'ÖYM'leri kaldırmayı hedefliyoruz'. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cenevre-2 Konferansı ile ilgili, "Bu toplantıdan nasıl bir netice çıkar bunu doğrusu kestirmek pek de kolay değil. Çünkü burada özellikle Rusya'nın tavrı, İran'ın tavrı çok çok önem arz ediyor. Bu ziyaretimizde özellikle bunları görüşeceğiz. Fakat biz ... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cenevre-2 Konferansı ile ilgili, "Bu toplantıdan nasıl bir netice çıkar bunu doğrusu kestirmek pek de kolay değil. Çünkü burada özellikle Rusya'nın tavrı, İran'ın tavrı çok çok önem arz ediyor. Bu ziyaretimizde özellikle bunları görüşeceğiz. Fakat biz Suriye'deki gelişmeleri, özellikle Yermuk'taki gelişmeleri, bütün bunları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne taşıdık, taşıyoruz. Sürecin de ciddi manada takipçisiyiz. Tabii bütün bu attığımız adımlar maalesef hep vetoyla karşılık buldu" dedi. Erdoğan, İran'a hareketi öncesinde, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, ziyaretini, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri'nin davetine icabetle gerçekleştirdiğini kaydederek "Yaklaşık iki yıl aradan sonra gerçekleştireceğimiz bu ziyaret vesilesiyle ikili ilişkilerimizi ayrıca ülkelerimizi yakından ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konuları ele alacağız" diye konuştu. Bölgesel ve uluslararası sorunların had safhaya ulaştığı böylesi bir dönemde İran ile temaslarının daha da önemli bir hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin İran ile temaslarının son zamanlarda bir yoğunlaşma gösterdiğini dile getirdi. İran'da yeni hükümetin göreve gelmesinden bu yana iki ülkenin dışişleri bakanlarının hemen hemen her ay karşılıklı ziyaretlerde bulunduklarını anımsatan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin de en kısa zamanda Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi. Ayrıca İranlı muhatapları ile uluslararası toplantılar vesilesiyle de bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, "Ülkelerimiz arasındaki temasların yoğunluğu, seviyesi ve içeriği, İran'la ilişkilerimizin geleneksel komşuluk ilişkilerinin ötesine taşındığının bir göstergesidir. Ziyaretim vesilesiyle mevcut ilişkilerimizi daha ileri bir aşamaya taşıyacak bir adımı atıyoruz. Türkiye ile İran arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'ni kuruyoruz. Bu mekanizma İran'la ikili ilişkilerimize hiç kuşkusuz yeni bir ivme kazandıracaktır" değerlendirmesinde bulundu. HEDEF 2015'TE 30 MİLYAR DOLAR Türkiye ve İran arasındaki ikili ilişkilerin önemli bir boyutunu ekonomik ve ticari ilişkilerin oluşturduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "2013 yılında ikili ticaret hacmimiz 13,5 milyar dolara ulaştı. Bu rakam bir önceki seneye kıyasla aslında bir kısmi düşüş de ifade ediyor. Ancak karşılıklı çabalarımız neticesinde 2015 yılı hedefimiz olan 30 milyar dolar seviyesini yakalayabileceğimize yine inanıyoruz. Bu çerçevede atılabilecek ilave adımları da İranlı yetkililerle ele alacağız. Bu arada ülkemizi ziyaret eden İranlı bakanlarla da bu konuları görüşme fırsatını bulduk." İran'ın nükleer programı konusunda yeni bir döneme girildiğine dikkati çeken Erdoğan, İran ile P5+1 ülkeleri arasında 24 Kasım 2013'te iki tarafın yükümlülüklerini ortaya koyan bir anlaşmaya varıldığını ve bu mutabakatın 20 Ocak 2014 