abstract
stringlengths
1
1.33k
author
stringlengths
1
56
content
stringlengths
1
248k
date
stringlengths
18
32
source
stringlengths
2
51
tags
stringlengths
2
572
title
stringlengths
3
221
topic
stringlengths
3
23
url
stringlengths
45
224
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Da Vinci robotu ile yapılan kafa tabanı tümörü ameliyatı ile dünyada bir ilke imza attı. Operasyonun yapıldığı hasta, pür robotik cerrahi ile kafa tabanı tümör ameliyatı olan dünyanın ilk ve tek vakası olarak bilim dünyasına duyuruldu.
null
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümünde, ile uygulanan kafa tabanı tümörü ameliyatı dünyada ilk kez yapıldı. Taburcu edilen 50 yaşındaki kadın hasta, Dünyanın ilk robotik teknoloji ile yapılan beyin cerrahi ameliyatı, özel dizayn edilmiş ameliyathanesinde, tarafından gerçekleştirildi. Ameliyata, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Çağlar, Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Çağlar Uğur ve Kulak, Burun Boğaz Anabilim Dalından Prof. Dr. Cem Meço katkı verdi. Ankara Üniversitesi Rektörü , ameliyata ilişkin değerlendirmesinde, yüksek teknolojiyi tıbbın birçok alanında uygulama imkanı bulduklarına işaret ederek, "Bunlardan biri de robotik cerrahidir. Robotik cerrahi ile kadın hastalıkları, üroloji ve kalp damar cerrahi gibi geniş alanlarda hastaların tedavi şansı oldukça yükseğe çıkıyor. Yaptığımız kafa tabanı tümör ameliyatının dünyada ilk olması ülkemiz ve üniversitemiz için gurur verici. Ekibimizi gönülden kutluyoruz" dedi. İbn-i Sina Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisinden Uzm. Dr. Ümit Eroğlu ise, hastada kafatası ve omurganın birleştiği yeri sağlayan bir kemikte büyük bir tümör tespit edildiğini anlattı. Tümörün kemik ve kafa tabanında erozyona neden olduğunu ifade eden Eroğlu, dünyada robotik cerrahi ile ilgili yaklaşımların mevcut olduğunu ancak bu hastada yaptıkları gibi ağız içinden başlatıldıktan sonra baştan sona tümü robotik cerrahi ile bitirilen bir ameliyatın dünyada daha önce yapılmadığını belirterek şunları söyledi: "Hastamız, dünyada pür robotik cerrahi ile kafa tabanı tümör ameliyatı olan ilk ve tek vakadır. Hastamız, dünyada da robotik cerrahi ile başlanıp bu yöntemle devam edilip bitirilen beyin cerrahideki tek vaka. Daha önce yayınlanan vakalar, robot yardımlı cerrahilerdir. Bu hastaya özgü olarak robotik cerrahi oldukça etkili bir şekilde kullanıldı. Başarılı sonuçlar elde ettik ve hastamız şifa ile taburcu oldu." Hastada tümörün bulunduğu yerin derin, dar ve ulaşılması zor bir bölge olduğunu aktaran Eroğlu, bu nedenle mevcut yöntemlerin kullanılması halinde ameliyat sonrası sonuçlarda başarının düşük olduğunu ifade etti. Robotik cerrahinin, hasta için büyük bir avantaj sağladığını anlatan Eroğlu, hastanın sıkıntılarının minimize edildiği ameliyattan iki gün sonra taburcu edilmesinin büyük başarı olduğunu belirtti. da beyin cerrahisinde büyük çığır açan ameliyatların Prof. Dr. Gazi Yaşargil'in mikrocerrahi teknolojisi olduğunu anımsatarak, "Mikrocerrahi asıldır. Beyin cerrahinin başarısının temelinde bu teknik gelir" değerlendirmesini yaptı. Son dönemde ameliyatlarda robotik sistemler ve değişik görüntüleme yöntemlerinin de kullanılmaya başlandığını dile getiren Çağlar, bunların mikrocerrahideki bazı alanların çok daha iyi görülmesini, hasta için daha emniyetli ameliyatlar yapılmasını sağladığını belirtti. Çağlar, 50 yaşındaki hastaya uygulanan ilk operasyona ilişkin değerlendirme yaparken bu hastalarda ağız ve burundan girilerek yapılan ameliyatlar sonrası hastaların en çok yutma güçlüğü, damak sorunları, boğazda şişlik, solunum güçlüğü gibi çok sıkıntılı bir dönem yaşandığına dikkati çekerek, "Ameliyat hastaya başarı ile uygulandı ve hastada bu sıkıntıların hiçbiri görülmedi. Hastamızda yara iyileşmesi daha hızlı oldu" dedi. Robotik teknolojinin beyin cerrahisinde çok kısıtlı alanlarda ve kısıtlı bir hasta grubunda kullanılabildiğine işaret eden Çağlar, "Ancak ekibimiz, baştan sona dünyada ilk robotik cerrahi ameliyatını başarıyla uyguladı. Bu teknoloji daha da gelişirse hastaların ameliyat sonrası sıkıntılarını en aza indirecek, hayat kalitesini en yüksek derecede sağlayacak ameliyat sonuçları elde etmek mümkün" diye konuştu. Mikroskobik, endoskobik ve robotik cerrahi tekniklerini birleştirerek mikrocerrahinin temel prensiplerine göre ameliyat yapmanın hasta için en iyi sonuçları getirdiğine dikkati çeken Çağlar, "Ameliyatımız, teknolojinin ilerlemesi için bir adım olacak. Biz de bu konuda hekimler olarak araştırıp çalıştıkça hastalar için en iyisinin gelişmesine yardımcı olacağımızı düşünüyorum" dedi. İbn-i Sina Hastanesinde beyin ve sinir cerrahisi üzerine Ar-Ge laboratuvarlarının bulunduğuna değinen Çağlar, temel eğitimin bu laboratuvarlarda yapıldığını, daha sonra ileri cerrahi tekniklerinin uygulanma alanına sahip olduklarını söyledi. Çağlar, 50 yaşındaki kadın hastaya uyguladıkları ameliyata ilişkin çeşitli ortamlarda bilim dünyasına bilgi verdiklerini de sözlerine ekledi.
25.03.2018 - 13:42
Anadolu Ajansı
['Ankara', 'Beyin', 'Ameliyat', 'Robotik cerrahi', 'tümör', 'Da Vinci robotu']
Beyin cerrahisinde dünyanın ilk "robotik"ameliyatı Türkiye'den
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/beyin-cerrahisinde-dunyanin-ilk-robotikameliyati-turkiyeden,r_VuSt1f-0ercMzXq-0g7A
TB MM Başkanlık Divanı üyesi milletvekillerinin bir yıllık iletişim giderlerinin 10 milyon TL’yi aştığı ortaya çıktı. TBMM İdare Amiri Uslu, tartışmalara neden olan ücretlerle ilgili listeyi açıklamaktan kaçındı.
SELDA GÜNEYSU
TBMM Başkanlık Divanı üyesi milletvekillerinin bir yılda ortalama iletişim giderlerinin 10 milyon TL’yi aştığı ortaya çıktı. Listenin en başında bir yılda 1 milyon 189 bin TL ile CHP’li Elif Doğan Türkmen’in bulunduğu belirtilirken, ikinci ve üçüncü sıralarda yer alan faturaların tutarının ise 500 ve 400 bin TL olduğu öğrenildi. En yüksek faturaya sahip milletvekillerinden birinin de AKP’li Ahmet Gündoğdu olduğu ileri sürülürken, TBMM İdare Amiri Salim Uslu ise Meclis Başkanlık Divan toplantısında tartışmalara neden olan ücretlerle ilgili listeyi açıklamaktan kaçındı. Divan üyesi milletvekillerinin iletişim giderleri TBMM bütçesinden karşılanıyor. TBMM Başkanlık Divanı, Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Meclis başkanvekilleri AKP’li Ayşenur Bahçekapılı ve Ahmet Aydın, CHP’li Akif Hamzaçebi, HDP’li Pervin Buldan, kâtip üyeler AKP’li Fehmi Küpçü, Sema Kırcı, Ömer Serdar, İshak Gazel, Mustafa Açıkgöz, Mücahit Durmuşoğlu, CHP’li Elif Doğan Türkmen, Ali Haydar Hakverdi, Özcan Purcu, Emre Köprülü, MHP’li Zihni Açba ile Meclis idare amirleri AKP’li Salim Uslu, Ahmet Gündoğdu, Orhan Karasayar, Erdoğan Özegen, CHP’li Tufan Köse, HDP’li Sırrı Süreyya Önder ve MHP’li Erkan Haberal’dan oluşuyor. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre toplantıya divan üyesi milletvekillerinin iletişim giderleri damga vurdu. Meclis İdare Amiri Salim Uslu, toplantıda, divan üyesi isimler arasında bazı milletvekillerinin “çok yüksek iletişim gideri faturasına sahip olduğunu” söyledi. Ancak, ilk beş kişinin adının yer aldığı listeyi açıklamaktan kaçındı. Bunun üzerine milletvekilleri arasında tartışmalar yaşandı. Tartışmalar sonrasında, TBMM Başkanlık Divanı üyesi milletvekillerinin iletişim masraflarının bir yıllık tutarının 10 milyon TL’yi aştığı ifade edilirken, listenin en başında yer alan ismin de 1 milyon 189 bin TL’lik fatura ile CHP’li Elif Doğan Türkmen olduğu ileri sürüldü. Listenin ilk 5’inin faturasının da ikinci sırada 500 bin TL, üçüncü sırada ise 400 bin TL olduğu ifade edilirken, en yüksek faturalardan bir diğerinin de AKP’li Ahmet Gündoğdu’ya ait olduğu iddia edildi. Bir milletvekillinin yıllık haberleşme giderinin 2 maaş tutarı olan 31 bin TL olduğu ifade ediliyor. Ancak Meclis Başkanlık Divanı üyeleri için bu sınırın olmadığı ifade ediliyor. İletişim giderleri ise TBMM’nin bütçesinden karşılanıyor. Toplantıda, CHP’li İdare Amiri Tufan Köse, 6 kavas ve 90 civarındaki Meclis lokantası personelinin derece yükseltilmesi ve genel idare hizmetleri kadrosuna geçirilmesi talebinde de bulunmuştu. Divan üyelerinin iletişim giderleri bu nedenle de toplantıda tartışma konusu oldu. Divan üyeleri yüksek faturalara tepkisini “Yıllık iletişim giderleri ile bu kadar personelin kadrosu da yapılır, çalışma şartları da iyileştirilir” sözleriyle gösterdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “faturasının kabarıklığı” nedeniyle Türkmen’e tepki gösterdiği öğrenildi. TBMM Başkanlık Divanı üyesi MHP’li İdare Amiri Erkan Haberal ise Twitter hesabından “Bir yılda trilyonluk haberleşme gideri hangi TBMM Başkanlık Divanı üyesine aittir” diye sordu. Öte yandan milletvekillerinin yıllık haberleşme için belirlenen 31 bin TL’lik sınırı aştıkları da öğrenildi. Mevzuatta ödenek sınırı aşan bölümün “tek seferde tahsil edilmesi” hükmü bulunmasına karşın sınırı aşan milletvekillerine “mevzuata aykırı taksit olanağının getirildiği” ortaya çıktı. Bu arada bir divan üyesinin 2016 yılında Meclis bütçesinden 500 bin kilometre yol yaptığı öğrenildi.
28 Ocak 2017 Cumartesi, 06:51
cumhuriyet
null
Vekillerim konuşuyor... Bir yılda 10 milyon TL
siyaset
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/666816/Vekillerim_konusuyor..._Bir_yilda_10_milyon_TL.html
Bursaspor'da teknik direktör Ertuğrul Sağlam'dan boşalan göreve Gaziantepspor'dan ayrılan Hikmet Karaman getirildi. Yeşil-beyazlı ekip resmi siteden açıklamaya göre Karaman ile 2.5 yıllık anlaşmaya vardı.
null
Bursaspor, Ertuğrul Sağlam'dan boşalan teknik direktörlük görevine Hikmet Karaman'ı getirdi. Marmaris'ta Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı ile buluşan Hikmet Karaman ile her konuda anlaşmaya vardı. Yeşil-beyazlı ekibin Karaman ile anlaşması 2.5 yıllık. Yeşil-beyazlı ekipte İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçının ardından görevinden istifa eden Ertuğrul Sağlam'ın yerine geçtiğimiz hafta takımın başında yardımcı antrenör Ersel Uzgur çıkmıştı. Gaziantepspor'un deplasmanda Trabzonspor'a 4-1 mağlup olduğu maçın ardından da teknik direktör Hikmet Karaman görevinden istifa etmişti. Yeşil-beyazlı ekibin resmi açıklama yapması bekleniyor.
06.02.2013 - 20:35
Ntvspor
[]
Bursaspor'da Karaman dönemi
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/bursasporda-karaman-donemi,QF2qaVyVKkKrlRyiIx6vUg
Belçika’da kısa bir zaman önce tutuklanaıp salıverilen KCK üyesi Zübeyir Aydar Güneydoğu’da ciddi bir çatışma dönemine girildiğini söyledi.
null
DEP milletvekiliyken, partinin kapatıldığı gün yurtdışına giden ve onaltı yıldır Avrupa’da yaşayan Zübeyir Aydar,Taraf gazetesinden Neşe Düzel’e son yaşanan olayları değerlendirdi. KCK’nın genel hareketin bir toplamı olduğunu belirten Aydar, “Türkçe karşılığı Kürdistan Topluluklar Birliği, meclisler birliği gibi bir şey. Bir meclisi var. Bu meclis Kongre-Gel’dir. Bir de Kongre-Gel’in içinden seçilmiş yürütme konseyi var. Ben şu anda onun üyesiyim. Eskiden her şey PKK’ydi” dedi. Şu an her şeyin KCK olduğunu ve en tepede Abdullah Öcalan’ın bulunduğunu belirten aydar Pkk’nın silahlı mücadelesini sürdürmesiyle ilgili olarak da, “Bu mücadele, 26 yıllık bir olay. 26 yılı yaşanmamış olarak kabul edemeyiz. 26 yıldır yaşananlar bir gerçektir. Şu anda dağlarda, cezaevlerinde, Avrupa’da sürgünde binlerce insan var, onlar da gerçektir. Biz, ‘gelin bu işe bir çözüm bulalım’ yorumunu yaptı. Çözüm önerisi olarak Aydar şunları söylüyor; “Biz, silahlı mücadelede ısrar etmiyoruz. Bunu Türkiye ile tartışmak, müzakere etmek istiyoruz. Bize siyaset yolu açılsın. Bize kendi kimliğimizle siyaset yolu açılırsa, o zaman silah devreden çıkar. Biz, “her şeyi illa silahla halledeceğiz, Türk ordusunu şöyle yapacağız, böyle yapacağız, kurtarılmış bölgeler kuracağız” diye ısrar etmiyoruz. Geçmişte bunlar vardı. Dünyanın düzeni böyleydi. Siz de Soğuk Savaş döneminden geçmediniz mi? Siz de o teorileri okumadınız mı? Hepimiz bu teorilere göre şekillenmedik mi? Şimdi dünya değişti. Biz de değiştik, değişiyoruz.” 5 Aralık 2008’den beri tek taraflı ateşkesin yaşandığını söyleyen Aydar ordunun ise 30 Mart’ta operasyonlara başladığını açıkladı. “ Bir yıldır KCK operasyonlarında binlerce insan içeri alındı. Bunlara rağmen biz Kürt açılımıyla ilgili yol haritası hazırladık. Burada insanlardan görüş topladık ve başkanımıza ilettik. O da yazdı, devlete verdi. Ama devlet bu yol haritasına el koydu, kamuoyuna açıklamadı. Sonra biz ülkeye barış grupları gönderdik. Kürtler biraz sevindi diye yer yerinden oynadı. DTP kapatıldı. Belediye başkanları içeri alındı. Şimdi bize Belçika’da da operasyon yapılıyor. Ayrıca her tarafta da askerî hareketlilik var”diyen Aydar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu askerler pikniğe gitmiyorlar. Ölüm haberleri geliyor. Türkiye çözüme yanaşmıyor. Operasyonlar her tarafta çok arttı. Biz kendimizi savunuyoruz. Benim korkum şu ki, ciddi bir çatışmalı döneme girildi.”
05.04.2010 - 18:14
null
[]
Aydar: Çatışma dönemi başladı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/aydar-catisma-donemi-basladi,jSk29r4zD0GtrWKyODEy1w
Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluk yarışına erken havlu atan Trabzonspor, gelecek sezon Avrupa kupalarında yer alma adına kritik haftalara giriyor.
null
Sezon başında yaptığı iddialı transferlere rağmen beklentilerin altında kalan Trabzonspor, erken havlu attığı şampiyonluk yarışının ardından, Avrupa kupalarına katılma adına kritik haftalara giriyor. Galatasaray maçıyla birlikte bordo-mavilileri zorlu maçlar beklerken Gençlerbirliği ve Beşiktaş karşılaşmaları ise Trabzonspor'un gelecek sezonki kaderini belirlemede önemli bir rol oynayacak. 19 Nisan Pazar günü Avni Aker'de lider Galatasaray'ı konuk edecek olan Trabzonspor, 26 Nisan'da ise başkentte Gençlerbirliği ile karşılaşacak. Bordo-mavililer bu sezonun son derbisini ise zirve mücadelesi veren Beşiktaş'la 2 Mayıs Cumartesi günü Hüseyin Avni Aker'de oynayacak. Ligde deplasmanda Torku Konyaspor'a mağlup olan Trabzonspor, zirveye yeniden ortak olma umutlarını da maç sonrası tamamen yitirmişti. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın şampiyonluk mücadelesi verdiği ligde Trabzonspor geride kalırken, Avrupa kupalarına katılma şansını da tehlikeye soktu. Bursaspor ve İstanbul Başakşehir 44 puan ile Trabzonspor'un 1 puan önünde olurken, bordo-mavililer ise 43 puanla kritik haftalara giriyor. Trabzonspor, Kevin Constant konusunda ikinci aşamaya geçiyor. Teknik direktör Ersun Yanal ile yaşadığı sorunlar nedeniyle kadro dışı kalan Gineli oyuncu, başkan İbrahim Hacıosmanoğlu'nun devreye girmesiyle takımla birlikte aynı sahada antrenman yapmaya başlamasına rağmen, takımın teknik patronu Ersun Yanal'ın kendisine verdiği antrenman programına uymayarak yeni bir sorun çıkarmıştı. Yönetimin oyuncuyu aşamalı olarak takıma monte etme planı ise tutmamıştı. Bordo-mavililer Constant'ın menajeri ve avukatlarıyla yaptığı uzun soluklu görüşmelerin ardından oyuncuyu yeniden antrenmanlara çıkarmak için yoğun bir çaba harcıyor. Constant sürecini en asgari hasarla atlatmayı planlayan bordo-mavililer teknik direktör Ersun Yanal'dan ise daha esnek olmasını isteyecek. Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, zorlu Galatasaray maçı öncesi Trabzon'a gelerek kamp kuracak. Avrupa kupalarına katılma yolunda önemli haftalara girilmesinin ardından takımın aldığı saha sonuçlarından memnun kalmayan Hacıosmanoğlu, teknik direktör Ersun Yanal ve futbolcularla bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacak. Constant konusunu yeniden masaya yatıracak olan bordo-mavililerin patronu ayrıca yurt dışında oyuncu arayışlarını sürdüren Ersun Yanal'dan detaylı bir rapor alacak. Hacıosmanoğlu'nun şehirde bir takım temaslarda bulunması bekleniyor. Ara transfer döneminde en çok konuşulan isimlerin başında gelen ve Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında gidip-gelen Erkan Zengin, bordo-mavili takıma transfer olmasının ardından son haftaların en çok tartışılan ismi oldu. Performansı nedeniyle teknik direktör Ersun Yanal tarafından kızağa çekilen tecrübeli futbolcu, Galatasaray maçıyla birlikte yeniden ilk 11'de sahaya çıkmak istiyor.
14.04.2015 - 10:38
İHA
['Futbol', 'Spor', 'Trabzonspor']
Trabzonspor'da Avrupa yolunda kritik haftalar
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/trabzonsporda-avrupa-yolunda-kritik-haftalar,YQmDHERE80G8lOgsW7Yjew
Özge Özberk ile Kubilay Penbeklioğlu'nun rol aldığı 'Açık Aile' tiyatro oyunu prömiyer yaptı
null
Dersu Yavuz Altun'un yönettiği Özge Özberk ile Kubilay Penbeklioğlu'nun rol aldığı 'Açık Aile' adlı tiyatro oyununun prömiyeri yapıldı.  Trump Kültür ve Gösteri Merkezi'nde perdelerini ilk kez açan 'Açık Aile', kendisine sürekli yeni sevgililer bulan kocanın eşini canlandıran Özge Özberk, oyun hakkında "Kubilay ile daha önce dizide oynadık. Sürekli tiyatro yapmam gerektiğini söylüyordu. Ben de çok istiyordum ve aynı sahnede buluştuk. Uyumlu bir ikili olduk. Komedi oynamayı çok istiyordum bu kadar eğlenceli bir oyunda oynamaktan çok mutluyum" dedi. Nobel Edebiyat ödüllü oyuncu - yazar Dario Fo ile Franca Rame'nin yazdığı 'Açık Aile', kadın - erkek ilişkilerini hikâye ediniyor.
25.03.2019 - 14:30
haberturk
['özge özberk', 'dersu yavuz altun', 'kubilay penbeklioğlu', 'açık aile', 'tiyatro']
'Açık Aile'nin prömiyeri yapıldı
Kültür-Sanat
https://www.haberturk.com/ozge-ozberk-ten-tiyatro-oyunu-2413600
Disney klasiği Aladdin’in yeni filminde Iago’yu Alan Tudyk'un seslendireceği açıklandı.
null
Ateşten Kalbe Akıldan Dumana, Kapışma ve Sherlock Holmes gibi filmlerle tanınan ve son olarak 2017 yılında Kral Arthur: Kılıç Efsanesi ile karşımıza çıkan İngiliz yönetmen Guy Ritchie’nin yönetmenliğini üstlendiği Disney uyarlaması Aladdin'de papağan Iago'yu 'un seslendirecek. Tudyk; Oyunbozan Ralph, 6 Süper Kahraman ve Zootropolis: Hayvanlar Şehri gibi animasyon yapımlarında da seslendirme yapmıştı. Geçtiğimiz günlerde fragmanı görücüye çıkan Aladdin'in Türkiye'de 24 Mayıs tarihinde vizyona girmesi bekleniyor.
18.03.2019 - 10:57
null
['Film', 'sinema', 'Sanat']
Yeni Aladdin uyarlamasında Iago’yu Alan Tudyk seslendirecek
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/yeni-aladdin-uyarlamasinda-iagoyu-alan-tudyk-seslendirecek,V9cFQ7LO_U2m0YI2GMs_qQ
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin tartışmalı referandumuna ilişkin, Irak merkezi yönetimi ile Türkiye ve İran'ın bir araya gelerek soruna ortak çözüm üretmesi gerektiğini belirtti.
null
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'a hareketi öncesinde Ankara Esenboğa Havalimanı'nda, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin tartışmalı referandumuna ilişkin soruyu yanıtladı. Gündemlerindeki en önemli konunun söz konusu referandum olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bu konuda Türkiye milli bir duruş sergiledi, parlamento da bu duruşun arkasında durdu. Önümüzdeki günlerde yapılması gereken iki önemli şey var. Bunlardan birincisi, Türkiye'de hükümetin ortak ses çıkarması. Üzülerek ifade edeyim farklı sesler çıkıyor. Bu Türkiye'nin itibarına zarar veriyor. İkinci önemli atılması gereken adım, süratle Irak merkezi yönetimi ile Türkiye'nin ve İran'ın bir araya gelmesi ve bu soruna ortak çözüm üretmeleri. Eğer ortak bir çözüm üretilebilirse Türkiye bu konuda önemli mesafeler alabilir."
25.09.2017 - 18:29
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'Cumhuriyet Halk Partisi', 'Kemal Kılıçdaroğlu']
Kılıçdaroğlu'dan Kuzey Irak'taki referanduma ilişkin açıklama
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilicdarogludan-kuzey-iraktaki-referanduma-iliskin-aciklama,FwPTGxil3EOJoycHmQWKzg
Semt pazarı ve hallerde artık, ''domatese gel'', ''abla sulu limon bunlar'' ''Diyarbakır karpuzu'', ''Çengelköy hıyarı'' diye bağırarak sebze ve meyve satılamayacak.
null
Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, yeni düzenlemelere uymayanlara cezalar öngörüyor. Tasarıya göre, halde, toptan satış miktarının altında mal satanlar; malların etiketlenmesine, pazar yerine mal getirilmesine, tahsis sahiplerince kullanılacak kimlik kartlarına ve bu kişilerce giyilecek kıyafetlere ilişkin çıkarılan yönetmeliklere aykırı davrananlar, 100 lira idari para cezasına çarptırılacak. Satış yeri olmadan toptancı halinde veya pazarda satış yapanlara, 500 lira idari para cezası verilecek. Tasarıya göre, geçiş yollarında mal teşhir edenlere ve satanlara, çevreyi rahatsız edecek şekilde satış yapanlara, alıcı veya tüketiciye karşı sözlü veya fiili muamelede bulunanlara ve atık malzemelerini belirlenen alanlarda toplamayanlara ya da satış yerini temiz tutmayanlara, 50 lira idari para cezası verilecek. Buna göre artık pazarlarda ''domatese gel'', ''abla sulu limon bunlar'' ''Diyarbakır karpuzu'', ''Çengelköy hıyarı'' diye bağırarak satış yapılamayacak. Ölçü ve tartı aletlerini hileli bir şekilde kullananlar veya hileli ve karışık olarak mal satanlar; malları gıda güvenilirliğine, teknik ve hijyenik şartlarına aykırı olarak satanlar; kaba, ambalajın üzerinde yazılı miktardan az mal koyanlar hakkında, 200 lira idari para cezası uygulanacak. Bu cezaların bir takvim yılı içinde tekrarı halinde, idari para cezaları her tekrar için 2 katı olarak uygulanacak.
31.01.2010 - 12:02
Anadolu Ajansı
[]
Pazarda ‘domatese gel abla’ya yasak
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/pazarda-domatese-gel-ablaya-yasak,XtsbAH4-mEWxcVPqNHZRiQ
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması soruşturması kapsamında, 13 ilde emniyet personeline yönelik operasyon düzenlendi.
null
Nevşehir merkezli 13 ilde, Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında emniyet personeline yönelik operasyon başlatıldı. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşma çerçevesinde, örgütün emniyet yapılanmasına yönelik Nevşehir merkezli İstanbul, Ankara, Sivas, Kayseri, Samsun, Yozgat, Balıkesir, Muğla, Diyarbakır, Siirt, Sinop ve Bayburt'ta 19 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonun devam ettiği öğrenildi.
30.10.2016 - 16:17
null
['Türkiye']
13 ilde FETÖ/PDY'nin emniyet yapılanmasına operasyon
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/13-ilde-feto-pdynin-emniyet-yapilanmasina-operasyon,2uCg6Ux5FEeu8EqXed2t2g
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 19 Ağustos'ta PKK'nın Kandil'deki eğitim faaliyetleri için kullandığı bir binaya ortak operasyon gerçekleştirdi.
cumhuriyet.com.tr
Alınan bilgiye göre, MİT ve TSK'nın Kandil'de gerçekleştirdiği ortak operasyonda, imha edilen binanın içerisinde kırmızı kategoride aranan sözde PKK/KCK Yürütme Konseyi Üyesi "Pelşin Tolhildan" kod adlı Gülüzar Tural ile örgütün kadın yapılanması KJK'nın sözde en üst karar organı Yürütme Konseyi Üyesi "Dr. Jiyan Garzan" kod adlı Saliha Kaytar'ın da bulunduğu belirlendi. Tural'ın, PKK'ya 1993'de katıldığı, bir dönem Erzincan-Tunceli bölgesinde faaliyet gösterdiği ve sabotaj eğitimi aldığı öğrenildi. 1999-2003 yılları arasında sözde PKK/KCK Başkanlık Konseyi'nde yer alan Tural'ın bu yıl itibarıyla, sözde PKK/KCK Yürütme Konseyi Üyesi olarak Eğitim Komitesi'nde faaliyet yürüttüğü tespit edildi. Terörist Kaytar'ın ise Dicle Üniversitesinde tıp eğitimi almasının ardından 1993'te Diyarbakır'da hastanede çalıştığı dönemde PKK/KCK'ya katıldığı, 2006-2009 dönemlerinde PKK/KCK'nın PJAK sorumlusu olarak Rusya'da faaliyet gösterdiği, Mart 2011'de, Kandil Alanı'nda bulunan hastanede cerrah olarak görev yapmaya başladığı ve bu yıl itibarıyla örgütün yapılanma şemasında PKK/KCK Yürütme Konseyi içerisinde yer aldığı öğrenildi.
11 Eylül 2019 Çarşamba, 11:14
cumhuriyet
null
MİT ve TSK'dan ortak operasyon! Kırmızı listedeki terörist öldürüldü
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1574293/MiT_ve_TSK_dan_ortak_operasyon__Kirmizi_listedeki_terorist_olduruldu.html
Katar, İngiltere'de yayınlanan Sunday Times gazetesinin, "Doha yönetiminin, 2022 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapabilmek için rakiplerine karşı gizli bir sabotaj kampanyası yürüttüğüne" ilişkin iddialarını yalanladı.
null
'ın 'na ev sahipliği kapsamındaki hazırlıklardan sorumlu Proje ve Kültürel Miras Yüksek Kurulunca yapılan yazılı açıklamada, Sunday Times adlı gazetenin, "Katar'ın 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği adaylık dosyasından sorumlu komitenin, rakiplerin dosyalarını sabote etmek için 2010'da gizli bir kampanya yürüttüğüne" ilişkin haberine değinildi. Açıklamada, "Bu asılsız iddiaları kesinlikle yalanlıyoruz" ifadesine yer verildi. Katar'ın eski FIFA Etik Kurulu Soruşturma Komisyonu Başkanı Michael Garcia'nın yürüttüğü 2018 ve 2022 Dünya Kupası adaylık süreci hakkındaki soruşturma kapsamında tam bir iş birliği içinde hareket ettiği kaydedilen açıklamada, "Bu soruşturma, Katar'ın adaylık dosyasında dürüstlük ve şeffaflığa aykırı bir durum olmadığını, ev sahipliğine adaylık mekanizması başta olmak üzere FIFA'nın tüm yönetmelik ve kurallarına uygun olduğunu ispatladı" değerlendirmesinde bulundu. 2022 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmaya Aralık 2010'da hak kazanan Katar'da yaz mevsiminde görülen yüksek hava sıcaklıkları nedeniyle maçların kasım-aralık aylarında düzenlenmesi planlanıyor.
29.07.2018 - 23:17
Anadolu Ajansı
['Spor', 'Futbol', 'Dünya Kupası', 'Katar']
Katar, 2022 Dünya Kupası ev sahipliğine ilişkin iddiayı yalanladı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/katar-2022-dunya-kupasi-ev-sahipligine-iliskin-iddiayi-yalanladi,3i7sYq6cGE-QMcbMvKW0_w
Malmö maçının ardından BB Erzurum sınavında da adeta kendini attıran Ricardo Quaresma için Şenol Güneş “Gidebilir” raporunu verdi. Yönetim de düğmeye bastı
cumhuriyet.com.tr
Beşiktaş’ta gündem Ricardo Quaresma. BB Erzurumspor maçında gördüğü kırmızı kartla sabırları taşıran tecrübeli yıldız, Şenol Güneş'teki kredisini de tüketti. Ailesinin Portekiz'e dönmek istemesi nedeniyle bir süredir ayrılacağı belirtilen Q7 ile ilgili görüşünü bildiren Güneş, “Gidebilir” dedi, kafa karışıklığı yaşayan bir oyuncunun uzun vadede verimli olamayacağına inandığını bildirdi. Tecrübeli hocanın bu kararında Quaresma'nın, Malmö ve Erzurum maçlarında gördüğü kırmızı kartlar etkili oldu. Siyah-beyazlılar 10 kişi kaldığı iki mücadelede önce Avrupa Ligi defterini kapattı, önceki gün de şampiyonluk şansını zora soktu. Yönetim de Q7 ile yapılan görüşmeleri hızlanırdı. Beşiktaş kurmayları, 1 milyon Euro'luk birikmiş alacağının ödenerek bonservisinin verilmesini isteyen Quaresma ile pazarlıkta. Söz konusu teklife uzak duran yöneticiler, 2020'ye kadar kontratı devam eden ve yıllık 2 milyon Euro kazanan oyuncuya 500 bin Euro ödeyerek orta noktayı bulmaya çalışıyor. Anlaşma sağlanamazsa Quaresma'nın takımda kalma ihtimali de var. Kaynak: Sözcü
27 Ocak 2019 Pazar, 12:08
cumhuriyet
null
Şenol Güneş o ismin biletini kesti
futbol
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1219584/Senol_Gunes_o_ismin_biletini_kesti.html
“A’dan Z’ye” başlığı altında daha önce Nazım Hikmet, Abidin Dino ve Sait Faik gibi ustaların yaşamlarını kitaplaştıran Yapı Kredi Yayınları, şimdi de A’dan Z’ye Sabahattin Ali kitabını yayımladı.
null
A’dan Z’ye Sabahattin Ali, Sabahattin Ali’nin kişiliğini, ilişkilerini, fiziksel özelliklerini, hayatının önemli olaylarını, yapıtlarını, hakkında yazılanları ve söylenenleri tüm ayrıntılarıyla anlatırken edebiyat ve sanat görüşünü, kaynaklarını, politik duruşunu, gözlem yeteneğini, gözlediklerini değiştirebilme gücünü ortaya koymak amacını taşıyor. Sabahattin Ali’nin yapıtları üstüne yapılan çalışmalar, kitaplarının yurtdışındaki baskıları, film ve tiyatrolar, bestelenen şarkılar vb. listelerin yer aldığı A’dan Z’ye Sabahattin Ali, kırk bir yıllık kısa bir yaşamı dört bir yandan sarmalamaya, anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.
