diff --git "a/test/ud-tr.tsv" "b/test/ud-tr.tsv" new file mode 100644--- /dev/null +++ "b/test/ud-tr.tsv" @@ -0,0 +1,1976 @@ +id lang text tags +mst-0001 tr Peşreve başlamalı. NOUN VERB+PUNCT +mst-0005 tr Bir sigara yakmıştı. NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-0008 tr "Ercan Tezer, iç pazarda bu yıl seksen bin otomobil ve toplam yuzotuz bin araç satılmasının beklendiğini kaydederek, "" onalti yıl geriden gidiyoruz "" dedi." PROPN PROPN+PUNCT ADJ NOUN DET NOUN NUM NUM NOUN CCONJ NOUN NUM NUM NOUN VERB VERB VERB+PUNCT PUNCT NUM NOUN ADJ VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-0029 tr Beraber yemek yiyorlar. ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-0032 tr Sen o kadar anlatmışsın. PRON DET ADP VERB+PUNCT +mst-0034 tr Maziyle bağlarını koparıyor. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0039 tr Haftalar sonra bulmuş. NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-0041 tr Sözgelimi Nükhet bu akşam beni aramasaydı... ADV PROPN DET NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-0045 tr Ankara'da birçok avukata başvurdum. PROPN DET NOUN VERB+PUNCT +mst-0047 tr Niçin. ADV+PUNCT +mst-0049 tr ŞARKICIYI yakından görmek için gelenlerin izdihama neden olduğu açılışta, Aksüt, tören boyunca eşini yalnız bırakmadı. NOUN ADJ VERB ADP VERB+ADP NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT NOUN ADP ADJ ADV VERB+PUNCT +mst-0057 tr Ancak savaş tehdidinin olduğu bir ortamda borsaya taze para gelmiyor. ADV NOUN NOUN VERB NUM NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0064 tr Ama denmez. CCONJ VERB+PUNCT +mst-0066 tr Bana kim buyurdu: Manastıra git! Kulunuz. PRON PRON VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT NOUN+PUNCT +mst-0072 tr Midouze nehri üzerinde. PROPN NOUN NOUN+PUNCT +mst-0075 tr Rokfor'un efsanesi: Vaktiyle, genç bir çoban varmış. PROPN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT ADJ NUM NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-0083 tr Fransa'nın güneybatısında. PROPN ADJ+PUNCT +mst-0085 tr Bayağı kızıyorsun. ADJ VERB+PUNCT +mst-0087 tr Bebeler muradına erdi. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0090 tr Ardından üniversitede, benimle ilgilenen kızlarla dolaşmaya başladım. NOUN NOUN+PUNCT PRON VERB ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-0095 tr Raporu hazırlayan heyetin başkanı Kurmay Pilot Albay Erol Polat'tı. NOUN VERB NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN+AUX+PUNCT +mst-0103 tr "ARKA arkaya iki operasyon geçiren Akkaya'nın sağlık durumunun iyi olduğunu söyleyen menajeri Berna Müjde, "" Karnında şiddetli ağrılar başlayınca apar topar hastaneye geldik." ADJ ADJ NUM NOUN VERB PROPN NOUN NOUN ADJ VERB VERB NOUN PROPN PROPN+PUNCT PUNCT NOUN NOUN+ADP NOUN VERB X X NOUN VERB+PUNCT +mst-0111 tr İntihar etmek istiyor ama beceremiyordum. NOUN VERB VERB CCONJ VERB+PUNCT +mst-0115 tr Ama dedemle her konuda anlaşamıyoruz. CCONJ NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +mst-0120 tr Her istediğini yerine getiriyordum. DET VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0125 tr Teşekkür ederek ayrıldı. NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0129 tr Mutlaka ya kızartılacak, ya közlenecek. ADV CCONJ VERB+PUNCT CCONJ VERB+PUNCT +mst-0135 tr Uzanıp mektubu aldı. VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0139 tr Uzun vadeli yatırımcı için ellibeş sent seviyelerinde pozisyon oluşturmak mantıklı. ADJ NOUN+ADP NOUN ADP NUM NOUN NOUN NOUN VERB NOUN+ADP+PUNCT +mst-0149 tr Onu görmek... PRON VERB+PUNCT +mst-0150 tr Benden sonra aşık olduğu adamı gece gündüz izledim. PRON ADP ADJ VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0157 tr Kumral saçları hafifçe karışmıştı. ADJ NOUN ADJ+ADP VERB+PUNCT +mst-0162 tr Köşkte görev yaptığında gözüyle görmüş. NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0167 tr Ya da bir dağ evi; kır kahvesi... CCONJ CCONJ NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT +mst-0174 tr Hepsi rakı sofrasına gider. PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0180 tr "Türker, "" Ek finansman borç alma anlamına gelir ve bunun karşılığında faiz ödenmesi gerekir." PROPN+PUNCT PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB CCONJ PRON NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0187 tr İyi akşamlar... ADJ NOUN+PUNCT +mst-0191 tr Kıyıdaki kayalara oturmuş bira içiyoruz. NOUN+ADP NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0195 tr Üstünü topladı. ADJ VERB+PUNCT +mst-0198 tr Gece yüzüme çarptı. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0199 tr Tazminat almak amacından öte asıl amaç belgelere ulaşmaktı. NOUN VERB NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+AUX+PUNCT +mst-0209 tr Özelleştirme... VERB+PUNCT +mst-0211 tr Nükhet akıllı kızdır, iyi yüreklidir. PROPN ADJ ADJ+AUX+PUNCT ADJ ADJ+AUX+PUNCT +mst-0217 tr Oğlum, Ne işe yaradığını, sordu. NOUN+PUNCT PRON NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-0224 tr Bir de bana bir sürprizi olacağından bahsediyor. ADV CCONJ PRON NUM NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-0226 tr Adama sormayı unutmuştum. NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0228 tr Hiçbir arkadaş somurtkan yüzle, çatık kaşla konuşmaz, büyük kelam etmezdi. DET NOUN ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0234 tr Arada, işe gidip bütün gazeteleri okuyup ajans haberlerini tarayarak, cinayetleri çıkarıyordum. ADJ+PUNCT NOUN VERB ADJ NOUN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-0244 tr Bunun üzerine Saime Sezginler elindeki teknik raporu anlattı. PRON NOUN PROPN PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0250 tr Adamın kapkara gözleri ışıldamış. NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0254 tr altı banka gecikme faizini düşürüyor. NUM NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0260 tr Genelkurmay Başkanı eşlerinin YAŞ üyelerinin eşlerine geleneksel olarak verdikleri öğle yemeği, Başbakan Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün türbanlı olması nedeniyle gerçekleştirilmedi. NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN ADJ ADJ ADP VERB NOUN NOUN+PUNCT NOUN PROPN ADJ PROPN PROPN NOUN+ADP VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0277 tr Maryline. PROPN+PUNCT +mst-0278 tr Bu kızın izini bulmak için, polisten yardım istememden başka çare yok. DET ADJ NOUN VERB ADP+PUNCT NOUN NOUN VERB ADJ NOUN ADJ+PUNCT +mst-0286 tr İyi, ama neden? diye sordu sonunda. ADJ+PUNCT CCONJ PRON+PUNCT ADP VERB ADV+PUNCT +mst-0290 tr Bilim, her şeyden önce herhangi bir keyfi iradeden bağımsız nesnel yasaların varlığının kabulünü gerektirir. NOUN+PUNCT DET NOUN ADV ADJ NUM ADJ NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0295 tr Ulusal, arsıulusal, ama her zaman parasal danışmalar. ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT CCONJ DET NOUN ADJ NOUN+PUNCT +mst-0298 tr "Türkiye'nin bir an önce karar vermesini beklediklerini vurgulayan Unakıtan, ABD'nin müdahale için meşruiyet aradığını ve ikinci BM kararına ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "" Ancak ülkemize yönelik bir tehdidi ortadan kaldırma ve doğrudan müdahale etmek için de kimseden izin Allahaşkına gerek yok." PROPN NUM NOUN ADP NOUN VERB VERB VERB PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADP NOUN VERB CCONJ ADJ PROPN NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT ADV VERB+PUNCT PUNCT CCONJ NOUN ADP NUM NOUN ADJ NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB ADP CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-0312 tr Milli Savunma, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bu dönemde her ay ikibiniki cari ödeneklerinin yüzde on'u, diğer kuruluşlar ise yüzde sekiz'i kadar harcama yapabilecek. ADJ VERB+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN DET NOUN DET NOUN NUM ADJ NOUN NUM NUM+PUNCT ADJ NOUN CCONJ NUM NUM ADP VERB VERB+PUNCT +mst-0318 tr Uyanır gibi oldum ve o zamanki genç kızın artık dünyamızda olmadığını, erken bir ölümle öldüğünü düşündüm. VERB ADP VERB CCONJ DET NOUN+ADP ADJ ADJ ADV NOUN VERB+PUNCT ADV NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0325 tr "SEVGİLİSİ Mustafa Sirmen'le böyle bir karar aldıklarını doğrulayan Esra Eron, "" Daha çok telefonla görüşüyoruz ama arada sırada geliyor." ADJ PROPN PROPN ADV NUM NOUN VERB VERB PROPN PROPN+PUNCT PUNCT ADV ADP NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0333 tr Tütüyor burnumda oysa. VERB NOUN ADV+PUNCT +mst-0336 tr AB ve Irak riskleri korkutuyor. NOUN CCONJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +mst-0341 tr Bol yağ harcanacak daa... ADJ NOUN VERB CCONJ+PUNCT +mst-0343 tr -Buyur canım, dedi Şükran Hanım yeni sevecenliğiyle. PUNCT+VERB NOUN+PUNCT VERB PROPN PROPN ADJ NOUN+PUNCT +mst-0349 tr Giysiler de pek farklı değil diye geçirdim içimden geyik derisi çizmelerime bakarak. NOUN CCONJ ADV ADJ VERB ADP VERB ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0355 tr Önemli olan dizgenin erkesinin yüksek, orta veya düşük olması değil, içinde ısı akısının olup olmadığıdır. NOUN+ADP VERB NOUN NOUN ADJ+PUNCT ADJ CCONJ ADJ VERB CCONJ+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB VERB+AUX+PUNCT +mst-0362 tr Dün akşam Sezer'in verdiği yemekte de Hayrünnisa Gül eşinin yanında yer almadı. NOUN NOUN PROPN VERB NOUN CCONJ PROPN PROPN ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0370 tr Yoksa bu sefer yumurta cezvesi ve kaynar suyla yırtamazdım herhalde. ADJ+AUX DET NOUN NOUN NOUN CCONJ VERB NOUN VERB ADV+PUNCT +mst-0376 tr Özer de ona el çırparak eşlik ediyordu. PROPN CCONJ PRON NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0380 tr Gördün, neye dönmüşüm. VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT +mst-0382 tr Recep'in sigarasından daha pahalı bir markaydı bu. PROPN NOUN ADV ADJ NUM NOUN+AUX PRON+PUNCT +mst-0386 tr Ya boca ederler kahveyi, bir karış telve oluşur, ya cimrilikleri tutar, buyrun bulaşık suyuna. CCONJ NOUN VERB NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN NOUN+PUNCT +mst-0395 tr Bazen de bütün paranı alır. ADV CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0399 tr Ölüyormuş aşkımdan. VERB NOUN+PUNCT +mst-0400 tr Doktorlar ara sıra görünmemi salık vermişlerdi oysa. NOUN ADJ NOUN VERB NOUN VERB ADV+PUNCT +mst-0403 tr İçim geçmiş yahu, iyi ki çarpılmadım uyurken, dedi kendi kendine Recep. ADJ VERB INTJ+PUNCT ADJ CCONJ VERB VERB+PUNCT VERB PRON PRON PROPN+PUNCT +mst-0411 tr Severim tartışmayı, gevezeliği, tatlı tatlı takılmayı, uyuşuyorsa kafalar. VERB VERB+PUNCT NOUN+PUNCT ADJ ADJ VERB+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-0418 tr -Neden bıraktın beni. PUNCT+ADV VERB PRON+PUNCT +mst-0420 tr Şirin'de üzülecek arayacak yavrusunu. PROPN VERB VERB ADJ+PUNCT +mst-0424 tr Leblebi dediğin zaten kurudur. NOUN VERB ADV NOUN+AUX+PUNCT +mst-0428 tr Bütün terk edişlerde olduğu gibi kızgınlık tükenmeden ilişki bitmiyordu, bütün kadınlar gibi o da erkeğini öldürmeden bırakmak istemiyordu ve ben çok kolay ölmüyordum. ADJ NOUN VERB VERB ADP NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT ADJ ADJ ADP PRON CCONJ ADJ VERB VERB VERB CCONJ PRON ADJ ADJ VERB+PUNCT +mst-0440 tr Tokum, yine de gitmez bu meret böyle. PROPN+PUNCT ADV CCONJ VERB DET NOUN ADV+PUNCT +mst-0444 tr Unakıtan, KKTC'de yapılan Denktaş karşıtı gösterilerin de Kıbrıs Türklerinin Batı'daki imajını bozduğunu belirtti. PROPN+PUNCT NOUN VERB PROPN ADJ NOUN CCONJ PROPN ADJ PROPN+ADP NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0452 tr İyiliği, hem daha çok olayı açıklamasında hem de daha ayrıntılı gözlemlerle tutarlı olmasında yatar. NOUN+PUNCT CCONJ ADV ADJ NOUN VERB CCONJ CCONJ ADV NOUN+ADP NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-0462 tr Kim o? dedi sert bir erkek sesi. PRON PRON+PUNCT VERB ADJ NUM ADJ NOUN+PUNCT +mst-0466 tr Yedi yaşındaydım (bindokuzyüzkırk). NUM NOUN+AUX PUNCT+NUM+PUNCT+PUNCT +mst-0472 tr Gönlüm sizin bu kadar çok acı çekmenize razı değil. NOUN PRON DET ADP ADJ ADJ VERB ADJ VERB+PUNCT +mst-0477 tr Saçmalama, neler reddedildi, nelerden vazgeçildi, neler iyiydi kaka oldu, bugün hala bu derecede gösterilen saygının temeli yıllar öncesinde değil. VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT PRON ADV+AUX ADJ VERB+PUNCT NOUN NOUN DET NOUN VERB NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0487 tr O sözcüğü, bugüne kadar içine sıkıştırıldığı ideolojik boyutunun dışında algılayarak diyorum ki, toplumlar da, bireyler de, yarına ait planlarıyla, tasarımlarıyla, hayalleriyle sıçrayarak geçecekler, dünden yarına... DET NOUN+PUNCT NOUN ADP ADJ VERB ADJ NOUN ADJ VERB VERB CCONJ+PUNCT NOUN CCONJ+PUNCT NOUN CCONJ+PUNCT NOUN ADP NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT +mst-0503 tr Tepki gösterir demişim veya gereksiz yere kendini savunacak, derdimi anlatamayacağım demişim, vesaire. NOUN VERB VERB CCONJ ADJ NOUN PRON VERB+PUNCT NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN+PUNCT +mst-0509 tr Benim anlattıklarımda da dedem hata buluyor. PRON VERB CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0512 tr Her şeyi sandığından çok daha ayrıntılı anlattın oğlum, dedi. DET NOUN VERB ADV ADV NOUN+ADP VERB NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-0521 tr Kendi içinde taşıdığı boşlukta derinleşmekten, o boşluğun sıkıntısını, hiç olan hiçi duyumsamaktan başka. PRON ADJ VERB NOUN VERB+PUNCT DET NOUN NOUN+PUNCT ADV VERB NOUN VERB ADJ+PUNCT +mst-0531 tr Günün gazeteleriyle örtüştüler. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0535 tr Aramadık kanal bırakmadım, bir maç bulsam, Serhat'ı, belki Selo'yu bu tarafa çekebilirdik. VERB NOUN VERB+PUNCT NUM NOUN VERB+PUNCT PROPN+PUNCT ADV PROPN DET NOUN VERB+PUNCT +mst-0544 tr Tehlikeli bir oyun. NOUN+ADP NUM NOUN+PUNCT +mst-0547 tr Hayri Baytaş'tan alıntı: Soğan, Kürt baklavası'dır. PROPN PROPN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-0551 tr Bunlar çok dikkat çekiciydi. PRON ADV NOUN NOUN+AUX+PUNCT +mst-0556 tr Burada değineceğim şey Türkiye'nin konut sorununun çözümü, vb. NOUN VERB NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN +mst-0563 tr Evet, bence sistemi yeni baştan gözden geçirmeli. NOUN+PUNCT PRON NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0569 tr Her kafadan başka bir ses çıkıyor. DET NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-0571 tr Mebrure gene düşüncelerine girmek üzere. PROPN ADV NOUN VERB ADP+PUNCT +mst-0575 tr İlhami'yi çevirdik. PROPN VERB+PUNCT +mst-0578 tr İnek sütünden yapılan peynir aynı tadı vermezmiş. NOUN NOUN VERB NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0583 tr Erkekler Parkı'na gidiyorsun. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0587 tr Dalgındım. ADJ+AUX+PUNCT +mst-0590 tr Anlamadım. VERB+PUNCT +mst-0594 tr Yeni fonlar oluşturan, prens denilen çakalları hazine malına doluşturan. ADJ NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0603 tr ', bundan yüzlerce firmanın olumsuz etkileneceğini belirtti. PUNCT+PUNCT PRON NUM NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-0611 tr Ama onların duygusal boşluklarını anlamak için psikiyatrist ya da psikolog olmak gerekmiyor. CCONJ PRON ADJ NOUN VERB ADP NOUN CCONJ CCONJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0619 tr Yenisine ben bile dayanamam. ADJ PRON ADV VERB+PUNCT +mst-0622 tr "Olayın dramatize edilmemesi gerektiğini belirten Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yaptığı açıklamada "" Önemli bir şey yok." NOUN NOUN VERB VERB VERB VERB NOUN PROPN PROPN+PUNCT VERB VERB PUNCT NOUN+ADP NUM NOUN ADJ+PUNCT +mst-0633 tr Ayhan, Ankara Atatürk Lisesi'ni bitirdi. PROPN+PUNCT PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +mst-0637 tr İnsanların belli başlı eğilimleri, sınırları ve ihtiyaçları var. NOUN ADJ NOUN+ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN ADJ+PUNCT +mst-0642 tr Yanlış düşünüyorsun. ADJ VERB+PUNCT +mst-0645 tr Neyse şimdi büyüklük vaktiydi. ADV ADV NOUN NOUN+AUX+PUNCT +mst-0648 tr Eğer kötü bir şey yaptınsa, söz veriyorum sana yardım edeceğim. CCONJ ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-0656 tr Yöreye ve toplumlara göre (eskiden) evler neden farklılaşıyordu? NOUN CCONJ NOUN ADP PUNCT+ADJ+PUNCT NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-0664 tr Bu arada kayığın altından pantolonunu, üstüne gömleğini sardığı darbukasını, lastik terliklerini çıkarmıştı. DET ADJ NOUN ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-0674 tr Araba beğenmeyene bakın. NOUN VERB+ADP VERB+PUNCT +mst-0681 tr Dolayısıyla yeni dokümanlara ulaşmak, olayın gerçek yönlerini belgelemek ihtiyacı çok önemliydiydi . ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT NOUN ADJ NOUN VERB NOUN ADV NOUN+ADP+AUX PUNCT +mst-0687 tr Koro? Tabi leblebi. NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT +mst-0691 tr Dolmalardan götürmüş. NOUN VERB+PUNCT +mst-0692 tr Bir akşam annemlere konuyu açtım. NUM NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0697 tr Arka tarafın sessizliğini; sık sık çalan telefonun çınlamalarıyla, Facit makinenin kolundan tutup çevirdikçe elektrik sayacı gibi fır fır dönen rakamların, o her dönüşte bir köşeye biraz daha para ayıran rakamların cır cır sesleri bozdu. ADJ NOUN NOUN+PUNCT ADJ ADV VERB NOUN VERB+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB VERB NOUN NOUN ADP NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT PRON DET NOUN NUM NOUN ADV ADV NOUN VERB NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0716 tr Koşturdular. VERB+PUNCT +mst-0719 tr Pencerelerinden birinde dürbünle bakan bir ihtiyar. NOUN PRON NOUN VERB NUM ADJ+PUNCT +mst-0723 tr Olmaz, köylü ağzı. VERB+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT +mst-0728 tr Neyse, polise haber verdik. ADV+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0730 tr "Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dışişleri Bakanı Yaşar ', ' Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, Avrupa'da, "" Türkiye'de ordunun siyasete karışmadığını, ancak terörün tırmandığı dönemlerde devreye girdiğini belirterek yanıt verdiğini "" vurguladıkları öğrenildi." PROPN+PUNCT ADJ VERB NOUN PROPN PROPN CCONJ NOUN NOUN PROPN PUNCT+PUNCT PUNCT ADJ NOUN PROPN PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ NOUN VERB NOUN NOUN VERB VERB NOUN VERB PUNCT VERB VERB+PUNCT +mst-0749 tr Çocuğu en iyi okullara göndermek, en pahalı oyuncakları almak bu temel değerlerin yerini tutmuyor. NOUN ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT ADV ADJ NOUN VERB DET ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0761 tr -Yedi numarada. PUNCT+NUM NOUN+PUNCT +mst-0764 tr Hatta hayatta kalma becerisi, bu farkındalığı bilinçli bir şekilde yaşama geçirebilmekte gizliydi. CCONJ NOUN VERB NOUN+PUNCT DET NOUN ADJ NUM NOUN NOUN VERB ADV+AUX+PUNCT +mst-0773 tr Beni nasıl etkilediğini bilemezsin. PRON ADV VERB VERB+PUNCT +mst-0777 tr Sofra kurmalarım, yerleşmelerim, düzeltip onarmalarım, yıkayıp ayıklamalarım uzadıkça uzuyor. NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT VERB VERB+PUNCT VERB VERB VERB VERB+PUNCT +mst-0785 tr Osmanlı, İstanbul'a getirmiş. PROPN+PUNCT PROPN VERB+PUNCT +mst-0788 tr Bu parçacıklar erkelerini koruyabilirler. DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0790 tr Saçlarının rengi kız kardeşiminkiler gibiydi. NOUN NOUN ADJ NOUN+ADP ADP+AUX+PUNCT +mst-0797 tr Fakat bu sefer önlerinde araştırmalarını geliştirmelerini önleyen yeni bir engel vardı: zaman... CCONJ DET NOUN ADJ VERB VERB VERB ADJ NUM NOUN ADJ+AUX+PUNCT NOUN+PUNCT +mst-0802 tr Canım, bu kadar tepki gösterecek ne var? dedi. NOUN+PUNCT DET ADP NOUN VERB PRON ADJ+PUNCT VERB+PUNCT +mst-0806 tr Bu hatanın düzeltilmesini ve ailemizden özür dilenmesini talep ediyorum. DET NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0812 tr Geminin güvertesinden, ufuk çizgisine bakın. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0816 tr Bakkal çuvalından çıkmış, kuru yemişçi camekanına gitmiştir. NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0822 tr Beni kıskıvrak yakaladı, tutsak etti. PRON ADV VERB+PUNCT ADJ VERB+PUNCT +mst-0827 tr Turizm Bakanı Güldal Akşit'e Türkiye'de kumar turizmi yapılması önerildi. NOUN NOUN PROPN PROPN PROPN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-0835 tr Atatürk'ün rakıyla leblebi sevdiği bilinen bir gerçek. PROPN NOUN NOUN VERB VERB NUM ADJ+PUNCT +mst-0842 tr Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ikibinüç yılı memur maaş zammında geçmiş enflasyonu esas alacaklarını açıkladı. NOUN NOUN PROPN PROPN PROPN+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-0850 tr Toz kondurmazdım vallahi mutluluğumuza. NOUN VERB ADV NOUN+PUNCT +mst-0853 tr Böylece bu filozof, felsefe tarihine de bir parabol gibi giriyor, yeniden onu terk etmek üzere. ADV DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NUM NOUN ADP VERB+PUNCT ADV PRON NOUN VERB ADP+PUNCT +mst-0858 tr Alınacak gibi değil ki yanlarına. VERB ADP VERB CCONJ ADJ+PUNCT +mst-0862 tr Zorlamalı ve dört yamalı bohçalarla kırk bir buçuğu mahzun ve ülkeyi krizlere mahkum ediyorlar. VERB+ADP CCONJ NUM NOUN+ADP NOUN NUM NUM ADJ ADJ CCONJ NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-0868 tr Aslına bakarsanız, leblebi yemiş değildir. ADJ VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-0871 tr Biz leblebi diyinceye kadar pazar savrulur diyor Anadolu deyimi. PRON NOUN VERB+ADP ADP NOUN VERB VERB PROPN NOUN+PUNCT +mst-0877 tr Hakikaten, dedi masadakilerin en yaşlısı, içişi de benziyor. ADV+PUNCT VERB NOUN+ADP ADV ADJ+PUNCT NOUN CCONJ VERB+PUNCT +mst-0881 tr Tüm bunların altından kalkamayacağımı anlamakla beraber yine de kayıtsız şartsız, sanki bir meydan savaşı yapmıştık ve annem beni yendiği için teslim oluyordum, peki dedim. DET PRON ADJ VERB VERB ADP ADV CCONJ ADJ ADJ+PUNCT ADV NUM NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN PRON VERB ADP NOUN VERB+PUNCT ADV VERB+PUNCT +mst-0892 tr Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Pamukbank için yatırımcıların inceleme yapma süresini onüç Aralık ikibiniki, teklif verme süresini ise yirmi Aralık ikibiniki tarihine kadar uzattı. NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT PROPN ADP NOUN VERB ADJ NOUN NUM NOUN NUM+PUNCT NOUN VERB NOUN CCONJ NUM NOUN NUM NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-0903 tr Esin Abicim Tontoş olsun ismi dedi. PROPN NOUN PROPN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0906 tr Acaba o da bizi özlüyor mu? ADV PRON CCONJ PRON VERB AUX+PUNCT +mst-0910 tr İkimiz de oğulduk. NUM CCONJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-0913 tr "Geldiği zaman da basının olmadığı yerlere gidiyoruz "" dedi." VERB NOUN CCONJ NOUN VERB NOUN VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-0918 tr Rusların yönetimine girmeden önce de Saka Türklerinin hegemonyası altında yaşamak zorunda kalmaları, Mançu Tunguz-dil grubuna bağlı Evenceyi unutmalarına neden oldu. ADJ NOUN VERB ADP CCONJ NOUN ADJ NOUN ADJ VERB ADJ VERB+PUNCT PROPN NOUN+PUNCT+NOUN NOUN ADJ PROPN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0928 tr İlk oturuşta anlarım bunu. ADV NOUN VERB PRON+PUNCT +mst-0933 tr Ama hastalık bu, şıp diye kesilmemiş. CCONJ NOUN PRON+PUNCT NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-0939 tr Polis de, herhangi bir bilgi isterse, bunları söyleyebilirim onlara. NOUN CCONJ+PUNCT ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT PRON VERB PRON+PUNCT +mst-0945 tr Senem vakit geçirmeden bakanlığa başvurmaya karar verdi. PROPN NOUN VERB NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-0948 tr Neyse, buldum bir şişe tonik. ADV+PUNCT VERB NUM NOUN ADJ+PUNCT +mst-0954 tr Sanırım o da heyecanlanmıştı. VERB PRON CCONJ VERB+PUNCT +mst-0956 tr Buna göre, yurtdışından sağlanacak hibeler ve verilecek borçlar ilgili temaslarla anlaşmaları yapmaya, sağlanan finansmanı kullandırmaya Hazine'nin bağlı olduğu bakan yetkili. PRON ADP+PUNCT NOUN VERB NOUN CCONJ VERB NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN VERB NOUN ADJ VERB NOUN ADJ+PUNCT +mst-0965 tr Bu arada ufaklığı ve eşyalarını temiz tutmak, evde uslu durmasını sağlamak, veterinere götürmek gibi görevler de bana aitti. DET ADJ NOUN CCONJ NOUN ADJ VERB+PUNCT NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT NOUN VERB ADP NOUN CCONJ PRON ADP+AUX+PUNCT +mst-0976 tr Türkiye'de sıcağı bastırmak için içilen sıcak çay misali burada da soğuğu bastırıp üşümemek için ılıktı içecekler. PROPN ADJ VERB ADP VERB ADJ NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ VERB VERB ADP ADJ+AUX VERB+PUNCT +mst-0987 tr Temerrüt (gecikme) faizinin özellikle kriz dönemlerinde sorun haline geldiğini söyleyen Demiray, İş Bankası'nın bu konudaki uygulamasının kriz dönemlerinde de aynı olduğunu bildirdi. NOUN PUNCT+VERB+PUNCT NOUN ADV NOUN NOUN NOUN NOUN VERB VERB PROPN+PUNCT NOUN NOUN DET NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-1000 tr Bunca kişiyi anlattım. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1002 tr Tamamen İsveçliler tarafından kurulan Volvo Otomobil Türkiye, ikibinuc yılından itibaren Volvo Car Corporation (VCC) deniz aşırı ülkeler bölümünün alti yönetim merkezinden biri oldu. ADV ADJ NOUN VERB PROPN NOUN PROPN+PUNCT NUM NOUN ADP PROPN PROPN PROPN PUNCT+NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN NUM NOUN NOUN NUM VERB+PUNCT +mst-1018 tr Matematiğin kötü ellerde hortlayan ve doğa bilimlerini olumsuz yönde etkileyen yanı da burada, kusursuzluğunda yatmaktadır. NOUN ADJ NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB ADJ CCONJ NOUN+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-1025 tr Masal da burada bitmiş. NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1029 tr Yaşadın mı onunla. VERB AUX PRON+PUNCT +mst-1032 tr Melek, sen bana yardım eder misin? PROPN+PUNCT PRON PRON NOUN VERB AUX+PUNCT +mst-1036 tr -Yazdıklarını bana gösterir misin. PUNCT+VERB PRON VERB AUX+PUNCT +mst-1038 tr Ne denli sessiz Bartın, dedim. ADV ADJ NOUN+ADP PROPN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1043 tr bindokuzyuzotuzalti'dan sonra tüm mülklerinin mahkeme kararıyla ellerinden alındığını söyleyen İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı Başkanı Ağabaloğlu da, şunları kaydetti:. NUM ADP DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB VERB PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN PROPN CCONJ+PUNCT PRON VERB+PUNCT+PUNCT +mst-1052 tr Ama öbür peynirlerimiz de lezzetlidir. CCONJ ADJ NOUN CCONJ ADJ+AUX+PUNCT +mst-1056 tr Mevzuat değişecek. NOUN VERB+PUNCT +mst-1058 tr Siz üniversiteyi İstanbul'da mı okumuştunuz. PRON NOUN PROPN AUX VERB+PUNCT +mst-1060 tr Bir viski daha içer misin. NUM NOUN ADV VERB AUX+PUNCT +mst-1062 tr Ama anne bir an önce ismine alışması lazım ben tarif etsem olmaz mı? diye sorunca annemle babam kabul ettiler. CCONJ NOUN NUM NOUN ADV NOUN VERB ADJ PRON NOUN VERB VERB AUX+PUNCT ADP VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1069 tr Üst kurullarda özel sektör de temsil edilsin. ADJ NOUN ADJ NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1075 tr Şimdi de bu çocuğu yakacaksın. ADV CCONJ DET NOUN VERB+PUNCT +mst-1081 tr Çay içmeyecek miyiz. NOUN VERB AUX+PUNCT +mst-1084 tr Saime Sezginler ve avukatı Nusret Senem raporları tek tek incelemeye başladıklarında kimi ayrıntılar dikkatlerini çekmeye başladı. PROPN PROPN CCONJ NOUN PROPN PROPN NOUN ADJ ADJ VERB VERB DET NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1091 tr Adam gittikten sonra banyoya girmiştin. NOUN VERB ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-1094 tr Bir kelep��ede kaçak vardı. NUM NOUN ADJ ADJ+AUX+PUNCT +mst-1097 tr Celal irkildi. PROPN VERB+PUNCT +mst-1099 tr KANAL D'nin ilgiyle izlenen ' Koltuk ' isimli yarışma programı, ününü yurtdışına taşıdı. NOUN PROPN NOUN VERB PUNCT PROPN PUNCT NOUN+ADP NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1109 tr Raporlar bir süre sonra ellerinde olacaktı. NOUN NUM NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-1112 tr Evet, size bir mektup getirdim. NOUN+PUNCT PRON NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1117 tr Her gece yatınca dualarıma bir de iyi öğretmen duası eklendi. DET NOUN VERB NOUN ADV CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1126 tr Sabrı öğrenmek uygulamayla olur. NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-1130 tr Daha doğrusu, bazılarının konumuna bundan daha iyi yakışan bir sözcük olamazdı. ADV ADJ+PUNCT PRON NOUN PRON ADV ADJ VERB NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1137 tr Altı saat kesintisiz olarak makinemde oynamıştım. NUM NOUN ADJ ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-1139 tr Sonradan çark etti, Sodexho gözbebeğimiz Sodexho dedi. ADV NOUN VERB+PUNCT PROPN NOUN PROPN VERB+PUNCT +mst-1143 tr Bu süreç, insanların barınak olarak kullandıkları mağaraların duvarlarına resim yapmalarıyla başlamıştır denebilir. DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADP VERB NOUN NOUN NOUN VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1152 tr İbo Abim, Bu iş olmayacak, dedi. PROPN NOUN+PUNCT DET NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1161 tr Çok sevdiğim bir mahalle arkadaşım var. ADJ VERB NUM NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-1165 tr Ona büyük bir tutku hissettiğim gerçek. PRON ADJ NUM NOUN VERB ADJ+PUNCT +mst-1171 tr Bakın, mesela şöyle bir case alalım... VERB+PUNCT ADV ADV NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1178 tr Bir kahve söylerim. NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1180 tr "Milli Eğitim Bakanı, YÖK Başkanı'nı uyararak, "" Hiç kimsenin rejimin jandarmalığına soyunmasına gerek yok "" dedi." ADJ NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN VERB+PUNCT PUNCT ADV NOUN NOUN NOUN VERB NOUN ADJ PUNCT VERB+PUNCT +mst-1188 tr Kadınların ve erkeklerin alışveriş şekillerinde ne gibi farklılık var?. ADJ CCONJ ADJ NOUN NOUN PRON ADP NOUN ADJ+PUNCT+PUNCT +mst-1195 tr Milletle alay eden reklamlardan iyidir... NOUN NOUN VERB NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-1198 tr İşte burda biri kabahatli. ADV NOUN PRON ADJ+PUNCT +mst-1202 tr Ama onsuz olmaz. CCONJ PRON+ADP VERB+PUNCT +mst-1207 tr Mali Barış, yalnızca vergi borçlarını ve ihtilafları kapsamalı. ADJ NOUN+PUNCT ADJ+ADP NOUN NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1213 tr Ne garip sözcükleri bulamıyorum. PRON ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1216 tr Baksana çocuk nasıl çırpınıyor. VERB NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-1222 tr -Hayır, bir çizgi-roman kahramanının hayatını yazıyorum. PUNCT+NOUN+PUNCT NUM NOUN+PUNCT+NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1225 tr Yıllar akıp giderken, çocukları büyüdü. NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-1229 tr Kahvenin numarasını söyledi. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1232 tr "Bırakın müşteri mağazanızın içindeki bir "" kokunun "" peşine düşsün ve aradığını keşfederek bulsun." VERB NOUN NOUN ADJ+ADP NUM PUNCT NOUN PUNCT NOUN VERB CCONJ VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1238 tr Duyulmaması için anımsamamanız gerek. VERB ADP VERB VERB+PUNCT +mst-1243 tr Bu konuyu ele alan bir yazım, Bodrum Bodrum Dedikleri başlığıyla, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Bülteni'nin Temmuz bindokuzyüzseksendokuz sayısında yayımlanmıştı. DET NOUN NOUN VERB NUM NOUN+PUNCT PROPN PROPN VERB NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1256 tr Gitti, onun yanına gitti. VERB+PUNCT PRON ADJ VERB+PUNCT +mst-1258 tr Merakla Kerem'in anlattıklarını dinliyorduk. NOUN PROPN VERB VERB+PUNCT +mst-1262 tr Sermaye artırımı sonrasında Reina'de Platform Kozanoğlu Club'a Technologies'in payı yüzde doksanaltı'dan yüzde atmışbeş'e inerken, Çukurova Holding'in payı yüzde 4'ten yüzde dokuz'a yükseldi. NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN PROPN PROPN PROPN NOUN NUM NUM NUM NUM VERB+PUNCT PROPN PROPN NOUN NUM NUM NUM NUM VERB+PUNCT +mst-1273 tr "Toplantıda DYP'li kadınlar, Çiller'in kendileriyle görüşmemesi üzerine, "" En çok biz çalışıyoruz." NOUN NOUN+ADP ADJ+PUNCT PROPN PRON VERB NOUN+PUNCT PUNCT ADV ADJ PRON VERB+PUNCT +mst-1283 tr Ayrıca o doğal mağaraların kıvrımları ve hava akımı taklit edilemezmiş. ADV DET ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-1288 tr Hesap veriyoruz. NOUN VERB+PUNCT +mst-1291 tr """ Ben Burhan Dede'nin soyundan, torunlarından biriyim." PUNCT PRON PROPN PROPN NOUN+PUNCT NOUN PRON+AUX+PUNCT +mst-1298 tr Allah layığını versin! PROPN ADJ VERB+PUNCT +mst-1300 tr Beni ciddiye almamıştı. PRON ADJ VERB+PUNCT +mst-1301 tr Gözünde açık duman rengi gözlükler vardır. NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-1308 tr Hocalar ondan çok memnun. NOUN PRON ADV ADJ+PUNCT +mst-1311 tr Uzak öpücük yeter. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1316 tr Onları ayırmak kolay oldu: Sırayla gezdiririz olur biter. dedim. PRON VERB ADJ VERB+PUNCT NOUN VERB VERB VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1323 tr Evet, diye mırıldandı. NOUN+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-1327 tr Ben Köstence'de doğmuşum. PRON PROPN VERB+PUNCT +mst-1328 tr Davetiyelerimi tenis raketi şeklinde keseceğim. NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1331 tr Müşterilerin özel ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir perakende ortamı inşa etmeniz ve işletmeniz halinde, başarılı bir mağaza yaratırsınız. NOUN ADJ NOUN NOUN VERB NUM ADJ NOUN NOUN VERB CCONJ VERB NOUN+PUNCT ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1344 tr Kavrulacak. VERB+PUNCT +mst-1348 tr Arka tarafta olacak. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1352 tr "Güzide'yi para konusunda zor ikna ettiğini belirten İnanoğlu, "" Bu projede yer almak için fazla para istedi ve naz yaptı." PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB VERB PROPN+PUNCT PUNCT DET NOUN NOUN VERB ADP ADJ NOUN VERB CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1363 tr Mantık, nesnel gerçekliğin insan zihnine sürekli yansıyan en genel ve temel kurallarının sistemleştirilmesinden ibarettir. NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN ADV VERB ADV ADJ CCONJ ADJ NOUN VERB ADJ+AUX+PUNCT +mst-1374 tr Cevat, Evet, bakalım, diye atıldı. PROPN+PUNCT NOUN+PUNCT VERB+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-1378 tr Sokakta onun hali ne olur? NOUN PRON NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-1381 tr Şimdi bakın. ADV VERB+PUNCT +mst-1385 tr Dikkat: değiştirmeli demedi. NOUN+PUNCT VERB VERB+PUNCT +mst-1387 tr Çevre masalarda daha önce görmediğim bir-iki kadın gözüme ilişti. NOUN NOUN ADV ADV VERB NUM+PUNCT+NUM ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1397 tr Çaresizlikle bana bakıyordu. NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-1401 tr Ona ulaşamıyorum. PRON VERB+PUNCT +mst-1405 tr Evirip, devirip, döveceğiz... VERB+PUNCT VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1408 tr ... PUNCT +mst-1410 tr Bana telefon ?derkenkiaceleciliği, sanırım, birşeylerden korktuğunu gösteriyor. PRON NOUN VERB+ADP+NOUN+PUNCT VERB+PUNCT NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1417 tr Nesrin: Yani bir sorununu başkasıyla konuşmak değil, buna günah çıkarma adı vermek mi rahatlatacak?. PROPN+PUNCT CCONJ NUM NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT PRON NOUN NOUN NOUN VERB AUX VERB+PUNCT+PUNCT +mst-1420 tr Niçin? Niçin bir giren bir daha çıkamaz oradan? diye sordum. ADV+PUNCT ADV ADV VERB ADV ADV VERB NOUN+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-1427 tr Kendi düğününde çekilmiş bir fotoğraf, uzun yıllar önce... PRON NOUN VERB NUM NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADV+PUNCT +mst-1429 tr Yemeyiz, dedi Ramiz, önce ben girerim sınıfa, öğretmenim, derim, öğlende tarlaya babama yemek götürdüm, ondan geç kaldım. VERB+PUNCT VERB PROPN+PUNCT ADV PRON VERB NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PRON ADV VERB+PUNCT +mst-1438 tr Irak meselesi ise gündemdeki yerini korurken Türkiye ile ABD'nin anlayış farklılığı sürüyor. PROPN NOUN CCONJ NOUN+ADP NOUN VERB PROPN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1445 tr Artık o parktan bir çıkış yolu yoktur. ADV DET NOUN NUM NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-1448 tr "Askeri kanadın ayrıca Avrupa'nın son söylemlerine karşı "" Başbakan ve hükümet düzeyinde yanıt verilmesi gerekiyor "" mesajını verdiği belirtildi." ADJ NOUN ADV PROPN ADJ NOUN ADP PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB VERB PUNCT NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1454 tr Bu eskiden kalma bir durum, dedim. DET ADJ VERB NUM NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1457 tr Hem bu dünyaya ait olup hem acıya nasıl katlanırlar. CCONJ DET NOUN ADP VERB CCONJ ADJ ADV VERB+PUNCT +mst-1464 tr Kaldırımda küçük süt ve yoğurt kutularından bir iki tane, üzerinden kavun kabukları dökülmüş bir iki çöp poşeti ve izmaritler vardı. NOUN ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN NUM NUM NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB NUM NUM NOUN NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1472 tr Ne kadar çok insan var değil mi? PRON ADP ADJ NOUN VERB VERB AUX+PUNCT +mst-1479 tr Onca sopayı yerdi de yine bildiğinden şaşmazdı. NUM+ADP NOUN VERB CCONJ ADV VERB VERB+PUNCT +mst-1487 tr Dedi ki bu Mustafa Doğan bana. VERB CCONJ DET PROPN PROPN PRON+PUNCT +mst-1491 tr İkincisine başladık, gitti getirdi sallana sallana. NUM VERB+PUNCT VERB VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1496 tr Ben de anlattım. PRON CCONJ VERB+PUNCT +mst-1498 tr Ilık et suyunun yanında haşlanmış geyik eti, kızarmış ekmek, bir de ılık çay vardı masada. ADJ NOUN NOUN ADJ VERB NOUN NOUN+PUNCT VERB NOUN+PUNCT NUM CCONJ ADJ NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-1508 tr Kimseye da haber vermemeliydiniz. NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1510 tr Kervan evlere yaklaşırken kasabaya doğru yola çıkan iki kar motosikletinin uzaklaşan gürültüsü geyikleri ürkütüyor. NOUN NOUN VERB NOUN ADP NOUN VERB NUM NOUN NOUN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1518 tr Yorum: Haberi geçen Doğan Haber Ajansı (DHA) Konya muhabiri Mehmet Büyükarı, haberin doğru olduğunda ısrarlı. NOUN+PUNCT NOUN VERB PROPN NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT PROPN NOUN PROPN PROPN+PUNCT NOUN ADJ VERB ADJ+PUNCT +mst-1524 tr Meğer ne hızlıymış kızımız. CCONJ ADV ADJ+AUX ADJ+PUNCT +mst-1527 tr Belki de hiç aklından çıkmıyor bu ihtimal, doğru mu. ADV CCONJ ADV NOUN VERB DET NOUN+PUNCT ADJ AUX+PUNCT +mst-1533 tr ?edirlezzet? PRON+AUX+NOUN+PUNCT +mst-1536 tr Siz de sayın. PRON CCONJ VERB+PUNCT +mst-1539 tr Geyik ve yaban koyunu derileri arasında ılık bir yorgunluk sardı tüm bedenimi. NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ ADJ ADJ NUM NOUN VERB DET NOUN+PUNCT +mst-1547 tr Geleceği kimse bilemez, bu da olabilir; ama bunu düşünmekten, gece uykularınız kaçıyor. ADJ NOUN VERB+PUNCT PRON CCONJ VERB+PUNCT CCONJ PRON VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1557 tr Ne de olsa eski kuşaktan. CCONJ CCONJ VERB ADJ NOUN+PUNCT +mst-1560 tr Müthiş bir şey bu makine, dedim. ADJ NUM NOUN DET NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1565 tr Düğün gecesinin sabahında adam küçük kıza artık ihtiyaçları olmadığını söylemiş. NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ ADV NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1571 tr Papaz bayılacak değil ya. NOUN VERB CCONJ CCONJ+PUNCT +mst-1575 tr Esasen, ülkemizde olduğu gibi, emperyalizm ve Ortaçağ'a karşı sınıf mücadelesinin canlı olduğu ülkelerde böyle bir barış ikliminin bulunmaması da, aynı nedenledir. ADV+PUNCT NOUN VERB ADP+PUNCT NOUN CCONJ PROPN ADP NOUN NOUN ADJ VERB NOUN ADJ NUM NOUN NOUN VERB CCONJ+PUNCT ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-1590 tr Yıkayıp, koyun tabağa. VERB+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-1594 tr Bir şey mi dokundu. NUM NOUN AUX VERB+PUNCT +mst-1600 tr Gerçi bu karar metni müvekkiline önceden yollanmıştı ama yine de bir usulsüzlük olabilirdi. ADV DET NOUN NOUN NOUN ADV VERB CCONJ ADV CCONJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1605 tr "Çince bilen eleman da bulmamız gerekiyor "" dedi." PROPN VERB NOUN CCONJ VERB VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-1610 tr Aygün, sundukları dosyayı inceleyip faiz oranlarını görünce hayrete düşen Şener'in, bu konuyu gelecek hafta Bakanlar Kurulu gündemine getireceğini söylediğini kaydetti. PROPN+PUNCT VERB NOUN VERB NOUN NOUN VERB NOUN VERB PROPN+PUNCT DET NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1619 tr Ama davranmak da istiyorum, senden vazgeçmeye niyetim yok. CCONJ VERB CCONJ VERB+PUNCT PRON VERB NOUN ADV+PUNCT +mst-1628 tr "Hem birileri iş yapacak, hem zarar edeceksiniz, hem de faiz ödeyeceksiniz "" dedi." CCONJ PRON NOUN VERB+PUNCT CCONJ NOUN VERB+PUNCT CCONJ CCONJ NOUN VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-1635 tr Öyle günler oluyordu ki, bazen sabah başka; öğlen başka, akşam başka bir kadınla buluşuyor, hepsine ayrı ayrı hikayeler anlatıyordum. ADJ NOUN VERB CCONJ+PUNCT ADV NOUN ADJ+PUNCT NOUN ADJ+PUNCT NOUN ADJ NUM ADJ VERB+PUNCT PRON ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1647 tr Nasıl anlatsam sana onu, bilemiyorum ki! ADV VERB PRON PRON+PUNCT VERB CCONJ+PUNCT +mst-1650 tr otuz ay sürecek Hat çalışmaları boyunca ekiplerin bütün ihtiyaçları çevredeki il ve ilçelerden karşılanacak. NUM NOUN VERB NOUN VERB ADP NOUN ADJ NOUN NOUN+ADP NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1657 tr O ana kadar çocuk her şeyi duygularıyla algılar, duygularıyla yorumlar, çocuğun duygu antenleri tam kapasiteyle açıktır. DET NOUN ADP NOUN DET NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-1669 tr Kendi açıklıyor. PRON VERB+PUNCT +mst-1671 tr Onu ulaştırmam gerek, dedim. PRON VERB NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1678 tr Saffet Ağabeyim istedi, verdim. PROPN NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1683 tr Dışarıda ilkbaharın henüz otoritesini kuramadığı hava eksi otuz dereceyi gösteriyordu. NOUN NOUN ADV NOUN VERB NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1687 tr Üçüncü gonk sesinden sonra perde açıldı ve bale başladı. ADJ NOUN NOUN ADP NOUN VERB CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1695 tr Hazırlanan ilk raporda teknik heyetin uçağın düştüğü alana gittiği söyleniyor ve burada Kazanın oluş sebebini ortaya çıkaracak herhangi bir parçaya rastlanmamıştır deniyordu. VERB ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ VERB ADJ NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1707 tr Herkes, ağız birliği etmişçesine büyük adam olduğunu söylüyordu. NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1713 tr Hadi bakalım herkes yatağına, ışıklar beş dakika sonra sönmüş olacak. PROPN VERB NOUN NOUN+PUNCT NOUN NUM NOUN ADP VERB VERB+PUNCT +mst-1723 tr Düşünmek istemedikçe düşünür, anımsamak istemedikçe anımsarsınız. VERB VERB VERB+PUNCT VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1726 tr Sonra barışırlardı. ADV VERB+PUNCT +mst-1729 tr Yarınki ihalelerden üçyüzyetmişbir gün vadeli iskontolu tahvilin üzre tarihi yirmiiki Ocak ikibinüç olarak belirlenirken, itfası yirmisekiz Ocak ikibindört tarihinde yapılacak. NOUN+ADP NOUN NUM NOUN NOUN+ADP NOUN+ADP NOUN ADV NOUN NUM NOUN NUM ADP VERB+PUNCT NOUN NUM NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1744 tr Biz, peynirlerimize böyle hikayeler yazamamışız. PRON+PUNCT NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1745 tr Birtakım açmaz sorular ve davranışlarla eleniyorlar. ADJ VERB NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1750 tr Brecht'ten yaptığım bu uzun alıntıdan sonra, eve ilişkin benim ütopyama gelebiliriz. PROPN VERB DET ADJ NOUN ADP+PUNCT NOUN ADP PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-1756 tr Ayhan şunu tamir ediver dedi. PROPN PRON NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1762 tr Ar namus tertemiz... NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-1763 tr Sonuçta üç ile yedi gün süren fiziksel yoksunluk krizi bir şekilde atlatılabiliyor. NOUN NUM CCONJ NUM NOUN VERB ADJ NOUN NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1768 tr erik çalmaya gidiyoruz. NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1771 tr İşlevini yerine getirdi. