Atatürkçü eksenden saptıkça feleklerini şaşırdılar. İmam hatip okullarında günün birinde dini devlete egemen kılacak bir düzen (şeriat) düşleyerek yetişiyorlar. Din simsarlığıyla halkın yumuşak karnı din duyarlılığının istismar edilmesi karşısında hiçbir engel ve rekabetin kıymeti harbiyesinin olmayacağını çok iyi bilerek melanetlerini kusup amaçlarına ulaşıyorlar. Şeriatın, "hırsızların ... İmam hatip okullarında günün birinde dini devlete egemen kılacak bir düzen (şeriat) düşleyerek yetişiyorlar. Din simsarlığıyla halkın yumuşak karnı din duyarlılığının istismar edilmesi karşısında hiçbir engel ve rekabetin kıymeti harbiyesinin olmayacağını çok iyi bilerek melanetlerini kusup amaçlarına ulaşıyorlar. Şeriatın, "hırsızların kolunun kesilmesi hükmünü unutarak" "Elhamdülillah şeriatçıyız, demokrasi bizim için amaç değil araçtır" diyor. Meş'um amaçlarına ulaşmada tek engel gördükleri yüce kurtarıcının anıtlarına çelenk koymayı yasaklıyorlar. Din, iman pompalayarak iktidar oluyor. Ancak, dinin men ettiği rüşvet, yalan, dolan, iftira ne varsa Allah'tan korkmadan, pervasızca yapıyorlar. Atatürk'ün tüm çağdaş devrim ve kazanımlarını bir bir yok ediyor. Atatürk, "Laiklik fazilettir", bunlar"laiklik şeytanlıktır" diyor. Atatürk, "Çağdaş uygarlık düzeyi", bunlar "molla-bedevi düzeni" diyor. Atatürk "En hakiki mürşit ilimdir", bunlar "din ulemasıdır" diyor. Şimdi dincilerin ölümcül bedduasına mazhar oluyor. Atatürk, "Yurtta barış, dünyada barış", bunlar, yurtta cihat, dünyada cihat diyor. Milyonlarca ümmetin katliamına neden oluyorlar. Atatürk, (bu günleri çok iyi gördüğü için) tarikatlar, şeyhlikler, cemaat ve tekkeleri yasaklıyor. Şimdi doğurdukları ejder kendilerini yok etmeye kalkınca, "haşhaşilikle" suçluyor. Atatürk, "Köylü milletin efendisidir" diyor. Bunlar, (anamızı ağlattınız) diyen köylüye "Al ananı defol git" diye azarlıyor. Atatürk, çağdaş eğitim birliği (tevhidi tedrisat) diyor. Bunlar, 4+4+4 kindar-dindar, molla eğitim getiriyor. Atatürk, Türklük kimliğini şahlandırarak mucize zaferler yaratıyor. Bunlar, Türk yok Türkiyelilik var diyerek ülkeyi parçalıyor. Atatürk Türkiye'yi 20. Asrın yıldız ülkesi yapıyor. Bunlar, Türkiye'yi 21. Asrın "her yer rüşvet, her yer yolsuzluk" ülkesi haline getiriyor. "Made in Tayyip" yöntemiyle yolsuzluktan paçayı kurtaran bir lideri tarih yazmıyor Bilal Erdoğan'ın yargılanmaktan kaçması, 4 Bakanın fezlekesinin Meclis'e gelmemesi (iş işten geçtikten sonra gelseler neye yarar) korkunç soygunun itirafı ve ne boyutlarda olduğunu kanıtlıyor. Meclis'te dürüst kalmış bir tek AKP'li milletvekili bile "yahu siz çalıyor, bizi bekçi yapıyorsunuz" diyemiyor. Gerek "cemaat", gerek "PKK paralel devletini" yaratan Tayyip Erdoğan 17 Aralığa kadar paralel devletten rahatsız olmuyor. Savcı ve polisler tüyler ürpertici yolsuzlukları ortaya çıkarınca tüm anayasal organ ve kurumları yerle bir ediyor. Başta El Kaide, Suriye'de ki kafa kesen, ciğer söken terörist örgütlere TIR'larla silah gönderilmesini eleştiren Kılıçdaroğlu vatan haini; Neden bunları açıklayıp bizi dünyaya rezil ediyorsunuz diyen Başbakan vatanperver oluyor. Rüşvetçi Bakanlar ya da Bekir Bozdağ, Melih Gökçek, Hüseyin Çelik vatansever; İlker Başbuğ, Fatih Hilmioğlu, Tuncay Özkan vatan haini oluyor. İnsanların gözünün içine baka baka gerçekleri tahrif ederek konuşuyor. Kendi yaptıklarını başkası yapmış gibi eleştiriyor. Dün ak dediğine bugün kara diyor. Dün göklere çıkardığını bugün yerin dibine batırıyor. Tüm bunları halka yutturuyor. Bir vücut, iki insan rolünü oynuyor. Hiç yoktan Türkiye'yi Suriye cadı kazanı içine atıyor. Şu anda Kuzey Suriye'de PKK'nın uzantısı PYD, El Kaide, diğer radikal İslami örgütler Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun başına bela olacak bağımsız devletler kuruyorlar. Tüm bunlar "bizim dünya liderini!" ırgalamıyor. Kabız olsalar cemaat yaptı diyorlar. Fenerbahçe'nin son genel kurulunda Aziz Yıldırım'ı seçtirmemek için cemaatle birlikte kumpas kuruyor. Karşı tarafa oğlunu aday yaptırıyor. Aziz Yıldırım'ın seçimi kazanmasını hazmedemiyor. Yıldırım'a "seçilmek için bir sürü palavra attın, bunları nasıl gerçekleştireceksin" diye onu horluyor. Fenerbahçe maçlarında (Mustafa Kemal'in askerleriyiz) diye tezahürat yapan taraftarları susturamadığı için Yıldırım'a kin kusuyor. Şimdi milyonlarca Fenerbahçelinin hışmına uğramamak için Aziz Yıldırım mahkumiyetinin faturasını cemaate kesiyor. Atatürk'ün takımı Fenerbahçeliler bunu yutmuyor. Aziz Yıldırım'ı karşılayan milyonlarca Fenerbahçeli bu güne kadar eşi görülmemiş bir coşku ve hırsla hukuk katliamı yapanları lanetliyor. Tıpkı Gezi Parkı gibi ulusal bir alarm gerçekleştiriyor. Ödleklik ve çıkarcılıktan malul bir kesim üniversiteler, sendikalar, aydınlar, yazar-çizerler, sivil toplum örgütleri Fenerbahçe ve Beşiktaşlıları (Çarşı Grubu) örnek alıp ülkelerine sahip çıkma yürekliliğini gösteremiyor. Bu durumda Başbakan meydanı boş buluyor, şu bildiriyle misyonunu tescil ediyor. Ey ahali, ey müddei umumiler (savcılar), kimse bana sormadan herhangi bir cani, rüşvetçi, hırsız ya da Suriye'ye silah taşıyan TIR'ların kılına dokunmayacaktır.