27.07.2009 - 16:12
null
[]
A'dan Z'ye Sabahattin Ali
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/adan-zye-sabahattin-ali,WFGXZ_7xjES3L5J7-WyPww
Türkiye'de üç ay süreyle Olağanüstü Hal OHAL ilan edildi. Bakanlar Kurulu'nun bitmesiyle Recep Tayyip Erdoğan yurtta 3 ay süreyle OHAL ilan edildiğini duyurdu. Peki Darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal OHAL nedir? OHAL durumunda yaptırımlar ne olacak?
cumhuriyet.com.tr
Bakanlar Kurulu'nun ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını yaptı. Erdoğan'ın açıkladığı kararıyla ilan edilen bu kanunun amacı; Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, Durumlarında olağanüstü hal ilan edilmesi ve usulleriyle olağanüstü hallerde uygulanacak hükümleri belirlemektir. Yurttaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağına, olağanüstü halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağına, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceğine, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağına ve olağanüstü yönetim usullerine ilişkin hükümleri kapsar. Yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde altı ayı geçmemek üzere ilan edebilir. kararı Resmi Gazete'de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir. Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. Bakanlar Kurulu, in bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince ilanından sonra; süreyi uzatmaya, kapsamını değiştirmeye veya olağanüstü hali kaldırmaya ilişkin hususlarda da karar almadan önce Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü alır. kararının hangi sebeplerle alındığı, bölgesi ve süresi, Türkiye radyo ve televizyonuyla ve Bakanlar Kurulunca gerekli görülen hallerde diğer araçlarla ilan edilir. süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda Anayasanın 91 inci maddesindeki kısıtlamalara ve usule bağlı olmaksızın, kanun hükmünde kararnamemeler çıkarabilir. Bu kararnameler Resmi Gazete'de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. ilanında; genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak, şiddet olaylarının yaygınlaşmasını önlemek amacıyla 9 uncu maddede öngörülen tedbirlere ek olarak aşağıdaki tedbirler de alınabilir... ... Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak, Belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini yasaklamak, Kişilerin; üstünü, araçlarını, eşyalarını aratmak ve bulunacak suç eşyası ve delil niteliğinde olanlarına el koymak, Olağanüstü hal ilan edilen bölge sakinleri ile bu bölgeye hariçten girecek kişiler için kimlik belirleyici belge taşıma mecburiyeti koymak, Gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilanı ve benzerlerinin basılmasını, çoğaltılmasını, yayımlanmasını ve dağıtılmasını, bunlardan olağanüstü hal bölgesi dışında basılmış veya çoğaltılmış olanların bölgeye sokulmasını ve dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak; basılması ve neşri yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş ve benzeri matbuayı toplatmak, Söz, yazı, resmi, film, plak, ses ve görüntü bantlarını ve sesle yapılan her türlü yayımı denetlemek, gerektiğinde kayıtlamak veya yasaklamak, Hassasiyet taşıyan kamuya veya kişilere ait kuruluşlara ve bankalara, kendi iç güvenliklerini sağlamak için özel koruma tedbirleri aldırmak veya bunların artırılmasını istemek, Her nevi sahne oyunlarını ve gösterilen filmleri denetlemek, gerektiğinde durdurmak veya yasaklamak, i) Ruhsatlı da olsa her nevi silah ve mermilerin taşınmasını veya naklini yasaklamak, j) Her türlü cephaneler, bombalar, tahrip maddeleri, patlayıcı maddeler, radyoaktif maddeler veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler ve boğucu gazlar veya benzeri maddelerin bulundurulmasını, hazırlanmasını, yapılmasını veya naklini izne bağlamak veya yasaklamak ve bunlar ile bunların hazırlanmasına veya yapılmasına yarayan eşya, alet veya araçların teslimini istemek veya toplatmak, Kamu düzeni veya kamu güvenini bozabileceği kanısını uyandıran kişi ve toplulukların bölgeye girişini yasaklamak, bölge dışına çıkarmak veya bölge içerisinde belirli yerlere girmesini veya yerleşmesini yasaklamak, Bölge dahilinde güvenliklerinin sağlanması gerekli görülen tesis veya teşekküllerin bulunduğu alanlara giriş ve çıkışı düzenlemek, kayıtlamak veya yasaklamak, m) Kapalı ve açık yerlerde yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak, ertelemek, izne bağlamak veya toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılacağı yer ve zamanı tayin, tespit ve tahsis etmek, izne bağladığı her türlü toplantıyı izletmek, gözetim altında tutmak veya gerekiyorsa dağıtmak, İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet aktinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek, Dernek faaliyetlerini; her dernek hakkında ayrı karar almak ve üç ayı geçmemek kaydıyla durdurmak, Sıkıyönetim, olağanüstü halin ilânını gerektiren sebeplerden daha vahim sebeplerle ilân olunan, geçici olarak temel hak ve hürriyetlerin kısmen veya tamamen durdurulmasına veya Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınmasına imkân tanıyan ve kolluk yetkilerinin askerî makamlara geçmesi sonucunu doğuran bir olağanüstü yönetim usûlüdür. Sıkıyönetim ilânı işlemi, olağanüstü hal ilânı işlemi gibi, hukukî biçim olarak bir “Bakanlar Kurulu kararı” şeklinde ortaya çıkar. O nedenle, sıkıyönetim ilânı kararı da tüm Bakanlar Kurulu kararlarının tâbi olduğu usûle tâbidir. Bakanlar Kurulu kararları bir kolektif işlemdir. Sıkıyönetim ilân kararı, Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve istisnasız bütün bakanların iradelerini aynı anda ve aynı yönde açıklamaları ile oluşur. Dolayısıyla olağanüstü hal ilân kararında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bütün bakanların imzaları olmalıdır. Sıkıyönetim ilân kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 127’nci maddesine göre, sıkıyönetim ilân kararı Başbakanlık tezkeresi ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Görüşme sırasında siyasî parti grupları siyasî parti grupları veya en az yirmi milletvekillerinin imzası ile sıkıyönetim süresinin kısaltılması veya uzatılması hakkında önerge verebilir. Oylamadan önce önerge sahibi beş dakikayı geçmemek üzere söz alabilir. Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, Savaş hali veya savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, Ayaklanma olması, Ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması. Vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın yaşanması.
20 Temmuz 2016 Çarşamba, 23:55
cumhuriyet
null
Olağanüstü hal OHAL nedir? Nasıl uygulanır?
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/571288/Olaganustu_hal_OHAL_nedir__Nasil_uygulanir_.html
TBMM İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Karar, Resmi Gazete'de yer aldı.
null
TBMM İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Karar, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, TBMM Genel Kurulu, milletvekili genel seçimi kesin sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulunca (YSK) ilanını takip eden 5. gün yerine 3. gün saat 14.00'te çağrısız olarak toplanacak. Bu birleşimde önce milletvekillerinin ant içme töreni yapılacak. Ant içme, her milletvekilinin Anayasa'daki metni kürsüden yüksek sesle aynen okuması suretiyle olacak. Milletvekilleri, seçim çevresi, soyadı ve adlarının alfabe sırasına göre ant içecekler. Ant içme töreninde bulunmayan milletvekilleri veya ara seçimde milletvekili seçilenler, katıldıkları ilk birleşimin başında ant içecekler. Milletvekilleri ant içerek görevlerine başlayacak. Ant içmekten imtina eden milletvekilleri, bu sıfatından kaynaklanan haklarından yararlanamayacak. İçtüzükte Danışma Kurulunun tespitine, teklifine veya görüş bildirmesine bağlanmış olan bütün hallerde, Danışma Kurulu, yapılan ilk çağrıda toplanamaz, oy birliğiyle tespit, teklif yapamaz veya görüş bildiremezse, Meclis Başkanı veya siyasi parti grupları ayrı ayrı istemlerini doğrudan Genel Kurula sunabilecek. Bu durumda istemin oylanması ilk birleşimin gündemindeki Başkanlığın sunuşlarında yer alacak. Danışma Kurulu önerileri görüşmesiz oylanacak. Grup önerisinde ise öneriyi veren gruptan bir milletvekili 5 dakikayı geçmemek üzere önerinin gerekçesini açıklayabilecek. Açıklamanın ardından diğer guruptan birer milletvekiline de isterlerse 3'er dakika söz verilecek. Danışma Kurulu ve grup önerileri konusunda Genel Kurulda işaret oyuyla karar verilecek. Belirlenen süre içinde komisyonda gündeme alınmayan tasarı, teklif ve kanun hükmünde kararnamelerin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını hükümet veya teklif sahipleri isteyebilecek. Bu istemler üzerine komisyon, hükümet ve teklif sahibi 5'er dakikayı geçmemek üzere söz alabilecek. Genel Kurul, işaret oyuyla karar verecek. Bu istemler, her hafta salı günü ayrı bir siyasi parti grubundan bir milletvekili tarafından yerine getirilmek kaydıyla bir tane olmak üzere işleme alınacak. Bir milletvekili bir yasama yılında bu kapsamda bir defadan fazla istemde bulunamayacak. Resmi tatile rastlamadığı takdirde TBMM Genel Kurulu, salı günü saat 15.00'ten 21.00'e, çarşamba ve perşembe günleri ise saat 14.00'ten 21.00'e kadar toplanacak. TBMM vasıtasıyla yapılacak televizyon yayınında, önemli ve özel haller saklı kalmak kaydıyla bu günler ve saatler esas alınacak. - TBMM Başkanı ya da başkanvekillerinin frak giyme zorunluluğu kalktı İçtüzük değişikliğiyle Genel Kurulu yöneten TBMM Başkanı ya da başkanvekillerinin frak giyme zorunluluğu kalktı. Başkanlık kürsüsünde Başkan ve görevli katip üyeler koyu renk elbise giyecek. Genel Kurul salonunda bulunan milletvekilleri, bakanlar, TBMM Başkanlığı idari teşkilat memurları ve diğer kamu personelinden erkekler ceket ve pantolon giyerek, kravat takacak. Kadınlar ise ceket ve etek veya ceket ve pantolon giyecek. Milletvekillerinin oylama öncesinde yoklama talebine sınırlama getirildi. Buna göre, Başkan birleşimi açarken tereddüde düşerse yoklama yapacak. Görüşmeye tabi tezkerelerin oylanması ile kanunların maddelerine geçilmesi ve tümünün oylanması esnasında, işaretle oylamaya geçilirken en az 20 milletvekili ayağa kalkmak veya önerge vermek suretiyle yoklama yapılmasını isteyebilecek. Yoklama, elektronik oy düğmelerine basmak veya imzalı pusula vermek suretiyle yapılacak. Oturumu yöneten Başkan ve diğer Başkanlık Divanı üyeleri toplantı yeter sayısına dahil edilecek. Yoklama sonucunda üye tam sayısının en az 3'te 1'inin mevcut olmadığı anlaşılırsa, oturum en geç 1 saat sonrasına ertelenebilecek. Bu oturumda da toplantı yeter sayısı yoksa, birleşim kapatılacak. Bir milletvekili veya bakana "geçen birleşim tutanağında yer alan bir beyanını düzeltme" kapsamında tanınan 5 dakikalık söz hakkı kaldırıldı. Milletvekili ya da bakan bu talebini Meclis Başkanlığına yazılı verecek. Usul tartışmalarında lehte ve aleyhte en çok ikişer kişiye tanınan 10'ar dakikalık söz hakkı, 3'er dakikaya indi. Milletvekilleri, tasarı ve tekliflerin komisyonlara havalesine ilişkin oturumun başında yaptığı itirazı, bundan sonra yazılı olarak Meclis Başkanlığına iletecek. Değişiklik önergeleri aykırılık sırasına göre okunup işleme konulacak. Aynı mahiyetteki önergelerden en kısa olanı okunup, diğer önergelerin sadece imza sahipleri okunarak birlikte işleme alınacak. TBMM Genel Kurulunda, genel görüşme ve Meclis araştırması önergelerinin özetleri okunmayacak. Anayasa değişiklikleri hariç, kanun tasarı ve tekliflerinin maddelerinin oylanmasında artık açık oylama talebinde bulunulamayacak. Tasarı ve tekliflerin tümünün oylamasında, en az 20 milletvekilinin talebi halinde açık oylama yapılabilecek. Aksi halde bu oylamalar ve maddelerin oylamaları işaret oyuyla yapılacak. - Milletvekilleri döviz, pankart getiremeyecek TBMM'ye silahlı giren ve Genel Kurulun çalışma düzenini, huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyali getiren, kullanan milletvekilleri, kınama alacak. Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, TBMM'ye, TBMM Başkanına, Başkanlık Divanına, birleşimi yöneten başkanvekiline, milletvekiline, Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine, Anayasa'nın ilk 4 maddesinde çerçevesi çizilen anayasal düzene hakaret eden, söven, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapan milletvekili hakkında, Meclisten geçici çıkarma cezası uygulanacak. Fiili saldırıda bulunan, TBMM Genel Kurulu ve komisyonlara silahlı olarak giren milletvekilleri de Meclisten geçici çıkarılacak. Geçici olarak Meclisten çıkarılan milletvekili, izin alıp kürsüden af dilerse, izleyen birleşimden itibaren Meclise girebilecek. "Kınama" ve "Meclisten geçici çıkarma" cezasına çarptırılan milletvekili için ilk defa para cezası uygulanacak. Buna göre, "kınama" cezası alan milletvekilinin 1 aylık ödenek ve yolluğunun 3'te 1'i, "Meclisten geçici olarak çıkarma" cezasına çarptırılan milletvekilinin ise 1 aylık ödenek ve yolluğunun 3'te 2'si kesilecek.
01.08.2017 - 09:24
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'TBMM']
İçtüzük değişikliği Resmi Gazete'de
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ictuzuk-degisikligi-resmi-gazetede,zJI5HZpFtkyuOG9abCFVQg
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından başlatılan Hürjet Projesi'nde, şirket ile Savunma Sanayii Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı arasında protokol imzalandı.
null
Türkiye ve dünya pazarlarındaki ihtiyaçlar dikkate alınarak geliştirilen Hürjet Projesi'ne Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından güçlü destek verilecek. Hürjet Projesi, SSB koordinasyonunda, Türk Havacılık Uzay Sanayii tarafından Temmuz 2017’de başlatıldı. Proje kapsamında, jet motorlu eğitim uçağı geliştirilmesi hedefleniyor. Kavramsal tasarımı Nisan 2018’de tamamlanan Hürjet'in ön tasarım faaliyetleri kapsamında mühendislik ve analiz çalışmaları devam ediyor. Türk Hava Kuvvetleri’nin Milli Muharip Uçak için pilot yetiştirmede kullanacağı jet eğitim uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik planlanan Hürjet Projesi için 2 Temmuz'da SSB, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Türk Havacılık Uzay Sanayii arasında protokol imzalandı. Protokol kapsamında, SSB ve Hava Kuvvetleri projeye güçlü destek verecek. Projede iki konfigürasyonda Hürjet üretilecek. Bunlardan biri tamamen eğitim uçağı odaklı, ikincisi aynı uçağın silahlı varyantı olacak. Silahlı varyantında, uçağa atış kontrol radarı, harici yük ve atış kontrol sistemleri ile çeşitli görev sistemleri eklenecek. Proje tasarım kurgusunda, daha önceki eğitim uçağı, eğitim sistemi ve hava aracı geliştirme projelerinden maksimum yararlanılacak. Jet eğitim uçağının pazar büyüklüğü 20 yıl içerisinde yıllık ortalama 1,6 milyar dolara ulaştı. Gelecek 10 yıl içerisinde Türk Hava Kuvvetleri de dahil olmak üzere pek çok silahlı kuvvetin mevcut jet eğitim uçaklarının yerini gelişmiş sürümlerine bırakacak olması sebebiyle artan ihtiyacı karşılamak üzere ABD, Avusturalya, Brezilya, Avusturya, Bulgaristan, Belçika, Kolombiya, Fransa, Tayvan, Peru, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsveç gibi ülkeler çalışmaya başladı. Aynı zamanda, yeni nesil savaş uçaklarının üstün performansları ve harp teknikleri, jet eğitim uçaklarında daha üst seviye performans ihtiyacını beraberinde getirdi. ABD’nin kendi bünyesinde başlattığı jet eğitim uçağı projesinin üretici firmaları 2020’li yılların sonlarına kadar meşgul etmesi nedeniyle ABD'nin dış pazarı desteklemekte zorlanacağı değerlendiriliyor. ABD'nin yaratacağı bu boşluk ile 2017-2025 arasında yaklaşık 2 bin 500 jet eğitim uçağı satılması ve Türkiye’nin bu ihtiyacın yaklaşık yüzde 20’sini karşılayabileceği öngörülüyor. Söz konusu pazardan maksimum seviyede pay alınabilmesi için Hürjet Projesi kapsamında iddialı bir takvim planlamasına gidildi. Hürjet'in ilk uçuşunun 2022'de, ilk teslimatın ise 2025'te gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Dünya pazarına yönelik hedeflerin yanı sıra harekat bağımsızlığının maksimum seviyede sağlanabilmesi için Hürjet’te yerli/milli geliştirilen sistem ve alt sistemlerin kullanımına ve Milli Muharip Uçak ile sistemlerin ortaklaştırılmasına öncelik verilecek.
22.07.2018 - 14:38
Anadolu Ajansı
['Teknoloji', 'Türkiye', 'haber']
Hürjet için protokol imzalandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hurjet-icin-protokol-imzalandi,dyRb0r00bE6647COFxqggQ
Galatasaray, Süper Lig'in dördüncü haftasında Kasımpaşa ile oynayacağı maçın hazırlıklarını bugün yaptığı antrenmanla sürdürdü. Çift kale maçta Kolombiyalı yıldız Falcao 2 gol kaydetti.
cumhuriyet.com.tr
Sarı-kırmızılı futbolcular, Florya Metin Oktay Tesisleri Jupp Derwall Antrenman Sahası'ndaki idmana, ısınma hareketleri ile başladı. Ardından 19 Yaş Altı Takım ile 11'e 11 taktik çalışması yapıldı. A takım, çift kale maçı 4-0'lık skorla kazanırken goller Radamel Falcao (2), Emre Mor ve Ömer Bayram'dan geldi. Antrenman, yenilenme koşusu ve soğuma hareketlerinin ardından tamamlandı. Galatasaray, Kasımpaşa karşılaşmasının hazırlıklarını pazartesi günü yapacağı antrenmanla sürdürecek.
7 Eylül 2019 Cumartesi, 14:53
cumhuriyet
null
Falcao'dan 2 Gol
spor
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spor/1568692/Falcao_dan_2_Gol.html
İspanya'da Gijon limanının sularında gezinen sarı balık, denizi kirletenlere karşı mücadelede etkin bir silahı ifade ediyor.
null
Sarı balık denizdeki kirliliği belirleyebiliyor ve bunu kısmen bağımsız bir şekilde yapıyor. Topladığı bilgileri sahildeki ekiplere gönderiyor. Bir tane yok bu robot balıklardan. İspanya genelinde birkaç tane benzeri test ediliyor.Yetkililer, robot balıkların gelecekte sahil çevre polisinin yerini alıp alamacağını belirleme çalışıyor."Kirliliği birebir aynı anda takip edebilme yeteneğine sahip olup olamayacağımız fikrinden hareket ettik. Dolayısıyla eğer biri denize çöp atıyorsa ya da atık bırakıyorsa bunu anında tespit edebilmeyi umuyoruz." BMT Grubu'nun araştırma bölümünde kıdemli bilimadamı olarak çalışan Luke Speller şöyle diyor: "Kirliliği birebir aynı anda takip edebilme yeteneğine sahip olup olamayacağımız fikrinden hareket ettik. Dolayısıyla eğer biri denize çöp atıyorsa ya da atık bırakıyorsa bunu anında tespit edebilmeyi umuyoruz. Sorunu belirleyip bunu engellemeyi amaçlıyoruz." BMT, Shoal adı verilen bir konsorsiyumun parçası. Konsorsiyumun arkasında AB Komisyonu'nun tahsih ettiği kaynaklar bulunuyor.Konsorsiyum çalışanlarının arasında akademisyenler ve iş dünyasından isimler de var.. Robot-Balıkları bu konsorsiyum geliştirdi. Luke Speller şöyle diyor: "Kıyılarımızda, limanlarımızda bugün gelinen aşamada sadece ayda sadece bir kere örnek toplanabiliyor". "Yani, ydidhsk şimdi yapıldı diyelim ama önümüzdeki bir ay içinde bir gemi rahatlıkla gelip, atığını denize boşaltabilir." Robot-Balık 1 buçuk metre uzunluğunda ve canlı modellerini taklit etmeye çalışıyor.Essex Üniversitesi'nden Ian Dukes, tabii bir şekilde doğanın bu balığa esin kaynağı olduğunu söylüyor. Essex Üniversitesi de konsorsiyumun bir parçası.Dukes, "Milyonlarca yıldır balıklar hidro-dinamik özellikler geliştirdi, biz de balığımızın bu dinamikleri kopyalayabilmesini amaçladık" diyor."Hakikaten balık gibi yüzüyor; ürkek bile denebilir, rahatlıkla yön değiştirebiliyor, bunu sığ sularda da yapabiliyor." Robot-balıklar, kirlilik biçimindeki "düşmanı" fark ettiğinde yapay zekası sayesinde kirliliğin merkezini belirliyor. Tek başına ya da ekip olarak çalışabiliyorlar. Ekip olarak çalıştıklarında akustik yollardan birbirleriyle haberleşebiliyorlar. İspanya Gijon'daki testlerden toplanacak verilerle robot-balığın nihai ilk modeli yapılacak. "Suyun kiri, kesenin derdi" İngiltere'ye bakıldığında, Çevre, Gıda ve Kırsal Alanlar Dairesi verileri, sulardaki kirlenmenin maliyeti hakkında fikir veriyor. İngiltere'nin güney ve batısında sularında bu kirililiğin her yıl 1 milyar 300 milyon sterline mal olduğu tahmin ediliyor; kirlenen alanlar denizlerle sınırlı değil, kanallar ve nehirler de bu alanlara dahil ediliyor.
23.05.2012 - 13:51
null
[]
Robo-balık kirliliğe karşı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/robo-balik-kirlilige-karsi,zvZYDMU7T0egA3zj3I2-aw
Savunma Sanayii Başkanlığının SAGA çağrılarına yapay zeka ve robotik teknolojilerin geliştirilmesi konularında toplam 117 proje teklifi ve 14 fikir önerisi geldi.
null
Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) Savunma Sanayii Ar-Ge Geniş Alan Çağrısı'na (SAGA) yapay zeka ve robotik teknolojilerin geliştirilmesi konularında toplam 117 proje teklifi ve 14 fikir önerisi başvurusu yapıldı. SSB'den edinilen bilgiye göre, Başkanlığın Ar-Ge Paneli kararları kapsamında, yapay zeka ve robotik alanında faaliyet gösteren firma, kurum ve kuruluşlardan, belirlenen teknoloji alanlarındaki teknik ve taktik ihtiyaçların karşılanabilmesi amacıyla son ürün teslimatı içermeyen, analiz veya masaüstü ölçekli prototiplerde doğrulanan teknik gösterimler içeren proje teklifleri alındı. SSB Yapay Zeka Teknolojileri Geliştirilmesi SAGA Çağrısı'na yönelik firma, kurum, kuruluş ve ilgili vatandaşlar, akıllı karar destek, siber güvenlik ve sınır güvenliği konuları başta olmak üzere 66 proje teklifi ve 6 fikir önerisi yaptı. Robotik Teknolojileri Geliştirilmesi SAGA Çağrısı ile de insansı/eklemli robotlar, robotik sistemler ve insansız hava, kara, deniz platformları başta olmak üzere 51 adet proje teklifi ve 8 adet fikir önerisi alındı. Böylece söz konusu alanlarda SAGA çağrılarına toplam 117 proje teklifiyle 14 fikir önerisi başvurusu yapıldı. SAGA çağrılarıyla ihtiyaç duyulan yeni teknolojilere daha hızlı erişim sağlanması hedeflenirken üniversitelerdeki akademisyenlerin bilgi ve birikimlerinin belirlenen alanlardaki teknolojilere yönlendirilmesi öngörülüyor. Aynı konuda çeşitli teknoloji alan ve kollarıyla birden fazla proje yapılmasına imkan sağlanması amaçlanan SAGA çağrıları kapsamındaki projelerle basit prototipler, teorik sonuçlar, bazı deneysel sonuçlarla ispatlanmış çalışmalar gibi proje sonuçlarının ortaya çıkması bekleniyor. SAGA çağrıları değerlendirme çalışmaları devam ediyor.
14.08.2018 - 16:00
Anadolu Ajansı
['Teknoloji', 'Türkiye', 'Yapay Zeka']
Yapay zeka ve robotikte yeni projeler yolda
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/yapay-zeka-ve-robotikte-yeni-projeler-yolda,JmRnKDlHIk6VU2YpUC7Sww
5, 4, 3...
null
Almanya, Fransa, ABD, İngiltere ve diğerleri Ortadoğu’da IŞİD tehlikesine karşı Kürt güçlerini silahlandırmaya karar verdiğinde Türkiye dahil pek çok ülkeden ve silah sağlayan ülkelerin muhalefetinden itirazlar yükseldi: Ya müttefik güçleri silahlandırırken, kargo yanlış ellere geçerse? Veya Irak, Afganistan ve Libya’da yaşandığı gibi, kucağına gelişmiş silahlar teslim ettiğiniz insanlar namluları yarın size çevirirse? Bir beladan kurtulmak için, verilen silahların durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirmemesini nasıl önlersiniz? Ya ABD’nin bugün Afganistan ve Irak’ta yaptığı gibi Amerikan silahlarını “kötü amaçları” için kullananları öldürmeye çalışırsınız ya da silahın kendi kendini yok etmesini sağlarsınız. Bir Bond filmi fantezisi gibi duruyor ama bugün silahların yanlış ellere geçtiğini tespit etmek de silahın kendi kendini yok etmesini sağlamak da mümkün. Misal, Alman Armatix firması, James Bond serisinin son halkası “Skyfall’da” İngiliz ajana verilene benzer bir “akıllı” silahın patentini aldı. Filmde MI6, Jomes Bond’da parmak izi okuyuculu bir tabanca veriyordu. Armatix’in iP1 adını verdiği silah ise sahibini “saatinden” tanıyor. Tabanca otoyol gişelerinde kullanılan OGS ve HGS’lerle aynı teknolojiye, temassız kimlik tanıma sistemine (RFID) sahip. Benzer çipe sahip bir saat de kullanıcıya veriliyor. RFID çipi takılı bir saat silahtan uzaklaşırsa, tabanca kendiliğinden devre dışı kalıyor. Üstelik kimlik tanıma sistemini tabancayı mahvetmeden söküp atmanın imkânı yok. Bu sayede silahı, sahibinden başka kimse kullanamıyor. Şirket internet sayfasında, saatin pratik görülmemesi halinde, müşterilerin taleplerine uygun olarak pin kodu, biyometrik tanımlama veya uydu bağlantılı kimlik tanıma sistemi sunabileceklerini, bütün bir ordunun tek bir kimlik kullanmasının da mümkün olduğunu belirtiyor. İrlandalı Triggersmart firması ise RFID tanıma sistemini bütün silahlara taşıyor. İrlandalılar bunun için her türlü silahın kabzasına uyabilecek küçük bir çip geliştirmiş. Kullanıcının kimliğinin tanınması işini ise bir yüzüğe yüklemiş. Yüzük takılmadan tetiği çekmem mümkün olamıyor. Triggersmart bu sistemi, çocukların anne veya babasından habersiz kullanmasını engellemek için geliştirmiş. Ama sistem, silahlarını düşmanların kullanmasını engellemek isteyen orduların ilgisini kuşkusuz çekecektir. Alman ve İrlandalı şirketler, ‘kötülerin’ tetiğe ulaşmasını engelleyen sistemler geliştirdiler ama silahsızlanma uzmanları daha fazlasını istiyor. Silahların yerinin tespit edilmesini ve gerektiğinde kendi kendilerini yok etmelerini de bekliyorlar. Birleşmiş Milletler’in Afrika’da silahların yayılmasını kontrol altına almak için başlattığı programın uzmanlarından İtalyan Vladio Gramazzi, geçen yıl yayınladığı bir raporda, küçük silahların Kara Kıta’da kitle imha silahlarından daha fazla zarar verdiğinin altını çizdi. Gramazzi’ye göre BM’nin küçük silahların ‘takip edilebilir’ hale getirilmesi için yeni bir sözleşme hazırlaması gerekiyor. Silahların kendi kendini yok etmesi konusunda ise çoktan ilerleme kaydedildi. Mesela, Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği 1980 tarihli bir anlaşma gereği yeni nesil kara mayınları, kendilerini devre dışı bırakabilecek cihazlara sahip. Ayrıca pillerinin sürelerini ayarlayarak, belirli süre sonunda mayınları otomatik olarak ‘öldürmek’ da olası. Mayınlar için zorunlu olarak geliştirilen bu “programlı kendi kendini yok etme” teknolojisinin tanksavar roketlere ve havan toplarına da yerleştirilmesi tartışılıyor. Tezi geçen yıl ilk kez ortaya atan BM’nin Hafif Silahları Yasadışı Ticaretinin Engellemesi Programı Başkanı Patrick McCarthy’ye göre, bu roketlere tarih veren kimyasalları değiştirmek, tahrip gücü yüksek olan bu silahlara bir “son kullanma tarihi” belirlemek için yeterli. McCarthy, “Silahlar isyancı grupların eline geçtiğinde hiç değilse ellerindeki silahların ne zaman işe yaramaz hale geleceğini bilirsiniz” diyor. Silahlara bir ömür biçmek elbette bir kontrol mekanizması yaratıyor. Ama bilim insanları belli vadeyi beklemeden, silahları “istenildiği zaman dünyanın herhangi bir yerindeyken” yok etmenin yollarını da arıyor. İlk akla gelen çözüm, akıllı telefonları, çalındığı takdirde bloke edilmesini sağlayan sisteminin bir benzerinin silahların ateşleme mekanizmasına eklemek. Böylece, hiç değilse bir süre silahların susmasını sağlamak mümkün. Ancak silah uzmanları, yine bir akıllı telefon teknolojisini silahlara uyarlayıp, “sorunu kökünden halletmek” istiyor. Apple’ın çalınan telefonlardaki kişisel verileri, mesajları ve fotoları uzaktan silmeye imkân tanıyan “Kill Switch” (Kapama Anahtarı) uygulamasını silahlar için geliştirmek bir diğer önemli seçenek olarak beliriyor. Washington Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Suriye uzmanı Anthony H. Cordesman, 2 yıl önce yayınlanan bir raporunda küçük bir yonga sayesinde silahların yerinin tespit edilip hareketlerinin takip edilebileceğini, yanlı ellere geçeceği anda da “Kill Switch” sayesinde yok edilebileceğini ileri sürmüştü. Ama “Kill Switch”e pek uygulanası bir yöntem olarak bakılmıyor. Çünkü hiçbir ordu, silahlı örgüt veya çete, “kill switch” kontrolünün tamamen kendilerine teslim edildiği güvencesi verilse bile, bilgisayar korsanlarının bir yolunu bulup silahların nerede olduğunu öğrenebileceği silahlarla askerlerini donatmak istemez. Elbette kesin ve kalıcı bir çözüm ortaya çıkana kadar çeşitli yöntemler denenecek. Bilim bunun için var. Ama eninde sonunda IŞİD gibi örgütlerin silah zoruyla devletleşmesini engelleyecek bir çözüm ortaya çıkacak gibi görünüyor.
21.09.2014 - 10:20
haberturk
['silah', 'mustafa alkan', 'işid', 'skyfall silahı']
Silah kendini 5 saniye içinde yok edecek
Yaşam
https://www.haberturk.com/yasam/haber/992304-silah-kendini-5-saniye-icinde-yok-edecek
Libya'ya hava operasyonun başındaki 3 ülke ABD, İngiltere ve Fransa'nın, askeri operasyonlarda NATO'nun kilit rol oynamasında anlaştıkları belirtildi.
null
ABD, Fransa ve İngiltere'nin NATO'nun Libya'daki uluslararası koalisyonun askeri operasyonlarının komutasında kilit rolü oynamasında anlaştığı bildirildi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, 3 ülkenin NATO'nun askeri operasyonun komutasında kilit rolü üstlenebileceği konusunda anlaşmaya vardığı belirtildi. Sözcü Ben Rhodes, Başkan Barack Obama'nın İngiltere Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüştüğünü belirterek, ''NATO'nun rolü konusunda anlaştılar. Şu andan itibaren NATO komuta yapısında kilit rol oynamalı'' ifadesini kullandı. Öte yandan, Libya'ya yönelik hava operasyonunda Tomahawk seyir füzeleriyle yeni hedefler bombalandı. ABD Afrika Komutanlığının bir yetkilisinin verdiği bilgiye göre, Libya'daki ''hava savunma hedeflerine ve diğer hedeflere'' toplam 20 Tomahawk füzesi fırlatıldı. Yetkili, füzelerin ABD ve İngiliz denizaltı ve savaş gemilerinden fırlatıldığını kaydetti. Bu arada başkent Trablus'ta havanın kararmasıyla birlikte yoğun bir uçaksavar ateşi başladı. Kentte sık sık patlama sesleri de duyuluyor. Öte yandan Libya Dışişleri Bakan Yardımcısı Halid Kaim, Libya'ya operasyon düzenleyen Batılı koalisyon güçlerinin asıl amacının "sivilleri korumak değil, bu ülkedeki muhalif güçlere yardım etmek olduğunu" savundu. Kaim Reuters'a yaptığı açıklamada, "karşı karşıya bulunduğumuz sorun, koalisyon güçlerinin meşru bir hükümete karşı savaşın tarafı olması" dedi. Libya lideri Muammer Kaddafi'nin başkent Trablus'taki karargahının bombalanmasının, Kaddafi'nin hedef alındığını, öldürülmek istendiğini gösterdiğini belirten Kaim, ateşkes çağrısında da bulundu.
23.03.2011 - 00:05
null
[]
Müttefikler NATO'ya rol biçti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/muttefikler-natoya-rol-bicti,tgZBoWYXU025njNL-3VXWw
Kayseri'de 16 yaşındaki kızın 12 yıl önce kaybolmasıyla ilgili gözaltına alınan enişte cinayetten tutuklandı.
null
'de genç ile ilgili korkunç gerçek yıllar sonra ortaya çıktı. Ekipler, 12 yıl önce  evinden ayrılan ve bir daha kendisinden haber alınamayan 16 yaşındaki F.K'nin kaybolmasıyla ilgili yeniden inceleme başlattı. Özel ekip, F.K'nin en son Nevşehir'de eni A.K'nin evine gittiğini, buradan da eniştesi ile ayrıldığını belirledi. U.Ç, baldızı F.K'yi iple boğarak öldürdüğünü, beldedeki Yuvalı mevkisinde bir araziye bıraktığını, cesedi, bir süre sonra aynı mevkide bulunan bir mağaraya taşıdığını itiraf etti. Zanlının, olayın üzerinden uzun zaman geçmesi ve bölgedeki çok sayıda mağaranın birbirine benzemesi nedeniyle cesedi bıraktığı yeri gösteremediği, buna rağmen ekiplerin kepçe yardımıyla kazı ve arama çalışmaları yaptığı ancak sonuç alınamadığı öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından Kayseri Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen zanlı, sevk edildiği adliyede mahkemece tutuklandı.
29.06.2018 - 17:54
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Kadın Cinayeti', 'Kayseri']
Kayseri'de 12 yıl öne kaybolan genç kızın cinayete kurban gittiği öğrenildi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kayseride-12-yil-one-kaybolan-genc-kizin-cinayete-kurban-gittigi-ogrenildi,laJq0L_VAU2WKi7Y5llkow
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, mısır tarlasına su çekmeye çalışan iki kardeş sulama kanalında kayboldu. Kardeşlerden birinin cesedine ulaşılırken, ikinci kardeşi arama çalışmaları esnasında, 10 gündür kayıp olan 15 yaşındaki Yusuf Yılmaz’ın cansız bedeni bulundu.
null
’ın ilçesinde sulama kanalına düşen Selman ve Fırat Kızılçiçek’i arayan ekipler, 10 gün önce hayvan otlatmaya giden ve kendisinden bir daha haber alınamayan 15 yaşındaki ’ın cesedini buldu. Silvan'a bağlı Yeşerdi köyünde arazilerini sulamak isteyen 18 yaşındaki Selman Kızılçiçek dengesini kaybederek sulama kanalına düştü. Kardeşinin kanala düştüğünü gören ağabey Fırat Kızılçiçek de hiç düşünmeden suya atladı.  Akıntıya kapılan iki kardeş suda kaybolurken çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen kurtarma ekipleri, kanalın suyu kapatıldıktan sonra ağabey Fırat Kızılçiçek’in cansız bedenine ulaştı.  Ağabey Fırat Kızılçiçek’i bulduktan sonra Selman Kızılçiçek’i aramaya devam eden ekipler, 10 gün önce hayvan otlatmak için evden çıkan ve kendisinden bir daha haber alınamayan 15 yaşındaki Yusuf Yılmaz’ın cansız bedenini köyüne yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan sulama kanalında buldu. Olayı haber alan yakınları sinir krizi geçirirken Yusuf Yılmaz’ın cenazesi otopsisi yapılmak üzere morga götürüldü. Diyarbakır'ın Silvan ilçesi Çatakköprü Mahallesi'nde ikamet eden 14 yaşındaki Yusuf Yılmaz, 1 Temmuz günü hayvan otlatırken kaybolmuştu. Arama çalışmaları sürerken AFAD'ın sosyal paylaşım sitesine bir vatandaşın gönderdiği mesajda Yusuf'u İstanbul'da bir fırında gördüğünü belirtmesi üzerine çocuğun görüldüğü öne sürülen Beylikdüzü'ndeki güvenlik ve MOBESE kameraları görüntüleri istenmişti. Görüntüleri izleyen ailesi önce kayıtlarda görülen kişinin Yusuf Yılmaz olduğunu teşhis etmiş ancak farklı açılardan çekilen kayıtları izlediklerinde görüntülerdeki kişinin çocukları olmadığını belirtmişti. Bunun üzerine Çatakköprü Mahallesi'nde jandarma ekipleri ve güvenlik korucuları tarafından yeniden arama çalışması başlatılmış, bu kapsamda Yusuf Yılmaz'ın bulunması için sulama kanalları, metruk yapılar, tarlalar ve mahalle kırsalında çalışmalar yürütülmüştü.
