diff --git "a/log_speech-recognition-community-v2_dev_data_tr_validation_predictions.txt" "b/log_speech-recognition-community-v2_dev_data_tr_validation_predictions.txt" --- "a/log_speech-recognition-community-v2_dev_data_tr_validation_predictions.txt" +++ "b/log_speech-recognition-community-v2_dev_data_tr_validation_predictions.txt" @@ -1,12 +1,12 @@ 0 -adadan ardeidae gidemedi de istan dünyanın herhangi bir yerinde iki türk bir araya gelince konu her zaman malum soruya giriyor ne olacak bu memleketin hadi şimdi aranızda bu soruyu soranlar var mı varsa evlerini görebilir miyim neyse en azından iyi bir tespitle başladık bundan sonra devam edebiliriz rahatlıkta şimdi her şey bir kahve sohbeti yle başladı çalıştığımız işlerin kafeteryasında ben bir ekonomist arkadaşım bir avukat bir peçete kâğıdının üzerine acaba ulusları sağlandı biriktirdiğimiz bilgi deneyimlerini nasıl ülkemize aktarız diye yazmaya başladık üç tane nokta koydu koruya birincisi eğer böyle bir şey yapacaksak büyük bir hedefimiz olmalı bu hedef nasıl tanımlanmalı diye düşünürken şunları yazdık ülkemizi dünyadaki en iyi on ülke arasını nasıl getirebiliriz çok büyük bir hedef uygulanabilir ve uygulanamaz m üzerine kafa yormaya başladık düşündük galiba olur dedik o zaman bir şekilde yola koyulmamız lazım böyle bir büyük hedef olacaksa geniş bir insan ana ihtiyacımız var bunları beraber getirmemiz lazım ve belli prensipler çerçevesinde de bu kişilerin çalışmasına imkan sağlamamız gerekiyor normal koşullarda herhalde bu tarz sohbeti ben o günden önce yüzlerce kez yapmışım dir her yapılan bu sohbet sonrasında da kahvemizi geçirip sohbetinizi yapıp ayrılmışızdır nedense o gün ayrılmamaya karar verdik ve yola koyulduk neden olduğunu bilmiyorum açkısı demek ki denk geldi şimdi ilk olarak size bu dünyanın ilk on ülke sırasında girmek tanımını biraz verilerle göstereyim burada gördüğünüz amberin etrafında çeşitli göstergeler bulunuyor çemberin ne kadar dışındaysanız o kadar kötü çemberin dışında merkeze doğru giden o çizgiler bu göstergelerde ülkelerin sıralamalarını gösteriyor çemberin merkezi ne kadar gidiyorsanız sıralamada da yeriniz o kadar iyi oluyor yeşile gösterdiğimiz alan dünyadaki bu alanlarda ilk on ülkenin bulunduğu sınırları gösteriyor mavi ile gösterdiğimiz yerler ise türkiyemize temsil ediyor mesela milli gelir göstergesine baktığımızda türkiye dünyanın en büyük yirmi ekonomisi arasında inanılmaz bir nüfusu var ve çok büyük potansiyel var ancak bu gelirin saha yayayılmadığını görüyoruz kişi başı ile gelir denilen veriye baktığımızda da türkiyenin önünde elli tane daha fazla ülkenin olduğu ortaya çıkıyor aynı şekilde mutluluk insani gibi gelişmiştik cinsiyet eşitliği rekabetçilik alanlardı alanlarında da önümüzde yetmişten fazla ülke var yani mesafe çok uzun fakat yapılamaz değil kahve sonrasında hemen ofislere gittik telefonlara sarıldık imlerle ilk olarak arkadaşlarımıza ulaştık kendi latrtümizden insanlara bu soruyu sorduk türkiyeyi önümüzdeki yirmi yıl içerisinde dünyanın ilk on ekonomisi ilk on ülkesi arasına sokabilir miyiz diye bu fikirlerimizi açtık onlar da geri bildirimlerde bulundular ve iğer arkadaşlarımızı dahil etmek için onlar da işe sarıldılar tabii bu gördüğünüz değişkenler birçok alana yayılıyor benim işim ikisatçılık bundan dolayı milli gelir ve kişi başı milli gelir üzerinde bazı politikalar önerebilirim ancak çok daha geniş bir kitleye ulaşmamız gerekliydi kendi netrökümüzde de bu tarz insanları bulamadık biyel bir avukat ve bir ekonomisi bir araya geliyorlar en fazla ekonomistleri ve avukatlar ulaşıyorar bunun üzerine gogo ve linkten üzerinden bir dolu türk uzmanı bulduk öyle bir şey karşımıza çıktık ki dünyanın her yerine yayılmış türkiye de ve dünyada öktakip edilen kendi alanında iyi olan insanlar varmış bunlara kendi derdimiz anlattıktan sonra birer video konferans için randevi aldık uzun uzun konuştuk onları da ikna ettik grubumuza dahil oldular bir zokave sırasında olur mu olmaz mı derken iki kişilik ekip birdenbire bir hafta içerisinde on kişiye ondan çok daha kısa bir zaman sonra da dünyanın önemli başkentlerinde ve çekim merkezi güçlü olan şehirlerinde geniş bir türk ana ulaç türk uzman ağına ulaşmış olduk tabi bu olay washington diside başladı ama şu anda özellikle biraz önce birazdan bahsedeceğim projede çalışan arkadaşların çoğunluğu türkiye comte sınırları içerisinde yaşıyor şimdi amacımız var bu yık onun nasıl olduğunu tanımladık çok güzel de bir net rak oluşturduk yüzlere uzman var fakat bunun ikisini nasıl bir araya getireceğiz bunun için yani bu işin çerçevesi nedir üç sahne temel prensip üzerinden hareket etmeye karar verdik bunlardan birincisi fikirlerimiz öne sürerken mutlaka veriye dayalı olması i̇kincisi uzun vadi odaklanması üçüncüsü ise poster yaklaşımla ele alınması veriye dayalı olmak yaşadığımız dünyayı yi anlamamıza neden oluyor ne kadar verilere bakarsanız kendi dünyanızıiyi anlarsınız başkalarını iyi alarsınız başkalarını nereye gideceğini çok iyi analiz edersiniz ve bu çerçevede daha iyi sonuçlara yol açıyor i��kincisi ise uzun vadeye dedik uzun vadeye odaklanmak aslında günlük aciliyeti le yaşadığımız bu dünyadan bir çok uzun vadeli hedeflerden arada bir satıyoruz mesela türkiye yirmi yıl sonra eğitimde nerede olacak inovasyon da nerede olacak bu tarz hedefleri her zaman aklımızın arkasında tutmak lazım bize odaklanmaya itiyor üçüncüsü ise post ve yapıcı olmak dedik bu ise bütünleştirici bir unsur insanları bir araya getiriyor ama aynı zamanda sorunlar yerine çözümler üzerine odaklanma konusunda bize yardımcı oluyor şimdi üç tane bu no bu noktamızı birleştiriyoruz insanlarımız var hedefimiz var preniplerimiz var tam olarak ne yapalım derken şans eseri çalıştığım kurumdan o an ile üzerine yapılan bir sunu mu izledim bundan dört yıl önce şire bir iş adamı oranın önde gelen ekonomistlerinden biriyle oturuyor ne olacak bu memleketin halidiyor ve iki milyon dolar finansmanda on iki kişilik bir uzman ekibi bir araya gtiriyorlar ve bu uzman ekip on sekiz ay çalıştıktan sonra bir reform paketiyle ortaya çıkıyor işine enterasan tarafı bu reform paketlerine benim çalıştığım kurumda anlatırken ilk kıyasladıkları ülke türkiye bir çok alanda türkleri kendilerine örnek alıyorlar ve bizim uyguladığımız bazı politikaların da uygulanması için bir ajanda oluşturuyorlar şu andaki hükümet şiride yapılan bu reform paketinin mesa eğitim ve iş gücü piyasaları yla ilgili olan alanlarını uygulamaya geçmiş durumda yakın zamanda da sonuçlarını alacaklar ben de kendi yaşında aslında seli örnek aldığım bir ülke olarak her zaman gördüm kişi başı milli geliri de bizden birazcık daha iyi bürokrasisi ve tekno tek tekokrasisi açısından da bize çok benziyor kaliteli insan gücüne sahipler şimdi bu ildeki örnek aslında biz de çok güzel bir ilham kaynağı oldu fakat bu arkadaşların yaptığı bizim yapmak istediğimizin çok daha kısıtlı versiyonu on ki kişiyle çoğunda ekonomisi olan bir grupla bir arada yapıyorlar sadece ekonomi odaklı ve biraz farklı alanları da yayılıyorar bizim ise yapmadık yapmak istediğimiz şey çok daha geniş bir kadroda çok daha farklı fikirleri bir araya getirmek şimdi isterseniz bu genişlikl ilgili birkaç tane konuya değin elim birkaç tane verir şimdi size göstereceğim işin gereği dünyanın birçok yerinde politika yapıcılarıyla özel sektörle sivil toplum kuruşlarıyla ve sokaktaki insanlarla konuşmam uyar dünya neresine girersem girdiğim o insanları sorduğunda bu kişiler kendi ülkelerinin dünyanın merkezinde olduğunu iddia ediyorlar gerçekten de böyle makedonyada yaptığım bir çalışmada birçok insanla görüştüm ve dediler ki makedonya dünyanın merkezinde çünkü selanik limanından gelen herhangi bir mal mutlaka makedonya üzerinden doğa ruy geçmek zorunda onun için biz işte bu bölgenin merkezindeyz şimdi size bir soru soracağım ve burada sanını sizden bir cevap bekliyorum sizce türkiye ekonomik olarak dünyanın merkezinde mi merkezin ne diye düşünen narlütan elini kaldırsın herkesin de olmadığını düşünenler elini kaldırsın neyse biri haber bir kötü haber size vereceğim ktü haber evet ülkemiz dünyanın merkezinde değil damon da biz bunu nasıl açıyoruz dünya bankasının veri tabanında uzaklık denilen bir endeks var buozaklık bir ülkeyi dünyanın merkezine koyuyor ve dünyadaki diyar ticaret merkezleriyle olan arasındaki mesafeden bir metrik oluşturuyor bu metreye göre türkiye dünyada otuz beşinci sırada dünyanın merkezi ise türkiyenin biraz daha batısında ve kuzeyinde bu ndekste birinci sırada olan iki ülke danimarka ve norveç ama şimdde size iyi haberi söyleyin biraz önce dedik ki türkiye dünyadaki en iyi ilk on ülke arasına girecek onlara kıyasla türkiye çok daha önemli bir coğrafi kusyonu var altı bin üç yüz altı kilometre uzaklıkla dünyadaki ilk onun bulunduğu psyona ortalamaya göre türkiyenin coğrafi bir avantajı var şimdi bir ekonomisi olarak bu işe baktığımızda hemen bo coğrafi avantajı doğru alanlarda kullanıyor muyuz die birkaç tane veriye bakıyoruz bunlardan biri dış ticaret verisi er coğrafi olarak dünyanın merkezindeyseniz ya da diğer ülkelere göre daha iyisiniz demek ki siz sizin dünyanın geri kalanıyla daha iyi dış ticaret imkanlarınız ın olması lazım çünkü taşıma maliyetleri düşük gemiler türkiyeden avrupaya rahatlıkla gidiyor ya da işte ortadaya rahatlıkla gidiyorlar ama verilere baktığımızda türkiye bu ikon ekonominin yarısı kadar bir is ticaret gösterebiliyor bu çok enteresan tabii ilk eleştiri böyle bu tarzda verilere şeyden geliyor dünya değişti artık teknoloji ön plana geldi bir yerden bir gemi bu dayı alıyorsunuz dünyanın öbür tarafına gönderiyorsunuz bunun taşıma maliyeti o buğdaydan hade edeceğiniz gelirin çok küçük bir fraksiyonu ama aynı gemiye bilgisayarları koyduğunzda bunu taşımamaliyet çok daha düşük o zaman teknoloji mallarının hizmet dış ticarete konu alan teknoloji malları belki dünya ticarine daha fazla yer almaya başladı onun için bir bakalım gerçekten de türkiye bu konuda ne durumda burada internet kullanıcılarını görüyorsunuz türkiyenenlmaz bir potansiyeli var çünkü şu anda her ii kışı dan biri sadece internet kullanıyor bunun biz bu insanlarla rekabet edeceksek yüzde seksen altılardan daha fazla oranlara gelmemiz lazım bu yeni akım olan teknolojiden faydalanmamız için ancak biz bu konuda neler yapıyoruz türkiyedeki arg harcamaları dünya daki bu ilk on ekonomi dediğimiz harcamaların üçte birini teşkil ediyor eğer biz onlarla rekabet edeceksek teknolojik altyapımızın da iyi olması lazım bu da araştırma ve geliştirme ile olur bizim yüzde sıfır nokta sekizlerden bu rakamları üçler çıkarmamız lazım ya da üç buçuklara dörtler çıkarmamız lazım sonuçta onlar da dünyada rekabet etmek istiyorlar ve bu rokamları daha da arttırmak istiyorlar şimdi bu mevcut kaynaklarımız iyi kullanmadığımız görünüyor fakat gerçekten tek kullanmadığımız kaynağımız bunlar mı türkiye nüfusunun yarısı olan kadınlarımızı iş gücüne dair etmiyoruz oy sed ülkeleri arasında verilere bakıldığında türkiye kadınların iş gücüne katılımı yüzde otuzların altında oysa ortalaması bunun iki katından daha fazla inanılmaz bir potansiyel var bunu kullanmıyoruz kullandığımız potansiyelleri de sekiz kat daha olasılıkla trafik kazalarında kaydediyoruz trajikomik bir durum şimdi biz bu verilere mümkün olduğu kadar geniş bir alana yayabiliriz ama bu hikaye değişmeyecek açıkçası kat edilecek büyük bir mesafemiz var bu bir potansiyerimiz olduğunu gösteriyor fakat nasıl yapmı yapabileceğimizle ilgili bir yol haritasına ihtiyacımız var şimdi biz bu grubu oluştururken birkaç şey çok dikkat ettik özellikle grup büyürken profesyonellerdn oluşmasını istedik çünkü veriye dayalı kendi uzmanlık alanlarında bize hikayelerine bize önerilerine vermelerini istedik ve bir bu süre içerisinde ok enders bir profilde insan yapısına ulaştık üniversitelerin akademisyenler dekanlar rektörler milyar dolaylık şirketlerin sivoları bankların başındaki insanlar uluslararası finans konusu kuruluşlarında yöneticiler uzmanlar ya da kariyerinin başındaki profesyonel insanları bu gruba dahil ettik ama bu süreç içerisinde delik ki her gelen bir kadınla beraber bir erkeğin burada olması lazım her gelen bir erkekle beraber bir kadının burada olması lazım onun için bu yüz kişiyi aşkın grup dediğimiz insan ellisi kadın ellisi erkek civarında bir sonuca ulaştı aynı zamanda farklı bir şey daha yapalım dedik genç insanlara ulaşalım farklı fikirden ve farklı görüşlerden insanlar da bu grubun içine dahil edelim sonuçta böyle kapsamlı proje yapacaksınız mümkün olduğu kadar farklı insanları bu projenin içine dair etmeniz gerekiyor bu grup çok uzun bir süre çalıştı yaklaşık iki yıla kadar bir dolu öneriyle geldiler tele konferanslar yapıldı biliyorsunuz dünyanın her yerine yayılmış insanlr bunlar video konferanslar çok ciddi şekillerde insanlar cumartesi lerinden pazarlarından hafta içi işlerinden fedakarlık yaparak bu konferansları katıldılar arada bir de yüz yüze görüştüler washington da londra de istanbulda ankara da adını da bile buluşuldu iki yıllık bu çalışmanın sonucunda yüzlerce öneri arasından daha iyi bir türkiye için doksan iki öneri ortaya çıktı türkiye cumhuriyetine doksan ikinci yıl dönümünde doksan iki öneri şimdi isterseniz bu önerilerin birazcık detaylarına girelim bu iki yıllık süre içerisinde en fazla konuşulan şeylerden biri kurumsal at yapının iyileştirilmesiyle ilgili şeylerdi önerilerdi mesela kamu projelerinde etkenlerinin kurulu kullanılması kamu projelerinin şefaflık çerçevesi içerisinde ele alınması mülkiyet hakları insan hakları gibi konular ön plana geldi eğer bunlar olmazsa başka hiçbir şey olmaz oldu yani olmazsa olmazlarımız bizim bu kurumsal at yapmaz ondan sonra diğerleri rahatlıkla geldi ayrımcılıkla müdamücadele için önerileriniz oldu kadın erkek estiğini tahsis edici bazı önerilerimiz vardı mesela kadınlar ve erkekler shit doğum izni sağladığınızda kadınların daha fazla iş gücüne katıldığını görüyorsunuz eğer biz biraz önce gösterdiğim yüzde otuzluk rakamı yüzde altmış dar seviyesini getirirsek bu türkiyeyi iki yüz elli milyar dolar civarında bir katkı sağlıyor kullanılmayı kullanılmayı bekleyen inanılmaz bir potansiyelimiz var fakat bir türlü biz bunu kullanmamışız sosyal alanlarda eğitime ve sağlığa yöneldik mesaj eğitimde şunu gördük okul önce size eğitimin zorunlu olması gerektiği çünkü orada eğittiğiniz çocuk ilade çok daha başarılı oluyor oraya vreceğiniz bir lira ileride size çok daha büyük ir getiriyle geri dönüyor i̇kinci bir eğitim önerisi ise müfredatımızın gelişen teknolojik koşullara adapte olmasıyla ilgiliydi bu da mesafinansal okul yazarlık liderlik teknolojiyi anlamak ondan şa neşr olabilmek gibi bu tarz derslerin de müfredat içerisine girmesini istedik sağlık alanında antibiyotik kullanımının yüzde elli ornında azaltılması nikotin kullanımının yüzde on beş aranda aza azaltılmas bunu nasıl yapılacağını anlattık şehirlerimizin akıllı şehirler ve aynı zamanda güzel olmasını istedik şehir hücrelerinin yüzde birinin şehirlerin güzelleştirmesinde kullanılacak sanat eserlerine harcanmasını ekonomi alanındaki önerilerini türkiye cumhuriyetinin ekonomisinin çeşitlendirilmesine yönelik oldu dış politikada kadınları daha fazla kunalım türkiyenin bütün dünyaya yayılmış insanlarını yumuşak bir güç olarak kullnmak gibi önerileriniz de var bunun için kaynaklar da açıkçası nerelerde bulabiliriz diye de uğraştık ve aslında mevcut bu insan kaynağımızı doğru şekilde kullanabildiğinizde bu öneriler de gerçekten dünyanın en iyi ilk on ülkesi arasında girebileceğimize inandık şimdi sizden iki şey isteyeceğim birincisi bizi takip edin size bir titer bir fese buk bir lepsi tesi bir lingtn kadar yakınız twit adresini doksan iki öneri websites doksan iki öneri nokta fark i̇kinci istediğim şey bu bir kahveyle başladı irazdan bir kahve toplantısı olacak saat iki kırk beşte doksan iki öneri için çalışan arkadaşlarımızın bir çoğu dünyanın çeşitli yerlerinden bugün buraya geldiler ve sizlerin arasınalar sizleri dışarıda bekleyeceğiz tanışmak istiyoruz kendimizi anlatmak istiyoruz sorularınız varsa sizden geri bildirim almak istiyoruz ama doksandokcü öneriniz varsa da bunu sizden bekliyoruz teşekkürler +anadilinden ayetindeki destanına dünyanın herhangi bir yerinde iki türk bir araya gelince konu her zaman malum soruya giriyor ne olacak bu memleketin hadi şimdi aranızda bu soruyu soranlar var mı varsa evlerini görebilir miyim neyse en azından iyi bir tespite başladık bundan sonra devam edebiliriz rahatlıkta şimdi her şey bir kahve sohbeti yle başladı çalıştığımız işlerin kafeteryasında ben bir ekonomist arkadaşım bir avukat bir peçete kâğıdının üzerine acaba ulusları sağlandı biriktirdiğimiz bilgi deneyimlerini nasıl ülkemize aktarız diye yazmaya başladık üç tane nokta koydu koruya birincisi eğer böyle bir şey yapacaksak büyük bir hedefimi olmalı bu hedef nasıl tanımlanmalı diye düşünürken şunları yazdık ülkemizi dünyadaki en iyi on ülke arasını nasıl getirebiliriz çok büyük bir hedef uygulanabilir ve uygulanamaz m üzerine kafa yormaya başladık düşündük galiba olur dedik o zaman bir şekilde yola koyulmamız lazım böyle bir büyük hedef olacaksa geniş bir insan ana ihtiyacımız var bunları beraber getirmemiz lazım ve belli prensipler çerçevesinde de bu kişilerin çalışmasına imkan sağlamamız gerekiyor normal koşullarda herhalde bu tarz sohbeti ben o günden önce yüzlerce kez yapmışım dir her yapılan bu sohbet sonrasında da kahvemizi geçirip sohbetinizi yapıp ayrılmışızdır nedense o gün ayrılmamaya karar verdik ve yola koyulduk neden olduğunu bilmiyorum açkısı demek ki denk geldi şimdi ilk olarak size bu dünyanın ilk on ülke sarısına girmek tanımını biraz verilerle gösterim burada gördüğünüz çemberin etrafında çeşitli göstergeler bulunuyor çemberin ne kadar dışındaysanız o kadar kötü çemberin dşından merkeze doğru giden o çizgiler bu göstergelerde ülkelerin sıralamalarını gösteriyor çemberin merkezi ne kadar gidiyorsanız sıralamada da yeriniz o kadar iyi oluyor yeşile gösterdiğimiz alan dünyadaki bu alanlarda ilk on ülkenin bulunduğu sınırları gösteriyor mavi ile gösterdiğimiz yerler ise türkiyemize temsil ediyor mesela milli gelir göstergesine baktığımızda türkiye dünyanın en büyük yirmi ekonomisi arasında inanılmaz bir nüfusu var ve çok büyük potansiyel var ancak bu gelirim saha yayayılmadığını görüyoruz kişi başı ile gelir denilen veriye baktığımızda da türkiyenin önünde elli tane daha fazla ülkenin olduğu ortaya çıkıyor aynı şekilde mutluluk insani gelişmiştik cinsiyet eşitliği rekabetçilik alanları alanlarında da önümüzde yetmişten fazla ülke var yani mesafe çok uzun fakat yapılamaz değil kahve sonrasında hemen ofislere gittik telefonlara sarıldık imlerle ilk olarak arkadaşlarımıza ulaştık kendi latertümüzden insanlara bu soruyu sorduk türkiyeye önümüzdeki yirmi yıl içerisinde dünyanın ilk on ekonomisi ilk on ülke sarısına sokabilir miyiz diye bu fikirlerimizi açtık onlar da geri bildirimlerde bulundular ve diğer arkadaşlarımızı dahil etmek için onlar da işe sarıldılar tabii bu gördüğünüz değişkenler birçok alana yayılıyor benim işim ikisatçılık bundan dolayı milli gelir ve kişi başı milli gelir üzerinde bazı politikalar önerebilirim ancak çok daha geniş bir kitleye ulaşmamız gerekliydi kendi netrökümüzde de bu tarz insanlar�� bulamadık biyel bir avukat ve bir ekonomisi bir araya geliyorlar en fazla ekonomistleri ve avukatlara ulaşıyorr bunun üzerine gogo ve lintin üzerinden bir dolu türk uzmanı bulduk öyle bir şey karşımıza çıktı ki dünyanın her yerine yayılmış türkiyede ve dünyada takip edilen kendi alanında iyi olan insanlar varmış bunlara kendi derdimiz anlattıktan sonra birer video konferans için rendevialdık uzun uzun konuştuk onları da ikna ettik grubumuza dahil oldular bir zokave sırasında olur mu olmaz mı derken iki kişilik ekip birdenbire bir hafta içerisinde on kişiye ondan çok daha kısa bir zaman sonra da dünyanın önemli başkentlerinde ve çekim merkezi güçlü olan şehirlerinde geniş bir türk ana ulaç türk uzman ağına ulaşmış oldu tabi bu olay washington diside başladı ama şu anda özellikle biraz önce birazdan bahsedeceim projede çalışan arkadaşların çoğunluğu türkiye comet sınırları içerisinde yaşıyor şimdi amacımız var bu yık onun nasıl olduğunu tanımladık çok güzel de bir net rok oluşturduk yüzlere uzman var fakat bunun ikisini nasıl bir araya getireceğiz bunun için yani bu işin çerçevesi nedir üç sahne temel prensip üzerinden hareket etmeye karar verdik bunlardan birincisi fikirlerimiz öne sürerken mutlaka veriye dayalı olması i̇kincisi uzun vadiye odaklanması üçüncüsü ise post bir yaklaşımla ele alınması veriye dayalı olmak yaşadığımız dünyayı iyi anlamamıza neden oluyor ne kadar verilere bakarsanız kendi dünyanızıiyi anlarsınız başkalarını iyi alarsınız başkalarını nereye gideceğini çok iyi analiz edersiniz ve bu çerçevede daha iyi sonuçlara yol açıyor i̇kincisi ise uzun vadeye dedik uzun vadeye odaklanmak aslında günlük aciliyeti le yaşadığımız bu dünyadan bir çok uzun vadeli hedeflerden arada bir satıyoruz mesela türkiye yirmi yıl sonra eğitimde nerede olacak inovasyon da nerede olacak bu tarz hedefleri her zaman aklımızın arkasında tutmak lazım bize odaklanmaya itiyor üçüncüsü ise posteve yapıcı olmak dedik bu ise bütünleştirici bir unsur i̇nsanları bir araya getiriyor ama aynı zamanda sorunlar yerine çözümler üzerine odaklanma konusunda bize yardımcı oluyor şimdi üç tane bu bu noktamızı birleştiriyoruz insanlarımız var hedefimiz var preniplerimiz var tam olarak ne yapalım derken şans eseri çalıştığım kurumda o an ile üzerine yapılan bir sunu mu izledim bundan dört yıl önce şili bir iş adamı oranın önde gelen ekonomistlerinden biriyle oturuyor ne olacak bu memleketin halidiyor ve iki milyon dolar finansmanda on iki kişilik bir uzman ekibi bir araya gtiriyorlar ve bu uzman ekip on sekiz ay çalıştıktan sonra bir reform paketiyle ortaya çıkıyor işin enteresan tarafı bu reform paketlerine benim çalıştığım kurumda anlatırken ilk kıyasladıkları ülke türkiye bir çok alanda türkleri kendilerine örnek alıyorlar ve bizim uyguladığımız bazı politikaların da uygulanması için bir ajan oluşturuyorlar şu andaki hükümet şiride yapılan bu reform paketinin mesa eğitim ve iş gücü piyasaları yla ilgili olan alanlarını uygulamaya geçmiş durumda yakın zamanda da sonuçlarını alacaklar ben de kendi yaşında aslında schiele örnek aldığım bir ülke olarak her zaman gördüm kişi başı milli gelir de bizden birazcık daha iyi bürokrasi ve tekno tek tek krasi açısından da bize çok benziyor kaliteli insan gücüne sahipler şimdi bu şilde örnek aslında biz de çok güzel bir ilham kaynağı oldu fakat bu arkadaşların yaptığı bizim yapmak istediğimizin çok daha kastel versiyonu on ki kişiyle çoğunda ekonomisi olan bir grupla bir arada yapıyorlar sadece ekonomi odaklı ve biraz farklı alanları da yayılıyorar bizim ise yapmadık yapmak istediğimiz şey çok daha geniş bir kadroda çok daha farklı fikirleri bir araya getirmek şimdi isterseniz bu genişlikl ilgili birkaç tane konuya değinelim birkaç tane verir şimdi size göstereceğim işim gereği dünyanın birçok yerinde politika yapıcılarıyla özel sektörle sivil toplum kuruşlarıyla ve sokaktaki insanlarla konuşmam ouyor dünya neresine girerse gideyim o insanları sorduğunda bu kişiler kendi ülkelerinin dünyanın merkezinde olduğunu iddia ediyorlar gerçekten de böyle makedonyada yaptığım bir çalışmada birçok insanla görüştüm ve dediler ki makedonya dünyanın merkezinde çünkü selanik limanına gelen herhangi bir mal mutlaka makedonya üzerinden doğa rupel geçmek zorunda onun için biz işte bu bölgenin merkezinde iz şimdi size bir soru soracağım burada sanii sizden bir cevap bekliyorum sizce türkiye ekonomik olarak dünyanın merkezinde mi merkezin ne diye düşünenler liten elini kaldırsın merkezinde olmadığını düşünenler elini kaldırsın neyse iyi haber bir kötü haber size veri cam ktü haber evet ülkemiz dünyanın merkezinde değil damon biz bunu nasıl açıyoruz dünya bankasının veri tabanında uzaklık denilen bir endeks var buozaklık bir ülkeyi dünyanın merkezine koyuyor ve dünyadaki diğer ticaret merkezleriyle olan arasındaki mesafeden bir metrik oluşturuyor bu metreye göre türkiye dünyada beşinci sırada dünyanın merkezi ise türkiyenin biraz daha batısında ve kuzeyinde bu ndeksde birinci sırada olan iki ülke danimarka ve norveç ama şimdde size iyi haberi söyleyin biraz önce dedik ki türkiye dünyadaki en iyi ilk on ülke arasına girecek onlara kıyasla türkiye çok daha önemli bir coğrafi pusyou var altı bin üç alt kilometre uzaklıkla dünyadaki ilk onun bulunduğu psion ortalamaya göre türkiyenin coğrafi bir avantajı var şimdi bir ekonomisi olarak bu işe baktığımızda hemen bo coğrafi avantajı doğru alanlarda kullanıyor muyuz die birkaç tane veriye bakıyoruz bunlardan biri dış ticaret verisi er coğrafi olarak dünyanın merkezindeyseniz ya da diğer ülkelere göre daha iyisiniz demek ki siz sizin dünyanın geri kalanıyla daha iyi dış ticaret imkanlarınızın olması lazım çünkü taşıma maliyetleri düşük gemiler türkiyeden avrupaya rahatlıkla gidiyor ya da işte ortadoğu ya rahatlıkla gidiyorlar ama verilere baktığımızda türkiye bu ikon ekonominin yarısı kadar bir is ticaret gösterebiliyor bu çok enteresan tabii ilk eleştiri böyle bu tarzda verilere şeyden geliyor dünya değişti artık teknoloji ön plana geldi bir yerden bir gemi bu dayı alıyorsunuz diye anın öbür tarafına gönderiyorsunuz bunun taşıma maliyeti o buğdaydan iade edeceğiniz gelirin çok küçük bir fraksiyonu ama aynı gemiye bilgisayarları koyduğunzda bunun taşıma maliyeti çok daha düşük o zaman teknoloji mallarının hizmet dış ticaret konu alan teknoloji malları belki dünya ticarinde daha fazla yer almaya başladı onun için bir bakalım gerçekten de türkiye bu konuda ne durumda burada internet kullanıcılarını görüyorsunuz türkiyenin anılmaz bir potansiyeli var çünkü şu anda her ii kışı dan biri sadece internet kullanıyor bunun biz bu insanlarla rekabet edeceksek yüzde seksen altılardan daha fazla oranlara gelmemiz lazım bu yeni akım olan teknolojiden faydalanmamız için ancak biz bu konuda neler yapıyoruz türkiyedeki arg harcamaları dünyadaki bu ilk on ekonomi dediğimiz harcamaların üçte birini teşkil ediyor eğer biz onlarla rekabet edeceksek teknolojik atyapımızın da iyi olması lazım bu da araştırma ve geliştirme ile olur bizim yüzde sıfır nokta sekizlerden bu rakamları üçler çıkarmamız lazım ya da üç buçuklara dörtler çıkarmamız lazım sonuçta onlar da dünyada rekabet etmek istiyorlar ve bu rokamları daha da arttırmak istiyorlar şimdi bu mevcut kaynaklarımız iyi kullanmadığınız görünüyor fakat gerçekten tek kullanmadığımız kaynağımız bunlar mı türkiye nüfusunun yarısı olan kadınlarımızı iş gücüne dair etmiyoruz oy sed ülkeleri arasında verilere bakıldığında türkiye kadınların iş gücüne katılımı yüzde otuzların altında oysa ortalaması bunu iki katından daha fazla inanılmaz bir potansiyel var bunu kullanmıyoruz kullandığımız potansiyelleri de sekiz kat daha olasılıkla trafik kazalarında kaydediyoruz trajikomik bir