Havada benzin buharı kokusu var!. Yoğun sis kapladı. Koyu, kara bir sis. Sisin içinden benzin buharı kokusu da geliyor. Bundan önce ortalığı böyle benzin buharı kokulu yoğun sis kapladığı yıllarda gazetelerde; "genç subaylar rahatsız" manşetleri görürdük. Bugün görmüyoruz. Ne mutlu ki, görmüyoruz. Nedeni: Sis lambamız ... Yoğun sis kapladı. Koyu, kara bir sis. Sisin içinden benzin buharı kokusu da geliyor. Bundan önce ortalığı böyle benzin buharı kokulu yoğun sis kapladığı yıllarda gazetelerde; "genç subaylar rahatsız" manşetleri görürdük. Bugün görmüyoruz. Ne mutlu ki, görmüyoruz. Nedeni: Sis lambamız var. Halkın kendisi sis lambası olacak. Yoğun sisi halkın demokrasiye ve hukuk devletine sahip çıkması dağıtacak. Halkın önüne sandık koyulacak. Seçimler, Türkiye'nin üzerine çöken benzin buharı yüklü yoğun sisi açıcı işlev yüklenecekler. * * * Beklenen ekonomik kriz kapıya dayandı. Hem de çok derinlerden gelen büyük bir hukuk krizi yaşıyoruz. Hem ekonomik kriz hem devlet krizi ikisi bir araya geldi, sisi yoğunlaştırdı. Ekonomi çöktü. Adalete darbe yapıldı. Hukuk da çöktü. Bundan kötüsü olamaz. İzmir Başsavcısı, "seni yerinden, yurdundan süreriz diye tehdit ettiler" diyerek tutanak tuttu. Tutanağı Ankara'ya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na gönderdi. Gerçekten bundan kötüsü olamaz. Yargının bağımsız olduğu hukuk devletlerinde soruşturmaların imparatoru sayılan bir savcıya yürütmenin adamı Adalet Bakanı'nın müsteşarı gece saat 22.00'da telefon edip tehdit ediyorsa bundan kötüsü veba salgını... Havada benzin buharı. Yerde veba salgını var. * * * Gerçekten çok zordayız. Ekonomik kriz acıtır. Büyüme yavaşlar. İşsizler daha da çoğalır. Ekonomik krizin bir çözümü bulunur. Ekonomik kriz kendi çözümünü üretir. Yeniden büyüme başlar. Hukuk krizi, devletin çökmesi, adaletin yok olması sisi yoğunlaştırdı. İzmir Başsavcısı'ndan sonra Kayseri Başsavcısı da "Birileri sadece benim savcım olacaksın istediler" diye açıklama yaptı. Kayseri Başsavcısı, "Ben kimsenin savcısı olmak istemiyorum, ben adaletin savcısı kalmak istiyorum" diye isyan etti. * * * Yani hukuk askıya alınmış. Savcılar bize şunu anlatıyor: Türk Milleti, uyan. Ankara'da sivil bir darbe yapıldı. Adı konulmamış bir olağanüstü hal rejimi yaşıyoruz. Olağanüstü hallerde hukuk, darbeyi yapanın hukuku haline gelir. Türkiye'de şu anda hukuk, kendileri ile oğullarının yolsuzluk ve rüşvetlerini kapatmak için askıya alınıyor. Yerlerinden sürülen ne İzmir Başsavcısı ne Kayseri Başsavcısı, iddia edildiği gibi, Gülen'e vidalanmış adalet adamları değildiler. Sadece adaletin savcısıydılar. Yine de sürüldüler. Son 35 günde 5 bin polis, 110 savcı ve hakim, ortaya somut bir delil koyulmadan sürüldü. Bunu yapandan her şey beklenir. Yargıyı kendine bağlar. Orduyu kendine bağlar. Jandarmayı kendine bağlar. Polisi kendine bağlar. Seçimlere de hile sokabilir. Seçim yapmıyorum da diyebilir. * * * Tek umudumuz halkın bilinci. Halkın sis açıcı olması. Halkın önüne sandık gelecek. Halk, sisleri dağıtan olacak. Sürprizlerle dolu! Fethullah Gülen Hizmet Hareketi'ne ait bir banka olduğu ileri sürülen Bank Asya'dan THY, daha önce yatırdığı, parasını çekti. Paranın çekildiğini THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu açıkladı. Böylece THY'nin de başbakana ait bir şirket olduğu(!) ortaya çıktı. Başbakan birine kızınca, THY parasını kızılan yerden çekiyor, bu da çok demokratik bir ekonomik eylem kabul ediliyor. Bu arada Bank Asya'nın Genel Müdürü, bankanın 4.5 milyon müşterisi bulunduğunu ve çok sağlam bir banka olarak durduklarını açıkladı. 4.5 milyon banka müşterisi Fethullah Gülen'in 4.5 milyon seçkin oyunun olduğunu da göstermez mi? Bu seçimler sürprizlerle dolu.