12.07.2018 - 03:59
İHA
['Yurt Haber', 'Türkiye', 'Polis Adliye', 'Diyarbakır']
Sulama kanalına düşen Selman’ı ararken kayıp Yusuf’un cesedi bulundu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/sulama-kanalina-dusen-selmani-ararken-kayip-yusufun-cesedi-bulundu,eKhpDV37dEOVYwK_VB6Zyg
İstanbul’dan Ardahan'a cenaze taşıyan otobüs, yoldan çıkarak uçuruma yuvarlandı. Kazada 7 kişi hayatını kaybetti, 25 kişi yaralandı.
null
İstanbul'da vefat eden bir kişinin cenazesini Ardahan'ın Göle ilçesine götüren İstanbul Bahçelievler belediyesine ait otobüs, Tortum ilçesine bağlı Güzelyayla geçidinde, aşırı hız ve yolun kaygan oluşu nedeniyle yoldan çıktı. Yaklaşık 50 metrelik uçuruma yuvarlanan otobüste 7 kişi hayatını kaybetti. Polat Bahadır, İbrahim Çetin, Erol Eraslan, İlhami Baştuğ, Bilal Baştuğ, Nuriye Çetin ve Seher Akçi'nin hayatını kaybettiği kazada yaralananların isimleri ise şöyle: ''Zafer Baştıh (33), Şengül Yıldırım (52), Muzaffer Baştıh (30), Şahsiye Ekmekçi (52), Cihangir Baştıh (42), Osman Bahadır (62), Fadime Bahadır (42), Muhterem Bahadır (42), Tuncer Baştıh (42) Abdullah Baştıh (50), Şaban Taşçıoğlu, Nazime Ekmekçi, Hayriye Baştuğ, Seyyar Baştıh, Saniye Başçı, Atanur Baştıh, Milüfer Baştıh,Cihan Bahadır, Canan Bahadır, Asya Ağtürk, Kamil Baştuğ, Murat Görmüş, Zülfinaz Beşli, Yavuz Baştıh, Münevver Baştuğ.''
12.11.2012 - 13:41
null
[]
Cenaze taşıyan otobüs kaza yaptı: 7 ölü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cenaze-tasiyan-otobus-kaza-yapti-7-olu,FV8HtwtAC0KQrwJq9cJBYA
Hasara neden olan yangın, itfaiye ekiplerince söndürüldü.
null
Beylikdüzü’nde iki katlı villada çıkan yangın, hasara neden oldu. Sahil Mahallesi Marmara Caddesi üzerinde bulunan iki katlı bir villanın çatısında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler tüm çatıyı sardı. Yangını fark eden ev sakinleri, villayı tahliye etti. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, alevlere müdahale ederek yangını kontrol altına aldı, ardından çatıda soğutma çalışması yaptı. Yangın, villada hasara neden oldu. Ölen ve yaralananın olmadığı yangının çıkış nedeni araştırılıyor.
10.03.2019 - 02:35
Anadolu Ajansı
['Yurt Haber', 'yangın', 'İstanbul']
Beylikdüzü’nde iki katlı villada yangın
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/beylikduzunde-iki-katli-villada-yangin,hU89MuE7K0CvBG-OLaVGlg
İstanbul Güngören'deki mağazada bir kişi silahla öldürülmüş halde bulundu. Ölü bulunan kişinin eski ortağı olduğu belirtilen mağaza sahibinin arandığı öğrenildi.
null
İstanbul Güngören'de Merkez Mahallesi Ulubatlı Hasan Sokağı'ndaki kapısı açık giysi mağazasında, yerde bir kişinin hareketsiz yattığını gören vatandaşlar, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, silahla vurulan kişinin öldüğünü tespit etti. Polis ekipleri, öldürülen kişinin 48 yaşındaki Halit Karabulutoğlu olduğunu belirledi. Polis, iş yerinin çevresini güvenlik şeridiyle kapatarak bölgede inceleme başlattı. Bu arada, Karabulutoğlu'nun eski ortağı olduğu belirtilen mağaza sahibinin arandığı öğrenildi.
18.08.2018 - 15:58
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Polis Adliye', 'İstanbul']
Güngören'de bir kişi mağazada ölü bulundu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/gungorende-bir-kisi-magazada-olu-bulundu,zWEQHbRpDk2b1L6xAA4dgg
Geçirdiği kalp krizinin ardından hayatını kaybeden, "Kalipso Kralı" olarak tanınan sanatçı Metin Ersoy İstanbul'da ailesi, sanatçı dostları ve sevenlerinin gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.
null
Türkiye'de kalipso dansının temsilcilerinden için Caddebostan Kültür Merkezi'ndeki ilk törenin ardından Üsküdar Şakirin Camii'nde ikindi vakti cenaze töreni düzenlendi. Törene sanatçının ailesi, yakınları ve sanatçı dostları katıldı. 83 yaşında hayatını kaybeden sanatçının ailesi ve dostları sahneye gelerek hep bir ağızdan, Metin Ersoy ile özdeşleşen 'O gemide ah ben de olsaydım, açık denizlere yol alsaydım' dizeleriyle hafızalarda yer eden 'Vakit yok gemi kalkıyor' adlı şarkıyı seslendirdi. Taziyeleri Metin Ersoy'un eşi Tülin, oğlu Emir ve kızı Tuğçe Ersoy kabul etti. Cenazede eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Oya Başar, Keremcem, Burhan Şeşen gibi isimler yer aldı. Helallik alınmasının ardından ikindi namazına müteakip cenaze namazı kılınan Metin Ersoy, Karacaahmet Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.
31.10.2017 - 10:07
DHA
['Yaşam', 'magazin']
'Kalipso kralı' Metin Ersoy son yolculuğuna uğurlandı
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/kalipso-krali-metin-ersoy-son-yolculuguna-ugurlandi,fFrJmvjbekCiYdni50V_1g
Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul-Ekaterinburg seferini yapan yolcu uçağı teknik arıza nedeniyle Atatürk Havalimanı’na geri döndü.
DHA
THY’nin TC-JRJ kuyruk tescilli A321 tipi yolcu uçağı Ekaterinburg, seferini yapmak üzere saat 00.05’de Atatürk Havalimanı’ndan havalandı. Havalandıktan kısa bir süre sonra uçakta meydana gelen teknik arıza nedeniyle uçağın kaptan pilotu Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Kulesi’yle irtibata geçerek geri dönme kararı aldı. Uçak sorunsuz bir şekilde Atatürk Havalimanı’na inişini gerçekleştirdi. Uçak gerekli bakımların ardından sabah saatlerinde Ekaterinburg seferini yapmak üzere Atatürk Havalimanı’ndan havalandı. Ankara’da akşam saatlerinde etkisini gösteren olumsuz hava koşulları uçak seferlerini de etkiledi. Şiddetli yağmur nedeniyle Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Ankara seferini yapan yolcu uçağı Atatürk Havalimanı’na geri dönerken, Münih-Ankara seferini yapan Lufthansa Havayolları’na ait yolcu uçağı da Atatürk Havalimanı’na yönlendirildi.
19 Mayıs 2015 Salı, 10:44
cumhuriyet
null
THY uçağı geri döndü
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/279655/THY_ucagi_geri_dondu.html
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bankanın kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Cumhuriyet’ten bir yıl sonra Atatürk’ün kurduğu bankanın bir asra yaklaşan tarihinin “müthiş bir başarı hikâyesi” olduğunu belirtti.
cumhuriyet.com.tr
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bankanın 93. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Cumhuriyet’ten bir yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan İş Bankası’nın bir asra yaklaşan tarihinin “müthiş bir başarı hikâyesi” olduğunu belirtti. Bali, İş Bankası’nın sadece bankacılık alanında fonksiyon yüklenmediğini, sanayileşme hamlesinde, kültürel gelişmede, sosyal sorumluluk alanında çok ciddi değerler yarattığını ve yaratmaya devam edeceğini söyledi. İş Banka-sı’nın bugün 340 milyar TL’nin üzerinde bir bilanço, 40 milyar TL’lik özkaynak büyüklüğüne ulaştığını dile getiren Bali, “Bizim değişik bir iş anlayışımız var. Aslında aynı insanlar gibi kurumların da bir huyu, tarzı vardır. Bizim DNA’mız, huyumuz, tarzımız da Türkiye’nin Bankası olarak güçlü mali yapımızı ekonomimizin doğrusuna kullanmak... 93 yıldır bu şekilde çalışarak bugünlere geldik” dedi. İş Bankası’nın sahiplik yapısına atfen zaman zaman ortaya çıkan tartışmalar ve değerlendirmelere ilişkin Bali şunları kaydetti: “Bu miras hukuku ile ilgili bir durum. Evet, şu anda Atatürk paylarını temsilen hisse yapımızda bir politik partinin varlığı söz konusu. Politik partinin konumu da tamamen temsili, bir ekonomik fayda temini de söz konusu değil. Sonuçta politik partinin varlığı bir politik etkiye açık olduğumuz veya bir politik etkiye maruz kaldığımız anlamına gelmiyor. Politik etkiye açık olmak için, illa bir politik partinin sermaye yapınızda olması da gerekmez. Sermayesi itibarıyla bakıldığında hiç böyle bir yapısı olmayan, ama politik etkiye de açık olan kurumlar, kuruluşlar olabilir. Bu kurumun genel müdürü olarak çok açık, çok net şunu söyleyebilirim; politik etkiye açık olmayan, siyasi etkiye ne olursa olsun en uzak kurum İş Bankası’dır. Bunun altını özellikle çizmek isterim.” Banka olarak 15 Temmuz’dan sonraki süreçte, KGF kredilerinin uygulamaya alınmasından önce önemli bir duruş sergilediklerini vurgulayan Bali, “İmkânlarımızı ekonominin doğrusuna kullanmak için gayret sarf ettik. Örneğin, esnaf ve küçük işletmelere 100 bin TL’ye kadarlık bir kredi paketi sunduk. 8 haftalık süre içinde 24 bini aşkın esnaf ve küçük işletmeye 2 milyar TL üzerinde kredi kullandırdık. Yani biz KGF kefaletli kredilerden evvel aksiyon almıştık aslında” dedi. Yakın dönemde ilk yarı finansal sonuçlarını açıkladıklarını hatırlatan Bali’nin verdiği bilgiler şöyle: Yüzde 14’ün üzerinde bir sermaye yeterlilik rasyosu hedefleniyordu. Şimdi yüzde 16.5 gibi gayet iyi bir noktada ilk yarı kapandı. Yine 2017 için yüzde 12-13 bandında bir kredi büyümesi, yüzde 14-15 bandında da bir mevduat büyümesi öngörülmüştü. Haziran sonu itibarıyla kredilerde yaklaşık yüzde 10, mevduatta da yüzde 8 büyüme kaydedildi. Ekonomideki normalleşmeye de katkı sağladığını düşündüğümüz bu ihraçlar ve sendikasyon, seküritizasyon gibi diğer borçlanma araçları yoluyla sağladığımız toplam kaynak 15 Temmuz 2016’dan bugüne 6 milyar doları aştı. Adnan Bali, bankaların kârlılıklarına ilişkin görüşlerini de şöyle özetledi: “Ekonomi sıfır toplamlı bir oyun değil. Biz kâr ederken, birini zarar ettiriyor değiliz. Ekonomik büyümenin olduğu yerde tarafların hepsi kazanabilir. İş Bankası’nın 40 milyar TL özkaynağı var, bunu devlet tahvilinin sunduğu getiri ile değerlendirirseniz zaten 4 milyar TL’nin üzerinde bir gelir elde edersiniz. Halbuki biz kârları buharlaştırmıyoruz. Örneğin İş Bankası olarak alıyoruz, özkaynağımızın üzerine ilave ediyoruz. Türkiye’ye yeni kredi olarak kullandırmak üzere özkaynağımızı güçlendiriyoruz. 40 milyar TL özkaynağı bu ülkede bu yolla biriktirdik. Bizim kârımız Türkiye’nin kârıdır, bizim kârımız Türkiye’nin kârınadır. Sektörde yüzde 14-15 civarında bir özkaynak kârlılığının çok makul olduğunu düşünüyorum.” Bali’nin döviz kurları, cari açık ve enflasyon beklentileri şöyle: 4 Kurlar, son dönemde belli bir istikrar içerisinde gider gibi görünüyor. Ama yükseldiği yer itibarıyla bakıldığında, Türkiye için bir rekabet gücü de yaratmış durumda. -Turizmde çok ciddi bir dip yaptıktan sonra bir miktar canlanmayı görmeye başladık. Ama hâlâ cari açık açısından beklenen katkıyı gösteremiyor. -Petrol fiyatları, yılın 5 ayında geçmiş döneme göre bir miktar daha yukarıda gerçekleştiği için yüzde 4.5 civarında bir cari açık/GSYİH oranı görüyoruz. -Tabii burada enflasyonun seyri kritik. Biraz kurdaki istikrarlı sürecin devam etmesini, tarım ve hayvancılıkta özellikle gümrük vergilerinin indirilmesinden kaynaklanan gıda fiyatları üzerindeki olumlu etkiyi ve petrol fiyatlarındaki yükselişin sınırlı kalmasını dikkate alarak, aşağı yukarı yüzde 10’un altında, 9 - 9.5 bandında bir enflasyonun gerçekçi olabileceğini düşünüyorum. -Kamu harcamalarının desteği ve 2016’nın sonlarında makroekonomik tedbirlerde başlayan genişletici önlemler sayesinde ekonomide yeniden hızlı toparlanma gerçekleşti. Bu yılki büyümeyi de yüzde 5 düzeyinde olabilir.
26 Ağustos 2017 Cumartesi, 02:55
cumhuriyet
null
İş Bankası: 93 yıllık bir başarı öyküsü
ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/811451/is_Bankasi__93_yillik_bir_basari_oykusu.html
Spor Toto Süper Lig'in 30. haftasında oynanan maçın başında futbolcular, bir dakika topa dokunmayarak cinsel istismar ve çocuk istismarını protesto etti.
null
Spor Toto Süper Lig'in 30. haftasında Beşiktaş ile MKE Ankaragücü arasında oynanan maçta hakemler ve her iki takımın oyuncuları, cinsel istismar ve çocuk istismarına tepki göstererek, maçın başında bir dakika hareketsiz kaldı. Vodafone Park'ta oynanan karşılaşmada hakem Halil Umut Meler'in düdüğünün ardından oyunun başlama vuruşunu yapan Dever Akeem Orgill, topu Ante Kulusic'e attı. Kulusic, ayağındaki topu tutarken, iki takımın oyuncuları bir dakika topa dokunmayarak hareketsiz kaldı. Bir dakikalık sessiz duruşun ardından oyuna devam edildi. Maç öncesi sosyal medyada organize olan siyah-beyazlıların yanı sıra MKE Ankaragücü taraftarları da tribünlerde bir dakika sessiz kalarak protestoya destek verdi. Her iki takımın taraftaları, maç öncesi ve sessiz protesto sırasında tezahüratlarla cinsel istismar ve çocuk istismarı olaylarına tepkilerini gösterdi. Bu arada saha kenarındaki ve tribünlerdeki reklam panolarında da "Uyuma Çocuklara Sahip Çık" yazısı yer aldı.
28.04.2019 - 19:19
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Spor', 'Beşiktaş']
Beşiktaş-MKE Ankaragücü maçında çocuk istismarına tepki
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/besiktas-mke-ankaragucu-macinda-cocuk-istismarina-tepki,8jv_zMXWyU6d7KlRMYY1gQ
Mısır'da 678 mahkum daha cumhurbaşkanlığı affıyla serbest bırakıldı.
AA
Mısır İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan af kararı kapsamında 472'si şartlı, 678 mahkumun serbest bırakıldığı belirtildi. Söz konusu aftan yararlananlar arasında siyasi tutukluların olup olmadığı konusunda bilgi verilmezken, son iki haftada üçüncüsü çıkarılan cumhurbaşkanlığı affıyla bin 862 kişinin tahliye edildiği aktarıldı. Mısır'da geçen salı günü bin 118 mahkum, 4 gün önce 66 mahkum cumhurbaşkanlığı kararıyla salıverilmişti. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi benzeri af kararlarını, gençlik kongreleri esnasında ya da sonrasında almasıyla tanınıyor. Son olarak geçen mayısta alınan af kararıyla gençlerden oluşan 332 kişi serbest bırakılmıştı. Hukukçular, Mısır'da ilk kez demokratik seçimle başa geçen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 3 Temmuz darbesiyle görevden zorla uzaklaştırılmasının ardından çıkan olaylarda binlerce kişinin tutuklandığını bildirirken, Mısır Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) bu sayısının 40 bin olduğunu belirtiyor. Mısır makamları ise siyasi tutukluların varlığını reddederek, mahkumların tüm haklarının garanti altında olduğunu ifade ediyor.
13 Ağustos 2018 Pazartesi, 07:33
cumhuriyet
null
Mısır'da 678 tutukluya af
dunya
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1053785/Misir_da_678_tutukluya_af.html
ABD'nin Los Angeles kentinde 80'li yaşlarda olan bir çift trafik kazası yaptı. Buraya kadar her şey normal. Normal olmayan ise, kazada 60 yıllık eşi arabada mahsur kalırken, 80'lik dedenin "selfie" pozu vermesi.
null
ABD'nin Los Angeles kentinde 80 yaşlarında bir adam ve 60 yıllık eşi geçtiğimiz Cuma günü Bel Air’da kaza yaptı. Ağaca çarpan arabaları yan devrildi. Kazada çift yara almadı. Yaşlı adam yolcu koltuğundan dışarı atlarken, kadın sürücü arabanın içinde mahsur kaldı. Çiftin yardımına kazanın yapıldığı bölgede yaşayanlar koştu. Otomobilde mahsur kalan yaşlı kadın, kurtarılmak yerine önce kocasıyla bir "kaza selfiesi" yapmayı tercih etti. Yaşlı kadın çantasından cep telefonunu çıkararak, uzattıktan sonra 60 yıllık hayat arkadaşıyla poz verdi. Daha sonra olay yerine gelen kurtarma ekipleri, yaşlı kadını arabadan çıkararak tedbir amaçlı hastaneye götürdü.
26.06.2014 - 11:26
null
[]
'Kaza böyle yapılır' selfiesi
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/kaza-boyle-yapilir-selfiesi,euJhxowvGEiwq-Po4M5Kow
DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, "Dünyadaki kruvaziyer turizmi 35 milyar doları buldu Türkiye vazgeçilmez bir coğrafya. Dolayısıyla kruvaziyer turizminden hak ettiğimiz payı almalıyız" dedi.
null
( ) İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, kruvaziyer turizminin dünyadaki payının 35 milyar dolar olduğunu belirterek, "2018 sezon sonunda 27 milyon kişi nden yararlandı. Her sene yüzde 20 büyüme söz konusu. Türkiye vazgeçilmez bir coğrafya. Dolayısıyla kruvaziyer turizminden hak ettiğimiz payı almalıyız" dedi. Odanın kasım ayı meclis toplantısında konuşan Öztürk, hükümetin aldığı ekonomik tedbirler programını sonuna kadar desteklerini söyledi. Son dönemde ithalatın düştüğünü ve Avrupa'dan tırların boş döndüğünü aktaran Öztürk, bunun deniz ticaretine olumsuz etkisi olduğunu dile getirdi. Kruvaziyer turizmindeki gelişmelerden de bahseden Öztürk, şunları kaydetti: "Bu sene 250 gemi 220 bin yolcu Türkiye'ye geldi. Kuşadası 152 gemiyle 120 bin yolcu ile kapattık. Dünyadaki kruvaziyer turizmi 35 milyar doları buldu. 2018 sezon sonunda 27 milyon kişi kruvaziyer turizminden yararlandı. Her sene yüzde 20 büyüme söz konusu. Türkiye vazgeçilmez bir coğrafya. Dolayısıyla kruvaziyer turizminden hak ettiğimiz payı almalıyız"
28.11.2018 - 09:57
Anadolu Ajansı
['Seyahat', 'Tatil', 'Türkiye', 'Ekonomi', 'Gezi', 'Turizm', 'Cruise', 'Kruvaziyer Turizmi']
"35 milyar dolarlık kruvaziyer pazarından Türkiye payını almalı"
Seyahat
https://www.ntv.com.tr/seyahat/35-milyar-dolarlik-kruvaziyer-pazarindan-turkiye-payini-almali,FP6ZeoT_ok-sJg-KN-bO_g
Adana'nın Spor Toto 3. Lig'de mücadele eden takımlarından Ceyhan Doğanspor'un futbolcusu 24 yaşındaki Mustafa Kılıç, motosikletiyle sebze yüklü TIR'a çarparak hayatını kaybetti.
null
İddiaya göre, Mustafa Kılıç yönetimindeki motosiklet, TAG Otoyolu Ceyhan Gişeleri'ne doğru ilerleyen 47 yaşındaki Hasan Kırın idaresindeki sebze yüklü TIR ile çarpıştı. Yoldan geçen diğer sürücülerin haber vermesi üzerine kaza yerine sevk edilen sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde, Kılıç'ın öldüğünü belirledi. Kazada, bariyerlere çarparak devrilen TIR'ın sürücüsü Kırın ve yanında bulunan 60 yaşındaki Ramazan Başar ise yaralandı. Olay yerine gelen ambulanslarla yaralılar Ceyhan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kazada ölen evli ve bir çocuk babası Mustafa Kılıç'ın eşi Dilek Kılıç ikinci çocuklarına 4 aylık hamile olduğu öğrenildi. Daha önce Ceyhanspor ve birçok takımda görev alan genç futbolcunun ölümü, spor camiasını yasa boğdu. Polis, kazayla ilgili soruşturmaya devam ediyor.
04.07.2015 - 02:07
DHA
['Türkiye']
Genç futbolcu, trafik kazasında öldü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/genc-futbolcu-trafik-kazasinda-oldu,UUT4YijVg0ylnrcNjRvKiA
Önceki gün Ankara’yı inleten 2 bin 831 Somalı emekçinin aylardır ödenmeyen kıdem tazminatlarının ya TKİ’deki teminatlarla ya da İşkur aracılığı ile ödenmesinin mümkün olduğu belirtiliyor.
Olcay Büyüktaş
Onlar için “bir avuç kömür için bir ömür verenler” denildi, “acıları acımızdır, unutursak kalbimiz kurusun” denildi... Sonra yaşanan tüm kara olaylar gibi yavaş yavaş acılar küllenmeye, vaatler unutulmaya başlandı. 13 Mayıs sonrasında 301 madenciyi toprakla birlikte kalbimize de gömdüğümüzde ölenlere şehit, kalanlara kazazede denildi. Hatırlanacağı gibi geçen yılın 13 Mayısı’n da ülkenin en büyük iş cinayeti meydana geldi. Soma’da yangın çıkan madende 301 madenci yaşamını yitirdi. İlk günlerin ardından bir bir sözler verildi. Öncelikle iş güvenliği açısından pek çok sakınca içeren ocaklar kapatıldı. Çalışanların bir kısmına üç, bir kısmına altı ay İşkur tarafından maaşları ödendi. Bu arada kazada kusurlu görünen Soma Madencilik AŞ’nin mal varlığına ve işletme gelirlerine el konuldu. Kapalı kalan ocaklarının yeniden açılmasını isteyen işveren, ocakların işletmeye açılması iznini koparamayınca “madem öyle işçileri işten atıyorum” ve gelirlerime el konulduğu gibi işletme de yapamıyorum, bu işçileri çalıştırmam mümkün değil tavrıyla işçileri işten çıkardı. İşçileri işten çıkardı ama normal koşullarda 1 ay içinde ödenmesi gereken kıdem tazminatlarını da yine aynı gerekçelerle ödemedi. Durum her geçen gün için bölgede ciddi bir sosyal travmaya dönüşmeye başladı. Zira bölgenin tek iş kaynağı olan madenlerde iş bulamayan emekçi, çocuklarının okul masrafını karşılayamaz, esnafa olan borcunu ödeyemez hale geldi. Ağırlıklı olarak 2007 yılından itibaren Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun (TKİ) rödovans sistemiyle kömür üretimi yapılan madenlerde çalışmaya başlayan işçilerin en eskisinin 7 yıllık olduğu bilgisi veriliyor. İki yıllık işçiler de var ancak ortalama 5-7 yıl... ortalama 1.500 lira civarında ücret alındığı hesaplandında ortalama 8-10 bin liralık tazminat, ödeyecekler için pek kıymet arz etmiyor ama söz konusu madenciler için can simidi durumunda. Ve üstelik aldığımız duyumlara göre TKİ, bu tazminatları ödemekten yana. Zaten işin asıl sahibi ve sorumlusu olan kurumun, söz konusu tazminatları kurum tarafından alınan teminatlarla ödemesi bir seçenek olarak görülüyor. Nasıl ihaleye giren şirketler işi almak için nakdi ya da banka teminatı veriyorsa, rödovansla üretim yapacak şirketler de bir teminat veriyor TKİ’ye. Burada yapılacak iş, Enerji Bakanlığı’nın bu durum için izin vermesi ya da yüzlerce konu eklenerek bir gecede çıkarılan torba yasaya biri cümlelik bir düzenleme ile ödemeyi mümkün kılmak... Tazminatların ödenmesinin bir başka yolu da İşkur olarak görülüyor. Burada da hükümetin, daha sonra işverenden tahsil edilmek üzere ödenmesine yönelik bir düzenlemesi, binlerce madencinin geç de olsa yüzünü güldürecek bir çözüm...
12 Şubat 2015 Perşembe, 03:07
cumhuriyet
null
İstenirse hemen ödenir
ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/212207/istenirse_hemen_odenir.html
Büyük taşınmanın ardından tam kapasite hizmet vermeye başlayan İstanbul Havalimanı'nda 3 aylık dönemde her 74 saniyede bir uçak geliş veya gidiş yaptı.
null
Tam kapasite kullanılmaya başlanan 6 Nisan'dan 1 Temmuz'a kadar olan dönemde İstanbul Havalimanı'ndan her 74 saniyede bir uçağın geliş veya gidiş yaptığı, uçak başına düşen yolcu ortalamasının 160 olduğu belirlendi. İGA verilerinden derlenen bilgiye göre, 29 Ekim'de ilk fazı törenle açılan, 6 Nisan'da sona eren büyük taşınmanın ardından tam kapasite hizmet vermeye başlanan İstanbul Havalimanı'nda yolcu sayısı ve seferler bakımından çok hızlı ilerleme kaydedildiği istatistiklere de yansıdı. Yaz dönemiyle iç ve dış hat yolcularının yoğun ilgi gösterdiği havalimanında, haziranda 37 bin 396 uçuş yapıldı. Bu dönemde, toplam 5 milyon 983 bin 488 yolcuyu ağırlayan İstanbul Havalimanı, bu hareketlilikle geçen yılın haziran ayında Atatürk Havalimanı'nda misafir edilen yolcu sayısını geride bıraktı. Türkiye'nin "Zafer Anıtı" olarak ifade edilen İstanbul Havalimanı'nda, bu yılın haziranında misafir edilen yolcu sayısı, geçen yılın aynı döneminde Atatürk Havalimanı'nda ağırlanan yolcuyu geride bıraktı. Geçen ay, İstanbul Havalimanı'nda ağırlanan yolcu sayısı, 2018'in aynı ayında Atatürk Havalimanı'nı kullananlara kıyasla yüzde 7,4 arttı. İstanbul Havalimanında, tüm seferlerde tam kapasiteye geçilen 6 Nisan'dan 1 Temmuz'a kadarki dönemde yolcu sayısı açısından rekor kırıldı. Havalimanında, 86 günü kapsayan bu dönemde icra edilen tüm seferlerle toplam 15 milyon 988 bin 748 yolcu ağırlandı. Bu dönemde 100 binden fazla uçuşun yapıldığı havalimanında dış hatta 11 milyon 946 bin 740, iç hatlarda ise 4 milyon 42 bin 8 yolcu seyahat etti. Öte yandan İstanbul Havalimanı, 6 Nisan-1 Temmuz'da, aprona iniş-kalkış yapan uçakların zamana göre sıklığı açısından da yoğun dönemi başarıyla atlattı. Yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli havalimanında, söz konusu dönemde, 74 saniyede bir uçağın geliş veya gidiş yaptığı hesaplandı. Yaklaşık 100 bin seferle, 15 milyon 988 bin 748 yolcunun seyahat ettiği havalimanında, bu dönemde uçak başına düşen yolcu sayısı ortalama 160 olarak hesaplandı.
05.07.2019 - 11:12
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Ekonomi', 'Genel']
İstanbul Havalimanı'nda 74 saniyede bir sefer yapıldı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/istanbul-havalimaninda-74-saniyede-bir-sefer-yapildi,n2kNm1OMbEyaTiLIrRxgEw
17. İstanbul Uluslararası Kukla Festivali Hollanda Başkonsolosluğunda düzenlenen kokteylle başladı.
null
Her yıl dünyanın dört bir yanından birçok kuklayı ve kukla tiyatrosunu İstanbullularla buluşturan 17. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali başladı. Hollanda'nın İstanbul Başkonsolusluğu'nda düzenlenen açılış kokteylinde AA muhabirine açıklama yapan festivalin genel sanat yönetmeni Cengiz Özek, festivalin başlangıçta bu kadar gelişeceğini ve ilgi göreceğini ummadığını söyledi. Festivalin geniş bir seyirci kitlesine ulaştığını belirten Özek, "Bildiğiniz gibi çok köklü bir kukla geleneğine sahip bir ülkeyiz. Ama bunun pek farkında değildik. 500 yıldır Karagözümüz yaşıyor. Bir o kadar yüzyıldır Anadolu'da kukla kendi varlığını sürdürüyor. Bu festivali Karagöz sanatımıza adadık. O heyecanla yola çıktık" diye konuştu. Özek, bu yılki festivale 15 ülkeden 30 kukla grubunun davet edildiğini aktararak, şunları kaydetti: "Kuklanın bütün boyutlarıyla incelendiği bir festival olacak. İpli kukladan sopalı kuklaya kadar çok geniş bir yelpazeden kuklaya dair her şey var. En gelenekselinden en modernine kadar birçok perspektiften oyunlar sunucağız. Her yaş grubuna hitap eden oyunlarımız var. Festivalde yarın bir sempozyum da var. Kukla tiyatrosunun yönetimi ele alınacak bu sempozyumda. Polonya ve Endonezya'nın oyunlarının ardından kukla yapımı ile ilgili workshoplar ele alınacak. Büyük bir kukla fotoğrafları sergimiz var." Özek, etkinliklerin İstanbul'un her iki yakısındaki önemli kültür ve alışveriş merkezlerinde gerçekleştirileceğini ifade etti. Konuşmaların ardından İtalya'dan La Guaretelle ve İspanya'dan Cia. Zero en Condocta'nın gösterileri davetliler tarafından ilgiyle izlendi. Dünyaca ünlü kukla ustalarının en iyi performanslarını sergileyeceği festivalde, 15 farklı ülkeden 30 kumpanya ve 70 gösteri sahnelenecek. Karagöz ve kukla sanatçısı Tacettin Diker anısına atfedilen bu yılki festivale, Kazakistan, Belarus, ABD, İspanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Romanya, Kolombiya, Endonezya, İsveç, Rusya, Polonya ve Türkiye'den pek çok kukla ustası katılıyor. Yüzlerce kukla, kostüm ve detayın renklendirdiği festivalde oyunların yanı sıra sergiler, workshoplar, film gösterimleri de yer alıyor. Gösteriler, Fransız Kültür Merkezi, Aksanat, Hollanda Konsolosluğu, Maya Cüneyt Türel Sahnesi, Caddebostan Kültür Merkezi, Taksim'deki Pulcherie Lisesi ve Oyuncak Müzesi'nde gerçekleştirilecek. Festival kapsamında, düzen ve temizlik saplantısı olan Frank'in güvercinlerle imtihanını konu alan "Robin Frohardt" oyununun Avrupa prömiyeri gerçekleştirilecek. Kuzey Yunanistan'daki Kilkis International Puppet and Mime Festivali ile işbirliği de yapan festival, bu yıl o festivalde gösterime girecek üç oyunu Türkiye'de de sevenleriyle buluşturacak. Endonezya'nın 10 yaşındaki kukla dahisi Racka Albary Sunarya, 17. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali kapsamında geleneksel Batı Java kuklası Wayang Golek ile ilk kez yurt dışında bir performans sergileyecek. Konusunu günümüze uyarlanmış eski Batı Java öykülerinden alan oyunda, Sunarya'nın tekniği, ritmi ve aktardığı duygu kukla severlerle buluşacak. "Fokus: İspanya'dan Beden ve Kukla" adlı özel programda, beden, dans ve kukla teknikleri üzerine çalışmalarını sürdüren üç farklı İspanyol grup, söz konusu tema üzerine dört farklı oyun sahneye koyacak. İstanbul Karagöz Kukla Vakfı ile Polonya'dan "Puppet and Actor Theatre Kubus"un ortak projesi olarak gerçekleşen ve Bruno Schulz'un hikayelerinden hareketle hazırlanan "Tarçın Dükkanları"nın dünya prömiyeri festivalde yapılacak. Oyun, Polonya ile Türkiye arasındaki 600 yıllık dostluk şerefine 6 kez ücretsiz seyirciyle buluşacak. Festival, 26 Ekim'e kadar devam edecek.
16.10.2014 - 12:42
Anadolu Ajansı
[]
Kukla Festivali başladı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kukla-festivali-basladi,IPT_ZoUKjEGgmu_oj5GWNA
Bursa İnegöl'de zabıta ekiplerinin üst araması yaptığı dilencinin üzerinden günlük kazancı olan 500 lira çıktı.
null
İnegöl'de zabıta ekipleri tarafından gözaltına alınan dilencinin üzerinden 500 lira çıktı.  Ramazan Bayramı'nın birinci gününde Adana'dan ilk önce Bursa'ya gelen 31 yaşındaki Mehmet T., Bursa'dan sonra İnegöl'e geçip Atatürk Bulvarı üzerindeki kaldırımda dilenmeye başladı. Boynuna 'sağır ve dilsiz' yazısı asan Mehmet T. zabıta ekiplerinin dikkatini çekti. Zabıta müdürlüğüne götürülen Mehmet T.'nin sağır ve dilsiz olmadığı belirlendi. Mehmet T.'nin üzerinden bir günlük hasılatı olan hepsi madeni olmak üzere yaklaşık 500 lira çıktı. Zabıta ekiplerince, paralarına el konulan Mehmet T., işlemlerinin tamamlanmasının ardından Adana'ya gönderildi.
18.07.2015 - 09:53
DHA
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel']
Dilencinin günlük kazancı şaşırttı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/dilencinin-gunluk-kazanci-sasirtti,OIoZeIUQt0mgcgr3ADEMgw
ABD'nin Ohio eyaletindeki Neil Armstrong Havacılık ve Uzay Müzesinde sergilenen Altın Ay Modülü çalındı.
null
ABD'nin Ohio eyaletindeki Neil Armstrong Havacılık ve Uzay Müzesinde sergilenen ve Ay'a inişte kullanılan uzay aracının parçalarından Ay Modülü'nün (Ay Örümceği) altın kopyası olan "Altın Ay Modülü"nün çalındığı bildirildi.  Ohio eyaletine bağlı Wapakoneta kenti polisi, Ay'a ayak basan ilk insan olarak tarihe geçen astronot Neil Armstrong'un adını taşıyan müzedeki Ay Örümceği'nin altın kopyasının çalındığını açıkladı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile Ohio Ceza Soruşturma Bürosu'nun da yerel polise yardım ettiği belirtildi. Cartier tarafından üretilen ay modülünün kopyaları, 1969 yılındaki tarihi uzay görevinden kısa süre sonra Neil Armstrong ve beraberindeki iki astronot arkadaşı Buzz Aldrin ve Michael Collins'e Paris'te takdim edilmişti.