durum şimdi biz bu verileri mümkün olduğu kadar geniş bir alana yayabiliriz ama bu hikaye değişmeyecek açıkçası katedilecek büyük bir mesafemiz var bu bir potansiyeliiz olduğunu gösteriyor fakat nasıl yapamyapabileceğimizle ilgili bir yol haritasına ihtiyacımız var şimdi biz bu grubu oluştururken birkaç şey çok dikkat ettik özellikle grup büyürken profesyonellerd oluşmasını istedik çünkü veriye dayalı kendi uzmanlık alanlarında bize hikayelerine bize önerilerine vermelerini istedik ve bu süre içerisinde çok ender bir profilde insan yapısına ulaştık üniversitelerin akademisyenler dekanlar rektörler milyar dolaylık şirketlerin sivoları bankların başındaki insanlar uluslararası finans konusu kuruluşlarında yöneticiler uzmanlar ya da kariyerinin başındaki profesyonel insanları bu gruba dahil ettik ama bu süreç içerisinde dedik ki her gelen bir kadınla beraber bir erkeğin burada olması lazım her gelen bir erkekle beraber bir kadının burada olması lazım onun için bu yüz kişiye aşkın grup dediğimiz insan ellisi kadın ellisi erkek civarında bir sonuca ulaştı aynı zamanda farklı bir şey daha yapalım dedik genç insanlara ulaşalım farklı fikirden ve farklı görüşlerden insanları da bu grubun içine dahil edelim sonuçta böyle kapsamlı bir proje yapacaksınız mümkün olduğu kadar farklı insanları bu projenin içine dair etmeniz gerekiyor bu grup çok uzun bir süre çalıştı yaklaşık iki yıla kadar bir dolu öneriyle geldiler tele konferanslar yapıldı biliyorsunuz dünyanın her yerinde yayılmış insanlr bunlar video konferanslar çok ciddi şekillerde insanlar cumartesileri pazarlarından hafta içi işlerinden fedakarlık yaparak bu konferansları katıldılar arada bir de yüz yüze görüştüler washington da londra de i̇stanbulda ankarada adanıda bile buluşuldu i̇ki yıllık bu çalışmanın sonucunda yüzlerce öneri arasından daha iyi bir türkiye için doksan iki öneri ortaya çıktı türkiye cumhuriyetinin doksan ikinci yıl dönümünde doksan iki öneri şimdi isterseniz bu önerilerin birazcık deaylarına girelim bu iki yıllık süre içerisinde en fazla konuşulan şeylerden biri kurumsal at yapılanın iyileştirilmesiyle ilgili şeylerdi önerilerde mesela kamu projelerinde etkenlerinin kurulu kullanılması kamu projelerinin şeffaflık çerçevesi içerisinde ele alınması mülkiyet hakları insan hakları gibi konular ön plana geldi eğer bunlar olmazsa başka hiçbir şey olmaz oldu yani olmazsa olmazlarımız bizim bu kurum salat yapamaz ondan sonra diğerleri rahatlıkla geldi ayrımcılıkla müdamücadele için önerileriniz oldu kadın erkek estiğini tahsis edici bazı önerilerimiz vardı mesela kadınlar ve erkekler eşit doğum izni sağladığınızda kadınların daha fazla iş gücüne katıldığını görüyorsunuz eğer biz biraz önce gösterdiğim yüzde otuzluk rakamı yüzde altmış der seviyesini getirirsek bu türkiyeye iki yüz elli milyar dolar civarında bir katkı sağlıyor kullanılmayı kullanılmayı bekleyen inanılmaz bir potansiyelimiz var fakat bir türlü biz bunu kullanmamışız sosyal alanlarda eğitime ve sağlığa yöneldik mesaj eğitimde şunu gördük okul önce size eğitimin zorunlu olması gerektiği çünkü orada eğittiğiniz çocuk ilade çok daha başarılı oluyor oraya vreceğiniz bir lira ileride size çok daha büyük ir getiriye geri dönüyor i̇kinci bir eğitim önerisi ise müfredatımızın gelişen teknolojik koşullara adapte olmasıyla ilgiliydi bu da mesa finansal okul yazarlık liderlik teknolojiyi anlamak ondan şa meşhur olabilmek gibi bu tarz derslerin de müfredat içerisine girmesini istedik sağlık alanında antibiyotik kullanımının yüzde elli oranında azaltılması nikotin kullanımının yüzde on beş aranda aza azaltılmas bunun nasıl yapılacağını anlattık şehirlerimizin akıllı şehirler ve aynı zamanda güzel olmasını istedik şehir bütrelerinin yüzde birinin şehirlerin güzelleştirilmesin de kullanılacak sanat eserlerine harcanmasını ekonomi alanındaki önerileriniz türkiye cumhuriyetinin ekonomisinin çeşitlendirilmesine yönelik oldu dış politikada kadınları daha fazla kunalım türkiyenin bütün dünyaya yayılmış insanlarını yumuşak bir güç olarak kullanmak gibi önerileriniz de var bunun için kaynaklar da açıkçası nerelerde bulabiliriz diye de uğraştık ve aslında mevcut bu insan kaynağımızı doğru şekilde kullanabildiğiniz de bu önerilerle gerçekten dünyanın en iyi ilk on ülke sırasında girebileceğimize inandık şimdi sizden iki şey isteyeceğim birincisi bizi takip edin size bir twitter bir fese buk bir lepsi tesi bir lingtn kadar yakınız twit adresini kan iki öneri rekte doksan iki öneri nokta fark i̇kinci istediğim şey bu bir kahveyle başladı irazdan bir kahve toplantısı olacak saat iki kırk beşte doksan iki öneri için çalışan arkadaşlarımızın birçoğu dünyanın çeşitli yerlerinden bugün buraya geldiler ve sizlerin arasınalar sizleri dışarıda bekleyeceğiz tanışmak istiyoruz kendimizi anlatmak istiyoruz sorularınız varsa sizden geri bildirim almak istiyoruz ama küncü öneriniz varsa da bunu sizden bekliyoruz teşekkürler 1 -ev arkadaşlar on sekiz dakika içinde bunu sıdacağız bir şekilde saat var mı burada bir yerde görebileceğim başta çakşır nu orada saati yok şu anda peki size u kende belirsiz tırmanan adını verdiğim son kesit sunacağım yin beşi ve ulaşan aktif spor hayatın var bunun yarısından fazlasında profesyonel seviyede geçti rikesporlar sayesinde fark ettiğim ve bu sunum boyunca bir kısmında sizlerle paylaşmaya çalışan sonuçları bu konularla ilgili kitaplarda bu konuda ilgi incelearaştırmalar da çok benzer şekilde bulabilirsiniz görmüşsünüzdür diyemeyiz burada ilginç olan dayanaklılık disiplin cesaret kararlılık yüksek konsantrasyon ve motivasyon liderlik becerileri ve takım çalışması gerektiren yüksek risk içeren dağcılık gibi bir spor dalında başarıya ulaşmak için ihtiyacımız olan özelliklerin tamamının kendimize seçtiğimiz herhangi bir kariyer de iş dünyasında hate sosyal hayatımızda bile başarıya ulaşmak için gereken özelliklerle büyük bir paralellik göstermesi o zaman ben buradan şöyle bir sonuç çıkartıyorum başarının temel kuralı hangi sektörü hangi disiplini el alırsanız alın doğru yaklaşık med yöntemleri kullanmaktır nitekim mende sizlere kendi hayatında çok farklı coğrafyalarda çok farklı şartlar altında bire bir deneyimleme fırsatı buldu bu doğru yaklaşık ve yöntemlerden bahsetmeye çalışsa bu on sekiz dakika içerisinde bunun altmış dört adımdan oluşan baş erbekutluluğun zihne refesi adını verdiğim bir formlar aslına bakarsanız bunun bir kısmından bahsedeceğim önce insan demek istiyorum çünkü her şeyi insanla ba��lıyor insanla sona eriyor ve insanla bir anlama kavuşuyor bütün derdimiz insan ve insan aslında bir potansiyel bütün yapmamız gereken bu potansiyeli kendi içimize dönüp içimize dalıp bu potansiyeli keşfetmek ve bunu açacak insanı sadece yapıyla değil ama uygun koşullar yaratıldığı takdirde yapma kapasitesine sahip yapma kapasitesine sahip olduklarıyla değerlendirmek burada aslında yaptığımız şey hayatın içinde kendi yerimizi aramak benim kitabımı alt başlığı da mı biliyorsunuz hayatın içinde herhangi değil bize ait olan yer bizim için olan yeri aramak ve bunu yapabilmek için de tabii kendi yolumuzu izlememiz gerekiyor başkalarının yolunu değil yani etrafımızda gördüğümüz herkesin kabul ettiği istediği ulaşmak istediği hedefler değil bizim için önemli olan bizim için anlam man hedeflerin peşine düşebilmek herkes gibi olan sıradan olur kendi gibi olan değerli olur ama kendiniz gibi olabilmeniz için de işte kendi yolunuzu izleyebilmelisiniz burada yaptığımız şey aslında içi yüzdeki en iyi beni aramak çünkü insan oğlu seçimleriyle kararlarıyla tercihleriyle kendisini var eder ve bugünden geleceğe baktığımızda hepimizin gelecek senaryosunda sonsuz sayıda gelecek olasılığı var bunların bir kısmı diğerlerinden daha iyi bir kısmı daha kötü bir tanesi en iyisi işte akıl o en iyi beni araması tegaslında seçim tercih eylem kala diyoruz ya aslında bu en iyi beni inşa etme süreci burada yaptığımız şey içimizdeki potansiyeli ortaya çıkardı bir ne büün mesele bu potansiyeli kavramak ve bu potansiyeli gerçek bir performansa dönüştüren bir de burada yaptığımız en başlangıçtaki nokta kendimizi tanımak yani kendi farkındalığımıza ulaşabilmek sokrat bir insanın kendini tanıma uğraşı ömür boyu devam eder diyor çünkü insan oğlu sürekli değişen gelişen öğrenen bir varlık altmş yaşında yetmiş yaşında bile kendisiyle ilgili yeni bir takım farkındalıklar geliştirebilecektir ama burada söylemeye çalıştığımız şey tabiki hayatın her alanında kendisiyle ilgili kuvvetli bir içsel farkındalıkla yola çıkabilmek yunan filozoflar bundan iki bin sekiz yüz yıl önce inşa ettikleri apollon tapınağına dergideki apollon tapınağının girişine bnotisoton kendini bil öğüdüne yazmışlar bütün bu işin başlangıç noktası bu ben bir kent üniversitesi işletme fakültesi medium üniversitede okuduğu dönemlerde bir taraftar işte akademik eğitim öretimli uğraşırken bir taraftan da dağcılık maacılık aykaşyamaş borçlu gibi bir sürü sporla tanış fersatım oldu ve bu sporlar sayesinde de bugünküne yakın bir farkındalığın gelişti daha yirmili yaşlarının başındayken hangi alanlarda avantajımvar rekabet avantajım hangi alanlarda yok gelecekte kendimi nere görmek istiyorum neyi başarmış olmak beni mutlu eder gibi sorularla burada tabi tutkularınızın peşinden gidebilmek çok önemli çünkü ben bu sporlar sayesinde neyin beni çok heyecanlandırdı çok coşturduunu neyin peşinden tutkuyla gidebileceğimi keşfetme fırsatı buldu ve bu dağlar ve dağcılıklı doğada yapılan her tür spordu tutku vizyonu eyleme dönüştüren enerji yapmak istediğin şeye karşı ne kadar yüksek bir tutkuya sahipseniz o kadar yüksek bir enerjiyle bunun peşinden gidebilirsiniz benim hedefim de dağlar oldu başarıyı istemek çok önemli bu çerçevede ama hani sadece isteyince de olmuyor biliyorsunuz böyle bir takım teoriler var o kadar da değil tabii ki ama istemeden de hiçbir şey olmuyor o yüzden önce kuvvetli içsel samimi bir şekilde her ne yapmak istiyorsak neyi başarmak istiyorsak bunu istememi çünkü o isteğin sonucu olarak bu enerjiyi aktif bir şekilde kullanabiliyoruz ve bunun sonucunda da hedefimizi seçeceğiz sadece hedefleri olan insanlar neden ne zaman nasıl ne şekilde nereye gideceklerini blirler ve yaşamış esine karşısına çıkabilecek fırsatların farkına varıp bunları değerlendirebilirler o yüzden hedeflerimiz olmalı hedefler motivasyon için temel oluşturuyor ve davranışlarımızı yönlendiriyor bizim bütün ihtiyaçla ürün şeyde aslına bakarsanız bu sahip olduğumuzu imkan ve kabiliyetleri kapasiteyi belli bir amaca yönlendirebilmek dahası odaklayabilhedefe odaklanan zihin karşısına çıkabileceği engelleri hem daha kolay yaşar hem de kendisini hedefe yaklaştıracak fırsatları daha kolay fark eder neye odaklanırsanız o sizin hayatınız olur ben dağlara vedacılığa odaklandım ve yirmi yaşları başı ve otuzların başına kadar bütün hayatım tacılık üzerine gitti o sayede de bu kadar çok şey yapabildim odanız hayatınızdır sonuç olarak her hedef bir projedir ve proje gibi planlanması gerekir buna göre stratejinizi oluşturacağız setejide esas olan bize rekabet alan tayı sağlaması ve fark yaratmamızı olanak tanıması planlamamızı yapacağız planlama demek geleceği bugüne getirmek demektir gelecekte kendimizi nerede görmek istiyorsak bu hedefi önümüze koyup onun arkasından gidiyoruz tarihten bir figür savaş karakata kaanılırdiyor sunusu iki bin altı yüz yıl önce yani sizin hedefi belirledikten sonra strateji ve planlama aşamasında ön değerlendirmeler de yaptığınız çalışmalar öngörüler planlamalar ne kadar başarılı olacağınızı da en önemli birleji unsurunu oluşturuyor büyük düşüneceğiz ama büyük hedeflere bir seferde ulaşılmıyor o zaman bu büyük hedefi bizim yutabileceğimiz lokmalar haline dönüştürmek ve o parçaların birleşiminden büyük hedefe ulaşabilmek bunu yaparken de nispeten kolay olanları başa çekmek ve zorlarına doğru ilerlemek bu aslında kendi içinde bir eğitim birikim deneyim süreci de nispeten kolaylarla başlayıp zorlar sona bıraktığımızda kendimizi en zorlrına doğru da iyoruz ve hazırlıyoruz bir taraftanda hayatımız boyunca hedefleriiz olmalı çünkü hayat karşılıklı etkileşim bir dinamik bir süreç etki teki sebep sonuç sebepleri bilirsek sonuçları n görebiliriz sebepleri değiştirerek sonuçları da değiştirebiliriz ama bunun için somut elle tutulur hedeflere ihtiyacımız var bu benim üniversiteden mezoldktan sonraki on yıldaki bir kariyerinden bir kesiti bilirsiniz her hedef burada aslında kendisinden sonraki bir hedefi hazırlayıcısı çünkü bir şey başardığı zandan itibaren onun getirdiği özgüvenle öz saygıyla ve en önemlisi farkındalığını daha gelişmiş bir şekilde addinizi ve sınırlarınızı daha iyi bilen bir şekilde yeni ve daha büyük hedefler seçebiliyorsunuz ve bu böylece sizi sürekli ileriye doğru taşıyorum aslında burada yaptığımız şey gerçekleştirdiğimiz hedeflerle elde ettiğimiz başarılarla kişisel gelişimiizi kariyerimizi ilerletiyoruz du burada durgun bir suya hayaletin ve bir taş atın ortasına taşın düştüğü yerde kesin başlangıç noktası kabul edin nasıl böyle halka halka dalga dalga giderek büyüyen bir etki alanı gösterir taşım sudaki hareketi bizim kariyer planımızda böyle lmalı her yıl bir öncekinden daha etkili daha geniş daha polisiklialana ulaşabilmeli her ayda her hafta a hatta her gün bile neredeyse sürekli öğrenen ve gelişen bir insan olabilmeliyiz çünkü dünyada herkes ileriye doğru gidiyor bütün dünyanın dereniyisini daha iyisini daha fazlasını daha çoğunu daha güzelini yapabilmek sürekli büyüyen bir dünyada en az bizde aynı hızla büyümezsek küçülürüz en az aynı a gelişmezsek gerileriz bu dda yerinde kalmak diye bir şey yoktur yerinde kalan kalır o yüzden sürekli ilerlemelisiniz ve her gününüz bir öncekinden daha ileri olmalı tıpkı o taşım sudaki hareketi gibi kari yerimizi ileriye doğru götürebilmeliyiz çünkü neyde bizim yola çıkarken ki bu potansiyel konusunu konusunuzdaki asıl hedefimiz olabileceğinin en iyisi olmak yapabileceğin en iyisini yapmaktı bir değer de işle içimizde bir potansiyel olarak duranı aşağa çıkarmak görünür kılmak gerçekleştirmekti yani gizli potansiyeli mizi gerçek bir performansa dönüştürebilmekti burada kararlı olmak önemli bir tabiyet ama kararlılığı böyle bir atımlık çok düşük bir balyoz vuruşu gibi düşünmeyin aralık ipinden son ana dek karşınıza çıkabilecek irili ufaklı bütün lerle ilk günkü sabırla ilk günkü inanç da ilk almotivasyon yüksekliğine mücadele edebilmek demektir kararlılığın gücü sürekliliğinden gelir ve kararlılık insana insan üstü bir güç veri aynı şekilde hazırlıklı olmak oyunu kim kazanır diyoruz değil mi ve en iyi hazırlananlardan hazırlanan insanlar kazanır bunun da i sorun meraktan eretsürekli teammates olarak söylemek gerekirse rençber yolaç aaçalışmayım çok özel olarak söylemek gerekirse başını başarının ormülü yetenek artı hazırlıktır önce yeteneği keşf edeceksiniz bunun üzerine gerekli hazırlıkları yapacaksınız ve bir ömür boyu yaşam içerisinde elde ettiğiniz avantajları biriktireceksinizz mesela spordan bahsediyorsk her tür sporda üç tür temel hazırlık var fiziksel teknik psikolojik fiziksel adı üstün eşti kaba gücünüzü kabağızınızı artırmak için koşarsanız ali çalışırsınız teknik yatığınız sporda teknik mükemmel erişmek için çok detaylı v çok tekrarlı çalışmalar yaparsınız ki verdiğiniz gücü maksimum işe dönüştüren aradaki bütün kayıpları giderin psikolojik hazırlık sa hedefle karşılaşacağımız güne kendimizi özellikle içsel olarak hatırlayabilmek orada olacağımızı hayal etmek orada olduğunuzla karşılaştığımız zorluklarla nasıl başa çıkacağımızı düşünmek ve kendimizi hedefe ulaşmış başarmış olarak zihnimizde canlandırmak diye düşünebilirsiniz bu üç hazırlığı da ne kadar iyi yaparsanız başarılı olma şansımızı kendi evlerimize o kadar çoğaltırız buradaki kuralımızn en iyisini umud edeceğiz en kötüsüne hazırlıklı olacağız bu tabii biraz disiplin meselesi ama bu disiplin içsel bir disiplin diğer aşık bir disiplin değil disiplin dediğimiz şey insanın istek arzları üzerinde bir kontrol gücü geliştirmesi ve bütün hayatın buna göre yönlendirebilmesi demek sabah erken kalkmak mesaj bir disiplin meselesidir haftanın üç günü dört günü iş çıkışı okul çıkışı altı ay sekiz ay boyunca yeni bir sosyal beceri kazanmak dil öğrenmek ya da spor yapmak için bir yerlere gidebilmek bir disiplin meselesidir bunları yapmayı isteyip de yapamıyorsak yaşanmış selis diniz bir sorun var demektir ve buraya müdahale etmek gerekir çünkü disiplinin olmadığı yerde üretkenlik de yok oyunu kazanmak istiyorsak distimi yaşama ihtiyacımız var aynı şekilde cesarete de ihtiyacımız var ama cesaret korkunun olmaması demek değildir cesaret korkunun kontrol edilmesidir korktuğumuz halde yapılması gerekeni yapabilmektir cesaretinizin ölçüsü yaptığımız seçimlerde görülür ve fark yaratmada budur çünkü cesaret her durum ganizi daha ileri götürür bu yaşama karşı cesur bir duruş gerekir ama tedbirli olmak kaydıyla önce tedbir sonra devletlik önce adımızı sağlam kaza bağlayacağız her neyle uğraşıyorsak uğraşaım onla ilgili gerekli tedbirleri mutlaka almamız lazım özellikle riski süreçlerde buradaki temel yaklaşımızda rakip imzasla küçümsemeyeceğiz her neyle uğraşıyorsanız gardınız her zaman olması gerektiği yerde olmalı aşağıda bırakırsanız açık verirsiniz fazla yukarı çıkartımsamezi de kaynakları yanlış kullanırsnız olması gerektiği yerde her zaman bir b plana sahip olmalıyız hepimizin kafasında bir ağ senaryosu var tabii ki hedefine ulaşabilmek için ama hayatın en temel din emin değişim o özen esnekliğe ihtiyacımız var bu esnekliği de alternatif planlarla gösteriyoruz planı yapmak demek henüz sorunları ortaya çıkmadan önce onların üzerinde düşünmek ve gereken çözümleyici önlemleri almak demektir planı hayatın belirsizliğine karşı en önemlisi bordamızdır bizim ve geretimle geri çekilmesini bileceğiz dağcılıkta baktığımızda bir tırmanışa karar veren dağcılardan önce dağın nesnel koşullarıdır dağın esner koşulları tırmanışa uygun olacak ki biz kabul edilebilir risk el çerçevesine riskleri üstlenip sahip olduğumuz imkan ve kabiliyetler çerçevesinde o tırmanışı başarıyla tamamlama işi zorlayacağız ama kabul edilmeyecek bir çelişki varsa taş düşmesi riski varsa bir fırtına oluşumu varsa günün çok ilerleyen bir saatinde hala dağın olması gerektiğinden daha alçak bir itfasındaysak o zaman geri çekilmek lai olacaktır ama geri çekilmek daha iyi şartlarda ilerleyebilmenin ilk adımı olmalıdır ve hep olumlu düşünmek bardağın dolu tarafına bakmak hele bu kadar yüksek stresli ve tehlikeli sorguteniz varsa hayatın içerisinde olumlu düşünmek beraberinde olumlu arışımlar getirir olum çağrışımlar da olumlu adımlar ve olumlu sonuçlara yol acak tabi dışarıda dediğim gibi etki tepki sebep sonuç gerçek bir dünya var sizin olumlu düşünceniz iyimser olmanız dış dünyayı etkilemez sizi etkiler zaten bütün hikâyemizde kendimiz de alakalı kendi içimizdeki enerjileri yeniden daha kolay toparlamamızı ve yeniden aya kalkmamızı kolaylaştırır olumu düşeceği morelimizin motivasyonumuzu yüksek tutmamızı sağlar motivasyonunu biliyorsunuz iki tane ana kaynağı var içten gelen ve dıştan verilen ideal olanı kuvvetli bir ilksel motivasyonla yola çıkmak dış motivasyona da yani ödül alkış maaş film terfi gibi unsurlarla da desteklemek bunu ama iş motivasyona sahip olduğunun da bir tane seri var bu hayatta ya sevdiğiniz işi yapacaksınız ya yaptığı için seveceksiniz sevmediğiniz bir işle uğraşıyorsanız ne yazık ki insel motivasyonu kullanamazsınız sel motivasyonu kullanamadığınız zamanda ortaya çıkan üründe kalite ve zarafet olmaz gn işi çözer ama içinde kalite olmaz o yüzden mutlaka sevdiğiniz mi işte ulaşmak en doğrusu diye düşünüyorum ve bütün bu süreç elitlere karşınıza çıkabilecek bütün engellerle bütün zorluklara dayanacaksınız hayat hiç kimse için kolay değil herkesin çeiti sıkıntıları var hatta bu hata özel dezavantajlarını bile olabilir hayat bunlarla ilgilenmez hayat sadece sonuçlarla ilgilenir o yüzden bu hayatta bahanelere ya yoktur sonucu değiştirecek bir tek şey vardır o da tekrar denemek tekrar denemek ve her seferinde daha fazla gayret edecek gücü enerji içimizde bulabilmektir ve başaracağımıza inanacağız eğer biz kendimize inanmazsak zaten başkalarını da inandıramayız o yüzden bu inanç bir çok şeyi kolaylaştırıyor beraberinde aynı şekilde kendimize güveneceğiz kendimize güvenmek demek sınırlarımız dahilinde sınırsız olduğumuzun farkına varmaktır sınırlarımız burada mı bu sınırların içinde kalan her şeyi ötesindekilerin de bir kısmını başarabileceğimize güvenmek demektir kendin güvenmekten daha fazla sonucu değiştirecek bir şey soracak olursanız o da bir güven ortamı yaratmaktır çevremize güven vermektir çünkü bizim tek tek başarabileceğimiz şeyler sınırlıdır ben sonuçta profesyonel naci ve türkiyedeki bir çok yaptığım şey ilk ve önce oldu bir kısmının hala tekrar yok ama benim gibi düşünen insanları bir araya getirip onlarla beraber o güven ortamında karşılıklı saygı sevgi anlayış bir bir ortak hedef çerçevesinde bir araya geldiğimizde ortaya koyduğumuz ürün çok çok çok daha ileri yerlere ulaşabildi beyi bir takım oynasa olacağız çünkü hayat bir takım oyunu tek tek ulaşacağımız yerlerden çok daha ilerilerine ulaşabiliyoruz eğer iyi bir takım oyuncusu olabilirsek ve her zaman başarıyı paylaşacağız eskiler zaferin bin babası vardır derler yani büyük bir hedefe ulaştığını zaman onun arkasında çok insan emeği vardır ve esini zirvesini görüyorsunuz benim seçen tam ordu kazma moda rus tacı nikolisitlik o son adımları atıyor tik zile varmak üzere genel d zirve fotoğraflarında az insan görür ama onun arkasındaki büyük takım desteğini gözden kaçırmamak gerekir açısından doktoruna iletim sorumlusunan ana kamp sorumlusuna ekip liderinden şarpalarına dajlarına kadar koca bir ekip çalışır zirveye varma şansı en yüksek oranlarda zirveyi deneme fırsatını yakalarlar her şey yolunda giderse de başarıya ulaşırlar o yüzden o başarıda payı katkısı olan herkese bunu yansıtmak gerekir çünkü başarı paylaşıldıkça çoğalır hayatta gerçek başarının turnusol kağıdı süreklilik ve sürdürülebilirktir sürdürülebilirliğini sağladığınız takdirde başarılarımızın bir anlamı olur ilacı dediğimiz öyle bir tane iki tane zorlu ve tehlikeli hedef başarıp üçüncü de dört yüzde kendini yaralayan yara sakatlayan değil zorlu ve tehlikeli tırmanışları sürekli ve düzenli olarak başarabilen dir hayatta gerçek başarının aslına bakarsanız bir tane temel kuralı var çok ve etkili veimli çalışmak oyunu kim kazanabiliyor muyuz oyunu çok çalışan kazanır etkili çalışan verimli çalışan doğru çalışan kazanır ben yirmi dört yaşında üniversiteye indirdikten hemen ile üç hafta sonra yüksek irtifada acında başladım otuz iki yaşında da bu işin son noktası kabul edilebilecek ka iki dana okşayan desteksiz olarak tırmandım yirmi dört otuz iki yaşının arasında dağlarda geçirdiğim zamanı üst üste koyduğunda şunu fark ettim o sekiz yılımın tam iki yılını dağlarda çadırda uygutulumnda bazen de kalma arasına geçirmişim bir yılını dört bin metre irtifanın üzerinde yaşamışım bu kadar çok şey yapabilmenin bir tane sırrı var ogünedek türkiyedeki herkesten daha çok dağlara gittim herkesten daha antremanlar yaptım ve sahip olduğum yetenekler çerçevesinde gereken hazırlıkları büyük bir disiplin ve ciddiyetle yptım ve bunun sonucunda da bu kadar iş başarma fırsatı mı oldu o yüzden hayatta gerçek başarının sırrı çok ekili ve derin çalışmaktır bu kadar olmasa bile hayatın içine bir alan daha var o da çok işe yarar o da hayatın içerisindeki şans ve fırsatları yakalayabilmek ben yüksek irtifa tiran işe başlamayı çok istiordum ama nasıl yapacağım bilmiyordum çünkü benden önce türkiyede hiç kimse sekiz birlik bir daha hedef olarak önüne koymamıştı ne soru sorabileceğim ne akıl danışabileceğim kimse yoktu ama karşıma müthiş bir fr sat çıktı bizim bir kenti üniversitesine misafir profesör olarak gelen yeni gaz üniversitesinden deniz karotin diye bir acı matematik profesörü ama aynı zamanda da race yapıyormuş yeni gör üniversitesine klambaşlıa üyesiymiş ben de bizim okuldaki lümin başkanıydım baştacılağ başladın kulin bir sene sonra başkanı oldu e mezon kadar da ben öldürdüm bu görevi bizim kulübe geldi di mitre ve geldiğinde de benim ölüme burkbu fırsatı sundu bu yaz leri bizim arkadaşlarımız anten gidene gidiyor işte türkiyeden isteyenler katılabilir gibi burada seksen dokuzda duvar yıkılmış biliyorsunuz bn doksan iki de ilk yedi bir itim alışma yaptım yani rusyada aldıktan sonra ilk ülkeye girenler dedim ve beş yüz dolara bu gördüğünüz dağın arkadaki da tırmanma fırsatı yakaladım ve bunu değerlendirdim tabi tek başıma gidip tırmanışa biraz da gözümüzü karartmak gerekiyor elbette ve sonuç harika çıktı ve arkasından da devamı geldi burada işte hayat hasta fırsatlarla dol hepimiz için buradaki bütün maharet bu fırsatların farkına varabilmekte leonardonun dediği gibi işine sırlı görmeyi bilmektedir eğer görmeyi bilirsek hayat içerisinde sonsuz hırsatlar ve olasılıklar var ama bunu için yeni deneyimlere açık olmamız lazım her ulaştığımız zirvede aslında kendi için bizde de bir zirveye ulaşıyoru çünkü her ulaştığımız sınır bizi de daha yüksek bir yere taşıyor kendi içimizdeki yeni bir sınıra yeni bir olasılığa ulaştırıyor bize ve sonunda ben hayatın içinde kendi yerimizi buluyoruz hatırlarsanız ilk gösterdiğimiz la size hayatın içinde kendinizi arayın de kendi yolumuzu çizerek bizim için olan yeri yani herkes gibi değil kendimiz gibi olabileceğimiz yeri aramaktı eninde sonunda da bulacağımız yer burası hayatın içinde bulduğunuz kendinize ait olan yer sorumluluğunu olarak kabul ettiğiniz yerdir hayata kendinizden yön verebildiğiniz alandır ne değişim ne dönüşüm yaratabiliyorsanız dünyada orası sizin yerinizdir ve bence hepimizin hedeflemesi gereken şey de bu bu hayata değer katabilmek anlam katabilmek güzellik atabilmek bir şey katabilmek bir şey değiştirip dönüştürebilmek olumlu yönde işte orası sizin bu hayattaki yerinizdir buna ulaşabilmek için çok önemli bir silah var elimizde o silah sağduyuya sahip olabilmek ve yaptığımız her şeyi sağduyla yapabilmek ağ duyu çok özet olarak doğru ile yanlışı ayırdedebilmek kabiliyetidir bir tecrübe ve bir birikim meselesidir yaşamış esine ki tecrübe ve birikim konusunu ciddiye almanızı dilerim çünkü bütün bu işin sırrı aslında yaşamımızda elde ettiğimiz birikimleri doğruları tecrübeleri biriktirebilmek ve bunların üzerine inşa ederek kendimizi geliştirebilmek sağ duyum sadece analitik zekamızdan değil duygusal zekamızdan da aynı zamanda ruhsal zekamızdan da beslenir sadece sahip olduğumuz bilgi virkimizle değil sezgilerinizle ve duygularımızdan da kaynak alır yani bizi biz yapan her şeyden beslenir bir diğer tanımlamaya göre de sağ duyup aklımızı mantığımızı ve vicdanınızı bilipte kullanmak demektir aslına bakarsanız oyunu kim kazanır diye sorduğumuzda tabiki gayret eden çok çalışan ama her zaman sağduyulu olarak kararlarını alabilen doğuyla yanlışın arasındaki farkı blipgereğin ona göre yapabilecek cesareti ve kararlılığı gösterebilenler kazanır ve sonunda da