itibarıyla uygulamaya geçirilmesinin kararlaştırıldığını hatırlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye olarak bizler de bu gelişmeyi memnuniyetle karşılamış bulunuyoruz. Sürecin, İran üzerindeki yaptırımların tamamen kaldırılmasını sağlayacak nihai bir anlaşmayla sonuçlanmasını temenni ediyoruz. Türkiye bu yönde şu ana kadar elinden gelen gayreti gösterdi. Bundan sonra da diyaloğun devamı için çaba sarf edecektir. Bölgemizin istikrarı ve kalkınması için komşumuz ve dostumuz İran'la ortak gayretlerimize her düzeyde devam etme kararlılığındayız. Bu çerçevede, temaslarımda, Suriye'de cereyan eden trajik olaylar başta olmak üzere, bölgemizde son dönemde meydana gelen gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunacağım. Türkiye ile İran bölgesel sorunların çözüme kavuşturulması bakımından önemli roller oynayan, bölgesinde söz sahibi olan iki güçlü ülkedir. Tarihin ülkelerimize yüklediği sorumluluklar var. Aynı şekilde bölgedeki halkların ülkelerimizden beklentileri var." Erdoğan, "İnanıyorum ki karşılıklı gerçekleştirdiğimiz üst düzey ziyaretler, bu sorumlulukların yerine getirilmesi ve bölge halklarının beklentilerinin karşıla noktasında zemin oluşturacaktır. Ben ilişkilerimizin geliştirilmesi, kararlılığımızın bir göstergesi olan bu ziyaretimin, ikili ilişkilerimize ve bölgesel istikrara katkıda bulunacağını ümit ediyorum" ifadesini kullandı. ADIMLARIMIZ HEP VETOYLA KARŞILIK BULDU "Cenevre görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde, Anadolu Ajansı bugün Halep'te 220 cesedin fotoğrafına ulaştı. Suriye'ye yardımların ulaştırılmasında önemli bir sıkıntı var. Böyle bir ortamda siz bu durumu BM Güvenlik Konseyi'ne taşımayı düşünüyor musunuz?" sorusuna Erdoğan, "220 fotoğraf karesi, 55 bin fotoğraf karesinin yanında tabii bir hiç" yanıtını verdi. Erdoğan, bu 55 bin fotoğraf karesinin bütün dünyada yayınlandığını anımsatarak "Tabii günbegün bu fotoğraf karelerinin içerisinden seçilerek hakikaten insanı çok daha üzen, çok daha bu dramatik yapıyı görmek suretiyle Suriye'ye karşı tavrını güncelleyen bir süreci yaşıyoruz" değerlendirmesini yaptı. Şu anda Cenevre-2 Konferansı'nın hala devam ettiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Bu toplantıdan nasıl bir netice çıkar, bunu doğrusu kestirmek pek de kolay değil. Çünkü burada özellikle Rusya'nın tavrı, İran'ın tavrı çok çok önem arz ediyor. Bu ziyaretimizde özellikle bunları görüşeceğiz. Fakat biz Suriye'deki gelişmeleri, özellikle Yermuk'taki gelişmeleri, bütün bunları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne taşıdık, taşıyoruz. Sürecin de ciddi manada takipçisiyiz. Tabii bütün bu attığımız adımlar maalesef hep vetoyla karşılık buldu. Bunu da bilmenizi istiyorum." SENARYO İHTİMALİ Bir gazetecinin "Önce MHP, ardından da dün CHP'ye yönelik bir saldırı oldu. Art arda gelen bu iki saldırı seçim öncesi birbiriyle ilişkili mi? Bugün MHP lideri Devlet Bahçeli PKK'ya işaret etti. Böyle bir bilgi sizin elinizde var mı? Olayın failleriyle ve saldırı nedeniyle ilgili size ulaşan bilgiler var mı?" sorusu üzerine Erdoğan, devlet yönetmenin farklı bir şey olduğunu belirterek bu yönetimin sorumluluğunun da farklı bir şey olduğuna işaret etti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Öncelikle son seçimlerde bizim 200'e yakın sadece İstanbul'da seçim koordinasyon