29.07.2017 - 22:25
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Amerika', 'müze', 'ABD']
Neil Armstrong müzesindeki "Altın Ay Modülü" çalındı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/neil-armstrong-muzesindeki-altin-ay-modulu-calindi,l8P9OIIOSkSD6KP63hzHaw
Sezonun 4 grand slam tenis turnuvası arasında yer alan Wimbledon'ın bu yılki para ödülünde yüzde 12,5 artış yaşanacak.
null
Organizasyonun internet sitesinden yapılan açıklamada, bu yıl 3-16 Temmuz'da düzenlenecek turnuvada para ödülünün yüzde 12,5 artırılarak (3,5 milyon sterlin) 31,6 milyon sterline çıkarıldığı belirtildi. Teklerde şampiyonluğa ulaşan sporcuların alacağı ödül ise yüzde 10'luk artışla 2'den 2,2 milyon sterline yükseltildi. Para miktarının son yıllardaki artışına dikkati çekilen açıklamada, 6 senede ödülün 14,6 milyondan 31,6 milyon sterline çıkarıldığı hatırlatıldı.
03.05.2017 - 16:17
null
['Spor', 'Tenis']
Wimbledon'ın ödül miktarında artış
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/wimbledonin-odul-miktarinda-artis,cVUkAtfm-0qutIBuFwlBRQ
Galatasaray, futbol takımının lig ve kupada giyeceği çoraplar için Ariston firması ile sponsorluk anlaşması imzaladı. Sarı-kırmızılı kulüp, bu anlaşmadan 500 bin Dolar gelir elde edecek.
null
, ve ’nda giyeceği çoraplara sponsor aldı. Türk Telekom Arena Stadyumu’nda düzenlenen imza törenine Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Sarıkaya ve Ariston Thermo Group Merkez Asya & Romanya Genel Müdürü Turgay Dağ katıldı. İmza töreninde konuşan sarı-kırmızılıların yöneticisi İsmail Sarıkaya, “Galatasaray marka değeri ve elde ettiği gelir bazında dünyada ilk 20 kulüp arasında. Biz de bu marka değerine bağlı olarak iş birliği yapacağımız firmaları seçerken çok önem veriyoruz. İşbirliği yapacağımız firmaların kendilerini ispat etme açısından çok önemli olduklarını düşünmekteyiz. Ariston’da kendi alanında kendini ispat etmiş bir firma. Bu imzayla işbirliğinin ilk adımı olarak görüyoruz. Önümüzdeki sene sadece çorap değil, diğer reklam alanlarında da Ariston’u görmek istiyoruz” dedi. Anlaşmanın detayları hakkında da bilgi veren Sarıkaya, “1+1 senelik yapıldı. Kalan sezon ve önümüzdeki sezonu kapsayacak. 500 bin Dolarlık bir sponsorluk anlaşması, inşallah her iki taraf için de hayırlı olur” diye konuştu. Ariston Thermo Group Merkez Asya & Romanya Genel Müdürü Turgay Dağ ise, “Bir yönetici olarak çok mutluyum. Aynı zamanda taraftarıyım. Ben doğmadan ailem Turgay ismini vererek Galatasaraylı yapmış. Biz dünyada 150 ülkede hizmet veren bir firmayız. Bu konuda dünyada ilk 5’e giriyoruz. Biz de uzun araştırmalar yaptık. 20 seneden beri Türkiye’deyiz. Galatasaray’ın gücü çok önemli. Romanya’ya gittiğinizde Hagi ve Galatasaray diyorlar. Önemli bir marka. İnşallah biz de birlikteliğimizin sonuçlarını en kısa zamanda alacağız” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Sarıkaya ve Dağ, sözleşmelere imza atarak basın mensuplarına poz verdi.
13.01.2016 - 11:57
İHA
['Futbol', 'Spor', 'Galatasaray']
Galatasaray’a 500 bin dolarlık gelir
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/galatasaraya-500-bin-dolarlik-gelir,Ql0gQVK1zEGrDrNVGvmF9Q
Poyrazköy davasında mahkeme, Koramiral Deniz Cora, Kurmay Albay Ümit Metin ve Binbaşı Kemalettin Yakar'ın tahliyesine karar verdi.
null
Poyrazköy davasının bugün görülen 29. duruşmasında 3 muvazzaf asker hakkında tahliye kararı çıkdı. Duruşmada, kendilerine suikast yapılacağı öne sürülen eski Deniz Kuvvetleri komutanları Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit tanık olarak dinlendi. Davanın tutuklu sanıklarından Koramiral Deniz Cora, Metin Ataç'a "Kendisine yönelik suikast planından haberdar olup olmadığını" sordu. Ataç ise, "Suikast planını asla duymadım. Şahsıma karşı böyle bir şey duymadım" cevabını verdi. Cora'nın "Size karşı bir faaliyette bulunmam mümkün mü?" sorusuna ise Ataç, "Mümkün değil, buna asla inanmıyorum. Böyle bir şey beklemem mümkün değil" cevabını verdi. Celsenin ara kararlarını açıklayan mahkeme, tutuklu yargılanan Koramiral Deniz Cora, Kurmay Albay Ümit Metin ve Binbaşı Kemalettin Yakar'ın tahliyesine karar verdi. Son tahliyelerin ardından 85 sanıklı davada tutuklu sayısı 5’e düştü.
05.09.2013 - 23:37
null
[]
Poyrazköy davasında 3 kişi tahliye edildi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/poyrazkoy-davasinda-3-kisi-tahliye-edildi,7_m95mBrTEmU9ytin3tSpw
Süper Lig AŞ kurulacak, 2017’deki yayın ihalesinden elde edilecek gelir artırılacak.
cumhuriyet.com.tr
Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, Süper Lig’in daha kurumsal bir hal alması gerektiğini ve bu nedenle yakın bir zamanda Süper Lig A.Ş.’nin kurulacağını açıkladı. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan toplantıya Fenerbahçe ve Trabzonspor dışında tüm kulüplerin temsilcileri katıldı. Türkiye profesyonel liglerinin yayın hakları ve sponsorluk gelirleri dahil olmak üzere tüm gelir kaynak yönetimlerinin Kulüpler Birliği tarafından üstlenilmesi konusunun görüşüldüğü öğrenildi. “Dünyadaki örneklere tek tek bakıldığında Türkiye’de geç kalınmış bu sürecin bir an evvel başlaması lazım” diye konuşan Gümüşdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplantıya katılan tüm kulüp temsilcilerimizle mutlak bir mutabakat içindeyiz. Türkiye’de yayın ihaleleri ve sponsorluklar dahil tüm ticari kaynak yönetiminin yakın bir gelecekte mutlaka Kulüpler Birliği tarafından üstlenilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı Avrupa’dak büyük ligler gibi Süper Lig’in de kaynak yönetiminin Kulüpler Birliği tarafından yapılması zamanı gelmiştir. Dolayısıyla en kısa sürede Kulüpler Birliği Vakfı altında Süper Lig A.Ş.’nin kurulması gerekiyor. Bu şirketin tamamen şeffaf ve kurumsal sorumluluk ilkeleri içerisinde yönetilmesi hedeflenmeli.” Konuyla ilgili önümüzdeki hafta TFF Başkanı Yıldırım Demirören’i ziyaret edeceğini belirten Gümüşdağ, “Sonra da Sayın Spor Bakanımızı, Sayın Başbakanımızı ve Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret edeceğiz, bu konuyu kendilerine anlatacağız, arz edeceğiz” dedi. Premier Lig ve Bundesliga yöneticileriyle İngiltere ve Almanya’daki işleyiş hakkında görüşeceklerini aktaran Gümüşdağ, bir sonraki toplantının, Süper Lig A.Ş. şirket yapılanması detaylarını tartışmak için 7 Nisan Salı günü yapılacağını söyledi. Gümüşdağ, yayın ihalesinin de Kulüpler Birliği tarafından yapılması gerektiğini vurguladı.
11 Mart 2015 Çarşamba, 06:44
cumhuriyet
null
Kulüpler, TFF’yi taca attı
futbol
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/230249/Kulupler__TFF_yi_taca_atti.html
Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’ı anlatan film 'The Fifth Estate' vizyona girdiği ilk haftada yılın en kötü açılışlarından birine imza attı.
null
Wikileaks’ın kara propaganda yapmakla suçladığı 'The Fifth Estate' filminin vizyona girdiği ilk haftadaki gişe hasılatı Julian Assange’ın yüzünü güldüreceğe benziyor. ABD’de bu hafta sonu vizyona giren film, 3 gün içinde 1.7 milyon dolar gişe hasılatı yaptı. 30 milyon dolar bütçeyle çekilen film bin 769 salonda gösterime girdi. 'The Fifth Estate'in bu hafta vizyona giren diğer rakipleri 'Carrie' 17 milyon dolar, Arnold Schwarznegger ve Sylvester Stallone başrollerini paylaştığı 'Escape Plan' 9.8 milyon dolar gişe hasılatı yaptı. Wikileaks, film vizyona girmeden önce senaryosunu internete sızdırmıştı. Julian Assange’ın filmde kendisini candıran Benedict Cumberbatch’e rolünü eleştiren bir mektup yazdığı da ortaya çıkmıştı. İngiliz oyuncu Cumberbatch, olumsuz yorumlara karşı Entertainment Weekly dergisine yaptığı açıklama “Hayranlarım arkamı kollar” demişti.
21.10.2013 - 12:10
null
[]
Wikileaks filmi gişede ezildi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/wikileaks-filmi-gisede-ezildi,hoUqNS5XRkmu4SMLr9iHQw
Lefkoşa'da yaşayan Abdulbaki ve Huriye Er çifti, SMA hastası oğullarının yaşaması ve Türkiye'deki SMA hastalarının faydalandığı imkanlardan yararlanması için yetkililerden yardım istiyor.
null
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) başkenti Lefkoşa'da yaşayan Abdulbaki ve Huriye Er çifti, hastası oğulları 10 yaşındaki 'in yaşaması ve Türkiye'de SMA hastalarının faydalandığı imkanlardan yararlanması için yetkililerden yardım bekliyor. Baba Abdulbaki Er, Davut'un doğumundan 3,5 ay sonra hastalığını fark ettiklerini, Hacettepe Üniversitesinde SMA tanısı konulduğunu söyledi. İşinin Lefkoşa'da olması dolayısıyla Davut'u 'ye geri getirmek zorunda kaldıklarını ifade eden baba Er, SMA'nın milyonda bir insanda rastlanan bir hastalık olduğunu, Davut'un tedavisini evde kendi imkanlarıyla karşılamaya çalıştıklarını anlattı.  Abdülbaki Er, oğlu Davut'un Lefkoşa'daki evlerinde solunum cihazına bağlı yaşamını devam ettirdiğini belirterek, "Benim işim burada. Türkiye'ye götürüp tedavi ettirme imkanım yok. Türkiye'de SMA hastalarının faydalandığı imkanlardan oğlum Davut'un da faydalanmasını istiyorum. Cumhurbaşkanımızdan (Recep Tayyip Erdoğan) bizim sesimizi duymasını istiyoruz" dedi. Davut'un annesi Huriye Er de oğluna 3,5 aylıkken SMA hastalığı teşhisi konduğunu, solunum cihazına bağlı oğullarına kendi imkanlarıyla baktıklarını dile getirdi.  On yıldır KKTC'de yaşadıklarını aktaran anne Er, bazı hastanelerin hastalığının tedavisi olmadığı gerekçesiyle Davut'u istemediğinden yakındı.  Türkiye'de SMA hastaları için getirilen ilaçlardan kendilerinin de faydalanmak istediklerini vurgulayan Huriye Er, "KKTC'de doktor sadece vitamin veriyor. Yeni bir tedavi bulundu. Türkiye'de 114 hastaya getirildi. Benim de oğluma getirilsin isterim. Benim oğlumu, Davut'u buradaki yetkililer unutmasın. Oğlum için bir umut varsa ben de isterim oğlum için" diye konuştu. Solunum cihazına bağlı hayatını devam ettiren minik Davut, koyu bir Fenerbahçe hayranı. Davut'un, sağlığına kavuştuğunda ilk yapmak istediği şeylerden biri Fenerbahçe maçına gitmek ve arkadaşlarıyla top oynamak.
24.02.2019 - 13:46
Anadolu Ajansı
['Recep Tayyip Erdoğan', 'SMA Hastalığı', 'Çocuk', 'ilaç', 'KKTC', 'Para', 'Cumhurbaşkanı']
SMA hastası Davut yaşamak için yetkililerden yardım bekliyor
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/sma-hastasi-davut-yasamak-icin-yetkililerden-yardim-bekliyor,uaunx_x-80WWulq9gzGkUA
TBMM, terör olayları nedeniyle olağanüstü toplandı. CHP'nin konuyla ilgili komisyon kurulması önerisi reddedildi.
null
Terör örgütleri Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve PKK'ya yönelik hava operasyonları, art arda gerçekleşen saldırılar ve çatışmalar... TBMM Genel Kurulu, gündemdeki konuları görüşmek için olağanüstü toplandı. Bu arada, ilk kez Genel Kurul'u yöneten Şafak Pavey, CHP'li milletvekilleri tarafından oturumun başında alkışlandı. Konuşmaların ardından CHP'nin terör oylarıyla ilgili Meclis'te komisyon kurulması önergesi hakkında oylama yapıldı. Oylama sonucu CHP'nin önerisi reddedildi. Oylamada AK Parti milletvekilleri "hayır" oyu kullandı. İlk başta çekimser kalan MHP'li vekiller, sayının yetersiz olacağını düşünerek el kaldırarak öneriye ret oyu verdi. İlk sözü hükümet adına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aldı. 20 Temmuz'da Suruç'ta yaşanan katliamın sonrasında yaşananları an be an takip ettiklerini belirterek PKK, IŞİD ve DHKP-C'ye yönelik operasyonların bilançosunu açıkladı. 39 ilde operasyon 1302 kişiye gözaltı uygulandığını kaydeden Arınç bugün saat 11.00 itibariyle rakamları şöyle duyurdu: "1061 kişi gözaltına alındı, 156 kişi serbest kaldı, 545 kişi savcılığa gönderildi, 461 kişi mahkeme sürecinde, 172 kişi tutuklandı, 201 kişi adili kontrol şartı ile bırakıldı, 62 kişi serbest kaldı, halen kollukta sorgusu süren kişi sayısı 360." Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "2013 yılında DAİŞ'i terör örgütü ilan eden ve çalışmalarını sürdüren hükümetimize yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Bir batı ülkesi farklı davranabilir. Ancak bizim farklı koşullarımız var. IŞİD'le yan yana gelmiş hükümet sözünü kınıyorum. Çözüm süreci bazıları tarafından sürekli istismar edilmiş ve kullanılmıştır. Şimdi bugünden bakınca sürece yönelik CHP ve MHP'den gelen bazı eleştirilerin haklı olduğunu gösrüyoruz. Şimdi bunlardan ve edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak durumu yeniden değerlendireceğiz. Bu ülkemizin son şansıdır. Arınç'ın ardından HDP'li İdris Baluken kendilerine sataşma olduğu gerekçesiyle söz hakkı istedi. Meclis Başkanvekili Şafak Pavey, tutanakları inceleteceğini ve Osman Başdemir'in konuşmasının ardından konuyu değerlendireceğini söyledi. Ardından HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir söz aldı. Baydemir, "Meclis isterse bu savaş 48 saat içerisinde durur" dedi. Baydemir'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: TBMM'nin 8 Haziran sabahından itibaren yepyeni bir döneme uyandı. Ama maalesef Türkiye halklarının bir bütün olarak parlamenterlere siyaset mekanizmasına emrettiği "barışın", "ortak paydalarda buluşun" mesajı ya alınmadı ya da bu mesajın yerine getirilmemesi çabasında ısrar ediliyor. Suruç'ta insanlık ailesine karşı suç işleyen IŞİD'in Kobani'de açtığı yaraların sarılmasını isteyen gençler adeta katliama uğradı. Toplumda var olan barış arzusu siyasi partilerimizin ortak bir tezahürü olmamıştır. Bu tarihi buluşmada tarihi bir beraberliğe gelin hep beraber katkı sunalım. Yaşamış olduğumuz acıların son acılar olmasının temennisinde bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahlimiz bir daha bu ülkede tek bir insanımızın çatışma ortamı içerisinde yitirmemesinin pratiği olacaktır. Bir kez daha hepinizin vicdanına çağrıda bulunmak istiyorum. Eğer bu Meclis; AKP'si, CHP'si, MHP'si ve HDP'siyle tek bir kardeşimizin yaşamını yitirmesini istemiyorsak adres burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli etmiştir. İnsani sorumluluğumuzun gereği olarak bu çatışmalara dur diyelim. Çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli olduğunu bugün daha iyi idrak edebiliyoruz. Bugünü tarihi bir güne dönüştürmenin arifesindeyken bu şiddet sarmalı neden başladı bunu masaya yatıralım. AKP iktidarı barışı etkin bir şekilde yönetebilmiş olsaydı bugüne kadar 1 kez değil onlarca kez şiddetin bütün argümanları devre dışı kalacaktı. Ama maalesef AKP hükümeti iktidarın kirletilmesinden dolayı büyük bir kan kaybetti. Hükümet 1993'lerin ve Cumhuriyet tarihindeki diğer hükümetlerin refleksine geri döndü. Milliyetçi dalga yaratarak HDP'nin baraj altında kalmasını sağlayacak bir politika yapılıyor. İktidar olma uğruna bugün Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün yapılması gereken barış zeminine dönüş konusundan başka yapılacak bir şey yok. Yaşanılan saldırılar, partimize yöneltilen saldırılar... Bunlar etkin bir şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı emin olun ki Suruç'taki katliamı toplum yaşamamış olacaktı. Grubumun ve şahsımın amacı savaş isteyenlerin restine restle karşılık vermek değildir. Barıştan başka çaremiz yok. Suruç'ta katledilen kardeşlerimiz nasıl yaşam hakkına sahipse Ceylanpınar'da uykusunda öldürülen polisler de o kadar yaşam hakkına sahiptir. Her bir cinayet mutlak suretle bir arka plana sahiptir. Ya Rab tek başına iktidar olma uğruna canlar toprağa gömülüyor, defnediliyor. Bütün dünya iktidarları bir sivilin yaşam hakkına binlerce kez kurban olsun. Bizim yapmamız gereken kin ve öfkeyle yanıt vermekle hiçbir sorunu çözemeyeceğiz. Gelin elele vererek bu toplumun bir tek ferdinin bile hayatını kaybetmeyeceği bir geleceği birlikte inşa edelim. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yapmış olduğu konuşma, barışa suikast girişimidir. Gelin HDP olarak şiddet kimden gelirse gelsin, hep birlikte sizin savaş yapmanıza izin vermeyeceğiz diyelim. Savaşa karşı bir barış cephesinde buluşalım. Toprağa düşen canlardan sorumluyuz, gelin el ele verelim. Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla ayaktaydı. Bu Meclis evet derse, AKP grubu olmak üzere, vallahi billahi bu savaş 48 saat içerisinde durur. Meclis derhal çözüm endeksli bir tabloyu önüne koymalıdır. Gelin Ağrı, Manisa, Adana, Mersin, Diyarbakır, Suruç ve Ceylanpınar dahil olmak üzere çatışma zemininin tekrar başlamasına neden olan sürecin araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Bizler HDP olarak Türkiye toplumu bilsin ki bizler 78 milyonun barış içerisinde bir arada yaşaması için zalimin zulmüne teslim olmayacağız. Onlarca siyasi parti kapatıldı, bu gelenekten geliyoruz. Rabbim şahit olsun ki Savaşa da kaosa da teslim olmayacağız." Daha sonra ise CHP adına İstanbul Milletvekili Murat Özçelik, milletvekillerine seslendi. Sözlerine "Terör eylemlerini yapanları lanetle kınıyoruz. Şehitlerimize, vatandaşlarımıza başsağlığı diliyoruz" diyerek başlayan Özçelik, özetle şu ifadeleri kullandı:  "Yaşanan olayları alt alta koyup baktığımızda; Suriye içerisinde IŞİD denilen örgüte karşı Türkiye'nin aldığı önlemlere baktığımızda hiçbir şey yok. IŞİD'e karşı Türkiye başında tedbir ve tavır almadı. Suriye'den gelenlere baktığımızda, çok ciddi sosyal, ekonomik sorunlar ortaya çıktı. Bu insanlara insanlık adına Türk milleti bağrını açmaya devam etti. IŞİD'e dünyanın çeşitli yerlerinden Türkiye'yi transit ülke olarak kullanarak binlerce adam gitmeye başladı. Orada yapılan çatışmalar neticesinde Türkiye'deki hastaneler kullanıldı, iyileşenler geri çatışma bölgesine gitti.  Türkiye'de de önemli bir faaliyet başladı. IŞİD bu zaman zarfında kendisine hiçbir tedbir konulmaksızın adam devşirme faaliyetine girişti. Lojistik hücrelerini kurdu. Türk vatandaşları, yaklaşk 10 bin kişi, IŞİD'in saflarında savaştı. Suriye'deki iç savaşın Türkiye içerisine taşındığı bir durumla karşı karşıyayız. Terör faaliyetleriyle iş çığrından çıktı. IŞİD böyle palazlanırken, Türkiye'nin almaktan imtina ettiği tedbirler nedeniyle PKK, Batı'nın gözünde bir aktör haline geldi. Türkiye iki lanetin eylemleri ile karşı karşıya kaldı. Şimdiki geçici hükümetle birlikte bugüne kadar yapmayacağız dediği şeylerde U dönüşü yaptığını gördük. Daha önce söylediklerinin aksine Türkiye, Batılı ülkelere destek kararını vermiş bulunuyor.Her ne kadar Türkiye hükümetin aldığı kararlarla politikada bir değişiklik yapıyor gibi görünse de bu şekilde ulusal güvenlik sorununun çözülmesi mümkün değil. Yüce Meclis'in ülkemizin içerisinde bulunduğu sorunlara el atmadığına yönelik bir algı var. Bu suretle bizim yapmamız gereken bütün milletvekilleri olarak bu sorunları elele vererek sorunları çözmektir. Kime karşı savaşacağımızı bilmek zorundayız."  MHP adına ise Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ konuştu. Özdağ konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi: "Ortadoğu 1. Dünya Savaşı sonrası çizilen sınırların yeniden tasarlandığı bir döneme girdi. Bu Balkanlaşma sürecinin Türkiye üzerinde etkileri de olması kaçınılmazdır. Ortadoğu'daki savaşın dalgaları Türkiye'ye vuruyor. Türkiye'de bugün yaşanan terör kökleri Ortadoğu'da olan ve Türkiye'ye taşma eğilimi olan bir durumdur. Uygulanan politikalar Ortadoğu'daki savaşı Türkiye'ye davet etmektedir. Geçmiş yıllarda MHP AKP'yi bir çok defa yanlış politikalar konusunda uyarmıştı. Bugün gelinen noktada PKK ve IŞİD'e karşı yapılan operasyonları anlatırken iş çığrından çıktı demişti. Bu MHP'nin tespitlerinin ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. İşleri çığırından çıkartan yanlış Ortadoğu politikaları ve PKK ile müzakere olmuştur. PKK açılımı sürecinde hükümet, Öcalan'ın meşrulaşmasını sağlamıştır.  Müzakere süreci adı altında güvenlik güçleri alan boşaltmaya zorlandı. Bu sayede terör örgütü güç kazandı. Terör örgütü hükümetin sağladığı dokunulmazlıkla istihbarat ve adam sağlama konusunda çalıştı.. PKK'yı rahatsız eden valiler tasfiye edildi. Yerlerine operasyonlara izin vermeyen valiler atandı. Erdoğan, Güneydoğu'dan tabut gelmiyor dedi ama kahraman öldürülen köy korucularının tabutları Güneydoğu'da kaldı. Elinde değil arkasında silah olan HDP halk üzerinde ciddi bir baskı kurdu. Çıkar yol Güneydoğu Anadolu'yu PKK'nın elinden geri almaktır. Bunun yolu tekrar terörle mücadele stratejisinin uygulanmasıdır. Suriye'de Esad rejimini tutuku haline getiren hükümet PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde baskın güç olmasının önünü açmıştır. Esad rejimini yerine kimin geçeceği belli olmadan devirmeye çalıştınız. Rejimin yıkılması durumunda devlet de yıkılıyor. Bunu Afganistan ve Irak'ta gördük. Müslüman Kardeşler, El Nusra ve IŞİD Esad'ı devirme porjesinde kullanıldı. Bu politika Suriye'yi Afganistanlaştırdı, Türkiye'yi ise Pakistanlaştırdı. MHP'nin terör örgütü uzantısı siyasi partiye karşı aldığı tutum, seçmenin tercihini yok saydığı ve Kürt düşmanı olduğu suçlaması yapılmıştı. Oysa Kürtler ve Zazalar bizim kardeşimizdir. MHP'nin HDP'ye tavrı şehitlerimizden dolayıdır. PKK'nın yaptığı toplu katliamları unutmayacağız. HDP'ye karşı olan tavrımız demokrasiye olan bağlılığımızın sonucudur. MHP bölücülük karşısında tek başına kalsa da milli vicdanın temsilcisi olmaya devam edectir. HDP'nin sahte barış çağrılarına inanmıyoruz. Keşke samimi olsalardı. Samimi olsalar şehit cenazesine gidip başsağlığı dilerlerdi."  AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın partisi adına söz aldığı konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı: "Burada Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümete, AK Parti grubuna söylediklerinizin kaçta kaçını terör örgütüne söyleyebiliyorsunuz, o yüsek ister samimiyet ister. Biz iktidar olmak için demokrasiyi zorlamadı. Siz barajı geçmek için paralelle, çetelerle, terör örgütleriyle bir araya geldiniz. Kimin nerede durduğunu bu millet çok iyi biliyor. Kürt meselesi söylenmedik sözün kalmadığı meselelerden bir tanesidir. Çözüm süreci silahın hak arama aracı olmaktan çıkarılmasıdır. Devletin demokratik dönüşümünün sağlanması için silah aradan çıkmalıdır. 7 Haziran'dan bu yana 657 terör eylemi gerçekleştirilmiş. Son günlerde PKK ve HDP söz birliği etmişçesine operasyonlarla erken seçim arasında bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Seçim ile operasyonlar arasında bağ kurmaya çalışmak seçmene saygısızlıktır. barajı geçmek adına demokrasiyi zorlayanlar ortadadır. Sorundan beslenenler çözümü istemezler. Kobani üzerinden de bir algı operasyonu yönetildi.  Operasyonları zorunlu kılan PKK hakında HDP yöneticilerinin bir şey söylediğini duydunuz mu? Biz bütün terör örgütlerini kınıyoruz. Örgütün ateşkesin bittiğini ilan eden açıklamaları gündeme getirmeden hükümetin çözüm sürecini bitirdiğini söylemek doğru olmaz. Doğrudan terör örgütüne yönelik bir şey söylemediler. DAEŞ ile hükümetimiz arasında ilişki kuran yalancıdır. Türkiye örgütle bağlantısı olduğu saptanan 1600 kişiyi sınırdışı etmiştir. Erdoğan karşıtlığı vicdanlarını da kör etmiştir. Biz bölgemizde ve ülkemizde terör istemiyoruz. AK Parti döneminde yapılanları HDP'nin eş başkanları dahi hayal edemezdi. Devlet durduk yere operasyon yapmıyor. Devlet terör örgütünün başlattığı saldırıları durdurmak için operasyon yapıyor. PKK'nın sözcülüğüne soyunanlar operasyonlar hakkında bize tek bir laf söyleyemez. Safınızı net bir şekilde belli edeceksiniz, ya demokrasi diyeceksiniz ya silah. HDP bir yol ayrımındadır. Hem silah hem fikir bir arada yürümez." Kürsüye gelen son isim ise Meclis'in olağanüstü toplanmasına yönelik önergeyi veren CHP Grup Başkanvekili Levent Gök geldi. Levent Gök konuşmasına terör saldırılarını kınayarak başladı.  Gök konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Terör karşısında 4 parti birlik olmayacak da ne zaman beraber olacağız. Bu uslüp nedir. Konuşmalarımıza dikkat edelim. Teröristle bizi kıs kıs gülerek izliyor, birbirlerine düştüler diye. Bu Meclis yeni bir siyasi iradenin toplandığı Meclis. Ortaya yeni bir irade çıkmıştır. Bugün konuştuğumuz terör meselesinin can alıcı noktası 13 yıllık AKP politikasının dış politikada yarattığı tahribattır. Siyasi iktidar, 4 yıl önce yanlış Ortadoğu politikasından dolayı silahların Türkiye'ye döneceğini yıllardır söylüyoruz. IŞİD tehlikesine karşı siyasi iktidarı uyarmışız. Hava operasyonları ve gözaltılardan bahsediliyor. Bu gözaltıları neden daha önce yapmadınız da saldırıları önlemediniz.  IŞİD tehlikesi sadece sınırdışında değil, Türkiye'nin içerisinde. IŞİD'ı işitmediniz değerli milletvekilleri. 4 yıldır söylediğimiz ama haklı çıkmak istemediğimiz noktalardan bir tanesi. tehlike büyük ve vahim. Bu konuyu araştırmak için komisyon kurmayacağız da ne yapacağız. Bu süreci başlattığınızda sizlere söyledik. CHP Kürt sorununun çözümünden yanadır. Bunu çözmenin adresi TBMM'dir. Size verdiğimiz krediyi elinizin tersiyle ittiniz. CHP olarak terörün her türlüsüne karşıyız. IŞİD'in terörüne de PKK'nın terörüne de... Terör moral değerlerimizi çökertmeye çalışıyor. Teröristler şimdi bizi izliyor, acaba birbirlerini mi yiyecekler yoksa teröre karşı ortak bir duruş mu sergileyecekler. Kuracağımız komisyon 7 Haziran'dan sonra belirlenmiş siyasi iradenin meseleye el koymsıdır. Terörün panzehiri birlik olmaktır. Bİz CHP olarak büyük bir sorumlulukla izliyoruz. Masum insanların ölümüne engel olmak için toplanmayacağız da ne zaman toplanacağız." Osman Baydemir'in konuşmasında sataşma olduğu gerekçesiyle Bülent Arınç hükümet adına bir kez daha söz aldı.Arınç konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Baydemir'i geçmişten tanıyorum. Kendinin akan kanın durması konusundaki iyi ve samimi dileklerine katılırım. Ancak bugünkü konuşması tam bir talihsizliktir. Aslında konuşmayı her iki eş başkanın yapması gerekirdi. Eğer kadın milletvekili ve eş başkan konuşsaydı sırtımızı PKK'ya, PYD'ye yasladık diyebilecekti. Erkek eş başkan konuşsaydı, kendi öz savunmalarınızı kurun bu hükümetle hesabınızı görün diyecekti. İki tane polsimiz gece yarısı evinde ensesinde vurularak öldürüldü. Dün de binbaşımız saldırıya uğradı. Binbaşının öldürülmesi karşısında PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'in bugünkü sayısında binbaşının öldürülmesinin 'HPG komuta konseyi üyesi Şervan Varto'nun hava saldırısında katledilmesinin misillemesi' olduğu belirtildi." Arınç'ın, konuşması sırasında HDP sıralarından yükselen seslere "Hanfendi sus, bir kadın olarak sus" diyerek yanıt verdi. Bu sözler üzerine HDP'li kadın milletvekilleri Bülent Arınç'a tepki gösterdi. CHP, Meclis’in olağanüstü toplanması için çağrı yapmış, HDP de bu çağrıya destek vermişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da talebi olumlu karşıladıklarını söylemişti. Davutoğlu, toplantıda son terör olayları ve operasyonlarla ilgili Meclis’i bilgilendireceklerini de belirtmişti.
29.07.2015 - 18:10
ntv.com.tr
['Türkiye']
CHP'nin terör olayları için komisyon kurulması önerisi reddedildi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/chpnin-teror-olaylari-icin-komisyon-kurulmasi-onerisi-reddedildi,VZNSFw-s2k-fJLih0X5eBw
Turkcell 3.4 milyondan fazla kez indirilen anlık mesajlaşma uygulaması BİP’e sesli ve görüntülü arama özelliği ekledi. Özellik kullanıcıların mesajlaşma ekranından çıkmadan görüşmesini sağlıyor
null
Turkcell anlık mesajlaşma uygulaması BİP’e sesli ve görüntülü arama özelliği ekledi. Bu özellik sayesinde BİP’i kullananlar, artık mesajlaşma ekranından çıkmadan arama butonuna basarak birbirleriyle sesli veya görüntülü görüşme yapabiliyorlar. Bugüne kadar 3.4 milyondan fazla kez indirilen yeni BİP, tamamen yerli bilgi birikimi ve kaynaklarla Türkiye’de geliştiriliyor. Uygulamalar üzerinden sesli ve görüntülü arama yapılabilmesi için güçlü bir altyapı desteği gerekiyor. Kaybolan mesajlar ile mesajı gönderen kişinin belirlediği süre sonunda sohbet ekranından yok olan mesajlar BİP’e eklenen özelikler arasında yer alıyor. Kullanıcılarına kendi “caps”lerini oluşturma seçeneği de sunan uygulamayla, mesajlaşanlar, akıllı telefonlarında bulunan bir fotoğrafı kullanarak ya da yeni fotoğraf çekerek “caps” oluşturabiliyor. Turkcell kullanıcıları BİP üzerinden yaptıkları her türlü paylaşımını internet kotalarını harcamadan yapabiliyorlar. Tüm operatörlerlerin abonelerinin kullanabildiği uygulamayı, iOS veya Android işletim sistemine sahip akıllı telefon kullanıcıları ücretsiz indirebiliyor. Uygulamayla 160 ülkede ‘bip’liyorlar Turkcell’in büyümesine katkı yapacağına inandığı ürünlerin başında gelen BİP, 160’ın üzerinde ülkede indirildi. Turkcell, BİP’in Botsvana’dan bile indirildiğini tespit etti. BİP’in kullanıcılarının yarıya yakınını diğer operatörlerin aboneleri oluşturuyor. Turkcell’in düzenlediği kampanya ile BİP yükleyen Turkcell’liler, 1 GB internet kazanıyor.
03.12.2015 - 17:49
haberturk
['bip arama özelliği']
BiP’e görüntülü ve sesli görüşme geldi
İş-Yaşam
https://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1162071-bipe-goruntulu-ve-sesli-gorusme-geldi
Spor Toto Süper Lig’de mücadele veren Akhisar Belediyespor, devre arası transfer dönemi öncesi anlaşmaya vardığı Olcan Adın’ın ardından Daniel Larsson ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.
null
Devre arası transfer sezonuna hızlı başlayan yeşil-siyahlılar, İsveç uyruklu 29 yaşındaki forvet oyuncusu Daniel Larsson ile Akhisar Belediyespor Yılmaz Atabarut Tesisleri'nde Başkan Hüseyin Eryüksel, yönetim kurulu üyeleri İbrahim Evren Acar ve Harun Eryüksel’in katılımı ile 2 yıllık sözleşme imzaladı. Golcü oyuncu Daniel Larsson son iki sezondur Süper Lig’de Gaziantepspor forması ile 46 maçta 4 gol kaydederken, 4 de asist yaptı. Transferi teknik heyetin raporu dahilinde yaptıklarının altını çizen Akhisar Belediyespor Başkanı Hüseyin Eryüksel, hayırlı olmasını dilerken transfer çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
22.12.2016 - 11:27
İHA
['Futbol', 'Spor']
Akhisar Belediyespor Daniel Larsson’u transfer etti
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/akhisar-belediyespor-daniel-larssonu-transfer-etti,dgYrsw6cQk-Z7NAZu8nUYQ
AK Parti Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Fetullah Gülen iade edildiğinde ona da uygun bir ada buluruz. Hatta Abdullah Öcalan ile komşu olmasını gönlümden geçiriyorum" dedi.
null
Fetullahçı Terör Örgütü'nün ( ) darbe girişimine tepki göstermek amacıyla Karabük Kent Meydanı'nda toplanan vatandaşlara hitap eden , Türk milletinin 15 Temmuz’da çok çirkin ve çok şerefsiz bir ihanetle karşı karşıya kaldığını söyledi. Darbe girişiminin karşısına dikilen ve geri püskürten Türk milletinin kahramanlıklarının anlatmakla bitmeyeceğini vurgulayan Şahin, vatandaşların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle günlerdir demokrasi nöbeti tutuğunu belirtti.  Karabük'ün son zamanlarda 4 şehidi olduğunu, ikisinin PKK saldırıları, ikisinin ise FETÖ'nün saldırıları ile gerçekleştiğini anlatan ve meydandakilere "FETÖ terör örgütü ile PKK arasında ne fark var?" diye soran Şahin, şöyle devam etti: "Terörist başı Abdullah Öcalan ile Fetullah Gülen arasında ne fark var? Var mı bir fark? PKK terör örgütünün elebaşı İmralı'da cezasını çekiyor. FETÖ terör örgütünün başı Fetullah Gülen de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetinin uğraşları sonucu inanıyorum ki Türkiye’ye iade edilecektir. O da Türkiye’ye gelecek bağımsız yargı organları karşısında yargılanacak ve bu hainane davranışlarının Türkiye’ye, milletimize karşı girişmiş olduğu bu hainane eylemlerinin hesabını verecektir. Fetullah Gülen Türkiye’ye iade edildiğinde ona da uygun bir ada buluruz. Hatta Abdullah Öcalan ile komşu olmasını gönlümden geçiriyorum. Ona en uygun ada Hayırsız Ada'dır. İmralı’nın hemen yanındaki Hayırsız Ada."