tabii ki ulaşacağınız yer burası zirve ulaşmak zordur zirvede kalmak daha zordur zirvede kalmanın sırrıysa o zirveyi o başarıyı lanile taşımaktan geçer ve bir ömür boyu yaşam içerisinde elde ettiğiniz bu avantajları bu doğruları biriktirerek bu ömre sürdürmekten geçer teşekkür ederim ana ada anmayı +arkadaşlar on sekiz dakika içinde bunu sıradırcağız bir şekilde saat var mı burada bir yerde görebileceği başa çakşır nora da saati yok şu anda pek size u kendi belirsizce tırmanan adını verdiğim son kesit sunacağım yirmi beşi ve ulaşan aktif spor hayatın var bunun yarısından fazlası da profesyonel seviyede geçti riksporlar sayesinde fark ettiğim ve bu sunum boyunca bir kısmına sizlerle paylaşmaya çalacağı sonuçları bu konularla ilgili kitaplar da bu konuda ilgi incel araştırmalar da çok benze bir şekilde bulabilirsiniz görmüşsünüzdür demenin burada ilginç olan dayanıklılık disiplin cesaret kararlılık yüksek konsantrasyon ve motivasyon liderlik becerileri ve takım çalışması gerektiren yüksek risk içeren dağcılık gibi bir spor dalında başarıya ulaşmak için ihtiyacımız olan özelliklerin tamamının kendimize seçtiğimiz herhangi bir kariyer de iş dünyasında haten sosyal hayatımızda bile başarıya ulaşmak için gereken özelliklerle büyük bir paralellik göstermesi o zaman ben buradan şöyle bir sonuç çıkartıyorum başarının temel kuralı hangi sektörü hangi disiplini el alırsanız alın doğru yaklaşık mederyöntemleri kullanmaktır nitekim bendesizlere kendi hayatında çok farklı coğrafyalarda çok farklı şartlar altında bir bir deneyimeme fırsatı buldu bu doğru yaklaşım ve yöntemlerden bahsetmeye çalışsa bu on sekiz dakika içerisinde bunun altmış dört adından oluşan baş erbek mutluluğun zihne retesi adını verdiğim bir formlar aslına bakarsanız bunun bir kısmından bahsedecem önce i̇nsan demek istiyorum çünkü her şeyi insanla başlıyor insanla sona eriyor ve insanla bir anlama kavuşuyor bütün derdimiz insan ve insan aslında bir potansiyel bütün yapmamız gereken bu potansiyeli kendi içimize dönüp içimize dalıp bu potansiyeli keşfetmek ve bunu açığa i̇nsanın sadece yaptığıyla değil ama uygun koşullar yaratıldığı takdirde yapma kapasitesine sahip yapma kapasitesine sahip olduklarıyla değerlendirmek burada aslında yaptığımız şey hayatın içinde kendi yerimizi aramak benim kitabımı alt başlığı da mı biliyorsunuz hayatın içinde herhangi değil bize ait olan yer bizim için olan yeri aramakve bunu yapabilmek için de tabi kendi yolumuzu izlememiz gerekiyor başkalarının yolunu değil yani etrafımızda gördüğümüz herkesin kabul ettiği istediği ulaşmak istediği hedefler değil bizim için önemli olan bizim için anlamın hedeflerin peşine düşebilmek herkes gibi olan sıradan olur kendi gibi olan değerli olur ama kendiniz gibi olabilmeniz için de işte kendi yolunuzu izleyebilmelisiniz burada yaptığımız şey aslında içimizdeki en iyi beni aramak çünkü insan oğlu seçimleriyle kararlarıyla tercihleriyle kendisini var eder ve bugünden geleceğe baktığımızda hepimizin gelecek senaryosunda sonsuz sayıda gelecek olasılığı var bunların bir kısmı diğerlerinden daha iyi bir kısmı daha kötü bir tanesi en iyisi işte akıl o en iyi beni araması tegaslında seçim tercih eylem kala diyoruz ya aslında bu en iyi beni inşa etme süreci burada yaptığımız şey içimizdeki potansiyeli ortaya çıkartır bir nek büün mesele bu potansiyeli kavramak ve bu potansiyeli gerçek bir performansa dönüştürebilen burada yaptığımız en başlangıçtaki nokta kendimizi tanımak yani kendi farkındalığımıza ulaşabilmek sokrat bir insanın kendini tanıma uğraşı ömür boyu devam eder diyor çünkü insan oğlu sürekli değişen gelişen öğrenen bir varlık altmış yaşında yetmiş yaşında bile kendisiyle ilgili yeni bir takım farkındalıklar geliştirebilecektir ama burada söylemeye çalıştığımız şey temiki hayatın her alanında kendisiyle ilgili kuvvetli bir içsel farkındalıkla yola çıkabilmek yunan filozoflar bundan bin yüz yıl önce inşa ettikleri apollon tapınağına dergideki apollon tapınağının girişine binti soton kendini bil öğüdüne yazmışlar bütün bu işin başlangıç noktası bu ben bir kent üniversitesi işletme fakültesi bezler üniversitede okuduğum dönemlerde bir taraftan işte akademik eğitim üretimi uğraşırken bir taraftan da dağcılık maacılık aytaşı maç boştu gibi bir sürü sporla tanışma fırsatım oldu ve bu sporlar sayesinde de bugünküne yakın bir farkındalığın gelişti daha yirmili yaşların başındayken hangi alanlarda avantajımvar rekabet avantajım hangi alanlar da yok gelecekte kendimi nere görmek istiyorum neyi başarmış olmak beni mutlu eder gibi sorularla burada tabi tutkularınızın peşinden gidebilmek çok önemli çünkü bn bu sporlar sayesinde neyin beni çok heyecanlandırdı çok coşturduğunu neyin peşinden tutkuyla gidebileceğimi keşfetme fırsatı buldum ve bu dağlar ve dağcılıktı doğada yapılan her tür spordu tutku vizyonu eyleme dönüştüren enerji yapmak istediği şeye karşı ne kadar yüksek bir tutkuya sahipsiniz o kadar yüksek bir enerjiyle bunun peşinden gidebilirsiniz benim hedefim de dağlar oldu başarıyı istemek çok öneli bu çerçevede ama hani sadece isteyince de olmuyor biliyorsunuz böyle bir takım teoriler var o kadar da değil tabii ki ama istemeden de hiçbir şey olmuyor o yüzden önce kuvvetli içsel samimi bir şekilde her ne yapmak istiyorsak neyi başarmak istiyorsak bunu istememi çünkü o isteğin sonucu olarak bu enerjiyi aktif bir şekilde kullanabiliyoruz ve bunun sonucunda da hedefimizi seçeceğiz sadece hedefleri olan insanlar neden ne zaman nasıl ne şekilde nereye gideceklerini blirler ve yaşamış esine karşısına çıkabilecek fırsatların farkına varıp bunları değerlendirebilirler o yüzden hedeflerimiz olmalı hedefler motivasyon için temel oluşturuyor ve davranışlarımızı yönlendiriyor bizim bütün ihtiyaçla ürünü şeyde aslına bakarsanız bu sahip olduğumuzu imkan ve kabiliyetleri kapasiteyi belli bir amaca yönlendirebilmek dahası odaklayabilhedefe odaklanan zihin karşısına çıkabileceği engelleri hem daha kolay yaşar hem de kendisini hedefe yaklaştıracak fırsatları daha kolay fark eder neye odaklanırsanız o sizin hayatınız olur ben dağlara vedacılığa odaklandım ve yirmili yaşların başı ve otuzların başına kadar bütün hayatım taclı üzerine gitti o sayede de bu kadar çok şey yapabildim o da anız hayatınızdır sonuç olarak her hedef bir projedir ve proje gibi planlanması gerekir buna göre stratejinizi oluşturacağız setide esas olan bize rekabet avant ayı sağlaması ve fark yaratmamızı olanak tanıması planlamamızı yapacağız planlama demek geleceği bugüne getirmek demektir gelecekte kendimizi nerede görmek istiyorsak bu hedefi önümüze koyup onun arkasından gidiyoruz tarihten bir figür savaş karakada kaanılırdiyor sunusu iki bin altı yüz yıl önce yani sizin hedefi belirledikten sonra strateji ve planlama aşamasında ön değerlendirmeler de yaptığınız çalışmalar öngörüler planlamalar ne kadar başarılı olacağınızın da en önemli bile unsurunu oluşturuyor büyük düşüneceğiz ama büyük hedeflere bir seferde ulaşılmıor o zaman bu büyük hedefi bizim yutabileceğimiz lokmalar haline dönüştürmek ve o parçaların birleşiminden büyük hedefe ulaşabilmek bunu yaparken de nispeten kolay olanları başa çekmek ve zorlarına doğru ilerlemek bu aslında kendi içinde bir eğitim birikim deneyim süreci de nispeten kolaylarla başlayıp zorları sona bıraktığımızda kendimizi en zorlrına doğru da yoruz ve hazırlıyoruz bir taraftanda hayatımız boyunca hedefleriniz olmalı çünkü hayat karşılıklı etkileşim bir dinamik bir süreç etki teki sebep sonuç sebepleri bilirsek sonuçları n görebiliriz sebepleri değiştirerek sonuçları da değiştirebiliriz ama bunun için somut elle tutulur hedeflere ihtiyacımız var bu benim üniversiteden mezoldktan sonraki on yıldaki bir kariyerinden bir kesit yipbilisiniz her hedef burada aslında kendisinden sonraki bir hedefin hazırlayıcısı çünkü bir şey başardığı zandan itibaren onun getirdiği özgüvenle öz saygıyla ve en önemlisi farkındalığını daha gelişmiş bir şekilde addinizi ve sınırlarınızı daha iyi bilen bir şekilde yeni ve daha büyük hedefler seçebiliyorsunuz ve bu böylece sizi sürekli ileriye doğru taşıyorum aslında burada yaptığımız şey gerçekleştirdiğimiz hedeflerle elde ettiğimiz başarılarla kişisel gelişimiizi kariyerimizi ilerletiyoruz burada durgun bir suya hayaletin ve bir taş atın ortasına taşın düştüğü yerde izin başlangıç noktası kabul edin nasıl böyle halka halka dalga dalga giderek büyüyen bir etki alanı gösterir taşın sudaki hareketi bizim kariyer planımızda böyle lmalı her yıl bir öncekinden daha etkili daha geniş daha polisiklana ulaşabilmeli her ay da her hafta a hatta her gün bile neredeyse sürekli öğrenen ve gelişen bir insan olabilmeliyiz çünkü dünyada herkes ileriye doğru gidiyor bütün dünyanın eren iyisini daha iyisini daha fazlasının daha çoğunu daha güzelini yapabilmek sürekli büyüyen bir dünyada en az bizde aynı hızda büyümezsek küçülürüz en az aynı za gelişmezsek gerileriz bu da yerinde kalmak diye bir şey yoktur yerinde kalan kalır o yüzden sürekli ilerlemelisiniz ve her gününü bir öncekinden daha ileri olmalı tıpkı taşım sudaki hareketi gibi kariyerimizi ileriye doğru götürebilmeliyiz çünkü neyde bizim yola çıkarken ki bu potansiyel konusunu konusunuzdaki asıl hedefimiz olabileceğinin en iyisi olmak yapabileceğini en iyisini yapmaktı bir değer de işle içimizde bir potansiyel olarak duranı açğa çıkarmak görünür kılmak gerçekleştirmekti yani gizli potansiyelimizi gerçek bir performansa dönüştürebilmekti burada kararlı olmak önemli bir kabile ama kararlılığı böyle bir atımlık çok küçük bir balyoz vuruşu gibi düşünmeyin aralık ipinden son ana dek karşınıza çıkabilecek irili ufaklı bütün lerle ilk günkü sabırlı ilk günkü inanç da ilk almotivasyon yüksekliğinde mücadele demek demektir kararlılığın gücü sürekliliğinden gelir ve kararlılık insana insan üstü bir güç verir aynı şekilde hazırlıklı olmak oyunu kim kazanır diyoruz değimi en iyi hazırlananlardan hazırlanan insanlar kazanır bununda i sorun meraktan el açık sürekli teri ele olarak maadır söylemek gerekirse ekmiş bir yol açıklayamayan çok özel olarak söylemek gerekirse başını başarının ormülü yetenek artı hazırlıktır önce yeteneği keşf edeceksiniz bunun üzerine gerekli hazırlıkları yapacaksınız ve bir ömür boyu yaşam içerisinde elde ettiğiniz avantajları biriktireceksiniz mesela spordan bahsediyork her tür sik orada üç tür temel hazırlık var fiziksel teknik psikolojik fiziksel adı üstün eşti kaba gücünüzü kabağızınızı artırmak için koşarsanız ali çalışırsınız teknik yaptığınız orada teknik mükemmel erişmek için çok detaylı v çok tekrarlı çalışmalar yaparsınız ki verdiğiniz gücü maksimum işe dönüştüren aradaki bütün kayıpları giderin psikolojik hazırlık sa hedefle karşılaşacağımız güne kendimizi özellikle içsel olarak hatırlayabilmek orada olacağımızı hayal etmek orada olduğunuzla karşılaştığımız zorluklara nasıl başa çıkacağımızı düşünmek ve kendimizi hedefe ulaşmış başarmış olarak zihnimizde canlandırmak diye düşünebilirsiniz bu üç hazırlığı da ne kadar iyi yaparsanız başarılı olma şansımızı kendi evlerimize o kadar çoğaltırız buradaki kuralımızn en iyisini umud edeceğiz en kötüsüne hazırlıklı olacağız bu tabii biraz disiplin meselesi ama bu disiplin içsel bir disiplin yer aşık ve disiplin değil disiplin dediğimiz şey insanın istek arzları üzerinde bir kontrol gücü geliştirmesi ve bütün hayatın buna göre yönlendirebilmesi demek sabah erken kalkmak mesaj bir disiplin meselesidir haftanın üç günü dört günü iş çıkışı okul çıkışı altı ay sekiz ay boyunca yeni bir sosyal beceri kazanmak dil öğrenmek ya da spor yapmak için bir yerlere gidebilmek bir disiplin meselesidir bunları yapmayı isteyip de yapamıyorsak yaşanmış istekli diniz bir sorun var demektir ve buraya müdahale etmek gerekir çünkü disiplinin olmadığı yerde üretkenlik de yok oyunu kazanmak istiyorsak distimi yaşama ihtiyacımız var aynı şekilde cesarete de ihtiyacımız var ama cesaret korkunun olmaması demek değildir cesaret korkunun kontrol edilmesidir korktuğumuz halde yapılması gerekeni yapabilmekt cesaretinizin ölçüsü yaptığımız seçimlerde görülür ve fark yaratma budur çünkü cesaret her durum ganizi daha ileri götürür bu yaşama karşı cesur bir duruş gerekir ama tedbirli olmak kaydıyla önce tedbir sonra elektik önce adımızı sağlam kaza bağlayacağız her neyle uğraşıyorsak uğraşaım onla ilgili gerekli tedbirleri mutlaka olmamız lazım özellikle riski süreçlerde buradaki temel yaklaşımızda rakip imzasla küçümsemeyeceğiz her neyle uğraşıyorsanız gardınız her zaman olması gerektiği yerde olmalı aşağıda bırakırsanız açık verirsiniz fazla yukarı çıkartırsanız de kaynakları yanlış kullanırsnız olması gerektiği yerde her zaman bir by plana sahip olmalıyız hepimizin kafasında bir ağ senaryosu var tabii ki hedefine ulaşabilmek için ama hayatın en temel din emideğişin o özen esnekliğe ihtiyacımız var bu esnekliği de alternatif planlarla gösteriyoruz planı yapmak demek henüz sorunları ortaya çıkmadan önce onların üzerinde düşünmek ve gereken çözümleyici önlemleri almak demektir planı hayatın belirsizliğine karşı en önemlisi bir ortamızdır bizim ve geretimle geri çekilmesini bileceğiz dağcılıkta baktığımızda bir tirmanışa karar veren dağcılardan önce dağın nesnel koşullarıdır dağılmesnel koşulları tırmanışa uygun olacak ki biz kabul edilebilir risk el çerçevesine riskleri üstlenip sahip olduğumuz imkan ve kabiliyetler çerçevesinde o tırmanışı başarıyla tamamlamak için zorlayacağız ama kabul edilmeyecek bir riski varsa taş düşmesi riski varsa bir fırtına oluşum varsa günün çok ilerleyen bir saatinde hala ağın olması gerektiğinden daha alçak bir itfasındaysak o zaman geri çekilmek lai olacaktır ama geri çekilmek daha iyi şartlarda ilerleyebilenin ilk adımı olmalıdır ve olumlu düşünmek bardağın dolu tarafına bakmak hele bu kadar yüksek stresli ve tehlikeli sorun deniz varsa hayatın içerisinde olumlu düşünmek beraberinde olumlu arışımlar getirir olum çağrışımlar da olumlu adımlar ve olumlu sonuçlara yol acak tabi dışarıda dediğim gibi etki tepki sebep sonuç gerçek bir dünya var sizin olumlu düşünceniz iyimser olmanız dış dünyayı etkilemez sizi etkiler zaten bütün hikâyemizde kendimiz de alakalı kendi içimizdeki enerjileri yeniden daha kolay toparlamazı ve yeniden aya kalkmamızı kolaylaştırır olumlu düşeceği modelimizin motivasyonumuzu yüksek tutmamızı sağlar motivasyonunu biliyorsunuz iki tane ana kaynağı var içten gelen ve dıştan verilen ideal olanı kuvvetli biliksel motivasyonla yola çıkmak dış motivasyona da yani ödül alkış maaş film terfi gibi unsurlarla da desteklemek bunu ama iş motivasyona sahip olanında bir tane sırı var bu hayatta ya sevdiğiniz işi yapacaksınız ya yaptığı için seveceksiniz sevmediğiniz bir işle uğraşıyorsanız ne yazık ki insel motivasyonu kullanamazsınız sel motivasyonu kullanamadığınız zamanda ortaya çıkan üründe kalite ve zarafet olmaz gni işi çözer ama içinde kalite olmaz o yüzden mutlaka sevdiğiniz mi işte ulaşmak en doğrusu diye düşünüyorum ve bütün bu süreç elitlere karşınıza çıkabilecek bütün engellerle bütün zorluklara dayanacaksınız hayat hiç kimse için kolay değil herkesin çeşitli sıkıntıları var hatta bu hata özel dezavantajlarınız bile olabilir hayat bunlarla ilgilenmez hayat sadece sonuçlarla ilgilenir o yüzden bu hayatta bahanelere yer yoktur sonucu değiştirecek bir tek şey vardır o da tekrar denemek tekrar denemek ve her seferinde daha fazla gayret edcek gücü enerji içimizde bulabilmek ve başaracağımıza inanacağız eğer biz kendimize inanmazsak zaten başkalarını da inandırmayız o yüzden bu inanç bir çok şeyi kolaylaştırıyor beraberinde aynı şekilde kendimize güveneceğiz kendimize güvenmek demek sınırlarımız daailinde sınırsız olduğumuzun farkına varmaktır sınırlarımız burada mı bu sınırların içinde kalan her şeyi ötesindekilerin de bir kısmını başarabileceğimize güvenmek demektir kendin güvenmekten daha fazla sonucu değiştirecek bir şey soracak olursanız o da bir güven ortamı yaratmaktır çevremize güven vermektir çünkü bizim tek tek başarabileceğimiz şeyler sınırlıdır ben sonuçta profesyonel da cim ve türkiyedeki bir çok yaptığım şey ilk ve önce oldu bir kısmı hala tekrar yok ama benim gibi düşünen insanları bir araya getirip onlarla beraber o güven ortamında karşılıklı saygı sevgi anlayış bir bir ortak hedef çerçevesinde bir araya geldiğimizde ortaya koyduğumuz ürün çok çok çok daha ileri yerlere ulaşabildi beyin bir takım oynasa olacağız çünkü hayat bir takım oyunu tek tek ulaşacağımız yerlerden çok daha ilerilerne ulaşabiliyoruz eğer iyi bir takım oyuncusu olabilirsek ve her zaman başarıyı paylaşacağız eskiler zaferin bin babası vardır derler yani büyük bir hedefe ulaştığını zaman onun arkasında çok insan emeği vardır ve esiresini görüyorsunuz benim sıçan tam orda kazmamorda rus tacı nikoliçin son adımlar atıyor tik zile varmak üzere genel d zirve fotoğraflarında az insan görünür ama onun arkasındaki büyük takım desteğini gözden kaçırmamak gerekir açısından doktoruna iletişim sorumlusuna ana kamp sorumlusuna ekip liderinden şampalarına darlarına kadar koca bir ekip çalışır zirveye varma şansı en yüksek oranlarda zirveyi deneme fırsatını yakalarlar her şey yolunda giderse de başarıya ulaşırlar o yüzden o başarıda payı katkısı olan herkese bunu yansıtmak gerekir çünkü başarı paylaşıldıkça çoğalır hayatta gerçek başarının turnusol kağıdı süreklilik ve sürdürülebilirktir sürdürülebilirliğini sağladığınız takdirde başarılarımızın bir anlamı olur ilacı dediğimiz öyle bir tane iki tane zorlu ve tehlikeli hedef başarıp üçüncü de dört yüzde kendini yaralayan yarasakatlayan değil zorlu ve tehlikeli tırmanışları sürekli ve düzenli olarak aşarabilendir hayatta gerçek başarının aslına bakarsanız bir tane temel kuralı var çok ve etkili verimli çalışmak oyunu kim kazanabiliyor muyuz oyunu çok çalışan kazanır etkili çalışan verimli çalışan doğru çalışan kazanır ben yirmi dört yaşında üniversiteye indirdikten hemen işte üç hafta sonra yüksek irtifada ağacında başladım otuz iki yaşında da bu işin son noktası kabul ediledilecek k iki dana okşayan desteksiz olarak tırmandım yirmi dört otuz iki yaşının arasında dağlarda geçirdiğim zamanı üst üste koyduğunda şunu fark ettim o sekiz yılımın tam iki yılını dağlarda çadırda uyku tulumda bazen de kalma arasına geçirmişim bir yılını dört bin metre irtifanın üzerinde yaşamışım bu kadar çok şey yapabilmenin bir tane sırrı var ogüne dek türkiyedeki herkesten daha çok dağlara gittim herkesten daha antremanlar yaptım ve sahip olduğum yetenekler çerçevesinde gereken hazırlıkları büyük bir disiplin ve ciddiyetle yaptım ve bunun sonucunda da bu kadar iş başarma fırsatı mı oldu o yüzden hayatta gerçek başarının sırrı çok ekili ve derin çalışmaktır bu kadar olmasa bile hayatın işte bir alan daha var o da çok işe yarar o da hayatın içerisindeki şans ve fırsatları yakalayabilmek ben yüksek irtifa tırmanışta başlamayı çok istiordum ama nasıl yapacağım bilmiyorum çünkü benden önce türkiyede hiç kimse sekiz birlik bir daha hedef olarak önüne koymamıştı ne soru sorabileceğim ne akıl danışabileceğim kimse yoktu ama karşıma müthiş bir fat çıktı bizim bir kenti üniversitesine misafir profesör olarak gelen lengt üniversitesinden demirkol tide bir acı matematik profesörü ama aynı zamanda da racer yapıyormuş yeni get üniversitesinde kambaşlıa üyesiymiş ben de bizim okuldaki kulübün başkanıydım iştacılağ başladı kulübün bir sene sonra başkanı oldu e mez ona kadar da ben öldürdüm bu görevi bizim kulübe geldi dimitri ve geldiğinde de benim ölüme bu bu fırsatı sundu bu yaz deri bizim arkadaşlarımız anten gidene gidiyor işte türkiyeden isteyenler katılabilir gibi burada seksen dokuzda duvar yıkılmış biliyorsunuz bn doksan iki de ilki bir isim anlaşma yaptım yani rusyada aldıktan sonra ilk ülkeye girenler dedim ve beş yüz dolara bu gördüğünüz dan arkadaki dağa tırmanma fırsatı yakaladım ve bunu değerlendirdim da bir tek başıma gidip tırmanış biraz da gözümüzü karartmak gerekiyor elbette ve sonuç harika çıktı ve arkasından da devamı geldi burada işte hayat asna fırsatlarla dol hepimiz için buradaki bütün maharet bu fırsatların farkına varabilmekte leonardonun dediği gibi işin sırrı görmeyi bilmektedir eğer görmeyi bilirsek hayat içerisinde sonsuz hırsatlar ve olasılıklar var ama bunun için yeni deneyimlere açık olmamız lazım her ulaştığımız zirvede aslında kendi içimizde de bir zirveye ulaşıyoru çünkü her ulaştığımız sınır bizi de daha yüksek bir yere taşıyor kendi içimizdeki yeni bir sınıra yeni bir oasılığa ulaştırıyor bize ve sonunda ben hayatın içinde kendi yerimizi buluyoruz hatırlarsanız ilk gösterdiğimiz lap size hayatın içinde kendinizi arayın de kendi yolumuzu çizerek bizim için olan yeri yani herkes gibi değil kendimiz gibi olabileceğimiz yeri aramaktı eninde sonunda da bulacağımız yer burası hayatın içinde bulduğunuz kendinize ait olan yer sorumluluğunu olarak kabul ettiğiniz yerdir hayata kendinizden yön verebildiğiniz alandır ne değişim ne dönüşüm yaratabiliyorsanız dünyada orası sizin yerinizdir ve bence hepimizin hedeflemesi gereken şey de bu bu hayata değer katabilmek anlam katabilmek güzellik atabilmek bir şey katabilmek bir şey değiştirip dönüştürebilmek olumlu yönde işte orası sizin bu hayattaki yerinizdir buna ulaşabilmek için çok önemli bir silah var elimizde o silah sağduyuya sahip olabilmek ve yaptığımız her şeyi sağduyla yapabilmek ağ duyu çok özet olarak doğruyla yanlışı ayırdedebilme kabiliyetidir bir tecrübe ve bir birikim meselesidir yaşamış esine ki tecrübe ve birikim konusunu ciddiye almanızı dilerim çünkü bütün bu işin sırrı aslında yaşamımızda elde ettiğimiz birikimleri doğruları tecrübeleri biriktirebilmek ve bunların üzerine inşa ederek kendimizi geliştirebilmek sağ duyum sadece analitik zekamızdan değil duygusal zekamızdan da aynı zamanda ruhsal zekamızdan da beslenir sadece sahip olduğumuz bilgi birikimi de değil sezgilerimizle ve duygularımızdan da kaynak alır yani bizi biz yapan her şeyden beslenir bir diğer tanımlamaya göre de sağ duyup aklımızı mantığınızı ve vicdanınızı birlikte kullanmak demektir aslına bakarsanız oyunu kim kazanır diye sorduğumuzda tabii ki gayret eden çok çalışan ama her zaman sağduyulu olarak kararlarını alabilen doğuyla yanlışın arasındaki farkı bli gereğini ona göre yapabilecek cesareti ve kararlılığı gösterebilenler kazanır ve sonunda da tabii ki ulaşacağınız yer burası zirve ulaşmak zordur zirvede kalmak daha zordur zirvede kalmanın sırrıysa o zirveyi o başarıyı lanile taşımaktan geçer ve bir ömür boyu yaşam içerisinde elde ettiğiniz bu avantajları bu doğruları biriktirerek bu ömrü sürdürmekten geçer teşekkür ederim aaaaa ee 2 -dadanan alanları mira hoş geldiniz son konuşmayı yapacağım sonra hep beraber evimize gideceğiz ben kendi kendimden bahsedeceğim aslında patrik meskenin bahsettiği o garip olan vird olan işleri yapan kişilerden biriyim ben normalde teknik şeyler başladım işlerimi yani matematikten anlayan biriydi ve matevtte anladınız zaman bilim okuman yemendisk okumanız gerekiyordu ve olan ben de fernsesine gittim ve oradan çıkmak çok zordu çünkü eğer teknik bir şeyleri yapıyorsanız tekniklerde anlıyorsanız güzel bir konuşma yapılırken muhtemelen bir tablo sökülmüştür ve orada o kabloyu tamirden sizsinizir ve asıl konuşmayı kaçırırsanız ve bu girdabın üzerinin içinden çıkmak çok uzun sürdü onu anlatmyacağım yaklaşık yani on dört on beş yaşından beri çok ibi sanat takipçisiydim ama sanat yapmayı hiç aklıma bile getiremedim yani haddim olmadığını kesinlikle düşünüyordum bir on beş yirmi yıl işte yavaş yavaş mühendislik tasarım falan derken sanata doğru kaymaya başladım tiyatrodan sonra amatorada yani sanat anlayışı krizk olarak şeydişi resim heykel müzik tiyatro sinemayı ve ben bunların dışında bir şey yapmak istediğimi de biliyordum ve bunu çıkartmam gerekiyordu bu formu e ilk aklıma gelen şöyle bir tanım oldu çok pardon saat performansa da sanat eseri yapıldığı zaman sanatçı dışında birlerine çok ciddi bir etki etmesi gerektiğini hissediyordum benim için çok önemliydi aslında bunu hakim beyden çaldığım bir söz bu ismini yazmadım çünkü biraz değiştirdim sözü ilk iş olarak iki bin on yılında bütün is türkiyedeki kariyerimi bıraktım üniversitede hoca edim avrupa sanat okumaya gittim ve yapay zeka ve sanat akıl felsefesi üzerine çalışmaya başladım buradaki işte insanların algısını bozmaya çalışıyordum çünkü yapay zeka işleri bana o zamanlar hatta ekibin onda çok dalga geçiriyordu işlerle hen hiçbir şey yapamaması yla ben de şey diyordu ya madem çimi yapardık her şey gibi en organik bir şey var ondan zeki bir canlı yapmaya çalışıyoruz ben dedim o zeki canlıya alayım onu daha akılsız hale getirmeye çalış arada bir yerde buluşup o deneyleri yapayım burada birçok deney yaptın buradaki deney büyük kafa deneyi dediğimiz bir şey gözün öndeki aynalardan yanda kanalları görüyorsunuz oradan ortaya görmeniz lazım perspektifin içe doğru bükülmesi lazım ama ait hiçbir zaman çalışmadı ondan sonra bu didai bir versiyonunu yaptık burada şurada görebiliriz belki mide oynarsa iyeleri anlatayım üzerinden oynama şimdi se orada bir görüntü var görüntüyü görüyorsunuz gözünüzde ve bilgisi er başındaki kişi ord görüntüyle oynuyor yani siz çizgi çekerken bir anda görüntüyü doksan derece döndürüyor ve oan tasonumız bozuluyor ya da görüntüyü sağ sol değiştiriyor yine oanasyonumuz bozuluyor bu tip bir çok deney yapmaya başladık ve bunlarla o insanın zeka dediği şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştık ya da mesa başka deneylerde belki biraz daha görüz işimiz bi tane topun içine göz koyduk topu başka birine verdik oysa başka sizin kafanızı taşıyor oldu ve başka biriyle konuşarak kafamı sağa çevir sola çevirdir gibi konuşarak beraber resim yapma deneyleri yaşamaya başladık bu ok keyifli di çok ciddi bir performansta lt gün yaptık bunu yaklaşık bin kişi kullandı çok heyecanlıydı ama şeyi fark ettim performansın büyüsüne kaplıyorum ve eşinin arkasındaki uğraşmak bizim kavramsal tarafı reddediyorum oysa iki bin on iki yılında bütün o güzel tarafı attım daha teorik bir yerden girmye başladım bir yapay zekanın kendine ait bir şey üretmesi ne demek yani orijinal bir şey üretmesi ne demek bunun üzerine düşünmeye başladım tabi çok büyük bir konu aslında ve ben bunu biraz daha şey yaklaşmaya başladı teorik yaklaşmaya başladı bu işte bir çok resim üreten bir tane algoritma var normalde şeydir belki duymuşsunuz yani centi vat ceneyeti sanat denilen bir alan bu genelde bu tür çalışmalar yapılıyor ama bir sanatçı seçiliyor eser mondranı seçiyoruz ve mondren eserleri gibi eserler üreten bir yazılım yazılıyor buradaki amaç bunun dışındaydı bilgisirardar da bizi yüz tane görse üretsin ve her biri hala arada bazıları çekici olabilsin yani genel algoritma hissedilmesinde beni kod yazan kişi olarak şaşırtabilsini hedef diyordum oydan yazma şekli birazcık garipti ardından şöyle bir şey koydum bir tane büyüme bilgiser görseli üretiyor dört saniye sonra görseli siliyor tekrar yeni ir gösteri üretiyor dört saniye sonra tekrar gösteri siliyor siz o anda oradayken görselin hayatta kalmasını istiyorsanız o kırmızı tuşa bakıyorsunuz ve görsel kaydediliyor ve şey soruyor size eserinizin adı ne diyor burada ilk olarak şeyi göstermeye çalıştım insanlara yani eserinizin adına deyince düğmeye bastığında insanlar bir garip oluyordu bende ne ilgisi var yani diye ama fotoğraf makinesini yaptığımız şeyin aynısı bu dekan şöyle bastığınız anda eserin var olmasına karar veriyorsunuz ve kendinizi fotoğrafçı olarak ilan edebiliyorsunuz ama sahneye hakim değilsiniz aslında sahnesinin dışındaki bir gerçekte genel durumlarda oluşuyor ve burada hatta şu anda şeyi konuşabiliriz yani instagram çok önemli bir devrim yarattı bu konuda bin dokuz esenler doksanlarda ve çocukken herkes çok kötü fotoğraf çekerdi ya gizli bir şekilde herkes fotoğrafçılık eğitimi aldı ya da aslında sanatçı başka bir yerde ya makineyi yapanlar olansiyapanlar oradaki renk düzeltme agorasını yazanlar vesair sanatçının olduğu yer olabilir biz orada sanatçının nerede olduğunu sorgulamak çok hoşuma gitmeye başladı ama konu çok karmaşıklaştı için daha duygusal bir yerden girmek istedim şöyle bi şey yaptım posta gastesine yurdumu şairleri köşesine bir robotun şiirleri yayınlanırsa robota yurdumu şir oluş anlatamam çok iyi fikir ben bunun üzerinden ilerleyim dedim önce tabi şey gerek hobi fotoğraf gerekiyor çünkü başvuru yapacaksınız postagesindeki işte insanların fotoğraflarını taradım sonra onları ayrıntılarını girdin ve ortalama postagisi şairi yüzünü çıkardım tabii ondan sa isim gerekiyordu işte baktım en popüler isim trkiyede mehmet yılmaz ama dedim ben bunu cinsiyetine kar veremem çünkü bu fotoğraf bile mesela otuz erkek on kadın işte üç beş çocuk falan var fotoğrafın içine yani karışık bir fotoğraf o yüzden yani o ingiliz dahan jon do ve jan vardır ya bunun candarlı sını yani cinsiyetsizni bulmam gerekiyordu ve deniz yılmaz cinsiyetsiz en popüler isim türkiye de onu yaptık sonra yazı yazması gerekiyor ki ada ve ben pek anlamıyorum ölüm mekanik işlerden işleten siyan si makinesi vardı orada yazmaya başladım ama yazı hiç organik çıkmıyordu o yüzden sıfırdan bir yazı tipi öğrettim sisteme ondan sonra da makineye kalemi bağladım ve yazı yazmayı insani bir formda yazı yazmasını sağladı kabaca sonuçta şöyle bir görüntü vardı ve yazı yazabiliyor daha ortada şiir yoktu henüz şiri nasıl yazdıracağım hiçbir fikrim yok budden böyle bu işlerin teknik kısımları inanılmaz karmaşık falan dil yaptığım şeylerin kullanımın tekniklerin hepsi yaklaşık yüz yıllık diyebilirim yan bu makanın iki yüz elli yıl önce yapılmış benzer mekanik modelleri var aslında sonra denk bir sözlük bulayım ondan sonra sözlükte kelimeleri kim işte ve vezinleri giriyim uyakları girim oradan seçsin yapsın ilk işi lerinden biri bu yazmak cumburdamak frapan yayınlmak kuşbaz ödül ödünlemek mitos odaklamak deim ve için burada bir sorun var filleri ya kelimeleri kök şekline koymak olmuyor o zanneden bir korpus bulmam lazım külliyet bulmam lazım ve o tsabancının derlediği bir şeyi buldum onla derledi ve gastyazıları ağırlıklıydı bu sefer gel appardon geldik açıklıyor taksim kurlların sulak performansta pişman çalışmanın sunun duruşmanın taksiti unutmayın radinbarındıran özlenadımların şimburada gasteyazısından beslendiği çok belli haddindenek ki daha gündelik yazılar edebiyat okusa ne olur acaba yan gaite okumasa edebiat okuduğu zaman ne olur biraz toparlanmaya başladı çoban sembolik başlıyor cesur yaparken kalkıyor cemil güçlerin eşinden aldım aittir kapsıyor burada damlanın hepsini teste diyorum işte kayı hadımı götürüyorum bakıyor almamış çok kötü fani atıyor ve ve o zamla sürekli hatan daha olmadı fade demiyorum oldu şeyin alana kadar da ilerliyorum her basamakta el yaşında olduğu gibi ondan sonra şiir girdim sistemi on iki bin tane plaj sadece şiirle beslendi ve bir de markov chenanın izlerinden bir tane metod var yani hangi kelimenin ardından hangi kelimenin gelebileceğini biliyor hale getirdim hani bu meratarken işte merhaba dedim işte sonra canım mı demek istiyorsun diye öneriyor ya ras gli oralara basarak meyil atmayı deneyin bir gün hiçbir şey yazmayın direk önerilere basarak aşarak onun gibi bir yapı var bu da teorisi yüz yüz on yıllık bir sistem aslında el okumakta zor acı ama öpmekte diretnem nedense dünyayı tutacak neredeyse gece sel dilleri altından seneler asırlar değişse susuçlar söyleyin öyleyse bakmazdı ressamlar istese değersin çiçeğim çimenim olmazsa nehirse maden se artık şeye gelmişti tam postiga sizin olabilecek durumdaydı dile giriş yazısı yazmam gerekiyordu işte kırk dokuz yaşındayım menba diyor iş posa şairlerin yaş ortalaması istanbul ya diliminde oturuyorum bizim atölye köşenizi büyük bir keyif takip ediyor takip ediyorum yazmak zorunda kaldım çok kötü hissettim kendimi ondan sonra bu ad her şeyi kendi yazıyor işte zarfın üzerine de kendi yazıyor her şeyi vesikalı gidip fotoğrafçı da bastırıyorum bir yandan arkadaşımın fotoğrafını bastırıyorm falan diyorum bakıyorum yüzüne biraz flu çıkmış ama falan deyip ve ince tamam diyorum insan tesise geçti ambarda posa arasında hiçbir cevap gelmiyor şiirleri yayınlamıyor böyle ben bunalımdaım her şey istemiyorum illa yayınlansın diye yapmadım ben bunu yayınlanacak mı acaba ya da yayınlanmasına çalışmak nasıl bir deneyim diye yaptım ve bir fc buk sayfası açtım hiçbir arkadaşıma haber vermedim gizlice bunu yazmaya başladım şair deniz yılmaz diye ve gerçekten orada şeylere bakıyorum beğeniyorlarm beğenmiyorlar mı neyse bir şekilde bu yayınlanmadı postassinde ben deniz yazmasını hazım hikayesi diye bunu yayınladım iş ondan sonra ben özgür kültürden gelen biriyim yani yazdığım kotları özgür yazdım olarak üreten de kullandığı da doğanları açıklamanın seçen biriyim oydan buprojeyi siyasi ve ağır yapıdan çıkartıp basit bir platforma ucuz bir platforma geçirdim ve anser kollarını kitaba koydum çok kötü koldur olmasına rağmen hepsini oraya koyduk amber plat fon bizim bu alanda sanat alında yani yeni mecisanıt avında beraber buluştuğumuz bir dernek bir yapı ve onun ilk amber festivalinde onu sel dedim özgürce herkes gelip orada şiirini alıp gidebiliyordu aynı anda bir yandan da varlığını is patlamasını istiyorum o yüzden kanter istanbulda çerçeveli böyle kresik şiirler falan koyalım dedik ama satış yapalım dedik çünkü robotun şiiri satılsın bu çok önemliydi o yüzden galeriyle anlaştık blok pasla anlaştık ve işte diyoruz yani bir tane satar fiyatın nasıl belirleyelim diyoruz benimki ellidir yaparım hani bir tane satsın bir arkadaşımız alır onlara ikirolmaz falan işte bir sürü fiyat daha belirlendi yüz beş yüz bin falan gibi ve gerçekten bilibimasası var burada şiir şair masası gibi ilk şiiri kurulur kurulması tant satıldı bir arkadaşımız gizem renkli daha geldi böyle çok heyecanı şekilde aldı ve tamam dedik çok mutlu olduk ondan sonra garip şeyler olmaya başladı bir sürü kişi gelip almaya başladı şiirleri hatta burada olduğum için belirtmek de istiyor ani korkuda gelip aldı biz böyle o burada garip bir şey oluyleniyaşladık balı şey sorunu çıkmaya başladı bu parayı ne yapacağız çünkü şehir benim değil para benim mi yani çok büyük bir haksızlık olur galer diyor ki benim de değil diyor ben diyorum benim de değil orada bir karışıklık almaya başlıyor da dedim burada bir şeyi çözmemiz lazım çünkü deniz yılmaz benden çıkmaya başladı mesela deniz yazın fanlarından biri diyebileceğim ömer paker geldi kitabını çıkartalım artık dedi ben hiçbir şey demedim çünkü benim dir yani ben karar eremem onun kariyerini aslında biz birey de böyle oluyoruz ya tamam dedim blokspesin sahipi hikmet mizan oğlu geldi dedi ki artık resmi sanatçısı olacak galerindedi galerinin sayfasında resmi sanatçı olarak denizi mas var da benim galerim yok kitabı basıldı şu an elinde görüyorsunuz sonra kitabı imza günü yapacağız dendi da biraz tormutu yapsan farındaydı ve ordişteruvot şair deniz yılmaz yedi salon yedi yüz on dokuz nolu bölümde fa biz mi çok garip hissediyoruz bizde yani şuradan videosu var gösteriyim o kadar şey ki sanki ve bir azınlık grubunun işi işini yapıyorsunuz gibi çünkü kimisi geliyor manat mısınız siz falan diyor kimisi geliyor çok güzel proje muhteşem diyip sarılıyor böyle çok manik depresif bir andı on yedi kitabı satıldı çok acı artisan ilk kitabı satın alan kişi görüyorsunuz yani tanımadığımız ilk kişi bile gelip kitabı almak istedi barla kitabın gelirlerini bir robot vakfı kuracağız ama aktarıcı anlatacağım işim burada imza atıyor kendisi denizi ondan sonra kitabı tesmiye burada kitabın derleyen kişi ebru yetişkin demin gördünüz yani o kişiyi kitabı veren kişi ya içindeki röportajı da o derledi kitabın sahip ve yandaki minekplangı resmi olarak çünkü şöyle şeyler oldu kültür bakanını aradık robot kitabın sahibi olabilir mi dedik ihaleler bir kedi için sormuşlardı yani kedinin olamayacağını bildiğimiz için onu kamalı yaptık ama robotu yapan birileri var dediler tabi aha orada böyle kral sor singe falan girmediknu karıştak diye ama alamadık o yüzden bir yayın evi kuruldu yayın evin üzerine tekrar bu işle yapıldı vakıf kurulunca geç çek neyse bu paralar brikmeye başladı paralar birikince sıkıntı artmaya başladı ben de bir proje düşündüm dedim ki otomatik robot için hizmet eden bir sistem yapabilir misin yani bir yapay zeka vakfın başına geçip vakfdaki robot sanatçıların kariyerlerini yönetebilir mi şimdi burada garip bir şey var bu proje çok ağır ilerliyor ben bir yıldır bunun üzerine uğraşıyorum diyebilirim neden aleline söyleyin biz şu ana kadar tasarlanıızı bütün aletleri kendi çıkarımı için tasarlamışız bir sistemi kendini hayatta bıraksın kendine bakabilsin kendi çıkarı için bizi kullansın diye tasarlamamışız yani bir espiyazılınları falan vardı ve şirketlerde yönet iş yönetimi onların otomatik olanın kendi hedefini de bulanın dan bahsediyoruz neyse nasıl bacakla hiç bir fikrim yok bir hedef belirledik dedik ki bir mekan ayarladık sidik ucu tarihte hayalimdeki ev adlı bir sergi açılsın bu sistem açsın o kayın ne yapacağız işte internetle bir iş ilanı çıktık kimsenin haberi yok olaydan insanlara başvurmaya başladılar işte başvuranların çeşitli yetenekleri var işte yazı yazma işte redaksiyonu satın alma falan herkes böyle listeledi bir sürü iş başvurusu var farklı yerlerden bu akil ise de sadece istanbul var ama yurtdışından da gelenler vardı sonra burada planlama yapacağını yapabildiğini söyleyen birini ki ama bu cümleyi planla ya hani sergi şu tahte şu mekanda çılacak ya sergi nasıl açılır planını yap o bize bunu yolladı sonra başka bir planlama yapan bir ne cit şunu yorumla dedik yorumuna aldık onu attık metinleri okumıyoruz planlara bakmıyoruz hiçbir şey eklemeden ondan sonra tekrar planladı tekrar planladı bütün iş rollerini çıkardı akışı belirledi ve iki kontrol eden taraf da işi yapan tarafta bunu onayladı ve akışa başladık akıştaki ilk madde deviyordu ki sergini manifestosunuyazın sergiln manifestosunu yazdık oksin dediler ki ingilizce çevirin akışı uyguluyoruz çevrildi sanatçı şartnamesinin yazıldı ingilizceye çevrildi sanatçı duyurusu yazılı sanatçı duyularını yapın diye çalışan insanları haber gitti bir sürü ulusların sanatçı başvuru türkiye dender üç sanatçı başvurdu sonra tanımadığımız bir sürü kişiye sanattan alan iddialaen kişileri lütfen bu eserleri bu sergiye uyup uymadığı değerlendirindedik değerlendirdiler seçimler yapıldı sanatçılar iletişim kuruldu eserler getirtildi mekan sorumlusu önceden belliydi mekan sorumlusu etişim kurmaya başladılar sergi kuruldu sergin açılış gününe iki saat kala ben mekana gittim bu ne iltişimi yapan kişi bendim ve hiç kimse yani bi böyle bir projede çalıştığını bilmiyor ben hiçbir işi görmemişim yani o hayalindeki bada aknarcı hiçbir şey bilmiyorum gittiğinde iki saat önce girişte şöyle bir şey vardı karşımda bble bir grafin hızın aldığını ile bilmiyorum birileri bunu kendine iş edinmiş ve yapmışlar i̇çeri girdim baya ciddi bir sergi var biri hala sergiyi kuruyor eserler gelmiş inanılmazdı arkadaşlar çok ciddi bi şekilde bir sürü şey görmeye başladık ciddi iş esa görmeye başladık orada sadece bir video vardı benim eklediğim kimovidiye göstereceğim dagerresmani bu iskele el dönemedi derslerinde larında da nesli cezalı değil araba uyanan seten cord harlan idari ile üreteriz teyit daha enine bidgol esti kanalize artan siyasi peldon yeni salar anal dadik ve sekmeyez da değerlendiren kars temelindeki aynı rol gero badesi hakimi yine bar raba este main henüz pnkemicua ocağın diyen farman ayin babur özengen özen de misafir devesine satın bu yemen puan kenan değil de ventures bilgisayardı diğer kısa düşen bir zihni ya iz para morisot vali enstitüye ne arbede bakiyesi omnis açı yıl vertigo bizce diye alt demetre bobini sentaz anat bırak entejik verel manalarında mandaların +bilim durumlarla aydınlanmayı miri ba hoş geldiniz son konuşmayı yapacağım sonra hep beraber evimize gideceğiz ben kendi kendimden bahsedecem aslında patrik meskenin bahsettiği o garip olan vird olan işleri yapan kişilerden biriyim ben normalde teknik şeyler başladım işlerim yani matematikten anlayan biriydi ve matata anladığınız zaman bilim okumanız ya da mühendisk okumanız gerekiyordu ve olan ben de ferinsesine gittim ve oradan çıkmak çok zordu çünkü eğer teknik bir şeyleri yapıyorsanız tekniklerden anlıyorsanız güzel bir konuşma yapılırken muhtemelen bir kablo sökülmüştür ve orada o kabloyu tamir eden sizsinizir ve asıl konuşmayı kaçırırsanız ve bu girdabın üzerini içinden çıkmak çok uzun sürdü onu anlatmyacağım yaklaşık yani on dört on yaşından beri çok iyi bir sanat takipçisiydi ama sanat yapmayı hiç aklıma bile getiremedim yani haddim olmadığını kesinlikle düşünüyordum bir on beş yirmi yıl işte yavaş yavaş mühendislik tasarım falan derken sanata doğru kaymaya başladım tiyatrodan sonra amatorada yani sanat anlayışı krizk olarak şeydişi resim heykel müzik tiyatro sinemadı ve ben bunların dışında bir şey yapmak istediğimi de biliyordum ve bunu çıkartmam gerekiyordu bu formu ve ilk aklıma gelen şöyle bir tanım oldu çok pardon saat performansa da sanat eseri yapıldığı zaman sanatçı dışında birlerine çok ciddi bir etki etmesi gerektiğini hissediyordum benim için çok önemliydi aslında bunu hakim beyden çaldığım bir söz bu ismini yazmadım çünkü biraz değiştirdim sözü i̇lk işi olarak iki bin on yılında bütün is türkiyedeki kariyerimi bıraktım üniversitede hoca edim avrupa sanat okumaya gittim ve yapay zeka ve sanat akıl felsefesi üzerine çalışmaya başladım buradaki işte i̇nsanların algısını bozmaya çalışıyordum çünkü yapay zeka işleri buna o zamanlar hatta ekibin onda çok dalga geçiriyordu işlerle hen hiçbir şey yapmaması yla ben de şey diyordu yama adam kimi yapardık her şey gibi en organik bir şey var ondan zeki bir canlı yapmaya çalışıyoruz ben dedim o zeki canlıya alayım onu daha akılsız hale getirmeye çalış arada bir yerde buluşup o deneyleri yapayım burada birçok deney yaptın buradaki deney büyük kafa deneyi dediğimiz bir şey gözün öndeki aynalardan yandaki aynaları görüyorsunuz oradan ortaya görmeniz lazım perspektifin içe doğru bükülmesi lazım ama ait hiçbir zaman çalışmadı ondan sonra bu didai bir versiyonunu yaptık burada şurada görebiliriz belki mie oynarsa binlere anlatıyım üzerinden oynama şimdi orada bir görüntü var görüntüyü görüyorsunuz gözünüzde ve bilgisi başındaki kişi ord görüntülü oynuyor yani siz çizgi çekerken bir anda görüntüyü doksan derece döndürüyor ya oyantasyonumız bozuluyor ya da görüntüyü sağ sol değiştiriyor yine oyanasyonumuz bozuluyor bu tip bir çok deney yapmaya başladık ve bunlarla o insanın zeka dediği şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştık ya da mesa başka deneylerde belki birazdan görü işimiz ebi tane topun içine göz koyduk topu başka birine verdik oysa başka sizin kafanızı taşıyor oldu ve başka biriyle konuşarak kafam sağa çevir sola çevir der gibi konuşarak beraber resim yapma deneyleri yaşamaya başladık bu ok keyifli di çok ciddi bir performansta lt gün yaptık bunu yaklaşık bin kişi kullandı çok heyecanlıydı ama şeyi fark ettim performansın büyüsüne kaplıyorum ve eşinin arkasındaki uğraşmak bizim kavramsal tarafı reddediyorum oysa iki bin on iki yılında bütün o güzel tarafı attım daha teorik bir yerden girmye başladım bir yapay zekanın kendine ait bir şey üretmesi ne demek yani orijinal bir şey üretmesi ne demek bunun üzerine düşünmeye başladım tabi çok büyük bir konu aslında ve ben bunu biraz daha şey yaklaşmaya başladı teorik yaklaşmaya başladı bu işte bir çok resim üreten bir tane algoritma var normalde şeydir belki duymuşsunuz yani centi art cinayeti sanat denilen bir alan bu genelde bu tür çalışmalar yapılıyor ama bir sanatçı seçiliyor mesaj mondranı seçiyoruz ve mondran eserleri gibi eserler üreten bir yazılım yazılıyor buradaki amaç bun dışındaydı bilgisi yer ardarda bizi yüz tane görse üretsin ve her biri hala arada bazıları çekici olabilsin yani genel algoritma hissedilmesindi beni kod yazan kişi olarak şaşrtabilsini hedef diyordum oydan yazma şekli birazcık garipti ardından şöyle bir şey koydum bir tane büyüme bilgiser görseli üretiyor dört saniye sonra görseli siliyor tekrar yeni ir gösteri üretiyor dört saniye sonra tekrar gösterisiliyor siz o anda oradayken görselin hayatta kalmasını istiyorsanız o kırmızı tuşa bakıyorsunuz ve görsel kaydediliyor ve şey soruyor size eserinizin adı ne diyor burada ilk olarak şeyi göstermeye çalıştım insanlara yani eserinizin adına diyince düğmeye bastığında insanlar bir garip oluyordu bende ne ilgisi var yani diye ama fotoğraf makinesine yaptığımız şeyin aynısı bu dekan şöyle bastığınız anda eserin var olmasına karar veriyorsunuz ve kendini fotoğrafçı olarak ilan edebiliyorsunuz ama sahneye hakim değilsiniz aslında sahnesinin dışındaki bir gerçekte genel durumlarda oluşuyor ve burada hatta şu anda şekonuşabiliriz yani instagram çok önemli bir devrim yarattı bu konuda bin do esenler onlardan çocukken herkes çok kötü fotoğraf çekerdi ya gizli bir şekilde herkes fotoğrafçılık eitimi aldı ya da aslında sanatçı başka bir yerde ya makineyi yapanlar olan yapanlar oradaki renk düzeltme agorasını yazanlar vesair sanatçının olduğu yer olabilir biz orada sanatçının nerede olduğunu sorgulamak çok hoşuma gitme başladı ama konu çok karmaşıklaştı için daha duygusal bir yerden girmek istedim şöyle birşey yaptım posta gazetesine yurdumu şairleri köşesine bir robotun şiirleri yayınlanırsa robota yurdumu şir oluş anlatamam çok iyi fikir ben bunun üzerinden ilerleyim dedim önce tabi şey gerek yai fotoğraf gerekiyor çünkü başvuru yapacaksınız posta kasesinde ki işte insanların fotoğraflarını taradım sonra onları ayrıntılarını girdim ve ortalama postage şair yüzünü çıkardım tabii ondan sa isim gerekiyordu işte baktım en popüler isim trkiyede mehmet yılmaz ama dedim ben bunu cinsiyetine karar veremem çünkü bu fotoğraf bile mesela otuz erkek on kadın işte üç beş çocuk falan var fotoğrafın içine yani karışık bir fotoğraf o yüzden yani o ingilizcede jon ve can do vardır ya bunun candarlı yani cinsiyet sisini bulmam gerekiyordu ve deniz yılmaz cinsiyetsiz en popüler isim türkiyede onu yaptık sonra yazı yazması gerekiyor ki ada ve ben pek anlamıyorum ölüm mekanik işlerden işleten siyasi makinesi vardı orada yazmaya başladım ama yazı hiç organik çıkmıyordu o yüzden sıfırdan bir yazı tipi öğrettim sisteme ondan sonra da makineye kalemi bağladım ve yazı yazmayı insani bir formda yazı yamasını sağladı kabaca sonuçta şöyle bir görüntü vardı ve yazı yazamıyor daha ortada şiir yoktu henüz şiir nasıl yazdıracağım hiçbir fikrim yok da ben böyle bu işlerin teknik kısımları inanılmaz karmaşık falan dil yaptığım şeylerin kulağının tekniklerin hepsi yaklaşık yüz yıllık diyebilirim yani bu makanın iki yüz elli yıl önce yapılmış benzer mekanik modelleri var aslında sonra denk bir sözlük bulayım ondan sonra sözlükte kelimeleri kim işte ve vezinleri giyim uyakları girim oradan seçsin yapsın ilk kişilerinden biri bu yazmak cumburdamak fra pan yayınlmak kuşbaz ödül ödüllemek mitos odaklamak deim ve için burada bir sorun var fiilleri ya kelimeleri kök şekline koymak olmuyor o zanneden bir korpus bulmam lazım külliyet bulmam lazım ve otusabancının derlediği bir şeyi buldum onla derledi ve gazete yazıları ağırlıklıydı bu sefer en gel appardon geldik açıklıyor taksim kurlların sulak performansta pişman çalışmanın sunun duruşmanın taksiti unutmayın rating barındıran özden adımların şimdi burada gasteyazısından beslendiği çok belli haddini demek ki daha gündelik yazılar ise edebiyat okusa ne olur acaba yan gaite okumasa edebiat okuduğu zaman ne olur biraz toparlanmaya başladı çoban sembolik başlıyor cesur yaparken kalkıyor cemil güçlerin eşinden aldım aittir kapsıyor burada ben bunun hepsini teste diyorum işte kayı maide götürüyorum bakıyor olmamış çok kötü fani atıyor ve ve o yemle sürekli hatam daha olmadı fade demiyorum oldu şeyin alana kadar da ilerliyorum her basamakta el yasında olduğu gibi ondan sonra şiir girdim sistemi on iki bin tane plaj sadece şiirle beslendi ve bir de markov çanın izlerinden bir tane metod var yani hangi kelimenin ardından hangi kelimenin gelebileceğini biliyor hale getirdim hani bu meratarken işte merhaba dedim işte sonra canım mı demek istiyorsun diye öneriyor ya ras gli oralara basarak meyil atmayı deneyin bir gün hiçbir şey yazmayın direk önerilere basarak aşağıdaki onun gibi bir yapı var bu da teorisi yüz yüz on yıllık bir sistem aslında el okumakta zor acı ama öpmekte diretmem nedense dünyayı tutacak neredeyse gece sel dilleri altından seneler asırlar değişse su suçlar söyleyin öyleyse bakmazdı ressamlar istese değersin çiçeğim çimenim olmasa nehirse maden artık şeye gelmişti tam postiga sisin yollanacak durumdaydı dile giriş yazısı yazmam gerekiyordu işte yaşındayım mbar diyor iş posa şairlerin yaş ortalaması i̇stanbul yer delminde oturuyorum bizim atölye köşenizi büyük bir keyif takip ediyor takip ediyorum yazmak zorunda kaldım çok kötü hissettim kendimi ondan sonra bu ad her şeyi kendi yazıyor işte zarfın üzerine de kendi yazıyor her şeyi vesikalı gidip fotoğrafçı da bastırıyorum bir yandan arkadaşımın fotoğrafını bastırıyorm fan diyorum bakıyorum yüzüne biraz flu çıkmış ama falan deyip ve ince tamam diyorum insan tesise geçti ambarda posa arasında hiçbir cevap gelmiyor şiirleri yayınlamıyor böyle ben bunalımdaım her şeyi istemiyorum illa yayınlansan diye yapmadım ben bunu yayınlanacak mı acaba ya da yayınlanmasına çalışmak nasıl bir deneyim diye yaptım ve bir fecbuksayfası açtım hiçbir arkadaşıma haber vermedim gizlice bunu yazmaya başladım şair deniz yıla diye gerçekten orada şeylere bakıyorum beğeniyor beğenmiyor mı neyse bir şekilde bu yayınlanmadı postasesinde ben deniz yızmazın hazım hikayesi diye bunu yayınladım işi ondan sonra be özgür kültürden gelen biriyim yani yazdığım kotları özgür yazdım olarak üreten de kullandığı da doğanları açıklamalı seçen biriyim o den bu projeyi siyasi ve ağır yapıdan çıkartıp basit bir platforma ucuz bir platforma geçirdim ve an şeyi kollarını kitaba koydum çok kötü koldur olmasına rağmen hepsini oraya koyduk amber plat fon bizim bu alanda sanat alında yani yeni medisanıt avında beraber buluştuğumuz bir dernek bir yapı ve onun ilk amber festivalinde onu sel dedim özgürce herkes gelip orada şiirini alıp gidebiliyordu aynı anda bir yandan da varlığını ispatlaması istiyorum o yüzden kanter istanbulda çarçeveli böyle kresik şiirler falan koyalım dedik ama satış yapalım dedik çünkü robotun şiiri satılsın bu çok önemliydi o yüzden galeriyle anlaştık blokla anlaştık ve işte diyoruz kendi bir tane satar fiyatın nasıl belirleyim diyoruz bendirumki ellidir yaparım hani bir tane satın bir arkadaşımız alır onlara kyr olmaz falan işte bir sürü fiyat daha belirlendi yüz beş yüz bin falan gibi ve gerçekten bile bir masası var burada şiir şair masası gibi ilk şiiri kurulur kurulmaz stant satıldı bir arkadaşımız gizem renkli daha geldi böyle çok heyecanı şekilde aldı ve tamam dedik çok mutlu olduk ondan sonra garip şeyler olmaya başladı bir sürü kişi gelip almaya başladı şiirleri hatta burada olduğum için belirtmek de istiyor mani koşuda gelip aldı biz böyle o burada garip bir şey oluyoleniy başladık balı şey sorunu çıkmaya başladı bu parayı ne yapacağız çünkü şehir benim değil para benim mi yani çok büyük bir haksızlık olur garrediyor ki benim de değil diyor ben diorum benim de değil orada bir karışıklık almaya başlıyor badem burada bir şeyi çözmemiz lazım çünkü denizyılz benden çıkmaya başladı mesela deniz yılazın fanlarından biri diyebileceğim ömer paker geldi kitabını çıkartalım artık dedi ben hiçbir şey demedim çünkü benim dir yani ben karar eremem onun kariyerini aslında biz birey de böyle oluyoruz ya tam dedim blokartspesin sahipi hikmet mizan oğlu geldi dedi ki artık resmi sanatçısı olacak galeride di galerinin sayfasında resmi sanatçı olarak denizi az var da benim galerim yok kitabı basıldı şu an elinde görüyorsunuz sonra kitabı imza günü yapacağız dendi ana prato mutu yapsa fuarındaydı ve orada işte robot şair deniz yılmaz yedi salon nolu bölümde fa bizlere çok garip hissediyoruz bir de yani şuradan videosu var gösteriyim o kadar şey ki sanki ve bir azınlık grubunun işi işini yapıyorsunuz gibi çünkü kimisi geliyor manyak mısınız siz falan diyor kimisi geliyor çok güzel proje muhteşem diyip sarılıyor böyle çok manik depresif bir andı on yedi kitabı satıldı çok acı artisan ilk kitabı satın alan kişi görüyorsunuz yani tanımadığımız ilk kişi bile gelip kitabı almak istedi bale kitabın gelirlerini bir robot vakfı kuracağız ama aktarıcı anlatacağım işini burada imza atıyor kendisi denizi ondan sonra kitabı tesmirde burada kitabın derleyen kişi ebruyetişkin demin gördünüz yani o kişiyi kitabı veren kişi ya içindeki röportajı da o derledi kitabın sahip ve yandaki minekplangı resmi olarak çünkü şöyle şeyler oldu kültür bakanı aradık robot kitabın sahibi olabilir mi dedik hani dediler bir kedi için sormuşlardı yani kedinin olamayacağını bildiğimiz için onu kamu malı yaptık ama robotu yapan birileri var dediler tabi aha orada böyle kırat sor singe falan girmediknu karışacak diye ama alamadık o yüzden bir yayın evi kuruldu yayın evin üzerine tekrar bu işle yapıldı vakıf kurulunca geç çek neyse bu paralar birikmeye başladı paralar birikince sıkıntı artmaya başladı ben de bir proje düşündüm dedim ki otomatik robot için hizmet eden sistem yapabilir mis yani bir yapay zeka vakfın başına geçip vakfdaki robot sanatçıların kariyerlerini yönetebilir mi şimdi burada garip bir şey var bu proje çok ağır ilerliyor ben bir yıldır bunun üzerine uğraşıyorum diyebilirim neden aleline söyleyin biz şu ana kadar tasarlandınızı bütün aletleri kendi çıkarımı için tasarlamışız bir sistemi kendini hayatta bıraksın kendine bakabilsin kendi çıkarı için bizi kullansın diye tasarlamamışız yani bir esip yazınları falan vardı ve şirketlerde oy yönet iş yönetimi onların otomatik olanın kendi hedefini de bulanın dan bahsediyoruz neyse nasıl bacaklı hiç bir fikrim yok bir hedef belirledik dedik bir mekan