text
stringlengths
0
159
44-Umretü’l-kaza Ve Mu’te Savaşı
45-Mekke’nin Fethi
46-Huneyn Savaşı İle Evtas Olayı
47-Tebük Savaşı
48-Veda Haccı
49-Peygamber Efendimizin Ahirete Göç Etmeleri
Ek: Peygamberimizde Görülen Olgunluk Ve Güzellikler
Bu Eserin Başlıca Kaynakları
Önsöz
Müslümanların her konuda bilgi sahibi olmaları bir görevdir. Din konusunda bilgi
ise, İlmihal (herkesin durumuna göre gerekli olan bilgiler) adını alarak en önemli
yeri tutar. Her müslümanın bağlı bulunduğu İslam dini konusunda yeterli bilgi
sahibi olması bir borçtur. Edindiği bilgilerle de üzerine düşen dinî görevleri
yerine getirmiş olacaktır.
Aslında bütün insanlığın manevî ruhu yerinde olan dinden, din bilgisinden hiç
kimse uzak kalamaz. Öteden beri ister ilkel olsun, ister medenî toplumlar, hiç
biri bir dine bağlı kalmaktan dışarı çıkamamıştır.
İnsanların gerçek mutlulukları ve saadetleri ilahî bir din yolu ile ortaya çıkar.
Sağduyulu kimselerin ruhları ve vicdanları, böyle bir din ile huzursuzluktan
kurtulur, yatışır. İnsanlığın yaratılışındaki yüksek amaç, ancak böyle ilahî bir
dine sarılmakla gerçekleşir.
Öyle ise, uyanık bir ruha, temiz bir vicdana sahib olan insan böyle gerçek bir
dinden nasıl uzak kalabilir: Kendi benliğini, geleceğini ve mutluluğunu korumak
isteyen bir insan, böyle yüce bir dinin inançlara, temizliğe, ibadete, helal ve
harama, ahlaka dair kutsal hükümlerinden muhtaç bulunduklarını öğrenip
uygulamak duygusundan nasıl habersiz kalabilir?
O mübarek dinin yaşamasına, yükselmesine, yayılmasına, medeniyet saçan
şanlı tarihine ait bazı bilgileri öğrenmek isteğinden, insan nasıl gafil bulunabilir?
Hiç şüphe yok ki, benliklerini kaybetmeyen uyanık kişi ve cemiyetler bu
ihtiyacı ruhlarında duymuşlardır. Dinî eserleri aramayı, onları bulup okumayı
gerekli görmüşlerdir.
İnsanların, yaratılışlanndaki meyilleri ve ruhî ihtiyaçları sebebiyle her asırda
din bilginleri tarafından sayısız dinî eserler yazılmıştır. Ancak her devrin ve
muhitin durumuna ve kabiliyetine göre bu gibi eserlerde bir yenilik göstermek,
mana ve ruhları değişmeyecek şekilde dini meseleleri imkan dahilinde herkesin
anlayabileceği bir ifadeyle yazmak, bunların birtakım hikmet ve faydalarını sade
bir dille ortaya koymak da çok gereklidir.
İslam dininin kapsadığı hükümler esas bakımından dört kısma ayrılır:
1- İtikada air hükümler,
2- İbadetlere ve amellere ait hükümler,
3- Helal-haram olan şeylere, mubah ve mekruhlara ait hükümler,
4- Ahlaka ait hükümler.
Bu dört kısım hükümler üzerinde çok geniş ve değerli kitablar yazıldığı gibi,
özet halinde kolay anlaşılır kitablar da fazlasıyla yazılmıştır. Gerçek şu ki, bu
dört kısmın her biri üzerinde ayrı ayrı birer kitab yazılmış; fakat bu dört kısmı
bir araya toplayan kitaplar azınlıkta kalmıştır.
Biz aslında ayrıntılı eserlerden uzak kalamayız. Ancak böyle geniş kapsamlı
eserleri okuyup onlardan gerekli meseleleri seçip ayırmaya herkesin güce
yetmez. Görevleri ve zamanları buna elverişli olmaz. Çok kısa eserler de ihtiyacı
karşılamaya yeterli olmaz, maksadı karşılayamaz. Üstelik bu eserlerin ifadesi
ağır olursa, istenilen bilgileri elde etmek çok güçleşir.