24.07.2016 - 09:53
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
"Gülen'e en uygun ada Hayırsız Ada'dır"
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/gulene-en-uygun-ada-hayirsiz-adadir,UrjgiIumNEWFVIgvKBvTaA
Lezbiyen, gey, biseksüel, trans bireylerin anne-babalarını anlatan Benim Çocuğum belgeselini bir haftada 2.100'kişi izledi. Belgeselin TBMM'de gösterilmesi gündemde.
null
!f Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali kapsamında gösterime giren 'Benim Çocuğum' belgeseli, İstanbul'daki dört festival gösterimi sayesinde 1200, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki galalar sayesinde de 950 kişiye ulaştı. Filmin Ankara gösterimine CHP'li Milletvekillerinden Binnaz Toprak, Melda Onur ve Aykan Erdemir katıldı. 59 CHP Milletvekilinin imzaladığı, LGBT’lere ilişkin, meclis araştırma önergesinin imzacılarından CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak, filmde yer alan aileleri dünyanın en cesur insanları olarak gördüğünü ve filmi TBMM’de göstermek istediklerini söyledi. Toprak, eşcinsel olduğu için babası tarafından silah zoruyla kaçırılan ve kendisinden haber alınamayan Umut Göktuğ Söyler’le ilgili soru üzerine, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve İçişleri Bakanlığı’nı aradım; fakat kendilerine ulaşamadım. En kısa sürede polisin harekete geçmesi için elimizden geleni yapacağız” açıklamasını yaptı. Benim Çocuğum'un Ankaralı ve İzmirli sinemaseverlerle bir başka randevusu Mart ayında. !f Ankara ve !f İzmir Festivalleri ile, 1 Mart’ta Ankara'da, 2 Mart'ta da İzmir’de gösterimleri yapılacak filmin yönetmenliğini Can Candan yaptı.
01.03.2013 - 11:38
null
[]
Benim Çocuğum'u bir haftada 2.100 kişi izledi
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/benim-cocugumu-bir-haftada-2-100-kisi-izledi,F6MdRBBioUWawvwpBBaaqw
Kuveyt'te klima sisteminde meydana gelen arıza nedeniyle 30 okulda eğitime ara verildiği açıklandı. Kararın ülke tarihinde bir ilk olduğu ifade ediliyor.
null
Kuveyt Eğitim Bakanlığı, klima sisteminde yaşanan arıza nedeniyle ülkede hükümete bağlı 30 okulda eğitime kısa süreliğine ara verdi. Yerel medyada yer alan haberlere göre, Eğitim Bakanı Hamid el-Azami klima sistemi arızalanan hükümete bağlı 30 okulda pazar gününe kadar eğitime ara verilmesini kararlaştırdı. Eğitim-öğretim yılının başlamasından iki gün sonra alınan bu kararın ülke tarihinde bir ilk olduğu ifade edildi. Sivil toplum kuruluşu Kuveytli Öğretmenler Derneği Başkanı Muti el-Acemi, Eğitim Bakanlığı'nın, klima arızası nedeniyle eğitime ara verilmesinin sorumlularını hesaba çekmesi gerektiğini ifade ederken, bakanlığa bağlı Öğretmenler Sendikası Başkanı Salih el-Azami de bakanlığın birkaç senedir onarım işini ihmal ettiğini aktardı. Başkent Bölgesi Genel Müdürü Bedriye el-Halidi ise yaptığı basın açıklamasında, başkent Kuveyt'te yer alan okullardaki arıza raporlarının çok az olduğuna işaret ederek, mühendislerin arızanın nedenini bulmak ve onarmak için gece gündüz mesai yaptıklarına dikkati çekti. Kuveyt'te hava sıcaklığının zaman zaman 50 dereceye ulaştığı belirtiliyor.
05.09.2018 - 10:20
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Dünya', 'Eğitim', 'Genel']
Kuveyt'te "klima arızası" eğitimi sekteye uğrattı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/kuveytte-klima-arizasi-egitimi-sekteye-ugratti,oHGHmh-FdEG_qoiwYIbPKw
Brezilya'da başsavcılık, eski devlet başkanları Lula da Silva ve Dilma Rousseff'i suç örgütü kurmakla suçladı. İki devlet başkanı hakkında suç duyurusu yapıldı.
null
Brezilya Başsavcısı Rodrigo Janot, eski devlet başkanları Luiz Inacio Lula da Silva ve Dilma Rousseff ile beş eski bakan hakkında, suç örgütü kurdukları ve rüşvet aldıkları gerekçesiyle Yüksek Mahkemeye suç duyurusunda bulundu. Başsavcı Janot, suç duyurusunda, eski devlet başkanları Silva ve Rousseff ile beş eski bakanın, aralarında devlet petrol şirketi Petrobras, Ulusal Kalkınma Bankası ve Planlama Bakanlığının da bulunduğu kamu kurumları aracılığıyla rüşvet topladıklarını savundu. Başsavcının suçladığı kişilerin tamamı İşçi Partisi mensubu. Bu kişilerin 480 milyon dolar rüşvet aldıkları iddia ediliyor. İşçi Partisinden yapılan açıklamada, Başsavcı Janot'un kanıt sunma dan suçlamada bulunduğu belirtildi. Eski Devlet Başkanı Lula da Silva, temmuz ayında "pasif rüşvet ve kara para aklama" suçlarından 9 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış ve sonrasında emeklilik fonları da dahil bütün mal varlıkları dondurulmuştu. Karar itiraz eden Silva, suçlu olduğunu gösteren tek bir kanıt varsa cezaevine kendi rızasıyla gideceğini belirterek suçlamaları siyasi olarak nitelendirmişti.
06.09.2017 - 10:07
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Amerika']
Brezilya'da iki eski başkana "örgüt" suçlaması
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/brezilyada-iki-eski-baskana-orgut-suclamasi,xxt34dvhr0OI-Y8cTCbgVg
Ilısu Barajı altında kalacak olan Batman'ın tarihi Hasankeyf ilçesindeki kazı çalışmaları mayıs ayında başlayacak
null
BATMAN - Hasankeyf Kazı Ekibi Başkanı ve Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam, yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarının mayıs ayında başlayarak ekim ayına kadar süreceğini bildirdi. Prof. Dr. Uluçam, Hasankeyf kurtarma kazısı konusunda ödenek sıkıntısı çekmediklerini belirterek, ''Bu yıl kazı için Başbakanlık GAP İdaresinden 1 milyon 250 bin ve DSİ'den 400 bin TL ödenek ayrıldı'' dedi. Bu yıl yapılacak kazı çalışmalarını Artuklu Köşkü, Selahiye Bahçeleri içindeki Haydarbey Zaviyesi, kale başındaki Büyük Saray ve Höyük'te yapacaklarını ifade eden Uluçam, kazı çalışmalarına 12 öğretim görevlisi, 22 doktora ve yüksek lisans öğrencisi, 80 lisans öğrencisi ve 150 işçiyle sürdürüleceğini ifadeetti. Prof. Dr. Uluçam, Hasankeyf'teki çalışmaları kapsamında bu yıl ilk defa bir höyükte de kazı yapacaklarını belirterek, höyük kazısına Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülriz Kosbe ile Prof. Dr. Hayat Erkanal'ın yer alacağını söyledi.   Bu yıl destekleme projesini Zeynelbey Türbesi'nden başlattıklarını kaydeden Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam, Zeynelbey Türbesi için malzeme analizi yapıldığını ve askıya alma projesini uygulamaya başladıklarını belirtti. Hasankeyf'teki arkeolojik kazıların ne zaman biteceğine dair bir tarih vermenin mümkün olmadığına değinen Uluçam, baraj yapımı konusuyla ilgileri bulunmadığını belirterek, ''Baraj yapımı hükümetin ve devletin sorunudur. Biz burada Hasankeyf'in kültürünü ve tarihi dokusunu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
30.04.2009 - 11:00
Anadolu Ajansı
[]
Hasankeyf kazılıyor
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hasankeyf-kaziliyor,MAk24sPlw0O1_1OXF357bw
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Mardin ve Şırnak'ta gerçekleşen terör saldırılarına ilişkin açıklama yaptı.
null
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şırnak ve Mardin'deki terör saldırılarına lişkin, "Ülkeyi kim yönetiyor Allah aşkına Nereye gidecek bu ülkenin hali Ne olacak bu ülkenin hali ben merak ediyorum. Vatandaş olarak merak ediyorum, siyasetçi olarak değil. Varsa bir sorun çözelim, getirin çözelim. Ne istiyorsanız çözelim, yapalım, 'bu dursun artık yeter' diyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu, Dil Derneği ve Çankaya Belediyesinin Şinasi Sahnesi'nde düzenlediği 84. Dil Bayramı Törenine gelişinde, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Doğu ve Güneydoğu'dan yine şehitler var. Neler söylemek istersiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Emin olun ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Terörü bitirmek için ne gerekiyorsa verelim, bizden ne istiyorsanız her türlü katkıyı verelim dedik. Yasa değişikliği, hay hay buyurun yapın, anayasa değişikliği, hay hay buyurun yapın. Ne istedilerse bütün talepleri karşılandı ama bugün gerçekten son derece üzgünüm 10 şehidimiz var" yanıtını verdi. "İyi de bu işin sorumlusu kim 10 eve ateş düştü" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne söylüyoruz 'Şehitlerimize Allah rahmet eylesin', evet Allah rahmet eylesin, 'ailelerine başsağlığı', ailelerine başsağlığı diliyoruz, 'Türk milletinin başı sağolsun', evet Türk milletinin başı sağolsun. İyi de bunu ne zaman ve nereye kadar söyleyeceğiz Kim bu işin sorumlusu Bir sorumlu çıkması lazım, birisinin bir açıklama yapması lazım, neden bu kadar şehidimiz geliyor, neden bugüne kadar doğru dürüst bir önlem alınmadı diye. Neden bu tablo annelerin önüne konuyor O annelere ne anlatacağız, ne söyleyeceğiz Bu işin sorumlusu siyaset kurumudur, dünyanın her tarafında böyledir. Vatandaşı, esnafı manavı, sanayiciyi, sanatçıyı sorumlu tutamayız. Ülkeyi kim yönetiyor Allah aşkına Nereye gidecek bu ülkenin hali Ne olacak bu ülkenin hali ben merak ediyorum. Vatandaş olarak merak ediyorum, siyasetçi olarak değil. Varsa bir sorun çözelim, getirin çözelim. Ne istiyorsanız çözelim, yapalım, 'budursun artık yeter' diyoruz."
26.09.2016 - 20:12
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'Cumhuriyet Halk Partisi']
CHP lideri Kılıçdaroğlu'dan 10 şehitle ilgili açıklama
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/chp-lideri-kilicdarogludan-10-sehitle-ilgili-aciklama,ZQ46BIYiUk2u0CLvQxAYuw
Daha önce su olduğu tespit edilen Ay'ın kuzey kutbundaki 40 kraterde büyük su rezervleri bulundu.
null
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) radarının, Ay'ın kuzey kutbunda bazı kraterlerin içinde buz bulduğu belirtildi. NASA'nın bugün yayımladığı bildiride, Hindistan'ın Chandrayaan-1 uzay aracında bulunan NASA'nın Mini-SAR adlı radarının, Ay'ın kuzey kutbu yüzeyinde 1,6-15 kilometre çapında "buz ihtiva eden 40'dan fazla krater tespit ettiği" belirtildi. Bildiride, buz miktarının tam olarak henüz bilinmediği belirtilerek, ancak 600 milyon ton olabileceği tahminine yer verildi. Bugüne dek, bilimadamları Ay'ın kuru olduğunu, ancak bazı kraterlerin dibinde buz birikintisi bulunabileceğini öne sürüyorlardı. Mini-SAR projesini yürüten Paul Spudis, radarın Ay'da buz tespit etmiş olmasının Dünya'nın uydusunu eskisinden daha da ilgi çekici hale getirdiğini söyledi. Uzmanlar, Ay'ın kutuplarındaki kraterlerin Dünya'dan gözükmediği için, Mini-SAR adlı radarın 2009 yılında radyo dalgalarını bir noktada toparlama yöntemiyle, Ay'ın kutuplarındaki kraterlerin haritasını çıkardığını belirtti. NASA yetkililerinden Jason Crusan, radarın yolladığı verilerin Ay'da buz bulunduğunu gösterdiğini ifade ederek, böylece Ay'a yönelik yeni hedef ve misyonlar oluşturulabileceğine dikkat çekti. Mini-SAR'ın buluşu, ABD Başkanı Barack Obama'nın birkaç hafta önce ABD'nin Ay'a yeniden astronot yollama projesinden vazgeçtiğini belirten açıklamasından sonra ortaya çıktı. Radarın Ay'ın kuzey kutbundaki buz keşfi, Amerikan Fizik Birliği'nin Geophysical Research Letters adlı dergisinde yayımlanacak.
02.03.2010 - 14:25
null
[]
Ay'da 600 milyon ton su
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ayda-600-milyon-ton-su,GjsY2qoSA0iqEKKQq2gPfA
Fenerbahçe ekonomik olarak düzlüğe çıkmak için çalışmalar yaparken Şampiyonlar Ligi’nden uzak kalmak kulübü çok zorluyor. 1998-2008 arası 5 kez Devler Ligi’nde boy gösteren Sarı-Lacivertliler, son 10 yıldır bu önemli organizasyonun kapısından içeri dahi giremiyor, 220 milyon Avro’luk kayıp bel büküyor.
Hilmi Türkay
Fenerbahçe ekonomik olarak düzlüğe çıkmak için çalışmalar yaparken Şampiyonlar Ligi’nden uzak kalmak kulübü çok zorluyor. 1998-2008 arası 5 kez Devler Ligi’nde boy gösteren Sarı-Lacivertliler, son 10 yıldır bu önemli organizasyonun kapısından içeri dahi giremiyor, 220 milyon Avro’luk kayıp bel büküyor. Sarı-Lacivertlilerin, Şampiyonlar Ligi’nden uzak kalması rakiplerini avantajlı hale getirdi. Fenerbahçe’nin Devler Ligi’nde boy gösteremediği dönemde ezeli rakip Galatasaray tam 6 kez bu arenada mücadele ederken, Beşiktaş 2 , Trabzonspor ve Bursaspor da 1’er kez Avrupa’nın en büyük organizasyonuna katılım gösterdi. UEFA’dan merakla beklenen karar henüz gelmemesine rağmen transfer çalışmalarına hız veren Fenerbahçe, DG Sivasspor forması giyen Emre Kılınç ile el sıkıştı. Sarı-Lacivertliler, Süper Lig'de geçtiğimiz sezonun en flaş isimlerinden biri olan 25 yaşındaki orta alan oyuncusunun menajeriyle görüşerek prensip anlaşması sağladı. Bu gelişmenin ardından Sivasspor ile masaya oturan Sarı-Lacivertli kulüp 2.5 milyon Avro’luk teklif yaptı. Sivasspor 1 yıl sözleşmesi kalan Emre için 4.5 milyon avro istedi. İki kulüp arasında pazarlıklar önümüzdeki günlerde de devam edecek. Fenerbahçe’nin kadrosuna katmak istediği Medipol Başakşehirli İrfan Can Kahveci’nin transferinde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Emre Belözoğlu’nun yönetime “mutlaka alınmalı” dediği İrfan Can ile olumlu görüşme yapan F.Bahçe, Başakşehir’den indirim bekliyor. Turuncu-Lacivertliler 7 milyon Avro’da ısrar ederken Fenerbahçe 5.5 milyon Avro veriyor. Ancak İrfan Can’ın F.Bahçe’de oynamak istemesi Sarı- Lacivertli yönetimin en büyük kozu. Yönetim, başta Sevilla olmak üzere bir çok Avrupa kulübünün takibinde olan İrfan Can’ın fiyatı daha fazla yükselmeden önümüzdeki hafta önemli bir mesai sarfedecek. Medipol Başakşehir’de geçtiğimiz sezon 37 maçta forma giyen İrfan Can Kahveci 4 gol ve 4 asistlik performans sergiledi.
23 Haziran 2019 Pazar, 06:00
cumhuriyet
null
Fenerbahçe'nin kaybı büyük
futbol
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1452334/Fenerbahce_nin_kaybi_buyuk.html
Eskort kadın, hâkim sevgilisi A.B. ve ‘zimmet’ suçundan ihraç edilen savcı İ.T.’den, kendisini darp ettikleri gerekçesiyle şikâyetçi oldu. “Hep beraber takılalım” teklifini kabul etmeyince dayak yediğini belirtip rapor alan kadının başvurusunu değerlendiren HSK, soruşturma izni verdi
null
İstanbul’da görev yapan hâkim L.A.’nın eskort sevgilisine uyguladığı şiddet, adliyeye taşındı. İddiaya göre, İstanbul’da 23 Eylül günü meydana gelen olay şöyle gelişti; Adliyesi’nde görev yapan hâkim A.B., bir yıldır aşk yaşadığı L.A.’yı arayarak görüşmek istedi, randevu ayarlandı. Hâkim A.B., görüşmeye daha önce ‘zimmet’ suçundan meslekten ihraç edilen eski savcı İ.T. ile birlikte gitti. Otomobilde eski savcı İ.T.’yi gören L.A., rahatsızlığını sevgilisi A.B.’ye iletince beklenmedik bir yanıtla karşılaştı. İddiaya göre A.B., sevgilisine “Hadi gel benim eve gidelim. Hep beraber takılalım” önerisinde bulundu. L.A.’nın bu talebi reddetmesi üzerine tartışma çıktı. Tartışma sırasında eski savcı İ.T., genç kadını darp etti. L.A., hâkim A.B.’nin Ataköy’deki evine giderken, eski savcı İ.T. otomobilden inerek çiftin yanından ayrıldı. Gazete Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre A.B., L.A.’dan şikâyetçi olmamasını isteyerek, “Eve çıkalım uyuyalım. Cezam neyse çekerim. Sabah gider şikâyet edersin” dedi. Kadının banka hesabına para havale eden A.B., sevgilisi L.A.’yı şikâyet başvurusu konusunda ısrarcı olması üzerine darp etti. Ardından L.A. hastaneye giderek darp raporu aldı. Raporda, genç kadının yüzünde morluk, dudağında kesik ve kolunda izler olduğuna dair tespitlere yer verildi. Bu raporla İstanbul Adliyesi’ne giden L.A. her iki isimden de şikâyetçi olduğuna dair dilekçeyi savcılığa teslim etti. L.A., dilekçesinin bir örneğini de Hâkimler ve Savcılar Kurulu ( ) Bürosu’na verdi. Dilekçenin ulaşmasının ardından başvuruyu ele alan HSK, hâkim A.B. hakkında soruşturma izni verdi ve iddiaları araştırması için bir müfettiş görevlendirdi. Müfettişten gelecek rapor doğrultusunda kurul, A.B.’nin eyleminin “mesleğin şeref ve nüfuzuna veya şahsi onur ve saygınlığına zarar vereceği”ne kanaat getirirse, kınama, uyarma, yer değiştirme ve meslekten ihraca varıncaya kadar bir dizi disiplin cezası verebilecek. Hâkim A.B., hakkındaki “darp” iddialı adli soruşturmayı da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürütecek. Savcılık soruşturma sonunda iddiaları yerinde bulursa hâkim hakkında dava açılacak.
10.10.2017 - 04:38
haberturk
['hsk', 'istanbul']
Eskort sevgilisini döven hâkime soruşturma
Gündem
https://www.haberturk.com/eskort-sevgilisini-doven-hkime-sorusturma-1666203
Kuzey Kore'nin Japonya üzerinden fırlattığı füze sonrası bu sabah 3,45'in üzerinde işlem gören dolar/TL, öğleden sonra 3,44 seviyesinin altına indi. Euro/dolar paritesi ise Ocak 2015'ten sonra ilk kez 1,20'nin üzerinde fiyatlanıyor.
null
Kuzey Kore'nin füze denemesinin ardından küresel piyasalarda artan risk algısı ile güne yükselişle başlayan /TL, yeniden düşüşe geçti. Kur, öğleden sonra 3,44 seviyesinin altına indi. Kuzey Kore, ABD Başkanı Donald Trump'ın sert uyarılarına ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararlarına rağmen yeni bir balistik füze denemesi daha gerçekleştirdi. Japonya, Kuzey Kore'nin yeni balistik füze denemesi yaptığını ve füzenin Japonya'nın üzerinden geçtiğini duyurdu. Füze denemesinin ardından piyasalarda jeopolitik risk algısının yükseldiği ve doların gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında yükselişe geçtiği görülürken, güvenli liman olarak görülen altına olan talebin de artması dikkati çekti.  Uzmanlar, Kuzey Kore'nin füze denemeleri ile ilgili haber ve açıklamaların piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını belirterek, dolar/TL'nin 3,4390 seviyesinin destek, 3,4800 ve 3,5000 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu ifade etti.  /TL 4,1397'den işlem görüyor. paritesi, Kuzey Kore'nin Japonya üzerinden balistik füze atışında bulunmasının ardından 2015 yılının ocak ayından beri ilk kez 1,20 seviyesinin üzerine çıktı.
29.08.2017 - 14:26
ntv.com.tr
['Döviz', 'son dakika', 'Ekonomi', 'Euro', 'Dolar', 'Finans']
Dolar ne kadar? (29 Ağustos dolar fiyatları)
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/dolar-ne-kadar-29-agustos-dolar-fiyatlari,yujQzF5HKEqmsWuJeGcGiA
TBMM bugün Özgecan'la açıldı. Muhalefet milletvekilleri Genel Kurul'da cinayete tepkilerini dile getirdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın konuşması sırasında bazı CHP'li vekiller salonu terk etti
null
'de bugün Genel Kurul'a gelmesi beklenen 'iç güvenlik paketi'yle ilgili görüşmeler öncesinde milletvekilleri Mersin'in Tarsus İlçesi'nde işlenen Özgecan Aslan cinayetine ilişkin söz aldı. Konuşmacılar, vahşi cinayete tepki gösterdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel ve CHP adına Aytuğ Atıcı partileri adına söz aldı.  Milletvekilleri, koyu renk kıyafetle Genel Kurul salonuna geldi. Muhalefet temsilcilerinin ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı da söz aldı. İslam'ın konuşması sırasında bazı CHP'liler Genel Kurul Salonu'nu terk etti.
17.02.2015 - 15:12
haberturk
['özgecan aslan', 'ayşenur islam', 'aile ve sosyal politikalar bakanı', 'tbmm', 'genel kurul', 'tepki']
CHP milletvekilleri Ayşenur Aslan'ın konuşması sırasında Genel Kurul'u terk etti
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1044240-tbmm-genel-kurulunda-ozgecan-aslan-cinayetine-tepkiler-dile-getirildi-aile-ve-sosyal-politikalar-bakani-aysenur-islamin-konusmasi-protesto-edildi
FIFA'nın Atletico Madrid'e transfer yasağı cezası vermesi, bu kulübün genç yeteneklerinden Oliver Torres, Yannick Carrasco ve Saul'u kiralamayı planlayan Galatasaray yönetiminin hesaplarını alt üst etti
null
FIFA'nın Atletico Madrid'e '2 dönem transfer yasağı' cezası vermesi Galatasaray'ın transfer planlarını da etkiledi. Ceza nedeniyle İspanyol ekibinin yeni bir yol haritası çizdiği ortaya çıktı. İspanyol ekibinin üç futbolcusu için Galatasaray harekete geçmiş, Yannick Carrasco, Oliver Torres ve Saul'ü kiralamak için girişimlere başlamıştı. Madrid ekibinin Rayo Vallecano ile oynadığı maçı izleyen sarı-kırmızılı yetkililer, ilk planda kanat oyuncusu Oliver Torres için harekete geçerken, Saul ve Carrosco'nun da kiralanması için girişimde bulunmuşlardı. Ancak İspanya'dan gelen haberler Atletico'nun genç yıldızlarının, FIFA'nın aldığı karardan sonra sarı-kırmızılı ekipten uzaklaştığını ortaya koydu. Her ne kadar bu transfer dönemini kapsayan bir yasak olmasa da, önümüzdeki dönemler için yeni oyunculara yasak getiren kararın, dev kulübü bu isimleri elinde tutma politikasına mecbur ettiği bildirildi.
16.01.2016 - 12:49
haberturk
[]
FIFA'dan Galatasaray'a darbe!
Futbol
https://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/1181822-fifadan-galatasaraya-darbe
Sosyal paylaşım sitesi Youtube'ta çok sayıda takipçisi olan Bülent M. ile Amir Z, yayımladıkları videoların altına yasa dışı bahis sitelerinin reklamını koydukları gerekçesiyle başkentte gözaltına alındı.
null
Ankara'nın Çankaya ilçesinde düzenlenen operasyonda, Youtube kanallarında yasa dışı bahis sitelerinin reklamına yer verdikleri gerekçesiyle 2 kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sosyal medyada çok sayıda takipçisi olan Bülent M. ve Amir Z'nin yayımladıkları videoların altına yasa dışı bahis sitelerinin reklamını koyduğunu belirledi. Düzenlenen operasyonda, Bülent M. ve Amir Z. gözaltına aldı, evlerinde yapılan aramada, çok sayıda dijital materyal ele geçirildi. Orta Afrika Cumhuriyeti vatandaşı Amir Z'nin üniversite öğrencisi olduğu öğrenildi.
03.07.2018 - 17:58
Anadolu Ajansı
['Ankara', 'youtube', 'polis ']
Bahis sitesi reklamı alan "Youtube fenomenleri"ne operasyon
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahis-sitesi-reklami-alan-youtube-fenomenlerine-operasyon,eMsTvffSyU6nRSi8uTbarA
Spor Toto Süper Lig'de 2012-2013 sezonundan bu yana mücadelesini sürdüren Akhisarspor, yarın akşam oynanacak Fenerbahçe maçında olası puan kaybında bitime 2 hafta kala lige veda edecek.
cumhuriyet.com.tr
Sezona teknik direktör Safet Susic yönetiminde TFF Süper Kupa maçında penaltılar sonucunda Galatasaray'ı yenerek başlayan Akhisarspor, ligde istediği sonuçları alamadı. Susic'le yollarını ayırdıktan sonra ligde Cem Kavçak yönetiminde 1 maça çıkan yeşil-siyahlı ekipte daha sonra Cihat Arslan takımın başına getirildi. Arslan'la da yollarını ayıran Akhisarspor, tekrar Kavçak'la çalışmaya başladı. Süper Lig'de son 3 haftaya 25 puanla son sırada giren Akhisarspor, yarın konuk olacağı Fenerbahçe karşısında olası puan kaybında lige veda edecek. Ege temsilcisi, Fenerbahçe'yi yense bile düşme hattının hemen üzerindeki Göztepe'nin alacağı bir galibiyetle yine ligden düşecek.
10 Mayıs 2019 Cuma, 17:03
cumhuriyet
null
Kupa şampiyonu Akhisar'ın kader maçı
futbol
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1386884/Kupa_sampiyonu_Akhisar_in_kader_maci.html
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), ligde 4-2 kaybettikleri Antalyaspor karşılaşmasında gördüğü kırmızı kart nedeniyle Galatasaraylı futbolcu Ryan Donk'a 2 maç ceza verdi.
null
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) kararları açıklandı. Kurul, Galatasaraylı futbolcu Ryan Henk Donk'a Antalyaspor maçında yaptığı faul nedeniyle 2 resmi müsabakadan men cezası verdi. Kardemir Karabükspor'a 1 maç seyircisiz ve 30 bin TL, teknik sorumlu Yücel İdiz'e 1 müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ile 6.500 TL, futbolcu Cemil Adıcan'a ise 7 resmi müsabakadan men ve 9 bin TL para cazası verildi.
21.04.2016 - 17:39
Ntvspor
['Spor', 'Galatasaray']
PFDK'dan Galatasaraylı Ryan Donk'a ceza
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/pfdkdan-galatasarayli-ryan-donka-ceza,qk8_a5qOMEafoFjel0XBtA
Kahvehane kültürü bu kentte 500 yıl öncesine kadar dayanıyor. Derin sohbetlerin vazgeçilmezi Türk kahvesinin tadını, kültürüne ve köklü geçmişe rağmen gerçek manada her yerde alamıyoruz. Peki Osmanlı’dan kalma kahve lezzetini yaşatan kahvehaneler nerede? En güzel kahve nerede içilir? Mehmet Kurukahveci Kültür Merkezi Sözcüsü Harmankaya anlattı...
null
Kahvehaneler yaklaşık 500 yıl önce bugünkü vasfından çok başka bir konumdaydı bu kentte. Sadece boş zaman doldurulan değil önemli konularda fikir alışverişinde bulunulan ve en güzel kahvenin tadıldığı yerlerdi. Eski kahvelerin tadını belki de yapılış şekli değiştiğinden beri alamıyoruz. “Üç Şehir Bir Kahve” sergisi kapsamında düzenlenen “Kahve Bahane Sohbet Şahane” söyleşilerinin konuklarından Mehmet Kurukahveci Kültür Merkezi Sözcüsü Öğr. Gör. Çiçek Akçıl Harmankaya kentteki kahvehanelerin tarihini ve eski lezzeti tadabileceğiniz kahvehaneleri anlattı. Günümüzde eski İstanbul kahvehanelerine mimari anlamda benzeyen ve eski kahvelerin lezzetini yakalayabileceğimiz tek bir kahvenin bulunduğunu söyleyen Harmankaya, “Kadırga Meydanı’nda “Havuzlu Kahve” adıyla bilinen Arif Amca’nın kahvehanesi eski bir tulumbacı kahvehanesinin devamı olarak kültürünü yaşattı. İstanbullular hem bu kültürü mimari hem de lezzet açısından hissedebilmek için bu kahvehaneyi tercih edebilir” diyor. “Tarihi ve özgün anlamında Kadırga Havuzlu Kahve, Üsküdar Çiçekçi Kahvesi, Kapalıçarşı Şark Kahvesi, Cankurtaran Erol Taş Kahvesi ve Eyüp Piyer Loti Kahvehanesi gibi tarihi kahvehaneler eski kahve kokusunu ve tadını alabileceğiniz nadide mekânlardır” diyen Harmankaya, eski İstanbul kahvehanelerinin genelde deniz kenarında ya da Boğaz gören seyir tepelerinde inşa edildiklerini söyleyerek, “Özellikle Tophane, Haliç, Eminönü, Divanyolu, Aksaray-Beyazıt bölgelerinde kahvehaneler yoğunlaşmıştı. Şimdi de görmek mümkün fakat eski kültürü ve lezzeti yaşatan kahvehane artık çoğunlukta değil” diyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın son döneminde kentte 50 kadar kahvehanenin bulunduğunu söyleyen Harmankaya, 16. yüzyıl sonunda 600, 19. yüzyıl sonunda ise en az 2500’e ulaştı bu rakam. Günümüzde bir rakam vermek zor ama Batı’daki ismiyle bu tür mekânlar artık cafe olarak adlandırılıyor” diyor. “Kahve konusunda İstanbul’un en önemli özelliği bir buluşma noktası olmasıdır” diyen Harmankaya, “Döneminde Orta ve Uzakdoğu ticaretinin son durağı olan Eminönü-Tahtakale noktasını ziyaret eden Arap ve İranlı Müslümanlar, Hintliler, Kuzey Afrikalılar ve İspanyol Yahudileri gibi değişik ırk ve dine mensup tüccarlar, Doğu ve Batı arasındaki ilişkide de önemli rol oynamıştır” diyor. Kahvenin İstanbul’a gelişine ilişkin kaynaklarda iki farklı dönemin ileri sürüldüğünü belirten Harmankaya, “İlk tarih, kahvenin 1517-1519 tarihleri arasında Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi sırasında İstanbul’a geldiği. Bunun yanında Katip Çelebi’ye göre de kahve 1543 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından İstanbul’a getirilmiştir” diyor. “Biz Türk Kahvesi diyerek genellikle Arabica cinsi kahve çekirdeklerinden elde edilen, cezvede içine şeker katılarak pişirilen kahveyi tanımlamış oluyoruz” diyen Harmankaya, “Dünyada içine pişirme esnasında şeker katılan tek kahve Türk kahvesidir. İlk dönemlerde güğümlerde pişirilen kahve daha sonraları ibriklerde ve en son cezvede pişirilmeye başlandı. Ancak bu keyif günümüzde yerini makinelere bıraktı” diyor. İstanbul’un kahve kültürünün ilk kahvenin getirildiği ve kahvehanelerin açıldığı Tahtakale Tahmis Çarşısı’nda başladığını söyleyen Harmankaya ekliyor, “Burada çekirdek halinde getirilen kahve, kavrulur ve Yeniçeri teşkilatına bağlı Tahmis Ocağı tarafından denetlenen dibeklerde öğütülerek esnafa dağıtılırdı. O günden bugüne sohbet isteyen gönüllerin bahanesi kahve oldu.” “Osmanlı döneminde kahve ilk yıllarından itibaren yasaklarla karşılaştı” diyen Harmankaya, “Özellikle Kanuni döneminin en ünlü Şeyhülislamı Ebu Suud Efendi’nin ‘Kömür derecesinde kavrulan kahvenin içilmesi haramdır’ dediği fetvası üzerine İstanbul’a kahve getiren gemiler altları delinerek batırılmış. Bu yasağın önemli sebepleri arasında hazinenin kahveden aldığı gelirlerin azalması gösterilir. Daha sonraki yıllarda III. Selim, III. Murat ve I. Ahmet dönemlerinde de kahve yasakları devam etmiş, özellikle IV. Murat dönemi yasağı oldukça dikkat çekici olmuştur. 1633 yılına denk gelen bu dönemde Cibali yangını bahane edilerek kahvehaneler kapatıldı” dedi.