ayarladıksü dikse ucu tarihte hayalimdeki ev adlı bir sergi açılsın bu sistem açısı kayın ne yapacağız işte internetle bir iş ilanı çıktık kimsenin haberi yok olaydan insanlara başvurmaya başladılar işte başvuranların çeşitli yetenekleri var i̇şte yazı yazma işte redaksiyonu satın alma falan herkes böyle listeledi bir sürü iş başvurusu var farklı yerlerden bu leki listede sadece istanbul var ama yurtdışından da gelenler vardı sonra burada planlama yapacağını yapabildiğini söyleyen birini ki ama bu cümleyi planla yahani sergi şu tahte şu mekanda çılacak ya sergi nasıl açılır planını yap o bize bunu yolladı sonra başka bir planlama yapan bir ne git şunu yorumla dedik yorumuna aldık onu attık metinleri okumıyoruz planlara bakmıyoruz hiçbir şey eklemeden ondan sonra tekrar planladı tekrar planladı bütün iş rollerini çıkardı akışı belirledi ve iki kontrol eden taraf da işi yapan tarafta bunu onayladı ve akışa başladık akıştaki ilk madde deliyordu ki sergini manifestosunu yazın sergini manifestosunu yazdık okso dediler ki i̇ngilizce çevirin akışı uyguluyoruz çevrildi sanatçı şartnamesini izin yazıldı i̇ngilceye çevrildi sanatçı duyurusu yazılı sanatçı duyularını yapın diye çalışan insanları haber gitti bir sürü ulusları sanatçı başvurdu türkiyeden de bir suç sanatçı başvurdu sonra tanımadığımız bir sürü kişiye sanattan alan iddialaen kişileri lütfen bu eserleri bu sergiye uyup uymadığını değerlendirdedik değerlendirdiler seçimler yapıldı sanatçılar iletişim kuruldu eserler getirtildi mekan sorumlusu önceden belliydi mekan sorumlusu iletişim kurmaya başladılar sergi kuruldu sergin açılış gününe iki saat kala ben mekana gittim bu ne ilk iltişimi yapan kişi bendi ve hiç kimse yani böyle bir projede çalıştığını bilmiyor ben hiçbir işi görmemişim yani o hayaldeki bada aknarcı hiçbir şey bilmiyorum gittiğinde iki saat önce girişte şöyle bir şey vardı karşımda ve böyle bir grafin hızın aldığını ile bilmiyorum birileri bunu kendine iş edinmiş ve yapmışlar i̇çeri girdim baya ciddi bir sergi var biri hala sergiyi kuruyor eserler gelmiş inanılmazdı arkadaşlar çok ciddi bi şekilde bir sürü şey görmeye başladık ciddi iş esa görmeye başladık orada sadece bir video vardı benim eklediğim kimovidiye göstereceğim dagilimi muiskeyle el dönemedi demiri de larında da nesli ezelde araba uyanan sertin cord parlayan idari ile üreteriz saadeti aaaaa destanların siyasi yanlarına dane ve sekmeye da değerlendiren kristo meles anoda badesi hakimine bar robesdimi henüz mnkemicuvan otaya aaaaa ayin memurdu azline özen demis akyar devesine usat bu leven puan kemani devenin bigisayar diğer kısa düşen bir zihni paramita ne arbede basması yıl diecast damarlı sin stays anatomi ientajik verili alamamalarına bulmayan veri 3 -edinemedi denemeden gidemedi de istem emir ki her ülke ve her insan kendini ötekiyle kimliklendirir yani avrupa tarihinin avrupa kimliğinin oluşumunda müslüman türklerin büyük yeri var o öteki ones ve ben olmayanı mesela yunan kimliğinde türkün çok özel bir yeri var türk neyse ben o olmayalım diye bir kimlik inşaati buna tarihte öteki sorunu deniyor ve çok önemli bir şey biz türkler de çok temiz olduğumuzun bütün batirları leş gibi pis olduğunu onların korktuğunu yalan söyleriz sürekli olarak hepimizi gerçekleri biliyoruz ama öyle inanır şimdi bir tane bir adam var bu adam hepinizi tanıyorsunuz bu adam dünyayı değiştiren yüz kişiden bir tanesi bu adam kürenin yüz ölçümü ve hacminin formalini buldu birleşik makara sonsuz ve hidrolik liderlere buldu pi sayısının üç tam bir beli yedi de üç damon gali yetmiş bir arasında olduğunu buldu bu adam sonsuz küçüklerin yolunu açtı onu sonra milton tamamladı bu adam ilk denge prensiplerini buldu kim bu arşimet aa biz onu işiyle biliyoruz suyun kaldırma kuvvetiyle aslında o suyun kaldırma kuvvetini bulmadı onun bulduğu suya daldırılan bir nesnenin kendi hacimle eşit miktarda sıva hacmin yerini aldı yani demirle altının suyu taşırma miktarı farklıdır gümüşle altının farklıdır dolayısıyla oradan da o meşhur aşağıda gördüğü tacı buldu peki soru şu maalifet hamamda sa hane amma gitti de buldu ya marifet hamamdaysa lerce yıldır milyonlarca türk hamamlara gitti de niçin bir suyun kaldırma kuvvetini bulmadık iyi bulmadık dünyanın başka yerlerinde de haamlar vardı iyi onlar bulmadı demek ki maalefet hamamda değil sorun daha size tarihin en büyük bilim insanı kimdir tamil olan var mı söyleyin anchtan dabici duydum başka arkadaşlar ask asimov şöyle der kimi iki numarada olduğunu sorarsanız bu çok tartışılır ve muhtemelen bunun yanıtı yoktur çok aday vrdır ama kimin bir numara olduğunu sorarsanız soru gayet nettir cevabı da nettir ask niwton tartışmasız dünyanın biumaralı bilim insanıdır size bir kitap tavsiyedim yeni baskısı yok baskı yapıyorum yeni baskıları yapılsın diye en etkin yüz dünyayı değiştiren yüz kişi bu yüz kişinin bir numarası adeti mamet iki numarası milton üç numarası isa milton bu kadar önemli bir insan mitin herkes onu diyor ki işte bir ayına düştü ve liten da buldu değil mi hamam gide arkadaşlar iten yüksek matematiğin temelini attı modern op de kurdu bugün hala kullandığımız teleskoplar liften prensibiyle çalışır hala ilk tek bu da o yaptı aynalı tas gubu hareket yasalarıyla modern fiziği başlatı liften kütle çekimle astronomiyi başlattı ama niftonın bin altı yüz altmış beş veya bin altı yüz altmış altı da bir veba salgın oldu nitro öğrenciyken ve köylü köyüne gönderildi ve ba ulaşmasın diye liften köyde otururken bir gece dolunay vardı bir alıma yere düştü ve iten kendine şu soruyu sordu ama yere düşüyorsa ay neden düşmüyor o gün bu soruya ynıt veremedi çünkü elinde yüksek matematik yoktu onu geiştirmesi gerekiyordu bu arada ay dünyaya düşüyor bunu da söyleyim size ay dünyaya düşüyorsa dünya emay ve ayı nasıl kendine çekiyor ton işte bunu buldu ve dnya tarihini değiştirdi peki malfeteylmadaysa elmalar sadece ingiltere beni yere düşüyor içinde japonyada türkiye de düşmüyor düşüyorsa niye yer çekimini bulmuyorsunuz siz ben başkaları çünkü arkadaşlar başarı onu arzulayan ve ona hazır olana gidebilir başarı aşk gibidir ben olduğum yerde duruyorum hiç dışarı çıkmıyorm sen antik te oturum sonra eve gidiyorum kapıları kapatıyorum soru gelir sante geliyor or gene eve gidiyorum ya hayatımın aşkını arıyorum bu mümkün mü mümkün değil dışarı çıkmam onun peşinde koşmam azım başarı da öyle hayatınızın aşkını bulmak için dışarı çıkmanız gerektiği gibi başarı için de arzulayacaksınız ve onun peşinde koşacaksınız niron hazırdı arşimet hazırdı bunun üstnde çalışmıştı onun için buldu peki türkiye ve gelecek uyumlu bir ikili midir iyi bir kilimidir bir de buna bakalım ızlıca türkiye de okuma yazma bilmeyen ne yazık ki üç nokta sekiz milyon insan var danimarkanın nüfusu eş nokta dört milyon malifet nüfusla dğil arkadaşlar ilkokul beş yıllık i̇lkokul ve altı yirmi sekiz buçuk milyon insanımız var okuma yazma bilmeyenler de dahil hollandalı nüfusu on altı buçuk milyon bu insanları ne yapacaksınız nasıl sosyal güvenlik vereceksiniz çocuklarına nasıl iyideceksiniz nasıl hastalık nasıl emekli maaşı vereceksiniz bu salondakiler çok çalışacak bu vatandaşlarımıza ovakları tanıyacağız bir hollandalı nı ne çıkatı çalışacak sınız siz peki bir pise var beni eskiden görenlerin aklına dolar ne olaak gelirdi sanki ben onu bilebilirmişim gibi bilsem kendim yaparım zaten iyisi eur size söyleyim ya ama şimdi beni görenlerin aklına piza geliyor pisa testi altmış beş ülkede o hisseli tarafından polo her ülkenin kendi milletin bakanlığı parasını veriyor on beş yaşındaki çocuklara test yapıyoruz binlerce çocuğa test yapıyoruz sonra da onları diğer ülkelerle karşılaşıyoruz ki sen sein ülkemdeki sorun ne sen senin ülkemdeki sorun ne bunu anla türk çocukları altmış beş ülke içinde fen bilimlerinde kırk üçüncü arkadaşlar matematikte kırk dördüncü kendi dilinde okuduğunu ana bakın koreliler korece japonlar japonca türkler türkçe gidiyorlar yani ingilizce değil arkadaşlar türkçe bu çocukları tür eğitim veriyoruz kendi dilinde okuduğunu anlamada altmış beş ülke için de bizim çocuklarımız kırk ikinci bütün bunlar toplanıp sıralama yapıldığında da kırk beşinci sıraya düşüyoruz arkadaşlar fende kırk üçüncü olan çocuk sizi dünyanın en büyük on komisi içine sokabilir mi matematikte kırk dördüncü olan çocuk sizi dünyanın en büyük konu on komi seçene sokabilir mi çocuğun kendine hayrı yok ama et ama bu çocuğun suçunu arkadaşlar çocuğun suçu değil neden değil ben size bir şey söylüyorum almanya bir buçuk milyon türkten dünya çapına futbolcu yetiştiriyor da siz neye yetiş altı milyondan yetiştiremiyorsunuz çünkü sistem bu çocuklar aptal değil sistem aptal biz aptalıs bu siz aptal sistemi çocuklara dayatıyoruz ve bu sonuçları alıyoruz bensiz bir şey daha gösteriyim böyle olunca ne oluyor arkadaşlar yüksek teknoloji ihracatı tablosu görüyorsunuz burada iki bin yılında ve iki bin on üç yılında çineksteren bir ülke onu saymayın ama dike bakar mısınız yüz otuz milyar dolar yüksek teknoloji ihracatı yapıyor iki bin on üç son veri deridir türkiye bir milyar dolardan iki nokta iki milyar dolara çıkarmış yüksek teknoloji ihracatını dünya bankası birisini türkiye diyor ki beni yüksek tekrar cemi yedi buçuk milyar dolar peki niye düya bankası böyle diyor çünkü dünya bankası şöyle diyor sevgili türkiye senin yüksek lekeci maddeyi bazı şeyler yüksek tekletici değildi astım arkadaşlar bu çok acı bir şey çok acı bir şey bunu yapmamız lazım yoksa zenginleşemeyiz zenginleşemeyiz bu çocuklar böyle kalırlarsa benim emekli paradeyemezler sizin kinde ödeyemezler bu çocukları öyle kalırsa u ihracat büyümez yüksekteki ojit satamazsınız üretemezsiniz üretemezseniz de yoksul bülke olarak kalırsınız peki bir şeyi dha var istanbul sanaya atası her yıl türkiyenin bir beş yüz şirketini açıklıyor bu beş yüz şirketin burada sıralaması var tamamı beş yüz değildir beş yüz şirket içinde çünkü mesela madenciler de var onların ürettiği mal yüksek leknoji malı değil yani üretimde yüksek leknoji kulanabilirsiniz ama ürettiğiniz malın da yüksek tekneci olması lazım buradaki şey o arkadaşlar türkiyedeki en büyük bakın en büyük beş yüz şirketimizin yüz seksen altısı en düşük teknojil malları üretiyor türken en büyük beş şirketini yüz altmış üç düşük teknolojili malları üretiyor ürkiyenin beş yüz büyük firmasının sadece yüz dokuz ortak eknojilimalı üretiyor türkiyenin beş hus şirketinin sadece on ikisi yüksek tek moji malahit bu çok büyük bir ayıp bu çok büyük bir ayıp hepimize naip peki bir şeye daha bakalım hep kore kor ediyoruz biliyor musunuz kore internette bulabilirsiniz kore bin dokuz seksenlerin ortasına kadar türkiyeden fakir bir ülke türkiyeden geri bir ülke biz iki bin yirmi üçte dünyanın emik ek on akımı içine gireceğiz diz ya arkadaşlar olduğunu satsın iki bin elliye adar dünya projeksiyonları var değişir değişmez ama şunu gösteriyor aşma kore iki bin yirmi beş yılında yedinci olacak türkiye on altıncılıkta kalacak demin gördüğümüz nedenlerle bu palavralarla olmuyor gerçeği görmek lazım teşhis koymazsanız tedavi yapamazsınız önce teşhis koyacaksınız ben kanserim doktor diyorum ki bana kötü hastalık söyleme ne olur bir aspirin ver oradan ve yer olmayı ümit ediyorum mümkün mü değil ve saten çok sıkışıklığın biliyorum namburtu biletli benden önce adam kaptan cille bizni sabredin ben memurdu olarak bir olacam hançerle ben alacağım teşhis var mı var şahane dimi yok arkadaşlar kelim çirkinim biliyorum gerçeği yüzleşmeliyim kore ile gelişmiş ülkeleri özellikle koydum arkadaşlar milyon kişiye düşen türkiyeye bakmayın öbür tarafa bakın üç bin altı yüz gelişmiş ülkelerde beş bin dokuz yüz neyi gösteriyor korenin hırslanır arkadaşlar hangi harcaması gelişimi ülkerdeki kırk yedi korede dört neyi gösteriyor korenin hırsını ihracat da yüksek teknolojinin payı neyi gösteriyor bir bizimkine bakın korenin hırsını hız aynı zamanda akıllı ve ilimle birleşmeli onun için bir şey yapmalısınız o çocukarı yetiştirmelisiniz başka yolunuz yok şimdi son yedi rakam da size bir de yeni dünya yeni dünya bir ekonomide yeni bir dünya inşa ediliyor ben buna batılı hıristiyan üstün beyaz adamın devri bitiyor diyordum amerik hariç asya kayıyor güç bunu görüyorsunuz yedi sekiz yıldır ben de anlatıyorum ama bir de bilimsel bir patlama var şu anda gerçek bir bilimsel patlama var bunu görmüyorsunuz dünya değişiyor babalarınızla sizin aranızda kifark bu kadardı babanız ve dediğiniz arasındaki fark bu kadardı ama benimle çocuğum arasındai fark bu kadar torun var andaki fark ışık yılları olacak neden eski dünyada bilgi aritmatik olarak artıyordu bir iki üç dört gibi yeni dünyada artış geometrik iki dört sekiz on altı gibi nasıl ben astronomiye çok meraklı yaz önce benden önce şeyler gösterince bir kıskandım ordun önce evrenin haritasını yüzde elli doğrulkla yapıyorduk bugün yüzde doksan doğrulukla yapıyoru bu size çok önemli gelmeyebilir ama bir şey var bu gördüğünüz teleskop altın oran denen bi teleskop dünyadaki en önemli teleskoplardan biri bütün teleskoplar buna göre kendini ölçeklendirir bu teleskopa spot göz meksikoda bir ayda kurulduktan faaliyeti geçtikten sonra bir ay da insanın o kurulana kadar ürettiği bütün astronomi bilgisi kadar bilgi üretti bu teleskop daha fazla bilgi üretti ama bir şey daha var on yıl sonra insanlık tarihinde üretilmiş bütün bilgiden daha fazla dini topladı bu bilginin içinde sadece bilim yok ila da var de de korkut var çil masalları da var bütün bilgi insanlık tarihindeki bunun nasıl korkunç bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz işte bu arkadaşlar dikte ada dediğimiz şey fakat insan oğlu burada durmuyor bu gördüğünüz alma şilde daha tam açılışı yeni yapı yapılmadı resmi açılışı da fakat deli topluyor ilk kez kara maddeyi bulduk orada onun sayesinde bu alma altmış altı ayrı teleskop tek bir teleskop gibi çalışıyor aralarında mesafe açılıyor taşınıyor orada altta gördüğünüz gibi her biri tonlarca onun eğer tek bir mekana küçük bir yıldıza veya bir tek niblaya bakacaksak onları birbirine yaklaştırıyoruz eğer bir galaksiye bakacasak aralarını açıyoruz tek bir süper bilgisayar saniyede bir buçuk trilyon işlem yapan bir bilgisayarın tek bir görevi var milimetre olarak bunun yerinden kıpırdadımı ona akıyor minnet olarak kıpırdarsa deriler yanlış atmış altısını birden saniyede iki kez kontrol ediyor bu teleskop her beş günde insanlık tarihindeki bütün veri kadar bile bakın öbürü on yılda toplamıştı bu beş günde yapacak bunu düşünebiliyor musun nasıl bir şeyin altındayız işte bu bilimsel patlama iki şey ben bir bilim programı yapıyorum ekonomi müdürü olarak dalga geçiyorlar dene insanlar bir bilim programı yapıyorum pazartesiden perşembeye ritim fekorları kronu takdir edersiniz ki çok halk bayım izlemek ister hak koşemek ister türk halk asla bizi elendi kaynana maaptı bilmem ne izlemez sikatürkalka litik soruyor ne izliyorsunuz belgesel ne demek istiyorsunuz belgesel yeni brgeselleri retinkleri düşük de bir birinin başına yardım biri bilmem ne olduğunun ettikleri yüksek bilmiyorum onuru kara maddeler istiyorlar biliyor şimdi o da seyredebilirsiniz insan zihnine yolculuk yapı iki bir proje bir tane sapa birliğinin projesi beyninizde ne olup bitiyor öbür de amerikanın projesi insan beyni projesi ikisi arkadaşlar sizin anılarınızı televizyonda izleyebileceksiniz ben anılarınızı bana seyrettirebilir misiniz böyle diye bir şey yaptım intensitemizi bulabilirsiniz düşüncelerinizi uçak evet uçurabilirsiniz şu anda kumanda kolu sadece düşünce gücüyle sağa ve sola ettiriliyor ama yakında her şey mümkün olacak i̇kinci bilimsel patlamanın birisi üç boyutlu yazıcılar inanılmaz bir şey eviniz bir fabrikaya dönüşecek marsta ya da türkiye de tile da ya da sesle olmanızın bir önemi olmayacak saatin kaç olduğunun önemi yok her şey yazacaksınız ikincisi insan genomu kopyalandı ölümsüzlüğün kapıları açılıyor ben bundan çok korkuyorum çünkü ben insan oğlunun kibrinden çok korkuyorum insan oğlu çok kibirli bir şey çok kibirli kendini bütün even onun için yaratıldı her şey ondan değersiz da ben bir cited yanın bir yerlere gidince böyle yer verdiğim özelikle et yenen bölgelere gidince ama eni bey bunlar bizim için yarıtuydu iyi aslanlar da sisi yiyince savana da köpek balıkları saldırınca hiç demiyorsunuz biz onlariçin yaratıldı ne işiniz var oralarda ozmansızdo ola öyle bir şey yok arkadaşlar insanoğlu kibirli kendine tanrı rl vermeye çok müsait bir kibir yaratı bunlar aranmak lazım işte bu beni korkutuyor ama bir şey daha var zamanımız var mı elinizdeki cep telefonları radarlar üretilemeyecek kırk il içinde neden elementler tablosunu hatırlar mısınız unutmak istiyorsunuz biliyorum onları ama onuru hatırlayın o emekler tavusun altındakiler nadir elementler kırk yıl içinde bitecekler kırk yıl içinde ve insanlık hazırlık yapıyor dört ali derin uzay madenciliği şirketi var şu anda dört bunlardan biri aslında umutların kurduğu bir gogolun ortaklarından birinin kurduğu dört tane düşünebiliyor musnuz ne yapmayı hedefliyorar elizumdiye bir flm vardı seyreden var mı o filmde şöyle zenginler uzaya giderler dünya çok kötü bir şey çok kötü durumda sıradan vasat bir film fakat zenginler dünyanın çevresinde kurulan şehirlere giderler arkadaşlar astroitler beş kilometre çapında bir astroit bir buçuk ila dört tron dolar arasında maden içeriyor bunu bulup hangi asturitler madeni içeriyor marsta juterin arasındadır hasret kuşağı bunu dünyanın yörüngesine lagransörüngesi dediğiniz dünya aç sistemini dışına getirecekler işleyecekler ve biz de aşağıdan baki cins işte buna benim itirazım buna yoksa benim itirazım başka hiçbir şey değil benim muhalefetim buna başka bir şey değil o bernini bu şeyi ben çok önemsiyorum ey sen ki durmadan ağlasın döversin dizlerini gel söyle ne yaptın netin gençliğini arkadaşlar ne yaptınız yarın için ne yaptınız bir devlet için iki bin otuz iki bin kırk hiç bir şey hiçbir şey hesap sorun vatandaş hesap sorar kul itaat eder ben size son cümle olarak şunu söylem katiyetle politik bir anlamda söylemiyorum başkası da olsaydı aynı olacaktı çünkü vatandaş yok vatandaş hesap sormuyor hindistan marın yörüngesine sonda yolladı marın görüngesine çin başarısız olmuştu rusya avrupa birliği ve amerikadan sonra hindistan dördüncü ülke oldu bunu iki kez yayınladım ne kadar maliyeti yetmiş dört milyon dolar biz altı yüz milyon dolara saray yapıyoruz yüz elli milyon dolara uçak kalıyoruz bakın bunu başkası da olsaydı bşka türlü harcayacaktı bilimi harcamayacaktı aklı harcamayacaktı yani bunu bir şeye muhalefet olarak söylemiyorum bu hepimizin sizin hesap sormaız lazım benim paramı nereye dünyada demokrasi nasıl geldi bilen var mı demokrasi şimdiyi magna karta magna karta demokrasi değildir arkadaşlar magnetarta kralın vergi koyma hakkının sınırlanmasıdır benim dergini ne yaptım diye parlamento hesap sorar savaşa mı harcadım nereye harcadın lütfen lütfen paralarımızın bilime akla çocuklarımıza eğitime harcanması için baskı yapın başka bir yere harcanmasını üren bitti çok teşekkür ediyorum iki varsınız ilki rudasınız sağol madeninde +aaaaa erimeden didemi bestenin emir ki her ülke ve her insan kendini ötekiyle kimliklendirir yani avrupa tarihinin avrupa kimliğinin oluşumunda müslüman türklerin büyük yeri var o öteki o nesle ben olmayanı mesela yunan kimliğinde türkün çok özel bir yeri var türk neyse ben o olmayanım diye bir kimlik inşaati ba tarihte öteki sorunu deniyor ve çok önemli bir şey biz türkler de çok temiz olduğumuzu bütün batirları leş gibi pis olduğunu onların korktuğunu yalan söyleriz sürekli olarak hepimizi gerçekleri biliyoruz ama öyle inanıriz şimdi bir tane bir adam var bu adam hepinizi tanıyorsunuz bu adam dünyayı değiştiren yüz kişiden bir tanesi bu adam kürenin yüz ölçümü ve hacminin formelini buldu birleşik makara sonsuz ve hidrolik vidaları buldu pi sayısının üç tabir beli yedi de üç damon gali yetmiş bir arasında olduğunu buldu bu adam sonsuz küçüklerin yolunu açtı onu sonra milton tamamladı bu adam ilk denge prensiplerini buldu kim bu arşimet ama biz onu işiyle biliyoruz suyun kaldırma kuvvetiyle aslında o suyun kaldırma kuvvetini bulmadı onun bulduğu suya daldırılan bir nesnenin kendi hacimle eşit miktarda sıvhacmin yerini aldı yani demirle altının suyu taşırma miktarı farklıdır gümüşle altının farklıdır dolayısıyla oradan da o meşhur aşağıda gördüğü tacı buldu peki soru şu maalefet hamamda sa hane amma gitti de buldu ya maarife hamamdaysa lerce yıldır milyonlarca türk hamamlara gitti de niçin bir suyun kaldırma kuvvetini bulmadık iyi bulmadık dünyanın başka yerlerinde de haamlar vardı iyi onlar bulmadı demek ki muhalefet hamamda değil sorun daha size tarihin en büyük bilim insanı kimdir tamil olan var mı söyleyin ashton dabinci duydum başka arkadaşlar ask asimov şöyle der kimi iki numarada olduğunu sorarsanız bu çok tartışılır ve muhtemelen bunun yanıtı yoktur çok aday vrdır ama kimin bir numara olduğunu sorarsanız soru gayet nettir cevabı da nettir ask niwton tartışmasız dünyanın bir numaralı bilim insanıdır size bir kitap tavsiyedim yeni baskısı yok baskı yapıyorum yeni baskıları yapılsın diye en etkin yüz dünyayı değiştiren yüz kişi bu yüz kişinin bir numarası adeti mamet iki numarası milton üç numarası isa milton bu kadar önemli bir insan mitin herkes onu diyor ki işte bir ayına düştü ve liten da buldu değil mi hamam gide arkadaşlar iten yüksek matematiğin temelini attı modern optiği kurdu bugün hala kullandığımız teleskoplar liften prensibiyle çalışır hala ilk teleskobu da o yaptı aynalı is gubu hareket yasalarıyla model fiziği başlatı liften kütle çekimle astronomiyi başlattı ama niftonın bin altı yüz altmış beş veya bin altı yüz altmış altı da bir veba salgın oldu niton öğrenciyken ve köylü köyüne gönderildi ve ba ulaşmasın diye liften köyde otururken bir gece dolunay vardı bir alıma yere düştü ve iten kendine şu soruyu sordu elma yere düşüyorsa ay neden düşmüyor o gün bu soruya ynıt veremedi çünkü elinde yüksek matematik yoktu onu geiştirmesi gerekiyordu bu arada ay dünyaya düşüyor bunu da söyleyim size ay dünyaya düşüyorsa dünya elmayı ve ayı nasıl kendine çekiyor mitin işte bunu buldu ve dnya tarihini değiştirdi peki malfet elmadaysa elmalar sadece ingiltere beni yere düşüyor içinde japonyada türkiyede düşmüyor düşüyorsa ye yer çekimini bulmuyorsunuz siz ben başkaları çünkü arkadaşlar başarı onu arzulayan ve ona hazır olana gidebilir başarı aşk gibidir ben olduğum yerde duruyorum hiç dışarı çıkmıyorm senat ikt oturum sora ele gidiyorum kapıları kapatıyorum soru gelirsek geliyor or gene eve gidiorum ya hayatımın aşkını arıyorum bu mümkündü mümkün değil dışarı çıkmam onun peşinde koşmam lazım başarı da öyle hayatınızın aşkını bulmak için dışarı çıkmanız gerektiği gibi başarı için de arzulayacaksınız ve onun peşinde koşacaksınız liften hazırdı arşimet hazırdı bunun üstnde çalışmıştı onun için buldu peki türkiye ve gelecek uyumlu bir ikili midir iyi bir kilimidir bir de buna bakalım ızlıca türkiyede okuma yazma bilmeyen ne yazık ki üç nokta siz milyon insan var denim arkanın nüfusu eş nokta dört milyon malifet nüfusla dğil arkadaşlar ilkokul beş yıllık ilkokul ve altı yirmi sekiz buçuk milyon insanımız var okuma yazma bilmeyenler de dahil hollandalı nüfusu on altı buçuk milyon bu insanlara ne yapacaksınız nasıl sosyal güvenlik vereceksiniz çocuklarına nasıl ileteceksiniz nasıl hastalık nasıl emekli maaşı verecekiniz bu salondakiler çok çalışacak bu vatandaşlarımıza o hakları tanıyacağız bir hollandalı nı ne çıktı çalışacaksınız siz peki bir pise var beni eskiden görenlerin aklına dolar ne olak gelirdi sanki ben onu bilebilirmişim gibi bilsem kendim yaparım zaten iyisine olur size söyleyim ya ama şimdi beni görenlerin aklına hızla geliyor pisa testi altmış beş ülkede o silik tarafından oluyor her ülkenin kendi milletin bakanlığı parasını veriyor on beş yaşındaki çocuklara test yapıyoruz binlerce çocuğa test yapıyoruz sonra da onları diğer ülkelerle karşılaşıyoruz ki sen sein ülkemdeki sorun ne sen senin ülkemdeki sorun ne bunu anla türk çocukları altmış beş ülk için de fen bilimlerinde kırk üçüncü arkadaşlar matematikte kırk dördüncü kendi dilinde okuduğunu ana bakın koreliler korece japonlar japonca türkler türkçe gidiyorlar yani ingilizce değil arkadaşlar türkçe bu çocukları tür eğitim veriyoruz kendi dilinde okuduğunu anlamada altmış beş ülke için de bizim çocuklarımız kırk ikinci bütün bunlar toplanıp sıralama yapıldığında da kırk beşinci sıraya düşüyoruz arkadaşlar fende kırk üçüncü olan çocuk sizi dünyanın en büyük on ikonası içine sokabilir mi matematikte kırk dördüncü olan çocuk sizi dünyanın en büyük ekoton komi seçine sokabilir mi çocuğun kendine hayrı yok ama dek ama bu çocuğun suçunu arkadaşlar çocuğun suçu değil neden değil ben size bir şey söylüyorum almanya bir buçuk milyon türkten dünya çapına futbolcu yetiştiriyor da siz niye yetiş altı milyondan yetiştiremiyorsunuz çünkü sistem bu çocuklar aptal değil sistem aptal biz aptalı bu sil aptal sistemi çocuklara dayatıyoruz ve bu sonuçları alıyoruz benze bir şey daha gösteriyim böyle olunca ne oluyor arkadaşlar yüksek teknoloji ihracatı tablosu görüyorsunuz burada iki bin yılında ve iki bin on üç yılında çinekstiren bir ülke onu saymayın ama dik oraya bakar mısınız yüz otuz milyar dolar yüksek teknoloji ihracatı yapıyor iki bin on üç son veri deridir türkiye bir milyar dolardan iki nokta iki milyar dolara çıkarmış yüksek teknoloji ihracatını dünya bankası bir sinir biz türkiye diyor ki beni yüksek tekrar cemi yedi buçuk milyar dolar peki niye düya bankası böyle diyor çünkü dünya bankası şöyle diyor sevgili türkiye senin yüksek tek model maddenin bazı şeyler yüksek tekletici değildi ostım arkadaşlar bu çok acı bir şey çok acı bir şey bunu yapmamız lazım yoksa zenginleşemeyiz zenginleşemeyiz bu çcuklar böyle kalırlarsa benim emekli paramı ödeyemezler sizin kinde ödeyemezler bu çocukları öyle kalırsa u ihracat büyümez yüksek tek moji satamazsınız üretemezsiniz üretemezseniz de yoksul bülke olarak kalırsınız peki bir şeyi dha var i̇stanbul sanaya atası her yıl türkiyenin bir beş yüz şirketini açıklıyor bu beş yüz şirketin burada sıralaması var tamamı beş yüz değildir beş yüz şirket içinde çünkü mesela madenciler de var onların ürettiği mal yüksek teknoji malı değil yani üretimde yüksek leknoji kulanabilirsiniz ama ürettiğiniz malın da yüksek tekneci olması lazım buradaki şey o arkadaşlar türkiyedeki en büyük bakın en büyük beş yüz şirketimizin yüz seksen altısı en düşük teknojil malları üretiyor türkiyenin en büyük beş şirketini yüz altmış üç düşük teknolojili malları üretiyor ürkiyenin beş yüz büyük firmasının sadece yüz dokuz ortak eknonojili malı üretiyor türkiyenin beş hus şirketinin sadece on ikisi yüksek teknesine malahit bu çok büyük bir ayıp bu çok büyük bir ayıp hepimize ayıp peki bir şeye daha bakalım hep kore kor ediyoruz biliyor musunuz koro intrnette bulabilirsiniz kore bin dokuz seksenlerin ortasına kadar türkiyeden fakir bir ülke türkiyeden geri bir ülke biz iki bin yirmi üçte dünya nem lük