merkezlerimiz kimi yerlerde molotofkokteylleriyle kimi yerlerde taşlarla kimi yerlerde taranmak suretiyle hep taciz edildi ve biz hep buna karşı sabırla göğüs gerdik. Sabrımızın neticesini de başarılı bir seçim sonucuyla aldık. Esenyurt'ta meydana gelen olayın içeriği itibarıyla 'ben tabii şudur' deme konumunda değilim. Ama emniyet teşkilatımız süratle oraya müdahale etmiş ve bunun neticesinde de 9 kişi gözaltına alındı. Şu anda onların savcılıktaki ifadeleri ve mahkemeye sevki ile ilgili çalışmalar sürüyor. Son bana gelen bilgi buydu." Bunun neticesinin ne olacağı, mahkemenin ne karar vereceğini bilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Ölen kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralı olanlara Allah'tan şifalar diliyorum. Bir seçimin arefesinde böyle bir durumun olması, böyle bir tablonun ortaya çıkması çok çok üzücü" diye konuştu. ÖZGÜVENLERİ BENİ ÇOK DUYGULANDIRDI Esenyurt'un hassas bir ilçe olduğunu belirten Erdoğan, bu hassasiyeti de kendisinin çok iyi bildiğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Fakat bunun yanında ondan önce Van'da büyükşehir belediye başkanımız, esnaf ziyareti yaparken, esnaf ziyareti sırasında büyükşehir belediye başkanımıza ve yanındaki onunla beraber tüm arkadaşlarımıza taşlı, sopalı saldırılar oldu. Bununla da yetinmediler, daha sonra büyükşehir belediye başkanımızın evine iki kez ses bombası atıldı. Bütün bunlar aslında caydırmaya yönelik, seçim öncesi bir adeta korku atmosferi oluşturmaya yönelik adımlar. Tabii bunların hiçbirinden yılmak gibi bir şeyimiz söz konusu değil. Sağolsun belediye başkanım, başkan adayım ve arkadaşları bu noktada çok çok kararlılar. Bütün bu olaylar karşısında onların özgüveni doğrusu beni de çok duygulandırdı." Şişli Belediyesine yapılan saldırının da manidar olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu bir senaryo mudur, yoksa gerçekten bir karşı adım mıdır? Silahın oraya bırakılması anlamlıdır ve taranması anlamlıdır. Bununla ilgili de emniyet teşkilatımız yoğun bir şekilde takibini sürdürmektedir" dedi. İNŞALLAH İSABETLİ OLUR "Dolardaki artış karşısında Merkez Bankasının akşam da bir açıklama yapması bekleniyor. Piyasalarda bir faiz arttırımı beklentisi oluştu. Faiz arttırımı olursa dolardaki yükseliş durumuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?" sorusu üzerine Erdoğan, Merkez Bankasının bağımsız bir kurum olduğunu hatırlatarak, şunları belirtti: "Konuyla ilgili olarak ben herhangi bir açıklama yapmaya kalksam diyecekler ki Merkez Bankasına müdahale etti. Ama şunu bilmenizi istiyorum: Ben faizlerin artırılmasına her zaman olduğu gibi bugün de karşıyım. Onu özellikle bilmenizi istiyorum. Ama tabii Merkez Bankasına müdahale yetkim yok. Tasarrufum altında, yetkim altında değil. Sorumluluğu da onlara aittir. Yarın orada doğabilecek her şeyin sorumluluğunu, hesabını tabii ki onlar vereceklerdir. Bunu da görmemiz lazım. Temenni ederim ki duam da odur ki atacakları adım, alacakları karar inşallah isabetli olur. Kurda yeni bir dönem başlar. Böylece de ekonomi bu noktada, ihracat, ithalat arasındaki dengede bu sıkıntıları aşarız." Türkiye'nin ithalata dayalı bir ekonomik anlayış içinde olmadığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında biz ihracata dayalı bir ekonomik anlayışın içindeyiz. İthalattan beklentimiz nedir? Eğer