13.03.2016 - 16:33
haberturk
['nagihan alan']
İstanbul'un kahve tarihi
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1209151-istanbulun-kahve-tarihi
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti.
null
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile genel merkeze gelen CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, Kılıçdaroğlu ile makamında yaklaşık bir saat görüştü. Görüşme sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Salıcı, ziyareti Kemal Kılıçdaroğlu'nu pazar günü İstanbul'da yapacakları "İktidara Hazırlık Merkezi" ve il binasının açılışına davet etmek için gerçekleştirdiklerini söyledi. Konuşmasında Sarıgül'den "İstanbul Belediye Başkanımız" diye bahseden Salıcı, "Allah söyletiyor" esprisi yaptı. Coşkulu bir açılış gerçekleştireceklerini ve Kılıçdaroğlu'nu havalimanından itibaren büyük bir konvoyla karşılayacaklarını ifade eden Salıcı, "Pazar günü CHP'nin seçimi kazandığını tüm Türkiye görecek" dedi. Sarıgül ise "kamuoyu yoklamalarının gereğini" yaparak, kendisinin adaylığını onaylayan Kılıçdaroğlu ve Parti Meclisi üyelerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Sorumluluğunun farkında olduğunu dile getiren Sarıgül, "Başta genel başkanım olmak üzere, onun nezdinde tüm partili yurttaşlarıma teşekkür etmek için buradayım" dedi. Kılıçdaroğlu'nun yaptıkları daveti kabul ettiğini bildiren Sarıgül, açılışın merkezini genel başkanın yapacağını söyledi. Siyasi parti gözetmeksizin tüm İstanbullular'ı açılışa beklediklerini kaydeden Sarıgül, şunları kaydetti: "Çünkü İstanbul'da bizim ötekimiz olmayacak. İstanbul'da kin, nefret, sevgisizlik dönemini bitireceğiz. İstanbul'da barış, özgürlük ve demokrasi dönemi başlayacak. İstanbul'da din, dil, ırk, kültür, mezhep farkı kesinlikle gözetmeyeceğiz. İstanbul'da muharrem ayı da bizim, ramazan ayı da bizim. Başı kapalı olan kardeşlerimiz de bizim, başı açık kardeşimiz de bizim. İstanbul'da inançlara saygılı laikliği en üst düzeyde yurttaşlarımızla buluşturacağız. Cumhuriyetin değerlerini yurttaşlarımızla buluşturacağız. Pazar günü Sayın Genel Başkanımızın uğurlu elleriyle açacağı İstanbul Büyükşehir Hazırlık Merkezinin açılışının ardından, İstanbul'da çalmadığımız kapı, sıkmadığımız el kalmayacak. Projelerimizi, görüşlerimizi, düşüncelerimizi bütün yurttaşlarımıza anlatacağız. İnanıyorum ki yurttaşlarımız bu çağrımıza olumlu bir şekilde cevap verecekler. İstanbul'da Mustafa Sarıgül kazanmayacak, İstanbul'da sevgi kazanacak, barış kazanacak, CHP kazanacak." İstanbul merkezli operasyonun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine ise Sarıgül, tamamen İstanbul'u konuştuklarını söyledi. Genel merkezdeki partililerle bir süre sohbet eden Sarıgül, Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu tarafından uğurlandı. Öte yandan CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş da Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. Sarıgül öncesinde gerçekleşen ziyaretin yaklaşık yarım saat sürdüğü belirtildi.
26.12.2013 - 17:02
Anadolu Ajansı
[]
Sarıgül'den Kılıçdaroğlu'na ziyaret
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/sarigulden-kilicdarogluna-ziyaret,CTCzR5pBx0O2XVYcwSCcRA
Peri bacalarının vatanı Kapadokya Vadisi, doğal mimarisi ve leziz şaraplarının yanı sıra baharı karşılamak için mükemmel fırsatlar sunan bir adres...
null
Füsun Saka, HT Cumartesi'de Kapadokya'yı kaleme aldı. Kapadokya’ya adımınızı atıp peri bacaları ile karşılaştığınızda, gerçekten de perilerin varlığına inanmak istiyorsunuz. Ama şimdilik bırakın onlar düşlerimizde kalsın. Gerçek Kapadokya ise ta Pers İmparatorluğu zamanında volkanik dağların arasına kurulan bu ülke. Bölge Erciyes, Güllüdağı ve Hasandağı’nın 60 milyon yıl önce püskürttüğü lavlar sonucu oluşan yumuşak bir kaya yapısına sahip. Ancak, zaman içinde yağmur ve rüzgara maruz kalan bu kayalar, büyülü bir görüntü almış, adı da ‘Peri bacaları’ oluvermiş. Peri bacalarının arasında süzülerek, muhteşem Kapadokya manzarasını yüksekten izlemek Kapadokya’nın vazgeçilmezleri arasında. Pers dilinde ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamına gelen Kapadokya’da sabaha karşı ya da bir akşamüstü, peri bacalarının irili ufaklı yükseldiği ovayı seyrederken, bu topraklardan bir zamanlar birçok medeniyetin geçip gittiğini hissetmekle kalmıyor buna şahit de oluyorsunuz. Bu efsanevi topraklarda her mevsim gezilip görülecek yerler var. Üstelik bölgede kurulan oteller, Kapadokya’da geçireceğiniz zamanı daha da kaliteli hale getiriyor. Kapadokya denildiğinde adı ilk akla gelenler; Avanos, Göreme, Akvadi, Uçhisar, Ürgüp, Ortahisar Kaleleri, Aynalı ve El Nazar kiliseleri, Güvercinlik Vadisi, Ihlara, Güllüdere Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı şehirleri, Çavuşin, Paşabağı- Zelve antik kentleri. Doğal olarak, Kapadokya’yı tanımak için iki ya da üç gün yetmez. En az bir hafta ayırmalısınız. Kayalara oyulup adeta saklanan Kapadokya evleri ve güvercinlikler, yöreye özgü en belirgin görüntü. Yüzlerce yıl boyunca, barınma, ibadet, eğitim gibi birçok ihtiyaç bu mekanlarda karşılanmış. Şimdilerde de bu kayaların içindeki son derece lüks otellerde konaklamak mümkün. Kapadokya sadece mimarisi ile ön plana çıkmıyor, şarapçılık da bu verimli toprakların en önemli gelir kaynaklarından biri. Antik dönemde adı Hallys olan Avanos, Kızılırmak Nehri kıyısında kurulmuş. Nevşehir’in 18 kilometre doğusunda yer alan ilçenin adı her medeniyette değişmiş. Son olarak Osmanlı döneminde adı Avanos olan kent, aynı zamanda, çanak-çömlek yapımcılığı ile ünlü. Göreme; Nevşehir-Ürgüp-Avanos arasında, etrafı vadilerle çevrili bir bölgede yer alıyor. Kasaba ve çevresinin Roma döneminde Avanos halkı tarafından mezarlık olarak kullanıldığı rivayet ediliyor. Ortaçağın başlarında, 11 ve 13. yüzyılda Hristiyanlar için başpiskoposluk merkezi durumunda olan Göreme ve çevresinde çok sayıda dini yapı var. Burayı bir nevi açık hava müzesi gibi dolaşmak mümkün. Kapadokya’nın en muhteşem manzaralarından birine sahip olan Uçhisar, Nevşehir’e yedi kilometre uzakta. Kale adı verilen yüksek kaya içine ve onun civarına oyulu yapıları ile tanınan bölgede, en büyük keyif, manzarayı seyredalmak. Burada, Avanos’a kadar tüm vadi ayaklarınızın altına seriliyor. Kapadokya’nın en önemli turizm merkezlerinden Ürgüp’te kayalara oyulu birçok otel bulunuyor. Serinn House, yörenin gizemine lüksü ve rahatlığı da katıyor. Kayaların doğal dokusuna zarar verilmeden özenli bir çalışma ile evden otele dönüştürülen Serinn House, eskiye ve doğaya sadık kalınarak restore edilmiş. Ürgüp’ün Esbelli Mahallesi’nde, mahalleye de ismini veren dillere destan taşlar kullanılarak yüzlerce yıllık kayadan oyma mağara dokusunu tasarım ve konforla buluşturan mekan, her ayrıntısında kendinizi özel hissettirecek nitelikler taşıyor. Üç vadiden oluşan eski bir yerleşim alanı olan Zelve, Avanos’a beş kilometre uzaklıkta. Burada da neredeyse her vadideki gibi kilise, manastır ve kayadan oyma evler bulunuyor. Zelve 1952 yılında afet bölgesi kapsamına alınarak, iskana kapatılmış ve sit alanı ilan edilmiş.   Kayalara oyulan evler ve kiliseler, onları saldırılardan koruyan devasa birer sığınaktı.   Kapadokya bölgesinin en meşhur yemeği yöresel bir lezzet olan testi kebabı. Geleneksel testi kebabı Avanos testisi içine et konulup tandırda pişirilerek yapılıyor. Yöre üzümünden şaraplar, pekmez, Acıgöl’ün kabak tatlısı, Ortahisar’ın kayısıları tadına bakılacak lezzetler arasında. Yöre Hacıbektaş kasabasına yakın olduğu için sema gösterileri yapılıyor. Sırf Sema izlemek için bile gidilir. Kapadokya’da sadece din ve tarih gezisi yapılmıyor. Zamantı Kanyonu’ndaki şelaleler rafting sevenler için kaçırılmaz fırsatlar sunuyor. Kapadokya’da arazinin yapısından dolayı her yere otomobille gidilemiyor. Bu nedenle bisiklet ya da daha zor koşullarda da at sırtında araziyi gezmek mümkün. Uçhisar Kalesi’nden güneşin doğuşu ve batışını izlemek için dünyanın birçok yerinden binlerce turist geliyor. Kapadokya, medeniyetlerin tüm izlerini taşıyan bir bölge. Gerek din gerekse kültürel gelişimi izlemek için çok iyi bir seçenek.
10.04.2018 - 15:34
haberturk
['kapadokya', 'avanos', 'göreme', 'uçhisar', 'ürgüp', 'zelve', 'testi kebabı', 'peri bacaları', 'kapadokyada ne yenir', 'kapadokya gezilecek yerler']
Güzel atlar ve periler diyarı: Kapadokya!
Yaşam
https://www.haberturk.com/guzel-atlar-ve-periler-diyari-kapadokya-1912035
ABD'nin 6 Kasım'da yapacağı genel seçim öncesinde eyalet seçimleri başladı. Sosyal ağlar da seçimler için özel önlemler almaya başladı. Son seçimdeki yalan haber ve hedefli reklam üzerinden doğan skandallar yüzünden sosyal ağların mesaisi artmış durumda. Yalan haber konusunda da çalışan Twitter, bir diğer değişikliği onaylı profillerde yaptı. Hesap adının hemen yanında mavi tikle gösterilen onaylı profiller durduruldu
HABERTURK.COM
Ürün yöneticisi Kayvon Beykpour attığı tweet ile yeni bir seçim sürecine girildiğinden "birinci önceliğimiz onaylama programı olmaktan çıktı (seçim dürüstlüğü oldu)" dedi. , geçen kasım ayında da onaylanma sürecini durdurmuştu. Charlottesville'deki beyaz üstünlüğünü savunan gösteriyi düzenleyen Jason Keller'ın hesabının onaylı olması sonrasında eleştiri yağmuruna tutulan şirket, durdurmayı onaylanmanın ne anlama geldiğini baştan tanımlamak için yaptığını açıklamıştı. Twitter, daha sonra onay sürecini yeniden devreye aldı. Bu seferki sürecin en az 4 hafta süreceği belirtilirken, sonrasında devam edilip edilmeyeceği ya da yöntemin değişip değişmeyeceği konusunda bilgi verilmedi.
18.07.2018 - 10:17
haberturk
['twitter', 'onaylı hesap', 'mavi tik', 'abd seçimleri', 'yalan haber', 'seçim hilesi']
Twitter onaylı profilleri durdurdu
Teknoloji
https://www.haberturk.com/twitter-onayli-profilleri-durdurdu-2063668-ekonomi
Habertürk, ardı arkası kesilmeyen motosiklet kazalarını inceledi
null
Bursa'da önceki gün ünlü oyuncu Tamer Karadağlı’nın motosiklet kazasında yaralanıp hastaneye kaldırılması bu tutku ve motosiklet kazası ölümlerini tekrar gündeme getirdi. İki bileği kırılan ve İstanbul’da tedaviye alınan Karadağlı’nın ardındansa Türkiye iki acı haber daha aldı. Manisa’nın Saruhanlı İlçesi’nde, Akhisar’dan yönüne giden Türkiye Basketbol 2. Ligi ekiplerinden Best Balıkesir’in antrenörü Mete Babaoğlu yönetimindeki cip Ali Duran Yılmaz (17) ve Şamil Akdeniz’in (17) bulunduğu motosiklete çarptı. Kaskları bulunmayan Şamil Akdeniz karşı şeride fırladı. Ali Duran Yılmaz ise motosikletle cipin altında bir süre sürüklendi. 17 yaşındaki her iki genç de hayatlarını kaybetti. Antrenör Babaoğlu 2 kişinin ölümüne sebep olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Babaoğlu, savcılıktaki sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Denizli’deyse, Sarayköy İlçesi’ndeki baraj gölünde balık avladıktan sonra motosikletle yola çıkan iki genç, motosikletin kontrolden çıkması üzerine sulama kanalına devrildi. Akıntıyla sürüklenen Yakup Ergin yaşamını yitirdi. HABERTÜRK, ardı arkası kesilmeyen motosiklet kazalarını inceledi. 8 Temmuz-12 Ekim 2014 tarihleri arasında yurt genelinde yaşanan 138 motosiklet kazasında 152 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin çoğunuysa 30 yaş altında gençler oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz yılki verilerine göre; ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 16.2’sini motosiklet kazaları oluşturdu ve geçtiğimiz yıl 292 motosiklet sürücüsü kazada can verdi. Hızla artan motosiklet kazalarında ölüm oranını artıran en büyük etken kask takmamak oldu. Motosiklet eğitmeni Rahmi Barutçu, motosiklet kullanma eğitimine talebin az olduğunu, motosiklet eğitiminin yeterli düzeyde verilmediğini ve Milli Eğitim’in ehliyet verme standartlarının düşük olduğunu söyledi. Barutçu, şöyle konuştu: “Çoğu sürücü kursu ehliyet öncesi eğitim bile vermiyor. Kaldı ki bu İstanbul’un göbeğinde yaşanabiliyor. Diğer illerdekini siz düşünün. Eğitime talep az, motor kullanan sayısı arttıkça eğitim ihtiyacı artmak durumunda. Maalesef sürücü kursları bunu karşılayamıyor. Ülkemizdeki zaaf eğitime ilgisizlik. Nasıl deniz veya hava taşıtı kullanmak için ciddi eğitim almak zorundaysanız motosiklette de çok ciddi bir eğitim almak zorundasınız.” Barutçu, motosikletteki kaza faktörlerinin tamamına yakınının sürücüyle ilgili olduğunu belirterek “Yeterli koruma kıyafeti olmadan binmek, eğitim almamak kazaya sebebiyet veren en önemli faktörler. Dış etkenler kazaların yüzde 5-7’sini oluşturuyor” dedi.
13.10.2014 - 09:51
haberturk
['tamer karadağlı', 'habertürk', 'motosiklet kazası', 'manisa', 'denizli', 'ölüm', 'motosiklet eğitmeni rahmi barutçu,', 'motosiklet eğitmeni rahmi barutçu']
96 günde motosiklet tutkunu 152 kişi can verdi
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/998984-96-gunde-motosiklet-tutkunu-152-kisi-can-verdi
"Poşu Davası"nda mahkeme, Galatasaray Üniversitesi Öğrencisi Cihan Kırmızıgül'ü 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.
null
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Galatasaray Üniversitesi Öğrencisi Cihan Kırmızıgül, yasadışı örgüt üyesi olmak ve çeşitli eylemlere karışmak suçundan önce 33 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Cihan Kırmızıgül, boynunda poşuyla yürürken gözaltına alınmıştı. Hakkındaki 3 ayrı suçlamaya ilişkin 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül'ün, PKK/KONGRA-GEL silahlı terör örgütünün çağrısı ve amaçları doğrultusunda yasa dışı gösteriye katılarak çevreye molotofkokteyli attığı ve böylece örgüte yardımcı olduğu belirtildi. Özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, geçen celse tahliye edilen sanık Cihan Kırmızıgül ile avukatları katıldı. Duruşmada son söz sorulan Kırmızıgül, ''Bana destek veren arkadaşlarıma ve hocalarıma teşekkür ediyorum. Beraatimi talep ediyorum'' dedi. Verilen aradan sonra kararı açıklayan mahkeme heyeti, sanık Cihan Kırmızıgül'ün, PKK/KONGRA-GEL silahlı terör örgütünün üyesi olmamakla birlikte bu örgütün çağrısı ve amaçları doğrultusunda 20 Şubat 2010 tarihinde yasa dışı gösteriye katılarak çevreye molotofkokteyli attığını bildirdi. Kırmızıgül'ün bu şekilde örgüte yardımcı olduğunu belirten mahkeme heyeti, sanığı eylemine uyan TCK'nın 314. maddesinin 2. fıkrası gereğince 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Cihan Kırmızıgül'ün bu cezasını, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca yarı oranında arttırarak 7 yıl 6 ay hapse yükselten mahkeme heyeti, sanığın duruşmalardaki halini göz önüne alarak bu cezayı 6 yıl 3 aya indirdi. Kırmızıgül'ün olay tarihinde patlayıcı madde olan molotofkokteyli attığı, dolayısıyla patlayıcı madde bulundurduğunun anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, sanığı eylemine uyan TCK'nın 174. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanığın bu cezasını suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle TMK'nın 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 5 yıla çıkartan mahkeme heyeti, Kırmızıgül'ün duruşmalardaki halini göz önüne alarak bu cezayı da 4 yıl 2 aya düşürdü. Sanığın terör örgütü lehine yapılan gösteri esnasında bir markete taş atarak zarar verdiğini belirten mahkeme heyeti, Kırmızıgül'ü suçun işleniş şekli, toplum üzerinde meydana getirdiği etki ve diğer özellikleri göz önüne alarak TCK'nın 151. maddesinin 1. fıkrası gereğince 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığın bu cezasını TCK'nın 152. maddesinin 2. fıkrasının a bendi ile TMK'nın 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1 yıla yükselten mahkeme heyeti, Kırmızıgül'ün duruşmalardaki halini göz önüne alarak bu cezayı da 8 ay hapse indirdi. Böylece Kırmızıgül, ''terör örgütü PKK'ya yardım etmek'', ''patlayıcı madde bulundurmak'' ve ''mala zarar vermek'' suçlardan toplam 11 yıl 3 ay hapse çaptırıldı. Cihan Kırmızıgül'ün ''kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnmek'' ve ''güvenliği kasten tehlikeye sokmak'' suçlarından da beraatine hükmeden mahkeme heyeti, sanık hakkında, verilen cezaların infazından sonra denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasını da kararlaştırdı. ''Adli emanetin 2010/200 sırasına kayıtlı puşi tabir edilen bez parçasının suçta kullanıldığı anlaşıldığından TCK'nın 54. maddesi gereğince müsaderesine (zor alımına) karar verildiğini'' belirten mahkeme heyeti, cep telefonunun ise suçta kullanıldığına dair bulgu elde edilemediğinden iadesine karar verdi. Mahkeme heyeti, adli emanetin 2010/465 sırasına kayıtlı benzin bulaşık yanmış ve yarı yanmış ip parçaları ile bez parçaları ve kırık şişe parçalarının da müsaderesini (zor alımını) kararlaştırdı. Kırmızıgül'ün avukatları, duruşma sonrası adalet sarayı önünde yaptıkları açıklamada, kararı eleştirdi. Yasadışı gösterilere katıldığı ve örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 25 ay tutuklu kalan Kırmızıgül, mart ayında tahliye olmuştu.
11.05.2012 - 15:02
NTV Haber
[]
'Poşu Davası'nda 11 yıl hapis
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/posu-davasinda-11-yil-hapis,PD3VTmlAm06msodIW45b8w
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, birçok şeyin olduğu gibi hastalıkların da modası olduğunu söylüyor.
null
“Çevrenize bakarsanız moda hastalıklardan muzdarip birçok insan göreceksiniz. Bu hastalıklar genç, yaşlı demeden çok sayıda insanın ortak sorunu” diye konuşan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, ‘moda hastalıklar’ diye tabir ettiği hastalıklar hakkında bilgi verdi ve korunma yollarını anlattı. İşte o hastalıklar: “Reflünün kelime anlamı; ‘geri akış’tır. Yediğimiz her gıda sırasıyla; ağız - yemek borusu – mide - onikiparmak bağırsağı - ince bağırsak ve kalın bağırsaktan geçerek dışkı halinde atılır. Reflüde bu akış yönü terse döner. Yemek borusundaki gıda ağza, midedeki gıda yemek borusuna, onikiparmak bağırsağındaki gıda mideye geri döner. Bu da kişide çeşitli şikayetlere neden olur. Huzursuz, keyifsiz, konforsuz bir durumdur. Çoğunlukla yemek yeme alışkanlıkları, keyfi alışkanlıklar, fiziki ortamlar ve kişilik özellikleri ile yakından ilgilidir. Dolayısıyla günlük hayatla ilgili düzenlemeler gereklidir. Aksi takdirde tedavi edilse bile hastalığın tekrar etme ihtimali vardır. Yatağın baş kısmını yukarı kaldırın. (Yatağın altına yastık-şilte gibi destekleyici maddeler koyarak 30 derece kadar yükseltip, hastane yatağı ya da şezlong tipi yükseklik elde edin.) Mümkünse sol yan tarafınıza yatın. Hangi gıdaların yakınmaları arttırdığını tespit edin ve o gıdaları almayın. Tek oturuşta aşırı miktarda yemek yemeyin. Yemeklerinizi az az ve sık sık yiyin. Ağzınıza aldığınız lokmayı iyi çiğneyin. Her öğün için en az 15 dakika zaman ayırın. Eğer yeterli zaman yoksa o zaman diliminde yeterince çiğneyip yutabileceğiniz miktarda yemek yiyin. Aşırı sıcak-soğuk-baharatlı-yağlı yemek yemeyin. Yemek sonrası hemen yatmayın. Yatmadan en az 2 saat önce son öğün olarak meyve ve su alımı yapın. Yatmadan önce yağlı-baharatlı yiyecekler, alkol ve çikolata yemeyin. Fazla kilolu olmak reflünün tekrarı açısından risktir. En kısa süre içinde kilo verin, ideal kiloda kalmaya çalışın. İçmeyin. Sigara içtiğiniz sürece reflü şikayeti tekrarlar. Tütün asidi dengeleyen koruyucu mekanizmalara zarar verir. Asit üretimini uyararak arttırır. Yemek borusu ile mide arasındaki kasların gevşemesine neden olur, asit reflü’süne yol açar. Yemek borusu alt ucunda basıncı azaltır. Midedeki gıdaların boşalmasında yavaşlama yapar. Reflü sayısını arttırır. Tükürük salgılamasını olumsuz yönde değiştirir. Alkol kullanıyorsanız bırakın. Reflü alkol bırakılmadığı sürece tekrarlar. Beli sıkan giysileri kullanmayın. Kemerinizi karın bölgesini çok sıkacak şekilde sıkarak kullanmayın. Acele işe reflü bulaşır. Zamanı iyi kontrol etmeye çalışın, yoğun plan programlar yemek süresini kısaltır. Yoğun stres mide asidi artışı yapar. Bunlar reflü tekrarını arttırır. Herhangi bir nedenle kullandığınız ilaçları doktorunuza tam ve doğru bir şekilde iletin. Bazı ilaçlar refü yapar. Bazı ilaçlar mevcut olan reflüyü arttırır. Bazı ilaçların dozu mide bağırsak şikayeti olan hastalarda azaltılır. Kalp krizi, kalbin çalışması sırasında aniden gelişir. Kalbi besleyen damarlardan bir veya daha fazlası tıkanır. Sonuçta kalbin beslenmesi ve oksijen alması bozulur. Tıkalı damarın beslediği bölgede çalışma bozukluğu meydana gelir. Kalp, kanı düzenli pompalayamaz. Hem kalbin hem de kan pompalanmadığı için tüm organların çalışması bozulabilir. Bu durum çeşitli hastalıklar veya ölümle sonuçlanabilir. Damar tıkanıklığı yavaş yavaş veya ani olabilir. Yavaş tıkanıklığın en önemli sebebi damar sertliğidir (atheroskleroz). Damar sertliği aynı zamanda doğal süreçtir. Aileden gelen genetik yatkınlık riskinizi arttırabilir. Kişisel bazı yatkınlılarımız bu süreci hızlandırabilir. Sigara içmek, düzensiz ve yağ yoğunluğu fazla gıdalarla beslenme halinde damar sertliği hızlanır. Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus), hipertansiyon, obezite, 65 yaşını geçmiş olmak, ağır fiziksel veya duygusal stres, ameliyatlarda artmış stres kalp krizini tetikleyebilir. • Ani başlayan, rahatsızlık hissi ve stres. • Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi ve baskı hissi veren bir ağrı olur. • Sol kola ve çeneye doğru yayılan ağrı olabilir. • Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalmaz. • Ağrı yarım saatten uzun sürer. • Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme, solukluk ve mide bulantısı olabilir. • Nefes darlığı olabilir. • Çarpıntı ve/veya kalp hızı yavaşlaması olabilir. Bununla beraber hastaya has farklı şikâyetler olabilir. Önemli olan ani başlayan genel durumumuzu hızla bozan, daha önce hiç karşılaşmadığımız, ölüm hissi uyandıracak farklılıkta bir durum olmasıdır. • Kalp krizi geçiren hastaların beşte bir kadarı tipik şikâyetler göstermez. • Hatta bazı durumlarda hiç şikâyet yoktur. • Sessiz kalp krizi, şeker hastaları ve yaşlılarda olur. Diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikâyetleri olur. • Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir. Belirtiler varsa hemen oturun. Çevrenizden mutlaka yardım isteyin. "112" Hızır Acil yardımı arayın. En yakın sağlık kuruluşuna ulaşmaya çalışın. Bilinir bir hastalık varsa, acil durumlar için tavsiye edilmiş ilaçlarınızı hatırlayın. Dışarıdaysanız cep telefonuyla yardım isteyin. Kesinlikle yürümeye veya merdiven çıkmaya devam etmeyin. Hareket, zaten oksijen alamayan kalbinizin oksijen ihtiyacını arttıracaktır. İnsanlığın karşısındaki en önemli hastalıklardan biri kanserlerdir. Kanserler, kısa sürede sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sıraya yerleşmiştir. Kanser kelimesi de Fransızca "cancer" kelimesinden dilimize çevrilmiştir. "Bir organ veya dokudaki hücrelerin kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urların yol açtığı hastalık" tanımlamasının karşılığı olan kelimedir. Kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinen tek bir nedeni yoktur. Çeşitli kanser tipleri ile ilgili çeşitli nedenlerin, kansere yatkınlığı arttırdığı ifade edilmiştir. Çevresel faktörler, sigara, alkol kullanımı, uzun süre ve tehlikeli saatlerde güneş altında kalma, aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma, bazı kimyasal maddeler (katran, benzin, boya maddeleri, asbest v.b.), bazı virüsler, hava kirliliği, radyasyona maruz kalma, kötü beslenme alışkanlığı gibi… Bu risk faktörlerinin ortak özelliği ise vücudun yenilenme ve tamir işlerinde kullanılan hücrelerin çoğalma ve gerektiğinde durma özelliklerini kötü yönde bozmasıdır. Bedenimizi tanıyalım. Doğallıktan uzaklaşmayalım. Fark ettiğimiz değişiklikleri doktorumuza iletelim. Doktorumuzun görüş ve önerilerini dikkate alalım ve uygulayalım İnternete bakıp kendimize “Kanser” tanısı koymayalım. Unutmayın “Tabii’likten uzaklaştıkça Tababet’e yani tıbba yaklaşırız.” Adet düzensizliği sebepleri olarak, hormonal değişiklikler, yumurtalık kistleri, rahim veya rahim ağzındaki polipler, rahim içini döşeyen tabakanın fazla büyümesi, miyomlar ve daha nadir olarak da rahim kanseri sayılabilir. Çok sık kullanılan, değişik tipte anormal kanamaları içine alan, iyi tariflenmemiş yuvarlak bir terimdir. Tanının doğruluğu ancak diğer kanama kaynakları ve nedenleri araştırılarak kesinleştirilebilir. Disfonksiyonel anormal uterin kanama tanısı, öykü, fizik muayene ve diğer yardımcı tanı yöntemlerine özellikle rahim içi biopsinin veya rahim içi dokusundan yapılan kürtajın incelenmesine dayanır. Doğum sonrası adet düzensizliği sebepleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Uygun tedavi ve takip planı yumurtlamanın olup olmamasına, rahim içi kalınlık ve üreme dönemine, aynı zamanda kanamanın miktarı ve süresine, yaş ve doğurganlık durumuna göre, her hasta için ayrı ayrı oluşturulur. “Selülit”Selülit, genel bilinir anlamı ile “adiposit” adı verilen derialtı yağ hücrelerinin kan ve lenfatik dolaşımı bozmasıyla, özellikle kadınlarda görülen bir sorundur. Zaman içerisinde, kan ve lenfatik dolaşımı etkilenen cilt ve ciltaltı bölgelerinde yağ hücre gruplarının arasında oluşan sert bantlar deride çöküntülere ve portakal kabuğu görünümüne neden olmaktadır. Aynı zamanda vücudun en geniş yüzeyli ve hastalık oluşturan etkenlere en sık maruz kalan organı olan derinin ve deri altı yağ dokularının ani başlayan mikroplu enfeksiyonuna da “selülit” denir. Önceden sadece estetik bir sorun olarak değerlendirilen selülit, Amerika Birleşik Devletleri’nde şişmanlık ile birlikte 21.yüzyılın hastalığı olarak görülüyor. Şehirde yaşayan insanlarda selülit ve bölgesel yağlanma sorunları, kırsal bölgede yaşayanlara göre 17 kat daha fazla görülüyor. Sürekli bilgisayar başında oturmak, yürümek yerine araçla ulaşımı tercih etmek, asansör kullanmak, doğal gıdaların yerine sentetik beslenme unsurlarının tercih edilmesi, lenf sıvılarının (ki bu sıvıların yüzde 60'ı yağdan oluşur) hareketsiz bölgelerde birikmesine neden oluyor. Bu birikmeler sonucunda da normale göre genişlemiş, sertleşmiş, hareket ve temas ile acılı hale gelmiş hasta dokular ortaya çıkıyor. Selülit ve Bölgesel Yağlanmanın Nedenleri: Stresli yaşam, hareketsizlik, uykusuzluk düzensiz beslenme, sigara ve alkol tüketimi, yetersiz su tüketimi, hormonol bozukluklar, uzun süre aynı pozisyonda çalışmak, çay, kahve, kolalı içecekleri fazla tüketmek, doğum kontrol hapları, fast food tüketimi gibi nedenler selülite ve bölgesel yağlanmaya neden olur. Önceden de kronik yorgunluk, sinirlilik hali, konsantrasyon bozukluğu, cinsel isteksizlik, halsizlik, strese bağlı ortaya çıkan fiziksel bozukluklar vardı ama hastalığın bir adı yoktu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yeni hastalığın adını koydu. “Adrenal Yorgunluğu”. Böbrek üstü bezinin ürettiği “adrenalin” hormonunun uzun süre etkisinde kalan bedenlerin sorunudur. Modern hayatın tempolu yaşamının getirdiği sağlık sorunlarını 21’inci yüzyılın sendromu olarak tanımlanmıştır. En büyük nedeni ise yoğun tempoda yaşamak ve uzun saatler süren stresli çalışma koşullarıdır. Yoğun çalışma temposu ve stres sonunda aşırı derecede kortizol hormonu salgılamasıyla vücuda yorgunluk hissi veriyor. Nedensiz yorgunluk hissi, uykudan uyanamama problemi. Kahve, kola, tuzlu ve tatlı abur cubur yeme isteği, halsizlik, aşırı stres, mutlu olamama, tatminsizlik ve cinsel isteksizlik. Sağlıksız beslenme ve fast food alışkanlığı, tuz ve şeker kullanımı, geç saatlere kadar uyanık kalma, kendini başarısız ve güçsüz hissetme, mükemmel olmaya çalışma ve aşırı hırs, kendine vakit ayıramama. Tam tahıllı gıdalar, balık ve meyve içeren bir diyet, kafeinden uzak durmak, erken yatmak, düzenli spor yapmak ve masaj gibi rahatlatıcı aktiviteler adrenal yorgunluğu azaltıyor. Yine de en önemlisi, hırs ve tüketme tutkusunu dizginlemek ve mükemmel olmaya çalışmaktan vazgeçmektir. “Tıkanırcasına yemek yeme” anlamına gelir. Genç kadınlarda yüzde 1-3 oranında görülür. Aşırı ölçüde, adeta patlayıncaya dek, tıkınırcasına krizler halinde tekrarlayan yemek yeme nöbetlerinin olduğu bir rahatsızlıktır. Sadece psikolojik kökeni yoktur. Serotonin, norepinefrin döngüsü azalır. Endorfin düzeyi yükselir. Hastalar belirli bir zaman diliminde, aynı durumdaki kişilerin yiyebileceği besin miktarının çok daha fazlasının tüketir. Kişi yemek yemeyi durdurma kontrolünü kaybettiğini düşünür. Yemeği sonlandıramayacağı, miktarında aşırıya kaçıp, kontrol sağlayamayacağı hissi oluşabilir. Yemeğin ardından, kişi kilo almamak için isteyerek kusma, dışkılamayı arttırıcı ya da idrar söktürücü, yan etki olarak zayıflama yapabilecek ilaçları kullanır. Yemek yemeyi kendine yasaklayıcı tutumlar ya da normalden daha çok fiziksel aktivite ya da yoğun kültür-fizik hareketleri gibi uygun olmayan telafi edici, kompanse edici davranışlar içine girer. “Bulimia nervosa” tanısı konması için kişinin tıkınırcasına yemek yeme ve uygun olmayan telafi davranışlarını en az 3 ay süre ile en az haftada 2 kez tekrarlamış olması gerekmektedir. Bu bozukluğun bulunduğu kişinin kendini tanımlamasında ve değerlendirmesinde, vücut şekli ve kilosu önemli bir yer tutar. Rahatsızlığın 2 tipi vardır. Birincisinde düzenli olarak kusma, idrar söktürücü ve dışkılamayı arttırıcı ilaçlar kullanılmaktadır. İkinci şekilde ise kişide bunun yerine yemek yememe, anormal derecede fiziksel aktivite ya da vücut egzersizleri gibi alınan kalorileri telafi edici davranışlar görülmektedir. Sinema ve moda dünyasının özenilen figürleridir mankenler, aktrisler. Fotoğraflarda kaç santim oldukları yazılmasa da kaç kilo olduklarını okuruz çoğu zaman. Filmlerde öldüklerine inandığımız insanların, incecik bedenlerine benzeme tutkusuyla dolarsak yandık. Hayattaki en önemli konunun bu olduğuna kendimizi kaptırıp akıntıya kapılabiliriz. Bu kişiler kilolarından memnun olmaz. Beklediği kadar zayıflasa bile kilo almak ve şişmanlamaktan aşırı şekilde korkar. Kendi bedenini doğru tanımlamakta zorlanır. Kilosunun düşük olmasının kendisi için doğuracağı zararların farkına varamaz. Ergenlik dönemindeki genç kızlarda yüzde 1 oranında ve erkeklere göre 20 kat daha sık görülür. Sanıldığı gibi sadece psikolojik kökenli değildir. Kanda “MHPG (-metoksi-4-hidroksifeniletilen glikol)” denilen madde düzeyi düşüktür. Kortizol düzeyi yükselir. Tiroid işlevleri baskılanmıştır. Dişilik hormonları düşer. Adet düzensizliği, adet görememe olur. Sıklıkla depresyon eşlik eder. Ölümle sonuçlanan vakalar vardır.”
17.12.2010 - 14:24
null
[]
Hastalığın da modası olur mu?
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/hastaligin-da-modasi-olur-mu,3UMi9NaAJE-zny50d87ASQ
Beşiktaş'ın renklerine bağladığı gurbetçiler Veli Kavlak, Burak Kaplan ve Tanju Kayhan'ın İstanbul'a geliş tarihleri belli oldu
null
Sabah gazetesinin haberine göre Rapid Wien'den alınan Veli Kavlak ve Tanju Kayhan ile Bayer Leverkusen'den transfer edilen Burak Kaplan'ın pazartesi İstanbul'a gelecekleri bildirildi. Üç futbolcunun tesislerde basın önünde sözleşme imzalayacakları kaydedildi. Bu arada Beşiktaş, G.Birliği'nin iki yıldızı Mustafa Pektemek ve Orhan Şam'a talip oldu. Beşiktaş'ın 3.5 milyon Euro teklif ettiği iki futbolcu için Başkent ekibi 9 milyon Euro talep edince görüşmelerin başlamadan bittiği öğrenildi.
27.05.2011 - 10:21
haberturk
['beşiktaş transfer', 'beşiktaş veli kavlak tanju kayhan burak kaplan transferleri']
Gurbetçiler geliyor!
Futbol
https://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/634492-gurbetciler-geliyor
Geçtiğimiz sezon uygulanan 6+2+2 sistemine geri dönüş yapılacağı belirtildi.
null
Türkiye Futbol Federasyonu, geçtiğimiz hafta yabancı sınırlaması konusunda aldığı karardan geri adım atmaya hazırlanıyor. 6'sı maç kadrosunda olmak üzere 10 yabancı kararıyla ilgili kulüplerin tepkileri artarken, federasyon yetkilileri başkanlar ile bir araya gelerek yabancı sınırlamasını yeniden masaya yatıracak. Alınan kararın ardından Süper Lig kulüplerinin ardı ardına gelen sert açıklamaları ve gelen tepkiler nedeniyle 6+0+4 kuralından vazgeçmeyi düşünen Futbol Federasyonu'nun hafta içerisinde toplantı yaparak geçtiğimiz sezon uygulanan 6+2+2 sistemine geri dönüş yapacağı belirtiliyor.