ek on akımı içine gireceğiz diniz ya arkadaşlar olduğunu saksı iki bin elliye adar dünya projeksiyonları var değişir değişmez ama şunu gösteriyor aşına kore iki bin yirmi beş yılında yedinci olacak türkiye on altıncılıkta kalacak demin gördüğümüz nedenlerle bu şpalavralarla olmuyor gerçeği görmek lazım teşhis koymazsanız tedavi yapamazsınız önce teşhis kuracaksınız ben kanserim doktor gyrum ki bana kötü hastalık söyleme ne olur bir aspirin ver oradan ve yer olmayı ümit ediyorum mümkün mü değil meade çok yakışıklıyn biliyorum namburtu brett benden önce adam kaptan cille bishi siretin ben man burada olarak bir ocak hançerle ben alacağım teşhis var mı var şahane edimi yok arkadaşlar kelim çirkinim biliyorum gerçeği yüzleşmeliyim kore ile gelişmiş ülkeleri özellikle koydum arkadaşlar milyon kişiye düşen türkiyeye bakmayın öbür tarafa bakın üç bin altı yüz gelişmiş ülkelerde beş bin dokuz yüz neyi gösteriyor renin hırsını arkadaşlar hangi harcaması gelişmiş ülkerdeki kırk yedi korede dört neyi gösteriyor korenin hırsını i̇hracat da yüksek teknolojinin payı neyi gösteriyor bir bizimkine bakın korenin hırsını hız aynı zamanda akıllı ve bilimle birleşmeli onun için bir şey yapmalısınız o çocukları yetiştirmelisiniz başka yolumuz yok şimdi son yedi daikamda size bir de yeni dünya yeni dünya bir ekonomide yeni bir dünya inşa ediliyor ben buna batılı hıristiyan üstün beyaz adamın devri bitiyor diyorum amerik hariç asya kayıyor güç bunu görüyorsunuz yedi sekiz yıldır ben de anlatıyorum ama bir de bilimsel bir patlama var şu anda gerçek bir bilimsel patlama var bunu görmüyorsunuz dünya değişiyor babalarınızla sizin aranızda kifark bu kadardı babanız la dediğiniz arasındaki fark bu kadardı ama benimle çocuğum arasındaki fark bu kadar torun varamdaki fark ışık yılları olacak neden eski dünyada bilgi aritmatik olarak artıyordu bir iki üç dört gibi yeni dünyada artış geometrik iki dört sekiz on altı gibi nasıl ben astronomiye çok meraklı yn az önce benden önce şeyler gösterince bir kıskandım o yıl önce evrenin haritasını yüzde elli doğrulkla yapıyorduk bugün yüzde doksan doğrulukla yapıyoru bu size çok önemli gelmeyebilir ama bir şey var bu gördüğünüz teleskop altın oran denen bi teleskop dünyadaki en önemli teleskoplardan biri bütün teleskoplar buna göre kendini ölçeklendirir bu teleskoapash kont göz meksikoda bir ayda kurulduktan faaliyeti geçtikten sonra bir ayda insanın o kurulana kadar ürettiği bütün astronomi bilgisi kadar bilgi üretti bu teleskop daha fazla bilgi üretti ama bir şey daha var on yıl sonra insanlık tarihinde üretilmiş bütün bilgiden daha fazla dini topladı bu bilginin içinde sadece bilim yok ila da var de de korkut var çil masalları da var bütün bilgi insanlık tarihindeki bunun nasıl korkunç bir şey olduğunu düşünebilior musunuz işte bu arkadaşlar dikte ada dediğimiz şey fakat insan oğlu burada durmuyor bu gördüğünüz alma şili de daha tam açılışı yeni yapı yapılmadı resmi açılışı da fakat deri topluyor ilk kez kara maddeyi bulduk orada onun sayesinde bu ama altmış altı ayrı teleskop tek bir teleskop gibi çalışıyor aralarında mesafe açılıyor taşınıyorlar orada altta gördüğünüz gibi her biri tonlarca onun eğer tek bir mekana küçük bir yıldıza veya bir tek niblaya bakacaksak onları birbirine yaklaştırıyoruz eğer bir galaksiye bakacaksak aralarını açıyoruz tek bir süper bilgisayar saniyede bir buçuk trilyon işlem yapan bir bilgisayarın tek bir görevi var milimetre olarak bunun yerinden kıpırdadı mı ona akıyor minnet olarak kıpırdarsa deriler yanlış altmış altısını birden saniyede iki kez kontrol ediyor bu teleskop her beş günde insanlık tarihindeki bütün veri kadar bile bakın öbürü on yılda toplamıştı bu beş günde yapacak bunu düşünebilir musun nasıl bir şeyin altındayız işte bu bilimsel patlama iki şey ben bir bilim programı yapıyorum ekonomi müdürü olarak dalga geçiyorlar den ne insanlar bir bilim programı yapıyorum pazartesiden perşembeye ratinfeorları kronu takdir edersiniz ki çok halkbilim izlemek ister hak koşu izlemek ister türk halk asla bizi öglendir kaynanalatı bilmem ne izlemez türk akritik soruyor ne istiyorsunuz belgesel ne demek istiyorsunuz belgesel nibrgeselleri retinkleri düşüktebir birinin başına yardım biri bilmem ne olduğunun ettikleri yüksek bilmiyorum onuru kara maddeler istiyorlar biliyor şimdi orada seyredebilirsiniz insan zihnine yolculuk yapıyoruz iki bir proje bir tanesi yapabili projesi beyninizde ne olup bitiyor öbür de amerikanın projesi insan beyni projesi ikisi arkadaşlar sizin anılarınızı televizyonda izleyebileceksiniz ben anılarınızı bana seyrettirebilir misiniz bül diye bir şey yaptım internettemizi bulabilirsiniz düşüncelerinizi uçak evet uçurabilirsiniz şu anda kumanda kolu sadece düşünce gücüyle sağa ve sola ettiriliyor ama yakında her şey mümkün olacak i̇kinci bilimsel patlamanın birisi üç boyutlu yazıcılar inanılmaz bir şey eviniz bir fabrikaya dönüşecek marsta ya da türkiye de tile de ya da sesle olmanızın bir önemi olmayacak saatin kaç olduğunun önemi yok her şey yazacaksınız ikincisi insan genomu kopyalandı ölümsüzlüğün kapıları açılıyor ben bundan çok korkuyorum çünkü ben insan oğlunun kibrinden çok korkuyorum insan oğlu çok kibirli bir şey çok kibirli kendini bütün even onun için yaratıldı her şey ondan değersiz abenbircitar yanın bir yerlere gidince böyle yer vermiyim özelikle etkenen bölgelere gidince ama eni bey bunlar bizim için yarıtuydu iyi aslanlar da sisi yiyince savana da köpek balıkları saldırınca iç demiyorsunuz biz onlariçin yaratıldı ne işimiz var oralarda ozmansız dola öyle bir şey yok arkadaşlar insanoğlu kibirli kendine tanrı rolü vermeye çok müsait bir kibir yaratı bunlar arınmak lazım işte bu beni korkutuyor ama bir şey daha var zamanımız var mı elinizdeki cep telefonları radarlar üretilemeyecek kırk yıl içinde neden elementler tablosunu hatırlar mısınız unutmak istiyorsunuz biliyorum onları ama onura hatırlayın o emekler tavusun altındakiler nadir elementler kırk yıl içinde bitecekler kırk yıl içinde ve insanlık hazırlık yapıyor dört ani derin uzay madenciliği şirketi var şu anda dört bunlardan biri aslında umutların kurduğu bir googolun ortaklarından birinin kurduğu dört tane düşünebiliyor musnuz ne yapmayı hedefliyorar eliyumdiye bir flm vardı seyreden var mı o filmde şöyle zenginler uzaya giderler dünya çok kötü bir şey çok kötü durumda sıradan vasat bir film fakat zenginler dünyanın çevresinde kurulan şehirlere giderler arkadaşlar astroitler beş kilometre çapında bir astroit bir buçuk ila dört tron dolar arasında maden içeriyor bunu bulup hangi astroitler madeni içeriyor marsta juterin arasındadır hasret kuşağı bunu dünyanın yörüngesine lagranseörüngesi dediğiniz dünya a sistemini dışına getirecekler işleyecekler ve biz de aşağıdan bakıcı işte buna benim itirazım buna yoksa benim itirazım başka i bir şey değil benim muhalefetim buna başka bir şey değil poleninin bu şehrini ben çok önemsiyorum ey sen ki durmadan ağlasın döversin dizlerini gel söyle ne yaptın netin gençliğini arkadaşlar ne yaptınız yarın için ne yapt��nız bir devlet için iki bin otuz iki bin kırk hiçbir şey hiçbir şey hesap sorun vatandaş hesap sorar kul itaat eder ben size son cümle olarak şunu söylem katiyetle politik bir anlamda söylemiyorum başkası da olsaydı aynı olacaktı çünkü vatandaş yok vatandaş hesap sormuyor hindistan marın yörüngesine sonda yolladı marın görüngesine çin başarısız olmuştu rusya avrupa birliği ve amerikadan sonra hindistan dördüncü ülke oldu bunu iki kez yayınladım ne kadar maliyeti yetmiş dört milyon dolar biz altı yüz milyon dolara saray yapıyoruz yüz elli milyon dolara uçak kalıyoruz bakın bunu başkası da olsaydı bşka türlü harcayacaktı bilime harcamayacaktı aklı harcamayacaktı yani bunu bir şeye muhalefet olarak söylemiyorum bu hepimizin sizin hesap sormaız lazım benim paramı nereye dünyada demokrasi nasıl geldi bilen var mı demokrasinişim değidir magna karta manata demokrasi değildir arkadaşlar magnetarta kralın vergi koyma hakkının sınırlanmasıdır benim dergini ne yaptın diye parlamento hesap sorar savaşa m harcadım nereye harcadın lütfen lütfen paralarımızın bilime akla çocuklarımıza eğitime harcanması için baskı yapın başka bir yere harcanmasını üren bitti çok teşekkür ediyorum iki varsınız ilki rudasınız sağ olan deamine 4 -daha aaaaa aaaaa ebubekir ben yaklaşık on yıldır to sektöründeim fakat on yıl önce ben ayakkabıcıydım evet insanlar bayağı bir şaşırıyor ayakkabı ne alkan diziyle ayakkabılarına alaka olabilir ki en çok da bunu yabancılar şaşıryor tabii ki bana genelde işle vatan diye soruyorlar işte geçmişin nedir ben de şu izin istiyorum o şol izin sn diyorlar şubesine hatta birisi bir keresinde şeye sormuştu yani sarhoş mısın demişti o kadar şaşırmışlardı fakat bana göre ayakkabı satmakla diz satmak arasında hiçbir fark yok ne yazık ki yazarca yani küçüklüğümden beri herkes bana aybars olduğumu söyledi başarılı olacağıma hiç inanmadılar ve bütün düşüncelerimi çok saçma gözüyle bakıyorlardı ve hiçbir zaman başarılı olamazsın diyorlardı ben de buna bir anlam veremiyordu çünkü bana göre hars kişi ayağı yere basmayan saçma fikirleri olan insanlardır ve en önemlisi adım atmayan insanlardır ben ise evet sürekli hayal kuruyordum ama hep adım artıyordum sonunda başarısız olduğu için bir çok zaman herkes benim hakas olduğunu düşündü on yedi yaşında ticaret atın atıldım çok genç bir yaşta ve on iki yıl boyunca yirmi farklı iş denedim ve hepsinde de başarısız oldum ama yılmadım çünkü yılmadksüm yok diyen yasam ne olacaktı ki hayal ettiğim bir hayal vardı ve ben o hayata ulaşmak istiyorum o yüzden yılmadan sürekli değiştirmeli bazen bir ay bazen iki bazen bir sene ve olmadı zan yeni bir işe geçiyordum ama yirmi denemeden sonra benim haatım değişecek şey oldu derler ya bir kitap okudum ve hayatım değişti aynen bada öyle bir şey oldu bir gün kuzenim kendi haatiyle ilgili bir kitap yazdı renkle sonla ilgili adı ben kır dört yaşındayım oğlum elliç ben de sırf kuzeye ip olmasın diye kitaba gittim aldım okudum çünkü büyük ihtimal bana soracak tır nasıl buldun kitabım mu diye ben de o sormadan alayım okuyın dedim kitabı iki bitirdiğinde o kadar beğendi ki hemen telefon açtım ona dedim ki seni bütün dünyaya açacağım dedim sen seni bir dünya starı yapacağım dedim o da denimisin dedi sen ayakkabıcı değil misin dedi ben de merak etmeye hep ben var bunu da satarım dedim ve dedim ki bağıl ve dedim ki sen bana özetini yaz özete de sinosenirmiş sinopsis dini bile bilmiyordum ik defa veren böyle bir kelimeyi hatta onu aradında dedim ki bak dedim o kadar ünlü olacaksın ki yurtdışında imza günleri düzenleyecekler tam değil olduğumuza tabii ki neyse o da beni kırmamak için bir özel yazdı hemen internete araştırdım acaba bu işin fuarı var mı nasıl bu onusatabilirim diye bir vaktım bir ay sonra niorkta kitap var varmış dünyanın en büyük kitap fuarı benim de biriktirdiği bin doların vardı hemen beş yüz dolarıyla iki aktarmalı niobleti aldım en cüz bilete bir tek yıldızlı otelde yerim ayırttım ve fuara gittim bütün yayın evlerini gezdim ve tavandaki en büyük yayın evini ikna ettim kitabı çince çevirmeye karar verdiler ve kitap çince basıldı işin güzeli basıldıktan bir hfta sonra kitap en çok satanlar listesinde dört numaraya ulaştı ama mamayani düşünün o zaman arhakomuk bile piyasa da yok ama kuzenin tavanda istar olmuş yani çok heyecan vericiydi sonra bu gazla taylanptaki yayınevlerini ikna etmeye çalıştım onlar kitaba alılar diyelim ki niye bir imzalı günü yapmıyorsun bizi getirin deim ve gerçekten de oldu biz imza gününe gittik basından yüz kişi herkes çığlık atıp herkesi imza istiyor ya orada bu h kuzeyin hatırlanan erse bayılacak tı fakat ben ilk günden ona söylemiştim baha hatırlıyor musun dedim ilk gün seni aradığında imza gün olacağını söylemiştim ��ünkü şöyle düşün eğer bir şeye yüzdüğünü inanırsa illaki olur işimi çok sevmiştim yazar acnsaydım çok restici bir iş ondan sonra yeni kitaplar aramaya başladı yani başka acaba hangi yazarlar çalışırım diye düşünmeye başladım herkes somos kamuranın kiraza adlı romandan bahseiyordu ben de yi bakım dedim kitapçı bir gittim kitap üç yüz elli sayfa hayatta okumalım şimdi bana vermez boş boşuna okumayın ve randevu aldım görüşmeye gittim o kadar utandım ki yani kitabı hakkında konuşuruz ama ben hiç şey bilmiyorum yani özetini bile bilmiyorum hangi bölüme en çok beğeni diyor hepsi çok güzel dorma bütün kitabı çabuk çok benim diyorum hiç aklıma ya çalışıyorum yani düşürsniz de bir edebiyatçının karşısında sınız ve öğrenirse kapıya koyar yani imkansız rahmeti çetin altan yanındaydı dedik izleten kesin atar dedi solmasamda bana şunu sordu benim yayın evi beş yıl boyunca satamadı sen nasslatacağım merak etmeyin çok iyi bir kitaınız var dedim yani inanıyordum herkes öyle olduğunu söylüyordu satarım dedim ve kitap aldım ve bir yıl da sekiz ülkede yayına girdi gerçekten baya başarılı oldu yani işin kötüsü bu video izleyince öğrenecek o kitabı dah önce okumadığı mı sonra aşekulenle herkes çalışmamı önerdi randevaldım tabii ki kitabın okumadan gittim orada ama onu da ikna ettim hemen yarım saatte anlaştık imzalara atıldı onda kitapları satmaya başladım işimi gerçekten çok seviyordum fakat şöyle bir sıkıntı vardı çeviri masrafları o kadar çoktu ki işte editör bu kitapların basılıp bütün dünyaya yollanması yani bütün masrafa ediyorduk karım o yüzden ne karışımı sevsen bile bırakmak zorundaydım çünkü bir türlü para kazanamıyordum ve işi bıraktım ve düşünü haca başka ne iş yapsam diye tarkan albüm çıkarttı ingilizce albüm ben müzik işine girin dedim sonhar yurtdışına bir şer atmayı seviyorum hemen menejerlerde ve aldım gittim daha önce uzakta oda yaşadığım için oranı tarzı çok uyacağını düşündüm ve unları açıkladım onla da hemen anlaştık fakat sonrasında yüzdede anlaşamadık ben çok daha fazla yüzde istedim onlara tarkan diye tabii ki vermek istemedi ben de o zaman çalışmam dedim ve vazgeçtim yer müzik işinde de hani iki günlüğüne girmiş oldum ve ne yazık ki dönüp dolaşıp ayakkabı içine geri döndüm çok çok mutsuzdum sultametin orada gedik paşalık dükkanımız vardı işte ruhları iranlara ayakkabı satıyorduk ondan sonra ben mej köydeki dükkanları geziyordum sipariş almaya çalışıyordum çok çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım çünkü yani yeni bir tane iş denedin ve hiç verisi olmadı ama yapacak bir ey yoktu ama müthiş bir şey oldu yazar kuzenimin kızı bir gün beni aradı dedi ki yurt dışı niye format satmıyorsun ben de format nedir diye sordum yarışma programlarını format denirmiş mutlaka satarsa annemin kitabını sap dizen kesin formatla satarsın dedi ve ve tamam düğün barın hani yirmi birinci kişi olsun en kos bu da tutmayacak ve o zamanlar bir gelin kaynağını programı vardı inanmaz meşhur bu sev sema kaynağıyla ünlenen beni formatın yazarıyla tanıştırdılar murat kaleler sağ olsun o da hemen güvendi bana formatını verdi hemen yine interneti araştırın gogolagirdim yani bu işi nasıl olur diye nasıl tır diye kanda bunun fuarı varmış tevzyonculuk fuarı varmış hemen ardın fuara stant kiralayabilir miyim dedim hiç unutmuyorum en küçük stan on metre k stant on bin beş yüz euro onbin sadece beş yüz on vardı on bin ura ihtiyacım vardı şimdi kimselerle boş almak istemem çünkü her işi batırdım yani büyük itmeli bu da atacaktı o yüzden farklı işaret tanıdım reklam ajansı sahibi arkadaşım var levent özlemir ona gittim projey anlattım çok saçma buldu üstü derimki ne olur bana on bin yiyor over ama tutarsa üç ay sonra sonra sana yirmi bülyacğim ma tutmazsa çöp dedim yani bu bir kumar o da sağosnansta durumu çok iyiydi sırf destek olmak için bana on bin euro verdi çok heyecanlandı beş çakal on bin yore yaptın ne kalk olan iş para kazanmak dedim yani yıllarca kazanamadı beş da kada olmuyorum oldu tam fuara gidecekken bam yanıma geldi dedi ki bak olum sen çok çalışkansın çok yaratıcısın ama inanmaz şansız bir çocuksun bence en iyisi ablanın yüzde beş ortaklık ver sana şans getirsin dedi ben tamam bir de bunun dediğim belki de sorun ben de dir dedim ve ablam da beraber fuara gittik gittik mi baktık fuarın en küçük en çirkin standı biz tutonunda lübnanlıbir müşteri geldi projeyi almak istediğini söyledi fakat adam bana güvenmedi yani ilk defa katılmıştım söylediği hiçbir şey anlamıyordum hiçbir sektörleri terimi bilmiyordum adam dedik ben seni türkiye de ziyaret ecem o zaman imzalarız dedi fakat işin kötüsü türkiye benim ofism yok ayakkabı dükkanın var yani düşse adamı ayaklabı dükkanı çağırsa adam kamera şakası zan edecek kesin imza alamayacak levent aradım dedim ki yardıma ihtiyacım ar yine senin ofisini kullanmam lazım dedim o da kabul etti hemen kendimi tabel yaptırım ve globulayacak sıdiye ondan sonra söktüm onu tabelasını kendi tabela mutaktım ekibin gittim dedim ki çaktırmayın bundan sonra benim için çalışıyorsunuz dedim sakın çaktırmay müşteri gelecek ve müşteri geldi çok güzel geçti ben uzun süre mecburen leventi ofisini kullandım işte klasik müşteri gelmeden önce taberi çıkartıyordu kendi tabela takıyordum artık yapımcılar beni öğrenmeye başlamıştı ite kanallar beni arıyordu bir gün telefonu bir açtım karşımdaki şu sordu izlemeyin stiliyle görüşebilir miyim yani simbeyim sekteri o kişi kimi sekti olsun bile yani imkansız o yüzden dedim ki sen beş dakka sonra dedim hemen bir erisini buldum dedim ki çaldı ama sen açık bana bağlarsın yani adem madem imajı bu kadar önemli işte bu şekilde gittik işlerin iyi gidiyordu harlik arabayı aldım ve üstü açık bir araba ağustosta bile böyle kırk derece sıcakta hep üstün açardı baya bir tellerden ama hep yani otbüse bilmekten sıkılmıştı yani ve bir gün bakım bir baktım yanından eski bir arkadaşın geçiyor hep bana hayalperestyen hemen konuya bastım camı indirdim selam verdim tabi oradaki mesajlı du bak ben hayalimişim sen yanılmışım bu formatiji çok iyi gitmeye başladı lübnanlı müşterim bir gün rede dedi ki bana türkiyeden dizi ulur musun ben de dizimi kim türk dizisi alır dedim yani çok saçma geldi ben bile izlemiyordum kimi izleyecek lerinden çok lokal olduğunu dışıyordum ama sınırlı adam müşterimdi mecburen araştırmak zorundaydım işte birkaç haftanın verdim küfür de de müşterilere gittim böyle divide toplu varım adama mesaj attım dillerin elinde diye adama cevap vermiyor arıyorum telefonlarıma açmıyor ben de masanın üstüne koydum üç ay masanın üstüne bu değiller durdu bir gün bulgar müşterimi aradı dedi ki bana türkiyeden birkaç yapımcının telefonunu verir misin soca mayn ellerinde işe var mı ama ben de var ben sana yollayımdedim masanın üstüne iş bir di vidi vardı hepsini yolladı içinde de bin bir gecenin dedesi varmış haberim bile yok hayatta seyretmemişim ve bunu almaya karar verdiler bir yayınladılar kanalı reytingine dört katına çıkardı ve kanal dördüncü kanaldan birinci kanal oldu vai ve delim elinde elmas varmış haberim yok ve bu başarıyı kullanarak altmış ülkeye ikna ettim ve altmış ülkeye düzeyi attım ve aslında bu bir mil gece sayesinde bu türk dizi ihracatı patladı ve gerçekten büyük bir tesadüf yani masama duruyormuş bulgaristan altı sonra dünya yaratıldı yeni düşünce kolon biradan tutun vietnam güne mk herkes bu dice aşık ve asın büyük bir piyango oldu bana tam sıralar muhteşem yüzyıl dizisi yayına girdi ben de yapılmış sını tanıyordm timur savcıyı daha önce filmlerini temsil etmiştim arkadaş olmuştu düğünüme bile gelmişti kesin bana verir dedim zaten arkadaşız gittim kesinlikle vermeyi düşünmüyor ama benim de en büyük hayalim muhteşem yüzü da makan hani takıntı haline getirdim ikinci kere gittim yine vermedi ve en son da beşinci de verdi o kadar mutlu oldum ki heyecanla kendimi kaybettim ve dedim ki bütün hristandımı üç katına çıkartacağım kandaki bütün bir borları senin çan olacağım her dergiye beş sayfa dergi planlı vereceğim bütün oyunculara getirip bin kişi vardı yapacağım şarkıcı ve amerikadan getirse yani kendinden geçtim ercikler bir sürü dükü o kadar heyecanlandım ki bir sürü söz verdim ve oradan çıktıktan sonra ne yaptığın farkına vardım ve yani resmen milyon olarak reklam sözü verdim ama bir kere söz vermiştim son şu bu dizi bana vermişti ve yapmak zorundaydım ve dedikleri hepsini yaptım ilk defa bir türk dizi için dünya lansmanı yapıldı btün oyuncular geldi hayır tertipten tutun meryemuzalie kırmızı alda yürüdüler da aylarca herkes bu partiyi konuştu bu fuar bittikten sonra yurtiçinde çalışan bir elemanın vardı ve bana bir imalı yolladı dedi ki ayın on ikisi oldu galiba maaşmı yollamayı unuttunuz işin kötü unutmamış param bitmiştir yani resmen banka hesabım sıfırlanmıştı ama bir kez söz vermiştim ve bunu yapmak zorundaydım ama ilki de yapmışım çünkü bu diziyi yetmiş beş ülkeye sattık tam üç yüz milyon kişiyi izliyor mamma yani hayatta risk almazsanız kazanamazsınız ben hayatım boyunca risk aldım ve iki de almışım çünkü bu sayede bir yerlere geldim bu türk dizileri sayesinde tabiki türkiyenin ihracatı da çok büyüdü bizim şirketimiz ihracatı çok büyüdü nii tekli muhteşem yüzyılda bütün türk dizlere sahipti ve bu dizlerden çok fazla kişi ekmek diyor yani hiç aklınıza gelmeyecek kişiler ekmek diyor mesela şilde biteni var bu adam haftada bir evrede gidiyormuş ancak iş buluyormuş yüz dolar çalışıyormuş sonra bir vakti bir sürü teklif gelmeye başladı yani birden kapalı kişi oldu bunun nedeni de ülkede bin eli ece dizisi yayınlanmaya başladı ve şansa adam kalite gencin ikisi çıktı yani bu sayede kapalı kişi oldu adam ve fiyatın iki yüz elli dolar çıkartmış bu şeyde bütün haberlere filan çıktı bir de çok şanslı muhteşem yüzyılda isi yayına girdi ve fiyatını dört yüz dolar yapmış çünkü evlere bin bir gecedeki hal onur karakteriyle gidiyor takım elbiseli sonra sultan süleyman olarak çıkıyor de ya ben de he diyorum yani bize de pay verse iyi olur yani sahibiz de çok iyi kazanıyor fakat baktığınız zaman her şey bir proje on bin yur borçla başlamıştı fakat e önemsi bir büyük hayalle başladı o da başarma hayali ve ben yıllar önce şunu fark ettim aslında ben babam için başarmak istiyormuşum çünkü küçüklüğümden beri beni yetiştirmek için o kadar uğraştı ki hiç unutmuyorum bir gün sekiz yaşındaydım yazları börü büyük adaya giderdik bir gün eve geldi dedi ki seni artık para kazama vaktin geldi dedi ben de paramı kazanacağım sekiz yaşındayım bendini para kazanacağım dedim yok artık para kazanmayı öğrenme lazım dedi o zamanlar saat sektöründedi yurttaşa saat ithal ederdi de kana bu saatler can perşem günleri pazarda satacaksın benim için imkansız bir şey çünkü ilos azan satmak için baba ırmak lazım beş yüze ona gelin işte saatti var diye ben de utangaç şortu o yüzden imkansızdı hemen bir arkadaşıma gittim denki baksam bağıracaksın ben satacağım dedim ve böyle birkaç saatte biz bütün safter bitirdik daha sonra büyük bir heyecanla parayı aldık eve geldik bam bekliyoruz bam geldi zaman bakın çocuklar dedi işte diyelim bugünün parasıyla yüz dire kazandık bu yüz iranın lirası maaliyet lirası kar alın size yirmi eş alla dedi ben çok kızdım baba ne onayın beşle veriyorsun onu on ila ver bana kıta ver ben seni oğlum dedim yok oğlum dedi bak dedi eğer hayatta paylaşmayı bilmezsen kazanamazsın ve düşünsenize ben bu ders sekiz yaşında aldım ve hâlâ geçerli eğer aaaaa mamma eğer hayatta paylaşmayı bilmezsiniz kazanamazsınız o zamandan sonra ticaret çok sevdim çünkü küçük yaşta beyini yetiştirmişti ve on yedi yaşında üniversite amerikada kazandı fakat ticaret o kadar sevmiştim ki gitmek istemedim bu ama dedim ki eğer izin verirsem ben okumak istemiyorum ve ticaret hayatına atılmak istiyorum dedi on dokuz yaşında uzak dorya yerleşmeye karar verdim ve uzak oraya gittim onun en büyük hayali benim başardığımı görmekte çünkü herkes ispat etmek istiyordu bizim gittiğimiz yol farklı bir yol ama yanlış bir yol değildi sadece farklı bir oldu ve insanları bunu ispat etmek istiyordu ve ne yazık ki bir gün kötü bir hastalığa yakalandı fakat yanıma gel dedi ki senin başarılı olduğunu görmeden bu hayattan gitmeyeceğim dedi ve bunun için yemin etti fakat ben başarısız oldukça o daha da ezildi bir gün caca tarafından bu işlere yeni girmiştim bana yılın girişimcisi ödülünü verdiler benamaz mukta oldum ödül törenine gittim babam hastanede olduğu için ödül trenine gelemedi ve ödülünü aldıktan sonra koşa koşa hastaneye gittim ve bu öder ona verdim çünkü onun sayesinde vuoödülü almıştım ve çok yazıktır ki m ödül verdikten birkaç tigin sonra ve faal etti ve şoheşosanki bu ödülü bekliyormuş yani hayatı bu yünde bu ödülü bekledi ve onu hediyede bildim ama o hayattayken bu ödül ona verebildiği için inanmaz mutluyum ve eminim bugün de burada olsaydı ben de gur duyardı hikem dinlediğini için teşekkür edelim aaaaa ama +da aaaaa aaaaa aidiyetini ben yaklaşık on yıldır tez onu sektöründeyim fakat on yıl önce ben ayakkabıcıydım evet insanlar baya bir şaşırıyor ayakkabı ne alkan diziyle ayakkabısından alaka olabilir ki en çok da bunu yabancılar şaşırıyor tabii ki bana genelde işe vatan diye soruyorlar işte geçmişin nedir ben de sizi istiyorum o şol izin diyorlar şubesine hatta birisi bir keresinde şeye sormuştu yani sarhoş musun demişti o kadar şaşırmışlardı fakat bana göre ayakkabı satmakla diz satmak arasında hiçbir fark yok ne yazık ki yazarca yani küçüklüğünden beri herkes bana habeas olduğunu söyledi başarılı olacağıma hiç inanmadılar ve bütün düşüncelerimi çok saçma gözüyle bakıyorlardı ve hiçbir zaman başarılı olamazsın diyorlardı ben de buna bir anlam veremiyordu çünkü bana göre hafs kişi ayağı yere basmayan saçma fikirleri olan insanlardır ve en önemlisi adım atmayan insanlardır ben ise evet sürekli hayal kuruyordum ama hep adım diyordum sonunda başarısız olduğu için bir çok zaman herkes benim hakas olduğumu düşündü on yedi yaşında ticaret hayatına atıldım çok genç bir yaşta ve on iki yıl boyunca yirmi farklı iş denedim ve hepsinde de başarısız oldum ama yılmadım çünkü yıl maliküsüm yok diyen yasam ne olacaktı ki hayaleti bir hayal vardı ve ben o hayata ulaşmak istiyorum o yüzden yılmadan sürekli değiştirmeli bazen bir ay bazen iki bazen bir sene ve olmadığı zan yeni bir işe geçiyordum ama yirmi denemeden sonra benim hayatımı değişecek şey oldu derler ya bir kitap okudum ve hayatım değişti aynen bada öyle bir şey oldu bir gün kuzeni kendi haatiyle ilgili bir kitap yazdı renkle sonla ilgili adı ben kır dört yaşındayım oğlum elliç ben de sırf kuzeye ip olmasın diye kitaba gittim aldım okudum çünkü büyük ihtimali bana soracak tır nasıl buldun kitabın mu diye ben de o sormadan alayım okuyım dedim kitabı iki bitirdiğinde o kadar beğendim ki hemen telefon açtım ona dedim ki seni bütün dünyaya açacağım dedim sen seni bir dünya starı yapacağım dedim o da deri misin dedi sen ayakkabıcı değil misin dedi ben de merak etmeye ben bunu da satarım dedim ve dedim ki altı ve dedim ki sen bana özetini yaz özete de sino istenirmiş sino istendiğini bile bilmiyordum ik defa veren böyle bir kelimeyi hatta onu aradında dedim ki bak dedim o kadar ünlü olacaksın ki yurtdışında imza günleri düzenleyecekler ta değil olduğumuza tabii ki neyse o da