Çeşitli görev ve hizmetlere ayrılmış olan din kardeşlerimizin dini ihtiyaçlarını
yeterince karşılayabilecek bir "İlmihal" kitabı yazılmasını çok kimseler benden
isteyerek bana başvurmuşlardı. Bunun üzerme kutsal dinimizin İtikat'a,
temizliğe, ibadete, kerahiyet (hoş olmayan) ve istihsana (güzel olan şeylere),
ahlaka dair hükümleri üzerinde ve bir kısım büyük peygamberlerin hayatları ile
İslam dininin tarihçesine ait on kitabdan ibaret oldukça büyük bir "İlmihal"
kitabı yazmayı bir görev saydım. Yüce Allah'dan yardımlar dileyerek bu görevi
yerine getirmeye başladım. En güvenilir, en kıymetli din kitablarımıza
başvurdum. İbadetler kısmını daha uzunca hazırlamaya çalıştım. İkram ve feyzi
bol olan Yüce Allah'ın yardım ve ihsanı ile meydana gelen bu esere "Büyük İslam
İlmihali" adını verdim.
Eğer bu eserim, din kardeşlerimin faydalanmalarına hizmet ederek hayırlı
dualarını kazanmaya vesile olursa, kendimi bahtiyar sayarım. Bütün yazı ve
çalışmaları ile yalnız Hak Teala Hazretleri'nin nzasını kazanmak isteyen aciz bir
yazar için bundan büyük bir mükafat olmaz. Başarı Yüce Allah'dandır...
Fatih Dersiamlarından
Erzurumlu Ömer Nasuhî Bilmen
Takdim
Merhum hocamız Ömer Nasuhî Bilmen Hazretlerinin, Diyanet İşleri Başkanlığı
görevinden emekli olmadan önce, İstanbul Müftülüğü zamanında altı yıl kadar
maiyetlerinde çalıştım. İlim ve faziletini, ahlak üstünlüğünü yakından tanımak
şerefine kavuştuğumdan dolayı Yüce Allah'a hamd ederim.
Yazmış olduğu eserler, yıllardır okuyucuların ellerinden düşmediği gibi ilim ve
faziletinin yüksekliğinden dolayı Müslümanlar arasında onu tanımayan yok
gibidir. Bıraktığı her eser, sünnet ehli inancına dayalı, güvenilir, çok değerli bir
kitaptır. Yıllardır basılmakta ve basılmaları devam etmektedir. Bir hadis-i şerifde
buyuruluğuna göre "Öldükten sonra câri (sevabı sürekli akıp gelen) sadakadan
biri de, kendisinden faydalanılan bir ilimdir." Bu bakımdan merhum hocamız
geride bıraktığı birçok eseriyle bu büyük manevî mükafata kavuşmuş
bulunmaktadır. Yüce Allah bizlere de, rızasına uygun bu gibi hizmetler nasib
buyursun.
Muhterem Hocamızın yetiştiği devirdeki dil, daha çok Osmanlıca deyimlerin
çokluğu bakımından değer kazanıyordu. Bunun tesiri altında kalınarak
eserlerindeki ifade, bu günkü neslin anlayabileceği şekilde kolaylık arz
etmediğinden "Büyük İslam İlmihali" adlı eserinin elden geldiği kadar, aslında
hiçbir değişiklik yapmaksızın, sadeleştirilmesi, Bilmen Basım ve Yayınevi
yetkilileri tarafından benden istendi.
Böyle bir çalışmayı kabul etmek, benim için bir şeref olduğu kadar
okuyuculara da bir kolaylık sağlaması bakımından yerine getirilmesi gereken bir
görevdi.
Elimden geldiği kadar metne ve manaya sadık kalarak sadeleştirip bugünkü
nesiller tarafından kolayca anlaşılabilecek bir dile çevirmeye çalıştım.
Vacip Teâlâ Hazretlerinden devamlı olarak Müslümanlara manevî yarar ve
okuyanlara kolaylıklar sağlamasını diler, kusurlarımın bağışlanmasını niyaz
ederim.