24.06.2013 - 01:16
Ntvspor
[]
TFF'den geri adım
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/tffden-geri-adim,isqzqDLo6Ueigfqq_rotbA
İstanbul Çobançeşme'de metrobüs yoluna giren bir kamyon nedeniyle Zincirlikuyu yönüne metrobüs seferleri tekrar başladı.
null
İstanbul'da dün akşam saatlerinde başlayan etkili yağış sonrası sabaha karşı birçok trafik kazasını da beraberinde getirdi. Yenibosna'da metrobüs yoluna giren bir kamyonet metrobüs seferlerininin aksamasına neden oldu. Kaza yerinden gelen bilgilere göre, kaza yapan kamyonet kaldırıldı. Saat 07:50 sıralarında kamyonun çekilmesinin ardından metrobüs seferleri kademeli olarak yapılmaya başlandı. Ancak iki yönde de metrobüs yığılması olduğu için seferler sağlıklı başlayamadı.
08.05.2015 - 09:22
DHA
['Türkiye']
Metrobüs seferlerinde aksamalar oldu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/metrobus-seferlerinde-aksamalar-oldu,ipep1h6yFk6QzNXfxAssIA
CumhurbaşkanıErdoğan yeni köprünün adını da açıkladı. İzmit Körfez Geçiş Köprüsü'nün adı Osman Gazi Köprüsü oldu
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmit Körfez Geçişi asma köprüsü son tabliye yerleştirme ve İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Altınova-Gemlik Otoyol kesimi açılış programına katıldı. * 40 kilometrelik Altınova-Gemlik bölümünün hayırlı olmasını diliyorum. Bu projenin hayata geçmesinde emeği olan başta Sayın Başbakanımıza, bakanlarımıza, yüklenici firmalarımıza, işçilerimize, tüm finansör firmalarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum. * Biraz önce son tabliyesinin vidalarını sıktığımız, arkadaşlarımızın kaynağını yaptığı bu otoyol az önce de ifade edildi İstanbul İzmir otoyolunun ilk bölümünü oluşturuyor.  * Toplam yatırım bedeli 9 milyar doları bulan bu otoyol ilk tamamlananlar arasında yer alacak. Sadece İstanbul'un ve İzmir'in değil, Yalova, Bursa, Manisa'nın otoyoludur. Bu otoyol tüm Türkiye'nin otoyoludur. Neden, Trakya tarafından Edirne, Kınalı, İstanbul, Marmara tarafından İstanbul Ankara ile birleşen bu otoyol önemli akslarla buluşuyor. * 40 kilometrelik bölüm ve son tabliyesinin şu anda vidalarını sıktığımız önümüzdeki ay tamamlanacak Körfez Geçiş Köprüsü de bölge için rahatlama sağlayacaktır. * Altınova Gemlik otoyolu 50 dakika olan ulaşım süresini 20 dakikaya düşürecek. Körfez Köprüsü de ulaşım süresini 6 dakikaya indirecek. * Vakit nakittir demiş büyüklerimiz. Ekonomi bu, ekonomiden anlamak bu. Vakti nakde dönüştürüyoruz. Gebze'den Dilovası'na 2-2,5 saatte giden araç yarım saatten az sürede gidecek.  * İstanbul'dan İzmir'e 3,5 saatte gidilecek. Milyonlarca vatandaşımız her geçişinde adım adım bu köprünün inşa sürecini izledi. İşte şimdi sizler bu ayrıcalığı yaşıyorsunuz. *  Kısaca bir şeyi paylaşmanın faydalı olacağına inanıyorum. Bizler inanın 13-14 sene önce bu görevleri üstlendiğimizde bir şeye çok inanmıştır. * Türkiye'nin yüz akı gurur kaynağı olacak projeleri ülkemize yakıştıramayanlar vardı. Biz bunları yapalım dedik. İstiklal Marşımız Mehmet Akif ne diyor biliyor musunuz? 'Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir, onu en çolpa herifler de emin ol becerir, sade sen gösteriver 'işte budur kubbe' diye, iki ırgatla iner şimdi Süleymaniye' bize bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan. * Evet yıkmak kolay, yapmak zordur. İşte sizler bu inşada çalışan gençlersiniz, sizler eli molotofla dolaşanlardan değilsiniz, sizler elinde laptopla dolaşan, kitabıyla dolaşan gençlerdensiniz. Sizleri kutluyorum. * İşte İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü'nü yapıyoruz. İstanbul İzmir otoyolunu yapıyoruz. Boğaza 3. Köprü'yü Ağustos'ta açacağız. Marmaray'ı yapmıştık, 130 milyon vatandaşımız geçti. Şimdi Avrasya Tüneli'ni yapıyoruz. Araçlar geçecek, nereden, yine denizin altından. Bunların hayalleri bile ulaşamaz bizim yaptıklarımıza. * Dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Yapamazlar, edemezler diyenler oradan bir cevap daha verecekler. 13 yılda 18 bin 200 kilometre bölünmüş yol yaptık. 79 senede 6 bin 100 kilometre, 14 senede 18 bin 200 kilometre. * Sizler inşallah tarihe farklı kayıtlar düşeceksiniz. Göreve geldik, 26 havalimanı vardı, 29 yeni havalimanı yaptık. 500 bin konut daha yapılıyor. 250 bin yeni derslik yapıldı. 280 bin yataklı yeni yurtlar inşa edildi. Çalışmalar devam ediyor. * 3 bin üzerinde sağlık tesisi kuruldu. 5 bin yeni ambulans hizmete sokuldu. Dağlara çıkamıyorduk dağlara. Kış kar, ambulanslar geldi. Jet ambulanslar, helikopter ambulanslar geldi. Yeni hatlar yapılıyor. * Dağları deldik, dağları. Ferhat gibi geldik, çünkü biz Şirin'e aşıktık. Bolu Dağı Tüneli yapılmaz, patates tüneli mi yapalım dediler, biz geldik tüneli yaptık. * Kanal İstanbul projesi için de hayata geçirme çalışmaları devam ediyor. Türkiye 13 yıldır gece gündüz çalışıyor.  * Şu anda Türkiye bir şey gösteriyor. Tüm kadrosuyla her proje adım adım geleceğe doğru inşa ediliyor. Türkiye'nin bu yatırımları hayata geçirecek kaynağı var. * Akif gibi ifade edersek hamdolsun Süleymanımız da var, Sinanımız da var. Bir yapmak için inşa ederken birileri yıkmak için çalışıyor. Gurur kaynağı olacak projeleri ülkemize yakıştıramayanlar var. * Adı 'Mimar Mühendisler Odası' hemen yargıya gidiyor, her yargıya gidişinde eli boş dönüyor. Bizim her projemiz birileri tarafından engellenmiştir. Çünkü bunlar paralelle de beraber çalışıyor ya. Köprü yaparız karşımızda bunlar, turizm projesi yaparız karşımızda bunlar, yol havalimanı yaparız karşımızda bunlar. * Termik santral, nükleer santral yaparız karşımızda bunlar kim bunlar muhalefet partileri ile ünlüleriyle ünsüzleriyle bunlar yıkım ekibi. Bunlara dışardan destek verenler var. Biz sadece proje geliştirmekle teknik ve finans sorunlarını çözmekle değil yıkım ekibiyle mücadele ettik. Sağolsun milletimiz bizi yalnız bırakmadı. * Önce haktan sonra halktan aldığımız güçle projelerimizi hayata geçireceğiz. Şimdi köprümüzün adını açıklıyoruz. Adını Osman Gazi Köprüsü koyalım dedik. Buralar zaten Osman Gazi'den bize miras değil mi? İzmit Körfez Geçiş Köprüsü son tabliyesinin yerleştirilmesi amacıyla düzenlenen törende ayrıca Başbakan Ahmet Davutoğlu da konuşma yaptı.   * Bu proje İzmir'e bağlanıyor. Köprüsüyle 8 saatlik yolu 3 saate indiren otoyolu ile bağlanıyor. * Heyecanlıyız, birlikteyiz. Bu büyük projeye son civatayı koyduk. 2 bin 682 kilometreyi 6 dakikada geçeceğiz. * Eskiden hesap eden vatandaşlarımız şimdi hesap işine girmeden Körfez'i geçecekler. * Bir başka anlamı da hizmette süreklilik. 2012'de 3 Kasım'da bayrağı devralan Cumhurbaşkanımız'dan ilk günki aşkla bu topraklara hizmet etmenin sevdasını yaşadık. * Bütün projelerde emeği geçen dava arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Diğer partiler iç mücadelelere girerken biz 2 Kasım sabahı nerede kalmıştık dedik, hizmet sektörüne devam ettik. * Vaatlerimizin yüzde 100'ünü yerine getirdik. Daha çok hizmet için yola çıkarız. Son 3 hafta içinde önce Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün son tabliyesini koyduk. Yaptırmayız denilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü bu Ağustos'ta hizmete koyacağız. * Onlar engellemek için biz inşa etmek için yola çıkarız. Geçen hafta Kocaeli'deydik. Düzceli kardeşlerimizle buluştuk. 591 milyon Türk Lira'lık toplu açılış yaptık. * Expo'yu da açacağız. Biz bu topraklarda taş üstüne taş koymaya devam edeceğiz. Birileri terör tuzaklarıyla millete tuzak kurmaya kalkarsa onlara da izin vermeyeceğiz. Hem mücadele edeceğiz, hem de hizmetlerimize devam edeceğiz. * İnşallah nice hizmetlerle beraber olacağız. Biz hep hayırlı hizmetler için bir araya geleceğiz. Dördüncü uzun köprüsünün, İzmir İstanbul otoyolunun fikri öncülüğünü yapan Cumhurbaşkanımız'a, Binali Yıldırım'a, Lütfü Elvan'a teşekkür ediyorum. * Japon dostlarımıza, projeye katkı yapan bütün kuruluş ve kişilere teşekkürü bir borç biliyorum. Bu köprüyü gönülleri birleştiren köprü eylesin. * Milli beraberliğimizi kardeşliğimizi daim eylesin. Allah yar ve yardımcımız olsun.
21.04.2016 - 09:24
haberturk
[]
İzmit Körfez Geçiş Köprüsü'nün adı belli oldu
Emlak
https://www.haberturk.com/ekonomi/emlak/haber/1228079-izmit-korfez-gecis-koprusunun-adi-belli-oldu
ABD'de bir spor salonu kendini diğerlerinden farklı kılmak için "çevre dostu" olmaya karar verdi...
null
ABD'de açılan bu spor salonu ilk bakışta diğerlerinden hiç de farklı değil. Ancak daha yakından bakınca farklılıklar anlaşılabiliyor... İlk göze çarpan çatıdaki güneş paneli... Powerhouse Gym adlı spor salonu yöneticileri iki yıl önce "çevre dostu" olmaya karar verdiler. Salonun yöneticisi Tom Bishop anlatıyor: "Kendimizi diğer spor salonlarından farklı kılacak bir özellik arıyorduk. Aklımıza bu fikir geldi... Çevre dostu spor salonu olmak hem masraf gerektirmiyor, hem de paradan tasarruf etmemize yardımcı oluyor." Salonda aldıkları kararlardan biri de ağır kimyasallarla dolu olan temizlik ürünlerini kullanmamak olmuş. Bishop bu sayede harcamalardan da tasarruf ettiklerini söylüyor. Bunun dışında salonda tüketilen suyun plastik şişeleri de çöpe değil geri dönüşüm ünitesine gönderiliyor. Anlaşılan Powerhouse Gym'in yöneticileri salondaki yürüme bantlarından elektrik üretebileceklerini bilmiyor ya da bu konuda yatırım yapmaktan çekiniyor...
29.06.2010 - 09:34
null
[]
"Yeşil" spor salonu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yesil-spor-salonu,XV70YKVirEqIYjOPBaNY7A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki dönem sonuç alma dönemidir. Bu işe bir isim aranıyorsa, bunun adı artık 'Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'dir" dedi.
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''1 Kasım seçimleri göstermiştir ki bu millet, Türkiye'yi istikrar ve güven ortamından uzaklaştıracak hiç bir siyasete, hiç bir girişime geçit vermemektedir" dedi. Seçmenin, sandıkta mesaj verdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Milletimiz 1 Kasım'da 'ben koalisyon istemiyorum, güçlü bir tek parti iktidarıyla yoluma devam etmek istiyorum' mesajını verdi. Yine milletimiz, siyasetin meşru imkanları yerine, terör örgütü yöntemlerini benimseyenlere, bu yolun yanlış olduğunu net bir şekilde ifade etti. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamı taşıyan taşkınlıklara yönelenler milletimiz tarafından bir kez daha seçim sandığı marifetiyle ikaz edildi, uyarıldı." Seçim sonuçlarının çok iyi analiz edilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Sözünü özellikle millete söyleyenlerle, içerideki ve dışarıdaki farklı odaklardan destek arayanlar arasındaki ayrımı görmek isteyen herkes 1 Kasım'ın sonuçlarını çok iyi analiz etmelidir. Ülkenin ve milletin geleceği için siyaset üretenlerle, yeni Türkiye'yi savunanlarla eski Türkiye söylemleri ve refleksleriyle hareket edenler bu seçimde bir kez daha görülmüştür. 1 Kasım, Türkiye'de demokrasinin gücünü, milli iradenin hakimiyetini perçinlemesi bakımından da son derece önemlidir. Milletimiz teröre, terör örgütlerine, onlara sırtını dayayanlara, her türlü paralel yapıya ve bunlar karşısında gerekli dirayeti ortaya koyamayanlara mesajını açık bir şekilde ifade etmiştir. Toplum mühendisliği çabaları, milli irade karşısında yine sonuçsuz kalmıştır." Erdoğan, seçimin önemli mesajlarından birinin anayasa konusunun çözülmesi olduğunu vurgulayarak, "1 Kasım'ın en önemli mesajlarından biri de Türkiye'nin bir an önce yeni anayasa meselesini çözmesi gerektiğidir. Bunu milet bekliyor" diye konuştu. Milletin yeni anayasa talebi karşısında direnen siyasi partilerin, bu anlayışlarından vazgeçmesi gerektiğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Temenni ederim ki yeni dönemde, bu yeni anayasa hazırlıklarına katkı vermekten çekinmezler, bunu beraber masaya oturmak suretiyle hallederler. Engellemenin peşinde olan partiler bu anlayışlarından vazgeçmelidir diye düşünüyorum. Milletimizin yeni anayasa talebi karşısında direnen, engelleyici bir tavır içine giren herkes bunun hesabını da 4 sene sonra yapılacak seçimde yine verirler." Cumhurbaşkanlığı makamının, cumhurun makamı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Benim 78 milyonla derdim yok. Ama bir şeyi unutmayalım, 78 milyon, şu makamı, kendi makamı olarak kabullenmek durumundadır. Çünkü burası cumhurun makamıdır, şahsımın makamı değildir. Tayyip Erdoğan'ı seversin, sevmezsin. Benim onda da bir derdim yok. Ama buraya hakaret edemezsin, buraya 'katil' diyemezsin" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Bizim bu vatandan başka vatanımız olmadığına göre, bize bu vatanı dar etmeye çalışanlara, kusura bakmasınlar, biz bu vatanı dar ederiz" dedi. Terör örgütüne karşı ülke içinde ve dışında süren operasyonların, örgüt ülke dışına çıkana kadar sürdürüleceğini bildiren Erdoğan, "2 bin Kürt insanı öldürüldü' diyor devlet tarafından. Kusura bakma, şunu bir defa öğrenmen lazım, asla bu devlet Kürt insanına kurşun sıkmaz, bu devlet teröriste kurşun sıkar. Bunu bir defa bilmek lazım. Bizim indimizde terörist başkadır, benim Kürt kardeşim başkadır" diye konuştu. Türkiye'nin önündeki yeni sürecin, tartışma dönemi değil, sonuç alma dönemi olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bu işe illa bir isim aranıyorsa, bunun adı artık 'Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'dir" ifadesini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin, tüm kurumlarıyla ayakta olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: "Birileri şu anda hep 'kucaklaşmaktan' bahsediyor. Tamam, biz hazırız. Eyvallah da ama siz hiç kucaklamadınız ki ya. Siz şunu yaptınız, 'Biz 2 Kasım'da iç savaş çıkacağından endişe ediyoruz' dediniz. Bu ülkede iç savaşı nasıl konuşursunuz. Eğer bu ülkede iç savaş beklentisi içerisinde olanlar varsa bunlar ihanet şebekesidir, ihanet. Bu ülkede iç savaş hayaliyle yaşayanlar bilsinler ki Türkiye Cumhuriyeti tüm kurumlarıyla dimdik ayaktadır, bunun hesabını soracak güç ve kabiliyettedir. Bunu da herkes bilsin."
04.11.2015 - 14:55
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye']
Erdoğan: Önümüzdeki dönem sonuç alma dönemi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-onumuzdeki-donem-sonuc-alma-donemi,Rp_qXCXBoUibtlp7QIiIwg
Oscar gecesine 150 bin dolarlık elbiseyle damgasını vuran 31 yaşındaki oyuncu hırsızların kurbanı oldu.
null
87’ncisi düzenlenen Oscar törenine 6 bin inciden oluşan kıyafeti ile adeta damgasını vuran genç oyuncu ’un kırmızı halıdaki şıklığı hırsızların da dikkatini çekmişe benziyor. Törenin ardından otel odasına giren hırsız veya hırsızlar tarafından çalınan imzalı elbisenin değerinin 150 bin dolar olduğu açıklandı.  Olayın ardından hırsızlığın gerçekleştiği Hollywood’daki London Hotel’de incelemeler yapan polisin geçiş çaplı bir soruşturma başlattığı bildirildi.  31 yaşındaki Nyong, geçen yılki törende 12 Years A Slave’deki (12 Yıllık Esaret) rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünün sahibi olmuştu.
27.02.2015 - 15:48
ntv.com.tr
[]
Oscar sonrası 150 bin dolarlık hırsızlık
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/oscar-sonrasi-150-bin-dolarlik-hirsizlik,LNXSPfMZhU246Hw4oMkVdQ
Astronomlar, tarihte ilk kez bir gezegenin doğumunu gözlemlemeyi başardı. Bebek gezegenin kozmik ölçülere göre genç sayılabilecek bir yıldızı bulunuyor.
null
Arizona Üniversitesi'ne bağlı bir araştırma ekibi, sıcak toz ve gaz bulutunun gezegene dönüşmesini gözlemledi. Stephanie Sallum başkanlığındaki ekibin gözlemleri İngiliz bilim dergisi Nature'da yayımlandı. Astronomlar birkaç yıl önce keşfedilen ve katalog numarası LkCa15b olan bebek gezegeni bir süredir izlemeye başlamıştı. Bebek gezegenin kozmik ölçülere göre genç sayılabilecek bir yıldızı bulunuyor. 2 milyon yaşındaki yıldızın bir güneş sistemi oluşturduğu belirtiliyor. Gezegenler yıldızı çevreleyen dev bir gaz ve toz diskinden oluşuyor. Astronomlar, Şili ve ABD'de bulunan teleskopların yardımıyla 9 bin 700 derece sıcaklıktaki hidrojen gazının karakteristik ışımasını ve kor halindeki tozun yaydığı ışığı gözlemledi. Bunların genç protogezegenin üzerine düşerek onun büyümesini sağladığı ispatlanmış oldu. Böylece bir gezegenin oluşumu ilk kez doğrudan gözlemlenmiş oldu.
20.11.2015 - 06:09
DW Türkçe
['Uzay']
Uzay araştırmalarında bir ilk: Bebek gezegenin doğumu gözlemlendi
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/uzay-arastirmalarinda-bir-ilk-bebek-gezegenin-dogumu-gozlemlendi,UfUS6app00maiWwzMFkJ5g
Milli Takımımızın finallerde grubunda yer alan İspanya, son iki Avrupa Futbol Şampiyonası’nı kazanmasının ardından kabuk değişimine gitti.
null
Milli Takımımız, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri’nde ilk torbadan İspanya’yı çekti. 2008 ve 2012’de düzenlenen son iki şampiyonada şampiyon olan İspanya, teknik direktör Vicente Del Bosque ile kabuk değişimine gidiyor. Beşiktaş’ın eski çalıştırıcısı, Valencia’li Paco Alcacer ve Rodrigo, Real Madrid’li Isco, Bayern Münih’li Juan Bernat, Atletico Madrid’li Koke, Juventus’lu Alvaro Morata gibi genç isimleri milli takım bünyesine kattı. Elemelerde İspanya, C Grubu’nda Slovakya, Ukrayna, Belarus, Lüksemburg ve Makedonya’lı eleme grubundan 10 maçta 27 puanla çıktı. İspanya 9 galibiyet aldığı grupta sadece Slovakya deplasmanında 2-1’le kaybetti.  2016 Elemeleri’nde bir puanı silinen Hırvatistan, buna karşın Bulgaristan’ı geride bırakıp finallerde Milliler ile aynı gruba düştü. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’nde rakiplerimizden biri de Hırvatistan oldu. Hırvatistan’ın elemelerde yer aldığı H Grubu’nda Bulgaristan ile oynadığı karşılaşmada taraftarları sahaya gamalı haç çizdiği için bir puanı silinmişti. Hırvatlar buna karşın İtalya’nın dört puan gerisinde, Norveç’in ise bir puan önünde olarak finallere katılma vizesi aldı. Hırvatistan’da Fiorentina ile müthiş bir sezon geçiren Nikola Kalinic, Inter’li Ivan Perisic, Real Madrid’li Mateo Kovacic ve Luka Modric, Juventus’lu Mario Mandzukic gibi önemli yıldızlar bulunuyor.  2016 Elemeleri’nde aynı grupta yer aldığımız Çek Cumhuriyeti, Fransa’daki finallerde de Milli Takımımızın rakibi oldu. Milli Takımımız, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri’nde D Grubu’nda Çek Cumhuriyeti’nin de rakibi oldu. Ay-Yıldızlılar, 2016 Elemeleri’nde aynı grupta yer aldığı Çekler’e İstanbul’da 2-1 yenilirken, Prag’da rakibini 2-0 mağlup etmişti. 22 puanla gruptan lider olarak çıkan Çek Cumhuriyeti’nde Fenerbahçe’den Kadlec, Bursaspor’dan Tomas Sivok ve Tomas Necid gibi tanıdık isimler de bulunuyor. Çekler’de elemelerde 4 gol atan Borek Dockal, 2’şer gollü Milan Skoda, Vaclav Pilar ve Pavel Kaderabek gibi isimler yer alıyor.
12.12.2015 - 22:07
Ntvspor
['Futbol', 'Spor']
İşte, EURO 2016'daki rakiplerimiz
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/iste-euro-2016daki-rakiplerimiz,0TyaumxMJk6Gzdz-D4l2BQ
SON DAKİKA HABERİ: MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, "Cumhur ittifakında sadece AK Parti ve MHP olacak. Diğer partiler büyük olasılıkla AK Parti listesinden seçime girecek" dedi. Yalçın, erken seçimi ülke menfaatine uygun bulmadıklarını belirtti.
null
haberi!  MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, seçim ittifakına ilişkin açıklamalar yaptı.  TBMM'de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yalçın, "Cumhur ittifakında sadece AK Parti ve MHP olacak. Diğer partiler büyük olasılıkla AK Parti listesinden seçime girecek" dedi. Yalçın, erken seçimi ülke menfaatine uygun bulmadıklarını belirtti.  Cumhur ittifakının oy oranına ilişkin konuşan Yalçın, yüzde 70'e hitap ettiklerini sahada ise oyun yüzde 60-65 civarında olacağını söyledi.  CHP'nin yapmış oludğu parti ziyaretlerine de değinen Yalçın, "Bu, ittifakın ön alıştırmaları" değerlendirmesi yaptı.  Anayasa Komisyonu'nda görüşülmekte olan ittifak teklifi ile ilgili de Yalçın, "Ne Anayasa Komisyonu'nda ne de genel kurulda değişiklik olmaz, 26 madde geldiği gibi çıkar" diye konuştu.
07.03.2018 - 11:09
NTV Haber
['Gündem', 'Siyaset', 'son dakika', 'akparti', 'mhp', 'son dakika haberleri', 'haber']
Son dakika haberi... MHP'li Yalçın'dan ittifak açıklaması
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakika-haberi-mhpli-yalcindan-ittifak-aciklamasi,1GCYIfNtLEqkIzCPlkFbUQ
Marmaris'te, babasını av tüfeğiyle öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alınan 16 yaşındaki çocuk tutuklandı.
null
Muğla'nın Marmaris ilçesinde, babasını av tüfeğiyle öldürdüğü iddia edilen çocuk tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Köyceğiz'de yakalanarak Marmaris'e getirilen E.A. (16), emniyetteki işlemlerinin ardından, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan E.A. hakkında tutuklama kararı verildi. E.A'nın, 12 Eylül Salı günü Armutalan Mahallesi Şehit Ahmet Benler Caddesi 308 Sokak'ta babası Şeref A'yı (46) av tüfeğiyle ateş ederek öldürdüğü öne sürülmüştü. Emniyette cinayeti itiraf ettiği bildirilen E.A'nın, babasını vurduktan sonra fotoğrafını çekerek, sosyal medyadan paylaştığı iddia edilmişti.
14.09.2017 - 16:55
Anadolu Ajansı
['Muğla', 'Baba']
Babasını öldürdüğü iddia edilen çocuk tutuklandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/babasini-oldurdugu-iddia-edilen-cocuk-tutuklandi,nt3UkeTq3U6wQGTr1xcu7g
Benzinin pompa satış fiyatında gece yarısından itibaren 6 kuruş indirim yapıldı.
null
daki düşüşün ardından e  geldi. Benzinin litre fiyatına bu gece yarısından geçerli olmak üzere 6 kuruş indirim yapıldı.  Ankara'da litresi ortalama 5,43 liradan satılan benzinin litre fiyatı, 5,37 lira olacak. Benzinin litresi İstanbul'da 5,38'den 5,32 liraya, İzmir'de 5,41'den 5,35 liraya düşecek. Dağıtım firmalarının belirlediği fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük çaplı değişiklikler gösteriyor. Doların 3,94'ü aşmasının ardından 13 Ocak'ta benzine 15 kuruş zam yapılmıştı.
09.02.2017 - 16:23
ntv.com.tr, Anadolu Ajansı
['Ekonomi', 'Benzin']
Benzine indirim
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/benzine-indirim,b2v6SSp8OEyyaJELFJTruw
İlk kez...
null
YARGITAY’ın 71 yıllık teamülü devam ettirerek Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun adli yıl açılışında konuşmasına karar vermesi yeni bir krize neden oldu. Törene, ilk kez “yürütme”den hiçbir isim katılmayacak. Mayıs ayında gerçekleştirilen Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümü töreninde, dönemin Başbakanı Erdoğan, TBB Başkanı Feyzioğlu’nun “uzun ve siyasi” konuştuğunu belirterek tepki göstermiş ve salonu terk etmişti. Daha sonra “Feyzioğlu konuşursa bir daha bu törene gelmem” diyen Erdoğan, benzer gerekçelerle bugün yapılacak adli yıl açılış törenine de katılmayacağını belirtti. Adli yıl açılış törenine ev sahipliği yapan , Erdoğan’ın bu çıkışının ardından Başkanlık Kurulu’nu toplayarak durum değerlendirmesi yaptı. Ancak ‘ifade özgürlüğü’nü gerekçe gösteren 41 üyeli Yargıtay Başkanlık Kurulu, 1943 yılından bu yana devam eden Barolar Birliği Başkanı’nın adli yıl açılış törenlerinde konuşması şeklindeki teamülün devamına karar verdi. Yargıtay’ın bu kararı yeni bir krize neden oldu. Kararı “Nezaketsizlik” olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törene katılmayacağını bir kez daha ifade etti. Erdoğan bugün ilk resmi yurtdışı ziyareti nedeniyle KKTC’de olacak. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Başbakan Davutoğlu da törenlere katılmama kararı aldı. Davutoğlu bugün 62. hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık edecek. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de 30 Ağustos resepsiyonunda, adli yıl açılış törenine katılmayacağını ancak akşam resepsiyonuna gitmeyi düşündüğünü açıkladı. Öte yandan, törende Feyzioğlu’ndan önce kürsüye çıkacak olan Yargıtay Başkanı Ali Alkan yarım saatlik bir konuşma yapacak. Alkan’ın 30 sayfalık konuşmasında yargının sorunlarından, yargı bağımsızlığı ve hâkimlik-savcılık teminatına kadar önemli mesajlar vereceği kaydedildi. Yargı kulislerinde Alkan’ın hükümeti ve Adalet Bakanlığı’nı “Yargıtay’ın içişlerine karışıldığı” gerekçesiyle eleştireceği de konuşuluyor. Yargıtay Başkanı Alkan’ın yapacağı konuşmanın içeriğini 38 daire başkanı ve 2 başkanvekilinden oluşan Yargıtay Başkanlar Kurulu belirliyor
01.09.2014 - 04:01
haberturk
['metin fevzioğlu', 'türkiye barolar birliği', 'tbb', 'kriz', 'yargıtay', 'adli yıl açılışı', 'tören', 'yürütme']
Ankara'da Feyzioğlu krizi!
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/985763-ankarada-feyzioglu-krizi
Tokat'ta, kendisinden boşanmak isteyen 3 aylık eşini tabancayla öldüren kişi, aynı silahla başına ateş ederek intihar girişiminde bulundu.
null
Tokat'ın Turhal ilçesinde tütüncülük yapan Ümit Çolak (24), geçimsizlik nedeniyle bir süre önce babaevine dönen eşi Arife Çolak (20) ile konuşmak için, kayınpederi Mehmet Şık'ın Yunus Emre Mahallesi'ndeki evine gitti. Ümit Çolak, bir süre konuştuktan sonra tartışmaya başladığı 3 aylık eşini tabancayla başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden vurduktan sonra, silahı başına dayayarak ateşledi. Yakınlarının haber vermesiyle Turhal Devlet Hastanesine kaldırılan Arife Çolak, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ağır yaralı Ümit Çolak ise burada yapılan müdahelenin ardından Tokat'taki bir hastaneye sevk edildi.
14.10.2016 - 07:51
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Boşanmak isteyen 3 aylık eşini öldürdü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bosanmak-isteyen-3-aylik-esini-oldurdu,Gle82E-x70emTxZxrIjebA
SON DAKİKA HABERİ: FETÖ'nün mahrem yapılanmasına yönelik ankesörlü telefon soruşturması kapsamında 39 şüpheli tutuklandı.
null
haberi!  Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) mahrem yapılanmasına yönelik ankesörlü telefon soruşturması kapsamında 39 şüpheli tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla gözaltına alınan 85 zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından Ankara Adliyesine getirildi. Savcılarca sorgulanan şüphelilerden biri serbest bırakıldı, diğerleri ise nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Aralarında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere itirafçı olanların da bulunduğu 45 zanlı adli kontrol şartıyla salıverildi, 39 şüpheli ise cezaevine gönderildi. Firari zanlıların yakalanması için çalışmalar sürüyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 25 Şubat'ta 50 subay, 50 astsubay ve bir sivil mahrem imam hakkında gözaltı kararı verilmiş, 85 şüpheli gözaltına alınmıştı.
08.03.2019 - 22:49
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber']
Ankesörlü telefon soruşturmasında 39 tutuklama
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ankesorlu-telefon-sorusturmasinda-39-tutuklama,D29jGIWn2E6xSHEePfTQXQ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKOM, tüm birim sorumlularını toplayarak beklenen sağanak geçişlerine karşı kriz yönetimi oluşturdu. Vatandaşlara trafiğe çıkmamaları, çıkmaları gerekli hallerde ise toplu taşıma araçlarını kullanmaları öneriliyor.
cumhuriyet.com.tr
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), kentte beklenen gök gürültülü sağanak geçişlerine karşı uyarıda bulundu. AKOM'dan yapılan açıklamaya göre, ​Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiler doğrultusunda, İstanbul'da bugün öğle saatlerinden itibaren il genelinde gök gürültülü sağanak geçişlerinin yaşanacağı tahmin ediliyor. Yağışların akşam saatlerinden itibaren şiddetini arttıracağı ve cuma günü akşam saatlerine kadar çok kuvvetli, kuzey bölgelerinde ise şiddetli olacağı, metrekareye 60-90 kilogram yağış düşeceği tahmin ediliyor. Yapılan meteorolojik uyarı doğrultusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi oluşabilecek olumsuzluklara karşı tedbirlerini aldı. İtfaiye, Yol Bakım ve Onarım Daire Başkanlığı, İSKİ, Zabıta, Atık Yönetimi, Park Bahçeler Daire Başkanlığı, İBB Trafik Müdürlüğü, 153 İBB Yerinde Çözüm ekipleri, kritik noktalarda muhtemel göllenmelere karşı alarma geçti. Ekipler ana arterlerde, yollarda kanal temizleme, mazgal açma çalışmalarını sürdürüyor. İlçe belediyeleri de konuya ilişkin bilgilendirildi. ​İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri, 3 bin 865 personel, bin 670 araç ve iş makinesi, 385 motopomp, 269 jeneratör, 411 dalgıç pompa ile 24 saat esasına göre sağanağa karşı alarmda olacak. AKOM, tüm birim sorumlularını toplayarak kriz yönetimi oluşturdu. Kamera takibi ve gelen ihbarlar doğrultunda ekipler sorunlu bölgelere sevk edilecek. Vatandaşlar, muhtemel su baskınları ihbarı için 153 Beyaz Masa ve itfaiyeyi arayabilecek. Vatandaşlara, zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmamaları, çıkmaları gerektiği durumlarda ise toplu taşıma araçlarını kullanmaları önerisinde bulunuluyor.
13 Eylül 2018 Perşembe, 13:43
cumhuriyet
null
İstanbul Valiliği'nden kritik uyarı: Çok kuvvetli yağış bekleniyor
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1081603/istanbul_Valiligi_nden_kritik_uyari__Cok_kuvvetli_yagis_bekleniyor.html
"e-Devlet"e eklenen yeni uygulamayla, halk kütüphanelerine üye olunabilecek, katalog taraması yapılacak ve "e-kitaplara" erişilebilecek.
null
Vatandaşlara devlet tarafından verilen hizmetlerin elektronik ortamda sunulduğu e-Devlet tarafından yeni sisteme ilişkin şu duyuru yapıldı: "e-Devlet Kapısı üzerinden veya 'Kütüphanem Cepte' mobil uygulaması aracılığıyla e-Devlet portalına bağlanarak, istediğiniz halk kütüphanesine 'e-üyelik' yapabilir, anında 'e-kitaplara' erişebilir, katalog taraması yapabilir, ödünç aldığınız kitapların süresini uzatabilir, üyelik bilgilerinizi güncelleyebilir, kayıt yaptırdığınız halk kütüphanesini değiştirebilir ve bütün halk kütüphanelerinin hizmet bilgilerine erişebilirsiniz."