beni kırmamak için bir özef yazdı hemen internette araştırdım acaba bu işin fuarı var mı nasıl bunu satabilirm diye bir baktım bir ay sonra ne yoksa kitap var varmış dünyanın en büyük kitap fuarı benim de biriktirdiği bin doların vardı hemen beş yüz dolarıyla iki aktarmalı ni bileti aldı en ucuz bir etten bir tek yıldızlı otelde yerim ayırttım ve fuara gittim bütün yayın evlerini gezdim ve tayvanda ki en büyük yayın evini ikna ettim kitabı çince çevirmeye karar verdiler ve kitap çince basıldı i̇şin güzeli basıldıktan bir hfta sonra kitap en çok satanlar listesinde dört numaraya ulaştı yani düşünün o zaman ruha kovuk bile piyasada yok ama kuzenin tayvanda istar almış yani çok heyecan vericiydi sonra bu gazla taylanptaki yayınevlerini ikna etmeye çalıştım onlar kitabı alılar diyelim ki niye bir imzalı günü yapıyorsunuz bizi getirin deim ve gerçekten de oldu biz imza gününe gittik basından yüz kişi herkes çığlık atıp herkesi imza istiyor yani orada kuzeyin hatır dönen erse bayılacaktı fakat ben ilk günden ona söylemiştim baha hatırlıyor musun dedim ilk gün seni aradında imza günü olacağını söylemiştim çünkü şöyle düşün eğer bir şeye yüzünüze inanırsa illaki olur işimi çok sevmiştim yazar acnsaydım çok restici bir iş ondan sonra yeni kitaplar aramaya başladı yani başka acaba hangi yazarlara çalışırım diye düşünmeye başladım herkes somos kamuranın kiraza adlı romandan bahseiyordu ben de iyi bakım dedim kitapçı ve gittim kitap üç yüz elli sayfa hayatta okumalım şimdi bana vermez boş boşuna okumayın ve randevu aldım görüşmeye gittim o kadar utandım ki yani kitap hakkında konuşuruz ama ben hiç şey bilmiyorum yani özetini bile bilmiyorum hangi bölüme en çok beğendi diyor hepsi çok güzel olmayan bütün kitabı çabuk çok bendin diyorum hiç aklıma ya çalışıyorum yani düşürseniz de bir edebiyatçının karşısında sınız ve öğrenirse kapıya koyar yani imkansız rahmeti çetin altın yanındaydı dedik izleten kesin satar dedi solmasamda bana şunu sordu benim yayın evi beş yıl boyunca satamadı sen nasıl atacağım merak etmeyin çok iyi bir kitabımız var dedim yani inanıyordum herkes öyle olduğunu söylüyordu satarım dedim ve kitap aldım ve bir yıl da sekiz ülkede yayına girdi gerçekten baya başarılı oldu yani işin kötüsü bu video izleyince öğrenecek o kitabı dah önce okumadığı mı sonra aşekulenle herkes çalışmamı önerdi randevaldım tabii ki kitabın okumadan gittim orada ama onu da ikna ettim hemen yarım saatte anlaştık imzalara aıldı onda kitapları satmaya başladım işimi gerçekten çok seviyordum fakat şöyle bir sıkıntı vardı çeviri masrafları o kadar çoktu ki i̇şte editör bu kitapların basılıp bütün dünyaya yollanması yani bütün masrafa gidiyordu karım o yüzden ne kayışını sevse bile bırakmak zorundaydım çünkü bir türlü para kazanamıyordum ve işi bıraktım ve düşünü haca başka ne iş yapsam diye tarkan albüm çıkarttı i̇ngilizce abim ben müzik işine giren dedim son sher yurt dışında bir şer atmayı seviyorum hemen menejerlernde ve aldım gittim daha önce uzakta oda yaşadığım için oranı tarzı çok uyacağını düşündüm ve unları açıkladım onla da hemen anlaştık fakat sonrasında yüzdede anlaşamadıkben çok daha fazla yüz istedim onlara tarkan diye tabii ki vermek istemedi ben de o zaman çalışmam dedim ve vazgeçtim gel müzik işinde de hani iki günlüğüne girmiş oldum ve ne yazık ki dönüp dolaşıp ayakkabı içine geri döndüm çok çok mutsuzdum sultametin orada gedik paşalık dükkanımız vardı işte ruhları iranlara ayakkabı satıyorduk ondan sonra ben mecrköydeki dükkanları geziyordu siparalmaya çalışıyordum çok çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım çünkü yani yeni bir tane iş denedin de hiç birisi olmadı ama yapacak bir ey oktu ama müthiş bir şey oldu yazar kuzenimin kızı bir gün beni aradı dedi ki yurt dışı niye format satmıyorsun ben de format nedir diye sordum yarışma programlarını format denilmiş mutlaka satarsa annemin kitabını sap dizen kesin formatla satarsın dedi ve tamam düğün barın hani yirmi birinci kişi olsun en kötü bu da tutmayacak ve o zamanlar bir gelin kaynağı programı vardı inanmaz meşhur bu sev semaha kaynağıyla ünlenen beni formatın yazarıyla tanıştırdılar murat kareler sağ olsun o da hemen güvendi bana formatını verdi hemen yine interneti araştırın gogol girdim yani bu işi nasıl olur diye nasıl tır diye kanda bunun fuarı varmış teizyonculuk fuarı varmış hemen ardın fuara stant kiralayabilir miyim dedim hiç unutmuyorum en küçük stan on metre kar stant on bin beş yüz euro abayı sadece beş yüz yom vardı on bin ura ihtiyacın vardı şimdi kimselerle boş almak istemem çünkü her işi batırdı yani büyük ritmiyle bu da atacaktı o yüzden farklı işaret tanıdım reklam ajansı sahibi arkadaşım var levent özdemir ona gittim projey anlattım çok saçma buldu üstün dedim ki ne olur bana on bin yiyor over ama tutarsa üç ay sonra sonra sana yirmi bin y acem ma tutmazsa çöp dedim yani bu bir kumar o da sağ ossa durumu çok iyiydi sırf destek olmak için bana on bin euro verdi çok heyecanlandı beş sakal on bin yore yaptın ne karkolaniş para kazanmak dedim yani yıllarca kazanamadı beş daikada olmaya urum oldu tam fuara gidecekken bam yanıma geldi dedi ki bak olum sen çok çalışkanın çok yaratıcısın ama inanmaz şansız bir çocuksun bence en iyisi ablanın yüzde beş ortaklık ver sana şans getirsin dedi ben tamam bir de bunun deneyim belki de sorun ben de dir dedim ve ablam da beraber fuara gittik gittik mi baktık fuarın en küçük en çirkin standı bizmtutionunda lübnanlıir müşteri geldi projeyi almak istediğini söyledi fakat adam bana güvenmedi yani ilk defa katılmıştım söylediği hiçbir şey anlamıyordum hiçbir sektörle ilgili terimi bilmiyordum adam dedi ki ben seni türkiyede ziyaret ecem o zaman imzalarız dedi fakat işin kötüsü türkiyede benim ofism yok ayakkabı dükkanın var yani düşü adamı ayaklabı dükkanı çağırsa adam kamera şakası zan edecek kesin imza alamayacak levent aradım dedim ki yardıma ihtiyacım ar yine senin ofisini kullanmam lazım dedim o da kabul etti hemen kendimi table yaptırım ve globulayıcam diye ondan sonra söktü onu tabelasını kendi tabire mutfaktım ekibin gittim dedim ki çaktırmayın bundan sonra benim için çalışıyorsunuz dedim sakın çaktırmayın müşteri gelecek ve müşteri geldi çok güzel geçti ben uzun süre mecbur leventi ofisini kullandım işte klasik müşteri gelmeden önce taberi çıkartıyordu kendi tabela takıyordum ve artık yapımcılar beni öğrenmeye başlamış işte kanallar beni arıyordu bir gün telefonu bir açtım karşındaki şunu sordu izletme yin stiliyle görüşebilir miyim nimeyim sekteri o kişi ketinin sekti olsun bile yani imkansız o yüzden dedim ki sen beş dakika sonra dedim hemen bir erisini buldum dedim ki çaldı ama sen açık bana bağlarsın yani adem madem imaj bu kadar önemli dört işte bu şekilde gittik işlerim yi gidiyordum harlik arabayı aldım böylestü açık bir araba ağustosta bile böyle kırk derece sıcakta hep üstün açardı baya bir tellerden ama hep yani otbüse bilmekten sıkılmıştır yani ve bir gün bakım bir baktım yanımdan eski bir arkadaşın geçiyor hep bana hayalperestyen hemen konuya bastım camı indirdim selam verdim tabii oradaki mesajlı du bak ben hapstimişim sen yanılmışım bu formatiji çok iyi gitmeye başladı lübnanlı müşteri bir gün rede dedi ki bana türkiyeden dizi ulur musun ben de dizimi kim türk dizisi alır dedim yani çok saçma geldi ben bile izlemiyorum kimi izleyecekleri çok lokal olduğunu düşüyordu ama son açlıadam müşterimdi mecburen araştırmak zorundaydım i̇şte birkaç hafta mı verdim küfür de müşterilere gittim böyle divide topları adama mesaj attım divrin elinde diye adam cevap vermiyor arıyorum telefonlarıma açmıyor ben de masanın üstüne koydum üç ay masanın üstüne bu değiller durdu bir gün bulgar müşterimi aradığı dedi ki bana türkiyeden birkaç yapımcının telefonunu verir misin soca mayın ellerinde bir şey var mı ama ben de var ben sana yollayım dedim masanın üstüne iş bir de vidi vardı hepsini yolladı i̇çinde de bin bir gecenin dvdisi varmış haberim bile yok hayatta seyretmemişim ve bunu almaya karar verdiler bir yayınladılar kanalı reytingine dört katına çıkardı ve kanal dördüncü kanaldan birinci kanal oldu vay ve dedim elinde elmas varmış haberim yok ve bu başarıyı kullanarak altmış ülkeye ikna ettim ve altmış ülkeye düzeyi attım ve aslında bu bir mil gece sayesinde bu türk dizi ihracatı patladı ve gerçekten büyük bir tesadüf yani masamda duruyormuş bulgaristan altı sonra dünya yarat��ldı yeni düşünce kolon biradan tutun ve nama güne mk herkes bu dice aşık ve asın büyük piyango oldu bana tam sıralar muhteşem yüzyıl dizisi yayına girdi ben de yapılmış sını tanıyordm musavcıyı daha önce filmlerini temsil etmiştim arkadaş olmuştu düğünü bile gelmişti kesin bana verir dedim zaten arkadaşız gittim kesinlikle vermeyi düşünmüyor ama benim de en büyük hayalim muhteşem yüzü da makan han takıntı haline getirdim ikinci kere gittim yine vermedi ve en son da beşinci de verdi o kadar mutlu oldum ki heyecanla kendimi kaybettim ve dedim ki bütün hirstandımı üç katına çıkartacağım kandaki bütün bir bortada senin çalacağım her dergiye beş sayfa dergi ilanı vereceğim bütün oyunculara getirip bin kişilik parti yapacağım şarkıcı ve amerikadan getirse yani kendinden geçti gerekte bir sürü düşük o kadar heyecanlandım ki bir sürü söz verdim ve oradan çıktıktan sonra ne yaptığın farkına vardım ve yani resmen milyon olarak reklam sözü verdim ama bir kere söz vermiştim sonra şu bu dizi bana vermişti ve yapmak zorundaydım ve dedikleri hepsini yaptım ilk defa bir türk dizi için dünya lansmanı yapıldı bü oyuncular geldi hayit tent meryem uzerli kırmızı alda yürüdüler da aylarca herkes bu partiyi konuştu bu fuar bittikten sonra yurt içinde çalışan bir elemanın vardı ve bana bir imalı yolladı dedi ki ayın on ikisi oldu galiba maaşımı yollamayı unuttunuz işin kötü unutmamıştı param bitmiştir yani resmen banka hesabım sıfırlanmıştı ama bir kez söz vermiştim ve bunu yapmak zorundaydım ama ilki de yapmışım çünkü bu diziyi yetmiş beş ülkeye sattık tam üç yüz milyon kişiyi izliyor yani hayatta risk almazsanız kazanamazsınız ben hayatım boyunca risk aldım ve iki de almışım çünkü bu saire bir yerlere geldim ve bu türk dizileri sayesinde tabii ki türkiyenin ihracatı da çok büyüdü bizim şirketimiz ihracatı çok büyüdü nii tek muhteşem yüzyılda bütün türk dizlere sahipti ve bu dizlerde çok fazla kişi ekmek diyor yani hiç aklınıza gelmeyecek kişiler ekmek yiyor mesela şilde biten dizi var bu adam haftada bir evrede gidiyormuş ancak iş buluyormuş yüz dolar çalışmamış sonra bir vakti bir sürü teklif gelmeye başladı yani birden kapalı kişi oldu bunun nedeni de ülkede bile ce dizisi yayınlanmaya başladı ve şansa adam kalite gençin ikisi çıktı yani bu sayede kapalı kişi oldu alam ve fiyatın iki yüz elli dolar çıkartmış bu şey de bütün haberlere filan çıktı bir de çok şanslı muhteşem yüzyılda isi yayına girdi ve fiyatını dört yüz dolar yapmış çünkü evlere bin bir gecedeki hal onur karakteriyle gidiyor takım elbiseli sonra sultan süleyman olarak çıkıyor ve meyan ben de ve diyorum yani bize de pay verse iyi olur yani sahibiz de çok iyi kazanıyor fakat baktığınız zaman her şey bir proje on bin yur borçla başlamıştı fakat e önemlisi bir büyük hayalle başladı o da başarma hayali ve ben yıllar önce şunu fark ettim aslında ben babam için başarmak istiyor muşm çünkü küçüklüğümden beri beni yetiştirmek için o kadar uğraştı ki hiç unutmuyorum bir gün sekiz yaşındaydım yazları bir büyük adaya giderdik bir gün eve geldi dedi ki seni artık para kazanma vaktin geldi dedi ben de paramı kazanacağı sekiz aşındayım beni niye para kazanacağım dedim yok artık para kazanmayı öğrenme lazım dedi o zamanlar saat sektöründedi yurttaşa saat ithal ederdi dek sana bu satir ve cam perşem günleri pazarda satacaksın benim için imkansız bir şey çünkü biliyorsunuz adağını satmak için bay bağırmak lazım beş yüze onra gelin işte saatti var diye ben de utangaç çocuktum o yüzden imkansızdı hemen bir arkadaşıma gittim deninki baksam bağıracaksın ben satacağım dedim ve böyle birkaç saatte biz bütün safter bitirdik daha sonra büyük bir heyecanla parayı aldık eve geldik bam bekliyoruz bam geldi zaman bakın çocuklar dedi işte diyelim bugünün parasıyla yüz lira kazandık bu yüzden lirası maliyet lirası kar alın size yirmi eş ala dedi ben çok kızdım baba ne onayın eşle veriyorsun onu on ila ver bana kıta ver ben seni oğlum dedim yok oğlum dedi bak dedi eğer hayatta paylaşmayı bilmezsen kazanamazsın ve düşünse iz ben bu ders sekiz yaşında aldım ve hala geçerli eğer eğer hayatta paylaşmayı bilmezsiniz kazanamazsınız o zamandan sonra ticaret çok sevdim çünkü küçük yaşta beyini yetiştirmişti ve on yedi yaşında üniversite amerikada kazandım fakat ticaret o kadar sevmiştim ki gitmek istemedim bu ama dedim ki eğer izin verirsen ben okumak istemiyorum ve ticaret hayatına atılmak istiyorum dedi on dokuz yaşında uzak dorya yerleşmeye karar verdim ve uzak duraya gittim onun en büyük hayali benim başardığımı görmekte çünkü herkes ispat etmek istiyordu bizim gittiğimiz yol farklı bir yol ama yanlış bir yol değildi sadece farklı bir oldu ve insanları bunu ispat etmek istiyordu ve ne yaz��k ki bir gün kötü bir hastalığa yakalandı fakat yanıma gel dedi ki senin başarılı olduğunu görmeden bu hayattan gitmeyeceğm dedi ve bunun için yemin etti fakat ben başarısız oldukça o dağda ezildi bir gün ceca tarafından bu işlere yeni girmişti bana yılın girişimcisi ödülünü verdiler be inanmaz mukta oldum ödül törenine gittim babam hastanede olduğu için ödül trenine gelemedi ve ödülünü aldıktan sonra koşa koşa hastaneye gittim ve bu ödül ona verdim çünkü onun sayesinde bu ödülü almıştım ve çok yazıktır ki em ödül verdikten birkaç yitgün sonra vefat etti ve şöyle şu sanki bu ödülü bekliyormuş yani hayatı boyunca bu ödülü bekledi ve onu hediyede bildim ama o hayattayken bu ödülü ona verebildiğim için inanmaz mutluyum ve eminim bugün de burada olsaydı ben de gurur duyardı hikem dinlediğini için teşekkür ederim ama ama 5 -ihanetine tabiattan da menemeni de meinen datası denendi ailelerden ise arkoloji hayatı anlamaya çalışıyor ama bugün katın yetmezliğini bilerek geçmişin binlerce yılına bakıp oradaki milyonlarca örnekle her bir konuyu anlamaya çalışıyor ve hala anladık mı ama hiç anlamadık ben yüz başına gelen bir profesör vak koji içinde cbleşen yüzlerce kazı yapan birisi olarak hal anlamadım her evimize gelen en küçük bir obje eden birkaç bin yıl daha geriye gidip bir şeyi daha biraz daha anlamanın veriyo heyecanla ama her an anladığımız eksik anlama eksikliğini anladığımız o anlarda biliyorum ki içki şey bizi anlamadık bugün yine hayatı sorguluyoruz bu salonda ulveben sorgularken den öğrenmeye gelmiş sizden topu size atıp gideceğim en sonunda zaten bu çünkü bizim belki de kifayet etmiyor becerimiz bunu anlamaya ve hayatı hayatın yavaşlığı ve uzunluğunu anlamaya çalışacağız cağ iyi de yavaş ve hız birbirinin tam tersi iki kavram ama bu zıt kutuplanomadan zaten bir şey çalışmıyor ki ak ve kara gibi bir şey bu yani birisini siverseniz olmaz ki grim olacak o da olmayacak demek ikisini tanı tanımak zorundayım zaten yavaş ve hızının da kendilerine göre erdemleri var kendilerine göre güzellikleri var iyilikleri var çekicilikleri var ama bilimden birini yok edeceğimiz bir şey değil bu bence ve hayat bize bunu zaten böyle göstermemiş bir on binlerce yılın uygarlık tarihi biz bunu böyle göstermiyor ki işte bu size gösterdiğim saytarda bakın kendimizi biz bugün öyle bir bağlamışız ki randevu defterlerde konumuzdaki saatlere işte bilmem sosyal medyadaki ay türlü yatanlar fabula ve sahiller binlerce şey cebinizle duruyor dünya bizi işkal etmiş durumda duruyorlar yemek bile düşünün ki biz şimdi siz gidip öyle yemeyi diniz iyi de böyle bir şey tanımlanmamış ki sabah kahvaltı yapacaksın öyle yemek yeksan akşam bir emek çeksin sonra ineceksin uyacaksin üç kere yemek yiyeceksin bu kural yok ki milyonlarca yıl yaşayan antropolojik tarihini de bırakmayı gark tarihini atalarımızın hiçbiri kendini böyle kuramamaki sabah yemekliyecem saat on iki oldu öğle dachayır normal doğadaki diğer canlılar gibi acıptığında yedi acıpadın da devam etti hayatına başka bir şey yapmaya ne budise onu yaptı o zamanlarda bu bu kadar da ama biz bugün bunların hepsini planlanmışız ve kendimizi böyle bir makine aymışz gibi planlayıp yani zaman geçtikçe geçmiş bin yıllardan uzaklaştıkça eki makine çevirmiş biz kendimizi mesa beri sizin karşınıza elbiseyle çıkıyorum iyi de milyonlarca ebem atalarım hiç birisi elbise giymedi zaten lazım değildi yani doğada nasıl doğdu sa öyle öldü şimdi bu bu insanın kendini biçimlendirmesile ilgili bir şey yani uygarlık tarih ilerliyor biz kendimizi bir şeye benzetebenzete devam ediyoruz bir gün bence denemek lazım ben onu epey bir denetim yani konsantre olup yani elektriksiz bir kere ektiği kapattığı zanda zaten neolitik zaman dasınız bu yeter yani elektriği kapattınız anda internalışma içkiyi çalışma hiçbir şey yok çalışmaya dek işkilet lambalar kapalı o zaman başka bir gün yaşayacaksınız evinizde bir gün kapatın ışıkları elektrik titti günler çok mutlu olduğunuzu hatırlayın bile çocuk çocuğumuzu ailenizle işinize dostunuz da mita yakıp ne gelin sohbetlere dağıldığınız elektriği beklerken geldiği anda her şey birdn bitiyor yani aydınlık geliyor diyor ama karanlık geliyor beraberinde bu randi defterine mesai den kurtulduğumuz zaman heralde anlayacağız ki biz bu hayatın özünü peki arkeolojiyi ne diyor bura yani arkoloji de içerisinde on binlerce yılda binlerce farklı kültür her tarihin derinliğindeki her bir noktada komşuluk ilişkileri de birinden farklılaşan binlerce farklı kültür başka bir şey sylüyor bize her disi çünkü kendi kültüyle yaşıyor her insan nasıl ki kendi karakteri yaşıyorsa o da kendi kültürüyle yaşıyor yani bir nice göre iyi olan bir şey öbürüne göre kökü ki bir nice göre ait olan bir şey öbürüne göre ait değil ya da bir zamanlar ait olan bir şey bugün ait te yarım başka miş olay belki tekrar ait olacak falan bunu biz toplumlar kültürlerimizi yazıyoruz biz kültür biliminde bunlar tavırlar kende çokta zorlanmaya yan bu kürtül de bu kötü de bu bakımında çok yasak var hayır onun formu o diye devam ederiz arkeoloji çok iyi biliyor yavaşlığı çünkü yavaş bir iş yapıyoruz çünk bizim hızımıza toprak karar veriyor kalıntı kara veriyor kazı yaparken biz karar vermiyoruz bizim karar verdiğimiz tek şey oradaki işte eğer istiyorsak ki fazla bir iş yapmak oradaki işçi sayısını arttırız zamanı arttırız beş gün se on beş gün yaparız öyle bir iş çıkarmaya çalışıyor ama asla eşin hızını arttıramayız çünkü insanın doğasında hayatın kendi doğasında da bir hız var hayat zaten söylüyor güneş doğrudan uyanacaksın diyor ak baktığında da uyacaksın diyor yani o kendi tatili belirlemiş durumda her şey belli mevsimlerde seli belirliyor bütün o döngü içerisinde bir saat var zaten yani bi onun içine kendi saatimizi yazıyoruz barış yine de barışabiliriz yani barış çünkü önemli bir şey bu sükunet meselesini burada sanatta izliyorsunuz barışın yolu sükunet gerçekten ama sükünetin yolu da barış dünyada bakın ki barış zamanlarında uygarlığın en ilerledi en inanılmaz anıtları muhteşem görkemli şehirlerin ortaya koolduğu zamanla yaşanmşulgarlık tarihi faks romana roma barışı demek ve o dönem yani birinci yüzyıl ve ikinci yüzü ise ardan sonra anadolu da dahil her tarafta en görkemli şehirlerin anıtların binaların olduğu bir dönem neden çünkü barış var barış var o bir sükünet getiriyor insanlara ve sana atma kültürle şehirleriyle insanlıklarıyla başbaşa kalıp ona uğraşacak şansı vuruyor arkelerde bu nedenle barış çok önemli bir şey şimdi iyi zamanlarda yapılan şeyler kendini zaten çok güzel gösteriyor yavaş zamanlarda yapılan özel şeyler oluyorlar ne oluyor bu bir ada gördüğünüz gibi inanılmaz eserler çıkıyor bu eserden hi birisi sanatçının mikanın ya da başka birisin çok hızlı çalışın şunu bir hemen yokum de iyi bir ve nüskeli yapayım afrodit demedi diyemez ki yi bir eser çıkmaz ondan ruh sukuneti içerisinde hiçbir saatle zaman kovalamak sızın yavaşça işle organize onu konsantre olarak bir eser yaratması lazım onu hızla iç br ilişkisi olamaz zaten o nedenle yavaş yapılan zamanlarda ürettiklerimiz ve hızlı zamanlı der ramiz a bakarsak asla artabiliriz ama bunu sonra ileride bir daha ta atacağız bakanım bu sürecin doğru mu bu yavaş ve hız arasında çelişkiler dünyası esasında biz yaşıyoruz evet peki hız güzel değil mi hızlı ken güzel şeyler yapmaz mıyız yaparız bir feral pilotuna formuyla daki bir feral pilotuna bakın o nasıl güzel bir şey yapıyor yanı şok pislerde inanılmaz herkesi heyecana boğuyor üstelik ve birinci de oluyor üssonunda çıkıp da korkunç sevinerek gösteriyor buna bu demek ki güzel bir şey dilla yavaşken güzel şey yapacak halimize bazı şeyler de hızlı olarak yapılabilir insanın doğasına yavaş uygundur biz nasıl yaratılışa öre öne doğru programlanmız öne doğru yeceğiz bütün uzunları önde bizim bakan gören lisede tadan dokunan yaşa yönde duruyor sana arkaya doğru yapılmamış mecbur san gidebilir ancak bir şey yani bu dolayısıyla bu geleceğe bakan bir insan önündeki ileriye bakan bir insan yürümeye prana bir insan var yürüyor bu yürümek ebedi yapılabilecek bir eylem ya yavaş çünkü ve sana ayki ama koşmak da var iyi de sen sürekli koşamazsın mesela on üye sana verilmiş o konuşma özelliğini yaratıcı o sen kendini kurtar hayatta ca hayatta kal diye vermiş yani böyle kaç başka bir özelin yok çünkü her hayanın bir savunma mekanizması var ama insanın yok ancak kaçabilirsin ayaklarında iyi ama bakın kişi sayda üst tarafta orada sirtos maksimus iki yüz elli bin kişilik muhteşem bir at yarış pisti hip olurum bugün bile yok benzeri roma döneminde yapılmış serkis maksimus asada da br formu pisti var ama iyi bakın ki o yarışanlar şunda siz görüyorsunuz değme tercihen hepiniz odaklanız yarışanlar bakıyorsunuz o hızlı giden arabaları atlara ve onları kullanmalar bakıyorsunuz ama hiçbiri arkada öyle oturan ve onları izleyenlere bakmadınız demi şimdi şimdi bakalım orada oturan binlerce on binlerce insan var iki yüz elli bin kişiye sürpriz maksimus atlar izliyor onlar yavaş yaşayanlar oturanlar ama öbürlerine hızlı yaşayıp gösteri yapanlar o turaların hepsi olan yenide olmak üzere bakıyordu büyük ihtimalle ben de şu atı bissau ferra dinseydim diyorlardı işlerinden bunu ama iy de herkes zaten yapamaz bunu o zaman izlesiniz buradaki şehide tartım yavaş ve hızın başka avlarda ki değerlendirmesinde öyle yapabiliriz ama iyi de yavaş peki güzel zamanlar çoğaltalım bir roma ailesinin vilarstikadaki oturma odasında işte hanımların lidya saattaki lidya hanımlar bizim buradan hanımlarını üste de rom adam bir aile nasıl güzel zevk zamanlar roma siestapıyor sonra ölene kadar çalışı öyle sonra hiçbir çalışma yok o olağan işti rum ahmamlarında ne öncesinden sonrası öyledir ama kimse yapmadı yani yüz yirmi bin metrekare bir bina yapmış içinde her türlü eğlence rahatlama dinlerine her şey var var bu lik bir hayat karşılamış ve roma akımın çok sevmiş ve gittikleri evde taşımışlar bunu o hamamlara öz özelindeki roma yaşama biçimi işte size yavaş hayat uzun saatler c alamda dinlen uzun saatlerce yemek y hanı hızla bir tek gitme sınavın en sınavını yap yani orada falan hayatını yaşa keyif yaptılar ama ölene kadar da adam gibi çalışmaları da bekliyor yani çok iyi çalşmaları bekliyor erkeklerde elbette bunu yapıyor andronar da bu vidalardaki karşılama odalarında misafir odalarında onlar çok uzun iyilere saatleri yemek içme saatleri akşamlar ölüye sonları yaşlılar yavaş yavaş yaşıyorlar yavaş yavaş iç acelesi yok nasıl olsa bir gün ölecekler bu en son hatayı da bunlar moza çok güzel söylüyor ya neşe diyor işte hayatını yaşamaya sahne bunun simgesel bir hali ve bunu iskelet de söylemesi e güzeldi ama aslında korkunç görülüyordu ama çok sevindi ya bunu unutmamak lazım herkes böyle olacak hiç şansımız yok yani öyle bir kişi kalmayacak yerdi bütün haltleimiz dökülecek hepsini viyanlar yiyecek toprağı altında kemik olacağız o güne kadar ne yaptınız yaptınız ama onu da peki yine çelişki bakın size sundum o güne kadar ne yaptınız yaptınız da yavaş yavaş yaparsanız ir sürüşe eksik kalacak ve i bu da bakin hatırlatıyorum sürekli dengeyi değiştiriyorum o zaman hızlı yapacağız demek ki bazı işlerimizi organize planlı üretime yönelik hedef odaklı yapacağız ki o işin yüz adam gibi iyi yapıp hızla ve bir zaman kazanıp o zamana da bu sefer insanca istiklarimizi karşılayacak keyifli yaşama parçacıklarını ulaş alım diye o çünkü o bir kaza ç olması lazım ama eşini bitirmez sana yapamazsın ki gece dosyayla ve eve gidersin şimdi bu lanet laptoplar falan filan çıktı ya interkom ofis çalışyor yani iş iş saatinden sonra işte bırakamıyoruz kimseyi şeyi ve bütün işlemlere gidiyor ki gece gündüz in bu böyle bir döngü olamazsa bir yani insanca değil aykırı yani ruhumuza bir kere aykırı ruh kalmadı şimdi o saptaki resme bakın saattaki adam ruhunu kaybetmiş çarkların içinde o iş al çarka koşturuyor koşturuyor kravatla beraber yani bunun sonu yok her şey birden hayatta güzellik işini çok iyi yapacaksın bu memlekete millet halka ne kadar borcun varsa ödemek üzere eşek gibi çalışacaksın aketen nitelikli iyi özgün güzel işler yapacaksın ama bu arada kendinin unutmayacaksın ki o işlerden daha fazla yapabilirsin şimdi ruhunun keyfini kalbini kaybetmiş bir insan işini iyi yapamaz ondan ibi iş çıkmaz o zaman önce kendini kendini mutlu etmem gerekir o boşlamaların dolacak eğlence zamanların iş zamanla hepsi olacak ve o zaman hepsi iyi olacak ringin bütün özellikler çalışacak işte burada aristoteles bakın hayatın amacı mutluluktur diyorit mutluluğu yolunu da sanat olarak gösteriyor evet sanattır sanatla ilgili bütün o duyurazı ilgilenen her şeyi bir sili bakanım ne kalıyor sizden geriye inanın ki eğitim posası gibi bir ey kalır ya çıkan reitimposası gibi sanat bizi insanlaştıran sürecin en önemli bir aracıdır biz hep sanatçı gıpta ederek yaşarız ve öyledir öleceğiz ama çok da üzülme çünkü onların eserler bizim ili aşamamızı sağlar bile ikiye birisine ama sanatçısı birisi başka bir şey falan onlar hayata ve bize sundukları güzellikler ve bizi insanlaştırma söyleyeceğini andıran insanlar o zaman onlar da ama hızlı çalışan çalışa bunlar üretiyorlar biz de hızla onları izlemek üzere bir yoldayız ama bakınca ki relakshallerimiz bizi insanlaşı ve işte o zaman yavaş hızla yavaş hızla bakın içiçe b konuşan başından beri ayıramadı o yavaşlı hızlı bir tarafa ben sabah hala ezallah benden sonra okuru her zaman erken uyandım çünkü güneş doğduğnda bana uyan demiş ki yaratıcı demiş sen bu güneş doğdum sen de uyanacak ya yeter artık orada yanıt bir mesai yaparız çalışır daha kimseler uyanmadan ölene kadar hala yine çalışır sonra öğlenden sonra okulda işler falan filan üniversitede ama sonra da hafta sonra akşamlar başka işler bu sefer yaparak onu haçını vermeye çalışırı o yaşamanın hem kendimize hem borçlu olduğumuz topluma karşılığı vermeye çalışırı dikkat edin burada tabii bu biraz sevimli olsun diye koymadım esasında dikkat çeksin