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1774 tr Orada, aynı yerde durur ve onu bekler. NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB CCONJ PRON VERB+PUNCT +mst-1779 tr Sen politikacı olabilirsin. PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-1783 tr Kimse bir savaş olmasını istemiyor. NOUN NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1784 tr Save ile birlikte dün gece geç saatlerde özel bir uçakla Ankara'ya gelen for, Türkiye'ye Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın daveti üzerine geldiklerini belirtti. PROPN ADP ADV NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NUM NOUN PROPN VERB VERB+PUNCT PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1797 tr Bilmiyorum. VERB+PUNCT +mst-1800 tr CHP'nin Doğu ve Güneydoğu için hazırladığı demokratikleşme paketinde isteyenlere ana dillerini, devlet denetimindeki özel kurslarda öğrenme olanağı sağlanacağı ve üniversitelerde enstitü kurulacağı vaadinde bulunuldu. NOUN ADJ CCONJ ADJ ADP VERB VERB NOUN VERB+ADP ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN VERB NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-1816 tr Bizim yaşımızda bir çocuk nasıl evini terk eder? PRON ADJ NUM NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1821 tr Ortalık bir anda doluverdi. NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1824 tr Kapının önünde dev gibi bir adam belirmiş. NOUN ADJ ADJ ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1830 tr Bu coğrafyada yetişen ot, bu coğrafyaya özgü hastalıklara şifa getiriyordu. DET NOUN VERB NOUN+PUNCT DET NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1835 tr Yukarıda önerdiğim ölçüte bilimsel Ölçüt () adını veriyorum. ADJ VERB NOUN ADJ NOUN PUNCT+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-1840 tr Eroin ve tüm uyuşturucu kullanımında bir duyguları öldürme eşiği vardır, bu eşik kişiden kişiye değişir. NOUN CCONJ DET ADJ NOUN NUM NOUN VERB NOUN ADJ+AUX+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-1853 tr Bu dağlarda yetişen otların içinde şifa veren ilaçlar vardır. DET NOUN VERB NOUN ADJ NOUN VERB NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-1856 tr Bu nedenle eroin ya da benzeri madde bağımlıları tıpkı alkolikler gibi defalarca kayıyorlar, defalarca hastaneye yatıp çıkıyorlar. DET NOUN NOUN CCONJ CCONJ ADJ NOUN ADJ ADV ADJ ADP ADV VERB+PUNCT ADV NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1866 tr Yerinden kalkmıştı. NOUN VERB+PUNCT +mst-1868 tr Müşteriler dokunmayı sever. NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1870 tr Onu bulmalıyım. PRON VERB+PUNCT +mst-1872 tr Çay ocağının orada merdiven var. NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-1876 tr İlla tuzlu olmaz. ADV ADJ VERB+PUNCT +mst-1880 tr Perdeler uymuyor, değiştirelim. NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-1884 tr Bilimsel Devrim, başlangıçta ideolojik bir devrimdir. ADJ NOUN+PUNCT NOUN ADJ NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-1888 tr Ben bindokuzyüzaltmışdört yılının büyük kısmını Portekiz'de geçirdim. PRON NUM NOUN ADJ NOUN PROPN VERB+PUNCT +mst-1895 tr Sonradan oldu. ADV VERB+PUNCT +mst-1897 tr Göğsü körük gibi inip kalkıyordu. NOUN NOUN ADP VERB VERB+PUNCT +mst-1900 tr Bana dökmek var. PRON VERB ADJ+PUNCT +mst-1904 tr Darbukayı, yan yana getirdiği lastik terliklerin üzerine usulca uzattı. NOUN+PUNCT ADJ ADJ VERB ADJ NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-1910 tr A tipi fonların geçen yıla ait performansını incelerken başlıca üç ana kategoriye ayırabiliriz:. INTJ NOUN NOUN ADJ NOUN ADP NOUN VERB ADJ NUM ADJ NOUN VERB+PUNCT+PUNCT +mst-1918 tr Ona önemli bir mektup getirdim. PRON NOUN+ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1925 tr Hastalığını duyan komşuları hemen yardıma koşmuşlar. NOUN VERB ADJ ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-1931 tr Evet, Ömür Uzatma Kıraathanesi burası. NOUN+PUNCT NOUN VERB NOUN NOUN+PUNCT +mst-1938 tr Takır takır. X X+PUNCT +mst-1940 tr Sayılmaz. VERB+PUNCT +mst-1942 tr Meta ekonomisi, ürünlerin, bir kullanım değeri olmanın yanı sıra, bir değişim değerine dönüşmelerini gerektirir. NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN VERB ADJ NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-1954 tr Rakısından bir yudum aldı. NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-1956 tr Ben erkek öğretmen istemiyorum. PRON ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-1958 tr Ama kriz var. CCONJ NOUN ADJ+PUNCT +mst-1959 tr Orhan o geceyi tekrar yaşıyormuş gibi aynı heyecanla olanları Zeynep'e anlattı. PROPN DET NOUN ADV VERB ADP ADJ NOUN VERB+ADP PROPN VERB+PUNCT +mst-1967 tr Duman çıktığına göre, ocak tütüyor, ocak tüttüğüne göre orada biri yaşıyor, diye düşünüp koşmaya başlamış. NOUN VERB ADP+PUNCT NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB ADP NOUN PRON VERB+PUNCT ADP VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1975 tr Pnon alaturkası... NOUN ADJ+PUNCT +mst-1979 tr bindokuzyuzyetmisbes yılında Vassar College'dan mezun olan Paco Underhill, merkezi New York'ta bulunan Envirosell firmasının kurucusu ve yönetim kurulu başkanı. NUM NOUN PROPN PROPN ADJ VERB PROPN PROPN+PUNCT NOUN PROPN PROPN VERB PROPN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT +mst-1984 tr Öpüşmedikleri ya da birbirlerini mıncıklamadıkları zamanlar denize girmeye niyetlenen, ama her seferinde, ?edendirbilinmez, vazgeçip geri dönen, bizlere bakıp asıl amacımızın yüzmek değil, denize işemek olduğunu anlayacaklarından çekiniyoruz. VERB CCONJ CCONJ PRON VERB NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT CCONJ DET NOUN+PUNCT PRON+AUX+VERB+PUNCT VERB ADJ VERB+PUNCT PRON VERB ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN VERB VERB VERB VERB+PUNCT +mst-1998 tr Bu iş böyle olmayacaktı, çünkü çok sık belimize dek suya giriyorduk ve kayalara serpiştirilmiş gibi birbirlerinden belli uzaklıklara dağılmış sevgililerin (yaz aşkları bunlar, o kadarını çakıyoruz), bu durumdan rahatsız olacaklarını düşünmeye başlamıştık. DET NOUN ADV VERB+PUNCT CCONJ ADV ADJ NOUN ADP NOUN VERB CCONJ NOUN VERB ADP PRON ADJ NOUN VERB ADJ PUNCT+NOUN NOUN PRON+PUNCT DET ADP+ADP VERB+PUNCT+PUNCT DET NOUN ADJ ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-2007 tr Hülya beni böyle öpüyorsa mutlaka başka birini başka türlü öpüyordur. PROPN PRON ADV VERB ADV ADJ PRON ADJ ADJ VERB+PUNCT +mst-2012 tr Eğer yazarları, bilimsel kuramların kanıtlanmasından çok yanlışlanabilirliğinden sözedilmesi gereğini onarlarsa, bildirilerinde sözünü ettikleri bazı noktaları bu ölçüt çerçevesinde eleştirmek istiyorum. CCONJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB ADP VERB+ADP VERB NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB DET NOUN DET NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2019 tr Anlamadıkları, ölen benim kardeşimdi... VERB+PUNCT VERB PRON NOUN+AUX+PUNCT +mst-2022 tr O sıralar öyleydi, yalnızca kendisine böylesine bağlı olduğum sevgilim değil, ondan gizli ilişkilerimi sürdürdüğüm birçok kadın, terhis döneminde evlerine dağılan askerler gibi beni bırakarak dağılıp gidiyorlardı. DET NOUN ADV+AUX+PUNCT ADV PRON ADV ADJ VERB ADJ CCONJ+PUNCT PRON ADJ NOUN VERB DET ADJ+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB NOUN ADP PRON VERB VERB VERB+PUNCT +mst-2034 tr Çocuk utandı, donu aldı, birlikte yürümeye başladılar uzakta görülen kıyı lokantasına doğru. NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT ADV VERB VERB ADJ VERB NOUN NOUN ADP+PUNCT +mst-2045 tr Geeç, dedi gözlerini kapayıp başıyla sınıfın arka sıralarını göstererek. NOUN+PUNCT VERB NOUN VERB NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2054 tr Koluna girebilir miyim? NOUN VERB AUX+PUNCT +mst-2055 tr Yeni sekreter adayımız mı geldi dersiniz. ADJ NOUN NOUN AUX VERB VERB+PUNCT +mst-2060 tr Öyle ya, böyle bir soruyu o güne kadar kimse sormamıştı ona. ADV CCONJ+PUNCT ADV NUM NOUN DET NOUN ADP NOUN VERB PRON+PUNCT +mst-2065 tr Gidip o da kartvizit bastırmış. VERB PRON CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2068 tr Dört kişiydi bunlar: Sav ve Karaosmanoğlu Atila'lar. NUM NOUN+AUX PRON+PUNCT NOUN CCONJ PROPN PROPN+PUNCT +mst-2073 tr En ufak bir duygu hissettiği an maddesini almış ya. ADV ADJ NUM NOUN VERB NOUN NOUN VERB INTJ+PUNCT +mst-2076 tr Bir sabah uyandınız ve ulusal tarihinizdeki bir geminin o kadar da köhne olmadığını öğrendiniz. NUM NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN+ADP NUM NOUN PRON ADP CCONJ ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-2085 tr Öldürmekle de kalmayıp cesedinizi kadavra niyetine kullanacağım, dedim. VERB CCONJ VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-2089 tr Siz ?imsiniz? diye sordum ürkerek. PRON PRON+AUX+PUNCT ADP VERB VERB+PUNCT +mst-2094 tr A tipi de olmalı. INTJ NOUN CCONJ VERB+PUNCT +mst-2098 tr Kimbilir... dedi adam. ADJ+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-2100 tr Kolay mı bu? diye sordum. ADJ AUX PRON+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-2105 tr Pasaklıyım var mı diyeceğin. ADJ+AUX ADJ AUX VERB+PUNCT +mst-2110 tr Benim de sana Tibet'ten bahsetmemin tam zamanı. NOUN CCONJ PRON PROPN VERB ADJ NOUN+PUNCT +mst-2115 tr Eğilip darbukasını aldı yerden, lastik terliklerini ayağına geçirdi. VERB NOUN VERB NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2123 tr Rusça praznik dedi Yura. PROPN NOUN VERB PROPN+PUNCT +mst-2126 tr Yakında sise isine de girecekmiş. ADJ NOUN NOUN CCONJ VERB+PUNCT +mst-2130 tr "Değişik yasalarda yapılacak değişiklikler ile askeri, ticari, bankacılık ve benzeri alanlardaki "" sırların "" kapsamı yeniden belirlenecek." ADJ NOUN VERB NOUN CCONJ ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT NOUN CCONJ ADJ NOUN+ADP PUNCT NOUN PUNCT NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-2141 tr Masalı yazacağım için mektubu burada kesiyorum. NOUN VERB ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2144 tr On kilometrelik buz geçişinden önce son bir kez mola verilecekti burada. NUM NOUN+ADJ NOUN NOUN ADP ADJ NUM NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-2148 tr İkincisi de, teknoloji artık geri dönülmez biçimde bilimsel bilgi temeline oturmuş, bu yüzyılda Bilimsel Devrim'in bulgularının etkin bir teknolojik hasadı gerçekleşmiştir. NUM CCONJ+PUNCT NOUN ADV ADV VERB NOUN ADJ NOUN ADJ VERB+PUNCT DET NOUN ADJ PROPN NOUN ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2160 tr Bir kısım da vazo kırılır diye düşünüyor. NUM NOUN CCONJ NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +mst-2163 tr Baharın gelmesiyle eriyen kar suları, mağaralara girerek ayıların erken uyanmasına neden oluyor, sinirli, uykusuz ve aç ayılar, daha hırçın ve saldırganlaşıyorlardı bu dönemde. NOUN VERB VERB NOUN NOUN+PUNCT NOUN VERB NOUN ADV VERB NOUN VERB+PUNCT ADJ+PUNCT ADV CCONJ ADJ NOUN+PUNCT ADV ADJ CCONJ VERB DET NOUN+PUNCT +mst-2176 tr Yahu, yine ben mi onlara bir şey yapıyor oluyorum! diye haykırdım, fısıltı sınırlarını zorlayarak. INTJ+PUNCT ADV PRON AUX PRON NUM NOUN VERB VERB+PUNCT ADP VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2185 tr Ancak bu durum, yeni ve uzun soluklu kestirimlerin ortaya atıldığı yeni bir gündemin başlangıcında değil, eski programın ürünlerinin hasadının yapıldığı bir dönemde bulunduğumuz gerçeğini değiştirmez. CCONJ DET NOUN+PUNCT ADJ CCONJ ADJ ADJ+ADP NOUN ADJ VERB ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN VERB NUM NOUN VERB ADJ VERB+PUNCT +mst-2199 tr Siyasal devrimlerin önünü açmış, burjuvazinin iktidarı ele geçirmesiyle de kapitalist üretim ilişkileri hızla yaygınlaşmıştır. ADJ NOUN ADJ VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2206 tr Bir bilimsel kuram, gözlemcilere ve deneycilere, çağın teknolojik gelişmelerini de dikkate alarak neyin deneyini ve gözlemini yapacaklarını söyleyebilmelidir. NUM ADJ NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN VERB PRON NOUN CCONJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2214 tr "Oğlunun cenazesini teslim alan Kemal Ulusu, "" Allah'tan pilotlar camdan fırladığı için yanmamışlar." NOUN NOUN NOUN VERB PROPN PROPN+PUNCT PUNCT PROPN NOUN ADJ VERB ADP VERB+PUNCT +mst-2219 tr O hiç bürokrat olmadı dedim. PRON ADV NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2224 tr Nesrin: Niçin? Benim herhangi birinizle sorunum olduğunda bunu başkasıyla konuştuğum olmuştur. PROPN+PUNCT ADV+PUNCT PRON ADJ PRON NOUN VERB PRON ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-2233 tr Salonda babamın birçok tanıdığı vardı. NOUN NOUN DET VERB ADJ+AUX+PUNCT +mst-2238 tr Yutturmaca. NOUN+PUNCT +mst-2239 tr Peki, senin yerin neresi? ADV+PUNCT PRON NOUN PRON+PUNCT +mst-2247 tr Şöyle ya da böyle, duvardan söz etmeksizin mekandan, mekandan söz etmeksizin evden söz edemezsiniz. ADV CCONJ CCONJ ADV+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2254 tr İçkili olsun, içkisiz olsun. NOUN+ADP VERB+PUNCT NOUN+ADP VERB+PUNCT +mst-2262 tr Çoluk çocuk kırk yaş civarında. NOUN NOUN NUM ADJ NOUN+PUNCT +mst-2266 tr Recep'le Ömer, içecekleri taşıyıp buz dolabına yerleştirdiler; patatesi, patlıcanı soydular, meyveleri yıkayıp buzdolabına koydular. PROPN PROPN+PUNCT VERB VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-2278 tr Leblebi ise figürandır. NOUN CCONJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-2281 tr Bir de suya girdin. ADV CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2284 tr Beyaz peynir rakının büyük aşkıdır. ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-2289 tr Lezzet aldım diyorlar. NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2293 tr Bizim Cumhuriyet Bebeleri 60'lı yılların başında konmuş bir isim olarak ne kadar çok şey anlatıyormuş. PRON NOUN NOUN NUM+ADP NOUN NOUN VERB NUM NOUN ADP PRON ADP ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2304 tr Gece rüyamda bir melek gelip beni başka bir boyuta taşıdı. NOUN NOUN NUM NOUN VERB PRON ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-2312 tr Bazı köpekler doğuştan şanslı oluyorlardı. DET NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-2317 tr "Necmettin Erbakan, vatandaşlardan oylarını SP'ye vermelerini isteyerek, "" Türkiye'nin işi, bu çoluk çocuğa bırakılamaz "" dedi." PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT PUNCT PROPN NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-2327 tr Buna karşılık erkeklere gelince, erkekler bir mağazanın koridorlarında kadınlardan daha hızlı hareket ederler. PRON NOUN ADJ VERB+PUNCT ADJ NUM NOUN NOUN ADJ ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2337 tr Cevap kısa sürede ellerine ulaştı. NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2340 tr Eee birini seviyorsan onunla beraber yaşamanın bedelini ödersin. dedi. INTJ PRON VERB PRON ADV VERB NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-2348 tr Sen pençesinde kıvrandığın tutkuyu anlattın. PRON NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-2352 tr Arınç'ın sözleri teypte var. PROPN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-2358 tr Bu maddede kırkaltı ret, dörtyüzotuzdört kabul çıktı. DET NOUN NUM NOUN+PUNCT NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-2363 tr Tibet'i mektupla anlatmak imkansız. PROPN NOUN VERB NOUN+ADP+PUNCT +mst-2369 tr Tam alkolik. ADJ ADJ+PUNCT +mst-2371 tr Kız bakmış böyle gitmeyecek; bir iş bulmaya karar vermiş. ADJ VERB ADV VERB+PUNCT NUM NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-2376 tr Dünya Bankası olarak sağlık sektörü çalışması hazırladıklarını dile getiren Hamamcıoğlu, bunu Türk yetkililerle paylaşabileceklerini kaydetti. NOUN NOUN ADP NOUN NOUN VERB VERB NOUN VERB PROPN+PUNCT PRON ADJ ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-2385 tr Dizinin bir sonraki öğesi bir öncekinden daha iyidir. NOUN NUM ADJ NOUN NUM NOUN+ADP ADV ADJ+AUX+PUNCT +mst-2392 tr Arsel halen Azadi'nin Yönetim Kurulu Başkanı. PROPN ADV PROPN NOUN NOUN NOUN+PUNCT +mst-2395 tr Arkamdaki sesler kesilmişti. ADJ+ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-2396 tr "Özilhan, "" Çok yüksek olan istihdam vergileri makul düzeylere çekildiğinde işsizlik oranını birkaç puan daha geriletmek mümkün olur." PROPN+PUNCT PUNCT ADV ADJ VERB NOUN NOUN ADJ NOUN VERB NOUN NOUN DET NOUN ADV VERB ADJ VERB+PUNCT +mst-2407 tr Evet. NOUN+PUNCT +mst-2409 tr Aslında annemin duyamayacağı bir tonda söylemeye çalışmıştı ama annemden bir şey saklamak oldukça zordu. ADV NOUN VERB NUM NOUN VERB VERB CCONJ NOUN NUM NOUN VERB ADV ADV+AUX+PUNCT +mst-2417 tr Bu nedenle yatırımcının borsada başlayabilecek bir harekete katılabilmesi için tetikte ve likit beklemesinde fayda var. DET NOUN NOUN NOUN VERB NUM NOUN VERB ADP ADJ CCONJ NOUN VERB NOUN ADJ+PUNCT +mst-2430 tr Celal'in rengi bir an kül gibi sarardı. PROPN NOUN NUM NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-2434 tr Tutkuyu kimsenin anlatamayacağı gibi anlattın. NOUN NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +mst-2439 tr Yemekte puf böreği var. NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-2444 tr Defalarca tırmanılan, sonra kayarak inilen tepeler bir anda yerlerini geniş bir düzlüğe bıraktı. ADV VERB+PUNCT ADV VERB VERB NOUN NUM NOUN NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-2456 tr "Bulgaristan'a borç parayla döndüm "" dedi." PROPN NOUN NOUN VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-2461 tr Havuzun başına oturmuştuk. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2464 tr Bu nedenle eroini bırakan kişi, kısa zamanda alkole, esrara, sekse vb yöneliyor. DET NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2470 tr Kemal, Mecazi anlamda evet, diye cevap verdi. PROPN+PUNCT ADJ NOUN NOUN+PUNCT ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-2475 tr Delik yine kocaman bir şekilde ortaya çıkmayacak mıdır? ADJ ADV ADJ NUM NOUN ADJ VERB AUX+PUNCT +mst-2482 tr Çağırmayacağı kesindi. VERB ADV+AUX+PUNCT +mst-2484 tr Onsuz yapamadım. PRON+ADP VERB+PUNCT +mst-2487 tr Anlarız. VERB+PUNCT +mst-2488 tr Onama istemini içeren Taylor Yargıtay yedi. Ceza Dairesi'ne zaman geçirilmeden gönderildi. VERB NOUN VERB PROPN PROPN NUM NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2498 tr Ama esas olarak hukuksal bir yoldu... CCONJ ADJ ADP ADJ NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-2501 tr Ne yazık ki son yıllarda, eroin satıcıları gençlerin karşısına her yerde çıkıyor. ADV NOUN CCONJ ADJ NOUN+PUNCT NOUN ADJ ADJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +mst-2508 tr Elimi bıraktı. NOUN VERB+PUNCT +mst-2511 tr -Kaç numarada oturuyorsunuz. PUNCT+ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2516 tr "Türkiye, önceki akşam düşen "" Konya "" uçağının üzüntüsünü yaşarken, sabah saatlerinde gelen ikinci uçak kazası haberiyle şoke oldu." PROPN+PUNCT ADP+ADP NOUN VERB PUNCT PROPN PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-2531 tr Gene durdu, sıkılmıştı. ADV VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-2534 tr Bir yol bulmak için düşündüler, düşündüler, düşündüler... NUM NOUN VERB ADP VERB+PUNCT VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-2538 tr Geride bırakılan birkaç genç ve yolculuğa dayanma gücü olmayan bir yaşlı kadın dışında tüm çobanlar kervanla yola çıkıyorlar. ADJ VERB DET ADJ CCONJ NOUN VERB ADJ VERB NUM ADJ ADJ ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2544 tr Eşini kaybeden Aysun Ulusu ise acı haberi alınca astım krizi geçirdi. ADJ VERB PROPN PROPN CCONJ ADJ NOUN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2549 tr Bu konuyu annemin sakin bir gününde, onunla arkadaş gibi konuşmam gerektiğini biliyorum. DET NOUN NOUN ADJ NUM NOUN+PUNCT PRON NOUN ADP VERB VERB VERB+PUNCT +mst-2554 tr Nesrin, Aşkolsun, dedi, Suna Can duysa nasıl darılır sana. PROPN+PUNCT NOUN+PUNCT VERB+PUNCT PROPN PROPN VERB ADV VERB PRON+PUNCT +mst-2561 tr Sonra yumuşatır. ADV VERB+PUNCT +mst-2563 tr Rusların Avrupa'dan getirdiği hastalıklar, bağışıklık sistemleri hazır olmayan Tunguzları çok hızlı azaltmıştı. ADJ PROPN VERB NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ VERB NOUN ADV ADJ VERB+PUNCT +mst-2569 tr İçmeye, eğlenmeye, kurtlarını dökmeye gelmiş turistlerin çok geçmeden sıkılacaklarını bilirdi; balıkçıların da, bıraksa sabaha kadar oynayacaklarını... VERB+PUNCT VERB+PUNCT NOUN VERB VERB NOUN ADV VERB VERB VERB+PUNCT NOUN CCONJ+PUNCT VERB NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-2577 tr Büyüyen her işte olduğu gibi, bu odadan evlere, evlerden bu odaya taşınan Bond çanta dolusu evraklar ve noter kağıtları dolaplara sığmaz oldu. VERB DET NOUN VERB ADP+PUNCT DET NOUN NOUN+PUNCT NOUN DET NOUN VERB PROPN NOUN ADJ NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2584 tr Tarihini hatırlamıyorum, ağabeyim, Firuz bu Babayasa yı görünce: Yahu! Gizli cemiyet kurmuşlar diye bir muhbir sizi gammazlar, başınız derde girebilir demişti. NOUN VERB+PUNCT NOUN+PUNCT PROPN DET PROPN NOUN VERB+PUNCT INTJ+PUNCT ADJ NOUN VERB ADP NUM ADJ PRON VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2599 tr Kavuşamayan sevgililerdi bunlar, anlarsınız ya... VERB ADJ+AUX PRON+PUNCT VERB CCONJ+PUNCT +mst-2601 tr Aslında ekonomik kriz Milano'yu da etkilemiş. ADV ADJ NOUN PROPN CCONJ VERB+PUNCT +mst-2605 tr Yoksulluğa mı dayanamadılar, Kafkasya'nın özlemine mi, harbin yaralarına mı, birer hafta arayla öldüler. NOUN AUX VERB+PUNCT PROPN NOUN AUX+PUNCT ADJ NOUN AUX+PUNCT NUM NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-2616 tr Kuru yemiş de ister misin? ADJ NOUN CCONJ VERB AUX+PUNCT +mst-2618 tr Dışı seni yakar içi beni türünden. ADJ PRON VERB ADJ NOUN NOUN+PUNCT +mst-2622 tr Dedik ya Lordlar Kamarası (Upper House). VERB CCONJ PROPN NOUN PUNCT+PROPN PROPN+PUNCT+PUNCT +mst-2625 tr Gruba konan ismi de Özer önermişti: Cumhuriyet Bebeleri. NOUN VERB NOUN CCONJ PROPN VERB+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT +mst-2630 tr Onlar önemli değil ki. PRON NOUN+ADP VERB CCONJ+PUNCT +mst-2635 tr Ama öteki çocuklar da Mersedes'in başına üşüşecekler biliyorum. CCONJ NOUN NOUN CCONJ PROPN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2641 tr Onun hiçbir cevap vermesine fırsat bırakmadan hemen ekledim ardından: Zaten hiçbir kadın sevgi sözcüğünü ağzına almadan herhangi bir erkekle sevişmeye kalkışmaz, öyle değil mi? diye sordum. PRON DET NOUN VERB NOUN VERB ADV VERB ADV+PUNCT ADV DET ADJ NOUN NOUN NOUN VERB ADJ NUM ADJ VERB VERB+PUNCT ADV VERB AUX+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-2654 tr Babam aklımdan geçenleri okumuşçasına Yutkunma ve gözlerini o kadar da çok açma! diye fısıldadı. NOUN NOUN VERB+ADP VERB VERB CCONJ NOUN PRON ADP CCONJ ADV VERB+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-2663 tr Hükümdarın yetkilerinin kısmen de olsa sınırlandırılması, hükümdar da dahil herkesin uyması gereken bazı yasa ve kuralların ortaya çıkması, nesnel yasa kavramının doğmasına elverişli bir ortam hazırlar. NOUN NOUN ADV CCONJ VERB VERB+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB VERB DET NOUN CCONJ NOUN ADJ VERB+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB ADJ NUM NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-2676 tr Eğlence sürerken, Ömer'in yanı sıra iki çocuk daha, gözlerini tabaklardan, bardaklardan ayırmazlar; boşalan tabakları değiştirir, azalan içkileri tamamlar, yeni siparişleri alırlardı. NOUN VERB+PUNCT PROPN ADJ NOUN NUM NOUN ADV+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2693 tr Yoksa kangren olacak başım... ADJ+AUX NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-2699 tr Onun arkasındayım hep, peşindeyim okullarda. PRON ADJ+AUX ADV+PUNCT NOUN+AUX NOUN+PUNCT +mst-2704 tr Eskiden balıkçılık yapan bu köyün insanlarının bir bölümü, bölge turizme açılınca, dedelerinden kalma evlerini, mandalina bahçelerini, büyük kentlerden gelen işletmecilere satmışlar, kiralamışlar; az bir bölümü de, evlerini, pansiyon, motel haline çevirerek kendileri işletmeye başlamışlardı. ADV NOUN VERB DET NOUN NOUN NUM NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT ADV NUM NOUN CCONJ+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB PRON VERB VERB+PUNCT +mst-2726 tr Geç geç, dedi Naci Bey eliyle sinek kovar gibi yaparak. VERB VERB+PUNCT VERB PROPN NOUN NOUN NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +mst-2731 tr Korucu var mıdır. NOUN ADJ AUX+PUNCT +mst-2733 tr Beğendi beğenmedi, sevdi sevmedi, anladı anlamadı, olsun, bir kez de ben anlatayım istedim. VERB VERB+PUNCT VERB VERB+PUNCT VERB VERB+PUNCT VERB+PUNCT NUM NOUN CCONJ PRON VERB VERB+PUNCT +mst-2744 tr Görüşmede ATO'nun, Vergi Yasası ile görüşleri de beş başlıkta sunuldu. NOUN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADP NOUN CCONJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-2753 tr Yarın o araba benim!. dedi, biri Memo'ya bakarak. NOUN DET NOUN PRON+AUX+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT NUM PROPN VERB+PUNCT +mst-2755 tr Bu aptalca düşüncelerinizi kimseye de anlatamıyorsunuz. DET ADJ+ADP NOUN NOUN CCONJ VERB+PUNCT +mst-2760 tr Seyretmekle de kalmadık. VERB CCONJ VERB+PUNCT +mst-2763 tr Bu sorunların çözümündeki anlaşmazlık gerekçe gösterilse, o da anlaşılabilir. DET NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT PRON CCONJ VERB+PUNCT +mst-2768 tr Ne yapıyor o. PRON VERB PRON+PUNCT +mst-2770 tr Kız ile prens de hiç vakit geçirmeden evlenmiş. ADJ CCONJ NOUN CCONJ ADV NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2776 tr Çinliler Avrupa'da kendi vatandaşlarına sadece Almanya, Türkiye ve Malta için vize veriyor. ADJ PROPN PRON NOUN ADV PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-2784 tr Öyle... ADV+PUNCT +mst-2786 tr Aygün, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'le görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada bu bankaların, Vakıfbank, Şekerbank, Yapı Kredi, Akbank, Garanti ve Halk Bankası olduğunu kaydetti. PROPN+PUNCT NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN ADP VERB VERB DET NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2804 tr Ta okul sıralarında başladı. ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2807 tr Çöp tenekesi taşmış... NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2809 tr Ancak bu sayede ona en yakışan ismi kolayca bulabiliriz. ADV DET NOUN PRON ADV VERB NOUN ADJ+ADP VERB+PUNCT +mst-2814 tr Çok acil. ADJ ADJ+PUNCT +mst-2817 tr Ne o. ADJ PRON+PUNCT +mst-2819 tr Bizzat kendiniz. ADV PRON+PUNCT +mst-2821 tr Başörtülerini yanaklarının kenarlarına kıvırıp hamarat elleriyle hızları günden güne artan ev kadınlarının, iki çift laf etmeye vakit bulamadan kan ter içinde çalıştıkları atölyeden üç model, üç beden olmak üzere çıkan pantolon sayısı dört yüz oldu. NOUN NOUN ADJ VERB ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB NOUN ADJ+PUNCT NUM ADJ NOUN VERB NOUN VERB NOUN NOUN ADJ VERB NOUN NUM NOUN+PUNCT NUM NOUN VERB ADP VERB NOUN NOUN NUM NUM VERB+PUNCT +mst-2847 tr Bunun değerlendirilmesi gerekir. PRON VERB VERB+PUNCT +mst-2850 tr Onun yerine kentin o yakasındaki Alman kökenli güzel lokantalara, daha çok, bu gezdiğim kızlarla çıkıyordum. PRON NOUN NOUN PRON NOUN+ADP ADJ NOUN+ADP ADJ NOUN+PUNCT ADV ADV+PUNCT DET VERB ADJ VERB+PUNCT +mst-2864 tr Merkezdeyim. NOUN+AUX+PUNCT +mst-2866 tr Kapı bir an ardına kadar açılır gibi oldu, yeniden çarpıp kapandı. NOUN NUM NOUN NOUN ADP VERB ADP VERB+PUNCT ADV VERB VERB+PUNCT +mst-2871 tr ikibinbeşyüz nüfuslu. NUM NOUN+ADP+PUNCT +mst-2875 tr Küçük küçük sürprizler yapmaya başlar. ADJ ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2881 tr Fıstık, badem, fındık, ceviz: Bunlar Çerez Tiyatrosunun baş oyuncuları. NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT PRON NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT +mst-2890 tr Karşılaştığı tüm pilotlara, subaylara ve hukukçulara edindiği raporlardan, bilgilerden söz ediyor, ancak ne yapacağını bilemiyordu. VERB DET NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ PRON VERB VERB+PUNCT +mst-2902 tr Belki sıcaktan. ADV ADJ+PUNCT +mst-2905 tr Heyecanlıydı, çaresiz bir hali vardı. ADJ+AUX+PUNCT ADJ NUM NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-2908 tr Harama su katmam. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-2911 tr Ama bir ilkyardım filosunun yüküne eş miktarda yemeği yapıp toplanmamız bunları tartışmak için olamazdı. CCONJ NUM NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB VERB PRON VERB ADP VERB+PUNCT +mst-2925 tr Darbecileri yargıç önüne çıkardı. NOUN NOUN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-2926 tr """." PUNCT+PUNCT +mst-2928 tr Ben Merkezcilik Terk Edilmeli. PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-2932 tr Yatırım indirimindeki yüzde ?9.8'likstopaj sıfırlansın, KDV oranları düşürülsün, enflasyon muhasebesine geçilsin, gider harcamaları kapsamı genişletilsin, vergi barışı düzenlemeleri yapılsın. NOUN NOUN+ADP NUM NUM+ADP+NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-2945 tr Saraç gibi, marangoz gibi. NOUN ADP+PUNCT NOUN ADP+PUNCT +mst-2946 tr Belediye ile hemşehrisi arasında yeni bir ilişki olacaktı. NOUN CCONJ NOUN ADJ ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-2952 tr Ama aynı dönemde tanıştığı alkol, esrar ve eroin suçluluk duygusunu bir anda yok ediyordu. CCONJ ADJ NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN NUM NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-2961 tr Yavan bir sebzedir. ADJ NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-2963 tr İlk gençlik aşklarına dair uzun ve fısıltılı bir diyalog... ADJ NOUN NOUN ADP ADJ CCONJ NOUN+ADP NUM NOUN+PUNCT +mst-2969 tr Sesi titriyordu. NOUN VERB+PUNCT +mst-2973 tr Sonra, ne oldu? Babanız, bir hastanede, tüm sevdikleri yanındayken, doktorların ve hemşirelerin arasında, hiç acı çekmeden, mutluluk içinde öldü; korktuğunuz başınıza gelmedi, ama sanki bin kez gelmiş gibi size acı çektirdi. ADV+PUNCT PRON VERB+PUNCT NOUN+PUNCT NUM NOUN+PUNCT DET VERB ADJ+AUX+PUNCT NOUN CCONJ NOUN ADJ+PUNCT ADV ADJ VERB+PUNCT NOUN ADJ VERB+PUNCT VERB NOUN VERB+PUNCT CCONJ ADV NUM NOUN VERB ADP PRON ADJ VERB+PUNCT +mst-2995 tr Sektörde kar marjlarının daraldığına dikkat çeken Demiray, komisyon bankacılığının biraz daha önem kazanacağını söyledi. NOUN NOUN NOUN VERB NOUN VERB PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADV ADV NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3003 tr Benden iki yaş büyük. PRON NUM ADJ ADJ+PUNCT +mst-3008 tr Bilimin bulgularının idealizme karşı elde etmiş olduğu bu kesin üstünlüğe karşın, bugün gelişmiş kapitalist ülkelerde, bilim ve din, şizofrenik biçimde kompartımanlara ayrılmış bir yaşamın iki ayrı alanına yerleştirilmiş şekilde, birbirlerine dokunmaksızın barış içinde yaşamaktadır. NOUN NOUN NOUN ADP NOUN VERB VERB DET ADJ NOUN ADP+PUNCT NOUN VERB NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB NUM NOUN NUM ADJ NOUN VERB NOUN+PUNCT PRON VERB NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-3032 tr Kadın yanına oturmuştu, el eleydiler. ADJ ADJ VERB+PUNCT NOUN NOUN+AUX+PUNCT +mst-3037 tr Harcanan yağı görünce bayılmış. VERB NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3039 tr Tabii. ADJ+PUNCT +mst-3041 tr Buna nasıl ulaşacağımı planlama yoluna gittim. PRON ADV VERB VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3050 tr İlk sigara molası üç saatlik yolculuğun ardından geldi. ADJ NOUN NOUN NUM NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3056 tr Krizmatik liderler kendileri iktidardayken ortalığın sütliman olmasını istiyorlar... ADJ NOUN PRON NOUN+AUX NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-3064 tr Belki biraz zaman gerekli. ADV ADJ NOUN ADJ+PUNCT +mst-3066 tr Beynimin içi bir çöl gibi, dedi. NOUN ADJ NUM NOUN ADP+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3075 tr Hadi gevezelenme koş! INTJ VERB VERB+PUNCT +mst-3080 tr Biraraya geldiğimizde günah çıkarma-rahiplik mevzuu açılacak diye diken üstündeydim. NOUN VERB NOUN NOUN+PUNCT+NOUN NOUN VERB ADP NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-3090 tr Anne iş bulabildiği günler çamaşır yıkamaya gidermiş. NOUN NOUN VERB NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3092 tr Çinliler alışverişe meraklı. ADJ NOUN ADJ+PUNCT +mst-3096 tr Ben üzerine gideceğim, dosyayı buyurun dedim. PRON NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3101 tr İMKB'nin uzun vadeli ortalaması yuzon sent seviyesinden geçiyor. NOUN ADJ NOUN+ADP ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3106 tr Yani önce kaza kırım heyeti, daha sonra askeri savcılık uçağın düşüş nedeni olarak buzlanmadan bahsederken ya bu raporu göz önüne almamış ya da taraflı karar vermişlerdi. CCONJ ADP NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADV ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADP VERB VERB CCONJ DET NOUN NOUN ADJ VERB CCONJ CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3117 tr "ÖDP'nin "" Öfkeniz ÖDP'de umut olsun "" yazılı afişi seçim yasakları gerekçe gösterilerek yasaklandı." NOUN PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB PUNCT ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3121 tr Ben de, ben de, ben de bu umudu taşıyorum. PRON CCONJ+PUNCT PRON CCONJ+PUNCT PRON CCONJ DET NOUN VERB+PUNCT +mst-3126 tr Saçları hiç uzamamıştı Ramiz'in. NOUN ADV VERB PROPN+PUNCT +mst-3128 tr Yarının yaşam tarzını, yarına ait kurallar belirleyecek ki, galiba onun adına devrim diyorlar. NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADP NOUN VERB CCONJ+PUNCT ADV PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3133 tr Belki sadece sokak adını yanlış not ettiniz. ADV ADV NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3137 tr Özer Dış Ekonomi Bakanı, Atila Sav Çalışma, Ayhan da Sanayi Bakanı. PROPN ADJ NOUN NOUN+PUNCT PROPN PROPN VERB+PUNCT PROPN CCONJ NOUN NOUN+PUNCT +mst-3141 tr Onu yolundan çevirmeye hakkım yoktu, çünkü onu şehvetle öpmeyecektim. PRON NOUN VERB NOUN ADV+AUX+PUNCT CCONJ PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-3147 tr Evenlerin, sadece geçmişini değil, geleceğini de arayan bu barışçı halkın kaderine tanıklık etmek üzere ?akutistan'dayım. PROPN+PUNCT ADV ADJ CCONJ+PUNCT ADJ CCONJ VERB DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB ADP PROPN+AUX+PUNCT +mst-3157 tr Her şeyden önce sanatçıydı. DET NOUN ADP NOUN+AUX+PUNCT +mst-3161 tr O kadar fakirlermiş ki suya kuru ekmek doğrar yerlermiş. DET ADP ADJ+AUX CCONJ NOUN ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3166 tr Kendine dönmek isteyen bir insanın gidebileceği neresi vardır ki? PRON VERB VERB NUM NOUN VERB PRON VERB CCONJ+PUNCT +mst-3173 tr Deliği başka maddelerle değil, o kaçınılan, o korkulan duygularla yüzleşerek doldurmaya yardımcı oluyor. ADJ ADJ NOUN CCONJ+PUNCT DET VERB+PUNCT DET VERB NOUN VERB VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3181 tr Dördü ölmüş, demek ki şimdilik bu akşama kadar vurulacağını bilmeyen dört müstakbel maktul şu sıralarda son yemeklerini yiyorlar. NUM VERB+PUNCT ADV CCONJ ADV DET NOUN ADP VERB VERB NUM ADJ NOUN DET NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3196 tr Çektim ellerimi... VERB NOUN+PUNCT +mst-3198 tr Derin derin soluklandım, gidip oturdum karşısındaki uzakça koltuğa. ADJ ADJ VERB+PUNCT VERB VERB ADJ+ADP ADJ+ADP NOUN+PUNCT +mst-3204 tr Geri dönüyorsun ona. ADV VERB PRON+PUNCT +mst-3206 tr Kumru'ya gecelik bakacağım ben de... PROPN ADJ VERB PRON CCONJ+PUNCT +mst-3210 tr -Bu kağıtlar ne, ders mi. PUNCT+DET ADJ PRON+PUNCT NOUN AUX+PUNCT +mst-3213 tr Yol boyunca tek kelime konuşmamıştık. NOUN ADP ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3218 tr ', bölgedeki bazı ülkelerde, iç faktörlerin, dış faktörlerden daha etkili olabileceğini vurguladıktan sonra, bölge ülkelerinin aksine, ' mali desteğinin sürdüğü ve NATO üyesi olan Türkiye'nin ise ekonomik programa sadık kalması halinde kredi notunun yükselebileceğini belirtiyor. PUNCT+PUNCT NOUN+ADP DET NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADV ADJ VERB VERB ADP+PUNCT NOUN NOUN ADV+PUNCT PUNCT ADJ NOUN VERB CCONJ PROPN NOUN VERB PROPN CCONJ ADJ NOUN ADJ VERB NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3239 tr Üç kez. Üç gece... dedi Mebrure. NUM NOUN+PUNCT NUM NOUN+PUNCT VERB PROPN+PUNCT +mst-3244 tr Bir yazar diyor ki,... NUM NOUN VERB CCONJ+PUNCT+PUNCT +mst-3249 tr Sonuçta büyük olan bendim ve bana ihtiyaçları vardı tıpkı benim, annemle babama ihtiyacım olduğu gibi. NOUN ADJ VERB PRON+AUX CCONJ PRON NOUN VERB ADV PRON+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB ADP+PUNCT +mst-3258 tr Bu arada Ramiz de yerinden fırlamış, arkadaşını savunmaya hazırlanmıştı. DET ADJ PROPN CCONJ NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3263 tr Çılgın karı! Ama roman mı, doktora tezi mi anlamadım. ADJ NOUN+PUNCT CCONJ NOUN AUX+PUNCT NOUN ADJ AUX VERB+PUNCT +mst-3266 tr Orospu çocuğu! Ağzım da bozuldu senin yüzünden. NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ VERB PRON NOUN+PUNCT +mst-3270 tr Bayram için hazırlıklar başlamış olmalıydı Seben'de. NOUN ADP NOUN VERB VERB PROPN+PUNCT +mst-3275 tr Adeta sorulabilecek bütün büyük soruların sorulup tüketildiği, bilimin mevcut düzleminin ulaşılabilecek en yüksek düzlem olduğu, dolayısıyla da teorinin son bulduğu bir dönemde yaşıyoruz. ADV VERB ADJ ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN ADJ ADJ VERB ADV ADJ ADJ VERB+PUNCT ADV CCONJ NOUN ADJ VERB NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-3287 tr Bu arada erkekler, o gün ihtiyaçları olacak geyikleri kementleriyle yakalamaya başlamışlardı bile. DET ADJ ADJ+PUNCT DET NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB VERB ADV+PUNCT +mst-3293 tr Anneme göre büyük amcam bir kenarda oturup önünden geçip giden hayatını seyretmiş de bir ucundan tutayım dememiş. NOUN ADP ADJ NOUN NUM ADJ VERB ADJ VERB VERB NOUN VERB CCONJ NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3300 tr Cumartesi sabahı beni erkenden kaldırdı babam. NOUN NOUN PRON ADV VERB NOUN+PUNCT +mst-3304 tr Çocuğa düşkünlük, fedakar anne rolü toplumumuzda yüceltiliyor ya. NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN VERB INTJ+PUNCT +mst-3308 tr Gitti mutfağa, herhalde çay koymaya... VERB NOUN+PUNCT ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-3314 tr Okumayabilir mektubu, dedim. VERB NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3317 tr -Siz de mi yazıyorsunuz. PUNCT+PRON CCONJ AUX VERB+PUNCT +mst-3320 tr Bu da apayrı bir konu. DET CCONJ ADJ NUM NOUN+PUNCT +mst-3324 tr Naci Bey gözlüklerini çıkarıp cebine yerleştirdi. PROPN NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3328 tr Hasta olacaksın başımıza, diye söylendi Recep. ADJ VERB NOUN+PUNCT ADP VERB PROPN+PUNCT +mst-3332 tr Hiiç, dedi, oturuyorum. NOUN+PUNCT VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3336 tr Son günlerde gördüğüm en güzel şey de izlediğim bale oldu. ADJ NOUN VERB ADV ADJ NOUN CCONJ VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3343 tr Gene durup düşündü. ADV VERB VERB+PUNCT +mst-3345 tr Fakat başvuranları beğenmiyor. CCONJ VERB+ADP VERB+PUNCT +mst-3347 tr Şükran Hanım, o gece defterinin başına geçmedi. PROPN PROPN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3355 tr Şakir olduğu yerden ayağa kalkmıştı. PROPN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3357 tr Sıkıntılarını bir kenara bırakıp okulun tamamlanmasını sağladı. NOUN NUM ADJ VERB NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3366 tr Ama pis içerdi. CCONJ ADJ VERB+PUNCT +mst-3368 tr Polis peşimde. NOUN NOUN+PUNCT +mst-3370 tr -Biliyorum. PUNCT+VERB+PUNCT +mst-3373 tr Koyun sütünden yapılıyor. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3376 tr Ayhan birtakım tezler, antitezler, sentezler hazırlayıp doktoralar, mastıralar, bastıralar verdi. PROPN ADJ ADJ+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT VERB VERB+PUNCT +mst-3386 tr Genç erkek, Muammer'in getirdiği suyu yudum yudum içti. ADJ ADJ+PUNCT PROPN VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3391 tr Her gün kaç çuval kağıt topluyor. DET NOUN ADJ NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-3395 tr Buyur etti. VERB VERB+PUNCT +mst-3398 tr Hazine'nin bu hafta beş katrilyon lirası piyasaya olmak üzere toplam altı katrilyon lira tutarında iç borç geri ödemesi var. NOUN DET NOUN NUM NUM NOUN NOUN VERB ADP NOUN NUM NUM NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ VERB ADJ+PUNCT +mst-3409 tr Köpeğim gün geçtikçe büyüyordu. NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3412 tr Bu arada bir karış suya oturmuş, söylediğini yapmaya başlamıştı. DET ADJ ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB VERB VERB+PUNCT +mst-3419 tr Bundan sonra ne istediğimi iki kere düşünmeye karar verdim. PRON ADP PRON VERB NUM NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3429 tr Arkamı döner dönmez hayatımda gördüğüm en güzel gözleri gördüm. ADJ VERB VERB NOUN VERB ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3437 tr Öğretmenler çok önemli. NOUN ADV NOUN+ADP+PUNCT +mst-3441 tr "geçersiz lideri Erdoğan'a milletvekilliği ve Başbakanlık yolunu açan, Cumhurbaşkanı'nca, "" kişisel "" olduğu gerekçesiyle Meclis'e geri gönderilen Anayasa değişikliği paketi, "" aynen "" kabul edildi." ADJ NOUN PROPN NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN+PUNCT PUNCT ADJ PUNCT VERB NOUN PROPN ADV VERB NOUN NOUN NOUN+PUNCT PUNCT ADV PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-3456 tr Antropoloji dünyaya farklı bir açıdan bakmayı sağlıyor. NOUN NOUN ADJ NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3459 tr Yaşam denilen şey çelişki üzerine kuruluydu: yaşamla varoluşun birbiriyle çakışması, buluşması, uyum sağlaması olanaksızdı. NOUN VERB NOUN NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT NOUN NOUN PRON VERB+PUNCT VERB+PUNCT NOUN VERB ADJ+AUX+PUNCT +mst-3468 tr Aynı okullar, aynı sınıflar, aynı sıralar, aynı öğretmenler. ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT +mst-3474 tr Tahincioğlu, Süryaniler'in kökeni Güneydoğu ve Anadolu'da yaşayan bir grup olarak her zaman Türk unsuru olduklarını söylediklerini belirtti. PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ CCONJ PROPN VERB NUM NOUN ADP DET NOUN ADJ NOUN VERB VERB VERB+PUNCT +mst-3479 tr Kimse dokunmazmış. NOUN VERB+PUNCT +mst-3483 tr Bu madde kırkaltı Benokan karşı dörtyüzkırkdört oyla kabul edildi. DET NOUN NUM PROPN ADP NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3490 tr Ama sonunda gelmelerini kabul ettim. CCONJ ADV VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3493 tr Şimdi elektronik-melektronik oldu. ADV ADJ+PUNCT+NOUN VERB+PUNCT +mst-3498 tr Hepimizce kabul gördü. PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-3502 tr Anlatacaklarım var, dedi. VERB ADJ+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3508 tr İşe alınıyor. NOUN VERB+PUNCT +mst-3511 tr Yolda Esin Nöbetçi Kahve Nöbetçi Kahve diye mırıldanıyordu. NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-3518 tr Hepsi mutlu, mesut yaşamış. PRON ADJ+PUNCT ADJ VERB+PUNCT +mst-3522 tr Bunları Sevda'ya anlatamayacağım için, onun sorusunu duyar duymaz, yüzüme gelen bir yumruğa karşı kolumu kaldırır gibi içgüdüsel bir tepkiyle, hiç düşünmeden karşılık verdim. PRON PROPN VERB ADP+PUNCT PRON NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN VERB NUM ADJ ADV NOUN VERB ADP ADJ NUM NOUN+PUNCT ADV VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3541 tr Kapat, ben aç deyince açacaksın. VERB+PUNCT PRON VERB VERB VERB+PUNCT +mst-3547 tr Biz iki kişiyiz. PRON NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-3551 tr Yarım saat sonra Ali'lerin evine varmıştık. ADJ NOUN ADV PROPN NOUN VERB+PUNCT +mst-3554 tr O zaman insanlar terbiyeli. DET NOUN NOUN ADJ+PUNCT +mst-3557 tr Beyaz peynir bir tanedir. ADJ NOUN ADV NOUN+AUX+PUNCT +mst-3561 tr Geçen gece rüyamda gene öğretmenimi gördüm. ADJ NOUN NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-3566 tr Çünkü dizinin en yeni ve en iyi öğesi olan kuram, onu doğuran eskisinin öngörülerinin sınanmasıyla gerçekleşir. CCONJ NOUN ADV ADJ CCONJ ADV ADJ NOUN VERB NOUN+PUNCT PRON VERB ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3578 tr Kız bütün gün çalışıp, yorgunluktan adım atacak hali kalmayınca, adam para yerine kıza bir bardak pekmez vermiş. ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3591 tr Yerime iyice yerleşirim. NOUN ADJ+ADP VERB+PUNCT +mst-3594 tr "Türker, bazılarının Irak'a askeri harekattan yana olduğunu belirtti ve "" Bunu istedikleri gibi yapabilmenin ve belli bir kazanç sağlamanın yolu Ecevit ve ekibinin olmadığı bir parlamentodur "" diye konuştu." PROPN+PUNCT PRON PROPN ADJ NOUN ADJ VERB VERB CCONJ PUNCT PRON VERB ADP VERB CCONJ ADJ NUM NOUN VERB NOUN PROPN CCONJ NOUN VERB NUM NOUN+AUX PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-3611 tr Emekli bir polis memurunun oğlu olduğu ve altı ay önce Siirt'e atandığı bildirilen Cring ölümü, Siirt Emniyet Müdürlüğü'nü üzüntüye boğdu. ADJ NUM NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NUM NOUN ADP PROPN VERB VERB PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3619 tr Yavaş yavaş rakısını yudumluyordu. ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3622 tr Ama biz Tayyip Erdoğan'la yıllardan beri aynı çizgiyi paylaşmış insanlarız. CCONJ PRON PROPN PROPN NOUN ADP ADJ NOUN VERB NOUN+AUX+PUNCT +mst-3626 tr Hangisinin yorgun olduğunu belirlemesi ve yolculuğun ağır yükünü çekenlerle arkada boş kızakları çekenler arasında dönüşümü yapması gerekiyordu. PRON ADJ VERB VERB CCONJ NOUN ADJ NOUN VERB+ADP ADJ ADJ NOUN VERB+ADP ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3640 tr Bağımlılığın her türünün ortak özelliği maddenin, kişinin ya da aktivitenin yaşamında başrol oynamasının olmazsa olmaz olduğuna inanmasıdır. NOUN DET NOUN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB VERB VERB VERB VERB+AUX+PUNCT +mst-3649 tr At at. VERB VERB+PUNCT +mst-3650 tr Bütün vücudunu kızarıncaya kadar ovalamıştın. ADJ NOUN VERB+ADP ADP VERB+PUNCT +mst-3653 tr Arada, elini düğün fotoğrafının durduğu sol göğsünün üstüne koyar. ADJ+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB ADJ NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-3660 tr Kredi kartlarında yaşanan rekabetin Avrupa çapında ses getirdiğini belirten Demiray, DİBS'lere çeşitli yayınlarında Türk bankalarının atılımlarını vurguladığını kaydetti. NOUN ADJ VERB NOUN PROPN NOUN NOUN VERB VERB PROPN+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3670 tr Matematik bir bilim dalı değildir. NOUN NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3672 tr NA'nın bence en önemli işlevi insanın duygularını yeniden hissetmesine yardımcı olması. PROPN PRON ADV NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN ADV VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3678 tr O, insanın içine işleyen sesiyle bir şarkı söylerdi (arada mevlüt okurdu; arada Kur'an), benim diyen şarkıcıya taş çıkartırdı. PRON+PUNCT NOUN ADJ VERB NOUN NUM NOUN VERB PUNCT+ADJ NOUN VERB+PUNCT ADJ PROPN+PUNCT+PUNCT PRON+AUX VERB NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-3684 tr İtalyanlar Gorgonzola, Danimarkalılar Mavi Peynir, İngilizler Stilton adıyla benzeri peynirleri yapıyorlar. ADJ PROPN+PUNCT ADJ ADJ NOUN+PUNCT ADJ PROPN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3692 tr Şimdi erik zamanı, dedi Ramiz, nah böyle olmuşlardır. ADV NOUN NOUN+PUNCT VERB PROPN+PUNCT INTJ ADJ VERB+PUNCT +mst-3694 tr Raporda, belli bir tarih itibariyle mevcut ticari mal stokları ve muhtelif servet unsurlarından düşük oranlı bir vergi alınması, ancak, bu amaçla yapılacak düzenlemelerde aksi ispat edilmedikçe mükellef beyanının doğru kabul edilmesi gerektiğine yer verildi. NOUN+PUNCT ADJ NUM NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN+ADP NUM NOUN VERB+PUNCT CCONJ+PUNCT DET NOUN VERB VERB ADJ NOUN VERB ADJ NOUN ADJ NOUN VERB VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-3707 tr Bu da elbette ki, üniversite kampüslerinin içindeki laboratuarlarda yapılan gözlem ve deneylerle gerçekleşmiştir. PRON CCONJ ADV CCONJ+PUNCT NOUN NOUN ADJ+ADP NOUN VERB NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3714 tr Öyle dedim kısaca. ADV VERB ADJ+ADP+PUNCT +mst-3718 tr Nükhet söylemişti de. PROPN VERB CCONJ+PUNCT +mst-3721 tr Dayanamadım, bakın. VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3723 tr Bir de böyle biraz kavrulmuş bir hava veren, tadını dolaylı olarak duyuran, ama gene de kafayı tutan. NUM CCONJ ADV ADV VERB NUM NOUN VERB+PUNCT NOUN ADJ ADP VERB+PUNCT CCONJ ADV CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3734 tr Baban kendini astığı zaman, babanı mı, kendini mi suçlu saydın. NOUN PRON VERB NOUN+PUNCT NOUN AUX+PUNCT PRON AUX ADJ VERB+PUNCT +mst-3741 tr Canın sağ olsun Ayhancım dedi annem. NOUN ADJ VERB NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-3746 tr Merak ettim şimdi onu... dedi. NOUN VERB ADV PRON+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3751 tr Sömürgecilerin onyedi. yüzyılda başlayan müdahalesi ile daha da küçüldüler, dağıldılar, yok olma tehlikesiyle yüz yüze geldiler. ADJ NUM NOUN VERB NOUN ADP ADV CCONJ VERB+PUNCT VERB+PUNCT ADJ VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3762 tr Patlıcanın değil. NOUN VERB+PUNCT +mst-3764 tr Giir, dedi Naci Bey. NOUN+PUNCT VERB PROPN NOUN+PUNCT +mst-3767 tr Geyiklerin yavrulamaya başlamasından hemen önce bayram yapıyor Evenler. NOUN VERB VERB ADV ADP NOUN VERB PROPN+PUNCT +mst-3770 tr Ölen pilotun kardeşi de vardı ve karardan bir kopyanın da kardeşine tebliğ edilmesi gerekiyordu. VERB NOUN NOUN CCONJ ADJ+AUX CCONJ NOUN NUM ADJ CCONJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3778 tr O kadar güzel bir kadının neden böyle çocuksu davranışları olduğunu önce anlayamamıştım, sonra onun da kendi güzelliğinden korktuğunu keşfetmiştim; bütün erkekleri ona doğru çeken ve bütün kadınları, kendisine düşman eden güzelliğini taşımakta zorlanıyordu. DET ADP ADJ NUM ADJ ADV ADV ADJ NOUN VERB ADV VERB+PUNCT ADP PRON CCONJ PRON NOUN VERB VERB+PUNCT ADJ ADJ PRON ADP VERB CCONJ ADJ ADJ+PUNCT PRON ADJ VERB NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3796 tr -Başkalarının yazdığı çizgi-roman kahramanlarını okuyor musun. PUNCT+ADJ VERB NOUN+PUNCT+NOUN ADJ VERB AUX+PUNCT +mst-3800 tr Sonra çıkarsın alışverişe. ADV VERB NOUN+PUNCT +mst-3803 tr Avrupa'da aldığımız üç şirket ve altı markayla ikibinüç yılında daha da iyi sonuçlar elde edeceğimize inanıyoruz. PROPN VERB NUM NOUN CCONJ NUM NOUN NUM NOUN ADV CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3815 tr Karşınızdakine Sizi işe alıyorum, demek geçer aklınızın bir köşesinden. ADJ+ADP PRON NOUN VERB+PUNCT VERB VERB NOUN NUM NOUN+PUNCT +mst-3823 tr Galiba kırmızı lahana da bu evliliğin zürriyeti. ADV ADJ NOUN CCONJ DET NOUN NOUN+PUNCT +mst-3828 tr O kadar yakın, o kadar net görünüyordu ki elimi uzatsam değecek gibiydim. PRON ADP ADJ+PUNCT PRON ADP NOUN VERB CCONJ NOUN VERB VERB ADP+AUX+PUNCT +mst-3835 tr """ Azınlık olmadığımız halde gayrimenkul edinmekte sorun yaşıyoruz "" diyen Tahincioğlu, azınlık muamelesi gören Süryaniler'in mal edinmesine bu yeni yönetmelikle de netlik getirilmediğini söyledi." PUNCT NOUN VERB NOUN NOUN VERB NOUN VERB PUNCT VERB PROPN+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN NOUN VERB DET ADJ NOUN CCONJ NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3844 tr Evet, dedi çaresizlikle. NOUN+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-3847 tr Fakat, temel gündem maddesi değişmiyordu: Türkiye. CCONJ+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT PROPN+PUNCT +mst-3853 tr Âdetim olsa bari. NOUN VERB ADV+PUNCT +mst-3856 tr Ön sıralarda yerimiz. ADJ NOUN NOUN+PUNCT +mst-3858 tr Mektubu okuyor, dedi adam. NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-3860 tr Babamın şirketine de davetiye vermişler. NOUN NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3864 tr Bir süre sonra da o dayanılmaz bekleyişe, o baş etmesi zor gerilime alışır. NUM NOUN ADV CCONJ DET VERB NOUN+PUNCT DET NOUN VERB ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3873 tr Doğanın eğittiği bu alçak gönüllü, onurlu, sakin insanlar, kendilerine yediremediklerinden, para istemeye elleri boş gelemiyorlar, mutlaka balık da getiriyorlardı. NOUN VERB DET ADJ NOUN+ADP+PUNCT NOUN+ADP+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT PRON VERB+PUNCT NOUN VERB NOUN ADJ VERB+PUNCT ADV ADJ CCONJ VERB+PUNCT +mst-3883 tr Üstelik heyetin hazırladığı rapora göre, uçağın düşüşünü gören görgü tanıkları ilk gün gazetecilerin konuştuğu görgü tanıklarından da farklı ifadeler vermişti. ADV NOUN VERB NOUN ADP+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-3893 tr Sakız haline gelmişti ağızlarda. NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-3897 tr Hiç bilmiyorum nasıl bir kadın olduğunu, dedi. ADV VERB ADV NUM ADJ VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3900 tr O, çocuğa aşırı düşkünlüğün nevrotik bir sorun olduğunu da bilmiyordu. PRON+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ NUM NOUN VERB CCONJ VERB+PUNCT +mst-3906 tr Ter içinde kalmıştı. NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-3909 tr Daire, hapis cezasını ondokuz Ocak'a kadar onarsa Akgündüz Siirt'te yapılacak seçimde aday olamayacak. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NUM PROPN ADP VERB PROPN PROPN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3918 tr Onlardan çok var. PRON ADV ADJ+PUNCT +mst-3923 tr Yalnız fazla bürokrattır. ADV ADV NOUN+AUX+PUNCT +mst-3926 tr Belçika Kraliyet Balesi Ankara'ya bir gecelik gösteri için gelmiş. PROPN NOUN NOUN PROPN NUM ADJ NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-3931 tr Yazdığın masalı bir solukta okudum. VERB NOUN NUM ADJ VERB+PUNCT +mst-3936 tr Sonuçta olayın buzlanmadan ve pilot hatasından meydana geldiği gibi bir neticeye varılmıştı. NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-3943 tr Bu söz kulağıma küpe olmuştu. DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3946 tr Hacimsiz ve sıkışık seanslar geçiren borsa umudunu seçim sonrasına bağlamış görünüyor. NOUN+ADP CCONJ ADJ NOUN VERB NOUN NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-3954 tr Ekmekle peyniri unutmuş. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3959 tr Yılların yerleştirdiği bir alışkanlıkla istemeden ellerini masanın üstüne koydu. NOUN VERB NUM NOUN VERB NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-3965 tr kıskandın tabi. VERB INTJ+PUNCT +mst-3969 tr Sonra öteki sorulara geçtim. ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-3970 tr Selma, Bana denenebilir görünüyor, dedi. PROPN+PUNCT PRON VERB VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-3975 tr Seçimin üstünden neredeyse bir ay geçti. NOUN ADJ ADV NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-3979 tr Merkez sağ partiler neden bir araya gelemedi? NOUN ADJ NOUN PRON NUM ADJ VERB+PUNCT +mst-3985 tr Eline sağlık. NOUN NOUN+PUNCT +mst-3990 tr Karizma ya da karizmatik olma, toplumların kaderine yön vermede ve kitleleri etkilemede siyasal kişiliklerin sahip oldukları güç ve yeteneğin adıydı... NOUN CCONJ CCONJ ADJ VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN VERB ADJ NOUN NOUN VERB ADJ CCONJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +mst-4002 tr Teyzecim, ben zayıf akımcıyım. NOUN+PUNCT PRON ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-4007 tr Ayhan Çilingiroğlu-MCB Bunu dağıtıyor. PROPN PROPN+PUNCT+NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-4011 tr Bunca aramadan sonra... ADJ VERB ADP+PUNCT +mst-4016 tr Bilimsel Devrim'in kahramanlarıyla Kilise arasındaki ölüm kalım savaşının artık insanlığın ortak kültürüne mal olmuş örnekleri, bu sürecin ne kadar çetin ve zahmetli bir süreç olduğunu göstermektedir. ADJ PROPN ADJ NOUN ADJ+ADP NOUN NOUN NOUN ADV NOUN ADJ NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT DET NOUN ADV ADP ADJ CCONJ NOUN+ADP NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4033 tr İnadına açılıyorum. NOUN VERB+PUNCT +mst-4037 tr Bulanık, yeşil, su birikintilerini andıran suları. ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-4043 tr ) Risk ve tehlike onları sevindiriyor, harekete geçiriyor ve avantajlı konuma getiriyor. PUNCT NOUN CCONJ NOUN PRON VERB+PUNCT NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4050 tr Sana bir önceki mektupta Tibet'i anlatacağıma söz vermiştim. PRON NUM ADP+ADP NOUN PROPN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4056 tr Anayasa uyarınca genel ve özel af kararının Meclis'te beşte üç çoğunlukla alınması gerekir. NOUN ADP ADJ CCONJ ADJ NOUN NOUN PROPN NUM NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4067 tr Mülkiyeti, mevcut hukuki yapı içinde belediyeye ait olabilirdi. NOUN+PUNCT ADJ ADJ NOUN ADJ NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-4072 tr Ayhan gibi yarı-dahiler tek öğrenimle yetinmezler. PROPN ADP ADJ+PUNCT+ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4079 tr -Ben çizmiyorum, yazıyorum. PUNCT+PRON VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4085 tr Aşırı iddialılarlar . ADJ NOUN+ADP+AUX PUNCT +mst-4090 tr ?erdeydin. PRON+AUX+PUNCT +mst-4093 tr Haydi dostum, sizi uğurlayayım. INTJ ADJ+PUNCT PRON VERB+PUNCT +mst-4100 tr Dışarıya bakın. NOUN VERB+PUNCT +mst-4103 tr Benim için o yönü çok önemliydiydi . PRON+AUX ADP DET NOUN ADV NOUN+ADP+AUX PUNCT +mst-4112 tr Babam, avukattı. NOUN+PUNCT NOUN+AUX+PUNCT +mst-4113 tr Ama ondan hiçbir zaman emin olamam. CCONJ PRON DET NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-4120 tr Halis Osmanlı. ADJ PROPN+PUNCT +mst-4121 tr Akılda kalsın diye. NOUN VERB ADP+PUNCT +mst-4124 tr Yabancılar bütün ünlü restoran, bar ve gece kulüplerine takılıyor. ADJ ADJ ADJ NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4130 tr "Mitingde yapılan konuşmalarda, "" Kıbrıs Türk halkının, BM Genel Sekreteri ' Standard planı temelinde bir çözüm ve AB üyeliği istediği "" görüşü savunuldu." NOUN VERB VERB+PUNCT PUNCT PROPN ADJ NOUN+PUNCT PROPN ADJ NOUN PUNCT PROPN NOUN ADJ NUM NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-4142 tr Kapının önünde bir kadın duruyordu. NOUN ADJ NUM ADJ VERB+PUNCT +mst-4146 tr üç bin gayrimenkul birden satarsak piyasa bozulur. NUM NUM NOUN ADV VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4150 tr Hattın yapımı bölge halkına iş olanağı sağlayacak. NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4155 tr Kollarım düştü. NOUN VERB+PUNCT +mst-4157 tr Kızı Yasemin henüz birbuçuk yaşındaydı. ADJ PROPN ADV NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-4161 tr Risk alabilen yatırımcı seçime yaklaşıldıkça pozisyon alabilir. NOUN VERB NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4167 tr Ancak bu kuşkular yersizdir. CCONJ DET NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-4172 tr Önce tanıdılar... ADV VERB+PUNCT +mst-4176 tr Aslında bunun adı Aubergine au Graten olmalı. ADV PRON NOUN PROPN PROPN PROPN VERB+PUNCT +mst-4182 tr Hüseyin'in dans önerisini geri çevirmesi kolay olmadı. PROPN NOUN NOUN ADV VERB ADJ VERB+PUNCT +mst-4185 tr Portekiz hükümetinin müşaviri olarak çalışıyordum. PROPN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-4188 tr Ormandasınız, Fadime'ye saldırı sahnesi... NOUN+AUX+PUNCT PROPN NOUN NOUN+PUNCT +mst-4194 tr -Ben bir şey yapmadım. PUNCT+PRON NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-4198 tr Etrafında ışık hareleri oluşmuş sarı, turuncu, gri ışık cümbüşü göz kamaştırıyordu. NOUN NOUN NOUN VERB ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4205 tr Bunlar çok dikkatimi çekti. PRON ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-4209 tr Ertesi gün böyle bir başlık çıktı. ADJ NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-4214 tr Herkes. NOUN+PUNCT +mst-4215 tr Ancak Arınç, Akyol'un programında şunları söyledi:. CCONJ PROPN+PUNCT PROPN NOUN PRON VERB+PUNCT+PUNCT +mst-4221 tr Bebeler, Tarihimizi yaz diye beni vakanüvis ettiler. NOUN+PUNCT NOUN VERB ADP PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-4227 tr Maliye müfettişlerimiz, teftiş kurulumuz bizim Türkiye'nin gözbebeği bir kuruluştur. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN PRON PROPN NOUN NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-4231 tr Yeter ki, o konutu, gereksinimi olan herkes isterse kendisi, minimum kurallar çerçevesinde ve yukarıda andığım gecekondu yapım sürecine benzer şekilde gerçekleştirebilme hakkına sahip olsun ve çocuğuna, düzenlenecek bir mevzuat çerçevesinde, miras yoluyla devredebilsin... PROPN CCONJ+PUNCT DET NOUN+PUNCT NOUN VERB NOUN VERB PRON+PUNCT ADJ NOUN NOUN CCONJ ADJ VERB NOUN NOUN NOUN VERB NOUN VERB NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN+PUNCT VERB NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4244 tr Koç Topluluğu şirketlerinden, ısıtma ve soğutma sektöründe faaliyet gösteren Hablemitoğlu'nun, grup şirketi Arçelik gibi Avrupa'da satın alacak şirket arıyor. PROPN NOUN NOUN+PUNCT VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB PROPN+PUNCT NOUN NOUN PROPN ADP PROPN ADV VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4253 tr Ne zaman döneceğim de belli değildi... ADJ NOUN VERB CCONJ ADJ VERB+PUNCT +mst-4256 tr "Çinlileri Türkiye'ye çekebilmek için kahvaltıda verilen zeytin peynirin yetmeyeceğini belirten Unakıtan, "" Çinliler sabah kahvaltıda makarna yer, yağlı et yer." ADJ PROPN VERB ADP NOUN VERB ADJ NOUN VERB VERB PROPN+PUNCT PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4268 tr Bu dosyada, Ömer Naci Soykan, Ev Üstüne Felsefece Bir Deneme başlıklı yazısında,... dil varlığın evidir diyor ve Türkçemiz'de ev bağlantılı ifadelerin zenginliğine değiniyor; can evi, dünya evi, bir göz ev, evlik, evlilik vb... DET NOUN+PUNCT PROPN PROPN PROPN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NUM NOUN NOUN+ADP NOUN+PUNCT+PUNCT NOUN NOUN NOUN+AUX VERB CCONJ ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN+ADP+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT +mst-4287 tr Zaten herkes başrol oynamayacak ya. ADV NOUN NOUN VERB CCONJ+PUNCT +mst-4292 tr Ah, kadınların bu kesin sözleri, yapamayacakları şeyleri o kadar kesin bir şekilde söylerler ki; inanırsanız sonra çok şaşırırsınız. INTJ+PUNCT ADJ DET ADJ NOUN+PUNCT VERB NOUN DET ADP ADJ NUM NOUN VERB CCONJ+PUNCT VERB ADV ADV VERB+PUNCT +mst-4303 tr Nohutun cinsinden değil. NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-4305 tr Gül Abla dikkatle dinliyordu beni. PROPN NOUN NOUN VERB PRON+PUNCT +mst-4310 tr Ben de en yararlı insanlar için en yararlı konutları yapmak gerekir diye düşündüm dedi. PRON CCONJ ADV ADJ NOUN ADP ADV ADJ NOUN VERB VERB ADP VERB VERB+PUNCT +mst-4315 tr El değmemiş bir doğa bahçesiydi Yura'nın insanlarının, Evenlerin yurdu. NOUN VERB NUM NOUN NOUN+AUX PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN+PUNCT +mst-4322 tr Ceza, kambur olduğundan yalnızca kafası görülebiliyor masada. NOUN+PUNCT ADJ VERB ADJ+ADP NOUN VERB NOUN+PUNCT +mst-4329 tr "Eski İngiliz parlamenter Linn Linn da Batı'nın vaatlerine güvenerek beklemenin yanlış olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "" ABD istese Rum Kesimi'nin AB'ye üye olmasını engelleyebilir." ADJ ADJ NOUN PROPN PROPN CCONJ PROPN NOUN VERB VERB ADJ VERB NOUN VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT PUNCT NOUN VERB ADJ NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4343 tr Evi terk ederim kaçarım uzaklara. NOUN NOUN NOUN+AUX VERB ADJ+PUNCT +mst-4347 tr O da Kemal'in karşısında oturuyordu. PRON CCONJ PROPN ADJ VERB+PUNCT +mst-4350 tr Bu iş zor ve uzundur. DET NOUN ADJ CCONJ ADJ+AUX+PUNCT +mst-4357 tr Sayın Bila bana, bu konuşmayla ilgili izlenimlerini köşesinde yazacağını ifade etti, dediği gibi de yaptı. ADJ PROPN PRON+PUNCT DET VERB ADJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT VERB ADP CCONJ VERB+PUNCT +mst-4366 tr Onlar önemli değil. PRON NOUN+ADP VERB+PUNCT +mst-4368 tr Masadan kalkanlar, diğerlerini beklemeden yola koyulmuşlardı bile. NOUN VERB+ADP+PUNCT NOUN VERB NOUN VERB ADV+PUNCT +mst-4372 tr Hiç kullanmadım... ADV VERB+PUNCT +mst-4374 tr Ya Rusya'da kimi buluyorsun ki? Arasan Rusya'da Başbakan'ı bile bulamazsın. CCONJ PROPN PRON VERB CCONJ+PUNCT VERB PROPN PROPN ADV VERB+PUNCT +mst-4381 tr O da burada bekler. PRON CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4385 tr Asıl yıkıcı darbe ise sömürgecilikle gelmişti. ADJ VERB+ADP NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4388 tr Erik çalmaya gittik öğretmenim, dedi. NOUN VERB VERB NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4393 tr onbir O halde, konut gereksinimini karşılamak için tapu devri gerekli değildir. NUM DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB ADP NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-4401 tr Teyzemden on iki yaş büyük eniştem. NOUN NUM NUM ADJ ADJ NOUN+PUNCT +mst-4405 tr Ama şimdi ayrılıyorum ondan. CCONJ ADV VERB PRON+PUNCT +mst-4409 tr Sokuldukça sokuluyor, ben kaçındıkça. VERB VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT +mst-4412 tr Özellikle ve de güzellikle. ADV CCONJ CCONJ NOUN+PUNCT +mst-4414 tr Yenir sabah akşam, gündüz gece. VERB NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT +mst-4417 tr Bir anlamda bir ordu komutanının ölmüş olması. NUM NOUN NUM NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4420 tr Algılayan ise ruhtur. VERB CCONJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-4424 tr Düşünmezsin tabii, hangi baba oğul iktidar kavgasına girmemiştir, kaç baba oğul her an patlamaya hazır öfkelerini dizginleyip sevip okşayabilmiştir birbirini. VERB ADJ+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN NOUN DET NOUN VERB ADJ NOUN VERB VERB VERB PRON+PUNCT +mst-4435 tr Para, çocuğun güdük kalmış, gelişememiş ve kırgın benliğini tamir etmeye yetmiyor; görev gereği yapılan sevgi ve ilgi gösterileri de... NOUN+PUNCT NOUN ADJ VERB+PUNCT VERB CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB NOUN CCONJ NOUN NOUN CCONJ+PUNCT +mst-4445 tr Şimdi nasıl olur böyle bir şey, inanamıyorum. ADV ADV VERB ADJ NUM NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4450 tr "Biz öyle bir propaganda "" yapmadık dedi." PRON ADJ NUM NOUN PUNCT VERB VERB+PUNCT +mst-4454 tr O istemedi uzatılmasını, ne yapayım. PRON VERB VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT +mst-4458 tr Benim yaşımda çocuklar da görünce sevindim. PRON ADJ NOUN CCONJ VERB VERB+PUNCT +mst-4461 tr Birinci bölümde, Doğu Perinçek ve Samir Amin, yirmi. yüzyıl olgularından hareketle yirmibir. yüzyıldaki olası ideolojik, politik, iktisadi eğilimleri tartışıyorlar. ADJ NOUN+PUNCT PROPN PROPN CCONJ PROPN NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN NUM NOUN+ADP ADJ ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4474 tr Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. PRON PRON NOUN+PUNCT PRON PRON NOUN NOUN+PUNCT +mst-4478 tr Hem canım onlar bizden çok küçük. CCONJ NOUN PRON PRON ADV ADJ+PUNCT +mst-4483 tr Neşesi yerine gelir gibi oldu. NOUN NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +mst-4487 tr Yeniden sizi düşünmeye başlayabilir. ADV PRON VERB VERB+PUNCT +mst-4492 tr Ya sonra? INTJ ADV+PUNCT +mst-4495 tr On yedinci yüzyıl araştırmacılarının saptadığı seksenaltı bin Even nüfusu, üç yüzyıl sonra kırksekiz bin kişiye düşmüştü. NUM NUM NOUN NOUN VERB NUM NUM PROPN NOUN+PUNCT NUM NOUN ADP NUM NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-4504 tr Tamam kapattım. ADJ VERB+PUNCT +mst-4507 tr Buna inanmak lazım. PRON VERB ADJ+PUNCT +mst-4510 tr Kulakları küçücük başının iki yanında sallanıyor. NOUN ADJ NOUN NUM ADJ VERB+PUNCT +mst-4515 tr Bu konuda, Egemimarlık'ın doksandokuz. sayısında, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Mimarlığı başlığı altında gerçekleştirilen toplantıda, Sayın Uğur Tanyeli'nin dile getirdiği fikirler dikkat çekici görünüyor. DET NOUN+PUNCT PROPN NUM NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ VERB NOUN+PUNCT ADJ PROPN PROPN NOUN VERB NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-4527 tr Dün kutular açılınca... NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4531 tr "Kardeşinin cesedinin olduğu Diyarbakır Devlet Hastanesi'ne giden Gaye Karasu, yakınlarının ikazına rağmen, "" Öldüğüne inanmıyorum." NOUN NOUN VERB PROPN NOUN NOUN VERB PROPN PROPN+PUNCT ADJ NOUN ADP+PUNCT PUNCT VERB VERB+PUNCT +mst-4539 tr Zeka meka demiyorum. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4542 tr Önce bana gökleri verdi, özgürlüğü verdi, sonra beni hapsetti. ADV PRON NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT ADV PRON VERB+PUNCT +mst-4546 tr Parktaki tüm erkekler onun gelmesini bekliyorlardı. NOUN+ADP DET ADJ PRON VERB VERB+PUNCT +mst-4550 tr Arkadaşlarla öğretmenimize bir veda armağanı almaya karar verdik. NOUN NOUN NUM NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4556 tr Evlenmemiş. VERB+PUNCT +mst-4557 tr No'yu seviyorum, üstün zekalı çünkü. NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN+ADP CCONJ+PUNCT +mst-4560 tr Tamamlanmayana para yok. VERB+ADP NOUN ADJ+PUNCT +mst-4565 tr Boru hattının inşası ' çok uluslu ' bir inşaat çalışmasına sahne olacak. NOUN NOUN NOUN PUNCT ADJ NOUN+ADP PUNCT NUM NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4571 tr Sesi şiir okurkenki ki gibi titriyordu. NOUN NOUN NOUN+AUX ADP ADP VERB+PUNCT +mst-4575 tr İtiraz Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce değerlendirildi. NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4582 tr Kara kutular incelenecek. ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4584 tr Peşini bırakmayın. NOUN VERB+PUNCT +mst-4587 tr Birer şişe şarap alıp kavaklığa gitmiştik. NUM NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-4593 tr Tıpkı son yolculuğunda olduğu gibi. ADV ADJ NOUN VERB ADP+PUNCT +mst-4600 tr Kız serpilip güzeller güzeli bir kız olmuş. ADJ VERB ADJ ADJ NUM ADJ VERB+PUNCT +mst-4604 tr Bademcikleri alınmış. NOUN VERB+PUNCT +mst-4607 tr Tırnaklarının altı pespembe tıpkı şeker parçası gibi. NOUN ADJ ADJ ADV NOUN NOUN ADP+PUNCT +mst-4614 tr Aralarında rekabet var. ADJ NOUN ADJ+PUNCT +mst-4616 tr Ne yapacağımı şaşırdım. PRON VERB VERB+PUNCT +mst-4620 tr Abuk sabuk bir görüşmenin ipe sapa gelmez konuşmaları... X X NUM NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4627 tr Ona göre duygular tehlikelidirdir . PRON ADP NOUN NOUN+ADP+AUX PUNCT +mst-4634 tr Çaresizlikle yerimde oturuyordum. NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4639 tr -Hayır kendim yazıyorum. PUNCT+NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-4642 tr İki yıl önce bir kabadayı, tabancasını havaya sıka sıka kaçabilmiş. NUM NOUN ADV NUM ADJ+PUNCT NOUN NOUN VERB VERB VERB+PUNCT +mst-4653 tr Kemal Ayla'ya, Sulandırma, dedi. PROPN PROPN+PUNCT VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4657 tr Şu: Ayhan, sanırım ondört yaşındaydı. PRON+PUNCT PROPN+PUNCT VERB NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-4660 tr İnsan zihninin, algısal bilgiden teorik bilgiye giden yoldaki en önemli başarılarından biri, matematiğin kaynağını oluşturan bu nicelik soyutlamasıdır. NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADJ NOUN VERB NOUN+ADP ADV NOUN+ADP NOUN PRON+PUNCT NOUN NOUN VERB DET NOUN VERB+AUX+PUNCT +mst-4676 tr Her sabah bir başkası gibi, pişmanlıklarla ve sıkıntıyla uyanırım. DET NOUN NUM ADJ ADP+PUNCT NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-4681 tr Pazar günü kırlara çıkmayı seçiyor. NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4685 tr Yolunu bilmiyorum. NOUN VERB+PUNCT +mst-4686 tr Herkes biriktirdiği kadarıyla katkıda bulunacak. NOUN VERB ADP+ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-4691 tr Kadere inanıyorum. NOUN VERB+PUNCT +mst-4693 tr yıllardır kara bir sevda ile aynı kızı sevdi. NOUN+ADP ADJ NUM NOUN ADP ADJ ADJ VERB+PUNCT +mst-4697 tr Güldü. VERB+PUNCT +mst-4701 tr Fizikçisi, kimyacısı, coğrafyacısı, tarihçisi, vesairecisi. NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT +mst-4706 tr Sizlere anlatacaklarım var. PRON VERB ADJ+PUNCT +mst-4710 tr Milletvekili seçimlerinde görev yapacak sandık başkanlarına net kirkdort milyon besyuz bin lira ödenecek. NOUN NOUN NOUN VERB NOUN NOUN NOUN NUM NUM NUM NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-4722 tr O aristokrat, sen demokrat. PRON ADJ+PUNCT PRON ADJ+PUNCT +mst-4726 tr Hamur, ayçiçeği yağında soba üstünde kızartılıyor. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +mst-4732 tr Tuşlarına dokunup onu kontrol etmeye başladığımda parmaklarımın altında bir an titrediğini hissederim. NOUN VERB PRON NOUN VERB VERB NOUN ADJ NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4737 tr Celal'e döndüm: Ne çekiştiriyorsun? PROPN VERB+PUNCT PRON VERB+PUNCT +mst-4742 tr Her yaştan insan vardı, neler konuştuklarını çok anlamak isterdim. DET ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT PRON VERB ADV VERB VERB+PUNCT +mst-4751 tr Açıkça kınamaktan kaçınan sabırlı davranışları cabası. ADJ+ADP VERB VERB NOUN+ADP NOUN NOUN+PUNCT +mst-4762 tr Uzanıp masanın üzerinde duran sigara paketinden bir sigara alarak, parmaklarının ucunda tuttu. VERB NOUN NOUN VERB NOUN NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4771 tr Yura çoktan uyanmıştı. PROPN ADJ VERB+PUNCT +mst-4772 tr Görünüşü yeşil. NOUN ADJ+PUNCT +mst-4774 tr Sevgiyse sevgi, eğitimse eğitim. NOUN+AUX NOUN+PUNCT NOUN+AUX NOUN+PUNCT +mst-4779 tr Asistanım kalın camlı gözlüklerinin ardından görünen bulanık anlamsız gözlerini bana çevirdi. NOUN ADJ ADJ+ADP NOUN NOUN VERB ADJ ADJ NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-4789 tr Zahmetine teşekkürler. NOUN NOUN+PUNCT +mst-4790 tr Nereye gittiler? diye şaşkınlıkla sordum. PRON VERB+PUNCT ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-4795 tr Açık hesap çalıştığından, kendisine balık getiren tüm balıkçıların ondan her zaman alacağı olurdu. ADJ NOUN VERB+PUNCT PRON ADJ VERB DET NOUN PRON DET NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4799 tr Hiç mi ilişkisi olmadı bu kızın. ADV AUX NOUN VERB DET ADJ+PUNCT +mst-4802 tr Gayet iyisin, dedim. ADV ADJ+AUX+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4804 tr Akkaya'nın yapılan muayene sonucunda şiddetli karın ağrısının apandisit ve rahminde patlayan kistten kaynaklandığı anlaşıldı. PROPN VERB NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN VERB NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4813 tr Salata tuzlanmış. NOUN VERB+PUNCT +mst-4814 tr O böyle ölmeseydi hayatın başka türlü mü olurdu, şimdiki gibi mi. PRON ADV VERB NOUN ADJ ADJ AUX VERB+PUNCT NOUN+ADP ADP AUX+PUNCT +mst-4820 tr Saime Sezginler'in avukatı ve daha sonraki yıllarda Eşref Bitlis'in düşen uçağı ile ilgili davalarda en önemli yoldaşı Nusret Senem bindokuzyüzelli doğumlu bir avukattı. PROPN PROPN NOUN CCONJ ADV ADJ NOUN PROPN PROPN VERB NOUN CCONJ ADJ NOUN ADV NOUN+ADP NOUN PROPN PROPN NUM NOUN+ADP NUM NOUN+AUX+PUNCT +mst-4828 tr Ne dedi biliyor musun geçen gün telefonda. PRON VERB VERB AUX ADJ NOUN NOUN+PUNCT +mst-4831 tr Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesi ancak Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması durumunda işler karışabilir. PROPN NOUN NOUN VERB CCONJ PROPN PROPN NOUN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4834 tr Sosyal yardım ve tazminatlarda iyileştirme seçeneğinin, katsayılar düşük tutularak nisan sonrası zamların bütçeye yükünün hafifletilmesi amaçlanıyor. ADJ NOUN CCONJ NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN ADJ VERB NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-4840 tr """ Kaza yerinde eşi ve kızının öldüğünü gördü mü, bilmiyorum." PUNCT NOUN NOUN ADJ CCONJ ADJ VERB VERB AUX+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4851 tr Ama sadece bu yüzden terk etmedim. CCONJ ADV DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-4854 tr """ Okudum ve üzüldüm "" diyor, haberi kastederek." PUNCT VERB CCONJ VERB PUNCT VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-4858 tr İnanmayacaksın ama bana hafif topuklu ayakkabı alındı. VERB CCONJ PRON ADJ NOUN+ADP NOUN VERB+PUNCT +mst-4864 tr Tedbirler paketinde, sürekli ve geçici işçilerin memuriyete kaydırılması yöntemiyle ikibinüç yılında yüzdoksanbeş trilyon lira tasarruf sağlanması da hedefleniyor. NOUN NOUN+PUNCT ADV CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB NOUN NUM NOUN NUM NUM NOUN NOUN VERB CCONJ VERB+PUNCT +mst-4875 tr Bunu ne anlar ne de inanırdı. PRON CCONJ VERB CCONJ CCONJ VERB+PUNCT +mst-4881 tr Kabul etmek gerekir ki günümüz toplumu bağımlı bir toplum. NOUN VERB VERB CCONJ NOUN NOUN ADJ NUM NOUN+PUNCT +mst-4885 tr Tam fırsat- kararlıyım, çırpınma hiç! ADJ NOUN+PUNCT ADJ+AUX+PUNCT VERB ADV+PUNCT +mst-4892 tr Ne tuhaf şey, değil mi? PRON NOUN NOUN+PUNCT VERB AUX+PUNCT +mst-4896 tr Hindistan'dan ithal çaydan son yudumu da bitirdim. PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN CCONJ VERB+PUNCT +mst-4901 tr Ben mi senin üstüne köpeği saldırttım?. PRON AUX PRON ADJ NOUN VERB+PUNCT+PUNCT +mst-4905 tr Domates, ikisine de uyar. NOUN+PUNCT NUM CCONJ VERB+PUNCT +mst-4909 tr Balıkçıları da kendisine bağlamıştı. NOUN CCONJ PRON VERB+PUNCT +mst-4911 tr İtü'lüdür dür ama dediğini bilen biridir Ayhan. PROPN+ADP AUX CCONJ VERB VERB PRON+AUX PROPN+PUNCT +mst-4917 tr "Lincoln Navigator, Chevrolet Taheo, Ford Excursion gibi araçlara ve kullanıcılarına karşı "" ateşli kampanyalar "" yürütülmesi, üreticileri de telaşlandırmış durumda." PROPN PROPN+PUNCT PROPN PROPN+PUNCT PROPN PROPN ADP NOUN CCONJ NOUN ADP PUNCT ADJ NOUN PUNCT VERB+PUNCT NOUN CCONJ VERB NOUN+PUNCT +mst-4930 tr Ağzına sürdün mü, tutamıyorsun kendini... NOUN VERB AUX+PUNCT VERB PRON+PUNCT +mst-4935 tr -Hadi eve gidelim, dedim. PUNCT+INTJ NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +mst-4939 tr Resmine bakıp bir parça gözyaşı döküyorsak eğer, onu da aşkımızın imkansızlığına lığına verin... NOUN VERB NUM NOUN NOUN VERB CCONJ+PUNCT PRON CCONJ NOUN NOUN+ADP ADP VERB+PUNCT +mst-4945 tr Beni görmez bile. PRON VERB ADV+PUNCT +mst-4948 tr Giremiyor düşüncelerine Mahmut'un... VERB NOUN PROPN+PUNCT +mst-4951 tr Başka makineler oyalayamaz beni. ADJ NOUN VERB PRON+PUNCT +mst-4955 tr Sakin olun biraz, sakin olun, dedi Fevzi. ADJ VERB ADV+PUNCT ADJ VERB+PUNCT VERB PROPN+PUNCT +mst-4961 tr Ben: Müzik koyayım mı? Şöyle rahatlatıcı bir şeyler. PRON+PUNCT NOUN VERB AUX+PUNCT ADV VERB+ADP NUM NOUN+PUNCT +mst-4966 tr Doğa yasaları Tanrı için de bağlayıcıdır ve doğa olaylarına istediği gibi müdahale hakkı Tanrı'nın elinden alınmıştır. NOUN NOUN NOUN ADP CCONJ NOUN+AUX CCONJ NOUN NOUN VERB ADP NOUN NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +mst-4977 tr Dükkancım, bunları söyledikten sonra ellerimden tutup kaldırdı beni. NOUN+PUNCT PRON VERB ADP NOUN VERB VERB PRON+PUNCT +mst-4983 tr Rafları araştırdım, artanı dibinde kuruyemiş kavanozunun. NOUN VERB+PUNCT VERB+ADP NOUN NOUN NOUN+PUNCT +mst-4989 tr Ya da hala anlayamıyor musunuz. CCONJ CCONJ ADV VERB AUX+PUNCT +mst-4991 tr Bale Süiti. NOUN NOUN+PUNCT +mst-4994 tr Başka birine bir şey verirse, acıdan büzülürüm yerimde. ADJ NUM NUM NOUN VERB+PUNCT ADJ VERB NOUN+PUNCT +mst-5000 tr Belli ki beni anlamaya niyeti yoktu. ADJ CCONJ PRON VERB NOUN ADV+AUX+PUNCT +mst-5006 tr O da herkese gülümser, şakalaşır, saçlarına kurdele takılmış küçük bir kız gibi davranırdı. PRON CCONJ NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB ADJ NUM ADJ ADP VERB+PUNCT +mst-5010 tr Temizlendiniz mi? VERB AUX+PUNCT +mst-5012 tr Bu Anayasa sakızına tepki olarak da adını Babayasa koyduk. DET NOUN NOUN NOUN ADP CCONJ NOUN PROPN VERB+PUNCT +mst-5019 tr Yine bahse girebilirdim ki, Kemal de bunları düşünüyordu; hem de i) ler, ii) lerle. ADV NOUN VERB CCONJ+PUNCT PROPN CCONJ PRON VERB+PUNCT CCONJ CCONJ NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NUM+PUNCT NOUN+PUNCT +mst-5031 tr Bu dönemde, bilimsel bulguların, teknoloji aracılığıyla üretime dönüşmesi, yani bilimin üretici güç yönü çok zayıftır. DET NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ NOUN VERB+ADP ADJ NOUN ADV ADJ+AUX+PUNCT +mst-5042 tr Birden hatırladı. ADV VERB+PUNCT +mst-5045 tr Yapacak. VERB+PUNCT +mst-5049 tr Okurlar uyardılar:. NOUN VERB+PUNCT+PUNCT +mst-5053 tr -Hayır, yazıyorum. PUNCT+NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-5056 tr Polyanna neden aklına gelmiyor? PROPN PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-5059 tr Turizm şirketlerinin bunlara ağırlık vermesi lazım. NOUN NOUN PRON NOUN VERB ADJ+PUNCT +mst-5063 tr Bir kere çok değişik bir rengi var. NUM NOUN ADV ADJ NUM NOUN ADJ+PUNCT +mst-5068 tr Alev'in annesi otuz yıldır Bakırköy'de. PROPN NOUN NUM NOUN+ADP PROPN+PUNCT +mst-5072 tr Şu anki vekilim Nusret Senem. DET NOUN+ADP NOUN PROPN PROPN+PUNCT +mst-5078 tr Ayhan bizim Vanli Ayhen. PROPN PRON PROPN+ADP PROPN+PUNCT +mst-5082 tr Oynaşmaya dalmışlar. VERB VERB+PUNCT +mst-5084 tr Boz ineğin sütü kızın tek besiniymiş. ADJ NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-5088 tr Artık sitede görüşürüz. ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-5092 tr Anlatın. VERB+PUNCT +mst-5094 tr Benim ağbim o. PRON NOUN DET+PUNCT +mst-5097 tr Düz bir alanda durduk. ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-5099 tr Onu bir yakalayınca her şey birden tutuşur, ateş gibi yakar. PRON ADV VERB DET NOUN ADV VERB+PUNCT NOUN ADP VERB+PUNCT +mst-5106 tr O yasak, bu yasak. PRON ADJ+PUNCT PRON ADJ+PUNCT +mst-5110 tr Ulusal Müzedeki resimler nasıldı. ADJ NOUN+ADP NOUN ADV+AUX+PUNCT +mst-5113 tr Anlattın. VERB+PUNCT +mst-5115 tr Satmayı bilmiyoruz. VERB VERB+PUNCT +mst-5118 tr Lahana ailesi büyüktür. NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-5121 tr Şimdi aklıma geldi. ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-5122 tr Görüşürüz. deyip kapattım. VERB+PUNCT VERB VERB+PUNCT +mst-5127 tr Mesleği şanlı. NOUN NOUN+ADP+PUNCT +mst-5130 tr "Daha önce sevgilisi Güzide Duran'la ortak bir projede yer alıp almayacağı sorusuna "" Aşk ayrı, iş ayrı "" yanıtını veren İnanoğlu, sevgilisine dizide rol verdi." ADV ADV ADJ PROPN PROPN ADJ NUM NOUN NOUN VERB VERB NOUN PUNCT NOUN ADJ+PUNCT NOUN ADJ PUNCT NOUN VERB PROPN+PUNCT ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-5150 tr Yani denizci. CCONJ NOUN+PUNCT +mst-5153 tr Recep'in bu koyda beşinci yılıydı. PROPN DET NOUN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +mst-5158 tr İlk birkaç notayı duyan çocuğun gözleri ışıldadı. ADV DET NOUN VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-5164 tr Oysa, bazıları patlıcan kulaklı! CCONJ+PUNCT PRON NOUN ADJ+PUNCT +mst-5169 tr Daha fazla olayın detayına girme ihtiyacı doğdu. ADV ADJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-5175 tr Beni hayatından defedişinin üzerinden bir ay geçmişti. PRON NOUN VERB NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-5180 tr Anlatamadım. VERB+PUNCT +mst-5183 tr Başını kaldır! NOUN VERB+PUNCT +mst-5185 tr Mustafa Sirmen, bu kararın ardından babasına destek için Kocaeli'ne gitti. PROPN PROPN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADP PROPN VERB+PUNCT +mst-5195 tr Gözleri kıraathanenin loş ışığına alışmış, sanki biraz kendine gelmişti. NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT ADV ADV PRON VERB+PUNCT +mst-5204 tr Hepsi onu bekliyor. PRON PRON VERB+PUNCT +mst-5206 tr Yetkilileri tanıyordur. ADJ VERB+PUNCT +mst-5211 tr Oraya saptık. NOUN VERB+PUNCT +mst-5213 tr Eğer annem evlenirse ben bu evde yaşayamam. CCONJ NOUN VERB PRON DET NOUN VERB+PUNCT +mst-5218 tr Her yaştan, her kesimden insanlar konuşarak içki içiyorlardı. DET ADJ+PUNCT DET NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-5222 tr Sessizlik dudaklardan mırıltıyla dökülen bir şarkı. NOUN NOUN NOUN VERB NUM NOUN+PUNCT +mst-5227 tr Yapılacak bir şey kalmamış gibi görünüyordu. VERB NUM NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +mst-5235 tr Ben seni ilk gördüğümde öykünü merak ettim. PRON PRON ADV VERB NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-5238 tr Linn Johannes, planın uzun vadede Türk toplumunun ortadan kalkmasına neden olacağını belirtirken, Türklerin yaşadığı yüzde 28'lik nüfus alanının Rum alanı haline gelebileceğini söyledi. PROPN PROPN+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN ADJ VERB NOUN ADJ VERB+PUNCT ADJ VERB NOUN NUM+ADP NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-5260 tr Bazen beni üzer, sonra birdenbire sevindirir. ADV PRON VERB+PUNCT ADV ADV VERB+PUNCT +mst-5264 tr Burada... yoktum... diye kekeledi. NOUN+PUNCT ADJ+AUX+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-5270 tr Şimdi sırada gerekli tedbir paketlerinin hazırlanması var. ADV NOUN ADJ NOUN NOUN VERB ADJ+PUNCT +mst-5275 tr Bu mutluluğun gerçek olmadığını biliyorum. DET NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT +mst-5279 tr Yokuş çıkacağız. NOUN VERB+PUNCT +mst-5280 tr Bir de Esin köpeğimizin erkek olacağını duyunca biraz üzülür gibi oldu. ADV CCONJ PROPN NOUN ADJ ADJ VERB ADJ VERB ADP VERB+PUNCT +mst-5290 tr "Türk Parlamenterler Birliği'nin "" Kıbrıs Sorunu "" konulu sempozyumuna katılan İngiliz konuşmacılar, "" Reuters'ın Planı'nın Türk toplumunun intiharı anlamına geldiği "" uyarısında bulundu." ADJ NOUN NOUN PUNCT PROPN NOUN PUNCT NOUN+ADP NOUN VERB ADJ NOUN+PUNCT PUNCT PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB PUNCT NOUN VERB+PUNCT +mst-5308 tr Aslında İMKB ve A tipi fon performansları arasındaki ilişki tamamen fon türleriyle ilintili. ADV PROPN CCONJ INTJ NOUN NOUN NOUN ADJ+ADP NOUN ADV NOUN NOUN NOUN+ADP+PUNCT +mst-5318 tr Genelgede oy kullanılacak sandıklar ile kilitlerinin gözden geçirilmesi istendi. NOUN NOUN VERB NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-5324 tr Mutlu, sevginin kösteklenmediği birlikteliklerine ayak uydurmaya çalışıyordum. ADJ+PUNCT NOUN VERB NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-5329 tr Balıklar geldi, ayıklanacak; sebzeler soyulacak, meşrubat taşınacak, siz yoksunuz. ADJ VERB+PUNCT VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT PRON ADJ+AUX+PUNCT +mst-5340 tr -Uydurma. PUNCT+VERB+PUNCT +mst-5341 tr -Galiba siz insanları yönlendiren takımındansınız. PUNCT+ADV PRON NOUN VERB NOUN+AUX+PUNCT +mst-5347 tr Kerem buğulu gözlerle ona baktı. PROPN NOUN+ADP NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-5350 tr Sezginler anlatıyor: Bir gün İstanbul'dan uçakla Urfa'ya giderken tesadüfen yanımda biri oturdu. PROPN VERB+PUNCT NUM NOUN PROPN NOUN PROPN VERB ADV ADJ PRON VERB+PUNCT +mst-5359 tr Yura'nın ablası Sveta ve görümcesi Şura ellerinde birer fincanla daldılar geyiklerin arasına. PROPN NOUN PROPN CCONJ NOUN NOUN NOUN NUM NOUN VERB NOUN ADJ+PUNCT +mst-5361 tr Bu evi bana teslim eden Madam Kuve sözünü etti: çok moda bir kahve varmış. DET NOUN PRON NOUN VERB NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT ADV NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +mst-5369 tr "Uçağın son yaklaşma sırasında, alçalma planında yayımlanmış minimum irtifa olan "" deniz seviyesine göre sekizyüzelliüç Flight altına indiği de iddia edildi." NOUN ADJ VERB NOUN+PUNCT VERB NOUN VERB ADJ NOUN VERB PUNCT NOUN NOUN ADP NUM PROPN ADJ VERB CCONJ NOUN VERB+PUNCT +mst-5374 tr Kaydım gitti, deli fişek çağıma. VERB VERB+PUNCT ADJ NOUN NOUN+PUNCT +mst-5377 tr Yürü lan, dedi Katana, Ramiz'i kolundan çekerek, Miskoye korkuyo. VERB INTJ+PUNCT VERB NOUN+PUNCT PROPN NOUN VERB+PUNCT PROPN VERB+PUNCT +mst-5381 tr Bütün gün süren aramaların verdiği yorgunluk, evdeki salonun sedirinde, akşam üzeri yaklaşırken, kısa sürecek bir uykuya sürüklenmeme neden oldu. ADJ NOUN VERB VERB VERB NOUN+PUNCT NOUN+ADP NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ VERB NUM NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-5389 tr Onlar ?ayoşmuş, aynı büyük amcam gibi, hiçbiri adam olmazmış onların. PRON NOUN+AUX+PUNCT ADJ ADJ NOUN ADP+PUNCT PRON NOUN VERB PRON+PUNCT +mst-5394 tr Yarın ise biri üçyüzyetmişbir gün vadeli iskontolu tahvil, diğeri de üç ayda bir değişken faizli tahvil olmak üzere, iki ihale birden yapılacak. NOUN CCONJ NUM NUM NOUN NOUN+ADP NOUN+ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NUM NOUN NUM ADJ NOUN+ADP NOUN VERB ADP+PUNCT NUM NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-5407 tr Şimdi harbiden söyle, bu işi yapan bir aslan mıydı? ADV ADJ VERB+PUNCT DET NOUN VERB NUM ADJ AUX+PUNCT +mst-5411 tr Bu konuyu anneme bile açmıyorum. DET NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-5415 tr Geçici bütçede, Türkiye'nin vergi rekortmenleri arasında yer alan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Kıyı Emniyeti'nin, gelirlerinin yüzde 10'unun bütçeye aktarılması öngörüldü. ADJ NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB PROPN NOUN NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT CCONJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NUM NUM NOUN VERB VERB+PUNCT +mst-5426 tr O dünyayı biliyorsunuz demek... DET NOUN VERB ADV+PUNCT +mst-5429 tr Kapıyı itip girelim içeriye, dedim. NOUN VERB VERB NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +mst-5432 tr Lahana bayıldı buna. NOUN VERB PRON+PUNCT +mst-5435 tr Ömür Uzatma Kıraathanesi mi? diye sordu. NOUN VERB NOUN AUX+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-5439 tr Biliyorsun baleyi ne kadar sevdiğimi. VERB NOUN PRON ADP VERB+PUNCT +mst-5442 tr Yürüdüğümüz yol bitmiş, bir başka sokağa açılmıştı. VERB NOUN VERB+PUNCT NUM ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-5445 tr Delikanlı eşcinsel yaşamından suçluluk da duyuyordu. ADJ ADJ NOUN NOUN CCONJ VERB+PUNCT +mst-5451 tr Ben uyduruk araba silmem! dedi sürücüye. PRON ADJ NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-5455 tr Kadınlar satın alırken daha mı detaylı inceleme yaparlar?. ADJ ADV VERB ADV AUX NOUN+ADP VERB VERB+PUNCT+PUNCT +mst-5463 tr "TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, partisinin televizyon stüdyolarına, iç mekanlara hapsedilemeyeceğini belirterek, "" Bize miting hakkı vermeseler de yine alanlara çıkarız." PROPN ADJ NOUN PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT PUNCT PRON NOUN NOUN VERB CCONJ ADV NOUN VERB+PUNCT +mst-5478 tr Böylece o da ismine alışacak, çağırdığım zaman gelecek, bir bakıma yavaş yavaş bizim dilimizi öğrenecekti. ADV PRON CCONJ NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN VERB+PUNCT NUM NOUN ADJ ADJ PRON NOUN VERB+PUNCT +mst-5487 tr Gelince de vazgeçmiş, denize girmiş, uzanıp düşünürken uyuyakalmıştı. VERB CCONJ VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN+AUX VERB+PUNCT +mst-5496 tr Bana bir yol gösterebilir misiniz? PRON NUM NOUN VERB AUX+PUNCT +mst-5501 tr O kim? Bir kadın, değil mi? diye sordu İzzettin. PRON PRON+PUNCT NUM ADJ+PUNCT VERB AUX+PUNCT ADP VERB PROPN+PUNCT +mst-5506 tr Yahu belki ben de TV seyrederken düşüneceğim, niçin izin vermiyorsunuz? şarlamalarıyla güç bela televizyonu açma hakkını kopardım. INTJ ADV PRON CCONJ NOUN VERB VERB+PUNCT ADV NOUN VERB+PUNCT VERB ADJ NOUN NOUN VERB NOUN VERB+PUNCT +mst-5517 tr Gidiyorum, parka gidiyorum yeniden. VERB+PUNCT NOUN VERB ADV+PUNCT +mst-5522 tr Pazartesi biz de katılacağız. NOUN PRON CCONJ VERB+PUNCT +mst-5526 tr Sana para vermek için değil, senden para almak için. PRON NOUN VERB ADP VERB+PUNCT PRON NOUN VERB ADP+PUNCT +mst-5532 tr Memo bozuldu, Ağzını topla, ben hırsız mıyım?. PROPN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT PRON ADJ AUX+PUNCT+PUNCT +mst-5539 tr Sen karıştırma, dedi Ramiz. PRON VERB+PUNCT VERB PROPN+PUNCT +mst-5543 tr Ama gene de o gün benimle yatmadı. CCONJ ADV CCONJ DET NOUN PRON VERB+PUNCT +mst-5548 tr Hülya, Otur yerine! diye seslendi. PROPN+PUNCT VERB NOUN+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-5554 tr Ali'ye telefon ettim kahvaltıdan sonra. PROPN NOUN VERB NOUN ADP+PUNCT +mst-5557 tr Ancak Arınç'ın teyp kaydında da yer alan sözleri gazeteye aynen yansıdı. CCONJ PROPN NOUN NOUN CCONJ NOUN VERB NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +mst-5562 tr Bir bardak su var mı? diye sordu. NUM NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT ADP VERB+PUNCT +mst-5564 tr Dünyanın tüm insanları burada. NOUN DET NOUN NOUN+PUNCT +mst-5565 tr Direnseydin, düşseydin peşime... VERB+PUNCT VERB NOUN+PUNCT +mst-5568 tr Yapamam bunu. VERB PRON+PUNCT +mst-5569 tr Halamın çocukları da o kadar yaramaz ki anlatamam. NOUN NOUN CCONJ PRON ADP ADJ CCONJ VERB+PUNCT +mst-5573 tr Ben de. PRON CCONJ+PUNCT +mst-5575 tr Yüzüne baktım, gördüğüm en güzel kadındı, içinde altın benekler olan bir eşine bir daha hiç rastlamadığım çok iri yeşil gözleri vardı. NOUN VERB+PUNCT VERB ADV ADJ ADJ+AUX+PUNCT ADJ ADJ NOUN VERB NUM ADJ NUM ADV ADV VERB ADV ADJ ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +mst-5585 tr Başkaları da aynı şeyleri yapıyor. ADJ CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +mst-5591 tr Elektrik akımı gibi. NOUN NOUN ADP+PUNCT +mst-5594 tr "Kanun çıksa dahi biz bunun yarısı kadarını uygulamaya devam edeceğiz "" dedi." NOUN VERB ADJ PRON PRON ADJ ADP+ADP NOUN NOUN VERB PUNCT VERB+PUNCT +mst-5605 tr Bu başlığı, Ankara'da hızla krize sürüklenen iktidar arayışıyla ilgili yazı yazma krizine girmişken dün akşamüstü icat ettim. DET NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB NOUN NOUN ADJ NOUN VERB NOUN VERB NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +mst-5613 tr oniki Mart 1971'de askerler sivillere muhtıra verince, şapkalar derlenince Nihat Erim hükümet kurdu. NUM NOUN NUM NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +mst-5624 tr Pansiyonların, motellerin müşterilerini lokantasına çekmek için birçok şey denemiş, sonunda yat kiralayıp gezen turistlerin daha zengin, daha eli açık olduğunu anlayıp, onlara hizmet vermeye başlamıştı. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB ADP DET NOUN VERB+PUNCT ADV NOUN VERB VERB NOUN ADV ADJ+PUNCT ADV NOUN ADJ VERB VERB+PUNCT PRON NOUN VERB VERB+PUNCT +n01001011 tr "Obama'nın Özel Asistanı Kori Schulman Pazartesi günü yayınladığı blog yazısında "" ABD'deki dijital dönüşümün büyük bir kısmı emsalsiz olsa da, başkanlık görevinin sorunsuz şekilde devredildiği görülmemiştir"" dedi." PROPN ADJ NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN PUNCT PROPN+ADP ADJ NOUN ADJ DET NOUN ADJ AUX ADV+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n01001013 tr Bu durum Capitol Hill hakkındaki sosyal medya hareketlerini takip edenler için biraz daha farklı olacak. DET NOUN PROPN PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADV ADV ADJ AUX+PUNCT +n01002017 tr "Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Trump, göç kısıtlamasına dair yaptığı önceki açıklamaların aksine, başkan olursa ""liyakat sistemi""ne dayanarak ""muazzam sayıda"" yasal göçmenin ülkeye girişini onaylayacağını açıkladı." NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADP ADJ ADP+ADP NOUN ADP+PUNCT NOUN AUX PUNCT+NOUN NOUN ADV PUNCT+ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01002032 tr "North Carolina Üniversitesi'ndeki sahada toplanmış kalabalığa ""Size baskı yapmak istemem ama halkın kaderi sizin elinizde."" dedi." X PROPN NOUN+ADP NOUN ADJ NOUN PUNCT+PRON NOUN NOUN VERB ADV NOUN NOUN PRON NOUN+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01002042 tr Yeni bütçe Clinton'un kabarık banka hesabından sağlanıyor. ADJ NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01002058 tr Söylediği ve yaptığı şeyler gerçekten inanılmaz. ADJ CCONJ ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +n01003007 tr Maksimum miktar kişi başı 5.000 dolardır. ADJ NOUN NOUN NOUN NUM NOUN+AUX+PUNCT +n01003010 tr Ekim'in ilk günlerinde dönüşüm ekibi aynı yerde Uber, Motion Picture Association of America, the Consumer Technology Association ve diğer derneklerin temsilcilerini de davet ederek teknoloji lobicileriyle buluştu. NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN X+PUNCT X X X X X+PUNCT X X X X CCONJ DET NOUN NOUN ADV NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01003012 tr Buluşma yeri esasen Washington, H Street üzerindeki Metropolitan Club olarak belirlenmişti. NOUN NOUN ADV PROPN+PUNCT X X NOUN+ADP PROPN NOUN AUX VERB+PUNCT +n01003013 tr Belki de kıyafet yönetmeliği çok sıkıcıydı. ADV ADV NOUN NOUN ADV NOUN+AUX+PUNCT +n01004009 tr Fen bilgisini ayrı bir ünite olarak görmek yerine, öğrenciler bu dersi bizzat uygulayarak öğreniyorlar. NOUN NOUN ADJ DET NOUN AUX NOUN NOUN+PUNCT NOUN DET NOUN ADV ADV VERB+PUNCT +n01004017 tr Dördüncü sınıflar arasında milli ortalamayla aynı seviyedeyken sekizinci sınıflarda ise bu ortalamanın üstündeler. NUM NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN+AUX NUM NOUN VERB DET NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01005023 tr Karşılaştıracak olursak, 2004'te açılan NoMa metro istasyonunu inşa etmek 103,7 milyon dolara mal olmuştu. VERB VERB+PUNCT NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NUM NUM NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01005024 tr "Georgetown İş Geliştirme Bölgesi Başkanı Joe Sternlieb, ""Çok fazla rekabete maruz kalıyoruz ve yeni taşıma sisteminin bu durumu hafifletebileceğini düşünüyoruz."" dedi." PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN+PUNCT PUNCT+ADV ADJ NOUN ADJ AUX CCONJ ADJ NOUN NOUN DET NOUN NOUN VERB+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01005031 tr Fizibilite çalışmasına göre 4 yolcunun telesiyej ile Potomac Nehri'ni geçmesi yaklaşık dört dakika sürmektedir. NOUN NOUN ADP NUM NOUN NOUN ADP PROPN NOUN NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +n01006011 tr Görgü tanığı, mağdurun Nisan'da şüpheliye saldırdı��ını polise söyledi. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01007012 tr Bu noktada, oyunlar ile günlük yaşamımız arasında bazı benzerlikler kurulabilir. DET NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +n01008017 tr Amerika Birleşik Devletleri Nüfus Sayım Bürosu'na göre 1996'daki seçim gününden önce oyların toplamının yalnızca yüzde on biri kullanılmıştı; bu oran yıllarca istikrarlı bir şekilde yükseldi ve bu sene de yükselecek gibi görünüyor. PROPN PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN+ADP NOUN NOUN ADP NOUN NOUN ADV NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT DET NOUN ADV ADJ DET NOUN VERB CCONJ DET NOUN ADV NOUN ADP VERB+PUNCT +n01009027 tr Khanzir artık günümüzde tek başına kalmış olabilir fakat o eskiden yalnız bir domuz değildi. PROPN ADV NOUN ADJ NOUN VERB VERB ADV PRON ADV ADJ DET NOUN AUX+PUNCT +n01009054 tr "Saqib ""Bir adet domuz da dahil olmak üzere, diğer ülkelerden hayvanat bahçesindeki çeşitliliği artırmak için yardım istedik"" dedi." PROPN PUNCT+NUM NOUN NOUN ADV NOUN AUX ADP+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n01010042 tr Mr. Panvalkar o an binayı terk etmeleri gerektiğini hissettiğini söyledi. NOUN PROPN DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01011004 tr Aynı zamanda 2 yaşındaki kızını öldürmeye teşebbüsten suçlanıyordu. ADJ NOUN NUM NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01011011 tr "Polis memuru: ""Oturma odasında kafasını şişme yatağa bastırarak Andre Price III'ü öldürdükten sonra aynı şekilde kendi kızı Angel'i de öldürdü."" dedi" NOUN NOUN+PUNCT PUNCT+NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV PROPN PROPN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN PRON NOUN PROPN ADV VERB+PUNCT+PUNCT VERB +n01011017 tr Ben zaten her şekilde hapse gireceğim, umarım buna değmiştir. PRON ADV DET NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB PRON VERB+PUNCT +n01012003 tr Önce Yezidi kadınlardan biri, ardından onun bir arkadaşı ağlamaya başladı. ADV PROPN NOUN PRON+PUNCT ADV PRON DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01013005 tr Bay Osborne, Temmuz ayında görevden alınmasının ardından ABD'li bir konuşmacı ajansı ile anlaşma imzaladı. NOUN PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01014003 tr Michael Fallon, işe başlama tarihinin yeni yatırımların güvenliğinin sağlanmasına ve 2035 yılına kadar yüzlerce nitelikli işin korunmasına yardımcı olacağını açıkladı. PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN CCONJ NUM NOUN ADP ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +n01014012 tr Clyde gemi inşa sanayisini güvence altına alacak yeni Deniz Kuvvetleri siparişlerinin sözü 2014'teki İskoç bağımsızlık referandumundan önce verildi. PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP PROPN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +n01015033 tr Bu durum en çok şöhret sahibi bir ünlünün adı başlangıçta oldukça nadir rastlanan bir isim olduğunda belirgin hale gelir. DET NOUN ADV ADV NOUN NOUN DET NOUN NOUN NOUN ADV ADJ AUX DET NOUN AUX ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01015036 tr Ve 2007'ye gelindiğinde popülaritesinin (ve belki de Knightley'inkinin de) zirvesinde, Kiera adına kıyasla Keira adındaki bebek sayısı üç kat fazlaydı ve bu isim en sevilen 50 isim arasına girmişti. CCONJ NOUN NOUN NOUN PUNCT+CCONJ ADV ADV PROPN+PRON ADV+PUNCT NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN PROPN NOUN+ADP NOUN NOUN NUM NOUN ADJ+AUX CCONJ DET NOUN ADV ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01016014 tr Güney Koreli şirket ilk başlarda sorunun arızalı bir pilden kaynaklandığını düşündü ve kendi bileşenini üçüncü tarafa ait bir güç hücresi ile değiştirdi. NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB CCONJ PRON NOUN NUM NOUN ADP DET NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +n01016019 tr Birkaç analizci Huawei'nin Samsung'un gerilemesinden faydalanmak için en iyi şekilde konumlandırıldığını öne sürdü. DET NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN ADP ADV ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01016032 tr Mate 9 telefonları Google Yardımcısı veya Apple'ın Siri'si gibi bir yapay zeka arayüzüne sahip değil. PROPN NUM NOUN PROPN NOUN CCONJ PROPN PROPN ADP DET ADJ NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +n01017005 tr Ancak bir seyahat uzmanı uçak içi internetin genellikle güvenilmez olduğu ve yolcuların hava yolu tercihlerini muhtemelen etkilemeyeceği konusunda uyarıda bulundu. ADV DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ AUX CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01017008 tr Ancak, BA ve IAG'nin bunu çözdüğünü ve biraz da olsa güvenilir bir şey sunabileceğini düşünüyoruz. ADV+PUNCT PROPN CCONJ PROPN PRON NOUN CCONJ ADV ADV VERB ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01017010 tr Şirket, BBC'ye yolculardan erişim ücreti talep edip etmeyeceklerine karar vermenin hava yolu şirketlerine bırakılacağını söyledi. NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01017013 tr Çoğu kişi hava alanında kablosuz internet erişimi olmasını uçaktayken e-posta gönderebilmekten daha yararlı bulacaktır. DET NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN+AUX NOUN NOUN ADV ADJ AUX+PUNCT +n01018024 tr Bu bazen süper bir güce sahip olmak gibi. PRON ADV ADJ DET NOUN ADJ AUX ADP+PUNCT +n01018040 tr Program, sponsorluk ve reklam yoluyla para kazanıyor. NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01019004 tr "10 haftalık kurs İngiliz casusluk ajansı GCHQ tarafından ""onaylandı""." NUM ADJ NOUN PROPN NOUN NOUN PROPN NOUN PUNCT+VERB+PUNCT+PUNCT +n01019005 tr Fakat bazı güvenlik uzmanları kursun gerekliliği ve arkasında yatan niyetle ilgili şüphelerini gündeme getirdi. ADV DET NOUN NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01020004 tr Daha önceleri jetler sadece blog yazarları tarafından görülürdü. ADV ADV NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01020017 tr Doğal olarak Çin, bu hafta saldırı helikopterlerinden deniz uçaklarına kadar pek çok askeri donanımı sunacak. ADJ AUX PROPN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADV ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01020021 tr Çin'in önümüzdeki on yılda dünyanın en büyük havacılık pazarı haline gelecek olmasıyla, gösteri Pekin'in sivil havacılık ve savunma alanındaki hırsını sergilemesi için bir fırsat haline geldi. PROPN NOUN+ADP NUM NOUN NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN VERB NOUN+PUNCT NOUN PROPN ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN ADP DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01021007 tr "Hack Forums'ın kurucusu Jesse LaBrocca bölümün kapatılma sebebini açıklayan bir mesajda ""Ne yazık ki, bir kez daha azınlığın talebiyle çoğunluk eğlencesinden oldu."" diye yazdı." X X NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN PUNCT+ADV NOUN SCONJ+PUNCT DET NOUN ADV NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01021011 tr """Son olaylar"", muhtemelen 21 Ekim'de gerçekleşen ve Reddit, Twitter ve Spotify gibi popüler platformların yanı sıra diğer pek çok siteyi de geçici olarak çökerten saldırılardır." PUNCT+ADJ NOUN+PUNCT+PUNCT ADV NUM NOUN ADJ CCONJ PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN ADP ADJ NOUN NOUN ADP DET ADV ADJ NOUN ADV ADJ AUX ADJ NOUN+AUX+PUNCT +n01021012 tr Analiz, bozulmaya sebep olmak için inanılmaz boyutta verilerin kullanıldığını ortaya koydu. NOUN+PUNCT NOUN NOUN AUX ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01022002 tr Birleşmiş Milletler'in karbon azaltma planları üzerindeki incelemesi, bunların küresel hava sıcaklıklarındaki artışın 2 C'nin altında kalması için gereken seviyelerin çok altında olduğunu gösteriyor. ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN+PUNCT PRON ADJ NOUN NOUN+ADP NOUN NUM NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01022005 tr Birçok bilim insanı, havadaki karbonu ayrıştırma teknolojisinin şimdi Paris hedeflerine ulaşmak için gerekli olacağını söylüyor. DET NOUN NOUN+PUNCT NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN ADV PROPN NOUN NOUN ADP ADJ AUX VERB+PUNCT +n01022010 tr Doğru yolda ilerliyoruz: BM Çevre Başkanı Erik Solheim, Paris Anlaşması'nın HFC'leri azaltma amaçlı yeni Kigali Değişikliği ile birlikte iklim değişikliğini yavaşlatacağını söyledi. ADJ NOUN VERB+PUNCT PROPN NOUN NOUN PROPN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ PROPN NOUN ADP ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01022016 tr Bu alandaki yatırımlar 2015 yılında yüzde 6 artarak 221 milyar dolara yükseldi. DET NOUN+ADP NOUN NUM NOUN NOUN NUM ADV NUM NUM NOUN VERB+PUNCT +n01022027 tr Paris Anlaşması'nı yapmış olmaları harika, ama şu anki katkıları 1,5 derece hedefinin yakınından bile geçmiyor. PROPN NOUN VERB NOUN ADJ+PUNCT ADV DET NOUN+ADP NOUN NUM NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01023020 tr Nisan-Haziran ayları arasında Meksika kıyılarında yapıldı. NOUN+PUNCT+NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +n01023034 tr Bu, Dünyayı etkisi altına alan ve yalnızca dinozorların değil, birçok türün soyunun tükenmesine yol açan çevresel değişikliklerin doğasına yeni sınırlar getirecektir. PRON+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ CCONJ ADV NOUN ADV+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01023043 tr Bu göktaşı malzemesinin önemli bir göstergesi büyük olasılıkla yüksek seviyelerdeki iridyum elementi olacaktır. DET NOUN NOUN ADJ DET NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN+ADP NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01024010 tr Dünyadan gelen tohumlardan yetişen bitkilerin yüzde 70'inden biraz fazlası 17 günün ardından hâlâ hayattaydı; uzaydan gelen tohumlardan yetişen bitkilerden ise yalnızca birazcık daha azı, yani yüzde 66'sı hayatta kalmıştı. NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NUM NOUN ADP ADV NOUN+AUX+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN VERB ADV ADV ADV NOUN+PUNCT ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01024013 tr Bu deneyden elde edilen sonuçlar, roket tohumlarının Dünyadaki çimlenme ve yetişme yetenekleri herhangi bir şekilde etkilenmeden Uluslararası Uzay İstasyonuna götürülüp altı ay boyunca saklanabileceği tezini iyice desteklemektedir. DET NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN CCONJ NOUN NOUN DET DET NOUN VERB ADJ NOUN NOUN ADV NUM NOUN ADP NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01024016 tr RHS, deneyde yer alan okul çağındaki çocuklar ve öğretmenler tarafından gönderilen yorumları bir araya getirdi. PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN+ADP NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +n01025025 tr "Başkalarının vücut parçalarını alıp giyme fikrinin hâlâ ""ıyyk"" dedirten bir yanı olduğunu da ekler." NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN ADV PUNCT+INTJ+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01025040 tr Tarlo, Çin'de saçların köklerinden tamamen ayrıştırılması için genellikle kimyasal bir çözeltide bekletildiğini anlatır. PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADV NOUN ADP ADV ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01025045 tr Tarlo, tarih boyunca uluslararası saç piyasasının daima politik bir boyutu olduğunu söyler. PROPN+PUNCT NOUN ADP ADJ NOUN NOUN ADV ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01026004 tr "Mesajda ""Bu gece yüksek sesli bir sinyal ile cezalandırma yapıyoruz."" yazıyor." NOUN PUNCT+DET NOUN ADJ ADJ DET NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01026016 tr Shenzhen trafik polisi daha önce alışılmamış cezalara başvurmuş. PROPN NOUN NOUN ADV ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01027007 tr Kim bu insanlar? PRON DET NOUN+PUNCT +n01027030 tr Bu yıl Demokratlar cephesindeki tartışmaların çoğu beyaz erkek kimliğiyle ilgili. DET NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ+PUNCT +n01027041 tr Ardından ona insanların neden Trump'a oy verebileceğini anlayıp anlamadığını sordum. ADV PRON NOUN ADV PROPN NOUN NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n01027049 tr Herkes bundan sakınamayabiliyor. PRON PRON VERB+PUNCT +n01028022 tr "Neyse ki Sony Avustralya'da birisi ""Hey, bu arada, bunu fark ettiniz mi?"" gibi bir şey söyledi diyor Pall." ADV SCONJ PROPN PROPN PRON PUNCT+INTJ+PUNCT DET NOUN+PUNCT PRON NOUN VERB AUX+PUNCT+PUNCT ADP DET NOUN VERB VERB PROPN+PUNCT +n01029006 tr "Seagal, Rusya'nın 2014'te topraklarına kattığı Kırım'daki eylemlerini ""çok makul"" olarak nitelendirmesiyle manşetlere düştü." PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADJ PROPN+ADP NOUN PUNCT+ADV ADJ+PUNCT AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01029007 tr Başarılı bir gitarcı olarak aynı yıl orada bir konser verdi. ADJ DET NOUN AUX ADJ NOUN PRON DET NOUN VERB+PUNCT +n01029011 tr Büyükannesi Rusya'nın uzak doğusundaki Vladivostok'lu olan Seagal, son yıllarda Rusya'ya sık sık seyahat etti ve Eylül ayında Kamchatka ve Sakhalin'i ziyaret etti. NOUN PROPN ADJ NOUN+ADP ADJ AUX PROPN+PUNCT ADJ NOUN PROPN ADV ADV NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN PROPN CCONJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +n01029014 tr Bu yılın başlarında başkent Belgrad'da bir dövüş sanatları okulu kurmayı teklif etmesinin ardından Seagal'a Sırbistan vatandaşlığı verildi. DET NOUN NOUN NOUN PROPN DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +n01030005 tr "Bir polis sözcüsü Associated Press'e ""kısa bir konuşmanın"" ardından ""kavganın"" patlak verdiğini, ancak yaralanan olmadığını söyledi." DET NOUN NOUN X PROPN PUNCT+ADJ DET NOUN+PUNCT ADP PUNCT+NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01030006 tr "Son filmi Oscar ödüllü ""Yerçekimi"" olan Cuaron'un olay anında sette bulunmadığı bildirildi." ADJ NOUN PROPN ADJ PUNCT+NOUN+PUNCT AUX PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01030008 tr "Şehrin polis departmanına göre, ""kendilerini bölgenin hakimi olarak tanımlayan büyük bir grubun"" Salı günü seti basmasının ardından kavga çıktı." NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT PUNCT+PRON NOUN NOUN AUX ADJ ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01031005 tr Araştırmacılar, yaklaşık 20 yıldır erkekler için hormonsal doğum kontrolü ihtimalini araştırıyorlar. NOUN+PUNCT ADJ NUM ADV NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01031021 tr """Bu, hormonsal erkek doğum kontrolü için doğru kombinasyonu bulmak adına uzun bir yolculukta atılan bir adım oldu."" diye ekledi." PUNCT+PRON+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN ADJ DET NOUN AUX+PUNCT+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01032032 tr Bununla birlikte, herhangi bir yeni mevzuata karşı çıkan güçlü dini inançlara sahip pek çok meclis üyesi vardır. PRON ADP+PUNCT DET DET ADJ NOUN ADP ADJ ADJ ADJ NOUN ADJ ADV ADJ NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +n01033005 tr Araştırmacılar, tümör DNA'sının analiz edilmesinin diğer kanserlerin altında yatan nedenleri anlamaya yardımcı olabileceğini söylüyor. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN DET NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +n01033012 tr Analiz, ömür boyu içilen sigara sayısı ile tümör DNA'sındaki mutasyonların sayısı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01033021 tr Bununla birlikte, sigaraya doğrudan maruz kalmayan mesane gibi dokularda aynı ilişki bulunamadı. PRON ADP+PUNCT NOUN ADV ADJ AUX NOUN ADP NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01033028 tr Bayan Pugh Cambridgeshire'deki Papworth ve Addenbrooke Hastanelerinde tedavi gördü. NOUN PROPN PROPN+ADP PROPN CCONJ PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01033031 tr Ancak yapılan tarama sonucunda Bayan Pugh'nun sağ akciğerindeki tümörün büyümekte olduğu ortaya çıktı ve deneme tedavisini bırakmak zorunda kaldı. ADV ADJ NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN+ADP NOUN VERB NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01034033 tr Donald Trump başkan olursa, buradaki hükumet Kanada firmaları ve menfaatlerinin Washington'da temsil edilmesini sağlamak için ortak gündemde yer alan konularda onunla birlikte çalışmak zorunda kalacaktır. PROPN PROPN NOUN AUX+PUNCT PRON+ADP NOUN PROPN NOUN CCONJ NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN PRON ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01034060 tr Trudeau bu davetine Amerika Birleşik Devletleri'nin 45. başkanını, bu kim olursa olsun, dahil edecektir. PROPN DET NOUN PROPN ADJ NOUN NUM NOUN+PUNCT PRON PRON VERB AUX+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +n01035004 tr Bu sabah bir fotoğrafın yayınlanmasına rağmen, B.C. polisi Abbotsford lisesinde bir genç kızı bıçaklayarak öldürmekle suçlanan evsiz görünüşlü bir adam hakkında cevaplardan daha fazla soruları olduğunu söylüyor. DET NOUN DET NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN+PROPN NOUN PROPN NOUN DET ADJ NOUN ADV NOUN ADJ ADJ ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01035013 tr B.C. polisi Klein'in suç geçmişi olmadığını ve yakın zamanda nerede olduğuyla ilgili net olmayan ayrıntılar verdiğini belirtmişti. PROPN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN PRON NOUN ADP NOUN AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01035025 tr Şüphelinin bu okulla, ya da iki kızla, ya da özellikle Abbotsford bölgesi ile ilgili özel bir bağı olduğunu düşünmüyoruz. NOUN DET NOUN+PUNCT CCONJ ADV NUM NOUN+PUNCT CCONJ ADV ADV PROPN NOUN ADP ADJ ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01035030 tr Ayrıca, Klein'in konuşmaya, işbirliğine ve duruşmaya katılmak için adliye binasındaki hücrelerden yukarı çıkmaya isteksiz olduğunu söyledi. ADV+PUNCT PROPN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN+ADP NOUN ADJ AUX ADJ AUX VERB+PUNCT +n01036002 tr Ontario emlak acentelerini temsil eden dernek, tüketicileri korumak ve etik olmayan davranışlarda bulunduğu tespit edilen emlakçıları cezalandırmak için daha çok şey yapılması gerektiğini belirtti. PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NOUN AUX NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADP ADV ADJ PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01036020 tr Ayrıca eyaletteki acenteleri düzenleyen Ontario Emlak Konseyine (RECO) daha fazla icra ve soruşturma yetkisi verilmesini istiyor. ADV NOUN+ADP NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT ADV ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01036033 tr Halihazırda, RECO'nun bir emlakçıya verebileceği azami ceza miktarı 25.000 dolardır. ADV+PUNCT PROPN DET NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NUM NOUN+AUX+PUNCT +n01037020 tr Ancak Çin'in büyüyen orta sınıfı, Pekin gibi nefes almayı zorlaştıran bir is bulutu içerisinde günlerini geçiren şehirlerdeki zehirli hava kirliliğiyle ilgili şikayetlerinde beklenmedik bir şekilde ısrarcı olmuştur. ADV PROPN ADJ NOUN NOUN+PUNCT PROPN ADP NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN ADP NOUN ADJ DET NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01038021 tr Guilbeault pek çok ülkenin ve özellikle de Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Çin gibi büyük miktarlarda karbon salınımları yapmaya yeni başlayan ülkelerin karbon salınımının azaltılmasında rol almak için adım attığını söylüyor. PROPN ADV ADJ NOUN CCONJ ADV ADV PROPN+PUNCT NOUN PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01038025 tr Ayrıca, Paris anlaşmasındaki bir hükmü kullanarak pakttan ayrılmak için ilk görev süresinin dolmasını bekleyebilirdi. ADV+PUNCT PROPN NOUN+ADP DET NOUN ADV NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01039013 tr Bu arada, Clinton ve müttefikleri, kadınlar ve azınlıklar hakkındaki aşağılayıcı yorumları ve mizacının onun görev için uygun kişi olmadığını kanıtlaması için spot ışığını Trump'ın üzerinde tutmaya çalışıyor. DET NOUN+PUNCT PROPN CCONJ NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN CCONJ NOUN PRON NOUN ADP ADJ NOUN AUX NOUN ADP NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01039018 tr Ülkemizin ihtiyaç duyduğu şey bu değil, millet. NOUN NOUN ADJ PRON PRON AUX+PUNCT NOUN+PUNCT +n01039039 tr Trump'ın eşi Melania Trump, Temmuz ayındaki Cumhuriyet kongresinden bu yana ilk defa halkın karşısına çıktı. PROPN NOUN PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN DET NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01040028 tr Rai gibi öğrenciler, olay hakkında konuşmak için okuldaki danışmanlarla görüşüyordu, ama onu en çok rahatlatan şeyin arkadaşlarını görmek olduğunu söyledi. PROPN ADP NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADP NOUN+ADP NOUN VERB+PUNCT CCONJ PRON ADV ADV ADJ PRON NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +n01041006 tr "Mailis, Perşembe günü CBC News ile yaptığı bir röportajda, ""Bu ağrılı hastalar için bir felaket."" dedi." PROPN+PUNCT NOUN NOUN PROPN X ADP ADJ DET NOUN+PUNCT PUNCT+PRON ADJ NOUN ADP DET NOUN+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01041018 tr "Mailis ""Doktorlar bu aletlere sahip değil, yalnızca bir reçete defteri ve bir enjeksiyon iğneleri var."" dedi." PROPN PUNCT+NOUN DET NOUN ADJ AUX+PUNCT ADV DET NOUN NOUN CCONJ DET NOUN NOUN ADJ+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01042004 tr "Ontario Bağımsız Polis Değerlendirme Direktörü Gerry McNeilly, polis memurlarının Yerli halklarla etkileşimi konusunda ""endişe verici sorular"" ortaya atılmasının ardından bu hafta yaptığı incelemenin şartlarını belirledi." PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN PUNCT+NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADP DET NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01042008 tr İnceleme, Eylül ayındaki Kuzey Ontario'daki polis memurlarından geldiği iddia edilen viral Facebook yayınlarını ele alıyor. NOUN+PUNCT NOUN NOUN+ADP NOUN PROPN+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01043005 tr "Yöneticilere de beklentileri karşıladıkları veya aştıkları için ""performans ödemesi"" denen bir ödeme yapıldı ve 1,5 milyon dolarlık bir tutar aralarında paylaştırıldı, yani her biri ortalama 15.000 dolarlık bir pay aldı." NOUN ADV NOUN NOUN CCONJ NOUN ADP PUNCT+NOUN NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN VERB CCONJ NUM NUM ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV DET PRON NOUN NUM ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n01043014 tr Yıllık bütçesi 1,4 milyar dolardan fazladır ve 6.000'den fazla kişiyi istihdam etmektedir. NOUN NOUN NUM NUM NOUN ADJ+AUX CCONJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+AUX+PUNCT +n01043025 tr Federal hükumet, her departman için toplam performans ödemesi ve ikramiye seviyelerini ileriye yönelik olarak raporlar; ancak internetteki en yeni yayın 2013-2014 yılına veya iki yıl önceye aittir. ADJ NOUN+PUNCT DET NOUN ADP NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADP ADV VERB+PUNCT ADV NOUN+ADP ADV ADJ NOUN NUM+PUNCT+NUM NOUN CCONJ NUM NOUN NOUN ADP+AUX+PUNCT +n01043027 tr Bu yılki performans ödemesi ve ikramiye toplamı, 2015-2016 ile yaklaşık aynı seviyede kalarak 1,5 milyon dolar oldu. DET NOUN+ADP NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN+PUNCT NUM+PUNCT+NUM ADP ADV ADJ NOUN ADV NUM NUM NOUN AUX+PUNCT +n01044004 tr 2004 ile 2006 yılları arasındaki federal sponsorluk skandalına ilişkin soruşturma komisyonunu yürüten Gomery, bu tür organların halkın hukukun üstünlüğüne olan güvenini geri kazanmaya yardımcı olmak için şart olduğunu söyledi. NUM CCONJ NUM NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN ADJ PROPN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADV NOUN NOUN AUX ADP NOUN AUX VERB+PUNCT +n01044009 tr Bu son iki gün içinde il polis gözetim operasyonlarının en az altı Quebec'li gazeteciyi daha hedef aldığına dair haberleri gün ışığına çıkardı. DET ADJ NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADV NUM ADJ NOUN ADV NOUN AUX ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01045010 tr Kılavuzlar, siyasetçilere ve siyasi partilere maddi yardım yaptıkları için kişiler ve kurumların hükumete ayrıcalıklı bir erişimi veya ayrıcalıklı erişim izlenimi olmaması gerektiğini yazar. NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN ADP NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ DET NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01045035 tr Duffy'nin dolandırıcılık ve emaneti suistimal davasının yargıcı, sonuçta Duffy'yi tüm suçlamalardan akladığında bunların Senato'nun kuralları çerçevesinde gerçekleştiği kararını vermişti. PROPN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN PROPN DET NOUN NOUN PRON NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01046003 tr Cep telefonlarımız bugünlerde bir telefondan çok daha fazlasını vaat ediyor. NOUN NOUN NOUN DET NOUN ADV ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01046036 tr SaskTel sınırsız veri müşterisi Lindsay Gay geçen ay bunun muhteşem olduğunu iletti. PROPN ADJ NOUN NOUN PROPN PROPN ADJ NOUN PRON ADJ AUX VERB+PUNCT +n01046057 tr Aynı zamanda Rogers'ın son zamanlarda müşterilerin veri kullanımını izlemelerine yardımcı olan yeni bir uygulama aracı çıkardığına dikkat çekti. ADJ NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN AUX ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01047048 tr Bizi onlara bağlayan şey de budur. PRON PRON ADJ PRON ADV PRON+AUX+PUNCT +n01048008 tr Bu tahminler, tamamlandıktan sonra kiralık ev pazarına dahil olan yeni evlerin yüzdesiyle örtüşmektedir ve bu da (yerli) yatırımcıların GTA konut piyasasında önemli rol oynadığının göstergesidir . DET NOUN+PUNCT NOUN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN AUX ADJ NOUN NOUN VERB+AUX CCONJ PRON ADV PUNCT+ADJ+PUNCT NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN+AUX PUNCT +n01049022 tr "Şirketin esrarın yasal olarak satıldığı Colorado Denver'daki genel merkezinden Dietrich, ""Bu, bel ağrısına iyi geliyor; bu, mide bulantısına iyi geliyor; bu ürün ise gece uyumanıza yardımcı olur."" diye açıklıyor." NOUN NOUN ADJ AUX ADJ PROPN PROPN+ADP ADJ NOUN PROPN+PUNCT PUNCT+PRON+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT PRON+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT DET NOUN VERB NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01049033 tr Ancak yasama çerçevesi olmadan ve esrarın ruh halini değiştiren doğal bir ilaç olarak tarihi de hesaba katıldığında, şirketler ancak tahmin yürütebiliyor. ADV NOUN NOUN ADV CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN AUX NOUN ADV NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n01050006 tr Demir, vücudun dokulara oksijenin taşınmasından sorumlu kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobini üretmek için ihtiyaç duyduğu önemli bir elementtir. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADP NOUN ADJ ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +n01050009 tr Mevcut bekleme süresi sekiz haftadır. ADJ NOUN NOUN NUM NOUN+AUX+PUNCT +n01050014 tr Kanada Kan Hizmetleri (CBS), normal hemoglobin seviyelerine sahip olmakla birlikte, kandaki demirin düşük olmasının mümkün olduğunu belirtiyor. PROPN NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT+PUNCT ADJ NOUN NOUN ADJ AUX ADP+PUNCT NOUN+ADP NOUN ADJ AUX ADJ AUX VERB+PUNCT +n01050019 tr Demir hakkındaki yeni yönergeler daha fazla bağışçıya ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor. NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01051004 tr Plano, Teksas'taki Margaret Boemer'ın doğmamış bebeğinin ender rastlanan bir hastalığa sahip olduğu ve hayatta kalabilmesi için ameliyat yapılması gerektiğini öğrenmesiyle, rutin bir ultrasonla başlayan süreç karmaşık bir hal aldı. PROPN+PUNCT PROPN+ADP PROPN PROPN ADJ NOUN ADV ADJ DET NOUN ADJ AUX CCONJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN ADJ NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n01051006 tr Sakrokoksigeal teratom doğumdan önce gelişen ve bebeğin kuyruk kemiğinde büyüyen bir tümördür. NOUN NOUN NOUN ADP ADJ CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +n01051007 tr Bu, bebeklerde bulunan en yaygın tümördür ve her 35.000 doğumdan birinde görülür. PRON+PUNCT NOUN ADJ ADV ADJ NOUN+AUX CCONJ DET NUM NOUN PRON VERB+PUNCT +n01052004 tr 84 yaşındaydı. NUM NOUN+AUX+PUNCT +n01052006 tr "Onu öyküleriyle edebi dünyada iz bırakan ""dikkat çekici"" ve ""sevecen ve muhteşem"" bir kadın olarak tanımladı." PRON NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ PUNCT+NOUN ADJ+PUNCT CCONJ PUNCT+ADJ CCONJ ADJ+PUNCT DET NOUN AUX VERB+PUNCT +n01053008 tr "Leive, yakın zamanda yapılan bir röportajda, ""Bazıları bunu anlıyor ve Bono da bu insanlardan biri."" dedi." PROPN+PUNCT ADJ NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT PUNCT+PRON PRON VERB CCONJ PROPN ADV DET NOUN PRON+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01053036 tr Henüz sadece 20 yaşında olmasına rağmen, zorbalığın karşısında duran ve genç kızların kendi güzellik standartlarını benimsemelerine yardımcı olan güçlü ve pozitif bir sima. ADV ADV NUM NOUN NOUN ADP+PUNCT NOUN NOUN ADJ CCONJ ADJ NOUN PRON NOUN NOUN NOUN NOUN AUX ADJ CCONJ ADJ DET NOUN+PUNCT +n01053041 tr Sesini gerçek anlamda tüm dünyaya duyurdu. dedi Leive. NOUN NOUN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT VERB PROPN+PUNCT +n01054011 tr Resmi parti fotoğraflarının yayınlanmasıyla, sosyal medyada yorumlar yağmaya başladı - ve bunlar pek de iyi şeyler söylemiyordu. ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN VERB PUNCT CCONJ PRON ADV ADV ADJ PRON VERB+PUNCT +n01054017 tr Yerli gruplar da dahil olmak üzere birçok insan, İlk Milletlerin kültürünü bayağılaştırdıklarını söylüyor. ADJ NOUN ADV NOUN AUX ADP DET NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01055008 tr Bu CRTC oturumlarının amacı, endüstri paydaşları ve kamuoyundan gelen tepkilere cevap vermek. DET PROPN NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT +n01055038 tr Bu yalnızca eğlence içerikleri için değil aynı zamanda eğitim, bilimsel araştırmalar ve belki de en önemlisi siyasi söylemler için de geçerli. DET ADV NOUN NOUN ADP VERB ADJ NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ ADV ADV ADV NOUN ADJ NOUN ADP ADV ADJ+PUNCT +n01055047 tr Sonuçta, internet bir lüks değil; hayati bir araç. NOUN+PUNCT NOUN DET NOUN AUX+PUNCT ADJ DET NOUN+PUNCT +n01057014 tr Enkaz, Dünya ekvatorunun etrafında bir halka halini aldı ve nihayetinde ayı oluşturmak üzere yerçekimi ile bir araya getirildi. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN DET NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADP DET NOUN VERB+PUNCT +n01057036 tr Yine de hâlâ cevaplanamamış bazı sorular var. ADV ADV ADV ADJ DET NOUN ADJ+PUNCT +n01058037 tr Chapel Hill'in hemen dışındaki Hillsborough kasabasından biri geçen ay Cumhuriyetçi Parti genel merkezini ateşe verdi. PROPN PROPN ADV NOUN+ADP PROPN NOUN PRON ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01058052 tr Kuzey Carolina, 2013 yılında kısıtlayıcı oy hakları kanununu kabul ettikten sonra, Campbell insanlara kayıt yaparkenki zorlukları nasıl aşacaklarını öğretmek için kiliselere gitti. NOUN PROPN+PUNCT NUM NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADV+ADP NOUN ADV NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01058064 tr Tartışmaların patlamadığı yerlerde ve yeni fikirlerin eski fikirlerle kesişimlerinde seçimin etrafındaki etkilerini hissedebiliyordu. NOUN ADJ NOUN CCONJ ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN VERB+PUNCT +n01059008 tr Ekonomik verilerle siyasi retorik arasındaki bu uyuşmazlık bize yabacı değil veya olmamalı. ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN+ADP DET NOUN PRON NOUN VERB CCONJ AUX+PUNCT +n01059019 tr Cumhuriyetçi iktisatçılar, bu verilerin partilerinin ekonomik politikada berbat olduğunun bir kanıtı olarak görülmemesine önem veriyor. NOUN NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ AUX DET NOUN AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01059025 tr """Washington ve Lincoln dönemlerindeki gayrisafi yurt içi hasıla büyümesi nasıldı, bilmiyorum, ancak o dönemlerdeki kurumsal gelişmeler büyük kapsamlı ve uzun süreli etkilere sahip olmuştu.""" PUNCT+PROPN CCONJ PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADV+AUX+PUNCT VERB+PUNCT ADV DET NOUN+ADP ADJ NOUN ADJ ADJ CCONJ ADJ ADJ NOUN ADJ AUX+PUNCT+PUNCT +n01059054 tr Sulla ile Trump, Roma ve ABD arasında benzerlikten çok farklılık var, ancak bu mevcut benzerliklerin görmezden gelinmesi için bir sebep değil. PROPN CCONJ PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN NOUN ADV NOUN ADJ+PUNCT ADV PRON ADJ NOUN NOUN NOUN ADP DET NOUN AUX+PUNCT +n01060069 tr "Ayrıca, ""Farklı bir şey yapmamız gerektiğini söylediği yere -daha iyisini yapabiliriz- ve pişmanlık duyduğunu ifade ettiği yere bakmanız gerekiyor."" diye ekledi." ADV+PUNCT PUNCT+ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN PUNCT+ADV NOUN VERB+PUNCT CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01061016 tr Ancak, Clinton'ın First Lady olmasına dair eleştiriler daha da küstah hale geldikçe, Karel daha anlayışlı olmaya başladı. ADV+PUNCT PROPN ADJ NOUN AUX ADP NOUN ADV ADV ADJ NOUN ADV+PUNCT PROPN ADV ADJ AUX VERB+PUNCT +n01061023 tr "Donald Trump taklitçisi John Di Domenico geçen sene Slate'e yaptığı açıklamada ""Onu oynarken güçlü hissediyorum."" demişti." PROPN PROPN NOUN PROPN PROPN PROPN ADJ NOUN PROPN ADJ NOUN PUNCT+PRON ADV ADJ AUX+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01061041 tr 2016 Başkanlık seçimlerinde sinirler gerildikçe, Karel'i saçmalıktan daha rahatsız verici bir tehlike meşgul etmeye başladı. NUM NOUN NOUN NOUN ADV+PUNCT PROPN NOUN ADV NOUN ADJ DET NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01062035 tr Bunlar genellikle bir sürü şey yapmak isteyen sanatçılar. PRON ADV DET NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT +n01062049 tr Ardından reklam biter. ADV NOUN VERB+PUNCT +n01063011 tr Miami Bass üreticileri, temel kaygılarında, yani hareket eden popo sanatı konusunda oldukça serinkanlıydı. PROPN PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT ADV NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADV ADJ+AUX+PUNCT +n01063043 tr "Yakın tarihli bir röportajda Zay ve Zayion sıradan bir dizüstü bilgisayarında kaydettikleri ""Knuck If You Buck"" versiyonundan bahsetti." ADJ ADJ DET NOUN PROPN CCONJ PROPN ADJ DET NOUN NOUN ADJ PUNCT+X X X X+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +n01063048 tr Ancak zorluklar ve bunları aşan şarkılar, karıncalı video döngülerinden oluşan bu devasa yığına bağlayıcı, izlenebilir bir sinir sistemi katıyor. ADV NOUN CCONJ PRON ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN ADJ DET ADJ NOUN ADJ+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01063051 tr Yeniden canlandırmaları, sanatsal veya başka türlü iyi bir meydan okuma çağrısını vurgular: rahatsızlık, büyüme ve anlamlı bir bağlantı. ADV NOUN+PUNCT ADJ CCONJ ADJ ADJ ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADJ DET NOUN+PUNCT +n01064009 tr Platon, iktidarı özel eğitimli muhafızlara emanet etmenin çok daha güvenli olacağını düşünmüştür. PROPN+PUNCT NOUN ADJ ADJ NOUN ADJ NOUN ADV ADV ADJ AUX VERB+PUNCT +n01064096 tr Tanıdığım birçok insan gibi ben de son ayları sabahlara kadar dehşet içerisinde anketleri okuyarak geçirdim. ADJ DET NOUN ADP PRON ADV ADJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01064113 tr "Caplan geriye dönük oy vermeyi, ""Nil taşmayınca firavunu öldürmekten daha mantıklı değil."" yorumunu yapan iki bilim insanından alıntı yaparak eleştirdi." PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN+PUNCT PUNCT+PROPN ADV NOUN NOUN ADV ADJ AUX+PUNCT+PUNCT NOUN ADJ NUM NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01065073 tr Ancak onda ya da başkalarına karşı davranışlarında sanatsal başka hiçbir şey yoktu. ADV PRON CCONJ ADV NOUN ADP NOUN ADJ ADJ DET PRON ADJ+AUX+PUNCT +n01066045 tr "Vakıf, 2010 yılında, ""Zettel's Traum'un"" dizgi basımını yayımladı ve fotoğrafların taslak gibi göründüğü hissine kapılanlar bu engeli kaldırdı." NOUN+PUNCT NUM NOUN+PUNCT PUNCT+PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +n01066068 tr Woods ile yazışarak, bir etimoloji ortaya çıkarmaya çalıştım. PROPN ADP ADV+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01066093 tr "Eşi Alice, ""Kendi sağlığını tamamen ihmal etmesi."" dedi." NOUN PROPN+PUNCT PUNCT+PRON NOUN ADV NOUN NOUN+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01067014 tr Sergideki her harita kendi hikayesini anlatır, hepsi gerçek değildir. NOUN+ADP DET NOUN PRON NOUN VERB+PUNCT PRON NOUN AUX+PUNCT +n01067023 tr İlk defa sergilenenler arasında, soğuk savaş çatışmalarını tasvir eden ve askeri üniversite sınavlarında kullanılan İngiliz Savunma Bakanlığı haritaları da yer almaktadır. ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ CCONJ ADJ NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n01068029 tr Seçim bölgesi, seçmenlerin yüzde 62'si AB'den ayrılmayı destekleyen Kuzey Kesteven konsey bölgesindedir. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN ADJ NOUN PROPN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01068038 tr Vergi mükellefleri için cevap alma becerisi çok özlenecek. NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01069004 tr Demiryolları tarihi üzerine çeşitli kitaplar yazan Christian Wolmar, 1 Aralık'ta yapılacak yarışmaya katılacak. NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ PROPN PROPN+PUNCT NUM NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01069006 tr Zengin banliyölerini 2010'a kadar temsil eden Liberal Demokratlar kendi adayları Sarah Olney ile bunu geri almayı umuyorlar. NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADJ ADJ NOUN PRON NOUN PROPN PROPN ADP PRON ADV NOUN VERB+PUNCT +n01069014 tr Bu arada, parti denetçisinin ayrıldığı eşi, koltuğu kapmak için kendi kampanyasını başlattı. DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADP PRON NOUN VERB+PUNCT +n01069023 tr O, oldukça kibardı ve bunu adam gibi karşıladı, sinirden deliye döndüm. PRON+PUNCT ADV ADJ+AUX CCONJ PRON NOUN ADP VERB+PUNCT NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01070016 tr Gemide 330'dan fazla mürettebat var. NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ+PUNCT +n01070017 tr Vega, yaşlarından dolayı çoğu insanının tarihinin farkında olmayacağını ileri sürdü. PROPN+PUNCT NOUN ADP DET NOUN NOUN NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +n01070020 tr Orada insanlar öldü. PRON NOUN VERB+PUNCT +n01071009 tr Badarpur'da, Güneydoğu Delhi'de bulunan kömürlü elektrik santrali, şehirdeki dizel jeneratörleriyle birlikte 10 gün boyunca çalışmayı durduracak. PROPN+PUNCT NOUN PROPN ADJ ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN+ADP NOUN NOUN ADP NUM NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01072010 tr Ardından Bush House'da BBC World Service radyosu ile dört yıl geçirdi. ADV PROPN X PROPN PROPN NOUN NOUN ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +n01072012 tr BBC için on yıl çalıştı. PROPN ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +n01072021 tr "Facebook'taki yas tutan yorumlardan birinde Chris'in çok hoşuna gidecek bir satır vardı: ""Senden daha Afrikalısını tanımadım.""" NOUN+ADP NOUN ADJ NOUN PRON PROPN ADV NOUN AUX DET NOUN ADJ+AUX+PUNCT PUNCT+PRON ADV NOUN VERB+PUNCT+PUNCT +n01073004 tr Avustralya'nın bu yanını kim durdurabilir? PROPN DET NOUN PRON VERB+PUNCT +n01073023 tr Dünyanın en iyisi olmaya ilişkin kutsal hakları artık garanti değil miydi? NOUN ADV NOUN AUX ADP ADJ NOUN ADV NOUN AUX AUX+PUNCT +n01074011 tr İngiltere'yi yenerek kurtulmak için küçük bir şansları var. PROPN ADV NOUN ADP ADJ DET NOUN ADJ+PUNCT +n01074015 tr Güney Afrika neredeyse geri dönüşü olmayan bir noktaya geldi ve isteklerine karşılık vermemiz gerekiyor. NOUN PROPN PRON+AUX ADV NOUN ADJ DET NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01074020 tr Oyun tarzında sert bir yan olsa da yumuşak bir tutuşu da var. NOUN NOUN ADJ DET NOUN VERB ADV ADJ DET NOUN ADV ADJ+PUNCT +n01074026 tr Harika bir ekibimiz var ve bu daha ileriye gidebilmemiz için bir fırsat. ADJ DET NOUN ADJ CCONJ PRON ADV NOUN NOUN ADP DET NOUN+PUNCT +n01074030 tr Buna karşı gelmek zorundasın ve birinin etrafımda koşmasındansa üzerime koşmasını tercih ederim. PRON ADV NOUN NOUN+AUX CCONJ PRON NOUN NOUN+AUX NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01075028 tr Sanki topu ters çevrilmiş üç bardağın altında ileri geri fırlatıyor gibiydi. ADV NOUN ADJ AUX NUM NOUN NOUN NOUN ADV VERB ADP+AUX+PUNCT +n01075044 tr Rugby Şampiyonası'ndaki son oyunlarıyla iyice sertleşen Avustralya daha güçlü bir oyuna sahiptiti. PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN ADV ADJ PROPN ADV ADJ DET NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01076006 tr Donald Trump'ın zaferi, dünyayı şu an olduğundan çok daha fazla endişe verici ve huzursuz hale getirecektir. PROPN PROPN NOUN+PUNCT NOUN DET NOUN NOUN ADV ADV ADJ NOUN ADJ CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01076017 tr Bayan Clinton, saldırgan politikasıyla ünlü, ancak bu ABD'nin savaştan yorulmuş kamuoyu tarafından yumuşatılacaktır. NOUN PROPN+PUNCT ADJ NOUN ADJ+PUNCT ADV PRON PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01076030 tr İşkenceyi destekler nitelikte konuştu. NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01077018 tr Ben de parolaları hatırlamakta güçlük çekiyorum. PRON ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01077030 tr Ardından, altında metinler olan anlamlı resimler dizisi şeklinde yayınlanan sözde gerçek öyküler var. ADV+PUNCT NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +n01078025 tr Tabii ki, modern Almanya'nın Nazi rejiminden ayrılması gerektiğini anlıyorum. ADJ SCONJ+PUNCT ADJ PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01079015 tr Köşede başörtülü ve kot pantolonlu bir kız var ve o kadar mütevazi görünüyor ki onun da bir asistan olduğunu düşünüyorum. NOUN ADJ CCONJ ADJ ADJ DET NOUN ADJ CCONJ DET ADP ADJ AUX SCONJ PRON ADV DET NOUN AUX VERB+PUNCT +n01079065 tr Sanatçılar insanların kalplerine ulaşır; bir yerde buluşup farklılıklarımızı bir kenara koyabildiğimiz tek zaman bu. NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT DET NOUN ADV NOUN DET NOUN ADJ ADJ NOUN PRON+PUNCT +n01079069 tr New York City Health and Hospitals Corporation'ın küresel büyükelçiliği ve Harvard Business School'da ona bir yer verilmesi daha sıra dışı mükafatları arasında yer almakta. PROPN PROPN PROPN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN PRON DET NOUN NOUN ADV NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01080039 tr Bunu hayatımla yapabilirim. PRON NOUN VERB+PUNCT +n01080042 tr Ben de onlarla izlemek istedim, ama sonunda bensiz izlemek istediklerine karar verdiler. PRON ADV PRON NOUN VERB+PUNCT ADV ADV ADJ AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01081022 tr Başkanlığın, bu kadar ırkçı, cinsiyetçi ve başkumandan olmak için akıl almaz derecede niteliksiz biri olan Donald Trump'a kalmasına izin veremeyiz. NOUN+PUNCT PRON ADP ADJ+PUNCT ADJ CCONJ NOUN AUX ADP NOUN ADJ NOUN ADJ PRON AUX PROPN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01082014 tr Daha fazla insan krediye yöneliyor... Bu borçlanma şimdi yönetilebilir olsa da, ani bir koşul değişikliği borç sorunlarına yol açabilir. ADV ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT DET NOUN ADV VERB VERB ADV+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01083013 tr Ona göre sebep, işleri ve yaşam standartlarına zarar verebileceği Amerikalı işçilere yeterli koruma sağlamamasıdır. PRON ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01083035 tr Bu bağlamda, ticareti eleştirmek mantıklıdır. DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +n01084008 tr Yani teoride, bir çift dört Tesco hesabı açabilir ve 12.000 Sterlin üzerinden yüzde üçlük, yani 360 Sterlinlik kazanç sağlayabilir. ADV NOUN+PUNCT DET NOUN NUM PROPN NOUN VERB CCONJ NUM NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT ADV NUM ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01084023 tr Bu arada, Bank of Scotland müşterileri, hesaplarına ücretsiz Vantage seçeneğini eklediklerinde 3.000-5.000 Sterlinlik bakiyeleri üzerinden yüzde üç faiz getirisi elde ediyorlar. DET NOUN+PUNCT NOUN X PROPN NOUN+PUNCT NOUN ADJ X NOUN NOUN NUM+PUNCT+NUM ADJ NOUN NOUN NOUN NUM NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01084036 tr Bu şekilde, teoride, paranıza ne zaman isterseniz erişebilirsiniz. DET NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN DET NOUN VERB VERB+PUNCT +n01084045 tr Bu yüzde üç oranı, iki ile üç yıl arasında bir süreyle 15.001- 19.999 Sterlin arası kredi çekmek isteyen Nectar kart sahibi müşteriler için de geçerlidir. DET NOUN NUM NOUN+PUNCT NUM CCONJ NUM NOUN NOUN DET NOUN NUM+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN ADP ADV ADJ+AUX+PUNCT +n01085006 tr Kükürt, sağlıklı büyüme için hayati önemi olan bir bitki besinidir, ancak Birleşik Krallık toprakları bu temel mineral açısından zengin değildir. NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADP ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN+AUX+PUNCT ADV ADJ NOUN NOUN DET NOUN NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +n01085008 tr 2016'ya hızlıca geri dönecek olursak, bu konuya giderek daha fazla önem verilmesi gerekiyor. NOUN ADV ADV VERB VERB+PUNCT DET NOUN ADV ADV ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01085011 tr Ne kadar şaşırtıcı da olsa, her işte bir hayır vardır, asit yağmurunda bile. PRON ADP ADJ ADV AUX+PUNCT DET NOUN DET NOUN ADJ+AUX+PUNCT NOUN NOUN ADV+PUNCT +n01086013 tr Dünya öfke uyandırıcı ve saçma olabilir - ancak en azından birileri bu gerçeği protesto edecek öz saygıya sahip. NOUN NOUN ADJ CCONJ ADJ AUX PUNCT ADV ADV NOUN PRON DET NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ+PUNCT +n01086016 tr Bir sonraki gürültüyü daha dikkatli bir şekilde beklemeye ve gerçekleştiğinde daha fazla rahatsız olmaya başlarsınız. DET NOUN+ADP NOUN ADV ADJ DET NOUN VERB CCONJ NOUN ADV ADV ADJ AUX VERB+PUNCT +n01086031 tr Bu tam anlamıyla korkunç. PRON ADJ NOUN ADJ+PUNCT +n01087005 tr Rocco Catalano'nun retro bir şekilde çalıştığı, yaşadığı ve nefes aldığını söylemek yanlış olmaz. PROPN PROPN ADJ DET NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +n01087018 tr Sanırım bu yüzden kendilerini desen ve renge bulamışlar. VERB DET NOUN PRON NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +n01087023 tr Catalano Londra'da yaşadıktan sonra bölgeye geri döndü ve daha sonra Glasgow Sanat Okulu'nda mücevher tasarımı eğitimi aldığı Glasgow'a taşındı. PROPN PROPN NOUN ADP NOUN ADV VERB CCONJ ADV ADV PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN VERB+PUNCT +n01087035 tr """Tropikal renkleri çok sevdim"" dedi." PUNCT+ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n01087039 tr Yeni yetenekleri belirlemek için Northampton Üniversitesi'ndeki derece programlarını ziyaret ediyorum. dedi. ADJ NOUN NOUN ADP PROPN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PUNCT+PUNCT +n01088026 tr Ama Frank'in ona modellik yapmasını önerdiğimde güldü. ADV PROPN PRON NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01089007 tr Doğal olarak, ofis alanında çok sayıda kıyafet ve çok az yiyecek yer alıyor. ADJ AUX+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN CCONJ ADV ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01089033 tr Wintour kendisi de kısaca görünüyor ve röportaj yapılmadan önce güneş gözlüğünü takarken görüntüleniyor. PROPN PRON ADV ADV VERB CCONJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01090004 tr Motosiklet yarışına baktım ve baktıkça, 1970'lerden kalmış gibi görünen fotoğraflardan bir kadının yüzü karşıma çıkmaya devam etti. NOUN NOUN VERB CCONJ ADV+PUNCT NOUN ADJ ADP ADJ NOUN DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01090037 tr Bununla oynamaktan çok zevk alıyorum ve sürekli bu işe uygun ilham kaynakları arıyorum, çünkü bir tane bulunca, yeni bir koleksiyon tasarlamak çok ilginç bir hal alıyor. PRON NOUN ADV NOUN VERB CCONJ ADV DET NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV NUM NOUN ADV+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN ADV ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n01091013 tr En iyi ihtimalle safçadır ve en kötü ihtimalle, av lobisinin bu işten yırtmasına izin verebilir. ADV ADJ NOUN ADJ+AUX CCONJ ADV ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01091017 tr "Doğa politikaları başkanı Jeff Knott, ""Arkasından bir yasak veya avlanma ruhsatı gelirse çok şaşırırım."" dedi." NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN+PUNCT PUNCT+NOUN DET NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB ADV VERB+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01091019 tr RSPB'nin tutumu, dilekçenin yazarı Mark Avery'den televizyon programı sunucusu Chris Packham'a kadar pek çok önde gelen çevreciyle çatışmasına neden oldu. PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN ADP ADV ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01092008 tr Haksız olduğunu farz edelim. ADJ AUX NOUN VERB+PUNCT +n01092014 tr Peki ya Avustralya'nın bu konudaki duruşu? ADV ADV PROPN DET NOUN+ADP NOUN+PUNCT +n01092025 tr Bunun üzerine, Fas'taki bir günlük noktası da gelişmiş ülkelerin birbirlerini kendi planları ve hedefleri konusunda açıkça sorgulayacakları Orta Cumartesi olacak. PRON NOUN+PUNCT PROPN+ADP NUM ADJ NOUN ADV ADJ NOUN PRON PRON NOUN CCONJ NOUN NOUN ADV ADJ NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01092040 tr Dava kapsamını yalnızca bir projede gerçekten görev alanlarla sınırlamanın muhtemel yollarını araştırıyoruz. dedi. NOUN NOUN ADJ DET NOUN ADV NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n01093007 tr "Bir AB yetkilisi, önerilen kısıtlamalar olmadan ""Kelt Denizindeki morina balığı nüfusu yok olabilir."" dedi." DET PROPN NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADV PUNCT+PROPN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01093024 tr Ancak Kelt Denizi ve İrlanda Denizlerinde morina, dil balığı, pisibalığı ve kömür balığı avlanmasında büyük kısıtlamalar yapıldı. ADV PROPN NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01093025 tr Çevreciler komisyonun açıklamasını sevinçle karşıladı. NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01094014 tr Bunların yalnızca ellisi pazar alanıydı. PRON ADJ NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01094022 tr "Dr. Lee ""Agora'ya yalnızca davetiyeyle girilebiliyordu, ancak nereye bakacağınızı biliyorsanız bu pazarların çoğuna kolayca erişilebilirdiniz."" diye ekliyor." NOUN PROPN PUNCT+PROPN ADV NOUN VERB+PUNCT ADV PRON NOUN VERB DET NOUN NOUN ADV NOUN+AUX+PUNCT+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01095004 tr Bizim zamanımızda bunlar yoktu ve çocuk sahibi olmayan insanlar, modern ebeveynlikle ilgili tüm nefretlerini onaylamayarak ifade ediyor. PRON NOUN PRON ADJ+AUX CCONJ NOUN NOUN AUX NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADP DET NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n01095009 tr Buna boş yere canavar demiyorum. PRON ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01095019 tr Üçüncü gün, EMicro'ya geri döndüm. NUM NOUN+PUNCT PROPN ADV VERB+PUNCT +n01096006 tr Dünya - ve bunun bir uzantısı olarak Birleşik Krallık - etkili bir savunmanın oluşturulması için gereken becerilere sahip insan eksikliği ile karşı karşıya. NOUN PUNCT CCONJ PRON DET NOUN AUX ADJ NOUN PUNCT ADJ DET NOUN NOUN ADP ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN+PUNCT +n01096032 tr Şirketler hassas sistemler ve dış güçler arasına bir güvenlik duvarı inşa etmeyi deneyebilir, ancak bu her zaman işe yaramaz. NOUN ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV PRON DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01096040 tr "Ancak en azından ""aktif savunma"" olarak bilinen bir konsept ile kafa karıştırmak ve caydırmak için bubi tuzakları kurabilirler." ADV ADV NOUN PUNCT+ADJ NOUN+PUNCT AUX ADJ DET NOUN ADP NOUN NOUN CCONJ NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01097020 tr Konuyla ilgili kapsamlı bir dizi internet tartışması bulduktan sonra listem oldukça büyümüş ve ülkedeki hemen her eyaleti kapsamıştı. NOUN ADP ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADV VERB CCONJ NOUN+ADP DET DET NOUN VERB+PUNCT +n01097041 tr Birkaç tanesine rastladım. DET NOUN VERB+PUNCT +n01097098 tr Bir sonraki durağım Kanada sınırının hemen yakınındaki Bellingham'dı. NUM NOUN+ADP NOUN PROPN NOUN ADV NOUN+ADP PROPN+AUX+PUNCT +n01098034 tr Trene yeniden binmiş, güneye doğru ilerlemekteyiz. NOUN ADV VERB+PUNCT NOUN ADP VERB+PUNCT +n01098041 tr İki minareli küçük bir kasaba yanımızdan geçip gidiyor. NUM ADJ ADJ DET NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01098044 tr Her bir istasyonda, kırmızı şapkalı bir bekçi platformun üstünde gözetmenlik yapar ve bir tekerlek kontrolcüsü, tren boyunca yürür ve alt takımlara çekiçle hafifçe vururdu. DET DET NOUN+PUNCT ADJ ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ DET NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADP VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01099035 tr Daha sonra, sabah pazarına (6.30-10.00) göz atın: pirinç lolipopları, eşek arısı kozaları (larvalar özel bir yemek olarak görülür), manda ciğeri, betel cevizi kabuğu ve yaprakları, canlı kurbağalar ve yayın balığı. ADV ADV+PUNCT NOUN NOUN PUNCT+NUM+PUNCT NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN PUNCT+NOUN ADJ DET NOUN AUX VERB+PUNCT+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN+PUNCT +n01101003 tr Bu, 1997 yılında Hong Kong'un İngiltere'den devralınmasından beri muhtemelen Pekin'in yaptığı en geniş kapsamlı müdahale. PRON+PUNCT NUM NOUN PROPN PROPN PROPN NOUN ADP ADV PROPN ADJ ADV ADJ ADJ NOUN+PUNCT +n01101007 tr Yemin, meclis üyelerinin Çin Halk Cumhuriyeti'nin bir parçası olarak Hong Kong'a bağlılık sözünü içeriyor. NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN DET NOUN AUX PROPN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01101012 tr Pekin yanlısı milletvekillerince yönetilen Hong Kong hükumeti, ikilinin görev almaması gerektiğini savundu. PROPN NOUN ADV ADJ PROPN PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01101015 tr Pekin, müdahalesinin kentte uzun süreli bir yasama felcini önlemek için gerekli olduğuna inanıyor. dedi. PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADP ADJ AUX VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n01101017 tr Bu arada Hong Kong, bir protesto dalgasını destekler gibi görünüyor. DET NOUN PROPN PROPN+PUNCT DET NOUN NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +n01102006 tr "BBC'nin Andrew Marr Show programında şunları söyledi: ""Açıkçası bir genel seçim hükumetin istediği en son şey.""" PROPN PROPN PROPN PROPN NOUN PRON VERB+PUNCT PUNCT+NOUN DET ADJ NOUN NOUN ADJ ADV ADJ NOUN+PUNCT+PUNCT +n01103013 tr Hayali buradaki kariyerini sonlandırmak. NOUN PRON+ADP NOUN NOUN+PUNCT +n01104011 tr Hakim olduğunuz bir oyunda bir kez berabere kalmak kolaydır, ancak arka arkaya üç kez berabere kalmak zayıflık göstergesidir. ADJ AUX DET NOUN DET NOUN NOUN AUX ADJ+AUX+PUNCT ADV NOUN NOUN NUM NOUN NOUN AUX NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01104019 tr Kendi sahamızda altı puan kaybettiğimiz için çok üzgünüz. PRON NOUN NUM NOUN NOUN ADP ADV ADJ+AUX+PUNCT +n01105003 tr Andy, Nisan ayında Monte Carlo'da Benoît Paire ile oynadığında durum kesinlikle böyleydi. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN PROPN ADP NOUN NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +n01105013 tr Ancak şu anda her şey rayından çıktı ve o sürekli sorunun cevaplarını arıyormuş gibi görünüyor. ADV DET NOUN DET NOUN NOUN VERB CCONJ PRON ADV NOUN NOUN VERB ADP VERB+PUNCT +n01105023 tr Davis Kupası'nın bunda rol oynayıp oynamadığını merak ediyorum. PROPN NOUN PRON NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01106008 tr Yıllık ankette ayrıca, yeni mali yük altına girmekle ilgili endişelerin oldukça arttığını da ortaya koydu. NOUN NOUN ADV+PUNCT ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADV NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n01106015 tr "Bayan Hopley şunları ekledi: ""Siyasi riskteki artış gözden kaçmamalıdır.""" NOUN PROPN PRON VERB+PUNCT PUNCT+ADJ NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT+PUNCT +n01107005 tr Şirketin yıllarca süren aldatmacasının haberi VW'nin değerinden on milyarlarca avroyu buharlaştırdı ve yönetim kurulu başkanı Martin Winterkorn'u işinden etti. NOUN ADV ADJ NOUN NOUN PROPN NOUN NUM ADV NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +n01107006 tr Ayrıca VW'yi büyük tazminat iddialarına ve yasal işlemlere açık hale getirdi ve bunun 16 milyar avrodan fazla fona mal olacağı görüldü. ADV PROPN ADJ NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN ADJ NOUN VERB CCONJ PRON NUM NUM NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01107008 tr Soruşturma, Haziran ayında başladı ve Bay Winterkorn ve otomobil üreticisinde çalışmaya devam eden marka yöneticisi Herbert Diess'e odaklanmakta. NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN PROPN CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN PROPN PROPN VERB+PUNCT +n01107010 tr Ekim 2015'te, yani skandalın ortaya çıkmasından bir ay sonra başkanlığa terfi etmişti. NOUN NOUN+PUNCT ADV NOUN NOUN NOUN DET NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01108003 tr İşletmeler Temmuz ayından itibaren, yani Brexit oylamasından hemen sonra küçülmeye gideceklerini düşünüyorlardı; ama bunun yerine istikrarlı bir şekilde büyümeyi başardılar. NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT ADV PROPN NOUN ADV ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV PRON NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01108005 tr Müşteriler memnun kaldıkça, perakendeci ve toptancı iş yerleri genişledi ve tüketici hizmetleri şirketleri de büyüdü. NOUN ADJ AUX+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01108015 tr Bununla birlikte, Hükumetin halen önemli bir bütçe açığı bulunduğundan, harcama kabiliyeti sınırlı olacaktır. PRON ADP+PUNCT NOUN ADV ADJ DET NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +n01109008 tr Maliyet aylık olarak değişecektir ve kışın kullanım arttıkça fiyatın artması beklenmektedir. NOUN NOUN AUX VERB CCONJ NOUN NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01109012 tr Eon'un sabit fiyat tarifesi 760 sterlindir, Avro Energy müşterileri ise Temel ve Seçmeli tarife için yaklaşık 760 Sterlin ödeyecektir. PROPN ADJ NOUN NOUN NUM NOUN+AUX+PUNCT NOUN X NOUN VERB ADJ CCONJ ADJ NOUN ADP ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +n01109022 tr Veya pahalı bir standart veya ön ödemeli tarife mi? ADV ADJ DET NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN AUX+PUNCT +n01110006 tr Ortalama şansa ve 10.000 Sterlin değerinde tahvillere sahip bir yatırımcı yılda 125 Sterlin ikramiye kazanabilir. NOUN NOUN CCONJ NUM NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01110008 tr Eğer böyle olsaydı, Primli Tahvillerin normal tasarruf hesaplarından farkı olmazdı. SCONJ ADJ AUX+PUNCT ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01110022 tr Primli Tahvillere ve diğer Ulusal Tasarruf ve Yatırım hesaplarına yatırılan paralar, Devlet harcamalarını finanse etmek için kullanılır. ADJ NOUN CCONJ DET ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX ADP VERB+PUNCT +n01111018 tr Bu yatırımcıların paralarını fonlara yatırmak için akın etmesini durdurmadı. PRON NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01111021 tr Bunu yatırımcıların sırasıyla 2 milyar Sterlin ve 1.4 milyar Sterlin para yatırdığı Aviva Yatırımcılar Çoklu Stratejisi Hedef Getiri ve Gelir fonları izledi. PRON NOUN NOUN NUM NUM NOUN CCONJ NUM NUM NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01111030 tr Bu, sterlindeki düşüşün yurt dışı varlıklara kattığı değerden faydalanmadıkları anlamına geliyor. PRON+PUNCT NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01112002 tr Adidas ayakkabı yapmak için denizlerde yüzen atıkları kullanarak dünyadaki okyanuslarının temizlenmesine yardımcı oluyor. PROPN NOUN NOUN ADP NOUN ADJ NOUN ADV NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01112012 tr Tüketici, değişim talebini artırabilir. NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01112014 tr Ocak ayında yayınlanan önemli bir raporda, dünyada çöplerin denizlere sızmasını önlemek için ciddi anlamda harekete geçilmediği sürece, 2050 yılında okyanuslarda balıktan çok plastik olacağı söyleniyor. NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01113021 tr Dahiyane bir ameliyat ve zorlu bir rehabilitasyon sürecinden sonra, tamamen iyileştim. ADJ DET NOUN CCONJ ADJ DET NOUN NOUN ADP+PUNCT ADV VERB+PUNCT +n01114012 tr "NHS'nin şu anda ""inanılmaz bir baskı altında"" olduğuna dair uyarıda bulunarak, halkı kendi sağlıkları için daha fazla sorumluluk almaya çağırdı." PROPN DET NOUN PUNCT+ADJ DET NOUN NOUN+PUNCT AUX ADP NOUN ADV+PUNCT NOUN PRON NOUN ADP ADV ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01114025 tr On yetişkinden dördü kötü hava nedeniyle yaralanırken on kişiden dokuzu ise İngiltere'de kışın havanın ne kadar soğuk olabileceğini hafife alıyor. NUM NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADV NUM NOUN NOUN VERB PROPN NOUN NOUN PRON ADP ADJ AUX NOUN VERB+PUNCT +n01115005 tr 10 Haziran Cumartesi günü sahne alacaklar. NUM NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01115013 tr Geçtiğimiz yıl inanılmaz bir yıl oldu ve 2017'de daha da iyi bir şekilde geri dönmek için sabırsızlanıyorum. ADJ NOUN ADJ DET NOUN AUX CCONJ NOUN ADV ADV ADJ DET NOUN ADV NOUN ADP VERB+PUNCT +n01116009 tr 60'lı yılların ortalarında RSC'de Marat/ Sade'deki bir sığınmacı-mahkum rolüyle başladı. ADJ NOUN NOUN PROPN PROPN+PUNCT PROPN+ADP DET NOUN+PUNCT+NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01116014 tr Kıyafetleri modern. NOUN ADJ+PUNCT +n01116018 tr Sahip olduğu bu enerjinin kaynağı ne? Peki ya şok dalgalarını tetikleyecek kadar gür çıkan sesinin? ADJ AUX DET NOUN NOUN PRON+PUNCT ADV ADV NOUN NOUN NOUN ADP ADJ AUX NOUN+PUNCT +n01116021 tr Boynu damarlarını ortaya çıkaracak şekilde ileri uzanıyor, elleri titriyor. NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +n01116035 tr Ancak Glenda'nın böyle göz göre göre bir sayı yapmasına izin verdikten sonra, onu kim suçlayabilir? ADV PROPN ADV NOUN VERB VERB DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT PRON PRON VERB+PUNCT +n01117007 tr Uzun yıllar boyunca radyo ve televizyon haberleri ve güncel olaylarda çalıştı. ADJ NOUN ADP NOUN CCONJ NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01117014 tr Teoride, eğer doğru yapılırsa, anlaşılamaz olmalı. NOUN+PUNCT SCONJ ADV VERB+PUNCT VERB VERB+PUNCT +n01118003 tr Mikrofonu at. NOUN VERB+PUNCT +n01118010 tr Yönetmenin kendi sayısına göre bugüne kadar sekiz adet uzun metrajlı film çekmiş. NOUN PRON NOUN ADP NOUN ADP NUM NOUN ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01118017 tr Sinema o kadar değişti ki; Hollywood aile izleyicisini kendinden uzaklaştırdı. NOUN PRON ADP VERB SCONJ+PUNCT PROPN NOUN NOUN PRON VERB+PUNCT +n01119011 tr Yönetmene göre, film, eğlenceli bir aile şamatası ve sert bir sosyal drama arasında, istikrarsız bir denge bulma çabasıdır. NOUN ADP+PUNCT NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN CCONJ ADJ DET ADJ NOUN NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01119012 tr Bir yanda, Pazar günü öğleden sonra izlemek için biçilmiş kaftan, samimi, içinizi ısıtacak bir film. DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADP ADJ NOUN+PUNCT ADJ+PUNCT NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT +n01119017 tr Ve elbette, bir de daimi bir neşe kaynağı olan Bob var. ADV ADV+PUNCT ADV ADV ADJ DET NOUN NOUN AUX PROPN ADJ+PUNCT +n01119019 tr Yani sonuç pek de kedinin pijamaları değil. ADV NOUN ADV ADV NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01120008 tr Birçoğu cephe çatışması konusunda pek fazla tecrübeye sahip olmayan modern izleyiciler için Doss'un yetenekleri hayal edilemez bir evrene ait. PRON NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN ADJ AUX ADJ NOUN ADP PROPN NOUN NOUN ADJ DET NOUN ADP+PUNCT +n01120010 tr Doss'un hikayesi, onu daha da ilgi çekici hale getiren olağan dışı bir özelliğe sahip. PROPN NOUN+PUNCT PRON ADV ADV NOUN ADJ NOUN ADJ ADJ NOUN DET NOUN ADJ+PUNCT +n01120020 tr Benim dışımdaki tüm tıbbi görevliler silahlandılar. PRON NOUN+ADP DET ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01121032 tr Millican öldüğünde, bunun yanar dönerli Odi'yi de son görüşümüz olacağını zannettik. PROPN NOUN+PUNCT PRON VERB ADJ PROPN ADV ADJ NOUN AUX VERB+PUNCT +n01121051 tr İkinci dizi şimdilik nasıl gidiyor? NUM NOUN ADV ADV VERB+PUNCT +n01122024 tr "Zimmer, ""Süper kahramanlar insan tecrübesinin dışında kalan bir alan, bu da öyle, bu yüzden tıpkı bir drammış gibi davrandım."" diyor." PROPN+PUNCT PUNCT+ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT PRON ADV ADJ+PUNCT DET NOUN ADV DET NOUN+AUX ADP VERB+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01123010 tr Ancak Cotton'un karanlık işleri, bir tür öldürme içgüdüsü sonucu değil. ADV PROPN NOUN NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01123012 tr Cotton 31 Ekim 1832'de Sunderland yakınlarındaki bir köyde doğdu. PROPN NUM NOUN NOUN PROPN NOUN+ADP DET NOUN VERB+PUNCT +n01123024 tr Belki de uzun süre uğraşmayacağım için önemi olmaz. ADV ADV ADJ NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01125009 tr Bir yüzey kaplama malzemesi olan flok artık sadece Yetmişli yıllara gönderme yapmak için değil, modanın bir parçası olarak yeniden yükselişe geçti. DET NOUN NOUN NOUN AUX NOUN ADV ADV ADJ NOUN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT NOUN DET NOUN AUX ADV NOUN VERB+PUNCT +n01125016 tr Londra'nın simgesi South Bank Tower, iç mimar Rachel Winham'ı gösteri salonunu tasarlamakla görevlendirdi. PROPN NOUN X NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01125030 tr Tabii ki, dokunsal eğilim, bir şeyleri kendimiz yapma konusundaki artan saplantımız ile yakından ilişkilidir. ADJ SCONJ+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN ADP NOUN ADJ+AUX+PUNCT +n01127008 tr İki yılın ardından şimdi 31 yaşında olan Jutting, iki cinayet ve bir cenazenin yasalara uygun şekilde defnedilmesine engel olma suçlarıyla Hong Kong Yüksek Mahkemesinde yargılanıyor. NUM NOUN ADP ADV NUM NOUN AUX PROPN+PUNCT NUM NOUN CCONJ NUM NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN AUX NOUN PROPN PROPN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01127089 tr Neden onu seçtiğimi bilmiyorum... ADV PRON NOUN VERB+PUNCT +n01127130 tr İki yıl sonra Hong Kong'un Yüksek Mahkemesine çıkan Jutting büyük ölçüde sakin görünüyordu. NUM NOUN ADP PROPN PROPN ADJ NOUN ADJ PROPN ADJ NOUN ADJ AUX+PUNCT +n01128017 tr Ne de olsa, kuruluş olarak performansımız genellikle ne kadar güvende olduğumuz veya kaç tane kurala uyduğumuz açısından ölçülmez. PRON ADV VERB+PUNCT NOUN AUX NOUN ADV PRON ADP NOUN NOUN CCONJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01128021 tr Sonuç olarak, birçok kişi sonuçlarını düşünmeden gelen e-postaları çabucak açar veya bağlantılara ve eklere tıklar. NOUN AUX+PUNCT DET NOUN NOUN ADV ADJ NOUN ADV VERB CCONJ NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +n01128025 tr Öncelikle, insanları kendilerini çevrimiçi ortamda nasıl daha iyi koruyabilecekleri konusunda eğitmeliyiz. NOUN+PUNCT NOUN PRON ADJ NOUN ADV ADV ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01128033 tr Son olarak, insanların ihlal şüphelerini ve kötü amaçlı e-postaları bildirmesini kolaylaştırmamız gerekir. ADJ AUX+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01129006 tr Oy kullanma, terör diliyle söyleyecek olursak, yeni bir yumuşak hedef haline geldi. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT ADJ DET ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01129010 tr Bu, en varoluşsal türünden bir milli güvenlik meseledir. PRON+PUNCT ADV ADJ NOUN DET ADJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n01129017 tr Salı günü tamamen oyların toplanmasıyla ilgili, ancak kayıtlı bir seçmen listede yoksa bu hiçbir şey ifade etmiyor. NOUN NOUN ADV NOUN NOUN ADJ+PUNCT ADV ADJ DET NOUN NOUN ADJ+AUX PRON DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01129021 tr Zorlu mücadele verilen bir bölgede seçim gününde bunlardan çok sayıda bulunması kaosa sebep olacaktır. ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN PRON ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n01130003 tr Bu seçimin merkez noktası Kuzey Carolina. DET NOUN ADJ NOUN NOUN PROPN+PUNCT +n01130025 tr Donald Trump kendini fazla önemseyen, gösterişli, kibirli, bencil bir kişi ve mizacı Amerika Birleşik Devletlerinin menfaatleri için oldukça zararlı. PROPN PROPN PRON ADV ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT ADJ+PUNCT ADJ DET NOUN CCONJ NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN ADP ADV ADJ+PUNCT +n01131007 tr Yaklaşık iki hafta süren bireysel erken oy kullanma d��neminin ardından 5,7 milyondan fazla Floridalı sandık başına gitti. ADJ NUM NOUN ADJ ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN ADP NUM NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01131013 tr Cumhuriyetçi Parti gıyabında kullanılan çok sayıda oy ile başı çekiyordu ve genel seviye bu hafta başlarında yaklaşık 16.500 oldu. NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN ADP NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN DET NOUN NOUN ADJ NUM AUX+PUNCT +n01132006 tr "Elbette seçimlerden bahsediyoruz, ""Taht Oyunları'ndan"" değil." ADV NOUN VERB+PUNCT PUNCT+NOUN NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +n01132013 tr "Martin ilgi toplayan kitap serisinin ""Kış Rüzgârları"" ve ""Bahar Rüyası"" adlarıyla duyurulan son iki kitabını yazmayı henüz tamamlamış değil." PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN PUNCT+NOUN NOUN+PUNCT CCONJ PUNCT+NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ ADJ NUM NOUN NOUN ADV VERB ADV+PUNCT +n01133014 tr Hollandalı öğrenciler henüz elektrikli motosikletlerini ticarete dökme konusunda karar vermiş değil. ADJ NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB ADV+PUNCT +n01133022 tr Harley-Davidson sözcüsü, medyada yer alan zaman çizelgelerinin (2017 veya 2020) doğru olmadığını bildirdi. PROPN+PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN PUNCT+NUM CCONJ NUM+PUNCT ADJ AUX VERB+PUNCT +n01134005 tr ABD hisse senedi beklentileri Avrupa pazarlarıyla birlikte yüzde birden fazla artış gösteriyor. PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN ADP NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n01134007 tr Yatırımcılar devlet tahvillerini satıyorlar; en büyük etkiyi ise ABD ve Avustralya tahvilleri göğüslüyor. NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV ADJ NOUN VERB PROPN CCONJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +n01134015 tr Çin'deki yerel yönetimlerin biriken borçlarıyla başa çıkma çabalarına yardım etmesiyle tanınıyor. PROPN+ADP ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01134020 tr Ancak, bu ABD Çevre Koruma Ajansı'nın dünyayı bu konularda uyarmasının ardından ortaya çıktı. ADV+PUNCT PRON PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN DET NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01135002 tr Çin'in kızarmış tavuğa karşı doymayan iştahı, yatırımcıların KFC çatı şirketi Yum Brands'i sevmelerinin büyük bir nedeniydi. PROPN ADJ NOUN ADP ADJ NOUN+PUNCT NOUN PROPN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +n01136005 tr Amerikan Sivil Özgürlükler Birliğinin yardımı ile, sonuçta ABD Yüksek Mahkemesine giden bir davada, devlete meydan okudular. NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT NOUN PROPN ADJ NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01136006 tr Filmin açıkça gösterdiği gibi Lovings -ve özellikle Richard- tarihteki isteksiz katılımcılardı. NOUN ADV NOUN ADP PROPN PUNCT+CCONJ ADV PROPN+PUNCT NOUN+ADP ADJ NOUN+AUX+PUNCT +n01136010 tr Loving, zaten birlikte olan Richard ve Mildred'ın kısa da olsa izlemesi ilgi çekici olan bir flört sahnesi ile başlıyor. PROPN+PUNCT ADV ADP ADJ PROPN CCONJ PROPN ADJ ADV AUX NOUN NOUN ADJ AUX DET NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +n01137003 tr "Ünlüler, hayranlar ve hatta CNN muhabirleri bile bu tatilde ""Stranger Things"" karakterleri gibi giyiniyorlar." NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADV PROPN NOUN ADV DET NOUN PUNCT+X X+PUNCT NOUN ADP VERB+PUNCT +n01137010 tr Telefonum çalmaya başladığında, henüz bölümlerin çoğunu izlememiştim. NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADV NOUN PRON VERB+PUNCT +n01138007 tr Baş karakterlerden biri olan Negan (Jeffrey Dean Morgan) bazı özgürlüklere sahip. NOUN NOUN PRON AUX PROPN PUNCT+PROPN PROPN PROPN+PUNCT DET NOUN ADJ+PUNCT +n01138017 tr Norman benim yakın arkadaşlarımdan biri, bu yüzden onu bu duygusal halde görmek beni çok zorladı. PROPN PRON ADJ NOUN PRON+PUNCT DET NOUN PRON DET ADJ NOUN NOUN PRON ADV VERB+PUNCT +n01138026 tr "Yeni bölümleri dizi sonrası programı ""The Talking Dead"" takip ediyor." ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN PUNCT+X X X+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +n01139006 tr "Barratt, ""Kurduğumuz veya yapım aşamasında olduğumuz şehirlerde çalışmalarımıza devam edeceğiz."" dedi." PROPN+PUNCT PUNCT+ADJ CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01139016 tr İnternet çalışmasının birimin sermaye harcamalarında başı çektiği söyleniyordu. NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01139027 tr Şimdilik, analizciler hizmetin rafa kaldırılmasından endişe ediyor. ADV+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01140012 tr Hollanda'da yetkililer, insansız hava araçlarını izlemek için daha düşük teknolojili bir yaklaşım benimsediler. PROPN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN ADP ADV ADJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n01141002 tr Microsoft, Çarşamba günü sanayinin sevgilisi Slack'i tahtından etmeye hazırlanan yeni bir iş yeri sohbet aracını duyurdu. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01141007 tr Ayrıca platform üzerinden emoji, GIF, özel komik resim ve çıkartma gönderme ve Twitter beslemenize bağlama seçeneği de mevcut. ADV NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT ADJ ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ+PUNCT +n01141020 tr Hareket, şirketin kullanıcılarını ürünlerini sadece verimlilik araçları olarak görmekten vazgeçirme isteğini vurguladı. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN AUX NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01141022 tr Ancak, iş yeri sohbet araçlarındaki yenilikler, teknoloji şirketlerinden gelen daha büyük bir eğilimin parçası. ADV+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ ADV ADJ DET NOUN NOUN+PUNCT +n01142007 tr En iyi tenis oyunlarından bazılarını bir sette dengelediği ve karar vermeye zorladığı maçlarda sergileyen Isner, borcunu da ödedi. ADV ADJ NOUN NOUN PRON DET NOUN ADJ CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ PROPN+PUNCT NOUN ADV VERB+PUNCT +n01142008 tr "Amerikalı, ""Andy'yi tebrik etmek zorundayım! Dünyada bir numara olmak, bu inanılmaz bir başarı!"" dedi." PROPN+PUNCT PUNCT+PROPN NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT NOUN NUM NOUN AUX+PUNCT PRON ADJ DET NOUN+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n01143003 tr "Brisbane Nine News ""Şaka olsun diye Kuzey Kore golf turnuvasına katıldılar"" diye yazdı." PROPN PROPN X PUNCT+NOUN AUX ADP NOUN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01143009 tr Kendilerine göre golfte çok kötü olan iki Avustralyalı, herkesi kandırarak Kuzey Kore'nin önde gelen golf turnuvalarından birine katılmayı başardı. PRON ADP NOUN ADV ADJ AUX NUM NOUN+PUNCT PRON ADV NOUN PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN PRON NOUN VERB+PUNCT +n01144021 tr Snowman, iki araziyi birbirinden ayıran yüksek çitleri atlayıp evde olduğunu hissettiği yere geri dönerdi. PROPN+PUNCT NUM NOUN PRON ADJ ADJ NOUN ADV NOUN NOUN ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +n01144023 tr "Sürekli ahırıma geri dönerdi ve onu satın alan adama ""Belli ki satılmak istemiyor!"" diye şaka yaptım." ADV NOUN ADV VERB CCONJ PRON NOUN ADJ NOUN PUNCT+ADJ SCONJ NOUN VERB+PUNCT+PUNCT ADP NOUN VERB+PUNCT +n01144038 tr Snowman, Johnny Carson'un merdivenle sırtına çıkmasına hiç tepki vermedi. diye ekledi. PROPN+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT ADP VERB+PUNCT +n01144041 tr Yalnızca çamurlu ayakkabıları olan bir çocuktum. ADV ADJ NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +n01145008 tr Geçit töreni yok ve hiç olmadı. NOUN NOUN ADJ CCONJ ADV VERB+PUNCT +n01145012 tr Meksika'nın sonunda Brezilya Karnavalı ile yarışacağını umduğu bir etkinlik bu. PROPN ADV PROPN NOUN ADP NOUN ADJ DET NOUN PRON+PUNCT +n01145015 tr Geçit töreninin yaratıcı yönetmenlerinden Alejandra González Anaya, CNN'e şu an Meksika'nın böyle bir şovun hazırlanma vakti geldiğine nasıl karar verdiğini açıkladı. NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN PROPN+PUNCT PROPN DET NOUN PROPN ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01145028 tr González Anaya, yalnızca geçit töreni için 1200 gönüllünün çalıştığını söylüyor. PROPN PROPN+PUNCT ADV NOUN NOUN ADP NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01145034 tr Bu yüzden bunu kurtarmak ve Meksikalılar için yeni bir şekle sokmak ve bir gelenek haline getirebilmek harika. DET NOUN PRON NOUN CCONJ PROPN ADP ADJ DET NOUN NOUN CCONJ DET NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +n01146046 tr Bu manyetik hattı tamamlayarak, hükumetin Japonya'da daha büyük bir ekonomik gelişme beklediğini düşünüyorum. DET ADJ NOUN ADV+PUNCT NOUN PROPN ADV ADJ DET ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01147026 tr Bir F1 bileti, aynı gün yapılan konsere katılma hakkını da sunar. DET PROPN NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n01147085 tr Yas Marina Circuit internet sitesinde zaman çizelgesi bulunmaktadır. NOUN NOUN X NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01147087 tr Başkenti bütün görkemiyle görmek isteyenler için, Kasım ayı burayı ziyaret etmek için mükemmel bir zaman. NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT NOUN NOUN PRON NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN+PUNCT +n01148029 tr Aynı zamanda, Bangkok'un en yüksek binası olan öngörü sahibi MahaNakhon gibi modern çok katlı binaların ortaya çıkışını hızlandırmıştır. ADJ NOUN+PUNCT PROPN ADV ADJ NOUN AUX NOUN NOUN PROPN ADP ADJ ADV ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01148035 tr Bölgedeki tüm dönüşümler başarılı olmamıştır. NOUN+ADP DET NOUN ADJ AUX+PUNCT +n01149002 tr Yerin 100 metre (328 feet) altındaki Pyongyang Metrosu dünyadaki en derin banliyö sistemlerinden biridir. NOUN NUM NOUN PUNCT+NUM X+PUNCT NOUN+ADP PROPN NOUN NOUN+ADP ADV ADJ NOUN NOUN PRON+AUX+PUNCT +n01149010 tr CNN Style ile deneyimi hakkında konuştu. PROPN X ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n01149027 tr Pyongyang'da akıllı telefon kullanan bazı insanlar gördüm, ancak çok daha azdı. PROPN ADJ NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT ADV ADV ADV ADJ+AUX+PUNCT +n01150007 tr Ancak mimari, yaşayanlar ile ölüler arasında bir köprü oluşturabilir ve bir dereceye kadar sınırları bulanıklaştırabilir. ADV NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN DET NOUN VERB CCONJ DET NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +n01150031 tr Hindistan'da insanlar yaşlılıktan öldüğünde bunun bir kutlama olması gerekiyor. PROPN NOUN NOUN NOUN PRON DET NOUN AUX VERB+PUNCT +n01150042 tr Juan Carlos Salas tarafından tasarlanan ödüllü bina, heykelsi bir görünüme sahiptir ve her ayrıntısı özel bir anlam taşır. PROPN PROPN PROPN NOUN ADJ ADJ NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN+AUX CCONJ DET NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n01150051 tr Mimarinin ölen insanlara faydası olmayacaktır, ancak ölülerin anılarını yaşayanlar için hayatta tutmaya yardımcı oluyor. diyor. NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT VERB+PUNCT +w01001049 tr Tüzük, kasabadan geçen kişilerin vergilendirilmesi için kasaba sakinleri tarafından yönetilen bir tüccar locası oluşturulmasını sağladı. NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01002008 tr Mineraller bakımından son derece zengin olup büyük miktarda altın ve pırlanta ile manganez, kurşun, çinko, nikel, kobalt ve molibden cevherlerini içerir. NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ AUX ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN CCONJ NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01002013 tr Sibirya'nın tamamının önemli bir bölümünü kaplayan tayga, kuzeybatının en uçları dışında baskın durumdadır. PROPN NOUN ADJ DET NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN ADV NOUN NOUN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01002075 tr 2019 Winter Universiade etkinliğine Krasnoyarsk ev sahipliği yapacak. NUM PROPN X NOUN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01003051 tr Örnekler, Pasifik'teki Line Adaları ve Hint Okyanusu'ndaki Maldivlerdir. NOUN+PUNCT PROPN+ADP PROPN NOUN CCONJ PROPN NOUN+ADP PROPN+AUX+PUNCT +w01003056 tr Granit adaları; Seyşeller ve Tioman ile Saint Helena gibi volkanik adaları kapsar. NOUN NOUN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN CCONJ PROPN PROPN ADP ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01003062 tr Bir çöl adasına, Meksika'nın Baja California kıyılarındaki küçük adalar örnek olabilir. DET NOUN NOUN+PUNCT PROPN PROPN PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN AUX+PUNCT +w01004051 tr İskit'in tahıl ithalatına bağımlı olan Atina Yunan şehir devleti M.Ö. 5. yüzyılda Bizans Megara kolonisi gibi boğazları kontrol eden şehirlerle kritik ittifaklar sürdürmüştür. PROPN NOUN NOUN ADJ AUX PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN NUM NOUN PROPN PROPN NOUN ADP NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01005020 tr Darius'un oldukça saygın komutanı Megabazus, Balkanlar'daki fetihlerini gerçekleştirmekten sorumluydu. PROPN ADV ADJ NOUN PROPN+PUNCT PROPN+ADP NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01005021 tr Ahameniş birlikleri Trakya'yı, Yunan kıyı şehirlerini ve Paeonluları fethetmiştir. PROPN NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN CCONJ PROPN VERB+PUNCT +w01005022 tr Sonunda M.Ö. 512-511 yıllarında Makedon Kral Amyntas I, Ahameniş hakimiyetini kabul etmiş ve ülkesini Ahameniş Persliğine vasal bir devlet olarak teslim etmiştir. ADV NOUN NUM+PUNCT+NUM NOUN PROPN NOUN PROPN NUM+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN PROPN PROPN ADJ DET NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +w01005023 tr Çok etnisiteli Ahameniş ordusunda Balkanlar'dan birçok asker bulunuyordu. ADV ADJ PROPN NOUN PROPN DET NOUN VERB+PUNCT +w01005024 tr Ayrıca, Makedon ve Fars elitlerinin birçoğu kendi aralarında evlilikler yapmıştır. ADV+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN PRON PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01006027 tr 1912'de ilk film şirketi (Athina Film) ve 1916'da Asty Film kuruldu. NOUN ADJ NOUN NOUN PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT CCONJ NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01006081 tr 2007'de en başarılı film, Yannis Smaragdis'in yönettiği El Greco oldu. NOUN ADV ADJ NOUN+PUNCT PROPN PROPN ADJ PROPN PROPN AUX+PUNCT +w01007004 tr Monako'ya karşı sınırlı Fransız koruması sağlayan Franco-Monegasque Antlaşması Temmuz 1918'de imzalanmıştır. PROPN ADP ADJ PROPN NOUN ADJ PROPN+PUNCT+PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01007035 tr Yürütme kolu, beş kişilik bir Bakanlar Konseyine başkanlık eden ve hükümet başkanı konumundaki Devlet Bakanından oluşur. NOUN NOUN+PUNCT NUM ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADJ CCONJ NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01007070 tr Polisinin bünyesinde, devriye ve gözetleme teknelerini işleten özel bir birim bulunur. NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01007087 tr Mevcut arazi ıslah projeleri, Fontvieille bölgesinin genişletilmesini içeriyor. ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01008043 tr Bununla birlikte, Kuzey İrlanda, İngiltere ve Galler arasında yasa ve prosedür açısından önemli farklılıklar bulunuyor. PRON ADP+PUNCT NOUN PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01009010 tr Bergeron sınıflandırması hava kütlesi sınıflandırmasının en yaygın kabul gören şeklidir. PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01009017 tr Hava kütlesi tanımlaması ilk olarak 1950'lerde hava tahminlerinde kullanılmışken, iklimbilimciler 1973'te bu fikri temel alan sinoptik klimatolojileri kurmaya başlamışlardır. NOUN NOUN NOUN ADJ AUX NOUN NOUN NOUN ADV+PUNCT NOUN NOUN DET NOUN NOUN AUX ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01009027 tr Muson, birkaç ay süren ve bir bölgeye yağmurlu mevsim getiren mevsimlik bir rüzgardır. NOUN+PUNCT DET NOUN ADJ CCONJ DET NOUN ADJ NOUN ADJ ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +w01010044 tr Çeşitli Alman ve büyük Slav kabileleri, Slavların M.S. 6. yüzyılda yerleşmesinden önceki Göç Döneminde Moravia'yı geçmiştir. ADJ PROPN CCONJ ADJ PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NUM NOUN NOUN ADP+ADP NOUN NOUN PROPN VERB+PUNCT +w01010045 tr Moravya Prensliği 8. yüzyılın sonunda, günümüzdeki Moravya'nın güneydoğusunda, Záhorie'de, Slovakya'nın güneybatısında ve Aşağı Avusturya'nın bir bölümünde ortaya çıkmıştır. PROPN NOUN NUM NOUN ADP+PUNCT NOUN+ADP PROPN NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN NOUN CCONJ ADJ PROPN DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01010046 tr M.S. 833 yılında, Nitra Prensliği'nin ( günümüzdeki Slovakya) fethi ile Büyük Moravya devleti haline gelmiştir. NOUN NUM NOUN+PUNCT PROPN NOUN PUNCT NOUN+ADP PROPN+PUNCT NOUN ADP ADJ PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01010047 tr İlk kralları Mojmír I (830-846 arasında hükümdar) olmuştur. ADJ NOUN PROPN NUM PUNCT+NUM+PUNCT+NUM NOUN NOUN+PUNCT AUX+PUNCT +w01010048 tr Alman Louis Moravia'yı işgal etmiş ve Mojmír'in yerine, daha sonra Aziz Rastislav olan yeğeni Rastiz'i getirmiştir. PROPN PROPN PROPN NOUN VERB CCONJ PROPN NOUN+PUNCT ADV ADV NOUN PROPN AUX NOUN PROPN VERB+PUNCT +w01012052 tr Ayrıca tüzük, bölgeler ve metropolit bölgelerden oluşan meclisin seçimini belirler. ADV NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01013083 tr İzlanda'nın çok daha sonraki bir tarihe kadar (1918) Danimarka'nın siyasi denetimi altında olmasına rağmen, İzlandaca dili Danimarkacadan çok az etkilenip çok az kelime almıştır. PROPN ADV ADV ADP+ADP DET NOUN ADP PUNCT+NUM+PUNCT PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN NOUN PROPN ADV ADV ADV ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01013096 tr Ayrıca Fince'den türetilip ayrı gelişim gösteren ve İsveç'te Meänkieli, Norveç'te ise Kven olarak bilinen diller de vardır. ADV PROPN ADV ADJ NOUN ADJ CCONJ PROPN PROPN+PUNCT PROPN VERB PROPN AUX ADJ NOUN ADV ADJ+AUX+PUNCT +w01013102 tr Sessiz tonlama hem Fince, hem de Kuzey Sami lehçelerinde bulunan bir özelliktir, ancak farklı bir dil tarihine sahip olduğu düşünülen güney Sami'de mevcut değildir. ADJ NOUN CCONJ PROPN+PUNCT CCONJ ADV NOUN PROPN NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT ADV ADJ DET NOUN NOUN ADJ AUX ADJ NOUN PROPN ADJ AUX+PUNCT +w01014002 tr Kafkasya'nın kuzey kısmı Cis Kafkasya, güney kısmı ise Transkafkasya olarak bilinir. PROPN NOUN NOUN X PROPN+PUNCT NOUN NOUN VERB PROPN AUX VERB+PUNCT +w01016028 tr Atmosfer kaotik bir sistemdir, bu nedenle sistemin bir bölümündeki küçük değişiklikler sistemin tamamı üzerinde büyük etkilere dönüşebilir. NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT DET NOUN NOUN DET NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01016034 tr Yağmur yağması sırasında su damlacıkları havada bulunan karbondioksiti emer ve çözer. NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB CCONJ VERB+PUNCT +w01016070 tr Hava kontrolünün son zamanlardaki bir örneği, Çin'in 2008 Yaz Olimpiyatları'na hazırlığı olmuştur. NOUN NOUN ADJ NOUN+ADP DET NOUN+PUNCT PROPN NUM NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w01017004 tr Doğu Afrika Rift'ini yaratan küresel plak tektonik kuvvetleri tarafından şekillendirilen Doğu Afrika, Afrika'daki en uzun iki doruk olan Kilimanjaro Dağı ve Kenya Dağı'na ev sahipliği yapar. NOUN PROPN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN PROPN+PUNCT PROPN+ADP ADV ADJ NUM NOUN AUX PROPN NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01017046 tr İkincisi, İslam'ı kıyı kuşağına da yaymıştır ancak çoğu Bantu İslam ile hiç temas kurmamış ve Afrika Geleneksel Din mensubu olarak kalmışlardır. NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADV VERB ADV DET PROPN PROPN ADP ADV NOUN VERB CCONJ PROPN ADJ NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +w01018019 tr Fransa, Kamerun ekonomisini Fransa'nın ekonomisine entegre etmiş ve zorunlu emek sistemini değiştirerek altyapıyı sermaye yatırımları ve nitelikli işçilerle geliştirmiştir. PROPN+PUNCT PROPN NOUN PROPN NOUN NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01018029 tr Eski İngiliz Güney Kamerunları 1 Ekim 1961'de Kamerun Federal Cumhuriyeti'ni kurmak üzere Fransız Kamerun'u ile birleşmiştir. ADJ PROPN NOUN PROPN NUM NOUN NOUN PROPN ADJ PROPN NOUN ADP PROPN PROPN ADP VERB+PUNCT +w01018101 tr Çalışma Bakanlığı'nın Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimleriyle ilgili bulguları, 5-14 yaş arasındaki çocukların %56'sının çalışan çocuk olduğunu ve 7-14 yaşlarındaki çocukların neredeyse %53'ünün iş ve okulu bir arada idare ettiğini aktarmıştır. NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN ADP NOUN+PUNCT NUM+PUNCT+NUM NOUN NOUN+ADP NOUN SYM+NOUN ADJ NOUN AUX CCONJ NUM+PUNCT+NUM NOUN+ADP NOUN ADV SYM+NOUN NOUN CCONJ NOUN DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01019014 tr Sahel'in iklimi, hemen kuzeyde bulunan Sahra çölünün iklimine benzese de daha az serttir. PROPN NOUN+PUNCT ADV NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN VERB ADV ADV ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01019073 tr Açlık, Haziran-Ağustos 2010 arasında Sahel'i vurmuştur. NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT+NOUN NUM NOUN PROPN VERB+PUNCT +w01020016 tr Akdeniz kıyılarında birçok antik uygarlık yer almış ve bunlar denize yakınlıklarından büyük ölçüde etkilenmişlerdir. PROPN NOUN DET ADJ NOUN NOUN VERB CCONJ PRON NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01020017 tr Burası birçok topluluk için çağlar boyunca gıdanın (balık tutma ve diğer deniz ürünlerinin toplanması) yanı sıra ticaret, sömürgeleştirme ve savaş yolları sağlamıştır. PRON DET NOUN ADP NOUN ADP NOUN PUNCT+NOUN NOUN CCONJ DET NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01020018 tr Akdeniz merkezli kültürler iklim, jeoloji ve denize erişim konusunda aynı şartları paylaşmalarından ötürü kültürel ve tarihsel olarak bir ölçüde birbiriyle karışma eğilimi göstermişlerdir. PROPN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADP ADJ CCONJ ADJ AUX DET NOUN PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01020019 tr Klasik antik dönemin en önemli iki Akdeniz medeniyeti, Yunan şehir devletleri ve Fenikelilerdir; her ikisi de Akdeniz kıyı şeridini kapsamlı bir şekilde kolonize etmiştir. ADJ ADJ NOUN ADV ADJ NUM PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN CCONJ PROPN+AUX+PUNCT DET NOUN ADV PROPN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01020020 tr "Daha sonra Augustus Roma İmparatorluğu'nu kurduğunda, Romalılar Akdeniz'i Mare Nostrum (""Bizim Denizimiz"") olarak adlandırmışlardır." ADV ADV PROPN PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN PROPN PROPN PROPN PUNCT+PUNCT+PRON NOUN+PUNCT+PUNCT AUX VERB+PUNCT +w01022033 tr Blindleia, güney Norveç'te Kristiansand yakınlarında başlayan ve Lillesand'ı geçerek devam eden kayalık adalarla çevrelenmiş bir su yoludur. PROPN+PUNCT NOUN PROPN PROPN NOUN ADJ CCONJ PROPN ADV NOUN ADJ ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w01022055 tr Bu sözcük Danimarkacada sığ lagünleri bile kapsayabilir. DET NOUN PROPN ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w01022092 tr Fiyordlar gibi, tatlı su gölleri de genellikle derindir. NOUN ADP+PUNCT ADJ NOUN NOUN ADV ADV ADJ+AUX+PUNCT +w01023074 tr Bira, mead, bjorr (güçlü bir meyve şarabı) gibi alkollü içecekler ve zenginler için ithal şaraplar servis edilmiştir. NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN PUNCT+ADJ DET NOUN NOUN+PUNCT ADP ADJ NOUN CCONJ NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01023120 tr Kurallar ne olursa olsun, kavgalar genellikle atlardan birinin ölümüyle sonuçlanırdı. NOUN PRON VERB AUX+PUNCT NOUN ADV NOUN PRON NOUN VERB+PUNCT +w01025083 tr Schlei ve Danevirke ile Husum arasındaki sulak alanlar sert geçen bir kışta donmuş ve Danevirke'nin hemen güneyindeki topraklar ilerleyen Alman ordusu tarafından fethedilmişti. PROPN CCONJ PROPN CCONJ PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN ADJ AUX DET NOUN VERB CCONJ PROPN ADV NOUN+ADP NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01025084 tr Avusturya-Prusya ordusu bu geri çekilme karşısında şaşırdı ve Danimarka ordusunun neredeyse tamamı tahliyeyi başarıyla tamamladı. PROPN+PUNCT+PROPN NOUN DET ADV NOUN NOUN VERB CCONJ PROPN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01025085 tr Yine de bu durum ağır topçu parçalarının önemli parçalarının terk edilmesine yol açtı; Flensburg'a giden demiryolunun tahliye için neden asla doğru biçimde kullanılmadığı tarihi bir konu olarak tartışılmaya devam ediyor. ADV ADV DET NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PROPN ADJ NOUN NOUN ADP ADV ADV ADJ NOUN NOUN ADJ DET NOUN AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01025086 tr Geri çekilme haberi, Danevirke'yi geçilmez gören Danimarka kamuoyu üzerinde büyük bir şok etkisi yarattı ve General de Meza derhal komutasından çekildi. ADV NOUN NOUN+PUNCT PROPN ADJ AUX PROPN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN PROPN PROPN ADV NOUN VERB+PUNCT +w01025087 tr Danevirke o zamandan beri Alman mülkiyetindedir. PROPN DET NOUN ADP PROPN NOUN+AUX+PUNCT +w01026024 tr Tuna Nehri üzerinde taşınan malların miktarı 1987'de yaklaşık 100 milyon tona yükselmiştir. PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NUM NUM NOUN VERB+PUNCT +w01026037 tr Tuna Deltası'nın büyük bir kısmı Romanya'da (Tulcea bölgesi), Chilia kolunun sol kıyısındaki kuzey kısmı ise Ukrayna'da (Odessa Oblast) yer almaktadır. PROPN NOUN ADJ DET NOUN PROPN PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT+PUNCT PROPN NOUN ADJ NOUN+ADP NOUN NOUN VERB PROPN PUNCT+PROPN PROPN+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +w01027007 tr İklim çok kuru olduğundan bu ovalar bazen Sahra'nın bir parçası olarak düşünülür. NOUN ADV ADJ AUX DET NOUN ADV PROPN DET NOUN AUX VERB+PUNCT +w01027015 tr Ülkenin batı kısmından farklılaşır; çünkü belirgin topografik özellikleri kıyıya paralel değildir. NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV ADJ ADJ NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +w01027035 tr Kuzey Cezayir ılıman bölgede olup hafif bir Akdeniz iklimine sahiptir. NOUN PROPN ADJ NOUN ADV ADJ DET PROPN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01028004 tr Bunlardan ilki Mississippi Nehri'ne akan Ohio Nehri olmuştur. PRON NOUN PROPN NOUN ADJ PROPN NOUN AUX+PUNCT +w01028050 tr Çatışmanın merkezinde, Kansas'ın Birliğe özgür bir devlet mi yoksa köle bir devlet olarak mı gireceği sorusu yer almıştır. NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN ADJ DET NOUN AUX ADJ+AUX NOUN DET NOUN AUX AUX NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01028069 tr Kansas'taki olaylara verilen ulusal tepkiler ülkenin ne kadar derinden bölünd��ğünü göstermiştir. PROPN+ADP NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN PRON ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01029015 tr Yapraklar renk bakımından sarımsıdan mavimsiye kadar yeşilin çeşitli tonlarını gösterir. NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01029049 tr Amerika kıtasındaki yerli Amerikalılar buna, tıbbi tedavilerinin temeli olarak bakmışlardır. PROPN NOUN+ADP ADJ PROPN PRON+PUNCT ADJ NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +w01029083 tr Kuzeybatı Avrupa ve Ukrayna'daki Hıristiyan kiliseleri Palmiye Pazar'ı etkinliğinde düzenlenen törenlerde palmiye yerine söğüt dalları kullanmıştır. ADJ PROPN CCONJ PROPN+ADP PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01030092 tr Alpler, Avrupa'nın düz bölgelerine içme suyu, sulama ve hidroelektrik enerji sağlar. PROPN+PUNCT PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01030093 tr Alan Avrupa'nın yüzölçümünün sadece yüzde 11'ini oluşturmasına rağmen Alpler, bu düz bölgelerde suyun yüzde 90'ına kadarlık kısmını özellikle kurak yerlere ve yaz ayları boyunca sağlar. NOUN PROPN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN ADP PROPN+PUNCT DET ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADV ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w01030094 tr Milano gibi şehirler Alp kolundan gelen suya yüzde 80 oranında bağımlıdır. PROPN ADP NOUN PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN NUM NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01030095 tr Nehirlerden gelen su, 500'den fazla hidroelektrik santralde kullanılmakta ve 2900 kilowatt elektrik üretmektedir. NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN VERB CCONJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01030096 tr Rhine, Rhône, Inn, Ticino ve Po gibi Başlıca Avrupa nehirleri İsviçre'den gelir ve bunların hepsinin Alp'lerde kolları bulunup komşu ülkelere akarken nihayet Kuzey Denizi, Akdeniz, Adriyatik Denizi ve Karadeniz'e boşalırlar. PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN ADP ADJ PROPN NOUN PROPN VERB CCONJ PRON PRON PROPN NOUN ADV NOUN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN NOUN CCONJ PROPN VERB+PUNCT +w01031003 tr Volkanların incelendiği alana bazen vulkanoloji olarak da telaffuz edilen volkanoloji denir. NOUN ADJ NOUN ADV NOUN AUX ADV NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01031015 tr Bu magma, yüksek silika içeriğinden dolayı çok viskoz olma eğilimindedir, bu nedenle genellikle yüzeye ulaşmaz ancak derinde soğur. DET NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN ADP ADV ADJ AUX NOUN+AUX+PUNCT DET NOUN ADV NOUN VERB ADV NOUN VERB+PUNCT +w01031034 tr Genelde feci boyutta patlamalar şeklinde gerçekleşmezler. ADV ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01032139 tr Küresel ısınma, yağışlı mevsimlerin yapısında bir değişikliğe neden oldu. ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN DET NOUN NOUN AUX+PUNCT +w01033022 tr Neredeyse tamamı kuruyan küçük bir lagün bulunur. ADV NOUN ADJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01033025 tr 1975 yılında yaban hayat tapınağı ilan edilmiştir. NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w01033061 tr Soruşturma ve adaya yapılan seferler devam ediyor. NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01033067 tr Bu tür yerleşimler muhtemelen doğu Malenezyalıların kuzeye yolculuk ettiği M.Ö. 1000 civarında başladı. DET NOUN NOUN ADV NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +w01034023 tr Thomas Lincoln, ailenin Kentucky ve Indiana'da bulunduğu yıllarda bir çiftçi, marangoz ve mobilyacı olarak çalıştı. PROPN PROPN+PUNCT NOUN PROPN CCONJ PROPN ADJ NOUN DET NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN AUX VERB+PUNCT +w01035079 tr Habitatın tahrip edilmesi, bir alanın sel ve kuraklık, mahsul yetersizliği, hastalıkların yayılması ve su kirliliği gibi doğal felaketlere karşı savunmasızlığını büyük ölçüde artırır. NOUN NOUN NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN CCONJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADP ADJ NOUN ADP NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01035080 tr Öte yandan, iyi yönetim uygulamalarının uygulandığı sağlıklı bir ekosistem, bu olayların oluşma ihtimalini veya en azından olumsuz etkileri azaltacaktır. NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN CCONJ ADV NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01035081 tr Tarım arazisi, manzaranın etrafındaki tahribattan zarar görebilir. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01035082 tr Geçtiğimiz 50 yıl içinde tarım arazisi çevresindeki yaşam alanlarının tahrip edilmesi erozyon, tuzlanma, sıkışma, besin maddesi azalımı, kirlilik ve kentleşme yüzünden tarım arazilerinin yaklaşık %40'ına zarar vermiştir. ADJ NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ SYM+NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01035083 tr İnsanlar, habitat yok edildiğinde doğal yaşam alanlarının doğrudan kullanımını da kaybederler. NOUN+PUNCT NOUN ADJ AUX ADJ AUX NOUN ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w01036044 tr Papua Yeni Gine, genellikle cinsiyete dayalı şiddet bakımından dünyanın en kötü yeri olarak adlandırılır. PROPN ADJ PROPN+PUNCT ADV NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN AUX VERB+PUNCT +w01036077 tr Bu bitki aileleri Papua Yeni Gine'de hala mevcutturlar. DET NOUN NOUN PROPN ADJ PROPN ADV ADJ+AUX+PUNCT +w01037024 tr Kuzey Amerika ve Güney Amerika, yedi kıtalı modelde ayrı kıtalar olarak değerlendirilmektedir. NOUN PROPN CCONJ NOUN PROPN+PUNCT NUM ADJ NOUN ADJ NOUN AUX VERB+PUNCT +w01037080 tr Kristof Kolomb, 1492'de Atlantik Okyanusu boyunca Batı Hint Adaları'na doğru yolculuk ederek Avrupa'nın Amerika kıtalarını keşfetme dönemini başlattı. PROPN PROPN+PUNCT NOUN PROPN NOUN ADP NOUN PROPN NOUN ADP NOUN ADV PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01038009 tr Genellikle uzak ve yol bulunmayan konumlarından ötürü çok popüler değillerdir. ADV ADJ CCONJ NOUN ADJ NOUN ADP ADV ADJ AUX+PUNCT +w01038016 tr Çeşitli özel şahıslar, devletin toplam yüzde birine karşılık gelecek şekilde geri kalan araziye sahiptir. ADJ ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADV ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01038022 tr Ayrıca burası, Alaska'da kış aylarında gündüzleri görülen yüksek sıcaklığının donma seviyesinin üstünde bulunduğu tek bölge. ADV PRON+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADV ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN+PUNCT +w01038044 tr Çok sayıda yerli halk Alaska'da, Avrupa halklarının bölgeye gelmesinden önce binlerce yıl boyunca yaşadı. ADV NOUN ADJ NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN ADP VERB+PUNCT +w01039032 tr Burada bölgedeki Avustralya Aborijinleri tarafından bırakılan küçük bir kano çaldılar. PRON NOUN+ADP PROPN PROPN NOUN ADJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01039058 tr Brisbane büyüdükçe, nehrin durumu giderek kötüleşti ve açık bir kanalizasyon ve çöplük haline geldi. PROPN ADV+PUNCT NOUN NOUN ADV VERB CCONJ ADJ DET NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01039065 tr "1987 yılı, zamanın Brisbane Lord Belediye Başkanı Sallyanne Atkinson tarafından ""Nehir Yılı"" ilan edildi." NUM NOUN+PUNCT NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN PUNCT+NOUN NOUN+PUNCT NOUN AUX+PUNCT +w01040100 tr Kum ve toz fırtınaları, arazinin bitki örtüsüyle korunmadığı kurak bölgelerde meydana gelen doğal olaylardır. NOUN CCONJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01040101 tr Toz fırtınaları genellikle çöllerin ortasından ziyade, daha ince materyallerin uçuştuğu çöl sınırlarında başlar. NOUN NOUN ADV NOUN NOUN ADV+PUNCT ADV ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01040102 tr Sabit bir rüzgar esmeye başlayınca, açık alandaki ince parçacıklar titreşim oluşturmaya başlar. ADJ DET NOUN NOUN ADV+PUNCT ADJ NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01040103 tr Rüzgar hızının artması bazı partikülleri kaldırarak hava akımına dahil eder. NOUN NOUN NOUN DET NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01040104 tr Yere indiklerinde diğer partiküllere çarparak onların havaya kalkmalarına neden olurlar ve bir zincirleme reaksiyon başlatırlar. NOUN NOUN DET NOUN ADV PRON NOUN NOUN NOUN AUX CCONJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01041046 tr Bununla birlikte, şehirleşme Tayland'da obezite gibi sorunlarda da büyük artışlara neden oldu. PRON ADP+PUNCT NOUN PROPN NOUN ADP NOUN ADV ADJ NOUN NOUN AUX+PUNCT +w01042055 tr Şehirde yılda sadece yedi gün fırtına rapor edildiği için fırtınalar nadiren görülür. NOUN NOUN ADV NUM NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADV VERB+PUNCT +w01043027 tr 1340 yılına gelindiğinde, Kahire, yarım milyona yakın bir nüfusa sahipti ve Çin'in batısındaki en büyük şehirdi. NUM NOUN NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN+AUX CCONJ PROPN NOUN+ADP ADV ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01043065 tr Bu arada, Nil'i kontrol altına almaya yönelik çabalar, Gezira Adası ile kentin su kıyısındaki kalkınmayı teşvik etti. DET NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN+PUNCT PROPN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01044010 tr Nevada'nın sektörel ürünleri turizm, madencilik, makine, basım ve yayıncılık, gıda işleme ve elektrikli cihazları kapsıyor. PROPN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01045002 tr Karayipler ismi, 15. yüzyılın sonlarında Avrupa'nın burayla temas kurduğu dönemde bölgedeki baskın konuma sahip yerli Amerikan gruplarından Cariblere dayanmaktadır. PROPN NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN PROPN PRON NOUN ADJ NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN ADJ ADJ PROPN NOUN PROPN VERB+AUX+PUNCT +w01045003 tr "Amerika'nın 1492 yılında Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinden sonra, İspanyolca Antillas terimi topraklara uygulanmıştır; bunun sonucunda ""Antiller Denizi"", çeşitli Avrupa dillerinde ""Karayip Denizi"" için ortak bir alternatif isim haline gelmiştir." PROPN NUM NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT PRON NOUN PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT+PUNCT ADJ PROPN NOUN PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT ADP ADJ DET ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01045004 tr Gelişimin ilk yüzyılı boyunca, bölgedeki İspanyolların baskın konumu kesindi. NOUN ADJ NOUN ADP+PUNCT NOUN+ADP PROPN ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01045005 tr "16. yüzyılda, Karayip bölgelerini ziyaret eden Avrupalılar, ""Kuzey Denizi""den (Karayip Denizi, aynı kanalın kuzeyinde) sonra ""Güney Denizi""ni (Pasifik Okyanusu, Panama kanalının güneyi) keşfettiler." NUM NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADJ PROPN+PUNCT PUNCT+NOUN NOUN PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN+PUNCT ADP PUNCT+NOUN NOUN PUNCT+PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +w01045006 tr Karayip Denizi, Kristof Kolomb'un Karayip sularına, Asya'ya bir deniz yolu bulma arayışıyla ilk kez gittiği 1492 yılına kadar Avrasya'daki nüfus tarafından bilinmiyordu. PROPN NOUN+PUNCT PROPN PROPN PROPN NOUN+PUNCT PROPN DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NUM NOUN ADP PROPN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01046011 tr Maalesef hızlı nüfus artışı ve kentsel yayılma, kalkınmayla birlikte bu ekosistemlerin çoğunu kapsadı. ADV ADJ NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN+PUNCT NOUN ADP DET NOUN PRON VERB+PUNCT +w01046056 tr Cape Town'ın yerel yönetimi, büyükşehir belediyesi olan Cape Town şehridir. PROPN PROPN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN AUX PROPN PROPN NOUN+AUX+PUNCT +w01047008 tr Undersea olarak yayınlanan deneme, okyanus tabanında geçen bir yolculuğun canlı bir anlatımıydı. PROPN AUX ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ DET NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +w01047071 tr Ayrıca, ona gizli bilgiler sağlayan birçok hükümet bilimciyle kişisel bağlantılarından yararlandı. ADV+PUNCT PRON ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01047094 tr Brooks ve Carson 1962 yılının ortalarına gelindiğinde düzenlemeyi büyük oranda bitirmişler ve metni, nihai öneriler için seçilen bireylere göndererek kitabın tanıtımına zemin hazırlıyorlardı. PROPN CCONJ PROPN NUM NOUN NOUN ADV NOUN ADJ NOUN VERB CCONJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADP ADJ NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01047104 tr Bu kitap, kimya endüstrisinin ve lobicilerin yanı sıra Amerikan halkının geniş bir kesiminin dikkatine sunuldu. DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADP PROPN NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01048027 tr 1350'lerde, Kral Gongmin, Yuan hanedanı çökmeye başladığında Goryeo hükümetini reform etmede özgürleşti. NOUN+PUNCT NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01048090 tr Güney Kore ekonomisi 1960'lardan itibaren muazzam bir büyüme gösterdi ve ekonomik yapı kökten değişti. NOUN PROPN NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01049051 tr Genellikle rustik piknik alanları, banklar ve patikalar gibi düşük bir gelişim seviyesi gösterir. ADV ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN ADP ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01049066 tr 1879'da kurulan Avustralya Kraliyet Milli Parkı, dünya çapında kurulmuş ikinci resmi parktır. NOUN ADJ PROPN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NUM ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01049082 tr Burada her şeyden önce, hızlı bir şekilde inşa edilen bir bölgedeki kasaba halkı ve yerel sakinlerin yararına açık alan sağlanmıştı. PRON DET NOUN ADP+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN ADJ DET NOUN+ADP NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01050067 tr Çing hanedanının 1911'de yıkılmasıyla Bogd Han yönetimindeki Moğolistan bağımsızlığını ilan etti. PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN+ADP PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01050068 tr Ancak yeni kurulan Çin Cumhuriyeti, Moğolistan'ı kendi toprağının bir parçası olarak görüyordu. ADV ADV ADJ PROPN NOUN+PUNCT PROPN PRON NOUN DET NOUN AUX VERB+PUNCT +w01050069 tr Çin Cumhuriyeti Devlet Başkanı Yuan Shikai, yeni cumhuriyeti Çing'in mirasçısı olarak görüyordu. PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN+PUNCT ADJ NOUN PROPN NOUN AUX VERB+PUNCT +w01050070 tr Bogd Han, hem Moğolistan'ın hem de Çin'in Çing döneminde Mançu tarafından yönetildiğini ve de Çing hanedanının 1911'de yıkılmasının ardından, Moğolistan'ın Mançu'ya teslim sözleşmesinin geçersiz hale geldiğini söyledi. PROPN NOUN+PUNCT CCONJ PROPN CCONJ ADV PROPN PROPN NOUN PROPN NOUN NOUN CCONJ ADV PROPN NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN ADJ AUX NOUN VERB+PUNCT +w01050071 tr Bogd Han tarafından kontrol edilen bölge, yaklaşık eski Dış Moğolistan'ın Çing dönemindeki alanı kadardı. PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT ADJ ADJ NOUN PROPN PROPN NOUN+ADP NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w01051032 tr Kadeş'i ele geçirme konusunda acele eden 2. Ramses büyük bir taktiksel hata yapmıştır. PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NUM PROPN ADJ DET ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01051080 tr Nitekim, savaş hakkında 1903'te James Henry Breasted tarafından hazırlanan ilk bilimsel rapor, savaş sonrası yeniden yapılanmaya kesin olarak izin veren kaynaklara övgüde bulunmuştur. ADV+PUNCT NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN PROPN NOUN ADJ ADJ ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADV NOUN ADJ AUX NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01052022 tr Lojistik olarak uzun bir kuşatmayı sürdüremeyen Ramses, Mısır'a dönmüştür. ADJ AUX ADJ DET NOUN ADJ PROPN+PUNCT PROPN VERB+PUNCT +w01052038 tr Dolayısıyla Mısırlı firavun kendisini, neredeyse 120 yıl önceki III. Tutmose zamanından beri hiçbir Mısırlı askerin görülmediği Tunip'teki Kadeş'in ötesine geçerek Kuzey Amurru'da bulmuştur. ADV PROPN NOUN PRON+PUNCT ADV NUM NOUN ADP+ADP NUM PROPN NOUN ADP DET PROPN NOUN ADJ PROPN+ADP PROPN NOUN ADV NOUN PROPN VERB+PUNCT +w01052046 tr Bu kez de, çatışmanın başlamasından iki saat sonrasına kadar korsesini giyme zahmetinde bulunmadan muharebe yaptığını savunmuştur. DET NOUN ADV+PUNCT NOUN NOUN NUM NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01053015 tr Herod Antipas ve Herodias'ın tam evlilik yılı akademisyenler arasında tartışmalıdır. PROPN PROPN CCONJ PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01053031 tr Herod'un o sırada Kudüs'te olduğu düşünülürse, Pilatus İsa'yı yargılanması için Herod'a göndermeye karar vermiştir. PROPN DET NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT PROPN PROPN NOUN ADP PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01053045 tr Yeni Ahit'e göre Pavlus Korint'te, din değiştirmesinden yaklaşık on yedi yıl sonra on sekiz ay geçirmiştir. ADJ PROPN ADP PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NUM NUM NOUN ADP NUM NUM NOUN VERB+PUNCT +w01053062 tr O tarihte bir artık ay bile söz konusu olsa son tarih sadece bir Cuma gününe denk gelebilir ancak bu Newton'un tarih ettiği bir durumdu. DET NOUN DET ADJ NOUN ADV NOUN NOUN AUX ADJ NOUN ADV DET NOUN NOUN ADJ AUX ADV PRON PROPN NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +w01053067 tr Ayın evresini, iki bin yıl önce belli bir güne denk getirmek mümkün olsa da bulutlar ya da pusla örtülü olup olmadığını bilmek mümkün değil. NOUN NOUN+PUNCT NUM NUM NOUN ADP ADJ DET NOUN ADJ AUX ADJ AUX ADV NOUN CCONJ ADV NOUN ADJ ADV AUX NOUN ADJ AUX+PUNCT +w01054107 tr Forts, New France'ın henüz yerleşim yapılmayan eski kesimlerinde inşa edilmiştir. PROPN+PUNCT PROPN PROPN ADV NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01056103 tr Bir zamanlar Latium'dan tüm İtalya'ya yapıldığı gibi devletin ekonomik ve yargı mekanizmalarının Akdeniz'de uygulanabileceği entegrasyonun temelini oluşturdu. DET NOUN PROPN DET PROPN ADJ ADP NOUN ADJ CCONJ NOUN NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01057006 tr Her şiir, savaşın yalnızca bir bölümünü anlatır. DET NOUN+PUNCT NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01057016 tr Daha sonraki çağlarda oyun yazarları, tarihçiler ve diğer entelektüeller Truva Savaşı'ndan esinlenerek eserler yaratacaktı. ADV ADV+ADP NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ DET NOUN PROPN NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +w01057041 tr Olaysız bir yaşamın ardından ya yaşlıyken öleceği ya da bir savaş meydanında gençken ölüp şiirle ölümsüzleşeceği söylenmişti. ADJ DET NOUN ADP CCONJ ADJ+AUX NOUN CCONJ ADV DET NOUN NOUN ADJ+AUX ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01058009 tr Ancak bu durum, Julian'ın 363 yılında savaşta öldürülmesiyle tersine döndü. ADV DET NOUN+PUNCT PROPN NUM NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +w01058013 tr Son Olimpiyat Oyunlarının 393'te yapıldığı düşünülüyor. ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01060037 tr Shen Kuo, Wang Anshi'yi bir yönetici ve hükümet temsilcisi olarak yetenek ve yetenekleri ile etkiledi. PROPN PROPN+PUNCT PROPN PROPN DET NOUN CCONJ NOUN NOUN AUX NOUN CCONJ NOUN ADP VERB+PUNCT +w01060038 tr Shen 1072'de Wang'ın başkent dışındaki Bian Kanalı'ndaki kum yataklarının inşasını inceleme programını denetlemek üzere gönderildi. PROPN NOUN PROPN NOUN NOUN+ADP PROPN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w01060039 tr Shen orijinal bir teknik kullanarak kanalı başarıyla taradı ve gübre olarak toplanan kumun müthiş değerini gösterdi. PROPN ADJ DET NOUN ADV NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN AUX ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01060040 tr 1075 yazında Khitan Liao Hanedanı elçisi olarak gönderildiğinde mahkemede daha fazla itibar kazandı. NUM NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN AUX NOUN NOUN ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01060041 tr Kitanlar, Liao Krallık'ın taleplerini kabul eden birçok yetersiz Çin elçisini manipüle ederken, sınırlarını güneye doğru itmeye yönelik bazı agresif müzakereler gerçekleştirmişlerdi. PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ DET ADJ PROPN NOUN ADJ ADV+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX ADP DET ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01061050 tr Tıp çalışmaları, özellikle İslam tıbbının Salerno'daki okulu etkilediği güney İtalya'da da yürütülüyordu. NOUN NOUN+PUNCT ADV PROPN NOUN PROPN+ADP NOUN ADJ NOUN PROPN ADV VERB+PUNCT +w01062037 tr Aktarılana göre Tiberius, gidişinden pişman oldu ve birkaç kez Roma'ya dönmek istedi ancak Augustus taleplerini her seferinde reddetti. NOUN ADP PROPN+PUNCT NOUN ADJ AUX CCONJ DET NOUN PROPN NOUN VERB CCONJ PROPN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +w01062063 tr Senatonun ve devletin kendisi olmadan hareket etmesini ve direkt dilemiş gibi görünürken emirleri oldukça belirsiz kaldığından mevzuatı geçirmekten ziyade gerçekte neyi kastettiğine ilişkin tartışmalara yol açmıştı. NOUN CCONJ NOUN PRON ADV NOUN NOUN CCONJ ADV ADJ AUX ADV NOUN ADV ADJ AUX NOUN NOUN ADV ADV PRON NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01063048 tr Tanrılar günlük yaşamın pratik ihtiyaçlarını belirgin bir şekilde temsil ederken bunlar ritüelleri ve teklifleri titizlikle inceleyip uygun gördü. NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN ADV PRON NOUN CCONJ NOUN NOUN ADV ADJ AUX+PUNCT +w01064034 tr Bu da Avrupa kıtasından çıkan tekne ile yapıldı. PRON ADV PROPN NOUN ADJ NOUN ADP VERB+PUNCT +w01065018 tr Bölgede keşfedilen kült kalıntıları, massebot olarak bilinen, kuzey-güney yönünde uzanan ve en yükseği 3 metre uzunluğunda olup ortası sunak şeklinde tabanı ise büyük, kare taş şeklinde olan bir dizi on büyük ayaklı taştır. NOUN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN AUX ADJ+PUNCT NOUN+PUNCT+NOUN NOUN ADJ CCONJ ADV NOUN NUM NOUN NOUN AUX NOUN NOUN NOUN NOUN VERB ADJ+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NUM ADJ ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01065019 tr "Bu megalitlerin kesin amacı tartışmalı olmakla birlikte M.Ö. 1600'de Orta Tunç Çağı'ndan bir Kenanlı ""yüksek yer"" oluşturmuş olabilirler." DET NOUN ADJ NOUN ADJ AUX ADP NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN DET PROPN PUNCT+ADJ NOUN+PUNCT VERB VERB+PUNCT +w01065020 tr Kenan şehri, muhtemelen Mısır firavunu Thutmose III tarafından başlatılan bir saldırının ardından başlayan bir yangında yok oldu. PROPN NOUN+PUNCT ADV PROPN NOUN PROPN NUM NOUN ADJ DET NOUN ADP ADJ DET NOUN ADJ VERB+PUNCT +w01065021 tr Kente yapılan en eski tarihi referans, Karnak'taki Thutmose tapınağında fethedilen yerlere ilişkin bir kitabede bulunabilir. NOUN ADJ ADV ADJ ADJ NOUN+PUNCT PROPN+ADP PROPN NOUN ADJ NOUN ADP DET NOUN VERB+PUNCT +w01065022 tr M.Ö. 14. yüzyıldan kalma Tell Amarna mektuplarında Mısır firavununa sadakat yemini eden Gezer krallarının on mektubu yer alır. NOUN NUM NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01066003 tr Tayland doğum belgeleri, doğum tarihini, ayını ve saatini ve ardından haftanın gününü, ay tarihini ve uygulanabilir zodyak hayvanının adını kaydeder. PROPN NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01066006 tr Zodyak hayvanı Maymun'dur ve geleneksel önem taşıyan altmışıncı yıldönümü 1992'ye denk gelmiştir. NOUN NOUN NOUN+AUX CCONJ ADJ NOUN AUX NUM NOUN NOUN ADJ VERB+PUNCT +w01066008 tr Tay kültüründe günün uğurlu renkleri, hafta içindeki günler için verilir ve bunu hafta için günlere karşılık gelen Buda imgelerine yönelik bir bağlantı takip eder. PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN+ADP NOUN ADP VERB CCONJ PRON NOUN ADP NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN ADP DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01066040 tr Çin Yeni Yılı ve Taylandlı Çinliler tarafından yapılan diğer ziyafetler, Çin takvimine göre hesaplandığı için her ikisine göre değişir. PROPN ADJ NOUN CCONJ ADJ PROPN NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT PROPN NOUN ADP NOUN ADP DET NOUN ADP VERB+PUNCT +w01067032 tr Buna ek olarak, Doğu Deltası bölgesinde Walls of the Ruler'ı inşa ederek Mısır ve Asya arasındaki savunmayı güçlendirmiştir. PRON NOUN AUX+PUNCT NOUN NOUN NOUN PROPN X X PROPN NOUN ADV PROPN CCONJ PROPN NOUN+ADP NOUN VERB+PUNCT +w01067059 tr Birçok yapıtının tamamlanmamasından da anlaşıldığı üzere sadece on beş yıl hüküm sürmüştür. DET NOUN NOUN ADV NOUN ADP ADV NUM NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01067103 tr Buna rağmen, ikisi de en azından Mısır'ın bir bölümünü tutmuştur. PRON ADP+PUNCT NOUN ADV ADV NOUN PROPN DET NOUN VERB+PUNCT +w01068027 tr Aldrin 9 Eylül 2002'de, bir Japon çocuk televizyonunun mekân konusunda bir röportaj verme bahanesiyle bir Beverly Hills oteline gelmeye ikna edilmişti. PROPN NUM NOUN NOUN+PUNCT DET PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN DET NOUN NOUN NOUN DET PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01068056 tr Aldrin üç kez evlendi. PROPN NUM NOUN VERB+PUNCT +w01069007 tr 1519'da Habsburg imparatorluğunun hükümdarı oldu ve 1530'da Kutsal Roma İmparatoru unvanını elde etti. NOUN PROPN NOUN NOUN AUX CCONJ NOUN ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01069040 tr Charles katı tutumlarına rağmen Hollanda'nın ihtiyaçları için empati kuran bir hükümdar olarak görülüyordu. PROPN ADJ NOUN ADP PROPN NOUN ADP NOUN ADJ DET NOUN AUX VERB+PUNCT +w01069056 tr 1566'da 400 asilden oluşan bir topluluk, zulmü geri kalan kişiler dönene kadar durdurmak üzere Parma Valisi Margaret'a bir dilekçe sundu. NOUN NUM NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN ADV ADJ NOUN NOUN ADP NOUN ADP PROPN NOUN PROPN DET NOUN VERB+PUNCT +w01069094 tr Akdeniz'deki Osmanlı İmparatorluğu'na karşı mücadelesi, Hollanda'daki isyancılara karşı uygulayabileceği askeri güce ciddi sınırlamalar getirdi. PROPN+ADP PROPN NOUN ADP NOUN+PUNCT PROPN+ADP NOUN ADP ADJ ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01070031 tr M.Ö. 1900 civarında bir Bronz Çağı astronomi gözlemevi inşa edilmiş ve orada M.Ö. 700 yılına kadar yaşayan topluluğa hizmet etmiştir. NOUN NUM NOUN DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ PRON NOUN NUM NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01070032 tr Merkezdeki alan, güneşin ve dolunayın yükselişini gözlemlemek için kullanılmıştır. NOUN+ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w01070033 tr Üç işaret yazın gün doğumunu ve kış gün dönümlerini ve iki ekinoksu belirlemektedir. NUM NOUN NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN CCONJ NUM NOUN VERB+PUNCT +w01070034 tr Dördü daha dolunayda yaz aylarında ve kış aylarında asgari ve azami düşüşleri göstermektedir. NOUN ADV NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01070035 tr İkisi ay uzunluğunu ölçer. NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01071036 tr İki olgu bakımından önemlidir. NUM NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01071043 tr Yucatan'daki Post-Klasik dönem boyunca üçüncü bir sistem kullanılmıştır. PROPN+ADP NOUN+PUNCT+ADJ NOUN ADP NUM DET NOUN VERB+PUNCT +w01072002 tr Hispania sözcüğünün kökeni çok tartışmalıdır ve çeşitli spekülasyonlara ilişkin kanıtlar, en iyi ihtimalle sadece benzerlik olan tesadüfi durumlara dayanmaktadır ve destekleyici kanıtlar şüphelidir. PROPN NOUN NOUN ADV ADJ+AUX CCONJ ADJ NOUN ADP NOUN+PUNCT ADV ADJ NOUN ADV NOUN ADJ ADJ NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01072046 tr Ama Hispania'nın yeni gelenler üzerindeki etkisi büyüktü. ADV PROPN ADV NOUN NOUN+ADP NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01072065 tr Yarımada Romalılaştırmanın ilk aşamalarında Romalılar tarafından yönetim amaçlı olarak ikiye bölünmüştür. PROPN NOUN ADJ NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ AUX NOUN VERB+PUNCT +w01072079 tr İmparator Caracalla 3. yüzyılda kısa bir süre geçerli olan yeni bir bölünme uygulamıştır. NOUN PROPN NUM NOUN ADJ DET NOUN ADJ AUX ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01073007 tr Rudyard Gölü alanının güzelliğinden öyle etkilenmişlerdir ki, ilk çocukları doğduğunda ona isim verirken atıfta bulunmuşlardır. PROPN NOUN NOUN NOUN ADV VERB SCONJ+PUNCT ADJ NOUN NOUN PRON NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +w01073042 tr Kipling orada geçirdiği süre boyunca, (Trix'in geri döndüğü) Southsea'de Trix ile gemiye binen Floransa Garrard'ına aşık olmuştu. PROPN PRON ADJ NOUN ADP+PUNCT PUNCT+PROPN ADV ADJ+PUNCT PROPN PROPN ADP NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN AUX+PUNCT +w01073054 tr Editör Stephen Wheeler, Kipling'i zorlamıştır ancak Kipling'in yazma ihtiyacı durdurulamazdı. NOUN PROPN PROPN+PUNCT PROPN VERB ADV PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01073067 tr Lahor'da, Kasım 1886 ile Haziran 1887 tarihleri arasında Gazette'de otuz dokuz hikaye çıktı. PROPN+PUNCT NOUN NUM CCONJ NOUN NUM NOUN NOUN PROPN NUM NUM NOUN VERB+PUNCT +w01073075 tr Bu zamana kadar, gelecek hakkında daha fazla düşünüyordu. DET NOUN ADP+PUNCT NOUN NOUN ADV ADV VERB+PUNCT +w01074088 tr 1610'da yayınlanan Jin Ping Mei, daha önceki materyalleri içeriyor olmasına rağmen, bağımsız kompozisyon eğilimine ve psikoloji ile ilgili endişeye işaret ediyor. NOUN ADJ PROPN PROPN PROPN+PUNCT ADV NOUN+ADP NOUN VERB NOUN ADP+PUNCT ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01075036 tr Erkeklerin ortaöğretime kaydolması, kişi başına gelir ve ekonomik büyüme oranındaki artışlar iç savaş olasılığını azaltmada önemli etkiye sahiptir. NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01075037 tr Spesifik olarak, erkeklerin orta öğretime kayıt ortalamasında ortalamanın %10 üstünde bir büyüme oranı, bir çatışma ihtimalini yaklaşık % 3 azaltırken çalışma ortalamasından %1 daha yüksek bir artış iç savaş ihtimalinde %1'lik bir düşüşe yol açmıştır. ADJ AUX+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NUM NOUN DET NOUN NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN ADJ SYM NUM ADV NOUN NOUN NUM ADV ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN SYM+ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01075038 tr Bu üç faktör çalışmada, ayaklanma yüzünden kaybolan kazançların yansıması olarak yorumlanmış ve bu nedenle daha düşük kazanç isyanı teşvik etmiştir. DET NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN AUX VERB ADV DET NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01075039 tr Başka bir deyişle: genç erkeklerin (iç savaşlarda savaşanların büyük çoğunluğunu oluştururlar), eğitim almaları veya rahat bir maaş almaları ve gelecekte başarılı olabileceklerini düşünmeleri durumunda isyana katılma ihtimalleri daha düşük. ADJ DET NOUN+PUNCT ADJ NOUN PUNCT+NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT+PUNCT NOUN NOUN CCONJ ADJ DET NOUN NOUN CCONJ NOUN ADJ AUX NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ+PUNCT +w01075040 tr Kişi başına düşen gelirin düşük olması, silahlı isyana neden olan sıkıntıların bir nedeni olmuştur. NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ AUX+PUNCT ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN DET NOUN AUX+PUNCT +w01076039 tr Özgürlüklerle ilgili garanti vermesi, topluluklar arası gerilimleri dağıtması ve imparatorluğun daha uyumlu bir yere dönüştürülmesi teminatı anlamına geldi. NOUN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN ADV ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01076054 tr 1916'da başlayan Arap İsyanı, başta savaşın ilk iki yılında Orta Doğu cephesinde üstünlük kuran Osmanlı aleyhine döndürmüştür. NOUN ADJ PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01078013 tr Savaşın insanlığın üzerindeki sosyal ve kültürel dejeneratif etkilerini birkaç pasajda özellikle tartışıyor. NOUN NOUN NOUN+ADP ADJ CCONJ ADJ ADJ NOUN DET NOUN ADV VERB+PUNCT +w01079038 tr Dominikli papaz Heinrich Kramer, Salzburg Başpiskoposunun asistanlığını yapıyordu. ADJ NOUN PROPN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01079049 tr 1538'de İspanyol Engizisyonu üyelerine, Malleus'un söylediği her şeye inanmamaları konusunda uyardı. NOUN PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01079057 tr Zorunlu vaftiz Katolik Kilisesi kanunlarına aykırıydı ve teorik olarak zorla vaftiz edilen herkes yasal olarak Yahudiliğe geri dönebilirdi. ADJ NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ+AUX CCONJ ADJ AUX ADV NOUN ADJ PRON ADJ AUX NOUN ADV VERB+PUNCT +w01079077 tr İspanya 1492'de Sefarad nüfusunu kovdu; bu İspanyol Yahudilerin birçoğu İspanya'yı terk ederek Portekiz'e yöneldi, ancak sonunda orada da hedef alındı. PROPN NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT DET PROPN PROPN PRON PROPN NOUN ADV PROPN VERB+PUNCT ADV ADV PRON ADV NOUN VERB+PUNCT +w01080128 tr Trakya ile olan Makedon doğu sınırı Nestus nehrinde (Mesta) korunuyordu. PROPN ADP ADJ PROPN NOUN NOUN PROPN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT VERB+PUNCT +w01080129 tr Philip daha sonra güneydeki düşmanlarına karşı yürüdü. PROPN ADV ADV NOUN+ADP NOUN ADP VERB+PUNCT +w01080130 tr Teselya'da düşmanlarını mağlup etti ve 352 yılı itibarıyla bu bölgenin kontrolünü sıkı biçimde ele geçirdi. PROPN NOUN ADJ VERB CCONJ NUM NOUN ADP DET NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01080131 tr Makedonya ordusu, Yunanistan'ı ikiye ayıran Thermopylae'nin geçidine kadar ilerledi; ancak Atinalılar, Spartalılar ve Akhalar'dan oluşan ortak bir kuvvet tarafından güçlü bir şekilde korunduğundan alma girişiminde bulunmadı. PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN ADJ PROPN NOUN ADP VERB+PUNCT ADV PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN ADJ NOUN DET NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01080132 tr Makedonya'nın sınır bölgelerini güvence altına alan Philip, büyük bir Makedon ordusu kurdu ve uzun bir fetih seferi için Trakya'ya doğru yürüdü. PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN+PUNCT ADJ DET PROPN NOUN VERB CCONJ ADJ DET NOUN NOUN ADP PROPN ADP VERB+PUNCT +w01081030 tr Rus Catherine de çok memnundu. PROPN PROPN ADV ADV ADJ+AUX+PUNCT +w01082055 tr Savaş boyunca, Pearl Harbor genellikle Amerikan propagandasında kullanıldı. NOUN ADP+PUNCT PROPN PROPN ADV PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01083007 tr Romanov monarşisinin idealize edilmiş vizyonu, onun ülkesinin gerçek durumunu görmesini engelledi. PROPN NOUN ADJ ADJ NOUN+PUNCT PRON NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01083021 tr Rus İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'ndan öncekiki yıllarda önemli uyuşmazlık belirtileri gösteren farklı etnik gruplardan müteşekkil bir topluluktu. PROPN NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ ADJ ADJ NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +w01084085 tr Bu şehir devlet, Sukhothai ile aynı dönemde ortaya çıktı. DET NOUN NOUN+PUNCT PROPN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01084102 tr Batı ile 16. yüzyılda kurulan bu temas, kârlı ticaret yollarının kurulmasıyla derin ekonomik büyüme dönemini beraberinde getirdi. NOUN ADP NUM NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01085004 tr Ordu Küba'daki savaşta iyi performans gösterdi. NOUN PROPN+ADP NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01085005 tr Bununla birlikte, Batı'daki küçük yayınlara fazla yöneldi ve denizaşırı bir çatışma için hazırlıklı değildi. PRON ADP+PUNCT PROPN+ADP ADJ NOUN ADV VERB CCONJ ADJ DET NOUN ADP ADJ AUX+AUX+PUNCT +w01085006 tr Florida'daki sahne alanlarında lojistik, eğitim ve gıda sorunları ile karşı karşıya olan gönüllülere ve devlet milis birimlerine güveniyordu. PROPN+ADP NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN ADP NOUN NOUN AUX NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01085007 tr Birleşik Devletler, Küba'yı özgürleştirdi (ABD Ordusu'nun işgali sonrasında). ADJ NOUN+PUNCT PROPN VERB PUNCT+PROPN NOUN NOUN NOUN+PUNCT+PUNCT +w01085008 tr Barış antlaşmasıyla İspanya, Amerika'ya Porto Riko, Guam ve Filipinler kolonilerini devretti. NOUN NOUN PROPN+PUNCT PROPN PROPN PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01086012 tr Venedik'ten gelen büyük orduya karşı saldırı Fransa'dan başlatıldı. PROPN ADJ ADJ NOUN ADP NOUN PROPN VERB+PUNCT +w01086037 tr 1563 itibarıyla Venedik nüfusu yaklaşık 168.000 kişiye düşmüştü. NUM ADP PROPN NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +w01087052 tr Rönesans dönemindeki eğitim, antik edebiyat ve tarihten oluşuyordu; çünkü klasiklerin ahlaki eğitim ve insan davranışlarına ilişkin yoğun bir kavrayış sunduğu düşünülüyordu. PROPN NOUN+ADP NOUN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT ADV NOUN ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01088099 tr Bununla birlikte, demografik ve nüfus verilerinin kadınların özellikle de doğurganlık rollerini kapsayan istatistiksel analizi yapılmıştır. PRON ADP+PUNCT ADJ CCONJ NOUN NOUN NOUN ADV ADV NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01089017 tr Döneme ilişkin bilgilerin çoğu, defin yerlerinden bunların içinde bulunan mezar öğelerinden gelmektedir. NOUN ADP NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN PRON NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01089040 tr O dönemde, orada çok sayıda iyi tarım arazisine ve sığır otlağına sahip kırk civarında aile vardı. DET NOUN+PUNCT PRON ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NUM NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01089068 tr Yunanistan sömürgeleri batıdan Sicilya ve İtalya'ya (Pithekoussae, Cumae) gönderirken, yeni alfabe daha geniş bir alanı etkiledi. PROPN NOUN NOUN PROPN CCONJ PROPN PUNCT+PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT ADV+PUNCT ADJ NOUN ADV ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01091016 tr Güneydoğu Asya'da, büyük olasılıkla Papua Yeni Gine'de, evcilleştirilenleştirilen muz ve Hint muzları Afrika'da muhtemelen 5.000 yıl önce yeniden evcilleştirildi. NOUN PROPN+PUNCT ADJ NOUN PROPN ADJ PROPN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ PROPN NOUN PROPN ADV NUM NOUN ADP ADV VERB+PUNCT +w01091045 tr Bazı hayvanlar doğrudan bir besin kaynağı olmanın yanı sıra deri, yün, post ve gübre sağlayabilir. DET NOUN ADJ DET NOUN NOUN AUX NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +w01092019 tr Çalışma prensipleriyle ilgili köklü bir değişiklik İskoç James Watt tarafından getirildi. NOUN NOUN ADJ ADJ DET NOUN PROPN PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01092032 tr Sanayi Devrimi, makinelerde kullanılan metal parçalar için bir talep yarattı. NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN ADP DET NOUN VERB+PUNCT +w01093028 tr Sparta İkinci Messenia Savaşı'nda kendisini Mora Yardım Adası ve Yunanistan'ın geri kalanında yerel bir güç olarak kurdu. PROPN NUM PROPN PROPN PRON PROPN NOUN NOUN CCONJ PROPN ADV NOUN ADJ DET NOUN AUX VERB+PUNCT +w01094022 tr Ford T, Yüzyılın Otomobili ödüllerinde 20. yüzyılın en etkili otomobili olarak ilan edildi. PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NUM NOUN ADV ADJ NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +w01094066 tr America Motors'un kompakt boyutlu Rambler modellerinin başarısı, GM ve Ford'un kendi küçültülmüş otomobillerini 1960 yılında tanıtmasına yol açtı. PROPN PROPN ADJ ADJ PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN PRON ADJ NOUN NUM NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01095089 tr Bu gelenek modern çağda sadece biraz esnemiş durumda ve artık arkadaşlar göbek adının kullanılması tavsiye etmezken soyadı kullanımı hala yaygındır. DET NOUN ADJ NOUN ADV ADV ADJ NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN ADV ADJ+AUX+PUNCT +w01095090 tr İmparatorluk ailesinde ise göbek adının kullanılması son derece uygunsuz kabul edilir. NOUN NOUN VERB NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN AUX+PUNCT +w01095091 tr İmparator Meiji'den bu yana İmparator başına bir dönem atamak ve her imparatoru ölümünden sonra hüküm sürdüğü dönemin adıyla yeniden adlandırmak gelenekseldir. NOUN PROPN DET NOUN NOUN NOUN NUM NOUN NOUN CCONJ DET NOUN NOUN ADP NOUN ADJ NOUN NOUN ADV NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01095092 tr İmparator Meiji'den önce, dönemin isimleri daha sık değiştirildi ve imparatorların ölümünden sonraki isimler farklı bir şekilde seçilirdi. NOUN PROPN ADP+PUNCT NOUN NOUN ADV ADV VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01095093 tr Japonya dışında, İmparatorlar Shōwa'dan başlayarak imparatorlara, hem yaşarken hem de ölümlerinden sonra verilen adlara sık sık atıfta bulunur. PROPN NOUN+PUNCT NOUN PROPN ADV NOUN+PUNCT CCONJ ADV CCONJ ADV NOUN ADP ADJ NOUN ADV ADV NOUN VERB+PUNCT +w01096013 tr Asya ve Pasifik'te, çoğunlukla Çinli (yaklaşık olarak 7.5 milyon) 3 milyon ve 10 milyondan fazla sivil, Japon işgal güçleri tarafından öldürüldü. PROPN CCONJ PROPN+PUNCT NOUN PROPN PUNCT+ADJ AUX NUM NUM+PUNCT NUM NUM CCONJ NUM NOUN ADJ NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01096055 tr Avrupa'da savaş öncesi Müttefikler hem nüfus hem de ekonomi açısından önemli avantajlara sahiptiler. PROPN NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01096074 tr Kara Harpleri, Birinci Dünya Savaşı'nın statik cephe hatlarından hareketliliğin ve kombine silahların artmasına dönüştü. NOUN NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01097059 tr İngiliz süvari askerleri de mükemmel örülmüş kılıç eğitimi aldı. PROPN NOUN NOUN ADV ADJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01097104 tr Chandler ve Weller gibi bazı tarihçiler, İngiliz ağır süvari askerlerinin ilk epik şarjlarını takiben uygulanabilir bir güç olarak yok edildiğini iddia ediyorlar. PROPN CCONJ PROPN ADP DET NOUN+PUNCT PROPN ADJ NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN ADP ADJ DET NOUN AUX ADJ AUX NOUN VERB+PUNCT +w01098043 tr Roma'daki otozomal verilere ilişkin genetik bir araştırmaya göre, Roma'daki Güney Asıllı soyun kaynağı Kuzey Batı Hindistan'dır. PROPN+ADP ADJ NOUN ADP NOUN DET NOUN ADP+PUNCT PROPN+ADP NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN+AUX+PUNCT +w01099012 tr Müziğin menşei ile ilgili açıklamalar, müziğin nasıl tanımlandığına bağlıdır. NOUN NOUN ADP ADJ NOUN+PUNCT NOUN ADV NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w01099045 tr İnsanlar arasında hem erkekler, hem de kadınlar ateşli şarkıcılardır ve müzik yapmak çoğunlukla toplumsal bir etkinliktir. NOUN NOUN CCONJ NOUN+PUNCT CCONJ ADV NOUN ADJ NOUN+AUX CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +w01100046 tr 1839'da Çin, Hunan Valisi General Hubei ve Lin Zexu'nun afyon dış ticaretini yasakladıktan sonra Büyük Britanya'yla İlk Afyon Savaşı'yla mücadele etmeyi başardı. NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN PROPN CCONJ PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01100047 tr Çin yenildi ve 1842'de Nanking Antlaşması hükümlerine razı oldu. PROPN VERB CCONJ NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +w01100048 tr Hong Kong Adası İngiltere'ye devredildi ve Şanghay ve Guangzhou da dahil olmak üzere bazı limanlar İngiliz ticaret ve ikamet yerlerine açıldı. PROPN PROPN NOUN PROPN VERB CCONJ PROPN CCONJ PROPN ADV NOUN AUX ADP DET NOUN PROPN NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01100049 tr 1856'da İkinci Afyon Savaşı patlak verdi; Çinliler yine yenildi ve 1858 Tientsin Antlaşması ve 1860 Pekin Sözleşmesi şartlarına tabi tutuldular. NOUN NUM NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PROPN ADV VERB CCONJ NUM PROPN NOUN CCONJ NUM PROPN NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +w01100050 tr Antlaşma, ticaret için yeni limanlar açtı ve yabancıların içeriye girmelerine izin verdi. NOUN+PUNCT NOUN ADP ADJ NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01101020 tr Lamarr, Mandl'a, askeri teknolojide çalışan bilim adamları ve diğer profesyonel meslek mensuplarıyla yaptığı iş toplantılarına eşlik etti. PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN CCONJ DET ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01101046 tr Lamarr'ın en eski icatları, geliştirilmiş trafik sinyal lambası ve karbonatlı bir içecek oluşturmak için suda çözülebilecek bir tableti içeriyor. PROPN ADV ADJ NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ DET NOUN NOUN ADP NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01101084 tr Çeşitli senaryolar, televizyon reklamları ve sahne projeleri teklif edildi ancak hiçbiri ilgisini çekmedi. ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB ADV PRON NOUN VERB+PUNCT +w01102020 tr Bir SS subayı olan Joseph Darnand, Direniş üyelerini avlayan Milice paramiliterleri yönetti, Ekim 1945'te idam edildi. DET PROPN NOUN AUX PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01102040 tr De Gaulle, Churchill'e karşı kamuya olan sevgisinin aşırı görüntüsünün ve önceden verilen anlaşma olmadan resmi bir ödülün bulunmamasını talimat vermişti. PROPN PROPN+PUNCT PROPN ADP NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN CCONJ ADV ADJ NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01103022 tr Film, eroine bağımlılığının ve 1980'lerin ortasında AIDS'ten düşüş ve ölümün bir sonucu olarak Carangi'nin hayatını ve kariyerini yoketmesini anlatıyor. NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN DET NOUN AUX PROPN NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01105053 tr Savaşın sonlarına doğru bitirildi; Eagle'la donatılan pek çok B-29 iyi çalışmış olmasına rağmen, bir fark yaratması için çok geç kalmıştı. NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT PROPN ADJ ADV ADJ NOUN ADV VERB NOUN ADP+PUNCT DET NOUN NOUN ADP ADV ADJ AUX+PUNCT +w01105054 tr Alvarez'in en iyi bilinen ve havacılıkta, özellikle de savaş sonrası Berlin hava taşımacılığında önemli bir rol oynamış olan radar sistemi Zemin Kontrollü Yaklaşım (GCA) idi. PROPN ADV ADJ AUX CCONJ NOUN+PUNCT ADV ADV NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ DET NOUN VERB ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT AUX+PUNCT +w01105055 tr Çok yüksek açısal çözünürlük elde etmek için Alvarez'in dipol antenini kullanarak, GCA, zemin temelli radar operatörlerine, pilotlara sözlü talimatlar göndererek bir iniş uçağını piste kılavuzlamak için özel hassas ekranlar izlemesine olanak tanır. ADV ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN ADP PROPN ADJ NOUN ADV+PUNCT PROPN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADV DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01105056 tr Sistem daha önce eğitim verilmemiş pilotlarla bile olsa, basit, doğrudan ve iyi çalıştı. NOUN ADV ADV NOUN ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT ADJ+PUNCT ADJ CCONJ ADJ AUX+PUNCT +w01105057 tr O kadar başarılıydı ki ordu savaştan sonra uzun yıllar kullanmaya devam etti ve 1980'lerde bazı ülkelerde hala kullanımdaydı. PRON ADP ADJ+AUX SCONJ NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN DET NOUN ADV NOUN+AUX+PUNCT +w01106021 tr Nüfus artışı ile yeni yerli mahalleler yaratılmıştır. NOUN NOUN ADP ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01106052 tr Kongo isyancılar Kurtuluşu için Demokratik Güçler İttifakı, Nisan 1997'de Lubumbashi'yi ele geçirdi. PROPN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01106073 tr Yüksek rakım iklimi soğutmaya yarar, aksi takdirde çok sıcak olacak. ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN ADP ADV ADJ AUX+PUNCT +w01107013 tr Sağlığın bozulması Hitchcock hayatının son yirmi yılında üretimini azalttı. NOUN NOUN PROPN NOUN ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01107063 tr Hitchcock'un filmleri bazen anneleriyle olan ilişkilerinde mücadele eden karakterler içerir. PROPN NOUN ADV NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01107124 tr Hitchcock, Bill Gold ve Saul Bass gibi gün film poster tasarımcılarının en iyi yeteneği ile çalışmayı tercih etti ve filmleri doğru biçimde temsil eden posterler üretecekti. PROPN+PUNCT PROPN PROPN CCONJ PROPN PROPN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN ADP NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01108036 tr Zihinsel bir çatışma, Herzl'i edebi başarı için özlem ile halka ait bir figür olarak davranma arzusu arasında kavradı. ADJ DET NOUN+PUNCT PROPN ADJ NOUN ADP NOUN CCONJ NOUN ADP DET NOUN AUX NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01108063 tr 10 Mart 1896'da Herzl, İngiliz Büyükelçiliği Anglikan bakanı rahip William Hechler tarafından ziyaret edildi. NUM NOUN NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN PROPN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01109009 tr Bir bölüm boyunca, usta bir gitarist olduğu gösterildi. DET NOUN ADP+PUNCT NOUN DET NOUN AUX VERB+PUNCT +w01109036 tr Lenny, kadınlarla ilgili şanssızlık yaşayan sürekli bir bekar. PROPN+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ ADJ DET NOUN+PUNCT +w01109120 tr Bir keresinde, hedefi Homer olan gizli bir ajan olduğu ima edilir. DET NOUN+PUNCT NOUN PROPN AUX ADJ DET NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +w01111021 tr Winstone, drama izlemeye karar verdikten sonra, Hammersmith'teki Corona Sahne Akademisi'ne kaydoldu. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN+ADP PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01111089 tr Winstone, 1979'da That Summer'ı çekerken karısı Elaine ile tanıştı. PROPN+PUNCT NOUN X PROPN ADV NOUN PROPN ADP VERB+PUNCT +w01111093 tr Winstone, 4 Ekim 1988'de ve yine 19 Mart 1993'te iflas ilan etti. PROPN+PUNCT NUM NOUN NOUN CCONJ ADV NUM NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01112060 tr Disney ayrıca Universal'in Oswald'a ait fikri mülkiyet haklarına sahip olduğunu öğrendi. PROPN ADV PROPN PROPN ADP NOUN NOUN NOUN ADJ AUX VERB+PUNCT +w01112098 tr Disney, bir tam boyutlu ve yedi minyatür Oscar heykelciklerinden oluşan başka bir Onursal Akademi Ödülü kazandı. PROPN+PUNCT NUM ADJ ADJ CCONJ NUM NOUN PROPN NOUN ADJ ADJ DET PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01113033 tr Bu kart kitap ve üniforma gibi okul ihtiyaçlarını satın almak için ATM'lerden çekilebilecek bir avans sağlar. DET NOUN NOUN CCONJ NOUN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01113046 tr Ayrıca 2013'te beş ve 2014'te dört geleneksel pazar inşa edip yeniledi. ADV NOUN NUM CCONJ NOUN NUM ADJ NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +w01113058 tr Bununla birlikte, rakibi Prabowo Subianto'nun da zafer ilan etmesi Endonezya vatandaşlarının kafasını karıştırdı. PRON ADP+PUNCT NOUN PROPN PROPN ADV NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01113074 tr Jokowi görevi kabul etmeden önce Devlet Başkanı Yudhoyono'nun daha çok sübvansiyon kaldırarak yakıt fiyatlarını daha fazla artırma kararının sorumluluğunu almasını istedi. PROPN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN PROPN ADV ADV NOUN ADV NOUN NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01114053 tr Resmi biyografisi, Kim'in altı opera bestelediğini ve ayrıntılı müzikaller sahnelemeyi sevdiğini savunuyor. ADJ NOUN+PUNCT PROPN NUM NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01115022 tr İskender'in tavsiyesi üzerine bir uzlaşmaya varmıştı: bir üniversiteye girecek ancak edebiyat okuyacaktı. PROPN NOUN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT DET NOUN VERB ADV NOUN VERB+PUNCT +w01115023 tr Barrie, Edinburgh Evening Courant için drama incelemeleri yazdığı Edinburgh Üniversitesi'ne kaydoldu. PROPN+PUNCT PROPN X PROPN ADP NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01115024 tr 21 Nisan 1882'de mezun olup master derecesini elde etti. NUM NOUN NOUN ADJ AUX NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01115025 tr Kızkardeşinin The Scotsman'da bulduğu bir iş ilanını takiben, Nottingham Journal'da bir gazeteci olarak bir buçuk yıl çalıştı. NOUN X PROPN ADJ DET NOUN NOUN ADP+PUNCT PROPN PROPN DET NOUN AUX NUM ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01115026 tr Daha sonra Kirriemuir'e döndü. ADV ADV PROPN VERB+PUNCT +w01116036 tr İlk baskının sadece 3000 kopyası basıldı. ADJ NOUN ADV NUM NOUN VERB+PUNCT +w01116088 tr 2009 yılına gelindiğinde, The Power of Now and A New Earth'ün Kuzey Amerika'daki toplam satışları tahmini olarak sırasıyla üç milyon ve beş milyona ulaştı. NUM NOUN NOUN+PUNCT X X X X NOUN PROPN PROPN PROPN NOUN PROPN+ADP ADJ NOUN NOUN AUX NOUN NUM NUM CCONJ NUM NOUN VERB+PUNCT +w01116100 tr Bazı Hıristiyan alimler Tolle'un öğretilerini eleştirirken, bazıları överler. DET PROPN NOUN PROPN NOUN ADV+PUNCT PRON VERB+PUNCT +w01117009 tr 1991-1997 yılları arasında öğrenme engelli çocuklara yönelik bir okul işletti. NUM+PUNCT+NUM NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADP DET NOUN VERB+PUNCT +w01117029 tr Son romanı, Lennox Kontesi Margaret Douglas'la ilgilidir. ADJ NOUN+PUNCT PROPN NOUN PROPN PROPN NOUN+AUX+PUNCT +w01117034 tr "Kurguya geçişi kolay bulurken şu açıklamayı yapmıştır: ""Her kitap bir öğrenme eğrisidir ve açık fikirli olmalısınız.""" NOUN NOUN ADJ AUX DET NOUN VERB+PUNCT PUNCT+DET NOUN DET NOUN NOUN+AUX CCONJ ADJ ADJ AUX+PUNCT+PUNCT +w01119059 tr Sonunda film yapımcıları Jasmine ile benzer bir ikilem yaşamaktan kaçınmak için prensesi bir stüdyoda canlandırmaya karar verdiler. ADV NOUN NOUN PROPN ADP ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADP NOUN DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01119076 tr Jasmine görünüşü tamamlandıktan sonra Disney'in Avrupalı köklerine rağmen ilk beyaz olmayan prensesi oldu. PROPN NOUN NOUN ADP PROPN ADJ NOUN ADP ADJ ADJ AUX NOUN AUX+PUNCT +w01119100 tr Tematik olarak Jasmine yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışının yanı sıra sivil hakları, ırk konusunda hoşgörülü olmayı, toplumsal hiyerarşiyi de temsil ediyor. ADJ AUX PROPN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT ADJ NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +w01121052 tr Bununla birlikte, savaş zamanında gösterdiği direniş ve insani yardım çalışmaları Polonya'daki komünist yönetimin sona ermesine kadar kamu tarafından tanınmamıştı. PRON ADP+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN PROPN+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01122031 tr "Really Really Love You Ağustos'ta çıkarılmış ve ilk 50'ye girmişti; ilgili single olan ""Shaky Ground"" ise Eylül'de çıktı ancak Geyer zaten ABD'deydi." X X PROPN X NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN AUX PUNCT+X PROPN+PUNCT VERB NOUN VERB ADV PROPN ADV PROPN+AUX+PUNCT +w01122064 tr Kendi ülkesi olan Avustralya'da kariyerinin zirvesine ulaşan Geyer, oradaki müzik sahnesinde yer edinmeye odaklanmak üzere 1984'te Los Angeles'a döndü. PRON NOUN AUX PROPN NOUN NOUN ADJ PROPN+PUNCT PRON+ADP NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN PROPN PROPN VERB+PUNCT +w01124011 tr İlerlemesinin Billboard 200'de 96. sırada kalmasının ardından 'Ya Knew Birleşik Krallık'ta 31. sıraya çıktı, ancak albüm burada sadece iki hafta listede kaldı. NOUN PROPN NOUN NUM NOUN NOUN ADP PUNCT+PROPN X ADJ NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT ADV NOUN PRON ADV NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01124049 tr Peniston görevden alınmasının ardından, The Wiz adlı bir müzikal oyunun tiyatro prodüksiyonunda Glinda The Good Witch rolünü oynadı. PROPN NOUN NOUN ADP+PUNCT X PROPN ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN X PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01125034 tr Wilkes, Avam Kamarası'nın adaylığını geçersiz sayıldığına karar verip arkasından geleni galip ilan etmesine kadar iki kez daha seçilmiş ve kovulmuştu. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ AUX NOUN ADV NOUN NOUN ADJ NOUN AUX ADP NUM NOUN ADV VERB CCONJ VERB+PUNCT +w01125035 tr Grafton'un hükümetinin 1770 yılında parçalanması, Lord North liderliğindeki muhafazakarların iktidara dönmesini sağladı. PROPN NOUN NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN X NOUN+ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01125036 tr George koyu bir dindardı ve saatlerce ibadet ederdi ancak kardeşleri aynı dindarlığı göstermiyordu. PROPN ADJ DET ADJ+AUX CCONJ ADV NOUN VERB ADV NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01125037 tr George, gevşek ahlaki tutum olarak gördüğü bu durum karşısında dehşete düştü. PROPN+PUNCT ADJ ADJ NOUN AUX ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01125038 tr Cumberland ve Strathearn Dükü olan kardeşi Prens Henry 1770'te, bir zinacı olarak ifşa edilmiş ve Cumberland sonraki yıl genç bir dul olan Anne Horton'la evlenmişti. PROPN CCONJ PROPN NOUN AUX NOUN NOUN PROPN NOUN+PUNCT DET NOUN AUX NOUN VERB CCONJ PROPN ADP+ADP NOUN ADJ DET NOUN AUX PROPN PROPN VERB+PUNCT +w01127071 tr 1981'de çıkardığı Wild West albümü, en çok satan çalışmalarından biriydi. NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN+PUNCT ADV ADV ADJ NOUN PRON+AUX+PUNCT +w01127096 tr O zamana kadar, abartılı harcamaları ve yatırımcılarının yaptığı bir dizi kötü yatırım onu neredeyse meteliksiz bıraktı. DET NOUN ADP+PUNCT ADJ NOUN CCONJ NOUN ADJ DET NOUN ADJ NOUN PRON ADV ADJ AUX+PUNCT +w01128053 tr "İzlandalı grup Sigur Rós, Haziran 2012'de LaBeouf'un başrolünde oynadığı ve çıplak göründüğü ""Fjögur Píanó"" şarkısı için bir video yayınladı." ADJ NOUN PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN PROPN NOUN ADJ CCONJ ADJ AUX PUNCT+X X+PUNCT NOUN ADP DET NOUN VERB+PUNCT +w01128059 tr Louis Post Dispatch bunu LaBeouf'un en iyi performanslarından biri olarak adlandırdı. PROPN PROPN PROPN PRON PROPN ADV ADJ NOUN PRON AUX VERB+PUNCT +w01129019 tr Araba alevlerin içinde kalırken Kenseth uzaklaşıyordu. NOUN NOUN NOUN ADV PROPN VERB+PUNCT +w01129037 tr Elliott, yarış gününde babasının cenaze törenine katılıyordu. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01129053 tr 2003'te puan sıralamasında üstün gelerek 36 yarışın son 33'üne lider olarak girdi ve 2003 NASCAR Winston Cup şampiyonluğu ile bu unvana ulaşan son sürücü oldu. NOUN NOUN NOUN ADJ AUX NUM NOUN ADJ NOUN NOUN AUX VERB CCONJ NUM PROPN PROPN NOUN NOUN ADP DET NOUN ADJ ADJ NOUN AUX+PUNCT +w01130099 tr "Rafferty, 1990'lı yıllarda Tom Robinson'un daha sonra ""forma önemli bir dönüş"" olarak nitelendirdiği iki albüm daha çıkardı." PROPN+PUNCT ADJ NOUN PROPN PROPN ADV ADV PUNCT+NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT AUX ADJ NUM NOUN ADV VERB+PUNCT +w01130100 tr On a Wing and a Prayer (1992), onu Stealers Wheel ortağı Egan ile birkaç parçada bir araya getirdi. PROPN PROPN PROPN PROPN PROPN X PUNCT+NUM+PUNCT+PUNCT PRON PROPN X NOUN PROPN ADP DET NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +w01130101 tr Burada 1970'lerde Decca Records'la anlaşan ve aynı zamanda Rafferty'nin şarkıcı/besteci kardeşi olan Jim ile yazdığı üç şarkı da yer aldı. PRON NOUN PROPN PROPN ADJ CCONJ ADJ NOUN PROPN NOUN+SYM+NOUN NOUN AUX PROPN ADP ADJ NUM NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +w01130102 tr "Rafferty, Over My Head (1994) albümündeki Humblebums şarkısı ""Her Father Like Me Anyway""in yeni bir versiyonunu kaydetti." PROPN+PUNCT X X X PUNCT+NUM+PUNCT NOUN+ADP X NOUN PUNCT+X X X PROPN X ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01130103 tr Bunlar, Rafferty'nin 1998'de ölen Hugh Murphy ile birlikte ürettiği son iki parçaydı. PRON+PUNCT PROPN NOUN ADJ PROPN PROPN ADP ADV ADJ ADJ NUM NOUN+AUX+PUNCT +w01131060 tr Süreçte 10,000 teknisyen de dahil olmak üzere en az 330,000 kişi görev yaptı. NOUN NUM NOUN ADV NOUN AUX ADP ADV ADJ NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01131076 tr Stalin, Abakumov'u Beria'nın enerji bakanlıkları üzerindeki baskınlığına karşı MGB içinde kendi ağını kurmaya teşvik etmeye başlamıştı. PROPN+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN+ADP NOUN ADP PROPN NOUN PRON NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01132042 tr Petén bölgesinden ve Uaxactun'dan gelen verilerin ortaya koyduğu yapılar, bu alanların Maya arazisinin kültürel gelişimine uymasını sağladı. PROPN NOUN CCONJ PROPN ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN+PUNCT DET NOUN PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01132056 tr "Thompson'un yazısı, Maya'nın açık bir savunma altyapıları olmadığı için nihayetinde ""huzurlu"" insanlar olduğunu varsayar." PROPN NOUN+PUNCT PROPN ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADP NOUN PUNCT+ADJ+PUNCT NOUN AUX VERB+PUNCT +w01132081 tr Yelkenler, tarih öncesi Mezo Amerikalı ikonografisinde ya da metinlerde temsil edilmemektedir; bunun yerine, kanoların antik Maya için birincil su taşımacılığı modeli olarak kullanıldığı teorisine göre hazırlanmıştır. NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT PRON NOUN+PUNCT NOUN ADJ PROPN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN AUX NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w01133014 tr Stalin, bir sonraki sayıyı çiziciye devretti ve kötü Thanos'u merkez alan ve çeşitli Marvel başlıklarına yayılmış ayrıntılı bir hikaye yayına başladı. PROPN+PUNCT DET NOUN+ADP NOUN NOUN VERB CCONJ ADJ PROPN ADJ AUX CCONJ ADJ PROPN NOUN ADJ ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01133016 tr Aynı zamanda, 1970'lerin ortalarında Starlin, bağımsız olarak yayınlanmış bilim kurgu antolojisi Star Reach'a hikayelerin önbelleğine katkıda bulundu. ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN PROPN+PUNCT ADJ AUX ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01134009 tr Büyükannesi aracılığıyla Mishima, Tokugawa Ieyasu'nun doğrudan torunuydu. NOUN ADP PROPN+PUNCT PROPN PROPN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w01134062 tr 1955 yılında Mishima, kilo eğitimine başladı ve haftada üç seanstan oluşan egzersiz rejimi hayatının son 15 yılı boyunca bozulmadı. NUM NOUN PROPN+PUNCT NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NUM NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NUM NOUN ADP VERB+PUNCT +w01134078 tr Mishima, hayatının sonuna doğru çok bireysel bir milliyetçi marka çıkardı. PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADP ADV ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01135034 tr Blunt 2011 yılında, yeni Yves Saint Laurent parfümü Opium'un elçisi seçildi. PROPN NUM NOUN+PUNCT ADJ PROPN PROPN PROPN NOUN PROPN NOUN AUX+PUNCT +w01135035 tr Blunt 2011'de, Lasse Hallstrom'un yönettiği ve başrolü Ewan McGregor ve Kristin Scott Thomas ile paylaştığı Salmon Fishing in the Yemen adlı İngiliz komedi filminde oynadı. PROPN NOUN+PUNCT PROPN PROPN ADJ CCONJ NOUN PROPN PROPN CCONJ PROPN PROPN PROPN ADP ADJ PROPN X X X PROPN ADJ PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01135036 tr O yıl ayrıca, Disney'in The Muppets yapımında Miss Piggy'nin resepsiyonisti olarak kısa bir süre göründü. DET NOUN ADV+PUNCT PROPN X X NOUN PROPN PROPN NOUN AUX ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01135037 tr Nicholas Stoller'ın yönettiği ve Jason Segel'in başrolde oynadığı 2012 yapımı Five-Year Engagement filminde başrol oynadı. PROPN PROPN ADJ CCONJ PROPN PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN X+PUNCT+X X NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01135038 tr Blunt Ocak 2011'de, Rian Johnson'ın yönettiği ve Bruce Willis ile Joseph Gordon-Levitt'in başrolde yer aldığı Amerikan bilimkurgu filmi Looper'i çekmeye başladı; Film Eylül 2012'de piyasaya çıktı. PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN PROPN ADJ CCONJ PROPN PROPN CCONJ PROPN PROPN+PUNCT+PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01136029 tr Valentino, karakteri bir Arap'ın basmakalıp tasvirinden uzaklaştırmaya çalıştı. PROPN+PUNCT NOUN DET PROPN ADJ NOUN VERB VERB+PUNCT +w01136074 tr Joseph Schenck, Romeo ve Juliet'in bir versiyonunda Valentino'nun karşısında eşi Norma Talmadge'yi canlandırmakla ilgilendi. PROPN PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN DET NOUN PROPN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01137050 tr Konsey'in Lord Başkanı Lord Halifax, Almanya'yı Kasım'da gizlice ziyaret edip Hitler ve diğer Alman yetkililerle bir araya geldi. NOUN NOUN NOUN NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN ADV NOUN ADV PROPN CCONJ DET PROPN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +w01137068 tr Alman kuvvetlerinin sınırı geçmesinden kısa bir süre sonra Kabineye hitap eden Chamberlain, Almanya ve Avusturya'yı suçladı. PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN ADP NOUN NOUN ADJ PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN VERB+PUNCT +w01137087 tr Çek sınır muhafızları Mayıs'ta sınır kontrolü için durmadan Çekoslovakya sınırını geçmeye çalışan iki Sudeten Alman çiftçisini vurdu. PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADV PROPN NOUN NOUN ADJ NUM PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01138045 tr Bu dönemde Piaf ve Mômone sokaklarda ya da kulüpte şarkı söylerken Marcelle genelde odada kendi başına kalırdı. DET NOUN PROPN CCONJ PROPN NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN ADV PROPN ADV NOUN PRON NOUN VERB+PUNCT +w01139043 tr Bunlar, Smith'in ölümünden sonra neredeyse tamamen unutulmuştu. PRON+PUNCT PROPN NOUN ADP ADV ADV VERB+PUNCT +w01139090 tr Skylark romanlarının bir diğer teması ise, modern bilgi teknolojilerinin öncülleriyle ilgilidir. PROPN NOUN DET DET NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w01140030 tr Meyer, 1926 kadar erken bir tarihte Irène Joliot-Curie'ye yazarak, Rona'nın laboratuvarının kendi polonyum numunelerini nasıl hazırlayabileceğini öğrenmek için onunla çalışmasını önermişti. PROPN+PUNCT NUM ADP ADJ DET NOUN PROPN PROPN+PUNCT+PROPN ADV+PUNCT PROPN NOUN PRON NOUN NOUN ADV NOUN NOUN ADP PRON NOUN VERB+PUNCT +w01140031 tr Hans Pettersson, Rona'nın masraflarını karşılamak için para biriktirebilince Joliot-Curie onun Paris'te bulunan Curie Enstitüsü'nde polonyum ayırma sürecinde çalışmasına izin verdi. PROPN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADP NOUN ADV PROPN+PUNCT+PROPN PRON PROPN ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01140032 tr Rona, polonyum kaynaklarını hazırlama ve alfa emisyonları üretmeye yönelik ileri bir yöntem geliştirdi. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01140033 tr Alanında uzman olarak tanındıktan sonra, bu becerileri küçük bir polonyum diski ile Radony Enstitüsüne aktardı. NOUN NOUN AUX NOUN ADP+PUNCT DET NOUN ADJ DET NOUN NOUN ADP PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01140034 tr Bu disk, Rona'nın Enstitü'nün sonraki araştırmalarının çoğunda kullanılan polonyum laboratuvar örnekleri oluşturmasına izin verdi. DET NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN+ADP NOUN PRON ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01141025 tr 2013 sezonundan sonra CTV Montreal'de misafir hava durumu sunucusu olarak göründü. NUM NOUN ADP PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +w01141077 tr Daha sonra savunma oyunu oynayan şampiyon Sara Errani ile karşılaştı ancak mağlup oldu. ADV ADV NOUN NOUN ADJ NOUN PROPN PROPN ADP VERB CCONJ ADJ AUX+PUNCT +w01141137 tr Bouchard şok edici bir üç setlik kayıp yaşadı. PROPN NOUN ADJ DET NUM ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01142013 tr Kızları Cecily, York 3. Dükü Richard Plantagenet'le evlendiğinde ve Edward IV ile Richard III dahil birkaç çocuk sahibi olduklarında, Joan İngiltere'deki iki York kralının büyükannesi oldu. NOUN PROPN+PUNCT PROPN NUM NOUN PROPN PROPN NOUN CCONJ PROPN NUM CCONJ PROPN NUM ADP DET NOUN NOUN AUX+PUNCT PROPN PROPN+ADP NUM PROPN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w01142031 tr Gaunt'lı John, 1399'da öldü. PROPN PROPN+PUNCT NOUN VERB+PUNCT +w01142063 tr Şövalye Lyvet serbest bırakılırken takipçisi Kule'ye atıldı. NOUN PROPN ADJ AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01143015 tr Kısa bir süre önce aktris Gloria Holden'den boşandı ama evlilikteki bu çatlaktan sonra meşaleyi taşımaya devam etti. ADJ DET NOUN ADP NOUN PROPN PROPN VERB CCONJ NOUN+ADP DET NOUN ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01143037 tr Audrey Hepburn'ün oynadığı Sabrina'da (1954) Humphrey Bogart'ın küçük kardeşi ve kaygısız bir playboy olarak baş rolleri paylaştı. PROPN PROPN ADJ PROPN PUNCT+NUM+PUNCT PROPN PROPN ADJ NOUN CCONJ ADJ DET NOUN AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01144031 tr Bir sonraki seçim döneminde üçüncü bir dönem için mücadele etmemeyi seçti. DET NOUN+ADP NOUN NOUN NUM DET NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01144056 tr Reagan ve görevdeki Başkan Jimmy Carter arasındaki 1980 başkanlık yarışı, ülkedeki kaygı veren durumlar ve İran rehin krizi sırasında gerçekleştirildi. PROPN CCONJ NOUN+ADP NOUN PROPN PROPN NOUN+ADP NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN+ADP NOUN ADJ NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01144063 tr Cumhuriyetçiler Senato'yu 1952'den beri ilk kez ele geçirdi ve 34 sandalye aldı ancak Demokratlar çoğunluğu ellerinde tuttu. NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB CCONJ NUM NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01144084 tr İyileşerek hastaneden 11 Nisan'da taburcu edildi ve bir suikast girişimi sırasında hayatta kalan görevdeki ilk ABD başkanı oldu. ADV NOUN NUM NOUN NOUN AUX CCONJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN+ADP ADJ PROPN NOUN AUX+PUNCT +w01144086 tr Reagan, daha büyük bir hedefi gerçekleştirmesi için Tanrı'nın hayatını kurtardığına inanıyordu. PROPN+PUNCT ADV ADJ DET NOUN VERB ADP PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01146051 tr Bloch, umudu Marksizminin yönlendirici ilkesi olarak ortaya koymaya dikkat edip mistik geleneğe özgü örtülü hümanizmi vurgular. PROPN+PUNCT NOUN PROPN ADJ NOUN AUX NOUN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01146099 tr Dolayısıyla gelecekteki hedefi ışığında uygun bir teoloji oluşturulmalıdır. ADV NOUN+ADP NOUN NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w01147010 tr Pebe şarkı sözü yazarlığı için yeni bir yayın anlaşması imzaladıktan sonra 1991'de ailesini Nashville'ye götürdü. PROPN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN PROPN VERB+PUNCT +w01147018 tr "Kesha ve Pebe, Kesha 16 yaşındayken, ""Stephen"" şarkısını birlikte yazdı, daha sonra Kesha şarkıyı üretmeyi kabul eden Scritti Politti grubundan, hayran olduğu bir yapımcı olan David Gamson'ı takip etti." PROPN CCONJ PROPN+PUNCT PROPN NUM NOUN+AUX+PUNCT PUNCT+PROPN+PUNCT NOUN ADV VERB+PUNCT ADV ADV PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN+PUNCT ADJ AUX DET NOUN AUX PROPN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w01147122 tr Kesha, Ağustos 2015'ten itibaren yaklaşan üçüncü stüdyo albümü hakkında çok az bilgi yayınladı. PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADP ADJ NUM NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01148068 tr Bu sefer ona ulaştı, ancak artık kendisiyle evlenmek istemediğine inanmayı reddetti. DET NOUN PRON VERB+PUNCT CCONJ ADV PRON NOUN NOUN NOUN PUNCT+PUNCT +w01149002 tr Wright, Poole, Dorset'de doğdu ama daha çok Wells, Somerset'te büyüdü. PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN VERB CCONJ ADV ADV PROPN+PUNCT PROPN VERB+PUNCT +w01149077 tr Wright'ın Edgar'ın filmlerine hikaye anlatımı, kavramsal sanat ve tanıtım resimleriyle katkıda bulunan bir çizgi roman sanatçısı olan Oscar adlı bir kardeşi var. PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN AUX PROPN ADJ DET NOUN ADJ+PUNCT +w01149088 tr Wright, yönetmen Garth Jennings'in bir arkadaşı ve The Hitchhiker's Guide to the Galaxy ve Son of Rambow filmlerinde küçük roller üstlendi. PROPN+PUNCT NOUN PROPN PROPN DET NOUN CCONJ X X X X X PROPN CCONJ X X PROPN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w01150044 tr Büyük Güçler Arnavutluk'un tanınmasına ilişkin talepleri yerine getirmedi. ADJ NOUN PROPN NOUN ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01150045 tr Altı Büyük Güç'ün büyükelçileri, Aralık 1912'deki Londra konferansının başında, bağımsız bir Arnavutluk kurma planını reddetti. NUM ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN+ADP PROPN NOUN NOUN+PUNCT ADJ DET PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01150046 tr Bunun yerine, Arnavutluk'un Osmanlı hakimiyetine girmesine, ancak otonom bir hükümet tarafından yönetilmesine karar verdiler. PRON NOUN+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN+PUNCT ADV ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01150047 tr Büyük Güçler Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm Makedonya'yı ve Arnavutluk'la olan toprak bağlantısını kaybedeceği anlaşıldıktan sonra kararlarını değiştirmeleri gerektiğini fark ettiler. ADJ NOUN PROPN PROPN DET PROPN CCONJ PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w01150048 tr 30 Mayıs 1913'te imzalanan Londra Antlaşması, Arnavutluk tarafından talep edilen toprakların önemli bir bölümünü etnik yapılara bakmaksızın Balkan müttefikleri arasında bölüştürerek Arnavutluk topraklarını merkezdeki bölgelerine indirgedi. NUM NOUN NOUN ADJ PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADV PROPN NOUN NOUN ADV PROPN NOUN NOUN+ADP NOUN VERB+PUNCT +n02002007 tr Subaylar, 53 yaşında kişiyi Pazar sabahı eyleme kalkıştığı an kontrol altına alabildi. NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02004007 tr Kral Selman siyasi emektarını mali gözetimin lideri Mohammed al-Jardaan ile değiştirdi. PROPN PROPN ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN PROPN PROPN ADP VERB+PUNCT +n02006006 tr Buğday gibi yağ, altın veya gıda ürünleri, yatırımcıların dünya çapında milyarlar yatırdığı doğal kaynaklardır. NOUN ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN+AUX+PUNCT +n02007010 tr 137 uluslararası maçta 71 gol kaydederek DFB için rekor sayıda gol attı. NUM ADJ NOUN NUM NOUN ADV PROPN ADP NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02011003 tr Essen polisi, Banka kartı verilerinin yardımıyla, bir emeklinin bankada öldüğü sırada orada durup izleyen dört kişiyi soruşturuyor. PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT DET NOUN NOUN ADJ NOUN PRON ADV ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +n02011018 tr Sözcü, diğerlerinin de soruşturulması olasılığını dışlamadı. NOUN+PUNCT PRON ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02016006 tr Seri 1 artık eski olmadığından birçok kullanıcı artık 100 Euro tasarruf edebilir. NOUN NUM ADV ADJ AUX DET NOUN ADV NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02017008 tr Fotoğraf açıkça, söylentilerde öngörülen klavyenin üstündeki dar dokunmatik ekran çubuğunu gösteriyor. NOUN ADV+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN+ADP ADJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02022015 tr Her iki dram yazarının hangi yöntemde birlikte çalışacağını kimse bilmiyor. DET NUM NOUN NOUN DET NOUN ADV NOUN PRON VERB+PUNCT +n02024008 tr İsveç'te yapılan bir araştırma, hayvanların 2 aylık üreme döneminden sonra nadiren yere indiğini göstermiştir. PROPN ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN NUM NOUN NOUN NOUN ADP ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02027007 tr Parker'a göre, İngiltere'de çok sayıda Rus Gizli Servisi ajanı faaliyet göstermektedir. PROPN ADP+PUNCT PROPN ADV NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02027019 tr Rusya, Ekim başında sözleşmenin askıya alındığını duyurdu. PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02027021 tr Yasa, yerine getirilmesi anlaşmayı tekrar yürürlüğe sokabilecek bir dizi durumu tasvir eder: ABD'nin tüm birliklerini, 2000 yılından sonra NATO'ya katılan ülkelerden geri çekmesi, Rusya'ya karşı tüm yaptırımlarını iptal etmesi ve yaptırımların sonucunda tahakkuk eden maliyetleri karşılaması gerekecektir. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADV NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PROPN DET NOUN+PUNCT NUM NOUN ADP PROPN ADJ NOUN ADV NOUN+PUNCT PROPN ADP DET NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02030005 tr Bu siyasi bir süreç ve ben bulunmamaya kararı verdim, demişti. PRON ADJ DET NOUN CCONJ PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n02031071 tr Bir Türk çalışanı bırakırsa sıra Türk iş konseylerine gelir. DET PROPN NOUN VERB NOUN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02032022 tr Bu açıdan bakıldığında, ABD'deki sağlık sisteminin, eğitimin ve dış ticaretin böylesine kötü bir halde olmasının nedeni, eski yapılar ve kendinden emin bir elittir. DET NOUN NOUN+PUNCT PROPN+ADP NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN ADV ADJ DET NOUN AUX NOUN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ PRON ADJ DET NOUN+AUX+PUNCT +n02033063 tr Kühn sadece başını sallayabiliyor. PROPN ADV NOUN VERB+PUNCT +n02033113 tr Die ZEIT adlı gazete öncelikle emlak şirketiyle şüpheli nakit akışlarını ve Temmuz ayındaki iflas tehdidini araştırdı. PROPN PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02034018 tr Cadıcılık saati, örneğin 60'lı yıllarda Monster Mash'ı vurması örneğindeki gibi en azından korkunç orgun çalındığı zaman başlar. NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN+PRON ADP ADV NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n02036018 tr Von Beust, maliyet artışlarını ayrıntılı planlama eksikliğiyle gerekçelendirdi. PROPN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02038007 tr Simon Krätschmer, harap olmuş ve fena kışlayla yalnız başına uğraşıyor. PROPN PROPN+PUNCT ADJ AUX CCONJ ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n02040023 tr Bunun nedeni, her mucizenin ve uzmanlaşmış her bölgenin bütün bir alanı kapsamasıdır. PRON NOUN+PUNCT DET NOUN CCONJ ADJ DET NOUN ADJ DET NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n02041014 tr Akıllı telefon modelinin üretimi tamamen durduruldu. ADJ NOUN NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT +n02042005 tr 30 Ağustos 2015, ördeklerden oluşan bir ordu interneti ele geçirdi. NUM NOUN NUM+PUNCT NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02042026 tr Akıllı telefon nesli en aptalca durumun en iyi senaryoda milyonlarca seyirciye ulaştığı, hak ettiği bir uygulamaya kavuştu. ADJ NOUN NOUN ADV ADJ NOUN ADV ADJ NOUN ADJ NOUN ADJ+PUNCT NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n02042028 tr Diğer taraftan Vine, altı saniyede sanattı. DET NOUN PROPN+PUNCT NUM NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n02043008 tr Ve artık o da dünya şampiyonu. CCONJ ADV PRON ADV NOUN NOUN+PUNCT +n02044008 tr Kerber için, sezon finali yine de inanılmaz bir yılın sonunu simgeliyor. PROPN ADP+PUNCT NOUN NOUN ADV ADV ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02044009 tr 28 yaşındaki oyuncu, Australian Open'daki sansasyondan sonra, Serena Williams'a karşı ilk kez final maçında kaybetti. NUM NOUN+ADP NOUN+PUNCT PROPN X NOUN ADP+PUNCT PROPN PROPN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02046037 tr Artık hangisinin olduğu sadece belirsiz. ADV PRON NOUN ADV ADJ+PUNCT +n02048002 tr Çalar saatinizle tartışıyor musunuz? ADJ NOUN VERB AUX+PUNCT +n02050052 tr Şurası açık: Gebeliği önleme konularında erkekler daha çok sorumluluk sahibi olabilirler. PRON ADJ+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADV ADV NOUN NOUN AUX+PUNCT +n02052023 tr Hıristiyanlık inancına göre, tebeşir taşına gömülmüş bir mezar İsa'nın ebedi istirahatgahıydı. NOUN NOUN ADP+PUNCT NOUN NOUN ADJ DET NOUN PROPN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +n02056019 tr Videonun Almanya'da tanıtılmasının nedeni belli değil. NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +n02058056 tr Memurlar taklit edilmesi imkansız bir aptallıkla yazar Günter de Bruyn'i tanıyıp tanımadığımı ve entelektüel akrabalar olup olmadığımızı sordular. NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN NOUN PROPN PROPN PROPN ADV NOUN CCONJ ADJ NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +n02066010 tr Uçak kazasının Kanadalı araştırmacısı Larry Vance SPIEGEL'e, pilotlardan birinin makineyi batması için okyanus yüzeyine indirmeyi amaçladığı konusunda ikna olduğunu söyledi. NOUN NOUN ADJ NOUN PROPN PROPN PROPN+PUNCT NOUN PRON NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02066011 tr Avustralyalı uzmanlar, Boeing'in Doğu Afrika'da Tanzanya sularında bulunan bir iniş kanadının incelenmesiyle yeni sonuçlara ulaştı. ADJ NOUN+PUNCT PROPN NOUN PROPN PROPN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n02068010 tr Barroso için konu kapanmış olmayabilir. PROPN ADP NOUN VERB VERB+PUNCT +n02068015 tr Barroso'ların alışverişi büyük bir heyecana yol açtı. PROPN NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02069039 tr "Mevcut tutuklamalar ""bize karşı tezgahlanan gizli oyunların devamı"" diyor Dündar." ADJ NOUN PUNCT+PRON ADP ADJ ADJ NOUN NOUN+PUNCT VERB PROPN+PUNCT +n02073024 tr Şu an için, Aoun ve Hariri arasındaki anlaşma, iki düşman grubu birbirine daha da yaklaştırdı. DET NOUN ADP+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN+ADP NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN PRON ADV ADV VERB+PUNCT +n02074009 tr Beyaz Saray için mevcut aday Hillary Clinton'ın kocası, Rich dahil bir grup kişiyi 20 Ocak 2001 tarihinde, başkanlığının son gününde, affetti. ADJ PROPN ADP ADJ NOUN PROPN PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN DET NOUN NOUN NUM NOUN NUM NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN+PUNCT VERB+PUNCT +n02075020 tr Dündar, Avrupa'yı Erdoğan'ın seçtiği yolla ilgili fazla anlayış gösterme konusunda uyardı. PROPN+PUNCT PROPN PROPN ADJ NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n02076003 tr "Uluslararası Yenilenebilir Enerjiler Örgütü (IRENA) Genel Direktörü Adnan Z. Amin emin şekilde konuşuyor: ""Offshore rüzgar enerjisi, kömüre dayalı enerjiden kurtulan küresel bir ekonomideki en büyük enerji üreticisi olabilir""." ADJ ADJ NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT ADJ NOUN PROPN PROPN PROPN ADJ NOUN VERB+PUNCT PUNCT+NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ ADJ DET NOUN+ADP ADV ADJ NOUN NOUN AUX+PUNCT+PUNCT +n02078004 tr Asya'da görülen iyi rakamlar piyasaları hemen yukarıya doğru itti. PROPN ADJ ADJ NOUN NOUN ADV NOUN ADP VERB+PUNCT +n02078011 tr İnsanlar gelişen emlak piyasası ve artan federal harcamalarda bir sarsıntı bekliyor. NOUN ADJ NOUN NOUN CCONJ ADJ ADJ NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +n02079042 tr Lucas Cranach the Elder'ın sergilediği iki tablo özellikle göz alıcı. PROPN PROPN PROPN PROPN ADJ NUM NOUN ADV NOUN ADJ+PUNCT +n02081019 tr Dolayısıyla, bıktırıcı işaretler tamamen kaybolmayacak: Haber ajansı dpa'dan gelen bilgilere göre, bunlar sadece, örneğin, sanatçı ya da plak şirketi GEMA üyesi değilse ve YouTube ile bir anlaşması yoksa etkinleştirilecek. ADV+PUNCT ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT NOUN NOUN PROPN ADJ NOUN ADP+PUNCT PRON ADV+PUNCT NOUN+PUNCT NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN PROPN NOUN AUX+AUX CCONJ PROPN ADP DET NOUN ADJ+AUX VERB+PUNCT +n02082017 tr Kirleticiler küçük yaştakilerin gelişmemiş akciğerlerine saldırmanın yanı sıra ergen beyninin gelişiminde uzun vadeli bozulmaya da yol açabilirler. NOUN ADJ NOUN+NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n02083054 tr Federal ve eyalet hükümetlerinin Ulusal Doğal Mirası ülke çapında en yüksek öncelikli bir faaliyet olarak sınıflandırması ve bunu 2005 yılından başlayarak bir koalisyon sözleşmesiyle belgelemesi sürpriz değildir. ADJ CCONJ NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN ADV ADJ ADJ DET NOUN AUX NOUN CCONJ PRON NUM NOUN ADV DET NOUN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n03001007 tr 28 Ekim'dekiki mektubun aksine, Comey'in mektubu ile ilgili neredeyse hiç yorum yapılmadı. NUM NOUN+ADP NOUN ADP+PUNCT PROPN NOUN ADP ADJ ADV ADV NOUN VERB+PUNCT +n03001019 tr Eğer ki o, demokrat başkanlığına seçilecek olursa, onun yıllarca soruşturma altında olacağının sözünü verdi. SCONJ SCONJ PRON+PUNCT NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT PRON ADV NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03001023 tr "Obama, ""Daha bir Twitter hesabıyla başa çıkamayan bir insan, nükleer şifrelerle ne yapar bilemiyorum."" şeklinde alay etti." PROPN+PUNCT PUNCT+ADV DET PROPN NOUN NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN PRON VERB VERB+PUNCT+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03001030 tr Programa göre, 23:45'te konuşma yapacak. NOUN ADP+PUNCT NUM+PUNCT+NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03002003 tr Amerika Birleşik Devletleri, Salı günü ülke tarihindeki ilk kadın başkanını seçebilir. PROPN ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03002010 tr Diğer yandan, Clinton'un son yirmi yılda kıtayla ilişkisi hiç de tatmin edici değildi. DET NOUN+PUNCT PROPN ADJ NUM NOUN NOUN NOUN ADV ADV NOUN ADJ AUX+AUX+PUNCT +n03003025 tr AKP'nin İslami muhafazakarları bu reddi (17 Aralık) soruşturmaların gerekçesi olarak gördü. PROPN ADJ NOUN DET NOUN PUNCT+NUM NOUN+PUNCT NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +n03003036 tr Referandum yapmak için 330 oy gerekirken, üç partili bir çoğunluk elde edebilmek için 550 milletvekilinden 367'sinin oyu gerekiyor. NOUN NOUN ADP NUM NOUN ADV+PUNCT NUM ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADP NUM NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03004003 tr 3 Kasım Salı günü, Saint-Gaudens Belediye Başkanı 2014'te hükümetle birlikte oluşturulan kentsel gelişim anlaşmasını askıya alma kararı verdi. NUM NOUN NOUN NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT+PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN ADP ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03005007 tr İkincisi ise Rachida Dati'nin Nicolas Sarkozy'nin adaylığını desteklediği Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerini denetlemektedir. NOUN VERB PROPN PROPN PROPN PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03005025 tr Eski Adalet Bakanı mesajda Brice Hortefeux'u 'faşist', 'Moron İçişleri Bakanı' ve 'eşkıya' olmakla suçladı. ADJ NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN PUNCT+NOUN+PUNCT+PUNCT PUNCT+ADJ NOUN NOUN+PUNCT CCONJ PUNCT+NOUN+PUNCT AUX VERB+PUNCT +n03006003 tr Özel şirketlerde dini inancın dışa vurumunu kısıtlayabilecek yasaklar nelerdir? ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN PRON+AUX+PUNCT +n03006008 tr İş yerinde meydana gelen durumların çoğu tartışma olmadan çözülebilse de. NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADV VERB ADV+PUNCT +n03006016 tr Çalışanların masalarına dini nesneler koyması serbest mi? NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +n03006028 tr "İşçi Gücü (FO) sendikası görüşlerinin kılavuzda yer almamasını esefle karşıladı ve Julia Gillard ""Herhangi bir danışmanlık sağlanmamıştı"" dedi." NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ PROPN PROPN PUNCT+DET DET NOUN VERB+PUNCT VERB+PUNCT +n03006034 tr "Kılavuzun problemli olmasının ilk sebebi ""olağanüstü hal kapsamında"" oluşturulmasıdır." NOUN ADJ AUX ADJ NOUN PUNCT+ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN+AUX+PUNCT +n03007003 tr Sözü edilen maddede müşteri ziyaretlerinde ulaşımda geçen süre de çalışma saatlerine dahil edilmiştir. NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03007006 tr İki örgütün de talebiyle dava temyize gitmişti ve 12 Ekim'de Yargıtay temyizi reddetti. NUM NOUN ADV NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NUM NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +n03007009 tr Bu uygulamanın amacı, ulaşım süresini hesaplamakla uğraşmak yerine ulaşım süresini tamamlanan çalışma saatlerinden çıkartarak hesaplamaktır. DET NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADV NOUN+AUX+PUNCT +n03007011 tr İlk saatte yapılan iş süresi ise yaklaşık 45 dakikadır. ADJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB ADJ NUM NOUN+AUX+PUNCT +n03008011 tr "Fransız grup, ""ETA yola çıktı"" şeklinde açıklama yaptı." PROPN NOUN+PUNCT PUNCT+PROPN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN VERB+PUNCT +n03009006 tr "Aynı zamanda, ""Bu tip bir evrağın mevcudiyeti, kabul edilemez sonuçlara sebebiyet verebilir."" dedi." ADJ NOUN+PUNCT PUNCT+DET NOUN DET NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT+PUNCT VERB+PUNCT +n03009011 tr Dijital teknolojiyle uyum konusunda yasa tasarılarına danışmanlık sağlayan Fransız Ulusal Dijital Veriler Konseyi (CNNum) de bu durumu detaylıca inceleyebilir. ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN ADJ ADJ NOUN NOUN PUNCT+PROPN+PUNCT ADV DET NOUN ADV VERB+PUNCT +n03010012 tr Fransız gazetesi Le Figaro'ya göre bu hükumet planı sayesinde 42 milyon Euro kazanç sağlanabilir ve elde edilen paranın 15.5 milyonu ulusal güvenlik için kullanılabilir. PROPN NOUN PROPN PROPN ADP DET NOUN NOUN NOUN NUM NUM NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN ADJ NOUN NUM NOUN ADJ NOUN ADP VERB+PUNCT +n03010019 tr Fransa'nın bu konuda iyi bir ünü yok. PROPN DET NOUN ADJ DET NOUN ADJ+PUNCT +n04001002 tr Tina Anselmi 25 Mart 1927'de Castelfranco Veneto'da doğdu ve militan sosyalist babasının zulmünün hüküm sürdüğü faşizm karşıtı Katolik bir ailede büyüdü. PROPN PROPN NUM NOUN NOUN PROPN PROPN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN PROPN DET NOUN VERB+PUNCT +n04001013 tr Katolik Birliği'ne her zaman yakın duran Tina Anselmi, özellikle tekstil işçilerinin ve öğretmenlerin haklarını savundu. PROPN NOUN DET NOUN ADJ AUX PROPN PROPN+PUNCT ADV NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04002020 tr İtalya'nın Madrid'den daha kısa bir metro hattı olduğunu tasavvur etmek zor. PROPN PROPN ADV ADJ DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +n04002027 tr İtalya'ya tamamen karşı olanlarla kesinlikle devam edemeyeceğimiz vurgulandı. PROPN ADV ADP NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04002029 tr Bir sonraki bölüme devam edip etmeyeceğimizi veya nasıl devam edeceğimizi değerlendireceğiz. DET NOUN+ADP NOUN NOUN ADV NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04003043 tr "Ünlü şarkı, Sheppard'ın ""Geronimo"" adlı şarkısı." ADJ NOUN+PUNCT PROPN PUNCT+PROPN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT +n04005003 tr Devlet yaşı tutanlara 31 Aralık 2017 tarihine kadar harcanmak üzere 500 avro verecek. NOUN NOUN NOUN NUM NOUN NUM NOUN ADP NOUN ADP NUM NOUN VERB+PUNCT +n04005016 tr Akıllı telefonunuza kaydedebileceğiniz veya kasada gösterebileceğiniz bir kupon oluşturuldu. ADJ NOUN ADJ CCONJ NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n04006003 tr 1 Ocak tarihinden itibaren benzin ve dizel yakıt fiyatlarında artış olacak. NUM NOUN NOUN ADP NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04006004 tr CGI Mestre bir notta en azından 2017 senesinde KDV artışı olmayacağını belirtti. PROPN PROPN DET NOUN ADV NOUN NUM NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04006010 tr Her iki durumda da AB'nin zirvesinde olan bir seviye. DET NUM NOUN ADV PROPN NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT +n04006014 tr En son rakamlar geçtiğimiz yıl 24 Ekim tarihine ait ve kullandığımız dizel yakıtın avro bölgesi ortalaması olan 1,165 avroya kıyasla litre başına 1,335 avroya mal olduğunu gösteriyor. ADV ADJ NOUN ADJ NOUN NUM NOUN NOUN ADP CCONJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN AUX NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NUM NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +n04006016 tr Ortak para birimini benimseyen ülkelerin ortalamasını belirgin biçimde aşan ve litre başına 1,365 avroya denk düşen oldukça yüksek bir maliyet. NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ CCONJ NOUN NOUN NUM NOUN NOUN AUX ADV ADJ DET NOUN+PUNCT +n04007002 tr "Corrado Passera, ""bankanın kendilerine karşı olan tamamen kapalı tutumu"" nedeniyle Mps teklifini geri çekti." PROPN PROPN+PUNCT PUNCT+NOUN NOUN ADP ADJ ADV ADJ NOUN+PUNCT NOUN X NOUN ADV VERB+PUNCT +n04007015 tr Belirtildiği gibi, karar ECB'nin imtiyazındadır ve Bankanın diğer alternatifleri gözden geçirme şansını yok sayarak onun adına konuşması uygun olmaz. NOUN ADP+PUNCT NOUN PROPN NOUN+AUX CCONJ NOUN DET NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ AUX PRON NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +n04007018 tr Eski bakanın partiden ayrılma kararının ardında Mps'ye gönderilen notta böyle yazıyordu. ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN X ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +n04007023 tr Değerlendirmeye katılacak. NOUN VERB+PUNCT +n04008007 tr LUISS Üniversitesi'ndeki öğrencilere Roma'da yapılan bir toplantıda böyle söylendi. PROPN NOUN+ADP NOUN PROPN ADJ DET NOUN ADV VERB+PUNCT +n04008016 tr Bu sabah Papa Françesko, Casa Santa Marta'da Mark Zuckerberg ve eşiyle görüştü. DET NOUN NOUN PROPN+PUNCT X PROPN PROPN PROPN PROPN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +n04009002 tr "Roma Tre Üniversitesi'ndeki dört öğrenci, sürücülerin davranışlarını tahmin ederek ""düşüncelerini okuyabilen"" bir motosiklet kaskı geliştirdi." PROPN PROPN NOUN+ADP NUM NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADV PUNCT+NOUN ADJ+PUNCT DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04009003 tr Güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen araştırma örneklerinden birinde de Valentino Rossi ile rekabet edecek insansı bir robot üretildi. NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN PRON ADV PROPN PROPN ADP NOUN ADJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n04010006 tr Buna karşılık, Uber Çinli şirketten bir milyar dolarlık bir yatırım alacak ve yönetim kurulunda da bir yere sahip olacak. PRON NOUN+PUNCT X ADJ NOUN NUM NUM ADJ DET NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN ADV DET NOUN ADJ AUX+PUNCT +n04010016 tr Wall Street'te her geçen gün, Silikon Vadisi'nden bile daha fazla sayıda teknoloji şirketi sözü geçer hale geliyor. X X DET ADJ NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADV ADV ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n04010017 tr Amazon, ExxonMobil'i geçerek en büyük piyasa değerine sahip dördüncü Amerikan şirketi oldu. PROPN+PUNCT PROPN ADV ADV ADJ NOUN NOUN ADJ NUM PROPN NOUN AUX+PUNCT +n04010021 tr Spotify, Tesla, Uber ve Snapchat gibi şirketlerin yöneticileri Mountain View Zirvesi'nin yanı sıra özel bir etkinliğe katılacaklar. PROPN+PUNCT PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN ADP NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +n05001005 tr En muhafazakarları temsil eden Cristina Cifuentes ve Sektörel Müsteşar Javier Maroto gibi partinin liderleri en ilerici kesimin temsilcileridir. ADV NOUN NOUN ADJ PROPN PROPN CCONJ ADJ NOUN PROPN PROPN ADP NOUN NOUN ADV ADJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +n05001008 tr Durán sözcü ve Ángel Pintado da sayman görevi yapmaktadır. PROPN NOUN CCONJ PROPN PROPN ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +n05002004 tr Son altı yıldır ilk kez işsizlik oranı yüzde 20'nin altına düştü ve bir yıl öncesine göre 600.000 kişi daha istihdam edildi. ADJ NUM ADV ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ NUM NOUN NOUN ADP NUM NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +n05002015 tr Ancak, yönetimi eleştiriden muaf değildi. ADV+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX+AUX+PUNCT +n05002017 tr Sendikalar bu konuda mücadele ettiler ve Fátima Báñez'in en çok gurur duyduğu mevzuatın yürürlükten kalkması için çeşitli vesilelerle çağrıda bulundular. NOUN DET NOUN NOUN VERB CCONJ PROPN PROPN ADV ADV NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n05002020 tr Bu bölüm şimdi yeni zorluklarla karşı karşıya. DET NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT +n05002023 tr Dahası, Hükumet başka bir kriz ile daha baş etmek zorunda kalacak. ADV+PUNCT NOUN ADJ DET NOUN ADP ADV NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n05003006 tr Savunma Bakanı, şimdilik partinin Genel Sekreteri olarak kalmasına izin verdi. NOUN NOUN+PUNCT ADV NOUN ADJ NOUN AUX NOUN NOUN VERB+PUNCT +n05003010 tr "Danışılan ""%100 Cospedal"" olduğunu belirtti." NOUN PUNCT+NUM PROPN+PUNCT AUX VERB+PUNCT +n05003019 tr Buna rağmen, partideki herkes cumhurbaşkanının dün vermeye çalıştığı mesajları anlamadı. PRON ADP+PUNCT NOUN+ADP PRON NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n05003022 tr Barón de Claret, hükumetteki soyluluk unvanına sahip tek kişi. PROPN PROPN PROPN+PUNCT NOUN+ADP NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN+PUNCT +n05004020 tr Pedro Sánchez, diğer pek çok sosyalist gibi Évole adlı programda İspanya'nın çeşitli uluslardan oluşan bir millet olduğunu söyledi. PROPN PROPN+PUNCT DET ADV ADV NOUN ADP PROPN ADJ NOUN PROPN ADJ NOUN ADJ DET NOUN AUX VERB+PUNCT +n05004025 tr Peki ya tarihsel haklarla ilgili partiler? ADV ADV ADJ NOUN ADJ NOUN+PUNCT +n05005002 tr "Federico Fellini bir keresinde şöyle demiştir: ""Gölgesi insan için ne ise, palyaço da insanlık için odur.""" PROPN PROPN DET NOUN ADV VERB+PUNCT PUNCT+NOUN NOUN ADP PRON AUX+PUNCT NOUN ADV NOUN ADP PRON+AUX+PUNCT+PUNCT +n05005016 tr Seyircinin karşısında tek başına dikiliyor ve nihayetinde seyirciyi güldürmek için elinden gelenin en iyisini yapmak zorunda kalıyor. NOUN NOUN ADJ NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN ADP NOUN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +n05006002 tr Savaş filmlerinde, kovboy filmlerinde ve Hint filmlerinde savaşlar, dövüşler ve kavgalar başka bir dünyaya ait gibiydi. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN ADJ DET NOUN ADP ADP+AUX+PUNCT +n05006013 tr Vurgular, ince ironi, kinayeler ve diğer iyi kullanılan dil araçları parlamentoya yakışır, ancak birbirine vurmak ve bayağı espriler buraya yakışmamaktadır. NOUN+PUNCT ADJ NOUN+PUNCT NOUN CCONJ DET ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ PRON NOUN CCONJ ADJ NOUN PRON VERB+PUNCT +n05007006 tr O bizi bekleyen kimsenin aslında bizi beklemediğine inanıyor. PRON PRON ADJ PRON ADV PRON NOUN VERB+PUNCT +n05007014 tr Belki de bu yüzden gözyaşı bulutları göz bebeklerini bulandırırken, zamanın akışı hasadını ortaya çıkarıp, gizemini durgun sulara salıyordu. ADV ADV DET NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADV+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN ADV+PUNCT NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +n05007025 tr Ve açık bir ruh ve zihinle karşılanmaları gerekir, çünkü yeni nesil güzelliği ve umudu oluşturuyorlar. ADV ADJ DET NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN VERB+PUNCT +n05008012 tr Sonuç olarak, Trump ulusal düzeyde Latin Amerikalı seçmenden endişe duymuyor. NOUN AUX+PUNCT PROPN ADJ NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +n05008018 tr İlk oylama, bu kez daha fazla Latin Amerikalının oy kullanmaya geleceğini gösteriyor, ancak bu artışın bir etkisinin olup olmayacağı belli değil. ADJ NOUN+PUNCT DET NOUN ADV ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT CCONJ DET NOUN DET NOUN ADV NOUN ADJ AUX+PUNCT +n05009025 tr "Muhalefet El Mundo'ya ""Protesto ve başka şeyler olacak, hepsi zaten planlanmış."" diye açıklama yaptı." NOUN PROPN PROPN PUNCT+NOUN CCONJ ADJ NOUN VERB+PUNCT PRON ADV VERB+PUNCT+PUNCT ADP NOUN VERB+PUNCT +n05009030 tr Onlarca FSLN takipçisi şimdiden Plaza de las Victorias'da zaferi kutlamaya başladılar. ADJ PROPN NOUN ADV PROPN PROPN PROPN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +n05010004 tr May, Brexit'teki resmi karar sonrasında medyadan kaçması ve açıkça yanıt vermekten kaçınması nedeniyle büyük eleştiri aldı. PROPN+PUNCT PROPN+ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w02001041 tr "1925'te ""herkes için oyun"" ilkesiyle kurulan St. Michael'in karşısındaki açık hava tiyatrosu hâlâ her kesimden halkı cezbetmektedir." NOUN PUNCT+PRON ADP NOUN+PUNCT NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN+ADP ADJ NOUN NOUN ADV DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02001069 tr Şenlikli anma töreni 30 Nisan 1955'te gerçekleşti. ADJ NOUN NOUN NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02002032 tr 1882 yılında, 34 yangın alarm sinyali ile donatılmış telgraf sistemi faaliyete geçti. NUM NOUN+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02002093 tr 1992 yılında, topluluğa bırakılan eski kukla tiyatrosunun arsası oyuncular ve çalışanlar tarafından devralındı. NUM NOUN+PUNCT NOUN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02002120 tr Bu, şehir merkezinde İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle yok olmaktan kurtulan birkaç binadan biriyle ilgilidir. PRON+PUNCT NOUN NOUN NUM NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ AUX ADJ DET NOUN PRON ADJ+AUX+PUNCT +w02003037 tr 1832 yılında eski manastır Württemberg Eyaleti tarafından fabrikatör Georg Reichenbach'a yerine pamuk fabrikası kurulması şartıyla satıldı. NUM NOUN ADJ NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02003070 tr 1960'ların başından bu yana buraya yerleşen Müslüman vatandaşların çoğu Türkiye'den göç etmiştir. NOUN NOUN DET NOUN PRON ADJ ADJ NOUN PRON PROPN NOUN VERB+PUNCT +w02004008 tr Bunlardan biri Aziz Peter ve Paul manastır kilisesine ait eski manastırdır. PRON PRON NOUN PROPN CCONJ PROPN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w02004021 tr Obermarsberg'deki tarihi belediye binası 13. yüzyıldan kalmadır ve Otuz Yıl Savaşı'nın ardından yenilenmiştir. PROPN+ADP ADJ NOUN NOUN NUM NOUN NOUN+AUX CCONJ NUM NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w02004065 tr Burayı terk etme nedenleri hakkında farklı teoriler var. PRON NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ+PUNCT +w02005026 tr Dört kilometreden uzun olan Golden Gate Parkı, botanik bahçesi, planetaryum, Japon bahçesi ve akvaryuma sahip. NUM NOUN ADJ AUX X X NOUN+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT NOUN+PUNCT PROPN NOUN CCONJ NOUN ADJ+PUNCT +w02005027 tr San Francisco'luların dinlenmek ve rahatlamak için geldiği yerel bir alan olarak hizmet vermektedir. PROPN PROPN NOUN CCONJ NOUN ADP ADJ ADJ DET NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +w02005028 tr Yerba Buena Bahçesi 1990'lı yılların başında Moscone North Kongre Merkezi'nin çatısında kurulmuştur. PROPN PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN PROPN X NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02005029 tr Burada Martin Luther King, Jr'ye adanmış bir anıt bulunmaktadır. PRON PROPN PROPN PROPN+PUNCT PROPN ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w02006036 tr Kentin ekonomisi 1960'lardan bu yana hızla gerilemekte. NOUN NOUN NOUN DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02006081 tr 2010 genel seçimlerinde İşçi Partisi yedi oy bölgesinin tamamını ele geçirmeyi başardı. NUM ADJ NOUN NOUN NOUN NUM NOUN NOUN PRON NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02007008 tr Bu olay esnasında gerçekleşen lerin zamanlaması ve sıralaması çok tartışıldı. DET NOUN NOUN VERB X NOUN CCONJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w02007032 tr Nisan 2012'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Erdoğan, hükümetinin Boğaz'a paralel bir İstanbul Kanalı inşa ederek bölgeyi karadan ayırma planını duyurdu. NOUN NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN PROPN+PUNCT NOUN NOUN ADJ DET PROPN NOUN NOUN ADV NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02007061 tr Osmanlılar tahıla büyük ihtiyaç duydukları için başka yerlere taşınmasının önüne geçmek istediler. NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02007074 tr Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya'ya savaş filolarını Karadeniz'de tutma izni verilmedi. PROPN NOUN CCONJ PROPN NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02008010 tr Kapsamı, bilinen birçok kazı alanına sahip, zamanın en yaygın kültürlerine aittir. NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN NOUN ADJ+PUNCT NOUN ADV ADJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w02008028 tr Güney Avrupa'daki kazı alanlarının çoğunluğu gibi, bu bulgu M.Ö. 5. yüzyılın başlarına aitti. NOUN PROPN+ADP NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT DET NOUN NOUN NUM NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w02008038 tr Muhtemelen Bakır Çağından en tanınmış kişi, M.Ö. 3300 yıllarında yaşayan donmuş mumya Ötzi'dir. ADV NOUN NOUN ADV ADJ NOUN+PUNCT NOUN NUM NOUN ADJ ADJ NOUN PROPN+AUX+PUNCT +w02008055 tr Çoğunlukla tepelerde duruyorlardı. NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02008065 tr Ek olarak, bakır yaldızlama süreci teknolojik açıdan dikkate değerdir. NOUN AUX+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w02009002 tr Devrimin kırsal bölgelerdeki ciddiyeti ve varlığı, Versailles'daki Mahkeme ve Ulusal Meclis'i alarma geçirdi. NOUN ADJ NOUN+ADP NOUN CCONJ NOUN+PUNCT PROPN+ADP NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02009025 tr Olay, Paris'te biliniyordu ve halihazırda ekmek fiyatının oldukça yüksek olması ve erzak bulunmaması nedeniyle zaten kötü olan genel havayı iyice olumsuz etkiledi. NOUN+PUNCT PROPN VERB CCONJ ADV NOUN NOUN ADV ADJ AUX CCONJ NOUN NOUN NOUN ADV ADJ AUX ADJ NOUN ADV ADV VERB+PUNCT +w02009087 tr Kral kaçarken özel önlemler almadı ve kaldığı yerlerde defalarca tanındı. NOUN ADV ADJ NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w02011012 tr İlahî beğeniyle karşılandı ve seyirci bir daha çalışmasını istedi. NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN ADV ADV NOUN VERB+PUNCT +w02011029 tr İlk uluslararası Olimpiyat oyunları sona ermiştir. ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02012042 tr Birinci Dünya Savaşı, sömürge politikasında kaymalar ve yeni gelişmelere sebep oldu. NUM NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02013015 tr Sanayi Devrimi, İngiltere'de diğer tüm ülkelerden daha önce gerçekleşti. NOUN NOUN+PUNCT PROPN DET DET NOUN ADV ADV VERB+PUNCT +w02013033 tr Süveyş Krizi, değişen bir dünyada Büyük Britanya ve Fransa gibi eski sömürge güçlerinin sınırlarını gösterdi. PROPN NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN ADJ PROPN CCONJ PROPN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02013076 tr 1933'te Nasyonal Sosyalistlerin iktidarı ele geçirmesinin ardından, eski sömürgeleri geri kazanmak için bazı münferit girişimler yapıldı. NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADP+PUNCT ADJ NOUN ADV NOUN ADP DET ADJ NOUN VERB+PUNCT +w02013093 tr 1917 Rus Devrimi'nden sonra Finlandiya, Polonya ve Baltık Devletleri gibi bazı ülkeler bağımsızlıklarını kazandılar. NUM PROPN NOUN ADP PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN ADP DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02014013 tr Macaristan'a baskı uygulamanın son yollarından biri de genel ve serbest seçimleri dayatma tehdidiydi. PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN PRON ADV ADJ CCONJ ADJ NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w02014030 tr İmtiyaz'ın ardından, İmparator ve Kral Franz Joseph I. her iki monarşisine de eşit muamele etmeye özen gösterdi. NOUN ADP+PUNCT NOUN CCONJ NOUN PROPN PROPN PROPN DET NUM NOUN ADV ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02015084 tr Disibodenberg manastırı terk edildi ve Reform hareketinin sonucunda harabeye döndü. PROPN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w02015085 tr Bugün, geniş bir alana yayılan harabeleri hâlâ görülebilir. ADV+PUNCT ADJ DET NOUN ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w02015086 tr Rupertsberg manastırı, 1632'de Otuz Yıl Savaşı sırasında İsveç birliklerince yok edildi. PROPN NOUN+PUNCT NOUN NUM NOUN NOUN NOUN PROPN ADV ADJ AUX+PUNCT +w02015087 tr Yerlerinden edilen rahibeler Eibingen manastırına taşındı. NOUN ADJ NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w02015088 tr Harabelerin üzerine daha sonra başka yapılar inşa edildi. NOUN NOUN ADV ADV ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02016015 tr Bu başarıların ardından Team Telekom ile sözleşme imzaladı ve 2002 yılına kadar kalacağı Südbaden'deki Merdingen'deki sevgilisiyle birlikte yaşamaya başladı. DET NOUN ADP X NOUN ADP NOUN VERB CCONJ NUM NOUN ADP ADJ PROPN+ADP PROPN+ADP NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +w02016060 tr 2004'te Atina'da yapılan Olimpiyat Oyunları'nda sokak yarışını kazanan Ulrich, ikinci altın madalyasını kazanma hedefinin peşinden koşmaya devam etti. NOUN PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ PROPN+PUNCT NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02017046 tr Sansür, tüm istenmeyen görüşleri susturdu; kamu hayatına katılım neredeyse imkansız hale geldi. NOUN+PUNCT DET ADJ NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADV ADJ NOUN VERB+PUNCT +w02017061 tr Kıyafetlerin üzerindeki kan izleri, cinayet günü yapılan haberlerde anlatıldığı şekildeydi. NOUN NOUN+ADP NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w02018030 tr Weiss, Köln ve Bremen şehirlerinden gelen edebiyat ödülleri ile onurlandırıldı. PROPN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w02019048 tr Springer Yahudi halkıyla uzlaşma sağlamak için hem gizli hem kamuya açık şekilde gayretle çalıştı ve İsrail'i pek çok kez ziyaret etti. PROPN PROPN NOUN NOUN NOUN ADP CCONJ ADJ CCONJ NOUN ADJ NOUN NOUN VERB CCONJ PROPN ADV ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +w02019077 tr Küçük köşk tamamen yandı. ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w02019085 tr Ertesi yıl, yani 1977'de basınının ABD'ye karşı dostça duruşu nedeniyle Amerikan Dostluk Madalyası'na layık görüldü. ADJ NOUN+PUNCT ADV NOUN NOUN PROPN ADP ADV NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +w03001037 tr Viguier ve La Conte bölgeleri, nüfusun çoğunlukla göçmenlerden veya göçmen kökenlilerden oluştuğu şehrin sosyal konutlarının çoğunu kapsar. PROPN CCONJ PROPN PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN PRON VERB+PUNCT +w03001058 tr Carcassonne'in tarihi, surlarla çevrili şehriyle doğrudan bağlantılıdır. PROPN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NOUN ADJ ADJ+AUX+PUNCT +w03002048 tr 2000'li yılların başında 100.000 sakin başına beş doktor düşüyordu. ADJ NOUN NOUN NUM NOUN NOUN NUM NOUN VERB+PUNCT +w03002055 tr Uluslararası Af Örgütü, büyücülükle suçlanan elli kişinin öldürülmesini anlatan 2008 tarihli gazete yazılarına atıfta bulunuyor. ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN ADJ NUM NOUN NOUN ADJ NUM ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03003023 tr Von Bellingshausen Antarktika'yı, Bransfield'in karayı görmesinden üç gün ve Kasım 1820'de aynı şeyi gerçekleştiren Palmer'den 10 ay önce, 27 Ocak 1820'de görmüştür. PROPN PROPN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NUM NOUN CCONJ NOUN NOUN ADJ NOUN ADJ PROPN NUM NOUN ADP+PUNCT NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03003039 tr 1914'teki Endurance seferinde, Sir Ernest Shackleton'ın kaptanlığını yaptığı İngiliz Endurance gemisi yirmi sekiz kişi ile Antarktika'yı geçmek üzere yelken açtı. NOUN+ADP PROPN NOUN+PUNCT PROPN PROPN PROPN NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN NUM NUM NOUN ADP PROPN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +w03004037 tr Bu çizim Roma hukukunun, Roma Cumhuriyeti kurumlarının ve mos maiorum'un kurucu kanunu olmuştur. DET NOUN PROPN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN CCONJ X PROPN ADJ NOUN AUX+PUNCT +w03004107 tr Bununla birlikte, Pyrrhus güney İtalya'daki işleriyle ilgilenmek için Sicilya'yı terk etmek zorunda kalmıştır. PRON ADP+PUNCT PROPN NOUN PROPN+ADP NOUN NOUN ADP PROPN NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w03005012 tr Yunanistan M.Ö. 8. yüzyılda, Miken uygarlığının yıkılışının ardından Karanlık Çağlardan itibaren Karanlık Çağ'dan çıkmaya başlamıştır. PROPN NOUN NUM NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADP ADJ NOUN ADP ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03005013 tr Okuryazarlık bitmiş ve Miken yazısı unutulmuştu ancak Yunanlılar Fenike alfabesini kabul ederek Yunan alfabesi oluşturmak üzere değiştirmiştir. NOUN VERB CCONJ PROPN NOUN VERB ADV NOUN PROPN NOUN NOUN ADV PROPN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w03005014 tr M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren ilk Yunanca metinler ortaya çıkmaya başlamıştır. NOUN NUM NOUN ADP ADJ PROPN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03005015 tr Yunanistan, büyük oranda Yunan coğrafyası tarafından dikte edilen bir biçimle birçok küçük ve kendi kendini yöneten topluluklara bölünmüştür: her ada, vadi ve ova ile komşuları arasındaki bağlantı, deniz veya dağ aralıklarıyla kesintiye uğramıştır. PROPN+PUNCT ADJ NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN ADJ DET NOUN DET ADJ CCONJ PRON PRON ADJ NOUN VERB+PUNCT DET NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN CCONJ NOUN NOUN+ADP NOUN+PUNCT NOUN CCONJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03005016 tr M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren şehir devletleri ortaya çıkmaya başlamıştır: siyasi sistemleri olan küçük ve kendi kendisini yöneten bölgeler. NOUN NUM NOUN ADP NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN ADJ ADJ CCONJ PRON PRON ADJ NOUN+PUNCT +w03006024 tr Ortaçağ'da ise, çoğu Hıristiyan Kutsal Kitap'a ana dillerinde erişemiyordu. NOUN VERB+PUNCT DET PROPN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03007008 tr Bununla birlikte, denizleri geçecek kadar büyük gemiler inşa edilene kadar genişleme göstermediler. PRON ADP+PUNCT NOUN NOUN ADP ADJ NOUN NOUN NOUN ADP NOUN VERB+PUNCT +w03007039 tr Ticaret o zamana kadar kullanılmayan bir teknikle Akdeniz'de ticari karakollar kurularak geliştirildi. NOUN DET NOUN ADP ADJ DET NOUN PROPN ADJ NOUN ADV VERB+PUNCT +w03008011 tr Bu olay, radikal bir devrimci olarak kariyerinin başlangıç noktası olarak görülebilir. DET NOUN+PUNCT ADJ DET NOUN AUX NOUN NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +w03008029 tr Korku Yönetimi baskısını hafifleten III. Pluviose (Ocak-Şubat 1794) 'da, şüphelileri kurtarmak için çeşitli önlemler almıştır. NOUN NOUN NOUN ADJ NUM PROPN PUNCT+NOUN+PUNCT+NOUN PUNCT X+PUNCT NOUN NOUN ADP ADJ NOUN VERB+PUNCT +w03009029 tr Tamamıyla Bernard Tapie'nin kendi parasıyla finanse edilen bu okullar, iflas ilan ettiği 1994 yılında kapatıldı. ADV PROPN PROPN PRON NOUN NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ NUM NOUN VERB+PUNCT +w03009044 tr Alman şirketi, dünya çapında ekipman ve tekstillerin bir numaralı distribütörü olmasına rağmen mali sıkıntılar içerisindeydi. PROPN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN CCONJ NOUN NUM ADJ NOUN AUX ADP ADJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w03010096 tr Remis hepsinden kurtulmak için 1947 yazının büyük bölümünde İsviçre'de ikamet etti. PROPN NOUN NOUN ADP NUM NOUN ADJ NOUN PROPN NOUN VERB+PUNCT +w03010097 tr Dönüşlerinde Güney Amerika'da, Belçika'nın savaş sonrası yaşadığı sorunlarından uzakta, yaşama fikrini sıcak karşıladılar. NOUN NOUN PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN ADJ AUX+PUNCT +w03010098 tr Belçikalı sanatçı 1948 baharında, Tenten'i sinemaya uyarlama umuduyla Walt Disney'e karşılık görmeyecek bir destek ricası mektubu yazdı. ADJ NOUN NUM NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w03010099 tr Georges ve eşi yazın, Germaine'nin arkadaşlarından birinin kızı olan 18 yaşındaki Rosane eşliğinde, İsviçre'ye döndü. PROPN CCONJ NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN PRON NOUN AUX NUM NOUN+ADP PROPN NOUN+PUNCT PROPN VERB+PUNCT +w03010100 tr Tatil sırasında, genç kızla kısa süre sonra itiraf ettiği evlilik dışı bir ilişkiye başladı. NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN ADJ NOUN ADP NOUN ADJ NOUN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +w04001027 tr Alt kısımda, ada halkının topraklarına duydukları sevgiyi temsil eden ve denize bakan üç palmiye ağacı var. NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN ADJ CCONJ NOUN ADJ NUM NOUN NOUN ADJ+PUNCT +w04001037 tr Ayrıca, yaz aylarında adada kasırgaların görülmesi mümkündür. ADV+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w04001053 tr Adalar, Hint-Avustralya Fay Hattı üzerinde yer almaktadır; Fay Hattı, Hint ve Avustralya levhalarının çarpışması nedeniyle ortaya çıkmıştır. NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT+PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN+PUNCT PROPN CCONJ PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04002008 tr Bu hipotezi destekleyen bir unsur, Sesto San Giovanni'deki Villa Pelucca'da gerçekleştirilen yoğun kraliyet atı yetiştiriciliğidir. DET NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT PROPN PROPN PROPN+ADP NOUN PROPN ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w04002048 tr 1928'de, Parkın kuzey doğu bölümünde, yarış pistinin yanında 90 hektarlık bir golf sahası inşa edilmiştir. NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN NOUN NOUN NUM ADJ DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04002055 tr 1976'da parkur artık kullanılmıyordu; 1990'da ise bir yangın, daha sonraları ahırlarla birlikte yıkılacak olan tahta tribünlerden geri kalanları da yok etmişti. NOUN NOUN ADV VERB+PUNCT NOUN VERB DET NOUN+PUNCT ADV NOUN NOUN ADP VERB ADJ NOUN NOUN ADV NOUN ADV ADJ AUX+PUNCT +w04003025 tr Papa VI. Paul, Ağustos 1969'da Vatikan hukukundan ölüm cezasını kaldırmış ve bunu diğer tüm suçlarda da hükümsüz kılmıştır. NOUN NUM PROPN+PUNCT NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ PRON DET DET NOUN ADV ADJ AUX+PUNCT +w04003054 tr Para basma ağırlıklı olarak nümismatiktir ve esas olarak koleksiyonculara satılmak amacıyla gerçekleştirilen. NOUN NOUN ADJ AUX NOUN+AUX CCONJ NOUN AUX NOUN NOUN NOUN ADJ+PUNCT +w04004005 tr Bölgenin iç kısmı düz ve dağlıktır ve bir alan ile diğeri arasında kesin bir ayrım yoktur. NOUN NOUN NOUN ADJ CCONJ NOUN+AUX CCONJ DET NOUN CCONJ PRON NOUN ADJ DET NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w04004045 tr Birtakım farklı menhir ve dolmenler de dahil olmak üzere birçok tarih öncesi eser bulunmaktadır. DET ADJ NOUN CCONJ NOUN ADV NOUN AUX ADP DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04004051 tr Daha sonra Samnium, Molise'nin kısımları ve oryantal Basilicata'nın da bulunduğu ikinci Apulian ve Calabria Kraliyet Bölgesi kurulmuştur. ADV ADV PROPN+PUNCT PROPN NOUN CCONJ ADJ PROPN ADV ADJ NUM PROPN CCONJ PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04004059 tr Apulia ismi, onüçüncü yüzyılda bazı yazarlar tarafından İtalyan yarımadasının güneyini simgelemek için kullanılmıştı. PROPN NOUN+PUNCT NUM NOUN DET NOUN NOUN PROPN NOUN NOUN NOUN ADP VERB+PUNCT +w04006023 tr Tarihçi David Crouch, Stephen'ın bu kez diğer meselelere odaklanmak için bu zor görevden vazgeçtiğini iddia etmektedir. NOUN PROPN PROPN+PUNCT PROPN DET NOUN DET NOUN NOUN ADP DET ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04006065 tr 1. Henry'nin yönetiminde sadece bir avuç insan (kontluklar) bulunmuş ve bunlar büyük oranda sembolik kalmıştır. NUM PROPN NOUN ADV DET NOUN NOUN PUNCT+NOUN+PUNCT VERB CCONJ PRON ADJ NOUN ADJ AUX+PUNCT +w04007006 tr Fransız Devrimi'nin ardından Birinci Koalisyon Savaşı sırasında dikkatler hızla genç bir Korsikalı topçu subaya yoğunlaşmaya başladı: Napolyon Bonapart. PROPN NOUN ADP NUM NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN ADJ DET ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PROPN PROPN+PUNCT +w04007021 tr Çatışmaya çözüm getirmese de, Fransa'nın Marengo Savaşı'ndaki zaferi Avusturyalıları İtalya'dan ikinci kez vazgeçmeye zorlamıştır. NOUN NOUN VERB ADV+PUNCT PROPN PROPN NOUN+ADP NOUN NOUN PROPN NUM NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04007037 tr Villeneuve'in filosunun engellenmesi, Britanya Adaları'nın işgal edilmesi planından vazgeçilmesine yol açtı; çünkü kıtada aynı zamanda yeni gelişmeler yaşanmaktaydı. PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADV NOUN ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT +w04007049 tr Napolyon, Austerlitz'in açık başarısının genel bir barış antlaşmasına dönüşebileceğinden emindi, ancak umutları kısa sürede tükendi: yeni İngiliz Başbakanı Lord Grenville de, Çar Alexander da herhangi bir anlaşma yapılmasını reddetti. PROPN+PUNCT PROPN ADJ NOUN ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADJ+AUX+PUNCT ADV NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT ADJ PROPN NOUN NOUN PROPN ADV+PUNCT NOUN PROPN ADV DET DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04008006 tr Din ibadetiyle ilgili olarak Fiorello, Episcopal Kilisesi'nde eğitim görmüş ve hayatı boyunca Protestan Kilisesi'nin mensubu olarak kalmıştır. NOUN NOUN ADJ ADV PROPN+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB CCONJ NOUN ADP PROPN NOUN NOUN AUX VERB+PUNCT +w04009042 tr Adam, kendisinin ve Walter'ın tahmin ettiği gibi, iki evren arasında bir savaşın geldiğini söylemiştir; bu nedenle, Olivia, diğerlerinin yanında, bir çocukken eğitim görmüştür. PROPN+PUNCT PRON CCONJ PROPN NOUN NOUN ADP+PUNCT NUM NOUN NOUN DET NOUN NOUN VERB+PUNCT DET NOUN+PUNCT PROPN+PUNCT PRON NOUN+PUNCT DET NOUN+AUX NOUN VERB+PUNCT +w04010027 tr Goffredo Petrassi'nin her iki öğrencisi Ennio Morricone ve Bruno Nicolai Santa (Saint) Cecelia konservatuarı'nda bir araya gelmiştir. PROPN PROPN DET NUM NOUN PROPN PROPN CCONJ PROPN PROPN PROPN PUNCT+PROPN+PUNCT PROPN NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +w04010028 tr Aralarında uzun yıllar süren profesyonel ve dostane bir ilişki gelişmiştir. NOUN ADJ NOUN ADJ ADJ CCONJ ADJ DET NOUN VERB+PUNCT +w04010029 tr Nicolai, bir gece akşam yemeğinde, Morricone tarafından verilen çeşitli sinematik puanlar üzerinde işbirliği yapar; bazıları her ikisi tarafından yazılmıştır. PROPN+PUNCT DET NOUN NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN ADJ ADJ ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT PRON DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04010030 tr Bununla birlikte, dostlukları ikisi arasındaki resmi olmayan ve yasal uyuşmazlıklara yol açan işbirlikleri nedeniyle sona ermiştir. PRON ADP+PUNCT NOUN NOUN NOUN+ADP ADJ AUX CCONJ ADJ NOUN NOUN ADJ NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w04010031 tr Birtakım işbirliği çabaları sırasında, daha sonra her iki sanatçının da stilini karakterize eden düzenlemelerdeki bazı stilistik çözümleri hangisinin düşündüğü kesin değildir. DET NOUN NOUN NOUN+PUNCT ADV ADV DET NUM NOUN ADV NOUN NOUN ADJ NOUN+ADP DET ADJ NOUN PRON NOUN ADJ AUX+PUNCT +w05001026 tr Antonio Gaudí 20. yüzyılda, 1904-1914 yılları arasında on yıl süren bir reform süreci getirmiştir. PROPN PROPN NUM NOUN+PUNCT NUM+PUNCT+NUM NOUN NOUN NUM NOUN ADJ DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w05001036 tr Apsisde üç paralel şapel ve payandalar arasında birçok yan şapel bulunmaktadır. NOUN NUM ADJ NOUN CCONJ NOUN NOUN DET ADJ NOUN VERB+PUNCT +w05001045 tr Tema, Palma'da yaşayan çok sayıda ahdet etmiş Yahudi'den ötürü geleneksel olarak bilinçli seçilirdi. NOUN+PUNCT PROPN ADJ ADV NOUN NOUN ADJ NOUN ADP ADJ AUX ADJ AUX+PUNCT +w05002014 tr Güney Amerika'nın batı ucu, And Dağları oluşmadan önce birçok orojeneze ev sahipliği etmiştir. NOUN PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN ADP DET NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w05002032 tr "Orta Andlar, okyanus kabuğunun yutulmasıyla oluşan ve ""Andes de tipo andino"" olarak adlandırılan yapıya aittir." NOUN PROPN+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADJ CCONJ PUNCT+PROPN X X X+PUNCT AUX ADJ NOUN ADJ+AUX+PUNCT +w05003012 tr Bununla birlikte, kendisi ile Linares arasındaki kopuş ve ilerici hattın kesintiye uğraması, 1879'da kendisini deviren Vindication Devrini tetiklemiştir. PRON ADP+PUNCT PRON CCONJ PROPN NOUN+ADP NOUN CCONJ ADJ NOUN NOUN NOUN+PUNCT NOUN PRON ADJ PROPN NOUN VERB+PUNCT +w05003050 tr Yönetimi sırasında kadınların oy kullanması kabul edilmiş, siyasi partiler yasal hale getirilmiş, sürgün edilenlerin hepsinin geri dönmesine izin verilmiş ve kalan siyasi tutsaklar serbest bırakılmıştır. NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT ADJ NOUN ADJ NOUN VERB+PUNCT NOUN NOUN+X PRON ADV NOUN NOUN VERB CCONJ ADJ ADJ NOUN ADJ AUX+PUNCT +w05003119 tr Onlarca bankanın çöküşü ve bunlara müdahale edilmesi işletmelerin iflas etmesine neden olan sermaye çıkışlarına neden olmuştur. ADJ NOUN NOUN CCONJ PRON NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN NOUN AUX NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w05004031 tr Punta del Este'deki deniz feneri simgesini Punta Rasa'daki deniz feneri simgesine bağlayan hayali çizgi, bu ikinci sınırdan dış sınıra kadar kalan kısımdır. PROPN PROPN PROPN+ADP NOUN NOUN NOUN PROPN PROPN+ADP NOUN NOUN NOUN ADJ ADJ NOUN+PUNCT DET NUM NOUN ADJ NOUN ADP ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w05005083 tr Ekim 1777'de, General John Burgoyne'in komutasındaki İngiliz kuvvetleri New York eyaletinin kuzeyindeki Saratoga'da teslim olunca bir şeyler değişmeye başlamıştır. NOUN NOUN+PUNCT NOUN PROPN PROPN NOUN+ADP PROPN NOUN PROPN PROPN NOUN NOUN+ADP PROPN NOUN AUX DET NOUN NOUN VERB+PUNCT +w05005084 tr Bu, yerleşimcilerin bağımsızlıklarını kazanmaları için gerekli son darbeydi. PRON+PUNCT NOUN NOUN NOUN ADP ADJ ADJ NOUN+AUX+PUNCT +w05005085 tr Joseph Brant'ın liderliğindeki Kızılderililer Kanada'dan gelmiş; kolonicilerin topraklarına giderek artan bir şekilde el koymasından ötürü İngilizleri desteklemişlerdi. PROPN PROPN NOUN+ADP PROPN PROPN VERB+PUNCT NOUN NOUN ADV ADJ DET NOUN NOUN NOUN ADP PROPN VERB+PUNCT +w05005086 tr Seferi Albany'ye ulaşmayı amaçlayan General Joseph Burgoyne yönetmiştir. NOUN PROPN NOUN ADJ NOUN PROPN PROPN VERB+PUNCT +w05005087 tr Bununla birlikte, Hudson Nehrinin yakınında, Freeman'da önleri kesilmiş ve muharebe yapmak zorunda kalmışlardır. PRON ADP+PUNCT PROPN NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN VERB CCONJ NOUN NOUN NOUN AUX+PUNCT +w05006024 tr Altın Çağ İspanyolcası veya Erken Modern İspanyolca, Ortaçağ İspanyolcasından Modern İspanyolcaya geçişi oluşturan dilin çeşididir. NOUN NOUN PROPN CCONJ ADJ ADJ PROPN+PUNCT NOUN PROPN ADJ PROPN NOUN ADJ NOUN NOUN+AUX+PUNCT +w05006058 tr Öte taraftan dış tarih, İspanyolca konuşanların geçmişi, tarihsel değişiklikleri ve dilin toplumsal kullanımı ile ilgili referanslar içerir. DET NOUN ADJ NOUN+PUNCT PROPN NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN ADP ADJ NOUN VERB+PUNCT +w05007004 tr Yine de, İngiliz kanunları kabul edilmiş olsaydı, 10. Luis, 5. Felipe ve 4. Carlos'un kızları, Fransa'dan Isabella teyzeleri karşısında daha çok taht iddiasında olacaklardı. ADV ADV+PUNCT PROPN NOUN NOUN VERB VERB+PUNCT NUM PROPN+PUNCT NUM PROPN CCONJ NUM PROPN NOUN+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN ADV ADV NOUN NOUN VERB+PUNCT +w05007080 tr Barışı sağlamaya yönelik girişimler nihayet 1415 ilkbaharında sona ermiş ve Enrique planını yürürlüğe koymaya karar vermiştir: tüm Fransa Krallığına yapılan bir istila. NOUN NOUN ADP NOUN NOUN NUM NOUN NOUN VERB CCONJ PROPN NOUN NOUN NOUN NOUN VERB+PUNCT DET PROPN NOUN ADJ DET NOUN+PUNCT +w05008107 tr Ayrıca, Buenos Aires Şehri'nin federalleştirilmesini, ticari kanunun uzatılmasını ve orduya yeni generallerin atanmasını da ele almıştır. ADV+PUNCT PROPN PROPN NOUN NOUN+PUNCT ADJ NOUN NOUN CCONJ NOUN ADJ NOUN NOUN ADV NOUN VERB+PUNCT +w05009044 tr "1976'da, Kendisi için bir başka dikkat çekici başarı daha olan ""Don't Go Breaking My Heart""ı kaydetmek üzere, plak şirketi Rocket Record Şirketi olan Kiki Dee ile çalışan bir arkadaşıyla bir araya geldi." NOUN+PUNCT PRON ADP DET ADJ NOUN ADJ NOUN ADV AUX PUNCT+X X X X X NOUN ADP+PUNCT NOUN NOUN X X NOUN AUX PROPN PROPN ADP ADJ DET NOUN DET NOUN VERB+PUNCT +w05010023 tr Pompey, Capua'daki iki lejyonun yönetimini ele geçirdi ve yasadışı vergiler toplamaya başlamıştır; öngörülebilir olduğu gibi, lehine olan Sezarlılardan yararlanmıştır. PROPN+PUNCT PROPN+ADP NUM NOUN NOUN NOUN VERB CCONJ ADJ NOUN NOUN VERB+PUNCT VERB NOUN ADP+PUNCT NOUN AUX NOUN VERB+PUNCT +w05010024 tr Sezar o dönemde görev süresinin tamamlamış olan Curio tarafından Pompey'in eylemlerinden haberdar edilmiştir. PROPN DET NOUN NOUN NOUN VERB ADJ PROPN NOUN PROPN NOUN ADJ AUX+PUNCT +w05010025 tr Bu arada, tribündeki yeri, Aralık'a kadar görevde kalan Marcus Antonius tarafından işgal edilmiştir. DET NOUN+PUNCT NOUN+ADP NOUN+PUNCT NOUN ADP NOUN ADJ PROPN PROPN NOUN NOUN VERB+PUNCT +w05010026 tr Fakat Senato, kendisinin rekabet etmesini yasaklayarak ve kendisine ya birliklerini geri çekme ya da halk düşmanı olma seçeneği sunarak kesinlikle cevapladığında, hangi alternatifi seçerse seçin siyasi düşmanlarına silahsız teslim olacağını anlamıştır. ADV NOUN+PUNCT PRON NOUN NOUN ADV CCONJ PRON CCONJ NOUN ADV NOUN CCONJ ADV NOUN NOUN AUX NOUN ADV NOUN NOUN+PUNCT DET NOUN VERB VERB ADJ NOUN ADJ NOUN AUX VERB+PUNCT +w05010027 tr Marcus Antonius M.Ö. 1 Ocak 49'da, Sezar'dan Vali'nin kendisini barış dostu ilan ettiği bir bildiri yayınlamıştır. PROPN PROPN NOUN NUM NOUN NOUN+PUNCT PROPN NOUN PRON NOUN NOUN NOUN AUX DET NOUN VERB+PUNCT