ithalat, ihracatımızı tahrik edecekse teşvik edecekse o tabii bizim için önem arz eder ama yok öyle değil de iç piyasada ithalat, ihracat arasındaki dengeyi bozacaksa o tabii bizim için arzu edilen bir süreç değil. İşte o da cari açıkta meydana getirdiği malum etkiler ortada. Bizim en önemli talihsizliklerimizden bir tanesi de petrol noktasındaki sıkıntımızdır, doğalgaz noktasındaki sıkıntımızdır. Tabii 60 milyar doları aşkın bir bu noktadaki ithalatımız bizi ciddi manada sıkıntıya düşürmektedir. Ama bunu biz farklı şekilde, farklı enstrümanlarla bugüne kadar kapadık, kapamaya da devam ediyoruz." MUHALEFETE GÖNDERME Başbakan Erdoğan, "HSYK düzenlemesi ile ilgili iki öneriniz vardı. Bu konuyla ilgili yol haritanız nedir? Seçimlerden önce yasalaştırmayı, Genel Kurul'a getirmeyi düşünüyor musunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Farklı teklifler gelmedi. Muhalefetin bu konuyla ilgili bize bir sorun çözme noktasında hiçbir teklifi yok. Anayasa değişikliğine zaten 'hayır' dediler. Yasal düzenleme yapalım, yasal düzenlemeye de maalesef yanaşmadılar. Hatta hatta HSYK'nın oluşumu ile ilgili gelin müşterek adım atalım, yapalım anayasa değişikliğini, sizler de Parlamento'daki gücünüz nispetinde HSKY'da yer alsın dedik. Bir de baktım ki anamuhalefetin bugün bir tane mensubu çıkmış şu ifadeyi kullanıyor: 'Herkes eşit oranda orada temsil edilmeli' diyor. Dünyanın neresinde böyle bir uygulama var? Bunlar nasıl dünyaya bakıyorlar, dünyayı nasıl takip ediyorlar anlamak mümkün değil. Onun için onlarla yapılacak pek bir şey gözükmüyor. Paketin Adalet Akademileri kısmı ile HSYK kısmı olduğunu anımsatan Erdoğan, "Adalet Akademileri ile ilgili olan kısmın düzenlemesi bitti. Şu anda arkadaşlarımız bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar. Temenni ederim ki, en azından Adalet Akademisi ile ilgili kısmı ve bunun yanında belki 2-3 madde daha bitirilmek suretiyle önümüzdeki hafta içerisinde adımı atarız" diye konuştu. TEMMENNİ SOMUT SONUÇLAR ALMAK "P5+1 ile ilgili İran ile yapılan ön anlaşma vardı. Bu anlaşma çerçevesindeki yaptırımlar bir miktar hafifledi. Önümüzdeki dönemde bir anlaşma olursa çok daha ciddi şekilde hafifletilecek. Bu kapsamda bu ziyaretinizde Türkiye'nin veya Türk şirketlerinin İran'a yapacağı yeni yatırımlar ya da işbirliğine ilişkin somut sonuçlar olabilir mi" şeklindeki soru üzerine, Erdoğan, "Temenni ederim ki bu ziyarette o somut sonuçları da alırız. Zira bizim bildiğiniz gibi 10 milyar metreküp yıl doğalgazı İran'dan alıyoruz. Tabi petrol noktasında onların ellerinde ciddi birikim var. Bu konuda o yaptırımlar sebebiyle bir kesintiye uğramıştı. Bu ziyaretimizde tabii bu konuları ele alacağız" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, daha önce İran'ın işlenmiş altın noktasında Türkiye için çok ciddi bir ihracat piyasası olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti: "Bu yaptırımlar sebebiyle belli bir sıkıntı oldu. Bunları görüşeceğiz. Yeni dönemle ilgili ne gibi adımlar atabiliriz, bunun değerlendirmesini karşılıklı olarak yapma fırsatımız olacak. Tabii bunun dışında ekonomik enstrümanlar noktasında arkadaşlarımızın yine çalışmaları var. Yani önümüzdeki döneme yönelik başta tasarruf dahil bütün bunlarla neler yapabiliriz, bunların üzerinde çalışıyoruz. Ona göre de peyder pey açıklamalarını yapacağız." GEREKÇELİ KARARI GÖRMEDİK TÜBİTAK'ın bazı davalara delil teşkil eden raporu ve Adalet Bakanlığının yeniden yargılanma konusunda yürüttüğü çalışmalara ilişkin soruyu da yanıtlayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yani TÜBİTAK olayı buradaki, harddiskler olayı bunların hepsi bilirkişilerle alakalı konu. Yani kurumla alakalı. Bilirkişi orada bu sürecin takibini yapıyor, inceliyor veya inceletiyor, ondan sonra bilirkişi raporu hazırlıyor. Doğrusu bu bilirkişinin hazırladığı rapor ne içeriyor görmüş değilim, ondan haberim yok. Tabii şu anda henüz Ergenekon ile ilgili gerekçeli kararı veya gerekçeyi görmüş değiliz. Böyle bir durum da söz konusu. Bu konuyla ilgili bu noktada herhangi bir açıklama yapmamız da mümkün değil." TMK KALDIRILACAK Adalet Bakanlığının yeniden yargılanma sürecini değerlendirdiğini ve bu konu üzerinde çalışmalarını yaptığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Muhtevası ne olacak, nasıl olacak, mesela burada sadece bir şeyi açık söyleyebilirim; özel yetkili mahkemeler, bunu kaldırmayı kesinlikle hedeflemiş durumdayız. TMK'yı aynı şekilde kaldırmayı ama buradaki şeyleri Türk Ceza Kanunu'na aktarılması gereken maddeleri, oraya aktarma gibi bir hedefimiz var ve Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırarak bu mahkemeleri tamamıyla ağır ceza mahkemelerine, bunları buradaki hangi dosyalar nerelerdeyse, bunları o mahkemelere devretmek suretiyle artık bu süreci kapatmış olacağız. Böylece sadece 133 ağır ceza mahkemesi var şu anda yanılmıyorsam, 8 yetkili mahkeme var, 8 mahalde, dolayısıyla 133 ağır ceza mahkemesiyle artık bundan sonra bu süreci sürdüreceğiz. Böyle bir dönemi başlatıyoruz." "İran ile Türkiye arasındaki ticaret işbirliği arasına ne gibi engeller görüyorsunuz unların kaldırılması için neler yapılması gerekiyor?" şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, şunları söyledi: "Sebebi birinci derecede özellikle bu yaptırımlar konusuydu. Tabii bir dünya ülkesiyiz. Bu yaptırımların uygulanabilirliği uygulanamaz yanı vesairesi, bunlar üzerinde çok durduk ve hassasiyetle bu süreci işlettik ve geldiğimiz nokta şu anda bu. Yeni atılan adımlarla tabii bu dönem biraz daha farklı olacak. Dolayısıyla bunları aramızda görüşeceğiz. Atılması gereken adımları da atacağız." SİNYALLER GELMEYE BAŞLADI Erdoğan, "Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Başbakanlık ofisindeki dinlemelerle ilgili raporu tamamlandı mı? Size ulaştı mı? Bizimle paylaşacağınız bilgiler var mı" şeklindeki soru üzerine de "Sinyaller gelmeye başladı" yanıtını verdi. "Yeniden yargılamalar çerçevesinde İzmir'deki casusluk davasında bir sanık avukatı, sizin Malezya'ya ziyaretiniz esnasında, 'içeride yatan çok günahsız kişi var' sözünüz ve Danışmanınız Sayın 'ın, 'milli orduya kumpas kuruldu' yazısını hatırlatarak tanık olarak dinlenmenizi istedi. Yeniden yargılama gündeme gelirse avukatların böyle bir talepte bulanacağı iddialar var. Bu çağrılara karşı tavrınız ne olacak" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı: "Ben tabii önümde bu tür çağrılara yönelik herhangi bir gerekçeli veya bir geniş metin görmedikten sonra karar vermem mümkün değil. Önce bunları görmem lazım. Neye dayanarak bunları söylüyorlar. Bunları gördükten sonra ancak bir değerlendirme yapabiliriz, ona göre de atılması gereken adım varsa çekinmeden atarız."