03.11.2018 - 11:35
Anadolu Ajansı
['Teknoloji', 'Türkiye', 'Kitap']
Halk kütüphaneleri 'e-Devlet'e taşındı
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/halk-kutuphaneleri-e-devlete-tasindi,bTVwup-elEeQt-tApFKD9Q
''Süt, Yusuf’u eve dönmekten onu alıkoyan 'bir yerlere gidiyoruz, gelsene' davetiyle ve gönülsüzce genç bir kızla tanışmasıyla başlıyor ve kendi ayakları üzerinde durmayı tümden kabullendiği noktada sona eriyor.''
null
Süt, ait olduğu üçlemenin ana karakteri Yusuf’un gençlik dönemini ve ‘evden kopuş’ sürecini anlatıyor. Bir yandan ‘ev’ine, alışılageldiğe, tanıdık ve güvenli olana sırtını dayayan, diğer yandan da o tanıdıklıktan uzaklaşmak, dağların, binaların, çalıların ardında saklanan ‘yeni’yle, bilinmeyenle yüz yüze gelmek isteyen bir gencin hikâyesi bu. Semih Kaplanoğlu, filmini evin içine sığınmak ve evin dışına savrulmak -ve bu iki duygunun farklı nüansları- arasında gidip gelen bir hat üzerinde kurmuş. Sanki tüm film, “denizde fazla açılma” diyen annesine inat ufuk çizgisine doğru yüzmeyi sürdüren, ama arkaya dönüp baktığında tanıdığı dünyanın giderek küçüldüğünü fark eden, çevre evler arasında kendi evini seçememeye başlayan bir çocuğun, geri yüzmekle daha da açılmak arasında kaldığı, korkuyla büyülenmenin birbirine karıştığı ruh halinin bir dışavurumu. Süt, Yusuf’un yetişkinliğin eşiğinde yaşadığı bu son ergenlik krizini, bir yanıyla, oldukça natüralist bir şekilde gözler önüne seriyor. Ama diğer yanıyla Süt, uykuya dalmadan önce hayatına/geçmişine dair önemli şeylerin belli belirsiz farkına varan bir zihnin içinde gezinmeye benzeyen rüyavari bir his de uyandırıyor. Filmde Yusuf’un bakışının çevrildiği her yüz, her imge, içinde bulunduğu her mekân, gözünü yakan her ışık, onun ruhundaki gel-gitleri ifade eder bir nitelik kazanıyor: Yanınızda sürekli cep telefonuyla konuşan zorlama bir sevgili adayı ve onun bir binanının tepesinde gördüğünüz silüeti; yan sokaktan gelen askerliğe uğurlama sesleri; sokak köftecisinin etrafında bir şeyler paylaşıyor olmanın hevesiyle biriken bir arkadaş grubu; maden ocağında çalışan arkadaşınızın kıyafetleri ve tüm bu gördüğünüz/duyduğunuz şeylerin dünyası ile sizin kendi dünyanız arasındaki uzaklık... Siz hayatınızın en sancılı dakikalarını yaşarken, basket sahasında yalnız başına oynayan bir çocuk... Süt, şimdiki zamanın yoğunluğu içinde, tüm bu bu imge ve ortamların, onu bir hayattan başka bir hayata taşıdığını görememiş olan; ama sonradan geçmiş yaşamına baktığında onların yön belirleyici niteliğinin farkına varan birinin gözünden anlatılıyor sanki: Kaplanoğlu’nun filmden sonraki söyleşide de değindiği üzere Yumurta’nın Yusuf’unun kendi geçmişine doğru bakan gözünden. Bu yüzden Süt’ü, zor anlaşılır bir film olarak damgalayıp ötekileştirmeden önce, filmi bir de böyle düşünmek gerekiyor: Bazen zihninizde bir yüz ya da bir durum belirir, bir lise hocanızın yüzü ya da annenizin televizyon karşısında uyuyakalmış hali. Hafızanızın içinden çıkagelip sizi ziyaret eden o yüze, aradan geçen zamanın sisli perdesinin ardından bakmaya çalıştığınızda, orada bambaşka bir şeyler görürsünüz. O yüze, hayatınızın o ânını yaşarken bakmış olmanın değerini fark edersiniz. Lise hocasının ilgisiz suratı, geleceğe karşı duyduğunuz korkunun, yetişkin dünyasına adım atmaktaki isteksizliğinizin; annenizin yüzü ise, evinize olan bağlılığınızın, odanızda kitaplarınızla baş başa olmanın huzurunun şeklini alıverir zihninizde. Annenizin tüm ısrarlarına rağmen tamir etmediğiniz bir motosiklet lastiğinin, ondan kopuşunuzun ilk emaresi olduğunu anlarsınız bir anda; aynı lastiğin bir yabancı tarafından şişirilmesi ise anne-oğul arasında kurulan ilksel birlikteliğin ‘üçüncü’ bir özne tarafından tehdit edilmeye başlandığı noktayı ifade etmeye başlar. Hayatın tüm olağanlığı içerisinde yaşanan şeyler birer simgeye dönüşür, bir hikâyenin parçaları gibi görünmeye başlar. Kaplanoğlu da Süt’te olaylar ve imgelere, geçmişine bu gözle bakan birinin onlara atfedebileceği bu tür anlamlar yüklüyor. Ama bunu, her olayın ardında inanılması güç rastlantılar arayarak, hayata zorla metafizik bir nitelik katmaya çalışan bir yönetmen gibi yapmıyor. Hayatın değerini artıracağım diye, o hayatı asıl değerli kılan ayrıntıları ve sıradanlıkları bir kenara fırlatmıyor. Hayatı kendi haline bırakıyor ve ne bulursa da o kendi halindelikte; olağandışılıkta değil olağanlıkta buluyor. (Oldukça grotesk olduğu söylenebilecek yılan metaforu bile, annenin bir gün evin içinde bir yılan gördüğünü “zannetmesi”nden ve oğulun –tıpkı motosikletin lastiği meselesi gibi- bunu da ciddiye almayışından türüyor). Hayalkırıklığına uğrama korkusuyla yetişkin hayatına atılmayı geciktiren (askere alınmayınca, toplumsal statü anlamında da ‘reşitliğe’ erme şansını yitiren; süt satamaz olunca işini de kaybeden) Yusuf, ‘üvey baba’ tehdidiyle birlikte sırtını dayadığı ‘ev’ini de kaybettiğini düşünmeye başlıyor. Açık denizde, hangi tarafa yüzeceğini bilemez bir halde kalakalıyor. Yusuf’un hayatın bilinmezliğine karşı bir sığınak olarak gördüğü ev fikri çatırdayınca, Kaplanoğlu filmin anlatımında da çeşitli çatlaklar oluşturmaya başlıyor. Yusuf şuurunu yitirince kurgu da şuurunu yitiriyor; başlarda devamlılık arz eden anlatım, sonlara doğru, ateşli hastalık sırasında görülen sanrılar gibi birbirinden kopuk anların ardı ardına gelmesiyle ilerlemeye başlıyor. Ta ki Yusuf evini tümüyle geride bırakana, ta ki maden ocağında taktığı kaskın fenerinin ışığı, tek bir yönü, önündeki belirsiz geleceği işaret edene kadar... Yumurta’nın Yusuf’u geçmişine nasıl bakıyorsa, biz de geri dönüp filme o şekilde baktığımızda, onun annesinden kopuş hikâyesinin, filmin başında, önünde duran bir arabadan gelen bir davetle başladığının farkına varıyoruz. Süt, Yusuf’u eve dönmekten onu alıkoyan “bir yerlere gidiyoruz, gelsene” davetiyle ve gönülsüzce genç bir kızla tanışmasıyla başlıyor ve kendi ayakları üzerinde durmayı tümden kabullendiği (maden ocağında çalışmaya başlaması) noktada sona eriyor. Annesinin evliliğiyle birlikte Yusuf kendi geleceğine, cep telefonuyla konuşup duran o genç kıza baktığı gibi bakıyor, tam da gönüllü olmadan kendini ‘evin ötesi’ne, yetişkinliğin bilinmezliğine bırakıyor. Ama gözü, hep arkada, diğer evler arasında seçemez olmaya başladığı kendi evinde kalıyor. Yumurta’da geri dönüp, tanıyamayacağı kendi evinde.
17.03.2010 - 11:07
null
[]
Oraya buraya bakan çocuk
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/oraya-buraya-bakan-cocuk,-K8pjlDHBkGHW8Rsr_il6Q
İnternet ortamında erotik içerikli sayfaların ortak bir kimliğe kavuşması için başlatılan “.xxx” uzantılı alan adları uygulaması ilginç sonuçlara neden oluyor.
null
Erotik siteler için açılan '.xxx' uzantılı adres uygulamasının ardından adı açıklanmayan bir şahıs “vatican.xxx” adlı internet adresini satın aldı. Adresi alanın kendi adı altında erotik veya pornografik yayın yapılmasını engellemek isteyen Vatikan’ın kendisi olduğu iddia ediliyor. Vatikan Radyosu’nda konuşan Vatikan sözcüsü Federico Lombardi ise “kötü amaçlı kullanımı” engellemek amacıyla kendilerinin satın aldığı yönündeki iddiayı yalanladı.
23.12.2011 - 14:07
null
[]
'Vatikan '.xxx' aldı'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/vatikan-xxx-aldi,Ib0jmcw4ckmtfvJk6Chmjw
İşlettiği bakkal dükkanına yaz aylarında ortalama 250 lira elektrik faturası gelen Ramazan Daş, sayaç arızalanınca 9 bin 500 liralık ek tahakkuk çıkması nedeniyle dava açtı.
null
Elazığ'da bakkal işleten Ramazan Daş, yaz aylarında ortalama 250 lira ödediği elektrik faturası için sayaç arızalanınca 9 bin 500 liralık ek tahakkuk çıkması nedeniyle dava açtı. Bilirkişilerin farklı görüşleri nedeniyle davayı kaybettiğini ileri süren bakkal Ramazan Daş, faizleriyle birlikte 21 bin 500 liraya ulaşan borcu ödeyecek durumunun olmadığını belirtiyor. Mustafapaşa Mahallesi'nde bakkal işleten Daş'ın iş yerine 2007 yılının sonlarında gelen elektrik dağıtım görevlisi, elektrik sayacının rakamları atlayarak tüketimi yazdığını fark etti. Bunun üzerine elektrik şirketi tarafından tutanakla sayaç yerinden sökülerek, yeni sayaç takıldı. İmalatçı firmaya incelenmek üzere gönderilen sayaç hakkında firma tarafından hazırlanan raporda ''Sayacın gerilim dalgalanmasından dolayı yandığı, ancak sayaçta okunan rakamların doğru olduğu, işletmede bu miktarda elektrik kullanıldığını'' belirtildi. Raporda, ayrıca sayaca herhangi bir müdahale olmadığı ifade edildi. Elektrik dağıtım şirketi de bunun üzerine sayaçta bahsedilen tüketim miktarına göre 9 bin 525 lira 51 kuruş tutarında ek tahakkuk çıkararak, Daş'tan bu parayı ödemesini istedi. Daş, ek tahakkukun iptali için 26 Şubat 2008'de Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme, bilirkişi nezaretinde hakimin de katıldığı keşifte, Daş'ın dükkanında ''Sayaç okuma değerine göre dükkandaki tüm malzemelerin kullandığı elektrik miktarının 215, bu cihazların kurulu gücüne göre 307, Daş'ın ödediği ortalama miktarın ise 242 kilovat saat'' olduğunu belirleyerek, ''Bu rakamların birbirine yakın olması ve dükkandaki cihazlarla böyle bir tüketim yapılamayacağı' yönünde görüş bildirildi. Mahkeme, bunun üzerine 3 Mart 2009'da ek tahakkukun iptali yönünde karar verdi.   Mahkemenin ek tahakkukun iptali kararı üzerine elektrik dağıtım şirketi bu kararı Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay dosyada yaptığı incelemede, ''Bu yöndeki davalarda bilirkişinin üç kişiden oluşması gerektiği'' gerekçesiyle kararı iptal ederek mahkemeye geri gönderdi. Mahkeme, bunun üzerine 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması için dosyayı Ankara'ya gönderdi. Ankara'daki bilirkişi heyeti, evraklarda yaptıkları inceleme sonucunda ''İşletme olan marketteki çoğu cihazın 24 saat esasına göre çalışmak zorunda olduğu gözetilerek, çıkartılan ek tahakkukun doğru olduğu'' yönünde görüş bildirdi. Elazığ'daki mahkeme de 29 Mart 2011'de yapılan duruşmada bilirkişi raporuna göre davranarak, ancak miktarı düşürerek Daş'ın 8 bin 722 lira 45 kuruş ödemesine karar verdi.   Daş, Ankara'daki bilirkişi raporunun gerçekleri yansıtmadığını savundu. Dükkanında olayın olduğu zamana kadar yaz aylarında dolap çalışırken ortalama olarak 250 lira elektrik ücreti ödediğini, gelen ek tahakkukun ise 9 bin 500 lira olduğunu ifade eden Daş, şunları anlattı: ''TEDAŞ'a 'bu para ödenebilecek bir para değil. Biz bu kadar sarfiyat yapmamışız' dedim. Bana (Sana ortalama 250 lira bir fatura çıkaralım götür yatır) dediler. Yatırdım. 2 ay sonra tebligat geldi, 'sen bu borçtan sorumlusun yatırmak zorundasın' yazıyordu. TEDAŞ'a gittim bana (Yapacağımız bir şey yok. Bizi mahkemeye verebilirsin) dediler. Mahkemeye verdik. Bilirkişi istedik. Geldi, her şeyi cihazlarımızı, lambaları, dolapları tutanakla belirledi, rapor çıkardı. Raporda 'Burada bu kadar sarfiyat yapılamaz, bu kadar elektrik istesen de tüketemezsin yazıyor' deniliyor. TEDAŞ, dava sonucuna itiraz etti. Ankara'ya Yargıtay'a itiraz etti. Ankara'daki bilirkişi dükkanımızı görmeden, dolaplarımızı görmeden, ne sarfiyat yaptığımızı görmeden sadece belgeler üzerinden sonuç vermiş. Sonuçtan dolayı biz de burada mağdur durumdayız.'' Daş, belirlenen ana para miktarını Torba Yasa'dan faydalanarak 2 Mayıs'a kadar ödemesi gerektiğini, aksi halde faizlerle birlikte ödemek zorunda kalacağını kaydetti. Dükkanda 6 bin 500 liralık mal olduğunu, söz konusu borcun ise gecikme faizleriyle birlikte 21 bin 500 liraya kadar yükseldiğini anlatan Daş, şöyle konuştu: ''Elazığ'daki son mahkeme verdiği karar 8 bin 700 lira. Bu parayı da, yakmadığım elektriği ne diye yatırayım. Bu bizim için büyük bir rakam. Benim dükkanımdaki malzemeler bile o kadar tutmuyor. Biz bu olayda çok mağdur durumdayız. Davayı tekrar temyize yollasak yasadan faydalanamıyoruz. Şu anda faizleriyle 21 bin 500 lira. Artı bir de yeniden temyizde aleyhte çıkması halinde yeni gecikme zammı ile birlikte 25-30 bin lirayı bulur bu. Bu rakam ödenecek bir rakam değil. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık.''
19.04.2011 - 17:15
null
[]
Bakkalın elektrik borcu için hukuk mücadelesi
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/bakkalin-elektrik-borcu-icin-hukuk-mucadelesi,y3-iKoUBJ0i-wremnAvgWA
Böbrek taşı, böbreklerin içerisindeki çeşitli maddelerin kristalizasyonu yani taşlaşması sonucu oluşuyor. Ürologlara göre, böbrek taşına zemin hazırlayan nedenlerden biri de sıcak hava.
null
Henüz baharı hissetmesek de sıcak havaların kapıda olduğunu belirten Üroloji Uzmanı Op. Dr. Kadir Önem, sıcak havada vücuttaki suyun terleme yoluyla daha çok dışarı atılmasının idrarı azalttığını, bunun da böbrekte taş oluşmasına zemin hazırladığını söyledi. Op. Dr. Kadir Önem, yaz aylarının böbrek taşı hastaları için risk oluşturduğunu, sağlıklı insanlar açısından da böbrek taşına zemin hazırladığını belirtti. Önem, “Özellikle orta yaş üzerindeki erkeklerde risk daha fazla oluyor” dedi. Op. Dr. Kadir Önem, “Yaz aylarında böbrek taşı riskini azaltabilmek için günün büyük bölümünü kapalı ortamlarda geçirenler günde 2 litre, güneşli ortamlarda bulunanlar ise 3-4 litreden fazla su içmeli. Özellikle, nem oranı oldukça yüksek olan kentlerde böbrek taşı hastaları daha dikkatli olmalı. Ayrıca, limon suyunun bazı taşların oluşumuna engel olduğu da bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Doktor önerisi ile günlük sıvı ihtiyacının bir kısmının limonata olarak alınması yararlıdır’’ diye konuştu. Önem, böbreğin içindeki taşların sarsıntılı bir yolculuk veya aşırı bir aktivite sonrası aniden hareketlenerek böbrek ile mesane arasındaki idrar yoluna düşmesiyle şiddetli sancıların başlayabildiğini, ağrının sırtın yan tarafı ve böbrek üzerinde olabileceği gibi kasıklara doğru da yayılabildiğini belirtti. Gece çok sık idrara kalkmanın, bulantı, kusma ve idrarın hafif kanlı olmasının böbrek taşı belirtisi olabileceğine dikkati çeken Önem, “Eğer, ağrı bir kaç günden uzun sürerse, idrar yaparken şiddetli yanma, yüksek ateş gibi belirtiler olursa hemen bir uzmana başvurulması gerekir” uyarısında bulundu. Bazı idrar yolu taşlarının ise oldukça iri olmalarına rağmen hiçbir şikâyete yol açmadıklarını, bazı sessiz taşların da böbreği çürüttüğünün görüldüğünü ifade eden Op. Dr. Kadir Önem, böbrek taşı olduğu bilinen hastaların şikâyeti olsun ya da olmasın düzenli kontrolden geçmelerinin önemli olduğunu söyledi.
13.04.2011 - 10:36
null
[]
Sıcak hava böbrek taşı yapıyor
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/sicak-hava-bobrek-tasi-yapiyor,_EbS2jNKaUmMUMw0IW8JDA
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Beşiktaş İlçe Teşkilatı, yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakanın Genel Kurul'da aklanmasını eleştirmek için ilçe binasına 'Patron böyle istedi, sizce aklandılar mı?' yazılı bir pankart astı.
cumhuriyet.com.tr
Mevcut şartlarda çok zor siyaset yaptıklarını belirten MHP İlçe Başkanı Tuncay Buruşuk, "4 bakan yolsuzlukla ilgili Meclis'te aklandılar ama insanların kalbinde aklanamadılar. Biz de bunu Beşiktaş'taki halkımıza soruyoruz. Polis bizi arayarak 'pankartı indirin' dedi. Telefonla aramayla pankart indirilmez. Mahkeme kararı olmadan indirmeyiz " şeklinde konuştu.
30 Ocak 2015 Cuma, 22:29
cumhuriyet
null
MHP'den yeni yolsuzluk pankartı
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/202400/MHP_den_yeni_yolsuzluk_pankarti.html
CHP’de Gürsel Tekin’in yerine İstanbul İl Başkanlığına seçilen Berhan Şimşek, “Kral öldü, yaşasın yeni kral” anlayışı içinde olmayacaklarını söyledi. Şimşek, ''Gürsel siyasi akrabam. Kırgınlık olmayacak” dedi.
null
Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) toplantısında İstanbul İl Başkanlığına atanan Berhan Şimşek, parti genel merkezinden ayrılırken kararı değerlendirerek, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Sözlerine ''Kızım için, partim için, ülkem için, benim için hayırlı olsun'' diye başlayan Şimşek, bu görevi daha önce çok değerli arkadaşlarının yürüttüğünü ve İstanbul'a önemli katkılar yaptıklarını söyledi. Şimşek, bu görevin daha önce kendisine önerilmediğini ifade ederek, ''Biz kurumsal siyaset yapıyoruz, bireysel siyaset yapmıyoruz, bu bir parti görevidir, sayın Genel Başkan ile arkadaşlarımın vermiş olduğu bir görevdir, bunu en iyi şekilde başarmaya çalışacağız'' dedi. CHP'nin, 22-23 Mayısta gerçekleştirilen kurultayın ardından iktidar yürüyüşü başlattığını ve bunun en önemli ayaklarından birinin İstanbul olduğunu kaydeden Şimşek, ''Herkes İstanbullu, herkesin İstanbul ile bağı var. Bu anlamda elimizden geleni hayatla buluşturacağız. Hiçbir ayrılık, dargınlık, kırgınlık olmayacak'' dedi. Şimşek ''Bir il başkanı vardı, Gürsel Tekin, tekrar İstanbul ile dönmek istediği halde atanmadı, bu değişimi neye bağlıyorsunuz?' sorusunu yanıtlayan Şimşek, şunları söyledi: “Bu kararın içerisinde değerli kardeşim, sevgili başkanım Gürsel Tekin'i veya bir başka arkadaşı yok saymak gibi şansımızın, lüksümüzün olmadığını bilmemiz gerekiyor, MYK üyeliği veya il başkanlığı... Bizim amacımız kendimize aradığımız bir masa, bir mazbata değil, CHP'yi iktidara taşımaktır. Bu ülkenin sorunlarını çözüme ulaştırmak ve iktidar olmaktır. Yani kişilere bir rol, bir masa aramak anlayışı değildir.'' Tekin'in il başkanlığı görevini başarı ile yürüttüğünü ifade eden Şimşek, onun tecrübesinden, bilgisinden istifade edeceklerini, ''Kral öldü, yaşasın yeni kral'' anlayışı içerisinde olmayacaklarını söyledi. CHP'nin her kademesinde ''takım oyunu'' anlayışının hakim olduğunu belirten Şimşek, İstanbul İl Başkanlığını bu yaklaşım içinde yürüteceğini anlattı. Berhan Şimşek, kısa sürede İstanbul İl Yönetim Kurulunun oluşturulacağını ifade ederek, İstanbul'un problemlerine çözüm üreten bir ekip halinde çalışacaklarını belirtti. ''Devrimlerle değerleri, Cumhuriyet temelinde demokrasi anlayışı içerisinde buluşturarak çalışacaklarını'' söyleyen Şimşek, ''İstanbul'un dün de sahipleri vardı, arkadaşlarımdı, yarından itibaren de yine aynı anlayışla sahipleri olacaktır. İstanbul'u bir 'AKP çiftliği', bir 'Kadir Topbaş çiftliği' gibi bir 'Recep Tayyip Erdoğan' çiftliği gibi yiyemeyecekler, yedirmeyeceğiz'' dedi. Bu süreçte Gürsel Tekin ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine de Şimşek, ''Gürsel benim arkadaşım, siyasi akrabam. Bir dargınlık, bir kırgınlık hiçbir şey olmayacak. Eğer birilerini buralarda görmek gerekiyorsa o ben olacağım, herkes benim omuzlarımın üstünde taşınacak. Daha önceki darılan, gücenen, incinen arkadaşlar, haklı ve haksız sebeplerle, hepimiz toparlanacağız, Türkiye'nin CHP'ye, kadrolarına ve anlayışına ihtiyacı var'' yanıtını verdi.
14.06.2010 - 17:16
Anadolu Ajansı
[]
Şimşek: Gürsel benim siyasi akrabam
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/simsek-gursel-benim-siyasi-akrabam,zdgYKzgRA0uh8PCs_iNjYQ
Marshall Fonu tarafından bu yıl onuncusu gerçekleştirilen ‘Transatlantik Eğilimler Araştırması’na göre Türkiye, Ortadoğu’yu bölgesel ittifaklar açısından daha önemli görüyor.
null
Her yıl Marshall fonu tarafından Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da yaşayanların dünya görüşlerini saptamak amacıyla yapılan “Transatlantik Eğilimler 2011” araştırması sonuçlarına göre, her iki kıtada yaşayanların eğilim ve görüşleri değişiyor. Türkiye, araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında 2004 yılından bu yana en köklü değişmleri yaşayan ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle güvenlik politikası ve bölgesel ittifaklar açısından Türkiye, Orta Doğu ülkelerini ABD ve Avrupa’ya göre daha önemli buluyor. Araştırmaya göre Türklerin yüzde 42’si Ortadoğu’daki komşularının, Türkiye’nin güvenlik çıkarları açısından AB’den daha önemli olduğunu savunuyor. Ortadoğu’yu ekonomik açıdan da daha önemli bulanların oranı ise yüzde 43. Yine aynı doğrultuda her beş kişiden biri uluslararası konularda Türkiye’nin Ortadoğu ülkeleri ile işbirliği içerisinde olmasını destekliyor. Bu noktada kamuoyunun görüşlerinin, komşularla olumlu ilişkiler kurulmasını ön gören Türk dış politikası ile aynı doğrultuda olduğu görülüyor. Türkiye’de AB üyeliğine olumlu bakanlar da 2010 yılına kıyasla yüzde 10 oranında artmış. Yani neredeyse Türkiye’de her iki kişiden biri AB üyeliğini destekliyor. Araştırma, her ne kadar bu yıl AB ve NATO konusunda geçen yıla oranla daha olumlu görüş bildirseler de Türklerin yüzde 62’sinin ABD’ye karşı olumsuz duygular beslediğini gösteriyor. Öte yandan Amerikan karşıtlığı geçen yıla oranla yüzde 11 oranında hafifleyerek yüzde 38’e düşmüş. Rakamlara göre yine de Türkiye’de ciddi bir ABD karşıtlığı var. Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin AB üyeliğine desteği en fazla 2006 yılında görülüyordu. Bu yıl desteğin geçen yıllara oranla daha yüksek olduğu görülse bile 2006 yılındaki rakamlara hala ulaşılabilmiş değil. Araştırmaya katılanların yarısı Türkiye’nin üyeliğinin AB için ekonomik açıdan iyi olmadığına inandıklarını belirtmiş. Zira araştırmaya katılan AB vatandaşlarının yüzde 39’u Türkiye’nin üyeliğinin ne iyi ne de kötü olacağını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 29’u Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemezken yüzde 26’sı ise destekliyor. Türkiye’nin üyeliğine en çok destek veren ülke Romanya olurken, Fransa ve Almanya’nın karşıt tavrı bu araştırmada da belirgin. Araştırma, İsveç, İngiltere ve Hollanda’nın Türkiye’nin AB’ye gireceğine inanan ülkeler olduğunu gösteriyor. Araştırma, ABD için de ilginç bulgular ortaya koyuyor. Buna göre Amerikalıların yarıdan fazlası Çin, Japonya ve Güney Kore gibi Asya ülkelerinin ulusal çıkarlar açısından AB üyelerine kıyasla daha önemli olduğuna inanıyor. Bu 2004 yılından bu yana oluşturulan araştırma verileri ile karşılaştırıldığında. ABD’nin yönünü Avrupa’dan Asya’ya çevirdiği olarak da algılanabilir. Nitekim Amerikalılar’ın Asya ülkelerine verdikleri önemde yüzde 20’nin üzerinde bir artış görülüyor. Öte yandan AB ülkelerinin ABD’yi kendilerine Asya ülkelerine oranla daha yakın ve önemli bulduğu olgusu geçerliliğini koruyor.
15.09.2011 - 13:44
null
[]
Ortadoğu artık AB ve ABD’den daha önemli
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ortadogu-artik-ab-ve-abdden-daha-onemli,o-HLlqXqdECRQZvkK5P4-w
Trabzospor Kulübü, üç futbolcu ile transfer görüşmelerinin başladığını borsaya bildirdi.
cumhuriyet.com.tr
Konuyla ilgili olarak bordo mavili kulüp Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na şu açıklamayı yaptı: -Profesyonel futbolcu Kevin Constant'ın kulübümüze transferi konusunda AC Milan ve futbolcu ile, -Profesyonel futbolcu Musa Nizam'ın kulübümüze transferi konusunda Antalyaspor A.Ş. ve futbolcu ile, -Serbest statüdeki profesyonel futbolcu Carl Medjani'nin kulübümüze transferi konusunda futbolcu ile, görüşmelere başlanmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
5 Ağustos 2014 Salı, 12:53
cumhuriyet
null
Trabzonspor üç ismi borsaya bildirdi
futbol
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/101975/Trabzonspor_uc_ismi_borsaya_bildirdi.html
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, ''hobi bahçeciliği'' ile uğraşanları bilgilendirmek için bir kitap serisi hazırladı. Domates-biber, gül, soğanlı bitkiler ve turunçgil yetiştiricileri için hazırlanan ilk 4 kitap, piyasaya sunuluyor.
null
''Hobi Yetişticiliği Serisi'' adı altında yayımlanacak kitapların ilk 4'ü, yakında piyasaya sunulacak. ''Soğanlı Bitkiler Yetiştiriciliği'', ''Hobi Domates Biber Yetiştiriciliği'', ''Hobi Gül Yetiştiriciliği'', ''Hobi Turunçgil Yetiştiriciliği'' konularında hazırlanan ilk 4 kitaptan 3 bin adetlik set basıldı. Şık bir kitap kutusu ambalajlı olarak hazırlanan kitaplar, 21,5 liradan piyasaya sunulacak. Hobi olarak tarımsal üretimle ilgilenenler, bu alanda bilinçlenmek için, bu kitapları piyasadan alabilecekleri gibi, bakanlıktan ödemeli olarak da talep edebilecekler.  Bakanlığa bağlı enstitülerdeki uzmanlar tarafından hazırlanan kitaplarda, domates, biber, turunçgil çeşitleri, beslenmedeki önemi, yetiştirme ve bakım teknikleri, zararlıları ile mücadele, gıda olarak kullanım alanları hakkında bilgi verilirken, küçük birkaç yemek tarifi de bulunuyor. Anlatımlar, çok sayıda fotoğraf ile desteklendiği için, kitaplar, hobi tarımına teşvik açısından da zevkle okunabilecek nitelikte.  İlk seride gül ve soğanlı bitkiler yetiştiriciliği hakkındaki kitaplar da bulunuyor. Hobi olarak gül bahçesi kuranlar da balkonundaki saksısında gül yetiştirenler de bu kitaptaki bilgilerden yararlanarak, ''gülün alasını'' yetiştirebilecek.   Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, hobi kitapları serisine yazdığı önsözde, ünlü yazar Cengiz Aytmatov'un ''Toprak ve su insanlar arasında eşit olarak paylaşılsa, bir de kendi toprağımızda kendi buğdayımızı biçsek, bundan daha büyük mutluluk yoktur'' sözünü hatırlatırken, modernitenin insanoğlunun doğadan kopuşuna neden olduğuna işaret etti.  Dünyada ''doğa terapisi, yeşil terapi, bahçe terapisi'' olarak adlandırılan, bu kapsamda tasarlanan projelerin modern insanın yaşam kalitesini yükseltmeyi hedeflediğini kaydeden Eker, ''derin bir iç huzuru veren, olumlu psikolojik etkisiyle bahçeciliği, her türlü hastalığa iyi gelen, bir tür önleyici tıbbi reçete gibi görenlerin çok yerinde bir tespit yaptığını'' vurguladı.  Fransız düşünür Montaigne'nin ''Dilerim ki ölüm, bahçemde lahanalarımı ekerken gelip beni bulur'' sözünü de hatırlatan Eker, bakanlığın hazırladığı ''Hobi Yetiştiriciliği'' serisinin alanında önemli bir boşluğu dolduracağını belirtti.  Yayın Dairesi Başkanı Recep Tezgel ise kitaplarda yer alan sunuş yazısında, ''kendi ektiği bitkilerin bakımını üstlenen insanın doğal yaşamın değerini daha iyi anlayacağına'' işaret ediyor. Hobi yetiştiriciliğinin, pencere önündeki saksılardan geniş bahçelere kadar uzanan alanlarda yürütülebilen, evde tüm aile bireylerinin, okullarda ise öğrencilerin öğrenme sürecine aktif bir şekilde katıldığı, yaparak ve yaşayarak öğrenme esasına dayanan yenilikçi bir uygulama olduğunu vurgulayan Tezgel, şu görüşlere yer verdi:  ''Günümüzde, dünyanın birçok ülkesinde çocukların bir bölümü, sebze ve meyvelerin marketlerde üretilip satıldığını sanmaktadır. Bu yanlış kanıyı gidermek için hobi yetiştiricilik okullarda uygulandığında, doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılmasının yanı sıra, çocukların meyve ve sebzelere daha fazla ilgi göstererek, onları tüketmede daha istekli davranmalarını ve çevreye karşı duyarlı olmalarını sağlayacaktır.''  Tezgel, Avrupa ve ABD'de hobi bahçeciliği uygulamasının çok yaygın olduğunu, ABD Başkanı Obama ve eşinin de hobi bahçesi bulunduğunu hatırlatarak, Türkiye'de de özellikle okullarda bunun yaygınlaştırılabileceğini, bahçe ile uğraşmak için uzman olmak gerekmediğini, atık oto lastiklerinin içine konan toprakta bile fide, fidan, çiçek üretimi yapılabileceğini kaydetti.  Bakanlık, Hobi Yetiştiriciliği serisini, tıbbi ve aromatik bitkiler ile devam ettirecek.  Türkiye'de de hobi bahçeciliği, bazı banka genel müdürlerinin, tanınmış işadamlarının bağ-bahçe kurmaları ile zaman zaman gündeme geliyor.
17.11.2010 - 12:43
null
[]
En güzel kokulu gülü siz yetiştirebilirsiniz!
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/en-guzel-kokulu-gulu-siz-yetistirebilirsiniz,BK0euLAVeUu9Tq-D84yU-g
İstanbul Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik 10 ilçede düzenlenen operasyonda 23 kişi gözaltına alındı.
null
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, 27 Kasım'da örgütün sözde kuruluş yıl dönümü olduğu gerekçesiyle kent genelinde molotof kokteyli ve el yapımı patlayıcılarla saldırı arayışında olduğu tespit edilen bazı PKK üyelerini belirledi. Saldırı hazırlığında oldukları ileri sürülen zanlıların yakalanması için bu sabah 10 ayrı ilçede 28 adrese düzenlenen eş zamanlı baskınlarda 23 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Zanlıların barındıkları adreslerde yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel doküman, yasaklı yayınlar ve dijital malzemeler ele geçirildi. Terör polisi tarafından gözaltına alınan şüpheliler, Vatan Caddesi’nde bulunan Terörle Mücadele Şubesine götürüldü. Şüphelilerin emniyetteki sorguları devam ediyor.
27.11.2018 - 09:04
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'PKK', 'Terör']
İstanbul’da PKK’ya operasyon: 23 gözaltı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/istanbulda-pkkya-operasyon-23-gozalti,iCKJUo5oZk6YViGNRkxXWA
Justin Bieber hayranı bir kişi ünlü şarkıcıya benzemek için geçirdiği bir dizi estetik ameliyata 100 bin dolar harcadı.
null
ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yaşayan Toby Sheldon, tüm birikimini Justin Bieber’a benzemek için geçirdiği estetik ameliyatlara harcadı. 33 yaşındaki Sheldon, 19 yaşındaki ünlü şarkıcıya benzeyebilmek için botoks yaptırdı, çenesi ve göz kapaklarından ameliyat oldu ve saç nakli yaptırdı. Daily Mail gazetesine konuşan Sheldon, “Justin meşhur olduğunda yüzü her yerdeydi. Fotoğrafını gördüğümde tek düşündüğüm ona benzemekti. Şarkılarını çok dinlemiyorum ama yüzü o kadar kusursuz ki tüm değişiklikleri ondan ilham alarak yaptırdım” ifadelerini kullandı. Hayatını şarkı sözü yazarak kazanan Sheldon, Bieber’a benzeyebilmek için geçirdiği ameliyatlara toplamda 100 bin dolar harcadı.
21.10.2013 - 10:41
null
[]
Bieber'a benzemek için 100 bin dolar
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/biebera-benzemek-icin-100-bin-dolar,IGOkN36hvUm_dfkzSUbAGg
Hükümetin, demokratik açılım konusunda muhalefetle görüşmek için verdiği ılımlı mesajlara karşı CHP Lideri olumsuz tavrını sürdürüyor.
null
CHP Lideri Deniz Baykal, katıldığı bir televizyon programında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in "sürece kim katkı verirse elini öpmeye, ayağına gitmeye hazırım" sözlerine yanıt verdi. Baykal, "Kimsenin elini öpmesinler. Benim elimi de öpmeye kalkmasınlar, işlerini yapsınlar" dedi. AKP'nin anayasa değişikliği ve cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetle uzlaşma aramadığını belirten Baykal, "şimdi Kürt açılımı konusunda niye CHP'ye geliyorsun?" diye sordu. CHP lideri, "Bu iş yanlış bir iş, yanlışa ortak istiyorlar. Yaptıkları yanlış işin sorumluluğunu paylaşmak istiyorlar, taşıyamıyorlar" şeklinde konuştu. Baykal, 15 Eylül salı günü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yapacağı görüşmede genel dış politika konularının ele alınacağını, Ermeni açılımının ise gündeminde olmadığını söyledi.
13.09.2009 - 20:49
NTV Haber
[]
Baykal’dan hükümetin davetine bir kez daha ret
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/baykaldan-hukumetin-davetine-bir-kez-daha-ret,Da5JQ05TM0SqkS-AzJoPLw