diye koyduğum bir şey bizim dışımızda doğada hiçbir canlı kendinden başka bir canlıya özeni onun özker sahip olmak için bir takım dolanlara dolanmıyor donatmıyor kendini bu tebut bir tek bizim sorunumuz o da aklıdan gelen bir soruya akıl soru esasında var burada doğadan bizi uzaklaştıran attım zaten bu iyinin kötü mü çok da bilmiyorum yani esaslında değerlendiremece m ama böyle bir köpek de yok öyle bir başka bir hayvan d yok yani bakın ki insan ama kendinden başka her canlıda özendiği her özeliği kendini istiyor ya bu kadar hırs olmaz ki hizmet de istiyor suyun altında balık gibi gezmekte istiyor uçmak da istiyor ama zaten bu kararda her şey yapıyor yani bulan hepsini birden istiyor insan oğlu yapıyor da şimdilerde yapıyor ileride daha da iyi yapacak bu iş başka bir şansımız yok istemeyecek kilide değil yani bir ku gibi hoş vak bir balık gibi sırtlarında af tenisin dibinde o bitkilere bakmak falan böyle ne kadar cazip işler bunlar başka bir hayvan gibi de olmak hayvan gibi olmak o kadar önemli bir şey ki onlar için muta katan dürüst de yaşıyorlar çok bizce bir müze vaktimza olan bu hırsız cıva işkamale bilmiyoruz hayvanlar dost doğru dimdik yaşıyorlar ve antik dönemdeki tarla üreten insanlar o tanrılara timut atarken hayvanlardan seçim yapmışlar hanımefendi az önce anlatıyordu baykuşa atenanın sembol ediyor aklın bilgeliğin sembolüdür ışın sembolüdür baykuş atina atila adını veren tanrıçadır akıl tanrıçası zeus baş tanrı kartaldır oğlu ki mesela yani ya bu hayvanlar daha saymayacağım ama bunlar işte o insan özelikleri olmayan insan isti özelikleri hayvanla gösteriyorki bu tanrıça atmış gibi yukarıdan bakan biliyor falan diye hayvanlar bunu denemiyorlar bizim yaptığımızı hayvanlar denemiyorlar yani denese bu resimler çıkaracak bakın ne halde şu köpeğin aile vakıayla gözler saltaşı gibi şimdi o köpek karada yaşamak için yaratılmış afilikdedeğil hadi afili olsa kurba mura gibi bir şey olsa neyse imsak gibi öyle de değil o yerini bilecek herkes yani yerini bilmedikçe biz bozuyoruz her türlü dengeyi ve şimdi ne kadar eksik doğarsak bizisağtan tıpın malifetleri nedeniyle öğreniyoruz da ya bir elimlasyonda yok habire çoğalıyoruz beş milyar on milyar sekiz milyar insan olacak ve bütün hayvanların her türlü kaynağına bir sahip olacağı iyi onlar ne yapacaklar hadi ki hepimiz kendi kendimi de onlarda zaten yok edeceğiz bir nehir bile yavaş akarken başka hızlı akarken farklıdır bunu doğa bize çok güzel gösteriyor bu manavgat nelsoldaki mesa sakince güzel güzel akarken etrafa güzellik inginlik olmasmavi haliyle her her güzelliği vriyor bereket de veriyor bozmaya yıtmıyor bir taraf var ama hızlı at bundan yapıyor işte bütün bu yalan her şey suratlı ağaçlar sökülür ortalık dible patio doğa gücüyle intikam alıyor da da yani beli ama ortada doğa hız ve yavaşlığı farkını bize çok güzel gösteriyor normalleşmek için çok uğraşabiliriz ama bence sanki geç oldu bu çok geç oldu bi artık normalleşemeyeceğiz ya bu saatten geri gidemeyeceği ben bu elbiselerim çıkarıp ne yazık ki atamayacağım bu aya kablar gimeye devam edeceğim kasalara da araştırma yapıyoruz bir yaz ve orada da da on beş bin hiçbir yeri yok bir yerde doğada çadırda kalacağız on beş gün yirmi iki ekip varsa öyle yapıyoruz orada da bir baraka var bir teyze yaşıyordu altmış beş yetmiş yaşlarında ama aya ayakkabısız geziyor dağlarda ağlarda her gün bizler bizimkiler biz çok sports her gün daha akıyor falan yapıyorlar en güzel spor akablarla o teyze o da ona çıktığı günde bir kere çıktı daha günde on kere çıkıyor keçiler yle beraber ve ay almaya kalıyor çocuklardan ki çocuklar fete gittiğinizde bir ay kabalı teze işte bir şeyler yapalım falan tamam adet teşekkür etti aldı öptü bizi koydu rafa ve biz oradan ayrılana kadar o hastaydı ayakkabı çünkü bu topuklar bize lazım değil tanrı vermiş bizim toplumuzu norma kullansa aslı ayakkabı yani topluk onun için öyledir yani ayakkabıdır has ama o o teyzemiz ayakkabı haline gelmişti topuğu yani hiç de diken baktığına bir şey oluyor böyle seki seker yürüyordu yani hiç gram yağ yok vücudunda falan normal yaşıyordu yar ve yedik de üç dört tane besin çeşidini geçmiyordu bir şimdiler de artık felsefesini yapmaktayız yavaş tarım yavaş sehir yavaş bilmeme yavaş taraf yavaş gıda soft binmeme sırf bunlar iki tabii yeni terimler gibi size gelebilir ama esaslında asıl insanın özünde olan zaten sınava malar sınafesput mesa feudda öyle bir şey yani bundan hepsi insan eskisinde var biz yeniden yeniden keşfediyor moda geçiyor bila keşfediyor halaya şimdi biz şimdi felsefesini yapmayı peşindeyz avatar avatar filmlerle ve sadece doğanın kendisini nasıl kraacağımı tanrının yeryüzündeki görüntüyle ile beraber o dolayı koruyan bir mücadele içinde olduğumuzu filmlerle falan artık anlatmaya çalışıyoruz çocuklarımız bir sürü hayvanı bitti ekranlardan tanımaya başlanıyor şimdi bakın bu ne kadar cıktı bir şey ben onu hissetti hazırlarken duygularımız kalırsa bunlar konuşacağız diyorum kederli ken korkarken beklerken sevinçliyken zaman farklı akar yine de çok uzun bir de çok uzak bir türlü vakit geçmez falan bazen ama iyi de onlar hepsi insan duygusu biz duygulardır yitireceğiz hepsi hiçbir şey kalmayacak ve belki de bunları değerlendirmek için bile artık çok geç olacak ben bir şey deneme lizin yok insan hakları mesel beyannamesini yirmi dördüncü maddesi zaten bunu yasal olarak söylüyor diyoki herkesin dinlenmeye eğlenmeye çalışmaya ücretli izin yapmaya hakkı vardır diyor bu yirmi dört üzü madde insan hakları maddesi hak vardır eğer siz kendiniz beceremeeniz kendinize tatil vermeyi eğer bizim hemşerimiz liar diyor canes gibi yapamazsanız ki o diyor ki a onu vücutlarınızı onurlandırma onurlandıramazsanız vücutlarınızı o zaman insan hakları beğenlemesi bunu yapacak ben arkeoloğun bunlar da ben kazdı onlar da çizim derim haftalara aylar yer altında mezarlar iki bin yüz yıllık ölenler iki bin yüz yıl sonra buluştuk yollarla bir toprakla değdi parmaklarımız birbirlerine oradaki karı koca birbirlerine bakıyor sahnelenmiş bir şekilde bakın düvlerine bakıyorlar hala hayat devam ediyor ve kafa arasında oyun taşlar yer alıyor bitmemiş hayat biteceğine inam yoki hayat devam edecek ve oraya ev gibi yapmış zaten öldükten sonra da birbirlerine konuşup paskal edeceklr oynayacaklar krem kaplar her şeyleri de onların yanında yavaş olursak belki bir şeyler daha iyi yaşamayız ya da öbür dünyaya mı bırakacağız bütün bunlar bulan ben karıma a başlatır iyice o calma gidiyorsa semara gidersen ne olacak nasıl olacak bu iş zamanında oyunlu oyuna iyi geçin barı için de ol güzellikler için del hoşnut yat gülümseyen gülümseyeni bu artık ağlamaktan an insan hasıda ağlamaya da programlı değil yüne bunun için de yollar bulamama yani memleketimiz mutlu edecek şeyler yapalım ki kendimizi koruyalım ki bağımsızlımızı yitimiylim ki gülelim yoksa güleme biz yavaşlıktan bahsederken yavaşlar güzellemeler ve övgüler yazarken süründen haberler geliyor şikızı açları diyoruz çaresiz aaaaa +eidetik aileden temennisinde aaaaa bisarkoloji hayatı anlamaya çalışıyor ama bugün katın yetmezliğini bilerek geçmişin binlerce yılına bakıp oradaki milyonlarca örnekle her bir konuyu anlamaya çalışıyor ve hala anladık mı ama hiç anlamadık ben yüz başına gelen bir profesör vak arkeojun içinde cbleşen yüzlerce kazı yapan birisi olarak hal anlamadım her evimize gelen en küçük bir objeden birkaç bin yıl daha geriye gidip bir şeyi daha biraz daha anlamanın veriliyor heyecanla ama her an anladığımız eksik anlama eksikliğini anladığımız o anlarda biliyorum ki hiçbir şey bizi anlamadıkbugün yine hayatı sorguluyorz bu salonda mul ve ben sorgularken den öğrenmeye gelmiş sizden topu size atıp gideceğim en sonunda zaten bu çünkü bizim belki de kifayet etmiyor becerimiz bunu anlamaya ve hayatı hayatın yavaşlığı ve uzunluğunu anlamaya çalışacağız cağ iyi de yavaş ve hız birbirinin tam tersi iki kavram ama bu zıt kutuplu olmadan zaten bir şey çalışmıyor ki ak ve kara gibi bir şey bu yani birisini siverseniz olmaz ki grim olacak o da olmayacak demek ikisini tanı tanımak zorundayım zaten yavaş ve hızının da kendilerine göre erdemleri var kendilerine göre güzellikleri var iyilikleri var çekicilikleri var ama bilinen birini yok edeceğimiz bir şey değil bu bence ve hayat bize bunu zaten böyle göstermemiş bir on binlerce yılın uygarlık tarihi biz bunu böyle göstermiyor ki işte bu size gösterdiğim sayardabakın kendimizi biz bugün öyle bir bağlamışız ki randevu defterlerde konumuzdaki saatlere işte bilmem sosyal medyadaki ay türlü yatanlar asoka tilt ve sahiller binlerce şycebinizle duruyor dünya bizi işgal etmiş durumda duruyorlar yemek bile düşünün ki biz şimdi siz gidip öyle yemeği diniz iyi de böyle bir şey tanımlanmamış ki sabah kavaltı yapacaksın öyle yemek yeceksin akşam bir emek çeksin sonra ineceksin uyacaksin üç kere yemek yiyeceksin bu kural yok ki milyonlarca yıl yaşayan antropolojik tarihimizde bırakmayarak tarihini atalarımızın hiçbiri kendini böyle puanlama dı ki sabah yemekliyecem saat on iki oldu öğle idarece hayır normal doğadaki diğer canlılar gibi acıptığında yedi acıpadın da devam etti hayatına başka bir şey yapmaya ne bulduysa onu yaptı o zamanlarda bu bu kadarda ama biz bugün bunların hepsini planlanmışız ve kendimizi böyle bir makine aymışz gibi planlayıp yani zaman geçtikçe geçmiş bin yıllardan uzaklaştıkça peki makine çevirmiş biz kendimizi mesafe sizin karşınıza elbiseyle çıkıyorum iyi de milyonlarca ben atarım hiç birisi elbise giymedi zaten lazım değil yani doğada nasıl olduysa öyle öldü şimdi bu bu insanın kendini biçimlendirmesile ilgili bir şey yani uygarlık tarihi ilerliyor biz kendimizi bir şeye benzetebenzete devam ediyoruz bir gün bence denemek lazım ben onu epey bir denetim yani konsantre olup yani elektriksiz bir kere ektiği kapattığı zan da zaten neolitik zamandasınız bu yeter yani elektriği kapattığınız anda internet çalışma içkiyi çalışma hiçbir şey yok çalışmaya dik işgal et lambalar kapalı o zaman başka bir gün yaşayacaksınız evinizde bir gün kapatın ışıkları elektrik iki günler çok mutlu olduğunuzu hatırlayın bile çoluk çocuğumuzu ailenizle işinize dostunuz da bir tane yakıp ne gelin sohbetlere dağıldığı elektriği beklerken geldiği anda her şey bird bitiyor yani aydınlık geliyor diyor ama karanlık geliyor beraberinde bu randi defterine mesaiden kurtulduğumuz zaman harada anlayacağız ki biz bu hayatın özünü peki arkoloji ne diyor bura yani arkoloji de içerisinde on binlerce yılı binlerce farklı kültür her tarihin derinliğindeki her bir noktada komşuluk ilişkileri de birinden farklılaşan binlerce farklı kültür başka bir şey sylüyor bize her nisi çünkü kendi kültüyle yaşıyor her insan nasıl ki kendi karakteri yaşıyorsa o da kendi kültürüyle yaşıyor yani bir nice göre iyi olan bir şey öbürüne göre kötü ki bir nice göre ait olan bir şey öbürüne göre ait değil ya da bir zamanlar ait olan bir şey bugün ait keyi yarım başka miş olay belki tekrar ait olacak falan bunu biz toplumlar kültürlerimizi yazıyoruz biz kültür biliminde bunlar tanımlarken de çok zorlanmayı öyle yan bu kültü iği de bu kötü de bu bakımında çok yasak var hayır onun formu o diye devam ederiz arkeoloji çok iyi biliyor yavaşlığı çünkü yavaş bir iş yapıyoruz çün bizim hızımıza toprak karar veriyor kalıntı kara veriyor kazı yaparken biz karar veriyoruz bizim karar verdiğimiz tek şey oradaki işte eğer istiyorsak ki fazla bir iş yapmak oradaki işçi sayısını arttırız zamanı arttırız beş gün son beş gün yaparız öyle bir iş çıkarmaya çalışır ama asla eşin hızını artırmayız çünkü insanın doğasında hayatın kendi doğasında da bir hız var hayat zaten söylüyor güneş doludua uyanacaksın diyor bak battığında da uyacaksın diyor yani o kendi saatini belirlemiş durumda her şey belli mersin lerden seli belirliyor bütün o döngü içerisinde bir saat var zaten yani biz onun için de kendi saatimizi yazıyoruz barış yine de barışabiliriz yani barış çünkü önemli bir şey bu sükunet meselesini burada sanatta izliyorsunuz barışın yolu sükunet gerçekten ama sükünetin yolu da barış dünyada bakın ki barış zamanlarında uygarlığın en ilerlediği en inanılmaz anıtları muhteşem görkemli şehirlerin ortaya koolduğu zamanla yaşanmşulgarlık tarihi faks romana roma barışı demek ve o dönem yani birinci yüzyıl ve ikinci yüzü ise ara sonra anadolu da dahil her tarafta en görkemli şehirlerin anıtların binaların olduğu bir dönem neden çünkü barış var barış var o bir sükünet getiriyor insanlar ve sana atma kültürle şehirleriyle insanlıklarıyla baş başa kalıp onunla uğraşacak şansı vuruyorlar kendileride bu nedenle barış çok önemli bir şey şimdi iyi zamanlarda yapılan şeyler kendini zaten çok güzel gösteriyor yavaş zamanlarda yapılan özel şeyler oluyorlar ne oluyor bu birada gördüğünüz gibi inanılmaz eserler çıkıyor bu eserden hi birisi sanatçının mikenajın ya da başka birisin çok hızlı çalışan şunu bir hemen yokum de iyi bir ve sekeli yapayım afrodit demedi diyemez ki yi bir eser çıkmaz ondan ruh sureti içerisinde hiçbir saatle zaman kovalamak sızın yavaşça işle organize onu konsantre olarak bir eser yaratması lazım onoonun hızla işbilişkisi olamaz zaten o nedenle yavaş yapılan zamanlarda ürettiklerimiz ve hızlı zaman eder tamıza bakarsak asla artabiliriz ama bunu sonra ileride bir daha ta artacağız bakanım bu söycin doğru mu bu yavaş ve hız arasında çelişkiler dünyası esasında biz yaşıyoruz evet peki hız güzel değil mi hızlı iken güzel şeyler yapmaz mıyız yaparız bir feral pilotuna formuyla daki bir feral pilotuna bakın o nasıl güzel bir şey yapıyor yanı yok pislerde inanılmaz herkesi heyecana boğuyor üstelik ve birinci de oluyor sonunda çıkıp da korkunç sevinerek gösteriyor bunu bu demek ki güzel bir şey dilla yavaşken güzel şey yapacak halimize bazı şeyler de hızlı olarak yapılabilir insanın doğasına yavaş uygundur biz nasıl yaratılışa öre öne doğru programları öne doğru yeceğiz bütün uzunları önde bizim bakan gören lisede tadan dokunan yaşa yönde duruyor sana arkaya doğru yapamamış mecbur san gidebilir adencak bir şey yani bu dolayısıyla bu geleceğe bakan bir insan önündeki ileriye bakan bir insan yürümeye prana bir insan var yürüyor bu yürümek ebedi yapılabilecek bir eylem ya yavaş çünkü ve sana ayki ama koşmak da var iyi de sen sürekli koşamazsın mesela onu üye sana verilmiş o konuşma özelliğini yaratıcı o sen kendini kurtar hayatta ca hayatta kal diye vermiş yani böyle kaç başka bir özelin yok çünkü her hayanın bir savunma mekanizması var ama insanın yok ancak kaçabilirsin o ayaklarında iyi ama bakın kişi sılayta üst tarafta orada sirkus maksimus iki yüz elli bin kişilik muhteşem bir atar piste hipodrum bugün bile yok benzeri roma döneminde yapılmış sirkusmaksimuz asada da bir formu apisti var ama iyi bakın ki o yarışanlar şanda siz görüyorsunuz değme tercihen hepiniz odaklanız yarışanlar bakıyorsunuz o hızlı giden arabaları atlara ve onları kullanmalar bakıyorsunuz ama hiçbiri arkada öyle oturan ve onları izleyenlere bakmadı demi şimdi şimdi bakın orada oturan binlerce on binlerce insan var iki yüz elli bin kişiye sürpriz maksimus atlar izliyor onlar yavaş yaşayanlar oturanlar ama öbürleri de hızlı yaşayıp gösteri yapanlar o oturanların hepsi olan yeni de olmak üzere bakıyordu büyük ihtimalle ben de şu atı biss gardaş ferra dinseydim diyorlardı işlerinden bunu ama iy de herkes saten yapamaz bunu o zaman izler siniz buradaki şehirde tartım yavaş ve hızın başka avlarda ki değerlendirmesinde öyle yapabiliriz ama iyi de yavaş peki güzel zamanlar çoğaltalım bir roma ailesinin viarustikadaki oturma odasında işte hanımların lidya sahadaki lidyalıhanımlar bizim buradan hanımlarını üste de rom adam bir aile nasıl güzel zevk zamanlar roma siste yapıyor sonra ölene kadar çalışı ölen sonra hiçbir çalışma yok o olağan işti rum ahmamlarında ne öncesinden sonrası öyledir ama kimse yapmadı yani yüz yirmi bin metrekare bir bina yapmış içinde her türlü eğlence rahatlama dinlenen her şey var var bu lik bir hayat karşılamış ve roma aklım çok sevmiş ve gittikleri elde taşımışlar bunu o hamamları öz özelindeki roma yaşama biçimini işte size yavaş hayat uzun saatler camara dinlen uzun saatlerce yemek ye hanıızla bir tipik ve sınavın en sınavını yap yani orada falan hayatını yaşa keyif yapsınlar ama ölene kadar da adam gibi çalışmaları da bekliyor yani çok iyi çalşmalar bekliyor erkeklerdir elbette bunu yapıyor andronlar da bu vidalardaki karşılama odalarında misafir odalarında onlar çok uzun eğilen me saatleri yemek içme saatleri akşamlar ölüye sonları yaşlılar yavaş yavaş yaşıyorlar yavaş yavaş iç acelesi yok nasıl olsa bir gün ölecekler bu en son hatayı da bunlar moza çok güzel söylüyor ya neşe diyor işte hayatını yaşamaya sahne bunun singesel bir hali ve bunu iskerekde söylemesi e güzeldir ama aslında korkunç görülüyor cama çok sevindi ya bunu unutmamak lazım herkes böyle olacak hiç şansımız yok yani öyle bir kişi kalmayacak yedi bütün hartleimiz dökülecek hepsini çıyanlar yiyecek toprağı altında kemik olacağız o güne kadar ne yaptınız yaptınız ama onu da peki yine çelişki bakın size sundum o güne kadar ne yaptınız yaptınız da yavaş yavaş yaparsanız ir sürüşe eksik kalacak de mi bu da bakan hatırlatıyor sürekli dengeyi değiştiriyorum o zaman hızlı yapacağız demek ki bazı işlerimizi organize planlı üretime yönelik hedef odaklı yapacağız ki o işin yüz adam gibi iyi yapıp hızla ve bir zaman kazanıp o zamana da bu sefer insanca isteklerimizi karşılayacak keyifli yaşama parçacıklarını ulaşalım diye o çünkü o bir kaza ç olması lazım ama eşini bitirmez son yapamazsın ki gece dosyayla ve eve gidersin şimdi bu lanet leptoplar falan filan çıktı ya interkom ofis çalışyor yani iş iş saatinden sonra işte bırakmıyor time işini ve bütün işlevlere gidiyor ki gece gündüz şimdi bu böyle bir döngü olamaz tabi yani insanca değil aykırı yani ruhumuza bir kere aykırı ruh almadı şimdi o saptaki resme bakın saattaki adam ruhunu kaybetmiş çarkların içinde o işi alçaktan diye koşturuyor koşturuyor kravatla beraber yani bunun sonu yok her şey birden hayatta güzellik işini çok iyi yapacaksın bu memlekete millet halka ne kadar borcun varsa ödemek üzere eşek gibi çalışacaksın aketen nitelikli iyi özgün güzel işler yapacaksın ama bu arada kendini unutmayacaksın ki o işlerden daha fazla yapabilirsin şimdi ruhunun keyfini kalbini kaybetmiş bir insan işini iyi yapamaz ondan ilgi iş çıkmaz o zaman önce kendini kendini mutlu etmem gerekir o boşlamaların olacak eğlence zamanların iş zamanla hepsi olacak ve o zaman hepsi iyi olacak dingin bütün özellikler çalışacak işte burada aristoteles bakın hayatın amacı mutluluktur diyor ist mutluluğu yolunu da sanat olarak gösteriyor evet sanattır sanatla ilgili bütün o duyurazı ilgilenen her şeyi bir sili bakanım ne kalıyor sizden geriye inanın ki z eğitim posası gibi bir ey kalır ya çıkan eğitim posası gibi sanat bizi insanlaştıran sürecin en önemli bir aracıdır biz hep sanatçıya gıpta ederek yaşarız ve öyledir öylece iz ama çok da üzülme çünkü onların eserler bizim iyi yaşamımıza sağlar bile iki atraş biri sinema sanatçısı birisi başka bir şey falan onlar hayata ve bize sundukları güzelliklere bizi insanlaştırma sürecini hızlandıran insanlar o zaman onlar da ama hızlı çalışan çalışa bunlar üretiyorlar biz de hızla onları izlemek üzere bir yoldayız ama bakınca ki raks hallerimiz bizi insanlaştıro işte o zaman yavaş hızlı yavaş hıza bakın iç içe konuşan başından beri ayıramadı o yavaşlı hızlı bir tarafa ben sabah hala ezallah benden sonra okuru her zaman erken uyandım çünkü güneş dolduğda bana uyan demiş ki yaratıcı demiş sen bu güneş doğdum sen de uyanacakın ya yeter artık orada uyanık bir mesaj yaparız çalışır daha kimseler uyanmadan öğlene kadar halavagile çalışır sonra öğlenden sonra okulda işler falan filan üniversitede ama sonra da hafta sonra akşamlar başka işler bu sefer yaparak onu haşnı vermeye çalışırız o yaşamanın hem kendimize hem borçlu olduğumuz topluma karşılığı vermeye çalışırı dikkat edin burada tabii bu biraz sevimli olsun diye koymadım esasında dikkat çeksin diye koyduğum bir şey bizim dışımızda doğada hiçbir canlı kendinden başka bir canlıya izlenip onu zekaya sahip olmak için bir takım dolanlara dolanmıyor donatmıyor kendini bu ebu bir tek bizim sorunumuz o da akıldan gelen bir soruya akıl soru esasında var burada doğadan bizi uzaklaştıran aşkımız zaten bu yini kötü mü çok da bilmiyorum yani esaslında değerlendirilmeyeceği ama böyle bir köpek de yok öyle bir başka bir hayvan d yok yani bakın ki insan ama kendinden başka her canlıda özendi her özeliği kendini istiyor ya bu kadar hırs olmaz ki hizmet de istiyor suyun altında balık gibi gezmekte istiyor uçmak da istiyor ama zaten bu kararda her şeyi yapıyor yani bunları hepsini birden istiyor insan onu yapıyor da şimdilerde yapıyor ileride daha da iyi yapacak bu iş başka bir şansımız yok istemeyecek kilide değil yani bir kuş gibi uşak bir balık gibi sırtlarında af tenisin dibinde o bitkilere bakmak falan böyle ne kadar cazip işler bunlar başka bir hayvan gibi de olmak hayvan gibi olmak o kadar önemli bir şey ki onlar için muta katan dürüst de yaşıyorlar çok bizacı bir müze vaktimza olan bu hırsız cıva işk şimali bilmiyoruz hayvanlar dost doğru dindi yaşıyorlar ve antik dönemdeki tanrıları üreten insanlar o tanılara tabut atarken hayvanlardan seçim yapmışlar hanımefendi az önce anlatıyordu baykuşa atinanın sembol ediyor aklın bilgeliğin sembolüdür ışın sembolüdür baykuş atina atila adını veren tanrı çadır akıl tanrıçası zeus baş tanrı kartaldır oluk mesela yani ya bu hayvanlar daha saymayacağım ama bunlar işte o insan özellikleri olmayan insan isti özelikleri o hayvanla gösteriyor ki bu tanrıça atmış gibi yukarıdan baka biliyor falan diye hayvanlar bunu denemiyorlar bizim yaptığımızı hayvanlar denemiyorlar yani denese bu resimler çıkaracak bakın ne halde şu köpeğin aile bakımla gözler fal taşı gibi şimdi o köpek karada yaşamak için yaratılmış asilik de değil hadi afili olsa kurba mura gibi bir şey olsa neyse imsak gibi öyle de değil o yerini bilecek herkes yani yerini bilmedikçe biz bozuyoruz her türlü dengeyi ve şimdi ne kadar eksik doğarsak bizi satan tıpın malifetleri nedeniyle öğreniyoruz da yani bir elimlasyonda yok habire çoğalıyoruz beş milyar on milyar sekiz milyar insan olacak ve bütün hayvanların her türlü kaynağına bir sahip olacağı iyi onlar ne yapacaklar hadi ki hepimiz kendi kendimizi de onlarda zaten yok edeceğiz bir nehir bile yavaş akarken başka hızlı akarken farklıdır bunu doğa bize çok güzel gösteriyor bu manavgat nelsoldaki mesa sakince güzel güzel akarken etrafına güzellik inginlik masmavi haliyle her her güzelliği vriyor bereket de veriyor bozmuyor yıkmıyor bir taraflar ama hızlı at bundan yapıyor işte bütün bu yalan her şey suratlı ağaçlar sökülür ortalık tibet patio doğa gücüyle intikam arıyor da da yani belki ama ortada doğa hız ve yavaşlığı farkını bize çok güzel gösteriyor normalleşmek için çok uğraşabiliriz ama bence sanki geç oldu bu çok geç oldu bi artık normalleşemeyeceğiz ya bu saatten geri gidemeyeceği ben bu ele bir şehrim çıkarıp ne yazık ki atamayacağım bu aya kadar gimeye devam edeceğim kasalara da araştırma yapıyoruz bir yaz ve orada da da on beş bin hiçbir yediykbyerde doğada çadırda kalacağız on beş gün yirmi iki ekip varsa öyle yapıyoruz ordada bir baraka var bir teyze yaşıyordu altmış beş yetmiş yaşlarında ama aya ayakkabısız geziyor dağlarda ağlarda her gün bizler bizimkiler biz çok sports her gün daha akıyor falan yapıyorlar en güzel spor akablarla o teyze o da ona çıktığı günde bir kere çıktı daha günde on kere çıkıyor keçilerile beraber ve ayanlakabıyor çocuklardan ki çocuklar fethiye gittiğinde bir ay kabalı teyze işte bir şeyler yapalım falan tamam aldık teşekkür etti aldı öptü bizi koydu rafa ve biz oradan ayrılana kadar o hafta ydı ayakkabı çünkü bu topuklar bize lazım değil tanrı vermiş bizim toplumuzu norma kullansa aslı ayakkabı yani topluk onun için öyledir yani ayakkabıdır ruha ama o o teyzemiz ayakkabı haline gelmişti topuğu yani hiç de diken baktıebir şey oluyor böyle seki seker yürüyordu yani hiç gram yağ yok vücudunda falan normal yaşıyor yarve yedide üç dört tane besin çeşidini geçmiyordu bir şimdiler de artık felsefesini yapmaktayız yavaş tarım yavaş sehir yavaş bilmeme yavaş taraf yavaş gıda soft binmeme sırf bunları iki tabii yeni terimler gibi size gelebilir ama es aslında asıl insanın özünde olan zaten sınava malar sınfesput mesela feuda öyle bir şey yani bundan hepsi insan eskisinde var biz yeni de yeniden keşfediyor moda geçiyor bila keşfediyor hala ya şimdi biz şimdi felsefesini yapmanın peşindeyz avatar avatar filmlerle ve sadece doğanın kendisini nasıl kulacağının tanrının yeryüzündeki görüntüler ile beraber o dolayı koruyan bir mücadele içinde olduğumuzu filmlerle falan artık anlatmaya çalışıyoruz çocuklarımız bir sürü hayvanı bitti ekranlardan tanımaya başlanıyor şimdi bakın bu ne kadar yıktığı bir şey ben onu hissetti hazırlarken duygularımız kalırsa bunlar konuşacağı diyorum kederli ken korkarken beklerken sevinçliyken zaman farlı akar yine de çok uzun bir de çok uzak bir türlü vakit geçmez falan bazen ama iyi de onların hepsi insan duygusu biz duygulanır bitirileceğiz hepsi hiçbir şey kalmayacak ve belki de bunları değlendirmek için bile artık çok geç olacak ben bir şey deneme lüzum yok insan hakları amitler beğenmesinin yirmi dördüncü maddesi zaten bunu yasal olarak söylüyor di yoki herkesin dinlenmeye eğlenmeye çalışmaya ücret lizin yapmaya hakkı vardır diyor bu yirmi dördüncü madde insan hakları maddesi hak vardır eğer siz kendiniz beceremeeniz kendinize tatil vermeyi eğer bizim hemşerimiz likya diyor genes gibi yapmazsanız ki o diyor ki yan onu vücutlarınızı onurlandırma onurlandırmazsanız vücutlarınızı o zaman insan hakları beğenlemesi bunu yapacak ben akıla bunlar da ben kazdı onlar da çizim derim haftalara aylar yer altında mezarlar iki bin yüz yıllık ölenler iki bin yüz yıl sonra buluştuk yollarla bir toprakla değdi parmaklarımız birbirlerine oradaki karı koca birbirlerine bakıyor sahnelenmiş bir şekilde bakın derine bakıyorlar hala hayat devam ediyor ve kafa arasında oyun taşlar yer alıyor bitmemiş hayat biteceğine inanmıyor ki o hayat devam edecek ve oraya ev gibi yapmış zaten öldükten sonra da bir bireyle konuşup asal edeceklr oynayacaklar krem kapları her şeyleri de onların yanında yavaş olursak belki bir şeyler daha iyi yaşamayız ya da öbür dünyaya mı bırakacağız bütün bunlar bulan dan karmaya başlatılan iyice o celemegdiyor se senator gidersen olacak nasıl olacak bu iş zamanında oyununu oyuna iyi geçen barı için de ol güzellikler için doğal hoşnut yat gülümseyen gülümseyeni bu artık ağlamaktan an insan hasıda ağlamaya da programlı değil gülenin bunun için de yollar bulamama yani memleketimizi mutlu edecek şeyler yapalım ki kendimizi koruyalı ki bağımsızlımızı yitirmeyelim ki gülelim yoksa güle mile biz yavaşlıktan bahsederken yavaşlar güzellemeler ve övgüler yazarken süründen haberler geliyor şu kızı aşırı diyoruz çaresiz aaaaa