
Pi'nin Yaşamı
4,0
Harika bir görsel şov... 3d teknolojisinin hakkını veren nadir filmlerden not: tobey maguire oynamıyor filmde yanlış yazılmış buraya
Pi'nin Yaşamı
4,5
Filmin başında biraz sıkılsam da, ilk kısımdan sonra sandal bölümünde film güzelleşiyor. Sandal bölümü çok güzel yapmışlar.
Pi'nin Yaşamı
4,0
Henüz bilmeyenleriniz olabilir belki, 24 Şubat Pazar günü yapılan Oscar törenlerinde “En İyi Görsel Efekt” oscarını Ang Lee’nin yönetmenliğini yaptığı “Life of Pi” (Pi’nin Yaşamı) filmi aldı. Gösterime girdiğinden bu yana etkileyici görsel efektleriyle adından söz ettiren Pi’nin Yaşamı’nın ödülü haketttiğinden hiç şüphemiz yok. Ancak ne gariptir ki, bu yüzlerce milyon dolarlık bütçeli, ve illaki bir kaç milyar dolar kar edecek olan bu filmin görsel efektlerini yapan şirket “Rythm & Hues” geçtiğimiz haftalarda iflasını açıkladı. Ve bu filmde geceli gündüzlü emeği geçmiş 200′e yakın sanatçıyı da “tabiki” paralarını ödemeden işten çıkarttı. Bu, tüm Dünya’da benzer muameleler gören görsel efekt sektöründe belkide şu ana kadar gerçekleşmiş en ses getiren olaydır. Pi’nin Yaşamı’nın asıl yaratıcıları olan sanatçılar da tepkilerini göstermek için Oscar Töreni günü Hollywood’ta bir gösteri yürüyüşüne çıktılar. Yakalarına yeşil bantlar takarak, ellerindeki pankartlarla yaşanan trajediyi protesto ettiler. haberin detayı
Pi'nin Yaşamı
4,5
Bence çok güzel bir film olmuş. Film size hikayesiyle ilgili sorular sorduruyor ki bu da izleyiciyi filmde tutuyor.
Pi'nin Yaşamı
4,5
Yıllar önce seyrettiğim harika bir başyapıt. Dokunaklı bir hikaye ve herkese izlemesini tavsiye ettiğim müthiş yapım. Özellikle 1900ün gemiye binen müzisyenle yaptığı düello, sinema tarihine geçecek türden harikulade bir sahneydi.
1900 Efsanesi
5,0
Filmden bi sn bile kopmuyorsunuz.sanatın gözle görülebilceğine bir örnek. tabii ki felsefesi çok etkileyici.sonunda bir kısım var ordaki bi söz her şeye yeter.
1900 Efsanesi
5,0
işte film..işte senaryo..işte oyunculuk..işte herşey..TEk kelimeyle harika bir film..hele filmdeki o 15 dklık bir sahne varki nefessiz izliyorsunuz adeta.. 10/10 İyi seyirler..
1900 Efsanesi
5,0
mest olmamak elde değil, Ennio Morriconea ayrı parantez açmak lazım. yönetmenin diğer filmlerini de şiddetle tavsiye ederim(özellikle cinema paradiso)
1900 Efsanesi
4,5
Resmi olarak doğmamış sayılan 1900ün tüm hayalleri,anıları,duyguları,arkadaşları bir gemiye ait...Çekip gidemeyenlerin hikayesidir bu film,eminim onlara çok şey anlatacaktır.Baştan sona çalan bir müzik gibi...Bitmesin diye anlatılan bir masal gibi...10/10
1900 Efsanesi
5,0
enfess.....hareket halindeki piyano sahnesini izlemeye doyamadım.siddetle tavsiye edilir
1900 Efsanesi
4,0
Eğlenceli ve hoş zaman geçirmek isteyenlere... Çocuksu yanı çok ama görselliği iyi olduğu için büyükler de sıkılmadan izleyebilir. Shrek ve Kung Fu Panda kadar iyi değil yalnız.
Efsane Beşli
3,0
Yılın sınıfı geçen animasyonlarından biri olan "Rise of the Guardians" (Efsane Beşli), renkli sanat yönetimi ve karakterlerine rağmen DreamWorks'un önceki filmlerine kıyasla zayıf bir film. Tamamen genç izleyici kitlesi için yapılmış olmasına rağmen yetişkinleri de yeri geldiğinde eğlendiren animasyonun amacı ise Noel Baba ve Paskalya Tavşanı gibi kültürel öğeleri çocuklara aşılamak. http://www.filmdoktoru.com/2012/12/rise-of-guardians-2012.html
Efsane Beşli
3,0
Seyredilir. Güzeldi.............................................
Efsane Beşli
3,0
Harika bir filmdi. Eğlenceli ve maceralı bir film. Herkezin gidip izlemesini isterim... :)
Efsane Beşli
5,0
Müthişti! Mesajları, 3D'si, filmin ta kendisi. Müthişti. Çok eğlenceli ve heyecanlı bir filmdi bu. Ayrıca bu film sadece çocuklara değil, büyüklerinde izleyebileceği bir film. Yani büyüklere pek çocukça gelmez. Gelirse bile yine de film güzel. 4.2/5 İzleyin bence.
Efsane Beşli
4,0
Hikaye çok çocuksu olduğu için yetişkinlere hitap etmiyor kanımca.Filmdeki karakterlerin de bizim çocuklara yabancı olduğunu düşünürsek küçük izleyicilere de cazip geleceğini zannetmiyorum.Onun dışında enfes görüntü detayları ve fantastik bir dünya sunuyor izleyicisine...6/10
Efsane Beşli
3,0
Çok güzel bir film , hem küçükler hem de büyükler için iyi bir animasyon filmi
Efsane Beşli
4,5
Fragmanından sadece çocuklar için olduğunu düşündüğümden çok ilgilimi çekmemişti ama kesinlikle izlenmeli o küçük karakterlerin hikayesini zevkle takip edeceksiniz .
Efsane Beşli
4,0
eğlenceli , tam da olması gerektiği gibi . sahneler çok iyi kotarılmış , hikaye konusu bize çok fazla yakın olmasa da aksiyon sahneleri ve oluşturulan hayal dünyası yeterince iyiydi ...
Efsane Beşli
4,0
müthiş bir film arkadaşa katılmıyorum bence herkesin rahatlıkla izleyebileceği mükemmel bir film
Efsane Beşli
5,0